ne avukatı ne danışmanlığı allaşkına, kural basittir; kendi isteğinle ayrılırsan kıdem tazminatı alamazsın. ödeyen şirket olur mu dersen vardır mutlaka ama o da o şirketlerin güzelliğindendir, yoksa ödenmez.

arkadaşınız kendi isteği ile ayrıldığı için kıdem tazminatı alamaz. ancak ve ancak haklı sebep varsa alabilir. haklı sebepler:
1- askerlik
2- kadınlar için evlilik
3- küfür
4- taciz
5, mobbing
bu sebepler dışında kişi başka yerden teklif aldı diye ona tazminat vermezler.

bir sebep lazım. durduk yere istifa ettiyse alamaz.

google'a yazınca şöyle onlarca haber çıkıyor: www.hurriyet.com.tr bunun için ücret istemek de iyiymiş..

belirli haller haricinde kendi isteğiyle işten ayrılan kişi kıdem tazminatı alamaz.

nedir bu belirli haller? işveren ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan şeyler yapıyordur (taciz eder, küfür eder, mobbin yapar vs), sözleşmesinden farklı bir iş yaptırılıyordur (muhasebeci diye giren adama tuvalet temizlettiriliyordur mesela). bu gibi durumlarda işçi kendi de ayrılsa dava açar kıdem tazminatını alır. ama başka iş bulup kendi istifa eden kişi kıdem tazminatı alamaz.

bunların dışında emekli olanlar, yaşı gelmemiş olsa da 15 yıl/3600 gün emeklilik şartını tamamlayanlar, askere gidecek olanlar ve bir yıl içinde evlenmiş kadınlar kendi istekleriyle ayrılıp kıdem tazminatı alabilir.

kendini kovdurtsa da alamaz. çünkü kıdem tazminatı hakı sebep gösterilmeden işten çıkarmalarda verilir. kendini kovdurmak için kibar feyzo gibi patrona pandik atarsa, haklı sebep göstererek işten atılır, tazminat da alamaz.

anlaşmalı ayrılmışsa alır, onun dışında kendisi ayrılmışsa alamaz.

kendi isteğiyle ayrıldığında tabi ki alamaz. kıdem tazminatının olayı zaten kendi isteğiniz dışındaki durumlardaki mağduriyeti gidermek. arkadaşının emeği boşa gitmedi çünkü çalıştığı 4 yıl boyunca hep maaş aldı. çalışmanın karşılığı maaştır.

500'ün üzerinde alışveriş yapamazsın. Bazı kartlar limitin üzerine ekstra para eklemene izin veriyor, bir tek öyle mümkün olabilir ama taksit yapamazsın ona da, tek çekim yaparsın.

alamazsın. 1500 liralık ürün alabilmek için 500 tl limitinin üzerine 1000 lira ödeyerek limiti açabilirsin ama o şekilde de taksit oluyor mu bilmiyorum.

mail order yolu ile yapılabilir, bu yöntemle kart limitine her hangi bir zeval gelmeden her ay taksit çekilebilir diye hatırlıyorum.

kart limitine bloke koymadan, mail order ile teknik açıdan yapılması evet mümkün. çünkü orada aslında yapılan her ay 167 liralık alışveriş yapmaktan farksız fakat satıcı bunu kabul eder mi bilemem. çünkü ilk ay 167 lirayı aldıktan sonra kartı iptal ettirirseniz ya da limiti hep dolu olursa o parayı alamaz sizden.

mail order nedir tam olarak?

Fiziki pos cihazı kullanmadan, sanal pos (bilgisayar ile) ile kart bilgileri girilir ve tahsilat yapılır. Kart bilgilerini ve tutari bir forma yazar imzalarsınız, imzaniza istinaden işlem sanal pos üstünden yapılır. Tehlikelidir.

üniversite mailinin pop3 desteği varsa: support.google.com

1- vize olmazsa ucamazsiniz zaten, bilet yanar tabi. Ve evet ucak biletini satin almadan rezerve edebilirsiniz. Genelde 1 ya da 2 gun rezerve olur. Vize gorusmesine gitmeden onceki gece rezerve yaparsiniz. Ekobilet.comda ya da thy sitesinde boyle bi opsiyon var. baska sitelerde var mi bilmiyorum.

2- evet, gideceginiz ulkeden almaniz sizin cok buyuk yarariniza olur.

3- hayir. Online checkin yapip boarding pass aldiktsn sonra havalimaninda online checkin sirasina girip bavulunuzu birakabilirsiniz. Normal siraya gore avantaji genelde daha kisa olmasidir ve yeriniz bellidir filan.

4- tum belgelerinizi tam goturun, eksik belge olmasin. Son dkda basvurmayin.
Bir de gitme amacinizi yazan bi dilekce yazin. Asiri resmi bisey olmasina gerek yok.

Çok teşekkürler hocam, aklıma birkaç şey daha takıldı.

1. Davetiye ile gitmeyeceğim ve yurt dışındaki arkadaşıma gideceğim için booking.com'da yer ayartıyormuş gibi göstereceğim ve sonradan iptal edeceğim. Booking.com'da rezervasyon ile ilgili süre sınırı var mıdır, yani onu da mülakattan 1-2 gün önce mi rezerve edeyim?

Bir de vize alsam bile rezervasyonu iptal edersem konsolosluğun haberi olup verilen vizeyi iptal edebiliyormuş. Var mıdır böyle bir durum gerçekten?

2. Boarding pass'i de online alıcam diyelim, o zaman kendim print mi etmem gerekecek yoksa tabletten de gösterebiliyor muyum?

3. Davetiye ile gitseydim şansım çok daha yüksek mi olurdu (Arkadaşım davetiyeyi maddi durumu yetmediği için yollayamıyor)?

4. Arkadaşımla buluşacağım için dilekçe yazmam mantıksız olur gibi geliyor. Mülakatta arkadaşımla beraber olacağım diye açık açık söyleyeyim mi, yoksa sadece gezmek için mi gidiyorum diyeyim?

Teşekkürler :)

1. rezervasyonuna göre değişir. kimisi hiç iptal edilmiyor, kimisinde x tarihinden önce ücretsiz iptal yazar, kimisini ise son dakikada bile iptal edebilirsin. rezervasyonu yaparken iptal şartlarına dikkat etmeyi unutma kesinlikle.

iptal etme diye bir olay yok.

2. ister çıktı al ister telefon/tabletten göster farketmez. ben ne olur ne olmaz diye havalimanında kiosk'tan da alıyorum bir uçuş kartı yanıma, bir keresinde telefondan okumadı onu gösterdim.

3. aksine davetiye olumsuz yansır başvuruna. otel rezervasyonu göster, gezip döneceğim de. arkadaşını falan hiç karıştırma.

4. dilekçe çok önemli değil. rezervasyonları ve gelirini gösteren evrakları eksiksiz verdiğin sürece bir problem yaşamazsın. şengende mülakat yok pek, sorguya çekmiyorlar insanı. evrakları ve ilk şengense parmak izi veriyorsun sadece.

Tekrar teşekkürler. İki tane daha sorum var:

1. Hangi sağlık sigortasını tavsiye edersiniz?

Sağlık sigortasını konsoloslukta görüşmeden hemen önce mi çıkarmalıyım ve vize iptali durumunda para iadesi olur mu?

2. Protokol sorgulaması belgesi ile vukuatlı nüfus kayıt örneği de isteniyormuş. Şimdi nüfus kayıt örneği, nüfus müdürlüğünden alınıyormuş ama protokol sorgulaması için emniyetten randevu mu almam gerekecek (ki randevuyu da en erken 2 hafta sonra veriyorlar)?

1- 30000 € teminatli herhangi bi sigorta. En ucuzu neyse onu yapin gitsin.

Vize reddi (iptalden kastiniz bu galiba) para iadesi olmaz, neden olsun. Siz vizesiz bir yere de gidebilirsiniz ve bu sigortayi kullanabilirsiniz sonucta. Yurtdisinda saglik sigortasi olmasi iyidir.

2- protokol sorgulamasi nedir bilmiyorum.

Vukuatli nufus ornegi evet ilce nufus muduugunden aliniyor.

Sagolun :)

1. Peki sigortayi vize icin basvurmadan hemen once mi yapmaliyim yoksa simdi de yaptirip su su tarihler arasinda aktif olsun diyebiliyor muyum?

Diger merak ettigim noktada kac gun sigorta yaptirayim, nette okudugum kadariyla sigorta kisa tutulursa vize icin verilen sure de az oluyormus. 90 gun vize istiyorsam 90 gun mu sigorta yaptirayim, ki onun da maliyeti artacaktir.

2. Formu doldurmaya basladim, 3 nokta aklimi karistirdi. Talep edilen giris sayisina cok girisli mi diyeyim (cunku bir sure sonra tekrar gidebilirim)

Ikinci husus da ongorulen gezi veya transit suresi ile ilgili. Schengen vizesi maximum 6 ay gecerli olup 90 gun kalis hakki veriyormus. Iste formu doldururken de sansimi zorlayip 90 gun mu yazayim gezi suresine?

Gidilecek ulkelere sigdirabildigim kadar ulke sigdirayim mi (sonradan polonya disinda baska ulkelere gidersem sorun olmamasi icin)

Tesekkurler

1. sigortanın başlangıç /bitiş tarihini, süresini falan sen seçiyorsun. ileri tarihli olarak yaptırabilirsin. poliçe süresinin gidiş ve dönüş tarihlerini kapsaması gerekiyor, ona dikkat et.

2. çok girişliyi işaretle, isteyenin bir yüzü...

ilk vizense (sorulardan öyle anlaşılıyor) gidiş dönüş tarihin neyse o kadar verirler zaten, zorlama şansını. yazacağın diğer yerler için de rezervasyon görmek isterler. ülkeleri forma yazıp yazmaman farketmez, şengenle gireceğin ve giremeyeceğin yerler belli. ayrıca öyle 10 tane ülke yazdığında inandırıcı bulmazlarsa red yiyip oturma ihtimalini artırırsın. sonraki başvurularını da sıkıntıya sokar..

Çok teşekkürler, sorularımı cevapladığınız için. :)

(bkz: acestream)

Askerde kontrol ediyorlar diye biliyorum. (Cidden.) Yaptırın bence. Temiz bir şey bana göre.

çocukken demez, çünkü tüm arkadaşları sünnetli olacak ama büyüyünce yav niye kestirdiniz diyebilir. çocuk sahibi değilim ama sağlık problemi oluşmadığı sürece vücuttan bir parça koparmak oldukça kötü tınlıyor. herkes "ama hastalık riski" bıdı bıdı diyor ama riski azaltmak için gidip önceden apandisitini aldıran görmedim. yani hayatı boyunca hiç hastalanmayabilir (ki milyarlarca sünnetsiz insan nasıl hastalanmıyor) ya da 1 yaşında da hastalanabilir, bu bebekken önlem alınacak bir şey olmasa gerek.

ayrıca adı "sünnet" (dinde yapılsa iyi de yapmasan da olurculuk) olan bir şeyin kesinlikle yapılması gerektiği gibi bir algı olması da ayrıca ironik. madem öyle adını "farz" koysaydınız.

not: temiz bir şey bence denmiş, vücudunun neresini ne kadar temizlersen o kadar temiz olur. sünnetsizler pis gibi bir ön yargı da hayatımda görmedim. sünnetsizlerin pipisi mi kokuyor tövbe est gerçekten..

@freya sana katilmakla beraber bu konuda esimin, ailesinin ve ailemin karsisinda tekim. Sizin cevaplari okutarak bir giris yapicam bakalim.

Bence gerekli. Birçok bilim insanı aynı fikirde,

Sağlık açısından bilemiyorum ama gayrimüslimler gayet sağlıklı olduğuna göre sıkıntı olacağını sanmıyorum.

Ben olsam tek endişem şu olurdu; "sen ne zaman sünnet oldun" gibi ilkokul muhabbetlerinde mahalle baskısına maruz kalabilir.

ya adet bu olduğu böyle geldiği için yaptıran o kadar çok ki. kimse durup da ulan ben öz çocuğumun organlarından birini onun rızası olmadan kesiyorum hayatı bu şekilde yaşamaya zorunlu tutuyorum demiyor. halbuki ha elinin bir parmağını kesmişsin ha sünnet etmişsin. dediğim gibi parmak da kangren olursa kesilir, bu gereklidir, orada da bir sıkıntı olursa sünnet gerekli olabilir. ama sıkıntı oluşmadan çocuğu 1- vücut bütünlüğünü bozmak ve travma yaşatmak 2- çok büyük bir zevkten mahrum bırakmak insanın insana yapacağı bir işlem değil.

yazdıklarınıza göre nasılsa yaptıracaksınız gibi görünüyor. vakitlice yaptırıp kurtulun o zaman, çocuğa da ileride kabus olmasın.

Demez bir şey. Yaptırmazsan duruma göre bu coğrafyada sıkıntı yaşayabilir.

Sünnetin tek geçerli sebebi toplum baskısı ve inanç olabilir ancak.

Freya güzel şeyler söylemiş, çocuk büyüyünce işedikten sonra pis bırakabilir gibi aptalca argümanlarla sünneti destekleyenler var, sünnet iğrenç bir pratiktir (bkz. bu geleneğin atası olan yahudi sünneti ve yaşlı hahamların küçücük bebeğin pipisinden çıkan kanı emerek temizlemesi) ve erkeğin cinsel ilişkiden aldığı hazzı azaltır. Amaç olarak kadın sünnetinden farksızdır, sadece gelenek diye kanıksandığı hatta kutsanıp kutlandığı için normal gelir.

Çocuk ileride niye kestirdiniz diyebilir ama çok büyük dert olacağını sanmam, yine de çocuğun iyiliğini düşünüyorsanız bırakırsınız ileride kendi karar verir.

Onun dışında çocuğunuz ilkokul/ortaokul çağında sünnetsiz olduğunu gizleyebilir, kendini daha az erkek hissedebilir, utanabilir. Bu da yaptırmamanın kötü yanları, ama yaptırmamanın kötü etkileri arasında kesinlikle "pis oluyor yav" gibi aşağılıkça bir sebep gösterme olmamalı.

Sünnetin ne kadar faydası varsa çocuğunuza adamakıllı bir eğitim vererek bütün eksikliğini giderebilirsiniz.

Babası "benim oğlum erkek olacak" filan diyorsa da açın o kesilen dokunun sinirler bakımından ne kadar zengin olduğunu ve cinsellikten alınan hazzı ne kadar etkilediğini gösterin. Bu sünnet denen iğrenç geleneğin ne zaman ve nasıl başladığını okutun (ağzı kanlı yahudi içeren sünnet fotoğrafları gösterin).

Bu işin hijyen için yapılmadığını, binlerce yıl önce bu işi yapanların steril ameliyathaneler kullanmadığını, hala bodrum katlarında bok gibi ortamlarda çocukları sünnet ettiklerini, hijyene hiç önem vermeden abuk subuk metodlar kullandıklarını anlatın.

Ay ileride hasta olur, pipisini silmez, hastalık kapar diyenler de kadın sünnetini de destekliyor galiba.

Neyse özet olarak yaptırmamanın kötü tarafı çocukluğunda sünnetsiz olması yüzünden eksik hissedebileceği ihtimali.

Edit: @dissendium Ben kimsenin cevabına karşılık olarak bir şey yazmadım ama evet, eğer "pis olur o yüzden kestirmek lazım" diyebiliyorsanız bu argümana aptalca derim. İleride silmez diye insanın cinsel organına müdahale mi edilir? Bu mantıkla aynı sebepten enfeksiyona çok daha yatkın olan kadınlarda da sünneti destekleyebilecek misin? Sünneti normal görmenin sebebinin içi boş ve amaçsızca yerleşmiş toplumsal kurallardan, sorgulanmadan yerine getirilen gerikafalı gelenekler yüzünden olduğunun farkında değil misin?

Sünnet hijyen için yapılmıyor arkadaşlar, sünnet hijyen için icat edilmedi. Sünnet insanlar zevk alamasın diye var. Kadın sünneti niye varsa erkek sünneti de o yüzden var. Pis koku oluyor o yüzden sünnet edelim diye bir kadın için de diyebildiğin zaman ikiyüzlü argüman demeyi, sorgulamadan gelenekçilik yapıyorsunuz demeyi bırakırım, ha o zaman da aptalca demeye devam ederim o da ayrı bir şey.

Yukarıdaki arkadaş da (dissendium) enfeksiyon ihtimalinin (bu da çocuğun eğitimine bağlı tamamen) sünnet yapılması için haklı bir sebep olduğunu düşünüyorsa bunu kadınlara yapmayı da haklı buluyor muymuş onu çok merak ediyorum. Cevap verse keşke. Kadınlarda idrar yolu ve vajinal enfeksiyon ve iltihapların ne kadar yaygın ve olası olduğunun farkında mısın? Keselim mi kardeşim? Çocuk nasılsa ölecek diye doğurmayalım? Tipine bakıp bu çocuk büyüyünce hırsız olur deyip hapishaneye atalım? Nasıl bunlar, akıllıca mı?

@nrmnm henuz savasiyorum. Her ne kadar karsi taraf kalabalik gorunse de anne benim. Sonucta baba ile ortak bir karar vericez. Evde oyle erkegim benim dedigim olacak tavri olmamakla beraber surekli sunnetin avantajlarindan bahseden babayi farkli goruslerle ikna etmem gerekiyor galiba.

@freya, cevap vermeyecektim, ama yine de vereyim dedim. Apandisit adı üstünde apandis-it yani apandis iltihabı demek. İltihap oluşmadığı sürece apandisin kimseye zararı yok. O yüzden insanların apandislerini aldırmaması çok normal. Bunu sünnetle karşılaştırmana hiç girmiyorum. Pipi bildiğiniz gibi işemeye yarıyor. Sünnet derisi dediğimiz sünnette kesilen kısım çoğu zaman işeme sonrasında ıslak kalıyor ve evet, bu kokuya sebep oluyor. Hatta zamanla o bölgede temizliğe bağlı olarak enfeksiyon da meydana gelebilir. Çünkü bu tip nemli ortamlar bakteriler için uygun. Bunun neresi ön yargı?

Hemen laflar hazır, aptalca argüman bilmem ne. İşsiz misiniz amk. Bir cümleden nelere ulaşıyorsunuz.

@adramelekhh ileride kendisi karar versin tezimi babasi surekli curutuyor. Efendim yok daha zor olurmus, travma yasarmis ( ya insan 20 yasinda travma mi yasar diyorum ki kendi rizasi yine) yarin obur gun evlenir kizin ailesi ister iyice gicik olursun diyor ( kizin ailesi bizim oglanin niye sunnetli & sunnetsiz oldugunu bilsin dedigimde cevap veremiyor ayri).

arkadaşlarım arasında askerde zamazingosuna bakılanını duymadım hiç.
soruya cevap: sağlık açısından da iyi olduğundan dolayı yaptırın bence.

oo sunnet savaşları, alırım bir dal :)

%99.99 u sunni musluman bir ulke oldugumuz icin kestir gitsin. isid'e komsuyuz lan!
ha dinen mecburi değildir o ayrı. onu takan yok zaten.

Baba da oyle benim oglum erkek olacak triplerinde hic degil haksizlik etmek istemiyorum. Evde cinsiyetci yaklasim 0. Sanirim o da daha cok saglik, temizlik, kolaylik kismina takiliyor.

Yani olay sağlık, temizlik, kolaylık kısmıyla alakalıysa ben olsam doktorlara ve psikologlara danışırdım. Hem tıbbi hem psikolojik eksi ve artılarını rahatça tartabilmek için. Burada bu konular hakkında atıp tutuyoruz ama burada paylaşılan bilgilere veya yorumlara güvenip fikir oluşturmaktan iyidir.

Bunların yanında da çocuğa böyle bir müdahale etmeye ne kadar hakkınız olduğu sorusunu içinize sinen bir şekilde cevaplamanız lazım.

@dissendium aynı zamanda parmağın kangren olmasını da örnek vermiştim, hemen her şeye uyarlanabilir bu, bir organ hastalanırsa çözüm aranır ama "ya abi hastalanma ihtimali var gibi sanki ıslak falan ne dersin" diyerek kesilip atılmaz. vajinanın nemli ortamından bahsetmek bile istemiyorum o zaman kadın sünneti duyunca aklımızı kaybediyoruz ama. temizliği düzgün yapıldığı sürece sıkıntı olacağını sanmıyorum, dişlerimizi de yemeklerden sonra fırçalamazsak çürüyor baştan çektirip kurtulalım hoop bak yine alakasız ama çok da uygun bi örnek.

sağlık açısından bence hiçbir halta yaramıyor.

ama ekstra mahalle baskısı yükleyeceksiniz. küçükken erkek çocukları birbirine pipi gösterir, hatta yarı cinsel şeyler yaşar (aaaa demeyin öyle, normal bir durum). çocuğun adı sünnetsize çıkacak. yarın bir gün kafasına estiği kişiyle sevişemeyecek, pipiyi her gören "aa sen sünnetsiz miydin?" diyecek vs.. ülke zaten çoğunluk dışındaysan insana bir ton stres yüklüyor, ileride yurtdışında yaşamak gibi bir planınız yoksa çocuğa bir de bunun stresini yüklemeyin derim ben.

Temizlik kişisel bir olay. Çocuğunuz temizlik alışkanlıklarını doğru düzgün edinirse bir sorun olmaz. Bunu geçiniz. Sanki sünnetsiz adamların hepsi pislikten kırılıyor.
Sünnet derisinin orada bir işlevi olduğu belli. Ben de erkek çocuğum olursa sünnet ettirmeyeceğim. Baskılarla karşılaşmayı göze aldım. Çocuğumun vücut bütünlüğüne saçma sapan bir gelenek için zarar vermek istemem.
İnternette bolca bilgi var, doktorların görüşleri var, makaleler var. Onları gösterebilirsiniz. (şurada kaynaklarıyla buldum bir yaı: www.cirp.org) Çocuğun da anne niye kestirmedin diye soracağını sanmıyorum, sünneti savunanlar sadece sünnetliler çünkü. Maalesef hem sizin, hem çocuğunuzun mahalle baskısı ile yüzleşmesi gerekir.

1-5 yaş arası yapmıyorlar genelde. yaptırın derim.

Sünnet maalesef bir sakatlamadır ve zararları yararından daha fazla.

Mobildeyim link bulamıyorum, uzun yazma fırsatım da yok maalesef. Fakat lütfen google'dan sünnet evrim ağacı diye aratın. Orada bazı başlangıç yazılarını bulabilirsiniz.

ayrıca bu bir cerrahi operasyon ve dikensiz gül bahçesi değil.

yani hatalı kesim sonucu cinsel hayatı sönenler, enfeksiyon kapıp aylarca sürünenler de var. kendi yeğenimin evde kanaması durmadı, gece acile koşturulup yeniden dikiş atıldı.

bence ebeveynler çocuklarının vücut bütünlüğünü korumaktan sorumlu, mahalle baskısını onun üstünde uygulamaktan değil. ama biliyorum, buna karşı durabilmek çok zor, çok yıpratıcı. benimde bir arkadaşım sizin tam tersinizi yaşıyor, kendisi baba olarak sünnet ettirmek istemiyor oğlunu, bana yapılmış bir saçmalığı neden oğluma yaşatayım, ben yetiştireceğim için zaten neden kestirmedin baba diyecek bir zihniyette olmaz benim çocuğum diyor.

edit: kaldı ki kendisi sağlıkla ilgili sektörde ve daha sağlıklı bilgisinin fos olduğunu söylüyor.

avustralyalı arkadaşım türk kızla evlendi, kızın ailesi düğünden önce sünnet ettirdi. -yabancı damat diye bir dizi vardı eskiden kanal d'de, aynı onun gibi-. çocuğun omzumda ağladığını bilirim, seksten gram zevk almıyorum artık diyordu.
ben oğlum olursa yaptırmayı düşünmüyorum :/

sünneti savunanlar sünnetli tipler zaten. sırf "biz olduk onlar da olsun" mantığı. bir gram ilerleme yok.

bence oturun sağlam kaynaklardan sünnetin kökenini okuyun. daha sonra objektif bir doktor bulup ona danışın. zararı faydasından çok.

ben tamamen çocuğun inisiyatifine bıraktım. kendi isterse yaptırır. düğün dernek hıyarlığına da gerek yok. 30 yaşına bile gelse hastanede narkoz ile halleder geçer. "ama dalga geçerler" kısmına da takılmıyorum. o çocuğa vereceğiniz özgüvenle alakalı. misal benim çocuk görülüyor ki dalga geçmeye kalkan olsa, "hıhı evet tabii canım" deyip geçecek durumda. en önemli kısmı da bu zaten.

sünnetliyim ama şu an bana sorulsa istemezdim büyük ihtimal. sonuçta sünnetsiz de bir sürü insan var ve hiç de farklı durmuyorlar. hatta -araştırmadım ama- benim bir teorim var sünnet konusunda. erkekleri cinsel açıdan etkiliyor gibi geliyor bana bu sünnet konusu. hem psikolojik, hem de fiziksel açıdan. bir yaşa kadar sünnet korkusu oluyor çocuklarda. bunun gelecekte cinselliğe nasıl etkili travmalar yaratacağını düşünün. fiziksel olarak da düz mantık olarak şöyle yaklaşıyorum. normalde (işlevini yerine getirmediği anlarda) korunması gereken bir bölge, her daim açık oluyor. her daim x bir temasla (kilot, baksır vs.) karşılaşıyor. bu da hassasiyetini etkiliyor olamaz mı? (bu da erken boşalma gibi türlü cinsel soruna neden oluyor olabilir.) sonuçta onu bize doğa vermiş. zaten gereksiz olsa doğal yollarla sünnetli olmaya dair evrimleşirdik gibi geliyor bana.

@Adramelekhh,

1. Yaşadığımız ülkede kız çocuklarına sünnet uygulanmıyor. Kendi ülkenin gerçeklerine yabancısın. Başka ülkelerde bu uygulanabilir, bunun farklı sebepleri olabilir, ben bundan bahsedecek değilim. Çünkü bu soruya yanıt değil. Bunu bana değil, başkasına sormalısın.

2. "temiz bir şey bana göre" cümlesi zaten bir görüş belirtiyor. Buradan sünnet olmayanların "pislik" olduğunu ortaya atmanız benim değil, sizin görüşünüz. Görüldüğü üzere benim görüşüm aptalca değil, tam tersine sizin ortaya attığınız görüş aptalca. Çünkü bunu diyen ben değilim. Siz sünnet olmayanların "pislik" olarak görüldüğünü söylüyorsunuz. O zaman bunu da böyle düşünenlere sorun.

3. Ortaya attığım tek konu hijyendi. Olayın dini kısmından hiç bahsetmedim ki zaten üç tane cümleden oluşan bir yanıt var. Siz bu yanıta paragraf yazmışsınız.

4. Wikipedia'nın Circumcision başlığından bir kısım,

In other cases it may be done as a treatment for a condition or for preventative reasons. Medically, it is a treatment option for problematic cases of phimosis, balanoposthitis that does not resolve with other treatments, and chronic urinary tract infections (UTIs).

Burada sünnetin "as a treatment" yani hastalıklara karşı bir tedavi olarak uygulandığı söylenmiş.

Yine başka bir cümle,

Evidence supports that male circumcision reduces the risk of HIV infection among heterosexual men in sub-Saharan Africa

Erkek sünnetinin HIV enfeksiyonu riskini azalttığı söyleniyor.

Bir de sen kadın mısın yoksa erkek mi? Doğum falan dediğine göre kadınsın sanırım. O yüzden sünneti yabancı bir kavram olarak görüyorsun herhalde.

@freya, kangren demişsin, cevap vermiyorum buna, senin kafa yapını anlayamadım pek.

Bir daha yanıt yazmam herhalde.

Özetle soru sahibi ister yaptırır ister yaptırmaz, ben burada görüşümü belirttim. Bir iki kelimeye bakıp bana sataşmanıza gerek yok. Zamanımı gereksiz tartışmalara harcayamam.

@dissendium: Sünnetin haklı gerekçesi olarak ileride oluşabilecek enfeksiyonların ihtimalini göstermişsin, ben de dedim ki eğer bu enfeksiyon ihtimalleri böyle bir hareketi haklı kılabilecek, varsa sağladığı faydayı karşılayacak kadar basit bir şeyse kadınlarda da olmasını destekliyor olmalısın.

Ben erkeğim, kadın sünneti örneğini vermemin sebebi sadece senin erkek sünnetini haklı bir şey olarak görürken büyük ihtimalle kadın sünnetini iğrenç veya ilkel bir şey olarak görmenin (ki tersi daha kötü) çelişkili olduğunu ve bu çelişkinin sebebinin geleneklerin ve toplum kurallarının yüzünden normal bir şey olarak sürekli erkek sünnetine maruz kalmamız ve bunun kutsal ve takdir edilesi bir şey olduğunun bize öğretilmesi demek istedim.

İlk yazdığımda senin yazını veya nickini bile okumadım, sen "lafınız hazır amk" gibi bir cümle kullanıp adamakıllı cevap bile vermeyince ben de daha sert yazdım ama haklısın hakaret etmemem gerekirdi.

Yazdığım yazının tamamı sana değildi, hatta "ileride pis olur diye kesmek" kısmını bile seni okumadan yazdım. O yüzden niyet okuduğum filan yok.

Senin verdiğin vikipedi alıntısında sünnetin bir tedavi olarak kullanılabildiği yazılmış, bu hastalığın oluşmasından sonra yapılmasını meşru kılar (ki bu da neyin ne olduğunu bilmeyen küçücük çocuğa değil daha aklı başında insanlara uygulanıyor ve en azından başka çözümü olmadığı için ve sağlığı için uygulanıyor).
Bunun bir tedavi olması bunun asla sağlık için iyi olduğu anlamına gelmez, kanser olduğumuzda iç organlarımızın parçalarını alıyorlar kanser yayılmasın diye, bu iç organları almayı mantıklı kılıyor mu? Tabi ki hayır. Kangren olan uzvu kesiyoruz, bunun tedavi yöntemi olmasının sünnetin her çocuğa yapılmasıyla bir ilişiği var mı? Hayır.

Son olarak, sünnetin hastalık riski azalttığına dair veya bunun karşısında yer alan bir çok akademik makale var. İstediğimizi seçip birbirimize gösterebiliriz. Ama sen benim asıl demek istediğimi anlamamışsın.

Öncelikle sünnetsiz insanlarda hiv'e yakalanma sıklığının istatistiki bakımdan göz ardı edilemeyecek derecede fazla olması asla sünnet hiv'i engelliyor demek değil. Bu doğru bir bilimsel çıkarım değil. Bu sadece ortada bir korelasyon olduğunu gösterir. Sünnet kültürü olmayan toplumlarda hiv virüsünün yayılmasını hızlandıran etkileşimler daha fazla yapılıyor olabilir, sünnetin olmadığı toplumlarda tamamen rastgele bir şekilde bile hiv'e yatkınlık daha fazla olabilir.

Son olarak, hadi sünnet olmak gerçekten hiv oranını azaltıyor diyelim. Bir insanın rızası olmadan vücut bütünlüğünü bozmak, hele de o insanın akli ehliyetinin hiç ama hiç olmadığı bir dönemde, asla meşru bir olay değil. Bu çocuklara hiv virüsünü kapmamaları için nasıl davranmaları gerektiğini öğretmek yerine gidip sünnet etmeyi meşru kılmaz.

Teşekkürler.

benim oğlum olsa asla onun vücudunu böyle ilkel aptallıklara alet etmezdim. şuncacık çocuk kendini size karşı koruyamıyor, ağzını açıp tek bir laf edemiyor ve siz onu cerrahi bir müdahaleye maruz bırakıyorsunuz!! bence "durduk yerde" sünnet suç olmalı. ancak maalesef türkiye gibi s.kim sokum bir ülkede yaşıyoruz ve insanlar bu konuda "böyle gelmiş böyle gider, yaptır yitsin yeaa" şeklinde hareket ediyorlar. gerçekten korkunç.

şu temizlik falan diyenlere de ayrıca kahkaha attım bu arada. duyan da sünnetsiz tüm erkeklerin penisleri pislikten kalkmıyor falan sanacak ahah.

insan el kadar bir çocuğa nasıl kıyar, nasıl böyle bir işe kalkışır aklım almıyor. hele ki bir anne, bir baba buna nasıl müsaade eder? çocuklardan tiksinen biri olarak söylüyorum, benim gibi biri için bile fazla bu.

eskiden veriyorlardı onu artık vermiyorlar.

Eskiden di aynen zaten 2300 Mah dandik bir şey boşver

oldukca dandik zaten, 1 kez bile tam sarj edemiyor :D

Zaten o kadar düşük kapasiteli bir şeyse çok da iş görmezmiş gerçekten. Cepteteb'in kredi kartı dahil tüm ürünlerinde kaldırıldı mı şimdi bu uygulama?

Her firma gibi, bütçe kısıtına gitmişler.

yaymak için kampanya yaptılar, hedeflenen sayıya ulaşınca kaldırdılar.

google örnekleriyle dolu

mesela
www.dinamikisg.com

120 gün. yeni değişti sayılır bu süre, sorduğunuz telefoncunun haberi yoktur daha.

120 gün, kayıt işlemini e-devlet üzerinden şık diye yapabiliyorsunuz, telefonculara para kaptırmayın. ödemeyi de intvd.gib.gov.tr adresinden yapıyorsunuz.

ben de oyle dusunuyorum ama imei kaydetme durumu biraz sancili oldugu icin kesinliginden emin olmam gerekiyor. daha once 120 gun kuralindan yararlanmis arkadaslar var mi acaba? dedigim gibi gsm firmalarinin bazilari o 120 gunu telefonun tr icerisinde imei kaydettirmeden kullanmak oldugunu belirtti. (bir de bu durumun unlockla alakali oldugunu biliyorum ben unlock olan telefonu belli bir sure tr icerisinde kullanabiliyormussun.)

imei kaydetme olayı sancılı falan değil. online olarak yapınca ödeme+kayıt oturduğunuz yerde 5dk bile almaz. korkulacak herhangi bir yanı da yok. yine de tercih sizin. hem yurda girişten itibaren 120 gün içinde kayıt yaptırabiliyorsunuz hem de tr içinde kayıt ettirmeden telefonu kullanabileceğiniz süre 120 gün. gördüğünüz gibi gsm operatöründeki arkadaşlar henüz bunu bile bilmiyor, çok da güvenilir değiller yani.

unlock/simlock farklı bir olay, doğrudan imei kaydıyla ilgili değil.

edit: www.mcks.gov.tr

tesekkur ederim. finlandiya'dan 80 gun once arkadasim geldi. rahatca pasaportuna kaydedebiliriz o zaman :)

17/10/15 de degişmiş, neredeyse 1 yıl olmuş. cahil kalmışlar.

ben bizzat anlattığım şekilde internetten yaptım, 10 dakika içinde halloldu korkulacak hiçbir şey yok :)

Sen yaparken IMEI numarasını 3 kez kontrol ediyorsun "aman yanlışlık olmasın, elimde patlamasın" diye. Telefoncuların umrunda olmuyor. Hata yapma olasılıkları çok daha fazla. Kesinlikle kendin yap. Arkadaşlar zaten belirtmiş. Çok basit bir işlem.

okul başladı mı? öğreniilir başlayınca millet nasıl halletmiş.

fransızca değil de ingilizce okudum gerçi ben ama marmara'da kullanılan bir kitabın akmar'da olmaması zor gibi, bir şekilde bulup çoğaltırlardı bizim zamanımızda. lisans olaylarında ya da kontrollerinde falan bir ağırlaşma olduysa bilemeyeceğim.

fransızca bölümlerde bu senenin 1. sınıflarının facebook gruplarına falan kaynayıp onların eskileri isteyebilirler ya da nereden nasıl temin edebileceklerini sorabilirler. üstte dendiği gibi dersler başlayınca yayılır zaten nerede ne kadara bulunduğu falan.

dersler baslamis. diger ogrencilerin de kafasi karisikmis. akmar'da korsaninin olacagini ben de dusunuyorum ama hocalar korsan almayin diyorlarmis surekli. bos verip alsinlar mi acaba? her turlu fb grubuna girmisler, ortalikta ikinci falan kitap satana rastlamamislar. dediginiz gibi, biraz zaman gecsin. dingil hocalar bi de son tarih falan vermisler kitap almak icin. nasil sinirlendim amk.

ta lisedeyken inönüye gitmiştim bir defa bilgisayarla. güvenlikçiler önce bir kalakaldılar napalım diye sonra şefleri mi neyse bi adam çağırıp ona sordular. sahaya hayatta atmam abi ben bunu ehe mehe diyip geçmiştim. şimdi de bir problem olacağını sanmam.

yuzde 10

şampiyonlar ligi maçı. ben güvenlik olsam mümkün değil almam. istanbul'da denk gelseydim bana bırak girmeden derdim ama yokum. bulursun beşiktaştan bir duyurucu.

Mümkün değil kaptirirsin bir daha da zor alırsın

alınmama ihtimalin yok, yani %10 diyelim adettendir :)

sadece para mı ödedin yoksa kayıt işlemini tamamladın mı? geçen burada birisi daha sormuştu aynı soruyu, sadece parayı ödemiş meğer..

Parayı verdim görevli yapmış olması gerekmiyor mu? Memurda mı sorun var acaba kayıt yapmadı gibisinden

136 lira vergiyi verince iş bitmiyor. pasaport sahibininin edevletine girerek kayıt gerçekleştireceksiniz. google'da araştırın.

Vergiyi bankaya ya da vergi dairesine yatırmışsındır, oradaki görevlinin işi o kadar. Ondan sonra senin e-devletten ya da operatörlerin işlem merkezlerinden kayıt işlemi yapman/yaptırman gerekiyordu.

Yurtdışından kendin geldiysen ya da vergiyi kimin adına yatırdıysan yurtdışından dönüşünün üzerinden 120 gün geçmediyse işlemi hala yaptırabilirsin. Yoksa yeni bir pasaport bulup yeniden vergi ödemen lazım..

~3500 liranın altındaki miktarlar için mahkemeye değil tüketici hakem heyetine gidiliyor. ikametinizin olduğu kaymakamlıktaki tüketici hakem heyetine başvuracaksınız..

Satilan yerdeki kaymakamliktaki tuketici hakem heyetine gidip dilekce yazacaksiniz. Onlar yonlendirir sizi.
Elinizde belge, fatura, fotograf vs. ne varsa goturun.

tüketici mahkemesi kaymakamlıkta değil adliyelerde bulunur. mahkeme diye kast ettiğiniz şey muhtemelen tüketici hakem heyeti. hakem heyetleri de bulunduğunuz yerleşim yerinde genelde kaymakamlık binalarında olur.

yetkili yer ise hem malı aldığınız hem de sizin oturduğunuz yer kaymakamlıklarıdır. yani her ikisinden birini seçebilirsiniz. tavsiyem kendi yerleşim yeri kaymakamlığını seçmeniz.

ek olarak, hakem heyetlerine başvururken elinizdeki kusurlu ürünü alabildiğince çok fotoğraflamak ve bu fotoğrafları delillendirirken güzel bir dilekçe kurgusu yapmanız. malın durumunu ve ne talep ettiğinizi açıkça yazın.

Hakem Heyeti'ne başvurmam gerekiyormuş demek, düzeltmeniz için teşekkürler...

tüketici hakem heyeti yönetmeliği
madde-7: (2) Başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir.

aslında ikisinde de başvurulabiliyor ama pratikte ikametin olduğu kaymakamlıktaki hakem heyetine yönlendiriyorlar. evdeyseniz işinize gelir zaten. değilse olayın olduğu yere de gidebilirsiniz..

küçükyalı'dan trafiğe göre otobüs/minibüs veya metro ile uzunçayır metrobüse geç. oradan metrobüsle zincirlikuyu'da inip biraz yürüyerek gidebilirsin. metro ile gidersen ineceğin durak ünalan. aynı şekilde de dönebilirsin.

İkisi de aynı geçerliliğe sahip e-yds aylık olarak yapılan bir sınavdır.

yds ve e-yds'nin ne kadar ücretleri?

yds 80se eyds 120 gibi bişey veya 100 değişiyor her sene ama eyds daha konforlu ösymnin kendi binasında giriyosun.

yds 80, eyds 200 tl. eyds her ay var ama senede 1 kez girilebiliyor. diğeri senede 2 defa. diğer her şeyi aynı..

1. yok
2. ikinci el 5s bakabilirsiniz.

ticari kredi kartlarına taksit oluyordu. eğer son kanunda değişmediyse devam ediyordur. eğer modeline takılmazsa iphone 5sler 1400 lira civarındaydı en son. 6s'in fiyatları bir miktar düştü ama hala 3bine yakın.

Samsung A7 veya A5 alabilirsin.Uygun fiyat, iyi telefonlarm

5S ler 1300-1400 civarına düştü biraz bütçe zorlanabilir veya 2.el bakın.

kendi operatörünüzden alabilirsiniz taksitle, faturaya taksiti tanımlarlar. ama piyasaya göre fiyatta bir %25 geçirmasyon olur vade farkı nedeniyle.

En azindan kablo orijinal olsun, ucu onemli degil :)

direkt arabanın usb girişine bağlayıp şarj ediyor millet. şarj aleti çabucak bozuluyorsa kullanımda bir hata vardır diyorum.
iphone değil ama yaklaşık 3 senedir aynı ipad şarjını kullanıyorum.

apple cihazların kablo sorunu evrensel bir durum. yan sanayi kablolar sürekli kullanıma dayanmıyor. üstelik çoğu itunes bağlantısını da verimli olarak sağlayamıyor. en ucuz 10 liradan alsan bile 50 tl vermişsin, orijinali 90-100 lira falandı en son aldığımda. bir tane orijinal al kurtul bence. ben bir tane de yan sanayi aldım yanına, kablonun hırpalanma riski olan (seyahat, alelacele sırt çantasına tıkıştırma gibi) durumlarda onu kullanıp kendimce kabloların ömrünü uzatıyorum..

orjinal aldım rahat ettim +1

yan sanayi dayanmıyor

benim yan sanayi fiş prizdeyken patladı. Etrafa zarar verecek şekilde değil tabii ama pof diye bir ses geldi ve içi sim siyah oldu bir anda. o günden sonra yan sanayi ürün ile şarj etmedim cihazı.

cihaza zarar gelmedi bu arada.

benim de var, üstelik orjinaller. çok ısınıyorlar, bazen korkuyorum patlayacak diye. yeni aldım o da aynı şekilde. sırf bu yüzden bir daha iPhone almayı düşünmüyorum.

sıfır fiyatının %50-60'ından fazlasını vermem, satacak olursam da istemeye utanırım. internetteki ilanlarda sıfırından daha fazla isteyenler bile oluyor..

elektronik eşyada garanti biraz etkiliyor,
her türlü eşyada temiz kullanılmış olması, hasarsız olması biraz daha değerli yapıyor.
Bence mobilya gibi büyük eşyalarda nakliye ve emek işin içine girdiği için fiyatları düşüyor.

yani elektronikte kullanım süresine de bağlı olarak %60 70 normal bile sayılabilecekken, diğer eşyalarda temiz ve hasarsızlığına göre %50 civarı, büyük eşyalarda daha bile düşebilir bence.

Hiçbir şey olmaz, rahatlıkla getiriniz.

kargo ile yasak olması lazım. kendin sorunsuzca getirebilirsin..

hicbir sey olmaz. ben cok getirdim ayakkabi, kutulu mutulu hem de. kimse bir sey demedi.

ünlü ayakkabı markalarının avukatlarının Türkiye gümrüğünü sıkıştırmalarından dolayı oluşmuştu. bu durum'un net bilgisi için gümrük bakanlıgı aranabilir ptt ile görüşebilirsiniz. kendinizle beraber kozmetik veya ilaç çakı sokabilirsiniz yüksek ihtimal geçecektir ama gümrükte izin verilmez iade olur. mantık buydu. ama ayakkabı istisna oldu onda biranda 20 dolara aldığı ayakkabıyı adama 100 lira gümrük vergisi çıkarıyorlardı. ama girişi engellenmiyordu. girişi engellenmiyor ama alıcı zengin değilse uyanıklıgın bedelini ödemiyor iade ediliyordu mücadele gayet mantıklı idi sahte ayakkabılar ile, çinliler bi nike air max yapmışlar kutusuna kadar malzeme kalite kalitesi hariç aynı yapmışlar.

boşuna endişelenmenize gerek yok gümrük kanunlarının birçok hususu bavul içine işlemiyor işlese bile göz yumuluyor.

Grup satışı olmuştur belki. Merkezden filan.

sınırlı sayıda satılmaktadır diyor. belki oralar rezervedir, ya da online satışa açık değildir.

@kurnaz. bu yazdan beri bütün seferlerde var sadece bu seferde değil malesef. hesaplı bileti hiç göremedim. tekrar söylüyorum bi seferde grup satışı yaparsın bütün seferlere mi grup satışı oldu? el altından bu biletler misal eskişehir 22,5 bunları 30-35 ten okutuyolar belki. ya da birilerine peşkeş çekiyolar.

bu da rastgele seçtiğim 7 Ekim 13.45 treni görüntüleri:
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

-haklısın, koltukların bu şekilde alınmış görünmesi hiç mantıklı değil.
-bir üçkağıt yapıyor olmaları kimseyi şaşırtmaz zaten.
-4-5 ay önce 3 kişi internet üzerinden hesaplı bilet alarak ankara'ya gidip gelmişliğimiz var. biz mi şanslıydık yoksa sonradan mı bi' katakulli yapmışlar acaba bilemiyorum.

ankara-istanbul biletine ne zaman baksam hesaplı bilet olmuyordu. heralde bana denk gelmiyor diyordum ki senin yazdığına uyandım :)
adamlar 72 saat kalaya kadar belirsiz aralıklarla satışa veriyoruz diyor gerçi. usülsüzlük yapacaksa satışa çıkacağı zaman bir gruba haber verir onlar da alır hepsini. ancak bunu ispatlayamayacağın için şikayetin sonuçsuz kalır.
biraz sesini yükseltirsen bu uygulamayı kaldırırlar. tabi kamuoyundan destek bulması gerek. uçak gibi ilk satışa çıktığında düşük, satıldıkça yükselen fiyat yapmaları gerek.

ben bu işin başında olsam yani biletleri nete satışa koyan kişi olsam, istanbul-ankara yoğun bir hat olduğu için ve mutlaka bu biletler satılacağı için satışa çıktığında ucuzdan alırım hepsini ve gişeden birini ayarlayıp dediğin fiyattan ortak olarak satarım. koltuk sayısının yüzde onu kadar olsa indirimli bilet illaki satarsın. sattıkların satamadıklarını karşılar artan karın olur. iyi iş :)
teori bi yana eğer böyle bişey yapılıyorsa da üst yönetimin haberi olmadan alt taraftan yapılıyordur. bence şikayet et.

geçen sene sürekli eskişehir-pendik arası gidip geliyordum. nerdeyse her hafta. ve hep bu şekilde oluyor. dikkat edin seferin saatine 24 saat kala bu yerlerin hepsi açılır.

bunu yapanın acentalar olduğunu düşünüyorum. kendileri önceden kapatıyor sonra acentaya gelen yolcuya satıyor. bunu dile getiren bir yazı yazmıştım tcdd'ye. dedim sistemsel bir problem var. acentalarınız sürekli bu şekilde koltukları kapatıyor. isim değişikliği vs. gibi işlemleri engelleyin ki böyle bir şey olmasın. cevap olarak sistemimizde problemimiz yoktur diye bir cevap geldi. örümcek kafalı oldukları için fazla yapacak bir şey yok.

rezalet başlığı açılıp konu büyürse mutlaka bunun önüne geçerler.

Acenta ya da turist kafilesi olayları olabilir. Tcdd'nin bununla uğrasacağını sanmam.

Değiller.

tanıdığım en mal insanlar hukukçulardı. daha doğrusu hukuk öğrencileriydi. o kişileri 15 yıl önce tanıdığım için günümüz hukukçuları konusunda fikir verebilir bu. ot la bildiğin ot

değiller hatta akıllıca ve bilinçli seçtiyse daha da güzel insanlar.

adam psikoloji istiyor, hukuğa puanın yetiyor diyor ailesi. mallık resmen.

bunun yanında akıllı adam-matematiği iyi adam işletmede coşar gider.

kompleksliler bence. o algıya sahip olanlar yani.

Bahsi geçen bölümlerden birini okumadım, gerizekalı değilim.

evet var. benim sınav sonuçlarım açıklandığında babam dönüp kardeşime "sen çok çalışıyorsun tamam mı öğretmen olmanı istemiyorum" demişti. insan bir yalandan tebrik ederdi ne bileyim. hiç unutamıyorum bunu ya.

benim düşündüğüm türkiyede hangi mesleği yaparsan yap -istisnalar hariç- köle gibi olman. madem köle olacağız bari istediğimiz işin kölesi olalım.

son zamanlarda duyduğum en saçma şey, nasıl bir yaklaşım bu ya.

bence herkes gerizekalı.

ne bileyim adama iyi bi okulda sosyoloji okuyor mesela odtüde boğaziçinde olsun, anadoluda hukuk okuyan biri onun okulu iyi ama bölümü dandik diyor, oo işletme zaten tırt bölüm diyor. İletişim falan okusan zaten onu eşek de yapar gibi algı. Küçümsemeler. Bölümün tırtı nasıl oluyor anlamadım, insanlar genelde ilgi alanına göre bölüm seçer ya da seçmeli.
Türkiyede insanların yaklaşımı bu, yok mu böyle bir algı bence var. Gününmüz için konuşuyorum, zira ben okula girdiğimde işletme bölümü coşarken hukuk çok daha az talep gören bir bölümdü

Böyle bir algı var ama benim karşıma da en çok tıpçılardan gerizekalı çıktı.

Ben de kompleksle ilgili olduğunu düşünüyorum. Kuzenim nişanlandı, nişanlısı geçen sen ne iş yapıyorsun diye sordu, mimarım deyince gözü büyüdü. Neden? Bir halt yaptığım yok, ülkenin top 3 mimarlık fakültelerinden birinden mezun olmama, birinde yüksek yapıyor olmama rağmen hem de. Overrated bölümler. Okuması nispeten zor olduğu içindir belki?

Keşke öğretmen olsaydım.

Şöyle tırt olarak görülüyor: sen bir bölümün ders kitaplarından birini eline alıp herhangi bir sayfasını açtığında o sayfayı anlamıyorsan o bölüm zordur, anlıyorsan ya da anlayabilecek gibiysen o bölüm tırttır. Örneğin normal bir insan eline anatomi kitabı alıp omurilikten çıkan sinirlere bakınca olum bunları nasıl ezberliyonuz diye düşünür ve o kişi tıbbın tırt olmadığını fark eder. Ya da biri eline akışkanlar mekaniği kitabı aldığı zaman gördüğü sembollerin ne olduklarını bile bilmiyorsa mühendislik zor olarak değerlendirilir. Eline ceza muhakemesi hukuku kitabı alırsan da aynı şeyleri düşünmen mümkün. Ama işletme, sosyoloji deyince akla böyle şeyler gelmiyor. Sebebi bu olabilir.

aslında bu sosyoloji felsefe vs. gibi bölümleri ingilizce okumak da çok zor. Ben biliyorum bizim okulda sosyolojide bi arkadaşım vardı sayfa sayfa makaleler okurlar. Sınavda da 7-8 sayfa essay yazarlardı ve çalışırken 5-6 defa bir makaleyi okumak zorunda kaldığını söylerdi anlamak için ki çalışkan bir kızdı. Yani aslında onlar da hemen anlaşılmıyor mesela bizim mühendislikte bellidir sayılar üstüne çalışırız ama hele ki sevmeyen için o makeleleri okumak işkencedir eminim

@acemi o zaman mühendislik var mühendislik var
işletme var işletme var ama insanlar aynı kefede değerlendiriyor
işletme mezunusun ya ilk 500den girilen boğaziçi işletme ya da aöf işletmenin farkı yok ikisi de işletme lisans mezunu olarak görülüyor.

Ben iibf okudum. Sonuçlar açıklandığında annem balkona geçti ağladı kardeşimi azarladı sen çalışacaksın diye ve bana kayıt olmayacaksın falan dedi. Sonra kuzenimi istemediği bir mühendislik bölümü yazdırdılar ve kız dersleri geçemeyince sinir krizi geçirip hastaneye kaldırıldı. Şimdi bütün akrabalar ve kendi ailem aman rahat ol aman para ve okul önemli değil önemli olan akıl sağlığı gibi yorumlar yapıyor. En azından aile içindeki yorumlardan kurtuldum ben zira dediğiniz gibiydi

Şu sözel okuyanlar zeki degildir onyargisi beni benden aliyor. Benim babam psikolog, annem arkeolog. Ben hukuk fakültesi mezunuyum, kardeşim mimarlik fakültesinde. İkimiz de her zaman annemin ve babamın bizden daha zeki ve daha mutlu insanlar olduklarını dusunmusuzdur zira ikisi de istedikleri okulu okumuşlar, zevk aldıkları bir eğitim hayatlari olmuş.

Matematik zekası olmayan biri geri zekalı değildir; adamin ilgisi yoktur, sevmiyordur, anlamiyordur vs vs. Türkiye'deki eğitim sistemi sağolsun; iki cümleyi bir araya getiremeyen muhendisler/doktorlar gayet iyi bir yerden mezun, mesleki acidan kendilerini gelistirmis, zeki sosyologlari beğenmemeyi kendilerinde hak görüyor. Ben ne mühendisler tanıyorum evlerden irak.

okuyanlar ayrı, okumayanlar ayrı gerizekalı oluyor. zekanın nasıl farklı çeşitleri varsa yoksunluğunun da farklı çeşitleri var.

ergenlikte bu saçmalıkları kafamıza sokarak bizi bu hallere düşürdüler işte

@sadakatsiz bu asla benim argümanım değil bu arada yanlış anlaşılmış olmasın. Türkiye'de insanlarda öyle bir algı var onu demek istiyorum

ya ulkenın yarısından cogu muhendıs ve bu ulke cop muhendıslıklerle dolu ne zekasından bahsedıyorsunuz. ben bı tıp okuyanlara karsı "calıskanmıs" dıyorum "zekı" kısmı bıraz karısık cunku. kuzenım var mesela hayatımda gordugum en aptal ınsanlardan olabılır ama hukuktan mezun oldu ne yapayım sımdı buna zekı mı dıyeyım?
turkıye'de bellı baslı kalıplar var ıste, kıramıyorsun.

bugündesindir. yukarıdan her bir şeye tıkla..

her bir şeyde de sona kadar gidilmiyormuş. en son 299'a gidebildim. www.eksiduyuru.com

Galiba herbir şeye tıklıyor zaten, ama orda da sınıtlı. 6 ile değil ama fazla gidilmiyor.

Arama kutusuna "a" yaz ve eskiden yeniye sıralı ara. İçinde a geçmeyenleri göremezsin ama ben bu şekilde 2006'ya gidebildim.
Muhtemelen sunucu yükünü hafifletmek için sınırlama uygulanıyordur.

www.passolig.com.tr adresine girip kart alacaksınız. bjk tribününe gidecekseniz kartı bjk logolu almayı unutmayın, yoksa hem bilet alamazsınız hem de stada giremezsiniz. kartın ücreti adam başı 35 tl gibi bir şeydi en son. bilet de en ucuz 80-100 lira falan olur, 1000 liraya kadar yolu var..

passolig satın alacaksın önce.

sonra passo.com.tr adresinden o maçın biletleri satışa açılınca bileti satın alacaksın.

bir kaç ayrı ufuk sokak var sanırım orda. sancaktepe'den 18ü'nün geldiğini biliyorum ama. otobüsle e-5'e inip acıbadem'den falan metroya geç. metroyla ayrılıkçeşmesi'ne gel. al sana marmaray.

19e ile kozyatağı metro yada koşuyolu na ayrılık çeşmesine yaklaşabiliyormuşum. bu şekilde de olabilir mi?
birde marmaray yarım saatte bir mi kalkıyor?

1- olabilir. birkaç çeşit otobüs alternatifi var. saatine de bağlı tabi ama trafik yoğunsa kozyatağı'ndan metroya geçmen daha iyi. ayrıca koşuyolu'ndan biraz yürümek gerekiyor.

2- son bindiğimde 10'ar dakika aralıkla kalkıyordu.

marmaray 10 dkda bir kalkıyor şu an

5

4. sırada görünüyor

bende 3. sırada çıktı

5

Google sabit sirada gostermiyor ama.
Konum, daha once boyle seyleri arayip aramamak, siteyi tiklamis olmak ya da olmamak, o sitenin adwords uzerinden google a getirdigi gelir vb.

4.

5

4.sırada, siteye girmedim :)

7. sırada görünüyor fakat ilk iki sonuç reklam.

7. sırada çıktı.

patronumun da en büyük derdi. "google a xxx yyyy yazdığımda ilk sayfada görünmüyoruz". abi bende ilk sırada çıkıyor, ilgi alanlarına göre google otomatik ayarlıyor diyorum, 2 senedir belli periyotlarla aynı soruyu soruyor.

6. sıra. en başında reklam linki var, onu saymadım.

nüfus il müdürlüklerinden alıyorsun

muhtar, nüfus müdürlüğü, noter veriyor. herhangi bir nüfus müdürlüğünden ücretsiz alabilirsin..

istediğin hesabın profiline girip ayarlardan "bildirimleri aç" dersen attığı her tivit bildirim ekranına düşer..

mobil uygulamada var

ben vodafone taahhütümü iptal ettim, çok yüksek ceza ücreti gelir falan diyerek caydırmaya çalıştılar ama sonra ekstra bir ücret gelmedi. sen de iptal için aradığında söyle böyle böyle kanun var diye. o zaman cezasız iptal edebilirler. faturayı cezalı keserlerse ödeyip geri almak zorunda kalırsın. ödemezsen de faiz biner falan derken uzayabilir işler. bazı yerlerde 1 seneyi geçiyor tüketici mahkemesinin karar vermesi..

peki iptal ettirmeye giderken modemi de götürmem gerekiyor mu? ceza sonradan fatura olarak mı gelecek? yoksa bayiden mi ödemek gerekiyor?

çok detaylı bilgiye sahip değilim ama 1 yılı aşan sözleşmelerde koşul göstermeksizin cayma hakkına sahibiz diye biliyorum.(nette biraz bak kaynağa ulaşırsın.) senden para talep ederseler hemen git tüketici hakem heyetine .

modem işi adamlarla senin nasıl anlaştığına göre değişir. değişmediyse eğer superonline'da iptal ettikten sonra modemi kutusuyla götürüp bir şubeye iade ediyorsun. ttnet ise taahhüt karşılığı hediye ediyor. taahhütü bozarsan modemin parasını ödersin, ondan kaçış yok.

kapattıktan sonra bir fatura daha kesilir, ceza olursa o faturaya yansıtılıyor.

dolu halde bunu kabine sokmazlar

pegasus sirt cantalarina cok da seyapmiyor. bi ryanair, easyjet degil yani.

boarding pass'inizi alip bankoya falan ugramadan direkt ucusa gidin.

arpenaz 40lt ile onurair'de uçtum, kabine aldılar. 8 kg sınırını geçti, 9.5 kg geldi yaklaşık. ama demirden yapılmış bir şeye sokmamı istediler, ona sığınca ok dediler. bunu fransa'da bir fransız istedi. türkiye'den giderken sorduk, tartmadan, ölçmeden olur dediler.

50lt'nin biraz fazla gelme olasılığı var bence. pegasus'u bilmiyorum tabi. ve yurtiçi ise daha dikkatsiz olabilirler.

alırlar bunu.

bunun bi değişiğini sokmakla ilgili çeşitli araştırmalarım sonucunda fotoğraftaki kadar doldurmazsam sokarım kararına vardım, hatta buradan bir kullanıcı da buna benzer bi sırt çantası sokmuş. çok doldurmazsan sıkıntı çıkmaz zaten brkylmz'ın da dediği gibi yaparsan.

pegasus'un resmi sınırlarına biraz uyuyor biraz uymuyor bu çanta, onlar daha çok el bavulu gibi düşündüğü için bu gibi çantalar uzunluk açısından sınır aşıyor ama en olarak da ince geliyor. boyunu kısa tutarsan ve 8 kiloyu geçmezse almama durumları olmaz bence. resmi ölçüler 20 cm x 40 cm x 55 cm şeklinde, 55 cm'yi geçirmezsen sorun kalmaz.

Kullanici fotolarina baktim, alirlar gibi geldi. Yani trden cikista net alirlar da yurtdisinda havalimanina gore uyuzluk yapabilirler. 9 kilo oldu kabin bagaji diye esya cikarmamizi istediler en son viyanada.

aynı soruyu ben bir ay kadar öne sormuştum :) sorunsuzca bindim, rahat da sığıyor o alana. benden başka aynı çantaya sahip olanlar da vardı.

(git: 1116475)

ayrıca evden çıkarken de tarttığımda 9 kilo filandı. tartan, soran olmadı. ama ben bankoya filan uğramadım. online check-in'imi yaptım, makineden biletimi çıkarttım havaalanına gidince sonra da uçağa gittim. istanbul-atina, pegasus.

el bagajı boyutu 55x40x23 ve 8kg olmalıdır. Türkiyede ağırlığı pek sallayan yok.bu çantanın boyu 62x32x24 . Sokabilirsin de sokamayabilirsin de görevliye bağlı.

Normalde alinmaz ama alirlar.

Zulu geleneklerinde ev sahibiyle beraber gömülüyorlar...

şaka şaka...

bir şey olmaz, evin yeni sahibinin kiracısı olarak devam edersiniz.
lakin mülkün sahibi değiştiği için kendi oturmak isterse tahliye talep edebilir diye biliyorum...

Saygılar, sevgiler.

kiracının durumu aranızda yapmış olduğunuz kira kontratı süresince devam eder, geriye kalan mirasçılar isterlerse ve geçerli bir sebep öne sürerlerse kira kontratınızın süresinin bitmesine yakın feshi ihbar gönderip sözleşmenizi sonlandırabilirler. feshi ihbar gönderilmezse kira sözleşmeniz aynı süre ve şartlarda sözleşme süresi kadar kendini yeniler. kira sözleşmenizin bitimine kadar her hangi bir problemle karşılaşmazsınız.

edit: evin yeni bir maliki olursa, yeni malik sıfatı ile tahliye isteyebilir.

kendileri taşınmayacaksa bir şey olmaz, aynı şekilde devam edersin. kendileri oturacak olurlarsa sözleşmeni feshedebilirler ama en kötü şu anki sözleşmenin bitiş tarihine kadar kalabilirsin. evi satarlarsa, yeni sahibi de eve oturmak zorundayım diye sana ihtarname çekerse sözleşme tarihinden bağımsız 1 ay içinde boşaltman gerekiyor diye biliyorum. hukuki durumların dışında ev sahibiyle nasıl bir yol izleyeceğiniz hakkında konuşup ona göre de hareket edebilirsiniz.

hukukçu değilim, yamuluyorsam düzeltirler..

sen kiracı olarak hayatını devam ettirirsin, ne yazık ki ev sana kalmıyor ;)

bozan sen değilsen masrafları ev sahibi karşılamalı.

tesisat eskidir bu yüzden akıtır, ev saahibine haber ver, kendi tanıdığı tesisatçı varsa onu getirsin yoksa en yakındaki tesisatçıyı getir, parasını öde ve bi sonraki kiradan düş.

bana da oldu buna çok benzer bir şey. aradım ev sahibini her şeyi o yaptırdı. hatta bana sordu biraz daha ucuza mal edip biraz daha çirkin bir şey yaptırmayı teklif etti. tamam dedim. problem yok. yani kısaca sizin değil ev sahibinizin karşılaması gerekli. eğer derse ki, siz karşılayın kiradan düşeriz. o olabilir. fakat bunu onun söylemesi lazım öncelikle. sizin değil.

(bkz: tophane çeşmesi)
güncel fotoğraf olmayabilir bu yalnız, dikkatli bakmadım ama oradan geçerken bu halde olduğunu görsem dikkatimi çekerdi.

edit: duptıs haklı.
tinyurl.com

Tophane cesmesi degil bu.

Bu cesme yedikule de tekke maslagi sokaginda ,bala sibyan mektebinin karsisindaki cesme.veledizina dolu bir mekan olmasindan dolayi cesme bu hale geliyor.boyle kibar oldu yahu orospuevladi dolu bir bolge oldugu icin bugun temizle yarin aynen devam.

duptıs+1. neresi olduğunu bilemedim ama tophane değil..

@duptıs

adamsın.
hemen hallediyoruz.

duptıs +1

silivrikapı kesin bilgi. karşısında silivrikapı anaokulu ve bala camii var. benim zamanımda anaokulu ilköğretim okuluydu 8 sene okudum orada. tekke maslak sokağı üzerinde.

kayıtların son günü

Daha dgs açıklanmadı nasıl son gun??

ikinci üniversite kayıtlarının son günü

bir soru daha sorayım bilenler vardır belki. Ben aöf'de bölüm değiştirmek istiyorum. Önlisanstan sonra 3. sınıftan devam ettim, şimdi başka bölüme geçmek istiyorum yine dgs'ye girdim fakat nasıl yapmam gerek. Bu konuda bilgi sahibi olan var mı?

DGS açıklandıktan sonra baska bir bolümün 3. sınıfına kayıt yaptırıyorsunuz.

sokaktaki herhangi biri ne problem yaşabilirse sen de o problemleri yaşayabilirsin.

yaşamazsın

50 tl altı ise temassız çekmiştir?

(bkz: temassız kart)

temassız çekmiştir. ama ben üst limit 25 tl diye biliyorum belki sonradan 50 tl'ye çıkarmışlardır.

Sifre girmeden cekilebliyor ki zaten. Ama sifresiz cekim yaptiginda senden imza almasi lazim normalde. Normalde oyle cekim yapmamali.
Temassiz cekimden ayri konusuyorum, 50tl'yi gecebilirdi de sifresiz. Ama dokundurup verdigi icin sizinki temassiz cekim.

www.osym.gov.tr

15 ekim'deki sınav için 29 eylül'de başvurular başlıyor..

yeterli.

bu düşmüş hali zaten

applestore dan alma, donanımhaber'e bak.

32gb alma pişman olursun. en az 64.

böbreği çıkartırlerken aortlara dikkat etsinler soyle.

şaka şaka . paran varsa alıcan tabi.

1. hayır
2. evet

1. uçuşları bağlatman lazım. müşteri hizmetlerinden veya check-in sırasında kontuardaki görevliye söyleyerek yaptırabilirsin sanırım.
2. evet ama ilk uçuşta rötar, pasaport kontrolünde uzun kuyruk, iç hatlara geçme derken çok vakit kaybedebilirsin.

1- bankoda durumu izah ederseniz olabilir. ama net bilgim yok.
2- evet

2- ikinci ucaga yetisebileceginin garantisi yok, arkadasini görmen hayal olur. köln istanbul izmir ucusum vardi thy ile, hayatimin en kötü ucuslarından birisiydi.

düşürüyor

dedim ama yükseltir yazıyor findeks'in sitesinde: www.findeks.com

metro + marmaray + metro + e10.

bu yolla tahmini 2.5 saatte falan sabiha'dasın. ona göre hesap et.

3 saat öncesinde havataşa bin, taksimde in. aynı yerden sabiha havataşına bin.

(toplu taşıma daha ucuza gelir ama dertsiz tasasız olanı bu)

en basiti havataş ile atatürk'ten taksime, oradan da sabiha gökçen'e gitmek olur. alternatif olarak metro ile atatürk'ten şirinevler'e, oradan metrobüsle uzunçayır'a, oradan da e-11 ile sabiha gökçen'e gidebilirsin. uzunçayır'dan yenisahra'ya geçip oradan havataş'a da binilebilir.

5'te sabiha'da olman gerekeceğine göre en geç 2buçuk gibi çıkmak lazım

havataş'ı aklından bile geçirme derim. bayram dönüşü falan hani. trafik vardır hayvan gibi. ayrıca havataş bana kalırsa gereksiz pahalı.

sen bilirsin tabi.

Bu hafta değil, Ekim ayının ilk haftası gideceğim. Bayram dönüşü kalabalığı olmaz. Ama Pazar günleri yine de kalabalık olabilir sanırım.

@niente o zaman sıkıntı yok. haftasonları gün ortasında öyle insanı sıkıntıya sokacak trafik olmaz çünkü. ama metro + marmaray + metro + e10, eğer çok ağır yükün yoksa daha mantıklı yine de. hem çok daha ucuza geliyor, hem de kaçta binip kaçta inileceği belli.

ucakla ankara -ankaradan sabiha

deniz otobusu ile bakirkoy kadikoy. Kadikoyden havatas. Kopru trafigine hic girmeyin.

evet

herhangi bir şey yapmana gerek yok.

sehir efsanesi o ya. bana da isyerinde elime bi suru dokuman tutusturdular. pasaport polisi hic bisey istemedi, sormadi.

randevu almadan yatırabilirsin parayı. 31 aralıktan önce başvurduğun sürece sorun olmaz. defter parası da ödeyeceksin, evet..

www.youtube.com ?

polis filminin girişi dediğin gibi beyaz takim elbiseler icerisinde ve haluk bilginer.

youtu.be

Yapmazlar. 100binlerce kişi o sınava girecek. Kopya ihtimalini göze alamazlar. Aof sınavına girmeyecek. Sadece finale girerek de geçilir çalışırsa. Zaten çok da önemli değil aof. Önemli gir sen mi okuyor?

Gir srn = bir şey

merkezi sistem sınavda öyle bir olay olmaz. ara sınava girmese de finalde 50 üstü alsa yeter zaten geçmesi için. 27'sindeki derslerden iyi not alıp ortalamayı yüksek tutsun.

@glam önemli değil de neden girmesin ki ya, sevgilimle aynı durumda olan birçok insan vardır, neden birinden birini seç gibi bi durumda bırakırlar insanı. Birinden birini seç opsiyonu saçma. Sonuçta 2. üniversite okuyan da çok insan var.

otobüs en temizi

Otobus kabul eder anca

Bla bla da birisi mutlaka kabul eder

otobüs firmalarının ön teker söküldüğü zaman aldığını okudum bir yerlerde. emin değilim ama kamil koç'tu sanırım.

tamamen sökülmüşten kastı tahminen tekerlerin çıkarılmış olması, zor değil. çevredeki bir bisikletçiye yaptırın, Eskişehir'de de bisikletçi bulup geri monte ettirin. nitekim kendiniz yapabilecek gibi değilsiniz çünkü.

otobüsler ön teker söküp alıyo. kamil koça falan bincen ama bi de arayıp söylemekte fayda var önceden her halükarda. yavşak muavinler bıkbık ediyo bazen.

ilerde yolu buraya düşecek dostlar için, kamilkoç ile ücretsiz taşıyorlar. eğer yoğun bi saate seçerseniz ön tekeri söktürüyorlar, ben sabah en tenha saate aldım direkt yerleştirdik bisikleti hiçbir sökme takma yapmadan.

7 yıl. Ama zırt pırt af çıkıyor geri geliyor insanlar.

atılma kalktı diye biliyorum.

atılma var ama yasa çıktığı zaman halihazırda öğrenci olanlar için sayaç sıfırdan başladı.

eksisozluk.com

annem ikide bir "oğlum seni askere almasınlar" dedikçe bunu gösteriyorum.

www2.tbmm.gov.tr
sayfa 23, madde 33

4 yıllık bölümlerde 7 yıl
5 yıllık bölümlerde 8 yıl
6 yıllık bölümlerde 9 yıl sınırı vardı eskiden. sonra 2011'de kaldırıldı bu sınırlar, ücret ödediğin sürece devam edebilirsin dendi. gezi olaylarından sonra atılma tekrar gelecek muhabbeti vardı ama ne oldu bilmiyorum. halihazırda öğrenci olanları etkilemiyor sanırım ama atılsan bile neredeyse her sene af geliyor zaten.

Atilma geri geldi.

yemekli vagon bildiğim kadarıyla(eminn değilim)

Plus olan yemeklidir. Görselde de yazıyor parantez içinde. 20 lira kadar fazla olması lazım ama aynı paraysa yemeksizdir büyük ihtimalle.

Uygulama yüklüyse CIA falan. O şekilde çıkıyor.

Seni yemiş:) ya da şöyle bir uygulama vardı iOS ta sen başkalarının teline Nasıl kayıtlı isen o uygulama yüklüyse senin telin arandığında ismin gözüküyor

Bence sen kizsin. O da numarani zaten bulduydu kaydettiydi. Sen gorunce de aklina ilk sihir demek geldi.

Sayet erkeksen de bu gecerli olabilir.

Sanki internet tarayıcı üstünden öyle bir uygulamaya girip kendiminkini sildim diye hatırlıyorum. Silme yolu var mıdır?

Facebook'ta ya da benzer diğer sosyal ağlarda ekliyseniz ve senin numaran hesabına kayıtlıysa, arkadaşın da o ağın uygulamasıyla rehberini senkronize etmişse çıkıyor kendisi kaydetmemiş olsa da.

truecaller ya da cia olabilir.

ama bahsedildiği gibi numaranız onda zaten olabilir. yemiştir yani. sonra saçmalayıp sihir demiş olabilir. cidden berbat bir bahaneymiş.

Senin tahminin ne? Bence zaten kayıtlı idin;)

Ben hiç anlamadım, çünkü hiçbir yerde ekli değiliz hatta ben sosyal medya kullanmıyorum.

Vaouv, çok gizemli :))₺

bir arkadaşından numaranı almış olabilir mi daha önceden?

Hayır, ortak tanıdığımız da yok. Bari soyadım çıkmasaymış. Gerçekten bunu silmenin bir yolu yok mu?

Kimin yüklediğini bilemezsin Domuz:( zor yani.

O kisiye gecmiste icinde telefon numaranizin ve adinizin yazili oldugu bir mail atmissaniz Iphone oradan tahmin edip XX XX olabilir diye yaziyor ekranda. Bu da bir olasilik

tamamen salliyorum: arama ayarlarinizda kartvizit gonderme gibi ozellikler varsa belki telefon ya da isletim sistemleri dolayisiyla olmus da olabilir. mesela ios tan ios'a arama yaptiysaniz gibi... sonucta teknolojik olarak imkansiz degil.

ha bu kisi onceden adi soyadi seklinde kaydetmistir onu bilemiyorum. akla daha yatkin geliyor ilk anda.