Daniel Goleman'ın Duygusal Zekâ kitabını okuyup, anlayıp, içselleştirip uygulaman lâzım.
Ama zor kitaptır. O kadar güzel bir tarif yazmışsın ki oraya, ''yaptığımı farkettiğimde sanki kontrolü o an için başkası almış, ben kendim söylememişim gibi hissediyorum''.
Kitabını okumamış olduğun halde, bu cümleyi yazmış olduğundan haberdâr olsa, Daniel Goleman'ın gözleri yaşarırdı.
Kitabı okumazsan, ya da okuyamazsan düşüncesiyle, özetini yazayım:
İnsan kafatasının içinde iki güç sürekli olarak çatışma hâlinde. Bu bir iktidar mücadelesi. Üst beyin iktidardaysa, hiçbir sorun yok. Ama alt beyin ihtilal yapar, darbe yapar ve iktidarı ele geçirirse, işler boka sarıyo.
Kontrolü o an için başkası almış olarak tarif ettiğin başkası, alt beyne daha yakın olan nefis. Hani şu, ''nefsime hâkim olamadım'' dediğimizde kastettiğimiz nefis.
Sarkastik olmak ve ukalâlık yapmak da çok iyi özellikler değil ama o özelliklerinden gönüllü olarak vazgeçmen için yeterli tecrüben oluşmamış henüz. Zararlarını gözünle gördüğünde, o özelliklerini de bırakmak isteyeceğin bir zaman gelecek.
Bu sorudaki farkındalığa gelmiş olman ise, yetişkin bir beyne sahip olmaya başladığını gösteriyor. Yaşını bilmiyorum ama misal, 28 yaşındaysan, bana hemen itiraz edip ''Ben yetişkin olalı seneler oldu!'' filan deme. Özellikle erkek beyni çok ama çok uzun süreler istiyor gelişmek için. Bu niye böyle? Sebebini bilmiyorum. Ama bu bir hakikat. Sen bu değişimin bir göstergesi olarak, sidik yarıştırmanın anlamsızlığını kavramışsın ve şimdi bundan kurtulmanın çarelerini arıyorsun.
Hasan Cihat Örter sadece gitar çalsa ve konuşmasa, yazışmasa, o dediklerini demese, ne olurdu, onu bi hayâl et.
Bi de kişilik olarak Erkan Oğur'u kendine örnek almak ister miydini düşün.
Ne zaman içinden sidik yarıştırma isteği gelse, bu örnek aklına gelsin.
Günün birinde öyle bi eğiteceksin ki beynini, o anlattığın durumlarda gülümsemeyeceksin bile. Çünkü o bağlamdaki gülümsemenin de üstencil bir yanı var.
Biraz Anadolu felsefesine yönel. Biraz Yunus derviş oku. Türkülerimizin sözlerinden, tevazu telkin edenleri ara bul.
Engin ol gönlüm, engin ol ne demektir diye düşün. Anadolu kültürünün ortasında dünyaya gelmiş olduğun için o kadar şanslısın ki! O kültüre sırtını dönme, inkâr etme, gözünü kapatma. Gönlünü aç. Neşet Ertaş dinle. Gönül kelimesini nasıl telaffuz ettiğine dikkat et. Gönül kelimesinin İngilizcede neden bir karşılığı olmadığına kafa yor.
Biraz tasavvufa dal. Nefis terbiyesiyle ilgili hikâyeler oku.
Ama en etkili olabilecek şu tavsiyeme de mutlaka uy. Muntazam aralıklarla kabristana git kendi başına. En az 1 saat geçir orada. Mezarların arasında dolaş, mezar taşlarını oku ve tefekküre dal.
Hem Anadolu kültürüyle yoğurulmuş tevazu, hem de müzisyenlik konusunda eline su bile dökemeyeceğim, ancak çırağı olabileceğim cigerdelen de gelip iki satır karalar buraya umarım.
0