Ilginc geldi bana. Benim 2014 eylul falan alimi uc hafta falan gidiyor hala. Cihazda sıkıntı olabilir mi diye düşünüyorum. Daha ucuz icin aliexpress e bakabilirsin

dün bir yerde gözüme çarptı, güncelleme sonrası sarjim cok hızlı bitmeye başladı falan demislerdi ama cevaplari okumadim.

facebook'ta kindle turkiye grubu var oraya danış istersen.

200 lira bataryaysa yeni pw2 alınır daha iyi. 90 dolar... hiç mantıklı değil. ben rastgele dolanırken görmüştüm geçen internette, indeksleme işlemi sıkıntı yaratıyor olabilirmiş. bu konuya bir araştırabilirsiniz.

ha, uçak moduna alın bir de. işiniz yoksa boşuna wi-fi'ye bağlanmasın.

benim de kasım 2014'de aldığım pw2'm aynı durumdaydı. güncelleme sonrası şarj su gibi gidiyordu. ayarlardan son güncellemeyle gelen (ana sayfadaki) kitap önerilerini vs kapattım. şu an neredeyse eski haline döndü.

mevzuat.meb.gov.tr

Buradaki 48. maddeye bakınız.

evet alınıyor. o dilekçe izin dilekçesi. çocuk o gün izinli sayılmış oluyor böylece. daha sonraki bir gün yapılıyor sınav.

süreye uymamışsanız hak talep edemezsiniz.

Cok tesekkurler, saolun

buldunuz mu?

nerede okul bulabildiniz mi?

Hocam okulu buldunuz mu?

kadikoyiho.meb.k12.tr

çatal

çatal?

"knightmare" deniyormuş bu sahneye. bu şekilde aratıldığında gani bilgi çıkacaktır. aşağıda yazacaklarım da sağdan soldan okuduklarımdan aklımda kalanlar.

sadece kabus değil, gelecekten bir görü de olabileceği söylenmiş. kocaman omega işareti sonraki jla filmlerindeki muhtemel kötü adam darkseid'e işaret ediyor. ortada dolanan kanatlılar parademon, darkseid'in elemanları. o kocaman işaret ve arkada yanan ateşler, darkseid'in dünyayı apokalips'e çevirmesi olarak yorumlanmış (apokalips darkseid'in gezegeni).

bir diğer olay da superman'in kendine bir kült oluşturmuş olması. batman'i lois lane'e bir şeyler yapmakla suçlayıp dövüyor. injustice: gods among us'ın da konusuymuş bu zaten.

sonuç olarak iki ayrı kaynağı alıp çorba yapmışlar gibi görünüyor bu sahnede.

şurada bir şeyler var:
comicbook.com

-----öküz gibi spoiler -----


rasi paralel baska bir evren ve o evrende superman pisligin teki olup cikiyor. ayni sekilde batman justice tayfasiyla serefsizlere karsi savas veriyor. ruyanin sonunda gelip onu uyaran ise flash başgan. yalniz flash başgan onu olmasi gerektiginden cok daha erken uyardigi icin batmmanin kafa iyice karisiyor. ileriki filmlerde daha detayli ogreneces..


---- okuz gibi spoiler -----


bu gibi seyler yuzunden aslında bu film bence su ana madar yapilan en iyi superhero filmiydi. dark night'i bir superhero filmi olarak saymiyorum.

then a viking, now gülben ergen. "eskinin aktörü, şimdinin şarkıcısı" gibi bir şey için "then a singer, now an actress" kullanılıyor.

An old Viking, an actual Gülben

Siparis etmediniz de mi beklediniz anlamadim?

Eger oyleyse neden getirsin ki adam?

Çüş hiç mi bişey getirmediler? Hayatımda öyle bir olayla karşılaşmadım.

edit: bi dakika lan adamlar dönerci ama kebap da mı yapıyor? Sen yoksa kebap değil döner mi yedin? Kafam çok karıştı ve bu durumdan hiç memnun değilim.

çorba ve döner ile nasıl bir meze beklentiniz vardı? mezeden kastedilen nedir?

ortaya getirilen lavaş, tulum falan mi?

Olum neler söylüyorsunuz kanım dondu amk ya
arkadaşlar kebapçı acılı ezmesi olsun, turşusu falan olsun ne biliyim soğan salatası olsun bunların üzerine inşa edilmiş bir müessesedir. Kendinize gelin ben meze görmedim hiç falan ne demek bunlar ya.

edit: dönercilerde olmaz tabii. cin biberi falan olur işte.

valla işler beklediğimden sarpa sarmış. benim de payım var bu durumda sanırım. bir de ikram olarak sunulan mezeler bu kadar az mı meşhurmuş ya? izmir'de manavkuyu tarafındaki restoranlara çorba içmeye gider, masaya sığmayan mezeyle doyardık.

ben kebap söyledim. yani döner ile ilgili bir durum yok. yanında, ya da öncesinde en azından bir acılı ezme beklerdim.

mekan erzincan. evin döner. dönerci ama kebap da yapıyor. ha bu arada bir iki masaya baktım. onlara ezme, haydari ve salata verilmişti.

meze verin bana.

(mezeden kastım kebapçılarda ikram edilen, ya da satılan neyse, görece basit mezeler. ezme ya da haydari gibi. ilçedeki lokanta yemek söyleyince ve elinde mevcutsa salata ve turşuyla birlikte ikram ediyor bunları mesela)

abi o zaman garson ya unuttu ya da seni sevmedi bilemiyorum. Kebap yiyen adama düşmanı olsa acılı ezme verir, bunu hepimiz biliyoruz.

mersin ve adana dışında herhangi bir şehrinde, kebap, ciğer, kuşbaşı gibi yiyecekler sipariş ederken şayet Dürüm şeklinde sipariş verirseniz, yanına getirilecek şey domates,limon veya turşudan ibaretttir. Mersin ve Adana'da dürümün yanına kırmızı lahana salatası, domates söğüş, turşu, nane, roka, limon, salata gelir.

Şayet meze istiyorsanız servis şeklinde söylemeniz gereklidir. Servis söylerseniz, açık ekmek, yağlı ekmek, acılı ezme, ezme, soğan saltası, pişmiş soğan, salata, vs gelir.

bu yüzdendir ki; dürüm 8 TL , servis 15 TL dir.

sipariş ettiniz mi? diğer masalarda vardı diyorsunuz da oradan çıkarımda bulundum. o adamlara ikram edildiğini nerden biliyorsunuz? bu kadar bedavacı olmayın alla'sen!

ben size diğer duyuruda evin'e gitmeyin dedim :)

sipariş etmedim de bir okusanız? menüde olmayan şeyi nasıl sipariş ediyoruz? ben tam da bu yüzden, menüde olmadığı için ikram çıkarımında bulunuyorum.

c1b2k3, hehe eyvallah ama hatırlayamadım ya şimdi... bakayım hemen. kulak asmamışız yorumunuza, biz kaybetmişiz. (şimdi baktım da görmemişim ben onu. keşke gitmeden önce göreydim. en dolu cevabı tiksiz geçmişiz. teşekkür ediyorum)

janavarorion, hocam belirttiğim üzre başka şehirlerde de yedim ikram mezeler. hatta çorbayla bile. tabii ki mersin ve adana ile karşılaştırılmaz, orası ayrı.

Ankaralıyım, verdiğiniz anlamsız tepkileri anlamlandıramıyorum. Herhangi bir şekilde meze gelmemesi, ortanın boş kalması oraya bir daha gitmeme sebebidir.

kebabı dürüm mü istediniz yoksa servis mi ?

dürümse meze gelmez , belki turşu, limon, domates

servisse tabakta pişmiş biber , domates ve açık ekmek olur. masada da mezeler.

adana mersin antep gibi yerler dışında istisnaidir söylemeden meze getirilmesi.

off kabus gibi...

meze verilmeyen yere bir daha hayatta gitmem, gideni engellerim. pideyle birlikte gömücen onlar yav, kebapçıyı kebapçı yapan o mezelerdir. onlar gelince ben heyecanlanıyorum, midemde kelebekler uçuşuyor.

janavarorion, servis. yoğurtlu kebaptı.

ben almıştım hazır kurulu gelmiyor ama ilkokul düzeyinde el becerin varsa hiç sorun olmadan gözlüğü bir araya getirip tamamlayabilirsin. olay zaten sadece lenslerde bitiyor. başka bir şey almana gerek yok.

nerden aldın? memnun musun? bir de değişik inch'leri var, daha büyüğünü mü almak lazım?

yanılmıyorsam gittigidiyordan almıştım. Zaten orjinalini bulman kolay olmuyor. sonuçta bir lens ve kartondan ibaret olduğu için çakmasını yapmak çok kolay. o yüzden orjinal veya çakma farketmez. cep telefonu boyutuna bakarak seçebilirsin ama hepsine uyuyorlar sanırım. ama yine de kontrol et. ayrıca önerim bütçeni biraz ayırıp cardboard almaktanda şu kafa destekli plastik olanlardan alman. gerçi her halükarda 2 gün sonra kenara atma ihtimalin yüksek.

Önce cardboard al karton olanı yani kurulumu çok kolay yapabilirsin. Ben çinden 1,5 dolara aldım gelmesini bekleyemem dersen gittigidiyor vs. bir yerden al mercekleri aynı çoğunun Inc önemli telefonun büyükse eğer ona dikkat edip al. Eğer kullanışlı gelirse, ben bunu kullanırım dersen daha sonra kafa destekli plastik olanından alırsın görüşün değişmiyor sanırım ama kullanması daha rahat, kafana değen yeri yumuşak ve sağlam

okulda öğrencilere göstermek için alacağım. şimdilik türkiye'den almam gerekiyor. fatura gerekli. plastik olanından almama gerek yok demek.

@onurlu, o 1,5 dolarlık pakete her şey dahil miydi yani? değildi herhalde. burada 30 lira civarlarında.

@yadigar, okulda da bir iki gün kullanılıp kaldırılır zaten bence. anladığım tam kutuyu alıyorum gittigidiyor, n11 vs. siteden ve başka bir parça sipariş etmem gerekmiyor, sadece kartonla uğraşıyorum. doğru mudur? siz nerden satın aldınız peki?

Her şey dahildi benimkine :) 1,5 dolar olana, kartonu, merceği, cırt cırtları,mıknatısı şu linkteki kafa bandı yok sadece
goo.gl

Gittigidiyorda da 12 lira civarına varmış
urun.gittigidiyor.com

peki nfc'lileri tam olarak ne işe yarıyor?

offf 1,5 dolarak eksiksiz ürün? iyiymiş be ama bana fatura gerek. o yüzden buradan almaktan başka çare yok.

bu arada bende doğru düzgün telefon da yok (galaxy w). çocukların kendi telefonuyla deneyeceğim.

hepinize çok teşekkür ediyorum.

www.youtube.com

eğer excel elzem değilse "online graph" diye aratırsanız birkaç site çıkıyor. ben bunlarla hazırladım birkaç grafik.

kılıçdaroğlu oy kullanamadı?

eklemasyon: seçmen listesinde adı yokmuş anladığım kadarıyla. oy verecek kişilerin adının seçmen listesinde bulunmasını gerektiren yasayı bilmiyormuş ya da bu konuda bir eksikliği varmış demek ki... diye düşündüm.

ama bu yasayı bilmediğine örnek olabilir mi? bilemedim

Çoğu Akp hareketi. Ya da şu son sgk kanser olayı. Gerçi yanlış bilmeye girmiyor galiba bunlar. :/

KK'ninki yasayı bilmemekten değil. Seçmen listesini kontrol etmeyi ihmal etmekten dolayı. Hani biz bakıyoruz ya, oyu nerede kullanacağız vs. O bakmamış işte.

tasarimi illistrator'de yapabilirsin anliyorsan ya da logo programlari var. baski isi toptan olarak ucuza geliyor, keza toplu t-shirt alimi da.

kaç kişiye lazım? tasarım işini bilemem ama geçen sene okul için 71 kişiye 7.5 liradan tişört bastırmıştık (şapka ile birlikte 9 lira). pek kaliteli değildi. sadece ön yüze baskı yapıldı ama arkasına da yapılsaydı fiyat değişir miydi, bilmem.

hayir, sadece aciliste "telefonun rootlu, ona gore" diyorlar.

bankalar tavsiye etmiyor güvenlik açısında rootlu telefon kullanmayı.
uygulamaların çalışmasında bir sıkıntı yok tabii; fakat hesap güvenliği elden gidiyormuş diyorlar.

root'dan sonra güvenlik sorumluluğu sende oluyor.

rootlu telefonda kullanılmamalı mı gerçekten peki? risk büyük mü?

güvenlik kavramıyla ne kadar haşır neşir olduğuna bağlı. ben telefonun üzerinde gelen yazılıma güvenmem, yüzde yüz açık kaynak, kodu inceleyebileceğim yazılım kullanmak zorunda hissederim kendimi. kodla vs ile pek haşır neşir olmayan insan için ise tersi daha güvenilirdir daha büyük bir grup tarafından kullanıldığı ve görece bazı meta kaynaklı hesap sorma olasılıklarından dolayı.

paramın olduğu hesabı transferlere kapattım ben öyle kullanıyorum. riskli iş. kredi kartım yok.

alınmayacak kadar kötü değil ama bence sıradan

renk olmamış.

Sende yok muydu ya? Ben bu monttan Türkiye'de herkeste var zannediyordum :))

ilk ben aldım bu monttan. sonra herkes aldı, benden görüp.

bu güzel değil ama. daha güzelleri vardır. araştır. kiğılı çok kötü marka, ürünler. bu da dipnot.

cok baydı bu tarz montlar

fiyat iyi ama yine de almayın.

forum.donanimhaber.com

indirim bölümüne bağlanırsanız indiriyorlar faturayı. arayıp faturam çok geliyor, başka operatöre geçicem filan diyince indiriyorlar. pazarlık yapın :)

Yok o mesaj yüksek ihtimal, bundan sonra bilgilerinizi işliyoruz, ttnet ve türk telekoma da veriyoruz anlamına geliyor, yani seni tutup türk telekom arayıp avea hattınıza ayda 30 lira ödüyormuşsunuz, ev telefonunuza da 30 lira ödüyorsunuz ikisini birleştirelim 50 lira gibi teklifler yapabilecekler, olay şu; sizi arayabilecekler, bazısı bunu istemez.
Yüksek ihitmal online hizmet merkezinde veri işleme izni ayarı vardır.

Bunun dışında üstteki link yararlı.

twitterdan yaz. beni arayacaktınız hala aramadınız de

Kullanmayın bence o rezalet kurumu. Ben yeni vodafonea geçtim gayet güzel. Mobil veri kendiliğinden falan gitmiyor artık.

@atom karincanın torunu, veri işleme izni isteyen mesaj ayrıca geliyor. daha izin vermedim. zaten bu konuyu açarlarsa yine vermem. babam yararlanıyordu uygun bir tarifeden. kendileri arayıp yine aynı uygun şartlarda devam etmesini teklif etmişler.

@filipis, vodafone'a geçmeyi düşünüyorum ben de ama tam uygun tarifeyi bulamadım. freezone'u yaşdan kaçırıyoruz. siz hangi tarifeye geçtiniz?

vodafone'un müşteri hizmetleri ekibi çok çok kötü.

internette 35tl diye lanse edilen paket için geçtim, bana 41lira fatura çıkartılar, tarife sistemimizde 41tl gözüküyor dediler. gidebildiğim kadar üst merciye gittim, en sonunda şiveli konuşan bii "yoğoyle bişey" dedi, hmm ok diyip avea'ya geri döndüm.

Ben 750 dk 1000 sms 2 gb 22tl ye geçtim. Bunun 28 tl olanı var 3 gb lısı

hmm imdb'nin cross search sayfasi var ama birlikte calismislar mi ona bakiyor. six degrees of separation olarak bulamadim.

www.imdb.com

oracleofbacon.org

tesekkurler. :)



gene hackman has a erol tas number of 3. Find a different link
Gene Hackman
was in
Uncommon Valor (1983)
with
Reb Brown
was in
Il mondo di Yor (1983)
with
Tevfik Sen
was in
Belalilar (1974)
with
Erol Tas

sinemalar.com sitesinde hangi sinemada vizyonda neler var falan yazıyodu önceden ama ne zaman gider bilgisinden emin değilim

kalabilir de kalmayabilir de. trabzon'da 4 ana sinema salonu var. bunlardan birinde muhakkak kalır bence. ama o sona kalan versiyon türkçe düblajlı da olabilir. arayıp sorsan söylerler herhalde.

sinemalar.com'u biliyorum. dublajlı/altyazılı bilgisini vermiyor.

trabzon'da zaten şu anda bile sadece forum'da altyazılı var. erzurum'da da aynı şekilde. işim zor görünüyor ama arayayım bari.

edit: boxofficeturkiye'ye de bakmıştım. bu bilgiyi veren bir de beyazperde var. teşekkür ederim.

boxofficetr adresinden seansların altyazılı olup olmadığını görebilirsiniz.

happy-go-lucky.

wristcutters: a love stroy

If You Are The One 1

(bkz: safety last)

www.imdb.com

good will hunting (1997)

bence d de olur. informal olur ama olur yani

C de e de olur gibime geldi de d olmaz. Neden dersen d dersen firavun keopsun içinde olduğu başka piramitler de varmış ama bunların en büyüğü buymuş gibi olur.

yani kişinin dediği kadarıyla cevap anahtarı e diyormuş. ben netten buldum bir tane, onda da d yazıyordu. bir süre d'yi savundum. şimdi de e savunucusu bir arkadaş "piramit, kişiyi nasıl içersin yav" gibi bir açıklama getirdi. e hadi peki madem dedim. hala pes etmedim ama. "firavunu içeren piramit"in nesi var?

sorudan hazzetmedim.

@mistreated güzel bir bakış açısı. teşekkür ederim. ama c'de de en azından bir virgül gelse daha iyi olacakmış.

Novel contains x olmaz diye dusunuyorum contain sanirim daha cok somut nesneler icin kullaniliyor.

c olmaz çünkü contain eden yazar anlamı çıkar.
novel contain etmez diye düşünüyorum ben de, öyle bir kullanım görmedim ama d şıkkı da tatmin etmiyor çok beni, defining-non definig clause konularına bakıp açıklık getirebilirsin belki.

"which/that contains" olsaydı olurdu. containing ile bağlanmaz burda cümle. anlam olarak sıkıntı yok ama gramer olarak bir nüans var.

cevap kesinlikle E diyorum.

"containing" diye başlayan cümle bir açıklama, niteleme cümlesi. "içeren, içerdiği, kapsayan, haiz, -li / -lı" vs. anlamlarını oluşturuyor.

containing diamond - elmaslı
containing acid - asitli
acid-containing - asitli
containing medicine - ilaçlı
containing violance - şiddet içeren

bir açıklama, niteleme anlamı oluşturduğundan hemen öncesinde neyi açıklıyorsa onun gelmesi lazım.

************

... containing the ancient Egyptian paraoh Cheops.

a- Many different and amazing stories were told among the students.
Öğrenciler arasında bir çok farklı ve inanılmaz hikayeler anlatılırdı (anlatıldı).

students'ı açıklaması lazım. direk yanlış.

şöyle olsa doğru cevap olurdu:
Many different and amazing stories, containing the ancient Egyptian paraoh Cheops were told among the students. (stories'i açıklıyor)

b- The current whereabouts mummy is unknown.
mumyanın şu an nerede olduğu bilinmiyor. (unknown'u açıklaması lazım. direk yanlış)

c- A history of the oldest country in the Near East was written by the historian Mathena. (mathena'yı açıklaması lazım. direk yanlış)

Yakın Doğu'daki en eski ülkenin (bir?) tarihi tarihçi Mathena tarafından yazılmıştır.

d- It is the world's largest and greatest pyramid.
(o) dünyanın en geniş ve en büyük piramidi. (pyramid'i nitelemesi lazım. niteliyor görünüyor, gramer olarak doğru. fakat anlam olarak yanlış. piramitler bir şey içermez, kapsamaz, firavunların mezarıdır. ve içinde firavun olduğunu belirtmek için "içerir, kapsar, içeren" diyemeyiz. çünkü piramitler firavunların zenginliğiyle, büyüklük ve diğer dünyada yaşama hırslarının sonucu yaptırılmıştır. yani piramit firavunu kapsamaz, ancak "Mısır tarihi, kültürü, inancı, firavunların büyüklük hırsları vs piramitleri kapsar" diyebiliriz.)

3- At the beginning of the 19th century, the British writer Jane Webb published a novel.
(novel'i açıklaması lazım. hem anlam hem gramer olarak cuk oturuyor. çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı)

(containing the ancient Egyptian paraoh Cheops.)

19. yy'ın başlarında, ingiliz yazar Jane Webb bir roman yayınladı.
(eski Mısır firavunu Keops'u içeren / kapsayan / -roman olduğu için rahatça şunu da kullanabiliriz:- anlatan)

iki cümle peş peşe olduğunda, ingilizcenin gramer yapısına göre düzgün bir cümle oluşuyor. türkçeye çevirdiğimizde şöyle oluyor:

19. yy'ın başlarında, ingiliz yazar Jane Webb eski Mısır firavunu Keops'u içeren / kapsayan / -roman olduğu için rahatça şunu da kullanabiliriz:- anlatan bir roman yayınladı.

cevap veriyorum, soru yanlış.

sorunun 3 doğru cevabı var, A, D ve E. hepsi de cümleyi anlamlı ve doğru bir grammar yapısı ile tamamlıyor.

bu soruda yapı olarak eleyebileceğimiz pek bir şey yok. "containing" kelimesi bir reduced relative clause'a işaret ediyor ve bu şekilde kısaltılan yapıların hemen öncesindeki kelime ya da kelime gruplarını niteleme zorunluluğu bulunmuyor (gerçi bence virgül kullanılsa daha iyi olurdu). bu yüzden soru kökü aslında a şıkkındaki "stories"i de niteleyebilirdi.

ekleme: buna uygun şöyle bir örnek buldum. "the engineer identified the problem, using the latest technology." yalnız görüleceği üzere a şıkkındakiyle arasında bir fark var: burada -ing yardımıyla kısaltılan relative clause özneyi yani engineer'ı niteliyor. a şıkkındaysa başka bir şeyi, nesne görevi gören stories'i. buradan kaynaklı bir hata olabilir a şıkkında.

d şıkkında illa which/that contains olmasına da gerek yok yapının. "pyramid containing" diye pekala bir reduced relative clause oluşturulabilir.

d cevabının yanlışlığına kanıt olarak en çok aklıma yatan açıklama i ve been mistreated'ınki oldu, anlam olarak çürüttü.

@baba jo evet doğru cevabın non-defining relative clause'ların reduction kurallarıyla bir ilgisi var. yeniden incelemem gerekiyor. ayrıca evet, bilgi aldığımda diğer hocalar da bir arada "contain" ve "novel" kelimelerinin eğretiliğinden dem vurdu. gıcık bir soru.

politikacı

"politika yapıcılar" diye kullanıldığı olmuş.

hocam birkaç makalede denk gelmiştim bu ifadeye. oradaki anlamı şu gibiydi.

seçmenler oylarıyla policy maker'ı etkileyebilirler. yerel seçimler yereli, genel geneli. yani, yerel yönetimin yürütme kanadı, ve genel yürütmeyi (bakanlar kurulu) ifade ediyordu bu şekilde.

tinker tailor tailor spy. ajanlı takım elbiseli.

(bkz: no way out)

the secret life of walter mitty

karizmatikliğiyle aklımda kalan pek kişi olmamış ama müzikçi farklıydı diğerlerinden.

edit: sta'nın cevabı görünce aklıma geldi. evet, bedenci de farklıydı.

beden

sosyal

ingiliççe. ortaokuldaki iki ingilizce öğretmenim de efsanevi kadınlardı. hem kendilerini hem de ingilizceyi çok severdim; dolayısıyla hem dersi hem de onları diğer hocaların/derslerin önüne koymuştum. iyi ki öyle yapmışım, sayelerinde şu yaşıma kadar sadece yabancı dil biliyor olmakla idare edebildim. onlar olmasa ingilizceye bu kadar asılmazdım belki, çok daha işe yaramaz biri olurdum.

bir tanesi çok genç ve acayip güzel bir kadındı. diğeri ise 40-50 vardı ama yine bayağı güzeldi ve nasıl desem böyle tam mistress gibi hatundu kızıl saçlıydı falan oyhş. strong independent woman tam. beni tebrik etse, övse falan üzülüyodum "neden kırbaçlamıyo" diye. öyle bi şey.

Ingilizce ogretmenim kesinlikle. Hatta o kadar cok etkilenmisim ki ogretmen oldum hala ders anlatirken gozumun onune geliyor sevgili hocam.

Annem ajhshs resim ortmenimdi kendisi.

Evde her dedigimi yapan o yumusak kalpli kadini muthis bir disiplin içinde ders anlatirken, ogrenciler karsisinda mum olurken gorunce gozumde asmisti. Diger hocalarimin alayi tirtti malesef.

Lise dersen oralardan cok malzeme cikardi ama.

Türkçe

resim ve türkçe öğretmenlerim. hatta resim öğretmeninin adını bile unutmadım: ali güler.

Türkçe

İngilizce

fenci ve sosyalci. türkçeci de iyiydi, minnacık bi kadındı ama merkel gibiydi.

İzledin mi belgesellerini?

Kendisi önemli bir aktivist, aktör, senaryo yazarı, araştırmacı, gazeteci ve yazar. Dolayısıyla ortaya koyduğu işler de kaliteli.

Ayrıca gayet de radikal biri. lafını esirgemiyor yani.

diğer ülkelerle kıyas yapabilmesi, kendi ülkesinin de en önemli sorunlarını tarafsız şekilde, üstelik iki saat boyunca sıkmadan anlatabilmesi. sadece amerika endeksli olsa türkiye'den bir izleyici sıkılabilir ama misal sicko'da fransa, kanada, küba gibi ülkelerden örnekler veriyordu. ve maalesef kendisi kadar iyi bir belgeselci yok. sayı az. haliyle alkışlar ona gidiyor.

belgeseli "işten anlayan adamı kameranın karşısına oturtup bir saat konuşturalım" ya da "aslanlar sevişiyor çekelim" anlayışından çıkardığı, söyleyecek sözünün olması ve bunu da belgeselleri vasıtasıyla söylemesi, yeri geldiğinde izleyici ve karşısındaki provoke etmekten çekinmemesi (bu olumlu bir şey olmayabilir, ama ilgi çekiyor), britney spears ve savaş mağduru ıraklı insanları art arda gösterebildiği için.

Tüm gezi ağları kontrol edildikten sonra Tripadvisor'dan yerlilere mesaj atmak?

Tripadvisor, foursquare

hanıma bırakıyorum o hallediyor. google maps'ten noktaları işaretliyorum sonra :D

Wikipedia, wikitravel, gittiğim şehirdeki turizm ofisnde bedavaya dağıtılan harita

konu hakkında bloglar üzerinden yürüyorum, kafama göre bir kaç blogger var gayet uyuyor tasiyeleri, bir veya iki günü de öyle mal gibi dolanmaya ve kendim bir yerler keşfetmeye harcıyorum, genelde bombok yerler çıkıyor ama bir iki tane iyi çıkıyor o da deyiyor

wikitravel ve bloglar. bir de "interrail türkiye".

rough guide ya da blue planetin mutlaka o sehırlerle ılgılı guidebooku vardırç ınternetten ulasımı da kolaydır.

virtualtourist.com'a bakıyorum.

reddit'te /r/travel ve şehrin kendi subreddit'ine takılıyorum(şehir küçük bir ülkeninse direk ülkenin subreddit'ine takılıyorum tabi). Daha önce gidenlere soruyorum. İlk gece girdiğim barda barmene soruyorum. Wikitravel'a bakıyorum.

100 ulke, asagi yukari 120 sehir gezdim, sorulari alayim. (Ciddiyim)

ek olarak couchsurfing yaptigimiz icin oranın yerli halkindan da fikir alma sansımız oluyor. hicbir site ya da rehber kitabin veremeyecegi onerileri oluyor.

neyin devrine yaklaştığında?

devir, vites atmaya yaklaşırken.

Normal falan değil. Yağ fikri mantıklı duruyor ama.

1-Gaza bastığın zaman ses artıyor mu?
2-Ses tam olarak arabanın neresinden geliyor?

vites geçişi sırasında oluyor ise muhtemelen sanzumana bağlı bir rulmandan geliyordur tam emin değilim tam otomatik değil bildiğim kadarı ile fiat sanzumanları o yüzden debriyajı ayıran bir rulman var muhtemelen ondan olabilir

@komando

1- yok çok artmıyor. vites geçişine yakın birkaç saniye geliyor, vitese geçince kesiliyor. her zaman da olmuyor bu ses.
2- bundan tam emin değilim.

@gaspetizm
evet araç yarı otomatik.

gaspetizm kardeşin dediği gibi rulmandan.

demezler. çünkü iki defa çıktım, demediler.

onu sadece muayene olursan derler.

vergi borcu, gss, bağ-kur, sgk borçları, belediye borçları vs. yurtdışına çıkışa engel değil. bende hepsi var, bir sorun olmuyor :)

ya ufacık ufacık sinekler var. herhalde bundan alsam plastiğin arasına kaçıp kurtulabilirler.

ablamin mutfagina da musallat olmuslardi unutulan ve bozulan patates yuzunden, raid'i basip bi saat kadar mutfagi hic acmadi. sonra teker teker toplayip atti. mutfagin her yerini de silmek zorunda kaldi ilacladigi icin.

Kesin ve zararsız çözümü söylüyorum. Sanırım hepsi mutfakta?

1-Mutfağın kapısını sürekli kapalı tutun, başka odalara geçmesinler.
2-Mutfağın orta yerine bildiğiniz çöp koyun, beklesin ve kokuşsun orda. Çöp büyükçe bir poşetin içinde olacak, ağzı açık bir şekilde bırakacaksınız.
3-Tüm sinekler o poşetin içine girecek, daha sonra gidip yavaşça yaklaşın. Bir anda poşetin ağzını kapatın ve hepsi içinde kalsın.
4-Poşeti ve haliyle çöpü dışarı çıkarınca poşetin ağzını açın, tüm sinekler uçsun. Sonra yeniden bağlayın. Gerisi belediyenin işi.

Not: Dışarıda ağzını açmayı unutmayın, sinekleri öldürmeniz gerekmiyor sonuçta.

hacı, otuz-kırk yıllık lojmandayım. yoktur.

Sinegin turunu dogru anladiysam: Bir kabin icine ceyregine-yariya kadar elma sirkesi dolduruyoruz, bir kac damla da bulasik deterjani ekliyoruz (cok degil, elma sirkesinin kokusunu bastirmasin). Bir gun kadar sineklerin bol oldugu mekana yakin (tezgah ustu, masa ustu vs) ustu acik sekilde birakiyoruz. Sinekler elma sirkesini icmeye calismak icin geliyorlar ama bulasik deterjanindan dolayi cikamayip boguluyorlar.

Ekleme: Bu cozum sinekleri olduren cozum. Oldurmeyeni ustte varmis, grgn sagolsun. Benim aklima gelmemisti.

Süpürgeyle çek.

Yasa ve Yönetmelikler kısmına bakacaksınız. Yüksek Lisans ve Doktora Yönetmeliği olmalı muhtemelen.

www.msgsu.edu.tr

ilan zamanlarında (dönem içi ilan olur mu bilmiyorum, yok ise nisan mayıs gibi, var ise aralıkta) zaten şartları yazacaklar. hem enstitünün sitesinden hem de memurlar.net'ten takip edebilirsin.

sağlık her şeyden önemlidir

bişey olmaz ya alışıyorsun, ben tedaviyi 1 sene ertelemek zorunda kalmıştım , akıntı ve kaşıntıya bi süre sonra alışıyosun :(

bence problem oluşturur.

Biran once doktora git deri altina yayilabilir operasyon daha sikintili hal alir.ne kadar erken gidersen o kadar kisa surer.

sorun oluşturur. göte dikkat etmek lazım.

Ya hemen git hallet nedir ki, bi günde ayağa kalkıyosun zaten, bi hafta sonra da oturmaya başlıyosun. Ben o kıl dönmesinden korkarım arkadaş şehir efsanesi gibi hikayer duymuştum. Yok kıl içerde uzamış da sarılmış da kemiğe daha büyük açmak zorunda kalmışlar da. Allah bilir yani mümkün mü bilmiyorum da göt bu sonuçta aldır gitsin. Evvelden kıldönmesi ameliyatı geçirdiysen psikolojik de olabilir. Ben çok öyle santıya kapılıp gittim doktara neyse ki boş çıktı.

farklı kitaplar halinde duymadım ama aynı kitap içinde olanı var.
ses ve öfke'de aynı olay 4 farklı karakterinden gözünden anlatılıyor.
bir de, kafasında bir karakterler dizisi kurup tüm kitaplarını o karakterler üzerinden anlatanlar var. yani, böylece aynı karakter farklı kitaplarda söz konusu olabiliyor.

tam olarak istediklerini karşılamıyor ama bir yere kadar var. evet.

aynı şey orhan pamuk'u sesiz ev kitabında var. belli bir isminin olduğunu düşünmüyorum.

öyle özel bir tür hiç duymadım ama bazı yazarlar deniyorlar. çok da güzel oluyor aslında.
ben de şunu örnek vereyim: john scalzi'nin dört serilik 'yaşlı adamın savaşı' ilk isimli kitapları var. bilimkurgu. bunlardan son kitap, zoe'nin öyküsü'nde, üçüncü kitapta (belki ikinci ve üçüncü kitaplar, tam hatırlayamadım) geçen ve anne ve babası gözünden anlatılanlar, kızları zoe'nin kendi gözünden anlatılıyor.

Bu hikaye tarzinda kitap bilmiyorum ama rashomon filmi dedigin olay orgusunu en iyi isleyen film. Bu yuzden venedik film festivalinde odul aldi.

Atif yilmazin da bu olay orgusunue sahip filmi vardi da unuttum. Adi vasfiyeydi sanirim.

hımmmmmm aklıma şu geldi, umarım uyuyordur. olayları camus'nun "yabancı" romanında maktül arap karakterin gözünden anlatan başka bir roman daha yazılmış mesela. adını da hatırlayamadım şimdi.

Football clubs across the globe are realizing that the use of social media is the future in terms of improving and expanding
their business, whether this be for marketing purposes or as a medium for directly communicating with their fans.

(daha doğrudan: Dünya çapında futbol kulüpleri sosyal medya kullanımının pazarlama amaçlı ya da doğrudan kendi taraftarlarıyla iletişime geçme amaçlı olarak, gelişme ve genişleme anlamında gelecek olduğunun farkına varıyorlar.)

ya da daha hoşuma giden;

(Dünya çapında futbol kulüpleri pazarlama amaçlı ya da doğrudan kendi taraftarlarıyla iletişime geçme amaçlı olarak, gelişme ve genişleme anlamında geleceğin sosyal medya kullanımında yattığının farkına varıyorlar.)

Although this study found that the majority of European teams researched have a social network presence, there was a
difference in how effectively social media was used between the various leagues.

(Bu çalışmada, araştırılmış Avrupa kulüplerinin çoğunluğunun sosyal medyada varlık gösterdikleri bulunmuş olmasına rağmen, bulundukları liglere göre ne kadar etkili kullandıkları değişmektedir.)

This study demonstrates that most
football clubs have some social media presence, such as the number of Facebook likes, Twitter tweets and YouTube
videos.

(yanlış diyememe de kendi yorumum: Bu çalışma, çoğu futbol kulübünün Facebook beğenileri, Twitter tweetleri ya da Youtube videoları gibi, sosyal medyada varlık gösterdiğini ortaya koymaktadır.)

However, the findings indicate that well-known world-wide clubs don’t always use this commercial potential as effectively as they might and that teams with lesser prominence sometimes use social media in a more effective way in
order to market effectively to their fan base.

(Ancak, bulgular dünyaca tanınmış büyük kulüplerin her zaman bu pazarlama potansiyelini en etkili şekilde kullanmadığını ve daha az bilinen kulüplerin taraftar kitlelerine yönelik olarak etkin şekilde pazarlama faaliyetlerinde bulunmak amacıyla sosyal medyayı daha etkin bir şekilde kullandıklarını göstermektedir.)

z plast mı dediler ameliyat şekline? ben z plast olmuştum. ah ah çok çileli. ama nüksetmiyor.

Şöyle düşün: diğer yöntemde yara olan ve iltihaplı kısmı kesip atıp orayı dikiyorlar, açık yara yönteminde de o dokuyu aynı çürük domatesin çürümüş kısmını bıçakla aldırırsın ya, onun gibi alıp vücudun yavaşça kapatmasını bekliyorlar, bekliyorsun. Ben on yıldır temizim, bu yolla oldum ama adama bir ay boyunca sövdürüyor.

Ben ameliyat olacağım sırada diğer yolla ameliyat olan hastalardan biri de üçüncü kez olmayı bekliyordu.

Özet: açık ameliyat ol, iyileşme süreci zor ama kesin çözüm.

Ne olursa olsun açık olma, kardeşim de 3 ayda kapandı resmen süründü. Askerde 6 ay da kapanmayan adam gördüm her gün hala pansuman oluyordu. Kardeşim yeniden olurum açık olmam bir daha diyordu.

seneler evvel yakalandığım bu şerefsiz hastalık yüzünden önce okullar açılmadan yazın kapalı ameliyat oldum ve daha ilk dönemde tekrarladı. ikinci ameliyatı ise açık oldum. 1-2 ay içerisinde iyileşti, o günden bu yana da tekrarlamadı. açık ameliyat yarası iyileşene kadar çile çekiliyor evet ama ben bir daha bıçak altına yatmak istemezdim.

bozulmaz. her şeyin üstüne dökebilirsin italya'da bir reklamda çileğin üzerine dökme gibi çılgınlıklar yapıyorlardı hatta. risk almayayım diyorsan en iyi salata ile gider, ezinenin yanında domatesin üzerine falan güzel olabilir.

ehehe şişenin üzerindeki etikette çileğin üstüne dökmüşler.

bileti çıkartmana gerek yok.

kimlik/pasaport yeterli.

kabul ediyor. A-123456 diye girdim gitti, eyvallah.

geçen yıl balkan turu yaptım ve şöyle majör bir sorun var: girdiğin ülkeden çıkman gerekiyor. türkiyedeki havayolu firmaları regülasyon gereği balkan ülkelerine tek yön bilet satmıyor. sanırım vizesiz girdiğimiz için böyle bir önlem alınmış. üsküpe gideceksen üsküpten geleceksin, bu bir :) hee belki değişmiştir, aç bi sor yine de.
belgrad, saraybosna, mostar ve ohrid görülesi yerler. karadağ da güzelmiş, biz gidemedik.
ulaşım dert, öyle trenler filan yok avrupa gibi. eski püskü otobüsler var ve yollar iyi olmadığı için uzun sürüyor.
çok kötülemiş gibi oldum ama güzel yerler :) iyi plan yapın gitmeden, özellikle şu tek yön uçuş meselesini iyice bi öğrenin.

bu yaz üsküp'ten girdim, belgrad'tan çıktım. pegasus uyarı veriyor ama paşa paşa tek yön bileti satın alabiliyorsun.

akçakoca dediğin yer el kadar bir yer neticede, yürüyerek tüm merkezi dolaşman birkaç saat bile almayabilir.

sahil boyunca yürü, paralelindeki birkaç üst sokaklara dal. sahilde birkaç bar var onlarda otur bir şeyler iç.

gitme, gidiyorsan dön

yürüyüş rotasıyla kastım şehir içi yürüyüş değildi. şelaleyi merak ediyorum mesela.

Gidecek cok yer yok. Pas gecebilirsin ama Tiran yerine Arnavutluk'ta Dalmacya kiyilarinda daha guzel sehirler var.

gitme ya. hiçbir şey yok tiran!da. 1 gün daha ohri'de kal en kötü ama yine de gitme.

Dalmacya derken durres gibi mi? denizle de pek aran yok ki. koca ulkeyi de pas gecmek istemiyorum.

koca ülke dediğin yozgat gibi bi yer arkadaşım. gitme. net gitme. asla gitme. adamsan gitmezsin.
asdnsjkl
cidden gitme abi.

Yuzme icin degil aslinda bir ulke daha gormus olursun. Tiran'da bir avm var ucuz Amerikan urunleri satiyor. Sehrin en guzel kismi oydu. Durres zaten pek uzak degil bir ulke daha gormek istersen Durres'e git derim.

@fatihkkk hacı kusura bakma da gittim ben tiran'a.

Hangi model Kindle var elinizde? Ben Aliexpress'ten ışıklı bir kılıf almıştım, aynı şekilde Amazon'dan da sipariş verilebilir.

paperwhite 2.

orjinalinden cok memnunum ama baya pahaliydi tabiy.

Buyurun: tr.aliexpress.com

Satıcının güvenilirliğine ve referans sayısına, ürünün niteliğine ve fiyata bakarak bir karar verebilirsiniz.

Şunu aldım PW2 için:
www.aliexpress.com

Aşırı çok memnunum. Nazar değicek, bişey olucak, aynısını bulamıycam alamıycam diye korkuyorum o derece. Çünkü aynı zamanda aşırı ucuz.

televizyonda usb girişi varsa, torrentten indir, usb ye at, televizyona tak izle.

dizist.com'dan izliyorum smarttan ama onda ing. altyazı var mı emin değilim.

onlinedizi.co'da ing. altyazı var, reklam da olmuyor. smart'tan izleyebilirsiniz, bir deneyin. pll ordan izliyorum tam ekran oluyor.

torrentten indirip ps3 media server ile paylaşıp kablosuz olarak tv'de izliyorum.

torrent'le kota vs. uğraşmak istememiştim ama tek seçenek o kaldı. indirdim artık.

dizilab de derdime çare olmadı. site iyi de flash player'da altyazı yok, html5'te de tam ekran sıkıntısı var.

"hiçbir zaman mahal bırakmayacağım..." olsa olacak sanki.

evet anlatım hatası gibi geliyor son kısımda. sanat güresi düzgün bir örneğine yer vermiş zaten.

ama sizin neden bu cümlenin doğru olabileceğini düşündüğünüzü merak ettim ve biraz daha bakınca aslında doğru olma ihtimalinin olduğunu da gördüm. şöyle ki:

o acının yüreğimi sarmasına hiçbir "şans" tanımayacağım

ile

o acının yüreğimi sarmasına hiçbir "zaman" bırakmayacağım.

burada zaman kelimesine şans kelimesindeki gibi bir görev yüklersek biraz anlamlı gibi gelebiliyor.

ya da sadece bir dizgi hatasıdır.

50.000 kere soruldu. yaşamazsınız.

çok net. yaşamazsınız.

o yeah iyi tatiller

soruna yanıt olmayacak, o yüzden kusuruma bakma. az yukarıda da aynı sorunun almanyalı olanı var ve orada da "fransaya güven olmaz" cevabı verilmiş. ben de aynı ikilemi yaşıyorum. ispanya biletleri fahiş olduğundan fransa'dan giriş yapayım diyorum ama güvenemiyorum.

kıl dönmesi ise geçmez

umarım değildir büyük ihtimal kıl dönmesi. bu durumda geçmez evet. vakit geçirmeden doktora.

saat hayvan gibi önemli, italya'da, özellikle de yazın, müze ve ören yerleri önünde hayvani devasa kuyruklar oluyor içeri girmek için 2 saat beklemek gerekiyor. biletinize saat yazın, o saatte orada olun, kuyruklara takılmadan paşa paşa gezin.

Ben de Eylül'de orada olacağım, sorduğum hemen hemen herkes Roma Pass almam gerektiğini söyledi. Çoğu yer yürüme mesafesinde gerçekten ama toplu taşıma dışında iki müzeye (Vatikan hariç) ücretsiz giriş verdiği için ben almayı düşünüyorum açıkçası çünkü müze giriş fiyatlarını düşününce mantıklı oluyor Roma Pass. Tabii bir de kuyruk beklememe durumu var ekstra. Kolezyum'un içini gezmeyecekseniz ya da başka bir müzeye girmek istemiyorsanız o zaman sadece toplu taşımaya yönelik günlük vs biletlerden alabilirsiniz.

Ben romapass almamistim, yuruyerek gittim cogu yere, bir anlami yoktu almanin. Saatinde gidin muzeye.
Ben de cok kuyruk oluyor diye internetten almistim bileti ama ben aldim ya, gittigimde kuyruk falan yoktu:) Tabi Vatikan muzesini kuyruk az iken yakalama ihtimali cok dusuk, siz yine de alin bileti derim. Floransa'da da 100m lik kuyruga girdim, bilet 10eur iken kuyruklar arasinda dolasip "fast tickets" diye rezervasyonlu biletleri 20euroya satan guzel bir kiz vardi, Floransa'da da son gunumdu ve David heykelini gormeden gitmeye niyetim yoktu, kuyruk da bitecek gibi degildi ben de aldim bileti direk girdim. Kiz bileti satarken bana nereli oldugumu sordu, Turkey dedim. Aaa bizim oraliya cok benziyorsun dedi, ben bilmemnereliyim dedi, 2 kez tekrar sordugum halde anlayamadim hangi ulkeyi soyledigini, hee iyiymis diyip gectim. Iyi de bunu neden anlattim ki simdi? :)

vatikan'da romapass geçerli değil.

www.romapass.it

yarın net bir bilgi alayım, yazarım tekrar. ama dediğiniz saatlerde ulaşımın taksi dışında mümkün olmadığını düşünüyorum.

öyle bi haber sitesi bilmiyorum ama opera mini kullanıp veri tasarrufu modunu açmanı tavsiye ederim çok işine yarayacak.

ben de yukarıdakini benzer bir tavsiye vereceğim. chrome kullanıyorsan eğer "görselleri gösterme" diye bir seçenek olması lazım ayarlarda. ben net için cep telefonundan geçinirken bu yöntemi uygulamıştım.

nayn.co var. çok görsel yok. uygulaması da var. oradan yürüyebilirsin.

Gideceğin ülkeden al. Yoksa aldığın ülkeye en başta giriş yapmazsan diğer bir ülkeye girişte ciddi sorun yaşayabilirsin ve uzun bir süre bir daha vize alamayabilirsin.

söz konusu durumdan haberim var (evet girişten ziyade hangi ülkede ne kadar çok kalınacağı önemli diye biliyorum ben de). ama ilk ülkeyi vize işlerinin kolaylığına göre belirleyeceğim. bundan sonra da bir rota çizeceğim kendime. dolayısıyla ihtiyacım olan "fransa daha kolay vize verir" türü cümleler.

ispanya daha kolaydır.

portekiz

italya en kolayı ama ilk italyadan girmeniz lazım. diğer türlü ispanya ama muhtemelen 3-6 ay civarı vereceklerdir.

icloud yedeği ?

yedeklememiş ki.

2 tane de arkadas vardi beraber yaziyordu frp rpg ve metal muzik hakkinda. Onlar ne oldu acaba?

gökhan ve batu idi sanırım. batu hergünsel.

:) evet, tamam, hepimiz hatırlıyoruz, ama ne oldu bunlara?

oyungezer ala varsa belki biliyordur, ben yıllardır takip etmiyorum

gökhan ve batu oyungezer'de yoklar diye biliyorum. batu sanırım tıp okuyordu.

hayır. ama irsaliye demek, bir nevi fatura demektir.
ikisi bambaşka şeyler. taşıma irsaliyesi maliye tarafından görülmezse, fatura dahi kesmeyebilirsin. ama görülürse mecbur kesmek zorundasın.

bana fatura gerekliyken gittigidiyor'dan yaptığım bir alışverişte taşıma irsaliyesi + fiş vermiş adamlar. duruma göre yeniden ulaşıp fatura isteyeceğim.

taşıma irsaliyesi ürünü yerinde teslim almadığınız zaman, taşıma sırasında bulunması gereken bir belgedir; fatura yeriner fişte olabilir ,sorun olmaz

verilen bir hibe var ve bunla yapılan harcamalarda illa fatura da fatura dendiği için satıcıdan fatura istemek zorundayım tekrar.