ortada iki tane deste var. bir tanesi ilk ortaya açılan deste. Bu destede hiç bir hile yok, ambalajı düzgün, dürüst bir deste. Bu deste açılıyor ve içinden bir kart seçtiriliyor. Sonra adam bir kalem seçin diyerek ceketini açıyor. Adam ceketini açtığında yanındaki adamın sol kolunu gizliyor. Çünkü adamın sol kolu cebindeki desteyi ayarlamakla meşgul. Hülya kartına imza atarken sol cebinde deste olan adam sahnedeki ekrana bakıyor. Burada hülyanın kartı gözüküyor. o esnada sol cebinden karo 7'nin olduğu yere ilk desteden çıkardıkları reklam kartlarından birini sıkıştırıyor. Cepteki deste de aslında normal sıralı bir deste ama sadece destenin alt kısmı ambalajlı değil, diğer 5 yüzeyi ambalajlı. Ayrıca alt kısmından girmiş 3 tane kart var, bu 3 kart maça, karo, sinek ve kupa dizinlerini ayıran kartlar. Hülya imzayı atarken adam karo 7 olduğunu ekrandan görüyor ve parmaklarıyla ikinci sıraya gelip baştan 7. kartı dışarı doğru çekiyor. Cebin içinde desteden yarı dışarı çektiği kart karo 7 oluyor. Sonra allem edip kallem edip hülyanın elinden kartı alıyorlar ve hızlıca cebin içindeki yazısız karo 7 ile değiştiriyorlar ve yerine koyuyorlar. Sonra da ilk desteden çıkardıkları renksiz jokeri bu destenin üzerinde olacak şekilde jüriye uzatıyorlar. Yani jüri elini kapattığında en üstte renksiz joker, altında ise cepteki deste yer almış oluyor. En üstte bir kart var, çünkü en üstte kart olmasaydı, ambalaj hissedilirdi ve foya ortaya çıkabilirdi. illüzyonist bu jokeri alıyor sonra ve açtırıyor avcu. avuçların içinden çıkan desteyi gösteriyor ama destenin alt kısmını göstermiyor. ambalajlı 5 yüzeyi gösteriyor ve ikna ediyor. sonra ambalajı açma yerinden açıp masaya koyuyor ve kart orada.

Pek uzman değilim bu işlerde ama sanki böyle bir kurgu var gibi. Bu arada kurgunun başarısı ise iki kişi olmalarında ve çok konuşmalarında. Böylece dikkati bolca dağıtabiliyorlar.

yalnız adam karo yediyi tam 6 ve 8 arasına sokuyor. bunu nasıl yapcak karoda bir sürü kağıt varken zor değil mi? ya 9-10 arasına sokarsa?

Cebindeki destede kartlar şöyle sıralı: as,2,3,4,5,6,7,8,9,10,J,Q,K bu karı dizininde baştan 7.kart ise karı yedilisi. Bu 7 kartı parmaklarıyla bakmadan sayabilir. Kolay degil ama çalışılarak yapılabilir.

sedo.com üzerinden iki tane domain aldım. tavsiye ederim. Eğer satın alacağın kişi yakınında oturuyorsa ise birlikte bir cafede oturup elden para vererek ve o anda bilgisayar başında nakil işlemini gerçekleştirerek de yapabilirsiniz belki.

domain satın almada bi sıkıntı yok, hepsi aynı 3 aşağı 5 yukarı.

bahsedilenler hostingle alakalı.

godaddy.com
name.com

ben name.com kullanıyorum gayet memnunum

domain satın almada hiçbir sorun olmaz. ben sadecehosting ile 5 yıldır çalışıyorum. siteleriyle sadece yenileme ve dns değişikliği nedeniyle muhatap oluyorum ki genelde hepsinde böyledir.

hmmm o zaman domaini nereden alırsam alayım bir sorun olmaz öyle mi? hosting konusunda kuzenim kendi hosting hesabını kullandıracak. daha yeni yeni merak saldım web programlamaya o yüzden cehaletimi mazur görün lütfen.

godaddy.com üzerinden 3 domain aldım. hiçbir sıkıntısı da yok senin tabirinle.

ha biraz spamliyorlar mail kutunu, sürekli olarak indirim kodu gönderiyorlar.

natro' da senelik 9 dolar, godady' de .com uzantılı adres göremedim. sizce hangisinden almalı?

isimtescil.net var. ben buradan alıyorum domainlerimi sürekli.

domain satın almada hizmet açısından bir sorun olmaz eğer firma çok dandik değilse. turkticaret hariç al bir yerden. natro, ihs, karegen, sadecehosting bir sorun yaşamazsın bunlarla hangisi ucuzsa alabilirsin. bir kaç domainse yurtdışına gerek yok ödeme yaparken kredi kartı bilgilerini doğrulatma, kafalarına göre belge isteme durumları oluyor nadir de olsa.

www.gkg.net

sunucuyu yormuyorsa yapılsın bence, güzel gibi.

efsane fikir; yapılmalı diyorum şahsen.

bence süper bir fikir. ama fikirler pek değerlendirilmiyor burda ne yazık ki. feedback'te uzun süredir duran fikirler var mesela.

edit: üste alınmış bu. şaşırdım :) compu feedback'teki önerilere de bir yorum getirsen güzel olurdu mesela.

edit2: cevabımı genişletmek istiyorum. fikir güzel ama mesela benim gibi her soruya atlayan tipler de var. "genel kültür" diye daha geniş anlamlara gelen bir "tag" mı eklemek gerekiyor o zaman? kendim de öğrenip cevap veriyorum mesela. illa bi konuda uzmam olmama gerek kalmıyor o zaman.

Mantikli, ben buna bir egileyim.
Duyuru girerken altinda tag cloud olur, duyuru acan o tag cloud 'dan istedigini secer. herkes de ya kendine bir tag acar, ya mevcut tagler'den kendine secer. yeni duyuru girildiginde en ustte CEVAPLA'nin yaninda BURAYA NE ISIM VERECEGIMI BILEMEDIM SIMDI olur, oraya basarsaniz sizin taglerinizle taglenmisler gelir. Baska insanlar da mevcut duyurulari tagleyebilir. Bu insanlar duyuru'da bir seviyenin uzerindekiler olur.
tag could ile taglenmis birisi cevap verirse o cevabin kenarinda tag'in ismi cikar.

tag'e hersey eklenebilir, eger bir tag'de 1 insan varsa o zaman o tag pek gozukmez ortada,

destekliyorum.

bence mantıklı, hep karambole gidebiliyor sorular.

farki, herkesin tagleyemeyecek olmasi. bir inner circle fikri var kafamda.

teknik olarak siteyi ve coderları zorlamayacaksa muazzam bir fikir bence.

ama compu'ya bir sorum var.'Baska insanlar da mevcut duyurulari tagleyebilir. Bu insanlar duyuru'da bir seviyenin uzerindekiler olur.' derken burada seviye kriteri ne olacak? tiklenme oranı falan olmasın lütfen,benim gibi her cevaba tik atan da çok var, hiç bir doğru cevabı tiklemeyen de.

bu olay sadece suserlar için olursa bize yine hüsran. ama mantıklı fikirmiş, sevdim.

-mesela biri tıp kategorisinde soru sorduğu anda, o anda online olan ve tıp kategorisinden en çok tikli cevabı vermiş olan ilk üç-beş kişiye gizlice uyarı gönderilsin.

-1 saat içinde cevaplanılmazsa, duyuru açan kişiye titreşim gönderme hakkı verilsin. ve o anda online olup da, daha önce tıp kategorisinden soru cevaplayıp tik almış herkese bildirim gitsin.

-1 gün içinde cevaplanılmazsa, duyuru açan kişiye bir titreşim gönderme hakkı daha verilsin. bu sefer offline kullancılar dahil, daha önce tıp kategorisinden soru cevaplayıp tik almış herkese bildirim gitsin.

-kullanıcılar isterlerse titreşimleri kapatabilsinler.

"Bu insanlar duyuru'da bir seviyenin uzerindekiler olur": mesela duyuru'da 2 yildir ucmamis olanlar...

Duyuru'da zaten soru kategorileri mevcut.

Medikal kategorisindeki duyuru'larda belirli bir seviyenin üzerinde Cevap bu/Toplam cevap oranı tutturmuş olanlara sistem otomatik olarak bir "karma" versin. Aynı sözlükteki gibi. Yalnız her kategorinin karmaları farklı olsun ve cevaplarındaki başarı yüzdesi arttıkça daha üst bir kademedeki karmayı alsın.

Hatta bunun adına bröve de diyebiliriz. Mesela birisi yabancı dil sorularında %70 'e ulaşarak "dillerin sevgilisi" brövesini alır, aynı zamanda fitness kategorilerindeki sorularda da %90 'a ulaşmışsa "Ronnie Coleman" brövesi alsın.

Bahsettiğiniz haber verme sistemini bunun üzerinden de kurabilirsiniz. Belirli bir kategoride brövesi olanlara soruların varlığına dair bildirim gider.

Kısaca bröve/karmaları kişi kendisi için belirlemez, sistem onun verimliliğine göre atar. Böylesi de mantıklı olmaz mı zaten?

Ayrıca sözlüğün daha yüksek karma vermesi insanlar için nasıl motivasyon oluyorsa, duyuru'da da bröve almak motivasyon kaynağı olacaktır ve insanlar daha fazla soru yanıtlayıp brövelerini yükseltmek veya farklı bir kategoriden bröve almak için soru yanıtlamaya hevesli olacaklardır.

Bu şekilde insanlara bir ego tatmin kaynağı veririlirse bundan duyuru kârlı çıkar. İnsanlar sanal olarak burada bir başarı yakalar, bröveleri ile övünür.

Cevap bu/Toplam cevap oranı deyince cevaplara tik atılmaması, tikleri unutmayın deyince "ne bu tik merakı" diyenler gibi sorunlarda çıkacak. sanki başka bir formül bulmak lazım.

@sutlu nescafe

bu Compumaster 'ın ve Duyuru'nun genel olarak hayata geçirmesi gereken bir zorunluluk. İnsanlar o tikleri atmaya zorlanmalı. Belki kutucuklardan hatırlatma baloncukları çıkarak "doğru cevabı aldığınızı düşünüyorsanız lütfen tıklayarak geri bildirim verin" gibi uyarılar çıkmalı kullanıcıların karşısına. Veya diğer üyelerin de yanıtları oylaması sağlanmalı. Ama bu da çözülmesi gereken bir sorun.

Bahsettiğim sistem insanlara motivasyon kaynağı verecektir. Kendini başarılı hissedenler buraya daha fazla bağımlı olacaktır. Ego tatmini çok iyi bir motivasyon kaynağıdır.

Duyuru güzel bir platform. Birkaç değişiklik ile birlikte uçurulabilir ama ben ciddi bir şekilde siteye bakılmadığını düşünüyorum.

@hiko seijuro

dediklerinde haklısın ama herkesin uymasını, herkesi de geçtim çoğunluğun uymasını beklemek biraz hayal. keşke dediğin gibi olabilse. zorlama geri tepebilir. doğru yanlış hercevaba tik konup sistem sabote edilebilir. vs. vs.

Burada tiklerin atlanmasının en büyük nedeni insanların ihmalkârlığı. İlk sebep bu, yoksa troll'lük gibi bir amaç yok ortada.

Eğer duyuru altına yanıt geldikten sonra, duyuru sahibi kendi başlığındaki cevapları görmek için geldiğinde "doğru olduğunu düşündüğünüz yanıtların yanındaki kutucuklara tıklayarak geri bildirim verin" gibi bir mesaj ile karşılaşırsa, tik alma oranı ciddi miktarda artacaktır.

O ısrarla tik vermek istemeyenlerle de, diğer kullanıcıların yanıtları oylama yolu açılarak baş edilir. Aynı yahoo answers 'ın yaptığı gibi.

Bu gayet de hayata geçirilebilir bir sistem ve güzel bir fikir. Duyuru'nun kan kaybetmesine yol açan şeyler;

1- duyuru'ların yanıt alındıktan sonra silinmesi
2- tik alınmaması
3- kullanıcılar için karma veya puan gibi teşvik edici bir sistemin olmaması.

Bunlar düzeltildiği anda burası uçar. Bu sorunları çözmemek ihmalkârlıktır, compumaster kusura bakmasın.

süper fikir +1

Çok iyi olur. ancak halihazırda Kategoriler yetersiz. hukuk y0k,veterinerVeya petyok. iddiaa yok. finans para borsa yok. fitness, diyet yok. şimdilik bunlar aklıma geldi. ben mesela ağırlıkla hukuk soruların, cevapIlyoruM ve her an PCbaşında değilim.müsait olduğumda günün hukuk sorularına Cevap verebilsem Çok güzel olurdu. bu arada Şu vspen" den dolayı imha hata(arı oluştu özürrr.

Yorar.
sürekli bildirim almaktan kimse hoşlanmaz.
sonuçta burası aklına eseni soranların yeri.

@compumaster

duyuruda iki yıldır uçmamışlar olur verdiği cevap oranı ve tiklenmiş oranı yüksek olanlar falan da olur ? :)

fikir süper :)

fikir güzel ama daha tik atmayı bilmeyenlerin olduğu bi sitede bunu uygulamak zor gibime geliyor.
bir de ek olarak, tag alemi öyle bir geniş ki? bir de o taglerin uyuşması vsvs.. fikir iyi bir şekilde olmalı, bu haliyle yetersiz.

@compu için önerim: facebook gibi ayarlar butonunun yanında bildirim butonu olsun, kırmızı bir kutucukta sayısı yazsın. eğer olursa bu iş.

bir de cevap oranına göre bilmemne denilmiş. tik işine şimdiye kadar takmadım. ancak 2800 cevap vermişim, 1800'üne tik konmuş. taş çatlasa 500 cevabıma tik konulmazdı. yani bu oran işi yaş.


hahahha @sinematik sana demedim, gerçekten :) üstüne alınacağını tahmin etmiştim :)

@dieselsingle2 haklısın özür dilerim. Cevapları hevesle okuyunca ben de yanıtlara tik atmayı unutmuşum. hatırlatma için sağol :)

yorumlarınız için de teşekkürler. Karma'nın nasıl belirleneceği compumaster'ın kafasında bellidir ama benim de karma belirlemekteki ayrım kriterleri konusundaki önerilerim şu olabilir;

*sorulmuş bir soruya verilen tek yanıt o kişiye aitse ve tiklenmişse
*sözlük yazarıysa
*sözlük karması 200'ün üzerindeyse
*eksiduyuru'da 100'den fazla tikli yanıtı varsa
*cevap bu oranı %50'den fazlaysa
*belli bir tag'in bulunduğu soruya verdiği yanıtlarla %70'ten fazla tik almışsa. (yani tag bazında karması iyiyse)

O kişiler diğer kullanıcılara göre bir adım önde olsun derim. Bu kriterlerin hepsi olmasa da bazıları da uygun olabilir. Bu arada tek kritere bağlı kalmak yerine, birden fazla farklı kriterlerin ortalaması vs gibi belirlense daha adil olabilir.

Stack Exchange mantığı... Faydalı olur.

@sinematematikci
eksi duyuruya sadece sözlük yazarları katılmıyor, onlara o şekilde ayrıcalık yapılmamalı..

böyle bir öneri gelmiş ve compumaster ilgilenmiş, bende önceden açtığım bir öneriyi tekrar dile getireyim..

Anasayfada dururken yeni duyuruları görmek için sayfayı refresh yapmak yerine, facebook/twitter gibi Yeni Duyuru (2) gibi bir şey yazsa tıklayınca onları da görsek hoş olmaz mı ?
Site performansını biraz etkileyebilir ama iyi görünüm ve kolay kullanım sağlar kullanıcıya.

cok güzel fikir kesinlikle.

Ramiegovic +1
bunun gerçekleşmesini ben de istiyorum uzun zamandır,yeni duyurular için sürekli sayfayı yenileme derdinden kurtarır.işin teknik detaylarını bilemeyeceğim lakin olursa süper olur.

Katılıyorum.

bence de güzel fikir.

bence de kategoriler yetersiz.

tag bulutu da olur, anahtar kelime de. youtube gibi... mesela ben excel eklerim etiketlerime, adam office diye tag ekler. duyurusunda excel kelimesi geçtiği için o da çıkar. bildirimden ziyade bugün ve her şey gibi bir şey olur (bunların ikisini birden kullanan var mı çok merak ediyorum bu arada) oraya tıklanınca çıkar. arama kaydetme gibi bir şey...

tik alma olayı için de şu olabilir belki. moderasyonu uyar butonu gibi tik atma için uyarma... sahibine bildirim gitsin filan...

Çok güzel bir fikir, yapılabilirse çok iyi olur.

harika fikir ama yaparlar mı bilmem. biliyosun brökrasi buralara egemen :)

kesinlikle duyurunun taraflarını zaman kaybetmeden ve esas ulaşılması gerektiği şekilde biraraya getirir.

bu kadar abartılı coşkuyu hak etmeyen bir fikir ve şu haliyle ekşi duyurunun kalitesinde zerre artış sağlayamaz. önce moderatörlerin kalitesini artırman lazım. hallowlife gibi grov salad gibi başarısız moderatörlerden kurtulman lazım.

beğendim kargaşa önler.

bence de hayata geçirilmeli.

hiç kasmayın, duyuruyu buraya taşıyalım:
stackexchange.com

badge olayına da gireriz.

yaratıcı ve bi o kadar da kullanışlı bir fikir. pek çok kişinin de bahsettiği bigi arada nice soruların kaynamasını hem biraz olsun azaltır, hem de cevap kalitesinde artış olur. umarım yapılır.

tag fikri güzel, hatta zamanında şöyle bir şey yazmıştım:
(bkz: #31304371)

burada da siteyi stackoverflow ve kardeş siteleri, ne bileyim quora'ya benzetmeye dair bir şeylerden bahsetmiştim. tag sistemi de bu gereksinimlerden biri.

Güzel fikir, bence olmalı. %100 destekliyorum.

edit: mesela entry'de bahsettiğim gibi bir oylama sistemi mevcut olsa, bu başlığa upvote vermiştim. eminim epey olumlu oy da alırdı.

Bence öyle yapılırsa duyuru duyuru olmaktan çıkar.

Bu arada ufak bir ekleme daha yapayım. Kan verebilir durumdaki kişiler kan gruplarını da profillerindeki tag kısmına girerler. Kan aranıyor duyurularından grup seçilince bu üyelere bildirim gider. Hatta sadece kan duyurularına özel olarak bu kişilere eposta da gidebilir. (Tabi kullanıcı bana kan arandığında eposta gönderilsin seçeneğini seçmişse)

sayfanın en altında turkcell'in harlem shake'li reklam bannerı var. Bannerın üzerinde 3 saniye durduğunda reklam müziği devreye giriyor. Faren oraya kaymıştır.

bunu yapan çeşitli programlar var. Hangisi iyidir bilmiyorum ama aşağıdaki linkte bazıları mevcut
www.google.com.tr

(bkz: dreamspark)

Facebook'ta bir üniversitenin networküne dahil olabilmek için de edu uzantılı mail adresi gerekiyordu. Hala network mantığı var mı bilmiyorum.

prezi'de educational account alabiliyorsunuz.

geççenlerde gani müjde pis yedili'den bi kuruş kazanmadım demişti.

demek ki tekrarlardan para almıyor, yoksa türkiye'nin en zengini olurdu adam.

doktorlar dizisinin oyuncularından birisi para almadıklarını söyledi.

aslen anlasmalarina bagli. tum haklariyla birlikte satilsa bile yasal olarak bazi haklari var bildigim kadariyla ama turkiye'de cogu konu gibi bu da isletilmiyordur.

oyuncularin veya senaristin bir sey almasi soz konusu degil. zira onlarin anlasmasi yapimci ile ve yapimci ile genelde yapim hakki seklinde anlasiyorlar. kisaca milyon tekrar da olsa senarist, yonetmen veya oyuncu para almaz. onlarin isi cekim bitince biter.

türkiye'de almıyorlar, abd'de yapımcılar alıyor.

kanallar, yapımcılara bölüm başına para öderler. Yapımcı bölümde trilyonluk harcama yapsa da anlaşması bölüm başına 500bin TL ise onu öder. Kanal bu bölümü sınırsız yayınlama hakkına sahiptir. Türkiye'de işler böyle işler.

sonuna kadar katılıyorum.
kahrolsun lalekart faşizmi.
hiç değilse lalekartada bir kota konabilir.
bir de davetiye veriyorlar.
ve çoğu zaman salonda boş koltuk oluyor. zibil gibi bilet alan lale kart görgüsüzleri tabiki aynı saate falan da film alıyor ya da amaan diyip gelmiyorlar.

filmlere bilet bulamadıysan bir taktik sana. gitmek istediğin seansın başlangıcına yarım saat kala gişeye git. muhtemelen sıra olacaktır, sıraya gir. Her seans için ayrılan 20-30 civarında davetiye bulunur. eğer filmin saati gelmişse ve davetiye ayrılan kişiler gelmemişse o davetiyeler parayla satılır. o şekilde salona girebilirsin.

biletixten alınmıyor mu bilet? neden sıra bekledin?

o davetiyeler çok pahalı oluyor. 16 lira gibi.

adam başı 2300 km çok sıkıntı.

vize sikintisi olarak baslayayim ben.

3 arkadaş antalya'dan trabzon'a arabayla gidelim dedik, neredeyse iran'dan çıkacaktık.

yani demem o ki, uzun yol mesafeleri çoğu zaman filmlerdeki gibi olmuyor araba ile giderken. bir bakmış maç bitmiş, 3 gün geçmiş ve siz daha yeni varıyorsunuz madrid'e. vallahi alınacak risk değil.

tren daha mantıklı sanki

interrail olarak daha mantıklı olabilir

Araba vizesi ve triptik bilmemneleri çok tutuyo ya. Ha karşılarım, dayanırız dersen efsane bi tatil olur. Hatta 10 gün önceden falan çıkın, geze geze gidin.

basip giderseniz 2-3 günde varilir. arabanin evraklari ve pasaportlarinizi unutmazsaniz sorun yasamazsiniz. arabayla yolculuk yapmak güzeldir, çesit çesit ülke ve manzara görürsünüz. keyifli ama bir o kadar da yorucudur. sinirlardan geçerken çok sayida alkol sigara vs bulurlarsa el koyarlar. (kendinize yeticek kadar olursa sorun yok)
size 600 ila 800 euro arasina malolur.

iyi yolculuklar

oğlum çok film izlemişsiniz siz. Yolda bulgar mafyası, slovak mafyası... var. schengen alsanız da her bir sınırdan geçerken oyalanacaksın ve sıkıntılar yaşayacaksınız. Ayrıca yolda aracınız arızalansa o ülkenin dilini bilmeden nasıl yapacaksınız. Veya tamirci nasıl çağıracaksınız.

Vizesiz, pasaportsuz geçilen Gürcistan sınırında bile 2 saat harcarken avrupa'da jet hızıyla dolaşmak kolay değil. unutun bu saçma fikri.

Paranız ve vaktiniz varsa hiç durmayın. Türkiye'den çıkıp böyle geziler yapmış çok kişi tanıyorum, kendim de neredeyse tüm Avrupa'yı dolaştım. Yukarıdaki cahillere de aldırmayın, hiçbir halt olmaz.

özel kütüphaneler genelde alır. kütüphaneler ile konuşun, kabul ederlerse kitapları, kargo ile gönderin. ücretini de onlar karşılasın. veya aynısını kamu kütüphaneleri de yapabilir, ama iş konuşmakta.

@lunker denedim şimdi cookie cache ne varsa sildim olmuyor.

ctrl shift r ve ctrl f5 kokteyli.

hala çare bulamadık. ne denediysem olmuyor safari, firefox, ie, chrome, opera hiçbirinde açılmıyor.

chrome'larda sanırım öyle bir sıkıntı varmış. tarayıcının adres satırına antik.eksisozluk.com yazıp deneyin bir de. Ya da firefox ile deneyin bakalım.

tarayıcının adres satırına yazıyorum zaten. 5 browserda da aynısı oluyor

bu soruna çözüm arayan varsa eğer dns değiştirince düzeliyor.

sıfırlaya basınca düzelir.eğer sıfırla görünmüyorsa adblock eklentisinde ekşiyi muaf tutun o zaman görünür sıfırla butonu.

bu sorulara fix cevabım oldu artık bu. frankie nişantaşı'nda.

Litera

kızkulesi?

@evhapsi: Litera?

@painted bird : En son gördüğüm kadarıyla biraz mutaassıp bir havası vardı kız kulesinin?

anadolu yakasında kozzy içinde oldies var. orası da akşamları iyidir, canlı müziği şukeladır.

www.literarestaurant.com

ablam da kemik eğriliği yüzünden ameliyat oldu. ama beklediği sonucu alamadı. devlet hastanesinde ameliyat olmuştu ama. doktordan doktora değişiyodur mutlaka.

özelde oldum deviasyon ameliyatı.
her şey dahil toplam 450tl'ye falan bitirmiştim yanlış hatırlamıyorsam. ilaçlar dahil buna. (tabi ameliyatın ciddi bir bölümünü ssk karşılıyor bu arada, özelde olsanız bile)

ilk 3 hafta neredeyse hiç açılmadı burnum.
ardından alerjik bişiler olmuş, o yüzden tıkalı kalmış. bir ilaç daha verdi ve artık rahat rahat uyuyabiliyorum. burnum belki diğer insanlarınki kadar performanslı değildir ama benim artık işimi görüyor. gece boğulma hissiyle uyanmak zorunda kalmıyorum.

eğrilik varsa gidin ameliyat olun.
ve naparsanız yapın üniversite ya da devlet hastanesinde olmayın.

sigaradan olabilir içiyorsan eğer. benimde aynı. bi süre bırakmıştım, ozaman burnum açılınca anlamıştım nedenini.

@hasmetizm, çok içmiyorum (üç günde bir paket) ama etkisi olabilir dediğin gibi. bırakmak için iyi bir sebep.

alakasız gelecek belki ama: www.ntvmsnbc.com

@sinematematikci, yeni olan bir şey olsa belki derdim ama bildim bileli var bu durum. dediğin gibi benim durumumla alakası yok.

Pek detaylı bilgim yok ama aradığım Tweet Box mı? Yani şu: dev.twitter.com

kadıköy'de isen metrobüsle zincirlikuyu'da inip, sarı minibüslere binersin yola çıkıp.
üsküdardaysan da motorla karşıya geçer, beşiktaş'tan yine aynı minibüslere ya da otobüse atlarsın. istinye park'tan geçen ya 42 idi ya da 25t, emin olamadım.

ikisi de değil. beşiktaştan 40b geçer. gelirse 29p geçer. başka otobüs geçmez. minibüs geçer daha çok.

beşiktaş'taki silindirik parlak uzun heykelin önünden kalkan dolmuşların bazıları İstinye Park'a gidiyor. Veya yine o dolmuşların oradan 40B otobüsleriyle de gidebilirsin. Beşiktaş'a gitmek için de 112, 129T hatlarına yakınsan bu hatları kullanabilirsin, ya da önerim direkt vapur veya motorla Beşiktaş'a gitmendir.

Beşiktaş aktarmalı gitmenin yanı sıra Metrobüs ile karşıya geçip Zincirlikuyu'dan yukarıda yazdığım dolmuşlara veya 40B'ye yine binebilirsin.

eğer çin, uzak doğu vs ise genelde ilk 2 harf olur, seninki 1 tane

en baştaki 3'ün yerine B'yi dene

9 yerine 8 dene

D yerine 0 dene

baştan üçüncü karakter için 4 değil de Y dene bir de.

5 yerine j

6. karakteri G dene

and oscar goes to @mesa

tam da umudu kesmeye başlamıştım. Herkese teşekkürler.

çok bilmesem de alacak olan ben olsam bunu seçerdim.
www.hepsiburada.com

teknik özellikleri arasında pek bir fark yok, ama samsung gibi yapay ya da lg gibi soluk olmuyor genelde Philips. monitör olarak da Philips kullanıyorum TV alacağımda da Philips olacak.

donanımhaber'de sorarsan daha net yanıt verecek kişiler de olur teknik özellikleriyle. ama seçeneklerine Pilipis ekle.

ben olsam bunu alırdım: www.lg.com
47LM660S

hangi model alacağın sana kalmış. Ama kesinlikle Samsung al. üç ay araştırdım, LG, Philips, Sony... hepsini inceledim ve gidip Samsung aldım. Gayet de memnunum.

Eğer uydu, digiturk, dsmart veya teledünya HD kullanıyorsan uydu alıcılı modellerinden al mutlaka. Wifi'ı da varsa iyi bir avantaj olur. Bir de ne kadar büyük ekran o kadar güzel görüntü.

O para bende olsa kesinlikle 127 ekran bakarım,gerisi teferruat,uygun olanınıda sen arastır işte

samsung olsun.
3d olsun.
dahili wifi olsun.

forum.donanimhaber.com

Burayı iyi oku, mutlaka oku, ne yap et oku.

2000'in üstüne çıkmayayım dedim, şööyle güzel bi şi buldum:

www.buroteknik.com

bir de evli barklı değilim. oda da hayvani boyutlarda değil. film izleyeyim, ps bağlayayım kafasındayım. ne dersiniz?

Aşağıdaki linki aç oradaki LG TV leri incele bütçene ihtiyacına en uygun olanı tercih et. ama piyasadan da araştır fiyatlarını.

www.vatanbilgisayar.com

bir de bir ekleme yapayım. Bu konuda çok itiraz eden de olabilir ama 3 boyutlu alma. Türk tv kanallarının 3d yayına geçmesi en az 6-7 yıl alacak. Yok dijital yayına geçiliyor, yok kanal artıyor, yok tüm kanallar 3d olabiliyor sözlerine katılmıyorum. gözlükle tv izlemek hiç pratik değil. Ayrıca görüntü ekranın ortasında 3d gibi, kenarlara doğru 3d kalitesi düşüyor. Bence 3d olmasına vereceğin ek parayı, ekranın büyüklüğüne harca derim. 3d televizyonu da teknolojisi oturduğunda almak daha ideal.

geçen hafta 47 inç philips aldım. model numarasını bilemiyorum ama dahili wifi alıcısı, 3d, 2d-3d dönüştürmesi, usb'den kayıt ve direkt medya oynatması, divx desteği, smart tv özelliği, ambiant light (tv arkasındaki led ışıkları) ile şimdilik gayet memnunum...
tavsiye ederim.

@sinematematikci kafam karışıktı, iyice bulandı. zaten ben oturup gözlükle tv izleyecek adam değilim. siz bana direk "şunu al" diyebilir misiniz?

@jeanluc model verebilir misiniz ki?

önerim Samsung 46ES5700 modeli olur. Biraz daha bütçe çıkarabiliyorsan 50ES6100 ideal olabilir.

araştır ama çok fazla da üzerine düşme, her modelin bir problem yaşamış müşterisi oluyor illa ki. reklamlara kanıp ta iyiki de varmış diyip 2 hafta sonra kullanmayacağın teknolojik özelliklere fazla takılma. 10mm inceliği olması, renk skalasının 2^1000 milyon olması atv'deki ton ton teyzeleri daha bi canlı gösteriyor sadece.
ben tonla araştırma yapıp forumları özetleyip almıştım özellikli bir cihaz, belli bir zaman diliminden sonra tv'nin sadece açma tuşı ile ilgilendim emin olabilirsin.

kapıdaki düşman (enemy at the gates) olabilir.

adam da ed harris.

Enemy at the Gates

Vassili'nin babası. 2005-2010'lı yıllar cs'de (counter strike) bu isimden geçilmiyordu zaten.

oyuncu Ed Harris, filmin adı da Enemy at the gates.

Kesinlikle eminim.

Öyle bir eğitim kesinlikle almayın. Özel olarak sorularınız varsa yardımcı olmaya çalışayım. Fakat kesinlikle para ödemeyiniz hepsi para tuzağı.

medyanet arada bir veriyor. atölye adı altında.

teşekkür ederim yanıtlar için. ama sertifika benzeri belge isteniyormuş. para vermek şart oldu ancak iyi bir yerden iyi bir eğitim ala derdindeyiz.

almadım ama kolpası bir yana, bayat/bozuk parfümden feci tırsarım.

Birkaç parfüm almıştım. Hiçbir sorun yaşamadım.

Ben 3 ay önce satın aldım, perşembe akşam sipariş vermiştim cumartesi öğleye doğru evimde oldu. Orijinaldi ve sorunsuzdu.

hiç bir sorun yaşamazsın kalitesinde. orijinal satarlar.
Bu arada mizu.com da iyidir. Fiyatlarını karşılaştır, mizu'da daha ucuz olabilir.

gittigidiyor kullanıyorum defalarca parfüm aldım bir terslik çıkmadı

O çekiliş lafını bir kere direk geçin. Ben şahsen hayatımda hiçbir çekilişe falan katılmamışımdır heralde çünkü tamamıyla dürüst bile olsa (zor) o işe kimse inanmaz.

Bence bunu müşterinizi arttırmak için "ucuz ve güzel lokanta"ları getirmeye bakın. öyle saçmasapan burger king'ten veya bilmem ne bey iskendercisi, bilmem ne amca dönercisinden de başka, az bilinen ve insanları çekecek lokanta getirin. geri kalan dükkanların hepsi nasıl olsa kıyafetçi.

döviz bürosu varsa o döviz bürolarına söyleyin, avm içinde olduklarından koskoca dolar kurunu düşürmesinler. gerçek fiyatına satsınlar.

tuvaletleriniz hep "ÇOK" temiz olsun. Temiz değil, "ÇOK" temiz.

Açık hava alanları olsun malum Türkiye'de sigara migara içen sayısı çok fazla.

Yürüyen merdivenleri birini oraya birini buraya koyup o saçmasapan milleti gezdirip de alıvşeriş yapsınlar gibi mantıklar gütmeyin. Adam üşenir hiç gelmez, gelenden de olursunuz net söyleyeyim. Böyle iğrenç pazarlama taktiklerine genel olarak hiç başvurmayın.

Hangi avm olduğunu da merak ettim bu arada. Önerilerim makul gelmiştir umarım. Sinemanız da varsa ayrıca ucuz ve güzel olsun. 17 liralık 19 liralık sinemalar boş salonlara oynuyor, 7 liralıklarda yer bulunmuyor.

Kapanış saati bilmiyorum kuralla falan mı belirleniyor ama gece 10'dan sonra da açık olsa çok iyi olur elbet.

Heh bir de yerini bilmiyorum elbette ama metroya yakınsa vs. metroya bir şekilde çabuk ulaşımı sağlayın, servis koyun, onu yapın bunu yapın, metro medeniyet.

Şahsî fikrime gelecek olursak, bir avm'den en büyük beklentim içinde kıyafet satan yerlerin en AZ olmasıdır. Tabiî bu son madde pek mantıklı değil sorduğunuz soru için, sadece kendi düşüncem.

Kolay gelsin.

efenim anahtar kelime "çocuklar".

gözlemlediğim kadarıyla pek çok insan tatil günlerinde, haftasonlarında çocuklarına huzurlu ve güvenli bir ortamda vakit geçirtebilmek, hem onların hava almalarını, hem sosyalleşmelerini sağlamak (nasıl bir hava almak ve sosyalleşmekse bilemedim, benim çocuğum olsa açık havayı tercih ederdim kesin.) amacıyla avmlerde vakit geçiriyorlar. bu arada ufak tefek alışverişlerini yapıyorlar vs.

bu iki avm de lokasyon, ulaşım kolaylığı, otopark olanakları, içerideki markaların bilinirlik ve güvenilirliği ve benzeri konular bakımından aynı koşullarda ise çocukların tercih edeceği avm olabilen öne geçer.

bu durumda avmmiz, çocukların ilgisini çekecek aktiviteler, etkinlikler yaparak, avmyi çocukların cazibe merkezi haline getirip onların orada daha eğlenceli vakit geçirmesini sağlayarak müşteri sayısını çoğaltabilir. bunun en basit ve en ucuz yolu da, 2-3 palyaço tutup balonlar ya da maliyeti düşük ama sağlıklı oyuncaklar dağıtıp çocukların ilgisini çekmek, içeride çocuklar için bir gösteri olduğunu anlatmak vs. olabilir. ucuz ve basittir ama iş görür.

Sinemasi kaliteli olsun. Sinema salonu kaliteliyse terchih edilir. Film izlemeye gelenler yemek yiyip alisveris de yapar. Avmde en onemli sey sinem bence :)

Cekilis kampanya falan bos is. Hic kimse gormedimki şu avmde cekilis var oraya gidelim desin

çekilişi kafadan geç. millet artık garanti hediye olmadan kampanyaya katılmıyor.
avm'lerde esas alışverişi bayanlar yapar. onlara yönelik etkinlikler düşünün.
sırf eski diye insanların diğer avm'ye gittiklerini sanmıyorum. sizinkinin dezavantajlarını düşünün. onları ortadan kaldırmaya çalışın. bu bilgiyi de küçük hediyeli anketlerle elde edebilirsiniz. profesyonel güvenilir bir firmaya yaptırın. biraz para harcayın yani.
ulaşım çok önemli. gerekiyorsa evlerin önüne yürüyen merdiven çekin.

son olarak bu nasıl avm? bir ödev herhalde. koskoca avm yönetimi bu sorunu çözemiyor da buraya mı sormak zorunda kaldın yoksa? böyleyse durum vahim...

çekilişten vazgeçin.
sinemasal kampanyalar olabilir. cuma günleri yarı fiyatına gibi.
giriş katında güzel-kaliteli bir cafemsi mekan olsun, hem dışarıda hem içeride oturma imkanı sunan.
imza günleri düzenlenebilir ayak alıştırma mantığı ile.

kadınlar için makyaj günleri, bakım günleri vs düzenleyin.

moda haftası gibi bir etkinlik düzenleyin. avm içindeki alana podyum kurun, manken yürütün. o gün o kıyafetleri %30 indirimli yapın.

Avm'nin ortasındaki avlu gibi boşluğa tavandan sarkan ip cambazlarından oluşan gösteriler yapın. Bunları ücretsiz yapın.

Civar üniversite ve lise öğrencilerine kampanya yapın; okul kartlarını göstererek sinemaya 5 TL'ye girebilecekleri, mcdonalds, burger king gibi restoranlarda istediğini menüyü (büyük seçimler dahil) daima 10 TL'ye yiyebilecekleri şekilde kampanyalar organize edin.

Bankalar ile konuşun, olabiliyorsa; migros veya avm içindeki bir mağazadan (çekiliş hakkı için minimum tutardan fazla) kredi kartıyla alışveriş yapan kişilere çekilişimize katılmayı unutmayın sms'i atın.

Diğer avm içine giren müşterilere, girer girmez sms atın ve "diğer avm'ye gitmeniz bizi üzdü. sizi tekrar aramızda görebilmek için bizim avm'ye 1 saat içinde gelirseniz eğer, 1 çekiliş hakkına 1 çekiliş hakkı da biz ekliyoruz. Veya çekiliş için gerekli minimum fiş tutarında %50 indirim yapıyoruz." gibi cümleler yazın.

Çekiliş ile verdiğimiz arabanın yanında fotoğraf çektirin ve avm'mizin facebook sayfasında paylaşın. Çekiliş hakkını sizin için 30 TL'ye düşürelim

gibi gibi şeyler.

sinemalara, sinema arasında sigara içip dönecek kadar yakın bir balkon koy hep sana geleyim.

olayı hatırlıyorum. biraz arayayım. (BULAMADI)

Hürriyet gazetesinin böyle bir reklamı vardı diye hatırlıyorum.

Hürriyet gazetesi evet cok net hatırlıyorum.

Kesinlikle Hürriyet'in reklamıydı. Ama video yok internette henüz.

çok saolun arkadaşlar :)

paintle komple siyaha boya sayfayı, en çok bu şekilde harcarsın bence.

yani simsiyah sayfa ile en çok gider ama adama koymaz o. zira adam bir sayfa parasını zaten o simsiyah paint sayfasına göre alıyor en baştan.

asetat kağıdına yazdırmasını isteyin. simsiyah olsun tonlama ama çok ince spiral falan olsun baskı. holografik çizim yapmam gerekiyor deyin bahane olarak. gitmeden önce asetatı ordan almayacaksanız yanınızda götürün azıcık yağ damlatıp güzelce silin. ya da azıcık el kremi koyup çok ince belirsiz olacak şekilde yayın. mürekkep tutmayacak ve sürekli hata verecektir. tekrar tekrar yazdırtıp abi ama yine yanlış bastırdın deyin.

hpnin iki tip mürekkepli yazıcısında denendi istemedenç parmaklaya parmaklaya asetatları yağlandırmışız. muhtemelen de aynı sonuç alınacaktır. orjinal mürekkeplerin kimilerinde yemeyebilir mürekkep kalitesine de bağlı.

20 sayfa hakkım var demek, 20 yaprak kağıt hakkın mı var demek, yoksa 20 sayfa yüzü hakkın var mı demek? Diğer türlüyse arkalı önlü olarak 40 simsiyah sayfa harcayarak maksimum etki yaratabilirsin. Bir de kenar boşluklarının hepsini sıfır yapabilirsin. Ayrıca ayarlardan yine baskı kalitesini maksimum/fotoğraf gibi üst değerlerden seçebilirsin.

Evet bunları yapabilirsin, çok da mutlu olabilirsin.

Ama dönüp baktığında aslında zarar verdiğin kişi adam değil, doğa olacak. O mürekkeplerin, kağıtların, makinenin üretilmesi için harcanan doğal kaynaklar, para, emeği bir düşün. Ek olarak mürekkebin yok olması, kağıdın yok olması, kartuşun yok olması için çevreye vereceği zararı düşün. Ve kendi kendine şunu söyle; "ben çevre için onlarca euro harcarken, 1 euro daha harcayayım ve boş yere kağıt, mürekkep ve kartuş israfı yapmayayım"

neredesin bilmiyorum ama eğer üniversite fotokopi makinesi falansa, kötüye kullandığın ortaya çıkarsa başın belaya girebilir.

ona mesaj atıp, buraya bakmasını söyledim. Bu duyurunu silme, ki seni bulup iletişime geçsin.

ben annemden önce çözülmesi gerektiğini görmüştüm.
bilimsel bir dayanağım olmasa da bizim adet böyle.
çözmelisin yani.

önce bi yoğurt kapı ya da poset gibi bir seyin içine koy biraz da buz gibi olmayan ılık bi su koy 15 dk çözülsün öyle haşla
ben öyle yapıorum yani
direkt sıcak suya atmadım

madem haşlayacaksın neden çözmekle uğraşasın ? daldır kaynar suya. ben her seferinde buzluktan çıkarıp haşlıyorum hiç bir fark da olmuyor.

düdüklü tencerede haşlayacaksan çözdürmene gerek yok ancak tencerede haşlayacaksan biraz sıcak suda beklet ve haşla.

haşlamadan önce çözmemizdeki mantık nedir? neyi olumsuz etkiliyor doğrudan haşlamak?

gerek yok. Çünkü tavuk göğsünun pişmesi için en az yarım saat kadar haşlanması gerekir. Bu süre zarfında da zaten tamamen çözülmüş olur.

Kızartma yapılacaksa veya fırınlanacaksa çözdürülmesi idealdir. Dışı ve içinin aynı şekilde pişmiş olması içindir. Aksi takdirde içi çiğ kalabilir.

ben her seferinde direkt buzluktan çıkardığım gibi atıyorum çok da güzel oluyor. böyle daha güzel oluyor hatta bana göre.

neresini anlamadın?
acılar kiraz olmuş bizde hep yaz olduğuna göre hep kiraz var
kirazdan küpe yapmadın mı hiç?

şair burda kiraz dudaklı sevgili benzetmesiyle allaha olan aşkını anlatmaya çalışıyor
tipik nef'i dizeleri.

kesmeşeker'in böyle çok şarkısı var. ilk dinlemede "bu ne lan" diyebiliyor insan ama biraz düşününce kendine göre anlamlar çıkarabiliyor.

cinaslı kafiye için kasılan dizelerden mütevellit harf katarı; başka da birşey değil.

Ama ne zaman gitti tren şarkıları candır, o ayrıdır.

Ben genelde imbd review'larından anlamlı bir şeyler bulmaya çalışıyorum..

En iyisi sözlükteki film başlıklarını okumaktır. Birden fazla yorumcunun yorumlarını okuyarak daha detaylı bir analiz yapmış olursun. Binlerce film izledim, site takip ettim, ama sözlük hakkaten bu konuda en iyisi. Uzman sinemacılar yok ama herkes bir detayı farkedip oraya yazıyor, 100 yorum okuyunca da bir eleştirmenin yazısını okumuş kadar oluyorsun.

mesela uzak filmini izleyen biri, adamın o son sigarayı niye içtiğini çözümleyemiyorsa; o filmi hiç izlemese daha iyiydi derim. bazı filmler gerçekten iyi bir gözlem ve sinema bilgisi gerektirir.

ekşisözlük'te filmlerle ilgili yazılmış entrilerin büyük kısmı çöp. sana bilgi verecek yazıları ararken çöp bilgilerle daha da kafanı karıştırırsın.

sinema yazarı olarak sevdiğim ve aradığın şeyleri yazabilecek kişiler; talip ertürk, mehmet açar ve engin ertan.

ufak bir işlem ise gönder dosyanı, düzenleyip geri gönderelim. Programı indirip yüklemek, nasıl olacağını anlatmak uzun iş.

Sen yapılacak işi buraya aktar, yardım eden çıkar.

gmail'den kendi kendine gönder açılır hemen acilse.

google docs

veya hotmail'in içindeki office editörü. ulaşmak için hotmail adresinize bir word dosyası gönderin, orda görüntüle düzenle falan çıkar.

www.google.com daha iyi bir kaynak bulamazsın

Ya böyle daha düzenli, sıralı bir kaynak olsa sanki :) Bir de bilgisayardan okumaktan hoşlanmıyorum pek. Ama bir belgesel de olabilir gibi bilemedim.

Oral Sanders in kitabını al. Beğenmezsen gel yüzüme tukur.

history channel belgeselleri

Zeitgeist
Zeitgeist Addendum
Inside Job
Standart Operating Procedure
The network
Revolution not be televisied
Chavez: inside the coup

belgesellerini de izle mutlaka.

siyaset tarihine meraklı birinin bu işin başından başlaması gerektiğini düşünüyorum.
alaeddin şenel - siyasal düşünceler tarihi

bu her sene 10 kere sorulan sorunun 10 kere verilen bir de cevabı mevcuttur

(bkz: oral sander)

onunla ufak bir baslangic yaptiktan sonra da su 4'lemeyi okuyoruz:

(bkz: eric hobsbawm)

son zamanlarda bu kanaldaki videolari izliyorum, gayet iyi anlatiyor delikanli.
www.youtube.com

oral sander'in siyasi tarih (1918-1994 olanı yakın tarihle ilgili, 2 kitabı var bu isimde) kitabı var. uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi öğrencilerine verilir. bi de henry kissinger'ın diplomasi kitabı var, 800 sayfalık nadide bi eser. öyle alıp okumak kolay olmasa da hazine gibi bi şey.

Kemal Karpat'ın Türk Demokrasi Tarihi kitabı vardır iki parça halinde.
biri demokrat partinin seçilmesine kadarki süreci anlatır. diğeri de özal sonrasına kadar diye hatırlıyorum. ama iyi bir eserdir. henry kissenger'ı da hocalar çok söylerdi bize ama yani illallah diyo insan gerçekten. kemal karpat daha zevklidir.

video after effects ile yapılır. sitenin çalışma prensi ise tahminimce; sen ihtiyacını yazıyorsun, site çalışanı gerekli kuruluşlardan teklif alıyor atıyorum 900 tl, üzerine 100 lira koyup sana sunuyor teklifi. en basit mantık bu..

Program falan yok. Kullanıcı ilan çıkarıyor. Benim eve boyacı lazım. Evim 120 metrekare, duvarlar saten olacak, şu renk olacak, iki günde bitmeli falan gibi işin detaylarını yazıyorsun. Boyacılar da siteye giriyor ve müşteriyi kapmak için birbirlerinden daha uygun fiyata teklif vermeye çalışıyor.

Site de boyacıdan komisyon alıyor. Belki de ilanı açan kullanıcıdan da alıyor.

paint it black gibi dee değil gibi de.

10 kereden fazla indirildiği için başkası indiremiyor. sendspace'e falan yükle bakalım.

tamamdır bulundu teşekkürler. ama merak eden de olduysa www.sendspace.com

ajans değil, reklamla ilgili.
adsoftheworld.com

www.elmaaltshift.com
www.webrazzi.com
www.reklamazzi.com
www.socialbakers.com
www.sosyalmedya.co

baya site var. Sana tam nasıl bir site lazım?

walla her türlü siteye ihtiyacım var. ama bunlar çok yeterli olur. teşekkürler.

www.adamlaryapiyor.com gayet güzel bir blogdur.
Türkiye'deki reklam ajanslarının hemen hepsine www.rd.org.tr de üye listesinden ulaşabilirsin.

aksaray - havalimanı metrosunun bir durağı terazidere'den geçer. Esenler Otogar ile Davutpaşa YTÜ kampüsleri arasındaki durak Terazidere'dir.

buydu :)
www.youtube.com

ahaha. kesin burdan çalınmıştır kulağıma ama orijinali ne ki bunun :)

bu video kamu spotu olarak şu aralar tv'de ekrana geliyor sürekli.

Şarkının orijinali de dinlediğin video zaten. O kısmı kesip kullanıyorlar genelde.

Bir de sanki önceden Refika'nın Mutfağı tarzı bir yemek programının da jenerik müziği gibi bir şey hatırladım, ama pek emin değilim bundan.

hikaye onlar. Ses dalgası lekeyi çıkarmaz. Ayrıca ürünün sayfasının altında şu nota da dikkat;

Tek Seferde Yıkama Kapasitesi: 2 Kg.
Tavsiye Edilen Yıkama Sıcaklığı: 40 – 80 C

Deterjanın üçte birini kullanın diyor, çünkü bir makinenin kapasitesinin üçte birini yıkayabiliyor. Makinalar en az 6 kg çamaşır alır, bu da 2 kg çamaşır alabiliyor. Bu nedenle az deterjan koyun diyor. Yani deterjandan kâr falan etmiyorsun.
Sıcaklık derecesi de yüksek. Zaten eskiden bakterileri sadece suyu kaynatarak da öldürüyorlardı. Deterjan olmadığı dönemlerde. Bu adam da suyu titreştirerek ısıtıyor. Kaynar su da bakterileri öldürüyor. Olay bundan ibaret.

Ayrıca sıcak suda yıkanmaması gereken çamaşırlara da zarar verir. Bu da cabası.

detarjan ultrasonik yıkamanın mantığına aykırı zaten.

böyle bir şey neden kullanılsın ki? suyu kaynat içine bunu koy bu titresin sonra durulama suyuna koy. ondan sonra da yine kendin sık.

vereyim 50 lira da orijinal yazılımı yükle. adam akıllı kullan iphone'unu. Gönder IBAN numaranı mesaj ile.

Buradan sonrası sana değil, genele serzeniş;
Yazıktır günahtır arkadaş. 1000 lira, 2000 lira verip telefon alıyorsunuz, her ay ortalama 50 lira fatura ödüyorsunuz. İddaa'ya, piyangoya, lotoya para harcıyorsunuz. Dilencilere sadaka veriyor, sigaraya onlarca lira harcıyorsunuz. İş uygulama satın almaya geldiğinde 1,79 TL'yi çok görüyorsunuz. O uygulamanın, teknolojinin paralı olması gerektiği mantığını bir türlü anlamaya kafa patlatmıyorsunuz. O yazılım nasıl ortaya çıkıyor düşünmüyorsunuz. Hiç tanımadığınız insanların, sizlerin rahatı eğlencesi için harcadığı zamana karşılık 1 lirayı çok görüyorsunuz. Soru sorulunca da Steve Jobs'a hayranım büyük adamdı diyorsunuz. Aferin çok doğru yoldasınız, ülkeyi de çok doğru yola sürüyorsunuz.

eğer dizi veya program izliyorsan kanald.com.tr veya netd.com'da tekrarları var. Oradan izleyebilirsin istediğin gibi.

(git: www.tvyo.com )şurdan olur belki.

turkcell tv var

Sağolun arkadaşlar :) Bu dizi sitelerine yüklendikten sonra birinden izlerim en iyisi :)

o tuş farenin sağ tıklama görevini yapan tuştur. Faren bozulduğunda o tuşu çok ararsın.

Eğer özel üretim bir klavyen yoksa (şu ses açma kapama düğmeli, oyunlar için yapılmış klavyeler gibi) bu iş olmaz.

o tuş yer olarak klavyede çok ters bi yerde. ona erişene kadar :) yapmak çok daha hızlı bence.

laptop kullanıyorum, farem bozulursa touchpadim var :)

hangi tuş olsun ya bilemedimki şimdi. ctrl lerden birini yapalım o zman. cidden olur mu acaba böle bişey.

sahil derken? büyükçekmece, maltepe, caddebostan, bostancı, bebek, ortaköy? milyon tane sahil var istanbul'da. en azından anadolu mu avrupa mı, ona söylerseniz daha iyi olur.

bir klişe olarak emirgan özsüt.

evet. beşiktaş, bebek, ortaköy, sarıyer..bu tarz yerlerde arıyorum.

çengelköy çınaraltı var yiyeceklerinizi alıp gidilebiliniyor yalznı çok kalabalık enkenden gidilmeli

beşiktaş'ta bahçeşehir üniversitesi'nin üst katında akademi cafe mi ne vardı. Fiyatı makul ve manzarası iyidir. Daha kaliteli bir yer bakıyorsan Ortaköy'de Radisson Blu iyidir.

www.firsatbufirsat.com adresinden bolca çeşit görebilirsin.

çok gerekli bir uygulama değil. 3 ay kullanmıştım. Aylık 120 TL gibi birşeydi sanırım.

Bu tarz uygulamaya benzer Alfred var, o daha iyi. www.alfred.com.tr

Bekletmeli bir seylerse sucuk/pastirma olabilir. Ya da receller olabilir. Ya da mutfakla alakasiz sayilabilir ama bogma raki.

ilk aklıma sarma geldi baya uğraşmalı. turşu da olabilir.

Pekmezin yapımını anlatabilirsin
Tarhana olabilir

içli köfte

işçiliği çok ince, bol malzemeli, güzel yapmak için pratik isteyen bir yemek

Tam nasıl bir şey lazım anlayamadım ama aşağıdakiler işini görebilir belki.

uskumru dolması
bumbar (mumbar ya da mimbar da denir)
Aşure
perde pilavı
tulum peyniri
damla sakızı
lokum
helva
anzer balı

keşkek. bi de maklube var. :)

Bir de aklima geldi, yapilmisi var: Cay.

Bildiginiz cay: www.youtube.com

tarhana ve boza iyi fikirler bence, ama bakalim hangisi icin sunum materyali daha rahat bulacaksin ona da bagli...

bulgur veya salcanin hikayesi de ilginc olur yahu, simdi dusundum de, zaten aksam vakti karnim acikti :(

normal çiğ köfte veya şu sıralar yaygınlaştığı için etsiz çiğ köfte olabilir. hatta bu etsiz çiğköfte zincirlerinin belli bir standardı tutturup tutturamadığı da bir tartışma konusu olarak sunum sonunda ortaya atılabilir.

netd.com'da var birkaç tane.

www.likuu.com

80 ihtilalinden sonra da ışıkların yakılması zorunluymuş.. neye istinaden size yasak olduğunu söylemiş bilmiyorum?

ışıkların yakılması zorunlu diye biliyorum ben servis içerisindeki. polisin servisin içindekileri görmesi gerekiyor sanırım o yüzden. bizimkiside hiç kapatmaz mesela yasak olduğunu daha once bu yüzden ceza yediğini söylemişti.

yasak değil ancak hava karardıktan sonra iç aydınlatma açıksa sürücününün görüş mesafesi biraz daha azalabiliyor. bundan dolayı söylemiş olabilir.

servisteki personelden birisine de gıcık olabilir. daha önce benim başıma gelmişti. servis şöförleri biraz ihtiraslı tipler oluyor genelde.

aç de açmazsa, şikayet et, çaktırmadan ara servisteyken ışıkları yakmıyor de

yasak değil. sadece neon lamba, xenon lamba gibi yüksek parlaklıkta ve aracın içini pavyona çeviren türdeki ışıklar yasak.
Standart lambalar serbesttir.

Bu haliyle 1 dosya kağıdından daha geniş oluyor. Çıktı alırken "fit" ya da "sığdır" seçeneğini seçersen eğer daraltıp iki sayfaya sığacak şekilde ayarlar program.

Tabloyu excelde tek parça halinde hazırlayıp, ardından "fit to one page" veya "tek sayfaya sığdır" özellğini seçtikten sonra farklı kaydete bas. Burada pdf olarak kaydeti seçersen eğer daha estetik durur ve tek dosya kağıdına sığar.

Star bir değişti kendine geldi. İşler Güçler, Behzat Ç fln. Show tv parayı acunun programlarından kazanıyordu o da stara geçti. Show'da fenomen bir dizi de yok bildiğim kadarıyla. Benim yorumlamam bu kadar.

Doğuş grubu 2009'dan beri otomotiv ve medya sektörü dışındaki yatırımlarını arttırmak ve daha çok para kazanmak için tarafsız kimliğini yırtıp, yandaş kimliğini boynuna astı. Haliyle üç yıl boyunca hükümeti destekleyici tavrı ile büyük ihaleleri kaptı. Cepleri para dolmaya başlayınca da Doğan Grubu'ndan Star TV'yi satın aldı. İktidarı arkasına alanın yolu hep açık olur bu memlekette.

show tv de yandaşlık yapmadığı için ve kaliteli yönetimi olmadığı için çöküşe doğru yol almış durumda.

çukurova grubunun durumu iyi değil. (turkcell vesaire) bu yüzden acun'u kaçıdılar zaten. birçok dizi projesi de rafa kalktı. zaman geçiriyorlar şimdilik. ölüsü bile para eder bu arada. kumandanın tuşlarında kaldıkları sürece dert edecek çok bir şey olmaz onlar için.

özet olarak acun show tvden star tvye geçti diyebiliriz

Rules kısmında yeni kural oluştur a tıklarsan yapabilirsin sanıyorum. Ben de hiç yapmadım ama şimdi bi göz gezdirdim.

o adresten gelen bir mailin üzerine sağ tıkla. "Create rule" seçeneğine gel. Burada kuralın nasıl olacağını iyi şekilde belirle yeterli.
Ok'e bastıktan sonra sana bir soru soracak. Önceden gelen mailleri de o klasöre atalım mı der, evet dersen tüm geçmiş ve gelecek mailler direkt o maile yönlenir.

İnternette text pics olarak aratınca bulabilirsin. Şurada birazı var; fsymbols.com

"ascii mesajlar" diye googlede aratın bir çok örnek çıkar karşınıza.

www.kubidik.com gibi...

@mavijojobatanecigi bende böyle düşünüyorum, sonuçta o vakit bilgisayar yoktu? yani Allah haşa yollasa öyle bir vahiy olmazmış, kurana bakmak lazım yinede, bir bilene sormak lazım ama büyük ihtimalle "izleme günah" der kendin bul yani

büyük resme bakacaksınız gençler, cıbıl hatuna bakmak göz zinasıdır aynı kategoride değerlendirebiliriz. sonuç: göz zinası

bilgisayar yoktu ama gidip iki şeeden insanı oturup izlemiyorlardı herhalde ?! bilgisayarla ne alakası var.

erotik müzesinde arapların pornografik kitaplarını görmüştük. demek ki porno varmış ama dönemini bilmem.

caizdir

Çatalca, Silivri, Polonezköy civarlarında nispeten kaldı büyükbaş hayvancılık. Onun dışındaki bölgelerde bitti sayılır.

Fakat Yalova'ya giden feribot, deniz otobüsü iskelelerine yakın bir yerde iseniz Yalova sizin için daha ideal olabilir. Mesela Pendik'ten Yalova'ya günlük gidip gelip oradaki büyük çiftliklerde iş bulabilir. İstanbul içinde çoğu kişinin işe gitmesi en az 1 saat sürüyor. Hatta bu meslek için 1,5 saati gözden çıkarmak da gerekebilir. Aynı süreye feribotla Yalova'ya veya Bandırma'ya da gidilebilir. Fakat yol parasını da düşününce biraz şanslı olması lazım.

bana da geçen öyle oldu. mikrodalganın içinde buldum filmi. bi oraya bak istersen.

bazen ikinci el olarak bulunabiliyor antikacılarda. bilinç sokağının dışında bir sor. Benlik apartmanı olmalı.