pasaport kuyruğu kastırmazsa sorun olmaz

normal şartlar altında valiz yoksa 1 saat yeterli, sıkıntı olmaz ama pasaport kontrolde kuyruk olur, sistem çöker falan o zaman problem yaşayabilirsin.

Bilet bastırmak için de bankoya uğramanız gerekmiyor mu? Biz tam bir saat kala bankoya gidip, işlem yapamamıştık. Riske girmeyin, iki saat kala gidin. Bir kuyruk uzasa ya da kapınız ters bir yerde olsa zaten kafadan 15-20 dknızı yer.

Uçuş sabiha'dan ise sabiha'da bu ara inanılmaz yoğun pasaport kuyrukları var bilginiz olsun, muhtemelen atatürk de öyledir.

böyle bir uygulama yok bildiğim kadarıyla da yasak zaten. analog kayıt yapabilirsiniz kulaklık dayayıp.

jailbreak lazım

ios'ta yok.

Legal olmayan birşey iosta jb olmadan yüklenmez

bayılıyorum şu "ses kaydı almak yasak"çılara.

yargıtay kararları var arkadaşım, kendini savunma amaçlı ses kaydı alabiliyorsun, hakaret davasında veya bir firmayla anlaşmazlık durumunda mahkemede kullanabiliyorsun.

ses kaydını alıp alenen ifşa etmek, suç işlemek amaçlı kullanmak niyetiyle kaydetmek yasak.

benim telefonumda ses kayıt programı var, tüm konuşmaları kaydediyorum. buyrun benim hakkımda suç duyurusunda bulunun.

---------------

Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas: 2012/5-1270, Karar: 2013/248, Karar Tarihi: 21.05.2013: “…kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, …”

Yargıtay 12.Ceza Dairesi Esas: 2012/20608 Karar: 2012/18217 Karar Tarihi: 11.09.2012: “…Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle somut olay gelince, katılanların daha önce kendilerine hakaret ve tehdit içerir sözler söylediklerini işiten sanıkların, sabit ev telefonundan katılanlarla yaptıkları görüşmeyi, hakaret ve tehdit vari sözlerin sarfı üzerine teyp cihazı yardımıyla katılanların rızası dışında kasete kaydedip, elde ettikleri teyp kasetini, katılanlar aleyhine tehdit ve hakaret suçlarından açılan ve kendilerinin şikayetçi olarak yer aldıkları davada, vekilleri marifetiyle, mahkemeye delil olarak sunmaları şeklinde gelişen eylemlerinde suç işleme kastları bulunmadığı anlaşılmakla, yapılan yargılama sonucunda, sanıklara atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, C.Savcısının atılı suçtan sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak onanmasına karar verilmiştir…”

Yargıtay 12. Ceza Dairesi. Esas No:2012/20608 Karar No:2012/18217 Karar TA:11.09.2012 : “Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK’nın 132/1-1. cümlesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde (zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi), okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi gerektiği; aynı maddenin 2. cümlesinde ise, anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak (örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle) sabitlenmesi ayrı bir suç olarak düzenlenmiş olup, bu madde kapsamında yer verilmeyen kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, koşulları bulunduğu takdirde, 5237 sayılı TCK’nın 134/1-2. cümlesi kapsamında; kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa etmesi, yani; yayması, açığa vurması, afişe etmesi, ilan etmesi, kamuoyuna duyurması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunması eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 132/3. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği…”

özetle, Android rocks, iOs sucks, hadi bakalım.

Türkiye'de çalışır mı bilmiyorum ama Almanya'da çalışan şöyle bir app var;

„TapeACall Lite“ von Epic Enterprises
appsto.re

Bu ücretsiz versiyonu sadece 60 sn. kayıt alabiliyor. Tam sürümü 9€ mu neydi.

PS: iOS izin vermediği için konferans gibi ekliyorsun bu aplikasyonu ve o dışa aktarılan sesi aplikasyona kaydediyor.

edemezsiniz.

kesin cevap. "giderim ben yeaa" derseniz ve polis idealist çıkarsa güzelce soluğu nezarethanede alırsınız.

senin aklın alıyor mu fotokopiyle uçağa binmeyi? denemesi bedava gerçi

ben yeşil pasaportla şengen ülkeleri arasındaki yolculuklarımda bile vizem yok diye bekletildim defalarca hem kontuarda hem de uçağın kapısında. pasaportun fotokopisiyle falan mümkün değil, illa ki bir kontrol eden olur..

oturum iznim olmasına ragmen pasaportuma bakıldı ucaga binerken hep. ha trenle gidersen olur bence.

Hayir. Pasaport seyahat belgesidir, o olmadan gezemezsiniz.

Trene de binemezsiniz.
Bi kontrol olursa nezarette bulursunuz kendinizi.

Kurnaz'in cevabi kesin.

Aklım alsa bir denerdim aslında. Konsolosluktaki kadın bu fotokopi ve pasaportun konsoloslukta olduğuna dair belgeyle gidip o seyahat için geçici seyahat belgesi alabileceğimi söyledi. Peki bu doğru mu?

Hocam ben otobüs ile Çek Cum. - Avusturya arası seyahat ettim, kimse birşey sormadı kimlik, pasaport vb. ancak alınacak risk değil bu. Şu ortamda akşam yemeğe çıkarken pasaportumu yanıma alırım.

@lethe karayolunda kontrol olmuyor genelde. ben uçağa binerken adam pasaporta bakmakla yetinmedi, eliyle şengen vizesini okşadı kabartması var mı diye. uçak şengen içiydi bu arada.

hollanda-almanya arasini belediye otobüsü (evet belediye otobusu) ile geçerken, sınırda kontrol oldu. saat 23 civarıydı.

Hepinize teşekkür ediyorum hiç bu işe girişmiyorum

online olarak iade et

@karasakall,o da mümkün değilmiş.

online alınan ürün eğer ceptelefonu veya tüketilen bir ürün değilse 15 gün içerisinde iade edebilme hakkı var, uzaktan satış sözleşmesi sayesinde.

Kabul etmiyorlarsa tüketici mahkemesine gideceksin

@karasakall, tamam teşekkür ederim. Kıyafet aldım. Tüketici hakem heyetine başvurmalıyım galiba konuyla ilgili olarak.

hangi firma oldugu konusunda bilgi verebilir misin?

hangi firmadan tam olarak ne aldığını söylersen daha detaylı bir cevap verilebilir.

en garanti yol:
ilgili firmaya ürün eline ulaştıktan 14 gün içinde, ilgili ürün için cayma hakkını kullanmak istediğine dair dilekçeyi ptt'den faks çek. Sonra iadeyi nasıl yapacağını (hangi kargo şirketi) soran bir mail at. Yasal olarak faks onlara ulaştıktan 14 gün içinde sana para iadesi yapmaları gerek. Yapmıyorlar ise çektiğin faksın belgeleri ve faksda gönderdiğin dilekçe ile tüketici hakem heyetine başvur. Ürünün teslimatı aslında yasal olarak onlara ait, yani sen iade edeceğim diye uğraşma, söyledikleri kargo şirketine alıcı ödemeli olarak verirsin.

@ardacan
Faks numarası tüm şirketlere zorunlu mu bilmiyorum ama yasal bir şirket ise vardır diye düşünüyorum. Faks yoksa adresine taahhütlü posta ile bu dilekçe gönderilebilir. Ürün pahalı bir şey ise daha garanti yol noterden ihbarname çekmek.

Miss sesa diye bir mağaza bahsettiğim yer. Flyinn avmde bulunuyor. Ben instagram hesabından faturalı bir şekilde kapıda ödeme yöntemiyle satın aldım. Mesaj yoluyla iadenin mümkün olmadığını söyledikleri için değişim yapmak üzere mağazaya gideyim ki tekrar sorun yaşamayayım diye düşündüm. Gittim de nitekim. Buraya yazdıktan sonra alo 175e danıştım. Uzlaşamıyorsanız kaymakamlıktaki tüketici hakem heyetine başvurun çünkü 15 gün içerisinde cayma hakkınız var dediler. Aslında uğraşasım yoktu ama hem değişim için ürün bulamadım hem de memnuniyet adına hiçbir çabalarını görmedim.

@gezegen olan pluton, daha detaylı bilgi için uygun bir zamanda sizden fikir almak isterim.

hem adaptör hem de kablo önemli. bazı kabloları cihaz kafadan reddediyor zaten ama ben bir kaç defa şarj ettim yan sanayi kablo ile sorun olmadı..

Bulamazsam sürekli kullanmak zorunda kalacağım.
"Düzenli kullanım bir sorun yaratır mı?" Üzerinden cevaplayabilecek biri varsa daha da iyi olacak

ben bi süre h&m'de satılan iphone şarj kablolarıyla kullandım 1-2 ay falan sıkıntı olmadı ama sonra telefon reddetmeye başladı, orijinal aksesuar kullanın tarzı bi uyarı çıkıyordu ekranda ne zaman taksam. prize takılan adaptör orijinal olmasına rağmen.

Ben Çin malı kablo kullandım bozuldu telefon. Kullanma.

kabloda onemli cin isi olanlar akimi duzenli veremiyor.

www.amazon.com
bunu kullaniyorum 2 aydir. henuz sorun yok, orjinal degildir hatasi da almadim 5s'te

Ben de hata almadım fakat ileride alır mıyım bilmiyorum.

apple lightning kablolarda şu telefona taktığınız yere bir çip yerleştirdi ve lisans alan firmalara bu çipte birlikte yetki/seri numarası tadında birşey kayıtlı. bu orjinal aksesuar kullanın uyarısı da oradan gelmekte. apple buna Apple MFi diyor. orjinal şarj aleti olsa da kablo bu sertifikaya sahip değilse akım düzenli verilmesine rağmen telefon bu MFi dalgasının olmadığını anlayınca yavaş şarj etmeler falan triplere girmekte.
o yüzden sıkıntı yaşamamak için, jedilance'in linkte verdiği gibi Apple MFi certified yazan lightning kabloları kullanmamız, apple'a biraz daha para kazandırmamız lazım. yine de sağda solda kutularında Apple MFi certified yazan ancak öyle olmayan şeylerden de kaçınmak için bilindik markalara yönelmekte fayda var.

12

30 gün toplam kalış süresidir. 12 günün kalmış.

1. marka ve modele göre değişir. ya 1 yıl uluslararası garanti oluyor ya da hiç olmuyor. tr'den alınan cihazlar en az 2 yıl garantilidir.
2. kendi pasaportuna kaydedeceksen 138,80 tl vergi ödersin sadece. pasaporta da ihtiyacın varsa onun için de bi 100-150 lirayı gözden çıkarmalısın.
3. bir şey olmaz.

öğrenci vizesi nasıl alacaksınız anlamadım, araştırmacı vizesi için gerekli davetiye ve belgeler var mı?
en kolayı turist vizesi olur bence.

@tinypenny konferans ücretini ödediğimizde konferans davetiyesi alabiliyoruz

benzer durumda italya için idatadan turist vizesi aldım. normalde ücret ödememem lazımdı, idatadakiler yok ona konsolosluk karar verecek vs.vs. diye kıvırıp durdu. ücreti ben ödemediğimden çok üzerinde durmadım ben de..

Geçen bi devlet kurumuna yaptırdım. Başvuruda bulunduğun yer yapabilir.

herhangi bir kamu kurumu yapabilir ama yaparlar mı belli olmuyor. memurun keyfine falan bağlı biraz. bazıları yapmıyor çünkü.

tek çare notere gıtme.

35-40 lıraya aslın gıbıdır yapıyorlar.

herhangi bir okul müdürlüğüne git. rica et yaparlar. resmi mühür beratı olan yerlerin aslı gibidir yapma yetkisi vardır. tekirdağ merkezdeysen gel halledeyim

geçen sene 9 yaşındaki çocuğu soktum tt arenaya bir şey diyen olmadı.

hay yaşa @nrmnm , içim rahatladı.


benzer denemesi olan varsa onları da duymak isterim.

biraz tam o an gişenin başında duran görevliyle alakalı. ama çok nadir istisnalar dışında bişey diyeceklerini sanmam. ben şahit olmadım en azından. o dönen zımbırtıya kendinizle beraber oğlunuzu da alın tek seferde geçin gitsin:)

Sorun olmaz.

üniversite sınavına hazırlanacak her halükarda. bundan sonra meslek yüksek okulu yapıp sonra dgs'ye girip lisans eğitimi alabilir. fakat bu uzun sürecektir. mühendislik falan okuyacaksa 6 sene falan sürer hiç uzatmadığını düşünürsek. benim tavsiyem güzelce üniversite sınavına hazırlanıp direkt olarak lisans eğitimine başlamasıdır örgün eğitim için. açık öğretim için ise zaten barajı geçmesi yeterli diye biliyorum zor bir olay değil.

meslek lisesi mezunları için lisedeki alanlarına göre bazı önlisans bölümlerine sınavsız geçiş hakkı var. onun dışında ygs ve lys'ye girmesi lazım.

Meslek liselilerin geçiş hakkının sadece ilk yıl geçerli olduğu gibi bir bilgiye sahibim. Belki değişmiştir.

İlla örgün okumak gibi bir kaygısı yoksa AÖF okusun. Örgün okumak işle birlikte fena yorar. O yaştaki bir insanın ailesiyle vakit geçirmek gibi farklı sorumlulukları da var. O yüzden örgün okumak pek makul durmuyor.

havabus oldu simdi adi.
binebiliyorlar evet. bavulunu alip havalimanindan cikar cikmaz taksilerin falan oldugu yolda duruyor zaten fark eder 1-2 buyuk otobusu, ustunde de havabus yaziyor. olmadi gorevlilere sorabilir. 7tl mi ne bi ucreti var oturduktan sonra gorevli gelip aliyor ucreti. sorulan falan bisi yok. taksim'de point hotel'in ordaki araya birakiyor, meydana yakin yani.

Taksim Kalkış Noktası:Divan Otel Karşısı, Point Otel önü
Açık adres: Abdülhak Hamit Caddesi (İETT Altıntepe Durağı, Elektrik idaresi ve Habertürk binasına giden sokak)
goo.gl

Sefer süresi ortalama 40 Dakika olup trafik yoğunluğuna göre değişebilmektedir.
"Atatürk havalimanı kalkış saati dış hatlar kalkış saati olup, araç iç hatlardan 5 dk önce hareket etmektedir"

Güzergah;
Gidiş: Taksim-Aksaray-Sahil Yolu-Atatürk Havalimanı
Dönüş: Atatürk Havalimanı- Sahilyolu-Bakırköy-Yenikapı-Aksaray(Marmaray)-Taksim

Bilet Fiyatı: ₺ 12

www.havabus.com

Bir tek biniş noktasını yazmamışlar sanırım, o da havalimanından çıkınca hemen karşıda zaten. Ya otobüs ya da levhası direk görülecektir taksilerin olduğu bölümden karşıya geçip sağa sola bakıldığı zaman.

olabilir belgelerini eksiksiz tamamla başvur bence

Pasaport en gec 10 gune çıkar. Vize icin randevunu al, belgelerini hazirla hallolur

Vize randevunu şimdiden al, onun tarihine bağlı olarak yetişebilir de yetişmeyebilir de. Bu dönem Noel ayağına hem yoğundur hem de aralığın son haftası tatil.

Yetişir. Acelen olduğunu söyle. Benim pasaportum başvurduktan 2 gün sonra gelmişti.

pasaport no istemiyorsa vize randevusunu hemen al. pasaport ortalama 3 günde geliyor.

Ogrenci vizesi yetismeyebilir

noel geliyor tatitiller cok olacak acele et.

kafa sallıyorum sadece

Ayip olmasin diye dinliyorum.

Kulağımda kulaklık oluyor, kimseyle göz teması kurmuyorum böylece tehlike minimuma iniyor.
Çok ısrarcı yaşlı teyzelere denk gelirsem muhabbeti uzatacak tepki vermiyorum "hı, evet, hım" gibi onaylayıcı kısa karşılıklar verip ineceğim yere kadar sabrediyorum.

En son halı saha maçı ayarlamıştık çocukla

Barkodlu alirsan sorun cikmaz bence

arayıp sorun, kuruma göre dğeişiyor kabul edip etmemeleri.

Bu sorunun net cevabi yok malesef. her kuruma tek tek arayip sormak gerekiyor. Kabul etmiyor bircok kurum. Ha o zaman bu e devlet sistemi neden var, o barkod ne ise yariyor o ayri.

barkod ile gönderdiğiniz belgeyi kurum o belgeyi sorgulayabiliyor.

bu işi ben de bir türlü anlayamadım. e-devletten alınan belge zaten barkodlu ve bu barkod aracılığıyla sorgulanabiliyor. kamu kurumlarında da artık elektronik imza sistemine geçildi ve bu işin bir kanunu var. doğrulama kodu ile sorgulanabiliyor sistem üzerinden. bizim okul öğrenci belgelerini falan e-imzalı olarak veriyor mesela. tüm bunlara rağmen bazı yerlerde ısrarla ıslak imzalı belge istiyorlar. bizler de işimizi halledebilmek için boyun eğiyoruz. aslında barkodlu ve e-imzalı belgeleri de kesinlikle kabul etmeleri gerekiyor ama dedikleri gibi sen kurumu arayarak kabul edip etmediklerini tasdikle. yoksa tekrar tekrar uğraştırırlar.

işten çıkınca sigortan 100 gün daha geçerli, e-devletten kontrol edebilirsin. özellerde ödeyeceğin miktar hastaneden hastaneye değişir. devlette ise normal muayene katılım payı çıkar eczanede ödenen.

ek olarak soğuk algınlığı için acile gitme.

Sağlık ocağını öneririm

cok gecmiş olsun ama soğuk algınlığı için hastaneye, hele ki acile gitmenize gerek yok aslında. Bu tam bir Türk alışkanlığı. Eğer bakteri kaynaklı bir enfeksiyon yoksa (varsa boğazınız şişer veya ciğerden öksürürsünüz), viral enfeksiyon için semptomatik iyi hissettiren ilaçlar (theraflu, tylolhot vs) alın ve bolbol zencefilli limonlu çay, adaçayı benzeri rahatlatacak şeyler için. Ya da en fazla Easytigerın dediği gibi sağlık ocağına gidebilirsiniz zaten benzeri şeyler verecektir.

Jüpiterli birinden duymuştum.

hep 2. şekilde kullandım, ilk şekilde konuşanı da ilk defa duyuyorum. (doğuluyum)

ben de sıklıkla doğulularda denk geliyorum aynı kullanıma.

böyle bir şeyi ilk defa duydum.

diyarbakırlılarda denk geldim.

Bunu ben hatay iskenderun tarafindan arkadaslarimin hepsinde duydum. Cok garip gelmisti. Bir tane de malatyali arkadasim bu sekilde konusuyor. Babaya söyledim anneyle konustum falan gibi. Ama dediginiz gibi kendi ailesi icinde bu sekilde. Disariya degil. Ama kulağa hiç hoş gelmiyor ya.

doğu şivesiyle konuşan insanlarda denk geldim ama aileden olmadığıma göre sadece aile içinde değil diğer kişilerle de öyle konuşuyor benim gördüklerim.

doğulu arkadaslarim genelde bu şekilde kullanıyorlar. bana da garip geliyor.

ben erzincanlılarda denk gelmiştim. çocuk kardeşine anneye söylicem seni diyordu.

ben böyleyim ve doğulu değilim çünkü bebekken ikiz kardeşimle bize sürekli anne geldi baba gittiler, dedeler geldi vs. şeklinde öğretmişler kendi aramızda biz de böyle konuşuyoruz, ikiz kardeşim de aynı böyle
edit: istanbulluyuz bayağı bir kuşak, kardeşimin kız arkadaşına da başta garip gelmiş böyle konuşmamız ama bizce normal

yok, ilk kez duyuyorum. gayet tuhaf. ben de doğulular da gördüm.

bana da öbür türlüsü garip geliyor çünkü benim için anne ve baba onlar; mesela aile içinde konuşuyoruz.
Anneye söyledin mi, babayı arasana, dedelere gidelim mi, anneanne nasıl gibi gibi...

ben de doğuda büyüdüm ve evet doğulular böyle konuşuyor. bunca yıldır her duyduğumda garipsiyorum

Annem.nerede.diye.sormam.anne.nerede.baba geldi mi.derim. turkiyenin en medeni bati ucunda.buyudum. ama benim de.kurt.komsularim vardi.

Diyarbakırlı bir arkadaşım da böyle konuşurdu. Hatta teyze nasıl, hala geldi mi vs. isimlerini de hiç kullanmazdı.
Kulak tırmalayıcı bence.

Gözlük reçetelerinin geçerlilik süresi var bildiğim kadarıyla. Altı aydı sanırım.

katkı filan istemiyorum parayı basıp da alamıyor muyum?

Katkı olayını bilmiyorum. Gözlükçünün "altı aydan eski reçetelere cam yapmıyoruz" dediğini hatırlıyorum. Belki de yanlış hatırlıyorumdur. Bence en iyisi Atasun'u falan ara sor.

arkadaşın sorusu, gözlük camımı bir şekilde ölçtürüp aynısı tekrar alabilirmiyim

yani gözlükçüler gözlük camını ölçebiliyor mu? soru bu.

Okumadan cevap yazınca böyle oluyormuş demek. Reçete yoksa cam vermezler bence.

camın numarası ölçülebilir bir şey.

mahalle arası optikçiler camı okumayı bırak, gidip "bana şu şu numara gözlük yap" desen bile yaparlar. camı okuyup aynısından yap dersen de yaparlar haliyle.

ama atasun matasun gibi marka optikçiler ya illa reçete istiyor, ya da daha önceki gözlüğü atasun'da yaptırmışsanız kendi kaydından bakıp görmek istiyor. kullandığınız gözlük eskimiş, numarasındanda bir şikayetiniz yok, al aynısından yap dersen yapmıyorlar.

no siparisi veriyosun ama receteyi istiyorlar gecerliligi de uc gundur recetenin

gözlüğü bir alete sokup camların numaralarını görebiliyorlar fakat yeni bir düzenleme var gözlük ve lenslerle ilgili. sigortadan faydalanmayacak olsan bile reçete lazım. yine de optikçilerin el altından iş yaptıkları da oluyor. ben lens almaya gittim geçenlerde, adam reçete olmazsa olmaz falan dedi önce. iyi dedim tam çıkıyordum dükkandan gel abi gel dedi verdi.

gözlük duruyorsa götürüp bu cam numarasında gözlük istiyorum diyorsun yapıyolar. 4-5 kere yaptım elimde reçete olmadan.

Bazi gozlukculerin doktorlarla anlasmasi oluyor. Gozlukcuye gittiginde seni yan binadaki doktora goturuyor bes dakikada olcum yapiliyor, asagiya iniyorsun aliyorsun gozlugu. Doktor parasi da icinde.oluyor.

Merdivenköy polikliniğinin az aşağısında. Minibüs yolu üzerinde.

minibüs yolu üzerinde hemen. marmara üniversitesi göztepe kampüsü, sgk ve hastane yan yana..

Goztepe ssk ya da medeniyet hastanesi diye geciyor. Marmara universitesnin orda.

çok dolaşıyor. Aşırı çok.

16S köy minibüsü gibi her yere girer çıkar

Su an inemiyorum kartal cezaevindeyim :(

16S Asiri dolasiyor ama zaman farki yaratmiyor gibime geldi. Koy minibusu tespiti dogru. Ama e10 daha dogru tercih olacaktir

Evet. Bir avantajı-dezavantajı yok. Sıralaman yetiyorsa istediğin bölüme gerçek Dilcilerden bir farkın olmuyor.

Herkes her puan türüyle tercih yapabiliyor. Eskisi gibi sınırlama yok. Üniversitede hangi bölüme girmek istiyorsa o bölümün öğrenci aldığı puan türü için gereken lys oturumlarına katılması lazım öğrencinin. Hem eşit ağırlık hem de dil puanı ile şansını deneyecekse gireceği sınav sayısı artar, çalışırken ders başına ayıracağı vakit azalır ya da toplamda daha fazla çalışması gerekir. Yok sadece lys5 puanı için sınava girecekse lisede dil okuyan adamdan tek farkı gördüğü derslerin saat dağılımlarındaki fark olur. Başka bir avantajı ya da dezavantajı yok.

oradaki fırtına mecaz. soyut yani. zengin de yine mecaz. gerçek anlam değil.

hayır
hayır

ben de "soyut / mecaz" diye düşünüyorum ama ikisi de şıklarda olduğu için size de sorayım dedim.

Fırtınayı tek olarak alma. "fırtına koparmak" deyimine dahil bir kelime o. ifade mecaz.
ikinci zengin tam mecaz değil ama yan anlam da değil. ikisi arası bişiy.

ilki soyut katılıyorum.
ama ikincide emin olamadım. zengin kütüphanesi olabilir. zengin repertuvarı da olabilir birisinin. zengin ille çok parası olan anlamına mı gelir? zengin kültürü de olabilir insanın en nihayetinde. bunlar şimdi yan anlam mı gerçek anlam mı oral anlam mı ne oluyor?

www.tdk.gov.tr
buraya baktığımızda, zengin kelimesinin bir anlamı da "Yararlı veya kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan"mış. dolayıysla gerçek anlamda kullanılmış diyebiliriz.

1. soyut ve mecaz, ama şıklarda her ikisi de varsa mecazdır muhtemelen, "soyut"a göre daha özel çünkü. soyut daha genel.
2. yan anlam. zengin kelimesinin pek çok anlamı olabilir ama gerçek anlam denildiğinde akla gelen ilk anlam veya sözlükteki ilk tanım temel alınır.

1-hayır soyut
2-2 türlü de olabilir eğer niteliksel olarak, kaliteli anlamındaysa mecaz, sayıca fazlalık anlamındaysa gerçek diyebiliriz

tadı farklı oluyor, beklediğin şeyle yaptığın şey örtüşmeyince garipseyebilirsin

z.yağı ile yaptık çok kötü olmuyor

çok kötü olmuyor ama farklı geliyor biraz tadı.

konusmayı bitirmeyen sen nasıl yapıyorsun tarifi nedir?

ben hep zeytinyağiyla yapıyorum. hiç garip olmuyor

mantıksız bi soru zeyinyağını mısırı patlatacak kadar ısıttığında zaten sağlıklı değil aşırı kanserojen olduğu için mantıksız,denemeyin bile.

lezzetli oluyor ve gayet sagliklidir! zeytinyagi kaynama derecesi en yuksek yagdir.

benim de bildiğim kadarıyla ısıya en dayanıklı yağ zeytinyağıdır aslında. deneyip kendi fikirlerimi yazarım çok heyecanlı.

zeytinyağıyla yapınca mısırlar tam patlamıyo. arada sert sert kalanlar oluyo.

www.sanalmarket17.com

yagsiz yapin.

öğrenci belgesi al okuldan. ilgili kuruma git. siliyorlar hemencecik. ben bu şekilde birkaç defa sildirdim. bir ödeme falan yapmayı neden düşündün hemen anlayamadım.

@mahone, 25 yaşından sonra öğrenci belgesi götürmenin bir faydası yok.

@premium..,
1- gelir testi yaptırmadıysan en üst primden hesaplıyorlar. 197,71 tl x 8 ay olması lazım toplam borcunun.
2- g0 çıkarsan üniversite hastaneleri için sevk alman gerekiyor hatırladığım kadarıyla.
3- şu an hayır. yapılandırma dönemine denk gelirsen taksitlendirirler ancak.

not: 31 aralık 2016 tarihine kadar borçlular da kamu hastanelerindeki sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanabiliyor. daha önce 2 kez uzatılmıştı, belki tekrar uzatılır. takip etmende fayda var.

@nrmnm teşekkürler.

peki siz öyle diyorsanız öyledir. ben yine de yaşadığımı yazayım, bekli birilerine bir faydası olur.

üniversiteden 29 yaşımda mezun oldum. şu anda da 29 yaşımdayım :) net tarih hatırlamamakla beraber bir ve bir buçuk yıl aralarla toplamda 2 defa birikmiş borcumu sildirdim. ve bunları yaparken 26,27 li yaşlarımdaydım.

ilk birikmiş borcumu sanırım 25 yaşımda iken sildirmiştim. 26 da olabilirim, hatırlamıyorum dediğim gibi. öğrenci belgemle gidip "ben öğrenciyim, sigortalı bir işim de yok" demiştim. gişedeki adam "tamam sildim" demişti ve bir de kağıt vermişti. kağıtta "müstehaktır, provizyon alabilir" yazıyordu hiç unutmam bunu. aradan bir ya da bir buçuk yıl geçmişti. aklıma geldikçe internbet üzerinden takip ederdim durumumu. çünkü o sıralar çok gündemdeydi bu mevzu. neyse, bu bir yıl sonra(tahmini) bi baktım yine borç birikmiş. ama çok az bir miktardı. 80 mi ya da 180 tl mi ne öyle birşey. ilk sildirdiğim de sanırım 390 tl idi. yine aynı şekilde gittim kuruma. bu sefer öğrenci belgeme bakmadı bile. tamam sildim dedi. bende "ya ben daha önce de sildirmiştim ama yine çık..." diye sorarken, gişedeki memur da "daha çıkmaz" dedi ve birkaç teknik kelime söyledi, yeşil kart mı 60/c mi ne... neyse işte.

o günden bu yana da hiç borcum çıkmadı. sıkıntısız devam ettim. yakın zamanda da zaten sgkm başladı.

ama siz hemen ödeyin gidin. müstehaktır size. ödeyin.

@mahone, bu konuyla ilgili yasal düzenleme gayet net. hatta az önce tv'de tesadüfen sgk'nın kamu spotuna denk geldim, bakarsan orada da yazıyor lise 20, üniversite öğrencisi 25 yaşını geçmeyecek şekilde diye. 25 yaşını doldurduktan sonra kadın-erkek, öğrenci veya değil farketmeksizin sigortası olmayan herkes gss'ye dahil oluyor. sen bu söylediklerini uydurmuyorsan eğer buradan sgk'nın sisteminin ne kadar boktan olduğunu, görevlinin öğrenci, genç vs. değil isterse sarı çizmeli mehmet ağa'nın borcunu bile kafasına göre silebileceğini öğrenmiş oluyoruz. yoksa kurallara aykırı olan bu duruma en başta sistemin izin vermemesi gerekirdi. gss'yi savunacak değilim ama ortada bir kanun var ve kanunda yazan da bu.

"müstehaktır size" falan bunlar saçma sapan laflar. adam belki uzun ve pahalı bir tedavi sürecine başlayacak? ben mesela aylık 30 bin liralık ilaç kullanıyorum. sigortam olmasaydı eğer seve seve ödeyecektim o gss primini her ay 30 bin lira veremeyeceğim için.

online check-in ücretli

ama kabul et demedim. bence emin değilsin

yazıyor olması lazım alt tarafta zaten. mesajı kabul etmediğin sürece görmüyor senin bakıp bakmadığını.

Sen kabul etmediysen göremez. zaten facebook o uyarıyı veriyor.

The sender won't see that you've read their messages until you accept.

tuik.gov.tr adresine bak

yıllık 7,89 gözüküyor, bu orandan gitmen gerek.

düzeltme:

Eğer sözleşmede özellikle TÜFE diye belirtilmediyse standart olarak ÜFE'ye bakılır.

TÜFE yazıyorsa: 12 aylık son gelen TÜFE %7,16.

kira artislarinda yapilan sozlesmeye bakmak gerekir, ona gore oran ve yeni tutar hesaplanir

sozlesme 3 sene once yapildi. nerde mechul. bu durumda tufe mi y ufe mi?

daha onceki seneler nasil olduysa ayni devam eder o zaman

cevabımı düzelttim. standardı ÜFE.

1 sene içinde kovulmazsan aday memurluktan çıkıp memur oluyorsun. Bazen iki seneyi de buluyormuş.

memuriyete ilk defa atanan kişi aday memur oluyor. en az 1 yıl en çok da 2 yıl bu statüde kalıyorsun. sonra yalandan bir eğitim ve sınavla adaylığın kalkıyor, asil memur oluyorsun. aday memurken atılmak daha kolay, istifa edersen geri dönemiyorsun, tayin isteyemiyorsun vs. gibi bazı olumsuz tarafları var. eş durumundan, sağlık mazeretinden falan da faydalanamıyorsun diye biliyorum ama o kuruma göre değişiyor olabilir.

ek sorunun cevabını bilmiyorum.

sonu nur ve su ile biten her türlü ismi eleyin bence.

tek başına sahra güzel geliyor kulağa mesela.

önerim yok ama nurhayat buram buram teyze kokuyor

Illa nur dememiz gerekiyor mu?

Uc isim oneriniz de bence cok kotu ama eger muhafazakar bir aileyseniz size uygun gelebilir bilmiyorum.

Ornekleri gormeden once eftelya diycektim yunanca denizkizi demek ama pek koyacaginizi dusunmedim simdi. Elif koyun bari her dönemde guzel bi isim

Mihrace bence çok güzel bir isim. Madem dini tabanlı bir isim vermek istiyorsunuz, bu isim bence çok güzel olur. Ve ayrıca çoğu kimsede de yok.

Ayşe güzel.

Muhafazakar bir isim olsun dini anlam ifade eden bir isim olsun diye bir kaygımız yok sadece hatırası kalsın diye nur içeren bir isim için fikir yürüttük

Annenizin hatırasını çocuğunuzun üzerinde yaşatmak zorunda değilsiniz. Nurhayat demode bir isim, yavrucağı düşünüp daha modern bir şeyler arayın bence.

meb+1 küçük yaşta nur'lu ağır isimler vermeye gerek yok. Ayrıca doğru ya da yanlış belli bir kesime yönelik olduğu bilinen isimleri de şu dönemde vermeye gerek yok, neyin ne olacağı belli değil. Nurhayat ismi ağır ve yaşlıca bir isim olmakla birlikte anneanne babaanne dede isimlerinin tek başına ya da ikinci isim olarak verilmesi önerilmiyor bazı nedenlerden dolayı.
Bence de Elif güzel ama biraz sık kullanılıyor ama o da güzel olduğu için

Bu arada iki kuzenime ve kuzenimin çocuğuna isimlerini ben koymuştum (Aylin, Fatoş, Efe) şimdi kendi çocuğuma gelince kilitlendi kaldım çok garip

defne
demet
yasemin
ipek

Hayat çok güzel isim yalnız. Bi de nükte diye isim gördüm o da hoş geldi. Bahar güzel çiçek güzel...

hayat koymayın allaseniz, ilerde hayat kadını diye espri yaparlar çocuğun psikolojisi bozulur malum çocuklar acımasızdır.

hayrünissanur.

Fatoş kötüymüş. İsim işini bırak bence de sen.
Ayla, Hale, Selen, Simay gibi Ay'ı çağrıştıran isimleri
öneriyorum. Kötüsü pek yok.

Sudenaz, Gökçenaz... diyesim geldi sizin için.

Defne
derin

Nurlu isimler hiç güzel değil. Sahra olmazsa Sare olsun.

Güneş öneriyorum

ayse ismini ben de cok severim.

aylin
nazlı
asya

illa istiyorsanız sonuna nur ekleyebilirsiniz.

nurmine

müge
seda
selen

Lütfen bu tip teyze isimleri koymayın çocuğunuza. Eniştem de tutturdu annemin adını koyacağım diye kızına Emine ismini koydu, kendisi şu an resmen Pelinsular ve Berkecanlar ile dolu bir sınıfta tek tabanca Emine olarak kaldı. Üzücü.

Benim önerim; Asya, Duru, Ece. Kızım olsa bu üçlüden birini verirdim. Çok temiz, tınısı güzel anlamlı isimler.

Mavi çok güzel geliyor bana.

defne
yasemin
zümrüt

Defne, Melis, Ayça, Gökçe, Buse, Begüm, Sinemis, Dinemis, Selen

Hayrunisa, Emine, Fatma, Rabia, Rumeysa....

fatoş ismini mi koydun kuzenine? bence sen isim verme işini acilen bırak.
saydıklarından nurbanu olabilir.

Dide Nihan

Tek başına sahra koyabilirsiniz. Ya da çok istiyorsanız sadece nur koyabilirsiniz. Verdiğiniz isimlere yakın Mina geldi aklıma.

Bence Asya gayet hoş ama siz sever misiniz, bilemedim.

eylül
kardelen

hare olabilir, nur yuzlu bir insani cagristirdigi icin...

Arden

Umay

Aylin

aleyna olabilir. ileride herkes onu parmakla gösterir.

öykü

Irmak ya da İdil

afitapnur.

Hüma
Gevher
Gülden
Aslı Nurdan

ayrıca Nurhayat çok güzel bir isim. ama Sahra pek değil. çocuğunuza çöl gibi olumsuz çağrışımları olan bir isim koyacağınıza Nurhayat gibi güzel bir isim koyun. Ayrıca anne ve baba Nurhayat'tan memnunsa doktora ve bize laf düşmez.

Allah analı babalı büyütsün.

Nurhayatın nesi kötü lan.. Ne çok ciks varmış. Neyse, defne +1 diyerek uzaklaşıyorum.

www.youtube.com
motivatif olması gerektiğinde

www.youtube.com
otantik bir intense yaşarken

www.youtube.com
such a dirty talking

aramaya inanmak

eksiduyu.ru

www.youtube.com
sabahlar olmuyor

@sameidiot haklısın silsemmi şimdi bilemedim :/

www.youtube.com
beyniyle sevişiyorum.
not: mevsim meyveleri seçeneği ile

@sparkle kiddle bende en çok daft punkun around the world parçasını tercih ediyorum nedese epey uyumlu olduğunu düşündüğüm bir parçası

Abi ben ilk sarkinin yarisinda bosaliyorum,sen calma listesi demissin.

youtu.be

kardeş sen "sexi" türkçe dil kuralları ile yapıyorsun sanırım. o nasıl cümle öyle?

-seks
-müdahale
-konu

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

sol seritte yolun ortasinda duran suclu. Arkadan gelenin yolda gitmekten baska bir yaptigi mi var da suclu olsun.

tabiki arkadan vuran suçlu. ister köy yolu olsun, ister otoban. önde bir araç durursa sebebi ne olursa olsun arkadan çarpan suçludur.saygı duruşu için değil, yol kenarına işemek için durmuş olsa bile arkadan çarpan tüm masrafı öder. önde duran adama ayrı olarak trafik akışını tehlikeye atmaktan ceza kesilir o kadar.

aslında herkesin o zamana dikkat edip yavaş gidip sonra durması daha etiktir ama şöyle bi durumda en azından sağa çekip durabilirdi. arkadan gelenin yapacağı başka bir şey olmadığından önde duran suçlu. gönül isterdi ki herkes yavaş gidip dursun. güzel bi manzara çıkardı hem.

edit: takip mesafesi önde duran bir şey için geçersizdir hareketli 2 aracın arasındaki mesafedir takip mesafesi. adam bildiğin duruyor. neyini takip edip ayarlicak?

acemi, kent sakini adam durup arabadan iniyor ve sol şeritte. sağ şeride çekmiyor. o da suçlu değil mi?

çarpan şuçlu. "Takip mesafesi" diye bir şey var, önümüzdeki araç bir anda dursa bile çarpmayacak kadar mesafe bırakmalıyız onunla,
pratikte kimse uygulamıyor olabilir ama kanun böyle.

öndeki 4'lüleri yakmadıysa o da suçlu. arkadan gelenleri uyaracak şekilde uyarması lazımdı. mesele siren ya da saygı duruşu da değil. o şeritte kaza olmuş da olabilir, o sırada araba arızalanmış olabilir. arkadan gelenleri uyarmaya yönelik bir işaret vermeliydi en azından. 4'lüleri yakıp durduysa sorun yok.

arkadan gelenin de arabayı fark edip yavaşlaması için gerekli zamanı var gibi duruyor.

Saygı duruşundaki temiz bir dayak hakediyor sadece. Arkadan çarpan maalesef hatalı.

mini cooperlı buyuk ıhtımal whatsapptan cerenle yazısıyordu o sırada...

öndekinin durmadıgını görmemek tam bir dangalaklık ördeği.

duran arkadaş suçlu. mesela arıza sebebiyle (saygı duruşuyla ilgili bir hüküm olduğunu sanmıyorum) duran kişi aracın arkasına belli bir mesafede reflektör koyarak ya da dörtlüleri yakarak görsel bir işaret vermek zorunda. takip mesafesi kuralı söylendiği gibi hareketli iki araç için geçerli. akan trafikte aniden durmuş bir aracın hareketsiz olduğunu arkadan bakarak o kadar kolay fark edemezsiniz. 2 saniye içinde fark edip yavaşlamaya karar vererek durabilmek lazım. herkes o kadar dikkatli değil.

arkadan vuran suclu. direk onunde lank diye de durmamis arada baya mesafe var. hic fren de yapmadan geciriyor, telefonla oynuyor olma ihtimali olabilir. ondeki belki trafik akisini bozmaktan ayri bir ceza varsa alir ama masrafi arkadaki odeyecek

öndeki araç suçlu diyenler, varsa ehliyetlerini iade etsin ve trafikten uzak dursun lütfen.

Siren sesinde durmak nedir ya! Böyle saçma sapan birşey dünyada yok. İnsanlar yürürken durabilir, saygı duruşunda bulunabilir; bulunmayanlara da kem gözlerle bakmamak üzere. Akan bir trafikte nedensiz, işaret vermeden duruyorsan genel akışı bozduğundan kesinlikle hatalıdır öndeki.

nrnm +1 öndeki suçlu diyen trafiğe çıkmasın.
araba bozuldu, önüme sinek çıktı, lastik patladı, kakam geldi her türlü duraklama olabilir. sol şerit, sağ şerit, orta şerit, tali yol, ana yol fark etmez arkadan çarpan suçludur.

araba durduğunda kırmızı fren ışıkları yanmıyor. arkadan gelen arabanın durduğunu anlaması zor!

trafikte durmak daha farklı oluyor, önündeki arabanın kırmızı fren ışıkları yanıyor ve 1 km öteden görünüyor. ama araba tamamen park haline alındıysa akan trafikte arabanın durduğunu anlamak çok zor.

faturayı arkadan çarpanın ödemesi bir nevi haksızlık. paylaştırılmalı.

pinkpeony asdfasdfasdf kendini tekzip etmişsin yoksa ruhsal sıkıntılar mı? :/ geçmiş olsun karşim

ahahahha ilk defa gördüm bunu ya. baştan söyleyeyim bence sol şeritte durup saygı duruşu yapmak aşırı saçma.

ANCAK,

arkadaki suçlu, %100.
solda durmuş, siren sesiymiş bunlar arkadakinin KUSURUNU azaltmaz. öndeki suçlu diyenler trafik kurallarını bilmiyordur. reflektör meflektör bunlara hakim götüyle güler :D adam belki kalp krizi geçiriyor, belki ani bir krize vs girdi ya da aracı bozuldu farları aküsü vs si bozuldu imkanı yok herifi, o sırada reflektörü mü düşünecek :D arkadaki efendi gibi yavaşlayacak, gündüz trafiğinde "fark etmedim" de diyemez.

@cekilmis gayfe, bana kalırsa adam da kadın da aynı derecede suçlu. oldu mu?

takip mesafesi denen nane öndeki araç çart diye durursa ona vurmamak için var, burada da öndeki araç cart diye duruyor, onun arkasındaki ilk araç kaçabiliyor sorunsuz ki takip mesafesi çok daha düşük sanırım, vuran araç ise baya arkadan gelip vuruyor, ya yola bakmıyor yada umursamıyor. durum ne olursa olsun hangi şartla olursa olsun vuran arkadan vuran suçludur. dikkat edilirse vuran araç hiç fren bile yapmıyor

Arkadan vuran suçlu.
Takip mesafesi hareketli araçlarda var diyenler de yokuşta ışıkta beklesinler ve öndeki de kaydırıp çarpsın bakalım size "imi bin hirikitsizdim" dersiniz ondan sonra.

akan trafikte, trafiğin güvenliğini tehlikeye düşürecek konumda, dörtlülerini yakmadan sol şeritte duran adam net suçludur. ister saygı duruşu yapılsın, ister deprem olsun.

---

bu aralar izmir'de eski narlıdere otoban gişelerini yıktıktan sonra asfalt çalışması yapıyorlar ve 3 şeritli yol bir anda tek şeride düşüyor. sırf arkadan gömmesinler diye o an durduğumda arkamdaki arabaları uyarmak için 4'lüleri yakıyorum ki zincirleme kaza olmasın.

ikisi de suçlu. öndeki dörtlüleri yakmadan durmuş, akan trafikte arıza olmadan durmaya kalkışamazsın, arkadaki takip mesafesine uymamış. yüzde 40 öndeki yüzde 60 arkadaki.

Arkadan gelen bir harfiyat kamyonu osaydı, gerek kalmazdı suçlu aramaya.

Ondeki sol seritte durup saygi durusu yapmaya calistigi icin asiri mal ama arkadaki %100 suclu.

Dolar alacaksan şimdi günlük faize koy, Pazartesi mesai saatleri içinde dövize çevirirsin. Vadeli hesabı istediğin zaman açabilirsin. Başlangıç ve bitiş tarihlerini söyler zaten hesap açarken.

haftasonu kapalı oluyor genelde şubeler.

sizin oradaki şubenin çalışma saatlerine bakabilirsiniz ptt sitesinden.

cumartesi açık değiller

Merkez postaneler 10:00/16:00 açık.

@teknikekip+1

sadece merkez şubeler 10-16 arası açık
enyakinptt.ptt.gov.tr

Oluyordu diye hatırlıyorum ama emin değilim.

Değişmediyse eğer yalnızca eğitim dönemi başlangıcında yapılıyor diye biliyorum. Yani güz dönemi başında.
Yök merkezi yerleştirme koşulları diye aratın pdf çıkıyor orada yazıyordu.

Kesin bilgi*****
Gecmek istediğiniz dönem için üniversite kontenjan açarsa geçebilirsiniz.

ilk çıktığında sadece güz döneminde geçiş yapılabiliyordu. sonradan bahar döneminde de yapılabilir şeklinde düzenlendi.

yürünür de yürüme. minibüse atla zaten 1000 tane hat geçiyor.

elin kolun boşsa yürünür. yokuş yukarı bir yol olduğundan yorabilir biraz kondisyonun düşükse. onun dışında otobüs, minibüs bir sürü araç var zaten onlara da binebilirsin.

@want2die

araç yoluna bakıyorsun sanırım. 2km değil 900m gösteriyor yürüyüş yolu.

Geçenlerde yürüdüm ben 10-15 dakka kadar yokuş aşağı yürüyorsun.

Alınabiliyor.

türkiye'nin her yerindeki nüfus müdürlüklerinden alabiliyorsun.

geçen farklı bir ilçeden alırken (ikametim kartal'da ben maltepe'den aldım) evrakları imzalayan şef neden kendi nüfus müdürlüğünden almıyorsun falan diye tatava yaptı, tartıştık baya. o tarz bir şey diyen olursa alttan falan alma sakın. haddini bildir.

bu olmazsa başkası olur. sen yine kilo ver.

"o"nu unut ama yine zayıfla sen. yenisini bulursun.

Yav niye kızı unutsun? Bir kızın bir erkeği sevmesi için gereken tek etkenin tip/kilo olduğunu mu düşünüyorsunuz cidden? Bu kadar basit düşünmeyin be...

Bir kız olarak karaktere kilodan daha çok onem veriyorum. Kilo zamanla alınır/verilir ama karekteri degistiremezsin. Bu yüzden sen yine sağlığın için kilo vermeye çalış ama kız konusunda da ümitsizliğe kapılma. Ona karekterini tanıt.

@ceann deas, he annem he. tek kriterin kilo olmaması, 120 kiloluk adamların sevildiği anlamına gelmiyor. hikaye anlatmayın. son üç yılı saymazsak hayatımın her döneminde fiziksel olarak oldukça düzgün bir tiptim. iyi kötü ilgi gösteren, hoşlanan kız falan oluyodu. karakterim o gün nasıl idiyse hala öyle. şimdi en fazla arkadaş olarak görüyolar. allah allah, neden acaba? karakterin düzgün olması, fiziğin önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. bırakın şu "karakter önemli" saçmalığını. ben bir insanın fiziksel olarak düzgün görünen biriyle sevişmek istemesini tamamen anlıyorum. aşağıda da belirttim bunu zaten. yalnız şüşkoları teselli etmek için "karakter de önemli" gibi saçmalıklara sığınmanız cidden iğrenç. ben de fiziksel olarak çekici bulduğum biriyle sevişmek istiyorum ve şişmanları çekici bulmuyorum. bunda utanılacak, ayıplanacak, kötü görülecek bir şey yok ama yalan yanlış, ikiyüzlü ifadeler gerçekten ayıp ve terbiyesizce. bir kadının bana "şişkosun ve çirkinsin, o yüzden seninle sevişmek istemem" demesi beni tabii ki üzer ama bunu anlarım, anlayışla karşılarım. doğal bir şey bu. üstelik, kilo da verilebilen bir şey. ne güzel. ama aynı kadının "yaaa senin de karakterin düzgün ama, elbet birisi çıkar :))" demesi direkt olarak iğrençlik ve terbiyesizlik. bu kiloyla alakalı bi şey değil çünkü.

***

top_secret kardeş,

son 2-3 yılda şüşkoluğu yüzünden bissürü hanım kaçırmış bir kardeşin olarak söyleyeyim: bir miktar değil çok kilolusun. kilo ver. çok seviyorsan verirsin diyeceğim de senin kabul edilebilir bir kiloya düşmen çok sıkı çalışmayla bile en az 3 ay sürer. herhangi birini düşünme, kendin için yap bunu. kız "kilo ver seviyim" dese mesela, iki ay sonra sen 10 kilo vermişken vazgeçip gitse, ne yapacaksın? muhtemelen müthiş bir moral bozukluğu yaşayıp verdiğin 10'u 15 olarak geri alacaksın.

o yüzden sakin ol. ayakların yere bassın, uzun vadeli ve kişisel odaklı bir plan yap. bak "böylesi gelmez" ya da "ben bi daha böyle biriyle tanışamam" falan diyosun, hemen işte bi şeyler planlıyosun ama ben garanti ediyorum, valla tanışıyosun. iki ay öncesini düşün, üç ay öncesini düşün. o gün spor yapmaya başlayıp gırtlağını tutaydın şimdi 10-12 kilo vermiş olurdun. hatta bazı insanlar var ki normale döndükleri anda inanılmaz bi hızla kilo verebiliyolar, belki çok basit önlemlerle kendini sıkmadan 3 ayda 20 kilo falan vereceksin. bunu onu düşünerek yapma ama, kendini düşün en başta.

beden kitle indeksi 35'ken kusura bakma ama nah sevgili bulursun abi, dünya sevgi kelebeğiymiş gibi poz kesen ikiyüzlülerin iddia ettiği gibi bi yer değil. zaten o vücutla birinin seni çekici bulması garip olurdu. dünyanın problemi şüşko veya çirkin olanın sevilmemesi değil; şüşkonun ya da çirkinin sevileceğine, onu asla sevmeyecek kişilerce inandırılmaya çalışılması.

o yüzden kilo ver. bu halinle seni sevecek olursa da sen onu sevme amk, kilo veriyim sonra sev de. aklını başına devşirip uzun vadeli plan yaparsan en fazla 6 ay sonra bu problemi ortadan kaldırmış olursun. yok kişilere takılı kalır ya da 10 günde 20 kilo vercem, iki ay sonra hepinizi skicem vs. diye gaza gelirsen önümüzdeki 10 seneyi bu soruları sorarak geçirirsin.

o yüzden önüne bak, kilo ver ve o kızı düşünme. devamlı iletişim halinde olduğun biriyse zaten 6 ay sonra da sevebilir seni.

der meister çok güzel yazmış aynen katılıyorum.

Spora başlayın ve diyet yapın bunu o da görecektir. Önemli olan kendine ve bedenine saygı göstermen zaten. Bu konuyu ona açıp sana yardımcı olmasını iste beraber bir amaca doğru yürüyün hem daha da yakınlaşma fırsatı yakalarsınız.

Acımasız yorum: tüm kilolu arkadaşlardan özür dilerim ama birinin kilolu biriyle sevişmek isteme ihtimali gerçekten çok düşük. Verin şu kiloları.

arkadaşım çooooook ciddi kilo verdi bu iş için
bence sen de verirsin, zaten aşıksan ayda default 5 kilo veririsin :P

der meister +1

dediği gibi, komik ve şişko sempatik arkadaş konumundasın şu an.

Kilo ver=/

alla alla..

bence hepiniz haksızsınız. ne kadar sığ yorumlar yapıyorsunuz öyle. şişmanlar ölsün diyoruz resmen ha? vay be.

o zaman konuşuyorum:
1)şişman olmak mal olmayı gerektirmiyor. özgüven gerek. özgüven için de fiziksel görünüş dışında güveneceğiniz bazı özellikler gerek. mesela konuşmayı bilmek, hoşlandığın bir konuda saatlerce konuşacak bilgiye sahip olmak, gündemi takip edebilmek, yaptığı işlerle saygı toplayabilmek, karşındaki insana saygı duymak gibi.
2)dünyadaki her kadın, hayatına girecek erkeklere sevişilecek obje gözüyle bakmıyor. aynı şekilde her erkek de kadınlara bu gözle bakmıyor. sanırım yorum yapan arkadaşların dünyası seks üzerine kurulu.
3)kendimi bildim bileli kiloluyum (erkek). bazen az, bazen çok. ama hiç bir zaman düz bir karnım olmadı. seksi vücut hatlarım olmadı. ama ne hikmetse şimdiye kadar isteyip elde edemediğim hiç bir kadın da olmadı? hatta beni isteyenler bile oldu bak sen allaaan işine.
4)bki 35 fazla. bunu kadınlar için değil kendin için fazla olarak gör ama. sağlığını düşün. şu an "ay şişmanlarla sevişmek iğrenç:(" diye konuşuyorlar ama bir kaç sene sonra istesen bile yemek yiyemeyecek, istediğin gibi hareket edemeyecek, sevişemeyecek kadar rahatsız olabilirsin. o zaman "skmişim kızları, önce sağlık" diyeceksin.

der meister açık konuşmaya çalışmış. ama genellemeler her zaman doğru olmuyor, üzgünüm. şişman adam iğrenç adam, sevişilmez onla meh meh demekle iş bitmiyor. adonisli adam mal olsa da sevişeceksiniz yani? fiziksel olarak çekici çünkü? bence soruyu soran arkadaşım, bunu düşünen bir kadınla da takılma siktir et.

hayatta seksten daha zevkli şeyler var ve bunları iyi yaparsan yanında bonus olarak seks de geliyor:) şişman ol olma. ha ama cinsellik konusuna hakim ol da sevişeceğin kadını yatakta dumura uğrat. yaşasın yıkılan tüm önyargılar!

bir de dipnot, benim arkadaşlık kurduğum ve yakınen tanıdığım iki tane taş gibi hatun, şişman erkeklerden hoşlanıyordu. ama net şişman yani öyle iri falan değil. sizin iğrenç göbekli memeli diye tabir ettiğiniz. biri evlendi bile öyle bir adamla. yanyana hakkaten garip görünüyorlar. ama adamla konuş bi! kalite akıyor. yani neymiş? şişman seven kadın da sadece şişmanlığa bakmıyormuş. her zaman hayatta bir duruşun olması önemli.

benim yazdığımdan "adonisi olan adamla sevişilir mal olsa bile" anlamını nasıl çıkardın @kfk? senin bahsettiğin kadınlar istisnadır. zayıf olsan, 100 kadının atıyorum 30'u seni beğenecekse şişman olduğunda bu sayı bir, bilemedin ikidir. malum, şişman erkekler de womanizer olmadığı için öyle 100 tane kadınla tanışmaları kolay olmuyor pek. benim demek istediğim şu: şişmanlık HER ZAMAN dezavantajdır ve karakter sevgililik/seks için tek kriter değildir. evet kilo da tek kriter değildir ama düşündüğün zaman şöyle bir şey var: "sadece seks" isteyen birinin önceliği nedir? cinsel ilişkiden keyif almak. bu noktada, bu talepte bulunan kişi için önemli olan şey karşısındakinin yatakta iyi olmasıdır. bu da büyük ölçüde kişinin fiziksel olarak fit ve düzgün olmasıyla ilişkilidir. şimdi konuşturmayın beni, ben 70 kiloyken de 105 kiloyken de cima eyledim (böyle deyince çok sevişiyomuşum gibi oldu da yok ya bi zigin santimlerini geçmez seksim) ve farkı çok net bir şekilde kendim görüyorum.

yok eğer kişi cinselliğin ötesinde bir ilişki istiyorsa, devreye kişilik özellikleri girer ama fiziksel özellikler önemini kaybetmez. kaybetse bile az kaybeder. yani sadece sevişmek isteyen kadına karşı şişman adamın şansı yok denecek kadar azdır. tek derdi sevişmek olmayan kadına karşı ise yine çok azdır. şişman adamın avantajlı olabileceği herhangi bir durum yok. 100 kadından ikisi şişman erkeği çekici buluyorsa, 98'i zayıf erkeği çekici buluyor. "ben şişman seven kadınlara adadım ömrümü" demiyorsan, şişmanlığı avantaj ya da faydalı olarak göremezsin.

hepsinden önce, işin sağlık boyutu var. ben zaten kimseye "şişmansanız gidip ölün" demiyorum. sadece, bu karakter önemli ya da kendimle barışığım saçmalıklarını bırakın diyorum. ha bırakmıyolarsa yine bırakmasınlar canları sağolsun, benimki duyurucu bir vatandaş önerisi. bki'nin 35 olmasının sağlığa zararlarını anlatmama sanırım gerek yok? vücuduna ekstra 35-40 kiloluk bir yük biniyor, zayıf olsan karşılaşmayacağın milyon tane hastalıkla karşı karşıya kalıyorsun. hayatımın ilk 18 senesinde hastaneye toplasan beş kere gitmemişimdir, son dört yıldır hastaneden çıkamıyorum. ne değişti? sadece kilo aldım.

"her şey seks" değil diyorsanız, o zaman en başta kendi sağlığınız için kilo vereceksiniz. her şey seks değil diyerek şişmanlığı mazur görmek yanlış. dediğim gibi bu sadece benim görüşüm, yoksa ben kimseye "şişmansan git zayıfla" da demiyorum. üslup yüzünden öyle anlaşılıyor olabilir ama bana ne amk istiyosanız 300 kilo olun, sizin yaşamınız, ben bi şey diyemem ama siz de "çirkinsin" deyince ağlamayın lütfen.

@der meister, yazdıklarım sana direkt olarak hitap etmiyor, bu sebeple senin yazından öyle bir çıkarım yapmadım. senin yazdığını okuduktan sonra bunları yazmaya karar verdim sadece.

şunu yanlış anlamayalım. ben şişmanlığı meşru kılmaya çalışmıyorum ama bir adam/kadın kilo verme sürecinde olabilir, bir kaç sene içinde fit hale gelecek olabilir ya da hastadır abi veremiyordur. yani siz şişmansınız ve kaybettiniz tarzı sert ifadeler bu yüzden yanlış geliyor bana.

tamam şişmansın, istersen kilo verebilirsin, istemezsen böyle takılırsın. ama dünyanın sonu değil. ilişki yaşamaya da engel değil. benim demek istediğim özetle bu.

insanları anlamsızca dışlamayalım. bu yüzden psikolojik bunalım yaşayan çok kişi var ve bu kişisel gelişimlerini de etkiliyor. kişisel olarak gelişemeyen herkes şişman olsun olmasın hep bir adım geride kalmaya mahkum.

sağlık için doğru olan kilo vermektir. kadınlar ya da erkekler için kilo vermek bir amaç değildir, olmamalıdır. o hep bir bonus olarak gelmeli.

metrobüs ya da m1 metro ile şirinevler-ataköy durağında inip biraz yürüyerek ulaşabilirsin. sinan erdem'in hemen yanında atletizm salonu.

Hidayet Türkoğlu da zamanında doping yapmıştı. Şu an TBF başkanı. Yakın zamana kadar da CB danışmanıydı.

maraton için mi? biz de cmt gidicez.
yerine koyacak isim bulamadılar herhalde :P

bu arada metrodan inince 5-10 dk yürümek gerekiyor. çok kısa mesafe değil

@la noix, evet maraton için:)

Ben bugün gitmeye çalışacağım. Cuma dolu, Cumartesi taşınıyorum, Pazar koşu var. Hadi hayırlısı:D

Haritadan baktım evet yürüme mesafesi var gibi, yandex ile bulacağım inş.

Çoktan İsmi değişti oranın.
Doping olayı olduğu anlaşıldı ardından hemen isim kaldırıldı.

@ezkaza, İstanbul Maratonu resmi sayfasında öyle geçiyor, bilemedim.

ptt kargo en ucuz olsa gerek,
bol sans

reçel kabul edilmeyebilir iyi arastirmak lazım.en ucuz yolu ptt,bunlari takipli bir şekilde en ucuz nasil yollayabilirim diyin yardımcı olurlar.

edit:ilaci recel diye nasil okuduysam artık,ilaci da bi arastirin onceden.

biri elden götürmediği sürece ptt'den daha ucuza yollaman mümkün değil. ilaçlarla ilgili bir sınırlama var mı onu bilmiyorum ama.

aciliyeti yoksa ptt. ortalama bir hafta ama 15 gune kadar uzayabiliyor. tnt ile gondermek isterseniz yardimci olabilirim.

Geçen bir adet bileklik gönderdim. Takriben iki sigara paketi büyüklüğünde kutusuyla.

PTT kargo değil de, postane kısmından "küçük paket" olarak göndermemi tavsiye etti kargocu arkadaşlar.

14,95 TL'ye, 8 günde teslim oldu. Bildiğimiz kahverengi kraft zarfa tıktım, üstüne adresi yazdım gitti.

Edit : Aynen İngiltere. Onu yazmayı unutmuşum.

daha gecenler konusuldu, bir aratin bence; isinize yarar belki

3 günde bir soruluyor bu soru da. Ben peşinen söyleyeyim, çoğunluk partnerinin izlemesinden rahatsız olmuyor ve birlikte de izliyorlar.

Evet, kadınlar da...

eksiduyu.ru

1) Normalde etmez ama tek rahatsız edeceği durum şu olur: birlikte yaşıyorsak, delicesine aktif cinsel hayatımız varsa ve ben çok fena dağılmış, kurumuş ve kendimi tanıyamayacak durumdaysam, adam da hala porno izleyebilecek durumdaysa 'Şimdi anam laciverde boyandı' diye korkarım.
2) İzledim. Ama beraber porno izlemek her zaman hoş olan bir şeu değil. Yani, normalde birbirinin üstüne atlıyorsundur zaten, o yüzden o ara pornoyu kim açsın da, arada çeşni olması açısından ilginç olabilir.

Kadınım.

hayır.

sevgilimle de izledim.

1- hayır tabii ki etmez
2- izliyorum, birlikte de izleriz
34-e

1) eder
2) evet. kötü bir durum.

erkek.

mantığımla duygularımın çatıştığı bir konu. karar veremiyorum, düşünmemeye çalışıyorum

1. etmez. arada değişiklik olsun diye değil, tatmin olmuyormuşçasına sürekli izlerse huylanırım, "bir durum mu var?" diye düşünürüm.

2. izledim/izlerim.
birlikte de izlenir.

kadın.

izleme şekline bağlı. yani pornoya bakış açısına.

evet.

kadın

metroyla ayrılıkçeşmesine gel, otobüsle altunizadeye geçersin. numaranı gösterince ücretsiz oluyor otobüs ve metro.

kapandığı güne kadar olan faturayı alıyorlar.

geçen ay kapattırdım 4 günlük 9 lira para aldılar.

bu tamamen fatura dönemiyle ilgili. bazı firmalar öde - kullan sistemi uygular (misal digiturk), bazıları da kullan - öde uygular, misal turkcell superonline.
yani atıyorum faturan her ayın sonunda kesiliyorsa, bugün internetini iptal ettirsen, kasımda 8 gün kullandın, 8 günün ücreti son fatura olarak çıkar.

e devlet şifremle girdim

@infernalcadre

VPN falan var mıydı?

girilmiyor.

tarayıcı chrome, vpn yok.

Şimdi giremedim ama VPN yok

System.Net.WebException: The operation has timed out at System.Net.WebClient.UploadValues(Uri address, String method, NameValueCollection data) at UssAppLayer.UssAppLayer.eDevletLogin(String req)

diyor

ben girebiliyorum, bi sorun yok.

hakem heyeti, mahkeme falan uzun sürecek işler. bankayı ve şirketi sıkıştırırsan daha hızlı sonuç alırsın. havale/eft yoluyla gönderdilerse parayı referans numarası ile kontrol edilebilmesi lazım. sorun bankada gibi geldi bana eğer firma sahte numara falan vermediyse.

firmadan dekont iste. onu bankaya göster.

bilgisayar sektöründen biri olarak en azından firmanın sağlam olduğunu, sorun kendilerinden kaynaklanıyorsa bile kazara yapmış olabileceklerini söyleyebilirim.

yine de firma ile tekrar görüşüp sorunu aktarmanızı tavsiye ederim.

bankan biraz sacmalamis. EFT yapmislardir referans numarasi vardir, her banka bu numarayla islem kontrolu yapar. EFT de bir hata olabilir, isim, hesap numarasi... Bir sebeple para tutuluyorsa bankada hesabina gecmeden, sebebini soylerler.

Kredi kartındaki işlemler gecikmeli olarak hesaba yansıyabiliyor sanırım, bence 1-2 gün bekleyin.

aradığın numaranın önemi yok. senin internet aboneliğinle ilgili yapılan görüşmeler olarak kayıtlıdır zaten sistemde. türk telekom değil ama vodafone'da başıma benzer bir durum geldi. itiraz ettikten 2-3 gün sonra arayıp dinledik siz haklıymışsınız diyerek ücret düzeltmesi yaptılar. sonra da başka bir tarife seçtim ona geçirdiler beni.

teşekkürler. haklı çıkmam durumunda büyük ihtimal başka bi paket seçmek yerine tivibu'yu iptal eder sadece interneti öderim. internette bir sürü donmayan yayın ve kocaman hdmi kablom varken neden gidip türk telekomdan paket aldıysam. hata bende salaklık bende.

Telefonda gelen teklifleri hemen kabul etmek yerine kapatıp internetten tüm seçenekleri, kampanyaları vs. incelemek taraftarıyım, sonra geri arayıp işlem yapmak daha sağlıklı.

telefondan gelen bir teklif değildi zaten. kendim araştırıp aradım bu paketi istiyorum diye. sadece ismi vardı fiyat yazmıyordu diye sordum ve olaylar böyle gelişti.

arayıp haklı çıktığımı söylediler. tivibu'yu iptal ettirip, sadece internete abone devam ediyorum.

dandik firmalarla gitmen lazım. kayseri, hatay, adana'ya falan giden firmalar durur

harem'den kalkan efetur otobüslerinin uğruyor olması lazım izmit'e.

Valla hemen hemen hepsi giriyor çünkü izmit otogardan da ankaraya yolcu alıyorlar. Metro efetur kesin giriyor. Sıkıntı olmaz.

Süper ucuza almışsın diyemem, orta karar bir bilgisayar.
Hayırlı olsun.

1450 tl ye über

aynısını eminönünde 1000 liraya satıyorlar, oradan alsaydın keşke.

Hevesini kirmak gibi olmasin ama hp laptoplar gercekten cok dandik. duzgun bir kasa/sogutma sistemi icin asus ya da lenovo almak lazim.

Kaloriferin hayırlı olsun.

Fatura sormuyorlar zaten imei numarasından bakıyorlar direk garanti durumuna. O yüzden sorun yaşamazsın.

imei kopyala yüzünden bazı yerler kabul etmiyor onu. fatura ibrazı istiyorlar, fotokopisi de yeterli olur.

güle güle git. darısı başımıza.

hoşçakal...çok mantıklı bir karar darısı basımıza ama zor

Hiçbirşey için değmez dostlar, yemin ederim iki kat maaş verseler kalmam.

nereye go?

Memlekete, Antalya.

Istanbula gercek anlamda alışsaydın ve paran olsaydı böyle gelmezdi.Kültürel, etkinlik burda, mekanlae burda, her semtin güzelligi ayrı En iyi semtlerden birindeyim, cebimde param var ve Istanbul mükemmel:) Baska sehirde yasayamam. Bizi dusunme yani biz iyiyiz. Güle güle.

Kadıköy de bir yıl geçirdim, paramda yeterince vardı istediğim şeyi yapmadığım olmadı. Tamam, her şey burada, mekanlar ok, etkinlikler ok peki ya insanlar? O kalabalık, rezalet sıkışıklık, her şeyin iç içe üst üste binmesi ne olacak? O trafiği parayla mı açacaksın? Geçin Allah için ben almayayım.

E hiç gelmeseydin? Sana da çekici geldi ki pek sevdiğin memleketini bıraktın geldin, o çekiciliğini yitirmiş olması İstanbul'un ya da insanların sorunu değil ki. Kalanlar da o çekiciliği henüz kaybetmemiş, ya da her gün kendini çekecek yeni bir şey bulabilen insanlar. Şahsen burada doğdum büyüdüm, başka bi istanbul yok

Bir macera ettim, geldim. Beni çeken dışarıdan anlatılan İstanbul, tünelin ucu bombok işte onu diyorum. İnsanlara da lafım yok, on ürün al dokuzu İstanbul da üretiliyor. İş burada diye buradalar. Yine on kişiden sekizi buradan nefret ediyor, adım kadar eminim. İstanbul var ama yaşamak için yok. Gel, gez, gör, git böyle var.

hoşçakal, yolun açık olsun!
bu kalabalıkta seni özlemicez ama sorun sen değilsin valla :/

hayat tarzı meselesi. o yüzden siz nasıl yaşıyorsunuz gibi düşünceler bana saçma geliyor. evet ben de çoğu zaman istanbul'dan nefret ediyorum. ama şöyle örnek vereyim, bu nefretim facebookta göreceğim "oliver koletzki indigo'da" eventine kadar. istanbul dışında yaşayıp şöyle bir şey görsem, uzun süre mutsuzluk sebebi olur benim için. napsam etsem de istanbul'a yerleşsem diye planlara düşerim.

bu sadece bir örnek. bu ne aradığınla alakalı. istanbul'da aramadığım ve nefret ettiğim çok şey olabilir, ama aradığım her şey burda. aradığım her şeyin olduğu yeri tercih ederim, aramadığım şeylerin varlığına rağmen. yetinme meselesi sanırım, aradığın her şey değil de buldukların yetiyorsa pekala antalya'da da yaşarsın başka yerde de.

Evet tam da böyle. Öncelikler farklı ve ben rahat yaşamak istiyorum. Her şeyin elimin altında olmasına lüzum yok.

git abi-abla git en iyisini yapmışsın. ben de gitmek istiyorum nasip olmuyor ya. ömründen ömür kaybediyorsun bu sevdiğimin (!) şehrinde. yolun açık olsun

ben kadıköylüyüm ve istanbul'da yaşamaktan çok memnunum açıkçası. ölmüş insanlık deniyor da, şehirdekilerin zaten %80'i dışarıdan gelen kişiler ve insanlığı öldürenler de onlar. ben çocukken bile daha çok istanbullu vardı, şimdi herkes başka yerli, son 10 sene içinde gelmiş. küçük şehir övücülüğü yapamayacağım o yüzden :)

Nasil yasayabiliyorum? Baska yerde yasayamayacagim icin burada yasiyorum. Her sey burada, baska yerde yapamam. Yani sana pek gipta etmedim:)

Bende 1buçuk yıl önce geldim istanbul'a. Eğer birgün gitmek zorunda kalırsam çok üzülürüm. Az önce beşiktaş'a gittim de trafik yok diye üzüldüm resmen :) anlayacağın bazen trafiğini bile sevdiğim oluyor ara ara.

Ha sitem ettiğim zamanlar da olmuyor değil. Bakırköy'de yaşıyorum ve otopark sorunundan gına geliyor. Ama bakırköy'ü de çok seviyorum. Gülü seven dikenine katlanır misali.

Kendi işime gücüme bakıyorum. Şehirden bir beklentisi olmamalı insanın, bu arada doğma büyüme İstanbulluyum yani... Yapmak istediklerini yapabiliyorsan mutlusun. Ha İstanbul olmuş ha başka bir yer.

ama şunu gördüm başka yerde özellikle kabalığın olmadığı, koşuşturmanın olmadığı yerde büyümüşseniz zor gerçekten. Sizin için sevindim. Hoşçakal

Yeminle kendim gidiyormuşçasına sevindim. Yolun açık olsun. Darısı başımıza..

Ben de 3 sene önce taşındım İstanbuldan üstelik orda doğdum büyüdüm bir de kadikoyluyum. Şu an Mersindeyim benim için boş ve gereksiz bir şehir istanbul a geri dönmeyi planlıyorum ve canı gönülden istiyorum

hayırlı olsun.

ben de antalyalıyım ama ilkokula başlayacağım sene istanbul'a taşındık ve neredeyse 20 sene oldu. ömrümün hatırlayabildiğim kısmının tamamına yakını burada geçti yani. eş dost akraba hep orada olduğu için tüm bayram, ara dönem ve yaz tatillerini antalya'da geçirirdik. aklımda kalanlar hep çocukluk dönemi gözlemleri olduğundan mı bilmem ama her geldiğimizde daha da kötüleşmiş görünürdü gözüme şehir. bu sene sadece bayramda gidebildim ama son bir kaç ziyaretimde gördüğüm kadarıyla ne kalabalığın ne de trafiğin istanbul'dan (sayı olarak değil elbette ama yoğunluk olarak) altta kalır yanı yok. 100. yıl caddesinden her geçişimde acaba bu şehirde trafik kuralları farklı mı diye düşünüyorum. tarladaymışçasına araba sürerek istanbul'daki keko şoförlere rahmet okutuyorlar resmen. altyapı leş, senelerdir de düzeltilemedi. kışın fena oluyor. toplu taşıma kötü bile değil, resmen yok. misal; geçen sene bir kongre için serik bölgesindeydim. tam da o gün kuzenim doğum yaptı, ziyaretine gideyim dedim. otelden çıkıp merkeze varmam 2 saate yakın sürdü hatta geçmiş bile olabilir tam da hatırlamıyorum. üstelik daha hastaneye varamadım, tramvayın bir durağından arabayla aldılar da öyle gittik hastaneye. istanbul'da o kadar sürede tekirdağ sınırına ulaşılır neredeyse. belediye otobüsüyle istanbul'dan kocaeli'ye gidip geliyorum, 1 saat anca sürüyor yol. taksi mesela serik'ten merkeze o yol için 100 euro istedi. lisenin ilk yazında tek başıma göndermişlerdi beni tatilde antalya'ya otobüsle. otogardan taksiye bineyim dedim cepte para bol olunca. o dönem evden (kadıköy) okula (küçükyalı) bir kaç defa taksiyle gittim 10 -milyon- lira tutuyordu, o yolun yarısı kadar mesafe (otogar-meltem mh) 20 -milyon- lira civarı tuttu ki o dönem en büyük banknot oydu. yolu da biliyordum dolaştırma falan olmadı yani. çok oturmuştu içime o yaşta, hiç unutmam. taksiyi ve taksiciyi genel olarak sevmem ama acil ihtiyaçlarda falan rahatça biniyorum burada. etkinliklerden falan zaten bahsetmeye gerek yok. ben gitme fırsatı bulamadım ama şu expo açıldı da insanlar evinden çıkacak bir sebep bulabildi akrabaların sosyal medya paylaşımlarından gördüğüm kadarıyla. antalyalı olduğumu söyleyince herkes ooo falan diyor yıllardır ama senede sadece 1-2 haftalık kısa ziyaretlerde dışarıdan gelen biri olarak gözlemlerim bu şekilde. allahtan antalya bir de yani, daha küçük bir anadolu şehri olsa ne yapardım bilmiyorum. bahsettiğim yer muratpaşa başta olmak üzere konyaaltı kepez üçgeni bu arada. diğer ilçelerdeki durumu bilemem ama merkezden daha iyi olduğunu da düşünmüyorum.

bana göre istanbul'a göre tek avantajlı yönü barınma ücretleri (konut fiyatları, kiralar vs.) ve plajları antalya'nın. bir de nerede yetiştiğinle ilgisi var sanırım. bir kuzenim üniversite için geldi istanbul'a. kendisi istanbul'un keyfini benden daha iyi yaşayabilecek bir karakterdi ama okulu bitirdi iş güç derken 2. senesini dolduramadan çok yıprandı ve geçen sene döndü antalya'ya. ben ise bir kaç ufak seyahatten sonra anladım ki istanbul'dan başka yere alışmam zor. uzun lafın kısası bu işin doğrusu yanlışı yok. "istanbul'da yaşanır mı kardeşim siz mal mısınız?" ya da "başka şehirde nasıl yaşıyorsunuz anlamıyorum" falan demek doğru değil. tamamen kişisel bir mesele ve herkes nerede mutlu ise orada olmalı, mutlu olacağı işi yapmalı, yanında iyi hissettiği kişilerle birlikte olmalı. senin için de doğru bir karar olur umarım antalya.

Ben de istanbuldan antalya'ya taşındım yakın zamanda ama benim memleketim falan değil. Hiçbir şeyim değil hatta. Hiç bilmiyorum bu şehri.
Gel de "şurada çay iç" falan de.
Şu garibanın elinden tutun artık be vicdansızlar :(

hanedeki tüm gelirleri toplayıp yaşayan kişi sayısına bölüyorlar. çıkan rakam senin gelirin oluyor.

o tam olarak çalışmayan kişiler değil. şöyle diyeyim, gelir tespiti yaptırıyorsunuz. en alt kademede yeşil kart var hiç ödemesiz. bir de onun bir üstü var bir miktar ödeme çıkan 50 lira gibi bir rakam aylık. gelir tespitinde kiranızdan tutun bursunuza şuna buna kadar her şeyi beyan ediyorsunuz. giderlerinizi söylüyorsunuz aylık. gelir - gider tutarı belli bir miktarın üzerindeyse ödeme çıkıyor.

Ogrenciler, ailesiyle yasayan issizler...

GSS'na tam 6581 tl borcu olan biri olarak bunun tam anlamiyla hırsızlık olarak nitelendiriyorum. Gss dan yararlanmamisim hastanelik bir durumum olmamış ama bunu güya hesapta benim adima odemisler. Peki bunu odemeden once benden yazili yetki ve ya imza aldiniz mi? Yok peki nerde kaldi benim Hakkim ve hukukum? Hepsi yalan oldu bu kadar yolsuzluk varki artik kime ne gecirirsek sistemi...