o tip raporları özel hastaneden kabul etmezler genelde. isteyen yerden sorup teyit edin.

genelde bulunduğun kurumdan dilekçe alıp onunla hastaneye gidip alıyorsun raporu. öğretmen adayları valilikten dilekçe alıp da gidiyorlardı. devlet hastanelerinde olur bu. özel hastanede olmaz.

Üniversitenin medikosundan alınan raporu kabul etmiyorlar mı? Onu sorun bir dekanlığın personel işlerine. Ben üç milyar sene önce asistanlığa girerken öyle yapmıştım.

normaldir hacı.
not: vucudumda toplam 31 dikiş var :)

evet acı ve yanma olur 3 gün falan.

çok sağ olun, rahatladım. peki kaç güne duş alabilirim ben, koktuğumu düşünüyorum artık.

banyoya sımdılık gırmesenız daha ıyı ve tabı kı alkol de almayın bı sure.
Ayrıca dusa giremıyorsanız havluları ıslatarak ya da ıslak mendıllerle ıdare edebılırsınız.

Gecmıs olsun ayrıca.

en az 7 gün banyo yapmamalısın.

abi 7 gün n'aptın ya, emin misin?

yanlış yazmışım. dikişin olduğu yeri en az yedi gün yıkamamalısın. gece gece dikiş her tarafta diye düşünmüşüm:)

tamam şimdi oldu :)

bacakların terlememesi gerektiği kanaatine nereden vardın?

durduğun yerde deli gibi terliyorsa, bi sorun olabilir.

çok sıcakta ayakta dururken bacaklarımdan ter süzülür aşağı. bence normal.

Kutusunda böyle durumlarda ne yapılması gerektiği yazmıyor mu?

oral yol 10000mg/sıçan kg gibi bişeyler yazıyor. bir de 114 ü arayın diyor zehirlenme durumunda.

şuan da o şikayetlerim de kalktı ama endişeliyim yine de. bol suyla ağzımı yıkadım, yoğurt yedim.

114 ü arayın, hiç belli olmaz...

boağzıma nane yağı sürüyorum

karbonat ve tuzlu su

sinus rinse kit diye bir zımbırtı satılıyor eczanelerde, 20 lira civarı. bir burun deliğinden basıyorsun, öbüründen ne var ne yoksa boşaltıyor.

ilk sıktığında dünyan bir alt üst oluyor onu diyim. ama rahatlatıyor..

damağın tırtıklı yerinin bittiği, çukurlaştığı bir nokta var. oraya 20 sn kadar dilimle bastırıyorum, ileri geri. bana çok iyi geldi doğrusu. bi de bi yoga hareketi var o da işe yarıyo. www.ehow.com
evet her yerde görenin dediği gibi temizleyiciler de var, baya iyi diyo kullanan arkadaşlarım, ben denemedim.

geniz akıntısı için ilaç. ve tabi doktor.

en yakın eczaneye danışın, en iyi medikal çözümü sunacaktır.

bence bi otlattır. çünkü onlar kendilerini rahatsız hissettiği zaman ot yeme ihtiyacı duyuyorlar. kontrolunuzde bi otlatmayı deneyin.

Stress kaynaklidir. Gecmezse veterinere

dışarı çıkmak istemesi eve dönmek istediği için de olabilir. sıcaktan tabi etkilenmiştir. bir süre normal mama deneyebilirsiniz bence. sık sık tararsanız ve çok yalandığında da oynarsanız hairball işi azalır.
kusmuğu açık renkte demişsiniz, bana yediklerini sindirmiş gibi geldi o yüzden, yani safra vs mi kusuyo yoksa mama çıkıyo mu dışarı? bir de tuvalet hadisesi ne alemde? su içmesi, yemesi azaldı mı? hareketliliği? derisini çekip bırakınca eski haline hızlıca dönüyo mu?

sıcaklar aniden bastırdığında bizimki de bir haftada üç kere kustu. sonra alıştı, artık iyi. o ara çok da tüy dökmüş ve yutmuştu. belki öyle bir şeydir. ya da stres yapmıştır. bi de ağzını koklayın bakalım, kokuyor mu?

Göz hastanesine gitmedim, tavsiye veremeyeceğim ama geçen hafta Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'nde göz muayenesi oldum ve SGK katkı payı olarak onbeş lira ödedim.

- taksim meydanına yürüme mesafesinde
- iett elmadağ otobüs durağının hemen orada
- taksim göz
- özel ama ben 15 TL katkı ödeyerek muayene olmuştum
- katkısız da 75 demişlerdi muayene için.
- fena bi yer değil.
www.taksimgozmerkezi.com

Ben bugün etiler dünya göz'e gittim emekli sandığım vardı baay süper muayene ettiler bi sürü bir şeylere soktular falan 98 lira ödedim istersen kredi kartına taksit de yapıyorlar baya bi

önce bir sakin olalım, derin nefes, güzel şeyler düşün. büyük ihtimal sıcaktandır ama sen yarın git bir doktora endişe ve paniğe daha fazla mahal vermeden, şikayetini söyle, hiç korkma, endişelenme. ama yarın bir doktora gözük, hem için rahatlar hem de sebebini öğrenmiş olursun.

terleyince banada oluyor..

1- doktor değilim ama benim lenslerim 2.5, göz numaram 2.75. genelde de öyle veriyorlar ama astigmat falan bilemem.
2- ters takınca, gözünüzü bile kapatamazsınız acıdan. anlarsınız yani. takmadan önce anlamak içinse, yazısına bakın ters gözüküyorsa düzdür.

2)tersi düzü yok direk tak işte. demiştim guro1907 acıtır falan demiş ama bende acıtmıyo yani farketmiyorum ters mi değil mi, o yüzden bilemiycem en iyisi deneyip gör .
3)bildiğim kadarıyla lens + ya da -0.50 olsa da kullanılabiliyo sanırım anlamazsın hangisini taktığını ama solusyonunu elegance marka alırsan yanında verdikleri lens kutusunun bir kapağı farklı renkte ona göre koyarsın, ben öyle yapıyorum .
5)gayet normal:)
6)maalesef kazıklandın . her gittiğin optikte sorabilirsin doktorların lens satması yasak ama ilk kez lens kullanacak olanlara hep yapıyolar bunu tanıdık arkadaşım var diyerek, ama olmuş bi kere yapcak bişey yok bi dahakini elbette optikten alırsın artık :)

bende de hem miyop hem astigmat var ama dr bana gözlük numarasını farklı lens numarasını farklı yazdı.
bu lensin tersi düzü yok.gözüne tam oturduysa batmıyorsa sorun yok demektir.
gözlerinin derecesi birbirine yakın yanlış yere takarsan farketmeye bilirsin.benim sol gözüm sağdan epey ileri o yüzden anlıyorum hemen.
ilk taktığında bikaç gün alışma süreci oluyor.batıyor gibi geliyor.gözüne bişey kaçmış gibi falan ama bi haftada alışırsın sonda varlığını bile unutursun merak etme.
ben 6 aylık lensimi 200 liraya almıştım 5 6 ay oldu.air optix.piyasayı çok bilmiyorum ama

Doktor annemin kaç yıllık doktoru, ayrıca arkadaşının eşi. Bilinçli yaptıysa çok ayıplıyorum şu an kendisini.

1) genelde lensler gözlüklerden çeyrek derece daha küçük olur, gözlük-göz mesafesi olmadığı için
2) gurox2
3) eğer net göremiyorsan değiştirirsin, ama bence rutine bindir. bir gözü farklı renkten lens kutuları var, onları kullan
4)doktorunu değiştir - 5 numara için de aynısını söyleyeceğim
5)normal değil
6)doktorunu ve lens markanı değiştir. Hem kazıklanmışsın, hem de senin göz yapına uygun lens vermemiş.

her doktor yapıyomuş bunu ben bi optikle konuşmuştum o anlatmıştı şikayet falan vamış çoğu doktor hakkında bu yüzden .

Merhaba, 6. maddeye tecrubeli bir tuketici olarak cevap vermek isterim.

Kesinlikle lensleri bir optik magazasindan ya da hatta fiziksel hic bir magazadan almayin. Gozluk camlari ve lenslerin fiyatlari inanilmaz keyfi oynuyor, interneti siddetle tavsiye ederim ben uzun yillar lens kullandim ve lensal, lensim.com gibi sitelerde cok ama cok daha uygun fiyata lens alabilirsiniz. Lenslerde 3-4 kata kadar pahali olabiliyor dukkanlar; daha da vahim ornek; ayni gozluk camlarinda dukkanlar arasinda bile 7-8 kat fiyat farki gordugum oldu.... Kesinlikle guvenim yok optik magazalarina.

* bende yeni lens kullanmaya basladım.
4. maddedeki etkiler aynen bende de oluyor sanırım normal bişey

lensci.com'u şiddetle tavsiye ederim. 70 lira vererek kazıklandığım lensleri 27 lira sattıklarını görüklerimde kafamı vuruyordum.

Cevaplar için teşekkür ederim, biraz daha cevap gelmesi daha çeşitli deneyim aktarımı sağlayacağından şimdilik tik atmıyorum hiçbirine.

Lensin kutusundaki açıklamalarda "bulanıksa ters çevirin" gibi bir açıklama var. CibaVision'ın videosunda da lensin duruşu ile ilgili bir görüntü var, muhtemelen ters-düz olmasını açıklıyor.

Bu arada iki sorum daha var.

7) Diyelim ki bu lens gözüm için doğru. Yeni lens alırken eski kutunun üstündeki BC, PWR ve DIA değerlerine göre mi alacağım? Yoksa bilmem gereken başka şeyler de mi var?

8) Doktor mesela astigmatı tedavi etmek için böyle gözlükle aynı numaraları vermiş olabilir mi? Öyle bir şey okudum bir yerde. Gerçi gözlük reçetemde sol gözde astigmat yok. Yani adamın gözümü özellikle bozmak isteyeceğini sanmadığımdan, ve lens ile gözlük numaralarını aynı yaptığının farkında olduğunu da bildiğimden, mantıklı bir neden olması gerektiğini düşünüyorum. Fırsat bulursam başka bir doktora gideceğim ama şu sıralar pek mümkün görünmüyor.

1) astigmat korneadaki yüzey pürüzü ya, lens de oraya oturuyor, dolayısıyla astigmat 0.25, 0.50 falansa sadece lensin yüzeyi düzlemesinden kaybolabiliyor. geçici bir durum tabi bu. ama bir daha muayene olacağınız zaman 2-3 gün lens takmayıp orjinal haline dönsün göz de numara öyle ölçülsün diye beklemek lazım.

büyük ihtimalle sorun burnundadır doktora gitsin açsınlar.

tek burun tıkanıklığının tek açıklaması deviasyondur...
geçici çözüm için ottrivine önerilebilir. sevgiliniz en yakın kbb uzmanına görünmeli.

solunum testi sonuçlarım önümde şu an ve aynen utkin graznikov un dediği gibi yapıldı bana da. nefes alma sorunlarım vardı. sigara dahi içmiyorum fakat değerler 50-60 lı seviyelerde çıktı 1,5 ay önce ve nefes yollarımın dar olduğu bunun da nefes alışlarımı etkilediği sonucuna varıldı. astım başlamış yani...
fakat alerjik rinit hastası olduğum için normal benim bu durumum.
neyse sizi korkutmuş gibi olabilirim burunla ilgili bir sıkıntı da olabilir fakat sizde geç olmadan bir kbb ya da göğüs hastalıkları doktoruna görünün derim. geçmis olsun.

tc kimlik numaran ile bakabilrsin.istiyorsan tc kimlik numaranı ver ben bakabilirim.ya da bi eczaneye uğra söylerler sana.

yaw yok onu denedik olmadı

Bende de oluyo yazin. Caresi yok. Yatmadan once bi kabin icine su ve buz doldur. Yanmaya baslayinca ayagini daldir bi kac dk beklet.

diabet kontrolü yaptırmanızda fayda olabilir, ayakta, elde yanma belirtilerden bazıları.

nedeni terleyememen olabilir, biraz attım ama düşününce mantıklı geldi. yazın bana da oluyo, şu an yanıyorum mesela:)

Kan şekeri ile ilgili gibi görünüyor. Bence en kısa zamanda şekerinizi ölçtürün, hatta kan sayımı yaptırın derim. Bu gibi basit görünen problemler ileride(Allah korusun)meydana gelebilecek rahatsızlıkların masum bir göstergesi olabilir unutmayın.

eskiden hipotiroidi için ilaç kullanıyodum am auzun süredir kullanmıyorum bunla alakası olabilir mi acaba?
@goldentitan aksine aşırı terliyorum :)

tiroidden...

ozel saglik sigortan varsa genellikle senede 1 defa check-up bedava oluyor, arayip sor her hastanede oluyor mu hangileriyle anlasma var vs.

panpa ayni dertten ben iki defa ameliyat oldum, bi sike yaramadi. hatta sikikler mukozayi fazla almis, simdi de kuruluk var.

cok paran yoksa, kendini kanitlamis bir doktor degilse gidip ameliyat olma.

gece yatmadan önce breathe right kullan panpa. rahat nefes alırsın gece boyunca.

Otrivine illettir, feci bağımlılık yapar. 2 sene yanımdan ayırmadan taşıdığımı bilirim. Serum fizyolojik (tuzlu su) kullanarak otrivine kadar olmasa da açılmasını sağlayabilirsin.

otrivini 7 günden uzun kullanmayın tam tersi etki yapar onun yerine düzenli olarak nasonex kullanın düzenli kullanınca etkisini gösteriyor çünkü 3. günde fln

funda mukemmel bir yag eritici. 3lt suya bir su bardagi dolusu at. bir tasim kaynat.sogusun suz ve dolaba koy. sabak ve gece yatarken bir bardak ic. iki ay sonra zayiflama basliyor. ben ne zaman istersem boyle kila veriyorum. bir cok kisi de oyle. sabili olacaksin ama. funda attarlarda var.
bogazindan da kesmeden oluyor.

kardiyo noluyor ki tam olarak. koşu mu oluyor? bir de koşacaksam ne kadar süre nasıl koşmalıyım? çok hızlı ve kısa mı, tempolu 5000metreciler gibi mi ya da hızlı 5 dakika koşup 2 dakka yürüyüp 5dk daha koşmalı mı falan?

aç karınla mı koşayım tok karınla mı yoksa ağzıma bi meyve atıp öyle mi çıkayım? burası 40 derece olduğu için muhtemelen sabah 7de falan çıkıcam her gün koşuya. bir de akşamları da çıkayım mı güneş batarken?

funda gibi bitkiler diüretik olup vücuttan su atmanızı sağlar, yağ yakma gibi bir etkisi yoktur. su attığınız için kilo vermiş olursunuz, yağlar öyle kendi kendine yanmaz.

step tahtasının yağ yaktıracak nabız değerine ulaştırması zor. kardiyo sayılması için 180 civarında tutman lazım nabzını. 15inci dakikadan sonra yağı yağ asitlerine parçalayıp kana karışmasını sağlayan enzimler üretilmeye başlanır. 40 dakikayı geçirirsen fazla yüklenmiş olursun. bu şekilde kardiyoyla bir iki ayda yağ filan kalmaz teorik olarak. beslenme de mühim zira.

edit: 160-180 aralığı diyelim hadi. 160 altı az olur.

diyetisyene başvurunuz.

tırnaklarına ve parmak uçlarına sürebileceğin şeffaf ojeler var eczanelerde satılan. tadları aşırı kötü, tırnağını ağzına götürdüğün gibi vazgeçiyorsun. ben onlarla bırakmıştım.

birisi daha yazmıştı aynen katılıyorum ona farkettiğin anda elini çekeceksin.bir de yanında küçük tırnak makası taşı,tırnagını ısırıp bozdukça düzelt.

acı oje filan işe yaramıyorsa kesinlikle yanında tırnakları düzeltebileceğin bişiler bulundur tırnakların herzaman duzgun olsun bu sayede ben gıbı yıyecek bısı bulamaman olabılır ama cok cok kotu ıse yapacak bısı yok

Hiç kesmemek.

kesmemek daha ıyı oturan yerlrın ıcın. erkeklerde kıl koklerı daha kalın oluyor.

kıl dönmesine saçların neden olduğunu okumuştum dökülen saçlar sırtından aşağı doğru iniyormuş. yani olay aslında çok da kıçındaki kıllarla alakalı değil. ayrıca iç çamaşırı değiştirmekte önemli. iç çamaşırının pamukları da giriyormuş içeri.

(bkz: #5651239)
(bkz: #13242062)
(bkz: #16399385)
(bkz: #22044535)
(bkz: #23289509)

her tuvalette kıçının üstünde biriken kılları da temizle. çünkü kıl dönmesine saçtan ve sırttan dökülen kıllar neden olur. eğer tüylerini alacaksan da sırtındakileri alman gerekir, ee jiletle de alamayacağına göre tüy dökücü kremle alacaksın veya berberlerin saç traş ettikleri makinelerle dibinden keseceksin. ama sırtın çok kıllı değilse gerek yok buna, temizlik olayını ihmal etme yeter.

istemsiz bir şekilde dişlerini sıkıyor olmayasın.

@a7x
diş sıkma olayı yok.

@tamamtamambuldum

saydıklarının hepsi var evet. ağız açık, burun tıkanıklığı ve o bölgede gömülü 20 yaş dişi var :/

henüz o bölgede bi diş ağrısı yaşamadım çok şükür inşallah diş ile alakalı değildir daha 2 ay önce bi tane çektirdim :/

yoğurt.

iyi gelen bir şey yok! diye biliyorum. anlık etki eden tabiki vardır yoğurt gibi ama etkisi kısa.

dil üzerinde bulunan hücrelerin kendini yenileme periyodu 4-10 gündür. daha fazla zarar vermeme harici yapacağın birşey yok

Ailenden sigortan yok mu? Olmadı yeşilkart çıkartmaya çalış. Sağlık masraflarını başını ağrıtabilir.

yeşilkart alacak kadar fakir değiliz galiba ya :-)

git bi şirkete veya esnafa ver parasını..seni sigortalı yapsın..daha ucuza gelir..o sigortalı durumunla da sağlık hizmetini almış olursun..hem de emeklilik için gün kazanmış olursun..ben bu şekilde düşünüyorum.ayrıntıya hakim değilim..geçmiş olsun..

devlet hastanesinin acilinde yapılan bir tedaviye para vermeyecek kadar fakirsin işte olm. var mı ötesi:)

şirkete git falan bunlar imkansız şeyler. kimse öyle birşey yapmaz. ayrıca primler ortalama 200 lirayı buluyor ki bu meblağ devlet hastasenin acilinde istenen paranın 3,4 katı falandır.

acil serviste yapilan müdahaleler tamamen ücretsizdir. para falan ödemek zorunda degilsiniz. kimlik benzeri bir belgenize el koydularsa gidin geri alin.

www.haberturk.com

bu da sözü gecen genelgenin bir bölümü

- Acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmayacaktır. Hizmet bedelinin tahsili ile ilgili işlemler acil müdahale sağlandıktan sonra yapılacaktır.

-Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlarımızdan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır.

benim babami yatirdik acile 10 gun boyunca yatakli bir sekilde bir kurus odemedik sigortasi da yok. sigortasiz acile yatanlar SGK ACIL diye geciyor ve ozel bile olsa bir kurus odemiyorsun. tabi once goz korkutup odetmeye calisiyorlar.

bu arada artık sigortanız olsun istiyorsanız ama çalışmıyorsanız, gidip esnafa "parasını vereyim sigorta yap" diye dilenmenize gerek yok. gidip kendi kendinize sgk'ya başvurup genel sağlık sigortası yaptırabilirsiniz. sadece genel sağlık sigortası primini cebinizden öder ve sadece sağlık hizmetlerinden faydalanırsınız. emekliliğe vs faydası olmaz ama.

acilde ücretsiz diye bir olay yok. daha geçen hafta göz için beyoğlu devlete gittim 15 lira domaldım.

eğer öyle bir genelge varsa bile fakirliğini ispatlamak için bir sürü bok püsür isterler. aynı yeşilkart yada adli yardım talebi başvvurusunda olduğu gibi.

acil de yapılan her muayene ücretsizdir! artık akıllı olun para vermeyin kardeşim ya! gidip acilde bi iğne bile vurulsan ücretsiz vuruyorlar iğneyi. ya bırakın artık bu işleri beleş beleş yok artık para verme devri bitti.

Sike sike vermek zorundasin. Sigortasizken acilde yapilan mudahale icin ucret alinir. Eger odemezsen o hastaneyi acil durumlar haricinde kullanamazsin.

"Eger odemezsen o hastaneyi acil durumlar haricinde kullanamazsin."

tecrubeyle sabit, acilden 1 kurus odemeden ciktiktan bir hafta sonra normal dahiliyede muayene oldu babam. bilmeden konusmayin artik acilde para odetmeye zorluyorlar evet ama zorlamaya haklari yok + ne sartla olursa olsun acilde muayene etmek zorundalar.

tüm cevaplar sonrası kafam karıştı.
çelişik cevaplar var. kesin şu şöyledir diyen yok mu birader?

Faydasi olur. 2 saat arayla buz koy.

aşil tendon tendinit belirtilerine bir göz at.

Isinmadan(esnetme) kosmussunuzdur veya ayni zamanda daha sonra da sogutma (yine esnetme) yapmadan bir ana bitirmissinizdir bence.

Benzer sekilde asil tendonum incinmisti, bi turlu gecmez bilmeyen bi durumdu. yaklasik 1 ay aci ceke ceke hafif sekmistim sonra dinlendire dinlendire gecti.
Eger topuktan bilege cikan kisimsa asil tendonu olmasi cok muhtemel.

bende de var aynisi, iki omzum da cikiyor. tipta genel yorum "olur oyle" tarzinda, cok zorlarsan ameilyat eder vidayla toplariz ama eskisi gibi olmaz falan. yani dikkat edicen, dogustan gelen bir olay, benim de omzum ciktiginda gitmistim bana da bas parmak testini yapmislardi, sonuc baglarin esnek dediler gittim.

Bu tamamen genetik kodlamayla alakalı. Bunu değiştirebilmen mümkün değil. ancak eklem etrafındaki kasları güçlendirilmesiyle. Bu gevşek bağın neden olabileceği sıkıntılardan kurtulabilirsiniz.

hyperextension diyolar bende de var. dizimi en geride tuttuğumda bacağım baya yay gibi oluyo, yan bağlar sıfır. sakatlıklardan korunmak için bağlarını zorlamaman gerek, spor yaparken filan kütük gibi bükülemeyenlere göre daha çok dikkat gerektiriyor. hatta sana şunu anlatayım. bi dönem yoga derslerine gittim, müthiş sportif bi bünye olmadığım için dersin ertesinde 5 gün boyunca resmen kemiklerim, tüm eklemlerim ağrıyordu. sonra bir gün şans eseri çok iyi bir yoga hocasının dersine katıldım ve bi sürü hareketimi düzelttiler. aşırı ham olmama, iki gün boyunca eşek egzersizleri yapmamıza rağmen benim sadece kaslarım ağrıdı. o gün fark ettim ki ben bağları kemikleri zorluyomuşum salak gibi. o yüzden ağrılarım 5 gün sürüyomuş ve eklemlerim ağrıyomuş. bu derslerin ardından iki gün kaslarım ağrıdı ve tamamen geçti. böyleyken böyle. yogacılar bu tiplere noodle diyomuş.
ve evet doğuştandır değişmez.

üç beş kişide görülen nadir bir olay değildir. onun için endişelenme. normal yaşam standartın herkesle eşit olacaktır sadece bazı sporlar için el verişli olunmuyor. Mesela valeybol vs oynayamazsın parmakların esnekliğinden. ama sakatlanmakta kolay değildir. kırık oluşturabilecek olay sizde incinme gibi olabilir .

erkek çocuklarda daha sık olmakla beraber nadir gözüken bir tür nötrofilik dermatoz / dermisi tutan deri hastalığı. tam olarak nedeni bilinmiyor, otoimmün hastalıklara, bazen de çocukluk çağı lösemilerine, lenfomalarına eşik edebilir. tek başına tedvisi kolay, bazen kendi kendine bazen ise steroid tedavisiyle geriliyor. ancak yukarıda belirttiğiniz lenfomaya eşlik etmesi durumunda, lenfoma / altta yatan hastalığın tedavi edilmesi gerekir. tedaviyle birlikte cilt bulguları gerileyecektir.

daha detaylı bilgi için doktorunuza danışınız.
geçmiş olsun

bu hangisinin yanıtıydı?

sağ olun

bayılmışsın tansiyonun şekerin düşmüş, bi doktora gitsen iyi edersin.

bayılma muhtemelen, kanınıza da baktırın, eğer yakın zamanda ölçtürmüş değilseniz.

kötü birşeyin habercisi olmamasını umalım ama bayılma. uyku motorlarının çalışması bu kadar hızlı olamaz. öncesinde ayaktaydım diyosunuz.

şekeriniz düşmüş, ben diyabetliyim bana hep olur hatta bazen filmin nerde koptuğunu bile hatırlamam, hem karnınız da açmış. öyle çok sık aç kalmayınız

bu baş ağrısı hadisesi... elli kere bayıldım, (hatta şu an istemli olarak bile bayılabilirim) kafayı yere çarpmak dışında başım hiç ağrımadı.
doktora. lütfen.

evlimisin?evliysen hamilesindir.yada mideni üşütdün.

midenizi üşütmüşsünüz. ılık (sıcak değil) şekersiz şeyler için. nane limon iyidir. taze olsun lüften... doğadan falan değil..

gebelik için neden sadece evli olmak gerektiğini anlamış değilim. konudan uzak olsa da..

bir film çektirirsen iyi olur.

durdugu yerde zonkluyor ve ustune basamiyorsaniz kirik olabilir. baglari da yirtmis olabilirsiniz. en basitinden doktora gidip bi rontgen cektirmeniz yeterli olacaktir. durdugu yerde daha kotu olabilir.

ödem oluşmuş olabilir
kırık olsa acısından duramazsın demişlerdi bana benzer bi durumda
arnica krem vermişti bi de doktor morluk ve ödem için
doktora git tabii, emar çekilir, ayağına fazla yüklenme der, güzelcene sararlar, iğne yapar totodan ki acısı bilek acısından daha çok, krem verir, buz tut der, bidaha gel sonra bakalım der
ama bunlar ödem ve bağ zedelenmesi sonuçları

(bkz: fastjel)

burkulmanın ağrısı kırıktan daha fenadır, doktor şart. ödemi önleyici ilaç veriyorlar, siz biraz gecikmeli alacaksınız ilaçları ama olsun. kendiliğinden geçer diye beklemeyin, bir haftası var gibi. en büyük hatanız o uzun yürüyüş olmuş.

çok teşekkürler cevaplar için evim hiçbir röntgen cihazına yakın değil bilen bilir istanbul adalardayım =) uzun yürüyüşü de maalesef işverenin umursamaması yüzünden inatla yaptım o çok kötü oldu işte.tekrardan teşekkürler herkeslere

kullanan arkadasim vardi o kremi. merak etme, tassaklarina bile surebilirsin

kilo varmı??

Deodorant ya da roll on gibi şeyler kullanıyorsanız bunlardan dolayı olabilir. Yoksa terinizin doğal rengi de olabilir. Hamamda güzelce bir kirlerden arınılıp leke yapmayan roll on'lar bir nebze yardımcı olur sanırım:)

çaresi çamaşır suyu, biz denedik oldu.

isterseniz her gün banyo yapın ara ara keselenmek lazım vücuttaki tozu kiri atmak için. o toz kirin lekesi olabilir.

bununla beraber teriniz biraz asitli olabilir. onun bi çaresi yok malesef.

malesef sigara içtiğinizi anladım bu dediklerinizden. büyük ihtimal nikotin terliyorsunuz.

çamaşır suyu
çamaşır sodası

bir leğen suya bunlardan birini bir kapak ekleyip tişörtlerin koltukaltı kısımlarını yatıracaksınız. dursun bir gün falan. sonra direkt makinaya atın. tamamdır.

hiç bir şeyle uğraşma. domestos sıvı leke çıkarıcı. açık mavi kutuda. birazcık sarı bölgeye döküp 15 dk bekliyorsun. sonuç peğfekt. yediğin yiyeceklerle alakalı ve yapısal bu sarı ter durumu.

188 boyunda 86 kg yim. şişko değilsemde balık etli sayılırım heralde. sigara kullanmam.

saçma gelebilir ama yağlı ve etli yemek yedikten sonra kandaki trigliserit oranı yükselince vücüttan sarı ter çıkabilir

dr cihangir çakıcı. eski kavaklıdere sineması üstü.

dr cihan öztopçu - turan güneş bulvarı

dr cihan öztopçu +1

istanbul'a gelmeye değerse işin en süperini biliyorum, annemden dolayı tescilli..

dr. ferit saracoglu... kendisi numune'de kadin dogum klinigi sefidir. kendi muayenehanesi de var

HRS KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM HASTANESİ

orta kulak iltihabı denen meret. aman diyim acil bir doktora görünün. ne kadar erken görünürseniz o kadar çabuk geçer. duyma bozukluğuna bile yol açabiliyor.
ben yılda 1 2 kere oluyorum. çocukken gittiğim aquaparkta kulak zarlarımı fazla zorlamışım o yüzden artık kafamı suyun içine bile sokamıyorum.

edit: bu arada antibiyoktik alıyorsun bir hafta ayrıca burun damlası veriyor. %99 orta kulak ihtihabı diyorum. şimdiden geçmiş olsun. bir an önce görün doktora(kuluk burun boğaz)

bir kbb doktoruna görünseniz? kamera ile bakıyorlar kulağın içine. kendiniz de görürsünüz eğer bir pislik yumuşayıp falan kapadıysa deliği. ya da iltihaplanma olabilir.

bende kullandım bir kaç yıl önce. mutlaka akşamları lekenin üzerine sür. eğer lekeler yoğunsa ve yüzünün neredeyse tamamını kaplıyorsa yüzünün her tarafına sürebilirsin. eğer günde iki kere kullanmanı söylediyse mutlaka ve mutlaka en yüksek faktör güneş koruyucu kremi de üstüne süreceksin ve güzneş ışınlarından her zamankinden daha fazla sakınacaksın. aksi takdirde lekelerine yenileri eklenir. haa bir de lekeler geçipte ilacı bıraktıktan sonra güneşten korunmaya devam etmezsen lekeler geri geliyolar.

geçmiş olsun.

edit: sabah sür akşama kadar kalsın. akşam yüzünü yıka tekrar sür, sabaha kadar kalsın. sonra sabah yıka tekrar sür... bu böyle gider. :)

çok geniş bir bölgeye sürmekte sakınca yok değil mi?

hayır yok. benim doktorum öyle demişti en azından. ben de bir zararını görmedim. yalnız cilt rengin bir kaç ton açılacak haliyle.

kesin emin olmamakla beraber,bazı insanlarda sabah sıçma ritüeli vardır o neden var o zaman.

Birşeyler buldum konuya ilişkin, bir göz atın isterseniz. eğer kesmezse devamında verdiğim linkten devamını okuyabilirsiniz...

-----------alıntı---------
Siz uyurken vücudunuz, midenize indirdiğiniz uyumsuz yiyecekleri sindirmek için fazla mesai yapıyor.Birçok kimse başka hiçbir şeye harcamadığı kadar sinir enerjisini sindirim için harcamaktadır. Uygun olmayan yiyecek yendiğinde bunun sindirimi 8-14 saat sürebilir. Halbuki uygun bir yiyecek 3-4 saatte sindirilir. Böylece sindirim için enerji boşa gitmemiş olur. Uygun yemekten sonra 3-4 saat beklemeden başka bir yiyecek yemeyiniz. Aynı zamanda yemekte içilen sıvılar, sindiricileri sulandırarak sindirim sürecini yavaşlatır. Patates ile eti, süt ile tahılı, peynirle ekmeği, balık ile pirinci birlikte mi yiyorsunuz? Bu bileşimler sizin iç sisteminizi tahrip edecek ve enerjinizi yok edecektir. Çünkü farklı yiyecekler farklı şekilde sindirilir. Nişastalı yiyecekler (pirinç-ekmek-patates): Başlangıçta ağızda oluşan pityalin enzimiyle sindirilir ki bu enzim alkalin ihtiva eder. Proteinli yiyecekler (et-süt ürünleri-çerezler) hidroklorik asit ve pepsinle sindirilirler ki bunlar asit içerirler. İki zıt karakterli madde (alkali ve asit) ortamda aynı zamanda çalışmazlar. Bunlar birbirlerinin etkilerini yok ederler.

---------alıntı--------------

www.kadinlaricin.net

trawmatolog,

İştahım kaçtı. Zaten kilo almışım. Hof.

@trawmatolog un yazdıklarına lütfen biri itiraz etsin :S

yuh iyimiş lan doğru harbi

Şu vardı, ben İstanbuldayken burnum sık sık akardı nezle gibi. Ankarada 4 yıl yaşadım, o süre zarfında bir kere bile öyle olmadım. Havasından demek.

burnunda kemik eğriliği vardır bundan kaynaklı olarak sinüzit olabilir.Bende var sürekli hafif bir rüzgar göriyim yorgun olıyım akar kerata

malesef alerji,önce alerji testi yaptırın,ya da böle garip test çıkmıştı besin testimi ne yediğiniz bişeyde alerjik bişeler yapabiliyo

büyük ihtimalle kronik sinüzit. en kestirme çözüm sık sık bol tuzlu suyla burnunu temizlemen. en mantıklı çözümse bir kulak burun boğaz uzmanına görünmen. geçmiş olsun.

kbb de bi film çektir bakalım ne diyecekler.

sorununun ne olduğunu biliyor musun? allerji testi yaptırdın mı, sinüzit misin, nedir? ona göre tavsiyede bulunalım.

Öleceklerini görmen acayip bı durum değil cogu insanın basına gelir.korktuğun durumlar sıkıntılar vardır bilinçaltında kimseyle paylaşamiyo olabilirsin.kız/erkek arkadasın var mı ? Yoksa kendini yalnız hissettiğinden ailenden başka kimsenin olmadıgını düşündüğünden kaaynakli olabilir anlat dinleriz biz :)

Anlattığınız durum aslında ilaç almanızı gerektirsek gibi değil çok zorda kalmasında ilaç istemeyin zaten psikolog yazamaz ilacı

bi de eklemeyi unutmuşum. benim annem 17 sene önce panik atakla başlayan yıllar geçtikçe de ilerleyip şimdi adını hatırlayamadığım karmaşık bir hastalığa sahip oldu. akıl kaybı falan yok, burdan o anlaşılmasın ama sene, iki senede bir falan 1 aylık atakları oluyor cart curt. genetik bişise yani bana da geçmiş midir diye düşünüyorum.

bu düşüncelerin hepsinde kendime hakim olamayacağımı düşünüyorum. sanki hayatımın sonuna kadar o an düşündüğüm paradoksu düşüneceğim. yani şuan burda tarif edemeyeceğim bi his oluyor, herkesi her şeyi kaybedicem, en sonunda da aklımı kaybedicem gibi hisler. ama bunlar da tam açıklayamıyor hissettiklerimi.

bildiğim tek şey onları düşündükten sonra delireceğimi düşünmem. 10 sene 20 sene sonrasını düşünüyorum, bu düşüncelerin gelişip beni sikip attığını falan. ne bileiym fazla tarif de edemiyorum işte.

evrende sabit olan 1 tanecik bile birşeyin olmadığını, hareket etmeyen hiç birşeyin olmadığını, yani değişmeyen hiç ama hiç birşeyin olmadığını düşünüp (ego bir sabitleme biçimidir bu sebeple... "ben zenginim", "ben güzelim", "ben yenilmezim"... gibi...) içinde bulunduğun düşünce sürecinin de "az sonra" değişeceğini, biteceğini düşünüp rahatlayabilirsin...
nasıl desem hislerini düşüncelerinin yaratma olayı biraz seninki. atıyorum annenin öleceğini "düşünüp", oradan korku "hissetmeye" başlıyorsun... gibi..

ama asıl olan düşünceler değil, her zaman hislerdir. tabi düşüncelerden oluşan hisler değil de asıl içerde olan, öz hisler...

panik atak doktora git tedavisi basit, bişey kalmaz.

izmir de göğüs hastanesi var. oranın psikiyatrına gidip derdini anlatıyosun. gerek görürse ilaç veriyor, gerek görürse psikolğa sevkediyor.

sgk kapsamında bu ikisi de. cebinden para çıkmaz
geçmiş olsun

senin probleminle psikiyatrda ilgilenebilir.yaşın 24 ten küçükse hastanelerin gençlik ünitelerine başvurmanı öneririm.değilse hasta yoğunluğu nispeten az olan bir hastane tavsiye ederim.

ssk'da psikiyatri birimleri var ancak terapi yaptıklarını hiç sanmıyorum. bunaltı bozukluğu gibi bir durum sanırım bende de vardı 10 sene kadar evvel*hala da geçmiş değil. terapi çok iyi geliyor. onun dışında sana acilen hobi edinmeni ve birşeyler üretmeni tavsiye ederim; yazı, bahçe işleri, meditasyon hatta dini okumalar, vs. içini rahatlatacak bilgilere ihtiyacın var.

bu konularda karar mercii değilim ama benzer durumları ben de yaşadığım ve çok araştırdığım için söyleyeceğim bir kaç şey var sana. durumun panik bozukluğa işaret ediyor. henüz çok taze. kendine telkinlerle ve bu durumu başkalarıyla paylaşarak atlatabilirsin. ama eğer baktın başa çıkamıyorsun devlet hastanesinde psikiyatr bölümü var. iş bir randevuya bakıyor. fakat orası da diğer bölümler gibi yoğun. ben de gittim bir kaç seans ve gözlemlediğim kadarıyla en fazla 15 dakika kalabiliyorsun içeride. oysa anlatacağın şeyler fiziksel bir rahatsızlık gibi kesin ve net olmayacağı için zaman yeterli olmuyor. ve muhtemelen sana düşük dozda bir antidepresan yazacak. eğer durumunun daha ciddi olduğuna kanaat getirirse, oradaki zaman seni değerlendirmeye yetmeyeceği için daha iyi araştırılman amacıyla seni özel bir psikiyatriste yönlendirecektir. nitekim bana öyle yaptı. "durumun sadece bir depresyona benzemiyor, seni uzun uzun dinleyebilecek bir uzman bul" dedi. neyse fazla uzattım. böyleyken böyle. kendini fazla dinlememeye, seni bu duruma getiren nedeni bulmaya çalış. bulmak çözmenin yarısıdır. ayrıca ölümden korkarak, sürekli onu anarak onu erkenden yaşamış oluyorsun zaten. madem kaçınılmaz son bu; yaşayabileceğin her şeyi yaşa ve tadını çıkar.

mutlu günler diler, başarılarının devamını dilerim...

2.bp.blogspot.com

(bkz: hamstring)

bodybrowser.googlelabs.com&note=&ui=1&opa=s:0,m:0.21,sk:1,c:1,o:1,ci:1,l:1,n:1&nav=-1.33,78.56,63.43&sel=p:5185;h:;s:;c:0;o:0

bence belinde fıtık olabilir. bi baktır, ağrı sürerse.

belimde fıtık vardı, tedavi oldum. egzersiz yapıyorum şimdi oradaki kaslar gucsuz oldugu icin.

aynı dertten muzdarıbım kac tane doktor gezdım aynı geyıkler , anlattıkların bırebır uyuyor.. bende bu sıralar kalmadı bısey cunku artık elımı surmuyorum ve mumkun oldugunca gunde bırkac kez olmak uzere saclarımı yıkıyorum. eger ımkanın varsa denız suyu kullan , guneste kurut bu da cok etkılı oluyor bunların dısında bıde anti bakteriyel sampuanlar kullanılabilecegini soylemıstı bı doktor ama genel ıtıbarıyle cok bı cozumu yok vucut direncin dustugu anda tekrar eder de dedı bır cılt doktoru..

bahsettiginiz seyin aynisi esimde var. adini hatirlayamiyorum su anda ama kesin tedavisi olan bir rahatsizlik degil. donem donem artiyor bazen de azaliyor. yastik kiliflari benek benek kan oluyor bazen hatta. cok arttiginda doktor antibiyotik tedavisi veriyor, bir sure azaliyor. bu sekilde. iyi bir cildiye uzmani da soyledi; gecmesi ya da gecmemesi kisinin bunyesiyle alakaliymis; kafa derisini mesken edinen bir bakteriden sozetmisti. semptomlari azaltmak da yardimci olabiliyorlarmis. en son 3lu bir tedavi vermisti. sabah aksam surulen ayri ayri iki solusyon ve de antibiyotik. bayagi etkili olmustu, ama hala var.

@freefroglet

aynen yastıkların üzeri benek benek kan ya da ya da benek benek sarı iltahapımsı şeylerden oluyor.

@kennym

evet yazın tailde denize girdiğimde iyi geliyordu ve geçiyordu, fakat ne yazık ki bu sene tatile gidebilecek zamanım yok.

seboreik dermatit değil diyorsunuz o zaman. ben yine de sorayım doktora da içimde kalmasın:) yalnız tedavisi olmadığını duymak moralimi bozdu.

ek: @kennym ve @freefroglet bu arada karaciğerinizde bir sorun yoksa zoretanin'i kesinlikle doktorunuza danışarak almanızı tavsiye edebilirim. ciddi ciddi 3 gün içinde tamamen yok etti ve 10 gün içinde bırakmak zorunda kalmama rağmen yaklaşık 1 yıl boyunca tekrarlamadı. geçmiş olsun sizlere de.

yüzde kızarma sonrasında da derinin kabuk bağlaması olayı yoksa seboreik dermatit değildir.

benim de bir adet seboreik dermatit teşhisim var. ancak bildiğim kadarı ile sivilce tarzı bir oluşumu olmuyor. kulak arkası, saç dipleri, burun kanatlarında kızarıklık ve dökülme, çok hafif kabuk bağlama şeklinde beliriyor. kaşıntı yapıyor. strese bağlı gelişen, krem sürmekten başka çaresi olmayan bişey. bana dr antibiyotik de yazmıştı ama ben kullanmak istemedim. bir de dermokozmetik ürünleri tavsiye ediyorlar.
stres ve mevsime bağlı olarak azıttığı için tam bir tedavisi yok zannımca. ben advartan krem kullanıyorum ama çok abartmadan çünkü kortizon içeriyor.

bildiğim kadarıyla ilk travma sırasında soğuk,daha sonra tedavi sürecinde sıcak uygulanıyor...ama bence buralarda zaman harcama bi sağlık kurumuna danış derim...

teşekkürler. yıllarca kaşınmadan çekmiş birisi olarak diyebilirim ki bim'de satılan elidor'Un mavi şampuanı kepekliler için olan kafamdaki yağlanmayı ve kaşınmayı yok etti herkese tavsiye ederim.

bu işin internette feci pirleri var. hatta olayı saça hiç bişey sürmeden yıkamaya vardırıyorlar da, şampuansızlığa alışmak için de bu sirke formülünü uyguluyolar. karbonat da kullanıyorlar. yalnız hep elma sirkesi kullandıklarını gördüm. bi de öyle dene. (belki orada daha ucuz diyedir yalnız bilemiyorum) bir de sirkeyi sulandırarak kullanıyorlar, belki o zaman yanmalar vs de azalıyodur.

@inanmazsan onu denemedim fakat head&sholders ın mentollüsü de gayet başarılı. hele yaz aylarında resmen afet-i devran-ül cihan-ı güzel =o)

@kediebesi karbonatı babamda kullanmıştı zeytinyağıyla karıştırıp ama ben pek sıcak bakmadım. üzüm sirkesi de kullanmıştım ama genelde elma kullanmıştım. elmanın kokusu üzüme nazaran daha yumuşak.

@otopsi kendi açımdan önce saç diplerim kuruyor kaşınıyor ve deri dökülüyordu sonraki gün yağlanıyordu. hangisi olduğunu bilemiyorum..

seboreik dermatit'i kastediyor sanırım.

peki yağlanmaya da iyi geldi mi yani ?

2,5 ay evvel kapıya sıkıştırdığım tırnağım hala mor ve duruyor. birkaç gün evvel tırnak sanki ayrılmaya başladı alt tabakadan ama henüz düşme yok. biraz uzun sürüyor anlayacağın.

teşekkürler, ağrı ne kadar sürüyor peki?

ilk sıkıştırdığımda nefesim kesilmişti ağrıdan çok hızlı kapadım kapıyı çünkü. birkaç gün içinde azalarak bitiyor ağrı sadece kuaför tırnağı gibi boyalı bir tırnak kalıyor başka da sorun olmuyor.

1 aya falan yavaş yavaş oynamaya başlar tırnak bu arada da alttan yenisi gelir zaten siz de dokunduğunuzda acımycak kıvama geldiğinde pıt diye çekersiniz, kopar gelir.

benim de halısahada yediğim tekmeden başparmak tırnağım tamamen morarmıştı. ağrısı 4 - 5 güne geçmişti hatırladığım kadarıyla. sağlık ocağında bir krem vermişlerdi morarmayı azaltması içindi sanırım, ama ağrı için de olabilir tam emin değilim, adını da hatırlayamadım gerçi. zaten pek de kullanmamıştım. ağrı geçene kadar yattım, ayağımı da biraz yüksekte tuttum.

herkes düşer falan demişti ama hiç düşmedi. biraz zorlasam düşecek gibiydi ama ellemedim hiç. morluğun tamamen kaybolması için de haliyle tırnağın tamamen uzaması gerekti, bu da yaklaşık 6 ay sürdü. geçmiş olsun.

cok yakin zamanda tirnagimi bir yere sikistirip, ortadan ikiye boldum. kan revan seklinde, acillik bir vaka idi; yani morarmadan daha kotu durumdaydi. ancak o bile bir hafta icinde gecti, su anda tirnagimin yarisi yok ancak aci da sifir. once bandajlarla, sonra medikal dukkanindan alinan plastik minik parmakla korudugum kirik tirnagimi; su anda yalnizca tek yara bandi tutuyor. bu arada onceden birkac tirnagimi da dusurmus, yeniden cikarmistim; onlarin da acisi az ancak yeniden uzama sureci oldukca uzun.

ozet: aci en fazla birkac gun suruyor. tirnak dusse bile.

seninde bileğin kırıldığında pek de düzelmez aslen. eklemler kırılıp tekrar eski haline gelen yapılar değiller. atlarda da sadece ayağı kırıldığında vuruyolar diye biliyorum. daha fazla acı çekmesin diye malum sürekli ayakları üzerinde

@onexey

tamam da en azından beni; alçıya alırlar, vidalarlar, platinlerler vs. bir tedaviye başlanır en azından. keza bazı yarış atları benden değerli. onları da öldürüyorlar ayakları kırılırsa. peki neden? bilimsel gerekçe ne? ben orasındayım.

emin olmamakla beraber büyük bi kırık değilse platindir vidadır takıyolar damızlık olarak kullanıyolar,şampiyon bi at vardı hatta o öleydi

edit:ayabakan dı şindi hatırladım gerçi onun ayaağı kırılmamış.

geçenlerde okumuştum, duyuruyu görünce paylaşayım dedim. (tamamen alıntıdır)

Ayağı kırılan at'ları niçin vururlar?



Atların bacaklarında meydana gelen bazı kırıklar günümüz teknolojisi ile bi noktaya kadar,plakalar,vidalar konularak tedavi edebiliyor..Yani bacağındaki her kırık artık atın ölüm fermanı değil.Ne var ki yine de birçok kırık sorununun hala tedavisi yok.Sebebi ise atın diğer hayvanlardan farklı anotomik yapısı ve ruhsal durumu...
Atların vücutlarındaki kırık ve çıkıların tedavileri diğer benzer hayvanlarınkilerinden farklılık gösteriri.belki de bu hususta atlar tekdirler.atlar uyuşturulmaya yani uzun anestezik uygulamalara gelemzler.yerde uzun süre yatamazlar.sık sık dört ayak sütünde durmaya ihtiyaçları vardır.ayaktayken daha rahattırlar ve daha az enerji harcarlar.nadiren,o da hasta olduklarında veya doğum sırasında yatarlar.atın iri vücudundaki organları yatar vaziyetteyken nefes almasında zorluk yaratır.
At ayakta durabilmek için ön iki bacağına,koşmak için ise dört bacağına birden gereksinim duyar ama hiçbirzaman ağırlığını dört bacağına eşit olarak yayamaz.her zaman ön iki bacağa daha fazla yük biner.bu nedenle atlarda karşılaşılan kırıklar çoğunlukla ön bacaklardadır.atlar yatarken ön ayakaları üzreinde doğrularak ayağa kalkarlar.kırık bacağı üzerinde ayağa kalkamayan atın yerde kalması veya tedavi amacıyla yerde yatırılmaya çalışılması at için hem ıstıraptır hemde başka hayati tehlikler doğurur.
Kemikli canlıların tümünde kırılmış bir kemiğin tedavi usulü aynıdır..Önce kırık parçalar bir araya getirilerek sabitlerştirilir.Bu sabitleştirme kan akımı yani doklulardaki beslenmeyi sağlamak ve olabilecek enfeksiyonlara karşı kan yolu ile vücudun savunma mekanizmasını devreye sokmak için gereklidir.
Kırık kemikler genellikle 12-16 hafta içerisinde kaynarlar ve eski sağlam yapılarına kavuşurlar.bu süre içerisinde hastanın hareket etmesi,kemikleri sabit tutamaması iyileşmeyi yavaşlatır ve tedavisi süresini geciktirir.insanlarda tedavinin başarısı,kırık kemiğin bulunduğu uzvun bu 12-16 haftalık sürede sabit tutulması,kırığın alçıya ve askıya alınması ama en önemlisi hastanın sabrı ile ilgilidir.
Kırılan bir kemiğin kaynaması ve mikrop kapmadan iyileşmesi için en önemli faktör o bölegedeki kan dolaşımıdr.bölegedeki kan,çevre deri ve kas dokularından gelen kan ile de takviye edilir.ne varki at yarım ton civarındaki ağırlığı ve iri cüssesi ile bu hususta farklı bir yapıya sahiptir.dizinden aşağısı,kemikler,bunları birbirine bağlayan bağlar ve deriden oluşur.bu bölegede fazla bir kas yapısı olmadığından mevcut ve takviye gelebilecek kan miktarı da fazla deildir.bu nedenle atın bacağındaki kırık kemiklere yapılan tıbbi müdaheleler çoğu kez sonuç vermz.kırılan kemikler iltihaplanmaya yatkındırlar.basit kırıklarda bile veterinerler,hastalığın seyri,süresi ve iyileşme ihtimali hakkında kesin bilgi veremezler.
Atların tedavilerinde sorun yaratan bu özellikler nedeniyle,cerrahi müdahalelerin çok kısa olması,3-4 saati aşmaması gerekir.atlar anestezinin etksi geçnce,uaynı uyanmaz iri cüsseleriyle ayağa kalkmaya çalışırlar.hemde o alçıya alınmış vidalar veya metal parçalar yerleştirilmiş bacakları üzerinde.at tedavisi için gereken sabrı hiçbirzaman gösteremz,biran önce ayağa kalmaya çalışır.bu arada bacağına konulmuş alçı ve takviye parçalarına zarar verdiği gibii takatsiz bacakalrının başka yerlerinden yeniden kırılmalarına yol açabilir.yani atlar hastalık süresince rahat durmayan,ne yapacaklarını önceden kestirilemeyen hayvanlardır.
Herşeye rağman 30-40 sene evvel atın ölümü demek olan birçok kırık,günümüz teknolojisi ile tadavi edilebiliyor.ancak bir bacakta birden fazla kırık bulunmasına veya iki bacağın biren kırılmasına hala yapılabilecek fazla bişey yok.bu dost,güzel ve asil hayvanın yerde uzun süre yatırılıp acılar içinde ölümü beklemesi yerine daha fazla acı çekmemesi için yapılabilecek en güzel şey hayvanın hayatına son vermektir.

sırf performansı düştü diye hayvan öldürülmez. eğer böyle ise buna en başta hayvan hakları örgütleri karşı çıkar. performansı düştüyse yarıştırmak zorunda mısın, emekli eder hayatına sütçü beygiri olarak devam etmesini sağlarsın, çayıra salar bırakırsın, çiftliğinde oynarsın. yeter ki iyileşsin. "madem ki koşturamıyorum, o halde öldüreyim" diye bir şey yok.

at dediğin hayatını ayakta geçirir. uyurken bile ayakta uyur, yatmaz. insan evladının eli kırılınca alçıya alıp boynuna asıyorsun. ayağı kırılınca alçıya alıp üstüne bastırtmıyorsun, koltuk değneği veya tekerlekli sandalye kullanarak basmamasını, kullanmamasını sağlıyorsun. "basma üstüne " diyince de karşındaki insan laf dinliyor.

at dediğin koca ağır hayvan. alçıya alsan da hayvan bu neticede, laftan anlamaz, basma desen yine basar, alçıya alıp koltuk değneğiyle yürütemezsin, tekerlekli sandalyeye oturtamazsın, "kullanma bu ayağını, diğer üçüyle idare et" diyemezsin. alçıya da alsan at o ayağının üstüne basar. bastığı sürece de iyileşmez. iyileşmedikçe de acı çeker. o yüzden öldürülürler.

toz pislik olmadan en fazla proteini yumurtadan alırsınız. sabah kahvaltıda 4-5 yumurta beyazı (birinin sarısını da yiyebilirsiniz) 2 saat sonra spor. akşam da ızgara tavuk ya da ızgara balık tercih edilmeli. spor sonrası 1 adet muz (potasyum), ara öğünlerde sadece salata ve meyve. akşam 8den sonra yemek yok, şeker yasak.

ama belirttim, öğrenciyim dedim. ne kadar sürdürebilirim bu mükemmel öğünleri?

ne kadar sürdürebilirseniz o kadar iyi.

işin maddi boyutu sıkıntı olacaksa, abur ve cuburu kestiğinizde (ki kesmek zorundasınız) cebinizde oldukça para kalacak. sigarayı da bırakmışsınız.

sorun "yarın arkadaşlar gelecek, ellerinde 2 kasa birayla, ya da okuldan çıkınca hep beraber burger'a gidicez?" ise, o olmaz. sağlıklı bir metabolizmaya ve vücuda kavuşmak disiplin ve tatsız bir hayat istiyor.

sporu akşam yapacaksnız, spor öncesi makarna, pirinç, bulgura da (yağsız) yüklenebilirsiniz ama yedikten 2 saat sonra spor ile yakmalısınız.

öyle aşırı body yapan biri değilsen sabah 4-5 yumurta fazla gelir zaten yiyemessin orası ayrı. ilk etapta 2-3 tane beyaz yiyebilirsen ne mutlu.

onun dışında öğrenciysen düzenli beslenme zor olur, ek besin olarak ara öğünlerde fındık fıstık almalısın bir de taze meyve.

tabi ki ana öğünlerde tavuk,balık, kırmızı et önemli buldukça yi

ben de aynı durumdayım lakin senden 5 kilo fazlam var 5 daha almam lazım ancak ramazan yaklaşıtığı için kasmıyorum, ne de olsa ramazanda mecburen kilo verecez

ya zaten amacım kilo alırken, sağlıklı bi şekilde almak. yoksa biliyorum, abansam yemeğe her türlü kilo alırım.

ama işte beslenme kafamı karıştırdı. kaslarımı yakarım diye korkuyorum. bi yerde şey yazıyodu, günlük kilonuzun 2 katı protein alın. yani 130 140 gram?

hadi 50 gr alayım. ama nerden alayım? yumurtada 3 gr var yok, süt de öyle, lor peyniri var bi o iyi, başka da yok.

yani aslında sormak istediğim ve cevap bulamadım şey, normal bi insan günlük ne kadar protein harcıyor? ne kadar yersem, kaslarımı yakmam, vücuduma zarar vermem?

bir de, madem fazla protein alamıyorum, kol ve kalça kaslarımla çalışmayı bırakayım, düz koşu ve alt/üst karın çalışayım?

hacım ben de spor yaparak hafif de kas yaparak almak istiyorum işte de bu durum düzenli hayat ister. öğrenci olduğumuz için hayatımız o kadar da düzenli değil

Günde 140 ı unut, o bizi aşar bi kere. sen yarısını alabilirsen kendini şanslı say ki ben 70 gramı bile alamıyorum bu da neden kilo alamayıp göbek yaptığımızın açıklaması. çünkü kaloriyi fazla alıp aynı oranda spor yapmayınca göbek oluyor ayrıca yağlı ve şekerli beslendiğimizi için
bunlar zaten bildiğin şeyler.

3 demişsin ama yumurtada 5 gr protein var diye biliyorum
1 litre sütte %3 den 30 gr protein var denir.
Lor peynirinde %7 dir ama ondan da 100 gr yesen 7 gr
Normal peynirden de 7 gr
et yesen ordan da bir 20 gr

toplarsan 70 yapar. tabi ki bunların yanında karbonhidrat ve yağları da var :S

gördüğün gbi bu kadar malca hesap yapmak insanın zamanını alır, profesyonel değilsen gereksizdir.

demek istediğim doğal beslenirsen yanında yağ da alırsın karbonhidratta dolayısı ile öyle kas yapman için hayvan gibi antreman yapman lazım ki öğrenciysen zordur bilirim.

çözüm önerim ve aynı zamanda benim yaptığım daha doğrusu yarım yamalak yaptığım
mümkün olduğunca proteinsel şeyler yiyip içip şekerli unlu şeylerden uzak durmak haftada 4 gün spor yapılacaksa bunun en az 1 tanesi cardio yani bisiklet, yüzme, koşma, ip atlama, tempolu yürüyüş.

karın kası çalışmak bana nafile geliyor şayet göbek varsa, önce göbeği eritmek lazım ki karın kasını hisset çalışırken.

itiraf edeyim ki tatlıyı kesemiyoru, çaya hala şeker atıyorum vs
tehlikeli şeyler bunlar

işte bir kişi anladı beni :)

ben sporu çok seviyorum, üşengeç adam değilim. ki sigarayı bıraktım, daha da enerjik oldum. hal böyleyken, deli gibi spor yapasım var. heves değil, ama önüme böyle engel çıkıyor.

senin dediğin gibi, kasdan önce cardio şart, bi koşma, bi yüzme şart. fakat kilom zaten 65, zaten yağ denen şey yok bende.

olay burda çıkmaza giriyor, yine senin dediğine geliyoruz. mümkün oldugu kadar protein, mümkün oldugu kadar az unlu şeyler ve tatlıyı unutmak.

herhalde daha yararlı bilgi geleceğini zannetmiyorum.

teşekkürler.

advil i bilemiyorum. novalgine bişey yapmaz*

*bunu ben demiyorum. benzer bi durumda kaldığım bi akşam, doktor olan eski sevgilim söylemişti. onun yalancısıyım.
ha çok daha fazla alkolle de içtiğim oldu migren sebebiyle. bana bişey yapmıyordu hakkaten

Defalarca ikisini az zaman aralıklarıyla içtim. Hala yaşıyorum.

(bir kutu içmedikçe:)hiç birşey olmaz, rahat ol.

17:00 paydos bi onu biliyorum.

genelde 9:00-17:00 arası oluyor.

artık aile sağlığı merkezlerinin doktorlarının çalışma saatleri ayrı ayrı farklıymış doktorum söylemişti.

Ben kendi aile hekimime gidemicem. Yani kim varsa ona gidicem.

o sağlık ocağının internet sitesi varsa bakılabilir, yazıyor..

İstanbul'da bir aile hekimine sahipsen ve kendi aile hekimine gitmeyeceksen başka aile hekiminin sizi kabul etme olasılığı azdır, hatta yoktur .Aile sağlığı merkezleri ,hastaneler gibi kalite standartları doğrultusunda A ,B,C,D ve H(sınıfsız) gruplara ayrılmıştır .A ve B sınıfı olanlar esnek mesai ile çalıştığı için muhtemelen öğle arasınıda çalışarak esnek mesai göstermişlerdir .diğer gruplar ise 12 00 ile 13 00 arası öğle arası vardır .Yani işinizi çözmek için A YADA B grubu Aile sağlığı merkezinde çalışan aile hekiminin hastası olmalısınız .Yinede şansınızı deneyin ama genel kurallar yukarıda yazdığım gibi

Ailehekimliği.gov.tr de aile hekimim ailemin olduğu şekilde gözüküyor. yani istanbulda değil. Bunun yardımı dokunur mu?

beyoğlu asm'de:

saat dört civarı hasta da gelmiyor, doktorlar çıkıyor. her hekim kafasına göre çalışma saati belirleyemiyor, bir işi filan varsa başka. ayrıca farklı hekime de gidilebiliyor, izin kullanan hekim olduğunda mesela (hastayı ortada bırakacak değiller ya).

farklı şehirde oturanları veya yılın belli dönemlerinde farklı yerde yaşayanları muayene edebiliyorlar.

aile hekimin istanbul'da değil ama senistanbuldaikamet ediyorsan önce aile hekimini istanbul'da ikamet ettiğin yere göre değiştirmen gerekir. ardından işini halledersin. cevaplarda belirtildiği gibi esnek çalışma saati varsa sağlık ocağından bilgi alırsın ama yoksa 12-1 ara veriyorlar. 5 e kalmamaya bakın çünkü ahbs programını kapatıyorlar genelde 4 buçuktan sonra.

benim de geçen yaz kanal tedavisi yaptırdığım bi dişimin yarısı kırılmıştı, diğeri de çatlamıştı. ama sonradan değil, dişçi sağolsun. yarısı giden dişe amalgam dolgu yapmıştı. o tarafla pek yemedim iyice kırılırlar diye. şimdi o iki dişe kaplama yaptırıyorum. umarım sağlam olur böyle. sen de kaplama yaptırabilirsin kırılan dişine, dolguyla kapatmaktan daha sağlam olur diye düşünüyorum/umuyorum.

benim de aynı durum başıma gelmişti.zamanla tüm diş parça parça kırıldı.dişçi dişi çekip implant yapcağını söyledi.dişçiden çok korktuğum için hala yaptırmadım ama bir sene geçti.kanal tedavisi olduğundan hiç acı da yapmıyor heralde.

kaplama olur.

pasiflora?

fulsac da var

spor. eczanelerde bulunmaz.

fulsac yani prozac'ın muadili olan antidepresan, yle içip rahatlayacağınız bi ilaç değil. düzenli kullanımla 2.kutu bittikten sonra etkilerini gösteriyor. pasiflora da basit bir ilaç. sana tavsiyem, aktardan antistres çayı alman.

sarı kantaron

Öyle bir ilaç yok. Varsa da bağımlılık yapacağından reçetesiz satılmaz.

yaşam kaliteni düşünüp yaptırmalısın bence. ayrıca ishalin mikrobik olduğunu düşünmüyorum çünkü kabızlık ve ishal beraber de ayrı da görülebilir diye yazmışlar. az önce okudum geçmiş olsun.

kolonoskopi daha kesin bir teşhis için çok yardımcı olur, hem uzun süreli ishal durumlarında doktorlar direkt kolonoskopiyi tercih ederler.
meteospasmyl spasm çözücü olduğu için büyük ihtimal bağırsakta biriken gazı rahatlatıyordur için iyi geliyordur diye düşünüyorum. Ayrıca 1 aydan uzun süren ishalin mikrobik olması pek olası değildir.

Öğlen durduk yerde mi başladı? Çarpma vurma hiçbir şey yok mu?

boynunda bi sıkışıklık olabilir, geçmezse doktora.

bu dediğiniz radya sinir problemine işaret umarım ciddi birşey değildir.şahsen ben kaza sonucu 6 ay kadar felçli kaldım radyal sinirden dolayı.
doktora gidin..

- Evet, durduk yere başlamıştı.

- Bilemiyorum, boynumla ilgili hiçbir sorun yok gibiydi dün de. Belki de kolumun ağrısından onu hissedemiyordum.

- Geçmiş olsun...

Şu an ağrı kalmadı gibi. Hatta sanırım hiç yok. Ancak boynumdan biraz aşağıda hafif bir ağrı hissediyorum. Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. Şimdi bir doktor arkadaşımı arar sorarım, gece gece tek yardım bulabileceğim yer olarak burasını görmüştüm.

dikiştir, vücut atıyo onları, atılamayanları da doktor accık çekiveriyo, zaten yara iyileştiği için bir his olmadan çıkıyolar. korkacak bişi yok. geçmiş olsun.

dikişlerine sakın dokunma, cımbız vs flan gibi şeylerle onu çekme, koparma vs. oldukları gibi bırak.

11 senedir vücut geliştirme ile uğraşan birisi olarak söylüyorum: ufak şeyleri kafana takma. her şeyin hesabını yapma. sağlığın için ilaç kullanman gerekiyorsa kullan. gelişimini iki haftalığına yavaşlatsa ne kaybedersin?

ilaçlar karaciğeri yorduğundan, protein tozu falan kullanıyorsan kullanma. karaciğerine ekstra yük bindirme.

negzel lan. çok özendim.

seratonin salgılarını yükseltiyordu sanırım düzenli spor. onunla alakalı olabilir.

bi de enerji patlaması hali için, sevgili yapman gerekiyordur belki? hani oynaş koklaş durumlarıyla atılacak bi enerjidir belki de o?

bu arada @evliya çelebi, gülmekten dağıldım :))

animsadigim kadariyla, duzenli sporun endorfin salgilattigi ve bagimlilik yaptigi yonunde cok guclu bir sav var.

haa, ama soruyu sormanizdaki asil erek bir tur "gencim, yakisikliyim / guzelim, duyurucu arkadaslara selam ederim" ise,
cekilebilirim aradan?*

bende sendenim dostum bunların üstüne;

yazın; sörf, windsurf, ve tekneyle açılarak en az 1 saat yüzme
kışın; kayak, kar motosikleti yarışları
bizim işimiz zor dostum :)))))))))))))

spor yapmak için öncelik değiştirdiğim bile oluyor. cinselliğin, gezip tozmanın önüne bile geçebiliyor bu istek. makine gibi hissediyorum. arızalı olabilirim.

aşırı spor yapmak da bir rahatsızlık aslında. şimdi ismini bilemicem ama kaç yerde okudum. (bkz: bunun kitapta yeri var)

ancak sizinki rahatsızlık halini almış mıdır? sanmıyorum ama bilemicem.

yaptığınız bu güzel sporların yanına haftada 1-2 gün bir kaç kuple yoga-pilates gibi bir şeyler eklerseniz dengelersiniz gibi geliyor bana.

Hastalık değil de hastalık belirtisi olur olsa olsa.