vanilya değil ama denesin bakalım : Dolce&Gabbana Light Blue

Vanilya seviyorsa fragrantica sitesine girip vanilya seçip oradan kokulara bakabilirsiniz.
Benim bildiklerim sunlar;
Dior addict
Mont blanc signature ki ben mont blanc parfumlerini fiyat performans olarak severim.
Birkaç tane daha var ama biraz eski.

Bakarken Yves Rocher Vanille Noire denk geldim, fantastik olmasa da iyi gibi. Shalimar var ama eski gene ve biraz ağır gelebilir. Ha bana kalsa eski yeni parfüm olmaz da ben misal 15-20 tane parfümü olan biriyim ama tek parfüm olacaksa çok ağır olmayan bir şey bakardım heralde.

Neyse kadın arkadaşlar daha yardımcı olabilir.
Bu arada

Dior - hypnotic poison
Yves saint laurent - black opium

fiyat yazılmamış o yüzden nishane-ani

Birden çok sebebi var. İlki Avrupa'ya karşı ellerinde bir koz oluyor. Ne kadar Avrupa'ya ters politika izleseler de mültecilerin Avrupa'ya geçişini engelleyen bir konumda olması sebebiyle daha sert yaptırımlardan kaçabiliyor. Manevra gücü veriyor.

Bunun yanında AB'den belli bir miktar para alıyor mülteciler için.

Ülke içi sebep olarak da ucuz işgücü oluşturuyorlar. Pompacı olarak çalışan ya da bir atölyede çalışan Suriyeli, Afgan vs. Türkten çok daha az paraya çalışıyor.

Su an uzerindeki kiyafetlere bak, yabanci yerli tamamini bunlar dikiyor dunyaya ve bize.

Les gibi is, su devirde kimseyi oraya sokup calistiramazsin.
Gider trendyol deposunda calisir,a101,bim kasiyeri olur motorkurye olur.
tonla alternatifi var normal gencin.

Bunlar ise kacak olduklari icin les yerlerde calisiyorlar.
Holding patronlarinin isine geliyor. Sigorta yok vergi yok.
Tabi taseron olduklari icin esas sirkete de bulasmiyorlar.

Ab zaten fonluyor, ustte dendigi gibi elinde koz oluyor.

Alanin alehine bir durum olmuyor, olan bize oluyor.

konut balonunun patlamasını mülteciler engelliyor,
ne kadar insan o kadar konut ihtiyacı demek
malum ülkenin ekonomisini konut sektörü döndürüyor
patlamaması ve çarkın dönmesi için dışarıdan gelen insan lazım

Bu arada bu sorun yeni bir sorun değil, en az 5-6 yılı var, Erzurum bölgesinde bu insanlar senelerden beri yürüyorlar bu şekilde.

Şöyle düşün,

Yaşadığın şehirde ne kadar pis işe karışmış insan var ise senin mahallene sığınıyor, mahalle ağası sensin, sana sığınanlara göre bir tık daha iyi ekonomik koşulların var, sen o insanlara diyorsun ki gel bana ben seni vermem diğer mahalle sakinlerine burda yaşa, yemene içmene yatmana karışmam nerde yatarsan yat ama hayatın burda güvende. Gel zaman git zaman diğer mahalleleri bu insanlar ile tehdit ediyorsun , bana su ver, emek ver , para ver yoksa bunları sana bela ederim diye. Bi nevi haraç kesme sisteminin gelişmiş hali diyebiliriz :)

tarihci degilim ama yavuz selim zamaninda anadoluyu islamlastirmak icin misirdan getirilenler oldu diye bisey okumustum, dogru bilmiyorum, ama ayni seyin daha kötüsü diye dusunuyorum.

bir de kürt türk ayrimi, alevi sünni ayrimi var ama ic savas vs. olmadi bizde, bence en önemli sebebi bizi bunlara kitir kitir kestirmek.

Bence inşaatı ayakta tutmak, ekonomi, oy falan mikro ölçekli kalıyor bu konuda.
Hayat gerçekten güzel +1 kesinlikle

AB'den para yardımı almak mutlaka asıl gerekçedir ama bunun yanında Rusya'nın Ukrayna'da yaptığı gibi vatandaşlık verip, yarın kendi ülkelerine tekrar gönderince bunları "kendi vatandaşını koruma" bahanesiyle askeri müdahale rahatlığı elde etmek de olabilir.

Ab'den para yardimi nasil ana hedef? Ab'nin verdigi para 2-3 milyar dolar. Suriyelilere 50 milyar dolar harcandi.

AB'nin verdiği para 6 milyar euro. Suriyelilere yapılan harcama resmi rakamsa eğer şişirmedir kesin. Bu yine de işin sonucu. Kapıları açarken kafalarından ne geçti bilmiyoruz. Başta planladıkları maddi destek çok daha büyüktü sonra beklediklerini alamadılar belki. Yine de beklenti paraydı derken anlamı daraltmışım biraz. Para olmak zorunda değil, ab kapısını kapalı tuttukları sürece elinde koz sonuçta. Bundan nasıl bir çıkar elde edecekleri değişir ama bi çıkar mutlaka var.

Goc ve iskan bir politikadir. Dunyada bu politikayi kim ne icin kullanir bakmak lazim. Afganistandan bu kadar genc erkegin kendi kendine Turkiye'ye biz su yoldan girebiliriz diye dusunup yola cikabildigine inanmiyoruz degil mi?

Uluslararası antlaşmalar var. Hemen öyle anında geri gönderme de söz konusu değil. Türkiye'nin ayrıca konum itibariyle geçiş güzergahı üzerinde olması bu yoğunluğu arttırıyor. Bunun için dünya göç yolları haritasına bakılabilir.

Türkiye'nin de ayrıca Avrupa karşısında elini güçlendiriyor diyebiliriz. Avrupa, en geriye doğru gidersek Kavimler göçünden beri Türklerden çok çekiyor böyle.
Ama yine de bu kadar göçmen gitmesine rağmen biz Türklerden misafirperverliği öğrenemediler.
Ha tabi ekonomik konularda Türkiyesiz'de yapamazlar.
Biz göçmen/mülteci yoğunluğundan şikayet ederken Akdeniz hattı boyunca Avrupa ülkelerinde kameralara takılan insanlık dışı tavırlar ve göçmenlerin kasten isteyerek denizde boğulmasına neden olanlar, Avrupa'daki kayıp binlerce göçmen çocuk Türkiye'nin göçmen politikasına göre daha çok konuşulmalı.

Bu arada uluslararasi anlasma falan yok.

Savastan kacanlari geri cevirme kampa koy diye var sozlesme var.
Suriye'de savas zaten bitti.

Afganlarda hem savas yok hem de komsun degil. Bu yuzden almak zorunda degilsin.
Zaten olsa bile almak zorunda degilsin kamp olusturup guvende tutabilirsin.

Oyle bir anlasma olsa biz de almanya'nin kapisina gidebiliriz bizi al diye.

Dunya tarihinde bizim bu yaptigimizin benzeri bir olay yok. Hatta tam tersi savas cikinca kendi vatandasini kampa koyan amerika ornegi var.

Ama zate curuk raporu ciktigi icin yikilmak zorunda degil mi? Atiyorum 90 gun sure icin bosaltilmali bosaltilmazsa beledige gelip elektrik su kesiyor.

Illa yikilsin cozum icin kimseyle ugrasmak istemiyorum derseniz rapirlarla belediyeye gidin onlar zaten muhurlerler apartmani.

eğer gerçekten çürük ve yıkılması gerekiyorsa belediyeye başvurun bireysel, zaten bina mühürlenir.

ha yok aciliyeti olacak kadar kötü durumda değilse, o zaman işiniz iş. ailenizi kurtarın gitsin.

benzer durum içerisindeyiz.

durum şu, özel şirketlerden aldığın raporun sadece bilgilendirici bir niteliği var. belediyeye şikayet edersen zorla belli bir süre içinde yaptırma şartı koyuyor ya da binayı mühürlüyorlar gibi bir şeyler söylemişti ilgili bir komşu.

kimse dediğin gibi cebinden para vermek istemiyor ancak işe belediye karışırsa yaptırılacak deniyor. kat izni sınırda olduğu içinde müteahhit'e yaramıyor.
şikayet etseniz de kara koyun ilan edilirsiniz.

yaptırmaya sıcak bakan komsular varsa ne ala, yoksa evi satıp arazi olmak en temizi.

Konu ile ilgili diğer seçenekler hakkında video youtu.be

Eğer karot alınıp sonuç çürük çıktıysa 60 gün içinde mecbur apartman boşltılıyor. 60 gün sonunda belediye apartmanın elektriğini kesiyor. Bizim apartman yeni çürük aldı hemen çıktık.

Karot alınıp raporun oluşması ayrı, belediyeye teslim etmek ayrı diye biliyorum. Yani henüz belediyeye kimse götürmemiş olabilir.
Belediyeye teslim ettikten sonra 2 ay süre başlıyor.

sizin hikayenin yaşanmışı burada.

tr.sputniknews.com

O opsiyon yok ama kurlardan kaziklamiyor transferwise. Rezil banka kurlarindan cevrildigi konusunda yanlissin.

transferwise kullanmadan once elindeki 100 dolari turk lirasina cevirmesi gerekiyor. o sirada rezil banka kurlarina mahkum oluyor. yoksa transferwise cevirme islemlerine ben de kefilim. oranlar ideal.

o halde parayı bankadan çekip, gidip uygun bir döviz bürosu bulup bozdursa olmaz mı?

www.turkiye.gov.tr

Şuradan belediyenizi bulup başlık altındaki hizmetlerden rayiç sorgulama yapabilirsiniz.

Ya da doğrudan belediyenizin sitesine gidip online işlemlerden kurcalayın. Ama ben daire olarak hiç denk gelmedim menülerde, hep arsa rayiç değer sorgulaması var!

Ford kuga

Kuga tabi ki

ford kuga'dan illallah edip yepyeni aracı elden çıkaran bir tanıdığım vardı. olayı tam hatırlamıyorum, internetten iyice bir araştırın kronik arızasını vs.

mokka hakkında en ufak bir bilgim yok ama.

nedense görsel olarak ford suv lar hiç hoşuma gitmiyor. Ben olsam mokka x alırdım. Ama bu modeller arasına peugeot 2008 de ekleyin derim. 2018 de çıkan modeller tam otomatik olarak geldi. sorunsuz eat6 şanzıman kullandılar. Tip olarak da abisi 3008 e biraz daha benzettiler.

2016 kuga kullandim. memnunmuydum evet, o fiyata sanirsam daha konforlu bi arac yoktu zamaninda. araci 4000 tl'ye aldigimizdan daha pahali sattik 9000 kmde 82000 e alip 21000 de 86000 ya mi ne vermistik 2018de.

aracin sikintisi ne arac inanilmaz yakiyor benim kullandigim benzinli idi. harbi yakiyor. prins lpg falan baktim 8000 tl idi. yeni kuga icin bir yerde toplama suv diye bir sey okumustum niye boyle dediler bilmiyorum.
mokka guvenlik acisindan cok iyi idi. bunu biliyorum hatta yilin otomobili secilmis olanilir. bahsettiginiz kasasi da boyle mi bir bakin. ben psa ve uzakdogu araclarini severim.

3008 ise favorimdir.

Kuga tabiki mokka ne? Aynı segment bile değil.

Honda CRV ?

Dedenin annesi mi?
Abartmadın mı biraz?
Benim annem Bulgaristan doğumlu ben başvuramıyorum yahu

hemen vatandaş yaparlar kaçırma bu fırsatı:)

Annemler menderes zamanı türk vatandaşlığına geçmişler. @trgydl +1

biraz fazla ümit dolu olmuş bu iş, ama bi dene şansını

Sanırım üst soydan başlayarak başvuru gerekiyor. Başvuracak kişi ölmüşse olacağını sanmam

benim kuzenimsilerden biri 5. üst soydan aldı. nasıl oldu akçalı işler mi döndü bilmiyorum ama adam aldı bir iki yıl önce bulgar vatandaşlığını.

usulune gore yaparsan devam ediyor. 34 yasina kadar bu sekilde tecili devam ettirebiliyorsun.

usulü ne demek hocam?

tecil zamanlarina filan dikkat etmek gerekiyor. tam bilmiyorum ben de :)

Kayıt sildirip tekrar kaydolarak olabilir. Aynı anda iki yüksek olmuyor. Yüksek lisans ile 29'a, doktora ile 32'ye kadar tecil mümkündür.

kayıt sildirirseniz ve bu arada bakaya düşmeyecek zamanlamayı ayarlarsanız sorun yokZ

kayıt sildir tekrar kayıt ol sıkıntı olmaz. arada bakaya bile kaldım ben

2 ay sonra askere git?

hahaha onun dışında

yurtdışında iş bul.

memur ol aday memurluk süresini bahane et.

kacak gez. gbt sorgulamalarındanuz uzak dur. çok çok para cezası ödersin.

yaylalar türküsünü ezberle

80 doğumluyum daha halen gitmedim, ne arayan var ne soran. gbt'ye takıldım 2-3 defa orda bile bir şey çıkmadı, kaldı ki zorla alınmıyorsun zaten, yurtdışına çıkmana bile engel değil, niye bu kadar büyütüyorsunuz anlamıyorum.

türkiye'de iş bulamazsın onun haricinde yaşam kalitende herhangi bir düşüş olmaz.

yeraltindan potlar'ın yanıldığı bir yer var. asker kaçağı olmak yurtdışına çıkmaya engel teşkil eder. ayrıca kaçak geldikçe yıldan yıla para cezasını katlar. her gbt sorgusunda bile katlar.

yurtdışına çıkışa engel teşkil etmiyor güzel kardeşim. sadece şubeye gönderiyorlar, orada imza atıyorsun sonra devam ediyorsun.

vicdaniret.org

1 kere bilerek yakalanırsın. paşa paşa ceza yersin, yurtdışına çıkarsın. yakalanman dahilinde 15 gün araman durduruluyor. bu sistemin bugıdır.

450 bin kaçak var şu an, neredeyse ordudaki asker sayısı kadar. 2.5 milyona yakın da tecilli var. buna rağmen artanlardan gidenler devlete yetiyor, genç nüfus avantajı diyelim. yani zaten şu an kaçakların hepsi teslim olmaya kalksa ordu alamaz, öyle bir yığılma var. sonuçta devletin de işine gelen bir arada kalmış durum söz konusu, bu durumu da arada bedelliyle paraya çeviriyorlar işte. olası bir savaş ihtimali dışında yakın gelecekte bu durum değişmez, ki savaş çıkarsa zaten yaptıysan bile riskli durumda olacaksın, o yüzden ben yasaya bakarım. yasa zorla askere alınamaz diyor, para cezası da hapis cezasına çevrilemiyor. kişiyi seyahat hürriyetinden alıkoyamayacağı için yurtdışına çıkışı da engelleyemiyor. sadece göz korkutuyor. tercih sizin tabi ama ben yaşadığımı, okuduğumu söylüyorum.

benim şimdiye kadar çalıştığım yerlere gelmedi. herkese geldiğini sanmıyorum. neye göre seçip gönderiyorlar derseniz, belki ilgili şubenin inisiyatif kullanmasıdır, bilemiyorum.

"asker kaçağı" bolca telaffuz edilmiş, ama yanlış, asker kaçağı olmuyorsun. "bakaya" oluyorsun. önceden gbt'de çıkmıyordu, ama en son çıkan bedelliden sonra gbt'de çıkar şekilde değiştirdiler. Gbt de çıkmıyor diyenler yakın zamanda gbt ye girmiş mi öğrenmen lazım. Yurtdışında 3 yıl çalışırsan, bedelli ile yapabiliyorsun. İmkanın varsa Kiev'i araştır, benim Kiev'e yerleşmeme ramak kalmışken bedelli çıkardı zatı muhteremler. Kenan Doğulu ile aynı tertibim, aynı parayı ödedim :) Ben 13,000 euro ödemiştim (30,000TL), sonra bokunu çıkartıp fiyatı indirdiler iki yıl sonra, yurtdışında olanlara ekstra indirimli iyice boku çıkmış halde. Paran varsa ve zaman da kazanman gerekiyorsa, 3 ay Kiev'de, 3 ay başka vizesiz gidilebilen ülkelerde vs kalarak yurt dışında iş ayarlama sürecinde sıkıntısız kalırsın. Yurtdışında iş bulma çalışma durumun yoksa, ya bakaya olacaksın ki bakaya olmak baya bir vatandaşlık haklarından mahrum olmak demek. Ev, araba bile alamayabilirsin, evlenirken bile problem olur. Diğer seçenek masada tabiki, kısa dönem yap kurtul. Benim kendi şirketim olduğu için, ve askere gidersem o zamana kadar olan bütün emeğim sıfırlanacağı için problem olmuştu askerlik. Gerçi ödedik, 4 yıl sonra sağolsunlar terör/darbe vs yine işler sıfırlandı. Yine yurtdışı düşünüyorum ama bu sefer az gelişmiş ucuz ülke değil, çok gelişmiş para kazanabileceğim bir ülke :)

birde böyle durumlardan, ailen (özelllikle baban) hoşnut değilse, gidip seni şikayet edebilir. benim kuzenimi amcam defalarca şikayet etmişti. ama mevzu amcamın istemediği biriyle evlenmesiydi. yani aranın iyi olmadığı kimseye de söylememen lazım :) son baktım hep para cezasına çevirme olayına gitmişler bakaya sürene göre. en iyi mevzuatı askerlik şubesindekiler biliyor, 2 ay süren kaldığına göre, hala gidip fikir alabilirsin. benim arkadaşım askerlik şubesinde çalışıyordu, bizim zamanımızda yurtdışına çıkmada problem olmuyordu hatta çıktım o dönemde, ayrıca gbt de de çıkmıyordu, gbt yoklamasına da denk gelmiştim. önceki mesajımda bazı yerler abartı olabilir, en son güncel bilgileri askerlik şubesindeki memurlar biliyorlar. ama kasıtlı yanlış bilgi verebiliyorlar, askere gitsinler diye.

elbette var. globalleşti iyice dünya, kalmadı öyle ayrımlar.
kendini geliştirdiysen ki yurt dışı tecrüben de var. bulursun iş merak etme.

imkansızlaştığını iddia eden kim ki?

kendim de dahil olmak uzere etrafimda onlarca insan taniyorum turkiye'den yurtdisinda is bulan. yuksek lisans sonuna dogru degil yuksek lisans suresince bak. ayrica bazi ulkeler yuksek lisanstan sonra is arama izni veriyorlar, o surede de bulup kalabiliyor insanlar. ingiltere'de nasil bu bilemiyorum. yerindeyken de bulman daha rahat olacaktir. azimli olduktan sonra yapamaman icin bir neden yok, emek vermen gerekiyor sadece. bir tek linkedin degil, bagli oldugun okulun mail gruplari / mezunlari araciligiyla da bulabilirsin. ayrica calismak istedigin firmalarin kendi sitelerini takip et, orada da yayinlaniyor ilanlar. kanada icin gocmenlik vs. basvurusu da yapabilirsin. cok alternatif var.

Alanin ile ilgili sirketler icin "Head hunting" yapan "consulting" sirketlerine profilini gönder. Ayrica bircok sirket yeni calisana uzun süreli sözlesme yapmak yerine bu tarz sirkler üzerinden calisani "Outsource" yapiyor.

Ayrica is ararken istedigin ücreti ve calisma izni durumunu acikca belirt.

istanbulda bir ilaç firmasında çalışıyorum. finans departmanından bir arkadaşımız, ingilteredeki şubede açılan boş pozisyona geçiyor :) başka bir arkadaşım da aynı şekilde şirketinin fransa ayağına transfer oluyor. ilk etapta eu da birşey olmayıp da tr ye gelirsen yine özellikle ilaç sektöründe uluslararası firmaları göz önünde bulundurabilirsin.

eve gelmiyor mu vize? pasaport olduğu için gidip almanızı öneririm.

Sizin şirketten çıkar/çıkartılır
3-5 ay tedavi görüp hayatına devam eder
sizin şirketi referans göstermez :)

ne güzel yapmış şu aralar tam öyle yapmak istiyorum.

Kafası yerine geldiyse gidip kadından özür dilesin. Canım çok sıkkındı, bir anlık sinirle oldu gibi bir bahane üretsin.

Ancak arkadaşınızın durumu çok sağlıklı gelmedi bana. Yarın bir gün bilgisayarı birinin kafasına da indirebilir. Kaldı ki kadın bir şeyde dememiş. Verdiğim işi yap demiş, gayet normal... İşi tatlıya bağlarsa biraz izin kullansın, bir doktora görünsün...

yöneticinin ağzına bakıyor şu anda, yönetici takarsa saldırdı filan diye şikayetçi olabilir, uzatıp dava açabilir ve haklı da görünüyor şu durumda. ay yazdığım gitmemiş editi, durum uzarsa beyaz yaka kariyeri de sekmeye uğrayabilir. ama kadın ay lanet olsun derse sadece burayı referans gösteremez, başka yerde çalışır.

birincisi arkadaşının departmanı toplamda 2 adet bilgisayar sağlamak zorunda.
ikincisi arkadaşın savunma vermek zorunda. karşı taraf da öyle.
ondan sonrasına şirketin politikası karar verir, ama masasında bilgisayar kırılan kadının da insiyatifine göre şekillenebilir.

Orayı referans göstermese bile başvuracağı yer sigorta sorgulaması yapıp görebilir sanırım nerede sigortası yattığını. Sonra merak edip neden göstermedin referanslarda diye sorabilirler tabi belli olmaz.

valla hocam bence bitti.
yapılması gereken müdürüne söylemekti benden ekstra iş istediler diye.

sgk da işten çıkma sebebi olumsuzsa etkiler yeni işinde de.
bu kadar atarlı insanı hiç bir yerde tutmazlar.
arti diğer işyeri de uğraştıracaktır amk sen misin bu kendin zaptiyesi derler yani.

olumsuz konuşuyorum ama doğrular bu.
bu kadar atarlı insan başka yerde melek gibi davranmayacaktır.

Neler olur bilemem de yapmak isteyip de yapamadığımizi yapmış arkadaşın. Okurken bi ferahlık geldi, bi "Oyhs!" dedim.

Eğer işe giriş sırasında sözleşmesini vs. düzgün aldılarsa adamdan. Kesinlikle tazminatsız şrkildr iş akdi fesh + zarar verdiği cihazların zararını tazmin. Daha da kötüsü isterlerse SGK kayıtlarına da işlerler. Ki işlesinler de zaten, gitsin adam gibi konuşsun derdini anlatsın, gidip show yaparak bilgisayar kırmak nedir.

Gelsin kadının kocası da bunun kafada kırsın bilgisayarı o zaman.

kesin kovulacak da, en zararsız şekilde sonlanması için hastalığını kullansın rapor mapor götürsün bence. kadından da özür dilesin.

savunma sanayide filan ise kariyeri bitebilir. kurumsal şirketler o kadar da birbirlerinden habersiz değil. sektörde duyulabilir bu olay.

niye bitsin canım, kendi lehine bile yansımasını görebilir ileride :)

umarım o kadın yöneticiye tır çarpıp paramparça olur.

kargo seçeneği var.istediğin adrese kargolar sonuçta.

www.ozdogrular.com

Onlar vergisini ödeyip sana ödemiş olabilirler mi?

veraset ve intikal vergisinin intikal kısmı sizi ilgilendiriyor.

www.verginet.net

burada oranlar var. 2016 yılı için 3.918 TL'si istisna kalanı için yukarıdaki linkteki oranlarda vergisini ödemeniz gerekiyor. tabii size ödülü veren yarışma programı vergisini ödeyip size intikal ettirdiyse sizin ödemeniz gerekmiyor.

İstisna oranları;

www.verginet.net

Gerekmez. Gerekirse devlet gelir, sizi bulur.

bas geç

döviz bürosu.

Belini güçlendirmeyi de düşünmelisin. Core bölgesi diyolla.
Şu an sakatsan iyileşmeyi bekle tabi önce

başvurulan okula ve bölüme göre değişebilir. paralı bir okulsa pek umursamazlar, yoğun başvuruların olduğu bir devlet okuluysa da pek dikkat çekmeyebilir.

solskjaer
+1

Dil kursları. İspanyolca kursu test edildi onaylandı 100% çalışıyor.

pislik olmasa bile biraz görgüsüz ve avam biriymiş arkadaşın.

"pislik" çok hafif bir ifade olur.

onunla ilişkimi gözden geçirir, bir daha da kimseyi ayarlamazdım.

Arkadasin bayagi “got”mus.

Biraz hakli. bu diyecek cihangirde kahvalti, kiz diyecek " ne gerek var ben sana yumurta kirarim" Bu şaka tabi, ama uzun vadede ekonomik farklılıklar çok fark yaratıyor. Çocukken nasıl yetiştiğin bile biraz ailenin maddiyatına bağlı.

Zaten isin icinde ask yok, mantik var. Adam hayır işlemiyor, sevgili arıyor. Birak da adam sevgili olacağı kızda kendi kriterlerini arayabilsin.

kendi tercihidir.

benim değerlendirmem bu kişinin son derece yüzeysel biri olduğu. eğitim ve olanaklara rağmen buralarda takılı kalmış biriyle benim işim olmaz. geçerli bir sebebi olabilir; ağzı çok yanmıştır, işini garantiye almak istiyordur, önyargılarını verim adına kullanmak istiyordur, bilemem. ama görücüye çıkar gibi kız beğenen birinin oralara kadar ilerleyebileceğini de sanmıyorum açıkçası dolayısıyla bu ihtimaller bana konu dışında gibi geliyor.

bunlar bizle değil seninle alakalı. senin değer yargılarını ben bilemem. şahsen, etrafımda her telden çalan insan oldu ve ben bunun böyle olmasını çoğu zaman tercih ettim. bu kimselerden kısa bir süre sonra suratına bakmak bile istemediklerim her ekonomik durumdan da çıktı.

sosyoekonomik olarak alt tabakada yer alan bir kimse mecburen lümpen bir kültürde yetiştiği için, okuyarak veya deneyimle kendisini geliştirmediği sürece lümpen kalabiliyor; okuduğunda bambaşka hasretleri içerisinden canavar gibi çıkıp kişiyi yutabiliyor öyle ki çıktığı kabuğu beğenmez oluyor hatta inkar ediyor, vs...ya da bunların hiçbiri olmuyor, oluyorsa da dengeyi bulmadan önceki kısa dönemli ifrat-tefrit aşamaları olarak kalıyorlar ve başarılı bir hazım gerçekleşmiş oluyor.

sosyoekonomik olarak şanslı bir kesimden gelen kişi için de bir sürü olası durum sayabiliriz, açıkçası üşendim şu an.

ancak varmak istediğim yer şu: böyle durumlarda, kişinin özel hayatına ilişkin ve genellenemeyecek şartlar varsa, belki bunların bir kısmı erkek arkadaşının resimdeki konumunu da açıklar. ancak bunun ciddi bir açıklaması yoksa, bana göre, vurguluyorum bana göre, bu insandan hiçbir halt olmaz, ileride olacaksa da ben bekleyemem şahsen. arkadaş dediğin sana tümden uymayabilir ama önemli konularda, prensiplerde uyumlu olmayı beklerim ben, öteki türlü dünyadaki 3.5 milyar yetişkinle arkadaş olma potansiyelim olurdu.

eh, sonradan cızırtı çıkartacağına baştan belirtmesi iyi olmuş diyebilirim.

Benim yapacağım bir şey değil ama kendi tercihidir. Atıyorum, birisi çirkin bir kızla buluşmak istemez, diğeri parasız olmaz değer, başka bir diğeri "Şu şarkıyı dinleyen biri ile birlikte olmam" der.

Buradaki tek pislik, stalk'laması değil ama stalk'ladıktan sonra kararı verip bu kararı sana bildirmemesi. Doğrudan "Ben bu kızı istemiyorum" dese sorun olmamalı bence. Bulduğunu beğenecek diye bir şey yok.

kız bul diye abazalık yaparken kriterlerini de belirtseymiş. görgüsüz bir arkadaşın var.

Bence de yanlış ve sana saygısızlık, yaptığı temel olarak yanlış olmayabilir yukarda belirtildiği gibi böyle kriterler doğal. Ama senin emek harcamana rağmen böyle iptal etmesi kötü olan. Hiç olmazsa bi kere de olsa ayarladığın buluşmaya gidip bu kararı sonra verebilirdi.

pislik diyebilirsin. adam kiz boyle olsugu icin bulusmam dediginden degil. bu kadar takiksa boyle seylere, sana bastan abi bu ayar bir kiz olsun bana su konuda uyumlu olsun diyecekti. olay kiza gittikten sonra boyle diyorsa hayvanligin onde gideni, kiza nasil aciklanir bir de.

arkadaşın tercihine saygı duyarım.
kendim de saygı duyulacak bir tercih yapıp o arkadaşla muhtemel bütün iletişim yollarımı keserdim. sonuçta seveceği kişide önce maddiyat arayan birinin benimle neden iletişim kurduğu da az çok belli olur.

bence görgüsüzlük değil. pislik hiç değil. tercihi öyle, saygı duymak lazım.

Haklı olabilir. O ekonomik fark gerçekten uzun süreçte kişilik oluşumuna, zevklere ve tercihlere etki edebileceği gibi ilişki içerisinde gidecekleri yerden yapacakları aktiviteye kadar sorun oluşturma potansiyeline sahip bir konu.

Asıl sıkıntılı olan konu "stalk" sonrası bunu konuşmak yerine kaçması, konuşmaması.

Bence kızı sonradan beğenmemiş yani kızı fiziksel olarak beğenmediği için böyle bir şey yaptığını düşünüyorum, tabii yaptığı çok ayıp kız kim bilir kendini ne kadar kötü hissedecek. Eğer gerçekten sunduğu neden doğruysa da en başta sen kızı gösterdiğinde bu durumu düşünüp kızın olaydan haberi olmadan bitirmeliydi, o zaman gayet normal olurdu, kimse kimseyi beğenmek zorunda değil.

Bencil bir insanmış, bir daha zaten birisini ayarlamazsın da uzun vadede pek güven veren birisi değil.

Bu çocuğa uygun bir kız arkadaşım var bence tanıştıralım sonra bizde onlardan kurtulalım!

Eleman kızı beğenmemiş. Kızdan olumlu geri dönüş alınca bir tarafları havalandı muhtemelen.

arkadaşın yavşağın teki kusura bakma. pislik diyip kibarlaşamam, insanları ekonomik durumlarıyla yargılamak yavşaklıktır, daha da istediği hiç birşeyi dikkate almam o insanın, kendisi ahlaki olarak en alt seviyededir.

Sosyoekonomik durum ve aile kişinin yetişmesini, zevklerini, hayata bakışını, hatta kullandığı kelimeleri şekillendiren başlıca şey. Adam kıza bakıp muhtemelen "bu kızla uyum sağlayamayız" diye düşündü. Buraya kadar normal. Ama sana söylememesi ve kızdan söz aldıktan sonra yapması ayıp. Kız kırılabilir. Ama çok da kırılmasın. Bunlar hayatın gerçekleri. Erkekler bin tane sebepten en iğrenç şekillerde reddediliyor. Bir kız da yaftalanarak reddedildiğini açıkça hissetse karma buna kızmaz :)

Kızdan uzak tut. Kıza iyilik etmiş olursun.

insanları sosyoekonomik durumuna göre yargılamak ve "ben bununla anlaşamam" diye kestirip atmak hoş değil, güzel bir davranış biçimi değil. böyle insanlarla arkadaş olmak istemem. bunun dışında kendi tercihi tabii ki. tercihine saygı duyarım ama arkadaşlığımı bitiririm.

bu kadar kendini begenmis artistin tekiyse iki zahmet gotunu kaldirsin da kendi ayarlasin o zaman, niye sana soruyor ki? pazardan karpuz aliyor sanki yarram.

Ahlaksızca değil ama yüzeysel. İki tarafı da kırmaya gerek yok, ilkokul arkadaşımın gönlünü alırdım. Ama bir daha da bu yavşağa arkadaş ayarlamazdım. Yüzüne de "yüzeyselsin oğlum, git kendine kendin gibi birini bul" derdim.

yılbaşı zamları şubat ay maaşına yansıması lazım özel sektör için yani ocakta çalıştığın maaş şubatta yatar

hayır. alınganlık yapıyorsun bence biraz.

bizde zamlar ocak ayına yansıyor ama.

alınganlık yapıyorsun dememin sebebi, performansından emin değilsen, demek ki beklenti altındasın. bu durumda, bence asıl asılabildiğin kadar, sonra seneye olunca bu olan olayı hatırlatıp, maaşında iyileştirme beklediğinden bahsedebilirsin, ama performansından emin olman şartıyla

Dostum git demek mi tam olarak bilemiyorum çünkü çalıştığın şirketin mekaniklerini tam olarak bilmemekteyim. Kendimden örnek vermek gerekirse ben de yeni işe başlayalı 9 ay oldu. Firma büyük firma olduğundan dolayı 3-5 aylık olsa da zam zamanı geldiğinde herkese en düşük enflasyon oranında zam yapan bir firmaymış. Fakat bu sene kriz dolar yükselmesi vs olunca benim gibi yeni işe başlayan elemanların çoğuna zam yapmadı. Benim de performansımdan memnun oldukları için ve başka firmalardan da teklif aldığım için %8 gibi bir rakamla zam yaptı. Dediğim gibi kesin git demek mi tam olarak bilemiyorum ama büyük ihtimalle değildir, hatta konuşursan zam istiyotum vs diye durumları varsa cuzi bir miktarda yapmaya çalışırlar. Zaten yeni eleman olduğun içinde seni göndermek istseler direk işten çıkarırlar. 2 haftalık ihbarın hiç bir firmayı etkilemez...

şirket sahipleri memnun olmadığı elemanlara diğerlerinden az zam(bazen 0) yaparlar, ve bu kibarca git demektir. kurumsal firmalar dahi böyle yapar kıdem tazminatından yırtmak için. bence size git demişler.

git demek değil. diğer girenlere girerken ocak'ta yapacağız zam demişlerdir.

benim çalıştığım yerde de 1 yıl dolmayınca yapmadılar mesela. şubat'ta girdiği için zam alamayan oldu.

sözleşmen öyleyse cidden git demek değildir. geçen sene girenlere yılbaşında zam sözü verilmiştir ve ona istinaden yapılmıştır. seni ucuza kapatmışlar.

ilk sene zam olmayabiliyor, dedikleri gibi diğerleri konuşmuş olabilirler konuyu girerken.

bir de milletle çok kıyaslamamak lazım para işlerini

degil.

performansiniz hakkinda da kendi hisleriniz yerine feedback'leri esas alin.

Bir cevap da ben veriym. Değil. Ben de yeni iş değiştirdim ve nisan zammında zam almayacağımı söylediler ve buna göre anlaştık. İlk bir seneyi doldurmadan zamlardan faydalanamayacağımı söylediler yani.

Genelde ilk yıl zam alamamak normaldir. Senin "yöneticninin baya üst yöneticisi" falan varsa kurumsal yerdir o, bir yıllık sözleşme bitince zam hakkı verirler. Söylendiği gibi, kurumsal yer birkaç yıllık çalışana "git" demek isterse zam yapmayabilir, ama 4-5 aylık çalışana zam yapmamak git demek değildir. Seninle oturmuş anlaşmış yakın zamanda, yaptıkları maaş teklifi bir süre daha geçerliliğini korur.

geçen sene ocakta 5 aylıklara zam yapılmış, bu ocakta 5 aylıklara zam yapılmamış da olabilir. kişisel değildir yani, o yılki gelir-gidere göre alınan bir karardır.

git demek değil

Kapisinin onunden geciyor mu emin degilim ama sola yuruyup otoban baglantisinin oraya cikarsaniz yenibosnaya giden minibusler vardir.yenibosnaya gidip karsiya gecip metroya binersin 2 durak sonra havaalaninda inersin.yazarken bile zor geldi.

Alternatif 2 kapinin onunde dur iceriden uniformayla cikan birisine alana gidip gitmedigini sor seni birakir.

Havalimanına servisleri var belli aralıklarla. Güvenlik kıllık yapıp yok diyebiliyor. Israrcı ol. Araç zaten boş gidiyor. Kapıda bekle zaten, minibüs gelir havaalanı servisi di mi de, şoför alır seni.

pasta olayına filan gircekseniz gerekir. haftasonuysa kalabalık olur işi riske atmayıp rezervasyon yaptırırdım ben olsam

2 kere oldum normal, burnun içi yara bere kabuk olduğu için nefes alamıyorsun, tamponlar ne zaman çıkacak?

tampon nasıl? ortası delik silikon tamponlardansa nefes alabiliyor olmalısın. ameliyattan çıkar çıkmaz nefes alabiliyordum ben burnumdan.

bana hiç tampon takılmadı. çıktığımda nefes alabiliyordum ama sonrasında okyanus suyu falan olsa da nefes alamıyorum.

yara varsa burun içinde normal. kabuk bağlıyor vs. okyanus suyunu aman diyim ihmal etme.

doktoruna danış dostum. mutlaka danış.

valla normal degıl eger yara vs yoksa. tampon varsa normalde tampon da yokmus e ne tıkıyor o zaman? sor hemen doktora

doktorla konuş canım. ben de problemler yaşadım akışına bıraktım şuan nefes alamıyorum yanlış kaynamış delikler iyice kapanmış ama bi amelyata daha hazır değilim. okyanus usyunu bol kullan o çok faydalı

Herkeste mi aynı sorun var ya. Kimle konuşsam nefes alamıyorum ameliyattan sonra diyo?

hayatımda hiç jakuzi görmedim.

doldurup icinde salak salak oturmak geliyor.

bu soruyu görünce beynimin en derin yerlerine indim ama yine de gelmedi. illa seks getiren bir şey istersen aklıma söyleyeyim. kokulu mum.

erkek-17

benim aklıma sadece pratiksizliği geliyor.

hayır hiç gelmiyor. jakuzinin seksle alakası yok ki. birkaç kere içine girerseniz zaten anlarsınız ki oturacağınız yer bile belli ki biraz kaysanız plastik parçalar rahatsız ediyor. mutfak tezgahı bile daha iyi.

hayır

evde var bizim de. ve evet geliyor.
31 f

otel odasında gelir, evde gelmiyor. 30k

Ben de duyuruda ne kadar cok zengin varmis diyecektim.

Hayir

26 - cinsiyet diye bir sey yoktur

Gelmiyor. Evde hiç doldurmadığım bir jakuzi var. Köpük ve çiçekli banyo bombasıyla doldurursam belki romantik hayallere dalarım.

20/XX

Gelmiyor ama bu zamana kadar 1-2 kez gelmistir belki, bilmiyorum.
27 E, cinsiyet diye bir sey var.

Çoğunlukla içine tek başıma bile sığamadığımdan, hayır. 34, E.

Medeni ülke arıyorsan her halükarda türkiyeden pahalı olur. Ucuz ülkede kesin bi falso vardır. Güvenlik hukuk yaşam kalitesi ekonomi bi şeyler bozuktur. Bi de gittiğin ülkenin dilini öğrenmeni tavsiye ederim. Batı avrupada bile ingilizce çat pat konuşuluyor. Doğuda kim bilir nasıldır.

master portal diye bir site var. oraya bak.

kira ve gıdanın ucuzluğunu geç bence. ülke bulunmaz öyle olsa.
zaten master yapanlara çoğu yerde çalışma izni veriyorlar. ama yine de macaristan polonya çek c. minimum şartlarını idare edebilir...

doğu avrupaa ingilizce bilen adam yok çok az. konuşan da bizim bakkal kadar konuşuyo.

Güneyli'ye gidin, sarozun girişinde bolayır'dan hemen sonra sağdan içeri giriyorsunuz

(bkz: erikli)

Güneyli bence de. Enez erikli tarafi gibi kalabalik ve kozmopolit de degil genelde oranin yazlikcilari oluyor.

4 fotokopi diploma vb nüfus cüzdanı galiba onun da fotokopisi. En detaylı bilgi askerlik tecili başlığı sözlükte

kimlik + 4 yada 5 tane fotokopi
diploma aslı + ''
fotoğraf sayısı değişiyor benden hastaneye sevk edecekleri için 15 tane istediler
aklımda bunlar kaldı...

@kablevuku nun dediği gibi askerlik şubesini aramak en iyisi...

benim hatırladığım 4er tane diploma ve kimlik fotokopisi ve fotoğraf. asılları da yanında olacak

Benden 2 diploma fotokopisi aldılar o kadar.Bi de orda evrak doldurdum.Fotoğraf istemediler...Yer Bakırköy

geçen hafta gittim ben de daha önce duyuruda da sormuştum.

sadece diploma/mezuniyet belgesi fotokopisi 3-4 tane. fotoğrafı orada çekiyorlar. evrakları dolduruyorsun sonra aile hekimine götürmek üzere bir kağıt veriyorlar onu imzalatıp getirince bitiyor.

gidilir

gidilir.

biz akşam 4'te gittik içerde 1 kişi vardı

o tarihler genelde hep uzatılır.

sabah da gitsen akşam da gitsen sıra alacaksın. orada zaten büyük ihtimalle keşmekeş olur, sıra alanın elinde kalabilir filan. ben erkenden gidip işinizi halletmenizi öneririm. ya da biraz daha geç gidip son sıralara doğru. o aralıkta da kampüste takılırsınız.

değil

peki hocam ben koşarken falan aşırı yoruluyorum burundan nefes alamadığım için. Ağızdan da kapasite sınırlıymış hiç mi etkisi yok yani?

yok artık tabi ki değil toplumun %80 inde var zaten

hava değişimi almaya imkan sağlayan bir hastalık ama. askerde septum deviasyonu için ameliyat olup 15 gün hava değişimi 5-10 gün de hastane de yatış alabilirsin.

Engel değil. Bana acemilikte ameliyat yapmadılar (septum deviasyonu) son iki ay kala oldum, 1 ay hava değişimi, son 25 günüde memlekette askerlik şubesine gidiip imza atarak tamamladım.

aktuerya

ikisini de yazma, işsizliği garantilersin.
1 sene daha hazırlan.

verirler

Şuan oturduğum mekanda bunun gibi 3-4 tane var

aşırı değil ama güzel.

güzel. abartmaya lüzum yok.

güzel ama aşırı değil gibi.

ortalama

bence bayağı güzel.

taş gibi. ama yatakta nasil o da çok önemli.

Güzel, bundan güzelleri VS meleği zaten.

muthis

Gideri varda 3. fotoğraftaki çorumlu oturuşu olmamış bak.
Aklıma bu geldi;
karikaturistan.files.wordpress.com

Bence güzel bir kadın değil, sadece hoş. Ama fotoğraflardaki kıyafetlerle, yani bohem tarzıyla güzel görünüyor. Yolda görsem bakardım. Ama kadından ziyade saça, kıyafete, tarza bakardım.

www.koton.com.tr

www.koton.com.tr

"Çene geniş, yüz hatları sivri ve erkeksi"+1 ama Anne Hathaway'e benzetemedim hiç.

çok zayıf kadın sevmiyorum. ancak fena değil diyebilirim.

verse ş'apmaz mısın klişesini yapmayalım lütfen. artık yapmayalım.

ben beğenmedim çene geniş. yüz hatları sivri ve erkeksi. ama beğeneni çok olur. bunu beğenen şunu da beğendi: (bkz: anne hathaway)

gördüğüm en güzel kadınlardan biri olabilir.

güzel ama aşırı değil. adam kesmem.

elleri ve özellikle ayakları çirkin.

güzel ayak parmakları hariç.

abi bu kadına sıradan diyenler nerede yaşıyorsunuz söyleyin biz de gelelim:D

dalgasına söylüyorum tabii, herkesin beğenisi kendine. ama bence çok güzel bir kadın, abartmıyorsun.

güzel ama abartılacak kadar değil, ayrıca çok erkeksi, 3. fotodaki oturuş da çok kabadayıca cool değil.

Kadının hammadde olarak çok güzel de, bu saçla başla güzelliğini seçene kadar zorlandım. Konsept olmamış bence, yoksa kadına tü tü tü, maşallah.

Bir de sabah şunu gördüm, ondan sonra güzel deme çıtam çok yükseldi. Normalde tanrıça bile derdim ama şundan sonra diyemedim.
data1.whicdn.com

Bir de biraz kemikli yüzlü bu, kemiklidense yanaklıyı seviyorum ben.

abi bu kemik torbalarını size güzel diye pompalıyorlar siz de ayılıp bayılıyorsunuz. etli butlu olsa biraz güzel hatun tabi.

buna ortalama diyenin suratını görmek istiyorum.çok güzel bence

aynen, demek istediğim o işte. meme yok, çocuk gibi zayıf, bacaklar dal gibi, vs... güzellik kavramı=zayıf olmamalı.

Beğenmediğiniz doutzen kroes buna bin basar ama hiç kusura bakmayın :3

türkiye'de sanat sepet ve bilim işleri hakkıyla yapılmıyor. bu konuda saf ve iyimser bir heyecan duyan kişiler de işin aslını görünce, farkında olmasalar dahi soğuyorlar. sende de aynı şey olmuş bence. bölüme girmeden önce böyle hayal etmiyordun. girince "bu ne amk, çok sıkıcıymış" dedin. muhtemelen beklediğin gibi değildi.

aslında çok acayip bir durum değil, üniversiteye giden insanların büyük bölümü yaşıyor bu hayal kırıklığını. alanını, bölümünü seviyorsan dişini sık ve aynı yolda devam et derim. yok excel-çay işi yapacağım dersen... yapma yahu ne güzel bölümde okuyorsun işte.

bi' de sanırım ailen çok gazlamış zamanında, o yüzden baskı hissediyorsun. bana da çocukken başbakan olacak, büyük yazar olacak, *m üstünde g*t skecek diye sallayıp duruyorlardı. bir bok olamayacağımı fark edinceye kadar ben de bayağı gerilmiş, böyle okuduğum bölümü falan sorgulamıştım. geçti sonra.

Aynen senin gibi girdim bölüme 20007'de. Bu yıl doktoraya başlayacağım. Bu kadar sürede öğrendiğim en önemli şey sevmeden asla yapamazsın. Ben hiç bırakmayı düşünmedim ama sevmeyen, puanı yüksek diye gelen arkadaşlar cesaret edip 2 . sınıfta bırakıp gitti. Devam edenler şu an bambaşka işler yapıyor. Eğer makale okumak, laba girmek angarya geliyorsa yol henüz yakın. 26-27 yaşına geldiğinde çok geç oldu dersin. Devam etmek zorundaysan(aile vs.) biyoinformatik alanına yönelebilirsin. Ya da farklı bölümlerle bir sürü disiplinlerarası çalışma yapan var, onlara bak.

İmla için üzgünüm. Malum mobil.

bu hafta lisanstan mezun oldum arkadaşlar.

laboratuar rutinlerinden sıkılıyor olmakta acayip bir şey yok ben de nefret ederim laboratuardan, pcr'dan mcr'dan ama makale okurken merak duymuyorsan, a bu nasıl böyleymiş diye makalenin içeriğini uyguladıkları tekniklerden hangi sonuca nasıl ulaştıklarını bilmek istemiyorsan yüksek lisansa bulaşma çünkü yüksek lisans = makale okumak.

daha çok ilgi duyabileceğin bir alan varsa onla kombinlemeye çalış okuduğun bölümü, direkt gidip moleküler biyoloji ve genetikte yüksek lisans yapmak yerine atıyorum farmakolojide yapabilirsin ya da kendini tamamen alakasız bir alanda bulabilirsin.

western'den pipetlemeden nefret etmen zaten normal, kim seviyor ki :) Türkiyede de zaten iyice angarya, deneyi kurmak için enzim gelsin diye bekleyen arkdaşlarım var. Genetik böyle bir bölüm.
Daha yüksektesin, su akar yolunu bulur ama başka şeyler araştır, biyoinformatik, sayısal seviyorsan istatistik veya başka şeyler ayrıca yurtdışı neden düşünmedin? bi git, orada lab'ları gör bence.
MBG 2005 mezunuyum ben doktoradayken bıraktım, genetikçiler milyon türlü işi yapabilir, en azından bizim dönemde böyleydi, herhalde yine öyledir, karamsar olma.

(bkz: emlak balonu)

kiracıyla beraber satıyor sanırım

kira geliri iyi. normal fiyat. bakırköy ün göbeğinde. 500 bine satılmasa bile 450 ye müşteri bulur burası.

Ev sahibi öyle istemiş.

kerhaneye yakın.

kiracı 1600 ödüyorsa maximum 400bin eder. 350bin civarına iyi, daha aşağısı kelepir sayılır.
(bkz: kira carpanı )

Memleketteki keriz bolluğunu gösteren ilan. 500.000 tl verende de, 1600 tl kira ödeyende de sike sürülecek akıl yok.
kimse kusura bakmasın. 40m2 nedir yaa? bi de utanmadan ferah yazmış kümes gibi eve.

Atakoyde atakoy konaklari haric hic bir yerin metre karesi 12500 tl etmez , hatta atakoy konaklarinda a ve b blok haric digerleri bile etmez bu abi kafayi yemis. Daha 7-8 ay once biten bakirkoydeki incirli konaklarinda bile metre kare fiyati 8800 lira civarindaydi dedigim gibi bu abi biraz sasirmis.

o ev 500 bin tl değil ki satıcının biçtiği değer o. sende köydeki ağırına 1 milyon tl yazıp ilan verebilirsin.

Ataköy'de evler genel olarak pahalı zaten.
Bir yıl önce o bölgedeki 2+1 bakımsız evlere 550 bin civarı istiyorlardı.

Pahalı alırsın ama satmak istersen de fazla paraya satabilirsin gibi bir durum da var.

Bu arada orası istanbul'da çevre olarak oturulabilecek en güzel yerlerden.
Etraf düzenli, altyapı düzgün, ulaşımı kolay, etrafı düzgün. Alışveriş merkezi, okul, cami, vs. her şey yakında.

bu soruyu sorduguna gore ilk yilin ve bence yol yakinken hayvan gibi ders calisip gecis yap .

yok arkadaşlar ya benim sorum daha spesifik :)

anlayamamisim.

Kampüste yürüyüş yapabilirsin. Bisikletle gezebilirsin. Tenis basket sahalarını kullanabilirsin. Konukevi içindeki havuza gidebilirsin. Üniden dolmuşlara binip cumhuriyet caddesine gidip cafelere bi kaç tane bara gidebilirsin. Bizim gibi hepsinden sıkıldıysan arkadaşlarla çimlerde altı muhabbey çevirebilirsin. Tabiki bunlar koşullara göre değişir.

isimsiz mektup?

senden alakasız bi üniversitede at.ama bilgisayar öğrenci şifresiyle girilenlerden olmasın.
mesela bi şekilde beşitaştaki bahcesehir ünv kütüpanesine gir kütüpaneden at,kamera olmayan bi açıda olan bi bilgisayar bul

eskiden spamavert vardı, tek kullanımlık mail hesabı açıyordun.
şimdilerde ne var bilmiyorum ama vardır bu tarz şeyler

10min mail diye bi sistem var 10 dakikalık mail adresi bunu bulurlar mı?

interneti olan bir cafeye git aç laptopını al mail hesabını sonra yolla. internet cafede kamera var olmaz

kendi laptopundan atma ip falan

Zenmate veya Psiphon aç, Tor browser ile bir daha tünel yap. Kalabalık bir yerden wi-fi ile bağlan. Guerillamail'e gir ve oradan at.

medyatik ve zengin bir profesörün böyle bir saçmalıkla uğraşacağını hiç sanmıyorum, nereden yazarsan yaz. sonuna kadar okursa da gülüp geçer muhtemelen.

Proxy kullan mail atarken.

Buradan hesaplayabilirsin,
www.puanza.com

soruların kolaylığı,zorluğuna göre değişir o.ama bana 150 bin zor gibi geldi.tm'sin bir de sayısallar da olacak önünde.ama lys de düzelir o takma kafana daha erken sıralama için.

YGS-4'te girebilirsin ama diğerlerinde zorca gibi.

geçen yıl Türkçe 32 matematik 17 sosyal 33 fen 4 olan netlerim ile 89 bininci olmuştum. bu ygs 5 mi neydi o puan türünde. bu netlerle de gelsin gelsin en düşük 120-130 bin gelir.

o saydığın markaların yerli asansöre göre 3 katı fiyatı vardır.

senin bolumun nedir?

genetik hocam

adam doğru demiş
ilaçta ya arge finans filan gibi bölümlerin adamı olacaksın ya da reprezantlıktan geleceksin.
maaşsız staj yapmaya fitsen işe kabulde işine yarayacak bir yere bakman bence en doğrusu

Otobüste boş olan yer için neden izin istediniz ki biraz garip geldi bana da kız da o yüzden öyle bakmıştır.

Ben senin yerinde olsam teklif etmeye cesaret edemezdim kank. Ama gurur yapmayacaksan konuş gitsin, sonunda ölüm yok.

Kucukarabalik artı bir. Otobüste bos koltuk yani ne alaka oturabilir mıyım demek. Ama kizin orda neden sert davrandığını anlamadım. Gereksiz olmuş. Bence sen bakismaya devam et. Bu gibi durumlarda hep ne kaybedersin ki diyorum ben. Doğru Zamanı kolla ve bi hamle yap yani.

Kucukarabalikk +1
Nasil sonuclanacagi sana bagli.

git al kızı

Yav neden sordum acikcasi ben de bilmiyorum.

Bence çok güzel yaptın aslında. Ortak bir arkadaşın falan yoksa tanışıp hoşlandığını belli etmek pek de kolay değil normalde. Halbuki sen şu an resmi olarak kızdan ilgilendiğini açık ettin. Bundan sonra gördüğünde bakış at, selam almaya çalış. Karşılık olursa yürürsün, olmazsa yapacak bişey yok.

arkadaş olmaya çalış, yanaşmıyorsa boşuna uğraşma sonra sende takıntıya dönüşmesin. zamanına yazık olur.

Emek israfı.

boşver, sil gönlünden, at gitsin.

efendi adam olma, piç adam ol git ve konuş.

long live rock n roll +1

şimdi burada platoniğin ile ilgili başka bir hikaye anlatsaydın herkes sana belli et diyecekti. sen direk belli etmişsin. kızın o tepkiyi vermesi de bence direkt bir mesaj değil. o yüzden sen tanışmanın bir yolunu bulmaya çalış. ama sakın tanışmadan gidip açılayım deme. o zaman kesin olarak reddedilirsin.

içinde kalacağına elinde patlasın. git konuş

ahmet ümit'i görmüştüm tramvayda. hatta gelip yanıma oturmuştu.

bülent ersoy..

thy antalya uçağında görmüştüm

yıldırım türker.
gayrettepe metrosunun merdivenlerinden iniyodu, ellerinde pazar poşeti vardı.

tarık mengüç ve ajdar.

eminönü'de iskelede kadıköy vapurunu beklerken oğuz savaş'ı görmüştüm. görmemek imkansız zaten 2.13 adam. "anaa oğuz savaş lan" dedim kendi kendime ama o duymadı, uzaktaydı biraz. gidip imza mimza istesem mi diye düşündüm ama baktım etrafında ilgiyle bakan kimse yok, adam gayet sıradan bi' şekilde diğerleriyle birlikte vapur bekliyor, neyse dedim şimdi rahatsız etmeyeyim.

ben vapur beklerken biri imza istese sinirlenirim açıkçası.

popstar yiğit

dolmuş şöförü olmuş

Ben Afroditle aynı uçaktaydım :) Havaalanına inince bana yol sordu hatta :)

rüştü asyalı. hatta kaymakamlığın ordan geçiyor mu abi diye soru sormuşluğum bile var.

metrobüste necip uysal'ı görmüştüm.

Sebnem sonmez (besiktasta vapur beklerken)
Ajdar (kadikoyde otobus duraginda)

metrobüste 3-4 defa erdal bakkalı gördüm.

Taksim hacıosman metro hattında mert fırat'ı görmüştüm

Kadıköy Bağdat caddesinde dolmuşa binip bir tane Feneryolu uzatır mısınız dedim ve bir baktım parayı alıp uzatan amca Gazanfer Özcan.

Topçular feribotunda Mesut Yar'ı gördüm.. adamın saçları bembeyazdı tanıyamadım önce.. insanlar resmini çekmeye başlayınca dikkatli baktım öyle tanıdım..

sener sen, tunel'de gormustum

ivana sert. bide niran ünsal, mehmet ali erbil

selin demiratar.

taksim'de metrodan indiğimizde şişhane için nereye gitmesi gerektiğini sormuştu.

ajdar. fotoğraf da çektirdik minübüste

Bizim bolum baskani. Unlu ne arar la toplu tasimada.

çok garip ama ben ankara metrosu'nda barbaros şansal'ı gördüm. ankara'da ne işin var amk.

herkes ajdari gormus, biri şu adama araba alsın.

bennu yildirimlar minibuste gormustum. yer verecektim sonra vermedim vazgectim. iki uc durak sonra indi zaten

1980lerde Eminönü'ne giden bir belediye otubüsünde rahmetli Safiye Ayla arkamızdaki koltuğa oturmuştu.

doğum saati önemsiz olmakla birlikte evet.

takım elbise uygun bana kalırsa.

gömlek ve pantolon yeterli olur.

Genc erkeklerde polat alemder takim elbisesi sevmiyorum. Blazer dedikleri hayat kurtarici ceket icine uygun gomlek ve altina pantolon iyidir spor klasik arasi bisi yani.

Üniden atılma kalktı hocam. Dondurursan öğrenci belgesi alırsın ama durumun 'pasif' diye yazar. Kayıt dondurmana gerek yok hem neden donduruyorsun ki? Dondurmazsan e-devletten aktif yazan öğrenci belg. Alabilirsin derse kayıt yaptırmasanda.

siyaset, ticaret filan hamur işi. adam bombayı patlattıysa ve hala egosu tavan yapmamışsa olgun bir şekilde "evet aga benden yönetici filan olmaz, bilmemkim yönetsin ben para saymaya devam edeyim" diyebilir. ben olsam derdim en azından.

muhakkak olmuştur. kim olduğu hakkında ise fikrim yok.

1) Bunun icin Google ve Eric Schmidt ornegi var. Iyi urun gelistirmek ayri sey, satis yapmak ayri sey, sirketi yonetmek ayri sey.

2) Bunun icin su makaleyi okuyabilirsiniz: hbr.org

birazdan sana youtube dan saniye linkiyle yanıt vericem.

biraz zaman alacak sanırım :) vidyodaki o kısmı arıyorum.

buldum: www.youtube.com 05.37 ye kadar dinleyin.

1) Bahsettiğin örnek birebir Apple'da yaşandı. Steve Jobs yönetici olarak Pepsi'nin başındaki isim olan John Sculley'i getirdi. Ancak bu Steve'in hayatı boyunca vermiş olduğu en yanlış karardı.

2) Bunun için Markafoni'yi örnek verebiliriz. Şirketin başında kurucusu Sina Afra vardı, şirket satılınca Hepsiburada'nın genel müdürünü Markafoni'ye CEO yaptılar.

1 ve 2, Her ikiside ayni degil mi ben mi yanlis anliyorum?

1) Apple, google, microsoft (bill gates chef engineerdi), yahoo vs.

Yonetmek ayri, is kurmak ayri

olması gereken budur. İyi bir girişimci her zaman iyi bir yönetici olacak diye bir kavram yoktur. Özellikle dijital sektörlerde "start up" kavramı bunun üzerine kurulmuştur. Kişi fikrini uygulamaya sokar, para kazanmaya başlar şirketin yönetimini devreder ve bir sonraki startup'a geçer.

Çalışma isteği gibi bişeyi mi kastetmiş acaba inanç yerine.

işte böyle böyle müdür olunuyor, büyük bi ders vermiş aslında sana

Yani kazanmak icin yorulmak lazim, o yuzden sen dogru yoldasin demek istemis.

anlayana...

kadın ateistmiş

Ayni model bi de bende var.
5 gibi basliyor her aksam, vaaz gibi nasihat gibi, artik kafam mi kazan oluyor bilmiyorum ben de bise anlamiyorum ama hep hmm, aa, evet, cok dogru, kesinlikle .. diyorum.
bi gun ne dedim tekrarla dese , höö diye gozlerim acilacak, hayirlisi bakalim.

bence de boyle boyle mudur olunuyor

elim var kolum var ama çalışmaya götüm yok demiş :)

:D beterin beteri var kardeş ya bu fıkrayı anlatsaydı: www.youtube.com

vikvik etme yorgunum diye demiş kısaca..

bu müdürlerin alayı mal..

" ama çok yoruldum bu gün" demişsin ya, ona gönderme yapmış müdürün. öyle deme, öyle düşünme demek istemiş.

"ama"dan sonra söylenenler öncekileri kenara iter/geçersiz kılar. masada "ama"dan sonrakiler kalır.

bugün epeyce yorucu bir gündü ama evet memnunum :)" demekle, "evet memnunum sağolun ama çok yoruldum bugün :/" demek farklı etki yaratır.

hayattan ne beklediğinle bağlantılı. en büyük zenginlik ailemle geçirdiğim vakittir diyebiliyorsan, neden olmasın? kariyer, plaza hayatı, hırslar falan nereye kadar? ama ileyle yaşamak belli bi yaştan sonra koyabilir mi, aileyle genel ilişkileriniz nasıldır bilemem.bir de körelme riski var tabii. sonradan dönmek isterseniz herşey daha mı zorlaşır bilemedim. ama ben son günlerde şehir hayatından iyice tiksinir oldum.

İstanbul yerine evine daha yakın bir iş imkanı olan şehir, Ankara mesela daha iyi olabilir.

Okumuş ama babasının işini yapan çok var ama bölümünü sevityorsun gibi. Bir sene çalışmanı öneririm en az. Ondan sonra istediğin zaman zaten dönebileceksin baba işine.

cigerdelen +1, abi böyle olacaktı ise en başta hiç okumasaydın. 4 sene sinema için mi yaşadın istanbul'da o stresle? anladığım kadarıyla kayıpsız bitirmişsin 4 senede çatır çatır. süper. şimdi bi süre dinlen bence. sonra istersen askerliği falan çıkar aradan. veya yüksek lisans ya da başka bi şey. ya zaten eminim 1 ay evde kaldığın zaman kendi düzenini özleyeceksin. öyle ya da böyle sen 4 yıl istanbul'da yaşadın. "ev ne güzelmiş lan" diye orda kalmak istemezsin bence uzun vadede.

ben seni çok iyi anlıyorum. acayip asosyal bi herifim. ama okula giderken vapura binmek falan abi bunlar çok değişik şeyler. istanbul'u hiç sevmesem bile, en azından okul bitene kadar burda yaşamak istiyorum. bunca emekten sonra sen de gidip züccaciye dükkanına oturma bence. özlersin burayı.

yap karşim en doğrusu. herkes senin kadar olgun olsa metropollerde nüfus deli gibi artmaz, okumuş entelektüel insanlar tek bi yerde gruplanmaz ve ülkenin kalan bölgeleriyle olan ayrışma bu kadar belirgin olmazdı. uluslararası firmalarda staj yapan arkadaşlarının çoğunun olayı goygoydur yani zaten, rahat ol. olur tabii neden olmasın. üniversite meslek edinmek için okunulmaz, okumuş züccaciyeci tabii ki olur. kolay gelsin.

bi sene züccaciyelik yaptıktan sonra hala o işten tatmin olmaya devam edebileceğini düşünüyosan git memleketine. ama bu kadar emek verdikten sonra ben olsam daha iyi bi iş peşinde koşardım. illa ki istanbulda yaşa, ceo ol demiyorum. ama züccaciyeliği okul okumadan da yapardın. en azından emeğinin hakkını ver.

cigerdelen ablanın tecrübesi bizden fazladır, düşüncelerine önem veririm ama burda katılamadım.

üniversite okumak sadece meslek için yapılması gereken bir şey değil ki. istanbulda pek çok tecrübeniz olmuştur. ufkunuz genişlemiştir.

o dediğiniz firmalarda (dikkat klişe içerir) kapitalist sisteme köle olmuş insanlardan biri olmak mutlu olmanıza garanti değil. bi yanda annen bi yanda mutlu/huzurlu yuvan varsa insan daha ne ister ki?

fen lisesi ve öss derecesi zeki olduğunuzu gösteriyor. böyle bir insan ne iş yapsa(bir aksilik çıkmazsa tabi) güzel yönetir gibi geliyor bana.

tip A kişilikte değilseniz dönün memleketinize. aradığınızı bulamazsanız istanbul kaçmıyor ya? internet üzerinden bile yapılıyor artık iş başvuruları.

anne önemli bak.

editgül: olmadı ilk sinemayı sen açarsın be! hangi şehir olduğunu söylesen daha çok fikir gelebilir tabi.

editnur: matematiğin falan da iyidir senin. memuriyeti de bi düşün. baban tükkanın başında durur sen de iyi maaş alırsın geçinir gidersiniz.

Valla Ankara'da bi aktar tanıyom. Adam avukat. Okumuş adam dükkânda durur mu? Duruyo işte. Kendi işinin başında duruyo. Adliye koridorlarından bıkmış zahir. Diyceksin ki aynı şey diil. Ankara olsa bile, herif büyük şehirde. Tamam orası farklı. Ama sosyalleşmek de sinemadan ibaret değil. 20 kilometre de, korkunç bir uzaklık değil. Haftada 1 bile gidilebilir.

Benim bu soruda takıldığım mevzu şu: Amerika'da niye Türk yok? İşte bu yüzden. Ana baba hasretine dayanamıyo Türkler. Aileden 'ayrışamıyo'. Benim çalıştığım kata bi gelsen, Amerika'ya mı geldin, Kalküta'ya mı gittin anlamazsın. Alayı Hintli. Şindi bu çocuklar, ağaç kovuğunda mı büyüdü? Hayır. Naapıyolar peki? Skype yapıyolar. Üstelik ana babalarını görmek için, senin gibi, atıyorum, 800 kilometre yol gitmek yetmiyo. İki gün gidiş, iki gün geliş sürüyo kapıdan kapıya. Filipinli bi qız vardı, gelmiş ve bi daha da gidememiş memleketine. 4 gün mü ne sürüyo gitmesi. Zaten izni bi hafta on gün! Tamamı yolda geçecek. Beterin beteri var yani. İstanbul'da doğup büyümüş ve İstanbul'dan kaçmak isteyen birinin duyurusu vardı geçenlerde burda. Ne dersiniz, küçük şehirde yaşayabilir miyim? diyodu. İstanbul'un bissürü cazip yanı var, bissürü de zahmeti, külfeti var.

Bu noktada, filmi 30 sene ileri sarıp, o günleri hayâl etmemiz lâzım. Anneni babanı mutlu ettin. Kariyeri bıraktın. Züccaciyeye devam. Allah gecinden versin, onları uğurladıktan sonra, nasıl hissedeceksin? Uluslararası firmalarda yönetici olmuş arkadaşlarına bakıp iç geçirecek misin? İmrenecek misin o hayâta? (Zerre kadar da imrenilecek bi hayatları olmiycak, onu da söyliyim sana). Yoksa çocukların, annenin yaptığı çobanı yiyerek, cacığı içerek büyümüş mü olacak?

Bi arkadaşım New York'a geldi mastır yapmaya. Çok parlak bi çocuk, hemen hocasından teklif aldı. 'Gel okulda kal' dedi hocası. Babası fikrini sordu naapmak istiyosun? diye. Çocuk düşündü ve 'Baba be! Daha kaç senemiz kaldı ki senlen beraber geçireceğimiz?' diye soruyla cevap verdi. 'Ben dönmek istiyorum Türkiye'ye' diye de ilave etti. Babanın gözleri doldu, bişey diyemedi tabii.

ailene yakın bir şehirde kariyerine uygun, yönetici adayı olabileceğin özellikle ihracat işlerinde gelişen bir şirkete kapağı at, en azından hafta sonu atlar gider ailenle kalırsın, sosyal biri değilsin anlaşılan arkadaşlarına yakın olmak da iyi gelir.

yeni mezunlara pompalanan CEO luk hayallerine inanmayacak kadar büyüdük.

İnan ki, başkasının soluğu ve emri altında yaşamak - çalışmak çekilir şey değil. İsteyen istediği kadar züccaciyeci desin..

İsteyen çöpçü desin ulan, yeter ki emir verme puşt müdür, yeter ki gölge eyleme ibne direktör...

şu an hangisi iyi gelecekse onu yap. pişman mı olacaksın ileride, ol ama zorlama kendini daha şimdiden, hayat her şekilde yorucu zaten.

(bkz: karar vermek/@compadrito)

böyle kararlar aniden verilmez. uzun zamana yay bu kararı. üzerinde aylarca ve belki de iki sene filan düşün.

bu konuda yazacak cok sey var, mobilim sabah editlerim belki.

ama sunu yazayim şimdiden;

sinema 20 km demissinya, istanbulda ki en yakin sinemaya gidene kadar ki surede o 20 km yi rahat rahat gidersin.

dun kadikoydeki zirveden 18:20 de ciktim 20:40 da karsiya levente anca gectim.

bu istanbul da helikopterin ve teknen yoksa yasamak anlamsiz anasini satayim.

Dur dükkanın başında bi altı ay, dene. Bak bakalım yapabilecek misin onu gör karar ver.

Hem mezun olduktan sonra-askerlik öncesi dönemde bunu tecrübe edersin, hem bir şey kaybetmemiş olup ailenle vakit geçirir ondan sonra karar verirsin.

Ama sevmediğin sürece bir işi yapma, kaç.. Çok para kazanıp mutsuz olacağına, az kazanıp mutlu ol.

yazın ikisini de yapamaz mısın? yap, tertemiz kurtul hiç boşa uzatma.

okulu uzatma. kesinlikle a.

Ben de bi benzerini yapıyorum. Son seneye geldim şimdi işe güce verdim kendimi biraz network sağlayıp, az biraz tecrübemi katlayıp daha sonra okulu bitiricem.

@alman neden öyle yapıyorsun peki?

Ben ettim sen etme, a.

dedim ya network sağlıyorum. insan tanıyorum, tecrübe sağlıyorum. işim gereği freelance çalışıyorum. okuldan mezun olup dingil gibi piyasaya atılmak istemiyorum. şimdi çalışıyorum az buçuk yaza doğru da tahminlerim doğru olursa beni doyuracak iş imkanına sahip olmuş olucam. bir sonraki sene de bitiricem. ama benim devamlılık sorunum çok yok. sinema okuyorum ben. bitirme filmi çekip mezun olucam. ayak bağı olan bütün dersleri bitirdim.

Eğer erkeksen sonsuza kadar uzat. Askerlik falan, çok pişman olursun. Kızsan da naparsan yap..

hangi iş kolay? hangi işi insanlar zorlanmadan yapıp para kazanıyor? bunlar da göz ününde bulundurulmalı. yoksa makale yazmak, tez yazmak normal şeyler. sanırım özel sektörle ilgili bir fikrin yok. varsa şansın bilimi de seviyormuşsun, akademik kariyer yap. güzel meslek bana kalırsa.

Genetik falan mi okuosunuz?

Yuksege basla, is de bakin. Hangisi hosuna giderse devam edersin.

Keske akademik yapcam demekle oluverse ya:(( kadro bulmasi hebelesi hobelesi, mutlu olcain olur umarim.

akademik kariyer tabiri çok itici.
bilim sonsuza dek okunur çalışılır bilim insanı olunur
bir yandan başka iş, işler yapmak istersen de yaparsın yani ne var
ben hepsini yapıyorum birlikte.