hadi sigarayı cebinden çıkarır içersin kapalı mekanda. ama nargile dediğin şey sigara gibi değil ki? mekan sahibi olacak ibne izin vermese içemezdim zaten. illa kapalı alanda nargile içicem diye götümü yırtsaydım, adam yapmıyorum ulan yok sana nargile falan derdi. bence ortada bi suçlu varsa yavşak cafe sahibidir. nerde aricam lan ben hakkımı

kasaya bırak dekontu.

itiraz et ceza makbuzu ile. tanık isteyecekler. sen de tanık olarak mekan sahibini gösterirsin, zaten mekan sahibi olduğu için sana içirdiği için suçlu konumunda olacak. 5binlira daha ona kitlerler,şahane.

kişiye 70 lira ceza var işletmeye 5000 lira ceza adamla anlaşın cezayı o ödesin sende evet ben yaktım kendim içtim işletme uyarmadı de. işletme içirdi dersen işletmeye 5 bini kitlerler..

Dükkan sahibine arkadaşların önerdiklerini söylemeye tek başınıza gitmeyin. Olabildiğince gorile benzeyen arkadaşlarınızla gidin.

bence o 70 lirayı ödeyin ama o şerefsiz dükkan sahibine de 5000 tl kitlediklerinden emin olun. en azından ciğeriniz soğuyacaktır.

70 tl mekan öder. e tabi keriz gibi sen ödediysen bence ülkenin değilde kendi kafana sıç.

çorba paraları bitmiştir. ciddiyim. sahte makbuz falandır o. yapar onlar. evet yapar.

nargile içilmesi izni olmayan bi kafede nargilenin işi nedir? bu nargileye köz neden hazırlanır? müşteriye neden sunulur?
bariz işletmenin suçu

gayet mantikli. sadece mekan sahibine degil, icene de ceza kesiliyor.

nargile cafeler sigara yasağının göz yumulduğu mekanlar. hatta bitkisel nargile diye kılıfına uydurdukları için sigara yasak nargile serbest olayı var. eğer mekan sahibi sadece nargile içebilirsin dediyse mekanda resmi olarak bitkisel nargile satılıyor (yersen. palavra tabiki bu durum). polisin yazdığı ceza hatalı. orada nargileyi alıp analiz vs etmeleri lazımki ispatlasınlar.

mekan sahibinin normalde bir suçu yok ama tabii polis geldiğinde seni göt gibi bırakıp gittiyse ağzına sıçmakta serbestsin. bi de mekan neresi?

wireless kanalını değiştirmeyi deneyin.
başka bir bilgisayar veya telefon ile bağlanmayı deneyin.

router ın bozuk olma ihtimali de her zaman var.

wireless kanalini otomatikten alip manuele getirdim ve rastgele birini sectim su an takir takir calisiyor. buyuksun sttc

bende de netgear var bi tane ve yurtta kullaniyorum. Ancak son 1 haftadir internet cok yavasladi. Kabloluya gectigimde normal calisiyor ama wireless router ile baglanmayi denedigimde her sayfayi acmam 2 dkdan uzun suruyor. Bunun nedeni ne olabilir cozumu var midir ? Bugune kadar normal calisiyordu hic br sorun yoktu. Arada yine yavaslamalar olsa da dikkate alinmayacak derecededeydi.

(bkz: newton's cradle)

nivtın kıredıl desem herkes gösterir dimi bu aleti.. yok mu türkçesi.

tinyurl.com

türkçesi yoksa kağıda bir taslağı çizilip araştırılabilir.

newton beşiği imiş.

hiç durmuyor mu bu?

hava sürtünmesini ve ses çıkarken harcanan enerjiyi hesaba katmassak hiç durmaması gerekiyormuş ama bunları yadsıyamıyacağımıza göre cevap, hayır duruyor.

çarşıda pazarda newton bilmemnesi diye ararsanız mal gibi bakarlar suratınıza. "iple asılı toplar var, bi uçtakini yüksekten bırakınca şak şak şak (burada elle birinin iniş öbürünün kalkış hareketi yapılır) yapan alet" diye tarif edeceksiniz.

hiç ellenmeyince ne kadar uzun süre devam ediyor?

online satın alınan site var mı? yurtiçinden.
canım çekti şimdi görünce:)

tahtakale malları satılan yerlerde bulunabilir..

(öyle ne alırsan 1 tl'ye satan züccaciyelerde değil ama)

aha gittigidiyor'da da satılıyor: getir.net

niwtons kıredıl var mı diye sordum, aynen öyle anlamaz gözlerle baktım. dediğim şekilde .beş tane top var, birini tutup bırakınca şık şık şık der demez anladı çıkardı adam. tarif ediyorsanız kıredıl mıredıl demiyceksiniz.

gittigidiyor'daki başlık dikkatimi çekti.. SİTRES nedir ya?

yerli otomobil dergileri zaman zaman testler yapar. son ayların dergilerine göz atın derim.

fiyatları nerden aldın bilmiyorum ama yazdıgın rakamlar cok yuksek. Daha ucuza bulabilirsin lastikleri. İnternetten kısa bi fiyat arastırması yapmanı öneririm.

diger konuya gelınce bridgestone ya da michelin tercih et derim. Bridgestone daha uzun sure gider az da olsa ses yapar sert lastiktir. Michelin bridgestone kadar uzun gitmez ama ses falan yoktur yumusak lastiktir.

pek fazla kişi prim vermesede ben her zaman dunlop sevmişimdir. benim tahminim türkiyede çok prim görmemesinin sebebi bahsettiğiniz markalara kıyasla daha kısa sürede aşınması zira yumuşaktır bunlar ama çok ses yapmazlar ve yol tutuş konusunda iyi olduklarından hatta süper ötesi olduklarından şüphem yok.

fiyatların bi de işçiliği oluyo genellikle serviste.
her sanayii sitesinde iki blok ötede mutlaka bulabileceğiniz hankook öneririm. ben yıllardır kullanıyorum ve memnunum. 3 sene de garanti vermekteler.

topseller kişileri bulabilirsiniz belki ama ürünlerin listesi olduğunu sanmıyorum çünkü ürün ilanları tek tek ekleniyor. satılan bitmiş oluyor. yeni ilan açılıyor.

en cok satan ürün olarak bilmiyorum ama misal clothingi tıklayınca acılan fashion.ebay.com'un popular kısmında en cok satan markalar listeleniyor.

Editpad var.
www.editpadlite.com

Word'le sayfanın tipini kitap gibi görünecek hale getirebilir sayfanın background rengini de istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Kitap havası yakalarsınız böylelikle. Ayrıca şunu eklemek istedim. Kitabınızı bastırtmak istediğinizde yayınevi kullandığınız programın uzantısını açamadıklarını söyleyebilirler. Size sorun çıkarabilir bu. Word iyidir yani.

img607.imageshack.us

celtx var senaryo yazmak için. roman için de kullanılabilir belki...

pcmech.pcmediainc.netdna-cdn.com

roman, öykü vb. kurmaca metinler yazmak için mac'te mevcut yazı programları gibisi yok. (deneyimle sabittir) mac'in kendi ofis uygulaması olan iwork'ün word muadili olan pages'de çalışırken ekranı fullpage yapınca karşınızda yalnızca beyaz bir sayfa ve onun siyah (veya başka bir renk dilerseniz) arkaplanı çıkıyor. tıpkı daktiloda yazmak gibi. yakın zamana kadar bu özellik mac için üretilen office'teki word'de yoktu ama en son çıkan mac office word'de artık bu özellik de var. eğer yurtdışından bir macair getirtebiliyorsanız şahane bir bilgisayarın yanı sıra her yere taşıyabileceğiniz çok hafif ve şahane bir yazı aletiniz de olmuş olur. benimkisi bir öneri yalnızca. ancak şurası kesinki başta dediğim gibi roman, öykü vb. yazmak için mac üzerindeki yazı programları birebir. ilgili link:

www.apple.com

ayrıca şurada gerek mac gerek pc için kullanılabilen yazarlar için tasarlanmış yazı programları mevcut:

www.izedebiyat.com

yapısı homojen olmadığı için olabilir. zira içindeki yapı yer yer daha sert, hatta hava boşlukları bile var.

ahsap kompozit diye geciyor o nedenle. yone sureye vs bagımlı.

teşekkür ederim

not: ahşapla betona sadece inşaatçılar kompozit diyor.

ahşap kompozitse bende kompozitim!

merak etme, vizede ahşabın poisson oranı neden yok diye aklına bir soru gelmeyecektir...
demirin faz diyagramı, ötektoid sıcaklık, kristal yapılar, atomların dizilişi sorularını gördükten sonra bana hak verirsiniz büyük ihtimalle:)

Beton da homejen değil ama poisson oranı var. ahşap Anisotrpi olduğundan poisson oranı yok. Çünkü sadece liflere paralel doğrultuda çalışır. Liflere dik doğrultuda mukavemete neredeyse 0 dır. Başarılar.

biraz geç gördüm ama sizede teşekkürller yardımlarınız için.Not : vizede böyle bi soru yoktu ve çok fena battım 25 almışım artık önümüzdeki maçlara bakacaz iyi akşamlar

Çorap siyah olur, atlet denizci olmayacaksanız yeşil olur. Don yeşil veya beyaz olur, yeşil olursa daha iyi olur. İçlik çok iyi olur. Gittiğiniz yerde bazı şeyleri bulamayabilirsiniz, en kötü ihtiyacı olan birine verirsiniz.

Ben gitmeden önce bolca bot çorabı ve çamaşır almıştım. Ordayken kantinden almam icap etti, kaliteleri dışarda aldıklarımdan çok düşüktü. Yani gitmeden almanız sizin için iyi olur. götürülecekler açısından da sözlükteki başlıklarda epey bilgi var. Ben çok yararlanmıştım.

sözlükteki başlık fazlasıyla yeterli ama gideceğin yere göre bir kaç şeyi ekleyip çıkarabilirsin, onu da bu askerlik malzemelerinin satıldığı yerlerdekiler bilir, adama şuraya gidiyorum şunları alıcam başka ne alayım diye sorarsan o da söyler şunu şunu da alman mantıklı diye.

ben atlet almamıştım. sadece fanila almıştım. ama havacı iseniz mavi almanız gerekecek.

kitap falan götürsek sıkıntı olur mu? kontrol ediyorlarmış galiba, neye göre kontrol ediyorlar?

sakın silikon tabanlığı unutmayın.

çamaşır filesi de almayı unutma,askılık da unutma :)
ayy yazık valla :))
askerlik günlerim aklıma geldi.:))

ormancı :) tekrar türkü yakılmasın diye.
cevap zabıta. bence ormancı ve arıcı çalışma yerleri nedeniyle vahşi hayvanlara karşı savunmaya gerek duyuyorlar. uçak pilotununda vardır herhalde izni ama zabıtaların anca sopasıvar.

absürd görünen arı yetiştiricisi şıkkını elemek için yazıyorum. sertifikası ve 50 ve üzeri kovanı var ise silah taşıyabiliyorlar.

cevap: uçak pilotu.

cevap: uçak pilotu.

ne yapacak silahı, korsan mı bekleyecek..

ormanci: orman kanunu 77. madde geregi. silah tasiyabilir.

ucak pilotu ve ari yetistiricileri: meslek mensuplari grubundan emniyetten silah tasima ruhsati alabilir.

zabita: techizatinda silah yoktur. yani zabita oldugu silahi olmadigi gibi, meslek mensuplari kategorisinde de silah ruhsati alamaz. tabi vatandaslik haklari saklidir.

www.eksisozluk.com

www.mevzuat.adalet.gov.tr
(6831. orman kanunu, 77. madde) ile bazi orman genel mudurlugu gorevlileri ile saha bekcileri vs. tasiyabilir..

ruhsat.iem.gov.tr
veya
www.mevzuat.adalet.gov.tr
'da "pilot" veya "ari/aricilik" diye aranirsa spesifik ispatlari da gorulebilecegi uzere, (ikinci linkte madde 9g ve 9 noktali o)

"hava yolu nakliye pilotu" lisansina sahip yolcu ve para tasimaciliginda gorevli ucak pilotlari, 100 kovanin uzerinde ari yetistiricileri de tasima ruhsati isteme hakkina sahip.

zabita standartta tasiyamiyor sanirim..
www.mevzuat.adalet.gov.tr
da 7. maddede "belediye gorevlileri" var, ama onlarin da tasimasi khk ya bagli, yalnizca guvenlik kuvveti olmayan yerlerde spesifik izne bagli olarak tasiyabiliyorlar.

zabıtanın silah taşıma yetkisi yok, pratikte hiçbiri uymasa da.

yarışmayı izledim oradan biliyorum cevap:zabıta müdürü senin soruna göre ise zabıta diğer hepsinin silah taşıma izni var bende öptüm bye..

zabıtalar devlet memuru değil mi? Bİldiğim bilmem kaçıncı dereceden memurlar silah taşıma ruhsatı alabiliyor.

arkadaş, ben sikik bi muhasebeci bile olarak gerekli evrakları toplayıp harcını da verdikten sonra silah taşıma ruhsatı alabilirim. işsiz güçsüz bile olsam, pezevenk de olsam alabilirim. o ayrı şey.

burada sorulan, mesleğinden dolayı almaya hakkı olup olmayan kişi. zabıta da zabıta olduğundan dolayı değil, herhangi bir kişi olduğundan dolayı şartları sağlıyorsa, belgelerini tamamlayıp, harcını da öderse alabilir elbet. zabıta olduğu için böyle bir hakkı olup olmadığı konuşuluyor burada.

hareketsizlikten kan dolaşımı yavaşlıyordur. endişeye gerek yok

mouse kullanan cogu kisi de varmis bu; ben de simdi arastirinca ogrendim. kan dolasiminin o elde yavas olmasindan kaynaklanabiliyormus. bu rahatsizligin/durumun onune gecmek icinde kendinden isitmali fareler bile varmis:

www.slksuperstore.com

www.ehow.com

yasasin touch pad diyerek uzaklasirim.

Bende de oluyor sıklıkla.

mousesu tutarken elin dirseğinden yüksekte durunca da oluyo. dolaşım zorlaştığı için.

(bkz: mouse tutan elin buz kesmesi)

biçok insana oluyo

haha aynı başlıkla açmışım hem de.

ya benim mousum normal masada duruyo, elim de mousun üstünde yani, nasıl bi yanlış tutuş olabilir anlamadım. bölümüm gereği de hep bilgisayarla işim ve mouse padle filan olacak işler değil. nedeyim bilemedim.

mouse'un ergonomikliğinin yanında bi de mouse tutan el dirsekten 90derece bi açıyla bükülü olmalı ve dirsek masanın üstünde durmalı
dirsek boşta olunca çok fena oluyor cidden buza dönüyor benim
bilek de masanın üstünde durmalı, bazıları bilekleri havada bi şekilde tutuyolar o da olmuyo

mehtap var ama o izne gitmek için kullanılıyor

ya mehtap yakın ama tam diil başka bişeydi gibi gelio.. plakaya düşmek şafak 81 in altına düşünce deniyodu.. benim sorduğum mesela 12 aralıkta askere gidicek adam 1 aralıkta .... 11 diyo. nedir o nokta nokta :D

bitmeye şafak,izne mehtap.

misafir var birde..

vala çok pis takıldı ya, ama bunlar diil :/

güzel, güncel, her seviyeden kişinin anlayabileceği seviyede makaleler, haberler var.
www.sciencedaily.com

Psychology and Behavioral Sciences Collection
PsychINFO
PsycARTICLES database lerine bakabilirsin

biraz uzun ama bi de soyle bi dergiler listesi var

Acta analytica : philosophy and psychology
Advances in cognitive psychology
American journal of community psychology
American journal of psychology
Annual review of clinical psychology (
Annual review of critical psychology
Annual review of psychology (
Applied & preventive psychology
Applied cognitive psychology
Applied psychology
APPLIED PSYCHOLOGY : AN INTERNATIONAL REVIEW
Applied Psychology: Health & Well-Being
Asian American journal of psychology
Asian journal of social psychology
Australian & New Zealand Journal of Organisational Psychology (
Australian journal of educational & developmental psychology
Australian journal of psychology
Basic and applied social psychology
Biological psychology
British journal of clinical psychology
British journal of developmental psychology
British journal of educational psychology
British journal of health psychology
British journal of mathematical & statistical psychology
British journal of medical psychology
British journal of psychology
British journal of social psychology
Canadian journal of experimental psychology
Canadian journal of psychology
Canadian journal of school psychology
Canadian psychology

Child psychology & psychiatry review
Clinical child and family psychology review
Clinical child psychology and psychiatry
Clinical psychology (New York, N.Y.)
Clinical psychology and psychotherapy
Clinical psychology review
Cognitive psychology
Consulting psychology journal
Contemporary educational psychology (
Counseling and clinical psychology journal
Counselling psychology quarterly
Counselling psychology review
Critical psychology (Lawrence & Wishart)
Cultural diversity & ethnic minority
Cultural-Historical Psychology
CULTURE & PSYCHOLOGY

gll cok guzel yazmis ama okulunun kutuohanesinden bu database lere girebilirsin. web of science ya da academis search complete e girip konunun basligini o zaman yaz. hem o zaman daha fazla research article bulursun, review article in aksine

böyle şeylerde çok deneyimim vardır, birçok kez bu şekilde hastalandım. işi sağlama alalım. yememeni öneriyorum, kokusu kötü olmasa bile :)

tazesi bile sağlıklı olmayan o hamburgeri bayatken yemeyin derim.

ama içindeki bol katkı maddeleri "sayesinde" bozulmamıştır derim.

yenmez o tadı iğrenç oluyor.mecbur değilsen yeme.

geçenlerde vardı 1 sene bozulmadan kalmış diye mcden alınmış ingilterede mi ne araştırma yapmışlardı. yemeyin yani

tamam genel kanıya uyuyorum.

dolapta uzun süre bekleyen besinler böyle oluyor:

www.eksibition.org

yok yahu. üstünde bişey yok.
ha bu manzarayı ayda en az iki kere görürüm o ayrı :)

bildiğim kadarıyla mc donalds burger king de ki gıdalar çok kısa bir süre içinde tüketilmesi gerekiyor diye biliyorum içindeki bir şeyler bir süre sonra başka bir şeye dönüşüyormuş. pek açıklayıcı olmadı ama ana fikir yememelisin...

krank biyel mekanizması olmalı.

Kaynağı Göster deyip kodu notepade "dosyaadi.html" şeklinde kaydedebilirsiniz. oradaki <Pre> tag'i kaymaları önler, görüldüğü gibi tutar.

courier new ile yazılmış. notepad e yapıştırdıktan sonra yazı tipini courier new olarak değiştirirseniz aynı şekilde görebilirsiniz.

ascii art sadece fixed length fontlar için yapılır. dolayısıyla lucida console, courier new gibi fixed length bir font ile bakınız.

yapıştırınca düzgün görüyorum zaten. kaydedince problem oluyor.

benim maksadım nfo uzantısıyla kaydedip şunların arasına katmak:
img149.imageshack.us

(notepad'de) kaydederken kodlama kısmından utf-8 veya unicode seçin? ben lucida console ve courier new ile denedim notepad'de, kaydettim nfo uzantısıyla, sorunsuz kaydoldu.

@infernal majesty

notepad'le açılınca düzgün gözüküyor fakat damn nfo viewer yine bozuk gösteriyor.

kopyala yapıştır'la dosyanın orijinali gibi olmuyor demek ki.

olsun.

aynen öyle, torpilsize iş yok bu devirde. istersen ağzınla kuş tut..

ya doğuştan tecrübeli olacaksın, ya da doğuştan eli kolu uzun dayın amcan olacak başka yolu yok :)

tecrüben olsa bile iş tanıdığa bakıyor hocam. o yüzden baban, dayın müteahit yada milletvekili değilse yeni mezun için stajlar fln. önemli. kendi adıma konuşayım, ben stajım sayesinde iş buldum.

tecrübesizlere satış ya da üretim mühendisliği pozisyonlarında iş var. düşük maaşa yetiştirilmek üzere.

vay anasını eğer durum buysa... benim gibi sektörde doğrudan veya dolaylı tanıdığı olmayanlar sıçmış o zaman...

@sttc: zaten ben de üretim kısmında arıyorum. aylık 1000-1500 istiyorum. çok mu ki bu adamlar dudak büküyor?

o ücret çok değil. normal hatta ama şöyle bir durum var; istanbulda pek fabrika yok. ya çerkezköy tarafına ya da kocaeli tarafına taşınmayı düşünüyorsanız şansınız artabilir. çok ilan görüyorum o taraflar için.

geçen metrobüste karşılaştığım bir tekstil müh. askerden yeni gelmiş 2 tane çok bilindik olan firmaya gitmiş iş görüşmesine bir 700 diğeri 800 tl teklif etmiş.
dayı amca bul iş bulmak kolay olsun yoksa zor.
bir yerden sonra tecrübe falan işlemez.

@sttc'nin dediği gibi çerkezköy sanayi bölgesi olduğu için çok daha fazla olanağın bulunduğunu söyleyebilirim. eğer o tarafa taşınmayı ya da her gün o yolu servisle gidip gelmeyi göze alıyorsanız şansınızı oralarda deneyin derim.

edit: ne mühendisiydiniz bu arada?

ne mühendisisiniz?

aslında iş bulmak zor değil de verilen ücrete çalıştıracak eleman bulmak daha zor diye düşünüyorum. ilk girişte standartları biraz düşürün. 1000lira günümüz şartlarında iyi bir para. tecrübeyle birlikte para da gelecektir daha sonra. sttc'nin de dediği gibi gebze-izmit-adapazarı çevresinde inanılmaz derecede iş imkanı var.

yurtdışında master tamamlamak, 2 dil bilmek, askerliği aradan çıkarmak

yeni mezun olmana ragmen hic basvurdugun islere kagit uzerinde overqualified oldugunu dusundun mu? ya da akademik kariyerinle pratiginin birbiri ile dengesiz oldugunu?

basit. aradıkları personel üç kuruş maaş karşılığında gün doğmadan işinin başında olup yaklaşık 12-13 saat boyunca ve haftada 7 gün süresince çalışacak, bunun içinde kendisine iş verenlere minnettar olacak birisi. dolayısıyla yurtdışı eğitimi olanlar zaten kafadan eleniyor buna da overqualification-overqualified gibi havalı adlar takıyorlar. yani bu şekilde işveren talebini karşılamıyorsun. özel sektörde ağırlığı olan bir tanıdık yoksa ve yaşında 35i geçmemişse geriye kpss veya herhangi bir üniversitede asistanlık kalıyor.
kısacası özel sektörde çalışacaksan gözü açılmamış olacaksın.

Benim arkadaşım Sütçü İmam elektrik-elektronik mühendisliği bölümü mezunu. Askerliğini yaptı geldi. Onların kayıt olmaları gereken bir odaları varmış. Oraya kayıt olmaya gittiğinde, oradaki yöneticiye söylemiş yardım edin, benim iş tecrübem yok nasıl iş bulacağım falan demiş. Oradaki yönetici yönlendirdi bunu. 2 haftaya işe girdi. 1 600 TL net maaşla işe başladı.

(bkz: Fly Away Home)

tatlı mısır iyi gider.

mantarsız pizza mı olur, peynirlerden hellim de koyabilirsiniz

Taze biber

yesil biber, kirmizi biber, sosis, salam, mantar(faforimdir)..en uste de tabi ki kasar..afiyet olsun..

biber, mısır, mantar, soğan, kıyma, salam, tonbalığı, sucuk

hamuru hallettiniz mi?

@arch101 evet tavada yapmak için süper bi tarif biliyorum, sahane oluyor :) ama yine de öneri alabilirim :)

fersan - jalapeno biber turşu 4.25 tl şok fiyatı boşalt hepsini al sana mexicano :D

@karpuzpeynirekmeksu mm o kadar acı insanı değilim ben :D almiyim :p

pizzanızın bir fotoğrafını bekliyoruz yemekteyiz ekibi olarak

ton balığı ********

hosts olabilir mi?

(bkz: makat.exe) ?

(bkz: nida)? youtubehostdosyasi.com

host dosyası?

proxy olabilir mi?

proxy

Navige, vtunnel vb. tüm proxy hizmetlerinden uzak dur.

youtubehostdosyasi.com'dan edineceğin hosts dosyası + Google Public DNS ile tüm sitelere girersin...

Kanımca orada arabanın hiçbir an bulunmaması gerek... Her geçen polis yazabilir bence.hepsini de ödemeniz gerekir diye düşünüyotrum.

ya ne cezalara itiraz edenler var. böyle haklı bir durumda itiraz etme hakkınız olmayacak da ne zaman olacak? bence şansınızı deneyin.

ben şimdi itiraz için 'trafik mahkemesi'ne mi gidicem yoksa 'sulh ceza mahkemesi'ne mi?

bir cezaya itiraz etmek için önce ödemeniz gerekiyor. cezayı ödeyip öyle başvurabiliyorsunuz ancak.

aynısı dedemin de başına geldi, önce o da itiraz için falan gidecekti sonra bir polise sormuş ikinciyi ödemenize gerek yok zaten onlar farkeder siler demiş. farketmezlerse de siz diğer cezanın ödendi dekontunu gösterdiğinizde hiçbir şey yapılamaz demiş..bence siz de gördüğünüz bir polise sorun bakalım o ne diyecek. ha bu arada dedem daha geçen gün muayene yaptırdı arabasına yani ceza gözükmüyor gerçekten :)

@guro1907 bu yardımcı oldu sağol.

bir de internette bir şeyler okudum 7 gün içinde tebliğ edilince cezayı iptal ettirebiliyormuşuz? bana ceza 11 ekim 2010 tarihinde kesilmiş. benim evime bugün geldi mesela 7 günü geçti? bu doğru mudur?

o kart ile muhtemelen internetten alışveriş yapamazsınız.

alışveriş yapılsaydı banka hesabınızdan çekerken o döviz dönüşümünü otomatik yapardı.

Kapalı olması sanırım mümkün. Fakat daha kötüsü electron destekleyen site sayısı çok az. Electron logosunun da bulunması lazım. Sadece visa logosu varsa o kart desteklenmiyor demektir. Kur bir problem yaratmaz. Kart alındıysa muhattap olan kişi kullanabilir demektir. Reşitliği unutun problem yok. Fakat bunun dışında her firma yabancı kart kabul etmez.


Ek; Normalde kartın internet alışverişine açılması ertesi günü kullanıcıyı arayıp sorgulayan banka personeli tarafından yapılır. "Kartın ilk son şu rakamlarını verin vs." Bu sırada yapılan sipariş sitede bekleme konumunda gözükür yada hiç gözükmez dolayısıyla kullanıcının kafası karışabilir.

kredi kartı olması gerek. visa electron falan fark etmez. bankamatik kartıyla alışveriş yapamazsın. ya da ben öyle biliyorum diyelim.

ATM kartıyla internet üzerinden alışveriş mümkün değil. Bankasına göre, ya gerçek, ya sanal bir kredi kartı çıkarttırmanız gerekli.

"never believe" diyor gibi ama değil gibi de..

inevitably forget the past diyor sanırım.

evet, o daha mantıklı hem =)

video sahibinden soruma cevap gelmese inanamazdım sanırım;

by taking what we have for granted, we inevitably forget the past.

vercingetorix'e yardımından ötürü, sttc'ye de kulakları ve üstün anlayışından ötürü bol bol tebrik ve teşekkürler.
o nasıl inevitably'dir yaaaaa.
bu arada hatun letonyalıymış.

(bkz: planet of the apes)tüm seri, son filmi de dahil.
(bkz: 28 days later)
(bkz: mad max)triloji
(bkz: 12 monkeys)
(bkz: children of men)
(bkz: postman)
(bkz: matrix)triloji
(bkz: the book of eli)
(bkz: i am legend)
(bkz: the road)diğerlerine benzemiyor ama sağlam filmdir.

the road. (aksiyon yok, dram)

(bkz: Waterworld)

animasyon olarak:
(bkz: wall-e)
(bkz: 9)

the road vurgulamak istiyorum tekrar.

the quiet earth dememiş kimse, o da çok ilginç ve başarılı bir filmdir kanımca.. yukarıda sayılanlardan da children of men'i şiddetle tsvsiye ederim izlemeyenlere.

hacı, direk (bkz: akira) www.imdb.com bence. aşmış bir anime post-apocalyptic temalı hedelerde.

(bkz: six string samurai)

1- valla şoföre ayıp olmaması lazım teorik olarak. zaten para karşılığı, o adam o an senin şoförün sayılır. tabi bi arkadaşının arabasında oturulmaz arkaya çok ayıp.

3- 2 yerde "önce erkek" vardır, biri merdiven (evet göte kitlenme olayı için) diğeri de taksi. erkek biner, kayar, varsa kadının elindekileri alır. kadının hem binmesi, hem inmesi daha kolay olur.

2- önce sağ sonra sol taraftan öpülür, ezberlemez insan... bizim doğamızda var..

3- kadının önde olması lazım, fakat kapı açılacak birşey bir yerden kaldıralacak ise ani refleks ile kadının önüne geçilir.

kıçını seyretme mevzsuna gelince, nerenle düşünüyorsun kuzum sen? fikrin neyse zikrin de öyledir. kadın düşünmüyorsa öyle beynin çükünde dolaşmana gerek yok...

merdiven çıkarken arkada, inerken önde durmak adabı muaşeretteki versiyon. herhangi sendeleme anında bayanı tutmak için:) ama biizm türk erkekleri göte kitlenme olarak baktıkları için farklı anlam yükleyebilirler:)
dişi kişisiyim, birinci soru passaporala

1- teksem yanına oturuyorum. arkada gerek yok tek başına oturmaya. muhabbet falan edeceksin, yol tarif edeceksin falan sonuçta.
2- o ana bağlı. herkes ilk kendini sağa çekip öpse mesela sorun olmaz. herkesin kendi sağından yürümesiyle karşıdan gelen insanla çarpışmama olayında olduğu gibi.
3- erkekler için harbiden zor bir durum. özellikle yürüyen merdivenle yukarı doğru çıkarken bu sorun başgösteriyor. doğal olmaya çalışın. siz ne kadar tedirgin, istim üzerinde görünürseniz, herkesin gözlerinin sizin üzerinizde olduğunu düşünüp, kendinizi kötü hissedebilirsiniz.

1. Taksiciye neden ayıp olsun adamın işi o. Arka sağ koltuk en rahatı.

3. Erkek çıkarken arkada, inerken önde olur. Burada amaç kadın düşerse erkeğin onu tutabilmesidir.

1) Teksem ön koltuk, "çiftsem" arka koltuk.
2) Sağ sol.
3) Çıkarken arkada, gtü güzelse bakma fırsatı oluyor desem de değil. topuklu vs giydiklerinde düşme, tökezleme ihtimalleri artıyor. İnerken fark etmiyor ama genelde önde.

@celeron 300a, takside erkeğin önce binme olayını ilk defa duydum. ilginçmiş. geneldir inş bu. önden gittik diye trip yemeyelim de.

@sttc valla bana annem bi pazar ekinde okumuştu vaktinde, ordan kalmış aklımda.

açıkçası her iki cins için de çevremde buna dikkat eden pek görmedim ama işte o yazdıklarımı düşününe mantıklı geliyor kulağa.

1) tek bineceksem arkaya oturmak bende lüzumsuz snop bi hissiyat yaratıyor, yanına oturup onunla arkadaşmışçasına gitmek benim karakterime daha uygun.

2)ben solak olduğumdan sanırım sağlakların tersine manevra yapıyorum o yüzden çok french kiss badiresi atlattım ben önce sola yönelirim.

3) arkada durmak iyidir, hem arkadan hanımefendinin götüne bakanlar perdelenir, ayrıca olası bir düşme durumunda hanımefendinin merdivenden yuvarlanıp pekmezinin akmasının önüne geçilir.

1. tek başımaysam öne otururum. eşimle birlikteysem arkaya otururum. dört kişiysek ve bunlardan biri d eşimse yine öne otururum (kilolu olduğum için, arkadakileri sıkıştırmamak için)

2. genellikle önce sağ yanak, sonra sol yanak değdirilir. nedenini hiç düşünmedim. aynı andaki tokalaşma hadisesinden kaynaklanan anatomik yapıdan dolayı galiba.

3. iç tarafı dar, dış tarafı geniş dönen merdivenlerden değilse niye arka arkaya çıkıyoruz lan, yan yana çıksak olmuyor mu?

twitter.com
about.com daki derslerin linklerini yazıyor.

www.omegle.com

Siteden ziyade, İngilizce altyazı ile film/dizi izle.

kuduz olmuşsun panpa

şaka bi yana insanın evi gibi yok. eğlence, gezmek bir yere kadar. huzur ise dinginlikten geçiyor. hak veriyorum.

okumadım ama başlıktan anladığım kadarıyla hak veriyorum panpa. sonuna kadar evınde tek yaşamak forever

okudum :)

onemli olan senin mutlulugun. sen bu sekilde huzurlu musun? bu soruya yanit ver. hayatinin kalan kisimlarini bu sebepten aksatiyor musun?
bu senin yasam tarzin olabilir.

ayrica psikologlar insanlari belli bir kaliba sokmaya calismaz genelde. yanlis bi bilgi :)

forever alone... image i aramaya üşendim.

piskologların işi o .

bende okudum:)
yanlızlık cogu zaman iyidir.düşünmeniz gerekir,bazan yanlız kendinizle kalmanız,bazan işiniz vardır gerçekten.
o zamanlarda müzik güzel olur,123 ü ve multitap ı özellikle öneririm.
dil-meslek(program filan) ögrenebilir(ki ben böyle yapıyorum) yada hobiler bulabilir ve sıkılmayabilirsiniz :)

@fauxhumanitas psikolog olan psikanalistler de vardir. psikanaliz bir ekoldur. psikolog ya da psikiyatr bu ekolu secmisse unvani psikanalist diye gecer.

bildigimiz seyleri yazalim lutfen

=EĞER(A1=T;3;EĞER(A1=C;2;0))

A1 değeri kontrol edeceği kutu.

algoritması:

eğer
    A1 deki değer T ise > değeri 3 olarak gir
    değilse
          eğer A1 deki değer C ise > değeri 2 olarak gir
           değilse
                değeri 0 olarak gir.

edit: düzeltme yaptım

t, c veya - dğerinin A1 hücresinde olduğunu varsayıyorum:

=uzunluk*yükselik*if(A1="T";3;if(A1="c";2;if(A1="-";0;"a1 hücresi T, C veya - değil")))

yani yakında benden sıkılacaksın?

"to tire" diye bir fiil var; bir yanlışlık yok orada.

resim gözükmüyo?

img294.imageshack.us

resim bu, yumruk büyüklüğünde bir meyve

Hıı.. sütü iyi geliyo derler... Zehirli ama tabi o ayrı...

eğer fotoğraftan yanlış anlamadıysam bu, Türkiye'de süs bitkisi olarak, vatanı Güney Amerika'da ise sarı boya eldesinde kullanılmak üzere yetiştirilen, yurdumuzda yalancı portakal olarak bilinse de yendiği takdirde insan kişisini zehirleyen bir bitkinin henüz olgunlaşmamış meyvası olsa gerek. benim bildiğim kadarıyla bir tedavi değeri yok, 3 yıl önce ilk karşılaştığımda İ.Ü. Eczacılık Fakültesi'nin farmasötik botanik kürsüsüne sormuştum, onlar da yok demişti.

ağacını görmüştüm bunun. keskin ama inanılmaz güzel bir kokusu var. hakkında başka bişey bilmiyorum

(bkz: osage orange)

Nasıl ya süs bitkisi? Koooca ağaç oluyo o elenika!

arkadaşın kaçak değilse hemen polisi arayın. bir avukatın durumdan haberi olsun.

arkadaşın iş başvurusunda bulunmamış mı yani?
ayrıca adamlar hakkında herhangi bir bilgi yoksa elinizde polise ne sunulabilir ki?

bence öncelikle bir avukat vasıtası ve eşliği ile derhal emniyete başvurun.

mutlaka emniyete ve bir avukata başvurun da, umarım komşu ben tanıklık yapmam, korkarım falan demez.. sırf bu korkma ve çekinme yüzünden bir sürü kabadayı geziniyor etrafta elini kolunu sallaya sallaya..

Arkadaşım normal bir ev kızı.
Üniversite mezunu, öğretmen adayı.

Yapılacak şey sanırım polise gitmek; pek ilgileneceklerini sanmasam da bu yönde ilerleyeceğiz görünüşe göre.

bi tür dolandırıcılık olabilir o işin içinde. komşunuzu uyarın. arkadaşınızın da gözü açık olsun.

polis hiçbi şekilde gelip öyle komşuya aman haber vermeyin biz casusluk yapıyoruz şu an diye tembihlemez. olayın içinde terör, organize suç falan bişey yok ise de kimseyi kolay kolay takip etmezler.

herhangi bi durumda hakkında dava açılır. mahkemeye çağrılır. ama öyle eve sivil polis gelip komşuya sorular sormaz. bence en yakın karakola gidip olayı anlatsın. çevede benzer olaylar gerçekleşmiş mi ? onu bir sorup öğrensin.

eğer arkadaşın dışişleri bakanlığı, genelkurmay-jandarma-kara kuvvetleri vs. gibi askeri kurumlara, emniyete veya benzeri kurumlara başvurduysa tahkikat amaçlı bu tür komşuya, esnafa sorular sorabilir görevliler. eğer arkadaşın bu tür bir kuruma başvurduysa sorun yok. Diğer türlü arkadaşların dediği gibi, hemen polise ve avukata bildirin.

ne sormuşlar ki?

Ailesiyle arasında bir sorun var mı? Oruç tutuyorlar mı? Vesaire. Kendi aralarında onaylayarak, ağızdan laf almaya çalışarak sohbete devam ediyorlarmiş.

bluetooth kulaklık?

nokianın sitesinde x6 için bu kulaklılar var kutu içeriğinden çıkar diyor, kulaklıkla kullanabilirsin. kulaklık yoksa da handsfree konuşabilirsin.



Satış paketi içeriği
Nokia X6
Nokia Batarya (BL-5J)
Nokia Yüksek Verimli Şarj Cihazı (AC-8)
Nokia Bağlantı Kablosu (CA-101D)
Nokia Stereo Kulaklık (WH-701)
Kullanım Kılavuzu
Mini DVD
Aksesuarlar
Tavsiye edilen aksesuarlar
Nokia Bluetooth Stereo Kulaklık BH-905
Nokia Bluetooth Stereo Kulaklık BH-504

bluetooth da değil ya normal kulaklık.

telefonun en çok radyasyon yaydığı zamanlar aramanın ilk yapıldığı ve size aramanın ilk geldiği zamanlar. bu anlarda telefonun biraz uzakta tutun kafanızdan. konuşurken en az radyasyon oluyor. radyasyon uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak azalır. ara sıra kulak değiştirin. handfree konuşmaya çalışın mümkünse. konuşmalar arasına vakit koyun.

telefonun çalışma frekanslarının bir miktar ısıtma etkisi var, ancak bu güneşli bir günde 1 dakika güneşin altında kaldığınızda kafanızın ısınmasından çok çok daha az bir enerji. dna'yi parcalayacak enerjide bir elektromanyetik dalga yayılmıyor. doğrudan kanserojen bir etksii yok gibi gözüküyor, ama yine de tedbiri elden bırakmamak lazım. süreler uzun süreler çünkü.

her halukarda kablolu bir kulaklık edinin.

hiçbir şey olmaz hayatınız boyunca tüm vaktinizi bir telefonla bütünleşik olarak konuşarak dahi geçirseniz kendinize zarar verebilme olasılığınız çok düşük

Olur olur. Bir ara günde 2 saat kadar telefonda kalıyordum, arayana "arama!" da diyemiyordum, baş ağrıları hasıl olmaya başlamıştı bir süreden sonra.

telefonla arama yapıldığı zaman ilk 3 saniye mi ne bağlanma süresi yani 80mv/bilmemne bilmemne iken gsm direklerinin yaydığı 4mv/bilmemne.
bunu elektrik mühendisi ölçüp söylemişti.
yani napıyoruz ilk aramaya başladığımızda şööyle 5 sn bekliyoruz sonra kafaya dayıyoruz.
diğer şey bulutut kulaklık ise yine radyasyon sebebi. kablosu uzun normal kulaklık en iyisi..

eğer lokasyonunuzu ayarlayabiliyorsanız telefonunuzun en iyi çektiği yerlerde konuşun, telefon ne kadar güçlü sinyal alırsa, o kadar az ışıma yapar.

badi statüsüyle katılabilirsiniz, ama bunun için zirveye katılan bir yazarla iletişime geçmeniz ya da zirve tarih ve yerini biliyorsanız, yine buradan organizatörlere bir şekilde ulaşmayı deneyin, katılmanızda sorun olacağını sanmıyorum.

bazıları açık, bazıları kapalı oluyor. zirveyi açan kişiyle iletişime geçin.

zirveler +1'lere aciksa eger, yazarlar yaninda +1 getirebiliyorlar.

49. basketbol zirvesini de, bu haftalik +1 ve caylaklara kapadim.

yine de bir mesajlasalim seninle.

sahaya girerken online check in mi yapılıyor? yazar olup olmadığını nasıl anlıyorsunuz? ben gelip ssg yim desem?

: )

@sttc

oncelikle ssg'nin yüzünü, boyunu, posunu biliyoruz, en azindan ssg'yim derseniz yemeyiz : )

onun disinda, limon'dan aldigimiz katilimci listesi var kagida doktugumuz, o kagitta olmayan arkadaslara kimin +1'isin diye soruyoruz (zira +1 getiren yazarin da o an orda olmasini bekliyoruz haliyle)

genelde zirvenin sozluge ozel bir sekilde kalmasini diliyoruz. cekirdek bir kadro zaten var.

bunun disinda hem +1leri, hem caylaklari cok seviyoruz, hep birlikte mutlu mesut oynuyoruz (tamamen basketboldan bihaber kisileri saymazsak)

--
ama bu haftaya ozel bir durum oldugundan kapadik.
sevgiler.

a ha başladınız mı gene? yahu ekşiduyuru da sözlükten sayılsın biz de gelelim, illa tanıdık suser mi koyalım araya!!!!!
:)

@charles

bu hafta mumkun degil dedigim gibi ama gelecek haftalarda neden olmasin.

tamamdır traviata.

the book of eli

iyi derken neyi kastettiğini anlamasam da kiewslovski filmlerinin rengine bayılırım ben

yani aslında iyi derken demek istediğim iyi dğil tam anlamıyla böyle dikkatinizi çekmiş, ışığıyla aklınızda kalmış gibi bişey demek istediğim.

cashback
the fall
A Single Man

(bkz: barry lyndon)

blade runner

jerry bruckheimer/michael bay yapımları

(bkz: kaç para kaç)

sin city... arkadaşın dediği gibi kaç para kaç da iyidir.

wong kar wai'nin happy together diye bir filmi var.mekan arjantin,ışık çok çarpıcı ama homofobiksen izleme, iki erkeğin aşk hikayesini anlatıyor çünkü

barry lyndon +1

üstelik filmin tamamı, hikayenin geçtiği dönemin en önemli ışık kaynağı olan mum aydınlatmaları ile çekilmiştir, ve kanımca kubrick'in en başarılı filmlerinden biridir.

sağolun gençler elleriniz dert görmesin..

Işıksa mesele, şirazkuroculara bakman tavsiye edilebilir. Murnau'dan girilebilir.

multitap - battaniyem 2 haftadır bıkmadım daha sjkldfl

Zuhal Olcay - Küçük Bir Öykü Bu albümü.

hurts - wonderful life
tool - parabola
The Gathering - Alone
The End of the Beginning - God is an Astronaut
DIE ATZEN Frauenarzt & Manny Marc - ATZIN

Korhan Futacı & Kara Orkestra

oi va voi'nin laughter through tears albümü.
bir de ane brun'ın bilimum şarkıları..

yaklaşık 5 aydır hemen her gün tiesto'nun tüm albümleri, özellikle elements of life ve kaleidoscope albümleri.

goran bregovic - mesecina

btbam-colors
coltrane-a love supreme
return to forever-romantic warrior

lambchop- nixon albümünden grumpus...

al sen de dinle...

fizy.com

yaşar kurt
alışamadım
ruhum

megadeth-rust in peace albümü

the cure - labyrinth

grup ciglik sen benden gittin gideli

sad lovers and giants- lost in a moment lütfen dinle

umut kaya - gül güzeli
teoman ilk 4 albümü

erkan oğur

Train - This ain't goodbye
Maroon 5 - Never gonna leave this bed

öncelikle "genel başvuru" adı altındaki ilanlara başvurun. (sadece kariyer.net te birkaç yüz tane ilan mevcut.) ön yazıda istediğiniz pozisyonu yazmanız iyi olur.
ilanlarda aranan özelliklerin sizle örtüşmesine gerek yok. 2 senelik tecrübe ile 5 sene tecrübe istenen ilana başvurmamazlık yapmayın.
bilinmesi istenen programlar çok spesifik alanlarda veya ileri düzey olarak yazılmamışsa ve programla ilgili az çok bilginiz varsa başvurun :)

şöyle düşünün; cv nizi görecekler. zaten görüşmeye değer bulmazlarsa görüşmeye çağırılmazsınız.

4. görüşmeden sonra reddedilmeniz sizden kaynaklanmıyordur. kendinize olan güveninizi yitirmeyin.

(bunları yazarak belki de kendime birçok rakip edindim. :)

cvyolla.com u bir dene kaybın olmaz en azından, bir de iş görüşmelerinde kendine güven imajı ver, herşeyi biliyormuş gibi değilde herşeyi çok çabuk öğrenebilirmişsin gibi konuşmalar yap. zeki, çevik, ahlaklı ve herşeyden önemlisi çok çalışan biri imajı ver, çok geçmez bulursun bir şeyler.

bu tür duyuru çok oluyor burada. yada biz iş arama sürecinde olduğumuzdan bu aralar dikkatimizi çok çekiyor. ama sonuç olarak kimse farklı pek birşey söyleyemiyor. çünkü yapılacaklar belli. nedir? işte kariyer siteleri, tanıdıklara haber verme, özgüven vs. hep aynı cevaplarla kısır döngüde dolaşıyoruz. bende 5 ay oldu askerden geleli mesela bende aynı yöntemlerle iş bakıyorum. başka da napalım ki, çıkıp dışarı bundan 10 sene öncesi gibi dünkkanların camlarına mı bakalım eleman alınacaktır yazan. beklioruz işte bakalım.

flipping drum sticks

twirling drumsticks daha isabetli kanımca.

8

8

64?

0,6 saniyede mi? aa 8'er miş, o zman 64.

51200 dk ??

8 maymun*8 dakika/8 muz = 800 maymun * x dakika/(8*800 muz)

x = 64 dakika

8ciler
asdasdassınız valla

64 tabiki

64

7

12,5 falan

8 maymun 8 muzu 8 dakikada yiyorsa 1 maymun 1 muzu 8 dakikada yiyor demektir. 800 maymuna 8'er tane muz veriyorsunuz, "haydi yiyin!" diyorsunuz (demeseniz de vererek ima ediyorsunuz). Hepsi birden sekizer muzunu yemeye başlıyor. Bu adamlar bir muzu 8 dakikada yedikleri ve ellerinde yenecek 8 muz olduğuna göre 8*8=64 dakikada 800'ü birden karınlarını ovuşturmaya başlar.

O değil de, sekiz dakika nasıl oynuyor bu hayvan yemeğiyle öyle! Lüp diye götürmesi lazım. Soruda zoolojik (hatta özelde maymunbilimsel) bir hata var!

şaka gibi olacak ama 12.5 :D

64 diyenleri tebrik eder bir sonraki Akbank sınavında görüşmek dileğiyle iyi akşamlar dileriz.

KIRK YAPAR!!

64

6+4=10
64 sayısında iki rakam var, bu sebeple ikinci rakamı alıp 10 ile çarpıyoruz;
4x10=40

AKBANK'IN 40'INCI YILI KUTLU OLSUN!

64 eheh. kib bye. (8 diyenleri öpüyorum.)

@user yok


ahahahahhsdhasd

forza siyah.

beyaz +1, haklılar reis.

metalik?

siyah candır siyah al sen siyah. hem daha havalı hem daha kolay satarsın. beyazın şu dünyada yakıştığı bi araba var oda brodway:) gerikalan her marka model için siyah derim ben:) ayrıca pişman olursan da kendi kararın için ol:) hem beyaz alıp hem pişman olmakta var:)

beyaz çok popüler. satışta rahatlık olur ilerde.

beyaz

kirli gösterse ne oluyor anlamıyorum ki? yolda gideceksin altıüstü ya.
tribün amaçlı kullanacağın zaman yıkatırsın olur biter.

Beyaz +1

Benim aracım siyah.

Çok kir gösteriyor. Önceki bal köpüğü idi.

bizim arkadaş fiesta alacaktı 3bin fark verip focus aldı

- focus magnum gri

Siyah al siyah.

evet kir çok belli oluyor ama içine sinmesi açısından siyahı seç bence.

arka tamponun orta alt kısmı baya büyük bi şekilde siyah plastik, o yüzden beyazlarda kötü duruyor. ayrıca trend donanım seviyesi alıyorsanız gerçekten şirket arabası muamelesi görürsünüz, hele dizelse. ama xp ise beyaz çok yakışıyor, keşke ben de öyle alsaydım (fırtına gri var bende). ayrıca beyazın şu güzelliği var, bir yere sürterseniz alttan çıkan renk de beyaz, dolayısıyla belli etmiyor. ve de siyah arabanın bütün hatlarını kapatıyor, beyazda daha belli. o yüzden, beyaz derim ben de. hayırlı olsun.

audi q7 almadığın sürece siyah al. haftasonu yıkatırsın, pırıl pırıl oluyor ve beyazdan daha çok dikkat çekiyor. kırmızı ve siyah dışında bir otomobil, ı-ıh. (fiesta'nin ayağa düşen vişne çürüğümsü rengini alma sakın. son zamanlarda hangi fiesta'yı görsem o renk.)

siyah için trafikte en güvensiz renk denir, farkedilemediği için riskli. ama güzeldir tabii, havalı gösterir.

montla sıç demiycem o zaten aklına gelmiş, ama deneyebilirsin tabi.
ayrıca akıllı, mantıklı, yetişkin insanlar sinirlenince sakinliğini koruyabilmeli ve vurup kırmak yerine ne yapabilirim, yada ne yapmamalıyım diyebilmeli. koca koca insanlarsınız sinirden kendini kaybetmekte ne demek.

sevdiğim bir albüm açıp son seste dinliyorum. (kulaklıkla)

en iyi çözüm kaba kuvveti sevmem ama lavabonun içine sevmediğim bi cam eşyayı atarım sinirim geçsin diye ne alaka bılmıyorum ama boyle.. bide nerde sınırlendıysem gece hariç kendimi sokaga atarım yururum yururum çok fenaysam bi köşede aglar dururum sonra kendıne gel salak derim susarım başlarım daha kötü olayları düşünmeye...

ben hiç sinirlenmiyorum, pamuk gibiyim. ben sinirlenmeyince onlar sinirleniyorlar. kontr-atak gibi oluyor ama aslında sikimde değil.

Dışarı çık biraz yürü. Hiç bilmediğin sokakları...

var gücümle duvara bir yumruk sallıyorum.

dışarı çıkar biraz nefes alırım, hiçbir işle uğraşmam

arabaya atlayıp hız yap, ölmezsen konuşuruz. (ben daha ölmedim)

beni bu kadar sinirlendirebilecek birisi ancak bana yakinlasmayi basarmis birisi olabilir. onun benim arkadasligimi hak etmedigini dusunup gelecekteki hareket planimi ona gore olustururum. gunu gelir daha beter ederim. =) yakinim olmayan biri beni sinirlendirdiginde ise tepkimi yerinde veririm. ben sinir olacagima o olsun.

Biraz masrafli oluyo ama telefon firlatmak ya da biseyleri frlatarak parcalamak

çok kızıyorum :)

Şöyle, sessiz, sakin bir odaya çekiliyorum. Kapıyorum gözlerimi ve diyorum ki içimden : "Ben bu götverene ne diye sinirleniyorum lan? Dur hele bir sakinleş bakalım. Düşün hele bir bunu". Sonra yavaşça o öfkelendiğim kişiden soyutlanıp, sadece öfkemle başbaşa kalıyorum. Bu aşamadan sonra, çoğunlukla kendimle ilgili bir takım şeyler keşvediyorum.
Bi bu. bir de ani sabrımı sınayan durumlarda, tam çoşacakken, 5,6 ya kadar sayıyorum. O da iyi geliyor bak. birden bire uçuveriyor öfke.

ucuzundan bi kum torbasi

sağlık ocaklarında muayene olabilirsiniz. ilacı da tam tutarıyla satın alırsınız.

gıda zehirlenmesi olsa şimdiye kadar öğürme, mide bulantısı, hatta kusma falan olurdu.

Gıda zehirlenmesi olma ihtimali hala var. Sağlık Ocağı'na görünmenizi tavsiye ediyorum.

çibo

t yi söyler gibi yap ama söyleme. yani ağız hareketi yap lakin ses çıkarma. sonra c de ama dilini geri çekerken yavaş çek bi yandan da h demeye çalış. sonra da ibo de.

şibo

ben de çibo diye biliyordum ama orada iş görüşmesine giden birisi, diğer çalışanların "şibo" dediğini duymuş..

çibo yaaa

toşiba:p

şibo . atasehir migrosta hep boyle anons ediliyor
şibo firma görevlisi lütfen danışmaya

çıban
bu arada bu markanın merkezi hangi ülke?

çibo evet.
markanın merkezi almanya

Bence çibo olmalı. Çaykovski de tchaikovsky diye yazılır, tc'yi "ç" okuruz. Ama almancada farklı mı bilmem.

genişledi deyip ürün şikayetinde bulunarak mı değiştireceksiniz? yoksa genişlediğini söylemeden mi?
bence terzide hallettirmek daha kolay olacaktır.

Değiştirirler. Sonuç olarak aynı pantolonda bedenler üzerine oynuyorsunuz sorun olmaz. Farklı ürünler göze batıyor genelde.

fakat genişledi dediğinize göre giyilmiş olduğunu anlıyorum ben? Sanırım o durumda değiştirmezler.

mağazaya gidiyosun ve bana bunun 34ünü verirmisiniz diyorsun. bu kadar. 30 güne kadar süresi var. 30 günden sonra ise bu pantolan bozuldu, genişledi, daraldı, çekti diye değiştirebilirsin.

zara'da sorun olmaz sebep bildirmenize bile gerek yok, ayağımdaki terliği değiştirmeyi önerdi adamlar şikayet ettim diye:)

önce bir hedef belirle (atıyorum ders kitabının ilk 80 sayfası), o 80 sayfayı da parçalara böl, her parçanın sonunda yapacak küçük bir şey belirle ve bitirince ara verip belirlediğin şeyi yap (mesela git nescafe yap iç, iki mp3 dinle vs.) bu şekilde daha çekilebilir oluyor.

çalışmak için farklı bir yer kullan. mutfağa git mesela. bilgisayardan da uzak olsun.

bak ben de calismaliyim ve hic istemiyorum. 2 haftaya finallerim baslicak ve daha bi bok yapmadim acikcasi. bunlari sana kendini iyi hisset diye diyorum:D

simdi biraz calis sonra ara verir bisiler yapar yine derse koyulursun iste ...

yakınlarda bir kütüphane varsa oraya git derim. yani ben evde çalışamayan biriyim çünkü, çekici gelen birçok şey var ve ilgim dağılıyor sürekli. ama kütüphane gibi sessiz bir ortamda kendimi ders çalışmaya verebiliyorum. şu an gitme ihtimali yoksan bile haftaiçi bunu deneyebilirsin.

şimdi için ise bir şey söyleyemicem. ben de çok başarılı değilim evde çalışma konusunda. koçsun yaparsın ama :)

tersten başla... konu konu karışık oku.. bir kahve al ısı kaynağının yanına geç(yoksa battaniye) yada sevgilin varsa çağır sarılarak oku... oda bişeyler okusun tabi.

yada siktiret at bi kenara amaaaan sonra verirsin dersi..

kaptan şöyle bi söz vardı:

bugün kendisinin efendisi olmayan, yarın başkasının kölesi olur.

efendi ol, oku. (tarzım budur)

O çalıştığınız konuyu bulanlar, geliştirenler, dersini verenler, araştırma yapanlar sizden daha akıllı insanlar değil. Kafanızı vererek çalışın, yaparsınız. Yeni bir-iki kalem ve defter işe yarayabilir.

sistem yedeği alın. ben en son yaptığımda bazı sorunlar çıkmıştı (xp). program biraz agresif

sistem yedeğini kendi alıyor zaten, bence sorun olmaz.

ısınan hava yükselir...

hayır nasıl bulamadın anlamadım. google mevsimlerin oluşumu diye yazıp aratınca az okumakla öğrenilir

efruz sen yıllık hareket mi diyorsun buna

güneşten gelen ışınların yeryüzüne çarpma açısıyla ilgili. kuzey yarım küreye daha dik açılarla çarptığı zaman yaz mevsimi gerçekleşiyor. gyk ye ise çok daha düşük açılarda çarpıyor, hepsi ulaşamıyor yüzeye, atmosferden yansıyıp gidiyor. bir de ışık alan süre(gündüz) daha az olduğu için kış döneminde bölge daha az enerji almış oluyor.

eksen egikligi.

sttc nin daha kisa aciklamasi: eksen egikligi

eksen eğikliği ve buna bağlı bir sürü bir sürü sebepler

amin!

ışıkları yakın nedir bu his diyor aşkın nur yengi, peki ya moderasyon? siz ne diyorsunuz?

olayın özü nedir?

@ agy

abey anlaşılma gibi bi derdin varsa noktalama işareti kullansan iyi olucak sanki.. eğer anlaşılayım çabası gütmüyorsan boşver tabii..

formata uydurmak için burada da katakulli çevirmeye başlıyorum artık. soruna cevabım: çok da iyi çok da güzel iyi olurdu. citten.

iyi de, zaten kullanılmamış iki adet virgül var gördüğüm kadarıyla ve bu da anlaşılmayı asla engellemez. sayfalar dolusu noktalama işaretsiz edebi metinler de var ve anlaşılıyor okuyucusu tarafından netekim (hayır, yazım ve anlatım kuralları düşmanı değilim, aksine kullanırım da yeri ve zamanı ise).

rep gibi olmuş yov yov

bi de moderasyon her zaman haksızdır.

oyun ücretsiz mi dağıtılıyor? neden gönüllü çalışıyoruz?

adam haklı beyler..

(hep yazmak istemiştim)

film, belgesel falanda ücretsiz dağıtılmıyor, ama çoğu zaman gönüllü olarak çeviriliyor belki onla alakalıdır

hayır ücretsiz dağıtılmıyor,sadece bu oyunu oynayan arkadaşlar için yapıyoruz.
çünkü diğer arkadaşlar diğer oyunların çevirisi ile ilgileniyor.

the blair witch project

@agy blair witch izlendi

the game
hard candy
ring
the mist

eden lake. gerilim kelimesinin ne anlama geldiğini bu filmle anladım

(bkz: mirrors)

the fourth kind

the thing
rec
paranormal activity

fazla bilinmeyen mükemmel korku ve gerilim filmleri.

(bkz: in the mouth of madness)

(bkz: thesis)

(bkz: nightwatch)

(bkz: 8 mm)

(bkz: the others)

lake mungo
üstüne tanımam.

paranormal activity +1

shutter güzel diyorlar. 2004 yapımı ama.

galakside büyük bi yıldız bul. ona da doğru koş. çekim gücünün etkisine girdiğinde artan bir ivme ile hızlanacaksın. belki yıldıza çarpmadan ışık hızına ulaşıp enerjiye dönüşürsün. ya da ışık hızını da geçip yıldıza çarparak einsteina söversin. haberdar et sonucu

geçemezsin.

şuna 14 milyar ışık yılı uzaktayız kanka
www.youtube.com

insan merak edio bişe yapmalı

birisi vardı, ışık ışınlarının üzerine biner giderim diyordu :)

ışık hızıyla giderken öndekine sellektör yapmak var bi de

cern'de bu hızı zorlamıolar mıydı? çok yavaş bu insanoğlu şurda az biraz daha yaşayıp ölücez a.q bütün macerayı kaçırcaz

Vakumdan daha verimli bir ortam bul, tahtakalede varmış duyduğum kadarıyla.

Vücudunuzdan kurtulun, sadece zihin ve ruhunuzla yaşayın. O zaman toprak altında nefes ala... hmm.. ışık hızını geçebilirsiniz.

@skatheist: Ellerinde hazır olmuyor, sipariş üzerine yapıyorlar.

cern'de üzerinde çalıştıkları maddeler atom altı parçacıklar. ışık hızı ile ilgisi yok oradaki çalışmaların. matematiksel olarak olması gereken ama kimsenin gözlemleyemediği bir parçacığı ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.

esenyurt minibüsüne beko durağından bin. büyükçekmece'ye inene kadar o hıza yaklaşıyorlar. sonra biri inicem diyor beşevlerde yavaşlıyor mecburen.

(bkz: kuru fasulye)

insan zihni sınır tanımıyor netekim.

vakumdan başka bir ortamda, suyun içindeyken mesela, bir elektronun üzerine binelim. seni temin ederim ışık hızını geçeriz.

(bkz: çerenkov ışıması)

formulden kutlenın sonsuza cıkması gerektigi sonucu cıktıgından o hıza cıkamıyordun ?

tr.wikipedia.org

Gereksiz devirler çevirtmiyorsan bir sorun yok, fren balatalarının ömrü uzar.

dizelse araç ise frenlemede ciddi işe yarar ama benzinli ise zaten pek de bir etki olmaz.
zararı yoktur.

bence normal fren ile motor frenini aynı anda ve ölçülü bi şekilde kullanırsan daha iyi bile olabilir.

ama kalkıp motor devri yüksekken 5 ten 3 e falan alırsan bir süre sonra alırsın motoru eline.

Esasında doğru kullanıldığında motora ya da başka bir aksama hiç zararı yoktur. normal bir duruşta motor devrini anormal düşürmeyecek şekilde mevcut viteste yavaşlanıp sonra daha küçük vitese atarak arabanın daha az fren kullanarak yavaşlamasına yardımcı olunur. örneğin çevre yolundasınız, 5. vitestesiniz, uzaktan kırmızıyı görüyorsunuz, önce ayağınızı gazdan çeker arabanın yavaşlamasını beklersiniz, arabanın hızına göre 4 hatta hatta duruma göre 3 e atarsınız, bir bakarsınız ki yeşil yanmış, basar gidersiniz.

Acil durumlarda da motor freni çok işe yarar, burada daha küçük vitese çeker, ayak frenini desteklemiş olursunuz. Lakin zart diye 5 ten 2 ye çekemezsiniz, zaten girmez. Motor kompresyonunun etkisi vites küçüldükçe artar. Mevzu şanzuman ve motoru bir yavaşlatma aracı olarak kullanmaktır.

Esasında motor freni bambaşka birşeydir. Orta büyüklükteki diesel araçlarda bildiğim kadarıyla egzost(ya da her nasıl yazılıyorsa) çıkışından motoru boğup kompresyon yaratarak yavaşlamayı sağlar. Bir de ağır vasıtalarda retarder denen bir sistem vardır ki şaftı basınçlı yağla sıkıştırıp aracı yavaşlatır. Örneğin iyi bir otobüs şoförü yolcusunu gereksiz frenlerle sarsmaz, retarder ile yumuşak bir sürüş sağlar...