[]

Ağlarken öksürmek

Merhaba arkadaşlar,

Bir sevdiğimin yasını tutuyorum. 10 ay oldu. İlk aylarda uzun uzun ağlayabiliyordum. Artık biraz ağlayınca öksürmeye, öğürmeye başlıyorum. Bazen kusmaya kadar varıyor iş. Bir seferinde nefessiz kaldım.

Bu değişim bir sağlık sorununa işaret ediyor olabilir mi?

 
psikolojik olduğunu düşünüyorum. bana da oluyor çok ağladıktan ya da üzüldükten sonra kusma refleksi (öğürme) ve şiddetli öksürme. kusup rahatlayın 1-2 defa. sonra kalp de alışıyor ruh da.


  • summerjam0306  (20.03.24 19:15:19) 
[]

Kitaplarımı satıyorum

Şu duyuruda biraz derdimi anlatmıştım. www.eksiduyuru.com

Kitaplarımın çoğu bir kere temiz okunmuş, bir kısmı hiç okunmamış kitaplar. (istisnalar çok az) Kitap okurken satırların altını çizmem, sayfaları kıvırmam, kapağında kırık da olmaz. Yani yeni/yeni gibi kitaplar. Amacım kazanç elde etmek değil elden çıkarmak. Ama fiyatları hem saydığım sebeplerden hem de ölücülere değil ihtiyacı olanlara ve meraklısına gitsin diye çok düşük tutmayacağım. Fiyatlarını ilgilenen olursa, kargo ücretini de dikkate alarak belirleyeceğim. toplu alımlarda indirim olacak elbette.

files.fm

 
[]

Kitaplarımı nasıl satabilirim?

Bir daha okuyacağımı/işime yarayacağını düşünmediğim kitaplarımı elden çıkarmaya çalışıyorum.Bunlar altı çizilmeden okunmuş çiziksiz, kırışıksız, hasarsız yeni kitaplar. Popüler kitaplar da değiller. İyi bir okurum.

Her kitap herkese hediye edilmiyor, kütüphaneye bağışlayayım birileri faydalansın diye dünya kadar kitap verdim. Sistemde arıyorum, çıkmıyorlar. Kim bilir nerede, hangi depoda çürüyorlar. Dolap'ta birkaç tane sattım, çok uygun fiyatlara. Ama bu komisyon soyguncusu şirkete para kazandırmak istemiyorum artık. İki kitabı 180'e koyuyorum, 63 lira komisyon kesiyor. Karşı taraf da komisyon ve kargo fiyatı ödüyor. Hediye ederim daha iyi.

Ne yapayım kitaplarımı, ne tavsiye edersiniz?

 
Face veya bulabilirseniz whatsApp grupları üstünden satın, ikinci el kitap alan satan yerler ve sahaflarla bakın.

Kitap herkese hediye edilmiyor doğru.Hediye edeceğiniz de kitabın konusuna yakın işi olan birileri olmalı öncelikle.
  • diyecevaplandı  (10.03.24 18:42:10) 
@diyecevaplandı Elimde sosyoloji, psikoloji, edebiyat çalışanların işini görebilecek kurgu dışı kitaplar var. İhtiyacı olana uygun fiyata gitsin istiyorum.


  • yarmasimo  (10.03.24 18:46:22) 
@yarmasimo
face grupları öne çıkıyor burada.

Daha geçen günlerde face grubu üstünden kitaplarımı aldım.
satıcı komisyona takılıyorken
ben de alıcı olarak 100tlye aldığım kitaplara 84 TL kargo tutarı verdim.
Tamam maliyetler arttı ama bu kadar tutması imkansız.
öyle büyük hacimli bir kargo da değildi.
  • diyecevaplandı  (10.03.24 18:59:33) 
Facebook sistemi üzerinden mi satıyorsunuz, komisyon alan bir uygulamama mı var orada? Kargo fiyatlarını düşünüp uygun tutmaya çalışıyorum fiyatları. Ptt kargo yüzünden artık kitap göndermenin de ucuz yolu kalmadı. Çok da uğraşmak istemiyorum. Ölücülerin değil ihtiyacı olanların almasını istiyorum sadece. Bu yüzden çok ucuza satmak istemiyorum.


  • yarmasimo  (10.03.24 19:12:29 ~ 19:14:31) 
burada liste ile paylaşılıp satılan arşivler gördüm. siz de listesini yazarsanız isteklilerin kitaplara erişimi açısında kolay olur.


  • erty_ksk  (10.03.24 19:32:12) 
bazı sahaflar düzenli olarak sizin gibi insanlardan kitap alıp mezatla diğer kişilere satıyorlar. bu şekilde ilgili olan kişiye de ulaşmış oluyor. orada da bir komisyon var tabii ama yüksek bişey değil. benim de öyle satmışlığım var ama uzun zaman oldu, o yüzden komisyon oranını bilmiyorum. mesela gezegen sahaf her haftasonu 2 gün düzenli olarak youtube'dan böyle satışlar yapıyor. istersen iletişim için bilgi de verebilirim.


  • tepedeki psychedelic adam  (10.03.24 22:14:54) 
@yarmasimo
ben facede alıcıyım daha çok.
güven esaslı alış veriş yapıyorum.
paranın uçma riski var tabi.
Ama bir kaç yüz lira için tanınmış bir satıcı bunları kolay kolay yapmaz.

Satıcıların ilanları altındaki yorumlarına referanslarına bakıyorum. Hepsi bu.
  • diyecevaplandı  (10.03.24 22:54:30) 
Gardrops komisyonları daha uygun dolap. göre


  • mellifica  (11.03.24 02:55:37) 
[]

YDS kaynağı

Arkadaşlar YDS'ye hazırlanacağım. Konu anlatımlı, konu anlatımı detaylı, soru bankalı bir kaynak arıyorum. Bunların hepsi bir arada olursa iyi olur. Set almak istemiyorum. Yayinevi tavsiye eder misiniz?




 
Kullanmadım ama inceledim. Modadil.


  • dissendium  (01.07.22 18:13:25) 
prnt.sc

modadil +1

şöyle bir video klasörüm var boyutu 30 gb üstü olduğu için paylaşamıyorum malesef fakat hepsi youtubeda olan videolar sadece gözümün önünde dursun diye indirip arşivledim ve zaman zaman buradan açıp bakıyorum. konu anlatımı, çözümler, çıkmış soru çözümleri hepsi mevcut ve tatmin edici. isimleri youtube'da aratarak videolara ulaşabilirsin.
  • marlonbranda  (01.07.22 18:28:32) 
Çok teşekkürler @marlonbrando


  • yarmasimo  (01.07.22 20:47:27) 
[]

Saçım neden azaldı?

Saçlarım iki yıldır inceldi ve çok azaldı. Hızli uzamasına, yumuşak ve sağlıklı olmasına rağmen oldu bunlar. Bence normalden daha fazla da dökülmüyor. Dökülerek azalmıyor.

Genetik midir acaba?


 
2 yıl öncesine kadar olmadığı için genetik.


  • diffarentiationation  (01.04.21 22:15:25) 
demir gibi kan değerlerinizi de bi kontrol ettirin dilerseniz. bazrn kan değerlerindeki düşüş de saç dökülmesine sebep olabiliyor


  • serbest gezen koala  (01.04.21 23:35:07) 
erkeksen ve 30'a yaklaşıyorsan genetik, değilsen doktora git.


  • nhk ni youkosu  (02.04.21 00:27:24) 
[]

Monitörüme hdmi kablosu.

5 sene önce aldığım monitörümün dvi girişi var. Hiç kullanmadım, ürün özelliklerinden biliyorum. Ben şimdi bunu değerlendirmek istiyorum. Hani kabloyu almalıyım? dvi to hdmi kablolar işimi görür mü? Linkle tavsiye ederseniz çok makbule geçer.




 
benim de ekran kartım dvi girişi vardı hdmi yoktu, ekranım hdmi girişliydi; aşağıdaki üründen aldım işimi gördü..

urun.n11.com
  • redeath  (12.07.16 12:24:57) 
[]

İlk görüşte aşık olanlar

Ya da en azından aşırı etkilenenler. Devamı gelmiş gelmemiş önemli değil, o anda ne hissettiniz? Karında kelebekler uçuşması, kalp atışlarının hızlanması türünden fiziksel hisleri sormuyorum. O kişiye dair içinize doğan bir his, izlenim veya düşünce var mıydı?
Ve bunu daha önce hissetmiş miydiniz?



 
İlk görüşte aşık olduğum bir gerçektir. Ama ona binebilmek hakkaten heyecanlandırıyor.
www.totalmotorcycle.com

  • bigbadabum  (18.05.16 21:03:41) 
ee bunun dışında??


  • yarmasimo  (18.05.16 21:09:12) 
gerçek aşk değildir o. hormonel bir hoşlanmadır. adı üstünde ilk kez görmüşsün. ne huyunu biliyorsun ne ruhunu. haliyle herşey o anki atmosferin içinde fiziksel bir beğenidir. aşık oldum şeysi yerine aşık oluyorum şeysi daha gerçektir, daha makbuldür bu yüzden de. :) bir de sevgi her zaman aşktan daha sağlam, daha yüce bir şeydir.


  • matrix  (18.05.16 21:15:01) 
yoo arkadaşlar ben çok spesifik bir şey hissettim, hissedeceğimi hiç tahmin etmediğim asla ummadığım bir şey. bana akıl değil deneyim verin, bakayım size de olmuş mu.


  • yarmasimo  (18.05.16 21:23:36) 
pataolojik bir durum diyip kaçıyorum.
why her? why him?

  • damba  (18.05.16 22:07:39) 
bir kez oldu böyle bir durum ama saçma. hayır gelmiyor.


  • shotgunwoman  (18.05.16 22:08:48) 
evet sarılmak temas etmek falan.


  • madeleine elster  (18.05.16 22:25:58) 
sanki onu yillardir taniyormusum gibi gelmisti. tensel cekim, dokunma , temas etme istegi. hatta "evleniriz bile sanmistim." yasliligimizi falan görüyordum.
kimisi zaman icinde asktan gözüm körken gelisti.
ama ilk anda onu hep taniyormusum gibi bir his, tensel cekim ve "ben bunla evlenirim ki" gibi bir güven duygusu.
saglikli degil.
  • maq  (18.05.16 23:04:07) 
[]

Koşmaya gideyim mi?

Arkadaşlar bir antrenörle atletizm sahasında koşu yapıyor. Ben de bugün gittim, bir saat çalışıp döndüm ama tekrar gitmek konusunda kararsızım. En iyi ihtimalle haftada bir kez ağır spor yerine, evde egzersiz yapıp ip atlasam daha sağlıklı olur gibi geldi.

Sizce??


 
koşmak gibisi yoktur. çok kendini hırpalamadan koşmak sporların en güzelidir. rahatlatır. yerini tutmaz hiçbir şey. atletizm sahası varsa daha ne olsun. eklemlerin, dizlerin zarar görmez tartan pist varsa. daha tatlı koşulur.


  • cedrus deodara  (27.12.15 15:54:10) 
Koşmak, bisiklet sürmek ve yüzmek. Bu üçünün verdiği rahatlamayı başka hiçbir spor vermedi bana.


  • mesglsn sanirm bn yatiyrm  (27.12.15 16:00:08) 
İyidir iyi.


  • arnold schwarzeneger  (28.12.15 08:27:56) 
[]

Dizi tavsiyesi

Aradığım The Mentalist gibi bir şey. Ana konulu (olmasa da olur), her bölüm farklı olaylı polisiye, sevimli karakterler, dozunda mizah, kardeşle seyredileceği için sakıncasız içerik... (önemli)

Polisiye olmazsa bilimkurgu/fantastik de alırım, mizahı yoksa ciddiyete de razıyım ama olayları ultra teknolojik alet edevatla çözmesinler.


 
mr monk


  • sta  (13.12.15 18:36:48) 
Lie to me?


  • franz kafka  (13.12.15 18:39:47) 
Criminal minds


  • etna  (13.12.15 18:47:57) 
Elementary.


  • noluyo yaa  (13.12.15 18:50:48) 
White Collars aradığın dizi.


  • tescillimarka  (13.12.15 18:57:21) 
Başka başka???


  • yarmasimo  (14.12.15 19:49:37) 
Aslında polisiye demesen direkt House derdim sana, tam uyuyor. Suits'ün ilk sezonu da istediğin gibidir, ama sonra biraz daha ana konu girer ortaya.


  • noluyo yaa  (14.12.15 21:39:44) 
[]

Dişimde bir siyahlık

Azı dişlerimden birinin damakla birleştiği yerde siyahlık var, noktasal değil çizgisel bir siyahlık. Basbayağı çürük başlangıcı ama kontrole gittiğim doktora göre hiçbir şey yok. İki yıldır dişlerine iyi bakıyosun, o mu? çürük değil o diyip gönderiyo beni. Ne peki? Çok ufak olduğu için çürükten saymıyo ve dokunmuyo doktorlar ondan mı?
not: bu siyahlık arada sızlıyo, onun haricinde sorun yok. iki yıldır hiç ilerlemedi.



 
İnaktif çürüktür o yani müdaheleye o yüzden gerek yok, önceden çürüyüp tamir olmuş diş dokusu oluyor ve siyah ama normal mineden daha sağlam oluyor. Onlara dokunmak estetik amaç dışında hata. Ama yine de bir doktora daha danışabilirsin içine sinmediyse.


  • neferkitty  (21.09.15 23:24:22 ~ 23:25:02) 
[]

Polisiye film tavsiyesi

Aksiyon/macera değil mystery türünde, hatta cinai roman uyarlaması bir polisiye film tavsiye edebilir misiniz?

ve cevaplarınızı silmeyin lütfen :/


 
  • masa penisi  (21.07.15 21:59:07) 
  • telmessus  (21.07.15 22:03:19) 
The Talented Mr. Ripley
A Perfect Murder
L.A. Confidential
  • scheisskopf  (21.07.15 22:13:05) 
siz de duyurunuzu silmeyin lütfen, favladım :)


  • littlejack  (21.07.15 22:19:52) 
bu arada bnm filmler pek polisiye değil ben kendi sevdiğim filmleri koymuş gibi oldum : ) ama polisiye olarak

www.imdb.com (eskidir ama muhteşemdır)
www.imdb.com(anlatmaya gerek yok sanırım)
www.imdb.com
  • telmessus  (21.07.15 22:34:04) 
bu film aradığım türe güzel bir örnek oluşturuyor.

www.imdb.com

kapalı mekanda geçmesi, sırasıyla gerçekleşen ölümler de tercih sebebi.

ayrıca: shutter island
  • yarmasimo  (21.07.15 22:38:18 ~ 22:42:46) 
[]

Aşk ve Gurur'u hangi çeviriyle okuyayım?

Timaş'tan okunur mu?




 
timaş hatırladığım kadarıyla baya kötü Tolstoy'u "hadi allaha emanet ol", "selamunaleyküm" gibi ifadelerle çevirmişti.


  • aytekmutlu  (04.06.15 17:18:30) 
[]

Amerikan İstatistikleri

Amerika'da -mesela- 2014 yılında basılan kitapların yüzde kaçı çocuk kitabı öğrenmek istiyorum. ama bunu yapacak kadar ingilizcem yok. yardım edebilecek olan var mı?




 
janefriedman.com
su linkte bir seyler var

  • for the record  (16.05.15 15:04:39) 
[]

İyi karikatür çizen birine ne alayım?

Çizimle aktif ilgileniyo mu bilmiyorum. Ama yetenekli biri. Çizmesine vesile olsun. Defter, kalem, boya tavsiyesi istiyorum mümkünse.




 
elektronik kalemler ve benzer mekanik çizimleri doğrudan dijitale atmak için kullanılan ekipmanlara bak. doğrudan ürün tavsiye edemiyorum çünkü çok gneiş fiyat aralığı var. wireless kalemden, masa şeklinde ekranıyla falan gelene kadar.


  • rygard  (04.03.15 18:16:29) 
Ben de çizimle ilgileniyorum ve geçenlerde bir arkadaşım siyah yapraklı defter ve beyaz bi çizim kalemi hediye etmişti. Baya hoşuma gitti, deneysel bişiler çiziyorum sürekli. Böyle bişey alabilirsin.


  • shejia  (04.03.15 18:26:38) 
keskin color schwartz mıydı defter? beyaz mürekkepli uniball kalemden bahsediyosundur inşallah :)


  • yarmasimo  (04.03.15 18:28:26) 
ben de siyah ve gri sayfalı resim defterlerine bayılıyorum.

siyah sayfa için beyaz ve gri
gri sayfa için siyah beyaz boya kalemleri çok güzel

tabletler pahalı, alaka durumunuza göre düşünün o kadar pahalı bir şey almak gerekli mi diye.
  • furciferpardalis  (04.03.15 21:04:48 ~ 21:06:05) 
[]

Çizgi roman

İşitme engelli öğrencilerimin hikayeyi takip edebileceği, çizgileRİ sade repliği az çizgi roman tavsiye edebilir misiniz bana? Çizgi bant da olur esasen.
Dil gelişimlerinin çok düşük olduğunu hesaba katmanız gerekiyor :/



 
yas kac peki ?


  • charlotte blanc  (23.02.15 20:52:22) 
Ortaokul çocukları.


  • yarmasimo  (24.02.15 06:33:03) 
[]

Romantik Komedi Tavsiyesi

Versenize?




 
10 things I hate about you


  • Silsile  (28.01.15 18:20:53) 
Dr hitch
Ask doktoru diye cevirmisler
Efsanedir guzeldir
Defalarca izlenir
  • erty_ksk  (28.01.15 18:20:58) 
just go with it
click (romantik sayılır mı tam anlamıyla bilemedim)
50 first dates

bunlar hep adam sandler.

ek olarak çok eskilerden only you var, robert downey jr.'lı, marisa tomei'li.
  • nimberjack  (28.01.15 18:35:42 ~ 18:39:49) 
leap year


  • firez  (28.01.15 18:43:07) 
friends with benefits


  • birakyazarinolayim  (29.01.15 18:54:42) 
Kim'in Adası.

Kesinlikle tavsiyedir efenim:)
cehe.net
  • maratonsampiyonusperm  (31.01.15 17:08:54) 
[]

Dilbilim okumalarına ...

...hangi Chomsky kitabıyla başlamalıyım?




 
sıfırdan başlıyorsanız chomsky'den önce an introduction to language kitabını tavsiye ederim. yazarının victoria fromkin olması lazım.
buldum, şu kitap: www.amazon.co.uk

  • lily briscoe  (20.12.14 19:37:50 ~ 19:39:07) 
Language and Mind denenebilir.


  • stratejisizsiniz  (20.12.14 19:40:20 ~ 19:41:01) 
[]

İyi çay nasıl yapılır?

Herkes çay sırlarını paylaşsın da? Şu dünyada bi çayımız var, onu da güzel içelim bari.




 
Kullandığın çay ve su etkiler çayını. Mesela ben çay olarak çaykur tirebolu 42 alırım, su olarak da içme suyu kullanırım. Ve kısık ateşte yaparım cayı. İçenler de pek beğenir


  • purplee  (13.12.14 17:04:43) 
demlendiğine kanaat getirdikten sonra altını kapatıp bi posta da o şekilde dinlendiriyoruz biz.


  • norek  (13.12.14 17:08:03) 
çayı sonradan koyuyorum demliğe, çok aşırı kaynamış su kullanmıyorum. bunlar da benden.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (13.12.14 17:09:03) 
en önemli konu elbette çayın markası ve su........

bunun dışında en önemli konu ise demlik...........

damak zevkine göre, demliğin bakır-porselen-alüminyum ya da çelik olması bambaşka sonuçlar verir aynı çay ve su kullanmış olsan dahi........

işte bu 3 değişkeni al, sana en uygun olanını ara.........

benim tercihim bakır ve alüminyum demlik..................

çaykur

damacana su
  • 2 tostos turan  (13.12.14 17:17:44) 
çok denedim ben en iyisini yapmak için. şu an için en iyisi şöyle oldu:

kireci olmayan/çok düşük kireçli su çaydanlıkta kaynatılacak. kaynarken demlik kapağı olmayan şekilde çaydanlığın üstünde duracak, hem ısınacak hem de kuru olacak içi. ısınmış demliğe çayı koyup 1-1,5 dakika da çayın ısınmasını bekliyoruz. sonra kaynar haldeki suyla çayı demliyoruz. 2 yemek kaşığı çayın üzerine yaklaşık 3 çay bardağı su ekliyoruz(göz kararı oluyor ama hep güzel olunca ölçtüm bir keresinde). demliğin kapağını kapatıp çaydanlığı kısık ateşte 15 dk kaynamaya bırakıyoruz altını kapatınca da 3-4 dakika dinlenmeye bırakıyoruz. bu şekilde kokusu da tadı da tatlı olan bir çay oluyor.

çaydanlık olarak çelik kullanıyorum. bu aynı tat içi seramik kaplı bakır kazanlarda da elde ediliyor.
  • uykusunu yakalayan adam  (13.12.14 17:21:58) 
hocam kaçak çay ve normal çayı harmanlıyorsun, demliğe çayı koyup çok az su ile çayı nemlendiriyorsun, çaydanlığa suyu koyup kaynatıyorsun. Kaynadıktan sonra demliğe suyunu ekleyip, kısık ateşte demlenmesi için bir süre daha bekliyorsun.
Çayınız servise hazır, afiyet olsun.

  • va  (13.12.14 17:22:10) 
çayı demlemeden yıkarsan azcık tadı çok değişir. bulanık olmaz acı olmaz


  • Novitas  (14.12.14 02:27:26) 
çay markası + su markası + çaydanlık etkin. fakat işte porselene vs. pek girmediğimizden hepimizin çaydanlık 3 aşağı 5 yukarı aynı. bu arada tat konusu en iyi altın ile ulaşılır. yani altın çatal-bıçak-kaşık bardak olayı orta çağ görgüsüzlüğü değil tatta da etkili.

ben çayı yıkayıp, sonra pişirip, demlemeye geçenlerdenim. tabii çok kısa bir süre pişirip, sonra demleme işine geçmek de fena değil.
  • nawar  (14.12.14 02:37:22) 
biz rize turistik çayını (çaykurun sarı paketlisi), metal kaptaki sade tomurcuğu, büyük yapraklı ceylon çayını karıştırıyoruz ve bergamot aromalı demleme poşetlerinden bir tane atıyoruz.
bir dolu çorba kaşığı rize turist, elle bir tutam ceylon, bir dolu tatlı kaşığı tomurcuk ve poşet. ayarı tutturursan güzel oluyor.
(bkz: hogwarts terk)

su olarak da kireçli mireçli ama muslukta ısıtıyoz. öbür türlü maaliyet valla damacanalar çok pahalı. ama annem yaptığında temiz sudan yapar. çok fark etmedim tad olarak ama vardır elbet.
  • raavann  (14.12.14 04:18:00) 
[]

Sade yaşamcılar buraya

Sade yaşamak sizin için ne demek? Bunun uğruna nelerden vazgeçtiniz? Sizin için ihtiyaç nerde bitiyor, lüks nerde başlıyor? Ve aklınıza gelen dahası.




 
Güzel bir soru. Sade yaşamak benim için ihtiyacım olmayan hiçbir şeye sahip olmamak ve hayatımda barındırmamak demek. Bununla ilgili mnmlst.com isimli bir blog var, şiddetle tavsiye ederim. Sade yaşamın temel özelliklerini anlatıyor.


  • vedat chili peppers  (18.11.14 09:01:37) 
hayalimdeki ev bu:
www.usanetwork.com

  • namus ninjası  (18.11.14 09:56:38) 
İhtiyaç fazlası hiçbir şey olmayacak.
Ev sade ve düzenli olacak.
Açık tonlar eşyalarda ve duvarlarda tercihim. Mümkünse beyaza çalsın.
Geniş bir ev olmalı.
Gereksiz kitaplarla dvdlerle falan dolu olmamalı raflar.
Camlar olabildiğince büyük olmalı. Duvar olabildiğince az olmalı.
Akvaryum sadelik katar.
Tabak çanak vs vs at bunları. İhtiyacın kadar çatal, bıçak, tabak, tava, tencere.
Ama buzdolabının içi dolu olmalı. Her şeyi bulabilmelisin.
Bahçen de sade olmalı.
  • empty man  (18.11.14 10:28:18) 
kendini mümkün olduğunca az eşyaya bağlamaktır benim için.


  • sir gawain  (18.11.14 10:38:57) 
sade yaşam diye tasvir ettiğiniz evleri bu ülkede %99 alamaz.
köylerin de çöplükleri olmaya başladığına göre, bu ülkede sade yaşam pek mümkün değil artık.

  • yalnux  (18.11.14 10:42:47) 
idealize etmeden, obsesyona dönüştürmeden, sağdan soldan okuduklarımla yola çıktım birkaç yıl önce. tüketim alışkanlıklarımı çok ciddi oranda azalttım, kredi kartlarını iptal ettirdim, tek kart var şimdi, böylece gayet güzel para biriktirebildiğimi farkettim. beslenme alışkanlıklarımı da sadeleştirmeye çalışıyorum şimdi (örneğin aynı anda 4 çeşit makarna tutmuyorum dolapta, en fazla 2 çeşit peynir alıyorum hafta sonu için, daha basit ama sağlıklı ve doyurucu yemekler yapıyorum, erzak dolabımda her şeyden sadece gerekli miktarda var) . evde fazla olan kıyafet ve eşyanın tamamını dağıttım (ev işim acayip azaldı böyle yapınca). dalga geçtiğim annem gibi eşya biriktirdiğimi farkettim (koli, naylon poşet, kutu, kavanoz gibi) ve yapmıyorum artık, kullandığım kozmetikleri azalttım. aynı şekilde el çantamı bile hafiflettim, ne çok şey taşıyormuşum gereksiz, şimdi cüzdan,migren ilaçlarım, anahtar dışında bir şey taşımıyorum. aynı şeyi hayatımda ki insanlar içinde uyguladım, sadeleştirdim arkadaş çevremi. çok hafifledim açıkcası tüm bunların sonucunda ama bu yaptıklarım okuduklarımın yanında hiç bir şey hakikaten.


  • Phoebe  (18.11.14 11:18:56 ~ 12:27:16) 
Neyi kastediyorsun bilmiyorum ama sade yasam diyince benim aklima evin sadeligi geliyor.
Evde fazla vakit gecirmeyi sevmiyorum, barinma ihtiyacimi gidermekten daha fazlasi olmamali benim icin ev. Ev sade olmali. Buyuk plasma tv, home theatre falan, bu tur seyler istemiyorum mesela. Evde keyif yapmayi seven biri degilim. Film izlemeyi bile sevmem evde. Oturacak koltuk, hali falan, supurge vs zaruri esyalar yeterli, ev sade olsun isterim.

  • delifaruk  (18.11.14 11:46:45) 
sade yaşam benim için de fazlalıkların ihtiyaçların dışındaki şeylerin hayata dahil olmadığı bir hayat tarzı. yeme içmeden, giyim kuşama ev dekorasyonundan eş dostuna kadar uzanır sadelik. ihtiyacım olmayan hiçbir şeyi almam. 1 lira dahi olsa hatta bedava bile dağıtılsa ihtiyacım yoksa kafamı bile çevirmem. ama sadelik pislik yahut nostaljik objeler değildir benim için. temiz, düzenli ve fonksiyonel şeyler/eşyalar her zaman önemlidir/gereklidir.


  • kakao  (18.11.14 12:05:23) 
hayatımda az insan var, neyin nerede olduğunu bildiğim bir yaşam alanım var, net ve kolay erişilir hedeflerim var, kısa ve öz cümlelerim var. sade yaşıyorum.


  • devilred  (18.11.14 12:09:52) 
[]

Çizgisiz kağıda yazı yazmak

Bir kartona büyük harflerle yazı yazacağım. Ama ben, kağıdın alt sınırına paralel bir hat üzerinde yazamıyorum. Kağıt kalın olduğu için altına çizgili kaat da koyamam ki oradaki çizgileri ince kağıtlarla bile göremiyorum zaten. Napabilirim? Pratik önerileriniz var mı?




 
cetvel ve kurşun kalemle çok hafif çizgi çekmek en pratiği. sonradan sileceksin tabii o çizgileri.


  • devilred  (06.11.14 12:39:06) 
cetvelle iki tarafından aynı mesafede tepeden boşluk kalacak şekilde işaretle, sonra o çizgileri birleştir (hem alt hem üst) al sana kılavuz çizgi


  • emirkulu  (06.11.14 12:39:22) 
cetvelle kenarlardan yazacağın yüksekliği minikçe işaretle. sonra o iki noktaya ip çek bantla tuttur.


  • battal gemalmaz  (06.11.14 12:41:29) 
ama ben kurşun kalemle kaligrafi çalışıcam. onları silerken yazdıklarım gidecek. ip de kalemin özgürce salınmasını engeller.

Ben bu dediklerinizi kartonun arkasına yapayım, sonra kağıdın altından ışık vereyim diyorum ama bunun için düzenek lazım herhalde? camda yazı yazılmaz
  • yarmasimo  (06.11.14 12:41:33 ~ 12:46:05) 
hee evet. karton marton deyince büyük harflerle bişey yazacan sandım kaligrafi olacağı aklıma gelmediydi.

cam masa veya ışığı geçiren düz bir yüzey bulabilirsen dediğin olur bak.
  • battal gemalmaz  (06.11.14 12:50:29) 
camda yazı yazılır, proje bile çizmişliğim var. tepesi çıkan mermer sehpa vardı bizde, mermeri kaldırıp üstüne cam koymuştum, altından da masa lambasını vermiştim.


  • emirkulu  (06.11.14 12:52:09) 
cam masanın altından ışık vermek işe yarar ama kullanılacak kartonun kalınlığına ve opaklığına da bağlı bu. çok kalın ve opak bir kartonsa ışık geçmez ki.


  • devilred  (06.11.14 12:52:52) 
ben gidip pencerede yazamam demek istemiştim :) Karton telefonumun fener ışığını geçiriyor. Masa lambası iş görür. Ay harika öneriler <3


  • yarmasimo  (06.11.14 12:54:09) 
bişi daha. iki parça kağıt koysan te kartonun dışından masaya yapıştırsan, yani kartonun üstünde kıpırdamadan duran iki şerit altlı üstlü kağıt olsa?

@devilred, o kadar kalın ancak mukavva olur o kadar kalın kaligrafi kağıdı olacağını sanmam, aşağıda görmesi gereken de iki tane çizgi zaten sorun olmaz diye düşünüyorum.
  • emirkulu  (06.11.14 12:56:51 ~ 12:58:06) 
@emirkulu

kaligrafiyle hiç uğraşmadım, nasıl bir malzeme kullanıldığını bilmiyorum açıkçası. benimki sadece fikir yürütmekti. cam masa ve ışık işi çözer gibi duruyor şu haliyle. ama çizgiler daha koyu olmalı bu sefer, ön yüzeydeki gibi belli belirsiz değil.
  • devilred  (06.11.14 13:01:17) 
kursun kalemle cizdigin cizgileri kalem silgi ile yazilarina zarar vermeden hassasca silebiliyor olman lazim...


  • nax  (06.11.14 13:18:05) 
[]

Şekeri çok sevmek

Öncelikle sağlıklı beslenmeye çalışan, az yiyen, herkesin zayıfsın dediği biriyim. Kilo kaygısıyla sormuyorum yani.

Beni meyve kesmiyor, çok şekerli yemedikçe şeker isteğim dinmiyor. Çikolata, hurma, bizim burda yapılan ballı fındıklı pekmezlerle karşılıyorum şeker ihtiyacımı. Onları da aşırı yemiyorum ama.

Saatlerce aç kalabiliyorum, atıştırma yapmayı sevmiyorum. Yani insulin direnciyle alakalı değildir di mi? Benimki de böyle bir bünyedir? Paniğe gerek yok?

 
şeker alışkanlık yapıyor. verdikçe vücudun daha çok istiyor. zaten karbonhidratlardan yeterince şeker alıyor vücut, bir de üstüne çikolata falan yiyoruz.
ekstra şekeri tamamen keserek kendine çok büyük bir iyilik yapabilirsin.

  • lily briscoe  (27.10.14 17:08:01) 
durum şekerle değil de şekerli gıdalarla alakalıysa (bkz: monosodyum glutamat)


  • silver apple  (27.10.14 18:03:41) 
Karbonhidrat bağımlılığı. Ayrıca bir beslenme sisteminde çikolata hurma ballı fındıklı pekmez varsa, o beslenme şekli sağlıklı beslenmenin yakınından bile geçmez. Bu tip basit şeker alımını keserseniz şekere olan bağımlılığınız da sona erer.


  • angelus  (27.10.14 18:08:34) 
  • sanal hayvan  (27.10.14 18:12:19) 
cok yanlis gelmissin. ileride sikintilar cikartir sana.


  • melancholia  (27.10.14 18:13:09) 
şöyle bir yazı vardı, belki senin durumunla alakalıdır.

eksisozluk.com
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (27.10.14 18:17:03) 
  • compadrito  (28.10.14 06:00:13) 
Pekmez demişim, pestil. Yapay şeker koymuyorlar ona. Onu da sık tüketmiyorum, pahalı bişiy.
Basit şeker rutin diyetimde sadece çikolatada var. Çaya da koymuyorum..

  • yarmasimo  (28.10.14 09:05:10 ~ 09:12:22) 
bu işler için: doktor


  • ravenudon  (28.10.14 09:18:11) 
Karbonhidrat yoğunluklu beslendiğin müddetçe bu iş böyle gider. Uzun vadede sağlığın elden gider. Kilo da alırsın.


  • arnold schwarzeneger  (28.10.14 09:28:25) 
[]

Kore Filmi Tavsiyesi

Oldboy demeyin lütfen, kardeşimle izlicez de.




 
Bi-mong
www.imdb.com

Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom
www.imdb.com

Pieta
www.imdb.com
  • air  (05.10.14 19:34:47) 
Always
m.imdb.com

  • Lim5  (05.10.14 19:44:13) 
spring, summer, autumn, winter... spring. +1


  • lesmiserables  (05.10.14 19:44:43 ~ 19:48:22) 
kim ki duk filmleri güzelmiş, ben de henüz izleyemedim, bir bak onlara.


  • anil  (05.10.14 19:48:07) 
Geunyeoreul midji maseyo


  • klakie  (05.10.14 19:48:37) 
(bkz: yeopgijeogin geunyeo) güzeldir..


  • defnex  (05.10.14 20:05:19) 
  • tiny penny  (05.10.14 20:48:26) 
[]

Yumuşak derili çanta

Diğerlerine göre daha mı pahalı oluyor? Daha kolay su geçiriyolar mı? Olayları ne tam olarak, beni aydınlatın bacılarım




 
Son zamanlarda piyasadaki neredeyse her çanta ile münasebet kurmuş biri olarak soyleyebilirim ki, hayır yumuşak deri çanta daha ucuz olur diye bir genelleme yok. Olay markasal fiyat farkı, gerçek deri olup olmaması...
Hayır, yumuşak deri Daha çabuk su geçirmiyor, yıllardır kullanırım, su geçirdiğini görmedim.
Tek kötü tarafı daha kolay zedeleniyor. Özellikle david jones'lar bir yıla çıkmıyor. (imitasyon deri miydi aldıklarım hatirlamiyorum)
  • kaymaktutmayansicaksut  (26.09.14 11:25:23) 
[]

Düşünürken beynimiz enerji harcıyo mu?

Selam arkadaşlar,
düşünürken beynimiz hatırı sayılır miktarda enerji harcıyo mu acep? Daldan dala atlamaktan değil zorlayıcı düşünmekten bahsediyorum. Ve hatta yaratıcı?
"yürürken gücümün son sınırına kadar gelmemiştim hiç. Ama düşünürken hep gelirdim"


 
Beyin elektrik sinyalleri ile çalışıyor diye biliyorum . Her hamle her düşünüş bir elektirk sinyali gücüne denk geliyor. Sıçarken bile beynin hatrı sayılır bir enerji harcadığını düşünüyorum


  • 1tam1ayran  (01.08.14 11:48:01) 
Şöyle ki beyin yaklaşık 1.5 kilo bir şey ama vücuttaki enerjinin %20 civarını o kullanıyor. Beyin sağlam enerji istiyor her zaman.

Aynı soru geçen gün kafama takılmıştı, "Düşününce ne oluyor" diye. Çalışmalar çelişkiliymiş. Henüz tam oturmuş bir sonuç bulunamamış bu kadar. Enerji harcanıyor mu, bilinmiyormuş ama fiziksel bir çaba kadar da yorulduğu biliniyor.

Özetle deli gibi enerji harcıyor beyin. En çok enerji harcayan yer ama düşününce de çılgınca yorgunluk yapıyor ama harcanan enerjinin, düşünmezkenki zamanda harcanan enerjiden büyük olduğu yönünde anlamlı bir fark bulunamamış.
  • aychovsky  (01.08.14 11:55:58 ~ 12:03:55) 
death note'ta L sürekli ama sürekli şeker yemesine rağmen hiç kilo almıyordu. çünkü dedektifti herif deli gibi düşünüyordu hehe.

bilimsel bir kaynağım yok ama ben de yapıcı, sürekli düşünmenin ciddi enerji sarfiyatına yol açtığını duymuştum. gerçi L galiba kafası çalışsın diye şeker yiyodu ama olsun, o kadar şeker yiyip kilo almamak imkansız bence.
  • pescador  (01.08.14 11:58:22 ~ 11:58:39) 
deli gibi harcıyor hem de.


  • fever  (01.08.14 12:01:45) 
gün boyu ders çalıştığımda canım hep tatlı ister. konuya dair tek bilgim budur.


  • manuel mandalina  (01.08.14 12:06:13) 
beyin bir performans makinesidir.


  • namus ninjası  (01.08.14 12:18:45) 
evet harcar. hem de deli gibi.


  • sen git ben geliyorum  (01.08.14 13:22:07) 
zayıflığımı dayandırdığım sebep. yersen


  • neseranni  (01.08.14 13:43:21) 
(bkz: sismanlarin havayi daha fazla kirletmesi)

bu bazal metabolizma ölçümlerini yaparkene, harcanan enerjiyi ölçüyodu bu cihaz. yat diyon herife, kapat gözünü, hiçbişey düşünme, mal gibi yat sadece diyon.

en fazla enerji harcayan herif bizim patron çıktıydı. içimizdeki en zeki herif de oydu.
  • compadrito  (01.08.14 14:38:28) 
zamanında 1 buçuk ay süresince ciddi konsantrasyon gerektiren bir yerde çalışmıştım, hayvan gibi yememe, servisin kapının önünden alıp kapının önüne bırakmasına rağmen 8 kilo vermiştim.

kısaca beyni çalıştırmak çok fena kalori yakıyor.
  • yemrem  (01.08.14 23:48:32) 
[]

Spor malzemeleri için internet sitesi

Güvenilir/ucuz önerileriniz?




 
(bkz: dechatlon)


  • godless frog  (05.07.14 14:35:21) 
decathlon. kendi markaları ucuzdur ve iş görür kalitededir.


  • arandur  (05.07.14 16:36:04) 
[]

Tıbbiye talebeleri buraya

1) Tıp uzmanlık kadroları her şehirde açılıyor mu?
2) Pratisyenler kurayla mı atanıyor? Tercih yapıyorlar mı? Yapmıyorlarsa tanıdığım pratisyenler genelde yakın illere nasıl atanıyor?



 
1) o yıldan yıla ve şehirden şehire değişiyor.
2) tercih yapılıyor. hatta aralarında paylaşıyorlar "sen burayı yazma, ben yazdım." gibi.

  • unalub  (17.06.14 10:49:56) 
1. hayır
2. evet. tercih yapılıyor. münhal (boş) kadrolar yayınlanıyor, ona göre tercih yapıyorsun ama 1. tercihine girdin girdin, giremedin büyük ihtimal genel kuraya kalıyorsun
www.doktoratamalari.com

gerçi buraya bişey yazıp gidip tersini de yapan çok
  • la noix  (17.06.14 11:40:35) 
[]

Baba olmak istemeyen erkekler?

Evlilik ve çocuklarla sorunu olmadığı halde babalık hevesi olmayan erkekler var mı?
Kadının istememesi anlaşılır. Minimum 3 yıl 7/24 ilgilenip üstünme bir de ömrünü adayacak olan o. Peki siz erkekler?



 
asıl kadının istememesi anlaşılamaz. hormonlar sürekli alarm halinde.


  • mula  (09.06.14 14:54:25) 
ben.

4 senelik evliyim. net biçimde istemiyorum. içimden gelmiyor. bebek görünce olumlu ya da olumsuz herhangi bir şey hissetmiyorum. işte bu da insan yavrusu deyip geçiyorum.

ileride bir gün yaparsam sırf yaşlılığımda pişman olmayayım diye yapacağım galiba.
  • sir gawain  (09.06.14 14:55:35 ~ 14:55:44) 
evet, ben varım mesela. baba olmak hayatta beni en çok korkutan ve rahatsız eden olay olabilir.

sanırım bir insana can vermek, onun sorumluluğunu almak beni aşıyor. işin özünde biraz da "uğraşmak istemiyorum" fikri var ve özgürlüğüme düşkünüm. bir çocuğum olursa beni kendine bağlayacak ve özgürlüğüm elimden alınacak gibi hissediyorum.
  • nesilsiz  (09.06.14 14:56:00 ~ 14:57:01) 
pek istemiyorum. henuz cocuk olayına anlam veremiyorum. ilerde fikirlerim değişebilir belki ama şimdilik böyle .


  • jack n brooks  (09.06.14 14:56:40) 
sir gawain+1
"insan yavrusu bu" tepkisi bende de var. hiç çekici gelmiyor çocukla uğraşmak. rahatıma düşkünümdür bu arada.

  • hybrid427  (09.06.14 14:59:15 ~ 14:59:29) 
20'yim henüz ama ilerde evlenmek isterim. küçük çocukları çok seviyorum. hatta çocuğumun olması fikri de hoşuma gidiyor ama istemiyorum. babalık büyük sorumluluk, beni aşar. kendime bakamıyom ben. daha önce de yazmıştım, sevdiğin insanla ortak bir çalışma yaparak yeni bi' velet dünyaya getirmek çok fantastik bi şey olsa gerek ama ortalık böyle düşünüp sabah akşam çocuk patlatan tipler yüzünden psikolojisi bozuk ebeveynlerden-çocuklardan geçilmiyor.

o yüzden "oğluım süper bi şey lan çocuk" deyip de sahip olmak istemem. benim yapabileceğim bi şey değil. en azından önümüzdeki 4-5 yılda o kadar olgunlaşacağımı, bilinçleneceğimi zannetmiyorum. bi tane pescador yeter dünyaya, tahtıma ortak olmasın eşşoleşşek.
  • pescador  (09.06.14 14:59:30) 
8 senelik evliyiz, ben kadın tarafıyım. Ne ben ne de kocam hiçbir şekilde çocuk istemiyoruz. Hormonlarım sürekli alarm halinde değil ve bir kedi bizi bir çocuktan daha çok heyecanlandırıyor.


  • Thredith  (09.06.14 14:59:38) 
var.


  • nereye bu gidis  (09.06.14 15:01:17) 
benim gibi çocukları sevip, yeğenlerine aşık olan, çocuklarla vakit geçirmeyi seven ama istemeyen anormaller yok mu?
not: pescador hariç

  • yarmasimo  (09.06.14 15:04:30 ~ 15:06:51) 
erkekler genelde istiyor çocuk. ama sadece yapım aşamasında eşlerinin yanındalar. sonrası pek umurlarında olmuyor. çocuk ağlasın, niye ağlıyor bu çocuk diye kadına kızarlar.


  • rock n roll  (09.06.14 15:09:09) 
eşim. evlenmeden önce en geç 35 te yaparım yaparsam diyordu ama ohooo kaç 35... ama sorsan hala kararsız. "olmayacak diye birşey yok, olabilir tabi" kafasında ama sanki "ya hayatım boşver, yapmayıverelim" desem ohhhh çekecek gibi :D o böyle saldıkça ben de saldım son 2-3 yıldır. artık hiç konuşmuyoruz bile bu konuyu, ikimizin de işine geliyor. rahata iyice alışıyor insan, çift olma kavramımız da iyice değişip ediyle büdüye döndü :D sanırım böyle gidecek bizim iş.


  • kerbeee  (09.06.14 15:10:41) 
Ben istemiyorum. Gerçi evli değilim ama muhtemelen evlenince de istemem ama annem istiyor. Çocuk yaparsam eğer annemin aşırı torun sevgisi yüzünden yaparım gibime geliyor ama böyle de çocuğa yazık. Çocuk büyüyünce ben kesin ağzımdan kaçırırım niye yaptığımızı, ayıp olur biraz.


  • angelus  (09.06.14 15:14:29) 
Benim kocamın çocuklarla sorunu yok; hatta çok da iyi anlaşıyor ve onlar tarafından da seviliyor ama yine de çocuk istemiyor. O bambaşka bir şey. Ayrıca biz dünyanın insansız çok daha güzel bir yer olacağına inanıyoruz, hümanist değiliz. Buyrun şöyle bir yazı var isterseniz: hafiye.blogspot.com.tr


  • Thredith  (09.06.14 15:15:38) 
kadının istememesi anlaşılıyor tarafımdan, ben istemiyorum çünkü.
not: hormonsal sorunum yok :P (merak edenler çıkar).
Anlaşılır bir durum bence erkeğinki de, sevmiyorsa ne yapsın...
bi de bu dünyaya çocuk getirme ve başka sorumluluklar da var..
  • aithra  (09.06.14 15:17:05) 
korkak yada rahatlarına düşkündürler.

buradaki arkadaşlar hiç kusura bakmasınlar, kendilerine de itiraf etsinler.

arkadaşlar çoğalın, çoğalması gereken insanlarsınız siz. kültürlüsünüz, bilgilisiniz, eğitimlisiniz. sizin doğurup büyüttüğünüz çocuklar ile daha da medenileşecek bu toplum.

çocuğun nasıl yetişeceğini umursamayan aileler beşer onar doğururken, doğurduğu çocuğu iyi ve kültürlü yetiştireceği yüksek ihtimal olan kişiler "bu dünyaya çocuk getirilir mi?" kafasında.

yapmayın etmeyin, çoğalın lan, çocuk iyidir :)
  • cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam  (09.06.14 15:20:17) 
İçimde hiç istek yok da, bir gün ileride isterim diye girişeceğiz o işlere eninde sonunda.


  • arnold schwarzeneger  (09.06.14 15:20:26) 
benim bey. 6 yillik evliyiz.
zaten istemezdi, benim yegeni ve kendi yegenini gordukten sonra tovbe etti. arada arkadaslarin melek gibi cocuklariyla terapi yaptiriyorum ama gene de i ih. isin kotusu argumanlari da saglam, itiraz da edemiyorum hatta yavas yavas ben de hak vermeye basladim. belli bi yastan sonra da rahatini bozacakmis gibi dusunmeye basliyosun ki o daha da kotu.
ustelik bu memlekette cocuk dogursan ne olucak.

isin tek kotu tarafi, accik kafasi calisan, egitimli kulturlu, gelir seviyesi cocuk yetirtirmeye uygun kisilerin ya hic couk yapmayip ya da en fazla bir cocukta kalirken, diger tarafin 3er 5er portlatmasi. bi 30 yil sonraki demografik yapiyi dusunemiyorum bile.

not: kendimi oyle gordugum icin degil, etrafimda oyle oldugunu bildigim bir cok insan oyle oldugu icin.
  • halanne  (09.06.14 15:24:42) 
ilkokul mezunları 18 yaşında evlenip şakır şakır çocuk doğurup büyütüyor da sizler, yüce ve entelektüel şahsiyetler mi beceremiyeceksiniz? ondan sonra insanlar şöyle insanlar böyle.. ulan işte doğur büyüt eğit de toplum düzelsin.. bebek yapmak düşük eğitim seviyeli insanların işi olduğu sürece ülkeler iflah olmaz. hayır a*ınıza ko*um şu yazdıklarımı bile eleştirecek kadar zekisiniz de niye çocuk yapmıyorsunuz o zaman?


  • vfgerty  (09.06.14 15:28:03) 
@vfgerty, ulan olanı eğit? patates mi bu, diğerlerine baskın gelsin diye çocuk mu çıkaralım patır patır? kendi çocuğunun "şahane" olacağı sonucuna nasıl vardın, neyin özgüveni bu?


  • pescador  (09.06.14 15:29:23 ~ 15:29:47) 
Çocuk yapma yeteneğimiz var diye çocuk yapmak zorunda değiliz ki. Hadi her şeyi geçtim, bizim kontrolsüzce ürememizi kaldıracak bir Dünya yok. Kısıtlı imkanları bu kadar şuursuzca tüketmeye de gerek yok.


  • angelus  (09.06.14 15:31:03) 
@pescador
@angelus

%100 katılıyorum size.

@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
@vfgerty

Yukarıda bir yerde paylaştığım ve üremeyle ilgili öne sürülen sebepleri irdeleyen hafiye.blogspot.com.tr linkindeki 4, 21 ve özellikle aşağıdaki 26. madde size gelsin o zaman.

26
Sözde Sebep: Dünyaya bizim gibilerden daha fazla gelmeli. Sayımız azalıyor. (Beyaz Türk söylemleri)
Gerçek Sebep: Elitistsiniz. Yabancı düşmanlığınız var. Soy geliştirmek soykırımdan daha kolay örtbas edilir elbette.
Çözüm: Başkalarını da sizin fikirlerinize katılmaları konusunda ikna edin. Böylece sizden bir fazla, onlardan bir az olur.
  • Thredith  (09.06.14 15:32:09 ~ 15:36:05) 
@pescador +1 imsi :) yani çok büyük bir risk, "şahane" olup olmaması. bu dünyada evladından çektiğini düşmandan çekmeyecek insanlar var. kendi skiyle böyle bir riske nasıl girebiliyor insanlar, anlamıyorum çoğu zaman.


  • kerbeee  (09.06.14 15:34:52) 
@pescador <3

Tanıdığım adamlar üzerinden gideceğim, iş güç borç harç derken 30-33 gibi anca oturuyor zaten, sonra en kendini tanıdığın zamanlar, sevdiğin şeylere vakit ayıyorsun, geziyorsun tozuyorsun. zaten kafanda devamlı otuz oldum lan düşüncesi var. çocuğun olsa sen altmış yasındayken cocuk senın yasında olacak. hayatının 20 yılı en az ona kilit. sen daha bir şey yaşamadın ki, ona ayıracak 20 yılın var mı?
  • kaymaktutmayansicaksut  (09.06.14 15:35:39) 
ben de evlendim, mutluyum. cocuklari da cok severim, yegenlerim var cok tatli.

ama cocuk yaparsak hayatimiz sikilecekmis gibi geliyor, anne babalara bakiyorum tum mesailerini, enerjilerini cocuklarina harciyorlar, hayatlari bitmis.

bir de durmadan cocugunu anlatip, ne kadar tatli, ne kadar zeki oldugunu insanlarin gozune gozune sokan bir insan iticiligine donusme ihtimali 0'a cok yakin da olsa korkutuyor beni.
  • nawres  (09.06.14 15:36:01) 
benim eşim de istemiyor 30a kadar lakin bu ay ufak bir gecikme yaşadık, ben yusuf yusuf durumdayken, o böyle hafiften hevesli hafiften heyecanlı. olsa mutlu olacak adam ki daha 1 aylık evliyiz yahu.

yani lafa gelince evet hevesi yok da, uygulamada pek böyle olmadığını görmüş olduk. ben mi, tabii ki hapa devam.
  • physcos physcos  (09.06.14 15:44:24) 
bence biz toplum olarak inanılmaz çocuk odaklı yaşıyoruz. problem burda. o yüzden korkuyo insanlar.

bir örnek vereyim. gittiğim bir yemekte 3 erkek çocuklu yabancı bir aile vardı. çocuklar 5-6-8 yaş gibi. bütün akşam yemeği boyunca (4 saat) gıkları çıkmadı, ayağa kalkmadılar, koşmadılar, anne babaları sürekli onlarla ilgilenmedi, tam tersine hep başkalarıyla muhabbetteydiler. çocukların ipadi gameboyu falan yoktu.
gecenin sonunda bir kez çocuk sesi duydum o da tatlı gelince ufaklık heyecanlandı oley dedi o kadar.

öbür yanda ne zaman doğulu aileler görsem o veletler ayaklarına basılmış gibi ağlıyor, tutturuyor diretiyorlar. ana baba da sürekli pışpışlıyo aa bak kuş bak çikolata diye, olmadı çarpıyolar bi tane. sürekli ailece bağırış itişme halindeler.

kısacası çevrenizdeki örneklere bakıp karar vermeyin. çocuğunuzu nasıl yetiştirirseniz, ona nasıl davranırsanız o da öyle davranacak. genetik veya psikolojik bozukluk riski var tabii o ayrı.
çocuğu hayatının tek merkezi yapıp sekiz kiloluk çanta, tank gibi puset ve on beş oyuncakla da sokağa çıkabilirsin, gördüğüm bazı turist çiftler gibi bebeği kanguruya koyup dünyayı da gezebilirsin. sana kalmış yani.
  • lily briscoe  (09.06.14 15:55:25) 
çocuk sahibi olmak istemiyorsun o zaman sen de doğmasaydın saçmalıklarını geçersek ben de istemem baba olmak. bir kere çocuklar aptal, bildiğin aptal, 5-10 yıl kadar gerizekalı bir varlıkla saatlerce ilgilenmek zorunda kalacaksın. bir kere ben mükemmeliyetçiyim çocuğum olsa öğrencilerin küfür ettiği her türlü pisliğin döndüğü devlet okuluna mı göndereyim, hayatım boyunca özel okul parası için mi çalışayım? shameless'taki gibi çocuğu doğur gerisi gelir değil zaten olay, ne zaman yorulsam çocuğu tv karşısına mı geçiricem yanlış olduğunu bile bile, ne halt izleyecek tv'de vs. bir kere kendi gelişimimi tamamladığımı zannetmiyorum bazı şeyleri kafamda oturtamadım mesela bu konularda nasıl örnek olucam, yetiştircem çocuğu, düzenli kitap okumayan biri çocuğuna nasıl kitap alışkanlığı kazandırır mesela? bir kere çocuklar yaramaz vs de olabiliyor, sen ne yaparsan yap çocuk hayatı sana zehir ediyor, var akrabalarımın böyle çocukları düşman başına. bir kere niye çocuk sahibi olayım, bunun mantığı ne, niye evlendikten 5 sene sonra hayatımın tek amacı çocuklarım (büyütme, eğitim, okul, evlendirme) olsun, hele çok fazla çocuk yapıp her birinin kendi evinin vs. olmasına çabalamak sonra onların da çocuklarının olması ve bu düzenin böyle devam etmesi saçma değil mi? vesaire vesaire.


  • acccra  (09.06.14 16:00:49) 
[]

Para batırmak

Bir oyun yazıyorum. Karakterlerimden biri parasını heba etmiş olacak. Hovardalıkla değil, beceriksizlik/talihsizlikle. Bu konuları hiç bilmiyorum ama mevzu ticaret değil, yatırım. Genelde nasıl batırılır para?
Olabildiğince detay verirseniz iyi olur.



 
Bitcoin tavan yaptığında satın almış olsun, sonra dip yaptığında da satmış olsun. Böylece epey para batırmış olur.

En yüksek 1095$ (11 Ekim 2013)
Haberlerde sıklıkla yer almaya başladığı zamanlar. İnsanlar bu yükseliş devam eder diyerek giriyor.

Sonraki en düşük: 340$ (11 Nisan 2014)
En büyük bitcoin borsası mt.gox adlı şirketin sitesi erişime kapanıyor ve şirket batıyor. Beraberinde bitcoin'i de götürüyor.
  • bira sisesi kapagi  (05.06.14 14:02:38) 
bir ise yatirim ortagi olarak girip, isin basinda duran herif isi batirabilir ya da ortak parayi alip ortadan tuyebilir. dovize, borsaya para yatirip kurlar dusunce batirabilir. emlak yatirimi yapar ev coker. ne bileyim yani cok yolu var batmak istedikten sonra :)


  • beriberi  (05.06.14 14:04:24) 
vadeli opsiyon borsasında ya da foreks'te kaldıraçla işlem yapmış olsun. mesela 100 kat kaldıraç kullansın.

1 tl parası olsun, 100 tl'lik işlem yapsın. aldığı kontrat ya da döviz 99 tl'ye düştüğünde parayı sıfırlamış olur :)
  • [silinmiş]  (05.06.14 14:06:00) 
girişimci genç bir ekip kandırsın bunu ya da kandırmasa da parayı batırsınlar.


  • acan99670  (05.06.14 14:09:27) 
hayali bi ibne arkadaş yarat. onun aklına uyup saçma sapan bir işe girsin.


  • tescillimarka  (05.06.14 15:07:02) 
eski bir arkadaşına bir iş için kefil olmuş, arkadaşı da ortalıktan kaybolup borçları buna ittirmiş.


  • groovettyn  (05.06.14 15:20:46) 
Parayı borsada batırmış olsa? Türkiye'de bir şirketin yere çakılmasına ne gibi olaylar sebebiyet verebilir? Gerçi azıcık absürd olabilir, sorun yok


  • yarmasimo  (05.06.14 15:35:10) 
en hızlı ve güzelce VOB'ta batar, anlamazsınız bile..


  • ventruefox  (05.06.14 15:39:20) 
facebook hissesi satın almış olsun :)


  • selam  (05.06.14 15:58:40) 
parayı borsada şöyle kaybedersin.

adam şirket kurar, mesela ran lojistik. (hatta internette ararsan hikayesini bulursun.)

şirketi halka açar. sonra da yükseltir fiktif hareketlerle.

derken bizim abimiz de almış olur bilmeden nedir ne değildir.

şirket kurucusu piç, başka bir yan şirket kurar. şirketin aktiflerini buraya aktarır. sinsice.

sonra son hissesine kadar, donuna kadar satar şirketi. kağıt 0.11 liraya kadar düşer, tahtası kapanır (sıfırlanır para) kapatır gider.

senin abi de elindeki değersiz hisselerle çükünü avuçlar.
  • [silinmiş]  (05.06.14 16:44:26) 
Peşin para ev almış olsun, ev aldığı firma aynı evi 10 kişiye daha satmış olsun. Tabi firma bir daha bulunamıyor


  • rhan  (05.06.14 19:18:14) 
48 dolarken litecoin almış olsun, sonra litecoin 10 dolara dusunce oyle kalakalsın koinim.com başında.

Eksisozlukte litecoin baslıgının son entarilerinde var boyle bir yazı. (tabiki gecmisler olsun diyoruz)
  • anonymice  (05.06.14 19:51:40) 
[]

Refresh suni gözyaşı

Bunları damlattığımızda hala yarısı dolu oluyor. Ben çöpe atamıyorum. kapağını kapatıp kutuya koyuyorum. Hijyen sorunu çıkarır mı acaba? Genelde kısa sürede tekrar kullandığım için sorun olmadı ama uzun zaman bekleyenlere güveneyim mi?




 
güvenmeyiniz. kapağı açtıktan sonra 24 saat içerisinde tüketiniz. 24 saatten fazla bekleyenleri atınız.


  • bol kepce  (05.06.14 13:55:20) 
1 hafta bekletme tabi ama 24 saat dolmadan atmak gibi obsesyonlara da kapilma. 24 saat olmasa da 1,5 gunde bitiyor zaten. Ona bakacak olursan tekli kutuyu ac kapa 2 ay kullaniyoruz bin kere havayla temas ediyo o zaman onu da 24 saatte atalim. 24 yerine 30 saat kullandin diye bi sey olmaz


  • passive aggressive  (05.06.14 14:46:24) 
alakasız olacak ama:

suni gözyaşı mıığ ö_ö şöyle bişi mi reeltalk.areavoices.com
  • mula  (05.06.14 15:11:44) 
bir iki saat içinde kullanıp atıyorum ben.


  • inheritance  (05.06.14 15:31:26) 
[]

Ne kadar su içeyim?

Neredeyse hiç susamıyorum. Yine de su içmem gerektiğini biliyorum ama ne kadar içeyim mesela?




 
idrar rengin sarı olamayana kadar net rakam bu.


  • ibomiu  (25.04.14 15:32:14) 
günde en az sekiz bardak veya iki litre deniyor.


  • inheritance  (25.04.14 15:32:54) 
günde 2 lt diyorlar.


  • letheavendangered  (25.04.14 15:33:00) 
En az 1,5 litre ic ya da bir litre - su cok cok onemli.

Bir de nasil susamiyorsunuz cok merak ettim, ben gunde 3 litre icmezsem basim agriyor - kendinizi oyle alistirmissiniz demek ki, bunu bozun.
  • miljena  (25.04.14 15:33:13) 
sağlık örgütünün kabul ettiği minimum sınır 1,5 litre. bunun yanında ağırlığınızın 1/36'sı kadar su tüketimi de normal karşılanıyor.

litreyle ölçekle uğraşamam diyorsanız; idrar renginiz sarı renk olmadığı tüketim idealdir. hele koyu sarı renk hiç istenmez.
  • in pyjamas  (25.04.14 15:33:36 ~ 15:35:26) 
2-2.5 lt


  • rock n roll  (25.04.14 15:34:45) 
Ben çay kahve filan içmesem de susamıyorum. Oruçluyken bile susamıyorum. Kendimi alıştırdığım filan yok yani.
1,5-2 litre susayan insanların normali bence.
Bakın yaz orucundan bahsediyorum
  • yarmasimo  (25.04.14 15:36:13 ~ 15:37:01) 
ben de hiç susamam. ama susamasak da içmek gerekiyormuş. 1.5 ltlik su alıyorum. sabahtan başlıyorum içmeye, akşama bitiyor.


  • rock n roll  (25.04.14 15:39:16) 
Yahu şuradaki cevapları okuyuncaya kadar 8 kere susadım, nasıl susamıyorsunuz arkadaş? :/ 3 litreden az su içemiyorum bir gün içinde. 4'e kadar çıktığım oluyor. Hiçbi şeyin bokunu çıkarmamak da lazım ama 2 litrenin altına düşmeyin. Su, hakkaten hayattır.


  • pandispanya  (25.04.14 15:44:17) 
böbrekler elinde gezmemek için en az 2 litre su iç. ben kola, gazoz ne kadar asitli içecek varsa bıraktım. en güzeli su. su gibisi yok vallahi.


  • hayvan herif  (25.04.14 15:46:31) 
8 bardak


  • Sskywalkeremre  (25.04.14 15:55:03) 
Ortalama bir insansanız, yani spor yapmayan ağır bir fiziksel işi olmayan bir insansanız eğer 2 litre yeter. Ama onu da "Gideyim de şimdi 1 litre su içeyim, akşam da 1 litre içerim 2 litre olur" değil de gün içine yayarak içmeniz gerekir. Bunun için yapabileceğiniz en ideal şey, yanınızda içi su dolu bir su şişesi bulunması ve onu gördüğünüzde kendinizi su içmeye mecbur hissetmeniz yöntemidir. Baya işe yarıyor. Afiyet olsun.


  • angelus  (25.04.14 15:55:33) 
Dün bir doktor abi özellikle orta yaş üstü şahıslar için min. günde 1,5 lt içilmesi gerektiğini, belli başlı hastalıkları büyük ölçüde önlediğini anlattı. Havalar ısınıyor günde 1,5 - 2 lt tüketmek ideal yalım.


  • bana da mi lolo  (25.04.14 16:11:09) 
çiş rengi +1

her bünyenin su ihtiyacı farklıdır, onun için kendinizi 2 litre içmeye zorlamaya gerek yok. çişinizin rengi açık sarı ise sorun yok,
  • yemrem  (25.04.14 16:31:24) 
Afganistan'da güneş altında çalışırken 10 litre su içip akşam güneş batana kadar doğru düzgün işemiyordum bile. O yüzden ben de çiş rengi +1 diyorum


  • jamalbsf  (25.04.14 16:37:23) 
@jamal ben de bir bardak içtim, bir saat sonra soluğu tuvalette aldım. çiş rengi de gayet sağlıklı bir tondaydı
aro

  • yarmasimo  (25.04.14 16:44:29) 
susadıkça su içmek ya da ağzı kuruduktan sonra su içmek gibi bir şey yok..

sık sık az da olsa su için, illa bir bardağı bitirmek zorunda değilsiniz, yarım koyun için, bi saat sonra gene için, ama özellikle sabahları kalkar kalmaz bir bardak su içmeye çalışın..
  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin  (25.04.14 17:21:03) 
[]

Hayattan öğrenilenler

Duyuruda bir konuya bu başlıktan link verilmişti. Yabancı bir yazardan sonu genelde "öğrendim"le biten cümleleri olan çok güzel bir metindi.
Belki de bulabilirsiniz ha?



 
(git: www.facebook.com)

olabilir mi ?
  • MiraTaurus  (19.04.14 11:31:42) 
cık. yazar İngilizce isimliydi ve belki de öğrendim'le bitmiyordu. hayat dersleriydi ama. benzer kalıpta cümleler içeriyordu. ay ne bileyim ehe


  • yarmasimo  (19.04.14 11:37:47) 
I've learned -
that you cannot make someone love you. All you can do is be someone who can be loved. The rest is up to them.

I've learned-
that no matter how much I care, some people just don't care back.

I've learned-
that it takes years to build up trust, and only seconds to destroy it.

I've learned-
that it's not what you have in your life but who you have in your life that counts.

I've learned-
that you can get by on charm for about fifteen minutes. After that, you'd better know something.

I've learned-
that you shouldn't compare yourself to the best others can do.

I've learned-
that you can do something in an instant that will give you heartache for life.

I've learned-
that it's taking me a long time to become the person I want to be.

I've learned-
that you can keep going long after you can't.

I've learned-
that we are responsible for what we do, no matter how we feel.

I've learned-
that either you control your attitude or it controls you.

I've learned-
that regardless of how hot and steamy a relationship is at first, the passion fades
and there had better be something else to take its place.

I've learned-
that heroes are the people who do what has to be done when it needs to be done, regardless of the consequences.

I've learned-
that money is a lousy way of keeping score.

I've learned-
that my best friend and I can do anything or nothing and have the best time.

I've learned-
that sometimes the people you expect to kick you when you're down
will be the ones to help you get back up.

I've learned-
that sometimes when I'm angry I have the right to be angry, but that doesn't give me the right to be cruel.

I've learned-
that true friendship continues to grow, even over the longest distance. Same goes for true love.

I've learned-
that just because someone doesn't love you the way you want them to doesn't mean they don't love you with all they have.

I've learned-
that maturity has more to do with what types of experiences you've had and what you've learned from them and less to do with how many birthdays you've celebrated.

I've learned-
that you should never tell a child their dreams are unlikely or outlandish. Few things are more humiliating, and what a tragedy it would be if they believed it.

I've learned-
that your family won't always be there for you. It may seem funny, how people you aren't related to can take care of you and love you and teach you to trust people again. Families aren't always biological.

I've learned-
that no matter how good a friend is, they're going to hurt you every once in a while and you must forgive them for that.

I've learned-
that it isn't always enough to be forgiven by others. Sometimes you are to learn to forgive yourself.

I've learned-
that no matter how bad your heart is broken the world doesn't stop for your grief.

I've learned-
that our background and circumstances may have influenced who we are, but we are responsible for who we become.

I've learned-
that just because two people argue, it doesn't mean they don't love each other And just because they don't argue, it doesn't mean they do.

I've learned-
that we don't have to change friends if we understand that friends change.

I've learned-
that you shouldn't be so eager to find out a secret. It could change your life forever.

I've learned-
that two people can look at the exact same thing and see something totally different.

I've learned-
that no matter how you try to protect your children, they will eventually get hurt and you will hurt in the process.

I've learned-
that your life can be changed in a matter of hours by people who don't even know you.

I've learned-
that even when you think you have no more to give, when a friend cries out to you, you will find the strength to help.

I've learned-
that credentials on the wall do not make you a decent human being.

I've learned-
that the people you care about most in life are taken from you too soon.

I've learned-
that it's hard to determine where to draw the line between being nice and not hurting people's feelings and standing up for what you believe.
  • passion rules the game  (19.04.14 11:45:17) 
[]

İyi kahve-kötü kahve

Kahvenin bazı türlerinin ya da tüketim şekillerinin çok kalorili ve sağlıksız olduğu hakkında bir şeyler okumuştum.
Şu üçü bir arada paketlerinin matah olmadığını tahmin ediyorum da tam olarak neyden geliyor zararı? Krema?



 
Özellikle kahve tiryakileri her tür hazır kahve nin tandının bozuk ve yapay olduğunu düşünürler.
ayrıca kahve kremasının içinde mısır şurubu ve yapay tadlandırıcılar var.
Şeker zaten paso sağlıksız :)
  • nicin ben  (18.02.14 10:41:17) 
Gerek üçü bir arada,gerek diğer tüm granül kahveler gerçek kahve olmadığından içlerinde haddinden fazla şeker, glikoz şurubu vs var. Bundan dolayı kilo yapıyolar ve sağlıksızlar. Sütsüz şekersiz sade filtre kahve kilo aldırmaz, hatta yağ yaktırdığı bile kanıtlanmıştır.


  • jpsartre  (18.02.14 11:01:03) 
"Nescafe 3'ü bir arada ürününün içindekiler listesi:
İçindekiler: Şeker, kahve beyazlatıcısı (%27) (glukoz şurubu, hidrojenize bitkisel yağ, asitliği düzenleyiciler (dipotasyum fosfat, sodyum polifosfat, trisodyum sitrat, pentasodyum trifosfat), sodyum kazeinat (süt proteini), emülgatör (yağ asitlerinin mono ve digliseritlerinin mono ve diasetil tartarik asit esterleri, yağ asitlerinin mono ve digliseritleri), topaklanmayı önleyici (sodyum alüminyum silikat), doğala özdeş süt aromaları, tuz), çözünebilir kahve, tuz. (eser miktarda badem, fındık, gluten, soya, yumurta)"

bunun kahve olmadığını kabul edelim önce bence, sonra da içmeyi bırakalım. şunu içmenin anlamı yok yani. düzgün, sade bir kahveyi tüketmenin bünyeye zararından çok faydası bile olabilir, tabii abartmadıkça.
  • tonoto  (18.02.14 11:03:04 ~ 11:04:05) 
Ben zaten şeker kullanmıyorum, kremayı da kullanmayıveririm de "sade, gerçek kahve" dediğiniz neye tekabül ediyor. Şekersiz, kremasız Nescafe paketleri? Türk kahvesi?


  • yarmasimo  (18.02.14 12:30:24) 
ben genelde gün içinde 1 ya da iki fincan bundan içiyorum. şeker yok. krema yok. süt tozu yok. tabii filtre kahve kadar lezzetli gelmiyor bana ama olsun idare ediyoruz.

static.avansas.com
  • godsparticle  (18.02.14 12:34:36) 
O nescafeler hep cozunebilie kahve bana dokforum kesinlikle telveli kahve iceceksin demisti. Cunku kahve suda cozunmez ve ne 3 in 1 ler suda cozinuyor yani onlar kahve degil aslinda. Sade filtee yada turk kahvesi oneriyorum.ben nunlari iciyorum.


  • ruh i tibbiye  (18.02.14 12:34:46) 
gerçek kahve kahve çekirdeğidir. türk kahvesi, çibo, sıtarbaks, nero gibi yerlerden alınan çekirdeklerin firenç pires için çekilmesi evinizde kendiniz yapmanızdır. cümleye bak ehe. neyse. bir de kahve makinesi alırsınız o zaman çektirmeye gerek kalmaz.
granül kahve dediğimiz bu neskafe, kafe kırovn gibi kahveler iyi değil.

  • female demon  (18.02.14 12:35:04) 
türk kahvesi, aynı filtre, espresso gibi farklı bir kahve hazırlama şekli sonuçta. ama nescafe bir kahve hazırlama şekli değil, çünkü kahve değil, kahve taklidi yapan bir şeydir.

kahve dediğimiz şey şu işte: i.imgur.com bu kavrulmuş çekirdeği kahveni nasıl demleyeceksen ona göre öğütür içersin. öğütüp direkt nescafe gibi bardağa koyup üzerine de suyu koyup içersen ağzın yüzün suda eriyemeyen öğütülmüş kahve olur. nescafe classic gibileri mesela %100 kahveden oluşur dense de, bu bildiğimiz işlenmemiş kahve değildir, işlemden geçmiş, suyunu kaybetmiş, bu yolla kahvenin tüm karakterini yok etmiş tozdur. bildiğimiz kahveye kolaylıkla ulaşabilirsin günümüzde, gayet pratik kahve demleme yolları da var. bu yüzden sen de uzaklaş bu tozlardan bence.
  • tonoto  (18.02.14 12:57:25) 
granül kahveler gerçek kahve değil bence de. french pressle, makinayla uğraşmayayım diye jacobs millicano aldım en son deneme amaçlı, yüzde 15 i sanırım çekirdek kahveymiş, granülden hallice en azından. ama tabi çekirdekten çektirip kullanma imkanı varsa en iyisi o. ama krema, şeker vs tamamen kalori ve kahve zevkini öldüren şeyler kanımca.


  • kerbeee  (18.02.14 13:53:02) 
jacobs millicano migrosta indirimdeydi ben de aldım, enfes bir tadı var.
ayrıca nerde olursanız olun süt tozu krema yerine az miktar soğuk süt ekleyin

  • female demon  (18.02.14 14:02:12 ~ 14:02:33) 
Nescafe aslında kahve bile kokmaz, o kahve kokusu sonra da başka maddeler eklenerek elde ediliyor. Granül kahve kahve değildir.


  • Beckwith  (18.02.14 14:02:37) 
[]

Gündüz artan alerji

Alerjim gündüz artıp gece azalıyor. Güneş ışığı dışında gündüz olup gece olmayan veya az olan ne var?




 
stres (kişiden kişiye değişir tabii)


  • whoosie  (26.01.14 18:16:14) 
Gece yatarken azsa çarşafları çok sık değiştirin. Oradaki tozlar ve belki de yapıldığı kumaş etkiliyor olabilir. Hatta bir arkadaşım fantazi yapacağım diye saten çarşaf aldı, kocasının satene alerjisi çıktı, tam oldular.

Belki sabah duş alıyorsanız, bütün kir ve toz üstünüze yapıştığından bütün gün. Sonrasında akşam dayanılmaz hale geliyordur.
  • aychovsky  (26.01.14 18:21:49) 
Arkadaşlar gündüz artıyo, gece nispeten iyi oluyo. Hatta bayağı iyi olabiliyor.


  • yarmasimo  (26.01.14 18:23:08) 
bildiğim kadarıyla d vitamini allerjiyi baskılıyor. eksikliğinde daha çok ortaya çıkıyor allerjinin her türü.

şimdi alakalıysa... bilemedim.
  • ya ben lan neyse  (26.01.14 18:25:42 ~ 18:26:11) 
dışarıda polen, toz vs varsa diye aklıma geldi benim.

bir de ne işle uğraşıyoruz?

iş yerinde maruz kaldığımız bir şey de olabilir.
  • neferkitty  (26.01.14 18:26:15 ~ 18:26:37) 
Memurum. Odam tozlu filan ama, evde de durum değişmiyo. Kapalı ortamlar arttırıyor. Hani toz desek, gece yok mu bu toz? :/


  • yarmasimo  (26.01.14 18:29:29) 
Yuh, tam tersini anlamışım ama çarşafa bağlı kalacağım. Çarşaf önemli, ayrıca bütün gün sağlam toz, vb geliyor. Onlardan olabilir. Ayrıca güneş burnunuzu akıtıyorsa, güneşe çıktığınızda hapşırıyorsanız (hapşuruyorsanız?) güneş alerjisini de bir değerlendirmeye alabilirsiniz.

Ofis odanızda şu halıfleks denilen zımbırtıdan var mı? Onlar kabus gibi arttırıyor.
  • aychovsky  (26.01.14 18:29:43 ~ 18:33:35) 
@aychovsky ben başlığı yanlış yazmıştım, o yanıltmış seni.
güneşten o şekilde etkilenmiyorum. açık havada daha rahatım aslında. ama emin olduğum tek şey gündüz özellikle öğle vakitleri artması.

  • yarmasimo  (26.01.14 18:32:40) 
Acı veya sıcak yemek yiyorsanız öğle yemeklerinde o çok burun akıtır. Onun bir adı da vardı da, unuttum. Alerjiye bağlı olmayan alerji gibi bir adı vardı.


  • aychovsky  (26.01.14 18:34:24) 
alerjik belirtim geniz akıntısı bu arada. bi de benim uyurken burnum pozisyon değişikliğinden ötürü tıkanıyo ama uyku kalitemi etkilemiyo durum. toz olsa o sırada tavan yapması lazımdı çünkü hiç önlem almıyorum.
bu bilgi ne işinize yaradı? kafanızı karıştırmaktan başka hiç.

  • yarmasimo  (26.01.14 18:37:49) 
gunduz vucudunuz cok daha fazla alerjen etkenle karsilasiyo. isyerinde, sokakta. restorantta insanlar, toz, kir, hava, cicek bocek vs vs. eviniz nispeten daha kontrol altinda, daha kapali bir ortam. sonucta her halukarda gunduz vakit gecirdiginiz sokak, isyeri, acik alana gore cok daha az alerji kaynagi var.

ayrica stres de onemli bir faktor.
  • nicki martin  (26.01.14 19:06:47) 
[]

Kızıl saçın üzerine kahverengi boya?

Boya kızılı tabii. Teoride siyah olmaması lazım ama deneyince oluyor, ya da görenlerin siyah sanmasına sebep olabilecek kadar koyu bir kahve.
Niden?



 
eski kızıl boya kahverengiyi oluşturan pigmentlerden farklı bazı pigmentleri içeriyordur. kahverengiyi siyaha tamamlayan pigmentleri. tadaaa..


  • tek millet tek dil tek yuzuk  (22.01.14 20:04:23) 
[]

Pilavlık bulgurla kısır yapılır mı?

Sıcak suda bekletcem. Yeterince yumuşar mı, yenilesi olur mu?




 
yapılmasına yapılır da kısır değil, salatalı pilav olur.
lütfen kısır tatifini, bulgurun inceliğini göz ardı ederek , uygula.

  • rn  (10.01.14 15:16:48) 
pek olmuyor bulgurlar sisince cok buyuk oluyor ve kisir gibi olmuyor. ama baska secene yoksa denenebilir.


  • exlibris  (10.01.14 15:19:15) 
yapılır tabi.
www.kuzinedekizaranekmek.com

bu fotoğraftakinden güzelini yaparsınız bu çok hoşuma gitmedi .) ama yemiştim iri bulgurdan kısır fena da değildi.
  • uzunuzunilgi  (10.01.14 15:22:49) 
bu arada ben epey önce yapmış yemiştim, baya da güzel olmuştu. :) çok şişiyo evet. ama çiğ değildi diye hatırlıyorum.


  • yarmasimo  (10.01.14 15:25:11) 
kısır olmaz.

ama aynı malzemelerle güzel bir yemek olur. hatta bulgurlu salata gibi olur.
  • goldentitan  (10.01.14 16:45:11) 
daha güzel olur bence


  • yuto  (10.01.14 17:59:16) 
[]

Saat alacağım

-Saatler hakkında hiçbir şey bilmiorum gibi gibi (zamanı gösteriyolardı di mi?)
-Memurum ama klasik giymiyorum, casual giyiyorum denebilir. spor giydiğim de oluyor.
-Kaliteli olsun, benim olsun, yıllarca beni götürsün istiyorum ama çoook para da veremem. Lakin ucuz da almayacağım.
-Kadınım.

Marka/model tavsiyesi verir misiniz?

çoook para: 500 üstü

 
Seiko ve orient modellerine bak.ikiside çok sağlam marka.pilsiz çalışan otomatik saatlerden alırsan çok uzun süre idare eder.


  • gorki  (05.01.14 15:31:27) 
selam. bir kadın olduğun için gözünden kaçabilir zira görsellik sizde daha önemli doğal olarak. saat için kordonunun deri, plastik, kauçuk, metal olup olmamasına ayrıca ağırlığına ve hafifliğine dikkat et zira görselliği güzel ama ağır olan bir saat bir bayan olarak senin bileğini yorabilir, bileğin ağrıdığı zaman saati kolundan çıkarttığın zaman saatin senin kolunda olmaması senin ne işine yarayacak.

şunu asla unutma saat dediğin tarz ve stil demektir, kişinin karakterini ve imzasını temsil eder. kimi markalar ismi para ettiğinden fason olarak saat imal ederler bunları geç. seiko stil olarak güçlü ve ağırdır, bir bayan için swach saatlerinin çok güzel modelleri var ve bu modeller bujiteri stilinde ayrıca ultra hafifleri var. konyalı saat pahalı bir yerdir lakin seçenek ve inceleme için iyi bir yer, saati piyada gör, incele ve dene sonra internet üzerinden satın al.
  • seferyan  (05.01.14 18:22:43) 
[]

İngilizcede jenerik müziğine ne deniyo?

Sahi ne deniyo?




 
opening theme, theme song


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (29.11.13 20:33:06 ~ 20:34:00) 
film muziklerine de score deniyor ki sastim kaldim


  • exlibris  (29.11.13 20:35:15) 
baştaysa intro- sondaysa ending theme de denir.


  • yakuza123  (29.11.13 20:56:46) 
yakuza+1


  • Ruprect  (29.11.13 21:31:06) 
[]

Telefon alacağım

Teknosa'dan almayı planlıyorum. Güzel indirimler gördüm.
Ama operatörler de telefon satıyor. Avantajı var mı? Taksitle pek ilgilenmiyorum.
Konu hakkında hemen hemen hiç bilgim yok. Ne söylerseniz faydası dokunacak
Saygılar, bilgiler

 
akıllı alacaksan samsung al.
foto çekimi senin için önemliyse nokia lumia al, kamera kalitesi harika.

  • nax  (28.11.13 20:39:32) 
operatör seni kendine 24 ay bağlıyor ihtiyacın olmayan maxi paketleriyle, paketi cıkarırsan da yıne aynı fiyata geliyor tel. satürnden al. satın aldıgın gun ve sonrasındakı 14 gun aldıgın urun herhangı bır magaza vitrininde daha ucuzsa gidip farkını geri alabiliyorsun.


  • cokponcik  (28.11.13 20:43:23 ~ 20:44:19) 
android alacaksan rahat custom rom bulabileceğin bir telefon al
artık ilk kriterim bu benim

  • Fakin idiyıts  (28.11.13 20:56:38) 
lumianın kamerası hakaten güzel ama xperia z z1 ile yarışanmaz bence.


  • killerbee  (28.11.13 21:16:07) 
lg g2 al.


  • sen git ben geliyorum  (28.11.13 21:23:47) 
[]

Optimum uyku ihtiyacım ne?

Beni bıraksanız 10 saat uyurum ama 7 saat uyuyunca da uykusuzluk çekmiyorum. hayat kaliteme aman aman etkisi olmuyo yani. şimdi ne kadarı ihtiyaç ne kadarı lüks bunun?

geç kalkıp geç yatmaya meyilliyim. geçen tatil olmasına rağmen erken yatayım dedim, 1 gibi yattım. (evet erken)babam beni uyandırmadan çıkmış. ben de kendimi kaldırdım ve saatin 12:20 olduğunu gördüm. hani bunun 20 dksı bilincim açıkken oyalanmış olsam bile neredeyse 11 saat uyumuş oluyorum.

kalkınca hiç çok uyumuş gibi hissetmedim bir de. ama dediğim gibi 7 saat uyusam da yetiyo. o artı 4 saatte neler oldu, tembellik mi?

 
Bünye tembelliğe çok kolay alışıyor normal geliyor bi süre sonra. Ideali 7-8 saat arası olmalı gün içinde ortalama efor sarfeden bi insan için.


  • giderbey  (20.11.13 15:15:33) 
• Doğumdan 2 aylığa dek 12-18 saat
• 3 aylıktan 1 yaşa dek 14-15 saat
• 1-3 yaş arası 12-14 saat
• 3-5 yaş arası 11-13 saat
• 5-12 yaş arası 10-11 saat
• 12-18 yaş arası 8,5-10 saat
• 18 yaş üstü yetişkinler için 7,5-9 saat uyku idealdir.
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (20.11.13 15:16:20) 
Yetişkinler için 7 saat yeterli miktar.Fazlası hareketli olmanız gereken zamanı uykuyla geçirdiğiniz için o anlamda zararlı en azından. Uykunun fizyolojik dinlendirmesinin yanında psikolojik anlamda da ciddi etkileri var.Az uyumak da iyi değil yani.


  • dahili meddah  (20.11.13 15:17:32) 
7 saat uyuduğumda şaftım kaymış bi şekilde kalkıyorum, 8,5-9 saatte erken de kalksam gayet rahat kalkıyorum. o gün daha huzurlu da hissediyorum. 7 saat her yetişkine yetmiyo :/


  • yarmasimo  (20.11.13 15:20:27) 
uykunun yetip yetmemesi bünyenin perforansı ile ilgili bence.
mesela egzersiz yapayım, koşayım, 5 saat uyku yetiyor, cin gibi kalkıyorum.
tembel olayım, çok yemek yiyeyim, uyumak için değil saatler, günler yetmiyor.
Genelde 12-7 arası uyuyorum.
  • cliquot  (20.11.13 15:55:53) 
su aralar uyku duzenim bozuldugu icin gece 4-5'ten once uyuyamiyorum (yatakta debelenip duruyorum) oglen de genelde 13-14 arasi uyaniyorum.Bazi gunler 11'de uyaninca aptal gibi hissediyorum kendimi.Normal zamanlarda ortalama 8-9 saat uyuyorum daha azi yetmiyor bana.kisiden kisiye degiskenlik gosteren bir durum sanirim.


  • fraise  (20.11.13 16:31:19) 
5 6 saat yetıyo bana


  • justinho26  (20.11.13 22:56:36) 
[]

Teoloji okumaları

Semavi dinlerin kutsal kitapları dışında dini metinler okumak istiyorum. Ne okuyayım? Belli başlı inanç sistemlerinin kutsal/felsefi metinlerini yazar mısınız?




 
budizm- buda var ama elde eseri var mı bilmiyorum.


  • doxanikee  (05.11.13 14:29:06) 
mahabharata'dan bagavat gita ile başlayabilirsiniz.


  • vejeteryanvampir  (05.11.13 14:29:19 ~ 14:29:41) 
[]

El Orfanato/ The Orphanage/ Yetimhane filmini seyredenler

---------------------spoiler-------------------------
---------------------spoiler-------------------------

---------------------spoiler-------------------------
---------------------spoiler-------------------------
---------------------spoiler-------------------------

---------------------spoiler-------------------------

Çocuk tam olarak nasıl ölüyor?

 
öyle bi spoiler vermissin ki dayanamayıp okudum.


  • cokponcik  (30.10.13 21:45:11) 
valla bende okudum filmi izlemediğim halde.


  • trajikomix  (30.10.13 21:50:01) 
Başlık ve ilk cümle tıklamamanız gerektiğini haykırıyordu :)
Siz istediniz. fıstık gibi filmden oldunuz :)

  • yarmasimo  (30.10.13 21:53:10) 
---------------------spoiler-------------------------
---------------------spoiler-------------------------

---------------------spoiler-------------------------
---------------------spoiler-------------------------
---------------------spoiler-------------------------

---------------------spoiler-------------------------

çocuk oyun oynarken bodruma iniyor ama bodruma inen kapının önündeki kapıya demirler devriliyor ve çocuk kapıyı açamıyor.en sonunda merdiven kırılıyor ve çocuk merdivenlerden düşüp ölüyor.
  • thracian  (30.10.13 21:53:50) 
Ölümüyle oraya sıkışması arasındaki vakitte çocuğun sesinin çıkmamasının açıklaması yok?


  • yarmasimo  (30.10.13 21:58:29) 
zemin katta bi yerde kilitli unutluyodu da ölmüyo muydu? hangi çocuktan bahsediyosun?


  • tepedeki psychedelic adam  (30.10.13 21:59:55) 
Kendi oğlu. Bodrumdaki merdivenden düşüp ölüyor.


  • yarmasimo  (30.10.13 22:02:07) 
çocuk bağırıyor hatta annesi bir ara gece kalkıp "çocuğumun sesini duydum" diye ağlıyor. ama evdekiler bodrum katından habersiz. evin bodrumunun olduğunu bilmiyorlar.


  • thracian  (30.10.13 22:56:48) 
hocam çocuğun kaybolduğu gün parti var. dışarıda hem de. bir de çocuğu hep dışarıda aradıkları için çocuğu ne duyabiliyorlar ne de görebiliyorlar. zaten bodrum olduğunu bilen de olmadığı için kimsenin oraya bakmak gelmiyor aklına...


  • inanmazsan inanma  (30.10.13 23:13:39) 
[]

Bana film öneriyoruz

-Dram yahut komedi olacak.
-Epic olmayacak
-Fantastik olacaksa atmosferi/konusu değil meselesi/fikri fantastik olanlardan olacak.
-İnsan hikayelerini severim.
-Aksiyon istemiyorum.
-Karamsar, insan doğasına kötücül yaklaşan filmlerden olmasın.

 
The Fall, izlemediysen tabi hala.


  • april12th  (26.10.13 16:25:57) 
stand by me


  • feykalade  (26.10.13 16:33:43) 
  • rodriguez2  (26.10.13 17:27:24) 
ruby sparks


  • biyik  (26.10.13 18:00:38) 
  • rahmi pinkfloydoglu  (26.10.13 21:52:16) 
[]

Ses tonu mu ses rengi mi?

"Ses tonu çok güzel"deki ton kelimesi yanlış kullanılmıyo mu? Benim bildiğim ton sesin duygusal ayrımını sağlayan şey. korku, neşe, kırgınlık v.s. Siz mi yanlışsınız ben mi?




 
hep o tonda konuştuğunu düşünürsek yanlış yok.
yani ben cıvıl cıvıl konuşuyorum her şeyi böyle tonluyorsam ses tonum oluyor işte..

  • jimjim  (22.10.13 16:40:59) 
Ama bu cümlede kastedilen güzellik senin duygu durumun değil sesinin kendine haslığı, kendiliğinden olan, doğumla getirdiğin vasfı


  • yarmasimo  (22.10.13 16:43:14) 
o da ses çeşidi olmuyor mu?
tr.wikipedia.org

  • jimjim  (22.10.13 16:44:45) 
Açıklamaya göre değil bence?


  • yarmasimo  (22.10.13 16:47:24) 
Müzisyenseniz doğrusunu biliyosunuzdur. ama kullanılan kelime (renk) bende ses renginin parmak izine tekabül ettiğini düşündürüyor. hala da öyle düşünüyorum.
neyse teşekkürler

  • yarmasimo  (22.10.13 16:53:41) 
ton, sesteki yükselip alçalmaları derecelendirmek için kullanılır. Sesin değişimindeki bu farklılara duygusal karşılıklar da verilebilir. Örneğin sesi tonu yükselen birinin sinirlendiği çıkarımını yapmak, sesi iyice alçalan birinin birşeyler gizlemeye çalıştığını çıkarsamak gibi. ama bu tamamen bir çıkarımdır. yoksa "ton" bunu ayırmak için kullanılan bir şey değildir.

Ses rengi ise bahsettiğiniz parmak izine tekabül eder. kendine haslık belirtir. örneğin cem adrian'ın bilmemkaç oktavlık ses aralığına rağmen tom waits'in tek oktavlık sesi, sesinin rengi dolayısıyla çok daha tercih edilesidir. ses rengi, tıpkı parmak izi gibi nerede duysanız tanıyacağınız "tını"lar taşır. örneğin ne zaman alev sezer'in sesini duysak, nerede lan bu bruce willis dememiz gibi.
  • thracia  (22.10.13 17:27:48) 
fizik anlamı olarak sesin tınısı kullanılıyor.


  • Lim5  (22.10.13 21:05:22) 
[]

Evlilik çağrışımları

Yazacağım bir yazı için bana yardımcı olur musunuz?
Sizden evliliğin zihninizdeki çağrışımlarını istiyorum. Bu kişisel olduğu gibi toplumdaki yaygın algıyla da ilgili olabilir. Yahut evliliğin herkesçe bilinen sembolleri olabilir. Beyaz gelinlik, yüzük, düğün vs
not: evliliktne kasıt evlilik öncesi/sonrası bütün süreçler (söz,nişan), evli olmak hali de dahil. aklınıza ne gelirse


 
Çok ses, gürültü, ortalık insan falan, bir ton akrabalar. Kafa dinleyememe.


  • aychovsky  (14.10.13 16:53:12) 
çocuk, huzur, gürültü, soy ağacı, yardımlaşma


  • the kene  (14.10.13 16:58:30) 
yapılması gereken işler, sorumluluk, çamaşır makinası, çocuk, halı.


  • albayrak  (14.10.13 16:59:35) 
evlilik bende teslim olunmuş çağrışımı yapar. evli deyince aklıma hep afedersiniz götü göbeği salmış insanlar gelir. evli ve entelektüel bir insan gözümün önüne getiremem mesela. bacanağı, görümcesi, eltisi, kaynanası, baldızı olan bir insan nasıl entelektüel olabilir ki?!

(not: evliyim)
  • nereye bu gidis  (14.10.13 17:02:19 ~ 17:07:02) 
(Toplumdaki yaygın algiyla)

=Başarı
  • mandalina kokusu  (14.10.13 17:05:25) 
evlilik esnası:formalite,bunaltıyo o düşünceler bile.
evlilik:sorumluluk.

  • uzunuzunilgi  (14.10.13 17:10:20) 
mutluluk.
"mutlu olmak istiyorsanız evlenin, ya mutlu olursunuz ya filozof(yani mutlu)"
Sokrat'a atfediyorlar ama ona mı ait şehir efsanesi mi bilmiyorum şahsen, sınamadım.
  • dafaiss  (14.10.13 17:17:42) 
mutsuzluk


  • cecilia  (14.10.13 17:27:27) 
bebek, kundak, biberon


  • nax  (14.10.13 17:52:07) 
teslimiyet, itaat.


  • elbar  (14.10.13 18:08:00) 
AKRABALARI.


  • sen git ben geliyorum  (14.10.13 18:16:57) 
aile olmak, aidiyet.


  • kakao  (14.10.13 22:19:31) 
[]

Not almak

Aldığım notların defterlerimin satır arasında kaybolmasını istemiyorum. Notlarımın daima gözümün önünde olmasını sağlayacak mantar pano misali bir uygulama var mı?
Akıllı telefonum yok.



 
bilgisayarlar icin office onenote ve evernote var, en iyileri bunlar.

mac os x'in kendi notes uygulamasi var.
  • kuja  (14.10.13 16:47:58) 
  • bass solo take one  (14.10.13 17:45:41) 
[]

yurtdışı seyahat alternatifleri

az önce haziran ayında kore'ye gitsem ne kadara mal olurdu sorumun cevabına baktım thy'nin sitesinde. bilet fiyatları cok tatlıydı. 2000'lerde geziniyorlardı filan. barınmayı, beslenmeyi de dahil edersem tek kişilik seyahatim için en az 6000 liraya ihtiyacım oluyor. Ne hoş değil mi?!

Dünyanın öteki tarafları için de durum değişmiyo. Ucuz uçak bileti peşinde gollum olmadan gezemiyo mu şimdi modern insan? bi dünya parası yoksa? (benim için bi dünya evet)

havayolunun bir sürü alternatifi var. birazcık güvenlik, konfor ve zaman feda ederek (ama çok değil) gezmek çok mu zor?

 
uzakdoğu uçuşları için ortalama fiyat 2000 ama kampanya kovalarsan 1300-1400 liraya da uçak bileti bulabiliyorsunuz. asya'da low cost havayolu sistemi de yaygın olmadığı için bu parayı gözden çıkarmak gerek. Aynı yolu zaten tren ve de otobüsle aşmaya kalksanız nerden baksanız 800-900 lira masraf çıkıyor ki bir kaç haftanı yolda geçirmeye değmez. ucuz tatil için yüzden avrupa ya da kuzey afrika seçeneği var sadece.

ben gerçek bir gezginim diyorsanız zaten bisiklet gibi bir seçenek var. gayet güzel bir rota çıkarılabilir asya'ya ya da moskova'dan çin'e trans siberia seçeneği kullanılabilir.

sorunuza geleyim gezmek zor değil hayır. pahalı da değil. sadece eldeki imkanlar dahilinde plan program yapmak gerekiyor.
  • granger  (01.10.13 10:02:05) 
800-900 tek yön masrafı mı? uçak bilet fiyatları yanında fena durmuyor. Hem yolculuk güzel bir şey, daha önce görmediğin yerlerden geçiyorsan.
Aslında sorumun cevabı son paragrafınızda.
sıkı bir plan ve malumat, gezgin ruh yeterse ümitlenebilirim.
teşekkürler
  • yarmasimo  (01.10.13 10:08:06) 
istanbul'dan çin'e kadar trenle yolculuk planım vardı o zaman araştırmıştım. üstünden 1 yıl geçti vakit olmadığı için iptal oldu. o zaman için tek yön masrafı 800 tl civarı çıkmıştı ama bunun içinde muhtemelen yataklı vagon masrafı dahildi tam hatırlayamadım.

harita için buraya bakabilirsin:
www.unescap.org

istanbul'dan binip asyanın en uzak noktalarına kadar gidebiliyorsun. kimi zaman da otobüs aktarması oluyor. vakit varsa uçakla gitmeye göre çok daha güzel bir seçenek bu. 15 bin km'ye yakın yol gidiyorsun.
  • granger  (01.10.13 11:39:31) 
hayalimdeki seyahat, şahaneymiş :)


  • yarmasimo  (01.10.13 14:20:24) 
[]

Ankara'nın kırtasiyeleri, kitapçıları

Arkadaşlar, Ankara'ya gideceğim. Ve en çok ürün yelpazesi geniş kırtasiyelerini (özellikle dolma kalem ve sarf malzemeleri), her aradığım kitabı bulacağım büyük kitapçılarını merak ediyorum. Bana tavsiye yapsanıza?
Not: Eskişehir'i de ekleyebilirsiniz.



 
kırtasiye için
office superstore 1 (armada)
nezih (cepa)
gür ozalit (kızılay)
kitap için
arkadaş kitabevi (kentpark)
remzi kitabevi (armada)
  • hicmimar  (12.08.13 14:34:23 ~ 16:05:21) 
[]

ihmalkarlık mı?

Birkaç ön bilgi:

-Alacağım ürünü x diye kodluyoruz (söylemeyişimin sebebi kendi mahremiyetim değil, sakıncalı bir ürün de değil)

-x seri üretim değil, ev yapımı

-satıcı güvenilir.

-ürünün ne kadar sürede hazırlandığını bilmiyorum.

Satıcıya bir adet x almak istediğimi önsipariş formuyla belirttim. Cevap birkaç gün sonra geldi. son dönemdeki olaylar sebebiyle geciktiğini siparişimi hazırlayıp haber vereceğini söyledi.

Sekiz gün sonra "acaba ne zaman hazır olur?" diye mail atınca aynı gün "yarın hazır olur, gönderirim" diye cevapladı. (halbuki ne ödemeyi yapmışım, ne adres bilgisi vermişim.)

Aradan bir yedi gün daha geçti, ses yok ve ben beklemekten sıkıldım. Adamı beklemeyip kendi x'imi kendim alsam ona boş yere hazırlatmış olucam. bir mail daha atsam; Allah bilir yine günlerce bekleyip bu kadar ısrardan sonra almazlık edemicem.

kimseyi zarara uğratmak, güveninin sarsmak istemiyorum ama bunca bekletilmenin, adeta oyalanmanın karşılığı da onun adına sorunsuz bir sipariş olmamalı.

ne yapayım?

 
mail at. bu kadar beklemenin x'e olan ihtiyacınla örtüşmediğini, bu nedenle siparişi iptal ettiğini söyle. sonra da git kendi x'ini al. neticede bu bir ticaret. incitme vs gibi şeyleri böyle bir durumda düşünmenize gerek yok.


  • kedili madam  (27.06.13 09:32:19) 
size verdiği sözü tutmayıp üzerine şundan dolayı erteleme oldu şeklinde bilgi vermiyorsa gönül ferahlığıyla ürünü almaktan vazgeçtiğinizi belirtin. kendi hatası tamamen ve ortada bir zarar varsa kendi sorumsuzluğundan dolayı söylediğiniz kadarıyla. o yüzden mesaj atsam ayıp olur mu diye düşünmeyin. biraz daha planlı çalışmayı öğrenir umarım.

attığınız mesaj sonrası "zarar ettim ben, ürünleri aldım şimdi napıcam gibi" şeklinde size mesaj atarsa, aldırış etmeyin bence. kendi düşen ağlamaz.
  • lejant  (27.06.13 10:01:54) 
telefonla konuşun. bazı insanlar maili okurken insandan geldiğini algılayamıyorlar , cisim muammelesi görüyorsunuz.


  • dodi el ford  (27.06.13 11:26:00) 
mailleşiyoruz, bana "x'i sorup kayboldunuz, hazır ettim sizden mail yok" filan diyor. Ciddi ciddi benim sürekli mail atıp satışı organize etmemi bekliyor.


  • yarmasimo  (27.06.13 11:33:06) 
[]

Ayakkabı seçimi

Selamunaleyküm arkadaşlar,

Ben ayaklardan çok dertli biriyim. Sebepleri arasında birkaç hastalığım ve burcum var. Yine bu hastalıkların birinden ötürü ayaklarımı sağa sola oraya buraya çok çarpıyorum.
Yani bana hem sağlam/kolay aşınmaz hem de öyle böyle değil çok rahat/ortopedik/sağlıklı ayakkabı lazım.
Dolaşıp ayağıma uygun bir ayakkabı bulmadan evvel tavsiyelerinize (marka, model, tür vs) ihtiyacım var .

Sevgiler

 
new balance giymedim tipi de hiç hoşuma gitmiyor ama çok rahat diyorlar.


  • Caaannn  (20.05.13 13:44:48) 
bir de ortopedik tabanlık hikayesi var. bu medikal ürün satan yerlerde var. epey rahat olduğu söyleniyor. ama doktora danışılarak alınması daha uygun olurmuş.


  • pinkket  (20.05.13 14:07:58) 
insan burcundan dolayı nası ayak rahatsızlığı çekebilir ben anlamadım?


  • physcos physcos  (20.05.13 14:27:55) 
Her burcun sıkıntılı olduğu uzuvlar var. Astrolojiye inanıyorsan mümkün yani.


  • yarmasimo  (20.05.13 14:48:48) 
[]

Dizilerin efsane bölümleri

Selam arkadaşlar nasılsınız?
Ben şimdi bir diziye başlamak, düzenli seyretmek, bitirmek (takıntılıyım) istemiyorum. Onun yerine bölüm konuları çoğunlukla birbirinden bağımsız dizilerin en beğendiğiniz, mutlaka izle yoksa küserim dediğiniz bölümlerini seyretmeyi tercih edeceğim.
Ya da mini diziler?


 
coupling s1e5 the girl with two breasts
s1e3 sex death and nudity


amaan hepsini seyret. zaten 4 sezon toplamda 25-30 bölüm. 4.cü sezonu izlemesende olur.

mni dizi olarak zen var. polisiye. sherlock var.
  • sutlu nescafe  (30.03.13 19:04:51) 
sherlock tam sana göre aslında. tek sezonda 3 bölüm var, her bölüm de ayrı bir film gibi.


  • zgrydn  (30.03.13 19:04:58) 
seinfeld - the soup nazi


  • leni 09  (30.03.13 19:08:20) 
mini dizi olarak (bkz: the lost room)


  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (30.03.13 19:21:30) 
the mentalist'in red john'lu bölümleri. 5 sezonda toplasan 10-12 bölümdür.


  • inancsiz deve  (30.03.13 19:37:25) 
persons unknown
the confession
band of brothers
into the west
generation kill
the lost room
missing

mini diziler. bazıları mini değil aslında ilk sezondan sonra iptal. aynı hesaba gelir ama.
  • speculative fiction  (30.03.13 19:44:10) 
doctor who 5.sezon 10.bölüm "vincent and the doctor"
supernatural 5*8 changing channels

  • öptüm sezen  (30.03.13 20:20:18) 
mini diziler
Generation Kill +1
State of Play
Dead Set
Exile

kısa sürmüş (1-2 sezon) diziler
Spaced
Better Off Ted
Freaks and Geeks
Life On Mars
Ashes to Ashes

tek bölüm olarak
Doctor Who - 604 - The Doctor's Wife
Leverage - 311 - The Rashomon Job
Psych - 105 - 9 Lives
Supernatural - 405 - Monster Movie
Homicide: Life on the Street - 106 - Three Men and Adena
Community - 107 - Introduction to Statistics
  • peki madem  (30.03.13 22:15:14) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.