bende gorunen en eski kayit da 1863 dogumlu. 1800 baslarindan kayit bulan kim? o epey nadir bir durummus eger oyle bir sey varsa.

benim de bir tarafta 1840'lar var, diğer tarafta 1940 falan. osmanlı işi işte doğru düzgün kayıt tutmamışlar. gürcistan tarafından gelenler kayıtlı, kars'takilerin kaydı yok.

göçmen olabilirsiniz? kayıt tutulmamis olabilir. ben de 1800'lerin başı var mesela.

@helenart

ha evet o yuzden olabilir. sorduklarim da hep gocmen oldugu icin bilemedim diger turlusunun mumkun oldugunu.

Eşimin 1918 doğumlu dedesinden başlıyor. Ben bile tanıştım adamla. Daha eskisi yok. Çünkü yakın bir tarihte nüfus dairesinde yangın çıkmış, eski kayıtlar hep yanmış. Böyle bir şey olabilir.

Osmanlı işte demiş bir arkadaş ama gayet muntazam kayıt tutmuş Osmanlı...
Göçmenlik ile ilgili olabilir

Ben de göçmenlik yüzünden diye düşünüyorum. Bende en eski kayıt 1823. Kadın benim doğduğum ilçede doğmuş. Yerleşik halk olanların kayıtları daha eskiye gidiyor.

Benim de baba tarafı 1880’den başlıyor. Babamlar göçmenlikten diyor bana da. Sonuçta bir hayvan anında evrim geçirip dedemin babası olmamıştır sanıyorum.

Göçmeniz fakat anlamadığım nokta bizimkiler bu tarihlerden önce göçmüş olması lazım çünkü memleketimizde yaptırdıkları bir cami var ve onun yapım tarihi 1700 lerin sonu. Anlamadığım bir diğer nokta ise babamin dedesi savaşta ölmüş, dedem ise 30 seneden fazla asker kaçağı olarak yurtdışında yaşamış, bu durumda soyadını kim almış? Ailedeki kadınlardan biri mi yoksa sülale hangi soyadını almışsa bizimkiler de o soyadını mı almış oluyor?

bende 1815 var. ama soysuzlukla alakası yok. osmanlıdaki kayıtların düzensizliği ve taşrada teşkilatlanmanın sıkıntıları gibi geliyor bana. yoksa illa ki bir soy var.

Bende babamın dedesi bile yok. Hevesle günlerdir açılmasını bekledim, görünce soverek çıktım.

Heralde olur. Ev ne durumda kira piyasaya göre nasıl. Emlakçı güven veren biri mi yoksa paragoz biri mi vs.

Evi daha onceki kiracının ödediği bedelden kiraliga çıkarttık. Binanin mimarisi geregi butun daireler birbirinden farkli. Bu nedenle az mi cok mu istiyoruz emin olamadik. Emlakçı kurumsal bir sirket.

Eski kiracının ödediği bedelden verdik demişsin de kaç yıllık kiracıydı. Son bir yılda yaşanan ekonomik kriz yüzünden değişen parametler hakkında bilgi vereyim, sen değerlendir. Piyasadaki para azlığı nedeniyle, son bir yılda kiralar hiç yükselmedi aksine düştü. Bunun yanında özellikle kentsel dönüşüm yaşanan ya da yeni imara açılan bölgelerde çok sayıda yeni ev olduğu için görece eski evlerin kiraları da düştü. Gene kriz yüzünden 2+1 'den büyük evlerin şansı azaldı. Yeni binalarda asansör, otopark vs gibi şeyler, sitelerde aidatlar aylık toplam harcamayı yükselttiği için gene şansları azaldı. okulların kapandığı bir döneme geldiği için öğrenci ve öğretmen kesimi hedef kitlenin içinde değil önümüzdeki üç ay için. Bu da potansiyel müşteri portföyünü daraltır kısa vadede. Aceleniz varsa fiyatı biraz inip, kiracıyı iyi araştırıp kefil isteyerek sağlam ve hızlı bir alışveriş yapabilirsiniz. Kolay gelsin.

yuz felci

Yüz felci diye araştırıp saçmasapan sitelerdeki saçma bilgilerle olumsuz düşünmeyin. Fasiyal paralizi olarak bakın ama ben sorunun bu olduğunu düşünmüyorum bulanıklık faktöründen dolayı.

valla en yakındaki hastaneye işaret ediyor bu.

beklemeden hastaneye gidin hatta acilen gidin. sağlıkla bekleme, şaka, erteleme olmaz.

Acile gitmen gerektiğine.

Yuz felcinde bolge hareket ettirilebiliyor mu?

Görmede bulanıklık ani geliştiyse acile gidin.

Acile git.

durup dururken olduysa hemen acile gitmelisin. onemli bir sey olma ihtimali fazla olmasa da ufak bir beyin kanamasi geciriyorsan kaybettigin 10 dakika bile hayatini kokunden etkileyebilir riske girmeye degmez.

Samsonite ve caselogic kullandım. İkisi de güzel.
Memnuniyet kriterin nedir, o da önemli.

Birincil önceliğim sağlamlık

1. gün y km gitti
2. gün 2y km gitti
3. gün (2y+y)x2 km gitti
4. gün (2y+y+2y+y+2y+y)x2 km gitti
5. gün bu hesapla 54y gidiyor işte.

toplamda= 81y

160/81=1,9753...

şimdi bu virgül eksik embesil soruyu ben böyle çözüyorum. sen bi açıklar mısın?

düzenleme: en son gün 160km gidecek diye de anlaşılabilir o zaman da 160/54 hesaplanır. tabi diğer olasılıklar da var sorunun başında da virgül yok. embesiller soru sormayı da bilemiyorlar.

valla ben de yukardakine benzer çözerdim.
1. gün 10 km ise, 2. gün 20 gitti ne etti 30, 3. gün 40 gitti etti 70 km toplam yol, 4. gün 80 gitti 150 km yaptı. ben sözelciyim anca bu kadar çözerim :)

x+2x+4x+8x+16x=31x

160/31=5.16129032258 km

yuvarlama yapamıyorsak soruda sıkıntı var.

sözlük zaten uzun zamandır vasat. ama eğitimi iyi olan insanlar da bu tip sorulara karşı pratiğini zamanla kaybedebiliyor.

1. gün 10
2.gün 20
3.gün 40
4.gün 80
5.gün 160 km
5.günün sonunda 160 km derken 1+2+3+4+5=160 mı yoksa sadece 5. gün 160 mı açıkça belirtmemiş ama zaten şıklarda birisi var.

ha soru saçma derecede zor mu evet

soru hatalı ifade edilmiş, net. "5. gün sonunda 160 km'lik yolu tamamlamayı planlıyorsa" şartından toplam 5 gün sürecek macera dolu bir 160 km akla geliyor.

oysa yalnızca 5. gün alacağı yolun 160km olacağı açıklansa (belki sunucu sözle doğrusunu söylemiştir bilmiyorum onu) 10sn'lik işi var sorunun.

y
2y
4y
8y
16y, 5. gün 160km'den y=10

Tartışılan konuda bi sıkıntı yok, sonuçta internet ortamı. Sen çok abartmışsın.

şimdi gördüm. ilk okuduğumda totalde 160 yapmış gibi anlaşılıyordu. parmak hesabı yaptım baktım. 5 olmazdı zaten, 10 denedim 5. gün 160 oluyor baktım ha demek ki bunu demek istedi dedim.

anlatım bozukluğu var evet. ama anlaşılmayacak bi soru değil.

izlemeye üşendim. seyirciler ne dedi?

bence de çok basit soruları bilemiyorlar. temel matematik, temel coğrafya... spesifik alanlarda ilgin olmaz unutursun belki ama katılanların çoğu lise/üniversite mezunuyken bunları yapamamak çok çok saçma geliyor bana.

Soruda anlatım bozukluğu olduğu çok açık buna rağmen çok kolay soru, kısa süre içinde cevap vermek zor vb. açıklamalar yapılmış. Benim takildigim nokta bu. Anlatım bozukluğu vb. konular okullarda öğretilmiyor mu? Okuduğunu anlayamaz bir toplum haline mi geldik?

bölümü izledim; japonya/fuji dağı'nı bilmeyen insanları da gördükten sonra temel olacağını düşündüğüm bilgilerin aslında ileri düzey bilgiler olduğu konusunda kararımı değiştiriyorum.

Çok kolay diyenler bir yazıverin be çözümü. Size nerede hatanız var anlatayım. Yanlış soruya çözümü kolay demek de nedir?

Photoshopun action özelliği belki işinize yarayabilir

ayrıntılı anlatırsan yard etmeye çalışayım, düzeltme ne tür

Ornegin ali 31. 10. 2012 de Urfa da cem ile burger king de yemek yedi gibi bir cümle var ve bu 100 pdf te geçiyor ben bunu kadir 12 06 2017 de Paris te Ayşe ile buluşacak şekline çeviricem. Adobe Acrobat taki bul ve değiştir ile yapıyorum ancak yine tek tek metin içinde aratmak zorunda kalıyorum

güven?

Kredi gibi geldi bana.

tröst ya da kredi de olabilir ama burada bence kuruluş, vakıf gibi bir anlamda kullanılmış. sağlık sektörüyle ilgili bir şey mi? evetse muhtemelen dediğim gibidir.

Şlrket demek bu cumlede.

Evet sir gawain. İngiltere'deki sağlık sistemiyle ilgili bir yazıda geçiyor. Kamu özel ortaklığıyla yapılan projelerde geçen "residual value risk" ler arasında bu cümle geçiyor. Ben ilk okuduğumda güvence, teminat gibi anladım ama emin olamadığım için sordum.

Trust bir sirket turu. Guven demek degil burada

ingiltere'de "nhs trust" diye bir kavram var, bizde birebir karşılığı olmayan. herhalde ondan bahsediyor. ben olsam sağlık kuruluşu derdim.

Eyvallah sağol tam olarak sorduğum da nhs ile ilgiliydi.

Trust doğrudan bizdeki mütevelli (board of trustees) yerine geçiyor. en basit haliyle de bir kişi ya da kişi grubunun üçüncü bir partinin yararına olacak şekilde mal ve mülk sahibi olduğunda aldıkları isim oluyor. Çeviride en doğru haliyle Vakıf olarak çevirilebilir.

pasaport alırken kabul etmemişlerdi bende. vizede de kabul edeceklerini zannetmiyorum.

bilmiyorum ama ösym'de bilgi güncellerken bile kabul edilmeyen bir belge uluslararası bir ortamda hiç kabul edilmez.

kesinlikle hayır.

mantıken kabul edilmesi gerekiyor ama nuh nebiden kalma kurumlarımız kabul etmiyorlar. adamlar kendi internet sitelerinden çıkan belgeyi kabul etmiyorsa biz niye edelim diyorlar doğal olarak.

mantıken kabul edilmesi lazım evet, o kağıdın sağ üstündeki kod vasıtasıyla belgenin gerçekliği kontrol edilebiliyor ama bununla uğraşmak istemedikleri için kaşe-imza diye diretiyorlar.

Teşekkürler.

Kırık ya da çatlak geldi aklıma direkt. Darbe aldınız mı o bölgeye?

Hayır almadım.

aynısı bende solda var. kalbime kemik batıyormuş gibi. kardiyolojiye göründüm domuz gibisin dedi. ben de takipteyim.

bende de oluyordu. doktor kas ağrısı dedi. genel olarak terlememeniz gerekiyor. terleyince göğüs kasları üşüyor ve bu tür ağrılara neden oluyor.

bir doktora gidin çok çeşitli nedenleri olabilir.

rüzgar yediysen kas spazmı, geçer.

safra kesesinde taş olabilir. bi ultrason fena olmaz.

Haftalık sektör ortalaması filan mı?

karsilastirmali getiri tablosuna bir bak.
gecen @Arnold benzer bir sorumu cevaplamisti.

bir hisseyle bist 100 ün haftalık getirilerini kıyaslayacağım.

Matriks kullanıyorsan @jimicik + 1.

başkasını bulmuştur

Belki taktik yapıyordur. Ama daha yüksek ihtimal başkasını bulmuştur.

Gururuna yediremiyor da olabilir.

E vazgecmis senden. Gecistirerek sogutmussun kendinden yuksek ihtimalle.

Başka biri yok hayatında.

Daha fazla egonu tatmin etmek istememistir.

Reddetmissin o da akilli her insan gibi uzaklasmis. Napsin egonu mu sisirseydi her gun?

Kadina helal olsun.

Kadın gibi gel-git yapma.

Asik oldugu icin. Hisler karsilikliysa kahve icilerek konusulur.

Belki de hoşlanmıyordur senden.

ilgi çekmeye çalışıyor, fazla tv izlemiş. romantik gerizekalı tv dizilerinde öyle olur ya kız hep laf sokar sonra çocuk aşık olur rahatsız bu diye :d

Örnek verebilir misin? Niyeti laf sokmak değildir de patavatsız birisidir belki.

O kadar örnek var ki. Örneğin bugün samimi olmadığım insanların arasında arabamı kötüledi durduk yere

hoşlanma konusunu bilmem ama laf sokma konusunda en iyi cevabı minik donut canavarı, shotgunwoman ve devilred verecektir.

Ne dedi araba hakkında? Bayağı yerici mi konuştu yoksa acaba sen de hassas olabilir misin alışık olmadığından onu merak ediyorum. Ben de çok laf sokarım sevdiğime, sevdiğimi bildiğinden emin olduğum için rahat rahat sokarım.

Ek: Mızmızlanmak şeklinde laf sokmam tabi. Mesela ben de arabadan gideyim; benim var onun yok, benim arabamı da kullanmıyor ben kullan diye baskı yaptığım, kaza yaparsan sigorta öder mühim değil dediğim halde. sonra diyor ki sen güzel kullanıyorsun, o zaman ben de diyorum ki işine geliyor tabi, bana özel şoförlük yaptırıyorsun. :) Yani öyle atışırız. Tatlı sert laf sokarım. Öyle şikayet etmem, yanlış anlaşılmasın. aychovsky öyle yazınca savunma ihtiyacı duydum. :)

Kisiligi oyle olabilir; genel olarak memnuniyetsiz ve mizmizdir, yakin hissettigi birilerinin yaninda bu ozelligini daha cok aciyordur.

Ilgi cekmeye calisiyor olabilir. Ancak ilkokulda degiliz ki sacini cekerek ilgi cekesin.

Arabanın çok eski olduğunu alay eder gibi söyledi. Ben sesimi çıkarmadım alınganlık göstermiş gibi bir izlenim vermemek için fakat ortamdaki bir başka kişi ise arabanın iyi olduğu gibisinden bir söz söyledi.

Anladım. O zaman hareketlerden anlam çıkarmadan bir sormak lazım "Neden öyle dedin?" diye. Bencil ve düşüncesiz bir arkadaşsa azıcık empati kurmasını istemek hakkın.

Ya tekrar böyle bir şey yaşayana kadar beklersin, yaşandığı zaman da atıyorum "Bundan sonra otobüse binersin o zaman prenses" dersin (ben olsam anında böyle derdim) ya da uygun bir şekilde bazen düşüncesiz davrandığını söylersin, o düşüncesiz zamanları da ortaya dökmek gerekir tabi o durumda ama ortam mutlaka gerilir. İncitmeden yapmanın bir yolu yok, eğer yaptığının düşüncesizlik olduğunun farkında değilse üzülebilir.

İşin tuhafı kendisinden ne rica etsem anında yerine getirmesi.

Patavatsız herhalde. Lafın nereye varacağını düşünemiyor olabilir. Belki de hiç kötü bir niyet (kötü niyet değil aslında tam ifade etmek istediğim şey de aklıma gelmiyor kelimeler) taşımadan konuşuyordur, laf soktuğunun iğnelediğinin farkında değildir.

Yani araba "ona göre" eski olduğu için eski diyordur, lafını esirgemiyordur gibi...

koşarak uzaklaş.

genel yapı itibari ile patavatsız ve laf sokan biri olabilir, sizde hoşlandığınız için üstünüze alınıyorsunuzdur belki?

Kisiligi oyledir muhtemelen, bir de beraberlige basladiktan sonra nelerle karsilaacagini allah bilir. Ben olsam kosarak uzaklasmam, kati yakitli roketle kendimi firlattirim.

1. hoslanmıyordur senın hoslandıgını dusunuyordur.
2. hoslanıyordur senın hoslanmadıgını dusunuyordur.

bence net böyle:)

Senden hoşlanmıyordur. Ya da ne istediğini bilmiyordur. Feminist damarı olan hatunlarda da böyle pasif agresif tavırlar olabiliyor.

baglanma korkusu olabilir; kafasinda muhasebe suruyor olabilir...

yazıcıyı modeme bağlayabilirsin usbden.. ya da bilgisayara bağlayıp ağda paylaşıma açabilirsin.

bazı modemlerde yazıcı paylaştırma özelliği var ama fiyatları print serverlardan aşağı kalır değil.

www.asus.com

Sutlu nescafe+1 yazıcıyı modemin usb kısmına bağlayarak yapabilirsin her modemde usb girişi yok galiba ama

modemde usb girişi yok. ağda paylaşmam için bir bilgisayarı sırf bu iş için kullanmak zorunda kalmaz mıyım? yani bilgisayar kapalıyken bu yöntem işlemez gibi geliyor bana.

evet. yazıcının bağlı olduğu bilgisayarın sürekli açık olması lazım.

Makalede Türkiye'deki cari denge ve büyüme arasındaki ters yönlü ilişkiye vurgu yapılıyor ve bunu 1998-2014 arası için her bir yüzdelik büyüme artışı için 0.4 cari açık büyümesi yaşandığı verişiyle desteklemiş. Bu ilişkinin 2006 sonrasi daha çarpıcı şekilde olduğunu ortaya koymak için donemi ikiye ayırıyor 2006 altı öncesi donemde ters yönlü ilişkide iyileşme yasanmisken,2006 sonrasında tam aksine kötüleşme yaşanmış(4.5 e yükselmiş).Yukarıdaki doğru 98-14 regresyon doğrusunun üzerinde iken,alttaki doğru ise altında yer alıyor bu nedenle.

sanki jeep grand cherokee gibi 2014-2015 model falan, tam ne zaman çıktı bu kasa bilmiyorum.

www.google.com.tr

nissan xtrail gibi sanki

toyota prado

gördüğüm anda klasik bir audi arka tasarımına benzettim ve direkt q7 dedim.

audi q7 veya q12 falan olması muhtemel, özellikle stop lambasına bak. fotoğraftaki tek belirleyici unsur stop lambası ve camlar arasındaki direk büyüklükleri.

upload.wikimedia.org

bi bak bakalım
Edit: toyota kesinlikle daha çok benziyor evet

toyota sequoia

2015 toyota sequoia diyorum.
static.usnews.rankingsandreviews.com

edit: nico benden önce yazmış.

bizim bacanak toyota sequoia aldı geçende. ona benziyor gibi görünüyor.

Friends with benefits

ailevi ilişkiler?

Kadın ve erkek arasında var mi?diye sormak istemiştim. Sorry.

sahibe-köle var. öyle sado-mazo bdsm falan da değil bayağı bayağı anne oğul gibi. ben yaşadım öyle bir sene falan. ha o deneyimden sonra ruh hastası oldum o ayrı. hahaha.

fakbadi?

arkadaş desen arkadaş değil, aşk desen aşk değil.

arasında bi şey var en meşhuru.

FWB +1

fuckbuddy dediğinde "duygusal" bir şey yok :)

fuckbuddy olayini bile bilmeyenler var aramizda sanirim :)

Fuckbuddy de duygusal anlamda ne var? :)

fuckbuddylik. son 3 senede sayısız örneğini gördüm, genelde türkiye'de yok öyle şeyler falan denir ama öyle bir var ki aklın durur :P

bize ugramadı orası ayrı konu.

Nefret iliskisi var. Mesela nefret ettigin bi tip oluyor ama ayni ortamda bulunmak zorunda kaliyorsun.

Bir de fuckbuddy tabi.

sadece duygusalsa ve pek de arkadaşlığa benzemiyorsa flört deniyor genelde.

Belki cevap değil ama fikrimi yazmak istiyorum. Heyecanı geçmiş evlilikler de olur mu? Arkadaştan ileri, aşktan geri?

2. üniversite okuyorsan, ilklerle bağlantın kopuyorsa otomatikman 3-4 yaş küçüklerle arkadaş oluyorsun.

Ondan olabilir

Benim de oyle. Okulu uzattıgim için arkadas cevrem hep kucuk. Sonra arkadasin arkadasi derken cevre genislese de ayni kosullarda genisliyor.

Ozellikle bi seçim oldugunu sanmiyorum. O tanıdiginin da buna benzer bir seydir durumu.

Kendi yaşıtlarından sıkılıyor olabilir. Kendisi sıkıntılı bir çocukluk gençlik dönemi geçirdiyse o zamanların acısını büyümeyi reddederek, kendinden genç olanlarla zaman geçirerek çıkarmaya çalışıyor olabilir. Gençlerle kendini genç hissediyor ve bundan hoşlanıyor olabilir. Yaşlanma korkusu, sorumluluk alma korkusu duyuyor olabilir. Yaşıtlarından istediği kadar saygı göremiyorsa ama yaşça küçük olanlar ona yaşından dolayı fazlaca saygı gösteriyorsa kendini bu şekilde değerli hissediyor olabilir.

Edit: Ben bahsedilen kişinin kendinden küçük kişileri özellikle arkadaş seçtiği şeklinde anladım, ona göre cevapladım.

whimsical sıkıntılı bir çocukluk ile büyümeyi reddetmek arasındaki ilişkiyi biraz daha açabilir misin?

Çocukken yaşıtlarına göre fazlaca bir sorumluluk yüklenmiş olabilir omuzlarına. Para kazanması gerekmiştir örneğin, ya da kardeşinin ya da ana babasının bakımını üstlenmesi gerekmiştir. Belki çok genç yaşta anne baba olmuştur ve yaşıtlarının aklı havadayken kendisi bir insanı büyütmekle meşgul olduğundan bazı şeyler içinde kalmıştır.

Aklıma böyle şeyler geldi.

Büyümeyi reddetmek kısmı ise şöyle; kendisi sonradan fark etmiştir çocukluğunu, gençliğini yaşıtları gibi yaşayamadığını ve o günleri telafi etmeye -daha fazla büyümeyi reddederek, yaşıtları gibi davranmayı reddederek- çalışıyordur.

whimsical +1

buna psikolojide regresyon diyoruz. büyümeyi bilinçdışı olarak reddeder. bunun sebebi çocukluk travmalarıdır. en basit haliyle, halen çocukluk yaparak travmalar yüzünden dolu dolu yaşayamadığı çocukluğunu şimdi yaşamaya çalışır.

ben de öyleyim. kendi yaşıtlarımla sıkılıyorum çok sıkıcı geliyorlar. sevgililerimi de hep kendimden küçük seçmiştim yaşıtım olan çok azdır. çünkü ben hala kendimi 31 yaşında hissetmiyorum, hissedemiyorum. 16-17 gibi hissediyorum. ayrıca çocukluk travmam da yok rahat bir çocukluk geçirdim. ama büyümeyi reddettiğim doğrudur.

Emek talebindeki değişim. Uydurdum ama düşününce mantıklı geldi.

vergiyle alakalı bir cevabı var gibi geldi ama çözemedim, ben de merak ettim şimdi :)

kendiliğinden geçiyor. hepimizin başına geliyor bu tür küçük kazalar.

geçmiş olsun.

endişeye mahal yok, geçer kendiliğinden.

ya kangren gibi bi seyse?

gene de, şişliği ve morarması bir kaç güne geçmezse doktora gitmeni tavsiye ederim.

Eczaneye sor bence bir. İlaçtır bir şey verirler.

açık yara vara mı?

bence kırılmış orası, ciddiyim.

kirilmis gibi geldi bana da, parmagin en ust bogumu yamuk duruyor zira

açık yara yok.

çok pis kan oturmuş. bence doktora git. bu parmak bende olsaydı geceden hastaneye gitmiştim. keşke bu kadar rahat olabilsem.

Yönetim tarzını ben de sevmiyorum.

Bence bir yeteneği de yok.

yetenek falan derken ne bekliyordunuz adamdan? parende atarak mı sarı kart versin? kırmızı kart verdiği oyuncuyu uçan tekmeyle mi göndersin saha dışına? normal yönetiyor adam işte. şu an açıp araştırmadım google'dan, tahminim puanlama sistemleri gibi bir şey vardır, adamlar da ona göre çağırıyorlardır.

Uluslararası maçlarda hep iyi yönetti adam. Son iki büyük turnuvada da iyiydi. Türkiye liginde neden böyle değil bunu araştırmalılar bence

yabancı dil büyük etmen. sırf bu yüzden fırat aydınus uluslararası organizasyonlarda şans bulamıyor..

Pozisyonları yakından takip edicem diye topla oyuncularin arasına giriyor ve bunu neredeyse bütün maclarda yapiyor. Bu nedenle ya pozisyonu engelliyor ya da defans yapan takima handikap yaratiyor.

Futbolculara çok yüz vermiyor, iki takım da futbol oynamaya geldiyse maçı durdurmamaya çalışıyor, ortada bir pozisyon varsa hiç kafa yormayıp şak diye kırmızıyı çıkarıyor. Olayı bu.

Tabii bunları Türkiye'de yapamıyor mafyaların elinde olduğu için bazı kulüpler.

İlginçtir Türkiyede anadolu takımlarının maçlarında bile vasatın altında maç yönetiyor.Avrupada ise üst düzey bir hakem gibi.Dünya kupasındaki hakem hatalarından sonra Cüneyt Çakır yarı final maçı rahat alır.

uluslararası maçlarda hep iyi yönetim gösterdi. ben beğeniyorum.

tüm hakemler hata yapar, önemli olan maçın sonucunu etkileyecek hata yapmaması. çakırın da olayı tam da bu.

bizde yok orta sahada bilmem kimin eline top çarpmış da oyunu niye durdurmamış diye 2 gün adamı eleştiriyorlar. mevzu ne demiştim: önemli olan maçın sonucunu etkileyecek hata yapmaması.

ayrıca uluslararası maçlarda çirkeflik yapan, hakeme oynayan oyunculara gerekli cezayı çoğu zaman veriyor. aynısını türkiyede yapınca o çirkef futbolcunun çirkef camiası tarafından itin g.tüne sokuluyor, çünkü arkasında sırtını dayadığı ağır abiler (!) yok.

bu adamı biz beğenmiyoruz ya, ya biz futbolu bilmiyoruz yada dünyanın geri kalanı

dünyada başarılı teknik direktörler nasıl türkiyede itin götüne sokuluyor ve başarısız oluyorsa, cüneyt çakır da aynen öyle. çünkü bizdeki futbol değil, mahalle kavgası
ha türkiyede de başarısız değil bence cüneyt çakır. ama uluslararası maçlarda çok iyi. en az yarı final yönetir dünya kupasında

baba pişmanlık hissediyor mu sence?

Emin değilim babam sert mizaçlı bir adamdır. Bu tur konularda konusmayı, duygularını yansıtmayı zayıflık olarak görür.

Bence affetme zaten adam sizi dusnmus mu o kadinla yasarken no, o zaman sen de onu dusunme net.

babanı çok kutsallaştırmışsın hacım. onun da sıradan bir insan olduğunu unutma. babanı bir insan olarak sevmeye çalış, bir baba olarak değil.
bu mevzuyu rasyonelleştirmek için kendine gerekçeler bulmalısın. örneğin ben olsam, "acaba neden bir başka kadın?" sorusuyla işe başlardım.
ölümün hiç de sevimli olmayan yanlarından biri de ölen kişiyi bir daha göremeyecek olmamızdır. bu sebepten, sana babana "temas" etmeni salık veriyorum.

kendi başına affedemiyorsan babanla yüzleş, hesap sor, bağır çağır içini boşalt. sonra alacağın tepkiye göre tekrar affetmeye çalış.(ve ya daha çok nefret et)

Bir de olayin benimle ilgili bir tarafi var. Bir suredir evli bir hatun bana yaziyor. Babami affedersem kendimi bu kadinla birlikte olmak için kandirmis gibi olurum diye hissediyorum.

kardeş bunu ekşiduyuru'ya yazmak yerine bir psikoloğa anlatsanız?

senin yaptığın seçimlerden babanı suçlamak yanlış olur. evli kadınla beraber olup suçu babana atma yani.

Babalık ve kocalık tamamen farklı kavramlar. Bir insan iyi bir koca olmayabilir ama iyi bir baba olabilir. Ya da iyi bir koca ama kötü bir baba da olabilir. Ama her çocuğun gözünde iyi bir baba aynı zamanda iyi bir koca olmalı. Bir insan ömrü boyunca eşini aldatabilir (keşke aldatmasa) ama bu çocuklarına gerekli ilgiyi göstermediği anlamına gelmez. Bu annenle arasında olan bir durum.

Ben babama gerçekten çok bozulurdum ama anneme de görmezden geldiği için bir o kadar üzülür ve bozulurdum. Annen çocuklar yüzünden mi yuttu bunu; yoksa boşanacak takati yoktu da çocukları bahane mi etti? Ya da ikisi birden miydi? Annenin ne kadar yanındaydın? Belki de "Çocuğumun psikolojisi bozulmasın, çocuğum bir büyüsün" diye boşanmadı ve olmazlandı, görmezden geldi. Senin ne düşündüğünden bile haberi olmadı. Belki çocuklarından cesaret alsa durumla yüzleşebilirdi ama büyük olasılıkla olaylar olurken siz de çocuktunuz ve o kadarını düşünemezdiniz.

garip milletiz biz cidden sana ne arkadaşım babanın hayatı bu, başka kadınla ilişki yaşamasını onaylamayabilirsin ama hayat onun hayatı affetmek ne demek. insanlar her zaman iyi anlaşamayabilir ve ayrılabilir ya da bu tarz şeyler doğru ama yanlış ne dersen de olabilir. arabesk e bağlamışsın kendını bence

ona verebileceğin en büyük ceza ondan uzak durmak olacak. evladından saygı ve sevgi görmezse bu onu üzecektir, yaşlandıkça buna daha çok takılacak, içini yiyecek. sana yaklaşmak için yollar arayacak, sitem yapacak ama bırak yalnız ölsün. yanında olma.

eğer kaçamak, kısa ilişki gibi bir aldatma olsaydı ben de sana ne derdim, annenle babanın arasında.
ama onca yıl haftasonu ve diğer tatilleri başka biriyle geçirdiyse yuh diyorum. bu bir çocuğun psikolojisini çok etkileyecek tipte bir olay. babam bizi istemiyor, beni sevmiyor duygusunu uyandıracak bir şey. bu durumda iş artık 'babanın özel hayatı' olmaktan çıkıyor çocukların hayatını da doğrudan etkiliyor.

babanla ve hatta annenle oturup konuşmalı ve içini olduğu gibi dökmelisin. babanla barışıp barışmaman mesele değil, kendi duygularınla ve öfkenle barışman lazım. bu da ancak konuşarak olur. bilsin neler hissettiğini.

Sana ne diyen dostlar cocuklugunuz boyunca babanizi bir kadinla iliskisinden dolayi doğru dürüst 5 dakika bile gorememek sizce normal mi? Üstelik babaniz başka bir şehirde veya ülkede calismiyor iken?

valla "sanane sanane" diyenler buyuyup boyle babalar/anneler oluyorlar. dunyaya getirdigin cocuk senin sorumlugun. belli bir yasa gelene kadar onunla ilgilenmelisin, kendi hayatindan biraz feragat etmeyi gerektiyor bu. ya da sittir git baska kadinlarla/adamlarla gez eglen... topluma yaranacam diye cocuk sahibi olma, sabi subyanin hayatini karartma.

bizde de vardi boyle bir iskele babasi. ben de dusundum hep aramizi duzeltsek mi, sevsem mi adami, ilgi gostersem mi. icimden gelmedi... etme bulma dunyasi dedim. sonra vefat etti. hala icimden gelmiyor. naapiyim... sen de icinden geliyorsa affet, gelmiyorsa yapacak bir sey yok.

Cok benzer durumlari yasadim benim annemle babam bosanmadi ama 12 13 yildir ayri yasiyorlar bosanmis sayabiliriz yani. Affedememe durumunu yillardir yasiyorum ama ben bagirdim cagirdim yuzune karsi hakaretler ettim oyle buyudum yani. Simdi 24 yasinda bir kadin olarak artik alistigim icin galiba umursamiyorum pek. Aklima bile gelmiyor diyebilirim. Bir cocugun babasiz kalmasiyla essek kadar bir adamin babasiz kalmasi kiyaslanamaz bile. Babam kardesimle ve benimle ilgilenip elinden ne geliyorsa yaptigi halde ona karsi cok sert davranmistik. Bence hesaplasmanizi yapamadigin icin boyle dusunuyorsun. Al babani konus karsina ne kadar sert adam olursa olsun. En azindan icin sogur.

büyük harflerle sana ne yazıp, küfürlü konuşanları tebrik ediyorum.

ortada bir "aile" var. aile sosyal bir kurum. bunun içinde iki tarafın aileleri, komşular, dostlar var. ve her şeyden önemlisi çocuklar var. çocukların büyüme dönemleri çok önemli.

olay sadece iki kişi arasında olsa tamam, sana ne, bana ne. ama küçük çocuk ele güne karşı babasız kalmış. ezik büyümüş.

hem annesi hem de babası sorumlu bu durumdan. 18 yaşına kadar hem maddi olarak hem de psikolojik olarak sorumlusun.

aile kavramından uzaktasınız, çocuklarınız yok diye bu kadar duyarsız olmayın.

adam istediğini yapar, istediğini sever ama arada küçük çocuklar varsa onları düşünmek zorunda. bu adam resmi olarak boşansaydı her şey farklı olurdu. türk toplumu içinde yaşıyoruz. kim bilir insanlar neler söyledi ve çocuk da neler hissetti.

haydi bilmem ne et git demek kolay. bir çocuğun psikolojisini, çocukluğunu mahvetmişsin sonra çocuk sana sorar tabii. en doğal hakkı.

sen de buna x'tir git dersen mükemmel karakterini gösterirsin.

kaç yasındasınız babanla görüşme affetme seklinde yorum yazanlar? 16-17 isyan zamanlarında falan galiba.babanı affetme bi daha da görüşme demek ne? nasıl böyle seyler söyleme cesaretini buluyosunuz kendinizde ya hayret

@comptrol: hukukta yeri nasıl yok? gayet manevi tazminat davasına konu olur böyle bir durum.

Bazı arkadaşlar sanki dün yaşanmış bir olaymış gibi yorumlar getiriyor. O dönem çocuktum, ergenliğe giriyordum. Yukarıda getirilen tarzda yorumları o yaşta yapmamı nasıl beklersiniz anlamadım. Ayrıca bunca yıl sonra babamın karşısına geçip bu konuyu konuşmamızın bir yararı olacağını sanmıyorum. Tek derdim imam hakkınızı helal ediyor musunuz diye sorduğunda rahatça helal olsun diyebilecek kafaya ulaşmak.

Babanın davranışlarını değerlendirirken annene karşı olanlara değil sana karşı olanlara bakman lazım.

Annenle baban arasında yaşananları senin bilmen imkansız. Karı koca arasındakileri bir üçüncü kişi tam olarak bilemez hele çocuklar hemen hemen hiç bilmez. O nedenle onların arasındaki duruma yargıç olmamak en doğrusu.

Babam bizimle geçireceği vakti başka bir kadınla geçirdi diyorsun. Buna kızmakta haklısın. Çocuk olarak babanın tatillerini seninle geçirmesini isterdin.
Sekiz yıl süren bir durumdan söz ediyorsun. Büyük olasılıkla baban o kadını sevdi.
Bu durumda evliliğini sonlandırıp sevdiği kadınla bir hayat kurması da olasıydı. Sizi bırakıp o kadınla da yaşayabilirdi. Neden yapmadı? Bunları baban biliyor.
Babanla konuşmaya karar verirsen annemi neden aldattın gibi değil de, ben o yıllarda seninle tatil yapamadığım içi üzgünüm şeklinde söylersen o da duygularını seninle paylaşabilir. Bu ikiniz için de güzel olur bana kalırsa.

Benzer bir durumu yakın akrabamda gözlemledim. Adam karısı dışında bir kadını sevdi. Onunla ilişkisi kadın ölünceye kadar devam etti. Çocuklarını ve eşini yüz üstü bırakmamak için büyük olasılıkla daha fazla çalıştı, bütün zamanını sevdiği kadınla geçirmek yerine akşamları evine geldi. Bayramlarda aile toplantılarında görmezdik. Biz kadın tarafıyız yani enişte oluyor adam dediğim. Sevdiği kadın ölünce tam zamanlı baba oldu.

Baban da insan sonuçta. Olabilir böyle şeyler. O zaten üzülüyordur sizlerle birlikte olamadığı için. Cezasız kaldı deme, keşkeden büyük ceza mı var.

Tek derdin rahatça "helal olsun" diyebilecek kafaya ulaşmaksa, babanın eksik bıraktıklarını değil tamamladıklarını düşünmek yeterli olur zaten. Bence hiç bir şey yapmamış olsa bile baban olarak zaten helali hak eder.

Tespitinde haklısın. Fakat her zaman umut dolu olmalısın.
Kendini bir bayrak yarışında düşün. Kazanan, güzel günleri gören sen olmayabilirsin; fakat birilerinin ileride bunu yapması için sana ihtiyacı var.
Daha iyiye ulaşmak için hep ve daima çaba sarf et.

Ulkenin gerçeği. Bok yemissin akademisyen olmakla. 4 saattir elektrik yok bizim evde. Oglum 5 aylik hava soğuk. Sabah degisecekmis arizali kisim. Cok sıkıldım sanki gideceğimi buralari terkecedecegimi bilen birileri bizimle dalga geçiyor. Yarin bok gibi isime ve bok gibi insanlarin yavsaklarin arasinda mesai geciricem ve su an ailemle karanlikta telefonun isigiyla oturuyoruz amk

taşraya gitmene gerek yok, i.ü diş okudum ben de sık sık kalem ve silgi almayı unutup sınava geliyordum, sorumsuzluktan değil fazla çalışmaktan unutuluyor bazen. umutsuz olmayın belki onlar da fazla çalıştığı için unutmuş olabilirler.

valla benim de sinavlara dahi kalemsiz silgisiz gittigim cok oldu. ders kaydini yaptirmadigim olmadi ama unuturken gorebiliyorum kendimi. bu konudan rahatsizsaniz onemseme/umursama meselesidir belki bu yonden umutsuz olmaya gerek yok. herkesin onemsedigi seyler farklidir.
ha diger her yonden umutsuz olabilirsiniz tabii. haklisiniz zira. kimse de lan oyle degil ortalama gencligimiz piril piril demez.

Haklısın. Niye okuduklarını ben de bilmiyorum öylesine gelmiş gibi herkes kötü öğrencilerin olduğu bölümlerde değil iyi bölümlerde de bu böyle. Okulda nasıl bir eğitim göreceklerinden habersiz, mesleğinin gelecekte neyle uğraşacağından habersiz bir sürü genç var. Öylesine gelip gidip mezun oluyorlar. Zaten ilkokullarda da sınıfta kalma kalktı. Boş bomboş insanlarla dolu okullar.

emin ol kalemiyle silgisiyle gelenle aralarında pek bir fark yok.

Dostlar kalem, silgi vs. sadece örnek olsun diye verdim. Kastettiğim amaçsızca, sorumsuzca geçirdikleri yıllara dikkat çekmekti.20'li yaşlarına gelen insanlara en temel sorumluluklarını hatırlatmak benim görevim olmamalı. Neredeyse 200 tane öğrencinin danışmanlığını yapıyorum, içlerinden bir taneside mi odama hocam şu konuyu anlamadım anlatır mısınız? veya seneye mezun oluyorum bana gelecek adına ne tavsiye edersiniz? sorusuyla gelmez?

ne sanıyorsunuz bilmem asistan hanım/bey ama, bu anlattığınız kişileri gittiğiniz abd İngiltere almaya gibi ülkelerde de kolaylıkla çoklukla görebilirsiniz. siz birini doğru yöne yönlendirin zaten zamanı geldiğinde o öne geçer diğerleri maraba takımı arkada bekler.
@ ömer abicim karanlığa küfretçeğne kalk bi mum yak! dünya bir gündür o da bugündür diyerek yaşa yea!

o kadar çok kontenjan açıldı ki, öyleleri de geliyor artık.

@nicotr, o nokta tamamen sistemden kaynaklaniyor mu?

ben sorumluluklarini yerine getirmiyorsa yeterli bilince sahip degilse direk birakilmasi taraftariyimdir. onemsemek zorunda degildir hakkidir, ama siz de onu onemsemek zorunda degilsiniz aslinda. sonucta bir universite. yalniz pratikte hocalarin eli kolu bagli biraz cunku okuldan atilma kalkti. biraksaniz seneye yine gelecek, tabiri caizse ya gercek ya da mecaz anlamiyla basiniza bela olacak.

diger yandan lise ve oncesi donemde de bir yere kanalize olunmadigi ve sosyal aktiviteler cok yetersiz oldugu icin ogrenciler gelismemis oluyor iste.

www.vatanbilgisayar.com

gerçi senin printer'ın da güzel fena değil, neden değiştirmek istiyorsun?

Genel olarak önemli bir sıkıntı yok fakat seri baskıya uygun değil, kağıtlar baskıdan çıkarken kenarları kıvrılmış çıkıyor, kağıtları tepsiye imtinalı şekilde yerleştirmezseniz 2 sayfa kağıdı basıyor, belleği yetersiz ve bu yüzden büyük dökümanları basması uzun sürüyor.

sting-desert rose.

yok dostum benim kastettiğim daha eski bir şarkı.

o döneme cuk diye oturan george michael vardır. ama kendisinin şarkılarını pek bilmiyorum...

LAdy in red

Black - Wonderful Life

lafı olmaz :)

kitvidet teşekkürler sayende günlerdir aklıma takılan sorunun cevabını buldum

PRNX Dosyanızı Hemen Açmak için FileViewPro İndirin kopyaladım test etmedim

dostum söylediğin program açmadı ne yazık ki

gücü amerika'dan geliyor.

corç buştan geliyor.

iyi de abd kendi askerini,büyükelçisini,vatandaşlarını öldüren bir örgüte niye destek versin?aşırı bir komplo teorisi değil mi bu?

onceden abd sovyetlere karsi besledi buyuttu simdi uyusturucu ticaretiyle kendi kendinel yetiyor

cenabı allahtan

el kaide yapısı itibarıyle çok esnek bir örgüttür. çok fazla kolu, bağlantısı vardır. duruma göre bütün ülkelerden yardım alabilirler. mesela türkiyeye karşı suriyeden, amerika'ya karşı suriye'den, rusya'ya karşı abd'den v.s. yani tüm eylemliliği burdaki pkk gibi tepeden tabana bir örgütlenmeden geçmiyor. ancak ben böyle bir örgütün bu şekliyle varlığına da inanmıyorum. ismi medyanın, sıradan insanların önüne atılmak için konmuş bir yapı. usame bin laden de o tarz bir figür sadece. zaten yıllarca sözde yakalayamadılar sonra da kimseye göstermeden kanıt sunmadan öldürdük bitti gitti dediler. bunlar bana hep palavra geliyor.

Kredisi Bush sülalesinden geldi, devamı gaza gelmiş inançlılardan, bağlantılar CIA'den, tanıtım ve uluslararası itibarlarını ABD basınına borçlular.

hsbc

bank mellat
odea
bide citi vardı.

teb var, bnp paribas'ya bağlı normalde.

tr.wikipedia.org'deki_bankalar_listesi#Yabanc.C4.B1_Sermayeli_Bankalar

Şu işine yarar umarım.
www.dldocs.stir.ac.uk

kuzey avrupa ülkeleri hangileridir bilmiyorum bile ama wolframalpha.dan arama yaparak başlayabilirsin.

www.wolframalpha.com

altta sağda sources.a tıkla. oradan bi yerlere ulaşabilirsin.

ellerinde patlayacak. dünkü skordan sonra beni teselli eden tek şey bu.

real Madrid bu. zaten bu skor yakından takip edenleri pek şaşırtmadı. real ilk 11de fazla değişikliğe gitmeden gelirse biletler satılır.

real madrid la bu , ankara büyükşehir maçıyla karıştırmayın. sırf bu takımı gormek ıcın bıle bınlerce kısı gıder maca. bu macın bıletlerının ellerınde kalmasına ımkan yok.

aldıgı fıyattan satsa gene almak ıcın lınc eder kalabalık.. ne elınde kalması

yahu ilk maçın böyle olacağı belli değil miydi zaten? ne ellerinde patlaması? dünya gözüyle ronaldo'yu özil'i, ramos'u görcen, hala dünkü skoru dert ediyosan yazık yani. ben fenerbahçeliyim ama yana döne bilet arıyorum. ronaldo bu olm.

Taksimde iki dakika Ronaldo'yu göreceğim diye binlerce insan toplanmıştı.Herkes skor taraftarı değil sonuçta.

tr.wikipedia.org

Di Canio

www.mackolik.com


sitenin solunda sezonlar var oaradan 89-90 sezonunu seç sonra sayfa yenilenince üstlerde kadro yazar kadroyu tıkla o sezondaki oyuncuları blursun.

kadronun yanında tarihçe var onuda tıklarsan gelmiş geçmiş oyuncuolarını görürsün oradan da bulabilirsin.

Yok agalar bunlar değil.

Pessotto'dan mı bahsediyorsun yoksa? merak ettim şimdi

Lombardo

siyahi mi?

tommaso rocchi vardı bir de, o da olabilir.

ferit85 bildin Attilio Lombardo imiş hatırlayamadığım isim.Çok iyi oyuncuydu ama tipten kaybediyor gibi geliyordu bana hehe.

aynen, çok saglam bi oyuncu old. icin 90 lardan aklimda kalmis oyunculardan biridir, degisik bi tarzi vardi koşusu falan entetesandi

duyuruyu gorur gormez anladim hemen kim oldugunu baska kel efsane yoktu o aralar ehe

zidane yazılmamıs

juninho. ikinci isim yok zaten.

Pierre van Hooijdonk

juninho pernambucano

kesinlikle beckham.

1-juninho
2-hooidonk
3-hami
4-hagi
5-sergen
6-koeman
7-aeroflot :)

juninho ve hagi

Pierre van Hooijdonk
sinisa mihajlovic
juninho

bonus:www.youtube.com

songül karlı

selçuk inan

3 isim versem olur mu?

1-bana göre en iyisi david beckham'dır.
2-pierre van hooijdonk.
3-juninho pernambucano.

hadi çeşitlilik olsun ; rivaldo var kapı gibi.

ama juninho ve mihajlovic favorilerim.

hami mandıralı dünyada tek.
www.youtube.com

juninho'dan başka frikikçi söyleyen futbolu ya bilmiyordur, ya da anlamıyordur.

tag heuer'e benzettim ben

Clash?

camel?

Metallica.














diye bir grup duydum, çok güzel.

kiss? (ne alakaysa)

creator?

judas priest?

guns n roses

queen

the doors

ramones

the stooges

nirvana

misfits

slayer
iron maiden (burada babalar bol)
w.a.s.p.
accept
scorpions (bunlar da baba)

(bkz: ccr)

the who

henüz bulamadık cevabı, yazılanların hiç biri değil................

accept
the doors

degilllll degillllll

listeye bakmadan türlerine göre dinlediğim grupları yazıyorum.

HARD ROCK

Aerosmith
Alice Cooper
Arti Tisi
Axel Rudi Pell
Bon Jovi
Chickenfoot
Cinderella
Damn Yankees
Deep Purple
Dokken
Europe
Giant
Great White
Guns N Roses
Jaded Heart
Meat Loaf
Motley Crue
Mr. Big
Msg
Nitro
Poison
Queen
Quiet Riot
Rainbow
Ratt
Reckless Love
Scorpions
Skid Row
Slash
Steel Panther
Steelheart
Survivor
Taking Dawn
Tangier
Tesla
The Cult
Triumph
Tyketto
Ufo
Warrant
White Lion
Whitesnake
Xyz


HEAVY METAL

Accept
Black Sabbath
Def Leppard
Dio
Dream Evil
Grave Digger
Halford
Iron Maiden
Judas Priest
King Diamond
Manowar
Mercyful Fate
Motörhead
Ozzy Osbourne
Rage
Savatage
Saxon
Stormwitch
U.D.O
Uriah Heep
Van Halen
Vicious Rumors
W.a.s.p
Yngwie Malmsteen
Zanister


POWER METAL

Angel Dust
Avantasia
Blind Guardian
DragonForce
Gamma Ray
Hammerfall
Helloween
Helstar
Iced Earth
Kamelot
Nevermore
Running Wild
Sonata Arctica
Virgin Steele


PROGRESİVE METAL

Dream Theater
Evergrey
Jordan Rudess
Queensryche
Rush
Shadow Gallery


THRASH METAL

Annihilator
Artillery
Cacophony
Corrosion Of Conformity
Exodus
Kreator
Megadeth
Metallica
Pantera
Sepultura
Slayer
Sodom
Testament
Vader


SOFT ROCK

Camel
Creedence Clearwater Revival
Dire Straits
Jeff Buckley
Journey
Lynyrd Skynyrd
Pearl Jam
Pink Floyd
Richie Sambora
The Who

babalardan olduğunu söylediğin için doom, black, death, folk, gothic ve industrial metal gruplarını yazmadım.

umarım bunlardan biridir.

@halitki, malesef değil. ya abi şizo mu oldum acaba :S hatta bir kaç gün önce alkollüyken youtube da karşıma çıkmıştı hem grup hem aradığım şarkı, tavsiyeler listesinde, az sonra dinlerimd iye başka şarkılara geçerek unuttum, dinlemiş olsam youtube geçmişten bulacam oradan da bulamıyorum. deli olacağım............... belki de kafamda üretiyorum artık kendimden şüphelenmye başladım... burada sayılan her grubu biliyorum alakası yok aradığımın bunlarla...

yardımcı olan arkadaşlara teşekkür ederim bu arada.. :)

Cheap Trick?

Bad Company
Styx

ya bulduğum mesajı yazmıştım da yanlışlıkla silmişim.
nazareth di grup... bulundu yani

herkes laf sokuyo kanada'ya. south park'a özgü değil.

çünkü kanadahahaha

peki nedir kanada'nın olayı?

South park'a ozgu bir sey degil,bircok dizi ve filmde Kanadalilarla dalga gecerler.Aslinda amerikalilar kendilerine benzemeyen herkesle kafa bulurlar.Kanadalilar Amerikalilardan daha kibar,bariscil ve daha az milliyetcilerdir.Amerikalilar kendi iclerinde birbileriyle Kanadalilarla dalga gectiklerinden daha fazla dalga gecerler.Ornegin New Yorklular guneyliler hakkinda bolca espri yaparlar.Ayrica Kanada ABD iliskisini İskocya İngiltere iliskisine benzetebiliriz.Kanada Abd'ye siyasi ve ekonomik olarak bagimli sayilabilir

bir de kanadanın 2 anadili var, ingilizceleri biraz fransızca etkisinde kaldığından vurguları abd lilere komik geliyor.

www.youtube.com

uzun bir vidayı çevirerek sok, pense yardımıyla çek

mantarı içine düşürmeyi dene yalnız o da kolay değil.

ayakkabı ile çok kolay açılıyor www.youtube.com

mantarı içine düşürmüştüm daha önce. basınçtan dolayı içine girerken şarp dışarı fışkırıyor :)

vida, pense, çekiç ve insan gücü ile sorunsuz bir şekilde mantar yuvadan ayrılmıştır.

İnce uclu bir bicagi mantara batir ve etrafinda cevir.

diş fırçası yardımıyla mantarı içine itmek suretiyle açabilirsin

Utanıyorum ve çok üzgünüm. Pippa Bacca* gibi tüm dünyaya hatta tüm evrene yayılmış namımız yetmemiş anlaşılan.
Belki Türkiyede kadına şiddet oranları dünyada da yankı bulur böylelikle.

üzüldüm çok, geçen gün televizyonda tanıdığı bir adamdan bahsediliyordu, sevgilisi olabilir mi acaba diye, keşke onunla kaçmış olsa diye geçirdim içimden ama değilmiş ne yazık ki, öldürmüşler.

bekliyordum böyle bir şeyi.. yazık oldu.

pippa bacca'dan sonra 2.defa tüm dünyaya rezil olduk.Şu an tecavüz edilip edilmediği ile ilgili bir şey söylenmese de büyük ihtimal tecavüzde etmişlerdir.

3 çocuk baskısı,genelevlerin kapatılmaya çalışılması vs. derken artık kadınlar sokakta yürüyemeyecek hale gelecekler.600 yıl önceki osmanlı imp.döneminden daha gerideyiz.

şimdi sözlükte yazılanları okuyorum, gerizeklaı dolmuş ortalık. bu olayda gördükleri tek nokta dışarıya rezil olduk. epe amk gerzeği bir kadın öldü, büyük ihtimal safça davrandığı birilerine güvendiği için. bu ülkedeki kadınlar belli bir saatten sonra sokakta yürüyemiyorlarsa burada bir sorun var demektir ve bu sorun yurtdışına rezil olduk mankafalığından öte birşey. olay dallanıp budaklanmadan önce kayıp ilanını facebookta gördüğümdebugünkü sonuç çıkacağını adım gibi biliyordum. çoğu kişi gibi aklıma pippa bacca gelmişti otomatikman, yabancı olduğu için sanırım. bugün pezevengin dölü erkekler yüzünden eleştirilmeden babet ayakkabı giymenin bile kural ı yazılmışken, nefret ediyorum. pippa olayı olduğunda günerce kendime gelemedim. hadi o olayı geç ne zaman bir motosikletli, kasklı birini görsem irkiliyorum, ne zaman apartman girişinde tanımadığım biri olsa asansöre girerken saldırıya uğrayan kadınlar aklıma geliyor. sierra'nın ölümü de yabancı olduğu için çoğu gerizekalı kaktüs kafalının korktuğu gibi rezil olduğumuz için değil işte tam bu sebeplerle beni bu kadar çok etkiledi. kaktüs beyinliler!

kaç gündür takip ediyordum haberleri, gelişmeleri. umarım ölmemiştir diyodum sürekli, inanılmaz üzüldüm. 2 tane de çocuğu varmış. o çocuklara büyüdüklerinde "anneni türkiyede öldürdüler, hiçbir suçu günahı yokkken" diye anlatacaklar.. bende o iki yavrucağa ve daha nicelerine sesleniyorum; annenizi, ablanızı, kardeşinizi, sevgilinizi vs. yollamayın sakın buraya. iki dakkalık zevk uğruna, cebinde ki üç dolar uğruna, saati-kolyesi uğuruna alırlar canlarını. sizde gelmeyin kadın erkek dinlemez bunlar.
yoo öyle bakmayın, aslında bizim sokaklarımızda insanların güvenliklerini sağlayan polisler var, yok değil. ama onlarda öğrencilere, memurlara, köylülere biber gazı sıkmala, 10 yaşında ki çocukları, doğmamış bebekleri öldürmekle meşgul.

kaldığı yer tarlabaşında izbenin izbesi olan bir yer. türkiyeye ne için geldiği bilinmiyor. polis uyuşturucu işi üzerinde duruyordu. allah gani gani rahmet eylesin.

Omrunde ilk defa yurtdisina cikan,yalniz basina seyahat eden bir amerikali kadinin Turkiye'ye gelmesi ve burada kaybolmasi,amerikan ve turk istihbarat ile emniyet kuvvetlerinin daha once gorulmemis sekilde seferber olmasi ve gunler sonra olu bulunmasi.Gercekten tuhaf bir olay.

ben gitsem turist başıma o precious white ass imle queens e ; orda deal yapmaya kalksam , sonra dealer beni gasp etse ve öldürse .. regular bir usa citizen ı ne kadar üzülür / önemserse o kadar önemsenecek bir olay.. her gün 10'lar 100'ler insan ölüyor kayboluyor.. şakşakçılık.. ülke karalamacalık falan bunlar ölen hatun usa den gelme oldugu için mi ?? üşenmezseniz bugunkü gazetelerin 3. sayfalarına bir bakın kadına yönelik şiddetle alakalı kaç haber var?

Ben öylesine bir ziyaretçi olduğuna inanmıyorum açıkçası. Cüneyt Özdemir ve Alyson Neel röportajını izleyin derim netten. Kadın bir hastabakıcı, çok az maaş alıyor, fakat sadece amsterdam'da iki üç günde 10 bin dolara yakın para harcamış, sonra birkaç yer daha, istanbul'da netten tanıştığını iddia ettiği birinin yanında kalmış, sorna da kayıp vs., altında kesin bi bit yeniği var bence.

bildiğim kadarıyla lincoln iç savaşı bitirmek için bu yasayı çıkardı. biraz da insani yapısı amerika gibi özgür bir toplumda köleliğin yasal olmasını kaldırmıyordu.
lincoln filminde anlatıldı bu konular.

ancak şöyle de bir durum var; lincoln bu yasayı çıkardıktan sonra amerika'da kölelik hemen kalkmadı. 1950'lere kadar bu yasayı kabul etmeyen birçok eyalet mevcuttur.

kapitalizm burada devreye giriyor. bir kölen varsa eğer, onun barınmasından,giyiminden, sağlığından kısacası her şeyinden sen sorumlusundur. ama kapitalizmde çalışanın varsa, cebine maaşını koyarsın ve barınma, giyinme, beslenme gibi hayati zorunlulukları onun sorumluluğuna geçer. adamlar bunu keşfediyorlar anladın mı? yani kölelik daha tuzluydu.. ama maaşlı çalıştırdığında ver maaşını, salla gitsin..

cumhuriyetçilerin, sanayi devriminde ingilizlerin köleliği kaldırmalarının nedeni budur. babalarının hayrına değil.

Siyasi partilerin politikalari ile secmenlerin egilimleri arasindaki degisim cok daha sonralari Roosevelt ve Truman hukumetleri donemine dayanir.Bu yuzden ic savas donemi ile bugunku parti ve secmen davranislarini karsilastirmak yaniltici olur.İc savas doneminde kuzeylilerin koleligin kaldirilmasini istemelerinin sebebi kuzeyin ekonomisinin sanayiye dayanmasi ve bu nedenle ozgur emek gucune ihtiyac duymasidir

Beşiktaş. Delikanlı takım ondan.
En son tutacağım takımda fenerbahçe olurdu.

hiç takım tutma işine bulaşmazdım çünkü futbol karanlık adamlar tarafından sarılmış, özünü kaybetmiş durumda.

şimdi beşiktaşlıyım ama dünkü maçı bugün duydum işte, o kadar beşiktaşlıyım. (eskiden maçlara giderdim)

Genclerbirligi.Gercek futbol taraftari duygusunu yasamak isterdim.

tutmazdım. hiçbirisi beşiktaşımın verdiği tadı vermiyor.

Tutmazdım. Kimsenin de tutmasını istemezdim şahsen. İnsanlar gerçekten takım tutmayı bilmiyorlar.

öyle bi dünya yok. yine fenerbahçe

5000 dolares

this never happened before olabilir mi?

www.youtube.com

hayir, hareketli bir sarkiydi

The World Tonight
www.youtube.com
Hope of Deliverance
www.youtube.com
Dance Tonight
www.youtube.com

Freedom olabilir: www.youtube.com

"Kemalist", Atatürk düşmanlarının Atatürk'ü sevenler için söylediği bir söz.

"Atatürkçü" ise, Atatürk'ü seven, onun düşüncelerini benimseyen kişilerin kendi ideolojilerini adlandırma biçimi.

kemalist radikal atatürkçü gibi bir izlenim bırakıyor bende.. muhafazakar-dinci ayrımı gibi bir şey.

ATATÜRKÇÜ=KEMALİST=LAİK=DİNSİZ :))) nereden baktığınıza bağlı ben laikim elhamdülilah müslümanım

kemalist atatürk kimliğinin arkasında saklanıp her boku yiyebileceğini, atatürk ismi sayesinde dokunulmazlığının olduğunu düşünen insan sıfatıdır.

atatürkçü konusunda @deveyi diken adamin ta kendisine katılıyorum

vicdansız vs ahlaksız

biri 80 sene evvelinde yaşar, biri 30 küsur sene önce ufak bir güncelleme görmüştür.

Aslinda bir fark yok tipki ilimli islamla radikal islam arasinda fark olmadigi gibi.

zamanında bir söyleşide bir konuşmacı bu konuyla ilgili şöyle demişti:
atatürkçülüğe kemalizm diyerek onu küçümsemek, bir -izm'in içerisine hapsetmek istiyorlar. bütün -izm'ler bitmiştir, bitmeye mahkumdur. atatürkçülük bir düşünce akımı değil bir yaşam tarzı, bir anlayıştır. siz bu hataya düşmeyin...

Hermes

Massimilliano Fuksas: “Çünkü hayalgücünden mahrumdurlar.”

ne alaka yav sanat falan. kafam zaten yeterince meşgul, bi de kıyafeti mi düşüneyim demektir siyah. mimarım ondan biliyorum. ama hiç böyle düşünmemiştim aşldslaja

@Zetahead, bahsettiğim bir kanun değil elbette ancak ilgi çekecek kadar sık karşılaşılan bir durum özellikle ünlü mimarlar arasında.

www.facebook.com

başarılı ve karizmatik mimarlar siyah giyiyor, o da bir ekol yaratıyor
edit: mimarım

zara da kadife ve güzel renkte ceketler var. bakabilirsin.

Zara'da da üç aşağı beş yukarı pahalı olacağını düşünüyorum böyle bi ceketin.Bir ihtimal h&mde de olablir.

Network'te de var benzeri.Mağazalara Tuna Kiremitçi ceketi var mı diye sorabilirsin:)

birikim dergisinin ilk sayılarını bulabilirsen bunları oku.. trotsky okuyabilirsin, murat belge'nin yazıları yine "özgürlükçü sosyalizm" kavramını açıklar..

bir ortodoks marksisten önerilerdir bunlar..

@hosein: teşekkür ederim. peki geleneksel marksistlerin genelde bu özgürlükçü sosyalistleri özellikle birikim grubunu "döneklik" ve "sermaye uşaklığı"yla itham etmesini neyle açıklayabiliriz? ömer laçiner'in son dönem birikimde yarattığı dönüşümü mü? yoksa evelezelden gelen bir öfke mi var?

öncelikli olarak birikim tayfası piyasa güzellemesi yapmakta ve "iyi kapitalizm" tanımlamaktalar. sovyetleri öcü olarak göstermeye bayılırlar ve her fırsatta stalin eleştrisi yaparlar.

işbu sebeple de gelenekçiler bu grubu döneklikle suçlarlar..

@hosein: peki soruyu genele yaysam... bu liberter sosyalistler aslında kapitalizmden vazgeçemeyen (ya da ona belden bağlı) dönekler midir? bunlardan sosyalist olmaz mı? yoksa bu eleştiri birikim'e özgü müdür?

bence anarşist metinlerden başla.. godwin, proudhon, kropotkin, bakunin, emma goldman gibi insanların eserlerinden.. ispanya iç savaşına dair eserleri, o dönem yaşanmış fikir ve eylem tartışmalarını, 1. enternasyonal'de marxizm'e getirilen eleştirileri, amerikada geçen yüzyılın ilk yarılarında yaşanmış anarko-sendikalist örgütlenmeler etrafında oluşan fikir tartışmalarını vs. okursan, liberteryenlik ya da liberter sosyalist fikirlerin hem temel argümanları hem de tarihsel gelişimde nasıl bir rol oynadıkları üzerine fikir edinebilirsin.. bir de yakın tarihten ezln ile ilgili bulabildiğin her şeyi öneririm.. özellikle marcos'un kendi kaleminden yazılmış olanları..

tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org

ianism +1
ben de ianism'in dediklerine ek olarak malatesta'yı öneririm.

bak marksist bir hocayı tatmin etmek istiyorsan Korkut Boratav'ın yazılarını okumanı tavsiye ederim. kendisi gayet güzel yazmaktadır.

şu an bana kapsül gibi, fitil gibi bişey lazım. atıp, sokup kağıda dökmelik yazı veya bilgiler lazım. dediğiniz kişinin aradığım başlıkla doğrudan ilintili yazısını/yazılarını okumak için bakınacağım. teşekkür ederim.

Karşılaştırma için bir çerçeve çizebilir ama 2008 krizine daha fazla ağırlık verebilirsin. 2008 krizi için, fed'in faiz uygulaması, sub-prime, prime krediler, çinin para polikası, fed başkanının hataları, kredi derecelendirme kuruluşları, tüketicilerin ihtiyacı olmadığı halde faizden yararlanmak için kredi kullanması... gibi konulara değinirsin..

tr.wikipedia.org
tr.wikipedia.org
www.mulkiyedergi.org
en.wikipedia.org

(bkz: inside job ) 2008 Krizine çok farklı bir açıdan bakmış istersen izle işine çok yarayacaktır.

-yan eki -oglu manasina geliyor. örnegin tokatliyan - tokatli oglu gibi. ermenilerin osmanli tebaasi oldugunu düsünecek olursak, soyadi kanunu cikinca herkes meslegi ya da memleketiyle alakali birer soyadi almis.

bilmiyorum ama mesela türkçenin temelinde çok katkıları olan dil bilimcisi Agop Dilaçar var .Türk diline katkısı olduğu için Dilaçar soyadını vermiş Atatürk:D

Ermeniler dini anlamda ne ortodokstur ne de katoliktir.Bu yuzden uzun donem dis dunyadan politik olarak destek bulamadilar.Bu da onlari turklere ister istemez yaklastirdi.Aile arasinda bile turkce konusur hale geldiler,millet i sadika kabul edildiler.

sıçtık.

niyelerinin cevabı da islam.

hiç dönme hacı sen buralara.

bence sıçtık.
yurtdışından aldığım burs tekliflerini kabul etmeyip ülkede kalan aklımdan şüphe ediyorum. en azından akademi sıçmış vaziyette, ülke sıçalı oluyor biraz. daha iyiye gideceğini düşünmüyorum ama daha kötüye gidebilir.

sıçtık

nerdeysen benide al

ohoo geç kaldın,

sıvıyoruz.

bence de sıvıyoruz. dünyanın gelişmiş kısmına göre çok çok gerideyiz, fakat şöyle de bi durum var, dünyanın geri kalanına göre çok çok ilerideyiz. o yüzden çok da karşılaştırmamak gerek.

ya olaya bak. bunu da şimdi gördüm. umarım melih gökçek'in gerçek twitter hesabı değildir bu.

twitter.com

ulan ülkemi çok seviyorum, ziyarete şu kadar kaldı diye gün sayıyorum ama böyle şeyler de olmaz arkadaş. bunu diyen devletin en üst kademelerindeki biri. nasıl oluyor ya? ben burda işletme okuduğum halde ilk yılımda bilim dersi almak zorundaydım ve içinde evrim teorisi de vardı. hoca da defalarca dedi "bilim zaten hiçbir şeyi kanıtlamaz, bilimin amacı bu değil" diye. biz de güzelce öğrendik dersimizi. e bu hoca görse bu ülkede böyle üst düzey bir adam bu lafı diyor, götüyle gülmez mi bize?

lanet olsun. iğreniyorum.

sıçtık.

nedeni asla İslam değil.

İslam nedir desem kaç kişi cevaplayabilir?including me brotha.

sıçtık, ama şamanist kalaydık sıçmazdık. ulan arkadaş mallık parayla değil ya..

Elhamdülillah sıçtık.

@aband0ned hangi düzgün ülkede, ülkenin bilim kurumu evrim kitaplarını basmayı bırakıyor ve dolaylı yoldan sansür uyguluyor ya da üniversite rektörü okula ayrılan ödeneği cebe cukka yapıyor bi söyle hele? eğer kendini doğudaki gelişmemiş ülkelerle kıyaslayıp da söylüyorsan bunları zaten baştan kaybetmişsin sen yapcak bir şey yok.

sıçtık, tek nedeni islam demek ne kadar yanlışsa nedeni asla islam değil demek de o kadar yanlıştır bu arada. gerçek islam diye tutturmasına gerek yok kimsenin, ne olduğunu bilmiyoruz demeye de...

bu ülkede kabul edilen genel islam anlayışı nedeniyle birçok şey yapılıyor, ya da yapılmıyor, çok büyük bir etkisi var.

sosyal yanını bir kenara bıraksan maddi yanı var. diyanetin devasa ve gereksiz milyarlarca liralık bütçesi olmasa(burada islam değil, komple bütün dinler için söylüyorum. hristiyan olsa bu ülkenin çoğunluğu bu sefer de cami kadar kilise olurdu...) birçok alanda çok daha rahat bütçe ayrılırdı. bu akp başta olmazdı vs.vs. çok şey değişirdi.

daha kötüsü olamaz mıydı? belki olurdu, ama ben sanmıyorum...

en büyük sebeplerinden birisi islamdır, birçok diğer sebebi de islam'ın sonucunda oluşmuştur.

----
bu konuyla alakalı olmakla birlikte özellikle jpsartre ve fatihdr nickli kullanıcıların cevaplarına karşı yazılmıştır.


islam olmayınca otomatik şaman oluyoruz zaten biz... ulan arkadaş mallık parayla değil ya...

(bkz: ve beyin koşarak uzaklaşır)

Bahsettigin olaylarin insanlarin gundemini degistirmesine imkan yok.Birak bunlari deprem olsa 50000 kisi olse yine degisecek birsey yok.Ulkede cok guclu bir dezenformasyon var.Nemalanan kesim icin her sey zaten gulluk gulustanlik.Geriye kalan genis kesimler zaten ekmek davasinda.Muhalifler desen hapise dusersem korkusunda

bir de tüy diktik.


ama diyeyim ben size, ikinci yorumunuza ilişkin bir turnusol kağıdı olarak i.melih gökçek'in yorumu umudunuzu kırmasın. adamın kapasite zaten belli. iddiasına göre üniversite mezunu olup da pazarda yumurta satarak belediye başkanlığına yükselegelmişliğini gönençle kendinden iş isteyen gençlere iş beyenmiyonuz, sonra da işsizlik var diyoonuz tarzı bir şuursuzlukla ifade edebilen bir şaşar beşer o. sizi asıl korkutan, inciten, endişelendirmesi gereken adamın her attığı tıvite şakşakçılıkla meksika dalgası yapan kafası güzel güruh olmalıdır. buradan da sizin demeye çalıştığınız bir cümleyle imam (yellenme)-cemaat (dışkılama) ilişkisini ayakları baş olmuş bu zavallı ülkede rahatlıkla görebilirsiniz.

diğer konu olarak da tübitak'ın da elbet kimlerin elinde olduğuna dikkat etmek gerekir. hatırlatma babında:
(git:www.cnnturk.com)

diğer bir mevzuat da , bir ülkede ekonomik olarak birilerini yoksun ve yoksul bırakırsanız ki gücetapan bir toplumuzdur, senelerdir bu fasit daire böyle işlemektedir, boruyu öttüren elbette güç odaklı bir hükümettir. burda çalan çırpan eşşoğlueşektir demek isterdim ama o da çokça pohpohlanır ki babadan oğula geçmemesi gereken bir bulaşıcı virüs olagelmiştir hep. ekonomik olarak ilikleriniz sömürülüyorsa eksilen yere en güçlü itici güç konması gerekir, buraya da inanç sistemini boca edebiliriz. oysa yaşar kemal hep isyan etmiştir, hep duyarım söyleşilerinden: yoksulluk bizim kaderimiz midir diye...

sona gelirken, ileri demokrasimizin patlamış frenine bir çözüm bulunması için içtenlikle dua ederken,canımız ülkemizin açlık-tokluk-yoksulluk derdiyle bitap düşmeyen büyük bir çoğunluğu kalkındırabilirsek, o zaman bu ülkede normal (ne ileri ne geri )demokrasi de oluuur, insan hakları da oluuur, basın özgürlüğü de oluuur, hazımsızlık sorunundan sağa sola saldırıp zırvalamayan başbakanınız da oluuur, o istesin ben cam bile silerim demeyen aklı başında, işini yapan evropadan sorumlu bakanınız bile olur.

son söz olarak: siz uzaktasınız ki şanslısınız bir bakıma, bu ülkeden bir an önce defolup, bakınız yineliyorum defolup gitmek isteyen bir grup insanın ve tüm bu olanların,bunların derdinden kurdeşen dökmüş diğer insanların da nasıl cenderelerde boğulduğunu, mengenelerde ümüklerinin sıkıldığını, nasıl kurdeşen döktüklerini varın da siz düşünün efendim. selametle.

bahçeli 2.caddede açıldı bi yer bilmem ne ablanın yeri bimin yukarısında kalıyör.

3 m migroslarda var.

Erzincan Mandira,tunalida kaptanin yeri.Kaliteli seyler ariyorsan kebap veya balik restoranlarindan da alabilirsin

miskok.com biraz komik gibi sanki :)

shnhkn o isimlerin çoğu kapılmıştır. websitesi ismi olarak yani.

parfumburada.com

netteparfum.com

Parfumtutkusu.com
Parfumpazari.com
Sultanparfumeri.com
Parfumcum.com

e-sinti.com
e-sans.com

esans mükemmelmiş ama alınmış o da

e-sans daha çok şans oyunları sitesi gibi çağrışım yapıyor. parfüm için kötü bir tercih olurdu.

senin tercihin ne olurdu?

parfummarket
ya da
parfumarket

onlar da dolu :(