başka bir windows 7 indir yükle ama aynı oldun home edition veya ultimate gibi sen ne kullanıyodun bilmiyorum...aynı keyle çalışıtırabilirsin

Peki microsoftun sitesinden orjinal windows 7 yi indirmem mümkün mü? Siteye baktım ama bulamadım. Çok mu fantastik bişey istiyorum :)

orjinalliği siz cd keyi yazdıktan sonra belli oluyor, herhangi bi torrent vs sitesinden indirip kurulum sırasında elinizdeki cd keyi yazmanız kafi.

Şimdi kontrol ettim bende aktif. sorun sende

sanal kartının bağlı olduğu kart veya hesap kapanmış olabilir.

Kartı kaybedince yeniden çıkarttım. Yeni kart numarası otomatik olarak sanal karta tanımlanmış gözüküyordu ama kazın ayağı öyle değilmiş, sanal kart da kapanmış. Buna rağmen aktifmiş gibi gözükmesi de enteresan.

geçme. zarif olmak, kibar olmak, hayat sana ne kadar kötü davranırsa davransın kalitenden bir şey yitirmemek çok daha önemli.

ben günde iki üç sefer geçiyorum tavsiye ederim.

Federer'e katılmakla birlikte, Ben bana kötü davranan, beni aptal yerine koymaya çalışan, çakallık peşinde olduğunu sezdiğim kişilere (kişiliksizlere diyeyim) hiç acımam, elimden geleni ardıma koymam. Kan getiririm. Düzgün biri olmak enayi olmak demek değil. Yine karakter sahibi, iyi niyetli, nezaketli birisi olabilirsin ama bu her önüne gelene eyvallah çekeceğin anlamına gelmiyor.

Kötü insanı kıramazsın zaten, hak ettiği şeyi vermiş olursun. İyi insan kırılır, çünkü senin o kırıcı davranışını hak etmemiştir.

İnsanları kırma, hak ettiklerini ver.

bi kere dark side'a geçecek adam delikanlı olur geçecekse geçer, geçim mi abi:( diye sormaz. o yüzden sende yeterli potansiyel yok. sen fazla sorgulamadan loserlarla iyilik deryasında boğulmaya devam et karşim.

geç kanka. bugüne kadar geçmediğin hata. sen geçmedikçe barkın'lar ortamı s.kecek.

www.youtube.com

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

alternatif öneri:

hem geç hem geçme. benim bu konudaki odağım her daim şudur: adil miyim?

son derece nazik davranan, üflesen yetmişbeş parçaya ayrılacakmış gibi duran naif bir insanın hak ettiği muamele ile, "barkııııın, barkınııııım :/(:(:(:(:/:/(::/(:(:/:/:/ çok dertliyim ve ayrıca kimse beni anlamıyöööörrrrrr" diye 7/24 ağlayanın hak ettiği aynı olabilir mi?

"benim genel bir tutumum var ve bu nezaketten asla ödün vermem" dersen, senin için "prensipli biri" denebilir, ama adil asla denmez. ben adil olmayı seçiyorum.

darksayda geç, orda beni bul, sana laflar hazırladım.

ABBYY Fine Reader tam aradığın program.

Himmet dayi o programı biliyorum ancak problem şu. dokümanlar 150 dpi ile taratıldığı için OCR programları jpegleri yazıya çevirdiğinde doğru bir çevirim yapmıyor. Aslında aradığım yazıları anlamlandıracak bir program değil de, doküman üzerinde yazıları renklendirebileceğim veya dokümandaki yazıların altını çizebileceğim hale getiren bir program.

Uykusu kacmamislardan da mı bilen yok?

www.amerikadaniste.com

site bu olabilir mi?

borderlinx.com

oradan da silmişler. zaten o yüzden bu asabiyetim, del ile silmeyi bilmiyorlar, sildikleri dosya önce çöp tenekesine gidiyor bir de oradan siliyorlar. ısrarla kimse üstlenmiyor ben de buna delleniyorum...

adını bulma programı bilmemde recovery my files adlı program ile silinenleri bulup içlerinden istediklerini geri getirebilirsin, tarihe göre sıralama özelliğide vardır muhtemelen

belki silmemişlerdir. o dosyayı yanlışlıkla başka bir dosyanın içine taşımışlardır ?

chaud dosyanın etrafındaki tüm dosyaların içine baktım farklı bişicikler var mı diye ama yoktu. arkadaşların programı işe yaradı, herkese teşekkürler...

evet bulabilirsin, recuva diye program var yükle onu. daha sonra silinmiş olan belgede,klasörde ya da hdd'de arat (derin arama yap) büyük ihtimalle bulur ve kurtarırsın

saç kremi denediniz mi diye gereksiz bir soru sorucam?

benim de aklıma ilk saç kremi gelmişti açıkcası, kazara 2. şampuanlam niyetine kullanmıştım birkez bu kremlerden gayetde işe yarıyor gibi,

pantene onarıcı bakım - yıpranmış saçlar için
pantene onarıcı bakım ve nem terapisi - yıpranmış saçlar için

Pantene kullanma sakın. Elseve'i dene (saç kremiyle birlikte). Olumlu sonuç alacağını umuyorum.

Saçınızı bir süre pis bırakıp doğal nem dengesini bulmasını sağlayın diye öneriyorum. Bir süre iki kere şampuanlamak yerine tek kez yıkayın, yeter süre sonra farkı gördüğünüzde yeniden dilediğinizi yapabilirsiniz. Şampuanın markası farketmez, markette satılan herhangi bir markanın normal saçlar için olanı iş görür.

Elseve Loreal i dene derim bende saç kremi ile birlikte. Tabi böyle bir proleminiz varsa doktora gitmeniz en güzeli. Her ne kadar şampuan saça olumlu etki edebilsede sonuçta deterjan bu. Birebir deterjan denmez ama içerik olarak birbirine yakın şeylerdir. Kafana doğalözlü jojova taneciği sıksan köpürmez zannediyorum. Velhasılı kelam sadece şampuanda arama çareyi.

arkadaşlar sağolun saç kremini, bahsedilen şampuanları (elseve ile başlıyor ve) en az bir ay kullanıyorum. Saçın nem dengesi için de pis bırakma yöntemini deniyorum. Bakalım ne sonuçlar alınacak.

soruyun bir şey olmaz

yardır gessin

Sigara külü. Bir de sirke-su diyorlardı ama onu bilmiyorum.

karbonatın üstüne limon sık ovala:)

sigara külünü pamukla gümüşe sürdüğünde kolaylıkla parlatabilirsin.birde bu sonucu buldum google den.deniz suyunda birgün bekletin 2.si limonu sıkın içine de biraz tuz atın ve gümüşü içine bırakın birgün kalsın sonucu görünce inanamayacaksınız

diş macunu ve pamuk

gümüşle haşır neşir olan ve ticaretini yapan bir insan olarak, gümüşünüzü bir ustaya goturup parlatmanız. onlardaki ilaçlar ve makineler daha iyi ve gümüşünüzün uzun ömrlü olmasını sağlar(maliyeti de 2-3 lia falan hatta para bile almayabilirler). yok illa evde yapıcam diyorsan, gümüş temizleme bezleri mevcut, bu bezlerle iyice silip daha sonra yıkayın en son işlem olarak da ıslaklık ve parmak izi kalmayacak şekilde kuru bi bezle silin sonra da kendi kendine kurumasını bekleyin. tuzlu su da iyi geldiği söyleniyor ama o biraz matlaştırıyor gibi geliyor bana.

gümüş satılan yerlerde onların parlatmak için kullandığı bezler var. pamuklu kumaş gibi bir şey. sadece bununla silerek çok güzel parlar gümüş başka bir şey kullananmadan, bir şekilde onlardan bulabilirsin veya satılıyorsa satın alabilirsin ki sanmıyorum pahalı olduğunu. bedavaya bile verebilirler.
bir kimyasal ile müdahale etmek gümüşe zarar verir ve gümüş daha kısa zamanda kararma yapar.

bir de silgiyle güzel temizlenir.

pril ile bulaşık gibi yıkayıp kadife bezle sildiklerini biliyorum yazlık yerlerde tezgah açan gümüşçülerin.

ilk 8 sayfayı ayrı bir word dosyasına at olsun bitsin

Bu da bir çözüm fakat, öğrensem ilerisi için de kolaylık olur diye düşünmekteyim. Teşekkürler.

Çözüm
(git: 113628)

bence hazır doldurmadan geri verin hem içiniz rahat eder hem doldurduktan sonra problem çıkarsa verilerinizden olmazsınız. (1080p arşiv yapıp hdd uçmasın diye yusuflayan yazar)

www.youtube.com

Benim seagate dahili harddiskim 1 sene bile geçmeden öldü. Muhtemelen sizinki de kafa vurmakta şu an.

espri degil, ogrenmek istedim sadece.

ama cidden aradim, telefon kapaliydi.

arkadaşım gümrükçü.. böyle mal getirenler falan oluyo. her türlü işlemlerini hallediyorlar, kağıdı, ıvırı zıvırı.. komisyonunu alıyor sonunda..

benim bildiğim başka bi anlamı yok, argoda falan..

hemen kötü düşünme arkadaşım, tokmakçı dese anlarız da gümrükçü demiş adam. gümrükten gelen bir malla ilgili bir işlemdir kesin, mesai başladığında takılmadan iş boka sarmadan halledesi vardır...

(bkz: gümrük komisyoncusu)

klasik fakat çok şık..alındığında pişman olmazsın fakat alternetif var mı başka?

iri bi adamım da ben böyle büyük saatler yakışır diye düşünüyorum. bunun fiyatı uygun geldi o açıdan bunu seçtim.

ayar yerıyle rakamların buyuklugu dısında sahane saat

Tam bi Franck Muller taklidi.Onun kaba olanı diyebiliriz bi de daha kötü tasarımlısı.Ben alma derim.

Fena değil. İçinin siyah olması da şıklık katıyor ama roma rakamlarının yazılış tarzını beğenmedim. Bir de saatte her zaman metal kordonu tercih etmişimdir, diğer türlü bir süre sonra kötü bir koku oluyor kordonda. Hem de metal kordon daha şık duruyor, bilhassa gömlek giyince. En pahalı markaların dahi çok çirkin modellerinin ziyadesiyle fazla olduğunu göz önünde bulundurursak (şahsi fikrim) iyi bir seçim olabilir yine de.

güzel saat begendim ben.fiatta ii

kasanın kordona doğru olan çıkıntısı feci gözüme battı, yine de koluna takmadan nasıl durduğunu bilemezsin. bazen dışardan bakana iyi gözükmez ama senin sevmen yeterli olur.

Bence bundan daha iyi fiyata muhteşem saatler bulabilirsin.
www.saatvesaat.in
Bir de buraya bak süper indirimler oluyor süper markalarda. Klasik veya spor bir sürü çeşit var.
Pierre Cardin alma derim ben. Model dersen; yok beğenmedim ben.

pek iyi değil. fiyat sorun değilse; emporio armani derim.

The hornier 4

"grup 69"

bu tutmazsa ne tutar bilmem. gençler geyiğini çevirir, çokça reklamınız yapılır ortalıkta, böyle bir grup var duydunuz mu der herkes birbirine. sonra vay mallar ada bak demeye başlarlar ama merak da ederler nasıl müzik yapıyorsunuz ve sizi ne yapıp ne edip dinlerler. biraz da tarzınız varsa yürür gidersiniz :)

mesela dream_therapist yada soul_therapıst hakkında ne dusunursunuz?

terapi filan olmaz.

Ray at the mirror koyun olsun o iş.Milyonlarca kızı peşinizden koşturma kapasitesi var bu ismin.

bu çok iyidi ya

mabel

rüya tacirleri

yüksek doz

ace in the middle
black jacks
yol ve siren
yatay frekans

sallayin boyle iste :)

be

metaforlar

tayfun (hadı yıne ıyısın) ve tarkan

hakan peker 80lerde de vardı. tayfun ve tarkana katılıyorum...

Ben Aşkın Nur Yengi diye hatırlıyorum...

Akşam oldu parçası diye biliyorum.

sanki yonca evcimikti yahu?

yonca evcimik. hatta şarkının adı da abone. diğerleri hemen sonrasında çıktı.

izel çelik ercan deği mi yahu eheh.

(bkz: #15930107) yonca evcimik ve abone $arkisiyla ilgili $oyle bir bilgi var, pop patlamasina sebep oldu deniliyor ama yine de hakan peker ve a$kin nur yengi daha once album cikartmi$.

Ben Aşkın Nur Yengi'nin ''Başka Birşey'' parçası ile başladı bu furya diye biliyorum. Şinanay-Hadi Yine İyisin ve Abone'de tam o kırılma noktasına denk gelen parçalar diye anımsıyorum.

Abone 91 de çıktı.Aşkın'ın Sevgiliye albümü 90 da.Bende duruyor o kasetler baktım şimdi.Tayfun 93 te çıktı.Tarkan'da 92 de çıktı.

burda kast edilen sene değil ekoldür. oda tayfun ve tarkan başka birşey değil. o dönemde hayatta olanlar değil o dönemi yaşıyanlar bilir...

Soner Arıca?

afjeo ne bu sinir kardeşim. o dönemi yaşamadığımı nerden çıkardın ayrıca,tanıyo musun beni.ilk aldığım albüm tayfun'un albümü fakat net bi şekilde hatırlıyorum ki başka birşey ve abone çıktığında o patlama olmuştu.Sen içten yaşayamamışsın.

Bir radyo programındandı ama hangisiydi hatırlamıyorum.

"hop dedik ayhan"
bit.ly

yaa başlık alakasız öylesine yazdım. verdiğim linkteki eser kime ait onu arıyorum, başlığı deiştirsem mi ne :S

neden süt olsun ki, likör alkol nedeniyle farklı

evet bende aynı mantıkla yaptım, çoğunluk süt ile likör arasında kalmışmış, süt yapanlarda olmuş, hatta likörden çok süt yapan var. ama ne gibi bir mantıkla süt, ben çözemedim.

herhangi bir işlemden geçmediği varsayılırsa elbette süt.

"Süt dışındakiler mamul (imal edilmiş), bazı şeyler de katılarak üretilmiş. Süt inekten çıktığı haliyle duruyor." diye düşünmüş olabilirler.

o mantıkla baktığımızda süt de pastorize edilme vs. gibi işlemlerden geçirilebiliyor; ancak bir limonu sadece elinize alıp sıktığınızda mevye suyu elde edersiniz, bir işlemden geçirmeye gerek olmayabilir yani..

@reeper redeemer doğru aslında. meyve suyu denince doğrudan kutudaki meyve suları geldi aklıma.

bu kadar çelişkili bir soru nasıl sorulur anlam veremiyorum, ordan baksan başka burdan baksan başka..tey allah'ım yaa kalkıp bi de bu soruları özel kurumlara hazırlatıyorlar.

süt ayran meyve suyu limonata hepsi soft drink yani alkolsüz. ben olsam ben de likör işaretlerdim. ama finansbank bu mantıkta soru sormaz. o yüzden büyük ihtimal süttür.

bu tarz sorularda genelde fazla derinlere dalmadan akla ilk geleni işaretlemek esastır.
otorite değilim ama direk likördür bence cevap.

Süt de sağılıyor. İşlem var.
Doğru cevap likör bence.

likör hariç hepsi tüm yaştan insanlara satılabiliyor. likör ise sadece belli yaşın üzerinde bir kitleye satılabiliyor. likör hariç hepsinin reklamı yapılabiliyor, likörün yapılamıyor. yani banka böyle şeylere bakar bence. içinde ne var ne yok bakmaz.

süt denilen şey bazı dişi hayvanlarda salgılanan bir sıvıdır. diğerleri insan eliyle üretilmiş-hazırlanmış içecekler.

likör hariç diğerleri doğaldır.

katkısızlık açısından bakılırsa süt, alkol açısından bakılırsa likör, yazım açısından bakılırsa meyve suyu (iki kelimeden oluşuyor). benim gönlümde sütün yeri ayrıdır o başka... bu durumda süt 2 oy alıyor ve doğru yanıt olmayı hak ediyor :)

likor aldatmaca olsun diye konmus. bence de direk sut. diger hepsi karisim cunku.

bence likor.
ayrıca finansbankı sordugu bu dandik otesi soru icin tebrik ediyorum.

dandik değil de, doğru ya da yanlış cevabı olmayan tarzda sorulardan olabilir..

cevaplayan kişinin kişisel özelliklerini anlamaya yönelik (tamamen atıyorum; süt diyenler duygusal ve içine kapanık profile sahip insanlar olurken, likör diyenler daha girişken ama bir o kadar da kontrolsüz olabiliyor falan gibisinden)

burda gördüğüm kadarıyla dini birşeyler yazmaya korkuyor birçok kişi.
alaya alınma korkusuyla; ki bu yüzden bende yazmadım birçok soru, neyse..
musallat muhabbeti var arkadaşım, tabi bunu inandığım için söylüyorum; inanmayanlar binbir türlü taşak geçer tabi.
cinlerde de müslüman olmayanlar musallat oluyor; ha nasıl oluyor dersen onu mutlaka daha yetkili birine sor derim. -bir kaç bildiğim ve kuzenimin yaşadıkları var da, uzun biraz-
cin çağırma seansında imana gelenler için şöyle birşey diyebilirm, inananların söylediklerinin doğru olduğunu görünce o seanslarda, yıllardır taşak geçtiği olayların gerçekleştiğini görünce inanıyorlar tabi ne olabilir ki.
bu seanslarda uydurma düzenekler de var, olmayanı da. ama gerçek şu ki öbür dünyanın kanıtı; niye mi? bir kitap ve o kitapta ne yazılıysa o var çünkü.
çok yardımcı olamadım biliyorum,
kafan karışıktı bende karışık cevapladım, taşak geçenler buyursunlar :)

Uğraşmayın böyle işlerle onlar farklı alem biz farklı alemiz. Rahatsız etmenin ne anlamı var.

Musallat dediğimiz şey ruhsal bunalımdır aslında. Panikatak mesela. :) O ruh çağırma seansları da bildiğin Deyvid Kapırfiıld numaraları aslında. İlizyon hepsi.

aslında bu kadar kafaya takarsanız halüsinasyonlar görebilir, gerçek olduğunu zannedebilirsiniz.

cinler Kuran'da birçok ayette geçiyor, mesela enam suresinde, araf suresinde... cin çağırmanın gerçek olduğu söylenir, hiç çağırmadım, çağırmam, çağırandan da uzak dururum, çağırmanızı da tavsiye etmem. beşerin şerri bana yeterken bir de görmediğimin şerriyle uğraşmak mı Allah korusun...

Yaşanılan daha doğrusu yaşanıldığı iddia edilen bu tip hiçbir şeyin doğru olmadığını garanti ederim.

cin demeyin 3 harfli diin o zaman musallat olmazlar=) (şakamızı yaptk şimdi ciddyet öhöm)
bi kere müslümansanz ve inanmıyorsanız cinlere, zaten imanınızı sorgulamanız gerekir. kuran da cin suresi diye bişi var, bırakın diğer ayetleri, hadisleri. bunlara rağmen inanmıorm ööle şeylere dien ve müslmanım dienler bi sktrsin. ateistseniz zaten hiç bişiden korkmanıza gerek yok naslsa bişeye inanmıyosunuz. sizi ancak elektrk çarpar=)
ha bu arada "yek yaa ööle şeyler cemaaat bilmem ne" diyenler de kendilerini ne sanıyo acaba? yani algılarınız çok mu yüksek de her canlıyı her olguyu algilayabileceğinizi sanıyosunz? ulan köpekler sizden daha iyi koku alıyor, şahinler daha iyi görüyor vs vs. algılarımız her trlü canlıyı algılayablcek kadar açık diil.

@alıntı Survivorman Basit bir anlatımla, hiçbir halta inanmayan bir adam cin çağırma seansına katılıp yaşadıkları karşısında imana gelebiliyor..

Ama mesela kuran'da cin,büyü vs. gibi işlerle uğraşanların yatacak yeri yok gibisinden ayetler var. Diyelim ki bu insanlar bu işlerle uğraşıyor ve bunları bizden daha iyi biliyor, o zaman neden hala bile bile bunu yapmaya devam ediyorlar? korkmuyorlar mı? Neye güveniyorlar?

www.lahuti.com detaylı bilgi için buraya bak ama bence inancın ne olursa olsun bu konulara ucundan da olsa bulaşma.

müslümansanız sizin için cin vardır. yoktur demek dinden çıkarabilir adamı bunu yazın bi kenara.

ben inanan bir insanım. ben çocukluğumdan beri ,ilk hatırladığım 7-8 yaşında belki de daha ufaktım, klozete tuvaletimi yaparken tüpün üstünde oturan kafası babamın yakın bir arkadaşının kafası olan bir çocukla konuştum iki cümle. sonra o kayboldu. bunu izleyen dönemlerde yılda bir iki kere hep böyle şeyler gördüm. babam çok dindardır. hep dualar okudu, bana da ezberletti. bundan iki yıl önce gördüğüm şeyler arttı o kadar ki haftada bir görmeye başladım. genelde ufak çocuklar görüyorum ama kafaları tanıdığım insanların kafası şeklinde oluyor. sonra başka sebeplerden ötürü psikoloğa gittim ve bana paranoid şizofreni tanısı kondu. şimdi günde 3 posta ilaç yutuyorum. bahar ve yaz zamanı sınırlarımı zorlayacak şeyler görüyorum. şimdi ben 7-8 yaşından beri halüsinasyonmu gmrüyorum_? başka bir deyişle ben 7-8 yaşından beri şizofrenmiyim_? elbette hayır. bu hastalık genelde 40 yaş üstü bireylerde çıkan bir hastalık. ee o zaman o gördüklerim neydi_? cinmiydi gerçekten_? açıkçası bilmiyorum.

ters ayak falan ben o muhabbetleri ilk defa lisede duydum. gördüğüm şeylerde de öyle bişi yoktu. bilmiyorum insan neden korkarsa o şekilde gözükür die biliorum ama ben küçük çocuklardan korkmam pek :D.

musallat olabilirlermiş insana. şöyleki bizim şarlatan dediğimiz cinci hocaların bir kısmı bunlar ile iletişime geçebiliyorlar. bu sadece adam istediğinden değil, cinin kendisi de istediğinden olabiliyor. cinler insanlar gibi değil deniyor kuranda. onlar istedikleri yere anında gidebiliyorlar, geçmiş hakkında her türlü bilgiye ulaşabiliyorlar.zaten bu şarlatanlar, falcılar geçmiş hakkında böyle bilgi sahibi oluyor deniyor. geleceği bilmesi mümkün değil. off musallattan nereler geldim. neyse musallat olması cinleri hareket ederken melek gibi düşünün. istediklerini yapabiliyorlar. ama düşünce biçimi olarak insan gibi. kendi iradeleri var. ve insan gibi aşık olabiliyor, kızabiliyorlar. musallatın temelinde bu iki his yatıyor genelde. cini kızdıracak bir hal veya hareketiniz, aşık edecek güzelliğiniz onu başınıza sarıyor.

bunlar kuran kurslarından, babamın, dedemin anlattıklarından aklımda kalanlar. daha başka soru varsa bildiğim kadarı ile cevaplamaya çalışırım.

biz türkler buna devrik cümle diyoruz.

cümle bile değil ki devrik olsun. zaten adam öyle yazmışsa öyle olması gerekiyor yahu, edebiyat öğretmeni misin :(

bu bakış açısıyla şiir okunduğunu da ilk kez görüyorum. adama takla attırmayın mezarında.

hacı kafiye düzeni a,b,a,b şeklinde. zaten doğrusu ilk yazdığın gibi, buna ilaveten senin düşündüğün gibi olması kafiye düzenini a,b,b,b yapar ki böyle bir şey yok, olmaz, olamaz, buna kafiye denemez :)

ievan polka diyesim var :)

böyle arapça olmaz olamaz :) az daha detay olsa, mesela eskiden ama ne kadar eskiden? sene kaç ya da kaçlı yıllar?

olsa olsa budur:)
(bkz: bumbum vampirin gulu gulu)

ya o fransızca bir şarkı quadral... gibi bir ismi vardı. onu da hatırlayan olur herhalde.

min el garaib'in dediği oualalaradime herhalde ama o da değil gibi. hiçbi tepki de gelmiyo zaten cevaplara. anlamadım.

(bkz: rachid taha)
(bkz: ya rayah)

tamally maak olabilir mi?

valla valla dayanamadım valla diye uygur kardeşlerin kolpasını yaptığı bir şarkıya benziyor. o kanaldan araştırın, türkçeden arapçasına ulaşırsınız.

tamam ya rayah doğru şarkı! :), teşekkürler habibiler.

ayda yaklaşık 150 kwh yük çekiyor olmalısınız bu verilere göre.isterseniz fatura üzerinden bunu kontrol edin.

pek normal görünmüyor, saydıklarınız dışında elektrikli soba ve ütüyü çok kullanıyorsanız belki diyebiliriz. davlumbaz tarzı pişiriciler de çok yakar.

sadece bunlarla 100 gelmesi imkansız gibi.

Eğer sürekli kettle kullanıyorsanız, bunun yanında bir de nofrost buz dolabınız varsa olabilir.

4 kişilik bir aile olaraktan, evde çalışan 2-3 bilgisayar, genelde açık bir televizyon, 3 ayrı odanın ışıklarının açık olması, bilimum da ev aletinin günlük mutlaka kullanıldığı bir evde sonbahar ayında 70 küsür tl ancak geliyor fatura. Şahsımın da arada bilgisayar ile sabahladığını hesaba katarsak elektrik tüketimi hakkında fikir versin diye vereyim dedim. Dolayısı ile kesinlikle normal değil.

Üstte de ifade edilmiş, nofrost buzdolabı, klima, elektrikli soba vb cihazları kullanımınız ne durumda? Belki bazı cihazların fişlerini çekip evden ayrılmak da gerekli olabilir ama çok da zannetmiyorum. Ampul olarak da yeni tip tasarruflu ampullerin faturaya olumlu anlamda yansıdığı söyleniyor. Önlem olarak bunlar düşünülebilir. Onun harici aklıma birşey gelmedi.

Saat bozuk olabilir. Başıma gelmişti oradan biliyorum. Elektrik idaresine uğrayıp söyleyin kontrol ederler.

elektriğe zam geliyor o iki pc'den birini kapatmanın zamanı geldi haberin olsun.

2 laptop, 1 pc 20 saat açık 37 ekran tv, no frost buzdolabı, çamaşır/bulaşık makinası, kombi = 94 tl

A evet söylemeyi unutmuşum, no frost buzdolabı da var.

marka bilgisayardan uzak dur.git, golda,vatana yada netten bir siteden toplama yaptır.işletim sistemine para varmezsin.

forum.donanimhaber.com
burası baya faydalı olur ama monitör dahil değil malesef

oyun vs için değilse bu laptop fena değil gibi :

www.istanbulbilisim.com.tr

www.gigatek.com.tr tek geçerim. 5 tane bilgisayar aldık ordan eşe dosta, hiçbirinde problem çıkmadı.

istanblue ?! vodka markası ama..

daha hani piyasaya düşmemiş bişey olsa...

dimi bence de. de bulamadım :(

1stanbu1 olabilirmi

fistanbuldum - feci yaratıcıyımdır :)

[email protected] kullanılabilir değil. şansa bak...

iki yada daha fazla kelimeden olusabılır arkadaşlar mesela stranger_in_istanbul gibi. aklıma geldi ama sevmedim...

hacım azizistanbul u dene bir de, bundan fazla yaratıcılık yapmam günah :)

istanbulmaca
peristanbul
bulistanbul
istanbulur
istanbulut
istanbully
istanbuller
yedistanbul
fistanbul
pistanbul
optimistanbul
pesimistanbul

boyle gider...

(bkz: east en boule)

çokta piyasa değil

[email protected]

[email protected] kullanılabilir değil.

fihristanbul olsun madem

[email protected] kullanılabilir değil.

benden önce almışlar. harikulade fikrin için teşekkür ederim yinede.

dişil bir isim olarak
misstanbul

[email protected]
[email protected]

denesen ?

hotmail malum vazgecılmez ama en cokda senın onerını tutmustum ınan ıcımde kaldı.cokta guzel yazar ısmı olurmu eksıde.

istanbuldum kimindir sahibi yoksa benimdir:)

istanbullshit

www.ceterisparibus.net
yalnız senin iş biraz zor onu söyleyeyim.. mucize lazım sana

akat.bilgi.edu.tr

kitap değil özet demişsiniz. keşke daha erken söyleseydiniz o zaman erdal ünsal ve fischeri önerirdim. derli toplu denince kemal yıldırım bir numaradır...

asaf hocanın notlarıyla iyi not alamazsın gibi geldi bana. biraz baktımda.

Evet tavuk eti kolay pişer ve kırmızıya göre ustalık gerektirmez.

Kırmızı et zor pişer.

Peki, suda haşlama, ızgara vs. gibi değişik pişirme şartlarında aynı mıdır?

aynıdır evet, kırmızı et gec piser

Aynıdır.

tavuğuna ve kırmızı etine göre değişir.

sen ne dedin? merak ettim de bu kadar cevaptan sonra.

o tavuk geç pişer dedi. evet abisi benim. :)

sağolun arkadaşlar, sayenizde bir yemek kazandım. et yemeği hem de. :))

ben tavuk eti demiştim. sebebi de gittiğimiz kebapçılarda tavuk olan siparişlerin hep daha sonra gelmesiydi. Hatta bir kerede garsona sormuştuk neden böyle, tavuğun daha çabuk gelmesi gerekmiyor mu diye? Kendisi ise ızgarada et daha çabuk pişiyor, tavuk daha geç demişti.

garson yemiş seni olm. sdşfkşlsdkfşlsdkfşlskdf.

cevap veriyorum, balık en hızlı bişer.

edit: kerede kısmını yanlış yazmışsın. -de ayrı olacak. "kere de".

bunları konuşmanın yeri burası değil, tavuk demeyecekler dağılabilir.

abiyi ve yengeyi tebrik eder, ilgilenen herkese teşekkür ederim.

o senin kebapçılarda yediğin bol yağlı kıyma olduğundan dolayı (adana, urfa) tavuk geç pişer.

yani - et - tavuk - kıyma şeklinde sıralanabilir, pişme olayı.

afiyet olsun.

kalınlıklarının aynı olması halinde kırmızı et daha geç pişer. kebabçılarda falan genellikle tavuk şiş falan kalın ve büyük olur, ona karşın adana ve çöp şişler küçük ve ince olur. o yüzden tavuk siparişleri geç gelir.

bir mangalcı olarak diyorum ki ? tavuk, etten daha geç pişer mangalda.
daha doğrusu tavuğu tam pişirmeden yiyemezsiniz; ama et az pişmiş yenebilir hatta daha da lezzetli olur.

koy tavugu kirmizi etten bile daha zor piser arti igrenc kokar :/ ama artik tavuk derken koy tavugundan diil banvit manvit gibi entegre tesislerde uretilen fabrika tavugundan bahsettgimize gore cevap yine kirmizi et.

kesinlikle köy tavuğu çok zor pişer, hatta denildiği gibi kırmızı etten de zor pişer. tesis tavukları ise kırmızı etten kolay pişiyor ve saman gibi oluyor.

Daha once de benzer bir soruda benzer bir yanit vermistim:

Okul ya da duzenli bir ise gidip gelmiyorsaniz uzun vadede uyku duzenini saglamak gercekten disiplin isteyen bir sey.
Kendi adima konusayim: Becermiyorum.
Aksam yatma zamani olarak makul saatler belirleyin. Misal yarin hicbir isiniz yokken saat 22:00'da yatmaya calismanizin sureklilik tasimayacagi asikar. Siz onu gece 02:00 yapin. Ve ne olursa olsun bu saati asmayin.

uyku saatini ileri ala ala uyanma saatini güneşin doğuşuna denk getirmeye çalış. ondan sonra odana her güneş düştüğünde direk uyanırsın, ben öyle ayarladım öyle devam ettim birkaç hafta. sonra yine bozdum uyku saatimi mallık edip tvdeki açık oturumları izleyerek. bir işle uğraşmıyorsan kendini zayıf hissetmen normal. vücudun kendini salıyor, hastalıklara daha açık hale geliyorsun. boşa denmemiş işleyen demir ışıldar diye, vaktini biraz spora ayır, düzenli yürüyüş yap ya da hafif tempoda koş. hem stres atarsın hem de sağlıklı hale gelirsin.

bi gün kendini zorla uyuma sabah 6-7 gibi o gün akşama kadar diren saat 6-7 akşam saatlerinde uyku feci bastıracaktır. biraz daha sabret saat 10-11 gibi yat. sabaha da alarm kur uyanırsın da. ben böyle yapıyorum düzen bozulunca öyle erken yatmayla uyunmuyor. ben hayvan gibi uyuyabilen biriyim her şartta ortamda uyurum ben bile zorla ya uyuyorum ya uyuyamıyorum.

Ben de 7den 8den önce yatamıyordum. Bi gün hiç uyumadım akşam erken yatarım diye olmadı o akşam da 4 gibi yattım, bi daha denedim. Şimdi 10da yatıp 7de kalkıyorum böyle olunca o yorgunluk olmuyor, dinç kalkıyorsun.

kesinlikle yamyum'un önerisini destekliyorum, 1 gün kendini sık normale dön 24 de yatıp 07-09 arası kalk sonra zamanla alışırsın. Güneş ışığından bağımsız uyku düzeni teorik olarak farketmez gibi gözüküyor ama uzun vadede vücudu yorar.

once yapmadiysaniz updateleri yapiniz. arkasindan o updatelere uygun ilaci bulunuz (gamecopyworld)
sonra tekrar deneyin. yine olmazsa en guncel ekran karti driverini kurup bir daha deneyin.

uzu süreler bu sorunun kaynağını aradım durdum, kesinlikle ekran kartı ile alakalı. benim ekran kartım nvidia mx440 dı ve son sürümü yüklü olduğunda aynen böyle camping modunda oyundan şak diye atıyordu. bazen atmıyordu ama oyun bir noktaya gelince gene atıyordu. sonunda ekran kartının sürücüsünü kaldırdım ve eski bir sürücü yükledim. sorunsuz şekilde oynadım. kesinlikle ekran kartı hoca internette sabaha kadar arasan gene bir şey bulamazsın dediğimi yap sorunun çözülecektir. ekran kartının sürücüsünü kaldır daha sonra oyunun çıkış tarihine yakın bir sürücü bul onu yükle...

ekran kartının en yeni sürücüsü 2007 yılına ait. sanırım bu ekran kartıyla oynamam mümkün değil. yardımlarınız için teşekkürler.

zaten k-lite ı kuruyorum diye o codecleri yüklemiyordum. dediğini yaptım ve yükledim yine işe yaramadı. üstüne k-lite ı tekrar kurdum yine düzelmedi.

kurduğunuz tüm codecleri bs playerları kaldırıp bilgisayarı yeniden başlatıp önce codecleri sonra bs'yi tekrar kurmayı deneyin diyeceğim de belki denemişsinizdir.

o da işe yaramıyor. önce codec packi sonra bs.playerı kurdum, aralarda restart ettim yine olmadı. tersini yaptım o da olmadı.

geri donusum kutusundan da sil sildiklerini.

oradan da siliyorum ama yeni filmi tamamen inene kadar göremiyorum. vlc player bile işe yaramıyor, eski filmi gösteriyor sürekli.

o zaman o izledigin yeri gecici olarak bi yerde tutuyordur. onu da silmen lazim. ama onu nerde tutuyordur onu bilemeyecegim.

harddiskte yer yok dosyaları tutabileceği. tahminimce siliyorum ama silindi gözüküp silinmiyor üzerine yeni dosya inene kadar. ömrümde böyle saçmalık görmedim. mecbur dosyanın inmesini bekliycem gibi. teşekkürler cevaplar için.

windows kullandığını varsayarak yazıyorum:
temp klasörünü de boşalt. "bilgisayarım" kısmına gir sistem harddiskinin (windows hangisinde yüklü ise) üzerine sağ tıkla ve özellikleri seç, açılan pencerede de "diski temizle"ye tıkla, ne varsa işaretle temizle, muhtemelen sonrasında sorun kalmıycaktır.

malesef o da işe yaramadı. compress old files'ı seçmedim onla alakalı olabilir mi bilmiyorum ama o çok sıkıntılı bir iş. yine de teşekkürler.

gavur maden suyu içiyor ama bizim gibi 200ml lik şişeye 4g CO2 basmıyorlar. doğal maden suyu içiyor, gazsız.
yani içtiğiniz maden suyunu kolanın daha gazlısı, şekersizi olarak düşünebilirsiniz. yarar mı zarar mı bilmem.

bişi olmaz daha oncede sorulmustu cokca..

SORU : Maden suyunun günlük tüketimi ne kadar olmalıdır?

CEVAP : Bir insanın günde 2 ile 3 litre arası sıvı almaya ihtiyacı vardır. Hiç bir sakıncası olmaksızın, herkes, bu sıvı ihtiyacının istediği kadarını, mineral değerlerini göz önünde bulundurarak, doğal mineralli sulardan karşılayabilir.
-----------

ÖNEMLİ !

SORU : Yüksek Tansiyon hastaları maden suyu tüketirken nelere dikkat etmelidir?

CEVAP : Yüksek Tansiyon hastalarının özellikle düşük oranlı sodyum içeren maden sularını tercih etmeleri gerekmektedir.

Gıda Kodeksine göre litrede 200 miligramın altında sodyum içeren doğal mineralli sular, sodyumu düşük mineralli su olarak kabul edilir.

Kaynak : Bir meşrubat markasının sitesinden alıntıdır.

(git: 87037)
(git: 100271)

bisey olmuyor.

günde bi bucuk litre iciyodum bi ara. bişey olmadı wala

kapladığım alan için ve aramaya inanmadığımdan ötürü herkesten özür dilerim. cevaplarınız için teşekkürler.

günde 1 şişeden fazla içmeyin tansiyonunuzu yükseltir diyorlar

her şeyin fazlası zarar evladım.

bir abinin miğde sorununa neden olmuştu. doktor yıllarca çokca tüketilen maden suyunun (soda) miğdeyi tembelleştirdiğini filan söylemiş. bilmem aslı varmı.

Hic bir aşı %100 guvenli degil. Alerjisi olan insanlar normal grip asisina bile reaksiyon gosterebiliyor. Onun disinda domuz gribi asisi, domuz gribi hastaligindan daha az riskli su durumda. Domuz gribi asisinin riski ise, asi olan 1 milyon kisiden 1 ya da 2'sinde Guillain–Barré sendromu gorulmesi imis.

(bkz: guillain barre sendromu)

dün ntv'de canlı gaste'de tartışıldı bu, özet olarak risk grubundaysanız (ki anladığım kadarıyla risk grubundasınız, ya da evhamlısınız ya da ben tam olarak bişi bilmiyorum), aşı olmanız gerekiyor. yan etkiler de aşı olanlarla olmayanlarda hemen hemen aynı sıklıkta görülüyormuş ve de bu spekülasyonların hiçbiri bilimsel deneylere, kanıtlara dayanmıyormuş.
velhasıl kelam, bence olunuz.

daha başka riskler de var verdiğim linkte yazıyor. risk grubundayım ancak spekülasyonlar çok fazla, kararsızım. bazı doktorlar aşı olan da olmayan da aynı sürede atlatıyor hastalığı, aşının doğru antikorları oluşturduğuna dair yeterli çalışma yok çünkü virüs aşıda kullanılan virüs değil artık diyorlar. o zaman aşı olarak boşa risk almış olurum ve açıklama da mantıklı gibi. öte yandan aşı faydalı arkadaşım diyenler de yan etkileri verdiğim linkte sıralamışlar ama sorumluluk almıyorlar. en kötüsü de son 3 serinin deneylerde bozuk çıktığı ama bakanlığın iade etmekle uğraşmadığı, suyu bulandırmak istemediği iddiası. aşı olmak bir risk, olmamak bir risk, aşının faydasız olma ihtimali de ayrı bir risk. sınırlı tıbbi bilgimizle tüm riskleri biz alacaksak sevdiğimin hükümeti ne iş yapar. neyse ben biraz daha düşüneyim, cevaplar için teşekkürler...

orada olası yan etkilerden bahsedilmiş, ağır yan etkileri konusacak olursak anaflaktik sok vücuda yapılan enjeksiyonlar sonucu ortaya nadir de olsa cıkabilen bir durum, sadece domuz gribi asısında ortaya cıkıyor gibi bir durum yok.ani ve şiddetli bir alerjik reaksiyondur temelde ve acil müdahale ile hastalara müdahale edilir.ki bu asılar zaten hastanelerde yapılıyor, müdahale anında yapılabilir bu yerlerde.
guillain barre sendromuna dair su anda domuz gribi asısıyla alakalı bir vaka cıkmadı bildiğim kadarıyla, fakat görülmeyecek diye bir olay da yok.ama yapılan acıklamalarda ermanen in de dediği gibi risk milyonda 1 lerle ifade ediliyor.
herseyi bir kenara bırakırsak bu konuda söz sahibi olan en yetkili kurum who(world health organization)'dur ve who risk gruplarını belirlemiş durumda ve bu grupların asılanmasını tavsiye ediyor.
www.who.int buradan ayrıntılı bilgilere bakabilirsiniz.ki bakın sunları demiş özetle adjuvanlı ya da olmaması hususunda:
"Campaigns are using nonadjuvanted inactivated vaccines, adjuvanted inactivated vaccines, and live attenuated vaccines. No differences in the safety profile of severe adverse events among different vaccines have been detected to date"

risk konusunda da bakın burada istatistik vermişler birtane:
"In China, for example, where more than 11 million doses of pandemic vaccine have been administered, health authorities have informed WHO of 15 cases of severe side effects and two deaths that occurred following vaccination. Thorough investigation of these deaths, including a review of autopsy results, determined that underlying medical conditions were the cause of death, and not the vaccine."

hükümete güvenmeyin eyvallah ama bunlar who'nun söyledikleri.kararı siz verin

ben oldum. çünkü sık sık seyahat etmem gerekiyor. hastalığa yakalandıktan sonra birde iyi doktor hastane peşinde koştur. gittiğimde yerde bunu bulmakta zorlanabilirim dedim. işlerim çok yoğun tut ki ölmedim, haftalarca yatmak zorunda kalırım dedim. yaptırdım. kolum uzun süre tutuldu, oluyormuş bu.

ben bu işin bu kadar siyasi bir hale gelmesini kınıyorum. alt tarafı aşı ve her ilacın, her aşının riski - yan etkisi vardır. başlarsak yan etkilerini incelemeye hiç tedavi olamayız. insanlar uzun süre ilaç kullanmaktan böbreklerini kaybediyor ama ölmektense böbreği ikinci plana atıp ilacını yine kullanıyor. yani böyle... yan etkisiz ilaç yoktur. çokta etkilemek istemem ama yakın tanıdığımızın 3 yaşındaki çocuğu domuz gribi oldu. her yerden mikrobu alma riskiniz var. riskleri çok iyi değerlendirmek gerekiyor. olduğum için daha rahat tavsiye edebiliyorum.

torrentten indirdiyseniz hash check yapın. hash checkte hata bulamazsa, k-lite mega codec pack kurulu değilse kurun ve içinden çıkan media player classicle izlemeyi deneyin. kuruluysa kaldırıp tekrar kurun. yine düzelmezse tmpgenc ile başka bir formata çevirip yeni formatı açmayı deneyin. o da işe yaramazsa başka bir yerden indirin divxlerinizi....

"sample izliyor olabilir misin? " diye mal bi soru sorayım :)

torrent mi? torrentte bazen böyle pislikler olabiliyor. tekrar indirmeyi dene.

Sanirim faketi ya..900 mb filmi mal gibi indirdim..ondan önce indirdigim de gene bu kadardi..ben hata yapiorum anladigim kadariyla..yani degisen bi teknoloji yok..

cvplar icin de cok tesekkur ederim..

ayaklara yeterli kan gitmediğinden olabilir o da. bir doktora görün, başka bir problem yoksa kan yapıcı bir ilaç yazar en azından.

kanın dışında,

ısınan hava yükselir, bu nedenle ayaklar nispeten soğuk havayla muhatap olur.(alt komşunuz da yakıt olayında biraz tutumluysa yerler de soğuk demektir ki yüzeye temas eden hava iyice soğuyacaktır.) karıncalanma bence şöyle: ayak soğuyunca damarlar daralıyor fizik kanunları gereği ve kan oradan çekilmiş oluyor. şişen moraran yere buz koymanın mantığı da budur zaten. tekrar kan gelince karıncalanma hissi oluşuyor.

çorap, patik, demir takviyesi... önemli icatlar bunlar.

dolaşım sisteminle alakalıymış. ben de ellerim için aynını doktora sordum, bir sıkıntı olmaz dedi.

dolaşım sistemi ile ilgili. herkesin ayakları (hatta bacakları) vücudunun diğer kısımlarına göre daha soğuk olur ama bazılarınınki daha bir aşırı üşür (kendimden biliyorum). zayıf sirkülasyonun var ise yapabileceğin fazla birşey yok, başkasının ince çorap giydiği yerlerde sen kalın giyeceksin..yada iki kat giyeceksin.

daha önce bakılmadıysa bir açlık kan şekeri baktır derim.

benim de ayaklarım zor ısınıyordu, ayak tabanıma kına yaktım, işe yarıyor.
ayakta durunca batma hissi falan dolaşım bozukluğuyla ilgili olabilir, özellikle soğukta uzun süre hareketsiz kalmayın, ayaklarınızı biraz yüksekte tutmayı deneyin. dışarıdan eve gelince ayaklarınız hemen ısınmıyorsa ılık suyla yıkayıp iyice kurulayıp hemen çorap giymek iyi gelebilir.

cevabın alt duyuruda verilmiş.

rimednac:

www.hepsiburada.com

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

hicbirini denemedim ama teoride mumkun gibi gozukuyor. bir de bu isi yapan firmalar vardi. isim hatirlayamadim simdi. aracin teknik servisine bir sorun. onlarin kesin bilgisi vardir.

ocanal'ın verdiği linkteki yorumu okuyun. o ürün muhtemelen işinize yaramayacak.

1. bacak = vale = oğlan

1. j yani valedir.
2. tçık oyun başında kararlaştırıan sayıyı geçen kazanır. iki kişi birden geçerse biraz daha uzatılır.

1. vale,parlak çocuk, kart papazın evladı :D
2. böyle bir kural var ancak genelde uygulanmaz, uygulanacaksa oyunun başında belirtilir. satrançtaki geçerken alma kuralı gibidir yani, acemi oyuncular çoğunlukla geçerken alma olmasın diye baştan kural koyarlar :D

uzun süreli rahatsızlıklarda doktora gitmek en doğru çözüm. en kısa zamanda bir doktora gidip tıbbi destek almanızı öneririm. sinüzit falan çıkarsa sağdan soldan acı kavun damlat geçer vs tavsiyeleri gelecek SAKIN YAPMAYIN. şimdiden uyarayım zira acı kavun körlükten beyin felcine birçok şeye neden olabilen bir bitki.

balistik kelimesini aratırsanız doyurucu bilgilere ulaşabilirsiniz.

tr.wikipedia.org

konuyla ilgili uzun ama herkesin analyabileceği seviyede bir entry'm var: (bkz: balistik/@cashkopat)

bazen düşmeyebilyor. rastgele şans falan sanırım..

20 kasım gelsin görürsün. genelde ayın yirmisinde indiriyolar. o zamana kadar ne varsa indir.

ilk 3 ay düşmüyor diye biliyorum yeni üye olanlarda

yeni üyelikte adil kullanımlı olmayan (telekomca adil olmayana, bence çok adil :)) tarife yok mu, kaldırıldı mı?

valla hiç affetmiyorlar direk kırıyorlar bacağını. :) pederi kandırmışlar 3 ay ebem sikildi benim. sonunda çıktım yalnız lanet olsun böyle adil kullanıma!

benim suanda 100gb'i gecmistir kontrol etmiolar sanirim denk geldikce kesiolar:D
aklina geleni cek derim bu ara

suç.

sormak nie suc olsun ki:)

Burada aslında niyet de devreye giriyor. Yani bir hikaye anlatılırken oyuncular banka soyabilirler, bunu ele alarak "bak banka soymayı öğretiyor" demek biraz saçma olur.

Öbür yandan film yapıyoruz diye ev yapımı lsd'nin nasıl yapılacağını öğretmek suç olur. Ya da pedofiliye özendiriyor diye birçok filmin yasaklanmışlığı vardır.

Bazı kıstaslar var bu konuda. Özellikle bahsettiğin gibi çocuklar ve gençler daha çabuk etkilenebiliyorlar bu konularda. Onun için çeşitli kıstaslar konularak +7, +14, +18 gibi yasaklar konulabiliyor filmlere.

Öte yandan bu anlattıklarımla ya da sorduğun şeyle pek alakası yok 2. sorunun. İllegal bir işi öğrenmek ya da öğretmek suçtur.

pek emin değilim. ahmet çakar mesela; adama neredeyse ana avrat küfrediyor sonra "dersem beni mahkemeye verir demiyorum diyor". meraktan soruyorum, araştırma yapıyorum gibi bir eklemeyle sorulunca suç olmayabilir. ya da suç oluyor ama ahmet çakar karun kadar zengin :)

film bana sorunun cevabini veriyor ama. geriye niyet kaliyor tabi. bir de bilimsel arastirma icin sorulabilir mi mesela bunlar? ne sacma di mi hayat?

edit: bir de bloodgroove'un dedigi durum varmis :)

Dediğim gibi film yüzeysel geçmek zorunda. Adam kokain kullanabilir, bunu temin edebilir ama "eat at Joe's" gibi reklamını yaparsa orada durdururlar.

Bilimsel amaçlarla sorulabilir ama bunu bilimsel kurum ve kuruluşlara özel izinlerle ya da elindeki bilgilerle sorabilirsin. Mesela "esrar'ın miyelin kılıflar üzerindeki inceltici etkisi" diye bir araştırma yapıyorsan elinde özel izinle bir miktarı geçmemek koşulu ile esrar bulundurabilirsin. Ya da h2s yapmak tehlikelidir, öyle yapımını veyahut tarifini her yerde bulamazsın ama "h2s gazının fare kalbi üzerindeki etkisi" gibi bir çalışma yapacaksan (ki yapıldı yakın zamanda) h2s yapmayı öğretebilirler sana akademisyenler.

Aslında bu illegal şeylerin çoğu patentli. Eğer bilimsel çalışma için yapmak/edinmek istiyorsan patent kullanım izni alman yararına olur.

@Bg'un sorusu suç unsuru teşkil eder. Sadece rtük gibi kanunlarla değil de adamına göre muameleli kurumları atlatmak için öyle yanarlı dönerli konuşabilirsin. Ama kanun karşısında imalar, kişi ismi kast edilmeden hedef göstererek hakaret etmek vs bile suç.

suç değildir bence. "o suç, bu suç" diye devlet her şeye el atıp, yine bu yasaklamacı zihniyetini her alanda kullanıyor.

yapılabilecek şey (filmlerde oyunlarda vb. olduğu gibi), içeriğe göre, birkaç farklı yaş sınırı koymaktır. max. 18 yaş üstüne de, bi yasaklama olmamalıdır. zaten 18 yaşından büyük bi insan da kafasını kullanıp, iradesine hakim olmalıdır. eğer buna rağmen, "sadece!" kendisine zarar veriyorsa da, istediği boku yiyebilmelidir.

son olarak, eğer bu duyuruyu, alttaki duyuruya istinaden açtıysanız, ordaki yorumunuza katılmıyorum. bana göre silinmemeliydi, silinmedi de zaten.

not: ayrıca dayanamadım onu da yazayım bari. televizyondaki, sigarayı mozaikleme kadar da saçma bi uygulama görmedim. amaç çocuğu özendirmemekse, çocuk zaten orda sigara olduğunu biliyor. hatta mozaiklendiğini görüp, çocuk-ergen aklıyla inat edip sigara içmek istemesi daha olası bence (iyi fantezi yaptım (: )



edi: ermanen duyuruda, yorum da istediğini belirtmiş. ben de, en başta "bence" yazdım ve kendi yorumumu yaptım. yanlış anlaşıldıysa, şimdi belirtmiş oldum. yoksa yasak olmadığını iddia etmiyorum :) . ama yine de, bana göre tam bi saçmalık olduğu gerçeğini değiştirmez. ataturkiye, uyarın için teşekkürler...

Şimdi kazın ayağı öyle değil @bullet-toothh. Vatandaşlık, devlet örgütlenmesi, sosyal yatırımlar vs... diye sıfırdan anlatmak istemiyorum ama bu bedenin üzerinde devletin hakları var. Bu hak konusu doğrudur yanlıştır bu ayrıca tartışılır. Ancak kafana göre yaşayamazsın, mesela intihar/intihara teşvik bir kamu suçudur.

Bunun gibi onlarca mesele. Konu giderek derinleşiyor ve benim de vaktim kalmıyor. Ne soracaksanız çabuk sorun ehuehe

sorununzla doğrudan ilgili değil malesef
az önceki duyurudan da şikayetçiydiniz, bence o arkadaşın veya onun sorusuna cevap verenlerin yaptığı suç değildi.
burda hemen her gün birileri torrent sitesi davetiyesi arıyor veya utorrent vs. kullanımı, port açma vs. hakkında sorular soruyor, o adamlar, suç işleyecekler ve biz onlara burdan, nasıl yapılacağını öğretiyoruz, suç işleyeceklerini bile bile.
ama az önceki arkadaşın sorusunda, onun suç işleyip işlemeyeceğini bilemiyoruz, belki de -cevap verenlerden birinin dediği gibi- adam sadece senaryo yazıyordu

özendirmek suç. "hacı şunu içtim kafası süper herkese tavsiye ederim" dersen gg.

"ya bende un var, şeker var, yağ var nasıl 'helva' yapacağım" diye sorarsan gene gg.

film olayında sana uç noktalardan bir örnek vereyim :

(bkz: super high me)

@durukafa

sucmus ama. duzgun bir dille uyarmistim sadece. diger saydigin seyler de ne kadar suc bilmiyorum. ornekler cogalabilir, daha karmasik durumlar olabilir. hepsini tek tek nasil irdelicez ki. aklima gelen durumlari soruyorum iste.

kafası hakkaten güzel ama yalan mı söylesinler. bence yalan söylemek suç.

peygamber donu (iç donu daha dogru sanirim)
termal bel korsesi :) ya da termal degil de yunlu bel korseleri var iste..

bir de kalin giyinecegine kat kat giyin derler.

kaz tüyü montları bu konuda çok övüyorlar ama deneyimim yok kendisi ile. ama tavsiye vereyim 1-2 kalın kat giymek yerine 5-6 ince kat giysin. ne bileyim bir atlet 2 tişört 1 kazak 1 hırka 1 mont. çoraplarına da aynısını yapsın.

el örgüsü gerçek yünden yapılma içlik. onun da içine hasyün marka- taklit olmayacak- içlik.

hocam soğukta temel sorun terin iç çamaşırlarının dışına atılamaması oluyor. yoruldukça terliyor insan, terledikçe iç çamaşırları ıslanıyor ve bir süre sonra ıslak çamaşırlar daha da çok üşümesine neden oluyor. ıslak çamaşırlar vücudun ısısını adeta emiyor ve üşümeye neden oluyor. temel sorun iç çamaşırında anlayacağınız. içliktir termaldir kullandı demişsiniz kullandığının daha iyi markaları daha çetin şartlar için üretileni var mı ona bakın derim (tam derecelerini bilmesem de bu zımbırtılar belli sıcaklıklara kadar koruma sağlıyor diye hatırlıyorum). onun dışında kaz tüyünden yapılan montlar tavsiye edilir hep, en iyi doğal yalıtım malzemesi diyorlar (ne derece doğru bilemiycem). bir de birkaç kat birden giymesi iyi olur ermanenin dediği gibi. ayakkabı su geçirmez olsun (sıradan botlar vs suya dayanıklıdır ama su geçirmez değildir, gore-tex tavsiye). cep sobası vs de kullanılabilir ama ne derece güvenlidir bilemem (iyi markalar güvenlidir muhakkak ama piyasada çok dandik ürünler de var)

Kaz tüyü mont kullanmış biri olarak kesinlikle işe yarıyor diyebilirim. ama yüzde yüz kaz tüyü olacak. Örneğin ben Adidas' ın ciddi anlamda kaz tüyü montunu almıştım. Ankara' da kar topu oynarken soğuktan alt ve üst çenesi birbirlerine vuran arkadaşlarıma inat içimde bir hamam işletmesi var edasıyla takılıyordum etrafta. Ve yine tecrübeyle sabittir ki thinsulate eldiven kullansın. 3m in insanlığa armağanı thinsulate elleri üşüdüğü zaman kendinden geçen bireyler için bulunmaz nimet...

@nictir okuyunca netten hemen bakındım elyaflısı var, izalosyonlusu var, atış eldiveni diye de bişeysi var, şölesi var bölesi var eldivenlerin.. acaba tam bi ad almak mümkün müdür senden? yani şu olsun numarası da bu olsun gibi. internetten sipariş edileceksem erkek eli numaralı filan mı satılıyor acaba?

adidas'ın kaz tüyü montları o kadar iyi değildir. tüy atar. gerçekten kaz tüyü mont alabilirsiniz. bence dağcılık malzemeleri satan yerlere yönelinç arkadaşların söylediği gibi termal içlik mantıklı.

termal içlik
içine ara katman bi polar
dışına daha kalın bir polar daha
dışına bir de kaz tüyü mont
-40 dereye dayanır gibi geliyor.

bu arada söylemeden geçemeyeceğim kesilikle bir orta sınıf dağcılık botu alsın.

valla benim eldiveninin bi' markası yoktu. bimden almıştım 3m thinsluate yazıyor üzerinde çok da komik bir paraya almıştım yıllar önce. Kayak malzemesi satan yerlerde daha kalitelileri vardır içi elyaf gibi bir dolgu maddesi falan var. gayet hoş.

kurbanda bi koyun postu falan bulup kendince bir elbise yapması?

atletlerin-futbolcuların formanın ıcıne giydigi dar atletler var nike iyi bu konuda altlıkkta var ozellıgı teri emiyor dısarı atıyor ustunede saglam kazak polar gıydımı bı bok olmaz...içe ne giydigi onemli olan..

bu durumdaki bir insan eğer bu yapma ürünleri giyerse ter yapar içinde patlar. daha kötü olur. olması gereken hakiki üzde yüz pamuktan örülmüş giyeceklerdir. sakın plastik, acrilik bilmem polyester tarzı şeyler alma... yüzde yüz pamuk olacak unutma.

Sorulmasının üzerinden çok zaman geçmiş ama belki lazım olan çıkar diye yazayım dedim. Cevaplar hep vücudun ısısını koruması üzerine yazılmış, ısı üreten bir şey giymesini kimse tavsiye etmemiş. Atlet üstüne yapıştırılan, 12 saat ısı üreten bantlar var. Google'da şunu arayın: body warming patch outdoor.

www.odevlik.com

burada işinize yarayacak konular muhakkak vardır. bakın ilginizi çeken bir şey olursa onu kendinize konu yapın, sonrasında kolay gelsin :)

ocr olarak geciyor.

aby finereader.

abbyy fine reader veya omnipage gerekli bunun için. abbyy daha iyi daha sağlam bir program. sanırım en son 10 sürümü çıkmıştı...

bir süre daha bekle devam ederse nörolog'a git.

dişlerinizi de kontrol ettirin. baş ve yüzde ağrı yapabiliyorlar.

bu arada aklınızda olsun, baş ağrısı durumlarına yarım asprin içmek hayat kurtarabilir. Ama senin durumunda on günlük bir ağrıysa beyin kanaması ihtimali az görünüyor. Bi röntgen çektir istersen

@Manert dediğinde bir hata olmadığına emin misin? asprin kan sulandırıcıdır, Allah korusun beyin kanaması geçiriyorsa bir insan kanamanın durmasını güçleştirir...

bruxism olabilir.

BloodGrove: evet ama kanı "sulandırarak" pıhtı oluşmasını engeller. Zaten beyin kanaması beynin öyle dizimizi falan yardığımızda kanaması gibi bir oluşum değil aslında. Bir pıhtı oluşuyor, beyne gidererk buradaki bir damarı tıkıyor ve sıkıntı yaratıyor. Alacağınız asprin bu pıhtının oluşma riskini düşürür.

@Manert benim bildiğim kanamanın evvela durması sonra pıhtıyı dağıtan ilaçlar kullanılması gerekiyor. kanama bazı vakalarda kendi kendine durmakta, bazılarında durup tekrar kanayabilmekte, bazılarında ise durmamakta. beyin kanaması kılcal damarların balonlaşıp patlaması şeklinde oluyor. bazen ana damarlarda da patlama oluyor ki zaten ona acil müdahale gerekiyor fazla vakti olmuyor hastanın. yani pıhtılaşma bildiğim kadarıyla ilk etapta gerekli, sonrasında pıhtı atılmasın beyne diye ilaç veriyorlar. pıhtı yine dağılmıyorsa ameliyat ediyorlar. benzer pıhtı ilaçlarının birçok ameliyattan sonra verildiğini de biliyorum. yine de yanlış biliyor olabilirim asprin mevzusunu o yüzden fazla ısrarcı olmayacağım...

edit : doğru ve detaylı bilgi burada varmış :

www.uzmantv.com/duzenli-aspirin-almak-beyin-kanamasi-riskini-azaltir-mi

arkadas 10 gun olmus hala buraya yaziyorsun, ibr doktora git rontgen mr ne gerekiyorsa baksinlar.
belki sinuzittir belki allah korusun cok daha ciddi olabilir.

miden filan hassassa (ozellikle ulserliysen) sakin asprin icme ic kanamadan oldurebilir.
insanlar da bilip bilmeden ilac tavsiye etmesinler

spor yap.

çok sıradan ve klişe bir cevap gibi gelebilir ama, sizi bu duruma getiren şeylerden uzakta durmayı deneseniz?

mistread. bitmiş. fakat etkisinden hala çıkamadığım bir durum. aklıma düşüyor. geliyor çıldırtıyor. unutuyorum sonra , tekrar...

oruç tut, sakinleşmeyi öğrenirsin. tam küfür edecekken ağzım kalıveriyor sesim çıkmıyor, tam kavga edecekken tövbe estağfirullah diyor arkamı dönüyorum, aklıma ne kadar kötülük gelirse gelsin hepsinden beni alıkoyuyor. tam anlattığın gibiyim genelde sakinim ama damarıma basılırsa en uçlara kadar gidecileceğimin farkındayım. mesele kavga etmek etmemek değil edince adamın neresine vururum ne olur elimde kalır mı diye korkuyorum. oruç tut geçiyor. bir insanı istemesen de sudan bir sebepten çıkmış ya da damarına basıldı diye çıkmış bir kavgada kazara öldürmek sonra ömür boyu o vicdan azabını taşımak. kulağında hep bir insanı öldürmenin tüm insanlığı öldürmek olduğu ayeti... tek tavsiyem oruç. bir de seni bu noktaya getiren insanlarla ilişkini azaltmanda sıkıntı yok kanımca. ben mesela beni günaha soktuğunu bildiğim değerlerimin uymadığı arkadaşlarımla onları sevmeme rağmen mümkün olduğunca az görüşmeye çalışıyorum. seni çileden çıkarıyorlarsa ilişkinin düzeyini düşür olsun bitsin.

kardeş konuyu genel hatlarıyla vermişsinz ama sanırım içinde kız var.
bir kız için intihar edip 4 gün yoğun bakımda kalmış bir salak olarak emin ol değmez.
tavsiyem nietzsche oku.
kendine nasihat veren ağır anlamlı dövme yaptır ki kendini kaybettiğinde kendini hatırla.
denizdeki balık kadar dışarda kız olduğunu unutma.
emin ol onlardan biri seni çok daha iyi yere götürecektir.

zaman sadece birazcık zaman.. aklına gelenleri yapmamayı kontrol edebilecek kadar güçlüysen, her geçen saniye senin lehine. biraz daha sabır. azalarak gidecektir etkileri. ben uyurdum fırsat bulduğum anda. yani gidip dağlara taşlara vurmam gerekirken kendimi uyuyordum. bazen rüyalar herşeyi yeninden başlatıyordu ama ne bileyim. diğerlerinin fikirlerini sormuşsun ben uyurdum. uyumayı başarırdım ve iyi gelirdi.

hemen hemen aynı durumdayım seninle. hatta yaklaşık 1.5 2 saat önce de kız arkadaşımdan ayrıldım =) bi şekilde senin durumuna geliyorum ki aslında değmez evet..çözümler çok aslında. ben kurtulması zor durumlardan kurtuldum netekim. O anlardan birinde çok büyük bi yanlış yapıyordum az daha. hatta gözümün karardığını ve yaklaşık 10 15 saniyeyi hatırlamadığımı belirtmek isterim..
Her neyse..
Müzik dinlemeni öneririm. Trip hop, alternative, trance falan olabilir gayet.. müziğe kitlenir unutursun.. Ayrıca eğer alkol bağımlılığı gibi bir problemin yoksa ve iradene de güvenmekte isen keyif için arkadaşlarınla beraber dışarı çıkıp alkol alman yerinde olur. Hayattan zevk aldığını bir anı yakaladığında kızgınlıklarının ve sinirlerinin yıpranmışlığının ne kadar anlamsız olduğunu göreceksin. Bir nebze de olsa hayatını değiştirmeye çalış belki işine yarar..Ayrıca dövme konusnu bi düşün eğer kafanda varsa dövme yaptırabilirsin. Tam da bu sebepten dolayı bi dövme yaptırmışlığım var ve yararnı gördüğüm anları da hatırlarım..
Yaktığın gemilere de üzülme, Seni o hale getirmiş insanlar için gemi yaktığına değer açıkçası..

talcid vs

iki soda cak...

ılık suyun içine biraz bal karıştırıp içerseniz midenizi rahatlatıcaktır.

bir bardak soğuk sütü yavaş yavaş iç. sütün ph ı mideninkinden hayli yüksek, içtikte mideni yatıştırır. bir anda hepsini içersen 15 dakika sonra tekrar aynı şeyleri yaşarsın o yüzden yavaş yavaş iç. talcid de bir çözüm ama ne gerek var boşa ilaç kullanmaya...

gaviscon. içmeden önce ve sonra da alırsan misler gibi mideyle uyanıyorsun. akşamdan kalmanın en iyi çözümsüsü de şey. izotonik sporcu içecekleri. bedenin dengesini hemmencecik geri kazandırdıkları gibi dilini de farklı bir renk haline getiriyorlar.

www.soundboard.com

www.freesound.org

www.hepsiburada.com

www.kostumcum.com

(bkz: geppetto)

giderlerli neredeyse 0'a yakın da o yüzden. çayı yapana, satana efendime söylim mekana, elektriğe, suya vs. para ödenmediği için satış fiyatları hammadde giderleri + %10 gibi bir rakama geliyor. Birde askeriyeye mal genelde ihale ile büyük miktarda alındığından mal alış fiyatları da düşük oluyor.

kâr etmeden satıyolar galiba marketlerde falan. ee işçi masrafı yok, kira masrafı yok. üstüne bi de yüklü miktarda alıyolardır muhtemelen.

üstüne stokları iyi :D askerde 1976 yılı damgalı et gördüğünü iddia eden çok insan var. o zamanlar et ucuzdu ülkede :D

@divit:
starbucksla kıyaslamana gerek yoktu :). normal bi tekel bayii ile kıyasla mesela. 2.5 lira değil mi bi şişe bira. orduevinde 2 lira ya da 500ml kapalı su 15 kuruş dışarda 50 kuruş gibi.

her şey maliyet kalemlerine göre değerlendiriliyor ve çok çok küçük bir karla ya da kar olmadan fiyat biçiliyor. örneğin ben askerdeyken de bir bardak (küçük plastik bardak) çay 10 kuruştu. bir bardağın malieti de 8-9 kuruştu. 10 kuruşlık bedel, 1-2 kuruşla kar değil de para üstü sorunu düşünülerek bile belirlenmiş olabilir.

eleştiri maksadıyla sormuşsun tamam da ben şahsen bunda eleştirilecek bir şey göremiyorum?

neyse, yukarıdaki sebeplere ek olarak vergiden muaf yerler olmaları ucuz olmasında önemli bir etkendir.

askeriyede kar oranı sabittir.%10.bir kuruş üstüne sat(a)mazlar.

malı toptan aldıkları için çok ucuza geliyor, herhangi bir bakkalın-marketin 10 katı mal alıyor adamlar... ayrıca kar amacı yok, çok cüzi bir karla satıyorlar, en ucuz market bile min. %25-30 civarında kay koyuyor aldığı malın üzerine. ama bu adamlar koymuyor onun için de ucuza satıyor.
benim de paraya ihtiyacım olmasa, sırf zevk olsun diye açardım öyle bir tükan, karsız satardım her şeyi, ama paraya ihtiyacım olduğu için yapamıyorum

emre, askerde kantin başkanlığında çalışan emekli bir çavuş şunları gördü,

-yüzde on kar koyarsın, dahası olmaz- azı olabilir yuvarlamalar ile.
-firmalar inanılmaz iskonto uygular-deli gibi promosyon ürün gelir, algida-cocacola gibi firmalarda iskonto oranlarının yüzde 30-40 gibi bir rakama ulaştığını hatırlıyorum. Yani bakalla 10 lira ise algida askeriyeye girişi 7 lira!
-özel firmalar kira-istihdam için deli para harcarken- sabit giderleri var iken yani- askeriyede bu giderler çok düşüktür-hatta yoktur.

Ha bu durumda kar eder mi kantinler, hemde nasıl ederler inanamazsın! Tüccarlar ile konuş belki de en ballı yer askeriyedir iş yapılacak. Zamanında tık diye paranı öderler, saçma sapan naz niyaz yapan komutanlar tek derdindir, büyük parti mal alırlar, daha ne olsun!

doğruluklarını test etmedim ama bazıları mantıklı geldi :)


TUVALETİ TEMİZLEMEK İÇİN:
Maxicep.com - içtiğimiz kola nın yararları Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve
sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit hela başındaki lekeleri yok
edecektir.
KROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK İÇİN :
Arabanın tamponunu Coca Cola''ya batırılmış bir sigara paketinin
içindeki alüminyum folyosuyla iyice ovunuz. Tertemiz olacaktır.
AKÜ KUTUP BAŞLARINDA ÇAPAĞI TEMİZLEMEK İÇİN :
Bir kutu kolayı kutup başlarına dokun ve bütün
çapak yok olsun.
PASLANMIŞ BİR CiVATAYI SÖKMEK İÇİN :
Coca-Colaya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı
cıvatayı
uygulayınız. Bir kaç dakika sonra rahatlıkla dönecek
ve çıkacaktır.
ELBİSENİZDEKİ YAĞ LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN :
Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üstüne boşaltın,
Deterjanı
ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Coca-
cola yağ
lekelerinin yok olmasına yardım edecektir.
Ayrıca ; Araba ön camlarındaki her türlü kuş pisliği yapışan sinekler veya ağaçlardan dökülen toz , polen, yapışkan maddelerin çıkarılmasıen iyi madde COCA COLA + PEPSI ''dir.
* * *
Peki nedir bu Cola''nin bu kadar etkileyici temizliklerde bile kullanılabilmesinin sebebi? Coca-Cola ve Pepsi''nin ortalama pH değeri 3.4 tur. Bu asidi de dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir. Temizliklerde bu kadar etkili olmasının sebebi budur. Aslına bakarsanız Cola ile dünyada kimsenin tavsiye edemeyeceği KARBONDİOKSİT içiyoruz. Hani şu dışarı atmak için devamlı nefes alıp verdiğimiz, atmak için uğraştığımız KARBONDİOKSİT...!
2001 yılında Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Coca-Cola içecek",diye bir yarışma yapıldığında, sekiz litre Coca-Cola içerek kazanan ve 10 dakika içerisinde herkesin gözü önünde ölen kişinin haberini duymuşsunuzdur . Neden öldü? Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu.
Başka bir örnek: Kırılmış dişinizi bir şişe Coca Cola''in iine koyun ve 10 gün sonra bakın... Diş 10 günde büyükoranda erir. Halbuki dişler ve kemikler ölümden sonra bile en fazla dayanabilen organlarımızdır ...

www.cci.com.tr

yararları da bazen mideyi rahatlatması ve sıcak havada içimi soğutması..

ishal olanlara cola içiriyorlar, kesiyor isali.

diet cola içtiğim zaman yaptığı şişkinlik nedeniyle çok çabuk doyuyorum, kilo vermeye yardımcı oluyor diyebiliriz yani.

saçma sapan argümanlarla kolayı kötüleyenlere inanmayınız. inanacaksanız, elle tutulur argümanlarla zararlarını anlatanlara inanınız. yararlı bir içecek değildir. keyif verici hoş bir içecektir. çay kahve de yararlı değildir. keyif için içilir. BlodGroove'un saydığı şeyler, kolanın zararlı bir içecek olduğunu göstermez. milat öncesinden beri ilaç olarak, şifa olarak kullanılan sirke ile veya son derece yararlı bir meyve olan c vitamini deposu limon ile de şunları yapsanız (içine diş koysanız, tuvalete dökseniz, paslı kromu silseniz vs) aynı etkileri hatta daha fazlasını yaptığını görürsünüz. niye, çünkü asidiktir. kola da asidiktir. kuş pisliği denmiş. tükür bak kuş pisliğinin üstüne. al sana direkt vücut salgısı, sürekli de ağzının içinde, bak gör kuş pisliğini, reçineyi falan nasıl temizliyor.

10 dakikada 8 litre kola içen adam karbondioksitten ölmez. çünkü ağızdan alınan karbondioksit midede çözünüp kana falan karışmaz. sadece gaz yapar. geğirtir adamı. o adam niye ölmüştür? olayı bilmiyorum ama ya geğirememiş çatlamıştır, ya da o kadar kısa sürede o kadar sıvı aldığı için su zehirlenemsi veya benzeri bir şey olmuştur. yani o sürede sadece o miktar su da içseniz olacağı budur.

bunların hiçbiri kolanın zararı değildir. sıvı olmasının ve kısa sürede çok yüksek miktarda alınmasının, asidik bir sıvı olmasının doğal sonuçlarıdır. ha derseniz ki abaroz miktarda şeker içerir. durduk yere kalori alırsınız, vücut onca şekeri depolamak için karaciğere yüklenir karaciğeri yorar, karaciğer yağ olarak depolayıp şişmanlatır, kafein uyarıcıdır, nabzı hızlandırır, uykuyu kaçırır, bağımlılık yapıcı etkisi vardır, anlarım o zaman.