yanlış yazmış. tam tersini yazacaktı herhalde.

sordum öle bir şey yok diyor, hazır bilgi yok araştır aslanım değince bana bende cidden merak ettim.

ya bitcoin dediğin zımbırtı dolar gibi düşün.

1 bitcoin işte 1000 dolar diyelim.
bu tutup 1400 dolar olabiliyor.
sen zamanında 1 bitcoini 1000 dolara aldıysan bunu 1400 e satabilirdin.

bunun furyası bitti sanıyorum.

bak misal şu an fiyatı : Fiyat 861.97 TL

5 ekim de 733 tl idi.

5 ekimde 10 bitcoin alsan 7333 tl öderdin.
şimdi satsan 8610 tl ederdi.

aradaki de karın oluyor. sağlam iş değil salla.

onu bende anladım da adamın hesabına göre zarar etmesi lazım,

elindeki bitcoin miktarı artmadıysa kar etmesi mümkün görülmüyor.

ya kafa buluyo, yada mega holdingçi kafası var bilmiyorum.

Gayet basit elindeki bitcoini al sat yaparak kar yapabilir, yorucu ve stresli olur ama yapılabilir. Yani düz 3000 den girdi diyelim 2500 den sattı 2000 den elindeki payla yeniden aldı 2750 e yükseldi tekrar sattı falan. Yani kazanılabilir.

anladım sağol :)

bitcoin'in tavan yaptığı bir dönemde -1200 dolara kadar çıkmıştı- güzel bir fiyattan alıp yükselince satarak kar etmiş olabilir.

ekonomist değilim, hobi olarak takip ediyorum, şu an bitcoin düşüş eğiliminde, rakipleri çıktı. para kazanmak istersen ya uzun vadede artmasını bekleyeceksin ya da dalgalanmalardan yararlanıp kısa vadeli al sat yapacaksın.

mining işine hiç girmiyorum adamlar on binlerce dolarlık özel donanım yatırımları yapıyorlar.

edit : bitcoincharts.com

onu diyen arakdaş zaten bu işleri başından beri takip eden biri.
altcoinleri bile var. yani o parayı ticaret yaparak al sat yaparak ve altcoinlerde değerlendirerek yaptı. bu coin işlerinin sıkı takipçisi.

Anne babanın üzerinden yararlanman için 25 yaşından küçük ve okuyor olman lazım.

İşten çıktığın an işlemeye başlar.

ben de 10 ay işsizlik maaşıyla takıldım bi sıkıntı çıkmadı. borç çıkar moralim bozulur diye pek kurcalamadım açıkçası. bak yine bi huzursuz oldum şimdi.

kadınsan evlenene kadar anne-baba üzerine geçiyorsun. ödemiyorsun o parayı. evlenince de eşinin üzerine geçiyorsun yine ödemiyorsun.

Yeni nesil bayanlari da kapsadi ama sana vurmamistir 92li falan degilsen

89lu falansan öyle bi şey yok ya yaş sınırı var onun kadınlar için. mesela ben 89luyum çalışıyorum işten çıksam da babama düşüyo direkt benim güvencem. o şekilde işte.

işşizlik maaşı aldığın süre boyunca SGK primleirini işkur ödeyecek
daha sonra babandan yararlanabilirsin "eski kız" isen :) yaş sınırını tam bilmiyorum ama 2008'de 18 yaşından büyük olup babasından yararlanabiliyor olanlar gibi birşey sanırım.bu yasa 2008'i milat kabul ediyor malum.

sanırım yaş sınırı 90 lılar

Hatay. Damağım ve midem baya şaşırmıştı.

kars, artvin, konya, edirne.

sakarya kırkpınarı ilk gördüğümde kıskanmıştım baya,
antalya nın da dağlık kısımları, likya yolu baya hayran bırakmıştı kendine,
kayseriden de sadece geçerken durmuştuk, orada yemek yemek için girdiğimiz yeri unutamıyorum :) (biraz küçüktüm ama) şehiri gezme fırsatım olmadı ama bence gezsem şaşırır ve severdim diye düşünüyorum.

Beklentim düşük gidip bayağı şaşırdığımı yer Kayseri.

bursa, trabzon, ordu, samsun

Eskisehiri gordugumde ben de cok sevmistim.

adana, çok güzel gelmişti hataydan sonra; yemekleri ve şehirleşmesi iyiydi.

iskenderun

Oha konya yazmislar beni de baya sasirtmisti boyle sehir mi olur lan diye.
Cevap izmir

konya beni de cok sasirtti. kotu anlamda.

çanakkale. beni şaşırtmıyor da ilk kez giden herkesin ağzı açık kalır genelde. hele yazın.

konyaya şaşırmayın len, bisikletçiyim ben ve konya bir bisikletli şehri. sakin ve yavaş.
artvin dağı tırmanan şehir. aşırı güzel. küçük minas tirith.
kars, ani harabeleri özelinde konuşursak bi de ruslardan kalan alt yapısı vesairesi derken iyi işte.
edirne zaten ortasında selimiyesi etrafı güzel, o da yavaş sakin gördüğüm bi şehir.

bunlar beklenti meselesi. çanakkaleyi bisikletle geçtim mesela, götüm gibi, saçma bir vilayet. merkezde akşam vakti dolaşan kızlar falan epey güzellerdi ama o mesela mühim.

denizli yarrak gibi, ardahan yarrak gibi, ankara keza bu sıralamada birinci olur.

haricinde bir sürü vasat şehir gördüm. önemli kısmını bisikletle geçtim. diğerleri kayda değmez. bu dördünde ev alır ve ikamet ederim.

Erzincan-Kemaliye aman Allahım o ne vahşi bir doğa

ankara, nasıl bu kadar rezalet bir şehir olabilir, kenara sıkışmış fare gibi oluyorum.

antalya, bu insanlar da insan, ben de. bir yerde bir yanlış var ama.

Moto G turkiye'de kaca satiliyor bilmiyorum ama guzel alet.

Turkcell t50 al. Fiyat/performans oranı en iyi cihaz. Ekşiden bakabilirsin.

victor u2

lumia 1320

buyuk olsun istiyorsan galaxy grand neo olabilir: www.hepsiburada.com

ben su anda galaxy grand 2 kullaniyorum, inanilmaz memnunum. 920 liraya almistim. dusunursen tavsiye ederim kesinlikle: www.akakce.com

casper via v8c bence aradığın telefon.

şurada güzel bir incelemesi var www.youtube.com

bu arada, bu özellikleri arayan biri olsam kesinlikle tablet tercih ederdim. bu bütçeyle orta- alt düzey bir akıllı telefon almak yerine üst dzey bir tabletle bu işler görülebilir.

xperia zr.

zenfonelara bak

Uçan spagetti haklı. 1320'den memnun kalmama ihtimalin yok. Her açıdan.

Samsung Mega : (Fiyat : 969 TL) / 69 TL bütçeni aşacak ancak inan bana değer... www.bulabilirim.com

dark evo e40

Olmaz.

Alintilama olayini hic sevmem bosa harf israfi.
o kadar cevaplari okumaya useniyorsan pas gec sen de kardes.

+1 ler zaten siliniyor.

@kutsalbok +1

ayrıca haklısın.

tr.uspoloassn.com

yaşın ve beden bilgine göre değişir.

25 altı isen ilki
25 üstü isen ikinci

ay ikinci 25 üstüysen de değil ya. 25 yaş üstüysen başka bak.

Uzun olan. Gerci dugmeler pek hos gozukmedi bana.

1. diyorum

İkincisi diyorum. İlki yaşına pek uygun değil.

ilki.

almadımda ne sorun yasıyacaksın ki. en fazla pili bitik gelir.

sahte olup olmaması açısından diyorsan sahte satmaya cesaret edemezler zaten. ünlü, sürekli reklam veren firmalar sonuçta.

hayattta almam. %90 sahte çıkar, bozuk olur, iadesi zor olur. en güzeli gidip görüp almak. alma bence.

evet orjinal olmasıyla ilgili sorunlar olabilir. bazı yorumlarda kordonu soyulmuş saatler gonderdiklerini falan okuyunca endişelendim doğrusu.

iki kez aldım, birinde saat elimize gelmedi diyip para iadesi yaptılar.

diğerinde saatin camı çizik çıktı ben iade ettim.

hangi sitelerdi hatırlamıyorum. sorunsuzca iade edebildiğim için çok sorun yaşadım diyemem.

eminönündeki saatçilerden alın. kesin orjinal ve o sitedeki fiyatlarda alırsınız pazarlık yapın ben 500 liralık saati 200 liraya aldığımı bilirim.

katie holmes gibiyse beyazlarıyla evimin kadını yaparım evet.

Ben kötü bir şey düşünmem. Dikkatimi çeker, beyazları varmış diye düşünürüm ama dillendirmem.

yaşlanmış, helal olsun yaşlandığını kabul ediyor derim.

katie abla gibi ünlü, güzel, çekici biriyse yuh aq boyat şu saçları ya derim.
ama bizim komşu kamuran ablaysa dursun oyle mahsuru yok bence. bişey olmaz.

o benim ben. saclarim beyazladi, hem de oyle boyle degil tez sagolsun. ilk bi-iki teli gordugumde sasirmistim ama cok onemsememistim olur oyle diye. ama gecen yil, cok iyi isik alan bir aynada farkettim ki nerdeyse 5'te 1'ini kaybetmisim saclarin. bayagi bayagi yaslanmisik diye bi hafta falan depresyona girdiydim.

annem her gordugunde ne bu saclarinin hali, git boyat der. en cok o sinir eder beni, simdi 3 aydir gormuyor beni ustelik, iyice artmis halini ilk defa gorunce ne diycek cok merak ediyorum. ilk 5 dakka icinde kesin konuyu oraya getirir diye dusunuyorum.

cevredekilerin falan bazen uzulerek baktiklarini hissediyorum. yazik gencecik daha, bu yasta beyazlatmis saclarini diye. eskiden kapatmaya calisirdim ama simdi ugrasmiyorum da. zaten kapanacak gibi de degiller artik.

bi de sacim siyah ustelik, beyazlar kabak gibi belli ediyor kendini. ama israr ve inatla boyatmiyorum. zaten saclarim kuru ve yipranmis, bi de boyatinca daha beter zarar gorecek diye korkuyorum. hele ya bi de istedigim rengi de tutturamazlarsa, ugras dur ondan sonra. boyatmaya baslasam, zaten siyah sac, beyazlar iki gun sonra gene cikmaya baslayacak sakaklardan. 10 gunde bir dip boya yaptir, hic ugrasacak halim yok ama, yakistiramiyorum da acikcasi artik kendime. tamam ben de dogalliktan yanayim ama bu dogalliktan ziyade, bakimsizlik ve pejmurdelik gibi gelmeye basladi gozume. sanirim yakinda kizlar hangi marka boya diye acacam bir duyuru :(

@yesilimtrak ben biraz yaş kompleksine girdim 30 olmadan beyazlarla muhatap olunca ama benim kadar kafasına takan yok herhalde. bana çok kötü geliyordu.

@halanne benim de tezden sonra oldu :( boya işine hiç girmek istemiyordum. geçende tepem attı kuaföre şu beyazları birkaç tutam alıp kendi rengine boya dedim. tutturamadı rengini açık oldu. tekrar boyadı falan derken bulaştığıma pişman oldum. kuaför bile sen niye bu kadar taktın ki diyince ben mi abarttım bırakayım eski beyazlarla yoluma devam etsem mi diye düşünüyorum artık.

beyazlara rağmen saçlarını boyatmayan kadın hem doğallıktan yana olmasıyla hem de özgüveniyle ilgimi cezbeder.

ayrıca o beyaz saçı yaşlılık göstergesi olarak görenlere bir çift lafım var: ben ilk beyazımı 14 yaşında gördüm lan!

bundan biraz azı bende de var, saç siyah olmayınca bu kadar belirgin gözükmüyor gerçi. beyazım yokken saçımı neredeyse her renge boyadım, artık en fazla uçlarını boyuyorum. "aa beyazların çıkmış" diyenlere "hee evet çıktılar" deyip geçiyorum.

bir de, saçının çoğu kırlaşmış ama boyatmayan kadınlar ilginç/hoş gelirdi, o zamanlar saçımda beyaz yoktu, "saçım beyazlamaya başlayınca boyamam artık" derdim. henüz fikrim değişmedi.

katie holmes'e yakışmış. beren saat de böyle geziyordu, iyiydi bence.
öte yandan bir arkadaşım ciddi miktarda beyazla geziyordu. sonra özel bir gün için kendi rengine bir boyattı herkes vayy dedi.
yakışıyorsa kalabilir ben doğallıktan yanayım. kendim de mümkün olduğunca direneceğim boyatmamak için.
ama arkadaşımın örneğindeki gibi yakışmıyorsa da zorlamamak lazım.

(bkz: cruella de vil)

coolness !

zaten artık beyaz saç son zamanların modasıymış meğer. boşuna dert etmişim :)))

fashionassist.files.wordpress.com
i.perezhilton.com
2.bp.blogspot.com

www.glamourmagazine.co.uk

Acaip hoşuma gider.

çok çok kötü duruyor siyah saçta özellikle. yanına bile yaklaşasım gelmiyor.

benim sakalda var, başta canımı sıkmıştı artık karizmatik geliyor. bi de şekilli olsalardı iyiydi :)

komple boyatma, sık balyaj attır. ablam 30unda fakat saçı beyaz dolu. sık balyaj yaptırdı hem tamamını boyatmak zorunda kalmadı hem de doğal ve güzel durdu.

Saçı böyle olup boyatmayan biriydim. Sonra iki gün içinde 5 kişi "aaa beyazın varmış senin" deyince bana bir sinir geldi, boyattım. Hâlâ pişmanım. Demeyin aaa senin beyazın var diye, sanki bilmiyoruz.

ekmek teknesi :/

oldboy olabilir. bir babadan, alınabilecek en ağır intikamla sonlanmıştı.

Big leblowski kül sahnesi

aklıma ilk gelen oldboy.

Ekmek teknesinde noluyodu ki merak ettim :(

bence de oldboy

Oldboy kesinlikle

klişe olcak ama the usual suspects abi ya. çok pis ters köşe olmuştum.

Benim aklıma oldboy'dan önce jin ling shi san chai geldi.

Edit: finali değil de filmi okumusum. O zaman oldboy.

martyrs

(bkz: #36507313)

easy rider
la haine
leolo
voshojdeniye
ve old boy +1

incendies.

oldboy +1

old boy bence de.

belki klişe olacak ama ilk izlediğimde requiem for a dream bana çok koymuştu.

skeleton key..

seven ve şeytanın avukatı da iyidir

lan oldboy un sonunu daha ortasında tahminle bilen bir ben miyim? çok zeki hissettim sayenizde şu an kendimi nihohoha - kendini beğenmiş kahkaha evet :D -

saw 1 (testere 1).

ötesi yalan.

belki zorlarsan 6.his.

(bkz: incendies)

moon
shutter island
hard candy
los cronocrímenes
donnie darko

titanik. öyle bir geminin batabileceği süpriz olmuştu benim için.

platoon ve donnie darko ve brave heart ve moon evet douchebag epey duygusal bi adammış bunu da anlamış oldum.

(bkz: angel heart)

tarık akanın kardeşi için kanını sattığı bi film vardı, bi izledim iki yıl psikolojim düzelmedi :P

Miss Violence filmi en olmasa da tam senin dediğin gibi bir film, Yunanistan yapımı çok etkileyici bir film.

Filmi izledikten sonra eleştirisini buradan okursun sinemakafasi.com

twist sonlu degil de agza sicanlardan;
la roue (su an film olarak izlemesi zorlayici, keske tiyatro eseri olarak da yazsaymis abel abe)
germania anno zero

la haine şok edici değil belki ama finalı harikaydı.

saw

hayret kimse yazmamış. oldboy.

oldboyun amk.

Farklılık olsun : Gegen die Wand

kimse yazmadan ben yazayım: oldboy

ben dahil kimsenin aklına gelmemiş ama yazmazsak dövebilirler: the sixth sense

requiem for a dream

tayland

şahsen ben yaz ayında kışın bile 30 derece olan ülkelere gitmem. danimarka-isveç-norveç-finlandiya-st petersburg kombosu yapabilirsin. 20 derece oh mis.

interrail yapabilirsin. bi bilet alıp bir değil bir çok ülkeyi gezebilirsin trenle. hostellerde kalır yeni arkadaşlar edinirsin. çok da güzel bi deneyim olur

Oncelikle tebrik ederim. Turla gidersen bence kubaya hersey dahil gidebilirsin.

Tayland'a gitsin diyorsunuz da Bangkok'un uçak bileti aşağı yukarı 1500 lira civarında, gidiş dönüş 3 bin lira. 15 gün ne yapacak bu adam orada parasız pulsuz. Biraz daha para biriktirin uzak diyarlara gitmek için.

kubaya gidersen bir daha amerikanın kapısından içeri giremezsin. bilgi olarak.. vize vermiyorlar.

fas

ben yerinde olsam iran'a giderdim, o kadar uzak değil gerçi ama 3 bin tl'ye uçak parası anca çıkar maalesef uzak diyarlara. iran da türkiye'den baya farklı bir ülke sonuç olarak. paran da artar lan hem.

ingiltere'den 3400 liraya kubaya gidebiliyorsun. Fazla arastirmadan thomascook'tan buldum. Kesin vardir biseyler.

amsterdam'a git.

Karayipler inanilmaz guzel. Ve ozellikle kubanin cok ucuz oldugunu izlemistim bi belgeselde. Yani bence gidilebilir. Seyseller Maldivler var merak ettigim. Hayatta bi kere gidilir bu tip yerlere. Paraya kiyiyosan az biseyde ustune koy, unutamayacagin bi tatil olur.

Merhaba. Nereye gittin,z acaba?

senetle kimse vermez. nakit ya da kredi kartı ile alabilirsin.

güzel olmuş bence.

güzel olmuş.

duvarda güzel durur.

tatil günleri renkli olsun mümkünse. başka bi renk yane.

bok gibi.

yeşil fon berbat. tasarım kötü.

tatil günlerini kırmızı yaz. resmi tatiller, bayramlar vs.

ay isimlerini bold yaz.

aylar altta çok dip dibeler. ayır biraz. ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık kısmı çok yakın. ayar çek onlara.

onun dışında güzel eline sağlık. 70*100 bastır en az.

güzel de yeşil fontta sıkıntı var daha önce belirtildiği gibi. yazı tipi de değiştirilebilir. resme göre çok kurumsal kalmış

bence güzel olmuş. verseniz asarım ^^

ctesi-pazarlar ayri renk
resmi tatiller ayri renk
fon cok koyu
font cok kucuk

hani hevesini kırmak için değil de coral draw'a karşı biraz ayyıp olmuş,
paintte de yapılırdı bu.

anahtarın plastik kısmında bir çip gizli olabilir. anahtarcıya götürdüğün zaman o alıp o çipi kopyaladığı anahtara koyabiliyor. ben 1 kere böyle yaptırdım. çip gibi bir şey varsa elinde yapabilir belki.

Servis pahalıya mal oluyor. Anahtarcılar immobilizer cipine göre 100-250 TL te kopyalıyorlar.
Benden peugeot için 250 TL istemişlerdi.

parçaları kaybetmediysen anahtarcı cuzi bir fiyata yapar

üstünde nazar var oncelikle bir okuttur kendini.

İkincisi tahtakalede yerler var, her turlu anahtarı yapıolar 20 yetaleye. Servise verip 300 vericeine oralara bi takıl, takılmışken kaçak ps 3 falan alıver.

satanınki iptal oluyor, alan kişi yeni sigorta yaptırıyor kendi adına..

teşekkürler.

araç muayenesi devam ediyor ama sigorta alım-satım sonrası yeniden yapılıyor.

2'nci seçtim.

1'inci biraz ibne işi.

bu modeller arasında tercihim nike olur, derisi çok hassas ve ince oynarken ayağınızda krampon değilde çorap varmış hissi veriyor. yakından gördünüz mü bilmiyorum ama nike görüntü olarak da çok hoş duruyor bence.

Yani bir ibrahimoviç olarak siz benden daha iyi bilirsiniz ama :D Bence biraz zeminle alakalı. Çok zorlu zeminlere çıkmayacaksanız nike ideal gibi duruyo. Adidas biraz daha zor zeminler için sanki.

serinletici minder var.

sağlık açısından zararlı olacağından öyle bişey yapılamaz. Vücut o kadar yakından soğukluk almamalı.

cidden nette satılan bir şey var mı bu tarz.
ya da tavsiye ettiğiniz bir şey.
abi çok sıcak.

duvara daya sırtını :)

not alıyormuş ayağı yap.

-Kameranın görüş alanına giren yerler derli toplu olsun.
-Evde bilgisayar başında yapacağım diye kıyafeti boşlamayın, yüz yüze bir mülakata giderken nasıl giyinirseniz, yine öyle özenli giyinin, hazırlanın.
-Görüşmeden önce mutlaka bilgisayarınızın ses ve görüntü ayarlarını kontrol edin.
-Evde evcil hayvan varsa, görüşme yapacağınız odaya sokmayın.

arkadan don sutyen geçen biri olmasın. düzgün kıyafetle geçen de olmasın aslında. tüpçü sesi, çocuk ağlaması, televizyon sesi filan da olmasın. maksimum sessizlik sağlamaya çalışın. kapıya not yazın zili çalmasınlar.
internet kesilirse, elektrik kesilirse gibi durumlarda ne yapacağınızın planını yapın. (telefondan devam etmek, telefon numarasını hazırda bulundurmak, telefonu şarjlı bulundurmak gibi).

bi de şuradaki taktiklerin bazıları işinize yarar:

(bkz: ingilizce mülakat/@compadrito)

caps alalım. ekseriyetle sana benzeyip benzemediğine karar verelim..unutma ki ocak, devlet içindür.

@altay vurgu bana benzemesine gitmiş, hemen düzeltiyorum :D

lookbook hanımlarından bence bu. sitede görsel araması yapılıyor mu bilmiyorum ama.

Luanna Perez. nağmı diğer Lua p. (imiş)

tatlıymış: www.youtube.com

face'den de ekle qanqa: www.facebook.com

dünyanın boyasını yüzüne vurmuşlar. neresi tatlı bunun? manyak mısınız olm?
o boyanın yarısını süren travestiler buna 10 basar.

dünyada gelecekteki depremi bilecek bir teknoloji yok.

kim diyor onu? sözlükte başlığı açıldı. hırsızlar evler boşalsın diye uydurmuşlar orduda.

Az önce bir arkadaşım aradı, onların kapıcısı dolaşmış. Sonra da bizim kapıcı geldi, bizi uyardı. Kapıcı lobisinin bir işi olduğunu düşünüyorum. Bir de abim yanımda 3 kişiyi aradı "Böyle bir asparagas var" diye, şu anda 3 kişi daha kaynağı belirsiz bir deprem bekliyor.

Böyle bir teknoloji yok; olabilir de olmayabilir de. Göreceğiz.

Edit: Çıkmadım tabii ki evden.

Valla bu gece çok sıkıntılıyım ben havada öleydi, olursa şaşırmam yani, önleminizi alın yine de.

O ne ya? Kim attı yine bu geyiği ortaya?
Doğruluğu olduğunu sanmıyorum, boşuna panik yapmayın. Ha olursa küfür de etmeyin bana tabii.
Bilinebilseydi, çok daha farklı ülkeler bizden önce hareket ederdi..

çanakkale için de öyle bir söylenti vardı hesapta üniversite açıklamış diye ama yalanlama geldi üniden.

edirne emniyeti açıklama yaptı, hırsızlar milleti evden dışarı çıkarma yöntemi olarak kullanıyorlarmış. arkadaşların dediği gibi böyle bir teknoloji yok.

yanı başınızda deprem çantası bulundurmaktan öte bişey yapamazsınız. bir deprem illa ki olacak (emme 1 sene emme 210 sene sonra). insanların korkularıyla oynamayın.

allah korusun. hiç hazırlıklı değiliz gerçekten.

anlıyorum tedirgin oluyorsunuz, deprem bu şakaya gelmez ama yapmayın allah aşkına ya! kapıcının geilp "deprem riski var, evden çıkın" demesi... bilmiyorum, çok garip bir tablo. depremden sonra artçı riski yüzünden dışarda yatıldığını biliyorum da, "deprem olabilir" diye insanları sokağa çıkaranı ilk kez görüyorum.

bunlar paralel yapının, hırsızların, vatan hainlerinin, ahlaksızların oyunu hep. evinizde kalın ve onurunuzla ölün. olmaz zaten deprem, niye olsun?

Muhtemelen söylenti. Biz zaten millet olarak bu tarz asparagaslara aşığız!
Allah korusun diyelim.
Böyle bir teknoloji yok tabi şu an.
Ama havadaki sıkıntı (Kocaeli) biraz da yarına yağış beklenmesi ile de ilgili. Yani koceeli'de sıkıntılı bir hava var.

valla 2000-2014 arası bin tane deprem tahmin edilmiştir eminim ki. bir aralar meşhurdu deprem tarihi vermek ama tabii tahminler tutmadığı için hiç görmüyoruz haberlerde.

bir araştırma yapılsa* eminim en az 10 kişinin tv'de vs. verdiği demece rastlarız "deprem olacak" diye (2000-2014 dönemi için).

demem o ki: inanmayın.

*biz yapsak ya? nasıl yapıcaz?

hiç kullanmadığım jeoloji diplomama dayanarak bi kaç şey de ben söyleyeyim :)
depremin ne zaman nerede olacağını kesin olarak bilmek mümkün değildir. hava durumu ile, güneşin konumu ile vs. kanıtlanabilen bir ilgisi yoktur. bunu şöyle düşünebilirsiniz, bir paket lastiğini elinizle geriyorsunuz. ne zaman nerede kopacağını bilemezsiniz. ancak lastiği gerdikçe kopma vaktinin yaklaştığını anlarsınız. hani o çok beklenen istanbul depremi de bunun gibidir. lastiği aralarda gevşetirseniz (küçük depremler gibi) kopma süresini uzatırsınız ama lastik gevşemiyorsa bir risk vardır ancak bunun süresi hiç bir zaman net olarak bilinemez.

kısacası sakin olun, inanmayın.

yok hacıt bende hala aynı

bende de aynı

nereden bakıyoruz?

onlinetahsilat.sgk.gov.tr

yok aynı.
kahpelere bak ya bildiğin hava parası ödetmeye çalışıyorlar millete.

Ben affı bekleyim o zaman. Ne olur ne olmaz.

verecekleri affı da sikeyim

Biri hayrına ödemiştir. Herhangi bir af çıkmadı. Af dedikleri şey yapılandırma. Gelir testi yaptırmazsan olmuyor.

çok ilginçtir benimde 4000 küsürden 145 liraya inmiş.

45 gün kadar çalışmadığım sürede farkında bile olmadığım için borç çıkmıştı sanırsam bi düzenleme olmuş.

Hoba benim öğrenci belgesi ibrazından sonra bile her ay minimumdan toplam 500 küsür olmuştu, şu an 50 tl borcum var.

Demek ki mal gibi ödeseydim şimdi sinirden kuduracaktım. Cebimizden parayı alıp, bir kısmını geri koyup bizi sevindiriyor adamlar olaya bak.

30 aydır birikiyormuş ve 1132 lira. lan zaten bir sürü borç var bir de bu çıktı yaa pffffffff :/

ne için kullanacağına bağlı olarak vereceğin fiyat da değişir. önce kullanım amacını belirle sonra model bak bence.

günlük bi çift adidasım var. koşu ve tenis için birer tani asics'im var.
günlük kullandığım naykiler çok çabuk dağılıyor genelde onun için tercih etmiyorum.

normal günlük kullanım. hep puma almışımdır ben. 1-2 kere adidas-nike aldım çok tırt çıkmıştı.

adidas en iyisi. verilebilir.

nedense nike'ı hiç sevemedim. adidasçıydım bir t-mac'i 5 sene giymişliğim vardı. 3-4 senedir reebok dmx max hastasıyım ama 1 sene sonunda tabanları çökebiliyor. bir öncekini 150 civarına falan almıştım boyner indirimleriyle geçen sene aldığım 220 civarıydı o biraz oturdu evet.

puma giyiyorum bu aralar ama yağmurda kayıyor ve taban altı desteği yok :/
120 lira civarı bu markaların hepsi, indirimde ve orjinal bulursan al.
bi de dikkat et, taban desteği olsun altında.

birkaç istisna hariç hemen hemen hepsi çabuk dağılıyor.

istisna olarak karşılaştığım puma whirlwind'dir. ek olarak tavsiye edebileceğim diesel'dir.

adidas +1

%50 indirimle 2 adidas almıştım, ne zaman aldığımı hatırlamıyorum bile. hala açılma yırtılma yok ikisinde de.

sadece spor ayakkabı kullanan biri olarak hepsinden var bende.
Adidasın hepsi iyi puma kötü falan gibi bi yorum yapmak çok saçma. Her markanın güzel olan serileri ve dandik olan serileri var. Ben nike/puma/adidas/asics/nb hepsini kullanıyorum şuan, nb hariç hepsinden oldukça memnunum. 150ye bulduysan yine iyi ayrıca :)

evde dolapta bekleyen adidas, nike, kinetix, onitsuka tiger, dockers vs. ayakkabılarım var ama 1 yıldır lescon giyiyorum. indirimdeyken ucuzundan bi tane alıp deneyeyim dedim (sezon fiyatı da 80 tl yi geçmiyor zaten), o gün bugündür ayağımda, rahatlık konusunda diğer markalarla boy ölçüşür, ufak bi açılma yapsa gidip yenisini alacam ama o da yok ,taş gibi meret.

lescon efsaneymiş de haberim yokmuş. marka fetişi değilseniz bi deneyin.

şuna geçen sene 300 tl vermiştim. modeli sevmiştim. rahatlık açısındanda çok ilerde değil.

www.sporjinal.com

klişe olacak ama küçük bi cafe, pasta evi açardım

Kendi isimi kurmaktayim su ara. Daha once hep maasli calistigim icin baskalarinin hatalarindan ders almaya calisiyorum. Son patronumda gordugum sey acgozlu olup her ise "yapariz ederiz" diye saldirilmamasi gerektigi. Babam da girisimci. Onun hatasi da insanlardan yardim isteyememek, her seyi kendi yapmaya calismak mesela.
Sektor icin de tavsiyem, madem sifirdan is kuracaksiniz omur boyu zevk alarak yapacaginiz, ilgileneceginiz bir seyler bulmaniz. Bir de hangi is olursa olsun is ahlaki cok onemli.

söylemez +1

yiyecek sektörü her daim iş yapan bir sektör.

çiçekçi açmayı düşünüyorum. hem çok kârlı, hem de ölmeyecek bir iş. ayrıca mutluluk verici. insanların mutluluğuna, acısına, heyecanına ortak olma imkanı da veriyor. maddi manevi tatmin edici benim için. tek problem bazı çiçeklere alerjim olması.

ne kadar paranız var?

250bin kadar

süper bi fikrim var. merkezi bi yerde büfe aç. ya da çiğköfte işine gir.

çay, çorba, çiçek böcek ile zengin olunmaz.iş yapacaksın iş.

"iş yapacaksın iş" ne demek?

aynen alt4y haklı. 3 5 lirayla para kazanamazsın. kazansan da bereketi olmaz. kazandınmı. 20 bin 30 bin 30 bin kazanıcaksın ki işe yarasın.

çiçekçilerin kar marjlarından haberi yok gabila o iş yap iş diyen arkadaşın.

anca etki edecektir sprey.

güzelce yıkasın hayvanı.
köpürte köpürte sonra iyice durulasın.
sonra da bir güzel tarayıp kurulasın.
yani hayvan tüylerini yalamasın.
kedi yıkanmaz demeyin yıkanır. ben yıkıyordum ne güzel kokuyordu:))

heee yıkayın kediyi. hem yapılan ilaç gitsin hem de yavru hastalansın ölsün.

bir taşla iki kuş.

ya da ikinci seçenek bekleyin yarına kadar ilaç etki etsin. pireler ölsün.

ya bir de tuvaletini yapmadı hiç ne küçük ne de büyük. bişey de yememiş gerçi doğru düzgün normal mi acaba

sprey dediğin ensesine damlatılan pire damlası olsa gerek. 1-2 gün bekleyin etki etmesi için. kedi çok pis ise yıkayabilirsiniz ama önce pirelerini tamamen dökmesi gerekir. ardından tekrar pire damlası damlatmanız gerekecektir.
yıkama işlemi de öle hatır hatır yapılmaz. ılık suyla kafasını ıslatmadan narince yapmanız, çok iyi kurulamanız, sonra da kediyi birkaç saat sıcak tutmanız gerekir. kesinlikle kulağına su kaçmamalı. kedi gerçekten kirli değilse yapmayın.

kabızlık, yavru kedilerde sık görülen bir sorun. birkaç gün sabredin yüksek ihtimalle düzelecektir. kaka yapamazsa karnında şişkinlik olur. çok uzarsa bu durum, tekrar veterinere götürürsünüz.

kucağına eski bir bez ser, iğrenmiyorsan pireleri teker teker öldür. 2 aylık hayvanda zaten kaç tane pire olacak ki? metrekaresi az..
Not: ciddiyim, biz böyle yapardık eskiden. hayvana en az zararlı yöntem. hoşlarına bile gidiyor.
zaten pire damlası olduğu için bir daha gelmezler.

Pire ilacının iyice etki etmesi için hayvanı 4-5 saat boyunca ellememek gerek. Yıkamak da ilacın etkisini azaltacaktır.

Yavru kedi olduğu için veterinerin daha düşük doz kullanmış olması da muhtemel. 2-3 gün geçtikten sonra tekrar götürün veterinere.

aranır tabi.

her saatte aranır. ara tabii ki. için rahat etsin. ne var bu saatte adamlar hep diken üstünde.

yakınsan bence belirtilen yere gidip kan verebilirsin

ara tabi sorman hata

tek kişi mi?

Hayır 4

Tuzla hakkında özel mesaj da atabilirsin. Köfte var, Mercan bölgesi var yazlık bölge, deniz kenarı oturmalık yerler falan. Ama Şile ve Ağva gibi tatil yöresi değildir.

parayı bana göndersin. 1 sene sonra 2 katı olarak alsın. en mantıklı iş böyle. şaka bir yana iş deneyemi var mı? müşteri ilişkileri nasıl? patronluk yapabilecek mi? iş kuracağı alanda piyasa yapabilecek donanımı var mı? çok güzel bir rakam elindeki. ama bilmediği sularda kulaç atmaya kalkıp hepsini batırabilir de. hangi alanda çalışmak istiyorsa önce bu alanda çalışan bir firmaya 50 binlirayla falan küçük ortak olsun. küçük bir şubesi olur o firmanın başlangıç olarak. sonra piyasayı öğrenir 1-2 sene içerisinde. baktı ki yapabiliyor ondan sonra tüm parayı işe aktarır. bence hiç bilmediği bir alanda birden bu denli oynaması onun için çok kötü sonuçlanır.

açın bi büfe işlek bi yere, temiz para akarı yok kokarı yok.

250 bin liranın aylık faizi 1700 falan olması lazım. kira derdi de yokmuş. ayda 1700 lira ile iktisat diplomasına baka baka güle oynaya geçinsin.

Faize yatirdim ben ne iş yapcam diyor ;)

Bizim şuanda amacımız mesela bufeyi nerde açmak? Ankara'da yasiyoruz.

50 binlik hangi işe yonelmek?

Patronluk deneyimi yok ama az çok esnafliktan anlar. Yani kucuk bir isletmeyi cevirip yonetirm

aslında bende o para olsa büyük bahçesi olan bir mekan alır ve kahvaltı bahçesi olarak işletirdim. edirnede vardı öyle bir bahçe. şehrin hemen dışında güzel bir yer. tabi onlar tüm geliri bir vakfa bağışlıyorlardı. neyse kahvaltı masaya geliyordu 8-10 çeşit. yeni ısıtılmış ekmek veriyorlardı. demlikte çay veriyorlardı istediğimiz kadar içiyorduk. çeşit olarak da 2 çeşit peynir, zeytin, bal, pekmez, reçel, domates, hıyar falan oluyordu. hepsini bitiremeden doyuyorduk. mekan da çok sadece hoş bir yerdi. benzer bir fikri hayata geçirebilir bu paranın sahibi. bu fikir tutarsa yönlendiren olarak bizi de görür değil mi? :))

ticaret farklıdır. adamı yerler yer. cidden 100 kere düşünüp 1 kere hareket etsin. ithalat işine girebilir.

Rent a car olabilir tatil beldelerinde tam mevsimi şu an. Eylüle kadar boş durmaz araçlar. Netten de ingilizce/türkçe bir site yaptın mı tamamdır.

2 tavsiyem var nacizane.

1. Hiçbir zaman paranın tamamını tek yere aktarmayın. Yarıya bölün, ya da kendinizi idare edecek kadar (50bin mesela) kenarda, vadede falan dursun hep.

2. Bilmediğiniz işe girmeyin. Her şey parayı basıp olmuyor, işi bilmezseniz 1 senede sizi alaşağı ederler farkında olmazsınız valla. Bir sektöre girmeden önce birkaç ay da olsa dersinizi iyi çalışın.

Kolay gelsin.

hacı saat 10 gibi aktif olur herhalde. çay dağıtacaklarını sanmıyorum da daha çok geleneksel yemekler var. rize kavurması falan iyidir. bak bulursan al.

neredesin acaba?

Bahçelievler'deyim. Yani E-5'ten gitmeyi düşünüyorum.

Kendi arabanla mı toplu taşımayla mı?

Kendi arabanlaysa; e5ten yardır. Edirnekapı'yı geçince sağdan Ayvansaray'dan aşağı in sola dön Feshane'nin oraya gelmiş oldun.

Toplu taşımaylaysa;metrobüsten Ayvansaray-Eyüp durağında in az önce anlattığım gibi yürüyerek Eyüp'e inebilirsin.

Evet ben kendimi pek ifade edememişim. Arabayla gitmek için sordum.

@fatal error Haberin var mı bilmiyorum, yarın oralarda maraton var. O yüzden sordum zaten. Şu anda en mantıklı gözüken seçenek metrobüs :)

şirket bilgilerine ulaşabiliyosan savcılığa dilekçe ver veya avukat yoluyla ihtar çek?
daha etkili bi uğraşma yöntemi olur.

lily briscoe + 1

hayır. kapıdan satış olduğu için alıp iade edebilirsiniz. ürün vaad edilen şekilde gelmedi yeterli bir sebep

farklı hat almana gerek yok.
bana söyle vereyim sipariş, geline de vazgeçtim almıyorum derim ahaha.
zaten yalan söylüyorlar, insanları dolandırıyorlar.

editor gerci ama:

www.youtube.com

(bkz: Edgar Allan Poe)

adam hayatı boyunca hakir görüldü, öldükten sonra değere bindi.

balzac ve dostoyevski'nin hayatına bakarsan bolca görürsün.

ben de okudum, beğenmedim. yalnız değilsin.

o kitabı okurken ben de çok zorlandım, çok da uzun zaman aldı ki kitap okumayı severim. içime sinmedi nedense o kitap benim, fazlasıyla sıkıldım. aynısını aylak adam'da yaşıyorum şimdi de. yarısını okudum, gerisine elim gitmiyor bile. yalnız değilsin.

ben de beğenmedim fazlaca şişirilmiş geldi bana da

belki kaçırdığın şey anlatım biçimi ve duyguyu yansıtma biçimi. bende okuduğumda çok duygulandım etkilendim. bittikten sonra ise sonuç ne diye düşünmeden edemedim. olaylar ve kurgu çok da etkileyici değil.

kesinlikle en başarılı kitabı değil.kuyucaklı yusufu daha çok sevmiştim.işte populerizm rüzgarı esmeyegörsün böyle durumlar çıkıyor.

Nasıl olur? çok kitap okuyan birisi değilim ama bu kitabı okuduğumda resmen tutuldum.

---buradan sonrası spoiler---
Sayfalar boyunca bir hikaye anlatan bir adam var, sayfalar boyunca bir şeye inanan bir adam var, raif efendi... o kadar sayfa boyunca hak verdiğin bir adamın 4-5 sayfada nasıl haksız olduğunu öğrenince göğsünüze bir yumruk oturmadı mı? hikayeleri tek taraflı dinlemenin meğer ne kadar yanlış olduğunu anlamadın mı bu kitabı okuduktan sonra? meğer hikayenin diğer tarafını hiç dinlememişiz bizde, anlamadan yorum yapmışız raif efendi gibi buna inanmışız, niye dinlemedik biz diğer tarafı demedin mi hiç bu kitabı bitirdiğinde? her şeyi geçtim tarihte bir yolculuk yapmadın mı bu kitabı okurken? bir gurbetçinin neler yaşayabileceğini öğrenmedin mi? ya onu da bırak şu paragrafı okuduğunda küfür etmedin mi raif efendi'nin yıllar boyunca kafasında kurduğu şeylere?

"On seneden beri belki boşuna yere herkesten kaçmışım, insanlara inanmamakta haksızlık etmişim. Aramış olsaydım, belki senin gibi birini bulabilirdim. Her şeyi o zaman öğrenmiş olsaydım, belki zamanla alışır, seni başkalarında bulmaya gayret ederdim. Ama bundan sonra her şey bitti. Asıl büyük ve affedilmez haksızlığı sana karşı yaptıktan sonra, hiçbir şeyi düzeltmek istemiyorum. Senin hakkında verdiğim yanlış bir hükme dayanarak bütün insanları suçlu tuttum; onlardan kaçtım. Bugün hakikati anlıyorum; fakat nefesimi ebedi bir yalnızlığa mahkûm etmeye mecburum..."

genelleme yapmak istemiyorum ama bu kitaptan etkilenmeyecek, bu kitabı beğenmeyecek kişi bence bu kitabı okurken bir şeyleri eksik yapmış,yaşamış kişidir.

herkesin bir kitaptan etkilenme derecesi aynı olmayabilir. üstte bir arkadaş da yazmış, kuyucaklı yusuf da çok iyidir mesela. içimizdeki şeytan da iyidir. ama en fazla "piyasa" olan kitap bu olduğu için sanki herkes beğenmek zorundaymış gibi bir algı oluşuyor.

ben çok beğendim misal ama dediğim gibi sizin bir kitaptan beklentinizi karşılamamış olabilir, gayet normal.

her yazar herkese göre olmayabiliyor.
ben de ihsan anar'a büyük hevesle başlamıştım ama kitapları sözlüksüz okunmuyor, soğudum bıraktım.

ben o kadar çok etkilendim ki raif efendi ve benzerleri sünepelerden nefret ediyorum. yaşadıkların sana az, çok az çektin sen diyorum.

sokakta birini gösterseler işte raif efendi budur, gider çelme takar, döverim. öylesine nefret yani.

Ben de çok etkilenmemiştim ama daha sonra tekrar okurum, anlamadım sanırım gibi oldum. İki arkadaşım bitince ağladıklarından bahsetmişmerdi.

Olabilir, ben mesela bu kitaba aşigim.

kötü diyemem ama bence aşırı abartılmış.

herkes aynı tarzı, aynı anlatımı sevmez doğaldır.

benim için çok ilginç bir kitap olmuştur misal kürk mantolu madonna. başlarında sıkıldım sonraları çok çabuk aktı falan ama kitap bittiğinde çok hoş bir duygu kapladı beni. etkilendim ama konusundan mı anlatımından mı onu hala kavrayamadım, bu yüzden ilginç geldi zaten.
hemen aynı şey aylak adam için de geçerli. anlatımı, tahlilleri, konusu benim için çok güzeldi.

hatta bu kitaplardan sonra türk edebiyatına başladım yavaştan.

bazı kitaplar için belli bi edebiyat zevkinin oturmuş olması gerekir. gazap üzümleri mesela ? herkesi açmaz. yani inan o kürk mantolu madonna'dan alıntı yapanların çoğu kitabı adam akıllı okumamıştır. kitap baştan sona yalnızlık, huzursuzluk temasıyla örülü. ortada ne gerçek aşk var, ne başka bir şey. tamamen betimlemeden oluşuyor diyebilirim.
ve tabi sevmek zorunda değilsin, herkesin okuma keyfi farklıdır. yine de popüler olanlara düşman olmayın, bazıları gerçekten iyi.

sünepe, korkak Türk erkeğini anlattığı için kendilerini Raif beyde bulup aşık olanlar var :(

orjinalden okuyunca: edgar allan poe, walt whitman, robert frost, allan ginsberg şiirleri;
yine orjinalden: arseni tarkovski'nin pervıye svidaniye şiiri;
türkçe'de pek çok ikinci yeni şiiri

şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Necip Fazıl

Beklenen / bekleyen

Küçük İskender - Bi Nedeni Yok Yalnızca Öptüm

cahit sıtkı tarancı - haydi abbas, 35 yaş
behçet necatigil -sevgilerde
orhan veli
necip fazıl : sakarya

bu adamlar aşmış insanlar. sanatçı kategorisi bile az gelir.

bir de cemal süreyya denen adama şair diyorlar ya yemin ederim kafayı yiyorum.
cemal süreyya denen adama şair demek vallahi şu cahit sıtkı tarancı gibi adama ana avrat sövmek gibi bir şey.

john donne severim
poe - alone
nfk - zindandan mehmede mektup

ilk bunlar geldi aklıma

Yenilerden güven adıgüzeli seviyorum. Muhafazakâr tayfadan yalnız.

Bir de sevdiğiniz şairleri yazın şeklindeki soruya "cemal süreya şöyle rerörö" şeklinde cevap verince ne oluyor? "Üvercinka" ikimize aynı duyguyu hissettirmiyor olabilir. Bu cemal süreya'yı kötü şair yapmaz.

daha cemal sureya yazmayı bilmeyen insanların olması ne kadar üzücü değil mi?

turgut uyar-göğe bakma durağı

@kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili

çok bilmişlik taslama. aslında adı cemal süreyya. girdiği bir iddia üzerine bir tane y harfini sildirmiştir. ee şimdi ne peki?

ahmet haşim

Edip Cansever seven yok mu yahu.aslinda biraz yeni birilerini ariyorm.cemal süreya.ahmed arif, nazim, turgut uyar zaten okuduğum şairler.

orhan veli

didem madak, tüm şiirleri.

didem madak

Şiir söyleyemem çünkü çok, çok fazla var.

Şair olarak tavsiye edebileceğim; murathan mungan, cemal süreya, turgut uyar, ahmed arif, nazım hikmet, ahmet telli, lale müldür, didem madak, nilgün marmara, birhan keskin, edip cansever, orhan veli, attila ilhan.

Bu isimlerin ikisi üçü hariç hepsinden çok keyif alıyorum ben, ayıramıyorum..

İkisi üçü hariç dediğim, bazılarını nispeten diğerleri kadar beğenemiyorum ne biçim yazmışım :) ama yazdıklarım hep çok sevdiğim isimler..

Didem Madak, Gülten Akın, Turgut Uyar.

pablo neruda - yol

şiirden hiç anlamam+sevmem ama rimbaud beni oldukça etkilemişti.
sarhoş gemisi'sinden başlayabilirsin.
bizden de attila ilhan oldukça sağlamdır. tabii bence.

Edgar allen poe'nun annabel lee şiirini de okumadan geçmeyin. Ama melih cevdet'in çevirisinden olmalı...

-Konstantinos Kavafis-en meşhur şiiri de "kent" şiiri(ya da şehir diye çebriliyor bazı çevirilerde)
-Rabindranath Tagore
-Vladimir Vladimiroviç Mayakovski
-Ömer Hayyam rubailerini de okumadıysan eğer tavsiye derim.

bunun cevabı sende saklı? kaç kiloysan yaklaşık 2 katı gram kadar protein alman lazım ortalama. yediklerinden hesapla işte. yettirebiliyorsan almana gerek yok tabi. alsan da işe yaramayacak fazlasını atacak zaten vücut.

kaç kiloysan 2 katı kadar diye bir genelleme yok. antrenman yaptığın günlerde tabiki de daha fazla alman gerekiyor. özellikle antrenman sonrası. off günlerinde de yine iyi beslenip, bir ölçek almalısın. ha yok ben tasarruflu kullanacağım diyorsan orası ayrı. olmazsa olmaz bir durum değil.

off günlerinde sabah uyanır uyanmaz suyla yarım ölçek alsan mesela hem tasarruflu olur, hem de maksimum yarar görürsün bence.

kullanma bence. 6 ay sonra böbreklerini eline alır doktor doktor dolaşırsın. hele ki bir de antrenman olmadığı gün içmek.

alma. beslenme, spor yapıyorsan, zamanlama işidir. zamanlamayı nasıl yapacağını bilmek önemli. ilk önce; günleri, protein alımın için, spor yaptığım ve yapmadığım günler olarak ayırma. kas onarımı sadece idmandan çıkınca olmaz. idmandan sonraki gece maksimum düzeylere çıkar ve kasın büyüklüğüne göre 48-72 saat sürebilir. bir diğer husus da takviye-destek gıda ürünlerini ne için kullandığın ve bu ürünlerin gerçekte hangi amaca hizmet ettiği. örneğin, soruna da cevap olması için, whey proteinlerin en önemli özelliği kana çabuk karışması, sindirimden çabuk çıkmasıdır. bu sayede kaslara ihtiyacı olan besin hızla ulaştırılmış olacaktır. şimdi kasların, daha önemlisi vucudun besine en çok ihtiyaç duyduğu zamanlar ağır efor sarfedilen zaman sonrası ve uyanılan anlardır. efor sonrasında vucut kaynaklarını kısa sürede harcamış, uyku anında ise uzun bir süre aç kalmıştır. idman sonrasının uyku sonrasından başka bir özelliği de kasların fazla yıpranması, kas içerisindeki glikojen depolarının tüketilmesidir. "daha" çabuk bir toparlanma için idman sonrasında alınacak hızlı sindirilebilen şeker ve proteinler çok önemlidir. bu nedenle whey protein idman sonrasında içilir, daha düzgün ifade ile bu meretten en çok faydayı bu zamanda alırsın. yanına bir de muz yahut kuru meyve eklersen kaslarına gerekli olan besini hemen sağlamış olursun.

peki diğer günler bir şey alsan faydası olmaz mı? elbette olur, lakin idman sonrasında almak gibi bir fark yaratmaz. vucudunun hemen sindirmek için bir şeye ihtiyacı yok. bu nedenle off günlerindeki besin ihtiyaçlarına gün içerisine yayabilirsin. alacağın bir ölçek proteinde 24 gram protein vardır ki 3 ana öğün ve bir kaç ara öğün yaptığını düşünürsek gün içine bu ektra alımı çok rahat bir şekilde yayabilirsin. illa ki destek ürünü almalıyım yayamıyorum diyorsan da; bcaa; eaa vb. aminoasitler almanın daha faydalı olacağını düşünüyorum. yine de ucuz ve pratik olmasından dolayı whey protein bir acil durum çıkışı olarak duruyor.

özetle; idman sonrasında whey almanın faydasını bir başka şey karşılayamaz; ama off günlerinde whey almanın da çok büyük bir artısı yok; bunun yerine supplement alımını çeşitlendirebilirsin, yada komleks besin alımını artırabilirsin.

gelme bro, kal orada. gelirsen pişman olursun bak

6 ay ne ki. çatır çatır öğrenirsin merak etme. kal orda. asosyallik evresini atlatınca hayat güzelleşiyor.

Dönme.
Duyuru'da verdiğim en kolay cevap oldu şimdiye kadar.

ilk başta 6 yıl anladım da 6 ay nedir ki be abi biraz daha zaman tanı kendine.ulan sırf askerlik için bile gelinmez.askerde çok pişmanlık yaşarsın

ya mal mısın aq sikmişim almanyasını çık gel buraya. ciddiyim gel. sikmişim sılayı da gurbeti de.

dil dedigin olay hele de yabanci bi ulkede yabancilarla problemsiz anlasabilme derecesinde isteniyorsa en az 5 senede hallolur. yani bazi akli evvellerin " abi yeaa 3-5 ay kaldim sakir sakir konusuyorum" diyenleri skype'a cagir da bi test edelim.

dedigim gibi dil icin almanya'da en az 5 sene yasamalisin, eger bu kadar sure dayanamayacaksan, sen mucadele nedir bilmeyen birisin, hemen don turkiye'ye cunku zaten mucadele etmeyi bilmeyen adam bos adamdir. git annen sana bi kezban bulsun evlen, bogazda beraber cay icersin romatik romaNtik !@#$

inci'nin daha meşhur olduğu zamanlarda bir caps vardı abi hatırlar mısın, sümüklü bir çocuk vardı, "BOKUNU YİYİM BAŞLIK AÇMA" yazıyolardı... heh, onu "türkiye'ye dönme" olarak değiştirip kendi fotoğrafımla iade ediyorum sana. burda hiçbir halt yok. boğazdan da, çaydan da, izmir'den de bir ay sonra sıkılacaksın. tatillerde gelip gör işte, daha güzel, daha keyifli olmuyor mu öyle?

gelme doktor çok pişman olursun. hatta çevre falan diye sıkıntı yapıyorsan beni aldırabilirsin bak yanına :D

gelme

la sen bunlara bakma aq bunları oraya koysan türkiye ye dönebilmek için ahmet davutoğlu nu araya koyarlardı. türkiye de olana kolay GELME demek. çık gel aq çocugun orda doğsa ismail yk gibi almancı olur iyi mi olur bunu da düşün.

hşş olm 1 tur hayatları değişelim mi lan?

cevap: gelme.

hören zu dieser Idiot. hört mir zu. ihre Freunde hier. es ist daher sehr glücklich. Sie erhöhen im Laufe der Zeit als eine Karriere. Geduld. leichter zu glauben, dass ich hier geduldig sein. kommen.

Asla gelme. 6 ay dediğin nedir ki, en zor kısmını atlatmışsın zaten; bundan sonrası gün geçtikçe kolaylaşacak. Dil öğrenmek için zaten 6 ay çok kısa bir süre. Arkadaşı da sevgiliyi de bulursun hiç merak etme, azıcık daha sık dişini ve sonra çok güzel bir hayatın olacak :)

yazın almanya'ya gidecek olan beni de düşündürdün şimdi şu dil konusunda. sıfır almancam var, bakalım. ancak sıfır çevre, sıfır arkadaş demenden de anlaşılacağı üzere sorun bundan kaynaklı hani. sosyal yaşantını geliştirmen gerekir ki dil de gelişebilsin. bence mücadeleye devam.

Henuz %100 net degil ama eger olursa eylul ayinda 0 almancayla 11 ay kalmak uzere almanya'ya gidecegim. Korku yok mu var ama daha simdiden dondukten sonra bana kazandiracagi seyleri dusunuyorum. Donme sende kal biraz dayan bak kendi kendine yasamayi ogreniyorsun hem.

gelme doktor. kal. hatta ben sana geleyim. hastayim, sigortayi yeniletmedim bu dönem hala. sikintilardayim:(

saka bi yana. kal. tip mevzulari daha da karisacak, yabanci doktor acildi, diplomaya sartlar gelmis, arkadaslar hep tipta, buralara staja erasmusa bir seye gelip kapagi buraya atmaya calisiyorlar. 2si geldi 3.sünü bekliyoruz yaz sonuna.

(bkz: sen gelme ulan ayı)

Gel ulan gel.

Almanca çok zor bir değil bence, şu an bende kursa gidiyorum, Türkiye'de olmama rağmen baya ilerledim. Yapamıyorum demekten ziyade biraz daha zorlamak daha doğrusu, bir çok dil için böyle gerçi:) Sürekli dinle almanca bişiler çok faydasını görürsün. Çevrede zamanla oluşur,6 ay çok kısa bir süre. Bu duyurunu bence kaydet bi yere ilerde çok güleceksin:) Yüzde yüz bin beş yüz dönme.

arada biz geliriz türkçe konuşuruz da sen dile kas madem. bi kere maaşı euro üzerinden alıyon €€€€

Dönme diyenler çok kolay demişler, seni o kadar iyi anlıyorum ki... Ben de 6 ay kaldım Almanya'da. Almanca'da hafif hafif takılsam da genelde sıkıntısız iletişim kurabiliyordum. Ayrıca mükemmel bir sosyal çevrem, her gün görüştüğüm 30-40 arkadaşım vardı. Küçük değil bildiğin 600 bin nüfuslu, Almanya standartlarında büyük bir şehirde yaşıyordum. Her gün içip, her hafta 2-3 kere club'lara gidiyorduk. Çalışmıyordum da. Para ailemden geliyordu. Anlayacağın cennet gibi bir hayatım vardı orada... Hiçbir şey daha mükemmel olamazdı.
Ama... Çoğu gece ağlıyordum uyumadan önce... Milliyetçilik karşıtı bir insan olmama rağmen "Türkiye'm" diyerek ağlıyordum. Türk insanını bu kadar sevmezdim Avrupa'ya gitmeden önce. Beni kimse hor görmedi, dışlamadı, soğuk davranmadı. Ona rağmen Türk insanının, Türkiye'nin, kendi vatanının, evinin yerini hiçbir sosyal hayat, para, yüksek yaşam standartları dolduramaz.
Dön diyemem sana, karar senin kararın olmalı. Ben 7 aydır Türkiye'deyim, Avrupa'da yüksek lisans hayallerimi tamamen rafa kaldırdım. Yükseği burada yapacağım. Ara sıra Almanya'yı özlüyorum. Kaliteyi, özgürlüğü, yobaz olmayan insanlarla yaşamayı, mini etekle dolaşmanın rahatlığını, gece yolda yürürken arkama bakmadan gönül rahatlığıyla yürümeyi, o yüksek yaşam standartlarını özlüyorum. Ama kesinlikle Almanya'dayken Türkiye'yi özlediğim kadar değil...
Döndüğüme pişman değilim. RTE'ye rağmen canım ülkemde mutluyum :)

o ülkeye 31 Ekim 1961'den itibaren şu şekilde giden ve en aşağılık işlerde çalışan Türkler,

cevdetalbay.files.wordpress.com

30 sene sonra toplamda 90 milyar avro ciro yapan ticari işletme sahibi oldular.

Sen böyle bi milletin, üstelik Karadenizli bir evlâdı olarak, sızlanmayı, mızmızlanmayı bi tarafa bırak da, kendin için hangisi iyi olacaksa ona karar ver, ona çaba göster, onun için mücadele et.

eskiden sizofrendim simdi iyiyiz'in yazdıklarını okudum ve dünyada Türk diasporasının neden bu kadar zayıf olduğunun sebeplerini gördüm...

6 ay ve 6 saat uçak yolculuğu diyosun, 10 sene ve 20 saatlik uçak yolculuğuna maruz kalanlar naapsın peki?

Ben ikinci senemde İngilizcemden şikâyet ettiğimde, oooo, sen daha çok yenisin! diyolardı. 10 sene geçti, hâlâ gak guk!
Sürekli sözlüğe, duyuruya takılmanın zararları işte... Ha bu sağa ders olsun!

@tütünkolonyasi +1
bu nedir ya, haykırdım lan
"çık gel aq çocugun orda doğsa ismail yk gibi almancı olur iyi mi olur bunu da düşün."

ayrıca "6 ay ne ki" diyenlere hayret ettim, ben 2 gün kalsam 3. gün uyuyamıyorum sabah olsa da dönsem diye bakıyorum...

@fayfim sonuçta kimin için yaşıyorsun hedefin ne buna bakmak lazım. kazandığın parayı kendinden başkasına harcamıyorsan mutlu olduğun yerde yaşa derim. buraya geldiğinde hayat standartların çok düşmeyecekse -ki köyde kös kös oturuyorum diyorsun- sen gel sen gel mübarek adam

hem zaten rte falan ölüp gidecek.

Bugün bu konuyu düşünmeye devam ettim ve 3 tespitim oldu:

1. Karadenizlisin
2. Doktorsun
3. 6 Aydır ordasın

Almanca, İngilizceden eminim çok daha zordur. Ama tıptan kolaydır. Yani tıp fakültesini bitirebilmiş bir beyin Almancayı da öğrenebilir. Üstelik bu beyin Karadenizliyse, o inat, o sebat, o azim, o çalışkanlığın da faydası olur.

Senin şimdi ''6 aydır burdayım, Almancayı kıvıramıyorum!'' mealindeki şikâyetin geçerli değil. Çünkü bu, ''Ulan 6 aydır tıp fakültesine gidiyorum, hâlâ doktor olamadım'' demeye benziyor.
Lisan öğrenmek, İstanbul'dan Berlin'e, yürüyerek gitmek gibi bir süreç. Sabır, zaman, emek, göz nûru ve parasal yatırım gerektiriyor. Bugünden yarına, bu seneden diğer seneye şıp diye olabilecek bişey değil.

Bana öyle geliyo ki, Türkiye'ye dönersen, bundan 10 sene sonra, Almanya'da kalıp, kariyerinde ilerlememiş olduğuna pişman olacaksın.

Tıp fakültesini bitirebildiysen, Almancayı da sökersin, sadece kendine biraz daha zaman tanı, biraz daha sabırlı ol ve biraz daha yoğun çalış.

Akıllı telefonun varsa, paso Almanca tıbbi podcastler dinle ve kulağını doldur. Madem köy gibi biyerde yaşıyosun, kendini çalışmaya ver.

İleride ''Hay gafama zıçayım!'' demeni istemiyorum ben senin...

@azizakın @o da olur
ahaah :))

Benim tanıdığım kadarıyla bakır kablo, karga burun, kesici pense ve fan. Daha emin olacak arkadaşlar vardır.

fan = bilgisayar parçaları satan yer
diğer aletleri de nalburdan bulursun ama klas nalbur olacak. şişli'de perpaya yakınsan girişte hemen ilk solda.

o fan gibi olan şeyi bilgisayar tamircilerinden falan bulursun. gibi değil zira o bildiğin kasa fanı.

Bakır kablo, kargaburun,pense ve 8cm egzoz fanı(fanı vatan comp gibi yerlerde bulabilirsin veya herhangi bir bilgisayarcıdan).

fan, kargaburun, bant, kablo tamamda pense nerde orda yada kargaburun pense değil mi zaten? diyor ve o kırmızı saplı aletin kablo soyucu olduğunu idda ediyorum.

@divit; evet.. bunun resimli anlatımını bulduk, bu işlerden hiç anlamadığımız için başka nasıl yapılır hiç bilmiyorum..

@divit; yok okula götürülmeyecek, öyle yapalım madem hiç bu kadar kasmayalım zaten para yok, eyvallah..

hayır tabiki

evet bakışlarımla yiyom hatta.

yok len olur mu öyle şey. saygısızlıktır bu.

sen ne diyorsun orgy bile yapıyoruz

No way. Hatta çok yakışıklıysa kafamı çeviriyorum ayıp olmasın diye :D
Ama gerçekten bakılması gereken birisi varsa kadın/erkek ikimiz de bakıp yorum yapabiliriz.

Daha once de biri sormustu bunu herhalde sen miydin yine, ayni cevabimi vereyim; karsidaki kiz sevgilime bakiyo mu diye bakiyom

yanı dıkkatımı cektıyse bakarım, caktırmadan

tek yürürkende bakmam

sevgili ne lan :'((

kesmiyorum ama bakabilirim. Erkeğe de kadına da (:

dikkat çekici biri varsa beraber bakabiliriz, ama o kişiye bakanları gözlemlemek daha eğlenceli :)

şu zamana kadar "kesmek" için baktıklarım bir elin parmaklarını geçmez sanırım. onların da vücutları gerçekten taş ötesidir yani.

ama çok güzelse bakarım, kız arkadaşıma da bunu söylerim, "allah yaratmış" minvalinde. fakat devamında yanımdaki "ahu dilber"e de gerekeni söylerim, orası ayrı.

kız arkadaşıma bile gösteririm bak ne güzel kız diye. zaten bu muhabbeti yapamayacağım insanla da olmaz. rahat olmak önemli

Ben etmedim. Gordugum yakisiklilarin cogunun nicki duyuruda asina olunan nickler degildi zaten, oradan belli yakisikliliklari :p

Guzellere lafim yok.
Tesekkur ederim ayriyetten

hem içi hem dışı güzel insanlar. sizin yüzünüzden uykumu alamadım lan!

gerçekten güzel ve gerçekten yakışıklı insanlar varmış aramızda.
ben de bu kadar beklemiyordum.

edit: küpeli erkek oranı da fazlaymış

nerede yakışıklı?
3 tane ya var ya yok.

Yardım etmeye çalışmamız bile yeter, tipler gelip geçici : )

vallahi ayıp olmasın diye herkese iyisin falan dedik.
ben dün 2-3 tane kardeşimi iyi buldum, karizmatik.
hatunlardan da 2-3 tane gideri olan vardı.
kalanı çöpe at. başımıza biret pitt, anceli coo kesilmesinler sonra lan.

Idonthaveusername, sen göstermiştin kendini öncekinde. çok güzel birisin

ben de redeath gibi düşünüyorum. ekşi duyuru gibi insanların birbirine "karşılıksız" yardım etmeye çalıştığı bir mekanda kötü niyetli insan bulunması çok zordu zaten. insan iyi niyetli olunca da o güzellik bir şekilde yüzüne yansıyor, yansımış:)

duyurucu kızlar ve erkekler üzerine ön yargım vardı ama dün gece kırıldı.

bir de bekleyip bekleyip gece 4'te ifşa yapan arkadaşların da alacakları olsun valla. hepsi sildi, kimsenin haberi yok şimdi :))

Gerçekten çok güzel insanlar var bu duyuruda. Görsellik olarak güzel olmasına gerek yok ruhu güzel olsun yeter. Hiç tanımadığım bazı arkadaşlara aşırı sempati besliyorum ben burada. Çünkü ruhları güzel ve bu da duyurularda ki cevaplarına yansıyor. Bir de capslerden gördüğüm kadarıyla çok kedici insan var. zaten kedici insanlar candır can.

güneş lekeli olan canım benim

grimer, o kim?

Yahu Sözlüğün kitlesi zaten 2 3 bin. Aralarinda sadece 20 30 tanesi kendini gosterdi. Ki onlarda kendine güvenen tipler. Buna bakipta Böyle komsular alışverişte görsünler tarzi topluca karşılıklı yikama yağlama yapmanin mantığı nedir?

Böyle herkeste bir sevgi kelebekligi cok guzeliz cok yakiaikliyiz çok superiz modu. Karsilikli masturbasyon mu yapiyoruz Sözlükte?

eprıl

delinin biri kuyuya taşı bıraktı kaçtı. olay bu hacı:)

afiş değil ifşa :/ uyu bence

işte bunlar hep yalnızlık, hep cinsel dürtü, hep bir beğenilme isteği.

her şey böyle başlamış: Duyuruda tipini en çok merak ettiğiniz üyeler/(git: 761329)

sonra bi heyecanlanma olmuş: bir ifşa gecesi olur mu?/(git: 761352)

sonra biri çıkıp e hadiyin demiş: (git: 761364)(git: 761368)

birileri bu kız güzel mi bu erkek güzel mi diye sormaya başladı olay buralara kadar geldi.

fakat kiraz çok hoş hanım kökenli bir vatandaşımızmış. cevaplayanlara teşegürler.

süper, maşallah.

Hayatımda gördüğüm en tatlı kedi maşallah yaa nasıl sevimli o öyle :)

benimle bi alakalası yok.

bu kedinin isminin oscar olma ihtimali nedir?

ismi paşa o yüzden sıfır. bu hakiki tosun paşa, tosunpasa

kediyi yerim.

ben kedileri karıştırmışım. bahsettiğim kedide aynı türden ve 8-9 kilo civarında. arkadaşımın olduğu için lan yoksa dedim bi an

harikulade koftehor.

ne tatlısı korktum lan

tek gömlek var galiba ahsndsd.

@divit

ahaha. olm sen neredesin lan?

@divit; üzgünüm :(

@mula; hakkaten tam şu anda dikkat ettim. Tek değil ya aynından 14 tane alıyorum ashashsag

<3

lan şu 20 dakikanın başrolündeki adama benzettim, kimdi o?

aynen, ben de bi oyuncuya çok benzettim de adını bilmiyorum. kız olsam mesaj atardım.

@divit lan gel çok istiyosan ben şutliyim sana feysten 2 tane. ayıpsın.

@ron @pescador

Genelde yetkin dikinciler diyorlar. :(

ikinci fotoğrafı çektirdikten iki sn sonra küfredip fotoğrafı çekene dalmışsın gibi sanki. birincisiyse tam bir iyi aile babası (bebek olmadığını varsayıyorum).

@acccra İkinci fotoğrafın olayı dördüncü tekrarda çekmeyi başarmasından kaynaklı.

Fotoğraftaki bebek erkek kardeşim. Nasılını niyesini sormayın :)

@yesilimtrak iki fotoğraf arasında bir ay var :) şimdi erkek kardeşli fotoğraftaki moddayım.

@anneboleyn birincilik için teşekkürler, plâketi ne zaman alıyorum?

alttaki foto ile üstteki arasında 20 yaş var gibi :D

Yok be baldur, en fazla 2 ay :) abilik yaradı diyor herkes :))

Obaa <3

bak bu herif yakışıklı.

saçım şekil önümden çekil.

aa obaa. değişmişsin ya.

@yuzir

citirim <3

@alt4y
hahah tesekkurler :)

@lola90

cokpis kafa atarim

@pike

daha da degistim! :)

ikisi de başka insan gibi ayol

bıyık bırak muhteşem yüzyılda yarın başla abicim.

@things will never be the same

yok yok bir.

fena değilsin kanka. kız olsam özel mesaj atardım sana burdan.

solda ki ile sağda ki aynı insan değil yalnız saçmalamayın. sakallı olan bildiğin mühendis tipli bi elemanken sağda ki yağız delikanlı