€xpolerer
sözlükteki yazılanlar doğru mu?neden, niçin, nasıl???
sözlükteki yazılanlar doğru mu?
neden, niçin, nasıl???
neden, niçin, nasıl???
0
izmir buluşmasında beni aramıştı sonra mesajlaşmıştık adamı bilerek ekmiştim üzgünüm çok..
0
son entrysi de ''ölüyorum'' başlığında. hiç tanımasam da merak ettim neden yaptığını ve umarım huzurludur şimdi.
0
la yalan haber yalan.
inci sözlüğün böyle bir şakası vardı.
Belli ki hem inci hem de ekşi yazarı olan biri şakayı üstlenmiş.
ayrıca öyle olmasa bile intihar eden adam için üzülmemek lazım.
her gün binlerce insan sebepsiz yere ölüyor..
inci sözlüğün böyle bir şakası vardı.
Belli ki hem inci hem de ekşi yazarı olan biri şakayı üstlenmiş.
ayrıca öyle olmasa bile intihar eden adam için üzülmemek lazım.
her gün binlerce insan sebepsiz yere ölüyor..
0
@ykup, sizin için bir şey ifade etmiyor olabilir ama burada mahallenindelisi'ni tanıyan, muhabbeti olan, seven pek çok insan var.
İntihar etmiş olması sevdiğimiz birinin ölümüne üzülmemizi engellemiyor, şanslısınız ki sevdiğiniz kimse bugüne dek intihar etmemiş anlaşılan, biz sizin kadar şanslı değilmişiz, umarım bir gün bizi anlamak zorunda kalmazsınız.
(mahallenindelisi'nden bağımsız, sevdiği biri intihar etmiş olan çok insan var, unutmayın lütfen.)
İntihar etmiş olması sevdiğimiz birinin ölümüne üzülmemizi engellemiyor, şanslısınız ki sevdiğiniz kimse bugüne dek intihar etmemiş anlaşılan, biz sizin kadar şanslı değilmişiz, umarım bir gün bizi anlamak zorunda kalmazsınız.
(mahallenindelisi'nden bağımsız, sevdiği biri intihar etmiş olan çok insan var, unutmayın lütfen.)
0
sustain
Sevgili Medikalciler,Birkaç gündür sol tarafımda, sanırım kalbimin sağında bir ağrı var. Bu ağrı bazı hareketlerde ve zorladığımda hissediliyor. Bu sabahtan itibaren derin nefes aldığımda da her seferinde olmasa bile çoğunda hafif bir batma hissediyorum. Birkaç gün önce uzun yol araç kullandım, hali
Sevgili Medikalciler,
Birkaç gündür sol tarafımda, sanırım kalbimin sağında bir ağrı var. Bu ağrı bazı hareketlerde ve zorladığımda hissediliyor. Bu sabahtan itibaren derin nefes aldığımda da her seferinde olmasa bile çoğunda hafif bir batma hissediyorum.
Birkaç gün önce uzun yol araç kullandım, haliyle terledim, gerek araç canımdan gelen rüzgar, gerek molalarda indiğimde yediğim rüzgar sebebiyle üşütmüş olabileceğimi tahmin ediyorum.
Aslında korkum, kalp, ciğerler ve kaburga ile ilgili olumsuz birşeyler olabileceği yönünde. Korkmalı mıyım? Ya da ne kadar süre daha geçmezse doktora gitmeliyim?
Edit: Yaş 26 ve 6 ay önce sigarayı bıraktım,erkeğim.
Birkaç gündür sol tarafımda, sanırım kalbimin sağında bir ağrı var. Bu ağrı bazı hareketlerde ve zorladığımda hissediliyor. Bu sabahtan itibaren derin nefes aldığımda da her seferinde olmasa bile çoğunda hafif bir batma hissediyorum.
Birkaç gün önce uzun yol araç kullandım, haliyle terledim, gerek araç canımdan gelen rüzgar, gerek molalarda indiğimde yediğim rüzgar sebebiyle üşütmüş olabileceğimi tahmin ediyorum.
Aslında korkum, kalp, ciğerler ve kaburga ile ilgili olumsuz birşeyler olabileceği yönünde. Korkmalı mıyım? Ya da ne kadar süre daha geçmezse doktora gitmeliyim?
Edit: Yaş 26 ve 6 ay önce sigarayı bıraktım,erkeğim.
0
sürekli aynı pozisyonda durmak,
terlemek, üşütmek,
üstü açık yatmak,
yamuk yatmak,
rahatsız yatakta yatmak
vb şeylerden kaynaklanıyordur.
1 hafta içinde geçmezse doktorunuza danışınız.
terlemek, üşütmek,
üstü açık yatmak,
yamuk yatmak,
rahatsız yatakta yatmak
vb şeylerden kaynaklanıyordur.
1 hafta içinde geçmezse doktorunuza danışınız.
0
kalple ilgili ise harekete bağlı olarak değişmemesi gerektiği söylenmişti bana. kas spazmı ve üşütme en yakın seçenekler. (hekim dyilim.)
0
marjinal kereste
1.71 boyundayım ve ortalama 53 kilo civarındayım. askerliği tecil ettirirken sağlık muhayanesinde bozuk olan gözleri bile söylemedim ve sağlam raporu aldım.ama subay olan doktor eğer 2-3 kilo daha zayıf kilonu göstersen senin avantajına olur demişti. bir asker arkadaşımda eğer 50 kilo sınırına düşer
1.71 boyundayım ve ortalama 53 kilo civarındayım. askerliği tecil ettirirken sağlık muhayanesinde bozuk olan gözleri bile söylemedim ve sağlam raporu aldım.ama subay olan doktor eğer 2-3 kilo daha zayıf kilonu göstersen senin avantajına olur demişti. bir asker arkadaşımda eğer 50 kilo sınırına düşersen askere gittiğinde sana 45 gün hava değişim izni geri geldiğinde aynı kilodaysan bi 45 gün daha verirler ondan sonra 3.sünde seni ayırırlar tezkereyi alırsın dedi. bu hava değişimi izninin ve boy-kilo oranının astı astarı nedir? ayrıca kısa dönem yapacağım eğer ki 2 defa hava değişimi alırsam çürük mü sayılcam yoksa askerliği yapmış olarak mı?
0
bu kilo muhabbeti coktan donuyor ama ben size soyle soyleyeyim 30 kilodan az farklarda hicbir sey olmaz. 30 kilo farklarda bile ne oldugu degiskenlik gosterirken...
0
1.71 boy için alt sınır 57 kg. ki elverişsiz olmak için bunun 10 kg altında olmak gerekiyor. yani askerliğe gayet elverişlisiniz bu durumda, hava değişimi vs söz konusu değil.
hava değişimi olayı da şöyle, askere gitmeden önceki muayenenizde kilonuzun sınırlar içinde olup askerlik başladıktan sonraki bir muayenede sınırın dışında olması gerekiyor. yani askerlik başlamadan hava değişimi diye bir şey söz konusu değil. bu durumda genelde 2 kere 3 ay bir kere de 6 ay olmak üzere toplamda bir sene sürüyor bu durum. eğer kilonuz aynıysa çürük raporu alıyorsunuz ama kilonuz eğer elverişli hale gelirse hava değişiminin max. 45 günü askerlikten sayılıyor. eğer askerlik başlamadan önceki muayenede kilonuz sınırların dışındaysa o zaman süreç birkaç yıla uzuyor; belirli periyodlarda kontrole gitmeniz gerekiyor.
hava değişimi olayı da şöyle, askere gitmeden önceki muayenenizde kilonuzun sınırlar içinde olup askerlik başladıktan sonraki bir muayenede sınırın dışında olması gerekiyor. yani askerlik başlamadan hava değişimi diye bir şey söz konusu değil. bu durumda genelde 2 kere 3 ay bir kere de 6 ay olmak üzere toplamda bir sene sürüyor bu durum. eğer kilonuz aynıysa çürük raporu alıyorsunuz ama kilonuz eğer elverişli hale gelirse hava değişiminin max. 45 günü askerlikten sayılıyor. eğer askerlik başlamadan önceki muayenede kilonuz sınırların dışındaysa o zaman süreç birkaç yıla uzuyor; belirli periyodlarda kontrole gitmeniz gerekiyor.
0
hava değişimini unut.
kilodan falan hava değişimi vermezler bence.
inanılmaz zayıf olman lazım.
kilodan falan hava değişimi vermezler bence.
inanılmaz zayıf olman lazım.
0
josephinebrunsvik
"Ratatouille" mu "up" mı hangisini izliyim?
"Ratatouille" mu "up" mı hangisini izliyim?
0
ikisini de izleme şansın yoksa, çocuk ve yaşlı seviyosan up, yemek-fransız ve hayvan seviyorsan ratatouille
0
önce ratatoullie'yi izleyin bana kalırsa da ama up'ı da ihmal etmeyin. ikisi de muhteşem hayal güçlerinin ürünü.
0
funkyc0der
merhaba arkadaşlar;ben kitap okuyabilmek (pdf kitapları hiç kasmadan); internete girebilmek; kaliteli bir görüntü; düzenli bir ajanda; pc ve cep telefonuyla senkronizasyon; sim kart; 3G ve wifi yi üzerinde barındıran bir alet istiyorum. sanırım elimde seçenek olarak ipad, ipad 2 ve samsung galaxy ta
merhaba arkadaşlar;
ben kitap okuyabilmek (pdf kitapları hiç kasmadan); internete girebilmek; kaliteli bir görüntü; düzenli bir ajanda; pc ve cep telefonuyla senkronizasyon; sim kart; 3G ve wifi yi üzerinde barındıran bir alet istiyorum. sanırım elimde seçenek olarak ipad, ipad 2 ve samsung galaxy tab türü aletler var. çıkabileceğim fiyat 1,5-2 arası. hangisi en iyisi? nereden ne şekilde alınırsa daha karlı olur? yardımlar lütfen.
ben kitap okuyabilmek (pdf kitapları hiç kasmadan); internete girebilmek; kaliteli bir görüntü; düzenli bir ajanda; pc ve cep telefonuyla senkronizasyon; sim kart; 3G ve wifi yi üzerinde barındıran bir alet istiyorum. sanırım elimde seçenek olarak ipad, ipad 2 ve samsung galaxy tab türü aletler var. çıkabileceğim fiyat 1,5-2 arası. hangisi en iyisi? nereden ne şekilde alınırsa daha karlı olur? yardımlar lütfen.
0
asus eee pad, bir aydır araştıyıyorum en iyisi o ama sen ille sim girişi istiyorsan ozaman ipad 2 3g olanı
0
Apple iPad 2
Hız
Performans
Uzun ömürlü pil
Uzun omurluluk
Kaliteli donanım
Stabilite
Zengin program çeşitliliği.
Hız
Performans
Uzun ömürlü pil
Uzun omurluluk
Kaliteli donanım
Stabilite
Zengin program çeşitliliği.
0
saksel
Aralarında 100 km olan A ve B noktalarından çıkan trenlerden A noktasından çıkan saatte 60 km, B noktasından çıkan saatte 40 km hız yapıyor. A noktasından çıkan trenle birlikte saatte 100 km hızla uçan bir kuş var.Trenlerle birlikte kuşda aynı anda uçmaya başlıyor.B treniyle karşılaştığında geri dön
Aralarında 100 km olan A ve B noktalarından çıkan trenlerden A noktasından çıkan saatte 60 km, B noktasından çıkan saatte 40 km hız yapıyor. A noktasından çıkan trenle birlikte saatte 100 km hızla uçan bir kuş var.Trenlerle birlikte kuşda aynı anda uçmaya başlıyor.B treniyle karşılaştığında geri dönüyor.Sonra tekrar A treni ile karşılaşınca geri dönüyor.Bu şekilde iki tern karşılaşıncaya kadar aralarında mekik dokuyor.Soru;
1- Trenler karşılaşıncaya kadar kuş kaç km uçar ?
2- Kuş 2 trne arasında kaç defa gidip - gelir ? (kuşun boyu 10 cm)
1- Trenler karşılaşıncaya kadar kuş kaç km uçar ?
2- Kuş 2 trne arasında kaç defa gidip - gelir ? (kuşun boyu 10 cm)
0
1'in cevabı oldukça basit. trenler birbirlerine doğru 60+40 km/saat hız yapıyorlar. yani tam 1 saat sonra karşılaşırlar. o bir saat içerisinde kuşun yönü değişir ama hızı değişmez. kuş 100 kilometre/saat hızla yol aldığı için 1 saat içinde 100 km uçmuştur. ama yer değiştirmesi soruluyorsa cevap 40 km olur çünkü son konumu A noktasından 40 kilometre uzakta.
0
ehemehe2
he?
he?
0
bi' dergiye yazmam gereken bir yazı var. nasıl olsa da onu şekle şemale soksam diyorum. erteliyorum üzerinde çalışmayı. ama çok da ertelemeden bitiririm sanırım. ayrıca skype'ın öbür köşesindeki arkadaşımın işini bitirip iletişime geri dönmesini bekliyorum. bir yandan da çay içiyorum.
0
mal gibi oturuyorum banker biloyu izlemeye çalışıyorum ama gözümün önünde ev arkadaşımın kız arkadaşıyla oynaşmasını izlemek zorunda kalıyorum.
0
neden istanbulda değilim ve kan ihtiyacı olanlara yardım edemiyorum diye dertleniyorum.
0
satılık bişey ilanım için gelen tekliflere cevap yazıyorum. bir de ula benimkisi eskidi ve yıprandı şimdi bi fotoğraf makinesi alsam gircek 400 - 500 birşey. 12 taksit olsa acep olur mu olmaz mı vb fırtına yaşıyorum.
0
yarına misafirimiz var oyun havası cd istedi ama halaa hazırlamadım ne bk yicem ne dicem diye düşünüyorum. süt içtim, kardeşimle kavga ediyorum. offf!! üstüne sigara mı yaksam bi dene diyorum bi de düşünüyorum baban bile senden az içiyo, çok içme ayıp olur adama, niye ayıp olsun sigara bu ama üzülür yine de çok içme diyorum kendi kendime. hala kararsızım içip içmeme konusunda. şükür başka derdim yok. bi de tırnaklarım kırılıyo bi düzelmedi ona çok üzülüyorum. evet hepsi son beş dk içinde olanlar. pek bişi düşünmüyorum yani-sigara konusu hariç.
0
Yarin sinava girecegim. Yattim ama uyuyamadim. Telefondan duyuruya girip oyalaniyorum gozlerim yorulsun diye.
0
www.rainymood.com + www.youtube.com 
dolacak ve taşınacak boş kutulara bakıyorum. taşındıktan sonra bunları daha huzurlu dinleyeceğim, onu düşünüyorum.
dolacak ve taşınacak boş kutulara bakıyorum. taşındıktan sonra bunları daha huzurlu dinleyeceğim, onu düşünüyorum.
0
plank hareketleri yapıyorum, nerdeyse mekik kadar başarılı, omuriliklere de zarar vermiyo.
0
nihayet forrest gump'ı izlicektim aksilikler oldu yine ertelendi meçhul bir geceye.
0
arkadasın ev arkadasıyla skandal derecede yasadıklarını dinliyorum mesajlarını okuyor. dinlemek keyifli sanki.
0
koskoca devletin adi osmanli lan
...'a ne denir? Ağlıyor da..
...'a ne denir? Ağlıyor da..
0
nasılsa bir gün veda edecekti sana, ama erken oldu, üzülme, onun yerini tutmasa da yokluğunu aratmiycak yeni bi tane alırız. bla bla bla
0
kaç tane ördeği varmış ki? bahçeli evi filan var da tek ördek besliyosa cidden çok zor işin. ama apartmanda, sevgilisi hediye olarak aldıysa o da banyoda leğene su koyup hayvanla oynuyosa ağlaya ağlaya ölsün o genç kadın. ölmesin gebersin.
0
"yazık! hayvan mundar olmuş keseydik bi fırına vereydik dadından yinmezdi" denebilir.
0
yeni alırız dersen boku yersin abicim, sakın. diyeceğin şey şu;
kaybının yerini hiçbir şey dolduramaz; ama ben seni rahatlatmak ve bir nebze de olsa aklını başka şeylere çekmek için hep yanındayım. bana güvenebilirsin.
(kendimden korktum amına koyım)
kaybının yerini hiçbir şey dolduramaz; ama ben seni rahatlatmak ve bir nebze de olsa aklını başka şeylere çekmek için hep yanındayım. bana güvenebilirsin.
(kendimden korktum amına koyım)
0
bahçeli bir evi var, 3 köpeği 3 kedisi var..
ördek alayım dediğinde besleyemezsin dedim, üzülürsün dedim sonra..
ördek alayım dediğinde besleyemezsin dedim, üzülürsün dedim sonra..
0
son çare montla sıçsın.
(ayrıca bak ördek alalım de demiştim. ikame işte. onla ilgilenirken ötekini unutuverir. aklı yatmışken huyuna git)
(ayrıca bak ördek alalım de demiştim. ikame işte. onla ilgilenirken ötekini unutuverir. aklı yatmışken huyuna git)
0
"ördek, senin onu çok sevdiğini bildiği için mutlu gitti bu dünyadan, eminim uzaklarda bir yerlerde senin ona olan özlemini hissederek huzur buluyordur".
0
marjinal kereste
Canım uzun zaman sonra bir futbol oynamayı istedi. sizce hangisini indireyim. Fifa demeyin yeter.
Canım uzun zaman sonra bir futbol oynamayı istedi. sizce hangisini indireyim. Fifa demeyin yeter.
0
pes 2010 daha iyi, özellikle kariyer olayı çok fazla güzel.
pes 2011 çok farklı olmuş.
pes 2011 çok farklı olmuş.
0
oynadığın oyundan zevk almak istiyosan çalım atıyım uzaktan şut çekiyim fantezi futbol oynayım diyosan 2010
ama yok gerçekçi olsun adamların yerine görevine preslerine otomatik kaymalarına kadar her şeye ben karar veriyim diyosan 2011
ama yok gerçekçi olsun adamların yerine görevine preslerine otomatik kaymalarına kadar her şeye ben karar veriyim diyosan 2011
0
kibritsuyu
bıçağı alıp ayaklarını doğramak değil elbet.geçen sene biz tatildeyken balkonumuza, tam da kapının yanındaki saksıya yumurtlamıştı güvercin. çok kullandığımız bir balkon olduğundan saksıyı dikkatlice ileri taşımıştık, güvercin de bulup yavrusunu çıkarmıştı, lakin yavruyu kargalar yedi sanırım, kaybo
bıçağı alıp ayaklarını doğramak değil elbet.
geçen sene biz tatildeyken balkonumuza, tam da kapının yanındaki saksıya yumurtlamıştı güvercin. çok kullandığımız bir balkon olduğundan saksıyı dikkatlice ileri taşımıştık, güvercin de bulup yavrusunu çıkarmıştı, lakin yavruyu kargalar yedi sanırım, kayboldular.
bu sene saksıyı kaldırdık, aynı balkonun kapısının yanındaki kullanmadığımız ve içine ıvır zıvır tıktığımız barbekünün içine kafayı takmış durumdalar. muhtelif zamanlarda bir tane kuşu barbekünün içinde eşelenirken, birini de balkon sandalyelerimize konmuş gözcülük yaparken yakaladım. beni görünce kaçtılar. içeriyi iyice aradım, yumurta falan yok. şimdi bu hayvan kafayı taktı oraya yumurtlayacak. ama yumurtlarsa hem kendine hem biz eziyet olacak. biz o balkonu kullanıyoruz, her giriş çıkışımızda ürkecek, kaçacak, kuluçkada oturamayacak. hazır yumurtlamamışken bu hayvanların ayağını buradan nasıl keseriz? gitsin başka yere yumurtlasın, hem kendi eziyet çekmesin, hem de bize vicdan azabı çektirmesin. en üst kattayız, kuşların uğrak yeriyiz, tepemiz çatı. bir alt katımızda da aynısından var. üstelik ev boş, memlekete gittiler. kırk yılda bir gelirlerse de balkona çıkmazlar. gitsin oraya yapsın, rahat etsin.
ek soru: (diyelim ki yumurtladı). yumurta ne kadar süre açıkta kalırsa bozulur? açıkta kalmış yumurtayı alıp kuluçka makinesine koysak kurtarır mıyız? güvercin yavrısı da civciv gibi kendi hayatını idame ettirebilir mi?
geçen sene biz tatildeyken balkonumuza, tam da kapının yanındaki saksıya yumurtlamıştı güvercin. çok kullandığımız bir balkon olduğundan saksıyı dikkatlice ileri taşımıştık, güvercin de bulup yavrusunu çıkarmıştı, lakin yavruyu kargalar yedi sanırım, kayboldular.
bu sene saksıyı kaldırdık, aynı balkonun kapısının yanındaki kullanmadığımız ve içine ıvır zıvır tıktığımız barbekünün içine kafayı takmış durumdalar. muhtelif zamanlarda bir tane kuşu barbekünün içinde eşelenirken, birini de balkon sandalyelerimize konmuş gözcülük yaparken yakaladım. beni görünce kaçtılar. içeriyi iyice aradım, yumurta falan yok. şimdi bu hayvan kafayı taktı oraya yumurtlayacak. ama yumurtlarsa hem kendine hem biz eziyet olacak. biz o balkonu kullanıyoruz, her giriş çıkışımızda ürkecek, kaçacak, kuluçkada oturamayacak. hazır yumurtlamamışken bu hayvanların ayağını buradan nasıl keseriz? gitsin başka yere yumurtlasın, hem kendi eziyet çekmesin, hem de bize vicdan azabı çektirmesin. en üst kattayız, kuşların uğrak yeriyiz, tepemiz çatı. bir alt katımızda da aynısından var. üstelik ev boş, memlekete gittiler. kırk yılda bir gelirlerse de balkona çıkmazlar. gitsin oraya yapsın, rahat etsin.
ek soru: (diyelim ki yumurtladı). yumurta ne kadar süre açıkta kalırsa bozulur? açıkta kalmış yumurtayı alıp kuluçka makinesine koysak kurtarır mıyız? güvercin yavrısı da civciv gibi kendi hayatını idame ettirebilir mi?
0
bak sana yaşadığım bir olayı anlatayım.
ilk olarak onun ayağını oradan kesmek çok zor. bir kere yuva yaptırırsan sürekli gelir.
ayrıca yumurtlar ise zaten yumurtanın başından kalkmaz.kalksa bile çok az süre ile kalkar ve hemen geri gelir..
bana 4 kere uğradı. 1 tanesinde yavru daha büyümeden düştü öldü.
2.incisinde biraz dikkat edelim dedik bu sfer yavru uçmaya çalışırken düştü (balkondan dışarı uçmaya çalışmış sanırım) ve kayboldu. 3. sefer yavrular büyüdü ve uçtular gittiler. 4.sefer geldiğinde balkonu biz kapatmıştık.kombinin borusunun çıktığı yerden içeri girdi ve yavruladı..bazen gelir orada öterdi.sanki pencereyi aç falan derdi. açardık ama girmezdi balkonda kimse kalmadığı zaman içeri girerdi.balkona kaç kişi girerse girsin kaçmazdı bu sefer..acayip birşey..ama yavrulamasına izin vermedik.bazen 2-3 gün gider ve gelmezdi.acayip bir hayvan yahu.
bence yumurta yaptığı zaman eğer güvenli bir yerin var ise yumurta yapmasına izin ver ve onu oraya taşı..kargolar falan gelmesin..yağmur,çamur etkilemesin, yüksek bir yer olmasın yani hayvan düşmesin.
ilk olarak onun ayağını oradan kesmek çok zor. bir kere yuva yaptırırsan sürekli gelir.
ayrıca yumurtlar ise zaten yumurtanın başından kalkmaz.kalksa bile çok az süre ile kalkar ve hemen geri gelir..
bana 4 kere uğradı. 1 tanesinde yavru daha büyümeden düştü öldü.
2.incisinde biraz dikkat edelim dedik bu sfer yavru uçmaya çalışırken düştü (balkondan dışarı uçmaya çalışmış sanırım) ve kayboldu. 3. sefer yavrular büyüdü ve uçtular gittiler. 4.sefer geldiğinde balkonu biz kapatmıştık.kombinin borusunun çıktığı yerden içeri girdi ve yavruladı..bazen gelir orada öterdi.sanki pencereyi aç falan derdi. açardık ama girmezdi balkonda kimse kalmadığı zaman içeri girerdi.balkona kaç kişi girerse girsin kaçmazdı bu sefer..acayip birşey..ama yavrulamasına izin vermedik.bazen 2-3 gün gider ve gelmezdi.acayip bir hayvan yahu.
bence yumurta yaptığı zaman eğer güvenli bir yerin var ise yumurta yapmasına izin ver ve onu oraya taşı..kargolar falan gelmesin..yağmur,çamur etkilemesin, yüksek bir yer olmasın yani hayvan düşmesin.
0
balkona CD veya bol hışırdayan poşet asarak kuşların gelmesini engellerler. barbekünün üzerine poşet gerin, fışırdasın falan, belki oraya yuvalanmaktan vazgeçerler...
0
gelmemesini istiyosan,bazi yontemler var.bir nevi kaktüs gorevi goren bi yuzey var ustunde dikenler var.tarihi eserlere filan koyuyuorlar bunu kuslari engellemek icin.
www.google.com
www.google.com
0
dynamic0de
beyler film izlemek istiyorum ama bu aralar boş zamanım pek yok.izlemek istediğim filmlerden bi liste yaptım.bu filmlerden zaman kaybetme hemen izle dediğiniz filmler varmı.sizce hangisinden başlamalıyım?yani hangileri daha iyi, sıralama yaparmısınız?şimdiden teşekkürler.blood diamond,goodfellas,the
beyler film izlemek istiyorum ama bu aralar boş zamanım pek yok.izlemek istediğim filmlerden bi liste yaptım.bu filmlerden zaman kaybetme hemen izle dediğiniz filmler varmı.sizce hangisinden başlamalıyım?yani hangileri daha iyi, sıralama yaparmısınız?şimdiden teşekkürler.
blood diamond,goodfellas,thegodfather 2 ve 3,the fighters,zoraki kral,city of god,truva,iyi kötü çirkin,apokalipto,Schindler's List,the pianist,Prince Of Persia,Batman Begins,Transformers
blood diamond,goodfellas,thegodfather 2 ve 3,the fighters,zoraki kral,city of god,truva,iyi kötü çirkin,apokalipto,Schindler's List,the pianist,Prince Of Persia,Batman Begins,Transformers
0
prince of persia ve transformers izlemedim. onun dışındakilerin hepsi iyi filmler.
0
god father 3 prince of persia transformers dışında hepsi iyi filmler.
goodfellas veya city of god la başlayabilirsin, iyi kötü çirkin iyidir ama yavaş ilerler ve uzundur, western seviyorsan üçlemesini arka arkaya izleyip fantezi yap. :)
goodfellas veya city of god la başlayabilirsin, iyi kötü çirkin iyidir ama yavaş ilerler ve uzundur, western seviyorsan üçlemesini arka arkaya izleyip fantezi yap. :)
0
ykup +1
the pianist süper ötesi bir film sakın sonraya bırakma kolay kolay unutacağın bir film değil.
the pianist süper ötesi bir film sakın sonraya bırakma kolay kolay unutacağın bir film değil.
0
heyamo
http://www.youtube.com/watch?v=VQQ6T_nTKAY
0
valla gayet haklı, herkes metin lokumcu diyo da sorsan 10 kişiden 9'u otobüsten düşürülen ve ağır yaralanan polisin adını dahi bilmez. metin lokumcu için herkes sokaklara döküldü, o polis için hanginiz bi pankart açtınız mitinglerde? öğretmenlerin polislerden daha fazla mı yaşama hakkı var? madem kalp hastalığın var, madem yaşlısın, ne işin var protestoda? hadi geldin diyelim, en ön safta başbakanın otobüsünü taşlamak da ne? siz cop yiyince ayağa kalkın ama sizin polise her türlü saldırma hakkınız baki kalsın. yerim sizin sosyal devlet anlayışınızı aq.
0
@winstoncash;
"ama öldü efendim"
daha ilerisi var mı?
ölüm diyoruz, daha ilerisi var mı, önemlisi var mı?
metin lokumcu için üzülen insanlar servet erkan'a da üzülür. çünkü insan olmanın gereği budur.
ama bir grup insan ölmüş bir kişinin arkasından sallayıp, "ses kayıtları var" diyip saygısızlık yaparken bir diğer grubun "iyi olmuş" falan dediğini görmedim.
siyasete gerek yok, insanlık ve vicdan her şeyin ilacı.
"ama öldü efendim"
daha ilerisi var mı?
ölüm diyoruz, daha ilerisi var mı, önemlisi var mı?
metin lokumcu için üzülen insanlar servet erkan'a da üzülür. çünkü insan olmanın gereği budur.
ama bir grup insan ölmüş bir kişinin arkasından sallayıp, "ses kayıtları var" diyip saygısızlık yaparken bir diğer grubun "iyi olmuş" falan dediğini görmedim.
siyasete gerek yok, insanlık ve vicdan her şeyin ilacı.
0
öldüyse öldü kardeşim ne yapalım ?
sende astım var yada kalp rahatsızlığın var sen tutup polisin büyük ihtimal ile gaz bombası atacağı yere hangi akla hizmet gidersin?
şahsen ben kum kadar üzülmedim bu adamın öldüğüne..
rahat dursaydı gidip evinde paşalar gibi otursaydı.
tayyip ne yapacak ? arkadaşın dediği gibi gözümüzün önünde düşen ve kafası parçalanan polis hakkında kimse birşey demiyor ?
polise kayalar yağdıran kitle hakkında birşey demiyor?
ama bir tane adamın teki ölünce vaaaaaaaay efendim adam öldü oluyorsunuz.
ölsün aga ölsün.
iyi oldu çok da güzel oldu daaaaamam mı.
sende astım var yada kalp rahatsızlığın var sen tutup polisin büyük ihtimal ile gaz bombası atacağı yere hangi akla hizmet gidersin?
şahsen ben kum kadar üzülmedim bu adamın öldüğüne..
rahat dursaydı gidip evinde paşalar gibi otursaydı.
tayyip ne yapacak ? arkadaşın dediği gibi gözümüzün önünde düşen ve kafası parçalanan polis hakkında kimse birşey demiyor ?
polise kayalar yağdıran kitle hakkında birşey demiyor?
ama bir tane adamın teki ölünce vaaaaaaaay efendim adam öldü oluyorsunuz.
ölsün aga ölsün.
iyi oldu çok da güzel oldu daaaaamam mı.
0
ölmek madencilerin kaderinde var diyenlerin takipçileri neden ölmek polislerin kaderinde var da demiyor? ben bunu anlamıyorum. otobüs hızlandı diye düşüp yaralanan bir polis memuru görevi gerektiğinde koruması gereken kişiyi savunurken ölmek ve öldürmek olan birisi yaralandıysa bu zaten beklenilenler arasında değil mi? keşke sıkı tutunsaydı da düşmeseydi. ama kader işte.
0
0
en sonunda oraya gelen ölmeyi göze almıştır da dediniz ya nasıl bu kadar vicdansız olabiliyorsunuz cidden aklım almıyor.orada bir insan ölüyor ve siz e gayet doğal ölebilir polisin görevi öldürmek diyebiliyorsunuz.vay amk arkadaş ya...
0
@sivrisinek, dış mihraklara hizmet ediyorum, gomüsim anaşikim ülke yıkılsın bölünsün istiyorum. memleketimde özgürce gezemeyim birileri sülalemi dütsün istiyorum. rahatlar mısın?
dun aksam bu videoyu izledğimden beri kendimde değilim kardeşim, hayatında beddua etmemiş insan en ağır düşünceleri zor sıyırdı beyninden. tiksindim artık, bu duyarsızlıktan haksızlıga göz yuman dilsiz şeytan olmamızdan. kendimden bile tiksindim, kendini benim yerime koyabilecek misin?
dun aksam bu videoyu izledğimden beri kendimde değilim kardeşim, hayatında beddua etmemiş insan en ağır düşünceleri zor sıyırdı beyninden. tiksindim artık, bu duyarsızlıktan haksızlıga göz yuman dilsiz şeytan olmamızdan. kendimden bile tiksindim, kendini benim yerime koyabilecek misin?
0
unalub
sevgili kedi sahipleri,`kedinin balkondan düşmesi` diye bir olay varmış. yaz sıcağında ne gibi çözümleriniz var bu konuda?1. kata mı taşınayım, ne yapayım?not: henüz bir kedi yok ortada.edit: soru "kediler balkondan atlar mı?" değil gördüğünüz üzere.
sevgili kedi sahipleri,
kedinin balkondan düşmesi diye bir olay varmış. yaz sıcağında ne gibi çözümleriniz var bu konuda?
1. kata mı taşınayım, ne yapayım?
not: henüz bir kedi yok ortada.
edit: soru "kediler balkondan atlar mı?" değil gördüğünüz üzere.
kedinin balkondan düşmesi diye bir olay varmış. yaz sıcağında ne gibi çözümleriniz var bu konuda?
1. kata mı taşınayım, ne yapayım?
not: henüz bir kedi yok ortada.
edit: soru "kediler balkondan atlar mı?" değil gördüğünüz üzere.
0
bizimkisi çıkıyo ama öylece duruyo bir gün atlıcak diye bekliyorum ama 1 yıl oldu hala atlamadı bu zamana kadar atlamadıysa dahada atlamaz sanırım
0
kediyi takip etmekten başka bir çare bulmak zor diye düşünüyorum. kedi bu sonuç olarak, balkon açıksa illa ki çıkacak ve ortalığı keşfetmek için balkonun bir yerlerine tırmanacaktır.
benim kedim, hem de elimin altındayken (ben atmışım meğer ahah), cam kenarında takılırken dengesini kaybedip düşmüştü bahçeye. çok yüksekte değildik, dört ayak üstüne bi de çimlere düşünce bir şey olmamıştı. yani atlaması/düşmesi çok mümkün, o yüzden iyi takip etmek lazım, bence.
benim kedim, hem de elimin altındayken (ben atmışım meğer ahah), cam kenarında takılırken dengesini kaybedip düşmüştü bahçeye. çok yüksekte değildik, dört ayak üstüne bi de çimlere düşünce bir şey olmamıştı. yani atlaması/düşmesi çok mümkün, o yüzden iyi takip etmek lazım, bence.
0
bir arkadaşımın kedisi 10. kattan düşmüştü.. bildiğin balkondan atlamış hayvan.. yani düşme ihtimalleri var.
0
benim kedim de 4. kattan düştü patileri kırıldı.. şimdi iyi..
kedilerin yükseklik algısı yokmus dikkat etmekte fayda var.
kedilerin yükseklik algısı yokmus dikkat etmekte fayda var.
0
mümkünse en üst kata taşının. madem henüz bir kedi yok ortada, sizin balkonunuza düşecek bir kedi de olmaz böylece.
0
ben yüksekten korkan kedi de biliyorum kesinlikle kenara yaklaşmaz biri varsa hemen kaçar kucağına almak istesen tüm vududuna tırnağı geçirir garantiye alır kendini, önce gözlemlemek lazım alengirli işler yapıyorsa çıkarmamak daha doğru. bir arkadaşımın kedisi kuşa atladı malesef öldü.
kesin çözümler,
bahçeli ev
zemin kat
klima
kesin çözümler,
bahçeli ev
zemin kat
klima
0
atlamasa bile yakından kuş, böcek filan geçerse kendilerini kaybediyorlar. uyuya kalıp düşme ihtimalleri de var. bence tel filan yaptır balkona sonra çok üzülürsün.
0
eğer balkon toprağa bakmıyorsa kediyi oralarda dolaştırmamakta fayda var. bizim vahşi kedi 4. kattan düşmüştü. ölmedi. şimdi yüksekten korkuyor ama.
0
üst komşunun kedisi -ki 11. katta oturuyorlar- balkondan atlayıp intihar etmişti.
0
ben kedimi balkondayken kucağıma alıp baktım yüksekten korkuyor mu diye tırnaklarını kollarıma omuzlarıma geçirdi fena halde korktu yani.. 5 yıldır benimle beraber bazen özellikle balkonda durmasını istiyorum sürekli içeride olduğu için.. yüksekten korkup korkmadığına deneyerek atlayıp atlamayacağına bakabilirsin.. ve tabi bazı kediler intihar ederler mutlu olmadıklarından dolayı bu da ona ne kadar iyi baktığınız ne kadar ilgilendiğinizle ilgili..
0
normalde kedi balkondan atlamaz. korkarlar. ancak bunlar pencere kenarı olsun, balkon olsun oturup etrafı seyrederken bir kuş veya sinek gördüklerinde kendilerini kaybederler. kuşun arkasaından dengesini kaybedip düşebiliyorlar.
o yüzden evde bir adet pencereye tel taktirmak ve açık balkona çıkartmamak lazım. benim balkonum içeri alınmış ve bir camı telli. en güzeli bu.
o yüzden evde bir adet pencereye tel taktirmak ve açık balkona çıkartmamak lazım. benim balkonum içeri alınmış ve bir camı telli. en güzeli bu.
0
4. kat, bir kedim atladı omurgası kırıldı ve öldü:( diğer kedim de atladı sol bacağı kırıldı. gerçi atladı demek birçok arkadaşın da dediği gibi yanlış olur. karga çok geliyor bizim balkona ve resmen kedilerin akıllarını başlarından alıyorlar. birkaç kez kedinin üstüne doğru pike yaptıklarını gördüm, kedi balkonun kenarında otururken. kesinlikle kargalara dikkat edin. lanet kargalar!
0
hiç sormayın genç werther'in acılarını okuyan kediler intihar ediyormuş.
şaka yapmış arkadaş, inandınız mı hemen :)
şaka yapmış arkadaş, inandınız mı hemen :)
0
@ mea
inanmak üzereydim var ya. :) hatta romantik bile gelmişti...
olmasın öyle bi şe tabi.
inanmak üzereydim var ya. :) hatta romantik bile gelmişti...
olmasın öyle bi şe tabi.
0
hayley williams ile evlenecek genc
en azından 7-8 yıl önce flatout 2'ye benzer bir oyun oynardım. oyunda yalnız 15-20e yakın araba vardı. yarışırken çarparak da diğer oyuncuları oyun dışı edebiliyordunuz. bir de galiba nesnelerin üzerinden geçince özellik kazanıyordunuz. misal füze atmak, yağ dökmek gibi. evet, nedir? resmini görsem
en azından 7-8 yıl önce flatout 2'ye benzer bir oyun oynardım. oyunda yalnız 15-20e yakın araba vardı. yarışırken çarparak da diğer oyuncuları oyun dışı edebiliyordunuz. bir de galiba nesnelerin üzerinden geçince özellik kazanıyordunuz. misal füze atmak, yağ dökmek gibi. evet, nedir? resmini görsem tanırım google görsellerden.
0
dostum bunu playstation'da mı oynardın? ps'de vardı çünkü oyun bu ve ben de 7-8 yıl önce oynadığımnı hatırlıyorum. carmageddon değildi ya.
0
araçlar ile kanalda falan yarışıyordun. çöp tenekeleri falan ortada seni engelliyordu dimi?
dur adı aklıma gelecek.
dur adı aklıma gelecek.
0
evet yakup kanalı hatırladım, oyunun kapağı sarı tonlardaydı ve hatırladığım kadarıyla füze eklenmiş gri renkli bir araba vardı.
0
benim de aklıma ilk olarak re-volt geldi. daha sonra "crash team racing" geldi ki, ps1'de bu oyunu biraz daha oynayabilmek için sabahın köründe uyanırdım çocukken, ben de onu arayayım. hey gidi crash bandicoot!
www.youtube.com
www.youtube.com
0
0
sağolun sabah sabah uğraşmışsınız. bilgisiyarda oynadığım bir oyundu. en yakın olan twisted metal. onun serisinden de bir oyun olabilir ama emin olamadım. demosu vardı bizim eczanede hep onu oynardım da ne güzel oyundu lan diye düşünüyorum şimdi. bir bulsam...
0
Bende oynardım buna benzer bir oyun o kadar zaman önce Hot Wheels: Velocity X olabilir mi? O da 2002 yapımı.
0
Thunderbirds
Nerden geliyor bunca çılgınlık resmen yerden yere vuruyorlar temizlik maddesi,böcek kanı,tersten oku vs... bir bildiğiniz varmı? yada siz inanıyormusunuz? biraz beyin fırtınası istiyorum(Daha önce böyle bir konu gördüyseniz silicem)
Nerden geliyor bunca çılgınlık resmen yerden yere vuruyorlar temizlik maddesi,böcek kanı,tersten oku vs... bir bildiğiniz varmı? yada siz inanıyormusunuz? biraz beyin fırtınası istiyorum
(Daha önce böyle bir konu gördüyseniz silicem)
(Daha önce böyle bir konu gördüyseniz silicem)
0
coca cola standart bir müslüman için amerika demek, hıristiyanlık demek, kapitalizm demek, dünya sistemi demek, islam karşıtlığı demek. bok atılması normal.
0
check minus çok güzel demiş.
kapalı kapılar arkasında kimin nasıl yaptığını bilmediğin yemeği yedin ölmedin de kolanın içindeki böcek mi kesecek adamı. ayrıca eğer o tadı o böcek veriyorsa mümkünse biraz daha koysunlar o böcekten.
kapalı kapılar arkasında kimin nasıl yaptığını bilmediğin yemeği yedin ölmedin de kolanın içindeki böcek mi kesecek adamı. ayrıca eğer o tadı o böcek veriyorsa mümkünse biraz daha koysunlar o böcekten.
0
diyelim ki bu sezon böcek hasadı kötü geçti, coca-cola iflas mı edecek. veya böcek toplamanın maliyeti yüksek olmaz mı?
ama meyan köküne karışan fareler bence de mantıklı.
3 senedir bir damla içmiyorum, yokluğunu da hissetmiyorum.
ama meyan köküne karışan fareler bence de mantıklı.
3 senedir bir damla içmiyorum, yokluğunu da hissetmiyorum.
0
Coca cola söylendiği gibi pek çok şeyin simgesi olduğu için tepkiler var. Ama o gelen maillere kanmayın, insanlar araştırma zahmetine girmedikleri için yazılanları kontrol etmeden önlerine gelene fwd ediyorlar.
Coca colada böcek kanı yok, bir böceğin kabuğundan elde edilen bir renk maddesi kullanılıyordu, ki bu madde gıda sektöründe başka bir sürü üründe de kullanılıyor (bonibonlar vs. gibi), doğal bir renklendiricidir, dramatize edecek bir durum yok. Kaldı ki son derece pahalı bir renklendirici olduğu için artık kullanılmıyor diye hatırlıyorum. İçinde fosforik asit olduğu için doğal olarak kirlerin bir kısmını çözebiliyor, bunda da şaşılacak bir şey yok. Ama sorun şu, fosforik asit bir inorganik asittir, doğal yollardan tükettiğimiz bir asit değildir ve oldukça güçlüdür, bu nedenle fazla kola tüketmek iyi değildir. Böbrek yetmezliği ve kemik erimesi gibi sorunlara yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Uzun lafın kısası, gelen maillere itibar etmeyin, çok fazla da kola içmeyin.
Merak ediyorsanız böcekten elde edilen renklendirici karmin, böceğin adı da cochineal.
Coca colada böcek kanı yok, bir böceğin kabuğundan elde edilen bir renk maddesi kullanılıyordu, ki bu madde gıda sektöründe başka bir sürü üründe de kullanılıyor (bonibonlar vs. gibi), doğal bir renklendiricidir, dramatize edecek bir durum yok. Kaldı ki son derece pahalı bir renklendirici olduğu için artık kullanılmıyor diye hatırlıyorum. İçinde fosforik asit olduğu için doğal olarak kirlerin bir kısmını çözebiliyor, bunda da şaşılacak bir şey yok. Ama sorun şu, fosforik asit bir inorganik asittir, doğal yollardan tükettiğimiz bir asit değildir ve oldukça güçlüdür, bu nedenle fazla kola tüketmek iyi değildir. Böbrek yetmezliği ve kemik erimesi gibi sorunlara yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Uzun lafın kısası, gelen maillere itibar etmeyin, çok fazla da kola içmeyin.
Merak ediyorsanız böcekten elde edilen renklendirici karmin, böceğin adı da cochineal.
0
yok ya saçmalıktan başka bir şey değil, tamam coca-cola kapitalist bir şirket ama fare boku falan nedir allah aşkına ya.
0
türkiyede ki üretimlere sadece özütleri geliyo, alkolle çözüp sulandırıp, piyasaya sunuyorlar diye hatırlıyorum (eski antalyada ki üreticisi anlatmıştı bizzat).
Özütte kullanılan bitkilerde de fare de böcek de olabilir. Bunu arındırıyo olabilirlerde ama şu meyve suları, salçalar ve diğer gıda ürünlerin hemen hemen hepsinde geçerli bi durum bu. Şeftalinin kurdu da içinde olduğundan eminim.
Geçen yaz gördüm, tır dorsesine hiçbir önlem almadan sanki toprak atar gibi domates yüklenmişler, doğal olarak altta kalan domateslerinde suyunu yolda dökerek geliyodu. Suriye tırları, malum Urfanın tozlu yolları(üstü açık) ile birlikte o domatesin çamur olduğuna da eminim.Bu da her markette bulabileceğiniz ünlü bir salça markası.
Yani diyeceğim o dur ki ham maddeleri tarıma dayalı,seri üretim ürünlerin içerisinde fare de olabilir, kurtta olabilir, toprak/çamur da olabilir.
İçinde ki boku, fareyi bilerek yemek/içmek daha zevkli.
Özütte kullanılan bitkilerde de fare de böcek de olabilir. Bunu arındırıyo olabilirlerde ama şu meyve suları, salçalar ve diğer gıda ürünlerin hemen hemen hepsinde geçerli bi durum bu. Şeftalinin kurdu da içinde olduğundan eminim.
Geçen yaz gördüm, tır dorsesine hiçbir önlem almadan sanki toprak atar gibi domates yüklenmişler, doğal olarak altta kalan domateslerinde suyunu yolda dökerek geliyodu. Suriye tırları, malum Urfanın tozlu yolları(üstü açık) ile birlikte o domatesin çamur olduğuna da eminim.Bu da her markette bulabileceğiniz ünlü bir salça markası.
Yani diyeceğim o dur ki ham maddeleri tarıma dayalı,seri üretim ürünlerin içerisinde fare de olabilir, kurtta olabilir, toprak/çamur da olabilir.
İçinde ki boku, fareyi bilerek yemek/içmek daha zevkli.
0
leo1905
'emtia'kelimesinin anlamı nedir?
'emtia'kelimesinin anlamı nedir?
0
poset
50 - 60 milyar arasi 2011 model 0 araba almak istiyorum, tek kosulum sedan olmasi, onerileriniz?
50 - 60 milyar arasi 2011 model 0 araba almak istiyorum, tek kosulum sedan olmasi, onerileriniz?
0
volvo alırsanız yıllık 2bin lira servis parasını da yazın kenara. hele s40 gibi turbo özürlüsü bir araç, 3 kere elimize aldık.
yeni jetta'nın makyajlısı çok hoş.
edip: www.sikayetvar.com
1 yılda 3 kere turbo, bir kere beyin yanması, debriyaj sensörü hatasıyla 16.500 lira zarar ettirmiş bir araçtan bahsediyorum bu arada. volvo s40 1.6D. yeni turboyu takarken filtreyi temizlemedikleri için 2. defa yanan turboyu garanti kapsamına almayan bir servisten bahsediyorum. 125 liralık yağ filtresinden bahsediyorum işçilik dahil.
almayın, aldırmayın.
yeni jetta'nın makyajlısı çok hoş.
edip: www.sikayetvar.com
1 yılda 3 kere turbo, bir kere beyin yanması, debriyaj sensörü hatasıyla 16.500 lira zarar ettirmiş bir araçtan bahsediyorum bu arada. volvo s40 1.6D. yeni turboyu takarken filtreyi temizlemedikleri için 2. defa yanan turboyu garanti kapsamına almayan bir servisten bahsediyorum. 125 liralık yağ filtresinden bahsediyorum işçilik dahil.
almayın, aldırmayın.
0
Ikıncı el bmw 320 d bıle 73 000 den elden cıkardıktan sonra daha donanımlı bı ınsıgnıa daha ucuza gelmektedır ve motor gucu ve sanzımanı azımsanmayacak kadar ıyıdır.
0
50-55 kuruş yakmak bana koymaz derseniz insignia alın derim. ben mi sadece gülüyorum.
0
Yeni Jetta 1.6 TDI 105 PS Highline 58.200,00 tl.
binekarac.vw.com.tr
Jetta değil ama ben de, annem de dizel vw kullanıyoruz ve epey memnunuz. hem az yakıyor, hem atak hem de sağlam.
binekarac.vw.com.tr
Jetta değil ama ben de, annem de dizel vw kullanıyoruz ve epey memnunuz. hem az yakıyor, hem atak hem de sağlam.
0
sanal uyku
bütün alışveriş sitelerindeki fiks yazıdır "kargoyu kapıda görevlinin yanında açın, sorun varsa almayın" diye. çok merak ediyorum adamı kapıda bekletip de açıp bakan var mı gerçekten?edit: ne zaman kontrol ediyorsunuz ne zaman etmiyorsunuz bunu da yazarsanız iyi olur. 2. el sitelerinden yapılan alış
bütün alışveriş sitelerindeki fiks yazıdır "kargoyu kapıda görevlinin yanında açın, sorun varsa almayın" diye. çok merak ediyorum adamı kapıda bekletip de açıp bakan var mı gerçekten?
edit: ne zaman kontrol ediyorsunuz ne zaman etmiyorsunuz bunu da yazarsanız iyi olur. 2. el sitelerinden yapılan alışverişler bi nebze çünkü.
edit: ne zaman kontrol ediyorsunuz ne zaman etmiyorsunuz bunu da yazarsanız iyi olur. 2. el sitelerinden yapılan alışverişler bi nebze çünkü.
0
ben de aynı duyuruyu açmayı düşünmüştüm dün :D
cevaba gelirsek, hiç kontrol etmedim ama şansıma hiç sorunlu bi ürünle karşılaşmadım, adamı kapıda bekletmek saçma geliyor bana, o yüzden yapmıyorum.
cevaba gelirsek, hiç kontrol etmedim ama şansıma hiç sorunlu bi ürünle karşılaşmadım, adamı kapıda bekletmek saçma geliyor bana, o yüzden yapmıyorum.
0
daha önce başka soru altına yazdığımı aynen copy paste yapıyorum:
şu kargocu yanında açtırmak ile ilgili büyük bir yanılgı var, izninizle paylaşayım. istediğin kadar kargocunun yanında açtır, kutudan çıkan şey kargocunun zerre kadar sikinde olmaz. kargocuyu ilgilendiren bir mevzuu değildir çünkü. kargocuya "benim aldığım ürün bu değildi" dersen kargocu da "eee bana ne" der sadece. hakikaten de onu ilgilendirmez, zira kargocunun tek yaptığı paketi alıp taşımaktır.
kargocunun yanında paket açmanın ve tutanak tutturmak SADECE VE SADECE kargodan dolayı oluşmuş bir hasar varsa, yani kargocunun üstüne düşen kısımda bir zarar görülmüşse onu tespit ettirmektir.
altın yaldızlı ayna aldın mesela, açtın gümüş yaldızlı çıktı. kargocunun yanında açıp "ama altın yaldızlı olması lazımdı" dersen, "ee bana ne, git aldığın yere söyle" der. tutanak falan da tutmaz. bunun altın mı gümüş mü olduğu zavallı kargocuyu ilgilendirmez. tutsa bile tuttuğu tutanak da biskime yaramaz. elalemin yalan yanlış gönderdiği ürünün tutanağını niye kargocu tutsun? tutsa bile niye hüküm ifade etsin? noter mi lan bu çocuk, huzurunda açıp tespit yapılsın?
ha açarsın ayna paramparçadır, dersin ki "bu kırılmış", hah o zaman tutanak tutar, "paketten kırık ayna çıktı" diye, çünkü sorun kargocu ile sizin aranızdadır. siz de kargocunun üstüne gidersiniz. "taşırken kırmışlar" dersiniz. orada hüküm ifade eder.
şu kargocu yanında açtırmak ile ilgili büyük bir yanılgı var, izninizle paylaşayım. istediğin kadar kargocunun yanında açtır, kutudan çıkan şey kargocunun zerre kadar sikinde olmaz. kargocuyu ilgilendiren bir mevzuu değildir çünkü. kargocuya "benim aldığım ürün bu değildi" dersen kargocu da "eee bana ne" der sadece. hakikaten de onu ilgilendirmez, zira kargocunun tek yaptığı paketi alıp taşımaktır.
kargocunun yanında paket açmanın ve tutanak tutturmak SADECE VE SADECE kargodan dolayı oluşmuş bir hasar varsa, yani kargocunun üstüne düşen kısımda bir zarar görülmüşse onu tespit ettirmektir.
altın yaldızlı ayna aldın mesela, açtın gümüş yaldızlı çıktı. kargocunun yanında açıp "ama altın yaldızlı olması lazımdı" dersen, "ee bana ne, git aldığın yere söyle" der. tutanak falan da tutmaz. bunun altın mı gümüş mü olduğu zavallı kargocuyu ilgilendirmez. tutsa bile tuttuğu tutanak da biskime yaramaz. elalemin yalan yanlış gönderdiği ürünün tutanağını niye kargocu tutsun? tutsa bile niye hüküm ifade etsin? noter mi lan bu çocuk, huzurunda açıp tespit yapılsın?
ha açarsın ayna paramparçadır, dersin ki "bu kırılmış", hah o zaman tutanak tutar, "paketten kırık ayna çıktı" diye, çünkü sorun kargocu ile sizin aranızdadır. siz de kargocunun üstüne gidersiniz. "taşırken kırmışlar" dersiniz. orada hüküm ifade eder.
0
geçen ki duyurudan sonra ben ilk kez dün denedim. paketi açana kadar kargocu gitmişti bile :/
0
aslında burda bahsedilen kutunun sağına soluna bi bakın eziklik darbe vs var mı ondan gerisi sizinle satıcı arasında, satıcı da 2. el de olsa ürününü adam akıllı paketlemekle yükümlü
0
normalde lımango, markafonı gıbı yerlerden aldıgım ufak tefek seylerı adamı kapıda bekletıp kontrol etmeye utanıyorum, herhangı bır sorun olursa almasaydım benım hatam der gecerım dıye dusunuyorum.
ama ıstanbul bılısımden televızyon aldıgım zaman getıren kargo gorevlısıne tesekkur edıp kapıyı kapatacagım sırada, gorevlı bır sanıye acın kutuyu adam gıbı kontrol edelım burada, ona gore gerı gotureyım dedı, eksıgı gedıgı olmadıgını gorup teslım aldım ılk defa bır seyı, kendısı cok hayır duamı aldı bu sayede :)
ama ıstanbul bılısımden televızyon aldıgım zaman getıren kargo gorevlısıne tesekkur edıp kapıyı kapatacagım sırada, gorevlı bır sanıye acın kutuyu adam gıbı kontrol edelım burada, ona gore gerı gotureyım dedı, eksıgı gedıgı olmadıgını gorup teslım aldım ılk defa bır seyı, kendısı cok hayır duamı aldı bu sayede :)
0
terp
gece yatarken modemi kapatıyor musunuz?
gece yatarken modemi kapatıyor musunuz?
0
cok tiz mi desem elektronik bi ses cikariyo inceden inceye,eger cok uykum yoksa ,kapatiyorum,yoksa ugrasmadan uyuyorum.
0
ofisteki 2004 yılında aldığımız asus marka kablolu modemin düğmesi yoktu. bize hizmet ettiği 2004-2010 yılları arasında elektrik kesintileri ve bizim resetleme amaçlı fişini çekmelerimiz dışında sürekli açık kaldı. yerine aldığımız airties marka kablosuz modem de 2010-2011 arası aynı nedenler dışında hiç kapatılmadı.
0
her gün aç kapa aç kapa bozulur diyerek düz mantık kurdum ve uzun ömürlü olsun diye hiç kapatmıyorum. tavana yansıyan ışıklarda odaya ayrı bir güzellik katıyor, gece lambası gibin.
0
gece yatmadan fşini çekiyorum ama bu konuda aşırı titiz değilim
denk gelirse işe.
denk gelirse işe.
0
adsl kullanırken hiç kapamadım (yani özel nedenler ve kesilmeler hariç tabi) şimdi fiber kullanıyorum. bunu zaten kapatmam mümkün değil çünkü üzerinde 2 adet telefon hattı var ki bu olmasa da kapatmam. hiç gereği yok. (yine özel nedenler(restart) ve elektrik kesilmeleri hariç tabi)
0
kapayin radyasyon yaymasın boşa..sadece o degil elektronik ne varsa çekiverin fişden.
0
sonuç itibariyle radyasyon yayıyor be bulundugunuz alanda birden fazla modemin etki altında oldugunuzu düşünürsek kapatmak en sağlıklısı.
0
neden kapatalım ki, ne gerek var...
radyasyon olayına gelince, apartmandaki diğer hatlardan tutun da, yolun karşısındaki benzin istasyonunun hattına kadar bir sürü kablosuz ağ görüyorum. ben kapatsam ne olacak, her yer radyasyon...rahat olun biraz.
radyasyon olayına gelince, apartmandaki diğer hatlardan tutun da, yolun karşısındaki benzin istasyonunun hattına kadar bir sürü kablosuz ağ görüyorum. ben kapatsam ne olacak, her yer radyasyon...rahat olun biraz.
0
kullanmadığınız tüm elektronik aletleri kapatın. enerji tasarrufu yapın. doğaya dolaylı yoldan da olsa faydanız olsun.
www.youtube.com
www.youtube.com
0
joelskellington
Elimde acayip dandik bir bilgisayar var. Celeron 1.6 ghz, 216 ram falan. Şu birkaç ay daha iyi bir bilgisayar alma imkanım olmadığı için bu külüstürü yeni bilgisayar alana kadar idare edecek şekilde, 'internete girse yeter' diyerek elden düşme birkaç parçayla desteklemek fikrindeydim, fakat bu işler
Elimde acayip dandik bir bilgisayar var. Celeron 1.6 ghz, 216 ram falan. Şu birkaç ay daha iyi bir bilgisayar alma imkanım olmadığı için bu külüstürü yeni bilgisayar alana kadar idare edecek şekilde, 'internete girse yeter' diyerek elden düşme birkaç parçayla desteklemek fikrindeydim, fakat bu işlerden biraz anlayan bir arkadaşım '100 liradan az bi para harcayarak sen o makinada FM 2011 bile oynarsın' diyerek aklımı çeldi.
Ben bu işlerden farkettiğiniz üzere hiç anlamıyorum. Gerçekten 100 liraya bu bilgisayarı FM 2011 oynanabilecek kadar adam etmek mümkün müdür? Yoksa sallıyor mu?
Ben bu işlerden farkettiğiniz üzere hiç anlamıyorum. Gerçekten 100 liraya bu bilgisayarı FM 2011 oynanabilecek kadar adam etmek mümkün müdür? Yoksa sallıyor mu?
0
ramini cikar bilgilerini oku, DDR 300MHZ, SD filan. cpu-z diye bir program da ram bilgilerini veriyor diye hatirliyorum.
o ozelliklere uyan 1gb, mumkunse 2 tane 1gb ram al. baya bir fark edecek.
o ozelliklere uyan 1gb, mumkunse 2 tane 1gb ram al. baya bir fark edecek.
0
atıyor. ayrica 2gb ram bile alınsa anakartın destekliyor olduğunu sanmıyorum.
0
hocam uzun uzun yazacaktım ama özet geçeyim dedim.
bilgisayara masraf yapma..en kötü olmadı anakartın desteklediği bir ram al yeter.o da 5-10 lira tutar.hatta 2 tane al 15 lira falan ver. tabi bulursan:)
bir gram bir işe yarar en azından.
bilgisayara masraf yapma..en kötü olmadı anakartın desteklediği bir ram al yeter.o da 5-10 lira tutar.hatta 2 tane al 15 lira falan ver. tabi bulursan:)
bir gram bir işe yarar en azından.
0
semson
kaç seneden beri bu sorunun cevabını bulamıyorum.toplumda en çok hangisi seviliyo?edit:bence ceza :D:D
kaç seneden beri bu sorunun cevabını bulamıyorum.toplumda en çok hangisi seviliyo?
edit:bence ceza :D:D
edit:bence ceza :D:D
0
Popülerlik açısından Ceza daha önde. Sagopa'nın fanları az ama daha koyu.
Sen bırak ikisini de Saian dinle, Emre Baransel dinle, Norm dinle :)
Sen bırak ikisini de Saian dinle, Emre Baransel dinle, Norm dinle :)
0
ceza paraya kaydı biraz, sago daha sakin, zaten dinle tanıstıktan sonra daha da bi oturdu adam. ben sagocuyum. ama ataturkiyeninkileri bi dinlicem simdi.
edit: abi sago. bunlar kavgam sürecek, kinim devam edecek falan diyor. poetik bir seyler dinlemek istersen sago. adamın farsca bilmesi bence buyuk artı, sarkılar daha bi tinsel.
edit: abi sago. bunlar kavgam sürecek, kinim devam edecek falan diyor. poetik bir seyler dinlemek istersen sago. adamın farsca bilmesi bence buyuk artı, sarkılar daha bi tinsel.
0
toplumda hangisi dersen bence acık ara ceza cıkar. sagopa ftw ama bi değişti son zamanlarda din falan
0
r10
2 iş yerimiz arasından sokak geçiyor, sokağı kazıp aşşağıdan fiber optik kablo çekmek ya da yukarıdan cat5 veya cat6 kablo sallamanın bir cezası var mı? mevcut durumda wireless antenler ile bağlıyız. caddeyi gece kazıp sabaha kapatsak? =) ya da kabloya bayrak falan assak? dikkat çekmese?
2 iş yerimiz arasından sokak geçiyor, sokağı kazıp aşşağıdan fiber optik kablo çekmek ya da yukarıdan cat5 veya cat6 kablo sallamanın bir cezası var mı? mevcut durumda wireless antenler ile bağlıyız. caddeyi gece kazıp sabaha kapatsak? =) ya da kabloya bayrak falan assak? dikkat çekmese?
0
Belediye'den izin almanız gerekmektedir, bu konuda mevcut yönetmeliklerinde örnek uygulamalara ilişkin maddeler bulunduran belediyeler:
Bursa Büyükşehir Belediyesi;
MADDE 32- Yaya yolları, cadde ve sokakları her ne sebeple olursa olsun, izinsiz olarak kazmak, bozmak, üzerine setler yapmak, direk dikmek yasaktır. Tretuvarlarda, izinsiz olarak ızgaralı bodrum kapağı v.b açmak yasaktır
Güzelçamlı Belediyesi;
Madde 29. İnşaat çalışmaları sırasında her ne sebeple olursa olsun; izinsiz olarak yolu kazmak kapatmak yasaktır. Zorunlu olan (su-kanalizasyon borusu patlağı, elektrik hattı çekilmesi gibi)hallerde ilgili birimden izin alınarak, harcı yatırılarak ve gerekli uyarı levhaları konularak en tenha zamanda çalışma yapılabilir.
Kaynaklar;
www.bursa.bel.tr
www.guzelcamli.bel.tr
Bursa Büyükşehir Belediyesi;
MADDE 32- Yaya yolları, cadde ve sokakları her ne sebeple olursa olsun, izinsiz olarak kazmak, bozmak, üzerine setler yapmak, direk dikmek yasaktır. Tretuvarlarda, izinsiz olarak ızgaralı bodrum kapağı v.b açmak yasaktır
Güzelçamlı Belediyesi;
Madde 29. İnşaat çalışmaları sırasında her ne sebeple olursa olsun; izinsiz olarak yolu kazmak kapatmak yasaktır. Zorunlu olan (su-kanalizasyon borusu patlağı, elektrik hattı çekilmesi gibi)hallerde ilgili birimden izin alınarak, harcı yatırılarak ve gerekli uyarı levhaları konularak en tenha zamanda çalışma yapılabilir.
Kaynaklar;
www.bursa.bel.tr
www.guzelcamli.bel.tr
0
mrs.dalloway
selam, 23 yaşındayım hala bisiklete binmeyi bilmiyorum. Bu yaştan sonra öğrenmeye karar verdim. 1.60 boyundayım, 45 kiloyum, biraz çelimsiz sayılırım. şimdi alacağım bisiklet nasıl olmalı? düz yolda gitmeyi öğrenebilir ve bu işi seversem, dağ bayır her yerde gezmek isterim diye düşünüyorum. bütçem 4
selam, 23 yaşındayım hala bisiklete binmeyi bilmiyorum. Bu yaştan sonra öğrenmeye karar verdim. 1.60 boyundayım, 45 kiloyum, biraz çelimsiz sayılırım. şimdi alacağım bisiklet nasıl olmalı? düz yolda gitmeyi öğrenebilir ve bu işi seversem, dağ bayır her yerde gezmek isterim diye düşünüyorum. bütçem 400 lira civarı. çevremdekiler şöyle birşeyler önerdi: www.bisikletcim.com
www.bisikletcim.com
www.bisikletcim.com
0
o bianchi kız bisikleti ama =) bence onun yerine www.bisikletcim.com bu daha iyi. en azından disk fren ve amörtisor var bisiklette
0
panpa kendini çelimsiz görme , boy kilo oranı yaklaşık olarak profesyonel bisikletçilerle (tırmanışçılarla)nerdeyse aynı.
*öncelikle alacağın bisiklet 400 tl civarında ise kesinlikle arkada ve önde süspansiyonlu bir bisiklet olmamalı.
*ön maşa amortisörlü ise kilitlenebilir olmalı.
*kompenantları en az shimano deore olmalı.
*öncelikle alacağın bisiklet 400 tl civarında ise kesinlikle arkada ve önde süspansiyonlu bir bisiklet olmamalı.
*ön maşa amortisörlü ise kilitlenebilir olmalı.
*kompenantları en az shimano deore olmalı.
0
Hangi şehirdesin?
bütçen 400 TL, bu bisiklet de 400 TL
Nerde ne zaman sürmeyi düşünüyosun? Arazi için ayrı, yol için ayrı bisiklet modelleri var. Bunun kaskı var eldiveni var, terlemeyeyim vs. dersen tshirt'i var montu var yağmurluğu var. PM at istersen, bana ne istediğini söyle, sana güzel bi yol çizelim.
bütçen 400 TL, bu bisiklet de 400 TL
Nerde ne zaman sürmeyi düşünüyosun? Arazi için ayrı, yol için ayrı bisiklet modelleri var. Bunun kaskı var eldiveni var, terlemeyeyim vs. dersen tshirt'i var montu var yağmurluğu var. PM at istersen, bana ne istediğini söyle, sana güzel bi yol çizelim.
0
istanbul'da isen fatih-unkapanı-aksaray a giderken köprü altında bisikletçiler var..oraya gidip şöyle deneyip alsan on numara olur. zilyon tane bisiklet var..böyle 30-40 tane de değil.yüzlerce...
0
"disk fren" öneren olmuş, " deore" olsun diyen olmuş... Ahah hatta en az deore denmiş.. Biraz daha mantıklı öneriler olsaymış iyiymiş..
Arkadaşım bunlar mümkün değil, 400 liraya deore sistemli bisiklet bulmanız imkansız. Aynı şekilde disk fren de o bütçe içn cok ekstra, ve gereksiz de... Adam yağmur çamurda downhill yapmayacak ya da yarışa katılmayacak.
Sıfırdan bisiklet ögrencek..
Dikkat etmeniz gerekenler,
Mümkün mertebe hafif bir kadro (aluminyum)
Boyunuza uygun bir kadro(bu çok önemli)
Seri dışı olmayan donanım.
Kesinlikle full(çift) amortisör olmasın.
Bütçe kısıtlı olduğu için salcano'nun alt modellerine göz at derim.
Arkadaşım bunlar mümkün değil, 400 liraya deore sistemli bisiklet bulmanız imkansız. Aynı şekilde disk fren de o bütçe içn cok ekstra, ve gereksiz de... Adam yağmur çamurda downhill yapmayacak ya da yarışa katılmayacak.
Sıfırdan bisiklet ögrencek..
Dikkat etmeniz gerekenler,
Mümkün mertebe hafif bir kadro (aluminyum)
Boyunuza uygun bir kadro(bu çok önemli)
Seri dışı olmayan donanım.
Kesinlikle full(çift) amortisör olmasın.
Bütçe kısıtlı olduğu için salcano'nun alt modellerine göz at derim.
0
alihoca
İçmenin yararları ne allasen? Hiç su içmeyen biriyim, içsem ne olur?
İçmenin yararları ne allasen? Hiç su içmeyen biriyim, içsem ne olur?
0
Vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına neden olur. İdrarla zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinleri sindirir.
Hücre ve kas dokularını güçlendirir. Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni, kanda bulunarak kaslara taşır. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır.
Bunaları okuyup gaza gelirsin. Suları içersin içersin, bir süre sonra tuvalete gitmek zor gelir, tutarsın tutarsın , böbrekler ağırır, idrar kana karışır vs. :) tercih sana kalmış
Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinleri sindirir.
Hücre ve kas dokularını güçlendirir. Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni, kanda bulunarak kaslara taşır. Zararlı maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
Cildi gerginleştirir, parlaklık kazandırır.
Bunaları okuyup gaza gelirsin. Suları içersin içersin, bir süre sonra tuvalete gitmek zor gelir, tutarsın tutarsın , böbrekler ağırır, idrar kana karışır vs. :) tercih sana kalmış
0
dikkat edin 3 litre çok fazla, her vücudun ihtiyacıda farklıdır. 5 litre suyla ölenler de var. abanmayın.
0
açıkçası aynı kafadaydım ben de. yaş 21 iken böbrek taşı oluştu. dünyanın en çok acı veren şeyi. doğum sancısı kadar hatta belki erkekler için konuşmak gerekirse daha feci bir sancısı var. tedavisi de çin işkencesi gibi. 3 litre içme ama 1-2 litre içmeye çalış derim.
0
fazla su zararlıdır. vucüddan fazla sodyum atılmasını sağlar. bu da tuz eksikliğine neden olur. çünkü su çözücüdür ve vucüda fazla alınması daha fazla mineralin suyuyla çözünüp atılmasını sağlar. 3 lt. ye gerek yok. 1.5 2 litre idealdir.
0
krizalider
http://www.notebook.gen.tr/urun_karsilastir.html?&kid1=3256&kid2=3042&kid3=3170Arkadaşlar sizce hangisini seçmeliyim?Memnun kaldığınız 1000-1999 TL arasındaki bilgisayar önerilerinizi bekliyorum.
www.notebook.gen.tr
Arkadaşlar sizce hangisini seçmeliyim?
Memnun kaldığınız 1000-1999 TL arasındaki bilgisayar önerilerinizi bekliyorum.
Arkadaşlar sizce hangisini seçmeliyim?
Memnun kaldığınız 1000-1999 TL arasındaki bilgisayar önerilerinizi bekliyorum.
0
violethill
bu sözlükte sol frame i saçmasalak numaralarla dolduran şuursuza neden bi şey yapılmıyor. yeter artık yahu
bu sözlükte sol frame i saçmasalak numaralarla dolduran şuursuza neden bi şey yapılmıyor. yeter artık yahu
0
pardon da adamı neyle şutlama talebinde bulunuyorsunuz ki? ne güzel işte adam bilgi giriyor siteye. ben hiç rahatsız olmuyorum şahsen.
0
bir de şu var. herkes istediği gibi aksın istiyor sol frame'i. kendi beğeneceği başlıklar, aykırı olmayan düşünceler, aykırı olmayan başlıklar vs.
size ne abi adam format dahilinde istediğini yapar. on binlerce yazarın kullandığı bir platformdan bahsediyoruz. herkese özel sol frame mümkün değil bence.
rahatsız olan bassın "dün" butonuna filan takılsın. bana çok saçma geliyor bu tarz eleştiriler.
size ne abi adam format dahilinde istediğini yapar. on binlerce yazarın kullandığı bir platformdan bahsediyoruz. herkese özel sol frame mümkün değil bence.
rahatsız olan bassın "dün" butonuna filan takılsın. bana çok saçma geliyor bu tarz eleştiriler.
0
siz de yapın. hatta ben de iki gündür onun gibi zincir olarak ne girsem diye düşünüyorum da bulamadım. istemediğiniz şeyleri okumama iradeniz yok mu? onlara bakmayın olsun bitsin.
0
bana kalırsa da rahatsız edici bir şey yok.. ama şu var başlığa numara yerine numaranın nereye ait olduğunu yazsa, entrye de nuamrayı yazsa daha ulaşılabilir olurdu..
0
bende rahatsız olmuyorum.
niye zorunuza gidiyor ki ?
son 2-3 günden beri sabahtan akşama kadar dönen gereksiz şampiyonluk muhabbeti ve siyasi entrylerden sıkılmadın da bundan mı sıkıldın?
adam anana bacına küfür mü ediyor?
niye zorunuza gidiyor ki ?
son 2-3 günden beri sabahtan akşama kadar dönen gereksiz şampiyonluk muhabbeti ve siyasi entrylerden sıkılmadın da bundan mı sıkıldın?
adam anana bacına küfür mü ediyor?
0
saçmasalak numara dediklerinizin hepsi önemli numaralar. size saçmasalak gelmesi sizin sorununuz. şuursuz demişsiniz de, gördüğüm kadarıyla şuurlu davranan o burada. "neden bi şey yapılmıyor" bu kısma ne diyeceğimi bilemedim. bi şey yapılma gerekliliğini hissetmenize anlam veremiyorum.
@esmer, "badi" butonu ile herkese özel olmasa da en azından daha keyfi bir sol frame edinmek mümkün :)
@her yer kara, evet bu şekilde bilgilere erişebilirlik sorunu var gibi. ama sallıyorum diyarbakır'da bir numara aramak istediğimiz zaman, en azından alan kodunu yazıp aratarak diyarbakır önemli telefonlar rehberi gibi sol frame listelemiş oluyoruz. yine işe yarıyor yani.
@esmer, "badi" butonu ile herkese özel olmasa da en azından daha keyfi bir sol frame edinmek mümkün :)
@her yer kara, evet bu şekilde bilgilere erişebilirlik sorunu var gibi. ama sallıyorum diyarbakır'da bir numara aramak istediğimiz zaman, en azından alan kodunu yazıp aratarak diyarbakır önemli telefonlar rehberi gibi sol frame listelemiş oluyoruz. yine işe yarıyor yani.
0
o entrylerden rahatsız olup olmamak ayrı bir konu da, o yapılan şey kimseye hizmet falan değil, ekşi sözlükteysem zaten internetteyim demektir, internetteysem de açar bilmemne belediyesinin telefonuna kendi sitesinden bakarım. resmi daire numarası, gugılda bulmak çok kolay.
0
@saatgeceninonikisi, bu mantıkla ekşi sözlük'e hiçbir bilgi girmeye gerek yok. komple foruma çevirelim güzelim siteyi, bitsin gitsin anasını satayım.
0
ben de yaptığı şeyden rahatsız olmuyorum da gereksiz olduğunu düşünüyorum. yani tamam bilgi giriyor eyvallah da ulaşılabilir formatta değil. numarayı başlık açıp nerenin numarası olduğunu entry'e yazacağına, nerenin numarasını yazacaksa oranın başlığını açıp numarayı entry olarak girse, ben de edirne havsa belediyesi başlığına gittiğimde entry olarak numarayı görsem. kim numarayı arayır da sahibini bulur ki. madem 11833'lük bilgi verme niyetin var, dediğim gibi ver. haksız mıyım. mesela oric vardı. ilçeleri mahalle mahalle başlık açar, muhtarlık numaralarını da entry girerdi. süper şahane bir hizmetti bu. ama numarayı başlık açıp altına karpuzcuk mahallesi muhtarının telefonu yazmak anlamsız. sözlük formatı daihilinde, uçurma nedeni olabilecek bir şey yok, güya bilgi de veriyor ama çöpten başka bir şey oluşturmuyor bence.
0
abicim şu sol framde neyi takip edebiliyorsunuz da numarayı dert ediyorsunuz : ))
ama sözlükte badi listten falan daha farklı olarak bir filtreleme sistemi olmalı. nasıl ne şekilde bilmiyorum ama olmalı :p
ama sözlükte badi listten falan daha farklı olarak bir filtreleme sistemi olmalı. nasıl ne şekilde bilmiyorum ama olmalı :p
0
yaptigi serbest arkadasin da,amac ilgi cekmekten baska birsey degil maalesef,ben rahatsiz oluyomuyum,evet biraz,gereksiz bisey cunku,ama bi entry de yazmis tepki amacli yapiyorum diye.entry si gayet akli basinda.
ama bu gercegi degistirmiyo ,amaci ilgi cekmek sadece,bazi arkadaslar var sozlukte ,tek ilgi gorebildikleri yer sozluk oldugu icin orada kendilerinden iyi ya da kötü söz ettirmek istiyorlar.
ama bu gercegi degistirmiyo ,amaci ilgi cekmek sadece,bazi arkadaslar var sozlukte ,tek ilgi gorebildikleri yer sozluk oldugu icin orada kendilerinden iyi ya da kötü söz ettirmek istiyorlar.
0
bahsedilen kişi sadece numaraya başlık açsa bir nebze kabul edilebilir. ama arkadaş, 1.798.476 yazıp da sonra bunu "bilmem kimin geçen seneki karı" diye entry girmek kabul edilir bir şey değil. bu açıdan tam bir çöplüğe dönüşmekte ekşi sözlük. rahatsızlık veren bu bence.
telefen numaraları da tersinden verilse yine kabul edilebilirdi.
telefen numaraları da tersinden verilse yine kabul edilebilirdi.
0
clark kent modu diye bir şey var aslında. isterse 1milyara kadar rakam girsin bu modda.
0
kaldı ki clark kent modunu kullanmak da zorunlu değil. adam format dışı hiçbir şey yapmıyor. ben de rahatsız değilim.
0
ben rahatsizim ve girdigi entrylerin tamaminin da cop oldugunu dusunuyorum. hangi akli basinda insan "0212 498 83 83" numarasini eksi sozlukte aratip ne olduguna bakar? kibritsuyu ne guzel demis "bilmem ne belediyesinin telefon numarasi" seklinda bir baslik acip o numarayi gir. buna kimse bir sey demez. diyemez cunku bir bilgi var. ama numarayi yazip aciklamayi entryde girmek aptalliktir. neden aptalliktir? cunku numaranin ne oldugunu bilen ve arayan kisi zaten kimin numarasini oldugunu da bilir. ayrica "burayi forum yapalim o zaman" diyen deckard'a kesinlikle katilmiyorum cunku bu sekilde burasi memurlar net gibi bir sey oluyor. forum yapan zaten o sahis.
0
kibritsuyu +1
@biraz da kitaplar bizi okusun, ame hizmetini gerçekten yarrlı olsun diye yapıyorsan, kibritsuyu'nun eleştirisine göz at ve daha kullanıcı dostu bir moda gir derim.
@biraz da kitaplar bizi okusun, ame hizmetini gerçekten yarrlı olsun diye yapıyorsan, kibritsuyu'nun eleştirisine göz at ve daha kullanıcı dostu bir moda gir derim.
0
bir insan google'da niye telefon numarası aratsın ki? yani rüyasında numarayı görmüş de kime ait olduğunu mu bulmak istemiş? deckard'ın dediği az biraz mantıklı. yani 0322* diye sözlükte aratınca sol frame'de adana önemli telefonlar listesi gibi bir şey çıkacak, adana'da bir yer arayan da tek tek bakacak. yoksa kim numarayı bulup sonra kimin numarası olduğunu bulmak ister? ama ben adana bilmemne belesiyesinin numarasına ihtiyaç duyuyorsam, sözlükte veya gagulda "adana bilmemne belediyesi" diye aratırım, başlığı açılmışsa içinden numarasına bakarım.
amacının hakikaten amme hizmeti ise sayın kitaplar bizi okusun, entry'lerinizi belediye adı olarak açın, entry olarak da numarayı girin. örnekler için oric nickli yazarın entry'lerine bakın. amme hizmeti öyle olur.
amacının hakikaten amme hizmeti ise sayın kitaplar bizi okusun, entry'lerinizi belediye adı olarak açın, entry olarak da numarayı girin. örnekler için oric nickli yazarın entry'lerine bakın. amme hizmeti öyle olur.
0
@deckard ekşi sözlük rehber değil benim bildiğim, telefon numarası için ilk aklıma gelecek kaynak hiç değil. buranın ortamı başka, misyonu başka. defalarca netten numara aramışlığım var da hiçbir zaman aha ekşiyi açayım bakayım diye düşünmedim. o başlıklarla uğraşan arkadaşın vaktine yazık. açık ya da gizli, yediği laflar da cabası.
0
olan bitende tematik ile ilgili kendisini iğneleyici yazı yazıldı..
"sevgili yazarlar,
tematik sözlük çalışması yapmak kesinlikle yasak değildir ve sözlük yönetimi olarak bu tür çalışmaları, yazılımla girilmediği sürece, engellemeye yönelik aldığımız herhangi bir önlem yoktur. isteyen yazar, format dahilinde olduğu ve hakaret içermediği sürece, istediği entry'yi istediği başlığa istediği şekilde girebilir. bunu yaparken de, sizin yalnızca takip eden olarak kendinizi gördüğünüz ama, takip edeni tahminlerimizden çok daha fazla olan sol frame'i aynı türden başlıklarla doldurabilir ve onu aynı tür başlıkların sıralandığı bir yer hâline getirebilir. buna, sözlük yönetim ekibi de dahil olmak üzere, kimse müdahâle edemez. çünkü, ekşi sözlük yalnızca "bugün" butonu ile takip edilebilen bir yer değildir ve insanları tek bir şeyi takip etmeye zorlamaz.
sözlük yönetim ekibi olarak, herhangi sözlük yazarının sözlüğe yazma hakkının başka bir sözlük yazarı tarafından engellenebileceğini düşünmüyoruz. eğer tematik çalışmalardan rahatsız oluyorsanız lütfen sözlüğü takip etme alışkanlıklarınızı gözden geçiriniz. (bkz: #20368208) (bkz: #12511735)
iyi eğlenceler."
o da bırakıp gitti...
şimdi kına yaksın bence herkes..
"sevgili yazarlar,
tematik sözlük çalışması yapmak kesinlikle yasak değildir ve sözlük yönetimi olarak bu tür çalışmaları, yazılımla girilmediği sürece, engellemeye yönelik aldığımız herhangi bir önlem yoktur. isteyen yazar, format dahilinde olduğu ve hakaret içermediği sürece, istediği entry'yi istediği başlığa istediği şekilde girebilir. bunu yaparken de, sizin yalnızca takip eden olarak kendinizi gördüğünüz ama, takip edeni tahminlerimizden çok daha fazla olan sol frame'i aynı türden başlıklarla doldurabilir ve onu aynı tür başlıkların sıralandığı bir yer hâline getirebilir. buna, sözlük yönetim ekibi de dahil olmak üzere, kimse müdahâle edemez. çünkü, ekşi sözlük yalnızca "bugün" butonu ile takip edilebilen bir yer değildir ve insanları tek bir şeyi takip etmeye zorlamaz.
sözlük yönetim ekibi olarak, herhangi sözlük yazarının sözlüğe yazma hakkının başka bir sözlük yazarı tarafından engellenebileceğini düşünmüyoruz. eğer tematik çalışmalardan rahatsız oluyorsanız lütfen sözlüğü takip etme alışkanlıklarınızı gözden geçiriniz. (bkz: #20368208) (bkz: #12511735)
iyi eğlenceler."
o da bırakıp gitti...
şimdi kına yaksın bence herkes..
0
"2 ay boyunca sözlüğün ebesine paşa paşa atladm.Olay'ı yaktm.Krallar gibi de siktir olup gittim.Götlerini suya vursalr bile lord gibi eğlendm"
twitter.com!/OmerMonty/status/74354464185786369
twitter.com!/OmerMonty/status/74354464185786369
0
dieselsingle2
kuzenim sözlenmiş geçende, hatta babam yüzüklerini takmış. 2 gün sonra, şimdi haberim oldu.çeşitli sebeplerden ötürü bu kuzenimle yıllardır görüşemedik, bi 4 yıl önce 2-3 gün takıldık iyi geçti, güldük eğlendik. bir de 2 ay önce 2 gün takıldık yine eğlenceli ve güzel geçti; yıllardır birbirimizi gör
kuzenim sözlenmiş geçende, hatta babam yüzüklerini takmış. 2 gün sonra, şimdi haberim oldu.
çeşitli sebeplerden ötürü bu kuzenimle yıllardır görüşemedik, bi 4 yıl önce 2-3 gün takıldık iyi geçti, güldük eğlendik. bir de 2 ay önce 2 gün takıldık yine eğlenceli ve güzel geçti; yıllardır birbirimizi görmemiz, tanımamamıza rağmen.
ben er, kendisi bayan kişisi.
şimdi mutlaka mutlaka arayıp birşeyler söylemem gerekiyor, ne yapayım ne diyeyim? hiç anlamam ki bu işlerden.
çeşitli sebeplerden ötürü bu kuzenimle yıllardır görüşemedik, bi 4 yıl önce 2-3 gün takıldık iyi geçti, güldük eğlendik. bir de 2 ay önce 2 gün takıldık yine eğlenceli ve güzel geçti; yıllardır birbirimizi görmemiz, tanımamamıza rağmen.
ben er, kendisi bayan kişisi.
şimdi mutlaka mutlaka arayıp birşeyler söylemem gerekiyor, ne yapayım ne diyeyim? hiç anlamam ki bu işlerden.
0
merhaba ayşefatmahyriye nasılsın görüşmeyeli?
iyiyim sağol dizel sen nasılsın ya
ben de iyiyim ne olsun işte iş güç okul koşturmaca..bir haber aldım, hayırlı olsun çok sevindim senin adına..
aa evet baban yüzüklerimizi taktı..
böyle gider bu..
iyiyim sağol dizel sen nasılsın ya
ben de iyiyim ne olsun işte iş güç okul koşturmaca..bir haber aldım, hayırlı olsun çok sevindim senin adına..
aa evet baban yüzüklerimizi taktı..
böyle gider bu..
0
allah mutlu mesut bahtiyar etsin, tamamına erdirsin, darısı benim başıma panpa filan.
0
ara, tebrik ederim de, bişeye ihtiyacın var mı Allah tamamına erdirsin de.
hani çiçek miçek hediye soruyosan onu nişan ya da düğünde şeyedersin.
iyi de niye seni davet etmedi ki yani?
hani çiçek miçek hediye soruyosan onu nişan ya da düğünde şeyedersin.
iyi de niye seni davet etmedi ki yani?
0
arama , illaki bi yerde denk gelirsin o zaman kutlarsın ya da facebookta kutla ''kuzii hayırlı olsun de öptüm byess :*'' de
yani bunların nişanı olcak daha oraya gidersin hiç aramana gerek yok kısaca
yani bunların nişanı olcak daha oraya gidersin hiç aramana gerek yok kısaca
0
selam ben kazma kuzenin..bir arayayım ne var ne yok diyeyim dedim.evlenmişsin kız allah tamamına erdirsen bir yastıkta koca emiiii.
demen yeterlidir.
demen yeterlidir.
0
calimdor
bahçemizde beslediğimiz bir kedinin yavrusuydu. gözümün önünde doğdu ve ilk andan itibaren 3 senedir bıkmadan usanmadan besliyorum. son 1 1.5 senedir evde besliyorum, özgür kalsın diye istediği zaman bahçeye de çıkıyor. tasması yok, bişeyi yok.ama bu kedi saldırgan. niye böyle anlamıyorum, bugüne ka
bahçemizde beslediğimiz bir kedinin yavrusuydu. gözümün önünde doğdu ve ilk andan itibaren 3 senedir bıkmadan usanmadan besliyorum. son 1 1.5 senedir evde besliyorum, özgür kalsın diye istediği zaman bahçeye de çıkıyor. tasması yok, bişeyi yok.
ama bu kedi saldırgan. niye böyle anlamıyorum, bugüne kadar elimi bile sürmedim vurmadım. okşanmaktan hoşlanmıyor diye okşamıyorum bile. ama durduk yere, nabıon len diye sandalyesinde gittiğimde bile pençesini çıkartıp saldırıyor bi de "tıss" lıyor.
sıkıldım artık gerçekten yeter yani. ne yemeğini ne suyunu eksik ettik. soğuk havalarda evde durdu, sıcakta çok sıcak diye dışarda durdu. okşanmayı sevmiyor diye dokunmadık. 3 senedir bizle büyüdü ama bu hainlik cidden sinirimi oynatıyor. ortada hiçbir şey yokken pat diye saldırması artık sinirimi bozuyor ve kendimi zor tutuyorum. bu hayvana sevmek ya da okşamak için bakmıyorum, öyle olsa emin olun bugüne kadar 10 kez sokağa atmıştım. sevdiğim için bakıyorum, kendi çocuğum gibi gözünü açtığı andan itibaren benle büyüdü diye bakıyorum.
bu saldırganlığı önlemek için neler yapabilirim? yapacak pek bir şey yoksa ben bu durumdan sıkıldım artık bahçeye bırakıcam ve kendime yaklaşmasına izin vermeyeceğim.
ama bu kedi saldırgan. niye böyle anlamıyorum, bugüne kadar elimi bile sürmedim vurmadım. okşanmaktan hoşlanmıyor diye okşamıyorum bile. ama durduk yere, nabıon len diye sandalyesinde gittiğimde bile pençesini çıkartıp saldırıyor bi de "tıss" lıyor.
sıkıldım artık gerçekten yeter yani. ne yemeğini ne suyunu eksik ettik. soğuk havalarda evde durdu, sıcakta çok sıcak diye dışarda durdu. okşanmayı sevmiyor diye dokunmadık. 3 senedir bizle büyüdü ama bu hainlik cidden sinirimi oynatıyor. ortada hiçbir şey yokken pat diye saldırması artık sinirimi bozuyor ve kendimi zor tutuyorum. bu hayvana sevmek ya da okşamak için bakmıyorum, öyle olsa emin olun bugüne kadar 10 kez sokağa atmıştım. sevdiğim için bakıyorum, kendi çocuğum gibi gözünü açtığı andan itibaren benle büyüdü diye bakıyorum.
bu saldırganlığı önlemek için neler yapabilirim? yapacak pek bir şey yoksa ben bu durumdan sıkıldım artık bahçeye bırakıcam ve kendime yaklaşmasına izin vermeyeceğim.
0
kedi ilk 3 ayini sizle mi gecirdi annesiyle ve kardesleriyle mi ? bazi kedilerde bu sorun gozlemleniyor saldirgan davranislar ilk 3 ayi annesiyle geciren kedilerde daha az.
0
annesi zaten daha küçücükken 3 aylıkken falan bizim bahçeye gelmişti ve onu da elimle büyütmüştüm. dolayısıyla bu kediyi ve kardeşlerini de hemen bzim bahçede doğurdu ve bizle birlikte büyüdüler. yani hem annesi, hem çocuklar bizle birlikte büyüdü bir ayrım olmadı. annesi de evcildi zaten.
hatta şuan saldırgan davranışları olan kedinin 2 kardeşi vardı. her ikisi de son derece evcildi, tek vahşi eğilimi olan bu kedi. anlamıyorum gerçekten.
hatta şuan saldırgan davranışları olan kedinin 2 kardeşi vardı. her ikisi de son derece evcildi, tek vahşi eğilimi olan bu kedi. anlamıyorum gerçekten.
0
kedinin ne kadar karizmatik oldugunun farkında mısın peki ? her kedi öyle olmalı
0
diğerleri ne yazık ki bi şekilde öldüler. özellikle annesi öldüğünde ben mahvoldum.
herneyse, kedinin karizmatik olduğunun ya da olmadığının farkındayım. ben yerlerde sürüklenen, karnını açıp okşamamızı bekleyen karaktersiz bir kedi istiyorum da demedim zaten. ortada hiçbir şey yokken sürekli olarak saldırmasından bahsediyorum. okşama yok, kucağa alma yok hiçbir şey yok. yaklaşıyorum ve saldırıyor. ogünkü ruh haline bağlı tamamen.
herneyse, kedinin karizmatik olduğunun ya da olmadığının farkındayım. ben yerlerde sürüklenen, karnını açıp okşamamızı bekleyen karaktersiz bir kedi istiyorum da demedim zaten. ortada hiçbir şey yokken sürekli olarak saldırmasından bahsediyorum. okşama yok, kucağa alma yok hiçbir şey yok. yaklaşıyorum ve saldırıyor. ogünkü ruh haline bağlı tamamen.
0
bence döv.
ben döverim.
ağzına iki tane çak ki senden korksun.
hem yedir yem içir sonra gelsin sana tıss desin.
çak ağzına iki tane.
bakalım ne değişecek.
ben döverim.
ağzına iki tane çak ki senden korksun.
hem yedir yem içir sonra gelsin sana tıss desin.
çak ağzına iki tane.
bakalım ne değişecek.
0
kediyi ensesindeki deriden tutarsanız (ama canını yakmadan çekiştirmeden, sadece tutun ordan) hemen olduğu yere çöker ve edilgen konuma geçer. her kötü hareket yapışında hafifçe oradan tutup hayır! derseniz o hareketi yapmaması gerektiğini anlıyor zamanla.
0
aliscan
balgam falan yok kuru öksürük oluyor galiba. buna ne iyi gelir.
balgam falan yok kuru öksürük oluyor galiba. buna ne iyi gelir.
0
eczane'ye sorsan daha iyi olur ama; şahsen ballı süt veya doğal nane-limon çayı içince kesiliyor.
0
eğer balgam yoksa şurupları doktor tavsiyesi olmadan kullanma. olmayan birşeyi söktürmeye çalıştıkları için daha yıpratıcı oluyorlar.
0
öksürük balgamsız ve ciğerden gelmiyormuş gibi hissediyorsanız (kuru öksürük), boğazdaki bir akıntı sebepli olabilir. yakın zamanda soğuk algınlığı fln geçirdi iseniz ya da sinüzit'iniz varsa sebep olabilir.
0
öksürük şurubu uyuşturup öksürmeyi engellemez mi? balgam söktürücü demiyorum normal bildiğin, sevdiğin, çok içersen kafa yapan, sevimli, tatlı, şekerli öksürük şurubu diyorum ne doktor kontrolü yeaaaaaa
0
kuru öksürük bronşite delalettir kimi zaman. ama ateş falan yok başka sıkıntın yoksa bal zencefil karıştır. ye. çok faydalıymış zencefil.
0
keçiboynuzu şurup.
şıp diye kesiyor.
ne ilaç ne bir şey.
"oha lan ne var bunun içinde" diyeceksin.
şıp diye kesiyor.
ne ilaç ne bir şey.
"oha lan ne var bunun içinde" diyeceksin.
0
zencefil , bal keçiboynuzu karışımı bişey var aktarda ünlü bişey adı aklıma gelmiyo öksürüğü anında kesiyomuş ama ben kullanamadım iğrenç bi tadı var bi yudum alır almaz tuvalete kusmaya gittim :D:D:D:D:D
0
eksi
10 000 tl em var ne yapabilirim?Pek zarar etmeden helalından faizsiz yani bu 10 000 tlyi nasıl artırabilirim Bankada mevduat hesabında duruyo para mal mal oyle yani nasıl 2 katına çıkar bu para
10 000 tl em var ne yapabilirim?
Pek zarar etmeden helalından faizsiz yani bu 10 000 tlyi nasıl artırabilirim
Bankada mevduat hesabında duruyo para mal mal oyle yani nasıl 2 katına çıkar bu para
Pek zarar etmeden helalından faizsiz yani bu 10 000 tlyi nasıl artırabilirim
Bankada mevduat hesabında duruyo para mal mal oyle yani nasıl 2 katına çıkar bu para
0
vob'la ilgilen istersen ya da borsada degerlendir ama vob'da bir kac sansli hamle ile dedigin olur ya da tam tersi
0
borsaya yatırma. aylık ya da yıllık faize ver. ya da ne bilim git araba falan al. altın takip et. altın al. şu 22 ayar olanlardan. şimdi tanesi 1400 civarı mesela. çok iyi yatırım olur ilerisi için. hem her istediğin zaman bozdurmazsın.
0
yatırımın süresi ne kadar olacak önemli olan bu,
6 aylık zaman diliminde borsa derim, şu an dipte olan kağıtlar var. % 50 anca kazanırsın.
karın %10'una tiyo veririm :)
6 aylık zaman diliminde borsa derim, şu an dipte olan kağıtlar var. % 50 anca kazanırsın.
karın %10'una tiyo veririm :)
0
Şarap satıs butiği yapalım sana! Şu aralar ciddi kar marjı var. aynı zamanda sirkülasyon rakamları çok iyi!
0
adam helalinden demiş.
3 kişi borsa 1 kişi iddia 1 kişide şaraptan bahsetmiş.
maşallah.
3 kişi borsa 1 kişi iddia 1 kişide şaraptan bahsetmiş.
maşallah.
0
Hem faiz istemeyip hem de parayı 2 katına çıkarma düşüncesi de değişikmiş. Zarar etmeme arzusu var bide :)
0
misery loves company
Merhaba. Komedi filmi önerisi rica ediyorum sizden, teşekkürler :)
Merhaba. Komedi filmi önerisi rica ediyorum sizden, teşekkürler :)
0
kesinlikle ; Due Date .
bir hangover tarzı film.
hatta karakterler bile aynı neredeyse:)
bir hangover tarzı film.
hatta karakterler bile aynı neredeyse:)
0
monty python filmleri, eski diye burun kıvırmazsanız:
holy grail
life of brian
vs..
holy grail
life of brian
vs..
0
roadrunner merlin
Komedi ariyorum. Dizi olur, film olur, gosteri olur, olur oglu olur. Oyle bir komedi olsun ki adamin gulmekten altina kacirmasina neden olsun.Altyazisiz ingilizce de olabilir. Mumkunse torrent ortamlarinda ya da internette bulunabilir olsun.
Komedi ariyorum. Dizi olur, film olur, gosteri olur, olur oglu olur. Oyle bir komedi olsun ki adamin gulmekten altina kacirmasina neden olsun.
Altyazisiz ingilizce de olabilir. Mumkunse torrent ortamlarinda ya da internette bulunabilir olsun.
Altyazisiz ingilizce de olabilir. Mumkunse torrent ortamlarinda ya da internette bulunabilir olsun.
0
The Horribly Slow Murderer with the Extremely Inefficient Weapon
YouTube'dan bulabilirsin. 10 dakikalık kısa film. Eğer benim gibi karnına ağrılar girerse, devamı niteliğindeki diğer görüntüleri de yalayıp yutacaksın hemencecik.
YouTube'dan bulabilirsin. 10 dakikalık kısa film. Eğer benim gibi karnına ağrılar girerse, devamı niteliğindeki diğer görüntüleri de yalayıp yutacaksın hemencecik.
0
hangover hiç komik değil. sakın.
The Horribly Slow Murderer with the Extremely Inefficient Weapon baya iyi şimdi baktım.. (=
The Horribly Slow Murderer with the Extremely Inefficient Weapon baya iyi şimdi baktım.. (=
0
kedislike
bu ismail abiyle mecnun neden deniz kenarinda hiç yanyana gelmiyolar, neden konusurken hep uzak duruyolar birbirlerinden ?öylesine mi yoksa bi sebebi var mi?
bu ismail abiyle mecnun neden deniz kenarinda hiç yanyana gelmiyolar, neden konusurken hep uzak duruyolar birbirlerinden ?
öylesine mi yoksa bi sebebi var mi?
öylesine mi yoksa bi sebebi var mi?
0
hatta bazen birbirlerine o mesafede bir şey uzatıyorlar (gemi maketiydi birinde) ve diğeri yanındaymış gibi alıyor.
0
elishafanz
Düne kadar bilgisayarımda hiçbir sorun yoktu fakat bugün sebebini anlamadığım bir şekilde masaüstünde bir program çalışıyor veya bir program beni masaüstüne atıyor, masaüstüne mouse imlecini getirdiğimde işlem yaptığını gösteren yuvarlak imleç çıkıyor. Şuan yazı yazarken bile devamlı browser ekranın
Düne kadar bilgisayarımda hiçbir sorun yoktu fakat bugün sebebini anlamadığım bir şekilde masaüstünde bir program çalışıyor veya bir program beni masaüstüne atıyor, masaüstüne mouse imlecini getirdiğimde işlem yaptığını gösteren yuvarlak imleç çıkıyor. Şuan yazı yazarken bile devamlı browser ekranına tıklamak zorunda kalıyorum, win7 kullanıyorum dünden bu yana hiçbir driver vs yüklemedim ama böyle bir sorun var. Ne program açarsam açayım devamlı masaüstüne dönüyor alet. Taratma yaptım, registry scan yaptım, görev yöneticisini açıp programı bulmayı denedim fakat nafile. Yapmam gereken bir sunum var fakat şuan esir olmuş durumdayım, bu yazıyı yazana kadar bile çok zorlandım, modlardan ricam bir süre üstte kalması. Acil yardım bekliyorum, teşekkürler.
0
sistem geri yükleme deneyebilirsin. bu seçenek dışıysa:
window tuşu + r yapıp açılan pencereye msconfig yaz ve enterla. yine bir pencere açılacak yukarı kısımdaki başlatma sekmesinden windows başlayınca çalışacak programları seçebilirsin. sana yabancı gelen programları devre dışı bırakmanı öneririm. pc bilgini bilmiyorum. zorlanırsan googledan "sistem geri yükleme win7" veya "msconfig" olarak arama yaptır.
window tuşu + r yapıp açılan pencereye msconfig yaz ve enterla. yine bir pencere açılacak yukarı kısımdaki başlatma sekmesinden windows başlayınca çalışacak programları seçebilirsin. sana yabancı gelen programları devre dışı bırakmanı öneririm. pc bilgini bilmiyorum. zorlanırsan googledan "sistem geri yükleme win7" veya "msconfig" olarak arama yaptır.
0
lol
Peygamberin isminin türkçe yazım kurallarına göre Muhammet olduğunu neden kimse kabullenemiyor?İkinci olarak,kabullenemeyen insana nasıl bir açıklama yaparsak tatmin olur?
Peygamberin isminin türkçe yazım kurallarına göre Muhammet olduğunu neden kimse kabullenemiyor?
İkinci olarak,
kabullenemeyen insana nasıl bir açıklama yaparsak tatmin olur?
İkinci olarak,
kabullenemeyen insana nasıl bir açıklama yaparsak tatmin olur?
0
muhammed arapça olduğu için mi?
evet özel isim de olabilir. alttaki şahsa katılıyorum.
evet özel isim de olabilir. alttaki şahsa katılıyorum.
0
neden kimse kabullenemiyor olacak, yanlış yazmışsın.
latios +1, kabullenememe gibi bi durum yok Arapça özel isim sonuçta ve fonetiği gereği arapçada d sesi veriyor. Sırf Türkçe yazım kurallarına uyacak diye fonetiği bozamazsın. Misal David 'e Davit demek gerekir.
latios +1, kabullenememe gibi bi durum yok Arapça özel isim sonuçta ve fonetiği gereği arapçada d sesi veriyor. Sırf Türkçe yazım kurallarına uyacak diye fonetiği bozamazsın. Misal David 'e Davit demek gerekir.
0
Çünkü isim d harfiyle bitiyor, t ile bitmiyor. Kabullenecek veya reddedecek bir durum söz konusu değil, aslı neyse o...
0
özel isimler değişmez. Kavramlaşmadığı sürece
Mesela, Karl Marx yazılır adamdan bahsederken, doğrusu budur. Ama Marksizm yazarsın Marxizm yerine çünkü artık kavramlaşmıştır,
Mesela, Karl Marx yazılır adamdan bahsederken, doğrusu budur. Ama Marksizm yazarsın Marxizm yerine çünkü artık kavramlaşmıştır,
0
www.kitapyurdu.com
Şu kitabın içeriğinden sorumlu olduğumuz derste bunu tartışmıştık ama nedenini hatırlamıyorum. Sınav sorusuydu hatta, Muhammet yazıp dersten geçmiştim.
Bir de çok pis bi tabulaştırma var ASLI NEYSE O diye bahseden arkadaşlara ricam, murad, mesud, mehmed. Bunların aslı ne peki? Neden T ile bitiriyoruz Türkçe isim olarak?
Şu kitabın içeriğinden sorumlu olduğumuz derste bunu tartışmıştık ama nedenini hatırlamıyorum. Sınav sorusuydu hatta, Muhammet yazıp dersten geçmiştim.
Bir de çok pis bi tabulaştırma var ASLI NEYSE O diye bahseden arkadaşlara ricam, murad, mesud, mehmed. Bunların aslı ne peki? Neden T ile bitiriyoruz Türkçe isim olarak?
0
sorunun cevabı
"insan yanlış bilgiyi kabul etmez."
birde doğru olduğundan o kadar eminmiş gibi yazman yok mu?
"insan yanlış bilgiyi kabul etmez."
birde doğru olduğundan o kadar eminmiş gibi yazman yok mu?
0
kabullenmeyene şöyle bir açıklama yapabilirsin;
çünkü türkçe'de kelime sonunda b,c,d, g harfleri olmaz. arkadaşlar ismin arapça olduğundan dem vurmuşlar yalnız arapça'daki muhammed tam olarak "muhammed" şeklinde telaffuz edilmediği için "muhammed" şeklinde yazılmıyor.
bu tip adlar artık türkçeleşmiş adlardır. bu adları david gibi adlarla karşılatırmak çok yanlış. türk milleti yüzyıllardır islam medeniyeti içinde olduğu için isimleri de o medeniyetten seçmişlerdir. fakat bu demek değildir ki aynısı ile almışlardır isimleri. türkçe'nin kurallarına uydurmuşlardır eninde sonunda. bu arada özel isim savunmasını yapanlar ve isminde türkçe karakter bulunanlar amerika'Da yaşamaya kalkarlarsa görürler özel ismi. ö'lerin noktaları gider, i'ler ı olur, ş ler "sh" olur. bkz: elıf shafak
ahmet
muhammet
vs vs.
bunlar doğrudur.
özel isim teorisine bir an için inansaydık "mustafa" ismindeki t harfi yerine farklı bir harf kullanmak durumunda kalırdık, çünkü arapça'daki mustafa'nın t si sat ile yazılır. şöyle bişey olabilirdi belki "mous~tapha" olabilirdi ancak ~ işareti t nin üzerinde olmak kaydıyla. onu yapamadım, evet =)
çünkü türkçe'de kelime sonunda b,c,d, g harfleri olmaz. arkadaşlar ismin arapça olduğundan dem vurmuşlar yalnız arapça'daki muhammed tam olarak "muhammed" şeklinde telaffuz edilmediği için "muhammed" şeklinde yazılmıyor.
bu tip adlar artık türkçeleşmiş adlardır. bu adları david gibi adlarla karşılatırmak çok yanlış. türk milleti yüzyıllardır islam medeniyeti içinde olduğu için isimleri de o medeniyetten seçmişlerdir. fakat bu demek değildir ki aynısı ile almışlardır isimleri. türkçe'nin kurallarına uydurmuşlardır eninde sonunda. bu arada özel isim savunmasını yapanlar ve isminde türkçe karakter bulunanlar amerika'Da yaşamaya kalkarlarsa görürler özel ismi. ö'lerin noktaları gider, i'ler ı olur, ş ler "sh" olur. bkz: elıf shafak
ahmet
muhammet
vs vs.
bunlar doğrudur.
özel isim teorisine bir an için inansaydık "mustafa" ismindeki t harfi yerine farklı bir harf kullanmak durumunda kalırdık, çünkü arapça'daki mustafa'nın t si sat ile yazılır. şöyle bişey olabilirdi belki "mous~tapha" olabilirdi ancak ~ işareti t nin üzerinde olmak kaydıyla. onu yapamadım, evet =)
0
çünkü yazılışı Muhammed. özel isim olduğu için de Türkçe'de de Muhammed.
Muhammet olur, Mehemmet olur, Mehmet olur... bu da Türkçe versiyonu işte. Dilimiz tam dönmemiş bize böyle geçmiş.
Mete yi Çinli dostlar tam söyleyemediği içim Mao Tun olmuş onlarda. Onun gibi düşün.
Özel isim olduğu için Peygamber isminin Muhammet olduğunu iddia edemezsin dostum. Ne yazıyorsa o.
edit: türkçe öğretmenliği mezunuyum. dilimiz dönmemiş diye bir şey de vardır ve dilleri etkilemeye devam edecektir.
Muhammet olur, Mehemmet olur, Mehmet olur... bu da Türkçe versiyonu işte. Dilimiz tam dönmemiş bize böyle geçmiş.
Mete yi Çinli dostlar tam söyleyemediği içim Mao Tun olmuş onlarda. Onun gibi düşün.
Özel isim olduğu için Peygamber isminin Muhammet olduğunu iddia edemezsin dostum. Ne yazıyorsa o.
edit: türkçe öğretmenliği mezunuyum. dilimiz dönmemiş diye bir şey de vardır ve dilleri etkilemeye devam edecektir.
0
@ya ben lan neyse,
dilimiz dönmemiş diye bir şey yok arkadaşım. türkçe'nin belirli kuralları var ve türkçe konuşan insanlar olarak fark ederek ya da fark etmeyerek başka dillerden aldığımız kelimeleri bu kurallara uyduruyoruz.
dilimiz dönmemiş diye bir şey yok arkadaşım. türkçe'nin belirli kuralları var ve türkçe konuşan insanlar olarak fark ederek ya da fark etmeyerek başka dillerden aldığımız kelimeleri bu kurallara uyduruyoruz.
0
aslında bu nick tam yirmi alti karakter'in haklı olduğu bir nokta var.
Bu alfabelerle alakalı bir durum. Yani şöyle ki Rus romanlarında vs. lerde de bu sorunla çok karşılaşıyoruz. Çünkü adamlar başka bir alfabe kullanıyorlar ve o alfabeyle yazmamız mümkün değil. Mesela Stalin'in ilk adı Joseph, Josif, Josip v.b şekillerde yazılıyor. Hatta bu yazma biçimleri sizin hangi fraksiyondan olduğunuzu bile belli eder hale gelmiş.
Mao Zedung - Tse-Dung meselesi için de aynı şey geçerli.
Arapça için de benzer bir sorun var, ilk bakışta Muhammed'in (mesele türkçe'de doğru kullanılması değil Arapça'daki fonetiğine en yakın halini vermesi) doğru olduğunu düşünüyorum. Yabancı özel isimlerde türkçe kuralları uygulamaya çalışmak saçma çünkü...
Elif Şafak'ta insanların ismini doğru telaffuz edebilmesi için kendi tercihiyle hatta pazarlama stratejisi olarak Shafak'ı tercih etmiştir. Ben kısa bir süredir fransa da yaşıyorum ve adım hala özgür. Buradaki her kurumda da biraz zorlanarak bile olsa doğru yazdırabiliyorum.
Bu alfabelerle alakalı bir durum. Yani şöyle ki Rus romanlarında vs. lerde de bu sorunla çok karşılaşıyoruz. Çünkü adamlar başka bir alfabe kullanıyorlar ve o alfabeyle yazmamız mümkün değil. Mesela Stalin'in ilk adı Joseph, Josif, Josip v.b şekillerde yazılıyor. Hatta bu yazma biçimleri sizin hangi fraksiyondan olduğunuzu bile belli eder hale gelmiş.
Mao Zedung - Tse-Dung meselesi için de aynı şey geçerli.
Arapça için de benzer bir sorun var, ilk bakışta Muhammed'in (mesele türkçe'de doğru kullanılması değil Arapça'daki fonetiğine en yakın halini vermesi) doğru olduğunu düşünüyorum. Yabancı özel isimlerde türkçe kuralları uygulamaya çalışmak saçma çünkü...
Elif Şafak'ta insanların ismini doğru telaffuz edebilmesi için kendi tercihiyle hatta pazarlama stratejisi olarak Shafak'ı tercih etmiştir. Ben kısa bir süredir fransa da yaşıyorum ve adım hala özgür. Buradaki her kurumda da biraz zorlanarak bile olsa doğru yazdırabiliyorum.
0
çocuğuna isim koyarken muhammet yazdırmalısın ama peygamber ismini muhammed yazarsın çünkü zaten türkçe değil. angelina jolie yazmak için türkçe de kelimeler j ile başlamaz diye coli mi yazmamızla aynı mantık senin dediğin.
0
evet, konuya müdahale etmem gerekiyor zannedersem.
önce "mehmet" ile başlayalım, türkiye'de en çok kullanılan erkek ismi olma özelliği de bulunan bu isim esasında "muhammed" isminin türkçeleşmiş halidir... arap yarımadasında ve civar arap ülkelerinde "muhammed" olarak telaffuz edilen bu isim kuzeye doğru ilerledikçe mesela kuzey ırak'ta "mıhemed" şeklinde telaffuz edilmekte olup anadoluya geldiğimizde "mehmet" kalıplaşmış şeklini görürüz. bu bir. yani aslında mehmet (ki mehmed yazılması gerekir) = muhammed
neden türkçeleştirmiş hali t ile bitiyorken d'de ısrar ediyorlar;
soruyu düzeltmek gerekirse; neden yüzyıllardır "muhammed", "murad", "ahmed" şeklinde olan kelimeler 1930 lardan itibaren bir anda "t" ile bitmeye başlamıştır ve bu kullanım için ısrarcı olunmuştur? asıl sorulması gereken soru budur efendim. ha dersiniz ki "onlar arapça kelimeler, türkçeleştirdik" e arapçaysa kullanmayıverin sizde o zaman, türkçe isimler koyun çocuklarınıza, ama "o arapça ben bunu alayım türkçeleştireyim" de ne demek? ya hiç kullanma, ya olduğu gibi doğru şekliyle kullan. sen örneğin ingilizceden "helikopter" kelimesini alırken "bu kelime büyük ünlü uyumuna uymuyor, dur ben bunu türkçeleştireyim" diyerek "heliküpter" olarak mı kullanıyorsun?
ki "muhammed" kelimesinde dini bir önderin isminin doğru yazımından ve telaffuzundan bahsediyoruz, hadi diğer kelimeleri geçtim (ki bence onlarda da aslına sadık kalınması gerekir) bu kelime için istisna yapılması da mı zorunuza gidiyor? koskoca peygamberi de mi arap olduğunu kabullenemeyip türkleştirceksiniz? (ki bunu yapmaya çalışanlar da yok değil, muhammed'in aslında türk olduğunu iddia eden insanlar var şu an)
bir de şöyle bir şey de var yazmadan geçemeyeceğim;
(bkz: cevab veremedi)
:-))
edit/not : "muhammed" kelimesinin iran'daki kalıplaşmış kullanım şekli de "mamad" şeklindedir, aklıma gelmişken onu da yazayım.
önce "mehmet" ile başlayalım, türkiye'de en çok kullanılan erkek ismi olma özelliği de bulunan bu isim esasında "muhammed" isminin türkçeleşmiş halidir... arap yarımadasında ve civar arap ülkelerinde "muhammed" olarak telaffuz edilen bu isim kuzeye doğru ilerledikçe mesela kuzey ırak'ta "mıhemed" şeklinde telaffuz edilmekte olup anadoluya geldiğimizde "mehmet" kalıplaşmış şeklini görürüz. bu bir. yani aslında mehmet (ki mehmed yazılması gerekir) = muhammed
neden türkçeleştirmiş hali t ile bitiyorken d'de ısrar ediyorlar;
soruyu düzeltmek gerekirse; neden yüzyıllardır "muhammed", "murad", "ahmed" şeklinde olan kelimeler 1930 lardan itibaren bir anda "t" ile bitmeye başlamıştır ve bu kullanım için ısrarcı olunmuştur? asıl sorulması gereken soru budur efendim. ha dersiniz ki "onlar arapça kelimeler, türkçeleştirdik" e arapçaysa kullanmayıverin sizde o zaman, türkçe isimler koyun çocuklarınıza, ama "o arapça ben bunu alayım türkçeleştireyim" de ne demek? ya hiç kullanma, ya olduğu gibi doğru şekliyle kullan. sen örneğin ingilizceden "helikopter" kelimesini alırken "bu kelime büyük ünlü uyumuna uymuyor, dur ben bunu türkçeleştireyim" diyerek "heliküpter" olarak mı kullanıyorsun?
ki "muhammed" kelimesinde dini bir önderin isminin doğru yazımından ve telaffuzundan bahsediyoruz, hadi diğer kelimeleri geçtim (ki bence onlarda da aslına sadık kalınması gerekir) bu kelime için istisna yapılması da mı zorunuza gidiyor? koskoca peygamberi de mi arap olduğunu kabullenemeyip türkleştirceksiniz? (ki bunu yapmaya çalışanlar da yok değil, muhammed'in aslında türk olduğunu iddia eden insanlar var şu an)
bir de şöyle bir şey de var yazmadan geçemeyeceğim;
(bkz: cevab veremedi)
:-))
edit/not : "muhammed" kelimesinin iran'daki kalıplaşmış kullanım şekli de "mamad" şeklindedir, aklıma gelmişken onu da yazayım.
0
ghostcountry
ne önerirsiniz? şekil olarak? ince zarif bişey
ne önerirsiniz? şekil olarak? ince zarif bişey
0
0
nesilsiz
İşin ekonomik boyutunu lütfen bir gerizekalıya anlatır gibi anlatın.Tek sebebi alınan vergiler mi? yani Amerika'da veya diğer ülkelerdeki vergi oranı bize göre çok mu düşük? Veya Vergileri indirsek biz de aynı fiyattan mı kullanacağız? Yoksa zaten benzinin bize gelişi mi pahalı? Nedir?
İşin ekonomik boyutunu lütfen bir gerizekalıya anlatır gibi anlatın.
Tek sebebi alınan vergiler mi? yani Amerika'da veya diğer ülkelerdeki vergi oranı bize göre çok mu düşük? Veya Vergileri indirsek biz de aynı fiyattan mı kullanacağız? Yoksa zaten benzinin bize gelişi mi pahalı? Nedir?
Tek sebebi alınan vergiler mi? yani Amerika'da veya diğer ülkelerdeki vergi oranı bize göre çok mu düşük? Veya Vergileri indirsek biz de aynı fiyattan mı kullanacağız? Yoksa zaten benzinin bize gelişi mi pahalı? Nedir?
0
yaklaşık %70 i vergi. gelişinin pahalı ucuz olması çok birşey değiştirmez.
çok birşey değiştirmesi için gerçekten çok fark olması lazım arada.
çok birşey değiştirmesi için gerçekten çok fark olması lazım arada.
0
benzinden alınan vergi yüzde usulü değil yani geliş fiyatı satış fiyatını etkilemez. gelişi şuanki ülkeiçi satışa göre çok ucuz evet. ve bu kadar pahalı olmasının tek nedeni litre başına alınan vergidir.
0
daha önemli soruyu atlamışsın.
bu kadar pahalı olmasına rağmen hala en kısa mesafelere bile arabası ile giden ve hiç arabası olmadığı halde sürekli şikayette bulunan insanların asıl amacı ne ?
kafanı çevir ve bak.
20 tane araba geçiyorsa en az 15 tanesinin içinde 1 kişi var.
bu kadar pahalı olmasına rağmen hala en kısa mesafelere bile arabası ile giden ve hiç arabası olmadığı halde sürekli şikayette bulunan insanların asıl amacı ne ?
kafanı çevir ve bak.
20 tane araba geçiyorsa en az 15 tanesinin içinde 1 kişi var.
0
te allaaam.
tabi memlekette toplu taşıma çok düzenli ve konforlu.
ona rağmen millet araba ile gidiyor her yere değil mi?
yılda hiç kullanmasam bile 450-500 lira vergi vereceğim sonra bir de çıkıp 75 model otobüste sıkış tıkış gideceğim.
alıntı----
Benzin istasyonuna "BENZİN" almaya gidiyorsunuz; bir litre benzin 4 TL:
1,5 TL "BENZİN"e...
2,5 TL "VERGİ"ye ve "FAİZ"e!!!
Dünyanın en pahalı/kazık benzini Türkiye'de!!!
Arabanıza akaryakıt yani benzin, mazot, gaz vs alırken ödediğiniz "FAHİŞ FAİZ" ile "HAKSIZ VERGİ" bugünkü hükümetin ve işbirlikçi faizcilerin en büyük gelir kaynağı!
Akaryakıt istasyonundan benzin, mazot, gaz vs alırken ödediğiniz paranın 3'te 2'si "VERGİ"ye ve rantiyeye yani "FAHİŞ FAİZ" ödemelerine gidiyor!
ARABAN MI VAR? VERGİN VE FAİZİN VAR!
Aracı aldığınız anda "VERGİ FAİZ ZULMÜ" başlıyor!
"FAİZLİ ARAÇ KREDİLERİ" ile halk sürekli borçlandırılıyor!
Motorlu araç sayısı 2002'de 8.5 milyondu, 2010'da 15 milyona çıkmış!
- Araç satın alınca ödenen paranın yarısı "VERGİ"ye gidiyor!
- Akaryakıt alınca 1 lira benzine; 2 lira "VERGİ"ye ve "FAİZ"e gidiyor!
- Altı ayda bir MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ (MTV) var!
- Bitmedi... YILLIK ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI da var!!
- Bitmedi... Ve iki yılda bir "ÖZELLEŞTİRİLMİŞ" araç muayenesi!!!
Dünyanın en pahalı benzini/akaryakıtı bizde!
Geçen yıl dünyada petrol fiyatları düşerken, hükümet "VERGİ" üzerine "VERGİ" koydu! Dünyada petrolün varili bugün 90 dolar ama Türkiye'de hâlâ bir varil petrol 150 dolarmış gibi hesaplanıyor!!!
"VERGİ"nin bile "VERGİ"sini ödüyoruz!
Akaryakıt alırken önce ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) ödüyoruz, sonra ÖTV eklenmiş fiyat üzerinden % 18 KDV ödüyoruz!
Dünyada "VERDİĞİ VERGİ İÇİN BİLE VERGİ ÖDEYEN" tek ülkeyiz!
VERGİLERE 5 yılda yüzde elli (% 50) ZAM!
Maliye Bakanlığı verilerine göre; 2002'den beri devletin/hükümetin en önemli gelir kalemi PETROL ÜRÜNLERİNDEN ALINAN "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ"!
Geçtiğimiz 9 yılda petrol ürünlerinden devletin kasasına 186 milyar lira para girdi!
2011'de de 35 milyar liraya yakın "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ" hedefleniyor!
....
tabi memlekette toplu taşıma çok düzenli ve konforlu.
ona rağmen millet araba ile gidiyor her yere değil mi?
yılda hiç kullanmasam bile 450-500 lira vergi vereceğim sonra bir de çıkıp 75 model otobüste sıkış tıkış gideceğim.
alıntı----
Benzin istasyonuna "BENZİN" almaya gidiyorsunuz; bir litre benzin 4 TL:
1,5 TL "BENZİN"e...
2,5 TL "VERGİ"ye ve "FAİZ"e!!!
Dünyanın en pahalı/kazık benzini Türkiye'de!!!
Arabanıza akaryakıt yani benzin, mazot, gaz vs alırken ödediğiniz "FAHİŞ FAİZ" ile "HAKSIZ VERGİ" bugünkü hükümetin ve işbirlikçi faizcilerin en büyük gelir kaynağı!
Akaryakıt istasyonundan benzin, mazot, gaz vs alırken ödediğiniz paranın 3'te 2'si "VERGİ"ye ve rantiyeye yani "FAHİŞ FAİZ" ödemelerine gidiyor!
ARABAN MI VAR? VERGİN VE FAİZİN VAR!
Aracı aldığınız anda "VERGİ FAİZ ZULMÜ" başlıyor!
"FAİZLİ ARAÇ KREDİLERİ" ile halk sürekli borçlandırılıyor!
Motorlu araç sayısı 2002'de 8.5 milyondu, 2010'da 15 milyona çıkmış!
- Araç satın alınca ödenen paranın yarısı "VERGİ"ye gidiyor!
- Akaryakıt alınca 1 lira benzine; 2 lira "VERGİ"ye ve "FAİZ"e gidiyor!
- Altı ayda bir MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ (MTV) var!
- Bitmedi... YILLIK ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI da var!!
- Bitmedi... Ve iki yılda bir "ÖZELLEŞTİRİLMİŞ" araç muayenesi!!!
Dünyanın en pahalı benzini/akaryakıtı bizde!
Geçen yıl dünyada petrol fiyatları düşerken, hükümet "VERGİ" üzerine "VERGİ" koydu! Dünyada petrolün varili bugün 90 dolar ama Türkiye'de hâlâ bir varil petrol 150 dolarmış gibi hesaplanıyor!!!
"VERGİ"nin bile "VERGİ"sini ödüyoruz!
Akaryakıt alırken önce ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) ödüyoruz, sonra ÖTV eklenmiş fiyat üzerinden % 18 KDV ödüyoruz!
Dünyada "VERDİĞİ VERGİ İÇİN BİLE VERGİ ÖDEYEN" tek ülkeyiz!
VERGİLERE 5 yılda yüzde elli (% 50) ZAM!
Maliye Bakanlığı verilerine göre; 2002'den beri devletin/hükümetin en önemli gelir kalemi PETROL ÜRÜNLERİNDEN ALINAN "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ"!
Geçtiğimiz 9 yılda petrol ürünlerinden devletin kasasına 186 milyar lira para girdi!
2011'de de 35 milyar liraya yakın "ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ" hedefleniyor!
....
0
rosebud
Günaydınlar duyuru ahalisi.Sabah kalktım ve bilgisayarın düğmesine bastım. 3-4 saniye sonra araba alarmı gibi bip bip bip sesler yükseldi bilgisayardan. Evdekiler uyuduğu için ekrana bakamadan hemen düğmeye basılı tutup kapadım. 2 dakika sonra tekrar bastım düğmeye. Bipleme sesi tekrar başlayınca ge
Günaydınlar duyuru ahalisi.
Sabah kalktım ve bilgisayarın düğmesine bastım. 3-4 saniye sonra araba alarmı gibi bip bip bip sesler yükseldi bilgisayardan. Evdekiler uyuduğu için ekrana bakamadan hemen düğmeye basılı tutup kapadım. 2 dakika sonra tekrar bastım düğmeye. Bipleme sesi tekrar başlayınca gene kapadım. Laptop'un ekranı kırık olduğu için VGA çıkışından monitörle kullanıyorum. Bilgisayara bağlı ne varsa çıkardım içeri götürdüm ne iştir diye. Bu sefer sorunsuz açıldı alet. İçimden hayretler çekerek bağladım gene her şeyi.
Bu nedir ahali? Kötüye delalet midir? Bilgisayarın içindekileri yedekleyeyim mi, mortlama yakın mıdır?
Sabah kalktım ve bilgisayarın düğmesine bastım. 3-4 saniye sonra araba alarmı gibi bip bip bip sesler yükseldi bilgisayardan. Evdekiler uyuduğu için ekrana bakamadan hemen düğmeye basılı tutup kapadım. 2 dakika sonra tekrar bastım düğmeye. Bipleme sesi tekrar başlayınca gene kapadım. Laptop'un ekranı kırık olduğu için VGA çıkışından monitörle kullanıyorum. Bilgisayara bağlı ne varsa çıkardım içeri götürdüm ne iştir diye. Bu sefer sorunsuz açıldı alet. İçimden hayretler çekerek bağladım gene her şeyi.
Bu nedir ahali? Kötüye delalet midir? Bilgisayarın içindekileri yedekleyeyim mi, mortlama yakın mıdır?
0
muhtemelen ekran kartı yada ram hatasıdır.
çıkarıp takınca düzeldiğine göre.
o bib seslerin uzunluğu ve sayısına göre bir hata durumu vardır.
çıkarıp takınca düzeldiğine göre.
o bib seslerin uzunluğu ve sayısına göre bir hata durumu vardır.
0
bıdıbıdı
sevgili romalılar. bir yıl önce bir puzzle aldım hala sürünüyor evde, bir türlü bitiremiyorum-aslında başlayamıyorum. çerçevesini ve resimde göreceğiniz gibi en öndeki kalkanı yapabildim, onu da büyük kısmını. ama diğer bütün %99luk kısmını nereden nasıl başlasam da yapsam bilemiyorum. aslında çok i
sevgili romalılar. bir yıl önce bir puzzle aldım hala sürünüyor evde, bir türlü bitiremiyorum-aslında başlayamıyorum. çerçevesini ve resimde göreceğiniz gibi en öndeki kalkanı yapabildim, onu da büyük kısmını. ama diğer bütün %99luk kısmını nereden nasıl başlasam da yapsam bilemiyorum. aslında çok iyi puzzle çözerim evde üç tane daha yaptığım puzzle var ama bu çok zorladı beni neden bilmiyorum. bana bi yardım edin de beraber çözelim şunu. nasıl yapayım da kolaylık olsun bana??
0
çok belirli şeylerden başlamak daha uygun. mesela soldaki adamın elindeki kılıç, boynundaki kırmızı şey, sağdaki adamın elindeki mızrak vs. bir de ortadaki kadının maşallah göğüsleri ortada :) başka açıkta olan biri yok mesela. bu tip özel şeylerden başlamak gerek
0
şöle bişi var mesela kadının göğüsleri diyorsunuz ama puzzle parçasının 1.5*1.5cm küçük kareler halinde olduğunu düşünürseniz bir göğüs=bir parça anlamına gelmiyor :) mesela adamın kalkanı bile 10-11 parça boyundan oluşuyor. kırmızıları da ayırdım. ama el yüz kılıçlar hepsi neredeyse birbirine benziyor. yönlerinden yüzleri ayırt ediyorum ama ama işte...
0
bıdıbıdı etme :p işte başla bir yerden.
3.000 parça gerçi bu..
numarası falan yok mu bunların?
3.000 parça gerçi bu..
numarası falan yok mu bunların?
0
şatodan başla, tonları çok yakın olduğu için gruplaman kolay olur, pencerelerini ve duvar köşelerini yaparsın, içini de ondan sonra kolay tamamlarısın. Gökyüzünü de bitirebilirsen karışık kısımlar çözülür.
0
@köfte çerçevesini bir yıl önce yapmıştım zaten. @ykup numarası olsa puzzle yapmak gerçekten kolay olurdu ama maalesef. @goldentitan bi de senin dediğin gibi şatodan başlamaya çalışayım. her gün 100 parça bile birleştirmiş olsam sanırım bu bir ay demek.
0
öncelikle,
beyaz, kırmızı ve sarı renkleri tamamen ayırın derim. onları birleştirdikten sonra
diğer benzer renkleri tde onlarına göre ayırmaya devam ederseniz olur.
beyaz, kırmızı ve sarı renkleri tamamen ayırın derim. onları birleştirdikten sonra
diğer benzer renkleri tde onlarına göre ayırmaya devam ederseniz olur.
0
ben en iyisi izmirli puzzle severler diye bir duyuru açayım. çözemezsem milleti oradan kordona toplayayım. çimlerin üstünde miss gibi herkes bi el atsa olur bu iş! hepsini ayırdım sarıları kırmızıları beyazları vs ama 121*80cm ve inanılmaz minik parçalar. şimdiden başım ağrıdı sevgili puzzle-severler.
0
duyguantalya
118 80 deki yesil oyuncagı nerden alabılırım lutfen yardmcı olun..............
118 80 deki yesil oyuncagı nerden alabılırım lutfen yardmcı olun..............
0
cgi.ebay.com
aynı konu donanımhaber forumunda açılmıştı tesadüf işte türkiyeye de gönderim varmış ne kadar tutar bilemem ama
aynı konu donanımhaber forumunda açılmıştı tesadüf işte türkiyeye de gönderim varmış ne kadar tutar bilemem ama
0
0
bulgur
`Alfa Romeo 146`http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-alfa-romeo-146-alfa-romeo-146-1-4-ts/detay/http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-araba-alfa-romeo-146-sahibinden-alfa-romeo-1-6-sr-aw-36507785/detay/`Citröen Saxo`http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-citroen-2002-model
Alfa Romeo 146
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Citröen Saxo
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Fiat Palio
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Opel Corsa
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Peugeot 106(Ama bunlar çakal arabası oluyor, temiz bulmak zor)
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Renault Twingo?
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Clio
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Rover 214
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Bekar, işe gidip gelinecek ev--iş:7km. Erkek. 25 yaş. İlla ki bu linklerdeki olacak diye bir şey yok, ya da bu başlıklarda olacak diye de bir şey yok, başka bir araç da önerebilirsiniz.
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Citröen Saxo
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Fiat Palio
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Opel Corsa
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Peugeot 106(Ama bunlar çakal arabası oluyor, temiz bulmak zor)
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Renault Twingo?
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Clio
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Rover 214
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
Bekar, işe gidip gelinecek ev--iş:7km. Erkek. 25 yaş. İlla ki bu linklerdeki olacak diye bir şey yok, ya da bu başlıklarda olacak diye de bir şey yok, başka bir araç da önerebilirsiniz.
0
Tüp takılır, sorun değil de neden bu kadar ucuz bu kalite? Yedek parçadan dolayı mı?
0
alfa alma.yedek parçaları pahalı. birde alfa'dan anlayan pek fazla servis yok.
bu arada yerinde olsam biraz daha biriktirirdim.
bunlar bayan arabası :) ufak tefekler..
13-14 e taş gibi arabalar var.
mesaa alfa tavsiye etmem ama alfa 156 var bende.çok iyi.
bu arada yerinde olsam biraz daha biriktirirdim.
bunlar bayan arabası :) ufak tefekler..
13-14 e taş gibi arabalar var.
mesaa alfa tavsiye etmem ama alfa 156 var bende.çok iyi.
0
rover ingiliz üretimi olduğu için yedek parça sıkıntısı yaşaman muhtemel.
98 clio kullanıyorum 4 senedir, herhangi bir sıkıntım yok. gerçi clio da fransız olduğundan yedek parçalarının tamamını da yan sanayii bulman olanaksız.
bu arada corsa da candır.
98 clio kullanıyorum 4 senedir, herhangi bir sıkıntım yok. gerçi clio da fransız olduğundan yedek parçalarının tamamını da yan sanayii bulman olanaksız.
bu arada corsa da candır.
0
paliolar tek kapı. kamyonet muamelesi görüyorlar otobanda 90'ı geçemezler. aman diyim
0
Yok palio'ların ruhsata işli koltuklularından bahsediyorum. Ticari değil hususi olanlar.
0
usta palio al kafanı dinle. az yakar çok kaçar, yedeği ucuz. yalnız şirketten çıkma olmasın dikkat et.
0
o rover tam olarak ingiliz üretimi değil hocam, bu ortak mühendislik olayı var ya onlardan, motor ve yürüyen hondaya ait, hatta üsttünde yanılmıyorsam b16 (civic EK 1.6 motoru) olması lazım...
o fiyata honda kalitesi tabi ki diğerlerine göre çok çok daha iyi..ama 2. eli sıkıntı yaratabilir elden çıkartırken...
o fiyat aralığında Bravo'lara da bakabilirsiniz.
o fiyata honda kalitesi tabi ki diğerlerine göre çok çok daha iyi..ama 2. eli sıkıntı yaratabilir elden çıkartırken...
o fiyat aralığında Bravo'lara da bakabilirsiniz.
0
Range rover. günlük 14 km yol için benzin koymaz zaten. Kaliteli bir araba diğerlerine göre.
0
Rover on numero. benzin koymaz sana ev iş 7 km nasıl olsa. Tabiki diğer araçlara göre daha masraflı olur. Az masraf az yakıt diyosanda corsa candır. Dayanamadım söylicem; Fiat bence demir yığını, Renault da plastik yığını..
Edit: @taqster görmemişim yazdığını aynı fikirdeyim +1
Edit: @taqster görmemişim yazdığını aynı fikirdeyim +1
0
yedek parça falan filan hiç bilmem de, benim gözümde alfa romeo'nun adı yeter, her modeli güzel arabanın.
0
bezgin
mesele çok uzun. özeti bile sayfalar sürecek galiba. Arada ctrl+a ve ctrl+c yapmalıyım.peşin uyarılar:1- Lütfen 25 yaşın, hadi olmadı 21 yaşın altı insanlar cevap yazmasın. Ayırmcı falan değilim de yani tecrübe ile bilgi aynı şeyler değil.2- Bu duyuru trollük amacıyla açılmamıştır, zaten okursanız a
mesele çok uzun. özeti bile sayfalar sürecek galiba. Arada ctrl+a ve ctrl+c yapmalıyım.
peşin uyarılar:
1- Lütfen 25 yaşın, hadi olmadı 21 yaşın altı insanlar cevap yazmasın. Ayırmcı falan değilim de yani tecrübe ile bilgi aynı şeyler değil.
2- Bu duyuru trollük amacıyla açılmamıştır, zaten okursanız anlarsınız öyle olmadığını.
İçinde bulunduğum durum:
27 yaşındayım. Erkeğim. Günde 10-18 saat uyuyorum. Kalan zamanımı da oturarak geçiriyorum. Otururken ya kitap okuyorum ya da bilgisayar başında haber yahut online dizi takip ediyorum. Bu neredeyse hiç değişmiyor. Ayda ortalama 25-26 gün saat sabah 5-13 arası uyuyorum. Uyanma zamanım ise belirsiz. Öğlen, ikindi, akşam, yatsı, gece 1 falan uyanabildiğim vakitler. Yani uyku problemlerimi şöyle özetleyebiliriz: Aşırı uyuma. Ne yaparlarsa yapılsın uyanamama. Aşırı miktarda gündüz uykusu.
Uyku sıkıntılarım yüzünden askerlik yapmadım, her yıl erteliyorlar. Bir dediler narkolepsi var sende. Bir dediler idiyopatik hipersomnia. Bir dediler narkolepsi şüphesi... Polisomnografiye yattım kaç kez. Sentetik Tiroid Hormonu kullandım. Subklinik hipotiroidi hastası olduğum zannedildi çünkü herşeyim normaldi ama TSH miktarım yüksekti. Sonra bunun aşırı kilodan kaynaklandığını tahmin ettim ben. Hipofiz bakıyor benim metabolizma yavaş hayvan gibi yiyorum da hiç hareket de etmiyorum o da ne yapsın paso tiroidi uyarıyor salgıla tiroksini diye. Ama tiroid görevini düzgün yapıyor Allah'tan. 123 kiloyum bu arada 180 galiba boyum, hiç ölçmedim desem yeridir.
Bunun dışında evliyim. 3 yaşına koşan şekerden baldan tatlı bir oğlum var. Bilişim Sistemleri Mühendisiyim. Ama tahmin edersiniz ki çalışamıyorum. Eşim de çalışmıyor. Aile şirketimiz var tekstil üzerine. Sözde ben de ortağım ama ne fabrikaya ne de mağazaya adım atamıyorum. Muhasebeye mail atıyorum, para yolluyorlar hesabıma, eşim ev alışverişi yahut kendi ve çocuk için bankamatikten çekiyor. Şirkete yegane katkım web sayfasını hazırlamak ve yurtdışı maillleri çevirmek oluyor. Ki bu işler için asgari ücretle çalışan bir işçi yetebilir ama benim ailece aylık masrafım 6-7 bin liradan aşağı düşmüyor. Yani belki de baba parası, abi parası, abla parası yiyiyorum diyebiliriz buna...
Arkadaşım yok. Nasıl yok? Liseye kadar Tokat'ta okudum. Üniversiteye İstanbul'a geldim ve buraya yerleştim. Lise ve öncesi arkadaşlarımla irtibatım yok gibi. Üniversite'de ise içine çok kapanık bir öğrenciydim. İki üç tane çok samimi olduğum arkadaş vardı. Bir tanesi öldü. Biri Adapazarı'nda diğeri ise Amerika'da. İşyerinde de (ezkaza iki ayda bir falan uğradığımda) patron statüsünde olduğumdan hiç iş arkadaşım da yok.
Kötü bir evliliğim var. Ben eşimin ailesiyle konuşmuyorum. O da benim ailemle görüşmüyor. Eşimi deliler gibi seviyorum. Bir iki kez kısa süreli ayrılık yaşadık. Babamın evine gittim (evet, ben gittim.) Bir iki ay görüşmedik. Boşanma falan sözkonusu oldu. Eşimin ailesi problemli insanlar. Sanki kızları boşansın diye gayret ediyorlar. Benim gayretlerimle yuvamız bozulmadı. Şimdi eşime sorarsanız ben dünyanın en kötü kocası, damadıyım. O da dünyanın en acı çeken karısı. Kayıtlara geçsin, sigaram, içkim, kumarım, karı-kız düşkünlüğüm, şiddeti eğilimim yok. En fazla canıma tak edince bağırmışımdır tartışırken o kadar. Eşimle severek evlendik. Hala kendisini deli gibi seviyorum. %100 onun suçlu olduğu bir tartışma sonrası küsersek yine bir gün içinde ben dayanamayıp adım atıyorum. Birkaç kez ağır olayım dedim. Karşı taraf adım atsın dedim. Ama olmadı. Boğazım düğümleniyor, bana sayıp sövmüşse bile gidip sarılıyorum. Eşimin de problemleri var. Mesela kimseyle arkadaş olmak istemiyor. Apartmanda yalnız yaşıyor diyebiliriz. Gelen komşularla irtibat kurmuyor. Çalışmıyor. Çalışmamasına beni bahane ediyor. Halbuki evleneli dört yıl oldu ilk yıl hamileydi şimdi çocuk oyun çağına geldi, gelmedi. Eşim de oğlum dışında kimseyle görüşmüyor gibi bişey. Ama onun sülalesi tamamı İstanbul'da. Akrabalarıyla arabaya atlayıp gidip görüşebiliyor. Yemek haftada bir yapıyor, yapmıyor. Dışarıdan yiyiyoruz. Ayakkabın kirlenmiş dersen bile üzerine alınıyor. Kaşlarını çatıyor. Bir de eşyaların kıymetini bilmiyor. Dört yılda beş bilgisayarını kırdı. Ev aletlerinin yarısı yeniden alındı. Cahil değil, kimya müh. yüksek lisans mezunu. Küçük de değil benim yaşıtım. Ama ailesi aşırı şımartmış. Uzadıkça uzuyor detayları keseyim. Neyse, benim stresimin çoğunu eşime borçluyum. Resmen nefesim daralıyor kendisiyle konuşunca. Ama deliler gibi seviyorum onu. İki gün ayrı kalsam özlüyorum. Hayır dünya güzeli değil kendisi, 1.60 boyunda 68 kilo Türkiye şartlarında fiziken 10 üzerinden 5'lik bir kişi. Ben de öküz gibi şişmeden evvet baya baya eli yüzü düzgün biriydim, her neyse. İki gün görmeyince bunu üzülüyorum, özlüyorum. Oğlumu aynı şekilde deliler gibi seviyorum. Yani bir yandan bitiriyor beni bu evlilik bir yandan da benim herşeyim eşim ve oğlum. Üstüne üstük eşimin de beni sevdiğini biliyorum. Ama benimkiyle kıyaslanamaz zannımca. Sanki kendisinde acıma duygusu yok. (Hayvanlara ve oğlumuza karşı duyduğu hariç)
Gelelim geçmişime biraz da:
Üç yaşımdayken okuma yazma öğrendim. Deli gibi kitap okuyor(d)um. İlkokulu üç yılda bitirdim. Benle karşılaşan hemen herkes gördükleri en zeki çocuğun ben olduğunu söylerdi. Anadolu Lisesini (orta) birincilikle ve Fen Lisesini ikincilikle bitirdim bir gün bile ders çalışmadan. Ulusal Fizik Olimpiyatlarında dereceye girdim. Çok iyi bir üniversiteden mezun oldum hem de haftada bir gün devam ederek. Ama şimdi arkamdan vaktiyle nal toplayanlar uçup gittiler ben bir yüksek lisans dahi yapamadım. Bırakın eski zekamı, moron gibiyim. İki üç kez tekrar ettirmeden karşıdakine ne dediğini anlamıyorum neredeyse. Teoride yine süper fikirler bulduğum oluyor ama pratikte bir et yığınıyım. Son yılda dokuz ay boyunca ayda altı saat psikoterapi gördüm. İlaçlar kullandım. Arpa boyu ilerledim sadece. Defalarca kilo vermek istedim, diyetisyen falan, olmadı.
Herşeyden sonra şimdi hala:
Obezim. Tembelim. Hareketsizim. Uyuyan bir et yığınıyım. Evliyim. İşsizim. Başarısızım. Ama bunları düzeltmek için somut bir adım da atamıyorum. Evden dışarı çıkamıyorum. (Hoş genelde gece uyanık olunca nereye çıkayım) Arkadaşım yok. Sosyal hayatım yok. Sap olabildiğim bir baltam yok... Ve artık o kadar alıştım ki gayet normalmiş gibi geliyor bana.
Nereden başlamalı?
(Umduğum gibi yazamadım)
peşin uyarılar:
1- Lütfen 25 yaşın, hadi olmadı 21 yaşın altı insanlar cevap yazmasın. Ayırmcı falan değilim de yani tecrübe ile bilgi aynı şeyler değil.
2- Bu duyuru trollük amacıyla açılmamıştır, zaten okursanız anlarsınız öyle olmadığını.
İçinde bulunduğum durum:
27 yaşındayım. Erkeğim. Günde 10-18 saat uyuyorum. Kalan zamanımı da oturarak geçiriyorum. Otururken ya kitap okuyorum ya da bilgisayar başında haber yahut online dizi takip ediyorum. Bu neredeyse hiç değişmiyor. Ayda ortalama 25-26 gün saat sabah 5-13 arası uyuyorum. Uyanma zamanım ise belirsiz. Öğlen, ikindi, akşam, yatsı, gece 1 falan uyanabildiğim vakitler. Yani uyku problemlerimi şöyle özetleyebiliriz: Aşırı uyuma. Ne yaparlarsa yapılsın uyanamama. Aşırı miktarda gündüz uykusu.
Uyku sıkıntılarım yüzünden askerlik yapmadım, her yıl erteliyorlar. Bir dediler narkolepsi var sende. Bir dediler idiyopatik hipersomnia. Bir dediler narkolepsi şüphesi... Polisomnografiye yattım kaç kez. Sentetik Tiroid Hormonu kullandım. Subklinik hipotiroidi hastası olduğum zannedildi çünkü herşeyim normaldi ama TSH miktarım yüksekti. Sonra bunun aşırı kilodan kaynaklandığını tahmin ettim ben. Hipofiz bakıyor benim metabolizma yavaş hayvan gibi yiyorum da hiç hareket de etmiyorum o da ne yapsın paso tiroidi uyarıyor salgıla tiroksini diye. Ama tiroid görevini düzgün yapıyor Allah'tan. 123 kiloyum bu arada 180 galiba boyum, hiç ölçmedim desem yeridir.
Bunun dışında evliyim. 3 yaşına koşan şekerden baldan tatlı bir oğlum var. Bilişim Sistemleri Mühendisiyim. Ama tahmin edersiniz ki çalışamıyorum. Eşim de çalışmıyor. Aile şirketimiz var tekstil üzerine. Sözde ben de ortağım ama ne fabrikaya ne de mağazaya adım atamıyorum. Muhasebeye mail atıyorum, para yolluyorlar hesabıma, eşim ev alışverişi yahut kendi ve çocuk için bankamatikten çekiyor. Şirkete yegane katkım web sayfasını hazırlamak ve yurtdışı maillleri çevirmek oluyor. Ki bu işler için asgari ücretle çalışan bir işçi yetebilir ama benim ailece aylık masrafım 6-7 bin liradan aşağı düşmüyor. Yani belki de baba parası, abi parası, abla parası yiyiyorum diyebiliriz buna...
Arkadaşım yok. Nasıl yok? Liseye kadar Tokat'ta okudum. Üniversiteye İstanbul'a geldim ve buraya yerleştim. Lise ve öncesi arkadaşlarımla irtibatım yok gibi. Üniversite'de ise içine çok kapanık bir öğrenciydim. İki üç tane çok samimi olduğum arkadaş vardı. Bir tanesi öldü. Biri Adapazarı'nda diğeri ise Amerika'da. İşyerinde de (ezkaza iki ayda bir falan uğradığımda) patron statüsünde olduğumdan hiç iş arkadaşım da yok.
Kötü bir evliliğim var. Ben eşimin ailesiyle konuşmuyorum. O da benim ailemle görüşmüyor. Eşimi deliler gibi seviyorum. Bir iki kez kısa süreli ayrılık yaşadık. Babamın evine gittim (evet, ben gittim.) Bir iki ay görüşmedik. Boşanma falan sözkonusu oldu. Eşimin ailesi problemli insanlar. Sanki kızları boşansın diye gayret ediyorlar. Benim gayretlerimle yuvamız bozulmadı. Şimdi eşime sorarsanız ben dünyanın en kötü kocası, damadıyım. O da dünyanın en acı çeken karısı. Kayıtlara geçsin, sigaram, içkim, kumarım, karı-kız düşkünlüğüm, şiddeti eğilimim yok. En fazla canıma tak edince bağırmışımdır tartışırken o kadar. Eşimle severek evlendik. Hala kendisini deli gibi seviyorum. %100 onun suçlu olduğu bir tartışma sonrası küsersek yine bir gün içinde ben dayanamayıp adım atıyorum. Birkaç kez ağır olayım dedim. Karşı taraf adım atsın dedim. Ama olmadı. Boğazım düğümleniyor, bana sayıp sövmüşse bile gidip sarılıyorum. Eşimin de problemleri var. Mesela kimseyle arkadaş olmak istemiyor. Apartmanda yalnız yaşıyor diyebiliriz. Gelen komşularla irtibat kurmuyor. Çalışmıyor. Çalışmamasına beni bahane ediyor. Halbuki evleneli dört yıl oldu ilk yıl hamileydi şimdi çocuk oyun çağına geldi, gelmedi. Eşim de oğlum dışında kimseyle görüşmüyor gibi bişey. Ama onun sülalesi tamamı İstanbul'da. Akrabalarıyla arabaya atlayıp gidip görüşebiliyor. Yemek haftada bir yapıyor, yapmıyor. Dışarıdan yiyiyoruz. Ayakkabın kirlenmiş dersen bile üzerine alınıyor. Kaşlarını çatıyor. Bir de eşyaların kıymetini bilmiyor. Dört yılda beş bilgisayarını kırdı. Ev aletlerinin yarısı yeniden alındı. Cahil değil, kimya müh. yüksek lisans mezunu. Küçük de değil benim yaşıtım. Ama ailesi aşırı şımartmış. Uzadıkça uzuyor detayları keseyim. Neyse, benim stresimin çoğunu eşime borçluyum. Resmen nefesim daralıyor kendisiyle konuşunca. Ama deliler gibi seviyorum onu. İki gün ayrı kalsam özlüyorum. Hayır dünya güzeli değil kendisi, 1.60 boyunda 68 kilo Türkiye şartlarında fiziken 10 üzerinden 5'lik bir kişi. Ben de öküz gibi şişmeden evvet baya baya eli yüzü düzgün biriydim, her neyse. İki gün görmeyince bunu üzülüyorum, özlüyorum. Oğlumu aynı şekilde deliler gibi seviyorum. Yani bir yandan bitiriyor beni bu evlilik bir yandan da benim herşeyim eşim ve oğlum. Üstüne üstük eşimin de beni sevdiğini biliyorum. Ama benimkiyle kıyaslanamaz zannımca. Sanki kendisinde acıma duygusu yok. (Hayvanlara ve oğlumuza karşı duyduğu hariç)
Gelelim geçmişime biraz da:
Üç yaşımdayken okuma yazma öğrendim. Deli gibi kitap okuyor(d)um. İlkokulu üç yılda bitirdim. Benle karşılaşan hemen herkes gördükleri en zeki çocuğun ben olduğunu söylerdi. Anadolu Lisesini (orta) birincilikle ve Fen Lisesini ikincilikle bitirdim bir gün bile ders çalışmadan. Ulusal Fizik Olimpiyatlarında dereceye girdim. Çok iyi bir üniversiteden mezun oldum hem de haftada bir gün devam ederek. Ama şimdi arkamdan vaktiyle nal toplayanlar uçup gittiler ben bir yüksek lisans dahi yapamadım. Bırakın eski zekamı, moron gibiyim. İki üç kez tekrar ettirmeden karşıdakine ne dediğini anlamıyorum neredeyse. Teoride yine süper fikirler bulduğum oluyor ama pratikte bir et yığınıyım. Son yılda dokuz ay boyunca ayda altı saat psikoterapi gördüm. İlaçlar kullandım. Arpa boyu ilerledim sadece. Defalarca kilo vermek istedim, diyetisyen falan, olmadı.
Herşeyden sonra şimdi hala:
Obezim. Tembelim. Hareketsizim. Uyuyan bir et yığınıyım. Evliyim. İşsizim. Başarısızım. Ama bunları düzeltmek için somut bir adım da atamıyorum. Evden dışarı çıkamıyorum. (Hoş genelde gece uyanık olunca nereye çıkayım) Arkadaşım yok. Sosyal hayatım yok. Sap olabildiğim bir baltam yok... Ve artık o kadar alıştım ki gayet normalmiş gibi geliyor bana.
Nereden başlamalı?
(Umduğum gibi yazamadım)
0
umduğunuz gibi yazamadığınız gayet net. kim bilir daha yazacak ne kadar çok şeyiniz var.ben de şuradan başlamak isterim, yaşam standartlarınız anlattığınız üzere oldukça iyi, yani çoğu şeyde sıkıntı çekmiyorsunuz. yaşam şartlarından ziyade sorununuz daha çok iletişim odaklı. eşinizle iletişiminiz de anlattığınız üzere pek iç açıcı değil. hayattan aşırı derecede kopmuşsunuz. yaşamak için yaşıyor gibisiniz. şimdi burada, ''sizin yerinizde olmak için uğraşan çok kişi var kıymetini bilin'' klişesini söylemek pek uygun değil ama, eğer bi yerden başlamak istiyorsanız ilk önce hayata biraz daha önem verin. şöyle bir çevrenize, olup bitenlere bi bakın ve siz bu olanların neresindesiniz bi düşünün. tabii ki hayat ortağınız, eşiniz ile beraber. her şeyin başı iletişim, fikir alışverişi. benim bu yazdıklarınızdan anladığım, her şeyi erteleyip, hayatı boşverip her şeyi gidişine bıraktığınız. diğerlerine göre imkanlar açısından 1-0 öndesiniz, gerek mesleğiniz gerekse maddi açıdan. tüm bu artıları kullanıp hayata tekrar bağlanmak ve sadece oğlunuz için bile -ki en önemlisidir aslında- bir şeyler yapmanız gerektiğinin farkına varmanız gerekir.
0
psikolog/psikiyatr ile baslayabilirsiniz. esinizle beraber gidin mumkunse. ve kilo verip saglikli olmanin bir yolunu bulun kesinlikle. daha iyi bir diyetisyen ve bir spor egitmeniyle gorusun derim.
0
trolsen veya değilsen 2sinden biri olup olmaman çok umrunda değil gerçi ya, kısa keseyim;
iş mevzuu - bir çok kişi böyle bir hayat ister, işe katkını olabildiğince arttır, arada git ne oluyor ne bitiyor bak.
ev mevzuu - hatun çok sıkıyorsa bırak. çocuk için değmez, bir çok çocuk uzun dönemde ayrı bile olsalar zihisel olarak sağlıklı ebeveynle daha mutlu.
sosyal hayat - olur abi sosyal hayat istersen her an olur ufak adımlar yeterli
cevap veren: 30 yaşında, evlenmeyi düşünmeyen, işgüç sahibi bir insan
iş mevzuu - bir çok kişi böyle bir hayat ister, işe katkını olabildiğince arttır, arada git ne oluyor ne bitiyor bak.
ev mevzuu - hatun çok sıkıyorsa bırak. çocuk için değmez, bir çok çocuk uzun dönemde ayrı bile olsalar zihisel olarak sağlıklı ebeveynle daha mutlu.
sosyal hayat - olur abi sosyal hayat istersen her an olur ufak adımlar yeterli
cevap veren: 30 yaşında, evlenmeyi düşünmeyen, işgüç sahibi bir insan
0
21 yaşındayım ama bir şeyler yazasım geldi.
panpa sen kendini kısır döngüye hapsetmişsin. bir şeyler değiştirmen lazım. karını seviyorsun ama en büyük problem de o gibi. nasıl dayanıyorsun anlamadım, bu ne sevgi ah bu ne ıstırap.
bence spora falan başla. para konusunda sorun yok nasıl olsa. bir de yemek yapmayı falan öğren ne bileyim, dışarıdan yiye yiye yakında sağlığın bozulacak. spora git, terle, efor sarf et, yağ yak, yorul, rahatla. sonrasında eminim daha optimist bir bakış açısına sahip olacaksın. algısal bozuklukların da düzelecek. orada da tanışırsın birkaç insanla, çay içersin falan olmadı. semt neresi istanbul'da? mea maxima culpa'nın bi kitap kulübü var, her hafta kitap okuyorlar aralarında tartışıyorlar, çikolatalar püskevitler falan. kitap okumaya zamanın varsa onlarla takıl. yap yani bi şeyler geçmez böyle hayat.
panpa sen kendini kısır döngüye hapsetmişsin. bir şeyler değiştirmen lazım. karını seviyorsun ama en büyük problem de o gibi. nasıl dayanıyorsun anlamadım, bu ne sevgi ah bu ne ıstırap.
bence spora falan başla. para konusunda sorun yok nasıl olsa. bir de yemek yapmayı falan öğren ne bileyim, dışarıdan yiye yiye yakında sağlığın bozulacak. spora git, terle, efor sarf et, yağ yak, yorul, rahatla. sonrasında eminim daha optimist bir bakış açısına sahip olacaksın. algısal bozuklukların da düzelecek. orada da tanışırsın birkaç insanla, çay içersin falan olmadı. semt neresi istanbul'da? mea maxima culpa'nın bi kitap kulübü var, her hafta kitap okuyorlar aralarında tartışıyorlar, çikolatalar püskevitler falan. kitap okumaya zamanın varsa onlarla takıl. yap yani bi şeyler geçmez böyle hayat.
0
Bir sekilde, seni evden uzaklastiracak bir spora basla. Ne aptigin veya nasil yaptigin onemli degil. Onemli olan vucuduna olan saygini tekrar hatirlaman. Bence senin baslangic noktan bu.
0
cevaplar için teşekkür ederim ama,
@raycharles
bir şeyler yapmak gerek ama ben farkındalığı oturtamıyorum bir türlü. hele de siz tam bir şeye karar vermişken eşiniz köstek oluyorsa...
@ermanen
duyuruda dokuz ay boyunca psikolojik yardım gördüğüm yazıyor
@drip nicki zaten kullanılmakta
çok yüzeysel uyarılarınız. yapamayan adama yap diyorsunuz. haklı olsanız dahi o bana zaten ulaşmıyor.
@ivebeenmistreated ve @insanimsi
yemek yapmayı biliyorum ama yerinden kalkmayan adam yapamaz yemek.
bir de salondaki kullanılmayan bisikletle yürüyüş bandı, belediyenin havuzunda devamsızlıktan iptal olan hesaplarım, havaya saçılan fitness paraları ile üçüncü gününü görmediğim düzenli yürüyüşlerim ve bir de iki buçuk yıl önce sakatlanan ama hala doktora göstermediğim dizim selam söylüyor size...
123 kilo bir adam, hele de hiç arkadaşı yoksa ve evden çıkamıyorsa nasıl spor yapacak?
@raycharles
bir şeyler yapmak gerek ama ben farkındalığı oturtamıyorum bir türlü. hele de siz tam bir şeye karar vermişken eşiniz köstek oluyorsa...
@ermanen
duyuruda dokuz ay boyunca psikolojik yardım gördüğüm yazıyor
@drip nicki zaten kullanılmakta
çok yüzeysel uyarılarınız. yapamayan adama yap diyorsunuz. haklı olsanız dahi o bana zaten ulaşmıyor.
@ivebeenmistreated ve @insanimsi
yemek yapmayı biliyorum ama yerinden kalkmayan adam yapamaz yemek.
bir de salondaki kullanılmayan bisikletle yürüyüş bandı, belediyenin havuzunda devamsızlıktan iptal olan hesaplarım, havaya saçılan fitness paraları ile üçüncü gününü görmediğim düzenli yürüyüşlerim ve bir de iki buçuk yıl önce sakatlanan ama hala doktora göstermediğim dizim selam söylüyor size...
123 kilo bir adam, hele de hiç arkadaşı yoksa ve evden çıkamıyorsa nasıl spor yapacak?
0
-esiniz hic psikyatra gitti mi? onu goturerek baslayabilirsiniz... ama evden cikamiyordunuz dimi? ikna da olmaz o simdi.... ailesini ikna edin desem, gorusmuyorsunuz... Ama bir sekilde esinizin psikyatra gorunmesi lazim... yani beraber gitmeniz lazim....
-cogu sorunu kiloya baglamissiniz ama kilo aslinda cok cok cok zararli olsa da (ben de su an tas devri diyetinde olan bir tosuncugum) kilolu insanlar isine gucune gidebiliyor, uyuyup uyanabiliyor, bunu dusunun. butun sucu kiloya atmayin...
-o arkasindan nal topladiginiz arkadaslariniz sizin tassaginizi yesin... biraz silkelenince siz de supper olacaksiniz bunu unutmayin...
-biraz silkelenin. nasil mi? oncelikle sunu bir arastirin:
en.wikipedia.org
sabahlari cok kuvvetli isiga maruz kalin. gece 11 gibi de isiklari sondurun. radyo falan dinleyin. biyolojik saati sifirliyor.
-iki ayda bir gidiyorsaniz ise ve tekstil isi ise sevmiyorsunuzdur o isi. baba'ya abanin, o maddi yonden destek olsun ama siz sevdiginiz isi yapin. ne seviyorsaniz tabi. oglu icin anlayisla karsilayacaktir neticede bu halden iyi...
-sabredin, Allah sabredenlerle beraberdir.. namaz niyaz bir de, tavsiye etmek durumundayim huzur icin zira...
-sosyal yonden ise aklima maalesef hicbir sey gelmiyor... zannimca akraba yok istanbul'da dimi? tiyatro kursu, dil kursu, kitap kulubu falan diyemem zira evden cikamiyorsunuz. anladigim kadariyla eski dost lazim sizi evden cikaracak ama o da yok diyorsunuz. semt neresi, ben ugrayayim arada diycem ama yengeden korktum valla ne diyeyim... siz once kapiciyla, siparis getirenlerle, sucuyla falan muhabbet etmeye baslayin ikiser ucer cumle bir iki dakika... arkadas kazanmak icin adim atmak lazim oyle kendiliginden kimse gelip size demez hadi soyle yapalim... hatta bu duyuruya baktigimda gizliden bir arkadas bulma cagrisi olarak goruyorum... belki siz farkina varmadan bilincaltiniz bunu istedi...
edit: yas sizden birazcik daha yasli. evli ve cocuklu bir insan.
-cogu sorunu kiloya baglamissiniz ama kilo aslinda cok cok cok zararli olsa da (ben de su an tas devri diyetinde olan bir tosuncugum) kilolu insanlar isine gucune gidebiliyor, uyuyup uyanabiliyor, bunu dusunun. butun sucu kiloya atmayin...
-o arkasindan nal topladiginiz arkadaslariniz sizin tassaginizi yesin... biraz silkelenince siz de supper olacaksiniz bunu unutmayin...
-biraz silkelenin. nasil mi? oncelikle sunu bir arastirin:
en.wikipedia.org
sabahlari cok kuvvetli isiga maruz kalin. gece 11 gibi de isiklari sondurun. radyo falan dinleyin. biyolojik saati sifirliyor.
-iki ayda bir gidiyorsaniz ise ve tekstil isi ise sevmiyorsunuzdur o isi. baba'ya abanin, o maddi yonden destek olsun ama siz sevdiginiz isi yapin. ne seviyorsaniz tabi. oglu icin anlayisla karsilayacaktir neticede bu halden iyi...
-sabredin, Allah sabredenlerle beraberdir.. namaz niyaz bir de, tavsiye etmek durumundayim huzur icin zira...
-sosyal yonden ise aklima maalesef hicbir sey gelmiyor... zannimca akraba yok istanbul'da dimi? tiyatro kursu, dil kursu, kitap kulubu falan diyemem zira evden cikamiyorsunuz. anladigim kadariyla eski dost lazim sizi evden cikaracak ama o da yok diyorsunuz. semt neresi, ben ugrayayim arada diycem ama yengeden korktum valla ne diyeyim... siz once kapiciyla, siparis getirenlerle, sucuyla falan muhabbet etmeye baslayin ikiser ucer cumle bir iki dakika... arkadas kazanmak icin adim atmak lazim oyle kendiliginden kimse gelip size demez hadi soyle yapalim... hatta bu duyuruya baktigimda gizliden bir arkadas bulma cagrisi olarak goruyorum... belki siz farkina varmadan bilincaltiniz bunu istedi...
edit: yas sizden birazcik daha yasli. evli ve cocuklu bir insan.
0
@bezgin
cevabimda sadece psikolojik yardim almanizdan bahsetmedim. esinizle beraber gidin dedim bir de ve onun yaninda baska konularda da (diyet, spor gibi) profesyonel insanlara danisin. ise yaramidaysa baskasina danisin. icinizden de gelmesi ve azmetmeniz gerekiyor, bosvermislik var hep yazdiklarinizda. en azindan yapmaniz gerekenleri yazmaya calistik iste. sonucta sizde bitiyor.
onun disinda umut verici veya zorluklardan iyi durumlara gecmis insanlarin hayat hikayeleriyle ilgili eserler filmler de ise yarayabilir.
son olarak diyecegim, kafa dagitmak icin bir tatile cikabilirsiniz ve yeni bir sayfa acabilirsiniz belki.
cevabimda sadece psikolojik yardim almanizdan bahsetmedim. esinizle beraber gidin dedim bir de ve onun yaninda baska konularda da (diyet, spor gibi) profesyonel insanlara danisin. ise yaramidaysa baskasina danisin. icinizden de gelmesi ve azmetmeniz gerekiyor, bosvermislik var hep yazdiklarinizda. en azindan yapmaniz gerekenleri yazmaya calistik iste. sonucta sizde bitiyor.
onun disinda umut verici veya zorluklardan iyi durumlara gecmis insanlarin hayat hikayeleriyle ilgili eserler filmler de ise yarayabilir.
son olarak diyecegim, kafa dagitmak icin bir tatile cikabilirsiniz ve yeni bir sayfa acabilirsiniz belki.
0
demek istediğim de bu zaten. her şeye psikolojik yardım, doktora gitmelisin vb. önerilerle çözüm aramak yerine bi kere de kendinizi toparlamaya çalışmayı deneyin demek istiyorum. ilk olarak da size köstek olduğunu söylediğiniz eşiniz ile başlayın bu işe. sabırlı olun biraz, bir-iki-üç değil başarana kadar deneyin. eğer durum daha da kötüye gidiyorsa o zaman başka çözümler ararsınız tabii ki. ama ilk önce konuşmakla başlayın.
0
Ben sadece çalışma mevzuna yorum yapmak istiyorum. Yaşım sizden büyük.
Sağlık probleminiz olduğunu söylüyorsunuz. Bunu bir yana koymak istiyorum... Madem aile şirketiniz var, bir oda isteyin ve her gün ofise gitmeye gayret edin.
Bunu şunun için söylüyorum. Yapacağınız tercüme işini asgari ücretli bir eleman elbette yapabilir. Hatta sizin aldığınız maaşa yönetici çalıştırılıyor, farkındasınızdır. En başlarda sizin öyle çok bir şey yapmanız önemli değil. Şirketin içine girip, hem evden biraz uzaklaşın ve zincirinizi kırın. Hem de yavaş yavaş, şirket içindeki aile üyelerine toplantılarda, yemeklerde vb. destek olun. Şirketin çalışmasını öğrenin. Mesela abiniz veya ablanız olmadığında, size telefon açıp bir işin takip edilmesini istesinler. Eğer şirketinizde kurumsal yapılaşmaya yönelik uygulamalar yapılıyorsa, bu takipleri zorlanmadan yapabilirsiniz.
Ve emin olun, bu şekilde destek vermeniz, ayda 6.000TL'lik net iş yapmaktan daha kıymetlidir.
Ben de aile şirketinde çalışıyorum ve bir bilseniz, patron çocuğu olarak şirkette çalışan, üniversiteyi babasının hocalara verdiği yardımlarla bitirmiş, şirkete sadece soliter oynamaya gelen adamlar var (abartmıyorum). Yaşları da sizden büyük. Üstelik sizin aldığınız maaşı alıyorlar ve dışarı da şirketi onlar yönetiyormuş gibi başkalarına lanse ediyorlar.
Demek istediğin, şirkete gidin. Üretime ortak olmaya çalışın. İzleyin, dinleyin, paylaşın... Uykunuz gelirse de, mazeretinizi bildirin ve şirkette biraz uyuyun...
Sağlık probleminiz olduğunu söylüyorsunuz. Bunu bir yana koymak istiyorum... Madem aile şirketiniz var, bir oda isteyin ve her gün ofise gitmeye gayret edin.
Bunu şunun için söylüyorum. Yapacağınız tercüme işini asgari ücretli bir eleman elbette yapabilir. Hatta sizin aldığınız maaşa yönetici çalıştırılıyor, farkındasınızdır. En başlarda sizin öyle çok bir şey yapmanız önemli değil. Şirketin içine girip, hem evden biraz uzaklaşın ve zincirinizi kırın. Hem de yavaş yavaş, şirket içindeki aile üyelerine toplantılarda, yemeklerde vb. destek olun. Şirketin çalışmasını öğrenin. Mesela abiniz veya ablanız olmadığında, size telefon açıp bir işin takip edilmesini istesinler. Eğer şirketinizde kurumsal yapılaşmaya yönelik uygulamalar yapılıyorsa, bu takipleri zorlanmadan yapabilirsiniz.
Ve emin olun, bu şekilde destek vermeniz, ayda 6.000TL'lik net iş yapmaktan daha kıymetlidir.
Ben de aile şirketinde çalışıyorum ve bir bilseniz, patron çocuğu olarak şirkette çalışan, üniversiteyi babasının hocalara verdiği yardımlarla bitirmiş, şirkete sadece soliter oynamaya gelen adamlar var (abartmıyorum). Yaşları da sizden büyük. Üstelik sizin aldığınız maaşı alıyorlar ve dışarı da şirketi onlar yönetiyormuş gibi başkalarına lanse ediyorlar.
Demek istediğin, şirkete gidin. Üretime ortak olmaya çalışın. İzleyin, dinleyin, paylaşın... Uykunuz gelirse de, mazeretinizi bildirin ve şirkette biraz uyuyun...
0
32 yaşındayım.
eşiniz de siz de sıkıntı çekmeden büyümüşsünüz diye tahmin ediyorum. amaçsızsınız. sadece iki ayda bi şirkete giderek ve üç beş mail çevirerek ailen izin hayatını idame ettirecek maddi imkana kavuşuyorsunuz. bi' şeyleri elde etmek için zahmet etmenize, çalışmanıza gerek yok. rahatsınız yani. bunun sonucunda da kendinizi olumlu motive edeceğinize tam tersi yollara girmişsiniz.
olay sadece zekaya, eğitime vb. bakmıyo' artık. ne eğitimsiz insanlar nerelere geliyo' - he tasvip ettiim bi' şey mi, tabi ki diil, o başka bi' konu -
olay zekada değil, kullanmakta.
başlayacağınız yeri yazdığınızı bi' kere daha okursanız çok basit bulursunuz gibi geliyor ama insan kendine karşı bazen dışardan bakmakta zorlaşır.
evliliğiniz.
a şıkkınız bu.
- şahsi görüşlerim bunlar. haddimi aştıysam özğr dilerim şimdiden. -
eşiniz de siz de sıkıntı çekmeden büyümüşsünüz diye tahmin ediyorum. amaçsızsınız. sadece iki ayda bi şirkete giderek ve üç beş mail çevirerek ailen izin hayatını idame ettirecek maddi imkana kavuşuyorsunuz. bi' şeyleri elde etmek için zahmet etmenize, çalışmanıza gerek yok. rahatsınız yani. bunun sonucunda da kendinizi olumlu motive edeceğinize tam tersi yollara girmişsiniz.
olay sadece zekaya, eğitime vb. bakmıyo' artık. ne eğitimsiz insanlar nerelere geliyo' - he tasvip ettiim bi' şey mi, tabi ki diil, o başka bi' konu -
olay zekada değil, kullanmakta.
başlayacağınız yeri yazdığınızı bi' kere daha okursanız çok basit bulursunuz gibi geliyor ama insan kendine karşı bazen dışardan bakmakta zorlaşır.
evliliğiniz.
a şıkkınız bu.
- şahsi görüşlerim bunlar. haddimi aştıysam özğr dilerim şimdiden. -
0
14 yaşındayım ama cevap vereceğim. Sorunların çözülmeyecek şeyler değil ama eşin olduğu sürece bir arpa boyu yol alamazsın. Sen problemli bir kişiliksin, onu anladık ama eşinin çalışmaması, yemek bile yapmaması, üstüne üstlük 3-4 ailenin geçindiği parayı harcamanız... Bence eşin de en az senin kadar problemli ve üzgünüm ki birarada olduğunuz sürece iyileşmeniz zor. Ne kadar severseniz sevin ayrılmalısınız. Psikolojik rahatsızlıklar da bulaşıcıdır ve sen ne kadar çabalarsan çabala evdeki ortam seni geri çeker.
Bunun yanında uyku probleminin de fizyolojik kaynaklı olduğunu sanmıyorum. Bana depresyon uykusu gibi geldi.
Peki ne yapmalısın? Ayrıl ya da ayrılma öncelikle seni evden çıkaracağız. Maddi yönden de bir sıkıntın olmadığına göre önce o bilgisayarın fişini çekip çıkıp dolaşacaksın bütün gün. Nereye gittiğinin bir önemi yok, istersen cafede otur bütün gün. Ama gece yarısına kadar eve girme. Böylece uyku problemini de çözeceğiz. 1 ay bu programı uygularsan eğer gerisi için tavsiye verebilirim.
Bunun yanında uyku probleminin de fizyolojik kaynaklı olduğunu sanmıyorum. Bana depresyon uykusu gibi geldi.
Peki ne yapmalısın? Ayrıl ya da ayrılma öncelikle seni evden çıkaracağız. Maddi yönden de bir sıkıntın olmadığına göre önce o bilgisayarın fişini çekip çıkıp dolaşacaksın bütün gün. Nereye gittiğinin bir önemi yok, istersen cafede otur bütün gün. Ama gece yarısına kadar eve girme. Böylece uyku problemini de çözeceğiz. 1 ay bu programı uygularsan eğer gerisi için tavsiye verebilirim.
0
Size öneri olmasa da karşılaşabileceklerinizi ve sorunların kaynağını söyleyeyim:
1. Hanımın bunalımı senin gibi fizyolojik etkenlerden kaynaklanmıyorsa (ki buna dair bir şey yazmamışsın) tamamen rahat ve hazır paranın gelmesinden kaynaklanıyor.
2. Ailen sana yardım ediyor ama unutma onlarla konuşmayan bir gelinleri var. Yani annen baban yaşayana kadar kardeşlerin gıkını çıkarmaz, ama eğer allah göstermesin onlara bir şey olursa özellikle kız kardeşlerin baskısını ensende hissedersin ve para verdikleri senin anlattığın gibi para savuran bir kadınının en azından kendilerine biat etmelerini isterler.
3. Senin onun ailesiyle konuşmaman yanlış, ne yap ne et senin ailenle konuşmasını sağla bu yüzden de git onun ailesinle konuş. Eninde sonunda kayınbaban da haklı olabilir, kızsın bağırsın ama kızı sende unutma git elini öp bayramlara getir çocuğu vs.
4. Çalışmamak için önerim yok zira bu durumda bile sorun tamemen fizyolojik geliyor. Ama şunu yapabilirsin sanırım, resim müzik web tasarım yapıyorsun grafikler yap. Blog aç bir tane. Sonra çocuğunu müzeye getir. Dışarı çıkarsan dışarıda uyumak biraz daha zordur.
1. Hanımın bunalımı senin gibi fizyolojik etkenlerden kaynaklanmıyorsa (ki buna dair bir şey yazmamışsın) tamamen rahat ve hazır paranın gelmesinden kaynaklanıyor.
2. Ailen sana yardım ediyor ama unutma onlarla konuşmayan bir gelinleri var. Yani annen baban yaşayana kadar kardeşlerin gıkını çıkarmaz, ama eğer allah göstermesin onlara bir şey olursa özellikle kız kardeşlerin baskısını ensende hissedersin ve para verdikleri senin anlattığın gibi para savuran bir kadınının en azından kendilerine biat etmelerini isterler.
3. Senin onun ailesiyle konuşmaman yanlış, ne yap ne et senin ailenle konuşmasını sağla bu yüzden de git onun ailesinle konuş. Eninde sonunda kayınbaban da haklı olabilir, kızsın bağırsın ama kızı sende unutma git elini öp bayramlara getir çocuğu vs.
4. Çalışmamak için önerim yok zira bu durumda bile sorun tamemen fizyolojik geliyor. Ama şunu yapabilirsin sanırım, resim müzik web tasarım yapıyorsun grafikler yap. Blog aç bir tane. Sonra çocuğunu müzeye getir. Dışarı çıkarsan dışarıda uyumak biraz daha zordur.
0
kendinize olan güveni tekrar sağlamak için adım atmanız lazım.
en azından arkadaşların dediği gibi yemek yapmak, şirkete gitmek için çaba sarfetmek yada eşiniz ve çocuğunuz ile aranızı daha iyi yapmak için haftada bir dışarı sinema yada park gibi yerlere gitmek olabilir.
yazdıklarınızı okudum, akıl vermek kolay gibi gözüküyor lakin hastalığınız malum. ama birşeyler yapmak ve adım atmak için de kafadan "zaten hastayım, o yüzden yapamıyorum" düşüncesinden kurtulmanız gerek.
Allah yardımcınız olsun.
en azından arkadaşların dediği gibi yemek yapmak, şirkete gitmek için çaba sarfetmek yada eşiniz ve çocuğunuz ile aranızı daha iyi yapmak için haftada bir dışarı sinema yada park gibi yerlere gitmek olabilir.
yazdıklarınızı okudum, akıl vermek kolay gibi gözüküyor lakin hastalığınız malum. ama birşeyler yapmak ve adım atmak için de kafadan "zaten hastayım, o yüzden yapamıyorum" düşüncesinden kurtulmanız gerek.
Allah yardımcınız olsun.
0
yaşım 30+ sana az ve öz yazacağım;
kaybolan şey, kaybolduğu yerde aranır. ama görüyorum ki sen neyi nerede kaybettiğini anlamaya çalışıyorsun.
karın sana olan saygısını yitirmiş. bu bir. belki baştan öyleydi, sen farkedemedin. değilse de fiziksel dezanformasyon geçirmiş olman buna kafidir. eşinin fiziğini değerlendirmişsin ama kendisini sana çok görüyor bile olabilir. demek istediğim bu değil aslında, karakterinle ilgili. onun ailesini boşver. senin kendi ailenle ilişkinden kaynaklı bir soğuma olabilir. anladığım kadarıyla onlar olmadan bir hiçsin. bunu işlevin olmadığı (ya da çok minik) halde dahil edildiğin işletme ortaklığından yola çıkarak ve çok yüzeysel söylüyorum.neyse buralara girmeyim ben.
diyeceğim net. büyük bir kalkışma, ayaklanma başlatmalısın kendine karşı. kendini alışkanlıklarına, bağımlılıklarına rağmen yenmen lazım. bunun için büyük bir bedel ödeyeceksin. o bedeli bugüne kadar hiç ödemedin. bu halinle hiçbir ilişkiyi idare edemezsin. hiçbir trrafikten sağ salim evine dönemezsin. çünkü sekizde sekiz kabahatlisin.
yapacaklarını (sen bunları yapamazsın ama yine de) söylüyorum:
-karından ayrıl! kendine olan saygını ancak acı çekerek kazanabilirsin. karından ayrıl çünkü sen onu sevmiyorsun, sadece ona bağımlısın. alışkınsın. bu da yeterince hastalıklı bir durum. sana hakaret ve kötülük etme hakkını kendinde görmesine neden olacak bir manzara. ve bunu belki yapıyordur da. buna neden müsade ediyorsun?
-ideal boyutlara küçülene dek ölüm diyetine gir! çünkü ambalajın seninle ilgili beslenebilecek tüm olumlu kanaatleri engelleyen bir zar gibi. bu halin senin bile ikna edemezken, hayattan şikayet ediyorsun. karını boşver, diğer insanlar ne düşünüyor. dışarda yürürken, alışveriş yaparken, apartmana girerken karşılaştığın insanlar, ilk etapta ne düşünüyor senle ilgili. "vay be fizik olimpiyatlarını kazanacak ideal beyin" demedikleri kesin. geçmişle kendini haksız yere ödüllendirme. yaşandı bitti. ve sen o nimetleri yerinde değerlendiremedin. zekanı ölümcül günahlara köle ettin. tembelliğe, obezliğe, bağımlılığa. acı çekmeyi reddettin. kendine olan sevgini ancak acı çekerek kurtarabilirsin.
sana söylenecek çok şey var ama az ve öz dedim bir kere.
kaybolan şey, kaybolduğu yerde aranır. ama görüyorum ki sen neyi nerede kaybettiğini anlamaya çalışıyorsun.
karın sana olan saygısını yitirmiş. bu bir. belki baştan öyleydi, sen farkedemedin. değilse de fiziksel dezanformasyon geçirmiş olman buna kafidir. eşinin fiziğini değerlendirmişsin ama kendisini sana çok görüyor bile olabilir. demek istediğim bu değil aslında, karakterinle ilgili. onun ailesini boşver. senin kendi ailenle ilişkinden kaynaklı bir soğuma olabilir. anladığım kadarıyla onlar olmadan bir hiçsin. bunu işlevin olmadığı (ya da çok minik) halde dahil edildiğin işletme ortaklığından yola çıkarak ve çok yüzeysel söylüyorum.neyse buralara girmeyim ben.
diyeceğim net. büyük bir kalkışma, ayaklanma başlatmalısın kendine karşı. kendini alışkanlıklarına, bağımlılıklarına rağmen yenmen lazım. bunun için büyük bir bedel ödeyeceksin. o bedeli bugüne kadar hiç ödemedin. bu halinle hiçbir ilişkiyi idare edemezsin. hiçbir trrafikten sağ salim evine dönemezsin. çünkü sekizde sekiz kabahatlisin.
yapacaklarını (sen bunları yapamazsın ama yine de) söylüyorum:
-karından ayrıl! kendine olan saygını ancak acı çekerek kazanabilirsin. karından ayrıl çünkü sen onu sevmiyorsun, sadece ona bağımlısın. alışkınsın. bu da yeterince hastalıklı bir durum. sana hakaret ve kötülük etme hakkını kendinde görmesine neden olacak bir manzara. ve bunu belki yapıyordur da. buna neden müsade ediyorsun?
-ideal boyutlara küçülene dek ölüm diyetine gir! çünkü ambalajın seninle ilgili beslenebilecek tüm olumlu kanaatleri engelleyen bir zar gibi. bu halin senin bile ikna edemezken, hayattan şikayet ediyorsun. karını boşver, diğer insanlar ne düşünüyor. dışarda yürürken, alışveriş yaparken, apartmana girerken karşılaştığın insanlar, ilk etapta ne düşünüyor senle ilgili. "vay be fizik olimpiyatlarını kazanacak ideal beyin" demedikleri kesin. geçmişle kendini haksız yere ödüllendirme. yaşandı bitti. ve sen o nimetleri yerinde değerlendiremedin. zekanı ölümcül günahlara köle ettin. tembelliğe, obezliğe, bağımlılığa. acı çekmeyi reddettin. kendine olan sevgini ancak acı çekerek kurtarabilirsin.
sana söylenecek çok şey var ama az ve öz dedim bir kere.
0
:((( hocam üzdün bizleri yazdıklarınla. zor bir durum.
sanırım sizin sorununuz bıkkınlık ve üşengeçlik ama bu zaten hemen herkeste vardır. size özgü bir şey değil. ben bazen konuşmaya bile üşeniyorum. bu üşengeçliği yenmek lazım. kendinizi dışarı çıkmaya zorlayyın. sokakta şöyle bir tur atıp geri dönün. bunu her gün mesafeyi biraz daha artırarak yapın. gördüğünüz esnafa "selamunaleykum" deyin. çocuklarla şakalaşın... vb... biraz haraketlenme gelir inşallah.
bilişim sistemleri mühendisi çok rahat freelancer ve home-ofis çalışabilir. eminim ki çok rahat iş bulursunuz. daha dün burada yani ekşiduyuruda homeofis çalışacak e-ticaret blen eleman arıyorlardı. böyle bir iş bulursanız üretken olmanızı ruh halinize ayrı bir katkı yapacaktır. birşeyler başarabilme duygusu terapist görevi görür.
ailevi konularda ise sabır dilemekten başka tavsiyem yok...
edit: akran sayılırız.
sanırım sizin sorununuz bıkkınlık ve üşengeçlik ama bu zaten hemen herkeste vardır. size özgü bir şey değil. ben bazen konuşmaya bile üşeniyorum. bu üşengeçliği yenmek lazım. kendinizi dışarı çıkmaya zorlayyın. sokakta şöyle bir tur atıp geri dönün. bunu her gün mesafeyi biraz daha artırarak yapın. gördüğünüz esnafa "selamunaleykum" deyin. çocuklarla şakalaşın... vb... biraz haraketlenme gelir inşallah.
bilişim sistemleri mühendisi çok rahat freelancer ve home-ofis çalışabilir. eminim ki çok rahat iş bulursunuz. daha dün burada yani ekşiduyuruda homeofis çalışacak e-ticaret blen eleman arıyorlardı. böyle bir iş bulursanız üretken olmanızı ruh halinize ayrı bir katkı yapacaktır. birşeyler başarabilme duygusu terapist görevi görür.
ailevi konularda ise sabır dilemekten başka tavsiyem yok...
edit: akran sayılırız.
0
once biraz sert konusup sonra sadede gelecegim.
eşiniz için yaptığınız tek şey onu çok sevdiğinizi söylemek gibi görünüyor.
para? bileğinizin hakkıyla kazanmıyorsunuz.
çalışma? yok.
seks? gunde 18 saat uyuyan bir insan olarak yaptığınızı hiç zannetmiyorum.
"Kayıtlara geçsin, sigaram, içkim, kumarım, karı-kız düşkünlüğüm, şiddeti eğilimim yok". ok bunlarin olmamasi guzel super de, ne var? var olan bir sey var mi?
ilk cumleyi okudugumda, peki size bu yasinizda kim bakiyor? diye soracaktim ama hemen aciklamissiniz.
soyleyeyim, bence coook sanslisiniz. o somut adimi atmak icin elinizde bin turlu motivasyon var. hic bir eksiginiz yok hatta maasallah.
hazirindan bir sirket, ekonomik darbogaz olmamasi, es, COCUK, ev...
belki de her sey hazir, ben yatayim diye dusunuyorsunuz, belki de gercekten bir hastaliginiz var.
bence bu olayin baslangicina bakmak lazim. hep mi boyleydi? "benim stresimin çoğunu eşime borçluyum", evlenmeden once super miydiniz?
her sey evlenince mi basladi?
esinizin calismamasi sizin calismamaniz icin bahane gosterilemez. belki de siz onu, bu depresif hale sokuyorsunuzdur, esim bile calismiyorsa, ben neden calisayim ki diyordur.
esiniz, bence sabirli bir kadinmis. esinizin ailesi, sabirli insanlarmis. 25 yasindayim, evli degilim, buyuk konusmayayim ama, esinizin yerinde olsam, bu derece buyuk problemleri olup da hepsi icin ustune beni ve ailemi suclayan, ustune ufak bir ozette bile bin turlu kotu ozellik bulan (alingan, cirkin, simarik, tembel, bahaneci vs vs...) birinin yaninda yarim saat daha kalmazdim herhalde...
cozum onerim: suradan baslayin:
esinize butun sorunlara ragmen oldugunu iddia ettiginiz sevginiz, hayatinizin cogunu uyuyarak, yiyerek, hareket etmeden gecirmeniz, sizin bir bagimlilik bagimlisi oldugunuza isaret ediyor bence. esinize bagimlisiniz, yemek yemeye bagimlisiniz, uyumaya bagimlisiniz. bagimli insanlarin, ozellikle yemek bagimlisi insanlarin (ben bunu arastirdigim icin bunu biliyorum belki diger bagimliliklar da oyledir.) genel profili sizin gibi. iyi egitimli, normalin ustunde zeki, hayatinin bir donemine kadar cok cok parlak...
sonradan bagimliliklara kapilarak kelimenin tam anlamiyla "sicmanin" sebebi ise surada: mukemmeliyetcilik. mukemmel yapamadiginiz, sizi normalde mutsuz edecek her sey icin bagimliliklariniza sariliyorsunuz. ornek, sigara bagimlisi, is arkadasiyla tartisan bir insanin sinirle disari cikip bir sigara icmesi gibi. halbuki bu hic bir sorunu cozmez, sadece bir "sanal" yatistirmadir. bagimliliklarin hepsi boyle. sorunlari cozmeyi degil maskelememizi sagliyorlar. sonuc, daha basarisiz, daha bagimli bir insan.
esinizden ayrilamiyorsunuz, sevmediginiz ve onun sizi sevmedigi neredeyse net oldugu halde vazgecemiyorsunuz, cunku onun sizi mutlu ettigi zamanlarin yerine ayni sekilde mutlu edecek kimse olamayacagini dusunuyorsunuz. bu sevgi degil, bagimlilik.
ac oldugunuz icin degil, yemek yemek sizi mutlu ettigi icin yemek yiyorsunuz. cok mutsuz oldugunuz icin de her gecen gun daha cok yiyorsunuz.
cok yuksek ihtimalle, yorgun veya hasta oldugunuz icin degil, uyumak sizi mutlu ettigi icin uyuyorsunuz.
insani mutlu eden hormonlari, bunlarin nasil calistirildigini, cesitli bagimlilik cesitlerini, neden olduklarini, nasil cozuleceklerini, bir bir oturun arastirin.
tavsiyem, oncelikle uyku problemini cozun. yataktan kafanizi kaldiramadiginiz zamanlarda uyanabilmek icin, uykuya ihtiyacim mi var, yoksa mutsuzluktan mi uyumak istiyorum? diye sorun kendinize.
yiyeceginiz her karbonhidrat ve yag iceren yemek icin, ac oldugum icin mi, yoksa kendimi odullendirmek icin mi yiyorum bunu? diye sorun kendinize. su konuyu arastirin: "binge eating". diyetisyen falan fayda etmez. tipki sigarada bilmemne hapinin, bilmemne bantinin ise yaramadigi gibi.
kafanizda, bagimliliklarinizi, nedenlerini tanimlayip, onlardan uzaklasmaniz lazim.
psikoterapide bunu soylediler mi size bilmiyorum, ama bence sorun burada.
bir de esinize olan bagimliliginizi en sona birakin, belki diger her sey duzelince, iliskiniz de duzelir. en ufak bir ayrilma dusuncesinin golgesinin gectigi bir iliskinin bile duzelmeyecegine inanan bir insanim ama, ortada cocugunuz varmis, belki duzelir.
aslinda cozmeniz gerekenler cok cok fazla degil. bahsettiginiz parlak zekayi kullanin. bence cozeceksiniz. kolay gelsin.
eşiniz için yaptığınız tek şey onu çok sevdiğinizi söylemek gibi görünüyor.
para? bileğinizin hakkıyla kazanmıyorsunuz.
çalışma? yok.
seks? gunde 18 saat uyuyan bir insan olarak yaptığınızı hiç zannetmiyorum.
"Kayıtlara geçsin, sigaram, içkim, kumarım, karı-kız düşkünlüğüm, şiddeti eğilimim yok". ok bunlarin olmamasi guzel super de, ne var? var olan bir sey var mi?
ilk cumleyi okudugumda, peki size bu yasinizda kim bakiyor? diye soracaktim ama hemen aciklamissiniz.
soyleyeyim, bence coook sanslisiniz. o somut adimi atmak icin elinizde bin turlu motivasyon var. hic bir eksiginiz yok hatta maasallah.
hazirindan bir sirket, ekonomik darbogaz olmamasi, es, COCUK, ev...
belki de her sey hazir, ben yatayim diye dusunuyorsunuz, belki de gercekten bir hastaliginiz var.
bence bu olayin baslangicina bakmak lazim. hep mi boyleydi? "benim stresimin çoğunu eşime borçluyum", evlenmeden once super miydiniz?
her sey evlenince mi basladi?
esinizin calismamasi sizin calismamaniz icin bahane gosterilemez. belki de siz onu, bu depresif hale sokuyorsunuzdur, esim bile calismiyorsa, ben neden calisayim ki diyordur.
esiniz, bence sabirli bir kadinmis. esinizin ailesi, sabirli insanlarmis. 25 yasindayim, evli degilim, buyuk konusmayayim ama, esinizin yerinde olsam, bu derece buyuk problemleri olup da hepsi icin ustune beni ve ailemi suclayan, ustune ufak bir ozette bile bin turlu kotu ozellik bulan (alingan, cirkin, simarik, tembel, bahaneci vs vs...) birinin yaninda yarim saat daha kalmazdim herhalde...
cozum onerim: suradan baslayin:
esinize butun sorunlara ragmen oldugunu iddia ettiginiz sevginiz, hayatinizin cogunu uyuyarak, yiyerek, hareket etmeden gecirmeniz, sizin bir bagimlilik bagimlisi oldugunuza isaret ediyor bence. esinize bagimlisiniz, yemek yemeye bagimlisiniz, uyumaya bagimlisiniz. bagimli insanlarin, ozellikle yemek bagimlisi insanlarin (ben bunu arastirdigim icin bunu biliyorum belki diger bagimliliklar da oyledir.) genel profili sizin gibi. iyi egitimli, normalin ustunde zeki, hayatinin bir donemine kadar cok cok parlak...
sonradan bagimliliklara kapilarak kelimenin tam anlamiyla "sicmanin" sebebi ise surada: mukemmeliyetcilik. mukemmel yapamadiginiz, sizi normalde mutsuz edecek her sey icin bagimliliklariniza sariliyorsunuz. ornek, sigara bagimlisi, is arkadasiyla tartisan bir insanin sinirle disari cikip bir sigara icmesi gibi. halbuki bu hic bir sorunu cozmez, sadece bir "sanal" yatistirmadir. bagimliliklarin hepsi boyle. sorunlari cozmeyi degil maskelememizi sagliyorlar. sonuc, daha basarisiz, daha bagimli bir insan.
esinizden ayrilamiyorsunuz, sevmediginiz ve onun sizi sevmedigi neredeyse net oldugu halde vazgecemiyorsunuz, cunku onun sizi mutlu ettigi zamanlarin yerine ayni sekilde mutlu edecek kimse olamayacagini dusunuyorsunuz. bu sevgi degil, bagimlilik.
ac oldugunuz icin degil, yemek yemek sizi mutlu ettigi icin yemek yiyorsunuz. cok mutsuz oldugunuz icin de her gecen gun daha cok yiyorsunuz.
cok yuksek ihtimalle, yorgun veya hasta oldugunuz icin degil, uyumak sizi mutlu ettigi icin uyuyorsunuz.
insani mutlu eden hormonlari, bunlarin nasil calistirildigini, cesitli bagimlilik cesitlerini, neden olduklarini, nasil cozuleceklerini, bir bir oturun arastirin.
tavsiyem, oncelikle uyku problemini cozun. yataktan kafanizi kaldiramadiginiz zamanlarda uyanabilmek icin, uykuya ihtiyacim mi var, yoksa mutsuzluktan mi uyumak istiyorum? diye sorun kendinize.
yiyeceginiz her karbonhidrat ve yag iceren yemek icin, ac oldugum icin mi, yoksa kendimi odullendirmek icin mi yiyorum bunu? diye sorun kendinize. su konuyu arastirin: "binge eating". diyetisyen falan fayda etmez. tipki sigarada bilmemne hapinin, bilmemne bantinin ise yaramadigi gibi.
kafanizda, bagimliliklarinizi, nedenlerini tanimlayip, onlardan uzaklasmaniz lazim.
psikoterapide bunu soylediler mi size bilmiyorum, ama bence sorun burada.
bir de esinize olan bagimliliginizi en sona birakin, belki diger her sey duzelince, iliskiniz de duzelir. en ufak bir ayrilma dusuncesinin golgesinin gectigi bir iliskinin bile duzelmeyecegine inanan bir insanim ama, ortada cocugunuz varmis, belki duzelir.
aslinda cozmeniz gerekenler cok cok fazla degil. bahsettiginiz parlak zekayi kullanin. bence cozeceksiniz. kolay gelsin.
0
tolga asp
banyoyu temizlemek amacıyla ıslak yere çamaşır suyu döküp paspasla üstünkörü suyunu çektim, sonra tuz ruhu döküp birde öyle duruladım ama zehirlendim galiba bütün evi keskin bir kopu kapladı, banyoya hiç giremiyorum kapıları camları açtım boğazımda yanma var, öksürükde oluyor derin nefes alınca. şim
banyoyu temizlemek amacıyla ıslak yere çamaşır suyu döküp paspasla üstünkörü suyunu çektim, sonra tuz ruhu döküp birde öyle duruladım ama zehirlendim galiba bütün evi keskin bir kopu kapladı, banyoya hiç giremiyorum kapıları camları açtım boğazımda yanma var, öksürükde oluyor derin nefes alınca. şimdi kokunun hiç ulaşmadığı bir odadayım, evde kimsede yok. ölmem dimi ya geçer birazdan? dağın başında oturuyorum hastane falanda yok buralarda. yoğurt yesem faydası olur mu? gerçi evde de yok konu komşuya soracağım.
burnumda akmaya başladı, bilgili biri ne yapmam gerektiğini yazabilir mi? ambulans çağıracak kadar ciddi birşey göremiyorum ama?
burnumda akmaya başladı, bilgili biri ne yapmam gerektiğini yazabilir mi? ambulans çağıracak kadar ciddi birşey göremiyorum ama?
0
merak etme birşey olmaz.
bolca havalandır.
aynısı bende yapmıştım..
zaten tutup o kadar keskin havada uzun müddet kalacak değildin.
sadece havalandır orayı.
bolca havalandır.
aynısı bende yapmıştım..
zaten tutup o kadar keskin havada uzun müddet kalacak değildin.
sadece havalandır orayı.
0
eski bir atleti ıslatıp bulunduğun odanın kapısının alttaki aralığına ser, uyurken ölmeni istemeyiz.
0
Sakın uyuma... Uyursan ölürsün!!!
şaka şaka :) temiz hava alın, bol su için , yoğurt varsa o da iyi olur. geçmiş olsun.
şaka şaka :) temiz hava alın, bol su için , yoğurt varsa o da iyi olur. geçmiş olsun.
0
evet hala yaşıyorum, tikler kesilince kötü bir şey olduğu anlaşılır herhalde.
şimdi biraz daha iyiyim, zehir etkisi azalıyor gittikçe. aman gençler sağlığınızın kıymetini bilin!
şimdi biraz daha iyiyim, zehir etkisi azalıyor gittikçe. aman gençler sağlığınızın kıymetini bilin!
0
ne derece karıştırdın, ne kadar maruz kaldın bilmiyoruz. ama durum ciddi. camları aç, koşa koşa çık, komşu falan varsa git onlarda kal bu gece, çok ciddiyim. ya da arkadaşında kal. aman diyeyim.
0
rahan
selam,bugün arabanın tekerleğinin kenarından bir yerlerinden aptal bi kediyi çıkarttıktan sonra kendisi elime fotoğrafta göreceğiniz şekilde 3-4 cırmık hediye etti. ek olarak da ısırmaya yeltenip kanatamadan bıraktı. kendisi 2-3 aylık yavru, normal gözüken tırsak, salak bi hayvandı. kurtardıktan son
selam,
bugün arabanın tekerleğinin kenarından bir yerlerinden aptal bi kediyi çıkarttıktan sonra kendisi elime fotoğrafta göreceğiniz şekilde 3-4 cırmık hediye etti. ek olarak da ısırmaya yeltenip kanatamadan bıraktı.
kendisi 2-3 aylık yavru, normal gözüken tırsak, salak bi hayvandı. kurtardıktan sonra da bastı gitti efem.
şimdi ben kanatmasa bile ısırma teşebbüsünden huylandım, kuduz aşısı olmalı mıyım?
vasıta var ve hastanenin çok yakınındayım ama nebleyim sanki çok gereksiz gibi geldi, bilemedim.
bugün arabanın tekerleğinin kenarından bir yerlerinden aptal bi kediyi çıkarttıktan sonra kendisi elime fotoğrafta göreceğiniz şekilde 3-4 cırmık hediye etti. ek olarak da ısırmaya yeltenip kanatamadan bıraktı.
kendisi 2-3 aylık yavru, normal gözüken tırsak, salak bi hayvandı. kurtardıktan sonra da bastı gitti efem.
şimdi ben kanatmasa bile ısırma teşebbüsünden huylandım, kuduz aşısı olmalı mıyım?
vasıta var ve hastanenin çok yakınındayım ama nebleyim sanki çok gereksiz gibi geldi, bilemedim.
0
Hastaneye gidin ve ilgili doktora olanları anlatın. Doktor bilir buluduğunuz bölgede son yıllarda kuduz vakası görülüp görülmediğini... Eğer uzun süredir kuduz vakası görülmediyse doktor muhtemelen kuduz aşısı yapmaya ihtiyaç duymayacaktır. Ancak büyük bir ihtimalle tetanoz aşısı olmanız gerekecektir, bunu sakın ihmal etmeyin. Bence hemen gidin hastaneye. Çok geçmiş olsun.
0
kanatmadigina gore bence gitmenize gerek yok.
bu arada siz ona insanca muamele etseydiniz o da hayvanin kendisi oldugunu size hatirlatmazdi!
bu arada siz ona insanca muamele etseydiniz o da hayvanin kendisi oldugunu size hatirlatmazdi!
0
muhtemelen kuduz degildir o kedi. kuduz olsa bile, tirmalama ile kuduzun size gecmesi cok cok dusuk bir ihtimal.
ama bir de soyle bir durum var, eger kuduz bulastiysa ve birkac gun icinde asi olmazsaniz tedavisi yok, olursunuz.
ha bunu diyorum ama beni de kedi isirmisti iki sene falan once. ilk 2 asiyi oldum sonuncusu olmam gereken gece usendim gitmedim :)
yani binde bir bile degildir ihtimal. ama bulastiysa da caresi yok bu hastaligin. eviniz cok yakinsa gidiverin derim ben.
ama bir de soyle bir durum var, eger kuduz bulastiysa ve birkac gun icinde asi olmazsaniz tedavisi yok, olursunuz.
ha bunu diyorum ama beni de kedi isirmisti iki sene falan once. ilk 2 asiyi oldum sonuncusu olmam gereken gece usendim gitmedim :)
yani binde bir bile degildir ihtimal. ama bulastiysa da caresi yok bu hastaligin. eviniz cok yakinsa gidiverin derim ben.
0
bunun tam beşliğini yani 5 tane bunun gibi çizgiyi yavru bir kedicik acı bir fren sesi sonrası korkup koluma atmıştı.
kolonya ile orayı biraz temizle yeter.
gerenk yok.
kolonya ile orayı biraz temizle yeter.
gerenk yok.
0
dayanamadım yazıyorum.
Allah aşkına yapmayın. epey uzun senelerdir büyük şehirlerimizde kuduz vakası görülmedi. ayrıca 2-3 aylık yavru daha yeni sütten kesilmiştir. bir hastalığı neyim olmaz.
Allah aşkına yapmayın. epey uzun senelerdir büyük şehirlerimizde kuduz vakası görülmedi. ayrıca 2-3 aylık yavru daha yeni sütten kesilmiştir. bir hastalığı neyim olmaz.
0
gençler sakin :)
baştan diyeyim hayvana kötü muamele yapmadım tabi ki. ama takdir edersiniz ki kediyi motordan çıkartırken "buyrun bağyan" demek yeterli olmuyo biraz grekoromen güreşiyoruz.
nese ben yine gideyim bakaym acile.
hiç bi yara olmayan parmağı gösterip "yavrı kedi ısırmaya yeltendi" diyecem ve daşak malzemesi olacam ama olsun. :]
baştan diyeyim hayvana kötü muamele yapmadım tabi ki. ama takdir edersiniz ki kediyi motordan çıkartırken "buyrun bağyan" demek yeterli olmuyo biraz grekoromen güreşiyoruz.
nese ben yine gideyim bakaym acile.
hiç bi yara olmayan parmağı gösterip "yavrı kedi ısırmaya yeltendi" diyecem ve daşak malzemesi olacam ama olsun. :]
0
niye baştan "dayanıyon" mea culpa, elimde yıllara göre kuduz istatistiği mi var? bilmiyoruz ondan soruyoruz =)
0
gençler siz hatırlamazsınız eskiden durmadan bunun haberi yapılırdı. kuduz köpek şunu ısırdı bunu ısırdı. çok uzun zamandır yok. olsa bütün gazeteler, televizyonlar haber yapardı, hepimiz duyardık.
ayrıca veterinerimin söylediği de bu. kedilerime kuduz aşısı yaptırmıyorum. (senede bir yapılması gerekenden)
ayrıca veterinerimin söylediği de bu. kedilerime kuduz aşısı yaptırmıyorum. (senede bir yapılması gerekenden)
0
tuyanaz
7. sınıfa giden kızıma, beden öğretmeni bugün eksi vermiş.. gerekçesi de, spor ayakkabısının aslında spor ayakkabı olmaması.. konusu geçen ayakkabının tabanı ve üst kısmı lastik, kauçuk ya da her neyse işte diğer spor ayakkabılarda kullanılan şeyden.. sadece üst kısmında az miktarda keten kullanılmı
7. sınıfa giden kızıma, beden öğretmeni bugün eksi vermiş.. gerekçesi de, spor ayakkabısının aslında spor ayakkabı olmaması.. konusu geçen ayakkabının tabanı ve üst kısmı lastik, kauçuk ya da her neyse işte diğer spor ayakkabılarda kullanılan şeyden.. sadece üst kısmında az miktarda keten kullanılmış ve spor ayakkabı olmamasının sebebi buymuş..
konuyla ilgili bilgisi olan arkadaşlar!! spor ayakkabı nedir? ben çocuğun ayakkabısının 'spor ayakkabı' olduğuna nasıl ikna edebilirim bu adamı? ya da haklı mıdır kanaatinde?
not: ayakkabının fotoğrafını yükleyemedim.. resimdekine benzemekte..
konuyla ilgili bilgisi olan arkadaşlar!! spor ayakkabı nedir? ben çocuğun ayakkabısının 'spor ayakkabı' olduğuna nasıl ikna edebilirim bu adamı? ya da haklı mıdır kanaatinde?
not: ayakkabının fotoğrafını yükleyemedim.. resimdekine benzemekte..
0
bir eline kundura al.bir eline de tipik öğrenci ayakkabısı al.varya şu püsküllü olandan.sonra git ağzına ağzına o ayakkabılar ile vur. ve de ki " aha sana spor ayakkabısı"
0
tipik seçmeli ders hocası işte...
gidin konuşun,ısrar ederse almayın ayakkabı falan.
2 3 eksi daha verir,susar.
edit: kızınız bu olaydan etkileniyorsa eğer (arkadaşları dalga geçiyorsa falan eksi muhabbetiyle) durum değişir tabi.
gidin konuşun,ısrar ederse almayın ayakkabı falan.
2 3 eksi daha verir,susar.
edit: kızınız bu olaydan etkileniyorsa eğer (arkadaşları dalga geçiyorsa falan eksi muhabbetiyle) durum değişir tabi.
0
eksi vermesi pek mühim birşey değil kanımca. yine hoca mal tabi, spor ayakkabısı bu.
ama inceledim de, tam spor ayakkabısı değil, yarı spor bence.
ama inceledim de, tam spor ayakkabısı değil, yarı spor bence.
0
hoca ben burdayım benim dersim çok önemli demek istemiş herhalde.
bu spor ayakkabısıdır daha sporu nasıl olacak ki.
hocaya haddini bildirmelisiniz.
bu spor ayakkabısıdır daha sporu nasıl olacak ki.
hocaya haddini bildirmelisiniz.
0
spor ayakkabısının ne olduğu hakkında detaylı bilgi: www.bodytr.com
EK: tarif ettiğiniz ayakkabı spor ayakkabı tanımına uyuyor bu arada bana göre. hocayı müdüriyete şikâyet edin, sonuç alamazsanız ilçe veya il milli eğitim müdürlüğüne dilekçe yazın.
EK: tarif ettiğiniz ayakkabı spor ayakkabı tanımına uyuyor bu arada bana göre. hocayı müdüriyete şikâyet edin, sonuç alamazsanız ilçe veya il milli eğitim müdürlüğüne dilekçe yazın.
0
okulunu hocanın adını verin dövelim :)
eğitmen bir aile tarafından hayata hazırlanmış biri olarak diyebilirim ki;
bu mu yani eğitmenlik? onca kişinin ortasından böyle bir sebepten kötü davranması, kızınızın arkadaşlarının arasında bu şekilde küçültücü bir duruma düşürmesi? ya mali durumunuz yoksa? olsa bile nedir?
Bence gidin konuşun, işe yaramazsa önce sözle olmazsa yazılı olarak okul müdürlüğüne başvurun, aynı yazıyı ilçe milli eğitim müdürlüğüne de sunun. uğraşın.
eğitmen bir aile tarafından hayata hazırlanmış biri olarak diyebilirim ki;
bu mu yani eğitmenlik? onca kişinin ortasından böyle bir sebepten kötü davranması, kızınızın arkadaşlarının arasında bu şekilde küçültücü bir duruma düşürmesi? ya mali durumunuz yoksa? olsa bile nedir?
Bence gidin konuşun, işe yaramazsa önce sözle olmazsa yazılı olarak okul müdürlüğüne başvurun, aynı yazıyı ilçe milli eğitim müdürlüğüne de sunun. uğraşın.
0
spor ayakkabilarin da cesitleri olur, fotograftaki model casual denilen, gunluk kullanim ayakkabisi.
aslinda kosu ayakkabisi falan alirsaniz hem kiziniz rahat eder hem de ogretmeni tatmin olur.
bu arada ogretmen hakli.
aslinda kosu ayakkabisi falan alirsaniz hem kiziniz rahat eder hem de ogretmeni tatmin olur.
bu arada ogretmen hakli.
0
okula gidip görüşmelisiniz kesinlikle. alın elinize ayakkabıyı, hocayla hiç muhattap bile olmayıp direk okul müdürüyle konuşun.
0
yorumların tümünü okudum ve kesinlikle öğretmenle iletişime geçeceğim..
@emfuzi: kızım herhangi bir branşta ya da özel spor eğitimi veren bir okulda değil.. bildiğin ilköğretim dersi.. açıklamamın sebebi dersi önemsememem değil, yanlış anlaşılmasın.. bana dönem başında 'spor ayakkabı ve eşofman ihtiyacı olacak' dendi.. ben de bu işlerle gayet yüzeysel ilgili biri olarak, bildiğim tek yer olan (oldukça da kaliteli ürünler satan) bir spor mağazasına gittim ve bu ihtiyaçları giderdiğimi düşündüm.. casual denen bir spor ayakkabı modeli olduğunu ilk kez duyuyorum.. yine de bu durumun tam olarak benim eksikliğim olduğuna ikna olamadım ama.. tekrarlıyorum; sorun ayakkabının yapısı değil, keten şeritler =)
@emfuzi: kızım herhangi bir branşta ya da özel spor eğitimi veren bir okulda değil.. bildiğin ilköğretim dersi.. açıklamamın sebebi dersi önemsememem değil, yanlış anlaşılmasın.. bana dönem başında 'spor ayakkabı ve eşofman ihtiyacı olacak' dendi.. ben de bu işlerle gayet yüzeysel ilgili biri olarak, bildiğim tek yer olan (oldukça da kaliteli ürünler satan) bir spor mağazasına gittim ve bu ihtiyaçları giderdiğimi düşündüm.. casual denen bir spor ayakkabı modeli olduğunu ilk kez duyuyorum.. yine de bu durumun tam olarak benim eksikliğim olduğuna ikna olamadım ama.. tekrarlıyorum; sorun ayakkabının yapısı değil, keten şeritler =)
0
yil olmus 2011 halen sekille ugrasan gerizekali ögretmenler var yaa.
e hadi alacak durumunuz olmasaydi o zaman ne olacakti. al eline kösele bir ayakkabi, vur adamin agzinin üzerine, sonra da spor ayakkabiyla vur, farki o hemen anlar orda.
e hadi alacak durumunuz olmasaydi o zaman ne olacakti. al eline kösele bir ayakkabi, vur adamin agzinin üzerine, sonra da spor ayakkabiyla vur, farki o hemen anlar orda.
0
bir öğretmen olarak konuşuyorum, ağzına ağzına vurun. ya da yerini söyleyin biz vuralım ağzına ağzına. bu tipler yüzünden öğretmenlik mesleği de itibar kaybediyor ben ona yanıyorum.
0
1. dönem başından beri ilk kez mi bu ayakkabıyı giyiyor? daha önce neden bıybıy etmemiş?
2. spor ayakkabının çeşidinden mi, keten kısmından mı, altının iz yapmasından mı söylemiş, gidin sorun. benim oğlanın spor ayakkabılarının altı "krampona benziyor" diye futbol oynatmıyordu bir beden eğitimi öğretmeni. ama krampon değil, normal böyle yürüyüş ayakkabısı, okula giydiği bahçede top oynadığı. ben de kızıp gittim. spor ayakkabının ne olduğunu bana yazılı olarak bildirin diye çemkirdim. adam da "krampon yok tabi altında, ama başka bir öğrencinin ayağına bileğine gelirse acıtabilecek, sakatlaybilecek derece sert bir tabanı var, ondan oynatmıyorum, kaç kere de uyardım sene başındn beri" dedi. ben de kös kös eve döndüm. gidin konuşun mutlaka, derim yani.
2. spor ayakkabının çeşidinden mi, keten kısmından mı, altının iz yapmasından mı söylemiş, gidin sorun. benim oğlanın spor ayakkabılarının altı "krampona benziyor" diye futbol oynatmıyordu bir beden eğitimi öğretmeni. ama krampon değil, normal böyle yürüyüş ayakkabısı, okula giydiği bahçede top oynadığı. ben de kızıp gittim. spor ayakkabının ne olduğunu bana yazılı olarak bildirin diye çemkirdim. adam da "krampon yok tabi altında, ama başka bir öğrencinin ayağına bileğine gelirse acıtabilecek, sakatlaybilecek derece sert bir tabanı var, ondan oynatmıyorum, kaç kere de uyardım sene başındn beri" dedi. ben de kös kös eve döndüm. gidin konuşun mutlaka, derim yani.
0
areyouthere
23 yaşında birisine uygun olarak - tamamen organik bir nemlendirici araştırıyorum. Kozmetikcilerde zaten yok internette bazı yerlerde buldum çeşit çeşit markalar ne alsam bilemedim
23 yaşında birisine uygun olarak - tamamen organik bir nemlendirici araştırıyorum. Kozmetikcilerde zaten yok internette bazı yerlerde buldum çeşit çeşit markalar ne alsam bilemedim
0
aktarlara baktım ordan da bi kayısı çekirdegi yagı tavsiye ettiler onu aldım
kayısı çekirdegi yagı içinde soyle bişey dediler. organik nemlendiricilerde fazla vitamin ondan olmadıgından nemlendirici kullandıktan sonra yatarken kayısı çekirdegini surmekte fayda varmış
kayısı çekirdegi yagı içinde soyle bişey dediler. organik nemlendiricilerde fazla vitamin ondan olmadıgından nemlendirici kullandıktan sonra yatarken kayısı çekirdegini surmekte fayda varmış
0
ateistanbul
sevgili ssg'ler,dün bir resme bakarken kapandı bilgisayarım.. belki çok ısınmı$tır da kendini kapatmı$tır diye olumlu dü$ünmeye çalı$arak 3-4 denemeden sonra kasmadım. (arada kamyon motoru gibi ses çıkarırdı rahmetli) biraz önce uyandım denedim yine hareket yok. fi$leri falan kontrol ettim, çıkık mı
sevgili ssg'ler,
dün bir resme bakarken kapandı bilgisayarım.. belki çok ısınmı$tır da kendini kapatmı$tır diye olumlu dü$ünmeye çalı$arak 3-4 denemeden sonra kasmadım. (arada kamyon motoru gibi ses çıkarırdı rahmetli) biraz önce uyandım denedim yine hareket yok. fi$leri falan kontrol ettim, çıkık mıkık da yok. açma-kapama düğmesine basıyorum ama sanki basmıyormu$um gibi, hiç umursamıyor beni. 2005-2006 model bir pc idi kendisi. böyle küt diye ölebilir mi? (bu olay virüs kaynaklı değil, ondan eminim) muhtemel problem nedir? trabzonspor $ampiyon olabilir mi?
dün bir resme bakarken kapandı bilgisayarım.. belki çok ısınmı$tır da kendini kapatmı$tır diye olumlu dü$ünmeye çalı$arak 3-4 denemeden sonra kasmadım. (arada kamyon motoru gibi ses çıkarırdı rahmetli) biraz önce uyandım denedim yine hareket yok. fi$leri falan kontrol ettim, çıkık mıkık da yok. açma-kapama düğmesine basıyorum ama sanki basmıyormu$um gibi, hiç umursamıyor beni. 2005-2006 model bir pc idi kendisi. böyle küt diye ölebilir mi? (bu olay virüs kaynaklı değil, ondan eminim) muhtemel problem nedir? trabzonspor $ampiyon olabilir mi?
0
power supply'da (guc kaynagi) olabilir sorun. basiyorsaniz guc dugmesine tepki vermiyorsa. baska bir power supply alip deneyin.
sampiyon fenerbahce.
sampiyon fenerbahce.
0
Ya moralini bozmak gibi olmasın da, senin pc rahmetli olmuş sanki... Çok anlamam bu işlerden ama benim eski pc de aynı bu şekilde gitmişti, içinden de hiçbir şey kurtaramamıştım...
0
öncelikle daha önce aynı sorunla karşılaşmış ve uzun denemeler sonucu hiçbir şey bulamayıp sonradan kendine küfreden biri olarak sormalıyım: elektrikler kesik değil, değil mi? ya da odanın sigortası sağlam durumda çalışıyor?
büyük bir ihtimalle güç kaynağı ile ilgili bir sorun gibi gözükmekte yakınlardaki bir bilgisayarcıya giderek ucuza kurtarma şansınız olabilir. ayrıca o kasayı da arada bir temizliyoruz güzel oluyor fanlar falan (sesin muhtemel kaynağı)
edit: bize her yer trabzon! pek tabii olabilir :)
büyük bir ihtimalle güç kaynağı ile ilgili bir sorun gibi gözükmekte yakınlardaki bir bilgisayarcıya giderek ucuza kurtarma şansınız olabilir. ayrıca o kasayı da arada bir temizliyoruz güzel oluyor fanlar falan (sesin muhtemel kaynağı)
edit: bize her yer trabzon! pek tabii olabilir :)
0
Yanmış olabilir. kapandıktan kısa bir süre sonra koku falan geldi mi? Benimki bu şekilde yanmıştı. Harddiski kurtarabilir misin bilmiyorum, ben kurtarmayı denememiştim önemli bir şey yoktu. geçmiş olsun. şampiyon fener.
0
yeni power supply alsam, birine taktırsam etsem, sonra yine düzelmese; ben onu iade edebilir miyim? pahalı bi $eyse durduk yere $ey olmasın. bir de o pc'yi açmadan içindekileri kurtarabilir miyim? hard-disk'ini bi $ekilde $u an kullandığım laptop'a aktarabilir miyim? sivasspor'dan ümitliyim.
0
kasayı psu alacağın yere götür, orda denet, olursa power supply'ı satın alırsın, olmazsa veya almak istemezsen de beş kuruş ödeme... harddiskte sorun olmayabilir.
diğer mesele hakkında düşüncem yok
diğer mesele hakkında düşüncem yok
0
sorun büyük ihtimal power supply'dadır.bir teknik servise götürüp ücretsiz deneyebilirsin.power değişince çalışıyorsa makina sorun yok,çalışmıyorsa o zaman karışır işler.
power supply sorunsuzsa anakart yanmış olabilir...
power supply sorunsuzsa anakart yanmış olabilir...
0
büyük olasılıkla güç kaynağı kaynaklı bir sorundur. daha önce söylendiği gibi. ama anakart kaynaklı bir sorunsa o da değişir.
ps: Kadıköy ve Eskişehir hariç.. ve Fenerbahçe Şampiyon.
ps: Kadıköy ve Eskişehir hariç.. ve Fenerbahçe Şampiyon.
0
evet ama pahali biseydir power supply'a gore : )
beynidir yani bilgisayarin diyebiliriz.
beynidir yani bilgisayarin diyebiliriz.
0
thanks guys! ben yakın gelecekte kasayla birlikte bi pc'ciye gidip yeni psu denetiyim; sonucu da yakın gelecekte buraya yazarım.
0
anakart değişme olayı işlemcinize göre değişir. intelin eski işlemcilerine uygun anakartlar kolay bulunabiliyor. ama işlemciniz amd ise geçmiş olsun. yeni bir anakart + işlemci almak durumundasınız. bence bir teknik servise götürüp baktırın.
0
p a t r i o t
benim dns patlamış yine,bi güncelleyelim dostlar.ne kullanıyorsunuz siz ?
benim dns patlamış yine,bi güncelleyelim dostlar.
ne kullanıyorsunuz siz ?
ne kullanıyorsunuz siz ?
0
Open DNS ve Google DNS hala işe yarıyor ancak bunu bazı sitelere giremediğiniz için söylüyorsanız ip bazlı yasaklama yönteminden dolayıdır. Onlara DNS'nin de yapacak bir şeyi yok.
0
dns değil de hotspot shield olsa?
valla çok işe yarıyo ama yan etkisi var mı bilemem. virustotal'den baktım bişey demedi. iyi gibi şu an
valla çok işe yarıyo ama yan etkisi var mı bilemem. virustotal'den baktım bişey demedi. iyi gibi şu an
0
allanpoe
apaçi nedir?nasıl okunur?
apaçi nedir?
nasıl okunur?
nasıl okunur?
0
