okunur.

okunur yetenkliysen her bisey de olursun.

benim ilgim var ama az buçuk para da kazanmam gerek; estetik kuramcısı filan olursam peki türkiye de bir işlevi var mıdır gerçi yabancı dilim de var iyi seviyede iki tane ama

neden okunmasin, isletme ne kadar okunursa sanat tarihi de o kadar okunur.

kisi yetenekliyse müzayede firmalarinda, sanat filmlerinde, bankalarda, üniversitelerde, ya da danisman olarak cok iyi yerlere gelebilir. bi güzel örnek.

haber.gazetevatan.com

bankacı olmak isteniyosa okunur.

maddi kaygın yoksa okunur.

@serebatan tüylerim diken diken oldu. sanırım çok yanlış bir örnek vermişssin arkadaşım. tövbe estağfırullah.

niye ki yanlis örnek olsun, adamin basarisina dikkat cekmek istedim.

psikoloji okuyanlar freud a özenir, o intihar etmistir.

virginia woolf
kurt cobain
stefan zweig filan ilk akla gelenler insanlara ilham kaynagi olup intihar edenler...

sanat yönetimi oku, veya sanat tarihinin üzerine sanat yönetimi yüksek lisans yap. para kazanabilirsin :)

@nihilizm o zenginleşen burjuvalar için söylenmiş bir söz.

misal vehbi koç holding kuruyor, oğlu rahmi koç çalışıyor, torun ömer koç eski harita, kitap kolleksiyonu yapıyor, sanat merkezi açıyor.

bunun gibi bişi :))

en garantisi faize yatır son günlerde ne olacağı belli değil altın dolar euro sakat. ev arsa toprak al dicemde 6 ay sora satacaksan bi kıymeti yok.

finans bilginize bagli olarak fon yapabilirsiniz.

30 ar bin lira seklinde 5 e bölüp

altin
dolar
euro
vadeli mevduat
gümüs / platin / yen / isvicre frangi / borsa

seklinde mixler yapabilirsiniz.

Gel üsdat seninle rus turist getirelim, hem eğlenelim hem kazanalım, sen de kazan ben de, bildiğim otel var, devlet desteği var, paranı bankaya teminat olarak koyup, otele müşteri ayarlıyorsun, hem paranı harcamıyorsun hem de üstüne para kazanıp eğleniyorsun. Türkiye'de normalde oteller belli tarihlerde belli odaları bedelinin yarısı karşılığında peşin para alarak aracı turizm acentalarına satar. ama benim bildiğim bir otel var o otel peşin para istemiyor. Müşteri gelip ödemesini yapıp iptal etmediği, tatili kullandığında otelle anlaştığın oranda pay alıyorsun, bildiğim hazır kurulu çalışan şirkette var o şirket üzerinden, kar ortaklığı anlaşması yaparak hiç para ödemeden, sadece müşteri başına, payımızı aldıkça pay vererek anlaşabiliriz. Ne dersin üsdat olumlu düşünürsen mesajşaşalım, anlaşırsak ayrıntıları konuşuruz.

sanırım okumak istediğiniz eğitim seviyesini (lise, lisans, yüksek lisans, doktora vb.), yaşamak istediğiniz bölgeyi (amerika, kuzey avrupa, güney afrika vb.) ve de (lise dışında) eğitim görmek istediğiniz alanı (coğrafya, matematik, işletme vb.) belirtirseniz yardımcı olacak daha çok kişi bulabilirsiniz.

karmakarışık olan yurtdışındaki okulların internet siteleri olmayabilir.

tek cümleyle avusturya ya da almanya ya gitme almanca bilmiyosan.

ingiltere , amerika tercih etmeni öneririm.

10.000 lira ile eğitim tuzlu olduğu İngilizce konuşulan ülkelerde okuman imaknsız. Avrupa'yı araştırmanı öneririm. Çünkü diğerlerine sadece okul parasına bile paran yetmez eğer burs alamazsan ki o da kolay alınmıyor.

bu aralar yogunluk var uzayabilir ama normal sartlar altinda maksimum 4-5 gune pasaport elinize geciyor ama dedigim gibi simdilerde bayagi sorun varmis.. bekleniyormus..

4 5 aya alirsan sanslisin falan diyorlarmis emniyette, ben anlatanlarin yalancisiyim.

15 temmuz'da eski rutin haline döneceği söyleniyor. Ancak şu an itibarı ile torpilsiz 20 günden önce olması mümkün değil.

mahmut yildirim detected

yesil pasaportlarda yok diyolardi ama.sorun yoksa 1 hafta filan.

sirke ile ovalayarak silmeyi deneyin

mala ile kazıyın önce. sonra süpürür kabasını alırsınız en sonra da kalın paspasla alırsanız hiç bir şey kalmaz.

bir de o kimyasallara dikkat edin. seramiklerin arasına kaçarsa alt komşunuzun tavanına su akıtabilirsiniz.

spatula gibi bir gereçle kazı. sert plastik olursa çizmeden çıkarırsın.

derz temizleme malzemeleri var, altta bir link veriyorum. değişik markalar var, ayrıca onlara da bakabilirsin. ya da, en ucuzundan sirke al 5-10 şişe. sirkeyi bir çukur bir kabın içine boşalt, ovucu yüzeyi de olan bir süngerle sil. o lekeler geri gelmeyecek, emin ol. kolayca çıkacaklar. sirke kokusu rahatsız etmesin diye de, pencereleri aç iyice.

güle güle oturun, kolay gelsin.


www.dyk.com.tr

marketlerde derz temizleme süngeri diye bir şey satılıyor.
beyaz, bulaşık süngerinin 2 tanesi kadar büyük bir şey.
onunla başka bir kimyasal kullanmadan silgi gibi siliyorsunuz, gerçekten işe yarıyor.
fiyatı da 1-2 lira.
ama muhtemelen kollarınız yine kopacaktır.

blatta hiberna, derz süngerini duymamıştım, sayende öğrenmiş oldum. holy diver' ın kolları yorulmasın diye derz süngeri ve sirke diyelim o halde. sirke kolayca çıkarıyor ya, daha az yorulur böylece.

www.lithofin.de

lithofin firmasinin cok basarili ürünleri var.türkiy distribütörlükleride var.onlar yardimci olur:)

çok şahane cevaplar gelmiş:)
tüm cevaplara ve iyi dileklere teşekkür ederim, eksik olmayın..

bu akşam ilk olarak sirke ve derz süngeri deneyeyim. dün akşam cevahir koçtaş'ta benzeri ürün sordum ve carrefour'daki kutudan daha küçük bir ürünü 27 tl dediler, oehh dedim. bugün yine koçtaş'a gideceğim derz süngerine de bakayım vardır herhalde orada.

son bir soru; sirkenin elma ya da üzüm olması fark eder mi peki?

@marido, @yons

bir şey ile kazınacak şekilde değil. çok ince tabaka. şöyle düşünün; kirli bir su varmış, bu yüzeylere dökülmüş. o su o şekilde kurumuş ve kirler tozlar da yapışmış kalmış koyu koyu. herhalde derzleri yaparken sağa sola bulaşanları siliyorlar, silinen yerlerde de ince tabaka şeklinde kalıyor.

çok belli olmaz diye foto çekmeyi düşünmedim, bu akşam aklıma gelirse bir çekeyim, eğer belirgin olarak görünüyorsa buraya da koyarım.

fark etmez, üzüm sirkesi daha yaygın olarak bulunuyor. tam da tarif ettiğin şekildeyse, sirke bire bir. bulaşık süngerinin ovucu kısmı da yeterli öyleyse. kabası gitmiş, kusan kısımlar kalmış.

sonucu buraya yazarsın değil mi?

@oinone pe,

tabi tabi yazarım..
hatta unutmazsam "önce-sonra" fotolarını da çekip koyarım;)

o leke değilki :) yanlış muamele yapmışsınız, öncelikle sorunu oluşturan etken ne tam olarak onu bilmek lazım,
çimentomu yoksa derzmi ?
çimento olmuş olsaydı zaten karolarda tutunamazdı demekki derz, ozaman işiniz zor en baştan iyi silinmiş olmalıydı, artık ancak kazımalısınız.

@ecarpar,

kazınacak kadar kalın bir tabaka değil ki;)
misal şekerli su dökülmuş bir yere, sonra üstüne havadaki tozlar düşmüş. o su kurumuş. gri/koyu bir leke gibi olmuş suyun dökülüp kuruduğu her yer.

sanki silsen temizlenecek gibi görünüyor. ama işte silince temizlenmiyor. çok uğraşıp uzun uzun ovalamak gerekiyor. ben bu akşam sirke & derz süngeri (bulamazsam normal scotch brite) ile deneyip yarın yazacağım sonucu.

sevgili "derzini almış da ediyor ezber"ciler,

fotoları ancak yükleyebildiğim için cevabım biraz geç oldu. hemen dün akşamın raporuna geçiyorum;

cevahir koçtaş'ta 'derz süngeri' sordum yokmuş. scotch brite'ın 'silgi sünger' diye bir şeyini, vileda'nın 'power' isimli bayağı sert yüzeyli süngerini aldım. fotolarını aşağıya koyacağım linklerde ilk sırada göreceksiniz.

cevahir'de bir şeylerin sevdasına bir oraya bir buraya bakayım derken eve geç gittim ve sirkeyi alamadım:( ama elimdeki ürünlerle şansımı denemek istedim.

silgi sünger hem kuru hem sade suyla ıslak kullanılıyormuş. ben ıslak kullandım. gerçekten işe yaradı. sonra diğerini deneyeyim dedim. o daha da işe yaradı. tüm taşları bitiremedim. performansını özellikle merak ettiğim için bu akşam sirkeyi deneyeceğim.

aşağıda önce ve sonra fotolarını koydum. özellikle son fotolarda yapılan yerler ile yapılmayan yerler sandığımdan iyi belli oluyor, gölge oyunu zannedilmesin.

img407.imageshack.us
img21.imageshack.us
img198.imageshack.us
img855.imageshack.us
img100.imageshack.us
img580.imageshack.us
img208.imageshack.us
img849.imageshack.us
img444.imageshack.us
img515.imageshack.us
img442.imageshack.us
img59.imageshack.us
img94.imageshack.us
img440.imageshack.us
img3.imageshack.us
img23.imageshack.us
img337.imageshack.us

sirkenin sonucunu da tekrar yazacağım. tüm cevap verenlere tekrar teşekkürler, o taşların temizliğinde hepinizin pratikte olmasa bile teoride katkınız var;)

hah! işte o dediğim derz süngeri o zaten! :)
scotch brite'ın da var, carrefour'un kendi ürünü olarak da var.
onunla sirkeye gerek olduğunu sanmıyorum, ama sirke sonucunu da bekliyorum :)

arkadaşlar sirke ile ilgili tecrübemi paylaşmak istiyorum;

inanılmaz verimli!
"SİRKE" diyorum başka bir şey demiyorum!

acaba kullandığım daha iye fiber süngerden mi diyerek evdeki normal hatta bayağı kullanılmış scotch brite ile denedim. tamamen kendi inanılmazlığıymış!

1- silgi sünger
2- power denilen üstü oluklu gibi fiber sünger
3- sirke

tabi hepsinde de ovmak gerekiyor ve (en azından benim) kolları yoruyor. bir kez daha anladım ki; "no pain no gain" yani.

ama verime & yormasına & fiyata göre sıralama;
1- sirke (power fiber sünger ile birlikte x2 verim)
2- power fiber sünger
3- silgi sünger

@kisa,
sirkenin bir çok yönden inanılmaz bir mucize olduğunu biliyor ve elimden geldiği kadar kullanmaya çalışıyordum da, böyle bir konuda böyle inanılmaz bir etkisi olduğunu öğrenmem, benim için çok önemli ve ilginç bir tecrübe oldu. çok teşekkürler.

ve diğer cevap veren herkese de çok teşekkürler.

:) geçmiş olsun & rica ederim

sirketi arayin söyleyin, stajyerlere kolaylik yaparlar

benzer derken?

himalayalar'da 3000 mt. üzerinde 3-5 tane bulmuşlardı bir ara ama yakalayamamışlar, o civarlarda olması lazım.

bizim apartmanda kedili teyze var ama?

o benzersiz.

(bkz: pj harvey) ilk aklıma gelen isim oldu. ya da ben seviyorum her ikisini de o yüzden benzetmiş de olabilirim.

müzik tarzı işte. björk benzeri kadın pornosu aramıyorum.

cocorosie

(bkz: gus gus)

abi bu tarz seyler gönüllü seyler ve her dönem milyonlarca oldugundan pek is cikmaz.

zor be tahretcigim, yani ben bi sirkette yaziyorum mesela tezi en temizi öyle oluyo.

sende belki bi gazete/dergi ile konusabilirsin bu geldi aklima simdi

ah be abi, burda işler ordaki gibi olsa, o şirket senin bu şirket benim dolaşcam da. burda o şekil işlemiyo işler :/

bakalım kısfmet

yani konu ara güler fotolarinda istanbul olmasa olabilir, yani istanbulda belediyecilik etc ya da bi proje üstüne olursa tr dede bulursun da konu sipesifik :)

git bira iç, kendi birasını üreten süper mekanlar var. yanına bir de schnitzel gömersin ohh, mis.

13€ ya şehir turları var, üstü açık otobüslerle yaklaşık iki saat sürüyor, etrafı çözmene yardımcı olur, sonra çıkar kendin gezersin.

ben şunu gezmiştim güzeldi :

www.schoenbrunn.at

(bkz: museumsquartier)

leopold museum di galiba adi. gecmis zaman bir gun ben tek basima viyanayi dolaniyordum, muzeyi gezmis etrafi seyretmek ve dinlenmek icin cimlere uzanmistim, birisi yanima geldi, o gece olacak bir partiye beni davet etti. guzel gunlerdi, darisi sizin basiniza :)

sunu bi kontrol et

www.eksisozluk.com

operaya git

@piotr

temmuz ayindan itibaren opera olmaz stadtsoperde.

ama rathausda aksam film gösterimi var.

Kolay diyolla.

ciddi olmak gerekirse, burası moderasyon olarak toleransı yüksek bir yer, eğlenmeye de izin veriliyor arada, kurallar esnek uygulanıyor ve bu yüzden atılmak ciddi bir efor istiyor olsa gerek. zaten atılan arkadaşlarda gelip "ya hak etmiştim ben biraz" diyebiliyorlar çoğu zaman.

not: bugün de amma yalakalık yaptım moderasyona :S :)

1 hafta uzaklaştırma görmüştüm:)

ne gerekceyle atiyorlar panpa?

velimi çağırdıydılar bi ara.

aidatını ödemeyenleri atıyorlar işte.

sürekli gereksiz cevaplar yazanı atıyorlarmış.

moderasyonla az buçuk irtibatım sayesinde(arada bir selam yazıyorum onlar bir şey yazmıyor bana bir kere @compumaster akıllı ol yazmıştı irtibatım budur yani:)) bildiğim kadarıyla olayın mantığı şu, biri salt geyik veya trollük yaparsa uçuyor, yani 100 cevap yazdın ve hepsi geyik uçarsın, yok 100 cevap yazdın 50 tanesi işe yarar 50si geyik eğleniyor gençler diyebiliyorlar, bu yüzden dozunu kaçırmadıkça atılmak zor.
ha tek duyuru veya cevap ile de atılabilirsin de o tip bir duyuru ve cevap veriyorsan atıldığın için şaşırmazsında zaten.

benim bugun duyurumu sildiler , muhtemelen ticari amac güttügüm icin, yurtdisindan gelirken siparis getirebilirim temali bi duyuru idi, birini ctesi, birini pazar öglen, digerini aksam 7-8 gibi girmistim ama öncekileri silip giriyordum. 3. en son olan alinik-satilik duyurum ucmus.

haksiz degiller bir sey demiyorum ama biraz daha toelrans beklerdim :)yani isin bokunu cikarticak bi adam degilim, burada nerdeyse her zaman ciddi cevaplar vermeye calisirim etc.

he nolurdu ben bu islemi 4-5 defa daha yapsam ucururlardi muhtemelen.ki hakli olurlardi.

hee ayrica duyuru modlari cidden toleransli genelde ona da pek lafim yok.

editliyorum :)
bu arada modlardan bi ikisinden mesaj aldim, modlar ben size bisey demedim ki :) silmenize bir sey demiyorum, beklemedigim bir sey degildi he tolere ederdniz cok mutlu olurdum o ayri da :))

"apsurt" uygulamalı ders veriyor bu konuda şu aralar.

alayli olmayi düsünmedin mi hic?

yani basit bi egitim, mesela isletme gibi bi egiim le beraber alayli olarak müzik piyasasinda yer almyi, ya da konservatuar bence :)

sanat dünyasinda alaylilik daha güzel ve daha iyi gibi geliyo bana, emin degilim ama cok...

Hocam alaylı olmak için biraz şans gerekiyor,yani tanıdık falan olacak da ortama gireceksin; müzikle yakından ilgilenen hiç kimse yok çevremde,olanlar en fazla benim kadar olayın içinde.Konservatuar okusam mı diye bakıyorum ama okuduktan sonra işlerin yolunda gitme olasılığı çok yüksek değil,diğer taraftan özel kurulaşlardan alınan eğitim sadece 1 yıl sürüyor yani en fazla 1 yıl kaybederim.
Bir de ben çok istiyorum konservatuarı ancak ailem sıcak bakmıyor hatta baskı uyguluyorlar gitmemem için.
Şimdi hazır 1 yıl gibi bir süreye sahipken ben de altyapıyı hazırlamak niyetindeyim,yani karar verirsem konservatuara müzik kurslarına vs. gideceğim.

üniversitede mühendislik ya da başka birşey okuyor olman, müzikle ilgilenmemen anlamına gelmez. benim gördüğüm kadarıyla insanlar lisans diplomalarını edindikten sonra SAE gibi yerlere başvuruyorlar. çünkü onların verdiği diploma değil, sertifika(en azından iki sene önce öyleydi). üniversitede okurken hem farklı farklı gruplarla çalabilir, hem üniversitenin müzik topluluğunda ya da barlarda, ortamlarda deneyim kazanabilir, sonra da SAE gibi bir yere başvurup sertifikalı sesçi olabilirsin. ama 18 yaşında, bu konularda pek deneyimin yokken çok verimli olmayabilir.
Lisans diplomanı aldıktan sonra yüksek lisans için itü'nün miam'ına da başvurabilirsin.

Ama o gördüğün oralarda okuyan insanlar genelde bambaşka mesleklerin okullarını bitirmiş ya da bu işin ortamında pişmiş insanlar.

bipolar,konservautara gidince bu işin ortamında pişmiş olunmuyor mu?Ben de bu sebeple istiyorum eğitimine başlamayı.Zaten hemen bitireyim ardın da işe gireyim gözüyle bakmıyorum.Ya da başka bir yolla ortama girme şansım olursa (misal davulculuk gibi) benim tercihim de o yönde olur.Lakin olmazsa nasıl yapayım diyorum.

yaptığın/yapacağın işten keyif almak istiyorsan, okulunu okuma derim.
konservatuara girersen müziğe 5 yaşında başlamış yetenek manyağı zibilyon kişinin arasında, teorik derslerle kafayı bozmuş şekilde mutsuz olma ihtimalin var. gerçi ne zamandır müzikle ilgileniyosun bilmiyorum ama konservatuara girmek çok kolay bi iş değil, üstüne bir de çok torpil dönüyor derler hep. zaten konservatuarda davul bölümü de yok. bu ülkede müzisyen olmak zor, üstelik okullu müzisyene verilen değer de çok az.
ben sana stratejik olarak başka bir meslek edinip, müzikten de asla vazgeçmemeni tavsiye ederim.

İtü TMDK'nın çalgı yapım blümü altında'ki bölümü son yıllarda toparladı kendini. Gidilebilir bir hal aldı.
Bilgi Üniversitesi müzik bölümü, sadece ses mühendisliği üzerine olmasa da lisans+ yüksek lisans yapmayı düşünen biri için biçilmiş kaftan. (bilgi + miam = mis.)
SAE'den alacağın bir yıllık eğitime pek kimse dikkat etmeyecektir, yine de kendini geliştirsen stüdyo asistanlığı, live sound vs bir yerlerden iş edinme şansın olabilir.

Alaylı olma, müzik öğrenmeden iyi ses mühendisi olamazsın. Ses mühendisliğinin yanında "müzik" de öğrenebileceğin bir yere git.

orada bir tuhaflık yok. onlar fazlasıyla şeffaf, her intiharı kayıtlı olarak gösteriyorlar. listenin en altında bulunan iran, mısır ve suriye'de kimsenin intihar etmediğini zannetmiyorsun değil mi?

@baldur2 bu mudur?

nedenlerden biri de bu diyeyim. başka nedenler de vardır muhakkak.

Sovyet geçmiş, fakirlik, alkolizm, sosyal yaşamın taşralarda daha zor olması, işsizlik v.s.

taşrada sosyal yaşam daha zor diyorsunuz da new york'ta da intihar oranları yüksek seviyede.

Sovyetlerin etkisinde olan her devlette ilginç şekilde böyle bir durum var. zaten adamlar karamsar olmaya o kadar alışkın ki.. hani sovyetler döneminde yada eski rusya döneminde yazılan kitaplara baksan bile hepsinde bir karamsarlık hali.. finlandiya'nın rus sınırında bir kentinde oturan yakın bir dostum var sabah akşam konuşuruz dertleşiriz internetten falan adamın kenti 60bin kişi hava temiz insan az, fakirim dese de durumu orta yani. soğuk sularda her hafta sonu zevkine balık tutmaya gider yüzer vs. bana sorsan adamın hayatı çok hoş. ama onda bile bir karamsarlık havası var yahu genetiksel birşey mi anlamadım. sonra biz gelişmiş desek de kuzey ülkelerinde hayat avrupa gibi değil şartlar zorlu ekonomi parlak değil adam hala lan bi burger king açılmadı diye dert ediyor düşün. işsizlik yüksek baya hanımı çalışıp da evde çocuklara bakan erkekler bol diyebilirim. aynı zamanda göze çok yüksek görünmesinin sebebi de aynen baldur2 nin söylediği gibi cidden. sovyetlerden sonra halka karşı tam şeffaflık uygulaması getirilmiş hatta dış duvarları camdan yapılmış karakolların olduğu kentler var (konuyla alakasız ama gürcistan'da falan da baya varmış bunlardan) türkiye'de bile hala intihar eden çocuğa kazada öldü raporu almaya çalışanlar var aman ne derler diye yakından şahit oldum bu tutuma oradan biliyorum.

en büyük nedenlerinden biri intiharin tr de hasiralti edilmesi ya da kayitlara öyle gecmemesi düsüklügün.baska nedenlerinden biri insanlarin cekinceleri, sadece kendileri degil, ailelerinin de basina gelebileceklerden cekiniyorlar.

hee neden bazi ülkelerde daha yüksek dersek, en büyük nedeni bunun bahsedilmis, komünist rejimlerden kaynakli, onun disinda dini nedenler var, onlarin disinda hayat sartlari da büyük etken, issizlik etc.ayrica bazi öldürülen insanlarin intihar etti diye kaydettirildiginide düsünüyorum, mafya etc.


orta-bati avrupada 10-15 arasi oran, türkiyede de muhtemelen 10 civari.

www.mediamarkt.com.tr

Bunun için ürünü, "kullanılmamış" olarak,

resmen açarsan ürünü geri almam demiş ne anladım ben bu işten?
kullanmadan nasıl memnun klamadım diyecen? garip bi tokatlama taktiği

hayir ürünü bi süre kullanmak denemek bu kapsama girmiyor, yani kurmaya calistiniz, olmadi, begenmediniz , komplike kullanimi var, geri iade yapabiliyorsunuz.

olay su aslinda, actiniz yüklediniz 3 gün hunharc kullandiniz , cizdiniz, o zaman killik cikariyolar ciddi bicimde, kullanmaktan kasit o yani.

ilkindede killik yapiyolarda genelde geri veriyosunuz :)

sorduğun değil ama elma da sabahları benzer etkiyi gösteriyor araştırırsan

(bkz: guarana)

yeşil elma

benim bildigim kadariyla her ürün icin gecerli bir cayma ve ürünü begenmeme süresi var.

ondan bildigim kadariyla 2 hafta icinde her türlü geri verebilirsiniz.

bırak kanuni hakları filan yapacağın tek şey sağlam şekilde çemkirmek.

adamlar çakallık yapmış, almışlar önlemi. tüketici haklarına şikayet edin diyeceğim de işe yaramaz sanıyorum. yani sadece siz değil şikayet eden çok kullanıcı olsa o zaman bir şeyler olabilir.

ya bu berbat sözleşmede ablamın imzası var arkadaşlar, kabul ediyorum diye imza atılmış... çemkirdim, çemkirmez miyim? adamlar yüzsüz, bir bok işlemiyor. orospusu olmuşlar ortamın. hukuki bilgisi olan dostlar, özellikle yardımınızı istiyorum. bu fiyata gider turkcell'den iphone aldırtırım ben yaa...

dostum yasa gereği cep telefonlarında iade söz konusu değil ama ürünü teslim almadığınız için doğal olarak açmadınız eğer çok fazla üzerine giderseniz iptal edebilirler. ancak mesafeli satışlarda(internet gibi) iade hakkınız var. şikayetvar.com a falan yazar genel merkezlerini arayıp sıkıştırırsan iade alabilirler.

noterden ihtar çek.

bunun trollük mertebesi dahi var.

ben sahsen gicik oluyorum böyle seylere, daha dogrusu söyle aslinda, bazen yazim yanlislari ve kullanilan dil cok dikkat cekiyo o zamanlarda ignelenebilir belki ama diger türlü "de ayri" seklinde uyarilara kilim.

anadili doğru kullanmak önemli bence. ha artık uyarmak can sıkıcı olduğundan ben fazla dikkate almıyorum. yalnız sözlükte ya da burada, "cahillerle muhattap olamam" tarzında ifadeleri görünce kendime hakim olamıyorum.

Konuyu birini uyaracak kadar abartmam, ama kendim dikkat ederim, bozuk yazım görünce de içimden sinir olmakla yetinirim. Ana dilimizi düzgün kullanmak gerek. Nasıl ki
ben bugün hastayım
yerine
benbugün hastayım
yazmıyorsak
ben de geliyorum
yerine
bende geliyorum
yazmayalım mümkünse :)

tamamen saçmalık. işi gücü olmayan adamlar millete de yi da yı ayırmayı öğretiyor. ayrıca karşı tarafın fikrini aşağılamak için de bu tarz yöntemler kullanılır. öyle işte.

şahsi fikrim şu: bu konuda yanlış yapanlar özensizlikten değil cehaletten yapıyorlar. çünkü eğer yeterince okumuş olsalar ayrı yazılması gereken de, mi olsun; noktalama işareti sonrası bırakılacak boşluk olsun, hata yapmaları neredeyse imkansız. çünkü meleke haline gelmiş olması lazım konunun. ergo, hata yapıyorsa yeterince okumamıştır, cahildir. dolayısıyla bir anda bu adamların fikirlerine olan ilgimi kaybedip okumayı bırakıyorum. sert tepki falan göstermiyorum ama. ilgim sönüyor sadece..

Ana dilini bizim kadar kötü kullanan sanırım kalmamıştır. Bu da insanı üzüyor. O yüzden tepki gösterilebiliyor.

imla hatası ile nasıl yazacağını bilememek ayrı şeyler, önce bunun farkını anlamak gerekli.
özellikle klavye ile yazarken çok sık imla hatası yapılıyor.

ama kendi anadilinde nasıl yazacağını bilmeyen adama ben 'cahil' derim. yeterince eğitilmemiştir.

Ben de şöyle bir açıklama getireyim, Türkçe çalıştırdığım yabancılar eklerin farkını, aynı -de yazımının kattığı mananın çeşidini, bu eklerin sözcükleri birbirine nasıl bağladığını görünce çok hoşlarına gidiyor ve mantıklı olduğunu söylüyorlar. Özellikle bir Alman'ım var, bu eklerin ayrı/birleşik yazımlarında hangi sözcüklere bağlandığını ok ile çıkararak gösteriyor kendine ve şaşırarak oy harika falan çekiyor.

Kısaca bunlar bizim dilimizi özel kılan şeyler. Ural-Altay dil ailesinden geliyoruz, Hint-Avrupa ve Semitik dillerin hakim olduğu bu coğrafyada özeliz. Yabancılar Türkçe'nin sırlarını çözemiyor, tam olarak inemiyorlar bu eklerin ayrımına. Google Çevirici Avrupa dilleri arasında artık neredeyse %90 başarı elde ederken, Türkçe'de hala çok zayıf. Bu da farklı bir dil matematiği üzerinde işliyor oluşuna dayanıyor.

Ve bizim bunu korumamızın çok önemli olduğu inancındayım.

Ayrıca Ural-Altay dillerini konuşurken beynin diğer dillere nazaran iki kat daha fazla işlem yapması gerektiği hesaplandı ODTÜ tarafından. Kısaca ne kadar iyi kullanırsan o kadar daha fazla beyin jimnastiği de yapmış oluyorsun.

"iletişim zaten kullanması yeterince zor bit teçhizat. millet oxford commasını tartışırken; türkiye'de çoğu insan temel yazım kurallarını bile bilmiyor.

türkiye'de bu kadar yanlış anlaşılma problemi, birbirini dinlememe problemi olması hiç şaşırtıcı değil. çünkü evet, sende ve sen de arasında cidden anlam farkı var. insanların kelimeleri ve yazım kurallarını bu denli kullanabilmekten aciz olmalarından dolayı iletişim de sekteye uğruyor. mesele anadil meselesi değil. dillere inanmıyorum. başka insanlarla başka dillerde iletişim kurabilirim. ama türkiye'de yaşayan insanların genelde tek bildiği dil türkçe. onu da bilmiyorlar. yani mesele, senin anladığın dilden konuşmak istiyorum, ama sen anladığın tek dili bilmiyorsun. yani ben başka dillerle ve insanlarla daha iyi konuşabiliyorum, ama türkiye'deki insanlar türkçe bilmedikleri için bunu onlarla yapamıyorum.
ha, bu türkiye'de yaşayan insanların suçu mu? Osmanlıca kaldırıldı. hmm, aslında evet. çünkü türkiye'de insanlar geniş çaplı halk hareketine sahip değiller. kimlik politikaları üzerinde ayrılmaktan hoşlanıyorlar. böylelikle bilinen dil siliniyor, sonradan olma bir dil geliyor. sonra bu sonradan olma dilin yapısını, kurallarını öğrenememiş insanlara kızıyoruz. hakkımız var mı? yok. ama var işte. çünkü kim sesini çıkardı ki? madem öyleydi; halk hareketi olsaydı osmanlıca'ya dönülmesi üzerine. bırak böyle bir halk hareketini, osmanlıca diye bir dilin varlığından haberdar değil ki insanlar. onun için bu kadar belleksiz, hafızasız, kendini bilmez bir toplulukla karşı karşıyayken, son 2 yıldır umursamıyorum kim nasıl yazıyor. şimdi osmanlıca gelse ne anlamı olacak? kaldı ki osmanlıca da çok çok mu köklü sanki? yamalı dil. hem yamalayarak gelmiş bu güne kadar, huyu böyle dillerimizin. eskiden arkadaş çevreme sokmazdım. şimdi ne hali varsa görsün herkes. zaten sonradan yapılmış bir dil, mükemmel değil, zaten kelime havuzu şişme havuzcuk kadar; yabancı kelime kullanmadan ifade etmek çok zor kendini... onun için üçün beşin hesabı olmaz. ha, nedir, ben düzgün kullanırım ki seninle iletişim kurabileyim. yoksa ben da zıvanadan çıkarsam, hiç kimse kalmayacak seninle düzgün iletişim kurmaya çalışan." çalışır.

Ben okulda edebiyatı kuvvetli olanlardan değildim. Ne lisede ne de öncesinde... Çok övünmesem de söylemeliyim ki pek kitap okumam. Alışkanlık haline getirememişim. Yine de bahsettiğimiz ek olan "-de" ve bağlaç olan "de" konusunu ilkokulda gördük. Bir zahmet yapmayalım artık bu hatayı. O kadarcık dahi hakim değilsek kendi dilimize, en azından umuma yazmayalım, çizmeyelim. Hata insana mahsustur. İmla hatası yapılabilir ya da bir paragrafta bir sürü de içinde 1-2 tanesi yanlış yazılabilir çünkü en nihayetinde klavye kullanıyoruz. Ama kabul edelim ki temel dil bilgisinden yoksun, azımsanamayacak bir kitle var.

Az yukarıda KPSS ile ilgili duyuru ve cevapları okurken aynı hatayı yapan arkadaşlar gördüm, yazıktır ki bazıları Türkçe'nin çok zor olduğundan yakınıyorlardı. Sınava girmedim, sorularını görmedim ama soru ekini ayrı yazmayı bilmesem zaten ne KPSS'ye girerdim ne de eleştirisini yapardım.

Erken çocukluğumda edindiğim, insanlarla iletişimimi sağlayan, düşünmemi sağlayan ana dilim husunda hassasım. Başkalarından da hassas, duyarlı olmalarını beklerim. Özellikle belli bir yaşa ve seviyeye kadar eğitimin mecburi olduğu memleketimde kendi dilini yazmaktan, konuşmaktan, anlamaktan aciz insanların olması ve ne yazık ki bu insanların bazılarının lisans mezunu olması hevesimi, umudumu kırıyor. Sözlükten ya da duyurudan, açıktan ya da özelden kimseyi uyarmadım -değiştirebileceğimi düşünnmediğim için. Uyarmanın yararında da inanmıyorum. Buna karşın insanların kendilerini tutamamalarını da anlayabiliyorum.

ne yaziyosun , neye yaziyosun ?

Bloguma linklerini eklediğim filmlerden birisini yazmak için soruyorum

Queen of Elephants tür olarak adult diyor. Eğer ağır adult yoksa o olabilir.

Queens of Elephants ağır adult

O zaman satanik dohtoru yaz.

1. bilgim yok.

2. rötar yapma ihtimali var, rötardan dolayi ucagi kacirma ihtimaliniz var, ama rötardan dolayi kacirmalarda bileti aldiginiz havayolu size yeni bilet düzenler.daha dogrusu ucusunuzu ayni havayolundan book ettiyseniz tabi bu, hani atlas ucuz ankara istanbulu onla, thy ile de amsterdam ucuz diyip aldiysaniz rötardan dolayi kendi riskinizi aliyorsunuz.

Çok sakat durumun. Uçak en iyi ihtimal 9:20 de gökçene inse ordan tekrar terminal değiştirmen ve pasaport kontrolünden geçmen lazım ki büyük ihtimal ikinci uçak rötar yapmassa kaçırırsın.

hayaletimsi kadar karamsar degilim ben, biraz stressli olabilir ama rahat yetisirsin ilk ucak zamaninda kalkarsa.

baktim 9:05 de iniyomussun, rahat yetisirsin rötarsiz.zaten son bi saate kadar check in bile yaptiriliyo direk gelen yolculara.

aslında o ülkedeki türk elçiliğini arayıp yardım isteyebilmeniz lazım ama 1-2 sene önce bir ekşi sözlük yazarı iç savaşın patlak verdiği ülkede beş parasız kalıp ülkedeki türk elçiliğine sığınmaya çalıştığında elçiliğin klapısının yanında bile durmasına izin verilmemişti, ekşi sözlük sayesinde biraz dikkat çekince kendisine yardım edildi, ssg uçak bileti alıp adamı türkiyeye geri getirdi.

kaybolduğu ülkenin polis birimlerine de telefon edebilirsiniz. o ülkenin türkiyedeki elçiliğini de aramayı deneyebilirsiniz.

(bkz: seni seviyorum mehves)

daha dün büşündüm bunu
o ülkenin elçiliğini arayacaksın bence

büyükelciligi araman gerekiyor normalde , ama maalesef bircok büyükelcilik daha telefonlarina dahi yanit vermiyor!

vatandasina deger vermiyor türk devleti, söyle acikliyim, sen yurtdisindasin öldün, kimse cenazeni kaldirmaz.

canli isen tanidigin , nufuzun yoksa da , ya da ekstremite olarak basin haberdar degilse kendi sansinla basbasasin...

imza: 5 yildir yurtdisinda yasayan bir türk vatandasi.

ek olarak devletin arkasinda durmadigi vatandaslarina da bir örnek...

www.hurriyet.com.tr

soundtrack çıkınca belli olur ama, tema olarak dark knight daki agent of chaos daki gerilime benziyor bir kısmı

www.youtube.com

burda onun yapilisi var, en azindan dark knighttaki benzerinin.4. dakikadan sonra cello ile.

www.youtube.com

the dark knight soundtrack albümünde, why so serious, always a catch ve agent of chaos parçalarında aynı kısım var.

Deshi Basara'ymış adı.

www.youtube.com

eminsiniz di mi hocam? Gıcık olmayın nolur, çok zor durumda kalırım öyle bir şey olursa.

emin degilim ama kalicak yer sorabiliyorlar diye biliyorum.ama problem cikmiyor sanirim.

kalicak yer olarak sorarlarsa otelde kalcam gidince bakcam filan diyebilirsiniz.

onun disinda 90 günü gecmediginiz takdirde pek problem cikmiyor.

gidiş-dönüş bileti işinizi görür. kural olarak kapıdaki pasaport görevlisinin sizi ülkeye kabul etmeme hakkı var(nadiren uygulansa da). vize hukuken ülkeye girişinizi 'garantilemiyor'. böyle gıcık işler.

dönüş bileti varsa aha dönücem çok da meraklı değilim ülkenize diyebilirsiniz.

brüksel'de bana rezervasyon sordular. çakma rezervasyon yap, çıktısını al yanında bulunsun işini sağlama al.

interrail biletini buradan almanı tavsiye ederim.

oncelikle (bkz: aramaya inanmak)
bu konuyla ilgili yazilmis yuzlerce soru, cevaplanmis binlerce duyuru var.

sonrasinda,
booking.com'a girip, kalis tarihlerini kapsayan bir rezervasyon yapiosun, rezervasyonu yaparken, ucretsiz iptal olan fiyat tipini secip yap.
ciktisini al. sonra rezervasyonu gir iptal ettir.

edit: ayrica madem kalacak bi yere ihtiyaciniz olacak, nie booking.com'dan hostellere bakmiosun? onceden rezervasyon yaparak cok uygun fiyatlarla rezervasyon yaptirabilirsin.

sonrasinda sikinti olmaz.

brukseli bilmiyorum ama ben nedense hep uxakta bir form doldurdum gittigim cesitli memleketlerde, yani adam kontrol etmiyor gercekten orda mi kaliyorsun diye ama en azinda sallamalik bir adres olsun yaninda hic yoktan veya brukselde gece kalmadan devam edeceksen durustcene bunu soyleyebilirsin.

iltica edin.

iki siteye ihtiyacınız var

birincisi,
hitchwiki.org
ikincisi
www.couchsurfing.org

geçen ''yine'' biriyle tanıştım bu siteler sayesinde..1000 euro para ile tam 11 aydır dünyayı geziyordu.

istemek yeterli oluyor çoğu zaman.

aghbaşlangıc olabilir yaşınız ottuzdan küçükse.

www.google.com

para kazanmakla baslayabilirsiniz bence, yoksa erasmusa gidip gezin.

zengin koca/karı

yalnız değilsin.

ben de varım.

oha disney miymiş lan o? gisnep diye okurdum küçükken hep. onu nasıl g yapmışım bilmiyorum açıkçası.

subliminal olarak "penis" mesajı veriyorlar, oyuna gelmeyin !1!!

subliminal olarak 666 yazıyor aman dikkat! O yüzden zorla "p" gibi yazmışlar
1.bp.blogspot.com

Bu arada evet ben de hep merak etmişimdir "herkes y olarak mı görüyo lan onu!" diye..

ben disney derdimde okuma bilir mi abi 4-5 yasindaki usak, o zaman duyduk duyduk disney diye ondan bence disney diye biliyorum ben, yoksa disnep gibi dogru yani.

bence de o biçimsiz y, apaçık p.

disnep diye okurdum, işin kötüsü düzeltecek kimse de yoktu çevrede.

blackberry

blackberry olur yada şu nokia'nın blackberrynin aynısı şeklinde yaptığı beyaz bi telefon var o olabilir.

olay sadece mailse en iyisi blackberry

müdür olunca şirketin vermesi lazım. :)

blackberry +1

su an alacaginiz herhangi bir telefonun e-posta uygulamasi olacaktir. Android/Iphone/Blackberry olmasina bile gerek yok. Cogunda facebook bile var.

Tabi sadece aramaya yarayan nokialar falan kurtarmaz ama.

3.bp.blogspot.com 250 lira ve bakabiliyorum maillerime. masraf yapmak istemiyorsanız iyidir. htc desire hd de masraf yapmak istiyosanız iyidir. bin lira falan. ama özürlüyseniz iphone öneririm, daha kolay olur. 4s almak zorunda değilseniz 3gs'ler 1000 lira civarına satılıyor.

Galaxy S2'de push mail olması lazım, fiyat aralığı belirttiğiniz noktaya yakın. iphone 4 de düşünülebilir belki ama galaxy s2 daha uzun ömürlü olur.

is yerinin vermesi lazim +1

iphone den sasmayin, kullanimi basit, kullacini dostu, 10 numaradir.

1200'e gerek bile yok. 700 yeter. Samsung Galaxy W var bende, Iphone'dan hiçbir eksiği yok. Mail geldiğinde de anında SMS gelmiş gibi görebilir. Word dosyalarına, pdf'lere bakabilir. Üstelik ekranı da çok iyi, hızı da süper. Android'den de istediği her an her şeyi indirebilir.

(bkz: sony xperia u)

htc chacha aldım yeni. şarjının benim gibi bi hayvana yetmemesi haricinde accayip memnunum. da müdür olduysa telefonu da şirket versin amk.

Blackberry Bold 9790 mail vs konularında kullanıma gayet uygun ve teknoloji özürlüler için de sorun oluşturmayacaktır. 1000 - 1200 arası.

iphone 3gs kullanımı kolaydır, eğlenceli ve sorunsuzdur genelde. pişman etmez 800tl'ye satılıyor garantili sıfır olanları.

annen kullancaksa iphone alsın. kullanımı inanılmaz basit. yani kullanımının basitliği öncelikliyse iphone 4 ya da 4s iidir. ama daha ucuza daha ii bi telefon olarak galaxy s2 al derim. 1 yıldır kullanıyorum aşırı memnunum. blackberry alma

cogu yerde kredi karti gecer, türkiye kadar degil elbette.

eger kredi karti gecmezse bankomatlardan para cekebiliyorsunuz

almanyada kredikarti kullanilmiyor gibi bir durum yok.. tabi türkiyedeki kadar yaygin bir kullanim oldugunu söylemek de güc..

hsbc vasitasiyla nakit avans cekmisligim vardir.. halkbank karti ile de cekebilirsiniz diye tahmin ediyorum.. bildigim bir engel yok..

Herhangi bir bankamatikten nakit avans cekebilirmiyim 500 euro kadar?

cekersin

türk derneklerine sorabilirsin, ben münih ve dingolfing de yer bakarken ek olarak öyle yapmistim.hee cok kil, tüy kisiler cikti neredeyse hepsi o ayri ama aklinda olsun.

ayrica facebookta stuttgartta okuyan + calisan kisilerle iletisebilirsin.

iaeste, aiesec gibi kurumlarin stuttgart subelerine mail atabilirsin.

buldum

offline olarak datalari sildikten sonra , web tabanli olan driveinizda trash olarak sakliyormus, dosyayi silmek icin trash olarak saklananlari da silmek lazimmis.

konu hakkında tecrüben yok.

lakin gittiğin yerde almayı düşündün mü? bence bir araştır. götürmekten ucuza gelebilir. hem risksiz. olur.

Edit= ikinci el gibi.

yan koltuğa verecek param yok diyorsun da bu halk otobüsü değil ki çelloyu yanına koyasın. uçağa almazlar, mecbur kutu ile bagaja vereceksin.

havayolu sirketini ara bence öncelikle , buna benzer ürünler icin degisik ve güvenli tarifeleri olabiliyor.

(git: 18217)

bide sözlükten jeanluc'a sorabilirsin, kesin konu hakkında bişeyler biliyordur.

@gostak: öyle şeyler düşünmedim değil; ama enstrumanın 2.el i daha pahalıdır. açıkçası kendi çellomu aldığım fiyattan daha ucuz bir şey bulabileceğimi sanmıyorum. yine de fikrini belirttiğin için teşekkür ederim:)

@bilan: normalde bu işler böyle yürüyor. yan koltuğu da satın alıp enstrumanı yanında taşıyan çok insan duydum ben; ama dediğim gibi bu benim gibisi için biraz tuzlu oluyor. dediğin gibi mecbur kutu ile bagaja verecekmişim gibi duruyor, teşekkür ederim..

@serabetan: aslında havayolu şirketlerinin sitelerinde yazanları okumuştum. Muhtemelen Pegasusla gideceğim, nasıl bir sistem uyguladıklarını da az çok anladım; ama orada yazanlardan çok deneyimler daha doğru gibi geldi bana, o yüzden sordum:)

@hewit: teşekkür ederim, orada yazılanları okumuştum, jeanluc a da sorayım, evet:)

www.hepsiburada.com

morhipo 2 gün gibi bir sürede teslimat yapmıştı

3 gün içinde diyorsa telefon acın , 1 gğn icinde halledebilirler onu.

ben d&r dan sipariş vermistim aradım sipariş sonrası 4 gün icinde gelse cok mutlu edersiniz beni dedim, aynı gün tedarik edip yolladılar, 3. gün sonunda elimdeydi

zidaya.com ertesi gün yolluyor.

is arayabilirsin daha fazla

www.mousebreaker.com

cayir cimen, yeni yerler, piknik, dogayla basbasa kalmaya calisin, kendi filminizi cevirin

vakittini sevgiline ayır.sevgili yap.

Ben daha çok Türkçe yazamayanları düşünüyorum. Şu -de, -da, -ki vs gibi konulardan bahsediyorum. Bunu bu sabah televizyondaki bir programın alt yazısında dahi gördüm yanlış yazılmıştı. Bunun editörü falan yok mu? O editör altyazıdaki -de nin ayrı yazılması gerekirken birleşik yazıldığını göremiyor mu?

de'yi ayrı yazmadan bunu söylemen biraz ironik değil mi?

kitap okumuyoruz azizim, kitap:/

lan -de'nizi -da'nızı sikeyim detayları bırakın asıl olaya gelelim konuşamıyoruz işte aptallaştırıldı türk halkı bunu görememek için salak olmak gerek zamanında dalga geçilirdi amerikalılar neden aptal diye biz de aynısı olduk çıktık 90'larda yayınlanan trt yayınlarını açın da bakın insanlar ne denli güzel konuşup dertlerini anlatabiliyorlar bir de günümüzdeki programlara bakın "ııı eee ööö üüü" gibi saçma sapan sesler çıkartıp sikimsonik sempatik hareketler yapmaya çalışan dangalaklar dolu oysa türkçe gayet zengin bir lisan nereye çekersen oraya kasıntı bir dil de değil benim aklım ermedi ben kaçıyorum hadi selametle yiyin yeyin yüyün birbirinizi

yazamamak daha fazla. kitap okumuyorlar, yazi yazmiyorlar. ondan boyle.

tecahül-i arif'ini beğendim.

beyinsizseniz, beyin sizsiniz.

internetin de payı var bunda.
sohbetler hep paylaşımlar üzerinden olmaya başladı, karşılıklı oturunca 2 kelime edemiyor gençler.

neden cok iyi bir türkceye ihtiyac duyalim seklinde soru ile karsilik veriyorum.

en basta dil duragan degil evrimlesen bir iletisim sistemidir, her zaman kendince daha kolayina ve efektifine dogru ilerler.

cok sacma ya da dikkat cekmedikce bence bunda sorun yok.

www.hepsiburada.com

valla uygun fiyatlı bilmiyorum fakat bence en iyisi timex, çünkü çok güzel gözüküyor, bunun dışında tissotlarda var onların fiyatlarıda 2000 tl civarı

www.ablogtoread.com
www.shopperbuy.com
www.ablogtoread.com

türkiyede çok pahalı ebaydan almanı tavsiye ederim.

timex in de var bence cok hos.

www.timex.com

suunto'nun da var tabi pek uygun degil. en ucuzu casio olur muhtemelen.

(bkz: intern)

intern ya da trainee

Intern...

co-op olayi var bi de

intern

trainee daha farkli bir klasman

meslek yüksekokullarına bak. turizm otelcilik falan biliyorum ben, öyle şeylere bak yani.

üniversiteye meslek edinmeye gidilmez çünkü. meslek edinmek istiyorsan meslek yüksekokullara bak. üniversitenin ne işe yaradığını da iyice araştır. yoksa hüsrana uğrarsın.

soru sacma geldi bana.
senin hangi meslegi yapmak istedigine karar verip girmen gerekmiyor muydu sinava?

ankara siyasal'dan uluslararası ilişkiler veya maliye geliyorsa git bence.

mülkiyenin vereceği eğitimin yanısıra ek olarak bürokrat olma şansın yüksek.

@madman bu mantıkla hangi mesleği seçeceğine karar vermemiş biri sınava girmemeli. napsın adam yani sınava mı girmesin hangi mesleği seçeceğine karar vermediyse.

üniversiteye meslek kazanlmaya gidilmez.
üniversiteye bilgi için gidilir, araştırmayı öğrenmek için gidilir, yalnızca üniversitede alabileceğin bir kültür için gidilir. mesleki bir karşılığı yoktur.

meslek kazanmak isteyen adam meslekyükskeokuluna gitsin ki hayalkırıklığına uğramasın

işletme yaz. bittiğinde hiçbir şey olmazsın ama her işe atlayabilirsin. ne diyim ki ben şimdi, hiç mi ilgi alanına yakın düşündüğün bir bölüm yok?

peki o zaman meslek değil de hangi bölümleri önerirsiniz?

@2enkucukasalsayidir
Oyle bir sey dedigimi nerden cikardin anlamadim ama universite sinavina girerken insanin bir hedefi olursa hem sinavda daha basarili olur, hem de sinavdan sonra meslek secimine karar vermek zorunda kalmaz.
Karar verse bile ne kadar saglikli olur bilinmez.

Ya var tabii ki pdr düşünüyordum ancak puanım konusunda sıkıntı çıkabilir. Ayrıca öyle ben illa pdr okumalıyım düşüncesinde bir insan olmadığım için 2.sene tekrar sınava girmeyi gözüm almıyor. Yani pdr dışında pek tabi ilgimi çekecek bir bölüm vardır elbet. O yüzden soruyorum

Ben kesinlikle TR disinda yurtdisinda gecerliligi olacak ve calisma yelpazesinin genis oldugu, az kisinin tercih ettigi bir meslek secmeni tavsiye ederim. Bu isi profesyonel olarak yapiyorum bu arada (ogrenci koclugu), istersen yardimci olabilirim.

isletme oku

büyük bir firmadaysan, kendini geliştirmişsen, bazı projeler gerçekleştirmişsen nispeten küçük firmaların yönetici olarak havada kapması lazım. iş bulma sitelerinde cv'ni güncelle, ilanlara başvur falan elbet çıkar bir şeyler.

iyi bi mühendissen kendi isini kurmayi dene?

Mba de normalde burs yok gibidir

mba normalde zaten para kazanan calisan salon cocuklari icin gelistirilmis tezsiz ikinci ogretim bir program oldugundan akademik camiadan burs almak hayal gibi.

Once gomdum simdi oveyim. Is yonetimine talip olanlar ve onceden isletme egitimi almamislar olanlar icin guzel bir egitim olabilir. Bu noktada iki tip burs cikiyor karsimiza.
1- Baba bursu - Babanin isini gelistirmek adina kendisini gonullu veya gonulsuz kandirmak
2- Sirket bursu - Bazi sirketler calisanlarinin bu tur egitimler almasini maddi olarak destekliyor. Mesela Bahcesehir Uni. nin belli sirketlerle %50 sirket indirimi anlasmasi var diye biliyorum.

bazi danismanlik sirketleri kendilerinden 2-3 sene calismis danismanlarin mba masraflarini üstleniyorlar kontrat karsiligi, win win durumu oluyo.

danismanlik sektörüne gecis yapip deneyebilirsiniz.

ayrica mba tecrübeliler icindir duruma göre kendi paranizi kazanipta yapabilirsiniz,ya da part time calisma imkanini da düsünün.

ben de araştırdım o telefonu kullananlar memnun ama müzik olarak çoğu kişi xperialardan bir farkı yok diyorlar, bazıları da çok iyi diyorlar. yurtdışında yanında şu kablosu dolanmayan live bilmemne kulaklık verilirken(150 dolarmıymış neymiş) biz de çok dandik bir kulaklık çıkıyormuş içinden, kaliteli bir kulaklık şart diyorlar. yani anladığım kadarıyla walkman adına çok layık değilmiş.

boyut ve fiyat/performans olarak çok güzel telefon bence. xperia mini gibi kitlenme sorunları falan olmuyormuş sanırım. 4 çekirdekli telefonların canavar performansı gibi bir beklentin yoksa al derim.

@r_u_h
(nickin güzelmiş :) )

hocam ben fiyat performans açısından düşünüyorum. tabi ki çok mükemmel telefonlar var ama öyle 800-1000 ty filan vermeyi düşünmüyorum en fazla 600 iyidir ki bu telefon 539 şuan.

ehehe sağol :)

ben de senin gibi düşünüyorum o yüzden ideal göründü bu telefon bana. tek elle kullanımı falan da rahat, at kafası kadar telefon sevmiyorum, üstten kulaklık girişi olması da hoşuma gitti o yüzden almayı düşünüyorum.

bence gayet iyi bi telefon.fiyat bakimindan yorum yapmam sacma olur belki cok fikrim yok ama, telefon olarak gayet iyi.

türkiyede bi kimyasal vardi adi lavabo ac mi ne öyle bisii, onu döküp üstüne sicak su koyunca cok fena aciyodu.

yurtdiinda ben lavabo acici sivilar var organik, plastik borulara zarar vermeyen onlari kullaniyorum.döküyosun geceden her türlü lavaboyu aciyo.

yurtdisindaki organik sivilar hangisi merak ettim, zira bizim evdeki lavabolarda kapali anasini satim.

organik belki cok dogru olmadi terim olarak ama organik atiklar icin demek daha dogru.

bazi kimyasallar cünkü metal ya da plastik borulara zarar verebiliyor bilesenine göre.

bu her iki boru tipine de uygun ben bundan kullaniyorum.

www.rorax.de

ben musluk açacağım yalnız. pis su giderlerinde sorun yok.
içine hava üflemek? ya da tel sokmak gibi fikirler de mevcut.

okulun kendi sitesine bi bakin muhtemelen is basarilariniz varsa olur.

herhangi bir konu hakkinda detayli ve cok bilgi.

memeler

memeler + 2

Deneyimlerini anlat. Ben bayılıyorum okumaya. Sınav deneyimi olur, ilişki olur, iş konusunda olur... Bol bol caps tabi onu saymıyorum :)

Bi de en iyi bildiğin şeyler hakkında kitaplarda yazmayan detaylar anlat. Ne bileyim -örnek veriyorum- yelken sporuyla uğraşanların beslenmesi nasıldır mesela? Yapmadan bilemeyeceğimiz şeyler hakkında bilgi isterim.

memeler +3

birisi meme mi dedi? :| olsa da yesek.

saka bir yana blog dedigin sey gercekten ilgilendigin ve anlatmaktan hoslandigin seyden olursa uzun omurlu oluyor. obur turlu gecici bir heves olarak kaliyor ve atil vaziyette olume terk ediliyor.

ne hakkinda actiysan onun üstüne olmali blog, öyle heyyoreee ben blog actim ne koyiim seklinde olmaz o isler.

sağda solda olmayan ilginç bilgiler yazabilirsin.

"seks hakkında bilmediğiniz 100 şey" veya "seks hakkında doğru bildiğiniz yanlışlar" tarzı başlıklar olmalı.

sen basariliysan ve yetenegin varsa olur yoksa olmaz.

olabiliyor böyle seyler cok dert etmeyin yani, ama iciniz rahat edicek ise thy ile temasa gecebiliriniz telefon ile.

sayısı değişmekle birlikte yazın daha çok....

ülke? sehir? yurtici, yurtdisi? bunlar sonrasina analiz edilir.

hepsini et. daha çok dünya çapında.

sil baştan yazılanlar mı, cevaben mi

kargoların şu anki durumu. 5-10 tane falandır anca. fatular hariç.

kime gönderdiğine göre değişir

ben en azından günde 3-5 tane gönderiyorum

gidilebilir her sekilde ama standardi ve bence en uygunu takim elbise, zaten görüsme baslayinca duruma göre cikarirsiniz

cogu durumda ayrica klimali oluyo ortam dert etmeyin.

işin aslı bulundugum yerden başka bir yere iş görüşmesine gidiyorum. yanıma da yük etmek istemiyorum. yoksa dert değil tasa değil elinde taşırsın en kötü olur biter.

elinde olsa bile götür girmeden giy. eğer ciddi bir iş yeri ise..

Yazın olmaz. Casual giyin yav. Neden insanlar iş görüşmesinde ve hatta iş için takım elbise takıntısı duyuyorlar onu da anlamıyorum. Kot t-shirt giyinip gitmiştim ben :)

ben 2 gün önce bej keten pantolon ve beyaz gömlekle gittim. takımla gelen de vardı kot tişört gelen de. özel şirket neticede fazla kasmaya gerek yok ama tişörtle de gitmem ben şahsen.

ben de casual taraftarıyım. sadece bankalarda durum biraz farklı gibi geldi bana. en azından oralara da ceketsiz takım elbise gideyim niyetindeyim.

tarayicidan dolayi olabilir.

yok değil, explorer da açmıyor. chrome kullanıyorum,, olmuyor

sorun büyük.

forum.donanimhaber.com

şu an çözüm yok maalesef ben de dahil bir çok kişi aynı dertten muzdarip.

ttnet'e ettiğim küfürün haddi hesabı yok iki gündür.

mentos gibi patlamasin sonra.

ben tam tersi diye biliyorum ishali engelliyor

(bkz: gazoz ve aspirin)

@isildur O zaman denememek lazım :)

ehe. afedersin kabızsan çaresi sinameki kardeş. aman yanlış yola girme.

evet ben de ishalken içiyordum tık diye kesiyordu.

tam tersi tam. çalışanı durdurur. kabızsan kuru kayısı, yeşil çay, ballı su çok ileriyse sabun

Ya sorun bende değil bi arkadaşımda ona söylemiştim bu formülü, sabah ilk iş pepsi alacaktı (özellikle pepsi dedim :) Neyse söyledim vazgeçti. Teşekkürler ahali. Az kalsın adamın bütün faaliyetlerini durduracaktık :)

marka çok önemli değilse aynı civara daha kalitelisini decathlon gibi mağazalarda bulursun bence

ben vermem o kadar ona.

Bir koleksiyoner olarak T.C kağıt parası dışında diğer paraların Türkiye'de bir değeri yoktur. Tavsiyem Ebay'e bakman ve oradaki paralarla bunu karşılaştırıp ona göre bir fiyat biçmen olacaktır.

hiperenflasyon döneminde balya balya basildigi icin, herkeste olan bir banknot türü imis ve bundan degerleri baya düsükmüs.

ama sen gene de sor

bu para almanyada insanların el arabası ile para taşıdığı bir dönemden kalma.

bu dedigin icin devlet degil özel bankalar kredi verir.

teminat olmadan da hiç bir banka kredi vermez.

kosgeb' in girişimcilik projeleri oluyor.
google is your best friend.