başvuru için kesinlikle bir deneme videosu falan gönderiyorlardır.
oradaki yetkili abiler de değerlendiriyorlardır ona göre geliyorlardır.

yoksa öyle bakın bakın ben napıyorum diyince toplanmıyorlardır.

tamam da deneme videosundan sonra rekortmen sıçarsa ne olacak?

belgeyi alamiyor.

kesin vardir onun masrafi falan zaten. o kadar prof hakemler falan bedavaya gelme zaten. o para yaniyordur mesela.
bir de tv'de falan canli yayinlaniyorsa feci rezil oluyorsun.

bir de bazi rekorlarda hemen kirildi denmiyor, inceliyorlar falan sonradan diyorlar bu olmus.
yani her seferinde hop diye vermiyorlar basarili olsa bile deney.

Sağ baştan say, 8.

bence sarı olan ceket en güzeli.

@bgraydin
arada kaynamış o idare et :D

bunlara genel ad olarak ceker dedim zaten çoğu ceket değil.

en alt sag
en alt sol
yukardan ikinci sira en soldaki
en üst sol

bunlar iyiymiş

2'nci satır, 3'üncü sütun.

3x3
4x1

hepsini giyerim ama en alt 2 satırdaki 6 ürün özellikle ilgi çekici
3. satırın ortasındaki palto çok iyi

hacı abi iyi demişsin de, türkiye'de nerde bulucan bunları?

hakikaten ben de bu tarz şeyler giymek istiyorum da nereden bulacaksın bunları. özellikle gömlek-yelek kombinasyonları...

yorumum ise 3. satır 2. sütun

mağazaların çoğunda var bunlar ama aynı resimdekiler gibi değil tabi ben sadece model olarak sordum

(bkz: celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi)

adamım aradığın film; ruby sparks.
hadi iyi traşlar.

a clockwork orange
trainspotting
adaptation
groundhog day
dan in real life

www.imdb.com

adamın aradığı ruby sparks da o daha ortamlara akmadı.

groundhog day diyeceğim ben de.
enfestir. ah andie'cim yaş oldu kaç değil mi?

andie diyince aklıma şu geldi www.imdb.com

izlemediysen izle çok ufak ve inceden bir sistem eleştirisi barındırır genel ihtivası romantik komedi gibi olsa da. hafif kara mizah belki.

iyidir iyi.

U turn? umarim henuz izlememissindir..

Dark Horse. www.imdb.com
Moonrise Kingdom. www.imdb.com
Another Earth. www.imdb.com

(:

ihtiyaçlarını karşılıyor demek ki, neden utansınlar?

ferrari porşe = otofokus motoru gövdesinde olan dslr/slr.

fotoğrafçılığa başladığım yıllarda bir fujifilm slr-like makinam vardı. daha önce hiç slr kullanmadığım için garip gelmiyordu. ancak daha sonra bir slr aldım ve o günden beri makina alacaklara slr-like'tan uzak durmalaını tavsiye ediyorum.

bu arada ferrari-murat124 karşılaştırması yanlış olmuş. slr makinalara doğan, kompakt makinalara şahin dersek; slr-like doğan görünümlü şahindir. doğana bin, şahine bin, ama doğan görünümlü şahine binme.

@berginyonbaenre
slr-like ismiyle müsemma slr görünümü verilmiş özünde kompakt makinalarla aynı olan makinalara deniyor.

bu slr-like makinalar sırf slr gibi görünsün diye vizörüne küçük bi lcd ekran yerleştirilir ve sen o delikten o küçük ekrana bakarsın, sanki vizörden bakıyormuş gibi kendini kandırırsın falan. çok komik bi şey bence. bi de boru gibi lens koyarlar önüne sanki bir boka yarıyomuş gibi. kompakt makinanın o kapanınca bızt diye içine giren lensinden hiçbir farkı yoktur. sırf slr makinalara benzesin diye teknolojiyle ters orantılı olarak boyutu büyütülmüş halidir. ezikliğe gel.

@berginyonbaenre

hocam işte adı gibi slr-gibi ama değil.

bu slr-gibi kavramı üreticilerin kompakt makineden yukarı doğru çıkmak isteyen kullanıcıyı kazıklaman için götünden uydurduğu ara segmentlerden biridir.

bazi kekolar basar parayı alır sonra da bir bokmuş gibi artiz artiz dolaşırlar.
bir de utanmazlar. utanmıyor musunuz diyince garip garip laf ederler.

öyle ibne gibin puşt gibin bir şey.

ama temel olarak anlatmak gerekirse slr-like evet slr gibi lens/objektif refleksini/etkisini anlık olarak vizörden/bakaçtan önizletebilen ancak obtik elemanı/objektifi çıkarılamayan/başka bir lensle değiştirilemeyen makinelerdir.

sıralama için;

kompakt<dslr-like<dslr<leica

öyle işte.

bunu iyi oku,
çekmeye canon filmli 500n ile başladım
ae1 e geçtim
sonra 500d
40d
5d
5dm2
+ lensleri düşün

sattım hepsini, bu işi eğer sadece ve sadece para için yapmıyorsanız kesinlikle alacağınız dslr like bile değil, kaliteli kompakt bir makinedir.
anı yakalayın, çünkü her an neler kaçıyor ve o pratiklik o hafiflik o oy oy.

bi fotoğraf vardı 1950 de Afganistan ve şimdi Afganistan diye. mobility gonderemiyor onu bul bak cevabı anlayacaksin

gaylerde kadına yönelik bir kötüleme yok ki.
sen böyl demekle gaylere laf etmiş olmuyor musun?

erkeklere gelince kadın, erkek, gay farketmeden türkiye genelinde iyi yetiştirilmemiş insan fazlalığı var.

türkiye'nin bir noktasında erkeklerin seri üretim olarak banttan çıktığı bir fabrika olduğunu mu düşünüyorsunuz?

türkiye'de 35 milyon erkek var. hepsinin farklı farklı beğenileri, dünya görüşleri falan var. neden bir, iki erkeğe sinirlenip "tüm erkekler böyle ya :(" diye genellemeye başlarsınız ki?

kendi adıma söyleyeyim ben. rakı sevmem, futbol takip eden kızları son derece itici bulurum, bir kıza açık giyindi diye kaşar demem. eminim benim gibi bir sürü erkek daha vardır. genellemeyelim.

gaylere laf etmiyorum.

savım şu bu erkekler yanı bu bahsettiğim erkekler kadınlardan çok erkeklerden hoşlanıyor gibi.

gayler kadınlara hakaret ediyor gibi bir anlam nasıl çıktı anlamadım

@bugunkü antre...
dostum genelleme denilen kavramı götünden anlamanın en güzel örneklerinden birini sergilemişsin. bir popülasyon içinde %51'den yukarı doğru benzer özellik sergileniyorsa onun geneli bu özellikle genellenebilir. kaldı ki bu memleketteki erkeklerin %90 bu tarz.

ve evet erkeklerin bir banttan çıktığını düşünüyorum.

1. sorunun cevabı; işlememiş. gayet adabıyla takılan beyfendilerimiz de mevcut ki yaptıkları ilk iş kendilerini seksist muhabbetlerden soyutlamak falan.

2. sorunun cevabı; evet bir kadında naiflik, narinlik v.b. özellikler gayet önemli, kadının da bu değerlere kıymet vermesi gerekli.

3. ve son sorun erkeklerden gay bir hava alman; bu alış sorunun biz erkeklerden değil de senden kaynaklı gibi geldi, örneğin ben gay bir hava almıyorum babamdan, amcamdan ve türlü tanıdıklarımdan, hiç almadım.

gay misin?

gay değilim.

öyle bir eğilim hissetmedim şu ana kadar. kibar kadın gibi davranan kadınlardan kadınların çıkıntılarını okşamaktan kadınların sesini işitmekten bir kadın tarafından sevilmekten hoşlanıyorum.

gay de olabilirim. emin değilim.

ama vardığım kanı da haksız değil miyim? yani kadının tabir ile erkek gibi/adam gibi olmasını isterken kadının kadınlığını hiçe saymıyor muyuz? yani kadın erkek gibi olsa ama sadece cinsel organı kadın gibi olsa daha hoşumuza giderdi diyorum?

bu da homoseksüel bir durum bence.

not: homoseksüelleri aşağılamak küçümsemek gibi bir kastım yok.

Madem %90 diye genelledin, ben de sana soyle soyliyim kadinlarin %90 i sıkıcı. Kadinlarin muhabbeti de sinirli sayidaki aktiviteleri de bir erkege gore acayip sıkıcı. Bu gorusumde de yalniz olmadigimi biliyorum ayrica. Bir cok kiz arkadasim da ayni seyi dusunuyor ve erkeklerle takilmayi daha eglenceli buluyor. Gunumuzdeki ortalama bir iliskiye bakarsan da bir aktivite veya organizasyon ayarlayan, goturup getiren, muhabbet edilirken devamliligi saglamasi beklenen dahi erkek oluyor. Hal boyle olunca bir erkek icin kadinin onceligi, duygusal ve durtusel ihtiyaclari karsilamasi oluyor. Bu duruma kotu de demiyorum ayrica. Kadindan eglendirmesini beklemiyoruz, o mutluluga ve heyecana ortak olup paylasabilmesi yeterli bence.

türk kızı başlığına bir bakın, kadınların mümkün olan her özelliği aşağılanmış.bir nefes alması kalmış.kadınlık aşağı bir şey görülüyor bence, erkek gibi kız bir övgü oluyor mesela ama kız gibi erkek bir hakaret.genel olarak türk erkekleri kadınlarla iletişimde güçlük çektiği, kadınlarla sosyalleşemediği için bence 'erkek gibi kadın' şeklinde yanlarında rahat hissedecekleri, kadınsı özellikleri vücut şekline indirgenmiş, geri kalan özellikleri tamamen iletişim kurabildikleri erkek niteliklerine sahip bir ütopya yaratmışlar.bir kadınla insan olma ortak noktasında buluşup sohbet edebilecek konuların yoksa, bir kadınla nasıl zaman geçirileceğini bilmiyorsan kankan ahmet gibi pes atsa ne rahat olur yea memesini de ellerim diye düşünürsün bence.

@sAINT

iyi de o ortak olma işini erkeklerle de yapabilirsiniz? yani kadının kadınlığı ortada yok ki? o eğlenme meğlenme olaylarını erkek erkeğe yapın, her şeyinizi erkek erkeğe karşılayın?

zira kadının kadın olarak kullanıldığı ya da şöyle diyelim cinsel rollerin sosyal hayatta oynandığı alanları git gide erkek egemenliğinde daraltıyoruz.

sen de diyorsun erkek eğlencesini eğlenceli bulan kızlar... bence facia.

ortak beğeniler olabilir. ancak bence bir erkeğin barbie bebekle oynaması kadar bir kadının futbol oynaması absürt. cinsel rol bozumu.
(basit bir örnek olarak misalliyorum bunu kalkıp da rererö demeyin. olayı somutlaştırmak için böyle bir modelleme yaptım.)

yani sonuçta 'kadın' gitgide sadece vajinaya dönüyor. yani kadının kadın olduğu sadece soyunduğunda anlar hale geldik gibi bir his var içimde.

konu bu.

@alice patrice;

başıma birşey gelmeyecekse kadınlarla sosyalleşmek mahalle baskısıdır demek istiyorum.

kadınlarla iletişimdeki güçlük ise bizi en başa schwarze rose'un sorusuna götürüyor ki, türlü hakaret yemenizin asıl sebeblerinden biridir bu ve bu sorun hiç de tek taraflı değildir efenim.

yine de bireysel yetersizlikleri cinsiyetlere bölerek değerlendirmek yanlış bence. şu duyuru altında konuşulan tüm sorunlar ve eleştiriler bireysel fekat bir cinsiyette daha çok gözlemlenmiş olan yetersizlikler ansını satiym. yoksa takısına kokusuna otuna düşkün olup banel hale gelmiş kadınlar olduğu gibi allahi kitabı futbol, kuzey güney, takısı, kokusu, otu boku olmuş erkekler de var. 2 küme de baya bir dolu hem de. hep bu 2 kümenin kesişiminin sıkıntıları genelleniyor zaten. gelişmemiz, ufukları açmamız ve milletçe sevişmemiz lazım.

Neden ortak paydada bulusturmaya calisiyorsun, neden ayni potada eritmeye calisiyorsun onu anlamiyorum ben. Erkeklerle takilan kadinin nesi garip geliyor o da ilginc. Ayni sekilde surekli kadin ortamlarinda takilan erkekler de var. Herkesin fatkli ilgi alanlari, zevkleri, hoslantilati, tiksintileri olabilir. Bu her seyi ortak yapma amacinin gereksiz oldugunu dusunuyorum. Ne kadar farkli olunursa, bir araya gelindiginde paylasip anlatacak o kadar sey olur. Ayrica taraflar birbirlerini moral ve duygusal acidan destekleyip tamamlayabiliyorsa diger teferruatlarin onemsiz oldugu kanisindayim. Futbolla ilgilenen kizin facia oldugunu dusunmemekle beraber, sirf ezildigini dusundugun cinsle digeri arasindaki dengeyi saglayabilmek icin bir tarafin zevklerini seksist yorumlarla asagiladigini ve durumu ici bos bir sekilde abarttigini dusunuyorum.

@sAINT

sanırım derdimi anlatamadım sana.

1. ben ortak paydada buluşturmaya, tek potada eritmeye çalışmıyorum. bilakis sen farklı cinsiyetlerdeki insanları benzer beğeni alanlarına sokara bunu yapıyorsun.

yani erkek beğenilerini kadına yüklüyorsun.

ben diyorum ki hayır beraber yaptıkları şeyler olsun.
yani gidip bir filme izlesinler. ama kadınları alıp futbol maçına götürmeyin. ne gerek var?

erkek erkeğe gidin ve eğlenin işte. kadın futboldan hazzedince çok şahane pek şahane çok kafa kadın ama pembe dizi izleyince kaka olarak görür olduk.

farkında değil misiniz?

oysa olması gereken pembe dizi izlemesi.

(not: futbol, pembe dizi barbie bebek gibi kavramlar sadece konuyu somutlaştırarak anlatımı kolaylaştırmak adına kullanılan misallar. konunun derinliğini yok edip bu misallere takılıp bunlar üzerinden içi boş bir tartışma yapmak istemiyorum)

senin erkekler hakkında düşündüklerini bir takım erkekler de bir takım kadınlar için düşünüyor. yüzde hesabı,giyim, yaşam tarzı gibi. kim doğru?

Kadın rakı içsin, futbol bilsin, pes oynasın ondan iyisi olmuyor!?

gerçek hayatta böyle bir arz talep ilişkisi yok, sözlükteki nerd ergenlerin geyikleri bunlar

58 normal bence. hatun 53 kiloymuş yalnız. 53 biraz az cidden.

58 değil, 53.
kilosu bir mankene göre fazla bile hatta, fotoğrafta daha zayıf görünüyor.

bu bagyan olmus. yok haci biseycikler olmaz buna.

ucubelik olduğuna katılıyorum. ama bunu güzellik kıstası olarak dayatıyorlar bize, hatta "bir mankene göre kilolu" diyen bile çıkabiliyor sonuç olarak. tehlikeli sular bunlar.

bu boyda ve 58 kg olduğum zamanlarda ailem zafiyet geçirdiğimi iddia ediyordu. bence normaldi, 60 bile normal bu boy için.

ideal işte?

ama bana göre kadın dediğinin avuca sığacak kadar göbeği olmalı.
kaşık pozisyonundayken o göbek avuçlanmalı.

benim dünyamdaki kadın böyle.

53 az bence de. ama modellik yapıyorsa ancak.

ya hu BMI'i 16 ediyor. . tamam BMI saglik icindir, mankenlik kriterleri degildir anliyorum da, 21'in asagisinin zayif, 18'in asagisinin hastalikli zayif sayildigi bir saglik kriterine gore 16 degeri "ideal" mi oluyor... bu "ideal" kriterlerini kim belirliyor allasen.

ideal kriterini sektör belirliyor. bu alanın normlarına göre ideal.

benim için ideal olanı anlattım zaten.

az bence, benim boyum 1.78'den kısa ve 58 kiloyken bile kaburgalarım sayılıyor, leğen kemiklerim sevdiceğe batıyor.

Kemik, kas ve yag yapisina gore degisir. O olculerle kiminin kemikleri sayilir, tahta gogus olur, iskelete doner. Kimisi yuvarlak hatli, duz karinli vs olur.

Eger sadece 2 3 nicel kritere gore guzellik belli olabilse zaten bu kadar yarismalar olmazdi. Bilgisayara verirdin boyu kiloyu, guzel mi degil mi direkt belli olurdu.

en zayıf olduğum dönemde 48 kilo filandım ki boyum hakketen kısa bu ablaya göre.
bildiğin kırılacak gibiydim kemikliyim de zaten- çarpmamak için dikkat ediyorlardı sanırım, otobüs şöförünün küçük hanım hasta mısınız dediğini biliyorum.
bu kız 18 yaşındaymış o yaşta hadi neyse de erişkin bi kadın için normal değil diye düşünüyorum.

sanırım herkes mesleği kaçırıyor.

şimdi şöyle bir şey; bir sumo güreşcisinin boy-kilo oranına bakıp "bu çok olmuş, tiz kilo vire!" diyen var mı?

bir manken için de 'bu az olmuş' 'zayıf olmuş' olamaz. sonuçta bedeni üzerinden para kazanıyor ve sektör "sen şu ölçülerde gezin kızım!" diyorsa el mahkum.

burada asıl tartışılması gereken sektörün neden böyle iskelet dayattığı?

hepimiz 'ilik gibi hatun' seviyoruz. sizin beğenileriz sektörü, sektörün dayatması sizin beğenilerinizi etkiliyor.

eğer bu kızın kilo almasını istiyorsanız kişisel beğenilerinizi geliştirin. sektör de size göre esnesin.

su ebatlarda kiza bile camur atan, sacma sacma elestiren butun canlilarin amina koyim ya siz nasil kiskanc igrenc sisko pislikler oldunuz. kaşık gibi kiz lan daha nolsun. ustelik cevreniz her gun 2 tencere yemek yiyip sokaga cikan kizlarla doluyken...

53 kulağa hastalıklı geliyor ama resimdeki hatun iyi lan.. bir tek kolları ince, gerisi aşırı zayıf gözükmedi bana..

yaşı çok genç, mesleği göz önüne alınırsa kilosu normal, kilo alsın diyenler, istiyorsanız bıyık da bıraksın. bu kadar kıskanmayın.

eklediğiniz linkteki fotoğraftaki kız 53 kilo değil. normal görünüyor.
178 ise cidden, muhtemelen 58-59 gibi bir şeydir.

ucubelikle alakası yok. ucube ve plastik maksimizasyondan yollu plastik deformasyonlar için tonla yerinde ve güzel örnek var. bu kızın bu örneklerle alakası yok.

hatta aratınca şunlar çıkıyor:
bu ilk fotoğrafında daha ince gibi mesela.
www.efendim.net
www.efendim.net

her neyse kızı beğenmedim. bu konunun tartışması başka ve güzel bir örnek üzerinden gitseydi başka şeyler de derdim.

ed: bu arada kızın kolları çok kısa, elleri-ayakları da küçük gibi. o nedenle türk işi boy ölçümü yapılmış gibi geldi. tanımam etmem, haberim de yok ama, demeden edememek.

Bence rakamlar dogru degil. Boy ile kilo arasinda ennnnnnnnn fazla 20 olsun diyelim 58 olmaliydi. Hastalikli bir kilo 63 daha ideal

kendi kendimize işimizi zorlaştırıyoruz.

Yurtdışında, eleman hatunla tanışıp aynı gece yatağa atıyor, Türkiyede bana kaşar derler diye kız böyle birşey yapmaya çekiniyor. Haklı da çünkü mal erkek kaşar diyor hatuna.

Körler sağırlar birbirini ağırlar muhabbeti yani. Herkes birbirini yaftalıyor

katılıyorum. tatmin olamamış heyecanlı türk gençlerinin kadına sözlü saldırısı denilebilir kibarca:)

kezbana kezban demek için yakışıklı mı olmak gerek? biri yazıyor, birileri de okuyor ve değerlendiriliyor. bu kadar basit.

Gün boyu bilgisayar başından kalkmayan çelimsiz tipsiz ekşisözlük delikanlı tayfası, gerçek hayatta kendilerine yüz vermeyeni kendinden kabul etmiyor maalesef.

Biraz kendinize bakın be kardeşim! Siz nesiniz ki gördüğünüz her dişi şahsı kezban olarak nitelendiriyorsunuz!

Author abiciğiniz kuyuya bir taş attı, aynen devam ettirdiniz :)

Ayrıca biraz saygılı olun, gerçek hayatta karşınıza karşı cinsten biri çıksa kekelemekten konuşamazsınız. Maşallah burada bülbül kesiliyorsunuz.

ben direk kezbansin saldırıyor kim ne derse desin

Şu algıya da bayılıyorum. Birilerini burada yeren erkek kesin tipsiz, otuzbirci ve bilgisayar başından kalkmıyordur... He tabi.

Author'un bu konsepti sosyal medyaya kabullendirdiği anlamdan koptu bence de kezban nitelemesi. Yalnız tipinize bakmadan kezban diyorsunuz ithamı yanlış diye düşünüyorum. Örneğin, benim sınavda bir soruyu yanlış yapmam diğerinin de bir soruyu yanlış yaptığı gerçeğini değiştirmez. E bu cevap yanlış denilince e ama bak sen de bu soruyu yanlış yapmışsın demek gibi bir şey. ne boktan örnek verdim amk.

yaftalayanları yaftaladığına göre sen de kezbansın

sonnot : uff snne be slk !!!

@trinitrotoluen kardeşim,

Yermekle saldırmak arasında bir fark var. Burada kişiliğe saldırıdan söz ediliyor. Ve bence bunun tek bir sebebi var ki gerçek hayattaki komplekslerimiz. Bir sürü dolusu adam duyuruyu açan arkadaşı yere yatırıp tekmeliyor resmen.

"Kezban" olarak nitelendirdiğiniz şahısları aklamaya ya da savunmaya çalışmıyorum. Fakat saldırının da bir sınırı olmalı, kişinin vajeninin çapına kadar saldırılıyor. Büyük ayıp, basitlik, ucuzluk.

Son yıllarda gözlemlediğim bu.

Ben de erkeğim bu arada.

cevap veriyorum: evet.

@firez olayı bitirdi.

anlaşıldı tamam.

tamam abi

Tamam bir daha olmaz.

niye ya çok eğlenceli ben heyecanla okuyorum

Pek güzel bir duyuru, tebrikler!

ayrıl, verilebilecek en temiz tavsiyedir. boşu boşuna kanserleşmiş hastalıklı ilişkilerinizi devam ettirmeyin, kafanız rahat olsun. bizim milletin en büyük sıkıntısı nokta koyamıyor olması. halbuki tamam, yeter diyebilse, her şey düzelecek, belki bi süre ayrı kalıcan, sonra tekrar barışıcan daha güzel olacak her şey. ama senin gibi çok iyimser şahane ablalar sağolsun, memleket ilişkiden ziyade takıntı olmuş mevzularla dolmuş.

eğer ciddi bi sıkıntı olmasa zaten gelip aa böyle bak ilişkim sıçıyor diye duyuru açmaz normal bi insan. biraz gerçekçi olun yahu, yürümüyorsa yürümüyor.

bi de gelip ama abi 5 yıldır çıkıyoruz diyor. ulan hadi şimdi tolere ettin derdini, bunun üstüne 2 sene daha eklendi ama gördün ki kız iyicene sıkıntılı, problemler çıkıyor, o zaman 7 senelik olacak? niye umut veriyorsunuz karşınızdakine?

bence asıl sorumsuzluk olan yapıcı olmak bu konuda.

kolombiyalılar demesen yazmayacaktım ama nick çekti, galiba manyağım.)

Geçen de işe alımla ilgili ahkam kesmiyor muydunuz? Napak inanak mı?

o bu değil dalgaya vuruluyor ama herif haklı çıktı rıza baba.

zaten burada ayrıl şeklinde tavsiye verilince ayrıln arkadaş sen bir daha ilişki yaşama e mi?

buraya gönül sorusu sormaya gelen insanlar çoktan içlerinde bir cevap vermiş oluyorlar zaten. buraya biraz sosyal destek aramaya geliyorlar. kabul görmek istiyorlar. görmezlerse de yine bildiklerini okuyorlar zaten. hatta bazı sığırlar, sadece kendi fikrine yakın gördüğü cevaba tik atıyor.

Sevgili Secretcode.

2.5 senelik bir ilişkimi bitirdim. bu esnada bana sürekli ayrıl ayrıl diyorlardı. zaman geçtikçe problemimi anlattığımda, bu insanların ağzından sürekli ayrıl, kezban, boşver, yol ver gibi kelimeler çıkıyordu. dolayısıyla ben bu kelimelerden sıkılıp ilişkime tutuldum.


amaaaaa mevzu şöyle ki, nasıl maymun olduğunu sen değil, senin yakınındakiler görür.
uzun lafın kısası adamlar görüyor, seni tanıyor, ne olduğunu biliyor, bu denli maymun olmamanı isteyip en temiz cevabı veriyor.

Sonuç, 2.5 senelik bir ilişkiyi kendi kafamda bitiremeyecegimi anlayıp, arkadaşlarımın gazıyla bitirdim. yani bastım tekmeyi.

ve gerçekten çok mutluyum. I love arkadaş gazı

everything is relative.

Şimdilik yok gibi görünüyor. Bulunursa kesin haberin olur.

(bkz: 42)
izlemediysen the hitchhiker's guide to the galaxy indir izle şimdi geçer canının sıkıntısı.

dostum bi anlamı yok :) istediğin anlamı kendin seçmekte ya da yaratmakta özgürsün

ya anlasanıza burdan çıkmazsa beni zorla inciye sokacaksınız. o yüzden siz kardeşlerimden bekledim :/

www.youtube.com

patates olabilir. çok ciddiyim ha!

kızartması, haşlaması, püresi bık bık...

Bence hayatın anlamı 7 aralık günü bulunacak.

inciswf.com

pozantı'da pirzola yersen anlarsın.

hayatın anlamı sıradan olmaktır.

olur ama gümrükteki bebeyimler 52 dolarla kamerayı yanyana koyamayabilirler, değerin yanıltıcı olarak düşük yazıldığını düşünebilirler.

şöyle bişey önereyim; satıcıyla konuşup onu ikna edebilirsen, mal tanımına "camera figure model toy" ya da işte "cam shaped xx" falan gibi bişey uydurursanız, hani yani bu aslında kamera değilmiş de dekoratif bişeymiş gibi, ozaman büyük ihtimalle geçer. hatta hem bunu yapıp hem de ürünü 1,5 ay kadar sonra krismıs zamanı alırsan, yüksek olasılıkla geçer.

bu olmadı, satıcıyla şeyi konuş; işte anlat ülkemizde gümrük policy si çok sıkı falan de, takılırsa sana geri dönse paramı return shipping i düşüp verebilir misin de, düzgün bir kullanıcıya benziyor.

75€ üzerinde gümrük ödeniyor
ha ama üstümdeki beyefendinin dediği gibi de olabilir

ya bu gümrükte kutular neyim açılıyor mu?

nereden anlayacaklar kutunun içindeki kamerayı?

o bebeyimler sana şah damarından daha yakınlar sevgili schwarze rose, anlıyorlar rahat ol sen :)

ya yalnız shipping 25 dolar... return shipping de bir o kadar desen herif bana 2 doları sadaka niyetine mi versin :)

ya ben bu ülkenin ta.

benim model helikopterim takılmıştı gümrükte. onlar açmıyor. seni çağırıyorlar. gidince beraber açıyorsunuz. sonra adam diyor ki "bu nedir?". açıklıyorsun falan. saçma sapan işler oluyor. gümrükte ne olacağı pek belli değil.

rahat ol ver siparişi. eğer gümrük yerse ki yemez ki yerse biçilen değerin yüzde yirmisini ödersin. anında alır kameranı gelirsin. 100 dolar dediler mesela 20 dolar daha isterler senden. bu yöntemle gümrüğü göze alarak birçok sipariş verdim. bazıları aynen beklediğim gibi gümrük yedi ama ben gümrük dahil daha ucuza geldiği için çok sallamadım.

birkaç ay önce kuzenime 550d canon getirttim japonyadan gümrük mümrük yemedi.

ki bunun yemesi imkansız.

raad ol panpa.

belki resmi olarak gelmese bile birileri yapar illa.

@schwarze rose resmi gelmesi lazım çünkü online da başka türlü o oyuncular la oynayamazsın.

yok. Ya unfollow edeceksin, ya da blocklayacaksın ki blockladığın anda sistem unfollow ediyor.

Öyle bir özellik yok sanırım henüz ama liste oluşturup diğer arkadaşlarını ayrı onu da tek başına ayrı bir listeye koyarsan sorun çözülmüş olur sanırım. sadece gormek istediğin listeyi okursun..

tkip ettiklerimden o kişiyi bul bir herif ikonu var aşağıya doğru da ok işareti ona tıkla orada retivitleri engelle mi ne var ona şeet bakalım.

sanırım şu yapıyor

chrome.google.com

alkol kalmamıştır güneşte kaldıysa. ayrıca iğrenç olmuşlardır. dilinde burkuk bir tat hissedersin. iyk. içme.

iki saat beklemiş bira bile içilmez hale geliyor. içilir mi la o? rezalet olmuştur tadı. zaten alkol sizlere ömür.

bira, şarap bunlar öyle bekletilip içilmemesi gereken hedeler.

buzdolabında bekletip içtiğim oldu. havaya göre orası da buzdolabı bir ortam sağlamış... ağzı kapalı beklediyse içilebilir yani.

İçilir bence

asit ve alkol kalmamıştır.

içme.

silsen içilmez

çok saçma gelebilir ama pillerin yanında alıcıyı koyma yerine baktınız mı? ben günlerce aradıktan sonra, ben oraya koymadığım halde, orda bulmuştum.

bende kaybettim onu ya çok dertliyim bu konuda. bulursan bana da haber verir misin? yani nereden alınacağını bulursan:)
www.eksiduyuru.com

Ebay candır: www.ebay.com

www.logitech-europe.com

şurada ki numarayı arıyorsunuz adamlar ücretsiz evinize kadar gönderiyor.

forum.donanimhaber.com

bu logitech'te şöyle bir şey vardı galiba tek alıcı ile çoklu ürün kullanım gibi bir şey.

o yüzden yenisi bulunur onun da nereden bulunuru soruyorsun zaten :)

urun.gittigidiyor.com

belki, satıcıyla görüş istersen.

koy götüne gitsin diyeceğim ayıp olacak.

ben de gideceğim. gel beraber gidelim. :P

şaka bi yana git tabi ya zaten uzatmışsın baya dediğin gibi. bence yap.

Benim sıralamam şu şekilde: Erasmus > Interrail > Wat. Valla o aralarda ne yapsan, nereye gidip gezsen sana kâr, sonradan yapmadığına pişman olursun.

shangrilla mine ben dostum =) erasmus şansım yok interrail için izin kopartamam ama wat için zorlarım sınırları.

zaten yaz okulu kalkacak diyorlar. yani büyük ihtimal kalkar. bütler geldi ya...

esrtuda biraz zor kaldırırlar diyor öğrenci işleri de. nereden para kazanıcaklar vs. gibi sorular dönüyor havada ama her şekilde uzadı okul gidiyim diyorum ben

Mine, yazdıktan sonra farkına vardım sen olduğunun ama edit'lemedim sonra. :) Yalnız Wat bunaltıcı ve zorlu geçebilir, geçmeyebilir de. Amerika çok farklı bir derya, Avrupa'ya benzemiyor. Sende var o cesaret neticede, üstesinden gelirsin.

git yahu değer. okul her türlü biter.

e-bay turunden sitelerden ekrani alip guvendigin bir tamirciye ( hatta videolari izleyerek kendin de yapabilirsin) giderek yaptirabilirsin.

oha 450 lira mı?

o kadar değildir o geçen iphone 4s için benzer bir şey sordum burada 150 lira dedi forumlarda 90 lira diyeni de gördüm 60 lira da.

hatta youtube'da kişilerin kendisini yapması için yardımcı videolar var 15-20 dolar camları neyim.

s3'ünkü de o kadar pahalı değildir yani.

o işlemci ve ramla zor be hacı, bi de ekran kartı da lazım.

sıfırdan kasa toplayacağız...

çok param yok diyorsan amd tabanlı bir şeylere bakınalım.

ama bir bütçe ver bize.

FIFA 13 Recommended System Requirements:
Windows Vista SP1 / Windows 7
Intel Core 2 Quad Q6600 2.4g / AMD Athlon II X4 600e 2.2g CPU
RAM: 2GB RAM for Windows Vista & Windows 7
DVD-ROM at 8x Speed
8.0 GB HDD, with additional space required for saved games and DirectX 9.0c installation
Video: Nvidia 8800 GT / ATI Radeon HD 4650
Sound Card: DirectX 9.0c Compatible
DirectX: 9.0c
Online Multiplayer: 2-22 players, 512 kbits/sec or faster

örneğinden gidersek: işlemciyi 4 çekirdeğe çıkarmanız kötü bir fikir olmaz. q8xxx ve q9xxx serileri hem anakartınıza uygun hem ikinci eli 200-250tl civarına sizi güncel seviyeye çıkarır. 1gb daha aynı ramden bulup(dual channel çalışması için aynı marka aynı model olması önemli, farklı marka modelde devreye girmeyebiliyor) en azından 2gb yapmanız sistemi çok rahatlatır. ekran kartı olarak da 150tl üstü her kart işinize yarar herhalde ama tavsiyem en azından AMD 7770 civarı bir karta bakmanız, hem nispeten uzun ömürlü olur.

bütçe 400-500 diyelim o zaman? bütçeyi bilmiyorum işte. o seviyeye gelmesi için ne gerekiyorsa. fazlasında gözüm yok.

şöyle farklı bir şey önersem?

mesele 400-500 lira verip orta ayarlarda bu oyunları oynamak yerine 600 liraya playstation 3 alsanız?

@schwarze, dostum onun için bir de LCD TV lazım ama. bende 55 ekran tv var :) onu da açmıyorum bile televizyonla aram olmadığından.

bilindik şeyleri biliyor o.

mesela birdy'i denedim 30 küsür soru sorup cevap olarak katy perry dedi :)

soruların cevaplarına göre kişileri eşleştiriyor işte.

mesela kadın mı evet dersen hafızasındaki bütün erkekleri eliyor.
siyah saçlı dersen diğerlerini eliyor
müzisyen dersen eliyor
bık bık bık
sonunda pek az kişi kalıyor senin yaşına ve cinsiyetine göre de bir şey tahmin ediyor işte.

edit: 100 sorudan sonra pes etti akinatör ehehe

her soruda sen teoride 5 şıktan birini seçiyorsun. hadi ortalama olarak 2 şıktan birini seçiyorsun diyelim. 5 tane sorudan sonra 2^5 = 32 kişiyi ayırt edecek bilgi vermiş oluyorsun. 20 soruya cevap verdiğin zaman 2^20 yani yaklaşık 1 milyon kişiyi ayırt edecek bir cevap silsilesi vermiş oluyorsun.

bu şuna benziyor. örneğin 1 ila 1000 arasında bir sayı tut. ben her aşamada bir tahminde bulunayım ve sen sadece yukarı ya da aşağı diyerek bana yardım et. ben senin tuttuğun sayıyı log1000 yani yaklaşık 10 aşamada bulurum. 1 ila 1 milyon arasında bir sayı tutsan onu da log 1milyon yani yaklaşık 20 aşamada bulurum.

boku cikinca sIkIlIcaz, evet boku cikana kadar dinlemeliyiz :(


vats ken ay du samtayms.

bu her zaman böyle türkiyede abi

önce ajdar sonra emolar sonra apaçiler sonra apaçi şarkısı sonra doğuş sonra oğlum bak git sonra sabri sonra doğuşun naptım gari sonra gangnam style ve niceleri

böyle bir kısır döngü bu malesef

bak yine aklıma getirdin açıyorum dinliyorum şimdi, aferin.

bence yanlış bir okuma yapıyorsunuz bunun üzerinden.

gangnam style ve oluşturduğu garip hava türkiye'de yeşeren bir şey değil.
global bir hareket. türkiye'deki basında yankısını yeni buldu. her gün bir kanalda şarkıyla ilgili bir haber döner oldu.

ne zaman bitecek? bu bir muallak. ama mesela benim için bitmiştir. bir ara bir kaç kere gün içinde açıp dinliyordum. hoşuma gidiyordu gülüyordum. şimdi eski etkisi kalmadı.

sağlda solda rastlamazsam aklıma bile gelmiyor. işte diğer insanlara da böyle olana kadar devam edecek herhalde.

muallak yani. koca bir yazı dale don dale ile geçirdik biz!!!!!!!!

kolbastiya döndü resmen saolsunlar. bugün yetenek sizsinizde en az 7 8 kez calinip oynandi bu sarkiya. olaydan bihaber peder bey bile kusma noktasina geldi.

mesela 3000 liraya bankadan kredi alıp krediyi taksitlendirerek ödeyip alabilirsin.

hatta o mac'i alıp türkiye'de satıp para bile artırabilir böylece gidip bir mac daha alıp o mac'i hemen hemen yarı fiyatına getirmiş bile olabilirsin.

burası türkiye!

edit: lira değil o dolar!

evet var. financingdiyorlar.

bankanla halledebilirsin. bazı kredi kartları belirli zamanlarda yurtdışı alışverişe taksit uygulaması yapıyor mesela world'ün var şu anda.

wings'in yurtdisi alisverislere 5 taksit uygulamasi var. aktiflestirmek icin bir sms atman gerekiyor sitesinde var detaylar.

istek varsa günde en az 4-5 saat çalışırım diyorsan 30 yaşında da öğrenirsin.

profesyonel olmayacaksanız elbette bi yaşı yok! keman hocam, 40lı yaşlarda bidoktor öğrencisinin bi kaç ay içinde çok güzel çalabildiğini anlatmıştı. sıradan dinleyici için mükemmel seviyede çalacak kadar öğrenebilmiş o 40lı yaşlardaki adam.

mümkün yani, iyi yıllar size de.

benim 28 yaşındaki arkadaşım geçen ay başladı keman derslerine, hatta hayatında kemanı ilk kez eline aldı, gayet hevesli ve umutlu gidiyor. isteyince yaşın önemi yok sanırım.

yaş oldu 23:) senin gözün toprağa bakıyo:d hemen başla ya ne olucak kardeşim de seninle yaşıt geçen sene başladı. şu an çalıyor baya baya sürekli çalışarak geliştiriyor, zaten bir kaç ay özel ders aldı sonra hep kendisi netten notaları indirerek evde çalıştı.

beni kandırdılar demek ki.

ankara'da kurs önerebilecek var mıdır?

ne kadar ilerlemek yani enstrümanla ne yapmak istediğine bağlı.

15 yaşından üst bir yaşta başlayıp da virtüözü olamazsın bir enstrümanın.

ama çalabilirsin :)

o lenste vardır af, yalnız şunu düşünmen lazım, başka lens almak istersen de afli lenslere para vericeksin ve genelde pahalı olurlar normallerinden gerçi başlangıç diyorsun o lens seni 1 senede idare eder. sonra makine yetmemeye başlayabilir.

bence güzel makineydi o al

alınmaz.

alınabilir olanı için lütfen; (bkz: nikon d7000)

bahsettiğim gövdede af motoru ve çevre etmenlere karşı kısıtlı da olsa dış yalıtım 1080p video çekme gibi avantajlar var.

ayrıca kit lensi 18-105 uzunca bir süre seni idare eder.

laaaaaaaaaaaaaaan. o kadar da yazmıştım nikon d300 diye okumuşum.

püf...

600 liraysa al gitsin ama tavsiye etmem. alacaksan ikinci el bir d200 alsan çok daha işe yara.

makine biraz eskidi bu doğru ama 600 liraya alınailir. makine ile birlikte gelecek olan 18-55 lenste AF olacaktır ama 18-55'in iyi bir lens olduğunu söyleyemem. ilk makine konusuna gelirsek ben yeterli olduğunu düşünüyorum sonuçta biraz ilerleyince muhtemelen değiştirirsin makineyi.

hea bu arada 18-55 kit lensi 250-300 liraya falan satılıyor.

senin gövde 300 liraya gelmiş sayılır pek hevesliysen sıfırsa alabilirsin.
zira çok çok ucuz sayılır.

300 liraya ikinci el analog makine alamıyoruz lem biz!

aynen bi 17-50 patlatırsın üstüne. zaten makinen de olmamış canavar gelir o sana canavar

Sanki her gün yeni lens alıyoruz da AF motorsuz body olmasın diyoruz. Bende D5000 var bodyde AF motoru yok ama lenste var(18-55). Lens alırken dikkat ediyorum. 600 tlye alınır.

d5000 sahibi olarak, alinir.

çok gıcık olmuyorum ama bazı laflarına, hareketlerine gıcık olup iyi davrandığım kişiler var.

yok. birini sevmiyorsam asla iyi davranamıyorum, suratsız, nemrut bi tavır takınıyorum elimde olmadan. işime yarayacak biri bile olsa bu durum değişmiyor maalesef.

hayır

var. sevgilimin bazı arkadaşları ve bazı iş arkadaşlarım

benim yok. ama benim etrafımda hiç insan yok.

aslında hemen hemen diyalog halinde bulunduğum herkese iyi davranıyorum.
bir mecburiyet mi kişilik mi bu bilmiyorum.

sanırım doğru bir örnekleme yapılamaz üzerimden.

schwarze rose,cevabın için sağol

var. akrabam. normalde yüzüne bakmak istemediğim bir insan ama aile hatrına aptala yatıyorum.

sevgilim.

akrabalar

eh eh bütün altın kaideleri geçmişsin yalnız.

bık bık bık bık hatunum bık bık bık bık opeth bık bık bık bık.

vardır kesin :)

Karataş ephesus sanat merkezi

maria rita epik kurs veriyor du onu deneyin bence.

çevresine değinebilecek
çevresine eğilebilecek

sanırım çevresine 'eğilebilecek' daha doğru bir kullanım olacağından;

"...çevresine ve sosyal konulara eğilebilecek..." demek daha doğru.

teşekkürler.

Dinlemem, dinleyeni de küçümsemem. Umarım senin gibi takılan çok yoktur. (Serdar Ortaç-Demet Akalın skalasında dinleyenleri küçümserim bak, onda yalan yok.)

galiba türkçe'yle aran pek iyi değil, anlamıyosan ondan olabilir. Türkçe sözlük müzik ne demek abi? ibranice dil bilgisine göre yazmışın başlığı.

türkçe sözlü demek istemiş arkadaş.

buna yazım hatası/typo deniyor da türkçe imla kılavuzundan aldığım bilgiye istinaden yapım eki alarak yapılan dil isimlerinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.

not: türk dili ve edebiyatı bölümünde okumaktayım.

bebek üç beş tur atarım, seni atarım poşete yazık, evde zeytin yok temalı şarkılarsa bahsettikleriniz; belki hak verilebilir.

lakin sözleri türkçe olunca müzik küçük olmuyor, dinleyen de basit olmuyor. çok güzel türkçe müzikler var. yazık ki atalca şarkılar milyonların dilindeyken, güzelleri az bulunuyor. az olan değerlidir elbette.

aklıma gelen bi kaç müzik ekleyeyim.
karlı kayın ormanında - www.youtube.com
insanların içindeyim - www.youtube.com
evlerine vara gele usandım - www.youtube.com
sisler bulvarı - www.youtube.com
mendilimin yeşili - www.youtube.com

dilerseniz başka ekleyebilirim. küçümsenecek şeyler mi bunlar?

türkçe neyse fransızca da odur benim için, italyanca da ingilizce de. küçümsemem, tekini dahi küçümseyenden nefret ederim.

saygı duydum hacut typo falan. ben ordan çok başka anlamlara uçmuşum, yazım hatası olabileceğini algılayamadım :D

ama yine de küçümsemem yani, neden küçümseyeyim, birçok güzel şarkımız mevcut serdar ortaç ve demet akalın tekelinde değil müziğimiz.

Ben de çok nadir olarak yabancı müzik dinliyorum, Türkçe dinlemeyenleri küçümsüyorum.

ahaha

alkollü bi mekansa belki ?

www.youtube.com

onların ben annesini annesini

f1211.hizliresim.com böyledir kesin

ama sabit değil ki şişenin eni yani kıvrımlı

hee oda var tabi,onuda şöle diyeyim o zaman,eni olarak en dıştaki kısmı :D yani bir küp içine alsak kaça kaçlık bi dikdörtgen çıkar.

alttan ölçersen eni çıkar.

abi en iyisi git bir tekele elinde mezurayla durumu anlat ölçüyü al.

@schwarze rose
bir markete gidip ölçecektimde bugün vakit olmadı :D,yarın zaten gidip bi boş şişe bulacamda şimdiden başlayayım diye sorayım dedim =),ayrıca sağolun ilginiz için =)...

sia-breath me

iland in the sun weezer

By This River-Brian Eno direk aklıma gelen.

Scott Matthew dinleyebilirsin toptan, çok severim.

(her ne kadar bana yabancı olmasa da)
www.youtube.com

placebo - i know

Marissa Nadler - Thinking of You

8tracks.com

radiohead - high and dry

birdy - shelter, 1901, skinny love

bu üçü enfes bir kombo yapıyor. yetmez ise

portishead diye bir grup var ondan dinle.

ne me quitte pas- dinle dinle ağla..
www.youtube.com

Notre Dame müzikali, mümkünse baştan sona..

en hüzünlüsü için:
www.youtube.com

IAMX - THIS WILL MAKE YOU LOVE AGAIN

aaron - lilly

Buradan yaz işte birileriyle dışarı çıkmak için. Belki senin gibi sıkılan vardır, buluşursunuz.

valla yaşadığım şehirde şuan hayat bitmiş durumda.gezilmez bile.bana evde odada uygulancak bi çözüm lazım

ben de benzer durumdayım.

bilgisayar oyunu oyna.

pek oyun yok pcde.netten önerebilceğin bişey var mı?haxball tarzı değil yalnız tek başıma ping showum.sürükleyici bişey olsa güzel olur.

onlive diye bir şey var duyunca çok şaşıracaksın.

(bkz: onlive)

o bir yana başka tavsiyem yok. kitap okuyabilirsin.

hapis/kaçış oyunları oyna.

urbanterror oyna mis gibi .sexy's ctf I veya II de buluşalım.

başlığı yazsan da hangi birdy olduğunu anlasak.
birdy deyince benim aklıma sadece şu geliyor. www.imdb.com

ya ingiliz bir kızcağız var ya 15-16 yaşında bir yarışmada keşfedildi...

bepanthen

sabun. ama sıvı değil. normal sabun. üstüne sür. (ıslatıp) 5 dk sonra yıkarsın.

advantan

Sineğin kemiklerini değil, kendini tuzlayacaksın. Bir miktar tuza azıcık su damlatıp bulamaç gibi yapıyor ve sineğin ısırdığı yerin üzerine koyuyorsun. Bir müddet yanacak falan. Sonra o şişliği ve kaşıntıyı alıyor.

p.s. Supernatural'ın son bölümü çok durağandı peeh. Bu sezon pek heyecanlı gitmiyor.

bildiğin çamur, saksının dibinden toprak al çamur yap sür.

Ne tarz bir şey istiyorsun şu an?

Edit: Mesela 2001 çok durağandır ama çok güzeldir. Gerçi görece tabi ama...
Oldboi biraz overrated bir filmdir, ben sonunu tahmin ettiğimden öyle geldi bana belkide. Ama iyidir izle. 2001den daha hareketli tabi. Hem de kat kat hareketli.

oldboy

içimden oldboy geçti... neye göre kime göre?

en iyisi diye değil ama bence bir cumartesi akşamına inglorious basterds gider gibi

Her türlü Oldboy ama böyle içim kararmasın pek derseniz Inglorıous Basterds. A Space Odyssey de efsane film elbet ama cumartesi gecesine ağır kaçmasın.

diğerlerini izlemedim ama oldboy'dan şüphe etme hiç..

2

oldboy'un bu filmlerle aynı cümlede anılması bile oldboy'a hakarettir. tek söyleyebileceğim bu.

l.a. confidential ve inglorious basterds'la iyi muhabbet dönüyor, arkadaşlar varsa yakında bunları deneyebilirsiniz. yoksa da en holivutları l.a. confidential oluyor, hiç de boş beleş film olmamakla irlikte rahat rahat izlenir. oldboy için saat daha erken ve aydınlık gibi. daha koyu zamanlara saklayın. 2001'i belki buradaki en önemli film ama kararını size bırakıyorum.

son tahlil: l.a. confidential.

bence 2
ama 3 te çok iyi

diğer ikisini izlemedim.

6 saniye başladı 45 saniyede bitti. 39 saniye. giriş ve bitiş uzun. müziği BEN beğenmedim. baştaki piyano sürseydi daha iyiydi. ritm artınca olmamış (bence)

bi de vignetti özellikle mi bıraktın/yaptın? çünkü zaten karenin ortasında bina var. bulutlar vignetin içinde kalmış. onun dışında güzel olmuş bence. jenerik gereksiz uzun ama.

bence daha erken bi saatten daha gec bi saate kadar olmalıydı ama daha hızlı ilerlemeliydi.
yani kısa sürede fazla bi fark görmeliydik.

her şey güzel gibi... ama vimeo'dan nefret ediyorum.

neyse.
kamerayı da hareketli kullanmanı önereceğim. çok aşırı sabit.
müzik doğru gibi ancak mesela havanın aydınlık olduğu safhada haraketli kısmı ve kararmaya başladığı safhada yavaşlayan kısmını senkronlarsan daha iyi bir etki bırakır.

edit: çok aşırı sabit ne lan!? sabit işte.

sana notum 7.5 dan 8 kanka.

hareket eden bir gemi falan olduğu vakit daha keyifli oluyor. bina duruyor, bulutlar hareket durumunda, zamanın geçtiği hissini tam vermiyor sanki..

keşke vincin çalıştığı gün çekilseymiş

seçtiğin obje güzel değil, ruhsuz döküntü bi bina başrolde olunca ek bi duygu uyandırmıyor. müzik bence de hoş lakin bir dk.lık bir video olmasına karşın fazla bi olay yok. gece olunca ışıklar açılıyor, o sırada biraz canlanıyor film. bence de hareket ettirmeyi deneyebilirsiniz kamerayı. sahneyi de, daha kalabalık olacak şekilde seçmeniz güzel olabilir belki.

belli bir binayı değilde daha hareketli ortamları çeksen izleyenin seyir zevki açısından çok daha etkileyici olur. paris açısından eyfelin oralar mesela. kalabalık yerler, hareketli ortamlar çok daha çekici timelapse için.
müzik güzel ayrıca.

canlılar vitamin almak için yemek yemezler önce onu sil kafandan.

canlılar karbonhidrat ve protein'den enerji elde edip yaşamları için gereken benzini karşılamak için yemek yerler

bu yüzden yok ole bi$i! öpe öpe o yemek yenecek o tabak bitecek

lghttp.5872.nexcesscdn.net

ya vitamin hapını misal olarak şeediyorum. yapmayın gençler sene 2012 oldu?

cep telefonu alarmınızı sevdiğiniz güzel bir şarkı yapmak.

misal benim güne en güzel başlama şarkım:
www.youtube.com

yatmadan önce bir kaç saat sigara içmemek, odanın çok sıcak olmaması...

aynen cep telefonu müziği çok önemli.

bu sabah uyanmanın tek metodu önceki gün mutlu olmak gece mutlu yatmaktan geçiyor. önceki gün en kadar mutluluk puanı toplarsan sonraki gün seni sıkan şeyleri daha kolay aşıyorsun o puanlar ile kolay aşınca sonraki güne puan topluyorsun mutlu oluyorsun öle zincir gidiyor.

bueno vista social club - chan chan (live) bu da benim gün başı şarkım

müzikle pek alakası yok. geceden yemek yiyip yatmışsan, sigara tüttürmüşsen, havasız yerde yatmışsan isterse berlin flarmoni gelip seranad yapsın hadi alın voltanızı lan dersin.

Bence ne önceki gün olanlarla ne seni uyandıran şeyle alakalı. Tamamen gece geçen uykuna bağlı.

@dokunmakalbime şunu dinlesene mutlu bir şekilde uyandığında www.youtube.com

müzikle alakası varmıymış bak bakalım

bana da öyle oluyor. mizaçla alakalı biraz ama uyku kaliten ve seni uyandıran şeyle de alakalı. alarm olayına katılıyorum. bir ara davul zurna düğün müziği koymuştum alarm sesine acaip enerjik uyanıyordum.

yok.

geceden perdeleri açık bırak ki ışıkla uyan. çok mu romantik olucak bilmem ama ufak bir çiçek al her sabah sula falan. pek de bir çözümü yok sanırım gerçekten mutlu olman lazım

aşık olman gerek.

illa aşık olmak değil, kendini sevmek gerekli önce..

aynaya baktığında gülümsemek, göz kırpmak ;)

uyumadan önce de bitki çayı için, rahatlatır, huzurlu uyur, aynen öyle uyanırsınız..

çok güzel, cidden. herkes uyumuş, yalnızlığın güvenliği hakim.

gece çok güzel de... geceden bıkıp geri dönüldüğünde yatağı ısıtan bir bedenin yatakta olmayışı yok mu; işte o, işte cehennem gibi.

değil önemli olan iç huzur. o olmayınca güzel değil ama senin adına sevindim tadını çıkar.

valla çok güzel.

ama mesela odtü'de yurtta kalırken daha güzeldi. çık dolaş gel. temiz hava. oh mis gibi. şimdi mecidiyeköy'de kaosun göbeğindeyim. hala ses geliyor dışardan. neyse. yine de gece güzel.

ahmet haşim aklıma geldi bunları yazmışsınız. evet geceler naif ve dinlendirici. hiç bir şeyi aksatmadan yaptığın tek yarı. sabah ve öğlenleri ise karmaşık, nerede ne yapacağını, nereye gidileceğini, ne ile ilgileneceğini göstermeyen bir yarı. cidden.

kullanıcı kılavuzunda yazmıyor mu?

neyse yazsa da fark etmez zaten. ileri kahve içicileri bir süre sonra kendi kahve-su-katkı değerlerini kendileri belirliyorlar.

kafadan girişin işte, ilkin biraz zayiat vermenin zararı olmaz.

öncelikle (bkz: filtre kahve/@ tormentorius)

kahve diyarından almasaydınız keşke. ama madem almışsınız, hevesinizi kursağınızda bırakmayayım :)simdilik idare edin, ama bkz verdiğim entry'e de bir göz atın derim.

ne kadar kahve koyulacağı aslında size kalmış. zamanla sevdiğiniz kıvamı oturtursunuz. ben içtiğim kupa başına 1 kaşık (makinanın içinden çıkan) kahve koyuyorum. 7 gr.'a denk geliyormuş herhalde.

teşekkür ederim, kahve diyarından denemek üzere 100 gr aldım zaten. klavuzda yazmıyordu.

kahveyi taze ve az miktarda çektirerek alın diye önericem ama ben hep üşendiğimden gidip yarım kilo jacobs alıyorum.

kahve miktarı da ilk seferde her bardak için yarım ölçek koyup deneyin. yoğunluğuna göre değiştirirsiniz.

10½ ila 14 gram arasi gömüyorum ben kişi başı (350 ml suya karşı, o 20 ml zaten kahve tarafından emilme ve buharlaşma payı).

benim için ölüm gibi bir şey.

(bkz: uff snne be slk)
daha kötüsü tuvaletten/yan koltuktan gelen erkek arkadaşın/abinin kafa göz dalması..

dayak gibi problemi çıkardığımızda, haklısınız aslında. ben o an bi kötü olurum ama 10 dakika sonra unuturum mesela. ama ona rağmen utangaçlığım ve reddedilme korkum kazanıyor. Gel gör ki, en kötü ırkçı bir söylemle karşılaşacağım bir ülkede yaşıyorum..

(bkz: socially awkward penguin)

sonuç ne olursa olsun, bütün iyi hikayeler gizemli bir dünyaya veya hisse adım atmakla başlar.

destekliyorum, katılıyorum.
nezaketle yaklaşıldığında, en kötü ihtimalde, nezaketle olumsuz yanıt almak olur sonuç.
öteki yüzünde sonsuz tatlılıklar, güzellikler, şirinlikleer, şakalaşmalaar...

sadece başlığı okudum. yakışıklı bir adamsan kızın hoşuna bile gider, ama at hırsızı tipindeysen, ki memleketteki erkeklerimizin %90-95'inde tekabül ediyor, uff snne be slk diyip gidebilir ya da direkt kafayı çevirir.

kendine bir hobi edin derim. sonra oradan insanlar ile takıl. iş arkadaşları özel hayatı bilmese daha iyi olur.

gene iyi okurken yalnızlık çekiyorum ben.

sevgili de gitti... tey tey.

bence sorun yalnızlık kavramıyla bu kadar çekişiyor olmanda.

ben birkaç kişinin en iyi arkadaşı oldum şimdiye kadar.
şu anda biriyle hiç görüşmüyoruz, aramız bozuk mesela.
diğeriyle benim çabamla yılların dostluğu bozulmasın diye yürüyen bir ilişkim var.
ama hayatımda sadece birkaç aydır olan başka biriyle konuşurken kendimi daha rahat ifade edebiliyorum mesela.
falan filan.

yani birinin en iyi arkadaşı olmak, x'i olmak, y'si olmak kavramına takılmamak lazım.
bunlar önemli şeyler değil.

zaten hayatta bir sorunun, derdin varken yanında olanlar genelde hiç ummadığın insanlardan çıkıyor.

yaşın belli bir şeyi geçtiyse zaten sevgilin de en iyi arkadaşın olabilir, ki sağlıklı bir ilişkide belki de gerekli olan bu zaten. evlenenlere boşuna hayat arkadaşı denmiyor.

sevgili, dost, arkadaş, x, y, z diye klasörlere ayırmak değil de, geldiği gibi yaşamak lazım.

hayatını birlikte geçireceğin, herkesten çok sevdiğini/sevildiğini düşündüğün insanla(rla) bile (illa aşk anlamında demiyorum) bir anda ilişkin bitebiliyor.
önemli olan insanın kendini sevmesi, istediği gibi biri olabilmesi.
ya da bunun için çaba harcaması, kendine yatırım yapması vs.

sevgilin varmış, tadını çıkar işte.
dedikleri gibi hobi edin, aşkını yaşa.
hiçbirimiz 10 kişilik gruplar halinde yaşamıyoruz.
hepimiz bir noktada yalnızız zaten, ama bu melankoliye neden olması gereken bir durum değil.

obsesif. uzak dur.

Sevgili kardeşim, uygun biçimde bunun böyle devam edemeyeceğini, rahatsız olduğunuzu kendisine belirtmeniz önemli olacaktır bu aşamada. büyük ihtimal oğlan, halka rağmen halk için gibi bir mantıkla seviyorum ama senini için geri çekilip hayatından çıkıyorum moduna girecektir.

fakat burada kilit nokta, bir defa olmaz dedikten sonra arakdaş olarak devam edelim gibi önerileri de reddetmektir. bu süreçte arkadaş olarak devam etmek çocugun hislerini canlı tutmaya devam edecektir.

yalnız siz de hoşlanıyorsanız, gidin söyleyin bunlara girmeden.

bencede uzak dur tek amacı seni elde etmektir başarınca uzaklaşır bunlar.

attığı mesajlardan bir şey anlaşılmıyor bile, deli galiba. ben olsam uzak dururdum.

yillarca senle birlikte olamadigi icin seni kafasinda buyutmus buyutmus takinti yapmis.

yani adam hakli beyler, sen onun gordugu kadar guzel degilsin :)

Son derece uygun bir şekilde aramızda asla bir şey olmayacağını defalarca belirttim. Arkadaşlarımız belirtti. Lakin bir gelişme yok. Nasıl uzak duracağımı da kestiremiyorum. Durup durup içtikten sonra böyle şeyler yazıyor. Ve ben hem kendine zarar vermesinden, hem de bir noktada bana zarar vermesinden endişe ediyorum.

aynı ortamda bulunmak zorunda olduğun biri mi? eğer değilse bitir arkadaşlığını başka çözümü yok. hem arkadaş kalayım hem de saçmalamasın diyorsan o biraz zor çünkü.

"2 yil antidpresan kullanarak yasadm 3 saat uyku 3 saat seni yazarak"

tam senlik. bunu da kaçırırsan kesin evde kalırsın.

@zetsuboushita

Değil, ama ortak arkadaşlardan dolayı sürekli bir dolaylı yoldan iletişim var. 2 senedir falan aynı ortamda bulunmadık bile. Attığı bu mesajlara cevap vermek zorunda hissediyorum kendimi, dediğim gibi kendine zarar verme riskini fazlaca yüksek görüyorum. Bir çıkış yolu bulabilmiş değilim.

kusura bakma galiba fazla güzelsin.

sevgilin olduğu ve attığın mesajı gördüğünü bir daha böyle bir mesaj atmamasını seni zor durumda bıraktığını onu sadece arkadaşın olarak gördüğü bir kez daha söyle.

mesaj atmaya devam edersen bir daha seninle görüşmem diye belirt.

@schwarze rose

Değilim, sevgilim olduğunu biliyor, bu onun saçmalamasını engellemek için yeterli bir sebep değil ama. Hiç bir şekilde anlamıyor, hep geride duruyor ama ara ara bu tarz şeylerle yokluyor. Zaten görüşmüyor, dolayısıyla bu da onun için bir sorun değil.

adam zaten belli ki sorunlu. sen de daha fazla üzülüp kırılmasın diye fazla sert çıkmıyorsun sanırım. o da hala bir umut vardır diye düşünüyordur büyük ihtimalle. o ara sıra yokladığında mesajlarına cevap verme, cevap vermek zorunda da hissetme zaten. bir daha mesaj attığında bunu yapmaya devam ederse bir daha konuşmayacağını sert bi şekilde söyle mesela.

öyleyse iletişim yollarını kapatınız bunlara karşı.

engelleyin, hat değiştirin gibi gibi.

ortak arkadaşlar varsa onlar durumu açıklayabilir. belki daha ikna edici olur.

@kediebesi

onlar da başlarda aramızı yapmaya çalıştı, baktılar durum çığrından çıkmış vaziyette bir nevi tampon bölge işlevi görüyorlar şu anda. kendisinin beyninde dışarıdan gelen fikirlere ve uyarılara karşı adeta bir kalkan var.

Şimdi yazacaklarımdan dolayı bana alınganlık gösterme lütfen.

Karşınızda muhatap olduğunuz kişi 7 senedir sizinle sürekli irtibat kurmayı nasıl başardı? hadi lise biteli 4 sene olmuş hala neden iletişim bilgileriniz var? Demekki siz 4 sene boyunca size ulaşması için gereken telefon vb. iletişim araçlarını paylaşmışsınız. Bu ilk başlarda "ilgi"nin dayanılmaz çekiciliği sebebiyle olabilir. Bilemeyiz.

Buradaki kilit durum bilememek. Sizin anlattıklarınızla 7 senelik bir arkadaşlığı bağdaştıramıyorum ben. Yani bu kişiyle daha öncesinden bir yakınlaşmanız oldu? Ya da olmadı? Bu kişinin psikolojisini bile bile neden hala inatla iletişim kurdunuz 4 sene boyunca?

Şimdi onun yazdığı mesajları paylaşıp ne yapacağım ben ya?! demek kolay. Mesajlarını paylaşırken uçmuş bu adam demek yerine neden buna izin verdim ben? sorunu kendinize sormanız gerekmez mi ?

Üstelik bir de bunun gibi 2 adam daha varmış. Hadi birisi böyle ikincisi de tesadüf diyelim ama 3. tesadüf olamaz. Demekki sizde bir eğilim ve ilgiye yakınlık duyma probleminiz var.

Yani bu 3 adamda aynı özelliklere sahip ve bu kafada size asılıyor olamazlar ki? İşte detayları bilmiyoruz. Nasıl bir karaktere sahip olduğunuzu, insanlara yakınlık gösterip onların ilgisini çekip sonra o insanlar bu itirafları bulunduğunda "ama olmaz kiii seni arkadaş olarak görüyorum ben" durumunda davranıp davranmadığınızı da bilmiyoruz.

O nedenle şu net ve kesindir ki her ne kadar size göre o insanlar problemliler ise en az bence daha fazla problemli olan sizsiniz.

@secretcode

kronolojik şekilde olay şöyle;
-2.5 sene aynı sınıfta okuduk, bana yansıttığı herhangi bir hoşlanma belirtisi falan yok
-daha sonra okul değiştirdim-alan değişikliğinden dolayı, yine birebir görüşme etme durumları yok, eski sınıfımda toplu olarak görüştüğümüzde konuşurduk o kadar
-lise bitti, ben ayrı bir şehire gittim o sınava 1 sene daha hazırlandı, iletişim yok
-sınavı kazandıktan sonra, aynı şehire gelince, mesajla meramını anlattı, reddettim benim bu durumu öğrenmem 2 sene önce oluyor
-aynı şehirdeyiz şimdi, 2 yıldır aynı ortamda bulunmadık, ortak arkadaşlar vasıtasıyla ancak bir iletişim bağı var

bu süreçlerin hepsinde hayatımda birileri vardı, kısa uzun tüm ilişkilerim. ilgiye muhtaç birisi değilim, hiç bir şekilde belki ona karşı bir şey hissediyorum durumu olmadı.

neden buna izin verdim ben diyemem, benim onun hayatında değiştirebileceğim bir şey maalesef ki yok.

diğer iki adama gelince, birisi ilgi duyduğu herhangi bir kızın tüm hayatını didik didik ediyor. tüm fotoğraflarım, hangi gün ne giydiğime dair not aldığı bir günlüğü olan bir insan. neyse ki başka birine stalkerlık yapmaya başladı, öyle haberleri geldi.

diğeri de, 8.sınıftan itibaren yalnızca 2-3 senede bir mesaj atıp "sen benim ilk aşkımsın unutamıyorum, yardımına ihtiyacım var" diyen biri, net bir dille onu da uyardım. karşılığında aldığım cevap "seni allaha havale ediyorum, benim allaha inanmayanlarla işim olmaz bu saatten sonra" muhtemelen iki üç sene sonra yine bir şekilde ulaşır.

evet sorun belki de bende dediğiniz gibi lakin, diğer insanlarla ilişkilerimi düzgün bir şekilde bitirebiliyorken, bir türlü bu durumu kabullenemeyen insanlarda bir sorun olduğunu düşünmem normal.

bu duyuruyu açmamım nedeni de baş edemiyor olmam, daha önce de belirttiğim gibi hem kendine hem bana zarar verme riski olan biri. üzücü bir olay ile karşılaşmadan bitirebilmek istiyorum.

Sevgiline söyle çocuğu arasın. Birader, namus meselesi, ortak payda, versiyon, güreşçi arkadaşlar; söz öbeklerini cümle içerisinde kullansın.

d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net

ipad?

profesyonel fotoğraf makinesi.

300 dolara 5.nesil yeni ipod alırsın.türkiyeye daha gelmedi.gelsede 2 katı olur.

Nexus 7 olabilir. Hala 600 liradan falan çok rahat satılıyor. 249 dolar 16 GB liği sanırım Amerika'da. Son çıkan Paperwhite Kindle olabilir. Onun da baya bir talibi çıkar.

macpuh

bana kindle getirebilirsiniz mesela yakın zamanda gelecekseniz.

modun benim yerime tik vermesine ve verilen cevapları silmesine uyuzum.

ama verilen adam akıllı cevaba tik atılmamasına da uyuzum.

ben en çok gecen gün kedisi hakkındaki sorularına cevap verilen herifin bugün şakirdin biri çıkıp mesaj ile ağız dolusu küfür etmesine ve doğru düzgün bir moderatör iletişim kanalında kendisini şikayet olanağı olmamasından rahatsızım.

www.eksiduyuru.com

buradaki yanıtımda dediğim gibi insalık ırkı bunu tartışmaya harcadığı enerji ile afrikada 1 trilyon bebe doyururdu.

moderatörlerin sizin yerinize tik atmasına, sorunuza gelen cevapları kafalarına göre silmesine hiç mi gıcık olmuyorsunuz? :::

moderatörler bizim yerimize TİK ATIYOR MU ????????

bir de biz gariban internet kullanıcılarıyız, simit yedikten sonra kız arkadaşı ile sevişmeye giden adam gibiyiz, anketi göremiyoruz.

adam hiç tanımadığı birisi için kafa yormuş yazmış çizmiş, bulmuş göstermiş, işaret etmiş vs. soruyu soran adam da soru sormayı biliyorsa cevap veren adam için bir tik atmalıdır. bu tik hem cevap verenin gururunu okşar, hem de sorulan sorunun cevabına ilişkin olduğunu gösterir. gurur okşanmasını ise nihayetinde egosal bir durum olarak görmüyorum. çaba sarf edilmiş bir husus için nihayetinde teşekkür gibidir benim gözümde tik işareti.

moderasyon ile ilgili bir sıkıntım olmadı ancak benim yerime tik atılması beni rahatsız etmezdi. unutmuşum ki tik atmış adamlar. ayrıca ortada net bir cevap yoksa moderatörün tik atacağını da sanmam. net bir cevap varsa yine üstte dediğim gibi soru soran adamın tik atması gerekirdi.

sorulara gelen cevapların "kafaya göre silinmesi" der iseniz interaktif sözlük camiasına uzak olduğunuzu işaret edersiniz. çok küçük bir yüzde haricinde silinen tüm girişler (entry, cevap vb) kurallara uygun olmadıkları için silinirler.

burada böyle saçmalayacağına biraz nezaket öğrenip soruna verilen değer karşısında bir tik atmayı becersen süper olur. korkma, elin aşınmıyor.

hayır. mesajları 3 gün sonra falan farkediyorum. mesela bi on-off düğmesi olsa, sesi açsak, mesaj gelince bari dink donk dese ne bileyim mail gelse...

tik konusunda hassas değilim, cevaplarıma tik atılmasa olur ama soruma düzgün cevap yazanın şukusunu veririm.

ya size insan gibi teşekkür ediyorum isim vererek, mod gelip siliyor. bir de nasıl boş adamlarsa, günün 24 saati tik atıyorlar siliyorlar falan.

resmen amele gücüyle yahoo answers'a stackoverflow'a dönüştürmeye çalışıyorlar siteyi. şu an bir forumdan farklı olarak bir tek şu saçma tik zımbırtısı var ama işte bedava kas gücüyle soru cevap sitesi formatında işletmeye çalışıyorlar.

yahu ne yapacaksınız tik'leri falan, şuraya vbulletin kurun da ne olduğu belli olsun madem yazılımı kaç senedir 1 milim ilerletmediniz.

sub-etha geliştirmeye açık. istediğiniz tarzda bir yan site oluşturup ssg'ye göstermekte özgürsünüz. yıllardır az işimizi görmedi ekşi duyuru, o sebeple daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu.

@gonion, ssg rekabete izin vermiyor. o yüzden bu site bu kadar saçma.

bu kadar sacmaysa neden kullaniyorsun ki ben onu anlamadim, hem isini goruyor, hem de sikayet ediyorsun.

ya sev ya terk et mantalitesi sitenin sisteminin kalitesini mi kanıtlıyor? yani ben siteyi kullandığıma göre eleştirilerim geçersiz çünkü eleştiriler geçerli olsaydı kullanmazdım. o yüzden dünyada sistem içinden gelen tüm eleştiriler saçmadır çünkü eleştireceğine uzak durursun. yani ekşi duyuruyu eleştirebilecek kesim hayatında ekşi duyuru kullanmamış kişiler.

saçmasapan bir şekilde yönetiliyor işte. site sahibinden gelen yanıt "ya sev ya terk et". silin bari duyuruyu, sitenizin saçma olduğnu hatırlatıp rahatsız etmesin sizi.

yillardir bir mm ilerletemediniz siteyi diyip vbulletin kurmayi onererek cok yapici elestiride bulunuyorsun kutlarim.

sitede su anda gordugun ozelliklerin %90i kullanicilarin istekleri ile sekillendi.

siteye sadece bu yil muhtemelen 200 saatten fazla zaman harcandi.

modlar senin yerine tik verebiliyor evet, senin yerine duyurunu da degistirebiliyorlar, senin eski cevaplarini da. bir tek senin ozel mesajlarini goremiyorlar.

cevaplarin silinmesi: %99 hic biri kafalarina gore silinmiyor, evet 3000 tane moderatorumuz olsa ve bu insanlar parayla calissalar o zaman "keyfii" gibi gozuken hic bir silinme olmazdi, cunku gozden kacan seyleri gosterip onlar silinmemis benim seyime keyfii siliyorsun diyemezdin, cunku hersey silinirdi.

Sitenin kurallari sitenin en altinda var, oku, silinen cevabinin neden silindi yaziyor, oradaki nedene uymadigini dusunuyorsan mesaj/mail at.

Bana gelen bu tur sorularin hepsini moderatorlere soruyorum, neden yapiyorsun diye, duzgun aciklama yapamazlarsa acikcasi moderasyondan cikaririm, bugune kadar keyfii yaptim diyen olmadi.

birisine isimle tesekkur edeceksen, bunu tum internete acik yapman gerekmiyor, ozel mesaj ozelligi olmasa haklisin ama ozel mesaj var, oradan mesaj at adama, cevapla diyip tesekkurler x yazmak, mesaj tusuna basip tesekkurler yazmak ile ayni sure suruyor.

@compumaster, bu modlar alman ırkının hangi mükemmel sınıfındandır ki bana gelen cevaplardan hangisinin benim işime yaradığını anlayabiliyorlar?

modlar ortalama bir kullanıcıdan ne kadar üstün ki, kullanıcı adına karar verebilirken, soruyu soran kişi kendi sorusuna gelen cevaplara müdahile edemiyor.

şu sitenin kuruluşunu hatırlıyorum, önce duyuru amaçlıydı. zaten o yüzden adı duyuru, sonra soru sorma ihtiyacı fark edildi ve o yönde ilerledi.

bunca yılda ilk versiyona göre gelen yenilikler özel mesaj, bildirimler, son cevaplananlar. başka da yenilik yok.(soru kategorisi sayısındaki artışı inovasyon diye anlatmazsınız umarım)

site amaca uygun işlesin diye gestapo kurulmuş. işe yaramaz tik'li teşekkür etme fonksiyonu yerine teşekkürler diyorsun gerçekten de işe yaramış cevap için ve cevabın siliniyor. oysa ki her cevap bir değildir, bir soruya 5 cevap da faydalı olup 1 tanesi acaip faydalı olabilir ama gestapo teşekküre izin vermiyor.

hesapta kurallara uygun çünkü kurallarda teşekkür etmek yasak, onun yerine hiç bir işe yaramaz, hiç bir şey ifade etmeyen şu tik sistemini kullanın deniyor. daha da kötüsü bu tik'ler modlar tarafından atılabiliyor. e modlar tik atabiliyorsa zaten ne kıymeti var ki?

nasıl bir faşizan kafadasınız bilmiyorum gerçekten. veya şu forum'u soru cevap sitesi sanmanız için ne tür maddeler kullanıyorsunuz onu da anlamıyorum. gestapo'nun zoruyla soru cevap sitesine benziyor biraz ama değil.

@compumaster, bu nasıl bir faşizm aşkıdır ki, teşekkürü bile gizli kapılar ardında yapın, tik sistemini kullanın diyorsunuz?

herkes görsün istiyorum bana yardım eden kişiyi. ödüller o yüzden törenle verilir, eve kargolanmaz.

o zaman sitenin kurallarina gore siteyi kullanmadigin icin tum tesekkurlerin yavas yavas silinir, ve sonra da ucarsin. ucuran kisi ben olmam %90.

Sitenin 2 amaci var.
1. senin soruna cevap bulmak
2. senin soruna ayni soruna sahip olan birisinin ayni cevaba erismesi.

bir cok insan 2.yi yaparken siteyi okuyor (sadece o soruyu degil).

Soru
- cevap
- cevap
- cevap
- cevap

ve hatta

Soru
- cevap
- cevap
[tikli] cevap
- cevap

mi daha iyi

yoksa
Soru
- cevap
- 2 kisi arasi konusma
- cevap
- 2 kisi arasi konusma
- 2 kisi arasi konusma
- 2 kisi arasi konusma
[tikli] cevap
- 2 kisi arasi konusma
- 2 kisi arasi konusma
- tesekkur
- 2 kisi arasi konusma
- 2 kisi arasi konusma
- cevap
- tesekkur

mu daha iyi.

eger sonuncusu daha iyi diyorsan, bu site senin icin dogru site degil, sitenin amaci forum olmak degil cunku.

bu site teknolojisi gereği bir forumdur. gestapo zoruyla yahoo answers taklidi yapmaya çalışıyorsunuz işte.

teknoloji geriliğini polislik yaparak gidermeye çalışıyorsunuz. asarım keserim, uçururum, silerim, tiklerim.

yahu ssg ile arkadaşlığınız yüzünden var bu site, kullananlar da ekşi sözlük bağlantısı yüzünden kullanıyor. ben de zaten o yüzden kullanıyorum.

o yüzden size önerim ya bu zorbalıktan vaz geçip tam anlamıyla forum gibi kullanılmasını sağlayın yada olmaya çalıştığınız şey için gerekli fonksiyonları siteye ekleyin.

amaan, yada boş verin olduğu gibi kalsın. nasıl olsa sub etha'dan size rakip gelmez, dandik sistemle aynen devam edin. iyi bir şey yapma isteği yok madem içinizde, aynen böyle devam edin ve eleştirilere kulaklarınızı tıkayın.

@compumaster, ısrarla bahsettiğim sitelerde o iki kişi arası konuşma sorunu çözülmüş. olayın sosyal yönünü koruyarak kaliteli cevapları ön plana çıkarmanın sırrı bu işi iyi yapan soru cevap sitelerinde saklı. gidin bakın.

> olmaya çalıştığınız şey için gerekli fonksiyonları siteye ekleyin.

bu pek anlami olmayan soru'yu acip onune gelene saldiracagina, gerekli fonksiyonlarin ne oldugunu eksi duyuruda x y z eksik bunlari ekleseniz daha iyi olur desen belki daha hizli sonuca ulasiriz.

nedir peki bu eksik fonksiyonlar?

@compumaster, kompleks yapıp "ya sev ya terk et" demeyen admin birinci gereklilik. kullanıcı şikayet ediyorsa kullanıcıya salak demek yerine, kullanıcı çözümü önermiyorsa bile sorunu çözmeye yönelik adımlar atabilecek olgunlukta biri lazım. bu siz misiniz bilmiyorum.

gelelim fonksiyonlara.

insanlar sorularına cevap ararken arada ufak tefek muhabbetler döner. bunun sebebi kullanıcıların IRC aşkı değildir. soruyu soran kişi kendini iyi ifade etmemiş olabilir, cevap veren kişi yanlış anlamış olabilir. veya cevap verdiğini düşünen kişi son derece hatalı olabilir(soruyu soran kişi cevabı bilmese bile gelen yanıtın hatalı olduğunu fark edebilir) ve bu gibi durumlarda insanlar konuşmak ister iletişimi düzeltmek için.

anlayacağınız, konuşmalar soruyu sorana zarar vermek zorunda değil.

örneğin, gelen cevaplardan konuşma/muhabbet olanlar ufak punto ve soluk renklerle gösterilerek asıl cevaplardan ayırt edilebilir. ileride bir gün bunu okuyan kişi, arada dönen muhabbetleri okuyarak context hakkında daha iyi bir bilgi sahibi olabilir.

ödüllendirme sistemi şu an yok. o tik'i kim ne den kullanıyor belli değil, bazıları tüm cevapları işaretliyor, bazıları hiç işaretlemiyor ve daha da kötüsü bizzat teşekkür etmek yasa.

"SITEYİ YANLIŞ KULLANIYORSUNUZ" diye bağırınacağınıza doğru düzgün bir ödüllendirme sistemi getirin.

mesela, cevaplardan bir tanesi "en doğru cevap" olarak işaretlenebilirse, en doğru cevabı ön plana çıkararak hem daha sonra bunu okuyana hem de cevabı verene faydalı olur.

diğer soru cevap sitelerindeki cevap oylama olayını da getirebilirsiniz belki. en yüksek oylanan cevap tepede, soruyu soran kişinin seçtiği cevaptan hemen sonra görünebilir örneğin.

ayrıca teşekkür et butonu falan da konulabilir eğer teşekkürederim diye muhabbet dönsün istemiyorsanız.

ha bir de tüm bunların kıymetli olması için moderatörlerin erişimine kapalı olmalı. moderatör spam'ı silsin, hakareti silsin. boyundan büyük işlere kalkışmasın.

adam üşenmemiş ilgilenmiş, adam gibi gelen cevapları belirlemiş. Bunda ne var yani? İşini yapmış. Ona bakarsanız ben de ekşi market'te gördüğüm! tüm yazım hatalarını düzeltiyorum. Kimse bize uyuz olmuyor. Bence başka bir olay var derinlerde. (Moderatör için değil senin için söyledim son cümleyi)

@t3hn0, benim adıma konuşulmasından nefret ederim. tik atmak benim yapmadığı ama ben yapmışım gibi gösterilen bir şeydir. yazım hatası düzeltmek anlamı değiştirmez ama tik atmak değiştirir.

kaldı ki moderatör hangi cevabın değerli olduğunu bilemez. lan belki herif dinci ve evrim teorisi doğrudur diyen tüm cevapların tikini kaldırıyor ve hatta siliyor? bu tür ekstremlere gitmesek bile, iyi niyetliyken de hatalar olur. ironiyi/espiriyi anlamaz dallama herif ve değer içeren cevabı boş muhabbet diye siler mesela.

Iki kez yazmissiniz dayanamadim, moderator hangi cevabi tikleyecegini suradan bilir:

- tesekkurler x arkadasim
-> x'in cevabini tikle

:)

ben de moderatör olarak cevap vereyim, gerçi compumaster söylenecek her şeyi söylemiş ama.

bu site teknolojisi gereği bir forum falan değildir. hiçbir şekilde bir forum değildir. her sakallıyı dedeniz sanmayınız. soru sorulan ve altına cevap yazılan her siteyi forum olarak görmeyiniz. teşekkür etmeyin demiyoruz, bu sitede sadece saf kemiksiz soru ve cevapları olsun diyoruz. cevaplar yanlışsa silinmez. cevaplar soruya en ufak bir ek yapıyorsa veya cevap olmasa bile cevap vermeye katkıda bulunuyorsa yine silinmez. sorulan soruyla tamamen alakasız bir yorum içeriyorsa, cevap niteliği taşımıyorsa (teşekkür olur, başka bir şey olur) o zaman silinir.

mesela az önce sildim, "fringe dizisi bu hafta niye yok" demiş soruyu soran arkadaş. altındaki cevap "fringe dandik bir dizi, bilim dediler bilim çıkmadı". şimdi bunun nesi cevap? adam "fringe nasıl bi dizi" diye mi sormuş? "niye bu hafta yok" demiş. bu yoruma gerek var mı? sorulan soruya herhangi bir katkıda bulunuyor mu? hayır. o zaman bu silinir. illa her fringe izleyene dizinin dandikliğini anlatmak isteyen bir kişi, mesaj atıp yorumunu söyleyebilir. veya fringe ile ilgili FORUMlara girip istediği yorumu yazabilir.

ben bugüne kadar hiçbir moderatörün cevaplara tik attığını görmedim. tek istisna olarak gördüğüm, moderasyonla ilgili veya sitenin tekniğiyle ilgili sorulara moderatörlerin verdiği kendi cevaplarını tiklediğine şahit oldum.

örnek: ekşi duyuru sitesinin şekli kaymış. niye?
cevap: sitede bakım çalışması var. (compumaster)

hah burada compumaster sitedeki kaymaya cevap verip kendi cevabını tikleyebilir mesela. bunun dışında hiç şahit olmadım.

lakin şahit olmamakla birlikte bazen tik atmamak için zor tutuyorum kendimi. çünkü adam tik atmayı bilmiyor veya tik fonksiyonundan hiç haberi yok. bu belli. sorusuna cevap gelmiş. adam da altına "allah razı olsun x. beni çok büyük dertten kurtardın teşekkür ederim" yazmış ama tik mik yok. bu cevabı "soruya cevap değil" diye silmek zorundayım. ama o kadar güzel bir teşekkür etmiş, o kadar minnettarlığını belirtmiş ki ilgili cevaba da tik atmamak için kendimi zor tutuyorum. böyle bir durumda tik atmayı da yanlış bulmuyorum açıkçası.

kendi beğenmediği cevabı silen, kendi beğendiğine tik atan moderatör bu sitede olmaz. böyle bir şeyler olduğunu düşünüyosanız siteyi çok yanlış tanıyorsunuz. silinen cevabınıı yanlış tarafından görüyorsunuz. bambaşka ve haklı bir nedenle silinen cevabınızın "moderatör beğenmedi" diye silindiğini falan sanıyorsunuz. kuralları okuyunuz. takıldığınız yer olursa mesaj atın.

bu şahıs trollük yapıyor açık ara.
cevap: memnunum.

@kibritsuyu, dediklerimi okumamışsın veya anlamamışsın

yazdıklarınızı okudum, gayet de anladım, ama yazdıklarınıza değil, sorduğunuz soruya moderatör olarak cevap verdim. bakın kendi sorunuzdan copy paste:

"asnket dışında, cevap verirseniz süper olur: moderatörlerin sizin yerinize tik atmasına, sorunuza gelen cevapları kafalarına göre silmesine hiç mi gıcık olmuyorsunuz?"

güzelce okursanız moderatörlerin niye tik atmış olabileceğine ve niye "kafasına göre" cevap sildiğine cevap verdim. bunu almaya çalışın yazdıklarımdan. evet yazdıklarınızla polemiğe girmedim. bunu bekliyordu iseniz yanlış şeyler bekliyorsunuz.

@kibritsuyu, şimdi teknik olarak orada moderatörlerin bu davranışlarına karşı insanların sahip olduğu duyguyu sormuşum, dolayısıyla teknik olarak senin cevabının da silinmesi lazım çünkü soruma cevap vermiyor.

yok eğer daha sonradan olaya açıklama getirerek geliştirdiğim şeylere cevap veriyorsan, o zaman da ya okumamışsın yada anlamamışsın sorunu derim.

moderatörleri itham ettiğiniz bir soruda, bir moderatörün gelip cevap vermesinden daha doğal bir şey olamaz. "cevap" hakkı denen bir kavram var (bkz: cevap hakkı) bunun cevap olmadığı için silineceğini düşünüyorsanız siz gerçekten de kuralları, hangi cevabın silinip hangi cevabın silinmeyeceği mevzusunu çok yanlış anlamışsınız.

hayır ben çıksam şimdi desem ki "buyuyup buyuk adam olacaktım kullancısı şöyle böyle bir kullanıcıdır. siz ne düşünürsünüz?" diye, siz de "ben öyle böyle değilim" demez misiniz? ha belki çok olgunsunuzdur, tenezzül etmeyip cevap bile vermezsiniz. ama en azından bu hakkınız doğmaz mı? bu hakkınızı, cevap hakkınızı kullandınız diye size "yok ben sana sormadım başkalarının fikrini sordum, o zaman seninki cevap değil" diyebilir miyim? bu size mantıklı geliyor mu?

ahaliye de soruyorum, size de mantıklı geliyor mu?

eleştirileri kişiselleştirip alınganlık yapan, ya sev ya terket diye cevap veren bir yönetimle karşı karşıya olduğumuz ortada.

buranın bir forum olmadığı delüzyonu, moderatörlerin kullanıcılar adına tik atmadığı hayalleri ile bezenmiş bir sanal mecrada yaşıyorsunuz.

yahu şu anki kafayla buraya twitter da diyebilirsiniz. ekleyin aşağı bir kural, bundan sonra herkes 140 karakterlik mesajlar atacak diye. moderatörler de 140 karakterden uzun olan yazıları silsin, insanlar birbirine @kullanıcıadi ile hitap edince moderatörler bak şu senden bahsetmşi diye mesaj atsın, soru tipleri de sadece duyuru ile kısıtlansın, al sana twitter. ben twitter yaptım diye dolaşabilirsiniz ortalıkta.

yoğun moderatör çabasıyla forumu soru cevap sitesine benzetmeye çalışıyorsunuz ve bunu yaparken saçmalıyorsunuz.

ama eleştiri kaldıramayan, kafasındaki hayallerde yaşayan insanlara anlatıyorum herhalde. kullanıcı şikayet ediyorsa sorun kullanıcıdadır kafası.

cevaplanan thread'ın en üste taşınmaması dışında ne farkı var ekşi duyurunun bir forum scriptinden? kimsenin kullanmadığı, milletin devamlı şikayet ettiği ve aslında tamamen fonksiyonsuz tik olayı yüzünden mi forum değil burası?

burayı soru cevap sitesine çevirebilecek fonksiyonlar yapılmıyor ve bu kullanıcı deneyimini zayıflatırken moderatörleri boş işlerle uğraştırıyor ama modlar bundan memnun. gerçekten çok ilginç bir kafadasınız.

siz hala inatla buranın forum olduğunu iddia ediyorsunuz. biz ise daha ilk kurulduğu günden beri forum olmadığını, buna dikkat edilmesi gerektiğini söylüyoruz. siz karşınızda forum görmek istiyorsunuz, göremeyince sitenin forumdan ayrıldığı özelliklerini eleştiriyorsunuz.

kimseyi kovmuyoruz. soru cevap yazılan her site forum değildir. ama siz forum istiyorsunuz. muhabbet geçsin istiyorsunuz. +1 reprep yapayım, teşekkür edeyim, emeğe saygı dostum falan demek istiyorsunuz. burası da forum değil. siz şeklini benzetiyorsunuz diye forum olmaya da niyeti yok. çok basit mantık. bu durumda ya seveceksiniz, ya sevmeden takılacaksınız, ya da forum sitelerine yöneleceksiniz. sevmediğiniz ve forum olmayan bir siteyi forum olmadığı için eleştirmek nedir?

@kibritsuyu, buranın forumdan farkını söyleyin bana o zaman. forum değil diye diye mindtrick mi yapacağınızı sanıyorsunuz?

burası bir forum ve benim isteğim ya tam bir forum olsun yada soru ve cevap sitesi olsun şeklinde.

tik'lierin ne işe yaradığını söylemiyorsunuz hala. sistem o kadar kötü ki, kimse ne işe yaradığını bilmiyor.

bazısı her cevabı tikliyor, bazısı hiç bir şeyi tiklemiyor, bazısı da doğru bulduğu cevapları tikliyor.

moderatörler de kendi ideallerindeki hale getirmek için amelelik yapıp milletin tiki peşinde koşuyor.

biraz gözlem yapın yahu insanlar nasıl kullanıyor siteyi diye.

bir iki fonksiyonu kırpılmış forumu soru cevap sitesi diye yutturmaya çalışmaktan vaz geçin.

farkı mesela sadece soru-cevap sitesi olması. farklı bir muhabbetin geçmesini istemememiz. hatta sadece ismi bile farklı. şekli benziyor diye illa forum mu yapalım? aa foruma benzedi o zaman +111 rep dostum emeğe saygı mesajlarına da izin vermek zorunda mıyız? şekli foruma benziyor ve forum muhabbetine izin vermedik diye siteyi mi kapatalım?

tiklerin amacı, farklı ccevaplar verilmiş bir sorunun doğru cevabının hangisi olduğunu herkesin görmesi. ihtiyacı olan başka bir kişinin de "ulan üç farklı cevap var ama hangisi doğru acaba" diye tereddüt etmemesi. aynı zamanda farklı cevapları olabilecek, yorum istenen sorularda cevabı yazana bir saygı, bir teşekkür.

bazı lokantalar kebap satar, bazısı hamburger satar. siz gelmişsiniz kebapçıya, "burada niye hamburger yok kardeşim burası da lokanta değil mi" diyorsunuz. "illa hamburger de yapacaksınız" diyorsunuz. "hamburgerciye git?" dediğimizde ise "ya sev ya terk et" oluyor.

siz bana kebapçı ile hamburgercinin farkını açıklayın. ikisinde de garson var, ikisinde de masa sandalye var, ikisinde de ızgara var. açıklayın farkını, aradığınız cevabın orada olduğunu göreceksiniz, tabii eğer görmek isterseniz.

burası kendisini dönerci sanan bir hamburgerci. müşterinin başına dikilmişsiniz, hardal, maynonez, turşu koymaya kalkışanları durdurmaya çallışıyorsunuz. oysa ki ekmeğin içindeki köfte olunca istediğiniz kadar ek malzemeyi yasaklamaya çalışın o döner olmaz.

burası aslında bir hamburgerci. ama siz dönerci sanıyorsunuz ve döner satılmayışına isyan ediyorsunuz. elinde dönerle içeri girenlere de "dışarıdan yiyecekle girilmez" dedik diye suçlu oluyoruz.

bizim ne dükkanı açtığımızı nasıl bizden daha iyi bilebilirsiniz ki? siz sadece benzetiyorsunuz. şekli diğer dönercilere benziyor diye buranın hamburgerci olduğunu kabul etmeyip illa dönerci olduğuu iddia eden bir müşterisiniz. sadece şekli dönerciye benziyor diye illa döner de satılması gerektiğinisöylüyorsunuz. öyle olmadığını söylediğimiz halde kabul etmiyorsunuz.

sanki internet mecrasında kesin ve katı kurallar varmış gibi. foruma beziyorsa illa tüm özellikleriyle forum olaccak diye bir kanun varmış gibi. burası da böyle bir site. evet foruma benziyor ama forum değil. forumdan ayrı kendi kuralları var. o yüzden bambaşka bir site.

açıklayabildiniz mi bana dönerci ile hamburgerci arasındaki farkı? demin sormuştum.

nato kafa nato mermer.

yapacak bir şey yok, sitenin iyi olduğu delüzyonu ile yaşamaya devam edin ve kullanıcıları suçlayın yanlış kullanıyorlar sitenizi diye.

nato kafa nato mermer +1.

neye inanmak istiyorsanız ona inanın.

ama hala sorduğum soruya da cevap alamadım.

yazılanların hepsini okudum.

öncelikle aklıma takılan bir şey var;

@buyuyup buyuk adam olacaktim,
neredeyse her iki cümleden birisinde "tik ne işe yarıyor kimse bilmiyor, kimisi hiç kullanmıyor, ne kadar gereksiz bir şey, neymiş o öyle, bıdıbıdıbıdıbıdı.." konuşmuşsunuz da;

duyurunuzla ilgili bariz direk soruyu içeren o kadar cevaplar yazılmış, bir tek kendi verdiğiniz cevaplara tik koymuşsunuz paşam?

birisinin bir şeyden bu kadar çok şikayet edip de kendinin bariz şekilde kullanması çok akıllılık mı oluyor ne oluyor acaba bilemedim..

bu ne yaman çelişkidir paşam?..

****
modların cevaplara tik atmasını ilk kez duyuyorum. oluyorsa bile yukarıda verilen cevaplar arasında bunun sebeplerine dair açıklamalar yapılmış.

****
ben de buranın bir kullanıcısı olarak; bahsettiğiniz "olması gerekenler" bölümündeki maddelerin hiç birine katılmıyorum ve burada olmasını istemiyorum?

yok en doğru cevap en üstte olaymış.. oldu canım.. bence şu anki yazış sırasına göre dizilmesi gayet doğru. daha sonra onlarca cevap içinde kendi cevabını ara dur.. cevaplarda bir sıralama olması şarttır. ve bunun için de en doğru sıralama yazış sırasına göre yapılandır. yazan kişilere de saygısızlık olmaz.

ilk cevabı vermişim ama duyuru sahibinin hoşuna gitmemiş ya da onun kafasına göre "en doğru" cevap olmamış diye (ki bu bilimsel bir konuda en doğru cevap olabilir ve duyuru sahibinin işine gelmediği için 'en doğru' kabul etmez belki, bu durumda ne olacak peki?)

****
"tik"leri kendi kullanma mantığımı paylaşayım;

o kadar çok duyuru var ki, bir gün içinde tüm yazılan duyuruları okuyacak kadar boş zamanı olan kişiler vardır mutlaka eminim. ama çoğunluk başlıklar arasında ilgilerini çeken duyuru başlıklarına bakıyorlar.

onca duyuru arasında benim duyurumu açmış kişi. ve üstüne üşenmemiş, zaman harcamış, belki gitmiş bir link bulmuş, belki bir rakamı tam söylemek için araştırma yapmış, sonra gelmiş benim duyuruma cevap vermiş.

ister direk çok doğru cevap olsun, ister çok dolaylı, çok uzaktan, benim işime direk yaramayan bir cevap olsun, (küfür, hakaret, salakça veya dalga geçme mahiyetinde olmadığı sürece), tüm cevaplara "tik" atarım ben.

benim için anlamı da;

"o kadar duyuru başlığı arasında benim duyurumu (da) açıp, önemsemiş, zahmet etmiş cevap yazmışsın, vakit harcamışsın. teşekkür ederim."

sadece kendi cevaplarınıza tik koymanın yanında, "cevaplarıma tik atılmıyoree diye ağlayan" ifadesi de kapasitenizin çapının ne olduğuna dair pekiştirme olmuş.

duymak istediği cevaplardan biri olmayabilir, hoşuna gitmeyen bir yorum veya seçenektir belki. zahmet edip vakit ayırıp cevap yazmışım. vakit ve tecrübe, sizin için olmayabilir de, bir çok kişi için değerli ve boşa harcanmak istenmeyen şeyler. tik ile teşekkür edilmeyi beklemek gayet normal. ha, isteyen en doğru bulduğu cevaba atsın tiki, ama benim tik anlayışım budur. cevaplara tik atmayan (+ sırf kendi yazdıklarına atan) birini gördüğümde de genelde kadir kıymet bilmeyen biri olduğunu düşünüp duyurularına cevap vermiyorum.

evet bilgi paylaşılmalı, bunu sonuna kadar savunuyorum da. ama "hediyenin değerini bilmeyene hediye verilmez" diye çok güzel bir söz söylemiş büyüklerimiz..

bu tıpkı şeye benziyor;
günümüzde artık zaten büyüklere yer veren kişi sayısı iyice azaldı. ama zaten az olan yer veren kişilere de bir teşekkür bile edilmiyor. bu da insanı bir dahaki sefere yer vermemeye itiyor.

tik'in site içindeki anlamının "teşekkür" olduğu söylenmiş. (ha kimisi benim gibi her cevap yazana teşekkür etmek anlamında kullanır, kimisi de işine gelen ("doğru" olduğuna inandığı) cevaplar için kullanıyor.) daha hangi kafayla "ne için kullanıldığını kimse bilmiyor" tarzı bir şeyler söylüyorsunuz anlamadım.. komiklikler, şakalar falan herhalde..

peki sizin o güzel aklınıza, sayıp döktüğünüz ve olmasını istediğiniz maddeleri burada daha önce birilerinin de aklına gelmiş olabileceğini veya bildiğini, veya dile getirmiş olabileceğini veya bilindiği halde burada kullanılmak istenmemiş olabileceğini düşünmek aklınıza gelmiyor mu? bir sizsiniz yani forumların ne olduğunu bilen akıllı değil mi?

yalnız diğer yandan kendini bilmek önemli bir şeydir tabi.

****
not: iş bu cevap farklı zaman dilimlerinde parça parça yazılmıştır. cümle düşüklükleri veya tekrarlar olabilir.
bi de, duyuru sahıbısı cevabıma tik atmazsan ağlayacağım bak:(
şaka tabi ki;) sizin gibilerden ne beklenip ne beklenmeyeceği ortadadır. bu cevap bunların bilincinde olarak atıldı zaten. arada oluyor böyle, "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" niyetiyle ortaya koyuyoruz bir şeyler..

@holy diver, iyi güzel demişsin de sen de tik'in ne olduğunu bilmiyorsun ki? sen her gelene "emeğine sağlık" diye tik atıyormuşsun.

modlardan gelen cavap "burası forum mu, istersen bir de +rep olayı getirelim". e gelmiş işte, kutsal dalgıç +rep dağıtıyor. ben buranın kötü bir forum yapısında olduğunu iddia ediyorum zaten, +rep. emeğine sağlık. bu ne lan?

daha da kötüsü burada benim adıma millete teşekkür ediliyor, +rep veriliyor.

ya soru ve cevap sitesi olsun yada da tam anlamıyla forum olsun diyorum. bence soru ve cevap sitesi olsun ya neyse.

hah ne güzel demişsin. yavaş yavaş anlamaya başladın.

burada "emeğine sağlık" diye tik atabiliyorsun. ama "emeğine sağlık" YAZAMIYORSUN güzel kardeşim. işte bu sitenin forumdan ayrılan yanı. fark fark diyorsun ya, aha sana fark. forumda "emeğine sağlık" yazabiliyorsun, burada onu yazmak yerine tik atıyorsun. istersen işine yarayan cevaba, istersen emek vermiş herkese. diyoruz ki tik fonksiyonu var, illa konuşmak istiyorsan mesaj fonksiyonu var. mesajla istersen hatun tavla bize ne, soruların altında sadece cevap olacak. çok basit değil mi? bu da bizim sitemiz. ismine ister forum de, ister mahmut de. bu site bir mahmut sitesidir. forum da değil, soru cevap da değil. mahmut sitelerinin kuralı budur biz uydurduk ok?

internet aleminde kesin kurallar yok. ya soru cevap sitesi, ya forum sitesi diye kırmızı çizgi ile kesin bir ayrım olacak diye bir şeyi de kendin uydurmuşsun, illa olacak diyorsun. yok öyle bir şey. var diye ısrar ediyorsan da burada yok.

şikayet etmek yerine yapıcı eleştirilerine, çizdiğimiz sınırları, kuralları aşmadan çözüm önerilerine her zaman açığız.

evladım, beyefendi / hanımefendi;

'yazıyla kalabalık olmasın, soruların cevapları aralarda kaynamasın, kuru kalabalık yaratmasın, asıl "soru/cevap" özelliğini korusun' diye bir sembol olarak "tik" koymuşlar.

ister "teşekkür +rep" amacıyla kullan, ister "benim aradığım doğru cevap bu" mantığıyla kullan.

sanki boşa kürek çekiliyormuş gibi bir his var ama neyse..
benden son cevaptı..
umarım cevap hakkı doğuran bir şeyler yazılmaz..

namaste,

@kibritsuyu, kullanıcılar yanlış kullanıyor siteyi. baksana herif doğru cevabı tiklemek yerine her önüne gelene tik atıyormuş. işi gücü bırakıp adamın attığı tikleri kaldırmaya başlasana :)

şikayet ettiğim konuları anlamatkan uzaksın. amele gücüyle teşekkür'leri falan siliyorsunuz, sonra burası forum olmaktan çıkıyor ve soru cevap sitesine dönüşüyormuş. bu manuel işlem hem pek çok hataya sebep oluyor hem de buranın sosyal yapısını bozuyor.

şimdi amele dedim ya, ona da alınıp diş bilersiniz siz, amele işçi demek. amele sözcüğünü kalifikasyon gerektirmeyen rutin işleri yapan kişiler için kullanıyorum.

amelelik ile format tutturmaya çalışacağınıza söyleyin işvereninize gerekli fonksiyonları eklesin siteye. amelelik aşkınıza gerçekten de şaşırıyorum. milletin sorularında gezip cevap silmek ve tik atmak son derece mekanik, mundane bir uğraşı. nereniz tatmin oluyor ki bu kadar da ameleliği ateşli bir şekilde savunuyorsunuz?

siz amelelikten kurtulun işte, biz de işimizi daha keyifli görelim.

tikin amacını da elli kere anlattık da sen ya okumuyorsun, ya da anlamak istemyiorsun. asıl sen anlamaktan o kadar uzaksın ki. her mesajımda tikin amacını tekrar tekrar anlattım, hala diyorsun ki "her cevaba atıyomuş yanlış yapıyormuş". dön tekrar oku "tikin amacı sadece doğru cevaba atılması" diye bir şey demiş miyim bak bakalım.

kullanıcılar, özellikle de kuralları anlamayıp illa yapıcam diye direten kullanıcılar kuralları okuyup söylemek istediğimizi anlasa biz de amelelikten kurtuluruz. işveren olarak tabir ettiğin site kodlayıcıları zaten siteyi güzelleştirmek için gereğinden fazlasını yapıyorlar. hiç böyle bir mecburiyetleri olmadığı, hepsi kendi işinde gücünde insanlar olduğu halde fırsat buldukça uğraşıp didinip, eleştirileri dikkate alıp siteye fonksiyonlar ekleyip, iyileştirmeye çalışıyorlar. ama sen çıkıyorsun, şurası şöyle olsa daha güzel olur diye yapıcı eleştiri yapmak yerine site foruma benziyor ama forum gibi davranamıyorum diye atar yapıyorsun.

coder'lar ve moderatörler ne yaparsak yapalım sivrinin teki çıkıyor, kural suistimal edecem diye tutturuyor. site sahibi de moderatör de ne yapsa boş. kullanan doğru kullanmamak için ısrar ettikten sonra site sahibi ne yapsın.

"şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim" kafasındasınız. kimsenin aklına kuralları sorgulamak da gelmiyor. kurallar da "hadi hep birlikte soru cevap sitesi taklidi yapıyoruz" olunca ne kendilerine ne de uygulayıcılarının saçmalamalarına sempatim var.

yahu bana ne siteniz soru cevap sitesi görünümlü forumsa. ister düzeltirsiniz ister tam güç ameleliğe devam. o fonksiyon önerileri sitenin iyiliği içindi.

benim burada sizden isteğim, (ama bu konu önemli) benim adıma tik atılmaması, benim adıma tik kaldırılmaması. bunu ahlaken yanlış buluyorum, başkası adına konuşmak sizce normal olabilir ama benim gözümde büyük karaktersizliktir.

ben mesela bu duyuruda kendi cevaplarımı işaretliyorum ki itirazlarım gözden kaçmasın. daha önce de benzer şeyler yaptım ve karaktersizin biri geliyor, benim attığım tikleri kaldırıp asla cevap olarak kabul edemeyeceğim cevaplara tik atıyor.

ayrıca benim yazdıklarımı silmeniz sıkıntı değil de, bana gelen cevapları silmeniz sorun yaratıyor. soruyu ben sormuşum, gelen her türlü cevabı görmek istiyorum, size ne oluyor ki? illegal bir durum yoksa silmeyin işte.

illa ki tik atacaksanız en azından o tiki kimin attığı bilinsin. saçma sapan cevaplara atılan tik'lere benim adımı karıştırmaya hakkınız yok.

daha önce de söyledik. bu sitede hiçbir moderatör başkasının cevaplarını tiklemiyor, tiklemez de. ha öyle bir şey olmuşsa çok büyük ihtimalle yanlışlık olmuştur. ya da daha önce de dediğim gibi moderasyona bir soru sormuşsunuzdur, kesin, net ve somut bir cevabı olan, ona da moderatör cevap verip kendi verdiği cevabı tiklemiştir. "sitede arıza var niye?" dersiniz, compumaster nedenini açıklar, sonra da kendi açıklamasını tikler. olsa olsa öyle olmuştur.

ayrıca sorunuza cevap değilse o cevap silinir. ne olursa olsun görmek istiyorsanız sorunuzu forum sitelerinde sornanız gerektiğini beşyüzüncü keredir söylüyorum.

@kibritsuyu, pek çok kez oldu. yoksa nereden bileceğim modların bu tür saçma sapan bir yetkiyle donatıldığını? madem tiklemiyorsunuz milletin yerine, neden var böyle bir fonksiyon?

eski sorulara bakıp hangi dallama bunu doğru olarak işaretlemiş diyordum, bi noktadan sonra moderatörlerin kompleksli, çok fazla boş vakti olan dallama tipler olduğuna karar verdim. belki sen değilsindir, bilmiyorum ama neticede bir modlog yok diye biliyorum o yüzden topunuzu dallama olarak görüyorum.

soruma cevap değilse bile pek çok kez olaya başka bir bakış açısı getiren cevaplar oluyor. mesela soruya cevap olmayabilir ama sorunun yanlış sorulduğunu veya eksik sorulduğunu belirten cevaplar oluyor. bunların silinmesi ama bu cevaplar sayesinde gelen doğru cevapların kalması saçma sapan bir şey çıkarıyor ortaya.


nato mermer nato kafa. ne yapalım, ssg vermiş yetkiyi arkadaşlarına, bir işi iyi yapmak için motivasyonunuz yok. şikayetlere ya sev ya terk et diyerek cevap veriyorsunuz. burnunuzdan kıl aldırmıyorsunuz ve kullanıcıları siteyi yanlış kullanmakla suçluyorsunuz.

istediğiniz kadar benim adıma tik atın, istediğiniz kadar içerik silin, alt tarafı kıçı kırık bir sitede vaktinizi harcıyorsunuz. bildiğim kadarıyla maddi bir getirisi yok size, belki zirvelerde falan havanız oluyordur. buna karşılık ortaya kötü bir site çıkarıyorsunuz, kötü bir yöneticilik sergileyip başkasının adına konuşmak gibi ahlaken çok yanlış bulduğum davranışlar içinde oluyorsunuz. kendinizi böyle insanlar olarak tanımlamak sizi rahatsız etmiyor mu? yoksa daha da kötüsü, tüm eleştirileri, tüm sorunları başkasına yükleyip kendinizi bulunmaz hint kumaşı mı sanıyorsunuz?

bak mesela şu soru: www.eksiduyuru.com

moderatörün biri burada neyin tiklenmesine neyin tiklenmemesi gerektiğine karar vermeye kalkıştı, ben de onun üzerine zaten açtım şu duyuruyu.

komplo teorisyenlerinin cevabını beğendiğimi, doğru bulduğumu ne hakla söylersiniz?

birincisi, bu site ekşi sözlük'e direkt olarak bağlı ya da ssg'nin talimatlarıyla yönetilen bir yer değil.
ikincisi, moderatörünün "dallama" olduğunu düşünüyorsanız, bu üslubu daha rahat kullanabileceğiniz başka bir platforma gidebilirsiniz.
üçüncüsü, "teşekkürler" yazıp tik atmazsanız, o yazı silinir ve refere ettiğiniz teşekkürler yerine, o anlama gelen "tik" atılır. burada hiçbir moderatör, işinize yaramayan cevaba tik atmayacaktır, yoksa bütün cevaplar tikli olurdu.
dördüncüsü, "ya sev ya terk et" değil, kullanıcıdan talep edilen şey sizin sitenin kurallarına uyum sağlamanızdır, siz bu siteye üye olurken bunları kabul etmiş sayılırsınız. herhangi bir talebiniz varsa bunu "dallama" demek yerine düzgünce dile getirmeniz daha doğru olur.

www.youtube.com