aliexpres'ten almıştım yıllar önce halen kullanıyorum.

kesinlikle aliexpress. 3-4 tane ver sipariş istediğini kullanırsın. 22 liraya almışım ben kargo dahil.

aliexpress

üçünü de alıyorum düzenli olarak.

Eskiden hep penguen alırdım 5 sene öncesine kadar falan.
Ama internette bu kadar çok karikatür okuyabilirken artık almıyorum.

ben de okumuyorum, zamanında her ikisini de alırdım. naber ise sardı beni, umudun askerleriyiz.

belki de mizah dergilerini kenara kaldırma vaktin gelmiştir, çizgi romanlara yönelebilirsin.

Eskiden lmanyak alırdım. Robinson ve cuma bitti, ben de bıraktım. Siyasi mizahı zaten sevmem...

En son lisedeyken Uykusuz ve Penguen alıp okurdum her hafta. 6-7 yıldır hiçbirini almadım.

Üçünün de tüm sayılarını aldım ve saklıyorum.

5-6 yıl önce arada sırada alıyordum elimi sürmüyorum daha

Ben migrosta alisveris yaparken takardim sepetin onune okurdum eskiden. Sonra yerine koyardim. Tabi bu dedigim smartphoneler cikmadan onceydi. Bayadir almiyorum eksikligini de hissetmiyorum

liseden mezun olduğumdan beri bana hitap etmiyor. geçen şirkette gördüm, 10 dakika okudum midem bulandı attım çöpe.

lemanyak lombak zamanlarında sürekli alır okurdum. sonra haftalık dergiler çıkmaya başladı. bi süre onları da aldım. ama sonradan bölündüler filan bir sürü dergi çıkmaya başladı. işte o zaman bıraktım okumayı.

96-97 tarihli l-manyak ve leman'lar hala evin bir köşesinde durur. 10 sene kadar aralıklarla oradan yürüdüm. penguen tayfasına hiç bulaşmadım, leman'dan direkt uykusuz'a geçtim ama son 3-4 senedir onu da almıyorum. satın aldığım naber kaldı bir tek.

silinen verilerin kişisel dosyaların olduğuna emin misin? eski yedeklemeleri veya güncelleme geçmişini silmiş olabilir?

hiçbir şeye emin değilim ama kişisel dosyalarımın çoğu diğer diskte. c'de genelde sistem dosyaları veya bazı programların konfigürasyonları falan var. tamam eski yedekleri, güncellemeleri falan silsin diyelim, 1- niye mavi ekran aldım? 2- 40 gb az buz değil yani biraz korkuttu.
bilgisayar şu an sorunsuz çalışıyor yalnız, kuruntu yapıyorum belki. bir de burası amma doldu temizlemek lazım diyodum, machine learning böyle bişey mi acaba :)

mavi ekranı sürücü hatalarında alırsın. windows defender ile bazı sürücüler yüklüyor(güvenlik sürücüleri). mavi ekranı sürücü hatasından almışsındır.

sonuçta sürekli güncelleme yapan biri olduğundan arada kendiliğinden yedekleme almıştır veya güncelleme geçmişini hafızaya atmıştır.

ben galatasaray diyorum ama neden desen bir şey diyemem. annen mi baban mı gibi bir şey.

Tabiki Galatasaray.

Gsl. Daha köklü daha büyük ekol daha iyi yerde.

galatasaray abi her türlü.

Almanca mı Fransızca mı? Yapmak istediğin meslek ne ileride? Bu meslek için hangi dil sana daha çok yardımcı olur?

Ör: mühendis olacaksan, otomotiv sektörüne gireceksen Almanca, ne bileyim hukuk okuyacaksan, Fransızca.

ileride ne yapmak istediğine göre değişir, ama zeka olarak sayısal ağırlıklı ise istanbul erkek'i seçmeli.

istanbul erkek.

istanbul erkek

isim olarak imaj olarak gsl öndedir ama alacağı sayısal ağırlıklı eğitimle istanbul erkek.
mühendisim, iş hayatında epey iel'liyle karşılaştım ve birbirimizi kollarız da. gsl mezunu 1 veya 2 kişiyle karşılaşmışımdır maksimum.
iş hayatında da almanca fransızca'dan epey geçerli bir dil, o yönde katkısı olur. yurtdışına gitmek istiyorsa da almanya'da inanılmaz teknik üniversiteler var. he tabi ki gsl kötü anlamına gelmez bu, oradan da çok iyi noktalara gelebilir.
çocuk bu iki okula da girebiliyorsa hayatı kurtulmuş zaten. hangisini seçerse başarılar diliyorum.

Galatasaraylilar cemiyetten yiyor. Kendi akranim tanidiklarimin yuzde 80i vasat insanlar. Misal kitap okuma aliskanligi olmayan gsl lisesi mezunu olsa nolur?
Ama yurtdisi universite egitimi icin ve ic sinav muhabbeti icin gidilebilir.
Ielliler saglam egitim aliyor. Onlardan da birkac vasat tanidim ama genelde daha zeki insanlardi.

içine hangisi siniyorsa onu seçsin, bu iki okul arasında bir yanlış, bir doğru karar yok.
kendimce: sayısal yeteneğinin yüksek olması alman ekolüne biraz daha sıcak bakmamı sağlıyor. istemesi durumunda özellikle teknik alanlarda almanya'da sağlam bir lisans eğitimi alabilmesi açısından abitur diploması, yani istanbul erkek lisesi arkadaşa çok kapı açar.
ama böyle bir şey söylemek için daha çok erken, henüz daha da şekillenecek, öğrenecek, değer hiyerarşisi oluşturacak bir genç beyin var karşımızda. belki öss'nin (gerçi lys oldu di mi lan) amına koyar, belki sat'ye girer amerika'da okur, kimbilir.

Sayısal yetenekleri iyi diye İEL'e yönlendirmek bence mantıklı değil. Daha sınavdan yeni çıkmış ilköğretim mezunu bir insan. Görüşleri değişir, başka alanlara ilgisini keşfeder vs vs.

her ikisi de universite gibi okul.

iel i tercih ederdim. ama gs ye de bos degilim

almanca, mühendislik falan mı, o zaman direkt iel.
Ha yok sözelcilik, entellik, fransızca falansa direkt galatasaray.

Ben İEL'de okurdum mesela hiç düşünmeden.

Istanbul erkek.

iel öneririm. gsl ye göre analitik zekası yüksek daha fazla insan bir aradadır. Ayriyeten okuldan atılmak daha zordur ve yatılı olacaksa yatakhane kültürü daha güzeldir(ikisinin de kıymetini ilerde anlar).

ilk bakışta gsl gibi duruyor ama iel boru değil. yamuluyorsam düzeltin lakin üniversite başarı ortalaması en yüksek okul iel diye biliyorum. bu vesileyle zamanında iel yerine kabataşa giden kafama da köpekler işesin ayrıca :(

iel.

iel mezunu oldugum icin gsl hakkinda fazla bilgim yok ama hangisini secerse secsin yanlis yapmis olacagini düsünmüyorum.

genel olarak arkadaslarin dedigine katilsam da, bizim okuldan cikan sözel/esit agirlikci kadar eminim gsl'den de sayisalci mezun olmustur.

ikisi de cok iyi okullar neticesinde. iel hakkinda sormak istedikleriniz varsa cevap vermeye calisirim.

simdiden hayirli olsun ögrencinize.

sevgilimin kız kardeşi halen iel'de okuyor. hayatının en harika zamanlarını geçiriyor anladığım kadarıyla ve mezun olduğunda türkiyenin üni. sınavına girmek zorunda değil, almanyadan mezunmuş gibi bir alman üni.sinde okuma hakkı var. bişey deniyor ona ama unuttum. ayrıca kişinin fikri değişir de mühendislikle hukuk arasında bir karara genelde varılmış olur belirli döneme kadar.

arkadaşlar ilginiz ve fikirleriniz için çok teşekkür ediyorum... öğrencime hepsini aktaracağım her şey için çok sağolun

1) 2 yıl geçtiyse garanti kalmamıştır.
2) sticker çıkınca garanti dışı falan kalmaz o tamamen yalan hele toplamaysa hiç olmaz.

2 yılı geçmedi, temmuz 2012'de almışım devam ediyor olması lazım garantinin. kasanın usb portlarında da bir sorun olduğu için zaten götürecektim, hazır götürmüşken fanlara da servis baksın dedim. asıl merakım yeni fan-soğutucu gerekip gerekmeyeceği aslında.

o sistemde sıvı soğutma gibi enthusiast bir çözümü gerektirecek bir parça yok kesinlikle. sorunun çok yüksek ihtimalle bir fan problemidir, hatta belki de kritik bir fan (ekran kartının ya da işlemcinin) durmuştur ve o parça fazla ısındığı için bu problemi yaşıyorsundur (diğer fanların gürültüsü de bunu saklıyodur tabii). yoksa kasanın üstündeki fanlar tabii önemli olsa da bu kadarına sebebiyet vermezler. teknik servis ne yaptığını biliyorsa yapacakları işlemlerden sonra -- bu kritik fanları temizlemek, gerekirse değiştirmek -- sorununun çözülmesi lazım.

daha küçük bir ihtimal ise güç kaynağının artık expire olmaya yakınsaması, ama böyle bir şey olması için de hem bu olayın daha sık gerçekleşmesi hem de güç kaynağının bildiğin çin malı bir şey olması beklenir. bu sistemde öyle bir şey olduğunu düşünmüyorum, ama gene de sonradan şaşırmamak adına akılda bulundurulabilinecek bir düşünce. teknik servis onun fanına da bir bakar muhtemelen.

bu arada nvidia'nın aq, watch dogs'un optimizasyon problemi direk onların suçu bu durumda. şerefsizler. evet.

edit: hangi parçanın ne kadar ısındığını görebilmen adına "hwmonitor" iyi bir program. ayrıca, ekran kartın için manuel bir fan profili yapmanı öneririm. "msi afterburner" kullanıyorum ben ama bir sürü benzer program var. bunlara bak kesinlikle.

hem amd ati işlemci var hem de ısınıyor diyorsun. ısınma problemi devam eder, ama bir nebze olsun rahatlar pc. sana tavsiyem adam gibi bir soğutma sistemi döşe. paran varsa. birde overclock desteği varsa pc canavar olur canavar.

@inscrutable: speedfan'le fanlara baktım aslında, 3 fan var(hangisi hangisi bilmiyorum), biri 5000 rpm'i geçiyor, diğerleri 900-1500 arasında takılıyor. normalde 30-35 derece olan sıcaklık oyun sonrası 80'lere dayanıyor.
ben 1600-900 medium-high arası ayarlarda çok rahat oynuyorum oyunu, şu fan olayı olmasa hiç kasma falan yok. ki ekran kartım çok da sorunsuz bi kart değil yani.

eğer gpu sıcaklık 80'lere dayanıyorsa tahminim iki çizgide:
1) ekran kartının fanı yeterince hızlı çalışmıyor. gerçi çılgın bir ses geldiğini söylüyorsun ama belki de işlemciden geliyordur o. hangi fanın 5000 rpm olduğu kritik burada çünkü 900-1500 rpm gayet düşük, siki taşşağında takılan fan hızı : ) çoğu ekran kartının default profili de sessizliğe önem verdiğinden sıcaklık radikal boyutlara çıkmadan o fan hızı pek artmaz. 80 derece kritik sayılıyor mudur o kart için, emin değilim.
2) 5000 rpm olan fan ekran kartının fanı diyelim o zaman ***kesinlikle*** o kadar yüksek sıcaklığa çıkamaması lazım. yani bu durumda fanda bir problem var. ben kendi hd 6950'imi tam kaç RPM'de çalıştırdığımı inan hatırlayamadım şu an ama 5000'den kesinlikle çok daha az (%40 fan speed falan) ve sıcaklıklar 65 dereceyi geçmiyor. ki hd 6950 arguably daha da ısınan bir kart.

gene bir edit: bu arada idle sıcaklıklar 30-40 aralığındaysa o zaman kasanın iç kısmındaki hava dolaşımında bir problem yok (yani kasanın "cephesindeki" fanlarda). bunları eleyebiliriz.

fanlarda normalden farklı bir ses var ise. gürleme vınlama tıkırdama gibi sesler çıkarıyorsa fanları komple çöpe atıp yenileriyle değiştirin hiç uğraşmayın fanı adam edicem diye adam olmaz onlar. mil yatakları bozulduğu anda işleri bitiyor.

Termal macun olarak arctic silver vb. marka kaliteli macunları sadece çok çok çok ince bir katman oluşturacak şekilde iyice temizlemiş olduğınuz tüm yüzeye uygulayın ye soğutucu bloğu dikkatlice oturtun. Soğutucu blok plakaları arasındaki toz kalıntılarını tamamen temizleyin.

Isınmayla ilgili sorunlarınız bu iki aşamada tamamen giderilecektir.

Dostum sen amd stok fan kullaniyorsun. Sorun bundan. Bi islemci fani al tak biseycigi kalmaz.

aman yeni çıkmış oyun steamden alınır mı dolar kuru farkıyla daha pahalı olur. şu anlık en uygun yolu şuradan kutulu 75 tl'ye almanız :www.aralgame.com

yılbaşına doğru gelen indirimleri bekle kesinlikle. özellikle ingiltere'den ücretsiz veya ucuza kargo ile alım imkanları oluyor. birazcık karşılaştırma yapmak lazım sadece. preorder da pek mantıklı değil hele ki indirimlerin başlayacağı şu dönemde.

herkese çok teşekkürler, 60 dolar abartıymış hakikaten 75 tl epey uygun duruyor.

yılbaşına doğru 75 tl'nin altına bulabilir miyim yani? önerebileceğiniz yerler var mı?

aral'da pepsi indirimi diye bir olayla 60 tl'ye geliyormuş hatta:)

genelde yeni çıkmış oyunlar steam indirimlerinde %25 indirim görüyor yani 44.99 dolar falan oluyor yani araldan almak hemen oynamak istiyorsanız daha karlı

usb portun da usb 3 ise bu hız normal değil.

evet düşük bence. ben toshiba'nın bi flash belleği ile 40 mb/saniyede yazıyordum.

evet 3. enabled mı acaba diye bios'a gireyim dedim de, bios'ta da ekran gelip gidiyor, cenabet günümdeyim heralde.

fresco logic 3.0 driver çoğunlukla kullanılan.

bunun dışında aygıt yöneticisinden veya üreticinin laptop/anakart sitesinden bakılıp bulunabilir.

o hız normal değil.

Skyrim kaçmaz.

assassin's creed'i ilk oyundan itibaren oyna. hayatımda oynadığım en etkileyici serilerden biri. zaten seni 1 ay kitler:)

hitman absolution

Skyrim oynadım. Kışın tekrar bakacağım ona.

Bunun dışında hitman absolution'u araştıracağım. Asassin's Creed de iyice aklıma yattı bu arada. Hala paylaşmak isterseniz dinlemeye hazırım.

max payne 3 denenebilir.. yutupdan videolarına bak once.. hosuna giderse oyna.. yutupda oyungezer hesabı var tanıtım falan yapıyor.. orayı kurcalayabilrisin bu arada.

Bioshock Infinite deneyebilirsin.
Ayrıca oyun ortamı çok zevkli olan FarCry 3'ü de deneyebilirsin.

worl of goo

far cry 3

aksiyona dayalı seviyorsan darksiders önerebilirim. diğer arkadaşlar bir çoğunu önermiş zaten.

limbo ve portal oyunları da değişik tecrübelerdir. tavsiye ederim.

dishonored.

hele steampunk seviyorsanız tadından yenmez.

walking dead'in oyunu var, 5 episode luk.
grafik, aksiyon, atlama zıplama seviyorsan boşver ama hem olaylar senin verdiğin kararlara göre deva ediyor-yani kimi kurtarıp bırakacağına karar veriyosun, sorduğun sorular verdiğin cevaplar ilerleyişi değiştiriyor. hem de konu, diyaloglar, atmosfer çok iyi.

hikaye değilde oynanış özellikleriyle ilerideki bir çok oyuna model olucağını düşündüğüm tomb raider.

turkce ya da izin verilmeyen bir karakter falan yazmis olma ihtimalin geldi aklima.. onlari bi kontrol et istersen..

ettim her şeyi değiştirdim gene olmadı :(

kaldırmaz sanıyorum. pes'i kaldırmaz da sims ne gerektirir bilmiyorum.

dahili ekran kartı var. 10 yıllık oyunları bile zar zor açar.

gunumuz super goruntulu oyunları olmasa da ortalama oyunların cogunu kaldırır sims ve pes calıstırır
ram i az ve ekran kartı da ram kullandıgı icin super bi ısınma olusur ama yani peste ust uste 3 mac yapınca oyun slowmotion calısmaya baslayabilir
ama ozellikle oyun oynamak varsa kafada en azından 1gb ekran kartı olan 2-4gb ramli bi makine en alt seviyo olarak daha iyi olur

pes i kaldırır.

Peki bu laptop için Windows 8 gereksiz mi?Windows 7 mi yukleteyim,daha kullanmadim.

kantır sıtrayk oynucaksan yüklenir.

direkt servisler var, onun dışında kadıköy'den 125 diye bir otobüs var ama az geçer, beşiktaş ve kabataş'tan da 43r ve 559c gibi otobüsler geçiyor.

Dolmuş (ya da başka bir şeyle) Kadıköy -> Metrobüsle Zincirlikuyu -> 43r ya da 559c ile Hisarüstü

ya da

Dolmuş (ya da başka bir şeyle) Kadıköy -> Vapurla Beşiktaş -> 43r ya da 559c ile Hisarüstü

ekran kartınız amd 7850 mi?

tam 12'den vurdunuz. ekran kartım mı sikko? :(

O modellerde default gelen dvi dönüştürücülerde sorun vardı o yüzden görüntü ekrana kötü gidiyordu. donanımhaber forumunu araştırın biraz, orada başka dvi dönüştürücü alıp sorunu çözenler var.

bende de aynı kart var bu arada, bunu çözdükten sonra yağ gibi akacak üzülmeyin.

oynadığın oyunda v-sync özelliği kapalıysa ve oyun kastırmayan (60 karenin üzerinde) bir oyunsa görüntüde yırtılmalar oluyor da olabilir.

@yuto: vsync konusunu araştırmıştım, vsync açıkken de çok değişmiyor durum.

@montreal: vay arkadaş. hiç haberim yoktu bu durumdan. bakayım foruma. çok teşekkür ederim ya.

arctic monkeys olaylardan dolayı iptal diye biliyorum ?

kesin bir şey yok henüz, arctic monkeys kesin iptal de diyemeyiz. söylentiler:
arctic monkeys, hurts, black keys, editors, blur (bunların 3'ü gelir bence)

Florence + the machine

mgmt
the xx
the editors
franz ferdinand
the black keys
ve kişisel favorim phoenix :)

nzessia +5000

tam istediğin türde değil ama dinlemediysen Travis

black light burns

The Do

Tame İmpala
Portugal. The Man
Flört
Grizzly Bear

programlama dili bilmek mühendislik okuyan adam için çok önemli değil zaten. bugün java kullanırsın, yarın python'a geçersin, başka gün yeni bir şey çıkar ona geçersin. herhangi bir dili 2-3 hafta çalışarak gayet iyi öğrenirsin, önemli olan mühendislik konseptlerini bilmen.

c şıkkını direk ele derim, web designer olmak için mühendislik okumak ziyan. a'dan da b'den de ekmek çıkar ama mobil çok revaçta bu aralar, ben b'yi tavsiye ederim sana. başarılar.

MuadDib
aslında doğru a ile b çok bağlantılı zaten.haklısın ama şu var.en kısa sürede en az birinde iyi bir noktaya gelebilmek istiyorum.sonra farklı alana kayılabilir tabii.ondan birini seçme konusu açtım.

sleth
teşekkürler

madem web firmasinda staja basladin, java ile web gelistirmeye yonel. spring-mvc veya play framework gibi ozellikle acik kaynak teknolojileri ogren. takip et. projelere dahil ol (bug bildir, bug cozumle). koca bir dunya var orda.

bu is en kolay kendi belirledigin bir projeye baslayarak oluyor. kendi ilgi alanlarindan biri uzerine bir site acmayi amac edin. onun icin gerekli adimlari izle.

not: 12 yildir java programliyorum.

gozun korkmasin, web gelistirme dusundugun kadar kompleks degil. sadece hakim olmak zaman aliyor. yeterince zaman ayirirsan 1-2 yil gibi bir surede dusundugunden cok daha hizli yol alabilirsin.

Kendine güveniyorsan a ve b'ye aynı anda odaklanmanı tavsiye ediyorum. Böylece hem kurumsal bir firmada çalışabilir, hem de kendi uygulamanı geliştirme şansı elde edersin.

Mobil yazılım geliştiren firmalar da var zaten. Onlardan birine girersen, ileride kendi ürününü geliştirmek için güzel tecrübeyi bir firmada çalışırken edinebilirsin.

o kişinin profilinde turn of retweets diye bir seçenek var, onu kapatınca retweetleri değil sadece tweetleri görüyorsun.

twitter'ın android uygulaması anlık iletileri getiriyor tabiki.

www.ensonhaber.com

doğru değil henüzç
videosu falan yok yani. birileri ortaya bişey atıyor. sonra olanları izliyor. videosu kanıtı olmayan şeyler hakkında da konuşmak doğru değil.

ve gördüğün gibi yukarıda verilen haberde video vs. yok.
büyük ihtimalle uydurmadır.

kanal7 attı ortaya bir iddia, tüm medya üzerine çullanıyor. hani nerede video? iftiracı herifler ya.

ulusal tv yalanladı

Ulusal kanaldaki spikerin keşke ölüm olsa iddiasını ortaya atıp kanıtlayamayan ağır şerefsizdir.

videosu olsa çoktan ortaya düşmüştü. adamların teşkilat sağlam, böyle bir şeyi kanıtsız bırakmazlardı gerçek olsa.

Şerefsizin biri sıktı öyle bir yalan, yayıldı. Haber 7 bile kaldırdı ilgili haberi. Bu kadar VİCDANSIZLIK ben GÖRMEDİM arkadaş.

tv arşivi mi ne öyle bi site ordan bulunur, varsa

işim gereği, ulusal tv'nin 19.00 ile 04.00 arasındaki yayını izledim. böyle bir ifade yok.

çamur at izi kalsın kampanyası. ulusal tv dava açıcaz diyor.

az önce piçlik olsun diye avukatmış gibi mail attım gazetelere :D kaldırın diye

vicdanının sesini bastıracak bir şeyler yapmamalı bence insanoğlu.. en azından vicdan azabın olmalıydı hala..
sevgiline de bittiğini açık açık söyle bir zahmet..

Ben de bir an sandım ki sevgilinin aldatmasından şüpheleniyorsun. Eğer gelip buraya bunları yazıyorsan bambaşka sorunların var. Onları duyurudan kişilik analizi yapan duyurucular birazdan gelince yazar zaten. Hiç öyle sert olmasın diyorsun ama hak ediyorsun ve hak ettiğini sen de biliyorsun.

bi ilişkiyi bitirmeden diğerine başlıyosun,üstelik hala sevgili olduğunuzu sanıyo.niye dürüst olamıyosun?yorumlarınız sert olmasın diyosun,ama şu yazdıklarını okuyup da yumuşak yorum yapmamızı bekleyemezsin heralde.

yahu hala neden ayrılmadın sevgilinden, sonra lazım olur mu diye tutuyorsun, bir de derin dondurucuya at istersen acıkınca çıkarır ısıtıp yersin. bir de aldatma falan mesele değil de 'ya ilişki bitti ama ben açık açık söylemediğim için karşımdaki hala sevgiliyiz sanıyor' bu esas terbiyesizlik olan.

Benim merak ettigim hangisiyle aldattin?
Direksiyon hocanla mi?

maymun doğanın gereğini yapmışsın, bir dalı tutmadan diğerini bırakmaya kıyamamışsın.

Başkasından hoşlanmak pek sorun olmasa da sevgilinizden ayrılmayıp boynuzlamanız iğrenç bence.

madem koptu kopacak niye önce ayrılıp sonra istediğinizle sevişmediniz?

hayır bir de bırak çocuk hayatına devam etsin, acı çekecekse çeksin sonra özgür olduğunu bilsin başka kızlara ilgi duysun mutlu olsun, sen kendi mutluluğunu bulmuşsun neden onun ızdırabı sürsün diye uğraşıyorsun ki? sence memnun mudur buluşup görüşmediği yalnız telefonda konuştuğu, artık kendisini sevmeyen, hatta ilişkiyi aslında bitirmiş olan ama kendisine söylemeyen birine bağlı kalmaktan? çocuktan daha ne istiyorsun ki özgür vemutlu olup kendi hayatına devam etmesine de izin vermiyorsun?

şimdi biz sana soralım:ne yapmayı düşünüyosun?

bu arada burada yaptığınız bilinçli olarak insanların size ağır yorumlar yapmasını sağlayarak vicdanınızdaki suçluluk duygusunu azaltmak, bir nevi linç edilerek kendinizi rahatlatacağınızı düşünüyorsunuz.

isterse burada 1000 kişi yaptığınız işin b.ktan ve ihanet olduğunu söylesin, bu suçluluk duygusunu yenmeni sağlamayacak.

Ve şunu unutmayım, bilmiyorum inancınız nedir, ama ilahi adalet diye bir şey var, ve her insan yaptığının hepsini bir şekilde çekiyor.

gün gelir sende sevdiğin bir adamın aslında eve geç gelmesinin sebebinin işyerinde ki taş bir sekreterle seviştiği için olduğunu keşfedince bedeli karşılanmış olacak.


ve asıl sorunun şu, sen aldattığın için bir daha asla bir başka erkeğe güvenemeyeceksin, zira oda seni aldatabilir veya aldatıyor olabilir. aynısını sen yaptın, o nye yapmasın çünkü.

asıl ceza çekme sürecin o "güvenememe" durumu sebebiyle olacak.
seviştiğin adamda seninle bir ilişki yaşar mı bilmiyorum, en azından uzun süreli. zira sevgilisi olduğu halde onu benimle aldatan yarın benide bir başkasıyla aldatır diye düşünecek.

ömür boyu unutamayacağınız bir vicdan azabınız oldu. hayırlı uğurlu olsun.

Yazdıklarını ve milletin cevaplarını üşenmedim, tek tek okudum. Kimsenin bahsetmediği, sen çaba göstermediğin halde sevgilin hala bu ilişkiyi götürmeye çalışıyorsa tam bir salak demektir. Ayrıca artık görüşmüyoruz ama telefonda ara sıra görüşüyoruz diyorsun ya eleman buna da birşey demiyorsa haketmiş kesinlikle aldatılmayı. Ne yaparsan yap için rahat olsun. 3 yıllık yada 13 yıllık farketmez sümsük her zaman sümsüktür bunun aşkla sevgiyle hiç alakası yok.

"sevgilimle yüz yüze görüşmüyoruz artık ama o hala birlikte olduğumuzu düşünüyor.telefonda konuşuyoruz ara sıra." yuh yani bu nedir ya? neden söylemiyosun adama ayrılmak istediğini, bittiğini vs.? bence diğeriyle sevgili falan olamayacağını anladın işte hali hazırdaki salak yerine koyduğun sevgilinden de olmak istemiyorsun bu yani.

Ayril adami birak, git istedigin hayati yasa.

konuyla ilgili yorum yapmıcam da, eski duyuruda sen dahil herkes aldatma olmasın da nolursa olsun demiş.
sen de gidip aldatmışsın.
şimdi niye seni adam yerine koyup da burada yardım etmeye çalışalım?

senin ne istediğin belli,
istediğini verecek/alacak sonra bi daha görüşmeyeceksin, en iyi ihtimal fuckbody olur çıkarsınız,
umarım sevgilinden ayrılır bir daha görüşmezsiniz. Yazık adama..
Beddua etmiş gibi oldum ama böle düşünüyorum.

Aklinizdan neler geciyor cok merak ediyorum, lutfen yazar misiniz? Tesekkurler bu duyuruyu actiginiz icin de.

sevgilini bırakmadığın her gün kendi değerini kaybediyorsun bir insan neden kendini aşağılama sevdasında başka insanları acıtır hiç anlamamışımdır. sert şeyler söyleme demişsin ama sevgilinden ayrılmaya cesareti olmayan kişinin artan heyecanını hmm seveyim. üzüldüm sevgilin olduğunu sanan kişi için neyse susma hakkımı kullanıyorum.

abandoned +1. bizde g.te g.t derler aga. ahlaki değerlerini yitirmişsin, her önüne çıkan hoş adamın cinsel tatmini olabilmek için kendince "haklı sebepler" uydurmuşsun. bu onursuzluğu niye yaptığının sebeplerinden biri de bu. böyle giderse bi gün birinin elinde patlarsın.

öncelikle vicdan azabı falan çekeceğinizi düşünmüyorum. öyle olsa ilk duyuru da dediklerimize kulak verirdin. kişiliğin böyleymiş, ahlaki değerlerin vs yokmuş, yargılamıyorum ama sana olacakları söyleyeyim. bir gün birisini çok seveceksin ama o kişi seni defalarca aldatacak, hatta bundan pişmanlık da duymayacak. bir gün öğreneceksin gerçeği ve o güne kadar sen bugün yaptıklarının ne demek olduğunu algılayamayacaksın. ister etme bulma dünyası de ister karma de.

o değil de eski sevgilin şanslıymış :)) bence sakın geri dönme.

türk milleti şan ve şerefi için yaşar. bence sende ikisinden de kalmamış.

beyler, sert olmasın demiş ama burda bildiğin hardcore dönmüş.

sınırsız internet oluyor mu ya. ben olmuyor diye biliyorum..

Valla şöyle birşey vardı

4 GB Internet
1000 Dk Her Yöne 39 TL
SMS için de bir paketleri var 5000 SMS 10 TL yani 50 TL ye hayvan gibi bir paket sahibi olabiliyorsunuz.

www.avea.com.tr

@senialan... var, adil kullanım kotasını aşınca hızını düşürüyolar ama var.

@eofor: kardeş bunun neresi daha avantajlı?:) fiyat olarak kastettim.

ben vınn için sormuştum bir ara eskiden vardı ama diğer firmalarla haksız rekabet olurmuş o yüzden iptal edildi demişti. o yüzden omayacağını düşünmüştüm ben..

arşiv foreva!
şöyle ki bazı kitaplar oluyor hem tek başına çok pahalı, hem ayrıca bütün kitapları tek tek satın almama -şu anda- imkan yok ; haliyle onları kütüphaneden alıyorum.
kütüphanaler candır; bazen hiç aklımda olmayan kitaplara rastlayabiliyorum ya da başka akımlar/yazarlarla tanışabiliyorum o yüzden güzel. ama soruna cevap kesinlikle arşiv.

ha ayrıca 30-40 yıl sonra çöpe gitmesi tamamen saçmalık. neden öyle düşündüğünü anlamadım? 6 yaşında aldığım kitapları ne kitabı dergileri bile saklarım. 30 yıla az kaldı yani ama boşa gideceğini sanmıyorum; birine bırakırsın? ha e-kitaplar çıktı kim napsın 40 yıl sonra kağıt kitapaları kafasındaysan çok yanlış bir kafadasın : ) zamanı geçmeyecek onların. (en kötü nostalji olur)

maddi külfeti de sağlam sahaflar bularak azaltıyorum.yani kitap okuyan; kitaptan anlayan ve güzel kitaplara sahip bir yer bulursan ki zamanla bulursun; hem seçmede yardımcı oluyorlar hem de ekstra indirim için nazını çekiyorlar. ayrıca festivalleri de takip ediyorum. maddiyat bahanedir mazeret olamaz;)

ben arsivcilige ciddi anlamda karsiyim, özellikle indirme filmlerle yapilana, sacma, gereksiz, bosa mastürbasyon.

kitap icinde benzer, yani kütüphanem olucak diye degersiz kitaplari saklamak bosuna amelelik, cok sevdigin illaki kütüphanemde olsun denilen kitaplar vardir gercekten alinasidir, acar bikac senede bir okursun, bunlari alabilirsin belki ama diger türlü cok sacma bence.

erisimin varsa kütüphane en mantikli, en az israf olan ve en efektif yol.

bir daha kullanmayacagin seye o kadar para vermek, bosuna evde yer kaplatmak cabasi.

internet filmciligi de ayni iste, etrafta binlerce adam var arsiv yapcam ben diyen, bir kere bile seyretmedigi dandik 2. sinif filmleri indirip saklayan 20 tane dizi arsivliyen filan, dizimag misin abi.

ek olarak e kitap denen bir sey var illaki hepsini buliyim diyosan evimde, al bi kindle güzel güzel kullan, türkce arsiv yok pek ama.

ayrica kitap kokusu fetisti olmamak lazim, evet güzel, gercekten eglenceli kitap okumak ama kindle da ayni etkiyi yapiyor kokusu haricinde.

Bu konuda edebiyat hocam formatlamistir beni
Arsiv kutuphane rafda duran tovlu kitaplar kadar aci verici ne olabilir, kitaplara kokular sinmeli cay kahve damlamali yasanmisligi olmalo elden ele gezmeli cok kisinin yoldasi olmali cantalarda sikismali...
Neyleyim gicir gicir rafta tozlanan kitaplari.. ruhsuz islevsiz..

Kutuphanelerden es dosttan rica ederim, yeni bir kitapsa alirim

Gercekten sahip olmak istedigim kitaplar el yazmalari, altin harfli eski osmanli lugatlari yada eski tarih kitaplari olabilir, tabi bu kitaplari fonlayacak kaymaha sahip olmadigim ve , uhtemelen olamayacagim icin (muzayedelerde satiliyor bu kitaplar) bi kitapligim arsivim hic olmayacak.

Kitaplarimi birilerine vermek aliskanlik gibi, once almak icin gozum kalir okuyunca kime versem diye bakinirim :))

yatağım hemen kenarında iki tane kütüphanem var. keyif veriyor onların orada olması. kışın oda daha sıcak gibi geliyor, yalnızken daha az yalnız hissettiriyor. onları okurken yaşadıklarım aklıma geliyor bakınca, arada açıp bakıyorum not aldığım, işaretlediğim sayfalara. babamdan gelen bir alışkanlık benimkisi. babam anlatır hep, ona sormuşum bu kitapların ne zaman benim olacak diye küçükken :)

kağıt kitapların zamanı geçmeyecek diyen arkadaş evinde kil tablet bulunduruyor mu merak ediyorum.

ayarlar kısmında vardı. retweetleri kapat diye bir kutucuk olması gerek.

edit: b aktım bulamadım, kaldırmışlar herhalde o özelliği :/

RT'lerini görmek istemediğin kişinin profiline giriyorsun, orda following yazan yerin yanında bulunan ufak kutucuga tıkla, veee "turn off Retweets" diyorsun.

kişinin profiline girip sağdaki ayarlar butonundan turn off retweets diyebiliyorsunuz. kişiye özel bir ayar bildiğim kadarıyla.

arkadaşlarının teker teker sayfasına girip görebilirsin. sağ taraftaki following yazısının yanındaki adam işaretine tıklayınca aşağıda retweetleri kapat seçeneği var.

demek ki 1000 kişi takip eden birinin bu işe kalkışması manyaklık olur? allahtan ben 70-80 kişi takip ediyorum da kafam rahat.

1000 kişi takip eden adam zaten timeline okumaz:D

kişisel fikrim olarak; genelde dayak atan kişilerin dayak yemesi bazen kafalarda "etme bulma dünyası" cümlesinin dolaşmasını sağlıyor bence.

dayak yiyen polis memuru mu dövmüş dayak atanları? Aynı üniformayı giyenler aynı kişi mi oluyorlar?

genel olarak ayrımcılık yapmaları ve orantısız güç kullanmaları.

mesela yollarda hiç türbanlıları çevirmezlerken, başı açıkları çevirmeleri.

teröristlere dokunamazlarken, öğrencileri, futbol seyircilerini doğduklarına pişman etmeleri.

ayrıca, farzedelim ki öyle, bu adamlar amirlerinin dediklerini yapıyorlar, tipini beğenmedim deyip dövmüyorlar ya insanları.

@dzingis polislerin işini iyi yaptıklarını iddia etmedim ki zaten ne gereği var bu açıklamanın?

ayıp lan. sabah sabah sinire kestim, adama küfrediyorum :)

çünkü polislerin çoğu ellerindeki copla, biber gazıyla kendini adam zanneden şerefsizler ordusu. evet sopa yediklerinde içlerinde "insan" olan bazıları da maalesef zarar görüyor.

ama polis şiddeti yüzünden yüz binlerce insan acı çekerken ve çekmişken, 200 tane polisin içinde 20 tane iyiye üzülemeyeceğim, kusura bakmasınlar.

devlet işçileri insanları öldüresiye dövmüyor ayrıca. polisle devlet işçisi aynı şey değil. polis farklı bir sınıf. asker gibi.

her polis memuru küçük ya da büyük pis bir işe karışmıştır diye düşünüyorum. çünkü mevki gereği gerek çevreleri, gerek halk gerek de üstleri tarafından alıştırılıyorlar bu şekilde davranmaya. zaten pis işlere karışmayanları aralarında da barındırmıyorlar. zamanında şöyle bir haber de olmuştu:
"rüşvet alması için arkadaşları tarafından baskı yapılan polis memuru, 2 arkadaşını öldürdü, daha sonra da intihar etti." haberi arayıp bulamadım şimdi ama bütün bu haberler neticesinde türk polisinin kafalarda oluşan resmi maalesef bu.

bunu değiştirmek çok uzun zaman alır, çünkü şu anki düşüncelerin kafamıza kazınması da uzun süren tanıklıklar sonucunda oluştu en nihayetinde...

güzel kardeşlerim ben de bugüne kadar hizmet aldığım hiçbir hekimden memnun kalmadım ama bunu tüm hekimlere mal edip, hekim dövmüyorum.

dzingis sakin ol abi.

@loveinaflipbook bu söylediğine inanıyor musun?

Her meslek camiasında işini şerefiyle yapan da vardır yapmayan da vardır.

hekim seni üstlerinden emir alıp bilerek öldürmez. öldürmekle dövmek aynı şey değil tabi ama imkan olarak dedim. ayrıca sağlık kutsal bir olay doktorlarla polisi bir gören zaten yok.

ortaokul arkadasım değil de lise arkadaşım polis. adam eline gücü alınca çok değişti. bizim bakış açımız değişmedi zaten lisede polis olacağını söyler dururdu. artık daha artist.

das experiment filminde çok güzel anlatmışlar aslında bu psikolojiyi. oradaki insanlarında dövülmesini biraz ohh diyerek izleyebiliyorsun.

das experiment örneği güzel oldu, diğer ekibe gardiyan rolü verilseydi bir şey değişmeyecekti, bu durumda oh olsun demek aptalca değil mi

iyi veya akıllı olduğunu savunmuyorum, insan psikolojisinden bahsettim. sonuçta poliste copu sallarken kendini karşısındaki insanın yerine koyarak sallamıyor. böyle bir yönü de var işin.

ve ben polislerinde haber izlerken dayak yiyen halk için oh iyi olmuş şerefsizlere akıllanırlar dediğini düşünüyorum.

babam emniyet müdürü, kardeşim ise polis.

kardeşim yeni yetme, daha çok tecrübesiz, arkadaşlarıyla birlikte takıldım, gerçek anlamda cahiller (kardeşim dahil) istediğin yöne çekebilirsin.

zamanla rütbesi yükselenlerin egosu şişiyor (mesela babam) babama göre, dünyada hiçbirşeyi ondan daha iyi bilemezsin, her konuda uzmandır kendisi ve karar mercidir. polislik zamanlarında insanları nasıl karakolda dövdürdüğünü, adalete teslim etmek yerine hıncını nasıl çıkardığını ballandıra ballandıra anlatır, örneğin böyle bir olayda yanına en iri yarı polisi almış, böyle taşkınlık yapan birisini jobla hastanelik edene kadar dövmüş, iri kıyım polise de sen biraz uzakta dur bir şey olursa gel beni kurtar demiş. örneğin, hırsızı yakalamayıp peşinden koşmuş, tam yakalayacakken yavaşlamış, kendisinin saatlerce koşacak gücü var, amacı hırsızın pes ederek yere yığılması ki öyle de olmuş, adam kendini yere atmış gel tutukla naparsan yap demiş. bütün bunları övünerek anlatır.

kardeşimde bunların hiç biri yok, çok saf temiz bir çocuk, arkadaşları da öyle, psikolojik destek verilmediği sürece zamanla kurum kültürünü edinmeleri, birbirlerinden ve yaşadıklarından etkilenerek zorba baskıcı insanlar olmaları kaçınılmaz.

ne yazık ki durum böyle, polis baskıcı faşist yönetimi temsil ediyor, suçluyu adalete teslim etmek, güvenlik sağlamak görevleriyken, kendi adaletlerini uyguluyor ve hınçlarını anlık öfkelerini baskılamak yerine sınırsız bir şekilde vatandaş üzerinde boşalıyorlar.

polisin durumunu biraz acınasi kilan şu. polis kim emir verirse onu yapiyor, dün kürtlere ve solculara saldiriyordu, bugun celenk birakmak isteyen milliyetci gruplara aman süreç zarar görmesin kaldirin o celengi diyebiliyor. dün ögrenciye saldiriyordu, bugun başındaki adam istese, yüzlerine sıcsa ses cikarmazlar. polisler acınasi cünkü senin de söyledigin gibi ne emir verilirse onu yapiyorlar. cok polis tanidim, ne dogru düzgün egitimleri, ne de saglam bir ideolojik duruslari var silah kabzalarina yapistirdiklari üc kurusluk ay yildiz cikartmalari disinda. polis acinasi cünkü aksam eve gelip de üniformasini cikardiginda yan komsusuna cay icmeye gitmek istiyor, haftasonu piknik olsun istiyor mahalledekilerle. polis acinasi cünkü g.tü üc bucuk atiyor bazi mahallelerden gecmeye, servis aracina bindiginde ulan bugun bomba yer miyiz diyor. polis acinasi cünkü su son zamandaki maaş iyileştirmesi olmasa üc kurus paraya onun bunun bekciligini yapiyor, üstüne en fazla ve en gereksiz uzun mesailer onlar da, mesai ücreti falan da yapamiyor. polise acımak lazim, cünkü o copu gencecik insanlarin kafasina indirirken, kafede otururken laf atan adama tekme tokat girisirken yüzündeki maskeyi cikarmaya tirsiyor. polis hakikaten acınası, cünkü biliyor ki o halini kendi cocugu görse, kendi cocugu ondan korkacak, belki de bir daha hic sarilamayacak biber gazi kokan giysisi ile ona. polis kötü degil, acınası.

bir daha söyleyeyim, polisten nefret etmemekli, acımali ona.

@douchebag dayak atılan polis memurunun baban gibi zalim mi, kardeşin gibi masum mu olduğunu bilmiyoruz. Bahsettiğim, tüm polislerin baban gibi zannedilmesi, ki sen de kardeşin üzerinden öyle olmadığını söylemişsin. Zamanla öyle olur mu olmaz mı, o başka konu.

e kardeşim "polis"ten bahsediyorsun. iyi o zaman, herkes farklıdır diye hiçbir konu hakkında görüş belirtmeyelim. konfeksiyon işçisi, kamyon şoförü değil bu. polis. kurum. içinde iyilerin olması iyi oldukları anlamına gelmiyor.

güzel abim ama sen kurumu dövmüyorsun ki kurumun çalışanını dövüyorsun

pkklılar da çoğu emir kulu. nazi askerleri de emir kuluydu. katile, tecavüzcüye üniforma ver al sana polis.

pkk lı bizzat sivil bombalayacağını bilerek, bile isteye oluşuma katılıyor. Polislik ise bizatihi bir meslek. Polislik mesleği mi kaldırılsın yani?

www.skorer.tv
şu videodaki polisler dayak yese çok mutlu olurum.

ama yürüyüş yapacağız ayağına elinde taş ve molotof ile gezenleri de polis döverse üzülmem.

her polis aynı değil ama çoğunun zır cahil olduğu çok açık.

dayak yiyen kimsenin kendisini gerçek kişilerin mi, kurumların mı dövdüğünü düşündüğünü sanmıyorum. bir BEDAŞ memuru gelip bana, "elektrik faturanı niye ödemiyosun lan?!" diye şaplak atsa, bunu adamın ayıbı olarak görürüm. adamları dövmeyince işten mı çıkartıyorlar polisleri bir de? emir emir diye adam da mı öldürecekler istenirse? ya da şöyle değiştireyim soruyu; rüşvet alan, adamı ölesiye döven, öldüresiye pataklayan, yeri geldiğinde ölüsünü yerde bırakanlar emir üzerine mi yapıyorlar sence bunu?

ha eşek hoşaftan ne anlar mantığıyla düzgün şekilde karşı koymak kimsenin işine gelmiyorsa, o zaman dayak yemek de çok yaralamamalı aynı kişileri. o dayak yiyenlerin yeni mezun, bıyığına ter düşmemiş, hiç eylemde bulunmamış olduklarını da sanmıyorum. sadece takviye ekip yetişememiştir.

edit: benim de polis tanıdıklarım oldu, ama onlardan daha da çok polisten dayak yiyen, hakaret gören, aşağılanan, hor görülüp ona göre muamele gören arkadaşım oldu. demek ki bir ezici üstünlükleri var kurum olarak kendilerinin. bir kere pataklanınca bu kadar olay olmasına anlam da veremiyorum.

sana şaplak atan memuru döversin ama bedaşı basıp önüne gelen memura tekme tokat girişmezsin heralde

toplumdaki en vasıfsız, en gözü dönmüş piskopat insanları polis yapıyorlar. üniforma, cop, silah, bomba veriyorlar. çözüm için bir seçim, bir test yapılması lazım polis istihdam ederken.

ayrıca bütün hareketlerinin kayıt altında olması lazım. kızın kafasına o gaz bombası atan polis hangisi bilebilmeliyiz ve yargılayabilmeliyiz.

ama bu tip hükümetler iktidarda olduğu sürece bu gerçekleşmeyecek. zira hükümetlerin istediği de tam olarak hiçbir insiyatif almayan, ne deniyorsa onu yapan, yaptıklarından sorumlu tutulmayan bir köpek sürüsü. iq'sü 90'ın üstünde olan bir polis, memurlara gaz bombası atmaz. kendisinin de memur olduğunun farkındadır.

bir de polis kurumunun tarihine bakmak lazim, fransa'da ingiltere'de amerika'da polis teşkilatlari kurulurken en azili suclulara üniforma verip polis yapmislar ki digerleri ile başa cikabilsinler. polis, yasal zorbaligin, sucun rasyonalize edilmiş halinin, devlet ceberrutlugunun eli maşali bekcilinin simgesidir.

tüm bunlar kurumun kalitesiyle ilgili değerlendirmeler, kurumun varlığının gerekliliğini ortadan kaldırmıyor.

@pipepicture, polissin herhalde, en azından böyle düşünmeme neden oldun. Ben polis kurumunun gerekliğini savunuyorum, tabi ki asayişi sağlamak birinin görevi olmalı. Fakat sadece ülkemizde değil, birçok ülkede polis teşkilatı yasal bir suç hatta terör örgütü gibi davranıyor. Polis olan akrabalarım, arkadaşlarım, tanıdıklarım var, içlerinde gerçekten iyi insanlar var ama ne yazık ki yaşadığım, tanıdıklarımın yaşadığı kötü olaylar çok daha fazla.

Ben kendim yaşadım polisin açgözlülüğünü, şerefsizliğini. Tabi kendi suçlarını kendilerine şikayet etmek zorunda olduğun için de bir sonuç alamıyorsun çoğu zaman. Hatta ifşa edince bile o kadar kanıksanmış olduğunu görüyorsun ki durumun, kimse sesini çıkarmıyor.

Bunun dışında polislerin %80-90'ı benim nazarımda genel kültür ve bilgi seviyesi düşük, başka bir iş yapamayacağı için polislik yapan insanlar. Bu tip bir psikolojik durumda olan insanın kompleks sahibi olması garip değil. Kompleks sahibi insana da şiddet uygulama hakkı tanırsan bu yaşananlar, şiddet, rüşvet, vs. garip kaçmıyor.

Polis kurumunun asli görevi kanunlar dışında hareket eden kişileri durdurmak ve yakaladığında adalete teslim etmek. Şiddet uygulayabileceği durum da kendi veya başka vatandaşların can sağlığının tehlikede olma durumu. Ama bizim ülkemizde polis o kadar keyfi şiddet uyguluyor ki işin hayati tehlikeyle falan alakası olmuyor. Sadece şiddet de değil, örneğin bir trafik polisi bile megafondan anons yaparken insan gibi konuşmak yerine azarlar bir tonda emir veriyor.

Polisler amirlerinden, amirleri kendi amirlerinden, onlar emniyet müdürlerinden, emniyet müdürü validen, vali içişleri bakanından, içişleri bakanı da başbakanın emri altında, burası tamam. Polisin özellikle yürüyüş ve eylemlerinde kullandığı şiddetin asıl sorumlusu devlet, ona da tamam ama ben hangi hükumet olursa olsun bir yürüyüş ya da gösteri yapılacağı zaman her seferinde "bunların kafasına kafasına vurun, elinizi korkak alıştırmayın" dediğini sanmıyorum. Tamam, bu hükumetin örneğin genel bir politikası var. Kendine karşı gelen herkese gaddarca davranıyor ve polis de bir şekilde bu politikayı eylemcilere uyguluyor. Fakat en ufak olayda bile tutukladığı insana işkence eden, şiddet uygulayan, sokaktaki köpeğin yüzüne biber gazı sıkan, eylemcilerin geçtiği yönde kafede oturan insanı döven, laf edeni, itiraz edeni tartaklayan da aynı polis. Yani bence polis şiddetinin nedenini özele indirgeyip "kötü insanlar var diye bütün polisi kötülemeyin" demek -senin yaptığın gibi- mantıksız.

Yukarıda demişsin, ben de doktorlardan memnun değilim ama dayak yesinler istemiyorum diye. Doktor seni keyfi bir şekilde dövmüyor ya da elindeki yetkiyi kullanıp hakkını gasp etmiyor. Zaman zaman bu şekilde kadınları tedavi ayağına taciz eden art niyetli doktorlar çıkıyor ama onlar da kanun önünde cezalarını çekiyorlar. Ayrıca bu tip doktorlar afişe olduğu zaman toplum ve özellikle kendi mesleki çevrelerinde ayıplanıyorlar. Oysa bir polisin hakkında dava açılması için bir insanı öldürmesi veya hastanelik etmesi ve bu olayın da ülke gündemine taşınması gerekiyor. Hatta ve hatta böyle olduğunda bile birkaç ay-yıl, her ne kadarsa meslekten uzaklaştırılıyorlar veya sürülüyorlar. İhraç edilen, ayıplanan, toplumdan dışlanan pek olmuyor aralarında. Böyle bir polis oldu mu da bence "yakalanmış yaparken" gibisinden bir tepki veriyorlardır meslektaşları için. İnsanlar o kadar kanıksadı ki polis içindeki ahlaksızlığı ve yozlaşmışlığı, dediğim gibi her şey normal karşılanıyor.

Son olarak polislerin çoğu bizim ülkemizde sağcı ve herhangi bir eylemde solcu gördüler mi ekstra motive oluyorlar. Solcu gördükleri anda işin kontrolü kaçıyor ve şevkle şiddet uyguluyorlar insanlara. Bu yüzden bir polis dayak yediğinde memnun oluyorum hatta bazen öldüğünde bile rahatsız olmuyorum. Polis nasıl bir eylemde eylemciler iyi insan mı değil mi, haklı mı haksız mı diye düşünmeden dalıyor, ben de bir polis zarar gördüğünde umurumda olmadan mutlu oluyorum.

uckac +10000000. adam her şeyi çok net özetlemiş, bunun üstüne kimse laf edemez sanıyorum.

hayır, polis değilim, hatta ve hatta; polise ne zaman işim düşse, söylediklerini doğrular biçimde, işlerini iyi yapmadıklarına ve kaba davrandıklarına şahit oldum. Zaten söylediklerimde polisi savunan herhangi bir taraf da yok. Neyse konu anlaşılamıyor zaten, taraf olmak, insan psikolojisinin iğrenç yönlerinden biri. ne yapsak bu mengeneden kurtulamıyoruz. Neyse kalın sağlıcakla.

bu soru hala geçerli mi? :)

kavga savaş kötüdür haklısın ancak 3. tarafta olmanın mümkün olmadığı durumlarda insanlar polisin karşı tarafını seçiyor çünkü kimse polisi sevmez.

insan topluluklarının bilincinin olduğunun düşünülmesi sinirimi bozuyor

dediğin gibi çocukluk arkadaşlarım. ve öyle kansız haldeler ki, bizzat facebook hesaplarından da takip ettiğim üzere.

evet genellemek yanlış, bu demek değil hepsi aynı. ancak bir çocuğunun için kin ve öfke kaplamış.

tabiki telefonla girebilirsiniz. sahne önü sahneye daha yakın, fiyat farkı da doğal olarak bundan kaynaklanıyor:)

lilja 4-ever

yerliyse
bornova bornova,
başka semtin çocukları

9 (ümit ünal'ın), anlat istanbul, gemide&laleli'de bir azize, gönül yarası, fatih akın'ın bütün filmleri, bornova bornova, pandora'nın kutusu.

hepsi bambaşka türde ama hepsi çarpıcıdır bence.

kader

masumiyet

(bkz: enter the void)

momo kız kardeşim

yeraltı, delilik diploması, sen de gitme triyandafilis

Söylenmiş ama pekiştirmek isterim;
yerli ise
başka semtin çocukları ve ağır roman gerçekten en iyilerindendir.

ayarlardan push notification'ı aktive etmek gerekiyor.

ayarlarda ismimin yazdığı yere giriyorum görüyorum orada herşey: bildirim göstergeleri başlığı orada ama aktif değil seçim yapamıyorum onlarda

veri senkronizasyonunu açman gerekiyor en yukardan.

veri senkronizasyonu da aktif değil, değiştiremiyorum

allah allah ben direk kapayıp açtım şimdi. google accountunla login değilsindir belki, ya da telefonun senkronizasyon özelliği kapalıdadır. başka bişi gelmedi aklıma maalesef.

tamamdır oldu telefon ayarlarından kapalıymış evet:)

bence saha içinden alın. hem yakın, hem çimlerde takılmak daha zevkli olur. yok tribünde olcaksanız da kategori2 iyidir. diğerleri uzak gelebilir.

Bende cok kararsizim ya saha ici alacagim ya da kategori iki

Ama fiyat farki iki kati oldugu icin kararimi saha iinden verdim

saha içinde metal konseri izlemekten hiç keyif almıyorum ben. neyse aldık gitti dostlar 4. kategoriden.

kaydetmek? kendıne mı ekleyeceksın ısımlerı mı alacaksın? 2.sıyse screenshot al

2. ama koskoca listeyi nasıl screen shot alayım ? 500 isim var listede.

o 500 kişiyi gördüğün sayfayı baştan aşağı kopyala

firefox da screengrab eklentisi var onunla tüm sayfası tek seferde ss alabiliyosunuz.

facebook graph api ile yapılır.

makina mühendisliği özelinde bilgi sahibi değilim ama ben dahil etrafımdaki bir çok insan okulu bitirmeden başvuru yaptık, "aa sen okulu bitirmemişsin ama" diye geri döneni de olmuyor. ha sen kabul alsan dahi okulu bitiremezsen herhalde düşüyordur o kabul (belki dondurma durumu olabilir, konuşmak lazım).

zaten universitelerin başvuru tarihleri mezuniyet tarihinden önce sona eriyor genelde o yüzden başvuranlar hep resmi olarak mezun olmadan başvuruyolar.

bu mecburiyeti koyan okulların öğrenci işleriyle temasa geçsen?

4. sınıfta avusturya'dan bir okuldan kabul alıp mezun olunca oraya giden arkadaşım vardı, oluyor demek ki. bir de şartlı kabul diye bir şey var. atıyorum dil puanın yok ama toefldan 90 alırsın girsen, diyorsun böyle böyle adamlar seni şartlı kabul ediyor, belgeni alınca da tamam gel diyorlar. mezun olma durumu için de bu şekilde bir süreç olabilir şartlı kabul şeklinde. yoksa bu kadar insan nasıl mezun olur olmaz yurtdışında eğitime başlasın?

Tamam da TUM'un mesela tüm bölümleri için alım süreci değişiyor, çok farklı kuralları var. Kimisi numerus clausus uyguluyor, kimi kriterleri kabul eden herkesi alıyor, kimi önden bi sınav yapıyor, vesaire. Siteyi iyi kurcala, başvurmak istediğin bölümlerin sitesine gir bence.

Ha, Almancan ÇOK İYİ değilse de -bence- bulaşma :)

avrupa farkli olabilir tabi ama amerikada her seyin tam bi diploman yoksa probationary admission seklinde kabul ediyorlar diyorlarki su tarihe kadar diploma ve transkriptini getir. en iyisi her universitenin admission ofisine mail atmak tabi.

avrupa'da çoğu okulun master başvuru tarihi geçti. burs düşünüyorsanız onları da ilk başvuranlara veriyorlar. bir an önce başvurunuzu yapın. hiçbir iyi üniversite mezun olmuş şartını aramaz. lisans eğitiminin son senesinde master başvurusu yapılır, dünyanın çoğu yerinde (avrupa dahil) prosedür budur

tüm yazılanları okuyamadım ama ille de bir belge isterlerse benim arkadaşlar şöyle bir belge almıştı: bu adam bu dönem aldığı bütün dersleri verirse mezun oluyor. yani sadece bir dönemi kaldı diyen bir belge. o belgeyi isteyen okullar olmuştu, gerekirse öyle bir belge alabilirsin.

çok sağolun, artık bu sene dediğiniz gibi zamanları geçmiş bir çoğunun. yine hala istediğim alanda deadline'ı ileri tarih olanlar var onlara başvuracağım. tekrardan varolun, sağolun.

sabah 08:30 da sarıyer şubede olursan, ilk sıralarda olursun. 10 gibi işin bitmiş olur

işte maalesef hocam daha elimizde mezuniyet belgemiz yok önce onu alıp fotokopisini falan çektirip öyle hareket edicez o yüzden en erken 9.15 diyebiliyorum:(

dün gittim. saat 10:45'te girdim. önümde 6 kişi vardı. 11:30'da çıktım (yeniköy).

facebooktan sevdiğin grupları beğenip takip edebilirsin.

ben de çok eksikliğini çekiyorum, aslında güzel startup fikri.

the party

hangover - 2

Arabesk

due date

kiss kiss bang bang

Komedi Dükkanı güldürüyor beni söylediğin gibi.

yes man.
çalgı çengi.

ted

Kolpaçino
Kolpaçino bomba
Çalgı Çengi

how high

40 year old virgin

superbad

bu yüzbini ne kadar kolay kazanabileceğime bağlı olarak karar verirdim bu egitim sonrası bu 100k eğer 5-6 ayda kazanabileceksem düşünmezdim.

ülkenin iskandinavya'da veya britanya'da olduğunu varsayalım.

insan gibi, ortalama/ortalama üstü bir hayat yaşayıp çok güzel bir okulda yüksek lisans yapmış olacaksam, harcadığım 100 bin çok daha fazlasını kazanmamı sağlayabilecekse, ne bileyim "x'te yüksek lisans yapmış mühendis" olarak londra'da, berlin'de iyi iş bulabileceksem düşünmem bile.

sadece "eğitim" olarak düşünmemek lazım bunu. 2 senelik bir yurtdışı ve kısmen iş deneyimi için harcanmış olacak o para.

olsa, harcarım ben. ama mesela türkiye'de devlet okulu yerine özel okula göndermem çocuğumu 100 bin lira verip.

giderim

der meister'a katılıyorum. benim de 60-70 bin lira gibi bir meblağı yurtdışı yüksek lisans için verme ihtimalim var 1-2 yıl içinde ve o para çıkıyor.

10 yılda 10 katını getirmesi garantiyse harcarım. Yani ayda 8-10 bin tl maaşı olan bir işi garanti ediyorsa...

Dünyanın ilk 20 üniversitesinden birinde yüksek lisans yapmış bir mühendis normal şartlar altında istediği ülkede iş bulur. Refah seviyesi yüksek bir ülkede çalışmaya başladığını varsayarsak ayda ortalama 4-5 bin $ dan aşağı kazanmayacaktır. 100 bin TL de başlangıç maaşıyla yaklaşık 1 yılda kazanacağı paradır. üstelik gittiği okulun etiketi bundan sonraki hayat standardını her zaman etkileyecektir.
Bir dakika bile düşünmeye gerek yok. Benim 100 bin TL birikmişim olsa buradaki hayatımı silip atar. Değil dünyanın ilk 20 üniversitesinden biri, Avrupanın ortalama üniversitelerinden birine koşa koşa giderdim.

kesinlikle giderim. artık iki bin lira maaş alan biri bile 100 binlira kredi çekip ev alıyor mesela taksitle ödüyor. ilk 20 üni.si diyorsun, çok daha iyi bir iş bulacağın garanti. o yüzden gidilir.

Param olsa giderdim.

giderdimden öte gidiyorum.

türkiye'de kalma sakın, yazık olur. tebrikler. git tabi durma. ne 100 binler gelir.

tuzla'dan 1+1 iki tane ev alırdım, kiraya verirdim. 300'e kiraya versen ayda 600 lira kira gelir. oh mis gibi geçinip gidersin. yok lan olmadı galiba bu :\
Arkadaşlara katılıyorum ben de, zaten şu anda türkiye'ye bir mühendis ortala 3000-4000 lira alıyor biraz daha deneyimli ise 7000'e kadar hatta it müdür vs gibi pozisyonlarda bu daha da artıyor. Sen dünyanın en iyi üniversitelerinden birinde yüksek yapacaksın, türkiye'de başlangıçta belki direkt 6000-7000 vermezler ama kısa sürede o fiyatları geçersin ama yerinde olsam türkiye'de çalışmayı tercih etmezdim. Güzel bir ülkede daha güzel şartlarda (hem maaş hem yaşam şartları) çalışabilirsin bence. Yani öyle bir imkanım ve param olsa hiç düşünmeden yatırırdım bu işe.

Keşke yapsaydım demek, iyi ki yapmışım demekten çok daha kötüdür. Gitsen ve o 100 bin lira yansa bile o kadar çok şey öğreneceksin ki, iyi ki gitmişim diyeceksin.

Yüksek lisans için kabul almışsın ve bunu hala düşünmen garip geliyor. Adım atmadıkça hep merak ederek eriyeceksin, keşke diyeceksin. Risk almadan hiç bir şey kazanılmaz.

Sözün özü: koşarak git!

Hacı 50 yaşına geldiğinde "100 bin liram da vardı ama çok geldi gözüme ondan gitmedim x'e" diye bir cümle kurduğunu düşün. Bence sinirden kendini sikersin yani hayat boyu taşıyacağın bir marka bu. 100 bin liran olmasa , borca girecek olsan bir düşün derdim ama hazırda varsa direkt git.

ben gitmezdim herhalde, zaten mühendisim, 100 bin birikim yapabilecek kadar kazanıyorum da, tekrardan iki yıl öğrencilik zor gelirdi.

evet harcardım zaten harcadımda. kaldıki istanbuldaki ozel üniversitelerin 4 senelik egitim ücreti yaklasik 100 bin tlye tekabül ediyor.

@all girls dream

sonucu nasıl oldu peki memnun musunuz?

ben, duyuruya bile sormazdım. "getir memur abi belgeleri, nereyi imzalıyoruz" derdim. o derece. :)

valla, o yüksek lisansı yaptıktan sonra dönüp burda 1000 - 2000 arası işe başlayacaksam yapmazdım. ama oralarda saygın ücretlere başlayacaksam yapardım.

bu arada bölüm nedir acabağ? merak ettim birazcık.

Giderdim.Hele bi de sonunda o ülkeye yerleşme imkanım varsa kesin giderdim.

kanada, amerika gibi bir ülkeyse deger.
orada kurabilecegin bir hayatla bu parayı 1 sene içinde kazanırsın.
100 bin dedigin 60 bin $ ediyor zaten, senelik 60bin $ dan daha da fazla kazanırsın.

Bu ülkeden kurtulmak için güzel bir fırsat, degerlendir bence.
Kendini geçtim, diyelim ki kanadaya gittin, evlendin, çocugun oldu.
egitimi, saglıgı, herşeyi bedava olacak, burada aynı çocugu okutmanın maliyeti 300 bin.

ülke- üniversite - program nedir? hayatınızdan memnunsanız - iş,sevgili, askerlik eğer er bireyseniz etkenler bu konuda- burda gitmeyin, ancak yurtdışında yaşamak - çalışmak isteğindeyseniz gitmeyi düşünün derim..

burs meselesi önemli cidden, ciddi çalışma üzerine saf öğrenciliğe alışmak biraz zor oluyor, ister istemez insan arada "niye geldim lan, öğrencilik geçmiş bizden" diyebiliyor ama işte sosyalleşme vesaire oldukça keyifli zaman da geçirirsiniz..

yurtdışında okumak size diplomadan-derslerden çok şeyler katıyor o konuda bence 100bin lirayı arabaya-ev taksidine yatıracağınıza eğitiminize yatırın, hayatın ne getireceği belli olmaz..

aynısını şu an babam yapıyor benim için. ülkenin en iyi üniversitelerinden birisinde burssuz okuyorum, bilgisayar müh. Babam bu paranın amorti olacağından emin, yurt dışına kapağı atma derdindeyim, çünkü okulun çok kuvvetli bağlantıları var. eşşek gibi çalışıyorum işte. bence git hiç düşünme. ama bi süre sonra memleketimde memleketim diyceksen sıkıntı..

stackoverflow.com böyle şeyler var.

matrix manüpilasyonunu ben de yaparım, programlama kısmı sorun değil. önemli olan add/delete yapabilecek bir tool bulmak.

List<List<int>> olsa?

ben de onu düşündüm ama Joseph Gordon-Levitt benim gözümde halen 90'lardaki 3rd Rock from the Sun dizisindeki çocuk. :)

neyse olsun bakalım.

filmin sonunda onun robin olduğu ortaya çıkıyor zaten.

@localhost bir sonraki film olmayacak diye biliyorum ben.

bir sonraki film elbet olur, çizgi roman dünyası para dünyası. ama christopher nolan'ın müthiş üçlemesi bitti. sonra böyle bir atmosfer olmayacak büyük ihtimalle batman evreninde.

dc nin çizgi romanlarına baktığında Blake'in wayne'in yerine batmanin yerine geçtiğini görürüz. Daha sonra bir iki defa daha bu robin batman değişimi gerçekleşiyor. Yani film ile orijinal hikaye paralel seyrediyor.

not: bunu bilmek ile ne kazandım. sadece bu soruya cevap oldu...

bende de açılmıyor, crack'li versiyondan dolayı olabilir.

şurayı tavsiye edebilirim:
www.ign.com

ben henüz o görevlere ulaşmadığımdan diye düşündüm?
ign'den baktım sanki bi tanesi assassin recruit olayı ama ötekini kestiremedim. neyse oynayıp görücez bakalım.

içen arı mıydı ne öyle bişey vardı

ıspanak var, tömer'in oralarda.

pek iyi bi yer değil ama tekila shotla ilgili kampanyaları falan oluyordu.

asmalı taraflarında çok sayıda shot bar var. biz geçen yaz montreal'deydik.

tektekçi

bir şişe alıp sokakta shot atın daha iyi. asmalı'da 10 tane içtim 2 bira etkisi bile yapmadı. bunlara bi şey katıyolar kesin.

tektekçi güzeldir ama tektekçi de tekila mı içilir ?

ağaç ev tabiki. inanılmaz ucuz, mekan da güzel. 5 shot 10-15 tl'ye geliyodu.

asmalı, gemi teras.

programlar sadece gittiyse marketten yeniden çekebilirsin önceden yüklediğin uygulamarın listesi var.

ben yükselttiğimde gitmemişti programlar ama google hesabına senkronize seçeneğini seçtiysen oradan recovery yapabiliyorsun.

işin kötüsü oyun savelerimde gitmiş

jelly bean hakkında başka bir soru?

peki eski sürümlerde yukarıdaki barı aşağı çekince hepsinden çık diye bir buton vardı bu neden jelly beande yok bunun yerine kısayol falan mı var ben bulamadımda?

kaç yıllık ehliyetiniz var veya işte ne zamandır ehliyetli araba kullanıyorsunuz demek istiyor sanırım..

aha hiç öyle aklıma gelmemişti, ben sanki bi yasa girecekti son kullanma tarihi gibi bi şey öyle mi diye düşünmüştüm.

şmöyle sanırım aktif araç ne zamandır kullanıyorsun demek istiyor?
yani ehliyetin var ok tmm da ne kadar zamandır kullanıyorsun?

ben de çok merak ediyordum jelly beani güncelleme gelince telefon gerçekten kanatlanıp uçacak zannettim ama arama engelleme dışında hiç bir değişiklik hissetmedim.

project butter falan dediler nerden açılıp nasıl kullanılacağını bile bulamadım.

kısacası haccı bekle nijeryaya ne zaman jb gelirse sende o zaman yükle.

eninde sonunda gelir dimi? alet yeni zaten çok da acelesi yok, olduğu haliyle oldukça mutluyum ben. pil ve işlemci optimizasyonu var dediler diye böyle gaza gelmiştim aslında ama dediğin gibiyse bekleyebilirim ya.

bekle reyiz sıkıntı ettiğine değmez valla hiç gelmeseymiş daha iyiymiş. insan hiç olmazsa accık görüntüde değişiklik yapar la ne hayaller kurmuştum amq.

birazdan fanboylarda bir iki cevap verir ona göre kararını verirsin ben tam ehil değilim, yüzeysel bakıyorum olaya.

içime su serptin kardeş ya, doğru cevap mı verdin bilmiyorum ama istediğim cevabı verdin o yüzden tüm tickler senin olsun:)

paralale ithalat nedir bilmiyorum. eğer yeri yurdu belli bir mağaza değilse ben vatan'dan almayı seçerdim...

turkcell'de internet-sms-konuşma baya sağlam bi paketim var benim şu an ayda 31 tl ödüyorum. onun dışına çıkmam heralde o yüzden turkcellden almak çok karlı gelmiyor bana. ben de vatan'a daha sıcak bakıyorum. 300 tl'lik bi fark var, tamam belki de paralelde sıkıntı yaşamam veya güvenilir bir yerdir servisi zorluk çıkarmaz ama emin olamıyor insan yine de. vatan'dan alayım kafam rahat olur en azından ya. sağolun dostlar.

ben paralel ithalat aldım memnunum

paralel maralel farketmez.en ucuzunu al kardeş.ben aldım yurtdışından.garanti hepsinde var.kutusu ve garanti belgesi varsa garantili hepsi.birşey olurda serviste yok biz yapmayız bunu derlerse bi mail atarsın samsunga gene seve seve yaparlar.sen adamın malını almışsın sonuçta.

ayıp kaçabilir. yapacağın işle/çalışacağın şirketle alakalı olsa daha iyi. sonuçta oradaki ik'cıyla işe girdikten sonra çok muhattap olmayacaksın. ki genelde ik'cılar mal olur, kesin alınır bu soruyla, eziyosun falan sanır hele bi de iyi bi eğitimin varsa.

edit:eğer kendin merak ediyosan linkedin'den bulursun hemen okulunu zaten. linkedin hesabı yoksa kolay gelsin.

hayır sorma! yani aranızda böyle bir muhabbet oluşur aynı okuldansınız felan belki.. fakat kişisel sorular sormamaya özen gösterin.

"sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?" sorusuna; işyeri ve pozisyonunuz hakkında aklınıza takılan yerleri sorarsanız görüşmeyi önemsediğinizi düşüneceklerdir.

sorma, antipatik olursun

the walking dead

Back to the Future: The Game

back to the future ve yesterday'i bitirmiştim. walking dead'den haberim var ama diziyi izlemeden oyuna başlamak istemiyorum açıkçası.
herkese çok teşekkürler dostlar. diğer oyunlara şimdi bakacağım. secret files 3'ün çıktığını bilmiyodum nasıl mutlu oldum anlatamam:)

ben de ilişki, sevgili, kız vs diye aradım ama çıkmadı. silinmiş sanırım.

fotoğrafı kullanacaksan duyurunun sahibine ait değildir büyük ihtimalle, amacını anlamadım pek?

ben görmüştüm o duyuruyu, dün geceydi herhalde de o yazı ona ait değildir zaten. izin almanı gerektiricek bişey yok yani. ki duyuruyu ararken ben yazıyı bulup getirmişler zaten.

@sleth,

bence de ona ait değildir fotoğraf. ama işte o burada kullandıktan sonra ben sözlükte kullanınca buradan çalmış gibi olacaktı. ben de nezaketen haber vermek istiyordum "sözlükte kullanacağım haberiniz olsun" diyerek.

@yesilimtrak,

evet aynen o, teşekkür ederim:)

o da tumblr'dan çalmış işte, onun zannetmiyorum o hesabın sahibine haber verdiğini. internetteyiz, kullan gitsin:)

lost room 6 bölüm kendisi 45 dk her bölüm gayet güzel.

coupling
it crowd

extras
black books

carnivale

yarım kalmış bir dizi. ama izle, pişman olmazsın.

black books +1

seinfeld i diyosun sen.

lost room +1.
freaks and geeks var güzeldi, kısa.
arrested development 3 sezon muhteşem.
bir de firefly var ki bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.

suits
epey keyifli ve akıcı bir dizi. bölüm başı 1saat civarıydı diye hatırlıyorum. toplamda 3 sezon, 30 bölüm civarı gösterildi.

lie to me ve shit my dad says

shit my dad says bitince sinir olabilirsin ve keşke daha uzun çekselermiş diyerek küfredeceğini tahmin ediyorum.

anime olur mu? kahvaltı yaparken izlediğim, bittiğinde ah be ne güzeldi dediğim şeyler var ama anime.
lovely complex mesela.

how not to live your life tabi ki.

avatar: the last airbender

friends.

10 sezon ama hepsini izleyeceksin diye bir kaide yok. herhangi bir sezon finalinde bırakıp 3 sene sonra devam edebilirsin. belki de etmezsin. sen bilirsin.

bölüm başı 20 dk.

sherlock

Two and a half men
(20 dk) 9 sezon ama ilk sezondan başlayın, pişman olmazsınız..

bir de 40 dk lıklara geçmeye karar verirseniz:
Mad Men

new girl

dexter diyorum

hiç komedi dizisi izlemiyormuşsun ki. (himym sayılmaz)

bence komediye başla hacu.

dexter'i cnbc'de ara ara izlemistim, az cok spoiler sahibiyim.

it crowd'dan nasıl sıkıldın arkadaş kuş kadar bölümü var zaten:D

fraiser
seinfeld
person of interest
south park
24

hala dominant bir cevap yok arkadaslar :)

lie to me

six feet under.

yaş kaç? en sevdiğin bi kaç film söyle bi hele :)

Flash Forward www.imdb.com

yas 25, sevilen filmlere ornek se7en, one flew over cuckoos nest, godfather serisi, dog day afternoon, bir zamanlar anadolu'da, lilya4ever, inglorious bastards veya gran torino gibi genis bir spektrumdan ornekler verebilirim

bir soylenen bir daha soylenmedi yalniz, iyice kararsiz kaldim :)

Boardwalk Empire,
Two and a Half Men.

person of interest(her bölüm farklı konular)
weeds(kocası ölüp,ot ticaretine başlayan bi hot yenge)
californication(yakışıklı piç bir yazar ve california)
how i met your mother, enerji dolayım diyorsan(ilk 3 sezon)
shameless- kenar mahallede 5 kardeş...

bende ben yaptım 500 paketi var.
250 dk türkselle, 250 dk her yöne konuşma veriyor. 19 tl.
üstüne 5 tl'ye 1500 sms aldım her yöne.
üstüne de 7 tl'ye 500 mb internet paketi aldım. toplamda 31 tl oluyor, başka hiçbi şeye ihtiyaç duymuyorum. bi bak istersen.
faturalı bu arada.

ben bankada çalışıyorum, bizde yarım gün.

resmi tatil değil, idari tatil. memurlara tatil yani. diğerleri için yarım gün.

Hayır olmadı. Zaten normalde Arefe günü öğleden sonra resmi tatildir her zaman için. Öğleden önce için ise bakanlar kurulundan idari tatil kararkanemsi çıkarılır ki henüz böyle bir resmi olarak çıkarılmadı. Ancak Kaymakamlıkla yaptığım görüşmede bu yöndeki yazının geldiğini ve resmi dairelere dağıtılacağını öğrendim.

Kısacası yarın öğrleden önce idari izin, öğleden sonra ise resmi tatil. İdari izinde normal şartlarda amirin insiyatifine göre resmi dairelerde memur bulunabilir.

Ekleme: Az önce bahsettiğim yazı geldi. Bakanlar kurulu kararı değil Başbakanlık genelgesiymiş. Onun için resmi gazetede yayımlanmıyor.

arefe günü sabahtan resmi tatil değil idari tatil.öğleden sonra resmi tatil. ayrıca her devlet kurumunda yeterli miktarda memur çalışacak.

ingilizcem yok.bakarken tamam da konu açarken kullanamam.türkçe olmalı

stackoverflow. forum değil ayrı bir formatı var ama donanımhaberde falan vakit kaybetmekten çok daha iyidir.

duyuruda da yardimci olunuyor cok spesifik sormazsaniz.

ama bu is ingilizcesiz olmaz. bence onla calisin biraz. stackoverflow candir.

turkce saydiklarin disindakilerde bir halt bulamazsin.

bu is ingilizce ustunden yuruyor. cat pat bile sorsaniz koddan (duzgun yazilmissa) her sey anlasilacagi icin stackoverflow bence en oncelikli secenek olmali.

yabancılar içinde bile stackoverflow la baş edebilecek bir site yokken, yerli olup da iyi olcak malesef çok bir yer yok.

ama istersen şansını
webnews.newsturkiye.net
adresinde deneyebilirsin, burası bir haber grubu istersen outlook ya da mail programını buna ilişkilendirip burdan da takip edebilirsin fakat c# bölümü çok aktif değil, her sorununa da cevap bulabilirmisin bilmiyorum fakat aktif üyeleri yardımcı olmaya çalışır. şansını bir dene istersen

ok haklısınız.stacke üye olup çat pat yazarak sorıyım cvp gelir heralde

Frekans'ı değiştirerek doğru frekansı bul, 75Hz ya da 60Hz'i seçince düzelmesi gerekir.

60 şu an zaten.

tek seçenek 60 gözüküyor şu an, lcd'ler için optimal frekans 60 değil mi?

Monitör arkasındaki kablo bağlantısı veya kasadaki kablo bağlantısı iyi oturmamıştır veya monitörün elektromanyetik dalga yayan bir elektrikli alete yakındır, hala düzelmezse sorun var demektir.

v-sync i acmayi deneyebilir misiniz acaba

l.a noire?

alan wake

the witcher serisi

starcraft
assassins's creed

ticklediğim yorumlardaki tüm oyunları bitirdim:( alan wake'in yenisi çıkmış gerçi ama ilk oyunu yakın zamanda bitirdiğimden hevesim yok yine aynı oynanışa.
starcraft'ın ilkini oynamıştım ama ikincisini oynayasım yok. dediğim gibi strateji istemiyorum.

max payne 3

assassins's creed revelatuons cok guzel ya galata kulesine cikip parasutle atladim , hakicte gemi diregine ciktim, surlarda gezdim guseldir