solo
Hayvanseversiniz tamam onun haricinde insanlarda kediye özel bir sevgi var. Kedinin hangi özelliğini seviyorsunuz? Köpeğe tercih edilebilecek neyi var mesela? Nankör olduklarından en tatlılarını bile sevmiyorum ben. Sizde sizi kediye çeken ne var?
Hayvanseversiniz tamam onun haricinde insanlarda kediye özel bir sevgi var. Kedinin hangi özelliğini seviyorsunuz? Köpeğe tercih edilebilecek neyi var mesela? Nankör olduklarından en tatlılarını bile sevmiyorum ben. Sizde sizi kediye çeken ne var?
0
köpek kadar uğraştırmıyor. temiz hayvan. tuvaletini falan kendi yapabiliyor. çok salaklar bi de. utanınca falan yorganın içine giriyor çıkmıyor benimkisi.
0
bu "nankör" muhabbeti nedir? ben anlayamıyorum bu konuyu. nankör falan değil kedi, sadece ne olursa olsun bir insana pek güvenmez ve bireysellik duygusu çok güçlüdür. insan egosu da her şeye sahip olmak ister, kedi egosu da insan egosuna benzerdir, dolayısıyla ikisi çatışır. kediye "ben sana sahibim" dersiniz, kedi "hayır, ben sana sahibim" der hareketleriyle. bu nankörlük değildir. köpekler biraz fazla sadık ve çok çabuk güveniyorlar sadece, insanın sahiplenici, her şeye "benim" diyen yapısına daha uygun hayvanlar. kedi "kusura bakma senin değilim canım" dedi diye nankör muamelesi görüyor...
cevap vermeyi unutmuşum, çok sevimli ve karakterli oldukları için :)
cevap vermeyi unutmuşum, çok sevimli ve karakterli oldukları için :)
0
kedileri sevmiyorum, sevemem, onların varlık amacı beni çok aşıyor, onları sevmem sanki onlardan daha üstün olabilmemle mümkün gibi ama değil, yani onlardan üstün bir şeyin olması imkansız gibi. onlardan üstün olamayınca onları hakkıyla takdir edebilmem mümkün olmuyor haliyle. hayranlıktan daha adi, daha bayağı bir his bu. onları daha yüksek bir bilinç seviyesiyle anlayabilsem ve onlara hakkını verecek kadar yoğun bir bağlılıkla hayranlık duyabilsem keşke. böyle utanç verici düşkün hallerini gördüğümde, en ufak bir rahatsızlıklarında, yaşlandıklarında, çaresiz bir hastalığa tutulduklarında.. içimden bir parça kopuyor. evrenin şefkat dolu bir yer olmadığını anlıyorum tekrar tekrar. onlara layık olabilecek kadar sevgimi gösterebilsem ve bana istedikleri nankörlüğü yapabilseler daha ne isterim?
0
nankor, iyilik bilmez demek. kediler icin bunu soylemek tamamen kedileri tanimayanlarin yakistirmasi olabilir ancak. sarki marki yazmislar bir de boyle, deyimler uretmisler. baya bilince islemisler bunu. ama yok yani oyle bir sey.
insanlara iyilik yapinca insanlar nasil davraniyorsa kedilerden de bize oyle davranmalarini istiyoruz. bu cok insanbicimci bir yaklasim.
ben tum turlerin yasam hakkini savunuyorum. iletisim kurabildiklerime ise dogal olarak yakinlik duyuyorum. kedi veya kopek; onemli olan bir turun digeriyle bir seyler paylasabilecegi sekilde iletisim ve empati kurabilmesi.
kopege kediyi, kediyi de kopege tercih etmem. ikisi de ayri bakim istiyor. insan hangisine en iyi bakimi saglayabilecegine inaniyorsa ona yoneliyor. bende oyle en azindan.
insanlara iyilik yapinca insanlar nasil davraniyorsa kedilerden de bize oyle davranmalarini istiyoruz. bu cok insanbicimci bir yaklasim.
ben tum turlerin yasam hakkini savunuyorum. iletisim kurabildiklerime ise dogal olarak yakinlik duyuyorum. kedi veya kopek; onemli olan bir turun digeriyle bir seyler paylasabilecegi sekilde iletisim ve empati kurabilmesi.
kopege kediyi, kediyi de kopege tercih etmem. ikisi de ayri bakim istiyor. insan hangisine en iyi bakimi saglayabilecegine inaniyorsa ona yoneliyor. bende oyle en azindan.
0
@sharksmile
kedigiller çift göz kapaklı göze sahip. doğal etoburlar ve avladıkları hayvanları yerken yüzleri kan içinde kaldığından bu ikinci göz kapakları kanı göz yüzeyinden olabildiğince uzak tutmak için evrimleşmiş bir avantaj. tabii avlanmasalar da, bir insan tarafından beslendiklerinde de gözlerini ihtiyaten kapattıklarından bu verilen yemeğe saygısızlık, yemek verene nankörlük olarak algılanıyormuş falan hesapta. o yüzden nankör deniyormuş. cahillik işte..
kedigiller çift göz kapaklı göze sahip. doğal etoburlar ve avladıkları hayvanları yerken yüzleri kan içinde kaldığından bu ikinci göz kapakları kanı göz yüzeyinden olabildiğince uzak tutmak için evrimleşmiş bir avantaj. tabii avlanmasalar da, bir insan tarafından beslendiklerinde de gözlerini ihtiyaten kapattıklarından bu verilen yemeğe saygısızlık, yemek verene nankörlük olarak algılanıyormuş falan hesapta. o yüzden nankör deniyormuş. cahillik işte..
0
@kargn
iyi de yemek yerken gözlerini kapatmaları aşırı sevimli bi şey :D insanlar ilginç tabi, ne diyeyim...
iyi de yemek yerken gözlerini kapatmaları aşırı sevimli bi şey :D insanlar ilginç tabi, ne diyeyim...
0
kedi bu kardeşim, bütün ihtiyaçlarını karşılayamaz ki! ihaleye mi gireceğim de beni son dakikada satacak.
tüylü, kucağa alınca mırlıyor. bi ipe tav olup beni eğlendiriyor. çok büyük bir buhran yaşamıyorsa ortalığa da pislemiyor.
daha ne? canlarım benim ^^
tüylü, kucağa alınca mırlıyor. bi ipe tav olup beni eğlendiriyor. çok büyük bir buhran yaşamıyorsa ortalığa da pislemiyor.
daha ne? canlarım benim ^^
0
kedi nankor kopek sadik meselesine bir aciklik getirelim.
kopekler bildiginiz gibi grup halinde hareket eder. kopek sahibini grubun lideri bilir dolayisiyla onu takip eder. kedilerde grup durumu yok. bireysel hareket eden avcilar. dolayisiyla sahibini takip etmesini beklemek sacma.
tabi bu demek degil ki kediler sosyal degil. gayet sosyal hayvanlar. sadece grup mantalitesi yok.
kopekler bildiginiz gibi grup halinde hareket eder. kopek sahibini grubun lideri bilir dolayisiyla onu takip eder. kedilerde grup durumu yok. bireysel hareket eden avcilar. dolayisiyla sahibini takip etmesini beklemek sacma.
tabi bu demek degil ki kediler sosyal degil. gayet sosyal hayvanlar. sadece grup mantalitesi yok.
0
ben izmir'e taşınana dek kedilerle pek muhattap olmamıştım, Ankara 4. Cadde Mado yanındaki sokakta yaşayan ve ne zaman pisi pisi desem koşarak gelen kedi hariç. her neyse. abi bi geldim buraya, evde 5 kedi, 1'i kocaman tek gözlü canavar bir şey, seviyorum onu da ama korkuyorum bir yandan da. 4 tane de yavru var, geldiğimde iki avucuma sığıyorlardı (hani bu twilight kitabının kapağında kalp tutma şekli var ya avuçlarımı öyle düşünün) şimdi büyüdüler.
hepsinin kendi huyu var (mutlaka köpeklerin de vardır ama köpeklerle hiç muhattap olmadım neredeyse).
Tekir, yakışıklım benim; oyuncu, sevecen, arsız, sevgi arsızı bir de. kucakta göğüste, omuzda, bacak arasında, sırtta uyumayı seviyor. bir de bazen kıçını burnuma dayayıp uyumasa. bıraksan saatlerce nereyi bulursa yalayacak. ha bir de mama tasına abanması yok mu?
Pika, salako; aslında çok zeki bir çocuktu bu püsük ama ne olduysa bir gün tırnaklarının kesilip, azarlanması ile değişti, önce küstü bize bir iki gün evin içinde küs küs dolaştı. çok sevdiği dudak emme eylemini bile yapmadı. köşelerde yattı durdu. salako demiştim ya, sabahları uyanınca unuttu küstüğünü aradan biraz zaman geçince anımsadı. neyseki atlattık o süreci. şimdi yine arsız. bir de midesine düşkün sormayın. buzdolabı, fırın kapağını açtığımızda bitiyor mutfakta, elimizde eğer bir şey görürse miyavlamaya, elimize ulaşmaya çalışıyor. kek manyağı bir de. dudak emme huyuna da geri döndü ama artık aşk ısırıkları da veriyor. (malesef) yere konmayı bile bilmiyor garibim. salako işte.
üstübü, sinsi prenses, kezban; aman efendim bir küsmeler, triplenmeler. tam kezban. kardeşleri mama yerken uzaktan kesmeler, katılmamalar. kendi başına bir yerlerde uyumalar hep bunda. bir odaya mı girmek istiyor, miiv miiv o kapı açılacak yoksa susmak yok. bir yerden çıkmak mı istiyor, yine miiv miiv. kucağa gelmek ister, alırsın ama yok 1 dakika dolmadan gidesi gelir.
Oscar, prenses, leydi; uzun tüyleri, sessiz, sakin yapısı, efendiliği ile en prensesi en hanım hanımcığı kardeşlerin. kucağa gelir, yanında, koynunda, ayakucunda, göğsünde uyur insanın. kardeşleri kadar arsız değil ne yemek konusunda ne de şımarıklık da. "-oscar, gel." dersin gelir. kapı mı açılacak? miiv miiv, o kadar. açılmıyor mu? bir köşeye geçer uyur. dertsiz tasasızım benim.
panter, canavar; kocaman bir şey bu, ben diyeyim 10 kilo sen de 3 kilo ama görelidir ya hani algılarımız bana 100 kiloluk bir "gerçek" panter gibi geliyor. korkuyorum abi. arada patiliyor 4 ufaklığı bir tek o zaman kendimde cesaret bulabiliyorum buna kızacak. sevmeye çabalıyorum ama tırnak geçiriyor. olmayınca olmuyor işte.
abi nasıl sevmezsin ki bunları?
hepsinin kendi huyu var (mutlaka köpeklerin de vardır ama köpeklerle hiç muhattap olmadım neredeyse).
Tekir, yakışıklım benim; oyuncu, sevecen, arsız, sevgi arsızı bir de. kucakta göğüste, omuzda, bacak arasında, sırtta uyumayı seviyor. bir de bazen kıçını burnuma dayayıp uyumasa. bıraksan saatlerce nereyi bulursa yalayacak. ha bir de mama tasına abanması yok mu?
Pika, salako; aslında çok zeki bir çocuktu bu püsük ama ne olduysa bir gün tırnaklarının kesilip, azarlanması ile değişti, önce küstü bize bir iki gün evin içinde küs küs dolaştı. çok sevdiği dudak emme eylemini bile yapmadı. köşelerde yattı durdu. salako demiştim ya, sabahları uyanınca unuttu küstüğünü aradan biraz zaman geçince anımsadı. neyseki atlattık o süreci. şimdi yine arsız. bir de midesine düşkün sormayın. buzdolabı, fırın kapağını açtığımızda bitiyor mutfakta, elimizde eğer bir şey görürse miyavlamaya, elimize ulaşmaya çalışıyor. kek manyağı bir de. dudak emme huyuna da geri döndü ama artık aşk ısırıkları da veriyor. (malesef) yere konmayı bile bilmiyor garibim. salako işte.
üstübü, sinsi prenses, kezban; aman efendim bir küsmeler, triplenmeler. tam kezban. kardeşleri mama yerken uzaktan kesmeler, katılmamalar. kendi başına bir yerlerde uyumalar hep bunda. bir odaya mı girmek istiyor, miiv miiv o kapı açılacak yoksa susmak yok. bir yerden çıkmak mı istiyor, yine miiv miiv. kucağa gelmek ister, alırsın ama yok 1 dakika dolmadan gidesi gelir.
Oscar, prenses, leydi; uzun tüyleri, sessiz, sakin yapısı, efendiliği ile en prensesi en hanım hanımcığı kardeşlerin. kucağa gelir, yanında, koynunda, ayakucunda, göğsünde uyur insanın. kardeşleri kadar arsız değil ne yemek konusunda ne de şımarıklık da. "-oscar, gel." dersin gelir. kapı mı açılacak? miiv miiv, o kadar. açılmıyor mu? bir köşeye geçer uyur. dertsiz tasasızım benim.
panter, canavar; kocaman bir şey bu, ben diyeyim 10 kilo sen de 3 kilo ama görelidir ya hani algılarımız bana 100 kiloluk bir "gerçek" panter gibi geliyor. korkuyorum abi. arada patiliyor 4 ufaklığı bir tek o zaman kendimde cesaret bulabiliyorum buna kızacak. sevmeye çabalıyorum ama tırnak geçiriyor. olmayınca olmuyor işte.
abi nasıl sevmezsin ki bunları?
0
"Tarihe baktığımızda ilk kedilerin oligacene döneminde Afrika'da ortaya çıktığı sanılıyor. Keskin dişli kaplan (Halaphoneus) ve günümüzün modern kedisi (Dimictisti) olmak üzere iki tür... Evcil kedilerin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor ancak en eski kayıtlar, evcil kedilerin 5 bin yıldır var olduklarını ve Mısır'dan geldiğini gösteriyor.
İnsanoğlu, ilk olarak 20 bin yıl önce köpeği evcilleştirdi. Bundan ancak 15 bin yıl sonra vahşi kediyi evcilleştirebildi. Yani, 5 bin yıl önce Nil vadisinde tarım yaparak yaşayan insanlar, ürünlerini depoladıkları ambarları haşare ve fare basınca kedilerin fareleri yakaladığını fark ettiler. İşte, kedilerin mısırda kutsallaşmaya başlaması bu tarihlerde oldu. Ambarlar doldukca fare nüfusu da arttı. Bunun üzerine firavun devreye girdi ve kedileri korunması için üstün yaratıklar ilan etti.
Mısırlılar, Yunanlılar gibi doğa güçleriyle özdeşleşen tanrı ve tanrıçalar sisteminden geldiler. Tanrıları arkalarına alan kralların her zaman kral olmaktan öte bir ayrıcalıkları vardı. Bu üstünlükleri krallara, önce yarı-tanrı, daha sonra da tanrı kral -firavun- olma özelliğini de getirdi. Kedilerin firavunla ilgisi ise; kedilerin tarihe ve mitolojiye konu olmalarının tek nedeni fare ve haşare yakalamadaki hünerleri değil. Bütün kediler firavunun olduğu için kediyi incitmek ya da öldürmek çok büyük suç sayılırdı. Kedi öldürenlerse idam edilirdi. Ev yansa önce kedi kurtarılırdı çünkü insanlar sadece insandı ama kediler firavunlar gibi yarı-tanrıydılar. Kedi eceliyle öldüğünde öteki dünyada birlikte olabilmek için hemen mumyalanırdı.
Öykülere, efsanelere konu olan kediler, Tanrılık katına çıkartıldı. Nil vadisinin insanları kediyi, neşe ve müziğin, güzel şarkıların, kıvrak dansların temsilcisi kedi kafalı tanrıça Bastet (Bast) ile özdeşleştirdiler. İnanışa göre, kedi miyavladıkça evin içi tanrıçanın insanlara hediyesi sayılan neşeyle dolarmış. Mısır mitolojisine göre Bastet, tanrılar tanrısı Ra'nın ve İsis'in kızıydı. Efsaneye göre, Bastet bir gün babası Ra'ya kızarak Mısır'ın güneyindeki Nubia çölünde inzivaya çekilmiş ve bir aslana dönüşmüş. Bir süre sonra Ra kızını affedip Mısır'a geri çağırmış. Bunun üzerine aslan görüntülü Bastet, Assuan yakınlarında Nil'in suyunda yıkanmış ve hemen orda bir kediye dönüşerek, üzerine bindiği kayıkla Bubastis'e gitmiş ve bu bölgede tanrısal yaşamına devam etmiş. Babasına kırgın olan Bastet, bu neşe dağıtan, uysal, sevimli yaratık kedinin simgelendiği güzel bir tanrıça oluvermiş. Bastet'in tanrısal özellikleri bununla bitmemiş. Başta cinsellik ve doğurganlık tanrıçasıyken, daha sonra ölüleri koruma, yağmur yağdırma, hastalara ve çocuklara şifa verme, müzik ve dans, ay, analık ve aşk tanrıçası haline de gelmiş. Mısırda kedinin tanrılaştırılmasının nedeni, fare yakalaması dışında, kedinin avlanma yeteneğine duyulan saygı, güzelliğine duyulan sevgi, ve gizemli kişiliğine duyulan korkuyla karışık hayranlıktı. Bir başka efsaneye göre, M.Ö. 525 yılında pers kralı 2. Kambis, askerleriyle mısırın kapılarına dayandığında peluzda bekleyen Mısır ordularının direnişiyle karşılaştı. Ancak kurnaz pers kralı, Mısırlıların hassasiyetini göz önüne alarak çevrede ne kadar kedi varsa, askerlerine toplattırıp onları birer kalkan olarak kullanmış. Mısırlılar da tanrıça Bastet'in temsilcisi kedilere zarar gelmesin diye silahlarını bırakarak teslim olmuşlar. Kimi zaman tanrıça kimi zaman şeytan sayılan kediler, erkeğe oranla kadına daha yakın olmuştur. Kedi tanrıça Bastet, dişiliğin simgesiydi. Bir tarihçi, "kedi tanrıça, garip bakışı, çekik gözleri, kıvrak beli, soylu duruşu ve hayvani hayasızlığıyla, her mısırlı kadının aklını karıştıran ve benzemek istediği bir yaratıktı,"diye yazıyor. Bir başka tarihçi de, "kadınlar -günümüzün vamp kadını gibi-kedinin yürüyüşüyle salınarak yürüyebilmek için çok uğraşırlardı. Hatta Kleopatra da bu hevese kendini kaptırmıştı, diye ekler."
e1211.hizliresim.com
e1211.hizliresim.com
İnsanoğlu, ilk olarak 20 bin yıl önce köpeği evcilleştirdi. Bundan ancak 15 bin yıl sonra vahşi kediyi evcilleştirebildi. Yani, 5 bin yıl önce Nil vadisinde tarım yaparak yaşayan insanlar, ürünlerini depoladıkları ambarları haşare ve fare basınca kedilerin fareleri yakaladığını fark ettiler. İşte, kedilerin mısırda kutsallaşmaya başlaması bu tarihlerde oldu. Ambarlar doldukca fare nüfusu da arttı. Bunun üzerine firavun devreye girdi ve kedileri korunması için üstün yaratıklar ilan etti.
Mısırlılar, Yunanlılar gibi doğa güçleriyle özdeşleşen tanrı ve tanrıçalar sisteminden geldiler. Tanrıları arkalarına alan kralların her zaman kral olmaktan öte bir ayrıcalıkları vardı. Bu üstünlükleri krallara, önce yarı-tanrı, daha sonra da tanrı kral -firavun- olma özelliğini de getirdi. Kedilerin firavunla ilgisi ise; kedilerin tarihe ve mitolojiye konu olmalarının tek nedeni fare ve haşare yakalamadaki hünerleri değil. Bütün kediler firavunun olduğu için kediyi incitmek ya da öldürmek çok büyük suç sayılırdı. Kedi öldürenlerse idam edilirdi. Ev yansa önce kedi kurtarılırdı çünkü insanlar sadece insandı ama kediler firavunlar gibi yarı-tanrıydılar. Kedi eceliyle öldüğünde öteki dünyada birlikte olabilmek için hemen mumyalanırdı.
Öykülere, efsanelere konu olan kediler, Tanrılık katına çıkartıldı. Nil vadisinin insanları kediyi, neşe ve müziğin, güzel şarkıların, kıvrak dansların temsilcisi kedi kafalı tanrıça Bastet (Bast) ile özdeşleştirdiler. İnanışa göre, kedi miyavladıkça evin içi tanrıçanın insanlara hediyesi sayılan neşeyle dolarmış. Mısır mitolojisine göre Bastet, tanrılar tanrısı Ra'nın ve İsis'in kızıydı. Efsaneye göre, Bastet bir gün babası Ra'ya kızarak Mısır'ın güneyindeki Nubia çölünde inzivaya çekilmiş ve bir aslana dönüşmüş. Bir süre sonra Ra kızını affedip Mısır'a geri çağırmış. Bunun üzerine aslan görüntülü Bastet, Assuan yakınlarında Nil'in suyunda yıkanmış ve hemen orda bir kediye dönüşerek, üzerine bindiği kayıkla Bubastis'e gitmiş ve bu bölgede tanrısal yaşamına devam etmiş. Babasına kırgın olan Bastet, bu neşe dağıtan, uysal, sevimli yaratık kedinin simgelendiği güzel bir tanrıça oluvermiş. Bastet'in tanrısal özellikleri bununla bitmemiş. Başta cinsellik ve doğurganlık tanrıçasıyken, daha sonra ölüleri koruma, yağmur yağdırma, hastalara ve çocuklara şifa verme, müzik ve dans, ay, analık ve aşk tanrıçası haline de gelmiş. Mısırda kedinin tanrılaştırılmasının nedeni, fare yakalaması dışında, kedinin avlanma yeteneğine duyulan saygı, güzelliğine duyulan sevgi, ve gizemli kişiliğine duyulan korkuyla karışık hayranlıktı. Bir başka efsaneye göre, M.Ö. 525 yılında pers kralı 2. Kambis, askerleriyle mısırın kapılarına dayandığında peluzda bekleyen Mısır ordularının direnişiyle karşılaştı. Ancak kurnaz pers kralı, Mısırlıların hassasiyetini göz önüne alarak çevrede ne kadar kedi varsa, askerlerine toplattırıp onları birer kalkan olarak kullanmış. Mısırlılar da tanrıça Bastet'in temsilcisi kedilere zarar gelmesin diye silahlarını bırakarak teslim olmuşlar. Kimi zaman tanrıça kimi zaman şeytan sayılan kediler, erkeğe oranla kadına daha yakın olmuştur. Kedi tanrıça Bastet, dişiliğin simgesiydi. Bir tarihçi, "kedi tanrıça, garip bakışı, çekik gözleri, kıvrak beli, soylu duruşu ve hayvani hayasızlığıyla, her mısırlı kadının aklını karıştıran ve benzemek istediği bir yaratıktı,"diye yazıyor. Bir başka tarihçi de, "kadınlar -günümüzün vamp kadını gibi-kedinin yürüyüşüyle salınarak yürüyebilmek için çok uğraşırlardı. Hatta Kleopatra da bu hevese kendini kaptırmıştı, diye ekler."
e1211.hizliresim.com
e1211.hizliresim.com
0
@solo,
bizi kafaya mi aliyorsunuz anlamadim ama benzer bir soru soracak herkes icin yazmis olayim; kedinin turu degil sizin kediyle nasil iletisim kurdugunuz onemli. kedilere iyilik yapmak istiyorsaniz petshoptan degil sokaklardaki bakima muhtac kedilerden veya gecici bakimevlerindeki kedilerden birinin sorumlulugunu ustlenin.
bizi kafaya mi aliyorsunuz anlamadim ama benzer bir soru soracak herkes icin yazmis olayim; kedinin turu degil sizin kediyle nasil iletisim kurdugunuz onemli. kedilere iyilik yapmak istiyorsaniz petshoptan degil sokaklardaki bakima muhtac kedilerden veya gecici bakimevlerindeki kedilerden birinin sorumlulugunu ustlenin.
0
solo
Soru başlıkta?
Soru başlıkta?
0
ermanen
atıştırma tarzı olarak yani. yemek öğünleri değil.
atıştırma tarzı olarak yani. yemek öğünleri değil.
0
spor yapıyorum şuan bulktayım o yüzden kepekli ekmeğin üzerine fıstık ezmesi sürüp yiyorum
0
aybbub
günlük ihtiyaçları karşılamak adına eczaneden alabilecğeim bi multivitamin önerir misiniz şöyle hesaplısından?
günlük ihtiyaçları karşılamak adına eczaneden alabilecğeim bi multivitamin önerir misiniz şöyle hesaplısından?
0
bemiks kullanıyorum ben. özellikle vize haftaları bağışıklık sistemim vitamine emanet; tavsiye ederim.
0
abdi ibrahim bi youplus serisi çıkarmış bir bakın isterseniz. fiyatları bilmiyorum ama.
0
vitamin hapları çok faydalı değil, fazla emilmiyorlar, vücut iyi kullanamıyor.
c vitamini toz olarak al günde 2 gram iç ve bol yeşil ot, lahana, brokoli cinsi gıdalar tüket.
balık ciğeri yağı veya balık yağı al günde bir çorba kaşığı iç.
günde en az 30 dk dik güneş altında kollar filan açık yürü d vitamini üret.
ot yiyen hayvan'ın tereyağını ciğerini bol bol tüketmeye çalış bunların çoğu en temel vitamin ihtiyacını karşılaması lazım.
genel olarak taş devri diyetine uy.
c vitamini toz olarak al günde 2 gram iç ve bol yeşil ot, lahana, brokoli cinsi gıdalar tüket.
balık ciğeri yağı veya balık yağı al günde bir çorba kaşığı iç.
günde en az 30 dk dik güneş altında kollar filan açık yürü d vitamini üret.
ot yiyen hayvan'ın tereyağını ciğerini bol bol tüketmeye çalış bunların çoğu en temel vitamin ihtiyacını karşılaması lazım.
genel olarak taş devri diyetine uy.
0
solo
Şöyle bir sutun var 10122025 Ben diyorum ki bu sutunda A2'deki 12'yi, dizideki minumum'a (yani 10'a) bölme işlemi gerçekleşip A5'te versin.Nasıl olabilir?
Şöyle bir sutun var
10
12
20
25
Ben diyorum ki bu sutunda A2'deki 12'yi, dizideki minumum'a (yani 10'a) bölme işlemi gerçekleşip A5'te versin.
Nasıl olabilir?
10
12
20
25
Ben diyorum ki bu sutunda A2'deki 12'yi, dizideki minumum'a (yani 10'a) bölme işlemi gerçekleşip A5'te versin.
Nasıl olabilir?
0
tamam çok güzel oldu. şunda da yardımcı olabilir misiniz?
10
12
15
diye 3 satır var A sutununda. Ben diyorumki A1 A3'ten küçükse (evet) A1'in %50'sini bulsun(5), A1'e yazsın. Nasıl yapabilirim?
10
12
15
diye 3 satır var A sutununda. Ben diyorumki A1 A3'ten küçükse (evet) A1'in %50'sini bulsun(5), A1'e yazsın. Nasıl yapabilirim?
0
woody
Evet arkadaşlar hedefim bu. Bunun için ygsde ortalama kaç net yapmam gerek bilenler cevaplarsa sevinirim.
Evet arkadaşlar hedefim bu. Bunun için ygsde ortalama kaç net yapmam gerek bilenler cevaplarsa sevinirim.
0
lys'de kaç yapabileceksin, sözelde ygs'nin o kadar da önemi yok.
sözelde ilk 300'deydim.
sözelde ilk 300'deydim.
0
ygs türkiye sıralamam= 88.000
lys türkiye sıralamam= 796
sözel.
ygs yi siktir et yani.
lys türkiye sıralamam= 796
sözel.
ygs yi siktir et yani.
0
"120 netin altına düşmemek gerek."
Uydurma yahu..
Ben diyorum ki 80 net de yapsan ilk 2000'e girersin. Tabi edebiyat sosyal bilimler iyi olacak.
Uydurma yahu..
Ben diyorum ki 80 net de yapsan ilk 2000'e girersin. Tabi edebiyat sosyal bilimler iyi olacak.
0
solo
Mesela ekşiduyurudan yola çıkalım. Yukarıda, aşağıda,.. bu sayfada görülebilen yeni sekmede açılabilecek ne varsa açmış gibi kaydeden program var mı?
Mesela ekşiduyurudan yola çıkalım. Yukarıda, aşağıda,.. bu sayfada görülebilen yeni sekmede açılabilecek ne varsa açmış gibi kaydeden program var mı?
0
solo
Samsung'da cd sürücüsü dikdörtgen değil. Yani dışarıdan bakıldığında 3 cm düz 2 cm çapraz tasarlanmış. Çünkü kasa da öyle. Yani kütük gibi dikdörtgen değil, 2 cm'den sonra çapraz iniyor. Böyle : | /Ben cd sürücüsünü çıkarıp disk t
Samsung'da cd sürücüsü dikdörtgen değil. Yani dışarıdan bakıldığında 3 cm düz 2 cm çapraz tasarlanmış. Çünkü kasa da öyle. Yani kütük gibi dikdörtgen değil, 2 cm'den sonra çapraz iniyor. Böyle :
|
/
Ben cd sürücüsünü çıkarıp disk takarken boşluk kalma ihtimali var mı?
Yoksa bu kasa tipine özel aparatlar mevcut mu?
|
/
Ben cd sürücüsünü çıkarıp disk takarken boşluk kalma ihtimali var mı?
Yoksa bu kasa tipine özel aparatlar mevcut mu?
0
O dışardaki kapat çıkartılıp değiştirilebiliyor sanırım ama bi çıkartmaya çalıştım becerememiştim
0
ben dvd sürücüyü çıkararak ide girişine disk taktım çevirici ile ama çalıştırmaya akım yetmedi.Bilgisayar bi çalıştırıyor bi çalıştırmıyordu diski, sonra baktım olacak gibi değil çıkardım.
0
O eğimli kısım sadece kapak. İç kısım dikdörtgen şeklinde. Optik sürücünün boyutuna göre ince veya kalın kutu alınır, orijinal kapak kutuya takılır, mutlu mesut kullanılır.
0
kasa tipine özel aparatlar var. onlardan almalısınız şayet CD-DVD sürücü yerine takacaksanız.
0
Dynamole
Bugün bir tanıdığım "ayda genel müdür maaşı kadar para kazanıyorum" dedi de, ne kadar kazanıyormuş yani bu adam?
Bugün bir tanıdığım "ayda genel müdür maaşı kadar para kazanıyorum" dedi de, ne kadar kazanıyormuş yani bu adam?
0
aga genel müdür var genel müdür var.çok değişken bir şey yani.10 bin de olur 100 bin de olur.
0
şimdi üstadım böyle sektörel olarak kobi'lerin internet sayfalarını incelerseniz 3 kişinin açtığı küçücük bir dükkanda bile bir yönetim kurulu başkanı, bir yönetim kurulu başkan yardımcısı ve bir genel müdür görürsünüz. bunlar genellikle aylık yaptıkları 20.000 tl cironun 15.000 i ile masraf öder, kalanını bölüşür. abileri aslan payı alır, kardeşi olan yardımcısı yarısı kadar alır, genel müdür ise koçun taşaklarını alır. asgari ücretten sigortası ödenip 1.000 tl alırsa öpüp başına koyar.
ha gerçek genel müdür istiyorsan ilaç sektöründe direktör var tanıdık, ( genel müdürün altı) brüt 20.000 alıyor. kauçuk sektöründe bir kaç tanıdık var böyle, en az alan 8 bin alıyor, ki bunlar genel müdür değil.
genel müdür ciddi makamdır. benim önceki genel müdürüm 12.000 maaş+araç+yakıt ve ev kredisine çalışıyordu misal.
ha gerçek genel müdür istiyorsan ilaç sektöründe direktör var tanıdık, ( genel müdürün altı) brüt 20.000 alıyor. kauçuk sektöründe bir kaç tanıdık var böyle, en az alan 8 bin alıyor, ki bunlar genel müdür değil.
genel müdür ciddi makamdır. benim önceki genel müdürüm 12.000 maaş+araç+yakıt ve ev kredisine çalışıyordu misal.
0
coca cola ceo'su muhtar kent yılda 15 milyon dolar civarı maaş alıyor bildiğim kadarıyla.
0
benim çalıştığım işyerinde 14 bin 500 alıyor ama bence sizin adamın kastı 4-5 bin.
0
focke wulf
arkadaşlar soru başlıkta. istanbul'da tercihen kadıköy beşiktaş taksim civarında, geleceği bilmekten çok durum tespiti yapabilen, bir kişinin bizim hakkımızda düşündüklerini söyleyebilecek falcı aranıyor.şimdiden teşekkürler :)
arkadaşlar soru başlıkta. istanbul'da tercihen kadıköy beşiktaş taksim civarında, geleceği bilmekten çok durum tespiti yapabilen, bir kişinin bizim hakkımızda düşündüklerini söyleyebilecek falcı aranıyor.
şimdiden teşekkürler :)
şimdiden teşekkürler :)
0
solo
Alım-satımları nasıl etkiliyor, neden önemli?
Alım-satımları nasıl etkiliyor, neden önemli?
0
batıyor muyuz, çıkıyor muyuz diye. güven endeksi insanların para harcamasını (dolayısı ile para kazanılarak kârı) diğeri de işler düşüyor eleman çıkarmak lazım/almak lazım kısmını değerlendiriyor.
0
borsa meta veya ürünlerden çok beklentilerin alınıp satıldığı bir ortam gibi düşünülebilir. işsizlik oranlarının giderek arttığı bir ortamda yatırım için sıcak parayı borsada kullanmak yerine daha güvenli enstrümanlarda tutmak gibi kararların verilmesinde tek başına olmasada bu tür veriler kullanılır.
0
Millette para yoksa para harcamayacak > Para harcanmazsa şirketler satış yapamayacak > Satış yapamayan şirket kar edemeyecek ve hatta zarar edecek > kar etmeyen/zarar eden şirketin değeri düşecek
0
Peki anladım ama bu durum en fazla endeksin yönünü belirler, muhtelif hisselere nasıl etki eder bunu sormak istedim. (endeks düşerken hisseler yükselebiliyor sonuçta..) Bunun için sektöre/ iş alanına mı bakmak gerekli?
0
endeksin düşmesi hepsinin ortalamasıdır. daha doğrusu özel bi hesaplama yöntemi vardır. elbette sektöre bakmak gerekir. firmayla alakalı gelişmeler olabilir. Örneğin fenerbahçe flaş bir transfer yapmıştır. ekonomi kötüye gidebilir ama fener hisseleri yükselebilir. zaten sırf ekonomik verilerle kazanılsaydı herke kazanırdı. bir de psikolojik faktörler de önemli. bu şirketin hisseleri daha da yükselmez diyip anlık satış yapılabilir. o zaman ekonomi iyi şirket iyi bi bakıyosun hisseleri tepetaklak. sırf piyasalarn psikolojisiyle alakalı amerikada programlar var. hatta ders aldığım hocamın master konusuydu. çok kompleks olaylar bunlar.
son olarak bir yön daha var ki bu en belirsiz olanı. hayvani büyüklükte bir banka gelip bizim kıytırık firmaya yatırım yapıyor. hisseleri bir anda yükseliyor. herkes de lan noluyor diyip buna yatırım yapıyor. dev banka bir anda elini ayağını çekip gidiyor. hisse tepetaklak. bizim yerli yatırımcının parası uçup gidiyor. buna da bir hocamızın çok güzel lafı var. keriz silkelemesi diyor.
anlayacağın çok karmaşık faktörler belirli oluyor.
son olarak bir yön daha var ki bu en belirsiz olanı. hayvani büyüklükte bir banka gelip bizim kıytırık firmaya yatırım yapıyor. hisseleri bir anda yükseliyor. herkes de lan noluyor diyip buna yatırım yapıyor. dev banka bir anda elini ayağını çekip gidiyor. hisse tepetaklak. bizim yerli yatırımcının parası uçup gidiyor. buna da bir hocamızın çok güzel lafı var. keriz silkelemesi diyor.
anlayacağın çok karmaşık faktörler belirli oluyor.
0
solo
3 adet değer var. Her bir değerin diğerleri içindeki yüzdesini bulacak, bulduğu değeri yüz'e tamamlayacak işlemi nasıl yapabilirim? Excel haricinde hangi program dili ile yapabilirim? Örnek : 1- 52- 103- 5 yazıp enter ladığım an 1- %252- %503- %25
3 adet değer var. Her bir değerin diğerleri içindeki yüzdesini bulacak, bulduğu değeri yüz'e tamamlayacak işlemi nasıl yapabilirim? Excel haricinde hangi program dili ile yapabilirim?
Örnek :
1- 5
2- 10
3- 5 yazıp enter ladığım an
1- %25
2- %50
3- %25
Örnek :
1- 5
2- 10
3- 5 yazıp enter ladığım an
1- %25
2- %50
3- %25
0
excel'de çok rahat yaparsın.
a1 5
a2 10
a3 5 olsun
b1=A1/sum(a1:a3)
b2=A2/sum(a1:a3)
b3=A3/sum(a1:a3)
a1 5
a2 10
a3 5 olsun
b1=A1/sum(a1:a3)
b2=A2/sum(a1:a3)
b3=A3/sum(a1:a3)
0
şu formattan yazarsan yapar bence.
=A1/(A1+A2+A3)*100
desdinova daha klas yapmış tabii.
=A1/(A1+A2+A3)*100
desdinova daha klas yapmış tabii.
0
teker teker A değerlerini değiştirmek gerekiyor B'deki değerleri vermesi için.
Bunun kolayı var mı?
Yani
? satır numarasıysa A?/(A1+A2+A3)*100 diye?
Bunun kolayı var mı?
Yani
? satır numarasıysa A?/(A1+A2+A3)*100 diye?
0
mahsunkul
Bazen esnerken ağzımdan su fışkırıyor. Çok garip ama hoşuma gidiyor. Sanki mandalinin kabuğunu sıkarsın da küçük küçük partiküller dağılır ya ortalığa, aynen o şekilde damlacıklar çıkıyor. Sanki ağzımın içinde bir yerlere birikiyor bu tükürük, ve esnerken oraya basınç uygulanıyor. Bu gariplerim de k
Bazen esnerken ağzımdan su fışkırıyor. Çok garip ama hoşuma gidiyor. Sanki mandalinin kabuğunu sıkarsın da küçük küçük partiküller dağılır ya ortalığa, aynen o şekilde damlacıklar çıkıyor. Sanki ağzımın içinde bir yerlere birikiyor bu tükürük, ve esnerken oraya basınç uygulanıyor. Bu gariplerim de kendilerini dışarı atıyor.
Her esnemede olmuyor ama. Nedir bunun sebebi? Bilen var mı?
Her esnemede olmuyor ama. Nedir bunun sebebi? Bilen var mı?
0
Sanki ağzının içinde bir yerlere birikiyor bu tükürük, ve esnerken oraya basınç uygulanıyor. Bu garipler de kendilerini dışarı atıyor.
0
tükürük bezlerinizin esnerken özgür kalıp havayla temas kurabilmesiyle ilgili.
0
Medikal olarak bir problemim yok o halde :) Teşekkürler. Fışkırtmaya devam o zaman :)
0
Ben çocukken bir arkadaşım vardı. Acı yiyince ağzını açıp senin tarif ettiğin şekilde su çıkarırdı. Acı yiyince oluyor diyordu. Aklıma geldi yazayım dedim
0
dil altından fışkırıyor o yaa nasıl hoşuna gidiyor anlamadım ben hiç sevmiyorum yılan gibi o ne :D
0
solo
Bugün kuaförde ilk defa kullandım, kafam rahatlar gibi oldu ama çekinceliyim. Saçım gür, azalmasından çekiniyorum. Kullandıkları şey bir -kimyasal sonuçta.. Derim de hassastır benim.Nedir bu saç serumu, esprisi nedir?İçinde ne tür maddeler var, zararlı mıdır zararsız mıdır?
Bugün kuaförde ilk defa kullandım, kafam rahatlar gibi oldu ama çekinceliyim. Saçım gür, azalmasından çekiniyorum. Kullandıkları şey bir -kimyasal sonuçta..
Derim de hassastır benim.
Nedir bu saç serumu, esprisi nedir?
İçinde ne tür maddeler var, zararlı mıdır zararsız mıdır?
Derim de hassastır benim.
Nedir bu saç serumu, esprisi nedir?
İçinde ne tür maddeler var, zararlı mıdır zararsız mıdır?
0
saçlarına ne yaparsan yap döküleceği varsa dökülüyor. hayatım boyunca sıcak suyla banyo yapmadım. bütün şampuanları denedim. sarımsak sürdüm. ama gene de döküldü saçım. arkadaşım evde şampuan bulamayınca bulaşık detarjanıyla kafayı yıkamış, adamın gözünde bile saç çıkıyor. kısacası o serumlar merumlar yalan. kullanın bir şey demiyorum. ama umut tacirlerine de inanmayın.
0
saçın dökülmesine neden olacagını sanmıyorum. serumu saçın uçlarına ve boyuna sürüyosun. yıpranıklıgı kısmen onarıyor daha çok gizliyo. saç makyajı gibi bi şey.
0
dokunmakalbime
skor tahminleri ve golcülerin isimlerini alayım. bi de unutmadanbugün kü?bugünkü?bugünki?bugün ki?hangisi doğru?
skor tahminleri ve golcülerin isimlerini alayım. bi de unutmadan
bugün kü?
bugünkü?
bugünki?
bugün ki?
hangisi doğru?
bugün kü?
bugünkü?
bugünki?
bugün ki?
hangisi doğru?
0
mençıstır bize 2 tane atar bırakır o rezalet savunmayla en kısa sürede avrupadan eleniriz de inşallah lig şampiyonluğu için şansımız artar.
0
kulustur
günaydın,aşağıdaki cümlenin devamını yazmanızı rica ediyorum.kadınlar kendilerini güldüren erkeklerle değil........................?nokta noktaları hangi cümlelerle doldurabiliriz, alternatifleri görelim ?!!
günaydın,
aşağıdaki cümlenin devamını yazmanızı rica ediyorum.
kadınlar kendilerini güldüren erkeklerle değil........................?
nokta noktaları hangi cümlelerle doldurabiliriz, alternatifleri görelim ?!!
aşağıdaki cümlenin devamını yazmanızı rica ediyorum.
kadınlar kendilerini güldüren erkeklerle değil........................?
nokta noktaları hangi cümlelerle doldurabiliriz, alternatifleri görelim ?!!
0
kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanırlar, ağlatan erkeğe aşık olurlar.
hiç mi duymadın?
hiç mi duymadın?
0
ben yeni bi cümle açayım bari;
''kadınlar masanın soytarılarına gülerler ama ağırbaşlıları ile sevişirler..''
''kadınlar masanın soytarılarına gülerler ama ağırbaşlıları ile sevişirler..''
0
kadınlar kendilerini güldüren erkeklerle değil yakın arkadasları ile hamama giderler.
0
akıllı adamlarla olurlar..
zira akıllı adam espri de yapar, gülümsemeyi öper de.
zira akıllı adam espri de yapar, gülümsemeyi öper de.
0
wertyu
Şuan güzel bi kampanya menüsü olan yer var mı bildiginiz? Beylikdüzü'nde iki aç arkadaş olarak bütçemiz 23 lira:)
Şuan güzel bi kampanya menüsü olan yer var mı bildiginiz? Beylikdüzü'nde iki aç arkadaş olarak bütçemiz 23 lira:)
0
little ceasars karışık nefis kenarlı büyük boy pizza
15,65 tl / adet
nefis kenarsız 11,90 / adet
80 kuruş daha bulabilirseniz.. (:
15,65 tl / adet
nefis kenarsız 11,90 / adet
80 kuruş daha bulabilirseniz.. (:
0
2 lira daha bulup dominostan 2 ortaboy karışık pizza + 1 litre içecek söyleyin derim, afiyet olsun.
0
ete summer
metro turizm'den online bilet alacağım. ilk kez deneyeceğim için soruyorum. internetten aldığımda, yolculuk saatinden önce bileti almak için bilet satış noktasına gitmem gerekiyor mu? yoksa biletim cebimdeymiş gibi otobüs saatinde gidip, alsam olur mu?ek soru: perşembe günü, izmit'ten ankara'ya gide
metro turizm'den online bilet alacağım. ilk kez deneyeceğim için soruyorum. internetten aldığımda, yolculuk saatinden önce bileti almak için bilet satış noktasına gitmem gerekiyor mu? yoksa biletim cebimdeymiş gibi otobüs saatinde gidip, alsam olur mu?
ek soru: perşembe günü, izmit'ten ankara'ya gideceğim. firmanın sitesindeki seferlere göre 09.00 gebze-izmit-ankara otobüsünde hiç yer yok. ancak 11.00 yalova-bolu-ankara otobüsünde sadece 2 bilet satılmış. 2 saatlik fark olan 2 otobüste bu kadar satış farkı olması normal mi?
ek soru: perşembe günü, izmit'ten ankara'ya gideceğim. firmanın sitesindeki seferlere göre 09.00 gebze-izmit-ankara otobüsünde hiç yer yok. ancak 11.00 yalova-bolu-ankara otobüsünde sadece 2 bilet satılmış. 2 saatlik fark olan 2 otobüste bu kadar satış farkı olması normal mi?
0
online alınca biletle falan alakan kalmıyor. git yerine otur direk, referansın kimliğin.
edit: yanlış biliyorsam düzeltin lan, benim yüzümden yolda kalmasın şimdi. ama ben en son bu şekilde yolculuk yapmıştım. gece 10da binmiştim, gittiğimde şirketin bürosu kapalıydı hatta, bende yerime çöktüm direk.
edit: yanlış biliyorsam düzeltin lan, benim yüzümden yolda kalmasın şimdi. ama ben en son bu şekilde yolculuk yapmıştım. gece 10da binmiştim, gittiğimde şirketin bürosu kapalıydı hatta, bende yerime çöktüm direk.
0
ya normalde eger sen gidip almazsan otobuse getiriyorlar, muavin veriyor sana bileti. ama garanti olsun diyorsan 15 dakika erken git, satis yerinden alip oyle otur?
eke cevaben: olur, oglen saat 11'de binecegime aksam binerim ben mesela. ama saat 9'da binersen en azindan ankara'da gunduz zamanin olur. bence bundandir.
eke cevaben: olur, oglen saat 11'de binecegime aksam binerim ben mesela. ama saat 9'da binersen en azindan ankara'da gunduz zamanin olur. bence bundandir.
0
@eyyorlamam bu gadar söylediğin doğru, ben de bazen almıyorum bileti ve sorun yaşamadım.
ama otobüs firmalarında zaman zaman 2 bilet satma olayı oluyor, böyle bir durumla karşılaşılırsa biletin elinde olması iyi olur.
ama otobüs firmalarında zaman zaman 2 bilet satma olayı oluyor, böyle bir durumla karşılaşılırsa biletin elinde olması iyi olur.
0
ben geçen gün bilet aldım internetten, sana referans numarasını mail ile gönderiyorlar zaten, mailde de şöyle bir ibare var yalnız;
2. Yolculuk başlamadan önce bilete çevrilmesi gerekir. Bu işlem tüm METRO Turizm acentelerinden veya biniş noktasındaki ana terminallerimizden ücretsiz olarak gerçekleştirilir.
2. Yolculuk başlamadan önce bilete çevrilmesi gerekir. Bu işlem tüm METRO Turizm acentelerinden veya biniş noktasındaki ana terminallerimizden ücretsiz olarak gerçekleştirilir.
0
sorun olmuyor.
fark olması normal, çünkü izmite 20 liraya gidiyorlar belki de daha ucuz.
fark olması normal, çünkü izmite 20 liraya gidiyorlar belki de daha ucuz.
0
dokunmakalbime
bu yaşta üni okunur mu diye sormuyorum. sadece ne kadar yaygın olduğunu merak ediyorum. parasızlıktan üni okuyamadık. hoş şimdi de iyi durumda değilim ama iş, güç sahibiym en azından. diyorum bilgisayar mühendisliğine kaydolsam. ama hiç bir bilgim, öngörüm yok. derslere katılabilir miyim. zaman prob
bu yaşta üni okunur mu diye sormuyorum. sadece ne kadar yaygın olduğunu merak ediyorum. parasızlıktan üni okuyamadık. hoş şimdi de iyi durumda değilim ama iş, güç sahibiym en azından. diyorum bilgisayar mühendisliğine kaydolsam. ama hiç bir bilgim, öngörüm yok. derslere katılabilir miyim. zaman problem olur mu, maddi, manevi, psikolojik olarak altından kalkabilir miyim? vs..kısaca bu kadar yükün altına girmeye değer mi diye size danışayım dedim.
0
bence o sizin iradenize bağlı. ama bilg. mühendisliği gelişim açısından yaş faktörünün sınırlamadığı bölüm olarak güzel bir tercih.
0
çalışma saatlerinden, günlük boş vakitlerinden bahsedersen düşüncemi söyleyebilirim.
0
neden olmasın? bizim okulda sırf askerden kaçmak için için kaydolan var. yani adamın şirketi var kazancıda çok iyi. baya zengin yani askerden kaçmak için yazılmış her sene 20 milyar para veriyor derslerede girmiyor kalıyor. yaş ortalaması olarak büyükler var yani. çalışanlarda var. bazıları hocalarla konuşup çalıştıgını söylüyor, tölerans gösteriyor onlarda
0
eğer şu an yaptığınız iş bilgisayar müh. ile alakalı değilse, ilk önce gidip derslere giremye çalışın ( tabii hocalardan izin alarak ), onun dışında öğrencilerle konuşun. Bana kalırsa bilg. müh. öyle çalşırken bi yandan da bir bölümden mezun olayım diyebileceğiniz bir bölüm değil. gün gelecek, java, c++, php, sql ile ilgili kodlar yazacaksınız ve bunları yapmak öyle kolay değil. demek istediğim fazla emek harcamak zorundasınız. belki yeteneğiniz var o ayrı bir konu ama başarısız olursanız, ben bu bölümü nerden seçtim dersiniz. hem özel üni.'ye gitmeyi planlıyorsunuz. paranız belki ziyan olacak.
0
eger bilgisayarla ilgili bir iste degilseniz ektronik muhendisligi okumayi oneririm, elektronik okumak daha iyi cunku elektronik muhendisi pek cok konuda temel alirken turkiyede bilgisayar muhendisi yazilim agirlikli yetisiyor ve belli okullar haricinde kesinlikle sadece piyasada c# yazmaktan ote gitmeyen adamlar yetistiriliyor. bu kadar yuksek puanli bolume girenlere yazik oluyor kesinlikle bilgisayar okumayin. java c++ tan ote gitmeyen programcilik egitimi var ve onu da adam gibi verebilen yok gibi bilgeadama kaydol bin defa daha evladir.
neden elektronik sebebi cok farkli alanlari tanirsin istersen ileride yazilima bile kayarsin. simdi bilgisayar muhendisi iyi yetistirilmiyor pek cok ileri bilgiyi almiyor bile matematiksel ongoru zayif minimal seviyede. karmasik algoritma analizi bile yapabilen kisi turkiyede 10 u gecmez. stochastik process bilen bilg muhendisi yoktur ama elektronikciler kontrolden tut analize kadar goruyor iyi okullarda.
neden elektronik sebebi cok farkli alanlari tanirsin istersen ileride yazilima bile kayarsin. simdi bilgisayar muhendisi iyi yetistirilmiyor pek cok ileri bilgiyi almiyor bile matematiksel ongoru zayif minimal seviyede. karmasik algoritma analizi bile yapabilen kisi turkiyede 10 u gecmez. stochastik process bilen bilg muhendisi yoktur ama elektronikciler kontrolden tut analize kadar goruyor iyi okullarda.
0
solo
Klavyenin altındaki tozların alınması gerek. Bir de pilin değiştirilmesini isteyebilir miyim garanti kapsamındayken hazır?
Klavyenin altındaki tozların alınması gerek. Bir de pilin değiştirilmesini isteyebilir miyim garanti kapsamındayken hazır?
0
Pillerin garanti süreleri farklıdır. Samsung'da 6 ay bildiğim kadarıyla. Servisi arayıp durumu bildirmeniz lazım. Belki prosedür değişmiştir.
0
@bgraydin, hocam ne zaman oldu tam olarak prosedür değişmiş mi diye merka ediyorum.
@ahmetcan44 6 ay derken, garanti bitimine 6 ay kala mı yoksa ?
@ahmetcan44 6 ay derken, garanti bitimine 6 ay kala mı yoksa ?
0
solo
Ne zaman, hangi durumlarda mesela? En son ne zaman kendinizi taşşaklı biriymiş gibi hissettiniz? Not: Tabirin mecazi anlamını kastediyorum, soğuk espri yapan arkadaşlarım duyurudan uzak kalsınlar. Tikler en son.
Ne zaman, hangi durumlarda mesela?
En son ne zaman kendinizi taşşaklı biriymiş gibi hissettiniz?
Not: Tabirin mecazi anlamını kastediyorum, soğuk espri yapan arkadaşlarım duyurudan uzak kalsınlar.
Tikler en son.
En son ne zaman kendinizi taşşaklı biriymiş gibi hissettiniz?
Not: Tabirin mecazi anlamını kastediyorum, soğuk espri yapan arkadaşlarım duyurudan uzak kalsınlar.
Tikler en son.
0
arada bir hissediyorum ama en cok hissettigim olay su herhalde: onceki sene bir master ogrencisi, bir doktora ogrencisine tez konusuyla ilgili bir ispati tamamlayamadigini anlatirken duyup sorunu tahmin edip duzeltmesine yardim etmistim. sonra tassaklarimin agirligindan kasila kasila yurudum birkac saat.
0
iki erkek bi kadından hoşlanıyorduk, kadın beni seçti, taşaklı hissettim. gerçi daha çok mutlu hissettim tabi ama eğer taşşaklıdan kastın özgüvenin tavana doğru seyir almasıysa evet onu da hissettim
0
- ilk defa bmw kullandığımda. kiralık bi 1 serisi idi ve ilk kullanışımda kaza yapmıştım. ahahahhahah
- yurtdışında önce erasmus'a, sonra büyük bi şirkette staja kabul edilince. kimliklerimi elime aldığımda çok şekil olmuştum kendimce.
- benden üst konumda olan insanların aslında benden çok da farklı olmadığını fark ettiğim anlarda
- hesabımda + bakiye kalınca (genelde kalıyor sdf)
- 4 kızla bi mekana girince. (4 kızın da arkadaşım olmasının getirdiği moral bozukluğu 4x eksi etki yaptı sonra tabii)
- yurtdışında önce erasmus'a, sonra büyük bi şirkette staja kabul edilince. kimliklerimi elime aldığımda çok şekil olmuştum kendimce.
- benden üst konumda olan insanların aslında benden çok da farklı olmadığını fark ettiğim anlarda
- hesabımda + bakiye kalınca (genelde kalıyor sdf)
- 4 kızla bi mekana girince. (4 kızın da arkadaşım olmasının getirdiği moral bozukluğu 4x eksi etki yaptı sonra tabii)
0
zoyee
taksimden kadirhas üniversitesine nasıl gidiliyorr?
taksimden kadirhas üniversitesine nasıl gidiliyorr?
0
asagi inen yani unkapani'ndan gecen herhangi bir otobuse binip oradan yuruyebilirsiniz?
0
soljenitsin
ben nedense anlaşamıyorum.kadın dediğin hafiften o.pu olmalı düşüncesindeyim.bana katılıyor musunuz ?
ben nedense anlaşamıyorum.kadın dediğin hafiften o.pu olmalı düşüncesindeyim.bana katılıyor musunuz ?
0
vurkaç yapacaksan dediğin gibi olabilir de, sevgilimin bana sadık kalmasını yeğlerim
0
bazısına sempatik gelir belki ama beni bayıyor. hanım hanımcıkla sevimliyi ayıralım burada tabi.
0
hanım hanımcık kızları severim. orospu kızları sevmem. orospu erkekleri de sevmem.
0
Yerine göre davranmalıdır. Yataktayken de hanım hanımcık olmaya devam etmemeli örneğin.
0
katılıyorum. atalarımızda sana katılmış zira şöyle bir laf var -> sokakta hanımefendi mutfakta aşçı yatakta orospu..
0
0
hafifmeşrep olanından çok var. hanım hanımcık dediklerimizin sayısıysa çok az. ben de bir tane var, imkanım olsa ipeklere sarmalar bir ömür boyu gözümün önünden ayırmam.
0
geven kafa +1
her türlüsünü gördüm, hanım hanımcık olan için deliriyorum şu an. 70lik votka üstüne bira devam. ah beni bi affetse....
her türlüsünü gördüm, hanım hanımcık olan için deliriyorum şu an. 70lik votka üstüne bira devam. ah beni bi affetse....
0
hanım hanımcık tabirini sevmedim.
"çok hanım" kızları severim.
güzel ve kültürlü olacak.
hanım'dan kasıt ağırbaşlılıktır.
"çok hanım" kızları severim.
güzel ve kültürlü olacak.
hanım'dan kasıt ağırbaşlılıktır.
0
all girls dream
simdi bahcesehir üniversitesi iletişim tasarımı mezunuyum ve yüksek lisansıda tasarım(grafik olabilir iletişim tasarım olabilir sanat tasarım) okumak istiyorum aklıma ilk etapta birkaç üniversite var birincisi kemerburgaz üni sanat ve tasarım bolumu ki bolum hem benim ilgimi cekiyor hemde fiyatı cok
simdi bahcesehir üniversitesi iletişim tasarımı mezunuyum ve yüksek lisansıda tasarım(grafik olabilir iletişim tasarım olabilir sanat tasarım) okumak istiyorum aklıma ilk etapta birkaç üniversite var birincisi kemerburgaz üni sanat ve tasarım bolumu ki bolum hem benim ilgimi cekiyor hemde fiyatı cok cazip 8 bin falan. beykente benzer bölüm var 15 bin ama mesela bahcesehir var ki kaliteli egitim veren bir okul ama orda da bana direkt goz kırpan bir bolum yok. sizce nasil egitim secmeliyim.
0
Beykent'e gitme. Sana hiçbir şey katmayacağından yüzde yüz eminim. Yani bilmiyorum ben yüksek lisans deyince kendimi geliştirmek için bir şans anlıyorum yoksa bitireyim de yüksek lisanslı olayım değil. Beykent tam bir ticarethane, başka bir açıklaması yok.
0
90lar türk pop
arkadaşlar bir 4 yıldır sensodyn kullanıyorum. şöyle sölim diş eti muayenelerim yapıldı vb. ama bu macun ne ağzımı ferah tutuyor, ne de ağız kokusunu gideriyor. hesapta herkesin tavsiyesi. bana böyle ağız kokusu önleyecek (ciddi bi ağız kokusu yok zaten), çok fresh birde gece fırcaladıktan sonra sab
arkadaşlar bir 4 yıldır sensodyn kullanıyorum. şöyle sölim diş eti muayenelerim yapıldı vb. ama bu macun ne ağzımı ferah tutuyor, ne de ağız kokusunu gideriyor. hesapta herkesin tavsiyesi. bana böyle ağız kokusu önleyecek (ciddi bi ağız kokusu yok zaten), çok fresh birde gece fırcaladıktan sonra sabah kalkınca böle yapış yapış hissettirmeyecek bir macun lazım. ne tavsiye edersiniz.
not: diş fırcası olarak oral-b kullanıyorum.
not: diş fırcası olarak oral-b kullanıyorum.
0
o macunun ustunde ya da baska yerde belli bir sureden fazla kullanmayin diyor.
listerine agiz sivisi diyorum her dis fircaladiktan sonra
listerine agiz sivisi diyorum her dis fircaladiktan sonra
0
sensodyn 'ni arada bir farklı çeşitleriyle değiştirin.
yüzyıllardır* sensodyn kullanıyoruz koku falan hissetmedim kimseden de duymadım.
Kokuya sebep reflü veya gastrit olabilir ; )
yüzyıllardır* sensodyn kullanıyoruz koku falan hissetmedim kimseden de duymadım.
Kokuya sebep reflü veya gastrit olabilir ; )
0
sensodini 1 ay aralıklarla 1 ay süreyle kullan.yoksa dişlerin bembeyaz olamaz.
0
diş fırçası olarak şekilli bi' şeye gerek yok. büyük ihtimalle olan o az ağız kokun diş ipi kullanmamandan kaynaklı. günde bi' kere tercihen gece yatmadan önce diş ipi kullan derim. sensodyn iyidir yoksa.
0
colgate pro.relief, bugüne kadar gördüğüm kullandığım "ağızda en uzun süreli ferahlık hissi veren" diş macunu.
2.bp.blogspot.com
ha, ama küçük bir diş eti hassasiyetim oluşmuş, diş hekimi arkadaşım bana göre hiç bir şey hissettirmeyin ve ağızda ferahlık açısından yine bana göre sınıfta kalmış olan ipana pro.expert kullanmamı önerdi. ben de ikisini birden kullanmaya karar verdim.
2.bp.blogspot.com
ha, ama küçük bir diş eti hassasiyetim oluşmuş, diş hekimi arkadaşım bana göre hiç bir şey hissettirmeyin ve ağızda ferahlık açısından yine bana göre sınıfta kalmış olan ipana pro.expert kullanmamı önerdi. ben de ikisini birden kullanmaya karar verdim.
0
doktor sagbirakmayan
Merhaba Romalılar, Sınavlar bittiğinden dolayı bir haftada paramın çoğunu orada burada yedim bitirdim. İktisat bölümünde okuduğum için önümü görmek adına kendime bir finansal tablo yaptım. tablonun sağına zorunlu giderler, eğlencelik giderler ve süpriz giderleri; soluna ise elimdeki parayı yazdım. T
Merhaba Romalılar,
Sınavlar bittiğinden dolayı bir haftada paramın çoğunu orada burada yedim bitirdim. İktisat bölümünde okuduğum için önümü görmek adına kendime bir finansal tablo yaptım. tablonun sağına zorunlu giderler, eğlencelik giderler ve süpriz giderleri; soluna ise elimdeki parayı yazdım. Tahmin edin ne oldu? 200 TL açığım var. Bunu açığı kısa vadede kapatmanın yolu da bildiğiniz üzere iddia!
Şimdi dostlar, durum karışık. İddia'ya yatırabileceğim maksimum tutar 40 TL. Yani yatarsam 2 gün sigara otlanıp öğle yemeğimden de feragat edersem içeride olmayacağım en yüksek mebla bu. O yüzden gözünüzü seveyim, kuponuma bir bakar mısınız. Yapılabilecek en garanti kuponu yapmaya çalıştım. Tutarsa benim 40'ı geri çekip hedefim olan 200 TL'ye ulaşmak için gerekli bahis parasını elde edeceğim.
yorum ve tavsiyelerinizi bekliyorum.
Sınavlar bittiğinden dolayı bir haftada paramın çoğunu orada burada yedim bitirdim. İktisat bölümünde okuduğum için önümü görmek adına kendime bir finansal tablo yaptım. tablonun sağına zorunlu giderler, eğlencelik giderler ve süpriz giderleri; soluna ise elimdeki parayı yazdım. Tahmin edin ne oldu? 200 TL açığım var. Bunu açığı kısa vadede kapatmanın yolu da bildiğiniz üzere iddia!
Şimdi dostlar, durum karışık. İddia'ya yatırabileceğim maksimum tutar 40 TL. Yani yatarsam 2 gün sigara otlanıp öğle yemeğimden de feragat edersem içeride olmayacağım en yüksek mebla bu. O yüzden gözünüzü seveyim, kuponuma bir bakar mısınız. Yapılabilecek en garanti kuponu yapmaya çalıştım. Tutarsa benim 40'ı geri çekip hedefim olan 200 TL'ye ulaşmak için gerekli bahis parasını elde edeceğim.
yorum ve tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
galatasaray maçına H1 iy1 iy1/ms1 4-6 gol alayını yazabilirsin efeste gelebilir herhalde
0
efes maçı şanslar yarı yarıya. madem bu kadar sıkışık durumdasın bu riske değmez bence.
0
aitlik eki alamayan
Selamlar,Dersimiz gereği farazi olarak 10 milyon tl'lik bir portföyü yöneteceğiz. Amma velakin portföy nasıl oluşturulur, neye bakılır gibi bilgileri öğrenmedik. Ben çabalıyorum, araştırıyorum ama kafamda bir şekil oluşturamadım. Komplike analizlere falan gerek olduğunu sanmıyorum. Nasıl yapmalı siz
Selamlar,
Dersimiz gereği farazi olarak 10 milyon tl'lik bir portföyü yöneteceğiz. Amma velakin portföy nasıl oluşturulur, neye bakılır gibi bilgileri öğrenmedik. Ben çabalıyorum, araştırıyorum ama kafamda bir şekil oluşturamadım. Komplike analizlere falan gerek olduğunu sanmıyorum. Nasıl yapmalı sizce? Mesela yatırım sitelerine baktım, bi bankanın yatırım sayfası demiş ki;
DİBS: %20
T-Euro Tahvilleri: %15
Mevduat: %20
Özel Sektör Tahvili: %25
ama niye demiş, daha detaylandırmak istesek nasıl yaparız sizce?
Dersimiz gereği farazi olarak 10 milyon tl'lik bir portföyü yöneteceğiz. Amma velakin portföy nasıl oluşturulur, neye bakılır gibi bilgileri öğrenmedik. Ben çabalıyorum, araştırıyorum ama kafamda bir şekil oluşturamadım. Komplike analizlere falan gerek olduğunu sanmıyorum. Nasıl yapmalı sizce? Mesela yatırım sitelerine baktım, bi bankanın yatırım sayfası demiş ki;
DİBS: %20
T-Euro Tahvilleri: %15
Mevduat: %20
Özel Sektör Tahvili: %25
ama niye demiş, daha detaylandırmak istesek nasıl yaparız sizce?
0
10 milyonluk bir portföyden bahsediyorsanız iççine muhakkak hisse senedi de koymalısınız. Eğer iyi bir portföy olacaksa bu İMKB'de işlem gören BİM, Emlak Konut, Vakıfbank hisselerini de koyun. Bunlar İMKB-30'da işlem gören en sağlam hisselerden bazılarıdır. Ayrıca iyi kazandırırlar. İçinde hisse senedi olmayan bir portföy bence fazla dikkate alınmaz.
0
bana da bu dağılım garip gelmişti, belki de fazla garantici bir portföy. Kafama göre iyi kazandıranlara bakıp 4-5 tanesini ekleyip yine ortalama bi dağılım yapsam iş görebilir belki. En azından bir mantığı olur.
0
Evet saçma bir portföy olmuş bu. İçine Altın-Gümüş de koyun çok popüler. Belki bir doygunluk noktasına geldi bunlar, ama yine de biraz koyarsanız portföyünüz zengin olur.
0
10 trilyonluk portföy oluşturmak tabiki zor. Hoca uçmuş birza..
Portföy oluşturmak kolay, hoca alınacak riskten veya diğer kıstaslardan bahsetti mi?
Portföy oluşturmak kolay, hoca alınacak riskten veya diğer kıstaslardan bahsetti mi?
0
godless frog
Bizi rahat bırakabilirsiniz. İstemiyorum ulan sürekli sizin üstün insan olduğunu düşünen kibirinizle karşılaşmayı. Sigara içiyorum ve seviyorum. bırakmak istemiyorum. sağlığa zararları, boku-püsürü de beni bağlar. Gidin sadece sevdiğiniz ve sizin ağzınızdan çıkanları sikine takacak kişilere söyleyin
Bizi rahat bırakabilirsiniz.
İstemiyorum ulan sürekli sizin üstün insan olduğunu düşünen kibirinizle karşılaşmayı. Sigara içiyorum ve seviyorum. bırakmak istemiyorum. sağlığa zararları, boku-püsürü de beni bağlar.
Gidin sadece sevdiğiniz ve sizin ağzınızdan çıkanları sikine takacak kişilere söyleyin yahu!
Dakika başı gözümüze bir şeyler sokmaya çalışmayın. Bi gün biriniz çok tersime gelecek, yazık olacak.
Edit: soru şekline çevirdim duyuruyu. isteyen buradan versin tepkisi varsa.
İstemiyorum ulan sürekli sizin üstün insan olduğunu düşünen kibirinizle karşılaşmayı. Sigara içiyorum ve seviyorum. bırakmak istemiyorum. sağlığa zararları, boku-püsürü de beni bağlar.
Gidin sadece sevdiğiniz ve sizin ağzınızdan çıkanları sikine takacak kişilere söyleyin yahu!
Dakika başı gözümüze bir şeyler sokmaya çalışmayın. Bi gün biriniz çok tersime gelecek, yazık olacak.
Edit: soru şekline çevirdim duyuruyu. isteyen buradan versin tepkisi varsa.
0
haklısın ama onların da haklı yanı var. dumanımla kimseyi rahatsız etmediğim sürece kimse bana bir şey diyemez, demiyor da.
0
izninle gönderdiğim mesajı paylaşıyorum aynen; takdir ediyor, ayakta alkışlıyor, destekliyor ve önünde saygıyla eğiliyorum :)
0
aga şimdi açık hava olsa dahi içtiğimizde dumanı başkalarının üzerine, sağına soluna gidiyor ya, o zaman şikayet etmeleri normal bence. anca o zaman karışabilirler demek istedim. yoksa onları zerre ilgilendirmemeli. ha çok samimi arkadaşın valla içme,kendine zarar verme diyebilir ama bir kere kibarca sanane dersin, o da susar.
0
Laf sokulan kişi olarak cevap verme hakkımı kullanıp gidiyorum:
Benim sigara içenleri aşağıladığım, içmeyerek kendimi üstün gördüğüm falan yok. Sonuçta kısa bir zaman önce ben de fosur fosur tüttüren ve sigaramla mutlu olan bir adamdım. Sadece sigarayla mutlu olmadığımı ve kendimi kandırdığımı anladım. Kimsenin gözüne bir şey de sokmaya çalışmıyorum. Tek düşüncem belki bir kişi de olsa görüp de sigarayı bırakır diye yazdım onca yazıyı. Beni de birileri tetikledi ve bıraktım, belki ben de birini tetikleyerek zinciri devam ettiririm diye düşündüm.
Sana sigaranla mutluluklar, kimsenin, özellikle de benim sana bir şey dediğim, karıştığım, gözüne bir şey soktuğum yok.
Benim sigara içenleri aşağıladığım, içmeyerek kendimi üstün gördüğüm falan yok. Sonuçta kısa bir zaman önce ben de fosur fosur tüttüren ve sigaramla mutlu olan bir adamdım. Sadece sigarayla mutlu olmadığımı ve kendimi kandırdığımı anladım. Kimsenin gözüne bir şey de sokmaya çalışmıyorum. Tek düşüncem belki bir kişi de olsa görüp de sigarayı bırakır diye yazdım onca yazıyı. Beni de birileri tetikledi ve bıraktım, belki ben de birini tetikleyerek zinciri devam ettiririm diye düşündüm.
Sana sigaranla mutluluklar, kimsenin, özellikle de benim sana bir şey dediğim, karıştığım, gözüne bir şey soktuğum yok.
0
@mr rosebud bak işte burada bile sigarayı bırakmış olmanın reklamını yapıyorsun. bundan bahsediyorum işte ben.
0
maalesef öyle. kırk yıldır rahatsız olmayanlar yasaktan beri bir rahatsızlar, eskiden beri olsa neyse. misafirin içeceği bir tek sigaraya burun kıvıranlar var. çocukların kendi odasında takılsın efendim, üstelik kendin de sigara içiyorsun, rahatsız olacak diyilsin. hem insan arkadaşının bir sigarasından rahatsız olacaksa, yarın bir gün nelerden rahatsız olmaz, kimse kimse için en ufak sıkıntıya katlanmayacak bundan böyle. ki tek bir sigaradan ölen ya da hastalanan olmuş mu merak ederim. (evine senede bir bile gitmediğiniz birini düşünürseniz daha iyi anlarsınız.)
bu yasak öyle sadece sağlık meselesi diyil, toplumsal ilişkileri ve sahip olduğumuz olumlu nitelikleri de silip geçecek. demedi demesinler...
bu yasak öyle sadece sağlık meselesi diyil, toplumsal ilişkileri ve sahip olduğumuz olumlu nitelikleri de silip geçecek. demedi demesinler...
0
@tedirginlik hucresi benim derdim o da değil. İçirmemeyi de anlarım bi yerde kapalı ortamlarda falan. Benim iyiliğimi ister gibi yapıp alttan alttan sigara içmemekle övünenlerden bahsediyorum.
0
sigarayı bırakamayan insan iradesiz, ezik, zayıf, dombili ve de taocu bir insandır. bilinçli olarak bırakmayana bir şey denmez zaten. sadece sağlık problemi olanların ve küçük çocukların yanında sigara yakanlara, başkasının suratına üfleyenlere kafa atma hakkı saklıdır.
0
kapalı yerlerde içilmediği sürece bence problem yok. ama siz de kokan nefesinizi, parmaklarınızı ve dişlerinizi uzak tutacaksınız.
0
-sigara dumanına hassas olan insanlar var yolda içerken sis içinde bırakıp nefessiz kalmalarına neden olabiliyorsunuz.
-özellikle apartmanımda ailesinden gizli gizli sigara içene söylüyorum. havalandırma boşluğunu bok gibi kokutmuşsun pencere açamaz oldum lan.
-sigara içilmiş ortamlarda iğrenç bir koku kalıyor farkında değilsiniz rahatsızım birader
-sigara dumanı - pasif içicilik - o kısmı biliyorsundur zaten.
-yani öldürceksen kendini yine öldür hatta öldür yahu. iç hatta bonzai şu bu hepsine bulaş pipo al daha hızlı olur ama bırak bunu bana dokunmadan uzakta yap. canına verdiğimiz önem önemli değilse yine öl ama uzakta öl.
olmaz mı?
-özellikle apartmanımda ailesinden gizli gizli sigara içene söylüyorum. havalandırma boşluğunu bok gibi kokutmuşsun pencere açamaz oldum lan.
-sigara içilmiş ortamlarda iğrenç bir koku kalıyor farkında değilsiniz rahatsızım birader
-sigara dumanı - pasif içicilik - o kısmı biliyorsundur zaten.
-yani öldürceksen kendini yine öldür hatta öldür yahu. iç hatta bonzai şu bu hepsine bulaş pipo al daha hızlı olur ama bırak bunu bana dokunmadan uzakta yap. canına verdiğimiz önem önemli değilse yine öl ama uzakta öl.
olmaz mı?
0
bencede problem yok içte geber banane ama dumanın herhangi bir şekilde bana gelip durmasın. ne demiş ünlü bir üçüncü sınıf öğrencisi buna hakkın yoh buna hakkın yoh
0
yahu siz okuduğunuzu anlamıyor musunuz? içilme yerinden falan bahsetmiyorum ben, o yönden savaşın sigarayla, istemediğiniz bir şeye maruz kalmayın zaten. ama ben o kabul ettiğim kanunlar çerçevesinde bile sigara içsem bu sefer de "sigarayı bırakın sağlığınıza zararlı" diye başımın etini yiyorsunuz. size ne yahu, benim sağlığım.
0
arkadaş aramızdan biri çıkıp sana öyle bişey dedi mi? ailen diyordur, arkadaşların diyordur, ya da yanında sigara içip rahatsız ettiğin biri diyordur. onlara yap tribini.
0
ben de otobüs durağında beklerken, bir kafede dışarıda otururken vs. dibimde sigara içip yeni yıkanmış giysilerime ve saçıma sigarasının dumanını, külünü savuran insanlar beni rahat bıraksın istiyorum, rahat rahat temiz hava alayım istiyorum, ama maalesef hayatta her istediğimiz olmuyor.
insanlar "açık hava bir şey olmaz" zihniyetinden kurtulup biraz düşünceli davrandıkları sürece kimin sağlığına ne zarar verdiği ya da vermediği beni en ufak ilgilendirmiyor.
insanlar "açık hava bir şey olmaz" zihniyetinden kurtulup biraz düşünceli davrandıkları sürece kimin sağlığına ne zarar verdiği ya da vermediği beni en ufak ilgilendirmiyor.
0
ey sigara içenler,
sizin sigara içmeniz umrumda değil. ama beni rahatsız ettiğin noktada umrumda olur ve bi gün biriniz çok tersime gelecek, yazık olacak. ayrıca gelip sana içme şunu diyen adam seni düşünüyordur muhtemelen.
sizin sigara içmeniz umrumda değil. ama beni rahatsız ettiğin noktada umrumda olur ve bi gün biriniz çok tersime gelecek, yazık olacak. ayrıca gelip sana içme şunu diyen adam seni düşünüyordur muhtemelen.
0
dumanın herkesi rahatsız ediyor, genlerini bozuyorsun ve gelecek nesiller eciş bücüş olacak senin yüzünden :(
şaka bir yana illet oluyorum sigara olayına, bana zararı olmayacaksa geberene kadar için de bazen dibimde içen oluyor o çok fena.
şaka bir yana illet oluyorum sigara olayına, bana zararı olmayacaksa geberene kadar için de bazen dibimde içen oluyor o çok fena.
0
kız arkadaşım astım hastası ve sigara içen birçok dingil yüzünden çok sıkıntı çekiyor.
insan bile bile kendini, çoluğunu, çocuğunu, anasını, babasını, tanımadığı insanları zehirleyip bir de üstüne para verir mi? hakikaten tuhafsınız la.
esas bizim sigara içenlere çemkirmemiz lazım.
insan bile bile kendini, çoluğunu, çocuğunu, anasını, babasını, tanımadığı insanları zehirleyip bir de üstüne para verir mi? hakikaten tuhafsınız la.
esas bizim sigara içenlere çemkirmemiz lazım.
0
insanların 'içme sağlığın' demekle ilgili şöyle bir 'minicik' hakları var. sağlık giderlerine vergilerimizle katkıda bulunuyoruz ve sigara müthiş bir oyuk açıyor bu giderlerde. amerikada bazı yerlerde sigara içiyosan bırakmadan seni tedavi etmeyebiliyolar. böyle de bi balkış açısı olabilir.
sivrisinek eğer toplama kampında değilsen çalışan herkesin 5 dk molaya ihtiyacı var, sigara içse de içmese de. ara vermeden eşek gibi çalışmak verimi arttırmıyor düşürüyor.
sivrisinek eğer toplama kampında değilsen çalışan herkesin 5 dk molaya ihtiyacı var, sigara içse de içmese de. ara vermeden eşek gibi çalışmak verimi arttırmıyor düşürüyor.
0
Tepkisi olan buradan versin demişsin ama sadece kendi görüşünü destekleyenlere tik koymuşsun?
İşte sigaraya bakışınız da bu şekilde. Tek taraflı, tek açıdan bakıyorsunuz. Sizin yüzünüzden herkese ait olması gereken caddede, sokakta bile NEFESİMİ TUTMAK ZORUNDA KALIYORUM. Sen kendi dumanınla kendini zehirle, beni zehirlemeye ne hakkın var?
İşte sigaraya bakışınız da bu şekilde. Tek taraflı, tek açıdan bakıyorsunuz. Sizin yüzünüzden herkese ait olması gereken caddede, sokakta bile NEFESİMİ TUTMAK ZORUNDA KALIYORUM. Sen kendi dumanınla kendini zehirle, beni zehirlemeye ne hakkın var?
0
solo
Spot piyasada belli herşey alıyosun artarsa kardasın düşerse zararda.Vob'da nasıl belirleniyor?Kontrat alırken / satarken hangi mantıkla alım satım yapılıyor? Teminat yatırılmasının mantığı ne?Bir de açığa satış işleminin mantığı ne?
Spot piyasada belli herşey alıyosun artarsa kardasın düşerse zararda.
Vob'da nasıl belirleniyor?
Kontrat alırken / satarken hangi mantıkla alım satım yapılıyor? Teminat yatırılmasının mantığı ne?
Bir de açığa satış işleminin mantığı ne?
Vob'da nasıl belirleniyor?
Kontrat alırken / satarken hangi mantıkla alım satım yapılıyor? Teminat yatırılmasının mantığı ne?
Bir de açığa satış işleminin mantığı ne?
0
hacı sen toz bulutundasın yav bıraz ordan baslamak gerekecek gıbı ; neyse dılım dondugu kadar deneyeyım belkı ıse yarar..
sımdı vob'da tam olmasa da opsıyon alınıyor. vadelı ıslem yapılıyor. soyle dusun suan endex 90000 de ıken sen dıyorsun kı ben endexı bu fıyattan alırım . bunun karsılıgında endexın o ankı degerının yaklasık %10 unu temınat olarak koyoyrsun 900 tl ve 10 kaldırac kullanarak 90000 tl lık endexı olusturan hısse agırlıgında hısse alıyorsun.
(burda %10 bır seansta borsanın max dusecegı ve senın temınatının karsılayacagı oran.) kucuk farklılıklar olabılır buraya takılma ılerde farkedersın bu kısmı )
eger aldıgın endex yukselırse sen aradakı yukselısı elınde tuttugun endex kagıdını devrederek o ankı fıyattan satarsın. atıyorum 920000 oldu endex sende bı endex kagıdı var 90000 e almıstın 2000 kar. yukselecegını ongordugun ıcın onceden alım yaptıgın ıcın kazanmıs oldun.
aynı seyı dusus ıcın dusun. endexın (yanı endexı olusturan hısselerın gelecekte deger kaybedecegını ve degerının dusecegını varsayıyorsun ) bu sefer acıga satıs yanı short pozısyon alıyorsun. bu su demek o an endexı almak ısteyen bırıne endex kagıdı satıyorsun elınde yok ama. bunun ıcın temınat koyuyorsun %10 'u kadar..
sımdı aldıgımız endex kagıtları vadelı. yanı yaptıgın kontrat 3 aylık kontratlar.max bu sure sonunda kapanacak kagıtlar. o sure sonunda fıyat neyse hesaplanı uzlası fıyatından kapanır. hesaplanır temınatına eklenır yada temınatından duser.
sımdı kullanım alanına ornek vereyım daha net anlarsın ; bır fırman var 3 ay sonra 10 mılyon dolar odemen var ve suan doların fıyatı 1,80. hesabını kıtabını yaptın ve bu deger sana makul gelıyor. bu degerın yukselısı sana zarar olarak donecek. bunu ıstemıyorsun .. bu yuzden bugunun fıyatını sabıtlemen lazım bır sekılde. hemen gıdıyorsun vob'a ve dolar kontratı alıyorsun , karsılıgında %10 temınat koyuyorsun ve 3 ay sonunda dolar ne olursa olsun sen 1,80 den alma hakkını elde etmıs oluyorsun. sana malıyetı o an hesapladıgın mıktarda. dolar yukselse borcunda olusan zarar , kontrattan gelen kara denk oluyor.
aynı seyı 10 mılyon dolar alacagın oldugunu dusun ve dolar 1.90 sevıyesınde ve bu rakam sana cok ıyı gelıyor. dolarında 2-3 ay ıcerısınde dusus yasayacagını dusunuyorsun. borcun odenmesını beklesen zarar edeceksın . %10 temınatı verıp short pozısyon acıyorsun. yanı doları o an sabıtlemek ısteyen ve almak ısteyen bırıne ben bu fıyattan satmak ıstıyorum dıyorsun. bır nevı acıga satıs yapıyorsun henuz elınde yok bu dolar. vob sana bu ıslemı yapma ımkanı tanıdı ama temınatını da elınde tutuyor.
aynı sey hısse senedı ıcın de gecerlı.. hısse senetlerı endexı olusturuyor sen deendexı alıp satıyorsun vob da.
umarım anlatabılmısımdır.bılıyorum bıraz karısık ama vob.org'u acıp okursan sana daha faydalı olacaktır.
sımdı vob'da tam olmasa da opsıyon alınıyor. vadelı ıslem yapılıyor. soyle dusun suan endex 90000 de ıken sen dıyorsun kı ben endexı bu fıyattan alırım . bunun karsılıgında endexın o ankı degerının yaklasık %10 unu temınat olarak koyoyrsun 900 tl ve 10 kaldırac kullanarak 90000 tl lık endexı olusturan hısse agırlıgında hısse alıyorsun.
(burda %10 bır seansta borsanın max dusecegı ve senın temınatının karsılayacagı oran.) kucuk farklılıklar olabılır buraya takılma ılerde farkedersın bu kısmı )
eger aldıgın endex yukselırse sen aradakı yukselısı elınde tuttugun endex kagıdını devrederek o ankı fıyattan satarsın. atıyorum 920000 oldu endex sende bı endex kagıdı var 90000 e almıstın 2000 kar. yukselecegını ongordugun ıcın onceden alım yaptıgın ıcın kazanmıs oldun.
aynı seyı dusus ıcın dusun. endexın (yanı endexı olusturan hısselerın gelecekte deger kaybedecegını ve degerının dusecegını varsayıyorsun ) bu sefer acıga satıs yanı short pozısyon alıyorsun. bu su demek o an endexı almak ısteyen bırıne endex kagıdı satıyorsun elınde yok ama. bunun ıcın temınat koyuyorsun %10 'u kadar..
sımdı aldıgımız endex kagıtları vadelı. yanı yaptıgın kontrat 3 aylık kontratlar.max bu sure sonunda kapanacak kagıtlar. o sure sonunda fıyat neyse hesaplanı uzlası fıyatından kapanır. hesaplanır temınatına eklenır yada temınatından duser.
sımdı kullanım alanına ornek vereyım daha net anlarsın ; bır fırman var 3 ay sonra 10 mılyon dolar odemen var ve suan doların fıyatı 1,80. hesabını kıtabını yaptın ve bu deger sana makul gelıyor. bu degerın yukselısı sana zarar olarak donecek. bunu ıstemıyorsun .. bu yuzden bugunun fıyatını sabıtlemen lazım bır sekılde. hemen gıdıyorsun vob'a ve dolar kontratı alıyorsun , karsılıgında %10 temınat koyuyorsun ve 3 ay sonunda dolar ne olursa olsun sen 1,80 den alma hakkını elde etmıs oluyorsun. sana malıyetı o an hesapladıgın mıktarda. dolar yukselse borcunda olusan zarar , kontrattan gelen kara denk oluyor.
aynı seyı 10 mılyon dolar alacagın oldugunu dusun ve dolar 1.90 sevıyesınde ve bu rakam sana cok ıyı gelıyor. dolarında 2-3 ay ıcerısınde dusus yasayacagını dusunuyorsun. borcun odenmesını beklesen zarar edeceksın . %10 temınatı verıp short pozısyon acıyorsun. yanı doları o an sabıtlemek ısteyen ve almak ısteyen bırıne ben bu fıyattan satmak ıstıyorum dıyorsun. bır nevı acıga satıs yapıyorsun henuz elınde yok bu dolar. vob sana bu ıslemı yapma ımkanı tanıdı ama temınatını da elınde tutuyor.
aynı sey hısse senedı ıcın de gecerlı.. hısse senetlerı endexı olusturuyor sen deendexı alıp satıyorsun vob da.
umarım anlatabılmısımdır.bılıyorum bıraz karısık ama vob.org'u acıp okursan sana daha faydalı olacaktır.
0
g man
Düşünüyorum da 2000 lira gibi küçük bir bütçeyle buradan altın hesabı açsam kötü olur mu? Burada hesabım var, vaktim biraz da altın hesabı da sanki paranın değerini korumasını sağlıyor gibime geldi. Ne diyorsunuz? Atıyorumşu anda bu paraya 20 gram alıyorsam, ileride değer kaybı falan olur mu? Yine 2
Düşünüyorum da 2000 lira gibi küçük bir bütçeyle buradan altın hesabı açsam kötü olur mu? Burada hesabım var, vaktim biraz da altın hesabı da sanki paranın değerini korumasını sağlıyor gibime geldi. Ne diyorsunuz? Atıyorum
şu anda bu paraya 20 gram alıyorsam, ileride değer kaybı falan olur mu? Yine 20'den bozdururuz değil mi? Fiyatlar düşerse rezil etmeyelim de parayı.
şu anda bu paraya 20 gram alıyorsam, ileride değer kaybı falan olur mu? Yine 20'den bozdururuz değil mi? Fiyatlar düşerse rezil etmeyelim de parayı.
0
ılerde deger kaybı derken deger kaybı her zaman olabılır. altının genel seyrı kucuk ama kararlı sekılde artar. saglam bır yatırım aracı yanı.
dogal olarak saglamlık artınca getırı de azalır. bazı kımseler(ozellıkle kucuk yatırımcı) kucuk paralarla hemen zengın olmak ıcın bılmedıklerı denızlerde yuzer ve ellerındekını de kaybederler. bu yuzden bence altın ıyı fıkır.
dogal olarak saglamlık artınca getırı de azalır. bazı kımseler(ozellıkle kucuk yatırımcı) kucuk paralarla hemen zengın olmak ıcın bılmedıklerı denızlerde yuzer ve ellerındekını de kaybederler. bu yuzden bence altın ıyı fıkır.
0
ileride dediğiniz 1 seneden önce değilse iyi bi seçim olmaz. çünkü en kötü ihtimalle bugün 100'den alsanız yarın 101 olsa alış-satış farkından dolayı kazancınız olmaz.
şu grafiğe bakarsanız görürsünüz. www.sonaltinfiyatlari.com
geçen sene 107'ye kadar çıktığını görüp 102'ye alıp kışın 92'lere inince kötü oldum. yani bırak kârı, zarar ettim. Ben hepsini bozdum ama altın 102 olmadı hâlâ, düşünün...
benim param zarar ederken başkalarına aldırdım 92'den. paraları da çoktu. kazandılar.
şu grafiğe bakarsanız görürsünüz. www.sonaltinfiyatlari.com
geçen sene 107'ye kadar çıktığını görüp 102'ye alıp kışın 92'lere inince kötü oldum. yani bırak kârı, zarar ettim. Ben hepsini bozdum ama altın 102 olmadı hâlâ, düşünün...
benim param zarar ederken başkalarına aldırdım 92'den. paraları da çoktu. kazandılar.
0
raif_efendi
Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük sonucu oluşan durum hakkındaBirazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyü
Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük sonucu oluşan durum hakkında
Birazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyük çoğunluğu kendi ayaklarımın üzerine durmakla geçti. Yaklaşık 6-7 senedir süreli-süresiz işlerde de çalıştım. Bunun son 3 senesi sevdiğim iş, iyi bir maaş ve sosyal olanakları da güzel olabilecek şekilde gelişti.
Bahsetmiş olduğum işe başlayana kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu meselenin ise benim açımdan çok fazla detayı vardı. Neden olmamasını ise şöyle özet geçebilirim.
- Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
- Bir ilişkinin maddi ve manevi onlarca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da sevdiğim insanla yola çıkarken tek hayalimin huzurlu bir yuva kurmak olduğunun altına çizerim.(Salt olarak vakit geçirmek, gençliğimi yaşamak bana maalesef çok uzak) Özetle bunun için de maddi olarak hazır olmam gerekiyordu.
Yaklaşık 2,5 sene önce bir kız tanıdım. Yüzünü dahi görmeden yazdıklarından dolayı aşık olmuştum. Günlerce, aylarca fotoğrafını paylaşmasını bekledim. Bir gün İstanbul'a geleceğini söyledi. Ben bir şans olur mu diye yüz yüze buluşma teklifi ettim. Kabul etti. Ben onunla buluşmadan önce 1 günlük bir İstanbul planı yaptım. O gelmeden gideceğimiz mekanları tek tek yerinde tespit ettim. O güne özel kıyafetler, hazırlıklar vs... Ve buluştuk. Onu kaldığı adresten aldım. Önce Emirgan Korusu'nda kahvaltı, sonra Otağtepe'de kahve-sohbet keyfi... Her şey mükemmel. Konuştukça konuşuyoruz. İkindi vakti Üsküdar iskeleden ve karaköy'e geçiyoruz. Tünel'den sonrada İstiklal caddesindeyiz. Yemekler, tatlılar, sohbetler derken gece 11 oluyor. Normalde akrabasından akşam 7 için izin alan ve benimle maksimum 1 saat görüşmeye planlayan kız ile çok zor ayrılıyoruz. Ardından İstanbul'da kaldığı sürece 2 kez daha buluşuyoruz. O buluşmalar da en az ilki kadar keyifli geçiyor.
Ben kıza aşık olmuş, çok sevmiştim. Sonra yaşadığı şehre döndü. Uzak mesafe ilişkisi başladı. Bazen o geliyor, bazen ben gidiyordum. Ancak ilişkide problem yoktu. Onun okulu bitirmesi için bir kaç dersi vardı. Ben maddi manevi her anında yanında olmak için çabalıyordum. Ve bunları yaparken de zerre bir beklentiye girmiyordum. Bir gün , artık çalışmak istediğini söyledi. Tek bir işte çalışma hayali vardı. Ve bu iş için ben bağlantılarımı kullanarak bir ihtimal yardımcı olabilirdim. Yöneticilerime durumu açtım. Tek tek kapıları çaldım ve sonunda mülakat için bir gün aldım. Başvurdu. 1 ay sonra çağırdılar ve hayalini dahi zor kurduğu iş için kabul edildi. Bu süreç içerisinde ilk tartışmalar ufaktan yaşanmaya başladı ve çağrıldı günden (bundan benim haberim yoktu) bir gün önce buluştuk(Aniden çağırdı). Halbuki o beni o buluşmaya çağırırken ben onun için 25 farklı doğum günü hediyesi(onunla olamadığım her sene için bir hediye gibi düşünüp) hazırlamak için dükkan dükkan dolaşıyordum. Elimde bir kaç hediye ile yanına gittim ve ayrılmak istiyoruz dedi... Çok çok çok kötü oldum. Herkesin içinde hüngür hüngür ağladım. Çekti gitti. Ben öylece kaldım. Tek başıma bir evde kalıyordum. Kendimi eve atmam ile saatlerce ağladım. Gecenin bir vakti 12. kattan saatlerce baktım. Atlamak ile atlamamak arasında defalarca gidip, geldim.
Birkaç ay böyle geçti. Saçlarımı üçe vurdum. Evimdeki eşyaları yok parasına sattım ve geride her şeyi bırakmak için kendime söz verdim. Arkadaşların yanına çıktım. Bu süreç içerisinde de bir ay geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladık. Dişleri ağrıyordu. Kendi cebimden tüm tedavisini karşıladım. Telefona ihtiyacı vardı, gittim iphone aldım. Bu tarz harcamaları ayrılmamızdan önce de yapıyordum. Ancak ayrılık sonra bir daha onu kaybetme adına kendimden daha fazla fedakarlık yapıyordum. Doğumgünlerimiz iki gün araylaydı. Benim doğumgünümde o bana hediyeleri verirken, ben sürpriz yapıp bir hediye verdim. (nikon d7000) Mutlu oldu. İşi için ihtiyacı olacağı, hem de harika bir dslr makinesi olmuştu. İki gün sonra doğum gününde de kendisini özel hissettin diye kolye, kıyafet gibi daha önceden alamadığım bazı şeyleri hediye etmiştim. Ancak bunlara rağmen garip bir mutsuzluk vardı...
Yaklaşık bir 6 ay zaman zaman iyi, zaman zaman da mutsuz bir şekilde bir ilişki yürüdü. Bunların sebepleri arasında benim biriken 17 bin tl borcum oldu. Ancak bu borcun en büyük sebebi, onu biraz daha mutlu edebilirim mi diye, elimden geleni değil de, elimden gelenin fazlasını yapmak yüzünden oldu. Cebime 2 lira giriyorsa, ben 4 lira harcama yapıyordum. Sadece doğum gününde 5 bin tl nin üzerinde harcama yapmışım. Biliyorum bunları okurken beni mallık, kerizlik, enayilik ile suçlayacaksınız... Ama ben de böyleyim işte...
Bu mart ayında bir mesaj attım. Benimle olmaktan mutsuz musun diye.. Cevap olarak evet minvalinde laflar edip, ayrıldık. Aradan 1 ay geçti ve bana mail olarak evleneceğim diye mail attı. Ben de Allah mutlu mesut etsin dedim. Sonra da bende bazı emanetleri olduğunu söyleyip, son bir kez görüşelim dedim. Tamam dedi. Bana hediye ettiği hediyelerin büyük kısmını ona teslim ettim ve arkama bakmadan gittim. Mayıs ayı gibi evine hırsız girdi. Neyse ki kendine bir zarar verilmemişti ve maddi olarak kaybı yoktu. Ben bir şekilde bunu öğrendim ve geçmiş olsun demek için aradım. Şaşırdı. O dönem tekrar konuşmalar başladı. Aynı evde birden fazla kişiyle kalınmadığını, muhitin in kötülüğünden bahsedip duruyordu. Özetle tek başına eve çıkma niyetindeydi ve ben de saf gibi yine koşturmaya başlamıştım. Kendisi evi buldu. Ben o borçlu halimle evinin depozitosunu ayarladım. Tam 1 günde evinde yaşayabilecek şekilde bütün eşya işlerini hallettim vs. Bu dönem içerisinde dönem dönem sadece iletişim halindeydik. Evlilik meselesinin yalan olduğunu anlamıştım. Ancak üstelemiyordum. Kendisi ara ara gündeme getiriyor, ben de üzerinde durmuyordum. Bu arada evin kirası konusunda da ona destek oluyordum. Yaklaşık bu mesele de 3 ay sürdü. Ve artık bu süreçte de soğumaya başladım. Artık kira konusunda benden bir beklentisi olmamasını dile getirdim. Zaten bunca zaman borçları kapatacağım diye uğraşmaktan aylardır maaşımın tamamını bankaya yatırmaktan bıkmıştım.
Bu olaylar yaşanır yaşanmaz, çok kısa sürede evlilik meselesi bu sefer ciddi bir biçimde gündeme geldi. Bir anda bunu istediler. Ben evleneceği kişiyi öğrendim. Aynı iş yerinden bir çocukmuş. Normalde diyelim x semtinden aşağısı olmaz diye talep eden kız gitmiş, bir anda hiç istemediği semtte bile yaşayabilecek kız gelmiş. Belki aklınıza gelir diye şu detayı da paylaşmak istiyorum. Çocuk zengin değil. Yahut daha iyi bir mevkide filan da hiç değil. Hatta ona bunu öğrendikten sonra bir soru sormuştum. Seni taşıyabilecek biri değil diye. O da bana evet deyip, umarım ikimizi de yanıltır diye cevap verdi...
Biliyorum çok uzattım. Bu meseleyi kısmen ailem ile birlikte 3-5 arkadaşım biliyor. Düne bu kadar detaylı olarak kimseye anlatmamıştım. Ancak bir arkadaşıma yine hepsini olmasa da bir kısmını anlattım ve çocuk beyninden vurulmuşa dönüp, bana bir sürü laf söyledi. Özellikle benim kıza verdiğim tüm hediyeleri tek tek istememi söyledi. Eğer vermeye yanaşmazsa, git eşi olacak kişiden bunu talep et filan dedi. tamam %100 malın, enayinin, kerizin önde gideniyim ama bunu yapabilecek bir yapım yok. bana çektirdiği onca acıdan sonra benim de böyle davranmam bana gereksiz geliyor. Ama bir yandan da onca borcu kapatmak için eşek gibi çalışmak ve başka bir adamın çıkıp, ellerinle büyüttüğün bir çiçeği alıp koparması, koklaması insanın zoruna gidiyor.
Kimle evlenirse evlensin. Zerre umrumda değil artık. Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı... Biz en başından evleneceğiz diye yola çıktık ve ben ne yaptıysam sevgilim değil de, hanımımmış gibi mücadele ettim. Ben ne yapayım aaa dostlar?
Birazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyük çoğunluğu kendi ayaklarımın üzerine durmakla geçti. Yaklaşık 6-7 senedir süreli-süresiz işlerde de çalıştım. Bunun son 3 senesi sevdiğim iş, iyi bir maaş ve sosyal olanakları da güzel olabilecek şekilde gelişti.
Bahsetmiş olduğum işe başlayana kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu meselenin ise benim açımdan çok fazla detayı vardı. Neden olmamasını ise şöyle özet geçebilirim.
- Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
- Bir ilişkinin maddi ve manevi onlarca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da sevdiğim insanla yola çıkarken tek hayalimin huzurlu bir yuva kurmak olduğunun altına çizerim.(Salt olarak vakit geçirmek, gençliğimi yaşamak bana maalesef çok uzak) Özetle bunun için de maddi olarak hazır olmam gerekiyordu.
Yaklaşık 2,5 sene önce bir kız tanıdım. Yüzünü dahi görmeden yazdıklarından dolayı aşık olmuştum. Günlerce, aylarca fotoğrafını paylaşmasını bekledim. Bir gün İstanbul'a geleceğini söyledi. Ben bir şans olur mu diye yüz yüze buluşma teklifi ettim. Kabul etti. Ben onunla buluşmadan önce 1 günlük bir İstanbul planı yaptım. O gelmeden gideceğimiz mekanları tek tek yerinde tespit ettim. O güne özel kıyafetler, hazırlıklar vs... Ve buluştuk. Onu kaldığı adresten aldım. Önce Emirgan Korusu'nda kahvaltı, sonra Otağtepe'de kahve-sohbet keyfi... Her şey mükemmel. Konuştukça konuşuyoruz. İkindi vakti Üsküdar iskeleden ve karaköy'e geçiyoruz. Tünel'den sonrada İstiklal caddesindeyiz. Yemekler, tatlılar, sohbetler derken gece 11 oluyor. Normalde akrabasından akşam 7 için izin alan ve benimle maksimum 1 saat görüşmeye planlayan kız ile çok zor ayrılıyoruz. Ardından İstanbul'da kaldığı sürece 2 kez daha buluşuyoruz. O buluşmalar da en az ilki kadar keyifli geçiyor.
Ben kıza aşık olmuş, çok sevmiştim. Sonra yaşadığı şehre döndü. Uzak mesafe ilişkisi başladı. Bazen o geliyor, bazen ben gidiyordum. Ancak ilişkide problem yoktu. Onun okulu bitirmesi için bir kaç dersi vardı. Ben maddi manevi her anında yanında olmak için çabalıyordum. Ve bunları yaparken de zerre bir beklentiye girmiyordum. Bir gün , artık çalışmak istediğini söyledi. Tek bir işte çalışma hayali vardı. Ve bu iş için ben bağlantılarımı kullanarak bir ihtimal yardımcı olabilirdim. Yöneticilerime durumu açtım. Tek tek kapıları çaldım ve sonunda mülakat için bir gün aldım. Başvurdu. 1 ay sonra çağırdılar ve hayalini dahi zor kurduğu iş için kabul edildi. Bu süreç içerisinde ilk tartışmalar ufaktan yaşanmaya başladı ve çağrıldı günden (bundan benim haberim yoktu) bir gün önce buluştuk(Aniden çağırdı). Halbuki o beni o buluşmaya çağırırken ben onun için 25 farklı doğum günü hediyesi(onunla olamadığım her sene için bir hediye gibi düşünüp) hazırlamak için dükkan dükkan dolaşıyordum. Elimde bir kaç hediye ile yanına gittim ve ayrılmak istiyoruz dedi... Çok çok çok kötü oldum. Herkesin içinde hüngür hüngür ağladım. Çekti gitti. Ben öylece kaldım. Tek başıma bir evde kalıyordum. Kendimi eve atmam ile saatlerce ağladım. Gecenin bir vakti 12. kattan saatlerce baktım. Atlamak ile atlamamak arasında defalarca gidip, geldim.
Birkaç ay böyle geçti. Saçlarımı üçe vurdum. Evimdeki eşyaları yok parasına sattım ve geride her şeyi bırakmak için kendime söz verdim. Arkadaşların yanına çıktım. Bu süreç içerisinde de bir ay geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladık. Dişleri ağrıyordu. Kendi cebimden tüm tedavisini karşıladım. Telefona ihtiyacı vardı, gittim iphone aldım. Bu tarz harcamaları ayrılmamızdan önce de yapıyordum. Ancak ayrılık sonra bir daha onu kaybetme adına kendimden daha fazla fedakarlık yapıyordum. Doğumgünlerimiz iki gün araylaydı. Benim doğumgünümde o bana hediyeleri verirken, ben sürpriz yapıp bir hediye verdim. (nikon d7000) Mutlu oldu. İşi için ihtiyacı olacağı, hem de harika bir dslr makinesi olmuştu. İki gün sonra doğum gününde de kendisini özel hissettin diye kolye, kıyafet gibi daha önceden alamadığım bazı şeyleri hediye etmiştim. Ancak bunlara rağmen garip bir mutsuzluk vardı...
Yaklaşık bir 6 ay zaman zaman iyi, zaman zaman da mutsuz bir şekilde bir ilişki yürüdü. Bunların sebepleri arasında benim biriken 17 bin tl borcum oldu. Ancak bu borcun en büyük sebebi, onu biraz daha mutlu edebilirim mi diye, elimden geleni değil de, elimden gelenin fazlasını yapmak yüzünden oldu. Cebime 2 lira giriyorsa, ben 4 lira harcama yapıyordum. Sadece doğum gününde 5 bin tl nin üzerinde harcama yapmışım. Biliyorum bunları okurken beni mallık, kerizlik, enayilik ile suçlayacaksınız... Ama ben de böyleyim işte...
Bu mart ayında bir mesaj attım. Benimle olmaktan mutsuz musun diye.. Cevap olarak evet minvalinde laflar edip, ayrıldık. Aradan 1 ay geçti ve bana mail olarak evleneceğim diye mail attı. Ben de Allah mutlu mesut etsin dedim. Sonra da bende bazı emanetleri olduğunu söyleyip, son bir kez görüşelim dedim. Tamam dedi. Bana hediye ettiği hediyelerin büyük kısmını ona teslim ettim ve arkama bakmadan gittim. Mayıs ayı gibi evine hırsız girdi. Neyse ki kendine bir zarar verilmemişti ve maddi olarak kaybı yoktu. Ben bir şekilde bunu öğrendim ve geçmiş olsun demek için aradım. Şaşırdı. O dönem tekrar konuşmalar başladı. Aynı evde birden fazla kişiyle kalınmadığını, muhitin in kötülüğünden bahsedip duruyordu. Özetle tek başına eve çıkma niyetindeydi ve ben de saf gibi yine koşturmaya başlamıştım. Kendisi evi buldu. Ben o borçlu halimle evinin depozitosunu ayarladım. Tam 1 günde evinde yaşayabilecek şekilde bütün eşya işlerini hallettim vs. Bu dönem içerisinde dönem dönem sadece iletişim halindeydik. Evlilik meselesinin yalan olduğunu anlamıştım. Ancak üstelemiyordum. Kendisi ara ara gündeme getiriyor, ben de üzerinde durmuyordum. Bu arada evin kirası konusunda da ona destek oluyordum. Yaklaşık bu mesele de 3 ay sürdü. Ve artık bu süreçte de soğumaya başladım. Artık kira konusunda benden bir beklentisi olmamasını dile getirdim. Zaten bunca zaman borçları kapatacağım diye uğraşmaktan aylardır maaşımın tamamını bankaya yatırmaktan bıkmıştım.
Bu olaylar yaşanır yaşanmaz, çok kısa sürede evlilik meselesi bu sefer ciddi bir biçimde gündeme geldi. Bir anda bunu istediler. Ben evleneceği kişiyi öğrendim. Aynı iş yerinden bir çocukmuş. Normalde diyelim x semtinden aşağısı olmaz diye talep eden kız gitmiş, bir anda hiç istemediği semtte bile yaşayabilecek kız gelmiş. Belki aklınıza gelir diye şu detayı da paylaşmak istiyorum. Çocuk zengin değil. Yahut daha iyi bir mevkide filan da hiç değil. Hatta ona bunu öğrendikten sonra bir soru sormuştum. Seni taşıyabilecek biri değil diye. O da bana evet deyip, umarım ikimizi de yanıltır diye cevap verdi...
Biliyorum çok uzattım. Bu meseleyi kısmen ailem ile birlikte 3-5 arkadaşım biliyor. Düne bu kadar detaylı olarak kimseye anlatmamıştım. Ancak bir arkadaşıma yine hepsini olmasa da bir kısmını anlattım ve çocuk beyninden vurulmuşa dönüp, bana bir sürü laf söyledi. Özellikle benim kıza verdiğim tüm hediyeleri tek tek istememi söyledi. Eğer vermeye yanaşmazsa, git eşi olacak kişiden bunu talep et filan dedi. tamam %100 malın, enayinin, kerizin önde gideniyim ama bunu yapabilecek bir yapım yok. bana çektirdiği onca acıdan sonra benim de böyle davranmam bana gereksiz geliyor. Ama bir yandan da onca borcu kapatmak için eşek gibi çalışmak ve başka bir adamın çıkıp, ellerinle büyüttüğün bir çiçeği alıp koparması, koklaması insanın zoruna gidiyor.
Kimle evlenirse evlensin. Zerre umrumda değil artık. Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı... Biz en başından evleneceğiz diye yola çıktık ve ben ne yaptıysam sevgilim değil de, hanımımmış gibi mücadele ettim. Ben ne yapayım aaa dostlar?
0
Siz çiçeği ellerinizle falan büyütmemişsiniz, bir yığın para harcayarak sadece kendinizi böyle bir yanılgı içerisine sokmuşsunuz. Daha baştan itibaren kızın pek umrunda olmadığınız anlaşılıyor. İlk büyük aşkınızı tamamen kendi kendinize yaşamışsınız.
Psikolojik destek alın. Bilhassa şu saçları üçe vurdurma hikayesi falan kendinizi gereksiz yere derbeder aşık yerine koymaya meyiliniz olduğunu gösteriyor. Ama boşuna yapıyorsunuz. Kız şimdi evlenmeyeceğim, tekrar beraber olalım canım dese atlayarak gidersiniz, hiç de umrumda değil falan demeyin. Acaip kerizmişsiniz evet.
Psikolojik destek alın. Bilhassa şu saçları üçe vurdurma hikayesi falan kendinizi gereksiz yere derbeder aşık yerine koymaya meyiliniz olduğunu gösteriyor. Ama boşuna yapıyorsunuz. Kız şimdi evlenmeyeceğim, tekrar beraber olalım canım dese atlayarak gidersiniz, hiç de umrumda değil falan demeyin. Acaip kerizmişsiniz evet.
0
harbi kerizmissin raif efendi, maria icin bile yapilmaz bunlar.
hediyelerini geri al, burdan ucuza satarsin bize.
hediyelerini geri al, burdan ucuza satarsin bize.
0
Seninle görüşüp, sonra tam istediği işi alınca ayrılalım demesi,
HEdiyelerinin enteresan bir şekilde çalınması,
daha çıkmıyorken senin aşırı yüce gönüllü olup kızın evinin parasını ödemen veya yardımcı olman,
üzerine 6 ay daha çıkıp çıkmadığın belirsizken kıza para yağman 17bin borca girmen filan,
ya hayatının sonuna kadar bu eziklikle yaşa, ya da git erkek gibi eşi olacak adamla buluşup kibarca bütün bu olanları anlatıp hediyeleri vb geri iste.
HEdiyelerinin enteresan bir şekilde çalınması,
daha çıkmıyorken senin aşırı yüce gönüllü olup kızın evinin parasını ödemen veya yardımcı olman,
üzerine 6 ay daha çıkıp çıkmadığın belirsizken kıza para yağman 17bin borca girmen filan,
ya hayatının sonuna kadar bu eziklikle yaşa, ya da git erkek gibi eşi olacak adamla buluşup kibarca bütün bu olanları anlatıp hediyeleri vb geri iste.
0
öncelikle dediğin gibi malmışsın ve enayinin önde gideniymişsin. Kızı parayla satın almaya kalkmışsın ama o önce davranıp seni satın almış. Ben de kız olsam ve böyle bi mal bulsam iliğine kadar sömürürüm. Ayranı yok içmeye tahtaravanla gider sıçmaya hesabıyla davranmışsın. Cebinde paran yokken kirasına kadar vermişsin.
Benim öyle bi yapım yok demişsin, kusura bakma ama senin yapın filan kalmamış arkadaşım. Yüzsüzlüğün en son sınırına dayanıp kıza olmayacak şeylerle yanaşmaya kalkmışsın. Şimdi yapacağın şey arkadaşının dediği gibi "artık buraya kadar , ver bakalım eşyaları ve hediyeleri" diyip söke söke almak. Eğer vermiyorsa her türlü pisliği yapmak.(Kocası , ailesine söylemek) İcabında kirasına kadar ödediğini kocasına söylemek.
Benim öyle bi yapım yok demişsin, kusura bakma ama senin yapın filan kalmamış arkadaşım. Yüzsüzlüğün en son sınırına dayanıp kıza olmayacak şeylerle yanaşmaya kalkmışsın. Şimdi yapacağın şey arkadaşının dediği gibi "artık buraya kadar , ver bakalım eşyaları ve hediyeleri" diyip söke söke almak. Eğer vermiyorsa her türlü pisliği yapmak.(Kocası , ailesine söylemek) İcabında kirasına kadar ödediğini kocasına söylemek.
0
Boş ver dostum hayatına bak. Çalışır ödersin borçları bundan sonra da kız arkadaşın olursa emin olmadan işini gaantiye almadan fedakarlık yapma.
aslında nickini okuyunca insan anlıyor nasıl bi acı çektiğini. benzer olaylar benim de başıma geldi evleniyor şimdi. bana bi beşiktaş forması almıştı bakamıyorum formaya bi arkadaşa verdim sende dursun dedim forma geçince sıkıntım alırım dedim. evleneceği kişi de beşiktaş'lı.
ona kürt mantolu madonnayı okutmuştum sen biraz raif efendiye benziyorsun demişti. boş ver hediye isteme görüşmeyi de kes. hatıralarını sil.
ve inan ki bana bu dünya seni sevmeyen biri için ağlamaya değmez. sevse yanında olurdu. bunca sıkıntının karşılığı tecrübe ve mutlu bi hayat. bundan sonra ilişkin olursa sen mutlu olabilirsin ama o ilk mutsuzluğunda seni hatırlayacak. sen mutlu bi ilişkiye başlarsan onu tamamen unutacaksın. acı çekeceksin doğru. ben evlilik haberini alınca hastaneye düştüm 4 serum verdiler kalbim çok hızlı atıyormuş. hemşire ambulansta bana baktı "gülüyor musun ağlıyor musun" dedi. monaliza oldum yani :)
aslında nickini okuyunca insan anlıyor nasıl bi acı çektiğini. benzer olaylar benim de başıma geldi evleniyor şimdi. bana bi beşiktaş forması almıştı bakamıyorum formaya bi arkadaşa verdim sende dursun dedim forma geçince sıkıntım alırım dedim. evleneceği kişi de beşiktaş'lı.
ona kürt mantolu madonnayı okutmuştum sen biraz raif efendiye benziyorsun demişti. boş ver hediye isteme görüşmeyi de kes. hatıralarını sil.
ve inan ki bana bu dünya seni sevmeyen biri için ağlamaya değmez. sevse yanında olurdu. bunca sıkıntının karşılığı tecrübe ve mutlu bi hayat. bundan sonra ilişkin olursa sen mutlu olabilirsin ama o ilk mutsuzluğunda seni hatırlayacak. sen mutlu bi ilişkiye başlarsan onu tamamen unutacaksın. acı çekeceksin doğru. ben evlilik haberini alınca hastaneye düştüm 4 serum verdiler kalbim çok hızlı atıyormuş. hemşire ambulansta bana baktı "gülüyor musun ağlıyor musun" dedi. monaliza oldum yani :)
0
hayatımda bu kadar keriz bir adam görmedim. ilyas salman'ın canlandırdığı karakterler senin yanında kurnaz kalır.
0
öncelikle şunu belirteyim. birlikte çok özel şeyler yaşadık. birlikteyken çok bir sorun yoktu. yani inek gibi süzme durumu yok. ben yaptım. o istemese de ben yaptım.
bu kadar açık açık yazdıysam, siz de benim samimiyetime inanın lütfen. hırsızlık olayı da %100 doğru. çirkinlik konusuna gelecek olursak. çirkin filan değilim. süper yakışıklı bir adam da değilim. 1,83 boy. 73 kilo. Eli ayağı düzgün, kendini bir çok konuda geliştirmiş, sosyal ortamda sevilen, sayılan birisiyim. sigara, alkol, kumar alışkanlığım yok.
bu kadar açık açık yazdıysam, siz de benim samimiyetime inanın lütfen. hırsızlık olayı da %100 doğru. çirkinlik konusuna gelecek olursak. çirkin filan değilim. süper yakışıklı bir adam da değilim. 1,83 boy. 73 kilo. Eli ayağı düzgün, kendini bir çok konuda geliştirmiş, sosyal ortamda sevilen, sayılan birisiyim. sigara, alkol, kumar alışkanlığım yok.
0
Ayrıca özel mesejdan gelene de cevap olarak, ekleme ihtiyacı hissediyorum.
beni param için sevmedi. sonuçta zengin bir adam da değilim. ortalama bir hayatım var. ben onu sevdiğim için mücadele ettim diyorum. mesele sadece hediyeler değil ki. ona iş bulmam da mı paraya boğmak oluyor? yahut her sıkıntısında yanında olmakda mı paraya boğmak?
beni param için sevmedi. sonuçta zengin bir adam da değilim. ortalama bir hayatım var. ben onu sevdiğim için mücadele ettim diyorum. mesele sadece hediyeler değil ki. ona iş bulmam da mı paraya boğmak oluyor? yahut her sıkıntısında yanında olmakda mı paraya boğmak?
0
bir ekleme ihtiyacı daha.
ben onunla birlikteyken hep şunun söyledim. benim bir çift ayakkabım olsun, senin 10 çift.. ben sana 11. sini almaya hazırım. Akşam eve geldiğimde taşın suyunu kaynatsan ve yemek bu desen, ben oturur, onu içer, elini sağlık derim, demişimdir...
ben sevdim arkadaşlar. hepsi bu. mesele sadece para meselesi değil. lütfen biraz daha beni anlamaya çalışın.
ben onunla birlikteyken hep şunun söyledim. benim bir çift ayakkabım olsun, senin 10 çift.. ben sana 11. sini almaya hazırım. Akşam eve geldiğimde taşın suyunu kaynatsan ve yemek bu desen, ben oturur, onu içer, elini sağlık derim, demişimdir...
ben sevdim arkadaşlar. hepsi bu. mesele sadece para meselesi değil. lütfen biraz daha beni anlamaya çalışın.
0
birader tam salak asikmissin kusura bakma. kimsenin sevgisinden emin olmadan yatirim yapma. hem maddi hem manevi. kiz hic bir zaman sana asik olmamis. sadece onun icin olen biten birisini yayinda istemis. ha yaslariniz 35 civari olsaydi ya da kiz biraz erken evlilik guven telasina dusseydi evlenirdiniz bile. kizlar sevdiklerinde asik olduklarinda direk belli ederler. gozlerinden, davranislarindan herseylerinden anlarsin. sana asik olmayan birisine bu kadar baglanman kotu olmus. zamanla normale donersin fakat tahribat hep seninle birlikte olacaktir. gecmis olsun.
0
uzuldum haline.
kiza karsi asiri duygu beslemis fakat ayni karsiligi gorememis gibisin. genelde turk insani iliskilerinde, bu bi standarttir. hep bi taraf verirken, diger taraf almaya o kadar cok alisir ki, vermeyi aklindan bile gecirmez.. burda veren taraf sen olmussun.
kiz seni finansal anlamda kullanmis gibi gorunuyor. ne zamanki finansal anlamda birazcik destege ihtiyaci varmis, o zaman seni tekrar hayatina almis gibi yapmis gorunuyor.
bence bu verdiklerini kendine dert etme, verdin gitti. bak burasi cok onemli: insan hayatinda her donem hata yapar.. ama kimse bile bile hata yapmak istemez. sen o anki hislerinin verdigi inancla, dogru oldugunu dusundugun seyleri yaptin, geriye donup bakinca her ne kadar cogu yanlismis gibi gorunse de. hangimizin hayatinda geriye donup baktiginda, hersey %100 dogru ki? sen de buna takilma bence. hayatina devam et. kendine eziyet etmeden.
ve herseyden ote sunu aklindan cikarma raif efendi: 'bu hayati sen yasiyorsun, bu hayat senin hayatin, kimse seni mutsuz edecek kadar degerli degil, en degerlisi sensin.'
kiza karsi asiri duygu beslemis fakat ayni karsiligi gorememis gibisin. genelde turk insani iliskilerinde, bu bi standarttir. hep bi taraf verirken, diger taraf almaya o kadar cok alisir ki, vermeyi aklindan bile gecirmez.. burda veren taraf sen olmussun.
kiz seni finansal anlamda kullanmis gibi gorunuyor. ne zamanki finansal anlamda birazcik destege ihtiyaci varmis, o zaman seni tekrar hayatina almis gibi yapmis gorunuyor.
bence bu verdiklerini kendine dert etme, verdin gitti. bak burasi cok onemli: insan hayatinda her donem hata yapar.. ama kimse bile bile hata yapmak istemez. sen o anki hislerinin verdigi inancla, dogru oldugunu dusundugun seyleri yaptin, geriye donup bakinca her ne kadar cogu yanlismis gibi gorunse de. hangimizin hayatinda geriye donup baktiginda, hersey %100 dogru ki? sen de buna takilma bence. hayatina devam et. kendine eziyet etmeden.
ve herseyden ote sunu aklindan cikarma raif efendi: 'bu hayati sen yasiyorsun, bu hayat senin hayatin, kimse seni mutsuz edecek kadar degerli degil, en degerlisi sensin.'
0
0
Kız resmen senin aşkını harcamış, sana borç olarak geri dönmüş bunlar. Yaşadıkların tecrübe olsun sana abi, bu kadar enayi olmasaydın demeyeceğim, ol enayi ol ama daha önemlisi sevmeyi öğren..
Seni malınla sevmeyecek birini sev..
Seni malınla sevmeyecek birini sev..
0
Seven insan enayi olamaz olsa olsa şaşkın olur. Olan olmuş bunu dert yapma. Hayat sana daha uygun olanını mutlaka çıkarıcaktır
0
seninkine benzer şeyler yaşayan bir arkadaşım vardı. kız çocuğa altın seti bile aldırmıştı kendine hediye olarak.
bu olayda kız başta sevmiş olsa da, zamanla maddi konular çok ortaya çıktığı için bir noktadan sonra senden yararlanma yoluna gitmiş. başlarken böyle bir niyetle başladığını sanmıyorum ama sen abartmışsın panpa.
bu olayda kız başta sevmiş olsa da, zamanla maddi konular çok ortaya çıktığı için bir noktadan sonra senden yararlanma yoluna gitmiş. başlarken böyle bir niyetle başladığını sanmıyorum ama sen abartmışsın panpa.
0
vay babam vay.
sen neler yapmışsın.
bence artık çirkinleşmen lazım.
bunun için kıza verdiğin tüm hediyeleri geri iste hemen.
sende nasıl bir kafa var anlamadım ben.
nasıl bir aşk ki bu kıza her seferinde gözün kapalı inanıyorsun.
sen neler yapmışsın.
bence artık çirkinleşmen lazım.
bunun için kıza verdiğin tüm hediyeleri geri iste hemen.
sende nasıl bir kafa var anlamadım ben.
nasıl bir aşk ki bu kıza her seferinde gözün kapalı inanıyorsun.
0
Ne yazsam, nerden başlasam diye çok düşündüm. En iyisi kısa ve net yazayim dedim:
Hayatinda görüp görebilecegin en bencil insana denk gelmistir. Ahlaki acidan dünyada iki cesit insan vardir: iyi ve kötü insan. Sen kötü insana denk gelmissin. Cünkü bütün kötülüklerin nedeni, bencilliktir demisti bir felsefe hocam.
Gelelim bu durumun duygusal iliskiyle baglantisina.
Sana cok net bir cevap: seversen sikilirsin, sikersen sevilirsin.
28 yasindasin. Hayat yeni baslarken, hatta ve hatta oturmuşken, böyle bir sey yasamak, seni diplere sürükler. sürüklesin, bosver. hayatinin tecrübesini yasadin, sonradan anlayacaksin... Yasin da bunu cabuk anlamaya müsait. Aklini basina topla, cik disina, pencelere, apartmanina disardan bak!
Herkesin ilginc bir hikayesi var buna inan. Seninki de bunlardan bir tanesi. koy bur çekmeceye, sakla. zamani gelince, cikar cikar, bak. ders al. duyurunu da silme ya da kopyasini al. 6 ay sonra falan bir bak. neler göreceksin, neler...
Sevmissindir, dogrudur. Zaten gönül sevince önünde hicbir sey duramaz. Sevmek, vermektir, fedakarliktir. Sen hediyelerle, üstelik düsünceli hediyelerle sevgini göstermek istemissin. ancak karsiligini alamamissin. alacagimizin garantisi yoktur her zaman. bu durumu kabullen. ama bir gün bunlarin karsiligini alacaksin, merak etme.
sen kalkip onun icin, o fizanda diye, fizana da gitsen, onun önüne dünyalari da sersen, benligini dahi teslim etsen, o insan seni sevmiyorsa, sevmez arkadaş. aci ama gercek; seni hiç de sevmeyecek. sen ona güzel seyler vererek, askini besledin. pisman olma, ders al. pismanlik faydasizdir. yaşam ise pragmatik ilerler...
" Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum."
Demissin. Ah be güzel kardesim. O yürek tir tir titrer. Agzina gelir. Yanarsin, donarsin. Ama aşk da bu değil midir zaten? Üstelik gözleri kör eden!!!
İyi ki kisa yazdim he?! :) Hediyeleri isteme. Sakin yapma böyle bir sey... birak o karakteri ve hayatla basbasa kalsin. Böyle bir cirkinligin karsisinda asaletini kaybedersen, sen de ondan farksiz olursun. "Bu yapabilecek bir yapim yok" demissin zaten. Evet, yapma. Seni cok iyi anliyorum bu konuda... Sakin sakin yapma.
Ha bir de son bir elestiri: aslinda belki ondan degil senden kaynakli bu durum. Daha önce de degindigim gibi, sen fazla vericisin. Bu yüzden, yineliyorum, durumu kabullen. Aşk gözü kör eder. Sen de kör olmussun, ama gecti. "Ucuz" atlattin. Bir de evlenseydin böyle bir insanla neler olurdu düsün! Bazen kötüde iyi vardir. Unutma...
Bir yakinim dügünün olacagi günün ögleni ayrildi. ayni senin gibiydi. hediyeler, istedigi her seyi yerine getirmeler falan... sonuc: yeni evdeki buzdolabinda yumurta yok diye her sey iptal. yumurta lan bu. yumurta. bakkalda tanesi 15 kurustu o zamanlar... ama olmayacagi varmis iste. simdi evli, tatli mi tatli bir kizlari var. gecen ablasindan yine dinledim. ölüyorum geberiyorum diye anirmis onu severken. sonra aldi yumurtayi...
Özet: bencil insana denk gelmis ve severken sikilmissin. Kurtuldun diye sevin.
P.s. Maria Puder, Raif Efendi'yi hic sevmedi. Raif Efendi de bunu hic göremedi...
Hayatinda görüp görebilecegin en bencil insana denk gelmistir. Ahlaki acidan dünyada iki cesit insan vardir: iyi ve kötü insan. Sen kötü insana denk gelmissin. Cünkü bütün kötülüklerin nedeni, bencilliktir demisti bir felsefe hocam.
Gelelim bu durumun duygusal iliskiyle baglantisina.
Sana cok net bir cevap: seversen sikilirsin, sikersen sevilirsin.
28 yasindasin. Hayat yeni baslarken, hatta ve hatta oturmuşken, böyle bir sey yasamak, seni diplere sürükler. sürüklesin, bosver. hayatinin tecrübesini yasadin, sonradan anlayacaksin... Yasin da bunu cabuk anlamaya müsait. Aklini basina topla, cik disina, pencelere, apartmanina disardan bak!
Herkesin ilginc bir hikayesi var buna inan. Seninki de bunlardan bir tanesi. koy bur çekmeceye, sakla. zamani gelince, cikar cikar, bak. ders al. duyurunu da silme ya da kopyasini al. 6 ay sonra falan bir bak. neler göreceksin, neler...
Sevmissindir, dogrudur. Zaten gönül sevince önünde hicbir sey duramaz. Sevmek, vermektir, fedakarliktir. Sen hediyelerle, üstelik düsünceli hediyelerle sevgini göstermek istemissin. ancak karsiligini alamamissin. alacagimizin garantisi yoktur her zaman. bu durumu kabullen. ama bir gün bunlarin karsiligini alacaksin, merak etme.
sen kalkip onun icin, o fizanda diye, fizana da gitsen, onun önüne dünyalari da sersen, benligini dahi teslim etsen, o insan seni sevmiyorsa, sevmez arkadaş. aci ama gercek; seni hiç de sevmeyecek. sen ona güzel seyler vererek, askini besledin. pisman olma, ders al. pismanlik faydasizdir. yaşam ise pragmatik ilerler...
" Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum."
Demissin. Ah be güzel kardesim. O yürek tir tir titrer. Agzina gelir. Yanarsin, donarsin. Ama aşk da bu değil midir zaten? Üstelik gözleri kör eden!!!
İyi ki kisa yazdim he?! :) Hediyeleri isteme. Sakin yapma böyle bir sey... birak o karakteri ve hayatla basbasa kalsin. Böyle bir cirkinligin karsisinda asaletini kaybedersen, sen de ondan farksiz olursun. "Bu yapabilecek bir yapim yok" demissin zaten. Evet, yapma. Seni cok iyi anliyorum bu konuda... Sakin sakin yapma.
Ha bir de son bir elestiri: aslinda belki ondan degil senden kaynakli bu durum. Daha önce de degindigim gibi, sen fazla vericisin. Bu yüzden, yineliyorum, durumu kabullen. Aşk gözü kör eder. Sen de kör olmussun, ama gecti. "Ucuz" atlattin. Bir de evlenseydin böyle bir insanla neler olurdu düsün! Bazen kötüde iyi vardir. Unutma...
Bir yakinim dügünün olacagi günün ögleni ayrildi. ayni senin gibiydi. hediyeler, istedigi her seyi yerine getirmeler falan... sonuc: yeni evdeki buzdolabinda yumurta yok diye her sey iptal. yumurta lan bu. yumurta. bakkalda tanesi 15 kurustu o zamanlar... ama olmayacagi varmis iste. simdi evli, tatli mi tatli bir kizlari var. gecen ablasindan yine dinledim. ölüyorum geberiyorum diye anirmis onu severken. sonra aldi yumurtayi...
Özet: bencil insana denk gelmis ve severken sikilmissin. Kurtuldun diye sevin.
P.s. Maria Puder, Raif Efendi'yi hic sevmedi. Raif Efendi de bunu hic göremedi...
0
arkadaşlar okuyup, beni dinlediğiniz için teşekkürler. büyük çoğunluk isteme taraftarı. annemle de durumu paylaştım. o da benim böyle yapmamın, doğru olacağını söyledi.
asıl mesele. ben, web sitesi yaparak para kazanan adamım ve müşterinin işini %100 yapsam bile para isterken yüzüm kızarır. O yüzden ayrıldıktan sonra aklımın ucundan dahi geçmeyen bu meseleler, arkadaşımın ağır konuşması sonucunda beni bu noktaya sürükledi.
Kız beni sömürdü veya değil. Ancak şunu anlamanızı isterim. Kendimi kabullendirmek için bu hediyeler alınmadı. Ezik olduğum için değil. Ondan başka bir seçeneğim olmadı için de değil. Arkadaşlar ben sevdim. Aşık oldum. Tamam ilk kez bir kızla çıktım. Ama size yemin ediyorum, ben bu zamana kadar beklettiğim için böyle oldu. Bu zamana kadar onlarca kızla da çıkabilirdim. Bu noktada kendimi anlatıp, böbürlenir gibi gözükmek ve anlaşılmak da istemiyorum.
Ben karşımdaki kişiye, paramla görgüsüzlük de yapmadım. Sadece inandım, güvendim ve onun mutluluğu için koşturdum. Teşekkür için yapmadım. Beklemedim de. Ki mesele onun yüzünü güldürmek için para ile yapılan meseleler de değildi. Duygusallık, romantizm, ince düşünme, sevgi, saygı, samimiyet vs vs... Ben bunların hepsini ona yaşattım. Bunu kendi de defalarca söyledi, hissettirdi.
Tekrar herkese teşekkürler.
asıl mesele. ben, web sitesi yaparak para kazanan adamım ve müşterinin işini %100 yapsam bile para isterken yüzüm kızarır. O yüzden ayrıldıktan sonra aklımın ucundan dahi geçmeyen bu meseleler, arkadaşımın ağır konuşması sonucunda beni bu noktaya sürükledi.
Kız beni sömürdü veya değil. Ancak şunu anlamanızı isterim. Kendimi kabullendirmek için bu hediyeler alınmadı. Ezik olduğum için değil. Ondan başka bir seçeneğim olmadı için de değil. Arkadaşlar ben sevdim. Aşık oldum. Tamam ilk kez bir kızla çıktım. Ama size yemin ediyorum, ben bu zamana kadar beklettiğim için böyle oldu. Bu zamana kadar onlarca kızla da çıkabilirdim. Bu noktada kendimi anlatıp, böbürlenir gibi gözükmek ve anlaşılmak da istemiyorum.
Ben karşımdaki kişiye, paramla görgüsüzlük de yapmadım. Sadece inandım, güvendim ve onun mutluluğu için koşturdum. Teşekkür için yapmadım. Beklemedim de. Ki mesele onun yüzünü güldürmek için para ile yapılan meseleler de değildi. Duygusallık, romantizm, ince düşünme, sevgi, saygı, samimiyet vs vs... Ben bunların hepsini ona yaşattım. Bunu kendi de defalarca söyledi, hissettirdi.
Tekrar herkese teşekkürler.
0
millet eleştiriyor ama film olsa bayıla bayıla izleyip haklı çocuk dersiniz bence.
yaşayarak öğrenilecek şeyler listesinde top sıralarda yer alır senin durumun.
yaşayarak öğrenilecek şeyler listesinde top sıralarda yer alır senin durumun.
0
komedi diyorum. hiç görmediğin birine sadece yazdıklarından mütevellit 1 günlük istanbul turu ha? o yea baby. sonrasında maddiyata dayalı sözde bir ilişki. Suyundan da koy. hayır, ne zaman bu derece sevdin, ne zaman aşık oldun, ne zaman o aklının gizli köşelerinde saklı kalmış ilişkiyi yaşamaya başladın? Senin özgüven kayış sıyırmış, hatunda bunun emarelerini toplamış. Hediyelerin geri istenmesi konusu ise ayrı bir tiyatro. Bırak yapma. Cezanı çek.
0
@dokuzeylul
bu kadar şey anlattım. ilk tanışmada istanbul turu konusundan neden yalan söyleyeyim. tamam inanmayabilirsin ama inanman için ne yapayım?
bu kadar şey anlattım. ilk tanışmada istanbul turu konusundan neden yalan söyleyeyim. tamam inanmayabilirsin ama inanman için ne yapayım?
0
sana inanmadım mı demiş ?
yaptıklarının saçmalğından bahsetmiş.
badaksın gördüğüm kadarıyla, üstüne üstlük beta-erkeksin. bunlar birleşince sen de sonunda seni kabul eden birini bulunca yardırmışsın, kız da kullanmış. olay bundan ibaret. hayatına devam etmeye bak ve yaşananları unut.
yaptıklarının saçmalğından bahsetmiş.
badaksın gördüğüm kadarıyla, üstüne üstlük beta-erkeksin. bunlar birleşince sen de sonunda seni kabul eden birini bulunca yardırmışsın, kız da kullanmış. olay bundan ibaret. hayatına devam etmeye bak ve yaşananları unut.
0
öncelikle aranızdaki ilişki belki başlarda iki sevgili olarak yürüyordu muhakkak. ancak zamanla bu biraz baba-kız ilişkisine dönmüş gibi gözüktü, ya da abi-kardeş. cinsel ilişkinizin içeriğinden bağımsız olarak, sadece anlattıklarından, o tarz bir ilişkinin varlığını hissettim. yani kızcağızımızın belki de aradığı şey böyle bir ilgidir hayatı boyunca, neden olmasın. ve bunu sende gördüğünde, önce aşk duygusu hissetti, daha sonra ise, zamanla bu aşk, yerini sadece sevgiye bırakmıştır. insanoğlu böyledir, bir insana her istediğini yaptığın takdirde, hatta karşısındaki insana bahsetmemesine rağmen, içten içe birşeyi arzu ettiğinde ve bu arzu ettiği şeyler bir bir gerçekleşirse, bunu gerçekleştiren kişiye karşı kendisini borçlu hisseder, bu borçlu hissetmenin devamında ise, o kişiyi sevgiyi paylaştığı bir insan olarak değil, daha çok hayatını sürdürebilmesi için hem zevk hem de ihtiyaç için istediği herşeyi aldırabileceği insan olarak görmeye başlamıştır. dolayısıyla, bir zaman sonra böyle bir ayrılığın olması gayet doğal. ayrılığın sonrasında dahi, senin destekte bulunman zaten yeni bir ilişkinin başlamasına dahi gerek kalmadan, senden destek alabileceğini görmesini sağlamıştır.
hediyeler almışsın zamanında, bu harcamalar sana yüklü bir borç olarak geri dönmüş. fakat ne yazık ki, hediyeleri gidip de geri istemek yakışık almayacaktır. anlıyorum borcun var fakat her insan yaptığı hatanın cezasını hafif ya da ağır çekmelidir. senin hayatında yaptığın bu hataların cezası da o borçlar. dolayısıyla hediyeleri geri istemek yerine, bir şekilde borcunu ödemek için çözümler aramaya koyul.
onun dışında, hediyeleri geri istediğin takdirde, unutman gereken bir insana, ilişki esnasında aldığın tüm hediyeleri görerek, tekrar o günlerin geri gelmesini istemen mümkün olacaktır. bu da sadece sana zarar verir. maddi olarak rahatlatır, ancak manevi olarak uzun vadede zarar vereceği aşikar. dolayısıyla hediyeleri geri istemeyip, kesinlikle bu kişiyle irtibatı bir an önce kesmelisin. telefon, mail, ona ait ne varsa hayatından çıkarıp, atmalısın. mümkünse kendi telefon numaranı dahi değiştirebilirsin. hem 28 yaşındasın, yaşayacak daha farklı anların olacak, çok daha iyi ya da kötü deneyimlerin olacak. bunu da hayatın boyunca yaşayabileceğin kötü deneyimlerden biri. bu yaşadıklarının sonucunda, hayata, insanlara, aşka, vefaya ve duygulara karşı bakış açının değişmesi gerekiyor, ki ister istemez değişmiştir bile.
özetle, şu saatten sonra, senin onunla alakalı ne varsa kafandan silip, ne hediye geri alıp ne de başka birşey yapmaman gerekiyor. kendi hayatına odaklan, kendine odaklan, işine odaklan, başka insanlar tanı, ki şüphesiz tanıyacaksın da. önemli olan, kendine olan saygını ve inancını kaybetme. onunla yaşadıkların senin için sadece bir anı olarak kalsın, geçsin gitsin.
hediyeler almışsın zamanında, bu harcamalar sana yüklü bir borç olarak geri dönmüş. fakat ne yazık ki, hediyeleri gidip de geri istemek yakışık almayacaktır. anlıyorum borcun var fakat her insan yaptığı hatanın cezasını hafif ya da ağır çekmelidir. senin hayatında yaptığın bu hataların cezası da o borçlar. dolayısıyla hediyeleri geri istemek yerine, bir şekilde borcunu ödemek için çözümler aramaya koyul.
onun dışında, hediyeleri geri istediğin takdirde, unutman gereken bir insana, ilişki esnasında aldığın tüm hediyeleri görerek, tekrar o günlerin geri gelmesini istemen mümkün olacaktır. bu da sadece sana zarar verir. maddi olarak rahatlatır, ancak manevi olarak uzun vadede zarar vereceği aşikar. dolayısıyla hediyeleri geri istemeyip, kesinlikle bu kişiyle irtibatı bir an önce kesmelisin. telefon, mail, ona ait ne varsa hayatından çıkarıp, atmalısın. mümkünse kendi telefon numaranı dahi değiştirebilirsin. hem 28 yaşındasın, yaşayacak daha farklı anların olacak, çok daha iyi ya da kötü deneyimlerin olacak. bunu da hayatın boyunca yaşayabileceğin kötü deneyimlerden biri. bu yaşadıklarının sonucunda, hayata, insanlara, aşka, vefaya ve duygulara karşı bakış açının değişmesi gerekiyor, ki ister istemez değişmiştir bile.
özetle, şu saatten sonra, senin onunla alakalı ne varsa kafandan silip, ne hediye geri alıp ne de başka birşey yapmaman gerekiyor. kendi hayatına odaklan, kendine odaklan, işine odaklan, başka insanlar tanı, ki şüphesiz tanıyacaksın da. önemli olan, kendine olan saygını ve inancını kaybetme. onunla yaşadıkların senin için sadece bir anı olarak kalsın, geçsin gitsin.
0
Mallık, kerizlik, enayilik degil, bunun adi "delusion". Kendi kendine bir ruya tasarliyor ve kendini o ruyaya inandiriyorsun. Bu ruya, aklinin ve mantiginin onune geciyor. Deyim yerindeyse, "kendi kendine beyin yikama" da diyebiliriz buna. Tabii o ruyadan nemalanan taraf da, seni kullaniyor bu arada.
Olaya iyi tarafindan bakalim: Bi daha boyle bir sey yapmazsin. Tecrubelisin artik. Eh, tecrube de bedava elde edilen bir sey degil. Kimi daha az bedel oduyor, kimi daha cok. Su veya bu konuda tecrubeliyim diyen birisi, o tecrubeyi kazanmak icin maddi ve manevi bedeller odemistir. Bedel odemeden tecrube sahibi olunmaz. Kim ki, "Bedel odemeden tecrube sahibi oldum" diyosa, bil ki yalan soyluyordur. "Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı..." demissin ya, iste karsiligi, bu tecruben. Yoksa, hakime gidip "Evlenme vaadiyle beni kandirdi ve elimden su kadar liralik hediye aldi" dersen, ne cevap alirsin bilmiyorum. Hediyeleri geri iste. Isterken, "Cocuklar Gulsun Diye dernegine bagislayacagim" dersin.
"Elinle cicek buyutmek" ifadesi, hala romantizm pesinde oldugunu gosteriyor. Artik aramiza donmelisin.
Olaya iyi tarafindan bakalim: Bi daha boyle bir sey yapmazsin. Tecrubelisin artik. Eh, tecrube de bedava elde edilen bir sey degil. Kimi daha az bedel oduyor, kimi daha cok. Su veya bu konuda tecrubeliyim diyen birisi, o tecrubeyi kazanmak icin maddi ve manevi bedeller odemistir. Bedel odemeden tecrube sahibi olunmaz. Kim ki, "Bedel odemeden tecrube sahibi oldum" diyosa, bil ki yalan soyluyordur. "Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı..." demissin ya, iste karsiligi, bu tecruben. Yoksa, hakime gidip "Evlenme vaadiyle beni kandirdi ve elimden su kadar liralik hediye aldi" dersen, ne cevap alirsin bilmiyorum. Hediyeleri geri iste. Isterken, "Cocuklar Gulsun Diye dernegine bagislayacagim" dersin.
"Elinle cicek buyutmek" ifadesi, hala romantizm pesinde oldugunu gosteriyor. Artik aramiza donmelisin.
0
cevaplar arasında gerçekten çok güzel yazanlar var. okuyucu olarak bana bile çok çok faydalı düşünceler. kendi adıma onlara teşekkür ederim.
*******
yaşadıkların yakından tanıdığım (kadın) birinin yaşadıklarına çok benziyor.
kendinin olmadığı halde sevdiğinin olması için çabalamaların, koşturmaların,vs..
o yüzden seni o kadar iyi anlıyorum ki..
sevmişsin..
tam da raif efendi gibi sevmişsin hatta..
ve sahip olduğun her şeyi vermek istemişsin..
"ben"den önce "sen" demişsin..
bundan sonra her karşına çıkana şüpheyle yaklaşacaksın, güvenemeyeceksin ve bahsettiğin kadar çoğu geçtim, normal bir ilişki yürütecek kadar bile sevemeyeceksin. ama, hayatının tecrübesini kazanmış oldun..
maddi olarak kaybettiklerini unut. verilen şeyler geri istenmez. ama ayrılmalarda çok ciddi büyük pahada hediyeler varsa geri verilmemesi de o kişinin ayıbıdır bence (bana sorsan, her şeyi geri veririm).
gerçekten çok düşük seviyeli bir yapıya sahipmiş karşındaki. ve ne yazık ki bu yaptıkları da (kendi çıkarı için senin borçlara girmene göz yumması) onun yanına kalmaz, çıkar aheste aheste.
onu ve onunla ilgili her şeyi hayatından çıkar. temiz bir sayfa aç ve hayatına öyle devam et.
umarım gerçek maria puder'ini bulursun..
çünkü piyasada o kadar çok sahte raif efendi'ler ve maria'lar var ki...
***
bir de söylemeden duramayacağım (ama kimseye karşı kişisel tavrım yok, lütfen yanlış anlaşılmasın); kişinin kendisine bir takım sıfatlar yakıştırmasıyla üçüncü kişilerin de aynı şeyi yapması aynı şey değildir. ayıptır. o kişinin kendisiyle olan bağı/ilişkisi/samimiyeti(ne derseniz artık) ile üçüncü kişiler arasındaki ilişkisi bir mi de o cüreti kendinizde buluyorsunuz anlayamadım. yakışmıyor diyeceğim ama herkes kendisine yakışan şekilde ifade ediyor düşüncelerini tabi..
*******
yaşadıkların yakından tanıdığım (kadın) birinin yaşadıklarına çok benziyor.
kendinin olmadığı halde sevdiğinin olması için çabalamaların, koşturmaların,vs..
o yüzden seni o kadar iyi anlıyorum ki..
sevmişsin..
tam da raif efendi gibi sevmişsin hatta..
ve sahip olduğun her şeyi vermek istemişsin..
"ben"den önce "sen" demişsin..
bundan sonra her karşına çıkana şüpheyle yaklaşacaksın, güvenemeyeceksin ve bahsettiğin kadar çoğu geçtim, normal bir ilişki yürütecek kadar bile sevemeyeceksin. ama, hayatının tecrübesini kazanmış oldun..
maddi olarak kaybettiklerini unut. verilen şeyler geri istenmez. ama ayrılmalarda çok ciddi büyük pahada hediyeler varsa geri verilmemesi de o kişinin ayıbıdır bence (bana sorsan, her şeyi geri veririm).
gerçekten çok düşük seviyeli bir yapıya sahipmiş karşındaki. ve ne yazık ki bu yaptıkları da (kendi çıkarı için senin borçlara girmene göz yumması) onun yanına kalmaz, çıkar aheste aheste.
onu ve onunla ilgili her şeyi hayatından çıkar. temiz bir sayfa aç ve hayatına öyle devam et.
umarım gerçek maria puder'ini bulursun..
çünkü piyasada o kadar çok sahte raif efendi'ler ve maria'lar var ki...
***
bir de söylemeden duramayacağım (ama kimseye karşı kişisel tavrım yok, lütfen yanlış anlaşılmasın); kişinin kendisine bir takım sıfatlar yakıştırmasıyla üçüncü kişilerin de aynı şeyi yapması aynı şey değildir. ayıptır. o kişinin kendisiyle olan bağı/ilişkisi/samimiyeti(ne derseniz artık) ile üçüncü kişiler arasındaki ilişkisi bir mi de o cüreti kendinizde buluyorsunuz anlayamadım. yakışmıyor diyeceğim ama herkes kendisine yakışan şekilde ifade ediyor düşüncelerini tabi..
0
öncelikle büyük geçmiş olsun. bu kız, sen hediyelerini geri istesen de sana iade edecek gibi gözükmüyor. bir daha ki ilişkilerinde de böyle pahalı hediyeler almaman ve büyük harcamalar yapmaman senin yararına olacaktır. Ama sen bir sonraki sevgiline ya da bu kız sana geri dönse yine bu kıza aynı harcamaları yapacaksın o ayrı... hayırlı başarılar.
0
@dirildimde geldim
Bek gözel didin abim de, 17 bin lira borcla, AVM'ye gidip nasil "Tanrim beni bastan yarat!" denebiliyor?
Bek gözel didin abim de, 17 bin lira borcla, AVM'ye gidip nasil "Tanrim beni bastan yarat!" denebiliyor?
0
vay anasını neler var ya. biz de gerçek değildir bu adamlar idare eder durumdakileri kaçırmayalım bari filan diyoruz.
hediyeleri isteme. neye malolmuş olursa olsun sen onları içtenlikle ve mutlu etmiş olmak için aldınsa ki öyle diyorsun, şimdi iş borç ödemeye gelince, kız terkedince dur geri alayım bunları kurtarayım olmaz. seven için, sevilenin sefası da cefası da boynunun borcu. alırken düşünecektin bu iş olmazsa ayrılırsak bana koyar mı bu fotoğraf makinesini almış olmak diyecektin. geçmiş gitmiş artık.
değişme, piç olma. herkes gibi olmak, devrin adamı olmak zorunda değilsin. sadece bir daha ki sefere şunu bil, seni seven kadın, seni öyle bir maddi sıkıntıya sokacak hediyeleri asla kabul etmez. yok ne gerek vardı hayatta olmaz filan diyip de neyse madem bu seferlik alayım vs değil bak, kesinlikle kabul etmez. kendimden biliyorum. sonunda onu mutsuz edecek hiç bir şey beni mutlu etmez çünkü.
bence güzel bi insansın. acı çekmek istemiyorum dersen anlarım ama yine de değişme bence.
hediyeleri isteme. neye malolmuş olursa olsun sen onları içtenlikle ve mutlu etmiş olmak için aldınsa ki öyle diyorsun, şimdi iş borç ödemeye gelince, kız terkedince dur geri alayım bunları kurtarayım olmaz. seven için, sevilenin sefası da cefası da boynunun borcu. alırken düşünecektin bu iş olmazsa ayrılırsak bana koyar mı bu fotoğraf makinesini almış olmak diyecektin. geçmiş gitmiş artık.
değişme, piç olma. herkes gibi olmak, devrin adamı olmak zorunda değilsin. sadece bir daha ki sefere şunu bil, seni seven kadın, seni öyle bir maddi sıkıntıya sokacak hediyeleri asla kabul etmez. yok ne gerek vardı hayatta olmaz filan diyip de neyse madem bu seferlik alayım vs değil bak, kesinlikle kabul etmez. kendimden biliyorum. sonunda onu mutsuz edecek hiç bir şey beni mutlu etmez çünkü.
bence güzel bi insansın. acı çekmek istemiyorum dersen anlarım ama yine de değişme bence.
0
böyle bir şeyi kendi senden istemedikçe neden yaptın sana minnet duymasını falan mı istiyosun ya da o bana bakar diyip senden vazgeçmez gibi bi fikirle mi yaptın bunları sevdim yaptım dersin biliyorum ama biraz başka şeyler var gibi hediyelerini geri istemen parasal olarak sana yararsa iste yoksa napıcan daha para harcama yeter kıza kendi borcunu harcını bitir yarın öbürsügün ailen olcak senin de onlara biriktir
0
raif kardeş, enayiliği filan geçtim boşver onu da, ne yap ne et o hediyelerin hepsini çatır çutur al kızdan, senin öyle bir yapın yoksa ben senin için yaparım ama d7000'i ucuza vereceksin bana :d kız vermezse kocasına söyleyeceğini söyle her şeyi odü patlar garanti, belki sen istemiyorsun ama o hediyeleri geri aldığında kendini keriz hissetme katsayın çok düşecek, ayrıca al yani ıphone ne amk ?
0
Özür dileyerek yazıyorum ama ona iş buldum, şu hediyeleri aldım (modeline kadar), şöyle para verdim, tedavisini yaptırdım falan diyorsun da,bunları zaten dediğine göre isteyerek, severek yapmışsın, ne gerek var burada çarşaf çarşaf yazmaya, listeleyip göze sokmaya? Sadece para gücüyle yapılabilecek şeylerden bahsetmiş olman tuhaf bence. Tamam insan çok sevince her şeyi yapar, helal olsun ama dememişsin ki bana öyle bir bakardı ki nefesim kesilirdi ya da saçlarını okşarken sonsuza kadar sürsün isterdim o an. Ne mübarek, ne müthiş adamsın densin mi istiyorsun sana? Bazen bir minik öpücük o nikon d7000 midir nedir ondan daha değerlidir.
0
solo
İptal etmek istediğim bileti tarihine 2 aydan fazla olmasına rağmen iptal -19 lirasını alabileceğimi söylediler. Ve hatta 1-2-....G J K ... sınıflarında ücret iadesi yapılamıyormuş. Tüketici haklarına aykırı değil mi? Ben bu bileti iptal etmek istiyorum ve almadığım hizmete para ödemek istemiyorum.
İptal etmek istediğim bileti tarihine 2 aydan fazla olmasına rağmen iptal -19 lirasını alabileceğimi söylediler. Ve hatta 1-2-....G J K ... sınıflarında ücret iadesi yapılamıyormuş.
Tüketici haklarına aykırı değil mi?
Ben bu bileti iptal etmek istiyorum ve almadığım hizmete para ödemek istemiyorum. Bu bu kadar basit.
Bunun hukuki süreci nedir?
Farklı yollardan bilet ücretimi nasıl alabilirim geri?
Tüketici haklarına aykırı değil mi?
Ben bu bileti iptal etmek istiyorum ve almadığım hizmete para ödemek istemiyorum. Bu bu kadar basit.
Bunun hukuki süreci nedir?
Farklı yollardan bilet ücretimi nasıl alabilirim geri?
0
Bir daha bilet satın alırken "kuralları okudum ve kabul ediyorum" kutusuna tik atmadan önce gerçekten oku.
0
Şartlara itiraz ediyorum zaten.
Tüketici haklarının sınırlanması anlamına geliyor o şartlar!
Tüketici haklarının sınırlanması anlamına geliyor o şartlar!
0
kimse basina silah dayayarak o sartlari imzalatmiyor sana.
havaciliktaki bilet kurallari, dunya normlarinda belirlenir. adam sana alternatifi olmayan bir sartname sunar o zaman gider hakkini ararsin.
ama adam sana, 'bak bunu alirsan fiyat ucuz ama iade alamazsin, ama buna 90 lira daha fazla odersen iade alabilirsin' diye bi alternatif sunarken, sen 'uyaniklik' yapip, 'ucuz olani' tercih edince, itiraz etmen biraz abesle istigal oluyor.
havaciliktaki bilet kurallari, dunya normlarinda belirlenir. adam sana alternatifi olmayan bir sartname sunar o zaman gider hakkini ararsin.
ama adam sana, 'bak bunu alirsan fiyat ucuz ama iade alamazsin, ama buna 90 lira daha fazla odersen iade alabilirsin' diye bi alternatif sunarken, sen 'uyaniklik' yapip, 'ucuz olani' tercih edince, itiraz etmen biraz abesle istigal oluyor.
0
@uyku semesi,
yahu sen ne saçmalamışsın?
bizler tüketiciler olarak ekonomide mal ve hizmet satın alan aktörleriz, 'sözleşme' değil.
ucuz olanı varken pahalısına yönelmemeyi uyanıklık olarak algılayan bir zihniyete ne diyebilirim ki?
yahu sen ne saçmalamışsın?
bizler tüketiciler olarak ekonomide mal ve hizmet satın alan aktörleriz, 'sözleşme' değil.
ucuz olanı varken pahalısına yönelmemeyi uyanıklık olarak algılayan bir zihniyete ne diyebilirim ki?
0
allah aşkına haksız sözleşme şartları hakkında bilgisi olan hukuk bilen insanlar cevaplasın şu soruyu..
0
bu kadar sacma bi cevaba cevap vereyim mi, vermiyeyim mi diye dusunup, cevap verme ihtiyaci duydum.
evet, mal aliyorsun, mali alip-satma isine 'ticaret' deniliyor. ticaret, belirli kurallar, sozlesmeler ve kaidelerle yapilir. bu kaideler olmadan, 'ticaret' her iki tarafa da zarar verir.
uyaniklik konusuna da gelince, evet, uyaniklik yapmissin. urunun iadesinin hicbi sekilde olmadigini bile bile bu urunu alip, daha sonrasinda, urunun iadesi olmadigi gercegiyle karsilasinca da 'bi anda hakkini arayan hakli tuketici' noktasina kendini getirmis, uyanikligini aptalliginla percinlemissin.
oysaki pahalisini alsaydin, su an 'nefret ettigin' o tuketici haklari senin yaninda olacakti sevgili bilincsiz tuketici.
evet, mal aliyorsun, mali alip-satma isine 'ticaret' deniliyor. ticaret, belirli kurallar, sozlesmeler ve kaidelerle yapilir. bu kaideler olmadan, 'ticaret' her iki tarafa da zarar verir.
uyaniklik konusuna da gelince, evet, uyaniklik yapmissin. urunun iadesinin hicbi sekilde olmadigini bile bile bu urunu alip, daha sonrasinda, urunun iadesi olmadigi gercegiyle karsilasinca da 'bi anda hakkini arayan hakli tuketici' noktasina kendini getirmis, uyanikligini aptalliginla percinlemissin.
oysaki pahalisini alsaydin, su an 'nefret ettigin' o tuketici haklari senin yaninda olacakti sevgili bilincsiz tuketici.
0
neredeyse tum dunyada ulasim sektörunde bu uygulama mevcut. kullandigim bir cok otobus, tren ve ucak firmalarinda iadesiz, degistirmeli ve iadeli diye uc ayri fiyat cikiyordu.
tabi tum dunyada olmasi dogru oldugu anlamina gelmez, ama buyuk ihtimalle kazanamayacaginiz bir yola koyuldugunuzu gösterir.
gecenlerde bir yerde vardi(eksi de olabilir); adamin biri bir program yazip gunde/haftada bir sikayet e-maili mi ne gönderiyorlar. Adamlar bikip iade ediyorlar bir seyin(neyin hatirlayamadim) ucretini.
tabi tum dunyada olmasi dogru oldugu anlamina gelmez, ama buyuk ihtimalle kazanamayacaginiz bir yola koyuldugunuzu gösterir.
gecenlerde bir yerde vardi(eksi de olabilir); adamin biri bir program yazip gunde/haftada bir sikayet e-maili mi ne gönderiyorlar. Adamlar bikip iade ediyorlar bir seyin(neyin hatirlayamadim) ucretini.
0
error522
nasıl olur ?
nasıl olur ?
0
alibeyköy - beşiktaş servisleri oluyor beşiktaştan şişliye otobüs ardından şişliden metroyla kolayca gidebilirsiniz. yahut metro turizm gibi geniş servis ağı olan bir şirket ise metro güzergahında nerelere gidiyorsunuz diye sorun. not: 4. levent metro durağını özellikle sorun.
0
beşiktaşa falan hiç gitme , cok uzatırsın,@solo istanbulu gezdirecek sana anlaşılan.:) en kötü 4. levente servis vardır(bu servisin stadın onunden gecme ıhtımalı cok yuksek)eger onunden gecmese bile 4.levente git ordan metro ile iki durak sonra .
ya da taksiyle git. 7 bilemedin 8 lirayı geçmez alibeykoyden arena ya
ya da taksiyle git. 7 bilemedin 8 lirayı geçmez alibeykoyden arena ya
0
şöyle ya dostum: picturf.com
dikkat edersen 1,5 kilometre kadar gidip yolun karsı seritine donuyorsun. yani orda 7,7 km dio ama aslında mesafe 5,5km kadar. otobanda araba ile donus şansı olmadıgı için oyle bir yol izlemen gerekiyor. 7-8 olmasada 10 lirayı geçmez analayacağın ama en temizi bu
@solo istersen senin istikameti de çizdireyim google amcaya?
dikkat edersen 1,5 kilometre kadar gidip yolun karsı seritine donuyorsun. yani orda 7,7 km dio ama aslında mesafe 5,5km kadar. otobanda araba ile donus şansı olmadıgı için oyle bir yol izlemen gerekiyor. 7-8 olmasada 10 lirayı geçmez analayacağın ama en temizi bu
@solo istersen senin istikameti de çizdireyim google amcaya?
0
@solo üşenmedim dostum senin tarif ettiğin yolu da hesapladım
picturf.com
şöyle resimde görüldüğü üzere a noktasından b noktasına oradan c noktasına ve en sond noktasına varış 28,3km ediyor. alllahtan erken müdahale ettik de error552 daha fazla error vermedi.
picturf.com
şöyle resimde görüldüğü üzere a noktasından b noktasına oradan c noktasına ve en sond noktasına varış 28,3km ediyor. alllahtan erken müdahale ettik de error552 daha fazla error vermedi.
0
hangi firmayla geliyorsn bilmiyorum ama metro ise seyrantepe servisi vardır, onunla seyrantepeye gidersin. ordan geçersin yürüme bile. olmadı, başka firma ise 4. levent metroya gidecem dersin bir servise bindirirler. sonrası metro ile gidersin zaten.
0
solo
123 lira borcum vardı, öğrenci belgemi götürdüm. 2 ay önce. Şimdi 1400 küsür lira borcum görünüyor.Ben hiçbir zaman boşa düşmedim, hep öğrenciydim. Bu DEVLET benim öğrenci olduğumu bilmiyor mu? Ne yapmam lazım hastahaneye de gidemiyorum bu saçmalık yüzünden..Yardım lütfen .. :(
123 lira borcum vardı, öğrenci belgemi götürdüm. 2 ay önce.
Şimdi 1400 küsür lira borcum görünüyor.
Ben hiçbir zaman boşa düşmedim, hep öğrenciydim.
Bu DEVLET benim öğrenci olduğumu bilmiyor mu?
Ne yapmam lazım hastahaneye de gidemiyorum bu saçmalık yüzünden..
Yardım lütfen .. :(
Şimdi 1400 küsür lira borcum görünüyor.
Ben hiçbir zaman boşa düşmedim, hep öğrenciydim.
Bu DEVLET benim öğrenci olduğumu bilmiyor mu?
Ne yapmam lazım hastahaneye de gidemiyorum bu saçmalık yüzünden..
Yardım lütfen .. :(
0
götümüzü yırttık aylarca her sitede. hatta burada duyuru'da bile "sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğu" tarzı bir duyuru üste sabitlenmişti. gidip öğrenci belgesi verin yoksa devlet sizi sikecek dediler hep. gidip veren öğrenciler yırttı. vermeyenler senin gibi isyanda.
evet hiç boşta olmadın. evet devlet bunu bilmeli. ama bu ülkede hiçbir şey olması gerektiği gibi değil.
sgk'ya git yarın. sor oradakilere ne yapman gerektiğini.
evet hiç boşta olmadın. evet devlet bunu bilmeli. ama bu ülkede hiçbir şey olması gerektiği gibi değil.
sgk'ya git yarın. sor oradakilere ne yapman gerektiğini.
0
İyi de hocam ben zaten sigortalıyım, annemin sağlık sigortasından yararlanıyor(d)um..
0
sakabilmemneyi
soru başlıkta. şu son 2-3 senelik okuma hayatınıza bakarak hangi türden daha çok keyfi aldınız? roman okumaktan mı? hikaye okumaktan mı? bir de sizlerden ricam en son 2-3 sene süre zarfında en sevdiğiniz romanı ve öyküyü yazarı ile birlikte yazar mısınız? cevaplar için teşekkür ederim.
soru başlıkta.
şu son 2-3 senelik okuma hayatınıza bakarak hangi türden daha çok keyfi aldınız? roman okumaktan mı? hikaye okumaktan mı?
bir de sizlerden ricam en son 2-3 sene süre zarfında en sevdiğiniz romanı ve öyküyü yazarı ile birlikte yazar mısınız?
cevaplar için teşekkür ederim.
şu son 2-3 senelik okuma hayatınıza bakarak hangi türden daha çok keyfi aldınız? roman okumaktan mı? hikaye okumaktan mı?
bir de sizlerden ricam en son 2-3 sene süre zarfında en sevdiğiniz romanı ve öyküyü yazarı ile birlikte yazar mısınız?
cevaplar için teşekkür ederim.
0
yazarına ve kitabına göre değişiyor sanırım bu durum.
öykü olarak stefan zweig-satranç ve kürk mantolu madonna derim.
roman olarak da kararsız kalmakla beraber amin maalouf-yolların başlangıcı, ece temelkuran-muz sesleri, g. orwell-1984, s. ali kuyucaklı yusuf, ahmet ümit-padişah'ı öldürmek derim kendi adıma.
öykü olarak stefan zweig-satranç ve kürk mantolu madonna derim.
roman olarak da kararsız kalmakla beraber amin maalouf-yolların başlangıcı, ece temelkuran-muz sesleri, g. orwell-1984, s. ali kuyucaklı yusuf, ahmet ümit-padişah'ı öldürmek derim kendi adıma.
0
İkisinin de yeri ayrıdır.
Roman - R. A. Salvatore - Buzyeli Vadisi Serisi
Öykü - (Her zamanki gibi) Edgar Allan Poe'nun Bütün Öyküleri
edit: ben en son okuduğunuz anlamışım soruyu, pardon. En sevdiğim, Tolkien'in bütün eserleri tabi ki. Kısa öyküdeki cevap değişmedi.
Roman - R. A. Salvatore - Buzyeli Vadisi Serisi
Öykü - (Her zamanki gibi) Edgar Allan Poe'nun Bütün Öyküleri
edit: ben en son okuduğunuz anlamışım soruyu, pardon. En sevdiğim, Tolkien'in bütün eserleri tabi ki. Kısa öyküdeki cevap değişmedi.
0
Roman galiba.
Stephen King-Kara Kule Serisi,J.R.R. Tolkien-Silmarillion ve Adam Douglas-Otostopçunun Galaksi Rehberi başa baş gidiyor güzellik konusunda.
Stephen King-Kara Kule Serisi,J.R.R. Tolkien-Silmarillion ve Adam Douglas-Otostopçunun Galaksi Rehberi başa baş gidiyor güzellik konusunda.
0
son bir ay içinde okuduğum;
Öykü- Pontus'ta ki Evim- Yorgos Andreadis
Roman- Mezarda Hayat- Mirivilis
Öykü- Pontus'ta ki Evim- Yorgos Andreadis
Roman- Mezarda Hayat- Mirivilis
0
vallahi, genel olarak romandan daha çok keyif alırdım ben, ta ki bu geçtiğimiz aylarda bilge karasu okumaya başlayana kadar. adamın romanları eh meh, ama yahu, hikayeleri bambaşkaymış. düşününce mesela james joyce'un da, boris vian'ın da öyküleri güzel. dolayısıyla bundan önce öyküden keyif almıyordum demek olmaz. sadece bu kadar almıyordum. son iki üç sene içinde herhalde en sevdiğim öykü kitabı da, bilge karasu'nun göçmüş kediler bahçesi oldu. bu arada faruk duman'ın öykülerini de ilginç buldum.
öykülerin, bilhassa olay öykülerinin, işlemek istedikleri şeyi anlatmakta çok başarılı olmadıklarını düşünüyorum, bu yüzden genelde böyle soyut, ya da sürekliliği olmayan hikayeleri, ya da romanları işte tercih ediyorum, okuması daha ilginç oluyor.
öykülerin, bilhassa olay öykülerinin, işlemek istedikleri şeyi anlatmakta çok başarılı olmadıklarını düşünüyorum, bu yüzden genelde böyle soyut, ya da sürekliliği olmayan hikayeleri, ya da romanları işte tercih ediyorum, okuması daha ilginç oluyor.
0
ben son bir senedir öykü okuyorum. raymond carver ve sait faik ile başladı, şimdi etgar keret ile sürüyor. özellikle sonu başı belli olmayan şeyler. yusuf atılgan'ın öyküleri de fena çarptı ayrıca.
gerçi kitabı alıp arka arkaya öyküleri dizemiyorum. hem saçma geliyor, hem de az ve yavaş okuyan bir insanım.
gerçi kitabı alıp arka arkaya öyküleri dizemiyorum. hem saçma geliyor, hem de az ve yavaş okuyan bir insanım.
0
solo
Üstte açık olan sekmelerden bir diğerine geçmek isteyip sol tıkladığımda sekme kapanıyor. Deli olacağım, nedir çözümü?
Üstte açık olan sekmelerden bir diğerine geçmek isteyip sol tıkladığımda sekme kapanıyor. Deli olacağım, nedir çözümü?
0
ravioli
amerikadan alınma ipad var, faturası yok. türkiyede garanti olayı nasıl oluyor? bilkom milkom diyenler var, nasıl olacak?
amerikadan alınma ipad var, faturası yok. türkiyede garanti olayı nasıl oluyor? bilkom milkom diyenler var, nasıl olacak?
0
uluslararası garanti olsa bile mi olmuyor?
bildiğim kadarıyla fark ödeyip tüm dünyada garantili hale getirebiliyorduk?
bildiğim kadarıyla fark ödeyip tüm dünyada garantili hale getirebiliyorduk?
0
türkiye'de apple store bulunmadığı için hiç bir şekilde garanti türkiye'de geçerli olmuyor. cihaz bozulursa ancak apple store olan ülkelerden birine götürüp garantiden yararlanabiliyorsunuz.
0
bilkom kendi getirdigi modellere (macbook'lar vs) garanti uyguluyor. yine de faturasiz ne kadar kabul ederler bir sansini dene, olmadi apple'a mail atarsin :)
iphone'da durum farkli, operatorler getirdigi icin garantiyi de operatorler sagliyor, kendilerinden alinmamis cihazlara garanti vermiyorlar. senin ipad'ini bilkom mu getiriyor buraya, yoksa operatorler mi getiriyor onu bir arastir.
iphone'da durum farkli, operatorler getirdigi icin garantiyi de operatorler sagliyor, kendilerinden alinmamis cihazlara garanti vermiyorlar. senin ipad'ini bilkom mu getiriyor buraya, yoksa operatorler mi getiriyor onu bir arastir.
0
solo
Aktif alanın yüzde 75'ini kullanmak gibi mesela. Şöyle Windows + P -> Çoğalt dediğimizdeki gibi.. Fakat bunun daimi olmasını nasıl sağlarım?
Aktif alanın yüzde 75'ini kullanmak gibi mesela.
Şöyle Windows + P -> Çoğalt dediğimizdeki gibi..
Fakat bunun daimi olmasını nasıl sağlarım?
Şöyle Windows + P -> Çoğalt dediğimizdeki gibi..
Fakat bunun daimi olmasını nasıl sağlarım?
0
amd vision control center da ayarı var bunun ekran kartı ati ise. yani ekran kartının ayarlarından yapıcaksın istediğin şeyi doğru anladıysam
0
nvdia kullanmadım ama onun da bir control center tarzı proğramı vardır, kurulu değilse indir kur ordan yapılıyordur ayarı sanırım
şimdi kurcaladım benimkini bulamadım bendeki ayarı. arkadaşım pc yi yeni topladığında 3-5 ay önce kadar, 4cm kadar siyah çerçeve vardı ekranda kullanılmayan baya uğraşmış çözememiş bu kontrol center ayarlarından bulmuştum, çubuğu sağa kaydırınca tam oturuyor çerçeve sola kaydırınca ufacık kalıyor ortada falan uğraştırmamıştı hiç.
şimdi kurcaladım benimkini bulamadım bendeki ayarı. arkadaşım pc yi yeni topladığında 3-5 ay önce kadar, 4cm kadar siyah çerçeve vardı ekranda kullanılmayan baya uğraşmış çözememiş bu kontrol center ayarlarından bulmuştum, çubuğu sağa kaydırınca tam oturuyor çerçeve sola kaydırınca ufacık kalıyor ortada falan uğraştırmamıştı hiç.
0
dokunmakalbime
bilmemek değil öğrenmemek ayıptır diyerek bu saçma soruyu soruyorum. 18 kasım 1946 doğumlu biri 18 kasımda kaç yaşında olacak?66? 67?edit : 66 diye düşünüyorum. ama gün alma bilmem ne olayları yüzünden emin olamadım.
bilmemek değil öğrenmemek ayıptır diyerek bu saçma soruyu soruyorum.
18 kasım 1946 doğumlu biri 18 kasımda kaç yaşında olacak?
66? 67?
edit : 66 diye düşünüyorum. ama gün alma bilmem ne olayları yüzünden emin olamadım.
18 kasım 1946 doğumlu biri 18 kasımda kaç yaşında olacak?
66? 67?
edit : 66 diye düşünüyorum. ama gün alma bilmem ne olayları yüzünden emin olamadım.
0
66 yaşını bitirecektir. 67. yaşına girecektir. Fakat kaç yaşında sorusunun cevabı bitirdiği yaşı söylemektir.
66 yaşında olacaktır.
66 yaşında olacaktır.
0
mantık şu:
18 kasım 1946 dogumlu birisi:
18 kasım 1946'da: 1 yaşında DEĞİL. sıfır yaşında. "merhaba ben bir yaşındayım" diyemez.
18 kasım 1947: 1 yaşında. "merhaba ben bir yaşındayım" der. sıfır da diyemez, iki de diyemez.
...
66 eder.
18 kasım 1946 dogumlu birisi:
18 kasım 1946'da: 1 yaşında DEĞİL. sıfır yaşında. "merhaba ben bir yaşındayım" diyemez.
18 kasım 1947: 1 yaşında. "merhaba ben bir yaşındayım" der. sıfır da diyemez, iki de diyemez.
...
66 eder.
0
ayemverihat
http://www.taraf.com.tr/levent-yilmaz/makale-bir-modern-tip-sanati-ustadi-tevfik-ecder.htm"Beklendiği gibi, liseyi birincilikle bitirecek, ama esas ününü İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki bütün derslere, şaka değil, bütün derslere girerek yapacak. "araştırdım, harbiden doğruymuş.bu nasıl bir istikrar nas
www.taraf.com.tr
"Beklendiği gibi, liseyi birincilikle bitirecek, ama esas ününü İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki bütün derslere, şaka değil, bütün derslere girerek yapacak. "
araştırdım, harbiden doğruymuş.
bu nasıl bir istikrar nasıl bir hayattır aga?
hani hiç mi hasta olmadın? hiç mi beynine sancı girmedi? hiç mi otobüs iptal olmadı?
---
tüm ama tüm derslere giren üniversiteli... milyon bir var mıdır?
"Beklendiği gibi, liseyi birincilikle bitirecek, ama esas ününü İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki bütün derslere, şaka değil, bütün derslere girerek yapacak. "
araştırdım, harbiden doğruymuş.
bu nasıl bir istikrar nasıl bir hayattır aga?
hani hiç mi hasta olmadın? hiç mi beynine sancı girmedi? hiç mi otobüs iptal olmadı?
---
tüm ama tüm derslere giren üniversiteli... milyon bir var mıdır?
0
vardır ya, çok uç bir şey değil bence. işe gidince 9-6 arası çalışıyorsun, bugün gitmeyeyim gibi bir lüksün yok. adam o disiplini üniversite hayatından başlatmıştır. belki akademisyen falan olacak, ortalamaya ihtiyacı var.
0
aga işteyken yıllık iznin var arada saatlik izin alıyorsun vs vs vs.
bir yandan uç bir şey değil sabah git derse git gel ama sen ömründe kaç tane gördün?
mevzu derslerin çoğuna girmesi değil. 1 tane bile kaçırmaması?
bir yandan uç bir şey değil sabah git derse git gel ama sen ömründe kaç tane gördün?
mevzu derslerin çoğuna girmesi değil. 1 tane bile kaçırmaması?
0
arkadaşına imzalatmıştır, kayıtlarda gelmiş olarak görünüyordur panpa. yoksa her ders programı çakışmayı tadacaktır ve o derslerden birine gidilmeyecektir yani.
0
çakışma falan yok arkadaşım. tıp fakültesi bu. ne çakışması?
zaten konu 9-6 gitmek. adam üniversite 1. sınıfta bu disipline sahip. finallere 1 hafta kala derse giren 1 kişi olmaz adam yine bile son ders dahil giriyor.
zaten konu 9-6 gitmek. adam üniversite 1. sınıfta bu disipline sahip. finallere 1 hafta kala derse giren 1 kişi olmaz adam yine bile son ders dahil giriyor.
0
bence külliyen yalan, koca kampüsün yarısı sene başında bi kere geldi, ondan sonra bayrama kadar görünmedi.
yok abi öyle bi dünya, nereye her gün gidiyosun makinamısın, 3 yaşından beri askeri disiplinle mi yetiştiriliyosun, yarı tanrı yarı insan mısın
irade yetmez yani imkansız
ha tabi ölümcül derecede işsizdir, sosyal hayat nedir bilmiyodur, hayatında görmemiştir, cinsellik namına hiç bi şey yaşamamıştır, yaşamayı düşünmüyodur, o zaman obsesif obsesif gider gelirsin, de o da pek sağlıklı bi olay değil sanırım.
yok abi öyle bi dünya, nereye her gün gidiyosun makinamısın, 3 yaşından beri askeri disiplinle mi yetiştiriliyosun, yarı tanrı yarı insan mısın
irade yetmez yani imkansız
ha tabi ölümcül derecede işsizdir, sosyal hayat nedir bilmiyodur, hayatında görmemiştir, cinsellik namına hiç bi şey yaşamamıştır, yaşamayı düşünmüyodur, o zaman obsesif obsesif gider gelirsin, de o da pek sağlıklı bi olay değil sanırım.
0
yuzde besbin arkadasina imza attirmistir. tip fakultesinde siniflar kalabaliktir diye dusunuyorum. kimsenin ruhu duymaz.
hani yine derslerin %95'ine gitmistir o ayri. ama o kadar senede bir kere de gidemeyecek kadar hastalanmamasi imkansiz gibi bir sey.
hani yine derslerin %95'ine gitmistir o ayri. ama o kadar senede bir kere de gidemeyecek kadar hastalanmamasi imkansiz gibi bir sey.
0
Amerika'da lisede 4 sene boyunca her gün okula gelen bir öğrenciye ödül verilmişti. 0 devamsızlıkla mezun oldu adam.
0
ha bak eğer bu doğruysa, bu adam bildiğin ot gibi gelmiş gidiyor. ben başka bir şey diyemem.
0
aga ne var ki bunda, üni dediğinde kocaman kocaman tatilleri olan bi kurum.. 16 hafta tam gelmekte bi problem yok ki.. ben de ilk sene yapmıştım bu işi, sonra ikinci sınıftan itibaren siyasi bi parti felan derken dağıldım, sonraki toparlanma sürecimde yine okula tam olarak devam ettim..
özetle zor bişey değil.
özetle zor bişey değil.
0
mamu
Gunaydinlar efendim,Biri 42 digeri 25 yasinda iki kadinla bir evi paylasiyorum. Benim ve genc olan ev arkadasimin birer diger ev arkadasimin iki adet odasi var evde. Ben genelde haftasonlari evde olmuyorum. Iki hafta once ben haftasonu icin gitmisken ev arkadasim iznimi almadan odama camasir asmis.
Gunaydinlar efendim,
Biri 42 digeri 25 yasinda iki kadinla bir evi paylasiyorum. Benim ve genc olan ev arkadasimin birer diger ev arkadasimin iki adet odasi var evde. Ben genelde haftasonlari evde olmuyorum. Iki hafta once ben haftasonu icin gitmisken ev arkadasim iznimi almadan odama camasir asmis. Eve gelip camasirlari gorunce bundan hoslanmadigimi soyledim o da bir daha asmayacagini belirtti. Aradan iki hafta gecti bu hafta da diger hanim gelmis camasirini odama asmis. Ayni konusmayj onunla da yaptim, o da asmak istemezmis ama yumusatici kokusundan basi agriyormus. Sonucta iki tane odasi var birini camasir kurutmak icin kullanabilir. Neyse asil sorum su ki, ben evde yokken odama girilmesinden, odamin camasir kurutmak icin kullanilmasindan hoslanmiyorum. Ayni sekilde ben de onlarin odalarina girmiyorum. Belki fazla takintiliyim bu konuda, abartiyor muyum sizce?
Biri 42 digeri 25 yasinda iki kadinla bir evi paylasiyorum. Benim ve genc olan ev arkadasimin birer diger ev arkadasimin iki adet odasi var evde. Ben genelde haftasonlari evde olmuyorum. Iki hafta once ben haftasonu icin gitmisken ev arkadasim iznimi almadan odama camasir asmis. Eve gelip camasirlari gorunce bundan hoslanmadigimi soyledim o da bir daha asmayacagini belirtti. Aradan iki hafta gecti bu hafta da diger hanim gelmis camasirini odama asmis. Ayni konusmayj onunla da yaptim, o da asmak istemezmis ama yumusatici kokusundan basi agriyormus. Sonucta iki tane odasi var birini camasir kurutmak icin kullanabilir. Neyse asil sorum su ki, ben evde yokken odama girilmesinden, odamin camasir kurutmak icin kullanilmasindan hoslanmiyorum. Ayni sekilde ben de onlarin odalarina girmiyorum. Belki fazla takintiliyim bu konuda, abartiyor muyum sizce?
0
yani gerçekten başı ağrıyorsa ben eve dönmeden odam da kurutup toplasa sorun çıkartmazdım, amaaa yok eve gelecem odam da çamaşırlar duruyor cevap olarak da benim başım ağrıyor sıkıntıyı sen çek olacak heey gidi heey adamı ne yaparlar var ya.
boş odaya koymayıp senin odana koyması ayrı bi rahatsızlık zaten.
boş odaya koymayıp senin odana koyması ayrı bi rahatsızlık zaten.
0
ya biz antreye mutfağa(çok genişti) falan koyardık onu.benim odaya koy derdi geniş oda sahibi de.hani çok takılacak bir şey değil gibi sanki.beraber uyuyunca nefessiz bırakıyor bitek.arayıp izin almaları gerekirdi seni.arasalar zaten izin verirdin büyük ihtimalle bi arasaydın zaten bişey demezdim ben derdin.bütün olay kibarlıkta.bunu beceremiyolarsa da.kocaman insanlar bikaç kez uyar tekrar etmezler zaten.uyararak yontarsın o kısmı bence.uyarırken yüz ifaden önemli güleç uyarırsan sallamayabilirler.sakın odanı kilitleme çok ayıp.
0
Şimdii.. Eğer odanı kilitleyip çıkarsan aranızda serin rüzgarlar esebilir.
Ev arkadaşısınız madem sabırlı davranmışsın bunu sürdür derim.
Asmandan rahatsız oluyorum ve asmanı istemiyorum de, çözüm getirmek zorunda değilsin. Aksi takdirde güvenim sarsılacak ve kilitlemek zorunda kalacağım dersen senden günah gider. (:
Ev arkadaşısınız madem sabırlı davranmışsın bunu sürdür derim.
Asmandan rahatsız oluyorum ve asmanı istemiyorum de, çözüm getirmek zorunda değilsin. Aksi takdirde güvenim sarsılacak ve kilitlemek zorunda kalacağım dersen senden günah gider. (:
0
odada çamaşır kurutulmasının verdiği rahatsızlıktan ziyade sana özel alanın izinsiz kullanılması durumu sıkıntılı. benim odamda kurutulmasın başka odada kurutulsun boyutundan değil de izinsiz odama girmenizi istemiyorum şeklinde tepkini koy bence.
0
lifeislife5
Eminöünden Sarıyere nasıl gidilir? En kolay rahat şekilde.
Eminöünden Sarıyere nasıl gidilir? En kolay rahat şekilde.
0
Vapur falan yok mu? Otobüsle gidince çok sürüyor mu? Belirtirseniz sevinirim.
0
otobüs trafiğe bağlı olmakla beraber 1 saate yakın sürebilir.
en güzeli tramvayla kabataşa kadar gidip, ordan sarıyer otobüslerine binmek.
en güzeli tramvayla kabataşa kadar gidip, ordan sarıyer otobüslerine binmek.
0
Saat kaçta gideceksiniz.. Trafiğin durumuna göre değişir ne kadar rahat olacağı.
Bir de Sarıyer'in neresine gideceksiniz? Reşitpaşadan öte ise kolaylaştıracak çözümler verebiliriz..
Bu arada otobüsle en az 1.5 saat süreceği kanaatindeyim.
Bir de Sarıyer'in neresine gideceksiniz? Reşitpaşadan öte ise kolaylaştıracak çözümler verebiliriz..
Bu arada otobüsle en az 1.5 saat süreceği kanaatindeyim.
0
eminonu - besiktas otobus. besiktastan dolmus en kisa yolu olsa gerek.
eminonunden veya kabatas besiktas gibi bir yerden otobus kullanacaksaniz da sakin sahilden gideni kullanmayin, levent-maslak uzerinden gitmeyi tercih edin.
eminonunden veya kabatas besiktas gibi bir yerden otobus kullanacaksaniz da sakin sahilden gideni kullanmayin, levent-maslak uzerinden gitmeyi tercih edin.
0
Sabah 9-10 ise o trafikte -sahil trafiği - işiniz biraz zor. En az 1.5 - 2 saat sürer kanaatindeyim.
En hızlı yol : Eminönü-Kabataş - tramvay
Kabataş- Taksim - füniküler
Taksim - Hacıosman/Darüşşafaka - metro
Oradan dolmuş ya da otobüs.
Hangi dolmuş / otobüs var diye yeni bir duyuru açabilirsin mutlaka vardır.
Bu şekilde max 1 saatte varırsın.
Ya da Kabataştan 22RC olması lazım Kabataş-Reşitpaşa otobüsü, leventten gidiyor bu, oradan yine dolmuş ya da otobüs..
Ama metroyu tercih et tabi.
En hızlı yol : Eminönü-Kabataş - tramvay
Kabataş- Taksim - füniküler
Taksim - Hacıosman/Darüşşafaka - metro
Oradan dolmuş ya da otobüs.
Hangi dolmuş / otobüs var diye yeni bir duyuru açabilirsin mutlaka vardır.
Bu şekilde max 1 saatte varırsın.
Ya da Kabataştan 22RC olması lazım Kabataş-Reşitpaşa otobüsü, leventten gidiyor bu, oradan yine dolmuş ya da otobüs..
Ama metroyu tercih et tabi.
0
başlangıç noktası eminönü olan boğaz hattı (vapur) var. yalnız her saatte yok. genelde işe gidiş gelişe göre ayarlıyorlardı saatlerini. boğazın karşılıklı iskelelerine uğraya uğraya anadolu kavağına kadar gidiyordu. onun iskelelerinden biri de sarıyer iskelesi. ido nun sitesinden bi bak, ordan daha detaylı bilgi bulursun.
şunu buldum: www.tarifeyebak.com
şunu buldum: www.tarifeyebak.com
0
infernalcadre
Soru başlıkta
Soru başlıkta
0
solo
Allah allah.. bağımlısı olmuş gibi defalardır izliyorum.Kızın çok değişik bir `aura`sı var bir baksanıza .. (:http://www.youtube.com/watch?v=htiWQY6ERyM&feature=relatedFormata uyduralım, sizde de o değişik etki gözleniyor mu?
Allah allah.. bağımlısı olmuş gibi defalardır izliyorum.
Kızın çok değişik bir aurası var bir baksanıza .. (:
www.youtube.com
Formata uyduralım, sizde de o değişik etki gözleniyor mu?
Kızın çok değişik bir aurası var bir baksanıza .. (:
www.youtube.com
Formata uyduralım, sizde de o değişik etki gözleniyor mu?
0
bana kalırsa bir tiyatro oyuncusu tonlaması var sesinde. sanki eğleniyor gibi. ben gülüyorsam herkes gülür kısmındaki tonlama bildiğin dt tonlaması.
0
yatagants
Daha hiç bir şarkısını dinlemedim galiba. ama facebookta orda burda her yer de konserde. kim bu adam? ne özelliği vaR?
Daha hiç bir şarkısını dinlemedim galiba. ama facebookta orda burda her yer de konserde. kim bu adam? ne özelliği vaR?
0
duygusallı şarkılar yapıyor, malum millet sever. dandik değiller, bi de sesi güzel.
0
arap galiba. bitmesin diye sarkisi var en guzeli. bi de kliplerinde pahali mankenler oynatiyo.
0
jack of hearts
tense içi kullanımlarından bahsetmiyorum. cümle başında "fakat" manasında kullanırken yet'i, sonrasında virgül gelmeli midir, gelmemeli midir? "yet, if he puts me out of temper again, i may kill him." mi denir, "yet if he puts.." mu denir?bir de since için benzer bir sorum olacak. bu da "çünkü" anla
tense içi kullanımlarından bahsetmiyorum. cümle başında "fakat" manasında kullanırken yet'i, sonrasında virgül gelmeli midir, gelmemeli midir? "yet, if he puts me out of temper again, i may kill him." mi denir, "yet if he puts.." mu denir?
bir de since için benzer bir sorum olacak. bu da "çünkü" anlamındaki since hakkında..
"i want to make up with you, since that quarrel was my fault." mu, yoksa "i want to make up with you since that qu.." mu?
cevaplar için teşekkürler.
bir de since için benzer bir sorum olacak. bu da "çünkü" anlamındaki since hakkında..
"i want to make up with you, since that quarrel was my fault." mu, yoksa "i want to make up with you since that qu.." mu?
cevaplar için teşekkürler.
0
yet cümlenin başına gelecekse virgül kullanmalısınız. ilki doğru yani.
since'in başında, dahil olduğu clause ikinci sırada geldiğinde, virgül kullanılmaz çünkü o however gibi, yet gibi tam bir cümle oluşturmuyor. "kavga benim hatam olduğu için...", cümle bitmedi. şu olurdu ama "since that quarrel was my fault, i want to make up with you."
since'in başında, dahil olduğu clause ikinci sırada geldiğinde, virgül kullanılmaz çünkü o however gibi, yet gibi tam bir cümle oluşturmuyor. "kavga benim hatam olduğu için...", cümle bitmedi. şu olurdu ama "since that quarrel was my fault, i want to make up with you."
0
eastanbool
avrupa yakasından asyaya taksi, metrobüs ya da otobüs kullanma şansımız sabah kaça kadar var?
avrupa yakasından asyaya taksi, metrobüs ya da otobüs kullanma şansımız sabah kaça kadar var?
0
nescafe
Herkese merhabalar Christian Dior marka Dior Addict lacivert şişe 100 ml istiyorum. yakın zamanda yurt dışından gelen var mı?
Herkese merhabalar Christian Dior marka Dior Addict lacivert şişe 100 ml istiyorum. yakın zamanda yurt dışından gelen var mı?
0
rebio
Çok basit bir essay ama azıcık uzun. Gramer açısından hata olmaması çok önemli. Kontrol ederseniz çok sevinirim. There are so many singers nowadays with different singing and dancing styles, characteristics, and attractions. In my opinion, regardless of talent, if a singer buys some lyrics, pa
Çok basit bir essay ama azıcık uzun. Gramer açısından hata olmaması çok önemli. Kontrol ederseniz çok sevinirim.
There are so many singers nowadays with different singing and dancing styles, characteristics, and attractions. In my opinion, regardless of talent, if a singer buys some lyrics, pays someone to add some rhythm, and getting on stage with these soulless work, that does not make him/her a good singer. Uniqueness and real effort, while adding something from your own are essentials of being a good, or even a legend singer. This is what I like about Michael Jackson and also why I think he is one of the most talented singers ever. He has his own lyrics and style of singing, dancing, dressing and so on. Therefore, it is not hard to say that everything about him is very recognizable. I think his talent in songs, unique style and live performances are what makes him a legend and the most talented singer ever.
The uniqueness in his songs is one of the things that made him one of the most talented singer and a true legend. A song has three layers; songwriting, singing, and performing. Michael Jackson had done very significant work in all these three layers. First of all, most of his songs are written by him, not any other person. Beat It, Bad, Billie Jean, Black or White, The Way You Make Me Feel are just a few examples of those songs. Since most of his songs are written by him, we can say that there is true emotion there and his songs are actually a part of him. Otherwise it’s hard to get the feeling for both him and us because I don’t really see such songs as heartfelt ones. For example, I used to like the song Man in the Mirror a lot, but then I found out someone else wrote the song, not Michael Jackson. I suddenly lost my interest to the song. I didn’t do this on purpose, but the connection between me and the song was lost at that time. When I listen to Michael Jackson, I want to hear what he has to say and what he feels, I’m not interested in someone else’s story. Besides, he tells a story from his own in most his songs. I think this is very important to see if the performer is heartfelt or not. For instance, Billie Jean has a very interesting story. Michael Jackson stated several times that “Billie Jean” was based on the groupies he and his brothers had relationship with back in 1980s. He said that there was a lot of Billie Jeans out there and every girl claimed that their son was related to one of his brothers. I think it’s so special to hear world’s one of the most known songs with such story from such a legend performer. That does not happen all the time. In singing perspective; his voice and rhythms are so identifiable that when you hear his song, you probably recognize him. His yelling as “hee-heee” is at very high pitch and so unique that only he could do it. Even nowadays, it would be very silly to hear this from another performer. It just would not make sense. Moreover, it is technically proven that he had incredibly wide range of octave diapason in addition to being able to reflect any emotional nuance in his songs. Besides those unique high pitched yelling and wide range of octave diapason, he had such songs that only he can sing. His singing tone and style in general is so special that there is not many singers that dares to sing Billie Jean, Leave Me Alone, I Just Can’t Stop Loving You, Wanna Be Startin’ Somethin’ and so forth.
His style in general is very unique too. For example there is a “Michael Jackson’s hat.” When I see a black fedora hat with its brim goes all the way around, he comes up to my mind, Not Frank Sinatra or Al Capone. There is “Michael Jackson’s glove” which is white, for only one hand with silver sequins on the back. His black and slim tie, black leather jacket, white socks with black shoes is such a popular combination all around the world. There is “Michael Jackson dance” which has very sudden and sharp moves as there is no gravity. Also his body when he danced was like with no mass or muscles. I don’t know specific name for each move, but, of course his signature Moonwalk is one of the most known move in his unique dance and a good example of those sharp and unusual moves. Furthermore, people from all around the world are trying to be successful in talent contests by trying to do “Michael Jackson dance” with all his clothes, glove, hat and so on. It is not some kind of dance; it is belong to only one person. I think this is more than enough to consider him one of the most talented performers ever.
Michael Jackson is considered as one of the best live performer ever. I think he is the best live performer in terms of very unique choreography, being prepared, and having endless energy. His style did not let him take a stage while he is drunk. It is all or nothing; he had such a style that it is impossible to give a concert without an advanced preparation. His choreography was not jumping up and down and running around. He had to know his timing because his moves were very connected with the rhythm. For example when the rhythm goes “bum-bum-bum” he had to jump in each “bum.” Also he had to know what he was going to do in group dancing in order to be synchronized. Without sync, group dancing would not have any point. It takes a lot of effort to sing and dance in such a unique way for two hours in front of a hundred thousand people. In addition, I like the fact that his dancers (whom ages are between twenty and thirty) were having very hard time while trying to keep up with him even when he was fifty years old. To be more specific, I am talking about his very last performance; This Is It. He was exactly fifty years old, however, he could still dance much better and longer than other young dancers. In fact, in some scenes, it can be seen that the dancers were getting tired and slowing down, but Michael Jackson still dominating the stage. In addition, he is such talented in dancing that they used to make auditions for advanced dancers only in all around the world to qualify people that are able to dance behind him.
In conclusion, I think Michael Jackson is one of the most talented singers ever and a true legend. He tells a story from his own in his songs during both writing lyrics and performing. He is a true heartfelt. In fact, he has one of the most wide-ranged octave diapason ever. Also he is very identifiable in his songs and clothing. He is so original that he has his own dancing and singing style. In addition to all these uniqueness, I think he is the best live performer ever. He could sing and dance for hours even when he was fifty years old. I think these are more than enough characteristics to see him as one of the most talented singers ever. All these values are so hard to see in a singer nowadays; therefore, we should appreciate him for his great contributions to our world and also let his legacy to live forever for other generations.
There are so many singers nowadays with different singing and dancing styles, characteristics, and attractions. In my opinion, regardless of talent, if a singer buys some lyrics, pays someone to add some rhythm, and getting on stage with these soulless work, that does not make him/her a good singer. Uniqueness and real effort, while adding something from your own are essentials of being a good, or even a legend singer. This is what I like about Michael Jackson and also why I think he is one of the most talented singers ever. He has his own lyrics and style of singing, dancing, dressing and so on. Therefore, it is not hard to say that everything about him is very recognizable. I think his talent in songs, unique style and live performances are what makes him a legend and the most talented singer ever.
The uniqueness in his songs is one of the things that made him one of the most talented singer and a true legend. A song has three layers; songwriting, singing, and performing. Michael Jackson had done very significant work in all these three layers. First of all, most of his songs are written by him, not any other person. Beat It, Bad, Billie Jean, Black or White, The Way You Make Me Feel are just a few examples of those songs. Since most of his songs are written by him, we can say that there is true emotion there and his songs are actually a part of him. Otherwise it’s hard to get the feeling for both him and us because I don’t really see such songs as heartfelt ones. For example, I used to like the song Man in the Mirror a lot, but then I found out someone else wrote the song, not Michael Jackson. I suddenly lost my interest to the song. I didn’t do this on purpose, but the connection between me and the song was lost at that time. When I listen to Michael Jackson, I want to hear what he has to say and what he feels, I’m not interested in someone else’s story. Besides, he tells a story from his own in most his songs. I think this is very important to see if the performer is heartfelt or not. For instance, Billie Jean has a very interesting story. Michael Jackson stated several times that “Billie Jean” was based on the groupies he and his brothers had relationship with back in 1980s. He said that there was a lot of Billie Jeans out there and every girl claimed that their son was related to one of his brothers. I think it’s so special to hear world’s one of the most known songs with such story from such a legend performer. That does not happen all the time. In singing perspective; his voice and rhythms are so identifiable that when you hear his song, you probably recognize him. His yelling as “hee-heee” is at very high pitch and so unique that only he could do it. Even nowadays, it would be very silly to hear this from another performer. It just would not make sense. Moreover, it is technically proven that he had incredibly wide range of octave diapason in addition to being able to reflect any emotional nuance in his songs. Besides those unique high pitched yelling and wide range of octave diapason, he had such songs that only he can sing. His singing tone and style in general is so special that there is not many singers that dares to sing Billie Jean, Leave Me Alone, I Just Can’t Stop Loving You, Wanna Be Startin’ Somethin’ and so forth.
His style in general is very unique too. For example there is a “Michael Jackson’s hat.” When I see a black fedora hat with its brim goes all the way around, he comes up to my mind, Not Frank Sinatra or Al Capone. There is “Michael Jackson’s glove” which is white, for only one hand with silver sequins on the back. His black and slim tie, black leather jacket, white socks with black shoes is such a popular combination all around the world. There is “Michael Jackson dance” which has very sudden and sharp moves as there is no gravity. Also his body when he danced was like with no mass or muscles. I don’t know specific name for each move, but, of course his signature Moonwalk is one of the most known move in his unique dance and a good example of those sharp and unusual moves. Furthermore, people from all around the world are trying to be successful in talent contests by trying to do “Michael Jackson dance” with all his clothes, glove, hat and so on. It is not some kind of dance; it is belong to only one person. I think this is more than enough to consider him one of the most talented performers ever.
Michael Jackson is considered as one of the best live performer ever. I think he is the best live performer in terms of very unique choreography, being prepared, and having endless energy. His style did not let him take a stage while he is drunk. It is all or nothing; he had such a style that it is impossible to give a concert without an advanced preparation. His choreography was not jumping up and down and running around. He had to know his timing because his moves were very connected with the rhythm. For example when the rhythm goes “bum-bum-bum” he had to jump in each “bum.” Also he had to know what he was going to do in group dancing in order to be synchronized. Without sync, group dancing would not have any point. It takes a lot of effort to sing and dance in such a unique way for two hours in front of a hundred thousand people. In addition, I like the fact that his dancers (whom ages are between twenty and thirty) were having very hard time while trying to keep up with him even when he was fifty years old. To be more specific, I am talking about his very last performance; This Is It. He was exactly fifty years old, however, he could still dance much better and longer than other young dancers. In fact, in some scenes, it can be seen that the dancers were getting tired and slowing down, but Michael Jackson still dominating the stage. In addition, he is such talented in dancing that they used to make auditions for advanced dancers only in all around the world to qualify people that are able to dance behind him.
In conclusion, I think Michael Jackson is one of the most talented singers ever and a true legend. He tells a story from his own in his songs during both writing lyrics and performing. He is a true heartfelt. In fact, he has one of the most wide-ranged octave diapason ever. Also he is very identifiable in his songs and clothing. He is so original that he has his own dancing and singing style. In addition to all these uniqueness, I think he is the best live performer ever. He could sing and dance for hours even when he was fifty years old. I think these are more than enough characteristics to see him as one of the most talented singers ever. All these values are so hard to see in a singer nowadays; therefore, we should appreciate him for his great contributions to our world and also let his legacy to live forever for other generations.
0
1. parag. 3. satır "getting" değil "gets" olmalı
1. parag. 5. satır "legend" yerine "legendary" daha doğru sanki
2. parag. 2. satır "had done" değil "has done" olmalı
2. parag. 17. satır "In singing perspective" değil "from singing perspective"
ilk iki paragrafta bulabildiklerim bunlar, sıkıldım başkası devam etsin :)
1. parag. 5. satır "legend" yerine "legendary" daha doğru sanki
2. parag. 2. satır "had done" değil "has done" olmalı
2. parag. 17. satır "In singing perspective" değil "from singing perspective"
ilk iki paragrafta bulabildiklerim bunlar, sıkıldım başkası devam etsin :)
0
3 saniye baktım.
michael jackson ile ilgili kısımda
one of the best performer demişsin ama one of the best performers olacak. öptüm.
michael jackson ile ilgili kısımda
one of the best performer demişsin ama one of the best performers olacak. öptüm.
0
P.1 I think his talent in songs.
bildiğim kadarıyla talent in diye birşey yok. He has got great talent for singing diyerek devam edebilirsiniz.
okuyorum daha editliyeceğim.
bildiğim kadarıyla talent in diye birşey yok. He has got great talent for singing diyerek devam edebilirsiniz.
okuyorum daha editliyeceğim.
0
yapacak daha iyi bi iş bulamadım, devam ediyorum :)
3. parag. 2. satır "goes" yerine "going"
3. parag. 4. satır "... black shoes is such a popular" yerine "... black shoes build up such a popular"
3. parag. 6. satır "Also his body when he danced was like with no mass or muscles" yerine "also his body was as if it had no mass or muscles when he danced" daha iyi.
"It is not some kind of dance; it is belong to only one person." gramer olarak çok çok yanlış, bence bu cümleyi direk at.
3. parag. 2. satır "goes" yerine "going"
3. parag. 4. satır "... black shoes is such a popular" yerine "... black shoes build up such a popular"
3. parag. 6. satır "Also his body when he danced was like with no mass or muscles" yerine "also his body was as if it had no mass or muscles when he danced" daha iyi.
"It is not some kind of dance; it is belong to only one person." gramer olarak çok çok yanlış, bence bu cümleyi direk at.
0
editleyemiyormuşum.
2.paragrafın ilk cumlesinde iki kere ard arda one of the dikkat çekiyor ikinci kısmı komple atıp sadece true legend diyebilirsin.
bitti.
2.paragrafın ilk cumlesinde iki kere ard arda one of the dikkat çekiyor ikinci kısmı komple atıp sadece true legend diyebilirsin.
bitti.
0
sadece son paragrafi okudum. cok fazla ever var onlari kesinlikle azalt. sonuc paragrafinda yeni seyler söylemissin hep, cok "conclusion" olmamis. birde "identifiable in his songs and clothing" demisin ama "in" orda dogru degil bence. "by" olabilir mesela "in" icin söyle bir kullanim gerekir --> ".. identifiable in crowd" gibi.
Digerlerinin söyledigi gibi cok fazla I think demisin. Birde gözüme carpti 2. paragrafta made yerine makes daha dpgru bir kullanim olur. su cümlede -->(The uniqueness in his songs is one of the things that made him one of the most talented singer and a true legend.)
Digerlerinin söyledigi gibi cok fazla I think demisin. Birde gözüme carpti 2. paragrafta made yerine makes daha dpgru bir kullanim olur. su cümlede -->(The uniqueness in his songs is one of the things that made him one of the most talented singer and a true legend.)
0
