Giriş
(21)

Çocukken izleyip derinden etkilendiğiniz sahne/film/dizi

kullanicadi
Var mıydı?25 yıl sonra "Şeker Kız Candy'deki Anthony neden öldü ki:(" düşüncesi ile aniden gelen melankoli perileri sordurttu bu soruyu :/ çoook ağlamıştım bana ne oluyorsa.. Terry Grandchester gelince unuttum ama Anthony'yi sdfasdfBir de çok betimleyemicem fena oluyorum hala ama küçük emrah ve hama
Var mıydı?

25 yıl sonra "Şeker Kız Candy'deki Anthony neden öldü ki:(" düşüncesi ile aniden gelen melankoli perileri sordurttu bu soruyu :/ çoook ağlamıştım bana ne oluyorsa.. Terry Grandchester gelince unuttum ama Anthony'yi sdfasdf

Bir de çok betimleyemicem fena oluyorum hala ama küçük emrah ve hamamböcekli film diyip susayım...
0
kullanicadi
(14.01.25)
Ben de Terry gibi bir küheylanın attan düşmekle ölmesini aşamıyorum, 30 sene oldu.
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Anthony pardon.
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Sahnede kullanılan renk paletini de hatırlıyorum; cayır cayır kırmızı, siyah, koyu turuncu. İnanılmaz travmatik bir sahneydi.

Bir de bununla kıyaslanamaz ama küçük İbo'nun yengesini aşığıyla yatakta basma sahnesi var: icdn.ensonhaber.com
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Bende zaman etkisinden etkilendim, aşamadım.

Su akarken herşeyi bırakıp kenara çekildiğinde zaman akar. Senli ya da sensiz. Öneminin olmadığının, toz tanesi olduğunun kanıtı. Gerçekten mi? diye düşünerek 1 yıldır deniyorum. Ve gerçekten aşamadığım şey gerçek.

Filmlerdeki derin psikolojik mesajların insanları etkilediğini ancak görünür etkileri geç çıktığı için farkedemediğimizi düşünüyorum. Soru o kadar kaliteli ki bu arada, duyuruda böyle kaliteli bir konuya değinildiğini belki yıllardır ilk kez görüyorum. Bir cuma gecesi sabaha kadar konuşulası. Bravo.
0
baldan kaymak
(14.01.25)
Mumya evinde kız kurtulmak için mazgaldab parmağını çıkarıyordu, psikopat katil parmagini kesiodu

Bı de asıl tendonunu makasla ...
0
abuzer
(14.01.25)
amerikan filmlerinden biriydi, bir tane cocuk filmi vardi, ari sokmustu, vefat etmisti. iste o.
0
Coma
(15.01.25)
Allah'in belasi Chucky
0
freedonia
(15.01.25)
Sinemada izlediğim ilk film Tarzan'dı 1999-2000 civarı olması lazım. Filmin sonunda baba goril ölünce hüngür hüngür ağlamıştım 3-4 yaşındaydım. O zamandan beri animasyon filmlerde ekstra duygusal oluyorum. Normal filmlerde pek duygulanmam, animasyonlarda en ufak şeylerde ağlarım shdhdh

Bi de Pokemon'da Ash'in butterfree'si pembe bi dişi butterfree bulup ash'ten ayrılıyodu. Çocukken bu sahneyi izleyip yatağa gidip ağlaya ağlaya pokemon şarkısını söylemiştim hshshs

Harry Potter'ın ilk filminde Profesör Quirrell'ın kafasının arkasındaki Voldemort da baya korkutmuştu beni. Gece uyuyamamıştım sinemada izlediğim gün ahaha
0
nundu
(15.01.25)
ilk bilinçli ve hüngür hüngür ağladığım film braveheart idi. william wallace ın bruce un ihanetini öğrendiği ve yine wallace ın "özgürlük" diye bağırdığı anlarda gerçekten hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. çok etkilemişti :D
0
lüzumsuz adam
(15.01.25)
arı mayanın annesini kaybedip hep onu araması. eşek arılarıyla takıldığı bir bölüm vardı sanırım hayal meyal hatırlıyorum arı mayayı zorbalıyorlardı çocuk aklımla çok ağlardım o bölüme.

bir de türkan şorayın bir filmi vardı çocuğuna kalp pili arıyordu kalp pili diye kalem pili satıyorlardı türkana tüm parasını alıp. sonra doktorlar türkana ne bu cahillik vs diyorlardı orada da çok ağlardım
0
Hallegadola
(15.01.25)
canım kardeşim
uçurtmayı vurmasınlar
a nightmare on elm street

anthony sahnesinde ablamlar derinden etkilenmişti :)
0
gabe h coud
(15.01.25)
canım kardeşim
uçurtmayı vurmasınlar

Korku gerilim olarak,
Merdiven altindakiler filmi mukemmeldi ama cok yusuflatmisti

Birde Kucukken klozet vardi konusan seninyicem fln yapan o yüzden wc ye gidenemistim yalniz uzun sure
0
Zetnikov
(15.01.25)
alacakaranlık kuşağının dizisi vardı trtde. bir bölümde bir ailenin başına evlerinde acayip şeyler geliyordu, depremler vs gibi çok kaygı vericiydi. ama sonra aslında bir kızın oyuncak evi olduğunu anlıyorduk. yani oyuncak ev ama insanlar da gerçek gibiydi. sanırım biz kimin oyuncak evindeyiz acaba sorusunu sordurttuğu için çok etkilenmiştim. 35 sene filan olmuştur, hala ara ara aklıma gelir.
0
red g
(15.01.25)
Hayalet Gemi sanmistim ama sanirim degilmis. Sene 2005 veya oncesi, Findikkale Turizm'in Giresun-Istanbul seferinde gece gec saatlerde bir film actilar. Balo sahnesi var, dans ediyorlar vs, ses duyamiyorum tabii, neyse bir duzenek kurmuslar birileri, metal bir ip gibi birsey var, onu serbest birakiyorlar, butun pistin uzerinden zart diye geciyor ve dans eden herkes ikiye bolunuyor vs.
0
mbond
(15.01.25)
Fatma Girik tabi ki, kartalin cocugu kaptigi film.
Bir de aysecik olabilir, kadin tasi bebegi yapmisti, sonra denize atiyordu falan.
neler izlemisiz :D
0
Ley
(15.01.25)
Psycho yüzünden belli bir yaşa kadar evde kimse yokken duşa giremezdim.
0
mutekebbir
(15.01.25)
Cevaplar kümülatif travma etkisi yaşattı, bazılarını unutmuştum hatırladım:))

@Ley Fatma Girik Boş Beşik :(( en çok bunu hatırlayınca üzüldüm
0
🌸kullanicadi
(15.01.25)
Bermuda şeytan üçgeni.
0
Amaranta ursula
(15.01.25)
Cevaplar beni de geçmişe götürdü.
İlaveten, Jaws ve Tarkan'ın ahtapotu yüzünden kıyıda bile tedirgin yüzerdim.
0
auroraaurora
(15.01.25)
@eileengray ayyyyy dur dur ben bu filmi VHS kasetten izlemiş olabilirim!!!

Üvey anne ablaların ayaklarını törpülemek istediğinde şey demişti "kraliçe olunca zaten yürümene gerek kalmayacak" (evil smile)

Beyaz çorapların kanlanma sahnesinde de külkedisinin güvercinleri konuşarak şey diyordu. "ayakları kanıyor gerçek gelin o olamaz"

Ps: o filmden ne kadar etkilendiysem, ayaklarım 39 numara ama bazen modelini çok beğendiğim numarası kalmamış 38 38,5 ayakkabıları satın alıp kendi kendime şey derdim. "kızım boşver kraliçe olunca yürümene gerek kalmayacak" sdfsdad
0
🌸kullanicadi
(15.01.25)
hayvan ciftligi filminde atin ölümü
braveheart - freedom sahnesi.

11-12 yaslarindayken solcu kuzenlerimle izledigimiz filmler.
0
sonsuz
(15.01.25)
(8)

Zafer partisi sosyal medya trollerine nasıl ödenek sağlayabiliyor?

HellKeePer
Partinin bir gelir kaynağı var mı? Bildiğim kadarıyla mecliste sandalye, grupları yok. Sosyal medyada, özellikle Ekşi sözlük ve X platromu üzerinde çalıştırdığı trollere nasıl ödeme yapıyorlar? Sayıları Ak parti trolleri kadar yüksek oranda. Bu parti bu parayı nereden buluyor? Amacım polemik yaratma
Partinin bir gelir kaynağı var mı? Bildiğim kadarıyla mecliste sandalye, grupları yok. Sosyal medyada, özellikle Ekşi sözlük ve X platromu üzerinde çalıştırdığı trollere nasıl ödeme yapıyorlar? Sayıları Ak parti trolleri kadar yüksek oranda.

Bu parti bu parayı nereden buluyor? Amacım polemik yaratmak değil.Teknik olarak merak ettiğim için soruyorum.
0
HellKeePer
(14.01.25)
çok fazla gönüllüleri var.
0
ground
(14.01.25)
allah allah, ödenek mi ayırıyorlar?
halbuki ülkemizde 60 küsur milyon seçmen var. mesela 25 milyonu kılıçdaroğlu'na oy vermiş, 13 milyonu da chp'ye oy vermiş. kılıçdaroğlu'na ve chp'ye oy verenleri çıkardığımızda geriye kalan milyonların hepsi trol. trolün bu kadar bol olduğu bir ülkede ödenek ayırmaları saçmaymış cidden de.
0
m e b
(14.01.25)
Muhtemelen iletişim başkanlığından fonlanıyorlar.

Tüm hepsi öyle demiyorum ama twitterda bunların çok takipçili birkaç hesabı var meşhur. Onları fonlasan zaten manipüle edebilirsin kitleyi. Twitterda Zpliyim diye geçinenlerin de çoğu liseli olduğu için zor değildir
0
nundu
(14.01.25)
hepsini fahrettin fonluyor
0
topkapiaksaray
(14.01.25)
"o kadar oy almasına rağmen neden hiç AKP propagandası yapan yok?"

diye düşünebilirsin.
AKP propagandası yapmak işe yaramaz ama insanları CHP'den uzaklaştırabilecek propaganda işe yarar. gençleri kafalıyorlar.

bunu yapacak bütçeyi ayırabilecek de tek yer var..
0
tabudeviren
(14.01.25)
Şu içerik bu konuyla alakalı mıdır sizce bilemedim ama şurda dursun.

en.wikipedia.org
0
Mirket
(14.01.25)
Bu partiyi desteklemek ve CHP'yi desteklememek trollük olmus.

Kafalar piril piril cidden.

Not: son seçimde oyu Zafer'e atmis biri.
0
feastofthedamned
(15.01.25)
sosyal medya kanallarınızla ilgili olabilir. aktroller kadar yüksek olmasını geçtim onların çeyreği kadar denk gelmiyorum zaferlilere.
0
sabenburak
(15.01.25)
(6)

los angeles yangını

OgutucuRecep
var mı yok mu biri bizimle aly mı ediyor
var mı yok mu biri bizimle aly mı ediyor
0
OgutucuRecep
(14.01.25)
Ne demek var mı yok mu? Var işte neyi soruyorsun tam olarak? 3-5 tane fake video falan mı gördün? Her afette çıkar onlar
0
avatar is back
(14.01.25)
Elbette var da bu kadar abartıldığı kadar var mı ? Onu soruyor sanırım arkadaş. Bilgi kirliliği inanılmaz boyutlarda çünkü. Sosyal medyada öyle yorumlar var ki bütün şehir yanmış kül olmuş gibi. Ama daha iki saat önce Lakers maçını izledim. Salon dolu, adamlar gayet keyifli, eski oyuncularının formasını falan astılar hatta devre arasında. Sosyal medyada çok büyük sahte bilgi bombardımanı var, haliyle insan neye inanacağını şaşırıyor.
0
messor
(14.01.25)
eski bir ünlü şarkıcı video atmış havada duman yok hiç bir yer yanmamış görülenler komple yalanmış gibi göstermiş insanın aklı karışıyor cidden.
0
eja
(14.01.25)
Los Angeles, etraftaki kendisine bağlı şehirlerle beraber toplanınca, 15 milyona yakın nüfusu olan bir şehir. ABD'de bu işler biraz karışık olduğu için 3 milyon da görebilirsin nüfus olarak 10 milyon da ama yani alan olarak İstanbul kadar bir alan kapsıyor tüm metropolitan alan. Şehrin iki küçük kısmında yangın var gördüğüm kadarıyla ve oralar çok kötü etkilenmiş ama kalan yerlerde bir sorun yok.

Tüm şehirin yanması demek devasa bir alanda yangın olması demek. Sosyal medyada inanılmaz bilgi kirliliği var, tüm suçu Demokrat politikacılara ve onların eşitlikçi politikalarına atmak isteyenler (Elon Musk ve yancıları) saçma sapan haberler yayıyor. Yani evet bir afet var ortada ama şehirde o bölgeler dışında muhtemelen 10 milyon kişi günlük hayatına devam ediyor
0
nundu
(14.01.25)
merkezde yangın yok. Çevredeki dağlar, ormanlar ve ormana yakın yapılmış müstakil evlerin bulunduğu mahalleler yandı genel olarak.
0
inawen
(14.01.25)
LA'de yasiyorum, burda yangın oldugunu eksi'den ogrendim diyeyim :)) ve evet, sizle alay ediyorlar.
0
zeleno
(14.01.25)
(7)

Lebron James kişilik olarak nasıl biri?

ya ben lan neyse
ingilizcem yok. hiç saha dışı hallerini bilmiyorum.teşekkürler.
ingilizcem yok. hiç saha dışı hallerini bilmiyorum.

teşekkürler.
0
ya ben lan neyse
(12.01.25)
ben itici biri olduğunu düşünüyordum ama Kobe Bryant'ın vefatından sonraki hareketleri bana samimi geldi. Çocuklarının yanında oldu vs. Çok takip edemesem de oğlu Lakers'a gelmiş sanırım. Her türlü sıkıntılı bir hareket. Bu kısım yine soru işareti oluşturdu.
0
sparkle kiddle
(12.01.25)
siradan bir amerikan comari iste. o kadar deprem, savas, dram vs.. oldu bi tek kendisini, kendi cevresini ilgilendiren olaylara tepki verdi.
0
buenosdias
(12.01.25)
oglunu nba'de basketci yaptı. itici bir tip
0
wd40
(12.01.25)
tam bir narsisist
0
hot potato
(13.01.25)
GOATlar narsist, egoist, sevimsiz insanlardan cikar.
Koby'den kadar cins olmadigi kesin, ama normal birisi oldugunu dusunmek utopik olur.
0
cooperr
(13.01.25)
bu adam GOAT. 17 yaşında direk nbaye girsin denen bir yetenek yani lise de falan artık yıldız olduğu belliydi. benim de fazla bir bilgim yok ama MJye göre daha karakterlidir. black live maters muabbeti reklam koksa da savundu. basketbol çevresinde sevilen bir adam. yani cedi osmanla falan araları iyiydi cavsteyken. 2010 decision muabbetinden sonra insanlar çok şovmen olduğu için tepki gösterdi.

bu tarz adamlar egoist olur ama olmalı da zaten yoksa 40 yaşında bir basketçi bu kadar verimli olamaz. kişiliği mj kobe gibi adamlara göre daha iyidir.

saha dışı halini fazla bilemesin 10 korumayla gezen adamın doğallığı kalmaz zaten.
0
mikahakkinen
(13.01.25)
Jordan'dan iyi olduğu kesin +1

Michael Jordan saha dışında tam bir pislik. Klasik hikaye vardır büyükannesiyle kart oynarken bile hile yapıyormuş kazanmak için. Kazanma hırsı o kadar psikopatça değil diye düşünüyorum Lebron'un. Kendisinin hayranı değilim, ilk 10-15 senesinde pek sevmezdim de şimdi nötrüm yani.
0
nundu
(13.01.25)
(7)

Nevresim takimi sayisi

sparkle kiddle
Merhaba,Kac adet nevresim takiminiz var?Kac adet nevresim takiminiz olmali?
Merhaba,

Kac adet nevresim takiminiz var?
Kac adet nevresim takiminiz olmali?
0
sparkle kiddle
(11.01.25)
4.
Evdeki kişi sayısına ve gelen misafir sıklığına göre değişir. 4-5 normal bence.
0
Amaranta ursula
(11.01.25)
Evdeki yatak sayısı X 2 nevresim takımım var.
Evde de 2 tane çift kişilik 1 tane tek kişilik yatak var.
Nevresim takımım da takım olmalı. Yastık kılıfı bir yerden, çarşafı başka yerden takım olmaz. Takıntılarımdan biri bu.
0
Mirket
(11.01.25)
10
0
gabe h coud
(11.01.25)
3 ama iki tanesini aktif kullanıyorum, diğeri yedek gibi
0
nundu
(11.01.25)
aktif kullandigim 4-5 tane var. kac tane olmasi degil ne siklikla degistirdigin onemli ve eski/soluk olmamasi
0
ala09
(12.01.25)
21
0
lapaz
(12.01.25)
16
0
primetime
(12.01.25)
(5)

Arnavutlar niye böyle?

chicha_v2
Arabayla Balkan turu yaptık (Makedonya, Arnavutluk, Karadağ, Kosova) ve her yerde en çok gördüğümüz şey Arnavutluk bayrağı.Evler, arabalar, iş yerleri, dağın başındaki oteller...Çok mu fazlalar her yere dağılmışlar? Ama diğer vatandaşlar kendi bayraklarına bu kadar sarılmıyorken neden Arnavutlar ben
Arabayla Balkan turu yaptık (Makedonya, Arnavutluk, Karadağ, Kosova) ve her yerde en çok gördüğümüz şey Arnavutluk bayrağı.

Evler, arabalar, iş yerleri, dağın başındaki oteller...

Çok mu fazlalar her yere dağılmışlar? Ama diğer vatandaşlar kendi bayraklarına bu kadar sarılmıyorken neden Arnavutlar ben Arnavutum demeyi bu kadar seviyor? Aşırı milliyetçiler mi?
0
chicha_v2
(11.01.25)
Arnavutluk ve Kosova'nın halkı zaten Arnavut. Kosova tam bağımsız olsa Arnavutluk ile birleşir ama Sırbistan engel oluyor, nüfusunda da bir miktar Sırp var. Bayrakları da geçici bi bayrak gibi zaten yani Arnavutluk bayrağını daha benimsiyorlardır muhtemelen.

Makedonya nüfusunun dörtte biri Arnavut. Karadağ'da da Arnavut nüfus var. Bir ülkedeki Azınlıklar kendi bayraklarına daha bağlı olur mantıken.

Genel olarak milliyetçi bir toplum olmalarını ve havalı bir bayrakları olmasını da eklersek gittiğiniz coğrafyada her yerde Arnavut bayrağı görmeniz gayet doğal
0
nundu
(11.01.25)
Yıllar önce Makedonya Arnavutlarından bir sevgilim vardı, aynı dönemde yakın bir arkadaşım da bir Arnavutla evlenmişti. O birkaç yılda onlarca Arnavutla tanışmış ve Arnavut kültürüne fazlaca maruz kalmıştım.

Makedonya'nın Müslüman kesimi tamamen Arnavut. Dağıldıkları diğer ülkelerde de tıpkı Makedonya'da olduğu gibi hak iddia ediyorlar, bayrak sergilemek bu anlamda onlar için önemli.

Zaten son derece milliyetçiler ve kendi kültürleriyle büyük gurur duyuyorlar. Büyük bir kısmının Türkiye'ye okumaya veya çalışmaya gelmesine rağmen Türkiye'yi hala işgalcilikle suçladığını iyi biliyorum. Çoğu ''Balkanlara Müslümanlığı öğreten biziz, Türkler bizi işgal etmeseydi çok daha gelişmiş bir konumda olurduk ama bozuk kültürünüz ve asimile olmuş İslam anlayışınızla bizim topraklarımızı kirlettiniz.'' düşüncesinde. Bunu inanarak söylüyorlar. :)

Geleneklerini uygulama ve uygulatma noktasında da neredeyse baskıcı sayılabilecek bir ısrarları mevcut, o arkadaşın bana hediye ettiği cubletayı zorla giydirmeye çalışmışlığı bile oldu. Ben o milletten tanıdığım onca kadın ve erkekten sonra bizim ülkücülerin savlarındaki üslubun hiç de aşırı olmadığına karar vermiştim.
0
moonie
(11.01.25)
Arnavutlar sırplar bunlar aşırı milliyetçi toplumlar. Bizim ilçe köy kasabalara git her yer Türk bayrağı aynı kafa yani.
0
mikahakkinen
(11.01.25)
@nundu'nun dediğine ters olarak Kosova göçmeni dedemin evinde hiç Arnavutluk bayrağı görmedim, ama 2008'den vefat etmesine kadar salonda baş köşede Kosova bayrağı vardı.
0
peki madem
(11.01.25)
ben türkiye'de arnavutların arasında büyüdüm, yurtdışında da yaşadım ve farklı ülkelerde farklı arnavutlarla da tanıştım, benim kişisel kanaatim hayatımda gördüğüm en garip millet arnavutlardır. ekseriyetle her kalabalıkta o bayrak çıkar, veya elleriyle çift başlı kartal yaparlar, 90-2000 arası mercedeslere garip düşkünlükleri vardır ve laftan asla anlamazlar, müslüman olmayanların türk'leri sevme oranı çok düşük belki de o yüzden anlaşamadık.
0
nahtoderfahrung
(11.01.25)
(14)

Gıda Dedektifi vb. hesaplara güveniyor musunuz?

seni tanıdığım güne lanet olsun
Gıda üzerine olan Gıda Dedektifi, Gıda Ajansı gibi hesapların bazı markalardan para alıp özellikle onları övdüğü, bazılarını özellikle yerdiği, gündeme göre içerik belirlediği ve ülkenin kritik dönemlerinde aktrollük yaptığı söyleniyor. Fahrettin'in ekibinden olarak biliniyorlar. Edilgen yüklem kull
Gıda üzerine olan Gıda Dedektifi, Gıda Ajansı gibi hesapların bazı markalardan para alıp özellikle onları övdüğü, bazılarını özellikle yerdiği, gündeme göre içerik belirlediği ve ülkenin kritik dönemlerinde aktrollük yaptığı söyleniyor. Fahrettin'in ekibinden olarak biliniyorlar.

Edilgen yüklem kullanıyorum da zaman zaman ekran görüntüleriyle vs. dile getiriliyor zaten. Kesin bir durum, sadece boş bir iddia değil.

Sizin bu alanda güvendiğiniz başka hesaplar var mı?

Sıradan vatandaş neye güveneceğini, kimin sözüne itibar edeceğini şaşırdı.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(10.01.25)
Adam direkt "şu ürün kötü almayın" duyurusu yapmıyor ki, içeriklerini yazıyor hatta karşılaştırma yapıyor. Algida ve Ülker'in millete ne yedirdiğini ifşa ediyor mesela.
0
feastofthedamned
(10.01.25)
Gıda dedektifi sahtekarın bayrak taşıyanı, 80 iq üzeri her insan içerik okumayı ve içeriklerin ne olduğunu anlama kabiliyetine sahip olmalı bence, böylelikle başkalarının yönlendirmesine ihtiyaç duymadan neyin ne olduğunu rahatlıkla anlayabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.01.25)
Kaale almıyorum. Ajanı ilk kez duydum, dedektifinin paylaşımlarını engelledim, denk gelirsem de bakmıyorum. Hem güvenmiyorum hem ispatlı aktroller hem de operasyon hesapları. Ayrıca muhtemelen yaptıkları işle ilgili de gram bilgileri yok
0
nundu
(10.01.25)
gıda dedektifine güvenmiyorum.
0
inheritance
(10.01.25)
İlkinin aktrollerden olduğu ispatlı. Propaganda hesabı.
0
potasyum bebek
(10.01.25)
elbette hayır, şantajcı organizasyonlar bunlar.
0
ensar
(10.01.25)
Evet güveniyorum.

Meseleye parti veya taraf olarakta bakmıyorum.
Denetim hususunda zaten gerideyiz
hiç değilse böyle oluşumlarla bir şeyler yapılsın.
Devletin ödül bile vermesi gerekiyor.
Trollük yaptığını söylemekten çok bunu ayrıca ciddi şekilde ispat etmek gerekiyor.
İddia eden ispat etmek zorundadır. Bu hukuki kaidedir.

Bizde fahiş fiyatların artması, gıdaya başka şeyler karıştırılması , diğer her tür hile ve stokçuluk gibi toplumun zararına olan fiiller, "terörle mücadele" kapsamına alınmalı ve failler tek tek tvlerde ifşa edilmelidir.

Arızalı firmaların ifşa olmamalarını sağlayan, mahkemeden yürütmenin durdurulması gibi alınacak kararlar toplumun menfaati gözetilerek resen geçersiz sayılmalıdır.
Acısını belki bir kaç ayda çıkaracakları türden para cezaları yeniden ele alınmalı hatta bu tür
firmalar ibretlik olacak şekilde mal varlıklarıyla birlikte hazineye devredilmelidir.

Neredeyse o sağcı bu solcu diyerek hiç bir yere varamıyoruz. Aynı anda hem gaza hem frene basıyoruz.
0
diyecevaplandı
(10.01.25)
Cok merak ettim, Gida Dedektifi'nin aktrollukle falan ne gibi bir alakasi var? Turkiye sahlandi falan dedigini hic hatirlamiyorum.
0
mbond
(10.01.25)
yerine göre faydanılabilir. ne büsbütün iyi ne de kötü. farkındalık yaratması güzel, ama devamında araştıran eden için bu bir anlam ifade ediyor. yoksa adamın paylaştığı her içeriği kutsal metin gibi kabul etmenin yararı yok.
0
kesmekes laleler
(11.01.25)
herkes kendi çıkarında.
bu adamın da tek derdi bu konu üzerinden korku yaymak, etkileşim kasmak ve para kazanmak.
bu ara boykot v.b. etkileşim kazandırdığı için oradan yürüyor, tersi olsa onu da yapardı.
kısaca sizin sağlığınızı değil, sadece cebini düşünen bir hesap.
0
nuisance2
(11.01.25)
korku yaratarak ilgi çekmeye ve takipçi kasmaya çalışan bir hesap bu çoğunlukla. maalesef bunu da iyi başardı. şu anda yazılım alanında olsam da ilk lisans eğitimim gıda alanındaydı az çok bilgim var konu hakkında. adamın taktiğini ve olayını şöyle anlatayım kısaca. mesela bunun içinde su var demek yerine hidrojen dioksit var diyor (bildiğimiz suyun kimyasal adı) adam ve millet de kimyasal ad görünce korkuyor zehir sanıyor hemen. aşağı yukarı böyle stratejisi.
0
semaforo de medianoche
(11.01.25)
ya ilk çıktığında bunların para kazanmak gibi bir motivasyonu yoktu sanırım. o zamanlarda güzel içerikleri oluyordu. büyüyüp her şeye maydanoz olunca ve sponsorlu içeriklerin sayısı artınca artık güvenmez oldum.

çoğunlukla, bildiğimiz şeyler dışında bir şey söylemiyor bu hesaplar. ama başkası söyleyince daha bir korkuyoruz. yoksa ürünün etiketinde yazılıyor zaten içindekiler.
0
biseysorcaktim
(11.01.25)
Gıda Dedektifi'nin siyasi görüşünü, etiket okumanın yarattığı değeri falan geçiyorum, bence şu andakien büyük sorunu iş modelinin çıkar çatışması içermesi.
Sen eleştirdiğin kategorilerde üretim yapan şirketlerin kötülediğin ürünlere benzer süreçlerle üretilmiş ürünlerinin "Sponsorlu İncleme" ile reklamını yaparsan inandırıcılığın kalmıyor.
0
salihdt
(11.01.25)
kesinlikle güvenmiyorum
0
basond
(11.01.25)
(8)

Kitap çevirilerinde argo kullanılması

Mirket
@m e b'in aşağıdaki duyurusunu görünce aklıma geldi. Duyurusu soru şeklinde olsa onun altına yazacaktım. Böyle olunca ayrı başlık açayım dedim.Nizamü'l-Mülk'ün siyasetnamesini okuyorum. Mehmet Taha Ayar tarafından Türkçeye kazandırılmış. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan.Eserde tek tük de olsa argo k
@m e b'in aşağıdaki duyurusunu görünce aklıma geldi. Duyurusu soru şeklinde olsa onun altına yazacaktım. Böyle olunca ayrı başlık açayım dedim.

Nizamü'l-Mülk'ün siyasetnamesini okuyorum. Mehmet Taha Ayar tarafından Türkçeye kazandırılmış. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan.

Eserde tek tük de olsa argo kelimelere rastlıyorum.
Mesela:
Cenabet cenabet oturup kalkıyorlar, ana, bacı ve kızlarına sarkıyorlardı. (Sayfa 318)

Bu cümle çok garip geldi bana. Böyle bir eserde argo kullanılmamalı.

Ne dersiniz?
0
Mirket
(10.01.25)
Eleştiri çevirmene mi Nizâmülmülk'e mi? Yazar öyle yazdıysa çevirmen ne yapsın? O cümleyi kitaptan mı atsın? Böyle peş peşe soru sorunca sinirli gibi oluyor da öyle değil merak ettim bakış açınızı :d
0
nundu
(10.01.25)
anlatmak istenen seyi anlatiyor argo yok bence.

cenabet yerine ne kullanacak baska?
ana, baci ve kiz da gayet halk kullanimi.
0
buenosdias
(10.01.25)
Kitap padişaha yazılmış bir 'Neler yapılıyor, Neler yapılmalı' raporu. Dil sade, Anlatım ve üslup son derece saygılı. Bu yüzden orijinal metinde argo kullanım olabileceğini hiç sanmıyorum. Bu yüzden eleştirim çevirmene.

@arbre, 'Su akar, yolunu bulur.' mantığı dilde yanlıştır. Kendi haline bırakıldığında ingilizce, argo karışımı 200-300 kelimeyle konuşan, dolayısıyla hukuk dilini, tıp, dilini, bilim dilini anlamayan bir toplum haline gelinir ve zaten de son sürat gidiş bu yönde.

Dilde yanlış yapanın ağzına biber sürelim demiyorum ama, dilimizin zenginliğini, güzelliğini yaşatmada Edebiyatçıların titiz olması gerektiğinden yanayım.

Sezonunda şezlongda güneşlenirken okunacak, vakit geçirmelik bir kitapta argo kullanımını anlarım ama böyle kült bir eserde yadırgarım açıkçası.

Hakaretamiz sözlerle veya edeple ilgili bir sıkıntım yok. Cümlenin tamamına da bir şey demiyorum ben. 'Sarkmak' kelimesi argo olan.
0
🌸Mirket
(10.01.25)
Eğer kitabın orijinalinde kullanılan üslup resmi ve mesafeliyse güncel dile aktarımı da güncel dilin resmi ve mesafeli sınırları içerisinde olmalı bence de.

Belki eserin orijinalinde cenabet, ana, bacı sözcükleri kullanılmıştır bilmiyorum ama eğer öyleyse bile bu sözcükler bugün uslüp kaymasına uğramış durumda. Resmi konuşurken kullanımları tercih edilmemeli. Haliyle bunun yerine daha uygun sözcükler seçilebilirdi.

Ben katılıyorum bu konuda.

Baya bir zaman önce duyuruda "çevirmenlik neden çok büyütülüyor" gibi bir soru vardı. Çevirmenlik cidden zor bir iş. Konu sadece metni çevirmek değil.

Örneğin iyi eğitimli bir kişinin padişaha hitabetiyle, eğitimsiz birinin padişaha hitabeti aynı olmaz. Okurken ikisi arasındaki karakter farkını anlıyor olmak gerek.

Ben Nizamü'l Mülk'ün siyasetnamesini okumadım. Ama benzer bir konudan ben de şikayetçiyim onun için söylediğiniz şeye katılıyorum. Nizamü'l Mülk özelinde doğru mudur yanlış mıdır bilmiyorum.
0
akhenaten
(10.01.25)
aynı anlamı günümüz türkçesi ile argosuz vermek istesek, saygılı bir dille ne diyebiliriz?

mesela "ana, bacı ve kızlarına cinsel tacizde bulunuyorlardı".

e olmadı ki, yani o anlamı verebilecek günümüz türkçesindeki argosuz ifade bu sefer de dönemin eserine uymuyor ki. şöyle yazsa daha çok hoşuna gidecek miydi? bence gitmeyecekti, benim gitmedi.

yani ağır bir argo değil. hem günümüz türkçesi, hem eski bir ifade olarak durumu tam olarak karşılayan bir kelime.
0
kibritsuyu
(10.01.25)
@kibritsuyu en basitinden cümlenin büyük bölümü aynı bırakılsa ve bu konuya pek kafa yorulmasa dahi şu şekilde kullanılabilirdi; "Cenabet oturup kalkıyorlar; ana, bacı ve kızlarına sarkıntılık ediyorlardı."
0
akhenaten
(10.01.25)
Ne yazıldıysa o şekilde olmalı diye düşünüyorum. Çevirmen tahrif edip değiştirmediyse sorun yok. Demek ki o dönem "cenabet" "sarkıntılık" padişaha dahi kullanılabilen kelimelermiş diye bakmak lazım konuya.
0
zemberek
(10.01.25)
Sözcüklerin kullanıldığı hali korunsa da üslup daha farklı olabilir, katılıyorum. Denildiği gibi ''sarkıntılık etmek'' daha uygun bir kullanım olurdu belki. Bu şekilde amiyane görünüyor.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(10.01.25)
(2)

Antikor testi

artci sarsinti
Çocukken geçirdiğimiz kızamık, su çiçeği vb hastalıklar için antikor testi yaptırmak istiyorum.Hastanenin önce hangi bölümünden randevu almalıyım? Dahiliye mi mesela?(İstanbul anadolu yakasında daha önce yaptırdığınız devlet hastanesi öneriniz olursa da mükemmel olur.)Teşekkürler şimdiden.
Çocukken geçirdiğimiz kızamık, su çiçeği vb hastalıklar için antikor testi yaptırmak istiyorum.

Hastanenin önce hangi bölümünden randevu almalıyım? Dahiliye mi mesela?
(İstanbul anadolu yakasında daha önce yaptırdığınız devlet hastanesi öneriniz olursa da mükemmel olur.)

Teşekkürler şimdiden.
0
artci sarsinti
(07.01.25)
Enfeksiyon bölümü yapıyor o testleri. Gidip geçirme durumunuzu ve aşı olup olmadığınızı bilmediğinizi söylerseniz test yaparlar
0
nundu
(07.01.25)
Enfeksiyondan aldım randevuyu teşekkürler, ben dahiliye gibi düşünmüştüm.
0
🌸artci sarsinti
(07.01.25)
(28)

Sevgiliden şöyle bir mesajla ayrılmak

potasyum bebek
Mesajı yorumlayalım, üzerine konuşalım.Kişi derdini gayet net ifade etmiş mi, yoksa "Ne saçmalıyor bu?"luk bir mesaj mı?Gerçekten ben değil, bir arkadaşım. :d"Karanlık cisimler ışığı absorbe ettikleri için, ışıma yapmadıkları için siyah ya da karanlık olarak adlandırılıyor. Gökkuşağına ulaşabilmek i
Mesajı yorumlayalım, üzerine konuşalım.

Kişi derdini gayet net ifade etmiş mi, yoksa "Ne saçmalıyor bu?"luk bir mesaj mı?

Gerçekten ben değil, bir arkadaşım. :d

"Karanlık cisimler ışığı absorbe ettikleri için, ışıma yapmadıkları için siyah ya da karanlık olarak adlandırılıyor. Gökkuşağına ulaşabilmek için bir ışığın kendi yoğunlunda bir cisimle kırılması ve renk portföyüne ayrılması gerekiyor. Demem o ki ilerleme mevcut oldukça karanlıklar aydınlığa çıkıyor ya da belki aydınlıklar sönebiliyor. Bu yüzden ilerlemem lazım. Hoşça kal."
0
potasyum bebek
(06.01.25)
ghostlasa daha iyiymis. millet ne yasiyor ya.

ghostlanmayi aratan bir mesaj.
0
sonsuz
(06.01.25)
Allahım yarabbim gördüğüm en kötü ayrılık mesajı. Ben ki kendini ifade eden, duygusal mesajlara önem veren biriyim... Daha saçma bir mesaj görmedim. Yani “arkadaşının” böyle minicik kendine saygısı varsa, şöyle bir mesaj atmayı düşündüğü için kendinden utansın. Yani mesaj o kadar kötü ki, ne kadar kötü olduğunu yeterince ifade edebildiğimden şüpheliyim.
0
irene
(06.01.25)
of bu da ne kafa açıyor ya neyse ki ayrıldık da bitti güle güle trt 2 gibi kadın
0
Hallegadola
(06.01.25)
Eğer bir kişi bunu yazıp senden ayrıldı ise, şükretmelisin.
0
sorularimicinfeykhesap
(06.01.25)
Arkadaşım dün gece bu mesajı alan taraf. Şükür namazı kılacakmış. :)
0
🌸potasyum bebek
(06.01.25)
yazmış tamam ama sor bi niye yazmış :) ilk yazdığı ile devamı tutarlı değil. karanlık cisimler ışığı absorbe etmiyorlar, bunun ilerlemekle ne alakası var.

ilerleme mevcut oldukça nedir, "mevcut" kelimesi anlatım bozukluğu. ilerledikçe karanlıklar aydınlığa çıkıyor, tüm yazıdaki en saçma ifade bu. sonra da bu yüzden ilerlemem lazım demiş, ışığı absorbe mi ediyorsun ilerleyince? olmamış. 1 verdim.
0
gabe h coud
(06.01.25)
Bu mesajı yazan kadın mı erkek mi?
0
irene
(06.01.25)
ben lgbt bireyim mi demek istemiş acaba inceden :)
0
denizmaniaherif
(06.01.25)
Mesajı yazan, erkek. Mühendis olduğu için sayısalcı kafası herhalde, Türkçeden de bihaber olarak yorumladım.
0
🌸potasyum bebek
(06.01.25)
Offf okurken yüzüm buruştu, benim buna cevabım "ne anlatıyon birader tamam hadi ayrıl ulan 2 kelimelik şeyi dandanakan destanı olarak yazmışsın " olurdu.

Ne insanlar var vallaha. Arkadaşın çok şanslı.
0
logisticsmanager
(06.01.25)
yargıdan kaçarım ancak bu manyakça olmuş.

kopyalayıp taslaklara kaydedeyim. geri dönmesinden ürktüğüm ekslerime yazarım asejrkejre
0
mathilda.may
(06.01.25)
Şahıs bu mesajı yazacak kafaya anlık ulaşmış olamaz.

Arkadaşın böyle bir elemanda bir şeyler bulup 'ayrılık' lafı edilecek kıvama kadar ilerleyebildiyse bence sen arkadaşınla arkadaşlığını bir sorgula.

Düşünsene. Bu mesajı yazan biri hakkında 'Ama çok normal biri gibi görünüyordu.' diyen birine kim inanır? terkedilene kadar da durumun farkında olmayan birine kim itibar eder?
0
Mirket
(06.01.25)
Ay çok güldüm Allah affetsin. Arkadaşın bir çocuk sevindirsin bundan kurtulduğu için. Eğer 16 yaşında filan değilse bu kişi (ki o yaştaki bile yapmaz bunu da neyse) karşısındakinin aklıyla dalga geçiyor demektir ya da salaktır. Ikisinden biri.
0
old possum
(06.01.25)
Umarım bundan sonra hayatına girenler de aynı bu kafayla ilerlerler desin uzatmasın mal mk
0
ananiyimioguz
(06.01.25)
Ne diyo ya bu.
0
grimavi
(06.01.25)
Ben okurken çok utandım valla ne yalan söyleyeyim :D Birisi benden böyle ayrılsa kolay atlatırdım, o açıdan olumlu.
0
akhenaten
(06.01.25)
Şu mesajı okuduktan sonra insan sadece karşı taraf için üzülür. Ayrılık falan umrunda olmaz sdfgsdf

Ghostlasa bu kadar konuşulmazdı ama. Şu "şey" bizim arkadaş grubundan birine atılsa sağlam dalga geçilir yüzyılın geyiği olurdu
0
kullanicadi
(06.01.25)
komik :) yani rezil ayrılık mesajları içinde utanılacak ya da kaçılacak, şükredilecek bir durum görmedim ben, çocuksu kalmış. alay ediyor da olabilir.
0
deartheodosia
(06.01.25)
cevap olarak ya bi git çay koy derim, hatta görüldü atarım.
0
kimlanbu
(06.01.25)
Türkçesi kötü ama bence temel fizik bilgisinde de sıkıntı var.

"Ulan ne mesaj yazdım be" diye düşünüyodur şimdi o daha da komik ahdhsh
0
nundu
(06.01.25)
Bence bu duyuruyu silmeyin, arada birileri "birini kırmadan ondan nasıl ayrılırım" falan diye sorunca bunu yollarız.
0
akhenaten
(06.01.25)
sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.. şeklinde bitecek sandım. Ayrılık mesajı çıktı.
0
Kahvedesu
(06.01.25)
Baya kötü ya. Karşı taraf kolay atlatır +1
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(06.01.25)
yazın bence.

karşı taraf kolay atlatır +1
0
yenibirgüzelnick
(07.01.25)
Ayrılınan kişi yatsın kalksın dua etsin bence
0
mirty
(07.01.25)
"Işığımı söndürüyordun" demek istemiş, ama düzgün anlatamamış. Şükür namazı iyi fikir.
0
SiyamkedisiZorro
(07.01.25)
Konu erkek gömmece olunca elinde tuzlukla gelmiş bazıları. Adam kendince meramını anlatmaya çalışmış. Ha saçma mı bence de saçma. Ama ülkedeki kezbanların ayrılık triplerini bilmesek elitliklerine belki inanırız.
0
sir william jones
(08.01.25)
Hayatımda gördüğüm en bilim gibi başlayıp öyle devam etmeyen cümle. Sonu da hoşça kal... alakaya çay demleyelim.

Çok kötü çok.
0
loch ness
(09.01.25)
(7)

HACKLENDINIZ diye mesaj aldım ama ilginc bi olay var bakar mısınız?

Zetnikov
arkadaşlar mesaj bence sahte ama sunu anlamadımhacklendınız dedıgı emaıl benım 1-2 defa kullanıp bıraktıgım bı emaıl adresıornegın [email protected] diyelimben bı kac maılımı bırlestırmıstım ortak yere maıl gelıyor spam kutusunahacklendın sapık tarzı ıngılızce maıl gelmıs bıseye tıklamadım sadec
arkadaşlar mesaj bence sahte ama sunu anlamadım

hacklendınız dedıgı emaıl benım 1-2 defa kullanıp bıraktıgım bı emaıl adresı

ornegın [email protected] diyelim

ben bı kac maılımı bırlestırmıstım ortak yere maıl gelıyor spam kutusuna

hacklendın sapık tarzı ıngılızce maıl gelmıs bıseye tıklamadım sadece maılı gordum bu benım sallamasyon@gmaılden gene sallamasyon@gmaıl.com a maıl atılmıs gozukuyor

bu ne iş? maılı dogru durust kullanmadım bıle hacklendıgımı sanmıyorum ama adam nasıl maılımden maılıme maıl atmıs mevzu nedır? normalde gonderene bakıp sahtekar oldugunu anlıyordum ama gonderende benım maılım yazıyor???

internette baktım Spoofing teknigi olabılır yazıyor

maile blok atıcam benım maıl adı yazıyor gene :S
0
Zetnikov
(05.01.25)
Spam ya boşver. Son zamanlarda baya sık yapılıyor ama sanırım eskiden de varmış bu yöntem. Bill Gates servetini dağıtıyordan farkı yok
0
nundu
(05.01.25)
aslında sizin mailiniz değil. korkulacak bir şey yok hacklenmediniz. mail adını gizleme tekniğiyle kendi mailinizden gelmiş gibi görünmesini sağlıyorlar. gogıllarsınız nasıl engelleyeceğinizi bulursunuz.
545313215313213@ diye şöyle bir adres olması lazım :)
0
respect
(05.01.25)
haveibeenpwned.com
haveibeenbreached.com

bu ikisinden kontrol edin mail adresinizi.
0
rakicandir
(05.01.25)
@nundu
@respect

hocalarım fena yusuflandım bi ara. nasıl block atıcam bılmıyorum blok dıyınce kendı maılım yazıyor bu sefer maıllerı goremıcem. @respect bu olayda engelleme yontemı dedıgın seyın adı nedır google a yazayım bı ısım yada cumle yazar mısın aratayım ne dıye aratıcam emın olamadım
0
🌸Zetnikov
(05.01.25)
Bana yakın zaman 3-4 defa geldi. Sıkıntı yok, oyna devam.
0
put it in your appropriate place
(05.01.25)
mesaj attım hocam bir kontrol edin.
0
respect
(05.01.25)
hackleyen kişi, yalandan mail mi atacak?
0
co2s2
(05.01.25)
(4)

İzmir'de napalım?

vedatchilipeppers
Hello - 7'si ile 11'i arası İzmir'de olacağız. Alsancak'ta kalacağız araba mevcut. Dolu dolu bir 4 gün geçirmek istiyoruz; sabah erkenden kalkıp gecenin geç saatlerine kadar bir sürü şey yapmak istiyoruz ve pek de bir bütçe kısıtlaması yok. Yemek içmek gezmek tozmak her konuda tüm önerilerinizi bekl
Hello - 7'si ile 11'i arası İzmir'de olacağız. Alsancak'ta kalacağız araba mevcut. Dolu dolu bir 4 gün geçirmek istiyoruz; sabah erkenden kalkıp gecenin geç saatlerine kadar bir sürü şey yapmak istiyoruz ve pek de bir bütçe kısıtlaması yok. Yemek içmek gezmek tozmak her konuda tüm önerilerinizi bekliyorum.
0
vedatchilipeppers
(04.01.25)
Güzelbahçe de balıkçılardan istediğiniz balıkları alıp arkadaki reis restoranda rakı eşliğinde yiyin. Karides ve kalamar kesin olsun
Sasali hayvanat bahçesi
Yarım veya bir tam gün Kemeraltı
Zaman kalırsa Selçuk'ta Efes, Meryem Ana ve Şirince ziyareti
0
etna
(04.01.25)
Bir akşam gidip Improvement'ta kokteyl için, azıcık ortam olsun hem içelim hem dans edelim diyorsanız Improvement Köşk'e gidin.
maps.app.goo.gl
maps.app.goo.gl

Kemeraltı'na gidince Süt Çiçeği'nden kazandibi alın, hemen arkasındaki çay bahçesi gibi yerde kahveyle götürün. maps.app.goo.gl
Oralardayken Kızlarağası'nı da atlamayın. maps.app.goo.gl
Geleneksel el sanatlarına ilginiz varsa şu pasaja uğrayın: maps.app.goo.gl

Boyozlu kumrulu gevrekli kahvaltı için Zeynel Ergin: maps.app.goo.gl

Şarap tadımı yapalım, şarap alalım derseniz MMG var, Urla bağ yolu rotasındaki en güzel ve fiyatları şişirme olmayan şarap üreticisi burası bence. (Ek: Google'a göre sadece pazar pazartesi açık gözüküyor, sezon dışı olduğu için telefonla ya da sosyal medyadan teyit almakta fayda var.) maps.app.goo.gl
0
kobuzchu kiz
(04.01.25)
tatlı için tilkilik'te öztat tatlıcısında yardırın. tilkilik'in en ucu sayılır ama mafyatik tiplerle karşılaşabilirsiniz. bu bilgiyi de vereyim.

alsancak'tan yürüyerek bile gidilir. soğuksa çok toplu ulaşım da olur.

öncesinde kemeraltı çarşısında gezebilirsiniz. öztat'ı sonraya bırakıp oradan yürüyerek Alsancak'a dönersiniz.

onun dışında bar, cafe bilmem.
ilginç bir deneyim isterseniz Tarihi Asansör'e gidin. Asansörle inin çıkın. Levi'lerden miras. alt katta dario moreno sokakta tarihi evler vs.

balçova'da terapi ormanı var oraya da gidebilirsiniz ilginizi çekiyorsa. inciraltı da iyidir bisiklete binim vs. da gerek var mı?

ve evet vakit varsa sabah erkenden Meryem Ana'ya gidin. O yoldan dönerken Efes'e girin. Yol üstündeki kapıyı açmışlardı geçen yaz, hala açıksa oradan daha kısa kütüphaneye gitmek.

nereden geliyorsunuz bilmiyorum ama nemi yüzünden kışı pistir. beyin dondurur.

gece kısmına ben karşımayayım. iyi eğlenceler.
boyoz da boş bişi bence, belki beğenirsiniz. deneyin.
0
mathilda.may
(04.01.25)
Boyoz, gevrek falan ben de severim İzmirli olarak ama İzmir kahvaltılık hamur işi camiasının kralı kahvaltılık kumrudur. İçinde domates, tulum ve biber olan, tost yapılmamış kumrudan yiyin. Ekmeği sert olduğu için tost yapılınca çok kuru oluyor. Çeşme kumru diye geçen salamlı sosisli şey içkili gece sonrası akar ama çok da şart değil.

Kokoreç seviyorsanız İzmir'in kokoreçi iyidir. Spesifik mekan veremem ama biraz araştırın güzel bi yer bulursunuz.

Ben Balçovalıyım ama Balçova tarafına (inciraltı ve teleferik) gitmeniz çok gerekli mi bilemedim. İkisi de güzel mekanlar ama zaman kısıtında gitmek şart değil. Bostanlı tarafına mutlaka uğrayın, alsancaktan vapurla geçersiniz. Sahilde yürüyüp karşıyakadan vapura binip dönersiniz.

Urla tarafında michelin yıldızlı restoranlar var. Denemedim ama araştırıp oralara da bakabilirsiniz. Urla için instagramda çakal lezzetler'in önerdiği birkaç mekan vardı, oralara bakın bi. Onun dışında od urla falan var popüler ama dediğim gibi gitmedim hiç
0
nundu
(04.01.25)
(2)

çok bilinen bir parçayı dinlerken şarkıcıyı çıkartamadım. hafıza sorunları

summerof69
Merhaba, Yıldız Tilbe'nin "Sana Değer" parçası spotify'da çalmaya başladı, sözlerini bilecek denli şarkıyı iyi biliyorum. Ama ne klibi ne de yıldız tilbe aklıma geldi. Sesinin benzerliğinden sadece "Acaba Gülay mıydı bu" diyebildim.Böyle bir şey ilk defa başıma gelince "acaba yaşlanıyorum da hafıza
Merhaba, Yıldız Tilbe'nin "Sana Değer" parçası spotify'da çalmaya başladı, sözlerini bilecek denli şarkıyı iyi biliyorum. Ama ne klibi ne de yıldız tilbe aklıma geldi. Sesinin benzerliğinden sadece "Acaba Gülay mıydı bu" diyebildim.

Böyle bir şey ilk defa başıma gelince "acaba yaşlanıyorum da hafıza sorunları mı yaşıyorum" diye endişe ettim. hafıza sorunları yaşıyorsam, bunu kontrol edebileceğim testler ya da başka yöntemler var mıdır?

teşekkürler.

"işte o klip:"

www.youtube.com
0
summerof69
(03.01.25)
Hafızanda bir sorun yok muhtemelen, sen eski bir bilgiyi beynin Temporal Lob'unda bulunan Hipokampus'un Uzun Dönemli Bellek (Long-term memory) bölgesine atarsın, burası 20 katlı bir işletmenin -5. katında bulunan bir arşiv odası gibi bir şey, sonra işitsel-görsel vs bir uyarım geldiğinde buradaki bilgileri parça parça hatırlamaya başlarsın, muhtemelen böyle bir şey yaşamışsın yani şarkıyı hatırlarsın şarkıcıyı hatırlamasın şarkıcıyı hatırlarsın şarkıyı hatırlamazsın müzik tın tın kafanda çalar ama ne sözlerini hatırlarsın ne de kimin söylediğini, sonra tık diye bütün bilgiler bir anda kristal bir top gibi zihninde ışıldamaya başlar, bunlar hep beynin bu bölgesinin yaptığı küçük bir mümin latifesi gibi bir şey sayılır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.01.25)
Aa oha bu şarkı Yıldız Tilbe'nin miymiş? Bence genel yıldız tilbe tarzından farklı bir müzik olduğu için ilk bakışta aklınıza gelmemesi doğal. Sesi de farklı biraz bu şarkıda. Ben daha 90lar niş şarkıcılarından biri sanıyodum bu şarkıyı söyleyeni.
0
nundu
(03.01.25)
(3)

bu videodaki bilgi doğru mu

benibulmanlazim
https://www.youtube.com/shorts/X6ZQQ1HNjS0
0
benibulmanlazim
(03.01.25)
hocam afedersin ben o parazitin üstüne idararımı yapsam o şekilde yine ölürler. sarımsağı yediğimiz zaman hücre içindeki parazitlerle o şekilde etkileşime girmiyor.
0
jülsezar
(03.01.25)
Öncelikle sarımsağın içindeki allicin gibi maddelerin bazı parazit kaynaklı sorunların çözümünde etkili oldukları biliniyor, aşağıya bir örnek bırakacağım.

Ancak sarımsak her şeyin ilacı değil, her parazit türü de sarımsaktan etkilenmiyor. Dahası sadece sarımsak yiyerek parazitlere karşı bağışıklık kazanamazsınız. Ek olarak videoda sarımsağın suyunun sıkılıp bunun adı verilmemiş parazit üzerine doğrudan uygulandığını görüyoruz, sarımsağı yediğinizde olan şey bu değil. İnsan ölçeğinde oral yolla ne kadar sarımsak tüketildiğinde bu parazitler üzerinde böyle bir etkisi olacak bilgi verilmemiş, yani iki diş sarımsak yetecek mi? Bir baş? Yoksa kucak dolusu sarımsak mı yemelisiniz? Ayrıca birkaç saniye içinde öldükleri söylenmiş ancak youtube'da 5-10 dakika olarak aynı olayı gösteren başka videolar var.

Video sarımsak yerseniz parazitler içinizde barınamaz düşüncesi uyandırıyor. Bu doğru değil. Tek başına sarımsak yemek bir çözüm değil.

Olan şey sarımsak içerisinde yer alan maddelerin farmakolojik önemini ortaya koymak. Tıbbi öneme sahip birçok canlı var, üretilen ilaçların önemli bir bölümü de zaten doğada yer alan etkili maddelerin tespit edilip bunların daha yoğun ve etkili kullanımını mümkün kılmak amacıyla üretiliyor. Penisilin bunun ünlü örneklerinden biri.

Yukarda bahsettiğim link:

pmc.ncbi.nlm.nih.gov:~:text=Experiments%20with%20the%20intestinal%20parasite,on%20the%20parasite's%20cysteine%20proteases.
0
akhenaten
(03.01.25)
Videodaki çalışma in vitro yani canlı dışı (cam içinde demek tam olarak), üstelik, kusura bakmayın ama, ÖKÜZ GİBİ koca sarımsağı koymuş. Öyle bir ortamda oraya o miktarda ne koyarsan koy ölür zaten parazit. Düşünün ki siz bir sarımsak yiyince o kadar miktar 70 kilo (ortalama) insan vücudu içinde dağılacak. O kadar dilüe olduğunda da etki gösterecek mi? Sanmam.

Farmakoloji alanında çalıştığım için @akhenaten'in attığı tarz makaleleri çok okudum. Bu tarz bitkisel maddelerden yeni "mucizevi ilaç" bulmak herkesin hayali. O yüzden veri güvenilirliği, çalışma kalitesi vs çok önemli. Ayrıca tabii ki bu etkiyi gösteren maddeler vardır ama bunlar hangi dozda güvenli, terapötik pencereleri nasıl vs çok farklı etmenler var.

Yani ezcümle, sarımsak yiyeyim de parazit olmasın vücudumda diye bir durum yok. Sarımsaktaki o maddeyi etkin dozda almak için de belki de bir kilo sarımsak yemek gerekir ama o zaman başka maddelerde toksik doza girersiniz. O yüzden ilaç var işte, sadece ihtiyaç duyduğunuz organik bileşeni doğru oranda almanızı sağlamak için
0
nundu
(03.01.25)
(3)

Orjinal olmayan kablo

ırene adler
Telefonum samsung S21. Orjinal şarj kablosu bozuldu. Ankerden hızlı şarj özelliği olan kablo aldım.Şu an hızlı bir şekilde şarj ediyor bu kablo. Fakat sanki çabuk bitiyor şarj. Kullanmadan durup dururken yüzde 5 filan düşüyor. Orjinal kablo olmadığı için mi bunu yaşıyorum?Batarya performansım normal
Telefonum samsung S21. Orjinal şarj kablosu bozuldu. Ankerden hızlı şarj özelliği olan kablo aldım.

Şu an hızlı bir şekilde şarj ediyor bu kablo. Fakat sanki çabuk bitiyor şarj. Kullanmadan durup dururken yüzde 5 filan düşüyor. Orjinal kablo olmadığı için mi bunu yaşıyorum?

Batarya performansım normalde bu kadar kötü değildi?
0
ırene adler
(01.01.25)
Samsungun verdiği kablo kısa geldiği için yıllardır Baseus kablo kullanıyorum bir sıkıntı fark etmedim. Adaptör orijinal olduktan sonra kablonun böyle bir etkisi olmaz bence. Anker de iyi bir marka yani
0
nundu
(01.01.25)
A101 den aldım kullanıyorum böyle bir sorun yaşamadım. Arka planda çalışan bir uygulama vs vardır belki
0
primetime
(01.01.25)
Kabloyla ilgili değildir. Telefonun batarya kalibrasyonu bozulmuş olabilir.
0
anaphylacticshock
(02.01.25)
(2)

dünkü satranç beraberliği

WithWorth
nasıl gerçekleşti ? magnus nepo olayı.tie-break olayı yok mu ?dünya şampiyonasında ding ve gukesh de biz berabereyiz deyip iki dünya şampiyonu olabilir miydi ?
nasıl gerçekleşti ? magnus nepo olayı.
tie-break olayı yok mu ?

dünya şampiyonasında ding ve gukesh de biz berabereyiz deyip iki dünya şampiyonu olabilir miydi ?
0
WithWorth
(01.01.25)
x.com

Carlsen ile FIDE'nin arası zaten bozuk. Carlsen de FIDE'den daha büyük bi figür yani. Biraz zorbalamış gibi organizasyonu :d benzeri 2020 olimpiyatlarında yüksek atlamada olmuştu, o zaman da iki şampiyon mu olur diye itiraz edenler olmuştu. Bence güzel şeyler yani böyle anları seviyorum.

Ding ve Gukesh böyle şeylere girmezdi ya, girmeye çalışsalar da fide itiraz ederdi. Hem isim olarak bi Carlsen değiller hem ünvan daha önemli oradaki hem de ikisi de böyle işlere girecek kişiler değil yani tek başına şampiyon olma hevesleri ağır basar
0
nundu
(01.01.25)
formatin mantiksizligi, birisi galip gelene kadar devam eden karsilasma sacma. dunya sampiyonlugunda kazanan olmadigi takdirde zaman daralmasi geliyor sonsuza kadar devam etmiyor. bu organizasyonda da armageddon konulabilirdi. carlsen acigi bulunca hemen ilgi cekecek seyler yapmayi seviyor.
0
gule gule
(01.01.25)
(9)

Squid Game gerçek hayatta oynanamaz mı, gerçek ölümler olacak?

Cesario
Her gün intihar vakaları var. Çoğu bence fakirlikten. Mesela ötenazi var. Genç kız depresyon yüzünden ötenaziye başvuruyor ve kabul görüyor. Sakat değil, felç değil.. https://tr.euronews.com/2022/10/08/isid-saldirisindan-kurtulan-genc-kadin-travma-sonrasi-23-yasinda-otanazi-ile-yasamina-son-Saçma sa
Her gün intihar vakaları var. Çoğu bence fakirlikten.

Mesela ötenazi var. Genç kız depresyon yüzünden ötenaziye başvuruyor ve kabul görüyor. Sakat değil, felç değil.. tr.euronews.com

Saçma sapan suçlar, adli vakalar, toplu ölümler, işkenceler vs..

Diş çektirirken bile imzalar atıyoruz, ölürsek suçlu doktor ya da hastane değil diye.

İnsanların ölüme razı gelebileceği gerçek bir squid game nasıl olur?

Dünyada kaç milyon insan izler ya da siz izler misiniz?

Öldürme işlemlerini de robotlar ve yapay zeka yapar. İnsanlar zaten imza atacak yasal prosedür de tamam..

Uçuk gibi gelse de izlediğimiz şeylerden mi ülkede gördüğümüz adli vakalardan mı bilmiyorum ama böyle bir olay olsa bir tek bana mı normal geliyor?

Hangi ülkede/kıtada buna yasal zemin en kolay şekilde hayata geçirebilir? Afrika ülkeleri mi, Asya mı, Amerika mı, Avrupa mı?

Son Sorum: Tamam kabul uçuk bir ihtimal ama böyle bir şeyin gerçek olabilmesi adına gereken yozlaşmayı tüm Dünya yaşamadı mı yoksa daha var mı mesafe?
0
Cesario
(30.12.24)
Dünyada milyonlar izlenir, para basar.
izlemem.

Bu yozlasmanin yaşanmadığını düşünüyorum ve yasamasini da bizim gorecegimizi sanmam. Olursa "abi devlet karışmasın, insan istediğini yapar" fikrini yüzde yüz savunan ülkelerde olur bence.

Ötenazi ile bu farklı şeyler tabi.
0
logisticsmanager
(30.12.24)
başvuru sayısında rekor kırar.
0
alt4y
(30.12.24)
Hem dünya o seviyede değil, biz negatifi daha çok gördüğümüz ve aklımızda kaldığı için öyle düşünüyoruz hem de böyle hayatına önem vermeyen yoksul insanları tv şovu için birbirine kırdırmaktan daha verimli işler vardır yani illegal alemlerde. Orada kullanırlar.

Bi de hukuk sistemi falan yediremezsin yani benzerini. Bu squid game ya da hunger games gibi olaylar şimdilik sadece distopik fikirler.

Bi de biz hep negatif görüyoruz ama aslında teknik olarak insanlık olarak en az açlık, yoksulluk çektiğimiz dönemlerdeyiz. Ha ne olur mesela, neoliberal politikalar ve ai gibi teknolojilerin ölümcül kombinasyonu sonrası işler çok ters gider ve gerçekten bir avuç zengin dışında herkes açlık sınırında olursa belki olabilir
0
nundu
(30.12.24)
Tersten bakarsak dünya zaten bir squid game bence gerek yok
0
olaylar olaylar
(30.12.24)
Ben katilirdim. Acim sona ererdi
0
lapaz
(30.12.24)
Bence sosyal medyayı fazla kaçırmışsınız. Elbette ki böyle bir şey yapmaya kalkarsanız bütün dünya ayağa kalkar. Yani buna olumlu bakacak milyonlarca kişi de bulabilirsiniz ama mesele bu değil ki? Dünyada insanların öldüğü bir squid game'den daha fazlasını yapabilecek de çok fazla insan var, hep vardı. Ancak buna tepki gösterecek daha fazla insan var, aksini düşünmüyor olmalısınız.

Bir veya birkaç ülke çeşitli davalar ve uzman görüşleri eşliğinde tartışmalı bir ötenazi kararı veriyor diye bu onlarca kişinin şakır şakır öldüğü bir oyunu nasıl mümkün kılabilir ki hocam :D En başta o ötenazi kararının verildiği ülkelerdeki insanlar ayağa kalkar.

Bir durup düşünün.
0
akhenaten
(30.12.24)
dünya yozlaşmıyor. insan hep yozdu, artık sadece görünür oldu, hepsi bu. insan hakları, sosyal farkındalık, vs. konusunda da en ileri ve medeni yılları yaşıyoruz. ister kabul edin ister etmeyin. değil gerçek squid game, yarışmacıların tırnağına zarar gelecek bir yarışmayı bile yapmak zor günümüz dünyasında.
0
sir gawain
(31.12.24)
Özellikle araştırmadım ama mutlaka vardır böyle yarışmalar. Yüzlerce kişi olmasa bile, onlarca kişinin katıldığı yarışmalar düzenleniyor ve belli bir gruba yayınlanıyordur.

Topluma açık olması mümkün değil. Yasal olarak bundan yırtamazlar. Çok zengin ve nüfuzlu kişiler olsalar bile, hapis yatarlar. Dilan polat vakası olur. Sessiz sakin yeseydi, instagram'da afişe etmeseydi, 1 gün bile hapis yatmazlardı. Ayrıca her yer Türkiye değil, 9 ay yatıp çıkamazsın...


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.12.24)
Gerçek hayatta olmadığını nerden biliyoruz. Dizide bir avuç zengine sunulan bir eğlence olarak yansıtılıyor. Darkwebde yeterli tutarı yatıranların canlı yayında izlediği suçlarla ilgili başka yapımlar da var.

İzlemezdim. X ünlünün sızdırılan bilmemne konulu videosu çıktığında da izlemiyorum.
0
zihua
(31.12.24)
(19)

Astrolojiye inanıyor musunuz?

tahirkemalbozoglu
Isyerindeki kadınlar sabahtan akşama kadar astrolog dinleyip kahve içiyor ve herkesin kendilerini kıskandığını, kötü enerji yaydiklarini düşünerek tütsü yakıyorlar. Buna nasıl inanıyorlar anlattıklarını duysanız kicinizla gülersiniz. "Bu aralar boğa burcu baş ağrısı yaşayabilir" diyor mesela hemen "
Isyerindeki kadınlar sabahtan akşama kadar astrolog dinleyip kahve içiyor ve herkesin kendilerini kıskandığını, kötü enerji yaydiklarini düşünerek tütsü yakıyorlar. Buna nasıl inanıyorlar anlattıklarını duysanız kicinizla gülersiniz. "Bu aralar boğa burcu baş ağrısı yaşayabilir" diyor mesela hemen "AA evet başım ağrımıştı gerçekten de geçen gün" diyor. Mal mısın lan sen?
Siz ne diyorsunuz?
0
tahirkemalbozoglu
(30.12.24)
Malsf var böyle insanlar :( üzücü
0
abuzer
(30.12.24)
muabbetine konuşuyorum ancak inanmıyorum. ortak nokta bulunacak konu olmayınca olay burçlara geliyor. genel olarak konu açma dertleşme aracı burçlar. yoksa inanma falan çok saçma.

yükselen alçalan, yok parayı ona göre ayarlama sevgiliyi buna göre seçme. çok saçma.
0
mikahakkinen
(30.12.24)
@sanem tereyaginin tadi cok guzel cunku. Hala gelecek varsa yardimlarini bekliyorum.
0
🌸tahirkemalbozoglu
(30.12.24)
Astrolojiye ciddi ciddi inanan insanların burçlarını dikkate alıyorum. Yani birisi sabahtan akşama kadar ben başak burcuyum başak burcu şöyledir diye dolanıyorsa başak burcu tanımına bakıp onun karakteri hakkında yorum yapabilmek mümkün oluyor genelde. Bu kişi bağdaştırmış kendini çünkü, daha önce öyle değildiyse bile yıllar boyu gerçekten başak burcu neyse o olmuş.

Onun dışında kişinin doğduğu anda bazı gök cisimlerinin konumuna göre bir karaktere sahip olduğuna bizzat kendim inanmıyorum.
0
akhenaten
(30.12.24)
"bugün yayları büyük bir sürpriz bekliyor, boğalar ise kendilerine sağlık yönünden dikkat etmeli. gelecek hafta oğlakların kapısını büyük bir iş fırsatı çalacak, teraziler ise kalp kırıklığı yaşayabilir." şeklinde günlük-haftalık-aylık-yıllık "öngörü"lere hiç inanmam, bunları dikkate almam. keza "yay erkeği, akrep kadını ile asla uyumlu değildir.", "boğa kadınları etrafında kova erkeği gördükleri an arkalarına bakmadan kaçmalıdır." gibi yönlendirmeleri de buna uyan kişileri de saçma buluyorum.

ama daha yumuşak biçimde "yaylar mükemmeldir, oğlaklar tırttır, kovalar candır, başaklar fıstır, ikizler fasa fisodur." şeklinde genel yorumları okumak hoşuma gidiyor her ne kadar barnum etkisi olduğunu bilsem de. işin garibi, bu burçlardan haberdar olmayanlar bile bu genel kalıplara uyuyor gibi.
0
m e b
(30.12.24)
İnanmam, aşırı inanıp her şeyini burçlara göre yaşayan, venüsü şu evdeymiş falan diye flört analizi edecek kadar kafayı bozmuş kişilere de mesafe koyarım.

Ama yani arada bir kafayı yememiş derecede inanan biriyle burç muhabbeti yapmayı seviyorum. Kökenleri mitolojiden geldiği için az buçuk yunan mitolojisi bilgisiyle doğru(!) yorumlar yapılabiliyor. Geyik yapması, arkasındaki mitosu incelemesi falan eğlenceli.
0
nundu
(30.12.24)
Biriyle kısa bir sohbetten sonra burcunu doğru tahmin eden insanlara çok şaşırmakla birlikte inanmıyorum.
Burcumu ve yükselenimi biliyorum sorulunca söylerim o kadar. Karşımdaki burcunu söylediğinde herhangi bir burçla ilgili bir şey dendiğinde falan kalıyorum öyle mal gibi. Sıfır bilgi.
Bir de doğum tarihini söylediğin an burcunu anında söyleyenlere hayranım :D

Bu işe gerçekten mesai harcıyor insanlar inanılmaz.
0
mutekebbir
(30.12.24)
çok saçma. bunu eğlenmek 2 kıkırdamak için yapsalar neyse ama ciddi ciddi ciddi inananlar var. ben asla inanmam. burçların özelliklerini de bilmem. kendi burcum da bana uymuyor zaten.

burç falıymış, enerjiymiş bunlar aşırı uydurma şeyler.
0
art cat chocolate
(30.12.24)
Ben varim. Anlamam ama inanirim. Tarot bilen varsa dm lütfen.
0
Kahvedesu
(30.12.24)
astrolojiye inanan insanın rasyonel kararlar verebileceğini düşünmüyorum, bu insanlar kolay kontrol edilebilir. düşünmeye değil inanmaya meyilli oluyorlar.

ayrıca:(bkz: barnum etkisi)
0
orpheus
(30.12.24)
Tabii ki hayır. Tanrısız kalıp spiritüel ihtiyaç doyurmaya çalışanlar bin bir zırva ile tokatlanıyor, kendi hayatında ve başarılarında tatminsizlik yaşayanlar da fallar, burçlar, manifestler ve tarotlar ile ümit arıyor. Böyle bir çöküş sürecindeyiz. Bir agnostik olarak tanrıdan uzaklaşma konusunda sorun yok da yerine doldurmak istedikleri tam bir beyaz yaka tokatlama kapısı.
0
nawar
(30.12.24)
ben inaniyorum. inananlar inanmayanlara mal demiyor ama inanmayanlar diyor nedense.
kiskanmayin siz de inanin.
0
sonsuz
(30.12.24)
Burçlar var ama bunun kaderinize, karakterinize bir etkisi yok.

Bunun psikolojik bir adı var sanırım. Birine rastgele bir burçtan, bir şey okuyorsun. "aa aynı ben" diyor. Başka burcu okuyorsun, "bu benim" diyor :) Herkese uyuyor yani bu yorumlar.

Eğlencesine bakıyorsanız neyse ama ciddi inanmak sıkıntılı bence.


.
0
kartallar yuksek ucar
(30.12.24)
@kartallar yuksek ucar: zaten ben ve @orpheus ondan bahsetmişiz :))
0
m e b
(30.12.24)
İnanmıyorum. "Malca" diyemem ama bir insanın hayatının yönünü kendi doğduğu gün ve saate göre gezegenler tarafından tayin edildiğine inanması en hafif ifadeyle çocuksu geliyor.
0
salihdt
(30.12.24)
Sorudan bağımsız, burçlara ölümüne inanan ya da hiç inanmayan insanlar inanılmaz sıkıcı geliyor bana. Ortası güzel. Olması gereken o gibi.
0
sekizdokuzon
(30.12.24)
hiç bir şekilde bu tür şeylere inanmıyorum. insanların gerçek hayattan kaçmak için sığındıkları bir alan olduğunu düşünüyorum. örneğin sürekli kararsız kararsız ortada dolaşıyor, ben eşek kadar oldum ama kendimi geliştirip muhakeme bilincine ulaşamadım demiyor da ikizlerim ya ondan kararsızım, bi dediğim diğerini tutmuyor ehi ehi diyor. ya da götünü kaldırmamış tüm yıl, yatmış yuvarlanmış yemiş içmiş, ataletten zihnen bitlenmiş, böyle demiyor da bilmem venüsün kıçı ters açıyla retroyla çarpıştı o nedenle 2024 yay burçları için çok kötüydü diyor. gibi gibi örnekler çoğaltılabilir.

tabi ki örnekleri keskinleştirdim biraz ama bu konulara kendilerini çok kaptıranları kastettiğim anlaşılmıştır diye düşünüyorum.

bu arada salt kadınlar böyle değil, gayet çok sayıda erkek var ortada kendini burcu üzerinden tanımlayan.
0
Phoebe
(30.12.24)
hızımı alamadım sizinle de paylaşayım.

neden bazen yediğin bir şey çok lezzetli gelirken bir daha aynısı olmuyor? bir kere başka bir şehirde tanıştığım adam beni ziyarete geldi ve sevişmeye karar verdik. öyle bir saat buldum ki, ikimiz de ne olduğunu şaşırdık. karşılıklı saplantı oldu o sevişmeler. ben böyle bir şey yaşamamıştım. sonraki görüşmelerimizde o kadar yoğun olmadı mesela...

mesela bu gece 00:27'de başlamak istediğiniz ilaç takviyesi varsa alın. faydasını yükseltir.
0
mathilda.may
(30.12.24)
anteelope_
(01.01.25)
(5)

Endokrinoloji hangi testleri istiyor

condom kurşunu
Daha önce hep dahiliye gidiyordum kan testleri için. Şirket doktoruna gösterince endokrinolojiden randevu alın demişti 1 sene önce ben de cok umursamadım. Şimdi öss’mde kaln bi tutar var bari gideyim yl bitmeden test yaptırayım diyorum ama bu bölimde tam ne testleri yapılıyor? Düz kan testi mi sadec
Daha önce hep dahiliye gidiyordum kan testleri için. Şirket doktoruna gösterince endokrinolojiden randevu alın demişti 1 sene önce ben de cok umursamadım. Şimdi öss’mde kaln bi tutar var bari gideyim yl bitmeden test yaptırayım diyorum ama bu bölimde tam ne testleri yapılıyor? Düz kan testi mi sadece dahiliyeden farkı ne yani?
0
condom kurşunu
(27.12.24)
Endokrin dahiliyenin yan dalı. Şirket doktorunuz niye endokrine gidin demişti spesifik olarak bir değerinizde yükseklik/düşüklük mü vardı? O sorunla ilgili endokrine giderseniz gerekli testleri yaparlar ama endokrinin yaptığı büyülü bir test yok yani hastane laboratuvarı ne çalışıyorsa onu yapıyorlar. Dahiliyeci de isteyebilir aynısını
0
nundu
(27.12.24)
Tiroit hormonlarınız olabilir, kan şekeri/insülin değerleriniz olabilir. Endokrin deyince ilk önce bu ikisi aklıma geliyor ama doktor niye endokrine yönlendirdi, o önemli.
En azından kan tahlillerinizde normal sınırlarda çıkmayan sonuçların ne olduğunu söyleseniz fikir vermek kolay olurdu.
0
kobuzchu kiz
(27.12.24)
prolaktin olabilir genelde hormon değerleri hipofiz bezinden salgılanan.
0
bbpress
(28.12.24)
Bazi spesifik ilaçlari sadece endokrinologlar reçete edebiliyor, bu bilgi de burada dursun.
0
feastofthedamned
(28.12.24)
endo. baya üst seviye o anlar kan testlerine bakıp keyfi mi geldiğini sorun mu olduğunu
0
bir soru sorcam
(28.12.24)
(9)

Bebeklere menenjit aşısı yaptırmalı mıyız?

durbidakka
Merhaba 7 aylık ikiz bebeklerimiz var, bugün kontrole gittik, doktor menenjit aşılarına isterseniz bir ay sonra başlayım dedi, aşı takviminde yokmuş opsiyonel dedi. Doktor da mutlaka yaptırın demedi ama tavsiye ederim dedi.Eşim aşı karşıtı değil ama aşılara hiç sıcak bakmıyor, zaten bir sürü aşı yap
Merhaba 7 aylık ikiz bebeklerimiz var, bugün kontrole gittik, doktor menenjit aşılarına isterseniz bir ay sonra başlayım dedi, aşı takviminde yokmuş opsiyonel dedi. Doktor da mutlaka yaptırın demedi ama tavsiye ederim dedi.

Eşim aşı karşıtı değil ama aşılara hiç sıcak bakmıyor, zaten bir sürü aşı yapıldı bunu da yaptırmayalım diyor. Doktora aşılara başlarız dedim diye bana tavır aldı.

Bebeklere menenjit aşısı yaptırmalı mıyız yoksa çok da gerekli değil mi?
0
durbidakka
(27.12.24)
Gerekli değil. Doktor ağzıyla söylemiş. Bence yaptırmayın. Bu zamanda hâlâ güvenebilmenize çok şaşırıyorum.
0
muhayyer divan
(27.12.24)
Üstteki şahıs sağlık konusunda ne diyorsa zıttını yapın.

Aşılar sağlık alanındaki en büyük buluştur. Menenjit riski az da olsa almaya gerek yok. Çocuğa aşı yaptırın, bunlar onlarca yıldır yaptırılan aşılar zaten şüphe duymaya gerek yok
0
nundu
(27.12.24)
@nundu denen şahsa, bebekler üzerinde aşı denemeleri yapıldığını, bunu ailelerin bilgisi ve izni olmadan yaptıklarını, böylece şu veya bu diye yansıtılan aşının içinde başka bir şey olmadığının garantisinin verilmediğini anlatın.

Siz de bu şartlar içinize siniyorsa elbette yaptırın aşıyı. Sonra sağa sola bağıra çağıra para yardımı kampanyaları falan açmayın yalnız.
0
muhayyer divan
(27.12.24)
uzman doktorum kendi çocuğuma yaptırıyorum. nundu+1
0
unalub
(27.12.24)
bizim doktorumuz da belli bir menenjit türüne karşı olan menenjit aşısını tavsiye etmişti. bu menenjit türüne yakalanma ihtimalini sorduğumda uçak kazasında ölme riski kadar demişti. biz eşimle bu riski yüksek bulup yaptırdık. sonuçta yakalanma şansı vardı ve 11 milyonda 1 > 0. o yüzden biz yaptırdık. içimiz rahat. riskleri düşünerek ve artılarını eksilerini yan etkilerini vs yi tartışarak bir sonuca varın.
0
harmanim
(27.12.24)
yaptirma diyenlerin asinin faydasini yanlislayacak bilimsel calismalari yoksa seslerini kesebilirler.

asi ya da herhangi bir modern tedavi yontemi konusunda karsitlik yapan, bulasici hastaliklarin artmasina, insanlarin gerekli tedavilerden mahrum kalmasina katkida bulunan kisilere yasal islem uygulanmiyor mu bu memlekette?

kolun kirilinca kosa kosa gidersin. bir seye kendi basina care bulamayinca kedi gibi oluyor bu tipler nedense. o zaman doktorlarin kendi uzerinde deney yaptigi dusuncesi falan kalmiyor. o zaman da igne yapiyorlar, biliyor musun icinde ne oldugunu?
0
bohr atom modeli
(27.12.24)
"Eşim aşı karşıtı değil ama aşılara hiç sıcak bakmıyor"
Nasil oluyor tam olarak bu? Asilar zorunlu tutulmasa esiniz atv karsisinda fasulye kirarken bilim yapanlarin instagram postlarina inanip asi yaptirtmayacak iste. Asi karsitligi tam olarak bu.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.12.24)
eşimin kuzeni menenjitten tam 1 günde ufak çocuğunu kaybetti. biz de kendi evladımıza hemen yaptırdık. o riske girmektense aşı yaptırmak daha mantıklı.
0
bigcaptain
(27.12.24)
Allah analı babalı büyütsün.

Biz de ikiz bebeklerimize yaptırdık.

4. Doz kaldı sadece.

Tavsiye ederim.

Çocuklar riske atılacak bir konu değil.

Para ihtimal şu bu düşünülemez.

Aşılar insanı öldürüyor deney yapılıyor komplosunu şöyle çürütürüm. Ee öldürseler kime yapacaklar. Geç bilimi milimi. Onla ilgili argüman kurmam bile anlamayana.

Riske alınmaz.
0
help im alive
(28.12.24)
(17)

Nedir bu çok yoğunum, çok işim var muabbeti?

mikahakkinen
38 yaşında bir y kuşağıyım. Ne zaman kardeşimi,benden küçük kuzenimi arasam abi çok yoğunum, çok yorgunum vb. Ulan akşama kadar kendini kesen, uyuşturucu için her türlü zirzopla uğraşan ben. Bir kere bile ağlanmadım.Kardeşim 90lı kuzen 93lü. Ben 90 2000 arası doğan y kuşağının pragmatist ve çıkarcı
38 yaşında bir y kuşağıyım. Ne zaman kardeşimi,benden küçük kuzenimi arasam abi çok yoğunum, çok yorgunum vb. Ulan akşama kadar kendini kesen, uyuşturucu için her türlü zirzopla uğraşan ben. Bir kere bile ağlanmadım.
Kardeşim 90lı kuzen 93lü. Ben 90 2000 arası doğan y kuşağının pragmatist ve çıkarcı olduğunu düşünüyorum.
Fazla etiketlemeli ve önyargılı oldu ama azcık doğru değil mi?
0
mikahakkinen
(27.12.24)
Yazdığınız kadarıyla buradan bakınca siz de onlar gibi duruyorsunuz aslında, yani iş hayatınızdan şikayetçi gibisiniz. Sadece bunu çevrenize çok açık etmiyormuşsunuz.

Olay ne bilmiyorum ancak birinin iş hayatından çok da mutlu olmadığını, yorulduğunu söylemesi çıkarcılık ve pragmatizmle çok ilgili durmuyor. Bir şeyler anlatmak istemişsiniz ama tam açıklayamamışsınız gibi.
0
akhenaten
(27.12.24)
Yakın geçmişte 23 yıldır kanka dediğim şahıs bana kaç defadır attığım mesajlara en ufak bir etkileşim dahi vermemesini bahsettiğin yoğunluk, mobbing ve hastalık ile açıkladı.

Tuvalete giderken eline telefonu alamazmış, iki satır mesaj yazamazmış, çok yoruluyormuş mesaj yazmaktan. Sesli mesaj da gönderemezmiş, yoğunmuş. Bu 81'li.

Yoğunlarmış baksana. Ülkeyi kurtarıyorlar, her biri birer Salih Bozok, birer Kazım Karabekir.
0
muhayyer divan
(27.12.24)
@akhnaten çok detaylı yazmak istesem yazardım benim işle alakalı bir sorunum yok, olsa verirdim. Siz de 90 sonrası doğumlusunuz galiba. Anlatmak istediğim @muhayyer divanın anlattığı herhangi bir durumda her şeye bir mazeret bulmaları.
0
🌸mikahakkinen
(27.12.24)
yoğun/yorgun diye şikayet etmekle pragmatist/çıkarcı olmak çok korele gelmedi bana. Keyif pezevengi, tembel, rahatına düşkün diye şikayet etseniz haklılığınız tartışılabilirdi de bu iki olgu arasında bir ilişki göremedim.

Bu tarz şeyleri nesle bağlamak da bana çok makul gelmiyor. Herkes benzer oranda çıkarcı bana kalırsa.

Ayrıca insanları niye durduk yere sohbet için arıyorsunuz? Öncesinde mesaj atıp müsait misin diyor musunuz? Aile üyesi de olsa birini sohbet/muhabbet için aramadan önce mesaj atmak lazım bence müsait mi değil mi diye? Ha arayıp bi şey rica ediyorsanız da o sırada gerçekten yoğunlardır yapamıyorlardır belki sizin ricanızı. Bağlamı bu açıdan da anlamadım.
0
nundu
(27.12.24)
Abi jenerasyon eleştirisi dünyanın her ülkesinde her jenerasyon tarafından yapilir. Yüzde yüz eminim ki senden önceki jenerasyon da seninki için aynısını dedi.

Ahanda taa milattan önce hesiod;
I see no hope for the future of our people if they are dependent on frivolous youth of today, for certainly all youth are reckless beyond words.

Kısacası böyle düşünen ne ilk ne sonsun abi. Senin üst jenerasyon da aynısını seninki için dedi, ondan önceki de onlar için.
0
logisticsmanager
(27.12.24)
Bu arada şunu da ekleyeceğim; isinizin zorluğunu söyleyip ben hiç sikayet etmem diyorsunuz.

Abi bu muhabbete girersen zaten kimse şikayet edemez. Misal maden işçisi edebilir mi? Itfaiyeci? Peki misal bim'de çalışan asgari ücretli? Yani kimin neye göre şikayet edip, yorgun olup olmayacağını kim belirliyor?

Ayni anda hem jenerasyon eleştirisi hem de kişilerin işinin aslında o kadar şikayet edilmeyi gerektirmeyen işler olduğu belirtmissiniz. Bu muhabbeti sosyal medyada falan trilyon kere görüyoruz.

Misal benim işimi söylesem ona da şikayet etmeye hakkın yok dersiniz kesin. Jenerasyon olarak da sizin bahsettiğiniz jenerasyondanim.

Bu arada Türkiye'de çalışan gençlerin hakki var +1. Üç kuruş paraya hiçbir gelecek umudu olmadan, bir konsol almak için 1 aylık maaş verecek hale gelmiş kişilerin, tazminatlari falan üç kuruş olmuş kişilerin hakkı var yani.

Anneme de misal yorgunum diyemem çünkü anlamıyor. Aksine buradaki neredeyse annem yaşındaki çalışma arkadaslarimsa çok çalışıyorsun bak dikkat falan şeyinde. Çünkü yetiştikleri ortam, ülke farklı. Yani bu tam jenerasyon işi de değil yetişme olayı. Türkiye'nin güzel zamanını görüp şimdi yetişkin olanlar "bu ne lan" diyor. Türkiye'nin rezil zamanını görüp sonra iyi zamanında kendine ev, araba alanlar "şikayet etmeyin lan tembeller" diyor.
0
logisticsmanager
(27.12.24)
Erkek arkadasım komiser ama allahtan halden anlayan insanmıs diyorum simdi.

Herkesin işi, hayatı kendine göre yoğun ve stresli. Bunu bir şeye göre mukayese edemezsiniz.
0
jazzabel
(27.12.24)
Ben de bağlamı anlamadım. Aradığınızda nasıl bir konuşma geçiyor ki aranızda? Niye onların aramadığını mı soruyorsunuz? Birlikte bir şey yapmak mı istiyorunuz? Ben telefonda laklak sevmem mesela. Topla çantanı İstanbul'dan Kars'a yürüyeceğiz deseniz tamam derim; ama telefonda niye arayıp sormuyorsun muhabbetini hiç çekemem. Sohbet etmek isteyen zaman ayırıp yüz yüze görüşmek için fırsat yaratsın bir zahmet.
Sizden 'yaşlıyım.'
0
auroraaurora
(27.12.24)
Sana katılıyorum.

Öncelikleri başka olan insanların kıçından uydurduğu bahane
0
gilbeys
(27.12.24)
Çoğu kişiyle yan yana olsakta gerçekte onlarla bir iletişimimiz kalmamıştır.

Evet, bir nesil var ki nefslerinin istediği her şeyi tatlı/hoş sanıyorlar. Alış verişlerindeki dengesizlikler, israf, günlük yaşama, - bana ne yaae gibi sözler ...
onları en iyi anlatan örneklerden .
0
diyecevaplandı
(27.12.24)
Yoğunum diyorsa aklına başka bahane gelmemiştir.
Sizinle görüşmek istemiyorlardır.
hele mesaja cevap yazamayacak kadar yoğunum diyorsa, görüşmemeyi yüzünüze söylemek istemediği için diyordur.
0
durbidakka
(27.12.24)
genc onlar ya :)
0
sonsuz
(27.12.24)
İnsanları bu şekilde değerlendirmemeliyiz bence.
Bana göre 5 birimlik bir iş basit hemen çözülüp devam edilebilecek bir işken başka biri bu 5 birimlik işi çok yoğun yaşayabilir, üzerindeki etkisi daha farklı olabilir.
Bize daha basit gelen şeyler başkalarına ağır gelebilir.
Bir işle uğraşırken sadece ona konsantre olmak isteyebilirler.
Belki de o an sizinle konuşmak için havasında değildir ve yoğunum deyip geçiştiriyordur bu da olabilir.

Bir de insanlarda maalesef "en yoğun benim", "benim işim en zor" gibi bir algı var. Böyle bir şey yok size öyle geliyor sadece.
Bana da sorsan ben olmasam dükkan batar öyle önemli iş yapıyorum :) Ama gerçeğe bakarsan benden önce de var olan ben gitsem de bir şekilde var olabilecek bir şirketteyim yani yok öyle bir dünya.
0
mutekebbir
(27.12.24)
92liyim ve dün bütün işlerimin yanı sıra, bir butonun rengini 70 kere değiştirten bir patronun hem istediklerini yapmakla, hem de kendisine laf anlatmaya çalışmakla geçti bütün günüm. Mesai bittiğinde fiziksel bir iş yapmış olmamama rağmen pertim çıkmış durumdaydı.
Aldığım maaşın yarısından fazlası, beni istediği zaman evden çıkarabilecek ya da en azından bunun için uğraşabilecek bir başka insanın evine kira ödemeye gidiyor. Para biriktirip ev, araba almak gibi bir şansım yok.
Tırto bir yıllık izne çıkmak için bile yasal hakkımı kullanmak istediğimde "5 gün üstüste izin yapmak biraz fazla ama ne yapalım ya neyse :s" diye trip vari bir karşılık alıyorum. Bir tatile çıkarsam önümüzdeki 3 ay boyunca ekonomik olarak düzelemeyeceğimi bildiğim için bu beş günü evde geçireceğim.

Ne yapacağım mesela biliyor musun? Evde boş boş yatacağım. Tavanı izleyeceğim. Ekran görmek istemiyorum, telefon dahi almayacağım elime. Boş beleş mevzular için arayanlara da yoğunum, çok yorgunum diye ağlanacağım. Ve bu beni çıkarcı ya da pragmatist yapmayacak. Emekli olduğunda alacağı maaşla hayatta kalamayacağını bilen, hayata karşı umudunu çoktan kaybetmiş depresif, mutsuz, anlaşılmayan bir insan yapacak.
0
nolmus yani
(27.12.24)
biriyle konusmak veya bulusmak konusunda cok istekli olmadiginda soylenecek en mantikli sey cok mesgulum zamanim yok falandir. bunu drama queen'lige baglamaya gerek yok. hele ki kusaklarla hicbir ilgisi yok.
0
bohr atom modeli
(27.12.24)
Yaw yalan inanma 24 saat ellerinde telefon var. Benimde cevremde boyle tip cok hatta en son bi arkadasim vardi cok yogunum falan diyen sana suprizim var dedim kamera ac meraktan acti bi baktim oyun oynuyor yalanini s....ktigim.

Inanma yalanci hepsi bu tipler isi dusmeden de aramazlar.

Sor bakalim wc ye gitmiyor mu tv izlemiyor mu yemek yemiyor mu ne yogunuymus seninle gorusmek istemiyorlar iste
0
Zetnikov
(27.12.24)
sorun yoğunluk oladabilir olmayadabilir ama asıl sorun sosyal pil. hem de telefonla iletişim aşırı zor. diyalog kurmak yerine reels linki atma iletişimini tercih ediyoruz
0
ala09
(28.12.24)
(24)

Sizde -de leri - da lari ayrı ya da bitişik yapmayanlara takılıyor musunuz

sonhakan
Adam bir sayfa yazı yazmış Biri de altına şurada de ayrı olacak. Diye Yorum yapıyor. Yazıda sosyal mecrada... Ya konuyu anlayabiliyorsan geç git. Ne takıliyon de ye da ya. Var böyle çok fazla buna takıntılı olan. Ben de bu takintililara takıntılıyım. Olay sosyal mecrada geçiyor Artık millet emojiler
Adam bir sayfa yazı yazmış Biri de altına şurada de ayrı olacak. Diye Yorum yapıyor. Yazıda sosyal mecrada... Ya konuyu anlayabiliyorsan geç git. Ne takıliyon de ye da ya. Var böyle çok fazla buna takıntılı olan. Ben de bu takintililara takıntılıyım. Olay sosyal mecrada geçiyor Artık millet emojilerle anlaşılıyor de ve da ya takmak nedir. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Nit: Dikkat -de ve -da ayırma hatası çikabilir
0
sonhakan
(27.12.24)
takılıyorum ama yorum yapmıyorum.
0
inheritance
(27.12.24)
de lere hiç mi hiç takılmıyorum ama miğde böğrek falan diyenlere tiltim. "ya da" yı bitişik "veya" yı ayrı yazanlara uyuz olmak içinde hayat çok kısa.
0
eja
(27.12.24)
Abi merhaba, o takıntılı olduğun insan tipi benim, bitişik yazanlara ayar oluyorum, çoğunlukla düzeltiyorum, kurumsal hesap flnsa zerre ciddiye almıyorum sattığı ürünü, verdiği servisi. Bunu yapan CEO gördü bu gözler, gerçi CEO dediğim hayvan gibi zengin patron işte.

Mantığım şu, bu ayrı ya da bitişik yazılma olayı ilkokulda verilen çok temel bir eğitim. yani nasıl diyeyim 4 işlem gibi bi' şey yani. Bir insan bunu düzgün yapamıyorsa sıkıntı var, sıkıntı büyük.

Eyyorlamam bu kadar hocam, amacım tartışmak değil, kendi açımdan olayı izah etmek.
0
kumandanim
(27.12.24)
Çok takılıyorum öyle böyle değil. Ayrı yazılması gereken yerde bitişik yazan birisini ciddiye alamıyorum.

dahianlamindaki.de
0
kullanicadi
(27.12.24)
Temel eğitimi almış herkes de/da/ki nerede nasıl yazılmalı gerekir bilmeli. Üst düzey beceri, zeka gerektiren bir durum değil. Takılıyorum, bu hataları yapan kişileri ciddiye de alamıyorum. Yorum yazmam. Sadece emojilerle anlaşmak da mağara resimlerini çağrıştırıyor.
0
asteriks
(27.12.24)
Çok takmıyorum eğer ciddi bir yazı değilse
0
wd40
(27.12.24)
Evet, takıyorum. Bunu beceremelen yazı yazmaya kalkmasın. Akademisyan olmak için türkçe baraj şartı getirilsin, 90 alamayan akademik kadronun rüyasını bile göremesin
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(27.12.24)
öncelikle "yazı DA sosyal mecrada" olacak... şaka şaka:D

bahsettiğin tip kısmen benim, lakin düzeltmem ama bu şekilde yazanı ciddiye almam. bu konuda @kumandanim ile %200 aynı fikirdeyim. yani bu kadar basit bir şeyi bile öğrenemediyse zekasında bir problem vardır ya da bildiği halde düzgün yazmaya gerek görmüyorsa ciddiyetsiz ve özensiz biridir, ikisiyle işim olmaz.
bonus olarak herkeZ ve şarZ yazanlar hakkında da iki çift lafım var ama soruda geçmediği için başka zamana saklıyorum.

@kullanicadi, 10'da 10 doğru ve üstüne 72 saniye arttırdım ^_^
0
halanne
(27.12.24)
türkçe en hassas olduğum konu. burada sözlük'ten gelen bir kültür sebebiyle, bilgisayardan giriş yapmışken küçük harflerle yazıyorum.

onun haricinde her yerde (kişisel yazışmalarım, iş yazışmalarım da dahil buna) tüm imla kurallarına dikkat ederek yazar, dilimizi katleden her türlü yapı/kelime seçiminden kaçınır ve kullananları kendi çapımda, karşımdakiyle olan ilişkime ya da iletişim sebebine göre içimden ya da dışımdan eleştiririm, ayıplarım.

karşımdakinin silahı olmasa da aşağıdaki gibi "harika" şekilde yazarak beni öldürebilir:

-keşke bende gelseydimde size katılsaydım (kötü)
-senin anahtarlığın ben de, benim anahtarım sen de kalmış (daha da kötü)
-bizimle çalışmak istermisiniz?
-bişi diycem
-download/check/change/konfirme etmek
-post/story atmak
-çok da big deal değil abi
-bunu çalıştıracak bir app/aplikasyon/application var mı?
-günün sonunda (beyefendi/hanımefendi, "at the end of the day"in doğrudan kelimesi kelimesine çevrilerek bir garabete dönüştürülmesinden bihaber)
-miğde, mebla (yerini bir türlü bulamamış, tutunamamış bir ğ harfi görünce üzülüyorum)
-yanlız/yalnış

bu liste uzayıp gidiyor ama anlamadığım şey şu; e-posta ortamından tutun telefona kadar hepsi ama hepsi de kullanılan dilin otomatik düzeltmesini yapıyor, doğrusunu öneriyor ve sen hala onu takmıyorsun. mesela şu cevabı yazana kadar chrome örnek olarak verdiğim cümlelerde veya kelimelerde ne kadar yanlış yaptıysam hepsini de kırmızıyla çizmiş, bana diyor ki "bak, bu kelimelerde bir yanlışlık var, düzelt istersen :)" bu kadar uyarıya, göstergeye rağmen yanlış yapmak bilinçli bir umursamazlıktan başka bir şey değil.
0
m e b
(27.12.24)
Keşke herkes takılsa. De/da'lar, ki'ler, kelimelerin doğru yazılışı, doğru imlâlar derken hoş göre göre bugün artık düzgün cümle kurup kurmadığıyla ilgilenmeyen yığınlar var. Resmen yığın, evet.

Kendi kurguladığı cümleden çıkan anlamı önemsemiyor, diyor ki "anlaşılıyor işte o şekilde anla" ne güzel dünya... Sen anlaşılmak için çabalama ama ben seni senin istediğin anlamda anlamak zorundayım...

Bütün bunlar hep yapılan dil hatalarını önemsememekten, hatalı öğretimi denetlememekten, bir anadil hassasiyet ve saygı çerçevesi oluşturmamaktan kaynaklanıyor. Dünyanın en güçlü ülkesi olabilecekken başkalarının kelimelerini 100'er 100'er kabul ediyoruz, halbuki birileri kendi diline çok itina ve itibar ediyor, bu konuda faşizm noktasındalar filan.

Biz ikaz edince oovvv sen kimsin edebiyat yapmıyoruz resmî yazışma yapmıyoruz tepkileri. Zihinlerimiz, soyut kimliğimiz elimizden alınıyor ve biz sırf önemsemeyişimizden öğrenmeyi reddederek bu olanları seyrediyoruz sadece.

Evet kızıyorum, gördüğüm yerde de musallat oluyorum. Bir yığın yorum geliyor bazen dalaşıyorum bazen kıçıma bile saymıyorum. Ben ne yapayım başka? Ne yapayım?? Oturup ders verecek halim yok.
0
muhayyer divan
(27.12.24)
O kişiyi ciddiye almıyorum ama tepki göstermem.
0
gabe h coud
(27.12.24)
Evet hoşlanmam ama Grammer Nazi de olmam, hatta hayattaki tek başarısı -de'yi -da'yı doğru kullanmak olduğu için buna takılıp tepki gösteren insanlar daha beter ruh hastası, ezik ve toksik gibi geliyor bana, o nedenle hatalı kullanan insanlar o kadar da rahatsız edici hissettirmiyor.
0
Bir ben var benden şurada
(27.12.24)
Diğer taraf takılmış ki yazım hatası yapmış. Ben takılmam, fakat takabilirim. O da ciddiye alırsam.
0
osssy
(27.12.24)
gidip de uyarmam ya da cevap olarak yazmam ancak fark ederim ve bunu ayrı yazmayanın diğer pek çok konuda nasıl bir tutumu olduğuyla ilgili aklımda az çok bir fikir oluşturur.
0
chaos moleculaire
(27.12.24)
Çok önemserim, yazım hataları benim için önemlidir. Ama paylaşımın altına da yazmam burada bu olacaktı diye. Mesajlaşırken de uyarmam karşımdakini ama gözümden düşer.
0
mutekebbir
(27.12.24)
Eğitim sistemimiz kötü. Arkadaşlarım dışında pek de takılıp laf etmiyorum ama ciddi alamıyorum. Bir de bunun "bağlaç olan de" hakkında konuşurken "-de" diyenleri var. "Ayrı yazılan de" muhabbetindeki gibi kısmi öğrenmiş kişiler bu ikisi. İnsanların dilini konuşabilmesi önemli.

Hatalar yapılabilir fakat "sosyal medyada yazıyorum ya. hızlı yazıyorum ya" vs. gibi şeylerin arkasına sığınıp bağlaç ve isim hal eki arasındaki ayrımı beceremediğini ya da öğrenemediğini gizlemeye çalışan köylü kurnazlarına ayar oluyorum. Bilmiyorum de işte. Çıksın ağzından şu kelime. Şansa bak sosyal medyada yazarken ya da hızlı yazarken hata yapılan yer %90 "de" ve "ki" bağlaçları ama "ve" bağlacı değil. Bak sen şu işe. Hızlı yazım sırasında dikkat etmediği için her cümlesinde "ve" bağlacını yapıştıranı görmedim. Demek ki kıvırmamak lazım. Ben kıvırma konusundan rahatsızım.
0
nawar
(27.12.24)
Bu kadar takıntılı olacağını hiç tahmin etmezdim. Takıntı diyorum zira yazinin içeriğini bırakıp de da ayrımını daha çok önemsemek bir tür takıntı olmalı. Evet bir hatadır olmasa iyidir . Ama defterden silerim zekasından şüphe duyarım deyince de ben yazıyı anlayamamış buna takıyor derim Zira ben bir yazıyı okurken anlam kayması yaşamadığım sürece ( ki bu yazının akışı ile alakalı aynı zamanda) doğru mu kullanılmış yanlış mı kullanılmış farketetmem bile. Bunun için yazıyı bu gözle tekrar okumam gerek. Tekrar ediyorum evet de ve da ayırımini doğru yapmak gerek ama bunu yazının bütününü yok sayarım demek hani Einstein nin formüllerini tahta da gösterip abi paydalari eşitledi mi diyen adama benzetiyorum. Bence asıl cahillik burada
0
🌸sonhakan
(27.12.24)
hem de nasıl!!!
yorum yapmıyorum.

bu takıntımın altında KONFİÇYÜS (editledim) "bir ulusu yok etmek istiyorsan önce dilini bozacaksın" cümlesi geliyor., sonrasında da her sabah içtiğim ant, Atatürk'e verdiğim yemin.

sen bu ülkenin vatandaşı olarak bu ülkenin dilini doğru kullanamıyorsan bir sorun var demektir.
özellikle de öğretmenlerin bunu yapıyor olması daha da üzücü.

ayrıca ben anlamıyorum ilk okuduğumda ne demek istendiğini. birkaç kere okumak zorunda kalınca da okumuyorum.

hemen sosyal sınıflandırma yapıyorum ve yanılmıyorum maalesef. "iyi bir eğitim, öğretim hayatı olmamış" diyorum.

sevgili seçerken de bu kriteri kullanıyorum. arkadaşlıklarımı ve tanışıklıklarımı bile buna göre düzenliyorum. Basit iki üç kuralı günlük hayatına uyarlayamayan insanın kendine ve vatanına katkısı ne kadar olabilir?

o kadar basit ki bir de bu kurallar.

"ya da" ayrı yazamıyorsan veya kullan.
her şey ayrı yazılır.
de ve da'yı ayırmak için de,
"bu bende var"
"bende de var" otur düşün ve kaliteni yükselt.

o kadar abartanlar var ki ciğerim dağlanıyor.

yapmayın kuzum. 1980'ler trt arşivlerinde köylü çocuklarla yapılan röportajları seyretseniz kalite ile ne demek istediğimi anlarsınız belki.

çok üzücü maalesef. çok takılıyorum. esefle de kınıyorum.
0
mathilda.may
(27.12.24)
Bu konu en az 15 sene okulda öğretilmiş. Hala anlamamışsa öyle adamın ben amına koyim. Ne mesleki bilgisine, ne de yaptığı işe güvenirim. Basit bir kuralı öğrenemeyen adam üniversitede dinlediği dersi mi öğrenecek? Yazarken dikkat etmeyen adam, yaptığı işte mi dikkatli olacak?
0
nickini vermek istemeyen uye
(27.12.24)
Takiyorum ama -de ekinden ziyade -misin soru ekini ayri yazamayanlara daha cok takiyorum cünkü bu ek özelinde bir istisna da yok. Direkt zeka testi yemin ederim. -misin gördügün yerde ayri yazacaksin iste.
Bir de nokta diye bir mefhum var. Asiri güzel bir sey. Onu koyuyorsun cümlen bitiyor.
Olayin sosyal medyada gecmesinin bir alakasi yok. Günümüyde artik yazili, görsel ve isitsel her sey sosyal medya üzerinden gerceklesiyor. Müzeler, arsivler, bilimsel kaynaklar dijitallesiyor. Sosyal medya ya da internet ortami olmasi bir bahane degil.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.12.24)
eğer başkasının yazdığı şeyin imlasını eleştiren biriyse cevap veririm ama onun dışında evet takılıyorum ama bir şey demiyorum, Allah'ından bulsun :)
0
matilda
(27.12.24)
Günlük hayatta imla kurallarına (bir iki bilinçli istisna hariç) uyarak yazı yazarım. İstisnalarım da ağabey/bayağı yerine abi/baya yazmak gibi ufak aykırılıklar :d Mobilde yazarken bile typo yaptığımı fark edersem mesajı atmadan düzeltip öyle atarım. Bunu dil kutsaliyetinden yapmıyorum, dili korumak, onu kutsal olarak görmek, gereksiz anlamlar yüklemek bana çok mantıklı ve anlamlı gelmiyor sadece kendime ve karşımdakine saygımdan hoşuma gidiyor bu kurallara uymak.

Ha ama mesela @m e b'in verdiği örneklerden bazılarını yaparım. Türkçe cümlenin içine yeri geldiğinde İngilizce kelime katarım, post atmak gibi modern tamlamaları kullanırım. Bunların dile zarar verdiğini düşünmüyorum. Okt*y Sin*noğluculuk oynamaya gerek yok. Dilimizi koruyalım gibi ne anlama geldiği zerre belli olmayan tabirlerle dövünmek de gereksiz. Dil canlı organizma olarak kendi yolunu bulur zaten, korumak onu zaman içinde dondurmak olmamalı.

Soruya asıl cevap; bağlaç/edatları yanlış kullanan, çok bariz yazım hataları yapan kişiler görünce kişinin pozisyonuna da bağlı şekilde belli bir miktar sinir oluyorum ama yüzüne vurmam, ad hominem yapmaya gerek yok.
0
nundu
(27.12.24)
takiliyorum, bu kadar basit bir kurali hala ogrenemeyen de gitsin dumanla haberlessin. konuyu da anlamiyorum ayrica.
0
bay b
(27.12.24)
@ sonhakan;

" Zira ben bir yazıyı okurken anlam kayması yaşamadığım sürece ( ki bu yazının akışı ile alakalı aynı zamanda) doğru mu kullanılmış yanlış mı kullanılmış farketetmem bile. Bunun için yazıyı bu gözle tekrar okumam gerek. "

fark burda hocam, ben ilk okuduğumda hiç çaba sarfetmeden bu işte bi terslik var diyorum yanlış yazılmışsa yani direkt olarak gözüme çarpıyor hata.

Siz bunu normal şekilde okurken farketmiyorsunuz, ben normal şekilde okurken hiç çaba sarfetmeden gözüme çarpıyor, samimiyetle söylüyorum, şekil olsun diye değil.
0
kumandanim
(27.12.24)
(5)

Squid Game

rock n roll
2. sezonu izlediniz mi? Bugün gösterime girdi gerçi ama. Bir oturuşta bütün bölümleri izleyenler oluyor ya :)
2. sezonu izlediniz mi? Bugün gösterime girdi gerçi ama. Bir oturuşta bütün bölümleri izleyenler oluyor ya :)
0
rock n roll
(26.12.24)
Geceyi bekliyorum. nevaleler hazır izleyecem :)
0
gilbeys
(26.12.24)
1. sezonla alakalı hiç tahmin etmediğim bir şey vardı onu da söylemek isterdim burada ama 1. sezonu izlemeyen ve izlemeyi düşünen olursa spoiler olmasın küfür yemeyim diye söyleyemiyorum :)
0
🌸rock n roll
(26.12.24)
Ya böyle üzerinden yıllar geçince benim heves kaçıyor. Bir miktar unutuyorum hatta falan. Çok izleyesim yok o yüzden ama belli olmaz bakarsın cuma akşamı oturup sabaha kadar bitiririm :))
0
kullanicadi
(26.12.24)
İlk sezonu izledim de ikinciyi izlemem muhtemelen. Benzeri La Casa de Papel'de yaşamıştım. Bitmiş bir hikayenin suyunu çıkarmaya gerek yok. Ha ama squid games ikinci sezon full özet falan izlerim belki ne anlatıyormuş diye.

Bi de Korece beni çok yoruyor, İngilizce olsa belki şans verirdim de Koreceye katlanasım yok hiç
0
nundu
(26.12.24)
Birinci sezonu çok hızlı tüketmiştim, baya sarmıştı. Ama araya çok zaman koymalarından dolayı ben de biraz çekimserim çünkü unuttum :( Henüz izlemedim ama aklımda.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(27.12.24)
(25)

milletin ölüp bittiği ama sizin beğenmediğiniz şeylerden örnekler

ala09
beyoglundaki sakarya tatlıcısı... allah aşkına arkadaslar bi insan bu tatlıyı neden över? severim ayva tatlısını ama içinde ceviz bile yok şerbetli bi meyve ve kaymak ve internette kötü yorum yok. öyle bir doyurdu ki ertesi gün hala acıkmadım tıkandım adeta hafif falan değil yani. bir diğeri dürümza
beyoglundaki sakarya tatlıcısı... allah aşkına arkadaslar bi insan bu tatlıyı neden över? severim ayva tatlısını ama içinde ceviz bile yok şerbetli bi meyve ve kaymak ve internette kötü yorum yok. öyle bir doyurdu ki ertesi gün hala acıkmadım tıkandım adeta hafif falan değil yani. bir diğeri dürümzade. bildiğin kasap KÖFTE gibi bi adana. salatası çok iyi ama adanası normal/iyi anthony bourdaini getirecek bi olayı yok(tamam ona gelmedi de gitti sonucta)("biz anthonynin intiharına inanmıorz"). yedikten sonra mızmızlanmak istemedim ortam bozmamak için, övülmeseydi yine bi şey demezdim övülünce sinirleniyorum.......daha önce de cool lime, bubble tea gibi NAZO çakması içeceklerin övülmesine şok oluyordum

sizde neler var?
0
ala09
(25.12.24)
oranin ayva tatlisini cok seviyorum. ama herkes sevecek diye bisey yok.

basima bir is gelmeyecekse asure diyorum. tam varos tatlisi:D
0
buenosdias
(25.12.24)
Cool lime konusunda seninle aynı fikirdeyim. Çok baskın nane tadı var ve aşırı şekerli. Bunlar için tekrar bir ayarlama yapsalar belki iyi olurdu.

Buraya da sormuştum cool lime için güzel mi diye. Denedim, çok merak etmiştim ama bu sebeple içemedim. Baskın tatları sevmiyorum. Kereviz bile yiyemiyorum çok ağır ve baskın bir tadı var. İçine girdiği her malzemenin tadını bastırıyor. Konuyu kerevize getirmeyi nasıl başardım onu da bilmiyorum :))
0
rock n roll
(25.12.24)
Aşure +1
0
sacrilegious
(25.12.24)
Kesinlikle serpme kahvaltı (bir iki yeri hariç tutabilirim İstanbul için)
Diken diken oluyorum birisi teklif ettiğinde. Önüme özenli bir eggs benedict, croque monsieur, acai bowl vs gelmedikçe doğranmış domates salatalık, peynir, zeytin, reçel görmek istemem dışarda kahvaltı yaparken. Zaten artık mecbur kaldığımda en kötü sadece menemen, omlet falan yiyip kalkıyorum.

Bir de pişi. Ne var bu pişide ya tek sevmeyen benim heralde. İnsanın midesine oturan yağlı bir hamur.
0
kullanicadi
(25.12.24)
dubai cikolatasi
chicken wings
kfc
0
sonsuz
(25.12.24)
Midye dolma. Olmasaydı da olurduk diye düşünüyorum.
0
fildirfildir
(25.12.24)
sezen aksu, ay çekirdeği, siyah çay, dubai, aşure +1
0
bartholomew87
(25.12.24)
PROFİTEROL demek istiyorum. tabi ki hakkını vererek yapan mekanlar var (bomonti deki batard 'dınki gayet iyiydi) ama böyle adı 'x profiterolcüsü' tadında olan onbinlerce yorum, 5 yıldız, hakkında ultra güzel şeklinde öneriler yapılan mekanların profiterolleri gerçekten fecaat. zaten bunu örtmek için galiba; süt tozlu, nişasta dolgulu hamur topunu %80i glikoz şurubu olan çikolata sosun içine gömüp veriyorlar
0
lüzumsuz adam
(25.12.24)
Sezen Aksu
Yeşilçam filmleri ve dönemin popüler figürleri (türkan şoray vs)
Apple ürünleri
Mercedes G serisi arabalar


Boş zamanlarımda kafayı takacak yeni konsept arayan biri olarak ilk aklıma gelenler bunlar ama kesin başka unuttuğum şeyler vardır.

Yemekle ilgili olarak;

Tencere yemekleri. Biraz fakirlikten çıkmış gibi ya. Sebzeleri de bakliyatı da eti de daha iyi pişirme yöntemleri var. Çoğu tencere yemeğini pek sevmem.

Aşure net. Geçen sene komşuyu geri döndürmüşlüğüm var ben gerçekten sevmiyorum israf olacak başkasına verin diye :d

Deniz ürünlerini çok seven biri olarak midye dolma da pek benlik değil. Yiyene laf etmem de daha iyi bira yancıları falan var bilemiyorum.

Islak hamburger. Bi kere yedim, yani denk gelsem yerim çok kötü değil ama böyle bi ıslak olsa da gömsem demem herhalde.

Aşşşırı çikolatalı tatlılar. San Sebastian istiyosun (ki çok severim yanık tatlıları) üzerine bir dünya çikolata döküyor. Bi ara da böyle değişik tatlıcılar türemişti tuhaf isimli çikolata bulamacı tatlılar satıyolardı. Çikolata severim de Fildişi Sahilli bir işçinin günlük mahsulünü bi kerede tüketmek istemiyorum lol
0
nundu
(25.12.24)
Zincir kahvecilerde satılan, 35000 çeşit krema, şurup, tatlandiriciyla yapılan kahveler. Ben düz americano ya da filtre kahve içerim her yerde. Bir yudum alsam boğazım yanıyor diğer kahvemsi içeceklerden.

Çay. En son 3-4 ay önce bir bardak içtim sanırım. Bitki çaylarından bahsetmiyorum.

Yeniköy'de Emek Manticisi var, bütün arkadaşlarım mantilarina bayılır. Zaten bayağı da popüler bir yer. Bana gore fazla haşlanmış mantidan ibaret tabakları. Hiç sevmiyorum.


Yiyecek içecek dışında da ilk aklıma gelen şey Ugg oldu. Popülerliğini asla anlamıyorum.
0
fraise
(25.12.24)
- 3. dalga kahveciler
- çoğu dönerci
0
orpheus
(25.12.24)
kahve, çay, alkol
antep'teki İmam Çağdaş

(antoni'nin intihar ettiğine ben de inanmıyorum)

sezen aksu+1
levent kırca, kemal sunal ve o dönemlerde subliminal şekilde beynimize ahlaksızlığı sokan türk filmleri ve "program"ları

türlü yemeği (aka patlıcan nasıl katledilir yemeği)

sevdiklerimizi de sorcan mı? ben söyliyim arada patlıcan reçeli mmmmmm
0
mathilda.may
(25.12.24)
Hatay soslu döner
Maydanoz döner
Dubai çikolatası
Breaking bad
Patso
Kadında crop görmek
Büyük meme
0
alimcgraw
(25.12.24)
instagram'da story atmak. saatlerce reels izlemek. hayatını burada yaşamak.
bamya, pırasa, karnabahar, midye dolma, lahana sarma, döner, iceberg marul, coleslaw salata, türk kahvesi, bulgur, adana, kuzu ızgara.
ağzı bozuk kızlar. keko rapçiler ve fanları.
0
gabe h coud
(25.12.24)
Gezmek ve Angelina Jolie (hem simdiki hem daha genc hali)
0
chickentown
(25.12.24)
Bence dünyanın en çok abartılan gıdası Oreo. Resmen din haline gelmişti bi ara, nasıl bir reklam yürüttülerse :D

Sevmiyor değilim, ama abartıldığını bence kabul etmeliyiz.

Gerçekten beğenmediğim bir şeye örnekse crocs. Çünkü çok çirkin. Ayağım rahat edebilir ama kafam hiç rahat etmiyor :D
0
akhenaten
(25.12.24)
Uzun tırnak, story.
0
Kahvedesu
(25.12.24)
Dar slim fit pantolon.
0
wd40
(25.12.24)
volkan demirel. adam sırf depremde ağladı diye millet abarttı da abarttı. zamanında gazeteciyi evinden aldırmakla tehdit etti. sahada yaptıklarını söylemeye bile gerek yok. sokak hayvanlarına bile laf söyledi lan herif:) depremde o kadar insan seferber oldu, bunun kadar konuşulmadı. nasıl bir algı anlamak güç.
0
nothing in my way
(25.12.24)
Ortaoyunuyla başlayan, günümüze kadar gelen, Türk tiyatro sinema tarihindeki aptal ama aynı zamanda şeytana külahını da ters giydiren komik tiplemelerin tamamı, Pişekar'ın Kavuklusu, Cilalı İbo, Turist Ömer, Kemal Sunal vs.

Cehaletin parlatılmasının yapı taşları
0
Mirket
(25.12.24)
"minik dokunuşlar" isimli estetik müdahalelerden rahatsız oluyorum.

Mesela bir psikoterapist arıyorum İnstagram'da, tam fikirleri aklıma yatıyor akıllı buluyorum falan, bir de bakıyorum ki deli gibi müdahalesi, plastik maske gibi bir yüz. Tuvale kalın kalın atılmış fırça darbeleriyle sabitlenmiş yağlı boyadan ibaret gibi duran bir makyaj. Doğallıktan uzaklaşmak çok ama çok rahatsızlık veriyor bana.

Kaskatı değilim, öyle durumlar gördüm ki o burun kesinlikle düzeltilmesi gereken bir burun gerçekten ama onun kadar yamuk olmayan burunlar, hiç de yokmuş gibi durmayan kaşlar, kendine mahsus bir şekli ve karakteristik bir görüntüsü olan o dudaklar, yüzün kendine ait yapısı... Bunlarla bu kadar oynanması çok rahatsız ediyor. Karşımda sürekli olarak rahatsızlık huzursuzluk hissi yaşayan biri varmış gibi hissediyorum ben de huzursuz oluyorum.
0
muhayyer divan
(26.12.24)
- tulumba tatlısı, güllaç, bilmemkaçı bir arada, şekerli kremalı kahveler, rakı, jack daniel's, serpme kahvaltı, mc donald's/burger king/kfc/pizza hut/pizza lazza, yemekte sunum şovu yapan yerler
- keko rap, arabesk, eller havaya pop, ahmet kaya, sezen aksu, ibrahim tatlıses
- elden ring, dragon age the veilguard,
- breaking bad, güç yüzükleri, güncel Türk dizileri
- ugg, şort etek, tayt
- ghostlama, manifest etme, datee çıkma vb. çakma ifadeler ile mezuna kalmak, görüldü atmak vb. A -1 Türkçe kelimeler
- bmw
- dudak dolgusu, çene ve elmacık kemiği belirginleştirme ameliyatları, yüze enjekte edilince mimiksiz bırakan diğer tüm zımbırtılar, insanda olduğu için pençe diyemediğimiz tırnaklar


Her maddeye beşer tane daha ekleyebilirim sanırım.
0
nawar
(26.12.24)
asure'ye katiliyorum. hic sevmedim, hic anlamadim. tatliya nohut koyulur mu arkadasim?

tesla. cybertruck gibi ucubeler. araba olarak inanilmaz kalitesiz ama bu woke tayfayi zamaninda iyi tokatladi elon. sattigi arabanin her yeri dokuluyor ama konsola koca dokunmatik ekrani koyunca millet kendini bir sey sandi. butun woke arkadaslarim agliyor simdi teslalari ellerinde kaldi satamiyorlar da. elon'dan da nefret ediyorlar.

super lig. millet hala izliyor inanilir gibi degil. kavga falan ediyorlar. hakemler bunlari dogruyormus falan. 18 yasindan beri izlemiyorum deli gibi futbol oynamama ve izlememe ragmen.

instagram. tamamen bos adam isi.
0
antikadimag
(26.12.24)
@nawar'ın entry'yi görünce aklıma geldi.

GTA serisi. Hatta RDR'yi de ekleyebilirim. Rockstar oyunları hiç ilgimi çekmiyor. GTA 6 çıkacak hype'ı tüm dünyada var. Benim hiç ilgim yok. Çocukken Vice City ve San Andreas oynadım da GTA 5'i anca bu sene alıp deneyeyim dedim 1 saat dolmadan sıkıldım. RDR 2'de de benzeri olmuştu

Bi de Souls oyunları, Elden Ring ve tüm soulslike oyunlar. Hiç oynamadım ama atmosferi ve boss savaşları hiç ilgimi çekmiyor. Zor oyun da sevmem pek.
0
nundu
(26.12.24)
-dubai çikolatası (çikolatalı saman gibi ama çok yoğun ve bayıyor)
-moda'daki meşhur dondurmacı (herhalde blendırdan geçirilmiş buza renklendirici sürsek aynı tatsızlığı alırız)
-helvacı ali (helvayı zaten sevmem ama resmen çamur/macun kıvamında ürünleri)
-mcd- bk hambugerleri (saman gibi tatsız ve ufacık, içi bomboş)
-"meşhur x'çi" tarafından satılan herhangi bir ürün
-kadınlardaki uzun, iğrenç tırnaklar
-kadınların kirpiyi model almış gibi kestirip biçtirdikleri burunları
-kemal sunal
-behzat ç ve gerçek hayatla senaryoyu karıştırmış avaneleri
-crop
-rock/metal
-futbol
-kadıköy
-starbucks

şimdilik bir çırpıda aklıma gelen şeyler bunlar.
0
m e b
(26.12.24)
(13)

Sevmediğim İş Arkadaşına Hediye

auroraaurora
Mütekabiliyet ilkesi kapsamında almış bulundum. O kozmetik ürün almış; ben başka yerden yürüyeyim dedim. Şu üzerine isim yazılan Oscar heykelciklerinden aldım. Üzerine X'in süper kahramanı yazdırdım. Sorun şu ki; kadından hiç hazzetmiyorum. Ama hediye alınca hemen yelkenleri suya indirdim. :D Şimdi
Mütekabiliyet ilkesi kapsamında almış bulundum. O kozmetik ürün almış; ben başka yerden yürüyeyim dedim. Şu üzerine isim yazılan Oscar heykelciklerinden aldım. Üzerine X'in süper kahramanı yazdırdım. Sorun şu ki; kadından hiç hazzetmiyorum. Ama hediye alınca hemen yelkenleri suya indirdim. :D Şimdi hediyeyi verip vermemek konusunda kararsızım. Düz, nötr bir şeyler mi baksam?
0
auroraaurora
(25.12.24)
Çok kötü bir hediye almışsın zaten :) mum al, kozmetik al bundan daha iyi
0
grimavi
(25.12.24)
dalga geçer gibi olmuş hediyen. ayıp.
0
elorelia
(25.12.24)
Nesini beğenmediniz yahu :) Ben tam tersi fazla özenilmiş bir hediye gibi algılanmasından endişelenmiştim.
0
🌸auroraaurora
(25.12.24)
bence yanlis dusunuyorsun; hediyen dogru. cunku tam da haz etmedigin kisiye alinacak samimiyetsizlikte bisey almissin. bunun bi tik ustu, isminin yazili oldugu superkahraman pelerini falandir.
0
buenosdias
(25.12.24)
eksiden bi milyoncu tarzı yerlerde satılan bir şeyden bahsediyoruz. birbirinize manevi hisler beslemediğinize göre alıp evinde sergilemeyecek, bi köşeye atacak. faydasız ve saçma. kaliteli bi biblo filan olsa bari. kadından hazzetmiyor olman on kötü bir hediye alman için sebep değil.
0
elorelia
(25.12.24)
Üzerine kadının ve departmanının adını yazdırdım. :/ Kinayeli algılanmasını anlarım da bir dünya para verip aldığım şeyin bayağı olduğunun düşünülmesi üzer doğrusu.
0
🌸auroraaurora
(25.12.24)
bana da hiç sevmediğim bir arkadaş hediye verdi bu sene :D ben de karşılığında samimiyetsizce bir yılbaşı çorabı alıp verdim. böyle bişi ok bence :)
0
theseachange
(25.12.24)
hocam oscar heykelciğini düşmanına vermez insan alsfalshgasf

2000lerin başında falan bitti onun dönemi. (yılın annesi, yılın eltisi falan yazardı millet)

sen de bi kozmetik ürün al geç bence.
0
brkylmz
(25.12.24)
Sanırım 15 sene önce dedeme almıştık o zaman popülerdi sen hesap et. Kupa ya da çorap alsaydın daha iyiydi. Katia'da güzel yılbaşı çorapları var kutulu falan 4 lü 5 li.
0
kullanicadi
(25.12.24)
hocam afedersin ama çok güldüm ya :( gerçekten birine alınabilecek en dandik hediyeyi almışsın. Yılbaşı çorabı ya da yılbaşı temalı bi mug al geç. Hem işe yarar hem de kullandıkça seni hatırlayacağı için belki sana karşı pozitif his besler. Biri bana Oscar heykelciği alsa içimden baya dalga geçerdim. Bi de şimdi hediye geldiği için odasında görünür yere koyması gerekecek ama başka görenler komik bulacak falan iyice zor durumda bırakırsın yani
0
nundu
(25.12.24)
Bana boyle bir sey gelse, annemden dahi olsa saniyesinde cope giderdi sanirim yaaa hahaja. Cok kotu bir hediye ya. Mum filan alin.
0
kassiopeia
(25.12.24)
bu biraz saldırgan ve işlevsiz bir hediye olmuş olabilir mi?
ben çöpe atardım böyle bir şey gelse. ikea çerçeve bile daha iyidir.

kozmetikle fişekleyin siz de.
seviyorsa dikenli olmayan sukulent aranjman olabilir.
0
mathilda.may
(25.12.24)
Kesinlikle verme. Mum, ilginç düz not defteri olabilir
0
kaset
(25.12.24)
(6)

Eskişehir hk.

HellKeePer
selamlar, cumartesi sabahı eskişehir'e araç bakmaya geleceğim. şehri daha önce görmediğim için cumartesi otelde kalıp haftasonunu full eskişehir'e ayırayım diyorum.google'dan araştırdığım kadarıyla gezilecek belli başlı yerler var ve hepsi 1 günde biter gibi. özel olarak görmemi tavsiye edeceğiniz y
selamlar, cumartesi sabahı eskişehir'e araç bakmaya geleceğim. şehri daha önce görmediğim için cumartesi otelde kalıp haftasonunu full eskişehir'e ayırayım diyorum.

google'dan araştırdığım kadarıyla gezilecek belli başlı yerler var ve hepsi 1 günde biter gibi. özel olarak görmemi tavsiye edeceğiniz yerler var mıdır? ctesi akşamı alkol kullanma potansiyelim vardır.
0
HellKeePer
(24.12.24)
Vejetaryen değilseniz balaban öneririm, o meşhur önünde kuyruk olan yerde değil ama Ender Kebap Salonunda yemenizi öneririm (Pazarları kapalı).

Genel olarak gezilecek yerler için bir gün yetiyor ama yoruyor bence gitmeden bir bakın en çok merak ettiğiniz bölümde keyifli takılmak her yeri gezeyim diye kasmaktan daha iyi.

Ben sazovayı hiç önermem mesela çocuklar için olduğunu düşünüyorum.
Odunpazarı güzel, oralardaki dükkanları gezmek oturup bir kahve içmek vs. keyifli.
Modern Sanat Müzesi çok güzel.
Cam Atölyesi çok güzel.

Benim en sevdiğim Eskişehir aktivitesi kulağıma kulaklığımı takıp mataramda içkim ya da kahvemle porsuk çayının kenarında yürüyüş yapmak.

Otel tutmadıysanız onu da önerebilirim her gitmemde kaldığım fiyat performans bakımından çok iyi bir otel var (The Breeze Hotel).

Nasıl özlemişim Eskişehir'i bunu fark ettim sayenizde :)
İyi seyahatler.
0
mutekebbir
(24.12.24)
ETİ Arkeoloji Müzesi çok iyidir. hava kapalı olursa iç mekan aktivitesi olur.
0
zeleno
(24.12.24)
modern sanatlar müzesi çok güzeldi ama aşırı kalabalık oluyor.
sazova biraz daha çocuklar için gibi sanki. ama hayvanat bahçesi bölümü görülmeye değer.
cam müzesi küçük, şirin ve güzeldi.
bir yerde çibörek yemiştik ama o kadar kötüydü ki adını bile unuttum.

hızlandırılmış 1 gün yeter eskişehir'e
0
yazar yazmaz yazan yazar
(24.12.24)
Arkeoloji müzesi +1

Sazova bence de sıkar, şehrin dışında güzel park ama pek de olayı yok. Hayvanat bahçesi fena değil de yanii..

Odunpazarı tarafında irili ufaklı çok fazla müze var. Modern Sanat Müzesi'ne bir girin bence mutlaka. Çok beklentiniz olmasın ama güzel müze yani. Aşırı sıra yoksa balmumu müzesi fena değil gezilir, cam müzesi belki. Ahşap, hamam, moda vs birkaç müze daha var. Onlara gerek yok.

Eskişehir'e gelmişken çibörek (bence çiğbörek daha ilgi çekici bir isim ama has eskişehirliler/tatarlar kızıyor) yiyecekseniz Odunpazarı evlerine yakın Atatürk Bulvarı üstünde Eskişehir Çibörek Evi var. Çibörek de yiyin tabii ama bence MUTLAKA Sorpa Çorbası için. Ben çorba çok sevmem ama bu gerçekten çok güzel. Papağan çibörek kötü direkt bence uzak durun ama niyeyse turistlere en çok önerilen yer burası.

Balaban kebabının pek bi olayı yok ya bence klasik soslu yoğurtlu köfte gibi, nerede yerseniz yiyin fark etmez. Ama bence Eskişehir'deyken Türkiye'nin en eski fast food zincirlerinden olduğunu düşündüğüm Pino'dan bir burger yiyin. Butik burgerci burgerinden farklı ama mcdonalds gibi de değil yani değişik bir burgerleri var rus salatalı falan. Bi kere denemek gerek bence Eskişehir'deyken.

Haftasonu içkili yer olarak pek hakim değilim ama Cassaba tarafları ya da Museum pub gibi yerlere bakabilirsiniz. Barlar sokağını tavsiye etmem üniversite öğrencileri gitsin diye yapılmış belli yani işi gücü olan adamın gideceği yer değil. Replik diye bi mekan vardı canlı müziği falan da oluyor, oraya da bakabilirsiniz.

Porsuk taraflarını da gezin tabii bu arada. Yani yürüyerek tüm şehir gezilir zaten eğer yürümeyi seviyorsanız keyif alırsınız. Odunpazarı evlerinden Tren garına kadar olan kısmı yürüyerek gezebilirsiniz. Dediğim barlar da tren garının ilerisinde kalıyor.

Otel tavsiyesi pek veremiyorum, esogü'nün karşısında bi otelde kalmıştım ev bakmaya geldiğimde Nova Vista'ydı sanırım ismi. Orası güzel ama size ters kalabilir. Başka soru olursa sorabilirsin cevaplarım 1,5 senelik bir Eskişehirli olarak :d
0
nundu
(24.12.24)
share.evernote.com
Listeyi yapalı beş sene oldu, kapanan yerler olabilir, kontrol etmekte fayda var. (Ek: çibörek için Papağan'a gitmeyin.)
0
kobuzchu kiz
(24.12.24)
çibörek ve manti icin kırım tatar evi odunpazarinda. haftasonu orada olacaksaniz eskisehir'in gece hayati ve barlari iyidir. canli müzik olan bir yeri bulun birkac bira icin.
0
deckard
(24.12.24)
(36)

hp kitaplarını okudunuz mu? kaç doğumlusunuz?

deartheodosia
benim tüm çocukluğum hp okumakla geçti. ama yeni tanıştığım kimse hp okumamış oluyor (evet insanlara soracak kadar önem veriyorum hala). geçenlerde bi kafeden kurabiye almıştım, uff hagrid’in kurabiyeleri gibiymiş bunlar da dedim ve kimse bi şey anlamadı mesela. ya da bence insanların hangi binada o
benim tüm çocukluğum hp okumakla geçti. ama yeni tanıştığım kimse hp okumamış oluyor (evet insanlara soracak kadar önem veriyorum hala). geçenlerde bi kafeden kurabiye almıştım, uff hagrid’in kurabiyeleri gibiymiş bunlar da dedim ve kimse bi şey anlamadı mesela. ya da bence insanların hangi binada oldukları karakterleri hk önemli doneler veriyor. ne düşünüyorsunuz???
0
deartheodosia
(23.12.24)
Benim tüm cocuklugum Harry Potter kitapları ve filmleriyle geçti; koca kadin oldum, hala çok severim. Saçlarım biraz kabarsa "yine Hagrid'e döndüm" derim en basiti, günlük dil kullanimima da yerleşmiştir yani; etrafımda anlamayan kimseyi görmedim şimdiye dek.

94 doğumluyum. İlk filmi de ben 7-8 yaşlarındayken çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Sinemada kendimi bilerek izlediğim ilk filmlerden biridir.
0
fraise
(23.12.24)
ilk 4 kitabı okudum.
0
wd40
(23.12.24)
Hp öncesi yüzüklerin efendisi nesliyim ama hp nesli de yaşlandı artık o muhabbeti bulamazsın artık

Edit: 95 sonrası okuyan kalmamıştır
0
grimavi
(23.12.24)
@grimavi abim 87li, kuzenim 94lü, ben aralarındayım. üçümüz de hp okuyorduk ve kitapların yayımlanmasını bekleyen nesildendik. belki 95 sonrası daha uygun olabilir buna
0
🌸deartheodosia
(23.12.24)
93 doğumluyum, seriyi yeni bitirdim:)
0
nothing in my way
(23.12.24)
ne kitabını okudum ne filmini izledim.
0
rentts
(23.12.24)
96lıyım, hp ile büyüdüm. Eskisi kadar manyak olmasam da potterhead'im, beynimde zibilyon trivia var evreniyle ilgili. Ravenclaw'dan selamlar :d

Hatta son üç dört gündür kız arkadaşımla rewatch yapıyoruz seriyi, bugün melez prensi izledik.

İlk 5 kitabı annemle beraber okumuştuk, ben 5-6 yaşındaydım ilk kitaba başladığımızda. Okuma biliyordum ama uzun diye annem okudu, 5. kitap 1114 sayfaydı yine de beraber okumaya devam ettik :D son iki kitabı kendimiz okumuştuk ama ahaha. Sonra iki üç kez daha tüm seriyi okudum tabii ki.

Mesela Hogwarts Legacy oyununu da iki defa %100 olacak şekilde bitirdim, ilk çıktığında ve bi iki ay önce olacak şekilde. Çocukluktan beri beklediğim bir oyundu.

Benim neslimde kitapları okuyan var baya ama filmleri izlemeyen yok gibi. Belki 2000 sonrasında o kadar popüler olmayabilir bilemiyorum.
0
nundu
(23.12.24)
90, bütün kitapları okudum 4 ve sonrasını mı ne bekledik yıl yıl okuduk diye hatırlıyorum. Filmlerin de ilk 5'ini sinemada izledim, sonra filmlerini sevmedim devamına ilgim kalmadı.(ama kitaplar çok iyiydi diye hatırlıyorum) Bu arada ilk filmin tanıtımını bile çok net hatırlıyorum haberlerde mi ne McGonagall'ın kediden dönüşüm sahnesi falan gösteriliyordu acayip görsel efektli çok iyi film gelecek diye tanıtıyorlardı :)

Ya özellikle 99 ve sonrası bizim için önemli olan hiçbir şeyi bilmiyor. HP, The Matrix, Lotr, Geleceğe Dönüş, The Mask, Looney Tunes çizgi filmleri, Pokemon vs...

edit: bu arada bir hayal kırıklığımı anlatayım. Çocukken Türkiye'den bakarken HP dünyası çok büyülü geliyordu. 24 yaşımda İngiltere ve İskoçya'yı gördüm, aslında çok müthiş bi yaratıcılık yokmuş J.K. Rowling zaten o dünyanın içinde yaşıyormuş dedim :/ yarattığı dünya müthiş ama filmde gördüğüm ortamlar çocukken çevremde hiç görmediğim şeylerdi ve büyüleniyordum, aslında o dünyanın UK olduğunu fark ettim.
0
nhk ni youkosu
(23.12.24)
1995.

hp ben ilkokul ve lisedeyken büyük olaydi. bana cocuksu geliyordu ama büyü falan ne diyordum. hicbir serisini okumadim. filmlerine denk geldiysem izledim hikayeyi de bilmiyorum. lisansi okurken de herkes quidditch oynuyordu. turnuva falan yapiyorlardi avrupa'daki okullarla. allan mallari nerdleri böyle bir salaklik olamaz diyordum fdglhkjg

2020'de ilk kez erkek arkadasimla lockdown'da izledim ve bayildim.

kitaplarini da okumak isterim. verdigi mesaj zamansiz ve hikaye de cok güzel.
0
sonsuz
(23.12.24)
Senin yaşlardayım, hepsini okudum. Kitapları ilk filmi sinemada izledikten sonra okumaya başladım, liseye geçmeden güncel kitapları bitirmiştim. Son 2 kitap ben lisedeyken çıktı onları da o zaman okudum.
Hatta öss'ye hazırlanırken son 1 ayda kafa dağıtmak için tekrar okumuştum son kitabı, o geceler hala aklımda bir yandan stres bir yandan kitaptan aldığım zevk. Erken uyumam lazım ama sayfalar peşini bırakmıyor, geceliyorum...
Filmlerle devam ettim sonra, son film çıktığında da üniversitedeydim. Çocukluk ve ergenliğimin tamamında, kitabıyla filmiyle bi şekilde hayatımda olmuş. O dönemlerdeki birinin okumasa bile illa izlediği bir hikaye.

95li bir kız arkadaşım vardı o da severdi, sonrasında doğanlar da kitaba olmasa bile filmlere maruz kalmıştır. Z kuşağı uzak kalmış olabilir bir tek, bir de 85 ve öncesi diye düşünüyorum.
0
Bruce
(23.12.24)
Harry Potter'a ilgim o kadar sıfır o kadar yok ki başlığı okuduğumda H.P. Lovecraft'la ilgili zannedip onunla alakalı cevap verdim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.12.24)
91liyim. turkcelerini sayisiz defa, ingilizcesini de birkac defa bastan sona bitirdim. artik kitaplari ezberlemistim bir paragrafi okurken sonraki paragraf aklima geliyordu. benim kadar manyagi 10-15 kisi falandir turkiye'de.

filmlerini cok sevmedim, ilk filmi disinda acip da izleyeyim dedigim filmi yoktur. bir de ucuncu film fena degil. ama kitaplari bambaska bir dunyaydi. oyle buyulu bir dunyanin icine cekilmek apayri bir duyguydu. universiteye kadar sayisiz kere okudum abartmiyorum.

harry potter ile buyuyen nesildik. kitaplar 2001'de cevrildi. o zamanlar ben 10 harry 11 yasindaydi. son kitapta da ben 16 harry 17 yasinda. beraber buyumusuz. son kitabi arkadasin tanidigi kitapcidan ayirtmistik ve sinifca almaya gitmistik. cunku tukeniyordu hemen. o gece uyumayip koca kitabi bitirmistim. binam ravenclaw'dir ama slytherin'e de sempatim vardir.
0
antikadimag
(23.12.24)
@nhk

ilk kitap 99'da turkceye cevriliyor ama cok populer degil o zamanlar. dost kitabevi basiyor hatta buyulu tas diye cevirmisler. sonra seri patlayinca 2001'de yky haklarini alip o zamana kadar yazilmis ilk 4 kitabi cevirip getiriyor. turk halkinin hp ile tanismasi budur.

sonra 2 senede bir yeni kitap geldi onlari bekledik. 2003 zumruduanka, 2005 melez prens, 2007 olum yadigarlari olmasi lazim. 2003 yilinda babama aldirdigim zumruduankayi hic unutmuyorum. hatta yanina bir de dort kafadarlar kitabi aldirmistim ve once onu okumustum. hp'yi bekletip hazzi arttiriyordum :)
0
antikadimag
(23.12.24)
91 doğumluyum, ne okudum ne izledim. Yetiskinligimde bı deneyeyim dedim filmini, çekmedi beni. Çocukken de çok okuyan cok izleyen biriydim ama ya bana denk gelmemiş ya da fantastik olduğu için ilgimi çekmemiş olabilir.
0
abuzer
(23.12.24)
89'luyum ilk kitabı okuduğumda henüz filmi çekilmemişti ben de 6. Sınıftayım diye hatırlıyorum. Hepsini okudum, bütün filmlerini izledim. En son çıkan Cursed Child tiyatro metnini de okudum (keşke oyununu da izlesek). 9 yaşında oğlum var, birinci ve ikinci sınıfta tüm harry Potter kitaplarını okudu. Hatta sihirli almanak diye bir kitap daha çıktı hp evreni hakkında ansiklopedimsi. Onu gördü D&r da onu da istedi onu da okudu. Bazen gryffindor cübbesi ile geziyor, 8 yaş doğum gününü HP temalı yapmıştık, pastası Hagrid'in Happee Birthdae Harry yazılı pastasıydı.

Komşumuzun ortaokula giden kızı var kaç doğumlu bilmiyorum ama 12 13 yaşlarında sanki. O da baya Potterhead, hatta instagram sayfası açmıştı bir ara Harry Potter ile ilgili az bilinen şeyler, replikler falan paylaşıyordu kendisini zorla takip ettirmişti:))
0
kullanicadi
(23.12.24)
87, Dumbledore'un öldüğü final sayfası ile beraber kitap bitip yeni kitap beklenilinceye kadarki süreçte Dumblodore ölmedi ve işte bu da kanıtı diye dedikodu niteliğinde forum yazıları ve websayfalarının açıldığını hatırlayacak kadar fanıydım. elimde 1. baskı bazı kitapları da var. bence bir şeyi sevmenin yaşı yok. Günümüzde 90'lı yılların dizilerini tekrar tekrar izliyorsa millet bir işin ne kadar iyi olduğu ile alakalıdır.
0
denizmaniaherif
(23.12.24)
artık yaşım 34.

serinin tüm kitaplarını birkaç defa okudum, keza filmlerini defalarca izledim (hatta üniversitede baktım, bir dersin vize/finalini geçemeyeceğim, ben de tüm seriyi hatmetmiştim o gece).

yeni nesil zannedersem bunu bir kültürden ziyade dümdüz karakterler yığını vs olarak görüyor.
bir gün girdiğim bir fırında ravenclaw logolu kazak giymiş bir kasiyer vardı. "aaa, çoğunlukla gryffindor ya da slytherin'i tutarlar ama siz ravenclaw'u seviyorsunuz galiba :)" dedim. kadın da üstüne bakarak "dediğinizi hiç anlamadım, öylesine aldığım bir kazaktı" dedi. sonra harry potter'ı çok sevdiğim için bu temada bir kupa alan arkadaşıma "artık çok özlü iksirimi bununla içeceğim" dedim, bana "yaralarımıza şifa olsun" dedi :(
0
m e b
(23.12.24)
Kitapları da filmleri de zamanında zevkle tükettim ama potterhead sayılmam.
92liyim.
0
norek
(23.12.24)
Popüler kültüre ait referanslar zaman geçtikçe eskiyor ve her yeni nesille birlikte güncelleniyor. Eskinin star wars, kara şimşek, Lotr, Lost, H.P gibi kendi dönemlerini domine etmiş diziler, filmler ve kitaplar yerini yenilerine bırakıyor.

Bence arada şöyle bir fark var; eskiden bu kadar çok platform, uygulama vs yoktu ve odak çok daha yüksekti. Yani mesela Lost yayınlandığı dönemde tüm dünya aynı anda interaktif bir şekilde izlenir, teori geliştirilirdi. Bu da o dönemin popüler kültür jargonunu, referanslarını vs domine ederdi. ancak şimdi çok sayıda platform, çok sayıda uyarlama, film dizi mevcut. Çok fazla odak var ve bunlardan herhangi biri global çapta popüler olsa da bu popülerlik çok kısa sürüyor. Eskiden tek bir dizinin tek bir bölümü için yayınlandığı saatlerde şehirlerde sokaklar boşalırken şimdi insanların böyle bir dizinin varlığından bile haberi olmayabiliyor. Özetle normal bir durum, hele ülkemiz gibi kültür tüketiminin son derece kısıtlı olduğu bir yerde.
0
thracia
(23.12.24)
Ben sadece ilk kitabını okumuştum. Sonra evlendim, kızlarım oldu. Büyük kızım tüm seriyi 1 defa, küçük olanı 10 yaş civarındayken tüm seriyi 6-7 defa filan okudu, her türlü detaya hakim.
0
SiyamkedisiZorro
(23.12.24)
92liyim kitabını hiç okumadım. İlk iki filmini izledim. Çok ilgimi çekmedi
0
jülsezar
(23.12.24)
Azkaban Tutsağı nı almıştı teyzem doğum günümde, delirmiştim okuduğumda. Ateş Kadehi yeni çıkmıştı, ona da yapıştım tabi hemen arkasından. Diğer 3 kitabı beklemek çileli ve keyifliydi. utopyam, esrardairesi gibi forumlarda çok sık vakit geçiriyordum.
Hatta son kitabı yine bu bahsettiğim forumlardan bir ekip çevirmişti Türkçe'ye -oldukça da iyiydi- pdfden okumuştum :D
Fantastik edebiyata meyilli olup da maruz kalanların kolay kolay kaçamayacağı bir furyaydı :v 91 liyim bu arada.
0
lüzumsuz adam
(23.12.24)
91'liyim. sayamayacağım kadar okudum ve izledim. benim güvenli alanımdır hp.
iş arkadaşımın orta sondaki kızına vermiştim, okumak istiyordu. ilgisini çekmedi mesela. ama kızıma zorla da olsa okuturum :)

hala sektör olarak ekmeğinin yenmesi çok mantıksız geliyor o ayrı. ama sadece kitap ve film olarak bakarsak ömürlük bir seri benim için.
0
elorelia
(23.12.24)
okudum, 84'luyum. ilk kitaba lise 2'de baslamistim sanirim. ilk basladigimda ne bu cocuk kitabi deyip biraktim. ama sonra tekrar basladim, ve bir daha birakamadim. tum kitaplari 2'ser 3'er kez falan okudum, filmleri de en az 3'er kez izledim. o zamanlar arkadaslarimin bircogu da okudu kitaplari. cocugum olsa okumasini isterdim.
0
lemmiwinks
(23.12.24)
Yaşlıyım.
Hiçbir kitabı okumadım. Filmleri de baştan sona hiç seyretmedim.
Ama cevapları okuyunca bir eksiklik hissettim. E pub'ını bulursam bakacağım bi.
0
Mirket
(23.12.24)
87liyim, neden okumadım bilmiyorum. hiç çevremde de görmedim. ben o zamanlarda seri stephen king okuyordum. :/
0
dilhun
(23.12.24)
89 doğumluyum. Hepsini tekrar tekrar okumuşumdur filmlerin hepsini de tekrar tekrar izlemişimdir. Mesela hatırlıyorum 5. kitabın çevirisi yayınlanmadan önceki son 50 gün yayınevinin sitesinde her gün bir sayfa yayınlıyorlardı ben de her gün onu takip ediyordum. Gerçekten bir dönemime damga vurmuştur. Ama üniversiteden sonra ilgim azaldı, şimdi de hiç yok. Mesela şimdi yeni dizi çekiliyor sanırım ve vakit ayırıp izleyeceğimi düşünmüyorum.

Büdüt: Hatırlayan var mı ya daha 5. kitabın çevirisi yayınlanmadan Sabah (sanırım bu gazeteydi) JK Rowling Sirius'un ölümünü yazdığı için ağlamış diye ana sayfaya yazarak spoiler vermişti?
0
peki madem
(23.12.24)
gururlu bir ravenclaw üyesi olarak okudum, filmlerini de defalarca izledim. 90 doğumluyum. çevremde hp'ci olduğunu iddia eden ve bina isimlerini bile hatırlamayan köpük birkaç kişi dışında tamamen gözden düşmüş bir seri.
0
brakgn
(23.12.24)
@sanem, bir bilim adaminin romaninini lise sonda okumustum ben de cok etkilendigim bir kitapti.
0
sonsuz
(23.12.24)
Kitapları 2 defa okudum. Eskiden kitapları okumamış ama filmlere hayran görünce şaşırıyordum. Dövmeli bir kızla tanıştım. 1 sayfa kitap okumamış. Filmlerin kesinlikle kitabı okumuş kişiler için yapıldığını düşünüyorum. Kitap okumayanlar için anlamsız şekilde geçen bir sürü sahne var. O yüzden garipsemiştim okumamasını. Artık takmıyorum.

Benim gibi 30 yaşını geçen herhangi birinin ilk defa oturup da Harry Potter okuması çok zor. İlk 2 kitap direkt çocuk kitabı. Ben ilk üç kitabı orta okulda bitirmiştim. Harry benden büyük ama kitapların Türkiye'deki çıkış tarihleri ile neredeyse Harry ile birlikte büyüdüm gibi oldu. Geçen gün 3. defa tekrar başladım okumaya. İlk iki kitapta epey göz devirdim ve sıkıldım mesela.
0
nawar
(23.12.24)
@antikadimag ben de her kitabı 50’den fazla okumuşumdur, abartmıyorum. canım sıkıldığında herhangi bi kitap/sayfayı açıp okumaya başlardım.

bende evde bir ilk okuduğum kitaplar, bir ingilizce seri bir de yeni baskı seri var. boşandığım kişi evde 3 hp serin var, sorunlusun falan diyordu :d if you know you know durumu.

ne çok seven varmış ayrıca, mutlu oldum :) buluşup hp günü yapalım! (ben de ilk filmler dışında filmlerini izlemedim.)
0
🌸deartheodosia
(23.12.24)
@deartheodosia Amerikan İngilizcesi mi, İngiltere İngilizcesi mi? Hangi ülkede basıldı? Sadece "cookie-biscuit" ya da "gas-petrol" gibi kelime farkı yok. Daha ciddi farklar var.

www.hp-lexicon.org
0
nawar
(23.12.24)
87 doğumluyum.
fantastik edebiyat, bilim kurgu ile beraber hiç ilgimi çekmeyen alan olduğu için okumadım. fantastik edebiyat'a az da olsa ilgim olsa kesin okumuş olurdum çünkü çok popülerdi.
0
wilhelmwasmuss
(23.12.24)
filmlerde ilk iki film kitaplara daha sadık ve biraz daha çocuksu ruh var, üçüncü film tam ara geçiş ve serideki en iyi yönetmen olan Cuaron'un filmi olduğu için gerçekten iyi bir film. Keşke tüm seriyi Cuaron çekseydi dedirtiyor ama mümkün olmazdı tabii :D Dört rezil, Mike Newell ile niye tekrar çalışmadıkları belli. Dumbledore'un saçma atarları falan aklıma geldikçe cringe oluyorum (meşhur bi did you put your name in the goblet sahnesi vardır bilen bilir). 5'ten sonra Yates ile devam ettikleri için belli bir sinematografik dil tutturulmuş ama kitaplardan uzaklaşma iyice belli oluyor bence.

Oyunlarını oynayan varsa bilir, ilk üç oyun tamamen kitaptan esinlenen, grafikleri çizgi film tadında ve macera hissini iyi yaşatan oyunlar. Dördüncü oyun yine rezalet tamamen co op oyunu yapmışlar. 5-6 tamamen filmlerin oyunu, ilk üç kadar olmasa da çıktığı dönemde keyifle oynamıştım. 7. filmin oyunlarına ise 1 saat dayanamadım korkunçlardı. Kitapları seven için LEGO oyununu tavsiye ederim. Bir de tabii ki Hogwarts Legacy çok keyifli, kusursuz bir oyun tabii ki değil ama Hogwarts'ı ve çevresini keşfetmek eğlenceli.

Ben de bu kadar HP seven görünce mutlu oldum. Kitapları son okumamın üzerinden birkaç yıl geçti, belki yakında tekrar bir tur atarım diye gaza da geldim :d
0
nundu
(23.12.24)
2016 doğumlu oğlanın masası:p

ibb.co
0
kullanicadi
(23.12.24)
@nawar, uk editionları var ama hiç karşılaştırarak okumadım diğerleriyle :)

@kullanicadi, çok sevimli <3 benimki de büyüsün lotr, hp her şeye bulaştıracağım :)
0
🌸deartheodosia
(23.12.24)
(3)

Harry S. Truman en kötü Abd başkanı mıdır?

mikahakkinen
Trumpu ayrırak soruyorum. Bu adam Roosevelt ölmese zaten 2. dünya savaşı bitmeden başkan olamazdı.Truman gelmeden atom bombası yapılmış ve atışa hazır gibiydi. Bu adam atom bombasını attırdığı için mi en kötü başkan? yoksa lise mezunu olduğu ve diğer handikaplı kararları yüzünden mi kötü?zaten bu ba
Trumpu ayrırak soruyorum. Bu adam Roosevelt ölmese zaten 2. dünya savaşı bitmeden başkan olamazdı.
Truman gelmeden atom bombası yapılmış ve atışa hazır gibiydi. Bu adam atom bombasını attırdığı için mi en kötü başkan? yoksa lise mezunu olduğu ve diğer handikaplı kararları yüzünden mi kötü?
zaten bu başkanlar maşa değil mi?
0
mikahakkinen
(19.12.24)
bütün sorularına hayır.
en kotü abd başkanları nixon ve biden
0
abelardo
(19.12.24)
Buchanan, Hoover gibi başkanlar en kötüler listesinde. Buchanan, Lincoln'den önce gelen ve İç Savaş'a yol açan başkan. Hoover da büyük buhran'ı derinleştiren kararlar veriyor. Daha önemsiz başkanlar da var listede son sıralarda ama onlara çok hakim değilim. Trump da yine son sıralarda kabul ediliyor genelde

Truman gördüğüm listelerde top 10'da hep. Atom bombası atma kararı ile tartışmalı bir figür ama ABD için şu kararı ülkeye zarar vermiştir diye aklıma bir şey gelmiyor. Ama %100 hakim de değilim tabii
0
nundu
(19.12.24)
iyi kotu neye gore.

bence insanlik acisindan en berbat baskan acik ara reagan.
0
hot potato
(20.12.24)
(9)

Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve Dergah Yayınları

nundu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü alacaktım ama internette sadece Dergâh yayınları basımı var. Dergâh yayınları da neymiş diye bakınca Nurettin Topçu'nun fikri devamı olduğunu gördüm, bu da beni rahatsız etti. Bu kitap için başka alternatif yok mu yayınevi olarak? YKY falan vardı sanki eskiden ama artı
Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü alacaktım ama internette sadece Dergâh yayınları basımı var. Dergâh yayınları da neymiş diye bakınca Nurettin Topçu'nun fikri devamı olduğunu gördüm, bu da beni rahatsız etti. Bu kitap için başka alternatif yok mu yayınevi olarak? YKY falan vardı sanki eskiden ama artık basmıyor mu? Güvenilir bir yayınevi midir bu Dergâh?
0
nundu
(17.12.24)
Kısa bir baktım ancak ben de bulamadım. Çok sorun etmeyecekseniz nadir kitapta var tabi çeşitli yayınevleri ancak 0 değil elbette.
0
akhenaten
(17.12.24)
güvenilir mi derken ne yönden bir soru bu? "işlerine gelmeyen yerleri kırpma" gibi bir şey mi? eğer öyleyse sanmıyorum; hem saatleri ayarlama enstitüsü hem de huzur'u bu yayınevinden okudum ve saçma, olay kopukluğuna neden olacak bir müdahale de göremedim.

mesela şu an ben de reşat nuri güntekin'den çalıkuşu'nu okuyorum, inkılap yayınevi'nde hakları. basılı kitabıyla e-kitap hali arasında resmen bir bölüm değişikliği/eksikliği var. bir sonraki eserlerinde buna dikkat edeceğim mesela, hiç iyi bir izlenim bırakmadı bende çünkü bu.
0
m e b
(17.12.24)
haklısın da başka çare yok yani. çeviri kitap değil en azından, kafalarına göre metinde değişiklik yapamazlar. yok ben para kazandırmak istemiyorum dersen malum yerlerde var kitapların hepsi.

edit : şoktayım, ne çıkardılar acaba
0
titanyum22
(17.12.24)
@m e b

eksisozluk.com

Şöyle bir entry'ye denk geldim de sözlükten yorumları okurken. O yuzden sormuştum

@titanyum22

Annem rica etti de ona alacaktım. Yoksa ben de dijitalden okurum
0
🌸nundu
(17.12.24)
O kitap yıllardır sadece dergah yayınlarında basılıyor herkes ordan okudu

Sayfa sayısı kitabın eni boyu font çeşidi ve büyüklüğü gibi sebeplerden değişmiş olabilir
0
grimavi
(17.12.24)
Nerden baksak 20 yıldır aynı yayınevinden çıkmış bu kitap. Bi yamuğunu görmedim açıkçası.
0
amelie poulain
(18.12.24)
@nundu
entriyi atan arkadaşa mizanpajın ne olduğunu,
boyut değişmeden sayfa sayısını değiştiren sebepleri
ve sansürün 380 sayfada 40 sayfa olamayacağını
daha dün bastığı kitabı sansürlemeyenin bugün de sansürlemeyeceğini anlatmak lazım
ya da kendi cehaletiyle başbaşa bırakmalısın, dahası sözlükte her yazılanı ağzı açık okumayı bırakmalısın
"bu doğru mu, aksi durumda neler olur" gibi temel soruları kendi başına sorabilmelisin artık
izmirli solculuğun doktorluğuna ket vuruyor
0
lambırcek
(18.12.24)
@lambırcek

Farkındaysan sorgulayıp buraya sordum böyle bir durum var mıdır diye. Konunun doktorluğumla alakasını çözemedim ama doktorluğuma laf söyleme haddini nereden bulduğunu da anlamadım. Senin gibi trollerden nasihat alacak da değilim çok şükür
0
🌸nundu
(18.12.24)
@nundu: entry'de dile getirilen bu durumun sebebi %99 ihtimalle:

1. özellikle sabahattin ali, reşat nuri güntekin, peyami safa veya tanpınar gibi o dönemlerin eserlerinde bazı basımlarda/yayınlarda dönemin dilindeki çoğu kelimeler bazen olduğu gibi yazılıp sayfanın altında/sonunda dipnot olarak "münevver: aydın", "kabil değildi: bunu yapacak gücü yoktu", "tahayyül etmek: hayal etmek" gibi açıklanıyor. ama bazı basımlarda ise o kelime yerine günümüzdeki karşılığı kullanılıyor.

2. bazen önsöz/sonsöz/yayıncı notu gibi kitabı daha iyi özümsememize ve anlamamıza yardımcı bölümleri oluyor. haliyle sayfa sayılarını çoğaltıyor ya da azaltıyor.

çok yersiz gelebilir ama yine güncel olarak okuduğum kitaptan örnek vereyim:


çalıkuşu, basım yılı 2019, sayfa sayısı 544. yazı puntoları büyük ve eski kelimeler aynen yazılmış durumda ve sayfanın en alt kısmında dipnot olarak günümüz türkçe karşılığı yer alıyor. kapak tasarımı farklı.

oysa aynı yayınevinin son baskısına göre: 384 sayfa, 2024 basım. muhtemelen hem punto küçük, hem de doğrudan günümüz türkçesi ile revize edilmiş. kapak tasarımı farklı.

yine aynı kitabın ve yayınevinin 2013 basımlı e-kitabı var elimde: 448 sayfa, doğrudan günümüz türkçesi ile revize edilmiş. kapak tasarımı farklı.
0
m e b
(18.12.24)
(3)

Devlet hastanesi acilinde cildiyeci olur mu

condom kurşunu
Kaşıntılı kabarcıklar çıkıyor cildimde birkaç gündür gidip göstersem mi diyorum acilde derici olur mu?
Kaşıntılı kabarcıklar çıkıyor cildimde birkaç gündür gidip göstersem mi diyorum acilde derici olur mu?
0
condom kurşunu
(16.12.24)
Hayir, randevu alman gerek.
0
feastofthedamned
(16.12.24)
Üç gündür oluyorsa acil değildir, ayrıca acilde acilci olur, gerekli durumda nöroloji, kardiyoloji, ortopedi vs kons atılabilir. Dermanın da acillik durumları vardır üniversite hastanelerinde falan kons atılabilecek ama bu dediğiniz öyle bir durum değil. Acildeki doktor bakar (muhtemelen içinden söver de) sonra da polikliniğe gidin der. O yüzden boşuna acili meşgul etmeyin, olası küfür yemeyin ve poliklinikten randevu almaya çalışın
0
nundu
(16.12.24)
pole gidin. belli ki acil değil.
0
jelly bear
(17.12.24)
(24)

balığın kuyruğunu yiyor musunuz?

gilbeys
Geçen gün bir kızla tanıştım, balık yemeye gittik. İstavrit yiyoruz. Ben kuyruklarını ayırınca, "Kuyruklarını yemiyor musun?" diye sordu. İçimden, "Nasıl yani? Zaten kimse yemiyor ki," diye geçirsem de, diyemedim. Sadece ben sevmiyorum diyebildim :)bu arada kız hepsini yedi :)bunun kuyruklarını yeni
Geçen gün bir kızla tanıştım, balık yemeye gittik. İstavrit yiyoruz. Ben kuyruklarını ayırınca, "Kuyruklarını yemiyor musun?" diye sordu. İçimden, "Nasıl yani? Zaten kimse yemiyor ki," diye geçirsem de, diyemedim. Sadece ben sevmiyorum diyebildim :)

bu arada kız hepsini yedi :)

bunun kuyruklarını yeniyor muydu ya :)
0
gilbeys
(16.12.24)
ben yiyorum çıtır çıtır oluyor :p
0
false pretension
(16.12.24)
ben de yiyemiyorum ama baligin beyni falan da yenir yani, yiyorlar.
balikci bir arkadasimizmis.
0
sonsuz
(16.12.24)
istavritte kuyruk kafa vs ayiracak bisey yok.
komple gomeceksin..
0
cooperr
(16.12.24)
Ozellikle yerim cok keyifli
0
Zetnikov
(16.12.24)
Kuyruk ve kafayı yemem
0
ananiyimioguz
(16.12.24)
karadenizli olabilir. bazıları yer tercih meselesi.
0
jelly bear
(16.12.24)
Çocukken yerdik kraker niyetine. Hata yapmışız :)

Bana mı öyle geliyor biliyorum ama balıkta yüzgeç ve kuyruk gibi piştikten sonra sertleşen kısımlarda çok fazla tuz oluyor
0
diyecevaplandı
(16.12.24)
Sadece hamsi, o da iyi kizarmissa. Onun disinda yemem
0
mor oje
(16.12.24)
genelde yemem. hamsiyi komple yediğim olmuştur. kılçığıyla :)
0
gabe h coud
(16.12.24)
bayılırım ve niye yenmediğini düşündün ki bu nasıl bir önyargı. çabuk dene :D
0
neira
(16.12.24)
ooo duyurunun değişikleri damlamış eksik kalmayayım :D kafasını yemem ama yanaklarını yerim… kuyruğunu ucundan çıtırdatırım ama hepsini yemem…
0
theseachange
(16.12.24)
Hamsi ve çok büyük olmayan sardalyalar bizim evde toptan yenir ayıklanmadan kılçık falan ne varsa ama hamsinin kuyrukları yemeyiz genelde. Ha yense de bi şey olmaz ama tuzlu oluyor bence de
0
nundu
(16.12.24)
evet. neden yemeyeyim? citir citir cogzel.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.12.24)
balığına göre yenir. çıtır çıtır güzel olur.
0
co2s2
(17.12.24)
canım balık çekti beaa (avrupa yakası şahika beaa'sı olarak okunur)
normalde yemem ama çok övmüşler ilk fırsatta denicem
0
titanyum22
(17.12.24)
Küçük balıkların kuyruğunu yerim ama büyükler no
0
kullanicadi
(17.12.24)
Babam yer. Etrafımda yiyen çok kişi gördüm.

Ben de çocukken yerdim ama şimdi balıgin tadını çok sevmeme rağmen kafasını ve kuyruğunu kesip öyle vermelerini rica ediyorum balıkçılardan. Asla yiyemiyorum balık formunda.

Küçük balık da yemem zaten.
0
fraise
(17.12.24)
Balık var, balık var. İstavrit, hamsi gibi balıklarda hiç ayırmam. Ama çipuranın da kuyruğunu yemem :D
0
akhenaten
(17.12.24)
İğrenç ama malsf bazı midesizler hamsiyi istavriti tekte gömüyo :(
0
abuzer
(17.12.24)
Bizzat başıma gelen olaydır. Bazıları yiyor diye ben de bir defa balığın kuyruğunu yemiştim. Sonra boğazımda bir batma hissi oldu. Ekmek yedim, onu yedim, bunu yedim derken, geçmedi. yutkunduğum zaman batma hissini hâlâ hissediyordum. Aradan iki gün geçti, baktım olacak gibi değil, hastanenin yolunu tuttum. Kulak burun boğaz hekimi kamera soktu boğazıma, evet ufacık bir şey var dedi. Gel gelelim onu oradan alana kadar ne eziyet çektim. Boğazıma soktuğu ince uzun aletle defalarca almaya çalıştı, ama ben sürekli kusacak gibi olduğum için her seferinde izin vermedim. En son kalsın dedim ben bununla yaşamayı kabul ediyorum. Bu defa doktor inat etti, alacağız bir şekilde, bırakmam seni dedi. Hemşire kafamı tutuyor, doktor bir eliyle dilimi tutuyor, diğer eliyle o aleti boğazıma sokuyor, ekrandan bakarak kılçığı tutmaya çalışıyor, trajikomik sahneler, derken son defa deneyelim dedi ve o son defada almayı başardı.

Uzun lafın kısası, başınıza bu gibi bir şey gelmemesi için, kuyruk vs yemeyin.

Edit: çipura
0
el conquerador
(17.12.24)
Çocukken yerdim, hatta en hoşuma giden yeriydi. şimdi hamsinin bile üşenmeden kılçığını tek tek ayıklarım.
0
kimlanbu
(17.12.24)
Ben de balığın kafasını ve kuyruğunu yiyemem ama babam denizden ne çıksa yiyen bir kişi olarak her yerini yiyor mesela. O nedenle balığın kuyruğu yenmez diyemem.
0
peki madem
(17.12.24)
Güzel kızartılmışsa yenir mhmm!
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.24)
hamsi tavayı komple kuyruğuyla kılçığıyla yerim.

tavada kızartılmış diğer küçük balıkların orta kılçığını çıkarıp yerim. orta kılçığı çıkarırken kuyruk da ayrılıra alıp özellikle yemem, ama kuyruk etli tarafta kalmışsa da ayırmam yerim.

büyük balıkların kuyruğu yenecek gibi olmuyor.
0
kibritsuyu
(17.12.24)
(5)

Doğum tarihi üzerinden mezuniyet hesaplama (Acil)

tahirkemalbozoglu
Dostlar Nisan 1988 doğumlu bir kişi var elimizde.Bu kişinin lise mezuniyet tarihi de 10.06.2005Bu bilgiler ışığında ilkokula- ortaokula başlama ve bitiş tarihleri nedir? Teşekkür ederimChatgptye sordum. Ama sizin görüşünüz daha obemli
Dostlar Nisan 1988 doğumlu bir kişi var elimizde.
Bu kişinin lise mezuniyet tarihi de 10.06.2005

Bu bilgiler ışığında ilkokula- ortaokula başlama ve bitiş tarihleri nedir? Teşekkür ederim
Chatgptye sordum. Ama sizin görüşünüz daha obemli
0
tahirkemalbozoglu
(16.12.24)
bence: ilkokul 1994-1999
ortaokul 1999-2002

şu an aydınlandım ben ilkokula 7de değil de 6da başlamışım.
0
jelly bear
(16.12.24)
Chatgpt doğru hesaplamistir kesin.
0
primetime
(16.12.24)
@jelly bear

İlkokula 6 yaşını doldurunca başlanır zaten.

Eskiden lise 3 seneyken ve hazırlık varken bazıları hazırlık okumayıp 17 yaşında mezun oluyordu. O mantıkla 94'te ilkokula başlamış oluyor
0
nundu
(16.12.24)
Hazırmık okumadıysa
Jely bear +1
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(16.12.24)
benim bu. ilkokula 1994 de başladım. 8 yıllık eğitim vardı 2002 de liseye kayıt oldum.
0
administ
(16.12.24)
(20)

turkiye'de camasir kurutma makinasi yaygin mi ki? neden?

fevzi123
selamlar,bildigim kadariyla turkiye'deki cogu evin/dairenin/konutun aman aman bir yer kaygisi yok camasir kurutmak icin? camasir kurutma makinasi nasil yayginlasti ki turkiye'de? sosyolojik bir karsiligi yok gibi sanki ama ben bir seyleri kaciriyorum heralde.haftada 1-2 camasir yikamiyor mu en plaza
selamlar,

bildigim kadariyla turkiye'deki cogu evin/dairenin/konutun aman aman bir yer kaygisi yok camasir kurutmak icin?

camasir kurutma makinasi nasil yayginlasti ki turkiye'de? sosyolojik bir karsiligi yok gibi sanki ama ben bir seyleri kaciriyorum heralde.

haftada 1-2 camasir yikamiyor mu en plaza calisani buyuksehirli bile? onlarin da haftada 10*2 dakika camasir asacak vakti yok mu? camasiri dogal yollardan kurutmanin daha iyi oldugu duyari twitter'da kasilmadi mi?

vs vs vs

kurutma makinaniz var mi? neden var? ihtiyac mi? neden?

tesekkurs'n'sevgilerden bir demet
0
fevzi123
(16.12.24)
yaygın değil. elektrik pahalı. kurutma makinaları pahalı
0
wd40
(16.12.24)
Baştan aşağı hatalı tespitler;

“bildigim kadariyla turkiye'deki cogu evin/dairenin/konutun aman aman bir yer kaygisi yok“

türkiye’de özellikle büyükşehirde 2+1 balkonsuz evlere tıkılan milyonlarca kişinin yer sıkıntısı var

“haftada 1-2 camasir yikamiyor mu en plaza calisani buyuksehirli“

Ben nerdeyse her gün yıkıyorum spordan sonra spor kıyafetlerimi.

ben kurutmalı makine kullanıyorum.
0
rentts
(16.12.24)
@rentts

tesekkur ederim cevaplarin icin de biraz daha acarsan sevinirim acikcasi. ben sahsen uzun zamandir istanbul hayatindan uzagim ve anlamak icin sordum.

mesela kurutmai makina dedigin sey, kurutma ozelligi olan cam makinasi mi yoksa ayrica bir kurutma makinan mi var?

bi gunluk hayatin bir parcasi mi yoksa luksu mu?

istanbul hayatinda kurutma makinasinin yeri temali bir tezin yuzde 1 niteligini tasiyan bi tez sorusu gibi cevaplarsan cidden seviniriz arkadsaim ya.
0
🌸fevzi123
(16.12.24)
Artık yeni yapılan evlerde çamaşır asılacak yer yok. Evin içine koysan çamaşırların nemi havayı bozuyor rutubet yapıyor. Bu yüzden mecburiyetten kurutma makinesi alıyorlar

Onun dışında çok cocugu olan ailelerde genelde çamaşır makinesi hergün çalışır. Kış vakti o çamaşırlar dışarıda yerin olsa bile yetişmiyor. O sebeple bir tane kurutucu alıyorsun 1 saat sonra kuru çamaşırlara sahipsin
0
limonlu eksi
(16.12.24)
çocuğa kreşten her gün 3 alt üst kıyafet artı iç çamaşırı istiyorlar. artı anne baba çalışıyorsa, her gün kıyafet değişiyorsa bu soğukta nasıl kurutacaksın? bunu soran adam bunları bilmez ondan sorar. işte bu sebepten almak zorunda kaldık.
0
mikahakkinen
(16.12.24)
2007den beri kurutma makinesi kullanıyorum. Alerjik astım sebebiyle aldım, sonra deniz kenarına taşındım ki burada kışın klima ile çamaşır kurtulmaz nemden. Yıllardır elim ayağım, çok da pratik bir şey.
0
strawberry first
(16.12.24)
tozu, tüyü çok güzel temizliyor, hızlı sonuç, pahalı değil, yazın sıcakta çabuk kurabiliyor ama güneşte kalırsa da çamaşırlar zarar görebiliyor kışın sogukta zaten iki gün o çamaşırın kurumasını bekliyorsun. Sık sık yatılı misafirler için nevresimler yıkanıp kurutuluyor ben de en az iki günde bir çamaşır yıkıyorum tek başıma olduğum halde gerçekten baştan aşağı yanlış tespit. Yeni evlerde kurutmak için alan olmaması ayrı bir sebep ama İstanbul'da çamaşır kurutmak her zaman kolay değil zaten ben şu olayı sevmiyorum asıl çamaşırı tek tek asılıp tek tek toplamak bir de onun süresini beklemek falan çok uzun bir iş
0
ala09
(16.12.24)
Çevremde neredeyse herkes kullanıyor. Elim ayağım resmen, neden daha erken almamışım diye her akşam kafamı duvarlara vuruyorum. Kışın evde çamaşır kurutmak iyi olmuyor, evde alerjik astımı olan varsa rahatsız oluyor. Bir kişinin çamaşırı söz konusu olsa neyse hadi olmasa da olur derim belki ama 4 kişilik bir aile için şart. Havlular kurutucudan çok güzel çıkıyor bir de yumuş yumuş
0
kullanicadi
(16.12.24)
iki kişi yaşıyoruz. 70m2

bir yatak odası, bir oturma odası bir de depo ve ofis olarak kullandığım çalışma odam var.

kız arkadaşım sürekli çamaşıur yıkar. bence bir günde kuruyor ama ona göre nemli kalıyormuş ve üç boyunca duruyor çamaşırlar. ama her gün değilse gün aşırı yıkanıyorlar çamaşırlar. yatak odasında sürekli bir askılık var.

bir de bazen üstüne eşya atılıyor, hani sandalyeye attığımız ne çok temiz ne de kirli olan arafta kalmış çamaşırlar.

o kadar mutsuz ediyor ki beni çamaşırlar, kirli giymeyi tercih ederim kurutma problemi yüzünden.

kurutma makinesi çamaşırları yıpratıyor diye duydum, almadım.
çamaşır makinemi değiştirdiğimde kurutma özellikli bir tane almak istiyorum.

balkon ya da boş oda olmadıkça, çamaşırları oda içinde kurutmak tam anlamıyla dağınıklık.

bir de geçen yıllardan biliyorum; kuruturdum ama toplamazdım çamaşırlarımı. oradan alır giyer makineye atardım, bazı kıyafetler günlerce askılıkta kalırdı da pis olduğunu düşünür tekrar yıkardım. burası benim tembelliğimdendi, ama üstte yazdıklarım bir çoklarının ortak sorunu.

türkiye'deki çoğu ev müsait derken yeni yapılan evlerin çoğu 2+1 70 metrekare civarı. istanbulda çok daha küçükleri bile yaygın artık. 1+1 ülkenin yeni gerçeği oldu, 2+1'e şükrederiz.
0
biseysorcaktim
(16.12.24)
Kendi cevreme bakinca pek yaygin degil olarak gormuyorum ama bu artik uygulanabilir bir opsiyon olarak degerlendiriliyor. Evine girip ciktigim kisilerde, sadece bir evde gordum. Yalniz benim cevre eksiduyuru cevresinden farklidir, tahminim en iyi ihtimal 2006 yilina kadar cevremdeki bir evde bile bulasik makinesi yoktu. Biraz geriden geliyoruz yani.

Bu arada bizde de yok. Olacagini da sanmam. Camasir makinesinin ve bir askiligin sigabilecegi ufak bir alan yapmislar. Eve ait isitma sistemleri de o kucuk yerde, oraya asiyoruz, zaten nispeten sicak oluyor cogu zaman, evi etkilemeden kuruyor.
0
mbond
(16.12.24)
Kurutma makinesi koyacak yer bulmak bence daha büyük sorun çamaşır kurutacak yer bulmaktan. Ben tek yaşadığım için salonun ortasında kurutma telinde kurutmak beni rahatsız etmiyor. Haftada 2-3 makine yıkıyorum zaten çok sorun olmuyor, salonda kalorifer de açık olduğundan hızlı kuruyor.

Ama mesela kurutma makinesi alayım desem nereye koyacağım bilmiyorum. Çamaşır makinesi banyoda ama orada kurutma makinesi koyabilecek herhangi bir alan yok. Başka bir yere koymak da mantıklı gelmiyor. Ülkece banyolarımız küçük yani bence. Bi de her çamaşırın atılamaması=hiçbir çamaşırın atılamaması demek benim için. Bu makinede kurur mu diye düşünmek hoşuma gitmez
0
nundu
(16.12.24)
Robot süpürgeden sonra ekşicilerin ikinci kutsalını eleştirmişsin hocam. Çok laf yersin şimdi:)
0
nothing in my way
(16.12.24)
sebeplerini bilemem, buna yorum yapacak sosyo-eko-kültürel bir birikimim yok. ama bizim aileden örnek vereyim madem. beş kişilik bir aileyiz, annem de dahil herkes çalışıyor. çamaşır makinesi günde en az bir, en çok iki kere çalışıyor. her ne kadar bu kadar sıklığa karşı olsam da günlük kıyafet değiştiriyoruz, çamaşırlar birikiyor.

neyse. hal böyle olunca kısa programda olsa bile bu kıyafetlerin yıkanması + asması + kuruyunca toplanıp yerlerine yerleştirilmesi vs uzun bir zaman alıyor. bunun bir de kışı var. haliyle kurutma makinesi de şart gibi bir şey oldu diye eve kurutma makinesi aldım. anneme göre bu makine şu an çok iyi, kolaylık sağlayan bir eşya.
0
m e b
(16.12.24)
hiç de yaygın değil.

çamaşır kurutmak dediğiniz, çamaşırı bir yere serip beklemek. tamamen ücretsiz.

hiç bir çaba sarf etmediğiniz ve tamamen ücretsiz olan bir şey yerine para verip makine almak, hatta makineyi işletmek için elektriğe de para vermek Türk halkına hiç mantıklı gelmediğinden, kurutma makinesi o kadar yaygın değil Türkiye'de.
0
co2s2
(16.12.24)
bende yaygın değil zannediyordum ama artık çalışan y kuşağının çoğunda var, bizim karşı apartmanda hep balkonda kurutmalar neredeyse sadece 2-3 dairenin yok kurtuması.
birde kedi köpekli evlerde çok kullanılıyor artık. 196-70 kuşağının alışık olmadığı bişey, maddi durum iyiyse ancak alırlar o yüzden çoğu hala kullanmıyordur.

ben kedi yüzünden aldım, koltuklara serilen örtülerde, kıyafetteki kıllarla uğraşmaktan bıktığım için ama sonra anladım ki ciddi zaman tasarrufuda asma toplama derdi yok.

robot süpürge denmiş, o da çok yararlı şimdiye kadar almadığıma ve mopunu yıkamalı model almadığıma çok pişmanım.
0
eja
(16.12.24)
1- Yalnız yaşayan insan oranı arttı.
2- Evli çiftlerin her ikisinin de çalıştığı hane sayısı arttı.
3- Haftasonu çalışma yaygın
4- Çalışma saatleri insanların her işini görebileceği şekilde rahat değil.

Sabah 08.00 - 09.00 arası işbaşı yapıp akşam 18:30 - 19:00 gibi evde oluyorsanız yemek yapmak, çocukla ilgilenmek, ev temizliği yapmak, kişisel bakımınızla ilgilenmek gibi işlerin hepsini haftanın 6 günü 18:30 - 23:00 arasındaki 4,5 saatlik zamana sığdırmanız gerekiyor. Kafa dağıtıp koltuğa serilecek vakit yaratabiliyorsanız ne mutlu. Bu süre yeterli bir süre değil. Pazar gününü de bu işlere ayırmak istemezsiniz. Örneğin cuma akşamı eve gelir gelmez çamaşırları yıkarsanız gece yatmadan önce kuru çamaşırları katlayıp koyar haftasonu bunla alakalı hiç düşünmezsiniz.

Özellikle kış aylarında çamaşırların içerde ve dışarda kuruma süresi uzuyor. İçerde serili çamaşırlar kalabalık ve nemli bir ortama sebebiyet veriyor. Dışarda çamaşır sermekse hem kışın işlevsel değil hem de gittikçe önüne geçilmeye çalışılan bir olay, çevresel sebeplerden ötürü. Kurutma makinası denkleme girdiği zaman öngörülebilir belirli bir süre içinde çamaşırlar kuruyup dolaba giriyor ve aynı gün giymeye hazır hale geliyor. Bu özellikle de tek yaşayan ve çalışan çiftler için çok faydalı bir durum. Daha az planlama, daha az zahmet. Ütü konusunda da çok katkı sağlıyor, ütü gereksinimini büyük oranda azaltıyor.

Elinizin altında bir çamaşır kurutma makinası varsa neden kullanmayasınız sadece soruyorum?

Çamaşırla uğraşmak bir hobi değil, bir gereklilik, zorunluluk. Haliyle bunda sizin payınızı azaltan bir teknoloji varsa bu yayılır. Çok derinlemesine incelemeye gerek yok aslında. Türkiye'de henüz "yaygın" değil, ancak "yayılıyor." ilerde yaygın hale gelmesi büyük ihtimal. Sadece şu anda yaygın değil.

Faydaları şöyle özetleyeyim

- Çamaşırlar birkaç saat içinde yıkanıp kuruyup giymeye hazır hale geliyor.
- Ütü gereksinimi büyük oranda azalıyor.
- Çamaşır serme konusu ortadan kalkıyor. Serili çamaşırın yarattığı kalabalık ortadan kalkıyor.
- Yağmurlu, soğuk ve nemli günlerde çamaşır sermeyle ilgili her türlü sıkıntı ortadan kalkıyor. İklim, nem, gece gündüz durumu tamamen denklemden çıkıyor.
0
akhenaten
(16.12.24)
bizde de var. Artık ihtiyaç haline geldi. Bu kadar kentleşirsen, hava girmiyor.
0
baldan kaymak
(16.12.24)
kurutma makinesi bende var. almadan önce çamaşırları yıka, as kurumasını bekle, topla, ütüle toplamda iki güne yakın zaman gidiyordu. şimdi çamaşırları sabahtan makineye atıyorum. aynı gün öğleden sonra ütü işi dahil herşeyi bitmiş oluyor (uzun eko programda yıkıyorum, yoksa daha kısa da sürebilir.) bunun bir de havlusu, nevresimi vs. var. kurutma makinesi ile 5-6 saate her şeyi bitmiş oluyor.

kardeşimde iki çocuk var, kurutma makinesi yok. salonda her zaman bir çamaşır askısı var ve hiç boş olmuyor. evde koyacak yer olsa ilk alacağım şey kurutma makinesi diyor.
0
inheritance
(16.12.24)
@all

yuh arkadaslar ben bu konuda hicbir sey bilmiyormusum. ben cok geride kalmisim. :)
0
🌸fevzi123
(17.12.24)
amerika'da her evde var. mukemmel pratik. camasir yikadiktan sonra tek tek asmakla ugrasmiyorsun hepsini oldugu gibi kurutmaya alip sonra katliyorsun.

tek handikapi kumaslari kucultmesi olabilir. cunku yikamayi serin suda yapabiliyorsun ama kurutmada illa ki sicak hava ufleniyor.
0
antikadimag
(17.12.24)
(30)

Ehliyetinizi kaç yaşınızda aldınız?

hain kostokk
SbEdit: B sınıfı dışında ehliyetiniz var mı?
Sb
Edit: B sınıfı dışında ehliyetiniz var mı?
0
hain kostokk
(15.12.24)
19
0
jelly bear
(15.12.24)
18
0
yadigar
(15.12.24)
19
0
kullanicadi
(15.12.24)
18
0
false pretension
(15.12.24)
23
0
sonsuz
(15.12.24)
21
0
sey mi dostum
(15.12.24)
26.
0
Cesario
(15.12.24)
25. e sınıfı almıştım.
0
tabudeviren
(15.12.24)
18
0
king lizard
(15.12.24)
26 A
36 B
0
hedep
(15.12.24)
34
0
mark greg sputnik
(15.12.24)
18 girer girmez.
0
benibulmanlazim
(15.12.24)
30
0
Amaranta ursula
(15.12.24)
18.
0
logisticsmanager
(15.12.24)
32 yaeşında aldım 40 yaşında aktif olarak kullanmaya başladım :/
0
strawberry first
(15.12.24)
27. Ama 18de alinmali. Araba olmasa da bilmek lazim
0
Kittie
(16.12.24)
31 yaşındayım, daha yeni kursa yazıldım:)
0
nothing in my way
(16.12.24)
24
yok ama a almayı düşünüyorum.
0
belkider
(16.12.24)
26
kahrolsun patriyarka
başka ehliyetim yok almayı da düşünmüyorum
0
titanyum22
(16.12.24)
18 girer girmez aldım

Bir de motosiklet (a sınıfı) var
0
baldan kaymak
(16.12.24)
19 yaşında aldım. B sınıfı, başka yok. 26 yıldır aktif olarak kullanıyorum.
0
kibritsuyu
(16.12.24)
27, aktif kullanıyorum.
0
dejame
(16.12.24)
18 yaşında B sinifi aldım. 28 yaşında A almak için kursa başvurdum, kadın olduğum ve henüz motor kullanmayi bilmediğim için bu hizmeti veremeyeceklerini soylediler :)))) çok tatlı değil mi...

Şimdi aklıma geldi şikayet etmeliydim aslında di mi? Sürücü kursuysa nasıl "ben ogretemem" diyebilir -_-
0
abuzer
(16.12.24)
18
0
mikahakkinen
(16.12.24)
21 yaşında ailemin git al artık zorlamasıyla aldım. Direksiyon sınavından sonra da elimi sürmedim
0
nundu
(16.12.24)
29 yaşında B sınıfı aldım, araba kullanmayı bilmiyorum. Arabalar ve araba kullanmak zerre ilgimi çekmiyor. Kullanmayı öğrenmem lazım.
0
kumandanim
(16.12.24)
18 b
30 a

kamyon, tır falan sürmek istiyorum. sırf meraktan, eğer karşılanabilir bir tutarsa, bu ehliyetleri de almak istiyorum.
0
biseysorcaktim
(16.12.24)
18 b
20 a2

20 yıldır aktif araç ve motosiklet kullanıyorum, yaşlanmışım :')
0
mirty
(16.12.24)
18
0
isiaha
(16.12.24)
Ben cok acele etmedim evin dibinde metro vardi. Arabamiz da vardi ama istanbul trafiginde eziyetten baska bisey değil.

Araba ehliyetini 21 yasimda aldim, motoru 28
0
ananiyimioguz
(16.12.24)
(9)

Olmazsa olmazim dediginiz teknolojik aletler neler? Telefon ve pc harici)

Zetnikov
+++ Ben oyumu kindle e kitap okuyucumdan yana kullaniyorum uzun uzun aciklamak istemiyorum tek kelimeyle 10/10 +++ Ugreen markasinin usb ivir zivir coklayicisi var piyasada calisan gordugum tek urun bu da cok lazim oluyor bana asiri kucuk ve hafif+++ Bluetooth kulakliklarim disariya cikmak spora git
+++ Ben oyumu kindle e kitap okuyucumdan yana kullaniyorum uzun uzun aciklamak istemiyorum tek kelimeyle 10/10

+++ Ugreen markasinin usb ivir zivir coklayicisi var piyasada calisan gordugum tek urun bu da cok lazim oluyor bana asiri kucuk ve hafif

+++ Bluetooth kulakliklarim disariya cikmak spora gitmek vs imkansiz

+++ Kisin hava nemlendirici kullaniyorum yoksa burnum tikanabiliyor

+++ Termometre nemlendirci tarzi bisey var onunda derecelere bakip hareket ediyorum

++++ Yazici, onceden surekli kirtasiyeye giderdim sindi 2. El aldim babalar gibi yazdiriyorum
0
Zetnikov
(15.12.24)
Bluetooth kulakligim benim de kesinlikle
0
(15.12.24)
Kindle +1
Bluetooth kulaklık +1
0
salihdt
(15.12.24)
Akıllı saatimi ilave edeyim ben de listeye.

Araç içi kamera da var.
0
Mirket
(15.12.24)
@mirket

Ne kadar surede bir sarj ediyorsunuz sirf bu yuzden almadim
0
🌸Zetnikov
(15.12.24)
Apple watch'ların en kötü tarafı şarj süresi sanırım.

Akşamları benim bir kitap okuma saatim var. Bu zamanı evdeki her şeyi şarj etme saati olarak da kullanıyorum. Bir sıkıntı yaşamadım hiç.
0
Mirket
(15.12.24)
Akıllı saat +1

Samsung watch var bende. 2 günde bir (bazen 3 güne yetebiliyor) şarj ediyorum. Benim için en kritik özelliği aramaları ve bildirimleri titreşim ile almak. Telefonu sessizde kullanmayı sevdiğim için bu en temel özellik aslında bana yetiyor bile diyebilirim, kalanı işin şovu :d
0
nundu
(15.12.24)
@nundu'ya katılmıyorum. Kalanı kesinlikle işin şovu değil.

Evdeyken telefonun nerede olduğunu unutmak,
Eller doluyken gelen aramaya saatten cevap vermek,
Yalnız yaşayan biri olarak, bir gün düşer kalırsam birilerine haber verileceğini bilmek, Sesli komutla, plunk için 3 dakika, fırındaki pizza için 15 dakika, kitap okumak için 1 saat süre başlatmak,
Gece yarısı uyanıp Siri'ye sabah hatırlat da Salim Abiye başsağlığı telefonu edeyim demek,
yıllar içinde uyku, nabız, nefes, yürüyüş, antrenman düzenlerimdeki değişmeleri izlemek,
yürüyüşte, koşuda nabzımı, tempomu, eğimi, mesafeyi, kaloriyi, son kilometre performansımı izlemek,
Evde kaybolan telefonu buldurmak,
Japon yeni kaç lira ya da Dubai'de şu an saat kaç diye sesli sorup sesli cevap almak

hiç de şov değil.
0
Mirket
(15.12.24)
Ipad diyebilirim. En all around cihaz bence.
0
wd40
(15.12.24)
@Mirket

Şovu gereksiz özellik anlamında kullanmamıştım aslında. Hani benim için en temel özellik bu, diğerleri de pasta üstündeki çilek gibi demek istedim de yanlış anlaşılmaya müsait olmuş evet :D
0
nundu
(16.12.24)
(5)

Hediye fikri

tulumba
Selamlar,Gün geçmiyor ki her şeyi zorlaştırmayalım. Hediyeleşme etkinliği yapılacak, ama hediyeler çekilen harf ile başlamalı.Bana da r harfi çıktı, ne almalıyıım? Amaç farklı, komik hediye almak. Sizce ne almalıyım?Ekip kadın erken farklı yaşlarda insanlardan oluşmakta.Bütçe de düşük 150-200 tlAkl
Selamlar,
Gün geçmiyor ki her şeyi zorlaştırmayalım. Hediyeleşme etkinliği yapılacak, ama hediyeler çekilen harf ile başlamalı.
Bana da r harfi çıktı, ne almalıyıım? Amaç farklı, komik hediye almak. Sizce ne almalıyım?
Ekip kadın erken farklı yaşlarda insanlardan oluşmakta.
Bütçe de düşük 150-200 tl
Aklıma gelenler,
1)rezene, reyhan , bir r ile daha başlayan bi şey bulursam ,3lü paket-ama hatıra da kalmaz
2)rubik küp
3)rende
4)radyo -ama bu bütçeye uygun bulamadım.
5)rapunzelli bi şeyler

Fikirleriniz için şimdiden tşk
0
tulumba
(13.12.24)
Kadinsa rimel,ruj olabilir
0
brkylmz
(13.12.24)
İşte alınan hediyeyi kadın mı erkek mi alacak belli değil. Hediyeler ortaya bırakılacak, tekrar bir çekilişle hediyeler sahiplerini bulacak.
0
🌸tulumba
(13.12.24)
Rubik küp fikri iyi bence. İki cinsiyete de gider, hem boş beleş kategorisinden eğlenceli hem de alan kişi "ulan bi bakayım nasıl çözülüyomuş" diye uğraşabilir.

Rüya tabiri kitabı olabilir belki kesin ilgilenen birileri vardır böyle şeylerle. Piyasada kaldı mı bilmiyorum ama o fiyat aralığında bulabilirseniz komik olabilir.
0
nundu
(13.12.24)
Rakun Maskesi ya da Figürü
Ruj - Rimel - Kadın icin ok
Rüzgar Gülü - basit ucuz çocukça ve beklenmedik bir şey. masada komik aksesuar gibi
Renkli Raptiyeler - ofiste her şeyi sabitle, düzenle goygoy mesajıyla
Ramen - absürt bişey, ucuz.
Reçel
Raket
Robot minik oyuncak, robot anahtarlık, robot ıvırzıvır
Raf :)
0
wct3 org
(13.12.24)
robdöşambır diyecektim ama pahalıymış onlar, bir de kadına olmuyor sanırım.

rotring kalem olabilir,
rulman alabilirsiniz, biraz kafası çalışıyorsa araba filan yapar onlardan, enteresan hem...
ruşeym alabilirsiniz, alan kişi ruşeym nedir bilmiyorsa öğrenir
bir tane daha yazayım : rastık... bir çeşit göz kalemi sanıyorum.
0
iron
(14.12.24)
(20)

Liberalizm

michael_knight
Liberalizm fikrine ne kadar yakın veya uzaksınız? Neden?
Liberalizm fikrine ne kadar yakın veya uzaksınız? Neden?
0
michael_knight
(11.12.24)
Önce tanımını yapmamız lazım. Çünkü Türkiye'de ne kadar ülke düşmanı varsa liberalim diyor halk bunu yanlış veya o taraftan biliyor.

Düşünce özgürlüğü açısından yüzde yüz liberalim.

Ekonomik serbestlik açısından çok emin değilim. Bir de Türkiye'de liberalizmi işletsen ahbap çavuş kapitalizmine gider 5li çete tüm işleri alır. Komünizmi işletsen bu sefer devlet her şeye karışır devlet birkaç partinin kontrolünde olur. Yani Türkiye şu an ikisini de parça parça yaşıyor bence :D bundan iyisi de olmaz.

İdeal bir dünyada yakınım ama. Mesela liberal bi dünyada taksici lobisi biterdi martıcı adam direkt rekabete girebilirdi, biz bile şurada bi şirket kurup o işe atılabilirdik.
0
nhk ni youkosu
(11.12.24)
power is corrupt, absolute power is absolutely corrupt.
gücü dagitma kisminda varim. checks and balances zaten demokrasi icin cok önemli.

ama bu demek degil ki her seyi salalim, market kendini ayarlar zaten. isci haklari, azinlik haklari, hayvan haklari, kadin cocuk cocuklari, basin özgürlügü benim önem verdigim degerler. devletin bu konularda müdahalesi olmasi gerek.

+++
güvenlik icin özgürlükten vazgecilmesine karsiyim. bu da beni daha liberal yapiyor. muhafazakar görüste biri icin güvenlik önce gelir. benim icin özgürlük cok daha önemli.
0
sonsuz
(11.12.24)
Liberteyen Sosyalizm'deki liberal görüşe OK.
Liberalizm altında her türlü zulmü yapmaya hayır.
0
bartholomew87
(11.12.24)
Şimdi liberalizm denince farklı ülkelerde farklı konseptler algılanıyor. ABD'de liberal denince algılanan (ve ironik şekilde sol görüş sanılan), kadın/erkek eşitliği, ırk eşitliği, lgbt hakları vs gibi konularda liberalim. Burada zaten sjw diye laf yiyen biriyim yani genel olarak insanların bireysel özgürlüğü ve sosyal grupların eşitliğine önem veriyorum.

Ekonomik olarak sosyalist diyemem kendime ama sosyal demokratım. Serbest girişim teşvik edilmeli ama işçi hakları, halkın yararı korunmalı; sağlık ve eğitim gibi temel kamu hizmetleri olabildiğince devlet güdümünde kalmalı gibi.

Yani sosyal medyada dalga geçilen left lib bir görüşüm var. Evet kendine left lib diyip saçma fikirler sunan çok kişi var ama bu demek değildir ki tüm ideoloji safsata :D
0
nundu
(11.12.24)
Bazı liberal ilkelerin şu anda teraziyi dengeleyebileceğine inandığımdan liberal fikirlerin toplumda daha yaygın hale gelmesine sıcak bakıyorum.

Yönetimde kontrol arttıkça sorun ve hatalar çoğalıyor. Günümüzde nüfus çok fazla ve devletler çok büyük. Haliyle her şeye merkezden ince ayar çekmeye çalışmak sürdürülebilir değil. Günümüzde ortalama bir devlet bir kişi veya dar bir grubun kontrol edebileceğinden çok daha kompleks bir yapı. Kontrolcü bir yönetim bir noktada 250 tuşa aynı anda basmaya çalışırken her yerinden ter akan karikatürize bir tipe dönüyor. Kurumsallaşma ve kendi kendine işlevini sürdürebilen yapılar oluşturmak önemli. Ülkeye aile çay bahçesi gibi davranmamak lazım; hem ekonomik hem de kültürel anlamda.

Ancak yönetim şekli olarak liberalizm sağlıklı sürmek için diğer ideolojilerden çok daha fazla eğitimli bir kitleye veya iyi niyetli yöneticilere ihtiyaç duyuyor. Bu iki bileşenden en az birisi yoksa ortalık kim vurduya gidiyor. Somut bir örnek olarak ülkede kendini liberal sanan ancak insanların marketle pazarlık yapma hakkı olmadığına inanan çok geniş bir kitle var. Görünmez el kuramını çok yanlış anlayıp gerçekten hikmetinden sual olunmaz ilahi bir varlık yaratmışlar kafalarında. Herhangi birisi ağzını açınca kafir muamelesi görüyor.
0
akhenaten
(11.12.24)
Liberalizm, günümüzde en çok tanıma sahip ve birbirine zıt görüşleri olan insanların kendilerini ait hissettiği bir kavram haline geldi. Bu yüzden "liberalizm" kelimesini kullanmak yerine, insanların ne demek istediklerini birkaç cümleyle açıklamaları daha doğru olur bence.

"Liberal" kelimesi artık herkes için farklı anlamlar taşıyor. Kimileri duyar duymaz "sjw" ya da "woke" etiketini yapıştırıyor. Bazıları için sadece özelleştirme savunuculuğu anlamına geliyor. Kimileri için terör destekçiliğiyle eş anlamlı. Hem aşırı sağcı hem liberal olanlar var, bir yandan da kendini solcu olarak görenler... Ya da sağ görüşe yakın olduğunu söyleyip aslında sol görüşün savunduğu fikirleri destekleyenler... Bazı kesimler için liberal olmak veya liberalizmi savunmak adeta bir hakaret. Liberal ekonomiden bahsedince hemen patron savunucusu damgası yiyenler de var. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir.

Ben şöyle düşünüyorum: Devlet kurumlarının çoğu özelleştirilmeli, ama devlet bu alanları denetlemeye devam etmeli. Telekom, elektrik, su, sağlık, eğitim, altyapı, ulaşım gibi konularda devlet tamamen çekilmek yerine, firmalara belli bir çerçevede özerklik tanımalı ve halkın refahını etkileyecek noktalarda sınırlar koymalı. Serbest piyasaya müdahale etmemeli ama gerektiğinde rekabeti artırmak için yeni aktörler oluşturmalı. Devlet, halkı ne patronların insafına bırakmalı ne de sosyal yardımları artırıp insanları tembelliğe alıştırmalı ya da popülizm uğruna sadaka ekonomisi yaratmalı.

Kavramları kitaplardaki tanımlarıyla ele alsak bile, "liberal" kelimesi insanların zihninde bambaşka şeyler çağrıştırıyor. Bu yüzden kendimi bu kavrama ne yakın ne de uzak görüyorum.
0
biseysorcaktim
(11.12.24)
Tam bir liberalim.

Ama özde sjw ve libos olanlardan degilim. Pure liberalistim.
0
feastofthedamned
(11.12.24)
Liberalizmin ön şartı eğitim. Belirli bir eğitim olgunluğuna ulaşmamış bireyler, doğruyu yanlışı ayırt edemediğinden, paranın hükmettiği toplum mühendisliğinin kurbanı oluyorlar. O eğitim düzeyine ulaşmanın ön şartı da Devlet zenginliği.
Dolayısıyla bunu, sadece Avrupalılar, dünyayı sömürerek becerebildiler.

Ayrıca nasıl ki komünizm yaşayabilmek için komünist olmayan ülkelerle arasına bir demir perde örmek zorundaysa tam liberal ülkeler de böyle bir demir perde örmek zorundalardı. Ancak, örmediler. Farkına vardıklarında da çok geç kalmış oldular. Sömürülenler haklarını almak için o sınırdan geçtiler. Bu durum Liberalizmin ütopikliğini ortaya koydu ve terkedilmeye mahkum.
0
Mirket
(11.12.24)
tanım olarak çok değiştiğine inanıyorum ama kendi anlayışıma göre liberalizme tamamen karşıyım. benim için zehir gibi bir şey.

ironiktir ki komünizmin "insan doğasına uygun olmadığını" söyleyen liberaller nedense konu insan doğası ve denge olunca liberalizmi çok severler.

liberalizm itliktir, serseriliktir. liberalizmde güç senin elindeyse milyonlarca insanı süründürebilirsin. bunda ahlaki ya da ekonomik olarak bir problem görülmez. adapte olman beklenir.

dediğim gibi liberalizm anlayışı da kişiden kişiye çok değişebiliyor ama ben genel olarak liberal biriyle mecburi selamlaşmanın dışında iletişim bile kurmam ya. benim gözümde yamyamdan, canavardan farkları yok.
0
mark greg sputnik
(11.12.24)
Yani tam nasıl bir liberallikten bahsediliyor bilmiyorum. Misal sosyal konularda Amerika'nın liberali bile Avrupa'da merkezci olur. Ama ekonomi konusunda ise amerikan solcusu belki Avrupa liberalinden daha liberal olabilir. bu biraz ülkeye göre değişiyor.

Açıkçası yüzde yüz açık olduğum bir şey değil, biraz cherry picking olarak yaklaşıyorum. Aynısını sosyalistlik için de yapıyorum. Genel olarak sosyal demokrat, merkezci bir yapidayim denebilir ama enteresan şekilde Fransa için olan "hangi siyasi partiye yakinim" zimbirtilarinda macron partisi ile Cumhuriyetci ardından da sosyalist çıkıyor. Yani resmen fadimenin düğünü olmuş bir yaklasima sahibim, ondan ideal parti de bulamıyorum.

Neyse yani. Kesinlikle komünizm gibi alakasiz düşünceler sahip olmasam da asla "bırakalım yapsinlar market bulur duzeni" gibi şeylere de inanmam. Marketi serbest bırakılan radyasyonlu fırça yalatiyorlar.
0
logisticsmanager
(12.12.24)
Yakın hissediyorum.
0
liberal
(12.12.24)
once liberalizmi tanimlayalim. insan toplumlari bir arada yasamak icin belirli kurallar gelistirdiler. bu kurallarin bazilari subconscious ile gelisti ve kulturel kodlar olarak yerlesti. her yeni birey bu kurallara gore hareket etmesi adina egitildi. ornegin buyuklerin elini opmek, onlarin yaninda bacak bacak ustune atmamak, dini kurallar gibi. bunun yaninda bir de conscious olarak gelistirilen ve yaziya dokulerek kalici hale getirilen mutabakat vardir. bu da anayasa ve kanunlardir. bu da yine kuraldir ancak yazili ve bilincli olarak kabul edilir ve tartismalarla degistirilebilir.

simdi bu kurallara karsi bir ucu liberalizm, bir ucu muhafazakarlik olan continuous bir spektrum bulunur. buradaki ideal uclardan liberalizm subconscious veya conscious kurallarin tamamina karsi protest bir tavir benimser. bu minvalde bu kurallarin esnetilmesini, yeni kurallar koyulmamasini ve insan bilincinin tamamen serbest birakilmasini isterler. birey bu kulturlerde toplumun onundedir.

spektrumun diger ucunda ise muhafazakarlik bulunur. muhafazakarlik subconscious veya conscious butun kurallari savunur. kurallarin topluma sekil verdigini ve kurallar olmadan insanin dogal durumuna donup hayvanlasacagini iddia eder. bu nedenle din kultur gibi subconscious konulari da savunur. bunun yaninda ekonomik yani guc dagitimini da belirli kurallara gore yapmak ister. bu tarz sosyetelerde de toplum bireyin onundedir. subconscious yerine din/kultur, conscious yerine devlet diyecegim ingilizce olmasin diye.

simdi bazi toplumlara ornek;
kulturde liberal, devlette liberal : abd
kulturde liberal, devlette muhafazakar : avrupa
kulturde muhafazakar, devlette liberal : turkiye
kulturde muhafazakar, devlette muhafazakar : cin

bana sorarsaniz bati kulturunun gelismesi bu din/kultur kurallarini budayarak kendilerini ozgur birakmalari oldu. protestanlikla baslayan dini degerlerden uzaklasma liberallesmeyi ve bireyi one cikardi. bu anlamda hardcore muhafazakarligin kimseyi bir yere goturmedigi ortada. diger yandan komple liberal anlayis da abd gibi ucube toplumlar yaratiyor.

politika biliminin yapmasi gereken de bu iki uc spektrum arasinda guzel bir denge bulmaktir. bence ekonomide liberallik korkunc bir sey. dunya uzerindeki insanlarin %80'i sefalet, %15'i gelecek kaygisi %5'i rahat, %0.01'i de sulalesinin 100 sene harcasa bitiremeyecegi bir zenginlige sahip. bence devlette liberalizm insanlarin cogunun ayricalikli bir azinlik tarafindan somurulmesi anlamina geliyor. dolayisiyla kapitalin ne kadar birikmesine izin verilecegi, miras hakki, bireye asgari seviyede saglanmasi gereken haklar konusunda liberal degilim. devlet bireylerin somurulmesini engellemek uzerine kurulmustur. dolayisiyla devlet tanimli, kurallari belli ve kurallara uygun yonetilen bir yapi olmalidir. ancak fazla ve akilsizca getirilmis kural da sekillendirmek yerine kisitlayici oluyor ve gelisimi engelliyor. bu cok hassas bir denge.

din/kultur gibi mevzular zaten subconscious olarak gelistikleri icin bunlara yonelik kisitlamalara ve kurallara karsiyim. ataturk'un dile mudahelesi, turkiye'de bireyi baskilayan bogucu kultur gibi. bu konularda liberalim. benim anlayisim bu sekilde. kafama en yakin durum da avrupa'dir. ancak soyle bir durum var.

tam liberal toplumlar ciddi guclenip digerlerinin ustune basiyorlar bu gunlerde. cunku gucun cok buyuk bir bolumunun cok kucuk bir azinlikta bulunmasini sagliyorlar. bu gucu ele geciren de ya kendi vatandaslarini somurerek ya da abd orneginde oldugu gibi dunyayi da somurerek buyuyor. buyuk guc sinirli bir sinifta oldugundan yonlendirilmesi cok kolay oluyor.

sonuc olarak insanligin onundeki en buyuk engelin gucun ve kaynaklarin kucuk bir ayricalikli kesimde toplanmasi oldugunu dusunuyorum. milyonlarca akilli insan hic olup gidiyor. zengin cocuklari ozel okullar, titrler falan derken sadece ayricalikli olduklari icin buyuk sirketlerde takiliyorlar. bu bir nevi nepotizm toplumun verimliligini dusunuyor. bu konunun kisitlanip, her bireye kendini gerceklestirme firsati verilmesine inaniyorum. bu da beni ozellikle ekonomik mevzularda siki bir liberalizm karsiti yapiyor. cunku laissez passer dedigin zaman birilerinin ustune basip passer oluyor mevzu hemen.
0
antikadimag
(12.12.24)
@antika, protestanlik dini degerlerden uzaklasma degil aksina core degerlere dönüstür.
0
sonsuz
(12.12.24)
Ekonomik gelişimi sağladığı çok açık.
Sosyal tarafta çöküşe sebep olduğu da öyle.

Dolayısıyla bir kısmını alıp uygulamamız gerektiğini düşünüyorum. Ama sosyal işleri; eğitimi, sağlığı, güvenliği, adaleti ve benzeri konuları devletin düzenlemesi şart.
0
babilfish
(12.12.24)
@sonsuz; protestan toplumlarin hicbiri dindar degildir. zaten adi ustunde kiliseyi "protest" ettikleri icin kendilerine protestan denir.

us, uk, commonwealth, almanya, iskandinavya hepsi protestandir. bu ulkelerin ortak noktasi dinin hayatta yeri cok kisitlidir. toplumsal kurallar din dahil geriye atilmistir. yine ayni sekilde hepsi ozgurlukcu toplumlardir. ingiliz imparatorlugunun kalintilari bu ozgurlugu ekonomik alana da tasirlar.

bu mevzudan bahsediyorum.
0
antikadimag
(12.12.24)
protestan toplumlar dindar degildir demek? güzel kafalarmis. kimse 1600-1700lerdeki gibi yasamiyor tabi.
protestan ülke olarak almanya demissin. almanya'nin güneyi katoliktir. bavyera'nin avusturya sinirindaki köylerinde doktorlar cinayet diye kürtaj yapmiyor.

sen biraz salliyorsun :)

tanriyla direkt konusamazsin saintlere git önce demek dindarlik, tanriyla direkt konusabilirsin kilisenin de bu kadar altina ihtiyaci yok demek protesto etmek, dinsizlik ok.
0
sonsuz
(12.12.24)
yahu gercek hiristiyanlik nedir tartismasina girmeye gerek yok. protestan toplumlarin hicbirinde din hayatin icinde degildir. bunu soyluyorum. yahu koskoca reform hareketi ne demek? dinin sinirlarinin geriye itilmesi. son olarak da eger protestan toplumlarinin dindar oldugunu dusunuyorsan ingiltere ve italya'da dinin toplumdaki yerine bakmani tavsiye ederim. protestan olan toplumlarin tamami dinden uzaktir. din sadece soyut bir tanri ve bireyin bu tanriyla iliskisine indirgenmistir ve hayatin tamamindan cekilmistir. su basit gercegi daha fazla tartismayacagim.

almanya'nin guneyi katolik evet. bunun konuyla ilgisi ne anlamadim. bunu bilmedigimi ne dusundurdu onu da anlamadim. prusya protestandir, martin luther'in yasadigi ve ciktigi yerdir. o yuzden almanya'yi da saydim. istisnalara bakacaksak turkiye de devlette tam liberal degil 80 oncesi kalan kurumlar yuzunden.

bence nitpicking yerine insanlarin ne demeye calistigini anlamaya calisirsan daha guzel bir hayatin olur etraftakiler de rahat eder.
0
antikadimag
(12.12.24)
su basit gercek dedigin sey senin görüsün. evanjelik birine sorsan din hayatin merkezine alindi, dikkat dagitici seylerden uzaklasildi, asil dini degerlere daha yakinlasildi der. katolik kilisenin sömürüsü bitti der.

avrupa'da dinin kisitlandigi ülkeler fransa ve eski sovyet ülkeleri. onlarin da protestanlikla degil, sekülerlik ve komünizmle ilgisi var.
almanya'da kiliseinin kresleri falan var. iceri girdigin an kocaman hac görüyorsun.

bakis acin cok öznel, bilgilerinde de yanlis seyler var gibi geldi.
0
sonsuz
(12.12.24)
@antikadimag protestan reformu cidden avrupadaki özgürlük anlayışıyla çok bağlantılı değil.

Esasen protestan reform katolikliğe göre çok daha sert dini kurallar getirdi. Protestanlar katolik kilisesini din dışı gördüğü için zaten bu işe kalkışıyor. ABD'yi kuran asli unsurlardan birisi Avrupa'dan sürülen protestan gruplar zaten. ABD köktendinciliğin en sert olduğu bölgelerden biriydi uzun zaman. Bugün Hristiyanlık oldukça güç kaybetmiş olmasına rağmen en çok öne çıktığı devletlerden birisi (belki de ilki) ABD. ABD sadece üniversitelerinden ve bilim merkezlerinden ibaret bir ülke değil, kozmopolit yapısından ötürü çok görülmese de oldukça muhafazakar bir yapıda Avrupa ülkelerine kıyasla.

Örneğin tarihsel anlamda katolik bir ülke olarak Fransa ABD'nin yanında tamamen dinsiz kalıyor.

Yani bu konunun yukarda anlattığınız şeyle çok bir ilgisi yok aslında, ancak konu açılmışken katılmak istedim ben de.

Reform'un liberalizm anlamında yol açtığı ve gelecekte (aydınlanma çağı ile beraber) dini yumuşama ortamını başlatan en önemli şey insanların bireyselleşmesinin önünü açmasıydı. Reform kilise gibi merkez otoritelerin dini yönetimindense küçüklü büyüklü toplulukların kendi dini işlerini yürütmesine olanak tanıdı. Dinden uzaklaşma ise Aydınlanma çağının bir özelliği daha çok. Reform burada dolaylı bir etkiye sahip.
0
akhenaten
(12.12.24)
"Protestan iş ahlakı" veya buna benzer isimlerle tanımlanan, protestanların çalışmayı hayatın önemli bir kısmı olarak görmesini tarif eden kavramdan bahsetmemiz gerekiyor sanırım.
Bu protestanları ne aşırı dinci ne de aşırı dinsiz yapıyor. Çalışma hayatına farklı bir yaklaşımları var.
0
🌸michael_knight
(13.12.24)
(5)

Yumuşamış Türkçe

Simsiyah
Mesela “yapacağım” kelimesini “yapacam” gibi kullanırız çoğu zaman. Ya da “geleceğim-gelicem” gibi. Yani gelicem diyen biri yumuşamış bir ifade kullanıyor. Bu da ciddiyetini azaltıyor dilin. Yabancı dillerde de böyle bir şey var mı?Kısaltma ya da alternatif kelime sormuyorum. -cam, -cem gibi şeyleri
Mesela “yapacağım” kelimesini “yapacam” gibi kullanırız çoğu zaman.
Ya da “geleceğim-gelicem” gibi. Yani gelicem diyen biri yumuşamış bir ifade kullanıyor. Bu da ciddiyetini azaltıyor dilin.

Yabancı dillerde de böyle bir şey var mı?
Kısaltma ya da alternatif kelime sormuyorum. -cam, -cem gibi şeyleri soruyorum.
0
Simsiyah
(09.12.24)
yapacagim yapicam diye okunur. dogrusu o.
edecek -> edicek
sonra-> sogra

ciddiyetini azaltmasi senin düsüncen.

-cam,-cem bildigin türkce. kisaltma sormuyorsan neyi soruyorsun anlayamadim.
0
sonsuz
(09.12.24)
var.
i want to go = i wanna go
0
buenosdias
(09.12.24)
Yazım dili - Konuşma dili.

Bu ikisi farklı şeyler hocam.
0
kumandanim
(09.12.24)
Yapacağım'ı yapıcam diye okumak bir tercih. Bu tek doğru, yapacağım diye okumak yanlış diye bir durum yok. TRT'ye spiker olmayacaksanız bu yapay Türkçeyi konuşmak zorunda değilsiniz. Bak değil yerine de diil denmesi gerekiyormuş güya. Ben bastıra bastıra değil diyorum bunun yanlış olduğunun herhangi bir kanıtı var mı diksiyon hocalarının zorla dayatması dışında?

Böyle saçma sapan kurallar uydurup sonra Türkçe yazıldığı gibi okunmaz diyorlar. Türkçe spesifik bir iki kelime hariç yazıldığı gibi okunur, konuşurken yaptığınız diksiyon farklılıkları buna antitez oluşturmaz. Yapacağım diye konuşmanız da sizi yanlış konuşuyor yapmaz
0
nundu
(09.12.24)
Rdyo tiyatrosu oyunlarını dinle, yapıcam'lar gidicem'ler İstanbul şivesiyle o kadar cuk oturuyor ki dile, hiç de yumuşamış denmez, zaten yumuşakmış denir. Dil canlı bir varlıktır, zaman içinde değişim göstermesi olağandır ve zaten olması gerekendir.

Amerikan İngilizcesindeki r yutmaları da buna örnek olsa gerek, ve daha birçok yutmalar. Onda varsa pek çok dilde de vardır. Arapçadaki "el-ilah"ın "Allah" haline gelmesi de öyle olsa gerek.
0
muhayyer divan
(09.12.24)
(5)

"Osman Paşa s.çtı taşa.." neden?

michael_knight
Plevne Marşı'nın başlıktaki gibi söylenen bir versiyonu vardır, sanırım herkes bilir.Bu sadece komiklik için midir yoksa Osman Paşa'yı övmek veya yermek için yapılmış bir versiyon mudur?Bir de bu versiyonun devamı yok, marşın normal sözleri devam ediyor di mi?
Plevne Marşı'nın başlıktaki gibi söylenen bir versiyonu vardır, sanırım herkes bilir.

Bu sadece komiklik için midir yoksa Osman Paşa'yı övmek veya yermek için yapılmış bir versiyon mudur?
Bir de bu versiyonun devamı yok, marşın normal sözleri devam ediyor di mi?
0
michael_knight
(08.12.24)
Çocuk aklı
0
gabe h coud
(08.12.24)
Taş yarıldı baştan başa? değil mi devamı :D
0
hedep
(08.12.24)
İnternetin olmadığı, televizyonun tek kanallı olduğu (hatta belki onun bile olmadığı) dönemlerde çıkmış böyle şeyler işte can sıkıntısından. hedep +1 bu arada

Mesela hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa marşının da böyle bir versiyonunu biliyorum. O da Atatürk'e hakaret olsun diye yapılmamıştır yani canı sıkılan bir ergen üretmiştir diye düşünüyorum :D
0
nundu
(08.12.24)
Yermek için uydurulmuş veya cahilliğin zirvesini yaşayanların uydurduğu bir şey. Şuursuzluk.
0
muhayyer divan
(08.12.24)
@nundu
hoş gelişler ola mustafa kemal paşa
Hoş gelişler ola Enver Paşa'dan çalıntı zaten
tr.wikisource.org
0
lambırcek
(09.12.24)
(2)

Gözlük camınıza hangi kaplamaları yaptırıyorsunuz? İşe yarıyor mu?

anaphylacticshock
Merhaba, bu konuyla ilgili daha önce duyuru açmıştım ama o daha genel bir duyuruydu. Bu sefer gözlük kaplamalarıyla ilgili bireysel tercihlerinizi öğrenmek istedim. Numaralı gözlük yaptırırken hangi kaplamaları tercih edyorsunuz? Yarın gözlük yaptıracağım. Camlar yansıma yapmasın diye anti-refle, su
Merhaba, bu konuyla ilgili daha önce duyuru açmıştım ama o daha genel bir duyuruydu. Bu sefer gözlük kaplamalarıyla ilgili bireysel tercihlerinizi öğrenmek istedim.

Numaralı gözlük yaptırırken hangi kaplamaları tercih edyorsunuz?

Yarın gözlük yaptıracağım.

Camlar yansıma yapmasın diye anti-refle, su tutmasın diye hidrofobik, maske takarken ve kapalı ortamlara girince buhar yapmasın diye anti-fog ve UV ışıkları için filtre kaplaması yaptırmayı düşündüm.

Hidrofobik kaplamanın içinde zaten anti-refle katmanı varmış galiba. Yani hidro-fobik yaptırısam ekstradan anti-refle ekletmeme gerek yok anladığım kadarıyla.

Ama hidrofobik kaplama ve anti-fog kaplama bir arada olmuyormuş. Birini tercih etmem lazım.

Siz numaralı gözlüklerinize hangi kaplamaları yaptırıyorsunuz?

Bu kaplamalar cidden işe yarıyor mu?

Kaplamalarda hangi markayı tercih ediyorsunuz?

Gözlükçünün sipariş ettiğim gibi doğru kaplamaları yaptığını nasıl anlayabilirim? Bu işin bir kontrol mekanizması yok mu? Optikçinize bu konuda nasıl güveniyorsunuz?

Yıllar önce anti-fog cam kaplaması yaptırmıştım ama pek işe yaramamıştı. O yüzden emin olamıyorum.

Ayrıca gözlük yaptırdıktan sonra çerçeve ve cam için ayrı ayrı garanti belgesi veriyorlar mı?

Kurumsal, büyük gözlükçülerimi tercih ediyorsunuz?

Gözlüğünüzü yaptırmadan fiyat araştırması nasıl yapıyorsunuz?
0
anaphylacticshock
(08.12.24)
Sadece antireflect. Kurumsal dışında tercih edince feci kazıklarlar.
0
wd40
(08.12.24)
20 senedir gözlük takıyorum, antifog falan hiç duymadım. Antirefle de var mı benimkinde bilmiyorum. İzmirde ailecek 20 senedir gittiğimiz gözlükçümüz var. Ailede herkes gözlüklü olduğu için ortalama 1-2 senede bir gözlük alışverişi yapıyoruz adamdan. Ufak tefek işler için para almaz, gözlük konusunda da verdiği fiyata güveniriz pazarlık yapmayız. Onun dışında önerebileceğim zincir olarak Elit Optik olabilir bir kere İzmir dışında olduğum için oradan aldım numaralı güneş gözlüğü, o iyiydi hizmet olarak. Model çeşitliliği falan da güzeldi.

Atasun'a yıllardır önyargım var hiç sevmem. Böyle bi anda aşırı yayılan zincirlere önyargım var zaten. O yüzden eğer tanıdık optikçi varsa ona git, yoksa orta düzey zincirler olabilir
0
nundu
(08.12.24)
(4)

Şehirler arası eşya gönderme

Chips
Yaklaşık 6 parça orta buyuklukte koli ve 2 halıyı en ucuz ve güvenilir nasıl taşıtabilirim ? Istanbul'dan Konya'ya gerçekleşecek bu sevkiyat için nakliyat firmalarindan ziyade ptt kargo mu ucuz olur ? Bir ara internette kargo kodu paylaşıyorlardı belirli bir ucret karsiligi. Büyük desiler için kargo
Yaklaşık 6 parça orta buyuklukte koli ve 2 halıyı en ucuz ve güvenilir nasıl taşıtabilirim ? Istanbul'dan Konya'ya gerçekleşecek bu sevkiyat için nakliyat firmalarindan ziyade ptt kargo mu ucuz olur ?

Bir ara internette kargo kodu paylaşıyorlardı belirli bir ucret karsiligi. Büyük desiler için kargo kodu bulabilir miyim ?

Ayrıca son zamanlarda küçük kargo firmaları görüyorum. Bireysel kargo alıyorlar mı?

Bu konuda gercekten yardima ihtiyacım var. Nakliyatcılar gercekten beyaz esya mobilya tasitacakmisim gibi fiyat veriyorlar. Önerilerinizi bekliyorum.
0
Chips
(08.12.24)
Otobüs firmaları, bagaj bölümü dolu değilse ücreti mukabilinde taşıma yapiyorlar
0
abuzer
(08.12.24)
Otobüs benim de aklıma geldi ancak hem buradan otogara taşımam sıkıntıli olacak hem de karşı taraftan alacak birilerini ayarlamam gerekecek.

Dönüşü otobüsle yapmayı planlıyorum ama en azindan bazı eşyaları önden göndersem daha iyi olacağını düsunuyorum.
0
🌸Chips
(08.12.24)
Pamukkale Kargo'ya verin, varış yerinde de siz gidip alırsınız.
0
malheiros
(08.12.24)
Bazı sendikaların kargo firmalarıyla anlaşması oluyor. Araştırıp etrafınızda o sendikaya üye birisini bulup indirim kodu rica edebilirsiniz. Hekim sendikalarında mng kargoya indirim vardı mesela bir arkadaşım kullandı öyle
0
nundu
(08.12.24)
(10)

2025 Yılından Beklentileriniz

rock n roll
2024 nasıl geçti, 2025 yılından neler bekliyorsunuz?
2024 nasıl geçti, 2025 yılından neler bekliyorsunuz?
0
rock n roll
(08.12.24)
2024'te enerjimin büyük çoğunluğunu kendimi daha iyi hissetmek ve daha iyi ifade etmek, kötü alışkanlıkları hayatımdan çıkarmak ve yeni alışkanlıklar kazanmak için harcadım. 2025'te kendini doğru ifade etme ve iletişim yine gündemde ama bu sene kariyer anlamında da yükselişe geçmeyi umut ediyorum. Bulunduğum işyerlerinde saygı görmek, sözümün dinlenmesi, yaptığım işi hakkıyla yapmak hedeflerim arasında.
0
sekizdokuzon
(08.12.24)
2024 çok iyi geçti. 2025 daha iyi geçsin <3
0
gabe h coud
(08.12.24)
2025'te yurtdışı seyahati, kallavi bir motosiklet ve üzülerek evlilik bekliyorum sanırım. Hazır olmamakla birlikte 31-12-2025 ok.

2024'ten bahsetmeyelim bile, o derece boş bi yıldı.
0
baldan kaymak
(08.12.24)
2024 iyi bir seneydi, geçen 11,24 aya bakınca büyük bir sıkıntı yaşamadım, güzel zamanlar geçirdim. Şu şöyle olsa daha iyi olurdu dediğim şeyler illa ki vardır da genel olarak keyif aldığım bir yıl oldu (son 23 günün de böyle geçmesini umarım)

2025 benim için yoğun bir yıl olacak gibi duruyor. Normalde asistanlığımın bitip uzman olacağım yıl olması gerek ama 2026'ya sarkacak o iş. 2025'te tezimin deneyleri olacak ki bi 4 ay falan o sürer gibi. Ondan sonra da tez yazma aşamaları olacak. O yüzden gözümde büyüyor şimdiden. Bi ara da askerliği aradan çıkarmak lazım o da 2025'te olabilir. Bu yılı sorunsuz atlatmak önemli benim için o yüzden bakalım umarım seneye bu zamanlar hepsini güzelce halletmiş olarak konuşurum :d
0
nundu
(08.12.24)
Boğucu bir yıldı benim için 2024. Vazgeçişler, ayrılıklar, soldurulan çiçekler, korkak ve yalancı insanlarla istemsiz muhataplıklar, tarafımca yapılan bol sayıda hatalar... 2025 kalben, fikren, madden özgürleştiğim bir yıl olsun isterim. En büyük beklentim, kendimi birilerine veya birtakım durumlara mecbur hissetmemek ki bunun için de en büyük gerekliliklerden biri kariyerimin farklı bir noktaya evrilmesi. Birkaç haftadır nedense umutluyum, inanıyorum ki yapışıp kalan tüm o koyuluk üzerimden akıp gidecek yeni yılda.
0
potasyum bebek
(08.12.24)
Daha stabil, rutinli ve ne yaptığımı bildiğim bir yıl.

Ayrıca bungee jumping'i yapabileceğim bir yıl olacak inşallah.

2024 güzel geçti ayrıca.
0
put it in your appropriate place
(08.12.24)
araba veya motor almak, guzel bir is bulmak, vietnam ve japonya gezileri, ve daha guzel bir eve cikmak. temiz.
0
baldur2
(08.12.24)
klise ama en cok ihtiyacimiz olan sey: dünya barisi.

kisisel olarak
daha cok para yapmak
master sinavlarini vermek, tezi yazmak ve sadece bir dersin sunumunun 2026'ye kalmasi
uzak bir yere gezi (afrika ya da güney amerika)
yeni muhtesem isime gecmek
herkes icin saglik
almancami gelistirmek
daha cok kitap okumak
cok fit olmak

2024 benim icin kalbimi ve zihnimi iyilestirerek gecti.
0
sonsuz
(08.12.24)
Kazancı ve kitabı bol bir yıldı.
Aynı olur umarım.

Geçiremediğim sakatlıklarla dolu spordan uzak bir yıldı. VO2 Max değerimi eski noktasına taşımak da bu yılın hayali.
0
Mirket
(08.12.24)
Ben de kendiminkini yazayım o zaman; aslında beklenti değil hayalim diyebilirim çünkü bir anda olabilecek bir şey değil belki de hiç olmayacak.

Çok zengin olmak isterdim böyle aşırı zengin. Çünkü sokakta yaşayan hayvanlar için büyük bir hastane kurmak istiyorum. Hasta, engelli hayvanlar için 7/24 açık olacak, veteriner hekimler, veteriner teknikerleri ve hayvanlara bakacak personeller olacak. Ben de bu ekibin içinde olacağım, hep beraber tedavilerini yapacağız. Bütün masrafları ben karşılayacağım. Hatta konaklama yeri de olacak.
0
🌸rock n roll
(09.12.24)
(26)

Suriyeliler geri mi dönecek şimdi?

regina phalange
Hadi inş
Hadi inş
0
regina phalange
(08.12.24)
oyle bir sey olsa bile %10'u falan doner maksimum. adam ev is bulmus 5 cocugu var okula gidiyor vs. o saatten sonra hicbir vatan sevgisi seni geri dondurmez.
0
bohr atom modeli
(08.12.24)
gidecekleri yerde bir devlet yapısı yok, en fazla %10'u geri döner. akp oy toplamak için %70 geri döndü şeklinde algı yaratır.
0
HellKeePer
(08.12.24)
Tabi hepsi olmasa da gidişte bir yoğunluk artışı olacaktır.
0
diyecevaplandı
(08.12.24)
Bence de dönmezler, Suriyedeki kargaşa bitmiş değil, henüz bir kurumsal devlet yapısı yok muhtemelen. Geri dönse oturacağı evi bile yok adamların. Burda bir düzenleri oldu, dil öğrendiler, çocukları okula gidiyor. Ekonomi burda daha iyi oraya göre. Bu düzeni bırakıp gideceklerine hayatta inanmam.
0
turuncu tonlarda
(08.12.24)
Belli kesmin satmaya çalıştığı şey de bu. Aynı dolar alan yaya kalır vs söylemleri gibi, bunlar da yalan işte.
Nedense dünyanı en komplocu tipleri konu hükümetleri olunca komployu birakiyorlar.
0
logisticsmanager
(08.12.24)
niye geri donsunler ki? gidecekleri ulkenin daha iyi olacagini kim soyledi?
0
baldur2
(08.12.24)
bu olaya hem suriyeliler hem kurtler hem turkler sevindi anlamadigim bir sey mi var
0
ShadowOfMoon
(08.12.24)
inşallah ama zor o iş. Artık kurulu düzenleri var, yoksa giderlerdi. :) Zaten bayağı bir kısmına da Türk vatandaşlığı verdiler.

Bir de burada çoğu vergisiz olarak kazandığı para ile, Suriye'de alım ve harcama yapacaklar, para bir de öyle dışarı çıkacak.
0
yeninesiltupcu
(08.12.24)
Ya benim anlamadığım (ve net de bilmediğim) nokta, Türkiye'ye gelen Suriyelilerin çoğu Esad'dan değil de Işid gibi cihatçı örgütlerden kaçanlar değil miydi? Esad'dan kaçıp gelenlerin bir kısmı döner belki de asıl kitlenin dönmesi için bir sebep yok ve hatta Şam tarafındaki Suriyeliler de kaçabilir gibi geliyor bana. Sonuçta şimdi ülkeyi ele geçiren grup da IŞİD'in iki ton açığı gibi
0
nundu
(08.12.24)
bu tamamen devletin kararı neticesinde olacaktır. bu bizim ülkedeki suriyelilerin kararı olmamalı. ama hiç umudum yok. normal bir devlet bir sınır dışı politikası planlayıp kademeli kademeli hepsini olmak üzere gönderir. tc vatandaşlıgı verilenlerin de vatandaşlıgını iptal edip deport edilir. saglam bir devlet politikasıyla 2 aylık iş aslında fakat bizdeki rejime hiç güvenmiyorum
0
limonlu eksi
(08.12.24)
Araplar kabiledir ve onlarda vatan sevgisi, millet olma bilinci yoktur. Bu saatten sonra onlari Turkiye'den gonderecek tek etken Turkiye'den daha iyi yasam kalitesi vaadeden bir baska ulkedir.
Gelenlerin cogu Esad'dan kacmadi ki Esad gitti diye donsunler.
0
alice in potatoland
(08.12.24)
Bir OrtaDoğulunun gerizekalılığı ve faşistliğini asla hafife almayın.
Hayır dönmeyecekler ve çok daha fazlası da gelecek.
Dönmeyecekler çünkü Türkiye'nin aksine daha kötü şartlarda olacak Suriye daha fazlası gelecek çünkü kimse Cihadçıların yönetimi altındaki bir yerde yaşamak istemez özellikle de Esad rejimini doğrudan veya dolaylı destekledilerse.
Ayrıca çevredeki ülkelere de şimdiden geçmiş olsun daha kötü günler önümüzde.
0
bartholomew87
(08.12.24)
%10’unun bile döneceğinden şüpheliyim. bugün kutlama yapan gruplar gördüm; baba kocaman türk bayrağını sırtına asmış, çocukları da suriye bayrağı sallıyor falan. arabadan sarkan gruplar hem türk bayrağı hem suriye bayrağı tutuyor. çoktan türkiye’ye yerleştiler. gitmelerini beklemek hayalperestlik gibi geliyor. 6 ay 1 yıl değil ki çok uzun yıllardır türkiye’deler.
0
deartheodosia
(08.12.24)
Laik ve Alevi Suriyeliler pek gelmiyordu eskiden.Artik onlar da gelmeye baslayacak.
0
turkuaz
(08.12.24)
Suriyelilerin yuzde kaci gitmis ki?
0
Zetnikov
(08.12.24)
İktidar en zayıf karnı olan mülteciler meselesinden bir zafer elde etmeye çalışıyor kapıda 5 kişi görüp gidiyorlar yaygarası yapıyorlar. Ancak üste de belirtildiği gibi istikrarsızlık ve devlet kapasitesi eksikliği burada düzen oturtmuş bir insanın gitmesini çok akılcı kılmıyor. Bir de gücü toplayan daha radikal ajandası olan gruplar kim bu hayvanların ayakları altına debelenmek ister.

Umarım giderler tabi.
0
anon1m
(08.12.24)
Avrupa veya Abd'ye iltica ediyorlar. Geri dönmeyi geçtim ekonomik durumlardan ötürü Türkiye'de bile kalmak istemiyorlar. Yaşadığım yerde iltica eden bir sürü suriyeli var. Türklerin vize sorununun nedeni de bunlardır.
0
wd40
(08.12.24)
Suriye cennet vatan ama burada kurulu düzenleri var.
0
michael_knight
(08.12.24)
tek derdiniz bu olsun be duyuru ailesi. Hayatımda gördüğüm en boş zihniyet. tam bir klavye muhalefeti. Savaştan kaçan insanları eziklemek sanki kendi ırki çok marifetliymiş gibi başkalarını aşağılamak iş gücünü sömürmek. gitmezlerse dünya başınıza yıkılacakmış gibi davranmanız sizce tek sorununuz gerçekten Suriyeli komşularınız mı?
0
ala09
(08.12.24)
Bu ülkenin en büyük sonu araplardan çok arap götü yalayacıları bence.
0
Bir ben var benden şurada
(08.12.24)
Bir ben var benden şurada +1
bence de en büyük sorun Arap milliyetçisi BAAS partisinin g0tünü yalayanlar, hem de sırf mezhepdaşlar ve dinsizler diye.

şebbihamızın içine manda gibi oturdu suriyedeki itlerin kovuluşu ama gidip gitmemesine onlar karar vermeyecek, müslümanlar karar verecek

tarih değişirken hep katil ırz düşmanlarının tarafında yer almak büyük şeref.
0
lambırcek
(09.12.24)
suriyede kadın ve çocuk tecavüzcüleri bizzat nusayri laik azınlık terörü zaten :D devletin kendisi.

devlet rus jetlerinin, iran milislerinin ülkeyi yakmasına izin verdi. yarım milyon insan öldü.

devlet halepi şamı lazkiyeyi asıl sahiplerinden 60 sene gasp etti.

suriyede problem nusayri diktası devletti. insanlar kendi ırzını çocuğunu koruyor zaten. koruduğu için bunlar yaşandı.

depremde solhaberin kendi çalıp kendi oynamasına inanan birinin, yerini bugün öğrendiği suriye hakkındaki ideolojiye ayarlı dövlet güzellemelerini dinlemez kimse.
0
lambırcek
(17.12.24)
kurulu duzen olayiyla cok alay ediliyor ama fazlasiyla gercek bir durum.
0
baldur2
(17.12.24)
çoğunluğun dönmesi için bir sebep yok, ülke ekonomik ve altyapı olarak bitik durumda, ülkenin ana gelir kaynağı petrol,doğalgaz ypg&pyd kontrolünde htş ile bunun pazarlığı sürüyor, petrol gelirleri merkezi bir hükümet kurulsa buraya aktarılsa bile ülke kendi içinde bölünmüş durumda, yolsuzluk da işin içine girince bu durumun normal vatandaşa pek bir faydası olmayacaktır. Ülkenin düze çıkması için yeterli kaynak yok, olanlarda birilerine peşkeş çekildi, çekiliyor.

Can ve mal güvenliği yok, yarın ne olacağı, nasıl bir düzen kurulacağı da belli değil. Türkiye'de az çok işleyen bir düzen altyapı mevcut, sağlık, güvenlik, ulaşım, iş, ekonomi, eğitim v.s bunların hiçbiri şuan Suriye'de yok ve yakın zamanda olması da mümkün değil.

Halep taraflarından gelen şantiyelerde birkaç kişi vardı, onlar gidip, dönecekmiş, Türkiye'ye gelirken geride bıraktıkları evleri, arsaları varmış, tekrar birileri çökmeden geri alıp, birkaç yer bırakıp kalanını elden çıkarmayı düşünüyorlarmış.

Mevcut durumdan rahatsız olan daha fazla insan Türkiye'ye gelecektir.
0
sealth
(17.12.24)
yarisi gider.

halep, sam buralar tarihi ve kulturel agirligi olan buyuk sehirler. antep'te yasayacagina halep'te yasar adam.

muhtemelen turk insaat sirketleri oraya pitrak gibi apartman dikecek ve yeni yonetim vatandaslarini cekmek icin bedava ev falan verecektir. hadi almanya'daki suriyeli avrupa'yi birakmaz anlarim da ekonomisi bitik turkiye ile suriye arasinda cok fark yok. bircogu kendi kulturlerini daha iyi yasayabilmek adina gidecektir.

yeni ulke yeni firsatlar demek.
0
antikadimag
(17.12.24)
ABD ve pkk ile anlaşma sağlanırsa, gitmezler. Sağlanamazsa, herkesin kendi köyüne gitmesi lazım ki, pkk oralarda barınamasın.

Tamamen Erdoğan'a bağlı yani...


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.12.24)
(1)

blackjack 21'e geldiğinde onu durduran ne olmuş olabilir?

Mossy
neden 21, bir hikayesi var mı bilen anlatsın
neden 21, bir hikayesi var mı bilen anlatsın
0
Mossy
(07.12.24)
Oyun olan blackjack niye 21de bitiyor derseniz, 10, j, q, k 10 puanda. As 1 ya da 11 puanda. Yani iki kartla ulaşılabilecek en yüksek puan 21 (iki as gelirse 12 ya da 2 kabul ediliyor). O yüzden 21 puan sınır kabul edilmiştir
0
nundu
(07.12.24)
(14)

Yaptığım şey vefasızlık mı?

dedeminhirkasi
Bi adam vardı, bana çok büyük iyiliği dokundu, öyle böyle değil. Babamın yapmayacağı şeyi yaptı. Dertli günümde derdime derman oldu. Sonra hastalandı, kanser oldu. Arada bir arar halini hatırını sorardım. Tedavisi iyiye gidiyordu. Sonra kotuledigini duydum. Fakat eşi biraz temizlik ve hastalık konus
Bi adam vardı, bana çok büyük iyiliği dokundu, öyle böyle değil. Babamın yapmayacağı şeyi yaptı. Dertli günümde derdime derman oldu. Sonra hastalandı, kanser oldu. Arada bir arar halini hatırını sorardım. Tedavisi iyiye gidiyordu. Sonra kotuledigini duydum. Fakat eşi biraz temizlik ve hastalık konusunda pimpirikli olduğu için hastaneye ziyaretçi vs kabul etmiyormuş, en yakın dostlarına bile birkaç aramadan sonra telefonla geri dönüyormuş. Ben de eşini aradım, kendisini sordum. Gelmek istiyorum ama hastalık vs bulasmasindan korkuyorum dedim. Eşi de aynen oğlum dedi, ben aradığını, selamını iletirim dedi. Ellerinizden öperim diyerek kapattım. Bugün de vefat haberini aldım ama içim ulan taş kafalı ne olursa olsun kovacaksa da gitseydin hastaneye diyorum, bir yanımda onu düşündüğüm için gitmediğimi hatırlatıyor. Ne diyorsunuz bu işe?
0
dedeminhirkasi
(07.12.24)
bence senin bi sucun yok. dusunmussun, ihmal etmemis aramissin. esi gelme diyorsa gitmemen cok normal. basiniz sag olsun ama bence senin vicdan yapacak bir olayin yok.
eger maddi olarak ihtiyaclari varsa ve senin de imkanin varsa, esine(varsa cocuklarina) belki destekte bulunabilirsin.
0
fevzi123
(07.12.24)
Başın sağolsun, bi kabahatin yok. Kalanların bi ihtiyacı olduğunda el uzatmayı ihmal etme.
0
antihero
(07.12.24)
Emrivaki yapıp gitmek yanlış bir hareket, gitmeyerek doğrusunu yapmışsın.
0
nundu
(07.12.24)
Elinden geleni yapmissin. Cenazesine gidip son gorevini yaparsin, esine de elimden ne gelirse yaparim dersin
0
oscar
(07.12.24)
Daha napıcan eşini arayıp olur almışsın. Vefasızlık durumh yok.
0
mikahakkinen
(07.12.24)
doğrusunu yapmışsın başınız sağolsun
0
basond
(07.12.24)
"Bi adam vardı, bana çok büyük iyiliği dokundu, öyle böyle değil. Babamın yapmayacağı şeyi yaptı. Dertli günümde derdime derman oldu."

böyle diyeceğim bir adamı ziyaret etmek için birine sormazdım, eşine de sormazdım.
giderdim. görebilirsem görürdüm. göremezsem de göremezdim. doktorlara sorardım vs. görmek hiç mi mümkün olmayacak yoksa bazı şartlarda görebilir miyim diye doktorlardan bilgi alırdım. vs vs
0
saturn
(07.12.24)
elinizden geleni yapmışsınız. bence rahat olun.
0
enteg
(07.12.24)
Babam lösemi hastası, biz 1.5 yıldır eve tek bir misafir kabul etmiyoruz mesela. Başka bir ülkeden gelen kız kardeşi dış kapıdan beş dakika gördü ve gitti. Ben, hafif baş ağrısı bile hissetsem o hafta annemlere gitmiyorum.

Çünkü ilik nakli oldu ve böyle yasamasi gerekiyor bu süre.

Gelmek, görmek isteyenler elbet oluyor ama bu ona iyilik değil, aksine kötülük oluyor. Siz gitmemekle doğru olanı yapmışsınız. Kanser hastaları özellikle kemoterapi aliyorlarsa o süreçteki en ufak bir mikrop bile onları öldürebiliyor.


Siz iyiliği için gitmemissiniz, e telefonla irtibati da koparmamissiniz. O yüzden içinizi ferah tutun. Başınız sağolsun.
0
fraise
(08.12.24)
gitseydin "acaba mikrop taşıdım da ben mi sebep oldum" diye için içini yerdi belki. doğru olanı yapmışsın +1 başın sağolsun. onun hayrına fakire yardım et sen de. eşine çocuklarına ulaşıp yardım teklif et mutlaka, belki bir ihtiyaçları vardır.
0
titanyum22
(08.12.24)
Başın sağolsun.

Doğru olanı yapmışsın. Fiziken yanına gitsen yararın olamazdı, hatta zararın olabilirdi.

Vefa borcuna karşılık olarak vefat edenin geride bıraktıklarına desteğini esirgememek çok güzel bir hareket olur.
0
10551037
(08.12.24)
Başın sağolsun. Sen doğru olanı yapmışsın.
Böyle bir hastalıkta kararları veren hastanın en yakını olan karısı. Onun kararına karşı gelmen yanlış olurdu.
0
michael_knight
(08.12.24)
Başınız sağolsun.

Cenazesi olacaksa oraya giderdim ben kesin.
0
baldan kaymak
(08.12.24)
yanında telefon vs. olmadığına göre muhtemelen gitsen de almayacaklardı. başınız sağolsun.
0
orpheus
(08.12.24)
(5)

Tüm bebekler gaz sancısı çekiyor mu?

esinikaybetmiscorap.
Merhaba,50 gunluk bebegim var, aslinda kakasini da gazini da her emzirmeden sonra yapiyor ancak emzirmeden sonra direkt aglamaya basliyor gaz sancisi sebebiyle ve masajla yarim saatte anca yapabiliyor, ilk bebegim oldugundan ve etrafimda da bebek sahibi olan olmadigindan bilmiyorum. Tum bebekler bu
Merhaba,

50 gunluk bebegim var, aslinda kakasini da gazini da her emzirmeden sonra yapiyor ancak emzirmeden sonra direkt aglamaya basliyor gaz sancisi sebebiyle ve masajla yarim saatte anca yapabiliyor, ilk bebegim oldugundan ve etrafimda da bebek sahibi olan olmadigindan bilmiyorum. Tum bebekler bu sekilde mi acaba surecleri sancili mi oluyor? Gazi cikmadiginda uyuyamiyorda uykusu da gelirse iyice çıldırıyor evde, genelde bebekler bu şekilde mi yoksa sakin ve kolayca gazı çıkan bebekler de var mıdır? 3-4 aydan sonra rahatlanıyormuş ama 1-2 aylık bebeklerin durumunu merak ediyorum açıkçası?

Teşekkürler
0
esinikaybetmiscorap.
(07.12.24)
hepsi yaşamaz ama sizden kötü durumda olanlar da var. saatlerce süren versiyonu. 3-4 aya kadar sürer azalarak biter. kullanmıyorsanız biogaia damla kullanabilirsiniz. yetmezse relaktaza geçilebilir. ama süreçte bir kez çocuk doktoru görse iyi olur gaz dışındaki problemleri elemek için. kendiniz yediklerinize dikkat edin bol hareket edin. bol sıvı tüketin. kendiniz rezene çayı içebilirsiniz

not: çocuk hekimiyim.
0
bass solo take one
(07.12.24)
Rezene içmeyin, karaciğere toksik bir bitki çayı.
0
nundu
(07.12.24)
Merhaba, yeğenimde sürekli ağlayan bir bebekti. Bazı pozisyonlarda rahatlıyor ve ağlamıyordu. (kolumuzda hırka taşır gibi taşıyorduk ve susuyordu.) 8 ay boyunca böyle devam etti ve sonrasında çoklu besin alerjisi olduğunu öğrendik. Anne sütünden geçen besinler alerji yapıyormuş ve bebeği rahatsız ediyormuş. Umarım böyle bir saglik sorunu yoktur ama bu durumda aklınızın bir köşesinde bulunsun.
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(07.12.24)
Bebeklerde ilk birkaç ay sütteki laktozu sindiren laktaz enzimi henüz yeterli düzeyde olmadığı için sindirim sorununa neden oluyor o da gaz yapıyor, ilk aylardan sonra laktaz seviyesi arttığı için süreç hafifliyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(07.12.24)
Tüm bebeklerde oluyor evet, bazılarında daha cok oluyor. Her emme sonrası, her mama sonrası gaz çıkarmak gerekiyor. Masajla değil de geleneksel usul sırtına pat pat vurursaniz daha hızlı çıkacaktır, hatta güçlüce vurmak gerekiyor. Bir de pozisyon değişikliklerinde de cikarttiklari çok oluyor, kucaktan omza almak gibi.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(09.12.24)
(7)

Jandarmanın yolda sürekli kimlik kontrolü yapması

ya ben lan neyse
batı anadolu'da bir büyükşehirde yaşıyorum. 40 km mesafede bir ilçede memurum. ilçenin minibüsleriyle gidip geliyorum. jandarma bizi çok fazla durdurup kimlik kontrolü yapıyor. bu konuda doldurmaları gereken bir kota mı var?bir de art niyet gibi olmasın ama sanki bilerek memurların çıkış saatlerini
batı anadolu'da bir büyükşehirde yaşıyorum. 40 km mesafede bir ilçede memurum. ilçenin minibüsleriyle gidip geliyorum. jandarma bizi çok fazla durdurup kimlik kontrolü yapıyor. bu konuda doldurmaları gereken bir kota mı var?

bir de art niyet gibi olmasın ama sanki bilerek memurların çıkış saatlerini seçiyorlar gibi geliyor bana. olabilir mi böyle bir ihtimal?

kaçak afgan van'dan girip çanakkale'de hırsızlık yaparken yakalanırken bana kendi memleketimde neredeyse haftada 1 kimlik kontrolü yapılması artık rahatsız ediyor. minibüs durdurulup tüm yolcuların kimlikleri toplanıyor ve aşağıda tek tek kontrol ediliyor. yol yarım saat. 15 dakika bekletiyorlar.
0
ya ben lan neyse
(07.12.24)
malatyada da var bu tam köye çıkan noktada bir sure sonra arabayı tanıyıp içeri bakıp geçiriyorlar, araba ile geçme ihtimali yoksa evet toplu taşımaları durduruyorlar. iyiki kontrol yapıyorlar bence.

ben niye tikk alamıyorum ya :(
0
eja
(07.12.24)
Hocam bu gbt olayını yaptıran kişiler kaymakam ve valiler. Kaymakam emir veriyor polise ve jandarmaya bir de günde 50 kişiyi gbt yapacaksınız diyorlar. Oradaki polis jandarma da yapıyor.

Polis, jandarma'da yapmak istemiyor size tüm samimiyetimle belirteyim. Çünkü aranan şahıs çıkarsa bir sürü yapılacak iş var.
0
komando kani var bende
(07.12.24)
midyat mardin arası yaklaşık 60 km 3 kez durdurulduğu oluyor bir de tek tek bakıyorlar bir çoğunda. sen geç olayı da yok.
0
bass solo take one
(07.12.24)
Asker kaçağı bulmak dışında bir işe yaradığını düşünmüyorum bu gbtlerin. Gerçekten yakalanması gereken suçlu zaten başka şekilde gider yani. Ya da işte evden kaçan gençler falan oluyor onları buluyolar bazen. Ama gerçekten yakalanması gereken bir kişinin yakalanma oranı on binde bir bile değildir
0
nundu
(07.12.24)
Seyitgazi jandarma psikopata bağlamış diyolla :)
Sordum soruşturdum, pasif agresif davranışa benziyor.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(07.12.24)
Başlıkta sürekli kontrol yapıyorlar denilirken, duyuru içeriğinde hafta bir diye belirtiyorsun.
haftada bir kontrol sürekli kontrol manasına gelmiyor.
Ve toplu taşıma araçlarını kontrol etmeleri kadar normal bir şey yok. 15 dakika çok uzun bir süre de değil.

Ayrıca yaklaşık 2 yıla yakın süredir göçmenlerin hareketlerini denetleme konusunda da bir kolluk kuvvetlerinde hassasiyet olduğunu biliyorum. Kaçakların yanı sıra Bulunması gereken il dışında üzünsiz yakalananlar için de gerekli işlemler yapılıyor.

Memurların çıkış saatleri kabaca 5-6 arası tüm Türkiye yollarında yolların en yoğun olduğu saatler. Kontrol için normal bir zaman aralığı .
0
diyecevaplandı
(07.12.24)
@diye: şöyle hocam: benim haftada 5 gün ilçeye gittiğim ve ilçe ile merkez arasında günde 21 sefer olduğu düşünülürse bana haftada 1 denk gelen kontrol, diğer seferler de düşünüldüğünde haftada 1'den daha fazla olsa gerek.

ve ben il içinde de sık sık yolculuk yapıyorum. il içinde son 7 senedir hiç kimlik kontrolüne takıldığımı hatırlamıyorum.
0
🌸ya ben lan neyse
(08.12.24)
(2)

2 yaş çizgi film

brakgn
2 yaşında çocuğa günde 20 dakika çizgi film izleteceğiz. ne izletelim?
2 yaşında çocuğa günde 20 dakika çizgi film izleteceğiz. ne izletelim?
0
brakgn
(07.12.24)
susam sokağı
0
phonex
(07.12.24)
Bluey aşırı övülüyor verdiği mesajlarla ve kalitesiyle. Şimdi izletin, 5-6 yaşlarına gelince tekrar izletin
0
nundu
(07.12.24)
(9)

Nespresso kapsül

tchuck
1 aydır nespresso kullanıyorum. beraberinde 100 adet kapsül gelmişti, çok memnun kaldım gerçekten çok lezzetliler. (kahve gurmesi değilim anlayacağınız gibi. düz adamım)neyse, şimdi nespresso sitesinden alınca 23-24tl'ye denk geliyor kapsüller, başkalarında ise fiyatlar çok değişiyor.siz ne öneriyor
1 aydır nespresso kullanıyorum. beraberinde 100 adet kapsül gelmişti, çok memnun kaldım gerçekten çok lezzetliler. (kahve gurmesi değilim anlayacağınız gibi. düz adamım)

neyse, şimdi nespresso sitesinden alınca 23-24tl'ye denk geliyor kapsüller, başkalarında ise fiyatlar çok değişiyor.

siz ne öneriyorsunzu bu konuda?
kapsülü nespressodan mı almak lazım?

örneğin şuan 500 kapsül alınca, 1 adet makine hediye ediyorlar.
500 kapsül alırım sorun değil, gider anneme falan hediye ederim makinayı da ama sizce mantıklı mı?

starbucks kapsülleri de aynı fiyat gibi.

siz ne kullanıyorsunuz?
0
tchuck
(07.12.24)
örneğin kahve dünyasının 10'lusu 120tl civarında geziniyor. iyi midir onların kapsülleri de?

mesela nespresso'da en beğendiğim, hafif bir karamel aromalı ve badem aromalı kahveleri vardı. bayıldım cidden (arkadan bir rahiya olarak veriyor.)
0
🌸tchuck
(07.12.24)
onlarin tekrar doldurulabilen metal kapsul haznesi oluyor. butce kasilacaksa ondan alinip en ucuz kahve cektirilerek de kullanilabilir.

nespresso'nun olayi pratikligi. toz kahve her turlu bozulur hatta birkac saat icerisinde bozulur. ama nespresso kapsulleri havasiz oldugu icin bozulmadan kaliyor. kapsul fark etmez.
0
antikadimag
(07.12.24)
Ben Nespresso kendi sitesinden toplu alıyorum. Kampanya falan dönemi alınca yeterince ucuza geliyor. Bi de dediğin gibi değişik aromaları denemek hoşuma gidiyor.
0
nundu
(07.12.24)
nespresso muadilleri de satılıyor yurtdışında, belki macro'da falan da vardır ama hiçbiri nespresso'nun yerini tutmuyor.
0
spankenstein
(07.12.24)
Ben tchibo kullanıyorum 10lü kapsül 130 tl.
0
mikahakkinen
(07.12.24)
yalnız çok pahalıya geliyormuş.
tam otomatik makinelerde 1 tane espresso makine bakım maliyetini de dahil etsen 7-8tlyi geçmez.
0
nuisance2
(07.12.24)
hicbiri nesp yerini tutmuyo+111 bir suru farkli marka denedim ama no. 8 alana 2 hediye gibi kampanyadan aliyorum ben de
0
ala09
(07.12.24)
Ben Illy ve Lavazza kapsulleri begeniyorum ama her ne kadar makine ile uyumlu da olsa sanki bir tik zorluyorlarmis gibi geliyor. O yuzden genellikle Nespresso aliyorum.
0
pike
(07.12.24)
getir, migros, rossman'da dönemsel indirimlerle yakaladığım jacobs, wihl, davidoff kullanıyorum. 135 tl civarına geldiğinde 5-10 paket alıyorum.

nespresso kampanyasını ben de gördüm yalnız başta toplu ödeyip başvuru vs geri iade şeklinde gibi bişeydi uğraşmadım.
0
mcserci
(07.12.24)
(9)

ne olacak bu fizyoterapistlerin hali?

estranged
maaşlar çok düşük ve çalışma koşulları çok kötü değil mi? siz veya çevrenizde varsa ne yapıyor ne planlıyor?
maaşlar çok düşük ve çalışma koşulları çok kötü değil mi? siz veya çevrenizde varsa ne yapıyor ne planlıyor?
0
estranged
(06.12.24)
youtu.be
Stand up yapıyor
0
grimavi
(06.12.24)
Millet easy money olarak gördü ve özel üniversiteler de millete diplomaları dağıttı. Tıpkı psikoloji ve hukuk gibi bitik bir alan. Eşit ağırlıkta psikoloji ve hukuk neyse sayısalda da diyetisyenlik ve fizyoterapistlik aynıdır.
0
wd40
(06.12.24)
büyük hastanelerden birinde ik arkadasım söyledi çok fazla mezun var inanılmaz cv geliyor diye kuzenıme o yuzden yazdırtmadı. sonradan gördüm etrafımda çok iş arayan.

benım yakınımda öyle bi genç olsa anında onu başka şeye yönlendirirm. bambaşka bir sektöre aciken girip pişmeleri lazım, hızlı hareket eden kazanır. meslekte ısrar eden büyük ihtimal senelerini çöpe atar.
0
speranza
(06.12.24)
Yanlış hatırlamıyorsam fizyoterapistler dil konuşma terapisti olabiliyor yüksek lisansla. O konuda daha fazla açık olabilir, oraya yönelinebilir. Pilates, zumba, fitness, yoga vs eğitim sertifikası alınıp oradan yürünebilir. Spor masajı gibi alanlarda özel kurslar falan alınıp bu alanda parmakla gösterilen kişi olmaya çalışılabilir ama bunun için network de önemli tabii. Yani birileri bu işten iyi ekmek yemeye devam eder ama çok büyük kısmı asgari ücretten hallice çalışır.

Bu tarz yanlış planlama sonucu kontenjan/ihtiyaç dengesi ayarlanamayan mesleklerde kendini öne çıkaracak bi şey bulamazsan başarılı olamıyorsun. 80 milyon olarak hepimiz düzenli fizik tedavi alıyor, ayda bir masaj yaptırıyor olsak yine bu kadar fizyoterapi mezununa yeterli gelmeyebilir. Aynısı psikoloji için de geçerli ama onlar en azından özel sektörde falan çalışabiliyorlar yine reklamcılıkta falan
0
nundu
(06.12.24)
Fizyoterapist yüksek lisansla dil konuşma terapisti olamaz. Bu bilgi yanlış.

Zumba sertifikasıyla da ancak instagram insanı falan olunur :D
0
wd40
(06.12.24)
@wd40

Eski kız arkadaşım odyoloji ve konuşma bozuklukları yüksek lisansı yapıyordu, kendisi dilbilim mezunuydu, bölümdekiler arasında fizyoterapist de vardı diye hatırlıyorum. Psikolog da vardı. Mezun olanlar da odyolog ya da dkt'ci olabiliyordu.

Zumba sertifikası aldıktan sonra da ne yapacağı kendine kalmış kurs falan açsın işte onu da ben mi diyim :d
0
nundu
(06.12.24)
Türkiye'de her 5 senede bir meslek patlıyor. Herkes çocuğunu o yapıyor. Sonra o meslek doluyor ve çocuklar aç kalıyor.

Ben lisedeyken bu hukuktu.
Sonra iş güvenliği ve fizik tedavi.
Sonra yazılım.
Bir dönem inşaat vardı böyle.

Türkiye zaten çalışmak için dandik bir ülke. Fizik tedaviciler ile beraber yüzlerce rezil sartlarda çalışan meslekler var.
0
logisticsmanager
(07.12.24)
fizyo, masaj terapisti, osteopath, kayropraktik terapi, cart curt bunlar birinci dunya ulkesi meslekleri, dandik ucuncu dunya ulkesi meslekleri degil.

iyi para donen ulkelerde bu ekip deli gibi para yapiyor, ben gittigim masajcinin saati $160, nakit. Hatunda pos makinasi bile yok, 5m2 dukkan, disarda sira var.

ucuncu dunya ulkelerine herkes 9-10 saat mesai yapiyor, adamin zaten eve donmesi 2 saat duruyor, ustune bir de maaslar dandik. masaja, fizyoterapiye ne zaman gidecek, gitse parasini nasil verecek?
0
cooperr
(07.12.24)
Cezaevine idare memur olarak girdi hepsi. Belli eğitimden sonra 2. Müdür daha sonra 1. Müdür olacaklar. 5 senedebir rotasyon var.
0
mikahakkinen
(07.12.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.