[]

Alçakgönüllü olmak: Nasıl başarırız?

Genellikle başarıyorum fakat bazı durumlarda kontrolü kaybedip gereksiz sidik yarıştırdığımı farkediyorum ve hemen sonrasında farkına varıp pişman oluyorum çünkü aslında susup gülümsesem hiç bir zararı yokken çocukça bir hareket yapmış oluyorum. Atıyorum birisiyle konuşurken başkasını övdüğü zaman "tabi ya ben de şöyle şöyle yapıyorum" moduna girebiliyorum. Özellikle yeni yeni tanıdığım insanların çevresinde oluyor.

Yaptığımı farkettiğimde sanki kontrolü o an için başkası almış, ben kendim söylememişim gibi hissediyorum. O kontrolü kaybetmemeyi, hemen üste çıkma dürtüsünü engellemeyi nasıl beceririm?

Sarkastik olmayı, ukalalık yapmayı engellemek değil demek istediğim, onları seviyorum. Mesela birisi gitar çalmaktan bahsediyorsa hemen atlayıp kendimi övmeyeyim bunu istiyorum.

 
kendine hakim olup susucaksın. başka yolu yok ki


  • yilki ati  (24.06.14 11:39:06) 
Belki de bilinçaltında başarısız olduğunu düşünüyorsundur.

Ben de kendimi anlatınca çok utanırım mesela. Demek ki başarılıymışım demiş gibi oldum da, olunca oluyor demek istiyorum aslında.
  • alperz  (24.06.14 11:39:53 ~ 11:40:34) 
yas kac?


  • o da olur  (24.06.14 11:40:50) 
fıtratında olması gerek, sonradan olmaz bence.


  • uykusunu yakalayan adam  (24.06.14 11:42:45) 
Ben mesela, benim o işi yapmam gereken saniye gelinceye kadar susup "hım hım ya öyle mi yapıyomuş çok güzel eheh" diyip, sıra bana geldiğinde insanları şaşkınlığa uğratmaktan 'zevk alıyorum'. Bu yüzden azıcık sabır gösterdiğin zaman alacağın ekstra keyfi düşünerek kendini eğitebilirsin belki.

Bi konuda herkes konuşur, tartışır, sen bi köşeden dinler, senin zamanının gelmesini beklersin. Sonra sen ağzını açtığında herkes aptallaşıp, utanır. Daha güzel bir an yok ki. Bu anlara daha çok odaklan :)

Bi de kimseye kendimizi kanıtlamak zorunda olmamayı ve kendimizi kanıtlamadan da o konularda başarılı olmaya devam edeceğimizi bilip kabullenmek ve sindirmek gerekli. Başkaları tarafından 'takdir görmek' gibisi yok. Bu da sabır gerektiriyor.
  • pandispanya  (24.06.14 11:47:18) 
@yilki ati kendime hakim olamıyorum gözüm kararıyor :) bir egzersizi falan var mıdır? veya beni motive edin diye sordum zaten.

@uykusunu yakalayan adam sonradan çok şeyler oldu, bu da olur. beyin sürekli gelişip değişen bilen bir şey. kimse doğduğu gibi kalmıyor.

@pandispanya kimseye bir şey kanıtlamak zorunda olmadığımın farkındayım. çoğu zaman başarıyorum ama bazen kaçıyor işte ve sonrasında çok utanıyorum. abartılı bir hareket de yapmıyorum aslında ama ne gereği var sidik yarıştırmanın diyorum. eskiden çok rekabetçi biriydim, bazı konularda hep en iyi olmam gerekirdi. o zamanlardan kalan kırıntılar sanırım :/
  • r_u_h  (24.06.14 11:54:58) 
Daniel Goleman'ın Duygusal Zekâ kitabını okuyup, anlayıp, içselleştirip uygulaman lâzım.

Ama zor kitaptır. O kadar güzel bir tarif yazmışsın ki oraya, ''yaptığımı farkettiğimde sanki kontrolü o an için başkası almış, ben kendim söylememişim gibi hissediyorum''.

Kitabını okumamış olduğun halde, bu cümleyi yazmış olduğundan haberdâr olsa, Daniel Goleman'ın gözleri yaşarırdı.

Kitabı okumazsan, ya da okuyamazsan düşüncesiyle, özetini yazayım:

İnsan kafatasının içinde iki güç sürekli olarak çatışma hâlinde. Bu bir iktidar mücadelesi. Üst beyin iktidardaysa, hiçbir sorun yok. Ama alt beyin ihtilal yapar, darbe yapar ve iktidarı ele geçirirse, işler boka sarıyo.

Kontrolü o an için başkası almış olarak tarif ettiğin başkası, alt beyne daha yakın olan nefis. Hani şu, ''nefsime hâkim olamadım'' dediğimizde kastettiğimiz nefis.

Sarkastik olmak ve ukalâlık yapmak da çok iyi özellikler değil ama o özelliklerinden gönüllü olarak vazgeçmen için yeterli tecrüben oluşmamış henüz. Zararlarını gözünle gördüğünde, o özelliklerini de bırakmak isteyeceğin bir zaman gelecek.

Bu sorudaki farkındalığa gelmiş olman ise, yetişkin bir beyne sahip olmaya başladığını gösteriyor. Yaşını bilmiyorum ama misal, 28 yaşındaysan, bana hemen itiraz edip ''Ben yetişkin olalı seneler oldu!'' filan deme. Özellikle erkek beyni çok ama çok uzun süreler istiyor gelişmek için. Bu niye böyle? Sebebini bilmiyorum. Ama bu bir hakikat. Sen bu değişimin bir göstergesi olarak, sidik yarıştırmanın anlamsızlığını kavramışsın ve şimdi bundan kurtulmanın çarelerini arıyorsun.

Hasan Cihat Örter sadece gitar çalsa ve konuşmasa, yazışmasa, o dediklerini demese, ne olurdu, onu bi hayâl et.
Bi de kişilik olarak Erkan Oğur'u kendine örnek almak ister miydini düşün.

Ne zaman içinden sidik yarıştırma isteği gelse, bu örnek aklına gelsin.

Günün birinde öyle bi eğiteceksin ki beynini, o anlattığın durumlarda gülümsemeyeceksin bile. Çünkü o bağlamdaki gülümsemenin de üstencil bir yanı var.

Biraz Anadolu felsefesine yönel. Biraz Yunus derviş oku. Türkülerimizin sözlerinden, tevazu telkin edenleri ara bul.

Engin ol gönlüm, engin ol ne demektir diye düşün. Anadolu kültürünün ortasında dünyaya gelmiş olduğun için o kadar şanslısın ki! O kültüre sırtını dönme, inkâr etme, gözünü kapatma. Gönlünü aç. Neşet Ertaş dinle. Gönül kelimesini nasıl telaffuz ettiğine dikkat et. Gönül kelimesinin İngilizcede neden bir karşılığı olmadığına kafa yor.

Biraz tasavvufa dal. Nefis terbiyesiyle ilgili hikâyeler oku.

Ama en etkili olabilecek şu tavsiyeme de mutlaka uy. Muntazam aralıklarla kabristana git kendi başına. En az 1 saat geçir orada. Mezarların arasında dolaş, mezar taşlarını oku ve tefekküre dal.

Hem Anadolu kültürüyle yoğurulmuş tevazu, hem de müzisyenlik konusunda eline su bile dökemeyeceğim, ancak çırağı olabileceğim cigerdelen de gelip iki satır karalar buraya umarım.
  • compadrito  (24.06.14 12:39:50 ~ 13:06:51) 
içselleştirme/internalization konusunda biraz oku, biraz yol gösterir. eğer çok rahatsız edici durumsa senin için, psikolog kolayca belirleyecektir neler yapman gerektiğini ve bunları ne zaman, nasıl yapman gerektiğini.

otomatik olan davranışlarını önce sonradan(belki durum şu an böyle), sonra da olduğu an fark etmeye başladıktan sonra aşılablir belki. olduğu anı fark ettiğinde ne yapman gerektiğini bilmen gerek. yapmayacak mısın veya başka bir yaklaşım mı sergileyeceksin vs. gibi. dediğin davranışı tamamen yıktıktan sonra(yani otomatikliğini bitirdikten sonra) ne inşaa edeceksen ona göre hareket edersin. bu mümkün müdür, ne kadar zaman ve çaba gerektirir bilemem.

özellikle yeni tanıştığımda diyorsun. yani bunu yapmak istediğin bir şey mi, yoksa yapman gereken şey mi olarak görüyorsun. bunun ayrımına varmak zor. ondan dolayı fıtrat dedim. dediğin şey düzenlenebilir, ama söküp atılabilir mi bilemem. yani bu davranışı seni ve/veya başkasını rahatsız edici faktör(ler) olmadığı zaman sergileyecek misin, yoksa alçakgönüllü mü olacaksın, orası meçhul.
  • uykusunu yakalayan adam  (24.06.14 12:43:17 ~ 12:51:37) 
Alçakgönüllü olmak biraz karşındakini küçümsemekle başarılabilir. Şahsen beni o kadar alçakgönüllü görüyorlarki. Halbuki değilim karşımdaki insanın sidik yarıştıracak kapasitede olmaması bende bir bıkkınlığa sebep olduğu için pki diyip susuyorum genelde :D


  • Solem  (24.06.14 12:47:17) 
@compadrito David Eagleman'ın Incognito'yu okudum, benzer şeylerden bahsediyor. Nörolojik deneylerle varılan bu tip sonuçlar falan. Ama söylediğin kitabı da edineceğim.

28 olmama 2 ay kaldı :) Hasan Cihat ve Erkan Oğur karşılaştırmana bayıldım. Asım Can Gündüz olsam yeter bana Erkan Oğur çok üst düzey o konuda çünkü.

Müzisyenlik demişken, o konuda fena değilimdir(iyi olmasam da vasat seviye diyelim) yeni yeni çalanların yanında bile iyiyim demedim hiç bir zaman, bu konuda mütevazi olmayı çok güzel başarabiliyorum mesela. Belki de uzun yıllardır uğraşıp bilgi sahibi olmam dolayısıyla aslında hiç bir şey bilmediğimin farkına varmamdandır.

@uykusunu yakalayan adam evet refleks olan bir şeyi önce durdurmayı refleks edinir sonra unutur sonra yerine başka bir şey koyarız, sıfırdan öğrenmekten çok daha çaba gerektirir. Yeni tanıştığım olayı da şöyle sanırım, etrafımdaki insanlar çok büyük oranda en az 10 yıldır samimi olduğum kişiler, en salak halimi de bilirler en iyi olduğum halimi de. Fakat zaman zaman yeni ortamlara giriyoruz ki son zamanlarda baya açıldım bu konuda, kendimi bu şekilde ispatlama dürtüsü mü var ne var artık bilemiyorum. Hep ortamda şu bu işi iyi yapan olarak bilinmeye alışmışım sanırım.
  • r_u_h  (24.06.14 13:53:11) 
ya, bir de... tevazunun ise yaramadigi yerde mutevazi olmayin, gerekmez...


  • o da olur  (24.06.14 13:58:29) 
Ulan nokta atışı bea! 28! (bi dakka bi dakka! götüm kalkmasın hemen! engin ol gönlüm engin ol!)

sevgili abicim, o dediğim herifin soyadı Goleman. Duygusal Zekâ kavramının müellifi. O nörologdan başka birisi bu. Sanırım Harvard mezunu bir psikolog.

Hasan Cihat - Erkan Oğur örneğini daha önceden çalışmıştım. Hazırdım bu cevâbı vermeye yani. Çok düşündüm üstünde. Sohbet de ettim Hasan Cihat'la ve hiç de itici gelmedi, çok tatlıydı. Yanımdaki arkadaşım gitarist olduğu için ona, bize gel, sana falan feşmekân dinnetiyim demişti mesela. Ama sahnede ağzını açmasaydı keşke. Sadece çalsaydı.

Erkan Oğur idolün olacak bu konuda. Belki asla onun gibi olamayacaksın ama hep o yöne doğru mesafe katedeceksin. Onun kişiliğini örnek alacaksın kendine.
  • compadrito  (24.06.14 14:10:22 ~ 14:11:39) 
@compadrito aynı kişi olmadığını biliyorum, benzer veriler sunan bir kitap okuduğumu belirttim sadece. Ona göre zaten iki değil çok daha fazla düşünce üreten bölge çatışıyor zihnimizin içinde.

Hasan Cihat Örter Facebook kullanmasa iyi adam aslında :)
  • r_u_h  (24.06.14 14:15:29) 
özür dilerim yanlış anlamışım. tamam o zaman, o kitabı mutlaka oku. sana yepyeni bi ufuk açacak ve bütün bu sorularının cevâbını o kitapta bulacaksın. ama ders çalışır gibi oku. ben tıp fakültesi mezunu olduğum halde çok zor anladım ve bitiremedim o kitabı. tabii dikkat eksikliğimin de önemli etkisi var yarım bırakmamda. sen bitir ve bizi de eğit.

Hasan Cihat konusunda aynı fikirde olduğumuza da sevindim.

Aslında bu ego konusunda burada ismini anmamız gereken en önemli kişilerden biri de Tuluyhan Uğurlu. Onu da dinledim canlı canlı. Baştaki uyarılarından çok rahatsız oldum ama dinleti bittiğinde, ezildim, küçüldüm, nokta kadar kaldım. İsmi hiç duyulmamıştı daha.
  • compadrito  (24.06.14 14:24:00) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.