35 krediden az alamamanız lazım öğrenim anlaşması gereği. Ana şartı odur hatta, hibeyi geri istemeleri olası.

Geçip-geçmemenize bağlı olarak kalan %20'yi alma şansınız var, minimum üç ayı tamamladığınız takdirde tamamını isteyemiyorlar, kalan kısmı üzerinden erken dönerseniz geri ödeme yapmanız talep ediliyor.

ben bugune kadar hibenin geri alindigi kimse görmedim.ama bu demek degil ki olmaz. sadece bilgi veriyim diye seyettim.

Bu dersi aldığına dair bir yazı gönderebiliyorlar mı? Çünkü bildiğin gibi geçip geçmemen önemli değil, önemli olan 30 kredi ve üstünde ders alman. Bir de eğer imzalatılmış şekilde learning agreementı okuluna geri vermişsen zaten sorun kalmaz. Sonra kimse ekimde sınavı olan dersi kontrol etmez.

Dersi aldigima dair bi yazi alsam olay bitecek gibi agalar

hwieg'nin mesajından sonra düşündüm de kredi sınırı 35 değil, 30'du. kusuruma bakılmasın.

la hollandali türkiyede okuyup naapcak?

ama ikili anlasmalar filan illaki burslu okuma sansi olur diye biliyorum ben.

edit: erasmus bursu avrupa icin.

orta asya devletleri ile (özbekistan hariç; fergana'daki olaylardan sonra çekildi antlaşmadan) Özal döneminde yapılmış ortak bir antlaşma var. O çerçevede geliyor o öğrenciler.

ne demek talebi kimin verdiğini söyleyemez? ara bütün kartlarını hırsızlık dolayısı ile iptal ettir.

sizin adınıza size kart çıkarıyorlar, talebi siz yapmıyorsunuz onlar bunu biliyorlar ve sizin adınıza yapılan talebin kim tarafından yapıldığı bilgisini sizinle paylaş-a-mıyorlar öyle mi, öncelikle bankanızla ilgili sorunu çöüzn, bu da karakolu bağlamaz. umarım adresi doğru bildirmişsinizdir, kimin tarafında yapıldığı bilinmeyen talebinizde.

kart seninse afedersin ama eşşek gibi söylemek zorundalar talebi kimin yaptığını. kart senin bir kere bu kadar saçmalık olur mu. karakola git direk kesin çalındığı üzerine şikayetini yap derim ben.
tabi ki kartları da iptal ettir komple.

hemen iptal ettir.

sen gidebileceksen eger kartinin bagli bulundugu subeye gidip birebir yuzyuze coz bu isi. belli ki bankayla sirket yapmis senin adina islemler yapan biri var. aksam sabah kredin dahi cikabilir.

sakin telefondaki dallama ordusuyla problem cozmeye calisma iyice cildirtmasinlar seni. dedigim gibi bankaya gidip subede cozmeye calis isini.

size degil muhtemelen savciliga ya da polise bildirmek zorundalar ,

en basta polise gidip suc duyurusu yapiyosunuz bu durum karsiinda zaten öncesinde bu calinma, kaybolma durumunu bildirmeniz lazim.

sonrasinda polis sizin adiniza durumu takip edip sizin bildiriminizle dava aciyor, zaten siz acmasanizda amme davasina dönüsecektir durum.

korkucak, cekincek bi durum yok.

banka zaten size söylemez , niye size söylesin, adami cektiniz vurdunuz nerden bilcek adamlar.

gecmis olsun.

Yav banka senin talimatın olmadan kartı nasıl iptal edip yenisi gönderiyor. Talimatı kimin verdiğinin önemi yok çünkü zaten talimatı sen gibi arayıp vermişlerdir yani talimattı sözde sen verdin. adamın biri arayıp "ben .... metalon'un kartı yürüttüm de yenisi bi gönderseniz" diyecek hali yok. banka bu durumu gördükten sonra zaten bütün işlemleri durdurmalı. sen de işi biraz ağırdan almışsın gibi. başına iş açılır...

p&g icin ben kasim gibi yapmistim.

coca colayi bilemedim.

coca cola hemen hemen her dönemde stajyer alıyor. kendi sitesinden.

siktir et, geçmişsin zaten. Seneye derslere daha güzel çalışırsın yükseltirsin

Yüzsüzlüğün önde gideni. Abartma istersen.

at at kesinlikle durumu anlat, bu otu aldim, siz de yardim ettiniz, cok tesekkürler acaba bunu da yapabilir misiniz de.en fazla nayn der yani.

öğrencilik yıllarım geldi aklıma. lisede su gibi bildiğim ve yaz tatillerinde sürekli kullandıuğım (iş icabı) autocad'ten, üniversitede ilk vizede 20 (r14 uygulama sınavı yaptı) almıştım. ikinci vizede sabah uyanamadığım için sıfır aldım. hoca autocad'i bildiğimi bildiği için finalde 90 al geçiririm dedi.
final sonrası bir yerde çap ölçülendirmesini yarıçap olarak koyduğumu farkedip kafayı yemiştim. ama o zamanlar hocaların mailleri olmuyordu bizde. öyle hocanın karşısına geçip de not isteyemezdik. notlar açıklanana kadar beklemiştim.
sonuç: 99.
ama şimdi bu imkanların varsa değerlendir bence. yaz maili.

benim bi arkadaş 1.80 lerde sürünüyodu geçen yıl. üstelik tüm derslerini de bok götürdüğü halde tüm hocalara yavşadı yüzsüzce. kalan dersleride yaz okulunda öyle böyle ne yaptı etti geçti. hiç birşeyden korkma. ayrıca ben bu ff notunu harbiden anlamış değilim kalan adama fd versen ne olur, yaralı parmağa işesen 2'side ff vermiş amına koduklarımın neyse fazla uzatmayım. swh swh

calisan acigi olusuyor zaman zaman ülkelerde ama genellikle el sanati isteyen boyacilik, marangozluk, kerestecilik, elektrikcilik filan gibi alanlar olabiliyor bunlar.

e dün akşam haberlerinde vardı bu. avustralya dışişleri bakanı türkiye'de. ntv onla röportaj yapmış. yani akşam saatleri kayıtlarına bak ntv'nin. madende ve turistik mekanların kafelerinde çalışacak adam lazımmış. türklere vizede kolaylık olacak; dedi adam özetle.

dhl.

dhl mantikli geliyo ama 60-70 lira civari diyo, daha ucuza bulma imkani var midir?

PTT güvenilir. Uçağa bindikten sonra paket PTT'den çıkıyor, avusturya postası ilgileniyor. Ucağa koymayı da başarırlar artık korkma.
(bkz:
ptt kargo
)

mng'ye bi bakın derim. Yurtdışı gönderileri Fedex ile gidiyor, bu aralar babalar günü için %30 indirim var yurtiçi-yurtdışı.

yurtdisi tecrübesi olarak avrupa olsa sipesifik cevaplar verebilirdim bazi alan , firmalarda, ama pakistan calismadigim yerden geldi:)

ben olsam türkiyedeki maas x 2 , + kalacak yer + ulasim masraflari + senedene 2 ucak bileti seklinde otururdum masaya minimal olarak.ama bu isi daha iyi bilenler olucaktir elbette.

benim petrol müh. tanıdıklar azerbeycan tarzı yerlere giderken, hem türkiyedeki maaşları yatıyordu(3k takribi tl) , hem de oradan da günlük 150 dolar gibi para alıyorlardı-gene takribi. artık yolu yemeği konaklaması da zaten onlardan. ama tabi kişiye, ülkeye ve şirkete göre çok değişeceğini ekleyelim.

ayrica bir seyi de unutmayin, bazi durumlarda yatirim yapan yabanci sirketlerin calisanlari vergiden muaf oluyor ülkede o konudada bilgi alin isden kabul alinca ayrica askerliginizi yapmadiysaniz paranin türkiyeden yatmamasi da önemli.

faculty of medicine doğru benim bildiğim. bende sağlık alanında okuyorum yabancı görüşmelerde tıpları bu şekilde gördüm diye hatırlıyorum.

cogu yerde türkiyede faculty of medicine diye de cevrilse, school of medicine de dogru sanki.

çoooooooooooooook paran varsa kolay. yoksa çooooooooooooooooooooook zor.

amerika için konuştu.

Amerika vatandasi olmak ab vatandasi olmaktan daha kolay.

Her halukarda en kolayi akademisyenlik ve universitede calisma, bu tarz durumlarda daha kolay almak

aile içinde sürekli türkçe konuşmaktan oluyor. misal teyzemler sürekli türkçe konuşuyor, teyzemin oğlunun türkçesi iyi. dayımlar hiç konuşmuyor, dayımın kızlarının ki çat-pat

nuri sahini hic duymadimda konusurken, gerci fotografindanda tanimam o bambaska bisey neyse.

bazi gurbetciler cok dikkat ediyor, gördüklerim, tecrübe ettiklerim kadariyla özellikle okumus ya da zamaninda sag sol olaylarindan avrupaya gitmis kisiler, cocuklarina da okuma kültürü asiliyorlar, hemde kendileri cok iyi türkce konustuklarindan gayet iyi bi türkceleri oluyor aksan ve gramer olarak.

cok yakin bir kac arkadasim var gayet benim gibi türkce konusuyorlar, almancalari da cok cok iyi.genelde gurbetcilerin almancasi da catalli oluyor biraz onlarda bu görülmüyor genelde.

ayrica bölge bölge de degisiyor biraz, mesela münihtekiler daha iyi entegre olmusken, berlindekiler öyle olmayabiliyor.

www.youtube.com ingilizcesi de çok iyi

türkçe ile çok hasir nesir olmus belli. yani diger gurbetçiler gibi kendini salmamis. bir de ailesinin de güzel turkçe konusmasindan kaynaklanabilir. çunku turkçeyi ne kadar konusursa konussun, ailesinin turkcesi kotuyse ayni sekilde ögrenirdi. ama ailesinin turkçesi de duzgunmus ki öyle olmus.

kisisel görüsüm eger saglam bi backgroundunuz yoksa nigerian scamci yerine konursunuz.

yani ben xxx yaptim, surda calistim, su okuldan mezundum, avrupada sunu yaptim derseniz ve dogru kisi ile iletisirseniz olabilir ama diger türlü zor gibi, fuarlarin filan nedeni bu olay zaten, böyle bi background yoksa birebir görüsüp ikna etmek.

mail kesinlikle ise yarar. zira burda tum isler mail (klasik, elektronik)uzerinden yuruyor.

Yalniz serabetanin da dedigi gibi, nijeryali halil pazarlama kafasinda gorunmemen lazim.

cok prof bir taslak hazirla. Oyle elde kafana gore yazim olmasin. Sablonlar yap ne bilim tablolar falan yap.

Ciddiye alacaklardir. Ayrica TR uzak falan diye kimse dusunmez, burda (UK) dunyanin obur ucunu satin aliyorsun... Avrupa`ya turkiyeden mal getirmek koyar mi allasen?

eger belli bir gecmisin yoksa pek ciddiye almazlar yabancilar ortalama bir turke sinek gibi bakiyor ama belli cevredensen ne bileyim eskiden su ab sirketinde calistim amerigan okulu mezunuym gibi olabilir yoksa anadolunun bagrindan kopup geldim dersen zor

su an ortada gezen birsuru milenyum problemi ispati var ama herkes bunu yazanlar harvard veya stanf dan olmadigi icin siklemiyorlar bile o kafaya gore sen birsey yapamazsin

danimarka vizesini bilemiicem ama pasaportlarda sorun var diyolar gecikiyomus.

geçen hafta çarşamba günü başvurduğum danimarka vizesi 1 haftada geldi. Bilginize..

pasaporta 1 haziranda başvurdum. 12 haziran da geldi.

1-Astronomi ve uzay bilimleri..

2-Fizik,Fizik mühendisliği ( iyi bir üniversitede okunduğunda.)

3-Tıp-Hukuk

mimarlık insanüstü bir çaba gerektiriyor. 69 saat uyanık kalmak zorunda olduğum zamanlar oldu. hatta bir tane de 72 saat var. ama 10 dakikasını koltukta uyur uyanık bir halde geçirdiğim için saymıyorum...

sayısal bölümler bence, sürekli proje yapanlar endüstriyel tasarım, mimarlık falan.

fizik ve fizik mühendisliği de zor olmalı, fizik ve fizikçileri sevmem evet.

tıptır. net.

Ekonometri

tıp ve mimarlık.
gerisi tırt.

Efendim ben hem mühendisliği bitirdim hem de mimarlığı.Fizikten çeken arkadaş kadar çekmedim.
İstanbul üniversitesi zorlukta başı çeker.Gerçi hocaya da bağlı benim zamanımda agamali agamaliyev diye bi matematikçi vardı.Bilenler bilir ist üni.nin konferans salonunda girdik sınavına 500 kişi falandık.

matematigi unutmayın hala çıldırtıyor

hukuk

tıp-hukuk

fizik.

tıp - hukuk

fizik olsa gerek

Fizik , tıp gibi alanlarda tamamen ingilizce olarak eğitim almak en zoru olur diye düşünüyorum. Cerrahpaşa İngilizce Tıp ya da atıyorum Boun Fizik gibi.

her bölüm kendi icinde zordur,herkese göre en zor bölüm kendisininki olur genelde.

bir mühendislik ögrencisi olarak bana mimarlik zor derlerse bi yerimle gülerim(kendi üniversitemde kendi bölümüme nazaran.), hee kendi icinde zordur belki ama bana öyle gelmiyo.

zor üni ya da zor hoca vardir bence, yoksa her bölümün zorlugu o anki fakülte calisanlarina göre degisken...

tip cok zor degil bence, hakkiyla yapilmis elektronik , makine mühendisligi daha zor derim.

bunlar göreceli isler, sende göreceli sormussun zaten neyse...

Makine müh.
Elektronik müh.
Matematik ve fizik

derim ben ama adamakilli okullarda elbette, liseden bozma bi ünide okuyan fizikci arkadasim en zor olarak tabir ettigi dersin ödevlerini yapamadigi gerekcesiyle bana yollamisti ne kadar zor oldugunu göriyim diye de, serway fizigin en kolay sorulariymis meger hocanin sectikleri...

fizik okula göre değişir bizim okulda fizik okuyanlar kuantum nedir bilmeden okul bitirdi, newton kanunlarını bildiklerine şüpheliyim.

kısa cevap: matematik,fizik

mühendislik ve matematik bölümlerini okudum.

eğer calculus, diferansiyel denklemler, lineer cebir, kompleks analiz konularına hakimseniz mühendislik dersleri gerçekten kolay. mühendislik çoğu kişiye zor geliyor çünkü yeterli matematik/fizik altyapısı olmadan mühendislik derslerini öğrenmeye çalışıyorlar.

fakat matematik, fizik gerçekten son derece yaratıcılık isteyen ve uzmanlaşması oldukça zor konular. şöyle diyeyim, siz matematik/fizik backgroundu olan bir kişiye hangi mühendislik dersini verirseniz verin, o kişi o mühendislik dersini yogun bir çalışmayla halleder.

fakat temel bilimler derslerinde, özellikle ileri seviye matematik derslerinde böyle bir olay mümkün degildir, bu dersleri veremeyen nice başarılı mühendislik öğrencileri gördüm.

içki sigara varsa 900 1000 yoksa 800 900 arası

Evinden gidip gelecek şekilde sakın okuma.Dışarıya git özgür ol.

1000 de sen, kredi de alırsın zaten.

ilk sene mutlaka yurtta kal sonra da ev. yurt hayatını herkes tatmalı.

Ayda 1000 lirayi gozden cikarabiliyorsan universiteyi aile yaninda okuma.
Onun da insana kattigi farkli seyler var.

benim araştırmalarıma görede 800-1000 civarı gözden çıkarmak gereklide.

Şunuda düşündüm asgari ücretle aile geçiniyor bir öğrenci nasıl 1000 yiyor ? Lüksdenmi gerçekten şartlarmı böle ?

istanbulda değilim.
ilk sene yurt ikinci sene ortak ev.
500 600 ortalama harcamam. şehre göre değişiklik gösteriyor. istanbulda 1000lirayla benim rahatlığımda geçinemeyenler var.

Eğer ki evde "özgür" olamıyorsan yani eve dönüş saatlerine falan laf ediliyorsa evde kalmamana laf ediliyorsa şehir dışını düşünebilirsin. Yoksa kesinlikle ve kesinlikle aileyle aileyle aileyle. (Bunu 13 yaşından itibaren liseyi üniversiteyi ailesinden uzak okumuş ve üniversite sonlarında ailesinin yanına dönmüş bir insan olarak söylüyorum.) Aileden uzak olmanın bir yığın sıkıntısı var. 18 yaşından geçim sıkıntısına düşmenin, ev sorumluluğu çekmenin hiç alemi yok.

Ek: Bir öğrenci 1000 nasıl yiyor şöyle açıklayayım (İstanbul)
-3 kişi evde kalsan okula yakın olsun desen 300 lira kira
-yaz aylarında kişi başı 60 lira fatura (su doğalgaz elektrik internet)kış aylarında 150 lira
-Evin mutfağı osu busu en optimist halimle 100 lira diyorum
-Ulaşım aylık akbil yapsan 80 lira
-Hiç hiç hiç hiçbir şey almasan kendine öte beri, dışarda yemesen içmesen 100 lira yine öyle böyle gider.
Etti sana en iyi ihtimalle 650.
1000 nasıl oluyor sen düşün.

erkeksen aile yanında oku. kadınsan aileden uzak oku.

ailen zengin değilse sakın istanbul'dan çıkma. özgür olucam diye 6 kişilik yurt odalarında, sobalı evlerde sürünmeye, günde 3 öğün tavuğun kıçından çıkan eliptik nesneyi yemek diye yediğine, koltuksuz halısız bodrum kat evlerde bira şişeleri biriktirerek eğlenmeye çalışmaya değmez. gençliğine yazık.

ben 2 üniversite okudum, biri uzakta biri ailemin yanında, kesinlikle ailenle aynı şehirde oku, öyle şehir dışına çıkarım rahat ederim hayallerine kapılma, ailenin yanındayken çok daha rahat eder ve istediğini yaparsın.

kesinlikle aile yaninda okuma, ailenle ayni sehirde ayri eve cik, istanbul ve iyi uniler oldugu icin ankara disina ckma .


aile disinda buyuyunce , aile yaninda okuyablari ciddiye dahi almayacak olgunluga sahip oluyosun.

bunlar disinda calis surekli, ogren, oku, tecrube et.

ayri ev tecrube kazandir

ben cevaplara takıldım. arkadaş 1000 lira nedir yahu nerede yaşıyorsunuz siz öyle. anadolu şehirlerinde 600, büyük şehirlerde de bilemedin 800 lira tutar. bu paralarla rahat rahat geçinirsin. asgariside anadolu için 400, büyük şehirler için 600'dür.

ben kesinlikle kendin başka bi şehirde okuman taraftarıyım. ama sırf bunun içinde başka şehir yazma. düzgün bi üniversitede okumak hayatında çok şeyi değiştirir.

cube.

cube

bir tek x man izlenebilir gibi duruyor, cube te fena değil.

hatırladığım kadarıyla; equilibrium, cube (serinin 3 bölümü de güzel), 127

muhteşem değil ama yine de güzel(matrix, 1984-big brother meselelerini seviyorsan): Equilibrium

X men kesinlikle

cube

equilibrium

four lions
Kara komedi seviyorsan tabi.

yuh ulan insafsızlar.

eastern promises kesinlikle

x man iyidir. eastern promises de iyidir. 127 hours ise düşündürücüdür. üçünden hangisini izlersen izle memnun kalırsın.

cube'ü izlemedim. yorum yapmıyorum.

mantı al hazırdan =) yaprak sarma alan da var hazır hep. hepsi de türk mutfağı =)

menemen yap sabahtan, yanina domates ve beyaz peynir, öglene tavuk gögsü alip , bir cöp sise diz, kekik, pul biber, tuz ekle dürüme sar, aksama döner ismarla.

yemeyi salla derim , normal bir kuru-pilav yap , yanina yapimi kolay meze daya. sofrayi zengin gosterir.

pilaki , haydari , patlican salatasi , ugrasirim diyorsan da mercimek koftesi.

kuru fasülye pilav yanına da baklava :)

yemekten sonra da türk kahvesi yap

yer: ,ispanya yazısını görmemişim işkembeden sallıyorum =)

en güzeli mangal kebap. bayılıyolar zaten =)

babalar yok mu harbiden damaklari mikip aticak, zihinlerde lezzet patlamasi yaraticak bir tarifiniz, hadi turk isi pilav neyse de kurufasulyeye mirin kirin eder bu itler.

yani var tabi çılgın türk mutfağı tarifleri de orada ne kadar yapabilirsin imam bayıldı gibi hünkarbeğendi gibi tatları o şüpheli. ya da bu yemekleri yapabilir misin diyelim. koskoca ispanya'da patlıcan bulursun herhalde.

batlicani da ben sevmiyorum babalar :( meze olayi aklima yatti, yanina saray mutfagindan bi ana yemek, pilav, cacik olayina girebilirim cacik iyidir. yanina ekstradan meze de katabilirim. var mi tarif :)

tarif geldiktten sonra altindan kalkarim, mutfak islerine yatkinim.

patlıcanı sevmiyorum demeseydin keşke.
ben gecen sene almanlara 2 tepsi karnıyarık yaptım(ilk yapışımdı), hepsinin dibi düştü. ilk kesip yarım yarım aldılar danalar sonra bütün tepsileri bitirdiler.

cok karizma görünen ve patlıcan sevmeyenleri bile tavlayabilen bir yemek bu.

kuru fasülye piyaz miyaz yap, biz polonyada yaptığımızda bayılmışlardı hatta kalan 2-3 lokma bir şeyi de kadın çöpe atmaya kıyamadı ayırdı sonra yemek için :D

bir de tarhana gönderebilecek birileri varsa ya da bulabilirsen onu da severler. o olmadı yoğurt çorbası yap o da pratik.

kimyonlu maydonozlu türk köftesi, cacık, çoban salata. bu bütün yabancıların bayıldığı ve şaşırdığı bir türk menüsüdür. bildikleri malzemelerin bu şekilde kullanımı çok hoşlarına gider hem de yapımı kolay hem de özbeöz türk.

zeytinyağlı enginar

blendır ve düdüklü tencere varsa mercimek çorbası idealdir.
çok çok kolay..

süpermarket fiyatlari stabil olmaz genelde, ancak online marketi olanlarda bakabilirsiniz, türkiyede migrosun vardi.onun disinda en ucuzu bim di türkiyede sanirim en ucuz olarak.

kendisi görmez belki diye diyorum. eğer burdan cevap alamazsan, serabetan'a sor sen bunların hepsini, duyurudan mesaj atabilirsin sık sık giriyor duyuruya görür mutlaka.

cevap yolladim özelden.

arkadaşlar özel iyi hoşta. başkaları da yararlansa daha iyi olmaz mı ?

geçmiş olsun.

bir sey yapilmaz ki pasaporttaki bu harc muafiyeti su anda astari yüzünden pahali bir modda ondan en temizi ve ucuzu su anda 10 yillik pass almak para ile.

firma ile kontaga gecin.

firma ile kontaga gecmek harici oneriye ihtiyacim var.

ic astarini degistirin.

Bende de vardı aynı durum. Şu Boyner vb. yerlerde satılan bir ayakkabı altlığı gibi bir şey aldım. 15TL idi sanırım, hem ayakkabı çok daha rahat oluyor, kullanımı çok kolay oluyor. Hem de eşek gibi terle, hiçbir koku meydana çıkmıyor.

oha hem de salomon. bende botu var 12 saat ayağımda kaldığı oluyo en ufak bi koku yok. çok enteresan.

peki ben bunlari satin aldigim yere gotursem degistirilme ihtimali var mi?

ilk cevapta firma ile ontaga gecin demisim, siz firma ile kontaga gecmekten baska öneri demissiniz.

simdi götürsem alirlar mi ,ihtimal var mi diyorsunuz.garip sanki?

firma ile kontaga gecerseniz onlar size yol gösterir, büyük firmalar ürünlerinin arkasinda dururlar, durmazlarsa baski yaparsiniz degistirebilir ya da degistirmeyebilirler.

ayakkabının içinde oluşan kötü kokular için spreyler oluyor onlardan deneyebilirsiniz.

serabetan: bence garip olan bir sey yok. kendimce pratik bir cozum ariyorum. verdigin oneriler icin tesekkurler.

tanidiginiz olmadigini varsayarak yoktur diyorum.

kimse ise almayacagi kadar kötü kisiye burs vermez, calimsayi deneyin.hem pratik tecrübe hem de mali acidan özgürlük yaninda olgunlasmak da cabasi.

duyuruya kaynamak gibi oluyor ama 3 üzeri ortalama için karşılıksız burs veren neresi var? (maddi durum yetersizliği istemeyen, ailemin maddi durumu yeterli ama bu benden bağımsız bir şey)

zaten yüksek lisans için de min 2.50 ortalama istenmiyor mu?
burs alan kişinin başarılı olması gerekir ki boş yatırım olmasın.

@kayranin kedisi:
fazla bir bilgim yok ama tubitak vermiyor mu?

@goldentitan:
üniversitesine göre değişiyor o, istemeyenler var.

tübitak muhteşem bilimsel bir yol izleyerek lisans'tan 3 üzeri notla mezun eleman istiyor mastera burs vermek için.

Calışma işi zor, master yogun calışma gerektirecek. Asistanlığa başvurmayı düşünüyorum. TEV ve Tübitak ortalamaya bakıyor, ben de dedim ki acaba burs verirken daha mantıklı kriterleri olan bir yer var mıdır. Gerekirse gider görüşürüm de.

alırsın, kesinti olur

akbank exi26 yapmıyordu kesinti sanırım, bir araştır

yurtdisinda atm de türk parasi verebilecegi ne kadar mantikli dostum?

hangi ülkedeyse onun biriminde verir parayi, almanyada euro bu döviz.

banka kartlarinda eger bi fona filan koymadiysan cekebiliyosun, dikkat etmen gereken sey normalde türkiyede atm den cekebildigin ya da aaninda bozdurabildigin fonlardan da olsa cogu fon hesabindan cekmene izn vermez.

yani acikta olan parayi cekebilirsin.

ama bunun disinda kredi karti ile de cekmene izin veriyor aklinda u da bulunsun.

kredi karti ile de bikac gün ise eger geri yatirma süren cok faiz islemez, baka karti kadar olur.

TL mi euro mu emin değilim ama stuttgartta ziraat ve işbank var şube olarak. Yapıkredi de var hatta. Ama benim citibank kartım var, euro hesabı, tr den para yatırıyorlar ben buradan çekiyorum kesinti olmadan.

yorum:her iki tarafta ingilizce biliyo, her iki tarafta kendi düsüncelerini ifade etme konusundaki sikintilari baskalarindan örnekler vermeye calisarak asmaya calisiyo ve kendi fikirlerini söylediklerinde yanlis anlasildim deme sansini kaybedeceginden korkuyo, kendi duygularini söylemekten cekindikleri icin bir noktada patlayip iliski sikintiya girecek.

kiscasi bu duruma getirmeyin arayip konusun iste.bu isler ondan bundan alinti cümlelerle olmaz, film cekimi degil ask...

yani galiba diyor ki: önemli olan bu aşkı gösterip göstermediğin, ya da nasıl gösterdiğin.. şimdi ben sana deli gibi aşığım desem, sen diyeceksin ki, e hani nerden bileceğim? hiç göstermiyorsun ki?

ben de diyeceğim ki: bana sorarsan aşığım sana diyorum ve inanman gerekiyor, ama illa senin istediğin şekilde göstermemi istiyorsun. halbuki ben kendi çapımda gösteriyorum. kaldı ki göstersem de göstermesem de bunu bilmen gerekiyor. ama göstermeden mutlu olmuyorsun. o zaman bu kısır döngüden şöyle çıkmak gerekiyor: mutlu mu olmak istiyorsun bu ilişkide mutsuz mu?

that is the real point.



ya da tamamen sallıyor da olabilirim..


edit: serabetan'a da sonuna kadar katılıyorum, öyle olmaz bu işler.. şu yaşıma kadar hayatta öğrendiğim üç şeyden biri şudur ki, aşk ilişkisinde en önemli element, SAMİMİYETTİR. daha da gerisi teferruattır..

şöyle gibi geldi:
kayranın fikri: aşık insan aşkını belli etmedikten sonra neye yarar o aşk?
sevgilisinin fikri: çok seven bunu belli etme gereği duymayandır aksine.

aslında ne denmek isteniyor olursa olsun, aynı kapıya çıkıyor. niye böyle bir gündem oluştuğunun alt metnine yani...

şuna benzettim:

"aramak, çok zor bastırabildiğim bir dürtüydü...
aranmamak ise, ince bir sızı...
yalnızca da arama ediminde bulunmamamız değildi ilişki için yıkıcı olan;
ben, seni arama eğilimime ketvurabilmemden,
ve bundan önce, onu bastırma gereksinimi duymamdan,
en temelde: "seni yeterince özlemediğim",
senin de beni "aramayabilmenden", "beni yeterince özlemediğin" sonuçlarını çıkarıyordum...
bunlar da, zaten, aynı sonuçtu..."
oruç aruoba - ile

(bkz: fenilalanin)

(bkz: karbondioksit)

insülin direncini artırıyormuş.

fenilalanin icin
"kanser ya da gerizekalılık yapmaz. bir amino asittir. uyarı bulunmasının sebebi ise fenilketonüri hastaları içindir. şöyle düşünün: bazı gıda ürünlerinin arkasında da "eser miktarda fındık içerebilir" yazar. sebebi de fındık alerjisi olanlar içindir.
aspartamlı her yiyecek içecekte bulunur. zira aspartamın kendisi aspartat ve fenilalaninden oluşmaktadır." yazmislar

aspartam icin
"son yılların en gözde ve en fazla kullanılan yapay tatlandırıcısıdır. 1 gramı 4 kalori enerji verir ancak çay şekerinden 180 kat fazla tatlı olduğu için düşük dozda kullanımın enerji verimine katkısı olmaz.

ilk defa 1965 yılında abd’de sentez edilmiştir. şeker hastalarında kan şekeri üzerine olumsuz etki yaratmaz. son yıllarda baş dönmesi, baş ağrısı, adet düzensizliği gibi belirtileri bildirilmiştir. aspartamın aşırı tüketiminin ileride beyin tümörleri ve beyin hasarına neden olduğu klinik çalışmalarla açığa konulmuştur. beyin tümörü vakalarının ancak çok az miktarının aspartam ile ilişkili olabileceği daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir. aspartamın bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. çay, kahve, tatlı yapımı, kahvaltılık tahıllar, süt ve yoğurtta kullanılabilinir. aspartam anneden bebeğe geçmez. türkiye ve avrupa’da 40 mg/kg/gün iken amerika’da 50 mg/kg/gün güvenilir aspartam kullanım dozajıdır."

yazmislar

kisacasi cok zararli olmayan maddeler bunlar...

@la noix

mesaja cevap olarak burdan yaziyim dedim.

genel anlamda normal kullanim icin yazdim ben,elbette zararlari kisminda yer aliyor bunlar ama ben abartildigi kadar büyük zararlari konusunda yazdim sadece.yoksa yazdiklarin dogru.

ayrica coca cola zero da güvenilir miktarin cok cok altinda aspartam varmis bir bardakta 58 mg per kg, 70 kg lik biri 60 bardak icmeli ki güvenilirlik sinirini gecsin.en azindan okuduklarimdan bunu anladim.

karbondioksite de baksaydın

asidik bir içecek kola->gastrit ya da ülser ya da her ikisi birden

aspartam için: tatlandırıcılar vücutta birikir. bu ve bunun gibi ''diyet'' ürünleri tüketenler bi kutu kolada az bir şey olmaz diye düşünmekten ziyade elimden geldiğince az tüketmeliyim diye düşünmeliler. ille tatlandırıcı kullanılacaksa stevya var onu öneriyorlar kötünün iyisi. sonradan onun da bir şeyleri çıkarsa bilemem.

hocanın elinde seni idareye şikayet etmek için yazılı resmi evrak olur. sonra uğraş dur.

ne derece dalgaya aldım.. Valla hoca da biraz saçmalamış sınavda bi arkadaşınız Kocatepe camiindedir fakültenize yaya ve toplu taşıma araçlarını kullanarak gelmesi için yol tarifi veriniz diyodu dersle alakasız bi soru daha vardı ben de sinirlenip giydirdim biraz hocaya ve en son Beşiktaş'ın da Avrupa'ya gidememesi çok kötü oldu yazdım hepsi bu. Ders borçlar hukuku bu arada

siyaset dersinde final sınavı. hoca tek kelimelik cevabı olan sorular hazırlamıştı. yanına da kare bulmaca tadında bir şey hazırlamıştı. cevabı bulamayınca "ilk harfi şu son harfi bu" yazmıştım. bir soruya da "bu soru yanlıştır" yazmıştım. 70 felan geçmiştim gayet ama her hoca aynı şekilde tepki vermeyecektir.

ben fizik sinavindan doppler efekt icin araba tribünler agac, elma , newton filan cizip arabalarin üstüne "vinnnn" filan yazmistim, smileyler filan koymustum, hoca da notlari acikladiginda benim notumun yanina smiley koymustu , gecmistim.

bi keresindede matematik sinavinda newton kriteri ile ilgili soruda newton kriteri degil newton un dogum ve ölüm tarihini hatirlayinca, onlari * koyup dipnotla belirtmistim, baya da , "hocam cok iyi biliyorumda , valla aklima gelmedi bende tarihleri yazdim, hatta hayatinida biraz yazcam :)" mealinde almanca karalamistim, adam sinaw kagidimi okumamis bile, sinawa girmemis gözüktüm...

hiçbir şey olmaz rahat ol. eğer seni disipline verirse , kendini savunursun. hocanın kağıtları okumadığını düşünüyodum , onun için böyle cevap verdim dersin yırtarsın.

senin yaptigin sey hocaya atarlanmak olmus biraz.

hocanin kapasitesine gore tepkin cesitlenir kanimca.

özlü bi söz yazıp bu kimindir falan diye sormuştu bir hoca bıçaklı falan bişey sezen aksu dedim o zamanlar keskin bıçak modaydı ama!
sonucu etkiledi mi bilmiyorum,en lüzumsuz soruların yer aldığı lise öğrencilerine ders vermeye çalışan aciz bi hocanın sınavından genel anlamda beklentim yoktu

lisedeyken metalci zamanlarımızda arkadaşin biri matematik sinavinda cevaplar icin ayrilan boşluklara pentagram falan çizmişti. disipline gönderildi.

arkadaşım fizik sınavında atış sorusunun cevabı olarak uçak çizip bomba yapmıştı hoca eksi puan vermişti

bi arkadaşın kardeşi ingilizce sınavının kompozisyon bölümünde fear of the dark'ın sözlerini düzyazı olarak mı ne yazmıştı, iyi not almıştı.

hani merak eden varsa DD'ylen kaldım :(

patent alırsın.
dünya çapında değil, aldığın bölgede geçer.
Bu işi yapan danışmanlar var, önce türkiye de patent alırsın, geçerli olmasını istediğin ülkeleri söylersin, misal 80 ülke var ise; o hepsine senin adına başvurur, takip eder. Ayrıca patentten farklı tasarım tescilleri var, ürün kabının şeklinin tescili gibi, bunlar patent konusu olamaz zaten, bunlar içinde bu işi yapan bir danışman bul, onlarla görüş.

ufak bir detay var, sadece fikire patent alamazsiniz, endustriyel tasarim veya faydali model olarak tasdik edebilirsiniz ama. patent icin bir icadinizin olmasi gerekiyor ve basvuru asamasi bitene kadar fonksiyonel bir prototip yapmaniz lazim.

(git: tasdix.com) da öncelikli çözüm olabilir, malum tescil/patent uzun sürer, incelemenizi öneririm

fikir iyi ise siz uygulayip kazanin parayi.yoksa telifi susu busu olmuyo o islerin kolay kolay.

avea-70,80

vodafone 30-35

1- Vodafone
2- 31 TL sabit (500 dk, 5000 sms, 100 mb internet limitleri şartıyla)

turkcell 160 civarı, telefonun parası da var ama icinde.

avea 20 tl.

bal paketi yetiyor. 250 dk 250 sms 250 mb

trkcel 70-80

vodafone ~60

vayy,
bende ödediğim 20 tl ye küfür ediyordum.
rahatladım bir nebze:)

turkcell 30

vodafone 35 telefon, 45 internet.

avea - 30 ~ 45 ¨

Turkcell 42 TL

vodafone 60

Vodafone: 40 tl telefon (her yöne 1500 dk) + 14 tl İnternet (250mb) + 7 tl mesaj (her yöne 500) Toplam : 61 tl vergisi ıvır zıvırı 68-70 tl civarı.

vodafone 35 |10tlsi telefon taksiti

vodafone 30-40

turkcell elçi paketi 9 tl 150dk 1000sms 1gb internet

Turkcell 1000 dk, 1000 sms, 1 gb + mobil imza = 75 tl

Gayet de süper kullanıyorum, hiç şikayetim yok. Sonuna kadar hak ediyor parasını.

turkcell, 50-60

150 civarı ama iphone taahhüdü olduğu için. onu silersek 30-40 liraya denk geliyor.

vodafone, 34, 500dk, 5000 sms, sınırsız net.

turkcell 50-60

turkcell: 30-35
vodafone: 30-35

vodafone 70-80 TL. içinde aldığım dandirik blackberry!nin yaklaşık 20 tl2lik taksidi de var. biter bitmez turkcell'e döncem yine. hiç konuşmuyorum, msj bile atmıyorum yaw. şaka gibi

vodafone 15 tl. paket 150 dk.

turkcell, 50-55

30 liraya sabitlediydim güya sokuyorlar da sokuyorlar

turkcel 56
ttnet 100 kusur
turk telekom 30
2. turkcel 40

bu bilgiler ve girdiler isiginda ortalama 55 lira , standart sapmasi ise 35 civari.

kisacasi cok degisken.ama duyuru ortalamasi 55 gözüküyor.bunlardan 150 verenide 20 vereni de var.

turkcell 210 civarı.

iphone paketi + 4gb int + 5000dk turkcell + 1000dk her yöne + 3000sms + mobilimza + mobilTV + çalarken dinlet.

not : ben ödemiyorum kurumsal hat :D

vodafone 70(55 gelmesi gerekli ama son 1 yıldır 70den aşağı fatura gelmedi)

Avea - 55

turkcell 70 tl
1000dk 1000msg 1 gb internet

vodafone tarife telefon dahil 35 tl ortalama 80 ödüyorum amk sokucam telefon yüzünden tarife degiştiremiyorum çok pis kaçıyor.

vodafone 30 tl.
her yöne 2bin sms, vodafonelularla 10bin sms, 1gb internet dahil.

sherlock
the killing
black mirror(mini dizi)
hustle
ve tabiki luther.

@lunedor

the killing, hustle ve luther fena durmuyo digerlerin ama ingiliz dizisi sevmeyen biriyimde bakicam bugun bunlara nasil diye.

danke sön

Battlestar Galactica

@serabetan
ingiliz dizisi gibi düşünme hele ki sherlock eğer izlemediysen ilk onu izle, black mirror ise çoook çoook enteresan konulara sahip(biraz ingliz havası var bunda gerçi), luther ise house seven birinin gerçekten seveceği bir dizi pek ingiliz dizisi gibi değil gibi. ha dersen ben şivelerine gıcığım o zaman bilemicem:)
ve BG +1000000000

battlestar seyrettim 2 sezon , güzelde nebliyim öyle baglanamadim pek :)

bkz: cv nasıl yazılır? www.kariyergundem.com

staj yapmadin mi , yaptiysan cv kullanmadin mi?

europass i dene eger yoksa...

olay ön yazıda bitiyor. güzel bir ön yazıyla dönüş almaya başlarsın. ama 2 haftada şikayet etmeye başlama biraz sabırlı ol. 2 hafta dediğin nedir ki? çoğu şirket haziran temmuzda alım yapıyor zaten.

2 haftadır iş bulamıyor musun?

e be bismillah birader. iş arama süreci altı ayı bulabilir
ama bu süreçte sen her gün kovalarsın.
bugün bir arkadaştan abhsediyorlardı
aylardır iş arıyordu bulamıyordu
cv süper bilkent elektronik mezunu yurtdışı yüksek lisans
stajlar vs
dil desen söyelemeye gerek yok

4 5 aydır iş arıyor bir yerden kabul aldı aldığı gün başka yerden aradılar
görüşme için.

Birden açılır bu işler ve de sürekli kovalamak lazım.
moral bozmak için değil normal süreci anlatıyorum stres yapmaayısn diye

kolay degil bu sürec pat diye is bulmak özellikle.

ki yni geldim 15 gün diyosunuz , gayet normal zaten ikcilar toplu bakarlar basvurulara genelde.

millet aylarca ariyo , normal biraz zaten, bence 1-3 ay arasi istenen is icin olabilir.

ki marmara isletmeciyim demissin, senin gibi binlercesi var piyasada ondan daha sabirli ol derim ben.

sertifikalar geyik ötesi para tuzagi bence.

İşletme mezunusunuz, meslektaşım diyeyim; alanımızla ilgili sertifikalardan çok var. Şöyle ki gördüğünüz her ders, Stratejik yönetim, Para Politikası, SPK, Muhasebe, İnsan Kaynakları, Girişimcilik vb. aslında birer sertifika alanı.

e-sertifika.anadolu.edu.tr

İş güvenliği popüler mesela şu ara. Çok görüyorum eğitimlerine katılan, değerlendiren. İşletmenin alanı çok geniş, hangi tarafa yöneleceğinizi belirleyin ondan sonra sertifika edinin derim.

elemanonline.com
bir de burayı dene.

Madem bu kadar iddialısın, neden KPSS ve KPDS'yi denemiyorsun? Biliyorum, artık sınavdır, şudur-budur insanın zorunda gider onca emekten sonra ama yapacak bir şey yok. Henüz çok erken olabilir ama yerinde olsam ufak ufak başlarım KPSS çalışmalarına. Hatta biraz tekrarla falan bu sene GK-GY'den de girebilirsin. İngilizce de varmış, başvurulacak bir sürü kurum var.

2 haftada iş bulmak mı? dalga geçtiğini varsayıyorum.

(bkz: Museumsquartier)

mail adresi atin biseyler cizittiririm.

(bkz: figlmüller)
(bkz: wiener philharmoniker)

1.viyana gezilir. karlsplatz(opera)dan baslayarak stephansplatza doğru alısveriş caddesi gibidir.
müzeler bölgesi var hofburg, natur- ve kunsthistorischesmuseum karsılıklı bu ikisi ardından museumsquartier var içinde müzeler var buranın ama gençler daha çok takılmaya gidiyor güzel bir ortam.
museumsquartier ın solundan yukarı westbahnhofa kadar uzanan mariahilferstraße var alısveriş caddesi yine gezilebilir.
bunların dısında kahlenberge cıkılıp viyana yukardan seyredilebilir. grinzingte şarap içilebilir.
prater lunapark dönme dolap var viyananın simgelerinden olan.
10 gün viyana için fazla. otobüsle prag budapeşte ve bratislava yapılabilir.
u3 metro hattı üzerindeki erdbergten kalkıyor otobüsler. prag ve budapeşte için önceden bilet alınabilir risk almamak için bratislava için gerek yok. prag günübirlik değmez 1 gece kalınmalı en son gidiş dönüş 40 euroydu sanırım. budapeşteye günübirlik gidebilirsini aynı gün gidip gelirseniz 20 euro
bratislavayada günübirlik gitmenizi önerirm hatta bütün gününüzü almaz bile küçük biyer bikaçtane güzel heykel var viyanaya gitmişken zaman varsa görülebilir. o da gidiş dönüş 10-12 euro civarıydı sanırım net hatırlamıyorum.
unuttuğum şeyler olabilir sormak istediginiz bişey olursa mesaj kutumu yeşillendirebilirsiniz seve seve yardımcı olurum

Tavsiyeler için çok teşekkür ederim. Peki Zagreb'i önerir misiniz? Nasıl gidebiliriz Zagreb'e? Çek Cumhuriyeti için de vize gerekir mi acaba? Hizmet pasaportu olacak elimizde.

Ekvator, Zambiya, Burkina Faso, Togo, Tanzanya ve Moritanya'da geçerli imiş.
AB, ABD falan kabul etmiyormuş.

en.wikipedia.org

official olarak gecerli oldugunu sanmiyorum, de facto ve de jura olarak gecerli ülkeleri belirtmisler zaten.

de facto olanlarda cift pasaportlu birinin hasbelkader vurdurttugu mühürler oldugunu saniyorum.

www.worldservice.org

ülkeden çıkıp geri girme hakkın var da başka ülkeye girme hakkın yok :D

tamamen hikaye bir olay 60 yıla yakın süredir var. bazı afrika ülkelerine girilebildiği söyleniyor ama o ülkeye girsen zaten çıkamazsın.

kadro çok az açılıyor endüstri mühendisliğine, geçen sene 3 kişi açtılar kadroyu, sözleşmeli olarak da ptt gibi kurumlara normal memur statüsünde 15 kişi aldılar endüstri mühendislerinden. 89'la atanamayan kuzenim var ona göre düşün işte sen.

özellikle tr de bikac kurum disinda devlette calisilmaz, ki bence endüstri müh, askeriye , planlama etc disinda saf bi özel sektör bölümüdür.

zibilyon firma var ki endüstriciler her zaman elde tutulur yani.is bulamamak bence cok ucuk zor degil.

kare karalamaca düşünürsen www.griddlers.net süperdir.
onun dışında flash oyun sitelerinde kafana göre bir sürü oyun bulabilirsin.

kingdom rush

armorgames.com

www.mousebreaker.com bu sitede gayet eğlenceli oyunlar var. mouse ile oynanıyor.

(bkz: new star soccer)

sürtünme yoksa zaten harekete geçmezsin en başta. sürtünmeyi bi şekilde sonradan kaldırdıysak da tren durur, sen devam edersin.

tren de nasılsa sonsuz olduğu için gidersin öyle. durman, yavaşlaman söz konusu değil. yalnız tren içindeki havayla aranda sürtünme olursa neler olur bilemiyorum. saatte 2000km hızla nefessiz kalabilir veya sarsıntı geçirebilirsin. o durumda bir süre sonra durursun zaten.

not: sürtünmeyi kaldırmak, patenle ve yağlanmış tutacakla olacak iş değil tabi, o ayrı.

Anladım, sonradan ortadan kaldırıyoruz sürtünmeyi, yani tren ve biz 2000 km/saat hıza ulaştıktan sonra.

Paten ve yağlanmış tutacağı demek istediğim kolay anlaşılsın, yanlış terim kullanmayayım diye söyledim:)

Newton'un 1. hareket kanununa göre bir cisme etkiyen bir kuvvet olmadığı duru mda hareketini sürdürür, cisim başta durgunsa durgun kalır, hareketliyse sabit hızla harekete devam eder. saatte 2000km ye çıktıktan sonra tüm kuvvetler, sürtünme kuvvetleri(hava sürtünmesi dahil) ortadan kaldırılırsa sonrsuza kadar 2000 km hızla devam edersin. bir kuvvet olmadığı için yönünde de değişiklik olmaz ve düşmezsin. yerçekimi var saysak bile düşmen için ayağında sürtünme olması gerekir, sürtünme olmadığından sonsuza kadar dümdüz gidersin. tabi nefes alma, kan basıncı gibi fizyolojik faktörleri hesaba katamıyorum. ama o durumdaki herhangi bir cisim sonsuza kadar aynı hızla gider.

Peki havada sürtünme varsa ölür müyüm? Bir de yerden yayla fırlatılacağımızı düşünürsek (ayrı bir soru) zarar görme ihtimalimiz var mı?

sürtünmeden dolayi sicaklik artisi olur ama ne kadar olur bu vucununun aerodinamiklerine bagli.

hee sürtünmeden ölmezsin ama acliktan ölürsün sürekli havada olacagindan dolayi.

ya da sürekli isi artisindan dolayi vucut sicakliginin bi süre belli sicaklik üstünde olmasi sonucu da ölebilirsin.

Yani aniden ileri fırlama, kemiklerin kırılması gibi bir şey olmaz diyorsunuz yani.

hava sürtünmesi öldürebilir. örneğin paraşütle atlayanlar yüzlerine birşey takmazlarsa ağızları gözleri yamulur. üzerlerine birşey giymezlerse vücut derileri gerilir arkaya doğru meyillenir. 2000 km/s hızda bu daha güçlü olur.

aniden ileri fırlama olur trenin içinde. yani yolcu 2000 km/s hıza ulaştıysa ve bütün sürtünmeleri iptal edersek tren durduğunda yolcu aynen devam eder trenin içinde. hava sürtünmesi de yoksa ve yolcu trenin herhangi bir yerine çarpmazsa kemiklerinin kırılacağını sanmıyorum.

2000km hızla hava sürtünmesi ile tutuşursun büyük ihtimalle. birşey olsa da olmasa da hava sürtünmesi yavaşlatır ve bir süre sonra durursun.

hava sürtünmesi titreşime sokar seni. rijit olsan sadece ısınmadan dolayı zarar görürdün ama ben ısıdan değil, iç organlarının vs hasar görmesiyle öleceğini düşünüyorum.

bak kardeşim seni takip ediyorum sürekli bu tarz duyurular
eehehe şaka şaka


(Hava olmasaydı eğer)-----Sürtünme yok diyoruz, hava sürtünmeside yok. Ne ala, tren bi anda durursa, sen hızına devam edersin, kılında bile kıpırdama yahut en ufak bir ivme vücudunda sezmezsin. Kemik kırılması felan saçma bu noktada.

(Hava olsaydı eğer)Tren bir anda duruyor, ama atmosfer ortamındasın. İçerisindeki tüm sabit olmayan cisimler konumunu hızını korumaya çalışacaklar. Sen ve bulunduğun hava bir anda 2000 km/h hıza ulaşacak. Kimse çıkıp dememiş, insan o hıza ulaşır, hava da o hıza ulaşır diye.
Bu noktadan sonra;
Trenin içerisinde ki hava 2000 km/h hıza ulaşır, sürtünme; trenin duvarlarında oluşacak ve o kısımlarda kuvvetli bir sıcaklık ortaya çıkacak. Sürtünmeden ötürü havanın hızı düşerek azalacak.

Sense; bir anda durunca tren; yine 2000 km/h hıza ulaşacaksın. yüzünde hafif rüzgar hissetmeye başlarsın. Rüzgar giderek artacak; bunun sebebi yukarıda anlattığım havanın senden önce yavaşlaması. Senin de hava ya karşı maksimum hızın misal 320 km/h ise en fazla böyle bir dirence maruz kalırsın. Ama bir zaman sonra.
Yani neymiş? Tren durunca pat diye hava ortamıda durmaz, insanla birlikte trenin içinde seyahat eder, hava tren duvarına yaptığı sürtünmeden ötürü yavaşlar, hava insana göre yavaşladığı içinde insanda yavaşlamaya başlar.

Esenle kalın

Edit: Asıl cevabı vermemişim; ağzını sıkı kapa; gözlerini yum; hiçbirşey olmaz.

arayip bir yurtdisi bankayi gereken belgeleri ögrenin en basitinden.oturum isteniyorsa acamaz,diger türlü acabilir.

ülke ülke değişio şartlar.

rewe (migros marka gbi bişi ama iyidir) 0.69 euro
heinz 1.45 euro

www.rewe-online.de

tesco: xy Barbecue Sauce (465g) £1.50
aynı ürünün
asda fiyatı : £1.67
sainsbury's ve waitrose fiyatı : £1.99 mış.

yer: ingiltere

400 g filandir sanirim kühne diye hatirliyorum markasini ama o ayarda baska bi marka da olabilir, 1,5 €

Burs alma sansin sirketlerden yok denilebilir eger ustun derecelerin varsa belki

Daad ve tev filan veryo ama sirketlerde tanidigin yoksa imkansiza yakin anliican

emekçiler birbirleri ile didişeceklerine haklarını gaspedenlerle didişsinler der ve giderim.

tatil kısmına ekleme yapalım.. öğretmenlerle diğer memurlar aynı sürede tatil yapıyor. tek seferde ve mecburi yaptıkları için çok sanılıyor vatandaşın bilgisizliği mazur görülebilir ama, muktedirin yalan söylemesi iyi niyetli olmadığını gösterir.

öğretmen ilk yarıyılda (c.tesi pazar dahil) 15 gün yazın da 1 temmuz 1 eylül arası 60 gün izin kullanır. toplam 75 gün.
sıradan memur 30 günlük yıllık iznini 5'er gün olarak alır c.tsi pazar ile birleştirip otomatikman 9 güne çıkartır.
30 gün için 6 adet 9 gün kullanabilir. 6x9 54 gün yapar. 10 günlük mazeret iznini de bu şekilde kullanarak 18 gün daha ortaya çıkartır. 54+18 normal memurun izin süresidir :)
daha ayrıntılar da var ama sıkıcı mevzular.

bunlar gerçekten dert değil de, iş dışında çalışmak oluyor. hani öğretmenler az çalışıyor deniyor ya, onlar da diyor ki biz evde de çalışıyoruz kimse farkında değil. her mesleğin de kendine göre çalışma şartları var. herkes bi şekilde ulan keşke öğretmen olsaydım diye düşünüp hasetleniyor mudur ne? bi düşmanlık aldı başını gidiyor. öğretmenler 30 saat çalışıyor haftada, çoğu yani. ve ikili öğretim birçok okul, bi saat öğle arası falan da yok. neredeyse başka bir memura denk yani çalışma saatleri.

bence şu anda alınan ücretler ne eksik ne fazla. illa birini düşünmek zorunda kalsam az derim.
ve evet hiçbir öğretmen de 90 gün yatmıyor yazın. herkes bilip bilmeden konuşmuyor.
türkiye'de şu zihniyet oldukça yoğun; benim maaşım düşükse herkesin maaşı düşük olsun zihniyeti. (bkz: başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olmak) onunki yüksek benimki de yüksek olsun o zaman diye değil de başkasınınki madem yüksek, o zaman benim aldığım kadar alsa ya keşke diye bir düşünce hakim.

öğretmenlerin maaşı yüksekse lise mezunu hemşire'nin aldığı 2500 lira ne peki?
ya imamların aldığı 2000 lira?
ya iett şoförlerinin aldığı 3000 lira?
ya da 70 iq'lu polislerin aldığı 2500 lira?

haftada 6 gün çalışan adam sinirini şirketinden patrondan çıkaracağına, onların götünü yalamaya devam ediyor, memurları ise çekemiyor. çalış o zaman kpss'ye, kazan, atan, sen de memur ol. yemiyor mu bu? evet yemiyor.

bir polisi bir doktoru yetiştiren öğretmendir.senin 1700 liralık rakamı öğretmene çok görmen bir aymazlıktır.bu parayla kim ne yapabilir.ülkedeki açlık ve yoksulluk sınırına bakın allahaşkına.kemal sunalın bir filmi vardı öğretmenleri anlatan açın izleyin.
öğretmen vizyon sahibi olmak zorundadır.aklı derdi parada ve tatilde olmamalıdır.güncel bilgilerden haberi olmalı.genel kültür sahibi olmalı,sinema,tiyatro ve akademik yayınları takip etmelidir.ama biz bunu demiyoruz 1700 lira fazla onlara diyoruz.ben çozuğumu emanet edeceğim adamın "kaliteli" bir insan olmasını isterim.vizyon sahibi. sen öğretmenle uğraşırken nasıl büyük bir cahillik ettiğinin ve birilerinin ekmeğine yağ sürdüğünün farkında bile olmuyorsun.öğretmen gelecek demektir.anlayın artık şunu.

Ben de öğretmenim ve kimsenin ben derse giriyorum diye şikayet ettiğini görmedim. 15 saat dedi başbakan sığ bir şekilde. Aynı mantıkla ortaokul mezunu bir imam haftada 7 saat 45 dakika çalışıyor ve öğretmenden fazla maaş alıyor. Bir mühendisin imza atması 2 sn sürsün, şimdi çıkıp mühendis haftada 5 dk çalışıyor 3000 TL maaşı var.. diyen bi andaval ne kadar haklıdır ?

Ben bilgisayar öğretmeniyim ve bıkmış durumdayım ona buna yetişmeye çalışmaktan. Çünkü her sene yeni şeyler öğrenmek zorundayım. haftasonu bi etkinlik yapılır, fotgraf kamera için oraya giderim, keza sunumlar.. yazıcısı bozulan bana gelir. Oyunlarla ilgisi olan çocuk bana gelir. Telefonu bozulan öğretmen bana gelir. Gün olur mesai saatleri dışında idare bilgisayarlarının bakımıyla uğraşırsın... Öğrenciler... Sonu yok yani. Evrak işlerinden bahsetmiyorum daha hiç.

Şimdi ben haftada 11 saat derse giriyorum, yazılım ve sözlüm yok. Bu hesaba göre ben 11 saat mi çalışıyorum ?

Müdür beyin hiç dersi yok. O hiç çalışmıyor o zaman. İnsaf ya. Adam kışın ortasında gece yarılarına kadar bozuk kazanın başını bekledi. Haftasonları kola şişesi atarak çocukların tıkadığı tuvaletlerle uğraştı.

Bunların amaçları ne bilmiyorum artık. Yazık.
(yalnızca maaş için var olan öğretmenlerde var elbet. Söylemleri onlara endeksleyerek yapmak cahilliktir. Öz kızına tecavüz eden babaya olan yargılarla tüm elleri nasırlı emektar babaya ödül/ceza vermektir.)

Artık umursamıyorum bile.

ütüne basa basa şöylemeliyim ki önce öğretmen seçmede seçici olacaklar . bence maaşları ideal ideal olmayan asgari ücret, işçi maaşı, ev kiraları,hayat şartları iğrenç yapılaşma kin nefret insanlarda sürekli yan gelip yatma duygusu. öğretmenlerin coğu ''öğret''men sıfatını hak etmiyor bence taciz, öğrencileri köle gibi görme , öğrencileri düşman gibi görme ( hatta ben lisedeyken duymuştum '' öğrenci milleti nankördür asla güven olmaz '') öğrenci üzerinden egolarını tatmin etmek bu işten nefret edip öğretmenliği şartları iyi diye tercih eden o kadar insan var ki bence asıl mesele eğitim fakültelerinde düzenlemeler yapılıp her önüne gelenin alınmaması.herkes öğretmen olacak yapıya sahip değil

bir de denmiş ben şunu yapıyorum bunu yapıyorum müdürde bunu bunu yapıyor el insaf artık e hiç bir şey yapmayın oldu olacak oturun dövlet bakar size canım

bahsedilen bahaneler cok cok dogru degil,her isin kendine göre zorluklari var sorun o degil bence.

sorun ögretmenlik mesleginin idealizmin disinda , rahatligi, tatilleri, maasi etc amaciyla yapilmasi.

bazi meslekler vardir ögretmenlik, doktorluk hatta ve hatta mühendislik, bu isler idealizm isleri, gönül isleridir, her zeki olan yapabilecek basarili olabilecek diye bir kaide yok yani.belli zeka seviyesinde olan her insan tip ya da iyi bi ünide mühendislik kazanabilir , ögretmenlikler puanca daha düsük oldugundan bu kistasta yer etmedim, ama her kazanan o alanda basarili olarak melegini yapamaz.

kisacasi ben özellikle ögretmenlikte maas olayinin bu kadar büyütülmesini yanlis buluyorum.hele yeni yetisen ögretmenleri gördükce...

Öğretmenler bu ülkedeki en duyarlı ve aklı başında düşünen insanların başında geliyor.Haklarını gerek sosyal medyada,gerekse eylemlerle kırıp dökmeden,molotoflar atmadan istiyorlar ve galiba muhalefetten daha çok etki yapıyor olmalı ki her gün gerek başbakan,bakan ve eski meb bakanları öğretmenlere boşuna incitici bir söz söylemiyor

öğretmenlerimiz bizimle ne kadar ilgilendi o zaman bu şartları hak ediyorlar demek ne kadar mantıklı, maaşlar belirlenirken performansa bakılsa keşke o zaman dediğiniz mantıklı olurdu. her meslekte görevini hakkıyla yapmayanlar var o zaman o memurların maaşlarından düşelim.

öncelikle evlerinde ailelerinin tüm gün tahammül edemeyip okullar açılsın da yakamızdan düşsün (herkes değil tabiki) dediği çocuklara eğitim veriyorlar. güldüğünüz öğretmenin görevi dediğiniz şeyleri öğretmen çalışma saatleri içerisinde yapmıyor. ben ders anlatıyorum, diyen bir öğretmenin ne dediğini anlamak için biraz kafa yorsanız gülmezsiniz emin olun, farklı çevrelerden gelmiş farklı seviyedeki çocuklara ders anlatmak, o ders için hazırlık yapmak, çocukların sorunlarıyla ilgilenmek, nöbet tutmak gibi birçok şeyi içinde barındırdığını belki anlarsınız. en azından gidin ve yarım gününüzü bir okulun bahçesinde geçirin bakın tüm gün kulaklarınız da neler yankılanyor.

ayrıca,

Başbakan Erdoğan'ın Öğretmen ve Memuru kıyaslayarak yaptığı açıklamadan sonra öğretmenlerden ortak açıklama geldi...

1) Bizler de diğer memurlar gibi masa başında oturarak iş yapacağız, ayakta ders anlatmak yok.
2) Görev başında ki memur nasıl çay kahve içiyorsa bizde ders anlatırken içmek istiyoruz.
3) 1 Yılda ortalama 1000 adet sınav kağıdını evde değil mesai saati içinde derste okuyacağız.
4) E-Okulla ilgili tüm işlemleri ders saati içinde yapacağız.
5) Velilerle ders saati dışında görüşmeyeceğiz.
6) ADEY ve RİDEF formlarını ders de dolduracağız.
7) Teneffüs aralarında öğrencilerimizin soru ve sorunlarıyla ilgilenmeyeceğiz.
8) Öğrencilerin ders kitabı ve müfredat dışındaki sorularına yanıt vermeyeceğiz.
9) Öğrencilerin disiplin sorunları bizi ilgilendirmez.
10) Öğrenciler kavga ettiğinde ayırmak yok, direk polisi arayacağız.
11) Yere düşüp dizi kanayan bir öğrenciye pansuman yapmak yok, hemen 112 yi arayacağız.
12) Anasınıfı öğretmenleri çocuklar çişini yaptıktan sonra tuvaleti yıkamayacak, çocukların pantolonunu çekmeyecek yada ayakkabılarını bağlamayacak.
13) Okul müdürleri para toplamayacak, ödenmeyen faturalar Allah'a emanet edilecek.
14) Köy okullarında soba yakmak yok, hangi memur soba yakıyor da biz yakacağız.
15) Hastasının gelişimini takip eden bir doktor var mı, bizde öğrencilerin gelişimi incelemek istemiyoruz.
16) Hastahanede bütün doktorlar rahat çalışabilmek için spor ayakkabı giyiyor, sizce hangi doktor ayakta çalışıyor, bizde spor ayakkabı giymek istiyoruz :)
17) Bütün memurların yollukları günü birlik ödenirken, MEB deki 5 yıllık yolluklarımızı da istiyoruz.
18) Gerçekten de 3 ay tatil yapıyormuşuz gibi bilip bilmeden konuşulmasın. Tamam tatil yapmayalım gönderin bakalım çocuklarınızı da eğitim yapalım, bakalım yazın eğitim nasıl oluyor muş.

Not: Kalan zamanda da ders işleriz artık.

Öğretmenlik mesleğinin kolay ya da önemsiz olduğunu düşünmüyorum ama bu ülkenin öğretmenlerinin yeterliliğine asla inanmıyorum. Ben öğrenciliğim boyunca hep öğretmenlerinin yetersizliği karşısında hayrete düşmüş bi insanım. İngilizce öğretmenlerim benden az ingilizce biliyordu hep. Ben yurtdışında falan yaşamış değilim. Okulda öğrendiğim ingilizcenin üstüne kitap okuyup film izledim, geliştiyse öyle gelişti ama ingilizce öğretmenlerim benim yanımda hep yetersizdi.
Türkçe ve edebiyat öğretmenlerim hep ezberden öğreten insanlardı. Gerçekten bir metni derinine inerek yorumlayamazlardı, düşünsel olarak hep yetersizlerdi. Tipik şeylerin dışında bir soruyla karşılaştıklarında hep tıkandılar. Felsefe ve mantık öğretmenleri çözümleme yapamayan insanlardı. Sayısalda hiçbi zaman çok başarılı değildim, o yüzden o branşların öğretmenlerini değerlendiremiyorum ama bir öğrenci için bunları sürekli görmek güven duygusunu aşırı sarsan bişey. Bu ülkede öğretmen olmak belki biraz daha zor olmalı. Tek kelime ingilize bilmeyen biri sınava girip ingilizce öğretmenliğine giriyor, orda bikaç senede öğrendiği ingilizceyle öğretmen oluyor ve yeri geliyor ilkokuldan beri ingilizice öğrenen öğrencilerin başına öğretmen diye veriliyor. Öğrenci 8 senedir dil öğreniyor, öğretmen 4 yıl önce öğrenmeye başlamış. Oldu mu? Olmadı... Sürekli zaten bildiğin dersi görüyorsun. Branşlarında çok yetersizler.

evet sanırım hükümetin yapmak istediği şey yavaş yavaş gerçekleşiyor. eğitimin kötü olmasının bütün sorumluluğunu öğretmen yetersizliğine yığmak istiyorlar ki yeni atanan öğretmenler cidden iyi, yetersiz falan değil. kendi yetersizliğini örtmek için yapıyorlar bunu ve sanırım sonunda eğitimin de özelleşmesi için. memlekette derslik sorunu var, kalabalık sınıflar ilk problemlerden biri. okulların donanım ve materyal eksikliği sonra. ulusal öğretmen stratejileri planlanıyor, nasıl hayatı biraz daha çekilmez kılarız öğretmenlere diye. yahu okul yok,sıra yok, para yok ama bunlar dert değil asıl dert öğretmenler. her şey harika da bütün problem öğretmenlerdeymiş gibi lanse ediliyor, insanlar da bunu yiyor. niye? çünkü fi tarihinde lisede okurken sevmediği dinozor hocaları yüzünden. te allaam..

kendim cevapliyorum, misterspex diye bi site var gayet ucuza iyi indirimlerle güvenli sekilde alinabiliyor.

misterspex.de

hedef koyarak

bu işlere fazla kafa yormazsan isteklerin de basit olur, ne istediğini de bilirsin.

analiz yaparak

@nasilya iyi güzel de hedef koyabilmek sorun zaten

@juusto bölüm seçmek lazım bi yerde tabi. gerçi her noktada geçerli bu sorun benim için. öyle.

@canercan nasıl?

tutku sayesinde. bir şeyi biraz olsun arzu ediyorsam (iş, aşk, ot, bok) istediğim şeye dair içimde tutku oluşuyor. kalbim hızlanıyor, içim kötü oluyor heyecan yani.

sanıyorum ki biraz içten gelen bir şey olabiliyor bu mevzu. serinkanlı olamamakla bir ilgisi olabilir.

simdi bu duyuru altinda ego patlamasi yasanicak dikkat.

bu duyuruya cevap veren cogu kisi istedigin cevaplari verebilecek kisiler olmayacaklar ben onu belirtiyim dedim bi.

akıllıyım.

zekiyim.

beni neyin mutlu, neyin mutsuz ettiğini keşfederek.

hem akıllı, hem zekiyim.

(bkz: hem penaltı hem gol)

her türlü olasılığı hesaplayıp optimali bularak

Yahu bak ne demiştim, eğer kesin bir hedefin yoksa ve zaman kaybetmek istemiyorsan, bitirebileceğin bir bölümü seçmelisin. Ben ciddiye alınacak biri değilim elbette bildiğin üzere fakat bu konuda ciddiyim.
(Yine de, 800 lirayı gözden çıkartırsan şu anda okuyor olduğun bölümde ikinci sınıfa geme şansın hala var. Yazın özel sınıflı kurs açılıyor)

www.facc.at

FACC Konzernabschluss 2009/10 adindaki dosya.

Simdiden Tesekkürler

www.pdfunlock.com

Word dosyası olarak kaydettim, buyrun:

goo.gl

pdf çıktısı alabilip de üzerinde "COPY" yazısı çıkan örnekleri var bunun bi de. gitmiyor o yazı.

oturum kartını AB sınırları içinde kaybettiğine göre sıkıntı çok daha az.
bence hemen gidip yabancılar polisine başvur, zaten hemen yeni kart vermeyeceklerdir, sana geçici olarak geri dönüş izin belgesi verirler. o belge ile seyahat edebilirsin, AB dışına çıksan bile dönebilirsin.

kartın yeniden tanzim edilmesi zaman alıyor, ispanya'da 40 gün sürüyor. kartın kayıpken riske atma bence son dönemler de olsa, kayıp bildiriminde bulun, kartın sen dönene kadar çıkmazsa da sağlık olsun dersin, kafan rahat olur.

Çok bilgi sahibi değilim ama ....

bence bir an evvel kartının yenisi edin sürende bitse geri de gelsen. ilerde vize vs için kart gerekli olur.

seyahat işi de risk schengen bölgesinde elini kolunu sallar gezersin soran olursada yeşili gösterirsin.

Ancak schengen de yeşile sadece almanya müsade ediyor (ben öyle biliyorum) tut ki viyana da hasbel kadar pasaport kontrolün gerekti herhangi bir yerde orada açıklama yapman oturum belgen olmadan biraz zor olabilir.

en basta yesil pass oturum amacli degil kisacasi senin zamanin giris cikislarin etc filan var ise zaten olmaz.

oturum kartin yok ise kayip olsa bile yesil pass ile yolculuk yapamazsin,cünkü oturumdasin an itibari ile , turistik amacli yesil pass.

oturum kartin icin ilgili ülkenin yabancilar dairesine ya da belediyesine gitmen lazim, öncesinde polise de kayip bilgisi vermen gerekecek sanirim.

bunun disinda kayip oldugu durumda sadece pass inla an itibari ile teorik olarak yolculuk edemezsin, gecici vize alman gerekir.onu da belediye ya da ilgili makam sana aciklayacaktir.

bunlar teorik olarak böyle pratikte hic birsey olmayabilir yurtdisina cikislarinda ama illegal yasalara göre durumun vizesiz.

onun disinda ülkene dönerken havaalaninda sorun yasayip tutuklanma olasiligin cok yüksek.bi süre nezarethane de misafir olursun sonrasinda dava filan acilir adina.sonra deport edilirsin türkiyeye 5 sene kadar da vizeye basvuramazsin a ülkelerinde.

bunlarin hepsini polise bilgi vererek ve gecici vize alarak cözersin.

bankalarin twitter larina yaz,sözlüge sikayet seklinde yaz, mail at merkeze olumlu seyler olacaktir sonrasinda.

bana da farklı zamanlarda 2 defa noterden ihtarname geldi...gittim bankanın parasını ödedim ama ihtarnameleri ödemedim..şimdi normal şekilde kartımı kullanıyorum ama ilerd ne olur bakalım.inşallah faizle süsleyip bana geri göndermezler.

işte ihtarname ücretini de ekstreye eklemişler işin kötüsü o. mecbur ödedim.

kendi kendine sokağı delemezsin ama belediyeye mail atıp sizin sokağa baba diklemesini söyleyebilirsin.
biz öyle mail atmıstık 2 hafta sonra gelip bütün caddeyi babaya bağladılar

park edilsin arkadasim apartman önü ama devlet mali sonucta(apartmana ait olmayan bir yer oldugunu ve kaldirim olmadigini varsayiyorum.)

@serebatan, otopark çıkışına park etmesinler ama ya =) çıkmak isteyen çıkamıyo, girmek isteyen giremiyo =/
@neire, sokağa değil yani oopark önüne önlem almaya çalışıyoruz, aklımıza da başka bişi gelmedi. belediyeye mail atmayı deneyelim. çok tşekkürler

o dubaları da kaldırıp park ediyorlar. biz aynı sorunu park çıkış kısmındaki yolu sarıya boyatıp park çıkışı yazdırarak çözdük. yalnız bu işlemi yaparken belediyeye danışın.

@santiago nasar, evet bak öyle de olabilir. bi belediyeye soralım onu da. fen işlerine sormak gerekiyor değil mi?

öyleyse durum farkli, otopark cikisindaki arabalari cizceksin hocam , net.

nebliyim agac,cim parcasi filan tika su cikislarina,silecekleri sök.

hee bunlari yapmayi sevmiyosan polise icinde fuhus pazarligi,uyusturucu pazarligi yapilabilme ihtimali oldugunu belirt gözün tutmazsa olmadi par cikisinda diye sikayet et ki bu da yeterli bisey aracin cekilmesi icin.

@serabetan, doğru söylüyosun çizmek lazım ama caddenin üstünde herkes görür çizildiğini =) topuklarıma sıkılsın istemiyorum =) silecekleri sökmek de güzel fikir tabi ama daha medeni yöntemlerle çözmek istiyorum =) yoksa apartmandakileri toplayıp dövsek en güzeli tabi =)

evet biz belediyeye gitmiştik bizzat, orada fen işlerine gittik, caddenin krokisini açtılar, orayı bilen biri geldi, baktı filan, bize boyayacağımız noktayı söyledi. halloldu.

camların kalitesi ve marka

güneşten koruma kat sayısı ve marka
yani gözünü koruyacak bir gözlük en aşşa 150 tldir

markasi haricinde kalitesi arasinda büyük fark yok.sadece plastik kalitesi farkeder,onun disinda cok abarti derecede kötü olanlar haric yani gözlük diyebilecegin gözlükler 10-15 € civarinda satilabilir daha ucuza degil(araci parasi,maliyet etc),ki o gözlük ile digerleri arasinda fark yoktur.

sor giristeki adama,izin verirse gir

o kadar kolay değil maalesef. şöyle bir şey buldum ama bu cidden uygulanıyor mu, onu merak ediyorum.

www.turkyahudileri.com

biz yaklasik bir ay önce nevi shalom'a izinsiz girdik. giriste sadece kimlik kontrolünde bulundular. form doldurma, izin alma olayi yoktu.

röleve dersinde karaköydeki schneider temple'da çalışmıştım. eskiden sinagogmuş şuan sanat galerisi olarak kullanıyor. çok acayip bir yerdi. yerin altında 3kat bodrum ve bize göstermedikleri alt katlar vardı. her yerde gizlenmiş kameralar vardı bide. sergi salonu olduğu için izin almadan gezme imkanın var zaten. ordan başla bence. olmadı sana fotolarını atayım :D

karaköy de 500. yıl müzesi var oraya rahatça girebilirsin. eski bir sinagogmuş.

en güzeli turla gitmek bu durumda. fest travel'a baktım ama onlarda yoktu.
www.festtravel.com

şurası geçen sene yapmış, arayıp sorabilirsiniz. program da güzel epey.
plazatur.com

korunamazsin.

ıssız adada yaşamak.

aslında ergence bi sıkıntı gibi gelebilir ama iş yerindeki olaylar çıkış noktası... güç kimin elindeyse her zaman haklıdır ..flnn

keyif almaya bak.

sistem falan yok, seni sistemin olduğuna inandırmışlar, işte matrix budur.

ifiwereyou balık yüzdüğü suyu bilir mi gibim bişey olmasın

duramazsın. mesela takva filmini izlersen anlarsın.

adaya veya köye gidiyim uzak kalayım desen bile olmaz. bu zamana kadar yaşadıklarından sonra "başlarım köyüne tarlasına" diyip geri dönersin o hayata muhtemelen. ama iradem sağlamdır, derviş gibi yaşarım dersen başka... öyle olsan buraya sormazdın di mi?

"hacı sen benim üzerimden reklam yapıyon, paraları cukka ediyon, hani benim payım?"

temel neden bu tabi. ama diğer yandan da sözlüğün reklamverenlerinin hakkı söz konusu. adam parayla reklam veriyor, sen kampanyayla reklam yaptırıyorsun.

ha bana sorarsan dahil olmadım evekitap kampanyalarına ama sürmesini isterdim. bigün faydalanabilirdim.

@serabetan: kampanya lafını kendim için kullandım, senin için değil. "kampanya olayındasın" demedim ki? ikinci paragrafta "sen" derken de evekitap'ı kastettim.

en üstte mavi ilanları var. kendileri "engellendik" diyor.

dostum kampanya olayinda degilim ben,ben sansürle alakali bi entry girdim sadece bana cikarsa da yeniden yapsinlar cekilisi umrumda degil,kitabinda degilim.zaten yurtdisindayim alamam da kitabi.

@fatih..

bende ordan gördüm,kampanyayi görmüstüm gecende ama beni ilgilendiren bi kismi olmadigindan bisey yazmadim,ama eger bahsettikleri sansür var ise kapasin gitsinler sözlügü.

bence doğru. reklam için para veren ve vermeyen taraf söz konusu. reklamlara bile çoğumuz dikkat etmezken bu kampanya sayesinde sol frame'den düşmedi gitti evekitap, bu bir haksızlık.
şöyle düşün; aldığın ayakkabıyı mütemadiyen promosyon olarak dağıtıyorlar. 1.firmaya olan saygın/bağlılığın azalmaz mı, 2. ikinci kez ordan ayakkabı alır mısın? cevaplar net.

edit: sözlüğü bir şirkete benzetmekten gocunmuyorum, çünkü öyle.

bende kampanyayla ilgilenmedim. Sansür olayı doğru değil bence ama yapılması gerekiyor. Aksi taktirde önü alınamaz.

Sözlüğe reklam verenlerin de kabul etmemesi doğal.

İşin ucu kaçtığı zaman bedava kibrit olsa bile millet entry girmeye başlar.

bence de hoş değil.


sonuçta reklam için sözlük yazarlarına bok atan ünlüler var. onlara cevap veriliyor sözlükte. onların da reklamı yapılıyor. onlar da maddi gelir elde ediyor ordan. o mantıkla onların da engellenmesi gerekir.


ama reklamveren firmalar ona karışmıyor, buna kızdılar heralde.

klasik ssg. money money money...

doğru bir uygulama bence. sözlük ticari bir kuruluş. sen de çaktırmadan reklam yapıyorsan önlemini alırlar. nitekim sansür de yok pek sadece sol frame'e gelmiyor. böylece ücret ödemeden reklam yapmayı engelliyor. zekice.
ayrıca bir kitap için başlığı entry dolduranları da hiç anlamadım. garip geldi bana işte. evekitap dünya starı olacaktı da önünü kestiler :(

peki hepimiz calistigimiz sirketlerin adina iyi seyler girmiyomuyuz?reklam degil mi bu? hepimizi ucurcaklar mi?

adamlarin yaptigi bi reklamdi evet ama kimseye zorla yazdirmadilar, yeri geldi sirketler sözlüge kötü yazilardan kisileri buldular , sorunlarini giderip iyi seyler yazmalarini sagladilar reklam bu da.

tamam evekitap in olayi biraz daha farkli ama temelde ayni.

evekitap için çok akıllıca bir yöntem. günde 20 liraya ekşide çatır çatır reklam. Bir de, milletin engellediği, kanıksadığı, anında dön bebeğimlediği gibi de değil. Sol frame'de. Trollük gibi, bir yasal açık gibi. ama bunun önü alınamazdı bence bir yerden sonra. haklı mı haksız mı çekimserim o nedenle

sözlük sadece bugun butonu,bugun framinden ibaret degil denmisti zamaninda...

yanlis anlasilmasin bilen bilir beni burda,kisisel olarak taniyanlar da var sirketle alakam filan falan yok.olay yanlis,ters sözlük (sözde) bakis acisina.

valla kusura bakılmasın ama normal bir karar bence de. sonuçta maç linkçileri v.b legal olduğu halde bi şekilde abuse olduğu için nasıl uçuruluyorsa bu da normal. bedavaya reklam nerede var allah aşkına.

sansürlenmiş evet.
neden diye sorarsan geçen bizde irdelemiştik.
bu arada @dampire: 'yasal açık' olayı güldürdü. Sözlükteki 'hukukta böyle açıklar bulunuyor ve kullanılıyor' entrylerini gördüm, onlarda güldürdü.
Neyin açığından bahsediyoruz. Sözlük ssg'ye ait istediğini yapar, kendi çiftliği gibi. Yazar alımı, uçuruşu çok mu kurallara göre işliyor? E tabii ki bu da olmayacak, olmamalı da bence. Evet elitist bir tavır belki, ancak şu da bir gerçek ki bugüne kadar ekşisözlüğü farklı yapan, hepimizin okumasına sebep olan buydu.
www.eksiduyuru.com

oncelikle sunu soyleyeyim evekitap olayina entry yazanlara pek iyi gozle bakmiyorum. 20 lira icin deger mi la bunca yalakaliga?
bunun yaninda bugunden engellenmesini cok hos karsilamadim acikcasi. acik bir engelleme yasanan.

sen yapsana duyurunu reklam amacli olarak entry girenleri ucuracagim diye. olmaz, yapamazsin. niye? cunku tepedeki reklamlara yonelik "ne mal reklam la bu" falan gibisinden entry girilsin istiyorsun.
sozluk yazarlari sozluk ustunden bir sey kazandi mi olmaz, kendisi cuvalla.

donup dolasip benzer yere variyoruz. sozluk bizim ustumuzden kazaniyor, biz niye kazanmiyor/ortak olmuyoruz. en ufak bir ortak olma cabamizda cart.

daha evvel ismarlama entry giriliyor diye adam uculuyordu. simdilerde sirf kendi bloglarina, sitelerine reklam yapan adamlar dolu. ya onu birak bi ara bir tane vardi nicki web sitesi adi idi (hatirlamiyorum nicki).

Shiftdelete'İ diyorsun sanırım. Bayaa bi trafik kaldırıyolar hakkaten sözlükten ahahah, şaka gibi yani. Evekitap engelleniyorsa o hespalar da engellensin, sonuçta paralı 'kurumsal hesap' diye bir şey var, ücretli, sdn bunu beleşe bulmuş kullanıyo gibi, mesela. Bobiler de var ek bi örnek olarak. vs.

Bunun adı sansür değil, haksız kazanca dur demektir. Olguları arpıtarak hırsızı yavuzlaştırmanın alemi yok.

"Doğru mu" derken gerçek olup olmamasını soruyorsan evet denedim %100 çalışıyor.

Olay ne, "benim sözlüğümde benden başka kimsenin fayda sağlama imkanı olmasın" olayı. Adam müşterilerinden, sözlükte kendi hakkında entryler girmelerini istiyor. Bunu cazip kılmak için de kitap promosyonu yapıyor.

Eee??

Sözlüğe giren çıkan ne de bunu engelliyor?

Adamların kampanyasına da buna kapılıp entry döşeyenlere de çok gıcık olmuştum. Fakat bu yapılan daha da gıcık.

Trolller sevgili ssgmizin birincil gelir kaynağı, hadi onları anladık bir şey diyemiyorum. Peki viral reklamların başlıkları neden engellenmiyor? Hani sözlük "sadece bugün butonuyla kullanılan bir site değil"di?

Ezcümle, bedavadan para kazanmak, arkadaşlara kafayı yedirtmiş. Daha da çok yemek arzusuyla, yanıp tutuşuyorlar sanırım. Ücretli üyelikler vs. de çıkaracaktır yakında..

Bir de "Haksız kazanç" falan zaten bambaşka kafalar, onlara baybay..

evekitap'ın kendisi değil de son fotoğraf makinesi hediye edecek site yüzünden bu engeller ortaya çıkmıştır.
ki bir fotoğraf makinesi çekilişi için sözlüğün içine sıçılması doğru değil.
gayet de kötü bir uygulama.
ilgilenmeyenlerin hakkına tecavüz edildiğinde durulması gerekiyor.
ilk uygulaması kimseyi rahatsız etmeden, güzelce ilerliyorken kimse şikayet etmiyordu, populerleşip işin suyu çıkmaya başladığında bazı önlemlerin alınması gerekiyor.
şu anda evekitap için olumlu olan görüşlerim olumsuza dönmüş durumda.
aklını kullandın, reklamı yaptın, ilerliyorsun, suyunu çıkartmanın manası yok.
engellendik çağrılarına da bu yüzden olumlu yaklaşmıyorum. engellendiniz, çünkü sizi taklit edenler oldu ve işin suyu çıktı.

Şuna şöyle bir açıdan yaklaşmak geldi aklıma;

Şimdi iphone'da iap cracker diye bir uygulama var, cydia'dan geliyor. Bu uygulamayla oyunların içinde parayla satılan şeyleri (yeni bölüm olsun, cart olsun curt olsun) para vermiş gibi açıp faydalanabiliyorsunuz. Bunun için de oyunun bir açığından faydalanıyorsunuz.
Şimdi oyun firması, bu sistemden bir gelir hedeflemiş, siz de bu firmanın bir açığını kullanarak kendinize bir yarar sağlıyorsunuz ama oyun firmasına bu yararın karşılığı olan parayı vermiyorsunuz.

Ya da iphone'a cydia nın yüklenmesi, jailbreak yapılması gibi. Hatta bu örnek daha yakın çünkü jailbreak yasadışı değil. Ama her yeni sürümde apple jailbreak'ın kullandığı açıkları kapatmaya çalışıyor.