a.
manuel övecek degilim ancak manuel kullanamadigi icin otomatik alarak trafige cikanlar bana kalirsa büyük risk tasiyorlar.
ayrica manuel arac kaldi, neden kalmasin?

200 km sürdüysen işin çoğunu çözmüşsündür diye düşünüyorum. Biraz cesaret ile sakin bir saatte tek başına trafiğe çıkabilirsin. Yine aynı şekilde 200 km kullandıysan manuel araba sürebilirsin artık.

sizin durumunuz da b olabilir cunku manuel ne biliyorsunuz. Acil bir durumda dura kalka a olsa gidersiniz hastaneye. sizin yazdiginiz argumaniniz genelde ehliyet icin soylenecek bir sey ki turkiyede su an ayriliyor mu bilmiyorum manuel ve otomatik diye EU da ayriliyor, misal esim manuel uzerinden yeni aldi ehliyetini, yuksek ihtimal asla manuel kullanmayacak ama ben rica ettim cunku tr de acil bir durum olsa denk gelen arac otomatik olmayabilir vs.

manuel'den sonra diğerinin uçurursun ama güzel anlamda uçurursun.

pekiyi manueli ogrenen biri hic kursa gitmeden, pratik yapmadan otomatige hemen adapte olabilir mi?

Ne manuel ne otomatik... vatandaş elektrikliye geçti artık. Tesla nın fren sistemi bambaşka bi dünya.

Evet manuel öğrenen pratik yapmadan otomatiğe geçer ama düz vites artık nostaljik bişey oldu.

Anlamsız yanii. Hele ki yaşınız gençse...

Benim gibi orta yaşlı adam işi düz vites. Biz eski kafayız. Hala rampaya 4 le girdik diye seviniyoruz.

Bizim gibileri dinleme. Güncellemeleri al. Tesla rejenerasyon falan onları öğren.

manuel mi otomatik vitesli mi demek istediniz diye anlıyorum
her seye alışması başta zorladığı gibi bu da öyle ama sonrası normal. düşünmeye değecek bir şey bile değil gerçekten.
benim cevabım manuel, "bir işi biliyorum ama şurasını bilmiyorum" demeyi sevmiyorum. Araç kiralarken, farklı yerlere gittiğimde veya acil durumlarda her zaman avantajını gördüm.
ayrıca eşimin manuel araç kullanamıyorum tribi yüzünden zaman zaman sıkıntı yaşıyorum :)
manuel kullanan birinin otomatik için ders aldıgını hiç duymadım, gerek yok. ben ilk kullandığımda şirket aracıydı, bir bindim aa otomatik, sürdüm gitti.

hiç manuel araç kullanmam gerekmez diyebiiyorsanız otomatik alıp geçin.
diğer yandan iş hayatında acilen bir yere gitmeniz gerektiğinde kapıdaki tek araç murphy kanunu gereği manuel olacaktır.

a- hayat bu.nerde, ne şekilde araba kullanmanız gerektiğini bilemezsiniz. bence manuel öğrenin. gerçi manuelde pratik yapmadıktan sonra pek anlamı yok...
yine de böyle düşünüyorum

Abi niye özelden yazıyoruz, sen yazsana buraya hepimiz görek. İsteyen de şey etsin. Zaten karşılıksız iş istiyorsun, adamları küstürüyorsun kendine bu şekilde. Bak duyurunu okudum. Sana özelden yazacağım, sen bana, sonra ben sana soru soracağım bir daha cevap bekleyeceğim. Onun yerine buraya yazsan ne güzel olur.

Haklı olabilirsiniz ama okul adını paylaşmak sorun olabilir. Sonuçta MEB okulların eksiksiz olduğunu düşünüyor ve böyle şeyleri bize yasaklıyor.

bence kitaplar için link verebilirseniz daha kolay olur. çünkü biz ne uygundur ne değildir bilemiyoruz.

Yol güzergahını söyleyebilirim antep Nizip Birecik kıyısından suruç ilçesi sonra Urfa merkez .
Nizip’te mesire alanı var güzel Fırat kenarında
Birecik zaten Fırat kenarında kurulmuş bir şehir cafeler vs hep Fırat üzerinde
Suruçta maalesef bişey yok sadece yol üzerinde aligör mahallesi var orda çiğer yiyebilirsiniz mükemmel tadı
Urfa çöp zaten djdj

app.pixverse.ai
Kaslı adam burdan yapılıyor.

Geçmiş olsun. Maalesef Türkiye'de rejime karşı suçlar dışında her şey serbest hele ki basit şiddet suçları konu bile olamaz. Diyelim polis beyler zahmet edip aracı buldu şikayetçi olduğun evrakta senden talep edilen açık adres gibi bilgilerin bunlara da gitmiş oluyor. E sen normal insansın itle kopukla nasıl uğraşasin mecbur çekiyorsun şikayeti.
Hadi diyelim çekmedin gittin mahkemeye ceza aldı basit yaralama belki gasp vs bunların hiçbirinin yatarı yok. Voila! Adam dışarıda.

Polisler uğraşmıyorlar artık evet bu konuda haklılar zaten aldığınız tepkiden sonuç belli de önemli olan burda sizin ne düşündüğünüz. Bence yapılması gerekeni yapmışsınız, şahsen benim yaklaşımım da bu olurdu. Bugün burda sindirilen yarın başka yerde öbür gün başka yerde sindirile sindirile hakkını arayamaz hale gelir. Bunu kendiniz için yaptınız. Doğru yapmışsınız.

Yağma çok ciddi bir suçtur ve yargılama sonucunda genelde ortalama sekiz yıla varan bir karsiligi olur. kesinlikle pişman olmamalisiniz uzun uzun yazardım ama netice doğru yaptığınız sonucuna çıkardı. Polisin yaklaşımını o anki psikolojiniz ile yanlış algıladığınıza inanmak istiyorum ben ama siz yine de sabah karakola gidip başvurunuz ile ilgili gelişmeleri takip edip edin ve ifade tutanağinin bir suretini almadıysanız alın. Polis durumu nöbetçi savcıya mutlaka bildirmek zorunda. Nöbetçi savcının ismini öğrenin lazım olur. Asla peşini bırakmayın en azından bizim için. Kimsenin yanında kalmamalı çünkü toplum için tehlikeler böyleleri. Kim sizi suçlu çıkarabilir suçlu iseniz kolluğu arasalardi saldirmak ta ne oluyor. Kendinizi ne kadar açıklamaya çalışırsanız o kadar suçlu hissedersiniz burada ikinci kez de bu şekilde mağdur ediliyor sunuz aslında.

Geçmiş olsun. Interneti paylaşmak oldukça tehlikeli. Bir suç işleseler sorumlu siz olabilirsiniz.

Normal biri sokakta telefon istemez veya ciddi sorunu olanı zaten siz anlarsınız.

Darp olayına gelirsek de ölmedikten sonra polis ilgilenmiyor böyle şeylerle.

panpa en baştan internetini paylaşmayacaktın, muhtemelen bir şeyler yaptılar, terör eylemi vs aklıma geldi. sayende ifşa olabilirler peşini bırakma

bir şeyler yazmak istedim. ama ne yazacağımı bilemedim.

www.houseofgrafix.net

Darp raporu almadıysan kendiliğinden şikayetçi olmak büyük ihtimalle olumlu ya da olumsuz sonuç doğurmaz . Rapor aldıysan büyük ihtimalle ceza alırlar.

Rapor almadıysan bir avukatla yürümen daha iyi olur. Yağma suçu teşebbüste kalmış gibi.

İlk başvurularda kolluk olayı kapatmaya çalışabilir ama bir kere şikayet oluştuktan sonra gerekeni mutlaka yaparlar.

Teşekkür ediyorum yazanlara
Bugün sabah karşı taraf nasıl bulduysa beni aramaya başladı. Çok pişman olduklarını vs söylediler. Bir saat sonra abileri aradı. Anne babalarının perişan halde olduğunu çok pişman olduğunu vs söylediler. Polisler almış karakola saatlerdir bekliyorlarmış adliyeye gideceklermiş. Şikayeti çekmem için baya dil döktüler ama çekemeyeceğimi söyledim. Şimdilik bu şekilde devam ediyor.

çok geçmiş olsun. lütfen şikayeti geri çekme. hatta mümkünse bizi güncel durumdan da haberdar et. oradaki sözde polis memuru "neden bana değil de sana vurdular" gibi abuk subuk bir cümle kurmuş olsa da aynısını hepimizin her an yaşama ihtimali var, bu da buz gibi bir gerçek.

2,5ü oynadım ama aklım 2,5ü&ms2 de güzel oranı var :)

dinamo minsk-anderlecht kg var
lugono-beşiktaşım 3.5 üst
Molde-Elfsborg kg var
Hacken-Heidenheim 2.5 üst
St. Gallen-Trabzonspor kg var
PAOK-Shamrock Rovers 2.5 üst ve 1
şöyle bi kupon yaptım ama 1-2 maç elemeyi düşünüyorum. siz de atın kuponları da dostluğumuz pekişsin

ben sadece bjk için oynucam ama yüksek meblağ-düşük oran mı yapsam, düşük meblağ-yüksek oran mı yapsam onu düşünüyorum.

meblağları söylemicem, bikaç alttaki duyuru gibi dalga geçilmesine yol açmim xd

allah affetsin karşılıklı gol yazdım

@cisimcik, abi dinamo minsk çok kötü bi takım, anderlecht klasik belçika takımı şerefsizliği yapmazsa dağıtır geçer gibime geliyo. maç da belarus'ta değil zaten kendi evlerinde bile oynayamıyolar

chelsea, fiorentina ve bjk macina 2,5+ girildi :) gelince komisyonumu isterim

@sweet bi tane de senin kuponu yapcam

Lugano yenilmez bjk de boş bir hava var patlayacak o

kg var + bjk kazanıra yüklü girdim

@respect, senin yüzünden kuponum yattı.. 2,5 oynucaktim ms2 de oynadım sen deyince...

@sweet......

@abuzer sorma chelsea bitirdi beni de 2-0 da kaldı şaka gibi

öğrenci şikayetçi olursa "hafif tokat" öğretmen için savunma gerektiren suç konumunda oluyor. Münferit şiddet vakaları mevcut ama dediğiniz yıllara oranla %90 daha az diyebilirim.

Madalyonun diğer yüzüne bakarsak, öğretmen şuan cepheye sürülmüş fakat silahı olmayan bir asker gibi. Öğrencinin herhangi bir olumsuz tavrına öğretmenin yapabileceği bir şey yok. Öğrenciyi sınıftan çıkaramaz, öğrenciye dokunamaz, disiplin dilekçesi yazabilir fakat öğrenci ciddi bir ceza almaz. Yani öğrenci lehine inanılmaz bir serbestlik var şuan okullarda, öğrenciler de bunun farkında. Öğretmeninin bacaklarını çeken öğrenci okuldan atılmadı, sadece okul değişikliği cezası aldı. Öğretmenine bıçak çeken öğrenci 3 gün uzaklaştırma alıp göğsünü gere gere hocasının önünden geçip gitti. Bu gözler bunları gördü maalesef.

@biravekahve'nin dediklerine yönelik ekleme yapmadan geçemeyeceğim;
İlkokul öğretmeniyim. 4. sınıf öğrencilerimden bazılarının hoşlarına gitmeyen bir karar verdiğimde "Babama söylerim seni milli eğitime şikâyet eder." tehdidlerine maruz kalmışlığım var.

Biz de zamanında dayak yedik, öğretmen ağlaklığını da hiç sevmem ama @biravekahve madalyonun diğer yüzü konusunda haklı. Şu andaki durum bir uçtan diğer uca savrulmuş görüntüsü veriyor. Eskiden öğretmenler de yersiz dayak atıyorlardı ama şu andaki öğrencinin dokunulmaz olması ve öğretmenin savunmasız kalması durumu da hoş değil ve bence bu, çocukların gelişimi açısından da olumsuz bir durum (dayak olmaması değil, disiplin sağlanamıyor olması ve en ufak bir şeyde öğretmenin şikayet edilmesi ve sindirilmesi vb) teşkil ediyor. Tamam dövmesinler tabii ama öğretmenin de sınıf içinde disiplin sağlamada belirli bir dokunulmazlığı olmalı, veli tacizine vs maruz bırakılmamalı diye düşünüyorum.

evet benim de gozlemim benzer.

34 yasinda biri olarak hepimiz dayak yedik ve veliler hic takmazdi. Simdi kultur tamamen farkli. 30-40 yas arasi ebevynler en ufak seye asiri tepki gosteriyor ve boyle garip bir benim cocugum pirens/es her sey mukemmel olmali (aklinca) seklinde geziniyor. Bir arkadasimi instagramdan takip ediyorum. Cocugu ana okulundaydi, su an ilkokulda. Surekli bir tripler bir tripler hikayerlerden. okulda dayagi gectim, verilen yiyecege falan bile asiri kafayi takmalar sunlar bunlar. Yahu oglun dunyanin en vasat cocugu, uyduruk bir hayat yasayip gececek gidecek, sal biraz demiyorum tabi. Ve gozlem yaptigim o nesildeki tum veliler oyle su aralar.

Haliyle ogretmen dayagina da asiri bir takinti var. Ben abartildigini dusunuyorum bu bir. Ikincisi her turlu fiziksel, cinsel, psikolojik siddeti ogrenciler birinine surekli uyguluyor zaten ve onune gecmek imkansiz. Cocugunla ayarli bir sekilde ilgilen, akademik gelisimine odaklan ve gerisini cok abartma... diye dusunuyorum.

Hafif tokat, yavaşça itme vb kabul edilemez. Bunu çocukluğunda ve yetişkinliğinde düzenli olarak şiddet görmüş biri olarak hem de öğretmen olarak söylüyorum. Bunlar olmadan da disiplin ve saygınlık olur/oluyor.

İşini güzel yapan öğretmen vurmadan veya sövmeden öğrencilerine kendini dinletmeyi başaran ve istediğini yaptırabilen öğretmendir. Tabii ki çocuklar dokunulmaz olacak, ne olacaktı? Şu anda buna uymayan “yaşlı” öğretmenler epey fazla. Hiçbirine de bir şey olmuyor maalesef.

Bazı yerlerde rahat rahat vurabilirler bazı yerlerde söylediği kelimeler bile suç olabiliyor. Sınırda bir yerde öğretmenlik yapıyorum. Velilerin özellikle öğrencisini dövmemi istediği, dövmezsem şımaracağını düşündüğü bir okuldayım. Çevremdeki okulların çoğu böyle.

Ilkokula 75-80 yılları aralığında gittim. 4. sınıfta iken, Anadolu liseleri ve kolejlere öğrenci yerleştirme başarısı ile bilinen bir okula verdi ailem, 3 ay falan sürdü o macera. Annem bir gün okula uğruyor, hatta sınıfın penceresinden içeri bakıyor ki, öğretmen kadın bir öğrenci kızın saçlarından kavramış, kızın kafasını küt küt duvara vuruyor. Hışımla girmişti sınıfa, pek dramatik bir girişti, içimin yağları erimişti, bir de ilçenin büyük bir nüfusunun fizik/kimya hocasıydı annem, o kıdemin verdiği bir özgüven var, öğretmene, "bu savurduğun çocuk benim kızım olsaydı, şimdi ben senin kafanı vuruyordum duvara küt küt" demişti. Tabii sonra aldılar o okuldan. Diyeceğim o ki, velinin de toleransına bağlı. Benim çocuğum yok, ama olsaydı öğretmenin el kaldırmasına tahammül edemezdim ben de.

zengin, babası önemli, okul aile birliğili çocuklar istediği şımarıklığı yapar öğretmenin her lafına atlar sohbet eder gibi, öğretmen de karşılık verir
gariban çocuk yanındakinden fısıldayarak bir şey ister, uyarmak yerine o kadar yolu zahmet etmeden gelir kafasına tokadı basar
etme bulma dünyası mı diyorlar

Tamamını sıkıp bitirin, 1/10 ölçek şeklinde beyaz sirke ve içme suyu koyun. Hem kokuyu alır götürür, hem de fıskiye kanalları ve memelerini temizler. Bu da bitince zevkinize göre parfümlü, kışı sert geçen bir yerdeyseniz illa ki antifirizli cam sularından alıp kullanın.

Bazı sevislerde cam suyuna sade su değil de antifrizli su vs gibi şeyler koyuyorlar, onun kokusu olabilir.

Komple boşaltın ve temiz su ekleyin, hatta biraz sıvı deterjan ekleyenler de var.

Ama ben havalandırma ile alakasını anlamadım? Koku içeri mi geliyor? O zaman cam altındaki ızgaradan emiş yaptığı yerden emiyordur kokuyu.

Bir de şöyle dene, cam suyunu sıkma ama cama su şişesinden elinle su dök ve su aşağı aksın, bu şekilde aç havalandırmayı ve bak bakalım koku var mı?

Konu silecek suyuyla alakalı değil de camın altında, silecek motorunun ve kalorifer hava alma ızgaralarının olduğu bölmede olabilir.

Bir hayvan ölmüş olabilir, aşırı kir birikmiş olabilir, oraya biriken suyu aşağı akıtan delik tıkanmış olabilir.

Bahsettiğiniz koku aklıma akünün ölmüş olacağı ihtimali getirdi.

@valar Araba henüz 2 yaşında akünün zayıfladığıyla alakalı da başka bir sorun yaşamadım hocam.

Dediğim deneyi yaptınız mı? Cama bir şişeden su döküp denediniz mi?

@john bloor Akşama yapacağım abi araba otoparkta şu an :)

bende de vardı ne yapsam çözemedim.servis te solucan çıktı martı karga herneyse o bırakmış çürümüş.iyi bak.

@john bloor Abi sorun cam suyunun kendisinde. Leş gibi kokuyor onu boşaltıp yenisiyle değiştireceğim.

Cevaplar için teşekkürler.

1- normal

2- valla 70de bile 5e geçebilir. 80de kesin geçilir. eğer araç 5 vitesse. 4. vitese maksimum 90 falan yapmalısın o bile fazla 75 falan iyidir.

3- debiraj kavrama noktasında iken freni bırakıp gaza basıp araba hareket edince yavaşça çekmeliydin

4- normal bir şey bu, kavrama noktasında gaza basmasan da araba gider.

1- Tamamen durup, sonra dönmek için hareket ediyorsanız araç otomatik vitesdir. Tamamen durmuyor da 80'den 50'ye gibi düşüyorsan dizel araçlarda bu aralıklar vites düşürmeden su kaldırıyor çoğu modelde.

2- Normaldir, araç ufak motorlu zaten ama 4. vites bahsettiğin hızlar normal, hatta ben genelde 90 km sabit hızda 6. vitesde hız sabitleme ile kullanıyorum.

3- debriyajı araç hareketini alıp ta gücü hissetiğin anda bırakabilirsin, zamanla bu saniyelik bir hareket olacak, kas hafızan buna alışacak.

4- dizel araçlarda çok normal, tork gücü benzine göre yüksek, rölanti devrinde bile kalkıp gider.

Öncelikle direksiyon eğitiminde 80 90 la gitmek bana çok mantıklı gelmedi. Bence orda bir hile var.

1- u dönüşü yapmak için çok çok yavaşlamanız gerekiyor, vites değiştirmeden bunu yapmak nerdeyse imkansız acemi biri hiç yapamaz. Hocanız muhtemelen değiştiriyordur, siz de yola çok odaklandığınız için farketmiyorsunuz.

2- arabayı nasıl sürdüğünüze, arabanın gücüne gibi değişkenlere bağlı o, çok bir şey diyemiyorum.

3-yan tarafınızdaki hocanın pedalı vardır muhtemelen o yardım ediyordur yokuşlarda, bugün de etmemiş. Yokuşta ayağın fren deyken debriyajı kavrama noktasına getir ve ayağını fenden kaldırıp gaza bas. Arabanın gittiğinden emin olduktan sonra ayağını tamamen debriajdan kaldır. Emin olmadan kaldırma stop edersin.

4-niye gidiyor bilmiyorum ama manuel araçlarda en iyi özellik bu bence. Araba kullanmayı çok kolaylaştırıyor.

1. i20 için 80-85 km/s demek asgari 4, ideal olarak da 5. vites demek (tahminimce 2000-2200 devirlere denk gelir). Bu hızlardan yavaşlayıp U dönüşünde vites düşürmüyorsanız muhtemelen 4. viteste dönüşleri yapmaya başlıyorsunuz ve döndükten sonra aracınızda şiddetli bir boğulma hissediyorsunuz demektir. eğer dönüş yaparken arabada çok ciddi bir boğulma/ağırlık hissetmiyorsanız hocanızın vites ile oynuyor olması yüksek ihtimallidir. vites düşürmeniz gerekir, ben sınava girecek olsam mutlaka düşürürdüm.

2. her aracın sürat-vites değerleri değişkenlik göstermekle birlikte, bahsettiğiniz sınıf araçlarda -aracın ilave bir özelliği olmadığı ya da fantastik bir modeli olmadığı takdirde- 70-80'den itibaren aracınızı 5. viteste kullanabilirsiniz. min. 3000 devirci arkadaşlar bu yazdığıma itiraz edebilirler ancak şehir içi "ekonomik" sürüş için standart budur. muhtemelen i20'de "ecodrive, driveassist" vs. isminde bir özellik vardır. o özelliği açarsanız vites tercihlerinizi yaparken kadran üzerinde yukarı ok/aşağı ok gözükecek yönlendirme işaretleri ile araç size yardımcı olabilir. bunun vites değişimlerinde siz araca alışana kadar faydası olabilir.

3. ve 4. bu dediğiniz kavrama noktası oluyor işte. yeni araba kullananların ilk başta zorlandığı, ancak çok kısa bir süre sonra farkına bile varmadan rahatça halledeceğiniz bir şey. bunu öğrenmenin en hızlı yolunu yazacağım şimdi size; düz yolda aracınızı 1. vitese alın. ayağınızı yalnızca debriyaja basılı tutun. ayağınızı yavaş yavaş çekerken arabanın titremeye ve ilerleme başlaması ile ayağınızdaki baskıyı kontrol altına alın ve arabanın titremesini durdurup yalnızca ilerlemesini sağlayın. buna iyice alıştıktan sonra aracınızı bu sefer 2. vitese alın ve gaza ve frene dokunmadan aynı şeyi tekrarlayın. buna da alışınca önce 1. viteste, sonra da 2. viteste kalkışı tatlı meyillerde yapmayı deneyin. 4 uygulamayı da sorunsuz yaptığınız an itibariyle bir daha kavrama noktası vs. düşünmeyeceksiniz bile.

önemli not: elbette trafiği tehlikeye atmadan, tamamen hocanızın kontrolünde bunları yapmalısınız. trafikte riskli işlere hayır :)

yerler sıcak mı peki?

Alt ve üst katta oturan olmadıkça zor ısınır.

Birkaç haftada oturdu bizimki; 16 katlı yeni bina; şubatta taşındaık geçen sene ; bir kaç hane vardı.
Bina baharda ısındı

Peteklerin altı-üstü eşit ısınıyor mu kontrol edin. Kombi yanlış bağlanmış olabilir. Pencerelerden soğuk girişi varsa sünger bantlardan alın.

alt ve üst boş oldugu surece zor. hele yerden ısıtmada.

Yerden ısıtma zor ısınıyor 4 5 gün almıştı bizim evin ısınması ilk çalıştırmada. 3 gün geçip yerlerde ılıklık bile yoksa havasını aldırmak için servis çağırın. En yüksek ayarda başlamanız gerekiyor. Kısık tutarsanız ısınmıyormuş ilk çalıştırmada.

@rodeocu, Yerin fayans olduğu yerler sıcak ama parke olan odalar buz gibi. Parken olan odalardan biri aşırı soğuk diğerleri sadece soğuk.

şu tarz ürünleri denemek iyi olabilir www.cimri.com

arkadaşımda da benzer sorun vardı her ay 600 700 doğalgaz geliyordu. ısınmıyordu ev

Sıfır ev ise 4-5 ay sürebilir. O da yerden ısıtma olduğu için. Nisan ayında da ısıtma sistemini çalıltırmanızı tavsiye edebilirim belki. Yani nisanda havalar ılıdı diye kapatmayın sistemi.

Alt üstün boş olması ile şu anda ilgili değil evin ısınmaması. Başlıkta da yazıldığı gibi evin/binanın sıfır olması ile ilgili.

Ev yeni mi? Odalardan ayarlanan kumanda varsa aşırı soğuk odanınki kapalı olabilir. Eğer açıksa ve ısınmıyorsa havasını aldırmanız lazım.

kombinin altındaki vanalardan bütün odalara giden hatları açtınız değil mi?

Alt üst boşsa ve duvarlar taban ve tavanda işi yalıtımı yoksa o ev ısınmaz. Üzülerek ama böyle. Bende bir sene dondurucu sogukta böyle bir evde kaldım kombi 80 derecede bile evi isitmiyordu

Binanın sıfır olması yüzünden diye iddia edenler olmuş. Sadece gülüyorum. Bina sıfır da olsa bin yıldır hiç ısıtılmamış da olsa tüm katlar ısıtıldığında bir günde ısınır. Hele bir de yalıtımı varsa daha da iyi. Yok bina sıfırmış nisana kadar ısınmazmış haha. Millet salak midir nedir

Yalıtımı iyi, tüm odaları güney cepheye bakan sıfır binaya geçen ay taşındım. (2+1)İlk bir hafta 60 derecede yaktım. Böyle yaktığım 10 günlük fatura 200 tl geldi. Sonra 40-43 arası yaktım doğalgazı.Güneş alıyorsa ve yalıtım varsa pek problem olmuyor. Gerçi sonraki fatura gelmedi ama.

bir arkadaş dalgasını geçmiş. ben de ilk duyduğumda inanmamıştım ama büyükler hep "yeni bina ilk sene ısınmaz" derler. inanmamıştım, ama sıfır binaya giren arkadaşlardan da böyle şikayetler duydum zamanla. aradan bir yaz geçmesi, binanın duvarlarının tamamen ısıyı emmesi gerekiyor. sonrasında ısıtınca daha rahat ediyorsunuz. çevrenizdekilere bu durumu sorun derim.

ev eski de, yeni de olsa, komşular yokken ısınma zor. ama mesela benim ev eski, komşular doğalgaz yakmıyor. küçük bir odaya yatıp kalkıyorlar kışın, benim de zemin çok soğuk oluyor. yakan komşu önemli.

Termodinamik dersi almadım ama imalatın içinden biri olarak ben de bu yeni ev ısınmaz efsanesi nereden çıktı anlamıyorum, @grid +1

Aynı tayfa uzun yıllar "abi sıfır aracı alınca otobana çıkıp sonuna kadar basman lazım, hatta bi kere son gaz Ankara'ya git gel, yoksa motor sağır kalır" tayfanın torunları sanırım :)

Kimseyi kırmadan şakamızı yaptıysak soruya olan cevabıma geleyim;

Kombi yanıyor ve kolektörlerin hepsi açıksa tüm odalara sıcak su ulaşmalı ve tüm odaların yeri bir iki saat içinde sıcacık olmalı.

Isınmayan oda zemini varsa kolektör kapalı olabilir, kolektör arızalı olabilir, sistemde hava olabilir.

Montajı yapan firmayı ya da binayı üreten firmayı arayın gelip kontrol etsinler.

Tüm odaların zemini ısınmaya başladıysa ve ev yine de istediğiniz kadar ısınmıyorsa, yanlış kaloride kombi seçimi, kısa ya da gereksiz uzun tutulan yerden ısıtma tesisatı sıkıntısı olabilir.

Ev sıfır olduğu için mantolama kesin vardır ona değinmiyorum bile.

Yerden ısıtmanın petekli sisteme göre evi geç ısıtması doğrudur, ama geç de soğur. Bu geçten kasıt bir gün bile değildir, petekli sistem 4 saatte ısıtıyorsa yerden ısıtma 8 saatte ısıtır mesela (saatleri tamamen salladım)

Edit: Alt katın boş ve soğuk olması elbette ısınmanıza etki edecektir, ama performans olarak değil de biraz fazla yakıt tüketimi olarak etki edecektir.

Camları kapalı bir ev ise çok önemli değil.

bizim komşular oldu alayı 95+

Dedemlere yarına randevu aldım

Niye zor tutuyorsunuz ?

tanıdığım bir kaç 85 üstü oldu. ben de annemle babamı ikna etmeye çalışıyorumn. yarın kararlarını belirtecekler ona göre randevu alacağım. umarım olurlar.

Bugun dedem oldu, 93 yasinda.

Neden zor tutuyoruz çünkü nasıl olsa aşı olduk diye maskeyi mesafeyi hijyeni bışverecrkler ve anlatamayacağız kendilerine çocuk gibiler çünkü

Nenemin kimlik yaşı 93 ve dün aşı için eve gelmişler ama iğne olmayı kabul etmemiş. Bu yaşıma kadar iğne olmadım bundan sonra da olmama diyor.

Dedem (78) oldu bugün.

32 yaşındayım ayın 11’i için yazılmış. Gidip olacağım. Askerde kaç tane aşı yaptılar. Menşeini bırak ne aşısı olduğunu bile bilmiyorduk kimsenin gıkı çıkmıyordu ama şimdi herkes uzman kesilmiş aşı beğenmiyor.

Ben de uğraşmıştım baya ama çözemedim bir türlü. Ekranı yapmak da çok pahalı malesef. Çakma ekranlar da çöp.

ücretli uygulamalar var sadece bu işi halledebileceğiniz, zamanında telefonda usb debug ( hata ayıklama modu) açılmadıysa ekranı açmadan olmuyor diye biliyorum. o ücretli uygulamalar da dolar üzerinden olduğu için çakma bir ekran taktırıp kurtarmak en mantıklısı

Maaşının olduğu bankayı dene, olursa orda olur.

mail atmak da olabilir şubeden bir tanıdık varsa. kredi çektirince onlar da prim kazanıyor sanırım.bayağı uğraştılar bana

maaşınızı aldığınız bankanın 10bin lira verirken çok da tantana yapmaması lazım. vermek için normalde can atarlar!! kaç ki sizin kredi puanınız?

Ikisi de çok güzel kanka. Adı ile büyüsün inşallah. Manitanım adı Zeynep. Adı ile hitap etmeyi çok seviyorum. Zeynep e +1 veriyorum ama Asya ya da göz kırpmıyor değilim.

zeynep ve özlem favorilerim benim.

ikisi de çok güzel. bence ikisini birlikte verin çünkü ikisine de kıyamadım. tek dezavantajı güney amerikalılar gibi uzun bir ismi olur. zeynep asya öztürk yılmaz mesela.

ikisi de çok kötü isimler üzgünüm ama. Zeynep köylü kız ismi, Asya da malum bi kesmin çok kullandığı bi isim. Bi de koca kıtayı niye kıza isim olarak veriyolar hiç anlamıyorum :(

Ben olsam ikisini de vermem dediğim gibi ama cidden niye bu kadar popüler olduklarını anlamadığım iki isim bu. Yine de illa bi tanesi olsun derseniz Asya bi tık daha iyi yani, Zeynep koyarsanız Zeyno falan derler okulda isminden soğur kızcağız.

Zeynep+1

İkisi de gayet güzel isimler. İkisini de verebilirsiniz ama tek bir seçeneğimiz varsa oyum Asya dan yana.

Zeynep, arapca oldugu icin Türkiye'deki en yaygin kız ismi. Ayrica Ortadoğu, Afganistan, Pakistan'da filan da gayet yaygın.



Zaynab, also spelled as Zainab, Zayneb, Zeinab, Zineb, Zinab (Arabic: زينب‎ ) is an Arabic female given name meaning "fragrant flower".

zeynep ismine bir sürü şarkı bile yazılmış, asya öyle mi?

Asya tabi ki. Bi kere Selvi Boylum Al Yazmalım'ın hatırı var (gerçi hikayenin orijinalinde kadın karakterin adı Asya değil ama olsun).

asya.. başka isim verirsiniz sonra içinizde ukde kalır (kendimden biliyorum :) )

zeynep +1

Asya + 1

Turkiye ve buyuk sehirdeyseniz, isinizin de servisi varsa araba kolayliktan cok dert. Krediyi kapatip para biriktirmeye ve birikmis paranizin degerini korumaya calisin.

Anlattıklarına bakarsam bence araba senin için Bi ihtiyaç ve arabaya alıştığını görüyorum, satarsan pişman olursun bence.

arabayı satsanız da krediyi kapamayın. faize koyun en kötü. yine taksitleri düzenli ödeyin tabi. daha çok kar edersiniz.

kredi sizi maddi olarak çok zorluyor mu? asıl mesele bu bence. hayat kalitenizi düşürüyor mu ciddi manada? arabasızlık berbat bir şey. parasal anlamda ne kadar etkilendiğime göre kararımı veririm.

Ben satmazdım. Krediyi bugüne kadar bir şekilde ödediysem bundan sonra da öderim diye düşünüyorum.

Anladığım kadarıyla arabayı satmak için aceleniz yok. Haliyle piyasanın 30-40 bin altına satmanıza da gerek yok ve araba size şart. Aslında günümüzde hemen herkese şart.

Şöyle de yapabilirsiniz; arabayı satıp yerine "ayağı yerden kessin yeter" şeklinde bir araba alıp, kalanını bankaya öder, ister taksit, ister toplam tutar isterseniz de ikisini birden azaltabilirsiniz. Böylece hem ödemeler düşer, hem de arabasız kalmamış olursunuz.

Borç 100 bin ise 140 bine satsanız, 60 bine bir araba alsanız 80 bin ödeme yapıp, aylık taksitlerde ciddi bir düşüş sağlayabilirsiniz.

Sumuklurakun+1

Arabaniz nedir bilmiyorum ama üçüncü seçenek bu. Eğer salliyorum 200binlik arabaysa bunu yapabilirsiniz kesinlikle. Yok zaten 60binlik arabaysa daha düdüğünü almak riskli bulmak da zor zaten.

Bu arada basiniz sağolsun.

Öncelikle başınız sagolsun. Kesinlikle aracı satmam. Satarsan da borcu kapatmam.o kredinin maliyeti güncel e gore baya düşük

Basiniz sag olsun. krediyi odersiniz birden krediyi kapatmayin +1

70-80-100 bin civari bi aracsa satmayin.

arabayı sat, eline geçen paradan ucuz ve sadece iş görecek bir araba al. 40-50 bine günü kurtaracak araçlar mevcut. ucuz arabanın kaskosu,vergisi bakımı-masrafı da ucuz olacak.

kalan parayı kredi maliyetini düşünerek bir yatırımda değerlendir. karlı oluyorsa krediyi kapatmana gerek yok.

model düşmen en anlamlısı gibi duruyo. hem aracın olur hem de masrafları düşer hem de nefes almalık bi alan kalır sana. model düş dedim diye de gidip ilk gördüğün pert arabaya girip kendini dert sahibi yapma. düzgün ve bakımlı bi araç alabiliyosan düş yoksa sorunlu arabanın arızasıyla uğraşmaktansa taksi tutmak daha uyguna gelir.

bobregimi satarim yine arabami satmam.

Öncelikle başınız sağolsun, Allahrahmet eylesin.

Yerinizde olsam kesinlikle model, sınıf vb düşürürüm.

arabanız 250 bin ediyorsa satar örneğin 150 binlik bişey alırsınız ya da 100 bin nsyse.

Ayağımı yerden kessin+1

muhtara bırakmış olabilirler. cezanın normal olduğunu düşünüyorsanız ödeyin direkt indirimden yararlanırsınız.

Ödeyin bazen geç tebliğ ediliyor. Ek olarak Bi yere gitmenize gerek yok ivd sitesi ve hgs uygulamasından ödeyebilirsiniz.

Bekle gelsin tebliğ etsinler. Böyle bir cezayı beyanlı trafik cezası şeklinde ödedim sonra farklı makbuz no ile tekrar sisteme düştü. Uğraştım yok yere.

btcturk/paribu -> binance.

Tabii tl ile bitcoin/ether vb aldığın yer belli bi komisyon kesecek ama deposit ücreti değil o, borsa komisyonu. Paribu sanırım btc gönderirken para kesiyordu, ether usdt falan bedava ise onları alıp aktarmanı tavsiye ederim. Zaten alacağın coinin ether veya usdt pair'i de vardır herhalde.

edit: usdt'nin farklı türleri var. Artık çoğu erc20 sanırım ama iyi kontrol et.

Soruna kaynak olacak ama kredi kartı ile para yatırabiliyor muyuz?

Btcturk e EFT yap. Trc20 ile usdt gönder.

hepsi aynı kapıya çıkar. papara dan yolla. yerli borsaların komisyonu fazla. ayrıca makas daha açık. değmez.

3 sene önce paribudan binance e gönderince 90 TL kesiyordu diye hatırlıyorum.simdi de kesiyordur.
Ordan oraya uğraşmaya değmez .papara en iyisi.

Paribu'dan binanceye kesinlikle ama kesinlikle btc göndermeyin. btc gönderme komisyonu 0,0005 btc. bu da 140 tl civarına denk geliyor. ama diğer coin'leri gönderirsen komisyon almyıyor. mesela xrp, xlm. tabii bunları gönderirken kendi cüzdanlarına göndermelisin.

trbinance.com a ücretsiz havale yapabilirsiniz. Oradan da binance hesabına ücretsiz kripto transferi yapabilirsiniz

trbinance binance'a ait ordan yapabilirsin

Yolda yürürken bıçaklamazlar ama genele göre sıkıntılı. Zaten sık sık uyuşturucu, terör baskınları oluyor.

Gezmek için de gidilecek bir yer değil. Binalar gecekondu şeklinde, sokaklar dar. Bi estetiği yok. Yalnızca girişinde Zeugma müzesi var orada da bir şey olmaz.

abartmış. o ilçenin kendi merkezi çarşısı vs bile var. Antebin en meşhur kebapçılarından çorbacılarından vs orada olanlar var. yine aynı yerde öğretmenlik yapan kız arkadaşlarım var gayet mutlular.

Çok tekin bir yer değil ama gündüz saatlerinde gezerken bişey olmaz ama gece geç saatler için bişey diyemem. Eğer zeugma için gidiliyorda müze zaten ana yol üzerinde mahalle aralarına girmenize gerek kalmaz.
@skyangel bu arada Karşıyaka ilçe değil mahalle.

Ben buna inanmıyorum. 24 saatte bi on dakika da mı arayamaz/yazamaz insan?
En kötü ihtimalle yemek yerken ulaşır, yine ulaşır isteyen.

Bana da böyle yaptılar ve kısa süre içinde terkedildim. Kesinlikle sevmiyor.

Valla seven insan çalıştığı kitabı okurken bile kelimelerde sevdiğine ait bir şeyler bulur, en kötü foto çeker yollar, altına çalışmaya devam yazar. Ama bu demek değil ki herkes bunu tercih eder. Kafasını veremiyordur, kendince bir disiplini vardır. Bu işlerin “bana göre”si olmaz. Uymuyorsa devam...

Normal değil. Palavra. Şu dünyada "meşgul" kelimesini kullanma hakkı en fazla 2-3 kişide bana kalırsa. Bunlardan biri ABD başkanı. Herkesin boş zamanı var.

Erkeğim kendimden biliyorum sana ayıracak zamanı vardır lakin sana ayırmıyordur.

Tuvalete gitse 5 dakikalığına yine alır eline yazar. Normal değil

Olmasa da olur gözüyle bakıyordur.

normal değil. öncelik verdiği bir flört değilsin. seni iyi ve boş günleri için düşünüyor olması yüksek muhtemel.

yemek yemeği bile unuttuğum zamanlardayım, flört etmek zül gelebiliyor bu günlerde. not: er kişiyisim.

The Matrix, LOTR, Shawshank Redemption, Forrest Gump gibi klasiklerin alayı.

Ama fazla bilindikler olmasın dersen The Invisible Guest öneririm.

@himmet dayı The Invisible Guest harikaydı, teşekkürler.

The Hater

Cube.

Çok iyi bir film mi, hayır ama izlemeye değer bence. İnsanın evrendeki anlam arayışıyla ilgili felsefi motifleri de olan, gerilimli, merak uyandırıcı bir film. Oyunculuklar biraz amatörce yalnız.

Evet.

Bence hayır.

Hayır. Ilgın ve merakın varsa iç.
Ben de hiç içmedim ve açıkçası hiç merak etmiyorum. Aksine kokusundan rahatsız oluyorum. Işin sağlık boyutuna hiç girmiyorum bile.

İçinde başka Bi güzel oluyor ama içmeyince de kötü olmuyor.

Bol bol eğlenceyi, normalde yapmayacağın şeyleri yapmayı, arkadaşlarınla bol bol duygusallaşmayı gülmeyi falan kaçırıyorsun.

niye denemiyorsun?

yeryüzünde başkalarının yaşayıp deneyimlediği bazı şeyleri yaşamamış oluyorsun.

bu yaşanmamışlığı eksiklik olarak görmüyorsan bir şey kaçırmamışsındır.

Hayir hic bir sey kaybetmiyorsun. Ama deneyebilirsin. Zaten deneyimce begenmeyeceksiN. Alkol tadi guzel oldugu icin icilen bir sey degil.

sanmam...iste karacigerin kullanim omrunu bi 10 sene uzatmissindir iste. yoksa su icen de hep ayni yere

Bana göre evet.
Güzel viskinin, romun, sıcak ve spor yapildiktan/is yapildiktan sonra icilen soğuk biranin, bazi kokteyllerin hepsinin yeri baska.

Kişiden kisiye değişir, bana göre alkol hic almayan kisi cok sey kacirir.

bir şey kaçırdığın yok hocam. tamamiyle senin tercihin.

alkol ortama göre güzel giden bir içecek. belki 10 kere içiyorsun birinde keyif alıyorsun öyle bir şey. kebapla aynı yani.

o sebeple kaçırdığın bir şey yok.

hiç içmediğin için evet.

Hiç de bir şey kacirmiyorsun.
Iğrenç. Sadece şekil yapmak için içiliyor.

Kaçırdıkların; içmeye başladıktan yaklaşık bir saat sonra söylemek isteyipte söylemediklerini söyleyipte rahatlamak, içinden geldiği gibi kendini kasmadan eğlenebilmek, deşarj olmak, yaşamayı-arkadaşlarını-sevgilini-karını o an yanında kim varsa işte daha çok sevdiğini anlayıp ona sevgi cümleleri kurmak. Üç saat sonra daha çok içme isteğiyle masadaki bütün alkollere saldırmak. Dört saat sonra mide bulantısıyla uyumaya çalışmak, kusmak yada sızmak. Sabah kalktığında deli gibi baş ağrısıyla kendine sövüp geceyi düşünmek, gecenin yarısını hatırlamayıp kötü birşey yapmadım yada saçmalamadım umarım diye paranoyaya girmek. Muhtemelen ilk içtiğinde başına gelecekler bunlar tabi ortamına da bağlı. Düzenli içmeye başladıktan sonra nerede durup nerede devam edeceğini öğrendikten sonra bunları nadir yaşayacaksın. Sonuç olarak dene tabiki pişman da olsan bir tecrübe olur.

hmm yani çok şey kaçırıyorsun diyemem ama bazen çok hoş oluyor insan sevdiklerinle beraber içerken böyle bir mutluluk geliyor, harika bir his :D bir kere bile olsa deneyimlemeni tavsiye ederim.

ben de hiç içmedim. içen çok arkadaşım var ama içmek hiç aklıma gelmedi. 17-18 yaşıma kadar içen kimseyi görmediğim için olabilir belki. bir şey kaçırdığını sanmıyorum

kaçırmıyorsun. zaten kaçırmışsın.

evet ve hayır. neden hoşlandığına bağlı

Neden içmediniz? Dini nedenlerden ötürü mü? Ben de sevmem. Midem kaldırmıyor.

hiç içmediysen iki bira bile yeterli olabilir hafif bir sarhoşluk yaşamak için. yani tam olarak en yakın tekele gidip 25-30 lira vererek yaşayabileceğin bir tecrübeden söz ediyoruz. haliyle çok şey kaçırdığını zannetmiyorum ama sarhoşluk ŞAHSİ FİKRİMCE herkesin en azından bir kere tecrübe etmesi gereken değişik bir his. yaşamayan çok şey mi kaçırmıştır? hayır. küçük bir şey yani, üzerinde düşünmeye değmez.

ben ilk kez 18 yaşımdayken içmiştim. arkadaş kadıköy'de bir mekana götürmüştü. buz gibiydi bira. tadını beğenmemiştim (ilk içişte alkolü seven kimse yoktur herhalde) ama hem dışarıda oturuyorduk hem de arkadaşımlaydım, haliyle güzel bir ortam vardı. çerezle fındıkla fıstıkla iki tane içiverdim. çok tatlı bir sarhoşluk yaşamıştım o gün. hafif gevşeme, rahatlama, her şeyin göze daha güzel görünmesi vs...

ama bu da biraz uyuşturucu gibi elbette, açıkçası alıştıktan sonra hem sarhoş olmak zorlaşıyor hem de sarhoş olsan bile ilk seferki gibi tatlı gelmiyor.

bence bi ara kap iki tane bira, al yanına çerezini, otur iç yavaş yavaş. hiçbir şey kaybetmezsin.

Zamanında alkol kullanıp bırakmış biri olarak söylüyorum kesinlikle bir şey kaçırmıyorsunuz ve doğru olanı yapıyorsunuz. Tekel ürünleri sağlığa zararlıdır zehirdir. Siroz, diyabet, obezite gibi hastalıkların en büyük sebeplerinden biridir. Alkol kana karıştığı andan itibaren iç organlarda tahribata sebep olabilir. Ayrıca suç oranları alkol kullanımıyla paralel olarak artış göstermektir.

Kesinlikle bişi kaçırmıyorsun
Matah bişi değil

Sırası geldiğinde kafayı bulamayanlar kesinlikle bir şeyler kaçırıyor. Sizin adınıza sizden rica ediyorum, şu hayatınızda bir kez olsun kafanız güzel olacak kadar için.

çeşitli sebeplerin vardır sanırım ama hiçbiri hiç içmemek için yeterince makul değildir. bence böyle düşünmek yerine yanında tuzlu atıştırmalıklarını da hazır ederek hemen koş bi şeyler iç. yavaş yavaş, güzellerinden başlayıp deneye deneye kaçırdığın şeylere yetişebilirsin. sevmezsen ya da kötü deneyim yaşarsan vazgeçip kaçma, ağırdan da al o yüzden. hadi inş.

Memet ali var Twitter da

@valarmurgulis adresi?

twitter.com

twitter.com

doğrusu ve günceli bu.

bu videolarda numara yok, gerçek bunlar. Bunlardan ölenler var

ne olmasını bekliyorsun ki?
adamlar ölüme meydan okuyor, bazıları da okuyamıyor, geçenlerde haberi vardı bu tarz bişi yapmaya çalışan rus bi genç ölmüş düşüp.
bu herifin instagramı var bunlardan çok daha fena şeyler de yapıyor.
gerçek yani ip yok.

numara yok gercek bunlar, daha cok ruslarda boyle bir akim var sanirim, youtube'da benzer yuzlerce video var, bazilarini izlerken nefes almadigimi ve elimin icinin terledigini hissettim. gercek...

nasıl kimisi yanağından şiş geçiriyor kimisi ateş üstünde yürüyorsa bunlar da o çeşit bir deli. evrimin bir sonucu bu.. tek tip değiliz.

İzlerken düştüm.
Aslında düşerim korkusu olmasa yaptığı hareketlerde bişey yok. 1 metre yüksekten hepimiz yapabiliriz ama o kadar yüksekten nasıl beyinleri dönmüyor anlamadım.

ben de inanmiyordum ama bu tarz korkmayan adamlar var cidden. Erasmus'ta Misir kokenli bir Italyan cocuk vardi, insan gibi binanin terasinda gunesleniyoruz biz bu manyak terasin korkuluk duvarinda yatiyordu artist. Ulan bir anlik dikkatsizlik olsa pisine pisine gidecen oteki tarafa. Hatirladim gene icim gitti, hala yasiyor mu acaba:)

8 bucuk, citizen kane

The Prestige

The Shawshank Redemption

The Godfather I

Braveheart ve The Shawshank Redemption arasında gidip gelirim.

Once Upon a Time in America

schindler's list

1 numaram hep Gladyatör oldu

Rumble Fish.

The Godfather

The Godfather

interstellar

goodfellas sanki

Buz Devri 3

bu soruya dogville, kingdom of heaven ve lord of the rings derdim. ucunden 1'ini soylerdim ne zaman sorulsam.

The departed

The Matrix

the godfather

Lord of the rings, interstellar, intouchables

Life is beatiful ve
yeşil rehber(İngilizcesi unuttum)

The Matrix

Heat

Gazap Ateşi

Askerlik işlemlerinin olduğu kısımdan yapılıyor. Ordan bakın bulursunuz mutlaka.

serviks eversiyonu sanırım.

@aseton doğru

kitle değil, serviksin hücresel yapılanmasında değişim.

@aseton aklıma direk bu geldi.
m.youtube.com

Tütün, tütü diye kısaltılabilir.

Sansa ya da Tarçın.

Bal

Toni

Aslan

toprak, topiş

Muz, Köri, Hardal

Azman

friedrich

nebukadnezar

çamur

orhan

sasha

mila

teyzemin vardı rahmetli kedisi portakal :,)

Kimyon

aziz

kedi

Lazanya (söylemesi yorucu tabii, olmaz sanırım)

Ural

Osman

Hüsmen (benim favorim)
Saruman

Anadolu köylerinde veya büyükşehir varoşlarında biraz takılıp dedikodu dinleme fırsatınız olsaydı daha iğrençlerini bile duyardınız.

Ajanslardan, tiyatrolardan vs de temin ediliyor. Hepsi gerçek değil.

Bu benim bilgim olan bir konu, açılın.

Hepsi wutsap üzerinden dertlerini yazıyorlar. Reyting olur bu dediklerini çağırıyorlar. Ortalama 1 hafta ağırlıyorlar otelde. Dedikleri doğru mu? Hikayesi gerçek mi? Reyting çıkar mı? gibisinden araştırmaya başlıyorlar kişi otelde kalırken. Olur verdikleri haliyle otelde kalmaya devam ediyor, olmaz dedikleri ise anında yolcu ediliyor. Sonra tv'ye çıkarıyolar.
Ajans veya tiyatro kesinlikle yok. Bu kişiler gerçek ve gerçekten berbat insanlar. Neler neler dönüyor. Ceplerinde 5 liraları yok. Bağıra bağıra konuşurlar. Kavgacıdırlar. Tipik Anadolu insanı işte.

Bu insanların tiyatrocu oyuncu olduğunu sanan naif insanlarla arkadaş olmak isterdim :)

Ya hu oyuncu olsalar oscar'lık oynuyolar, bu kadar yetenekli oyuncuları ne ara yetiştidik biz?

Yanlız rezil olacaklarını bile bile ekrana çıkmaları için bir teşvik olmalı, başvuran için demiyorum. Şikayet edilen, suçlanılan kişiyi ekrana çıkmak için nasıl ikna ediyolar çözemedim.

esra erolun şu anki programındakilerin hepsi gerçek

evlilik programında cast vardı ama şu anki programda yok. ihtiyaç da yok zaten. anadolu insanı sağolsun program konuk bulmakta zorluk çekmiyor

Gerçekse ben arada izleyeyim, filmlerde bu kadar fantastik olaylar yok.

Çıkanların figüranlık yaptıklarını sanmıyorum öyle olsa belli olurdu

Ekşi duyuru, ekşi şeyler

reddit :)

eksi chat
donanim arsivi
sci-news.com
youtube
quantumtechhd
hornbach

boardgamearena

face+twi+insta+ekşi yok bende de. gün içinde baktıklarım:
youtube (özellikle kexp, tiny concert gibi kanallar)
1000kitap, goodreads
amazon.com.tr
ekşi duyuru

Quora. Nası bir algoritması varsa artık müthiş alakalı şeyler çıkarıyor karşıma. Redditte ilgi çekecek şeyler bulmakta zorlanıyorum.

twitter, reddit, hackernews, linkedin, ekşi, paticik. özellikle twitter çok vaktimi alıyor çok kişi takip ediyorum.

Koruma kapağına benziyor. Vidaları düşmüş. Oto sanayiye giderseniz yerine takarlar. Para alacaklarını sanmıyorum. Taş çatlasın 50 lira.

Tam belli olmuyor ama koruma kapağı ise tamirciye kadar bile gitmenize gerek yok. Yol üstünde göreceğiniz bir lastikçiden rica etseniz yaparlar.

Acil, bir yere takılıp düşmesin, sonra yenisini bulmanız zor veya biraz daha pahalı olabilir.

Sanayiye giderseniz çırak arabanın altına girip yerine takacak. Normalde para bile istemezler de yapan çocuğa 10-20 lira verirsiniz.

Yağ tahliye borusunun kapagi dlye düşünüyorum.

Bir lastikçide 20liraya yaptırdım. Dediğiniz gibi vidaları çıkmış. Bu arada lastik basıncım da 22’ye düşmüş... girmişken onu da hallettim. Teşekkürler yanıt veren herkese.

dosya açtırmanız için karşı aracın ruhsatı da gerekli. tanıdık bir polis varsa temin edebilir. böyle durumlarda olay yerinin de fotoğraflarını bol bol çekin mutlaka.

Benzer bişey başıma geldi. Ben gerçi her şeyi unutmuştum. Tutanağa imza atmadık, ruhsatı çekmedik sadece adamın numarasını aldım ve bol bol fotoğraf çektim. Diğer gün buluştuğumuzda evraklar eksik verebilir misiniz dediğimde hatalı sensin demeye başladı. Ben nasıl hatalı oluyorum arkadan siz çarptınız dememe rağmen o yolda duramazsınız demeye başladı. Ben durmasam öndekine çarparım dediğimde o da senin sorunun dedi. Peki ben hatalıysam sizin masrafınıza da ödemek istiyorum dedim. Tutanağı dolduralım nasıl olduysa gidip işlemleri yapalım dedim. Olmaz arkadan çarptığım için ben suçlu olucam dedi. Nasıl yapalım o zaman dedim,nasıl yapıyorsan yap ben kendiminkini kendi cebimden yapıyorum sende napıyorsan yap dedi. Tartıştık, kavga edecektik araya girdiler. Polise gittim gidin şikayet edin dediler. Şikayet edecektim uzun sürer uğraşmana değmez dediler. Bende gidip kendim yaptım. 1 kaç hafta sonra aradı, araya bazı tanıdıklar koymuş özür filan diledi. Ne masraf yaptıysanız verelim dedi. Ben kabul etmedim.
Böyle şerefsizler çok malesef, geçmiş olsun. Malesef akıl veremiyorum.

Yememişsindir.

Yemezsin.

"yaptığını yemedik ama iznin olduğu için de bişey yapmıyoruz, yoksa kanını emmeyi çok isterdik" demişler meali.

yemeliydin ancak yemedin. ceza kesmeleri durumunda tebligat verirlerdi. ya daha inandırıcı yalan söylemeyi öğren veya şansını zorlama.

ben de izin belgesi ile geziyorum, bakıyorlar ama ne ettin ne yaptın diye kimse sormuyor, doğrudan geç diyorlar.

@co2s2 bizde de normalde öyle oluyordu ama bu sefer baya şüphekendiler bizden. Arabayı aradılar, bizi aradılar 2 araba dolusu polis geldi baya detaylı baktılar bize. Birine vursak bu kadar polis toplanmazdı herhalde.

Kendim kullanmadım ama çevremde alıp da memnun kalan kimse görmedim.

memnunum diyen duymadım.

Bağlamadan önce adresinizde destekleniyor mu diye bakıyorlar. Mesela şu anda oturduğumuz için hizmet yok dediler. Ben de annemin evine aldım ve şu anda oturduğumuz eve getirdim.
Çok nadir yavaşlıyor. Türk Telekom'dan sonra inanılmaz memnunuz. Biraz pahalı ama.

oturduğunuz yere ve yoğunluğa göre çok değişken. özellikle son zamanlarda herkes internete yığıldığı için benim paketim 10mpbs olmasına rağmen akşamları genelde 3mbps civarında oluyor. ping'te de zaman zaman artışlar oluyor.

en iyisi turkcell hatla günün çeşitli ve en yoğun zamanlarında birkaç test yapıp ön bilgiye sahip olmak. tabi turkcell, önceliği superbox kullanıcılarına vermediği için cep telefonuyla 10mbps hız gördüğünüz yerde superbox'ta en fazla 3-4 mbps görebileceksiniz.

@konetsu aslinda su anki evim icin ve sonra tasinacagim yerde de kullanirim diye dusundum.

sanal uyku güzel yazmış, bulunduğun yerin altyapısı çok fark ettiriyor. yerinde kesin test yapmadan 24 ay taahhüte kesinlikle girmezdim.

Bunu kullanan sadece bir tanıdığım var. O da dağ başında köy evinde kullanıyor. Turkcell şebekesinin iyi çektiği ama civarda yaşayan çok çok az insan olan bir yer. Herhangi bir şikayeti yoktu.

Katarda aynı cihazla 5g veriyorlar, 450-500mbit görmüştüm
Ama o bile stabil değildi, zaten koptuğu oluyordu.

Türkiyede superbox çok meşakatli iş.
1- Sınırsız tarifelerinde hız düşüyor, fiyat artıyor
2- Küçük harfle yazıyorlar ama 2 adresten fazla kullanamazsın diyor, yani aldım, yazlık, kışlık, araba, otel, tekne kullanayım yok.

ara ara ping'inin yükselmesi haricinde güzel bir ürün ama yer seçiyor. evin neresinde durduğuna göre ve asıl olarak da evin nerede olduğuna göre yer seçiyor. yeni evinizde turkcell iyi çekmiyorsa berbat bir hız verecektir. az buz da para değil.

musluğa asılı sarı bez
elektrikli ısıtıcı (bimden alınma 100 liralık olanlardan)
tuvalet için ayrı terlik olması
tuzluğun içinde pirinç
dolaplı divan :(

oha bunlar fakfakirlik belirtileri. evde tezgahı kemiren insan eşyaları. hatta bi kademe arttırıp katalitik de ekleyebilirim bunlara.

store.donanimhaber.com

Nedenini bilmiyorum ama öyle bir izlenim oluşturuyor.

arttırıyorum;

içinde deniz kabukları, pullar vs. olan şeffaf jel mum
ortalıkta gezen iskambil destesi
kirli cam kül tablası (sekizgen olandan)
kapaklı ekmek dolabı (ekmeğin niye özel dolabı olsun ya ööööff:D)
herşeyin içine gazete sermek

üzülme ya hepimiz öyleyiz bu kriterlere göre. ki bu kriterleri boşver zaten öyleyiz. neyse sonuçta verdiğin örnek çok iyiydi, ben ufak detay isteyince böyle şeyler arıyordum. ernet ve musluk ucu borusu pek ufak detay değil aslında.

Muhtelif yerlere dikey yaslanmış halılar.

Plastik cicek.

i.hizliresim.com

Banyoda doğrudan duvara yapıştırılmış ayna veya bu aynanın bebe mavisi-pembe ucuz ve sert plastikten çerçevesinin olması
Çamaşır makinası örtüsü
Bürümcüklü koltuk örtüsü : everyg.com

Üzerinde renkli plastiği olan sürahi.
Marketten alınmış, üzerinde kabartma beneklerin olduğu su bardağı.
Plastik tabure.

Banyoda legen ve kova.

kimse yazmamış;

- yoğurt kabına konan saksı çiçekleri

abiler ablalar iyi güzel de çok bariz şeyler yazıyorsunuz olmuyor ki böyle. ufak detay diyordum :((

edit: hadi bir iki şey daha ekleyeyim. metal evye, çıplak ampul, geniş alanları komple kapatan halı-yolluk ve son olarak tezgah üstündeki şu karolar:

encrypted-tbn0.gstatic.com

edit 2: valarmurgulis çünkü banyoda yerler ıslanıyorsa ortamda bir fakirlik var demektir.

Hepsini anladım da tuvalet için farklı bir terlik olması niye fakirlik oluyor onu anlamadım.

Kendi cevabım gelirsem de işyerlerinin reklam için yaptığı saatler, takvimler vs.
www.google.com

çünkü alaturka tuvaletlerde olur ve taharet alırken yerler falan ıslanır :D o suyu öbür odalara taşımamak için tuvalet terliği olur.

hatta tuvalette plastik maşrapa olur. sifon vanasına yapma çiçekler falan asılır.

ek olarak:
fayanslara sticker yapıştırmak
üzerlik denilen nohutumsu kuru tohumların ipe dizilerek yapıldığı süs eşyası

Gırgır süpürge
Çöp kovasına geçirilmiş market poşeti
El örgüsü çarkı felek paspas
Düz elektrik anahtarları ve prizler, görsel olmadan anlatmak zor ama bilenler hatırlamıştır.
Plastik su ısıtıcı (sapsız cezve gibi olanlardan olacak)
Sapı plastik meyve bıçağı (ucu 5 cm falçata gibi olanlar)

Proletarier kardeşim ufak detay dediğin çıplak ampul mü? Benim evde bile 3 tane çıplak ampul var. İlla maaşımızı mı yazalım buraya...

mutfaktaki sarı bez en zengin evde bile olur fakat siz görmezsiniz. yardımcı onu kullanır gerekirse atar veya bir yere saklar.

@irene insanı-evi fakir yapan detaylar değil bu arada sorum aslında bir evi fakir gösteren ufak detaylar.

O zaman ütü masasının ortalıkta olması ve üzerine atılmış kot pantolon, hatta pantolonun kemeri eskimiş sarkıyor böyle. Kot da kotluktan çıkmış, bollaşmış ve de allı güllü nevresimler yatak odasında.

İçinde x seyahat falan yazan promosyon duvar saati, promosyon takvim.

@theseachange şimdi alaturka tuvaleti olmayan evlerde tuvalete nasıl gidiliyor bana açıklayabilir misin?orası ne olursa olsun ıslanıyor Bi şekilde.

fırfırlı tüylü tığ işli damacana örtüleri olabilir. şöyle mesela:
2.bp.blogspot.com

şu tür renk, malzeme ve estetiğe sahip her item:
www.altuntasgrup.com.tr

şu tür plastik ve özellikle bu kahverengi renge sahip ayakkabılıklar:
n11scdn.akamaized.net

dantel görünümlüsünden muşamba masa örtüsü:
www.ortucum.com

böyle dokulu, hafif parlaklı muşamba gibi duvar kağıtları oluyor, onlar da olur. böyle bir kenarı kalkmış ya da yırtılmış olur falan.

Bunlar fakirlik degil de milletce ne kadar da zevksiz oldugumuzun gostergeleri..

Yurtdisinda, kirasinin, cocougun ozel okulunun sirket tarafindan odendigi bir expat olarak Turkiye'de calisip gelmis birinin yaptirdigi Gulbag'a bir gece vakti tasiyip birakiverseniz asla siritmayacak denli Turk mimarisine sahip bir apartmanda oturuyorum. Evin icinde merinos cekyatlar, merinos salon takimlari, mutfakta o katlanabilen masa, hatta kaplamasi kalkmis sokulmus ama 3. kalite muteahit isi mutfak dolap kapaklari falan olan bir evde oturuyorum. Herkes sinif atladigimi falan dusunuyor. Oyle de bir ironi var.

Zevksiziz zevksizligimizi bir de ihrac etmisiz yani.

Ama eve girince gurbetten memlekete donmus gibi oluyor :)

Kilis'e hiç gitmedim ancak nüfusunun %80'i suriyelilerden oluşuyor. İstanbul'da yaşadığınız hayatı bilmiyorum ancak küçük bir şehirde yaşamaya başlamak için çok uygun bi yer mi dersen bence bi durup düşünmek lazım.

Ben de gitmedim ama bir kadın olarak asla tercih edeceğim bir şehir olmazdı. Özellikle sınıra yakın şehirlerden uzak durmak lazım. Başka seçeneğiniz varsa değerlendirin.

İlin büyük çoğunluğu suriyeli. Değişik değişik tipler var. Zorunluluk değilse tavsiye etmem. Ne için gidiyorsunuz oraya? Eğer çalışacaksınız ve hafasınunuz boş ise antepte yaşayıp git gel yapabilirsiniz bence.

@valarmurgulis stk’lara başvuru yapıyorum, epey bi kısmı Kilis’te, olabilecek yerler de Kilis’te. Tecrübesiz olduğum için İstanbul çok olası gibi değil maalesef.

Kilis'te görev yapan birçok kadın öğretmen, hemşire var. Niye çekiniyorsunuz? Ev arkadaşı bulursunuz. Doğu'da memurlar arkadaşlarıyla takılır.

Arkadaşlar yapmayın etmeyin. Nüfusu 150 bini geçmiş bir şehirden bahsediyoruz. Ön yargılı olmayın. Kendinize güvenin. Çok güzel arkadaşlıklar kuracağınıza eminim. Bu değerlendirmeniz orada yaşayan insanlara büyük haksızlık olur. Hadi oranın insanıyla kolay iletişime geçemediniz, bir çok yabancı insan da var. Tek başına kaldığınız evde komşularınıza selam verirseniz, etraftaki kadınlara teyzelere neden geldiğinizi anlatır biraz iletişim kurmaya çalışırsanız size sahip de çıkarlar göz kulak da olurlar.

tek yaşayacağın sıkıntı 50 yaşından sonra kardiyovasküler hastalıklarla boğuşmak olur. kilis=yemek.

Nüfusu yüzde 80 suriyeli oldu evet. Normalde düzgün bir şehirdi düzgün insanlar da vardı. Ama son zamanlarda suriyeli gençlerin artması biraz şey yaptı. Yani şöyle düşün bağcılar da acayip kafada gençler olur ya onlardan bolca var gibi düşün etrafta. Bir yakınımız kendi kızını karısını çarşıya tek bırakmak istemediğini söylemişti. Ama tabiki bir sürü insan yaşıyor. evden işe gidip gelirseniz bir sorun olmaz muhtemelen.

Şuan doktor eczacı tanıdıklarım var. Ne için gidecekseniz onu da söylerseniz daha net fikir verebilirim. Öğretmen mi öğrenci mi normal devlet dairesinde memur mu, yani hepsi arasında farklar var.

Suriyeliler yıllardır orda yaşadığı için o küçük çocuklar büyüyüp genç oldu. Sokakta çok fazla suriyeli genç var gruplar halinde gezerler. yani suriyeli gençler var bir tek gibi birşey demek istemedim yani. Oraya aciklik getireyim.

2.700 küsür civarı bence.

2900

ben de 2.700 civarı olur diyorum

2680

bu krizde firmalar asgari ücret artışının altından kalkamazlar.

asgari ücret artarsa 3 kişinin işini 1 kişiye verirler 2 kişi daha işsiz olur.

o sebeple artmaz.

2700'ün üstü işsizliği patlatır. 2580 gibi bir rakam bekliyorum. psikolojik sınırın da altında olur işverenler için.

2021'de erken seçim planlanıyorsa yüksek aksi durumda düşük.

Olmasi gereken max 2500 yapacaklarini korkarak dusundugum 2700

2900tl net.

geçen seneki tahminim tutmuştu, 2650 civarı olur diye düşünüyorum.

Net 2500'den fazla olmaz bence.

2.700

2.450 filan bence

agi dahil 2500 diyorum

2526 TL

Son 2 senede 400 ve 325 olarak zamlandı, değeri düşen TL’ye istinaden 2700-2800 arası olur diyorum. 2700’den aşağı olmaz bence.

2750 net

2 gün önce akşam ciddi seviyede oldu bu. dün akşam dikkat etmedim ama düzgündü

Hayır.

Evet tam aynı saatler olmayabilir ama gece 11 12 den sonra İnternet kesiliyor ya da çok yavaşlıyor. En az 1 haftadır devam ediyor bu sorun.

Kuzenim 19-24 arası çok yavaşlıyor diyor kendi hattı için çözülebilmiş değil.

Bir uygulama illa Bluetooth a bağlanmak istiyor olabilir mi? Bluetooth a erişim izni kimin var ona baksanız.

Telefon xiaomi mi? MIUI 12 kurduktan sonra bende de oluyor, her seferinde kulaklığa disconnect diyorum ki otomatik bağlanıp durmasın.

Hayat eve sığar uygulaması da açıyor olabilir emin değilim ama.

hayat eve sigar uygulamasi aciyor. ya sil ya da ayarlardan kafasina gore acilmasini engelle.

risk grubunda değilseniz ve eşinizin izole olabileceği ayrı bir oda varsa; işinizi oradan da yapabiliyorsanız bence gidin. olay kötü günde de yanında olmak değil mi :/ (evli değilim). bilemedim, uzaktan konuşuyoruz burada. bence cevabı en iyi siz bilirsiniz.

nickie +1 ama şartlar önemli sizi ve sağlık durumunuzu bilemiyoruz

Nein. Ne kadar ayrı oda da olsa, size de geçme ihtimali çok yüksek. Siz hasta olursanız da eminim kendisi daha çok üzülür, onun yüzünden olduğu için Bol bol teelfonla konuşun. Gece nefessiz kaldigınsa gorüntülü bir şekilde uzaktan yanında olun, arasin sizi. Telkin edin. Ama gitmeyin.

Bunu soruyor olman bile garip bence. ben bulaşacak olsa bile giderdim.

Hayır tabi ki. Sana da bulaşırsa ve sen ölürsen mesela o zaman eşini o vicdan azabından kim kurtaracak? Sen teklif etsen bile onun gelme sakın demesi lazım.

Şu bulaş işini allah rızası için ciddiye alınız. Evet sevdiklerimizden uzak kalmak, zor zamanlarında yanlarında olamamak kötü ama bu da olağanüstü bir durum. Herkesin kendi sağlığı söz konusu, herkesin görevi öncelikle kendisini korumak ve etrafı için risk yaratmamak. Her türlü giderim, ağzından bile öperim falan diyenleri anlayamıyorum.

Çevremde 14-84 yaş aralığında 20’den fazla enfekte oldu. Kimsenin öldüğünü görmedim. Evet korkutucu olabilir ama abartmaya gerek yok. Her türlü giderim. Bana gelmeyen eşime de artık başka gözle bakardım. Hastalıkta sağlıktaydı hani?

Durman hata.
Sen hasta olsan eşin 1500 km öteden çıkıp gelse sana moral vermez mi? Eğer hasta olmuşsa da bunu moralle yenebilirsiniz. ayrıca en başta "iyi günde kötü günde" diye söz vermediniz mi?
Sabah ilk iş yola çıkıyorsun.

Ben giderdim. Gitmezsem içim hiç rahat etmez oldukça da huzursuz olurdum. Evet riskli evet bulaşıcı evet kimi insan rahat atlatabiliyor ancak güçten düşen ihtiyacini gideremeyecek kadar kötü olan da var. Eşiniz de nefessiz kaldığını söylemiş üstelik.

Normal şartlarda sen gitmek istiyor olmalıydın o ise gelmenin riskli olacağını söyleyerek buna karşı çıkıyor olmalıydı. Burada durum tam tersi olmuş. Eşin bozulmuş, sen doğal olarak korkuyorsun. Bence topu eşine at, korktuğunu da söyle gerisini biraz da o düşünsün.

sormanız bile tuhaf, gitmelisiniz tabii ki.
aynı evin içinde disiplinli şekilde izole olan çok var tanıdığım ve bildiğim, evdekilere bulaştıran hiç olmadı şimdiye kadar.

ama aşırı dikkatli olmanız lazım.
evi sürekli havalandıracaksınız ve o bir odada izole şekilde yaşayacak, neredeyse birbirinizi görmeyeceksiniz.
kapısına tepsiyle yemeğini falan bırakacaksınız.
kullandığı tabağı, çanağı da o kapıya bırakacak, siz eldiven ve maskeyle alacaksınız.
kontaminasyona dikkat edip eldivenle her yere dokunmayacaksınız.

evde iki tuvalet varsa tuvaletleri ayıracaksınız, yoksa da peş peşe tuvaleti kullanmayacak, havalandıracak ve sürekli dezenfekte edeceksiniz.

çok bozulmakta haklı.

Mantıksız duygusallık mı yapıyorum bilmiyorum ama aynı durumda bulaşacağını da bilsem (risk grubunda değilsem elbette) giderdim. Eşim aynısını yapmazsa da bozulurdum. Hele kişisel korkudan dolayıysa... Şöyle düşünün, sizin size bulaşacak diye bu kadar korktuğunuz şeyi eşiniz yalnız geçiriyor? Bu nasıl hastalıkta sağlıkta?

edit: aynı şeyi catch the arrow yazmış, biraz göz ucuyla okumuştum cevapları sadece, ayıp olmasın diye şöyle iliştireyim bunu.

istege bagli sigortasiz +1

Hastalikta ve saglikta,

Isterse super bulastirici olsun girer yanina yatarim.dunyanin obur ucunda olsa kalkar giderim.

Kendi acimdan dusunursem hastalansam bile soylemem,geliyorum dese direk gelme derim.bu konularda sifir kapris birisiyim hatta yanimda birileri oldunda simaracagimi bildigim icin kimseyi istemem.

Giderim ama aynı evde kalmam korkuyorsam. (Ben korkmazdım çünkü ben aynı evde annemle babama bulaştırmamayı başardım mesela kendi odamda kalarak ama korkulmasını da anlıyorum.) Otelde, akrabada, tanıdıkta birinde kalırım bir hafta. Her gün sabah akşam yemeğini, vitaminini, ilacını götürürüm. Çiçek böcek alırım, dergi götürürüm. Böyle hoşluklar güzel olur bence.

hanımcılık önemlidir.gitmezsen yıllarca konuşur.

aynı evde farklı odalarda izole olup bulaştırmayan örnekler çok.

ben giderdim. Öleceğini düşünmüş diyorsunuz bir de.

en kötü inawen +1 farklı bir yerde kalırsınız.

gönlünü kırmadan önce gitmen lazımdı şimdi kırılan vazoyu tamire gidersin ancak

burada kriter iş olmalı, ayarlayabiliyorsan hafta sonuna doğru daha az aksar herhalde
gidemiyorsan da bahanen iş olsun
seviyorsan git, o da seni daha çok sevsin

Size "git" ya da "gitme" diyemem ama ben olsam kesinlikle giderdim. Aksini düşünemiyorum bile.

ilk otobüse ya da uçağa atlayıp giderdim ona bakmak ilgilenmek için.
ben hasta olsam o gelmese de bozulurdum. insanlar birbirinden izole olarak birbirine bakıyor, yemeği vs için.

arkadaşım hasta olmuştu, kız izole oldu, anasına babasına kardeşine bulaşmadı.

o an yanınızda olmanız uzaktan bile olsa yeter.

Arkadaşımın 18 yaşındaki kuzeni risk grubunda değildi. Kısa sürede durumu ağırlaştı ve kaybettiler. Cenazesinde de bütün mahalleye yaymışlar.

Arabeksleşmenin anlamı yok. Ben gitmem. Gitmediğim için surat yapanın da derdinin ilgi çekmek olduğunu düşünürüm. Boş yatak bulma ihtimalimin şansa bağlı olduğu bir durumda bile bile gitmek intihardan farksız olur.

himmet dayi+1

Ben olsam kesin giderdim, bazı durumlarda sadece duygusal olarak düşünürüm.

bahsettiğiniz şartlar altında ben olsam kesinlikle giderdim. sormazdım bile. burdan gitme size de bulaşır diyen insanlar bence fazla bencil düşünüyorlar. sonuç olarak o sizin eşiniz ve "hastalıkta sağlıkta" beraber olacağınızın sözünü verdiniz. ayrıca böyle bir durumda siz olsanız onun gelmesi sizi daha iyi hissettirmez miydi?

mümkünse beklemeyin gidin. risk grubunda değilseniz en fazla 1 hafta hasta yatarsınız

şu saatte kadar gitmemen boşanma sebebi ben olsam boşardım

hani kuzenin, dayın, arkadaşın, sevgilin falan olsa neyse de, eşim diyorsun. insan bunu sormamalı bile bence.

yani gerekli önlemler alınır elbette de öleceksek de beraber ölelim denmez mi böyle durumda? ben de evliyim şimdi eşim hasta olsa evi terk edip otelde mi kalayım?

ben hasta olsam aileme de bulaşmasın diye kendimi ayırırım, bu başka konu ama yardıma ihtiyacı olan ve tek başına da yapamayacağını açık açık söyleyen eşine de böyle davranmaz ki insan. tuhaf yani.

yani ölümcül bir şey olsa neyse de böyle bir durumda eşim ben korkuyorum gelmem dese duruma göre boşanırdım bile.

bilimsel olmasa da, ben duramazdım.

hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde diye edilen yemin işte bu yüzden hocam. bize sorman bile garip. git gitme senin bileceğin iş tabii. ama ben olsam muhtemelen böyle bir zamanda yanımda olmayan biriyle devam edemezdim.

ben bunu sormanıza bile şaşırdım açıkçası. hayat arkadaşı olmak böyle bir şey değil mi zaten? risk grubunda da değilmişsiniz üstelik.

covidim ateş yok öksürük yok boğazda yanma yok vs vs şeklinde sırt ağrısı ile doktora gittim tomogrofiler vsler salı günü bir yatağa düştüm(02.12.2020) hala yataktan çıkamıyorum(9.12.2020) eşim olmasa çoktan açlıktan ilaçsızlıktan falan ölmüştüm kesinlikle gitmelisin
öyle ayakta atlattım ben kesin yeaaaa diyen salaklara da inanma.

Böyle soru mu olur yahu? Covid bu alt tarafı, grip. Birisi de siz ölürseniz falan yazmış.

aynı sorun bende de var. sırf bu yüzden kullanmıyorum düzgün. reserved

Uygulamaları silin bu siteden yükleyin.
www.vividapk.com

Ben eski metal 50.000 lira yutmuştum. Ki o para da şimdiki 1tl' den büyüktü bence. Doktorun dediği gibi olmuştu.
Şunu kastediyorum:images.app.goo.gl

Yani karnı şiş. Hiç yapmazdı. Oyun oynarken ona şeker rolü vermiş! Kaka da zor yapıyor aksi gibi.

Belki kakayı yumuşatacak bişeyler yedirmek içirmek faydalı olur. Kayısı gibi.

Zeytinyağı falan verin kabız yapacak şeyler vermeyin, çorba, kabak, pırasa gibi kakayı yumuşatacak şeyler verin çıkana kadar.

Bende minikken 250bin yutmuştum, ilaçsız Bir Şekilde çıkarmıştım.

Yani kakasını rahat yapsın diye halihazırda içtiği bir ilaç var zaten. Teşekkürler

Daha düzgün bir iletişim seviyesine gelmeden enerjinizi nasıl da düşürmüş, sizi etkilemiş. Konuşmaya devam ederseniz üzüleceksiniz. Umutlar, hayal kırıklıkları yaşatacak. En iyisi ondan uzak durmak, mümkünse başkalarıyla sosyalleşmek.

uzak dur bitchesaintshit

Bu durumda yapılacak en iyi şey konuşmayı hiç uzatmadan bitirmek. Ergence gelebilir ama engelle gitsin.

insanı geçmişe gömer böyle durumlar, önüne bak. nasıl ayrıldığınızı, o anki hislerini getir aklına. yedek sevgili olma.

konuyla alakalı olacağını düşündüğüm ve bir aralar sevdiğim bir yazar olan Cezmi Ersöz'ün "Derinliğine Kimse Sevgili Olamadı" kitabının arka kapağında bulunan şiirimsisi geldi aklıma.

"kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi... kimi derinden sevsem, o da bir başkasını derinden hatırlardı. öylesine çok sevdim ki onları. başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını, sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. beni yitirmekten hiç korkmadılar: çünkü onlara göre fazla iyiydim; bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden. beni terk edenlerden tek bir isteğim olurdu. "ne olur, bir daha beni aramayın! çünkü ben kolay unutamıyorum. çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. çocukluğumun o güzel bahçesini." böyle derdim onlara ama yine de ararlardı beni... soluksuz ve umutsuz kaldıkları bir gece mutlaka akıllarına ben gelirdim... o yedek sevgili..!"

hepbiarayisicinde +1500
çok güzel ifade etmiş, ekliycek bişey bulamadım.

@j r r tolkien hayrani

Ya belki öneri istemedim ama veren olursa da hayır demem. Şu anda ne yapmak istiyorsam, olduğum gibi hareket ediyorum. Belki yanlış belki doğru bilemiyorum. Eğer sürekli böyle soğuk olursa, uzatmanın bir anlamı kalmayacak tabii ki.

@e bana nick birakmamissiniz zalimler

Biri var dediğinde belki beni kastetmiştir. Bilemeyeceğim ama bunu öyle düşünerek kendimi yormak istemiyorum. Diğer dediklerinizin hepsine katılıyorum(Böyle bir kişiliğe sahip olmayı gerçekten istemezdim)

Hayatında yolunda gitmeyen işler var. Biraz moral motivasyon lazım. Bir nevi pit stop alanı oluyorsun. Muhtemelen bu eski sevdicek geçmişte terk eden taraf. Biz de tadilattayız kapalıyız de ve gönder.

@istege bagli sigortasiz

Siz de haklısınız. Hem de kelimesi kelimesine belki de. Duyuruda herkese hak veriyorum. Bu ne ya :)

Mesela bu gece normalde mesajlaşacağız diye düşünüyordum çünkü ben işten çıkmadan önce bana ''Fotoğrafını atacaktın, ne oldu?'' dedi ve bende evde olduğum zaman göndereceğimi söyledim ve anlaştık. Gece yarısı bir mesaj attım ve daha şimdi ''Uyandım'' diye cevap atmış. Bu insan en az 10 saat uyuyan biri değil. Yok öyle bir şey. Biliyorum. Belki de o bahsettiği 'kişi' ile bir şeyler yaptı. Bilemem. Neyse ne artık. Bende burada içimi döküyorum işte.

Uygulamayı güncelleyince çıktı bende.

ozetini kesfet var tiklayinca app e yonlendiriyor ordan gorebilirsiniz

www.spotify.com

Merhaba, doğuda bir köy okulunda öğretmenim.

Aracın logosu yer almıyorsa bence ev anahtarı diye yutturulabilir. Benim ev anahtarım araba anahtarını andırıyor mesela (kumandasız).

Eğer almazlarsa ayakkabının içine sok direkt yan taraftan. Altına sokarsan yürümekte sıkıntı yaşarsın.

aykkabinin altina sokun, tuvalete gidin cikarip cebinize atin

veya 5 liraya emanet aliyorlar her osym sinavinda oraya da birakabilirsiniz

kesin bilgi vereyim, basit ev anahtarı diye tabir edilen anahtarlıksız anahtarları sokabilirsiniz. yani ucunda plastik bir aksam olsa bile almazlar. siz ayakkabının altına sokun kumandasızsa dedektörde de ötmez üstelik.

Emanet yerleri artık olmuyor sınavlarda, kantinler kapalı. Anahtarı ayakkabınıza saklayın en mantıklı çözüm bu.

ayakkabının altında 2-3 kere girdim sıkıntı yaşamadım.

@giovanne nasıl dedektörle ötmüyor anahtarlık hocam?