evet evet. o yüzden insanlara bana sayı ve başka gereksiz şeyleri söylememesi için yalvarıyorum hatta. saçma sapan numaralar kalıyor aklımda, işin kötüsü bu bilgilerin rüyama bile girdiği oluyor. çok acayip.

aynen. ilk okul arkadaşlarımın isim-soyisimlerini ve hatta okul numaralarını bile hatırlıyorum(facebookta olmayanlar dahil).

bunun yanında eski anılar(zaten anının yenisi olmaz amk), çevremdeki çoğu kişi hatırlamazken ben hatırlıyorum. tamam herkes kendi yolunu çiziyor ama eskiler ne çabuk unutuluyor be arkadaş diye sitem ediyorum sonra kendi kendime.

bide aynı ortamda bulunduğum(kalabalık ortamlar yani) ve tanışmadığım kişilerin isimlerini bilirim genelde. sonra kendi kendine soruyorum lan acaba buda benim ismimi biliyor mu diye.

ve numara ezberleme. geçenlerde sınav sonuçlarına bakmam için arkadaş tc'sini söyledi ama site açılmadı. akşam bi daha geldi ben direk yazdım girdim(başka bilgisayardan), oha lan ne çabuk ezberledin dedi.

valla genetik bir şey herhalde, bizim ailede de var bu, insanların kendilerinin bile hatırlamadığı eski telefon numaraları filan hafızamda kalabiliyor. Trivial pursuit gibi oyunlarda tur bindiriyorum arkadaşlarıma, ehe ehe bunu da bilemezsin gibi söyle bakalım formula 1'in başkanı kim gibi sorulara bile cevap verebiliyorum (hiç sevmem, hiç izlemem, gazetede okumuştum.)
hatta bir şeyi unutunca ya ne unutkan bir insanım filan diye hayıflanıyorum, sonradan farkettim ki insanlar unutmaya filan takmıyorlar, biz her şeyi hatırlamaya alıştığımız için bir şey bile unutsak hafızamızın zayıf olduğu sanısına kapılıyoruz, halbuki tam tersi...

benim de hafızam çok değişik. çok gereksiz ve ince detayları hatırlayabiliyorum. bikaç saat önce olmuş veya çok önemli birşeyi hatırlamayabiliyorum. belki de bu, detaylara daha çok odaklandığımdan olabilir. numaraları hatırlama konusunda çok kötüyüm ama.

görsel hafıza geliştirilebilir tabii.

hep bu süper kahraman filmleri gazliyo hep.

www.eksisozluk.com

hepimiz normal insanlariz sonucta.

bende 4 saat oturup 40 sayfa ezberliyorum sinavdan sonra hic bir sey kalmiyor, iste hep o anki durum, aciliyet, ona gereklilik.

insan vucudu kendini korumak icin cok seyler yapabilecek kapasitede. ondan normal yani.

bulma bence. güzel değilmiş. şeylerden al kadife ceket içine takılabilen güzel fularlardan al. bi de gömlek filan biraz o tarz yap ya. bu ne allasen.

Al işte ben de bunun hastasıyım, adam sanki fikrimizi soruyor bu atkı nasıl diye de, güzel değilmiş diyor oradan biri çıkıp. Sadece @snape için demiyorum bunu, çoğu kişi yapıyor. Adam nereden bulurum diyor. Ben de geçenlerde swinger ile ilgili güvenilir bir web site soruyorum, oradan biri çıkıyor "swinger mı? ıy iğrenç bence, insan sevdiğini nasıl paylaşır" diyor. Ben sanki swinger hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Teyallaam.

anladığım kadarı ile 100. yıl atkısı. (100. yıl formasına benziyor ya ondan dedim)

Fotoğrafı çeken kişiye sorabilirsiniz.

100. yıl atkısı olması lazım. kartal yuvalarında yoksa ancak 2.el filan bulabilirsin. 100. yıl formasının kumaşına benziyor. o formalarda 100 yıl boyunca Beşiktaş'ta oynayan bütün futbolcuların isimleri yazıyordu. Kaleci Zalad hariç. ha bu arada kumaşı kaygandır, sentetik gibidir. (tekstilden, kumaş türlerinden anlamadığımdan ismini söyleyemedim)

edit: satenmiş:)

saten olabilir :)

gerildiğin kadar zor olmaz.ama yalnız gitme.

o tarafa bakma.
ne hemşireye, ne iğneye, ne koluna bak.
başka bir şey düşün.
kendini kasma.

korkulacak bir şeyi yok.

iğneleri sevmem, erkek adamız bok sürdürmeyiz diyerekten iğnenin girişine ve kanın akışına baktım, tavsiye etmiyorum, ben de bakmıorum zaten.

kafanı öbür yöne çevir, kana iğneye falan bakma, zaten çok uzun sürmüyor, hemşireye de durumu söyle. yalnız oraya oturduktan sonra kıçını başını kıpırdatma, iğne içerdeyken triplere girersen gayet kötü olur.

kan verirken ölen duymadım ben bu arada daha

çocukluğumdan beri iğne vurulmaktan hiç korkmadım. hatta şurupların tadını sevmediğim için iğne vuruluyorsa onu tercih ettirirdim annemlere. şimdi popomdan iğne vurulurken gıdıklanıyorum. kan filan alınacaksa da seyrediyorum napıyolar diye. çoğu kişi seyretmez dayanabilmek için, o da gayet mantıklı.

faydası olacağını bilsem beş yaşındaki halimi getirirdim yarın. yani bi de yapabilseydim tabii. o zaman çok saçma olduğunu fark ederdin sanırım. yine faydası olacaksa beş yaşındaki halim oldukça ufak tefek ve ince sesli bir kız çocuğu. hadi bay.

aman tanrım benden başkaları da varmış:))) diş yüzünden ve köpek ısırması nedeniyle iğneye ağlaya sızlaya alıştım ama kan vermek gerçekten benim için bi ütopya... umarım senin durumunda kalmam ama bi zaman gelip o da olucak diye düşünmek bile beni gerdi şu anda.
ben çocuk gibi ağlıyorum, az hastanelerden kaçmadım.. bi keresinde rapor alıcaktım, doktor kan tahlili istedi diye alamadım, dersten kaldım; kaç kere hemşirelere dedim, ben eter alıp kendim bayıltayım kendimi dedim ama olmuyomuş öyle; ve daha bir sürü şey.maceralar maceralar...
şu yaşa gelmiş ama kan grubunu bile bilmeyen, muhtemelen var olan şekerini bile ölçtüremeyen bi insan olarak tavsiyem kesinlikle yalnız gitme... o kolunu uzattığın an seni konuşturacak, sakinleştirecek komik birilerini götür yanında ve sakın ama sakın değil iğneye, hemşireye bile bakma; ne zaman iğneyi eline almış, ne zaman yanına yanaşmış, elini uzatmış sana fln... yazarken ellerim uyuşuyo walla, allah sana sabır versin (bkz: ateistlerin korkunca allaha sığınması)

geç ayna karşısına deneme yanılma yöntemiyle bul. jude law fotoğraflarına bakıp o modelin sana da yakışacağını hayal ederek olmaz. kısacası tipin neye müsait neye değil bunu en iyi sen bilirsin. "sana piramit modeli saç kesimini öneriyorum. çok beğeneceksin" şeklinde tavsiye vereceğimiz; saç modellerinin isimlendirildiği ve evrensel normlara ulaştığı bir "şekilcinin el kitabı" da henüz bize ulaşmış değil.

saç modelinden başka tavsiyeler verebilirim. yaşın 22 ise ve saçların seyrek-sikko bir formda ise dökülme ve kelleşme sürecini yavaşlatmak adına "şekil veremiyorum" kaygısı gütmeden mümkün olduğunca kısa tut. jöleden, waxtan uzak dur. kuru-kısa-temiz saç her zaman için iyidir.

dostum üzgünüm öyle bir model yok :( napsan olmaz seyrek saça. hobi edinmeyi denesen?

arda'nın nah o hali olun bence. gayet sevimli.

gül kurusu?

pudra rengi

yavruağzı rengine de benziyor ama direkt pembe de olabilir. şurda pembenin tonları yazılmış:

tr.wikipedia.org

peki böyle x markanın y numarası şeklinde bir önerisi olan var mı?

malzemeler: bayat ekmek, domates, kuru sogan ve bulabilirsen kapari.
sos icin: kekik, zeytinyagi, karabiber, limon ya da istege gore sirke.
tarifi: ekmekleri ilik suda islatip, birer lokmada yenecek sekilde dogruyoruz ve salata tabagina koyuyoruz, uzerine soganlari halka seklinde kesip ekliyoruz, sonrasinda iri dogranmis domatesleri ve ortadan ikiye kestigimiz kaparileri ekliyoruz. son olarak sos icin gerekli malzemeleri de tuz ile ya da tuzsuz ilave ediyoruz ve karistiriyoruz.

not: ekmeklerin diger salata malzemelerinin aromasini almasi icin yarim saat kadar beklemenizi oneririm.

not2: gercekten cok lezzetli ve degisik bir salata.

marul + rendelenmiş havuç.
üzerine de yoğurt, limon, zyağı, biraz tuz, biraz şeker, naneyi karıştırıp döküyorsun. güzel bir kış salatası oluyor.

marul, domates, peynir, kekik.
üzerine z.yağı, az limon, biraz balsamik.

roka, maydanoz, dereotu (başka koyu yeşil ne ot varsa.) ve kuru incir.
biraz hardal, bal, biraz limon, z.yağı, tuz ile bir sos yapıyorsun. garip bir salata oluyor. çok yapmamak gerek. ama güzel.

küçükken annem domates, marul, salatalık, kaşar peyniri ve sosisten salata yapıp üzerine biraz mayonez sıkardı. lezzetli o.

ben elimdeki salatalık malzemeleri doğrayarak yaptığım normal herhangi bir karışıma beyaz peynir veya ceviz filan koymayı seviyorum. genelde uyumlu oluyor. yalnız soğan, yağ veya sirke kullanmıyorum. haşlanmış tavuk parçaları ve mısır da koyabilirsin.

taze soğan kesinlikle olsun içinde ne olursa olsun mükemmel bir tat katıyor. peynir koyabilirsin, susamı azıcık kavurup onu ekleyebilirsin, ceviz, bademi de aynı şekilde. eğer salatayla doymak istiyosan köftelik bulguru sıcak suyla ıslat biraz onu koy. kısaca dolapta ne varsa koyabilirsin içine. elma bile yakışır elma, peynir, marul (veya kıvırcık vs)

biraz karışık ve uzun oldu ama kusura bakma. demem odur ki ne istersen koy içine :)

benim çok sevdiğim bi patates salatası var, şimdi tarifini yazınca kötü gelebilir ama çok lezzetli, ben bayılıyorum.

2x haşlanmış patates, 1x taze ananas, 1 x taze soğan (bulabilirsen frenk soğanı), roka. seversen biraz jambon ve mayonez de ekleyebilirsin. (seversen kırmızı biber ve biraz dereotu da yakışıyor) malzemeleri de patates>ananas>diğerleri şeklinde doğrayınca iyi oluyor.

bu malzemeleri karıştırıp, sezar salata gibi, marul yapraklarının üzerine koyabilirsin. şinitzelin yanında da iyi gidiyor.

masasını.

sevmiyorum, hele "raki adabiyla icilir yea" insanlarini hic sevmiyorum.

kafa yapmasını. şahsen tekilla hariç, içmesini zevkli bulduğum(tat olarak) bir alkol türü yok.

ama ortamın güzelliği için, güzelleşmesi için zevkle rakı içerim.

ben sevmiyorum rakiyi, nefret ederim hatta.

sevenler de 'yae rakinin muhabbeti iyi oluyo' diye igrenerek iciyormus gibi geliyor bana.

tadını, muhabbetini.

edit: he, iğrenerek zorla içiyoruz.

Adabını ve içme geleneğini.

ben de sevmiyorum, seviyorum diyenlere de inanmıyorum. zira her içen yüzünü ekşitiyor benim gördüğüm.

balıkla uyumunu. sonrasında beyinde, psikolojide yarattığı güzelliği, aynı masa etrafında saatlerce konuşabilen insanları buluşturması, türk sanat müziğini sevdirmesi vb. gibi...

eşzamanlı olarak ilerleyen mezesi, müziği ve muhabbeti.

yavaş yavaş kafa yapmasını, mezelerini, sohbetini, bebekler gibi uyutmasını ve ertesi gün hiç içmemişsin gibi ne bir baş ağrısı ne bir sızlama...

hepsi bu.

kokusunu,muhabbetini ,kafasını.peynirle tadını

mezesini

Kokusu

Ben yıllarca pek sevmedim. Hala da nadir içerim ama iyi bir rakı mezeler ve muhabbet uygunsa kraldır, ama tırt rakı ve/ veya meze direkt köpeköldüren etkisi yapıyor. Özetle rakı özel ve güzel bir içki. Hatta bence yunan içkisi çünkü uzo bizimkinden kat kat kaliteli.

anısını seviyorum.

masasında dert unutturan, ülke kurtaran, kendine has mezesi, adabı ve kuralları olması.

Şalgamla eşliğini. Muhabbetini.

tadını, masasını, muhabbetini, adabını, şalgamla gidişini, balıkla gidişini, kavunla peynirle yazın buz gibi gidişini seviyorum. erik yerken de yüzüm ekşiyor, sevmediğim şeyi niye yiyim niye içeyim?

kafasını, ambiansını.
rakı içenler öldü de su içen ölmedi mi!
doldur hocam

ben tadını seviyorum hatta çok çok seviyorum. yemişim adabını, benim kendi adabım var mekan ayırt etmeden her yerde içerim.

tevrat
incil
kuran-ı kerim

babilde ölüm istanbulda aşk iskender pala

Bağdat'ta Ölüm Hallac-ı Mansur Wolfgang Günter Lerch

puslu kıtalar atlası İhsan Oktay Anar

Ha deyince bunlar geldi aklıma

andre gide-pastoral senfoni
orhan pamuk-masumiyet müzesi
orhan pamuk-manzaradan parçalar

necip fazıl cinnet müstatili
oğuz atay tehlikeli oyunlar
adalet ağaoğlu bir düğün gecesi en hoşuma gidenler değil ama okunası kitaplar kitaplık uzakta üşendim aklıma ilk gelenler

okunacaklar listene sunlari eklemeni öneririm.

tüfek mikrop ve celik - jared diamond
satranc - stefan zweig
tehlikeli fikrin ne? - john brockman
tipping point - malcolm gladwell
blink - malcolm gladwell
utopia - thomas more
70 cent ugruna - mehmet emin akragülle
maskeli balo - tansug bleda
sun tzu

aklima gelenler bunlar

otostopçunun galaksi rehberi - Douglas Adams
küçük prens - Antoine de Saint-Exupéry
dijital kale - Dan Brown

dava - franz kafka
1984 - george orwell
bu ülke - cemil meriç

kinyas ve kayra- hakan günday
korkma ben varım- murat menteş
1984- george orwell

Yalan oluyor o okunacaklar listesi. Git bi' sahafa yahut kitapçıya, geç rafın karşısına, hoşuna giden, kulağında adı/sanı kalmış kitabı al oku müdürüm. Mis gibi. Şimdi ben yazsam Yüzüklerin Efendisi, Zaman Çarkı, Belgariad/Malloryon, Yaşlı Adamın Savaşı, Dr. Monreau'nun Adası, Fahrennheit 451, 1984, Perg Efsaneleri, bilimum Asimov Öyküleri; gidip de almazsın. Hatta bunlara Kuvay-ı Milliye Destanı, Memleketimden İnsan Manzaraların, Michael K Nasıl Yaşadı, Meyhanede, Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim, Son Yeniçeri, Masumiyet Müzesi,Bit Palas, Hayvan Çiftliği falan eklesem, bu yanıtı direk geçersin, ne biçim okuma zevki var lan herifin, diye.

Bu arada Cargo Bridge oyna müdürüm. İki gündür aklımı çeliyor, çok keyifli.

aylak adam yazılmış.

kadından kentler - murathan mungan

göğü delen adam - erich scheurmann

watchmen - alan moore. bu da çizgi roman.

öncelikle bu sıkıntı stresin kaynağı nedir, siz şu an kendinize bir teşhis koyabilirmisiniz mesela?

Her zaman her durum için hatırlanması gereken bir söz var, belki işe yarar;

Karşılaştığım herhangi bir olay karşısında vereceğim tepki durumun sonucuna olumlu bir katkı sağlamıyorsa, neden tepki gösteriyorum? Neden bunun sadece bana zarar verdiğini bile bile yapıyorum?

Bence klasik müzik olsun, TSM olsun, yumuşamanıza yardımcı olabilir.

spora başla karşim. bir de akşam eve geldiğinde filan ilk işin hemen ılık bi duş almak olsun mesela. küçük yürüyüşler yap. kendine küçük sürprizler yap, alışveriş yap.

stresin kaynağının büyük ölçüde tatminsizlik olduğuna inanıyorum. eksikliğini hissettiğin bir şey varsa, belki farkında da değilsindir, onu bulup ona çalış. biraz dış görünüşünle de ilgilenebilirsin. kişisel bakıma vakit ayır.

şimdii soruna kökten çözüm bulmak gerekiyor öncelikler sende sinir stres yaratan nedenler nelerdir bunları saptayıp ortadan kaldırma yolunu seçip ordan yürümelisin öyle yok spor yapiyim,sanata yöneliyim vs. gibi yaklaşşımlar sadece sorununu öteler bence bir danışmandan yardım almalısın öyle psikolog falan demiyorum bak danışmana objektif bakan sana yol haritası cıkaracak birisi inan cok etkili oluyor hatta önerebilirim birisini özelden msjıma bak:)

spor-yeni hobiler-yeni sosyal aktiviteler-işe yaramazsa doğru doktora illa stres dışarı vurur.

facebook, hali hazirda sayfayi begenmis arkadaslarimdan 10 tanesini getirdigi icin bakmiyorum. niye bakayim manyak miyim? manyak degilim. o halde bakmiyorum. zaten hergun gordugum insanlar.

edit: aa bak simdi farkli 1 kisi geldi. 9 arkadas arasina sizmis, yalniz adam da fenerliymis. (bkz: adam fenerli zaten) o yuzden bakmadim profiline, fotografi yetti.

fader başkan kusura bakma kuzenim yazmış.

sen söyleyene kadar aşağıda başkalarına görünen bir facebook kutucuğu olduğunu bilmiyordum. chrome'un facebook disconnect ve vidgetblock eklentileri hiç bir zaman sevemediğim facebook'un tüm etkinliğini ortadan kaldırıyor.

bakıyorum. hatta geçen çok hoş bir kız vardı. buradan duyuru açıp sadece "çok güzelsiniz demek istiyorum" diyecektim de.. vazgeçtim.

evet.

değil bu sitede hiçbir sitede bu tarz resimlere bakmam bile. hep reklam gibi gelmiştir gözüme, oralı bile olmam

sayfa değiştirme yerine kadar gelip değiştiriyordum şimdi sen söyleyince baktım güzel kız yoktu.

bakmadım hiç. o değil, facebook bağlantısı sorun çıkardığında o çerçeveyi adblock'ta engellemiştim bir ay önce filan. geri getireyim bari.

profillerine bakmıyorum, aşağıda fotoğraflar görüp "üff tiplere bak burası da bozdu" filan diyorum. tanıdığım 7-8 kişi çıkıyor bazen "amaaan salaklar" diyorum onlara da.

Duyurunuz aklima bir hinlik getirdi.

Eger ihtiyac sahibi bir ahmet mithat olsaydim grlip buraya uyduruk bir isimle "evet, mesela ahmet mithat cok yakisikli" yazardim.

Reklamin iyisi kotusu olmaz derlerdi eskiden.

Yok genelde hep tanıdıklar çıktığından bakmıyorum

Kutucuğu yeni gördüm lan. hemen bakıyorum ama :))

atlas jet'in kendi servisleri oluyor biletini oradan aldıysan. onun dışında benim bildiğim yok. hatta merkez ilçeye filan gideceksen de önce havaş'a binip bodrum'a gitmen lazım.

bir de bazı turlardan aldıysan uçak biletini onların servisleri olabiliyormuş ama dediğim gibi başka bağımsız olarak kullanılabilecek bir servis maalesef yok.

pegasus un da servisi var. bu aralar da en ucuzu bu. 10 tl ye havaalanına gidebiliyorsun yolculuk yarım saat sürüyor. pegasus seferlerinden 2 saat önce gardan kalkıyor.

agir konusucam,
sana ne lan ya... ile baslamak genelde tum iliskiyi koparma noktasina getiriyor, tavsiye ederim.
sen git gotunu parmakla, ibnetor. da denilebilir,

boş sensin kolay gelsin.

boş adamla ugraşmaktan evladır. yüzüne bakarak göz kırpa efektini yapmak şartıyla.

boşum ama para bende.

bana bir kere isveççe öğrenmeye çalışıyorum diye birisi böyle demişti

"sanki sen tüm gün nükleer fizik araştırması yapıyosun amınakoyduğumun yarrak kafalısı" dedim. gitti.

en sinir olduğum laf amk. boş işlerle uğraşıyosun diyenler de kesin tüm gün dizi izleyip akşamları arkadaşlarıyla lak lak yapmaya çıkan adamlar oluyor. sanki kendisi dünyayı kurtarıyo amk.

"time you enjoy wasting is not wasted" diye bi sey var ama bu denmez tabi. siktir git lan götlek denir bu tiplere.

sen de benim boş işlerimle uğraşacak kadar boş bi adamsın de dokundu mu de batıyo mu de bu kadar işsizmisin de sinirlendim lan !

karşim böyle diyen birine cevap aradığına göre hakaten boş ilerle uğraşıyosun bence. eheh.

sanane yapraaaam.

"evet şu an seni dinleyerek tam o dediğini yapıyorum." denebilir.

boş boş yüzüne bakabilirsin bir süre.

"he amk he" denebilir.

"bana yaptığın en dolu iş neydi anlatır mısın ?" denebilir.

yapılabilecekler listesi çok uzun aslında..

her tarafım çelik ayna de.

inşaat okuyup, işletmede profesör olup sonra utanmadan yapı işletmesi anabilimdalı kuran adam biliyorum ben.

eder.

peki yurtdışında nasıl bu süreç? doktorasını yurtdışında yapmak istiyor. master için baktığı yabancı üniversitelerin çoğu lisans şartı da arıyormuş. bu durumda burada yüksek lisansını yapsa bile çalışmalarının evrensel karşılığı olmayacağından endişeli. yurtdışına master'a gidemiyor, burada yapıp doktora için gitmek istese kabul edilme şansı var mı?

yani bölüme ve okula göre değişir tabii ama genel durum nasıldır?

bu duyuru favorilerime aldığım bir duyuruydu, çünkü ben de arkadaşınla tam tamına aynı durumdayım. endüstri mühendisliğini bitirdim ve earth system science'da master yapıyorum, yurtdışında doktoranın da yollarını arıyorum bir yandan.

hangi dereceye başvuruyorsan onun genelde bir altına bakıyorlar, yani doktora başvurusunda aynı bölümden master degree var mı yok mu buna bakıyorlar. eğer lisans ve masterını aynı bölümden yapmış biri ile arkadaşının durumunu gözetirsek onun doktoraya kabul alınması biraz daha düşük olasılıkta, ama imkansız değil. başvuracağı doktora konusu üzerinde çalışan profesörlerle iletişime geçebilirse işi biraz daha kolaylaşır, çünkü zor olan kısım, hocaları sizinle çalışmaları yönünde ikna edebilmek.

ufak bir araştırma yaptım ve karşıma şu sayfa geldi:

philosophy.utoronto.ca

buradaki başvuru kısmında " A student seeking admission on the basis of a master's degree in philosophy must have an average grade of at least an A- in that master's program." gibi bir cümle var mesela. iyi bir ortalamayla bitirilmiş bir master derecesi, sağlam referanslar, iyi gre-toefl puanları ve o konu üzerinde sağlam bir birikim ile kabul alınabilir diye düşünüyorum. alınmaz diye bir şey yok. umudunu kaybetmesin arkadaşınız.

mutlaka bir cilt doktoruna gidin önce.o size gerekli şeyi önerecektir.

mutlaka doktora gitme. bircogu anlasmali oldugu firmalarin sampuan, solusynlarini iteliyor.

en iyisi kaliteli sac ektirme bence de.

evet bence de doktora gitme. saç kıran falansa saç ektirirsin döküldükçe. tey allahım ya. git doktora şampuan verirse almazsın. gelirsin burda konuşuruz hangisi daha iyi diye. milletin memnun kaldığını alırsın.

Doktora git tabi ki. 24 yaşında saç ektirmek mantıklı gelmedi bana. En azından bir 10 sene ilaçlar, şampuanlar ile dökülmeyi önlersen o zaman düşünebilirsin ektirme olayını.

şirketten arkadaşın kafasına sürmediği şey kalmadı ama nafile. en iyisi kafaya takma, stres yapma daha az dökülür.

minoxil işe yarıyor, şu aralar bıraktım seyreldi saçlar gene.

doktora git ne olduğunu öğren, ne önerdiğini bize söyle sonra konuşalım. ciddiyim

jöleden sonrasını okumadım. 24 yaşına gelmişsin niye hala saçına jöle sürüyorsun?

jöle de döküyordur saçlarını, jöleyi bırak.

taş devri diyetini uygula.

Üstad bir sakın ümitsizliğe düşme iki programına simit eritici hareketleri ekle/fazlalaştır. Ne bileyim twist'e fazladan 2 set gir, yer hareketleri ekle, hocaya danış. Bir süre kastıktan sonra olacak o iş. (Diyet konusunda haklısın ama ilk iş oraya yönelik hareket serisi)

x, y ,z diyetiyle olmuyo bu isler bence.

iradeli oldugunuz takdirde eriyo, ayrica dogru spor yapmiyor da olabilirsiniz.

ne kadar süre yaptiginizda önemli.

saglik beslenin, yag, tuz , ekmek tüketmeyin olabildigince.

her gün 1 saat kosun , zor geliyorsa bisiklet yapin.

millet yok mok diicek ama her gün spora gidebilirsiniz, 1 saat bisiklet ya da kosu zarar vermez, her cardio sonrasida abartmadan burasi önemli sadece tek bölge calistirin, her 3-4 günde bir ilk yaptigini bölgeye geri gelicek sekilde agirlik calisin.

böyle yaparsaniz sadece bacaklara cok yüklenmeyebilirsiniz cardiodan dolayi, bir gün karin ve sirt, diger gün kollar, diger gün gögüs ve boyun, diger gün bacaklar olcak sekilde calisin.

yedikleriniz protein agirlikli olsun, minimum yag, tuz, seker tüketin, meyve tüketirken dikkat edin biraz daha sporu etkileyecek kadar seker tüketmeyin, kesinlikle gazli icecekler kullanmayin, icecekseniz su ve ya ayran icin yagsiz.

eridikten sonra programi azaltabilirsiniz.

o öyle hemen erimez ki. mesela ben spora yeni başladığımda hemen mekikli egzersizlere başlamamıştım. önce kaslarım güçlenicek diye iki üç hafta karın çalışmadım. ondan sonra diğer egzersizlerle beraber mekiğe başladım, geliştikçe yeni egzersizler de verildi. hocana karın kaslarını geliştirici çalışmalar yapmak istediğini söyle. kardiyo simite öyle çok bir şey yapmaz.

Twist yap ve sopa çevir.

Bildiğim kadarıyla bir döllenme olduysa norlevo aldıktan kısa süre sonra kanama oluyor. En basit haliyle bebek düşmesi gibi. Bir şey yapmana gerek yok.

zaten norlevonun amacı dollenmiş yumurtayı rahim duvarından sökmek olduğu için kanama yapması gayet nrmal.

bende de olmuştu öyle. hapı alınca kanama düzeninin bozulması normal sanırım.

ben olsam galatasaray'ı seçerim. aslında sen de seçmişsin. tamam.

galatasaray i sec.

yabancı dilin varsa, çok iyi yabancı kaynaklar var. O işlere girmeden önce baya okumak gerek. Sonrasında program da kasarak, verdiğin sitede yapılan işleri yapabilirsin kesinlikle. Ben de grafik tasarıma merak salmıştım, illustrator kasmıştım, 2-3 ay, şimdi iyi kötü her işi yapabilirim grafik olaylarında. İnternette ilgili acayip ve farklı tarzda siteler var. Senin verdiğim linkteki adamların tarzı var, o tarz işleri okulla olacak iş değil bence.

Tabi okullarda ne öğretiliyor bilmiyorum da, az çok gördüğüm kadarıyla düzgün grafik tasarımcı çok az. Eğitimle bir alakası var mı bilmiyorum.

peki grafik tasarım yüksek lisansı seni arıyor mu? asıl soru bu bence.

içindekilerini çıkar, fişini çek, kapaklarını açık bırak 1-2 gün.sonra da komple içini sil.
edit: mesajımdan sonra bir sürü şey eklemişsin ama neyse. Sinen koku için kapağı bir kaç gün açık bırakman yeterli olur sanırsam..

bir kaç sefer duyuruda sütün ve sirkenin kötü kokuları aldığını görmüştüm. belki sirkeyle silmek, ne bileyim küçük bir kapta süt koymak işe yarayabilir.

kömür kokuyu alıyor diye duymuştum.

www.merakname.com

bize de oldu.limon,türk kahvesi... bunları denedik fakat koku devam etmişti.bir hafta kadar, kapağı açık beklettik, kullanmadık. zamanla koku azalarak bitti,kurtulduk.geçmiş olsun.

bir su bardağında karbonatla suyu karıştır, birkaç gün dolapta beklet.

sirke ile dolabın için yıka.

zamanında burada yazılan önerilerin çoğunu yaptığımız bir dolap en nihayetinde hurdaya gitti.

camasir suyu, hic bir sey camasir suyundan daha keskin kokamaz heralde :)

www.google.com.tr

ben geçen yıl bir fincana süt koydum, onu da buz dolabının rafına koydum orada bekledi. 1-2 güne cidden kokuyu aldı sanki.

dünyada futbolun gelişimi hakkında konusabilirsin

canlı donörden organ bağışı. bir keresinde yakınlarına bir böbreğini verip sonra kendisi hastalanan vs tarzı durumları anlatıyordu. sağlıklı mı gerçekten diye ...

genetik tarım - gdo lu ürünler

konuyla ilgili kaynak, ipuçları için:
oğuz haksever ile yeşil tartışma ntv (27.07.2012 22:15)
tvarsivi.com 22:14:00

dinlerin kapitalist düzenin işleyişindeki rolleri.

sag goruslu escinseller.

Arkadaşlar teşekkürler ama bana gerçek hayatta olmuş bir hikaye lazım. O hikayeden yola çıkıp bir konuyu eleştireceğim.

kentsel dönüşüm, sulukule örneği.

Arkadaşlar cevaplar için çok teşekkür ederim. Sporda holiganlık üzerine yazmaya karar verdim. Gerçek hayat örneği için de geçen yıl ölenler vs. olmuştu onlardan yola çıkacağım. Herkese cevapları için çok teşekkürler.

sigaraya baslamasına onayak oldum.

bir durdum düşündüm şimdi, moralim bozuldu. kötü hissediyorum. hala. uzun zaman geçmesine rağmen.

orta ikinci sınıftayken tek yumrukla sınıf arkadaşımın burnunu parçalamıştım. yani kırık değil kırıklar vardı. sınıfın sessiz tıfıl çocuğunu sıkıştırmış kenara vuruyordu uyardım yumruk salladı ben de karşılık vermekte tereddüt etmedim nitekim yıllar sonra facebook ta gördüm tabi ekleyecek değiliz birbirimizi neyse profil fotosunu görünce kendimden nefret ettim burnu bir hayli yamuktu zira.

pişmanlığa gelince mmm annem ve babam özür ziyaretine gitmişti burnunu kırdığım elemanı uyurken annesi videoya çekmiş işte anneme izletmiş. garip ve korkunç sesler çıkartıyormuş uyurken. annem bunları anlattıktan sonra bana aynen şöyle demişti 'VİDEOYU İZLESEYDİN KENDİNDEN NEFRET EDERDİN'

kötü davranmıyordum sadece çok yüz vermeyip üzerine düşmüyordum. eski kız arkadaşım benim yüzümden kollarına faça atmıştı. öyle apaçi arabesk rap tipi bir kız değildi. babası hayatta yoktu annesi ve ablaları ile yaşıyordu o zaman da bok gibi hissetmiştim kendimi bir de ayrıldıktan sonra bir kişi ile çıkmıştım ama aradan 2-3 yıl kadar bir zaman dilimi geçmişti tekrar sevgili olduk zaten arada konuşuyorduk neyse annesinin olmadığı bir akşam evine gitmiştim film izleyecektik odasına ilk girdiğimde gözüm duvardaki gazete küpürlerine çarptı. babasız olan kızların başına gelen kötü olayları yazan küpürleri kesip duvarına yapıştırmış... o an ağlamamak için dudağımı kanattığımı hatırlıyorum.

ilkokulda en yakın arkadaşımı döverek bayılmıştım. hala unutamam.

3 tane evli kadınla birlikte oldum şimdi köpek gibi pişmanım. kocalarını düşündüğüm zaman.

ilk ortaokul çağlarında kuzenıme sinirlendim. evin üzerine çıktım ona taş fırlattım. beni görmedi. ama taş ikiz teki olan kardeşimin başına geldi ve kafası yarıldı kanlar içinde ağlayarak eve geldi hala gözlerimin önünden gitmiyor:( içim acıdı

eski sevgilimin en yakın arkadaşıyla yatmıştım. iyi hissetmedim.

ben duymadim hic..

ben de duymadım +1

ama ceza yiyen mekanları çok duydum hatta sahit te oldum

avm ler hariç her kapalı alanda sigara içildiğini görüyorum. bizim bakkala uyarı vermişler geçen içerde sigara içirtiyormussun diye..yani yasağın sadece adı var.yaptırımı yok.avm lerde de içmeye kalksan burada sigara içilmez diye dışarı çıkartılırsın bence ceza meza kimse uğraşamaz.şapka kanununa benzer bir hal aldı sanıyorum.kanunen takmak gerek ama kimse takmıyor

ceza yiyen adam biliyorum, kesilince kesiliyor yani.. bar, kafe gibi bi yerde olunca mekan sahipleri ödeyebiliyor cezayı..

bizim kulüpte haftada yaklaşık 15 kişi. ayrıca haftada bir biz.

kimse takmıyor. maçta kesinlikle sigara içilmez anonsu yapılırken, önümde ki amca cigarasını tüttüre tüttüre he la he la anladık diyor.

bizim bir arkadaşın arkadaşına gelmişler ceza yazmaya, öğrenciyiz abi kemküm demişler yazmamışlar.

Bayramlarda bütün İstanbul bir yerlere göçtüğü için genelde ortalık ferah olur. Eğer hava birdenbire dışarıda uzun uzun takılamayacak kadar soğumaz ise, tek başınıza bol bol dolaşın derim, özellikle de daha önce bilmediğiniz, merak ettiğiniz semtleri.

heybeliadaya filan git, olma mı?

iyi bir film paketi, yeteri kadar bira ve yiyecek. sabah kahvaltidan sonra aylak aylak gez sonra eve gel film ve birayla takil. süper olur.

sergi mergi değişik müzeler gezebilirsin

ben de aynı şekilde kalıcam. konserlerin biletleri filan bayram diye tükenmemiş oluyor, bol bol konsere git panpa. ben aldım hep en ön sıralarda bilet buldum.

yalnızım dostlar türküsü çağırmak hatun kişide yanlış mı anlaşılırım anksiyetesi yarattığındandır.

demezler kardeş. Biz açlığımızdan ölürüz, ekmek istemeyiz hesabı, türk kızlarımızın hepsi allameicihan olduğu için, naz niyazdan hayatı ıskalarlar.

yalnız ve grip...koca evde çorba yapanım yok allahsızlar

Kırarsın.

@fenahuylustanzo ne mi değişecek, arkandan elhambürüllah okumak için bir yerde buluşarak oturup bira içmek şart oldu.

@insomni4c Grip olanlarla içmioz.

değişecek olan şu beraber buluşup sohbet edip yalnızlığımızı gidericez!

yalnızların alayı erkek diyorsun sonra yalnızları birleştirsek parayı kesin kırarız diyorsun :) anlamadım ki seni ben!

"ay olur mu şekerim ben çok yalnızım"

sazan.avi

alayının erkek olduğuna nasıl kanaat getirdin ben oraya takıldım?