durma dava aç dur ama öncesin de şu görüntüleri ben iyice bi toparlıyımda hakim amcaya bi sunayım de :)

Saçmalamış. Public fotoğraf işte ne cezası.

Fotoğrafları silebilir ya da gizli hale getirebilir. Ekran görüntülerini ve fotoğrafların herkese açık ortamda bulunduğuna dair kanıtları tarihleriyle birlikte toparladınız değil mi?

dava açmaz.
bunlar klavye delikanlılığı.

yalanı ortaya çıkınca üste çıkmak istemiş.

hala dava açacağından korkuyorsanız ve yapabiliyorsanız, fotoğrafları uygun bir makina ile raw çekip kenara delil olarak atın.
dava açmak istese bile hiçbir avukat uğraşmaz.

Public fotoğraf diye bir şey yoktur. Birinin x sitesine koyduğu fotoğraf kendi tasarrufunda olan bir harekettir kendisini bağlar, sen bu fotoğrafı izinsiz olarak z sitesine koyarsan bu suçtur.

eğer sizi zorlamayacaksa gelirinizin bir kısmı ile bes, altın hesabı, döviz hesabı gibi bir yatırım yolunu tercih edebilirsiniz. her ay şu kadar gram altın otomatik alınsın, her ay hesabımdan şu kadar para bes hesabını yatsın ya da her ay şu kadar dolar veya euro alınsın gibi bir talimat oluşturabilirsiniz. az, çok yok. kendi bütçenize göre ayarlarsınız. yıllar içinde bir bakmışsınız işe yarayacak bir paraya dönüşmüş olur.

kenarda duran paraya şuan ihtiyacınız yoksa bence dokunmayın. ben olsam dokunmazdım yani.

Sağlıkla uzun ömrü olsun :) ne güzel haber. Tebrikler.
bence bebeğin doğum masrafı hariç ilk 3-5 yıl masrafı çok sarsacak cinsten değil. yani giyim kuşam desen gelen hediyelerle vs çevriliyor. bir de bu yeni velet beyaz yaka değil ki her gün yeni kıyafet giysin süslensin :)
ilk bir kaç yıl mama bez vb. masraflarla boğuşacaksınız. geliriniz ölçüsünde halletmeye çalışırsanız 3-4 yaşına kadar para sorun olmaz. çocuk masrafından yakınanlara bakın afaki harcamaları bir dünya...
bence para anlamında kenarda sağlık için her zaman bir paranız olsun ama bu kadar da korkulacak konular değil diye tahmin ediyorum en azından çevremden gördüğüm ve anladığım o.
okul döneminde harcamaların babası geliyor aslında o da nasıl bir eğitim planladığınızla alakalı ki onun da tartışmaya açık çok yönü var.
korkmayın, çok açılmadan ihtiyaçlarınızı giderin. ufaklığa da bol şans dilerim yeni hayatında..

çok detaya girmiyorum.arabayı sat mutlaka dolar molar fon bişeylere yatır bebek olunca araba al .
çünkü bebek de araba çok lazım oluyor.hastalık o şu bu.

"bebeğimiz için paranın bir kısmına dokunayım mı?"
anlamadim bunu, niye dokunasiniz ki bebek icin durduk yerde?

draconas'in yazdiklarina katiliyorum. paraya bence de dokunmayin. Cok bir paraniz yok zaten. Beklenmedik durumlara karsi dursun kenarda, ki anlattiklariniz isiginda orta vadede tasinmak zorunda kalabilirsiniz, bebekle (veya sizinle) ilgili beklenmedik masraflar cikabilir vs vs.

Arabada bir sorun yoksa degistirmeyin.

hocam hayırlı olsun inşallah sağlıkla kucağınıza alırsınız. bende 1 sene önce baba oldum. İnanılmaz keyifli ve mutluluk verici. gece uyanmaları bile güzel. Ancak bebek demek masraf demek gibi düşünmeyin. abartmadan harcama yaparsanız bebeğin masrafları göze gelmiyor bile. düzenli olarak bez alıyorsunuz bir de belirli aralıklarla kıyafet ıvır zıvır. Yani daha bana batmadı aldığım hiçbişey fiyat olarak. Ev için bir anda borca girip arabasız kalmaktansa arabayı şimdiden değiştir sürekli fiyat artıyor. Az masraflı ve piyasası olan bir araç al. Yarın ev alırken satması da kolay olur, hem primde yapar.

Oncelikle hayirli olsun..

"Bir bebek ilk 3-5 sene fazla masraf cikartmaz" olayina pek katilamiyorum. Sizde sut durumu ne olur bilmiyorum ama bizde sikinti vardi, hazir mamaya baya para gomdum. Ustune de bez olayi tuy dikti, resmen mama ve bezden kurtulana kadar gun saydim.

Bebek arabasi, masasi, araba koltugu falan bunlar da ciddi rakamlar tutabiliyor.
bir de anaokulu olayi var, bizimki 2.5 yasindan beri anaokuluna gidiyor, onunda ciddi bir aylik odemesi vardi.

Araba olayi onemli, aracin 10 yasinda, 180binde. Ben cocugun varsa aracin saglam olacak kafasindayim. Eger sikinti cikartmaya basladiysa bence yenilemen lazim (sifir almazsin model yukseltirsin), yok sikinti yaratmiyorsa dokunma kalsin diyorum.

Ev ciddi bir kulfet tabii, eger kiran uygunsa bence su anda kurcalama diyorum. Ilerde cocugun okulu neresi olacaksa ona yakin falan biryerler bulursun belki.

Onun disinda elimdeki tlyi acil dovize cevirir beklerim, ihtiyac oldukca doviz/altin bozdurur devam ederim.

giderin oraya bir çatal koyarsın y şeklinde. diğer uca da çamaşır makinasını bağlarsın. mutfaklarda evye+bm bağlantısı gibi.

lavabonun altına makine yerleşmez çünkü sığmaz.

lavabo baya bir yukarıda olur? lavanun kendisi zaten aşağı çıkıtı yapıyor, bir de gider hortumu vs. makine yüksekliğini de hesaba katın. söylemek istediğiniz mutfak tezgahı altına çamaşır makinesi ise olur ancak direkt olarak lavabo altına olmaz.

Gider bir şekilde halledilir, önemli olan lavabo altına fiziki olarak makineyi sokabilmek.

Standart lavabo yüksekliğine girmez, ancak 95 tezgah yapıp lavaboyu tezgah üstü koyarsanız kurtarır.

Örnek;

i1.wp.com

i.ytimg.com

lavabo çok yüksek olur gibime geliyor.

Klasik lavabo mantığıyla olmaz, tezgah üstü çanak lavabo şeklinde görmüşlüğüm var ama.

komik olur .
1- yüksek bir lavabo almanız gerek ki makinanın üstüne koyasınız.
2- standardın üzerinde yükselmiş olur lavabo kullanımı
3- su tesisatı kaçak yaptığında makinaya zarar verebilir.

kadıköye gideceksin oradan 19e ye bineceksin önünde ineceksin

çatlaktır %80 bazı ince çatlaklar şişme morarma yapmaz..

mr,rönt lazım bence..

Alışkanlıklardan olabilir.

Şimdi bir arkadaş grubu düşünelim. Bunlar 10 kişilik bir lise öğrenci topluluğu olsun. Yaşlar 16 17.

Hamburger yemeğe gitmek istediklerinde gurme burgerciye gitme ihtimalleri mi daha yoksa yoksa McD/BK ikilisinden birine mi? Büyük Fastfood zinciri olduğu halde Arby's, Carl's Jr falan bile bu ikisi kadar talep görmüyor; çünkü insanlar yeni şeyler denemeye çekinirler, alışkanlıklar da zor kazanılıyor malum.

AVM'lere gidip yiyecek katlarındaki yığılmaları ölçebilirsin. Bilinir markalar daha kötü ürün sunmalarına rağmen hep daha kalabalıktır.

Kahve için de öyle. Starbucks varken arka sokağında 3rd wave coffe shop'a girmek istemez iş çıkışı evine giden beyaz yakalı, kalabalık öğrenci grubu vs.

Genelden bahasediyorum tabii, seçkinci yerlerden konuşmuyorum.

140 journos un cafe açmak diye iki bölümlük içeriği vardı youtube da.

Bu konuda hiç unutmadığım işletme kocaeli yahyakaptanda sonradan balıkçı olan mükemmel bir cafe ve işletmecisi vardı. vay arkadaş. Hayatımda evde dahil o kadar rahat ve huzurlu hissettiğim an çok az olmuştur.

battılar.

türkiye şartlarında genelde konsept yerler batıyor, çünkü bizim aslında şöyle düzetelim, genel olarak insan psikolojisi popüler olanın peşinden giden ama bunu da yalanlayan riya üzerine kuruludur.

Yani, tutmuş bir mekanın bir benzerini kendi kültürüne indirgeyerek sunarsan o büyük ihtimalle iş yapar. ama aklımda şöyle bir sistem kurmak var dersen, çoğunlukla patlarsın.

bizim ülkemizde çok para eden neredeyse herşey, yurtdışı kaynaklıdır. bunda et restoranları sunumlarından tutun da, gece klubü tarzlarına, kahve mekanlarına, televizyondaki yarışma programlarına v.s herşey dahil.

bizim halkımız, cafede dekoratif kitapları bile ingilizce olarak seçer.

Yani ya kalabalığa hitap eden uygun fiyatlı mekanizmalar üreteceksin(yine yabancı aşırmalarıyla) ya da elitistliğe vurgu yapan ama yine yabancı aşırmalı mekanlar üreteceksin.

biz mukadderat gereği, anlatabileceğimiz şeyleri severiz. ''Geçen gün maça kızındaydık alplerle (küçük bi' s), kızım bitmiş oralar da'' demek isteyecek gelen kişi. yoksa daha fazla eğlence ve rahatlığı bulabileceği ama anlatamayacağı; yani sadece onun bildiği bir yerde bulunmak istemez.

insanlar mukadderatı gereği problemli varlıklar, Allah kendi sonunu hayretsin.

bu dediğin özelliklere sahip ve batan işletme varsa hedef kitleyi iyi seçememiş derim.

benim gözlemlediğim; özellikle "konum çok çok iyi" ise diğer tüm özellikler çöp de olsa batmıyor. mesela kadıköy'de crazy flakes adlı bir dükkan var. 10 metrekare var ya da yok ve sadece corn flakes çeşitleri satıyor. yemeksepetinden gördüğüm kadarıyla baya da pahalı. gerçi gitmedim ama ne kadar iyi olabilir ki. kaç kere gidip bir corn flakes yiyim dersin? bu bile yıllardır batmadıysa mükemmel konum ve hedef kitlesini çok doğru seçmesindendir. kadıköy'de bu fikir tutar ama başka yerde zor.

konum açısından da; mesela normalde turistik olmayan, sadece o bölgede yaşayan insanların gittiği bir bölgede açtığın A cafesi ile turistik bölgede açtığın B cafesi yarışmaz bile. A ne kadar iyi bir işletme de olsa her türlü B daha çok kazanır. buna en iyi örneklerden biri karaköy'de çok tutmuş bazı mekanların, karaköy popülerliğini kaybedince kapanmaları, bazılarının da kadıköy'e taşınmaları.

1. pazarlama ve lokasyon: kendini tanıtamayan, halka ulaşamayan veya lokasyonu doğru seçemeyenler...

2. işletmecilik: fiyat, hacim ve birim maliyetleri yönetemeyen yani görsel veya tatsal olarak iyi ama esnaf olarak kötü işletmeciler...

bzim millet her konuda marka sever. 1500 tl maaş alır 3000 bine iphone a bayılır.

bunun karşısında işletme olarak ya marka bi frenchise a gireceksin yada salaş takılacaksın.
salaşım fiyatlarım uygun ama kaliteli ürün sunarım gibi.
bunun arasında kalan marka olmayıp marka olmuşdan çok daha fazla dekorasyon yapan da bizim millet korkar belirsizliği sevmez iteleme kültürü bizde çok olduğundan çekinir.artı olarak bizim halkımızda boş olan yere girmeme gibi bir özellik vardır.
yılların baskıcı ortamı son 15 yıldır pek yok kızlar rahat çıkabilyorlar felan.e böyle oluncada bizim gençler nerde kalabalık orda olalım mantığındalar.

Yeni kesiflere acik degil insanlar.
Alışkanlık +1

Zorlu'yu bilmiyorum ama alternatif olarak, ordan al, özdileğe koy. Ücretsiz, bizimki gece de kaldı bişey olmadı.

girişde herhangi bir bilet yada fiyatlandırma ücretine tabii tutulmadıysanız kalabilir rahat ol.

bu aralar yunan baya zorlaştırdı vizeleri onu biliyorum sadece.

Asıl soru ilk olarak nereye gireceğiniz. Planınız neyse ona göre alın, ikisinde de ekstra zor bir durum yok şu anda.

marmara üniversitesi karşısında var göztepe'de. ne kadara yaparlar bilmiyorum ama genelde en ucuz fotokopiciler üniversite karşısında yer alır.

Kadıköy'de yazıcıoğlu'nun yukarısında cemil copy center var. Baya büyük bir yer. Fiyatlar ortalama copy center ücretleri sanırım.

yeni sahradan bir durak sonra kozyatağında iyi bir copy ci var uno copy fiyatlar makul.
www.unocopy.com

zara'nınkilere bakılabilir.

www.kozmetikcim.com

ben kullanıyorum. kız arkadaşım yabancı olmasına rağmen benimle gay diye dalga geçiyor. normalde yabancıların bu durumu normal karşılaması lazım ama öyle olmuyor.

bence kullan. etrafındakilere çaktırma sadece :)

el kremi kullanmam sürekli ayda bir belki , ihtiyacım yok. ama yüzüme kullanıyorum hatta 15günde 1 maske de yapıyorum siyah nokta vs için. özellikle askerde her gün krem kullanıyordum nerdeyse

bence son derece normal bi şey. özellikle soğuk havalarda elleri kötü oluyor insanın.

filanseksüel gibi şeyler deniyor mu? evet deniyor. but who cares?

Kullanır niye kullanmasın. Eşek derisi gibi ele sahip olmak çok mu güzel.

norveçli balıkçılardan neyimiz eksik

Hiç kullanmadım. Ellerimin sert olması işime yarıyor zaten.

kadınlar neden kullanıyorsa o yüzden. güzel kokmak için, cildi kuru diye, bakımlı/sağlıklı görünmek için.

kullanmamak kullanmaktan daha fazla yadırganır bence. filanseksüellik bir durumu yok.

edit: kıl durumu nasıl kadınlarda aynı değilse erkeklerde de aynı değil. kimisinin yoğun, kimisinin yok gibi.

Vücut kremi kullananı görmedim, karman çorman kıllarla dolu bir vücudum olsa pek krem sürmezdim sanırım. Ama ele ve yüze sürülmeli bence. Cildin elastik olması güzel bir şey. Kuru cilt çabuk yaşlanır, erkeklerimis yaşlanmasın.

yaşanılan ortama ve şartlara göre değişir. mesela sert kış mevsimi olduğu zamanlar arko sürerdim elime. sonra askerde dudaklarıma bile koruyucu sürdüm -15 20 derece hava vardı. akşamları ayağımın altına vicks sürerdim mesela. ama normalde evde bi şey kullanmam. çalıştığın ve yaşadığın ortama göre değişir yani.

burada çalıştığımdan beri her gün hayvan gibi krem kullanıyorum arkadaşım. bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum. soğuk, toz hede hödö yüzünden ellerime sürüyorum. sürmezsem acı çektiğim, elimin çatlayıp kanadığı oluyor. eski dandik ve ucundaki demiri ayağıma vuran ayakkabı yüzünden de ayaklarımda kullanıyordum, geri ayaklardaki sertlik için yine kullanırım. bazen de yüzüm aşırı kuruyor tabii çatlama yoluna gidiyor o zaman da yüzüme kullanıyorum. yaz sıcağında dudaklarım için de kullanıyordum, şimdi kış soğuğunda da kullanma ihtimalim var.

Tabii bunlar hep normal bildiğimiz neutrogena, nivea, arko falan nemlendirici krem. sorduğun buysa eğer. hiç de metroseksüel hissetmiyorum kendimi kullanmayınca. aksine mağara adamlığından normal insana geçiyorum. tabii kırışıklık giderici, gözaltı kremi, bilmemne kremi kullanmıyorum.

inanır mısın daha dün bunu düşündüm. ellerim, dudaklarım iki saniyede kuruyup geriliyor, sürekli krem taşıyorum yanımda. erkeklerin ne günahı var da aynı şeyi yaşayınca krem kullanamayacakmış? kış aylarında özellikle gerek oluyorsa vücut için de nemlendirici kullanılabilir. rahatlatma için olan kremler normal bence, metroseksüellik kavramı gençleşmek, leke gidermek vs. için kullanılanlarda başlıyor olmalı.

Ihtiyacin varsa kullanirsin erkek adam ... ile baslayan kaliplara da kafam girsin.

sebamed'in ürünlerini kullanıyorum. egzama olayına da iyi geliyor.

filanseksüel olabilirim, sıkıntı yok.

Şu ne der bu ne der diye korkup vazgeçmeyin beyler! Krem kullansanız bir şey derler kullanmazsanız bir şey derler. İstiyorsanız kullanın olay bu kadar basit.

el kremi kullanırım, özellikle bu soğuk havalarda olmazsa olmaz.

"filanseksüel" demeleri bir şey değiştirmez.

arabamdan arko yu eksik etmem .

Sadece bephantol kullanırım.Özellikle kışın ve duş sonrası yüzüm pul pul olur ve kızarır ,kullanmak şart hale geldi bende.

el kremi hiç kullanmadım. o yağlılık hissi hiç hoşuma gitmiyor. zaten cildimde herhangi bir kuruma çatlama patlama sıkıntım da olmadığı için doğal haliyle memnunum.

işyerindeki bir arkadaş battal boy nivea bulunduruyor masasında. sürekli vıcık vıcık krem sürüp duruyor ellerine. ama ihtiyaç tabi, herkesin farklı.

ben kullanmam. ellerimin yağlı olması hissinden nefret ediyorum. bebeğe sürerken elimde kalan bebeyağı bile rahatsız ediyor beni.

normal beyaz peynir kat biraz lora mis gibi olur.

Pek de güzel olur, isterseniz tuzlu bir patates püresi yapıp ikisini karıştırıp da kullanabilirsiniz.

olur. sorun olmaz.

Tuzsuz lor peyniriyle yapar annem hep böreği. Diğeri kahvaltılık olarak geçiyor zaten bildiğim kadarıyla.

maydonoz kat, mis gibi olur :)

Aynen içine tuz koyarsan gayet güzel olur

Bak bi de lor tatlisi var, tuzsuz lorla, o da gayet guzel

renkli renkli baksırlar

ciddiyim.

Güzel bir mekanda rakı için beraber.

Beni bir M4 çok mutlu ederdi mesela şu anda.

şömine başında, beyaz ayı postu üzerinde beraber sıcak şarap içmek.. bir hafta sonu kaçamağı.

"dışarıda da lapa lapa kar yağacak tabi.

güzel bi atkı ve eldiven olabilir, mevsime uygun. bere belki.

play station 4.

uzaktan kumandalı helikopter & drone vs.

tesla model s

madem bütçe sınırı yok, en mutlu olacağım şeyi yazdım.

cinsiyetinden başka hiçbir özelliği bilinmediğine göre oldukça subjektif cevaplar almanız muhtemel.

beni en çok mutlu eden hediyeler ps4 ve tuttuğum takımın futbolcuları tarafından imzalanmış forma olmuştu şimdiye kadar.

rolex

drone

playstation 4

saat-spor ayakkabı

xbox one . kinect te çinde olsun

nasıl biri olduğuna bağlı ama misalen şile dolaylarında bir yerde bir hafta sonu baş başa kalmak (manita ise tabii) hem huzur hem mutluluk verir.

bunun haricinde eğer sevgili falan değilseniz ama yakın arkadaşsanız eğer, sizin yaptığınız her hangi bir şey daha makbule geçer (benim için en azından)

gömlek, pantolon, bere/eldiven/atkı takımı gibi şeylerde kullanışlı ve iyi olabilir.

-ps4
-saat
-maç bileti

Oyuncak klasik araba

drone beni de mutlu eder
şöyle fpv li kameralı falan
öperim yanaklarından

küçük düşünün.

Bütçe sınırı yoksa böyle sürekli uğraşacağı şeyleri almak mantıklı. Ha merak etme seni ihmal etmez. Sadece onun için ayrı bir heves olur.

Bilgisayar oyunları
xbox
drone
ihtiyacı varsa ayakkabı, kazak, atkı gibi şeyler
Telefon kılıfı, bilgisayar fanı, yeni fare gibi şeyler
Maç bileti
vs vs.

profesyonel fotoğraf makinesi

teknolojik herhangi bir aygıt.

www.konyalisaat.com.tr

www.bahriyeli.com.tr

arnold schwarzeneger+1

www.youtube.com
sadljfsd :D

Sırasıyla fiyat olarak çoktan aza (kendimden örneklerle geldim)
- 67 model ford mustang
- fenerbahçe - fenerium üst d blok kombine
- cep telefonu
- laptop (oyun ve performans olarak uygun)
- play station 4 + fifa 16
- 21 yıllık macallan (viski)
- deri ceket
- kaliteli bir puro (marka veremedim)
- cep matarası (viski vs. için)
- deri cüzdan
- atkı

www.driveatank.com

@nawar dogru yerden girmis, takimla bozmus. saglam single malt viski, robdösambr seklinde gidebilirdi, futbolu cikar, mustangi vurgula o zaman +1.

röpdoşambr, viski, puro ve terlik. hepsi bir arada olmalı.

Ne sevdigine bagli.

Fotograf icin :

SONY DSC-RX100M4

Oyun icin :

PS4

Hiç fena olmaz.

meme diyen olmamış. hiç mi erkek yok lan burda.

neyse. meme harici bir şey dersen de. yine meme demeyeyim. memeyi unut. meme yok.. meme yok.. meme yok..

şey. onun için çabaladığını gösteren şeyler.
elle çizilmiş kötü resim, meme, elle örülememiş bile olsa şal, meme, liflerine kadar soyulmuş mandalina, meme, ama yinede meme demişken. bir erkeği tabi cinsel şeyler sevindirMemeli ama pahalı bir hediye verilMemelide.. hemen karar da verilMemeli, ama alacağın hediye tükenMemeli,

Oncelikle elinize saglik.. simdii.. atki takmaz,xbox i var oynamio bile, kiyafeti zaten kendisi de aliyo. Siradan olur. Ickisi sigarasi yok. Bi futbolcu vardi onu sevio ki ben adini unuttum. Yazik lan bana.. yandi walla beyin hùcrelerim..

@aynadakiyabanci tuttuğun takımın diye oku onu. Ben kendi takımım için yazdım listeyi yukarıda yazdığım gibi :p

@stevie biz erkeğin sevgili ya da eş olduğu önkabulü ile geldik. O ilişkilerde memenin, seksin ve memenin ödül-ceza sistemi parçası veya hediye olmasını istemiyoruz. Doğal olarak mevcut bulunsum istiyoruz. O yüzden yazmadık. Tabii aile üyesi ise bu erkek. Bu maddeyi ve o tavsiyeleri yakıp imha edelim ama belli ki değil :p

@chezsoi o zaman seni aşağıdaki klişelere davet edelim:
- puzzle
- kitap
- çerçeve

Kıyafeti zaten kendisi alıyor da, bunları alamıyor mu? :D

Hobisi varsa ona yönelik birşey alın bence. Mesela bana birisi koga world traveller alsa çok mutlu olurum.

Kiyafeti 2 giyip atacak.. ben daha kalici bir o kadar da severek kullanacagi bir sey ariyorum.:)

Tuttuğu takımın forması,
Deri cüzdan,
Kamplarda falan kullanılan çok amaçlı gadget'lar, survival tool'lar (Alüminyum araç gereçler, ıvır zıvırlar)
Saat denmiş ama fiyatı dört haneli olmalı bence güzel bir kol saatinin.

Tüm bunlar dışında fiyatı olmayan ama paha biçilemeyen şeyler de olabilir. Kişinin yeteneğine bağlı. Örgü, çizim vesaire.

Ayrıca memeyi erkekler değil, oğlanlar ister. :) Stevie'ye selam.

Formayi da aldiydim.. :))

27 yasinda xbox i var ama dedigin gibi zaten 1 yildir hic oynamiyor. Aynen forma da dolapta còp oldu. :))

joy fm dinliyorum ben.

joy fm. trt radyo3. onlarca internet radyosu var aslında bir de isimlerini hatırlamadığım kayıtlı olan.

bu aralar radyo nostalji

radio paradise

trt nağme.

trt fm ise tabuları yıktı yeni yayın politikasıyla. yabancı müziklere yer vermesinin yanı sıra popüler tüm radyoculara dönüşümlü olarak haftada bir program yaptırıyor.

ayça şen başkan'ın kurduğu radyo karavan. şimdilik şu linkten...
www.aycaevhali.com

Voyage.

frisky

herkes winamp gibi dese de radyo fenomen dinliyorum.

eksen

neresi burası şehir?
caddebostan sahilde her akşam 20bin kişiye bu tebligatın yapılması lazım o zxaman.

@sirincem burası türkiye abi AKP'li belediyeler kafasına göre uyguluyor. Üsküdar belediyesi

4-5 sene 69 tl ödedim dışarda alkol içmekten

mesela bi arkadaşa 10 yıl önce kesmişler 52 tl hala ödememiş ne arayan var ne soran :))

s90 var gayet iyi bir telefon.

icine sinmiyorsa hem hijyen hem de saglamlik konusunda, 100 tl gozden cikarilir derim.

al şunu işde.taksit taksit öde.
www.hepsiburada.com

0 iyidir

öğrenci 2. el sitelerini falan gözden geçir. facebook gruplarında çok ucuza hatta bedava bile bulabilirsin.
ordan bulamazsan gidip bit pazarından almaya kalkma. pahalıdır. nette n11'de, hizlial'da çok ucuza buzdolapları bulabilirsin. hatta kredi kartı kampanyası falan ayarlarsan daha da uygun olabilir. ;)

cok buyuk bir sacmalik ama evet oyle oluyor, ikisini de bay, ikisini de bayan secerek ya da yazihane'den alabilirsin

Beraber gidecekseniz ne farkeder ki bilet üzerinde bay ya da bayan yazılması? Aman efendim siz tanıdıksınız ama oturamazsınız diye bir şey yok. Ama ben yalnızım ama bayan yanına oturmak istiyorum diyorsan o da bu düşünceye karşı önlem sanırım :)

Türkiye'ye hoşgeldin. Uzun süredir durum bu.

saçmalığın daniskası maalesef.

ikisini de bayan al, denedim sorun olmuyor.

Neden saçmalık gibi algılanıyor bu uygulama anlamıyorum. En nihayetinde sikik bir ülkede yaşıyoruz, otobüste bir kadının tanımadığı bir erkekle yolculuk yapması her iki tarafı da rahatsız edecektir. Kaldı ki kim sapık kim değil anlamıyoruz da amk. Yeri geliyor 20 saatlik yolculuklar yapılıyor otobüsle. Uyurken kadının üstüne mi düşeceksin kucağına mı yatacaksın gayri ihtiyari bilemiyoruz. O nedenle ben bu uygulamayı çok yerinde buluyorum. Bu memlekette sırf kadın yanına oturmak için kadın yanı koltuk alabilecek tipler var. Olayı bir de bu açıdan değerlendirmek lazım.

Tabii bu dediklerim duyuru sahibiyle ilgili değil ülkenin genel yapısıyla alakalı olarak söylüyorum, yanlış bir anlaşılmaya sebebiyet vermek istemem. Senin durumun içinse iki kadın ya da iki erkek olarak koltuk almak durumu çözecektir, bir sıkıntı çıkmıyor.

tanıdıksanız fark etmez. ister ikisini de erkek al ister kadın.

üniversite zamanlarımda kadının birisi yanıma erkek vermişler diye bağırıp ogluyla beraber oturan kocasının yanına gitti; çocuğu yanıma gönderdiler, bu sefer de uzun saçlı ve top sakallıyım diye korkmuş olacak ki kadın çocuğunu da yanına çağırıp kocasını gönderdi yanıma. var böyle yanında kimin oturduguna dikkat eden tipler. o yüzden otobüslerin sistemini suçlu bulmuyorum.

@angelus: arkadaş haklısın da son 10 senedir sık sık otobüs-hızlı tren-uçak kullanan biri olarak gördüğüm şu ki: bayram arefesi 200 küsür kişilik trende 3 tane yer var, karılar 3 kişilik koltukların 3ü ne de tek tek oturmuş. 3 kişilik yerin hepsi bayan yanı ve bilet alamıyorsun.

saçmalıksa düzgün uygulasınlar. sonuçta sapık olmayan mağdur oluyor. bir zahmet birleştirsinler o bencil karıları. sistem bunu önceden uyarı yapsın, yerin değiştirilebilir bak falan desin.

o seçimler tek birey gidişleri içindir 2 kişiyseniz tek bir cinsiyet seçin problem olmaz.

Bu durum tamamen medeniyetsiz bir toplum olduğumuz için ortaya çıkıyor. Erkeğin ne bok yapacağı belli olmadığı gibi kadını da senin bahsettiğin şekilde kezban bir ülkeyiz ne yazık ki.

@angelus Uçakta 20 saat yolculuk yapılır iken yanına yörene denk gelen insanın taciz etme potansiyeli yok ama otobüste aynı süre zarfında yanındaki karşı cins taciz etme potansiyeli ile yanında oturuyor?
Şu noktada çifte standart var kabule delim.

Soruya ek cevap: Bu durum bilhassa bayram dönüşü zamanında sıkıtı yaratıyor ve can sıkıcı hale geliyor. Başıma geldiğinden biliyorum, otobüste 3 kişilik yer var, hepsi de erkek yanı. Bilet kesemem size dedi bana. Yahu dedim sen kes bana bilet, kalkma zamanında iki erkeği yan yana alırsınız, bir erkek yanı ve diğer 2 koltuk boş kalır. Olmaz dedi ya adam bana. İki erkek veya iki ''bayan'' daha bilet alırsa kimi nereye oturtacakmış. Ben bir erkekle yan yana oturmayı kabul ediyorum diyorum, yok diyor.

Ki bu bile ne kadar berbat bir cümle erkek için. Bir kadının bir erkeğin yanında erkek potansiyel tehlike olabilir diye oturtulmaması. bir kadının bir erkeği risk olarak görmesi. İnsanlık adına ne yazık ki utanç verici bir şey. O bilet için adamı ikna etmeye çalışırken ben utandım.

Elbet ki bu isteğinde haklı olan insanlar var, ben de kadın yanı tercih ederim. Ancak koltuklarının tümünün bu şekilde ayrıştırılması yanlış. 3 sırayı karışık şekilde açık tutarsın, tercih eden o sıralardan bilet alabilir.

Edit: duyuru sahibinin cevabını şimdi gördüm, hepimiz sana yükleniyor gibi olmuşuz angelus, kusura bakma.

Uçakla 20 saat yolculuk yapacağın yere "Kadının yanına erkek oturamaz" kuralı koymaya kimsenin götü yemez, onun nedeni tamamen ticari. Yoksa yanına oturacak kişinin ruh hastası olup olmadığının kriteri uçak ya da otobüs yolcusu farkı değil. Bu pek çifte standartta girmiyor yani. 60 liralık biletle 5 bin dolarlık bilet farkı nedeniyle oluyor.

burda böyle konuşuyonuz da yolda yanınıza bi kadın otursa, yol boyunca kadını dikizler eve gelince de kadını hayal ederek şak şak duvarlara attırırsınız. güzel bir saçmalık. öngörülü. üzerine sosyoloji doktorası yapılır. (bkz: otobüste karşılaşılan kıza aşık olmak)

valla yukarıda denmiş, 13-14 saatlik uçak yolculuğuna bile iki yanımda iki erkekle çıkabiliyorum gayet. o zaman kimse bir şey demiyor. ticari, micari, istenirse bu kural uygulanmıyor sonuç olarak. ama otobüs koltuğu seçerken karı-koca bile olsan sistem izin vermiyor kızlı erkekli oturulmasına. saçmalık olan bu.

sırf kadın yanına oturmakla orgazm olan adamlar var evet ama haremlik/selamlık bir toplum yapısıyla değil, tam tersine kadın ve erkeklerin rahatça birbiriyle kaynaştığı bir toplumla çözülür bu cinsel açlık. maalesef türkiye ve ortadoğu gerçekleri...

@ Angelus İnsanların sapıklık derecesini ödedikleri paranın belirlediğini düşünmüyorum. Taciz edecek olan 1 saat 45 dakikalık uçak yolculuğunda da istanbul - bursa otobüsünde de yapar :)

@uuth : Kamil koç, varan, ulusoy bunlar bu sistemi kullanan firmalar. Yan tarafı dolu bir koltuktan bilet almaya çalışırken farklı cinsiyet seçersen uyarı veriyor.

Kamilkoçtan kaç kere aldım ama Anadolu'nun halt yemesi o demek ki. Sen istediğin kişiyle oturursun ama biri tek koltuk erkek aldıysa yanı otomatik olarak erkek oluyor. O da ortadoğu mantığı evet ama Turkiyede bi bakımdan gerekli de bence.

İki erkek ya da iki kadın alsanız problem çıkmaz erkek seçip adını doğru yazarsınız falan.

kaymaktutmayansicaksut; Ödenen para kişinin sapık olup olmadığını belirlemiyor, benim söylediğim o değil zaten. Biri 50 liraya yolcu taşıyor diğeri 5 bin dolara. 5 bin dolara yolcu taşıyan firma böyle bir uygulama yaparsa hem ticari menfaati hem de itibarı nedeniyle birçok engelle karşılaşır. Otobüs firmalarının böyle bir kaygısı yok. Uçak firmalarının prensibiyle otobüs firmalarının prensibi bu mantıkla çalışıyor. Yani dünya genelince onlarca yere sponsor olan THY'nin böyle bir şey yapabilmesi imkansız. Fakat Kamil Koç yapar, ya da Metro, ya da başka bir firma. En nihayetinde prestijim sarsılır gibi bir kaygısı yok. Zaten bir prestiji yok. Fakat Amerika'ya uçuşu olan bir firmanın böyle bir şey yapmasını bekleyemeyiz. Ha ruh hastası varsa uçakta da vardır, yani 5 bin dolar ücret ödedi diye bu o kişiyi elit yapmaz. O da biraz yanındaki yolcunun şansına kalıyor.

Fakat Türkiye için bu tip uygulamalar şart. Bunları iki karşı cinsi otobüste yan yana oturtarak değil eğitimle aşabiliriz, buna da bugün başlasak ancak 50 sene sonra karşılığını alırız. O zamana kadar bu uygulama iyi.

aradım sordum geçen otobüs bileti alırken. ikisini de bay veya bayan seçin sorun olmaz dediler. hiçbir şey olmadı :)

kiracı 10 yıl boyunca o evdee oturabilir.ve tefe tufe gecerlidir istediğini yapsın.

1. yapamaz
2. çıkmak zorunda da değilsin
3. avukatınıza birlikte gidelim de g.t edersin:)

aranızdaki sözleşmede belirtilen orandan fazla artış yapamaz. çoğunlukle tüfe.
bir de genellikle kira depozitodan düşülemez. gene matbu sözleşmelerde yazan bu.
evden çıkartamaz ama -gene sözleşmeden yola çıkarak- kira dönem başında ödenir. kısmi kira ödenebiliyor mu bilemiyorum ama ben olsam bir aylık kirayı yatırır ve dönem sonunda evi boşaltırdım.

Sözleşmede bir oran yok. Sözel olarak 2 sene önce tefe-türe yaparım demişti her yıl.

Adam öküzün teki. benimlede emri vaki konuştuğundan ve kirayı abarttığından son kirayı ödemek istemedim. Ödememe derken, depozitodan düşsün pezemenk gözüyle baktım.

Öküz herif zaten 10 gün geciktirdim diye 2 gün içerisinde evi boşalt diyor. Bende tavrına karşı nasıl yasal ibnelik yaparım diye düşünüyorum. Son kirayı ödemesen diye düşündüm.

Eyv. saolun.

önce senin yanlışını düzeltelim, sonra diğer kısma geliriz. kira kontratı bitiminden en az 15 gün önce ev sahibine tahliye edeceğini belirtmen gerekir, aksi halde kontrat otomatik yenilenmiş sayılır. evi boşaltsan bile 1 senelik kira tutarını tahsil edebilir.

diğer kısım için cevap vermişler ama doğrusunu yazayım, sözleşmede yazan artış oranı geçersizdir, tüfe de doğru cevap değil. doğrusu bir önceki yılın aynı ayına göre üfe artışıdır (bu da ekim 2015 için %6.92'dir). yani ev sahibinin yapabileceği maksimum zam oranı %6.92'dir.

diğer bir yanlış da, kirayı aksatmış olsan dahi "2 gün sonra evi boşalt" diyemez. yapabileceği en doğru hamle noter aracılığıyla ihtar çekmektir. bir yıl içerisinde 2. sefer ihtar çektikten sonra evi boşalttırabilir.

diğer bir yanlış da depozito kiradan düşülmez.

umarım bu kadar yanlıştan bir doğru yol çizebilirsin kendine. şu anda hatalarda 2-2 eşitlik var.

@bykush hocam;

1 senelik kira tahsil işi kıllandırdı beni. adam bana kontrat bitimine 5 gün kala kiranı %20 artırıyorum diye yazılı olarak whatsup dan yazdı. onun daha önceden bildirmesi gerekmez mi? onun kira artırımını kabul etmezsem çıkmam gerekirmi?

ben zaten 1 ay önce çıkıyorum diye bildirdim adama ama kontrat bitimine 4 gün kala.

evet depozitodan düşülmez sözleşmede de yazıyor ama adamın tavrından dolayı pislik yapmak istiyorum. nasıl pislik yapabilirim? bana köpek muamelesi yapıyor. kirayı hemen yatır, boşalt evi, bu kadar zam yaptım beğeniyorsan otur vs.. diye. pazarlık sıfır adamda

sonuç olarak bana ağır bir borç takabilir mi? 1 yıllık kira mevzusu gibi. adam taşşaklı biraz. avukatı fln var gerçekten.

simdi tek sorun, ev sahibi kil tuy bahanelerle depozitoda kesinti yapar mi?

ha, su da var, adam muhtemelen seni cikartmaya calisiyordur. %20'lik kira atisini yutturamayacagini da senin kabul etmeyecegini de gayet iyi biliyordur. sen de ona gore oyna.

yalniz guzel fotografla ciktigin gun evin her detayini, hatta sahit olacak birileriyle birlikte. bokunu cikartip video cekerek dolanabilirsin, her seyin nizami calistigini gostermek icin. sonra sunu soyle yapmis, bunu boyle etmis diye depozitona girmesin.

depozitoyu vermeyecek büyük ihtimal onu gözden çıkardım.

o is de o kadar kolay degil ama, ne lan, mafya gibi. sen sadece kontratta yazanlarla yukumlusun. sozlesmede bulunmayan seylerden kesinti yapamaz. sadece evi temiz, saglam ve herseyi calisir durumda biraktigina emin ol. odemek zorunda ondan sonra.

ufak tefek seyler varsa hallet de cik bence, ne bileyim gevsek prizlerdi, oynak seramikti falan.

yok yav ev temiz bir sorun yok. adam vermez inatlaştım adamla zaten malı biliyorum.

adam 10 k para alıyor iyi bir yerde müdür. ama 100-200 ün peşinde beni avukatla tehdit ediyor. bu tipde bir adam.

bu işin en doğrusu, bykush'un dediği %6.92 artırılmış kiranı yatır. whatsapp dan yazmasının anlamı yok. kanıt değil, kanıt olsa yasal değil.

evden sözleşmenin bitiminden önce çıkarsan evsahibinin sözleşmenin kalan kısmına ait kira bedelini talep hakkı var deniyor ama iş pratikte öyle yürümüyor. mahkemeler "bu ev normal şartlarda ne kadar sürede kiralanır" bilgisini bilirkişiden alıyor. o kadarlık süre için kira ödemek zorunda kalıyorsun.

adam senden tahliye istememiş. dolayısı ile sözleşmeniz otomatik olarak 1 yıl uzamış sayılır. %7 artırılmış kira ile 1 yıl daha oturabiliyor olman lazım.

tabi burası bir hukuk devleti değil.

adam %20 artır eğer oturmak istiyorsun dedi.

6570 nolu gayrimenkul yasası varmı. bu yasaya göre sözleşmeden 15 gün önce yazılı olarak tahliye istemesi gerekiyormuş ev sahibinin.

bakalım 1 hafta içerisinde boşaltıcam evi. geçen senede üfe oranından fazla zam yaptı. ibnelik olsun diye 1 yıllık farkı ver diyeceğim. sırf adamı sinir etmek için.

kira hukuku 6098 sayılı borçlar kanunu'na göre işliyor. 15 gün de değil, dediğim gibi 1 ay öncesinden haklı gerekçeyle tahliye ihtarnamesi çekmesi gerekiyor. "kira artışını kabul etmiyorsan çık" bunun için geçerli bir sebep değil. aynı şekilde ev sahibiyle uğraştığım için biliyorum mevzuları.

onun haricinde 1 yıllık kirayı tahsil edebilir demiştim ama uygulamada @screamshot'ın dediği şekilde yürüyor. minimum 2 aylık kirayı alabilir senden.

geçen sene yatırdığın farkı alamayacaksın. depozitoyu almadan önce evi boşalttığın tarihi ve herhangi bir arızası ve borcu yoktur yazılı kağıdı ev sahibine imzalatmaya bak derim.

hocam şöyle bir şey var. ev sahibi gördüğüm kadarıyla sonuna kadar haksız.

bu dediğin kağıt için örnek varmı sende? internette bulamadım düzgün bir şey.

Madde 346 Muacceliyet
Kanunla önüne geçilmiştir. Erken tahliye halinde kira kontratının sonuna kadar olan kirayı talep etmek mümkün değildir.
Kiralananın; bilirkişi tarafından tespit ettiği yeniden kiraya verilebilme süresince kira talep edilir.

bahsettiğimi elle yazıp imzalatabilirsin. sabit bir formatı yok yani. ev sahibinin haksız olduğu yerleri de belirttim ama senin de haksız olduğun kısımlar var, sonucunda mahkemeye giderse tek tarafı haksız bulmayacaktır, muhtemelen senin de hatalarını söyleyip bir sonuca bağlar. onun haricinde "Kiralananın; bilirkişi tarafından tespit ettiği yeniden kiraya verilebilme süresince kira talep edilir." uygulaması minimum 2 ay oluyor işte.

13 ve 10 hatlı otobüslerle gidiliyor. bunlarla 1 saate yakın sürebiliyor. kendi aracınızla giderseniz 15-20 dakika maksimum. tecrübeyle sabittir. yalnız mithatpaşa caddesinden giderseniz biraz artar bu süre. mustafa kemal mahallesinden giderseniz daha kısa tabi.

trafik den yana çok problem olmaz araçla da insan sempatikliği açısından ataşehir daha bi ileri seviyede bu sebeple bile taşınılabilir.

cık.

rötar olmazsa, kabin bagajından başka bagajın yoksa belki yetişirsin. (Duruşmadan ne kadar önce adliyede olmak gerekiyor bilmiyorum.) Ben olsam önceki uçağa binerim.

9,30 da inersen sabihadan iaa.25 dakika taksiyle.

öyle olabilse mayıs'ta 3 ay ligtv bedava kampanyaları yapmazlar. digitürk senden daha çakal eminim.

evet ama lig tv yi dondurmuyorlar sadece daha az ücret alıyorlar. ben normalde 47 öderken bu ay 20 civarı ödücem. arayıp söyle 2 ay az ücret ödemek istiyorum diye kabul ediyorlar

ben iptal ettim yazlığa gidiyorum 4 ay yokum dedim.transferlere gore karar vericem dedim.ok dediler

ben ilk anlaşma yaptığımda o şekilde teklif etmişlerdi zaten. atıyorum normalde paket 65 TL ise ligler bitince 40 TL ödenecek şeklinde. Lig bitince aradım düzenleme yaptılar + lig tv yerine ilave paketler açtılar spor extra vb.

head@shaulder ınki baya mentollü .

saça iyi geliyor, ama cilde pek de iyi gelmiyor. yüzü falan baya bi yakıyor.

mentol saçı kurutuyor sevgili dostum. sana tavsiyem bitkisel şampuanlar kullanmandan yana.

tabii ki sümela manastırı ve uzungöl.rize'ye gecip aydere gidin, havalar soguktur oradaki kaplıca cok güzel olur.

o kadar çok yapılcak şey varki.sümelayı gez,uzungöl (bol resim cek tereyagında balık ye),boztepeye çık çay iç,avni akeri gez,beton helva ye,yaylalara git,oo yazamıcam o kadar cok sey var y ani.

akçaabat'ta köfte yiyin, harikadır ve ucuzdur.yer olarak "cemil usta" ya da körfez"i önerebilirim. boztepeye çıkın, orda bir semaver çayı için.sahilde ganita çay bahçesinde "harika bir yerdir" orada da bişeyler için.uzun sokakta akşam yürüyüşü yapın çok güzeldir, ilginizi çekerse ktü kampüsünü gezin aslında trabzonda en çok görülesi gereken yerdir.kemeraltı çarşısını ve bedesteni gezin bu saydığım yerlerin en uzağı 15 dakikadır, hepsi merkezde, şehir içindedir.tümü 2 güne sığar. hem şehri tanımış olur hem de gerçekten eğlenirsiniz.uzungölü ve sümelayı da ihmal etmeyin tabi ama dediğim yerler şehrin kalbi ve aslında bizzat kendisidir.

trabzonda öğrenciyim. geçen haftasonu araba kiralamıştık, bir gün içinde uzungöl ve rizeyi gezmiştik. siz bunlara ek olarak atatürk köşkünü ve sümela manastırını gezebilirsiniz. diğer yerleri de zaten yazmışlar.

o akçaabat köftecilerde laz böreği mutlaka yenmeli..yöredeki bir hanım yapıyormuş ..ordan kapıp getiriyorlar hemen

ben olsam plan yapmazdım. dolanırdım şehirde boş boş.

araban var mı hacı sen onu söyle bir hele? yoksa bütün işler sarpa sarar. araban varsa öte beri yukarıda yazılanlar yaparsın. yoksa meydan civarında takıl sinemaya git, maraş caddesi bir de yeni açılan alış veriş merkezleri felan yakın merkez oralara takıl. akşama da otele git yat.

meydan'dan ayasofya dolmuşlarına bin , ayasofya müzesi'ne git. orayı bi gör. otur orda bi çay iç. müzeyi de görmüş olursun. pek güzeldir.

veya boztepe'ye çık hem manzara hem nargile keyfi yaparsın

veya veya ganita'ya git. ama mutlaka birini yap. üçünü de yaparsan orgazm olursun

www.ido.com.tr

ama motorlar vardır %90.

motorlar derken?

sirkeciden harem tarafına geçeceksiniz sanırım, ben beşiktaş için mırıldanmıştım, tamam kaçtım.

11 e kalmaz sirkeci harem deniz ulaşımı..karaköy,üsküdar,harem daha mantıklı.

valla ikisini de denemedim ama soğutucu çeken adam gördüm bir keresinde, böyle 10 saniyeliğine beyin denen bir şey kalmıyor. balinin etkisini bilen varsa yazsın karşılaştır :)

bali adamı mal eder hiç bulaşmayın. yani alıcan baliyi de doldurucan poşete de çekicen de çekicen sonra mala bağlıcan. çekmeye bile değmez ki kafaya bile yapmaz.
ayrıca balici falan değilim lan! bir arkadaş çekiyordu ordan biliyorum
valla.

göre giren şemsiye de açılmaz, sakat.

Ben soğutucudan yana kullanıyorum hakkımı, ikisini de kullanmadım ama.

ben de kullanmadım ama kesinlikle ben de soğutucu diyorum(kullanan bi kişinin yorumuna dayanarak yazdım). onun dışında da biraz götümden sallıyo olabilirim ama soğutucuyu çok abartınca anlık ölüm gerçekleşebileceğini duymuştum.

merak ettim 2 sinide çekip cevabı versen daha bi iyi olcak.

kesinlikle bali. sogutucunun kafasi o kadar net ve uzun degil. bali yakla$ik 15 dakika boyunca halusilasyon gormeni saglarken sogutucu sadece 8-10 saniyeligine dunya ile irtibatini kesiyor sadece.

hicbirini yapmayin tabi, kaka $eyler bunlar.

bali pis kafa ağrısı yapıyomuş, bi arkadaş söyledi.

bali daha uzun süreli, soğutucu daha etkili kafa yapar.

sogutucuda ruhuna tekme yemis gibi oluyorsun, balide ne oluyor bilmiyorum.

keşan,peştemal gibi yöresel kumaşlardan örtü,elbise,gömlek,atkı yapıyorlar onlardan alabilirsin bir de hediyelik çaylar satılıyor, pazar da değil ama çayeli çıkışı sanırım rize bezinden hediyelik eşya satan biyer vardı
eğer vaktin ve imkanın varsa çayelinde hüsrev var, kuru fazulye köfte yiyebilirsin, o da güzel

merkezde huzur lokantasına gidin ben böle yemek hiç bi yerde yemedim...en son kadayıflı sutlaç isteyin üstüne bol fındık atsın aklınız şaşsın..

bence hediye olarak mıhlamalık eski kaşar ve yayla tereyağı al, mıhlama yapmayı da öğret ki bu zevkten mahrum kalmasınlar (uf canım çekti)

ya da puşi alabilirsin kişi bayan ise, pazar dolmuşlarının olduğu yerden sırtını köprüye verdiğinde karşıdaki sokakta sağ tarafta bi dükkanda güzel renkli olanlarından vardı ben aldım bisürü ve adedi 5 tl idi yazın başında

25 eylülmüş son tarih diye şetiler ama biraz muallakta kaldı o konu.

bol bol ağlayacaksın, derdini anlatmaktan çekinmeyeceksin, alırsın.

kolundaki bir zayıflık yüzünden silahtan muaf olan devrem vardı.

acemilikte iken durumunu komutanlara bildirirsen yaptırmazlar. seni hastaneye muayeneye yollarlar. askeri hastaneye gideceksin. orada sana spor yapamaz verirlerse tamamdır. askerde verdikleri karneye işletmen lazım onu hastanede. bu çok önemli. ondan sonra kimse yaptıramaz tüm askerliğin boyunca rahat edersin. ama hastanede spor yapmaya uygun derlerse sıçtın. derdini kimseye anlatamazsın. yani gerçekten hastaysan alırsın. benim bir arkadaş menisküs ameliyatı olmuştum vs diye hastaneye gitti doktor bişey vermiş dizine sar diye. koş iyi gelir gibi bişey demişti. gerçekten yapamayacak durumdaysan spor yapamaz veriolar anlayacağın.

ben spordan muaftim,menuskus ameliyatım vardı ayağımda acemi birliğinde sporda sahatsızlığımı belirttim askeri hataneye sevk edildim,askeri hastenede ayağıma baktılar ooo çok kötü dediler spor istirahatı artı daha büyülk bir askeri hasteneye sevk verdiler erzincan dan erzuruma gittim,orda ameliyat kararı çıktı ama amaliyat olmadım erzurum da gezdim dolandim 1 hafta 10 gün..
geleyim sana ilk gunlerde gotum agriyo basim agriyo deme yemezler gercekten rahatsizlansan bile onemsemezler..10 gün dişini sık çunku ilk zamanlar revir bol bol kaytarmak isteyenlerle dolduğu icin adamın ağzına sıçarlar..o yüzden biraz zaman geçtikten sonra rahatsizlığını söylemende fayda var,sonra zaten gerçekten bi problem var gerekeni yaparlar..

cevaplar için teşekkürler..sanırım ne olursa olsun bi 10-15 gün eğitime katılacağız. sonrası ordaki komutan ve doktorlara kalmış. peki bu istirahati alanlar diğer askerler eğitimdeyken ne görev yapıyorlar? arkadaşları eğitimdeyken yapmasa bile onların yakınında bekleyecek gibi bir anlam çıkardım. sonuçta askerde sadece spor eğitim yok silah ve diğer eğitimlerine katılacağız zaten..bir de yedek subaylık eğitimleri daha mı ağır oluyor. cevaplardan birinde ordaki eğtimler daha zor gibi birşeyler yazılmıs..neyse artık yaşayarak öğrenecğz sanırım.

doktoru bilemiyorum ama hastane iyidir..

muayene ederler iyice emin olmak için. çok iyi de numara yapamazsa alırlar zorla. en azından benim duyduğum bu.

''konuşma''dan alırlar, düztabandan almazlar.

pes planus denen taban çökmesi rahatsızlığım var. ilk muayenede de, askere gittikten sonra da söyledim, ona rağmen askerlik yaptım.

bel fıtığı başlangıcından dolayı spordan muaf tutuldum. bel fıtığı olmasaydı da pes planus yüzünden yine spordan muaf tutarlar mıydı bilmiyorum.

badim kekemeydi. hele tekmil vermesi gerekince iyice heyecanlanıp kalırdı öyle. o da yaptı askerlik.

düztaban insan muaf olmaz, sadece teslim olduktan sonraki ilk muayanede spordan muaf tutulur, o kadar. o da ne kadar uygulanır ayrı mesele. ayrı çürük raporu almak o kadar kolay bir iş değildir, askeri hastanede heyet tarafından karar verilir ve düzelebilecek hastalıklar 3 yıl kontrol edilir.

geri hizmet.

hiç uğraşmasın, net olarak sıfır şans. (askeri doktorum)

vatan millet sakarya-paşa paşa askere..

bizim birlikte bir cocuk vardı, ayakta duramıyordu, düztabanmis. düztabanligin belli türleri, asamaları varmıs. bu asker galiba, o üst asamalardan birindendi, içtimalarda, törenlerde falan ayakta duramadığı için yemin törenini revirde yapmıstı.
usta birliginde bir iki nöbete gitti, sonra hep hastane.
bir gün geldi, gidiyorum diye, ileri düzey bir taban sorunu varmıs. raporunu aldı, veda etti gitti.

Ama dedigim gibi, üst düzey bir düz tabanlık varmıs galiba.

eski çalıştığım yerde kertenkele fobisi olan biri vardı 40lı yaşlarında, öyle ki iş yerine kertenkele girmiş bir sefer ve adam işe gelmemiş gidene kadar.

neyse ki benim için yaşlıymış :)

ne yani daha hiç tanışmadığınız birinin sevmeme ihtimaline karşı, hayatınızda sizi etkileyen tek imgeden vaz mı geçeceksiniz. pfff yapmayın yaa.

ayrıca evet pinking'e kesinlikle katılıyorum. sonuçta dövme ile fobinin pek bi bağı yok. kertenkeleniz var diye öpüşmeyeceksiniz vb. gibi bir mantık olamaz sonuçta. hayatınızın sonuna kadar taşıyacağınız bir imge yaptırmışsanız, sevgili kişinin de bunu kabullenmesi ve buna saygı duyması gerekir. aksi hali zaten... şey saçma yani abi...

Ben olsam önce kalıcı dövme ve geçici dövme yani kolpa dövme arasındaki farka bakardım.

Yoksa ben yıllarca bir resmi bedenimde taşımak ister miyim bilemiyorum.

Bu arada ben kertenkeleden korkmuyorum, kuyruğu kopup yeniden çıkan komik bi şeyden niye korkalım ki :-)

Ek: Bu ikinci mesajım duyuru sahibine wink wink yaptığım :-)

pinking of you ve ymerdiveni, haklısınız ama vazgeçeceğimi söylemedim, bir merak diyelim mi buna? istatistik ihtiyacı ya da.

dövme yaptırmayanın anlayabileceği bi olay değil. 2 ay sonra dövmenizin varlığını unutur birden hatırlarsınız. öyle ömür boyu taşıma bilmem ne gerginliği yaptırana kadar. olduktan sonra sıradan basit ve önemsiz geliyor.

@karluk: eminim istediğime. 13 yıldır bekliyorum ilk defa bişeye "aha işte bu" dedim.
diğeri hangi başlıktı?

@bore-hah işte aynen onu istiyorum. bi nevi introjection hedefi.

@hayali

kolumdaki dövmeyle arada aynada karşılaşıyoruz. selam veriyorum, o da el sallıyor. öyle diyeyim sana. bu bana özgü bir olay değil, eşşehin hamına su kaçırmış koca dövmelerini unutuyor insanlar içlerinden bi kaç tanesi arkadaşım hatta. sadece belki şöyle birşey sıkıntı yaratır. eğer açık alenen ortalıkta ve müstehcen veya çok aykırı bir dövmeniz varsa bayabilir sıkıntı yarattıkça farklı ortamlarda pişmanlık duyabilirsiniz. gizli dövmelerde ise (burada gizliden kast mesela kolun tşörtle kapandığı noktalar) pişmanlık neredeyse sıfır. hatta nacizane tavsiyem karakterinizi bilmem ama, hevesle aleni bir dövme yaptırmayın, gizli dövme olsun. göstermek isterseniz sıyırırsınız. ne b'ileyim buradayım diye bağırmayan dövmeler daha hoş daha estetik. elinin üstüne dövme yaptıranlar var, sırf dövmem var bakın olsun diye. saçma! gizli dövme candır.

@bore-haklısınız bunları az çok düşündüm aslında, mesleki açıdan da sorun yaratacağı durumlar olabilir zaten ben de kolumun üst kısmına yaptırmayı planlıyorum.

bahsini ettiğiniz şey cezmi ersöz'ün annelik oyunu bitti'sindeki bir öyküyü hatırlattı. koynunda semender besleyen bir kadın vardı. o öyküyü bi bulup okuyun, belki fikir edinebilirsiniz. ama gerçek kertenkeleyle dövmesi arasında fark olsa gerek tabi (kitap.antoloji.com):

"Sanki bütün bunları kendine söylüyor, kendinle konuşuyor gibiyid. Doğruldu, semenderini su bardağının içinden usulca alıp göğsüne yerleştirdi. Semenderin kulağına yavaşca, 'Sakin ol bebeğim, sakin ol, yok bir şey.' dedikten sonra üstünü giydi. Sonra o da bir sigara yaktı, sonra da bakışlarını gece lambasının gölgelere boğduğu odasının tavanında bir noktaya dikerek konuşmaya devam etti: 'Biliyor musun, fotokopiyle çoğaltılmış gibisiniz. Duygularınız hep önceden kurgulanmış. Bana benzer şeyleri söyleyip sonra da benimle sevişmek isteyen, ama göğsümdeki semenderi görünce hemen hemen aynı tepkileri gösteren o kadar çok erkek oldu ki, artık her şeyden ve herkesten umudumu kestim... Gece aldıkları alkolün etkisiyle benim için ölmek istediklerini söylerler, buradan giderken de cüzdanlarını kontrol ederler, yerinde duruyon mu diye..."

@boshi-cezmi ersözü sarhoş edip evire çevire dövme isteğimi kamçıladın.
rüyada kertenkele ilkel ihtiyaçları ve aynı zamanda bunlarla ilgili duyulan kaygıyı simgeliyor. o alıntıyı burdan bakarak okuyunca ilginç oldu.

kertenkeleden tırsan erkek vardır tabii ki ama kolundaki kertenkele dövmesinden tırsacak adam sayısı oldukça azdır, kayda değmez derim.

kertenkele değil de, genel olarak dövmeden hoşlanmayan / dövmeyi onaylamayan adam popülasyonu bence çok daha büyüktür. insanların reaksiyonunu değerlendireceksen bu daha önemli bence.

benim tavsiyem ise şudur: ömrün boyunca vücudunda taşımak isteyeceğin bir imge varsa yaptır gitsin. beğenmeyen gider, tırsan kaçar, kalan sağlar senindir.

www.cebecizade.com

önce çakmasını yaptır 3-5 ay çıkmayan dövmeler var biraz deneyip taşıdıktan sonra üstünde bıraktığı etkiye bakarsın hoşuna gittiyse gerçeğini yaptırırsın,baktın sarmadı kirpiye,börtü böceğe dönersin.

aslında kendim isteyip istemediğim konusunda bi soru işareti yok kafamda.

kertenkeleden korkulur mu yahu, kobradan korkun.

Ben jaguardan kaplandan falan da korkardım sanırım, iyi ki ülkemizde yok. Ama kaplan dövmesi olan insan hiç korkmam. Aslında kaplan da görsem mecburen benim de ona saldırmam ve öyle ölmem gerekeceğinden belki de korkmuyorumdur, ama yok ya korkuyorum yani sadece kaçınca da ağzımıza sıçacağı için kaçmamak lazım her türlü öleceğiz

demek istediğim kişiolu kertenkeleden korksa da dövmesinden korkmayabilir

bu arada hayali arkadaş ikinci mesaj aramızda kalsın winklerim çok sönüktü bilmeye değmez.

@karluk-kaplandan kork zaten bi zahmet

valla hayvanat bahçesinde gördüğümde doğal olarka korkmadım doğal ortamında görmediğim için de görmeden korkarım demek istemedim ama korkacağımı düşündüğüm için "sanırım" dedim ki zaten korkarım. afedersin ama kaplan falan adamın ağzına sıçar, şansım da olmaz hiç ama mücadele etmeden kimse bilemez ne olacağınıç yok yok "bu uçmuş" demeyin, çünkü kaplanı doğal ortamında görecek adamın elinde mutlaka silahı vardır, ha zaten kaplansa bu adam hindistanın yağmur ormanlarında jaguarsa brezilyad falandır elinde kaması vardır akıllı olsun bi de sivri bıçak alsın yanına pek şansı olmaz ama sokuştursun aslana kaplana kaçınca her türlü sıçar adamın ağzına çünkü bu canlılar

ne diyorduk? yani adamın fobisi olsa bile bu resiminden bile rahatsız olacğaı anlamına gelmez. evet

sarı cif

@sirincem
cif çizmez mi ki?

çizmeden temizler parlatır.

yaşı tutanlar buz pisti üstünde fırıl fırıl dönen buz pateninin buzda bıraktığı çizikleri göstererek cif'in çizmediğini anlatan reklamı hatırlayacaktır.

şirincemin dediği doğru sarı cif.

çayırovadan gebze izmit koop araçlarına biner, izmitte vilayetin orda ya da bir durak sonrasında iner. ordan da değirmendere'ye giden araçlara binerek gider. ama izmitte myo'lara göre otobüs güzergahlarını ayarlıyorlar bildiğim kadarıyla illa vardır bir kısa yolu vardır ama benim bildiğim yol bu.

izmit'ten değirmendere'ye vapurla da geçebilir ama sahilden okula gitmek biraz sorun olabilir ordan sonra.ama vapur her halukarda minibüsten hızlı gider.

yalova seyahat otobüsüne bin önünde in.

"dul" denir. başka da bişey denmez.
"-bi duble daha?" belki...

"aramiza hosgeldin, gel iki tek atalim" denir.

bekarlığa hoşgeldin de, daha güzel teselli mi olur.

sağlık olsun.

her seyin hayirlisi, canin sagolsun denir.

adam dindarsa "Allahın bir bildiği var ki boşanmayı helal kılmış denir"

hayırlı olsun,çok fazla düşünüp takılıp kalma kardeşim denir ne dencek başka..

@babatema: asla "dul" denmez. "dul" sadece, eşi ölmüş olanlara denir.

sıfat olarak, "boşanmış"tır o..ama tc nüfus kağıtlarına dahi "bekar" yazıyor artık.

teselli için deneceklere gelince, boilteau'nun dediklerine yüzde yüz katılıyorum.

yok ki onun için bi kalıp. atalarımız pek boşanmıyolarmış ondandır sanırım.

ama "iyi misin?" denir, "konuşmak ister misin?" denir. konuşması ve anlatması cesaretlendirilir. o daha birşey söylemeden durumla ilgili "boşver" falan gibi yargılar verilmez. biraz terapistlik yapılır yani.

"yaramaz kadındı, kötüydü" falan demeyin sakın. boşandıktan sonra tekrar barışan çok var. siz kötü olursunuz

şirket ve sattığın ürünle alakalı bir durum,istediğin kadar hayvani şekilde saldır piyasaya ürün ürün değilse sende satışçı değilsindir.

a)Müşterilerin önemli günlerini , çoluklarını çocuklarını takımlarını falan öğrenmek için özel zamanından iş zamanına zaman kaydır.
b)Müşteri ürün almasa bile sürekli ziyaret et, haberdar ol...
c)Ödeme günlerini, finansal durumlarını, tedarikçilerini, müşteririlerini araştır, öğren ve sabırla bu bilgilerin işe yarayacağı zamanı bekle.
d)Hediye al, maça götür, bilet ver (çoğu cebinden çıkabilir)
e)Seninle ilk çalıştıklarında öl-kal ne vaad ettiysen onu ver. (siparişi geciktirme, farklı fiyatla karşısına çıkma, müdürünle bu ilk siparişin önemini paylaş)Sözünü tut..
f)Herkesle aynı satışı yapmış olsan da, şirkete iyi yaptığın şeylerin reklamını şirket çalışanlarına, müdürüne, yan departmana, muhasebeye şov yap/reklamvari anlat. Burda dikkat: çok uçarsan gg...Fazla da abartmamak lazım...
g)İçerideki ilişkilerini mutlak iyi tut. Sevkiyat departmanı gün gelir canını kurtarır, muhasebe bir ricayla faturayı öbür ay keser...

size bu tür bir dayatmada bulunan $ef, müdür, patron ws. kimse onun ben taaaa .....

kolaysa kendi yapsın o kadar satı$ı da göreyim.

rahat olun. çükünüz da$ağınıza denk i$inizi yapın. Beğenen beğenir beğenmezse onun problemidir.

Rahat olun.

sattığınız şeye inanırsanız daha kolay oluyor. kalıpları değil içinizden gelenleri söylyorsunuz. gene de zor iş. tabi ne sattığınıza da bağlı.
her ne satıyorsanız önce kendinize satmalısınız bence.

jeffrey gitomer'in kitaplarına bir göz atabilirsin.

selam..öncelikle insan psikolojisi üzerine yoğunlaş..bu tür içerikli bol bol film izle..müşterilerine bıktırıcı derecede telefon etme sürekli mail yollama..boğma onları..görüşmelerde onları dinle,suskun kal,bu tür görüşmelerde 10 dakika ciddi konuşulursa 20 dakika geyik yapılur..genel kültürünü mutlaka arttır..abartılı şekilde saygılı olma..efendimli filan konuşma..ama kaba ve sulu olma))..piyasada satılan tüm ürünler üç aşağı beş yukarı aynıdır...seni farklı kılacak unsur..müşterilerine çok hızlı geri dönüşler olacaktır hizmet farkı ile rakiplerine üstünlük sağlayabilirsin ancak..ve baştada söylediğim gibi insan psikolojisine hakim olduğunda müşterilerinle aynı frekansı yakalaman en büyük avantajın olacaktır..bu konuda hiç bir kitap okumadım..ama süper bir satışçıyım))..başarılar dilerim

iyi müşterilere 1- 2 gunluk test surusu veriyorlar,onun haricinde 1 saati geçmez test sürüşü..yeni ehliyete sorun çıkartabilirler yada yanınza bir eleman verirler muhtemelen.

hiç birini,kadıköy iskeleden deniz otubüsüne bin ve bakırköyde in,bakırköy iskelede dolmuş taksiler var hava alanına gidiyorlar onlara bin doğruca alana en rahat şekilde gidersin..bu sicakta otobus tramvay çekilmez leş leş.

şimdi bu söyleyeceğim en kolayı:

3. bir seçenek var. Kadıköy'den bakırköy deniz otobüslerine yürüyün(şu kocaman balonun orası), 15-20 dk'da bakırköy'desiniz kalkış saatinden sonra, her deniz otobüsü yanaştığında hemen sahilden(kime sorsanız gösterir) havaş'ın otobüsleri kalkıyor, 4 tl'ye hava alanındasınız, ben 2 saat önce gitmiştim zamanından evvel, çok kolay bir yol, otobüsü falan boşverin. en hızlısı budur, daha 3 ay önce gittim bu şekilde.

evet iyi ki söylediniz sayın @sirincem, bir de fiyat kıstası var..:) mümkünse akbil basılabilen cebimden paranın çıkmadığı bir yol güzergahı olursa daha çok sevineceğim..

sirincem benden önce söylemiş :) sadece ben bakırköy'de indikten sonra havaş'ın otobüslerini kullanıyorum ucuz olmalarından ötürü.

96K ile tek vasıta, rahatça gidersin. elinde eşya falan da olacak muhtemelen, ondan in öbürüne bin, pek çekilmez. otobüse akbil basıp, 2 (ya da 3) bilet parasına gidersin atatürk havaalanına rahatça.

metro hiç çekilmez- çok in-bin yaparsın ve saatler sürer.

@vejeteryan vampir, benim de aklımda otobüs vardı aslında, çünkü 3 lira verip oraya kadar gidebiliyorum üstelik in bin derdi yok.. ama işte bu sıcakta o otobüs nasıldır, yol ne kadar sürer, o 3 tl benim burnumdan gelir mi, iki kuruş fazla verip, denilen gibi bakırköy den havaş arabalarıyla mı gitsem ne yapsam bilemedim? bu arada havaş arabaları her dakka var mı bakırköy den?

Zaten hat, express hat, 90 dakika sürüyor. otobüs de klimalı. burnundan gelmez emin ol. ben hep bu yolu kullanıyorum, diğer türlü elinde eşya ile in-bin çok daha büyük eziyet. çevreyolu (ya da tem- ben bu ayırımı çok iyi bilmiyorum)'ndan çıkıp, 2. köprüden gidiyor zaten. ilk durak da kadıköy olduğundan rahatça yer bulursun.
bak iett'nin sitesinde yazan bu:

96k
ATATÜRK H.LİMANI - KADIKÖY hattı
Gidiş-Dönüş sefer süresi : 180 Dk.
EKSPRES hattır

zaman sıkıntın yoksa erken çıkarım yola diyorsan 96K klimalı bir otobüs, ama ben kendi adıma yetişir miyim diye kasmak köprü trafiği çekmek istemiyorum. Çok ucuzdur o ayrı.

sen dediğimi yap yinede,deniz otobüsüne bin bakalım hele at kendini bakırköye ordan otobüsmü,dolmuşmu,taksimi,otostopmu herneyse 5 dk lık yol gidersin bi şekil.:)

express hatlar çok rahat, koca otobüste taş çatlasa 10 kişi oluyor.
tavsiye ederim

garanti.

benim de garanti.

türkiye finans. o kadar banka sitesi gezdim böylesini görmedim.

akbank ta fena değil sanki?

acikcasi turkiye deki bankalarin tamaminin web sitesini gezdim.

islevsellik olarak en cok garantiyi begeniyorum,
tasarim acisinda ise kesinlikle turkiye finans

yurtdisi kaynakli begenilerinizi de merak etmekteyim...

garanti hersene ödül alıp duruyorlar.

teb

ötekilerini pek bilmem ama garantinin kullanımı çok rahat geliyor bana

ağustos sonuna doğru indirimler katlanarak büyüyecek marka gözlük bile alınabilir. biraz gezmek lazım bence.

tahtakaleye git bütün gözlük toptancıları orda aklın şaşar ne fiyatlara ne gözlükler var.pazarlık ettinmi yarı yarıya alırsın.

sarar gözlüklerinden geçen hafta 50 liraya satın aldım. markasına göre gayet uygun fiyatları.

atlas pasajında çok güzel gözlükler satan bir dükkan var. 25-30 liraya çok hoş ve sağlıklı gözlükler bulmak mümkün.

koton'da çok şık şeyler vardı, bugün gördüm..nakit/tek çekimde 19, taksitli 29'a kadar düşmüş.

marks&spencer' larda max. 50 liraya gayet şık gözlükler var. bi bakın derim.

1. maalesef yerleştirildiğin için ek yerleştirmeden yararlanamıyorsun..

hem çalışıp hem okumayı denemen lazım görünüyor bu durumda.

ama eksisozlukte yanlış tercihi düzeltmek için imkan demişler lütfen tam bilen biri yardım etsin çok acil

Çok geçmeden yurt kur olanaklarını takip et ve ne zaman başvuruluyor öğren. Yurda girdikten sonra durumun yeterli değilse ücreti ödemeyebiliyorsun.. Öğrenim ve harç kredisine başvur, başbakanlık bursunu dene.

uluslararası ortak program dediğin şey paralı mı oluyor, eğer değilse git oku arkadaşım, eşşek kadar adam oldun, ankara gibi buyuk şehirde iş bulup para kazanamayacaksan zaten boşuna okuyosundur bence.
ama eğer okul paralı falansa ve ille de gidecem ben bu okula diyorsan da, bankaların eğitim kredilerini araştır, sana kredi vermezler ama bir yakının adına çekip ilerde sen ödeyebilirsin, tabi sana güvenen bir yakın bulman gerek bu durumda.
bu arada ben istanbulda 6 yıl çalışarak okudum ki istanbul hem kira hem de yeme-içme bakımından ankaradan çok daha pahalı bir şehir, sandığın kadar zor değil hem çalışıp hem okumak, hatta eğlenceli bile

odtü'nün suny işletme programından bahsediyorsun sanırım. o programa göre ilk yıl sanırım ankara'da sın sonra bi yıl mı ne gidiyosun gibi birşeydi yani ankara'ya gittiğinde başlayacaksın abi çalışmaya paranı biriktireceksin zor bir şey değil, bunun yanında kredilere de başvuracaksın ha bi de harca falan para ödeme yani, sonra da bi de ha olmadı ilk yılından sonra yatay geçiş imkanı varmıymış suny programından bi öğren buarada. ne öyle intihar falan dünyanın sonu mu sakin ol biraz arayınca çözüm çook korkma her şey yoluna girer.

bak sana bir fikir vereyim, uygulamak zorunda değilsin:

şimdi bi hata etmişsin, ailenden habersiz pahalı programlardan birini seçmişsin ve yerleşmişsin. doğal olarak ailen şimdi bu meblayı karşılayamayacağını düşünüyo. sen de diyosun ki şimdiki okulumdan nefret ediyorum. kesin bırakıcam bu okulu diyosan eğer (ki halen devam etme şansın var, iyi düşün) şöyle yapabilirsin:

yanılmıyosam odtü'de bi yıl hazırlık okuycaksın. suny öğrencileri için hazırlık ücreti diğer öğrencilere göre daha yüksek olsa gerek (3-4 bin lira olabilir, onu sen araştır). aileni bu "hazırlık ücreti + ilk yıl lisans ücreti" konusunda ikna etmeyi deneyebilirsin ve odtü'de hazırlık okursun. tabi aynı sene öss'ye giremiyceksin 0.4'den ötürü. birinci sınıfa başladığında başvurucaksın öss'ye. o bir sene de bi bikaç bin doları bulucaktır. aynı sene bir yandan birinci sınıf derslerini verirken (matematik, istatistik, ekonomi gibi) bi yandan da deli gibi öss'ye kasıcaksın. kazanabilirsen, atıyorum, odtü işletme'yi ya da iktisat'ı (UOLP olmayanlardan bahsediyorum) kazanıcaksın. hazırlığı okumuş olduğundan onu direkt atlamış olucaksın ve ilk sene aldığın dersleri de saydıracağından 2. sınıfa başlıycaksın. böylece 10-12 bin liraya bu problem kurtulucaksın.

ha, puanın yetmedi, kazanamadın. atıyorum, gazi işletme, ankara işletme falan kazandın. okey, oraya yerleş. neticede 10 bin lira falan ödeyip odtü'de ingilizce yeterliliği vermiş, 1. sınıf işletme derslerini almış olucaksın. ankara işletme'de de odtü'de önceden aldığın dersleri saydırarak 2. sınıftan devam ediceksin. 10-15 bin liraya odtü'de iki yıl eğitim ve sene kaybı yok: çok dramatik bir tablo değil.

biraz fantastik bir fikir ama aklına yatarsa böyle bir senaryoyu "AİLENE DE DANIŞARAK" uygulamaya sokabilirsin. Tabi bir yandan derse giderken bir yandan da öss kasmak gibi zorlukları olucaktır, bunun üstesinden gelip gelemeyeceğini iyi hesap etmen gerekir çünkü odtü'de ders geçmek dünyanın en kolay işi değildir.

Kafanı da fazla takma bu tür durumlara, canın sağolsun, yapılır böyle hatalar. Aile faktörünü göz önünde bulundurmadan ciddi adımlar atmanın yaratacağı sıkıntıları da tatmış oldun böylece, tecrübe oldu senin için. Umarım en iyi yolu bulursun kendin için. Kolay gele!

@velvet revolution: ankara'da bi yıl çalışıp para biriktirmek falan... üzülerek söylemeliyim ki bunlar çok iyimser öneriler. UOLP programlarına öyle 18-19 yaşındaki bi öğrenci bi yandan ders çalışıp bi yandan da garsonluk yaparak bir sene içinde para yetiştiremez. @shippo'cuğum, bu tür varsayımları unut derim o nedenle.

6 yıl ankarada kaldım vasıflı biri olmama rağmen iş bulamadım.sakın böyle hayallere kapılma.hatta 15 kişinin yaşadığı köhne bir evde kalsan bile,çalışsan bile alacağın asgari ücreti geçmez.
kaldı ki odtü şehrin biraz dışında,ailenin maddi durumu iyi değilse bence kendi imkanlarınla götürmen epey zor arkadaşım.

benim her zaman ki taktiğim olan bozuldu. çok temiz taktik. nerde diye sorarlarsa servise verdim de eski telefonlardan birini kullan bir süre. düzelmiyor de. yeni telefonu al bir süre sonra yapmışlar eskiyi diye çıkar piyasaya. artık satarmısın annene babana mı verirsin o sana kalmış

her aradıklarında
"neeee, alooo, duymuyorum, alooo" deyip telefonu kapat :)

telefonunla denize gir. yaz ayarinda cok ise yarar bir yontemdir.

@blackworld: arkadasım onu yaptım bikere ama Allah korusunun kimsenin başına vermesin ne yeni telefon alması 'ganatiye verdıler' 1 sene gelmedi telefon ama sağol

@kahvegibi sanada cok tesekkur ediyorum arkadasım :)

bir beze sarıp duvara vur,içi dağılsın,dışı çizilmeyeceği için ne olduğunu anlamayacakalrdır,böylece yeni bir cep telefonu sırası gelmiştir.ama bunu tavsiye etmem bu ekonomik krizde anne babayı düşünmek,en azından o telefonu kendin alabileceğin bir meşgale bulman daha mantıklı olur.

bnim telefon 6 senelik ben nasıl olur da almasam diye düşünüyorum senin iki senelik telefonu değiştirmek istemen garip...

bana pek gerçekçi gelmedi. bir de planet teror filminde böyle bi hatun vardı galiba. ayağında silah vardı gibi.

fake di mi? ben çok fena korktum da. biraz da kanıt lazım bana. hani, "şu kısmında şöyle yapmışlar, hayatta gerçek olamaz" gibi.. korktum da ben, uyucam, rüyama girer diye korkmaktayım :)
mesela, öyle bi silah tanıtımında, silaha bi dolu kurşun konması bana saçma geldi. bi de o kanlar biraz açık renkli gibi..

of korktum çok kötü fena :)

kaza olsa, en sondaki adamı yalvarmasına rağmen öldürmezdi.

hmm.. o adam yalvarmıyo sanki, hani ayakta duruyor, ama kız bacağını kontrol edemiyor gibi ya..

insanların olay anında duruşları da ben fakeyim diyor aslında. kurşun yağarken herkes ayakta. kurşun bana gelsin diyo bekliyolar sanki. :)

:)) iyi ya, fake bu yani.

hayır, bundan çok daha beter olayların dünyada gerçekleştiğinin farkındayım. ama çok korktum, nedense fena etkilenmişim.. gidip huzur içinde yatabilirim şimdi :)

teşek, teşek.. sefyom sizleri :)

aslında ilk vurulan muhabirin beyin pekmezinin akması gerçekçi gibi ama gene de fake bu video. yoksa zaten büyük bir haber olurdu, biz de duyardık.

direk rodriguezin planet terrorüne gönderme canım. hatta adamın ismi rod guez =)

ayan beyan feyk. de maksatları ne anlamadım. satmaz bu silah..

bacak yerine m4 takılmış olması oldukça saçma. gerçek olmadığı gayet açık. bacak yerine tüfek takılırmı allasen. kim böyle bişey yapsın niye yapsın?

ilk çıktığında görmüştüm ben onu. bir çeşit moda sitesinin reklamı gibi bir şeydi. web arşivlerinden siteyi bızıklamak lazım. fake tabi ki. çok iyi ideo o ayrı. tam bir kaos tanımı.

İlgili videoyu nerden bulabilirz acaba cok mrk ettim

bir subay arkadaşım demişti, silah tanıtımı olan yerlerde çoğunlukla namlusu kapalı olanlar kullanılırmış. gerçek mermiler söz konusu bile değilmiş, bence de mantıklı olan o.

hayır o silah bacaktayken tetik nası çekiliyor ben onu anlamış değilim. filmi izlerken de merak etmiştim bunu izlerken de.

bu kötü fake vidyoalrdan biri ne fake vidyolar var aklınız şaşar.

gece rahat rahat uyudum sayenizde. teşekkürler tekrar :)

orta ve buyuk boy hamur gramajı aynıdır,sadece hamuru açarken büyüğü daah geniş açıyorlar,kapladığı alan bakımından buyukteki malzeme daah fazla oluyor salam sosis mısır felan her neyse..
burdan sonucu cıkart.

orta boy pizzanın çapı 27 cm imiş, büyük boyun 33 öğrendiğime göre.

alan hesabı yaparsak. (13.5)^2*3= 546.75 cm^2 3 orta boy
(16.5)^2*2=544.5 cm^2

3 orta 2.25 cm^2 gibi muhteşem bir farkla daha büyükmüş=)

2 ağustosa kadar 1 orta boy pzza alana 2 tane daha orta boy pizza bedava yani bu sonuçta 3 tane orta boy pizza alırsanız 9 tane orta boy pizza oluyor varın çapını mapını siz hesaplayın :)

bu tip durumlarda gramaj ve fiyat olarak daha ucuz olanlardan tüketmek her zaman daha karlıdır, mesela midyede de öyle, 3 tane 500lük yiyeceğine, 5 tane 300lük yemek daha karlıdır.

büyük boy pizzaları ufalttığından beri dominosu protesto ediyorum. çap map hikaye...

evet bişey yapman gerekiyor gibi görünüyor gerçekten. planlı programlı olmak da gerçekten zor birşey. gerekliliklerini yerine getirecek iradeyi gösteremiyorsan kendi kendinin otorite kaynağı olmak zorundasın. derslerin internete girmeni gerektirmiyorsa evindeki interneti kapattır, modemi, bilgisayarı bir arkadaşına ver. olmadı şöyle yap sürekli takıldığın üyelik isteyen internet siteleri, oyunlar falan varsa 12 haneli rakamlı şifreler koy hepsine, bunu da bir kağıda yaz senden başkasında dursun sana vermesin. ya da çok düzenli, belli saatte kalkan belli saatte yatan bir tanıdığın varsa yalvar yakar ayaklarına kapan gelsin senle yaşasın. ya da ödül ceza uygula kendine, işte 3 saat ders çalışırsan 1 film izleme hakkı falan gibi.
okulu 1 sene uzatmak dünyanın sonu değil ama belki sen istemediğin bir bölümde okuyorsundur bunu düşündün mü? hiç merak etmediğin zerre ilgini çekmeyen şeyleri ders diye çalışmak işkenceden farksızdır. bunun üzerine de bir düşün derim.

sorunun farkına varmak da iyi birşeydir.
profesyonel yardım al, daha hızlı ve sağlıklı atlatırsın bu dönemi.

biliyorum yapması zor ama bence en iyisi ailenle oturup bu konuyu ciddi ciddi konusmak. haklısın kızabilirler ama sonucta yine senin iyiliginden yana tercih yapacaklarını dusunuyorum. gercegi saklasanda dedigin gibi bir yıl sonra yine bi konusma yapman gerekecek. en azından bu konusmayı simdi yapsan senin icin en iyisi olur bence.

internetini kapat

Aynı sorun bir tek sende değil.
1.yol Part time bir işe veya staja başla. İnan gaza geliyor insan asla vakit kaybı olmuyor ve okulu bir an önce bitirmek için can atıyor insan. En azından kaldığında ailene keşke çalışmasaydım diyebilirsin.

2.yol okulda fazla vakit geçirmeye bak. Dersten sonra 1 saat kendine 5 sayfa belirle ve devamlı o sayfayı çalış. Anladıkça açılacaksın.
Eğer 2.yolu belirlersen uyku saatlerini kendin belirle. Mesela sabah kalkamama problemin var ise bir gece uykusuz kal ve sabah çık derse git.Akşam 5 e kadar oyalan,uyu ve gecenin bir köründe kalk.Normal uyku saati 8 saat 10 saat uyursan bile gece 3te kalkıyorsun.Biraz asosyal olabilirsin ama mezun ol kimse seni tutamaz. Asosyallik fena bişi değildir.

Her 2 yolda tecrübeyle sabittir ve 15 gün sonra mezun oluyorum(7 senede) Ve bu okulu ben bitirebiliyorsam herkes mezun olur o durumdaydım.

*** internet'inden vazgeçme! bunun seni daha mutsuz ve stresli yapması muhtemeldir. mental kısıtlamalar koyabilirsin ama kendine, bu daha etkili olacaktır. "bu konuyu bitirene kadar x forumuna girmeyeceğim," gibi.

*** benim düşünceme göre hiç ders çalışmayıp derslerin tamamına gitmek (hiç devamsızlık yapmamak) ve derse aktif katılım göstermek, sık sık dersi asıp evde çılgın gibi çalışmaktan çok daha etkilidir. derse git, hocayı dinle, not al, sorular sor. kısaca @ztpz +1

istanbuldaysanız yardımcı olurum.

biletlere burdan bakabilirsin. geçen baktığımda ağustos ayı için en düşük 1300$ gösteriyordu. dubai aktarmalı.

www.expedia.com

www.ekobilet.com'da rastgele tarih girdim, 650'den 2200'e kadar (euro) seçenek var. Hepsi aktarmalı, aktarma yeri Abu Dabi, Dubai, Singapur vs... kullanılan havayoluna göre değişiyor.

fly.emirates.com

emirates 750 eurodan basliyor direk ucus.

Ya aslında denizde olmayı çok seviyorum ama felaket bir korku var ayağım yere basmayınca suda panik yapıyorum.. Onu aşmama yardımcı olabilecek bir yer bulunca hemen..

(haftada 3 gün) 1-2 ay fitness'a gidip form tuttuktan sonra kickbox yapmanı şiddetle tavsiye ederim. kickbox bokstan hem daha faydalı hemde gördüğüm kadarıyla daha çok bağlıyor kendine.(2 ay sonra sıkılmazsın yani) istanbulda nerede oturuyorsun bilmiyorum ama ben fitness için Spor A.Ş.'nin Kartal tesislerine gidiyorum ve çok memnunum.

sporas.com.tr

havuzda yüzersen öyle bi problemin olmaz.

aklı başında biriysen eğer boks da çenene gelecek ilk yumrukta napıyorum ben ya deme olasılığın çok yüksek..
artı zayıflamak istiyorsan sadece düzenli beslenme her gün aynı saat de yemeye dikkat edersen,wc ye aynı saatlerde çıkarsan düzenli olarak sen bile şaşırcaksın zayıflama hızına,haaytı düzenli yaşayınca vücüt otomatikman fazlalıkları atmaya çalışıyor,spor olarak da tempolu yürüyüşü tavsiye ediyorum..
snra istersen boks yap istersen güreş.

Öncelikle benim ana branşım muay thai fakat bir süre sadece ingiliz boksu da yaptım. Şunu söyleyebilirim ki kick boks'dan çok daha güzeldir. Kick boks idmanlarına da girdim, boks idmanlarına da girdim fakat kick boks'a göre ingiliz boksu çok daha zeka ve kondüsyon isteyen bir spordur.

boksör arkadaşlar varsa onlar da eklemede veya düzeltmede bulunsun yazacaklarıma.

öncelikle boks zeka, disiplin ve cesaret ister. kick boks'da vuruşlar daha geniş bölgeleri kapsar, teknik ve güçlü birisi fazla zeki olmasa da iş yapabilir. Ancak boksta vurulacak yer çok kısıtlıdır ve her şekilde zeka gerekmekte vuruş ve ayak oyunları için.

haftada üç gün gel yeter diyen antrenör seni "maça çıkaracam seni aslanım" diye kandırmasın çünkü haftada üç idmanla zaten çok birşey olmaz. formun neyse onu korursun ancak. hergün idman yapacaksan, idmandan arta kalan vaktinde dvd izlemek yerine koşup ip atlayacaksan çok şey farkeder.

üçüncü olarak cesaret olmadan istediğin herşeye sahip ol bir sporcu olarak farketmez. ilk zamanlar bol bol ellik ve torba çalışacaksın, "tamam artık bu iş kolaymış" dediğinde ilk hafif maç idmanında yediğin yumruk sonrası bir daha yumruk yememek için uğraşırsan yine birşey olmaz. veya sürekli kaçarak dövüşmeye, idman yapmaya çalışırsan yine olmaz. defansif bir oyun stiliyle dövüşmek ayrı, korkak olmak ayrıdır.

27 yaş da çok geç değil. Meşhur muay thai'ci remy bonjasky yanılmıyorsam 25 yaşına kadar haftada üç-dört idman yaparken (ancak buradaki gibi değil, ciddi idmanlar hepsi) o yaştan sonra prof maçlara çıkmıştı.

işi bir anlık gazla değil de ciddi olarak yapacaksan boksu şiddetle tavsiye ederim. bazen keşke muay thai'ye geçmeyip boks yapsaydım hep diye düşünüyorum ben bile.

- tek başınıza eve çıkabilirsiniz.
- annenizi karşınıza alıp neden yahu diye sorabilirsiniz..

aile dogu kültüründen, yoksulluktan gelliyorsa normaldir.yapilcak pek birsey yoktur.

Nasıl durdurabileceğini bilmiyorum ama sakın kendini bir odaya kapatıp, bütün ilişkini kesmeyi deneme. İlgilenmediğini hissettiklerinde anneler daha saldırgan oluyor.
Anneyi durdurmak için konuşmayı da deneyebilirsin, yeterince ikna edici olursan iki hafta kadar huzurlu zaman geçirebilirsin.

konuşsun dursunlar, sallama. çünkü sen ne kadar taviz verirsen ver, onların istekleri bitmez. onları hiç sallamayan adam alır yürür, kendimi sevdiriyim, sözlerinden çıkmayım diyen yerinde sayar. 100 doğru yapsa, ilk yanlışında eleştirilecek de yine bu uyum sağlamaya çalışandır.sallama, sallamadığını da hissettir.
ahlaki meselelerde filan ailenin dinlenilmesi taraftarıyım, onun dışında dinlememek lazım.

@paulista karşına al konuş. ama kendini büyük biri hissettirerek konuş. onların da istekleri olduğunu unutma. isteklerini tamamen anlamaya çalış. ama yeterince konus. 2 saat , 3 saat , 4 saat. utanılacak birşey yok. dünyada sadece tek bir ailede olmaz böyle şeyler. ama bazı şeyleri de bir evlat olarak alttan almaya çalış. tıpkı sevgili gibi düşün. öyle ya da böyle siz birbirinize muhtaçsınız. en azından sevgi olarak.

doğru anne haklısın bu yaptıklarımın hiç birini yapmamam lazım diyip sağ gösterip sol vurabilirsin,durum yaratma durumu..etkili olur denemelisin..
herşeye haklısın deyip haksızlığını gözüne ancak böyle sokulabiliyor.

eve çık yahu, ekipmana yetiyosa ona da yeter heralde varlığın..

beyler öss sözel de dershaneye gitmeden sadece 2 yanlış çıkardım onu da eleştirdi.kadın makine gibi durmadan sallıyor.inanın 3 sene kendime hiç kıyafet almıyım, ama birgün gidip bir tişört alıyım beni yerin dibine sokar.

ruhsal olarak sorunlu bir insan.iyi niyetli ama çekilemez durumda.bazen gerçekten ölse de kurtulsam deme noktasına geliyorum.

galiba en mantıklısı bir an önce kendimi ayrı bir mekana taşımak.ama bu hayat şartları işte.

arkadaşlar ne diyorsunuz? Direkt "ayrı eve çık" tavsiyesi biraz acımasız olmuyor mu? Empati yapın. Hatta daha da dramatikleştireyim, "anne ve babanız hayattayken değerini bilip çokça vakit geçirmeye çalışın, onları kaybettiğiniz zaman bu günlerinize yanarsınız" diyeyim. Çok zayıf belki ama... neyse...

Ebeveynlerle aranızda bir nesil farkı ve bu nesil farkının getirdiği görüş ayrılıklarını hoşgörmek, yeni nesil olarak sizin göreviniz. Kaçmaya çalışmak yerine hoşgöreceksiniz. Eleştiriyorlar, dırdır ediyorlar, bunları görmezden gelmek, şayet kendi bildiğinizin doğruluğundan eminseniz, onların söylediğini kafaya takmayayarak bildiğinizi yapmaya devam etmek sizin göreviniz. Anne bu, dırdır eder, kapris yapar, ilgi ister, yaşı ilerledikçe daha da artar hatta bunlar. Sizin bebekliğinizde ve çocukluğunuzda yaptığınız gerizekalılıklara nasıl sabırla tahammül ettilerse sizin de göreviniz onlarla olan ilişinizi dengede tutmak.

Psikikolojik sorunları var gibi görünüyor annenin. Bir uzmana göstermekte yarar var.

yok kardeş kedi değil bu gitmiyor kadın gitmez. :)

yaş kaç? annenizin değil, sizin

insan bi kere dünyaya geliyor, anne bile olsa her dakikanı zehir eden biri hiç çekilmez. çıkabiliyorsan ayrı eve çık, bu bir kişilik örüntüsü kolay değişen birşey değil, kaçabiliyorsan kaç.
bir arkadaşım var biraz şişmanca. Annesi ile babası da şişman ve kısa boylu insanlar. Annesinin onu bilmemnerdeki iskandinav turistlere benzemiyor diye eleştirdiğine tanık oldum, doktor bu arada kendisi.
Bence annene senden nasıl biri olmanı beklediğini sor, sonra da ondan aldığın genlerle bu beklentilerin neden gerçekçi olmadığını anlat.

Malzemelerimiz:

Onun bagirislarinin kulaginiza gelemeyicegi kadar uzaktlikta ayri bir ev.

Boyle sapkin bir girisimde bulunuldugu icin annenin arsa varan bagirislarini bir donem daha sineye cekebilmek.

Gerekli olculerde mayistirici maddeler.

Gulmeyi bilen ve gulumseyince baska bir guzel olan normAl kiz-erkek arkadas.

Playstation 3

Ergonomik bir yatak.

Duzgun beslenme.

Bi de tirnaklarini yeme.

ya bi şey sorucam menopoz ihtimali yok mu? bu dönemde bir kadın insanüstü derecede dırdırcı, mızmız, ağlamaklı, sinirli vs. olabiliyor. öyle bir durum varsa yapmanız gereken doktora götürmek, bazı hormon testleri yapılıyor sanırım ve duruma göre dengeleyici ilaçlarla rahat atlatması sağlanabiliyor.

ha eğer sağlık durumu olmadığından eminseniz şöyle sölicem, aileniz sizi yetişkin olarak görmüyor.

istanbul üsküdardan yalovaya eskihisardan vapurada binerek (her yarım saatte bir kalkıyor) bir buçuk saatte gidersin yakıt ise herhalde 100 km yi bulmaz bir yol hesapla arabana göre :)

45 lira arabalı vapur.

karadan giderim diyorsan 2 saatten fazla surer izmit körfezi dolasıcaksın,karamursel felan boyle bir guzergah..
e yok kestirmeden gideyim diyorsan..
pendikten arabalı hızlı ferbot var ido nun..direk yalova merkezde inersin..
alternatif de gebze-eskihisar dan arabalı vapura binersin,topcularda inersin yalova merkez 12 km.

pendik-yalova ido feribot seferi var, 40 dakika sürüyor 50 tl. Extra yolcu 5 tl.
online.ido.com.tr adresinden sefer saatlerini görebilir ve bilet alabilirsin

yenikapıdan da var (aksaray sahil), ama daha pahalı, hatta resmen pahalı, idodan. 1:15 te indiriyor yalovaya, gunde 4 sefer galiba karsılıklı olarak.
arabayla da nasıl gittigine baglı, ben bastı mı ceyrek depo gidiyor, degirmendereden sonra da (izmit golcuku gecince) calısmalar var, canın sıkılabilir, yol zaten cift serit degil bazı yerlerde.

Bir mimarlık öğrencisi olarak Barcelona deyince aklıma direkt Gaudi geldi doğrusu. Mimari ilginizi çekerse:
www.red2000.com

bunlar çok bilindik şeyler oldu:)
yine de teşekkürler..
daha nokta atışı tavsiyeleri bekliyorum.

(bkz: #16260041)

üstad vedat milör katalunya mutfağı hakkında böyle buyurmuş, mekan isimlerini vermiş. salaş tapas barlar da var, klas restoranlar da.

www.milliyet.com.tr

noucamp ı görmeden gelme...(barcelona stadı)

@arigold teşekkürler..

@sirincem etrafında 7 kere dönmeyi düşünüyorum mabedin:)

abi istediğin şey zaten tuzlu bir şey işin içinde deniz/boğaz/tekne varsa ucuzluk yoktur bundan emin ol. Bu işi organize eden event marketing ajansları var tabi bunlar çok çok çok büyük organizasyonlar yapıyorlar. Diğer tipleri bilmiyorum nasıldır referansları var mıdır vs... ya hiç evlenmeyi düşünmüyorum ama mesela bir kır düğünü çok hoş olabilir açık havada akşam üzeri çok hoş olur diye düşünüyorum.

o kadar pahalı olmaması lazım ya. daha geçen haberi çıktı 30 lira mı ne kişi başı? bebek civarında demirli olan bi tekneyi gösterdiler hatta. bi gidip baksanız olur aslında büyük, zemini yapay çim gibi olan bi tekne. kötü hava şartlarına karşı kapalı yeri filan da vardı.

tribal senin evlenen yaşadı walla

e tekne sayısı kısıtlı, sezon kısıtlı ve düğün-nişan-balo-gezi mevsimi. daha ne bekliyorsun? biraz daha ortalama bir teknede iyi fiyat belki alabilirsin ama akşam saati haftasonu adam zaten o tekneyi kiralarım diye düşünüyordur. lüfer teknelerine bir bakın yerlerine gidip pazarlık falan yapmaya çalışın görüntü olarak çok süper olmayan bir tekne bulup çok süper eğlenebilirsiniz. o iş fotoğrafçıyla bitse yine iyi gecenin ortasında tekneyle dansöz getirip banknotlar dolusu para verildiğini de bilirim. + dansözlere takılan paralar cabası. fotoğrafçıyla anlaşmak lazım 10 tl çok bence elinde kalır abinin 5 tl ve size 2.5 tl ye falan bağlamaya çalışmak lazım. müzik dışarıdan kendin ayarlayabilirsin bizde müzisyen vardı ailede dert olmadı. yemekleri falan baştan düzgün konuşmak lazım kötü bir organizasyonda (ucuz olsun diyeceksen) sonradan başına dert alabilirsin. yaz günü tavuk koydurmayın mesela tekne şartlarında dışarıda falan tutma durumları oluyor sonra uğraşıp hastaneye taşınmayın.

tekne işi riskli işdir başdan solıyım,hava ruzgarlı olursa aldın başına belayı kusanlar sıçanlar rezil bi durum olur..ama illa istiyosan hoş bir şey olur bunun icinde 10 20 ye bakma boğazda bu işi en iyi yapan SEMİRAMİS TEKNELERİ var..onlarla irtibatlaş yada 532 704 88 63 den cenk beyi ara,cem in arkadaşıyım de durumunu anlat sana yardımcı olacaktır..

sirincem, yardımın için teşekkür ederim. cenk beyi aradım, çok yardımcı oldu, ortalama bir hesap çıkardı. sağ olasın.

bişi diil:)