[]

Beyaz eşyada marka tavsiyesi?

buzdolabı, çamaşır mak., bulaşık mak. ve kurutma mak. alacağım, 2-3 aydır araştırıyorum ama hangi markaya baksam hepsinden şikayet ediliyor, kafayı yiyeceğim. ya kalitesiz ya servisi kötü ya kısa ömürlü. yok lg almayın servisi kötü samsung almayın gürültülü çalışıyor bosch-siemens sanıldığı kadar kaliteli değil beko-arçelik alınmaz. miele benzeri üst düzey bir markaya paramız yetmiyorsa her türlü kumar mı oynamış olacağız? fikirlerinize açığım.




 
yillar boyu bastan asagi arcelik ev, bir kere sorun oldu buzdolabinda onu da ust modelle degistirdiler.


  • gule gule  (09.06.23 23:20:46) 
Arçelik


  • kisa  (09.06.23 23:26:48) 
bosch


  • kafasizbiri  (09.06.23 23:44:29) 
tek markaya takilma. beyaz esya dedigin cesit cesit urun ve teknoloji. her markanin iyi oldugu urun gami var.

buzdolabi-samsung
cam. mak-lg
tv-lg
bul. mak - arcelik
  • buenosdias  (09.06.23 23:52:39) 
Yetkili servisi sana en yakın hangisi ise onu seç.


  • etna  (09.06.23 23:58:14) 
bosch kullanıyoruz şuan evde kalitelidir
Öğrencilikte Siemens kullanmıştım o da iyi kaliteli marka

  • yazdonumu  (10.06.23 00:42:41) 
Beko neden kullanılmazmis ki? 8 yıl boyunca çamaşır makinesi, buzdolabı, kurutma makinesi, fırın, ocak ve bulaşık makinesini kullandım. Hepsinin iyi modellerini aldik; performanslarından oldukca memnundum. Sadece bir kere servis ihtiyacım oldu, onda da akşam aradık; sabah geldiler. Gayet kibar ve ilgililerdi. Hemen sorunu çözdüler. Yurt dışına tasinmasam hepsini hala da kullanırdım. Asıl ülkemizde miele gibi servis sorunu olan bir marka almak kumar oynamak gibi.

Annemin evindeki tüm beyaz eşyalar Siemens ve onunkiler de iyi modeller ama iddia ediyorum ki benim bulaşık makinem onunkinden iyi temizliyordu mesela.
  • fraise  (10.06.23 02:28:37) 
Beyaz eşyanın kalitelisi sadece internetteki yorumlara, yetkili satıcıya sorarak anlaşılmaz, beyaz eşya tamircisine de sorulur.
Tamirciler bilirkişidir bu bakımdan.

  • diyecevaplandı  (10.06.23 05:34:31) 
Bosch'dan yıllardır memnunum, bir sorun yaşamadım.


  • fotrsapka  (10.06.23 06:49:18) 
servisi evine en yakın olanı seç.


  • alperz  (10.06.23 08:47:53) 
Vestel kullanıyoruz, memnunuz.


  • giovanne  (10.06.23 13:54:52) 
Açıkçası bu şekilde önyargılı olduğun sürece yukarıdaki cevapların hiçbiri seni tahmin etmeyecektir.

Vestel'e karşı bende bir güvensizlik var. Lakin ailemin evinde bulunan Vestel marka bir derin dondurucu 10 yıldan fazladır sorunsuz çalışmakta. Fakat yinede Vestel almak konusunda cekimserim.

Arçelik Beko grubu yerli marka olup Beko Avrupa pazarında yer almakta. Ürünleri kalitesiz olsa Avrupa pazarında yer almasının mümkün olmadığını düşünerek bana güven vermekte.

Bosch Siemens Profilo grubu (BSH) hepsi aynı Tekirdağ Çerkezköy de bulunan fabrikalarında üretilmekte.

Yine ailemin 20 yıldan fazla kullandığı Bosch çamaşır makinesi Almanya üretimi olması sebeiyle deyim yerindeyse taş gibi bir makineydi. Ülkemizdeki satılan modellerin Almanya'dan geldiğini düşünmüyorum.

Bu konudaki kararını öncelikle bütçe belirleyerek vermen sonrasın marka seçimi yapabilirsin.
  • kaiserr76  (11.06.23 12:03:35) 
Yerli al da ne alırsan al. Beyaz eşya konusunda cidden iyiyiz.

"Beko bir dünya markası :)"
  • halitkin  (11.06.23 14:48:18) 
[]

Kasko parça bekleme süresi

Bir duyuru daha açmıştım kasko onayı uzadı diye, onay 4 ocakta geldi, 2 hafta olmasına rağmen araba hazır değil. Çok bir işi de yok, far ve direksiyon power'ı bekliyorlarmıș. Fransa'dan geliyormuş parça falan dedi c4 için. Doğru mudur? Normal mi bu süre?




 
normal abi, tedarik zincirinde hala ciddi aksamalar var.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (18.01.23 20:04:08) 
Bende de c4 var kazaya karıştı dosya artırdık kaskodan halen haber gelmedi

Sorgulamayı nasıl nereden yaptınız acaba?
  • horizon  (18.01.23 23:29:02) 
Normal şu an, tedarik zinciri problemi bu yıl da devam edecek.


  • halitkin  (19.01.23 00:08:21) 
Tek bir far için beni 42 gün beklettiler. Tedarik zinciri probleminden öncede o grupta böyle parça sorunları vardı. Şimdi daha da arttı. Bıktığım için sattım kurtuldum.


  • nhtzmc  (19.01.23 08:11:38) 
[]

Ankara ayazında dışarıda basketbol oynanır mı?

6 yıla yakın evde düzenli olarak sürdürdüğüm (haftada 3) spor rutinim, 5-6 aydır sabahları güne erken başlamamla bitti. Akşam en erken 6 gibi geliyorum, aç geldiğim için yemek yemem gerekiyor, yemekten sonra 1-2 saat ara vereyim sindireyim desem akşam 10 oluyor, komşulara ses gidecek diye spor yapamıyorum o saatten sonra. Zaten uykum gelmiş oluyor erken kalktığım için.

Bizim evin çok yakınına yeni bir millet bahçesi yapılmışken acaba dedim böyle 9-10 arası gidip basket mi oynasam arada? Yağış olmadığı sürece çok sorun olur mu sizce? Mesela şu an 1 derece gözüküyor.

www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr

Bu tarz bir şeyler giysem vs. nasıl olur acaba? Yapan var mı hiç?

 
hocam mesela 3e3 olsa bi maç yaparsın nabzın yükselir ısınırsın fakat tek kişi çıkınca ritmi yakalayamıyorsun olmuyor


  • freebird5406_2  (13.01.23 21:52:02) 
Direkt ankara ozelinde bilmiyorum ancak sogukta tek basina da basket iyi oynanir bence. Zamaninda soguk havalarda tek basima cok oynadim. Surekli top kovaladigin icin eger istekliysen cok daha fazla enerji bile sarfedebilirsin.


  • j r r tolkien hayrani  (13.01.23 21:59:30) 
Basketbol biraz verimsiz oluyor. Atış yaptın diyelim. Top bir yere gitti. Onu almaya gidiyorsun. Boş boş koşmuş oluyorsun. Soğukta eller donuyor. Eldivenle de topu tutamazsın. Denemek bedava. Zarar gelmez.


  • dissendium  (13.01.23 22:02:51) 
Donarsın bence basket ankara iklimine kış ayında dışarısı için uygun değil


  • photo85  (13.01.23 22:04:29) 
Biz maç yapıyoz bazen de tek başına zor olabilir cidden.

Şort + tişört + polar kombinasyonu sıcak tutuyor.
  • plutongezegendegilmi  (13.01.23 22:24:04) 
sweater'le her daim oynanır aslında. Lisede hep yaptığımız işti. Fakat bir gün kimsenin okuldan bile dışarı çıkmadığı kantinde takıldığı bir ankara ayazında yerde buz varken 3 arkadaş gaza gelip topu kapıp şut atmaya çıkmıştık. Eli ısıtınca o havada bile oynanmıştı. her şeyi normal sanıyorduk. Oyun bitti içeri girelim dedik. Okulun camlı 1 ton ağırlığındaki demir kapısı açıldı, içeriden sıcak bir hava geldi. İçeri girdim ve ciğerlerime binlerce jiletle kesi atılıyor gibi hissettim. Bir daha öyle havada oynamadım. Çok gaza gelmeden denemek, kendini test etmek lazım.


  • sparkle kiddle  (14.01.23 10:54:13) 
[]

Günde 4-5 paket sigara içmek

50 yaşında erkek kişisi, diyelim 30 yıldır sigara içiyor ama son 10 yıldır artan şekilde, şu sıralar 4-5 pakete çıkmış. Mevcut durumda hiçbir sağlık sorunu olmadığını varsayalım, böyle devam ederse 60'ı görmesi şans olur diyebilir miyiz?




 
elbette diyebiliriz. mevcut durumuna bile yine iyi gelmiş.


  • zgrydn  (08.01.23 21:02:49) 
Kaygısız bir tipse birşey olmama ihtimali de var elbet.


  • apocalipy  (08.01.23 22:04:56) 
günde 4-5 paket çok fazla.


  • durbidakka  (08.01.23 22:08:31) 
Örnek olsun diye yazmıyorum ancak benim dedem de böyleydi, birini söndürmeden diğerini yakardı, 99 yaşını gördü.


  • mirty  (09.01.23 00:04:04) 
günde 8 saat uyku, yemek vs.. olsa kalıyor 16 saat.
16*60=960 dakika
5 paket sigara=100 dal sigara

her 10 dakikada 1 bir sigara demek bu. 5 dakika da sigara içme süresi.
günde dumansız çektiği dakika sayısı 460.

bence şu anda bilmediği bir kaç tane damar tıkanıklığı, akciğerlerde de bazı sorunları vardır.
  • teritori  (09.01.23 01:23:56) 
Rahmetli babam da 3 paket falan icerdi. Burada anahtar kelime 'rahmetli'.


  • sopiro  (09.01.23 05:45:58) 
Bu anlattığınızın aynısı babamdı. 86 yaşına kadar yaşadı.not: 80 yaşında sigarayı bıraktı


  • sta  (09.01.23 08:38:03 ~ 08:38:35) 
[]

Makale kabulu sonrası minör revizyon

Sosyal bilimler alanında ssci'da taranan bir dergiye makale yollamıştım, ilk kez böyle bir dergiye makale yolladım o yüzden süreci tam olarak bilmiyorum, fikrinizi almak istedim.

- İlk olarak revizyon geldi. Ciddi bir itiraz yoktu, iki hakem de genel olarak beğenmişti. Sistemde revision required diye görünüyordu, düzeltip sistemden yükledim makaleyi. Hiçbir sorun yok.

- Sonra tekrar hakemlere gitti. Bugün kabul sonucu geldi.

Şimdi, bir sorun var. Bana kabul haberini veren baş editör şöyle bir mail atmış:

"Our referees have now considered your paper and have recommended publication in .(DERGİ X). . We are pleased to accept your paper in its current form which will now be forwarded to the publisher for copy editing and typesetting. The reviewer comments are included at the bottom of this letter.

You will receive proofs for checking, and instructions for transfer of copyright in due course.

The publisher also requests that proofs are checked and returned within 48 hours of receipt.

Thank you for your contribution to .... and we look forward to receiving further submissions from you.


Sincerely,
Dr. ...
Editor in Chief, ...."

Mailin devamında iki hakemin ve associate editörün yorumları var. 2. hakem "makale yayına hazır" demiş, sorun yok.

1. hakem "Lines from (SATIR X) to (SATIR Y) at p. (SAYFA Z) repeat concepts (almost wordly) already presented in the previous parts. I suggest to have a look and revise carefully." demiş, ayrıca bir tane makaleye bakmamı önermiş.

Associate editor ise "Thank you for engaging with the reviewers' comments and updating your paper. There are some small issues one reviewer would like you to address, please consider these." demiş.

Sistemde ise makale için "accepted" görünüyor. Yani sisteme yeni bir dosya yükleyemiyorum.

Normalde ulusal dergilerde bu durumlarda da kabul vermeyip revizyon veriyorlar, ufak değişiklikleri yapıp yüklüyorum sisteme. Ama sistemde kabul verildiği için arada kaldım. 1. hakem ve associate editör ufak değişiklikleri yap demiş, baş editör "We are pleased to accept your paper in its current form which will now be forwarded to the publisher for copy editing and typesetting." demiş. Ben şimdi bu ufak tefek değişiklikleri yapmalı mıyım sizce?

Benim yorumum, Baş editör baktı 1. hakemin dediği şeylere, çok ciddi bulmadı ve bu haliyle kabul etti, değiştirmeme gerek yok.

Arkadaşımın yorumu, "süreç hızlansın diye sistemde kabul işaretlemişlerdir, sen düzeltmeyi yapıp maile yanıt olarak yaz". Bana bu pek mantıklı gelmedi. Sistemden almadıkları makaleyi nasıl yayımlayacaklar? Adam zaten publisher'a yolluyorum falan demiş. Yanlış mı yorumluyorum?

 
Sizin dediğiniz doğru. Ufak tefek şeyleri proof aşamasında halledebilirsiniz. İçinize sinmeyen bir kısım varsa, düzeltip editöre yollayabilirsiniz. Çok büyük değişiklik yapmadığınız sürece sorun olmaz. Cosmic'in dediği maili atarsanız netleşir zaten. Benden de tebrikler <3


  • evrim halkasi  (05.01.23 23:04:02) 
maili attım. bu sayede teşekkür de etmiş oldum baş editöre, iyi oldu. çok teşekkür ediyorum ikinize de :)


  • signore  (05.01.23 23:12:16 ~ 23:14:37) 
ssci makale olduğu için ben de bir soru sormak istiyorum hocam. Makaleyi gönderdikten sonraki süreç ne kadar sürdü


  • JusticeBooster  (06.01.23 00:38:12) 
@JusticeBooster 15 Nisan'da gönderdim, 27 Ekim'de düzeltme geldi, 28 Kasım'da düzeltilmiş halini yükledim, 5 Ocak'ta kabul geldi. Toplam 9 ay sürmüş neredeyse.


  • signore  (06.01.23 00:43:34) 
Dediğimiz gibiymiș.

"Nope, all done. Good work!
I look forward to seeing it published,
Dr...."
  • signore  (06.01.23 20:58:21) 
[]

Kaza sonrası kaskodan onay süresi

Ayın 18'inde kaza oldu, 19'unda özel servise aracı bıraktım ve aynı gün ikame araç geldi. Bugün ikame aracın süresi doluyor halen sigorta şirketinden onay çıkmamış, tamire başlayamıyorlar. Kaza tek taraflı, duvara çarptım, far ve çamurluk değişecek. 23'unde sigorta yetkilisi olay yerine falan gitti, servisi arayıp başlamayın demişler gitmeden önce. Bu kadar gecikme normal mi sizce? İlk xefa kaskodan yararlanıyorum.




 
Tek taraflı ve direkt duvara vurma olduğu için şüpheli olay falan diye incelemeye almış olabilirler, sigorta şirketini bir ara görüş derim.


  • roket adam  (26.12.22 10:46:42) 
yıl sonu yoğunluğunu da dikkate alın. bence normal ama öncelikli olarak roket adamın dediği gibi incelemeye alınması daha muhtemel.


  • erty_ksk  (26.12.22 10:50:29) 
''Kaza tek taraflı, duvara çarptım, far ve çamurluk değişecek''

Noktasına virgülüne kadar aynı süreci yaşadık, peder çarpmıştı.

bizim kaskonun verdiği ikame araç dandikti, süresi dolunca ekspertiz bitti, parça beklemeye başladık, servis parçaların geç geleceğini anlayınca mağdur etmemek için premium ikame araç verdi. iyi niyetten yaptı, yapmasa yapmazdı.

süreç malesef tedarik sürecinden dolayı uzuyor, kafanızda başka sebepler kurup huzursuz olmayın.

ortalama 2 hafta expertiz, 1,5 ay da servis sürdü.
  • onemoremile  (26.12.22 10:55:38) 
[]

Ankara'da çalışmalık kafe?

Yarın gidip iki kişilik bir masada çalışabileceğimiz nispeten sessiz neresi olabilir?




 
Black fish cafe- Kara balık. Kocatepe tarafında.


  • Amaranta ursula  (03.09.22 21:47:36) 
Coffee Rost.


  • gallienus  (04.09.22 11:22:17) 
[]

Garsona rezil olmuş muyumdur?

Dün iș çıkışı bir şeyler yiyip içelim dedik kız arkadaşımla. Ortak bir şeyler aldık ortada 2 tabak olarak fast food yemekler, 2 tabak da önümüzde boş, oradan alıp yiyoruz, yanında da bira içiyoruz bar tarzı bir yer ama genelde yemek de yeniyor yani.

Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ediyorum. Çok az yemek kalmışken telefonum çaldı bir arkadaş aradı lafa tuttu yiyemedim. Ortadaki tabakların birinde 2 tane kajun, diğerindeyse 2 tane parmak patates kalmış. O zaman sayıları bilmiyorum. 10 dk falan telefonla konuştuğum için kaldı onlar ama yiyeceğim yani kapatınca. Neyse garson geldi baktım hamle yaptı, devam ediyorum dedim ama sadece patates tabağına hamle yapmış adam. Kajunlar büyüktü ama patatesler klasik 2 parmak patates kalmış. Ben de bi yandan telefonla konuşmanın gerginliği vs. devam ediyorum falan dedim sonra baktım 2 tane kalkış elimle alıp patatesleri kajunların yanına attım. Telefonu kapatınca da gömdüm bunları.

Şimdi benim asıl derdim kajunlardı. Adam hamle yapınca tüm tabakları alacak sandım. Patateslerin de 2 tane olduğunu bilmiyordum. Temel olarak kajunları ve 2'den fazla olduğunu düşündüğüm patatesleri korumak için düştüğüm durum: 2 patates için "devam ediyorum" demek. Rezil oldum hissine kapıldım da yaptığım yanlış bir şey mi? Tabak tamamen boş olmadığı sürece sormadan alması yanlış değil mi?

 
yok agacım, oyna devam.


  • teritori  (24.08.22 09:00:47) 
Rezil olmak ve karışıklık yaşamak çok farklı şeyler. Rezil olmamışsınız, ufak bir karışıklık olmuş. 1dk sonra garsonun sizle ilgili hiçbir şeyi hatırladığını sanmıyorum. Rezillik için çıta çook daha yüksekte. Düşünmeyin bu kadar.


  • akhenaten  (24.08.22 09:24:47) 
bunun tanımı Allah başka dert vermesin rezil olması

10 dk tel konuşurken arkadaşın ne yapıyodu bence bu daha önemli bir nokta
  • bir soru sorcam  (24.08.22 09:47:26) 
Rezil olunacak bir durum yok da 10 dakika boyunca konuştuğunuz için garson bıraktığınızı düşünmüş olabilir.
Ben telefon meselesine takıldım. Çok önemli bir konuysa tamam ancak sıradan bir sohbetse yedikten sonra da tekrar konuşulabilirdi.
Garson napsın, o da hızlı çalışmak zorunda.
  • pro9it9is9  (24.08.22 09:52:59) 
Yaptığın hareketler Kimsenin zannettiğin kadar umrunda değil emin ol


  • mevsimler  (24.08.22 11:00:08) 
boş boş oturup, kalabalık içinde masayı lüzumsuzca işgal etmediğiniz sürece, istediğiniz kadar telefonda konuşup önünüzdeki yemeği istediğiniz kadar uzun sürede yiyebilirsiniz.

vücut dilinizden bitirdiğinizi sanmış sadece.
normalde zaten içinde bir parça bile yiyecek olan bir tabağı alırken sorması ya da kaş gözle iletişim kurması gerekir.
kalabalık bir günse hemen alması gerektiğini düşünmüş olabilir.

burada mesele garsonun mutfağa tabak yetiştirmesinden ziyade, müşterinin önünde bitmiş yemeğin tabağını tutmamak gerekmesiyle ilgili.

sorun yok yani, rahat olun.
  • blatta hiberna  (24.08.22 11:12:18 ~ 11:12:52) 
bunu bu kadar kafaya takıyorsan yolun açık olsun.


  • mikahakkinen  (24.08.22 11:25:07) 
Abi bu kafaya takılır mı ya salla gitsin


  • uvcray  (24.08.22 12:11:28) 
garsonun tavrından çok bu olayı senin neden bu kadar önemsediğin-gündelik hayatında da başka insanların sana karşı bakışını, düşüncelerine bu kadar önem verip vermediğini araştırmalısın.


  • orpheus  (24.08.22 12:34:19) 
orpheus +1 garsonun düşüncesinin hiçbir önemi yok ama bu paylaştığınız olay sizin bakış açınızla alakalı bize ipucu veriyor.


  • montreal  (25.08.22 10:55:18) 
[]

Bu koşullarda ev almak saçma değil mi?

Seneye evlenmeyi düşünüyorum, yavaştan bir ev kiralayıp eşyaları almaya başlayayım dedim. Kamuda çalıştığım için ocakta seçim nedeniyle tüik enflasyonunun ciddi bir oranda üzerinde zam alacağımı düşünüyorum, biraz borçlanayım dedim. 350bin piyasası olan bir arabam var araba ihtiyacım yok. Şimdiki gelir 16-17 bin civarı. Tutmak istediğim evler 5-6 bin arası. Kız arkadaşım da benim civarında kazanıyor.

Aileme söyledim olumlu baktılar önce ama sonra dediler konut kredisine girsen daha iyi olmaz mı. Kredi muslukları zaten kısılmış kamu bankaları çok az kredi veriyor, özel bankalar da yüksek faizle veriyor. Benim birikimim 160bin civarı ama aylık 2500 de sabit ödemem var. 1.2-1.3m'den aşağı içe sinen ev yok. "İlla evim olsun" evleri bile 850k. En kötü aylık ödeme 10bin civarı olacak ve elimde avucumda olan tüm birikim gitmiş olacak, eşyalar evlilik vs. zora girecek.

Bana çok mantıksız geliyor. Anne baba boşandı ama babamdan sırf bana kalacak miras 10 milyonun üzerindedir. Annede de ev var arsa var, 2'ye bölünecek. Kız arkadaşımın ailesinin durumu da kötü değil, bir şeyler kalır. Ayrıca çocuk da yapmayacağız yani çocuk olsa da bir şey fark etmez bu durumda ama yine de önemli bir faktör bence. Garip bir takıntı var anlamıyorum kiraya giden para boşa gidiyor sanki, istemediğim yerden ev alsam elime ne geçecek 50 60 yaşında 3 yerine 4 evim olsa ne olacak bunun için gençliğimde aşırı zorluk çekmenin ne anlamı var aklım almıyor gerçekten. Geçmişe baktığımızda yüksek enflasyon nedenigle konut kredisi çekenlerin hepsi karlı çıktı ama bunun devam edeceği de garanti değil. Dolar bazında konut fiyatları aşırı yükseldi. Öyle olsa bile önümüzdeki 2 yılım mahvolacak. Haksız mıyım?

 
Şu anda ev alırsanız ev size ait olacak, evlendikten sonra alırsanız eşinizle ortak olacak. O detayı gözden kaçırmayın derim.
Alacağınız evin oturacağınız ev olması da mecburi değil, bütçeniz oturacağınız eve yetmiyorsa yatırımlık ev alıp 5-6 yıl sonra onu satıp oturacağınız evi almak da bir seçenek.

Hem konut piyasası hem Türkiye'nin ekonomik durumu o kadar ilginç bir hal aldı ki bence kimse kesin bir şekilde ev almak doğrudur veya yanlıştır diyemez. Size hangisi doğru geliyorsa o şekilde yapın gitsin.

Bir sene önceden ev kirası ödemeye başlamayı düşünmeniz bana garip geldi, ben olsam o kadar aceleci olmazdım. Burada bahsettiğimiz para boşa gidecek 72 bin lira.
  • michael_knight  (17.08.22 13:06:45) 
evi şimdiden ortak alabilirsiniz
aylık ödeme yükü düşük olur

  • bir soru sorcam  (17.08.22 13:41:23) 
Aileden miras kalacaksa ev alıp borç ödemek bana da mantıksız geliyor. Maaşınızın neredeyse tamamını kredi olarak ödeyecekmişsiniz bir de. Hiç gerek yok.


  • ruhen hastayim ben  (17.08.22 13:47:08) 
Haklısınız. Ayrıca evliliğin ilk yılından böyle büyük borca girmek eşinizle ilişkinizi de etkiler. Kimse ilk yıllardan böyle borca girmek hem de kenarda iyi bir birikim yokken.


  • GoodMorningTeacher  (17.08.22 13:57:54) 
Ben sizin yerinizde olsam altın döviz vs. Birikim yapmaya devam ederdim seneye ev alacakmışım gibi.
Neden şu an ev almıyorum, birincisi şu aşamadan sonra yükselme trendinin devam edeceğini düşünmüyorum artık belli bir süre. İkincisi henüz evli değilsiniz ve evli değilken eve girmek bir şekilde sizi kasar diye düşünüyorum.

Hiç ev almamak ve mirası beklemekse bence akıllıca değil, o zaman mirası hak edene kadar boş yere kira vereceksiniz yıllarca. Hem dediğiniz gibi, bir iki sene sonra borcunuz enflasyona yenik düşüyor, ülkemizde de enflasyon hiç bir zaman düşmeyeceğine göre yatırım akıllıca olur diye düşünüyorum.
  • va  (17.08.22 14:03:15) 
Anlattığınız koşullara göre bence de ev almanız gereksiz görünüyor. Kiraya verilen para da boşa gider görüşüne katılmıyorum, o paraya özgürlük satın almış oluyorsunuz. Herkes için olmayabilir ama sizin durumunuzda gayet mantıklı bir alışveriş. Hayat boyu karın tokluğuna yaşayıp öldüğünüzde bir ton maddiyat bıraktığınız için kimse madalya vermeyecek sonuçta.


  • mikro patlama  (17.08.22 17:06:16) 
Ev almak hiçbir zaman saçma değil. İnsanın hayattaki birkaç gerçek derdinden biridir barınmak. Başkası ucuza aldı, ben pahalıya alıyorum diye düşünmeye gerek yok. Bunlar her zaman değişir. Eskiden işçi emeklisi ev yaptırıyordu. Bugün kendine zenginim diyen birçok kişi bunu yapamaz. Sonuca odaklanmak lazım. Eşinizde yarı yarıya ödeyip ev alabilirsiniz.


  • dissendium  (17.08.22 17:28:17) 
Ev durduğu yerde değerleniyor. 850 bin tl ye almadığım ev şu an 2 400 0000 TL oldu. Bu parayı hiçbir yatırım aracı vermiyor.

Ayrıca finansal stabilizasyon açısından bir güven sağlıyor. Memur değilsen işten çıkma durumu sonrasında iş bulamayabilirsin. Bunun örnekleri çok. Toplam 35k civarı bir gelir varsa ev almayı düşünmek gayet mantıklı. 4 yılda bir eviniz olur.
  • OrangeYellow  (17.08.22 17:42:44) 
bahsettiğiniz koşullar + ülkede konut fiyatlarının reel olarak çok yukarıda olması nedeniyle ben de sizin yerinizde olsam ev almazdım. en azından evlenip bi 2-3 sene önümü görmeye çalışırdım.

belki bu 2-3 sene içinde boşanma olacak, belki başka bir ile veya ülkeye taşınma durumu olacak. hayatınızı bir eve bağlamanın anlamlı görünmüyor bu durumda.

bunu mevcutta 2 tane konut kredisi ödeyen birisi olarak söylüyorum.
  • nuisance  (17.08.22 18:16:37) 
babandan 10 milyonun uzerinde miras kalacak yazmissin.
neden bunlari dusunuyorsun anlamadim. babanla aran mi iyi degil, cimri bir insan mi?
yani benim babamda bana kalacak bi 10 milyon olsaydi su an ev, araba, sirket ne istersem almisti coktan. benden sakinmazdi tabii ki.

neden teklif etmedi ev almayi pesin parayla anlamadim, konuyu da acmissin.

bunun haricinde kiraya verilen para bosa giden bi para degil ama kiralar haddinden fazla g3reksizce yukseldiginden artik evet bosa veriliyor bence de. birilerinin hayatini kolaylastiriyorsun sadece. ederinin ustu isteniyor cunku artik. o yuzden haklisin bosa gittigini dusunmekte. ama bu gelirle ev alinmaz yani alinir da baska harcaman olmamali. ya evliligi ertele ya bosver o dusunceleri kiraya cik.
  • Kittie  (17.08.22 18:39:00) 
Ekonomik koşullardan bağımsız olarak söylüyorum. Beraber yaşayacağınız ev ile ilgili beklentileriniz beraber yaşamaya başkayınca şekillenir. İhtiyaçlarınız, yaşam alışkanlıklarınız, eşya istekleriniz vs. Dolayısıyla evlenip önce kiraya çıkmak. Bir iki sene isteklerinizi belirleyip bu sırada para biriktirmek. Birikirken de değer kaybetmesin diye döviz, altın vs yatırım yapıp 1-2 sene sonra beraber oturmak isteyeceğiniz semtte ve tipte ev almak en doğrusu bence.


  • Ruprect  (17.08.22 19:07:28) 
[]

Başkalarının eleştirilerini filtresiz ileten iş arkadaşı

1 yıl boyunca tek başına çalışmış biri var, X diyelim. Aynı pozisyona 3 kişi daha geliyor, X bunlara işi öğretiyor vs ama gelmeleri hoşuna da gitmiyor. Bu X sürekli olarak iș yerindeki diğer birimlerden sözde kendisine gelen eleştirileri dedikoduları bu yeni gelen 3 kişiye iletiyor. Sizin hakkınızda şöyle diyorlar, ben sizi korudum ama... Şunlar senin hakkında şöyle dedi vs vs.

Sonra bunu biraz farklı bir yere alıyorlar geçici olarak. X gelip diğerlerine diyor ki "bana diyorlar ki sen gittikten sonra orası çok kötü oldu işlemiyor". Böyle bir şey söylenir mi ya? Gerçekten bu dedikleri olsa bile bunlar söylenecek şeyler değil. Kendini yüceltmek için, yenilerin moralini bozmak ve diğer birimdekilerle aralarını bozmak için ya uydurduğu ya da bire bin kattığını düşünüyorum. Sizce?

Çok detay veremedim kusura bakmayın.

 
Bu nedir abi çocuk gibi. Aşırı ezik bir karakter. Muhatap olma. Günaydın, günaydın. O kadar. Ona bile gerek yok da neyse. Devam ederse günaydını da kes.


  • himmet dayi  (09.08.22 08:59:57) 
Bilmiyorum başka yerlerde de var mı ama bire bin katma olayı bizim insanlarda çok yaygın. Yapıyordur yani... Özellikle birilerine gidip sana şöyle dediler de ben de savundum diyen insan çok klasik bir model tam buna uygun bir davranış olur abartmak.

Etrafındaki kişiler olayı ciddiye aldıkça bu kişiler gaza geliyor. En iyisi hiç prim vermemek. Ne yazık ki olay özellikle kendisiyle ilgiliyse insanlar bunu yapmakta zorlanıyor ama, birinden biri patlıyor sonra uğraş dur. İnsanlar böyle ne yazık ki...

Duyduğum, gördüğüm bir şeyi unutmam çok zaman alıyor. O yüzden böyle durumlarda araya girip o hayal silsilesini dağıtıp birebir olayı anlatıp doğal zemine çekiyorum ben konuşmayı. Hem çılgın atan kişinin insanlardaki kredisi düşüyor hem de ortada nefret ettiğim saçma sapan dalaşmaları görmem gerekmiyor. Bana da bir zararı olmadı hiç, genelde insanlar benden ne duyuyorsa ona inanıyor böyle durumlarda, işime geliyor.

Ekip çalışması çok zor gerçekten, yalnız çalışmak da ayrı zor. Hayat zor :D
  • akhenaten  (09.08.22 10:04:23) 
Zayıf karakterler bunu yapıyor. Aslında iş kanununa göre bu işveren tarafından haklı fesih sebebi ama tabi dedikodu için kimse pek uğraşmaz şu aşamada. Ben çıkıntı bir karakterim; bana bir daha laf taşıma der o kişilere de bunun sürekli taşıdığını aleni olarak söylerdim. Ha ortam bozulurdu ama bundan daha net olurdu; ben direnirdim. Genelde laf taşıyanların özgüveni düşüktür ve çatışma ortamından kaçarlar; ortada şak diye ifşa etseniz sesi kesilir hatta istifa bile edebilir.


  • titanic kemancısı  (09.08.22 10:32:48) 
[]

Yakın zamanda İngiltere vizesi alan oldu mu?

10 haziran'da 6 aylık standard visitor visa'ya başvurdum, 7 hafta geçti halen ses seda yok. Türkiye'de bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisiyim araştırma için gidecektim yaz bitti neredeyse. Karşı taraftan kabul, buradan görevlendirme vs. her şey tamam. Belge eksik falan deyip belge de istemediler, başvurduğum günden beri ekteki gibi görünüyor takip ettiğimde. Anlamadım gerçekten. Nisan-mayıs gibi başvuran arkadaşlara 4 ya da 5 haftada çıktı. Hatta benden 10 gün sonra başvuran bir arkadaşa da 4 haftada çıktı gitti. Onlardan tek farkım daha önce yurt dışına çıkmamış olmam. Bu kadar fark eder mi? Yakın zamanda alan olduysa ne kadar sürede çıktı?




 
"Visit visas, including standard visitor visa applications, are currently taking on average 7 weeks to process, however some applications might take longer."

muhtemelen bu h içi alırsın
  • avatar is back  (01.08.22 18:27:47) 
Yakinda gelir bence de. Beklemekten baska care yok ne yazik ki


  • icim urperiyor  (01.08.22 19:17:08) 
[]

Apartman girişinde sürekli oturan komşular

4-5 yıl önce ufak tefek başlayan bir durum özellikle son 2 yılda benim için katlanılmaz bir hal aldı. Apartmanın girişi sosyalleşme mekanına çevrildi ve bizim apartmanda oturanlar ve kısmen yan apartmandakiler sürekli burada. Oturma yeri yaptılar, orta sehpa gibi bir şey var, üstü kapattılar güneşten etkilenmiyorlar vs. Abartıyor muyum diye sormak istedim. Veriler:

1. Nisan ayından kasım ayına kadar olan bir süreden bahsediyorum. İstisnasız her gün böyle.

2. Sabah 10 gibi başlıyor akşam 21.30-22.00'a kadar.

3. Toplamda 20 kişi falan kullanıyor ama ortalama 4-5-6 kişi falan oluyor. Kalabalık zamanlarda 10-15 oluyor ayaktakilerle birlikte, genelde akşam 6-7 gibi daha yoğun.

4. 4-5 yıl önce tek tük oturarak başladı şimdi epeyce yerleştiler, çay çekirdek vs. hatta yemek hazırlıklarını bile orada yapıyorlar. fasulye ayıklamak gibi. Çoğu 40-70 yaş arası kadın ama erkekler de oluyor özellikle akşam saatleri.

5. Benim hiçbiriyle sorunum yok, hepsine selam veririm. Erkeklerle ufak tefek ayaküstü muhabbete de giriyorum bazen ama 1-2 dakikayı geçmiyor. Annem arada akşamları 30-40 dk gider oturur ama demirbaşlardan değil zaten çalıştığı için çok gidemez. Ben laf edince "yazık napsınlar sıkılıyorlar evde" falan der.

6. Muhafazakar bir çevre değil zaten aleviler genellikle ama orta-alt gelir seviyesinin olduğu bir yer. Etrafta diğer apartmanlarda bunun eşi benzeri yok bu arada.

Şimdi veriler bunlar. Ben genelde sabah 8 gibi çıkıp akşam 6-7 gibi geliyorum. Sabah görmüyorum ama akşam ve haftasonları ya da geç çıktığım günler sürekli her giriş çıkışta görüp selam vermek, onların orada oturması rahatsız ediyor. Askerden izne çıkan er gibi hissediyorum. Poşetine bakarlar elindekine bakarlar arkadaş gelir ona bakarlar arabayı park edersin ona bir şey derler takım elbise giyersin bakarlar, farklı bir şey taşırsın soru sorarlar. Evden dışarı çıkarken kapıda birileri vardır diye ertelediğim falan oluyor ya. Gece dönünce mutlu oluyorum kapı girişi boş oluyor çünkü. İntrovert bir insanım sosyal fobi de vardır muhtemelen ama günlük hayatımda hiçbir sorun yaşamayan işinde gücünde biri olarak her giriş çıkışımda strese giriyorum. Abartılı mı sizce bu kadar gerilmem?

 
Gerilmen çok normal. Dediğin apartman kariyerli olmayan insanların yaşadığu bir aile apartmanı gibi görünüyor.


  • OrangeYellow  (14.07.22 15:19:32) 
rahatsiz edici bir durum. ama onlara daha iyi bir alternatif sunmadan kurtulman pek mumkun degil gibi.


  • lemmiwinks  (14.07.22 15:24:19) 
Az bile gerilmişsin. Hangi insan sabah akşam evinin girişinde 10 kişi görmek ister ki. Ben olsam çoktan çıkmıştım o evden.


  • dissendium  (14.07.22 15:27:00) 
Bundan ben de rahatsız olurum fakat denebilecek bir şey de yok


  • freebird5406_2  (14.07.22 15:28:02) 
anliyorum, köy yeri gibi olmus. bi zararlari yoksa kafana takma, birak baksinlar. sorarlarsa sanane de gec.


  • Ley  (14.07.22 15:49:45) 
Sesten rahatsız oluyorsun sandım başta. Bence sıkıntı yok selam ver geç. Ben hiç takmam.


  • adwokat  (14.07.22 15:58:35) 
Ben de aynı durumu yaşamıştım.oldukca sinir bozucu ve gerici, aynı şekilde bazen bilerek evden çıkmıyordum. Bir kaç yıl öyle gitmişti sonra rahatsız olanlar oldu yönetici de bu rahatsız olan gruptan olduğu için çardagi kaldırmıştı kurtulmuştum.


  • wilhelmwasmuss  (14.07.22 16:05:29) 
Kulaklık tak, telefonla konuşuyormuş ve acelen varmış gibi gir çık.


  • not dark yet  (14.07.22 17:03:34) 
Abartili, okuduk okuduk sonunda ses rahatsizlik gibi uzun sureli bir sonuc bekledim ama yok 10 saniye gecmek icinse bu kadar dusunmen hatta yazman oldukca garip buldugumu soyleyebilirim.
Benimde apartman girisim kamelyaya bakiyor, insanlarla selamlasip geciyorum, aklima bile gelmezdi boyle bir dusunce.

  • eja  (14.07.22 18:39:33) 
Gürültü yapmıyorlarsa sorun yok bence. Üstelik selam veriyorum annemde bazen oturuyor diyorsunuz demekki zararlı insanlar değiller. Sadece siz sürekli görmek istemediğiniz için sorun etmişsiniz sanırım. Dışarıda sosyalleşecek durumları yok demekki, keyif alıyorlar bundan. Saygı sınırlarını koruyorlarsa sorun etmezdim ben olsam.


  • meraklitursucu  (14.07.22 21:34:05) 
Bende sevmem.Millet dedikodu için malzeme ariyor


  • essoist  (15.07.22 11:59:12) 
[]

Doktorlar ve sağlık çalışanları, Crocs'un kaç tanesi makbuldür?

Kız arkadaşım asistan doktor, doğum günü hediyesi bakıyorum da Crocs mu alsam dedim işine yarar epey. Kendisinde bir tane var ama her gün her gün giyilir mi? Sizde kaç tane var? İyi bir hediye olur mu? Olur diyenler için de ikinci soru, kız arkadaşımın crocsu lacivert, hangi renk alayım? Genelde scrubs giyiyor koyu renk.




 
saglik calisani degilim ama crocs almaya kararliysaniz "literide" tabanliya bakin.


  • 65 derece  (06.07.22 10:41:15) 
Koyu renk giyiyorsa yine koyu renk alabilirsiniz bence açık renk sırıtır. Crocs üzerine böyle pin’ler satılıyor, asistanlar onları terliğin üzerine yapıştırıyor, onlardan da alın manalı, sizden geldiği belli olan :)


  • damba  (06.07.22 13:05:16) 
Benim asistan arkadaşlarımın birden fazla var bu arada,


  • damba  (06.07.22 13:05:47) 
doğumgünü hediyesi olarak mevcutta sahip olduğu bir şeyi almayın istersiniz.


  • benaslinda  (06.07.22 13:23:28) 
[]

Kaporta tamir ortalama ücret

Şu fotoğraflardaki hasar ortalama ne kadara tamir edilir? Hiçbir fikrim yok da piyasayı bilenlerden fikir almak istedim. Bir de ne kadar sürer?




 
kaput aluminyumsa değişim gerekebilir. yanılmıyorsam citroenlerde kaput aluminyumdu.


  • orpheus  (24.06.22 14:48:51) 
[]

Yetişkinken bisiklet sürmeyi öğrenen var mı?

Yaş 27, bugün itibarıyla bisiklet sürmeyi öğrenmeye başladım. 2 saat falan uğraştım beklentimin üzerine çıktım açıkçası çok korktuğum gibi gitmiyor. Ama yine de çocukken öğrenenler kadar olabilir miyim acaba diye düşünmüyor değilim. Belli bir yaştan sonra öğrenip bisikletin ustası olanlar var mı?




 
ustası mıdır bilmem ama var tanıdığım. gayet yeterli seviyede kullanıyor.


  • syozkn  (26.05.22 00:57:38) 
Kucukluk kadar olmaz ama ogrenirsin.
Bisikletin bir zorlugu yok, surmeyi bilenler ogretmeyi bilmiyor.

Ben 10 yasinda gunumun 12 saati falan bisikletle geciyordu, benim kadar ustasi olman icin o kadar saati doldurman lazim o da yetiskin halinde imkansiz zaten.
  • divit  (26.05.22 01:22:48 ~ 01:23:13) 
23-24 yasimdayken ogrendim.

Bir iki sene sonra da tura ciktim. Danimarka ve Isvec´i turladim.

Surekli kullaniyorum günlük hayatta da. Ustasi degilim elbette, bence kücük yastan ogrenenler cok daha iyi sürüyor.

Sürekli sürecekseniz, dogru bir training programiniz olsun. Ben ust bacak kaslarimi yeterince guclendirmedigim ve dizlere yuklendigim icin, o büyük turda dizlerimi sakatladim. Sonrasinda da bisiklet kullanmaya ve sehirler arasi yol yapmaya (günlük 35-40 km gibi) devam ettim. Yillarca kronik agrim oldu ve gecen hafta da dizimden ameliyat oldum.
  • buf-e kür  (26.05.22 01:26:47 ~ 01:29:21) 
Abi şöyle düşün, ben 7-8 yaşlarında öğrendim bisiklet sürmeyi çocukluk günlerimde de sürekli kullandım, bununla birlikte mesela son 20 yılda bir kere bile bisiklete binmedim ama çocukluk günlerimde beyin-motor hafızasına kodlanan bu bilgi ve kazanılan yeteneği sen yetişkinliğinde kazandığında ne kadar pratik yaparsan yap o seviyede kazanamazsın zira benim bilgilerim son 20 yıldır hep orada hiç kaybolmadan duruyor, sonrasında hiç kullanmasam da sana göre neredeyse 30 yıllık bi tecrübe avantajım var, bisiklet sürmenin de kazanılan başka yeteneklere göre böyle bir avantajı var 20 seneden sonra bugün kullansam 20 sene önce kullandığım gibi kullanabilirim nöronlarım kaslarım yine aynı şekilde çalışır aynı refleksleri gösteririm bu acayip süper bir şey. Yani sen de elbette çok iyi bisiklet sürebilirsin ama çocuklukta öğrenilen kadar olamaz. Ben de mesela araba kullanmasını 30 yaşında öğrendim, ömrümün sonuna kadar pratik yapsam 17-18 yaşında öğrenmiş biri kadar usta olamam, öyle düşün; ne kadar erken o kadar iyi :)


  • Kaleci Saçlı Forvet  (26.05.22 01:37:45 ~ 01:55:59) 
bisikleti sonradan ogrenmek ile cocukken ogrenmek arasinda cok bir fark yok bence.

Cocukken ben bisiklet ogrendigim zamanlari hatirliyorum, oyle bir saniyede ogrenmedim, 4 tekerlekli bisikletim vardi ilk, onun iki tekerini sokup, 2 tekerlekli yapinca dengede durmakta cok zorlaniyordum ilk zamanlar, pedal cevirmeden sadece kendimi ayaklarimi yere koyarak itiyordum o sekilde biraz dengede durmayi ogrendim, sonra yavas yavas pedal cevirerek sadece duz gittim, oyle oyle ayni bir yetiskinin ogrendigi gibi ogrendim yani.

demem o ki, yetiskin-cocuk diye cok ayirmaya gerek yok, bu bir process, bunu cocukkende yapabilirsiniz, yetiskinkende.

Mesela 28 yasima dek hic motorsiklet surmemistim, baya buyuk motorlu racing motorsikleti tek basima hic kimsenin yardimi olmadan, vitesli bir de, 28 yasimda 1 gunde ogrendim, 2. haftamda artik otobanda suruyordum, pratik yaptikca beyin ayni seyi tekrar etme konusunda hizlaniyor, bunun cocuklukla falan pek ilgili oldugunu sanmiyorum, gercekten dogru olsaydi ust mesajdaki arkadasin soyledigi, insanlara araba kullanmayi 7 yasinda ogretmeleri gerekirdi 18 yerine.
  • nosmoke  (26.05.22 02:50:14 ~ 02:54:12) 
Araba kullanmayı öğrenmekten kastınız ralli yapmak olmadığı gibi, bisiklet kullanmayı öğrenmekten kastınız akrobasi yapmak değilse hangi yaşta öğrendiğinizin bir önemi yok.

Ulaşım, gezi amacıyla bisiklet sürmek çok ustalık becerisi isteyen bir durum değil. Öğrenin, hiçbir eksiklik hissetmrzsiniz.
  • akhenaten  (26.05.22 05:33:39) 
öğrenmekten kastınız bisikletin üstünde devrilmeden ilerleyebilmek mi, yoksa cayır cayır kullanabilmek mi?

araba kullanmak, yüzmek, bisiklete binmek. bunlar omurilikten yapılan işlerdir. yaparken düşünmezsiniz, yani düşünmemeniz gerekir, kendiliğinden olur.

araba kullanırsınız, ama kullanırken devir yükselince vites büyütmem lazım, şimdi frene basıp yavaşlayınca vites küçültüp dönerken tekrar gaz vermem lazım falan diye düşüne düşüne yapıyorsanız siz araba kullanmıyorsunuz, sadece sürüyorsunuz. araba kullanmaktan kasıt ralli yapmak değil zaten, düşünmeden, beynini kullanmadan, omurilikten sürmek. omurilikten kullanan kişi fren yerine gaza basmaz mesela. basıyorsa bile 0,5 saniye içinde yanlış yaptığını fark edip toparlar. araba elinin kolunun parçası gibi olmuştur zira. panik anında düşünmeye gerek duymaz. ustalık budur, ralli yapmak değil.

yüzmek keza, şimdi kulacımı atayım, ayağımı aynı anda çırpayım, bu kolumu çekerken öbür kolumu uzatayım diyorsanız o yüzmek değil, su üzerinde hareket edebilmek. suyun üzerinde durmak için hebele hübele elleri kolları oynatıyorsanız, yüzmek değil, suda durmak bile yoruyorsa onun adı yüzmek değil, boğulmadan durabilmek. yüzme bilen kişi suyun üstünde sakince durabilir. durmak için çaba sarf etmez.

bisiklet de aynısı. ben de çocukluğumda öğrenemedim. üniversitedeyken bisiklet ile düşmeden ilerlemeyi öğrendim. hala da üstüne binip düşmeden ilerleyebiliyorum ama bisiklet kullanmayı öğrendiğim söylenemez. çünkü düşüne düşüne gidiyorum. şimdi gidonu kırayım, ama devrilmemek için frene mi basmalıyım, evet fren yapayım ama aynı anda pedalı çevirmeyeyim, freni bırakınca çevireyim vsvs. böyle olmaz. bu bisiklet kullanmak değil, düşmeden ilerlemek sadece. giderken çaba sarf etmemek gerekiyor. siz yürürken sol adımımı atayım, sonra onun üstüne basıp güç alırken sağ adımımı ileri atıp gücü ona vereyim diye düşünüyor musunuz? kendi kendine oluyor.

böyle bisiklet kullanılmaz ki. 1-2 km bisiklet sürünce insanın kolları ağrır mı? yorulursun bacakların ağrır ama benim gidonu kasmaktan kollarım ağrıyor. ne yaptıysam, ne kadar uğraştıysam da omurilikten yapamadım bu işi. ha düşmeden gidiyorum ama eziyet oluyor, keyifle süremiyorum. çocukken kullananlar bu işi omuriliğe bağlayıp düşünmeden kullanıyor.

çok çalışırsanız yetişkinlikte de o mertebeye ulaşabilirsiniz. ya da ayakta durmayı öğrenir öğrenmez omuriliğe bağlayan varsa onun da istisna olduğunu düşünüyorum.
  • kibritsuyu  (26.05.22 07:38:14 ~ 08:01:34) 
arkadaşım 40 yaşında öğrendi. öğrenicem dedi ve öğrendi bi kaç günde


  • euteamo  (26.05.22 07:43:23) 
yarışlara katılıp madalya peşinde koşmayacaksanız çocukken öğrenip bu bilgelik mertebesine ulaşan, biz evrenin sahiplerinden* bir farkınız olmaz :))


  • teritori  (26.05.22 08:46:03) 
tolstoy'un bisikleti

Her yaşta öğrenilir +1
  • John Bloor  (26.05.22 09:25:27) 
20 yaşında öğrendim. 49 yaşındayım düzenli şekilde istanbul trafiğinde yol bisikleti kullanıyorum.


  • lazpalle  (26.05.22 09:38:04) 
Cevapların çocuğuna katılmıyorum. Bisiklete binmek kompleks bir şey değil ki çocukluğundaki gibi öğrenemeyesin. Pedallara basınca hareket ediyor ve dengede duruyor. Tüm mevzu bu. Küçükken cesaret edemez insan belki o yüzden gözünde büyür. Hani ufak bir ipi koparıp kaçmayan yetişkin fil muhabbeti biraz. Küçükken kaçamadığı için kaçamayacağını sanıyor.


  • black mamba  (26.05.22 10:04:53) 
25 yaşındayım, 2-3 sene önce öğrendim. Tek başınıza değil de birisi yardımcı olursa daha kolay olur.

Önce birisi bisikleti tutacak, siz de ayaklarınızı havaya kaldıracaksınız sadece. Dengenin ilk aşaması.
Sonra pedallara dokunmadan kendi kendinizi yerden iterek çok kısa mesafe süreceksiniz. Yani ayakları yerden destek alıp ileriye doğru iteceksiniz kendinizi, birkaç metre ilerleyeceksiniz. Bu da dengenin bir sonraki aşaması.
Üçüncü adımda normal şekilde pedallara basarak sürmeye başlayacaksınız. Kısa kısa ilerleyeceksiniz ama zamanla mesafe artacak ve öğrenmiş olacaksınız.

Bu şekilde 22-23 yaşındayken 10-15 dakika içinde öğrendim.
  • rose parks  (26.05.22 14:34:21) 
Yetişkinlere bisiklet sürme eğitimi veren sonra da onlarla deneyim sürüşleri yapan gruplar var. Onları bir araştırın, insanların kaç taşında öğrenip sonra neler yaptıklarına inanamayacaksınız.


  • Phoebe  (26.05.22 21:33:57) 
[]

Radikal ve taraf gazeteleri arşivleri

Bu gazetelerin 2010 yılı arşivleri lazım ama internetten kaldırılmış. Fiziki de olur paralı da olur hiç fark etmez, Ankara'da bulabileceğim bir yer var mıdır?




 
Milli kütüphane?
Üniversite kütüphanelerinin de gazete arşivleri oluyor.

  • kobuzchu kiz  (06.04.22 18:13:10) 
[]

2000 Yılında İdari Yargı Sempozyum Kitabı olan var mı?

Gün içinde bu kitapta yer alan Metin Günday'ın "Yürütmenin Durdurulması Kararı ve Uygulamada Karşılaşılan Bazı Sorunlar" bildirisini edinmem gerekiyor. Okulun kütüphanesinde gözüküyor ama kitap kayıp. İstanbul Hukuk kütüphanesinde de gözüküyor. Çok şey istiyorum ama elinde olan ya da halihazırda kütüphanede olan biri fotoğraf olarak atsa aşırı mutlu olurdum. Pek umudum yok ama yine de yazıyorum.




 
Bildiriyi kullanan bazı yazılar ve tez var. Onlara e-mail gibi özelden ulaşarak isterseniz daha kolay olur sanırım.


  • Erva  (18.01.22 08:26:38) 
[]

Kitaplardan %10'a kadar fotokopi çektirmenin dayanağı

Birçok kütüphanenin kurallarında kitaplardan %10'a kadar fotokopi çekilebileceği yazıyor. Ne 5846 sayılı FSEK'te ne de 1996 tarihli WIPO Telif Hakları Anlaşmasında bunun dayanağını bulabildim. Bilen var mı tam olarak?




 
[]

Binance launchpad/launchpool

Şimdi launchpool'da dar var, launchpad'de porto var. Porto için spot cüzdanda bnb olması lazım, bu da sanırım her gün 5.30'da kontrol ediliyormuș. Gün içinde launchpool'a koyup dar alsak, gece spot'a çeksek porto için 5.30'da kontrol edildiğinde işe yarar mı?




 
24 saat üzerinden ne kadar süre hesabında tuttuğuna bakıp ona göre veriyorlar.


  • Zaman Tamircisi  (06.11.21 19:44:31) 
[]

Şu matematik sorusunun kolay bir çözüm yolu var mı?

İngiltere'de yaşayan kuzenimin sorusuymuș da bana sordular.
Lori 5x Jasmine 3y dedim, 5x-3y=73 ve kalanlar için de 2x+2y=250 denklemleriyle soruyu çözdüm, lori 280 jasmine 207 çıkıyor güzelce anlattım yöntemini ama benim kuzen 9 yaşında, bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum. Var mı kolay yolu sizce?



 
(j + 73 ) * 2 / 5
j * 2 / 3

bu ikisini toplayınca 250 ediyor işte.
buradan J bulunur. Ben olsam böyle yapardım yani.

yani küçük çocuk için x ve y olarak 2 bilinmeyen yerine sadece J'yi tek bilinmeyen olarak kullanmak daha basit olabilir.
  • fatihkkk  (06.11.21 19:07:08 ~ 19:08:00) 
O yaşta genelde bilinmeyenler için kutucuk falan kullanıyorlar.

Mesela Jasmine'in kek sayısına kutucuk çiziyor, Lori'ninkine kutucuk + 73 diyor.

X ve y yerine kutucuk ve üçgen çizerek anlatmayı deneyin bir de.

Ve kesir kullanmayıp 5x 3y yaklaşımınız doğru. Kesirde zorlanır. En azından bizim veletler öyle :D
  • invictae  (06.11.21 23:21:06) 
[]

Ağırlık kaldırmanın uyku ihtiyacına etkisi

Uykunun vücut geliştirmede önemini sormuyorum. Haftada 3 gün ağırlık çalışması yapan bir kişinin haftalık ortalama uyku ihtiyacı ile haftada 3 gün aynı sürede ağırlıksız sadece kardiyo yapan birinin ortalama uyku ihtiyacı çok fark eder mi?




 
Kişisel deneyimlerime göre kesinlikle fark ediyor.


  • msb  (19.09.21 22:44:47) 
Ağırlıklar hayatıma girdiğinden beri uyku ihtiyacım arttı. Bence de fark ediyor.


  • ruhen hastayim ben  (19.09.21 23:00:21) 
Daha fazla yorulunca daha çok uyuyası geliyor insanın. Ayrıca ağırlık çalışırken kaslardan laktik asit salınımı oluyordu sanırım, bu da uykuyu tetikliyor.


  • die so slowly  (20.09.21 02:33:30) 
Yukarıdaki arkadaşlar normalde ne kadar uyuyor bilmiyorum ama ben normalde de 8-9 saat uyurum, ağırlık kaldırınca da.
Ağırlık idmanlarina başlayınca 10 saate çıkmadı yani.
Ama belki 6 saat uyuyan birisi 8 saate çıkabilir bilmiyorum. Keşke bunu da yazsalardi.
  • dafuq  (20.09.21 08:40:47) 
[]

Dijital olarak gram gümüş nasıl alınır?

Bazı bankalarda gözüküyor ama ziraat, iş, enpara hesaplarım olmasına rağmen göremedim benim bankalarda. Sadece gümüş için de banka hesabı açmak istemiyorum. En az kayıpla nasıl alabilirim? Fiziksel almayı da düşünmüyorum.




 
Kuveyt Türk'te vardı sanırım dijital olarak.


  • chicha_v2  (12.08.21 16:13:57) 
Gumus fonu var, ondan alabilirsin. Parayi bozarken eline gecmesi icin birkac gun beklemen gerekiyor.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (12.08.21 16:19:45) 
hesabının olduğu bankalarda gümüş hesabı yoksa gümüş hesabı olan bankada hesap açtırmak zorundasın başka çaresi yok.

gümüş fonu ve gümüş hesabı aynı şeyler değil ayrıca. gümüş fonu sırf gümüş taşımaz.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (12.08.21 16:43:02) 
fibabanka


  • redskull  (12.08.21 17:05:37) 
Fiba


  • Mistyimage  (12.08.21 20:45:37) 
[]

Uzun yola çıkmadan arabaya bakım yaptırmak?

Uzun yola çıkmadan bakım yaptırın deniyor da buradaki uzun yol ne kadar uzun ya da son bakımdan kaç km geçtiyse yaptırmak gerekir?

2020 Kasım ayında, 121.000 km'de rutin bakımını yaptırmışım, şu an 127.500'de. Bu kadar süre hiçbir sorun çıkarmadı arıza ışığı vs. yakmadı. Günübirlik 300 km'lik yola gideceğim toplam 600-650 km yaparım, yağına suyuna baksam lastik havalarını basıp yola çıksam ne olabilir ki, saçma geldi bu yol için sanayiye gitmek.

Araç 2012 dizel c4.

 
KM dolmadan gerek yok ekstra bakıma, aksine uzun yol aracı şehir içi gibi yormaz, rahat rahat gider gelir şehir içindeki yoğun kullanıma göre.

6500 km olmuş bakım yapalı, 10 ya da 15 bindir periyodu o aracın. Kasım ayında bir yılı dolunca km beklemeden yaptırırsın.
  • John Bloor  (11.08.21 16:54:30) 
yagi suyu tamamsa, lastik havalari da tamamsa hayirli yolculuklar bence.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (11.08.21 16:54:56) 
yağına bakın. lastik havalarına bakın. devam edin.


  • co2s2  (11.08.21 17:03:36) 
Yağına suyuna bak, yapıştır.


  • primetime  (11.08.21 18:00:38) 
bu kadar mesafe için bakıma gerek yok.

2012 c4 ise 10 yıl veya 180.000 km trigger değişimi var. km aldanıp atlama. trigger ile beraber devirdaimi de değiştirmen şiddetle tavsiye olunur.
  • orpheus  (11.08.21 18:16:44) 
[]

Arkadaşın gereksiz yere parlaması ve küfretmesi (silinen duyuru tekrar)

Hikayedeki 4 kişi de aynı alanda araştırma görevlisi, ben devlet üniversitesindeyim diğer 3'ü vakıflarda (konuyla ilgisi var devlet-vakıf ayrımının). Hepimiz de aynı okuldan lisans- yüksek lisans bitirdik.

X (erkek) çok yakın arkadaşım, o geçen dönem doktoraya geçmişti, sorun yok. Y onun nişanlısı, onla da arkadaşız. A benim X ve Y'den bağımsız yakın bir arkadaşım. Y, A ve ben bu dönem doktoraya geçiş yapıyoruz.

Şimdi, doktoraya girişte koronadan dolayı bizim okul sınav yapmıyor, sadece ales-dil-ortalama ile alıyor. Buna olağan alım diyelim. Bir de devlet üniversitesi araştırma görevlileri için belirsiz bir içerden geçiş imkanı var buna da içerden geçiş diyelim. Bu konu hakkında okulun başvuru kılavuzunda, sitesinde vs hiçbir bilgi yok, yök kararı var ama uygulanıp uygulanmadığı kesin değil. Burdan girenler kontenjandan sayılmıyor.

Benim puanlarım yüksek olduğu için olağan alım'da birinci girmem garanti gibi bir şeydi. X de puanları tam sınırlarda olan nişanlısı Y'nin önünü açayım diye içerden geçiş yapmam konusunda ısrarcı oldu. Ben de kesin olmadığı için ikisine de başvurdum, eğer ikisinden de kabul alırsam içerden geçiş'i kullanırım, olağan alım'daki hakkım da yedektekilere yani bir olasılıkla Y'ye geçer dedim. Ki X arkadaşım bu durumdan bahsetmişti, geçen dönem ikisine de başvurup kazanan biri varmış ve olağan alımdaki hakkı yedeğe geçmiş.

Ben de garanti olsun diye ikisine de başvurdum. Başka bir okula başvurmadım başka bir okulda yapmayı düşünmüyorum, o kadar puanları almışken riske atmak istemedim. İkisini de kazanırsam yedeğe hak düşeceği gerçeği de rahatlattı. Zaten bu konularda inanılmaz kötümser ve garanticiyim, hep b c planlarını düşünürüm, işlerin ters gideceğini varsayarım. Bu arada A da başvurdu ama okuluyla sorun yaşadığı için kazansa dahi kayıt yaptıramayacağı kesin gibiydi. Ki puanları benden düşüktü ama gayet yüksekti, kazanması garanti sayılırdı.

X ve Y evlenmek için Y'nin de doktoraya girmesini bekliyorlar. Y aşırı başarılı biri alanında, başka okullara da başvurdu sınavlara girdi. (sonradan girdiği tüm sınavları kazandığını öğreneceğiz, olay olduğunda belirsiz) En kötü ihtimal kendi okulunda girerdi zaten.

Neyse sonuç günü geldi, sabah sabah bizim X ve diğer samimi arkadaşlarımızla olan grubumuzda X'in küfürleriyle uyandım, ne olduğunu anlamadım. Baktığımda 1. olduğumu, kayıt yaptıramayacağı neredeyse garanti olan A'nın 3. olduğunu ve Y'nin de çok ufak bir farkla 6. olduğunu gördüm. Dedim ki sakin ol zaten A kayıt yaptirmayacak ve ben de içerden geçiş'ten kabul alırsam hakkım yedeğe düşecek. Küfürler etmeye devam etti. Meğer listede 5'ten sonrası için yedek yazmıyormuș. Bu da sanmış ki yedek alımı yapılmayacak. Dedim okulun yedek açıklamaması benim suçum mu? Evet senin suçun sana kaç kere söyledim silmedin kaydını falan dedi. Ama duyuruda yedek listeler ileri tarihte açıklanacak yazıyor, görmemiş. Bunu kopyalayıp gönderdim. Öyle olunca yumuşadı ama yine sitem etmeye devam etti. Dedim ki okul yedek kayıt tarihi vs yayınlamış, yedek açıklamasaydı ne olacaktı bu benim suçum olmazdı git okulla hallet bana niye sövüyorsun. Hatta hemen A'ya sordum kayıt yaptırmayacağını teyit ettirdim X'e söyledim vs. Niye bu kadar alttan aldım bilmiyorum. Evleneceğiz evlenemiyoruz vs yazıyor grupta sanki ben engel oluyormuşum gibi.

Neyse sonrasında ben enstitüye gittim benim içerden geçiş dilekçesinin sonuçlanmadığını öğrendim, oradaki görevliye durumu anlatınca riske atma kayıt yap dedi. Ben de A ile tekrar tekrar konuştum, o kayıt yaptırmayacağı için Y'ye hak geçiyordu yedekten, o yüzden kendim olağan alım'dan kayıt yaptırdım. Bunları X'e yazdım hep. Neyse Y diğer okullarda girdiği sınavları kazandı vs sonra yedek listeler açıklandı beklendiği üzere yedekten kayıt yaptırmaya hak kazandı. Boşu boşuna X'in bana sövmesiyle kaldım. X yedek alım olmayacağı düşüncesiyle küfretti ama bir yandan iyi oldu, gerçek yüzünü görmüş oldum. O durumda bile yedek alım yapacağını açıklayıp yedek alım yapmayan okul yerine özellikle beni suçladı tekrar tekrar, sanki bir yükümlülüğüm varmış ya da kasten bir zarar vermişim gibi. Biz kendisiyle aşırı yakındık yani en iyi anlaştığım arkadaşlarımdan biriydi ama bu olay fena canımı sıktı. Gruptaki arkadaşlar da X'in abarttığının farkında. Benim bağımsız arkadaşlarıma, kız arkadaşıma konuşmaları gösterdiğimde çok sinirlendiler bu muameleye.

Ne yapmalı sizce? Tepki koymak istiyorum ama bir yandan kökten arkadaşlığı kesmek mantıklı mı bilmiyorum. Ne bileyim örneğin düğünlerine gitmeli mi? Eskisi gibi samimi olmamız imkansız zaten ama bilmiyorum, fikir almak istedim.

Not: küfür olduğu için silinmiş düzeltip tekrar açtım. Sabah yazılanları okumuştum.

 
X'le arkadaş olmayın, bu kadar net. Tepkinizi de koyun. Kendi kafasında bir şey kurup olmayınca tüm dünyayı suçlar böyle tipler. En gereksiz insanlardan.


  • SiyamkedisiZorro  (04.08.21 14:02:31) 
Herkesin içinde küfür edip size saygısızlık yapıyorsa siz de ona aynı şeyleri söyleyin. Böyle insanlar en fazla esnaf olabilecekken nasıl doktora yapıyorlar, merak konusu.


  • dissendium  (04.08.21 14:15:56) 
arkadaşlığını bitir


  • epleindebisous  (04.08.21 14:21:45) 
ben direk konuşurdum bu yaptığının hatalı olduğuyla alakalı. Nasıl hissettiğimi falan söylerdim. Karşı taraf pişmansa zaten özür falan diler. Belki kötü bir günden geçiyordur. Ruh hali kötüdü vs. Şuana kadar böyle bir durum yaşamadıysanız bence karşı taraf yeterince pişmansa affedilebilir.

Ama bu durumu oluşturduğu halde hala pişkin pişkin davranıyorsa, "ben sana çok ayıp ettim" demiyorsa vs sal gitsin. O durumda sen bu arkadaşlık ilişkisi için elinden geleni yapmış oluyorsun.
  • zimbirik  (04.08.21 14:23:22) 
ben sana cok ayip ettim demesi lazim+1
demiyorsa da konusmaya devam edin sanki oylesine bir arkadasinizmis gibi. dugune de gidin ama hediyenizi evde unutun, evlerine gitmeniz gerektiginde gene unutun. bir yere cagirdiginda planlariniz olsun, gidemeyin falan. anlayacaktir muhtemelen.

sevgilisinin doldurmasi da olabilir tepkisi.
  • 65 derece  (04.08.21 14:39:01) 
Tezimi bitirmek üzere olan kıdemli bir doktora öğrencisiyim, öncelikle tebrik ederim. Bu sınav süreçlerinden maalesef geçiyoruz. Kazanması okunmasından zor bi noktada.

Sizin durumunuzda olsam öncelikle X'ten özür beklerim. - (Hatta Y'nin dahi özür dilemesi gerekir. Tüm terane onun için dönüyor sonuçta). Gelmez ise arkadaşlık sandığım iletişimi minimuma indirir yoluna devam ederim. Düğüne falan kesinlikle gitmem, gruptan mı artık neyse tebrikler der geçiştiririm. Maksimum bu olur.
  • buzbebek  (04.08.21 14:50:45) 
şöyle bir durumda bile karşı tarafın ruh halini göz önünde bulundurmanızı tavsiye edenlere pes diyorum doğrusu. siz istediğiniz yeri 1.'likle kazanmışken paşanın ruh halini düşünmeniz lazımdı herhalde.

içerden giriş dediğiniz olaya hak kazanamayabilirdiniz, gerçekten de nişanlısı yedeğe bile girememiş olabilirdi, A kayıt olmayı başarabilecek bir durumda olabilirdi, olurdu da olurdu. alın terinizle kazandığınız yer için size küfür eden bir insanla arkadaşlığınızı bitirmemek kendinize saygısızlıktır.

kimsenin hayatını kolaylaştırmak, başkalarının önünü açmak zorunda değilsiniz. kaldı ki burada ön açacak bir durum bile yok. ya kendisi küfür etti -ki bu da arkadaşlığınıza verdiği kıymeti gösterir- ya da nişanlısı doldurdu -partnerinin dolduruşuyla size karşı galeyana gelecek kadar aptal biri-. iki türlüsü de berbat.

özür falan beklemez, açıklama yapmadan hayatımdan çıkarırdım -arkadaş grubunda dramaya yol açmayacaksa-. illaki dramaya sebep olacaksa da gruptan rezil eder öyle çıkarırdım. böyle yakın arkadaş düşman başına dedim okurken gerçekten.
  • amugochi  (04.08.21 14:56:04) 
oha. insan arkadaşının başarısından mutlu olur. her ne kadar sen kazanamasan da tebrik edersin, kıskansan bile olgunlukla karşılarsın.

kendi başarısızlığını bana yıkacak öyle mi? ağzının payını güzelce verip uğurlar olsun derdim.
  • bugun hava gunluk gureslik  (04.08.21 15:18:03) 
X kişisi arkadaşınız değil


  • howfaristhesky  (04.08.21 15:47:23) 
amugochi+1500

Özür dilese bile arkadaş kalmak istemezdim çünkü samimi gelmezdi artık. Bencillik ortada, niyet ortada ve davranış ortada. İnsan bu aşamalardan birinde bile kendini sorgulasa sonuç böyle olmazdı.
  • beetlejuice  (04.08.21 15:53:30) 
X'i ve Y'yi bütünüyle hayatımdan çıkarırdım. Işin tuhaf tarafı A da kayıt olmayacağı halde girmiş ve 3. olmuş. Zaten A kesin olmayacaksa yine 6. kişi yedekten girecek, bu curcuna nasıl A'ya hiç dokunmadı anlamadım. Yani yalnızca senin suçlanman da saçma. Düşünmeye gerek yok.


  • velvetmorning  (05.08.21 08:12:18) 
Çok kötü ahlaklı bir insanmış, yazıklar olsun... Görüşmeyin mümkünse. Akıl alır bencillik değil, hakkınız olan şeye göz dikmiş. Diyecek şey bulamıyorum.


  • firez  (09.08.21 00:15:56) 
Midem bulandı nedenlerini uzun uzun yazmaya gerek yok x'in nişanlısı istediği yerde olsun diye sen tabii deyip başvuruyu mu çekecektin? Bu fedakarlık değil ki enayilik. Herkes başvurmuş hak etseymiş daha yüksek sırada olurmuş. Kes arkadaşlığı gitsin.


  • eatpraylaw  (09.08.21 01:20:25) 
[]

laktozsuz sütün rengi

bim'den dost laktozsuz süt almıştım skt eylül, kapalı yerde korudum vs. bugün açtım baktım pembeye yakın bir rengi var sütün. kokusu normal tadı da normal. araştırdım laktozsuz sütlerde buna benzer çok şikayet var ama normal yazan yerler de var.




 
bi sure laktozsuz sut kullandim. kivami normalden bir tık koyu ve rengi hep hafiiif pembe oluyordu dikkatli bakinca anlasilacak sekilde.


  • robokot  (08.07.21 16:50:00) 
Sorunun cevabını bilmiyorum ama şu var. Laktozsuz süt diye servis edilen sütlerin hiçbiri laktozsuz değildir, içlerinde yine laktoz vardır, ama laktozun etkisini yok ettiği iddiasıyla laktaz eklerler o sütlere. Yani vücuduna laktoz almıyor değilsin, aksine laktoz+laktaz alıyorsun.

Sütten uzaklaşmak veya hiç sütsüz olamıyor ise organik keçi sütüne yönelmek en sağlıklısı.
  • 1bir1bir1  (08.07.21 19:45:20) 
@1bir1bir1: laktazi sutun icine laktozu cevirsin diye koyuyorlar zaten. laktazla birlesen laktoz, glukoz ve galaktoza donusur. yani vucuduna laktoz almiyorsun. eger laktoz toleransi olan gruptansan kendi laktazini kendin uretirsin ve sindirim esnasinda bu cevrim gerceklesir. laktozsuz sut / yogurda laktaz ekleyerek bu cevrimi onceden yaptirirlar. yani tukettigin urunun icinde laktoz yoktur (dogru yapildiysa)


  • robokot  (08.07.21 20:21:24) 
[]

50/d'li araştırma görevlisi olup sınavsız doktoraya geçen oldu mu?

Eylül 2020'de alınmış bir yök kararı var

lee.subu.edu.tr

Buna göre yl'den doktoraya geçiş sınavsız olacak. Ama pek bilen yok gibi, uygulanıyor mu bu?

 
Yök'ün yazısı var işte, uygulanıyor.
kullanma hakkı olup kullanmayan biliyorum ama onun durumu başkaydı(kadro ve lisansüstü eğitim aldığı üni farklıydı).
çok emin olmak istiyorsanız üniversitenizi ilgili enstitüsünü arayıp sorun.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (15.06.21 21:38:04) 
[]

Usdt neden 1 dolardan daha düşük?

binance usdt/try 8.16 civarında seyrediyor, usdt 0.97$ gibi. Ben eldeki tl'yi binancetr'ye atsam dolar alsam, bu elbet bir ara eşitlenmeyecek mi dolar kuruyla? normalde binance usdt/try normal dolar/tl kurundan yüksek olurdu hep, şu an 20 kuruş düşük.




 
USDT/USD bakarsanız aslında 1 dolar veya 0.998'di az önce. Siz tl karşılığına bakıyorsunuz, az hacimden dolayı eşitlenememiş olabilir, sonuçta insanlar alıp satıyor market maker botu falan yoksa eşitlenmesi zorunlu değil (genelde eşitlenir tabii)

Yani evet şu an tl yatırabiliyorsanız ve atıyorum Btctürk vb. yerde 8.36 ise güzel arbitraj yaparsınız.(*baktım orada da Binance gibi ama)
  • nhk ni youkosu  (24.04.21 01:53:13) 
çünkü türkler coinlerini satıp tlye çevirip bankaya çekiyorlar.
son bir kaç gündür panik var epeyce.

  • dafuq  (24.04.21 10:55:46) 
[]

Bedelli başvurusu sonrası askerlik durum belgesi

Diyelim bedelliye başvurdum, parasını da hemen yatırdım nisan ayı içinde. Temmuz ayında şöyle bir belgeye ihtiyacım olacak:

"Askerlikle ilişiğinin bulunmadığına dair belge (Askerliğini yapmış olanlar için terhis belgesinin onaylı örneği; askerliğini yapmamış olanlar için ise askerlik daire başkanlığından alınacak yeni tarihli askerlik durum belgesi)(E-DEVLET ÜZERİNDEN ALINAN BELGELER DE GEÇERLİDİR.)"

Sorun olmaz değil mi?

 
E askerliği yapmadıysan alamazsın ki o belgeyi? Başvurmuş ve parayı yatırmış olmak yetmez yani.


  • kivanc1  (16.04.21 21:08:41 ~ 21:09:50) 
@kivanc1 hocam askerlikle ilişiğim olmadığına dair belge isteniyor, yapmış olmak zorunlu değil. bedelli başvurusu sonrası ama tarih belli olmadan önce ne yazıyor onu merak ediyorum.


  • signore  (16.04.21 21:11:20) 
işte askerlikle ilişkinin olmaması için askerliği bitirmiş olman gerekiyor. başvuru sonrası ama tarih belli olmadan önce de böyle yazıyor diye hatırlıyorum. yine de daha net cevap gelir umarım.

not: 2019 bedellisi.
  • kivanc1  (16.04.21 21:12:41) 
Nisan'da başvurdun, diyelim ki Eylül'de gideceksin. Eskiden Eylül'e kadar askerlikle ilişiği yoktur diye belge veriliyordu. Bu aradaki zamanda da yüksek lisansa o belge ile kayıt yaptırabiliyordun vs. Hala veriliyor mudur o belge bilmiyorum.


  • 10032007  (17.04.21 01:32:51) 
[]

Yüksek lisans devam etmesine rağmen askerlik sınıflandırmasına almışlar

Yüksek lisans yapıyorum son dönemim, tezi savunup haziranda doktoraya kaydolacagım. Bugün akşam 5'te mesaj geldi sınıflandırma yapılmıştır diye, bir baktım 2021 temmuz celp tarihi Hatay bilmemne Birliği yazıyor. Enstitüye de Aralık 2020'de dilekçe vermiştim tecil için. Böyle bir şey başına gelen var mı, yer belli olduktan sonra geri alınabiliyor mu?




 
Yer belli olduktan sonra geri dönüş yok diye biliyorum


  • sumuklurakun  (16.04.21 21:51:38) 
[]

if'in özel bir kullanımı

"Inevitably it collected information which was politically useful to the government or to individual ministers or officials, and its directors became powerful if shadowy figures."

İlk kısımda sorun yok, bu arada it dediği "political police". "and its directors became powerful if shadowy figures." cümlesini çözemedim. Nasıl çevirmek gerekir?


 
Yani direktörlerin kimlikleri belli değil ama yine de güçlendiler gibi bir şey söylemek istemiş. Yöneticilerinin kim oldukları belli olmasa bile/idareciler, kimlikleri bilinmemesine rağmen güç kazandılar falan gibi çevrilebilir.


  • buff  (04.04.21 16:06:58 ~ 16:07:52) 
Sanki diye çevir, tureng'de de bu anlami var


  • howfaristhesky  (04.04.21 18:04:12) 
bence typo var orada. of olacak o


  • argent dawn  (04.04.21 20:04:06) 
typo yok, if doğru,

powerful if shadowy

gizli olsalar da güçlü; gibi. buff doğru diğerleri yanlış
  • dinç kuvvetler  (04.04.21 21:45:15) 
powerful if shadowy tırnak içinde olmalıydı bence. hata orada.


  • das ende der welt  (04.04.21 22:01:37) 
if=although kisaca ya da even if gibi dusunebilirisniz even'i dusmus


  • neverletyougodown  (04.04.21 22:19:16) 
[]

Maltitol sağlığa zararlı mı? (şekere kıyasla)

Bim protein bar üretmiş, 4.5 tl'ye 15 gram protein, 4 gr şeker olan muazzam f/p bir ürün yapmışlar. Tek dezavantajı tatlandırmak için maltitol kullanmışlar. 7-8 gram sanırım. Biraz araştırdım ama net bir bilgi bulamadım, şekere kıyasla nasıldır bu maltitol?




 
merhabalar. zilyon tane bilgi var nette. buyrun,

www.healthline.com
  • evimin paspasi  (09.03.21 20:52:14) 
Seker sekerdir. Bal da olsa, recel de olsa, surup da olsa, serbet de olsa, meyve de olsa seker sekerdir. 4gr seker demek 2 kup seker demek. Standardiniza gore "aman ondan bisey olmaz yahu" da diyebilir, "sekersiz bisey bakayim daha iyi" de diyebilirsiniz, tercih sizin.


  • taurina  (10.03.21 09:50:32) 
[]

Ankara - Kıtır

Buraya ilk defa gitmeyi düşünüyorum da,
1. Saat 19'a kadar açık mı, bilen var mı?
2. Baktım da yarı self servis falan yazmışlar, nasıl işliyor burası tam olarak rezil olmayalım shshsh


 
gidebilirsin. açıktı.


  • ankara06  (04.03.21 22:22:46) 
Gideli 1 yıldan fazla oldu da sipariş konusunda ilginç bişey hatırlamıyorum ya. Kasaya ödüyorsun, oturuyorsun, yemek hazır olunca sesleniyorlar gidip alıyorsun.


  • plutongezegendegilmi  (04.03.21 22:38:28) 
girerken sağlı sollu iki kasa vardır. hangi kasada çalışan varsa gidip ordan yemek/içmek istediğin şeyin parasını ödüyorsun ve sana ürün fişi veriyorlar.. bira içiceksen sana bira fişi verir. kumpir/kokoreç yiyeceksen onun da fişini verir.bardan fişi verip biranı alırsın. mekanın dışında yanda fırın bölümü var, küçük bi camı vardır ordan kafanı kolunu uzatıp fişini veriyorsun, sana 5 dakka sonra gel diyor, 5 dakka sonra kumpirini/kokoreçini alıp yiyorsun. menüye bakıp alengirli bişeyler seçersen yiyecek olarak, sana siparişinin numarası yazan bayraklı bi çubuk verirler git otur arkadaş getircek derler. biranı yudumlayarak yemeğini beklersin.

güncel çalışma saatleri hakkında hiçbi fikrim yok.
  • ghostinthemech  (04.03.21 22:42:05) 
devlet hastanesi gibi işler midye için ayrı sıra, koko için ayrı sıra bira için ayrı sıraya gireresin.


  • mkrk  (04.03.21 22:43:39 ~ 22:43:52) 
[]

Yabancı dil kursunu bırakmak mantıklı değil mi?

Kasım 2019'da ikinci yabancı dil kursuna başladım, Mart 2020'de pandemi nedeniyle ara verdik, baktım biteceği yok Eylül 2020'de geri döndüm online olarak. Bu hafta A2 kuru bitiyor. Kurum indirimi olduğu için 275 lirayla başlamıştım, sonra şartlar değişti 400 lira oldu. Yeni dönemde yine zam gelmiş ve kurumla anlaşma daha belli değilmiş, iyi ihtimal 550, kötü ihtimal 750 tl olacak 4-5 haftalık kurs ücreti. Ben de tam A2 bitmişken bu zamlar da üstüne binince bırakayım diyorum ama emin değilim. Birkaç veri yazayım yorum için:

- Kasım 2019'dan beri düzenli olarak duolingo ile çalışıyorum, epey ilerledim. Rosetta stone'u da o kadar düzenli olmasa da kullanıyorum. Ayrıca farklı bir gramer kitabından yararlanıyorum. Kurstan bağımsız olarak da epey emek verdim yani.

- 2 gün önce öylesine yökdile gireyim dedim, beklediğimden çok iyi geçti. Sorular yayınlanmış, 75 civarı bir puan alacağım büyük olasılıkla.

- Sınıf biraz kalabalık, 13-14 kişi. Kimseyle kişisel bir sorunum yok ama yarısı falan daha başlangıç düzeyindeki şeyleri bile bilmiyor. Herhangi bir sınav yapılmıyor, parayı veren kur atlıyor.

- Haftada 6 saat ders oluyor. Derslerden aşırı sıkılmaya başladım özellikle son 1-2 ayda. Her derse 10-15 dk geç giriyorum, yanda ekşide falan takılıyorum. Haftanın 6 saati böyle gittiği için kendim tekrar da pek yapmıyorum, duolingo-rosetta stone falan bakıyorum sadece ekstra.

- 3 saatlik derste işlenen konuları tek başıma 1 saatte halledebilirim gibime geliyor. Geri kalan sürede tekrar yapabilirim. Kitap da, kitaptaki ses kayıtları-videolar da elimde var. İnternette bir ton kaynak var zaten. İngilizceyi de kendi başıma öğrenmiştim.

- Alternatif olarak yine indirimle 220 tl'ye gelen başka bir kurs var. Ona geçebilirim. Daha az kişi oluyor sınıflarda.

 
kursa ihtiyacınız yok ve sevmiyorsunuz.bırakın vermeyin para duolingo dewam


  • ala09  (02.03.21 23:56:16 ~ 03.03.21 00:39:30) 
[]

eyco'nun ssg entry'si

çok garip bir şey yaşadım. bugün akşam 5-6 gibi whatsapp grubundan bir arkadaş, sevdiğimiz ve çok başarılı bir hoca hakkında taciz iddiaları olduğunu söyledi. ben de hiç beklemezdim şaşırdım. ben öyle şaşırınca aklıma eskilerden bi entry geldi. eyco, ssg hakkında yazmıştı. "arada bizim kahveye gelirdi kendi halinde biriydi nasıl böyle bir şey yapar anlam veremiyoruz" yazıyordu. hocaya şaşırınca bu geldi aklıma ve güldüm.

az önce sözlük'e girdim ve en tepede bu entry çıktı :) elbette rastlantı ama merak ettim acaba bu entry çok sık denk ana ekranda çıkıyor mu, size denk geliyor mu diye?


 
gelmiyor.


  • tepedeki psychedelic adam  (30.01.21 00:11:50) 
AI artik ne kadar ilerlediyse, aklindan geceni bile okuyor aluminyum..


  • cooperr  (30.01.21 01:40:44) 
[]

Komşuluk ilişkileri. Ben mi abartıyorum?

Annemle 16 dairelik bir apartmanda oturuyoruz, alt daireye Iraklı bir aile geldi geçen ay sanırım. Bizimkilerde ölüm yıldönümünde bir şey dağıtma geleneği var, annem de ay başında dedemin ölüm yıldönümü için tatlı dağıtırken onların evine gidiyor çay vs. içiyor epey de sıcak davranıyor. Bir çift ve bir tane de küçük çocukları var, kadın ingilizce tek bir kelime bile bilmiyor, adam çat pat ama annemden daha iyi biliyor yine de. Translate'ten falan anlaşıyorlar.

Annem ilk günlerde diyor işte çocuğa yazık hiç arkadaşı yok vs o yüzden sürekli ağlıyor. Çocuk da annemi seviyor arada bize geliyorlar oynamaya. Annem böyle ilk hafta yemek götürüyor, sıcak davranıyor, gidip çocukla oynuyor falan. Kadın da çocuğu getiriyor bazen annemle oynamak istiyor diye. Hatta demişler ki bize Türkçe öğretebilir misin günde 1 saat falan. Ben hiç gitmedim ama onlar geldiklerinde normal bir şekilde ağırladım, çocukla top oynadım, adamla ingilizce konuştuk ettik. Basit Türkçe cümleleri yazdım öğretmeye çalıştım.

Neyse adamla ben ingilizce anlaşırken annem kadınla zerre konuşamıyor, translate de kötü zaten. Baktım annem bir anda soğudu tamamen ayağını kesti. Geçen dedim istersen bir ara uğra ne zamandır gitmiyosun. Yok dedi istemiyorum, gelirlerse de "annem evde yok" dedirtecektim sana. Niye dedim, zaten anlaşamıyoruz dedi.

Bugün eve geldik 9'a doğru, 5 dk sonra kadınla çocuk geldi, sesi mi duydular neyse artık. Mecbur içeri davet ettim, annem de balkondaydı, hasta olduğumu söyle vs dedi. Translate'ten annem hasta, bugün erken yatar yazdım. Azcık çocukla oynadım. O ara annem mutfağa girdi salona 1 dk geldi sadece. Kim aradı bilmiyorum ama kadın o ara eşiyle konuştu sanırım ve kalkıp gittiler. Bu arada kadın translate'ten geçmiş olsun vs. bir şey yazmış anneme de gösterdi giderken.

Ben çok sinirlendim bu olaylara genel olarak. Dedim ki gidip aşırı sıcak davranıp insanlarda beklenti oluşturuyorsun sonra bir anda bıçak gibi ilişkini kesiyorsun böyle iş mi olur. Empati yapıyorum o insanların yerinde olsam ne yanlış yaptık diye düşünürdüm. Yani ben de yarım yamalak anlaştığımız insanlarla aşırı samimi olmak iki günde bir gidip gelmek istemiyorum elbette ama ilk başta niye o kadar yakınlık gösterip bir anda böyle tamamen ilişki kesmek istiyor aklım almıyor ve arada ben kalıyorum. Ben bugün onlar hemen kalkınca kendimi çok kötü hissettim. Yarın bir tatlı vs. alıp çaya gitmek istiyorum mesela. Yani aslında istemiyorum ama onlara iyi hissettirmek için bir şey yapmam gerektiğini hissediyorum. Bana kalsa komşuyla ne iyi ne kötü olmak gerekir, şimdi ben bir şey yapmazsam sanki kötü olurmuşuz gibi geliyor aşırı rahatsız hissediyorum kendimi bu konuda. Abartıyor muyum sizce? Ne yapmalı?

 
Bu yazdıklarınız salgının hayatımızda olmadığı bir dönemde mi geçiyor? Yazdıklarınız bana çok garip geldi. Salgın zamanı komşuyla bu kadar içli dışlı olmak garip, yeni tanışılan insanlarla böyle içli dışlı olmakta garip. Salgın zamanını geçtim annem herhangi bir komşuyla böyle çat kapı evimize gelinecek şekilde yakınlık kursa ben rahatsız olurdum.

Anneniz belkide evine böyle çat kapı gelinmesinden rahatsız olmuştur, belki kendisi çok şey yapmıştır komşusundan karşılık alamamıştır rahatsız olmuştur. Niye böyle yeni tanışılan bi iki insan için annenize kızdığınızı anlamadım. Ne gerek var.
  • GoodMorningTeacher  (22.01.21 22:56:07) 
@GoodMorningTeacher salgın dönemi de maske falan takıyor zaten. Benim kızdığım şey dil sorunu olduğu en baştan belliyken neden bu kadar yüz verdi. En başta zaten bu mesafeyi korumak gerekiyordu. Şimdi o mesafeyi kimseyi incitmeden olması gereken yere getirmek için kendimi yükümlü hissediyorum. Hiç yoktan başıma iş açıldı sanki.


  • signore  (22.01.21 23:01:04) 
Evet anneniz garip. Bu davranışı sık sık tekrarlıyorsa sıkıntı. Yalnız siz onun hatasını telafi etmek için istemediğiniz bir şey yapmayın,yani yine selaminizi verin isterseniz görüşün de sırf anneniz böyle davrandı diye istemediğiniz bir samimiyet kurmayın bence onların da zamanla ayakları kesilir yapacak bir şey yok.


  • red g  (22.01.21 23:36:00) 
*annemizin davranışı garip demek istedim:)


  • red g  (22.01.21 23:36:48) 
Ya siz (aile olarak) bu ıraklı komşuyu çok kafaya takmıyor musunuz? Diğer komşularla ilişkileriniz de böyle mi ? Yani ben olsam (tamamen kendi tercihim) genel olarak komşularla çok samimi olmazdım.


  • infernalcadre  (23.01.21 00:02:35) 
anladigim kadariyla anan sicak davranmak isterken bu sicakligin cikar amacli kullanilmak istedigini dusunmus. bence hakli da. (turkce ogretme meselesi)


  • nibba  (23.01.21 00:20:46) 
Size anlatamadığı bir şey görmüş, yaşamış vs. olabilir mi onlarla? Aklıma en mantıklı açıklama bu geliyor.

Eğer böyle bir şeyler olmamışsa, annenizin yaptığı hoş değil ama çok büyütecek bir şey de değil. Zamanla herkes unutur zaten. Boşverin.
  • inawen  (23.01.21 01:26:17) 
normalde böyle tutarsız davranışları var mı? yoksa kesin bir şey olmuştur bence. sadece size söylemiyordur anneniz. ne yapmalı; nedenini sormalı, cevap tatmin etmezse bile merhaba merhaba, apartmanda hal hatır sormalı devam etmeli.


  • anarsika  (23.01.21 01:43:15) 
Abartıyorsunuz haklısınız. Madem bu noktaya kadar gelindi bence haftada 2 kez falan görüşün. Muhtemelen kimseyle iletişim kuramıyorlardır. eğer öğrenmeye çalışıyorlarsa türkçe öğretmenizde çok güzel bir yaklaşım olmuş


  • rapisa  (23.01.21 02:10:59) 
*abartmıyorsunuz yazacaktım.


  • rapisa  (23.01.21 02:11:25) 
Benim annemde millete yuz verir sonra buluttan nem kapar.
Onlarin da cevresi olmadığı icin annen sıkılmış olabilir.
Bi yalan uydur annemin bulasici hastaligi cikti diye, sen de denk geldikce gorusursun, kotu bisey yapmadilarsa.
  • durgunfoton  (23.01.21 03:11:29) 
ben de okurken annenizi rahatsız eden bir hadise olmuş diye düşündüm. direkt komşuların kendilerinden kaynaklı da olabilir, başka birinin yorumundan dolayı bir soğuma da olabilir.


  • evanka  (23.01.21 04:05:36) 
çok haklısın. anne tutarsız davranmış. o insnalar açısından da üzücü bir durum.


  • alicandan  (23.01.21 08:34:12) 
Bence annen komşuların bir hatasını görmüş söylemiyor size, bu pasif agresif hareketi ben de çok yaparım maalesef. Annen bu kadar soğuk yapıyorsa bir bildiği vardır, ama annene sor bakalım inatla neden böyle soğuk yaptığını, konu dil değil bence. Valla aklıma kaçakçılıktan uyuşturucudan Iraklı herifin annenize sarkma ihtimaline kadar her şey geldi, elin Iraklısını çok fazla dert ettiniz bence. Bu pandemi zamanında ne tatlı alıp ziyaret etmesi. Boş verin ayakları kesilsin sizden.


  • Hallegadola  (23.01.21 10:38:39) 
ya bu işte bizim tipik türk özelliği,

ara değer yok ya hep ya hiç. ya çok sıcakkanlı ya çok soğuk.

o sebeple biz misafirperveriz çünkü yabancılar ilk geldiğinde soğuyacak kadar kalmıyorlar.

yabancılar ile iletişimde insanın 10 kere düşünmesi lazım çünkü özellikle eğitimsiz yerlerden gelen insanların istekleri bitmeyecek. çocuğu senin nüfusa yazdıralım a kadar gider o.

yapılan yanlış en azından belli bir ara ile uzaklaşma imkanı vermesi lazımdı.
  • duyurukullanıcısı  (23.01.21 10:50:09) 
annen kadinin ya da ozellikle adamin bir hatasini gormus ve size soylemiyor elini ayagini da ondan cekiyor.


  • oscar  (23.01.21 10:50:25) 
şimdi elin adamını tanımadan sapık ilan etmeyelim de :) olay o kadar büyük olmayabilir, kadının istekleri anneye fazla gelmeye başlamış olabilir, başka biri ırkçı bir yorum yapmıştır ondan etkilenmiş olabilir. pencereden birşey silkelemişlerdir, kapıya çöp koymuşlardır vesaire vesaire, komşuluk bu, başka herhangi bir komşuyla yaşanacak sıradan bir problem yaşanmış da olabilir.
dil bilmeden bir yerde tutunmaya çalışmak zor. ben de parkta ıraklı bir kadınla karşılaşmıştım. kızı 1.sınıfa gidiyordu. online derslerde okumayı öğrenememiş, komşularından başka öğretecek kimse yok. öğretmen sürekli aileyi suçluyor, çocuğu aşağılıyormuş. ders için aldıkları telefonda çocuk sürekli tiktok izliyormuş. kadının tek umudu kızının sınıfta kalması, seneye yüzyüze eğitimin başlaması ve o şekilde öğrenebilmesiydi. böyle durumlarda yardımcı olmak iyiliktir yani hemen ters tepki vermemek gerek. sınırlar dahilinde yardım edilebilir. bence sınırların aşıldığını hissedince açık açık söylemek gerek, farklı kültür sonuçta bize fazla gelen onlara normal gelebilir.

  • evanka  (23.01.21 12:29:09) 
[]

Arapça bilen var mı? Tuhaf google translate çevirisi.

Iraklı bir aile taşındı apartmana da annem tanıştı birkaç kere gitti translate üzerinden anlaşıyorlar. Bugün bize geldi kadın da, annem nasılsın diye sorunca bir şeyler yazdı "tanrı'ya şükürler olsun, sen bir pisliksin" çıktı, şaşırdık. Türkçe'de böyle bir şey yazıp Arapçaya çevirip ordan İngilizceye çevirdim yine tuhaf tuhaf şeyler çıktı. Bilen biri varsa translate'i kurcalayıp "sen bir pisliksin"le ne demek istemiş olduğunu çözebilir mi? Eğer gerçekten öyle bir şey demek istediyse ona göre tavır alalım da eşiyle İngilizce konuştum ikisinde de öyle bir şey diyecek hava alamadım.




 
Yazdığı şeyi gösterirsen çözmeye çalışalım


  • Kahir ekseriyet  (16.01.21 00:01:11) 
zaten cok belli ki dediginiz seyi yazmamislar. paylasirsaniz daha iyi olurdu


  • ala09  (16.01.21 00:03:12) 
Google Arapça çevirilerde böyle hatalar var bilinçli veya bilinçsiz orasını bilemem benimde başıma geldi daha önce. Bir de Irak Arapçası (amiye) ile çevirilerde kullanılan Arapça (fasih) farklı bu yüzdende yanlış anlaşılmış olabilir. Anlattığınız olaya bakılırsa size hakaret etmeleri için mantıklı ve tutarlı bir sebep yok sizde böyle bir hava alamadığınızdan bahsetmişsiniz kendinizde bu tutarsızlığa inanmamışsınız zaten ayrıca Araplar çok iyi niyetli insanlardır bizdekiler gibi değil art niyetleri yoktur hem neden sebepsiz yere size hakaret etsinler ki? öküz altında buzağı aramanın anlamı yok.


  • acebi  (16.01.21 00:52:22) 
acebi nin altta dedigi gibi, gundelik ve fasih ayrimina ek olarak.
googlein arapcasi iyi cevirmiyor, yetersiz. arapcada dialect cok. neredeyse ayri dil gibi. irak arapcasi nevi sahsina munhasir, ne sam sehirleri arapcasi, ne de gulf arapcasi. ben google translate`e arapcasini yazip sesli dinleyip oyle ceviriyorum, daha kolay oluyor. buyur gonder bir bakayim.

  • camussar  (16.01.21 02:34:02 ~ 02:36:18) 
[]

Çekirdek kahve paketinin ıslak mendil paketiyle aynı çekmecede kalması

Pek yer olmadığı için çekirdek kahve paketini 100'lü ıslak mendilin de olduğu büyükçe bir çekmeceye koymuştum, 1-2 hafta öyle kaldılar. İkisinin de ağzı genel olarak kapalıydı ama bir ara kahve paketinin bandı hafif açılmıştı, tekrar kapattım. Islak mendil paketi de kapalı olmasına rağmen dışarı koku veriyor.

3 gün önce kahveyi çektim, o gün içtim mi hatırlamıyorum ama bugün içtiğim kahvenin tadı bir tuhaftı, acımsıydı. Dedim acaba ıslak mendil etkisi mi. Böyle şeylerde en kötüsünü düşünürüm. Çekirdek kahve paketiyle çekilmiş kahveyi kokladım, kahveden anlayan birine de koklattım bir farklılık sezemedik. Bir şey olma ihtimali var mı sizce?


 
bir şey olma ihtimali yok. tadı bozulmadıysa devam


  • her giriste sifresini unutan adam  (10.12.20 17:31:20) 
içtiğin kahvenin tadı ıslak mendil gibi kokuyor olması lazm onun için.

bi defa ekmek ile dove sabunu aynı poşete koyup marketten eve gelmiştim.

ekmek leş gibi dove sabun kokuyordu yiyememiştim.

o acılık ondan değildir bana sorarsan.
  • killerbee  (10.12.20 18:13:15) 
[]

Yüksek lisans tezini savunduktan sonra doktoraya başvurmak

Tezi savunduktan sonra yine birtakım evrak işleri oluyormuş. Peki bu sürede örneğin tez savunmasından bir gün sonra geçici mezuniyet belgesi alıp doktoraya başvurabiliyor muyuz? Enstitüye soracağım elbette ama haftasonu olduğu için soramıyorum, aşağı yukarı çoğu üniversitede benzer işliyordur süreç.




 
Geçici mezuniyet hemen 1 gün sonra çıkmaz büyük ihtimalle. Tez savunmasında düzeltme verebilir hocalar. Vermeseler bile enstitü basım onayı vermeden önce şekilsel düzeltmelere bakacak. Ondan sonra mezuniyet işlemlerin başlayacak. Ama aynı enstitüye başvuru yapacaksan tez savunmanı yaptığından büyük ihtimalle bir sorun çıkarmadan doktora başvurusu yapmana izin verirler. Yine de en doğru bilgiyi onlardan alırsın.


  • Dr_Stat  (29.11.20 17:35:24) 
cosmicstring +1 gördüğüm hiç bir doktorada başvuru sırasında mezuniyet belgesi istenmiyordu. kayıtta isteniyor.


  • fezagezgini  (29.11.20 18:19:42) 
savunma sonrası düzeltme istenmese bile biçimsel inceleme yapılacak, kitap haline getirilip enstitüye teslim edilecek vs
geçici mezuniyet için süre var.
diğer arkadaşların yazdığı gibi dr başvurusunda mezun olma şartı yerine kayıt zamanına kadar mezun olmuş olma şartı aranır.
  • d e j i n  (29.11.20 20:56:27) 
[]

50/d araştırma görevliliği süresinde kayıt dondurma

Pandemi döneminde kayıt dondurma hakkı tanınırken 50/d'liler için azami süreye ekleneceği belirtilmişti YÖK tarafından. Ancak benim anlamadığım şu, neden bu durum ayrıca belirtildi? Zaten normalde de kayıt dondurunca azami süreye eklenmesi gerekmiyor mu? Şüpheye düştüm.

2017-18'de yüksek lisansa başlamıştım ilk dönemimde ayağım kırıldığı için kayıt dondurdum. Bir de geçen dönem pandemi nedeniyle dondurdum. Şu an genel toplamda 7. Dönemim, resmi olarak (2 dönem donduğu için) ise 5. Dönemim. Bir anda şöyle bir korku geldi, ya kayıt dondurduğum ilk dönemi azami süreye eklemezlerse? Süreci pek iyi bilmiyorum, 50/d kayıt yenilemelerinde yalnızca öğrenciliğin devam edip etmediğine bakılıyorsa sorun olmaz tabi.


 
Bence enstitü ile görüşün bi. pandemiden evvel kayıt dondurma seçeneği azami süreye eklenmiyordu. bu sebeple pandemide yök özellikle bunu belirtti. ben bir ara dondurmak istedim (2019'da), ama azami süre muhabbetinden ötürü yapamadım, eğer dondursaydım atılacaktım.


  • giovanne  (28.11.20 10:10:18) 
Çünkü üniversiteler doktoranin 6.yilini tamamlayan bir 50d linin öğrencilik hakkinin devam edip etmemesine bakmaksızın ilişik kesiyorlar.

Sizin sağlık raporunuz azami süreye eklenir mi ben de bilmiyorum, personel daire başkanlığı ile bir görüşün.
Fakat pandemi nedeniyle azami süreye bir dönem eklenecek.
Hatta ben azami süremin sonuna geldiğim için geçen hafta sürenin eklenmesi için dilekçemi verdim.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (28.11.20 17:05:47) 
Merhaba bu konuda bir sonuca ulaşabildiniz mi? Sağlık raporları sebebiyle kaydımı 6 ay dondurmuştum ve bu süre azami eğitim süreme eklendi. Fakat memur araştırma görevliliği süreniz farklı, o sona ermiş diyerek ilişiğimi kesmeye çalışıyor. Kayıt dondurduğum süreyi kabul etmiyor. Üstelik 33-a'ya geçme dilekçesi verecekken yaptı bunu. Lütfen yardım eder misiniz ne yapabilirim?


  • sir no sir  (14.02.23 22:09:28) 
[]

KYK borcu ödemekte olan var mı?

Borcumu her ay düzenli ödememe karşın şimdi e devletten sorguladığımda

"Borcunuz 18/11/2020 tarihinde vergi dairesine / mal müdürlüğüne bildirilmiş olup, borç sorgulama ve ödeme taleplerinizi iletiniz.Ayrıntılı bilgi için GİB borç sorgulama sayfasını inceleyiniz.
Ayrıntılı bilgi için: İnternet Vergi Dairesi"

yazısı çıkıyor. Ziraat mobildeki ödeme ekranı da gitmiş. Yeni kanun kapsamında olduğunu biliyorum ama isteğe bağlı olacağını sanıyordum. Sizde durum nedir?

 
  • kablelvuku  (19.11.20 09:26:06) 
yeni değil isteğe de bağlı değil ödemeyi bir süre sonra vergi dairesine atıyor, ben de 2010dan kalma borcumu vergi dairesinden ödemiştim.


  • nahtoderfahrung  (19.11.20 09:26:15) 
Benim vergi dairesine falan da yönlendirilmemiş eskisi gibi aynı her şey. Ziraatte aynı şekilde çıkmıyor ödeme kısmı. Nereden ödeyeceğiz şimdi?


  • coca cola  (19.11.20 09:36:30) 
ödemeleri burdan yapabilirsiniz, edevlet ile giriş yaparak. ivd.gib.gov.tr


  • monsieur turti  (19.11.20 10:26:00) 
[]

Apartman kapısına bırakılan resmi zarfın açılıp yere atılması

bir kamu kurumundan adıma postayla bir zarf geliyor, büyük olasılıkla dış kapının girişine bırakılıyor. üstünde normal olarak ismim de yazıyor. bunu apartman yöneticisi binanın hemen girişinde kapının arkasında açılmış ve buruşturulmuş olarak yerde görüp bana haber veriyor.

veriler:

1. uzun yıllardır bu binada oturuyoruz ve kimseyle en ufak bir husumetimiz olmamıştır. olaylı bir yer de değil, sakin bir yer genel olarak.
2. bir büyükşehrin sosyo-ekonomik olarak alt düzeyde sayılabilecek bir ilçesinde yaşanıyor. ikamet edenlerin genel olarak eğitim ve gelir düzeyi düşük. bizim de ilk başta düşüktü ama şu an bizim eve giren para, buraya taşındığımızda eve giren paranın reel olarak 5-6 katı falandır. şimdi ev bakıyor olsak tercih edeceğimiz bir yer değil yani.
3. genel olarak oturanlardan genç sayılırım ve yakın zamanda fena olmayacak bir paraya araba aldım. kesinlikle lüks bir araba değil, sıradan bir c hatchback ama bu bölge için biraz pahalı.

iki ihtimal var: ilki iyimser ihtimal. bir çocuk ya da gözleri iyi görmeyen biri yanlışlıkla yaptı. ikinci ihtimal, biri gıcıklığına yaptı. ben aşırı sinir oldum bu duruma. hiçbir zaman hava atan ya da birilerine üstünlük taslayan biri olmadım, ailemden kimse de olmamıştır. ama bu araba olayının üstüne olması beni kuşkulandırdı. siz ne düşünüyorsunuz? taşınmak mı lazım yavaştan?

 
3. ihtimal komşuların meraklılıkla haysiyetsizliği harmanlamış olmaları.


  • pass  (01.10.20 23:50:57) 
sırf onlardan zengin görünüyorsun diye niye gıcık olsunlar ki sana, büyükşehirin en fakir semtinde bile bahsettiğin tarzda araba zenginlik göstergesi sayılmaz; en kötü 5 km ötede görüyordur aynısını.

benim başıma böyle bir şey gelse aklıma hiç bu tarz bi sebep gelmezdi valla, şaşırdım soruyu görünce; üstünlük taslamayan biri için fazla cüretkar bir bakış açısı olduğunu söylemem lazım.

önemli olabilecek bir zarf olduğu için ya meraklı biri yapmıştır ya da bir şekilde kendinin sanıp açmıştır. çocukların yapmış olma ihtimali de var.
  • Bruce  (02.10.20 00:16:00) 
buyuk ihtimal cocuklardan biri yapmistir da dusundugun seylere bakilirsa senin ordan tasinma vaktin gelmis kardes..


  • cooperr  (02.10.20 00:24:33) 
Ben, evde oldukları halde uzun süre kapının önünden alınmayan ekstrelere filan gıcık oluyorum. Her gün o kapıdan giren adam almıyor postasını. Uzun sürede gerçekten uzun yani 6 ay filan. Bir gün sinirlenip hepsini yok ettim. Acaba böyle bir operasyon mu yapılmak istendi ?

Ama yeniyse hoş değil tabi
  • infernalcadre  (02.10.20 12:04:00) 
bu zarf yırtma işi meraktan ya da sırf piçliğine en tahmin edemeyeceğiniz insanların bile yapabileceği bir şey.
arabadan maaşa neler düşünmüşsünüz ilginç.

  • not dark yet  (02.10.20 12:18:13 ~ 12:18:45) 
Biz okula bile gitmezken apartmandaki çocuklar zarfları kesip şekiller yapmıştık evdekiler o zarfları atıyor nasıl olsa diye. Meğer faturaymış :)
Çoluk çocuktur takmazdım ben olsam

  • cilekli pasta  (02.10.20 13:24:48) 
Genelde insanlar meraktan bunu yapıyor. Birisine karşı dava açılmış olması, icra takibi başlatılmış olması dedikodu hot topic'leri. Zarfı açıp "aaa signore'ye de mahkemeden, tapudan vs. şöyle şöyle yazı gelmiş" demişlerdir. Özellikle yaşlılardan şüphelenebilirsiniz. Babamı aynı şeyi yapacakken zor durdurdum :) Çok da taşınmayı gerektirecek bir şey değil.


  • wish i could find a way to disappear  (02.10.20 18:35:50) 
[]

Ankara ekspertiz önerisi

Otorapor'a gitmek istemiyorum, hem çok pahalı hem de güven vermiyor. 300-350 lirayı geçmeden detaylı olarak inceleyebilecek bir yer var mı?




 
Parana değer veriyorsan alacağın markanın yetkili Servisine götür.
Allah aşkına bırakın şu saçmasapan ekspertiz firmalarını.

  • otopsicocugu  (20.09.20 14:14:56) 
yüce oto expertiz var. istabul yolu acity'e yakin.


  • helenart  (20.09.20 18:48:18) 
şaşmaz'da ototek (cartest) computest var. sahibi ersin bey çok düzgün iş yapar. ben ankara'da yetkili servisten çok ona güvenirim.


cartestcomputest.com.tr
  • lancelot du lac  (20.09.20 19:38:40 ~ 19:43:16) 
[]

Fahir Öğünç- Pink Freud olayı

Fahir Modern Sabahlar ve Ankara'dan ayrılmış, ama sözlükte Pink Freud falan yazıyorlar olay nedir tam olarak bilen var mı?




 
instagram.com

Pink freud, kullanıcı adıyla bilinen kız ile fahir öğünç sevgili olmuşlar. Pink freud geçtiğimiz günlerde instagram hesabından bu adamla öpüşürken çekilen fotoğrafını paylaşmış. İlişkileri bu şekilde ortaya çıkmış.
  • GoodMorningTeacher  (24.08.20 16:54:12) 
bu kız duyuruda takılmıyor muydu ?


  • orpheus  (25.08.20 07:05:56) 
[]

Kredi kartı aidatını iade ettiler, ama neden?

Denizbank maaş müşterisi olduğum için aidatsız kredi kartı çıkartmıştım, sonra iş değiştirdim ama kartı kullanmaya devam ettim, 150 lira aidat yansıdı. Ben de enpara kredi kartına başvurdum ve Denizbank kartındaki tüm borçları ödeyip kapatmak için müşteri hizmetlerini aradım.

İlk teklif, 3 ay 100'er tl harcama sözünüze aidatı iade edelim, 1 yıl da aidat almayalım oldu. Hayır kapatmak istiyorum önemli değil aidat kalsın sizde falan dedim. Sonra harcama sözüne de gerek yok dediler. Aidatı iade edelim, 1 yıl aidat almayalım, kapatmayın, bu sürede değerlendirin yine kapattırabilirsiniz dediler. Dedim ben 150 lirayı alıp harcarım ama sizin kartınızdan başka harcama yapmayı düşünmüyorum, sizin bundan çıkarınız ne olacak? Müşterimiz olarak kalmanız yeterli falan dediler.

Şimdi ben aidatı gözden çıkarmıştım. Boşu boşuna 150 lira verdiler bana, 2 ay sonra tekrar kapatabilirim. Bankanın çıkarı ne bu durumda? Dayanamayıp tekrar kullanma olasılığıma 150 lira mı verdiler?

 
Evet seni tutundurmayı planlıyorlar.


  • lcha  (21.07.20 12:12:10) 
senin olan 150 lirayı sana boşu boşuna mı verdiler diye düşünüyorsun? Sağlam kafa..

Bankanın tek çıkarı müşteri sayısının eksilmemesi. Dayanabilmen ya da dayanamamn çok planlanan bir durum değildir.
  • foolrules  (21.07.20 12:28:30) 
@foolrules hiç harcama yapmayacağını açıkça söyleyen müşteri ne kazandırıyor işte onu soruyorum. müşteri sayısına göre bir şeyler elde ediyorlar belli ki.


  • signore  (21.07.20 12:35:26) 
“Ya tutarsa” dediler.. baktılar, gidecen hemen geri vites yaptılar.


  • silah taciri  (21.07.20 12:39:00) 
o para zaten senindi aslına bakarsan. yarın öbürgün paraya sıkışırsan o kart aklına gelecek harcama yapacaksın. oradan geri alırlar zaten.


  • ayin yazari  (21.07.20 13:01:34) 
bunun bankalardaki ismi geri kazanım(retention)dır. Sen banka için bugüne kadar karlı bir müşteriymişsin. karlı olmasan böyle bir iade yapmazlardı.

sen sana teklif olarak iade sunduklarında hayır bu kartı kapatın deseydin yine kartın kapatılırdı. sen kapatın dememişsin 150tl iade olunca kapatma fikrinden yumuşamıssın ve kartın açık kalmış. kartının açık kalması sonucu bu başarılı bir geri kazanım olmuş. telefonda görüştüğün mt(müşteri temsilcisi) belli bir kuruş miktar prim alacak.

sonuç olarak kartın açık kalmış. senin bu kartı ileride kullanmayacağının garantisi yok. bir gün ihtiyacın olabilir, banka hakkındaki fikirlerin yumuşayabilir. tekrar kullanabilirsin. kullanmazsan, bir daha aidat yansıdığında karlı bir müşteri olma profilinden çıkarsan, zaten bir daha iade etmezler aidatını.
  • NightBringer  (21.07.20 13:19:05) 
abi o işler öyle değil, banka için senin kişi olarak önemin sivrisinek kadar, ancak sen ve senin gibi diğer insanlar ile birlikte sayısal bir değer haline geliyorsun.

bankacılıktan anlamam, bankalar ile kurumlar arasındaki anlaşmaları da bilmem dolayısı ile vereceğim örnek gerçeği yansıtmayabilir ancak size yön verebilir;

kartınız master kart olsun, siz bankanın master kart kullanıcıları içerisindesiniz, sayınız milyonlar ediyor, kullanın yada kullanmayın master kart gözünde siz bir küme oluşturuyorsunuz, bu bankanın master kart ile yaptığı anlaşmalarda kullanabileceği bir koz oluyor sadece master kart değil benzeri başka kurumlar içinde bir koz olarak kullanılıyorsunuz. örneğin banka X firmasına gidip benim Y adet Z marka/model kart kullanıcım var, bunlar için bir indirim bişi ayarla bende sana tanıtım kampanyasında yardımcı olayım, senin sürümün artsın bende bankamı müşteri gözünde cazip hale getireyim diyor.

bankanın hisse fiyatları içinde aynı şey geçerli, şu kadar kullanıcı bu kadar işlem şu kadar hacim, bu kadar kar diyor, yönetim kuruluna, bddk'ya karşı pazarlıkta vb. diğer işlerde kullanılıyorsunuz. sen birey olarak hiç bir şey ifade etmiyorsun evet ama bir küme içerisinde o kümenin değerine ulaşıyorsun.

edit: aklıma geldi mesela sen hesabını kapatmayarak bankanın marka imajına da katkıda bulunuyorsun, banka diyor ki benim X senelik Y sayıda müşterim var, bende hesap açan müşteriler hesaplarını kapatmıyorlar, müşteri sadakatim yüksek dolayısı ile marka değerimde yüksek. oysa hesabını kapatsan sen bankayı kullanmaktan vazgeçen bir müşteri olacaksın, dolayısı ile sadakat düşecek, marka ve hisse değeri düşecek daha zor finansman bulacak vs. vs.
  • selam  (21.07.20 13:21:09 ~ 13:28:01) 
Denizbank 3 ay yüz lira harca falan gibi gudik işlemlerle iade ediyor hemen. Ben de aidatı gözlem çıkarmıştım ama 4 senedir hem geri verdiler, hem de iyi kampanyaları oluyor. Oldukça faydalandım. Yoğun kullanılan bir banka olmadığı için mevcut müşteriy8 elde tutmak istiyorlar diye düşünüyorum.


  • baal  (21.07.20 14:35:18) 
[]

Ön kol kaslısı

Şimdi, bölgesel yağlanma diye bir şey yok. Ama şunu her gördüğümde şaşırmaktan kendimi alamıyorum: Klasik 55-60 yaş göbekli Türk erkeği, hayatında ağırlık kaldırmamıştır spor yapmamıştır. Ama bizim gibi bütün gün bilgisayar başında oturduğu işi yok, adam iyi kötü bir şeyler kaldırmış ya da bir şekilde fiziksel iş yapmış. Göbek dışarıdan belli olduğuna göre yağ oranı yüksek. Ama bu tipteki adamlarda çok sağlam ön kol kası oluyor, define bir de. O bölge az mı yağ tutuyor, bunun sırrı nedir? En az 10 kişi görmüşümdür böyle. Hafif yaşlı erkek gördüğümde direkt ön koluna bakar oldum.




 
Önkolda fazla yağ hücresi yok, yani yağ hücreleri bölünüp artacak şekilde bi ileri seviye şişmanlık söz konusu değilse bu normal bir durum erkek için, bununla birlikte önkol kaslarının çalışma mekanizması statik gerilime çok hızlı cevap veren bir yapı, yani kol gücüyle çalışan insanların önkollarındaki kaslar bu nedenle çok güçlü ve belirgin olabiliyor. Misal çekiç sallarken çekicin sapını sıktığında tüm gerilim önkollara yükleniyor, bu da bir tür hipertrofi sağlıyor.


  • angelus  (18.07.20 22:35:37) 
[]

CEO nasıl okunuyor?

si-i-o olarak değil mi? zamanında staj yaptığım bir yerde si-i-o dediğim için herkes gülüp dalga geçmişti. fularsız entellik dinlerken fark ettim immanuel tolstoyevksi de si-i-o dedi. ortadaki i hafiften kaynıyor ama si-o değil sonuçta, değil mi?




 
Sor bakalim cfo'ya si-fo ya da cto'ya si-to mu diyolarmis.
Si-i-o.

Al Cambridge at suratlarina, 5+1 ile cal.
www.google.com
  • logisticsmanager  (11.05.20 23:08:18) 
(git: translate.google.com.tr&op=translate&sl=en&tl=tr&text=CEO)


google translate göre ingilizce okunuşu si-i-o, türkçe okunuşu si-o.

edit: linki düzgün bir şekilde duyuruya kopyalayamadım. googla translate CEO yazıp okutturmanız lazım.
  • belkider  (11.05.20 23:10:11 ~ 23:12:54) 
alman arabası olan ve porşe diye okunması gereken arabayı porş diye okuyup bir de böyle okumayanlara laf atan malların ülkesi burası. takılma yani.


  • del piero10  (11.05.20 23:12:19) 
Türkler dışında aksanla bu kadar dalga geçilen yer var mıdır bilemiyorum. Elin monaco'lusu ruslardan beter konuşur laf etmez kimse. Ben süper berraklıkla konuşurum ehe o nasıl ingiliş derler. cahil cühelayla uğraşıyoruz.


  • bahoho  (11.05.20 23:19:08) 
seninki doğru ama tıpkı laptop sözcüğü gibi leptap demek yerine leptop diyoruz ve benimsemişiz. doğal olarak daha kolay söylenen benimseniyor ve doğrusu garipseniyor. sen de sio de geç boşver.


  • tabirimekruh  (12.05.20 00:14:42) 
ingiltere'den bildiriyorum siio diye okunuyor. ama i kaynıyor. yani ceo-sio gibi ama aradaki i yarım i gibi düşünün. bastıra bastıra si i o değil yani.

ama benimkiler böyle okuyor şimdi başkası gidip si i o dese dalga geçecek halimiz yok.
  • ozdek  (12.05.20 02:44:52) 
çok vurgularsan dalga geçmeye de yer arıyorlarsa geçebilirler çünkü burası türkiye. yani cümle akışı içinde cambridge seslendirmesi gibi söylersen biraz garip olur orası öyle ama gülüp dalga geçilecek bir durum da değil tabii. siğio gibi daha vurgusuz olması lazım ortadaki i'nin. gerçi şu da var güzel ülkemizde ingilizce bilmeyen mallar her yeni duydukları kelimeye gülmeye eğilimliler leş gibi siyo demektense si i o demek daha iyidir dalga geçilecek bir şey değildir özünde.

dert etme bende de çok hikaye var böyle zamanında bi ton dalga geçenler şimdi götlerini yırtıyor ingilizce öğrenmek için.
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (12.05.20 02:50:15) 
[]

50/d'li ar.gör. olup kayıt donduran/donduracak olan var mı?

50/d kadrosu öğrenciliğe bağlı olduğu için asistanlık riske girmez mi? Yapan var mı bunu?




 
kesin bilgi: risk yok.


  • giovanne  (28.04.20 14:26:45) 
Yapan var. Anladığım kadarıyla maaşlar devam ama bu süre kadro düştükten sonra öğrencilik için eklenecek.


  • piotr  (28.04.20 15:06:35) 
okul dondurmak karlı mı hocam bu dönemde, bir riski var mı?


  • bbb_1  (28.04.20 19:14:22) 
[]

buonu bitter çikolata (%85 kakao)

bu ürünün değerleri gerçek olmak için çok iyi değil mi? www.fatsecret.com.tr

100 gr'da 12 gr şeker var diyor.

Ama tadına bakınca, ülker'in %80'liğinden (18 gr şeker) de, nestle'nin %80'liğinden (20 gr şeker) de eti karam'ın %73 olanından (29 gr şeker) da şekerli geliyor. Ama bunların hepsinin şeker oranı 100 gr'da 12 gr'dan fazla gözüküyor. Bu nasıl olabilir? Hile yapma şansları var mı?

 
Tatlandirici olabilir?
Icindekiler bölümüne bakmak lazim.

  • logisticsmanager  (21.04.20 22:22:08) 
kakao orani arttikca seker miktari azalir genelde


  • speedy  (21.04.20 22:34:33 ~ 22:34:42) 
Aynen Stevia basmışlardır.


  • superfluid  (21.04.20 22:47:35) 
Bu çikolata bana çok acı geliyor. Türk kahvesinin yanında gidiyor sadece diğer yüksek yüzdeli bitterler gibi tatlı değil bence.


  • dr doofenshmirtz  (21.04.20 22:59:04) 
Ben begenmemistim onu. Cok kalitesiz cikolata tadi var.

Bunu Afrika'da 2-3 yil cikolatasizliktan geberdikten sonra bile diyorsam cidden cok kotu olmasi lazim yani.
  • Sahikaa  (22.04.20 00:06:31) 
[]

Temel bir fransızca sorusu

4-5 aydır fransızca öğrenmeye çalışıyorum, kursta a2'ye geçmek üzereyken salgın nedeniyle kurs durdu, evde kendim devam etmeye çalışıyorum.

Duolingo'da denk geldiğim bir tutarsızlık var ama nedenini çözemedim. İki türlü cümle vereceğim:

1. ... je peux te les montrer.
2. ... je te l'explique encore.

3. ... je vais le lui offrir.
4. ... il veut la lui donner.

Burada 3 ve 4'te neden le/la/les başa geliyor? Neden "je vais lui l'offrir" olmuyor? Te olunca le/la/les'nin önüne geçiyor, ama lui/leur olunca arkasına geçiyor? Bunlar farklı zamirler mi?

 
Evet farklı zamirler. Biri pronom complément direct öbürü indirect. Biri onu, öteki ona olarak çevrilebilir. Bu sırayı gösteren şeyleri ordre des pronoms yazarak aratabilirsin google’da.


  • i ve been mistreated  (08.04.20 01:38:56) 
[]

Sigaraya bağımlı olmadan günde 2-3 tane içen yok mu?

aşağıda zararları sorulmuş, yine aynı cevaplar gelmiş. zararlarını değil bağımlılık olayını soracağım ben.

düzenli olarak günde 2-3 sigara içip bunu artırmayan yok mu? ben çok uzun süre haftada 1 paket sigara içtim ve "günde 1-2 tane içiyorum" dediğimde istisnasız her aldığım cevap, "hep öyle derler, artar o" oldu.

yaklaşık 10 yıl boyunca sigarayı hep ara ara tükettim ama hiçbir şekilde artmadı. yeri geldi paket aldım dediğim gibi 1 haftada bitirdim. yeri geldi 5-6 ay hiç içmedim. yeri geldi otlakçı oldum günde 1 tane içtim, 3-4 gün içmeyip sonraki gün 4-5 tane içtim. bir günde en çok tükettiğim dönemde 2 hafta boyunca arkadaşımda kaldım günde 15'e yakın içtim, tiksindiğim için ordan dönünce aylarca bir tane bile içmedim. en son geçen ay corona tehdidinden dolayı tamamen bırakma kararı aldım ve ağzıma sürmedim, canım da istemedi. bundan sonra içmeyi de düşünmüyorum açıkçası.

bu anormal bir şey mi? neden herkes imkansız gözüyle bakıyor bu duruma?

 
2-3 tane değil de günde ortalama 5-6 tane içiyorum, o da mesai saatlerinde. Sabah molası 1, öğle arası 2, öğleden sonra molası 2 olmak üzere, bazen de evde 1 tane oluyor. Ama bunlar rutinde böyle, dışarı çıktıysam bara falan, o zaman artıyor, gecede 1 pakete yükseldiği bile oldu öyle durumlarda.

Bu arada geçmişte en uzunu 7-8 ay civarı olmak üzere 3-4 kez bırakma denemelerim olmuştu. Geçen yıl son denememde baktım ki sinir krizleri yaşatıyor, en azından kontrol altına alayım dedim, ve bu tempoyla devam ediyorum.
  • zwiegesprach  (14.03.20 18:43:38) 
Aynı durumda olan birkaç tanıdığım yıllar içinde bağımlı oldu.


  • Mirket  (14.03.20 18:44:47) 
Bizim bir aile dostumuz (40 yaş üstü) ben kendisini bildim bileli (15 yıldan fazla) günlük ortalama 2-3 sigara içiyor. Geçmişte babası evdeyken içemediği için günlerce sigara içmeden durduğu da oluyordu, bir yere yatılı gittiyse ya da babası evde yoksa günde yarım pakete vardığı da. Liseden beri sigara içiyor kendisi bildiğim kadarıyla. Yani tam olarak dediğiniz gibi bir sosyal içici. Her zaman paketi vardır ama onun. Ancak bence onun bağımlı olmadığını söylemek doğru olmaz. Bu da böyle bir bağımlılık sonuçta.


  • okuyamıyom ben ya  (14.03.20 19:04:11) 
Ben de yıllardır sadece alkol ortamında 3-4 tane ya da arkadaşlardan otlanarak bir iki tane içerim. Tiksiniyorum zaten sonra içmiyorum bi süre. Bağımlı falan olmadım ama her gün 2-3 tane zaten bağımlılık bence. HER GÜN sonuçta.


  • influx  (14.03.20 19:10:25) 
Yılda 1 paket kadar içiyorum.


  • kisa  (14.03.20 19:13:58) 
Ben yaklaşık 7-8 senedir günde üç dört tane içiyorum. Çok abartırsam beş en fazla. Bazı günler içmeyi bile unuttuğum oluyor. Ya da günde bir tane içtiğim. Paket sürekli alıyorum ama, başkasında istemiyorum. Ve tek bir gün bile beş altı sigaradan fazla içtiğim olmadı.

Birde paket taşımayı sevmediğim için iş yerinde ve evde birer paket bırakıyorum.
  • lana del rey  (14.03.20 19:16:00 ~ 19:17:37) 
ben öyle içiyordum, maddi sebepler ve içtiğim sigaranın tadının bozulmasından ötürü bıraktım. neden içilmesin anlamıyorum. ben de saat başı sigara yakanlara şaşkınlıkla bakıyorum. hiç de imkansız değil. bu tamamen sigaraya yüklediğin anlama bağlı.


  • fyodor fyodorovic  (14.03.20 19:19:22 ~ 19:20:01) 
sınav haftalarında içiyorum sadece


  • leave no man behind  (14.03.20 19:19:25) 
ben. haftada bi kaç tane içerim. nadiren abartıp arttırdığım da olur. arkadaş ortamında da içerim. bazen de haftalarca içmediğim oluyor. eksikliğini hissetmedim. son aylarda ayda bir kaç taneye düşmüş. onu da bağışıklığım düştüğü için içmiyorum pek.


  • piranase  (14.03.20 19:22:33) 
Hafta ici belki bir iki tane icerim ya da icmem.

Hafta sonu gene 1-2 icerim icmem.

Yillardir boyle.

Niye insanlar inanmiyor ben de bunu anlamiyorum.

Illa bi yerde basliyosun.net yazan arkadas kacinci yilda oldugunu da soylese de mesela onlem alalim madem :)

Bazilarimiz boyle inanin artik :)
  • Flipsflops  (14.03.20 19:24:50 ~ 19:26:16) 
yıllardır günde 1-2 taneden fazla içmiyorum, bazı günler hiç içmediğim de oluyor.
çok sigara içen biriyle buluştuysam 5-6’ya çıkıyor ama böyle zamanlardan sonra günlerce içmiyorum.
imkansız bir durumu yok. normal bence, gayet oluyor.
  • ozgur bir kusun hatirati  (14.03.20 19:25:07) 
ben ve annem.

annem kislari haftada 1-2 sigara yazlari da gunde 3-4 sigara seklinde hayatinin son 30 yilini gecirmis.

ben arada 3-4 ay icmiyorum sonra gunde 1-2 bazen haftada 1-2 ama tamamen birakamiyorum. denedim calismiyor.
  • Sebastian  (14.03.20 19:28:34) 
O da bagimlilik


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (14.03.20 19:53:01) 
Aynı durumdayım. Bazen param olmadığında ya da dışarı çıkmaya çok üşendiğim zamanlarda canım çok çekiyor. "Amaaan neyse." diyip unutabiliyorum bir iki dakikaya. Millet de bana imkansız gözüyle bakıyor ama bu istek artmadı bende hiç aksine azaldı. Dün hazır dışarı çıkmışken bi paket alayım bi hafta götürsün beni dedim şu an çöpe atmak üzereyim zerre keyif vermediği için.


  • nolmus yani  (14.03.20 20:28:23) 
Oyle insanlar var ama genelde hic bagimli duruma gecmiyorlar. Sizim gibi bir paket icip bu hale gelebilen asiri nadirdir cunku reseptorler eski haline donemeyebiliyor. O nedenle insanlarin oyle bir sey olmaz demeleri normal. Her kullanicinjn arzu ettigi sey sizim durumunuz


  • red g  (14.03.20 22:03:14) 
Tebrikler, ben hiç böyle yapamıyorum. Bırakıyorum diyorum, o içmediğim bi günün sigarasını da içiyorum.


  • valarmurgulis  (15.03.20 00:34:12) 
Ben de sen gibiyim. Aylarca hic icmiyorum. Arada ortam oluyor alkolle falan iciyorum. Sonra yine icmiyorum. Gun icinde hic aramam, durduk yere canim cekmez. Dışarıda arkadaslarlayken canim isterse iciyorum ama. Suan paket aldim mesela arada kahve sigara yapıyorum. Bu bitince yine içmem. Paketi de muhtemelen bir iki ayda bitiririm.


  • veritaslibertas  (15.03.20 01:05:27) 
günde 2 3 tane içmeye bağımlı oluyosun hocam işte :)


  • Tears of Devil  (15.03.20 01:23:41) 
günde maksimum 4 içiyorum ama bazı geceler dozu kaçırıyorum ama sonraki günler içmiyorum.


  • guitarissimo  (15.03.20 02:04:09) 
ayda 4-5 tane içiyorum.


  • aziz dostum jack  (15.03.20 03:30:38) 
annem. sosyal icici. sosyal icici dedigim de evin balkonunda iste misafir olunca icer. sebep de misafirin icmesi aslinda. onlara katiliyor iste. bu da haftada veya iki haftada 2-3 tane sigara demek.


  • baldur2  (15.03.20 04:29:16) 
10 yıldır günde 1-2 dal içiyorum.


  • kanlakarisikyagmur  (15.03.20 13:54:02) 
1234567  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.