hier kommt die sonne zaten en kapsayan cevabı vermişse de, sonuçta türkiye dışında yazılmış birçok güzel kitap, hatta çok güzel kitaplar var neden okumayalım?

okuma diyen yok, sürü psikolojisinden çık, onlar okumuyorsa ben okuyorum.

Cunku coğu daha basarili. Mesela bana turkiyeden ir dostoyevski soyler misin?
Yada ahmet umitin bir dan brown ettigini soyleyebilir misin?

sürü psikoloji falan yok kimse bana okuma demedi komposizyon yazcam.

neden doğu değil de batı? diye soruyorsanız eğer;
(bkz: örosantrizm)

neden fransız bir çini ustası değil de iznikli çini ustası varsa o yüzden. roman bizim değil, onların.

rus edebiyatı vardı sanki oralarda bi yerde?

bu video bir yerde var da indirmek mi istiyorsunuz? yoksa bunu arıyor musunuz? arıyorsanız bulamazsınız.

@ben smyrna

şu yildiz.tv
tvarsivi.com
gibi kayıt yapan sitelerden ntvspor'un o saatlerini tekrar izleyebilirim sanırım. onları ordan kaydedebilir miyim diye merak ediyorum. bir de oradaki görüntü küçük olsa gerek, onun büyük ve kaliteli hali lazım aslında.

çok zor. tv arşivinden o bir dakikalık videoları indirip birleştirirsin ama kaliteli olmaz.

nasıl bir çiftsiniz bilemiyorum ama bir akşam huzurevi tarzı bir yere gitseniz,
ertesi hafta bir çocuk esirgeme kurumu şubesindeki çocuklara gitseniz olur sanki.

@yasakani: En son yazın gitmiştim ama önerdiğin şekilde de gayet makul.

dans kursu, müzik aleti kursu, yabancı dil kursu, yüzme, spor...

var tabi. ama şimdi değil.

kaç yaşında yapmayı düşünüyorsunuz ?

3-4 sene sonra bisikletle çıkacağım turu şimdiden planlamaya başladım.

evet.

bu arada ben parasiz yapmayi dusunuyordum. birinden gaz almistim. ama tarihi belli degil su an.

bisikletle dünya değil ama türkiye turu düşünüyordum bende ama sonra dünya turu yapmaya karar verdim

ermanen parasız yapmak nasıl olur tamam otostop çekersin birilerinde kalırsın ama yaptıgın sadece tasarruf yapmış olmak olur

bundan çok sonrasını konuşmak yersiz ama yazın ortak turlar yapabiliriz. biz çıkmayı planlıyoruz bu yaz türkiye turuna...

elbette var, 4 sene sonra.

bendensin okulu fln mı bekliyorsun

evet. ve para biriktirmem lazım tabi.
cesaretim olsa şimdi giderim ama biraz daha hayat yolunda olgunlaşmam gerek.

25-27 yaş arası. yani 3 sene civarı sonra. okulu bitirdikten sonra yani.

ben de düşünüyorum ama ilk etapta halletmem gereken bikaç yıllık iş kaldı önümde okul ve askerlik gibi, bunlar biter bitmez ilk etapta tam anlamıyla dünya turu olmasada 3-5 ülke gezeceğim.

ben para kazandığımda enduro sınıfı bir motorla yapmayı planlıyorum. ama paraya bakıyor elbette. Türkiye için bisikletle yapmak güzel olur, yanıma arkadaş bulursam seve seve yaparım bunu da...

bilmemkacincinick motorla yapmış bir italyanla tanışmıştım. adam o kadar memnun kalmıştı ki ertesi sene yine yapmıştı.

düzenli para getirecek alt yapıyı kurayım dakikasında durmam.

re 1809 aslında şu anda kafamda taslak halinde oluşturduğum bi plan var. burdan karadeniz kıyısınca devam edip, kuzeydoğudan gürcistana ve karadeniz kıyısı boyunca devam etmek. avrupanın içlerinden ilerleyip, avrupanın en ucuna kadar gidip, sonra akdeniz kıyısı boyunca geri dönmek... İlk etapta bunu yapmayı çok istiyorum ama dediğim gibi sağlam bir bütçeye, güzel ve dayanıklı bir motora bakıyor... Yanında arkadaşın, dostun da varsa tadından yenmez:)

bilmemkacincinick plan güzele benziyor ama uygulamak lazım. arkadaşla gidiyim dedikçe sürekli birilerinin planları değişiyor ve sadece zaman kaybetmiş oluyorsun.

var. ama şu an o kadar param yok. bir de okulu bitirmeye 2 sene var daha. ama ben 1 tane büyük turdansa bir çok adet ufak tur düşünüyorum. atıyorum bir çıkışımda güney amerika, bir çıkışımda kuzey amerika, bir çıkışımda arap yarım adası, kuzey afrika vs. kendimce böldüm dünyayı ve türkiyeyi kafamda ve bir rota yaptım kendime yani. hem zamandan hem paradan tasarruf bu şekilde. bir de hepsinin tadı ayrı. karıştırmamak lazım.

orange coffee senin planın gerçekleşmesi sadece okulunun bitmesine bakar. işe başladığın zaman para kazanınca yıllık izinlerinde yapabilirsin. ama ben tek seferde 1 yıl sürecek bir dünya turundan yanayım. tamamen ayrı bir ruh halinde sürecek 1 yıl.

elimde para, satacak da arabam olmadığı için uzun süre düşündükten sonra şu an için bana en yakın planın bu olduğuna karar verdim. önce bir işe girip elime biraz para geçmesini sağlamak. belli bir parayı biriktirdikten sonra yıllık izne bile gerek kalmadan sadece "gitmek" için işimden ayrılabilirim. iş bulduysam kaçırmayayım gözüyle değil vakit ve fırsat bulduysam gezeyim gözüyle bakıyorum olaya zira. şu a da gidebildiğim kadar gidiyorum zaten. otostop ve couchsurfingle gezdiğim için çok aşırı bir para gitmiyor aslında ama yine de en basitinden vizelere verilen paralar var. ki en çok da bu koyuyor. tabi ki ben de isterim 1-2 sene dünya turu yapmayı ama bunun maliyeti var. gittiğim yerlerde çalışayım desem bu defa bürokrasisi var. var oğlu var.

gerçekten de vize en can sıkan kısım.

panpalar kusura bakmayın ama burası tam umut sarıkaya lık olmuş, neyse her şey gönlünüzce olsun, sevgiler

''siz saraylara layıksınız'' çok basit kaçmış gibi

kötü olduğu gibi sıradan.

oldukça itici.

çok çirkin ve sıradan ama bence hedef kitleniz için oldukça uygun. cidden.

emeğe saygı ama fena olmuş:/

ben de beğenmedim.
bu işten anlayan duyurucular, abilere bi logo çizsenize.

beğenilmedi

kalp-silüet-alyans üçlüsünden ikisi seçilse ve tek veya iki renk kullanılsa mı acaba??

Hedef kitleye uygun bence.

tüm yorumlarınız için saolun...

www.davetiyesarayi.com
www.ravzanurmatbaa.com.tr

bence de olmamış. seçilen materyaller arasında(yüzük, siluet, çiçekler vs.) renk, boyut ve simetri uyumu yok... rastgele yerleştirilmiş. 4 tane kavramı bir arada kullanarak bir şeyler anlatmaya çalışmışsınız ama bu durum işi logodan çıkartıp, sıradan bir komposizyon çalışmasına dönüştürmüş...Kısaca bu bir logo değil bence... Logo, daha basit, anlaşılır ve etkileyici olmalıdır.
Ayrıca hedef kitleye uygun falan denilmiş ama ben burada davetiye ile ilgili en ufak bir iz, işaret göremedim... Ve çiçek figürü çok büyük ve gereksiz. Zaten gelinin elinde çiçek var.
Bu logoyu alın farklı bir forum sitesine vs. koyun ve sorun "Bu logo neyin logosu olabilir? Size neyi çağrıştırıyor?" diye... 10 cevaptan en fazla bir tanesi, "davetiye sektörü" logosu olduğunu söylecektir. Ayrıca buradaki figürler tamamen evlilik ile ilgili halbuki davetiyenin hedef kitlesi çok geniştir...

yaptığınız iş direkt tasarımla alakalı. bu gerçeği göz önüne alarak bence siteyi kapatıp daha güzel bir tasarımla müşterilerin karşısına çıkmalısınız. şahsen davetiye ihtiyacım olsa, site tasarımı böyle olan bir yere asla sipariş vermezdim.

felaket derken

okudugun bolume gore degısır. okul bıtınce akademıde kalacagım demez de hayvan gıbı para kazanmaya baslarsan ve tabı bu kesınse; alınır tabi. neden alınmasın?

ama yok okul bıtınce ne olacagı bellı degılse, ograncı ınsanın araba almak gibi bir sey ıcın kredı altına gırmesı bana bıraz garıp gelıyor.

burs keşke ihtiyacı olan birine çıksaymış.

hocam 10.000 krediyi kendi adına mı çektin? bankalar veriyor mu?
benim de aklımda olan bir şey. diğer türlü para bi boka yaramadan bitiyor. 4 yıl sonra -10bin yerine -10bin +araba ile başlamak çok mantıklı.

@maydogdu, burs değil kedi; düzelttim.
@nickini vermek istemeyen, çekmedim de çekmeyi düşünüyorum, illaki kefil gerekecek, onları bir şekilde halledicem.

Aldıktan sonra benzin ve bakım masraflarının altından kalkabileceksen hiç düşünme al derim.

Krediyi nereden çekeceksin merak ettim. Ben de 15 bin çekmeyi düşünüyorum aylık 1000 ödemek üzere. Gidip banka şubelerinde pazarlık mı yapmak lazım faiz oranları üzerinden.

@licorne, şu anda hepsi tamamen teoride maalesef. tek pratik yanı ocaktan itibaren krediyi alıyor olmam, krediyi almak tek sorun zaten ama eğer birisini kefil gösterirsen ve kefil gösterdiğin kişinin daha önce bankalarda bi sıkıntısı yoksa krediyi veriyorlar diye biliyorum.

bir de bankalarda kredi falan adın geçerse devlet keser mi bu bursu acba? en mantıklısı krediyi aileye çektirmek ama bizimkiler yanaşmıyor.

Ruhsal rahatlama, tatil ihtiyacı tamamen.

büyük ihtimalle evde tek başıma olucam ve film izliycem.

insanlar sevdikleriyle beraber olmak istiyorlardır, tabi ki gösteriş meraklısı çok ama genelleme yapmak yanlış. ben bu sene evde oturucam ama geçmiş senelerde arkadaşlarla olduğumuzda toplum baskısından falan değil sadece beraber vakit geçirmekten zevk aldığımız için beraberdik. yılbaşı bahane oluyordu bir bakıma. bir de yeni senenin başı, herkes bi gaz, yeni yıl kararları vs.. bunların bahanesiyle devamlı kadeh tokuşturmak falan güzel oluyor :)

fotoğraf makinemi alıp istiklali dolaşacam. gece sonuna doğru havayi fişek gösterilerini çekebileceğim sote bir yer aramaya cıkarım. muhtemelen ulus parkı olur yada rumeli hisarı.

dediğin gibi bu sene hiç bi tatil durumuda olmadığından benim için sıradan bi haftasonundan farksız aslında. isteğim o gece oturup film izlemek yanında bişeyler yemek. dışarlarda eğlence canım hiç istemiyor. kız arkadaşım isterse sadece çıkarız ondada naparız bilmiyorum mekanlarda eğlencede ucuz değil paramda az bu aralar. napıcam inan bilemiyorum. içim rahatladı yanlız sonunda bunları diler getirince :)

ya insanlar eğlenecek sebep arıyo işte. takma o kadar. ben noel vakti kız arkadaşımla olucam (sıcak şarap, hediyeleşmeler falan filan) ama yılbaşında yalnızım sanırım. her halükarda bulurum birilerini.

Büyük ihtimalle buralarda cevap yazıyor olurum, diğer ihtimal de uyurum.

valla ne bileyim. evde boşluk. belki fm belki dizi.

ha gece vakti bi arkadaş ararsa, yakınlardaysa gider 2 bira içerim belki ama büyük planlı bişey yapmam.

ailemle geçiricem, her zamanki gibi. benim için yılbaşı aile demek, yiyecekten tut yatma saatine kadar bi rutinimiz var ve şu an bunu düşünmek bile huzur verdi. yeni yıla huzurlu giricem, her zamanki gibi.

votka içcez. sonrasını bilmiyorum, planlamadık. sabaha hatırlamamda sanırım sonrasını o yüzden çokta kafama takmıyorum. ama votka içcez yani.

sevgilimle dışarda olucam ama öyle gece 3'lere kadar değil. her zamanki saatte eve dönüp evde şarap içeriz muhtemelen.

tam yuvarlak gibi değil de benim dandik tv'de de bi saçma görünüyor kanal. diğer kanallar öyle değil ama normal.

vignette yapmışlar goo.gl

www.fox.com.tr buradan baktım burada sorun yoktur herhalde.

tamam vignette :) yapmışlar da amaçları ney acep.
fotograflar da objeyi ön plana cıkarmak için yapılır denmiş bi yerde ama bir dizi de niye kullanılır ki bu.

ayrıca bizim tv de daha da siyah sitedekinden.

vignettein seviyesi tamamen yapanın elinde. değişik bir hava katmak istemişlerdir de bi yığın insan tv bozuldu diye heyecanlanmıştır eminim :)

uzunlugu 30 genişliği 60cmdir herhalde

edit: cevap için tşk ama lütfen herhalde'li cevap vermeyelim. biz de öyle tahmin ediyoruz ama pek mantıklı gelmedi elimizdeki 1000 parça için. net bilen varsa...

kutu üzerinde ya da kitapçıkta üretim yeri ve firmanın bağlı olduğu esas ülkedeki adresi yazar ingiltere ise inc sistemdir birim inç katları/askatları olur yoksa metrik sistemdir kutuya ya da kitapçığa bakmak lazım ürün marka model mümkünse kutu resmi ayrıntılı olursa bilgi de daha kesin ve ayrıntılı gerçeğe uygun olur ürün kodu stok kodu serial gibi şeylerle de ayrıntı bulunur aynısının bulunduğu bir site google araması ile bulunur eğer puzzzle marka modeli biliniyorsa

Feet olmasın? 6 ve 3'un yaninda ' (kesme işareti) var mı?

Varsa aşağı yukarı 183 cm x 92 cm demek.

6" ise 6 inç (6 pus, ingiltere kraliçesi elizabet in başparmağı bir pus=inç kabul edilmiş ingilterede)

1"= 2,54 cm =) 6"=17,4 cm olur 3"= 8,7 cm ama 1000 parça için bu ölçü küçük (bazı firmalar küçük parçalı da yapıyor)

yok parçalar büyükse
6'*3' (foot=feet)
bir foot = 30,48 cm dir

182,88 cm * 91,44 cm olur

genelde 38x68 olur 1000 poarçalık puzzle lar. markaya göre değişiklik gösterebilir. şu anda yanımda anatolian puzzle markasının 1000 parçalığı var. boyutları 38x68 cm

puzzle larda zorluk derecesi yerine bunlar zaman yapılır örneğin
1kişi w:6=6hafta h:3=3saat bu en üst seviye anlamına gelir
genellikle puzzle
200parça 34*48
500parça 34*48
1000parça 48*68
3000parça 85*122
oluyo
ama parça büyüklüğü değişiyosa kutu üzürinde ayrıca belirtilir ;)

Şöyle bir taktik vereyim. Kısa süre iddia oynamıştım. Hesabıma ilk 40 lira yatırdım örneğin. 2 liralık 3 5 kupon yapıp 50 60 lira kazanmayı denedim, oldu. diyelimki şimdi hesabımda 90 lira var. ilk yatırdığım 40 lirayı geri çekiyorum hemen, şimdi hesabımda 50 lira kaldı.

o 50 lirayı yine 2 liralık olacak şekilde 3 maç yapıyorum. bir tanesi 1.5 oranlı maç, diğeri ilk yarı 1 ikinci yarı 0 tarzı 4.5 oranlı maç, sonuncusu da 25 oranlı ilk yarı 1 ikinci yarı 2 tarzı maçlar. eğer tutturursan böyle oynamaya devam. ama tutturamazsan 15-20 lira kalınca tekrar başa dönüp 50 lirayı tekrar kazanmaya çalışıyoruz.

bu taktikle milyarları 90+2 de atılan bir golle kaçırmıştım. o zaman küstüm iddiaya, kazandığım haram paraları da afiyetle yedim =)

1. evet mumkun. tek yönteme takılı kalmamak lazım. duruma göre esnemek şart.
2. düşük oran yüklü girmek her zaman sakat. duruma göre sistem, duruma göre de kendi sistemini yapmak ideali.
3. evet var.

1. ve 2. sorunun hemen hemen aynı zaten(sistem konusu hariç). sisteme yatıracağın miktarla normal oynarsan daha çok kazanırsın. elinde bi miktar para var diyelim. en fazla 4 maça, yüklü girersin. öyle 6-7 maç yazıpta, o parayı azar azar basarsan olmaz. bi bakarsın yarısı gitmiş olur paranın o şekilde.

ve iddaa'da artık maçın sonucunu tahmin etmekten önce, o maçta şike olur mu olmaz mı tahminini yapmak gerekiyor. malum şike eline aldı iddaa'yı. o nedenle herkesin yüklendiği maçlardan uzak duracaksın, yoksa bahis şirketleri araya girer, maç satılır, kuponunda elinde patlar(burda tecrübe konuşuyor).

3. soruya gelince, kimseye güvenme. onların çoğu iddaa'nın adamları zaten, hepsi satılık, hepsi bahis şirketlerine çalışıyor. kendin yap kuponunu, emin ol daha çok kazanırsın..

(git: 336187)

dediğim duyuruda da açıklanmış, hatta sözlükte de bir ara görmüştüm; kaybettiğin miktarın 2 katını oynamak gayet mantıklı gibi.

1-2-4-8 diye gittiğinizi düşünürsek hangi aşamada olursa olsun kazandığınız anda kara geçeceksiniz. tabi öncesinde bir üst limit koymak şartıyla.

1- göründüğü kadar kolay değil. x'i tek kuponla 6x yapmak ne kadar zorsa 10 seferde 6x yapmak da o kadar zor. bunu iddaa'dan çok net artıda olan biri olarak söylüyorum.
2- kesinlikle sistem.
3- en meşhuru can tongo sanırım. yine de ne kadar güvenilir size kalmış.

her türlü değişir. katlayan bir hayli katlayabiliyor. sakinlik çok önemli, araştırma ve doğru kaynaklardan yararlanma da çok önemli, daha böyle gider.. ama nihayetinde yine belli olmuyor. ben sistem mevzusunu sevmiyorum, ya beceremiyorum ya da her sistem denediğimde bol sürprizli hafta oluyor. bugüne kadar ne kazandıysam sistemsiz direkt kombo veya tek maçlardan kazandım. lakin bokunu çıkartmamak lazım, fazla güvenmemek lazım, cumartesi 89'da pazzini penaltı kaçırmasa köşeydim. birkaç hafta önce sevilla maçına maç sonucum vardı, son dakika jesus navas süper pozisyonda gitti kalecinin ayağına abandı, saç baş yoldum, vs vs.. halbuki bu verdiğim iki örnekten de neredeyse "emindim".. demek istediğim şu ki, ister düşük oran ister yüksek oran ister sistem olsun, yine sakat iş; o yüzden bir süre küçük miktarlarla deneyerek, kazandığını/kaybettiğini not alarak hangisinde daha iyi olduğunu, hangisine daha iyi maç yazdığını daha çok verim aldığını bulup o yönde gitmekte fayda var. kendi tecrübelerimden yola çıkarak, oranın azına çoğuna bakmadan, maça güveni artırarak, yüksek miktar girmek daha iyi diyorum. bir maça bakıp "ulan bu maç üstün kralı" diyorsan, 2,5 üst değil 1,5 üst girip az olsun öz olsun mantığıyla azar azar katlanabilir. diye düşünüyorum.

thejester süper açıklamış. en sevmedıgım kelıme oldugu halde "aynen" diyorum saygılar sunuyorum.

-delikanlı çocuktu.

diyor.

"dürbünüyle insanların ufkunu genişletti." özetle bu.

galileo galilei. burada teleskobu ile 21 ağustos 1609'da insanlığın ufkunu genişletti. dördüncü yüzyılı (anısına).

gibi birşeyler olduğunu sanıyorum.

ben 4.yy anısında değil de 1609'dan sonraki 25 yıl boyunca diye anladım.

Brezilya ve Arjantin bayraklarını severim.

brezılya

büyük britanya bayrağı.
arnavutluk
lübnan
galler
iskoçya

isviçre kare olması çok hoş
ayrıca
kanada

Lübnan
(git: tr.wikipedia.org

Kiribati
(git: tr.wikipedia.org

Bhutan
(git: tr.wikipedia.org

ahanda budur; www.flags.net ( japonya )

bunlar da değişik;
thesinosaudiblog.files.wordpress.com
www.travellerspoint.com

makedonya, bayrağın oluş hikayesiyle beraber. eski hali hele daha güzel.

nepal

Usa

asaletine bak be!

www.watsupmanu.com

tabii ki gs.
real madrıd.
inter.
ab bayragı.
bosnahersek bayragını da severım.

kamboçya

japonya. kesin söylenmiştir demiştim ama kimse yazmamış. ve usa.

estonya
japonya
kanada
iskoçya
galler

arjantin, nikaragua ve finland...

valla artik ne kadari bilincaltidir , ne kadari hollywood yonlendirmesidir bilmiyorum ama bizim bayragimizdan sonra acik ara abd bayragi. tasidigi anlam da guzeldir , estetigi de.

isvicre ve japonya

And 12 points goes to Sweden.

Hepimizin cevabı Kanada olmamalı mıydı ya :/

bu ifadeleri şu anda bi liste yapsak burdan köye yol olur. haklısın, feci şekilde can verdi, parçanalarak öldü, karısını testereyle doğradı. vs. vs...

bence de iğrenç ama iğrenç diyerek bir yere varamıyoruz zaten. daha akademik ve bazen de ideolojik tepkiler vermedikçe değişmez de bu. çünkü iğrenç dediğimiz şey satıyor.

haber bültenlerinin çoğu ne yazık ki bu şekilde, 20-30 tane kalıp var, her habere o kalıplardan birini uyduruyorlar.. "x y'yi aratmadı" kalıbından nefret ediyorum ben de, neymiş dünkü buz hokeyi kavgası yeşil sahalardaki kavgaları aratmamışmış, bunu söyleyen de cnn türk spikeriydi.

normalde gelmiyor.

normalde de anormalde de gelmiyor :)

buzlukta, çözünmeden durduysa birşey olmuyor genelde.

ekşimsi bir koku varsa at gitsin. çok beklemiş kıyılmaz o kadar şeye ama yersen hayrından çok zararı dokunabilir aman diyim :)

skt 1 aralıkmıs. yedım bıle 2 gunden bır sey olmaz dıye.

sonuçları bekliyoruz :)

hehheeh yarıldım '' sonuçları bekliyoruz '' :D acı kaybımız demiyelim sonra burda :p afiyet olsun arkadaşım bende yerdim sanırım skt 1 aralıksa birşey olmaz zaten +- birkaç gün oynar onlarda da tahminimce ;) nöbetleşe yatın siz yinede imkan varsa :D

valla ben tavuk falan yemem beklemişse. kırmızı etse yerim ama.

evde de yalnızım aksi gibi. şimdilik yaşıyorum.

eski sevgilimin kimliğinde "zerdüşt" yazıyordu.

din hanesi boş olan tanıdığım insanlar var. turk vatandasıgına cok kucukken gecen yabancılarda eger anne baba musluman değilse ve ozellikle bir sey belirtmezlerse genede bos bırakılıyor.

ben de kişinin beyanına uygun olarak din hanesi değiştirilir, boş bırakılır veya sılınır diye biliyorum. ama tabi uygulamada haneyi bos gören ilgili nasıl bakış atar, hangi işleme tabi tutar muallak.

yakın zamanda yasal oldu, eskiden degildi.

@dyg*dyg
Bildiğim kadarıyla "din hanesinin silinmesi" gibi bir olay yok, boş bırakılıyor. Bu ikisi farklı şeyler. Keşke silinse toptan da kurtulsak.

din hanesini boş bıraktırmak çok kolay ve 5 dakikada yapıyorlar.

@thor odinsson
haklısın yaptıgım fahiş hata kapsamında bile değerlendirilebilinir:) şöyle değiştiriyorum: Din bilgisine ilişkin talepler , kişinin yazılı beyanına uygun olarak tescil edilir , boş bırakılır veya silinir. silinen hane değil hanede yer alan din bilgisidir.olmuştur heralde?

kendi din hanesine ateist yazdıramayan arkadaşım sinirlenip zerdüşt yazdırmıştı. yani bazılarında sıkıntı çıkabiliyor.

"belli dinler" yazılabiliyor diye biliyorum ben de. anaakım dinler diyelim :p gidip "meraba, ben şintoistim" dediğiniz zaman kovalıyo'lar.

benimki boş. ben gidip boşalttırdım ama o kadar da kolay değil. öyle 5 dakka da sürmüyor. gıcıklığına uğraştırdılar biraz. her neyse;
3 büyük dini zaten yazdırabiliyorsunuz. onun dışında da birkaç seçenek var.
bazı çok bilinen uzak doğu dinlerini de yazdırabiliyorsunuz o kadar.
onun dışında tek seçenek boş bırakmak. ateizm seçeneği yok mesela. ya da kafanıza göre bir şey yazdıramıyorsunuz. zaten memurun önündeki sistemde seçenekler belli.

hayır yakın zamanda cıkan duzenleme ıle geldi bu olay, daha ocneden mahkemeye gidip yıllarca ugrasıp tamam haklısın ama mevzuat boyle dendı cok kişiye.

kıyafet----> van

dergileri burda yaz, isteyeni çıkar.

gazeteler de kağıtçılara belki.

gazete ve dergilerinizi yakınlarınızda bi huzurevi varsa verebilirsiniz.

kıyafetleri bilemem ama dergi ve gazeteleri geri dönüşüm ünitelerine gönder çevreye katkı da bulun..

internetten alıcı bulamazsanız sahaflara satabilirsiniz dergi ve gazeteleri. hiç alıcı olmazsa elbette ki kağıt çöpüne.

kullanış yerine bağlı. laubali yavşağın teki dersen tabi girer. ama bence bu adam derste fazla laubalilik yapıyor dersen, bence bir şey olmaz, mahkeme huzurunda. ama sözlüğün tavrı çok değişiyor bu konuda.

biri şikayet ederse moderasyonumuzun gg gerekçesi ile sileceğinden emin olabilirisin. bana sorarsan gg değil, yaz. kullanış yerine de bağlı bu arada, söylendiği gibi.

pekala. o halde bu kelimeyi akademisyeni nitelendiren bir sıfat olarak değil de, sözgelimi şu şekilde kullansam gg olur mu: ''öğrencilere karşı laubali yaklaşımı...'' nasıl olur?

hocayı nitelersen gg diye silebilirler ama bir hareketi-davranışı vs nitelersen bir şey olmaz.

garantili olur. silinmemesi bakımından.

başbakana bile deseb bir şey olmaz.

alakalı olduğunu düşünüyorum (bkz: ansiklopedi savaşları)

tam yazacaktım ki.. ahh.. geç kaldım... ah o ansiklopediler.. ahhhh!

olm sen hangi ülkede doğdun

yaş.. eee.. 16 falan olmalı o dönemleri bilmemesi için. dimi? o civar...

türkiye'de doğmadım. yaş da 22.

bu yaz kosova dışındakileri gezdim. bu gece çok yorgunum ama yarın bana sözlükten bi mesaj atarsanız yardımcı olurum elimden geldiğince.

bosna, karadağ ve sırbistan konusunda merak ettikleriniz konusunda bir mesaj atarsanız yardımcı olmaya çalışırım

bu rotada ilerleyecek arkadaşlar için sırbistan ile kosova'nın problemli olduğunu hatırlatmakta fayda var. 1) önce sırbistan'a gidin. pasaportunuzda kosova damgası görürlerse almıyorlardı. artık iptal edip kendi damgalarını basıyorlar. ama bilinmez. 2)sırbistan'dan direkt kosova'ya geçmeyin. makedonya veya bosna üzerinden kosova'ya geçin.

(bkz: dostoyevski'den sartre'a varoluşçuluk)bunu bulup ilk kısmını(dostoyevski kısmı; oldukça kısa) okusanız iyi olur sanırım sizin için. dili de basit.

dostoyevski şakirtin önde gideniydi (koyu katolik) allah kitap demiştir

taksi abartılı tutar. en hızlı ve aynı zamanda en ucuz metrobüs ile mecidiyeköy oradan da metro ile taksim.
2. seçenek ama emin değilim olurundan.kadıköyden varsa kabataşa motor kabataş. ordan da füniküler ile taksim.

taksi 35 lira tutacaktır dolmuşları tercih ettiginde rakam yine yüklü olacaktır. biraz paran varsa hiç araştırma ile kafanı yorma en fazla 40 verirsin rahat rahat varırsın taksime.

taksiye gerek yok, dolmuş vs bile kasar bence. en temizi, direkt stadın ordan metrobüs var. ona binip mecidiyeköy'e geçin. mecidiyeköy'den de metroyla taksim'e. en azından trafiğe takılmazsınız. ama maç çıkışı metrobüsün falan epey kalabalık olacağını da bilin. idare edeceksiniz artık.

edit: trafiğe takılma riskine girmeyin. arkadaşın dediği gibi varsa kabataş'a motorla denizden geçin. kabataş'tan taksim'e finüküler 1 dk sürüyor. olmazsa da bence metrobüsle mecidiyeköy.

staddan çıkınca metrobüsü sorun. metrobüsle mecidiyeköye gidin. orda metroyu sorun, metroyla taksime gidin. en kısası budur.

maç çıkışı stad trafiği korkunç olur o yüzden en mantıklısı metrobüsle gitmek,biraz sıkışık olacaktır ama trafiği çekmektense o sıkışıklığı tercih ederdim şahsen.

taksi pahalıymış cidden. metrobüs ve motor-kabataş seçenekleri gayet uygun görünüyor. duruma göre birini seçicez artık. yardımlar için çok teşekkürler.

6.5 bostancıdan gelen sarı dolmuşlar, sanırım 6 tl de rıhtımdan taksim yapanlar. staddan çık, kızıltoprak shell de bekle. 12dk da taksim (trafik yoksa)

metrobuse dal direk trafik korkunç ötesi olur çekilmez,taksiye binersen hem baya para bayılırsın hemde cok uzun surede gidersin.

yok.

biz öyle şeyler yapmıyoruz pek.

gençken oluyor öyle şeyler. geçer

yok, gayet normal geliyor bize.

yazmaktan klavyemin tuşları delindi: "bu saatten sonra" "bu yaştan sonra" gibi saçmalıkları kesin artık. gavur 40 yaşında tıp fakültesine yazılıyor, 80 yaşında büyükelçi tayin ediyor. türk ise 40 yaşına gelince emeklilik planları yapmaya başlıyor. silkinin ve kendinize gelin. (senin gibi düşünenlerin hepsine birden yazıyorum bunu). atın üzerinizdeki şu ölü toprağını. tabii çok da haksız sayılmazsınız, zira (bkz: sosyal depresyon) nedeniyle, ülke topyekûn depresyonda.

sana gelince bebek (evet, henüz bir bebeksin)
Fransız sermayeli global bir şirket, seni işe alır. Diğer ülkelerle olan muhaberatı İngilizce, merkezle olan muhaberatı Fransızca götürürsün. Gayet de bol seyahatli, hareketli, renkli ve heyecanlı bir iş hayatın olabilir. Ama başlangıçta gözün yükseklerde olmayacak. İcabında 'ofis boyvari' bir iş bile olabilir. Öyle bir şirkette, işe çıraklıktan başlayacaksın yani.

Ama yazdıklarından, böyle bir hayatı pek de özlemediğini anlıyorum. Hiç olmazsa, tarih okurken ailene ve kendine destek olabileceğin bir iş olur bu bahsettiğim.

"Yabancı dil bilen tarihçiye ihtiyaç var mı ki?" sorusunu sormaktan daha iyi saçmalayamazdın. 1. Yabancı dil bilen her meslek grubuna ihtiyaç var çünkü yerküresel köyde yaşıyoruz, inanmayacan ama neredeyse 30 senedir durum bu.
2. Kafasını Türkçe ve Osmanlıca kaynaklara gömmüş, hadiseleri tek taraflı izahlardan anlamaya çalışan, tezlerini dünyaya anlatmaktan aciz bir tarihçi mi daha muteberdir, yoksa bunun tersi mi?

istediğin, özlediğin hayata kavuşabilmek için, ya sen fedakârlık edecen, ya da sana ilaveten ailen de biraz daha fedakârlık edecek. sırf Fransızca öğrenmek için 6 sene okumak çok mantıklı değil. "Ben Fransızca'da yeterince iyileştim, araştırmacı olmam için bu kadar Fransızca bana yeter" diyosan, okulu bırakıp tarih okuyacan. bu kadar radikal bir karar vermeden önce, iş imkanlarını iyi araştırman lazım. belli başlı üniversitelerin tarih hocalarından randevu almaya çalış ve git görüş. içlerinden en az biri sana vakit ayıracaktır ve yol gösterecektir. bu tür bir hareket yapabilmen için, tarihi deli gibi seviyor olman, tarihî rüyalar görüyor olman lazım ki, sonradan ömür boyu pişmanlık yaşamayasın. tarih yüksek lisansı var mıdır mesela bu soru'na cevap bulabilirsin.

tarih burada bir misal sadece. sen hayatta ne yaparsan en çok zevk alacağını keşfedeceksin önce. istiklal'de su satmak sana hayatta en çok zevk verecek şeyse, gözünü karartıp onu bile yapacaksın uç bir örnek olarak. ben tarih doktorası yapmış taksi şoförü gördüm mesela. (türkiye'de değil tabii). herif osmanlı tarihi konusunda elime verdiydi iki dakkada.

hangi işin sana en çok zevk vereceğini keşfetmen içinse, tatbiki olarak işlere girip çıkman lazım. staj yapman lazım. çıraklık yapman lazım. her şeyi para olarak görme. yayınevinde de çalış, tercüme de yap, turist rehberliği de yap, tezgahtarlık da yap, gerekiyosa su da sat. iki günde anlarsın zaten, öyle bir iş yapmayı isteyip istemediğini. böyle ufak ufak alıştırmalar, denemeler, uygulamalar sana gerçekte ne istediğini öğretecek. mesela tarih lisans ya da yüksek lisansı yapmadan önce, kendine çok ilgini çeken bi konu seç ve kütüphanenin tozlu kitapları arasına gömül bir kaç ay. (ulan ne zevksiz bi dünya be! şimdi bunu yapmana da gerek yok, gugıl hazretleri nedeniyle). neyse, gene de gugılın henüz erişemediği kaynaklara eriş. fransız kaynaklarından 1915'i oku mesela filan gibi. eğer bunları yaparken, dış dünyayı ve yemek yemeyi dahi unutuyor, vaktin nasıl geçtiğini bilmiyor, öğrendiklerinden müthiş bir haz duyuyorsan, tarih oku.

titr mevzuunu siktiret. lisedeki arkadaşlarının işverenlerinin ne olduğunu da. her koyun kendi bacağından asılır. sen ne iş yaparsan mutlu olursun'u keşfet önce. bunun için bir senelik bir süre tanı kendine. "seneye bu zamanlar, ne iş yaparsam mutlu olurum'u bulmuş olacağım" gibi bi hedef koy kendine. bu zaman zarfında her boya küpüne gir çık. belki de dış ticaret veya özel şirkette "almost" ofis boyluk hoşuna gidecek, ne biliyosun?

özet geç piç: sana kızıyorum ve seni destekliyorum.

abi anladığım kadarıyla ortada net ve büyük bir sorun yok. sevmediğin bi bölümde okuyorsun. e çoğumuz öyle yapıyoruz zaten(ben değil). 2 sene daha idare et, vaktinde bitir bölümü. zaten bu seneden sonra derslerin hep seçmeli olacak. son 2 senede hep tarihle ilgili dersler seçersin, ki ilgilendiğin ders bulacağına eminim. eğer maddi olarak idare edebilecek durumdaysan, bir süre daha öğrenci hayatı yaşarsın maddi olarak ve tarih master'ını da yaparsın. sen gsü'deki manyaklara bakma. herkesin kafasında bi sorbon'dur bi nantes'tır lyon'dur var ama hiç gerek yok. türkiye'de kalburüstü biçok yerde mastır yapabilirsin ve gayet de güzel olur. inan o zamana kadar kafan da biraz daha açılır, önünde yeni yollar da açılır. hayatının ufak ufak rayına oturduğunu fark edersin; bu endişeler azalır.
benzer kaygılara her üniv öğrencisi düşüyor ara sıra. ben de gsü'deyim, severek sosyoloji okuyorum ama bizim de geleceğimiz hiç net değil. birazdan evden çıkacağım, canın bu konuya hala sıkkın olursa diye de özel mesajdan tel no gönderiyorum. akşama kadar okulda olacağım, arayabilirsin konuşmak istersen.abi anladığım kadarıyla ortada net ve büyük bir sorun yok. sevmediğin bi bölümde okuyorsun. e çoğumuz öyle yapıyoruz zaten(ben değil). 2 sene daha idare et, vaktinde bitir bölümü. zaten bu seneden sonra derslerin hep seçmeli olacak. son 2 senede hep tarihle ilgili dersler seçersin, ki ilgilendiğin ders bulacağına eminim. eğer maddi olarak idare edebilecek durumdaysan, bir süre daha öğrenci hayatı yaşarsın maddi olarak ve tarih master'ını da yaparsın. sen gsü'deki manyaklara bakma. herkesin kafasında bi sorbon'dur bi nantes'tır lyon'dur var ama hiç gerek yok. türkiye'de kalburüstü biçok yerde mastır yapabilirsin ve gayet de güzel olur. inan o zamana kadar kafan da biraz daha açılır, önünde yeni yollar da açılır. hayatının ufak ufak rayına oturduğunu fark edersin; bu endişeler azalır.
benzer kaygılara her üniv öğrencisi düşüyor ara sıra. ben de gsü'deyim, severek sosyoloji okuyorum ama bizim de geleceğimiz hiç net değil. birazdan evden çıkacağım, canın bu konuya hala sıkkın olursa diye de özel mesajdan tel no gönderiyorum. akşama kadar okulda olacağım, arayabilirsin konuşmak istersen.

Tarih bölümlerine gidip hocalarla konuşun. "Bu son iki senede tarih yüksek lisansı için ne öğreneyim, Fransızca'nın neresine kayayım ki tarih araştırmalarında yararlı olabileyim?" gibi sorular sorun.

Tabii tarihten eminseniz :) Akademik ortamlarda büyük okullarda kadronun aslanın ağzında olduğunu da eklemek isterim.

Önemli olan nerde yetiştiği değil ki bölge olarak. Toprak önemli, toprağın çeşidir midir nedir tam bilemem ama öyle yani.

şöyle diyim: başka yerlerde de var ama bazı bölgelerdeki tütünler direkt yurtdışındaki böyük firmalara gidiyor.
bi de şöyle bakmak lazım; hangisi karlıysa o yetiştirilir. atıyorum konya'da ısparta'da da tütün yetişebilir belki ama yine atıyorum oralarda gül de yetişiyorsa ve gül daha karlıysa; kimse tütün yetiştirmez.

günümüzdeki ziraat teknolojisiyle yetişir bence. niye yetişmesin.

"niye yetiştirilmiyor?" diyorsan, gerek yok çünkü.

karadeniz'in beslediği kaynakların toprağı zenginleştirmesiyle bir alakalı olabilir. zira benzer şekilde 18. yüzyılda da tüm avrupa'daki tütün ihtiyacını ukrayna karşılıyordu.

kaynak: www.faqs.org

dışarıdaki bütün tütüncülerde de hep güneydoğu tütünleri var. hiçbiri abi şahane bafra tütünüm var demiyor. ya diyarbakır, ya bitlis... hem öyle yerler...

peki neden iç anadolu'da tütün kalitesi düşük olur? onu anlamıyorum. iklimi çokta farklı değil güneydoğu anadolu'dan...

tütün de şekr pancaı gibi hemen her yerd yetişebiliyor. ancak şekerpancarı,pirinç, tütün, haşhaş gibi her yerde yetiştirilmesine izin verilmiyor. mesela bizim orda çukurovada sadece düziçi'nde var. güneydoğuda da adıyaman. bir tarım politikası gereği. ayrıntılarda yanıabilirim ama anafikir bu.

aga işte öğütüp karıştır tütüne. deneye yanıla bu işler...

100 tip tütün var. adıyaman, siirt vs tütününden mi bahsediyoruz?

öyleyse sararken araya hafif ezip karanfil vs atarsan olur işte. oluyor. yani özel bir uygulaması yok bildiğim kadarıyla.

bence tütün pakedinin içine at bi kaç tane karanfil dursun bir gece, aromasını bilemiyorum ama kokusu falan geçmesi lazım. ezip karıştırmayı duymadım hiç. ben tütün kurudukça elma, armut kabuğu filan koyuyorum, o da güzel oluyor.

lice tütünü hocam.

neyse öğütüp deneyecez artık. peki deneyen var mı, nasıl oluyor tadı? methini çok duymuştum

biz tütünü şaraba bulayıp kısık ateşte 15 dakika kavurmuştuk. 6 saat bekleyip içmiştik. candı can. deneye deneye oluyor bunlar.

tahminim, nasıl bir aroma katmak istiyorsan, ona göre bir harman yapmalısın. her aroamyı aynı yöntemle katamazsın.

çiçeklerin yapraklarını sulamak için kullanılan fısfıs dedikleri aletin içerisine viski doldurulur,tütünler 0.5 cm kalınlığında olacak şekilde düz bir yüzeye serilir,tütünler fısfıs ın içerisindeki viski ile tavlanır, daha sonra bir paket golden virginia yeşil paket ilave edilerek karıştırılarak hava almayacak bir saklama kabına doldurulur,içerisine aktarlardan bulabileceğiniz çubuk vanilyalardan 5-6 adet atılır,bir elmanın kabuğu soyularak tütüne ilave edilir,saklama kabında 3 gün bekletildikten sonra günlük içeceğiniz miktarı alınır,sarma kıvamına gelecek kadar kurutulur ve afiyetle içilir.
benim tarifim bu şekilde,bugüne kadar sigaramın kokusunu duyupta tarifini istemeyen kalmamıştır ayrıca.

yarım elmanın kabuğunu soyuyosun kardeşim, tütünün içine atıyosun. ama tütün de poşette olsun. ağzını kapat. bi gün dursun. mükemmel koku ve nem sağlayacak.

bunu portakalar, mandalina ve özlü kabuğu olan diğer meyvelerle yapabilirsin.

logaritma sabaha kadar çalışılacak konu değil ki. bence şimdi yat uyu. sınavdan 2buçuk-3 saat önce kalk. güzel bi kahvaltı et, duşunu al. sonra da otur dersin başına. sınava kadar halledersin.


ille de sabahlayacam diyorsan, ara sıra camı aç balkona çık açık hava al.
kahve-kola gibi tavsiyeleri başkası verecektir.

çalışırsınız.
proje zamanlarında 2-3 gün hiç uyumadan hem çalışıp hem okula gittiğim oluyor ve ölmedim. uykunuz geliyor gibi olunca yüzünüze soğuk su çarpın ve kan dolaşımınızı hızlandıracak bir şeyler yapın (ben yoga yapıyorum mesela, şınav çekseniz de olur).

o sana bağlı birşey. bazı insanlar uykusu gelince bir bok anlamazlar. mesela ben. ama bir arkadaşım da günlük 2 saat uyku ile 1-2 hafta dayanıyor, bu da yetmezmiş gibi o kafayla sınavlara girip iyi not alıyordu. ama kola ve kahve karışımı iyidir, öneririm. ayık tutar adamı.


logaritma da basit konudur, üslü sayıları bilmen yeter hemen hemen. rahatça kavrarsın. ama bir gecede bitirip üstüne tüm soru tiplerini kavrayabilir misin bilemem. haydi rastgele.

sabahlamak bana hiçbir zaman yaramadı. zaten tüm geceyi ders çalışarak geçirmek bir hayal. illa dikkatini dağıtacak saçma bir şey bulursun. o yüzden şimdi uykun ağır basana kadar çalışabileceğin kadar çalışmaya bak. sonrasında 4-5 hatta 3 saat bile uyusan olumlu yönde yarın çok büyük fark yaratır. sabah da kalkınca çalışmana devam edersin. tabi bünyen, çalışma metodun nedir bilmiyorum ama bende yarayan sistem bu.

@yasakani başkası verecektir demiş, o zaman verelim.

kahve-kola

ben hayatım boyunca sabahlayamadım çalışmak için. bir kaç önemli finalden önce heveslenip nescafeleri diktiğim oldu ama hep normal uyuma saatimde uykum geldi. zaten uykum gelmese de sıkılıp bırakırım.

öte yandan, logaritma lisede en rahat halledebileceğin konudur. konuyu kastırıp örneklerine de bakarsan çıkarırsın sınavı aradan.

(git: 333407) risk budur dedim ve yaptim. Tek gram uykum yok. 84 saat uyumam bu gidisle.

şahsi tecrübem: sabaha kadar çalışıp pelteye çevirdiğim beyinle elde edemediğim verimi, mevcut bilgi+yeterince uykudan elde ediyorum. bence güzel bi uyu, erken kalk, sınava kadar olan vakti değerlendir.

sana son bir öneri, hiç ders çalışmıyorsan bile matematiği günü gününe çalış. sınava hazırlanırken rahat edersin. millet konu çalışırken sen tekrar edersin sadece. misal, ben bazı konulara çalıştım bazı konulara çalışmadım, kısmen pişmanım şu an.

tek tavsiyem var interneti bırak. :)

kahve+kola'dan dolayı bir gün birisi midesini delicek ben söyliyim. yapmayın olum, yapmayın evladım. zararlı diyoruz..

1 kez gerçek anlamda sabahladım, cehennem azabı çektim. ev arkadaşımla 1'er saat nöbetleşe uyumuştuk uyuyup kalmayalım diye. o 1 saatin dışındaki süre boyunca 2 koca ingiliz destanına çalışmıştım. sonuç; hayvani bir not aldım. sevindim.

sade kahve.

uyu, uyu, uyumayınca belki sabahlarsın ama minimum verim olur, boş gözler ve idrak yeteneğini kaybetmiş bir beyinle çalışmış olursun, üstüne üstlük uyumadığın için o gecenin sabahındda da bi halt olmaz.

gerçi metabolizma ve beyin senin, biz ne tavsiye versek boş. yani ben uyumazsam başarısız olurdum son gece çalıştığım vize-finallerimde, başka biri de uyumaz, ders çalışarak sabahlar ve başarılı olur.

ama benim için ölçü hep şu olurdu; ders çalışma ve uykusuzluk hali, bir şey de içmedim ama kafam bi güzel oldu dediğim an uyurdum. o ana kadar çalışırdım.

ulan tavsiye vermedim bu arada. türk kahvesi var ya, sade olanından. yapıyosun onu. içine de bebek aspirinleri var ya pembe, onlardan atıp karıştırıyosun. zararsız, net çözüm. gelsin logaritmalar..

konuda saatlerce çalışılacak bir şey yok, eğer sınavın da ilk saat değilse şimdi yat uyu. sabah okulda konuyu bilen birinden sana çıkabilecek belirli soru tiplerini anlatmasını iste. önceden de az buçuk bir bilgin varsa ortalama bir not alırsın.

iyi troll'ler sözlüğün çok önemli parçası. kimse onları aforoz etmek istemiyor ki. ssg'nin işine geliyor troller.

iyi troll'ler derken? kanye west'in kankası var mesela bi tane o ve onun gibilerden bahsediyorum

Format veya yasalar dısında engelleme sözlüğün işlevini yitirmesinden baska ise yaramaz.
Troll formata uyuyorsa yapacak birşey yok.

beni trollerden çok, sürekli "şu troller uçurulsun" diyenler rahatsız ediyor mesela.

yapacak bişey yok.

bence kafayi kuma sokma hakki sozluk ustunde kolayca yapilabilen bir sey olsun. ornegin cok sogudugum eksibition'a yapilan degisiklik sonrasi muthis rahat giriyorum. alti ustu 2-3 kisiyi engellemem yetti.

eksi sozluk'te daha kolay aslinda troll'un nerede oldugunu bilmek. senelerdir giren adam uzak duruyor o basliklardan. ha bazen ansizin bosta yakaladigi olmuyor mu? e o da olmasin diyorsan; eksi++
obur turlu birilerini sirf sana ters geliyor diye uzaklastirmak, onlari asimile etmeye ugrasmak, kendimize uydurmaya caba harcamak muthis fasist bir tutum. onlari oyle kabul edemiyor musun? gormezden gel.

bılgı ıceren en az 50 entrısı olmayanı dırek ucuracaksın.

ya soruyu soran arkadaş ve benzerleri neden trollerin uçurulması gerektiğine, bu adamların kural dışı işler yapan, kimse tarafından istenmeyen tipler olduğuna kendilerini inandırmışlar? trollerin ilgi çekmesini sağlayanlar da genelde böyle tipler oluyor. beğenmiyosanız açtığı başlığa, nick altına yazı yazmayın. adam da aradığı ilgiyi bulamayınca susar gerçek bir ruh hastası değilse. bu kadar basit yahu.

ekşi ++ kullan. o zaman ne yapsalar diye kafa yormuyorsun.

oha oha bir kişinin bile aklına troll başlıklarına entry girmemek gelmiyor mu ?
adamlar sizi salak yerine koyuyor lan, herkes atlayıp bişeyler yazıyor, adamın başlığı üst sıralarda o zaman.salak mısınız siz ?

oha tabii ki var. ben yapıyorum hatta ara sıra.

özel okullarda (vakıf üniversteleri) bu yolla araba alanlar var, devlet okullarında görmedim, duymadım

konusundan falan bahsederseniz ilgileenebilirim.

1 000 tl isterim :D

Son paranı da sayısala yatırdın onun sıkıntısıdır, üç vakte kadar borç isteyeceksin: görüyorum.

az önce babil kuleli bi puzzle gördüm onu istiyorum zahmet olmazsa (=

çok bir şey değil. kübadan başlayıp güneye ineceğim. plan, pasaport falan hepsi tamam. gidiş dönüş uçak bileti iyi olur. hangi havayolu olduğu da farketmez. en ucuzundan alabilirsin. ama önceden haber ver ki peru için vizeye başvurayım..

@orange coffee: iyi de bu benim hayalim. yazın ama. 2 kişilik alıyorum biletleri.

@the kene; biletlerin 1i benim olacaksa tamam. orada jestin altında kalmam, karşılığında puro alırım sana. guantanamera guajira guantanameeraa..

şişme garı isterük

meme istiyorum. 200 dolar atsan yeter.

napoli X2
madrid üst
benfica
bu akşamın banko kuponu ben bunlara oynadım yüklü

napoli cl yorgunu. güvenilmez.
madrid bariz üst.
benfica'ya da verilmez.

CS Mioveni -:- Dinamo Bucuresti 2
Svetkavitsa -:- Levski Sofia 2
Tampines Rovers -:- Balestier Khalsa 2
FC Copenhagen -:- HB Koge 1
Home United -:- Geylang United 01
Oviedo -:- Montaneros 01

bazıları iddaa'da olmayabilir. hepsi yarının macları. %90 dıyebilirim.

getafe barca karsılıklı gol olmaz
real atletico alt
bir de lille

trabzon beşiktaşı yener

dediklerime oynayanlar kazandı :D

(bkz: montla sıç)

ben de müziksiz bir hayat düşünemiyorum, lakin "Müzik de olmasa bu gereksiz anlamsız hayatta daha durmam" diyemem. memeler var, irili ufaklı.

yok o kadar olmasa da beni de cok fazlasiyla motive eden biseydir.

durum cok normal olmasa da hayatini ona göre sekillendirebilirsin.

ben kendimce notlar aliyorum müzige dair.

kendin icra ediyorsan bilemem de sadece dinleyiciysen çok saçma.

Tek şey derken çok basite indirgemişsin zevk alıyorum de çok hoşlanıyorum de ama böyle deme.

Şöyle söyleyeyim
-Yabancı dinlerim genellikle ingilizce,ritmi hoşuma gittiyse sözlerini çıkarır ezberlerim hatta 1 haftayı aşan dilime dolaşan şarkılar vardır.
-Herhangi bir mağazada hoşuma giden müzik çalarsa ayaklarım kilitlenir,bir şey almayacaksam bile takılır kalırım.Örn: avmlerde mudoda çok güzel parçalar yakalıyorum:)
-Hayatımda benden hoşlanan insanın bana yabancı bir şarkıdan kendi sesiyle serenat yapması-gitar çalmasını çok isterim.
-Elektro gitar tutkumdur bir gün onu öğrenicem kafaya koydum.
-Yolda yürürken müzik dinlerim mp3mden,hele de yolda yalnızsam o kulaklık hiç çıkmaz.Yani anlıyorum seni ama bir daha düşün derim hayattan zevk alabileceğin çok alternatifin var.

Tam olarak öyle hissetmiyorum. Müzik dinlemek olmayınca hayat anlamsız ya da gereksiz olmuyor benim için ama anlaşılmaz oluyor; müzik yapmak, enstruman çalmak, beste yapmak olmayınca ise anlatılmaz, ifade edilmez, üstesinden gelinmez oluyor hayat.

aynen öyle benim için..

şaka gibi ya kumarı aptallık olduğu için değil günah olduğu için oynamamak

insanlığa din lazımmış gerçekten

eğer inançlıysan bence evet. sonuçta kumarhane de kaybeden insanların paralarını kazanıp da sana ödeme yapıyor. bi açıdan da adamlar o riski alarak gidiyor oraya der geçersin. hatta bi aşama geri gidersek din nedir falan deriz, o hiç olmaz. ha kumar kötü müdür? evet. hayatını kaydırır mı? evet. benden bu kadar.

sonuçta senin parayı aldığın kurum da o parayı oynayıp kaybedenlerden alıyor. günah.

@sikko normalde ciddiye almazdım seni de, hoşgördüm bu sefer. sorun oynayıp oynamamak değil, haram mı helal mı tartışması.

@ruhi @ john adamın birine mal satıyorsun, o sana ödeme yapıyor. sen adamdan aldığın aldığın parayı helal mı haram mı diye düşünür müsün? senin emeğine/malına verilmiş bir ücret o.

davut kendini avut:) kumar bu olm her türlüsü günahtır bunun, boşuna çıkar yolu arama..

@sedrick sicco neresi komik bunun? ne insanlar var kumar masasında kaybetmedikleri halde günaha girmemek için oynamayan..

sayiliyor. maddi veya fikri uretim, yahut bir hizmet sunumu haric elde edilen tum gelirler haramdir. kumarda verdiginiz emek kimseye bir mamul, fikir veya hizmet sunmuyor, kendinize sundugunuz hizmet de maalesef sayilmiyor.

@black :) belki bir delik bulunur dediydim

@enedwaith okuduğum kadarıyla kuran'da kumarın haram sayılma nedeni insanların arasına düşmanlık sokması ve inananları Allah ı anmaktan alıkoyması. düşman olacağın kimse yok ortada. Allah'a alıkoymaksa nerd ve satranç da hanefi mezhebinde göre haram kılınmış bu yüzden. onun da sınırı yok.

para koyup, çeşitli kart/şans oyunuyla para kazanmanın her türlüsü kumar>haram. emek yeter neden değil bence kafadan fetva uydurma. emek verip hortumcu dolandırıcıyı soymak ya da nikahsız karşı cinsle severek sevişmek de caiz olmalı senin mantığa göre.

kumar masasında kaybetmeyip günah olduğu için oynamamak aptallıktır. net.

zaten vicdan sahibi bi adamsan karşındakinin karısını çocuğunu hatta kendisini düşünür oynamazsın.

iyi de karşıdaki adamın parasını yürütmenin kendisinden başka kimseye zararı yok falan diyosan da dinde neden yasak olduğunu sorgularsın. cevap bulamazsın başka düşünceler oluşturursun.

@morty k bakma konunun dışına çıktık da cevap verim dedim yine de

eğer aldığın malın hırsızlıkla elde edilmiş olduğunu biliyorsan düşünmelisin. örneğin adam telefon çalmış, ucuz diye alır mısın?

Dini olarak kumarın her türlüsü günah. Evet evet at yarışı,iddaa vb. şans oyunlarıda

künaf tabi. çokünaf.

@sedrick sicco ne demek aptallıktır? adam öteki tarafı düşünüyorsa bunun adı aptallık mı?..

@murty: dusman oldugum kimse yok zaten ancak kumardaki alenen emeksiz kazanc oluyor. hirsizlik da haram degil o durumda cunku yapmak icin emek harcamak, strateji dusunmek gerekiyor. cevabimda emek konusuna biraz aciklik getirmeye calistim.

iddia oynamak bile kumar, günah. kumarhane adı üstünde kumar oynatan yer, %90'ın para kaybettiği geri kalan %9'un da kazandığını kaybettiği yerler. onlardan para kazanıyor olmanız bir şey değiştirmez. kumarhanenin çıkış mantığı da, içinde kavga ve hilenin mutlaka olduğu kumarı daha güvenli ve kumarhane işletmecisi tarafından daha karlı oynatmak.

inanıyorsan tekrar düşün. mesela inanmıyorsan her şey serbest.

"kumar masasında kaybetmeyip günah olduğu için oynamamak aptallıktır. net." diye düşünmek aptallıktır.Bir sorunun ardından Müslümanlara saldırmaya kalkışmak ezikliktir.Bağımlı militan olmak köleliktir.

İddaa ve bilumum şans oyunları haramdır.İslam'da sence bence olmaz.Müftülüğün cevabına riayet edilmelidir.

Müslüman ülkede bahis oynanmasının çok yaygın olması gelir seviyesinin düşüklüğünden dolayıdır.

breaking bad, house, battlestar galactica, lostu sevdiysen fringe.

the big bang theory ya da how i met your mother

dexter

leyla ile mecnun tabii ki.

leyla ile mecnun +1111

game of thrones

komediyse seinfeld,
dram-macera gibi olacaksa breaking bad,
gerilimse dexter,
bilimkurguysa battlestar galactica.

leyla ile mecnun +1!!11bir!!

house <3 hatta sözlükte gregory house bir çok yönden behzat ç. ye benzetiliyor.

özel güçler, şakalar-- misfits, heroes
toplumsal gönderme, şakalar--- southpark, family guy (sevmem), simpsons (eh işte)
anime--- death note, elfenlied
insanlar--- human planet 8 bölüm(belgesel) özellikle tavsiye ederim
komiklikler--- how i met your mother (bu aralar boku çıktı), leyla ile mecnun
vurmalı kırmalı savaşlı--- spartacus, game of thrones

aklıma gelenler

friends, dexter, the mentalist, house, eğer hafif aşklı dramlı hastane dizisi istersen de grey's anatomy.

prison break,
ezel.

hosteslerin yaptığı şey panpa.

work calismak demek travel gitmek demek.

yani calis ve git anlamina geliyor.

mesela seyyar saticilar, work and travel icin güzel bir örnektir. durduklari yerden satanlar degil ama ellerindeki sattiklari esyalarla gezenler yani. kapi kapi dolasip pazarlamacilik yapanlar falan sanirsam.

iyide ben salağın tekiyim burda zor yaşıyorum çalışıyorum orda öldürürler beni.

hacı amerıka'da salak olmak daha kolay. orda herkes salak. bızdekı gıbı herkes çakkaal değil.

travel = gitmek
diyenlere inanma
google'a inan

ksç sene yattın mapusta kardeş, geçmiş olsun

üzerine para ödenen kölelik sistemi.

geçen sene sevdiceğimin gittiği saçma sapan bir iş yapıp üstüne para aldığı sonra deli gibi ucuz bira ve zararlı ürünler tükettiğini delice beni aldattığı türkiyeye gelince 1 yıl boyunca biz amerika ddayken ile başlayan ccümleler kurduğu ona göre mükemmel bir dünya, bana göre kabus

mrtksn ve roket adam ozetlemis aslinda durumu. esasen, it gibi calistirip dusuk ucret veriyorlar, arada gezersen de kar diyorsun. bunun icin ustune para vermek de ironik biraz. ek olarak herkesin manhattan'a, santa monica'ya gelmesi gibi bir durumda soz konusu degil. allah'in ziktir ettigi yere de gelebilirsin.

bu arada 1000 küsur dolar falan değil programın ücreti.

2000 - 2500 tl arası firma istiyor senden

1500 liraya uçak bileti alıyorsun gidiş-dönüş

öğrenciler başvurabiliyor sadece zaten ve pasaportta sadece defter ücreti mi ne ödeniyor o da 50 lira olması lazım.

bunun dışında vize başvurusu masraflarıfalan 200 tl

burada hazırlık için kendin birşeyler harcarsın xxx tl

oraya gittiğinde ilk 2 hafta falan maaş alamıyorsun ve kalacağın yere deepozit vs. vermek durumundasın. buun için de cebinde 600 $ olmalı o da ettimi 1000 tl falan

şimdi total: 5250 tl + hazırlık masrafı

karşılığında eğer sorun yaşamazsan tecrübe kazanıyorsun.

bu kadar paran varsa interrail yap.

tenhada yakala azını burnunu kır. sonra da kulağını koparıp ye.

sevgilinin duymaması için hiçbir şey yapamazsın olm, napıcan. ama döv yani.. iyi olur..

bence önce sizi birbirinizle muhatap eden sevgilini döv

@vakumlu o çok sert olur, öldürmeden dövmeyi planlıyorum.
@ladybug kadına şiddete karşıyım.

saçma sapan konuşma. "fikir verin dostlar" demişsin, veriyorum:

daha 18 yaşında bi elemansın. kendine göre haklı sebeplerinin olması yaptığın işi meşrulaştırmaz. burda gaz veren, git döv diyen yazarlara da yuhh diyorum.

çocuğu gazlamayın la! kimseyi dövme olum, niye dövüyorsun? adam dövmek suçtur.
üstelik sevgilin de her türlü duyar olayı.

kulağını kesince ölmez

tenhada bekle. seni görmeyeceği şekilde arkasından yakala, karanlık bir köşeye çek ve yine kendni göstermeden sağdan soldan böbreklerine yumruk at. yere düştüğünde yüzüstü yatır ki seni görmein kaçarken. belki cila olsun diye giderken kafasına bir tekme atarsın.

dövemiyoruz yani. iyi peki napalım.

kasten adam yaralama suçu işleyip ceza almak istiyorsanız buyrun. bir de sözlükten yazmışsınız.

Sadece eski sevgilisi diye mı döveceksin adamı?

@drip yok yahu o yüzden niye döveyim. adam bildiğin sapık ve uyarıları dikkate almıyor.

polis, savcı, adalet gibi kavramları daha önce herhangi bir yerde duydunuz mu?

cevap hayırsa www.google.com iyi bir ön araştırma kaynağıdır.

@kedilli makam, polis yeterince ilgilenmiş olsaydı zaten uğraşmazdım. lisede dahi kavga etmemiş bir insanım.

sevgilin duymucak olsa bile gider eski sevgilisi söyler, unut o işi.

olay ne ya olayı bi anlatsanız da nedir ne diildir anlasak.

haklıysanız bile kendinizi son derece haksız bir duruma düşürmüş olursunuz.

adam bildiğimiz sapık ve uyarıları dikkate almıyorsa ona ingilizcede "stalker" deniyor. musallat olan tiplerden yani. içten gelen bir güzel dövmekse de sakın yapmayın. haklıyken haksız duruma düşersiniz.
Kız arkadaşınız bu konuda ne düşünüyor? Bence hukuki yollara başvurmaktan başka çare görünmüyor.

hacı gidelim ağzını burnunu kıralım!

şaka lan dövme napcan dövüp, hukuki yolar önerisine katılıyorum.

Kız için kavga edecek kadar ahmak olma.

seninle alakası olmayan işlere burnunu sokma

kızın önceki problemleri yüzünden don kişotvari bir ahmaklıkla olaya atlama

sana ne eski sevgilisinden,

ikisi de iyi değil ama tercih etmek zorunda kalsam soldakini seçerim.

megan fox her turlu. digeri cirkin bence. zevkler ve renkler...

sağdaki. doğal seviyorum.

abi tabii ki soldaki daha taş ama sağdaki tarz olarak bence daha seksiii.

tabii ki sağdaki

kısa rulz.

sağdaki

aga sağdaki hatunun daha güzel resimleri vardır illaki, onlardan birini koyaydın. ama yine de sağdaki diyorum.. babamsagolsun +1

soldaki.
kadın olmama rağmen ahlaksız teklifle gelse kabul ederim.

soldaki tabii ki. sağdaki bildiğin tipsiz.

soldaki öyle bir photoshop yemiş ki, orjinal fotoğrafını görsek muhtemelen tanıyamayız

yahu beyler soldaki gibi bi ton hatun var, soldakini kurtaran makyaj vs. diğerinde ise "yataktan yeni kalktım ama güzelim" havası var..

kısa saçlı elbette...doğal iyidir...ayrıca saç tarzı yüzüne yakışmış...
bu arada kim ki o kısa saçlı?

@spider Shannyn Sossamon

@spider03, Shannyn Sossamon oluyor kendisi.

beyler neden bilmiyorum ama sağdaki çok daha seksi geliyo bana

yine de şöyle bi gerçek var ki(sırayla açın)
www.canim.net
www.canim.net
www.picitup.com
images2.fanpop.com

ama meganın makyajsız hali de güzel

hayır.

bizde sevgilisi olmayan arkadaşlarımla yakışıklı ve zengin olanlar kapıldı diye düşünüyoruz hep :)

(bkz: all the handsome men are gay)

bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır.

taksitli alışveriş ne zaman popüler oldu hepsini kaptılar hacı.

playboylukta 11.bu hayatta 31.senem 17 tane güzel 6 tane orta 3 vasat 1 de dünyalar perisi ile ilişkim oldu :) güzelim diyeni harcarım,harcıyorum bitmiolar bitmiolar

kapılsa bile baştan çıkarma diye bir şey var....adamın goynundan garıyı alacaksın icabında.

dizi. fm.

ders.

seks.

eve yeni geldim yatıcam birazdan.

the wire izliyorum. duyuru'ya bakıyorum. oynuyorum.

Kriminoloji vizem var yarın, çalışmayıp kafa dağıtıyorum. Vizede de kafamı pompalı tüfekle dağıtıp sınıfa "İnsan neden suç işler, intihar eder?" sorusunun yanıtını düşünmeleri için bir sebep vermeli miyim'i kafamda kurup eğleniyorum.

Hayaller, düşünceler...

pelinlerdeyiz.

Battlefield de multiplayer kasıyordum şimdi fifa 12 ye geçtim

ya evlenmiyceksek hiç? forever bekâr

evet.

@yuto bende öyle düşünüyorum ama nasip kısmet bu işler hacı..

hiç düşündün mü peki evlenmeyeceğin kızı yerken biri de müstakbel eşini yiyor. iyisi mi düşünmemek..
edit: soruya cevap vermemişim. ben çok kez düşündüm çok ilginç geliyor bana, nerde yahu o diyorsun, kim acaba nasış biri ne yapıyor mutlu mu vs vs düşünüyorsun endişeleniyorsun hatta bazen başına bişi gelmese bari diye düşünüyorsun,o zaman durup tekrar düşünüyorsun ki , evleneceğine göre sorun yok.. rahatlıyorsun.

düşünmedim. hiç.

evlenmiceğim için düşünmeye gerek kalmadı:)

yaşım 19 düşünmedim düşünmem

yok.

Kimle evleneceğimi düşündüm..
Onun napıyor olabileceğini düşündüm..
Ve niye yiyişemediğimizi düşünmedim..

Niye yanımda değil diye düşündüm..
Acaba o da benim gibi bunları düşünmüş olabilir mi diye düşündüm..
Çok fazla şey düşünmüş olabileceğimi düşündüm..

Düşünmeyince problem yok.. Düşününce görüyorsun..

evlenebilecek miyim acep? önceliklen bunu düşündüğüm için diğer sorulara sıra gelmiyör.

the wire imdb 9.6

1. haftada bir
2. yok.
3. hustle iyidir. insiyatif alarak my name is earl'ü öneriyorum ama =)
4. piç karakterler hariç genelde güzel kızları seviyoruz biz.
5. devamlılık olmuyor çoğu dizide, bir iyi bir kötü.

1. Toplu olarak izlemek tercihimdir.
2. Henüz denk gelmedim, ısınacağımı da sanmıyorum.
3. Komedi dersek kesinlikle Scrubs, Suç/Dram dersek Breaking Bad, Gizem/Dram dersek House M.D., Eğlencelik Çizgi Dizi dersek Futurama olabilir.
4. Elbette ki bana benzeyen bir karakteri daha sıkı takip ederim, ki bu çoğunlukla seçimlerimi de etkiler.
5. Geçmiş bölümlerden seçilmiş sahnelerle bir kolaj hazırlayıp o bölümü aradan çıkarmak ve bir karaktere tamamen odaklanarak o hafta senaristi dinlendirmek...

1. haftada bir(zaten izlediğim tek bi dizi dizi var).
2. yok.
3. zevklere göre değişir o bence.
4. aynen piç karakterlerin yanında güzel kızlarıda severiz biz.
5. başroldeki oyuncunun ölümsüzlüğü. tamam adam ölürse dizi biter ama bu kadarda basit sahneler olmamalı artık. sene 2011 olmuş hala..

1. konusuna-türüne göre değişir.
2. yok.
4. öyle bir durum yok gibi.
5. bence de bi iyi bi kötülük çok kötü.

1) Her ne kadar toplu olarak izlemekten daha çok keyif alsamda tutamıyorum kendimi ve haftada bir izliyorum.
2) Kobra Takibi (Alman yapımı) kanal D ve Kanal 7 den takip edebildiğim kadar. Denk gelsem affetmem izlerim.
3)Valla ben izlediklerimi yazayım sen kendin seç, House M.D. , Modern Family, Fringe, Dexter, The Big Bang theory, The Walking Dead, Mad Men, How i met your mother, Misfits, I.t. Crowds.

1. toplu olarak izlemeyi seviyorum. sezon bitesiye kadar izlemiyorum bazen.
3. şu iki diziye başladım, epey hoşuma gitti tavsiye ederim;
www.imdb.com
www.imdb.com
bi de izlemediysen carnivale var. iki sezon sürüyor ama on numara bir dizi.
4. anti kahramanlar hoşuma gidiyor genelde.


edit: oz da sağlam dizidir.

çalış seninde olsun

tabii ki tesadüf değil ama öyle 2 satırda da cevap vermek zor.

tarıma dayalı toplum düşün. bunlar toprak sahibi değil diye düşün. nerdeyse mecbur ticaret yapıyorlar...

bunlar zamanında kendi soylarından olmayan sabun arayışına girmişler, oradan öğrenmişler ticareti..

yetenekliler ticarette. bir de kendilerini korurlar, kollarlar. yani aynı ürünü ya da hizmeti üreten 2 firma olsun. ben de bu 2 firmadan ürün ya da hizmet alacak bir yahudi olayım. bu 2 firmadan birisinin sahibi yahudi olsun. gider yahudiyi tercih ederim ben. iyi bir şey aslında. birbirlerini tutarlar.

tevratta bile adamlara ticari sırlar tavsiyeler anlatılıyo bırakında olsunlar.

kuran'da yahudilerin bu konuda doğuştan üstün yaratıldığı yazar

yazmıyormuş ama bir yerde okumuş idim.

bir de şu yanı var olayın:
bunlar ilk başta filistindeydiler topluca. sonra roma gelip bunları dünyanın 4 bir tarafına sürünce aralarındaki irtibatı koparmıyorlar ve ülkeler-şehirler arası ticaret yapıyorlar hep birbirleriyle.
bir de sürekli bir sürülme korkusu yaşadıklarından mal mülk edinmeyip hep altına vs. yatırım yapıyorlar asırlarca.. döviz ve kuyumculuk olaylarında uzman oluyolar ve bu işleri tekellerine alıyorlar. e bu işler de riski sıfıra yakın ve bol karlı işler olduğu için yüzyılların birikimiyle dünya ticaretini filan ele geçiriyorlar.
bir de eğitim mevzusu var tabi. adamlar yatırımı kendilerine yapıyorlar, dil öğreniyorlar, yetenek öğreniyorlar, sanat ve bilimle uğraşıyolar hep. bizim türkler gibi çiftçilik, hayvancılık, askerlik arasında sıkışıp kalmıyorlar.

eklemek istediğim bir şey var.
ticaret yaptıkları insanlara ve kurumlara karşı, yahudi olunsun ya da olunmasın çok saygılı ve olumlu davranıyorlar.

ailemin ticaret yaptığı zamanlarda müslüman şirketler gelip yüzlerine bakmadan malı yere atıp giderken, yahudi olan firma adam gibi ve güleryüzle teslimini yapıp sürekli iyi dileklerde bulunurdu. annem hala söyler, bu adamlar bu yüzden ticarette iyi diye.

Tam cevap değil tabi ama söyleyeyim. Yahudiler cocuklarını kendi işyerlerinde yetistirmezler arkadaşlarının işyerinde en dipten baslatirlar ısı tamamen öğrenince cocuk babasının isine gecer. Simartmazlar cocuklarını kendileri de zengin olsalar da mütevazı olurlar. Ayrıca pintilik de var sanırım birkaç kez gördüm İsrailli adamın bardagin diibnde kalan içeceği alan garsonun pesinden koşup geri aldığını.

(git: 310874)

bağıntılı -> sort by relevance

demcan sağolasın ama ben anlamadım hala. biri açıklayabilir mi?

en ilişkili sonuclar en üstte çıksın istiyorsan onu seçiyorsun.

iyi de ilişkili sonuç ne demek?

mesela "akşam" kelimesini aratmışsınız. bağıntılı sıralarsanız en başta en yakın kelimeyi içeren duyuruyu getirir. örnek:
1- akşam keyfi programı
2- bir bahar akşamı
3- arabanın yürüyen aksamı
4- aşkım baksana bana
5- ilk aşamayı geçemedim

yani birebir yazdığınız kelimeyi içermese bile, o kelimenin çağrışımlarını (ya da yaklaşık yazılımlarını) sonuç listesinde göstemeye yarayan bir özellik.

arama yöntemini bilmediğimden detaylarını veremeyeceğim ama aşağı yukarı bu işe yaraması için orada. ne kadar başarılı olduğu da tartışılabilir.

arkadaşlar şöyle sorayım o zaman:

şimdi bir yazar adıyla arama yapınca "bağıntılı" aramak neyi değiştiriyor? neye göre sonuçlar sıralanıyor?

aranacak kısım boşsa bir şey değişmiyor

www.eksiduyuru.com

kullanıcı ismi: yasakani diye arama yaptığın zaman bağıntılı seçildiğinde, eğer duyurunun cevaplarında yasakani geçiyorsa onlar en üste çıkıyor, kalanlar da tarihe göre sıralanmış. Amaç aslında kullanıcıya olabildiğince en iyi sonucu verebilmek.

bence beşiktaş handikap yapar. hem de tek maç. at bi 20 lira şenlensin ortalık..

unicaja malaga 2
pamesa valencia 2
galatasaray cafe crown 2

fb-eskişehir üst olmaz bence. fener evınde kolay gol yemez. 3 tane de atamaz.

@yasakani

Yobo muhtemelen oynamayacak defans maymuna dönmüş durumda ziegler dönüyor ama o da bir süredir yok. Defans ya Serdar Kesimal & Bekir ya da Bilica&Bekir ikilisinden oluşacak ki 2.si olursa allahlık bir defans olur. 2*1 biter gibi geliyor bana

Sosyal psikoloji deneylerine de bakın. Onlara benzettim.

bence de sosyal psikoloji ve hatta direkt psikoloji deneylerine bakın.

böyle ortam oluşturup kontrollü deney yapmak pek sosyologların işi değil zaten.

merak duygusu var mesela

kansere care bulunacak mi?
smartphone'lar nereye gidecek?
turkiye medeni bir ulke olacak mi?

gibi sorularin cevaplarini ogrenebilmek icin yuzyillarca yasamak isterdim. bencilce ama deger..

40 saniye falan nefesini tut. deli gibi ciğerin yanıyor. ben ondan alıyorum mesela.

nefes almayinca bogulacak gibi oluyorum ben, o sebeple nefes aliyorum genellikle.

yaşamak için.

vücudumuzdaki bütün hücrelerin enerji üretmek için oksijene ihtiyacı var. aynı zamanda oluşan karbondioksiti de atmamız gerekiyor. yani sadece nefes almak yetmiyor, vermemiz de gerekiyor. bunu da solunum sistemimiz sağlıyor.

bir de iki türlü solunum var. bilinçli ve bilinçsiz. bilinçsiz solunum sistemi o kadar mükemmel işliyor ki uyurken bile nefessiz kalmıyoruz.

ben sebepler bulamıyorum ya. belki de var ama görmezden geliyorum bunları. ya da görmek istemiyorum kim bilir.

intihara göt yemediği için nefes almaya devam ediyoruz işte.

yasakani ye bakma sen insan isterse herşeyi (aslında çoğu şeyi) yapabilir. kendine hedefler belirlemen yeni bir güne daha istekle uyanmana neden olabilir.

yasakani haklı aslında benim durumumda. çok haklı...

Benim için yok. Sadece sınavların bitmesini bekliyorum niyeyse şimdilik.

sürekli bir şeyleri bekliyoruz. neden?

20 yaşımdayım ben. birçoğunuz bu yazacaklarımı saçma görebilirsiniz. evet, öyle de zaten. ama bu yaşıma kadar asla beklediğim güzel günler gelmedi. şunu gibi düşünün, herhangi bir yere gideceksiniz ama sizi direkt oraya götürecek olan otobüs asla gelmiyor. sürekli aktarma yapmak zorundasınız. sürekli sizi yoracak şekilde hareket etmeniz gerekiyor. ve bir yerden sonra bu beni yormaya başladı artık. beceremiyorum tanrının bana yüklediği yükü kaldırabilmeyi. ama bırakamıyorum da taşımayı. bir ara cesaretimi toplar gibi oldum, o zaman da biri gelip çıkarmıştı oradan. olmadı yani. yürümüyor. gitmiyor artık bazı şeyler. ve biliyorum ki, eğer ben bazı şeyler olsun diye zorlarsam asla onlardan zevk alamayacağım.

hayat, zevk almadan yaşamaya değer mi?

@klassno

son yazdigina cevap veriyorum samimice olacak (darilmaca, gucenmece yok);

siktir lan (kafaya hafifce bi tane patlatma efektiyle oku bunu). 20 yasinda neyi anladin da, neye karar veriyorsun? kendi 20 yasimdaki halime bakiyorum, daha cocuktu. en az bi 5 sene daha bekle (25'e kadar), sonra tekrar dusun derim.