www.google.com.tr

türkiyeye satışı yok bildiğim kadarıyla

sahibinden'de satanlar var yurtdışından alıp da getiren. illa ben kendim alıcam dersen ebay'de var ancak tuzluya geliyor biraz.

www.ebay.com

peki acaba gittigidiyor yada ebayde satılanların refurbished ya da çin malı olup olmadığını nasıl anlayabiliriz acaba? güvenilir mi acaba bu ürünler?

türkiyeye satışı olmayan yerler için bir çözüm vardı ama şirketin adını hatırlamıyorum.

internetten her hangi bir siteden istediğin şeyi alıp bu şirketin adresini veriyorsun, atıyorum bestbuy bu şirketin amerikadaki deposuna yolluyor kargonu, onlar da türkiyeye sana yolluyor ama ismini hatırlayamadım.

@yonge and bloor, borderlinx

böyle devam

afferin karşim, les go. doğrusunu yapmışsın.

geçtiğimiz sene çok seyahat ediyordum iş dolayısıyla, yeni de girdiğim için taviz üstüne taviz veriyordum, en sonunda gecenin bi yarısına uçak bileti almalar, sabah 4te arabayla yola çıkmalar başladı. en güzelini yapmışsınız.

1 yıldır çalışıyorum iş hayatını hiç sevmedim bu arada.

bir sene çalışıp aralıkta istifa ettim ben de. çok afedersin ama iş hayatının götüne koyayım.

mükemmel.

Iyi yapmissin.

Oyle anlasildiysa oyle anlasildi. Bosver. Boyle ufak konularda taviz verme

bershkanın bağlı olduğu grupta çalışan bir kız arkadaşım vardı zamanında, arada incelemeye gönderelim diye alıyoruz tezgahta bekliyor bir hafta, sonra müşteri gelince de red geldi diyoruz demişti. ama hepsi için geçerli değildir muhtemelen.

Zara'da çalıştım ben. Yani bershka'nin da dahil olduğu inditex grubunda.

Bize sorunlu ürünler geliyordu, merkeze yolluyorduk ve inceleniyordu.

Yani mutlaka incelenir ve sana geri dönüş yapilir

Sarar mı bilmiyorum ama,
Sana her yol helal pompala bilal

sen şunu özetlemişsin ya;

en.wikipedia.org(film)

Aynen, The Once'ı tarif etmişsin resmen.


Karakter fakir, müzik var(ki çok iyi) ve Irish.

merhaba. düşününce aklım gelmedi ama şöyle bi sanatçılr üzerine yapılan filmlere baktım benim aralarında izlediğim "barton fink" fakir bi yazar üzerine çok iyi filmdi ama istediklerini sadece bunda yakalıyor irlanda müziği falan yok yani, my left foot yine aynı. van gogh biyografisi falan güzel olabilir aslında size ama aklımda bi akira kurosawanın filmlerinden birinde kısa bir film olarak var, yoğun sanat bence "amadeus" ama fakir değiller. illa ki benden iyi tutturan olacaktır izlemediyseniz amadeus çoggacayip bak inan ki.

azbuçuk benzeyen şeyleri önerebilirsiniz, böyle çok keskin sınırlar koymayayım. öneriler için teşekkürler önerilere devam edebilirsiniz hepsini kaydediyorum. hepinizi tikliyorum beğenmezsem tikleri alırım ha :) falan diyomuşum :D

The Departed

Yani hep bir fakirlik yok ama...

www.imdb.com

ZED
itunes.apple.com

hack and slash diye bak hocu. oyun tarzı o gibi geldi bana.

şimdiye kadar oynadığım en iyi oyun badland idi, senin tarifine de uyuyor. bir bakmalısın.

ehe. hepimize oluyor. utanacaksın işte böyle biraz. sonra ne kadar hızlı unutulduğuna şaşıracaksın. senede 1 kere falan o vidyolara bakıp dalga geçecekler senle. yine utanacaksın bi 10 dakikalığına.

utanma duygusu cok prehistorik bir duygu. Azalarak bitecek zaten, bitmesi lazım. Tasalanma.

Ickı ıcıp kendini pilot zanneden adam gordu bu gozler.

sarhoş olmayacaksak niye içiyoruz aq. millete askıntı sarkıntı olmamışsan hiç utanılacak bişi değil.

Yılbaşı eğlencelerinden birinde iş arkadaşlarımdan biri onlarca insanın önünde diğer bir iş arkadaşımın üzerine kustu. "Heralde haftalarca unutulmaz" demiştim.

Birkaç güne kimse hatırlamadı bile. Sen kendinden utanıp, "ehe mehe" triplerine girersen kimse unutmaz. Ne yaptığını kabul yoluna devam edersen sen dahil hiç kimse hatırlamaz.

Rahat ol.

e bundan sonra içme.
bu tarz saçmalıklar dalga konusu olacak maalesef. yapacak bir şey yok. ama toplu mail atmak öküzlükmüş.

Sen de kendinle dalga geç. Ezilip büzülme.

Arkadaşların ile eğlenmişsin işte ne güzel. Alkolün amacı bu zaten. Babam düğünlerde ayakkabıyı eline alıp yere vura vura oynardı düğünün sonunda, gülerdik. Çok içerdi rahmetli.
Ne demişler
Bira <3, çünkü en güzel hikayeler salata ile başlamaz :))

gülen gülsün. bir iki güne herkes unutur. kafanı takma. denildiği gibi kimseye salça olmamış rahatsız etmemişsen mesele yok. biraz kafa dağıtmak, kalıplardan çıkmak için içmiyor muyuz zaten?

Bence youtube a koy. bizim arkadaşın kardeşi evleniyordu bi halay sahnemiz var bütün sülale ne zaman denk gelse izliyor hala biz de açıp bakıyoruz ara ara :)

Youtube'a koy evet.

Olayı kendin itibarsızlaştırırsan kimse dalga geçemez. :) Riskli ama başka çaren yok.

Düne kadar gerektiği kadar içmemişsin demek ki. Bu yaşına kadar niye içmedin ki zaten?

alkollüyken yaptığım şeyler için utanmayı uzun süre önce bıraktım. sende öyle yap. her sarhoşluktan sonra ortamdaki herkese mesaj atıp biraz kendimi kaybetmişim ya diyordum, yormaya başladı.

kimseye zarar vermyiorsan sıkıntı değil. (bıçakla saldıran gördüm)

ortamdakilerin hepsinin içmesi lazım. arada ayık olunca sıkılıp insanların davranışlarını izliyor. sabah "sen çok sarhıoş oldun" deyip duruyorlar. sana ne amk?

kendinle dalga geçicen adjkahdkj kusura bakmayın amı götü dağıttım gene heheh diycen. nedir yaa...

yav bi' düğünde de bana böyle oldu. başta çok cool'um, ablamın arkadaşları beni piste davet ediyorlar. yav yok kankalar sonra oynayayım diyorum, ta ki o lemoncello şişesini yarılayana kadar. haydiiii, nasıl kıvırıyorum görmen lazım. her türlü, tekno, folk ne ararsa var. her şarkıda oynamışım ve kameranın dibindeyim.

hâlâ izleyip izleyip gülerim, kopyası da en az 50 evde var :D

kendini riske ettiğine değmez. gider aşını olursun. dördüncü aşının yapılacağı gün kedi hasta değilse o aşıyı olmana gerek kalmaz.

ilk aşıyı oldum ya.

beni de kadıköyde bir kafenin kedisi kendisini beslemeye çalışırken tırmalamıştı, baya baya da kanattı falan. hala hayattayım.

tırmalama ile kuduz bulaşmaz. sadece normal çizilme ile bulaşabilecek tetanoz bulaşabilir. kuduz ise şehir merkezlerinde rastlanmayan bir hastalık. zaten rastlanıyor olsa karantinaya alınır o bölge. ısırıldıysanız ve içinizin rahat etmesini istiyorsanız aşı vurulun.

Afedersiniz ama Beşiktaş'ın neredeyse bütün kedilerini öpmüşümdür.
Herhangi birisi kuduz olsaydı benden bulaşmış olurdu.

türkiye'de kuduz yaygın değil. kedi tırmaladı diye aşı olmayın. kuduz görülen yer anında karantina bölgesi ilan ediliyor ki bu bile çok nadir. küpeli köpek tırmaladı diye kuduz aşısı yapan DOKTOR var. cahillikten, hayvan düşmanlığından başka bir şey değil.

Bnde gereksiz olur

bence de gereksiz olur, ancak işle ilgili birşey danışmak için arayıp yada mesaj atarsan en son olarak ekleyebilirsin.

gereksiz olur.

gereksiz olur bence de, yani normalde de insanların yılbaşını kutluyor musunuz tek tek?

Mideyi kötü etkileyebilir. Vücudun ph değerini düşürdüğünü ve protein ağırlıklı beslenenlerin daha fazla sirke tüketmesi gerektiğini biliyorum ancak bunu çoğunlukla salataya, yemeklere vs. ekleyerek yapıyorlar.

Diğer türlüsü sağlıklı diye bir oturuşta bir kilo ceviz yemek gibi olur.

sirke asittir, her gün bir bardak asit içtiğinizi düşünün. mideye illa zararı vardır da bir ayın sonunda diş etleriniz çekilir

kabız olursun, yapma.

için ama bu kadar değil. bir litre suya 100 ml kadar ekleyin, uyumadan önce için. sabah kalkınca aynı şekilde ama yarım saat-1 saat geçmeden kahvaltı yapmayın. aynı şekilde dilerseniz yemeklerden 1 saat kadar önce de içebilirsiniz birer litre. ben yıllardır bu şekilde tüketiyorum.

elma sirkesi bolca asetik asit içerdiği için günübirlik içmek fazlasıyla zararlı olacaktır. ille içicem diyorsan seyreltip içmeye yada salata vs. üzerine ekleyip tüketmeye gayret et derim ben.

mideni delersin haci. haha sirke oyle icilir mi tuzruhu ic bari. pirini pisini temizler soker atar

www.hurriyet.com.tr
sirkeyle zayıflamak isterken ölen adamın haberi

iki sene arka arkaya ertelemişliğim var

ben de 3 kez ertelettim arka arkaya. kurallar değişmediyse şayet, problem yok.

teşekkürler, araştırırken SGK'dan bi belge almak gerektiğiyle ilgili birşeyler okudum, umarım gss borcunu ödetmeye kalkmazlar.

ertelemeyince noluyo benim geçen sene bu zamanlarda ödüyor olmam lazımdı, şuan hala okuyom başka bi üniversitede

gerçi şeyden emin olamadım, ödeme zamanı gelmeden erteletmiştim ben. senin durumunda şartlar nasıl bilemedim. araştırdığına göre, ertelenebiliyor sanırım, faiz oranları çok yükselmiyordur umarım.

@masa, ertelemeyince banka hesaplarına bloke geliyor olabilir. sabahtan o tarz bir duyuru vardı hatta ne yapabilirim diye soran bir arkadaş. benimkinin vade de doldu, ödemeyeceğim bir süre. hesabım vs. de yok bankalarda, ne olacak bakalım.

bildiğim kadarıyla bir taksiti bile atlasan borcunu vergi dairesine devrediyorlar. 3 ayda bir vergi dairesine gitmen gerekiyor falan, ama emin de değilim değişmiş olabilir şartlar. en iyisi ben yarın yaşadığım şehirdeki kyk'ya gidip bir dilekçe vereyim.

evet @yonge, benim bildiğim kadarıyla da öyle. yumurta kapıya dayanınca ayrıntılarıyla öğrenirim artık, hehe. sen istediğin şekilde halledebilirsin umarım.

LENOVO A7000

asus zenfone 2

lenova s90 çok iyi telefon ama butceyı asar sanırım.

@jamswety iki onerinizde butceyi asacak gibi yine de tesekkur ederim ilgilendiginiz icin.

urun.n11.com

Lumia 735

general mobile 4g, ben 650ye almıştım sıfır. 3 senelik nexus 4 maceramdan sonra beni fazlasıyla mutlu etti.

anneye akıllı telefon almayın sonra hep oyun oynuyor telefonunu kurcuyor. konusurken bir kafasını kaldırıp bakıp sallamıyor bile :(((

@fasulyek kadincagiz yuruyemiyor zaten azicik oynasin ya cani sikiliyo butun gun :(

Iphone 4 s var isterseniz satarim ekrani catlak degistirirsiniz kullaniyorum Ben halen

@john daniels sifir garantili bisey dusunuyoruz.

Lenovo s90 ı ben de buradaki yorumlardan okuyup anneme aldım. Biri kamerası tatmin etmeyebilir diye uyarmıştı gerçi ama dinlememiştim, o modeli almayı düşünüyorsan dış mekanda fena olmasa da iç mekanda berbat bir kamerası var aklında olsun. Onun dışında güzel ama, annem şarjının 4 gün gittiğini söylüyordu geçen ama tabii o çok kullanmıyor onun da etkisi vardır.

Genelde dakik çalışır ve sitesinde yazdığı şekilde gelir. Ama denyonun teki trenin önüne atlayıp intihar etmediği sürece yetişirsiniz. 06:36'da olana binseniz bile kolayca yetişirsiniz. Çünkü yeni havalimanında İzban'dan indiğiniz gibi alana giriyorsunuz.

Taksiyle 15-20 dakika içinde trafik olmazsa kolayca gidersiniz. 15 KM yol. Yazacağı 20 TL.

valla ben de taksiyi düşünüp bir telefon ettim taksi durağına 45-50 lira dedi, izbanla gitmek varken çok geldi o da.

o zaman yarın kimsenin kendini rayların önüne bırakmamasını umarak izbanı deneyeceğim.
teşekkürler cevap için.

Umarım kimse atlamaz. iyi yolculuklar.

www.taksiucreti.com 'da hesapladım:

Toplam Mesafe: 12.86 Km
Yaklasik Ücret: 32.07 Lira

Taksici biraz abartmış o zaman.
Teşekkürler.

aradığın şey tam olarak asus zenbook modeli

www.laptopmag.com

dell'in ve bir kaç markanın daha muadil modelleri var hayvanilik ve güzellik bakımından benzer.

asus zenbook ya da dell xps 13 - developer's edition. fiyatlar iyidir, ama aletler de hak eden cinsten.

samsung ativ book

zenbook diyenler tam olarak beni anlamışlar. çok tşk ederim

dell xps13-15 var onları da incele.

ek; dell servisi garanti suresince adrese gelip servis veriyor.

sabiha gökçenden havataş ile taksime, taksimden taksi ile crown plazaya.

Cevap icin tesekkurler! Havatas disinda alternatif yok anladigim kadari ile?

var aslında, Sabiha gökçen'den E3'e binebilirsiniz (4.5 tl olması lazım akbille) sonrasında son durak levent metroda inip metroyla taksime geçersiniz, taksim metro istasyonundan 10-15 dakka yürürsünüz.

Yanimda kucuk yasta cocuk olacagi icin en iyisi havatas-taksi yapmak olacak zannediyorum! Peki kurban bayraminda istanbul nasildir? toplu tasim calisiyor mu? en cok feribotlar ve deniz otobusunu merak ediyorum?

herşey çalışıyor, resmi tatil nedeniyle toplu taşımadaki sıklık değişiyor, ama trafik çok olmadığı için çok sorun olmuyor.

kilyos'ta babylonun olduğu koyda girdim, hayatını egede geçirmiş biri için beklentim düşüktü ama sonunda fena çıkmadı, pislik deniz anası falan yoktu - ama zaman zaman oluyor sanırım.

okul var okul var. bölüm var bölüm var. tıp okuyorsan hayır elbette. bence ara ver ama :D .

iş, okuduğun bölümle ilgili mi? evetse ara verilebilir. hayırsa riskli.

İş alakasız. Okul Boğaziçi.

isine bakar.

ara verdikten sonra döner misin, dönersen ne zaman dönersin geç mi olur, okuyup bitirdiğin zaman bulacağın iş bundan iyi şartlarda mı olacak benzer veya kötü şartlarda mı, bu işte okulunu bitirmeden de yükselebilir misin hepsini birlikte düşünmen gerek. detayları bilmeden bir şey söylemek çok zor.

Okulun sikko ise, cidden iyi bi yerde okumuyosan git çalış. Kimse diplomana para vermez. kariyerde de öne geçersin.

Not: lisans mezunuyum.

Son çabalar...

sen mi arıyosun? airbnb'ye baktın mı?

evet ben oda arıyorum.

wg/wohngemeinschaft seklinde arattin mi ?

arattım. tonlarca mesaj attım. ilanların çoğu almanca, haliyle ingilizce mesaj atanlara geri dönmüyorlardı. daha sonra yazdıklarımın altına almanca tercümelerini de yapıştırdım, arkadaş vasıtasıyla.

ulan ne arıyorlar anlamış değilim, ödemelerim düzenli olacak burs alıyorum diyorum, programım ağır, party scene'de işim olmaz diyorum, alman kültürüne meraklıyım, yeniliklere açığım diyorum fayda etmiyor.

öneriler var mı ?

turk kolay kolay almazlar.

ne için gidiyorsun münihe? master falan içinse okula, staj yada iş içinse şirkete mail atıp bu konuda yardımcı olabilirler mi sormak lazım, yoksa baya zorlu bir olay oraya gitmeden oda bulmak.

cok da gec kaldin aslinda...

gidip de ev bulamadan geri dönen oluyor mu acaba ?

Cep telefoncu bir tanıdığı varsa (yasa dışı) numaranızı sorgulatarak sistemden adresinizi bulabilir. Niyetler yeterince kötü, imkânlar da aynı derecede bolsa bu ülkede her şey mümkün...

oha o zaman dark side`dan adamlara cocuk oyuncagi yani. cidden mafyatik tiplerden bahsedelim, boyle illegal bok pusur, bu adamlar o zaman sikti yani belani eger sacma bisey yuzunden boyle mafyattik tipler sana ulasabiliyosa.

Yıl 2015, isteyen istediği her şeye ulaşabilir gerekli donanımları sağladıkça. Fakat lisede 18 yaşında değilseniz ve hat alıyorsanız muhtemelen bir başkasının üzerinedir o hat. (Bildiğim kadarıyla 18 yaş altı kendi üzerine hat alamıyor.

dur msg atayım bı bılgıyı.

zara man`de vardi, kisin 400 liraydi alamamistim gecenlerde 100e inmis param yk yine alamadim. duruyorsa onlar baya iyiydi.

Görseli göremiyorum ama bu sabah facebook sayfasından zeki beştepe design ın çantalarını gördümok beğendim. Kaç papeller bilmiyorum da:)

şehir merkezinde kalın yeter bence. şehirde her yer yürüme mesafesinde zaten. bol bol yürüyün şehrin havasını soluyun.

bu şehrin tam göbeği dam square mi?

sehir zaten besiktas kadar, bisiklete atlasan en fazla 10 dakkada merkezdesin.

simdi baktim amsterdam besiktasin 10 katiymis.

van gogh musaumun oralar idealdir

3 günlük amsterdam kart alıp merkeze yakın yerlerde de kalabilirsiniz. amsterdam içinde tramvay benzeri taşıtlar var. leitzeplein, rembrandtplein buralar da merkez ama pahalıdır.
edit : merkez diye bir kavram yok aslında, ancak dam meydanı bahsettiğiniz mekanlara yakındır. bulabilirseniz burada kalın.

Sevdiklerin orada da yanina gelir.gelemez mi?kizlardesin belki okuyordur bilmiyorum ama bir kac sene sonra o da yanina gelir.

belki soylediklerimden memnun kalmayacaksin ama maalesef gercekler bunlar. hayatta her sey insanin istedigi gibi olmuyor. hep tercih yapmak zorunda kalacaksin. iliski, is, aile vs. ne zaman duygularini işinin icine sokarsan, o zaman hatalar baslar.

umarim her sey gonlunce olur

abi ankara istanbul nedir ki? çok dramatize etmişsin bence. bir yüzünü yıka kendine gel. canın sıkıldı mı arabayla 5 saatte ankara'dasın. yani ben de amerika'ya falan gidiyorsun sandım. saçmalama, ilk otobüs veya uçağa atla, git işine. baktın her şey yolunda, ailen de gelir yanına.

iş hayatımızın günümüzün 2/3'sini oluşturuyor. işte mutsuzsanız bu eve de yansıyor. (tabii olumsuz olarak) ailenizi istanbul'da da yanınıza aldırabilirsiniz. iş konusunda kendinize güvenmiyorsanız (ankara'da iyi bir iş bulurum düşünceniz yoksa) gidin. hem belki ilerleyen zamanda ankara'da kadro açılır ve dönersiniz sevdiğiniz şehre.

hocam çok üzüldüm.

aynı şeyi 1 sene önce ben yaptım ve şuan çok mutluyum. sen de yap, annenlere para gönderebildikçe kendini dhaa iyi hissedeceksin.

tek kisiyi yalniz birakacak olsan yine dusunulur ama 2 kisiler. yalniz kalmayacaklar. ayrica dunya kucuk. ankara istanbul dedigin kalkip 2 saate gidebilecegin yer. istanbul icinde bile 2 saatte gidemedigin yerler var amk. bence git derim.

Naçizane önerim; git işe başla, sonuçta kafana silah dayamıyorlar 2 ay sonra yada 3-5 ay, artık ne zaman sikerler dersen döner gelirsin. ama baktın alışıyorsun zamanla, atlar haftasonları hızlı trenle gider görürsün sizinkileri.

Ben devamlı şehir değiştiriyorum, devamlı ailemi, arkadaşlarımı yada sevgilimi geride bırakıyorum, devamlı ağlaya ağlaya gitsem de sonradan alışılıyor, böyle gaza gelip sikerler dediğim bir kez oldu onda da hayatımın pişmanlığını yaşadım iş olayları yüzünden.

bir de bir psikiyatriste görün eğer anksiyete bozukluğun olduğunu düşünüyorsan. bana ilk teşhis ilkokulda konulmuştu 28 yaşındayım hala mücadele ediyorum o illetle, kendini harap etmenin alemi yok.

Ciddi ciddi düşünüyorum evet. Psikiyatriste görünme olayını da mecbur erteleyeceğim işi okeylersem.

Bence de çok dramatize etmişsin. 3 ay sonra sikerim deyip dönemez misin, krallar gibi dönersin. Rahat ol. Profesyonel ol. İktisat mezunu olarak beğendiğin bi iş bulmakta şanslısın. Git.

Baktın çok bunaldın 5 saat yol, çok uzak değil.

İş çok hevesli olarak yapacağım bir iş değil ki. Mecburiyetten, herkes giriyor herkes yapıyor diye sınavına girdiğim bir iş yani. Yoksa daldan dala, şehir şehir dolaşma hayranı da değilim. Ama insanlar öyle bir işliyor ki kafama "girmezsen ölürsün, hayatında başka iş bulamazsın, aç kalırsın, bitersin" fikri canlanıyor.

Dramatize etmekten çok, kendi içimde vermem gereken bir kararın yarattığı çelişki bu. Hiç istemediğim bir hayata başlamak yerine biraz da Ankara'yı zorlamayı düşünüyorum sadece. Olmazsa İstanbul orada zaten, kaçmıyor.

başlamak zor gelir ama başladıktan sonra alışacaksın. bir de eski bir müfettişten sana tiyo;

ailenin evi ankara'da olduğu için büyük bir ihtimalle ankara teftişlerine seni gönderecekler. muhtemelen istanbul'dan sonra en çok şubenin ankara'da olduğunu düşünürsen öyle gözünde büyüttüğün kadar ayrı kalmayacaksın.
bizim banka haftasonu gidiş - dönüşleri de karşılıyordu eğer öyleyse haftasonu ankara'ya uçakla daha rahat gider dönersin. iyi bir maaş ve parlak bir kariyer seni bekliyor. iyi düşün

parasız her şey daha zor olacak, emin ol. güzel bir kariyer yap kendine, uzun vadede hepiniz daha rahat yaşayıp daha mutlu olacaksınız.

yeni nesilde hiç büyümüyor koskoca erkek adamsın, git işini düzene sok evini vs ayarla yerini sağlam edince aileyide alırsın. bu kadar, gözünde diğer duygusal olayların büyütmesine bakma basit ve net, git işini yap aileni de rahat ettirirsin, artık eve sen bakacaksın alış buna

üzüldüm.

git dene. bir şey olmaz korkma. ailen için güçlü ol.

odtü uluslar arası okuyup istanbul'da banka müfettişliğine başlayan tanıdıklarım vardı. 15 sene önce başladı ikisi de. şimdi deli para kazanıyorlar.

yılma. inançlıysan dua et. seni çok rahatlatır emin ol.

istanbul'da işe başlarsan aileni de alırsın yanına. hemen olmazsa da türkiye'de en kolay ulaşım hattındasın. sık sık gider gelirsin.

bak ben erzurum'dayım. çalışıyorum 3 senedir. anamı bıraktım geldim. şubattan beri gidemiyorum. kadın ayakkabı alacak para bulamıyor kendine. bizde de baba şerefsiz.

daha ne hayatlar var.

ailen için güçlü ol. okumuşsun, donanımlısın, gençsin, anasını zikersin istesen ortalığın. sen üzülürsen ailen de üzülür. kovala fırsatları... illaki bulacaksın sonunda istediğini.

vice news yalnızca online yayın yapan bir haber video blogu, youtube kanalları bulunuyor, kafa açıcı ne kadar dosya varsa biraz da alışılmışın dışında bir bakışla parmak basıyorlar.

türkiye'de artık okuyacak yada izleyecek bir yayın organı kaldı mı emin değilim.

var.

benim ed bilgim o yönde. yani ilk sene izin kullanmaya hakkın olmuyor. Firma izin verirse, önümüzdeki seneden borçlanarak izine çıkıyorsun. eğer erken istifa edersen, o günlerinin parasını ödüyorsun.

evet var. onları borç olarak veriyorlar. sen 1 senede istifa edersen borcunu geri ödüyorsun gibi düşün

1 seneyi doldurmaya da 10 gün kalmıştı ya, neyse artık yapacak birşey yok.

Yok hocam tam öyle değil. Hemen kabullenme.

Diyelim ki hiç yıllık izin kullanmadın ve yılda hak edeceğin iznin 14 gün. Burda 6 ay çalışıp ayrılırsan sana 7 hün ahk ettiğin yıllık iznin bile parasını ödemesi lazım. Kurumsal şirketlerde böyle.

Senin durumunda yaklaşık 13 gün hak ettin, 9 günü borç olarak düşüp 4 gün hak ettiğin iznin parasını vermeleri lazım. Kendi şirketimden şahit olduğum uygulama böyle. Yarım sene çalışıp 7 gün daha çalışmış gibi izin maaşı alındı.

Dediğim gibi eğer kurumsal bir yer ise bu olay muhasebecinin bilmemesinden olabilir. Ama patron şirketiyse üzerine yatmaya çalışıyorlar.

arkadaşım her şeyin azı karar çoğu zarar. bokunu çıkarma bence. etrafındaki insanlar senin hakkında güzel şeyler düşünmeyebilirler.

çok iyiymiş ya, ben şu çok ütü istemeyen gömleklerden almıştım, bazen işe giderken gömleğimin kalmadığını farkedip ütüsüz geçiriyorum üstüme, biliyorum hoş durmuyor ama çok da umursamıyorum ben.

bunun bir hastalık olduğunu söylememe gerek yok sanırım?

Ben de ütüsüz kıyafet pek giymem spor veya bakkala inip gelme dediğimiz o dışarı çıkmalar dışında. Ama seninki hastalık boyutuna geçmiş, yukarıdaki arkadaşın dediği gibi her şeyin fazlası zarar. Sen bu takıntın yüzünden rahatsızlık yaşarsın, evlenmene gerek yok. Normal ütünü yaparsın, o ütü zaten gün içerisinde jilet gibi kalmaz, normal hayatına devam et, akşama kadar ne yaparsan yap zaten ütüsüz bir şey giyiyor gibi görünmezsin.

Ayrıca don ütülemek nedir yahu? Zaten pantolon giyince o donun ütüsü mü kalır? Ciddi rahatsızlık boyutuna ulaşmış. Rahat ol biraz dostum, hayat böyle takıntılarla zehir olur insana.

(Bkz: Okb)

lavoboya oturmandan da anlaşılabileceği gibi problemlisin, biz klozete yapıyoruz.

sorun çıkarır mı emin değilim, çünkü normal şartlarda böyle biriyle kimse evlenmez... evlenmediğinde de evlendikten sonrası olmayacağından bu süreçte sorun yaşamazsın...
he olur da evlenirsen ve evlendiğin insan da senin gibi değilse kesinlikle sorun olur tabiki... ama ne kadar sorun olur? çok uzun sürmez yani o evlilik, kısa süreçli bir sorun yine...

ben 3 yıldır tek yaşıyorum, bırak arada ütüsüz giymeyi filan, ütüm yok. bir kez ütü yapmadım, yapmam...

evlendiğin zaman böyle davranırsan hanım senin kapının önüne kor. biraz törpüle bence kendini.

@himmet dayi sen git harcanma buralarda sahneye falan çık, komik seni

ütü yapmaktan nefret eden bir kadın olarak yanıtlıyorum: bunca ütüyü hanımdan beklersen çok ciddi sorun çıkar :) ama ütümü kendim yaparım ya da veririm parasını, eve gelen temizlikçi kadın yapar, ya da bir diğer alternatif her şeyi kuru temizleme tarzı yerlerde ütületirim diyorsan (ki boxer fln ütülemeyebilirler) bence hiç sorun olmaz. Neticede her kadın sever yanında jilet gibi adamla yürümeyi. asıl mesele bu talebini kimden yapacağın :) Bir de hanıma da karışacak mısın böyle??? Ondan da böyle olmasını siteyecek misin? O da önemli yani...

Çok detaycısın bu biraz sorun olabilir. Bunun biraz önüne geçmen gerekiyor. Ama kimse de bunun yüzünden boşamaz seni :) sen boşamazsan tabi.

Evlilikte problem çıkıp çıkmayacağı tamamen ayrı bir konu, kendin ütülemeye devam edersin, olur biter.
Fakat bu bir hastalık, okb. Mutlaka yardım almalısın. Muhakkak burada anlatmadığın başka takıntıların da vardır. Böyle şeyler kişi için çok yıpratıcı. Şimdi olmasa bile ilerde hasta olursun, Allah korusun.

zaten olması gereken ütüsüz giymemek. ama kusura bakma ama sen bokunu çıkartmışsın. evlendiğinde de ütünü kendin yaparsan sorun teşkil etmez.

ya arkadaşlar şurda yazılan iki cümleden mi çıkarıyosunuz bütün bunları,hemen okb diye yazmışsınız.Yani çalıştığım şirket itibari ilede kendimi iyi hissetmekde istediğim için,ütüsüz gezmiyorum, large değilim sadece biraz daha dikkat ediyorum, ama benim dedem babam da aynı yani ütüsüz gezmezler dedem 80 yaşında hala ütüsüz gömlek giydiğini görmedim adamın, babam 55 yaşında o da öyle, dedem ben kendimi bildim bileli her sabah günlük traş olur, yani bunu hastalık değil bakımlılık olarak göremeyiz mi ? kurtarmaz mı:) herkes mi doçent burda ya :D

Evlilik meselesine ek olarak, ütü meselesi çözülür dediğim gibi ama eşini rahat bırakmazsın. Takar da takar nefes aldırmazsın. Ses etmezsen de kendin bunalıp yıpranırsın.
Belki de vaka olacak derecede sorunlu değilsindir, herkesinki kadar küçük takıntılardandır ama yani gidip bir psikoloğa anlatmadan da kendini göremeyebilirsin.

*** doçent-prof değiliz ama okb.lerle yaşamışız kardeşim ;)

doçent prof olmakla alakası yok, gömleğim kırışmasın diye tuvalette çıkartıp askıya asıyorsun, tatilde ütü yapamayınca yeni tshirt alıyorsun. bunlar jilet gibi olmaktan biraz fazlası.

evliliğe gelince ütüleri kadına yaptırtmaya çalışırsan kapıda bulursun kendini.

tik atmamışsın ama himmet dayi +1500
lavoboya oturmak nedir yahu :D

bir durumun hastalık kabul edilmesinin ölçütlerinden bir tanesi günlük işlevselliği bozmasıdır. otelden çıkıp yeni tişört almak, kırışmasın diye gömlek çıkartmak sınırda gezindiğini gösteriyor.
ütüyü karına kitlemeye kalkmazsan evliliğin sarsılmayabilir, herkesin tuhaf huyları olabiliyor sonuçta.
not: psikologum

non-iron denen ütü gerektirmeyen gömlekler var. onları düşünebilirsin. abartmaya da gerek yok bence. ben de hiç ütülemem mesela. asınca herşeyi yeteri kadar düzleşiyor genelde.

lavaboya oturmayı düzelyseydin keşke :)

GoPro alabilirsin belki.

Ya da ev hediyesi alırsın Paşabahçe'den şık bir obje vs.

ikisine de saat al bence ayrım olmasın, değiştirme kartı da koy gönüllerine göre değiştirebilirler.

goproları var o yüzden ben de saat mi alsam dedim, nerden alsam ki saati.

www.google.com.tr

Dolmuş hattının ilk veya son durağındakilere bi sorun, cüzdanı bırakmışlardır belki. Taksi için de eğer durağını biliyorsanız oraya sorabilirsiniz, diğer türlü zor :(

bulan kişi cüzdanı verecek olsa çoktan bulurdu sizi. ben bir kere takside cüzdan düşürdüm. adam kredi kartının bankasını aramış (hsbc) onlar da beni aradı dedi şu durakta taksi numarası bu, oradan alabilirsiniz diye.
şu ana kadar gelmediyse zaten gelmez.

DURAĞA GİDİN, BEN DOLMUŞTA TÜM MALVARLIĞIMI DÜŞÜRMÜŞTÜM SAĞ OLSUN ŞOFÖR BULMUŞ, ERTESİ GÜN YERİNE GİTTİM ALDIM.

capslock :(

üzerinden çokça vakit geçmiş ancak ben bir update yapayım, düşürdüğümüz taksinin şöförü içindeki 400 lira ile beraber konsolosluğa bırakmış cüzdanı.

bence bu koltuğu evden uzaklaştır sağlık açısından hayatımda gördüğüm en leş koltuk :)
illa oturucam diyorsan da şundan al ozaman.
www.hepsiburada.com

dostum koltuğu sileceksen çamaşır suyuyla falan iyice silerek temizle. içine yumoş falan da at koksun diye.

ama bana kalırsa kılıflarını çıkar ve yıka. içindeki süngerleri de bi mobilyacıdan satın al. ucuz zaten onların içi.

yastıklar çıktıktan sonra iskelete geçirilmiş kumaşı da iyice bi sil. sonra da 5-10 tl ye bi koltuk kılıfı al. lastikli don gibi koltuğa geçir. üzerine bişey dökülürse ona dökülsün.

abi bence el bombasiyla falan imha et sen koltugu

abi ölmüş bu koltuk

Basınçlı su halleder ama parçalanır, patlar elinde kalır. Yak gitsin amk.

cevapları yeni okuyorum da yak diyen, at diyen, el bombası tak diyen.. bu koltuk benim en sevdiğim koltuk. kolları falan da vardı söktüğümden kötü görünüyor kenarları. neyse çok zoruma gitti yau jsdgjg

@kupigometa sağol deneyeyim bakalım belki olur.

@jamswety dediğini ilk kez gördüm iyi bir şeye benziyor. sağol :)

Bence koltuk yakışıklı değil ama sempatik asgdsfsd

Koltuğun tip bomba yalnız, gariban gibi bir köşede ''beni atma'' diyor resmen :D

Sen bu koltuğa bi isim koy sonra da kupigometa'nın dediği gibi süngerleri kılıfları değiştir.

tabi o zamanki koşullar önemli ama ben geçen sene kasım başına kadar gayet mutluydum. hem popülasyon hem hava olarak. batteniye falan şart tabiki. eğer merkezde değilsen araba şart insan sayısı baya az

teşekkürler, merkezde olmayacağım ama yakında köyler var, yürüyerek pazara falan giderim işimi görürüm diyorum.

facebook'tan:

evrim ağacı
kozmik anafor
astronomi diyarı

gruplarından. bunları kendi siteleri de var tabi. direkt sitelerine girerek de takip edebilirsin.

bbc,
science,

News republic kur iyi filtreliyor. Bir de her cuma gece teknoseyir gündem degerlendirmesi yayınlıyor. Hiçbir sey yapmadan sirf onu dinleyen adam baya bir seyden haberdar olur.

popular science dergisi, büfelerde oluyor, içerik fena değil fiyatı da 4 tl gibi birşeydi.

Twitter:
@ScienceNews
@nature
@ScienceDaily
@newscientist

uzayla ilgili bir de @sen var, bayağı sık tweet gönderiyorlar.

ekleme: kusura bakma site demişsin, silmeyeyim, belki başkasına yarar.

iflscience.com

Olur.

diploma çift dilde hazırlanmışsa olur neden olmasın. tabi ingilizce kabul ediyorlarsa. gidin almancaya çevirin derlerse uğraşırsınız haliyle.

almanya vize başvurularında almanca döküman istiyor. ingilizce değil. çalışma vizesi için geçerli bu dediğim, turistik için zaten diploma gerekiyor mu bilmiyorum.

ingilizce diploma / transkript yeterli olur.

yok benimki yüksek lisans için olacak ingilizce veya almanca olması gerekiyor. zaten dediğim gibi ing transkript okuldan alınan kabul ediyorlar, bu sefer diploma girdi işin içine, arkadaşların dediği gibi bende olur diye düşündüm ama işte evham pimpirik emin olamadım. çok teşekkürler.

Cv'ne daha bakmamışlardır. Başvurunu geri çekebilirsin.

o başvurunu şirket görmeden hala çekebilirsin demek oluyor sanırım. götümden sallıyor da olabilirim.

elbette standart bir şarkı ne kadar yer kaplıyorsa o kadar yer kaplayacak (3-5 mb). hele high quality download seçerseniz daha da çok.

edit: online mod sizin için ideal bu durumda. depolama alanına gerek kalmadan sınırsız müzik özgürlüğü

8 gb'lık nexus'ta aynı sorunu yaşadım, telefonun hafızası kendinden geçti resmen, en az 16 gb ama ben bir dahaki telefonu 32-64 almayı düşünüyorum sırf bu yüzden.

teşekkürler. iphone olduğu için hafıza da yükseltemiyorum. hiç bi anlamı yok o zaman benim için premium'a geçmenin. ipod rulez.

Satış elemanının paketlenmiş hali.
Not: Aşağılama olarak görme, satış elemanı firmanın piyasa yüzüdür. Çevre vs edinerek çok güzel fırsatlar yakalayabilirsin.

Ne mezunu nerden mezunun ona göre söyleyelim. Kurumsal büyük firmalarla çalışan firmaysa oralara kapak atabilirsin ama değilse öyle kalırsın.

satış mühendisi şirketin tüm yükünü çeken, para kazandıran, en kallavi mobbinge uğrayan, tehlike anında ilk kırılacak çalışandır. karakter olarak en hızlı geliştirecek, tecrübe kazandıracak poziyondır ayrıca. kişisel gelişim ve kariyer hedefiniz var ise başlangıç için iyi bir pozisyon olacaktır.

satış mühendisinden, şirket satış yönetiminin belirlediği satış/ciro hedeflerini belirtilen periyotlar içinde gerçekleştirmesi beklenir. (bkz: satış kotası)
hedeflerin tutması ya da geçilmesi halinde ekstra kazanç (bkz: satış primi) sağlanır. şirketlere göre maaş ikramiyesi, patronla öğlen yemeği, boğazda yemek, tatil hakkı, ayın elemanı ifşası şeklinde olacağı gibi masrafların şirket tarafından karşılannması koşulu ile alemlere akmak ta(evet ilk aklına gelen *) diğer ödüllendirme çeşitleri arasındadır.

öteki tarafta hedeflerin gerçekleşemesi halinde kötü söz, her türlü mobbing, ekstra mesai, pazar gününe fuar görevi, fuar bitimi herkesin gitmesine rağmen fuaye alanında sorumlu olarak bırakılman, bir sonraki kotaya eksik satış kadar hedef eklenmesi, şirket hattında kişisel görüşmelerinin göze batmaya başlaması, iki kere üst üste kota dolmazsa uyarı üçüncüsünde (bkz: bon voyage)

özetle karakter olarak hırslı ve ilişkileriniz kuvvetli biriyseniz ve sınırlarınızı görmek istiyorsanız bu meslek dalı tam size göre. yok çok sorumluluk alamam ama yine sahada olmak istiyorum derseniz pazarlama ya da plasiyer pozisyonlarına bakabilirsiniz.

sevdiğim bir cümlem var. yeni başlayan satıcı arkadaşlara hep söylerim. dünyada iki tür meslek var. biri perde önü diğeri perde arkası. siz neresinde olmak istiyorsunuz?

son olarak endüstri mühendisliği mezunu olduğunuzu gördüm. ilerleyen dönemlerde muhtemelen yönetici pozisyonlarına geleceksiniz. bu sebeple satış kadrosuna görev almanız, tecrübe edinmeniz, bir kaç kale kazanmanız iş veren gözünden iyi yorumlanır.

umarım ufak ta olsa bir perspektif çizebilmişimdir...

1 seneye ykın zamandır satış mühendisliği yapıyorum. tek söyleyebileceğim: işsiz kal ama bu kepazeliğe bulaşma.

@yonge and bloor biraz daha detay verebilir misin ?

benim endüstride şimdiye karşılaştım en işe yarar adamlar bunlar oluyor valla. geçen bir otomotiv fabrikası kurulumunda ABB INDIA'dan bir elemanla tanıştım boyahanedeki robotların ayarını yapıyordu, japonyadan amerikaya geziorum paranın amına koyuyorum şeklinde takılıyordu. Tabi o hintli o yetenekleri elde etmek için hayvan gibi kendini geliştirmiştir orası ayrı.

evet kullanabiliyorsunuz.

aynen öyle diyebilirsin

denir ama whether kullanmak daha güzel güzel geliyor bana.

i don't know whether i'll go there or not.

if'lisi daha çok türkçedeki gidecek miyim bilmiyorum gibi bi his veriyor bence. sonuçta anlam aynı o ayrı.

Burdaki kullanımı doğru ancak geleceğe bağlı bir şart cümlesi olursa will doğru olmaz, grammar olarak doğru ancak usage olarak pek doğru olmaz.

mesela

If i go there, i will meet her.

Burada oraya gidersen(gelecekten bahsediyor) onunla buluşma olayı gerçekleşecek ve şartı bağlı.

Ancak bir de gelecekte gerçekleşecek olan şeyin durumundan çok, sonucunundan bahsediyorsak will olur;

mesela:

If (you think) it will save our marriage, I'll try to give up drinking.

Yani condition (şart) cümlelerinde kullanma yeter.

saçların ince telli ise dediğin şeylerle karşılaşıyor olabilirsin. (hemen bozulma, şekil verirken uğraştırma) bahsettiğin kişilerin saçları kalın telli ve daha sağlıklıdır.

bazen sac tirasinla da alakali. oyle bi tiras oluyosun ki tornadoya yakalansan ayni formda kaliyo. dogru berberi bulmaya da calisabilirsin berberinden suphen varsa. bi de abi cok jole kullanma cidden kotu ya. belki de noluyosa jolelemekten oluyo. mesela bi kere de dustan sonra sadece her zamanki yonune tarayip birak bi zaman gecir onunla. sonra ise gelince tuvalette bi goz gezdir sac ne durumda diye, ona gore islat sekil ver hafiften ama zor kullanma saca. ince telli mi?

jöle değil wax kullan +1

Jole degil wax kullan, tıraş olurken belirt bunu ara makas atsın kabarıklığı almak için.

Argan yagi senin ilacin. Elektriklenmeyi ve kabarmayi alir taranmayi kolaylastirir.

cevaplar icin tesekkurler arkadaslar.
@hopeless, ince telli degil saclarim, bir sure jole kullanmadim zaten uzunca bir sure hatta, o zamanlar dedigin gibi yapiyordum ama iste yine cok guzel olmuyor.
@minik donut canavari,@dieselsingle2 wax da yanlisindan mi aliyorum bilmiyorum ama boyle cok kati ve yapisik gibi o yuzden sacima surerken bile zorluk yasiyorum. farkli bir yontemi mi var?
@yonge and bloor, ara makas mumkun oldugunca attiriyorum hocam.
@halitkin tesekkurler hocam deneyecegim.

Olympos'a git, iyidir.

Olympos yaramaz, zaten boku çıktı artık.
ayvalık sarımsaklı tarafları iyidir.

Zeytinli Rock fest güzel olur, tarihleri denk getirebilirseniz. Hem deniz kum güneş hem de konser. Mis.

kabak koyuna gidin, lacho kamp iyiydi ve ucuzdu.

19tl etmez

allah beterinden korusun.

çok zenginsen, "hiçbir şeyi siklemiyorum" havası vermek için uygun. yoksa zaten söylenmiş her şey.

sibel canın oğlugiller modasını takip edenler giyebilir.

off hayır yaaa :(

baya iyi bence

sıçmak için iyi.

Yolda denk gelirsem gülerim. Pis gülerim.

zara montları çok kalitesiz.

çok güzelmiş hangi zara'da gördün?

serin hawaii aksamlarinda giyeceksen guzel bence

hayatta giyizlmez. üstüne para verseler bile.

naptin kanka aldin mi

o artık bir puding değil :) içinde bağımsızlığını ilan etmiş bi koloni falan olmuş olabilir.

Ahah yok, toz halinde. Pismemis henuz.

sen puding hazırla bizde helva.

bizim helva fıstıklı olsun.

en fazla süte yazık edersin. pişirirken kötü kokar, tadı kötü olur atarsın. ama toz olduğu için sıkıntı olacağını zannetmiyorum. yapar yerdim.
beni dinleyip yersen, sonunda zehirlenirsen karışmam :))

cok afedersin de icindeki zilyon tane koruyucu madde yuzunden bence bi 15 yil bisey olmaz.

bir şey olmaz ye.

ÇEKİLİN NET BİLGİ İLE GELDİM!!! berbat olur, daha önce 3 ay falan geçmişti galiba öyle bi puding yaptım bi garip oldu yani olmaz.

Üç yıl geçmiş puding yemiştim çikolata muz karışık. Yaşıyorum

Yahu 1,5 lirasinda degilim isin. Marketler kapali, evde baska malzeme yok. Bi de glutensizmis. Simdi kotu olsa son kullanma tarihinden mi yoksa glutensiz olusundan mi onu da anlayamam. Vazgectim sanirim :/

Evdeki her şeyi kapatıp sayacın numarasını okuyarak bulabilirsin.
İyi de İnsan neden fon makinasını 12 saat çalıştırır?

alev alıp evi yakma ihtimmali de var. geçtiğimiz günlerde oldu.

2200 watt desek, sen yapacagim islemlerde fon makinanin gucunu 2200 le degistir.

2200 watt x 12 saat = 26.400 wh

Aylik kullanimi icin 30 ile carpalim.

26.400 x 30= 792.000 wh

kilowatt uzerinden hesap yapacagimizdan 1000'e boluyoruz..

792 kwh aylik tuketimin.

1kwh kac kurus guncel olarak bilmiyorum faturada yaziyodur muhtemelen.. 40 krs diyelim

792 x 0.40 = ayda 316 tl odersin.

ortalama bir fon makinasi (sac kurutma makinasindan bahsettigini varsayiyiroum) icin guc 2 kW desen. Elektrik fiyati 0.18 tl/kwh. 12 saat calistircaksin. 2Kw x 0.18 tl/kwh x 12 h = 4.3 tl`lik 24 kWh elektrik yakar.

aslinda direk etiketinde yazan guc degeriyle hesaplamak da pek dogru degil, cikan sonuc carpi 0.8 diyebiliriz.

isteyerek çalıştırmaz heralde sicorpion37. Elektrikler kesikken açık kalmış ve 12 saat çalışmıştı.

Mutlaka sizi kabul eden işletmeye çalışma vizeniz olmadığınızı söyleyin. Eğer isterlerse size sponsor olup çalışma vizesi çıkartırlar.

Kaçak işçi çalıştıracak bir yerse zaten gitmeye değmez sanırım. Ayrıca yakalanırsanız sonraki tüm kariyerinizi yakma riski var.

@crown: bana bu iş başka bir şef aracılığıyla ayarlandı. o şef restorana turistik vizemin olmadığını söyledi. ben açık açık belirtmedim. ama her sene benim gibi bir kasa stajyer alıyormuş. evet kaçak işçi çalıştırması kalitesi hakkında bir fikir verebilir fakat yemek sektörünün kepazeliği ne yazık ki, istanbulda en kalite restoranlar bile çalıştırıyor. emin olamıyorum ve bunu dile getirip bu fırsattan olmaktan korkuyorum.

bence seni kacak calistirma isine girmezler. oraya gittiginde calisma ile alakali islemler yapilmasi gerekecek ve adamlar bu durumun farkina varacaklardir. Belki suan adamlarin acemilliklerine gelip seni sorgulamiyorlardir fakat bu gun gelip cattiginda patlarsin.

Kacak calistirma riskini almazlar ve turistik vizeyle calisamayacagin icin ogrenci/stajyer vizesi alman lazim. Onu da ancak gidecegin sirket yapar. Sen bireysel basvuramazsin. Yani bu konuyu daha gec olmadan konusman lazim. Bu durumda moral bozmak gibi olmasin ama gercekten saglam baglantin yoksa ugrasmiyorlar genelde. Seve seve ugrasmalari icin de belcikada asci bulamamis olmalari lazim.

olay gayet net, calismaya gidiyorsun (staj da olsa) ve yalnizca turistik vizen var, gidip calisma vizesi ve oturma izni alman gerekiyor. yani sana d tipi bir vize verecekler.

Bunun icin adamlarin sitesine girip d tipi vize belgelerine bakiyosun, orda muhtemelen staja gidecegin yerden istedikleri bir belge vardir, bu belgeyi restorandan istiyosun, diger belgeleri de tamamlayip baskonsoloslugun belirledigi vize merkezene gidip vizeni aliyosun.

%90 verirler zaten, hadi diyelim vermediler, varmis vizen, basar gidersin.

çalışacağın yere derdini anlat, kafan rahat olsun. diken üstünde geçmez 6 ay.

takım

hicbir is gorusmesine takim ile gitmedim. kimsede kiyafetim yuzumden is vermemezlik yapmadi.

teknik ofise falan gidiyorsan takma. ben geçenlerde enr 250 listesinde baya yükseklerde bir kurumsal firmaya teknik ofise görüşmeye keten-gömlek giydim. herif karşımda şortla mulakat yaptı.

hiç problem olmaz bence, banka değil sonuçta, ben bankaya bile böyle gitmiştim, teklif aşamasına gelince işe başladıktan sonraki beklentilerini söylemişlerdi. kotla gidecem demiyorsunuz sonuçta. buna takılıp kalan firmayla çalışmayın zaten mümkünse

halihazirda isyerine nasil gidiyorsan oyle git, sadece is yerine is gorusmesine gidecegini, digerine de o gun icin izin aldigini soylediysen takim giy.

sorun biraz da tam gun izin alamamis olmamda. simdi burdan cikip her gun rahat gittigim ofise sinek kaydi tiras arti takim elbiseyle gitmek istemiyorum.

Hiç spor yapmamış veya uzun zaman spor yapmamış biriysen "Çıkayım koşayım" olmuyor ne yazık ki. Öyle yaparsan 2 dakika sonra oksijensizlikten yıkılır kalırsın. O nedenle ilk hafta yürüyebildiğin kadar yürü kondisyon yükle, 2. haftadan sonra koşmaya başlarsın.

programını su prensıp uzerıne kur; her gun bı oncekı gunun %10 fazlasını kos. Ve murakamı nın kosmasaydım yazamazdım kıtabını oku

benim bu konuda hicbir teknik bilgim yok ama ben de boyle aa nasi yapsam nasi kossam diye dusunup insanlara sorarken gittim bir cift kosu ayakkabisi aldim, zaten 2 de bacak var, kosmaya basladim, gayet kosuyorum, once hafif tempo kosuyorum sonra boyle biraz isinip terlemeye baslayinca biraz arttiriyorum tempoyu, sonra yavas yavas dusurup biraz yuruyorum sonra biraz daha hafif tempoyla eve donus falan. tabi sure yavas yavas artiyor, bir de nefesi dogru kullanmayi biraz ogreniyosun.

nefes alma olayı, ciğer kapasitene göre tempona göre değişir tabii ama 5 sn nefes alış 2 saniye tut 3 saniyede bırak şeklinde yani zamana göre olmaz tabii ama adım sayabilirsin,
yavaşça al az tut hızlıca bırak, bir süre daha dayanmanı sağlıyor.
vücudunda biriktirdiğin her cins sakatlık, doğuştan gelebilecek yamuklukların olumsuz etkileri falan bu dönemde ortaya çıkacaktır. hafif aşağı eğimlerde koşarak hafif yukarı meyillerde tempolu yürüyerek falan başlamak daha iyi daha sürdürülebilir daha kalkınmacı bir başlangıç.

İyice yürüyüp ısındıktan sonra ilk güb bile interval yapabilirsin bir sağlık sorunun yoksa. Intervallerde yüklenme illa uzun olacak diye bir kaide yok. 10 saniye koşup 50 saniye yürüsen bile olur. Yeter ki yoğunluğu zamanla arttır.

Ben maksimum 4 saat çalışıyorum. Kalan 4 saat takılıyorum orda burda. 10.30 - 18.00 arası çalışıyorum. Öğle yemeğine çıkmıyorum.

sabah 6.05 kalkış - akşam 19.45'te varış.

sabah işe gitmek için 6.30da kalkıp hazırlanmaya başlıyorum. mesaim 5'te bitiyor normalde, 17.45 gibi eve dönmüş oluyorum.

bugün 8'e kadar çalışacağım ama, hesaplamak dahi istemiyorum.

sabah 9da kalkis. aksam 8de eve donus. bazen bu aksam 9 - 10 fln oluyor. is 10da basliyor bu arada^^;

sabah 6.30 da kalıyorum 7.15 de sevisteyim akşam 19da evde oluyorum 12 saat yaklaşık..

08:00 'de evden çıkıyorum haftanın 4 günü 17:10 'da evdeyim. 2 gün ise şehir dışında isem 20:00 - 22:00 arasını buluyor dönmem

7-19 arası tam
12 saat

Bugün 4.30'da uyandım ama koşuya çıkmak için. Arabaya 6.30'da bindim, 7'den önce de işyeri. 4'te de çıkarım, selametle.

Şöyle bi hesap edince;

sabah 6.15te kalkıyorum ve 19.30'da eve giriyorum, bu arayı tamamen işe yazıyorum.

Geriye 11 saat kalıyor, bunun 7 saati uyku, Geriye 5 saat kalıyor.

Yalnız 5 saat dediğime bakmayın, niteliği de önemli bu 5 saatin.
Sonuçta sabah 10 öğlen 3 arası, süper enerjik, neşeli, üretken 5 saatinizle bir değil.
gün boyu bir ton iş stresi, mal iş arkadaşlarını falan çekip enerjisinin %80ini tüketmiş birinin 5 saati.

Ayrıca bu 5 saat içinde tuvalet ihtiyacınız, kişisel temizliğiniz, evinizin temizliği, yemek hazırlama ve yeme içme, sevişme gibi aktivetelerde bulunduğundan aslında bence size kalan net değerlendirilebilecek süre 2.5-3 saat arası.

Böyle sistemin amına koyiym kısacası.

sabah 6.30 da kalkıp gidiyorum , akşam 20.00 20.30 a kadar çalışıyorum eve gelmem 21.30 oluyor. yemek yiyip yatıyorum. hafta sonu tatili, bayram tatili vs. yok. her allahın günü full çalışma. en yoğun çalışanınız ben miymişim meğer.
p.s makina mühendisiyim.

Süresi belli olmuyor, gece gündüz aranıyorum

7:15 kalkış 19:15 eve varış
12 saatimi çalıyorlarmış götler, 4 ay işsiz kaldıktan sonra buna da şükür :)

sabah 7:00 kalkış, 09:00 - 18:00 arası mesai. spora gitmediğim günler 19:00 gibi evdeyim. spor günleri 21:30 - 22:00yi buluyor.

Evden çıkıp akşam eve varmak anlamında alıyorum bunu ve şöyle;
Sabah 06:45 Kalk - Akşam 18:45 eve varış.
Yani 12 Saat günlük. [08:00-17:30 çalışıyorum]

7:20 kalkış
17:30 eve dönüş

9-6 normalde ama 6'da çıktığım bir gün hatırlamıyorum. iş yeri uzak bi de. sabah 7 çeyrekte kalkıp akşam en erken 8 buçukta evde oluyorum.

7de kalkıp 8de evden çıkıyorum, 9da işteyim.
6da çıkıyorum, 7de evdeyim.

+ gönüllü çalışıyorum hafta sonu.

:)

07.00 kalkış
07.40 evden çıkış
08.00 mesai başlangıç
18.00 mesai bitiş
18.20 eve varış

Daha bir soğuuyup nefret edip uzaklaşma , girmeme isteği duyurdu cevaplar.

Sabah 5:45 çıkıyorum evden 15:30 da evdeyim 10 saat harcıyorum ama 6.5 saat fiili çalışıyorum kalanları mola ve serviste geçirdiğim süre

7.15 kalkış, 6.45 eve varış. 11 saat. mesai olmazsa.

Sabah 6'da kalkarım ama servise 8'de biniyorum, 9'da iş başı. 18'de çıkış, 19:15 gibi anca eve girebiliyorum. Çok anormal değil bence, hayat böyle.

sürekli kendime çok zekiyi diye diye zeki mi olcam la. anlamadım valla. malım.

Zaman bazen yavaşlıyor, bazen hızlanıyor bazı insanlar için. Bende sadece bir kere oldu yavaşlama. Bu da beyinle alakalı.

Düşünmekle olmaz sadece, başka şeyler de lazım, görsel hissel dsteklemeler ve yopğunlşamalar. O kadar bilgim yok ne gibi, nasıl olur. Ben yapabilyior değilim bahsettiğim şeyleri zaten.

ben bazen oyle leyla moduna giriyorum asiri dusunceli veya uzgun oldugumda.

beynimiz var tabi de potansiyeline ulaşabilmek için tetiklemek gerekiyor.

dmt demişsin mesela bunu tetiklemek için ayashuca bitkisi kullanılıyor, bir çok sanatçının itiraf ettiği üzere lsd zihni berrak hale getiriyor, gece rüyaları kontrol etmek için kızılcık yemek (melatonin salgılanmasını arttırıyor) gerekiyor falan. mutlaka bir tetikleyici olması lazım yani durduk yere o kafalara ulaşmak çok zor.

alakasi yok

"Dimetiltriptamin veya kısa adıyla DMT, beyin dolaylarındaki pineal bez tarafından uyku sırasında salgılanan bir çeşit halüsinojendir. Salgılanması rüyaların görüldüğü evreye denk gelir ve etkilerinin arasında zaman algısında değişim vardır."

vücut bu boku her gece salgılıyor diyor viki. çok özel bir şey değil. zaten beyin öleceğini anlayacak bir mekanizma değil. beyne (böylesi spesifik ve tasarlanmış olduğu aşikar) bir amaç vermek anlamsız. en azından evrimsel açıklamaya aykırı (hayatın evrimsel açıklamasına).
bir canlı, sadece öleceği an yaşayacağı bir deneyim için neden ayrı bir prosedür geliştirsin ki? evrim bunu açıklayamaz. ve bu epey bir şeyi sekteye uğratır. ilahi ya da en azından insan üstü bir gücün varlığına işarettir böyle bir "önsezi". arkasından gelişen böyle bir "süreç".

"beynini kontrol altına alabiliyorsan yapabileceklerinin sınırı yok zaten. dediklerini yapabilen insan sayısı çok azdır."

beyni kontrol altına alamayız çünkü kontrolün hepsi onda. ruh beden ayrımı yapmaya meyilli bir yorum bu. bedenin dışında bir şey yok. derinin altında sinir, dolaşım vb sistemler bölünmez bir bütündür. ruh ise başarısız bir hipotezdir mevcutta.

"Zaman bazen yavaşlıyor, bazen hızlanıyor bazı insanlar için. Bende sadece bir kere oldu yavaşlama. Bu da beyinle alakalı."

stres altında yaşanan bir durumdur çoğunlukla.

"beynimiz var tabi de potansiyeline ulaşabilmek için tetiklemek gerekiyor."

tartışmalı. zaten yaratıcılıkta belli bir kalıbı aşmış insanlar sanat sepetle uğraşıyor ve bu insanların zihinlerindeki temsilleri sanat olarak üretebilmeleri için sahip oldukları disiplin vb başka özellikleri var. potansiyele erişmek, algıyı karman çorman etmekse, bunun neye faydası olduğu tartışmalı. renkleri seslere, sesleri kelimelere dökmek gibi yeteneği yoksa kişinin, deneyimi kişisel kalmaya mahkum.

hadi uç şeyleri geçiyorum da, yanında şekerlenmiş birisi varken o kafaya beyin gücüyle nasıl erişeceksin merak ediyorum.

harran'da oksfort vardı da biz mi okumadık?

müzik işe yarayabilir bir başka tetikleyici olarak, bir sınıra kadar tabii.. ama çok yoruyor.

hayir aslinda, yani bedenimizin ve zihnimizin yapabilecegi inanilmaz seyler var ama bazilarini normal hayatta hic yasamiyoruz, bazilarini boyle olum gibi ekstrem durumlarda yapabiliyoruz. normal bir hayat surerken beynimizin neler yapabilecegini gormek icin ne yazik ki boyle maddelere ihtiyacimiz var.

Kalsınlar. Toprağı havalandırırken gübre olurlar :(

yemeyin bence

Topragi havalandirirken olmuyorlar. Zaten kabuklarina cekildi hepsi ben dallari budamaya baslayinca.

neden yemeyeyim salyangozlari onu anlamadim. bildigim kadariyla yenen bir sey.

sende nasıl mide var tencerede salyangozlar aklıma geldikçe midembulanıyor tabi seviyorsan afiyet olsun.

ya ben ciddiye aldım gerçekten yemek mi istiyosunuz şaka mı yaptınız :/

hafif haslayip uzerine limon sikarak yenebilir. gerci bilmiyorum arastirmak gerekir ama nedense bana deniz taragiyla ayni sekilde bi yenme tarzi varmis gibi geldi.

ama simdi dusununce nerdeki bir bahce oldugu da onemli, sehirde kontamine olmus bir araziden cikan birseyi yemek pek mantikli olmayabilir.

yağmur yağdıysa ondan çıkmışlardır, yağmur gidince onlar da gözden kaybolur.

Evet sorusturup ogrendim. Bu arkadaslar yaprak yedigi icin zararliymis. Hepsini toplayip gezi parkina atacagim.

Yeme konusundaysa ozellikle yetistirilmediyse yeme dedi asci bir abim. Tadi bir seye benzemezmis muhtemelen.

paris de yemistim oyle ahim sahim bir tadi yok, hatta tadi yok soslarla tatlandiriyorlar, dolayisiyla yemeye degmez

yumurtaları da yeniyor onların.
cubeme.com

Haşla, suyunu süz, kabuklarından ayır, küp küp doğrayıp az yağlı tavada kavur. Mantar tadı veriyor.

Mantar da et tadı veriyor biliyorsun.

Bu ne demek? Salyangoz = Et.

Afiyet olsun.

Not: Şaka yaptım.

mevsimi değil. yoksa salyangoz yenilir ve hasretle bir yıl daha mevsimi gelse de yesek diye beklenir.

özel yetiştirilenler daha yavan olur ama gideri var.

bırak hayvanları bişi olmaz

@yirmisantim sonuna gelene kadar kaç kez içimden yok artık ohannes dedim abv alslddş.

hiçbir fikrim yok ama cevabı bulunsa ben de mutlu olurum. hatta club mate tarzı gazlı içeçeği de bulunur mu acaba istanbulda?

gazlı içecek olarak rossmann'da varmış. (bkz: #49864214)

çay ve içmeye yarayan kabı hakkında henüz bir şey yok.

metro markette var
aksaray civarinda suriyelilerin islettigi yerlerde de olabilir belki onlar cok iciyor

mate'nin en yoğun kullanıldığı yer Arjantin diye biliyorum. Arjantin'e gidip gelecek tanıdığın varsa fincan için sipariş ver.
Çevrende Arjantin'e gidip gelen yoksa tez vakitte tangoya başla. Böylece çevrende sık sık Arjantin'den gelen insan olur.

bütün aktarlarda satılıyor. duyuru açmaya gerek yok.

hemen hemen hiç bir tadı yok. ama faydalı bir bitkiymiş. için kafein varmış, uyku açıyormuş diyor kardeşim. o çok içiyor bundan.

Peki mate kabı nerede bulunur?

gecenlerde halama gittim, evlerinde muhabbet kusu besliyorlar hala, bir de evdeki biri rahatsiz oluyor diye kafesten cikarmiyorlar. o kus 3 dakikalik ozgurluk sonrasi kargalara yem olmayi tercih edebilir o kafeste yasamaktansa.

kafese alıştı ise doğal hayatta nasıl yaşayacak? beesleyinn işte evde. salmayın bence.

@Marcus Aquila
yalnız bir gün boyunca bir insanın da cereyanda kaldığını düşündüğünde o insan da çok farklı bir hale gelmezdi bence.. ha düşüncesizlik edip onu orada bırakmak bizim mallığımız orası ayrı, evet..

Cennet dışarıda yapamaz. Salma kafes düşünebilirsiniz rahat etmesi için.

Cennet demişim sevda yerine ama papağanları hiç biri yapamıyor dışarıda. Eğer sakin mizaclıysa eş de bulunabilir.

Buna benzeyen bi kuş popülasyonu var sarıyer emirgan arasında. Bilen varsa türü teyit ederse oraya salınır aslında.

Sarıyerdekiler kaçakçılık malıymış da polis basınca salmışlar. Onlar da yerleşmiş sarıyeri yurt bellemişler Diye bir efsane var.

@kargn ben antalya'da yaşıyorum :/

kafeste durmak zorunda değil, çıkar evde gezinsin işte. istediğine kafesine girer geri o zaten, falan.

eve alıştı ise doğada zor - zaten doğada diğer türlü de zor. doğal habitatı orası değil zaten hayvanın, Afrika habitatı. bırakacağın yerde evrimleşmedi hayvancağız - telef olup gitmesi işten değil o bırakacağın yerde.

Bunlar sevgilisi olmadan yaşayamayan kuşlardan değil mi ya? Yanına bi tane daha aynısından al bence

iyi niyetlisiniz ne guzel. ben bu kuslari bilmiyorum pek, ama bana da cift olmali gibi geldi, adindan belli. internette ayni soruya verilen yanitlara bakilirsa, kafeste buyudugu icin dogada kendine bakamayacagi soylenmis. mama filan bulamaz diye.
answers.yahoo.com

hayır doğada 2 saat yaşayamaz, ölür. yanına eş alın. alamıyorsanız çıkarın kafesten gezinsin hayvan evde. ya da bakabilecek birine verin. her şık dışarı salıp ölüme terk etmekten iyidir.

çok güzel maaşallah, istanbul'da olsanız hemen atlardım bana verin diye :(

böyle canlı renkleri olan kuşlar bir de ufak tefeklerse dışarıda yaşama şansları pek olmuyormuş maalesef. bir de tropik bölge kuşu oldukları için soğuğa da pek dayanıklı değiller.

benim önerim büyük, içinde rahat rahat oradan oraya atlayıp kanat çırpabileceği boyutta bir kafes almanız ama yine de çok gerekmedikçe kafese kapatmamanız yönünde. birlikte çok mutlu olabilirsiniz bence :)

Isbankasi Almanya subeleri ve Turkiye subeleri tamamen bagimsizlar. Yani burdan hesap actiginizda, almanya'daki sube'de hesabiniz oldugu gozukmuyor. alt yapilari da tamamen farkli

sureci aciklayan bir mail var elimde, mail adresini atarsan gondereyim hemen.

Dear Sir/Madam

I am going to apply to German student visa, so I need to open a blocked bank account in Germany. At the web page of Embassy it's indicated that the required documents are supplied by you.

I would be happy if you could send me the documents and briefly explain the procedure that I should follow to open a bank account. (It'd be better if I can get the documents in English)

Thank you for your time and help
Best Regards


Db Student <[email protected]>
Ekler29 06 2011

Alıcı: bana
******* You will find the English version, following the German. *******


Sehr geehrte Dame, sehr geehrter Herr,

vielen Dank fuer Ihre Anfrage zur Eroeffnung eines Studenten-Sperrkontos. Anbei uebersenden wir Ihnen weitere Informationen sowie die für die Kontoeroeffnung notwendigen Formulare als PDF-Datei "Kontoeroeffnungsunterlagen Sperrkonto".

(See attached file: Kontoeroeffnungsunterlagen Sperrkonto.pdf)

BITTE BEACHTEN SIE ZWINGEND DIE NACHFOLGENDEN HINWEISE:

Bitte drucken Sie diese Formulare und fuellen sie bitte vollstaendig aus. Unterschreiben Sie den Kontoeroeffnungsantrag erst in Gegenwart eines Botschaftsangehoerigen und lassen Sie dort Ihre Unterschrift sowie Ihre Passkopie beglaubigen.
Hierfuer beachten Sie bitte auch unser Informationsblatt "Hinweise zum Ausfuellen der Unterlagen":

Nach Erhalt der Unterlagen pruefen wir diese auf Vollstaendigkeit und Richtigkeit, um dann anschliessend fuer Sie ein Konto zu eroeffnen. Da die Eroeffnung einige Tage in Anspruch nehmen kann,
bitten wir um Verstaendnis, dass wir aus Zeitgruenden keine Anfragen per Telefon oder E-Mail zum Stand der Kontoeroeffnung beantworten werden.

Nachdem die Kontoeroeffnung erfolgt ist, werden wir Ihnen Ihre Kontonummer und die IBAN und den Bank ID-Code mitteilen. Bitte vermerken Sie dafuer auf jeden Fall Ihre E-Mail-Adresse auf den Kontoeroeffnungsunterlagen.

Sobald Sie Ihre Kontonummer erhalten haben, koennen Sie das laut Zusatzblatt geforderte Mindestguthaben auf Ihr Konto ueberweisen.
Wir empfehlen, dabei unseren Servicepreis für die Einmeldung der Sperrvereinbarung, die Kosten Ihrer Hausbank für Auslandszahlungen sowie etwaige Kosten der Deutschen Bank fuer Gutschriften
aus dem Ausland zu beruecksichtigen. Die aktuellen Preise der Deutschen Bank fuer Gutschriften aus dem Auslandszahlungsverkehr finden Sie unter www.deutsche-bank.de

Nach Gutschrift des geforderten Mindestguthabens erhalten Sie und die Deutsche Botschaft automatisch die Bestaetigung.
Selbstverstaendlich sind auch Gutschriften moeglich, die groesser als das geforderte Mindestguthaben sind.
Bitte beachten Sie, dass wir keine Zahlung per Scheck akzeptieren koennen.

Sobald Sie in Deutschland eingereist sind, bitten wir Sie, eine Filiale der Deutschen Bank zu besuchen. Dort wird man mit Ihnen gemeinsam den Serviceauftrag ausfuellen.
Bitte beachten Sie, dass ohne diesen Serviceauftrag Ihr Konto gesperrt ist (das heisst, vorher veranlasste Belastungen werden nicht ausgefuehrt)!
Zusaetzlich gutgeschriebene Betraege koennen Sie dann natürlich auch frei verfuegen.

Sollten Sie kein Visum zur Einreise nach Deutschland erhalten und Ihr Konto aufloesen und/oder Gelder verfuegen wollen, benachrichtigen Sie uns bitte.
Sie erhalten dann unsere "Informationen zur Kontoschliessung".


********** English version *********

Dear Sirs,

thank you for applying to open a student blocked account with us. Attached you will find more information on the account and the forms needed for the account opening as PDF-document "account openings".

(See attached file: account opening documents.pdf)

PLEASE NOTE THE FOLLOWING:

Please print out these forms, fill in all necessary fields and sign them in person exclusively at a German Embassy in order to receive a confirmed account opening document and passport copy.
For support and further proceeding please read carefully our information sheet “Notes on completing the documents”.

After receiving the documents and checking they have been filled out completely and accurately, we will open your account. As the opening can take several days, we hope you will understand that,
due to time constraints, we do not respond to any phone calls or e-mails regarding the status of the account opening.

Once your account has been opened, we will send your account number, the IBAN and Bank ID-Code to you. Therefore, please ensure that your e-mail address is written on the account opening application.

As soon as you have received your account number, you can transfer the required minimum balance as specified in the supplementary form to your account.
We recommend that you please consider our service charge for opening the blocked account, the charges and transaction fees billed by your principal bank and possible charges of the Deutsche Bank for non-domestic credit entries. Actual prices and charges can be found at
www.deutsche-bank.de

After crediting the complete blocked amount to your account the confirmation will be send automatically to you and the German embassy.
You may, of course, transfer amounts exceeding the minimum balance.
Please note that "Demand Draft" or "Cross Cheque" will not be acceptable.

We kindly request you to visit one of Deutsche Bank’s branches when you arrive in Germany, where a member of staff will assist you in completing the service order.
Please note that your account will remain blocked without this service order (this means that previously entered transfers or direct debits will not be executed)!
Then additional amounts can of course be withdrawn without any restrictions

If you do not receive a visa to enter Germany and want the account to be closed and/or the funds transfered, please notify us.
You will then receive our "informations for closing the account".
________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Bei Rueckfragen senden Sie uns eine E-Mail an (Klicken Sie hier!): mailto:[email protected]
Damit wir Ihre E-Mail-Anfrage schnellstmoeglich beantworten koennen, geben Sie bitte immer Ihre ggf. vorhandene Filial-/Kontonummer, Ihren Namen, Geburtsdatum, und Nationalitaet an.

If you have any further questions, we will be pleased to assist you under the following e-mail address (Click here!): mailto:[email protected]
In order to answer your e-mail as soon as possible please pay attention of specifying your probably available account number, name, date of birth and nationality.


Mit freundlichen Gruessen / Kind regards

Deutsche Bank Privat- und Geschaeftskunden AG
Service Center Hamburg
Auslaendische Studenten
Alter Wall 53
D-20457 Hamburg

Tel.: +49 (0) 40 3701 5146
Fax: +49 (0) 40 3701 3242
mailto:[email protected]




For inquiries, please send us an e-mail to (click here!): mailto:[email protected]
For the answer to your e-mail as soon as possible, we always need your name, date of birth, nationality and, if available your account-number.
------------------------------
Bei Rueckfragen senden Sie uns eine E-Mail an (Klicken Sie hier!): mailto:[email protected]
Damit wir Ihre E-Mail-Anfrage schnellstmoeglich beantworten können, geben Sie bitte immer Ihren Namen, Geburtsdatum, Nationalitaet und ggf. Ihre Filial-/Kontonummer an.

Mit freundlichen Gruessen / Kind regards

Deutsche Bank Privat- und Geschaeftskunden AG
Service Center Hamburg
Auslaendische Studenten
Alter Wall 53
20457 Hamburg

Tel.: +49 (0)40 3701-5146
Fax: +49 (0)40 3701-3242
mailto:[email protected]

--

Informationen (einschließlich Pflichtangaben) zu einzelnen, innerhalb der EU tätigen Gesellschaften und Zweigniederlassungen des Konzerns Deutsche Bank finden Sie unter www.deutsche-bank.de Diese E-Mail enthält vertrauliche und/ oder rechtlich geschützte Informationen. Wenn Sie nicht der richtige Adressat sind oder diese E-Mail irrtümlich erhalten haben, informieren Sie bitte sofort den Absender und vernichten Sie diese E-Mail. Das unerlaubte Kopieren sowie die unbefugte Weitergabe dieser E-Mail ist nicht gestattet.

Please refer to www.db.com for information (including mandatory corporate particulars) on selected Deutsche Bank branches and group companies registered or incorporated in the European Union. This e-mail may contain confidential and/or privileged information. If you are not the intended recipient (or have received this e-mail in error) please notify the sender immediately and delete this e-mail. Any unauthorized copying, disclosure or distribution of the material in this e-mail is strictly forbidden.

istanbul'da asla. arıtma cihazlarına güveneceğime damacana sulara güvenirim.

hayatini su aritimina adamis biri olarak o aritma makinalarini kullanma, damacana icin de en guvenilir kaynaklar listesi var internette kollektif olusturulmus, onu takip edebilirsin.

uuth artı 1

damacananın pompası bakteri yuvası, her gün temizlesen de öyle.

marketten al suyunu, a101'de 5 lt erikli 2,5 lira. 10lt 4,25

Taşınmaya üşenmeyip 5 litrelik sulardan almak en mantıklısı. Tek kullanımlık olması önemli şişenin.

ben ankara'da elmacık söylüyorum, damacana değil, 12 li pet şişelerde de getiriyorlar. bim'den alsam daha ucuza geliyor ama böylece marketten taşımıyorum :D

www.gidahareketi.org

al burdan ıc

teşekkür ederim arkadaslar
damacana en mantıklısı sanırım