Giriş
(4)

inşaatları görmemizi neden istemezler

kibritsuyu
dün milli kütüphanenin önünde otobüsten inince dank etti. hemen yanda metro inşaatından kalma dev çukur var. etrafı tel örgülerle çevrili. ama tel örgünün üstü de mavi branda ile kaplanmış.niye içeriyi görmemizi istemiyorsunuz? tamam insanlar düşmesin diye koruma amaçlı olanını anlıyorum. ama koruma
dün milli kütüphanenin önünde otobüsten inince dank etti. hemen yanda metro inşaatından kalma dev çukur var. etrafı tel örgülerle çevrili. ama tel örgünün üstü de mavi branda ile kaplanmış.

niye içeriyi görmemizi istemiyorsunuz? tamam insanlar düşmesin diye koruma amaçlı olanını anlıyorum. ama koruma amaçlı tel örgü çekmişsin işte, sapasağlam. mavi branda niye? bırak bir tek tel örgü olsun, bakmak isteyen de baksın.

tadilat yapılan dükkanlar falan da ya brandayla kapatılır, ya camına gazete kağıtları yapıştırılır. adam mı sikiyonuz lan içeride, bakalım görelim ne olacak? sürpriz mi olsun diyorsunuz?

aksi gibi inşaat, hafriyat falan izlemeyi pek seven bir milletiz.
0
kibritsuyu
(02.06.11)
toz çıkar, taş fırlar. göz zevkinin içine eder. bu sebeplerden.
0
ykyt
(02.06.11)
Karaköydeki Body Worlds sergisi gibi, insanların içi fazla görülmediği için ilgi çeker. Ve o sergi 3. kere uzatılır. İnşaatlar da aynı hesap. Orada binanın içini görüyorsun. Bu ilgi çeker. İlgi çekmesi de türlü türlü sorun doğurur.
0
jesterdvine
(02.06.11)
Dışarıdan insanaların görmesini istemeyebilir, çünkü o esnada iş kazası olabilir, kullanılan malzeme, ekipman vb. hakkında laf çıkarılabilir, aynı şekilde yapılan imalat hakkında laf çıkarılır... Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlarız çünkü...
0
sheba and the albino girls
(02.06.11)
laf cıkma fln degil, tas seker bişi olur ondan sadece.
0
bryan fury
(02.06.11)
(5)

internet sitesinden pdf açmak

kibritsuyu
ya bu büyük ihtimal benimle alakalı değil, internet vergi dairesini kodlayan dangalakla alakalı bir durum ama yine de sorayım.internet vergi dairesinden vergi levhası alacağım. muhtemelen pdf formatındadır. görüntüle diye bir buton var. tıklıyorum, yeni bir pencere açılıyor. sonra o yeni pencere kap
ya bu büyük ihtimal benimle alakalı değil, internet vergi dairesini kodlayan dangalakla alakalı bir durum ama yine de sorayım.

internet vergi dairesinden vergi levhası alacağım. muhtemelen pdf formatındadır. görüntüle diye bir buton var. tıklıyorum, yeni bir pencere açılıyor. sonra o yeni pencere kapanıp dosya indirme penceresi açılıyor, "dispatch" diye uzantısı muzantısı olmayan bir dosya indirmeye çalışıp indiremiyor ve "site kullanılamamadır veya dısya bulunamamaktadır" diye uyarı verip kapanıyor.

internet explorer 8 ve adobe reader kullanıyorum. şu anda başka program kullanmam, ie'yi güncellemem sözkonusu değil maalesef. ben bu dosyayı nasıl indirebilirim veya görüntüleyebilirim?
0
kibritsuyu
(01.06.11)
bence site kodlarında sorun var. devlet dairelerinin siteleri diğer alternatif browserlar yerine daha çok ie uyumlu oluyor diye biliyorum.
0
loveinaflipbook
(01.06.11)
o pencerenin kapatılıp da dosya indirmeye başlaması, ie8'deki adobe reader eklentisinin devreye girmediğinin göstergesi. gelen dosyanın gerçekten pdf olmadığını gösteriyor sanırım.
0
fusiondx
(01.06.11)
gelen dosya pdf değil işte. gelmesi gereken dosya pdf. açılan penceredeki adres intvd.gib.gov.tr gibi bir adres / den sonra dispatch yazdığı için onu indirmeye çalışıp indiremiyor dispatch artık ne demekse. ama normalde pdf indirmesi ya da explorer içinde açması lazım.
0
🌸kibritsuyu
(01.06.11)
işte o adresteki ?c=sdflkjsdfkljsdlfsj kısmı dosyanın yerini/ismini gösteren bir değişken. dosyada server taraflı bir kod çalışıyor ve mesela diyor ki:
şu klasörde ön ismi sdflkjsdfkljsdlfsj olan bir pdf dosyası var git onu bul ve aç. dolayısı ile server tarafında gösterilen tarafta sdflkjsdfkljsdlfsj.pdf dosyası açılmak üzere aranıyor. dosyanın uzantısı belli, dolayısı ile adobe otomatik olarak geliyor ön hazırlık aşamasında. ama o dosya olması gereken yerde yok, silinmiş ya da ismi yanlış verilmiş. ve bulamadığı için de açamıyor.

olay bence böyle gelişiyor orda. yani problem ya kodda, ya da pdf dosyasının isminde.
0
loveinaflipbook
(01.06.11)
hayır dosya yerinde. indiren indiriyor (neyle indirdiklerini sordum, cevap bekliyorum). sorun dediğiniz gibi karşı tarafta ama bu sorun dosyanın veya yolun yanlış olması değil. ?c=sdhasgdkjashk kısmındaki djasghdjkas.pdf'yi indirmek yerine ...gib.gov.tr/ işaretinden sonraki "dispatch" kelimesini dosya ismi sanıp onu indirmeye çalışması ve haliyle indirmeyi başaramaması.
0
🌸kibritsuyu
(01.06.11)
(5)

huzur

kibritsuyu
hafta sonu iki gün hayattan kopmak istiyorum. öyle bir yere gideyim ki hafta içi yaptığım yapacağım işler aklıma bile gelmesin. böyle huzur dolayım, şarj olayım. denişik bir yer olsun. amasra olmasın, abant olmasın. ama böyle deniz olur, dalga sesi olur, orman olur. öyle bir yerler olsun. ankara'ya
hafta sonu iki gün hayattan kopmak istiyorum. öyle bir yere gideyim ki hafta içi yaptığım yapacağım işler aklıma bile gelmesin. böyle huzur dolayım, şarj olayım. denişik bir yer olsun. amasra olmasın, abant olmasın. ama böyle deniz olur, dalga sesi olur, orman olur. öyle bir yerler olsun. ankara'ya yakın olsun. iki gün geçirilebilir olsun.
0
kibritsuyu
(30.05.11)
eymire git,odtülü bi arkadaşını bul, yada kızılcahamama.
0
borzoi
(30.05.11)
ağva..behramkale..adalardan biri..
0
Barbunya2
(30.05.11)
amasra.
0
benaslinda
(30.05.11)
ılgaza git deniz yok ama huzur var, yeşil var, yağmur vardır kesin...
0
hadii
(30.05.11)
akçakoca olmaz mı
0
sannora
(30.05.11)
(5)

billur gibi turkcell

kibritsuyu
sertab erener turkcell reklamlarında çıkıp yok billur gibi çeker falan diyor. ne yapmak gerekiyor billur gibi konuşabilmek için? ankara'nın özel okullarının konuşlandığı, çok şehir içi değilse bile çok da dağ başı olmayan mevkiinde ilkokul öğretmeni olan eşimle ikimizin de turkcell olan hatlarımızla
sertab erener turkcell reklamlarında çıkıp yok billur gibi çeker falan diyor. ne yapmak gerekiyor billur gibi konuşabilmek için? ankara'nın özel okullarının konuşlandığı, çok şehir içi değilse bile çok da dağ başı olmayan mevkiinde ilkokul öğretmeni olan eşimle ikimizin de turkcell olan hatlarımızla billur gibi falan konuşamıyoruz. çoğunlukla telefon düzgün çekmiyor, ses kesik kesik geliyor. ayrıca da manavgat şelalesinin sesini almayıp sertab'ın sesini billur gibi alan turkcell, teneffüste eşimin sesi hariç her şeyi (çocuk bağırtısı, viyaklama, gürültü) toplayıp kulağıma veriyor. billur gibi değil, daşşak gibi ses kalitesi sunuyor.

özel bir şey falan mı yapmak lazım bu billurlardan yararlanmak için? özel telefonu mu var, 7645'e mesaj mı atıcaz ne yapıcaz?
0
kibritsuyu
(28.05.11)
telefonunuzun 3G'li olması gerekiyor.
0
allanpoe
(28.05.11)
Sertap Erener'li reklamın sonunda "3G görüşmelerinizde ses aktarımı HD kalitesinde gerçekleşir" gibi bir ibare vardı gibi kalmış aklımda. HD ses aktarımı destekleyen telefon falan gerektiriyor olabilir.
0
joelskellington
(28.05.11)
tamam da 3g zaten normal telefona göre daha az çekiyor heryerde, normal telefon bile zor çekiyorsa 3g nasıl mümkün olabilir?
0
miown
(28.05.11)
Bence yalan. Çünkü orda, burda, iki dağ arasında vs. çeker diye reklam yaptıklarında bizzat Türkiyenin %80'ini gezerek gayette ovanın ortasında, bir tepede, iki bina arasında, ferah bir sokak/cadde de, vs. çekmediğini test etmişş bulunmaktayım. Tecrübelerimle sabittir.

Reklamdır yaparlar tamamen inanmayın. Belki çoğu yerde çeker ama heryerde ve özellikle ifade etmeye çalıştıkları kadar çok yerde çekmiyor/çektiremiyorlar.
0
pposeidon_1
(28.05.11)
telefonların ikisi de 3g'li zaten. 3g'leri de açık. görüntülü görüşme mi yapmamız lazım yani 3g derken onu kast etmiyorsunuz umarım?

hatta baktım da şimdi 3g de değil 3.5g yazıyor.
0
🌸kibritsuyu
(28.05.11)
(1)

yahşi cazibe bölüm sorusu

kibritsuyu
bu saçma diziyi hiç mi hiç sevmem, izlemem, hatta o derece ki illet olurum. lakin hastası olduğu ses sezai aydın oynuyor bu dizide. geçen aylarda bir bölümde de rocky taklidi yapmış kendisi (edriyııın edriyııın). zaten rocky'i de kendisi seslendirdiği için ilginç bir sahne olduğunu düşünüyorum. acab
bu saçma diziyi hiç mi hiç sevmem, izlemem, hatta o derece ki illet olurum. lakin hastası olduğu ses sezai aydın oynuyor bu dizide. geçen aylarda bir bölümde de rocky taklidi yapmış kendisi (edriyııın edriyııın). zaten rocky'i de kendisi seslendirdiği için ilginç bir sahne olduğunu düşünüyorum. acaba hangi bölümde gerçekleşti bu hadise?
0
kibritsuyu
(26.05.11)
sözlükte dizinin başlığında aratmayı dene bi kaç ipucu kelime ile. sonra bulduğun entrylerinb tarihine göre dizimag'ya ara, bulursun.
0
bitter cikolata
(26.05.11)
(3)

nereye gitti lan bu simge

kibritsuyu
masaüstümdeki simgelerden biri yok olmuş (yeri boş kalmış oradan anlıyorum). çöp kutusunda yok. herhangi bir program uninstall etmedim. peki nereye gitti lan bu simge? ne olduğunu da hatırlayamıyorum. bir program kısayolu olduğu kesin de tüm programlara baktım bulamadım. dünkü masaüstü şeklimi göreb
masaüstümdeki simgelerden biri yok olmuş (yeri boş kalmış oradan anlıyorum). çöp kutusunda yok. herhangi bir program uninstall etmedim. peki nereye gitti lan bu simge? ne olduğunu da hatırlayamıyorum. bir program kısayolu olduğu kesin de tüm programlara baktım bulamadım. dünkü masaüstü şeklimi görebileceğim bir yer falan var mıdır, delirecem arkadaş, ne vardı orada ve nereye gitti?

ya da en son ne uninstall etmişim onu görebiliyor muyum, bir halt yemişimdir de hatırlamıyorumdur falan.
0
kibritsuyu
(26.05.11)
buldum, google earth yok. en son dün açtım, baktım oraya buraya. sonra da normal şekilde kapattım. sırf masaüstünde değil, bilgisayarda da yok. kaldırılmış. nasıl olur lan bu?
0
🌸kibritsuyu
(26.05.11)
başkalarının da başına gelmiş, yalnız değilsiniz;
forums.nasioc.com

google updater'la ilgili olabilirmiş, öyle yazmış birisi.
0
ufukcel
(26.05.11)
evet galiba öyle. c:\program files (x86) klasörüne baktım, klasörün içinde değişiklik olunca klasör oluşturma tarihi de değişiyor win7'de. tarihe göre sıralayınca baktım google klasörü en üstte. sabah 7:48'de ne olmuşsa olmuş, ofiste olmadığım saatte. bilgisayar açıktı. updater klasörü de değişmiş. demek ki update mi etmeye çalıştı ne yaptıysa böyle olmuş. virüs neyin olmasın da.
0
🌸kibritsuyu
(26.05.11)
(1)

ilginç bir torrent sorusu

kibritsuyu
şimdi ismi lazım değil bir dizinin bazi bölümlerini indiriyorum. lakin seed olmadığından dolayı bunların kimi %80'de, kimi %90'da durup kaldılar. şöyle de bir durum var ki aynı dizinin aynı bölümü, hatta aynı kişi riplemiş, başka bir kaynakta seed'i mevcut olarak var. onu indirmek istediğimde ise to
şimdi ismi lazım değil bir dizinin bazi bölümlerini indiriyorum. lakin seed olmadığından dolayı bunların kimi %80'de, kimi %90'da durup kaldılar. şöyle de bir durum var ki aynı dizinin aynı bölümü, hatta aynı kişi riplemiş, başka bir kaynakta seed'i mevcut olarak var. onu indirmek istediğimde ise torrent dosyası mı ne farklı olduğu için baştan başlıyor. belki o da bendeki eksik bölümleri indirecek ve yarıda kalacak.

bu %80, %90'da takılanların eksik kısımlarını öteki siteden indirip tamamlatma gibi bir seçenek mümkün müdür?
0
kibritsuyu
(25.05.11)
Aynı dosyanın farklı tracklarını normalde tek torrentte topluyor. Yeni indirdiğiniz torrent dosyasının trackerini el ile eski dosyanın tracker kısmına yazmayı deneyebilirsin. Dosyaya sağ tıklayıp özelliklere girince hemen ilk ekranda görünüyor tracker adresi.
0
wampex
(25.05.11)
(3)

bu tip reklamların bir adı var mı?

kibritsuyu
şahan gökbakar'lı öz türkcell reklamı gibi aslında turkcell tarafından yapılan ama turkcell değilmiş de rakibiymiş gibi olup karşılaştırma yapılan reklamların özel bir adı var mı? hedehödösel reklam gibi.
şahan gökbakar'lı öz türkcell reklamı gibi aslında turkcell tarafından yapılan ama turkcell değilmiş de rakibiymiş gibi olup karşılaştırma yapılan reklamların özel bir adı var mı? hedehödösel reklam gibi.
0
kibritsuyu
(24.05.11)
eğer var olmayan bir ürünle karşılaştırma yapılan veya var olan markayla dalga geçer gibi yapılan reklama "parody advertisement(parodi reklamı)" deniyor.

eğer reklamı yapılan ürün, var olan bir rakip ürünle karşılaştırılıyorsa reklamda "comparative advertising(karşılaştırmalı reklam)" deniyor.
0
ermanen
(24.05.11)
karşılaştırmalı reklam ürün adı vererek hukuksal sorun yaratmıyo mu?
0
borzoi
(24.05.11)
@borzoi

Türkiye'de hukuksal sorun yaratıyor sanırım ama yurtışında bazı ülkelerde yaratmıyor. Amerika'da sorun yaratmıyor sanırım.
0
ermanen
(24.05.11)
(4)

akp ve ucuz uçak bileti?

kibritsuyu
siyasi tartışma yaratmak için sormuyorum. cidden anlamadığım için soruyorum. ak parti'nin billboard reklamlarında "artık memleketime uçakla gidiyorum" diyen bir amca var, yanında da rte, "havayollarını halkın yolları yaptık" diyor, ucuz uçak biletini kast ederek.yani bildiğim kadarıyla vergileri fal
siyasi tartışma yaratmak için sormuyorum. cidden anlamadığım için soruyorum. ak parti'nin billboard reklamlarında "artık memleketime uçakla gidiyorum" diyen bir amca var, yanında da rte, "havayollarını halkın yolları yaptık" diyor, ucuz uçak biletini kast ederek.

yani bildiğim kadarıyla vergileri falan hala aynı. uçak firmaları rekabete girip fiyat ucuzlattılar.e bu durumda ucuza uçak bileti satılıyor olmasının ak parti'yle veya hükümetle ne alakası var?
0
kibritsuyu
(24.05.11)
akparti özel havayolu şirketlerine kolaylıklar sağladı, daha rahat kuruldular
0
fayfim
(24.05.11)
piyasa serbestisi arttı. rekabet ve hacimle beraber doluluk oranları arttı. bu piyasa tarafı.

parasal tarafı: gelirler arttı ama döviz kuru o kadar artmadı (TL aşırı degerli hale geçti). böylece enerji vb maliyetler tüketiciyi daha az zorlar oldu (sadece uçak bazında, karayolu için vergiler katlandı)
0
507
(24.05.11)
devlet ticarethane değildir ki. devlet teşvik eder. illa kamu şirketi olup ucuza olması gerekmez hacvayollarını teşvik için.
0
eipcack
(24.05.11)
thy yonetim kurulu, halen %49 hisseye sahip basbakanlıga baglı özelleştirme idaresi tarafından domine ediliyor. yurtiçinde de siyasi olarak düşük fiyat politikası uyguluyor. (cogunlukla anadolujet vasıtasıyla)
0
ra s al ghul
(24.05.11)
(5)

norton 360 vs microsoft security essentials

kibritsuyu
para verip 3 kullanıcılı norton 360 aldım. yarı fiyat falan dediler, ucuza geldi. kurdum, iyi fena değil. ama kurulu bilgisayarlardan birinde saçmalıklar oldu. combofix falan fayda etmedi. hatta tertemiz flashdiski takınca içinde kalsörlerin exe'leri falan oluşuyordu. tarama yapınca ne bilgisayarda,
para verip 3 kullanıcılı norton 360 aldım. yarı fiyat falan dediler, ucuza geldi. kurdum, iyi fena değil. ama kurulu bilgisayarlardan birinde saçmalıklar oldu. combofix falan fayda etmedi. hatta tertemiz flashdiski takınca içinde kalsörlerin exe'leri falan oluşuyordu. tarama yapınca ne bilgisayarda, ne flashdiskte bir şey bulamıyordu. kaldırdım norton'u, microsoft security essentials kurdum, taradı bir sürü virüs buldu. flashdiski de temizleri, bilgisayarı da temizledi (bilgisayar düzelmedi tabi, virüs yemiş biraz).

şimdi ne dersiniz, norton 360 kötü mü? kurulu iki bikgisayar daha var. bilgisayarı kasmasından bahsetmiyorum, zira eski nortonlar gibi kasmıyor kesinlikle. verdiğim parayı boşverip norton'u kaldırıp hepsine microsoft security essentials kurayım mı? bilgisayarların hepsi orijinal windows kullanıyor, o bir problem değil.

yani özetle hangisi daha iyidir?
0
kibritsuyu
(18.05.11)
illa ikisi arasında mı tercih yapılmalı? anlattığınıza göre norton 360 yetersiz kalıyor size, ama mse de yetersiz birçok yönden, yukarı bıyık-aşağı sakal hesabı.
0
hjarteblod
(18.05.11)
ben para versem, her türlü norton'da ısrarcı olurdum herhalde orası ayrı.

ama nod32 gibisini görmedim, bulamadım ben.. çok rahat serial bulunabilmesi de cabası.
0
sozlukte kullanmak istediginiz nick
(18.05.11)
norton ile falan uğraşma. avira'nın ücretsiz versiyonunu kur. rahatsız etmez(kaynakları çok harcamaz). virüs falan da yemezsin.
0
okanlash
(18.05.11)
norton sıfır bilgisayarlara yüklendiği zaman mükemmel sonuç veriyor, combofixi falan siliyor evet ama sonarını falan kapatıp istediğinizi yapabilirsiniz
0
ayrintida gizli seytan
(18.05.11)
yok illa ikisinden biri olmak zorunda değil tabii. ama geçen sene de nod32 sağlam ağzıma sıçtı. lisanslı muhasebe programımı bozdu, bilgilerim gitti. fujacks.ad ddiye bir virüsü tanıdı ama silemedi. bulaştığı bütün exe dosyalarını temizliycem diye bozdu attı, tövbe ettim nod32'ye.

norton'u sıfır bilgisayara kurdum. daha doğrusu içindeki 1 ay deneme sürümü bitince onu kaldırıp norton kurdum. memnundum ama bu da böyle bi cinslik yaptı işte. ikisini aynı anda kurayım dedim olmadı, kurulmadı. ben de norton'u kaldırıp mse kurdum. acep diyorum ötekilere de aynısını mı yapsam, 4-5 daha bekleyip lisansı bitince mi yapsam o işi?
0
🌸kibritsuyu
(19.05.11)
(15)

böyle bir icat var mı? (içkiye buz)

kibritsuyu
şimdi viski içme adabı başlığını okuyurdum da, kim idemiş buz atılır, kimi demiş atılmaz tadını bozar.yav böyle buz olsun, ama eriyince içeceğe karışmasın. mesela içinde su olan (hatta belki sudan daha verimli bir sıvı olan, geç eriyen) kapalı plastik kutucuklar olsun. donduralım, içkimize atalım, h
şimdi viski içme adabı başlığını okuyurdum da, kim idemiş buz atılır, kimi demiş atılmaz tadını bozar.

yav böyle buz olsun, ama eriyince içeceğe karışmasın. mesela içinde su olan (hatta belki sudan daha verimli bir sıvı olan, geç eriyen) kapalı plastik kutucuklar olsun. donduralım, içkimize atalım, hatta biraya bile atalım. içeceği soğutsun, ama eriyince içeceğe karışmasın. içkimiz bitince de yıkayıp tekrar donduralım. yok mu lan böyle bir şey? kimsenin aklına gelmiyor mu?
0
kibritsuyu
(18.05.11)
e var
0
mahnita
(18.05.11)
e hani?
0
🌸kibritsuyu
(18.05.11)
o dediğini tam bilmiyorum da şu tarz bir şey var www.enilginc.com
0
maresal jedi
(18.05.11)
hah işte o sıvıdan veya su ile doldurulmuş kapalı küpçükler arıyorum. ki viskiye, rakıya da atabilelim. bardağa mahkum olmayalım.
0
🌸kibritsuyu
(18.05.11)
ankamall migrosta gördüm.
0
njtbcrn
(18.05.11)
Türkiye'de de migros gibi yerlerde var. Hatta benim arkadaşımın evinde de var. Yalnız doğru Türkçe arama kelimlerini bulamadım henüz. Bununla idare ediver.


www.google.com
0
mahnita
(18.05.11)
yapılması zor bi şey değil ki? içi boş bir plastik kutu yapın, içine de bir tıpadan su doldurun?
0
dampire
(18.05.11)
var oldugunu biliyorum ama bulanin nereden buldugunu hatirlamiyorum. ici su dolu minik plastik meyvalar vardi, dondurup sonra icecege atiyordun falan, fisman :)
0
orqan
(18.05.11)
@orqan hah arkadaşımınkiler de meyve şeklinde ve hatta renk renkti
0
mahnita
(18.05.11)
buz aküleri var ama baya büyük bunlar bardağa sığmaz. buz aküsü olarak araştır derim ben.
0
ground
(18.05.11)
pinpon topunu su ile doldurun, dondurun. olmaz mı?
0
peseve
(18.05.11)
(bkz: ehli keyf)olma mı?
0
karamell
(18.05.11)
arkadaşım metrodan almış
0
mahnita
(18.05.11)
ehli keyf olma. çünkü ona bir tek rakı bardağı giriyor. açıkta kalmış bira? fiski? kola?
0
🌸kibritsuyu
(18.05.11)
fatalstorm
(18.05.11)
(9)

analog/dijital - gerizekalıya anlatır gibi

kibritsuyu
yani analog ve dijital farkını biliyorum ama kimi durumlarda anlayamıyorum.1. analog yayın/dijital yayın: ikisi de havadan gelen sinyallerle oluyor, aynı çanak anten alıyor sinyali, aynı kablodan geçiyor. analog yayın ne, dijital yayın ne o zaman?2. analog kayıt/dijital kayıt: 2000'lerin başında bir
yani analog ve dijital farkını biliyorum ama kimi durumlarda anlayamıyorum.

1. analog yayın/dijital yayın: ikisi de havadan gelen sinyallerle oluyor, aynı çanak anten alıyor sinyali, aynı kablodan geçiyor. analog yayın ne, dijital yayın ne o zaman?

2. analog kayıt/dijital kayıt: 2000'lerin başında bir video kamera aldım. hi8 kasetli. sonra digital (?) kameralar çıktı. ulan o da aynı boy, aynı ölçü "digital8" kasetli. neymiş? o kamera dijital kayıt ediyormuş. lan aynı kaset işte. digital8 olanı alıp kendi kameramda falan kullanabiliyorum. bu kameranın nesi dijital? daha doğrusu o dijital anladık, benimkinin nesi analog?

hani analog saat, akrepli yelkovanlı mekanik, dijitalde gösterge var, devre var vs. fotoğraf makinesi ha keza öyle. bu yukarıdakilerin olayı ne? dediğim gibi gerizekalıya anlatır gibi lütfen.
0
kibritsuyu
(11.05.11)
1- TV, radyo gibi havadan yayın alan cihazla okudukları frekansa bindirilmiş olan sinyalleri işlerler. Yani aslında antene gelen elektromanyetik dalga üzerinde başka bir sinyali taşıyor. Mesela siz FM104.5 frekansını dinlerken 104.5 frekanslı bir sinüs dalgasının taşıdığı ses sinyallerini dinliyorsunuz. Dijital yayına gelirsek, elektromanyetik sinyallerin boşlukta hareket edebilmesi için illa ki sinüsoidal olması gerekiyor. Yani en basit anlamıyla 1ler ve 0lardan oluşan bir pulse dizisini havada bu şekliyle hareket edemez. Bunun için aynı analog yayında olduğu gibi gerekli 1 ve 0 lar bir sinüs dalgası tarafından taşınıyor. Yani bir nevi klasik radyo yayınından mors alfabesine benzer sinyaller göndermek gibi düşünün.

Detaylı bilgi için frequency modulation diye aratabilirsiniz.

2- Commodore 64, atari falan kullandıysanız o zamanlarda da bildiğimiz teyp kasetlerine program kaydedilirdi. Aslında her analog data taşıyıcıda (plak, makara bant, fotoğraf filmi, mikrofilm vs.) dijital bilgi de taşınabilir. kaset, teyp, film gibi şeyler genelde kesiksik sinyalleri taşımak için üretiliyor, ama bu kesikli sinyalleri taşımasına engel değil.
0
johan sebastian
(11.05.11)
Abi cevap vereyim dedim de o kadar çok alt başlık birikti ki kafamda.

Misal plaklar, müziği analog olarak kaydetmek için kullanabilirsin. Standart pikap düzeneği ile ek bir donanım olmadan dinleyebilirsin.

Aynı pikaba istersen veri de yazarsın, dinlediğinde abuk subuk sesler duyarsın. Bu durumda analog sinyali alıp işleyerek dijital'e çevirecek donanım da gerekiyor. dijital'e çevrildikten sonrası da var. Bu ham bilgiyi işe yarar hale çevirmen lazım. o veri yığını bir mp3 de olabilir, jpg de.
0
kimlanbu
(11.05.11)
1) Kablodan, havadan, kart üzerinde vs iletim yine analog aslında. Fiziksel iletim ortamlarında 1 ve 0 diye birşey yok. X Volt'a 1 deniyor, 0V a 0 deniyor diye "fiziksel" olarak dijitalden söz edemeyiz.

Orijinali analog olan verinin (ses, görüntü vs ) 0 ve 1'lerden oluşacak şekilde sayısallaştırılıp, yine analog bir sinyal olarak iletimi akabinde ulaştığı yerde tekrar sayısallaştırılıp en sonunda tekrar analog veya dijital olarak kullanılması söz konusu. ( Ses ise hoparlöre , görüntü ise ekrana veriliyor )

Dijital sinyaller QPSK, QAM, OFDM gibi gelişmiş modulasyon teknikleri ile iletiliyor ve alıcı bir bit'e karşılık gelen zaman diliminde göndericinin 1 mi 0 mı gönderdiğini sinyalde bir bozulma yoksa algılayabiliyor ve bu 1 ve 0'ları arka arkaya dizerek sinyali almış oluyor.

Ama analog iletimde zaman dilimleri yok. Giriş her an değişik bir bilgi içeriyor (zaman anlamında da genlik anlamında da sürekli)
0
nop
(11.05.11)
abi sağolun da öyle bi anlatıyosunuz ki iyi ki gerizekalıya anlatır gibi demişim :P

bak mesela şöyle mi; plağı anlıyorum. müziği bir yüzeye girinti çıkıntı olarak işliyorsun, bir iğne de o girintiye çıkıntıya girerek bunu okuyor. bu analog.

kaset bandı? gözümle göremeyeceğim ölçüde bir manyetik bozulma yaratıyorsun ve kasetçalar bunu okuyor. bu da analog (doğru mu anlamışım?)

peki kasete dijital nasıl oluyor? manyetik bozulma yoluyla değil de başka bir teknikle mi işliyor o veriyi bansın üstüne?
0
🌸kibritsuyu
(11.05.11)
hani deseler ki "kaset plak vs analogdur, mp3 ise dijitaldir" anlarım. ama kaset bandına yapılan kayıtlara "dijital" denebiliyor. niye ve nasıl?

digiturk çanağından inen dijital yayın kablosu da aynı koaksiyel kablo, yetmiş senelik kılçık antenden inen de aynı koaksiyel kablo. analogda x mhz frekanslı sinüs dalgasının taşıdığı veri geliyor. dijitalde? yine sinüs dalgası dediniz. o nasıl geliyor anlamadım.
0
🌸kibritsuyu
(11.05.11)
@kibritsuyu, kasete kayıt şeklin gene "analog" ama basit bir demodülasyon işleminden sonra sinyali alıp direkt kullanamıyorsun. Çünkü orada belli bir formatla kaydedilmiş özel bir veri var.

Misal divx olarak kaydedilmiş olabilir kasete.
0
kimlanbu
(11.05.11)
bandın üstüne yine manyetik olarak işliyor ama dijitalde durum şu şekilde oluyor; bandın üzerine 0 ve 1 dediğimiz çukur ve tepeleri bırakarak aslında bir nevi analog olarak işleniyor. üzerinde çukur ve tepe bırakıyor, bunun dijitalliği nerede dersen, eski tipde iz bırakıyordu ve sıkıştırma oranı düşüşk olduğundan yüksek kalitede bir video kaydı yapmaya izin vermiyordu. ama banda çukur tepe bırakarak daha fazla alan ve saniyede daha fazla kare oluşmuş oluyor. ve sonra çıkan kameralar bu çukur ve tepeleri 0 ve 1 olarak algılayıp dijital olarak okuyorlardı ki sende görünütyü daha kaliteli olarak alıyorsun
0
Dharmalı
(11.05.11)
Hani kasete içinde bir sürü enstruman olan bir müzik yazılıyor ya, bunların hepsinin çıkıp sadece bir davulun kaldığını düşün. Kasetin audio çıkışına da bu davul vuruşlarını okuyan bir decoder tasarla. Ve bu decoder her 1 saniyede gelen bandın üzerini okusun (yani 1 hz de çalışsın), davul vuruşu varsa 1 yoksa 0. Yahut davul sesinin genliği x desibelin üzerindeyse 1 altındaysa 0 gibi algılasın. Al sana 1 hz de çalışan bir decoder ve onun çıkışında dijital bir veri . Hatta diyelim ki 8 saniyede şöyle birşey gelsin 01100001, bu mesela ascii standardına göre a harfi.
0
johan sebastian
(11.05.11)
dijital kodlanmış veri, analog ise bodoslama algı
0
yuto
(12.05.11)
(7)

ayçiçeği

kibritsuyu
ya da günebakan. bildiğiniz gibi hep güneşe bakar, güneşi takip eder.peki bu canını sevdiğimin çiçeği geceleri ne yapar, ne tarafa bakar? güneş battıktan sonra ertesi sabaha kadar güneşin battığı tarafa öyle bakakalır mı? sabah güneş doğarken güneşin doğacağı tarafa doğru hazır mı bekler? ne yapar?
ya da günebakan. bildiğiniz gibi hep güneşe bakar, güneşi takip eder.

peki bu canını sevdiğimin çiçeği geceleri ne yapar, ne tarafa bakar? güneş battıktan sonra ertesi sabaha kadar güneşin battığı tarafa öyle bakakalır mı? sabah güneş doğarken güneşin doğacağı tarafa doğru hazır mı bekler? ne yapar?
0
kibritsuyu
(05.05.11)
Boynunu buker kalir.
0
orqan
(05.05.11)
başı öne eğik, solmuş çiçek gibi bekler.
0
vejeteryan vampir
(05.05.11)
hüzünlenir. başını öne eğer ve o gün allah için ne yaptığını düşünür.
0
köfte
(05.05.11)
peki gün doğduğundaki davranışı nedir? gün doğunca hop diye kafayı mı kaldırır, gün doğumuna yakın "ulan birazdan gün doğacak, hazırlanayım şu yana doğru hafif hafif döneyim" diye hazırlanır mı?
0
🌸kibritsuyu
(05.05.11)
evet
0
nawres
(05.05.11)
olay tamamen hormonel (bkz: fototropizma )
ışığa verdiği bir tepki , hazırlanma olayı falan yok, zamanı ile ilgili değil yani..
0
chaoslord
(05.05.11)
güzel bi hatun gördüğünde kafayı nasıl çeviriyosan aynı mekanizmanın güneş için olanını düşün. eheh
0
atrin
(05.05.11)
(6)

pdf'lerin hepsini birden yazdır

kibritsuyu
internetten gönderdiğim beyannamelerin tamamını ayrı ayrı pdf olarak kaydediyorum. hepsini yazdırmam lazım. hepsini açıyorum, hepsi ayrı ayrı adobe reader'da açılıyor. görev çubuğunda yirmi tane adobe reader.böyle istiyorum ki hepsini aynı anda yazdırabileyim. yazdır diyeyim, hepsini birden yazdırsı
internetten gönderdiğim beyannamelerin tamamını ayrı ayrı pdf olarak kaydediyorum. hepsini yazdırmam lazım. hepsini açıyorum, hepsi ayrı ayrı adobe reader'da açılıyor. görev çubuğunda yirmi tane adobe reader.

böyle istiyorum ki hepsini aynı anda yazdırabileyim. yazdır diyeyim, hepsini birden yazdırsın. ama tek tek olunca tık aşağıdan birini seç, yazdır de, küçült öbürünü seç yazdır de x 20 bu işlemi yap. sonra çıkan kağıtları al yazıcıya ters koy, 20 kere de arka yüz için aynısını yap. kırk sefer uğraş.

tek tıklama yirmi tanesinin aynı anda ön yüzünü yaz. al çıktıları, yazıcıya ters koy, tek tıkla, yirmi tanesinin arka yüzünü yaz. bit.

oluyor mu?
0
kibritsuyu
(04.05.11)
foxit pdf editor ile düzenleyip tek dosyla haline getirilebilir.
0
mr fusion
(04.05.11)
tümünü seç, sağ tıkla, yazdır de. yazdırma seçeneklerini arkalı önlü olarak ayarla bir dene bakalım.
0
in vino veritas
(04.05.11)
www.macro-recorder.com

mouse, klavye hareketlerini kaydedip 20 kere tekrarlatabilir; yada masaüstü programcısına rica edip kod yazdırabilirsin.
0
mayeskuel
(04.05.11)
ön yüze basılacak dosyaların tümünü seç sağ tuşu tıklayıp yazdır de. bu şekilde o dosyaları açmadan direkt yazıcıya gönderirsin.
daha sonra çıktıları çevirip aynısını diğer dosyalar için yaparsan olur sanki.
0
sysadmin
(04.05.11)
tabii hepsini seçip yazdır dediğimde (hepsi ikişer sayfalık, ön sayfalar ayrı pdf, arka sayfalar ayrı pdf değil, her biri ikişer sayfalık yirmi ayrı pdf var) bunları ayrı ayrı sayfalara da dökmemesi lazım. sadece birinci sayfaları dökmeli. hepsini birden seçip sağ tuş/yazdır diyince bana hiçbir seçenek sunmadan (kaç kopya olsun, hangi sayfalar olsun falan gibi bi ekran çıkmadan) ön sayfa, arka sayfa, ön sayfa, arka sayfa diye ayrı ayrı kağıtlara tek tek döktürüyor.

ayrıca sırf ön sayfayı döktürmeyi becersem bile alıp tersini koyduğumda da arka sayfaları aynı sırayla dökmeli ki hepsi kendisinin arkasına denk gelsin.

her gün güncelleyen adobe paşa buna bir çözüm güncelleyemiyor mu acaba?
0
🌸kibritsuyu
(04.05.11)
www.pdfsam.org buradaki program ile birleştirip, önce çift rakamları (edit: ya da tersi) sonra da tek rakamları yazdırılabilir.
0
foradream
(04.05.11)
(3)

yazma koruması olan flashdisk

kibritsuyu
seneler önce ilk aldığım 64 mb'lık flashdiskte vardı. sonra niyeyse kaldırdılar bunu.üzerinde manuel böyle hani disketlerde olurdu ya köşesindeki deliği açardın, yazma korumalı olurdu. öyle bir flashdisk arıyorum. biglisyara takınca içindekiler okunsun ama siksen bir şey yazılamasın. iş gereği yüz ç
seneler önce ilk aldığım 64 mb'lık flashdiskte vardı. sonra niyeyse kaldırdılar bunu.

üzerinde manuel böyle hani disketlerde olurdu ya köşesindeki deliği açardın, yazma korumalı olurdu. öyle bir flashdisk arıyorum. biglisyara takınca içindekiler okunsun ama siksen bir şey yazılamasın. iş gereği yüz çeşit bilgisayara flaşdisk takmam gerekiyor. her taktığımdan da eve virüs getiriyorum. yazma koruması olsun, evden yükleyip götürdüğüm yere kopyalayayım. o sırada da içine virüs giremesin.

sd card ve usb kart okuyucu dışında çözümü var mı bunun?
0
kibritsuyu
(04.05.11)
yazılım vardır belki bilmiyorum. ama flashbellek boyutunda sd veya microsd kart okuyucular var. onlardan alın. pratik olur hem, hem de istediğiniz işi görür bence. onun yerine bilgisayarınızdaki autorun seçeneğini kapatın. xp kullanıyorsanız haber verin. win 7'de ise ayarlarda var. süper oluyor. ondan sonra bellekte gördüğünüz tanımadığınız herşeyi silin olsun bitsin.
0
ben smyrna
(04.05.11)
yazılımsal olarak yapılır, googleda aradım böyle : www.google.com.tr

o da ilk sonuç olarak bunu verdi, bence denenmeli : www.sizlopedia.com
0
bonjurkes
(04.05.11)
yazılıma güvenmem. virüs de bir yazılım. ve aynı virüs yazılımla koruduğum diskin koruma yazılımını da bozabilir. donanımsal olmalı. görünüşe göre tek çözüm sd card ve usb kart okuyucu oluyor.
0
🌸kibritsuyu
(04.05.11)
(11)

lazer yazıcı tavsiyesi vol.2

kibritsuyu
araştırmalarım sonucu toneri dolumda sıkıntı çıkarmayan, uzun süre kullanabileceğim iki yazıcı buldum.hp laserjet 1102 (bunun bi de wireless olanı var)xerox phaser 3140xerox çift taraflı baskılarda 2-3 kağıt alma sorunu yapıyormuş. epey çift taraflı baskı alacağım. sıkışıp durmasını istemem. hp hakk
araştırmalarım sonucu toneri dolumda sıkıntı çıkarmayan, uzun süre kullanabileceğim iki yazıcı buldum.

hp laserjet 1102 (bunun bi de wireless olanı var)
xerox phaser 3140

xerox çift taraflı baskılarda 2-3 kağıt alma sorunu yapıyormuş. epey çift taraflı baskı alacağım. sıkışıp durmasını istemem. hp hakkında ne dersiniz?

bir de yine xerox'un aynı anda çift tarafa basan yazıcıları varmış iki katı fiyatına. onlar nasıldır?
0
kibritsuyu
(04.05.11)
toner dolumcular hp'yi öneriyor. şunla şu kadar basarken bunla bu kadar basasrsın diyorlar. rakamlar aklımda değil ama bayağı bi fark var.

çift taraf baskı olayını bilemeyeceğim. genelde sıkıntılı bir konudur o zaten.
0
terp
(04.05.11)
çift taraflı basana hiç bulaşmayayım yani. peki hp'lerde çıkan kağıdı ters koyup yazıdırnca alamama, sıkıştırma, çift kağıt alma gibi sorunlar var mı?
0
🌸kibritsuyu
(04.05.11)
ben samsung ml-1660 aldım. toneri çipsiz. şimdilik memnunum. iki yön konusunda bir şey diyemeyeceğim. ancak şu dikkatimi çekti, hp'lerde çıkan kağıt çok kıvrılıyor. (sıcaktan) bunda ise kağıt neredeyse hiç kıvrılmıyor. çok kıvrılan kağıdın iki yön konusunda sorun çıkarması daha mümkün gibi geldi bana. kağıt copierbond. hp'de farklı marka kağıtlar da kullanmıştım. xerox (marka kağıt) dahil. xerox gibi bu işin mucidi bir markada dediğiniz sorunun daha çok dandik kağıt ve dandik muadil toner nedeni ile olacağını düşünüyorum. aynı anda çift tarafı basan cihazları duymadım hiç. ancak şöyle olabilir, renkli baskılarda kağıdın 4 ayrı drumdan geçmesi gibi, bunda da aynı drumdan iki kez geçiyor olabilir. yani kağıdı cihaz içinde çeviriyor olabilir. yani bir kerede iki yöne basması bildiğim laser baskı metodu ile pek mümkün gelmedi. gerçekten bu kadar çok iki yön ihtiyacınız varsa fiyat kıyaslaması yapın. elbette işinizi kolaylaştıracaktır.
0
ben smyrna
(04.05.11)
kağıda göre değişir. yumuşak kağıt kullanırsanız, bi de görsel vs. büyük olursa mürekkep kağıdı bükebilir. bu da arkasına yazılırken sorun çıkarabilir. ben de hp1600 var. tank gibi senelerin aleti. önlü arkalı çok baskı yaptığımı söyleyemem ama gerekli kağıt seçeneği ayarı yaptıktan sonra hiç bişi olmaz.

not: epey çift taraflı lazer çıktısı alacaksanız orta ölçek profesyonel bi lazer baksanız daha iyi olmaz mı?
0
terp
(04.05.11)
ikisi de iyi. bir diğerini tercih etseniz bile niye öbürünü almadınız denmez.
0
emininsel
(04.05.11)
tonercilerin önerilerini dikkate almayın. hp önerilesinin nedeni elbette iyi olması. ancak unutmayın ki her marka cihazın toner farklı gramajda olabilir. bu da aynı sayfa basılamayacağı anlamına gelir. bunu dert etmeyin. economy ayarları şu bu var. siz fonksiyonel anlamda ve bütçenize uygun olan cihazı alın. ancak tabi abuk markalara gitmeyin. samsung hp xerox gibi markalar, bunlar en azından servisi de tutarlı olan markalar.
0
ben smyrna
(04.05.11)
not: lazer baskıda mürekkep olmadığından bükülmesi kağıdın nem oranı ve cihazın kağıdı ısıtma miktarı ile ilgilidir.
0
ben smyrna
(04.05.11)
dediğin çift kağıt sorununu kağıt menliyse ya da çok inceyse her yazıcı yapar. ama ben şimdiye kadar hpde böle bir sorun hiç yaşamadım. ki yıllardır hp yazıcı kullanırım hala da 1010 lazerjet kullanıyorum memnunum. doldurtmada sorun yaşamıyorum. hp öneririm. son olarak da wireless lı yazıcı öneririm ki büyük rahatlık.
0
onexey
(04.05.11)
düzeltme: ben smyrna haklı, bükülmesinin nedeni kağıttaki nemdir. toz mürekkep var diyelim, kağıda pişiriliyor. ısı kağıttaki nemi alıyor.
0
terp
(04.05.11)
3140 bende var. çift taraflı baskı yapmıyor. çift taraflı yazdırma ile bir tarafı yazdırdıktan sonra tepsiye ters olarak koyup yazdırmayı kasdetmiyorsanız tabi. çünkü bazı yazıcılarda aynı anda yazdırma özelliği vardı sanırım.

eğer 30 sayfa falan konulup yazdırılıyorsa evet bazen 2 kağıt aldığı oluyor. eğer kağıtları düzeltmediyseniz daha da çok alıyor.
0
hikmetkaraman
(04.05.11)
kağıt düzelmeyi de şöyle yapın, dikey topluca elinizde tutun masaya vurun, düzeltirmiş gibi sonra, pııırrrr diye ekinizle iskambil kağıdı çevirir gibi sayfaları çevirirken üfleyin. birbirine yapışıkları açarsınız böylece.

not: magnet puzzle uyarısı için sağ ol, yarın odadan atıcam dışarı.
0
terp
(04.05.11)
(5)

oto lastik seçimi

kibritsuyu
michelin energy saver mıbridgestone b330 mubridgestone b250 miniye hangisi, niye hangisi değil? "hebelöy marka var vallah biriçsıtonun aynısı fabrika kardeşininmiş, ayrılıp kendi açmış aynısı birebir ama daha ucuz onu al" demezseniz sevinirim.
michelin energy saver mı
bridgestone b330 mu
bridgestone b250 mi

niye hangisi, niye hangisi değil?

"hebelöy marka var vallah biriçsıtonun aynısı fabrika kardeşininmiş, ayrılıp kendi açmış aynısı birebir ama daha ucuz onu al" demezseniz sevinirim.
0
kibritsuyu
(04.05.11)
ben 6 ay önce kadar değiştirdim lastikleri, bayağı bir araştırdım. ustalarla konuştum vs. michelin'e karar verdim. şu anda da memnunum. lakin sen o söylediğin spesifik modeller için özel analiz istiyorsan, pas :)
0
terp
(04.05.11)
rot balansçı da dedi ki aman abi michelin çok yumuşak, bi çukurda yararsın. geçen sene kasise girmiştim. onu anlattım, o kasise çichelinle girsen yarmıştın falan dedi, önermedi. ya bilmiyorum herkes bir şey söylüyor.
0
🌸kibritsuyu
(04.05.11)
test sonuçları :
www.adac.de
www.pirelli.com.tr
0
anarche
(04.05.11)
yumuşak olduğu doğru. bu yüzden öneriyorlar gerçi. allah kazadan beladan korusun ne diyelim :)
0
terp
(04.05.11)
kızacaksın belki ama hebelöy falan önerebilirim sana ölçü söylersen daha önce kullandığım lastiklerden. her ne kadar eski kalitesinden oldukça uzak olsa da energy saver daha cazip kalite olarak gibime geliyor bu yazdıklarından da.
0
extrajuniorluck
(04.05.11)
(2)

senfoni orkestralarındaki enstrumanlar

kibritsuyu
sevgili duyuru müzisyenleri.merak ediyorum. senfoni orkestralarında, devlet opera ve balesinde çalan müzisyenler çaldıkları enstrumanları kendileri mi getiriyorlar? yani çakdıkları enstrumanlar kendilerinin mi, yoksa orkestranın demirbaşı falan mı? hadi keman, flüt, trompet falan neyse de, timpani ç
sevgili duyuru müzisyenleri.

merak ediyorum. senfoni orkestralarında, devlet opera ve balesinde çalan müzisyenler çaldıkları enstrumanları kendileri mi getiriyorlar? yani çakdıkları enstrumanlar kendilerinin mi, yoksa orkestranın demirbaşı falan mı? hadi keman, flüt, trompet falan neyse de, timpani çalan adam da beş parçalı timpaniyi evinden getirmiyordur değil mi? ya da kontrbas çalan adam her gün koca kontrbası getirip götürüyor mu?
0
kibritsuyu
(30.04.11)
devlet orkestralarında tamamı orkestranın malı. ama sanatçının kullanımında. yani çıkışta eve götürmek mümkün.

biraz pahalı gereçler yalnız, taşımak riskli.
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(30.04.11)
tasinabilir enstrumanlar (yayli ve nefesli grubu) genelde kendilerinin. ama kuyruklu piyano, timpani, arp vs. tasinmasi ve satin alinmasi zor enstrumanlar demirbas. ayrica kontrbas o kadar agir bir alet degil. bir bas gitardan daha hafif olanlari bile var.
0
zlatan1937
(01.05.11)
(3)

coni amcaya ne oldu?

kibritsuyu
eskiden alkollü içki satan süpermarketlerin falan raflarında (ya da kilitli cam dolaplarında) johnnie walker, j&b gibi viskiler de olurdu. şimdi küçük büyük ne kadar market gezdiysem chivas regal var, jack daniels var bi de long john, captain bilmemne gibi acaip viskiler var.ne oldu coniye? türkiye
eskiden alkollü içki satan süpermarketlerin falan raflarında (ya da kilitli cam dolaplarında) johnnie walker, j&b gibi viskiler de olurdu. şimdi küçük büyük ne kadar market gezdiysem chivas regal var, jack daniels var bi de long john, captain bilmemne gibi acaip viskiler var.

ne oldu coniye? türkiye'den falan mı çekildiler?
0
kibritsuyu
(30.04.11)
bir süredir gümrük girişlerinde problem yaşıyormuş. mallar antrepolarda kalmış diye duyum almıştım.
0
darknum
(30.04.11)
chivas ve jack daniels tat ve kalite olarak onların çok üstünde şahsi fikrim. bizim tekel bayii defalarca bize j&b satmak istedi ama jack varken almadık. bir sebepte bu olabilir.
0
juancarlito
(30.04.11)
Distribütörlüğünü yapan firma ile sağlayıcı arasında anlaşmazlık varmış, bir otelci arkadaşımdan duymuştum. Onlar da satınalma yapamıyorlarmış. Şuan piyasada olanlar eski stoklarmış.
0
zennube
(30.04.11)
(2)

duyuru avukatları, hukukçular, basit bir sorum var

kibritsuyu
bir kanun hakkınya yayınlanmış "iç genelge" bağlayıcı mıdır, kanun hükmünde bir hükmü var mıdır?mesela 6111 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırması hakkındaki kanun'da ve yayınlanan 1 numaralı genel tebliğinde açık olmayan bir husus var ve maliye bakanlığı bir iç genelge yayınlamış.ben bu iç
bir kanun hakkınya yayınlanmış "iç genelge" bağlayıcı mıdır, kanun hükmünde bir hükmü var mıdır?

mesela 6111 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırması hakkındaki kanun'da ve yayınlanan 1 numaralı genel tebliğinde açık olmayan bir husus var ve maliye bakanlığı bir iç genelge yayınlamış.

ben bu iç genelgede bahsedilen şekilde işlem yaptığımda, herhangi bir ihtilaf durumunda (kanunda tam tersiymiş gibi yazıyor çünkü, öyle anlaşılıyor. güvenmiyorum, çıkıp yanlış yapmışsın diyebilirler) "aha işte bakan adına gelir idaresi başkanı imzalı iç genelge var, ona göre yaptım" diyebilir miyim? yoksa onlar bana "o bizim iç yazışmamız, sizi ilgilendirmez" der mi?
0
kibritsuyu
(28.04.11)
İç genelge vergi dairesi için bağlayıcıdır. Mükellef açısından vergi dairesinin kendisine nasıl bir işlem uygulayacağını göstermesi açısından önemi vardır ama "bağlayıcı" değildir. Mükellef yasaya veya başka bağlayıcı düzenlemelere dayanarak işlemi dava konusu edebilir ama sonuçta bunda risk olur. Yasa ile iç genelge çelişiyor gibi görünüyorsa yazılı bir başvuru ile konuya açıklık getirilmesi istense daha iyi olur gibi geliyor bana.
0
nf3
(28.04.11)
nf3 arkadaşında dediği gibi. vergi dairesine gidip YAZILI mukteza al. her türlü garantin olur.
0
hmd
(28.04.11)
(1)

dell d500 touchpad

kibritsuyu
2003 model dell latitude d500 notebook'u adam ettim kullanıyorum mis gibi. lakin bu touchpad'e sürekli elim değiyor, cursor zıplıyor. nasıl kapatılır bu? fn + herhangi bir şeyle olmuyor. kısayolu falan yok mu bunun, illa her açıp kapamada denetim masasına mı giricez?
2003 model dell latitude d500 notebook'u adam ettim kullanıyorum mis gibi. lakin bu touchpad'e sürekli elim değiyor, cursor zıplıyor. nasıl kapatılır bu? fn + herhangi bir şeyle olmuyor. kısayolu falan yok mu bunun, illa her açıp kapamada denetim masasına mı giricez?
0
kibritsuyu
(28.04.11)
en kotu ihtimal autoitle filan macro yapabilirsin panpa
0
kullanici adimiz
(28.04.11)
(9)

şimdi bu adam s.kmek değil de nedir?

kibritsuyu
bütün dnyada mı aynı üçkağıt yapılıyor hacı? western digital 2 tb harici harddisk aldım. özelliklerine bakıyorum, 2tb değil, 2 trilyon byte. ama bildiğiniz üzere bu byte kilobyte megabyte işleri 1000 ve 1000'in katları şeklinde gitmiyor. 1 kilobyte = 1000 byte değil, 1024 byte ya hani. şimdi 2 trily
bütün dnyada mı aynı üçkağıt yapılıyor hacı? western digital 2 tb harici harddisk aldım. özelliklerine bakıyorum, 2tb değil, 2 trilyon byte. ama bildiğiniz üzere bu byte kilobyte megabyte işleri 1000 ve 1000'in katları şeklinde gitmiyor. 1 kilobyte = 1000 byte değil, 1024 byte ya hani. şimdi 2 trilyon byte orası tamam, ama bunu terabyte yapınca 1,80 tb ediyor. 2 tb diye aldığın diskte 200 gb badem oluyor.

ayıp değil mi yahu? az buz değil 200 gb ittiriyorlar resmen. 2 tb deme o zaman hamınakoyim 1.8 tb de, dürüst ol. ya da harbiden 2 tb yap, üstüne 20 lira daha koy. gariban manav iki erik eksik koyunca adamın ne şerefi kalıyor ne namusu. şuna bak koca wd, diskin onda birini yalan dolanla içlemiş, bütün dünya da izliyor.

niye böyle lan?
0
kibritsuyu
(27.04.11)
Bu birimler 2 nin üstleri/kuvvetleri(katları değil üstleri) şeklinde gidiyor.Nedeni de bilgisayarların binary yani ikilik düzende hesaplama yapması(1 ve 0 yani)
Dolayısıyla gerçekten 2 tblık yapamazsınız.2 tb demek yerine 1.8tb demek,belki bir ihtimal mantıklı ama başlangıçtan beri nasıl 1kb diyince mantıken 1000 byte anlıyorsak ama aslında o 1024 ise ve ona 1.024 byte demiyorsak bu da böyle.
Yani adam skmek değil,tamamen ölçü birimi ile alakalı.
Bu arada 1024 2 nin 10. kuvvetidir.
0
afush
(27.04.11)
of puf sadece wd de değil bu.
yazılım sektörü 1 mb'ı 1024 kb, hdd sektörü 1 mb'ı 1000 kb sayıyor. durum bundan ibaret. bunun nedeni ise donanım üreticileri (disk üreticileri) IBM'ın hazırladığı terminoloji sözlüğünü kullanıyor. burada da iletişim ve saklama kapasitelerinde 1 mb = 1.000.000 yazıyor. o nedenle böyle kullanılıyor.

www-01.ibm.com
0
ben smyrna
(27.04.11)
adam sikmek ama kanıksandırılmış artık millete.
0
baldur
(27.04.11)
Enn eski zamanlarda bile 1e1 tutmazdı zaten, kanıksamaktan ziyade teknik gerçek bu. Tam 1tb tutsun diye komik küsüratlı bir rakam üstünden reklam gerekirdi, bu da hem hoş hem de pratik olmazdı. Düşünsenize "Yeni süper hızlı ultra guardlı wifi transfer özellikli 1.175tb kapasiteli hard disk"

Nası yaa derler adama :)
0
jesterdvine
(27.04.11)
sadece samsung diskte gördüm. disk üzerinde 4.3GB yazıyordu. windows altında da tam olarak 4GB gözüküyordu. yine yapılabilir bence.
0
sutlu nescafe
(27.04.11)
belki 2tb lık bedelden 20 lira daha ucuza satıyolardır.
0
elektromaniac
(27.04.11)
@afush: peki ölçü birimleriyle alakalı ise 2 tb denilip 1.8 tb olan harddiskin bir tık üstü ne oluyor? 250, 320, 500, 750 gb, 1, 1.5, 2 tb diye gidiyor. yani 250 ve 320 gb yapılabildiğine göre 2 tb yapmak isteyen adam onu 2.3 trilyon byte falan yapsa, böylece 2 terabyte'a denk getirse olmuyor mu? özelliklerden bakınca 2 trilyon byte yerine 2.3 trilyon byte = 2 tb gözükse?

hah bak sutlu nescafe demiş. onun gibi. madem 2 tb yapıcan, 2 trilyon bytelık yapınca daha düşük oluyor kuvvet hedesinden dolayı. o zaman 2 trilyon yapma da 2.3 trilyon yap anasını satim, 2 tb gözüksün (sayıları salladım, belki 2.3 değil de 2.4 yapmak gerekiyordur, olabilir. farz-ı misal diyorum ben)

daha ucuza satmasın. bana ihtiyacımı satsın, gerekiyorsa da fiyata eklesin. ben tam 2 tb bir şey yüklemeyi planlarken 200 gb eksik çıkmasın. tam çıksın, gerekiyorsa pahalı olsun.
0
🌸kibritsuyu
(27.04.11)
değil abicim değil. şimdi bu birimler, mesela kilo, tamı tamına 1000 demek. yani kilogram dediğin zaman, kilometre dediğin zaman tamı tamına 1000 gram,metre anlamına gelir. haliyle kilobyte'ın da 1000 byte olması aslında normalidir. ama bilgisayar dünyasında 10'un değil 2'nin katları geçerli olduğu için bizde kilo=1024 olsun :/ demişler. zaten artık standartlar oturmaya başladı, kilobyte=1000 byte, kibibyte=1024 byte şeklinde yaptılar. bundan sonra böyle.
0
sahteyazar
(27.04.11)
talemon
(27.04.11)
(5)

en iyi dosya kopyalama programı

kibritsuyu
yeni aldığım harici harddiske bilgisayardaki arşivi atacağım. windows'a güvenmiyorum, hem hata falan veriyor, hem yavaş kopyalıyor. bu kopyalama programları varmış. en iyisi en kullnışlısı hangisidir? iş bilgisayarı olduğu için mümkün olduğunca az program kurup kaldırmaya çalışıyorum. en iyisi hangi
yeni aldığım harici harddiske bilgisayardaki arşivi atacağım. windows'a güvenmiyorum, hem hata falan veriyor, hem yavaş kopyalıyor. bu kopyalama programları varmış. en iyisi en kullnışlısı hangisidir? iş bilgisayarı olduğu için mümkün olduğunca az program kurup kaldırmaya çalışıyorum. en iyisi hangisiyse onu kurayım istiyorum. deneme yanılma yapmak istemiyorum.
0
kibritsuyu
(26.04.11)
(bkz: teracopy)
0
oblitus
(26.04.11)
ben synctoy kullaniyorum. microsoft un bir programi. kaynak ve hedef belirttikten sonra her iki taraftakileri esitliyor. basarili diyebilirim.

www.microsoft.com
0
alan shearer
(26.04.11)
teracopy. cracked versiyon kullanın ama.
0
ben smyrna
(26.04.11)
tera copy ya da total commander.
0
bryan fury
(26.04.11)
Aynı şekilde yeni disk aldım. Allway Sync ile attım hepsini sorun çıkarmadı. Kopyalama hızına bakmadım açıkcası ama öyle aşırı uzun sürmedi, hata vermedi. Ancak kopyalama programı yerine senkronizasyon programı kullanmak daha mantıklı, arşivi güncellerken çok rahat oluyor.

teracopy de bilgisayarda yüklü olsun ama, candır.
0
inugard
(26.04.11)
(8)

neredeyse imkansızı istiyorum

kibritsuyu
internette aradım taradım bulamadım. bana 2001 model renault clio'nun (başka model de olur, hatta megane, kangoo falan da olur hepsi aynıdır sanırım) sigorta kutusu ve sigorta kutusunun arkasında bulunan kısımdaki (buraya komple UCH deniyor sanırım), hangi röle hangi işe yarıyor şekilli şekilde anla
internette aradım taradım bulamadım. bana 2001 model renault clio'nun (başka model de olur, hatta megane, kangoo falan da olur hepsi aynıdır sanırım) sigorta kutusu ve sigorta kutusunun arkasında bulunan kısımdaki (buraya komple UCH deniyor sanırım), hangi röle hangi işe yarıyor şekilli şekilde anlatan bir şema istiyorum.

geçenlerde sormuştum sinyallerim bozuldu diye. flaşörü bozulmuş, adam girdi oradan bir röle değiştirdi. tik tok tik tok diye sinyal sesi oradan geliyor mesela. onlardan biri sinyal. ara ara .alışan silecek çalışırken de tik tok diye ses geliyor, merkezi kilit yapınca da geliyor, arka cam rezistansını açınca da geliyor. sol çn cam açma butonuna basınca da geliyor. ama hangisi hangisidir bilemedim. hayır bileyim elektrikçiler kazıklamasın. elimi dokunarak hangisi ne yapınca tıklıyor anlamaya çalıştım ama anlayamadım. var mıdır yardımcı olacak olan?
0
kibritsuyu
(24.04.11)
malzemeyi görsem kesin yaparım ama böyle uzaktan zor..
0
mosakale
(24.04.11)
fotoğraf ekledim. bu malzeme, şoför kapısı açılınca konsolun solundan ulaşılan sigorta kutusu var ya, onun tam arkasına denk geliyor. koltuğa oturunca sol ayağın üstüne falan denk geliyor. yere domalıp kafayı direksiyonun altına sokup yukarı bakınca görülüyor.

şasi demirinin altında bir tane aynı boyutlu ama beyaz kafalı var. bir de fotoğrafın üstünde kadraja sığmayan daha ufak dikdörtgen şekilli üç tane yan yana siyah var (bunlardan biri sinyal flaşörü imiş yeni öğrendim). özellikle şu en alttaki yamuk duran çok fazla ısınıyor. o ne merak ettim.
0
🌸kibritsuyu
(24.04.11)
bakınca da anlayamadım :S orda olmam lazım sanırım :D

sigorta kutusunun kapağı olması lazım onun arkasında yazıyo olması lazım ya hangisi ne için diye. yani normalde kapaklı olması lazım o sol bacağın üstündeki yerin.
0
mosakale
(24.04.11)
kapağın içinde sigortalar var, kapakta da hangi sigortanın ne olduğu yazıyor. ama bunlar sigorta değil, sigorta kutusunun arkasında kalan röleler. sigortadan ziyade zamanlayıcı, kontrol edici falan gibi. içinde sigorta gibi fazla akımı yiyince eriyen tel değil, devre var, bobin var. son kullanıcının müdahale etmesi uygun olmayan şeyler. o yüzden şeması yok. ama ben istiyorum :)
0
🌸kibritsuyu
(24.04.11)
adres ver geliyorum, bu işi çözücez :)
0
mosakale
(24.04.11)
aslında çok basit ve süper bir yöntem var bunun için. tek tek çıkarıp neyin çalışmadığına bakmak. lakin çıkarıp takarken elimde kalır, geri takamam, durduk yere arabanın ağzına sıçarım diye korkuyorum. bunları söküp takmamın herhangi bir zararı olur mu? söktükten sonra takamamam mümkün mü? söküp geri takınca çalışan herhangi bir şey bozulur mu?
0
🌸kibritsuyu
(24.04.11)
ya malzemeyi inceledim internette, elinde kalabilcek şeyler değil bence. yani bi tanesini dene, elinde kalsa bile tanesi 10 lira filan olması lazım..
0
mosakale
(24.04.11)
rölelerden birini sök arkadaki 2 tane uç röle bobinine gidiyor. oraya bir ufak 12 volt ampul ya da 1k gibi bir dirençel seri bir led bağla (ledin tersi düzü olduğunu unutmadan) buradan yola çıkarak hangi rölenin ne fonksiyonu olduğunu bulabilirsin.

bir yöntem daha internetde çeşitli forumlarda araçların servis kitapçıkları bulunabiliyor. buradan aracın elektrik şemasına ulaşabilirsin.
0
orpheus
(24.04.11)
(1)

seminer, panel, konferans

kibritsuyu
bunların birbirinden farkı ne?mali müşavirler odası panel diye çağırıyor, gidiyorum aynı şey. seminer diye çağırıyor gidiyorum aynı şey. konfeRans diyor, gidiyorum aynı şey.fark edemediğim bir farkı mı var? hepsinde de sahnede bir masaya oturmuş 2-3 adam, sırayla hepsi bir konuda (kurumlar vergisi b
bunların birbirinden farkı ne?

mali müşavirler odası panel diye çağırıyor, gidiyorum aynı şey. seminer diye çağırıyor gidiyorum aynı şey. konfeRans diyor, gidiyorum aynı şey.

fark edemediğim bir farkı mı var? hepsinde de sahnede bir masaya oturmuş 2-3 adam, sırayla hepsi bir konuda (kurumlar vergisi beyanı ve karşılaşılan sorunlar mesela veya teknokent ve ar-ge işletmeleri, 6111 sayılı yasa işlemleri vs.) sunum yapıp en sonda soru-cevap alıyorlar. ben farkını anlamıyorum.

evet nedir?
0
kibritsuyu
(19.04.11)
tdk'dan özet geçiyorum anladığım kadarı ile. yanlışım varsa düzeltilsin.

seminer - gerektiğinde izleyicilerin soru/cevaplarıyla ilerleyen bilgilendirici konuşma.
panel - açık oturum, birden çok konuşmacı/tartışmacıyla gerçekleştirilen etkinlik.
konferans - bilgilendirme amaçlı sade konuşma.
0
jangara
(19.04.11)
(4)

harici harddiskler bakire midir?

kibritsuyu
efem 2 tb'lık bir wd essential harici harddisk aldım. daha kutusunda duruyor. aslında oradan oraya taşımak için değil, evde dursun, arşivi yükleyeyim diye aldım. ama ofiste de yüklenecek dünya kadar şey var. şimdi hiç kullanmadan kutusuyla getirdim ofise. ben bunu bilgisayara takıp içine filmleri at
efem 2 tb'lık bir wd essential harici harddisk aldım. daha kutusunda duruyor. aslında oradan oraya taşımak için değil, evde dursun, arşivi yükleyeyim diye aldım. ama ofiste de yüklenecek dünya kadar şey var. şimdi hiç kullanmadan kutusuyla getirdim ofise. ben bunu bilgisayara takıp içine filmleri atıp bilgisayardan çıkardıktan sonra geri kutusuna koyup (aynı şekilde köpüğüyle falan) taşımam ile, bilgisayara hiç mi hiç bağlamadan kutusuyla taşımam arasında bir fark var mı?

yani bilgisayara bir kere taktım, çalıştırdım, içine bişeyler yükledim diye bunun bekareti bozuluyor mu, o saatten sonra taşırsam, hiç kullanılmamışa göre zarar görme olasılığı artıyor mu?

anladınız umarım.
0
kibritsuyu
(19.04.11)
abi disk hareket halinde değilken bişey olmaz. daha doğrusu zarar görme olasılığı değişmez. kaldı ki fabrikada muhakkak bi kontrolden geçiyordur paketlenmeden önce. yani o diski ilk döndüren sen diilsin:/
0
jangara
(19.04.11)
taşınabilir disklerin içinde (solid stateler hariç) normal harddiskler vardır. Her harddiskte olduğu gibi düşme, çarpma, kafanın atlaması tarzı riskler taşınabilir disklerde de vardır.

Bu sebeple, diski bilgisayara takın takmayın, kutusunda köpüklü ya da köpüksüz olsun tüm disklere aynı özeni gösterin, hepsinin zarar görme olasılığı eşittir
0
bonjurkes
(19.04.11)
öncelikle şu seksist bekaret kelimesi yerine daha uygun bir söz kullansanız?
sonra, adı üstünde onlar portable. kendi kutusuna koymanıza gerek yok. çalışır olmadığı sürece risk az. ama az demek yok demek değildir. geçen bir söz okudum. hdd ler ikiye ayrılır. bozuk olanlar, henüz bozulmamış olanlar. bugün de bozulabilir, 7 yıl sonra da... ben sırt çantamda taşıyorum. hddler backup üniteleri değildir. backup yapacaksanız ya farklı medyalar (zip, dat vs) veya online sistemlere ücret ödemelisiniz. online sistemler tr.norton.com gibi ücretlidir. bunlara değecek belgeniz varsa en iyisi odur. ben fotolar için flickr videolar için youtube kullanıyorum. bunun dışında dvdler ile de yedekliyorum. anlık yedeklemeleri de iki ayrı diske yapıyorum. anlık yedekleme dediğim mail vs gibi word excel gibi şeyler.
0
ben smyrna
(19.04.11)
sormak istediğin şeyi anladım o anlamda bi fark olmaz. düşme , çarpma gibi şeyler için bozulma oranı aynıdır.
0
layer26
(19.04.11)
(2)

kombi regülatörü

kibritsuyu
abicim bütün nalburların camında kış başından beri yazıyor "kombi regülatörü bulunur" diye. nedir bu kombi regülatörü? bireysel adam olarak servis çağırmadan direk nalburdan alıp takabileceğim bir şey olduğuna göre ne işe yarar? servisin takacağı parçayı nalbur reklam etmez herhalde. regülatör dediğ
abicim bütün nalburların camında kış başından beri yazıyor "kombi regülatörü bulunur" diye. nedir bu kombi regülatörü? bireysel adam olarak servis çağırmadan direk nalburdan alıp takabileceğim bir şey olduğuna göre ne işe yarar? servisin takacağı parçayı nalbur reklam etmez herhalde. regülatör dediğin voltaj düzenler benim bildiğim. elektrikli kısmı altı üstü iki tane su motorundan ibaret kombi dediğin alet voltaj dalgalanmasından bu kadar etkilenir mi ki? ya da kombi madem bu kadar hassas, kombici abiler bunu kombinin içine fabrikada koysa olmuyor mu televizyonlardaki gibi?
0
kibritsuyu
(16.04.11)
odalara birer alet koyuyosun oda sıcaklığına bağlı olarak termostat çalıştırıyo makine. zannedersem onunla ilgili. yani su sıcaklığına göre işlemiyo artık alet, odada istediğin dereceyi yakalayabiliyosun.
0
dehri
(16.04.11)
avrupa'da falan üretilen, türkiye'nin asena stayla dalgalanan voltajına çok uyumlu olmayan kombiler için takılıyor o, bir benzeri anneannemlerin evinde var. yaklaşık 2 yıl sürekli servis-git-gel-yenisini versinler-taktır-git-servis modunda dönüp duran kombinin elektronik aksamının voltaj yüzünden bozulduğu anlaşıldı, regülatör taktılar, son 12 senedir falan hiç bi sıkıntı yok.
0
roket adam
(16.04.11)
(11)

bu yaştan sonra...

kibritsuyu
bisiklete binmeyi öğrenebilir miyim canlar? çocukken hiç bisikletim olmadı (ühü ühü) yok hüzün yapmiycam, niyeyse hiç heves etmedim. mahallede de öyle bisikletle takılan arkadaşım yoktu pek ki göreyim özeneyim.velhasıl 32 yaşındayım, bisiklete binmeyi bilmiyorum. ama özeniyorum, şöyle alsam bisiklet
bisiklete binmeyi öğrenebilir miyim canlar? çocukken hiç bisikletim olmadı (ühü ühü) yok hüzün yapmiycam, niyeyse hiç heves etmedim. mahallede de öyle bisikletle takılan arkadaşım yoktu pek ki göreyim özeneyim.

velhasıl 32 yaşındayım, bisiklete binmeyi bilmiyorum. ama özeniyorum, şöyle alsam bisikletimi eymir'in etrafında bi tur dönsem, hem spor olur, hem gezinti olur falan. ama nasıl öğrenicem? bu yaşta yandan destek tekerlekli bisiklete mi bineyim, birisine arkamdan mı tutturtayım (96 kiloyum lan devrileyazsam hayatta tutamaz). hadi dengede tutmayı başardık, nasıl dönülür, nasıl durulur, nasıl yapayım ben?
0
kibritsuyu
(16.04.11)
dayım 45 yaşında öğrendi. gerçi bisiklet değil pizzacı motorlarına binmeyi öğrendi ama sonuçta bisiklete binmeyi bilmiyordu.

aslında öğrenmesi o kadar zor olmasa gerek. yani ayakların yere değiyorsa zaten sorun yok. ilk ayaklarınla kendini ileriye itip ufak ufak gidersin, sonra pedalları kullanmaya başlarsın, gerisi zaten gelir.
0
jr
(16.04.11)
22 yaşımda öğrendim. kız arkadaşımla heybeliadaya gitmiştik. baktım ki bisikletsiz olmayacak, kiraladım bi bisiklet bi 10 metre savrula savrula gittim, sonra düzeldi. emin ol dengede durmak zor değilmiş, yıllarca boşuna büyütmüşüm gözümde ben artık öğrenemem diye...
0
ruhibirbanyo
(16.04.11)
valla süper olur hocam, şehirçi ulaşımda da (en azından eskişehir) için mükemmel bi alet. hiç de çekinmeyin kimseden, yok gülerlermiş, yok düşersem rezil olurum falan, zaten ayaklarını yere uzatsan o yaştaki bi insanın boyuyla direk durursun.
0
antihero
(16.04.11)
durağan halde ters sarkaç gibi neredeyse kararsız bir haldedir bisiklet. ama ileri doğru hareket edince tekerlerin jiroskopik momenti -ve bilimadamlarının henüz açıklayamadığı birtakım hikmetler sayesinde- gayet kararlı olur.
sadece sürüş zarfını genişleten tecrübeli sürücüler ilerlemeyen bir bisiklet üzerinde durabilirler.

www.science20.com

bu nedenle öğrenirken bisikletle ilerlemeye çalışmalısın. durduğun yerde iki ayağını yerden kesmeye çalışmak en büyük yanlış olur

öğrenmek için en iyisi düz ve boş bir alan. 1-2 saatlik yoğun çabayla öğrenilebiliyor.
0
makineci
(16.04.11)
öğrenirsin.
0
detroitli kizil
(16.04.11)
ya aslında 10 sene kadar önce, yazlıktaki bisiklete binmeyi çok iyi bilen bir arkadaşım "gel lan öğretirim ben" dedi, aldık elemanın bisikletibi, birlikte herkesin içinde utanacağımı da bildiğinden gecenin bi vakti gittik migros'ın bomboş otoparkına orada dengede durmayı, sürmeyi öğrendim. yani pedal çevirdikçe düşmeden gidebiliyordum. geniş gönüşler yapabiliyordum, otoparkın etrafında yuvarlak ve sekiz çizebiliyordum. öğrendim dedim. sevindim. ondan sonra sitemizin daracık (1 metre falan) sokaklarında düz giderken "dur şu yan yola döneyim" diyip gidonu doksan derece yandaki yola kırmamla birlikte kendimi köşedeki evin bahçesinde, çiçeklerin üstünde yatarken buldum. tabi otoparkte geniş geniş dönüyordum birden doksan derece dönmek isteyince bahçeye yuvarlandım. daha da teşebbüs etmedim.

yani demem odur ki 10 sene sonra hala düz çizgide sürebiliyorumdur belki. ama bu ayrıntıları ne edecük? yine doksan derece döneyim derken yeri öpmeyeyim?
0
🌸kibritsuyu
(16.04.11)
öğrenirsin, ben de 20 yaşında öğrendim. hatta şu an bisikletlerle ilgili bir belgesel çekiyorum :))
0
kayranin kedisi
(16.04.11)
@divit: eheh evet ben de gördüklerimden falan öyle hafif yatırarak döndürmeye çalışırken bisiklet komple yatırdı beni bahçeye. düştüğüm bahçe yol seviyesinden aşağıda olduğundan ayağım da yetişmedi, yere koyamadım. evin sahibi de yaşlı annesi düştü zannetti herhalde patırtıyı duyunca, "anneee anneeaa" diye haykırarak geldi ki koca herif bahçede yatıyor, yanında bisiklet.
0
🌸kibritsuyu
(16.04.11)
hahahaa yok abi öyle değil, hızlı giderken kırdığım için merkezkaç kuvveti ters tarafa savurmadı. tam tersine, dönücem diye gayet yavaşladım yavaşladım, kırmamla birlikte döneceğim tarafa doğru hoooop... bahçe çukurda olduğu için ayağımı da koyamadım yere, yetişmedi.
0
🌸kibritsuyu
(16.04.11)
Öğrenmişsiniz zaten, bu iş "bisiklete binmek gibi"dir, kolay unutulmaz :p

90 derece dönmek gibi hareketler yaparken ayağınızı yere koymaktan korkmayın :)
0
sourlemonade
(16.04.11)
ne öğrenememesi..motor bile kullanırsın..istee .. ve harekete geçç..
0
Barbunya2
(17.04.11)
(10)

person - people

kibritsuyu
arkadaşlar bize bugüne kadarki bütün ingilizce eğitimlerimizde "person tek kişi, onun çoğulu da people" diye öğretildi.peki acaba niye türkiye'deki bütün asansörlerde "x kişilik - x persons" yazıyor? hani people idi? niye "people" değil de "persons"?
arkadaşlar bize bugüne kadarki bütün ingilizce eğitimlerimizde "person tek kişi, onun çoğulu da people" diye öğretildi.

peki acaba niye türkiye'deki bütün asansörlerde "x kişilik - x persons" yazıyor? hani people idi? niye "people" değil de "persons"?
0
kibritsuyu
(14.04.11)
life is a day room is today kafasindaki insanlardan her kurala uymasini mi bekliyorsun abi?
0
fader
(14.04.11)
ingilizler de bazı zamanlarda persons olayını kullanıyor. bizim türkler bundan habersiz yapmışlardır ama ingilterede de karşılaşabilirsin böyle şeylerle. yani pek fark etmiyor.
0
deniztarafinabakankale
(14.04.11)
kaba tabirle olaya eklenecek ya da olayı etkileyecek her kelle önem ifade ediyorsa yabancılar da persons ifadesini kullanırlar
0
lazpalle
(14.04.11)
hahaha bu da süpermiş hakikaten bilmiyodum bunu :)

ama yok bu öyle değil, bildiğin kurallı gibi. beş yıldızlı, yabancı iş adamlarının geldiği son derece kaliteli otel asansörlerinde de yazıyor. yani şahin camı gibi kenar mahalle işhanı asansöründe görsem anlarım da. bu bir kural sanki "hede hödö olunca persons kullanılır" gibi.
0
🌸kibritsuyu
(14.04.11)
sadece nicelik verilecek bir durumda persons gayet kullanılabilir. üstelik gramatik olarak da yanlış değildir.
0
natura horror vacui
(14.04.11)
Şurada gayet güzel açıklamış farklarını

www.dailywritingtips.com
0
jolietjake
(14.04.11)
daha formal şeylerde persons kullanılıyor. mesela davetiyelerde de "for two persons" filan yazar.
0
mahnita
(14.04.11)
person nicelik bildirilirken kullanılır, 4 persons dersiniz 4 people aslen gramatik olarak doğru olsa da yanlış bir kullanımdır. hoş kimsenin iplediği bi kural olmadığından ingilizce ana dili olan insanlar bile yapar bu hatayı.

people ise mrtskn'in dediğinin aksine belli bir grubu nitelerken kullanılır. halk, grup vb.
people of america diyen amerikan başkanı var mı bilmiyorum, ama hadi dedi diyelim "amerikan halkı" nitelenmiş oluyor. bununla birlikte persons people'ın alt grubu gibi bi şey değil, people'ın gelemeyeceği veyahut geldiğinde aslen anlamını değiştirdiği pek çok örnek var.

"little persons" = küçük kişiler(burada persons her bir bireyi farklı görür)
"little people" = küçük halk(buradaysa bir grup, kitle söz konusu)

peoples of america dediğinizde de mesela amerika'nın etnik gruplarına sesleniyor olursunuz ayrı ayrı.

bunları bi yana koyarsak aradaki farkı bizim yakalamamız çok kolay;
person: kişi, birey
persons: kişiler, bireyler
people: halk, kitle
peoples: halklar, kitleler

p.s: resmi yazışmalarda vb. persons yazmasının sebebi -ya da bir davetiyede- persons'ın doğru olması. 2 people yazarsanız gramatik olarak doğru olsa da anlam aslen kayma yapar, fakat kimse iplemez. her dilde bulunan minik ve önemsiz görülen nüanslar işte :)
0
madyb
(14.04.11)
little people= küçük halk hocam :) istersen little people'ı senin istediğin şekilde algılayabilirsin, ama bunun sebebi sıklıkla yapılan bir yanlış kullanım olması ve artık resmi yazışmalar dışında halk diline kadar yansımış olması. ben fikrimi yazmıyorum burada, ortada bir kanaat yok ingilizce'de bu böyle :)

people ya da persons kullanırken iletişimin olup olmaması 0 önem taşımakta. formal yazışmalarda da peoples ibaresi görebilirsin aynı zamanda ya da people, ama bunun olması için people'ın yukarıda belirttiğim anlamda kullanılması gerekli. daha nazik olması gibi bir durum yok, doğrusu olduğu için kullanılıyor ve tabii ki daha etkili zira doğru kullanım.

ben bunları kendi fikirlerim üstünden ya da herhangi birinin mantığına sığınarak yazmıyorum, dilin içerisinde belirtilmiş olan farklar bunlar.
0
madyb
(14.04.11)
ikna olunacak bi şey yok. yes nasıl evet demekse bunlar da bu anlama geliyorlar. seni ikna etmeme gerek yok. dillerin yazılı kuralları ve kelimelerin anlamları vardır. bilmiyorsan bile abuk subuk bence böyle diyip sonra gerçek sanmana gerek yok :))
0
madyb
(14.04.11)
(5)

ucuz lazer yazıcı tavsiyesi

kibritsuyu
ofiste kullanmak üzere ucuz bir lazer yazıcı arıyorum. aradığım tek kriter ise tonerinin doldurulabilir olması. internet sitelerinde tabii ki özellikler içinde bundan bahsedilmiyor. bir toner de yazıcının kendi kadar pahalı. o yüzden özellikle doldurulabilir olmalı.samsung ml-1660'ı beğenmiştim ama
ofiste kullanmak üzere ucuz bir lazer yazıcı arıyorum. aradığım tek kriter ise tonerinin doldurulabilir olması. internet sitelerinde tabii ki özellikler içinde bundan bahsedilmiyor. bir toner de yazıcının kendi kadar pahalı. o yüzden özellikle doldurulabilir olmalı.

samsung ml-1660'ı beğenmiştim ama toneri çipliymiş, doldurulamıyormuş.
0
kibritsuyu
(11.04.11)
bulursan emel 2010r samsung.

cip yok.
0
hubble
(11.04.11)
cipli tonerler de dolduruluyor. yapan var yani. çipleri değişiyor. ben ml-1660'ı 99'a aldım cuma günü mediamarkt açılışından. piyasa fiyatı 136-165 arası (165 tabii ki teknosa)
0
ben smyrna
(11.04.11)
hp 1012'de güzel. ben evde kullanacağım için ona para vermek istemedim.
0
ben smyrna
(11.04.11)
brother ın bir modeli vardı. ucuz, bayağı satmıştık.
0
inheritance
(11.04.11)
xerox 3124
0
cemal
(11.04.11)
(7)

e-sata ney lan?

kibritsuyu
sözlükteki başlığına falan baktım, tatmin olmadım.ney lan bu? evet bir bağlantı arabirimi. yeni alınan bütün bilgisayarlarda da yomcik gibi var. peki ne takıcaz olm buraya? ben usb girişi olarak kullanıyorum orayı. başka bi mike yaramıyor. teeek teeek inceledim elektrovörddeki harici harddiskleri, h
sözlükteki başlığına falan baktım, tatmin olmadım.

ney lan bu? evet bir bağlantı arabirimi. yeni alınan bütün bilgisayarlarda da yomcik gibi var. peki ne takıcaz olm buraya? ben usb girişi olarak kullanıyorum orayı. başka bi mike yaramıyor. teeek teeek inceledim elektrovörddeki harici harddiskleri, hepsi usb 2.0, yeni çıkanlar usb 3.0. e-sata girişlisi yok. ee ne takıyoz lan buna usb flaşdiskinden falan başka? usb girişi olmaktan başka ne işe yarıyor?
0
kibritsuyu
(10.04.11)
harici herhangi bir aygıtı bağlayabilirsin. örneğin harici hdd veya harici dvd yazıcılar gibi. yüksek hızda veri akışı için uygun bir port.
0
angelofdeath
(10.04.11)
neyle bağliycam? bildiğin usb 2.0 harddiski bildiğin usb kablosuyla (kutusundan çıkan) bağlasam daha mı hızlı akıyor?
0
🌸kibritsuyu
(10.04.11)
yok öyle olmuyo abi e-sata girişli harici hdd ler veya harici dvd-rom lar onlar girişide farklı oluyo görmussundur zaten onu baglıyon o zaman hızlı oluyo.

mesela bak bunda var e-sata

goo.gl

normal 1tb lık disklerde falan da oluyo bende vardı hatta.
0
rurouni
(11.04.11)
www.pclabs.com.tr

not: sizin kafanizi karistiran ve yazida aciklanmayan kisim; esata girisi ile usb girisinin birlikte kullanilabiliyor olmasi. siz o girise usb destekli bir aygit baglarsaniz; usb girisi olarak calisir, e-sata destekli bir aygit baglarsaniz; esata girisi olarak calisir. bunun disinda usb ile esata arasinda hic bir benzerlik yok.
0
opteron
(11.04.11)
peki işte onu soruyorum. nedir bu e-sata girişli cihaz dediğiniz şey? wd'nin, seagate'in, iomega'nın teknoloji maker raflarında 3.5" ve 2.5" hiçbir harici harddiskinde bundan yok (electrworld, darty, mediamarkt, teknosa, vatan kompüter hepsine baktım, bir tek vatan'da adı sanı duyulmadık acaip bir cihaz çıkardı bunda var diye, o da 500 gb). hangisinde var? tek şansım aha bu rurouni'nin linkindeki öküz fiyatlı olan mı? o fiyatın tek nedeni e-sata mı? mac için olması mı? madem bilgisayarlarda var, bu 120 liralık 1tb wd'de falan niye yok?
0
🌸kibritsuyu
(11.04.11)
normal 1tb insanı olculerde bi disk abi sana:)

www.hepsiburada.com

esata falan biraz lüks gibi oldugundan fiyatları normal disklere göre daha pahalı oluyor tabi.
0
rurouni
(11.04.11)
yok ki bunda e-sata :) işte hep bunlardan, bi de bunların yatay duranlarından var. amaan sitmişim esatasını. usb'den bağlar 10 dakika daha beklerim. arşiv olacak nasıl olsa.
0
🌸kibritsuyu
(11.04.11)
(2)

ben bu windows 7'yi anlamıyorum arkadaş

kibritsuyu
anlayamıyorum. yani bilgisayarın ilk icat edildiği zamanlardaki gibi abukluklar yapıyor.altı tane dosya seçiyorum mesela bir klasörden. masaüstüne kopyalayacağım veya taşıyacağım. sürüklüyorum, getirip masaüstünün alt taraflarına bırakırsam bu amına kodumun altı dosyası alt alta diziliyor. en üsttek
anlayamıyorum. yani bilgisayarın ilk icat edildiği zamanlardaki gibi abukluklar yapıyor.

altı tane dosya seçiyorum mesela bir klasörden. masaüstüne kopyalayacağım veya taşıyacağım. sürüklüyorum, getirip masaüstünün alt taraflarına bırakırsam bu amına kodumun altı dosyası alt alta diziliyor. en üstteki bıraktığım yerde, onun altındakiler de tek tek altında. ne oluyor? iki tanesi ekrana sığıyor, kalan dört tanesi masaüstünün görünmeyen alt tarafında kayboluyor. ulaşmanın imkanı yok. lan orası sınır olsa olmuyor mu? niye görünmeyen bir altı var bu masaüstünün? (masaüstünün altı? masaaltı?) c:\kullanıcılar\kullanıcı adı\desktop yolundan bakıyorum dosyalar masaüstünde (masaüstü klasörünün içinde). ama masaüstüne bakıyorum görünmüyor, aşağıya kaçmış. olur mu lan böyle şey?

çift monitör falan tanımlı değil bu arada bildiğim kadarıyla.
0
kibritsuyu
(09.04.11)
tek çaresi oysa maalesef yapamam. kırk saat uğraşıp simgeleri tek tek dizerek şekil yaptım, desen yaptım çünkü masaüstüne. onu dersem şeklim bozulur. naapalım böyle idare edicez demek ki. taşıdığımızı üst tarafa bi yere bırakıcaz falan.
0
🌸kibritsuyu
(09.04.11)
yok biliyorum da işte o ızgara olmuyor. şekli bozuyor. naapalım idare edicez.

teşekkür ettim :)
0
🌸kibritsuyu
(09.04.11)
(3)

yardım edin bilgisayar delirdi

kibritsuyu
sabah eşim kullanırken hata vermiş, ne hatası olduğunu bilmiyor. windows açılmamış, onar monar bir şeyler çıkmış. o da onar demiş, sonra düzgün çalışmış. işi bitince kapatmış eve getirmiş. akşam kurdum açtım, önce norton'un bilmediğim bir ekranı çıktı. sonra kapkara ekran kaldı. windows çalışıyor, c
sabah eşim kullanırken hata vermiş, ne hatası olduğunu bilmiyor. windows açılmamış, onar monar bir şeyler çıkmış. o da onar demiş, sonra düzgün çalışmış. işi bitince kapatmış eve getirmiş. akşam kurdum açtım, önce norton'un bilmediğim bir ekranı çıktı. sonra kapkara ekran kaldı. windows çalışıyor, ctrl+alt+del yapınca menü çıkıyor, görev listesi falan açılıyor, kapatınca simsiyah ekran. neler oldu anlamadım. herneyse oradan bilgisayarı kapat dedim, tekrar açtım, windows açıldı ama bir acaip olmuş. masaüstündeki simgeler, masaüstü resmi, bütün ayarlar falan her şey default olmuş. yani sanki yepyeni bir kullanıcı hesabı açılmış gibi her şey sıpsıfır. internet explorer görüntüleri pencere görüntüleri falan bir acaip yazılar falan tırtıklı köşeli gibi kalitesiz. masaüstü simgelerinin üstünde checkbox var niyeyse bunu ilk defa görüyorum. masaüstünden "kullanıcı ismi (burada adım yazıyor haliyle)" simgesine tıklayıp oradan belgelerim'e giriyorum bomboş. ama c:\kullanıcılar\kullanıcı adı\belgelerim yolunu izleyince her şey yerli yerinde. silinmiş değil. kullanıcı tanımları uçmuş gibi bir şeyler olmuş. artık virüs mü neyse. tarattım bir şey bulamadı. bilgisayar düzgün çalışıyor şu şekilde ama bir acaip işte. sistem geri yükleme yapayım dedim, o da hata verdi.

neler oluyor?
0
kibritsuyu
(08.04.11)
-bu bir antivirüs mü?
+hayır
-bu bir defendır mı?
+hayır
-öyleyse combofix olmalı
0
latios
(09.04.11)
Anlatılanlardan anladığım kadarıyla bir süre önce bir arkadaşımdan kendi bilgisayarıma bulaşan "sality" denen sinir bozucu virüs sizin bilgisayarınıza da bir şekilde bulaşmış. Normalde bu virüs bilgisayarın başlangıç programlarına kendini ekler ve oradan gitmedikçe her açılışta sistemde siyah ekran görünür. Görev yöneticisini devredışı bırakır ve kullanıcı profillerini siler. Emin olmamakla beraber bios'a da zarar verdiğini düşünüyorum. Bu kadar anlatımdan sonra çözüm yolu bekliyorsunuzdur. İnternette çeşitli sitelerde yazanları denedim ve sonuç olarak salitykiller isimli bir exe dosyası ile sistemi temizleyip eski haline döndürdüm. Yazdıklarım belki abartı gibi görünebilir ama en az 2 gün uğraştım sistemi eski haline getirmek için. Aşağıdaki sayfa belki yardımcı olur..

forum.donanimhaber.com
0
Ekim Bebesi
(09.04.11)
combofix işe yaramadı.

bu arada bilgisayar sadece ilk sefer siyah ekranda kaldı. yeniden başlatınca tekrar olmadı. o siyah ekranda da norton falan hiç görmediğim bir pencere çıkarıp bir şeyler yaptı, temizlik yapmış olabilir. ama kullanıcı profilleri, ayarlar, masaüstü falan filan gitmiş.

şu anda bilgisayarda kullanıcı profillerinin olmaması dışında en ufak problem yok. bildiğin çalışıyor. açılışta da normal açılıyor siyah ekran falan olmadan, regedit'e de giriyorum, görev yöneticisi de çalışıyor, gizli dosyaları göster diyince de gösteriyor. bir tek kullanıcı profilleri mi diyorsunuz ne işte onlar silinmiş. bir de masaüstündeki simgelerin üstüne mouse ile gelince simgenin üstünde içine tik konan kutucuklardan çıkıyor checkbox mı deniyor ne ondan.

ha checkbox'ları da hallettim. klasör seçenekleri/görünüm'de dosyaları seçmek için onay kutusu kullan diye bir şey varmış, tikini kaldırdım düzeldi. niye teklenmiş olduğunu bilemiyorum tabii.
0
🌸kibritsuyu
(09.04.11)
(4)

değiştirince masaüstündeki yeri değişen dosya

kibritsuyu
ya şimdi bi word dosyası diyelim. masaüstünde orta yere koymuşum unutmayayım göreyim diye. üzerinde değişiklik yapmam gerekiyor, açıyorum bu dosyayı, değiştiriyorum, kaydet diyorum, dosya kaydedildikten sonra masaüstünün en sol üst köşesine gidiyor. olm gitme oraya. koyduğum yerde dur. her kaydedişt
ya şimdi bi word dosyası diyelim. masaüstünde orta yere koymuşum unutmayayım göreyim diye. üzerinde değişiklik yapmam gerekiyor, açıyorum bu dosyayı, değiştiriyorum, kaydet diyorum, dosya kaydedildikten sonra masaüstünün en sol üst köşesine gidiyor. olm gitme oraya. koyduğum yerde dur. her kaydedişte oraya gidiyor, sürükleyip yine ortalığa koyuyorum. gitmesin oraya. değiştirip kaydettikten sonra nereye koymuşsam orada kalsın.

windows 7 home premium 64 bit ve office 2010 kullanıyorum alakası varsa.
0
kibritsuyu
(08.04.11)
masaüstü sağ tık görünüm simgeleri oto düzenle tiki kaldır bi dene
0
onexey
(08.04.11)
tikli değil ki zaten.
0
🌸kibritsuyu
(08.04.11)
tiki koyup açıp kapatıp tekrar kaldırıp açıp kapayıp deneyelim, bakalım değişecek mi?

muhtemelen o geçici olarak açtığı yeniwordbelgesi~~~ dosyası üzerine kaydediyor, yapmaması lazım normalde de bilemedim başka bir şey.
0
sotw
(08.04.11)
öyle yapayım dedim, tiklememle birlikte masaüstünde özene bezene şekilli dizdiğim simgelerimin hepsi karışıp kenara yaslandı. tiki kaldırıp simgelerimi baştan dizdim. ama sorun hala düzelmedi.
0
🌸kibritsuyu
(09.04.11)
(3)

ankara'da diksiyon(?) eğitimi

kibritsuyu
buna diksiyon mu denir ne denirbilmiyorum ama insanlarla (mesela mükelleflerimle, yeni tanıştığım ve şahıs işletmesi mi iyidir, limited şirket mi iyidir, limited şirket nasıl kurulur vs. anlattığım insanlarla) konuşurken çok fazla eee ııı kullanıyorum. çok fazla "yani" kullanıyorum. şakır şakır anla
buna diksiyon mu denir ne denirbilmiyorum ama insanlarla (mesela mükelleflerimle, yeni tanıştığım ve şahıs işletmesi mi iyidir, limited şirket mi iyidir, limited şirket nasıl kurulur vs. anlattığım insanlarla) konuşurken çok fazla eee ııı kullanıyorum. çok fazla "yani" kullanıyorum. şakır şakır anlatabileceğim şeyi, iş bilmeyen adam gibi toparlamaya çalışa çalışa anca anlatıyorum. kafamdakini cümlelere döküp ikna edici konuşamıyorum. ilkokulda sözlüye kalkmış çocuk gibi oluyorum. karşımdaki anlıyor belki, ama ben daha ikna edici, daha kararlı, daha anlaşılır anlatmak istiyorum. karşımdaki desin ki "vay be kitap gibi anlattı".

bunu nasıl sağlarım? heyecanlanıyor muyum, beceremem diye korkuyor muyum bilmiyorum. anladınız siz işte. kursa, eğitime falan mı gitmem lazım? ankara'da bildiğiniz var mı?
0
kibritsuyu
(08.04.11)
laluzdelavida
(08.04.11)
Kurs kürek fasa fiso meslektaş. Sen burada derdini çat diye anlatıyorsun di mi? (cevap evet biliyorum :))
Senin sıkıntın bol konuşmada yatıyor. Buna uygun bi ortam ayarla kendine. Ne bileyim amatör tiyatro bul kendine, geyik ortamı olan bir yerlere takıl bilip bilmeden salla her konuya. Gayet ciddiyim. Mesele bol bol konuşmak. Tabii bol bol da okumak.
0
kadim kishi
(08.04.11)
evet burada anlatabiliyorum çünkü karşımda kimse yok. yazı ile anlatıyorum. yanlış yazarsam silip tekrar yazıyorum. o yüzden takılma, zorlanma, toparlayamama falan olmuyor. bi de konuşurken görsen.
0
🌸kibritsuyu
(08.04.11)
(2)

su geçirmez fotoğraf makinesi kabı

kibritsuyu
şu ürün: http://cgi.ebay.com/ws/eBayISAPI.dll?ViewItem&item=280492170172&ssPageName=STRK:MEWAX:ITnasıldır iyi midir? fotoğraf makinemi (canon powershot a610) bunun içine koyup su altında fotoğraf çekebilir miyim? yoksa iki kullanımdan sonra gevşeyip su falan sızdırır mı? güvenle alınır ve kullanılır
şu ürün: cgi.ebay.com

nasıldır iyi midir? fotoğraf makinemi (canon powershot a610) bunun içine koyup su altında fotoğraf çekebilir miyim? yoksa iki kullanımdan sonra gevşeyip su falan sızdırır mı? güvenle alınır ve kullanılır mı?
0
kibritsuyu
(08.04.11)
çin malı.. o kadar.
0
nezareten taharet
(08.04.11)
o tarz ürünler karaköyde ki dalış malzemeleri satan mağazalarda da var, almaya karar verdiyseniz ebay a gerek yok bence, ürüne gelince ben aldım ve denedim, sızıntıyla ilgili sorun olmadı fakat kılıfın içinde makinanın kullanımı mümkün olmuyor...
0
sarıhasanoğlu
(05.05.11)
(14)

kimlere "siz", kimlere "sen"

kibritsuyu
duyurulara cevap yazarken, kimlere "siz" diye hitap ediyorsunuz, kimlere "sen" diye hitap ediyorsunuz? kriteriniz nedir?
duyurulara cevap yazarken, kimlere "siz" diye hitap ediyorsunuz, kimlere "sen" diye hitap ediyorsunuz? kriteriniz nedir?
0
kibritsuyu
(05.04.11)
iki kriterim oluyor genelde,

a) konunun ciddiyeti
b) kişiyi tanıyor olma ihtimalim (sözlükte ya da duyuruda mesajlaşmış ya da duyuru ve enrty'lerine cevap vermiş birisi isem).
0
yurdum insani
(05.04.11)
herkese sen derim walla. resmiyete gerek yok. konuşuyoruz kendi aramızda şurda..
0
locco
(05.04.11)
cok samimi bir sey yazmadigi surece herkese "siz". cok samimi bir ortam gorursem isler cok cirkinlesiyor :/
0
entrapmen
(05.04.11)
o an nasıl gelirse içimden. saygının kelimelerle ilgisi yok bence. kimseyi ayırmıyorum, herkese de sevgi saygı duyarım. takıntı yapanları da anlayamıyorum.
0
g7mor
(05.04.11)
ben ruh halime göre davranıyorum. ciddi bir tavırla pc başındaysam "siz". diğer türlü "sen". bazen "siz" ile başlayıp "sen" ilede bitirebiliyorum. o zaman biraz aptalca gözüküyor tabi.
0
daglien
(05.04.11)
öncelikli siz. mesafeyi korumak lazım
0
sttc
(05.04.11)
beklentisiz yazdığım için herkes sen. hatta şu, bu, o.
0
pisekarv2
(05.04.11)
günlük hayatımda karşılaştığım ve tanımadığım herkese "siz", sanal ortamda, yani sözlükte ve burda kişinin yazdıklarının ciddiyetine bağlı olarak sen ya da siz. değişir. tabi bir de bana "sen" diyene, "siz" demem genelde ki ayıp olmasın.
0
damlanin
(05.04.11)
duyurunun samimiyetine göre. ayırca ekşiduyurudan nicki tanıdık gelen üyelerle az çok muhabbetim olmuş oluyor. sen diyorum. seni de bir yerden hatırlıyorum mesela. sen dedim bak.
0
cagdassalur
(05.04.11)
ben ruh halime göre genelde. ama internette karşımdaki 109238 yaşında dahi olsa siz diye hitap etmemeye çalışıyorum. ne bilim zaten sanal bir ortam var, kaba ve öküz olmak için bir şans.

ama diyelim tanıdığım ve büyüğüm olan birisiyse falan siz diye hitap ederim.
0
cedric tweedledee
(05.04.11)
fiks panpa diyorum ben
0
madyb
(05.04.11)
ortaya karışık...
0
late viper
(05.04.11)
Siz diyorum herkese, gerçek hayatta da samimi olmadığım herkese siz diyorum. Evet, soğuk nevaleyim.
0
johan sebastian
(05.04.11)
tanıştığım kişiler dışında herkese (yani neredeyse herkese) siz diyorum. tanımadığım herkese normalde de dediğim gibi. nette olmanın sen diye hitap etmeyi gerektirdiğini sanmıyorum. bana sen de dense siz derim, karşımdakine göre tavrım değişmez. mesafeli olmak içtenliği zedelemiyor bana göre.
0
tedirginlik hucresi
(06.04.11)
(9)

yemin edip tutmayınca...

kibritsuyu
evet, yemin edip de tutmayınca ne oluyor? dünya üzerinde yemin edip de yeminini tutmayınca yeminde ettiği şey başına gelen, çarpılan falan var mı?yani "anamı eşşekler sitsin ki" diye yemin edip yalan olduğu meydana çıkınca anasını eşşek siten var mı? veya benzerleri yani. allah beni kahretsin falan
evet, yemin edip de tutmayınca ne oluyor? dünya üzerinde yemin edip de yeminini tutmayınca yeminde ettiği şey başına gelen, çarpılan falan var mı?

yani "anamı eşşekler sitsin ki" diye yemin edip yalan olduğu meydana çıkınca anasını eşşek siten var mı? veya benzerleri yani. allah beni kahretsin falan diyip de yapmayınca kahrolan falan.

çok merak ediyom lan, bu yeminin bütün olayı manevi rahatlama/rahatsızlık mı, yoksa fiilen bir şey oluyor mu? yoksa öte tarafta mı sorarlar hesabını? yani eşşekler öte tarafta mı kovalıyor?
0
kibritsuyu
(05.04.11)
yok panpa yalancıyı sikmiyolar valla bak yalan söylüyosam ne olıyım amk
0
ufuk8484
(05.04.11)
kurban kesenler oluyor diet babında. ufak seylerde tavuk fln yetiyormus.
0
bryan fury
(05.04.11)
kurban da kesmezsek ne oluyor peki? yemin ettik, bozduk ve hiçbir şey yapmadık.
0
🌸kibritsuyu
(05.04.11)
çarpılma olarak tanımladığın şey bir şekilde gerçekleşiyor aslında ama tamamen psikolojik olarak tabii ki.

yanıbaşında hazır bekleyen olumsuzluklara daha çok kafa takıyor, dibinde "gör beni gör beni" diye bağıran diğer tüm olumlu şeyleri göz ardı ediyorsun. sonrasında, hayatım berbat, kesin o geçen söylediğim yalandan dolayı başıma geldi filan diyorsun.
0
dambil
(05.04.11)
googleda "islamiyet yemin" diye aratınca aşağıdaki siteyi buldum

www.msxlabs.org
0
kisa
(05.04.11)
öyle değil de, bu konuya yakın olduğunu düşündüğüm bir anımı paylaşmak isterim.

üniversite yıllarında kontorümün gani olduğu bir dönem birisi yanlışlıkla bana 30 kontör atmış, sonrasında yanlışlıkla gönderdim lütfen geri gönderin gibi bişey yazmıştı. bense dikkate almamış, kontörü iç etmiştim.

çok değil bir kaç gün sonrası, kontörümün bitmeye yakın olduğu bir gün 100 kontör civarı kontör kartı aldım ve daha paketini açmadan cebime koydum ama 5-10 dakika içinde tekrar cebimi yokladığımda kontörü bulamadım. cebim derindi, bişey pek düşecek gibi değildi ordan.

işte bu ibretlik olay bana ders oldu, bi daha kimselerin kontörünü iç etmedim. yalandan dolandan sakındım. sır kapısı ve büyük buluşma gibi programlarla asla dalga geçmedim ve tayyib'in şu lafını hatırladım " men dakka dukka"
0
overdose
(05.04.11)
kurban kesecek paran yoksa üç gün oruç tutuluyomuş ama verdiğin ilk örnek sanırım yemin değil ..yine sanırım yemin olması için birini şahit tutman ya da allah şahit falan demen gerekiyo..öyle yemin edip, tutmazsan, tutmadın diye bişey de yapmazsan buna yalan yere yemin etmek, yalanına allahı şahit etmek ve bundan da pişman olmamak deniyo..ahiret gibi bi inancın varsa burda olmazsa öbür tarafta alırsın cezasını (bunların hepsini sanırıyorum)..zaten inancın yoksa no problem. yemin etmek iyi bişey değildir her lafın başında valla billa dememek lazım..
0
hadii
(05.04.11)
Yalnız şu "yalan söylüyorsam/yapmazsam etmezsem vs beni siksinler" diyenleri bir kere sikseler dünya çok güzel bir yer olacak.
0
thor odinsson
(05.04.11)
velet yaştan beri bana yemin edenlere yeminlerinin yetersiz olduğunu vurgulamak üzere "bende uçuyorum, yemin ederim" derdim. Henüz bir yaptırımını görmedim. Ya çarpılmıyoruz yada havada durdum, şahitlerim var.
0
becerenberk
(05.04.11)
(2)

mkv to avi

kibritsuyu
elimde bazı görüntü dosyaları var. mkv formatında.- kalite kaybı yaşatmadan- orasına burasına logo koymadan- mümkün olduğunca hızlıavi yapmak istiyorum. daha doğrusu avi demeyelim de ziyade divx veya xvid falan yapmak istiyorum. bunları dvd'ye yazıp dvd player cihazda oynatıcam, alet mkv desteklemiy
elimde bazı görüntü dosyaları var. mkv formatında.

- kalite kaybı yaşatmadan
- orasına burasına logo koymadan
- mümkün olduğunca hızlı

avi yapmak istiyorum. daha doğrusu avi demeyelim de ziyade divx veya xvid falan yapmak istiyorum. bunları dvd'ye yazıp dvd player cihazda oynatıcam, alet mkv desteklemiyor ama her türlü divx xvid falan destekliyor (mp4 hariç, firmware güncellemesi yapınca mp4 desteği uçtu)
0
kibritsuyu
(04.04.11)
format factory
0
Precog
(04.04.11)
staxrip
0
saiko
(04.04.11)
(6)

ayak tırnağım düştü düşecek

kibritsuyu
sol ayak baş parmağımın tırnağının altından yeni tırnak gelmiş, eski tırnak da düştü düşecek, ufacık bir ete tutunuyor. bir yere falan çarpmadım eminim. niye böyle oldu? her yere de takılıyor. tutup çeksem gelecek gibi ama denedim gelmiyor. düşse de kurtulsam. nasıl düşürülür bu?
sol ayak baş parmağımın tırnağının altından yeni tırnak gelmiş, eski tırnak da düştü düşecek, ufacık bir ete tutunuyor. bir yere falan çarpmadım eminim. niye böyle oldu? her yere de takılıyor. tutup çeksem gelecek gibi ama denedim gelmiyor. düşse de kurtulsam. nasıl düşürülür bu?
0
kibritsuyu
(01.04.11)
Dr. git. orayı soğuk spreyle donurup çeker. Bana öyle yapmışlardı.
0
Kreuzberg
(01.04.11)
kendin de çekebilirsin. eskiden amatör futbol oynarken arkadaşların başına çok gelirdi bu tırnak olayı. penseyle iyice sıkı kavrayıp aniden çekersen çıkar. çok acı vermez kanımca.
0
ronaldo17
(01.04.11)
mantar vs gibi bir hastalıktan dolayı düşmüş olabilir. doktora git mutlaka.
0
mr fusion
(01.04.11)
nedenini anlamadigim sekilde benim de senede 1-2 defa basima geliyor bu durum. eger seninki de benim durumum gibiyse doktorluk, cekmelik bir durum olmuyor biraz saga sola cevirince kendiliginden dusuyor. eger dusmuyorsa da banyodan sonra ya da birkac gun bekleyip deneyebilirsin. bir de altindan cikan tirnak ilk basta deri gibi de olsa 3-4 gune sertlesip tirnak halini aliyor.

neden oldugunu ben de merak ettim ama simdi, hep ayni tirnak da degil neden olur ki bu?
0
lallala
(01.04.11)
sağa sola çevirip oynaya oynaya bayağı söktüm ama kırmızı mercimek kadar bir yer kaldı, orası tutuyor. ne kadar uğraştıysam da kurtulmuyor. fazla çekince acıyor. iyice yara yapmak da istemiyorum.

ne doktoru bakar buna? randevu almaya değecek bir şey değil. sağlık ocağı veya aile hekimine gitsem olur mu ki? veya hemşire falan halledemez mi acaba?
0
🌸kibritsuyu
(02.04.11)
çeke çeke, çevire çevire söktüm sonunda. oh be.
0
🌸kibritsuyu
(04.04.11)
(2)

bu hafta niye diziler yok?

kibritsuyu
dün osman'ın eski bölümüydü, aşk ve ceza yoktu, bugün de sülüman yok. nooluyor lan?edit: evet sülüman varmış. g.tümle bakmışım demek ki :)
dün osman'ın eski bölümüydü, aşk ve ceza yoktu, bugün de sülüman yok. nooluyor lan?

edit: evet sülüman varmış. g.tümle bakmışım demek ki :)
0
kibritsuyu
(30.03.11)
Dün milli maç yüzünden eski bölümleri vermişlerdir. Şu anda Sülüman'ın yeni bölümü yayınlanıyor lakin.
0
appleblossom
(30.03.11)
sülüman vaaar! :)
0
chickensoup
(30.03.11)
(4)

indirilebilir windows xp arıyorum

kibritsuyu
orası burası ellenmemiş, değiştirilmemiş orijinal, microsoft'un sattığı şekliyle windows xp arıyorum. indirilebilir ve cd'ye yazılıp kurulabilir, cd'den boot edilebilir şeklinde istiyorum. yani bildiğin satılan normal windows xp arıyorum.dışarıya kapalı değil, zira warez kaçak korsan crack falan ara
orası burası ellenmemiş, değiştirilmemiş orijinal, microsoft'un sattığı şekliyle windows xp arıyorum. indirilebilir ve cd'ye yazılıp kurulabilir, cd'den boot edilebilir şeklinde istiyorum. yani bildiğin satılan normal windows xp arıyorum.

dışarıya kapalı değil, zira warez kaçak korsan crack falan aramıyorum. lisansım var, medya yok. bilgisayarla gelen xp cd'si de yok. kurup kendi lisansımla kullanacağım.
0
kibritsuyu
(28.03.11)
torrent ya da varsa rapidshare, hotfile gibi hesaplarınız. indirme yapılan yerlerde "xp sp3 tr msdn" gibi linklerden indirebilirsiniz. burda anahtar msdn. Yani windows'un el değmemiş sürümleri.
bir google araması misal
bit.ly
0
edip
(28.03.11)
xp pro mu home'mu? bende home türkçe var. sp3 geçen birisinden almıştım burada. bu arada pcniz çok eski ise lisanslar uymuyor haberiniz olsun. ben geçen bu nedenle kopya kurdum lisansı elimde olan pcye. 7 yıllık dell idi. bana ulaşın.
0
ben smyrna
(29.03.11)
teşekkür ederim arkadaşlar, hallettim.
0
🌸kibritsuyu
(29.03.11)
www.hackhell.net
0
candemir
(29.03.11)
(1)

alex de souza'nın göz kusuru

kibritsuyu
arkadaşlar alex maç dışında ne zaman görsek sürekli gözlük takıyor. ya miyop, ya astigmat. lakin maçta tabii ki gözlük falan yok. lens mi takıyor, yoksa maçta gözlüğü çıkarıp miyop miyop mu oynuyor (derecesi düşüktür mesela). nedir?
arkadaşlar alex maç dışında ne zaman görsek sürekli gözlük takıyor. ya miyop, ya astigmat. lakin maçta tabii ki gözlük falan yok. lens mi takıyor, yoksa maçta gözlüğü çıkarıp miyop miyop mu oynuyor (derecesi düşüktür mesela). nedir?
0
kibritsuyu
(28.03.11)
lens takıyor.
(bkz: #15233915)
0
baldur
(28.03.11)
(3)

bu bilgisayar windows 7 çalıştırır mı

kibritsuyu
2003 yılında alınmış dell latitude d500.intel centrino m 1.4 işlemci1 gb ddr ramekran kartı paylaşımlı40 gb harddiskvesaire. xp ile gayet güzel çalışıyor. sadece internete girilecek, mail, sörf, torrentten bişeyler indirme, msn falan yapılacak. grafikli oyun falan oynanmayacak. yine xp mi kurayım, y
2003 yılında alınmış dell latitude d500.
intel centrino m 1.4 işlemci
1 gb ddr ram
ekran kartı paylaşımlı
40 gb harddisk

vesaire. xp ile gayet güzel çalışıyor. sadece internete girilecek, mail, sörf, torrentten bişeyler indirme, msn falan yapılacak. grafikli oyun falan oynanmayacak. yine xp mi kurayım, yoksa windows 7 kursam çalıştırır mı?
0
kibritsuyu
(26.03.11)
xp ideal o makinaya
0
gozyakansakiz
(26.03.11)
7'de çalıştırır. aero'yu kapatıp tema'yı klasik mod'a aldın mı farkı olmaz xp'den.
0
mayeskuel
(26.03.11)
Çalışır,yükledikten sonra windows 7'i bilgisayar'a sağ tıkla özellikler gel,gelişmiş sistem ayarlarından performans ayarlarından sağa tıkla en iyi performansa al, sadece pencere ve düğmelerde görsel stil kullan tikli olsun.
0
neosphere
(26.03.11)
(3)

şu türkiye saati ile kaç ediyor?

kibritsuyu
ebay'de şu saatte bitecek bir açık arttırmam var. tam bitişinde bilgisayar başında olmak istiyorum. ebay.com'dan girince şunu gösteriyor: Mar 26, 2011 19:44:08 PDTebay.ca'dan girince şunu gösteriyor: Mar 26, 2011 22:44:08 EDTherhalde aynı şey. 14 saat 34 dakika diyor an itibariyle. güzel, sabaha kar
ebay'de şu saatte bitecek bir açık arttırmam var. tam bitişinde bilgisayar başında olmak istiyorum.

ebay.com'dan girince şunu gösteriyor: Mar 26, 2011 19:44:08 PDT

ebay.ca'dan girince şunu gösteriyor: Mar 26, 2011 22:44:08 EDT

herhalde aynı şey. 14 saat 34 dakika diyor an itibariyle. güzel, sabaha karşı 04:40 falan yapıyor. lakin şöyle bi götlük var ki bütün gavuristan saatlerini ileri alacak lan bu gece. biz almiycaz. ben kaçta kalkayım?
0
kibritsuyu
(26.03.11)
çok super ygs sorusu olur bu konudan yetkililere sesleniyorum.
0
paudi
(26.03.11)
amerika da saatler iki hafta once ileri alindi, yani su esnada dogu yakasi (edt) ile turkiye arasinda 6, bati yakasi (pdt) ile turkiye arasinda 9 saat fark var. turkiye'de saatler ileri alindiginda bu fark sirasiyla 7 ve 10 saat olacak. sen saatini ileri alirsan tsi sabah 5 te, almazsan sabah 4 te kalk. gerci sanirim turkiye'de saatlerin ileri alinmasi olayi pazartesi gunu yapiliyor.. neyse kafa karistirmayalim, uyandiracak saat hangisi ise onu ileriye alma ve EDT ile 6 saat ya da PDT ile 9 saat ileriye ayarlayıp o saatte kalkmaya bak.
0
bunubenyazdim
(26.03.11)
edt de saat kac diye ihtiyac duyarsan.

www.timeanddate.com
0
oharro
(26.03.11)
(3)

şu resimdeki araba parçaları nedir? - sinyal arızası

kibritsuyu
ulan kendimi tutamıyorum, karşımdakine anlatır gibi uzun uzun yazıyorum, umarım sıkılmadan okursunuz.arabanın sinyali ve dörtlüleri bozuldu. sinyal rölesinden gelen ses tik tok tik tok tikotik tikotik tik tok tik tok tikotikotikotiko tik tok şeklinde ses çıkıyor. "tikotiko" kısımlarında lambalar yan
ulan kendimi tutamıyorum, karşımdakine anlatır gibi uzun uzun yazıyorum, umarım sıkılmadan okursunuz.

arabanın sinyali ve dörtlüleri bozuldu. sinyal rölesinden gelen ses tik tok tik tok tikotik tikotik tik tok tik tok tikotikotikotiko tik tok şeklinde ses çıkıyor. "tikotiko" kısımlarında lambalar yanmıyor. bazen tam düzgün çalışıyor, bazen tikotiktotiko diye hızlı ses geliyor, hiç yanmıyor. flaşörü bozuldu galiba. geçen elektrikçiye götürdüm, sigorta kutusunun arkasında, sol dizim hizasında aşağı arkaya elini sokup bir şeyler yaptı, "idare eder ama beyni bozulmuş, lehim atmış" falan gibi bi laf etti. şimdi yine bozuldu. bne de oralara elledim dürttüm düzeldi gibi. ampullerin tamamı sağlam bu arada.

şimdi şu resimde gördüğüm üç tane turuncu küp şeklindeki şey nedir? bi tanesini çektim çıktı yerinden. üstünde dört tane metal konnektör var. sigorta gibi bi şey galiba. bunlar mı bozuldu acaba? herhangi birinin ortasına parmağımla bastırınca sinyal düzeliyor. elimi çekince yine tikotikotiko. dürte dürte elimi çekince de bozulmamasını sağladım ama yarın yine bozulacak biliyorum. ne işe yarıyor bunlar?

araba 2001 model renault clio.yoksa bunların altındaki bunların takıldığı yer mi bozuldu, ustanın beyin meyin dediği bu mu acaba?

o kadar yazıyı yazana kadar resmi koymayı unutmuşum iyi mi.
0
kibritsuyu
(25.03.11)
resim yok.
0
hıkmıkzık
(25.03.11)
- çok pis sallıyorum -

şimdi o naneleri ram, taktığın yeri de anakart gibi düşünerek; sorun bağlantı kısmında diyorum. yani o naneler sağlam ama bağlantı yerinde bir sorun var. Ya bu nanelerle bir temas sorunu ya da bağlantının kartla birleştiği kısımda bir temassızlık olabilir. "beyin" dediği de benim "anakart" dediğim oluyor yani;)

- çok pis sallıyorum -
0
late viper
(26.03.11)
@divit: yanında yok da sökünce gördüm, karanlıkta tam seçemedim ama üstünde var devre şeması gibi bir şey. bu bize bakan tarafta değil, yan yüzlerinden birinde.
0
🌸kibritsuyu
(26.03.11)
(4)

bad sector tespit eden program

kibritsuyu
eski bi laptop'ımız var. bozuldu bu. açılmamaya başladı. harddiski bozukmuş. çıkma bi harddisk buldum taktım düzeldi, lakin bad sector falan var mıdır bilemiyorum. şöyle takiyim kontrol etsin bi program var mıdır güzel?
eski bi laptop'ımız var. bozuldu bu. açılmamaya başladı. harddiski bozukmuş. çıkma bi harddisk buldum taktım düzeldi, lakin bad sector falan var mıdır bilemiyorum. şöyle takiyim kontrol etsin bi program var mıdır güzel?
0
kibritsuyu
(25.03.11)
Baslat >> Calistir >> cmd >> chkdsk
0
yilmazyildirim
(25.03.11)
(bkz: hd tune )
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(25.03.11)
(bkz: perfectdisk)
0
bryan fury
(25.03.11)
hdd regenerator hem bakım hem tamir için... (fiziksel olmayan bad sectorleri tamir edebilir)
0
mortar
(25.03.11)
(11)

japonya'daki nükleer bulut

kibritsuyu
arkadaş izlanda'ya ulaştı deniyor. buna da benim hiç ama hiç aklım ermiyor. coğrafyama sokim, dünyanın şekli mi değişti olm, japonya nere, izlanda nere lan? japonya'dan izlanda'ya o bulutun denilen şekilde gelebilmesi için bulutun önce pasifiği geçmesi, sonra amerika kıtasının, hatta abd'nin veya ka
arkadaş izlanda'ya ulaştı deniyor. buna da benim hiç ama hiç aklım ermiyor. coğrafyama sokim, dünyanın şekli mi değişti olm, japonya nere, izlanda nere lan? japonya'dan izlanda'ya o bulutun denilen şekilde gelebilmesi için bulutun önce pasifiği geçmesi, sonra amerika kıtasının, hatta abd'nin veya kanada'nın üstünden geçmesi, atlantiği de aşması öyle gelmesi gerekmiyor mu? amerika'ya falan uğramadan izlanda'ya nasıl geldi lan? uğradı da abd, kanada falan sikine mi takmadı, götlerinden korkan adamlar nükleeri önemsemedi mi yani? "türkiye'ye ulaşması an meselesi" diyorlar. olm türkiye doğu tarafından japonya'ya daha yakın değil mi? gelse o taraftan gelmez mi önce? ne biliyim dünyanın dönüş yönüne göre o taraftan daha çabuk gelir gibime geliyor. biri bana açıklasın bu durumu.

japonya'dan bildiren sözlük yazarı sevgili arkadaşım zack'in yazdıklarından başka şeylere de inanabilmek istiyorum ama zack'in söylediğine göre uydurma haberler vahim boyutlardaymış.
0
kibritsuyu
(25.03.11)
Bu bulutlar direkt pasifikten doğuya devam ediyor o yüzden ilk İzlanda'ya ulaştı. neden bu yönde gidiyor bilmiyorum.
0
507
(25.03.11)
ne nükleer bilgim ne coğrafya bilgim var. yani ikisi de en fazla senin kadar sanırım. ama asıl durum şu:
sunkarsemih.wordpress.com
videoları da izle lütfen.
o yüzden boşver. halkı korkutmazsan istediğini yaptıramazsın. halk'da aptal olduğu için çabuk korkar. bir reklamları izle! yok saçın dökülüyor, ya kel kalırsan.. yok mikroplar, ya çocuğun hasta olursa, yok bakteriler, ya dişlerin dökülürse... deyip ardından coca cola reklamı ... :) neyse.
0
ben smyrna
(25.03.11)
@507: tamam bir nedenden dolayı sadece pasifikten doğyua gidiyor olsun. peki o zaman abd? kanada?

@ben smyrna: evet orası zack'in blogu işte. zaten oradan takip ediyorum durumu ve şu anda da durumla ilgili bir tek kendisine inanıyorum.
0
🌸kibritsuyu
(25.03.11)
dünya azcık yuvarlak hatırlarsan, şöyle kutupları düşün önce bir, sonra ekvator üzerinden değilde o nükleer bulutları sibiryanın sağından solundan getir izlandaya. oldu mu? bence oldu.
0
pisekarv2
(25.03.11)
amerika'yı geçti serpinti, şu an ilerliyor kuzeyine doğru iskandinavya bölgesinin ve orta-batı avrupa'ya da ulaşmakta olması gerek.
0
kulkke
(25.03.11)
www.irsn.fr

burda gün ve gün yayılımı gösteriyor
0
muratk18
(25.03.11)
kanada ekvator'da mıymış? ben bunu yeni öğrendim.
0
🌸kibritsuyu
(25.03.11)
rüzgarın yönünden olsa gerek. ayrıca dün gazetede okudum, fransa'ya ve italya'ya önceki gün ulaşmış. muhtemelen şu anda türkiye'nin de üzerindedir.
0
miss antartika
(25.03.11)
dostum dünya da hakim rüzgarlar batıdan doğuya doğru eser. bu da dünyanın dönüş yönünden kaynaklanır. düşünürsen japonya abd nin batısında. abd de izlanda nın batısında. bu hakim rüzgarlar sayesinde bulutlar önce abd ye sonra izlanda ya doğru yol izliyor.

yine bu yüzden bize bulutlar gelcekse avrupadan gelecek.

klasik hava durumu repliği: balkanlar dan gelen soğuk hava... aynı şey.
0
ya ben lan neyse
(25.03.11)
Amerika'ya ulasmaz olur mu? Gecen hafta nukleer serpinti Kaliforniya'ya ulasti seklinde aciklamalar vardi. Panik yaratmamasinin sebebi bu radyasyon degerlerinin insan sagligina zarar veremeyecek kadar dusuk olmasi. 3 saatlik ucak yolculugu ile vucudunuzun maruz kaldigi radyasyon degerinin neredeyse 5 te 1 i kadar radyasyon icerdigini biliyor muydunuz?
0
bcm
(25.03.11)
len kipritsuyu, bulutlar turkiye'ye ulasti, hatta bir tam tur atip bugun yarin batidan bize tekrar ulascak ;) meraklanmayiniz. biz olmeden siz olmezsiniz ;)

not: az once 11500 ton suyu denize de saldik yuce tepco'nun izni, hukumetin bilgisiyle. e artik karanlikta isik sacan hotaru ika'lardan baska da parlayan deniz canlilari yiyebilcez...

oooh lezizzz!
0
zack
(04.04.11)
(5)

at binmek - ata binmek

kibritsuyu
şimdi niye biniciler falan hep "at binmek" der? "ata binmek" yanlış mıdır?ya da hem öyle kullanılanlar var, hem öbür türlü. mesela "gitar çalmak" diyoruz, "gitarı çalmak" demiyoruz. ama "dağa çıkmak" diyoruz, "dağ çıkmak" demiyoruz.ne zaman hangisi? ve niye?
şimdi niye biniciler falan hep "at binmek" der? "ata binmek" yanlış mıdır?

ya da hem öyle kullanılanlar var, hem öbür türlü. mesela "gitar çalmak" diyoruz, "gitarı çalmak" demiyoruz. ama "dağa çıkmak" diyoruz, "dağ çıkmak" demiyoruz.

ne zaman hangisi? ve niye?
0
kibritsuyu
(23.03.11)
Biri nesne biri tümleç oluyor."-ı" eki düşer ama "-a" eki düşmez.Ata binmek, dağa çıkmak, gitar çalmak, araç kullanmak doğrudur.
0
grgn
(23.03.11)
"at binmek" malakça kullanımı "ata binme"nin.
öyle yani.

yüzyıllardır ata binen arkadaşıma sormuştum niye öyle kullanılıyor diye, o öyle demişti.

görgüsüzlük imiş.
0
yasakani
(23.03.11)
derler ki askeriyenin herşeyi kısaltma alışkanlığından dolayı böyle terimler peydahlanmış, halk arasında da kullanılmıştır diye sallıyorum. at bin, araç in, tüfek omza gibi.
0
hollowlife
(23.03.11)
ben sinir oluyorum şahsen "at binmek" diyenlere. "ride a horse"tan çeviri yapan pis özentiler gözüyle bakıyorum, tamamen hoşlanmamamdan dolayı, belki o şekli de doğrudur, bilemiyorum. ve neden sadece at için kullanıyorlarsa bunu... deve binmek, eşek binmek, boğa binmek vs. yok mesela. o zaman at binmek de yok kardeşim, ata binmek var.
0
daysleeper
(23.03.11)
dogrusu "ata binmek" binme eylemini gerceklestiriyorsun ve nesnesi e halinde olmali. bunun bir benzer kullanimi yok. bkz esek binmek, okuz binmek yok zaten. "at binmek" kullanimi "kendimi intihar ediyorum" demek gibi. Birinde gereksiz yere nesne ekliyorsun i halinde, birinde e halini dusuruyorsun. ikisi de malakca
0
leyla3
(23.03.11)
(3)

açılış, organizasyon davetiyesi falan

kibritsuyu
tam dört sene önce yine sormuştum da pek tatmin edici cevap gelmemişti. nüfus arttı, tekrar soruyorum.bilmemne barın, bilmemne club'ın açılışı, sezon açılış partisi bilmemnesi oluyor, formula 1 oluyor falan filan oluyor. kimilerine de davetiye gidiyor. kimlere gidiyor bu davetiyeler? ne gibi bir bağ
tam dört sene önce yine sormuştum da pek tatmin edici cevap gelmemişti. nüfus arttı, tekrar soruyorum.

bilmemne barın, bilmemne club'ın açılışı, sezon açılış partisi bilmemnesi oluyor, formula 1 oluyor falan filan oluyor. kimilerine de davetiye gidiyor. kimlere gidiyor bu davetiyeler? ne gibi bir bağlantımız olmalı ki bize de gelsin? dört sene önce bu soruyu sorduğum sıralarda bir arkadaşımızın arkadaşı sayesinde ortamda bulundum (ankara koru'daki salata bar'ın sezon açılışıydı). şimdi bu adamın ne özelliği var ki ona davetiye gitmiş. hadi tanımam etmem vardır bi bağlantısı. ama gayet işinde gücünde tanıdıklarıma da davetiye falan gidiyor. anası babası işadamı falan değil, kendi çalıştığı yer öyle organizasyon şirketi falan değil. bu adamlara ne sıfatla davetiye geliyor peki? ben ne sıfatsız adammışım ki kimse niye bana davetiye falan yollamıyor? nedir bu işin aslı? şuna davetiyem var, oraya gidiyorum diyenlere çok özeniyorum lan. ne yapayım ki bana da gelsin bu davetiyeler falan?
0
kibritsuyu
(23.03.11)
Blog aç :)
0
Rochefort
(23.03.11)
davetiye kimlere gider?
1. herhangi bir şirketin orta ve üst düzey yöneticilerine,
2. PR şirketlerine, basına, blogger lara
3. devlet erkanına
4. şehrin idarecilerine
5. şamdan da haber olarak yer alan herkese
6. sanatçı, mekan sahibi, modacı, pazarlama, halkla ilişkiler alanında çalışanlara
7. bir kulüp üyesi olanlara
0
aayucel
(23.03.11)
kendine fotoşopla bir yayının basın kartını uydur. lifestyle yayıncılığı yapan bir yayın olsun. çok bilindik bi kurum olmasın, ortalama bi yer olsun ama.. hatta bi tanıdığının, tanıdıığnın tanıdığının çalıştığı kurum varsa oraya göre uydur bir şeyler, kafaya alırsın o kişiyi, zor bi durumda kalırsan işe yarar..
bir şekilde kalabalık bir organizasyon yakala. daha doğrusu pr şirketi büyük bir organizasyon, davet alman şart değil, haberin olsun yeter, çat kapı girecen ve o kartla oraya gir. basın masasına git, kardeşim bin kere söyledim, niye bana bülten-davetiye göndermiyorsunuz, sizden önceki arkadaşlara da defalarca anlattım diye çıkış, kavga et. mutlaka yeni bir pr çalışanına denk gelirsin, çünkü bunlar sürekli değişir. yok efendim ben beş yıldır burada çalışıyorum diyen biri çıkarsa bile, mutlaka yanında çalışanlardan biri yenidir, kesin yapmıştır bu çömez salak diye düşünür ve sana karşı alttan alır. tabii efenim, şuraya isim, mail bir de telefon rica edeyim der. kurum adını yazarken, "ama ben free çalışıyorum, sürekli dışarıdayım" vs de ki kurum tel.i maili istemesinler.
işte bu kadar basit. önce sadece o pr şirketinin tüm davetleri, sonra onların datasını alan-çalan diğer pr.cıların davetleri akmaya başlayacak sana.
yalnız tüm bunları yaparken kendinden emin görünmen şart. öyle oscarlık oyunculuğa gerek yok ama ezik olma yeter!
0
situasyonist
(23.03.11)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.