mouth harp

Ağız kopuzu ( Damboi ), çıkış yeri Asya'dır.

Jew's harp

ak kedi - kara kedi filminde vardi bu :D olur olmadik yerde caliyordu eleman.

Ağız kopuzu +1 Bu adla gugıllayınca satan bazı yerler çıkıyor.

hangi maç o?
ayrıca biliyorsa neden kendisi tüm parasını yatırmıyor da böyle şeylerle uğraşıyor?

Bizimle paylaş, bizde ortak olalım.

Bu tarz rivayetlere pek inanmam.
Ama bir arkadaşım bak şu şöyle olacak diye duydum diyip teklif etmişti ve cittiye almamıştım

Ya tutarsa diyorum şimdi;)

@sta, hangi maç olduğunu bilmiyorum. Parayı yatırınca, maçları gönderecekmiş. İnanılmaz dolandırıcılık koksa da, sayfasını 20000'den fazla adam beğenmiş hiç biri mi inkar etmez.

dolandırıcı.

dolandırıcılık.ayni boku arkadas yedi.para da gitti mac da yatti.

Ben yapmazdım. O işin içinde de hile var, muhtemelen Facebook üzerinden yapıyorsun bu işi ve şu anda karmaşık olduğu için çok zor açıklayabileceğim bir sistem kullanıyorlar seni ikna etmek adına.

Yapan ve parası boşa giden arkadaşım var evet. Yine de yatırım tavsiyesi değildir.

hocam yapma. eğer tutan kupon gibi kanıtları da varsa onlar oynanmış ve 10dk geçmeden iptal etmiş yüzlerde kupondan biri.

hangi sayfa? belki arayınca bi yerlerde dolandırıcı olduğu yazıyordur

www.serkanturkel.net

Önce bir gözden geçir.. Sonra karar ver.

Yapma ama.. Dolandırıcı kesin.

Vazgeçtim arkadaşlar.

Ama tutarsa yarın burda hepinizden tek tek hesabıma para göndermenizi bekleyeceğim.
Tutmazsa da 100 liraya alacağım kuponu, almadığım için hepinize benden çay :)

tutup tutmadığını nerden bileceksin ki ^^

@sta, haklısın belki de herkese verdiği değişik kuponlardan sadece tutanların screenshot'ını atıyor.

%100 dolandırıcı.

hala inananlar var mı bu adamlara ya? yapmayın kardeşim böyle şeyler. aleni dolandırıcılık işte.

hugo bossta staj yapmıştım. üretimde çok titiz davrandıklarını ve kaliteye önem verdiklerini söyleyebilirim, ama ben bir takım elbiseye o kadar para vermem ne yazık ki.

www.massimodutti.com

beymen'de indirim vardı bir de en son..

Hugo boss, network gibi firmalar tabi ortalama üstü kumaş kullanır ama kesime, işçiliğe ve en nihayetinde markaya verirsiniz paranın çoğunu.

Şahsen hergün giymeyeceğim ve ara beden olmak gibi bir sorun yoksa altınyıldızdan alınabilir takım.
Standart değil ama üst kalite kumaş segmentinden...

biraz altina ds damat'tan almistim. kesimi filan guzel.

Eğer devamlı giymeyeceksen Altınyıldız 4eva. Hiç gerek yok daha fazla para vermene. Paran varsa ver tabi de, eğer bir kez iki kez giyeceksen gerek yok.

Gerçekten kaliteli bir şey istiyorsan Altınyıldız ın önünden bile geçme bence. Gidip takımları deneyince de görürsün ortalama üstü markalar ile arasında çok fark var her anlamda. Sarar, hugo boss, kiğılı, Ds filan bunları biliyorsundur zaten. Belki Karaca'ya da bakabilirsin.

Sözlükte takım elbise alacaklara tavsiyeler başlığını da inceleyebilirsin bu arada.

kırma dökme teknik bir sorun yoksa zaten gereksiz.

dış cephe yalıtımında kullanılan köpük levhaları içeri döşüyor üstüne alçı sıva boya çekiliyor.

düzgün işçilik ile 4-5 cm lik bir kalınlıkla iç tarafta işlem yapılıyor.

istikbal, bellona filan olur herhalde. ayrıca tekzen, koçtaş, ikea gibi yerlerde de bulabilirsin. iyi birşey için işbir ve yatsan var.
geçenlerde 100*200 tekzen'den full ortopedik bir yatak aldım, 170 liraydı. Çok aman aman değil, idare eder.

tek kişilikler genelde 90*190 oluyor, 100*200 tavsiye ederim.

Yatak konusunda bütçe var ise iyisinden şaşmaman taraftarıyım.
Yatak önemli
Ama baza konusunda ankaradaysan ankara yatak, istanbuldaysan istanbulbyatak gibi bilimum üreticiden ucuz bir şekilde temin edebilirsin.

Yataş bellona vs markalara baza icin 2x fiyat bayilmaya değmez

Şehir Bartın. Burada çeşitlilik pek yok ve esnaf dışarıdan gelen öğrencinin memurunun gözünün yaşına bakmıyor. Ankaradan 3liraya alacağın şey burada 5lira. O yüzden internetten almaya karar verdim.

ikea'yı önerecek bilgim yok, ama bir süredir kullanan iki arkadaşım memnun. ekonomik olanları şunlar görünüyor, ahşap severseniz:

www.ikea.com.tr

www.ikea.com.tr

bikaç yıl mayış. sonra iş.

10 k tabiki de ,paranı biriktir sonra kendi işini kurarsın

Trollemiyorsun degil mi? 10 binin yaninda 3 bin ne arkadas.

iş ne? 3 bin tl ne karşılığında 10 bin ne karşılığında?
secenek yoksa su an için 10 bin :)

anlık ekonomik durumuna bağlı.çok paraya ihtiyacın yoksa kafan rahat rahat takılırsın 3 k ya. ama 10 k da iyi para be...

standartlar önemli. it gibi çalışıp harcıyacak vakit ve enerji bulamazsan napayım aldığım maaşı. öte yandan kendi işindeki riski almaktansa, milletin emrini alır, maaşımı beklerim de diyebilirsin.ayrıca bana kalırsa onbin döver.

5 sene sonra maaşın kaç olacak ve kendi işinde ne kadar kazanacaksın o önemli bence daha çok

10k maas vs 10k kendi isin deseydin de 10k maas derdim. NEt.

çok fazla detaya bağlı bu ama ben ilk birkaç sene çalışıp, pişip, yoğun çalışma temposuna ayak uydurmayı öğrenip ondan sonra kendi işimi kurmayı tercih ederdim. hem para da birikmiş olurdu. mesela şu an bana iş teslim edip 3 bin lira versen ertesi gün elime yüzüme bulaştırırım, "ilk hafta iş yokmuş oğlum" deyip işe gitmem falan. ama 10 bin lira verdiğin zaman hem motivasyon olur, hem sorumluluğun patrona kıyasla daha az olduğu için çok kafa patlatmazsın. işi öğrendikten sonra, tempoya alıştıktan sonra da kendi işini kurarsın. sakatlıktan yeni çıkmış futbolcu pat diye sahaya sürülür mü? maç kondisyonu çok önemli.

tabii şu da var: yaptığım iş büyüme potansiyeline sahipse 3 bin lirayı kabul ederim. yoksa kırtasiye işleteceksem, aylık gelirim ortalama o civarda seyredecekse ne uğraşcam 10 bin lira maaş alır kral gibi yaşarım. kendi işimden 3 bin lira alacaksam yükselme imkanım olmalı. kobi olarak başlayıp oligark olabilmeliyim. aslında hep istiyorum bu sibirya'da maden işlerine girmeyi ama bana bırakırlar mı orayı be kardsm.

her şekilde kendi işin derim.
ama 10k hiç fena para da değil.

eğer sermayem hazır ise bulaşmam ama kenarda biriken borçlar varsa 10k ile dener en kotu 2 ay sonra çufçuflarım.

tabiki iş yükü de önemli bir faktör.

10 bin maaş

Kendi işim çiftlik sahibi olmak +tüm giderler hariç 3 bin tl ise net kendi işim. Öbür türlü 10000 mayış.

3 bin kendi işim

Bir süre maaş, sonra iş+1

10.000 maaş ne karşılığı verilecek. nerde ne iş yapılacak.

3.000 e ne iş yapacam nasıl çalışacam.

kendi işinin başında olmak kolay değil. maaşlı çalışan olsan gider rapor alırsın 3 gün yeri gelince kendi işinde yapamazsın. yazın yıllık izin kullanacam ben diyebilecek misin. günde kaç saat çalışacaksın. öyle rakama bakılarak verilecek karar değil bunlar.

10.000 alırsın 2 imza atarsın sonra o aldığın paralar ilerde götünü tırmalar. gibi gibi...

baba mesleğini düşünürsek min 3 bin ile kendi işinebaşladı, kısa süre içinde önce 9 bin e arsa aldı bekledi bekledi, 1.5 trilyonluk ev gömdü o arsaya ve aylık cirosu 50k olduğu dönemleri de biliyorum. günde 4k ciro ile kapandığını da. turizm di. falan lakin şu an 10k mayış diyorum

10bin mayış diyorum :)

4 ay çalışır, 8 ay yatardım. 40 bin/12= 3,2 bin aylık maaş, çiçek :)

Ev sahibi ile görüşün; çok paragöz ise "hayır mecbursun ödeyeceksin" der, çoğunlukla genelde yeni kiracı bulunana kadar kira ödemenizi beklerler, iyi niyetli biriyse (ben olsaydım) ses çıkarmaz, "çıkabilirsiniz, sorun yok" der.

Temelde sözleşmedekiler dışında hakkın yok gibi bir şey, çok kötü durum maddi ise zaten ev sahibine ödeyemeyeceğinizi söylerseniz o da sorun etmez fazla bence.

Karşılıklı fesih yoksa ev sahibi çomolokko

Öncelikle ev sahibi ile uzlaşmayı denemen doğrusudur.
Ne gibi bir yaptırım olacağını düşünüyorsun bilmiyorum fakat (firez; ...ödeyeceksin" diyerek neyi ödemesini kastettin bilmiyorum); 12 ayın tamamı düşünülüyorsa böyle bir şey yoktur!
Bir kiracı bulmaya ön ayak olursun.. çünkü bir an önce bulunması senin faydanadır. Burada önemli olan mal sahibinin kira akışında aksama olmamasıdır ki bu doğrusudur da..
Kiracı bulunduğunda da depozitonu zaten alacaksın mal sahibinden.
Hatta emlakçı değil de kiracıyı sen bulursan emlakçı komisyonunu bile alabilirsin yeni kiracıdan ya da bir iyilik güzellik yaparsınız birbirinize karşılıklı ;)

@hattori;
"ödeyeceksin" diye, evsahibinin sözleşme süresince örneğin 12 ay süreyle aylık kiranın ödenmesini isteyebileeğini kastettim. Yalnız hukuken buna hakları var mı emin değilim, sadece uygulamadaa evsahiplerinin böyle davranabildiğini duymuştum.
Ama sizin cevap yeterli ve güzel bence...

mantıklı bir cevap vermeye çalışiim ama teğet bile geçmezse karışmam...

bankaların farklı alanlarda yükselme çabaları var. bu kurumların yapısı yada hedeflerince değişiyor. tabi ki hepsi kâr amacı güdüyor ama sonuçta belli bir strateji üzerinden yürümeleri gerekiyor.

kimisi kolay kredi veriyor koşulları ağır ama ihtiyaçları düşük.
örneğin ev kredisi çekiyorsun kimisi binanın yaşına bakmıyor kimisi diyor ki maksimum 20 yaşındaki bina için veririm gibi.

kredi kartı olarak en güncel konu kart aidatı adı altındaki ücret ya da yaptığın işlemler üzerinden ücret almak yada almamak olabilir, faizleri olabilir. kart aidatının ilk çıktığı zamanlarda insanlar mevcut kartlarını kapatıp başka bankalara yöneldi sonuçta.
herkes minimumu dahi olsa ödememi yaparım zihniyeti ile alıyor kartı ancak x bankası 1.1 ücret işletirken 1.2 işleten banka kartı çok kolay bir şekilde öğrenciye işsize bile veriyor.
buna dikkat etmeyen yada umursamayan tüketici ufak meblalar dahi olsa çılgın paralar kazandırıyor bankalara.

ee son olarak bir de kimi bankaların tüketici için yada ürün grubu için kampanyaları oluyor.
ilk başlarda ziraat bankası zirai destekler vs. için üreticiye yönelik bir bankaydı (şimdiki durumu tartışılır) atıyorum elektronik marketlerde özellikle finansbank koşullarının avantajlı olduğu dönemler var. gerek ekstra taksit gerek belli liminlerin üstüne alışveriş üzerine verilen puanlar tüketicinin yaşam standartına göre hiçte küçümsenmeyecek avantajlar.

arabası olmayan birinin her benzin alışverişinde %19231239 puan kazanma fikrine cazip bakmaması gibi.

sustum artık.

sorudaki hata: "müşteriyseniz bile" kısmı. müşteri işin son değil ilk aşaması ve önemli... zira işi bilen bankalar müşterileri toplayıp derinlemesine toplu röportajımsı şeyler yapıp yöneticilerine cam arkasından izletir (15 sene önce bile vardı).

kişisel görüş vermiyorum, iyi bir banka müşterisi değilim ve olmaya da niyetim yok.

Mobildeyim duzenleyemiyorum. Yani adamlarin benim bursumun yuzde 50 olmasi icin 25 + 35 gibi hesap yapmalari lazim ama o zaman da yuzde 60 burs almis olacagimi saniyolar. Saka gibi.

bence kesinlikle sen haksızsın. adetim olmadığı halde bu saatte bunca hesap yaptırdın bana ayrıca hacı farazi sayı alıyorsun 30k. 30k nedir abi? al adam gibi 100k yap insan gibi hesabını.

ama şeyi öğren, karar neymiş neye karar vermişler. tam metni alabiliyorsan al. bir %25 daha mı yapalım demişler yoksa önce ki kararı iptal ediyoruz, artık memories'in bursu net %50'dir mi demişler. ona göre tekrar neler yapılabilir konuşalım.

teoride adamlar laf salatası ile kâra geçmiş.
%50 ye tamamlamak lafı altında %25 in %25 i indirim yaparak bir yüzde 25 daha yaptık zihniyeti ile kabaca %6.25 lik dilimi kurtarmışlar.

mali işler birimine giderek durumu lise müfredatına göre izah etmekten başka şansın yok. anlamıyorlarsa da o okuldan hayır gelmez:)
lakin heyetin konusmasının net olduğuna eminsen.
sonra biz yapcağımızı yaptık zaten daha ne istiyorsun diye kıvırmasınlar.

kalan borcunun üzerine yüzde 25'tir belki o. kalan 75'in 25'i şeklinde...

karar ya da mevzuatla ilgili tam metni bul. dediğin gibiyse metni ekle dilekçe ver.

Simdi kesinlikle emin olma sebebim su. Ben daha yuzde 25 bursu kazanmadan dilekcemi verip yuzde 50 burs kazanmistim net bi sekilde. Yatay gecis yapiyorum bu arada merkezi yerlestirme ile. Zaten 50 burs maliyede gozukuyodu. Ondan sonra ben 0a basbursam da 25e basvursam da farketmeyecegini soylediler. Ben de ayip olmasin diye 25 e basvurdum basvurmaz olaydim. Kafalari karisti.

Yani evet dedigim gibi net bi sekilde yuzde 50 burs hakkim var.Ben dilekcede de zaten 25 kazandi 25 daha indirim istiyorum desem anlarim. Oyle bi sey belirtmedim 0 burs girsem de 50yi vereceklerdi zaten. Beni aradilar soylediler yuzde 50 burs kazandiniz diye. 25i kazaninca aradim teyit ettirmek icin boyke bi cakallik olmasin diye. Yalniz 25 + 50 = 75 bura degil net olarak 50 burs verilecek 25 kazandiginiz icin dilekcedeki 50 eklenmeuecek dediler. Ben de dedim tamam zaten ben kesinlikle 50 bursta sorun var mi keainlikle cepte demi diye aramistim dedim onay verdiler. Defalarca aradim kontrol ettim, tum ideme planini ona gire ayarlamistim kafamda. Adamlarin bana verdigi burs yuzde 50 degil yani sonucta.

her turlu hakli olduguma eminim. Hatta oradaki kadin ilk bursu ayarlarken direk 50mi girecegim simdi dilekcesi var arkadasin dedi digerine. Digeri de 50 girersen diger bursuyla cakisir 25in ustune 25 ekle dedi ve ortaya bu cikti. Kendileri de emin degil naptiklarindan yani. Agresiflesmek istemiyorum. Sadece beni tekrar vs dilekceyle ugrastirmamalari icin bilale anlatir gibi anlatmak istiyorum yarin.

Edit: Yukarida adamlarin bana verdigi burs yuzde 50 degil yani sonucta derken su an toplamda 40 45 arasi vermis olduklari icin dedim.

1.9k ödemek istemiyorsan bi pasta al eline git, %75'in %25'inin %50 etmediğini ve %50 bursun olduğunu göster. gerizekalıya başka türlü nasıl anlatılır bu problem bilmiyorum çünkü.

Üniversitenin mali işleriyle değil, o hangi üniversite ise ilgili birimin bir üst kademesine yazılı dilekçe ile başvurup ekte de aldığın bursun %50 olduğunu kanıtlayan belgeyi sunmalısın.

lakin;

%25 burslu öğrencimize ek olarak %25 burs verilmesine karar verilmiştir denildiyse %25 + %25 = %50 olmaz ödemenin %25 düşülmüş halinden %25 düşürülür.

eğer daha önce %25 burslu okuyan öğrencimizin bursunun %50 ye çıkarılmasına denildiyse yasal olarak haklısın. dolayısıyla bu evrak ve yazanlar önemlidir.

mali işlere laf anlatamıyorsanız okulun genel sekreterine gidin. durumu 6 yaşındaki çocuğa anlatır gibi basitçe anlatın. ondan yardım isteyin. olayı çözerse o çözer. boşuna yorulmayın

Evet bugun sorunu cozdum 2k indirim yapildi. 25 + 34 seklinde verdiler.

kabaca 150-200 mg kafeinden sonrası zararlı deniyor. uykusuzluk çarpıntı gibi mevzulara yol açıyor üstü.

senin anlayacağın dilden konuşmak gerekirse çok film izleme :)

her zaman duyduğum, okuduğum şey günde en fazla iki fincan tüketilmesi gerektiği oldu.

fazla kafeinin uyku acmaktan ziyade uykulu ve yorgun yaptigi da soylenir.

Sağlıklı insanlarda günlük 300-400 mg. civarı için limit deniyor. 400 mg. üstü de seni öldürmez ama yan etkiler görülmeye başlayabilir, uzun vadede sıkıntılar yaşanabilir. Kişiden kişiye de değişiyor tabi. Günde 2 bardak filtre kahveyi geçmemek kafanı rahat ettirir.

kalp hastasyım ve redbull-cola kesinlikle yasak kahve günde max 2 espresso ya da 2 türk kahvesi

daraltmakta sınır tanınmasa da genişletmek için çok ufak bir pay vardır.
ya da genelde oluyor demek daha doğru olur. ya terziye götürerek yada astardaki birleşme yerine bakarak pay varmı yokmu görebilirsiniz.

birebir aynını bilmem ama GNC yada bu tarz destek ürünleri satan yerlerde rahatlıkla bulabilirsin.

birebir aynısı lazım diğerler örnekleri bunun gibi rahat kullanımlık değil.

daha basit modelini annem kullanıyor. s22.postimg.org
ilaçlarımı alıp almadığımı hatırlamıyorum deyince eczaneden vermişler.

bu almak istediğim ürün her haftayı da sabah öğle akşam gece diye 4'e bölüyor ve çok ufak olduğundan dolayı sıkıntı yaratmayacak bir ürün. sanırım sipariş vereceğim gibi...

Eczanelerde günlük versiyonu var. Tek kötü yani, hapi cikartip icine atacaksin, o zamanda bekledigi icin bazi ilaclarin yanetkileri olabilir, cogu ilacin havayla temas etmemesi lazimmis uzun süre, aksi durumda da ufak ufak film tabletlere bölüyorsun oyle minnacik olunca cikartmak zor oluyormus. Ailede ilac kullanimi bol.

şirketimizda satış elemanlarının altında olan arabalara hemen hemen her ay aynı cezadan geliyor.

fahri trafik müfettişleri kesiyor o cezayı.

yani belkide kırmızı ışıkta dururken telefonla konuştun ve yanındaki arabanın şöförü kesti o cezayı.

önce yasal olarak cezayı ödüyorsun sonra itiraz ediyorsun. başıma geldi. yok uydudan görüntü almışlar!!! puhaha diyorum. azıcık saf, seyir halinde gördüler mi basıyorlar cezayı. sonuç: ödedim ve uğraşmadım. evet, yıldım. uğraşamam.

@skbn, valla kim kesti, gerçekten ne oldu bilmiyorum ama dediğim gibi korkarım zaten, seyir halinde gerçekten konuşamam. itiraz ettiniz mi hiç? sonuç aldınız mı?

hayır itiraz etmedik.
fakat bu konu ile ilgili nette kısa bi araştırma yaparsan itiraz etmekten vazgeçersin.

biz o gün araba kimdeyse, ay sonunda hesabından tahsil ettik.

itirazda bulunma demiyorum ama sanırım uğraştığınla kalacak.

böyle fotografsız cezalarda itiraz pek işe yaramıyor. kazanan yoktur demiyorum ama ben inanmıyorum. fahri trafik müfettişleri can sıkıntısına bile yazıyor desen yeri sonuçta ay sonu kota doldurmaca oyunları bunlar.

konya emniyetinden bana ceza geldi lakin ankarada yaşıyorum.
neymiş efenim konya da görevli fahri müfettiş x hanım garda bana denk gelmiş, bende aracımdan bir şey atmışım dışarı. genel olarak titizimdir arabama torba ile girer odamı topluyor gibi fiş fatura vs. atarım belirli aralıklarla. gelde buna inandır şimdi, bu yoktan sebeple ceza yedim işte...

itiraz edicek olsan bile önce indirimli şekilde cezanı öde.
sonrasında itirazın kararına göre cezanı tahsil edersin zaten ya da edemezsin.
süreç çok yavaş ve üstünkörü işliyor. bide üstüne zam falan yeme yani.

kardeş ne tür bir yerle görüşeceksin?

@brave kurumsal bir şirket, muhasebe için görüşeceğim.

kessen iyi olur.

kesme, onlar zaten yorum yapar böyle olur olmaz diye. her şirkette sakal yasak diye birşey yok.

Müdür bana kalırsa; eğer çalışmayı gerçekten istediğin bir yerse yap bi kerelik sinek kaydını giy takım elbiseni git görüş. sonra zaten işe alınırsan bakarsın ortama bırakırsın sakalını istediğin gibi ama yine de senin bileceğin iş. Genel olarak konuşuyorum, iş görüşmesinde sakal pek iyi karşılanmıyor.

sinek kaydı pek iyi olmuyor brolar, açık tenliyim bide. kirli sakal yapıp gidesim var bakalım.

Önemli olan sakallı yada sakalsız olması değil.Bakımlı ve temiz olması

yerine göre değişir.
kimisi sakal var diye kafadan eliyor kimisi sakalı normal karşılıyor ama iş görüşmesine giderken kesip temiz temiz gidip işi alıp sakal bırakmak daha mantıklı.

ne demişler
ne kadar az kıl o kadar iyi

kirli sakal yapıp gittim gayet iyi geçti. hayırlısı olsun.

Yooo
Aksine daha bi hirsla tepki oyu verecegim ampulu sondurmek icin.
Zorbaya daha fazla zorbalik yapmasin diye boyun egecek degilim.

400'ü alınca çekip gitmeyeceği için aklımın ucundan geçmedi bu fikir. Alırsa daha kötü şeyler yapar.

Ama insanların ölümünden ziyade zaten bitmiş bir ekonominin yeni bittiğini sanıp, "bu sefer oyum AKP'ye" diyenler çok var etrafımda.

ölümün suçlusu erdoğan değil ki o amaçla vereyim.
ya da en son suçlanacak kişi burada erdoğan, öyle diyeyim.

Çekip gidecek olsa verirdim.
Ancak çekip gitmek ne kelime, daha çok çökecek.

Ölümlerin en son suçlusu Erdoğan olduğunu düşünen milyonlarca kör insan varken, tepki oyu versek ne vermesek ne?

Hicbir zaman katile oy vermedim, yine vermem. Ha ülkenin düzeleceğini düşünüyor muyum, asla.

400ü alırsa daha çok ölüm daha çok zülm olacak...

Demokratik bir ülke gibi gözüksekde padişahlığa doru bir gidiş söz konusu...

Bu ülke adam olmaz ki.
Mümkün olsa da tası tarağı alıp gitsek

Ak parti demisiz Erdoğan diyorsun bro. Tarafsiz degil miydi o?

hayır, asla vermeyeceğim.

tayyipten sonra da şehzade bilal gelicekmiş ona oy vereceklermiş. hala adamı savunanlar var ya.

sacma.

bu gidişte iç savaş çıkacak memleketten suriyeliler gibi botlara atlayıp yunanistana iltica edeceğiz adam ruh hastası ve en az %40 onun gibi düşünen destekleyen tabanı var ben akp vereceğim dediği gibi bu iş huzurla anca böyle çözülür.

400 ü bir tek akp mi aliyor chp mhp ne güne duruyor adam olsunlar millet onlara oy versin .

bu daha fazla yeri işgal etmesin diye hitler'e ilk başlarda gösterilen töleransı hatırlatıyor :) sonuçları da pek iyi olmamıştı, bu tip yaklaşım sadece olacak ıolan felaketi biraz geciktirir. engellemez.

duyuru da ne çok akp trolü varmış. şimdi farkettim

teminat mektubu mevzuunun detaylarını bilmeyerek blokaj ve her sene yenileme gibi teferruatlı işler gözüküyor.

iş hukukunca uygunmudur bilmeyerek belli koşullar altında senet yapılsa daha mantıklı geliyor. (sizin bloke edecek esnekliğim yok dediğiniz için)

rakam bazında az çok firmanın kimliğiyle alakalı.
adıyaman çiğköfte ise ütopik ama başka markalar için çerez bile sayılabilir.

Bilemeyiz. Markaya göre aZ ya da çok OLDUĞUNU sen bilirsin. Teminatı kredi gibi verenler de var sürekli faiz veriyorsun ama

Blokaj yok. Sadece her sene komisyon oranına göre binde beş fln komisyon ödersin.

Banka ile iliskine bagli. Iyiyse bloke koymadan verir mektubu ki 50 binlik mektup cok bi sey degil banka icin. Sizin iliskinize bakar.

Isin icerini belirtmemissiniz ama 15 bin dolar isim hakki isteyen bir isletme icin 50 binlik teminat normaldir.

Onları izler mastürbasyon yapardım muhtemelen

Bir Türk'ün cumartesi gecesi yalnızlık fantazisi derim.

Yüzyılın en ıslak rüyası olarak nitelendirirdim.

ÇIKARTIP KAFALARINA KAFALARINA VURURUM
SONRA ÜSTLERİNE ÇIKIP
EDRİYIN
DİYE
BAĞIRIRIM
UÇSUZ BUCAKSIZ
SONSUZLUĞA

Abi geç oldu artık, yat istersen :D

Ulan ne biçim kadınlarsınız, hadi kocalarınızdan utanmıyorsunuz çoluğunuzdan çocuğunuzdan utanın bari derim.

Ama alırım birer öpücük.

uyanırdım.

geçmiş olsun, bence pek düzelme ihtimali yok. yani ben kendime edilen hakareti unutsam bile annem babam unutmaz.
bence ancak bundan ders çıkartabilirsiniz.

Size cephe almak dışında, daha derin bir sorun da oluşmuş olabilir. Sadece "Hakaret etti" değildir sorun, kişiliğinizi sorguluyorlardır. Alıp karşınıza konuşun, başka türlü jestle mestle ikna edemezsiniz. Konuşurken de neden öyle davrandığınıza dair sağlam gerekçeler bulmanız ve bunu ileride neden yapmayacağınız ile ilgili sağlam deliller sunmanız gerek. Birden 180 derece dönmek diye bir şey yok, anne-baba hayatta unutmaz; zamanla silerler ancak.

arkadaşlar kendime göre bir sağlam bir sebebim vardı tabi ki, haksızken veya boşu boşuna etmedim. Kız arkadaşım için yapabileceğim hayati derecede bir fedakarlık var. Yurtdışında hayalini kurduğum işten vazgeçmek. Tartışma uzun zamandır bu yüzdendi. Sizce vazgeçsem şansım olabilir mi ?

öyle bişey yok. 180 derece döndüm dese de inanma.

Şöyle bakalım olaya: "Elin adamı senin kızına sayıp sövse unutur musun?"

çocuk pişmansa zaman veririm, makul süre tekrarlamazsa unuturum. insan bu hata yapabilir, önemli olan tekrarlamaması bence.

gidip kızdan da ailesinden de özür dilerdim. ailesini de alır karşıma durumu anlatırdım kendi açımdan. yaptığının yanlış olduğunun farkında olduğunu görsünler ama.

Aile konusunu bilmiyorum da bunun yüzünden hayallerinden de fedakarlık yapma. Konuşmayı, kendini anlatmayı dene. Gerekirse sil baştan kendini tanıtmaya çalış. Ama işinden vazgeçme.

kessen barışmazlar, çocuklarının hatrına barışmış gibi görünürler en fazla. aynı olayı bana da yaşatmıştı kızın biri. annem affetti sözümona, ama barizdi sevmediği onu.

o yüzden, geçmiş olsun.

evirip çevirme gidip özür dile. çiçek al falan işte.

sanırım sen de kadınsın. bana kız arkadaşım da böyle şeyler yapmıştı. tabi ki mesajları kimseye okutmadım ama her tartışmada hatunun sinirine engel olamadan sarf ettiği ağır sözler ve birkaç kere ettiği küfür beni ondan soğutmuştu.

şimdi yağ reklamlarındaki kadınlar gibi uçuyorum.

dikkat et @asabikız06

not: olm hem erkeksin hem koalalı nick almışsın :) kadın sandım valla

Aranızdaki iletişimi ailesine yansıtıyorsa o ilişkiden hayır gelmez.

Ister kadın ister erkek iliskisini yakın çevresine bile paylaşmamalı...

Geleceğinde ki bir çok sorundan kurtulmuş oldun hayirli olsun

sevgilinin salaklığı. bırak o uğraşsın aranızı düzeltmek için. kılını kıpırdatma. yok öyle aileye mesajları okutmalar sonra da senden beklemeler. sen onun gönlünü almakla mükellefsin; ailenin değil.

edit: qxgviper +10000

Taviz tavizi doğurur, yüzyüze konusuyorsun, bizim bakıs acımız bu, yaklaşımımız bu diyorsun, konusurken de bir kavga cıkarıyorsun daha sağlam gerekceyle, sonra onlar oğlumuz haklı diyorlar sana hak veriyorlar, hatta bu kavga sebebin de şey olsun, ilişkimize şimdiden ailelerin bu kadar müdahele etmesini doğru bulmuyorum dersin.ama yine de ben olsam ailesini en basında bu kadar sokmazdım.muhatap olmazdım

beyler erkeğim bu arada. karşı taraf hanım ve yaşça genç. aramızda 7 yaş kadar var. bu nasıl bi durum doğurur sizce ?

İşin içine hakaret girdikten sonra emek harcamak israftır. İsraf da haram.

düşündüm de ankarada böyle bir alan yok. Direksiyon sınavları yozgat bulvarında yapılıyordu. En uygun yer orası olsa gerek. Yozgat bulvarından sağa doğru ayrılan yolları kullanıp yeniden bulvara çıkın. Bir nevi daireler oluşturun yani.

batıkent çakırlar tarafı gayet uygun.

pazar alanlarında çalışıyorlar genelde

ilk süper acemilik dönemleri ise kapalı alan namına pazar alanları ideal alanlar.

trafik deneyimi için ise trafiğin yoğun olmadığı geç saatler daha güvenli olur gibime geliyor

avm otoparkı da olur sanki. sabah erken saatlerde..

bağlıca tarafı, etimesguta sapan kavşağı geçtikten sonra bom boş yol. yan taraflardaki cadde ve sokaklar da öyle.

işkembeden hesap dahi olsa
öncelikle sizin katı iptal edip 0dan kat kaloriferi sistemi kurulacak. fiyat evin büyüklüğü ile ister istemez değişecek. kombi + petekler + tesisat + proje falan derken 3 üstü 5'e kadar yolu var derim. (petek sayısı, kombinin modeli)
ocak için kullandığınız kapıda doğal gaz tesisatı yoksa o çekilecek ki asıl aklıma takılan da o.

hocam eski petekleri kullanamıyor muyuz?
bir de evde doğalgaz var, su ısıtma olayı için, o kullanılabiliyor mu?

öncelikle söyleyeyim, bunu yapmanız apartmana ödeyeceğiniz aidatı etkilemez. yani ben ısıtma sistemimi ayırdım, aidat ödemeyeyim diyemezsiniz. apartmanın tesisatını da etkileyeceğiniz ve projeyi bozacağınız için olacağını sanmıyorum. yani belki dersiniz de bunun için genel kurul kararı alınması gerekli.

onun dışında aynı petekleri kullanabilirsiniz. ama yeni tesisat döşenecek. malzeme +tesisat + kombi + projesiydi ruhsatıydı derken epey tutar masrafı. bi de aidatı almaya devam ederlerse boşa uğraşmış olursunuz.

aidat derken kalorifer için gelen faturadan payımı ödemeye devam mı edeceğim? BEnim katı kestikten sonra neden ödeyeyim ki? Ama tabi öyleyse manası kalmaz, haklısınız :)

Merhaba,

Biz de ısı ölçerli merkezi sistem kullanıyoruz yalıtım falan gayet iyi eski evimde 90tl gaz faturası geliyorsa şimdi 60 geliyor. Neden bozmak istiyorsunuz?

Ne kadar tutar sorusuna cevap, sıfırdan döşetecekseniz 3-4 bin minimum.

Saygılarımla.

adamlar sistemi buna göre kurmuş.
çok ufak bir ihtimalle kapıcı giderlerini ödersiniz ama bi ton tantana çıkar. olacağını sanmam bile. ama şu ısı pay ölçer sistemlerden olan bir binada iseniz aidat puf olur gider tabi

ilk sorunuza gelelim petekler eski mi yeni mi? bilmeden yorum yapıyoruz sonuçta.
ben total bir hesap vermeye çalıştım ama
eski dökme peteklerden ise pek kullanacağınızı sanmam pek verimli de olmaz zaten.
birde eski ve içi kirli olduğunu varsayarsak temizlik bakım falan işine girmektense yenisini almak daha mantıklı olur.
yeni binada yeni petekler ise tabi ki böyle masraflara gerek kalmaz.

tamam tesisat varsa sadece kombi ve petek masrafları kalır. m2 ye göre de ideal bir cihaz seçilir.

kendiniz merkezi sistemden ferdi sisteme geçiş yapamazsınız, tüm apartman sakinlerinin oy birliği ile karar alması gerekli. bir şekilde kendi dairenizi ferdi sisteme geçirseniz bile merkezi sistemden dolayı dairenize yansıtılacak ısınma ücretini ödemek zorundasınız.

eski petekler ve daire içindeki peteklere giden sıcak su tesisatı aynen kalır. sadece apartmanda şafta giden borulardan kendi dairenizi ayırıp, o noktadan itibaren kombinin bulunacağı yere kadar tesisat döşemeniz gerekli. dairenizdeki mevcut doğalgaz borusunun çapı sadece sıcak su için tasarlandığından muhtemelen küçük gelecektir, bu nedenle doğalgaz borularını daha geniş çaplı siyah borularla değiştirmek gerekli. (sıcak su + ısınma için yeterli gaz sağlanabilmesi için). ayrıca igdaş'dan proje onaylatmak gerekli, bunun için mühendise proje çizdirmeniz lazım.

proje+işçilik+malzeme 2-3 bin arası tutar, kırma dökme durumuna göre. bunun üstüne bir de kombi parası eklenecek beğendiğiniz modele göre.

Arkadaşlar ev eski, tesisat da eski, petekler falan.
Değiştirmek istiyorum çünkü kışın kafalarına göre akşam erken kapatıyorlar gece donuyorum, gündüz cayır cayır yanıyor
Apartman toplantılarına beni kesinlikle çağırmıyorlar ama öyle bir durumda gider konuşurum, herhalde bişey demezler.
Gerçi düşündüm de evdeki kombi yeni sayılır, onu kullanabilir miyim?

hocam evde halihazırda niye kombi var ki? sadece sıcak su kullanıyorsanız, şofben olmasın o? doğalgaz girişi+soğuk su girişi+sıcak su çıkışı olmak üzere toplam üç bağlantı noktası varsa şofbendir o. kombilerde ayrıca kalorifer sistemi için su girişi+çıkışı olmak üzere toplam beş bağlantı var. bir kontrol et sendeki kombi mi şofben mi diye ;)

evet şofbenmiş :)

yok alamazsın... devlet papaya borçlusun. paranı ödersin(ceza) alırsın ehliyeti
para - ehliyet ilişkisi böyle bir şey

yakın zamanda test ettim onayladım.

cezayı ödemene gerek yok. trafik cezası senin borcun, vergi borcu gibi düşün. öyle olsa trafikte ceza yazınca parayı almadan bırakmazlar. mesela araba çekiliyor sadece çekici parası ödeniyor

alırsın cezayla alakası yok. Ceza vergi dairesinib oluyor, ehliyeti alırsın

sigorta kararınca hatalı çıktığını varsayarak söylüyorum
sigortan ödemeyi yapacak, sana hiç bir para talebinde bulunmayacak.
hiç dediğime bakma
seneye sigorta yaptırırken kazasızlık primin düşecek, ceza point varmı hatırlamıyorum ama özetle sigortaya yapacağın ödeme artıcak.

tespit davası kısmını bilmiyorum atıp ortalığı karıştırmiim:)

ama ufak mevzular ise adama sigortayı karıştırmayalım masrafınızı ben karşılayım diyebilirsin.
sonucta kazasızlık indirimin gidicek(varsa tabi:)

son olarak geçmiş olsun

Senin trafik sigortan karsı tarafın hasarını karşılayacak . Belli bir miktara kadar karşılıyor tabi , hasar büyük olsa cepten veriyorsun. Geçmiş olsun

tespit davası dediğiniz arabanın parçasının boyanmasından dolayı değer kaybının tazminiyse onu da sigorta karşılıyor merak etmenize gerek yok.

eğer anlattığınız gibiyse trafik sıkortası o hasarı karşılamaya yeter. yok mercedesin anasını ağlatmışsanız fazla kısmı için size rücu ederler. kaskonuz da varsa çoğu full kasko paketi trafik sıkortasının yetmedii kısımlar için teminat da veriyor aklınızda olsun. öyleyse beş kuruş çıkmaz. seneye primler farklı olur tabi... geçmiş olsun kazasız belasız sürüşler diliyorum

Ben de Bodum almayı düşünüyorum. Nette baktım da biraz bir dönem, termoslu olanlar var. En azından ikinci bardağı sıcak tutmak adına. Kullanan var mı acaba?

1-2 bardak ayrı ayrı ise küçük daha kullanışlı olur haliyle

sb bodum kaliteli

@birdenbire termoslu olanları bilmiyordum, link verebilir misiniz acaba?

SB'nin değil ama... Örneğin:

www.tchibo.com.tr

Derneğe giden her hikaye onaylanınca ee haliyle genel kalite de düştü.
hafif reklam yaparak
soldaki Martı yayınları
sağdaki Everest yayınları

ikiside güzel derlemeler (ayrı ayrı olunca pek sevmiyorum)
tek belirtmem gereken şey şu olur... martı yayınlarının ki yeri geliyor sayfanın yarısı dipnotlarla kaplanmış vaziyette. örnek vermek gerekirse hikayede geçen "fener" i dipnotta bilmem kaç yılında bulunmuş ta o zamanlarda yağ ile yanan fenerler kullanılıyormuş falanda filanda tabir yerinde ise gerizekalıya anlatır gibi anlatmışlar. dipnotlarla dolmuş biraz şişirilmiş kısaca.

(git: i.imgur.com )

cem yayınları, seriyi ilk yayınlandığı zamanki haliyle yayınladı; yani dokuz ayrı kitap olarak, aynı öyküler ve sırayla. benim için en önemlisi oydu zira piyasada sayısız ayrı kitap var karman çorman.

herhangi bir vakıf adına mail atın veya arayın. o şekilde hesap bilgilerini elde edin. gerçi havalede/eftde isminiz çıkabilir.

eft-havale için zaten hesap bilgilerine ulaşmış olman gerekiyor
lakin bunu başarabilirsen bir tanıdık aracılığı ile yap bunu, parayı arkadaşın yollasın. bu sayede kimliğin gizli kalsın.

@tekilasisesi'nin dediği gibi sahte bir telefon görüşmesi ile bilgiler elde edilebilirse yine alternatif biri ile gönderiye devam edilebilir.

Kişi benim de arkadaşım zaten. Aileler de az çok tanışıyor. Araya birini sokup yapmam mümkün değil yani.

Bankamatikten falan yatırsam gerçi kimlik no soruyor mu bilmiyorum ama araştırsa hangi şehirden yollanmış bulabilir belki, bilmiyorum.

Başlık kalsın, bankada falan çalışıp daha net fikirler sunabilecek çıkarsa çok ama çok sevinirim.

Mobilde olduğumdan editleyemiyorum. Aslında bir bakıma birinin hesap numarasını nasıl buluruzu da soruyorum.

Bankasinda calisan bir tanidigin varsa anca olur o is.

isimsiz mektup yollanabiliyorsa eğer, zarfa koyup mektup atarsın. ya da gönderen için isim illa isteniyorsa feyk isim yazarsın.

atmden yatırmak için yine hesap bilgisine ihtiyacın var. tckn ve gsm sorar. kimin yatırdığı gözükmeyebilir ama bankaya sorarsa öğrenebilir.

ininal kart al, içine vermek istediğin parayı yükle, adresine posta ile gönder. ama alınca bu da neymiş diye kullanmadan çöpe de atabilir, aklında bulunsun.

ptt'den zarf içinde gönder.para olduğunu söyleyince kabul etmiyor diye biliyorum söyleme.bi kagıdı katla arasına koy gönder.bitti gitti. gönderen ismi, adresi yazılması zorunlu değildi sanırım.

atm den yatırdığın zaman sana tc no sorucak. ve senin tc numaran, o arkadaşın hesap özetinde açıklama kısmında görünecek.
arkadaşının adresini biliyorsan, kargo ile zarfın içinde nakit olarak gönder parayı. ama onda da kaybolma gibi bir risk var.

öğrenciyse birinden burs buldum her ay bize şu kadar gönderecekmiş gibi bir şey söyleyebilirsiniz. burada kilit nokta, ya hiç tanımadığı birinden düzenli olarak göndermesini rica etmeniz ya da, o parayı bana gönderecek, (burada birinize göndereyim karıştırmam böylelikle dedi gibi saçma bir bahane bulmanız gerekiyor) ben de yarısını sana göndereceğim demek ve buna inandırmak.
böylelikle arkadaşını kıllandırmadan, işi dallanıp budaklandırmadan yapabilirsiniz.

Sağolun. Kişi öğrenci değil, keşke olsa. Bir yöntem bulacağım artık.

dolandirici sanip yutmayabilir ama
bilmemnereden ariyoruz, cekilisimizden odul kazandiniz vs, banka bilgilerinizi verirseniz odeme oraya yapilacak gibi bisey uydurulabilir.

ama hala parayi gonderdikten sonra gonderen kismindaki ismi nasil saklayacagini anlayamadim.

O ihtimal devam edeceği için çok tutmaz. Çalıştığı yerle konuşup maaşına zam yapıldı diye söylenmesini rica edeceğim son ihtimal. Aklıma bu geldi.

yurt dışı vs. durumlar için şart olan
karnesinde ki aşı - sahip - kediciğin adı gibi birçok detayı deri altında bulunduran
kaybolduğunda bir veterinere ulaştırılması halinde deri altındaki bu hede ile sizin iletişim bilgilerinize sahip olunmasını sağlayan hede hede.

zararı yoktur. kedinizin dışarı çıkma ihtimali yoksa ( 7.kat gibi yüksekte yaşıyor ve hiç dışarı çıkmıyorsa ) bence gereksiz.

bizim veterinerin bize dediğine göre mikroçipteki bilgileri herhangi bir veteriner değil, sadece mikroçipin kayıtlı olduğu veteriner görebiliyor. online ya da paylaşılan bir veritabanı yok. ben veterinerimizin yalancısıyım. herhalde @qxgviper'in de bir bildiği vardır.

edit: bize söylenen şuydu: kedi kaybolup da bulunduğu vakit herhangi bir veterinerde okuyucuyla da sahibe ve kediye ait bilgileri göremiyorsun çünkü (okuyucusu olan) tüm veterinerlere açık bir veritabanı yok.

Cip okuma zimbirtisi cok pahali bir alet oldugundan cogu veterinerde yok zaten, kayip hayvanin bulunmasi icin esas gereken kunyedir tasmasina takilan. Cip yasal zorunluluk ama.

@mutevazi'nin dediği gibi cihaz'a sahip veterinerlerce okunabiliyor.
@whimsical olay online olmakla alakalı değil. çipin içine mevcut veteriner cihaz ile adı bu, sahibin iletişim bilgileri bu, yapılan aşılar gibi bir takım verileri giriyor.
sen hayvanın ile bir veterine gittiğinde cihaz ile okuyor ve verilere ulaşıyor. yeni aşı yapıldı diyelim güncelleniyor.

tüm veterinerler de var demiyorum ama çip hizmetini veren veterinerde de bulunmaması ihtimalini anlayamıyorum...

cipin icine bilgi girilmiyor seri numarasi var, kalani online database'de. pet kimlik vb diye aratabilirsiniz.

Çipli benimkiler. Çipi taktırıyorsunuz, aşılarını maşılarını çip bilgisiyle beraber online database'ı giriyorlar. Bu arada size de barkod gibi bir şey veriyorlar, bu barkodu okutunca o database'e erişebiliyor okutan kişi. 50 tl miydi neydi biz taktırdığımızda 2-3 sene önce. Şimdi de çok artmamıştır muhtemelen.

yukarıdaki cevabıma edit girdim (hatta cevapları ilk okuduğumda bizim veteriner hatalı bilgi vermiş diye düşündüm ama tekrar okuyunca görüyorum ki "barkod" lazım ve hatalı bilgi vermemiş) de şunu da yazayım:

benim bildiğim çipin esas işlevi kedinin kaybolması halinde ortaya çıkan sahiplik, iletişim, aşı bilgisi ihtiyacını karşılamak. kedin kaybolduğu zaman onu bulan kişi x veterinere gittiğinde x veterineri elindeki okuyucuyla çipi okuttuğu zaman bilgilere ulaşamıyor çünkü senin kedinin bilgileri y veterinerinde kayıtlı. barkodu vermen lazım ki x veterinerinde de çıksın bilgiler.

sizin yazdıklarınıza göre de kedini ancak kendin elindeki barkodla götürürsen bilgileri görüyorlar diye anlıyorum. barkod olmadan bir şey görmüyorlar diye anlıyorum. doğru mudur?

aşı takibi için zaten karne var.

@whimsical o zaman taktırmanın bir esprisi kalmıyor ki, sadece takan veteriner görebiliyorsa?

biz de zaten o yüzden taktırmadık. şimdi arkadaşlar görünüyor yazınca ben de bir heyecanlandım ama araştırınca da veterinerimizin dediğini doğruladım:

"Güvenlik ve Gizlilik:

Petkimlik sisteminde kayıtlı olan pet sahiplerinin iletişim bilgileri kaydeden kurum dışında başka kurum ve kuruluşlarca görüntülenemez. Sistemde görüntülenen bilgiler pet'in bilgileri, sağlık karnesi, pet sahibinin adı soyadı ve hangi kurum tarafından kayıt altına alındığı ve bukurumun iletişim bilgileri ile sınırlıdır.Sisteme pet sahiplerinin iletişim bilgilerinin de girilmesi mecburi değildir. Bu sayede kayıtlı kişilerin gereksiz şekilde 3. şahıslar tarafından rahatsız edilmesinin önüne geçilmesi sağlanmıştır."

kaynak: www.petkimlik.com

ek: ama en azından şu varmış: "hangi kurum tarafından kayıt altına alındığı ve bukurumun iletişim bilgileri"

yani x veterinerine gidince de bu hayvan y veterinerinde kayıt olmuş diye çıkıyormuş. öyle anladım.

ben iki kopegimi chip'lettim, ikisini de hicbir sisteme islemediler. kac defa soyledim veterinerlere ve artik pes ettim. siz kontrolunu yapin kaydi yapilmis mi, nereye yapilmis. ucretli diye yapmiyorlar. uc bes lira icin.

ben turkcellden aveaya gectim, turkcellden daha uygun geldi.
numara tasimayi dusunurseniz tarifelere bir bakin derim.

ekonomik olsun diyorsan turkcell son tercih olmalı.
25 yaş altı gnctrcll kampanyaları makul olabilir (kullanmadığımdan bilmiyorum).
avea ve vodafone f/p bakımından daha iyi gözüküyor

Sıralama düşeceği için tıklama yada senin sitene olan yönlendirme azalacaktır.
Dolayısıyla o parayi dahi harcayamayacaksın
Site kalite puanını yükselttikçe zaten maliyet düşecektir.

%100 net bilgi ile söylemediğimi belirterek,
bi de bazı gıdalara direkt ambargo koyan memleketlerde mevcut.
atıyorum suluyu,kokuluyu geçtim kuru kayısı bile almıyorlar.
ama spesifik olarak hangi ürünler yada hangi ülkeler onu net bilmiyorum.

ab ye yolluyorsan varmaz, gida yasak. tira, arabaya falan verirsen gider ama postayla gitmez.

nisan ayinda avrupa birligi sinirlari icinden istanbula kargo yolladim, icerisinde kullanilmis kiyafet birkac adet kitap ve bir adet 200gr agirliginda soslu fistik vardi ne alaka dersen buraninki oldukca meshurdur.

ptt kargoyu ozellikle tavsiye ederim cunku ozel firmalar kendi irtibat burolari uzerinden teslimat yaptigi icin hangi gumruk bolgesinde incelendigini bilemezsin paketin ama ptt kargo yada devlet kargosu kullanirsan gidecegi yer bellidir cok vakit kaybetmeden en kotu ihtimalle gumruk amirligine gidersin yada alacak kisi oraya gider paket acildiysa uzerinde gumruk kontrolu yapilmistir yazan bi bant vardir genelde 1000gr alti kargoda acmazlar bile bunun disinda tabiki her gumruk memuru farkli kafada insan garantisini veremem.

ab disina veya icine et ve canli kesim hayvani sokmak yasak sorun yasayacaginizi sanmiyorum.

Ülke isvicre. Yolladığım kişiye bir kaç yıl önce bu şekilde bir paket yollanmis ve teslim edilmiş. Ptt kargo ile yolladım.

Daha önce farklı şeyler yollamistim,eve teslim oluyor gümrük amirliğine niçin gitmeleri gerekir?

eger kargonuz gumrukte kontrol icin acilirsa standart prosedur olarak paket adres yerine gumruk amirligine gidiyor fakat bahsettigim gibi 1000gr alti paketler genelde acilmayabilir

Düşer tabii ki, apartmana ait borçları ödeyecek kişi kiracıdır. Aksi takdirde ev sahibinden talep edilebilir.

3-4 ay uğramıyorum, temizlikten bana ne diyemez kiracı. Belirlenen aidat, tüketim oranına göre fatura giderleri neyse bunları ödemekle yükümlüdür.

Kiracının/ev sahibinin ev boş olsun olmasın ortak gidere katılma borcu var. 3-4 ay evde yoktum, ben katılmam diyemez, neticede kapısının önü temizleniyor, apartmana girince ışığı yanıyor.

Kiracıdan ödeme yapmasını talep edin, aksi halde borçtan ev sahibi olarak siz sorumlu olursunuz.

Hiç bulaşma derim. Ayrıca 3-4 ayda bir geliyorsa ödememesi de doğrudur bence.

emlakkulisi.com

Ödememesi nasıl doğru olabilir. Orada yaşadığı için binanın giderlerine katkıda bulunmak zorunda tabi.

Arayıp duydum ufak bir munakaşa olmuş diye hal hatır sorar durumu onun tarafından dinlersiniz.
Bir de birikmis aidat var diye gecirirsiniz. Odemem derse de kibarca kiraci olarak sorumluluklarıni hatirlatirsiniz. Isterse yillik kira verip 1 gün kalmasın...

Bir yılda belki evimize üç kere uğradık annemde kalıyoduk paşa paşa tüm giderleri ödedik. Şimdide ayda bir felan gidiyoruz ama yine ödüyoruz. Giderleri seve seve ödeyecek. Siz konuşurken öedemk zorundasınız diyeceksiniz. Madem ödemek istemiyor evi boşaltsın ozaman

e aynı mantıkla bakarsak eve de üç dört ayda bir uğruyormuş, kirayı da vermeseymiş. olur mu öyle şey canım, saçmalamış kiracı kadın. ödeyecek pek tabii ki ona düşeni.

arka sokaklar var tam aradığın gibi. rıza baba beyin, mesut komser dayakçı, hüsnü komser aklıselim vs.

bi de eskiden a takımı (the a team) vardı, o daha aradığın gibiydi. ama eski zaman, bulabileceğini pek sanmıyorum.

arka sokaklar :)

bradley cooper'ın the a team diye filmi varmış. onu izliyim bari.

aksiyon değil de ekip dizisi diyince benim aklıma the newsroom geldi.

Nikita

aksiyon yok ama ekip isi denilince aklima hep the wire gelir. aksiyonun a'si yok o ayri.

ekip isli dizilerden cogu polisiye diziler. the closer, csi'lar vs.

(bkz: hustle)

arka sokaklar +1
adam tam bir pislik çıktı rıza baba.....

hustle ilgimi çekti. teşekkürler herkese.

leverage'ın orijinali olan hustle varmış, ben hala izleyemedim ama o daha güzelmiş deyolla. bunun yanında süper kahramanlı arrow ve the flash var -gerçi seneye birleştireceklermiş iki diziyi, bilemedim- , gerçi hepsi hacker ama oyuncularını sevdiğim için -ve konu da ilgimi çektiği için- izlemeyi düşündüğüm csi cyber var. eğer illa takım böyle olmasa da olur dersen, bir kurt adam, bir vampir ve bir hayaletli being human var XD eskilerden heroes var (sonbaharda heroes: reborn olarak geri dönüş yapacağı için, tekrar izlemeye başladım, herkesin farklı yeteneği var ya, bazen takım çalışması yapıyorlar, ama bir leverage değil tabi) direkt eskilerden a team var işte, sen bradley cooper'ın filmini diyorsun ama, o aslında diziydi hani, belki hatırlarsın? mission impossible var -orijinali diziydi, bulursan izle, o da baya eski- major crimes -the closer'ın spin-off'u, ikisini de tavsiye ederim- ve tabi ki person of interest var. aslında direkt person of interest'i seyret bence, leverage gibi hafif bir dizi değil ama, diyim yani. fantastik kuntastik şeyleri seversen, sleepy hollow var, fena değil, yani o leverage'daki sıcak ve tatlı hava bence bunda da var -yani tamam, içinde tuhaf onyüzbinmilyontane yaratık felan var ama, sevimli diziydi yani :3 - aklıma gelenler bunlar. ha, takım dersen, fringe de sayılabilir aslında, ne güzel diziydi yaa :(

ss aldım kenarda dursun bu dizi önerileri :)
person of interest'e baktım da pek sarmadı. leverage tadı alamadım. heroes'u lise zamanında bir iki bölüm izleyip beğenmemiştim. hustle'ı bitirdikten sonra fringe'i izlemeyi düşünüyorum

klasik olacak ama
a-team
a takımı

sense8 tam aradığın şey olsa gerek.

behzat ç
alias

markayi duymamistim hic ve nedense guven vermedi (isminin trust olmasiyla da alakali olabilir dgsg). genelde klavye-mouse icin logitech ve microsoft en iyi secim diye dusunuyorum ben.

görür görür. trust fena değildir. bir logitech yada gaming markalardan değil ama orta kalitede. beklentileri fazlası ile karşılayacaktır.

gündelik kullanımda işini görür fazlasıyla.

microsoft +1

ben olsam riske girmem ve microsoft alırım.

bim'de 55 liraya microsoftun seti var şu sıra bir bak istersen.

mouse neysede klavye ye ellerim değmeden hayatta almam

trust marka olarak fena değildir.. gidip almadan bi tuşlara dokunun derim

TUslara dokundum, tam istedigim gibi. Kafama takilan kismi yukarida yazdigim gibi.

aştiden ücretsiz servis mi kalkıyormuş? ilk defa duydum.

gece boyu var sanırım bir saat sınırı yok.

Evet ama otobüs biletinizi gostermezseniz binemiyorsunuz.. Bi de dolmadan kalkmiyorlar gibi bi şey..

ilk yolcudan sonra 30dk sonra kalkıyor diyollaaaa
biletsiz almıyollaaaa
24saat mesai yapıyollaaaa

belli bir saatten sonra 1 saatte birmiş, haberiniz ola. biz akşam 8 gibi indik, bu saatten sonra saatte bir olur dediler.

Ister laptop ister masaüstü iyi havalanmama...
Fan tıkanıklığından dolayı olabilir.
Ne derece bakımlı bilmem ama ekran kartı, işlemci soğutucularının termal macunları işlevselliklerini yitirmiş olabilir.
17" laptop'a bile ufacık fan takıyorlar sonuçta.

Bu tarz fiziki ihtimaller değil derseniz driver diğer opsiyon

Atatürk bulvarı kocaman yer, nereye gidiceksiniz.

Garın önünden geçen otobüslerin bir çoğu atatürk bulvarından kızılaya kadar gider.

aynen Atatürk bulvarı kızılayın bir ucundan diğer ucu.
ama kızılay merkez olarak anlaşırsak.
taksi ile takriben 15-20 tutar.
gardan çıkınca sol tarafa 150mt kadar yürüdüğünüzde göbeğin karşısından 297(Mavi otobus)'e binerek trafiğe göre 5-15 dk içinde kızılay merkeze(atatürk bulvarı) bulaşabilirsiniz.

ankara gardan maltepe ankaray istasyonuna giden tünel var, oradan yürü, sağı solu dükkan falan eminönündeki alt geçit gibi. halı sahanın yanından yürü, bitince sağa dön aradaki yoldan yürü dümdüz karşısı ankaray. ankarayla kızılaya gidersin. kızılaydan da 413e binersin (tam güvenparkın orada kavşağa en yakın durak. ankarada öyle üç beş durak yan yana oluyor, otobüsün durağı 1. duraksa ve sen 3te bekliyorsan almıyor) 413le de artık ya akayda inersin (meclise yakın) ya da kuğulu parkta inersin (tunalıya, cinnaha, haliyle konsolosluklara, tdkya yakın)

edit: yazarken yaşadım resmen, ulan bu benim işe gidiş güzergahımdı :.( niye özletiyonuz durduk yere? :...(

Hehe ucu açık bi adres olmuş hakkaten, vfs global gideceğim yer. Baktım şimdi haritaya çaprazında karum sheraton otel falan varmış.

413 e bin kuğulu da in hocam.

tamamdır, çok teşekkürler :)

Adam götüne sokuyor oradan bile alıyor kokusunu, parfüm şişesi benzin deposu falan çok zor olmamalı.

Bu hayvanların koku ile kilometrelerce uzaklara kadar iz takip edebiliyorsa, dibindeki eser kokuyu alması garip gelmiyor.

askerde vardı. narkotik ve bomba köpeği. mazot deposundaki uyuşturucuyu buldu. bomba köpeği de koca alay içinde bir yere saklanmış bir mermiyi buldu. samanlıkta iğne aramak gibi bir şey açıkta duranlara dokunmadı özellikle saklananı buldu

benim şahit olduğum ırkları özellikle seçiliyor. safkan olacak anası babası da önemli. eğitimleri ödül ve ceza üzerine, ama ödül çoğu zaman sevgi. mama ile ödül verilmiyordu. devamlı sert davranılan köpek malı bulunca afferin oğlum diye bir okşamayla gururlanıyordu. boş zamanlarında da içinde madde bulunan bir topla yakala-getir oyunu oynanıyordu.

ayrıştırabiliyorlar demek ki kokuları? sonuçta misal bir klasik müzik eseri dinlerken hangi enstrümanların kullanıldığını da ayrıştırabiliyor bilgili, kulağı azcık iyi olan insanların çoğu. benzer mantıkla işliyor olabilir.

prntscr.com

bence sadece avlanarak beslensek daha etik olur. en azından doğal yaşam şartlarında ölmüş olur hayvanlar. ama genelde her kuşu miktik bi leylek kaldı şeklinde yapılıyor bu iş de.

Hiç avlanmadım. Karşı değilim.

Veganlar gelip vicdan sömürüsü yapmadan söyleyeyim: Bizim doğamızda avlanarak beslenmek var. Günümüzde kasaptan alışveriş yapacak kadar evcilleştik ama normali avlanarak beslenmek. Fakat avlanmakla orospu çocukluğu arasındaki çizgiyi iyi belirlemek lazım. Yani "Ben bunları yemek için avlıyorum" deyip 150 tane bıldırcın avlamak da bir tür katliam. Amaç katliam yapmak değil karın doyurmak.

asla. hatta ara ara yapmışlığım vardır.

kendi yiyeceğimi kendim yaklamak duygusu iyi hissettiriyor.

sezonundaysa, nesli tehlikede değilse, neden olmasın? farklı tatlara, besin kaynaklarına açık olmak lazım.

apartman teyze +1

Kararsızım. Sadece avlanarak şu anki dünyada herkesin karnını doyurabilmesi mümkün değil (herkese yetecek kadar hayvan yok anlamında diyorum bunu, herkes avlansa kaos olur, çok kalabalık dünya nüfusu). O yüzden avlanmıyoruz.

Yani günümüzde, markette besin varken gidip de yemek için avlanmaya da zevk için gözüyle bakarım. Doğal şartlarda yaşasak, şehirde değil de kırsalda yaşasak o zaman karşı olmazdım herhalde.

şöyle bir bakınca; minik donut canavari, red g, angelus, apartman teyze +1

ot yemek varken? a-aa?

not: veganim.

valla bu konularda uzman değilim. şimdi neyden ne vitamini, ne besin değeri alıyoruz bilmiyorum. ama alternatifi varsa canlı öldürmekten vazgeçmemiz gerekiyor tabi. alternatif olmuyorsa ve et de yememiz gerekiyorsa o zaman acısız ve gırtlaklamadan hayvan öldürülmeli tabi.

sonuçta doğanın bi parçasıyız, doğal dengede insanın da yeri var ama bir yandan da düşünme yetisini iyice geliştirmiş varlıklarız, alternatif bulabiliyorsak böyle içgüdüsel şeylerin esamesinin okunmaması lazım.

bilgi yetersizliğinden dolayı arada kalıyorum yani. ama gönlüm öldürmekten yana değil. sanırım daha sağlıklı hareket etmek için yapay etlerin iyice hayatımıza yerleşmesini bekleyeceğiz.

not: tavuk etine hayır diyebilsem vejeteryan olacağım ama beceremiyorum, çok lezzetli.

lan neden avlanıyoruz? İnsan etçil bir canlı değilki.Biyolojimiz ona göre yaratılmamış

İnsanlar etcil olmamasına karşın 7 milyon yıl et yiyerek nasıl yaşamış bilemiyorum, ilahi bir mucize olmalı.

yemek içinse karşı değilim aslında ama pek taraftarı da değilim. hoş bulduğum bir şey değil. azılı bir etobur olarak et yemek istediğim zaman gidip kasaptan, marketten alabiliyorum ben. orada varken gidip hayvan öldürürsem ayıb olur. zevke girer o. zevk için de hayvan öldürülmez.

angelus vegan falan değilim.İnsan maymundan geldiyse maymunlar et yemiyor ona ne demeli?
Birincisi insan aç kalınca et yer sen sanıyormusun bundan 1 milyon önce sabah akşam et yiyorlardı tek midelerine giren ceylan geyikti.5 yıl önceki yeni bulgulara göre neandertaller yemek sebze pişirip yiyorlarmış.Adamlar yemek pişiriyor yemek..
Öyle bir dile getiriyorsunki adamlar yarı yarıya etle beslenmişler.

Maymunlar neden et yemesin ki? Maymunlar da et yiyorlar. Hatta aç kalırlarsa yamyamlık da yapıyorlar. Maymunlarda et yememe gibi bir durum yok. Onun dışında, atalarımızın sabah akşam et yeme gibi bir durumları yoktu tabii; avlanabilirlerse et yer, avlanamadıkları zaman da buldukları kök bitkileri veya meyveleri yerlerdi. Avlanma çok zor bir olaydı, bir avın peşinden gerektiğinde 30/40 km yol giderlerdi. Fakat birinci besin kaynakları zengin besin değeri nedeniyle her zaman etti. Et yememe gibi bir durumda zaten hayatta kalamazlardı. Neandertallerin sebze pişirip yemeleri onları vegan yapmaz, zaten insanlık tarihinin hiçbir döneminde veganlık olmadı. Ete ulaşamadıkları zaman bitki yediler.

angelus ona bakarsan insan insanıda yiyor :) Dağda kalınca ölü leşi yenilen bir sürü olay var sayısızca.Maymunlarda vahşi doğada ultra aç kalınca et yiyor tabiki.
Ben insanlara vegan demiyorum sadece etçil değillerdir diyorum.Kendini anlat bana günde 3 öğün yemek yiyorsun aldığın besin 2kg dersek 1 kilosu etmi?
10 kişiye soralım şurada sabah etle öğlen etle akşam etle beslenen varmı?

Ben zaten etçiliz demedim ki; doğamızda avlanmak var dedim. Ben et de yiyorum ot da yiyorum ama insanların sabahtan akşama kadar et yememesinin nedeni etin maliyetinin biraz fazla olması galiba. Dana antrikotun kilosu 51 lira sanırım. Kilosu 20 lira olsa bence herkes sabah akşam et yerdi ama yanında salata yemeyi de ihmal etmezdi.

Keyif amaçlı avcılığa sıcak bakmıyorum ama vahşi doğada olduğumuzu varsayarak nesli tükenmekte olan bir hayvanı dahi düşünmeden avlar ve tüketirdim diye düşünüyorum.
Ya o ya ben ikileminde tabiki ben...
Ama bulunduğum çevrede avlanabilecek koşullar mevcutsa arada bir değişiklik amaçlı yapılabilir. Tabiki apartman teyze koşullarından bahsettigimi belirtmeliyim.

eti için avlanan hayvanların; yiyeceksizlikten, postu için avlanan hayvanların; donarak ölme tehlikesinden kaçınmak amacıyla ölmemek için avlanılması ve profesyonel balıkçılık(bildiğin gemiyle açıklara çıkıp ağ atma) haricinde bütün avcılık faaliyetlerine karşıyım.

ciftlikteki hayvandan daha iyi bir hayat yasamistir en azindan. ama yavrusu var midir, hamile midir, bunlari hesaba katmayacak misiniz? bir de dikkat etmeli, bir sonraki adim, sizin avinizi yiyen hayvanlari oldurmek olabilir. mesela foklar, yunuslar..

değilim.

gazete kağıdını top yap sok içeri, sonra sıçmaya çalış

@sour abartırsam ne olur?

bol bol muz ye :D

turuncu kakalarsın.

kuru ekme ye, sıvı alma. meyve yeme. tuvalete gitme.

Kabızlığın verdiği fiziksel acıyı özlemeyi bilmem ama
Haşlanmış patates
Cola
Şeftali
Cips

Su icme ve kakan gelince yapma tut

Kabiz bahane

ahahah teşekkürler bilgili ve samimisiniz.faydalanacağım.bi de şuraya gelseniz? eksiduyu.ru uzaylıları çözemedim ben

Sağlıksız ve sadece karbonhidrat odaklı beslen, 3 güne kabız olursun.

(meyve/sebze/ baklagil/et/yumurta olmadan sadece paketlenmiş hazır gıda)

kabızlık bahane, prostatik orgazm şahane.

bi tabak kara dut ye anında kabızsın, hayırlı şeyler sana.

Aynen ben de bıktım sabah akşam for for, çeşmeden kaçtık bura daha fena çıktı. cevaba gelirsek, accuweather'a göre 2 güne insanı seviyelere inecek rüzgar.

Ayvalık genel olarak rüzgarlı bir yer... ağustos sonu eylül de durulmuş olur.

8-10 sene evvelde boyle olmustu, hiç bitmemişti butun yaz. Badavuta git daha azdır.

Ufak çocuklar var badavut taraflarına gidemiyoruz uyku saati vs kapımızın önunden giremiyoruz:(şurda iki haftamız var onuda for for evde oturarak geçireceğiz herhalde

bati bufenin ordan yaziyorum. onursal caddesinde su an deli deli esiyor. odamin penceresini acamiyorum o derece. ama bu yatakta yatmak cok guzel:) badavut geceleri aslinda cok sakin olabilir. kumsala gitmeni oneririm.

valla buralarda rüzgar hep vardır ama bu sene başka arkadaş! yaz gelmedi anasını satayım ben de gıcık oldum, özellikle gece bira içmeye gittiğim bir sahil vardı hiç tat vermemeye başladı. üzücü...

ne zaman durur bilemem, eylül ayında gel insanları gibi olacak ama evet eylül ayında duruyor...

Valla geldik bi kere eylulde birdaha gelemeyiz çok kötü oldu ya.
Hersene geliyoruz bu kadar uzun olmamıştı

Durdu:)

Hergün aklıma geliyor ama gelecegi deli gibi merak ediyorum

oluyor, olacak.

tarif ettiğin gibi oluyor bende de. boş durdukça düşünüyorum sanırım. kendimi işe yaramaz hissettiğimde.

düşünüyorum bazen. yani bunalıma girip çözüm olarak gördüğümden değil de işte...

Bir seyler üreterek geçiştiren arkadaslarda var

peki intiharı düşündüğünüz dönemde sizi vazgeçiren ne? ben bu dönem yine geçecek, yine normal insanlar gibi olucam tekrar diye vazgeçiyorum ve hakkaten de bi süre sonra geçiyor. ha yine geliyor sonra orası ayrı tabi.

"intiharda yaşar ara ara hayatı düşünürüm."

oluyor tabi, çok düşündüm intiharı, hala da düşünüyorum. ama buhrana girip de intiharı çıkış yolu olarak görmüyorum. genelde normal zamanlarımda intihar geliyor aklıma.

sonra düşünüyorum intihar edersem nolur diye. annem var, evde-kapı önünde kedilerim var. ben ölürsem onlar napıcak diyorum, sonra biraz daha erteliyorum.

1. Ben. Biraz ekstrem bir durum benimki, neredeyse moralimi bozan ne varsa akabinde hemen intihar düşüncesi. Çocukluktan beri hem de. Bir dizi vardı, çatıdan atlayarak intihar eden bir kadın hakkında. Muhtemelen ondan beri.
2. Sonradan sorduğun vazgeçiren şey faktörü ise....genelde çok basit şeylerde bile "şeytan diyor kendini at camdan" dediğimden az biraz düşününce gerçekten değmeyeceğini görüp vazgeçiyorum. Diğeri ise biraz çevreden. Beni hak etmediğim kadar seven bir aile çevrem var, onları üzmek istemiyorum.

hayır.

hiç düşünmüyorum valla yoğunluktan aklıma gelmiyor bence

her akla geleni yapacak olsaydık ohoo...

(git:www.youtube.com )

Zor dönemlerde sık sık kaçışmış gibi aklımdan çıkmıyor.
Ama ota boka da intihar mı etsem diyeni de anlamıyorum.
Hani her şeyin üstüste geldiği, içinde bir şeylerin biriktiğini hissettiğin ve patlamak istediğin o an işte... kısmen öyle bir dönemdeyim yine ama uygulamaya geçmek düşünmek kadar kolay değil galiba.
Hala tamamlayamadığım içimde ukte olan şeyler geliyor aklıma. Vazgeçiren de bir şans daha ver hayata/kendine diye düşünmem galiba;)

Herkesin dünyada hedefleri vardır. Ben, hedeflerime ulaşmak için yaparım her ne yaparsam. İşler yolunda gitmediğinde, veyahut durduk yerde çok alakasız sorunlar karşıma çıktığında kısacası bunaldığımda, hedefler ulaşılamaz göründüğünde Z planı olarak aklıma gelen şey tamamen "özgürlük"tür.

Düşünsenize, bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz, gerek sizin beceriksizliğiniz, gerekse çevresel faktörlerden dolayı hiç bir şeyi başaramıyorsunuz. Bu sonuçlardan dolayı artık hiç bir şey uğruna koşmayıp, sadece keyif için yaşamaktan güzel ne olabilir? İşten atıldığınız için kendinize kızmazsınız, okulu bitirememeniz umrunuzda olmaz vesaire. Çünkü keyif için yaşıyorsunuz, o an ne isterseniz onu yapabilirsiniz (tabi ki hiç bir zaman başkalarına zarar vermemek koşuluyla), kaybedecek hiç bir şeyiniz yok!

Hedefleri olan insan için 1 saatin bile önemi vardır, bir saat boş insanlarla boş boş çene çalmak o kişiye zararda olduğunu hissettirir, çünkü uğraşması gereken daha verimli şeyler vardır. Diyelim ki hiç bir şeyi başaramıyorsunuz, hedeflerinizden vazgeçtiniz... E daha ne? ister 5 saat çene çalın, ister yarın herhangi bir otobüsle başka bir şehre gidin. Kim size bir şey diyebilir? Canınız ne istiyorsa onu yapabilirsiniz, çünkü 10 gün okula gitmememek size bir şey kaybettirmez, çünkü hedefiniz yok!

Şahsen düşünce yapım buna benzer şekilde oluştuğu için, uçlarda, en olmadık şeyler yaşamama rağmen hiç bir zaman intihar aklıma gelmedi. Üstelik 5 yaşımdan beri sürekli mutsuz olan birisiyim. Her zaman insanlardan farklı bir yerde durdum, çoğu kişiyle iyi anlaşmama rağmen hiç bir ortam tamamen beni kabul etmedi çünkü hep farklıydım, herkes ve her şey doyumsuzdu benim için. Hiç bir tatmin olmadan ve kötü olayların da olduğu bir hayat bana intiharı hiç düşündürtmedi. Çünkü intihar pes ediştir. Bugüne kadar pes etmem gereken bir durum olmadı. Eğer bir gün gerçekten hedeflerimin gerçekleşemeyecekleri sonucuna varırsam pesediş hakkımı hedeflerden yana kullanmayı tercih edeceğimi düşündüm hep. Örneğin; 30 yaşıma geldiğimde hala istediğim hayat düzenini kuramamışsam berduş olarak yaşayacağımı düşünüyorum. Ölmek ne için ki? Korkaklık, kaçıştan başka bir şey değil. Ayrıca intihar etmek de çok verimsiz geliyor bana. Birisini kurtarmak veya bir şeyleri iyileştirmek uğruna ölürüm daha iyi.

İnsanı çıkmazlara sürükleyen geniş resmi görememektir.
Örneğin; son yaşadığım olay, gerçekleşmesi çok düşük olan bir trafik kazasında bulundum ve çok basit bir kaza sonucu motosikletim pert oldu. Suçlu karşı taraf ve suçunu kabul etmedi. Bir şekilde benim zararım karşılanacak, kaskom da var. Ben belki hasarsızlık indirimimi kaybedip 500 lira, 1000 lira gibi uzun vadede bir zararla çıkacağım bu işten. Ve suçlu olmadığım halde 1000 lira gibi bir zararla çıkmak beni çok huzursuz ediyor fakat geniş resme bakıyorum ve diyorum ki, benimkiler gibi hayalleri olan bir insan için 1000 lira nedir ki?..

Aynı şey kişiler ve diğer her şey için de geçerli, örneğin sizi sürekli sinirlendiren, korkutan birisi olabilir. Bir hedeflerinize bakın, bir de sizi çıkmazlara, depresyona, bunalımlara, intihara sürükleyen sorunlara. Sizin hayalleriniz bu ufacık kişilerden, 1000 lira gibi ufacık maliyetlerden, okuldaki bir kaç dersten, işyerinizdeki müdürden daha mı ufak?

Geniş resme bakmak her konuda en iyi çözümü getirir.
Çöpe atacağınız, beğenmediğiniz hayatları bana getirin, onlarla dünyayı değiştireyim.

major depresyon dedikleri olay heralde. düşünmediğim tek günüm yok. ip görsem kendimi asmak, bıçak görsem şah damarımı kesmek geliyor içimden. 30 yaşındayım, 18 yaşımda da böyleydim. hiç değişmiyor. Gençlikde baş etmek çok daha zordu, hatta bi kaç sefer başarıyordum. ama artık alıştım mı desem başa çıkmayı öğrendimm mi desem bilemiyorum. dönem dönem azalıp artıyor sadece... boktan bi durum.

Oluyor, eyleme geçme kafi. Biraz zaman lazım sadece. Bana da hemen hemen her gün geliyor bu duygu. Aman hayatta böyle bir şey dur bakalım ne olacak tadında beklentileri düşürüp, gezip etrafı görmeye gelmiş modunda takılırsanız işler daha hızlı rayına giriyor.

Asosyallikten olduguna katiliyorum. Ölümüne asosyalim her gün düşünüyorum bazen araba kullanirken direk beton duvara son hiz direksiyon kirmak istiyorum o derece ama yemiyor. Arkadaş veya sevgili bulursan gecer

şunu dinliyorum geçiyor

www.youtube.com

bosch buzdolabı süper. hopi kampanyalarına bir bakın, beyaz eşyada güzel kampanyalar var ama vesteldeydi sanırım.

edit:hıaaa bosch ne kadar da süper demiş gibi olmuşum, yani ben memnunum.

Lg'nin teknolojik olarak ürünlerinin kötü olacağını sanmam. Gerek uzun ömürlülük ve satış sonrası desteği göz önünde bulundurmak gerekir bence.
Lakin 2. sıranızda ki bosch'un daha iyi bir tercih olacağı kanaatindeyim.

lg led tv var evde, 3-4 yıldır sorunsuz çalışmakta. beyaz eşya kısmını bilemem ama.

Arçelik lg den baya patenti kullanıyor.büyük şehirde iseniz serviste de sıkıntı çıkmaz.2 lg tel ve led üç kullanıcısı olarak.bosch ve profilo yerli üretimde var.çok iyi değil onlar araştırmao lazım

Kadında hayır.

angelus'a ilave yapayım, yeni başladıysan kaslar alışık olmadığı için ilk hafta mikroyırtıklar nedeniyle ödem topluyor sana öyle geliyor sonra geçer, yediğine dikkat edersen de incelir bile.

bayan ve erkeklerın spor standartlarından anlamam ama şöyle bişi var
(git: imgur.com)

içeride bir toplantı, çalışma vb. söz konusu ise evet, ben geldim manasında hafifçe tıklatabilirsiniz. içeriye girmek için izin istemek manasında olanından değil.

Müdür gibi birinin yanına giderken kapı açıksa, kapının eşiğini tıklatırım kafamı uzatırım ben genelde.

Samimiyet katsayısı önemli bir unsur ama nezaketen bi tıklatıp girmek daha uygun gözüküyor

kapının kenarına tıklatırım.

resmi kurumsa calman daha mantikli cunku hirbolar hep iceri daldigindan sen oyle saygi gostererek girmis gibi oluyorsun daha seviyeli geciyor konusmalar. benim gozlemim bu sekilde

girdiğin anda göz göze gelmediysen nezaketen çalarsın kapıyı veya kasasını ki odadaki dikkatini sana çevirsin

Kapı oradan sökülmediği sürece çalmak daha doğru gibi.

Kapi her zaman tiklanmali. Mudur odasiysa cevap bile beklenmeli.

Bizimkiler'de Abbas kapı açıkken kapıyı çaldığında Ergun kızıyordu diye hatırlıyorum.

(bkz: cıvık müdürüm afedersin)

Zalman da iyi markadır ama fan için fiyatları değer mi bilmem. ahım şahım bir fark yok ama
Cooler Master R9-NBC-INEV-GP kullanıyorum. bir kaç model denedim en memnun kaldığım ürün diyebilirim.

Zalman ve coolermaster bu isin onculeridir. Daha da alternatif ariyorum diyorsan, eger uretiyorsa thermaltake bakabilirsin.

Bro bir işe yaramaz. Orada değil işlemci ve ekran kartı, orası ısınmıyor asıl.

CM'in soğutucularında da eşşek kadar 20 santimlik fan oluyor genelde. İyi soğutur teoride eyvallah da, riskli de o. En ideal çözüm şu, laptopun nerelerden hava alıyor nerelerden veriyor bakacaksın. Hava aldığı yerde fanı olan bir model bulacaksın. CM gibi soğutucular her yere hava üflüyor, sıcak hava da çıkamıyor dışarı.

iy/0

hava şartlarını göz önüne alırsak eğer ilk yarı 0 biteceğini tahmin ediyorum. Hatta erciyes kapalı futbol oynadığı için alt biteceğini düşünüyorum

kuponuma QPR - Aston 1/0 Kayseri - bjk 0/2 olarak ekledim.

en azından ilk yarıyı tutturdum :)

hiç bir sorun yok.
teslimat adresinde teslim alacak olan kişinin ismi olacak.
siz sadece ödeme yapan kişi olacaksınız...

Standart kargo ile gönderi yaptırırsanız ptt.
fedex, ups gibi firmalar ise kendileri getiriyor.
Gümrüğe takılmazsa kapıya kadar getirirler.

ustteki arkadasin dedigi gibi degisir.

özellikle gümrük durumu konusunda şöyle bir yazı yazmıştım blogumda, ilk kez alışveriş yapacaksanız faydası olabilir;

www.dunyadonuyor.com

Gumruk sinirini asmazsan ve hizli kargo gibi secenekleri secmezsen (standart gonderiyse yani) ptt kapina kadar getiriyor.

bir daha bir daha soyleyelim de birden fazla referans olsun:))

ptt kargo ile değil.
bulunduğun yerin postanesine gelip sonra oradan dağılıyor. mektup gibi düşün. ptt kargo başka bir şey.
kapının önüne ya da posta kutusunun üzerine öylece bırakıp gitme ihtimalleri de var.

Vücudunun daha stabil olması, dizlerinin üzerindeki yükü yumuşatmak.

bele gereksiz zorlamaların engellenmesi.
dizlerin amortisör gibi çalışıyor, denge sağlayan zincirde bi sonraki eklem noktası olan belinin aşırı yüklenmesini engelliyor.

denge merkezi olan göt'ü daha aktif daha doğru kullanma

vücudun ağırlık merkezi bel çukuru civarında oluyor dik dururken; dolayısıyla yükün çoğunluğu bele biniyor. o şekilde yaptığında ağırlık merkezi aşağı kayıyor.

balcalı otobusleri
yada dolmuşların çoğu altıkat'a gider.

teşekkürler, biliyorsanız otobüs numarası söyleyebilir misiniz?

Barajyolu üzerindeki durakların herhangi birinden turuncu barajyolu balcalı yazan otobuslere binersen gidebilirsin. Şöföre / muavine söyle indirirler seni.

tamamdır çok sağolun

emin olmamakla beraber
JW Vertical Outburst 3 in 1 diyorum

Bu resmi bilgisayarınıza kopyalayıp google image search'ten aratın, başka sitelerde varsa aynısı çıkar. Oradan bulabilirsiniz.

@qxgviper benziyor ancak VO 1200 TL bir mont bunlarında sattığı 300 TL

dürüst olmak gerekirse ürünün zaten orjinal olduğuna inanmıyorum.

aliexpres
alibaba
dx
focalprize gibi sitelerden getirip yarısı kâr olaraktan milleti kandıran insan sayısı çok.

verdiğim adresten yarı fiyatına ürünü kendiniz alın
bari onlar almasın:)

www.aliexpress.com

aliexpress'i bende buldum, şimdi kıllandım. zaten buradan almam :)

crush'n ice men almak istiyorum kanyon jack mağazasında 583 TL aşağıdaki mağazada 380 küsür.

aşağıdaki mağaza hakkında bilgisi olan varsa süper olur. ürün acaba orjinal midir?

urldefense.proofpoint.com

Orjinal oldugunu sanmiyorum.

delifaruk jack'in kendi sitesinde adamlar verified gözüküyor.

imgim.com