bazen bazı şeylere çok anlam da yüklememek lazım . unutkanlık ya da dalgınlık adına ne derseniz, ara ara olabiliyor. kafanızı meşgul eden başka şeyler vardır, dikkatinizi başka şeylere vermişsinizdir, bu da unutmayacağınızı düşündüğünüz bazı şeyleri unutmanıza sebep olabilir. ama tabii uzun dönemde devam ediyorsa aynı şekilde baktırmakta fayda olabilir.

bana çok oluyor. bi keresinde 25 yıllık komşunun adını unuttum. kadın nasılsın bohr dedi ben iyiyim xxx teyze diyecektim mal gibi kaldım, iyiyim sen nasılsın? dedim sonra. utandım.

hatta bazen öyle anlar oluyor ki birkaç saniyeliğine sevgilimin adını bile unutuyorum. çok eskiden beri başıma gelen bir şey. isimlerle başım dertte.

Yalnız değilsin. Bana özellikle konuşma ortasında çok oluyor. Yani kendisinden 1-2 dk önce bahsettiğim şeyi, olayı anlatırken ip kopuyor bende. Tam o anlarda Kemal Sunal' ın ''Şimdi ben buraya niye çıktım? Niçin Çıktım? Nasıl çıktım?'' durumunu yaşıyorum:/

Kan değerleri bir seçenek ama ben o değerler normale ulaşınca da unutkan olmaya devam ettim:/ Baş edebilmek için tek çare not almak, hatırlatma kurmak olarak deneyimliyorum.

B12 kullan. Kan değeri illa baktırman şart değil. 1 ay kullan. Sonra baktır. Zaten muhtemelen b12 in ya orta seviyelerde ya da alt seviyelerde. Bir ay kullanımla üst seviyeye bile ulaşır meçhul. Onun için al ve başla.

giderim var diye bir telefon programı var.

illa ki yapılmışı da vardır ama bilgisayarda kullanabileceğiniz en esnek, en verimli uygulama excel.

@kibritsuyu, excelde bu hesabim var ama efektif degil gun ici yaptigim nakit alisverislerim icin

google'da personal expense tracker ya da personal finance tracker gibisinden ararsanız doğru sonuçlar gelecektir.

ama @kibritsuyu'na katılıyorum. bu işin en güzeli excel. çok pratik olmamakla birlikte aynı excel dosyasını telefonda da kullanıp sync etmeniz de mümkün. hatta bununla ilgili yapılmış çok güzel excel şablonları var. "pearbudget spreadsheet" diye ararsanız en çok kullanılan excel şablonunu bulabilirsiniz.

excel ile ilgili ek:

günlük harcamalarınızı telefonunuzun not alma programına kısa kısa not alarak yazın:

poğaça : 2 lira
otopark : 15 lira
gömlek : 100 lira

gibisinden, akşam da bilgisayarda temize çekin. bazen en basit çözüm, diğer tüm çözümlerden daha efektif oluyor.

monefy

Bence öncelikle uyarın gidip yediği haltı temizlesin. Hatta sahte bir telefon konuşması yapsın çocuğun yanında.

Veterinere götürmüşler ve kedinin bir şeyi yokmuş meğer yemek yemiş ağzı hep yağ olmuş şapşiğin falan diye kıvırtsın.

Siz sakinleşince düşünün üzerinde. Şu anda acilen bir karar vermeyin.

Degildir. Olayda da bir gariplik yok bence. 4 yasindaki cocugun bu olayi bilmesinde ne sakinca var anlamadim

bu gibi olaylarda hassas ve dikkatliyimdir ama sanmıyorum
okulda, sokakta arkadaşlarıyla konuşurken de ya da özetle "dışarıda" böyle şeylere maruz kalabilir, kalacaktır.
ama bence de @pass'ın dediği gibi kedininin iyi olduğuna dair bir açıklama duysa daha iyi olur.
ayrıca sıkı bir uyarı, sert ve net bir dille dikkat etmesi gerektiğini belirtin yardımcınıza.

Çocuğun hayatın gerçeklerini tabii ki öğrenmesi gerekir ama bunu doğru yaşta doğru kişiden doğru bir anlatımla öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.

pass +1
sebebini bilmem ama 4 yaşındaki çocuğa böyle şeyler anlatılmaz.
iyi niyetli bir insan ve boş bulunup anlatmışsa bi uyarın, durumu düzeltmeye çalışın.
aksi halde hayatın tüm gerçeklerini çocuğa anlatacak bir tip ise uzaklaşın.

Uyarın ve @pass'ın dediği gibi bir çözüm bulun.
Güvendiğiniz birini yeniden bulmak zor çünkü.

Yardımcıyı çocuğa kavramları daha yaşına uygun yöntemle anlatması konusunda uyarma sebebidir. Fazlası değildir.

O yaştaki çocuğa öyle şeyler anlatmak resmen travma sebebidir. Zaten çocukların hayal gücü de zengin. Gözlerinin önüne getirdikleri şey şoke edici ve günlerce aklından çıkmaz. Benim bile çıkmaz yani. Yardımcınız muhtemelen ince düşünecek biri değil, düz adam Sabri modunda. Çocukların ne kadar hassas olduğundan bahsedin ve böyle şeyler anlatmaması konusunda kesin bir dille uyarın. Devam ederse çıkarın. Bu arada pass +1

ben 4-5 yaşındayken hardcore yobaz ailem ilerde içki içersem suratımın içtiğim kasede parçalanacağından, yecüç mecüçten bahsederdi altıma sıçardım korkudan :) şimdi bu hikayeyi görünce kendi garibanlığım geldi aklıma.

yardımcının yaptığı öküzlük ama ilk vukuatiysa işten çıkarma sebebi değil bence. uyarın tekrarlanırsa o zaman şutlarsınız.

geçen sene bir gün otobüs durağında beklerken, küçük bir kız çocuğu da anne-babasıyla bekliyor, sohbet ediyorlardı. yakınlarda ağacın altında ölü bir kuş gördüler. babası da, aaa kuş ölmüş filan dedi. kızın neşesi kaçtı, bir kaç saniye sessizlik oldu. sonra adam toparlamaya çalıştı, uçmaktan yorulmuş o, hava da sıcak ya, sen nasıl öğlen uyuyorsun o da uyumuş, hava serinleyince uyanıp uçar filan dedi. özetle yardımcıya uyarı ve pass+1

Ya başka saçma sapan şeyler de anlatıyorsa?

Yardımcı derken çocuk bakıcısı mi? Temizlikçi mi?

@elorelia: Evde her türlü işimize yardımcı. Temizlik, yemek, ütü vs her şeyi yapıyor. Boş vakti olduğunda da benim işim varsa arada oğlumla zaman geçiriyor.

Bakicidan beklenecek hassasiyeti kendisinden beklemek mantıklı değil o zaman. Uyarılabilir.

değil.
yapmayın:)

airplay samsung, lg'ye bile 2020 ile geldi, awox ile zor :) chromecast desteği varsa youtube falan yollar ama pek sanmıyorum olduğunu da.

muhtemelen gömülü uygulamaları vardır, youtube falan. kumandayla erişilebilecek bir hub/liste olmal.ı

iphone ekranını yansıtmak için apple tv alabilirsiniz.
Bu tip durumlarda ve her durumda
ucuz etin yahnisi pek olmuyor.
avox alıp, iphone ekranı yansıtmak pek olası değil.

varsa üzerinde youtube, netflix, blu tv, amazon prime onları kullanabilirsiniz
internete bağlı olması gerek tabii

iphone ekran yansıtmanın peki bir numarası yok. önemli olan hızlı akıcı olması ve yeterli uygulama desteği vermesi.

android işletim sistemi olması lazım ama android tv mi , yoksa dümdüz android mi bilmiyorum. ikisi ciddi farklı şeyler bildiğim kadarıyla.

ama genel olarak smart tv ile yapılacaklar en sık şey netflix, youtube ya da benzeri streaming uygulamaları. bunların haricinde telefonda yapmak yerine tv'de yapmak isteyeceğiniz bir şey yok gibi. belki telefondaki fotolara videolara büyük ekranda bakmak ve basit bazı oyunlar vs vs vs..

iphone ekranı yansıtmak düşündüğünüzden zor bir iş. android telefonlarda bile o kadar kolay olmuyor. bir kaç çözüm vereyim:

- google'da "android airplay receiver" şeklinde arayın, böyle bir app varsa (emin değilim), tv'ye yükleyin, bu çözüm olabilir.
- telefonda youtube vs videoları tv'ye atmak için kare için videonun sağında solunda cast ikonu varsa tıklayın tv'ye göndersin. söz konusu logo şöyle bir şey:

brandslogos.com

- "web video caster" diye bir app var. logosu turunculu, bu üstte gösterdiğim cast logosuna benzeyen bir logo. tv'ye ve telefona onu indirin. web'deki videoları doğrudan tv'ye atar. ve telefondaki resim ve videoları da tv'de gösterir.

genel performansı fena değil. ağustos'tan beri tutuyorum ben. 1.634055 alış fiyatım. şu anda 4,5 ayda %37 getirmiş ki gayet iyi hatta süper.

www.tefas.gov.tr burada tüm performans mevcut. diğer yandan riski yüksek yatırımlardan. abd borsası çakılırsa, dolar karşısında tl değer kazanırsa eksi yazar.

Fonu nerden alıyorsunuz? Banka hesabı üzerinden mi?

@pass mobil bankacılık üzerinden. bazı fonları alabilmen bilmen anket profilin yüksek riskli olması gerekiyor örneğin bahsi geçen bu fon.

emniyet ilgileniyor.

sitenin otoparkında ise sitenin yönetiminin biliyor olması lazım. emniyet özel mülkteki araçla ilgilenmeyebilir.

Bildiğim kadarıyla çektiremiyorsunuz kanuni olarak.

İstisnası var mı bilmiyorum ama davayı kaybeden öder esas olarak.
Kurumsallık meselesi değil.

baroların bir fiyat baremi var.
Siz avukatınıza 1 milyon verdiniz ama baroya göre, avukatın x tipi dava ücreti 2300 tl mesela.
karşı taraf 2300tl yi ödemekle yükümlü.

evet sizin için de bu durum boyle. kurumsallıkla ilgili değil hmk dan dogan bir durum

siz avukatınıza vekalet ücreti ödersiniz. dava sizin lehinize sonuçlanırsa; avukatınız ayrıca karşı taraftan ücret alır ama sizin ödediğiniz ücretin karşı tarafa yükletilmesi mümkün değil.
aynı şey her iki taraf için de geçerli.
avukata ücret ödemek istemiyorsanız, hukuki koruma sigortasını araştırın.

Wireless bağlantısı ile

telsiz telefon gibi radyo frekansı üzerinden.

kamerayla iletişim kurmuyor, ses ayrı görüntü ayrı olarak alınıyor.

kamerayla alakası yok.

peki canlı olmayan yayınlarda nasıl?
sesi kaydedip sonra görüntüyle montajlıyorlar mı?

canlı olmayan yayınlarda da aynı şekilde. ses ve görüntü hep ayrı alınır.

telefonuna bağlanan bluetooth kulaklık gibi düşün. onun çok daha güçlüsü, çok daha kalitelisi.

Kablosuz mikrofonlar transmitter (verici) (konuşmacının beline bağlanan adaptörü dediğin parça) ve receiver (alıcı) şeklinde çalışıyor.

Basit youtube çekimlerinde kameranın mikrofon girişine receiver parça kabloyla bağlanıyor. Yani iki parça geliyor, biri konuşanda diğeri kameranın üzerinde


Stüdyo çekimlerinde de muhtemelen çok kanallı mikser ile görüntü ve birçok mikrofonu senkronluyorlardır.

www.rode.com

baya zaman geçmiş ama beklemek lazım yapacağın bir şey yok ki zaten iptal edemiyorsun şu an.

Hepsiburada'dan aldığım ve sürat kargoyla gelen bir ürün yanlış şehre gitmişti. Gittiği şubede telefonları hiç açmıyorlardı. Aras kargo veya hepsiburada çağrı merkezleri de yardımcı olmadı. 1 ay kadar sonra sipariş iptal oldu da paramı aldım. Tabi bu süreçte bir sürü şikayet mesajı attım hepsiburadaya.

PTT'de covid dolayısıyla esnek çalışma saatleri uygulanıyor. 3 gün çalışıyor 2 gün çalışmıyor personel. Bu yüzden geç gelmesi bayağı normal. Sıradışı bir yoğunluk var ama çalışan personel sayısı yarı yarıya azalmış durumda. Sıkıntı da buradan kaynaklanıyor zaten.

kargo döner dolaşır gelir, sen yine de hepsiburadaya talep oluştur şikayet vs. en kötü 10-20 lira hediye çeki alırsın. benim 10 liralık aldığım kitap 1 buçuk ayda geldiği için lira çek almıştım. hepsiburada genelde iyidir o konularda.

@entropik Kargo PTT kargo olduğu için dönüp dolaşır iade olur gibi geliyor bana. Çözüm merkezinde talep oluşturuldu. Ayrıca şikayetvar sitesine mi yazmalıyım?

@tulumba şikayet var sitesine yazmanın faydası olur mu bilmiyorum. direk hepsiburadaya talep gönderebilirsin. her ay alıyorum birşeyler kargoya verilen bir şeyin bana gelmeden iade olduğu olmadı hiç. bence gelir.

hepsijet'e verilen kargom meçhulde beklerken wp üzerinden yazdım hepsiburadaya. para iadesi yapıp ürün tutarında çek tanımladı. ptt için aynısını yapar mı bilemiyorum.

Oynanmaz

bilgisayarın üzerinden şu siteye girip kontrol edebilirsin

www.systemrequirementslab.com

Minimum ayarda oynayabilirsin.

güney kore'deki şirket üzerinden değil de, türkiye'de iş yaptığınız şirketlerden böyle bir izin almanız mümkün olabilir diye düşünüyorum. bir de güney kore'de çalıştığınıza göre siz aslında turistsiniz burada. size de sokağa çıkma yasağı oluyor mu?

co2s2, iş için geldim buraya. ama normal vatandaşlara göre bir fark yok sınırlamalarda. ama elimi kolumu sallayarak girdim ne test var ne zorluk. uçakta doldurduğum semptom kağıdını bile kimse istemedi ülke girişinde.

cihazdaki apple hesabınızdan çıkış yapıp fabrika ayarlarına dönüp sonra tekrar hesabınızı ekleyin, güncel tvos'u kurmasına izin verin. yani başka bir seçenek gelmiyor aklıma.

mekap - policap, pontiac, pawne, comache, montreal, oslo modellerinin bot serileri.

www.spx.com.tr

www.sekercilergroup.com
ve irish setter

ürün skalası düşmüş ama bu model bence bir erkek için harika.

O bütçeye salomon, north face, jack wolfskin vb. markaların yeni çıkan modellerinden şaşma. Goretex olsun yeter. Zaten giydiğin an spor ayakkabı gibi olduğunu görüp harley'le geçen yıllarına yanacaksın.

Harley aynı motorunda olduğu gibi özellikle rahatsız olması için satılan bir kültür. Olayı bu.

Lowa

bende bundan var çok memnunum.
hatta beğenince indirimleri kovalayıp farklı renkten bir tane daha aldım.
www.sportive.com.tr

bir de şundan var, memnunum sadece ilkine göre model olarak biraz kaba.
www.sportive.com.tr

Goretex alırsanız su geçirmez
Vibram taban alırsanız buz, kar kaymaz
bu ikisinin birleştiği columbia, northface modelleri fazlasıyla işinizi görür

2000 lira bütçe ile düzgün bir bot bulamamış olmanız çok ilginç.

columbia - north face - merrell - jack wolfskin - salomon gibi markalara bakın.

hatta bir yandan da nike ve adidas'ın bazı botları var. onlar da gayet güzel.

ben 5 aydir ariyorum hala bulamadim. iki tane begendim ecco ya da timberland. ama onda da numara yok

Sanki 4. Levent tarafinda balaban diye bir yer vardi, bi baksaniz?

Levent Kanyon AVM'nin alt sokağında Leventfit var.

Bunu aldık efsane bir şey. Black Friday’de 750 tl’ye geld. Şimdi 850 tl olmuş. Fiyatı hala iyi. Aliexpress’te bile bu civarlar.

Anker SoundCore MOTION+ Bluetooth Hoparlör -Siyah www.amazon.com.tr

Benim de aklım gitti bir ara buna black friday falan derken ama emin olamadım. Hiç bilmediğim bir marka, Hepsiburada sürekli bunu pompalıyor falan, bir riskli geldi. Başka önerisi olan varsa alırım, buna da bir tur daha bakayım teşekkür ederim

aylar önce buradan bir arkadaşın tavsiyesi ile Anker soundcore boost almıştım , ilk başta küçücük haporlor iyi çıkar inşallah diyordum verdiğim para çöpe gitmez ( ki o zaman 350tl ye almıştım) allah o arkadaştan razı olsun canavar gibi makine bende sana onu öneririm geri şu an 1000 bandında ama bi bak istersen

Bunlara para yatırmayı aşırı pahalılar. Ses oynatıcıların dahili ya da çeşitli plug inleri vasıtasıyla da surround , Dolby vb. ses imkanı mevcut. Artık Yeni sürümü yayınlanmayan winamp için bile böyle pluginler mevcut .
Ondan ayrı olarak Power DVD yazılımı da bu tür ses efektlerini içinde barındırıyor.

@erva anlamadım, parayı bunlara yatırmıyoruz, onun yerine ne yapıyoruz? Bilgisayardan mı çalıyoruz müziği, müzik dinleyeceğimiz yere bilgisayarı mı götürüyoruz? Evde oda değiştirdim, balkona çıktım, mutfakta yemek yapıyorum falan derken sürekli yanımda bilgisayar taşımak istemiyorum açıkçası hem, hem de örneğin Spotify'ın bilgisayar uygulaması çok kötü olduğu için çoğunlukla telefondan dinlediğimden, işimi görmez sanıyorum o tip uygulamalar. Ucuz değiller bence de, ama hele ki eve kapanmışken ya da en fazla dışarı çıkıp bağ bahçe oturmak bir seçenek olabilirken bu tip bir taşınabilir hoparlör benim için çok iş görecek.

Ne Anker'miş, kesin bakayım yarın tekrar alıcı gözle.

arabalardan ve ekonomiden pek anlamam; ama bir vatandas olarak sunu rahatlikla soyleyebilirim. turkiye'de bu saatten sonra hicbirseyin fiyati dusmez. kaldi ki ortada kitlesel bir fiyatlandirma var. milyonlarca kisinin hadi fiyatlari dusurelim diyecegini sanmiyorum. hele ki bu isi gelir kapisi olarak goren ac insanlarla doluyken.

Bence önümüzdeki yaza kadar tekrar bir zıplama olmaz diye bekliyorum. Önümüzdeki aylarda şimdiye göre hafif bir düşme olabilir ama fiyat bazında %10 olmaz diye düşünüyorum.

Alacağınız aracın fiyatı yüksek değilse (300-400 bin filan), bence beklemeye değmez. Uygun aracı zaten bir iki günde bulacaksınız diye bir şey yok. Ben olsam aramaya başlardım, istediğiniz ve içinize yatan aracı bulursanız, 3-5 bin lira için beklemezdim.

Temiz ve kısa sürede masraf çıkartmayacak aracı bulmak çok daha önemli.

hani bir laf var alan yok satanı şey edeyim diye :) faizler düşükken peynir gibi araç satılıyor, satıcılar talep geldikçe ve sıfır km. otomobil olmadığı için fiyat arttırıyorlardı. misal bende aracımı satılığa koydum. aynı model ve benzer km ve özellikte araçların en yükseği 130 -135 bin tl ise ben 120 bin tl rakam yazdım. 2 aydır arayan kişi sayısı sadece 1. uzun zamandır favorilerime aldığım araçlar satılmadı ve satıcı götüm götüm 500 -300 tl fiyat indiriyor. yani piyasada son 1.5-2 aydır durgun. tekrar bir zıplama yaşanmaz ama fiyatlar çok da düşmez.

Döviz ve virüste kötüye gidiş olmadığı sürece seve seve düşmek zorunda.

100bin TL fiyat yazmış adam fiyatını 80bine 70bine çekmeyecek, kıyı kıyı 95e falan indiren olur belki. ama dolar ve/veya enflasyon oranında bir artış da olmaz. yani reelde inmiş olur. bu sene 100bin olan, seneye de 100bin olur.

@cos2s2 ben de bu düşünceyle bir sene beklesek mi diye düşünüyorum, şu ortamda fiyatın artmaması da düşüş demek aslında. ihtiyacımız da acil değil.

Yalnız favoriye eklediğim ilanların ikisi son bir ayda fiyatlarını parça parça toplam 10 bin TL düşürdü (190 bin - 210 bin TL civarındaki araçlar).. 15 ilan eklemişim, 3'ü satıldı. Geri kalan 10 ilanın da satma niyetlerinin olmadığını, ortamdan faydalanıp bu fiyatlardan satılıp satılmayacağını denediklerini düşünüyorum açıkçası.

türkiye'de fiyatlar düşmez. en iyi ihtimal sabit kalır. insanımızda katır inadı var. 2 sene sabit kalsa enflasyondan fiyatı %30 düşmüş olur zaten.

2020 başından beri bu fiyatlar düşer çok yüksek dedim. kesin düşer, düşecek diye araba değiştirmeyi erteledim. mart ayında sıfırı 170 bin civarında olan araç şu anda 300bin küsürlere satılıyor ve boş paket. Bu dolar kuru ve vergi mantığı ile sıfırların düşeceğini sanmam. İkinci elde kış ayları, kredi faizlerinin artması falan talep azalırsa biraz düşecektir, ama bu düşüş en fazla %20 civarlarında olur. Eğer paranız hazır ise ikinci elde fırsat araçlarını takip edip uygun bulduğunuzu alın derim ben.

mesleğinizi ya da ne iş yaptığınızı bilmeden konuşuyorum. bence şu anda araba alma zamanı değil, hele hele ihtiyaç değilse hiç değil. insanları işten çıkartmasalar da, maaşlar tam yatmıyor, kısa dönem ödeneği bilmemne.. sağlam dediğiniz sektörlerde bile millet batıveriyor. dolar altın borsa vadeli mevduat vs paranızı saklayın derim.

piyasada hareketlilik azaldı evet, bundan dolayı da elden çıkartmak isteyen vatandaş ilandaki fiyatı azar azar düşürüyor. fakat bu fiyatların düştüğü anlamına gelmez. yüzde on bile sayılmaz bu bahsettiğiniz düşüş, ki bu da piyasanın hareketsizliğinden.

kış ayları geldiğinde zaten piyasa durgunlaşır, en az şubat mart aylarına kadar da durağan geçer. havalar azıcık düzelmeye başladığında talep ve dolayısıyla fiyatlar artar.
yani bence almaya kararlıysanız çok fazla da beklemeyin, sadece almak istediğiniz/takip ettiğiniz araçların tüm artılarını eksilerini iyi incelemeye çalışın ki bunca çaba ve kafa patlatmanın sonucunda hayal kırıklığı yaşamayın.

otomobiller en yüksek fiyatındayken bu ülkede satış rekorları kırıldı ve çoğu bayide araç bulunmuyordu. buradan tahmin yürüt, sence düşer mi fiyatlar?

Düzenli bağışlıyorsanız bir kerede bağışlamaktan vazgeçtim diyemiyorsunuz galiba. Onun bir periyodu var galiba. Kızılay’daki hekimlere danışmakta fayda var.

Kan bağışı yerine aferez bağışında bulunursanız hem daha faydalı bir şey yapmış olursunuz hem de kan bağışında oluşan yan etkiler en aza inmiş olur.

3-4 bankayla çalışıyorum, ticaride en çok memnun olduğum (tuhaf biliyorum ama) denizbank.
kobi bankacılığında çok iyiler.

kişisel hesaplarınız için sorsanız yapı kredi derdim ama denizbank ticaride çok daha hızlı ve esnek.

yalnız hesap açtırırken iyi bir şube bulmalısınız.
benim ilk gittiğim şube doğru düzgün ilgilenmemişti, memnun kalmamıştım.
sonradan tesadüfen başka bir şubeye işim düşünce fikrim değişti.
zaten ticari müşteri olduğunuzda şube dışındaki hizmetlerde de iyiler ama yine de şubedeki müşteri temsilciniz çok önemli.

vergiler için illa ki bir devlet bankasına ihtiyacınız olacak, özel bankalardan vergi ödenmiyor.

eğer tek bankayla çalışırım, elli bankaya bulaşmam diyorsanız önceliğinizi devlet bankalarına (ziraat, vakıf, halk) verin.

tanıdığınız banka en iyisidir. bu bir. ama "zaten o kadar da tanımıyorum, değiştirmem mümkün" derseniz finansbank ve denizbank çok övülüyor.

Belki daha fazla zaman harcamak daha iyi bir yoldur, x miktar ateş harıyla 3 dkda patlamayan mısır daha az harda 10 dk'da patlayabilir?

o biraz mısırın kalitesiyle ve tazeliğiyle de ilgili.
biraz bayatlamış olabilirler mi?
ya da aldığınız yeri veya markayı değiştirmeyi deneyin.

Hocam ben yayla aliyorum. Biraz da tereyagi koyuyorum baya patliyor.

bayatsa ya da rutubetli yerde kaldiysa patlamaz.
gidip taze misir alin..

Ben de ek yapayım? En lezzetlisi hangisi oluyor bunun?

Yayla marka yeni mahsul mısırdan çok memnunuz. Patlamamış mısır çıkmıyor tencereden.

reis mısır iyidir.

başta yüksek ateşte kapağı kapatmadan kaşıkla kavurun. ilk patlama olunca kapağı kapatın ve ateşi ortaya getirin ve diptekiler yanmasın diye sürekli sallayın. hatta sonlara doğru iyice kısın. ateşle sürekli ayar çekmek lazım.

xrated +1
malzeme kalitesiyle birlikte pişirme de önemli.

mısırların taze olması önemli. sirkülasyonu iyi olan bir marketten/kuruyemişçiden/aktardan az az miktarlarda alın.

tencereye az bir yağ koyun, tabanını ıslatacak kadar. mısır miktarını da aynı şekilde az koyun. benim ölçüm, tencerenin tabanına bir sıra mısır olacak gibi. yani hiç bir mısır diğerinin üzerinde kalmasın. böylelikle hepsinin ısı aldığına emin olun. bir tencereden "avuç avuç" mısır çıkartıyorsanız , bazı mısırların diğerlerinin üzerinde kaldığını ve ısı almadığını düşünüyorum. daha çok mısır patlatmak için aynı tencereye daha çok mısır koymak yerine, daha büyük bir tencereye yine tabanda bir sıra mısır olacak şekilde koyun.

bir de özellikle patlama başladıktan sonra tencereyi ara ara şiddetli bir şekilde sallayın ki, patlamamışlar aşağı insin, patlamışlar yukarı çıksın. patlamışlara ısı verip yakacağınıza , patlamamışlara ısı vermiş olursunuz.

büyük oranda mısırın kalitesi ve tazeliğiyle alakalı. ben çarşıdaki kuruyemişçiden cin mısır alıyorum, hiç özenmeden yapıyorum ve deli gibi patlıyorlar.

Ma'am yani madam, madame

Ma'am diyorlar.

mem değil de böyle yaya yaya maeaam diyordur onlar. "madam"da d sessiz

madam'da d sessiz degil. ma'am madam'in kisaltilmisi. ikisi ayri kelimeler yani.

en.wiktionary.org

madam'da d sessiz olur demedim. madam diyorlar ama d'yi yutuyorlar anlamında dedim

... bu duruma arka çıkıyor.

da olabilir sanki.

(bkz: Önayak olmak)

“Bu durumun sebeplerinden birisi de google politikaları”

canak tutmanin olumsuz anlami var. bence

bu hale dusmemize canak tuttu. gibi.

isik tutmak bence daha dogru
bu basarimiza isik tuttu

Vesile olmak

omuz vermek?

el atmak?

"çomak sokmak" olumsuz bir anlam içeriyor, siz zıttını yani olumlu anlam içeren bir deyimi istiyorsunuz. google'ın yaptığının olumsuz olduğunu düşünürsek, doğru yolda değilsiniz bence. "google da doğru bilgiye ulaşmayı zorlaştırıyor" gibi bir cümle daha akıcı olur bence.

bu arada politika yerine algoritma kullansanız daha mı iyi sanki?

suç var, suç var. örneğin işyerindeki yeni evlenen ya da bir rahatsızlık geçiren ya da taşınan vs arkadaşınıza, şirket içinde aranızda para toplayıp yardım etseniz buna kimse bir şey demez. ama bir ilan verip, "X kişiye yardım ediyoruz, çok hasta, yardım etmek isteyenler şu hesap numarasına para yatırsın" derseniz bu suç olur.

Vücut ölçülerime uygun olanı. Ayrıca sadece koltuk değil masa da önemli. Masanın yüksekliği, altının ayak destekli olması gibi.

bütçe sınırı yok dedin ve zehirli oku attın :)

altdesk denen firmanın yaptığı uzanmalı çalışma/oyun setupları çok çok iyi. hiç kullanmadım tabii ki...

www.youtube.com

www.youtube.com

Benim bildiğim Türkiye'de ergonomi üzerine çalışılmış en profesyonel çalışma koltuğu nurus me too fluid motion ve fluid motion plus modelleri. Dünyada da bildiğim kadarıyla bir numara herman herman miller aeron chair. Türkiye'de perakende satışı ve açık bir fiyatı maalesef yok. Bazı büyük holdinglerin ve şirketlerin ofislerinde bu sandalyeyi kullandığını biliyorum sadece. Bütçe sınırsızsa madem, distribütör firma ile görüşülüp getirtilebilir. Türkiye distribütörü bildiğim kadarıyla bms a.ş. (bms.com.tr). Hatta belki mağazalarında hazırda bile vardır.

(git: 1456539)

Bu işin standardı Hermann miller aeron'dur.

@eileen gırey, peki hermanmiller in oturak filesi ne kadar dayanıklı, naylon nihayetinde.
knollun sırt çerçevesi de kauçuk. stanley ürünlerinde bile kauçuk bi yerden sonra kuruyor parçalanıyor. knoll unkiler ne alemde?

adore - manager techno kullanıyorum son 4 yıldır, 10 saat bilgisayar başında çalıştığım zamanlar fazlaca. çok memnunum.

@esref herman miller'ın file kalitesini bilmem ama internette filesi değiştirilmiş olarak 2. el satıldığını görmüştüm. demek ki yıpranıyor.

yaptırabilirsiniz, bizim kaşeler "mühür" niteliği taşımıyor. isteyen gidip istediği firmanın kaşesini de yaptırır. örneğin ihalelerde bile imza mevcut ama kaşe eksikse, düzeltme için çağırırlar ve kaşelerinizi bastırırlar. imza yok ise geçersiz olur. bir nevi imzanın kimin adına atıldığını gösteren kompakt bir yazı.

bizim kaşelerde vergi no, mernis, adres, telefon falan büyük yer kaplıyor. yuvarlak kaşede bunları güzel bir şekilde oluştrabilecekseniz yapın gitsin. yurtdışı firmalar yuvarlak kullanırlar mesela.

kaşenin, mühürün şeklinin, renginin, yazı tipinin bir önemi yok. istediğiniz şekilde, istediğiniz renk basan (siyah, mavi ve kırmızı haricinde bulamayabilirsiniz, ben hayatımda yeşil kaşe mürekkebi görmedim) kaşe yaptırabilirsiniz.

içine tazdıracağınız şey önemli. mesela üzerinde T.C. yazan mühürleri darphane basar. kendiniz üzerinde T.C. yazan mühür yaptıramazsınız, sahibi olduğunuz mühürü bile çoğalttıramazsınız, yasak.

ama normal isim adres, telefon falan bastığınız kaşe için bir kısıt yok.

ben aklınıza gelen her renk mürekkep gördüm.

pembesi moru yeşili sarısı.

yalnız bunları pasaport polisleri kullanıyordu yurtdışındaki limanlarda, düzenli olarak mürekkep rengi değiştiren ülkeler var sanıyorum ay periyodunda.

tabi türkiyede bulabilir misiniz orasını bilmiyorum.

Bir önemi yok ama anlaşılabilir olması için Arial, Helvetica gibi düz fontları öneririm.

Bazı durumlarda siyah tercih edilmiyor, fotokopi mi aslı mı belli olsun diye ama tamamen tercih meselesi.

genel olarak hiç bir kural kaide yok aslında. yuvarlak da olur, üçgen de olur. çift renkli de olur, istediğin renkte de olur ANCAK kaşeyi vurduktan sonra evrakı sunduğun şirket ya da devlet kurumu alışılagelmiş mavi mürekkepli dikdörtgen kaşeleri göremeyince garipseyebiliyorlar. ben daha önce şirketin logosunu ve ismini içeren kırmızı bir kaşe yaptırmıştım, bizim muhasebeci bile kabul etmemişti.

bu arada faturalar ya da antetli kağıtlar gibi şirket ismini adresini telefonunu vs bilgileri içeren evrakta, sadece şirket ismini içeren kaşeleri kullananlar var ya da kapıya gelen kargo evrakına basmak için vs bu tarz kaşeler kullananlar var. ama size ait olmayan bir evrak üzerine, mesela banka kredi sözleşmesi, şirket ismi adresi vs bilgileri içeren bir kaşe vurmak bana daha mantıklı geliyor.

Lostralar düzgün boyayla boyar.

boyamaktan ziyade düzgün bir markanın ayakkbı süngeri ile düzenli olarak temizlemek daha iyi sonuç veriyor ama süngerin üzerindeki yağ gittiğinde kullanmaya devam etmeyin. hemen yenisini alın. taban kısmının yanlarını da bir ıslak mendille falan silin.

en.m.wikipedia.org

İlk ilacı 2016’da onaylanmış.

porttan anlamıyorum ama evim cadde üzerinde ve çok fazla modem sinyali var. hepsi 2.4ghz nerdeyse ve bağlantıyı etkiliyor bu sinyal kirliliği. ac modem aldım asus ac- 750 modeli. şimdi farklı frekansta yani 5ghz de takıldığım için hiç etkilenmiyorum ve tavsiye ederim kesinlikle. internet hızım 75 mbps daha öncesinde 20-30 arası alıyordum hızı. şimdi tam kapasite. ama menzil sıkıntısı var 5hz frekansta da bilgin olsun.

nasıl yani? şöyle mi mesela? metaakademikdanismanlik.com

Ben olsam 3. Dalga akımlardan biriyle ilgilenirim.

He şu an onlardan biriyle alakalı mı tez yazıyorum. Hayır :)

Ama hiç bir fikri olmayan biri için önemli olabilir.

Bunun dışında bilimsel araştırma basamakları üzerinden. Yani bir probem durumunu fark ederek ve belirleyerek çözüm yoluna giderseniz sizin için daha faydalı olabilir. Böyle yapmazsanız havada kalabilir, sıkıcı olabilir, somutlamak ve bağdaştırmak zor olacağı için havada kalabilir.

Dediğim gibi bir problem durumu yakalayın ve 3. Dalga ekollerden ilerleyin. Danışmanınızı da buna göre belirleyin.

Dijital içeriklerin çocuklar ve ergenler üzerindeki etkileri.

cocukluk travmalarinin, kisinin karakteri ve kurdugu iliskiler ustundeki etkileri. (evebeynlerden siddet gorme, evebeynlerden birini kaybetme, evebeynlerden birinin intihara tesebbusune sahit olma, kardes siddeti, korkutularak egitilmek, cezalarla egitilmek)

aldatma ve aldatilma.

sevgi eksikligi sonuclari.

(bende var hepsi, anlatayim yaz)

M51

Epey.com diye bir siteden de karşılaştırma yapılabilir.

Ben a71 kullanıyorum boyutu ekranı ve şarjından çok memnunum

a71 alırdım.

a31 bayağı kötü, onu kesin çıkart listeden.

Samsung note kullanıyor ve notun özelliklerini kullanıyor ise yani kalemini bunun tekrar tanesi başka birinin Samsung note.
Kalemi kullanan bir insan başka bir telefonla yapamaz. Seçim yaparken dikkat edin

ekohesap.com

yöntem önermeyeceğim, ama yüzsüzlük dediğiniz için bir soru sorma ihtiyacı hissettim. zira yıllardır" defter parası" adı altında istenen para, defterler elektroniğe geçtikçe adı aynı kalmasına rağmen içeriği çok değişmiyor.

sormak istiyorum. yanınızda çalışan personel varsa, personeli iş için bir yere gönderdiğiniz zaman yol parasını veriyor musunuz? personeliniz yoksa bile, olduğunu düşünerek cevap verin.

ya da ofisinizde, dükkanınızda çalışan personelin kullandığı kağıdı, kalemi falan cebinden ödemesini, evinden getirmesini mi bekliyorsunuz? "maaş veriyorum ya işte, onun içinden harca" mı diyorsunuz?

evet defter elektronik oldu, kağıt ve noter masrafı bitti. peki o vergi dairesine gitmesini beklediğiniz muhasebeci, sizin için vergi dairesine giderken yol parasını cebinden mi verecek? ya da evraklarınızı almak için işyerinize gelirken masrafı cepten mi yapacak? sizin elektronik oldu diye çıktısını alıp vermediğiniz faturaların çıktısını kendi cebinden aldığı tonerle, cebinden aldığı kağıda mı yapacak? evet adı hala defter tasdik ücreti ve defter tasdiki diye bir şey yok. diğer masraflar?

ben 30 kilometre ötedeki mükellefime ayda iki sefer şahsi arabamla giderken yaktığım benzini cebimden mi vereceğim? ya da ofisine yazıcı bile almayan mükellefimin elektronik olduğu için "sen sistemden alırsın zaten hehe" diyip çıktısını da almadığı 90 sayfa faturasının kağıdını tonerini her ay cebimden mi karşılayacağım?

adam bütün gün sürecek montaj işi için ustanın altına benzini koyulmuş arabayı veriyor, cebine de öğlen yemeğini yesin diye yemek parasını koyup gönderiyor.

aynı adamın vergi dairesinde, sgk'da, ticaret odasında bütün gün sürecek işi için ben kendi arabamla gidiyorum, hatta iş olmazsa dönüp ertesi gün tekrar gidiyorum, acıkınca kendi cebimden yiyorum. niye? ben de bu işleri mükellefim için yapmıyor muyum?

ha siz bunların hepsini karşıladığınız halde sizden para istiyorsa gerçekten yüzsüzmüş.

"benim dükkanım 30 kilometre değil" veya "benim 90 sayfa faturam yok" diyeceğinizi tahmin ediyorum. zahmet etmeyin. anlatmak istediğimi anlamış olduğunuzu sanıyorum.

defter beyan sistemi zaten mükellefin kendi kendine kullanabilmesi için icat edildi. vergi dairenize başvurup şahsi şifre alarak sistemi kullanabilirsiniz. "defter beyan sistemi" etiketiyle arayın. yine de uyarayım, web üzerinden kullanımı kolay değildir. bu yüzden birçok muhasebeci, yumurtadan çıkan bu saçma sistemi verimli kullanabilmek için yazılımlarına ciddi miktarda yatırım yapıp para öderler, onu da ekleyeyim.

Muhasebeciyle yaptığu iş için aylık bir bedelle anlaştım. Ben de müşteriye yaptığım işle ilgili aylık anlaştıktan sonra extra toner parası vs. maliyet çıkarmam. Ayrıca 5 senelik geçmişinde benim için bir kez vergi dairesine gitmedi. Senede en az 2 kere ben gidiyorum işlemler için. Ayrıca aylık makbuz sayımı söyledim. Senede bana harcıyacağı para 1 top kağıdın yarısı 8 TL.dir. Evrakları da her ay cebimden kargo ile yolluyorum. Hem bunları yapmayıp hem de aylık ücretinden başka extra ücret istemek kusura bakmayın yüzsüzlüktür.

oncelikle muhasebe ile yaptiginiz sozlesmeye bakmak lazim. evraklar nasil teslim edilecek, hangi isler icin para alinacak bunlarin hepsi orada yazar zaten. yapilacak islere gore de aylik bir ucret cikarilir

not: memnun degilseniz de sozlesme bitiminde degistirebilirsiniz ya da sozlesme devam ederken bak sunlari sunlari yapmiyorsun diye konusulabilir

not2: hic bilmediginiz bir seyi kendiniz yapmak isterseniz de acin once bir idari para cezalari ne kadar ona bakin, calismayan sistemleri gorun ve sonra donup muhasebecinize tesekkur edin :)

Muhasebecilerin yararını zararını tartışmıyoruz sonuçta. Ben işletme okudum. Okurken babamın küçük işletmesinin defterlerini ben tuttum, muhasebeciye para vermedik. Sizin de gayet yapabileceğinizi düşünüyorum. Muhasebeci de kendi bakış açısından haklı. Çünkü altına imza atacak, ya da bir şekilde cezaya maruz kalsa sorumluluk alacak. Masrafından bağımsız olarak parayı isteyebilir. Sizin durumunuzda bana da en makulu kendi hesabınızı tutmanız gibi geliyor.

işte onu soruyorum ben de. personelinize de "3000 lira maaşla anlaştık" diyip, gönderdiğiniz yere giderken harcayacağı yol parasını, işyerinde sizin için kullanacağı kırtasiyeyi de verdiği maaştan karşılamasını mı bekliyorsunuz?

muhasebeci anlaştığınız ücreti defterinizi tutup beyannamelerinizi verirken harcadığı emek, bilgi birikimi ve aldığı sorumluluk için alıyor. 16 sayfalık muhasebe ücret tarifesi var ve bu tarifenin içinde malzeme için para almak yok.

yani "muhasebeciyle bir paraya anlaştım, o parayla şirketimin bütün işlerini malzemesi dahil yapacak" diye bir dünya yok.

vergi dairesine gitmesinin gerektiren şey mesela bir adres değişikliği ise ayrıca onun işlemleri için 350 lira vereceksiniz mesela. ya da limited şirket sermayesi mi arttıracaksınız? kendi makbuzlu noter, harç vs. masraflarınız dışında muhasebeciye 900 lira rapor ücreti ve 1400 lira hizmet ücreti olmak üzere 2300 lira vereceksiniz. öyle aylık ücrete anlaştım, her işimi bu paraya yapsın değil. her işin ücreti ayrı, malzemesi daha da ayrı.

arabanızı bakıma götürüyorsunuz, bakım ücreti 250 lira. ama yağ değişiyor +300, filtre değişiyor +100, buji değişiyor +200, balata değişiyor +300 1000 liralık olup çıkıyorsunuz. "hani bakım ücreti 250 liraydı" demiyorsunuz. bakım dşında tamirat falan isterseniz onu da ekliyorlar. o hesap işte.

bence de kendiniz yapmanız en doğrusu. bütün bu paralar cebinizde kalır.

Bu kafada olan birisi defterlerini kesinlikle kendi tutmalı. Gelecek ceza duyurularınızı merakla takip ediyor olacağım. Şimdiden kolaylar gelsin :))

ben de sık sık bu mevzulardan muhasebecimi değiştiriyorum.defter tasdik parası isteyen ile de çalışmıyorum hiç.sebebini sorduğumda bana kağıt,toner vs sayıyor.e ben her ay zaten 200 tl veriyorum.

kendim de avukatım kimseden ayrıca kağıt,toner için para istemiyorum.dava masrafını alıp çekiliyorum.vergi dairesine gidiyorsa ben de adliyeye gidiyorum.o zaman ben de her duruşma için adliyeye giderken benzin parasını isteyeyim?yasal değil vermeyin,mutlaka zaten istemeyeni de bulursunuz.

avukata, sahis isletmesine 200'e bakanlar oldugu surece, her ozel isi dahil her isine ucretsiz kosturanlar oldugu surece isiniz zor @kibritsuyu; adam 200'e muhasebe ucreti veriyor bir de ustune para vermem diyor :) acaba o avukat arkadas kac lira aliyor en ufak bir isi icin :)

kendiniz tutun bence de, cezalar gelince iyi bir muhasebe icin 200 degil cok daha fazlasini isteyerek ve severek o zaman verirsiniz!

Ahahaha 200 liraya aylık muhasebe işlerini/mali danışmanlığı yaptırıp her türlü ek masrafı çıkarabileceğini düşünen avukatlar olması da ayrı bir komikmiş. Asıl bu ücretleri talep etmemek yasal değil bir açın bakın isterseniz.

Neyse ucuz etin yahnisi paradoksuyla cümlemi noktalıyorum. Tüm meslektaşlara ve sektörlerdekilere bol sabırlar.

Aylık 200 lira veren avukat arkadaş Ankara'da ise özel mesajla ulaşsın. Ücret iyiymiş. Aylık 200 lira karşılığı derhal vekaletimi vereceğim. Ama her şey dahil. Gece yarısı karakola düştüğümde de kalkıp gelecek, ofisime teşrif edip her türlü dilekçemi, sözleşmemi de hazırlayacak. Gereken durumlarda her türlü hukuki danışmanlık verecek, adıma bütün davalarımı icralarımı takip edecek, bilirkişi raporlarımda hukuken destek olacak.

Teklifimde çok ciddiyim. Kabul ediyorsa görüşelim.

Yuvarlakların içinde ebubekir ömer osman ali yazıyor. Ortadaki çerçevenin içinde aliden rivayet edilen bir hadis olduğunu düşündüğüm metin var. İlk cümle: “ali den, allah ondan razı olsun” ki hadislere genelde böyle başlarlar. Gerisini anlamadım.

Şemail-i şerif yani hz muhammedin fiziksel görünümünün anlatıldığı yazı

(bkz: hilye)

annen doğru diyor.

Bunu tecrube eden var mi yani? Peki ne kadar surede seffaflasir o kisimlar, tahminen?

bıçakla kutu açmaya çalışırken tırnağım yarıldı, neredeyse yarısı gitti. kısa sürede eski haline döndü. sizinki de normalde döner diye düşünüyorum.

doğru demiş. tecrübeyle sabit, 1-2 ay zaman verin.

Git

Gelme.

berber işi sakat gerçekten cesaret ister. o kadar çok insan hasta ki insanlar farkına varamadan birbirlerine bulaştırıyorlar.

Şu zamanda mümkün mertebe erteleyebildiğiniz işleri ertelemeniz lehinizedir.

bende aynı durumdayım 4 taksit ödedim ben 60 ay cektim krediyi. Bende hayatımda hiç bu kadar borç yukunun altına gırmemıstım ve bir an önce kapatma derdindeyim rahat duramıyorum. sanırım mart gibi 10 -15 bın gibi bı ara odeme yapıcam ama senın dedıgın durum hakkında bilgim yok

evi alana kadar mülk sahibi olmaya hep olumsuz bakar saga sola caka satardım sımdı ıyı kı almışım dıyorum tamam gelen kira krediye gıdıyor bende kirada oturuyorum şu an için kazandırdığı bişey yok ama yarın burgun kafam attı çok bunaldım ulan en azından evim var satarım yurt dışına çıkar egıtım vs alırım karşındayım ya da asgari ücretli çalışsam bile ordan gelen kira ile cogu beyaz yakalı ortalamasında gelirim olur diye düşünüyorum

Öncelikle düşük faiz ile aldığınız parayı erken ödemek zarar ettiren bir durum. Düşük faiz ile vade ne kadar uzunsa o kadar karlı sizin için. Şu anda faize bile yatırıp daha çok gelir getirebilecek parayı, gereksiz yere düşük fazili borcu kapatmak için kullanıyorsunuz. Bırakın banka zarar etsin, siz değil.

2 aylik taksit vs yatirmak size zarar sadece. Fazla yapmak istediginiz odemeleri altina dolara yatirin Ilk 12 ay, sonra da bu parayla ara odeme yapip en az 1-1,5 yillik borcunuzu sildirin.

odeme planini guncelletmek istediginizi soyleyin şubeye.

Normal değil 1 haftalık mugda olmaması lazım.

Sıcak su ile doldurup çalkalayın geçiyor. Markası nedir ?

Contigo. her aksam yikiyorum zaten ama durum ayni.

En son tenet var, izleyince de anlaşılmıyor

la tormenta

Knife out.

La grande bouffe

Predestination

ana işinden sonra ikinci bir iş öğren. eski sscb eğitim sistemi. ve bu ülkeden nasıl gidebiliyorsan git. 55 yaşındaki yazar tavsiyesi

beyaz yakayım ama kot pantolon tshirt ile işe giden versiyondan, iş beni sıkmamakla beraber 45 yaşımdan sonra dayanabileceğimi sanmıyorum. onun için 45-50 yaş arası için premium tesisat işi yapan şirket kurma hayalim var. sözleşme ile çalışacağız en temiz ve en hızlı işi yapacağız :) şu an da evde elektrik hariç tesisat anlamında kendi başıma yapamadığım hiç bir şey yok, bilgiyi genişletmek için senelerce antreman yapacağım.

kısa dönem hedef ise pandamı sonrası avrupada aynı sene 4-5 büyük rock festivaline katılmak.

35'e gelmeden borsadan, çalışmama gerek kalmayacak şekilde gelir sağlamak ve bir veterinerde çalışmaya devam etmek.

ben de beyaz yakayım, teknik bir iş yapıyorum. bizim sektörde (it) acayip büyük bir potansiyel ve para var, bu alanda ilerlemeye çalışıyorum. onun dışında hobi olarak video çekmeyi öğrendim bu sene, bir sürü kitap okudum, spor yapıyorum bisiklet sürüyorum, gezmeyi seviyorum, yazmayı seviyorum. covid öncesi dönemde bol bol gezdim, bir sürü anı biriktirdim, video foto bir sürü şey var. yani genel olarak böyle gitse okeyim yav.

benim tek derdim sevdiklerimin yaşlanması ve onları kaybetmek, onlara güzel bi hayat yaşatmak, onun dışında pek bi şey kafama takılmıyor hayatımla ilgili.

0 hedef, 0 arzu, 0 hayal olarak 2020'yi uğurlayacam.

Bu sene pandemiden bağımsız olarak üstümden geçti.

Bir ton hobim var, uğraş istesem bulur yaparım. Ama keyif almıyorum. Motivasyon diye bir şey kalmadı. Bayağı depresyondayım. Alışverişe falan sarmamdan belli. Sürekli bir şey almak istiyorum ama malum her halt zamlandı.

En son gittim Grogu oyuncağı aldım. Canım sıkıldıkça kafasına vuruyorum, force çekiyor. :p

Yaş 32, iki aya 33 oluyorum. Hayatı kaçırmışsım gibi.

Bu ara popüler olan söylem halimi özetliyor ya. İncinmişim. :D

26 yaşındayım. bir şey kalmadı açıkçası. hep hayal kurdum, hep bir şeyler istedim, en depresif zamanımda bile bir şekilde ümidim vardı. yıllar içinde sürekli başa sardığımı görüyorum. yeni yıldan hiçbir beklentim yok. eğer ölmeyeceksem sanırım sağlıklı olmayı dileyebilirim, çünkü sağlıksız olmak gerçekten zor ve üzücü olmalı. sağlıklı olmak bile yeterince lüks zaten benim için, fazlasını beklemiyorum. beklemek de değil mesele zaten, olmayacağını biliyorum. annem ve kardeşim üzülmeyecek olsa ölmeyi isterdim belki. sıkıldım. bir yere varamıyorum. o yüzden bir şey beklemiyorum artık.

Düşününce kabaca iki isteğim var. Birincisi ABD'de sevdiğim bir işi yaparak yaşamak. İkincisi de kendi işimi kurabilmek. Artık 40 yaşında mı olur, hiç olmaz mı, orasını bilmiyorum. Sevdiğim şeyleri hedef hâline getirerek onları değersizleştirmem. Film izlemeyi seviyorum ama bir tane bile izlenecek filmler listesi yapmadım bugüne kadar. Bazı şeyler sırf hayat güzel olsun diye yapılmaz bence.

2020 koronadan bağımsız olarak üstümden geçti +1
Yine de çok şükür sağlıklıyım ve işim var.

Hedef: minnoşumla daha da çok gezmek, biraz daha uzak yerlere gidebilmek. Kışlık ekipman edinip kışın da kamp yapmak. Yabanilik yapmamak ve insan içine karışmak için kendimi zorlamak.

Arzu: kafama göre biriyle tanışsam, hatta ilk görüşte aşık olsak fln, güzel olurdu.

Hayal: lotoyu tutturup istifa etmek :/

selamlar,

televizyon dilini İngilizce yapıp deneyebilir misiniz ? benim tv de samsung o şekilde sorunu çözdüm.

tv dili ingilizce yapmak +1
benimde internet yok hatası veriyordu bu şekilde çözüldü.

Keşif için harç var o yatacak mecbur. Dosyada para varsa gider avansindan keşif harci ve bilirkişi ücreti karşılanabilir ama yeniden sizden isterlerse avanstan kesin diye dilekçe verin. Istemelerine para yetiyorsa gerek yokta posta masrafları muallak diye isteyebilirler. Kesif için taksi parası da var mesela o para yeter mi bakmak lazım.

Burada kim ne derse desin için rahat etmeyecek ve sadece birkaç gün daha bekleyecek dirayeti verecek sana :// Doktora git için ferahlasın sonra o kulak gerdirme ameliyatlarına falan düşme durduk yere hemen önlem alınsın. Çok sancılı geçtiğini duymuştum o ameliyatların.

dükkana eleman alınsa? çünkü iş kaçmıyor, iş sizin ama okulu bitirmek önemli

sonuna gelmişken bitir.

@neira yine de orada bulunmam gerekiyor çoğu zaman

@candide +1 bence de sonu gelmişken bitir, harcadığın zaman ve emek senin yanında diploma olarak dursun en azından.

Üniversite mezunu olmamak bir eksi değil, önemli olan faydalı bir iş yapmak ve yaptığı işi yapabildiği en iyi şekilde yapmak. Gıda sektörü gayet kıymetli bir sektör, insanlara yemek yapıp ulaştırmak da öyle. Bu alanda çalışmak çok kıymetli, insanların sağlığı üzerinden güven elde etmektir çünkü. Onun için üniversite okumaya gerek yoksa yoktur, bu bir olumsuzluk veya eksi puan asla değil.

Fakat şu var; sen şimdi canını dişine takar çalışırsın ömrünü vakfedersin vs. Ama gün gelir senin kendine ayrılman gereken bir zaman dilimi olur, Allah vermesin ama olur a, hastalık mesela. Ya da yabancılaşırsın bir anda sürmenaj gibi, dinlenmen gerekir. Öyle bir durumda hiçbir şey inan ki sağlığından kıymetli değil, o işler illa ki yürüyecek. Onun için her ne iş yaparsan yap, özel hayatınla (ya da kendinle diyelim) işin arasında bir denge muhakkak gözet. Ne işin galip gelsin ne kendi hayatın. Çalışmak muhteşem şey, gençlik enerjisi aliyyül pekâlâ bişey ama sağlık önemli. Yaşlılığın yatırımını bugünlerde yapıyoruz. Lütfen sağlığına ve kendine güzel yatırım yap.

Kazancın iyiyse boşver diplomayı. Bir şekilde mezun olursun.

şuan online ile bitmeyecek bölüm yok. okul bir şekilde biter aceleye gerek yok.

-okudugun bolumu sevmiyorsun. diplomayi para araci olarak goruyorsun.
-ticaret kafan var, esnaf olasin var.

senin gibi tiplerin okumasina gerek yok, universiteyi askiya al restauranttan yardir. Eger batarsan af falan ile geri doner bitirirsin ki ben donecegini sanmiyorum.

diplomayi salla gitsin +1milyon

2021 bahar mevsiminde başlar büyük ihtimalle. Myanimelist? Hunterx bekleme boşuna. Gelmez

Bu arada olayların bu noktaya gelmesinde bin tane sebep vardır irili ufaklı. Bunları bilemeyiz ve buradan çözemeyiz. Hatta oradan da çözemeyiz. O yüzden ekşiduyuru'nun yetki seviyesini aşar derim.

İlla yorum isterseniz, bilgisiz ben şunu derim;

Bence ana ve baba önce kendi aralarını düzeltsin ve saygılı olsunlar. Çocuğa da kendi yaşıtı gibi davranıp ona da saygı duysunlar ve babacıysa, baba çocuğun anneyle bozulmuş olan ilişkisini düzeltmeli.

Baba sıvıştığına göre anneye ters gidip iki tarafı da zehirliyor. Toksik bir adam gibi görünüyor şu yazdıklarınızdan.

Kadın yakın zamanda psikolojik destek almaya başlar.

Babanızın mı yoksa annenizin mi kardeşi bilmiyorum ayrıca adam neyiniz olur? Eğer amcanız falansa babanız konuşsun. Ortada ciddi bir uyumsuzluk varsa eğer bir şeyler söyleyebilir.

Siz de çocuğu dikte edin. Anneye destek olun.
Anne çabalarına rağmen bir şeyler değişmezse "aferin, kır oğlum" tavrına geçebilir belki, belli olmaz.

@sevilen progressive türkücü
Çocuğun annesi benim teyzem. Kendisine ve kuzenime elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz, terapiye ikna etmek için konuşuyoruz şu ara. Baba tarafı gerçekten toksik. Üstelik kendisi öğretmen.. Babayla da bir konuşma yapmayı düşünüyoruz. En azından çocuk için bir adım atmalılar. Teşekkür ederim öneriler için

10 yaş hırçın olmak için geç bir yaş bence. Ne zamandır böyleler hocam?
Okula da gidemeyince ortam iyice tuhaflaşmıştır.

Bir de karantinada uygun olmaz ama ne kadar farklı insanlarla, akrabalarla iletişim içinde olurlarsa çocuğun tuhaflığı kendini o kadar belli eder. Tabi çevreye de bağlı duyarlı insanlar gerekir.

Bir de aklıma gelmişken sormak isterim. Nasıl hareketleri var çocuğun?

Son 2 senedir daha da şiddetlendi durum. Pandemi işleri daha da kötüleştirdi gerçekten. Tüm gün anneyle evde kalıyor, ikisi arasındaki iletişim baba işten eve gelince değişiyor muhtemelen. Çünkü üçü bir aradayken çocuk agresifleşiyor. Anne yapma dedikçe ve baba da bir şey olmaz yap dedikçe çocuk anneye düşman kesiliyor. Anne baba arasında ortak karar, ağız birliği yok kısaca.

Sorulan soruya cevap vermeme, annenin dediklerini dinlememe, anneye fazla yapışma(sarılma şeklinde) ya da vurma şeklinde aşırı uçlarda davranışlar mevcut

Hırçınlıktan başka durumlar da var sanki. Pedagog değilim ama öyle düşündüm.

Pedagoga gidebilirler öneri olarak.

Fazla yapışma olayını çözemedim ben. Anneden fazla sevgi mi bekliyor acaba?
Vurmayı da anneye yapıyor o halde. Bu hoş değil cidden.

pedagoga gidebileceklerini sanmıyorum, ancak anne tek başına gidebilir.
baba çocukta sorun görmüyor ki, neden pedagoga gitsin?
zaten pedagogun hiçbir önerisi veya yönlendirmesi baba davranışlarını değiştirmedikçe uygulanamaz.

bence annenin yapması gereken tek başına bir profesyonelden yardım almak.
terapi sürecinde terapist zaten muhtemelen kocasıyla da görüşmek isteyecektir, adam belki baba kimliğiyle değil de, koca kimliğiyle karısı üzerinden çağırıldığında, karısını konuşmak için terapiste gider.

sorun babada.
çocuğunu kendi uzantısı gibi görüyor, ona yönelen eleştirileri kendisine yapılmış gibi algılıyor olabilir.
ya da bir travması var, o nedenle çocuğa karşı davranışları olması gerekenin tam tersi.

pedagoga çocuk ve anne birlikte gidemezler mi? baba gitmese de olur şu aşamada.

kitap siparişlerimi amazondan veriyorum, hem hızlı hem ucuz.

Az once kitapyurdu’ndan soyledim. Son 3 ayim oradan. OndN once de kidega. Ikisinden de cok memnunum

kitapyurdu.. uzun süredir sorunsuz bir şekilde elimde oluyor. peketlemesi de güzel. ancak asla bkmkitap'tan alma. eskiden iyi olabilir ama son aylarda birçok kişiyi mağdur etmişler. telefonlara bakan yok. temin edemedikleri kitaplarımın parasını da 1,5 ayda iade ettiler.

son zamanlarda hep amazon'dan alıyorum, ertesi gün gelmesi çok iyi oluyor.
ayrıca en iyi fiyatlar da orada ya da bana öyle denk geliyor bir süredir.

Amazon’da istediğim kitap tükenmiş, Babil nasıldır acaba?

İstanbul Kitapçısı

amazon ya da kidega.

amazon, prime üyesi olduğum için ücretsiz kargo ile bayağı uyguna geliyor.
kidegaya da enpara alıştırdı. gayet memnunum. diğer sitelere göre daha uygun sanki.

Babil'den memnunum. Kitapyurdu da plase.

D&r'ı bırakmıştım. İdeefix'ten almayalı yıllar oldu.

Kitapyurdu' ndan aliyorum ama sipariş verdiğimi unutuyorum. Böylece her kargo geldiğinde sürpriz oluyor o kadar ki geç getiriyorlar:/

Babil/Eganba iyidir. Eganba oradan alışveriş yaptıkça sonraki alışverişlerde her kitaba 10-15 kuruş gibi minik ek indirimler yapıyor, topluca alınca iyi olabiliyor.

Alacağım kitapların çoğu İthaki grubununsa ilknokta.com'dan alıyorum, kendi satış siteleri olduğu için en ucuz oradan çıkıyor.

Son 2 aydır:
Kitapyurdu'ndan hiçbir sıkıntı yaşamadım. 4-5 tane vermişimdir.
DR'dan 2 kere sipariş verdim çabuk bile getirdiler.
Amazon'dan 4-5 kere vermişimdir, ertesi gün kapımdaydı genelde.
Eganba rezalet bir deneyim yaşattı, yanlarından geçmeyi düşünmüyorum bir daha.
Nadirkitap'taki satıcım oldukça iyiydi, mesajıma hemen döndüler.

kitapkoala'nın hem fiyatları iyiydi birkaç ay önce verdiğimde en son, hem iletişimleri çok iyi, hem de biraz daha sosyal tarafı olan bir dükkan. genel olarak hep memnun kaldım, tek sıkıntı kimi kitapları tedarik etmeleri zaman alabiliyordu. bir şans verilebilir bence.

Bkm kitap’a sardım memnunum. Mobil uygulaması üzerinden 30 tl ve üstü siparişlerde kargonun ücretsiz olması tercih sebebi.

eganba+1

amazon.

idefix ise o kitap dünyada tek kalmışsa belki tercih edeceğim yer.

En son kitapyurdu, ondan önce amazon.com dan birkaç ingilizce kitap aldım.

isim#numara olarak kullanıcı isimleri. redmorning#1234 gibi.

2 ay deneme süresi; hem işçi hem işveren ihbar süresine tabi olmadan istedigi an derhal iş sözleşmesini feshedebilme hakkıdır. Yani bu senin hakkın. Hiçbirşey olmaz merak etme.

iş kesinse hiçbir şey yapamazlar. Cv'ne de referans kısmına o arkadaşı yazmazsın olur biter. Ayrıca deneme sürecinde olan sadece sen değil; mevcutta çalıştığın şirket. Salla gitsin.

Yeni birini bulmak, terkar oryantasyon yapmak zahmet. O yüzden agresife bağlıyorlar. Tabii işe aldığım adam bizi beğenmedi gitti, bunun da bir itibar kaybı var yönetici için. Ben de bir keresinde 1. ay sonunda ayrılmıştım. Bize gelen bir çocuk 3 gün sonra ayrılmıştı. Oluyor böyle şeyler. Başını ağrıtabilecek bir koz yok ellerinde.

olabilecek en baş ağrıtacak durum bıraktığın şirkete dönememek olur, o da kesin değil.
onun dışında takılacak bir durum yok.

o artık senin yöneticin değil.
Burada dikkat etmen gereken, bilgisayar vs. gibi sana verilenleri teslim ettiğine dair bir belgen olması.

Yıllar önce rüyanın fotoğrafının çekildiği, fotoğrafta renk grafikleri çıktığına dair bir yazı okumuştum. Garip bir şekilde çok etkilenmiştim. Bu konuda muhakkak başka gelişmeler olmuştur, takip de etmedim doğrusu ama rüyaların yapısıyla, kimyasıyla, neliğiyle ilgili bir şeyler yapılsa ilgimi çekerdi.

Valla ben özgür irade olayını merak ediyorum. Şurada yıllar önce yapılan bir deney var ama pek açıklayıcı gelmedi. Sonrasında çalışmalar yapılmış mi merak etmeme rağmen doğru düzgün araştırmadım.
www.dailymotion.com

Bir de mevzunun sadece karar verme boyutunu değil komple akla gelen şeylerin arkaplanıni merak ediyorum.

yeni doğmuş birkaç çocuğu dış faktörlerden izole edip yaşamlarını nasıl sürdürdüklerini izlemek isterdim. bunu söylemem illegaldir belki öyleyse sileyim.

esim

simkartı değişikliğinde müşteri hizmetlerinden blokeyi kaldırmak gerekiyor. onu nasıl aşıyorlar? sim kart kopyası için de kimlik gerekli.

Sahte kimlik ile salak bir bayiden yeni kart alıyolar, ellerinde kimlik bilgileri olunca da müşteri hizmetlerine bağlanıpblokeyi kaldırıyolar sanırım.

Bi kere rastgele birilerinin sim kartını çıkarmazlar, bankada parası olan ve kimlik bilgilerini bildikleri kurbana yapıyolardır.

Allah hepimizi muhafaza etsin, bankada çok para varsa bütün online işlemlere kapatmak lazım aslında.

Fast and furious Tokyo drift :D

Enter The Void.

The Harimaya Bridge

bim 10da açılıyor. a101 de öyledir

10.00-20.00 arası çalışıyorlar