makarna pişirip ver ben 6 yavru kurtarım zamanında bu yolla.çuvalla 5 kilo makarna aldım.6 tl falandı geçen yıl.1 hafta pişirip verdim.arasına evde ne varsa karıştır.hem ucuz hem kolay.senin gibi yardımseverler sayesinde hayata katlanılıyor.tebrikler.

kedi evi projesi benzeri mukavva kutuya battaniye serebilirsin. kedi evi soyle yapiliyor: www.fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com

bir de @sori'nin dedigi gib yemek ve su kabini dolu tut :)

not: annemler tavuk cigerini az haslayip bir ekmekle harc halinde veriyor. cok da ucuza geliyor.

anne köpek yaklaştırmıyor olsa bile, evde bez, artık kumaş parçaları falan varsa, köpeklerin kaldığı kanepenin üzerine veya annenin görebileceği bir yere yakına bırakırsanız, yavruların bulunduğu yere taşıyabilir. benim sokakta baktığım sokak köpeklerinin kış günü bu tüp çaputları kuş gibi yavrularının yanına taşıma gibi bir huyları vardı.

ayrıca yeni doğum yapmış organizmanın proteine de ihtiyacı olduğunu göz önünde bulundurursak biz genelde süt-ekmek veya bayatlamış, insan tarafından burun kıvrılacak vaziyete gelmiş tarhana varsa pişirip ekmekle verirdik.

iki tane büyük koliyi birleştirip ev yapsanız aslında ne iyi olur. kedi evinin büyüğü işte. komple dışını ve zeminin içini çöp torbası ve koli bandıyla kaplasanız, içine de kumaş vs koysanız üşümezler. bir de alt kısmı ( kapı olcak tarafı) biraz yüksek kesiniz ki bebekler dışarı çıkamasın. bir hafta, 10 gün gözleri kapalı olcak, bebekler toplu bir yerde durmazlarsa memeyi bulamadığı için aç kalıp ölebilir. özellikle ilk günler anneden uzaklaşmamaları gerekiyor.

en önemlisi insanların pek görmeyeceği kuytu bir yere taşıman. mesela varsa apartmann arka bahçesi gibi. yoksa kapı önünden illaki biri gidip şikayet edecek attıracak zehirleyecektir o hayvanı.

Facebook'ta Hayvan Severler isimli grup var, oraya konuyu acilen bildirin.

sisli-mecidiyekoy

Sisli-Mecidiyekoy

Hatırlatayım dedim; çıkış için Cevahir tabelasını takip etmeniz önemli, yoksa uzak bir noktadan çıkıp epey yürümeniz gerekir.

@mrtksn

2 dil.

eger alakalari olan dilse cok daha kolaylik saglar. ispanyolca, fransizca, ingilizce cok rahat beraber gidebilir.

bir de yanlis hatirlamiyorsam bunla ilgili bir arastirma vardi. ayni anda ogrenmeye basladigin istedigin kadar dil, farkli zamanlarda sirasiyla ogrenmeye calistigindan daha cabuk etkili oluyormus. 1 yil ispanyolca + 1 yil fransizca = 1,5 yil ispanyolca + fransizca hesabi.

bir arkadaşım almancadan hemen sonra ingilizceye başladı.
gramer konuları alakasız olduğu halde benzer kelimeler yüzünden çok zorluk yaşadığını söylüyordu,o karışıklığı gramere de yansıtmış.sürekli "keşke biraz ara verip başlasaydım" diyordu.
tabi kişiden kişiye değişir bu durum.

@mrtksn

ilkokul 5 te basladi ve adam akilli ogrenme surecim lise zamani 3 yil surdu. daha sonra da yurtdisinda kaldim biraz pratik icin.

akademik acidan cok cok iyi degil fakat beni tatmin edebilecek kadar iyi.

turkceme yaklasmasi icin daha zaman var da. ingilizceme cok kisa surede yaklasti. hem de bu farki 2-3 ayda bile anliyorsun.

(kişisel görüşlerim) aynı ya da yakın dil ailesinden dilleri öğrenmek daha kafa karıştırıcı olur. aynı anda başlarsan iki dil birbirine kolay müdahale eder. hele bir de bunun sayısı 3 olursa, iyice çorba olur. amma velakin bir yabancı dilde, orta seviyesinde civarıysan yani dilin yapısını az çok kavradıysan, kafanda şekillendiyse, o dil grubundan bir başka dil öğrenilebilir. diğer üçüncü dil de ikincisi belli bir seviyeye geldiyse başlanabilir.

diyelim ki orta seviyede İngilizcemiz var, bunun üstüne Almanca ve Farsça gider ama belki biraz Almanca'yı hafif ilerletip sonrasında da Farsça2ya başlamak mantıklı olacaktır.

Bilimsel olarak incelemedim konuyu, arkadaş ya da melez aile arkadaşlarımın iki-dilli çocuklarını vs. göz önünde bulundurarak yazdım. Geniş vaktimde bunu dilbilimsel olarak araştıracağım ama buraya yazmayı unutabilirim.

gozun kulagi.

- nen var kuzum

- senede değil haftada bir gün

niyeyse repliklere takıldım. şurdan onlara bir göz atın isterseniz. Bir replik beğenip, farklı filmlerden peşpeşe montajlayıp cingıl yapabilirsiniz. fonda da o dönemim klasik fon müziklerinden.
(bkz: türk filmi replikleri)

chelsea endonezya mı malezya mı işte o ülkelerden birinin takımı ile
gösteri maçı yapacaktı.
adamlar chelsea nin teknik direktörü musevi o gelmesin diyince maç iptal edildi.
o ülkelerde herhalde sinagog olmaz herhalde.
ahanda link buldum sana la
www.milliyet.com.tr

" hindistan'da 'bile' " fikrine sahip olmadan önce hindistan konusunda -yahudilik özelinde diyil- bilgi sahibi oldunuz mu? pakistan'da da var, iran'da da var. cevap sayılmayabilir yazdıklarım, ancak buralarda olmadığı zannedilmesin diye ve bir katkı olacağını düşünerek yazdım.

Küba'da cami ya da sinagog yok diye okudum az önce bir yerde.

hacı ölüm söz konusu değil ama
eğer alacaksam happydent marka varsa onu alıyorum.
yanımda kutu taşımayı sevmiyom bunun teklisinden alıyorum.
acıkmıyorum.

First sensations karpuz aromalı fena bağımlılık yaptı bende çantamda sürekli bulunuyor bittikçe alıyorum.

first türü sakızlarda aspartam maddesi olduğunu biliyorsunuzdur!

first sensation karpuz aromalı+1 ( siyah üzerine kırmızılı şeritli paket)

sakızı bırakmıştım, bunun yüzünden yeniden başladım.

3D'den de ümitliydim ama ı-ıh. dişe yapışıyor ve tadı first karpuz kadar kalıcı ve vurucu değil.

sakızla acıkma arasında bünyem bir ilişki kurmuyor. ikisi farklı kavramlar bende.

sakız çiğnerken beyne çiğneme hareketinden dolayı sinyal yollanıyor olabilir. acıkma olayı bundan olabilir belki.

mide içindekileri daha çabuk mu öğütüyodu neydi öyle bişey vardı. çiğnemeden dolayı yeni bişeyler gelcek diye, daha hızlı öğütüyodu sanırsam.

vivident delete extra, şu minicik minicik olanlardan. ölmem ama bağımlısıyım resmen.

ıssız adam'da bol bol beyoğlu görüntüsü var.
çakal'da nereler olduğunu bilmiyorum ama epeyce dış çekim var, istanbul hepsi.

(bkz: uzak)
(bkz: üç maymun)
(bkz: organize işler)

anlat istanbul

(bkz: ah güzel istanbul)

(bkz: beylerbeyi)

(bkz: duvara karşı)

(bkz: crossing the bridge)

istanbulda çekilen filmlerin dı$ mekan çekimlerinde zaten istanbul sokakları olmaz mı ki?

soruyu yanlı$ anladıysam, lütfen biraz daha açar mısınız?

(bkz: berduş)

barınaga degil de bir veterinere gotur istersen...

barınağa bi gidin bakın isterseniz, onun o şartlar altında büyümesine gönlünüz razı olursa, verin.

facebook.com/haysev adresinde, bu şekilde bulunan kedi ve köpek ilanları veriliyor, sahiplendiriliyorlar vesaire. oranın yöneticilerine ulaşıp köpeğin bakımı hakkında bilgi alabilir ya da köpeği sahiplendirmek için ilan verebilirsiniz. evinizde kedi de varmış ama anlamadım bir yandan da barınak falan diyorsunuz; hayvansever misiniz değil misiniz bilemedim. veterinere bi ilkin götürmelisiniz tabi.

www.facebook.com

bu sayfada iletisim adreslerine mail atarak ilan verebilir, kopegi sahiplenecek bakimdan anlayan birilerini veya bir sut anne bulabilirsiniz.

bence buraya da bir duyuru ver. yavru köpek ev arıyor diye. yalnız bu sırada kedin varsa biliyorsundur muhtemelen ama yavruyu su katıştırılmamış sütle besleme.

kedinle anlaşmalarına ihtimal yok mu?

veterinere muhakkak götürmelisin. bebek süt tozuyla şırıngayla sık sık beslemelisin. veterinerde bırakırsan, kapalı oldukları için gece bakamazlar. bakımıyla ilgili gerekli bilgileri ve donanımı sağladıktan sonra evde kendiniz bakın bence.
maalesef genel izlenimim o kadar küçük yavruyu hayatta tutmanın oldukça zor olduğu. kardeşimin bunu başarmışlığı var ama oldukça zor. mesela 2 saatte bir emzirip, boşaltım yolları için karnına masaj yapmalısınız. ya da acilen bir süt anne bulun. forumlara ilan verirseniz bulabilirsiniz. bu bebeğin yaşama şansını arttırır.
umarım şansınız yaver gider. kolay gelsin

teşekkür ederim hepinize. yarın sabah ilk işim çevredeki veterinerlere gitmek olacak.

Annesi yok muydu acaba yavrunun? Keşke biraz bakınsaydınız etrafa, belki annesi kardeşleri filan vardır.

(git: 209262)

istanbul'dayım fakat

robinbook'a bi sorun, elinde vardır belki bu aralar ya da bulur size.

ike da çok güzel bir mama sandalyesi var . fiyat iyi. çok kullanışlı bir şey.

ikea +1, fiyatı 40 lira max idi bu aralar sanırım. ayrıca minderi de satılıyor ama gerek yok bence. tek dezavantajı sırtının yatmaması yani bebek oturamıyorsa kullanılmaz. zaten 6 aydan sonra ihtiyaç duyuluyır daha çok.

benim yeğen onda yiyerek 2 yaşına geldi. aynı işi görüyor ve hantal değil. 200 papel bayılmaya gerek yok bence.

sirkeci derseniz de irem bebe'nin bir şubesi var orda. bazı ürünler toptan fiyatına ama internet sitelerinde genelde daha ucuza satıyorlarmış ( satıcı öyle demişti)

ankara'da metro ve quick china satıyor, diğer şehirleri malesef bilmiyorum ama metro'ya bakılabilir yine.

www.gurmenet.com.tr
kargoyla istetirseniz ve siparişinizde donmuş gıda varsa kuru buz da alıyorsunuz, buzu maliyetine satıyorlar.
Şehir yazmayınca İstanbul anladığımız için de, yerleri Esenler Giyimkent'te ( pek esenler sayılmaz aslında)

genel olarak internet. sushi online fiyat yazın
gurmenet, gurmeonline, gurmeburada tarzı siteler

ağız ve burun speryleri var ya da gargara var onlar bence çok net. kalsiyum sandoz falan gerek yok. ayrıca sıcağın da etkisi yok. ılık iç. ıhlamur iç bol bol. içinde tarçın, limon ve bal olsun. zencefil de olabilir.

şimdi grip olunca

38-39 C civarında ateş
Başağrısı
Vücutta ağrı(özellikle sırt, kol, bacaklarda olmak üzere)
Böyle bir yorgun hissetme
Genellikle kuru öksürük
Bazen burun tıkanıklığı , hapşırma ve boğaz ağrısı
Üşüme,titreme,terleme
İştah kaybı falan olur.sende henüz bunların çoğu yokken önlem alman şahane.

bol bol sıvı iç ki içiyorsun. meyve yemiyorsan bari suyunu iç ciddiyim.sıvı sinüslerindeki ve boğazdaki birikmelere iyi gelir.ya bir ilacç vardı bir eczaneye sor adını hatirlamıyorum suda eritilen anti-gribal bir ilaçtı. yani suda eritilmesi de iyi . karbonhidratça bol yiyecekler ye.
durduğun ortamın iyice havalandirilmış olmasına dikkat et, kuru olmasın olduğun ortamın havası.en önemlisi de zamanın oldukça istirahat et.
haydi geçmiş olsun.

calcium sandoz + Aspirin C plus karıştır aynı bardakta iç.

nane-limonu da ihmal etmeyin. meyve yemiyorsanız mutlaka sıcak sebze yemekleri yiyin.

4 gun boyunca her gun 4 saat araliklarla, 1500mg C vitamini alin. Toplam da gun basina 6000mg, 4gunde 24000mg.
su ana kadar denedigim en etkili yontem budur ve bilimsel olarak da kanitlanmisligi vardir.

Ben şöyle yapıyorum. Alka Seltzer ve Tylol Hot. 2 sene bunu yaptım gün aşırı neredeyse hiç hasta olmadım. Tylol hot uyku yapyıor ama dikkat, yatmadan alınırsa daha iyi oluyor. Hem deliksiz uyku.

virüsü kaptıysan yatmadan geçmeyecektir. kendini çok kötü hissettiğinde hastaneye git ve iğne ol. böylece ayakta devam edebilirsin yaşantına. ben geçtiğimiz haftalarda çok kötü hastalandım ilk gecesi hastaneye gittim iğneyi bir oldum ertesi günler hep ayakta olmama rağmen hasta değil gibi takılabildim işte.. burun akıntısı falan daha sonra geçiyor tabi ama önemli olan fiziksel ve zihinsel açıklık.

benim büyücü çayımdan yap, iç. 2 max 3 kupa. yırtarsın, geç kaldıysan da yarı sürede iyileşirsin. ilaçlarla 7 günde, ilaçsız 1 haftada iyileşirsin denir, ben de o tayfadanım biraz.
yolun başında nezle için first defence iyi defediyor, öneririm.
not: buraya yazdım büyücü çayın tarifini bi aratın lütfen. silinmişse de mesaj atarsınız.

bırakın kussun, vücudu gereken tepkiyi veriyor. tabi öncelikle veterinerinizle konuşun. bu tip durumlarda çoğu zaman insan için yapılan şeyler köpeğe de uygun oluyor.
yoğurt verin biraz, mama ve su dışında da hiç bir şey yedirtmeyin.
veterinerinizle konuşun mutlaka.

Varsa lapa, pilav verin. Otursun midesine, veterinerim böyle demişti bana. Yalnız zehirlenme olmadığındna eminsiniz umarım ?

günde 4 kezden fazla kustuğunda veterinere götürmelisiniz. sindirim zorluğundansa çok sorun değil ama olmayabilir de. genel tablodan anlarsınız zaten.
geçmiş olsun
not: uzun, kırık olmayan spagetti ve çok yemek bizimkini kusturur. reflüsü de var.

midesi boş kalmışsa, yani aç kalmışsa da kusar, sarı renkli bir safra çıkarıyorsa sebebi çoğunlukla midenin uzun süre tamamen boş kalması. eğer yemek düzeninde bir aksama var ise öğünleri arttırın.
ancak bunun haricinde farklı bir çok sebebide olabilir, üşütme, zehirlenme, stres gibi durumlarda olabilir.
yemek konusuna dediğim gibi dikkat edin, bugün içinde kusmaya devam ederse, doğruu veterinere...

durumun nasıl sonuçlandığını, köpeğin durumunu da yazarsan çok güzel olur bence.

birşeyi kalmadı düzeldi ancak ben o an için yapabileceğim bir şey olup olmadığını sormuştum. malum sabahin 5 idi.
şimdi bir şeyi yok ama gece kabus gibiydi

köprü, istanbul

köprü derken?

hehe uzun süre benimde kafamı kurcalamıştı hayvan gibi girmiş silüete zira. ne binası tam bilmiyorum ama bayrampaşa'da. iş merkezi falan olması olası. çirkin bişey

ulustaki trt binasinin orada iseniz bogazici koprusu, ayaklarin tepesi

@rn

boğaziçi değil, kasımpaşa stadının üstünde semt olarak ne diye geçiyor bilmiyorum da ordaki trt'den çekildi

köprü olamaz zira köprü ayaklarının etrafında sağındaki kadar yüksek bina yok...
o birrr bina, ama ne binası bilemeyeceğim.

ek olarak bizim köprülerin taşıyıcıları bu kadar kalın değil, zaten boğaz da geniş değil:)

resmin çekildiği yer şişhane. binanın bulunduğu yer ise sırasıyla kağıthane eyüp bayrampaşa diye gidiyor tahminimce.ama ne binası ve nerede ben de çözemedim.köprü falan değil. 1. ve 2. köprü lokasyonun baya sağında kalıyor.çözen olursa ben de sevinirim :)

edit : tom riddle'ın düzelttiği gibi resmin çekildiği yer tepebaşı. biraz daha aşağısı şişhane:)

bahsedilen semt tepebasi bu arada

www.emlakhaberleri.com
bayrampaşa diamond tower genis olan digeri hale mechul

o binaların sonradan birleştirdiğine dair bir bilgi edindim bende

rami'den bayrampaşa'ya gidilen yol üstünde bu tuhaf bina. rami gıda toptancılarının ilerisinde, bayrampaşa'ya giderken. iki tane yüksek kulemsi bina var, ortasında da köprümsü bir geçişle birleşmiş. inşaatı bitti ya da bitmek üzere. yanından geçiyoruz servisle de dışardan bir şeye benzemiyor.

bence 2. sezonun ilk bölümünü de bir izleyin, sonra karar verin =) neyse, ciddi konuşmak gerekirse, İngiliz komedilerinde genel bir absürtlük söz konusu. bundan daha beteri mesela Black Books =) ama insan zamanla alışıyor bu özgün anlayışa..

ama dediğim gibi, 2. sezonun ilk bölümü ile yapın finali eğer daha izlemeyecekseniz bile.

ilk sezonda en ve tek komik yer google'da google'ı aratınca internetin çökmesiydi. başka da komik olaya denk gelemediğim için sezonun yarısında silmiştim.

ben ilk sezonun çoğunu izledim ama pek keyif alamadım, gerisini izleyeceğim umarım ama pek eğlenceli olmadığını söyleyebilirim.

yanlış ifade ettim sanırım ama vercingetorix ne demek istediğimi anlamış. iyi veya kötü olarak değil de diğer ingiliz sit-com'larına göre yerini sormuştum(diğerlerinden kötü müdür yoksa, genel olarak ingilz sit-comları böyle midir gibi).
@vercingetorix: bir kaç bölüm daha izlemeyi düşünüyorum.

ingiliz komedilerinden cok hoslanmiyorum ben de. lakin bunu ve coupling'i cok begendim.

hangisi daha komikti dersen coupling derim ama the it crowd'un da kendisine has bir yani var. geyik bile diyemiyorum daha da otesi. sayet icine girebilirsen acaip sariyor ama yok disinda kalirsan (ki denildigi gibi 2. sezona da bir sans verin) bosuna zorlama derim.

panpa bu diziyi sevmek için absürd komediyi sevmek ve biraz nerd olmak gerekli. ben en az coupling kadar seviyorum valla. sezonda 6 bölüm yayınlıyorlar. ingilizlerin tarzı o. bunu sevmediysen sana ingiliz komedisi pek gelmez diye tahmin ediyorum.

ingiliz komedilerine tapan biri olarak söylüyorum: sevmesi zor bir tarz. yani bir kere sevmezseniz asla sevmeyeceksinizdir. the it crowd'dan daha iyisini de kolay kolay bulamazsınız. black books'da filan küfür edersiniz ne bu lan diye.

iyi örneklerinden biri de as if, şayet izlemediyseniz.

(bkz: moda halı sahası)

ilçelerin kültür merkezlerinin kataloglarına bakabilirsin. kozyatağı kültür merkezinde tsm korosu var diye biliyorum.

belediyelerin kültür merkezlerinde çok ucuza mkonserler oluyor. mesela bakırköy'deki konserler öğrenci 2 lira gibi bir şeydi. o etkinliklerin sitesi var da, şimdi bulamadım ama şöyle bir yer buldum. haftasonları muhakkak oluyor, haftaiçi de olabiliyor arada.
www.tumkonserler.com

neredeyse 2 sene oluyor Rio aldık biz de. 2006 ama km'si bunun 2 katındaydı. o zaman 13 papele aldık. ucuza bulmuştuk. arada bakıyoruz ilanlara 190 bindeki araçlara bile en az 17 bin lira istiyorlar ama en son kaça gidiyordur bilemem.

bizim aracı kullanan herkes performansına bayılıyor. yılların taksicisi dayı, arabalara bayılan arkadaşın babası gibi kişiler mesela. seneye gibi değiştirirsek kia venga alalım diyoruz, kia'cı olduk yani. fazla popüler bir araba değil, caddelerde az görüyorsunuz ama tr pazarında gittikçe güçleniyor kia gözlemlediğim kadarıyla.

fiyatı normal gibi duruyor, tabi çok temiz ve iyi kullanışmış ise alınır.
ama 18.000 tl gibi bir miktar verecek isen bence başka model baksan daha iyi olur.
acil satan kişiler değerinin 3-4 milyar altına arabalarını veriyor.

2 tekerlekli valiz seklinde kullanabilecegin gibi duz zeminlerde, cok daha az enerji harcayarak 4 tekerlegi birden kullanabiliyorsun iste.. mis..

düz zeminde gitmesi için elinle hafifçe dokunman yeterli. ağır olsa da kolayca taşıyabiliyorsun. aslında sen taşımıyorsun, o kendini taşıyor, biz direksiyona geçiyoruz diyelim.

ustune binebilirsin.

iki tekerleklilerde oldugu gibi, egip agirligin birazini yuklenmek yerine egmeden surukleyebilirsiniz, duz zeminler icin cok rahat fakat egimli bir yerde sabit tutamiyorsunuz ya da otobuse metroya bindiginizde falan kayip gitmesin diye surekli tutmaniz ya da yan cevirip koymaniz gerekiyor.

gecen gun aldim bi tane bundan, ortada da bi tane oynayan tekerlegi var 5 tekerlek yapmislar. henuz ucakla yolculuk etmedim ama marketin yaninda bi yerden aldim, tabi market cikisi oldugu icin icine supermarket torbalarini (gulle gibi agir iki sirt cantasi icindeydiler) koyduk. cok agirken dahi kaymak gibi yolda cok guzel gidiyo, yani havaalanlari vs. icin ideal. ama sokaktaki "normal" bozuk yollarda gotururken yon verebilmek ve kontrol edebilmek icin biraz kol/bilek gucu istiyor. bozuk yollarda gotururken cekcekli olanlari yonetmek daha kolay gibime geldi.

donmayasın orda. arada bir haberlerdeçıkıyor ya, dondu kaldı -500 derece falan.

yolcudan cok, kargonun refakatcisi olabilir. mesela canli hayvan tasirken seyis/egitmen gibi yolcular goturuyorlar. onun haricinde, yapmiyorlar. gecenlerde uzun uzun arastirdim bu konuyu. ancak (o da belki) ucagi siz kiralamissaniz mumkun olabiliyor.

bu arada buradan ucan sincap'a cevap vermek istiyorum. kargo gemileri gayet yolcu tasirlar. ben yaptim biliyorum.

@ucan sincap: gemi isletmeciligi yapiyorum:)

lan oglum, az once adamın birisi ataturk havalımanından acentalardan Kargo uçağına bilet aldıgını soyledı, kargo uçağı ile almanyaya gitti....
uzun uzun konustuk herif dünyanın heryerine kargo uçakları ile gidebilrsin diyor.
3/1 fiyatına ama o ulkenın kargo uçaklarını bulmak lazım diyor.
atatürk havalimanında, bu uçaklar için bilet kesiyorlarmış!!
harbiden yaa bilen birisi yok mu?

lan sincap@ ne adamsın yaa ben 3-4 yıl dunya turu yaptım a q çoğu zaman yük gemileri ile dolaştım. bilmeden konusma kardeş yaaa...
hem her gemi kimyasal gemi olmak zorunda değil olsa bile yinede o tür gemilerle de dolaşmak mümkün !

kargo gemileri doktorsuz en fazla 12 yolcu tasiyor > solas. sizin bindiginiz gemiler karma tur olabilir. ayrica, zaten bilmem kac bin tonluk geminin yolcu tasimaya ihtiyaci da yok...

keza kargo ucaklarinda da kisitli sayida yolcu kapasitesi olmasina ragmen bunlari halka acmiyorlar. o koltuklara ancak ve ancak ucusta "gorevli" insanlar veya deadhead personel binebiliyor (bunu yazmistim zaten!) - bazi firmalar da sirket kurallari geregi deadhead almiyor ya da olayi tamamen pilotun insiyatifine birakiyorlar.

THY Kargo'ya bir sorun bakalim belki bir sekilde size yardimci olur hele hele yolda bir pilot cevirirseniz belki size bi' kiyak gecer!

EDIT: Bazi kargo havayollari askeri personele, felaket magdurlarina, multecilere vs. ozel izinler verebiliyor.

mng kargo taşıyan bir havayolu. yarın bir arayıp sorsan ya. onlar taşımıyorsa bile ( bildiğim kadarıyla taşımıyor) taşıyan şirketleri sorarsın.
www.mngairlines.com

de donde eres ?
como te llamas ?

Herkes bir gün İspanyolca öğrenme isteğini tadacaktır.

Fiil çekimlerini baştan sıkı tut ki sonra zorlanma. Bir de kurs seçerken dikkat et, o kadar çok İspanyolca öğrenmek isteyen var ki her yer dandik dunduk kurslarla dolu.

cervantes yani instituto cervantes estambul diğerlerine göre pahalı da olsa verdikleri sertifikanın geçerliliği var,ayrıca eğitimi çok kaliteli bende gecen sene arastırmıstım fakat öğrenci olduğumdan ayda 300 tl oraya bir masraf yapamıycagımdan gitmedim.öğrenmesi çok zevkli ve kolaydır da.italyanca ve portekizceyi de kısmen anlayabiliyorsun öğrendiğinde,buena suerte(başarılar)!!!

yurt disina ya da ne bileyim ispanyolca konusan latin bir ulkeye gittigin zaman goturecegin dama(bayan) sayisini sen bile inanamazsin.biraz tip varsa tabi :D
ispanyolca ingilizceden daha onemli bir dil bence
biliyoz da yaziyoruz.

sadece ispanyolca olmamakla beraber wiziq.com var, ücretsiz dersler yanında birebir ders de alabilirsiniz. online sınıf ortamı, hocayı duyup görebiliyorsunuz.

3 yıl boyunca öğrendim. İngilizce'nin İspanyolca öğrenmeye katkısı az olur, bazı ortak kelimeler var her iki dil için de. Sırf kelimenin İngilizce'sini bildiğiniz için bazı metinleri, diyalogları falan anlaması daha kolay oluyor.

Öte taraftan İspanyolca Türkiye'de pek işe yaramaz. Sadece belli kurumlar, firmalar için, İngilizce harici yabancı dil biliyorsun diye belki tercih sebebi olabilirsin. Ne tıpta ne mühendislikte İspanyolca bilmenin önemli bir artısı olmaz. Bazı dış ticaret firmaları da bu dili bilen insanlar arıyor olabilir en fazla o. Basit bir araştırma yapabilirsin, kariyer.net'e gir, İspanyolca yaz, kaç tane ilan çıkıyor gör. Ha bir de Rusça, Almanca, Fransızca yazıp, aradaki farkları incele derim.

Öğrenmesi zevklidir, yeni bir dildir vb. sebeplerin varsa öneririm. Onun harici kendi sektöründe işine yarayacak bir dil varsa; örneğin inşaat mühendisleri için Rusça, Arapça gibi, onlarla ilgilenmen daha mantıklı olur.

Ek olarak da bazı dillerin çok şişirildiğini düşünüyorum, en başta Çince olmak üzere. Akıcı İngilizce bilen adam sektöründe dil problemi yaşamaz, ek olarak hangi ülkelerle iş yapıyorsa, literatür ağırlılı olarak hangi dilse, onları bilmesi de güzel bir artı olur.

bir ara dener gibi olmuştum,
bu rosetta bilmem neden calistim ,bir seye benzemiyor aslinda sadece neymis bu ispanyolca diye bakabilirsin, daha sonra sohbet odalari msn filan devam ettim dunya insan var ispanyolca konusan nerdeyse butun guney amerika, o esnada yurtdisinda yasiyordum konusacak kisi bulmak zor degildi.
tahmin edersem 500 milyon civarinda insan ispanyolca konusuyor dunyada illaki birilerini dusurursun pratik yapmak icin hele de yabanci dilin mesela ingilizcen iyiyse Turkiyede yasayan ispanyollarla takil derim.

beyim 1 ay oldu kursa başlayalı. biblioteca diye bir yere gidiyor. 8 kişi falan sınıfı. 24 saatlik kur 240 papel. istanbul'daysan aklında olsun.
bir yandan da rosetta stone'la çalışıyor.

Oysho kesinlikle. Cevahir'deki mağazasına bakın derim İstanbul'daysanız.

debenhams'a bakın cevahir'e gidecekseniz.

La senza da olur. İstinye Park'ta var bir tane.
www.lasenza.com.tr

pijama takımı ne yaaa? gecelik giy, seksi bişeyler giy veya daha güzeli bişey giyme sevgilinle uyurken.

c&a'da da güzel şeyler oluyor hem de fiyatları çok uygun.

kesinlikle Oysho, kesinlikle :)

uykum gelmiş:s doğrusu şu: average life span

average life span?

"beklenen yaşam" gibi direk çevirisi olan life expectancy daha yaygın kullanılır.

ne gerek var?

Siz haklısınız. Sizinkine arıza gelen ötekine öyle gelmemiş olabilir, iki arıza birbirini bulmuş olabilir, hiç karışmasın :)

sakın bulaşmasın. bu tip durumlarda kızın nişanlısı, kendi manitasını değil, sizin arkadaşı sorgular daha çok. bunu kıza sorar, kız da iki ağlar, zırlar, mutlu olmamı istemiyor, arkamdan dümen çeviriyor hesabı. sizinki en suçlu olarak kalakalır öyle. yazdığım senaryoyu da anlatın arkadaşınıza. bir de şöyle düşünsün, sevmediği halde arkadaşınız yakasını kaç yıl kurtamamış, bu çocuktan mı bekliyor bunu 3 günde\ ayda.

farz-ı misal bu kızla ilişkisinin başlarında biri gelse ona, aynı şeyi söylese... sonrasında hatunun tepkilerini ve manipülasyonlarını kendisi de gözünde kolayca canlandırabilir.

yapcak bi şey yok, acı ama bazen bize sadece syretmek düşer. bunu kabullenmke lazım. hayır tanısa çocuğu vs, o bi,le bir nebze. o durumda bile karışmasın derdim.

ekleme notu: bir süre sonra burdaki cevapları arkadaşınıza da okutun bence.

o ne kadar anlatırsa anlatsın adam seviyor ya, inanmaz. önce sütten dili yanmalı... bırak ne yapıyorsa yapsın bence.

uzak dursun. dertsiz başına dert açar arada kalır.

biz de bunları söylüyoruz, bizce de böylesi daha doğru, ama bizim saf, kızın ayrılığa üzülmeden hemen birini bulup nişanlanma kurnazlığını yediremiyor pek kendisine bence ve maskesini düşürmek, kendince ona bir ders vermek istiyor.

evet, sizin dediğinizi yapsın.

üç beş günde nişanlandıysa bu salak, senin arkadaş bu adamı uyarsa bile adam kızdan bulmadığını allahından bulur bence. ayrıca arkadaşın dayak istiyor. yani o tabii ki adamı uyarıp kızdan intikam alacağını düşünüyor ancak gerçekte eline geçen tek şey yediği dayak olacaktır. ha dersen dayak yiyince aklı başına gelir, bazen arkadaş da olsa dayağı yemesine müsaade etmek gerekir derim.

@fortisvita dayak olayını iyi akıl ettin, öyle dersek vazgeçer belki:)

gençlerin mutluluğuna engel olmayın arkadaşlar.

çok gereksiz bir davranış olur, insanların davranışları daha çok karşısındakine göre sekilleniyor. Kız arkadasınıza yaptıgı dengesizlikleri nişanlısına yapmayacak belki nerden biliyorsun, kocası onu çok mutlu edecek birisi olacak belki. ayrıca senin anlattıgın kadarıyla biliyoruz biz burda, mesela kızın arkadaslarına sorsak, onlar da sizin arkadasınıza dengesiz derler muhtemelen.

Ne kızın ne de nişanlısının günahını almayın bosuna, kız gerçekten dengesizse bunun cezasını ömür boyu çekecektir zaten. Mutsuz bir evlilik en büyük cezası olacaktır.

12 yıllık kedi sahibi olarak söyleyeceğim şudur. hayır bişi olmaz. kedin mutlu sen mutlu olablirsin şuan. aklında soru işareti kalmasın.

karaciğeri için çok zararlı. aşağıdaki yazıyı okuyunuz lütfen:

veteriner hekim i.serdar sayar'ın konuyla ilgili makalesi;

Kedi ve Köpeklerde BESLENME HATALARI VE Bundan Kaynaklanan HASTALIKLAR

Kedi ve köpek beslenmesi bilinçli bir şekilde yapılmamaktadır.Genellikle
daha önce köpek yetiştirmiş bir tanıdığın tavsiyesiyle veya kulaktan dolma şeklinde beslemektedir.Çizgi filmlerde,karikatürlerde köpek; köpek kulübesiyle birlikte kocaman bir KEMİK ile çizilir.İnsanlara sanki köpeklerinin kemik ile beslenmesi gerekli gibi gelir.

Kediler de ciğercinin önünde yalanarak beklerler.Bunun yanında bilinçli,araştırmacı evcil hayvan sahipleri de vardır. Azınlıkta kalan bilinçli grup,veteriner hekimlerine danışarak yada araştırarak kedi-köpeklerini beslemektedir.

Balık yemi,kuş yemi (kanarya yemi ,muhabbet kuşu yemi,güvercin yemi),kobay yemi,tavşan yemi gibi farklı yemler bulunmaktadır.Farklı hayvanlar,onlara uygun yemlerle beslenmektedir.Köpek ve kediye gelince ne bulunursa ,o verilmektedir.Yanlış ve hatalı bir beslemedir bu. Onlarda yaşına,cinsine ve fizyolojik durumuna göre uygun yem-mamalarla beslenme hakkına sahiplerdir.

Karın doyurma mantığı ile yapılan beslenme,beslenme değildir.

Hayvanın karnının doyacağı kesindir. Ancak,yanlış ve yetersiz beslenmesinden kaynaklanan hastalıklara,rahatsızlara maruz kalacaktır.

Kedi-köpeğin 14-16 yıl arası ömrü vardır.Önemli olan yaşamını kaliteli ve sağlıklı geçirmesidir.

BESLENME HATALARI

Ev Yemeklerinin Verilmesi

Kedi-köpeğin ev yemekleriyle beslenmesi kolay, ucuz olarak düşünülebilir. Yemek artıklarını değerlendirmek, çöpe dökülmesi yerine evcil hayvana verilmesi yüzeysel bakıldığında mantıklı bile gelebilir. Bu mantık evcil hayvanınıza bakış açınızla ilgilidir. Onların tercihlerini biz belirleriz. Kedi-köpeğin seçme şansı yoktur. Bu bizim sorumluluğumuzdur.

İnsanlar yemekleri yaparken,damak lezzetini düşünürler.Y emeğin içerisine tuz ve baharatlar (biber,kimyon gibi..) katarlar. Bunlar evcil hayvanların midesine zarar verir. Bu zarar kendini mide yanması, gastrit, ilerlerse ülser, kusma ve iştahsızlık olarak gösterir. Hazırlanan yemekler protein,enerji olarak yeterli ve dengeli olmayacaktır. Bunun yanı sıra,yeterince mineral (kalsiyum,fosfor, magnezyum gibi) ve vitamin (a-d-e-k- b kompleksi gibi) içermeyecektir.

Doku , kemik ve diş gelişimi yeterli olmayacaktır. Bunların eksikliğine bağlı metabolizma hastalıkları, raşitizm, osteomalasi gibi kemik hastalıkları görülebilecektir. Aşırı tüy dökme sorununun da görülecektir.

Kemik ve Balık Kılçığı Verilmesi

Genel olarak, köpeklere kemik verilmesinin doğru olduğu düşünülür. İzlediğimiz çizgi filmlerin,karikatür ve gazete vinyetlerinin bunda etkisi çoktur. Köpek düşünüldüğünde yanında kocaman bir kemikte çizilir. Köpekler kemiği severler. Özellikle diş değiştirme dönemlerinde kemiği kemirme, ısırma dayanılmazdır,onlar için..

İçgüdüsel olarak da kalsiyum gereksinimini karşılamaya çalışırlar.

Olumlu yanlarının dışında, kedi ve köpek için kemik son derece tehlikelidir. Ağız, damak, diş, yemek borusu, mide, bağırsaklara her an zarar verebilir. Yıllarca kemik verirsiniz, sorun yaşamazsınız. Bir anda kedi-köpeğinizi kaybedebilirsiniz. Ölümcül yırtılmalara ve tıkanmalara neden olurlar. Tüm kemiğin parçalanmasıyla mızrak ucu biçiminde parçalar oluşur.Tavuk göğüs kemiği ve balık kılçığı saplanmaya, batmaya hazırdır. Parça kemikler ,küt uçlu olanlar batmaz, ancak bağırsakları tıkayabilir. Ağız,damak ve diş etlerine batarak veya yırtarak enfeksiyona sebep olurlar. Dişlerin çürümesine ve diş eti enfeksiyonuna da(gingivitis) rastlanır. Kemik parçası yutak veya yemek borusuna takılıp, tıkanmalara (obstruksiyon) sebebiyet vermekte ve kusma refleksi oluşturmaktadır.
Kemik parçası ve balık kılçığı mide,bağırsaklara batmaktadır. Yırtılma, delinme veya ülseratif lezyonlar oluşturmaktadır. Midede gastritis,ülser ve kanama meydana getirmektedir.

Köpeğin kemirme gereksinimini plastikten yada yenebilir özellikteki yapay kemiklerden karşılanmalıdır.

Çiğ Et Verilmesi

Kedi ve köpeğe çiğ et verilmesinin ,hayvana daha yararlı olduğu sanılır. Etin çiğ şekilde verilmesi sindirimini zorlaştırır,ishale sebep olabilir. Ette bulunması olası iç parazitler hayvana bulaşır. Kist hidatid , toxoplasma gibi zoonozların yanı sıra, kıl kurdu,solucan,kancalı kurt görülür. Etin pişirilip,kediye,köpeğe verilmesi gereklidir.

Sakatat Verilmesi

Sakatat olarak bilinen karaciğer, akciğer, mide, böbrekler, bağırsaklar gibi hayvanın iç organlarını yedirmek zararlıdır.Özellikle akciğer tüberküloz (verem) hastalığını taşıyabilir ve besin değeri olarak oldukça düşüktür.

Parazitlerin çoğunluğunun iç organlarda yaşadıkları düşünülürse, bulaşma riski o denli yüksektir.Dünya’da kedi ve köpeklerin hayvan artıklarıyla beslenmesi yasaklanmıştır. Öncelikle biz insanların sakatat yemeği terk etmemiz gereklidir.

Çürümüş-Kokuşmuş Gıda Verilmesi

Bozulmuş gıdaların verilmesi önce karaciğeri zarar verir. Hayvanın zehirlenmesine ,ishal olmasına ve ölümüne neden olabilir. Yemek ve su kaplarının temiz tutulması önemlidir. Mama kaplarındaki eski kalan mama artığının dökülmeli. Bir gün önceden kalan mama ıslanarak,mayalanmaya başlayabilir. Mikroorganizma üremesi görülebilir.

Şarküteri Tipi İnsan Yiyeceklerinin Verilmesi

Salam,sosis ve sucuk gibi insan yiyecekleri içerdikleri koruyucu maddeler, tuz ve baharatlar kedi-köpeğe zararlıdır. Sindirim sistemindesorunlara (kusma,mide ekşimesi,kusma gibi) sebep olurlar. Köpekler ve kediler için özel olarak hazırlanmış salam ve sosisleri verebilirsiniz.

Şekerli Yiyeceklerin Verilmesi

Şekerli gıdalar dişlerde çürüme yaparlar. Uzun zaman ve sıklıkla şeker verildiğinde yağlanma,aşırı şişmanlık (obezite) oluşur. Şişmanlıktan kaynaklanan kalp yetmezliği, hareketsizlik,dışkı yapmada zorluk yaşanır. Pankreas bezinin yoran etmenlerden şişmanlık neticesinde şeker hastalığına zemin hazırlanmış olur. Hayvanın körlüğüne kadar giden sorunlar yaşanır.

Et Ürünleriyle Beslenme

Ani , aşırı ve sürekli et ürünleriyle beslenen kedi-köpekte All-Meat-Sendromu görülür. Kalsiyum yetmezliğinden iskelette bozukluk, deride
kepeklenme, cıvık, kötü kokulu dışkı gözlenir. Genellikle aşırı tüy dökme, kaşınma gibi belirtilerde et ürünlerinden vazgeçilmeli. Dengeli (protein ve enerji )bir beslenmeye başlanmalıdır.

Taş,Toprak, Dışkı Yeme

Zevk sapıklığı olarak da bilinir. Bazen iyi beslenen hayvanlarda da görülür. Genellikle mineral, vitamin yetmezliği, dengesiz beslenme,i ç parazitlerden kaynaklandığı bilinir. Kedi-köpek iç parazitlerinden temizlenmeli. Vitamin ( A,D,E.K) ve mineral (kalsiyum,fosfor,magnezyum) takviyesi yapılmalıdır. Tabi ki veteriner hekiminizin kontrolünde.

Aşırı Kalorili Yiyecekle Beslenme

Köpeğimin-kedimin bakışlarına dayanamıyorum, sanki doymamış deyip her fırsatta bir şeyler vermek yanlıştır. Köpek-kediler insanlar gibi doyduklarını anlayamadıkları için ne verilse yerler. 3-12 ay arası günde 3-4 kez mama verilebilir. 1 yaşını doldurduktan sonra günde yalnızca 1 kez mama vermek yeterli olacaktır.

Sonuçta; Ev yemekleri,kemik,sakatat gibi yiyeceklerle dengeli ve sağlıklı beslenme söz konusu olamayacaktır. Yapılması gereken hayvanın gereksinimine göre uzmanlar tarafından hazırlanmış kuru-yaş mamaların yedirilmesidir.Böylece kedi-köpeğinizi sağlıklı,pratik,ekonomik ve çağdaş bir şekilde besleyeceksiniz.

İ.SERDAR SAYAR
Veteriner hekim
0 322 226 43 04 www.denizpetvet.com

tabiki zararlıdır ama , bizim sigara içmemiz gibi bişi. arada sırada tatlı yedirmenden ve kedinin mutlulugunu görmen bence sorun teşkil etmiyor.

bütün bi porsiyonu yemediği sürece sorun yok, böyle dondurma çubuğunu falan yalar bırakırlar genelde zaten

kediler tatlı severler fazla olmamakla birlikte verilebilir en azından benim veterinerim öyle söylüyor. bütün bir kaseyi yemedikçe bir şey olacağını sanmıyorum. bence sen yarın kalan muhallebiyi verme, bugün yeterli olsun. benim kedim de tam bir çikolata manyağı ama vet kör olabilir çok şekerden dediği için arada veriyorum o da afiyetle yiyor.

Hiç bir şey olmaz.

tatlı verip mutlu olmasını izleyeceğinize zeytin verin. çoğu kedi hastasıdır, tatlıdan daha çok sever. (tabii bir kase zeytin vermekten bahsetmiyorum; bir iki tane...)

evet tam burcuya yakışacak birşey olur facede paylaşırsa:)

hiç de sorun olmaz. çek çekebildiğin kadar.

bir öneri: fotoları taşların isim görünmeyen tarafından çekmeniz daha iyi olabilir gibime geldi.

evet isimlerin görünmemesine dikkat edeceğim,sakin bir gün olursa ziyaretçi az olur diye düşünüyorum.teşekkürler

kitchenette marmara' nın altında.

cihangir'de herhangi bir cafe olabilir,("savoy pastanesi" olabilir; "kahve 6" olabilir orası da güzeldir, arkada mini bir bahçesi de var). ama kitchenette de güzeldir.

savoy pastanesi

savoy haftasonu çok kalabalık olur. gürültü, uğultu yorucu olabiliyor. oraya giderseniz mutlaka dere otlu, peynirli turta yiyin. lezzet tamam da ortam olarak biaz daha sakin bir yer olabilir.
cafe 6 küçük bir yer olduğu için uğultu sorunu olmaz. orası için de nezihten daha ziyade ' butik mekan' tadında bir şeyler yazasım geldi. ortam şirin, hoş ama daha böyle nasıl desem entelsever, natürel, doğa dostu kafe havasındadır.

dhl yi arayın bu konuda. tam acık adres verin...+/- 1 gün gibi cvp verirler. hava duruma vb değişebilir ama.

444 0040

Tahminimce DHL fln degil de kendi air mail servisleriyle bir seyler siparis ettiniz. 2-3 hafta suruyor genelde.

alibaba'dan ortalama max. 10 günde edindik birkaç siparişimizi.
ek not: hediye sezonundan dolayı bir yoğunluk olur bu aralar, onu da hesaba katmak lazım.

kanada'dan 1 haftada geldi. normal şartlarda 4 günü geçmez.

en fazla 5 gün bekledim şimdiye dek.

belki çok esktrem bir durum ama bir arkadaşa iki ayda gelmişti. artık gönderen mi geç gönderdi bir yerlerde takıldı mı bilmiyoruz.

bir internet sitesinden aldığımız pil allahın çininden 3 günde istanbul'a gelmişti. oradanda ptt kargo ile bulunduğumuz şehre 3-4 günde geldi 1 hafta yaptı. gümrük müdürlüğü sağolsun 2-3 haftada ancak elimize verebilmişti.

izlemediyseniz,
europa ve
pi

@pyro clustic flow, 2sini de izledim. tesekkurler. tavsiye edilmesi konusunda sizinle hem fikirim; Diger arkadaslar nasiplensin.

atışa devam:

ett hal i mitt hjarta ( ek uyarı: bunun sevmeyeni de çoktur)

the cement garden

Filmi izlemedim henüz, izlemek istiyodum bende. Ancak siyah beyaz ve fransız diyince aklıma la haine geldi direkt.

clerks

garanti genel merkezi için otobuse binsen daha iyi levent ile gayrettepe arasında kalıyor.

levent yazan otobuslere biniyorsun.

mecidiyeköy'den sonraki durağın adı ' gayrettepe'

mecidiyekoy metrobusten indikten "sonra" en yakindaki metro duragi sisli-mecidiyekoy.

7
başta sevmezdim şimdi memnunum
hayır
yükselmek istemiyorum
evet
evet
idare eder
mutluyum

- 16 yıl
- mesleğime bayılıyorum. normalde durgun bir meslek ama ben ingilizce öğretiyorum. konu aynı olsa da, farkli kitaplar, farklı yaklaşımlar ve her sınıfın kendine has iç dinamiği nedeniyle bizim branşta durgunluk sorunu olmuyor. bazen yoruluyorsun ama o zaman da kendi kendine bir şekilde gereken enerjiyi topluyorsun. işini sevince bunu yapması daha kolay oluyor.
- mesleğimde yükselme olanağının olmamasını ben seviyorum. iş konusunda kariyer manyağı olmayı sevmem, tarzım değil. bu tip amacım hayatta hiç olmadı, bu nedenle de bizim meslekte olmaması işimi sevmeme neden olan faktörlerden birisi.
- türkiye'nin en iyi vakıf üniversitelerinden birinde çalışıyorum 12 yıldır. iş ortamım, arkadaşlarım vs. diğer başka bir okulda yok! öğrenci profilinin zorluğunu ya da yarattığı sıkıntıları iş arkadaşlarımızla paylaşarak azaltıyoruz ya da birbirimize yardım ediyoruz.
- okulumda kendini geliştirmeye dair ciddi çalışmalar var, bununla ilgilenen ayrı bir birimimiz de var. dünyada olan biteni yakından takip edip, fizibilitesi mümkün olanları uyguluyoruz ya da kendimize adapte ediyoruz.
- derse gitmeliyim. kalanını dönüşte yazcam.
- dönüşte devam yazısı: konu dil olunca, çok farklı konularda konular işliyorsun, işin içine insanı ilgilendiren her şey giriyor. bu da öğretme tarzını renklendiren bir şey. bir de öğretirken sen de öğrenmeye devam ediyorsun. mesela bir text'te bir bilgi geçiyor, ve yeni bir şey öğreniyorsun.
- sonra sınıfın hakimi sensin ama bunu sınıfın ihtiyaçlarına, eğilimlerine göre değiştirmek zorundasın. bu da algılarını açık tutmak demek. hangi öğrencin ne tip bir sorunu var, ya da neyi nasıl yapması gerekiyor konusundaki farklılıklarını algılayıp, ona göre öğrenciye yaklaşıyorsun ve her öğrenci için farklı bir tutum, yaklaşım geliştirmek zorundasın. bireysel farklılıkları gözetirken, bir yandan da sınıfın ortak durumunu aynı potada buluşturmalısın. sen öğretmen olarak durduğun yerde sabit kalamazsın, onlara da adım atarak ortada buluşmalısın. son olarak temel prensiplerin, sadık kaldığın değişmezlerini sabit tutarak, kalanları için esnek bir alan bırakırsın. bu da seni, her sınıfta farklı bir öğretmene dönüştürür, çünkü onlar değişken dinamikler sergilerken, sen sabit kalamazsın.
daha yazarım da, çok işim var.

tam bir senedir öğretmenim :)
çok seviyorum öğretmenliği. bulunduğum şartlarda (t.c., köy okulu, egomanyak memur zihniyetli bir müdürün yönetimi vs) azap olabilse de ideal/e yakın ortamda yapılacak en güzel işlerden biri.
Pozisyon yükselmesi cidden umurumda değil. öğrencilerin kalplerinde ve zihinlerinde yükseldiğim müddetçe başka bir şey isteyemem.
kesinlikle geliştiriyorum. ben de dille uğraşıyorum. türkçe öğretmeniyim. özellikle dilbilgisi eğitiminde bazen çok yaratıcı olmam gerekiyor (öğrencilerim anlamadığı zaman) ve bu doğaçlama gelişiyor. neler bildiğimi fark etmek ve anlatırken anlamak güzel deneyim. buna bayılıyorum.
şu an için tatminkar mıyım? hayır. benim bir 6. sınıfım var. kara kara onu düşünüyorum şu anda :p ama gayretli, ciddi bir davranış bozukluğu olmayan öğrencilerle her hal ve şartta tatminkar çalışabilirim.

2 için diyebilirim ki bu ibneler gezerken öyle pıtır pıtır sıçıyo, öyle kafese döneyim gibi bi şeyleri yok yani..

1- Güvenmiyor tabiki daha, düzelir ileride en azından benim tavşanım düzelmişti kafamıza fln çıkıyordu.
2- Yeni kafes alın, o kafesler pek modifikasyona açık olmuyor ne yazı ki. Dilerseniz bir koli de kullanabilirsiniz. Etraflıca 123918239 tane delik açtıktan sonra kafes gibi oluyor hem de ucuz.
3- Yer.
4- Talaşa pek gerek yok açıkçası. Bolca kumaş koyun yırtık pırtık daha iyi.

kablo kemirirler, halı vs de olabilir. özellikle kablolar için önlem alın.

Sorularınıza cevap değil ama evinde bir müddet tavşan beslenmiş biri olarak bazı uyarılarda bulunmak istiyorum:
Tavşan belki de evde beslenecek en son hayvan türüdür. Çünkü çok çabuk büyür ve yavru şirinliğinden eser kalmaz, sıkılırsınız. Sürekli arkasında dışkı ve çiş bırakır. Büyüdükçe yaydığı koku dayanılmaz hal alır. Kokudan eve girmek bile istemezsiniz. Dişiyse üreme ihtiyacını gidermek sorundur. Doğuracağı yavrulara bakamazsınız. Bir komşumuz köyde olduğu halde kısa sürede yaklaşık 50 tane olan bir çift tavşanı ne yapacağını bilememiş, en son derin bir çukur kazmış ve tavşanları orda beslemeye başlamıştı.
Ayrıca bizde olmadı ama nerdeyse herşeyi kemirebilmesi nedeniyle evi delik deşik etme kapasiteleri olduğu söyleniyor.

Bir de bizimki seramik veya laminant parke gibi düz ve kaygan zeminlerde yürüyemiyordu.
Bizdekini iyice rahatsız olduktan sonra çiftliği olan birine vermiştik. Duyduğumuza göre çevresindeki diğer tavşanları da örgütleyip firar etmişler:) En çok buna sevindim çünkü yabani karakterli olması nedeniyle eve hapsetmek beni üzüyordu.

edit: pyro clustic flow'in hatırlatmasıyla: 2 tane faremizin (evcil değil elektronik olan) kablosunu kemirip kullanılmaz hale getirmişti.

1- mutlaka alışacaktır, ama zamanla.
2- benim tavşanımın da kafesi üstten kapaklıydı, istediği zaman girip istediği zaman çıkıyor ordan da, yani yan kapıya pek de ihtiyaç yok bence.

kemirdiklerini biliyorum ona göre önlem alınacak.
@damlanin üstten çıkıyor ama içeri giremiyor :)

a a, çok şaşkınmış o da. bilemedim neden. benimki çok rahat girip çıkıyordu çünkü.

ama bizim gibi hayvan işemek için kafese girdiğinde "nasolsa girdi, şimdilik bu kadar yeter" gibi düşüncelerle kapısını kapatmayın. sonra kafese girmeden üstünden işemeye başlıyor ki bu da kafesin etrafındaki her şeyi temizlemenizi gerektiriyor..

daha ufak yav boyu yetmiyor :) bir de tuvaletini belli yere yapmıyor dün yaptığı yere kap koydum içine yaptığı pisliğinden idrarından koydum peçeteyle, başka yere işemiş sonra peçeteyi attı kabın içine girip yattı çok komik hayvan :D

Seninle uyumasini istiyorsan 0-3 ay al sana sana fazla uyumasini saglar. Zaten samimilesince tuy problem olmaz

Olur işte, eşyalarımı aldığım arkadaşımın kedisi varmış evinde nefret ettim o kadar...

www.sahibinden.com

keşke bu kedicik tüy dökmeseee :(

cins kedi alma bi kere adamı deli eder yeni doğmuş sokak kedisi, tabi -muhtaçsa-

almayı değil sahiplenmeyi düşünüyorum barınaklar vasıtasıyla..

siyam yavru al. ver 150 tl al bir tane..madem uzun yıllar bakacaksın, al bir tane dişi.

tekir hele gri tekir tavsiye etmem
kotu sohretleri ve benim de kotu tecrubelerim var
ama

tüy dökmeyen istiyorsan british shorthair alman gerekir. 0-3 aylık en iyi dönemdir alışması için ve en sevimli zamanıdır. hemen hemen hiç tüy dökmez. ancak çok sevecen olduğu tartışılır. biraz soğuk bir cinstir. ayrıca para ile alacaksan biraz pahalı gelebilir. bunun dışındaki kediler malesef tüy dökerler.

www.evcilkediler.com

yukarıdaki adresten kediler ve özelliklerini inceleyebilirsin. bakım ihtiyacı kısmı önemlidir.

şu an veterinerde teadvisi süren bir kedi buldum. füme rengi, çok sakin, 2 haftalık civarı. kuyruğunu araba çiğnediği için kuyruk tamamen kesildi.
bu aralar fotlu ilanını vereceğim. bilginize
not: tüyleri orta uzunlukta, çok dökmez ama bir tane bile düşmez diyemem.

barınaktan kısa tüylü herhangi bir hayvanı kap. gavurlar der ki "second hand love" gibisi yoktur. biz öyle yaptık. ilk bir ay vahşiydi biraz ama sonra gördüğüm en yavşak ve terbiyeli kedi oldu. koynumda yatar, tabağıma ilişmez...

ha aldığımızda eşşek kadardı, üç yaş falan... herkes yavruları alır, bu eşşek kadarlara kimse bakmaz. bari sen bi sevap işle :(

ee.. tekirlerin de adı çıkmış kardeş, biraz hareketlidirler ama çok da güzeldirler. düşünsene böööle sürmeli sürmeli gözleri.. ohhh.

bilmiyorum istanbulda mısınız ama benim ilanıma göz atabilirsiniz.şuanda 2 tanesine bakıyorum bahcemde.1 tanesi gitti 1 tanesini kuzenim aldı.gri olanı ve koyu renkteki(klasik tekir rengi olmayan)yanımda.büyüdüler tabiki 3 ay olmuştur isterseniz son fotograflarını da atarım.
www.petarkadas.com

ucaga binecek birine elinde tasiyacagi ekstra bir sey vermek, hele ki geri cevirmesi yanlis anlasilacak bir sey ise, evet zor durumda birakmak olur.

1-) tahminim "beyaz gül" den yana
2-) tershane köprüsü

beyaz gül vereyim o zaman. hem sade küçük bişe hemde zor durumda bırakmaz. arkadaşlığın anlamı falan. iyiymiş.,

lilyum.

ben olsam ne yapardım: her hangi bir çiçek kopar. evet kopar. bul parktan bahçeden. çiçek olsun yeterki. tek bi tane ama. koy cebine. tam x-ray dan geçmek üzereyken ver. bu senin için! de. hepsi bu kadar. ama çiçek çiçekçiden olmamlı bu önemli. doğal her hangi bir çiçek olmalı.

güzel düşünce anconia ama çok vurgulu olur o. beyaz gül güzel. beyaz gül tatlı.
lilyum taşırken problem olur kendisine. o yüzden düşünmüyorum pek. saolasın cedric

gül değil bence. klasik hatungillerden değilse papatya sevmesi garantilidir. bulabilirsen küçük, kır papatyaları. olmazsa irileri de olur.

beyaz gül çok pis yattı aklıma. beyaz gül alıcam yüzde yüz sanırım galiba her halde sanırsam.

@divit
evet gül alıcam. beyaz gül alıcam. bence güzel olucak.


ama bi dakkaa. önemli bi problem var. 1 tane mi alıyım 3 tane mi ? kaç tane aliyim ?

bilmem benim çok alakam yok. da değildir her halde.

sözlüğe bakıcna aynı şey oldukalrını öğrendim.


bu arda bir filmde duymuştum, lilyumun anlamı i dare you to love me demekmiş. zaten çoks evdiğim bir çiçekti, böyle olduğunu öğrenince de.

(bkz: forget me not)

Uçağa binen insana çiçek verip düşman kazanmayın. Ufak bir hediye, kutudur, boncuktur, daha iyi olur. Arkadaş gavursa onlar zaten bizimkiler gibi reddettikten sonra "of salak ya bırakmadı peşimi" düşüncesini hareketleriyle belli etmezler, çok umutlanmayın.

3 çok 1 saat yeter. check-in için, bavulları vermek için yeterli. zaten 1 saat çok çabuk geçer o arada, kaynar gider. 3 çok yav, yolculuk o kadar sürüyor buradan almanya'ya.

atatürk havalimanındaysa genelde normalden biraz daha erken geliyorum. kontuarlar hayvan gibi dolu olabiliyor. diğer havaalanlarında çok sorun olmuyor. sabiha gökçen cillop zaten. yurtiçi için 45-50 dk öncesi iyidir. yurtdışı için de 1 buçuk saat iyidir.

kaç saat önce varacağından ziyade evden kaç saat önce varmak için çıktığınız önemli. 1.5 saat öncesi için çıkın. zamanında varırsanız en kötü 15-20 dakika fazla beklersiniz. 2 kere dış hat sefer kaçıran birisi olarak söylüyorum.

biletin üstünde 2 saat önce gelin yazarlar normalde. uçuştan 1 saat önce falan da check - in yapmak iyidir bence. erken check-in yaparsanız hem acil çıkış önü koltuk kapatırsınız, yayılırsınız uçuş boyunca.ayrıca kuyruğu var, bilmemnesi var. uçağa binmeden önce duty free'de gezmesi var. velhasılı bence bir buçuk saat iyidir.

boarding 20-25 dakika once oluyor genelde. onu da dikkate alarak ucus saatinden 2 saat once gidin kosusturma olmasin. international terminal daha guzel digerlerinden free shopta vakit oldurun en kotusu.

içhat mı, dış hat mı, sabahın körü mü, akşam saatleri mi, cuma akşamı mı, bayram, ortak uzun tatil öncesi mi, asker sevkiyatı var mı gibi soruların cevabına göre değişiyor. polis kontrolünden geçip, uçağa gitmek bazen 5 dakika sürüyor, bazen 45 dk.

içhat uçuşu için 1,5 saat önce alanda olduğum halde, zor bela yakalayabildiğim uçuşlarım da oldu.

İsrail için kafadan 2.5 saat. Türkiye'ye dönüşte kafadan 4 saat.

Diğerleri için 1.5 saat yeter.

İstanbul trafiğine güvenmediğim için olabildiğince erken gidiyorum, havaalanında vakit geçiriyorum. Bavulları erkenden verip pasaport kontrolünden geçiyorum, kitap, dergi okuyorum. En az iki saat önce gitmeniz iyi olur her şeyden eminseniz.

1- 93T ile taksim.ordan şişli yönüne herhanbir otobüs,harbiye durağında inip yürümek
2-93 ile eminönüne gidip ito.nun oradan kalkan nişantaşı dolmuşu
3-tramway ile eminönü devamı 2.madde
4-ya da eminönünden harbiyeden geçen otobüsler var.(69e,70,46)

Zeytinburnu'nun neresinden olduğunu yazmamışsın ondan Cevizlibağ'a nasıl geleceğin hakkında fikrim yok veya oturduğun yere göre Merter tarafındaki Metrobüs durağına da çıkabilirsin. Yani sonuçta metrobüse binmen lazım.

Sonra Mecidiyeköyde ineceksin, Mecidiyeköyden Şişli istikametine giden yola doğru gideceksin, otobüs, metro ve tabanvay gibi alternatiflerin var. Metro ile Osmanbey durağında inip Anadolu Bank'ın oradan aradan Nişantaşı'na çıkabilirsin. Zaten Nişantaşı'na ulaştığın anda sorsan gösterirler.Sen Şişli'den aradan Nişantaşı'na çık , işin kolay.

Taksim yönünden gideceksen Askeri Müze'den sonra yol çatallaşır. soldan giden şişli'ye giden cadde, sağ taraf Vali Konağı caddesi. Numarası da önemli, uzun bir cadde. Harbiye'ye ya da Nişantaşı merkeze yakın olabilir. numarasına da bir bakın bence.

makeeeet

-uçak maketi
-uzaktan kumandalı uçak oyuncağı
-pilotluk eğitimi
-uçakla ilgili film seti
-uçakla veya pilotlukla ilgili kitap
-sevdiği bir yere uçak bileti
-uçaklı gece lambası

eli yüzü düzgün maketler çok pahalı oluyor.

uçak şeklinde kol düğmesi

en iyisi a360 airbus maketi..bulabilirsen.
en kötüsü uçak planlarının çizili olduğu arşiv.

havaalanı yer ekibinde tanıdık çalışan varsa, kaçak aprona sokardım ben olsam.

Dediğiniz kadar takmışsa piyasadaki her şeyi toplamıştır zaten. Başka bir hediye alın bence.

kol düğmesi kullanmıyor, pilot olması mümkün değil, kumandalı uçak oyuncakları da pahalı ve istediği tip uçak yok :/

modelucak.thk.org.tr

soldaki menüden > model uçaklar > serbest uçuş modelleri
altında güzel kitler var. bunlardan bi tanesini tamamlamıştım da ilk denememde yere pike yaparak parçalanmıştı :)
neyse, önemli olan üzerinde uğraşmak. fiyatı da ucuz.

similatörler için joystick ler falan var ya onlardan işte.

jet üssüne falan gezmişliği var.

hostesle 1 gece
( uçaklarla alakalı ne var )

tanıdık hostesin var mı?

ikinizde farkındasınızdır belki ama şöle bi site varmış,
www.istanbulpilotshop.com

www.kolayoyuncak.com

uçak hastası ise kesin vardır elinde kırmızı fokker ama ben gene de linki vereyim. olup olmadığını bilebilirsiniz sevgilisi olarak en azından. ayrıca bu yoksa ve beğenmezse tam olarak uçak hastası değildir ;)

Lego seviyorsa lego olabilir. Güzel uçak legoları var.

bir çok kol saati markasının (mesela Citizen) pilotlar için özel olarak ürettiği modeller var. bir bakın derim.

sehirfirsati.com
sitesinde bazen 99liraya uçuş keyfi sunuyor.
enteresan olabilir, takip etmek lazım...

Bende Boing orjinal uçak maketleri var kanat açıklıkları 1 metreden fazla olanda var daha küçük olanıda....
istersen birtanesini sana verebilirim.

flight simulator x

alın, eğer mutlu değilse o gider zaten.
gerçi sıcağı ve önüne konulan mamayı bulunca bir yere gideceğini sanmıyorum.

karşılaşacağınız sorun üzerinde pire olmasıdır olsa olsa.
bu durumda da bir pire tozu alarak kolayca kurtulabilirsiniz.

ben de bahçede doğmuş bir kedi aldım 4 aylıkken.. tek sorun pireler ve kuma yapma olayıydı.. pireleri kolay çözdüm ama kumu yerine çiçeklerin dibindeki kuma yapıyordu benimki en başta... karıştırdım biraz kendi kumuyla, alıştı öyle.. ama uğraştım biraz... başka da oluşabilecek potansiyel problem bilemiyorum.

Sevince nasıl tepki verdiğine bakınç peşinizden geliyorsa alın. Bir iki günde alışamayıp gitmek isterse bırakın. (geri dönerse sizindir)

istanbul'daysanız 3 gün önce sokakta 2 kedi yavrusu buldum. şimdi veterinerde tedavi oluyorlar. iyileşince yuva arayacağız onlara. diğer kedi konusunda bir aksilik olursa, haberleşiriz.

kedidir bu neye nasıl tepki vereceği pek de öngörülmez. 1 aylıkken sokaktan aldığım kedim mesela fırsatını bulduğunda kaçıyor evden akşama kadar sürtüp kir pas içinde dönüyor. kimileri ev konforunu pek de konforlu bulmuyor yani. bazıları ise çok evcimen oluyor. 1 yaşındaki kedinin eve uyum sağlaması, insanlarla iletişim seviyesinde filan zorluklar olabilir diye düşünmekteyim. ama hiç öyle olamayadabilir. bi deneyin derim ben. baktın olmuyo bırakırsın kendi yoluna. ama ara sıra uğrar yine tahminimce.
bu sıralar hava soğumaya başladı, yeni doğmuş, annesi tarafından terkedilmiş, annesi insan gazabına uğramış daha küçük kediler hem uyum, hem de yaşama şansı vermeniz açısından daha makul bi tercih olur düşüncesindeyim.

bulundugunuz beledıyey gıdın ve ben bunu evıme alıcam dıyın butun asılarını yapıp sıze kımlıgını verıyorlar kedının.

dolandırmadan net söylüyorum 1 yasındaki kedi evde mutlu olmaz.hatta dışarıya çıkan bir kedi tekrar evde mutlu olamaz.o yüzden sahibinden.com'da ücretsiz ilanlar var www.petarkadas.com da sahiplendirilen kedilerler var yeni ilan açan bir arkadaş var 2 tane van kedisi yavrusu veriyor. onlara bakmanı tercih ederim
petarkadaş davetiyesi isterse msj at

www.theirishcentre.com
umut ve barış diyor, velvet geceyarısı çıkıyormuş. hiç birisi olmazsa, mekana bir telefon da edersiniz artık.

benim bildigim yilbasi donemlerinde: pahali urun olmadigi surece ve uzerinde hediye olduguna dair ibare oldugu muddetce takilmaz.

ha takilirsa, fatura tutarina gore %18 vergisini odersin, yine alirsin, geri falan gitmez yani.

hurarsiv.hurriyet.com.tr

faturasını ayrı yollatma imkanınız varsa, 300 yuro'ya kadar katiyetle takılmaz. ( yılbaşı, bayram 1 ay öncesinde yollanan hediyeler için limit 100'den 300'e çıkıyor.)

şahsi fikrim: biraz da şansa bakar ama takılmaz.

o halde teşekkür ederim. risk alacağım sanırım :)

faturasız yollat, gift diye işaretlettir takılmaz.

merhaba,

bu bayram donemı ile ilgili, gumruk kanununda bilgi bulamadım ben. yazı da eski olmalı zira gumruk kanununda gonderi basına 150 eu limit diyor. o da yaklasık 200usd eder.

Eğer firma benzeri bir yerden gelmiyorsa gönderici ile anlaşıp fatura tutarını düşük gösterebilirsiniz..

merak ettim, takıldı mı aceba?

hayır! :)
yeşekkürler herkse!

unut artık sen o hesapları.
yeni accountlar al, şifreni de kimseye verme dememe gerek yok sanırım.

Yok mail adresimde sorun yok. ama onu değiştirmiş işte. Hotmail kutuma geldi zaten e-mail adresiniz değiştirildi diye. MSN çalınmadı yani. Facebook sadece.

ileri teknolojiye sahip bir aşk.
yeni sevgili yeni hesaplar yeni msn ler yeni profiller
her şey yenilenmeli yani.

erkek arkadaşıma verdim demeyip çalındı derseniz daha uygun olur. diğer türlü sorun çıkartma ihtimalleri var.

gidin savcılığa, kan alsınlar kendisinden.
www.hukukcu.com

önce o sevgiliden kurtulda sonrasına bakarsın bence...

eylemdenin kendidinden çok nedeniyle daha ilgilenesim geldi.
1. ayrılmak istiyor
2. manyağın teki ve siz henüz yeni farketmişsiniz

sanırım 2 numaralı ifade daha olası. öyle de kıskandım, böyle de kıskandım vs.. edebiyatı yapıp, bir de size hesap sormaya kalkabilir. bu durumda ne yapacağınız size kalmış tabii ki ama bunu yapabilen birisinden cacık olmaz! onu hayatımdan anında silerdim.

yuh artık, nasıl bir terbiyesizlik, denyoluk bu yaptığı. bu şiddette saçmalayabilen birine neden diye sorup hiç muhatap olmayın bence. facebook hesabı bu olaydaki en hafif kayıp.
neyse benbir kafe sigarayla sakinleşmeye gideyim.

bence de , nedeni daha önemli sanki, herşey gayet güzel ve normalken sevgiliye şifre veriliyor ve sevgili sizi kaybetmek pahasına, sırf facebook hesabınızı ele geçirmek için türlü numaralar çeviriyor.ne insanlar var yarebbim.

sevgilinin ağzına sıçmak lazım

amsterdam çok pahalıdır gerçekten, dom square'in orada bir arjantin restoranında baby ribs yemiştik 45 euro vermiştik.

mc donalds dan şaşma.
Bir de

rembrant square e git, orada muhteşem küçük küçük cafeler var, orada da 10 15 euroya karnını doyurursun.

wikitravel.org

feboooo!

febo diye yazılıyo.

Dam meydaninda french fries arti bilimum sos yiyebilirsin. Super doyurucu oluyor. Bir paralel sokaginda, sanirim warmoestradt sokaginda cin yemekcileri var. En iyisi wok to walk. Bunlar 8-10 euro;yu gecmez.

bak dam meydanında anıtı arkana alıyorsun sağ taraftan red light'ın oralara giden yolda sağ tarafta wok to go vardı herhalde wok'n wok muydu ya da tam hatırlayamadım ama adı wok'lu olan küçük bir dükkan var. dam meydanından 20 metre falan uzakta.

6-7 euroya gerçekten efsane lezzette çin yemeği yiyebilirsin. fast food tarzında bir yer işte..

ayrıca maoz'da falafel yemek de gayet mantıklı..

falafel'ciler hala duruyorsa iyi seçenek. tahıllı değil de, sebzeli yapıyorlar köfteleri. sandviçin içine de açık büfe bittikçe, gönlünce garnitür dolduruyorsun, soslar vs..

Mac. Donalds tabii ki...

1. Tahran'a Mahan Air ile gittik. Sorunsuzdu uçuş. Bileti internetten aldık. klasik işte mail'e gelen döküman çıktısıyla gittik check-in'e. Ofis size en azından bilet numarası (PNR) verse iyiymiş :s ( onu verdiyse katiyetle sorun olmaz, bence vermediyse de sorun olmaz )

teşekkürler pyro clustic flow

moulinex JU650 Xxl kullanıyoruz. bütün havuçların suyunu falan sıkıyor. temizlenecek parçaları bulaşım makinesine atılabiliyor. yalnız biraz gürültücü bir alet. ablam philips'lerin daha sessiz olduğu iddiasında. mutfak işleriyle ilgili engin tecrübelerimi paylaşma olanağı yarattığınız için teşekkür ediyorum bir de :)

Rica ederim :)

philips HR 1861 ALU
iyi bir katı meyve sıkacağı isteyenler genelde bun u alıyor. biz de öyle yaptık, çok memnunuz. toplamda temel 3 parçası yıkanıyor artı sürahi ve meyve ittirme sopası.

evet hepa filtreli modellerden biri ama hangisiydi?
hatta duyuruda kullanan biri yazmış, çok da memnun olduğunu belirtmişti.

Pilipis fakir bir çok markanın sizin istediğiniz el süpürgesi modeli var.
ucunda kılı tüyü alabilmesini sağlayan bir aparat var.
o sayede hayvan tüylerini alıyor.
bir çok mağazada görüyorum.
olmadı migor ve koçtaş gibi büyük avm lere giderek kendinde bir tercih yapabilirsin.
bulursan pilipis al olmadı fakir de işini hayli hayli görür.

şarjlı el süpürgesi olarak dyson var zaten evde.

ancak bana şarjlı süpürge olmadığı zamanlarda da kullanılabilecek, halıyı döverek süpürme yapan bir model lazım.

www.hepsiburada.com

1. hepa filtreli
2. filtrenin yıkanıyor olabilmesi
3. torbasız olması
bunlara dikkat etmelisin.

Cumartesi günü açık anaokulu var mı? 3.5 tan 4 yaş grubuna giden var bende bir tane de ankara değil maalesef.

oyun grubu sınıfları oluyor ctsi genelde. burdan cevap gelmezse, oyun grubu ankara kelimeleriyle aratabilirsiniz.

nesibe aydın kolejininki açık olabilir bi arayıp sorun derim.

bence dur daha ya, 3-5 denemeyle anlaşılmaz bu işler..

malibu.

@386 dx

abi ne bileyim, acı acı da içilmiyor mesela votka. hiç zevk alamadım ki.

vişne şarabı!

1- rakı - ama sağlam sofrayla, öyle kuruyemişle olmaz o iş.
2- votka - sevdiğin bi' şeyle karıştırabilirsin.
3- - listende olmasa da kırmızı şarap
4- bira.

- Votkayı sek mi içtiniz? Öyleyse bir de meyve suyuyla deneyin.
- Rakı muhabbet işidir, sırf kafa yapmak için içmeyin. Nasıl elin çekik gözlüsünün çay seramonisi var, bizim için de öyle bir iş olmalı rakı içmek.
- Bir de tekila deneyin.

vodka, baslangıc için elma suyu iyi gider. marka olarak ruski>smirnof>absolut dıısnda icmene gerek yok. tabi rusyadan fln gelmısler bunun dısında.

tekila,
viski,

votkayı, elma suyunu sevdiğimden elma suyu ile karıştırdım ama olmadı. absolut yerine smirnof deneyeyim bir de.

sevmezsin büyük ihtimalle ama şarap dene. listende bulunsun. istersen şirince'nin meyveli şarapları var, onları sevebiliten yüksek.

@bryan: hacı polish vodka ları da listeye almanı şiddetle öneriyorum. onlardan sonra ne absolut ne de smirnoff a vodka demeyeceksin.

@msne: baileys, jagermeister, limoncello, bacardi ile yapılmış kokteylleri tavsiye ederim. ve tabiki polish vodka.

rom ve votka kokteylleri deneyebilirsiniz.

rakıya devam.

faaip, hea gelen giden yok bu ara, temın etmek sıkıntılı.

en temiz ve güzel olanı donanımlı bir masa ile rakı.
alternatif viski+soda

yaş filan da belirtmemişsiniz ama . nasıl yapsak şimdi bilemedim .
hacı abi ,ben az evvel abbas yeşil rakı içtim ( 2 tane harbi toschaklı duble) . fena değildi , ucuz ve güzel. yanında iki elma bir de portakal yedim. önden de birşeyler atıştırmıştım. televizde de torrentden doğru behzat ç izledim. ortam bu !
rakı güzel ,içilir. abbas'a referans olurum yeri gelirse kaldı ki ilk içişim.Şimdi şartlar kurallar n'olursa olsun , bu rakı olayı başkadır hafız. rakı içmeyi bilmek en az cv'ye ehliyetim var yazmak kadar mühim bir olgudur. sen sittiret aliyi veliyi - sözüm meclisten dışarı - rakı al kendine , bak artık 20cc'likleri de çıktı. yanına güzel kayıntı yap. üstüne de bir bardak demli çay iç.bak neler oluyo o zaman

viskiden ötesi yoktur ya. viskiye sar sen.

tecrübelerinizle benimkiler aynı sayılır. bende sigara kullanmam mesela ama içkiyi ve içki kültürüne ilgi duyarım. yeni şeyler denerim henüz 27 yaşında genç olduğumdan tam bir tarzımı oluşturamadım. ama bu da birşeydir tabi. arkadaşlardan bir tanesi abbas rakı demiş mesela katılıyorum ona. yeni rakı üzerine tanımam tabi ama abbas'da güzel vede ucuz..
geçen bir mekanda görmüştüm. kokteyl ağırlıklı içki satışı yapılan bir mekandı. incelediğimde katalogğu maşallah kokteyl içinde viski, vodka, cin ve bir kaç tane daha alkol ile birlikte meyve suları vardı. bunuda deniyecem ben misal. sende böyle karıştır bişeler yap bakalım nolcak.
hadi hayırlı işler.

rakıyı öyle hemen es geçme, yalnız da içilir muhabbetle de, bi şans daha ver
kırmızı şarap, mutlaka dene
biranın hamallığını bence de yapma

@rn

yok zaten rakıyı es geçmedim. daha fazla mezeyle falan güzel gider gibi dedim:)

kış günü konyak es geçilmesin

madem denemeye başlamışsınız absinthe'i de deneyin.
cardinal melon
bir de bu sene ödül alan bir türk vodka markası vardı, onun vodkası süfer.

cin tonik sevdiysen martini de açar seni gibime geliyor.

Dizi şu an çekildiğine göre öyle bir yer olmalı. Ya da 40 sene önce oraya gidip çektiler. Ya da çekip onları 40 sene öncesinin manzarasına monte ettiler. Son 2 seçenek bana pek olası gelmedi.

yıldız korusu ya da belgrad ormanının derinliklerinde olabilir.

Balat'a yakın olması gerekmez mi peki? Berrin evden kısa süreliğine çıkıyor çünkü. Ha derseniz ki o civarlarda öyle yer yok diye, olabilir kabullenirim, bilmiyorum çünkü. O zaman da senaristlere çemkirmek isterim.

kesmeşeker, whiskey, mavi sakal, dr. skull, kramp felan geldi aklıma.

astaroth'unkilere + olarak
esat tibet agırtan
diken

kreş

yerdenyüksek

umut kaya güzel bi' abi.
malt
ayyuka
bunlar da denebilir.

hariçten gazelciler?

çamur, dandadadan, karapaks, kesmeşeker, endişe, grizu, deli, iksir, kafein, karakedi, mat, replikas, nekropsi, objektif, zardanadam, ünlü...

(bkz: the climb)

antisilence
melek irdem

dinar bandosu
hardal
belki seversin: ceylan ertem ve yasemin mori

bilinik sayılır ama bu listede olmalı: gevende

metro gross market

Metro'dan alışveriş yapmak için Metro kart sahibi olmanız lazım, ki onu da vergi mükellefi müşterileri (şirket, bakkal sahibi vs.) alabiliyor. Günlük kart diye bi olay vardı nasıl işler bilmiyorum.

İçki konusunda ise toptan almayacaksanız çok da ucuza gelmez. Toptan almak için de bi ruhsat falan gibi belge gerekiyor olabilir (tahmin). Bir kaç kasa bira alırım diyorsan birim fiyat başına 10-15 kuruş ucuza gelir.

kipa armadada var

bim'deki fiyatları bulamazsın hiçbir yerde. kiler'i de unutmamak lazım.

ickiburada.com
ickisepeti.com