Giriş
(1)

youtube istatistikleri

kibritsuyu
youtube'un bir istatistik sayfası yok mu "bugüne kadar en çok izlenen videolar", "bu yıl içinde en çok izlenenler", "en çok like alanlar", "en çok unlike alanlar" falan filan gibi? aradım bulamadım.
youtube'un bir istatistik sayfası yok mu "bugüne kadar en çok izlenen videolar", "bu yıl içinde en çok izlenenler", "en çok like alanlar", "en çok unlike alanlar" falan filan gibi? aradım bulamadım.
0
kibritsuyu
(17.10.12)
badiparmagi
(17.10.12)
(2)

windows live mail posta import etme

kibritsuyu
harddisk değişti, bilgisayarı baştan kuruyorum. her şey tıkır tıkıri microsot programları dangalaklık edip duruyor.windows live mail programını kullanıyorum. başka program kullan demeyin. harddisk değişmeden önce programdaki bütün mailleri yedekledim, flaşdiske aldım. yenisini kurunca da diyorum ki
harddisk değişti, bilgisayarı baştan kuruyorum. her şey tıkır tıkıri microsot programları dangalaklık edip duruyor.

windows live mail programını kullanıyorum. başka program kullan demeyin. harddisk değişmeden önce programdaki bütün mailleri yedekledim, flaşdiske aldım. yenisini kurunca da diyorum ki flaşdiskten al, mail programının içine koy. gelen kutusu altında bir sürü klasörüm var tek tek ayrı ayrı. bu dangalak güzelce alıyor ama depolama klasörü diye bi zikin altına koyuyor bütün aldıklarını. ya oraya koyma. normal maillerin geldiği klasöre koy. yenileri de üstüne gelsin. yok, illa depolama zikinde duracak. sürükle taşı kopyala yabıştır falan yok.

nasıl alırım lan bi daha o kadar klasörü tek tek açmak da istemiyorum. ayrıca da eskisi yenisi hepbir dursun isyiroum. eskiler depolama şeyinde, yeniler gelen kutusunda olmasın lan çok mu zor bi şey istiyorum?
0
kibritsuyu
(16.10.12)
eski wlm sürümüyle şimdi kullandığınız sürüm farklıysa yedekleri kabul etmeyebilir
0
zombie0
(16.10.12)
farklı değil. ayrıca yedekleri kabul ediyor. ama gelen kutusu altında değil depolama klasörü adı altında bir yere kopyalıyor. oradan alıp başka yere de taşıyamıyorum.
0
🌸kibritsuyu
(16.10.12)
(3)

caaanım masaüstü resmim - oda şeklinde 3d çizim

kibritsuyu
bition'da görmüştüm birinin masaüstü kepçırıydı. kullandığı duvar kağıdının linkini de vermişti. boş bir oda. sol duvarda raflar var. sağ duvarda mantar pano var. kenarda bir masa var. şeklinde bir 3d çizimdi. bition'da kim paylaşmıştı ve linki vermişti bilemedim. yoğun duyuru kullanan elemanlardan
bition'da görmüştüm birinin masaüstü kepçırıydı. kullandığı duvar kağıdının linkini de vermişti. boş bir oda. sol duvarda raflar var. sağ duvarda mantar pano var. kenarda bir masa var. şeklinde bir 3d çizimdi. bition'da kim paylaşmıştı ve linki vermişti bilemedim. yoğun duyuru kullanan elemanlardan biriydi, nicki buradan tanıdıktı hatta. bilenlerden ricamdır bi buldurun be. hatta kendi görecek büyük ihtimalle "bendim" diyecek.
0
kibritsuyu
(16.10.12)
kül
(16.10.12)
değil ama çok benzer. görüş açımız böyle tepeden değil, göz hizasından. raflar da kütüphane gibi değil, duvara çakılı raf gibi.
0
🌸kibritsuyu
(16.10.12)
sutlu nescafe
(16.10.12)
(2)

firefox'ta araç çubukları yeri

kibritsuyu
arkadaşlar firefox'ta sekme çubukları ile adres çubuğunun yerini değiştirebiliyor muyuz? sekmeler yukarıda, adres çubuğu onun altında duruyor. sekmeler aşağıda dursun, adres çubuğu yukarıda dursun. sürüklenmiyor. var mı bir yolu?
arkadaşlar firefox'ta sekme çubukları ile adres çubuğunun yerini değiştirebiliyor muyuz? sekmeler yukarıda, adres çubuğu onun altında duruyor. sekmeler aşağıda dursun, adres çubuğu yukarıda dursun. sürüklenmiyor. var mı bir yolu?
0
kibritsuyu
(16.10.12)
en yukarı gelip özelleştire basınca taşınabiliyor.
0
sutlu nescafe
(16.10.12)
adres cubugu yukari aliniyor sanirim ama sekme cubuklari menu gizliyken hareket etmiyor. menu gizli degilken menu yanina adres cubugunu cekip, digeri altta kalmasi saglanabilir. (sag tik > ozellestir)
0
entrapmen
(16.10.12)
(2)

windows 7 kurulum problemi

kibritsuyu
laptop'ımın tekleyip duran harddiski sonunda hakkın rahmetine kavuştu. problemi ve çözümünü bildiğim ve kendi başıma yapabileceğim halde servisine götürdüm. o da aynı teşhisi koydu, tık diye harddiski değiştirdi. kurulumunu da yapayım dedi, yok dedim kendi recovery cd'lerimden kendim yaparım. getird
laptop'ımın tekleyip duran harddiski sonunda hakkın rahmetine kavuştu. problemi ve çözümünü bildiğim ve kendi başıma yapabileceğim halde servisine götürdüm. o da aynı teşhisi koydu, tık diye harddiski değiştirdi. kurulumunu da yapayım dedi, yok dedim kendi recovery cd'lerimden kendim yaparım. getirdim açtım, cd'den boot ettim, yapılması gerekenleri yaptım, ama kurulum yaparken bir noktada, dosyaları bilgisayara kopyalıyor, sonra kurulum başlıyor "yapılandırılıyor" diye, %bilmemkaç olunca "windows kur windows'u bu bilgisayarın donanımı üzerinde çalışacak şekilde yapılandırılmadı" şeklinde bir hata veriyor. bilgisayardan yaptığım windows 7 home premium 64 bit recovery cd'lerile denedim olmadı. kutusundan çıkan 32 bit cd'leriyle denedim olmadı. olmuyor da olmuyor. sıfır harddisk takıldı, bu mu bozuki niye yükleyemiyorum windows 7'yi?
0
kibritsuyu
(15.10.12)
harddisk kablolarında bir problem olabilir mi?
0
gozyakansakiz
(15.10.12)
BIOS ayarlarından AHCI modunu değiştirin. Aktifse pasif yapın, pasifse aktif yapın.
0
ahmetcan44
(16.10.12)
(10)

ankara'da fotoğraf çekmelik yer

kibritsuyu
canon 550d'nin hakkını vereyim diyorum artık. aldığımdan beri oğlumun fotoğrafını çekip duruyorum evin içinde. istiyorum ki şöyle hanımı çocuğu alıp çıkayım makinemle sahaya, hem gezmiş olalım, hem de fotoğraf çekeyim. sümüklü çocuk da olur, kırışık dede de olur. kibritsuyu photography olayım artık.
canon 550d'nin hakkını vereyim diyorum artık. aldığımdan beri oğlumun fotoğrafını çekip duruyorum evin içinde. istiyorum ki şöyle hanımı çocuğu alıp çıkayım makinemle sahaya, hem gezmiş olalım, hem de fotoğraf çekeyim. sümüklü çocuk da olur, kırışık dede de olur. kibritsuyu photography olayım artık.

nereye gidelim biz?
0
kibritsuyu
(12.10.12)
çok uzaklaşmak istemiyosan yenimahalleden şentepe'ye doğru çık, oraların ankara manzarası da güzel, yaşlı emmi sümüklü bebe de çok.

edit: gündüz vakti çok da sorun olmaz hacı bey ara mahallelere girme yine de.
0
hocam fazla egon var mi
(12.10.12)
ankara kalesi?
0
himmet dayi
(12.10.12)
(bkz: hamamönü)
0
cevab veremedi
(12.10.12)
ulus-meydan-hacıbayram-bentderesi(akşam ve ailecek gitmemenizi öneririm )kaleye çıkarken çıkrıkçılar yokuşu-beypazarı-imkan bulabilirseniz odtü güzel mekanlardır fotografa malzeme olma konusunda..
0
hicmimar
(12.10.12)
tam odtü zamanı şu an yapraklar falan sarardı. gece aydınlatması da iyi.
0
ayiadam
(12.10.12)
cevizlidere tarafına, mhp'nin oralara gel iyice çık yukarı. cevizliderede iki tane yokuş var, gelirsen diye tarif ediyorum akyurtun oradaki yokuşun en üstünden bir manzara var, ağzın uçuklar. sırf ona bakarak yürüyebilmek için akşamları 6-7 durak önce iniyorum. mhp binası harika gözüküyor, ankara harika gözüküyor her şey o kadar mükemmel ki...
0
zazazaraeta
(12.10.12)
eymir
0
acemiyazar
(12.10.12)
- yenimahalle şentepe civarında manzara iyi de orada götümüzü keser, makineyi de alır giderler gibime geliyor. şentepe tekin bir yer değil bildiğim kadarıyla. ben karım ve iki aylık oğlumla gitmek istiyorum.

- ankara kalesi ve hamamönü iyi fikir.

- odtü ve eymir'e girebiliyor muyuz ki kafamıza göre. eymir hadi neyse, arabayı girişe koyup yürürüz de (bi de otobüs muhabbeti vardı en son), ostü'ye içerideki odtülü arkadaşımızın referansıyla bile birbir sorguyla giriyorduk daha geçen sene.

- @zazaza: evimiz o civarda zaten, balkon manzaramız da dediğine yakın. tam dediğin yerdeki caminin arkasında köşede, tam yamacın başında bi ev var kartal yuvası gibi. gözüm var o evde :)
0
🌸kibritsuyu
(12.10.12)
Sizin ilacınız bilkent de doğramacızade cami ve çevresidir.
0
mayday
(12.10.12)
CanonTURK Ankara grubu geziler duzenliyor ara sira, istersen onlara da bi bakiver ;)
0
oligomer
(12.10.12)
(7)

ayak bileği problemi - artık tak etti

kibritsuyu
uzun uzun anlatacağım. cesareti olmayan okumasın. artık ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.babam şubat ayında buzda kayıp düşerek ayak bileğini kırdı (git: 366548). çevreden yetişip ambulansla ankara'nın en büyüklerinden biri olan devlet hastanesine götürdüler (babamı almak için sedyedi getiren ambulan
uzun uzun anlatacağım. cesareti olmayan okumasın. artık ne yapacağımızı bilmez haldeyiz.

babam şubat ayında buzda kayıp düşerek ayak bileğini kırdı (git: 366548). çevreden yetişip ambulansla ankara'nın en büyüklerinden biri olan devlet hastanesine götürdüler (babamı almak için sedyedi getiren ambulans görevlisinin de aynen babamın bastığı yere basıp, aynı şekilde düşmesi de ayrı bir yazının konusu olabilir, allah'tan adama da bir şey olmadı, babamı da henüz sedyeye koymamışlardı). hastanede ayak alçıya alındı, ama doktor da dedi ki "alçıyla olmaz, kırık kötü yerde, tutmaz, ameliyat olması gerekli". ama babam 76 yaşında ve bypass ameliyatlı olduğu için pek razı gelmedik. doktor da dedi ki "peki madem bi 10 gün alçıda dursun, hiç üstüne basmasın, 10 gün sonra kontrole gelin bakalım". 10 gün sonra tekrar o devlet hastanesine gitmedik. artık emekli olmuş bir doktor akrabamızdan bir ortopedi doktoru tavsiyesi aldık. ankara'nın özel hastane denince ilk akla gelen büyük bir özel hastanesindeki bir ortopedisti önerdi. hastaneyi değil doktoru önerdi. doktor tekrar röntgen çekti ve alçı ile olmayacağını, ameliyatın şart olduğunu söyledi. dış malleol kırığı imiş. neyse naapalım dedik, babam ameliyat oldu, ayağına plaka vidaladılar. kırığı kısa sürede iyileşti. doktor kontrollerini aksatmadı. iyileştikten sonra dediler ki tam eklemdeki vidayı almamız gerekli, yoksa bileği tam bükemezsin. neyse yine narkoz aldı, vidayı ufak bir operasyonla aldılar.

kırık iyileşti, ama ameliyat yeri tam iyileşmedi. bileğindeki şişlik ve acı da tam geçmedi. ameliyat eden doktor "6 aya kadar düzelir, 6 aydır bizim için önemli olan" falan dedi. babamın ayağı ayakkabı giyemeyecek kadar şiş. kıro gibi ayakkabısının topuğuna basarak geziyor ama yürüyor yani. şişlik azalmadı, ameliyat yerinde de 1 cm kadar iyileşmeyen bir yara vardı.

neyse yaz geldi, babam o şekilde tatile gitti. ayağındaki şişlik duruyor. yara da iyileşmediği için denize de girmiyor mikrop kaparım diye. ha bu arada raporlu ilaçlarını yazdırmak için gittiği bilumum doktor (ameliyat eden dahil) ozonize edilmiş zeytinyağı diye saçma sapan bir şey dahil bir sürü yara merhemi verdiler, hepsini kullandı. neyse yara kapandı.

bir gün yine tatilde babam içtiği bir kase işkembe çorbası sonrasındaki gece bileğindeki şişlik ve acı müthiş arttı. ertesi gün hastaneye gidildi. hastanedeki ortopedist kimsenin aklına gelmeyen bir teşhis koydu: "gut". ilaçları verildi, diyet verildi, ilaçları kullanınca şişlik de acı da epey azaldı. oh dedik neyse en azından neden olduğu meydana çıktı.

tatil bitti dönüldü. babamın ayağında yine sancı, yine şişlik. kan tahlilleri yapılıyor, ürik asit biraz düşmüş, ilaçların dozu arttırılıyor, acı azalıyor, iki gün sonra tekrar şişiyor, acıyor. ilaçların dozu daha da arttırılıyor, bir türlü geçmiyor.

babama diyoruz ki "doğru düzgün bir doktora git". ulan diyor kaç tane doktora gittim, hangisi doğru düzgün, söyleyin ona gideyim. neyse gut işinin uzmanının "romatolog" olduğunu öğreniyoruz. ara tara ankara'da bir özel üniversite hastanesinde buluyoruz romatolog. o da gut teşhisini doğruluyor, ilaçları ayarlıyor, röntgen de çekip kırığa bakıyor ve kırık ile alakalı olmadığını söylüyor. hatta ürik asit düşürücü ilaçtan dolayı ürik asit <1 değerine kadar düşüyor (ölçülemeyecek kadar düşmüş yani) ama ağrı sızı şişlik aynı. babam ilaçları kullanmaya devam ediyor. internetten gut ile ilgili yazıları okuyoruz, babamın acısı ile pek benzemiyor. hep diyor ki "çarşaf değse acıtır", oysa babamın ayağı sadece üstüne basınca acıyor. öyle değmekle, dururken falan acımıyor. diyor ki "ilaçları alınca gut atağı kısa sürede sonlanır", haftalar geçiyor bir iyileşme yok. doktordan ayar yemek pahasına diyor "gut acısına pek benzemiyor bu" diye, doktor diyor ki "olur öyle, geçer geçer ilacını iç". sonuçta adam doktor. biz ise internetten hastalık araştıran gariban hastalarız. doktordan iyi bilemeyiz elbette.

en son yine tahlil yaptırmak için gittiğimiz o en baştaki devlet hastanesinin polikliniğindeki fizik tedavi uzmanı diyor ki "iltihap var yahu, enfeksiyon kapmış, bakın ayaktaki o kapanan yaranın altı yumuşak, kan tahlilinde de crp değeri yüksek, genel cerrahiye gidin yaradan kültür alsınlar. ürik asit evet yüksekmiş, sınırın üstünde ama gut denecek kadar da değil". (merak eden için ürik asit tatildeyken ilk ölçüldüğünde 8.8, sonradan 7.4, sonradan <1, daha sonradan da 5.5 oldu ve normal sınırlara geldi, ama ayak aynı duruyor).

ulan bakıyoruz taa o tatilin başından beri yapılan bütün testlerde ürik asitle beraber crp değerine de bakılmış ve hep yüksek. internetten bakıyoruz crp nedir diye "vücutta bir enfeksiyon varlığında yükselir" yazıyor. biz "guta benzemiyor" dedikçe, tahlillerde crp hep yüksek olduğu halde kimse enfeksiyon olabilir falan demiyor. yine de doktorun işine karışılmaz. denir mi doktora "yav bak crp yüksek, enfeksiyon olamsın bu" diye. doktordan iyi mi bileceğiz?

genel cerrahi yara kapalı diye kültür almıyor. babama antibiyotik veriliyor. 1 hafta kullanıyor, tekrar tahlil yapılıyor, crp iyice yükselmiş. bir antibiyotik daha ekleniyor. şu anda onu kullanıyor.

ayak hala aynı. şubat'tan beri.

1. ameliyatı yapan ortopedist
2. tatilde gidilen özel hastanedeki ortopedist
3. romatolog
4. devlet hastanesi polikliniğindeki fizik tedavi uzmanı
5. aynı poliklinikteki genel cerrah
6. ve tahlilleri yaptırmak ve raporlu ilaçlarını yazdımak için gittiği ve durumdan bahsettiği "aç bi bileğini bakiyim" diyen bilumum doktor.

gidilen dört ayrı hastanede en az sekiz ayrı doktor:

1. kırıktan dolayı, 6 aya kadar geçer
2. gut, ilaçlarını al geçer
3. iltihap var, antibiyotik iç geçer

şeklinde üç ayrı teşhis koydu. şu anda antibiyotik kullanıyor ve bir düzelme yok. yıl olmuş 2012, zannedersin tıp literatüründe çığır açacak bir problem, sekiz aydır çözülemiyor. altı üstü ayak bileğinde şişlik ve acı var, şubat ayından beri çözülebilmiş değil.

şimdi soruyorum. biz ne yapalım, kime gidelim de bu bilek iyileşsin. "başka doktora git" falan demeyin lütfen, altı tane başka doktora gittik işte. diyecekseniz de ankara'da isim soyad telefon falan vererek "aha şu doktora git, kesin halleder" diyin. diyin de artık iyileşsin adamcağızın ayağı.
0
kibritsuyu
(09.10.12)
eğer romatolojik bir durum varsa crp antibiyotik ile yok olmaz. ayrıca crp'yi yükseltebilecek olan bir sürü şey var. artrit var sanki. ama gut teşhisi koyan doktorun bunu da düşünmesi lazımdı. yine romatolojik bir durum varsa ha deyince teşhis konulamamasından dolayı gözden kaçmış da olabilir. doktor değilim romatoid artrit hastasıyım.
0
sutlu nescafe
(09.10.12)
Açıkcası sorunun tam cevabını veremem çünkü tıpbi bilgim google amcayla sınırlı. Yazınızı üşenmeden sonuna kadar okudum ve geçmiş olsun demek istedim. Belki şu ana kadar üzerinde konuşulan tüm herşeyi unutup yeniden bir doktora gitmek gerekir.
0
nisansayısı
(09.10.12)
bu arada yazmayı unutmuşum. sözlüpe entry olarak da girdim, "gut olduğunda da crp artar" diye mesajlar geldi. tabii farklı tahliller de var (mesela sedimantasyon da 35 civarı. romatoid faktör var, gayet normal) ben sadece crp'yi söyledim. bir de en son fizik tedavi uzmanına gitmeden önce kapanan ameliyat yerinin üzerinde yumuşak bir tomurcuk oluştu. onun üstüne iltihap olduğu düşünüldü zaten. bir de merhem verildi, o merhemi kullanınca o tomurcuk patlayıp içinden bir şeyler aktı ve düzeldi. ama ayak hala aynı. fizik tedavi uzmanına gitmemizin nedeni, romatolojinin fizik tedavi ve rehabilitasyonun bir dalı olduğunu öğrenmemiz (bkz: #19008427) ve gittiğimiz semt polikliniğinde ortopedi bölümünün bulunmaması. yoksa biz de pek yakıştıramadık babamın ayağındaki problemle fizik tedaviyi. sağolsun fizik tedavi uzmanı da iltihap var diyip antibiyotik verdi ama içinin rahat olmadığını, bu tedavinin "körleme" bir tedavi, olduğunu, işin uzmanının ortopedist olduğunu, ameliyat yapan doktora gitmemiz gerektiğini, cerrahide genellikle cerrahların birbirinin yaptığı işe müdahale etmeyi uygun görmediklerini söyledi. ama biz ameliyatı yapan doktora gitmek istemediğimiz için işi layıkıyla çözebilecek bir ortopedist arayışı içindeyiz. "sadece tahlil yetmez, o değerler bilmemne olduğunda da artar milyon tane nedeni olabilir" diyorsanız lütfen başka neye de bakılması gerektiğini söylerseniz, ilgili doktora bilerek gidelim. 2012 senesinde ayak bileğindeki şişlik ve acıyı çat diye teşhis edebilecek bir teşhis yöntemi vardır mutlaka. böyle 77 yaşındaki adama deneme yanılma usulü "şunu da kullan", "bi de bunu dene bakalım" diye diye hangisi denk gelirse tedavi etme yönteminin doğru olduğunu düşünmüyorum. (babamın yaşına en başta 76 yazdım, şimdi 77 yazdım. siz ayar vermeden önce ben söyeyeyim, babamın ayağı iyileşene kadar babam bir yaş daha yaşlandı. ben götümden sallamadım yani, bir hata yok orada.)
0
🌸kibritsuyu
(09.10.12)
76 seneden beri bir problemi yokken bir sabah gut olmak hele de böyle bir operasyondan sonra gut olmak bir doktor olarak bana pek mantıklı gelmiyor açıkçası. Şimdi 'koca koca hocalar gördü sen kimsin ki lan?' diyeceksin muhtemelen ama babana 'gut değildir' demek de kimsenin işine gelmiyor açıkçası. Neden? çünkü sedimantasyon yüksek, crp yüksek, ürik asit yüksek, ayak bileği şiş ve ağrı var. Siz romatoloji doktoruna görünüyorsunuz misal adam bakıyor ki daha önce kendisine başka bir doktor tarafından gut teşhisi konulmuş ve mevcut tahliller de yüksek 'gut değil dese' bir faydası olmayacak zaten halihazırda gut'un tedavisi belli iken 2-3 tane ilaç yazıyor 'gut olabilir diyerek'. Zaten ilaçlar da belli oranda inflamasyonu engellediği için başta kısmen fayda görüyor hasta ancak sonradan tekrar problem ortaya çıkıyor. velhasılı kelam diyeceğim odur ki bu tür operasyonlardan sonra o bölgenin kanlanması bozulduğu için 1 seneye kadar ayak bileği şiş kalabilir, vücut yeni damarlar oluşturdukça şişlik inecektir hele de babandaki kalp hastalığını falan da düşünürsek belki biraz daha uzayacaktır bu süre.
Ben olsaydım ne yapardım?
Gut teşhisini ekarte etmek için iyi bir hocaya görünürdüm. Çünkü buradaki asıl mesele sedim-crp yüksekliği. yani sedim crp neden yüksek? yara yeri enfeksiyonu mu var? kemik enfeksiyonu mu var? bunun aydınlatılması lazım. Gitmediyseniz Meral Çalgüneri romatolojinin Ankara'daki babasıdır. romatolojik değil derse o zaman iyi bir ortopedist bulmanız gerekecek.
0
i am what i am given
(09.10.12)
son durum: babam romatolojiye gittiği özel üniversite hastanesindeki bir ortopedist profesör doktora gitti bugün de. doktor guta benzemediğini gut olduğunu zannetmediğini söyledi. yarayı açıp içinden kültür aldı. antibiyotik etkisinde olduğundan çok doğru sonuç vermeyeceğini, antibiyotiği kesip perşembe günü yeniden kültür vermek üzere gelmesini söyledi. iltihap olduğunu, iltihabın nedeninin de kırık nedeniyle kemiğe takılan plaka olduğunu, kemiğin kaynamış olduğunu, plakanın fonksiyonunun kalmadığını, ufak bir ameliyatla plakanın alınması gerektiğini söyledi. sanırım önce antibiyotik ile iltihabı temizleyip, sonra da ameliyatla plakayı alacaklar.

umarım 77 yaşındaki bypass ameliyatlı babam için zor ve riskli bir ameliyat değildir. gerçi çok şükür bütün fonksiyonları düzgün çalışıyor. herhangi bir yetmezliği yok. spinal anestezi yapılabileceğini söylemiş ortopedist. tabii en doğrusunu anestezi doktoru bilir.
0
🌸kibritsuyu
(13.10.12)
bir hiperbarik oksijen merkezine görünün mutlaka.
0
vejeteryanvampir
(21.11.12)
sevgili kibritsuyu,
aileden de tanıdığımız ve beni bambaşka bir alanda hayata donduren bir ortopedi hocam var. tansel hocamdır. web adresi şudur:www.ortopedimerkezi.net
ilk muayene 30 ytl dir. sgk gecerlidir. anadolu ortopedi yaşamkentte. ameilyat da yapar. ama mr istrse onu maltepeden cektireceksiniz. tansel hocam candır.bir deneyin derim; umarım işe yarar.
0
earth linger
(27.11.12)
(3)

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran... mı acaba?

kibritsuyu
arkadaşlar bu absinth (ya da nasıl yazılıyorsa işte) isimli yüksek alkollü çek içkisi var ya. bunun markası mı absinth, içkinin çeşidi mi absinth? yani görüyorum ki çeşit çeşit bunlar. ulan hangisi gerçek diye kafayı yiyip duruyorum. sanırım hepsi gerçek ve hepsi farklı markaların absinth'leri öyle
arkadaşlar bu absinth (ya da nasıl yazılıyorsa işte) isimli yüksek alkollü çek içkisi var ya. bunun markası mı absinth, içkinin çeşidi mi absinth? yani görüyorum ki çeşit çeşit bunlar. ulan hangisi gerçek diye kafayı yiyip duruyorum. sanırım hepsi gerçek ve hepsi farklı markaların absinth'leri öyle mi?

bacardi de bir marka imiş, içkinin kendisi rom imiş mesela öyle mi?
0
kibritsuyu
(09.10.12)
bir nevi likördür kendisi, farklı alkol derecelerine göre veya farklı üretim yerlerine göre ismi değişiyor bildiğim kadarıyla;

(bkz: absente)
(bkz: absynth)
(bkz: absinthe)
0
mesopotamian
(09.10.12)
bacardi marka içki rom o konuda da doğrusun.
j&b marka içki whiskey gibi.
0
mesopotamian
(09.10.12)
absinth ickinin cesidinin adi. cesitli markalari var. pek onermem bu arada; kayda deger bir yani yok. ozellikle de turkiye'deki fiyatlarini goz onune alinca icmeye deger bir sey degil.

bacardi bir rom markasi evet. turkiye'de yaygin olarak havana club diye bir marka rom da satiliyor.
0
wpi
(09.10.12)
(4)

hepatit b aşılı olmak

kibritsuyu
aşağıda hepatit b aşısının tutup tutmadığını soran kullanıcıdan sonra ben de bunu sormak istiyorum. doktorlar cevab veremedi.geçen sene babam protez diş yaptıracağı zaman diş hastanesinde hepatit b testleri yapıldı. anti hbs pozitif. yani hepatit b'ye karşı aşılı görünüyor. aşı oldun mu dedim, hayır
aşağıda hepatit b aşısının tutup tutmadığını soran kullanıcıdan sonra ben de bunu sormak istiyorum. doktorlar cevab veremedi.

geçen sene babam protez diş yaptıracağı zaman diş hastanesinde hepatit b testleri yapıldı. anti hbs pozitif. yani hepatit b'ye karşı aşılı görünüyor. aşı oldun mu dedim, hayır kesinlikle aşı falan olmadı. daha önce geçirmediğinden de emin. zaten geçirmiş olsa hbsag falan da pozitif çıkıyor galiba. öyle tek doz yapılan bir aşı da değil ki bi ara yaptırmış da hatırlamıyor olsun.

üç ihtimal var.

1. 2007 yılında bypass ameliyatı oldu. ameliyattan önce veya sonra hastanede tek doz yaptılar, o da tuttu.

2. yine bypass ameliyatı için 8 ünite kan istemişlerdi. aşılı birinin kanını verdiler, o kan babamın vücudunda da bağışıklık oluşturdu.

3. babam her sene grip aşısı olur. bi sene grip diye hepatit b aşısı yaptılar veya grip aşısına karıştırdılar hepatit b aşısını da ikisini de tek shotta oldu.

başka nasıl olur arkadaş?
0
kibritsuyu
(05.10.12)
Anneden kalan bir bağışıklıktır. Doğuştan yani.
0
nedendir bilinmez
(05.10.12)
bana belli aralıklarla 3 aşı mı ne yapmışlardı, tek aşıda tutacağını sanmıyorum.
0
r_u_h
(05.10.12)
hastalığı kapar ama vücudu kendi kendine başa çıkar yani bir nevi aşının yapacağı şeyi kaptığı virüs yapar
ya da genetik olarak geçer - ben de bağışıklıyım, annem, kız kardeşlerim de. annemden mi geçti bilmeden geçirdik mi bilmiyoruz :)ben laboratuvar çalışanı olduğum için 10 yıldır kan testlerim yapılıyor ve antikor düzeyim hala yeterli seviyede...
0
niye ama
(05.10.12)
babanın aşı olmasına gerek yok. aşı da illa 3 doz olmaz. ben doktorum tek doz oldum diğerlerini olmaya vaktim olmadı ama geçen baktığımda Anti-Hbs (+) idi. Yani önemli olan kaç doz olduğun değil.
0
juanolujuan
(05.10.12)
(2)

kamera hareketleri

kibritsuyu
kameranın yatayda (sağ-sol) hareketi: pandikeyde (yukarı-aşağı) hareketi: tiltkameranın ileri-geri hareketinin ismi nedir? bir ismi var mıdır? zoom değil, kameranın hareketinden bahsediyorum. dolly olabilir mi?bonus: kameranın objektifinden girip bataryasının oradan çıkan bir eksen düşündüğümüzde o
kameranın yatayda (sağ-sol) hareketi: pan
dikeyde (yukarı-aşağı) hareketi: tilt

kameranın ileri-geri hareketinin ismi nedir? bir ismi var mıdır? zoom değil, kameranın hareketinden bahsediyorum. dolly olabilir mi?

bonus: kameranın objektifinden girip bataryasının oradan çıkan bir eksen düşündüğümüzde o eksen etrafında dönme (sağa yatma, sola yatma) hareketinin adı ne? uçaklarda roll deniyor galiba. kamerada da aynı mı?
0
kibritsuyu
(05.10.12)
öne-arkaya hareket dolly-in, dolly-out olarak geçebiliyor. İlla dolly kullanmanıza da gerek yok böyle belirtebilirsiniz bence.

Bonus hakkında bir bilgim yok ama dediğiniz gibi roll olabilir sanki.
0
rodriguez2
(05.10.12)
evet dolly denir ileri geri hareketine kameranın. ikinci hareketin ise ismi yok çünkü deneysel çalışmalar hariç kullanılan bir kamera hareketi değildir.
0
sijwocaq
(05.10.12)
(1)

hepsiburada.com'dan samsung telefon

kibritsuyu
hepsiburada.com'da satılan samsung telefonların garantisi ne garantisidir arkadaşlar? bildiğim kadarıyla genpa, telpa, kvk ve samsung kendisi getirip dağıtıyor türkiye'de. hepsiburada.com'unki hangisi?
hepsiburada.com'da satılan samsung telefonların garantisi ne garantisidir arkadaşlar? bildiğim kadarıyla genpa, telpa, kvk ve samsung kendisi getirip dağıtıyor türkiye'de. hepsiburada.com'unki hangisi?
0
kibritsuyu
(05.10.12)
2-3 sene önce hepsiburada'dan nokia e72 almıştım kvk'ydı. ama hiç işim düşmedi garantiye. şimdi nasıldır bilmiyorum ama ne garantisi olduğu yazıyordu sanki sitede, ya da arayıp/mail atıp sorun öyle alın.
0
royal
(05.10.12)
(2)

fotoğrafçılık aksesuarları

kibritsuyu
hangi lensin ne işe yaradığını, nerelerde kullanıldığını öğrendik.şimdi öğrenmek istediğim lens aksesuarları. özellikle extension tube, tele converter, close up filtre, lensi ters takma adaptörü vs nedir, ne işe yararlar, nasıl kullanılırlar, bunlarla ve bunlar olmadan çekilen fotoğrafların karşılaş
hangi lensin ne işe yaradığını, nerelerde kullanıldığını öğrendik.

şimdi öğrenmek istediğim lens aksesuarları. özellikle extension tube, tele converter, close up filtre, lensi ters takma adaptörü vs nedir, ne işe yararlar, nasıl kullanılırlar, bunlarla ve bunlar olmadan çekilen fotoğrafların karşılaştırmaları falan gibi bir kaynak arıyorum. internette olursa daha iyi olur.
0
kibritsuyu
(02.10.12)
sayın kibritsuyu, bütün fotoğrafçılık derslerinizi buradan birlikte hallettik çok şükür :)

bunlar için kaynaklar genellikle ingilizce olur, ne işe yaradıkları ise kullanıcıları arasında sırdır söylenmez :)

öncelikle şunu belirteyim ki, bu tip aparatlar ile aman muhteşem sonuçlar alırım demeyin, "ucuz" ve kullanımları emek isteyen, meşakkatli çözümlerdir.

extansion tube, close up giltre ve ters bağlama adaptörü macro çekim adına atılmış adımlardır.
bunlardan ilk ikisi odak mesafesini kısaltıp, daha yakın bir çekim yapmanıza olanak sağlar sağlar. lakin odak problemleri ve bulanık çekimler yapmanız (en azından başlarda) daha büyük olasılıktır. aynı 70-300 lenslerin hakiki makro yani 1:1 olmaması gibi, bunlar da makro çekim yapmazlar. tüplerde büyük ışık kayıpları da yaşarsınız.
ters bağlama adaptörü, optik elemanları ters çevirerek büyüme elde etmenizi sağlar, kullanımı zor lakin sonuç olarak iyi bir tekniktir.

tele converter ise adından da anlaşılacağı gibi 1,1.5,2 gibi değerler ile size tele olarak yakınlaşma imkanı vermektedir. odak problemi yine vardır, ayrıca kenarlarda (bazen kabul edilebilir olarak) bozulmalar meydana gelmektedir.

selamlar.
0
ohtararan
(02.10.12)
www.kitapyurdu.com

giriş-teknik-kompozisyon ve güzel ipuçları var. ayrıca ekipman bilgisine yer verilmiş, ama daha çok artıları eksileri. okuduğum için öneriyorum.
0
elmalili hamdi yazar
(03.10.12)
(3)

bebek bakım ürünleri (kozmetik)

kibritsuyu
kime sorduysam mustela önerdi zamanında. ama her banyodan sonra yüzüne sürmediğimiz halde sırf saçından durulanan şampuanın akmasıyla yavrucağın cildi kupkuru oluyor. dün de baktım bacakları kuru kuru. yine mustela'nın eşantiyon olarak ufak boyu verilen nemlendirici kremi vardı. sürdüm, sürmez olayd
kime sorduysam mustela önerdi zamanında. ama her banyodan sonra yüzüne sürmediğimiz halde sırf saçından durulanan şampuanın akmasıyla yavrucağın cildi kupkuru oluyor. dün de baktım bacakları kuru kuru. yine mustela'nın eşantiyon olarak ufak boyu verilen nemlendirici kremi vardı. sürdüm, sürmez olaydım, iyice kurudu.

hani demeyin ki "bebeğin cildinde kuruma problemi var, şampuandan değildir". hayır, illa banyodan sonra oluyor. sonra kendiliğinden geçiyor, cilt kendi kendine kuruluğu yok ediyor. kimi zaman sadece boş su ile yıkıyoruz, o zaman yine olmuyor. illa ki şampuanlı banyodan sonra oluyor.

velhasıl nemlendirici olarak babadan kalma yöntemle saf zeytinyağı sürmeye karar verdik de (başka öneriniz varsa değerlendirelim, johnson's baby oil falan), asıl sorun, biz bu oğlanı neyle yıkasak da cildi kurumasa, olması gerektiği gibi, bebek gibi yımışacık olsa?
0
kibritsuyu
(01.10.12)
sebamed ürünlerini kullanmıştım ben. bebek şampuanı, sabunu ve de bebek yağı. bir sorun yaşamamıştım. tavsiye ederim. bir de popo temizliği için yağlı mendilleri var. hafif pişik olunca o mendillerle temizlik yapıyordum, hemen geçiriyordu.
0
gyne
(01.10.12)
sebamed+1... şampuanı ve yağı çok iyidir.
bi de her seferinde şampuana gerek yok. haftada 1 şampuanlıyorum ben.
0
delfina
(01.10.12)
www.kozmetikguzellik.com

babe pediatrik şampuan
0
merena
(01.10.12)
(2)

bokeh: bu harbiden oluyor mu?

kibritsuyu
diyafram kaç bıçaklıysa, daha doğrusu diyaframın şekli nasılsa bokehin de o şekli aldığını biliyoruz.http://www.diyphotography.net/diy_create_your_own_bokehpeki şu linkteki olay gerçek mi abicim? lensin önüne diyafram gibi şekilli zıvırtı takarak şekilli bokeh oluyor mu lan hakikaten? lensin önü kap
diyafram kaç bıçaklıysa, daha doğrusu diyaframın şekli nasılsa bokehin de o şekli aldığını biliyoruz.

www.diyphotography.net

peki şu linkteki olay gerçek mi abicim? lensin önüne diyafram gibi şekilli zıvırtı takarak şekilli bokeh oluyor mu lan hakikaten? lensin önü kapanmaz mı? köpeğin arkasındaki ışıklar kalpli bokeh olmuş. lan peki köpeğin koca kafası o lensin önündeki küçücük delikten nasıl geçti? diyafram gibi geride değil ki bu taktığın, lensin önünde. kapatıyor.
0
kibritsuyu
(01.10.12)
o aradan çekiyor işte. oluyor ve de, evet. o resime dikkat et bayağı küçük zaten, kesilmiş küçük bir görüntü alabilirsin çekilen büyük resimden.
0
loveinaflipbook
(01.10.12)
o olayı biz kağıtla yapıyoruz yani, linkteki örnekten gideceksek, kağıda kalp şeklinde delik açıp tüm ışıkların kalp şeklinde görünmesini elde ediyoruz. daha fantastik şeyler yapanlar da var ama zaten ben fotoğrafçılıkla ilgilenmediğim için işin bu kadarındayım.

yanımda profesyonel fotoğrafçı arkadaşım var ona da sordum. dediki o görüntü geçer ordan normal daha ufak bir delik olsaydı ordan da geçerdi dedi. o lensin önündeki dalgamotor olmasaydı daha büyük bir resim elde ederdin ama işin matematiği değişiyor tabi dedi işine döndü.

bilmem anlatabildim mi : )
0
kumdan kale
(01.10.12)
(4)

fotoğraf makinesine yan sanayi ürün

kibritsuyu
canon eos 550d ile kullanmak üzere orijinal ürün değil de yan sanayi ürünler kullansan makineyi elimize alır mıyız, veya garanti kapsamı dışına çıkarır mıyız?pil falan hadi neyse kullanmaya tırsıyorum da ne bileyim canon tepe flaşı yerine yongnuo marka beşte bir fiyatına satılan flaşlardan kullansak
canon eos 550d ile kullanmak üzere orijinal ürün değil de yan sanayi ürünler kullansan makineyi elimize alır mıyız, veya garanti kapsamı dışına çıkarır mıyız?

pil falan hadi neyse kullanmaya tırsıyorum da ne bileyim canon tepe flaşı yerine yongnuo marka beşte bir fiyatına satılan flaşlardan kullansak, ebay'de iki dolara satılan kablosuz uzaktan kumandalardan kullansak makineye bir zarar verir mi bunlar. yani ne bileyim bi sinyal gönderir işlemcisinin hımına kor falan korkuyorum. yoksa bir şey olmaz mı?

edit: canonturk'te incelemesi yapılan bu yongnuo marka flaşları nereden alacoğuk abicim, hiçbir yerli internet sitesinde ve dahi mağazalarda bulamıyorum. amazon'dan ebay'den alsam da kesin gümrüğe takılır. ee alan nasıl alıyor o zaman? illa yurtdışına mı çıkıcaz?
0
kibritsuyu
(28.09.12)
markasından markasına değişir. mesela phottix diye bi marka var yan sanayinin iyisi. fakat markasız çin işi bişey alırsan sıkıntı olabilir.
0
yuto
(28.09.12)
özellikle uzaktan kumanda ve flaş için soruyorum. yani bir uzaktan kumanda ne kadar boktan olursa olsun makineye zarar verebilir mi? veya tepe flaşı.

phottix'in uv filtresini aldım güzele benziyor. pili de vardı aldığım yerde ama işte güvenemiyorum akar makar.
0
🌸kibritsuyu
(28.09.12)
ikisi de zarar vermez. orijinallerinin birebir klonları oldukları ve aynı işlevi aynı etkileşim ile gördükleri için.

ebay'dan free shipping ürünlere bakacaksın, kargo ücreti ödememen açısından.

alacağın ürünün 75€ veya 100$'ı geçmiyor olması gerekiyor.

tahminimce bu flaşta geçmiyordur o halde gümrüğe takılması için hiçbir neden yok.

yardım almak istediğin başka bir konu olursa mesaj kutumu yeşillendirmekten çekinme.
0
guest
(28.09.12)
makineye zarar vermez ama performansı düşük olabilir. mesela flaş çok iyi aydınlatmayabilir veya ömürleri kısadır muhtemelen. kumanda 5 kere basınca elinde kırılabilir. öyle şeyler. yoksa makineye bir zararı olmaz.
0
r_u_h
(28.09.12)
(2)

ankara'daki müthiş trafik

kibritsuyu
gençler. an itibariyle ankara'da meşrutiyet, mithatpaşa ve civarı sokaklarda milim ilerlemeyen dehşet trafiğin nedeni ne ola?
gençler. an itibariyle ankara'da meşrutiyet, mithatpaşa ve civarı sokaklarda milim ilerlemeyen dehşet trafiğin nedeni ne ola?
0
kibritsuyu
(27.09.12)
zafer çarşısının üzerinde yangın çıktı
fotogaleri.hurriyet.com.tr

edit: En son 1 saat kadar önce civarındaki yollar komple kapalıydı hala, çatıdan bir şeyler düşüp arabadakileri pert etmesin diye tedbir amaçlı muhtemelen.
0
ali desidero
(27.09.12)
şeker binası yandı da o yangın çıkalı 6 saat oldu abi? başka bişey olmasın soğutma yapıyorlardı en son
0
niye ama
(27.09.12)
(7)

nedir bu illa o fontu kullanma inadı

kibritsuyu
kesin hepiniz görmüşsünüzdür. hatta behzat ç. seni kalbime gömdüm gilminin jeneriğinde bile vardı. hata mıdır, vurdumduymazlık mıdır, umursamazlık mıdır nedir sizce?olay ne? bir fontı çok beğenmişsinizdir. lakin o fontta türkçe karakter desteği yoktur. yani fontun ğ, ş, ç, falan gibi harfleri yoktur
kesin hepiniz görmüşsünüzdür. hatta behzat ç. seni kalbime gömdüm gilminin jeneriğinde bile vardı. hata mıdır, vurdumduymazlık mıdır, umursamazlık mıdır nedir sizce?

olay ne? bir fontı çok beğenmişsinizdir. lakin o fontta türkçe karakter desteği yoktur. yani fontun ğ, ş, ç, falan gibi harfleri yoktur. yazacağınız metin de türkçedir.

peki bu durumda niye inatla o fontu kullanırsınız? hadi o fontu kullandınız, harflerin noktasızı yerine var olmayan türkçe harfleri niye times new roman ile yazıp çirkinleştirirsiniz? nedir bunun amacı? font mu kalmadı? hadi çok beğendin, al o fontun G harfini, üstüne çizik koy bi editörle bari daha az belli olsun. koca film yapmışın, jenerikteki isme bak.
0
kibritsuyu
(24.09.12)
inattan ziyade önemsememek gibi geliyor bana. "laan kim bakar ki buna" diyorlar galiba.
0
arnatuile
(24.09.12)
o "times new roman" ı fotoşop (veya hangi yazılımsa artık) kendi koyuyor karşılığı olmayınca.. ama grafikerin özensizliği + bilgisizliği söz konusu.. deneyimli olunca font indirirken bakıyorsun zaten..
0
thalamus
(24.09.12)
Emin misiniz grafikerin cahallığından olduğuna? Böyle şeyler kullanan birçok yapım var. Özellikle kullanıyorlar, bazen özdeşleştirdikleri bile oluyor temayla.
0
Adram3lech
(24.09.12)
nasreddin hoca'nın eşekten düşüp de "ben zaten inecektim" demesi gibi şuna "özellikle yapılmış, onun özelliği o, bilerek vs" demeyin yahu. son derece çirkin bir şey bu. özellikle yapmışsa kazara yapmasından beter. cahilliğinden değil belki ama düşüncesizliğinden yapıyor olsa gerek. ben bir izleyici olarak şuna "vay be bilerek ne de güzel yapmış" demem. "salağa bak bi isim yazmayı becerememiş" derim.
0
🌸kibritsuyu
(24.09.12)
Vallahi o işi yapan adamın font konusunda bu derece bilgisiz ya da dikkatsiz olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca bilerek yapıyorlar çok da iyi çok da güzel oluyor tamam mı dediğim de yok sadece öyle yapanları, bunu temanın bir öğesi olarak kullananları gördüm.
0
Adram3lech
(24.09.12)
ııyy kötü olmuş hakikaten. bence üşeniyorlar ve umursamazlığa vuruyorlar.
0
yue
(24.09.12)
bunun gibi yüz tane iş varsa anca ikisi bilinçlidir geri kalanı amatörlüğün dibidir bence.. zaten mesela sinema sektörü korsana karşıdır eyvallah ama kimsenin şu fontun yaratıcısına para ödediğini sanmıyorum.. ticari bir işte kullandığın için hayvan gibi para ödemen lazım normalde..
0
thalamus
(24.09.12)
(4)

odtü mensubu olmadan eymir gölü'ne girmek

kibritsuyu
böyle bir imkan var mı? arabasız veya bisikletle oluyormuş ama öyle değil, normal odtü mensubu gibi arabayla girebilme şansımız var mıdır, ne gereklidir? ücret, referans vs.
böyle bir imkan var mı? arabasız veya bisikletle oluyormuş ama öyle değil, normal odtü mensubu gibi arabayla girebilme şansımız var mıdır, ne gereklidir? ücret, referans vs.
0
kibritsuyu
(24.09.12)
benim hatunla beni de götürürsen sokarız panpa. bir mezun bir okuyanız fakiriz arabamız yok.

kapıdaki elemanlar baya bir anlayışlı. biraz yalvarınca salma ihtimalleri yüksek.
0
ayiadam
(24.09.12)
yok ben daha çok kendi başımıza yasal yollardan girebilmenin yolunu soruyorum. yani kartı gösterip geçicez, yalvarmaya gerek kalmadan.
0
🌸kibritsuyu
(24.09.12)
exes
(24.09.12)
exes de yazmış, 13 ekimden itibaren arabasıyla odtülüler bile giremiycek.

yani bi bakıma siz de odtü mensubu gibi girebileceksiniz :D
0
bipolar
(24.09.12)
(3)

fotoğraf makinesi uv filtresi

kibritsuyu
18-135 lensime lensi korusun diye bir tane uv filtre aldım. lens çapı 67mm. ben de gittim 67mm aldım. markası phottix.lakin filtre lense böyle fırt fırt diye kolaycana vidalanmıyor. bayaa bi zorlaya zorlaya döndürdüm, hatta gıyyk gıyyk diye sürtünme sesleri bile geldi.hani acaba zamanla gevşeyip düş
18-135 lensime lensi korusun diye bir tane uv filtre aldım. lens çapı 67mm. ben de gittim 67mm aldım. markası phottix.

lakin filtre lense böyle fırt fırt diye kolaycana vidalanmıyor. bayaa bi zorlaya zorlaya döndürdüm, hatta gıyyk gıyyk diye sürtünme sesleri bile geldi.

hani acaba zamanla gevşeyip düşmesin diye mi böyle takılıyor, yoksa bir yerlerde bir yanlışlık mı var, kola şişesinin kapağını kapatır gibi kolayca mı vidalanmalıydı? çapı doğru ama hani olur ya eğik olur bişey olur.
0
kibritsuyu
(24.09.12)
normalde yağ gibi kayması lazım. çok zorluyorsa değiştir. hatta hiç uv filtre kullanma. yıllardır en pahalı lenslerim dahil hiç birinde uv filtre kullanmadım. görüntü kalitesini etkileyen bir unsur. koruma amacıyla kullanılıyor ama bence mantıklı değil.
0
holydreamer
(24.09.12)
belki ilk takışta hafif yamuk takmış olabilirsin. hafif hafif döndürmen lazım ki yuvasına tam oturduğunu anlayasın. bugüne kadar kaç tane takıp çıkardım, böyle zorlama yaşatmaması lazım.
0
average
(24.09.12)
filtrenin kalitesine göre değişiyor kalite bozma mevzuu sanırım. filtre ya da lensin ucu yamuktur belki.
0
yuto
(24.09.12)
(9)

emzirirken alkol almak

kibritsuyu
alkol dediysem oturup sarhoş olana kadar rakı içmek değil.bir yemeğe gidiyoruz mesela. ortam güzel, muhabbet güzel, yemekler güzel. eşimin canı yemeğin yanında 1 veya 2 kadeh kırmızı şarap çekiyor. ama emzirdiği için içmiyor. 1-2 kadeh kırmızı şarap anne sütüne geçer mi, etkiler mi, bebeğe bir zarar
alkol dediysem oturup sarhoş olana kadar rakı içmek değil.

bir yemeğe gidiyoruz mesela. ortam güzel, muhabbet güzel, yemekler güzel. eşimin canı yemeğin yanında 1 veya 2 kadeh kırmızı şarap çekiyor. ama emzirdiği için içmiyor. 1-2 kadeh kırmızı şarap anne sütüne geçer mi, etkiler mi, bebeğe bir zarar verir mi? yoksa ne olur ne olmaz içmesin mi?
0
kibritsuyu
(24.09.12)
anne ne yer ne içerse sütüne dolayısıyla bebeğe geçiyor. sigara içiminde bile sütte nikotin tespit etmişler. içmesin bence.
0
yue
(24.09.12)
etkiler.
0
enkolaykullaniciadi
(24.09.12)
İçemiyoruz malesef:(
0
bitter cikolata
(24.09.12)
etkileyeceğini düşünüyorum. kaldı ki etkilemezse bile erkek olarak düşünüyorum içmezdim. birde ben odunum yani. kadınlar hayli hayli içmez. içmemeli de. gerek yok anladın mı? biraz sabretse iyi olacağı kanaatindeyim.
0
nemo problemo
(24.09.12)
etkiler. anneye o miktar azcık bile gelse aynı orada bebeğe geçeceği için bebekte etkiler daha ağır olur.
0
merena
(24.09.12)
şu bilgiler ışığında değerlendirilmesi;
- 3 aylık bebeğin karaciğer fonksiyonları yetişkinlerin yarısı kadardır.
- alkol aldığınızda, kandaki alkol oranı ile sütteki alkol oranı aynı olur.
- normal bir insanın sindirim sistemi günde 3 gr ethanol üretir.

1 kadeh (~100cc) şarap çocuğa herhangi bir zarar vermez. alacağı alkol miktarı 0.2 gr'ın altındadır ki 8-9 kiloluk bir bebeğin bile farkedeceği bir şey değil. emzirdikten hemen sonra içerek de çocuğa geçecek alkol miktarı azaltılabilir. hiç olmadı 1 öğün mama verirsiniz.
0
screamshot
(24.09.12)
@screamshot
bilgiler bilimsel ama yorumlar bilimsel değil.
0
enkolaykullaniciadi
(24.09.12)
nesi bilimsel değil anlamadım. sütle geçecek alkol miktarının bebeğin sindirim sisteminde kendi ürettiği alkol miktarından daha az olacağını demek istemiştim.

mama kısmı yorum evet. alkolden etkileneceğini düşünüyorsanız 1 öğün mama verin bişey olmaz. süt birikir.

başka yorum ekleyeyim. biz günaşırı 1 tuborg gold içiyoruz annemizle birlikte. sütü kesinlikle artırıyor. bebeğim dünyanın tadı. annemiz mutlu oluyor üstüne. kesin faydaları, olası zararlarından çok daha fazla bence. aha yorum.

saygılarımla,
0
screamshot
(23.10.12)
süte geçer diye biliyorum.çocuk sarhoş olur bi de :)ama gerçekten çok da gerekli bişey değil.içmesin
0
rock n roll
(23.10.12)
(1)

bir dizi, ton, gam, makam, neyse adı

kibritsuyu
sevgili müzisyenler, müzikten armoniden anlayanlar.şimdi önünüze bir piyano alın veya aldığınızı farz edin.şimdi o piyanoda sırasıyla do#, re, re#, fa#, sol, la, la# notalarına basın.bu oluşturduğunuz dizinin ya da ton mu gam mı makam mı neyse onun adı nedir? birçok parçada karşıma çıkıyor bu. mesel
sevgili müzisyenler, müzikten armoniden anlayanlar.

şimdi önünüze bir piyano alın veya aldığınızı farz edin.

şimdi o piyanoda sırasıyla do#, re, re#, fa#, sol, la, la# notalarına basın.

bu oluşturduğunuz dizinin ya da ton mu gam mı makam mı neyse onun adı nedir? birçok parçada karşıma çıkıyor bu. mesela dandini dandini dastana ninnisi, kasap havası, hele loy loy kibar yarim esmerim vs. daha aklıma gelmeyen bir sürü parça. hep bu notalardan oluşan dizi ile çalınıyor. kafayı yiycem bi adı olmalı. x tonu, x makamı falan gibi.

nedir?
0
kibritsuyu
(21.09.12)
çok anlamam, başladığı bittiği yer yanlış olabilir. ben genel olarak bu notalar ile çalınan birçok parçaya denk geldim. ortak özelliklerini merak ediyorum.
0
🌸kibritsuyu
(21.09.12)
(2)

saatli radyoya pil takabilmek

kibritsuyu
bunu daha önce de sormuş muydum emin değilim.sony marka güzel bir saatli alarmlı radyom var, elektrikle çalışıyor. lakin imal edilen memlekette elektrik kesintisi diye bir kavram olmadığı için imal eden sivri zekalılar buna pil yuvası falan bişey koymamış. 1 saniye elektrik gitse, ne bileyim voltaj
bunu daha önce de sormuş muydum emin değilim.

sony marka güzel bir saatli alarmlı radyom var, elektrikle çalışıyor. lakin imal edilen memlekette elektrik kesintisi diye bir kavram olmadığı için imal eden sivri zekalılar buna pil yuvası falan bişey koymamış. 1 saniye elektrik gitse, ne bileyim voltaj düşse bütün kayıtlı istasyonlar, saat ayarı, alarm ayarı yalan oluyor. geceleyin güvenip de alarm bile kuramıyorsun yani.

bi yolu var mıdır buna back up pili gibi bir pil taktırabilmenin, ne bileyim en azından ayarlarını şöyle 1-2 saat bozmadan tutabilmenin?
0
kibritsuyu
(20.09.12)
adaptöründe kaç volt kaç amperle çalıştığı yazıyodur, pillerinde voltajı amperi belli, seri paralel bağlantı olaylarından anlıyorsan biras kendinde yapabilirsin.
0
hasmetizm1
(21.09.12)
adaptörü yok. sadece kablonun ucunda fiş var. büyük ihtimalle transformatörü cihazın kendi içinde. adaptör dışarıda olsa dediğiniz gibi kolay olurdu.
0
🌸kibritsuyu
(21.09.12)
(1)

4:3 fotoğrafı 3:2 yapmak

kibritsuyu
eski fotoğraf makinemin çektiği fotoğrafların en boy oranı 4:3 ama piyasadaki fotoğraf kartları 3:2karta bastırdığım zaman sağda solda boşluk kalıyor (ya da boşluk kalmasın dersen alttan üstten cropluyorlar).onlar croplamadan ben fotoşokta bunu yapmak istiyorum. yapıyorum da ama kolayı olsun. tek tı
eski fotoğraf makinemin çektiği fotoğrafların en boy oranı 4:3 ama piyasadaki fotoğraf kartları 3:2

karta bastırdığım zaman sağda solda boşluk kalıyor (ya da boşluk kalmasın dersen alttan üstten cropluyorlar).

onlar croplamadan ben fotoşokta bunu yapmak istiyorum. yapıyorum da ama kolayı olsun. tek tıkla olsun. fotoşokta rectangular marquee seçip fixed ratio 3:2 giriyorum, 3:2 oranında seçim yaptırıyor.

hani kıllısını istemek gibi olacak ama ben fotoğrafa bi tıklayayım, 3:2 oranında fotoğrafın tamamını kaplayacak seçim pıt diye çıkıversin. böyle sol yukarıdan sağ aşağıya doğru mouse ile çekmeden. olur mu ki öyle?

hadi o da olmadı, fotoğrafların hepsini seçeyim, 4:3 iken 3:2 yapacak şeklinde çevirsin oranını. ama fotoğrafı bozmadan. yayarak değil, croplayarak.
0
kibritsuyu
(20.09.12)
hepsini aynı şekilde kesmek istiyorsanız, bir fotoğrafta action oluşturup, daha sonra açtığınız bütün fotoğraflarda automate/batch ile bu action' ı seçerek tek tıklama ile oranı değiştirip, istediğiniz klasöre kaydetmesini sağlayabilirsiniz, ancak bu şekilde hepsi aynı şekilde croplanır, o kesim seçeneğini tek tek yerleştirmek istiyorsanız olmaz.
selamlar.
0
ohtararan
(20.09.12)
(12)

yürüyen merdivenin sağında bekleme mevzuu

kibritsuyu
şimdi yine biri bi başlığa yazmış da aklıma geldi.gençler merak ediyorum, yürüyen merdivenden çıkan insanların niye sağda beklemesini, sol şeridi boş bırakmasını istiyorlar? orada yukarı çıkmak için tek alternatif yürüyen merdiven değil ki? yürümeyen sabit merdiven de var? yani yürüyerek çıkmak iste
şimdi yine biri bi başlığa yazmış da aklıma geldi.

gençler merak ediyorum, yürüyen merdivenden çıkan insanların niye sağda beklemesini, sol şeridi boş bırakmasını istiyorlar? orada yukarı çıkmak için tek alternatif yürüyen merdiven değil ki? yürümeyen sabit merdiven de var? yani yürüyerek çıkmak isteyen normal merdivenden de çıkabilir.

ha anlıyorum, amaç kendi hızına yürüyen merdiven hızını da katıp yukarıya daha hızlı varmak. peki bu durumda insanlardan yürüyen merdivenin sağında beklemelerini istemek, o yürüyen merdivene, yürüyen merdivenin kapasitesinin yarısı kadar insan binmesini istemek değil midir? bu nasıl bir bencilliktir? o yürüyen merdiven insanlar yan yana dururken 100 kişi alıyorsa, sırf bu paşa normal merdivenden çıkmayıp yürüyen merdivenin hızını da ekleyip 30 saniye erken çıkacak, az yorulacak diye niye 50 kişi eksik binecek merdivene?

hayır bu nasıl bir düşünce yapısı, nasıl bir bencillik, "ulan herkes sağda durursa bu yürüyen merdivene %50 daha az adam biner, ben 30 saniye hızlı çıkıcam diye 50 kişiyi merdivene eksik bindirmek istiyorum" diye empati kuramıyorlar mı? kaçırdığım bir nokta mı var, yanlış mı hesaplıyorum biri bana açıklasın lütfen.
0
kibritsuyu
(17.09.12)
yanlışlardasın kirpit. aynı kuralı otoyollara da uygularsan mantıksızlık ortaya çıkar. hızlı gidenler soldan yavaş gidenler sağ şeritten gidiyor. yani senin mantığınla yollar %50 veya &33 daha az araç alıyor ve trafik sorunu yaşanıyor gibi bir şey. yürüyen merdivenlerde dikkat edersen binerken sıra falan olmuyor. hatta izmirde yaşıyorsan seni metro üyol durağına davet ediyorum. devasa uzunlukta merdivenler var ve sanırım yürümeyen merdiven seçeneği yok. toplamda 2 upuzun merdivenden sonra metroya veya yer yüzüne ulaşıyorsun. hatta 2 adette kısa merdiven vardı galiba epeydir kullanmadığımdan hatırlamıyorum.iddianızın aksine sağda duranlar ve soldan ekstra yürüynlerle daha çok insan alıyor bu nalet olası merdivenler.
0
ground
(17.09.12)
Teoride öyle ama pratikte öyle olmuyor. Yürüyen merdivende sürekli bir insan sirkülasyonu olduğu için normal şartlar altında yürüyen merdiven dolu olmuyor ve sağ tarafta boş yer oluyor. Bu durumda illa solda duranlar biraz rahatsız edici bence.

Tabii ki kalabalık oldu mu kimse "Soldan hızlı gidicem, sağda dursunlar" demiyor ama merdiven boşken, insanların dama tahtası dizilimine sahip olması sinir bozucu bir şey.

Bu arada ben yürüyen merdivende yürümem, sağda dururum insan gibi.
0
alicia_dominica
(17.09.12)
50 kişi merdivene eksik binmiyor, bilakis sol taraftakiler yürürken daha fazla kişi kullanmış oluyor merdiveni.
sağda beklemek zorunda kalanlar ise soldan sağa geçerken en fazla 1-2 saniye kaybeder.
kim bencil acaba?
rusya daki yürüyen merdivenlerde- ki aşağı inmesi 5 dk falan sürer- yürüyen merdivende sol tarafta mal gibi bekleyenleri uyarmakla görevli çalışanlar var. adamların tek işi bu.
0
ozmania
(17.09.12)
* mod on
yürürken çıktığın/indiğin 3,50 merdiven rıht yüksekliği+basamak genişliği ortalama)
yürüyenlerde aynı işleme 1 basamak karşılığında denk geliyor.
* mod off

ayrıca şahsen insanlar dururken merdivende yürüme bandında falan çok komik geliyorlar.
0
dikenlitel
(17.09.12)
sonuna kadar katılıyorum. yürüyerek çıkacaksam normal merdiveni kullanırım, kimseyi rahatsız etmem. Yürüyen merdivende de paşa paşa dururum merdiven sen yürüme diye yapılmış zaten. 5 adım az atmak için böyle bir kültür yaratılmış olması mantık sınırlarının tamamen dışında. akıllılar ya ben den önce binecekler metroya. 15 saniye sonra vagonda yan yana duruyoruz.
0
r_u_h
(17.09.12)
Anam ben ne cahal kalmışım bu dünyada :) yürüyen merdivende, duracakların sağda durduğunu, ekstradan yürüyüp gideceklerin de soldan yol aldığını ilk defa duydum. Zibilyon kere kullandığım o alette de daha önce hiç sağı solu yardırarak koşa koşa çıkmaya çalışan kimseyi görmedim. Yoksa ben Mars'ta mıyım? Herkes biner ve yukarı çıkar, kalabalıksa zaten koşturamazsın, değilse de insanlara takılmak gibi bir sorununun olmaz.
0
saatgeceninonikisi
(17.09.12)
filmlerde falan rastgeldiğimiz bir elemanı takipte metro geçişlerinde elemanı kaybetmemek için bile önem arzediyor solun boş olması:) artık modern kent hayatında 3-5-10 saniye önemli hale gelmiş. ha bir de örneğin bir hatunun fordçu-abaza bir tip varsa arkasında 1 dakika süren bir merdiven macerası bile ızdırap olsa gerek, soldan yardırma ile bir nebze daha rahat edebilir insan.
0
candanag
(17.09.12)
soldakilerin yurumesiyle yuruyen merdivenin kalabalik zaman diliminde tasimis olacagi insan sayisi artmis olacak. 50 kisi kalmayacak.

otoyol ornegi de guzel orneklemis daha rahat anlayasiniz diye.

hafif oturup sistem modellemesi mantigiyla bakilsa, objektif dusunulse gorulebilecek seyler bunlar.

pardon gecebilir miyim diye seslenenlerden biriyim.
0
the beyin
(17.09.12)
otoyol örneği iyi olmuş da dediğiniz sistem alternatifi olmayan, tek çıkışın yürüyen merdiven olduğu durumlarda mantıklı. otoyolun bir başka alternatifi olsa haklısınız, onun başka bir alternatifi yok, daha hızlı gidene yol açmak lazım. kimse size illa yürüyen merdivende dur, tıngır tıngır çık demyior ki, sabit merdivenden çık?

inanmazsınız ama kalabalıkta bile "solda durmayın ben koşayım" diyenler mevcut. kızılay metro istasyonunun çıkışına yazı bile asmışlar ki kızılay metro istasyonunun çıkışlarını bilen bilir ben anlatmayayım. "kuyruk olmuyor" diyenler gelsin bi görsün.

ayrıca da herkes sol şeridi boş bırakıp sağda dursa gören de zanneder soldaki boşluktan gürül gürül adam yürüyor. belki 2-3 kişi yürür oradan, merdivenin solu boş boş durur. bu "solda durmayın" diyenler de o 2-3 kişi olur zaten. zira yine ankara'daki bilumum metro istasyonunda merdiven bomboşken bile daha fazlasını görmedim.

peki niye normal merdivenden yürümediğinizi sorabilir miyim? hususi saniye tutarak ölçtüm yine kızılay istasyonunda, trenden inip yeryüzüne varmam (3 kat) tüm yürüyen merdivenlerde beklemek ve yürüyen merdivende koşmak arasında 1,5 dakika falan fark ediyor. yürüyen merdivenden koşmak ile sabit merdivenden koşmak arasındaki fark ise taş çatlasın 30 saniye. hatta ikişer üçer atlayarak çıkarsanız yürüyen merdivenden daha hızlı bile çıkıyorsunuz. yürüyen merdivenin basamakları geniş olduğu için ikişer üçer atlamak zor. ama biraz yoruyor.

sen yorulmayacaksın ve sadece 30 saniye kazanacaksın diye niye insanları hizaya sokuyorsun ki buyur sabit taraftan koş, azıcık yorul ve sadece 30 saniye kaybet. hatta hızlı koşarsan erken bile varırsın. hem yorulmayayım, hem hızlı çıkayım, herkes de bana yol versin. engelli asansörü de var, en hızlı o çıkıyor. zerre kadar da yormuyor?

ha diyorsanız ki "yürüyen merdivenden başka sabit merdiven yok, tek yol yürüyen merdiven", o zaman sonuna kadar haklısınız.
0
🌸kibritsuyu
(17.09.12)
50 basamaklık bir yer için;
yürüyen merdivende 20 adım atarak o mesafeyi çıkarken,
normal merdivende 50 adım atarak çıkarsınız.

yürüyen merdivende bir adım için bir birim yorucuyken,
normal merdivende üç-dört birim yorucudur.

o saniyeler bazı insanlar için sandığınızdan daha değerli olabilir.
önümdeki insanların ter kokularını çekmekten hoşlanmıyorum.
önümdeki arkamdaki insanların gerizekalıca ve bağırakak konuşmalarına maruz kalmaktan da hoşlanmıyorum.
müzik dinlemesini bilmeyenlerin saygısızlığına da maruz kalmak istemiyorum.

yarım adım ile sağda durma herkes için çözüm oluyorken, bunun bu kadar sorun olmasını da ben anlamıyorum.

***
ekleme:
kitap okuyorsam ve yukarıda sebeplerden herhangi birisi mevcut DEĞİLSE sağda dururum, diğer hallerde ve/veya acelem varsa soldan geçerim.
0
holy diver
(17.09.12)
@holy diver: peki bunların hiçbirini istemiyorsan normal merdivenden çık tutan mı var? haa onca şey istiyorum, bir de yorulmayayım istiyorum. hepsini de aynı anda istiyorum. bence bu kadarı fazla.

boş merdivende sağda dur, nerede istersen dur. kalabalık olmayan merdivende zaten nerede durursan dur çok fazla makas atmadan çıakrsın yukarı yürüyerek. ama kalabalık merdiven. makaslaya makaslaya çıkamayacağın kadar kalabalık demek ki. hesap yapmışsın, ben de yapayım. kalabalık bir metro çıkışında 50 basamaklı merdivene yan yana durarak 100 kişi biner. sol şeridi boş bırakırsan 50 kişi biner. metrodan 120 kişi indiyse, o merdiven 100 tanesini tek seferde yukarı taşır. solda durmadan merdivene binerlerse 50 kişi merdivene biner, en yukarıdaki tepeye vardığında daha 51. kişi daha en aşağıda merdivene yeni biniyor olur, 100. kişi ise epey gerilerde olur. niye? kalan 20 kişi daha az yorularak azıcık daha hızlı çıkabilsin diye mi? mantıklı mı peki?
0
🌸kibritsuyu
(18.09.12)
@kibritsuyu,

evet tutan var valla;) 160cm ve 47 kiloyum. ve sırtımda da sürekli bir sırt çantası oluyor genelde kitaplar,vs olan. ve beni yoruyor o kadar merdiveni çıkmak. ama yürüyen merdivenin hızıyla çıktığım/indiğim zaman o kadar yorulmuyorum.

ve saydığım diğer sebepler de bu yorulmadan daha da önemli bir yere sahip. işe gidip gelirken metroyu kullanıyorum. daha biraz önce gelirken, arkamda duran kişinin hemen altta basamakta durup ağzımın içine girmesinni verdiği rahatsızlığı burada hangi kelimelerle hangi cümlelerle anlatabilirim acaba bilmiyorum ki. aslında ben anlatabilsem de anlaşılacağından o kadar şüpheliyim ki... insanlar daha "özel alan" diye bir şeyden haberdar değil, bunu kadını da erkeği de yapıyor. ve istanbul'un maslak gibi en büyük en lüks iş alanlarından birinden bahsediyorum. her sabah/akşam birileriyle tartışayım mı, özel alandan haberleri olmadığı için ağzımın içine girdiklerinden dolayı?

artı, hiç taksim metrosunun maslak çıkışını iş saatlerinde kullandın mı bilmiyorum ama insanların o kalabalığını ve sağda durmak için nasıl sıra oluşturduğunu görmek lazım. bak soldan gitmek için bile değil, sırf beklemek için.

"hem bla bla bla hem de bla bla istiyorsun" tarzı bir şey söylemişsin ya;
benim (ve benim gibi düşünen hatta hali hazırda yıllardır da uygulayan) kişilerin bu davranışları beklemek isteyenlerin hiç birine bir zararı yok ki? 20 cm sağa kaymak mı bu kadar büyük dert olan. sanki bekleyen kişilerden dünyanın en büyük lütfunu istemişiz gibi ifade etmişsin. solda bekleyen insanlar da oluyor, ben onlara denk gelince ya bekliyorum ya da müsaitse yol istiyorum. senin gibi birine denk gelirse ve negatif bir şeyler sayarsa zaten "peki" diyerek beklerim, konuyu uzatmam bile.

neyse, ben seni gördüğüm zaman sağda beklerim bundan sonra, yeter ki senin istediğin olsun;)

****
önemli bir noktayı eklemeyi unutmuşum;

insanların saygısızlıklarına dair saydığım o maddelerde; bahsettiğim insanların görgüsüzlükleri/saygısızlıkları/medeniyetsizlikleri/yetersizlikleri olarak görmek yerine, insanların saygısızlıklarına maruz kalmak istemiyorsam normal merdivenden çıkmam gerektiğini düşünerek o saydığım şeyleri meşrulaştırma mantığı da derin düşüncelere gark etmedi değil.

o maddeler bile bana soldan geçme hakkını veremedi yani, tüh ya;)

öğrendiklerimi tekrarlıyorum; yürüyen merdiven kullanmak istiyorsam mutlaka durmak zorundayım ve diğer insanların yapacağı her türlü görgüsüzlük ve terbiyesizliğe boyun eğeceğim, bağırarak yaptıkları konuşmaları dinleyeceğim, kulaklıktan zorla bana da dinletmek isteyenlerin müzik olmaktan çıkmış gürültülerini dinleyeceğim ve ağzımın içine giren insanların pis kokularını çekeceğim (burnum fazla hassas).

namaste,
0
holy diver
(18.09.12)
(7)

akıllı telefon - samsung

kibritsuyu
samsung galaxy s3 zaten alamam, o kadar param yok.bana samsung galaxy w yerine samsung galaxy s2 almamı gerektirecek kadar iyi bir fark, iyi bir özellik söyleyebilir misiniz? 500 lira daha kastırmama değecek bir veya birkaç özellik.
samsung galaxy s3 zaten alamam, o kadar param yok.

bana samsung galaxy w yerine samsung galaxy s2 almamı gerektirecek kadar iyi bir fark, iyi bir özellik söyleyebilir misiniz? 500 lira daha kastırmama değecek bir veya birkaç özellik.
0
kibritsuyu
(17.09.12)
hjarteblod
(17.09.12)
galaxy w'de hemen hemen her işini görür tercih meselesi yani. benim açımdan önemli farklar şunlar; 32 gb dahili hafıza, çift çekirdekli cortex a9 işlemci, 1 gb ram, gorilla glass cam ve süper amoled ekran
0
h2
(17.09.12)
www.gsmarena.com

en onemli fark bence ram. sonra icsel hafiza ve son olarak kamera geliyor. islemci yonunden muthis farklar gormek icin oyun oynuyor olmak sart. yani normal sartlarda 1.4 ghz'lik w'nin islemcisi de fazlasiyla yeterli gelecektir.

s ii'nin fiyati bana kalirsa fazlasiyla yuksek.

biraz beklerim dersen hepsiburada atrix'i yeniden satisa koyacakmis. bence o fiyata alinabilecek en iyi telefon hala atrix.

www.gsmarena.com
0
entrapmen
(17.09.12)
w alma s2 al.
aradaki fark çok.
s2 sana s3 konforu verir.
w ise ace konforu.
0
QwertyKlavye
(17.09.12)
peki diyelim ki galaxy w aldım. 6 ay sonra üst modelini almak için gayet temiz kullanılmış olarak satmak istesem, 700 liraya aldığım bu telefon kaç para eder, kaç paraya satılır?
0
🌸kibritsuyu
(17.09.12)
Bir kere ekran kaliteleri arasında ciddi fark var. Cihaz neredeyse ekran zaten o yüzden sadece bu fark bile yeterli aslında. Ancaak, burada bitmiyor farklar. Ram farkı kritik, aynı anda açık tutabileceğin uygulama sayısı arasında uçurum olacak, galaxy w ile sürekli bir şeyleri kapatmak durumunda kalırken S2 ile rahat rahat takılabileceksin. S2'de çok kaliteli bir kamera varken W vasat, çok bir işe yaramaz bilgisayara aktarmayı düşünüyorsan fotoları. Daha da yazılır yanı S2 halen güncelleme alacak, şimdi Jelly Bean geliyor misal. Ne kadar fark yarattıığına youtube'dan ya da ekşide yazılanları okuyarak falan bakabilirsin, detaya girmeyelim.

S3'1le S2 arasında hayati farklar yok. S2 S3'ün yaptığı her işi belki bir %10 performans düşüklüğüyle yapıyor, ufak tefek farklar var. S2 ile W arasındaysa uçurum var.
0
tahsin sutcuoglu
(17.09.12)
500-
piyasaya gore degisir rakam. 6 ay sonra birden bire galaxy s'lerin fiyatlari falan dusecek olursa veya dolarda bir seyler olursa daha da dusuge gider. 300'e kadar yolu var. tum elektronik urunler giib bu iste. biraz sans. lakin 500'den fazla etmeyecegine emin olabilirsin.
0
entrapmen
(17.09.12)
(1)

google groups iptali

kibritsuyu
müşterilerimden birisi iş için kullandığım mail adresini, kendi üyelerinin kayıtlı olduğu google group'a kaydetmiş. her gün milletin onlarca saçma sapan forward'ları geliyor. hem de sadece iş için kullanmak istediğim mail adresime. maillerde "çıkmak için unsubscribe bilmemneye mail at" falan diye ad
müşterilerimden birisi iş için kullandığım mail adresini, kendi üyelerinin kayıtlı olduğu google group'a kaydetmiş. her gün milletin onlarca saçma sapan forward'ları geliyor. hem de sadece iş için kullanmak istediğim mail adresime. maillerde "çıkmak için unsubscribe bilmemneye mail at" falan diye adres yok, link yok, hiçbir şey yok. google groups sayfasından nerelere gireyim, nerelere mail atayım da çıkayıp şu saçma gruptan? bulamadım bir türlü. grubu buluyorum, "üye olmak veya çıkmak için kayıt olmalısınız" diyor. kayıt falan olmak istemiyorum, zaten dallamanın teki kaydetmiş adresimi sadece çıkmak istiyorum. kendi adresimi çıkarmak istiyorum.
0
kibritsuyu
(15.09.12)
[email protected] a boş mail atarsan çıkarsın.
0
galadnikov
(15.09.12)
(1)

balgat-öveçler civarı ayvalık tostu

kibritsuyu
ankara balgat veya öveçler civarlarında güzel, dolu dolu ayvalık tostu yapan bir yer var mı önerebileceğiniz? yemeksepeti üyesi olursa daha da güzel olur ama olmazsa da gidip alırım problem değil.edit: yapan çok var da ben tecrübe edilmiş ve garantisi olan "şurada yedim, pek güzel" şeklinde tavsiye
ankara balgat veya öveçler civarlarında güzel, dolu dolu ayvalık tostu yapan bir yer var mı önerebileceğiniz? yemeksepeti üyesi olursa daha da güzel olur ama olmazsa da gidip alırım problem değil.

edit: yapan çok var da ben tecrübe edilmiş ve garantisi olan "şurada yedim, pek güzel" şeklinde tavsiye arıyorum.
0
kibritsuyu
(11.09.12)
neli diye bi mekanda yapıyolardı ceyhun atıf kansu'da ama yemedim garantisi yok :) bide dikmendeki shell içinde bodrum büfe var şimdilik hatırladığım.
0
h2
(11.09.12)
(7)

milf'in erkek olanına ne denir?

kibritsuyu
(bkz: milf)bunun erkek olanına da bir şey deniyor mu?
(bkz: milf)

bunun erkek olanına da bir şey deniyor mu?
0
kibritsuyu
(10.09.12)
(bkz: filf)
0
hollowlife
(10.09.12)
kırkından sonra azanı teneşir paklar deniyor.
0
feodal moruk
(10.09.12)
daddy :D
0
9kuyruklukedi
(10.09.12)
vars dilf tir :)
0
monsieur turti
(10.09.12)
kadayıf
0
baldur
(10.09.12)
azgın teke
0
delibas_alyon
(10.09.12)
dedeler
0
john holmes
(10.09.12)
(6)

laptop harddiskleri standart mıdır?

kibritsuyu
bi laptop'ım var. çoğunlukla düzgünce çalışıyor ama kimi zaman da açılırken falan takılıyor, zor açılıyor ve böyle çok dikkatli dinleyince duyulan vvvt vvvt vvvt diye ritmik, sanki cd rom'lar hani çizik cd'yi okuyamayınca gelir ya onun gibi ama çook derinden bir ses geliyor. sanırım harddiskinde de
bi laptop'ım var. çoğunlukla düzgünce çalışıyor ama kimi zaman da açılırken falan takılıyor, zor açılıyor ve böyle çok dikkatli dinleyince duyulan vvvt vvvt vvvt diye ritmik, sanki cd rom'lar hani çizik cd'yi okuyamayınca gelir ya onun gibi ama çook derinden bir ses geliyor. sanırım harddiskinde de problem var.

şimdiii, 500 gb sata harddisk. bu nane her bilgisayarda standart mıdır? şimdi servise versem kimbilir neler yapıp kaç para isterler. gidip bir tane 2,5" 500 gb sata harddisk alsam, yeri belli altında, açıp kendim değiştirsem "yok hacı bu uyumsuz, bunu çalıştırmam" der mi bana bilgisayar? yoksa hepsi standart mıdır, neye dikkat edeyim?

edit: kullandığı harddisk tam olarak şu: www.tomshardware.com
0
kibritsuyu
(08.09.12)
ona "kafa atma" diyorlar. harddiskin içindeki motordan geliyor o ses. kısacası çok yaşamaz o hdd. hemen yedeklemek lazım.

2.5 inç sata harddiskler standart olur, evet, uyumsuzluk olmaz. ama para vermişken biraz pahalı olan ssd alabilirsiniz, çok daha hızlı olur ama pahalıdır biraz. ben olsam ufak bir tane(60-80 gb) ssd ve birkaç terabayt taşınabilir harddisk alırdım.
0
hollowlife
(08.09.12)
laptopun qosmio gibi oyun laptoplarından değilse 5400 rpmli 2.5 inç harddisk kullanıyordur. sıkıntı olmaz.
0
mattiadestro
(08.09.12)
zaten yusuf yusuf her gün yedek alıyorum yeni bir şey eklendikçe. problem kesin harddisk ama di mi, başka yerlerde aramayım. birkaç haftadır hiç problemi yok. ama ne bileyim kimi zaman açıyorum, 15 dakika açılmıyor. bir yerinde takılıp vvt vvt vvt ediyor. sonra bi çözülüyor tıkır tıkır okuyor, bi daha takılıyor falan. açıldı mı açılıyor. bazen kullanırken saniyelik kilitlenmeler oluyor, programlar yanıt vermiyor falan. sonra çözülüyor. kimi zaman hiç sıkıntısı yok, tıkır tıkır çalışıyor.
0
🌸kibritsuyu
(08.09.12)
görmeden, ancak bu kadar oluyor. bir uzmana göstermek lazım.

hdd regenerator ile deneyiniz. belki sorunu düzeltebilir.
www.hdd-regenerator.net
0
hollowlife
(08.09.12)
standarttır. ben bir laptopum bozulunca çıkardım diğerine taktım, hatta sonra masaüstü bilgisayara bile taktım.

fakat paraya kıymışken ssd alın derim.
0
bira sisesi kapagi
(08.09.12)
kıy paraya ssd al kafalar rahat etsin.
0
keller
(08.09.12)
(2)

fabrika imajı

kibritsuyu
sevgili arkadaşlar. bütün karikatürler olsun, çizimler olsun, "fabrika" dedin miydi hani bi şekil vardır hani. çatısı yan yana dik üçgenleri dizmişsin gibi zigzag şekilli bir bina. en son cem yılmaz'lı iş bankası reklamında cem yılmaz'ın eline aldığı fabrika maketi de bu şekilde. fabrika binalarının
sevgili arkadaşlar. bütün karikatürler olsun, çizimler olsun, "fabrika" dedin miydi hani bi şekil vardır hani. çatısı yan yana dik üçgenleri dizmişsin gibi zigzag şekilli bir bina. en son cem yılmaz'lı iş bankası reklamında cem yılmaz'ın eline aldığı fabrika maketi de bu şekilde.

fabrika binalarının çatısı niye böyle üçgen üçgen zigzag şekilli olarak resmedilir? eskiden böyle miymiş fabrikalar? eğer böyle ise o üçgenlerin fabrika binasına ne avantajı vardır? çatı niye üçgen üçgendir?
0
kibritsuyu
(03.09.12)
şimdi daha önceden ben de kafa patlatmıştım bu konuya. ve şu cevapları buldum kendimce. öncelikle aydınlatma olayı var buralarda. o üçgenlerin en tepe noktasının yanlarında camlar var. bu da içerisinin karanlık olmamasını sağlıyor. bir de eskiden çelik konstruksiyon olayı olmadığından geniş ve içinde direk olmayan yapılar yapmak zordu. sizin o gördüğünüz her üçgenimsi yapı aslında bağımsız bir bölüm. ancak yanyana bunları yaparak ihtiyca göre uzun bir fabrika yaılabiliyordu. halen ilçelere yapılan sanayi siteleri bu şekilde yapılıyor.
0
ground
(03.09.12)
kar ve yağmurun hızlı akmasını sağlayarak çatı yükü oluşumunu minimize etmek
0
neysene
(03.09.12)
(4)

tıbbi maske

kibritsuyu
dikkat ettim de cerrahların ameliyatta kullandığı maskeler ipleri kafa arkasından düğümlenmek suretiyle takılıyor. http://www.formineisg.com/image/cache/data/tek-kul/2020-500x500.jpgdiğer sıhhi amaçlı kullanılan maskeler ise lastikli ipleri kulaklara takılarak kullanılıyor.http://www.turkizmedikal.c
dikkat ettim de cerrahların ameliyatta kullandığı maskeler ipleri kafa arkasından düğümlenmek suretiyle takılıyor.
www.formineisg.com

diğer sıhhi amaçlı kullanılan maskeler ise lastikli ipleri kulaklara takılarak kullanılıyor.
www.turkizmedikal.com

soru: niye cerrahlar da kulağa takılan maskelerden kullanmıyor da kafalarının arkasından düğümlenen maskelerden kullanıyorlar? nedir o maskelerin özelliği?
0
kibritsuyu
(01.09.12)
ameliyat çok daha uzun saatler sürdüğü için kulağı rahatsız ediyor olabilir o.
0
10032007
(01.09.12)
adam ameliyata girerken 20 dk el yıkıyor neredeyse..

belki ondandır..mantıken açılma düşme şansı daha az sanki cerrahların..
0
dedim dedim de kime dedim
(01.09.12)
3 katlı normal diğeri daha uzun süreli kullanılabilir lastikli olandan bir süre sonra nefes alamıyorsun
0
radikalherif
(01.09.12)
bu sorumun cevabını 8 yıl sonra tecrübe ederek aldım, mutluyum.

hem kulağı rahatsız ediyor, hem de nefes alamıyorsun evet.
0
🌸kibritsuyu
(22.08.20)
(4)

incir reçeli - spoiler içerir

kibritsuyu
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ulan hep merak ettim, halil sezai'yi sevmediğim için koyup da izlemedim. tv'de görünce bi bakim dedim neymiş. tam orta yerini kaçırdım ama. ilk reklam girdi. halil sezai
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ulan hep merak ettim, halil sezai'yi sevmediğim için koyup da izlemedim. tv'de görünce bi bakim dedim neymiş. tam orta yerini kaçırdım ama. ilk reklam girdi. halil sezai aids'li adamın evine daldı, sevgilisi sandı, onu tehdit etti falan, çıktı gitti. sonra reklam girdi. ben reklam bittikten sonra bi 5-10 dakikasını kaçırdım. bi geldim kız yok, gitmiş. adam da mala bağlamış. ne oldu? kızla adam sevişti mi, adama hiv geçti mi, gidip kıza atar mı yaptı? "o herif kim defol git" falan mı dedi ne oldu o arada?
0
kibritsuyu
(26.08.12)
o adam kızın babası. bu sevgilisi zannetti. ama sonra öğrendi babası olduğunu. sonra tırım tırım aradı hastanede buldu. yok sevişmedi. hayır bulaşmadı. he hikayeyi öğrendi sonra bide. işte babası annesine bulaştırmış annesi bunu emzirmiş.
0
cecilia
(26.08.12)
kıza bir şeyi sevme hakkı vermiyorlar, kız da gidip incir reçelini seviyor işte. bu.
0
deliren agackakan findik agaci dalinda
(27.08.12)
peki kız adamın o eve gittiğini nereden bildi? adam gidip kıza "o evdeki herif kim, sevgilin mi" falan diye anlayıp dinlemeden atar mı yaptı da kız çekti gitti, yoksa kız bunu o evden çıkarken falan mı yakaladı? kız niye gitti, ne oldu da gitti ki? durup dururken mi gitti?
0
🌸kibritsuyu
(27.08.12)
eleman kızın babasına atar yaptıktan sonra sahilde biyerde kendi kendine içiyor. aidsli ablamız bi şekilde buluyor onu. konuşmaya çalışıyor. eleman da kızı dinlemeden verip veriştiriyor. kız da beni dinlemeden önyargılarla karara varıyorsun diyor, babası olduğunu söylemeden gidiyor.
0
ethros
(27.08.12)
(3)

canon 550d'yi anlamak

kibritsuyu
anlam veremediğim şeyler oluyor.farklı günlerde bir sürü fotoğraf çekmişim. getiriyorum, bilgisayara usb'den bağlıyorum, EOS utility programını çalıştırıyorum. diyorum ki "daha önce indirilmemişleri indir". tıkır tıkır indiriyor bilgisayara. sonra bi bakıyorum aa o ne? lan bazıları yok? belirlediğim
anlam veremediğim şeyler oluyor.

farklı günlerde bir sürü fotoğraf çekmişim. getiriyorum, bilgisayara usb'den bağlıyorum, EOS utility programını çalıştırıyorum. diyorum ki "daha önce indirilmemişleri indir". tıkır tıkır indiriyor bilgisayara. sonra bi bakıyorum aa o ne? lan bazıları yok? belirlediğim klasöre 2012_08_07 şeklinde tarih formatlı alt klasörler oluşturacak şekilde indir diye ayarlamışım mesela, 2012_08_07 klasörü var, 2012_08_09 klasörü var, 2012_08_08 klasörünü indirmemiş. o tarihte fotoğraf mı çekmemişim diye bakıyorum, hayır bir sürü de çekmişim. daha önce bilgisayara mı aktarmışım? hayır daha önce de aktarmamışım. daha önce indirilmemişleri aktar diyince "daha önce indirilmemiş yok, hepsini indirmişsin" diyor, ama elle tek tek seçip aktartınca aktarıyor. demek ki varmış indirmediğim.

hayır dalgınlığıma gelecek, nasıl olsa bilgisayara aktardım diyip silicem makineden, badem olacak bir sürü fotoğraf. niye böyle yapıyor?
0
kibritsuyu
(15.08.12)
neden yapıyor bilmiyorum ama hayatımda hiç bir zaman öyle bir tool kullanarak işlem yapmadım en basit kompakt makineden elimdeki slra kadar. tak kartı bir okuyucuya tamamdır. ha tarihlemek istiyorum dersen lightroom kullan. import ederken tarihlere göre klasör yapıyor. ayrıca import ettikten sonra da kartı boşalt. karmaşa olmasın. olmaz mı?
0
ben smyrna
(15.08.12)
önerim picasa kullanman yönünde aktarım için
0
exodia
(15.08.12)
picasa ile denedim, sadece fotoğrafları aldı, videoları bıraktı. çok incelemedim ama bir ayarı vardır belki.

lightroom denemedim. ücretsiz tool'u varken kalkışmadım açıkçası.

bu arada sorunu da çözdüm. daha doğrusu çözemedim de tespit ettim diyelim.

ben fotoğrafları garanti olsun diye hem evdeki hem işyerindeki bilgisayara aktarıyorum. bugüne kadar zannediyordum ki, hatta canon kompakt makinemde de durum böyleydi, makine, fotoğrafları aktardığı klasördeki dosya isimlerine bakıyor, orada olmayanları aktarıyor. yani daha önce aktarılıp aktarılmadığı kontrolünü bilgisayardaki aktarım klasörüne bakıarak yaptığını sanıyordum. ama anladım ki öyle yapmıyor. makine, bilgisayara aktardığı fotoğraflara "bu fotoğraf bilgisayara aktarıldı" diye bir işaret koyuyor. ben evdeki bilgisayara aktardığım fotoğrafları işyerindeki bilgisayara aktarmak istediğimde tekrar aktarmıyor "aktardın ya işte" diyor. zira eos utility ile "transfer all images" dediğimda çatır çatır ne varsa aktarıyor. ama mükerrer oluyor bu sefer.

ya makinenin bu işareti koymasını ayarlardan engelleyeceğim, ya eos utility'ye "aktarılıp aktarılmadığının kontrolünü dosya ismine bakarak yap" dedirteceğim, ya da kartı çıkarop kopyala yapıştır yöntemini seçeceğim, tarihe göre klasörleme için de lightroom falan kullanacağım.
0
🌸kibritsuyu
(17.08.12)
(7)

canon eos 550d ve otomatik netleme

kibritsuyu
hocalar canon 550d yarım deklanşör yaptığınızda herhangi bir nedenden dolayı otomatik netleyemiyorsa o fotoğrafı çekmiyor. illa da netleyecem, netlemeden çekmem de çekmeeem diyor. yahu beyaz ayarı yapacağım. bembeyaz kağıda tutuyorum, elbette otomatik olarak netleyemiyor. netlemeyince çekmiyor. her
hocalar canon 550d yarım deklanşör yaptığınızda herhangi bir nedenden dolayı otomatik netleyemiyorsa o fotoğrafı çekmiyor. illa da netleyecem, netlemeden çekmem de çekmeeem diyor. yahu beyaz ayarı yapacağım. bembeyaz kağıda tutuyorum, elbette otomatik olarak netleyemiyor. netlemeyince çekmiyor. her sefer mf yapıp da çekmek istemiyorum.

ya da ne bileyim elde makine bebeğin yüz ifadesini, gülümsemesini bekliyorum mesela. tam gülümsüyor, yarım basıyorum vızz vızz vızz dön allah dön netleyemiyor. ne o? meğer minimum odak mesafesinin altında tutuyormuşum. vizördeki görüntü de net ha. belki mükemmel net değil ama net işte çek gitsin amk parayla mı, beğenmezsem silerim. ben makineyi kaldırıp mf yapıp, elle netleyip çekene kadar bebeğin ifade bozulup gidiyor.

aradım bulamadım. yok mu "netlemesen de olduğu gibi bozuk bozuk çek" dedirten bir ayarı?
0
kibritsuyu
(14.08.12)
manuel focus' a almanız gerekiyor her seferinde başka bir yolu yok maalesef.
selamlar.
0
ohtararan
(14.08.12)
beyaz ayarı icin mf mecburi :( diğer yandan usmli objektif hızlı netleme gerektiren yerlerde fayda sagliyor.
0
oligomer
(14.08.12)
netleme hızından şikayetim yok ki. diğer bahsettiğim durumda minimum netleme mesafesinin altında kalan usm objektif de çaresiz kalır. ha o ikinci durumu kurtarmanın tek yolu bu durumda minimum netleme mesafesi az olan makro objektifler.

yine de sorumun cevabı değil. ne gereksiz bir özellik. tamam belki makine benim netlikte hata yapmamı istemiyor ama en azından bir seçeneği olabilirdi "otomatik netleyemezsen çekim yapma/çekimi yine de yap" diye.
0
🌸kibritsuyu
(14.08.12)
makro lenslerin de alan derinliği çok dar olduğundan bebek fotoğrafında yine istediğiniz sonucu elde etmekte zorlanabilirsiniz. buradaki çözüm uzaktan çekip sonra kırpmak. 550d çözünürlüğü yüksek olduğundan buna müsait. hatta bebeği çekerken kırpılacağını düşündüğünüz bir köşeye ucundan beyaz kağıdı da koyarsanız, bilgisayarda beyaz ayarını yaptıktan sonra istediğiniz gibi kırpar, iki sorundan da kurtulmuş olursunuz. gülücük anında bunları nasıl yetiştireceksiniz bilmiyorum. benim gibi beyaz ayarı filtresi kullanmak ta bir çözüm tabii bebek sürekli aynı yerde fotoğraflanıyorsa.
0
ohtararan
(14.08.12)
bu işin çözümü yok, manuel focus dışında.

netleyemezsem cekmesin olayı icin manule ayar var diyolar hem otomatik olsun hem öyle olsun yok (:
0
rurouni
(14.08.12)
"otomatik netleyemezsen çekim yapma/çekimi yine de yap" şeklinde bir özellik olsaydı makineniz bir insan olmadığı için en doğru seçeneğin ne olduğunu ayarlayamazdı. hadi bunu da geçtim, minimum odak mesafesinin altındaysanız zaten odak yapmanız mümkün değil. blurlu çekim yapmak istiyorsanız yine hemen manuele geçip çekiminizi yaparsınız. çoğu makinede tek tuşla manuel focusa geçme özelliği bulunur. zor bir şey değil. zaten el kadar lenslerin alan derinlikleri belli.
0
avamys
(14.08.12)
otomatik netleme modunu "ai servo" yaparsanız odak kilitlenmediği için odak hangi pozisyonda olursa olsun deklanşöre tam bastığınızda çekim yapabilirsiniz.

kendi kendime cevap vermiş gibi oldu ama makineyi satan, fsa'daki eğitmen, ekşi sözlük, ekşi duyuru kimsenin de aklına gelmedi bu.
0
🌸kibritsuyu
(17.09.12)
(9)

bebek bezi sorunsalı

kibritsuyu
bir müddet bebek soruları ile kafanızı şişirebilirim, affola.ege 14 gününü tamamladı. hafif derecede bir yenidoğan sarılığı dışında bir problemimiz yok çok şükür.lakin bebek bezi ile başımız dertte. beyefendi 4 kilo oldu. bugüne kadar 1 numara yenidoğan bezi kullandık (2-5 kg). lakin bezin çocuğun b
bir müddet bebek soruları ile kafanızı şişirebilirim, affola.

ege 14 gününü tamamladı. hafif derecede bir yenidoğan sarılığı dışında bir problemimiz yok çok şükür.

lakin bebek bezi ile başımız dertte. beyefendi 4 kilo oldu. bugüne kadar 1 numara yenidoğan bezi kullandık (2-5 kg). lakin bezin çocuğun bacaklarını sıktığını fark ettik. dedik ki 2 numara mini boy alalım (3-6 kg). fakat bu bez de sızdırıyor arkadaş. üstü başı sırılsıklam buluyoruz. kenarından mı kaçırıyor ne oluyorsa anlamadım. 1 numara küçük geliyor, 2 numara büyük geliyor herhalde ki sızdırıyor. pipisini aşağı çevirip kapatıyoruz hani aşağı doğru işesin diye, yine sızdırıyor.

ne yapacağız? biz fark edene kadar üstü başı ıslak vaziyet yatıyor, üşütecek diye korkuyoruz. bacaklrını sıka sıka yenidoğan bezine mi dönsek, yoksa yenidoğan bezi aslında sıkmıyordur da bize mi öyle geldi acaba?
0
kibritsuyu
(13.08.12)
çiş sıcaktır.üşütmez
0
ucarkendusupolenkelebek
(13.08.12)
deneyimli bir baba olarak tavsiyem prima kullan. bizimki 7 ay içinde primadan şaşmadım. prima premıum care.
0
karabela
(13.08.12)
sıkıyo derken, çıkarınca iz kalıyo muydu, çorap izi gibi?
0
nolmus yani
(13.08.12)
prima ların 1 ve 2 numara arasında geçişte böyle bi problem olabiliyormuş. 1 küçük, 2 büyük gelebiliyormuş.

sanırım huggies lerin 2 numarası, primaların 1 ve 2 numaralarnıın arası gibi bi şeymiş. bi de onu deneyin.
0
yemrem
(13.08.12)
yahu geven burada dalgasina bahsediliyordu ama kadinlar klubunde kesin bununla ilgili bilgi vardir fakat galiba uyelik istiyorlar bence deneyin derim cunku bazi konular var yani nasil desem kk o konularda derya deniz :)
0
mavicorap
(13.08.12)
prima için çok fazla sızdırıyor muhabbeti duydum. İnsan en iyisi olsun düşüncesiyle hep primayla başlıyor ama başka bezler de var, onları da es geçmeyin. Ben primayla başlamış bi anne olarak 2 hafta içinde molfixe geçtim, iki çocuğa da molfix kullandım, memnun kaldım misal.
0
sui
(13.08.12)
27 gunluk ve 4 kg dogdu prima 3-6 kg kullaniyoruz bir kere tazyikli kaka yaparken kenardan kacti huggies falan hikaye digerleri de cop
0
steward
(13.08.12)
doğmadan önce 2 numara 3-6 kg huggies aldık. doğduktan sonra taktık büyük geldi. gittim prima premium care 1 numara yenidoğan bezi aldım 2-5 kg. bir hafta onu kullandık bitti. sonuna doğru sıktığını fark ettik, bitince o eski aldığımız huggies'e döndük, baktık o da sızdırıyor. o daha bitmeden gittim prime premium care'in 2 numara 3-6 kg. olanını aldım. ama bu da sızdırıyor. yani huggies ve prima'nın 2 numaralarını denedik. yan tarafından sızıyor beline ve sırtına doğru. acaba iyice sıkmamız mı gerekiyor bezi? hani tatlı sıkıyoruz rahatsız etmesin diye, öküz gibi gerdirip mi sıkacağız bezin belini yapıştırırken?

çiş ilk çıkınca sıcak olur da gece altını değiştirip uyutuyoruz, kendimiz de uyuyoruz. 2-3 saat sonra emzirmeye kalktığımızda bakıyoruz üstü başı ıslak. ne zaman işedi, ne zamandır ıslak onu bilmiyoruz. belki değiştirir değiştirmez işedi, 2 saattir ıslak elbise ile uyuyor, hala sıcak olacak değil ya.
0
🌸kibritsuyu
(14.08.12)
SIKMAKTA FAYDA VAR AMA MORARTMADAN SIKIN
0
steward
(15.08.12)
(8)

kadın mastürbasyonunun sayısal değeri (14+)

kibritsuyu
erkekler 31 çekiyor.kadınlar kaç çekiyor? var mı böyle bir sayı?sadece meraktan soruyorum. ve de ciddi olarak soruyorum, geyiğe dönüşmesin lütfen. yoksa yok diyin.
erkekler 31 çekiyor.
kadınlar kaç çekiyor? var mı böyle bir sayı?

sadece meraktan soruyorum. ve de ciddi olarak soruyorum, geyiğe dönüşmesin lütfen. yoksa yok diyin.
0
kibritsuyu
(10.08.12)
62 diye biliyorum.
0
geberix
(10.08.12)
Biz lisede 28 derdik, uzun süre de öyle bildim. Araştırma gereği duymadım ama 28 bilen ciddi bir kitle vardır. En azından Antalya'da =]
0
Raymond
(10.08.12)
abow moderasyon devreleri yakmış. Bildiğim kadarıyla bir değer yok. 31 lokal bi kavram, yurtdışında osbir dersen kimse anlamaz, zaten öyle bir ihtiyaçları yok orası ayrı.

Türk kafasında hatun mastürbasyon yapmaz diye bir bilgi olduğu için muhtemelen, ve kadınlar da çıkıp biz 62 den tavşan yapıyoruz demeyeceklerine göre, herhangi bir sayısal kavram yok afaik
0
bonjurkes
(10.08.12)
yok.

ayrıca otuzbir çekmek için derler ki;

(bkz: #10259270)
(bkz: #16496675)

edit: 52'yi de yeni duydum, vay be. acaba onun da ebcedle bir alakası var mıdır ki?
0
demcan
(10.08.12)
elalemin derdi
(10.08.12)
mahallede 52 diye bir efsane vardı ben çocukken. "elle iki / el ile iki"den geldiği rivayet edilirdi.

geyiğe dönüşmesin demişsin de söylemezsem ölürüm. ilk aklıma 4 çeker geldi :)
0
azag thoth
(10.08.12)
52yi bizde kullandık. "elle iki / el ile iki" mantığı güzelmiş yeni duydum.
0
olkol
(10.08.12)
doğma büyüme izmirli olarak 62 diyorum
0
Thunderbirds
(10.08.12)
(7)

"en düşük diyafram değeri" - fotoğrafçılık

kibritsuyu
"en düşük diyafram değeri" derken neyi kast ediyorlar? kısık diyaframı mı? f değerinin sayısal olarak düşük olmasını mı?örnek cümle: "beyaz ayarı yaparken makine `en düşük diyafram değerine` ayarlanmalıdır".ne yapacağım şimdi? diyaframı f22 yapıp kısacak mıyım, f1.8 yapıp açacak mıyım?
"en düşük diyafram değeri" derken neyi kast ediyorlar? kısık diyaframı mı? f değerinin sayısal olarak düşük olmasını mı?

örnek cümle: "beyaz ayarı yaparken makine en düşük diyafram değerine ayarlanmalıdır".

ne yapacağım şimdi? diyaframı f22 yapıp kısacak mıyım, f1.8 yapıp açacak mıyım?
0
kibritsuyu
(09.08.12)
diyaframı kısmak içeriye olabildiğince az ışık girmesi sağlanır f30

diyaframı açmak içeriye olabildiğince çok ışık girmesi sağlanır f1.2

ama cümle saçma düşük diyafram diye bişey duymadım ben ya küçük denir ya kısık makinenin alabileceği en düşük diyafram değeri 1.2 gibi düşündüm ben bu cümleyi.
0
buffy de vampir sayilir
(09.08.12)
ben düşük kelimesinden kısığı anlarım şahsen. ama saçma bir tarif olduğu kesin.
0
kekec salman
(09.08.12)
1.8 yapacaksın elindeki o ise eğer. 1.1 ve daha altı var aslında.
30 da uzun pozlama
0
radikalherif
(09.08.12)
(bkz: #7580158)
(bkz: #7580168)

ne yapacakmışız yani diyaframı?
0
🌸kibritsuyu
(09.08.12)
diyaframı açtıkça daha çok ışık alır ve f değeri düşer. yani senin güneşli ortamda f8-12 arası kullanman idealdir. ben genelde bu değerde çalışırım.

yani f değeri küçüldükçe diyafram açılıyor.

www.pclabs.com.tr
0
zenc
(09.08.12)
gençler diyafram nedir, ne işe yarar, f değeri küçülünce ne olur falan bunları biliyorum.

sorum gayet açık. herifin biri bana diyor ki "diyaframı düşür". ne demek istiyor lan? soru bu kadar. DÜŞÜR dediği şey ne? kısayım mı diyaframı, açayım mı? giren ışığı mı düşüreyim, f değerini mi düşüreyim?

diyaframı kıs dese anlarım, f değerini düşür dese anlarım. "diyaframı düşür" nedir?
0
🌸kibritsuyu
(09.08.12)
sayın kibritsuyu, beyaz ayarı yaparken makinenin olabildiğince ışık alması gerekiyor. dolayısı ile bu cümlede kullanıldığı anlamı ile sayının düşük olması kastediliyor, ki genelde bu kastedilir zaten. dolayısı ile f3,5, 1,8, 0,95 artık elinizde hangi lens var ise ona göre açacaksınız diyaframı demeye gaytret göstermiş.
selamlar.
0
ohtararan
(09.08.12)
(17)

sayıları böyle okumak çok mu yanlış

kibritsuyu
aşağıdaki sorudan gaza geldim ben de sorayım.geçenlerde bir muhabbette eşim 10.500 sayısını "on buçuk bin" şeklinde telaffuz etti. millet güldü falan.oysa bana onbinbeşyüz demekten daha sempatik gözüktü. hatta gavurlar bile böyle okuyor 2500'e mesela two thousand five hundred demek yerine twenty fiv
aşağıdaki sorudan gaza geldim ben de sorayım.

geçenlerde bir muhabbette eşim 10.500 sayısını "on buçuk bin" şeklinde telaffuz etti. millet güldü falan.

oysa bana onbinbeşyüz demekten daha sempatik gözüktü. hatta gavurlar bile böyle okuyor 2500'e mesela two thousand five hundred demek yerine twenty five hundred diyorlar. "yirmibeş yüz" diyor yani adam. sayı tam olarak doğru, söylemesi de daha kolay.

sizce çok mu yanlış lan 10.500'e on buçuk bin demek?
0
kibritsuyu
(08.08.12)
yanlis + komik
0
keltikfrost
(08.08.12)
azı çoğu yok, yanlış kullanım. komik ve evet sempatik de denebilir. informal olarak kullanılabilir yani. gülerler ama olsun. gülmek, güldürmek iyidir.
0
bipolar
(08.08.12)
ilginç ama yanlış diil bence. ya kocaman bi ilkokulda gibi hissediyorum bazen kendimi. bu tarz şeylere olsun, dil sürçmesine olsun vs. gülen, hesapta kafa bulan, 2 saat muhabbetini yapan adamlarla dolu etraf.
0
aeroflot
(08.08.12)
bence yanlış değil ama biraz eski köye yeni adet oluyor :)
0
rodeocu
(08.08.12)
ben ingilizce sunumlarda hep öyle okudum. türkçede de okunabilir yani.
0
ayiadam
(08.08.12)
2500000'u iki buçuk milyon diye okuyorsak, 10500'ü de on buçuk bin diye okuyabiliriz mantığı yürür, ama dilde oturmamış bir şey, garip karşılanır, mal mı lan bu diyenler çıkar.
0
roket adam
(08.08.12)
bence karşı taraf anlıyorsa gayet de kullanılabilir.

ancak ingilizcedeki durum sanırsam kolay söyleme ile alakalı. 2500, 25 hundered diye okuyunca daha kısa ve kolay oluyor. ama zamanla da yerleşmiş. türkçe'ye de aynı şekilde yerleşebilir biraz zorlarsak:)
0
loveinaflipbook
(08.08.12)
Yanlış ve sempatik de değil bence. Saati sorsam 10buçuğu 5 geçiyor diyen adamla direk alay ederim köylü müsün diye. Kişiye bağlı demekki bu arada İngilizce de olay biraz karışık. 2500'ü two five hundred diye okuyanlarda çokça var.
0
layer26
(08.08.12)
Burada kullanılabilir diyenler şunu bir kullansa da millete bir şey geçecek ortam doğsa. 10buçuk bin nedir arkadaşım. sayıları yeni öğrenen ilkokul çocuğu gibi.
0
bilan
(08.08.12)
şahsen doğru yanlış derken referansınız tdk ise cevabınızı kabul etmiyorum. kime göre neye göre yanlış? en güzel cevabı roket adam vermiş. 2.500.000 sayısına iki milyon beş yüz bin demek yerine iki buçuk milyon diyorsan arkadaşım, buna da yanlış dememen gerekiyor. aynı şey zira.
0
🌸kibritsuyu
(09.08.12)
Tabi tabi aynı şey siz bir kullanın çok tavsiye ederim. Özellikle iş hayatında filan.
0
bilan
(09.08.12)
peki doğru veya yanlış dediğiniz şey neye göre doğru, neye göre yanlış onu öğrenebilir miyim? referans noktanız nedir?

kendi içinde bile tutarlı olmayan kurallar getiren tdk derseniz çok gülerim. ben dilde bir kurumun dayatmasını değil, mantık ararım.
0
🌸kibritsuyu
(09.08.12)
Yav ne TDK'sı. Dilin kurallarını TDK değil yüzlerce yıllık kullanım alışkanlıkları belirler. Sen ingilizce'de böyle okunuyor diyip dile hiç kullanılmayan bir şey sokamazsın. Rakamların nasıl yazıldığı ve söylendiği ilkokulda öğretiliyor. Bugün gidip bir bankaya 10bin buçuk para çekmek istiyorum de bakalım ne oluyor. Yani uydurarak dil değişmez lütfen.
0
bilan
(09.08.12)
on bin buçuk değil, on buçuk bin. aynen iki buçuk milyon der gibi.

on buçuk bin ile iki buçuk milyon arasındaki farkı açıklar mısınız?

10,5 x 1000 = on buçuk bin
2,5 x 1.000.000 = iki buçuk milyon.

aynı şey?? on buçuk bini niye dışladınız? on buçuk bin diyen gerzekçe bir iş yapıyorsa iki buçuk milyon diyen de ondan daha az gerzek değil bu durumda. iki buuk milyon piyasada daha çok duyuluyor diye kabul ediyoruz da on buçuk bini niye kabul etmiyoruz?

bankacıyı işadamını falan bırakın. sorum açık.
0
🌸kibritsuyu
(09.08.12)
Tamam arkadaşım. Irak televizyonunda dünyanın yuvarlaklığını tartışan adam gibi hissettim kendimi. Senin troll olduğun belli oldu. Sen 10 buçuk bin de. Sonuçta toplumun herkesi olduğu gibi kabullenmesi gerek. Dışlamak olmak.
0
bilan
(09.08.12)
cevap veremeyince kıvırmak?

gayet açık bir soru sordum. bilmiyorsan veya cevap veremiyorsan cevap vermek zorunda değilsin. köşeye sıkışıp cevap veremeyince troll mroll diye sallama insanlara. konu ile ilgili bilen birileri cevap versin. "yanlış" demekle olmuyor. "iki buçuk milyon doğru da, bu niye yanlış" diye sorunca açıklayabilmelisin.

açıklayabilecek olan varsa ondan cevap bekliyorum.kendi mantığını bırakıp "ilkokulda öyle öğretiliyor" savunmasıyla geleceklerden değil.
0
🌸kibritsuyu
(09.08.12)
Arkadaşım ben dilbilim üzerine lisans görmüş bir insanım. Burada saçma sapan bir soru soruyorsun, zahmet edip açıklama yapmaya çalışıyorum yine saçma sapan cevaplar veriyorsun. "Niye 10buçuk bin değilmiş?" Dil bu medeni kanun değil bilmem kaçıncı maddeden dolayı bu olmaz diye sana cevap vereyim. Niye yaşamak için içtiğin sıvıya "Su" diyorsun? Neden ağaçta yetişen kırmızı şeyin adı "Elma"? "Neden 10bin buçuk demiyoruz da 2 buçuk milyon deniliyor?"

Dil kardeşim bu dil. Dil de her şeyin bir nedeni olmak zorunda değil. Dil yaşayan ve gelişen vir varlık gibidir, canlıdır, insanlara göre yüzyıllar içinde şekillenir. Türkçe'nin geçmişi 100 değil binlerce yıllık. Şimdi sen binlerce yıldır kullanılan bir şeyin sebebini soruyorsun. Anlatabildim mi sevgili dostum. Matematik hakkında konuşmuyoruz dil hakkında konuşuyoruz.

Yani bu işin doğrusu yanlışı değil mevzu. Bunu tartışmak bile saçma. İleride )(50-100 yıl) böyle bir kullanıma ihtiyaç olursa zaten böyle kullanılmaya başlanır. Zamanla yanlış olarak nitelenen kullanımlar halk arasında kullanıla kullanıla doğru oluverir. Buna TDK filan karar vermez. TDK sadece bir aracı. Dilin durumunu onu konuşan insanlar belirler.

Şimdi yeteri kadar açıklayıcı oldu mu acaba?
0
bilan
(09.08.12)
(4)

canon 550d shutter sesi

kibritsuyu
sadece 550d değil aslında xxxD ve altı bütün canon'larda bu böyle. perde sesi şlakziüü şlakziüü diye böyle bir hıçkırık sesi gibi çıkıyor. xxD ve üstü canon'larda şlakk şlakk diye tok bir ses çıkıyor.niye giriş seviyesinde shutter sesi böyle? bir yerlerde bir açıklaması olmalı bunun.
sadece 550d değil aslında xxxD ve altı bütün canon'larda bu böyle. perde sesi şlakziüü şlakziüü diye böyle bir hıçkırık sesi gibi çıkıyor. xxD ve üstü canon'larda şlakk şlakk diye tok bir ses çıkıyor.

niye giriş seviyesinde shutter sesi böyle? bir yerlerde bir açıklaması olmalı bunun.
0
kibritsuyu
(08.08.12)
psikolojik etki yaratmak adına olabilir. pazarlama stratejisi yani.
0
and justice erol
(08.08.12)
psikolojik bir dayatma olabilir. 60D, 7D ve 5D'nin sesi daha tok güzel bi sesken benim makinam olan 600D ve tüm serisinin sesi dediğin gibi shutter sesi+ incelen-viyaklayan bi ses.

Ya kullandıkları düzenekle alakalı, giriş modelleriyle diğerlerinin olayı farklı-ki pek de sanmıyorum, ya da bi ihtimal dijital sonradan eklenmiş bi ses olabilir.(çünkü, ayna kalktığında çıkan seste öyle bi incelik olmamalı, mesela video moduna geçerken ya da liveview'e geçerken o ince ses çıkmıyor! sadece fotoğraf çekiminde çıkıyor ki hareket aynı diye biliyorum)
0
rodriguez2
(08.08.12)
@rodriguez2: liveview veya video moduna geçerken değil, o modlardan çıkarken çıkıyor o ses. yani ayna kalkarken değil, inerken çıkan bir ses. dijital olarak eklenmiş bir ses değil. mekanik. kafayı takmış değilim ama merak ediyorum, niye ki?
0
🌸kibritsuyu
(08.08.12)
hmm haklısın şimdi baktım cidden video modundan çıkarken falan o ses çıkıyor. Bu ses olayını daha önce fark etmiştim ama sorgulamamıştım, şimdi merak ettim bak :D

www.youtube.com bu linkte iki ses de var ve altta biri 650D'nin sesinin 60D ile aynı olduğunu söylemiş. Mekanik sistemle alakalı birşey mi o zaman..
0
rodriguez2
(08.08.12)
(3)

dijital kompakt fotoğraf makinesi perdesi

kibritsuyu
dijital KOMPAKT fotoğraf makinelerinde gerçek anlamda açılıp kapanan bir perde (obtüratör) var mı? yoksa perde ve deklanşör sistemi sadece sensörü elektriksel olarak açıp kapatan bir sistem ile mi çalışıyor?
dijital KOMPAKT fotoğraf makinelerinde gerçek anlamda açılıp kapanan bir perde (obtüratör) var mı? yoksa perde ve deklanşör sistemi sadece sensörü elektriksel olarak açıp kapatan bir sistem ile mi çalışıyor?
0
kibritsuyu
(08.08.12)
gördüğüm kullandığım hepsinde var. olmayan varsa bilemem. çünkü sesini duyar ona göre hareket ederdim (ben çaylak olmuş bir ekşi kullanıcısıyım :)

gözle de görünyor zaten. ama çok ucuz modellerde olmaması için neden çok.
0
ekşi sözlük kullanıcısı iseniz basın
(08.08.12)
cogu modelde boyle bi kapatici yok. ancak bazi makinalarda lensin hemen arkasinda, cekim esnasinda acilip cekimden sonra kapanan bir zimbirti olabiliyor bildigim kadariyla. ancak bu zimbirtinin tek islevi, makinenin kullanilmadigi zamanlarda sensore isik dusmesini onlemek. yoksa slr makinalardaki gibi bir perde vazifesi gormuyor. yani pozlama zamani bu zimbirti ile degil, dijital olarak, sensorun acik kalma suresiyle belirleniyor diye biliyorum...
0
graftversushost
(08.08.12)
çoğunlukta yok diye biliyorum ben de. graftversushost'un da dediği gibi, olay sensörün elektronik olarak açılıp kapatılması ile hallediliyor.

O yüzden kompakt makinelerde çekim/perde/poz/shutter sayısı pek önemsenmez, slr'de olduğu gibi.
0
excomzkko
(08.08.12)
(2)

canon lens kapağı vs. filtre

kibritsuyu
canon lenslerde filtre takılıyken lens kapağı kapatılabiliyor mu? bana pek olmayacak gibi görünüyor da.
canon lenslerde filtre takılıyken lens kapağı kapatılabiliyor mu? bana pek olmayacak gibi görünüyor da.
0
kibritsuyu
(08.08.12)
oluyor. ben 2 filtre takılı iken bile kapatıyorum.
0
ekşi sözlük kullanıcısı iseniz basın
(08.08.12)
oluyor kapatılıyor.
0
forzabjk
(08.08.12)
(1)

olimpiyat programı

kibritsuyu
televizyonu açtığımda ne denk gelirse onu izliyorum. bir sürü de şey kaçırıyorum. şöyle ayrıntılı olarak olimpiyat programı, hangi gün hangi saatte ne var onları görebileceğim bir site var mı, hatta hangi kanalda yayınlandıkları da olursa tadından yenmez.
televizyonu açtığımda ne denk gelirse onu izliyorum. bir sürü de şey kaçırıyorum. şöyle ayrıntılı olarak olimpiyat programı, hangi gün hangi saatte ne var onları görebileceğim bir site var mı, hatta hangi kanalda yayınlandıkları da olursa tadından yenmez.
0
kibritsuyu
(06.08.12)
olimpiyat programı (zaman farkından dolayı 2 saat eklenecek belirtilen saatlere);

www.london2012.com

trt spor yayın akışı;

www.trtspor.com.tr
0
demcan
(06.08.12)
(20)

bu bebeğin derdi ne olabilir

kibritsuyu
baba olmak zor işmiş. arkadaşlar ilk 1-2 günü çok rahat geçirdikten sonra dün geceden beri sıkıntılar başladı. bebeğimiz sürekli ağlıyor. bebek bu tabii ağlar da niye ağladığıı çözemedik. bir türlü uyumuyor. sütünü emiyor, gazını çıkarıyor, kucakta gayet sakin, yatağına koyunca ağlıyor. alıyoruz sus
baba olmak zor işmiş. arkadaşlar ilk 1-2 günü çok rahat geçirdikten sonra dün geceden beri sıkıntılar başladı. bebeğimiz sürekli ağlıyor. bebek bu tabii ağlar da niye ağladığıı çözemedik. bir türlü uyumuyor. sütünü emiyor, gazını çıkarıyor, kucakta gayet sakin, yatağına koyunca ağlıyor. alıyoruz susuyor, koyuyoruz ağlıyor. altı mı kirli diyoruz, değiştiriyoruz, susuyor, yatağa koyunca ağlıyor. bir türlü anlamadık. bir eksiği yok gibi. hava çok sıcak, acaba bunaldı mı diyoruz biraz hafif giydiriyoruz yok susmuyor. üşüdü diyip biraz örtüyoruz susmuyor. bir tek annesinin kucağında susuyor, hem de mutlu mutlu susuyor, bırakınca ağlıyor. 3 günlük bebek kucak delisi olur mu? kucağa alınmak istiyor, alışmasın diyip ellemiyoruz katılacak gibi ağlıyor. ama kucağa alınınca da susuveriyor. bir sıkıntısı mı var anlamadık. sadece anne sütü veriyoruz. acaba su falan da mı vermeliyiz, su ihtiyacı mı var ki? ama iyi de emiyor. az önce de hafif açık yeşil gibi renkte ama katı kaka yapmıştı. bu kötü bir şey midir? bir hastalığı falan olsa kucağa alınca susar mı? kucağa alınca susması, bir hastalığı olmadığı anlamına gelir mi? cumartesi doktoruna gideceğiz ama o zamana kadar da bir şey önerin bize.

ne yapacağız biz yahu tecrübeli anne babalardan tavsiyeler bekliyorum.
0
kibritsuyu
(03.08.12)
kucakta uyutuyoruz, gayet güzel uyuyor. yatağına koyunca biraz sonra uyanıp ağlıyor.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
sozlukte kolik basligina bakabilir misiniz bi?
0
dwight
(03.08.12)
Öncelikle tebrikler, güle güle büyüsün bebek...
Diğer sorularınızın cevabını bilmiyorum ama ilk on gün anne karnındaki sıcak ortamı ararmış o yüzden giyimini, üstündeki örtüsünü normalden biraz daha sıcak tutabilirmişsiniz.
Kucağa alınmak istiyorsa alın bence, aksi daha travmatik geliyor bana. kitabi şeyler her zaman doğru olmuyor.
0
firez
(03.08.12)
kolik'e de baktım ama 2 haftada sonra diyor her yerde. bebeğimiz daha 3 günlük. bakın mesela az önce eşim emzirdi, pışpışladı uyuttu, yatağına koydu, 10 dakikada yine uyandı başladı ağlamaya. tekrar aldı kucağına anında sustu. hala kucağında ve hala ses yok, gayet sakin. kucakta uyur şimdi, belki de uyudu bile. ama alıp yerine koyunca başlıyor ağlamaya.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
Tebrikler,
Kakası normal yeni doğmuş bebek kakası tamda odur :) firen haklı ama biraz büyüdükten sonra dikkat edin cokta kucağa alışmamali bı cocuk bence. Ilerde çok buyuk sorunlar getirebiliyor. Şımarık olur, okula başlarken sorun olur, olur da olur.
Kolay gelsin:)
0
nymphe
(03.08.12)
Bebeğiniz güle güle büyüsün.
* Kucağınıza aldığınızda susuyorsa büyük ihtimal ağrısı yoktur.
* Doktorlar ilk 6 ay / 1 sene kesinlikle su vermeyin diyorlar.
* Bizimki de çok ağlıyordu. Sonra Buzuki Orhan'ı buldum.
arsiv.sabah.com.tr
10 dakika süren parçası en etkili olan. Parçaları internetten bulabilirsiniz.
Ayrıca şimdilik kulağına şşşşş diye ses çıkararak da belki susmasını sağlayabilirsiniz.
www.masalca.net
Zamanında çok araştırdım. Kolay gelsin.
0
foxmulder
(03.08.12)
şimdi güzelce uyuyor. aman dilimi ısırayım, 15-20 dakikadır kesintisiz uyuyor. yani herhangi bir sorunu olsa ona rağmen uyuyabilir mi 15-20 dakika?

inşallah bütün derdi annesinin kokusuyla uyumak istemesidir. yeter ki ağrısı sızısı bi sağlık problemi olmasın. yine de anneye o kadar alışmasa iyi olur. bu anne 3 ay sonra işe başlayacak.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
öncelikle hayırlı olsun, güle güle büyütün.

ağlamasıyla ilgili bence de anne kokusunu arıyordur daha çok küçük. annesinin iki gün giydiği kokusu sinmiş bir tişörtü falan yanına koyup deneseniz uyutmayı işe yarar mı ki acaba? aklıma ilk bu geldi. ikinci olarak da çare bulamazsanız şu sling taşıyıcılara bi bakın derim. ilk doğumdan itibaren kullanılanları var ve en azından taşırken eller boşa çıkar daha rahat edersiniz.
0
inkey
(03.08.12)
Son derece normal. Ilk üç ay yaka süsü olurlar. sonra azalır.

Kaka için şu siteye bakın similac.com

o kakanın renkleri değişecek devamlı. Yeşilse bir sıkıntı yok ama çok fazla for-milk alıyor, yani 3-5 fırt emip sütün şekerli kısmını alıyor, yağlı kısmını az alıyor demektir. Uzun emzirin, bir sonraki emişte bıraktığı memeden devam edin.
Bebek bakımı ile ilgili kitaplar var, bir tanesini mutlaka okuyun, bir çok ortak problem orada anlatılıyor.
0
spankenstein
(03.08.12)
ilk gün kakası normal büyük insan kakası gibiydi, bildiğin kahverengi siyah ve koyu kıvamlıydı. ikinci gün yine biraz daha sütlü çikolata renkli ve biraz sulu idi. bugün sabah nasıldı ben görmedim ama akşam açtığımızda az miktarda kaka vardı, açık yeşil ve katı idi. kokladım, sanki kokmuyor da gibiydi, bezin kendi kokusu geliyordu. kaka gibi bile değildi sanki.

şimdi koltukta uyandı, aldı eşim emzirdi, yatırdık uyuyor, uykusunda da ara ara mıkırdanıyor, ara ara da hafif sesli nefes alıyor. ama uyuyor.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
Meconium deniyor o ilk yaptığı kakaya
en.wikipedia.org

dediğim gibi bir kitap alın okuyun, o kaka muhabbeti yıllar boyu sürecek o yüzden rahat olun.

İlk aylarda bebeğin en fazla 1-2 problemi olabilir
1) ağlıyor --> karnı aç --> besle --> gazını çıkart (çok önemlidir!!!)-->20 dk dikey pozisyonda tut
2) ağlıyor --> altını kontrol et --> gerekiyorsa değiştir

bir de kolik denen birşey var ki ne etseniz bebek susmaz, o da zamanla geçer.

(bkz: bunlar kuran'da yazıyor zaten)
0
spankenstein
(03.08.12)
son "uyuyor" dediğim yazımdan sonra daha yeni uyandı. üç saattir deliksiz uyuduk, o da biz de maaşallah. şimdi uyandı karnını doyuruyor. herhalde ciddi bir sıkıntısı olsa üç saat uyumazdı değil mi? çatır çatır da sesler geliyor altından artık osuruyor mu zıçıyor mu görücez birazdan :)

bir tane kitabımız var aslında fırsat bulup da okuyamadığım. kitaplıktan alıp okuyayım artık. ama okuduklarım çok farklı şeyler yazıyor hep. mesela nasıl yatırılmalı konusuna açıklık getiren yok. kimi diyor sakın yüzüstü yatırmayın boğulur, sırt üstü yatırın. kimi diyor yan yatırın, kimi diyor yüzüstü yatırın sırt üstü kusarsa boğazına kaçar. ne yapsak bilemedik.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
Hos geldin Ege bebek, yasama sirasi sende.

(bkz: yeni anne babalara tavsiyeler/@compadrito)

sen cok akilli bi adamsin kibritsuyu hocam. su cumleyi sanki sen yazMAmissin gibi bir daha okur musun?

kucakta gayet sakin, yatağına koyunca ağlıyor. alıyoruz susuyor, koyuyoruz ağlıyor.

bu cumleden sunu anliyorum: 3 gunluk bebek idareyi eline almis. haksizsam, haksizsin de!

"katilacak gibi" ne kadar sure aglayabilir ki? aglar aglar susar. o mu sizi egitecek, siz mi onu egiteceksiniz? aglamakla bir sey elde edemeyecegini ogrendiginde, artik aglamaz olur. cok onemli oldugu icin tekrar ediyorum: aglamakla bir sey elde edemeyecegini ogrendiginde, artik aglamaz olur. yalniz bu egitimi tam manasiyla uygulayabilmeniz icin, anne ve baba olarak tam bir tutarlilik icinde hareket etmelisiniz. baskalari da mudahale etmemeli ve "mudahil olmamali" bu egitime... bebekler ve cocuklar, siz fedakarlikta bulundukca daha cogunu isteyen ve nerede duracagini bilmeyen, durmak da istemeyen ve sonunda, ozellikle annenin kecileri kacirmasina neden olan canlilardir. bu yasinda bile; evet evet, bu yasinda bile, ona bir SINIRI oldugunu ogretmelisiniz. aksi halde, simarik ve tatminsiz cocuklar, onlardan da mutsuz ve tatminsiz yetiskinler ortaya cikar. "Ah caniiiim, kiyamam ben sana, nasil da agliyo, gel anneye, gel babaya" diye diye, bebege kotuluk etmis olursunuz aslinda. (tabii burada, cocukluk cagina geldigindeki bagriniza basma, sefkat gosterme mevzuundan bahsetmiyorum su anda. o tamamen ayri bir hikaye).

aglamasina sebep olarak aklima gelen diger bir ihtimal, kalb sesi duymak istiyordur. kucaginiza aldiginizda kalb sesinizi duyup sakinlesiyor olabilir. eh, anne karninda 7/24 dinledigi ninni kalb sesiydi, oyle ya. ama lutfen anlasin artik o da. burasi dunya ve burada her dakka kalb sesi dinleme luksumuz yok!

merak etmeyin, acikma, gaz sancisi, altinin temiz olmamasi gibi durumlardaki aglamasinin niteligini zaten hemen cozersiniz iki gun sonra.

gaz cikarmanin teknigini cok iyi ogrenmeniz lazim. etrafta bir suru tecrubeli ve hevesli vardir. onlar ogretirler.

karninin doymama ihtimalini hic dusundunuz mu? yani sutun yetersiz olma ihtimalini. ama bu ihtimali dusunmek, iki tarafi keskin bicak. "bu bebek doymuyor, biz buna ilave mama baslayalim" dediginiz anda, anne sutunden kesilme riski buyuk. bu da hic istenmeyen bir durum tabii ki. bu karari kendi basiniza vermeyin. doktorunuzun gozetiminde olsun bu tur seyler.

asi takvimini ogrendiniz mi? beslenmesi kadar, en titizlikle takip etmeniz gereken konulardan birisi de asi takvimi. vergi beyannamesinden, muhtasardan filan cok daha onemli.
0
compadrito
(03.08.12)
"katılacak gibi" 10 dakika falan bıraktık, dün yemek saatinde eşime de kayınvalideme de dedim gitmeyin yanına, yemeğinizi yiyin, bitene kadar ağlasın. telsizden dinliyoruz 10 dakika katıla katıla ağladı. bi de dediler ki (etraftaki teyzeler meyzeler sürekli bir şey yumurtlamadan kafa karıştırmadan duramaz, ha doğru mudur bilmiyorum ama) göbeği düşmeden çok ağlatmayın, kanar manar. 10 dakika katıla katıla ağlayınca insan bi bakmak istiyor. yani öyle ağlayınca hemen agucu bugucu yapıp da almıyoruz. daha da bekleyelim mi 10 dakikadan fazla?

karnının doymama ihtimali zaten hep aklımızda. ama kendisi bırakana kadar emiyor. serçe parmağı ağzına sokunca emmiyor, emmek istemeyene kadar emziriyoruz. hatta dün akşam ben duyuruyu açmadan önce kustu. dedik herhalde bu sefer de çok yedirdik. çok şükür eşimin sütü var. süre olarak ne kadar emzirmeliyiz? her memeyi 20'şer dakika kadar emziriyoruz.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
ilave bilgiler, konuyu anlamamda cok yardimci oldu hocam, sagol.

sutun bol olmasi haberi harika! kusma konusunda endiselenmeyin. o aslinda kusmuyor. mide kapasitesinin uzerinde emmis oldugu fazlaligi cikariyor sadece.

oncelikle gobek konusuna deginelim:

www.mayoclinic.com

kaynak Mayo Clinic oldugu icin guvenebilirsiniz. Ayrica o sayfanin alt kismina dikkat edin. Orada isinize yarayacak bissuru bilgi var.

bu asagidaki metodlardan birisi, aglama probleminizi kesin olarak cozecektir.

ingilizcede problem varsa haber et. seni severim bilirsin. Ege bebek mutlu olsun ama anne babasini da uzmesin isterim.

www.babyzone.com

www.babycenter.com

www.brightfutures.org

susturan bir muzik de kesfedebilirsiniz, deneme yanilmayla.

www.youtube.com

sonucu haber edersen sevinirim.

aklima gelmisken sorayim, bebek agladigi sirada sac kurutma makinesi, elektrik supurgesi calistirip dikkatini dagitmayi denemis miydiniz?

ilk sorunu tekrar okudum. akilli adam oldugun icin dogru sorulari sormussun.

bir hastalığı falan olsa kucağa alınca susar mı?

hayir susmaz. bir yeri aciyan bebek, kucaga alindiginda bile, etinden et kopariyormussunuz gibi aglamaya devam eder.

kucağa alınca susması, bir hastalığı olmadığı anlamına gelir mi?

evet gelir.

yani herhangi bir sorunu olsa ona rağmen uyuyabilir mi 15-20 dakika?

hayir uyuyamaz.

gavurca onerilerden ilki cok mantikli. sakin olun, telas yapmayin. o sizin stresli oldugunuzu hemen algiliyor ve daha beter agliyor. panik yok, telas yok, ter yok, sukunet var, agirbaslilik var, "duruma hakimiz, her sey kontrol altinda, biz bu isi biliriz, cozeriz" seklinde kendine guven var.
0
compadrito
(03.08.12)
yok saç kurutma makinesi, süpürge falan denemedik. biraz gitar çaldım, senelerdir elime almamışım, bi de işte yatağındaki zımbırtının ninnileri var onlarıaçtık falan ama pek faydası olmadı. klasik müzik dinleteyim bugün de bakalım.

gece güzel uyudu. saat 2 gibi yatırdık işte en son, sabah 5'te mızırdandı, aldık emzirdik, gazını çıkardık, yine uyudu, saat 8'de tekrar uyandı, daha uyumamıştı ben işe gelene kadar. son gördüğüm durumda sakin gibiydi. şimdi arar rapor alırım evden.
0
🌸kibritsuyu
(03.08.12)
çocuğu dakikalarca ağlamaya bırakmayın. anneye güven ve bağlanma ihtiyacını onu kucağınıza alarak karşılamalısınız. Uzmanlar da kesinlikle karşı bu duruma.

www.bebek.com

bir de burayı okuyun yardımcı olabilir.

www.anneboyutu.com
0
mentirosa
(03.08.12)
Bu "çocuğu kucağına alma, alıştırma" ekolü bana çok ters geliyor. Kucaklayın, gösterin sevginizi, amerikalı mısınız siz.
Benim bir arkadaşım o kitaplardan okudu, çocuk daha küçücükkken odasını ayırdı, emziğini çekip ağzından aldı, bir kaç yıl sonra bana hıçkırarak ağlayıp dert yandı, "ben çocuğumu güvensiz yaptım, ona koşullu sevgi sundum" diyerek.ondan beridir bu hatalarını telafi etmeye çalışıyor. Aman diyim.
0
firez
(03.08.12)
Tebrikler ve sağlıklı uzun ömürler bebeğinize.
Bizim de şu an 16 ayını doldurmuş bir bebeğimiz var.
Bir öneri; kundak deneyin. Tüm profesyöneller artık öneriyorlar. .Çok sıkmayan, ama 4. aya kadar devam eden kolları aniden kaldırma refleksini bastırdığı için kendi kendini uyandırmasını önlüyor. (Uykuda anlık bir çırpınma gibi oluyor. 4 aydan sonra kayboluyor. bir ismi de var refleksin ama unuttum gitti)..
Kucakta olmayı sevmesinin sebebi o anne karnındaki sıkışıklığı, sarmalanmayı araması.
Kuncak da bu ihtiyacı karşılıyor, müthiş gğven veriyor. doğru kundaklama şekilllerini youtube'dan bulabilirsiniz (swaddling diye aratın)..
Kundaklayın, ve yan yatırın yavrucağı. Hatta mümkünse kundak yapacağınız örtüyü eşiniz birkaç gece yatakta giysinin içine koysun ki kokusu bulaşsın. (Biz kızın çarşafının üzerin benim geceliğimi serip onun üstüne yatrıyorduk bazen.)
Denemekten zarar gelmez...
Kolay gelsin, sevgiler...
0
delimine
(29.07.15)
teşekkürler. ilginç bir başlık hortlatma olmuş.

bu bebek yarın 3 yaşını dolduracak. tavsiyeleriniz ikinciye kısmet artık. bu saatten sonra kundaklanmaz herhalde :)
0
🌸kibritsuyu
(29.07.15)
(1)

"darısı başına/başınıza"

kibritsuyu
ingilizce nasıl denir en yakın? bebeği kutlayan ecnebiye diycem.
ingilizce nasıl denir en yakın? bebeği kutlayan ecnebiye diycem.
0
kibritsuyu
(02.08.12)
next is urs inşallah!
0
fatihkkk
(02.08.12)
(19)

baba oldum :)

kibritsuyu
saat 16:50 itibariyle tosun gibi bir erkek babası oldum. sizinle de paylaşmak istedim.
saat 16:50 itibariyle tosun gibi bir erkek babası oldum. sizinle de paylaşmak istedim.
0
kibritsuyu
(30.07.12)
anali babali buyutsun!
0
compumaster
(03.03.15)
tebrikler :)
0
sta
(03.03.15)
tebrikler, hayırlı bir evlat olsun, üzmesin sizleri. darısı başımızayıda ekleyelim.
0
bruceandwayne
(03.03.15)
anam ne çabuk! diğeri daha yeni doğmamış mıydı!

mutlu mutlu büyütün bebeğinizi, gözünüz aydın :)

ahahaha süper yedik ama, kabul edelim :)
0
devilred
(03.03.15)
benim kafam mı güzel adam 2012de baba olmus simdi niye kutluyonuz
0
ellerini tutmadım ya yatamam geceleri
(03.03.15)
kefal olduk :)
0
bruceandwayne
(03.03.15)
kutlamalara doyamadık aşalsls
0
sta
(03.03.15)
bi "compu sen, hayırdır?" diyen çıkmadı :/
0
devilred
(03.03.15)
millet baba oluyor ben anne olamıyorum. bak hüzünlendim şimdi gece gece :(
0
sta
(03.03.15)
bu arada ben geyik olsun diye yazdım söyliyim de aşslssl. başlık uplandı ama yeni açılan başlık yoktu o yüzden eski olduğunu gördüm. tıklayınca da tarihe baktım ama yine de yazdım. çünkü canım çok sıkılıyor ^^
0
sta
(03.03.15)
anali babali buyutsun!
0
ellerini tutmadım ya yatamam geceleri
(04.03.15)
aynı gün dogmuş olduk ehehehe :) , tebrikler!

edit: sevinmiştim lan bi an :/ göt oldum resmen
0
mirty
(04.03.15)
@mirty hahahahsdajdhjaldshjkashdjkahdjkasd
0
ellerini tutmadım ya yatamam geceleri
(04.03.15)
hayırlı olsun, daha ilk çocuk yeni gelmemiş miydi yahu? zaman mı çabuk geçiyor.
0
yatagants
(04.03.15)
yılın hortu bu olsa gerek. sdfkksdf. gratz!
0
devorgilla the gunslinger
(04.03.15)
tebrikler, mutlu sağlıklı günlerde büyütünüz inşallah.

diğeri de bebe değil miydi onu düşündüm ben de çoğu gibi :)
0
pinkpeony
(04.03.15)
ahahah olayı açıklayayım. sazan avı falan değil yahu. oğlan doğunca ben buraya bu duyuruyu açmıştım 2012 yılında. duyuru olarak açtığım için bir ay sonra otomatik silindi. sonra fader'dan rica ettim, dedim ki hatıra olarak burada kalmasını isterim, sağolsun canlandırdı. silinmesin diye de kategorisini soru yaptık. bu sefer de altına cevap yazılmadığı için yine bir ay sonra silindi. bu sefer de compumaster'dan rica ettim, yine silinmiş, hatıra olarak kalsın isterim diye, sağolsun bu sefer compu canlandırdı, silinmesin diye de altına cevap girmiş. öyle olunca son cevaplananlarda çıktı tabii. yoksa bilerek yapılmış bir hortlatma, sazan avı falan yok.

iyi dilekleriniz için teşekkürler. iki buçuk yaşına geldi sıpa, kreşe başlayacak neredeyse. ellerinizden öper.
0
🌸kibritsuyu
(05.03.15)
böyle hatıraya ben de ortak olmak isterim :)

kuracağı hayalleri yaşayacağı bir hayatı olur umarım.
0
m murphy
(05.03.15)
Aaaa, duyuru hortlamış ama yine de tebrikler o gün için. Bu yaşta ablalar çok sırnaşır şimdi ona, tadını çıkarsın kreşte saçı çekilecek bir Defne bulana kadar.
0
aychovsky
(05.03.15)
(1)

fotoğraf makinesi çantası

kibritsuyu
sonunda, en sonunda canon 550d'me kavuştum. çok mes'udum.lakin şimdi bu bebeğe bir çanta almak icap ediyor. bir tane 18-135 ve bir tane de 50mm lensim var. sırt çantası fazla olur sanırım ama yine de olabilir. nasıl bir çanta önerirsiniz, sağlam olsun, yağmur geçirmesin. lenslerin biri (özellikle 18
sonunda, en sonunda canon 550d'me kavuştum. çok mes'udum.

lakin şimdi bu bebeğe bir çanta almak icap ediyor. bir tane 18-135 ve bir tane de 50mm lensim var. sırt çantası fazla olur sanırım ama yine de olabilir. nasıl bir çanta önerirsiniz, sağlam olsun, yağmur geçirmesin. lenslerin biri (özellikle 18-135) üstündeyken kullanabileyim, çantaya sokucam diye lensi ayırmak gerekmesin.

bütçe maksimum, çok zorlarsam 80-100 lira. daha ucuz olursa bal kaymak olur tabii.
0
kibritsuyu
(27.07.12)
lowepro'nun modellerini önerebilirim. bende hem foto mak. hem de düzüstüün taşımak için olan fastpack250 var ve memnunum...kaliteli ürün..bütçene ve isteğine uygun modeli bulabilirsin.
0
spider03
(27.07.12)
(3)

firefox icat çıkardı

kibritsuyu
son güncellemeyi indirip kurdu. ondan sonra adres satırına ne zaman adres yazacak olsam hop diye tamamlayıveriyor adresi. ulan aşağıda dropdown menüde zaten yer imlerindeki, geçmişteki önderiler çıkıyor. sen niye adres satırını tamamlıyorsun? geçmişi siliyorum falan ama bu yine neye göre nereden öne
son güncellemeyi indirip kurdu. ondan sonra adres satırına ne zaman adres yazacak olsam hop diye tamamlayıveriyor adresi. ulan aşağıda dropdown menüde zaten yer imlerindeki, geçmişteki önderiler çıkıyor. sen niye adres satırını tamamlıyorsun? geçmişi siliyorum falan ama bu yine neye göre nereden öneriyorsa bir şeyle tamamlıyor. mesela www yazıyorum, satır bi anda www4.thy.com oluyor. nereden duydun da öneriyorsun anlamadım saçma sapan.

nasıl kapatılır bu?
0
kibritsuyu
(26.07.12)
about:config'de "autocomplete" diye filtreleyip deneyin isterseniz.

browser.urlbar.autocomplete.enabled odur heralde.
0
yvandal
(26.07.12)
oldu ama bu sefer dropdown menü de gitti. hiçbir şeyi önermez oldu. hayır history'den, yer imlerinden önersin yine dropdown menü açılsın da nereden bulup duyduğu belli olmayan bir şeyi önermek için satırı tamamlamasın. hatta ötekileri de satırı tamamlamadan önersin istiyorum.
0
🌸kibritsuyu
(26.07.12)
browser.urlbar.autoFill bunu false yaparsan tamamlamıyor..
0
buzzlightyear
(26.07.12)
(2)

ankara'daki merkezi ezan

kibritsuyu
sevgili dini bütünler.ulan ankara'daki merkezi ezan sisteminden 10 dakika önce öğle ezanı okundu. şimdi tekrar okunuyor.hayal mi gördüm, yoksa bunun farkına varan biri daha var mı?
sevgili dini bütünler.

ulan ankara'daki merkezi ezan sisteminden 10 dakika önce öğle ezanı okundu. şimdi tekrar okunuyor.

hayal mi gördüm, yoksa bunun farkına varan biri daha var mı?
0
kibritsuyu
(24.07.12)
İkisinin de ezan olduğuna emin misin?
0
ahmetcan44
(24.07.12)
eminim. ikisi de ezandı.
0
🌸kibritsuyu
(24.07.12)
(6)

saat yönünün tersindeki gizem

kibritsuyu
bizim orada bir pazar yeri var. pazar kurulmadığı günler insanlaro dikdörtgen şeklindeki pazar yerinin çevresi boyunca yürüyüş yaparlar. ama dikkat ediyorum, yürüyüş yapanlar hep mutlaka saat yönünün tersine dönüyorlar. bir sefer de ulan bu sefer de şu tarafa doğru yürüyim diyen yok. hani birkaç kiş
bizim orada bir pazar yeri var. pazar kurulmadığı günler insanlaro dikdörtgen şeklindeki pazar yerinin çevresi boyunca yürüyüş yaparlar. ama dikkat ediyorum, yürüyüş yapanlar hep mutlaka saat yönünün tersine dönüyorlar. bir sefer de ulan bu sefer de şu tarafa doğru yürüyim diyen yok. hani birkaç kişi yürürken ona uymayı anlarım da tek başına yürüyen adam da güdülenmiş gibi direk saat yönünün tersine yürümeye başlıyor.

bugüne kadar izlediğim bütük koşu yarışları, at yarışları falan hep saat yönünün tersine dönüyor.

nedir bu saat yönünün tersindeki gizem? beyin lobuyla falan mı alakalı bir durum?
0
kibritsuyu
(23.07.12)
gezenlerin farkında olduklarını hiç sanmıyorum.
0
yeni dunya duzeni
(23.07.12)
sağlaklıkla bir ilgisi olabilir belki. ben bir solak olarak hep aksi yönde yürümeyi tercih ederim.
0
lazpalle
(23.07.12)
tamamen sallıyorum. dünyanın manyetik alanıyla alakalı olabilir. suyun oluşturduğu girdabın akış yönü de kuzey ve güney yarım kürede saat yönü ve saatin tersi yönü olarak farklılık gösteriyor.
0
robin crusoe
(23.07.12)
farkında değiller zaten. benim de kafama takılan bu. rastgele başlıyor olsalar en az bir sefer ters tarafa doğru dönen adam görürdüm. ama nasıl bir gizemse işte farkında olmadan onları saat yönünün tersine yürümeye itiyor.

@adramelekh: bunu soruda yazdım. herkes o yöne dönerken dönenleri anlarım. kimse yokken tek başına dönen de öyle dönüyor. genellikle de tek kişi yürüyor zaten. farklı gruplar değil. öyle kalabalık bir yer değil.
0
🌸kibritsuyu
(23.07.12)
lazpelle +1
sağlaklarda sağ ayak daha güçlü olduğu için sola dönmek içgüdüsel olarak daha rahat geliyo olabilir
hatta bi deney vardı gözü kapalı bi insana dümdüz yürümesi söyleniyo gittikçe sola dönüyorlar hatta oldugu yerde daire cizenler bile vardı
tabi çok pis sallıyo da olabilirim :D
0
Ezequiel
(23.07.12)
atıyorum: mevcut alanın sınırlarında saat yönünün tersine dönerseniz alanın dışına sağ tarafınızla bakarsınız. sol tarafınız sahanın içine bakar. Eğer saat yönünde dönseydiniz, etrafa bakmak için solunuzu kullanacaktınız. Az önce kendimde test ettim sola bakmaya daha bi çok eriniyorum, sağıma bakmak daha sık yaptığım bi eylem gibi.
0
curiosita
(23.07.12)
(1)

kutu kola/bira vs. kapağı

kibritsuyu
yahu bu açıkta tozda toprakta duran kapağın, açınca içeceğin içine girmesinin mantığı nedir lan? eskiden ne güzel halkayı çekip çıkarırdık. şimdikiler tozlu pis teneke parçasını içeceğin içine daldırıyor. niye böyle oldu bunlar?
yahu bu açıkta tozda toprakta duran kapağın, açınca içeceğin içine girmesinin mantığı nedir lan? eskiden ne güzel halkayı çekip çıkarırdık. şimdikiler tozlu pis teneke parçasını içeceğin içine daldırıyor. niye böyle oldu bunlar?
0
kibritsuyu
(23.07.12)
Açma alkasını koparırken oluşan kazalar, kopan açma halkaları ve ekstradan çevre kirliliğiydi sanıyorum faktörler.
0
cakabo
(23.07.12)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.