Mevcut soyadiniz bahsettiginiz sayfalarda gecmiyorsa, dediginizi yapmanin da bir yolu yok.

Zamanı geriye alarak ve soyadınızı düzeltip yeniden buraya gelerek

Memleketin akademisyeni

iade faturası kesmek zorundasın. iki fatura birbirini götürüyor. kesmezsen zaten ürünü iade almazlar.

bazen iade faturayı takip etmiyorlar, aslında bu konuda ben de kararsız kalıyorum. faturadan dolayı değil. tüketicinin korunması kanunu kapsamında bazı haklardan muaf olunabiliyor fatura kesersen.

bitcoin

@retiredcolonel bildiğim kadarıyla ona da vergi var.

"Vergi kesilmeyecek şekilde yasal yolu varsa nasıl transfer edilebilir?"

Bildiğim kadarıyla böyle bir yol yok.

@hayirsiz mantıken olabilir gibi duruyor küçük parçalar halinde vs belki

abd'ye getirdiginiz paradan vergi kesildigini kim soyledi? sadece $10k ustunu beyan ediyorsunuz gumrukte ama vergi falan kesilmiyor diye biliyorum. yine de buyuk para oldugu icin teyit etmekte fayda var baska hususlar olabilir.

para transferinden gelir vergisi kesildigini duymadim. cunku o bir gelir degil, transfer.

Şunu yapma kategorisinde genel olarak diyeceğim green card çıkmasını önüne milyar dolarlar akacak olarak düşünme. Bu süreçte masraf edeceksin. Bir iş planın veya ABD'de iş bulabileceğin bir mesleğin yoksa, dil seviyen çok iyi değilse iyi düşün. Tek kişi için gidip dönmek 30 000 USD masrafı olur.

Abd iş dünyası olarak Türkiye'ye benziyor. Mühendis değilsen özel sektörde iş bulmak kolay değil. Doğma büyüme Abd'li için 6 ay sürüyor.

youtube'de gördüğün Türk videolarına özellikle kaçakların söylediklerine bakma. Onlar reelde köleden farksız.

gecen sene bu yolda yürümüş bir kişi olarak
1.yesilkartforum.com mutlaka takip et ve oku
2.DV lottery çıkması demek yeşil kart aldığın anlamına gelmiyor. ankara konsolosluğu bu sene hem iran hem türkiye başvurularına baktığı için kazanan birçok kişinin işlemi process edilemiyor
3.case number 2000 üzerinde ise hemen caseini yurtdışındaki konsolosluklara taşımak için yazışmalara başla
4.ds-260 formunu ne kadar erken doldurursan o kadar iyi (anlamsız bir algoritma var)
5.eğer daha önce 6 aydan uzun süreli yurtdışında yaşadıysanız hemen o ülkeden temiz kağıdı almanın yöntemini öğrenin
tekrar tebrikler

hiç zaman kaybetmeden ds 260 formunu doldurun

pratik bir tavsiyem yok yukaridakiler gibi ama uzun vadeli bak. egitimine ve profesyonel gelisimine onem ver. icinde varsa girisimci ol, ticarete giris. uber falan gibi en alt seviye islere tav olma, tirmanmaya bak sistemli bir sekilde. birikim ve yatirim yapmaya calis bilincli bir sekilde ve elindeki avucundakini tuketim kulturune kaptirma - ozellikle turklerin en zayif yanlarindan biri bu sanirim.

ferenc +1 iş bulmadan ve ya çok iyi iş fikrin olmadan gitme.

Söve söve geri dönersin çünkü üstüne 30-40k usd de yakarsın.

turist vizen varsa atla git ve işlemleri orada hallet.

şimdi araştırdım sıra numaramız ilerilerde.
yani pek olası gözükmüyor sıranın gelmesi. ben arabistandayım. bir süre daha buralarda olacağım için ilgilenemiyorum yoğunluktan. loto eşimin adına çıktı.
turist vizemiz var ama bu eylülde bitiyor.
yani her şey üst üste olumsuz gözüküyor. başvuruyu yapıp beklemekten başka bir durum yok gibi..

kirayı ödediğinize dair makbuz imza vb var mı ?

189 Alo Maliye hattını arayın sorun hocam. Söz konusu para olunca eğer böyle bir durum varsa ilgilenirler hemen :D

elinde net belge yoksa sıkıntı. o da bu sefer kiralarımı ödemedi deyip icra takibi yapabilir. ıslak imzalı bir şeyin yoksa bulaşma.

Ekşiden: bir işyeri elemanı sigortasız çalıştırıyormuş, şikayet etmişler, 'delil var mı?' Diye sormuşlar. Kontrat var ama ödeme belgeniz yoksa adam sizi şikayet edebilir üstüne :(

yetersiz hissetmenin psikolojik sorunlarıyla boğuşuyor anladığım.
psikolog yardımıyla kullanmaması gerektiğini anlatmayı deneyin.

mahalleden bi tane bitirim velet ayarla. o çıkış yaparken atlasın önüne ayak yapsın. o korku ona yeter. bu mizansenin gerçeğini yaşamasından iyidir.

Babanız elinde kalan son kontrol hissini elinde tutmaya çalışıyor. Ömrü boyunca kendi kendine yetmiş, kendi işini kendi halletmiş bir insan için bunu bırakmak -haklı olarak- çok zor. Kendisini yetkin ve kontrolde hissettiği başka bir şey bulmanız lazım. Bir hobi gibi. Ayrıca sohbetlerinizde onun fikirlerine, bilgisine saygı duyduğunuzu, "onu kaale aldığınızı" hissettirmeye çalışın.

Bir de her yere arabayla gitmeye alışmış bir insanın taşıma alışkınlıklarını değiştirmesi de zor. Babanızın arabayla nerelere gittiğini tespit edin, ona kolay ve rahat alternatifler bulmaya çalışın (örneğin deniz kenarında oturuyorsanız vapurda çay keyfi yapmak gibi). Ücretsiz ulaşım kartı alın.

olay soğuduktan sonra kontrollü şekille arabayı bozun, çalışmıyor satalım diyebilirsiniz.

niye bu kadar uğraştınız anlamıyorum :)

arabanın önemli kusurlu bir parçasını çalıştırmayın :)

polis de cezayı yazıp ehliyeti elinden alsın.

bir trafik polisine durumu izah edip destek istemeniz yeterli.

Ufak tefek kaza hepimiz yapabiliyoruz. Ayrıca park ederken zorlanan birçok genç kişi biliyorum. Eğer babanız araç kullanabiliyorsa, bırakın kullansın. Benim babam 81 yaşında gayet güzel araç kullanabiliyor. Heyet raporu da varmış zaten. Arabayı altından alıp hayatını zorlaştırmayın bence.

Şahin alin parcalayincaya kadar sürsün.

niye adamı kandırasınız arabayı bozup ?

kaptan memo +1

eger refleksleri yavasladigi icin ya da agresiflestigi icin vs. baskalarinin yasamini tehdit ettigine inaniyorsaniz kesinlikle bir yolun bulunmasi gerektigine inaniyorum. MS hastasi uzaktan bir tanidigim senelerce araba kullandi ve yukarida bahsedildigi gibi tamamen, kontrol hissini elinde tutmakla ilgili bir kavga idi onunki. Empatik olarak anlayabiliyorum, ancak anlayisim burada bitiyor. Herkesin cani cok kiymetli, o kontrol hissi icin alternatifler bulunmasi lazim.

Lafını dinleyeceği bir aile/mahalle büyüğü özellikle bir olay (sürtme vb) üsküne nasihatte bulunabilir.
Arabanın çekilmesini sağlayacak bir kusuru ihbar edip trafikte yakalattırabilirsiniz

Haber linki koymamışsınız ama baktığım büyükşehirlerde genelde mecliste de çoğunluk oyu almış ama tabii ki mecliste birinci parti çıksa da meclis çoğunluğunu alamayabilir tek başına o ayrı.

Ayrıca dediğiniz şeyi yapan çok kişi var ya, adayın ismini bilmesine gerek yok ki. İmaro'ya vericem ama mecliste akp basayım demiş olabilir, ne bileyim Bursa'da Ali Nur Aktaş'tan sıkıldık Bozbey'e vereyim ama meclis akp'de kalsın diyeibilir. Olur yani bunlar zor işler değil, halkı hafife almayın :D

Edit: hatta spesifik olarak baktım şimdi, chp'nin aldığı tüm büyükşehirlerde meclis oylamasında da chp önde, hatta alamadığı Hatay'da da önde. Ama eğer büyükşehir olmayan iller için konuşuyorsanız oralarda chp merkez ilçeyi aldığı için haritada kırmızı görünüyor ama il genel meclisinde diğer ilçeler de etkili olduğu için çok fark ediyor. Yani kütahya, afyon, adıyaman gibi yerler için diyosanız orda büyükşehir meclisi gibi çalışmıyor sistem ve chp zaten tüm ilin başkanlığını değil sadece merkez ilçenin başkanlığını almış oluyor

editin editi: kırsalda aday çok daha önemli bi de. Mesela şimdi daha da spesifik olarak kütahya'ya baktım. Chp merkez ilçe ve üç perifer ilçe almış. İl genel meclisi oylamasında iki tanesi yine chp'ye oy vermiş ama merkez ve bir ilçede az farkla akp fazla oy almış. Yani aday için başkanlıkta chp'ye meclis için kendi partilerine veren %3-4 olmuş ki gayet olası

eğer kastettiğiniz büyükşehir olmayan iller ise, yerel seçim haritaları bu illerin merkez ilçelerine göre renklendiriliyor. ayrıca buralardaki ilçe belediyesi seçimlerinde köyler oy kullanamıyor. il genel meclisinde ise bütün ilçeler köyleri dahil olmak üzere pay sahibi.

Pardon aslında anaakim bir yerde görmustum haberi ama aynısını bulamadım

www.turkiyegazetesi.com.tr

Algıda seçicilik, büyük bir çoğunluğun oy tercihini bilinçli yapmasına şaşırıyorsunuz, bu tezi seçecekleri adamın ismini bilmeyen veya sorulan soruyu anlamayan insanların varlığı ile desteklemeye çalışıyorsunuz ama milyonlarca insanın olduğunu ve aslında gayet de ortalama insanın neye oy verdiğinin bilincinde olması normaldir bence, belediye başkanının ismini söyleyemeyen adam dikkat çeker çünkü çeker yani, 2+2yi 1000 kişiye sorsa 1 kişi 5 dese onun dikkat çekmesi gibi.

çok büyük bir insan kitlesine bunu nasıl başarabilirler noktasından bakmak büyük bir kibir. ayrıca, aynı kitlenin büyük bir çoğunluğunun sizi sulu dereye götürüp susuz geri götürebileceğine bahse varım. bu millet 2010 model arabayla 2015 model arabayı birleştirip yürütebilen ve satabilen bir millet. düşünce tarzınınız çok enteresan.

Küçük yerlerde aday çok önemli. Belediye başkanı Ahmet olsun ama başka partiden aday olan arkadaşım Mahmut belediye meclisi üyesi olsun diyip bu şekilde iki farklı partiye oy kullanan çok olur. Zor bir şey değil. Ayrıca o yanlış isim soyleyen insanlarin çoğunda dil sürçmesi var. Sokak ortasında çat diye sorunca herkesin dili sürçüp saçma cevap verebilir. Salak olduklarını düşünmüyorum

örnek vereyim, nevşehir'de iyi parti adayı kazandı. normalde ak parti nevşehir'de %60'larda seyreder. iyi parti adayı da geçen dönem ak partiden seçilen ve bir süre sonra istifa eden (ya ettirilen) adam. Hem vatandaşın sevgisini kazandığı hem de mağdur göründüğü için %54 gibi bir oy aldı. İl genel meclisinde Ak Parti yine birinci.
Birbiriyle kısmen bağlantılı olsa da iki seçim arasında ciddi farklılıklar olabiliyor. Yerel seçimler özellikle küçük şehirlerde parti kadar isim odaklı da.

bahsettiğiniz kitle, oy vereceği adayın 7 ceddine kadar sayıp üzerine yarım saat icraatlerini anlatabilecek bi kitle.

muhtemelen sizden daha fazla bilgi sahibiler konu hakkında.

nitekim geçen seçim meclisi akp'ye veren seçmen bu seçim chp'ye verdi. istedi mi veriyor yani, pusula isterse 7 metre olsun.

rakamın büyüklüğüne göre değişir her şey.

bi macbook parasıysa mesala, macbook aldır, sat nakde çevir.

bi araba parasıysa başka formüller üretilir.

şirketin işleyişini bilmiyorum ama bağış yapmasına bir engel yok bence.

Bir kerelik bir şeyse şirket kuracak haliniz yok herhalde. Elden veriyosanız alırım, vermiyorsanız canınız sağolsun derim ben olsam. Süreklilik arzedecekse şirket kurulur. Veya arkadaşların dediği gibi nakde çevrilebilecek ya da ihtiyacınızın olduğu bir ürün hediye olarak istenebilir.

Gider pusulası diye bir mevzu var.

Mükellefiyeti bulunmayan kişilere yapılan ödemeler gider pusulası ile kayıt altına alınabiliyor.

Örneğin; Konfeksiyon üretiminde boncuk işleyen kadınlara, gider pusulası düzenleyerek resmi ödeme yapıyoruz. Bu durumda şirkete %10 ek stopaj ödemesi çıkıyor. Bu şekilde resmi olarak ödeyebiliyor ve bunu giderleştirebiliyor.

Sadece kdvsini alacak acentalar var ama arada güven olmasi gerekir keza 5 bin TL den fazlaysa, banka aracılığıyla gitmel, gerisini biliyorsunuz.

Gider pusulası.

Onların muhasebecisinin biliyor olması lazım.

Eş dosta şahıs şirketi kurdurup fatura kesme modundan hallolacak. Düzenli iş ve rakam az değil agalar.
Teşekkür ederim yanıtlar için.

Tek müşteri için şahıs şirketi kurmak çok mantıklı gelmiyor. Ruul, remotify gibi bir platform ile çok daha basit şekilde çözebilirsin. Muhasebeci ve diğer vergiler gibi saklı giderlerden de kurtulmuş olursun.

Ruul için limit veya göze batmama rakamı var mı?
Rakam ciddi dediğim gibi.

Ruul şahaneymiş bu arada. Ben 40% vergi verip paramı nasıl alırım diyordum baya 4,5% kesintili kütür kütür sistem kurmuşlar.

Haziran’da kalkacakmış.

istemiyorlar. kesin bilgi.

geçen ay gittim, herhangi bir şey istemediler.

abd cok gevsek ulkedir. bana bu kural ilk koyuldugu zaman bile kimse sormamisti thy disinda.

ülkeye giriş esnasındaki memurlar sormuyor. ama havayolu firması sorabiliyor. iki hafta önce sırp havayollarıyla gittim sordular yanımda olmasaydı ne olurdu dedim, uçağa almazdık dedi.

enabızdan çok kolay şekilde alabilirsin.

Bilgi: Thy uçağa binişte birşey sormadı aşı hakkında

25 gramlık külçe altın var mı?
Külçe altınlar 1, 5, 10, 50, 100 gr diye gidiyor.
25 gramlık 22 ayar işçiliksiz bilezik alabilirsin.
Bulunduğun şehir neresi?
İzmirse şuradan görebilirsin.

www.izko.org.tr

Külçeler şunlar

www.nadirgold.com

Teşekkür ederim mirket, nadiri biliyorum ama bir de kuyumcuların elinde istediğin gramda keserek verdikleri şerit altın varmış. İlk defa duydum ben de başka ismi var mıdır tam olarak nedir bilmiyorum.
İstanbul’dayım

şerit merit boş işler. gram almanızı öneririm.

Boş moş denilene kulak aşmayın, piyasayı görseniz kapalı çarşıda altın yatırımı yapan herkes neredeyse makas farkı yüzünden has altın alir. Sorduğunuzun ismi has altın. Gramda 5-10 TL farkeder. 999 ayar fiyatı verirler, 995 ayar altından keserek verirler. Ayar farkını da eklerler. 25.1 Gr 995ayae altın alırsınız. Nadir den fiyatlara bakabilirsiniz .

Ben yardımcı olabilirim

Çekin şubesine gidersen 100 lira, başka bir iş bankası şubesinden 300 lira. Masraflar böyle. Kendi çalıştığın bankaya tahsilata niye vermiyorsun? Çekle çok işin oluyorsa çalıştığın bankayla anlaşabilirsin çek tahsilat ücreti almamaları için.

Sağol. Çekle işim bi kırk yıl olmaz. Zorla tutuşturdular işte elimize.

Behzat ç. özelinde değil ama benim de böyle kullandığım farklı diziler var.
Zihnimizde bu izlediğimiz içerikleri, izlediğimiz zamanlardaki güzel anılarla birleştiriyoruz diye düşünüyorum. Zaten insan beyninin, kötüyü arka plana atma huyu sebebiyle, yavaş yavaş filtrelenerek bu hatıralar sadece güzel duyguları çağrıştırır oluyor.
Benim çok hoşuma gidiyor, küçük bir terapi gibi..

Var :) 12-13 yıldır mütamadiyen izliyorum...
adımdan belli olsun

Çok sevdiğim bir dizi. Bölüm olarak izlemesem de Youtube'da videoları izliyorum hep. O dönem güzeldi.

Var valla. Bende sık sık aynı kesitleri izleyip duruyorum.

ben de çok severim. her gün olmasa da arada kesin açarım bir kesidini. çok doğal bir dizi

duyuruyu ben mi açtım acaba diye şüpheye düştüm bir an. o derece aynı halimiz.

Evet ben de aynen öyleyim. Hatta buna artı olarak Avrupa yakası videolarını da açıyorum

Ben de

beni de yazın listeye.

ama herkes kendi yaşına uygun diziler ile yapıyor bunu galiba. behzat ç'yi izlediğim dönem şu ankinden çok farklı bir dönem değildi benim için. yine aynı işte çalışıp, yine aynı evde oturuyor, yine evliydim, durum pek farklı değildi, sadece çocuğum yoktu. iki tur baştan sona izledim. bahsettiğiniz duygular ile değil, diziyi sevdiğim için izledim, bitti. yeni sezonu hala izlemedim, özel bir zaman ayırarak izlemek istiyorum çünkü.

bahsettiğiniz duyguları ben bizimkiler dizisi ile yaşıyorum. trt arşiv'deki 1989'daki ilk bölümlerinden başladım, 1994 yılına kadar geldim. vay be arabaya bak broadway ne lükstü, vay be bu olurken ortaokuldaymışım diye diye izliyorum. konuşulan para miktarlarını günümüze uydurmaya çalışıyorum, 600.000 lira gelen telefon faturasını çok buluyorlar, acaba bugünkü kaç liraya denk gelir diyip hesaplıyorum. tam üç sıfır eksiği olunca seviniyorum.

güzel oluyor.

@kibritsuyu

doksanlarda çocuktum. olacak o kadar'ı heyecanla beklerdik. youtube'a eski bölümleri yüklenmiş, arada açıp izliyorum ve sizinle aynı duyguları yaşıyorum.

Telefonu modem yapıp bir aylık paket alabilirsin. Ya da Turkcell superbox.

Burun karıştırmak çok zevkli bir şey. Bir cihaz sokacağınıza parmağınızı sokun bence. :)

o dediğinizi otomatik yapan cihazlar yapmışlar
demek ki zararlı değil
www.google.com
tool diye aratırsanız basit pompalar falan da var

wise veya revolut kullanılabilir

bitcoin veya wise.

şahsi hesap normalde vergi incelemesi olursa sıkıntı olur, ama şu sıralar döviz gelsin de nasıl gelirse gelsin mottosu hakim.

bi arkadaşa 3500 euro atmıştım birkaç ay önce. wise 6 euro kesti ertesi gün para geçmişti.

wise ile duzenli olarak para gonderiyorum 3-5k dolar, sorun olmuyor, ertesi gun gecmis oluyor hesaba.

eğer kripto kullanabiliyorsanız,

dolarları bankaya koyar. bankadan kripto borsasına aktarılır. oradan usdt alınır.

alınan usdt'ler sizin adrese yollanır. binance tr üzerinden alıp, tl'ye çevirip ücretsiz olarak bankanıza aktarabilirsiniz.

Var bende. Pm atın bölüşelim valla bize de ağır gelmeye başladı dolardan.

Burada en büyük problem, kitabın değeri ile satış rakamları arasında birebir bir bağlantının olmaması. Yayınevi "aa evet bu mükkemmel bir kitap ama çok satmaz, zarar ederiz" diyebilir.

D&R çok satanlar listesi; "Vazgeçilmez Olmanın Sırrı", "Sırlarımız Kadar Hastayız", "Kararı Ben Veririm", "Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir" gibi kitaplar ile vasat bir kesime hitap ediyor. O yüzden kitabın kalitesinden çok "bu kitap çok satar"'a inanmaları lazım.

www.dr.com.tr

Hangi yayınevine hangi türde kitap göndereceğini bilmek için o yayınevinin yayımladığı kitapları bilmek gerekir. Böyle bir araştırma yaparak umduğunuz desteğe bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Bir de günümüzde YouTube kanalı açıp ondan bir kitleye ulaşıp sonra o kitleye kitabı satmak ("diamond tema" gibi)sanki daha bir garanti gibi. Yoksa basıldığıyla kalır bence her türlü.

Soru hatalı aslında. Bir alanda hiç networkü olmayan birinin o alanda kayda değer bir eser üretebileceği fikrine kafa yormak boş iş.

@archmage mahmut

aslında asıl önemli nokta kitabın değerinin yayınevi tarafından idrak edilip edilemeyecek olması, yani sizin bahsettiğiniz "bu mükemmel bir kitap" anı. o değerde bir kitabın değerini idrak edebildiği takdirde vizyonlu bir yayınevinin tek bir kitap için kâr/zarar hesabını geride bırakıp prestiji, ileride farklı şekilde konuşulması muhtemel bir kitabın kendilerinden çıkmış olmasını arzulayabileceğini düşünüyorum. merak ettiğim nokta ise yayınevleri arasında böyle vizyonlu olanlarının olup olmadığı; ortada çok değerli olduğuna dair içeriğinden başka hiçbir done bulunmayan bir kitabın değerini idrak edebilecek çalışanlara sahip yayınevlerinin olup olmadığı.

@baba553

ilk iki cümlede bahsettiğiniz durumu biliyorum elbette, teşekkür ederim. ikinci kısımla alakalıysa: tam da bu gibi atraksiyonlara asla girişmeyecek olduğum için sordum aslında soruyu. reklam, pr çalışması ya da bir kitleye ulaşması için yapılan her türden uğraşa çok mesafeliyim ve bu yüzden bu süreçlere yayınevlerinin destek sağlayıp sağlayamayabileceğini merak ediyorum. yayınevinden bu anlamda herhangi bir destek görmediğim durumda yapabileceğim tek şey muhtemelen felsefe ile ilişkisi olan ve yetkin olan/olmayan insanlara diledikleri takdirde kitabı göndermek olur.

@retiredcolonel

bir alanda network sahibi olmanın o alanda kayda değer eser üretmenin gerek koşulu olması absürtlüğü bir kenara, kendinden eminliğinize paralel bir kendinden eminliğe geçen sene de maruz kaldım: felsefe mezunu olmadığımı ve neredeyse sıfır felsefi altyapıya sahip olduğumu belirterek bölüm dışı adaylar için hazırlık yılı olmasına rağmen boğaziçi felsefe yüksek lisansında bölüm dışı adaylardan da elle tutulur bir altyapı bekleyip beklemediklerini sormuş ve "kant hegel kimmis bilmiyorum diyorsaniz o iş bozok üniversitesinde bile olmaz" şeklinde bir yanıt almıştım. sonucunda ise sıfır felsefi birikimle kendi bölümünün mezunları da dahil olmak üzere çok sayıda felsefe mezununu geride bırakarak güney kampüste buldum kendimi. kendinden eminliğinizi törpülemeniz dileğiyle diyeyim.

mahmut doğru söylemiş, önemli olan kitabın satılması. bu iş bir yatırım işi, kitabevi senin kitabını basmak ve dağıtmak için ciddi bir para harcayacak. trde bir felsefe kitabı içinde ne kadar özgün düşünce olursa olsun kar ettirecek bir noktaya gelir mi? bunları araştırmak ve düşünmek lazım.

mesela ben bir felsefe kitabını, felsefede yeni bir çığır açmış, devrim yaratmış olsa bile almam ki kitap okuyan biriyim. bu kitabı kim, kaç kişi, nasıl alır ona kafa yormak gerekiyor.

bir alanda network sahibi olmanın o alanda kayda değer eser üretmenin gerek koşulu olması absürtlüğü

Burada kendinden emin olma durumunu törpülemesin gereken benim yani öyle mi? Ahshsjdjs şaka gibisin.

www.youtube.com

şunu tavsiye etmek isterdim size ama,

eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com

haklısınız diyelim.

@roket adam

kitaptan herhangi bir maddi beklentim yok, hatta aksine -hiç profesyonelce olmaz tabii ama- gerektiği durumda yayınevinin olası zararını da karşılayabilirim. belki bunu dosya gönderimi sırasında belirtmek işe yarar ama böyle olunca da yine bir çeşit reklama dönüşmüş oluyor durum. sürecin doğal bir şekilde ilerlemesi ve kitabın organik olarak bir kitle tarafından bilinir hale gelmesiydi isteğim sadece özetle, ve bunun için de haklı ciro kaygısının yanında o kadar da açgözlü olmayan ve zaman zaman daha güzel kaygılar güdebilen yayınevlerinin var olup olmadığını merak etmiştim ihtimal ne kadar az olsa da. bunun cevabını bulmak için de sektörün içinden kişilerle direkt olarak iletişime geçmek gerekecek sanırım.

Peder uzunca bir zaman tarihi eser sayilabilecek bir bina uzerinde calisti. Sonra bu biriktirdiklerini turkce/almanca olarak temize cekmis. Bunu kitaplastirayim bari hatira olarak kalir dedi, sordu sorusturdu, beyoglu'nda bir sahafa yonlendirdiler. Elamanla gittik konustuk, cepten karsilayip 500 kopya bastirip spor olsun diye dagitacaz. ISBN falan hersey hallediliyor. bir iki ornek basilti falan onun uzerinde duzeltme yapiyordu en son.

Yayin evlerinin birinci amaci ise yarar kitaplarin halka ulastirilmasi degil kar oldugu icin %99.9 ilk baski sana girer. Oradan "traction" yakalarsan patlatip 50-100 baski yaparsin, nobele kadar gidersin.

Ya da dusundugun gibi "the chosen one" degilsindir, ilk baski komple sana girer, kendinden eminligini sorgulamaya ve belki de torpulemeye baslarsin.

Soylenicek her seyi soylemissiniz.tapuya serh olayini sadece cok buyuk firmalar yapabiliyor. Dukkan sahibi degilseniz projeden yuzde 100 emin degilseniz o denli bi masraf yapmayin demekten baska sey gelmiyor akla. Mal sahipleri yuz vermiyor artik. Nufus cok fazla. Biri gidip biri geliyor. Karni tok adam umursamiyor biri tutmus tutmamis diye.

birçok sebepten bu durum senin içine sinmemiş. hevesin yüksek olduğu için hala tutulur bir yanını arıyorsun. bence sezgilerini dinle ve tutma orayı. daha içine sinen koşullarda bir yer elbet bulursun.

ayrıca senin olmayan bir yere bir milyon masraf da yapılmaz, onu minimize etmelisin.

dükkan elbet bulunur da bizim hem 2-4 milyona dükkanın kendisini alıp içine masraf yapacak bütçemiz yok hem de ocaktan sonra kiralar ve alacağımız malzemelerin fiyatı artacak diye acele girişip içini dizelim bir an önce diyoruz.

bir de 2 haftadır burada yer geziyoruz, 2 haftadır de başka şehirde gezdik, kimse ne isterseniz okey falan demedi herkes korkuyor kiracıdan. sadece klinik falan deyince biraz yardımcı oluyorlar işte ya senet yapmıyorlar, ya sözleşmeyi 1 yıl fazla tutuyorlar ya kirayı iniyorlar ama kimse tam içimize sinen bir şey yapmıyor, yapacak gibi de durmuyor.

tek tük kendi halinde ılımlı insanlara denk geldik ama onlar da ya sapa yerdeler ya da dükkanları küçüktü.

risk alacaksınız, en kötü her sene rayiç kira bedeli kadar artırmayı kabul edeceksiniz. rayiç kira alabilen mülk sahibi çıkarma satma gibi işlere girişmez kolay kolay.

"Ama bu emlakçı diyor ki biz burada büyük bir firmayız, sizi de (bir aracı mimar bey) bizle tanıştırdı, biz satış durumunda bile sizin orada duracağınız şekilde anlaşırız. Bizde yamuk olmaz falan demeye getirdi ama ticaret bu belli olmaz."

hukuk yazılı olan şeylere bakar siz mal sahibinin samimiyetine veya emlakçının samimiyetine güvenerek bu riski alırmısınız bilemem ben almazdım.


Kira kontratını avukata yazdırmakta fayda var cayma akçeli bir sözleşme yapılabilir.
kontrata "kiracının dükkan demirbaşına yaptığı faydalı imalatlar çıkarılması durumunda mal sahibinden güncel değeri ile rucü edilir" noter onaylı kira sözleşmesi olursa bir sıkıntı olmaz.

avukatınızla konuşun kira sözleşmenize şerh koyun, sözleşme 5 yıllık olmasın ama 5 yıldan önce sizi çıkartmak ya da dükkanı satmak istediğinde yaptığınız yatırımın amortismanının düşülüp zararınızın karşılanması için hakkınız saklı kalsın gibi. bilmiyorum bu işleri ama sesli düşünüzyorum. her ihtimali göze almak lazım. hele ki bu dönemde, dükkan fiyatı 1 milyonken biri 2 milyon verse anında satar dükkan sahibiniz.
saçma sapan rakamlar dolanıyor. kuzen bi dükkan aldı benim 350bine içini boyadı vs. emlakçıya verdi 1 milyon veriyorlar şimdi dükkana 4-5 ay içinde.
piyasa böyleyken ben olsam 1 milyon yatırım yaptığım yerin benim kontrolüm dışında kalmasına göz yummazdım hele ki bu yer benim iş kapım ticarethanemse. kritik bir konu. uzman desteği şart.

Bloklayin?

çok kesin ve agresif bir dille bir daha rahatsız edilmek istemediğinizi söyleyin.

Evinize çöktük. Arama artık deyin.

Açmayın. Telefon konuşmasının bir şahidi olması mümkün değil ters bir konuşma geçerse. Bloklamayin da... söylemek istediklerinizi mesaj ya da ses kaydı gönderimi yoluyla WhatsApptan iletmenizi rica ediyorum diye bir mesaj falan atın.

insanı çok huzursuz eden bir konu bu.
alakasız bir detay olacak ama, evi kiraladıktan sonra dış kapanın anahtarını değiştirdiniz, değil mi?

iki ay önce yaptığınız anlaşma şimdi bozulamaz. bir sene önce olmuş olsa, sözleşme yenilemesinde dile getirse tamam da, bu çok düz bir mantık. şimdi siz çıksanız, başkası girse ocak ayından sonra onu da çıkarmaya çalışacak.

bence de açmayın telefonlarını. mesaj atın lütfen, diye yazın. çok kızsanız bile asla sinirli bir cümle-kelime yazmayın adama.

ev sahibinin de, kiracının da empati kurabileni düşmeli. sırf resmî hakkı diye komşusunun beşte bir fiyatına oturan kiracı da var, iki ay sonra daha fazla kira almak isteyen de. hangi taraf olursanız olun, ev sahibini/kiracıyı tanımanız gerekiyor önceden. bir kahve içseniz az çok anlaşılır zaten. geçen de biri "ev sahibi boşanacağı eşine daha az nafaka versin diye kiramızı sözleşmede az gösterdik" diyordu. karısına acımayan size acır mı, adam bunları taciz ediyormuş çıkın diye... ne saçmalıklar bunlar... çok geçmiş olsun.

Telefon konuşması geçmesin aranızda. Aradığında müsait değilim yazın isterseniz diye mesaj atın. Sözleşme senesi bitene kadar kira artırımı söz konusu olmasın. Satıyorsa satıştan sonra yeni ev sahibinin numarasını paylaşmanız yeterli olacaktır diyip konuyu kapatın. Kira artırımı işini de zamanı geldiğinde konuşuruz tabii diyip kapatın.

“Kiramı ödemezsem, aidatı geciktirirsem, eve zarar verirsem beni arayın lütfen” derdim ben olsam. Bu yapılan taciz. Şikayet edin.

@sivrisinek Kira oranını %50 arttırdık.
@lovemyself evet evet taşındığımız gibi değiştirdik. Neyseki.

Bence şikayetten önce aradığı numaraları bi sırayla engelleyin. Kaç farklı numaradan arayabilir ki? Sonrasında şikayet aşamasına geçip yüzgöz olursunuz.

Tecrübelerim gösterir ki telefona çıkamayan her zaman sorunludur. Olay kesin anlattığın gibi değil bro sorry

Araca bir şekilde zarar vermişsiniz. Tanıdığınız usta varmış, masrafı öğrenin bu masrafın parasını araç sahibine gönderin. Niye sizin tanıdığınız ustaya arabasını yaptırsın, ben olsam aracıma çarpan adamın tanıdığına arabamı yaptırmazdım.

yol ortasına arabasını bırakan birine geri geri giderken çarpmak için ya sizin de yol ortasına araba bırakmaya meyil ediyor halde olmanız lazım ya da bir ihtimal o ikinci sıraya park ettiyse önündeki birinci sıra parktan çıkıyor olmanız lazım.

bende de masum bir hissiyat yaratmadı.

ben soru olarak rahatsız eden aramayı şikayet etme demişim.
Millet gelmiş arabasına çarpılan mı çarpan mı şuçlu diyor kafalar pırıl pırıl. Bilgin yoksa yazmak sorunda değilsin herkes hakimlik yapma peşine düşmüş.

oha yani kaç defa olmuş ve doktora gitmedin mi? bu ne rahatlık
koş doktora git

endişelenmelisin.

Koltuk altını jiletle, makineyle neyle alıyorsan onun hijyenine dikkat et. Kullandığın jiletin düzgünce kuruduğundan emin ol vs.

Orada bir kıl dönmüş olabilir mi? Hep aynı yerde mi çıkıyor? Öyleyse eğer, samimi olduğun bir yaşlı berber varsa ona bir göster.

Bir dermatoloğa git. Randevu bulamama ihtimali çok yüksek. İlgili bir aile hekimin varsa öncelikle bir onu görmende de uygun olabilir.

İhmal etme.

okurken ödüm koptu. hiç geciktirmeden gidin doktora.

Üst komşumuzda da olmuştu böyle. Koltuk altındaki lenf bezlerinde kanser tespit edildi. 1 yıl içinde de öldü adam. Pankreasa falan sıçramış.

Bu kadar fazla olması zaten bir şeylerde geciktiğiniz anlamına geliyor, umarım bir şey çıkmaz, acilen doktora gitmeniz lazım

Benzer bir şikayet ile dün genel cerrahiye gittim ben. 1 haftadır geçmeyen, ele gelen hafif sert kitle vardı. Dışardan bakılınca hafif kızarık duruyordu ve ağrı yapıyordu. Koku şikayetim yoktu ama. Doktor daha görür görmez apse yapmış yağ bezesi dedi ve antibiyotik verdi. Kullan geçmezse gel boşaltalım dedi. Bence ciddiye alın çok ciddi bir şey de olabilir benimki gibiyse basit bir tedavi ile de geçebilir.

Antibiyotik verdi arkadaşlar sıkıntı yok.

İsteyin, yanlış benzin attı diyelim, benzin yerine dizel koydu? Araba hata verdi? Bir sürü
Masraf çıktı, nasıl kanıtlayacaksınız?

Dayımın başına geldi, fişle birlikte bastı benzin istasyonunu :) İstasyon sahibi karşıladı arabanın tüm tamir masraflarını :,

al tabii hocam, en azından kontrol etmek için al. yanlış yakıt koysa vs. elinde bir belgen olur hiç yoktan.

Almazsan baskasina satiyorlar al tabi.

hangi fişten bahsediyoruz ben de alayım ve saklayayım. içeri girip ödeme yapınca 2 adet fiş veriyor. 1ini pompacıya veriyorum

Almazsan ihtiyacı olan birine veriyor, gider göstermesi için.

Daha çok kanıt için ya da gider olarak göstermek için alınıyor. Bir keresinde doğu illerinden birinde satıcı yüzlerce shell fişiyle getirmişti arabayı, başka marka yakıt kullanmadığını ispat için.

Fişte plaka yazıyor başkası kullanamaz. Ama yanlış dolumu ispat etmek için fiş şart.

internete bağlanıyor mu bu diye mesele edebilirler. etmeseler bile yine de götürmek pek akıllıca olmaz.

İlk hafta benim terliklerimi çalmışlardı. Terlik çalınır mı deme, çalıyorlar. Saati de çalabilirler.

Yasak.

muhtemelen fark etmezler.

tut ki fark ettiler; en kötü alırlar ve çıkarken de teslim alırsın, o açıdan ceza vermezler. çıkarmazsan çalınmaz ama şarj etmek için mecbur çıkaracaksın (gerçi çıkarırsan bile çalınmayabilir, kimlerle karşılaşacaksın bilemezsin).

hiç götürmemek en iyisi.

Çalınır değerli eşya götürmeyin

kesin calınır deodorantım calınmıstı

Problem olmaz ama zarar görme ihtimali yüksek. Casio F-91 in bile kordonu kopmuştu. Ki o kadar dayanıklı saat.

askerdeyken minimum yaşam koşullarına sahip olacak şekilde kendini ayarla. napıcan akıllı saati allah aşkına?

senin gibi soru soranlara hep şu videoyu izletiyorum: www.youtube.com

Tek taksitli bir kredi o da.

Tek taksitli falan değil. Birden fazla taksitle de çekebilirsiniz. Avantajlı yanı dosya masrafı vs. ücretleri olmaması. Dezavantajı ise kart limitiniz kadar çekebiliyor olmanız.

Yıllarca bankalarla didinip durmuş birisiyim önce besmele Çek. Ek hesaptan çekilen para tek taksitli kredidir. Senin dediğin kredi kartından nakit avans çekmek.

Ek hesabınız her ayın 1'inde artıda olmalı. Hatta sadece 1 lira artıda değil de o ay kullandığınız paranın faizi ne kadarsa onu karşılayacak kadar para olmalı hesapta (atıyorum 200 TL) yoksa bir kredi taksidi ödememişsiniz gibi yazılır sicilinize.

Kredi kartı limitiniz varsa "taksitli nakit avans" düşük meblağlarda kredi çekmekten daha avantajlı oluyor.

Bildigin, tanidigin ve daha fazla para veren yer vs bilmedigin / az para veren yer.

Dusunmeden diger yeri secerdim ben. Boyle boyle daha iyi bi teklif aldim bi tanidigimdan diyip hic baslamadan gecmek daha yakisik olur

Hiç düşünme daha iyi olanı seç.

tabi ki daha çok parayı kim veriyorsa oraya gidin. sizden binlerce kat fazla kazanacak patronları/şirketleri bu kadar dert etmeye gerek var mı cidden?

isteğiniz nerden yanaysa düşünmeden orayı seçin. son dakika işten vazgeçen hatta haber vermeden işe başlamayan/bırakan kaç kişi vardır. dert etmezler bile. en fazla sitem ederler ki önemli değil.

geçtiğimiz ay çok ihtiyacımız olan bir kişi başlayacaktı. adamın bilgisayarını telefonunu, aracını her şeyini hazır ettik. bir telefon etti "ben başka yerle anlaştım üzgünüm gelemicem" dedi. senin yapacağın işi skm dedim, geçti gitti. yerine başka birini baktık.

yani demem o ki zerre düşünme, daha iyi şartları kabul et. anlaştığın şirkette düşndüğün kadar bir infial yaratmayacaktır bu durum emin ol.

Bence karışma ama ille de uyaracaksan kurumu biliyorsan email adresini tahmin edebilirsin. Email gönder isimsiz dost de.

Emailden ip falan bulunursa kim olduğum ortaya çıkar o zaman çok zor durumda kalırım. Karışmasam gönlüm razı değil. Çok zor bir durum.

LinkedIn hesabınız varsa erkek olanın çalıştığı kurumu LinkedIn'de bulup çalışanlar kısmında bulabilirseniz oradan mesaj atın.

Internet kafe + geçici email.

Bu şekilde ne kadar güvenli olur?

mail ile vs olmaz. biri bana bu şekilde mail atsa ciddiye almam.

Gerçekten bir durum varsa gidip konuşun ki sizi tanımadıkları için bu da çok ciddiye alınabilir bir şey değil. Aranızda onları ve siz tanıyan birisi varsa tanıdık biilerini bulup aktarın demek istediklerinizi tek mantıklı yol bu.

ayrıca internet cafe de kimlik isteniyor ve kameralar var, hangi IP'li bilgisayar hangi saatte kim tarafında kiralanmış bu bilgilere ulaşmak bir kaç dakikalık mevzu.

Normal posta, ptt?

Ptt’de de kameralar mevcut, ayrıca gönderen kimliği gerekiyor posta için diye biliyorum.

Ev alırken bire bir aynı durumdaydım. Araç için böyle bir opsiyon var mudur bilmiyorum.

Kredi çekeceğim banka satıcının borcu kadar olan kısmı direk borçlu bankaya ödedi. Kredi çekeceğinlz bankayla görüşün derim.

@en bi orijinal hmm, ben aracın borcu kapanmadan o araç için kredi çıkmaz diye düşünmüştüm öyle bir durum varsa dediğiniz gibi bankayla bir daha görüşeyim.

baskasinin borcunu babanızın oglu degılse kapatmayın. ancak, @en bir orijinal'in dedigi yontem calisirsa, bu işe girin. diğer her türlü sakat.

Açıklamaya plaka yı yazıp adama göndereceksin. Borcunu ödeyip rehini kaldıracak. Sonra kalanını noterde gönderirsin. Bir şey olmaz.

60.000TL'yi başka birinden borç alsın bir günlüğüne.
Siz normal alın arabayı. Olmuyorsa başka araba alın.

Ben olsam, çok tanıdık, akraba vs. olmadığı sürece böyle bir ilişkiye girmezdim.

Adamın çalıştığı yer iyi maaşlı düzgün bir yer yani aracı kontrol eden arkadaşımızda öyle bir durumda işi sıkıntıya girer o toplara girmez diye düşündü.

Açıkcası aracı uygun bir fiyata alıyorum belki millet yanaşmadı borcu var diye almaya o yüzden uygun fiyatlı bırakıyor ama eksperde sıkıntı çıkmazsa kaçırmak istemiyorum açıkcası o yüzden biraz zorluyorum bunu bilmiyorum kafamda deli sorular tedirginim yine de açıkcası :)

Siz de kredi ile alacağınız için sıkıntı yok, o işleri bankalar aralarında hallediyor. Hatta siz de faiz oranı çok farklı değilse aynı bankadan kredi kullanırsanız iş hızlanır ve kolaylaşır.

İkisinin de yaptığı iş aynıysa, ikisi de aynı maaşı alır ve kar orana göre bölüşülür.

Ama diyelim ki birisi aşcıbaşı, diğeri sadece kasaya bakıyor. İkisinin maaşı aynı olamaz, piyasada yaptıkları işin karşılığı ne maaş ise ona göre ayarlanır.

İlk 6000 bini kim neye göre belirledi. B kişisi nasıl olsa başında değilim diye ses etmemiş. Bence ikisi de maaş almamalı. Eski düzene dönmeliler. A kişisi çakal, A kişisini bıraksan dükkana çökecek.

birden fazla ortak da olsa, tek ortak da olsa, firma için mesai harcayan tüm ortakların maaş alma hakkı vardır. hatta almalıdır. bu maaşlar, artık dükkanın gideridir.

belirlenecek olan maaş hisselere göre belirlenmez. herkesin yaptığı iş ayrıdır, yapılan işe göre maaş belirlemek lazım. ikisi de neredeyse aynı şekilde koşturuyorsa işleri, ikisine de aynı maaşı vermek de uygun olabilir. hisselere göre belirlemenin neden yanlış olduğunu hisse oranlarını abartarak anlayabiliriz. bir tarafın %90, bir tarafın %10 hissesi olsa, bir taraf diğerinin 9 katı mı maaş alacak? sizin verdiğiniz örnekte 60-40 olduğu için çok dikkat çekmiyor ama hisse oranı ile maaş arasında bir bağlantı yoktur, bunun bir mantığı da yoktur.

maaşlar yapılan işe göre belirlendikten sonra, firmanın giderleri de ödendikten ve kara günler için biraz para bıraktıktan sonra, 60-40 oranında kar paylaşımı yapılabilir ama şöyle düşünmek lazım, paraya ihtiyaçları yoksa kar paylaşımı çok makul bir şey değil ilk etapta. (gereksiz vergi ödemesi çıkacak) bunun yerine kişilerin farklı masraflarının firma tarafından karşılandığı bir model oluşturulur. mesela araba. firma araba alsa, gider gösterir, vergi çıkmaz ama ortaklara para verip de araba almaya çalışırlarsa, arada vergi çıkacak.

İkisinin de yaptığı iş aynı. Sadece A kişisi sektörde daha eski ve tecrübeli.

Ayrıca şimdiye kadar dükkanın her türlü işiyle A kişisi ilgilendi (tamirat tadilat, eksikler, muhasebe, personel durumları, dışarıyla ilişkiler, toptancılarla görüşme ve ürün takibi vs).
A kişisi, 2 yıl boyunca B kişisinin diğer iş durumuna göre yaşadı bile diyebiliriz, daha fazla çalıştı ve tüm saatlerini B kişisine göre belirledi.

İlk 6000'i B kişisi söyledi çünkü yukarıda da söylediğim gibi B kişisi kendisi çıkmak istiyordu, bu teklif A kişisinden gelmedi.
O güne kadar maaş usulü yoktu, aylık kâr bölüşülüyordu.

Son yazdığınıza göre b kişisine komple yol vermek en doğru olan.

Co2s2+1

Sirkette mesai harcayan herkes yaptigi ise gore maasini alir, kalan para da sirketin kasasinda kalir.

Belirli donemlerde yine sirketin kasasinda olasi senaryolar icin para birakarak kar bolusumu yapilir.

Sizin senaryoda tatsizlik cikmasin diye esit maas yazilabilir. (Sanirim ikisi de full time is basindalar).

Belki a kisisine tecrubesine binaen biraz daha fazla maas verilebilir. (Hissesinden bagimsiz).

Bu tarz durumlarda eger bir kisi hic ilgilenmezse sirketle, genelde diger kisi tum hisseleri alip yoluna tek basina devam ediyor. O sebeple ya tek basina ya da 3 kisiyle ortaklik daha saglam olur. 2 kisilik ortakliklar risklidir.

Çoğunluk hisseye sahip olan kişi karar verme yetkisine de sahiptir.
A kişi firmaya başka çalışan almaya gerek görmezse B kişisini işe almayabilir. Veya tecrübesine, şirkete yapacağı katkıya göre istediği maaşı teklif edebilir. Teklif edeceği maaş 6 da olabilir, asgari ücret de olabilir.

Hatta yanlış bilmiyorsam A kişisi kendisine 16 bin lira maaş ödemeye de karar verebilir. Veremez mi?

Şimdi götürün. Nasılsa yeni dönem de bir sonraki dönemi etkileyecek. Aynasız gezmeyin bayramda.

Bütün maddeleri okuyun kasko policesinin klozlarını. Bazi kaskolarda bozmuyor tek ayna/cam/far kırılması vs. gibi ilk hasarlı işlemler hasarsizligi.

Ayna kapağı ve sinyali için araştırın kasko deldiğinize değmiyecek şekilde halledebilrisiniz.

Ayna gövdesi ve mekanizması sağlamsa, sadece kapak ve sinyal kolayca değişen şeyler.

Fiyatını öğrenin, hasarsızlık indirimini bozmaya değmeyecek rakam olabilir, bozmayın kasko hasarsızlığını. Eğer yüksek fiyatları varsa, kaskoyu yeniledikten sonra yaptırın ki bu senelik hasar indirimi bozulmasın.

Bu sene sigortalar çok para, indirim bozulmasın. Seneye Allah kerim.

geliri asgari ücret dolaylarına gelince ufaktan açsın. o ana kadar gelen paralara ceza gelmez, çok şanssız olmanız lazım. gelse de canınızı acıtçak rakamlar olmaz.

cepbank?
telefonuna giden şifreyle atm'den kartsız hesapsız çekebiliyor.

Acil bir durum varsa, meblağ büyük değilse ve turist arkadaş küçük bir şehirdeyse o şehrin güvenilir otobüs firmasından yardım isteyebilirsin. Genelde böyle durumlarda yardımcı oluyorlar. Meblağ düşükse transfer için de yardımcı olabilirler belki ama o olmasa bile bir zarfa koyduğun parayı şoför veya muavin otogarda arkadaşına teslim ederler. Şoföre ve muavine birer paket sigara da alabilirsin teşekkür mahiyetinde. Bu uygun değilse kargo firmalarının birinden gönderim yapabilirsin. O da maksimum 2-3 gün sürer diye düşünüyorum. Aklıma gelenler bunlar.

Cepbank olmaz. Tc kimlik ve tr gsm hatti gerekir.

PTT ile bir görüşün isterseniz, isme havale de Türk olma kısıtlaması yoktur büyük ihtimalle...

Başkasının hesabından kendi hesabına cebe havale yap.

Senin tc ve numaranı girerek atmden alabilir

Western Union ülke içinde kullanılabiliyor mu bilmiyorum ama o olabilir belki.

@retiredcolone harika fikir! Digerleri turist olan kisi pek becerikli olmadigi icin olmuyordu.

turkcell vergi borcu değil ki. özel şirketler hızlı hareket ederler.

devlet küçük paralarla çok uğraşmaz ama uzun süre ödeme görmezse ehacizi yapıştırır.

düzenli ödeme imkanı yoksa arada küçük ödemeler yapıp ben buradayım demek ehaciz algoritmasını biraz savuşturuyor.

yıllık izin esnasında söylemek zorunda değilsin

edeftere geçemene gerek yok efatura için, muhasebeci başından savmış.

Peki e-defter'e geçmek sıkıntı mı gerçekten?

Siz karşı tarafın e-fatura istemesinden önce mi başvuru yaptınız yoksa istedikten sonra mı,Eğer iki tarafta e-fatura ise e-arşiv kesemezsiniz

E-fatura mükellefi değilseniz karşı taraf e-fatura bile olsa e-arşiv kesebilirdiniz veya 2 farklı güne bölerek kağıt fatura kesebilirdiniz

Birde e-fatura olsanızda e-deftere geçme zorunlulugunuz yok

E-defterde mesela eylül ayı sonunda haziran ayı beratını maliyenin sistemine yüklüyorsunuz ve bir daha hazirana işlem yapamıyorsunuz.Normal zamanda smmm 2021 nisana kadar deftere kayıt girebilecekken,e-defter oldugunuzda sadece 3 ay geriye gidebilir.

- 2 farklı güne bölmek istemiyorum, çünkü sözleşmemiz var ve ona uygun olmasını istiyor karşı taraf (ben de öyle olsun istiyorum).
- "E-fatura mükellefi değilseniz karşı taraf e-fatura bile olsa e-arşiv kesebilirdiniz" bunun için de sistem (e-arşiv portal) hata verdi, "mükellef e-fatura mükellefidir, e-arşiv kesilemez" diye. faturayı oluştur'a basınca bu çıkıyordu.

"mükellef e-fatura mükellefidir, e-arşiv kesilemez" Bu hatada bahsedilen mükellef karşı taraf değilde sizsiniz sanırım.E-fatura mükellefi olmadığınıza emin misiniz

e-arşiv kesmeye çalışırken değilim, yeni oldum ve o hatayı verdiği için baktım benim de e-fatura kesmem gerekiyor, gittim mali mühür aldım, e-fatura açtırdım falan...

Madem mali mühür alıp e-fatura açtırmışsınız bu saatten sonra karşı taraf e-fatura ise e-fatura keseceksiniz,değilse e-arşiv fatura keseceksiniz,bundan sonra kağıt fatura kesemezsiniz

Efatura mukellefi değiliz. 5.000 TL ve üstü faturaları -diğer firma efatura mükellefi olsa bile- earşivden kesiyoruz. Herhangi bir hata almıyoruz.

Koayabilirler. Yapılandırma planı çalışır, sonra sana devretsin hızlıca.

sen net kar almak istiyorsun :D yapabilirsen yap tabii, ama bence de kazandığın paradan senin vermen gereken bir şey o.(gelir vergisi) Tabii yine benzer mantığa gidip bu sefer 30 değil 40-45 kar almalıyım o zaman diyebilirsin, eline geçen paraya bakarak.

Ama fatura ederken bunu açık açık yazarsan karşı çıkarlar bence de.

İlk defa siz de duydum. Vergi ayrı bir kalem olarak teklifte belirtmek bence mantıksız .

yanlış anlaşılmış sanırım.

bu gelir vergisini teklifte belirtmiyorum.
teklifte sadece verilen hizmetler/yapım işlerinin ücretleri yazıyor.
ve altında toplam istenen ücret + kdv yazıyor...

ben teklifteki fiyatı hazırlarken vergiyi "gider" başlığı altına koyup koymamamız gerektiğini soruyorum.

o bence gereklilikten çok rekabetle ilgili. Sen koyarsın, başkası koymaz senden 10 bin lira daha ucuz teklif verir işi o alır. Olmuyor mu böyle mesela?

elbette, fiyatın içine yedirilmek zorunda. en önemli gider kendisidir.

100 liralık teklif verdin. 20 lira faturalı maliyetin var. 80 lira kar ettin demektir. 80 liradan gelir vergisi gidecek. kalan para senin için karlı bir paraysa iyi bir tekliftir.

kdv ayrı belirtmek de doğrudur.

sizin arkadaşınız ve telefonda danıştığı kişiler düz adam esnaf. muhasebecilerini görmemiş bile olabilirler.

Hesaba katmayanlar nasıl para kazanıyorlar bilmiyorum, kesilen faturanın bayağı yüksek bir bölümünü vergi olarak ödüyoruz. Belki giderleri çok olanlar için gelir vergisi çok fazla olmuyordur ama hizmet işindeyseniz, iş gücü dışında gideriniz yoksa gelir vergisini mutlaka hesaba katarak teklif hazırlamalısınız.

Evet ben de yanlış anlamışım .
Tabi ki vergi kalemleri bir gider gibi düşünülerek fiyata eklenmeli . ( vergisini ödeyen İçin)

O dediğiniz faturasız şu kadar olur şeklinde vuku buluyor bizim camiada

ya noterden tebligat filan çekmen lazım da kim uğraşçak onunla. ev sahibine ve emlakcıya birer sms gönder, sözleşme bitmiştir uzatmıyoruz diye. o da bi delil işte dursun elinde. bi şey olmaz.

Tşkler

30 lira ateşle işte bi iskender yesin.

20 lira yeter

20 yeter

20

Aboo neredeyse sıfır bilgi 100 cesaretle giriyorsunuz işe. sıfır bilgi, işletme açısından diyorum yoksa mesleğinizle ilgili deneyiminize laf etmem. haddim değil. öncelikle faturalaşma işlemleri için güvenilir bir muhasebeci bulun ve şahıs ya da limited olarak şirket açın. bunun ardından;

uygun fiyatlı merkezi bir yerde sanal ofis kiralayın. toplantı odası kullanımı, adınıza telefon ve gelen çağrıları firma adınızla cevaplayan personel, müşteri aramalarını not eden size yönlendiren bir hizmeti olsun. bunlar hep sanal olacak. yani bu hizmetin aylık ödemesini yapın, öyle sekreter filan gibi birini tutmayın, hat satın almayın filan.


yeriniz hazır. söylemeye gerek yok. bir kurumsal web sitenizin de olduğunu varsayıyorum. yoksa da olsun mutlaka. olmazsa olmaz.

ofis tamam site tamam. siz eğer editörseniz sağlamından bir grafik tasarımcı ile free lance anlaşın. sigorta, yemek, telefon gideri, ofis giderini ötelemiş olursunuz büyüyne kadar. eğer siz grafikerseniz sağlamından bir editör ayarlayın yine freelance.

şimdi sanal bir ofisiniz, kurumsal bir siteniz ve mevcut iki çalışanınız var. bundan sonrası pazarlama becerinize kalmış.

eğer mümkünse tüm bunlardan önce bir müşteri bulun. müşteri tarafında kurumsal site yeterli. müşteriyle el sıkıştıktan sonra şirketi kurun kiralamaları yapın ve hizmete başlayın. bu anlattığım işin tohum aşaması. fidan haline gelebilmesi için eğer bütçeniz uygunsa sektörde deneyimli pazarlama elamanı da alıp kontrollü büyüyebilirsiniz

EK:
Başka ne tür personel olur sorusunun cevabı başlangıç için değil ama ideal bir iletişim ajansı için;

- sekreter
- hizmete uygun arabası olan şoför ya da kiralık araç şirketi
- tüm birimlerin başında genel koordinatör
- her birim için koordinatör
- grafik bölümü için bir art direktör
- art direktör altına yeteri sayıda grafiker
- yazı işleri bölümü için editör
- editör altına yeterli sayıda muhabir
- tüm işlere yetecek kadar fotoğrafçı ya da kiralık fotoğraf ajansı
- görsel/imaj sitelerine premium üyelikler
- sanal değil fiziki ofis ise ofis temizlik elemanı (haftalık/günlük)
- pazarlamadan sorumlu uzman
- ofis sizin ise bilgi işlem hizmeti

hocam önce müşteriyi bulacaksın, sonra personeli bulacaksın. acilen bu işten vazgeçin ya yazdıklarınız hiç ümit vermiyor :(

"Ankara'da bu işler İstanbul kadar büyümediği için bir şansımız olacağına inanıyorum." bu çok talihsiz bir çıkarım.

Yüzyıllarını sektöre vermiş bir abi olarak söyleyeyim, Ankara'da iş yapacaksanız kamudan iş alacaksınız. Kamudan iş alamıyorsanız özel sektörden ilerleyemezsiniz. Kamu bile işi İstanbul'a veriyor. Özel sektör için Ankara civarına bakmanız gerek. Eskişehir ve yukarıda karadeniz illeri gibi.

Ankara Türkiye'de en kolay para kazanılacak şehir. Ama doğru yolla. Reklam ajansı Ankara'da parlayacak bir sektör degil. Reklamla paralel işlere uygun ama tek başına reklamla buyunulecek bir şehir değil.

İlla kendi sektörünuzde iş yapmakta israrciysaniz reklam kısmı işin sadece yüzde 10 u olmalı. Ankara organizasyonlar,memurlar, avmler,marketler ve iş bilmeyen esnaflar şehri. Bu denklemi çözen herkes burada ihya olur. İdealist pembe hayaller kuran herkes de finalde batmaktan daha ağır sonuçlar yaşar.. amaç para kazanmaksa o çok kolay. Ama yok ben illa reklam ajansı kurucam ve o ajansta sadece reklam işi yapicam diyorsanız ve gerçekten başarılı olursanız büyük bir istisna olursunuz.
Tekrar söylüyorum Ankara Ankara'yı çozen biri için Türkiye'de en kolay para kazanılacak şehirdir. Bu gerçek apaçık ortadayken zor yolları denemeyin.

Sizin bu tarz bir kaç duyurunuza daha rastlamistim. Hep güzel ama gerçek hayatla örtüşmeyen ticari hayalleriniz var. Kendi işinizi yapmak istemeniz güzel. Ama hep dolambaçlı ve bisürü sizin dışınizdaki etkene bağlı projeleriniz var. Birazcık basit bakabilseniz bu cesaret ve para kazanma isteğiyle her şey mümkün. Ama hayatı veya ticareti biraz daha tanımalısınız veya taniyanlardan egosuz bir şekilde destek almalısınız. afedersiniz işin kurdu olmuş ajanslar bile hem zor para kazanıyor hem de bisürü kapris çekip ruh sağlığını korumaya çalışıyor. Niye çetrefilli kazançların peşinde koşmakta bu kadar israrcisiniz ki? İki adım geriye çekilin ve ticaret dünyasına tekrar bakın ve insanlar nasıl para kazanıyor sadece görüp izlerini takip edin. Kafanızda biseye kendinizi ikna edip başkalarının da bunu onaylanmasını umarak bir girisimde bulunmak çok üzücü sonuçlar verebilir . Siz de kendinizi yüzde yüz ikna etmiş veya projelerinize yürekten inanıyor olsanız bu arayışlara bulunmazdı biz veya önceki duyurularinizdaki projemizde ısrarcı olurdunuz dimi?

oturmak içinse al, kiraya vermek için çok saçma.

evin yarısı kadar peşinin yoksa ilk söylediğimi de geri alıyorum.

150 bine aylik bin tl kira gercek olamayacak kadar guzel..
bence kirayi bir yerlerden teyit ettir. 750'yi gecmez.

ben bu durumda 1 ay sonrasini gorebiliyor msuun diye sorardim? ya da gecen mart'da bu mayisi gorebildin mi? neye guvenerek 10 senelik bir yatirima giriyorsun?

bu sorularin cevabini verebiliyorsan yeni evin hayirli olsun kardesim.

önümüzdeki dönem enflasyon artacak tl iyice değer yitirecek, uzun dönemli konut kredisi kullanmak mantıksız değil.

Hiç peşinat verme durumunuz yok mu ? Eğer varsa daire kendi kendini bile ödeyebilir. 150 bin liraya bin lira kira gayet iyi. Görmeden bişey denmez elbet ama alınabilir duruyor.

ya bu böyle elektronik filan bir şey değil ki önerisi olsun, sen bulmuşsun işte, al gitsin : )

bu sandalyelerin ayak koyma yeri de pek alttaymış. uzun boylulara göre mi tasarlamışlar anlamadım.
onu da kontrol edin de, sonradan gol olmasın.

e-haciz.

paran varsa boya koruma yaptır. paspası orjinal alabilirsin ancak bagaj havuzuna çok para vermene gerek yok.

boya koruma vs. tamamen para tuzağı. istediğin paspası al kullan.

Paspas orijinal olması daha iyi yan sanayi veya başka şey olunca pedalın altına kıvrılır, ayağın takılır vs. büyük sıkıntılar olur, bagaj havuz gereksiz bana göre popüler olduğu için alıyor herkes.

ben yan sanayi paspas cok denedim olmuyor. ya asiri dandik deliniyor, ya da tam olculeri uymuyor, saga sola ve en tehlikelisi pedala takiliyor. artik parasina bakmadan orjinal aliyorum. Ama orjinalinin bile birkac kalitesi olabiliyor dikkat etmek lazim, kagit gibi incecik olanlardan almayin.

Yarisler problemsiz araclardir, yagina suyuna bakarsan uzun seneler uzmez sizi.

Hiç bir şey olmaz. Ben iki sefer aldım halen kullanıyorum.
N11'den alabilirsiniz. Koku vs yapmıyor. Sadece modele tam uyumlu olsun, almadan satıcıya sorun yeter.
Tavsiyem havuz paspaslardan alın, şık ve temiz oluyor.
Bagaj için zaten bagaj havuzu alırsınız yine aynı yerden.

Bu arada boya koruma seramik vs bence de para tuzağı. Hiç bir işe yaramıyor ama dünyanın parasını alıyorlar.

Bu tarz tam otomatik aletler için gözden çıkardığınız rakamla bitmiyor... bakım/onarım gerektiğinde çok masrafınız olacak.

Ev için daha basit aletler almakta yarar var bence.

alacağınız kişinin kahve tüketim alışkanlıklarını biliyor musunuz? eğer kendinize alacaksanız ne beklentiniz var? ben çok araştırdım philips ep2220 alacaktım sonra vazgeçtim bana göre olmadığına karar verip. fiyatı çok yüksek bana kalırsa. hepsinin içinde aynı mekanizma var desem yalan söylemiş sayılmam. philips 2300 lira civarındayken bunun bu kadar pahalı olması garip.

bunlarda özellik yok hepsi aynı yani. ben bu paraları tek bir full auto makineye vermektense iyi bir öğütücü alıp farklı farklı kahve yapma taraftarıyım. v60, french press moka pot 3 farklı lezzet sunar size ve hepsi ufacık bir yerde depolanabilir. espresso makinesi alırsanız da sadece biraz daha fazla alan kullanarak tezgahınızda 4 farklı kahveyi taze çekilmiş olarak içme şansınız olur.

ancak... tek amacınız hızlı ve zahmetsiz epsresso tüketmekse memnun eder kesinlikle. tek problemi şu, haftada 1 içindeki mekanizmayı açıp temizlemeniz lazım, yani o kadar da uğraşsız değil

1 yıl french press kullandım. 6 yıldır da delonghi'nin filtre kahve makinesini kullanıyorum. çok memnundum ancak son dönemde hem kahve makinem teklemeye başladı, hem de biraz lükse kaçıp az zahmetle, kısa sürede, farklı kahveler tüketebilmek istiyorum. bakım kısmı benim de kafamı karıştırıyor aslında.

zorunda değilsin. olay aynen dediğin gibi işliyor. seneye tanesi 10 dolar olabilir. tutabilirsin elinde elbette.

Satmazsan kimse alamaz tabiki. Birtek "tahtanın kapanması" denilen bir olay var, o zaman işler biraz karışır.

Birisi ¢1'lık alış emri verdiğinde kimse ¢1'lık satış emri vermezse satış gerçekleşmez.

bu düpedüz ferrariye tüp takmak

720x576 cozunurluklu bir medyadan cok sey beklemeyin :)

hayir hocam
hic gerek yok
dvd ney la

bilgisayarda dvd yi ac
oradan izle
ya da dvd yi ac
icindeki video dosyalarını kopyala hddye
televizyonun usb sinden izle

dvd'ler 480p çözünürlüktedir. Tv'niz gerçek 4K ise dvd'nin yaklaşık 36 katı çözünürlükte. Yani küçük bir resmi zoomlayarak 36 kat büyüttüğünüzü düşünün. Görüntünün izlenebilir olması bile iyi bir şey bu durumda. 4K tv.ler böyle durumlarda biraz görüntü işleme ile düzeltir ancak.

Yeni bir dvd almayın boş yere. Onda da değecek kadar farklı bir durum olmaz.

Problem DVD'lerin kalitesi. 20 yıllık teknoloji kendileri.

Eğer DVD film izliyorsanız internetten 1080p film indirip izlemek en mantıklısı.



EK: kingcyrax'ın dediği de işe yaramaz. Sizdeki görüntülerin çözünürlüğü düşük. Bilgisayara da kaydetseniz aynı çözünürlükte olacak.

hocam
dvd 480 p olanlık da vardır da
kaliteli dvd olabilir
siz benim dedigimi yapın fark göreceksiniz

burada sıkıntı dvd player in cıkısı 480 p tüplü tvye göre ayarlanmıs

Hiç hesaba gerek bile yok aşağıdaki linke bakman yeterli

www.burglaryalarmsystem.com

Dvd'lerimi kullanmak istiyorum. Peki bilgisayardan projeksiyonla yansıtsam duvara? Daha önce denemedim. Israrımın sebebi internette bile olmayan Dvd'lerim var.Koleksiyonum çöp olsun ya da usb ye çekmek istemiyorum.Ne dersiniz?

@lancelot du lac @kingcyrax

hocam
en iyi yapabileceginiz sey
videoları kopyalayın
pc den acın
dvd yine dursun
ama fiziksel olarak kullanmamıs olursunuz

kvkk'ya göre ceza yemelerini sağlayabilirsiniz. yok öyle.

üyelik silme talebine cevap vermek zorundalar. şikayet edersen er veya geç ceza alır.

Yıllık izin çalışma süresine hakedilen ücretli izindir. Varolan'dan yemiş gelecek seneden yemiş önemli değil pek, eksiye düştüğü zaman borcunuz olmuş olur, işten çıkarken eksideyseniz o günlerin ücretinin kesilmesi gerekir son maaşınızdan, sebebi bu yani.

Cumartesiyi saymaları canice olmuş bence ama.

@atom karincanin torunu,

Yani 2 ay için güvence verdiler ancak 2 ay sonra işler yoluna girmezse ücretsiz izin gibi şeyler gündeme gelebilir ve bu durumu kabul etmeyip işten çıkarın diyenlerin alacaklarını kırpma gibi bir strateji güdüyorlar diyebilir miyiz?

dogru mu anladim acaba bir bakalim

siz onumuzdeki hafta evde calismaniza ragmen yillik izninizden gidecek, oyle mi?

umarim boyle degildir cunku zaten ayni maasi verecekken yillik izin kullandirmaya zorlamasi biraz kotuluk olur. yillik izin verecekse bari calistirmasin.

yillik izin mevzusunu da yanlis ya da eksik biliyor olabilirsiniz. zaten 14 gun, 2'den fazla cumartesi olamaz o yuzden. benim eski calistigim yerde ikisini cumartesi yapmak kaydiyla istedigimiz gun alabiliyorduk.

@yoggi;

Pazartesi, salı, çarşamba evden çalışacağız.

Perşembe, cuma ve cumartesi yıllık izin gireceğiz ve izinli olunan günlerde çalışma olmayacak.

Izin veriyor kullaniyorsunuz. Kovsun mu sizi? Biraz optimuma bakmaniz lazim. Her iki taraf fedakarlik yapmali

evet ama ucretli izin yerine ucretsiz verebilirdi pekala. ucretli vererek daha sonra tatile cikmasini tamamen kendi insiyatifine biakiyor.

hayir ucretli verdigi icin ayni parayi verecek zaten su an icin pek yardim etmis olmuyorsunuz sirkete. ucretsiz olsaydi elinden az para cikacakti

sakıncalı reklam neye göre? rtük'e göre sakıncalı değil ki yayınlanıyor.

ber tv diye bir kanal var. aralarda şifalı ot reklamı oluyor sadece.