Konsolosluk üzerinden hemen hepsi başvuru alıyor. Aracı kurum, tecrübesiz insanlar için büyük bi nimet aslında, hele ki vize vermeyi zorlaştırdıkları bugünlerde. Ama prosedüre hakimsen ve işin gücün sağlamsa doğrudan başvurabilirsin. Facebooktaki Interrail tr grubunda tecrübe etmiş olanlar vardı, daha fazlasını oraya danışabilirsin.

Aracı kurum derken tam olarak kastınız nedir? Mesela Yunanistan'ı, İtalya'yı ve Belçika'yı bildiğim için onlardan bahsedeyim. Yunanistan için mecburen (İstanbul'dan başvuru için konuşuyorum, diğer illeri bilmiyorum) Kosmos'a başvurmak zorundasınız. Kosmos Yunanistan'ın anlaşmalı olduğu bir şirket ve vize başvurunuzu direkt Konsolosluk üzerinden yapma imkanı vermiyorlar. Benzer şekilde İtalya için de mecburen İdata isimli bir şirket üzerinden başvurunuzu yapmanız gerekiyor ama mesela vize konusunda çok tecrübeli olmayan kişiler bazen aracı kurumlar bulup Kosmos ve İdata'ya vizelerini kendileri elden teslim etmiyorlar, aracı kurum ile teslim ediyorlar.

Belçika için de 4 yıl önce Ankara'dan başvurmuştum ve onda mesela direkt Konsolosluğa başvurmanızı istiyorlardı. Hala uygulamaları böyle midir bilmiyorum.

Yani hangi ülkeye başvuracaksanız ona göre araştırmanız gerek, hepsinin uygulaması farklı olabiliyor.

şundan almıştı arkadaş, gayet memnun. stoklarda yok ama başka sitelerden bulabilirsiniz bence.
www.hepsiburada.com

m.tr.aliexpress.com
Bundan aldi arkadas. Cok iyi alet. Uygulamasi da var telefondan erisebilirsiniz her yerden. Saga sola yukari asagi kamerayı oynatabiliyorsunuz. Ses gonderebiliyorsunuz. Hareket sensoru var, gece gorusu var ve fiyay 20 dolar. 15gune geliyor.

windows 10'un kendi guvenlik programi var zaten. (bkz: windows defender)
buyuk olcude yeterli olur. olmayacagini dusunuyorsan antivir kurabilirsin ek olarak ama bence gerek yok.

ama bu windows defender sanırım real-time koruma yapmıyor öyle değil mi?

yapiyor: snag.gy

sence öyle olmasa şu an tr de yabancı plaka araçlar cirit atıyo olmaz mıydı?

arabların ki nasıl cirit atıyor dediğim? onlar üstün ırk olduğu için mi?

yurt disinda min 6 ay kalmaniz dahilinde 2 yil sure ile araci tr de kullanabiliyorsunuz 2 yil sonunda arabayi cikartiyorsunuz tr den ve ayni prosedur.

schengen alanında zaten ilk girdiğin yerde damga yersin. başka nasıl olacağıdı?
misal ben ilk almanyaya çıktım mayıs 31de. ordan brüksele (belçikaya) geçtim, ordan kopenhaga (danimarka), ordan züriche (isviçre) şimdi de viyanadayım (avusturya) ama sadece alman girişi var. çıkış da muhtemelen avusturya olacak. karışık diğ mi?

tamam da bir daha ki almanya gidişinde alman polis pasaportta almanya çıkış damgasını görmezse sorun çıkarmaz mı?

zaten avusturya çıkışım olacağı için schengen çıkışım olmuş olacak. polis çok isterse bunu bulcak. baa sorarsa da durumu bu reyiz diycem.
ama polis bu çıkışlar yerine güncel tr çıkışına bakıyor. evvelki vizelere veya vizeyle gelmişsen ona bakıyor. bir sürü giriş çıkış var bende hepsine baksa zaman yetmez. ha bir terslik baktı, polis de bi insan. o vakit soruyo. hacı bu ne? diye. sen de anlatıyosun.
ben almanyaya bissürü gitmişim misal. bana her seferine niye geldin, nerde kalıcan vs. sorar. arada da biletin var mı geri dönmek için vs.? o kadar zırto değil adamlar iş biliyor. bir de dil mühim diye bağlıyim. adamlar tipe, dile, eğitime bakıyolar ne dersen de. kendini anlatan kiğşiyi ellemiyolar (bi sorun yoksa tabi).

Bazen basmiyorlar bile. En son Almanya'dan ciktim, aradim aradim damga yok. Sonra Cekya'ya girdim, kimse bir sey demedi. Zaten cikmasam nasil girecegim mantiken, bir sekilde cikmisim demek ki. Kaldi ki senin durumun zaten normal prosedur.

Yeni öğrenmiş biri olarak size taktiğimi verebilirim:"Devir saatini izlemek."

Ayağı debriyajdan yavaşça çekerken devir saatindeki ibre oynuyor gibi olduğu zaman işte orası kavrama noktasıdır!

Kavrama noktasını aramak çok saçma ve gereksiz bir şey, kavrama noktasını bulmaya çalışma o olay bir tek yokuşlar için gerekli, o da araç geriye kaymasın diye. Normalde gaz verip devri yükselt, sonra ayağını yavaş yavaş debriyajdan çek arabanın kendisi bulur kavramayı, bulduğunda da zaten harekete başlamış olursun. Bu kadar basit bir olayı kursların çok komplike bir şeymiş gibi göstermesini pek anlamıyorum ben.

Araba ile aranda organik bir bağ gibidir debriyaj. Herhangi bir gösterge gerekmez kaldırırken ayağını hissedersin kavradığını, verirsin hafif gaz kaldırırsın dert değil. Zamanla alışacaksın

hayir

neden acaba?

bunlar da tohum değil mi? fitat yok mu bunlarda?

yeşil mercimeğin pişme süresi nohut ya da fasulye kadar uzun sürmediği için geceden ıslatmaya gerek yok.

Passolig turnikede okuttugunuz bir kart. Karti okuttugunuzda ekranda foto ve bilgileriniz çıkıyor. Yani almak zorundasınız.

İmkansız.

Bak şimdi sorunun başlığı ile benim cevabımı birlikte oku. Bence çok yakıştılar

süper lig maçlarına passolig olmadan giremezsin.

2. Veya 3. Lig maclarini izleyebilirsin.

"Sonra diğer Avrupa ülkelerine tren ya da kara yolu ile gidilebiliyor mu?": Diger Schengen ulkelerine evet. Her Avrupa ulkesi Schengen'e dahil degil

"Eğer gidiliyorsa diğer ülkeler pasaport kontrolunu nasıl yapıyor?": Schengen ulkesinden diger Schengen ulkesine geciyorsaniz pasaport kontrolu olmuyor. En azindan ben kara, demir ve havayoluyla giderken hic denk gelmedim

"Bir de Avrupada schengen dahil olmayanlara karayolu ile geçmek münkün mğ?": Mumkun. Tabi gececeginiz ulkeden de vizeniz olmasi lazim

schengen içinde gez dolaş, pasaport kontrolü yok... bildiğin yol, yol kenarında da bir tabela o kadar.

schengen dışını bilmiyorum.

evet shengen ülkelerinde eliniz kolunuzu sallayarak gezebilirsiniz,
o bölgede pasaport kontrolü nadir oluyor hatta hiç olmuyor almanya fransa arası istanbul ankara arası gibi

shengen olmayan ülkelere geçeceksen pasaport kontrolü ile geçersin ama dikkat et diğer geçtiğin ülkenin vizesi mutlaka olsun sende yada tc ye vize uygulamayan ülkelere geç.

Evet gidilebiliniyor. Pasaport kontrolü yapılmıyor, sınırlar açık. Ancak arada, polis durdurup, pasaport sorabilir, ama bu çok nadir olur. Mesela Macaristan'dan Schengen alıp, orada Çekya'ya, oradan da Almanya'ya geçmek vs mümkün.

Schengen'e dahil olmayanlar için ayrıca vize almak gerekir. Mesela, Fransa'ya gidip, oradan da trenle İngiltere'ye geçeyim gibi bir durum olmaz.

teşekkürler cevaplar için.

son dönemde almanya başka ülkeden alınmış schengenle hava yolu ile ülkeye girmeye müsade etmiyormuş diye okuyunca acaba bu durum kara yolu için geçerli midir diye sormak istedim

Hepsi hepsine olur.

Cam iyonomer genellikle geçici dolgu malzemesi olarak kullanıldığından büyük ihtimalle yapılmayacaktır.

Dişin durumuna bakarak diş hekiminiz bu konuda en iyi kararı verecektir.

bir önemi yok sök gitsin. çekince çıkması lazım zaten kolayca. çıkmazsa da bir kaç parçada sökersin yani o kadar önemli bir olay değil.

bence etiketi cikartma. cunku cikartinca yapis yapis kaliyor. vfs her pasaportun agzina s*cip veriyor. degme kalsin, daha pis olur

teşekkürler.

evet biraz çıkardım yapış yapış kalacağını anlayınca geri yapıştırdım. olacak iş değil gerçekten.

yapış yapış olan yerleri silgi ile silin :)

1 yıl olması lazım.

Motorun gücü yetmiyor. Torku sağlam arabada öyle olmuyor. Senkromeşsiz şanzımanlı araba kullandıysan aragazına aşinasındır. Bir benzerini zayıf motorlu arabalarda da yapmak gerek. Debriyajı salmadan hemen önce bir aragazı...

Bu arada şanzıman kelimesi fransızca changement'dan geliyormuş. Aydınlandım geçen.

teşekkürler. ama neden yarım kavrama noktası arabayı götürebiliyor? yarım kavrama da stop ettirmesi gerekmez mi güç yetmediğinden?

Yarim kavramada motor ile tekerlerin baglantisi da yarim. Yani tekerlerin direnci yariya iniyor aslinda. Dolayisiyla motorun urettigi guc tekerlere tork olarak yari yariya aktariliyor. O zaman da motor durmuyor.

bunun mekanigi bisiklet frenlerine benziyor biraz. yarim basinca bisiklet yavasliyor ama tam basinca hemen durmuyor, teker kilitleniyor. giden bir araci hemen durduramadiginiz gibi hemen de harekete geciremiyorsunuz.

Haltercinin (silkme/koparma olmadan) birden bire ağırlığı yukarı kaldırdığını düşünsene. Bu da ona benzer. Hızlı yükselirsen düşüşte sert oluyor.

Hepsi iyi. Benimki şu an Rodenstock. 2 senedir kullanıyorum. Memnunum.

Markalar iyi gayet. Ben zamanında Nikon almıştım ve gözlük parçalanıcak neredeyse hala bilgisayar başında onu kullanıyorum. Bi hata edip beta optik/novax marka cam yaptırayım dedim. Dışarıda pek fark edilmiyor ama uzun süre bilgisayar kullanımında çok rahatsız. Ondan nikona geçince göz kaslarımın rahatladığını hissedebiliyorum. Orada kas mı varmış şeklinde tepki verdim hatta.

Rodenstok kullanıyorum, Essilor ilk defa duydum. Ben Zeiss yaptıracaktım ama bütçemiz elvermedi. Daha önce hep İşbir filan kullanmıştım. Rodenstok yerli markalara göre çok daha iyidir. Mesela iki seneye yaklaşıyor, yerli mercekler ikinci seneye doğru ne kadar temizlersem temkzleyeyim net görüş saglamazdı. Rodenstok özellikle ultrasonik temizlikten sonra cm gibi.

hoca staj sınavında yoluna taş koyacaksa diğer okul üzerinden yapacağın stajın kabul edilmemesini de sağlayabilir. bölümün staj komisyonundaki hocaları belirleyip ona göre hareket et. mevzu sırf staj ise yırtarsın.

Bu konuyu ben de çok merak ediyorum.

Nerede ve ne için geçerli olmasını istiyorsun? TOEFL Avrupa'da genel ollarak gayet geçerli bir sınavdır, kim dedi geçerli değil diye? IELTS var, o da gayet geçerlidir. Türkiye için ise YDS çoğu yerde yeterli görülür.

toefl ielts agababasi, yurtici yurtdisi gecerliligi var digerleri fasa fiso

teşekkürler. peki nasıl başvuru yapıyoruz acaba?

saygılar

Ieltsin türkiyedeki eğitim kurumlarındaki geçerliliği yök tarafından kaldırıldı. Toefl da sadece devlete ait bir yerde girmeniz halinde eğitim kurumlarında geçerli. Eğitim amacıyla almayacaksanız ieltsi tavsiye edebilirim toefldan biraz daha kolay ve mantıklı bir sınav.

BULATS

verici yok. bir ara telefon konuşması da yapılamıyordu onu geri getirdiler bir kaç ay önce.

Yer altına bağlanan baz istasyonları 4G destekli değil. Sadece GSM görüşmesini destekliyor.

Yanlış bilmiyorsam metrodayken dışarıdan gelen aramalarda "ulaşılamıyor" oluyorsunuz, ama siz arama yaparken arayabiliyorsunuz.

bunun telefon ile tetiklenen bombalı saldırıları engellemek için yapıldığını zannediyorum.

ben de bomba diye biliyorum:

metrodan dışarı aranıyor
metrodan metro aranmıyor
dışardan metro aranmıyor

kısaca metroya gelen arama yok, bu yüzden mantıklı geliyor. sonra metro gibi dakik bir sistemde zaman ayarlı bomba yapmak varken niye bunla uğraşılsın diye düşünüyorum, mantıksız geliyor.

İdeali odur. Hatta daha düşük ağırlıklarla yüksek tekrarlı antrenman yapıp sonuna kardiyo da ekleyebilirsin.

Teşekkürler @angelus.

Peki internette bir gün salonda çalıştıktan sonra en az 2 gün dinlenin, ertesi günde çalışırsanız kasların yapım aşamasını tekrardan bozarsınız, kaslar kendini toparlayamaz şeklinde uyarılar görüyorum.

gerçekten de rutin antremanın ertesi gün tekrardan hafifte olsa çalışmak kasları yıkmaz mı?

saygılar

O doğru aslında ama düşündüğün şekilde değil. Misal sen bugün 100 kiloyla 5*5 squat yaptın, ertesi gün gün dinleneceksin, fakat bu dinlenme aktif dinlenme şeklinde olacak, yani 100 kiloyla 5*5 yapmayacaksın; 100 kilonun %60'ıyla, hatta %50'siyle çalışacaksın. Bu senin kaslarına zarar vermez, zaten %50'iyle yapılan antrenman daha çok kardiyoya ve tekrar sayısına gör dayanıklılık-laktat antrenmanına girer, kaslarda yıkım yapmaz. Kaslarda yıkım olması için beslenmenin dandik olması lazım, beslenmen iyiyse kasta yıkım yaşamak öyle çok kolay bir şey değil. Bir de kasların büyümesi olayı için bahsettiğimiz "Dinlenme" uyurken oluyor, gün içinde aktif haldeyken zaten kasların çalışıyor her şekilde o nedenle korkacak bir şey yok. Düşük yoğunlukla çalışmanın asıl sebebi de bir sonraki antrenmana sağlam girmek için. Yoksa her gün 100 kiloyla çalışsan 2 hafta sonra overtraining'e girersin. Ben bir gün ağır bir gün düşük yoğunluklu ağırlık+kardiyo şeklinde çalışıyorum, en verimlisi bu gibi. Tabii kişiden kişiye sonuçlar değişir ama genel olarak bu iyi bir yöntem.

Çok güzel olur hem de. Yeter ki iyi ısın. Üstüne vücut ağırlığı ile istasyon çalışması, karın vs. de ekleyebilirsin.

Calistenics değil. Ama spor salonundan sonra da yapılacak şeyler değil.

teşekkürler. hem kredi kartı hem de banka kartı mı gönderiyorlar?

bunların ücretleri ne kadar acaba yıllık olarak?

bir de bu kartları reddetmek gibi bir imkan var mı?

teşekkürler. hem kredi kartı hem de banka kartı mı gönderiyorlar?
hayır. iki tür kart var. ön ödemeli ve kredi kartı. ön ödemeli normal banka kartı gibi.

bunların ücretleri ne kadar acaba yıllık olarak?
ön ödemeli olan 29 tl olması lazım.

bir de bu kartları reddetmek gibi bir imkan var mı?
soruyu anlamadım. kartı reddedip passolige sjhip olmak gibi bişey yok. kartın kendisi zaten passolig kartı.

ha pardon. peki banka kartı olarak da ifade edildiği için ben karıştırdım.

peki acaba iptali kolay mı bu kartın? iptal için ücret ya da ekstra belge talep ediyorlar mı?

hiç passolig'in sitesine girdin mi? sorularının hepsinin cevabı orada var.

Ben kendim bile 100 liralik yazicimdan yapiyorum. Fotograf kagidi aldim bunun icin.

Bir fotografci olur dedi
Diğeri yüzün tonu kaçıyor anlıyorlar dedi
Karar veremedim

Ne için kullanacaksınız ona göre uğraşın vize için son 3&6 ay istiyorlar mesela aynı fotoğrafla başvuru yaptıysanız daha önce almıyorlar.

duvarı delmeden çok zor, tv nerden baksan 5-6 kilo gelir (led) yapısmalı desen o da zor.

cep telefonu zorunlu ise veya kod gelmesi gerekiyorsa mecbur yazmalısınız. türkiye için sanal telefon hizmeti yok. ben bunun için yedek bir hattım var onu kullanıyorum. yedek hatta her gün en az 2-3 spam sms gelirken kendi hattıma 0 tane geliyor bu sayede.

o telefon hattinin nedeni zaten millet 100 kere üyelik yapmasin diye. bunu yapan cogu yerde(tr den bagimsiz) alternatif üyelik sekli koymuyorlar.

İtü

Ama üyelik şartlarını okuyunuz

nerede oturuyosunuz.

maltepeyi öneririm. maltepe fitness center.

yüzmek için mi, güneşlenmek için mi, eğlenmek için mi?

yüzmek için. kondisyon için.

Patron işçiden makineyi kullanmak için ücret talep edebilir teoride.

Üretilen malzemeyi işçiye verirsen talep edersin. Vermeden neyini talep ediyorsun?

Peki işçinin üretirken makineyi yıpratma payı yok mu?

Oldukça kısa ve sade yazabileceğim ancak. Çünkü el koyma ve gasp etme üretim araçlarının yaratımı (bkz: ilkel birikim) sırasında da gerçekleşiyor. Bu tartışma sonsuz bir zincir ile ifade ediliyor: M-C-M'. Yani para-meta-artı değerli para. Makineyi almaya yarayan paradan önce de bir meta üretimi ve artı değere el koyma söz konusu.

''Peki işçinin üretirken makineyi yıpratma payı yok mu?''

iktisat teorisi bu sorular üzerine hayatını idame ettiriyorsa vah haline.

var, işçi dediğin makineyi de bozabilir. Bunu yapacağın bir anlaşma ile yazılı hale getirirsin olur. ama işçi dediğin kişiyi, ''kardeşim benim bir makinem var, sen bu makineyi, günün belirli saatlerinde çalıştır ondan bir şeyler üret ve ürettiğini bana ver ben de sana her hafta/ay şu kadar ücret vereyim.'' diye çalıştırırsın.

Hiç arama. Yurt dışında kullanabileceğin internet paketli uygun fiyatlı tarife veya hat yok türkiyede. gideceğin ülkenin yerel hatlarından alıp kullanacan.

valla en uygun red business tarifesi (kurumsal hat) ilk beş gün para vermiyorsun sonraki günler 14 tl

valla 14tl den daha iyisi yok ve eski zamana göre mükemmel tarifeler sayılabilirler. 10 sene önce 1dk arama 35-40tl idi(52 kontör) :)

Neyse ya 14tl'yi kullan ya da gittiğin yerden bir hat al. Tabi o zaman da Türkiye'yi cepten arama whatsapp falan kullan.

1 hafta ve üzeri kalacaksan en iyisi gittiğin yerden hat alıp internet tarifesini uygulamak

Bu paket bana güzel geldi. Belki işine yarar.
(git: bireysel.turktelekom.com.tr)

Hazırkart tü kontörlü 500 dk 1000 sms 2 gb internet 60 TL lik tarife var. Her ülkede gecerli mı bilmiyorum

Turkcell için bu

sineklik takın, arada bir de ıslatın. Mis gibi çamur olur ama içeri gelmez-gibi geliyor bana

yok. üstten açılan dar aralıklı sineklikli pvcden yazıyorum. 3dk boyunca topak topak toz çıktı bilgisayar kasamdan.

Su icin de gecerli, guvenlik atlamis.

Teşekküler. Bu arada 50ml güneş kremi de vardı. Onuda hiç çıkarmadım çantadan.

Bunların makinesi görmüyor mu yoksa zaten ufak oldukları için sıkıntı yaratmıyorlar diye geçiştiriyorlar mı?

100ml siniri var.

bugün benim el bagajımı aşağıya verdirdiler, geçirtmediler. Hem sıvı vardı hem de kesici delici aletler. Güvenliğin insiyatif kullanmasına kalmış.

Guvenlik zaafiyati. Lak lak yapmaktan atladiklari cok oluyor. Gerci ben de hep bos siseyle binerim, sonra havalimaninda dolduruyorum. (Cesme suyu icilen ulkelerde)

@fallopian
Kesici delici aletli bagaji ucaga almama hakkinda "inisiyatif" kullanmasin bi zahmet.

@kuehles canım manikür seti ve bir tane de makas. Nolücek

ben hep 500 ml su ile geçiyorum. atatürk, sabiha, trabzon, ordu. hiç birinde bi şey demediler.

Geçen ay atatürk havalimanında 500 ml lik suyumu sıvı bomba olabilir diye çöpe attılar.

Ondan sonra tekrar kardeşimle giderken ben yanıma almadım atıyolar o aldı. Atmadılar. Güvenliğin tuh haline bağlı diye düşünüyorum. Ama normalde yasak su da.

Money Lover

Hocam ben en son çikolata gibi yandığımda kaliteli bir bitkisel güneş yağı kullanmıştım. Kremler pek fayda etmiyor. Beyaz tenli biriyim ve ne zaman güneşe çıksam tavuk gibi kızarıyorum. Anca birkaç gün sonra koyulaşma başlıyor. Ama güneş yağı sürünce kısa sürede bronzlaşma oluyor. Bir de yanma işi denizde yüzerken daha iyi oluyor. Farkında olmadan her açıdan yanıyorsun. Şezlongda uzanıp yanmayı beklemeyi pek sağlıklı bulmuyorum.

hemen favorileyeyim.

benim tenim böyle olmuyor aşırı beyazlıktan ötürü. pembe hatta KIRMIZI oluyorum. belki sizinki de öyledir. sınırlı bronzlaşabileceğimizi düşünüyorum.

edit: aşağıdaki doğru söylüyor

cilt kanseri olmayı kabul ederek öncelikle. soruya cevap değil ama hatırlatmak istedim.

bahsettiğin kişiler zaten hafif buğday tenli kişiler. yani onların bronz olmayan halleri de öyle çok beyaz değil. e haliyle güneş altında da ciğer gibi yanmıyorlar. ciltleri buna uygun olduğu için güzelce bronzlaşıyorlar.

ha bir de cilt alt tonu sarı olanlar (pembe olanlara kıyasla) daha güzel bronzlaşıyor, en azından benim gözlemim bu yönde.

Solaryumla elde ediliyor genelde.

Tanning spray diye arat kim k falan öyle bronzlaştırıyor. Yoksa dön dön nereye kadar eşit olur bilemem.

Cilt alt tonuyla ilgili. Ne sari ne pembe; olive alt tonlular mis gibi ve cabuk bronzlasiyor.

Tamamen cilt ile alakalı beni sittin sene güneşe koy bronzlaşamam leş bir görünüşüm olur.
Hala istiyorum derseniz solaryumu deneyin.düzenli aralıklarla gitmek gerek

Ben lancaster in tinted jelly sini kullaniyorum, sayesinde kizarmak yerine bronzlasiyorum. Cok beyaz tenliyim. Koruma faktoru de var hem.


Oyle cok esit ve parlak bronz olanlar baska seyler kullaniyor, vucuduu parlak gosterme spreyi filan bile var.

Vilt alt tonu sıcak olanlr bronzlaşır, soğuk olanlar ve bazı nötrler kızarır. Ben de güneşe çıkınca bildiğin ızgara tava, cız bız gibi oluyorum, kıpkırmızı. Hayatımda bir kere beonzlaştım, onda da üç ay her gün akşam güneşinde güneşlendim. İşten çıkınca, 17:00 gibi açık havuza gidiyordum. 18:30'da kapanıyordu. Soğuk alt tonlu insanın güneşlenmesi birden değil, süreklilik isteyen bir iş.

Esmerim, bu nedenle de uzun süre kalmazsam güneste, zaten kizarmiyorum, bronzlasiyorum. Aksamlari ve sabahin erken saatlerinde günes kremi sürmüyorum. Öglen kesinlikle krem kullaniyorum. Yanarsaniz, deri zarar görürse bronzlasma olmaz, her gün iyice nemlendirin, hindistancevizi yagi iyidir. Hem dogal günes kremi hem de nemlendirici.

Düsük faktörlü krem kullanmanizi önermem. Aksam saatlerinde, örnegin altidan sonra, hic sürmeyin kisa süreli günese cikiyorsaniz. Ama ögle vaktinde düsün faktörlü kremle güneslenmek hic saglikli bir secim olmaz.

Yok.
Var.

Olur mu oyle sey? Optikci nerden varmis bu kaniya?

Gayet garanti belgesi, orijinal olduguna dair belgesi vs var.

Edit: aldigimiz yerden emin degildim, sorup yazayim dedim. Anneme atasun'dan bvlgari gozluk almistik, 3 ay geçmeden kulplari asindi. Garanti belgesi ise birlikte yurtdışında bvlgari magazasina goturdu, degistirdiler hemen.

Daha bugun aldık. 2 yıl garantili dediler. Camın çizilmesi kırılması hariç her şey kapsamda dedi.

5 tane falan aldık. Yalan.

ayağımı dışarıya sarkıtabilmek için koridor ve mümkünse en arka.

acil çıkış candır.

arka taraf koridor, cillop gibi servis.

10F, her zaman. en iyi koltuktur.

Acil çıkış çok ayak altı oluyor. En arkalar mis. Uçak boşsa ve online checkin yapmamışsan bir de yanına bloke rica edersin. Üç koltuğa yayılıp uçarsın.

10F +1

Ay bunu hatırlayan kalmış haha.

en arkalarda herhangi bir yer. hem yanım boş kalıyor hem de uçak iner inmez ayaklanıp koşturan insanlarla haşır neşir olmak yerine yer ekibini izliyorum camdan.

10F +1

neden bilmiyorum ama 24F

23M KOCAELİ

ben kanatlara yakın ve cam kenarında olmak istiyorum, özel bi koltuk tercihim yok, online check-in'de varsa eğer kanada yakın ve cam kenarı almaya çalışıyorum. motor sesi, kanadın voink voink sallanması, hem de dışarıyı izleyebiliyor olmak vs. tam anlamıyla "uçtuğumu" hissediyorum. hoşuma gidiyo, uçağa doyuyorum resmen.

kesinlikle 10f

kanattan 2-3 satır ileride oluyorum genelde yer varsa ağer. tabi bu türk hava yollarındaki koltuk seçme zamazingosunda oluyor genelde. onun dışında default pegasus ne verirse.

F olmasına özellikle dikkat ediyorum 9-10 F yetüşebilirsem alıyorum ama son zamanlarda hepm13F ile uçtum

Karışım plastik kapsüllerin içinde fabrikasyon ve tek kullanımlık bir şekilde hazırlanmış ancak tam anlamıyla karıştırılmamış oluyor. Amalgamatör denilen cihaz hızlı bir titreşimle bu kapsülü sallayarak karıştırıyor ve bu şekilde kullanıma hazır hale geliyor. Ancak dolguyu yaparken ve sökerken civa salınımı var, bu nedenle esas zararı daha çok sağlık personeline. Diş hekiminiz dolguyu teptikten sonra erken cilası ile civa salınımını azaltıyor. Sizin sormak istediğiniz esas konu için de; karışım oranları değişmiyor çünkü o kısım fabrikasyon. Ancak karıştırılmadan kurcalamak için birisi kapsülü açarsa saf civa çıkıyor ki açan kişiye zaraı olur bir daha kullanılamaz; ortalık bir yerde saklanmıyor zaten.

Bu arada amalgam dolgu atıkları da tıbbi atıklardan ayrı olarak tehlikeli atık olarak bertaraf edilmelidir,

ben şunu düşünüyorum:

www.hepsiburada.com

duyuru kaslıları gelir diye takip.

Döküm değil içi kum veya demir tozu dolu plastik plaka alman lazım.

decatlonda bakarsan pahalı tabii. sanal ortamda çok ucuza ağırlıklar var. internetten bak.

www.hepsiburada.com

bi arkadaş eminönünden almıştı. 20 kglik dumble çok pahalı diye. ucuza halletmişti döküm olanlardan. kilo ile satılmakta imiş.

Sahibinden'den falan bak. 50 kiloluk mu ne ayarlanabilir teknolojik dumbbell seti görmüştüm. 3 bin mi neydi fiyatı :) Sikilmeye can atan bir çok insan var, onlar da bunu değerlendiriyor. Eve 10-20 kg ağırlık alarak da kas geliştiremezsin haberin olsun. Ayrıca barfiks de almalısın.

kendi kendine artıyor. yeter ki düzenli çalış.

o 120 nabız mevzusu yaşına göre değişir. heart rate zones diye arama yap.

Belli bir nabızda sürekli koşamazsın, o tekniği kullanacaksan bir nabız aralığı belirleyip ona göre koşarsın. Misal 120-160 aralığında koşar her birimde aynı etkiyi alırsın. Onun dışında, interval yap.

@alperz, teşekkürler. düzenli derken hergün kardiyo çalışmak mümkün müdür? bir de ben koşu bandında çalışıyorum. hergün koşunca bu sefer bacak kaslarımın geliştiğini ama üst vücüttaki kas oranının azaldığını hissediyorum. üst vücüdu çalıştıran kardiyo antremanı olarak ne yapılabilir acaba?

@angelus, teşekkürler. nabızın sabit kalmamasının mekanizması nedendir acaba? "her birimde aynı etkiyi alırsın" derken tam olarak ne demek istediniz? son olarak interval 6 ay sonra vücüdu tüketiyor şeklinde entari okudum ekşide. uzun dönemli yapılabilir mi hiit?

ben yazları her sabah bir iki kilometre intervalli yapıştırıyorum. gayet oluyor.

şınavdı barfiksti onlara girebilirsin. kardiyonun bacaklarla alakasının olmasının esprisi bacaktaki kasların büyük olması ve çok kan tüketmesi.

hocam nabzı 120ye sabitleme çaban anlamsız. belli bir nabız aralığı belirlenir o aralıkta tutulmaya çalışılır genelde ve bu submaksimal şiddette yani maksimalin %60-80'idir. hesaplama için google dan karvonen metod diye araştırabilirsin. veya yaşını ve biliyorsan istirahat nabzını yaz senin için yapayım

@buskas teşekkürler. yaş 28 nabız 65.

hocam nabzını tutman gereken aralık yaklaşık 140-165.
nabzının 180'in üzerine çıkmasına pek izin verme

sahip olduğun bir kalp hastalığı, ailende kalp krizi öyküsü, egzersiz sırasında şiddetli nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı vs gibi bir durum yoksa güvenle bu nabız aralıklarında koşunu yapabilirsin. yanlış anlama bu kadar şey yazdım gözünü korkutmuş olmayayım eğer bir kalp hastalığın yoksa 140-165 senin için oldukça güvenli bir aralık.

Nabız nedir? Kalbin her bir atışına, yani kalbin kasılıp damarlara basınç uygulamasına nabız diyoruz. Peki kalbin bu damarlara basınç uygulama sayısı, yani kan pompalaması neye göre değişir? Vücudun oksijen ihtiyacına göre değişir. Yani sen spor yapıyorsan, dokuların daha çok oksijene ihtiyaç, o nedenle kalp daha çok kan pompalar, bu durumda da nabzın yükselir ama bu sabit bir sayıda olmaz; 120 de olur 125 de olur 130 da olur, bunu sabit tutamazsın, öyle bir imkanın yok, o anlık ne kadar ihtiyaç varsa kalp o kadar kan pompalar, sen bunu yapan sistemi kontrol edemezsin. Yani kalp 133 kere atacakken sen bunu 120 de tutamazsın. Yani sen kendin için "Benim için 120 nabız iyidir, nabzım burada olsun"diyemezsin. Senin için hangisi iyiyse, ne kadar oksijene ihtiyacın varsa otonom sistem buna karar verir gerçekleştirir. Onun dışında, belli bir aralık dememin sebebi de bu: Belli bir nabızda tutamayacağın için belli bir aralıkta tutmak gerekir, o daha yapılabilir çünkü. Ha bu aralığa nasıl karar vermeli dersen, o biraz tahmine dayalı bir durum, yani vücudunun verdiği tepkiye göre sen belirlersin. Misal 180'e çıktığında nefes nefese kalıyorsan nefes almakta güçlük çekiyorsan, oksijensiz solunuma geçiyorsun demektir, o nokta biraz riskli oluyor, onun altında bir nabızda çalışmak gerekiyor anlamına gelir bu. Esasında bu hesaplar kişiye özel hesaplardır, temelini VO2Max dediğimiz maksimum oksijen tüketme kapasitemiz belirler ama onun için de test yaptırmak gerekir. Misal ben VO2Max'ım nedeniyle 15 km/s ile 1 saat koşarsam bu beni yıpratmayabilir, kalbim dakikada 3 litre kan taşıyordur belki, bu da nabzımı 170'den yukarı çıkarmayabilir ama aynı çalışma senin nabzını 190 yapabilir, kalbin daha az kan pompalıyordur çünkü. Bu yoğunlukta çalışmak için ısrar edersen kalp krizi geçirirsin. Bunlar hep özel, kişisel değerler yani. Belki 120 nabız senin için iyi değildir, bilemeyiz bunu.

Yapacağın her antrenman her spor vücudu tüketir, sporun temelinde bu vardır. Tüketir ama öldürmez. Sonra yemek yersin dinlenirsin, vücut kendi kendini tamir eder daha güçlü hale gelirsin. Seni öldürmeyen şey daha güçlü hale getirir yani.

teşekkürler @buskas, teşekkürler @angelus. .ok yardımcı oldunuz.

peki koşmak ayaklar için iyi bir egzersiz ise, kollar için koşmanın muadili nedir? treadmill gibi bir aleti var mı kollar için?

şöyle birşey buldum kollar için. garip ama muadili sanırım
youtu.be

Sürekli maksimumu zorlayarak arttırırsın bilimsel olarak. Yani max nabzına ulaşıp o nabızda en uzun süre kalmaya çalışcaksın.

Interval yapacaksın.

Interval yap amacın kondisyon kazanmak ve yağ yakmaksa. Tabi çok yağlı biri değilsen ve eklem problemlerin yoksa.

afganilerin dönemindeki modernlik ile 2017 ile kullandığımız modernlik birbirinden alakasız kavramlar. esas itibariyle napoleon'un mısır seferi ile arap coğrafyasına giren ve sonu arap milliyetçiliğine dönüşen, "madem avrupayı hiçbir anlamda yakalayamadık, e bari özümüze dönelim" anlayışı celaleddinlerin zamanında (bizde abdulhamid dönemine tekabül ediyor) selefiliğin tanımıydı mesela.

Isid de modernisttir. Geleneksel islam anlayisinin disindaki akimlara modernist akimlar denir. Cemaleddin efgani yüzyıllarca yasanan islam anlayisi disinda bir sey ortaya koydugu icin modernist olarak bilinir isid ve ideolojisi de aynidir. Bizim turkiyede islamcilar da oyledir. Islamciligin ortaya cikisina baktigimizda da zaten bu afganiden etkilenen mevdudi seyyid kutub gibi isimlerin cevirilerinin etkisini gorursunuz. Olay temelde sudur muslumanlar/turkler yenilmeye baslayinca bir soru sordular sorun nerede biz niye yeniliyoruz diye? Baticilar sorunun islamda oldugunu savundu diger taraftan afgani ve devamindaki islamcilar sunu savundular halk islami dogru duzgun yasamiyor sorun islamda degil muslumanlardadir.
Hasılı ışid ideolojik olarak selefidir 1400 yillik birikimi cöpe atıp muslumanlarin buyuk yanlislar icerisinde oldugunu hatta cok buyuk bir cogunlugunun musluman dahi olmadigini savunur onlara gore tek islam vardir tek yorum vardir. Diger taraftan boyle sapkin bir ideoloji ki iside radikal selefilik desek normal selefilik de gelenek disidir islamin hicbir doneminde tek tuk ornekler disinda boyle bir anlayis yoktur dolayisiyla modernistdir. Zaten bu selefilerle biraz konussan afganiye kadar 3 5 adam sayarlar onlar da mevdudi seyyid kutub falan isid onlari da saymaz tabii tekfir ettigi icin. Sonra dogru ibni teymiyye 1400 yillik gelenekte tek adam vardir onlar icin ibni teymiyye. Boyle bir sey yani

panoramik röntgenlerin hasta dozu çok düşüktür. o yüzden boyunluktan çok sadece yelek tercih ederiz. ve doğru, çok yansıma yapıyor istenilen detaylı görüntü alınamıyor.

onun haricinde boyun bölgesinde geçmişte veya şu an olan kanser gibi (örn: tiroid ca) bir hikaye varsa boyunluk mutlaka takarız.

Diş için MR çekilemez, çünkü MR yumuşak dokuları görüntüleyen bir cihazdır. Diş, kemik gibi sert dokuların içinin görüntülenmesi için röntgen çekilmesi zorunludur.

mr şu içine yattığınız etrafınızda dönen şey onda radyasyon yok .röntgen radyasyonlu olan.kemik dokular vs gözüküyor röntgende

evet etkileniyor. genelde 10 12 saat fln açlık istiyorlar

kullanabiliyorsun

Valla ben de aynı dertten muzdarip bi insanım. Önce avmleri gezdim gözgruptur opmardır atasundur. Baktım fiyatlar olacak gibi değil optikçi arama temalı yürüyüşlere çıktım. Bi tane buldum cam aklıma yattı ama çerçeveler rezalet. Çerçeveyi atasundan camı ordan toparlıcam heralde.

Sonuç olarak mahalle aralarında gez. Müşterileri az olduğu için gayet ilgili oluyolar. Bi sorun çıksa bile nazın geçer diye düşünüyorum. Cam markaları hemen hemen aynı zaten hepsinde.

çerveçeyi atasun opmar gibi büyük optikçilerden al. Ama camı buradan yaptırma.

Cam için abbe değeri 40 tan düşük olursa göz sağlına olumsuz etkisi var

@Cruyff 1.74 indexli camlar için 40 üstü abbe bulmak imkansız sanki. ince olsun istiyorsak 33 abbede takılıcaz mecbur.

Benim numaralar düşük olduğu için inceltmeye gereksinim duymuyorum. Tabi numaralar yüksekse inceltmeyle abbe düşüyor. Ama yine de yüksek abbe değeri inceliğe tercih edilmeli. Cam markası olarak rodenstock, seiko, essilor, carl zeiss ve hoya en iyi markalardır. Uygun fiyatlı olarak da altra iyidir.

Orta kısımlarda (direk odaktan karşıya bakarken) abbenin pek etkisi olduğunu düşünmüyorum ama kenarlara bakarken cidden etkili oluyor. Özellikle bilgisayarda iş yapan biriyseniz piksellerden gelen farklı renklerin ayrıştığını görebilirsiniz. Söylenilen cam markaları en iyileri gerçekten. Ama yüksek numara + yüksek indexlerde fiyatları çok artıyor. O noktalarda yerli üretimlere geçmek daha iyi olabilir. Gözüme novax markasını kestirdim gibi bakalım. Bi deneyesim var.

Ben cok kaybettigim icin Atasun'dan ucuza aldim hep. 7 cirf gozluk aldim su ana kadar hic de sorun cikmadi aslinda.

Atasun ucuz değil ki? Öyle bir algı yarattılar gidiyor. Çerçeve dışarıda daha ucuz, cam da ne olduğu belli markalar takılıyor. Ben Opmar'dan aldım çerçevemi, Atasun'dan 75 lira falan daha ucuzdu. Camlarım da Rodenstock. Atasun'dan Esilor istedim bin tane bahane ürettiler karları düşük diye. Soruya cevap, yerli cam istiyorsanız Merve Optik'in yerli Hawk camlarına iyi diyorlardı. Atasun kime yaptırıyor bilmiyorum.

Yurtdışından gelenler 1 at sonra geliyoenus

Yurtsisi Ürünü alayım diyorum ama 1 aydan evvel olmaz diyorlar

Ne yapacağımı şaşırdım

Benim gözlükcüm ithal cam yerine işbir marka yerli camları öneriyordu.

havuzda küçük olanları öneririm. büyükler deniz için genelde. ama kesin bir ayrım yok bence. hangisini istersen. fakat atlarsan dikkat et büyükler yüzüne zarar verir.

şnorkel tarzı olanlar havuz için değil. sakın alma.
şuna benzer gözlükler yarışlar içindir, uzun süre gözde kaldı mı sıkar:
urun.n11.com
ideali şu linkteki training tipi uzun mesafe gözlükleridir:
www.decathlon.com.tr

marka olarak speedo veya arena.

en pahalı olanlarından birini al ne yazık ki bu işte pahalı = iyi.

www.barcin.com
www.barcin.com

aşağıdaki de benim kullandığım. beklediğimden iyi çıktı açıkçası ilk kez arena gözlük olarak bunu almıştım yine arena alabilirim.

www.barcin.com

edit: bir dahaki gözlüğümü büyük ihtimalle yine ilk linktekinden alacağım. en iyisiydi şimdiye kadar.

bana kalırsa decathlon'un sattığı en ucuz ufak gözlüklerden al geç. sık yüzen insan değilsen işini çok uzun süre görür.

büyüklere girme.

profesyonel antrenman yapmayacagin icin bence de babil +1 decathlondan kucuklerden al gec. buuyukler deniz icin. dev ekran, etrafi gor diye. havuzda o kadar muhim degil o. yalniz kullanmadan once bugu yapmasin diye cama tukurursun ya, onu yaparken tirnaginla cami cizmemeye ozen goster.

ekran tiredeyken ısıtma yapmaz, musluktan akan su kaç dereceyse o derecede yıkar.

tarihleri hatalı yazmadığına emin misin? untilde yazan tarihin fromdan ileri bir tarih olması gerekir.

evet pardon 09 olacak UNTIL.

Teşekkürler.

bu durumda 10 ağustos-4 eylül arasında geçerli bir vizen var. bu demek değil ki bu kadar süre orda kalabilirsin, duration of stay kısmında kaç gün yazmışlar ona da bakman lazım. On kısmında ise normalde vizenin verildiği tarih yazar, şimdiye kadar bütün vizelerimde öyleydi benim. Burda niye böyle yapmışlar anlamadım.

'on' konsoloslukça vizenin onaylandığı gün oluyor cnm.
ayrıca bir de duration of stay ve giriş-çıkış durumu olur; tek ya da multi.
işte bunlar hep şengen ^^

hani banka hocam bu GÜNLÜK %2 dolara faiz veriyor?

Az mı çok mu yani?

Günlük veren banka -benim bildiğim kadarıyla- yok da o yüzden diyor herhalde. %2 fena rakam değil. Hangi bankaymış?

ing bank günlük dolar faizi %4 arkadaşlar

cepteteb %2 veriyor günlük.

% olayını nası hesaplıyorsunuz? Ben aylık yatırdıgımda enpara %3.5 veriyordu. Gunluk de daha mı avantajlı? Yani 100 doların varsa atıyorum günlük 2 dolar mı veriyor?

arkadaşlar sadece hesalama açısında yardımcı olayım, 2% bir yılda getirdiği para. Günlük ne akdar getirdiğini 2/360 şeklinde hesaplayabilirsiniz.

100 USD 2% ile günde yarım cent falan getirir

bu urunler genelde OEM denilen, markasiz urunlerdir. orijinalinden kalitesizdir genelde, nadiren daha kalitelisi de cikabilir. ama sonucta sony'nin fazladan urettirip stok yaptirdigi, lojistigini ayarladigi urun degil. zaten o fiyata kargo dahildir, belki de japonya'dan veya çin'den gelecek o film kisa surede. sony'nin egittigi ve yetki verdigi, marka degerini emanet ettigi kisi tarafindan takilacak vs. o yuzden fiyatlar boyle.

eger parcanin o fiyatta olmadigindan eminseniz merkezi arayip teyit ettirin. su parcanin fiyatina bu servis bunu dedi diye. servis ekstra ucret koyuyorsa kulagini cekerler. ama muhtemelen gercek fiyatidir.

sakalının çıkış yönüne göre tıraş olmalısın, tersine vurursan jileti, kızarıklık kaçınılmaz olur. balm tarzında ürün kullanabilirsin. nivea önerebilirim.

duştan sonra tıraş ol, çıkış yönüne göre tıraş ol, tersten alma. geleneksel ıslak tıraşa geçebilirsin bu arada. arko'nun bir liralık sabunu bile en iyi jelden daha efektif.

Bu tarz durumlarda çıkarıp kontrol et hemen bence. İçine bir şey kaçmış olabilir. Takarken yırtılmış/bükülmüş olabilir. Göz sağlığı için en temizi çıkarıp solüsyondan geçirip bakmak.

Bartman+1

Eger hala bulaniksa lensin capi gozunun capina uyumsuzdur. Baska lens alman gerek. Evet malesef deneye yanila ogreniyorsun gozunun bc degerini. Cunku gerizekali goz doktorlari bc degeri nedir bilmiyorlar inan.