kılımı bile kıpırdatmadım.

kask aldım. soğuk artık havalar, motorda sümüğüm donuyordu.

3 tane bira aldım yeni ise basladım kendi kendime kutlama yapcam

kahve içtim. bol bol.
kedi sevdim.

eczaneden ilaç aldım

urfa dürüm yedim, spor yaptım. bir de traş oldum.

spor yaptım. yaklaşık 50 sayfa kitap okudum.

klimamı temizledim.dışını filtrelerini falan.
odamı topladım.
yandexe resimleri yükledim.
bozuk harddisk tamir ettim.
birilerine maddi bir iyilik yaptım. borçlarını ötelettirdim.
yeni bir kitaba başladım.

activia yedim 3 saat sonra psikolojik olarak etkisini gösterdi ve...

voila!

kitap okudum, yürüdüm.

bugün kedim için öğlen yemeğimdeki tavuğun yarısını ayırdım.

bisikletimi kaskla sürmeye başladım. (2 hafta önce feci bir kaza geçirdim. bir musibet bin nasihat olayı)
spor (body) yaptım.
2 saat bisiklet sürdüm. (yaklaşık 40 km)
ceza hukuku dersine girdim. kusurluluk hallerini vs. öğrendim.
it's always sunny in philadelphia izledim.


bir şey okumamışım bugün, yazık.

durumu iyi olmayan arkadaşlarıma yardım ettim, aslında kendim için yapmadım ama huzur olarak döndü bana.

nar-portakal içtim, mutlu oldum.

sevdiğim diziyi izledim.

pazardan taze meyve sebzeler aldım. sonra balkabağından çorba yaptım. mımıhmhımh.

yeni şeyler öğrendim.

kurdeşen olsa içten içten kaşınır sürekli. zona da eğer yanlış bilmiyorsam sinir uçlarını takip eden bir virüs yayılımı vücutta. müthiş ağrı ve sancı yapıyor çıktığı yerde. bu ikisi değil anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla. gerçekten çok kurumuş ve tahriş olmuş belli ki kolunuzun o kısmı. doktor doğru söylemiş söylemesine de, keşke o kaşıntı ve irritasyonu rahatlatacak bir krem/merhem/losyon önerseydi size. ben hiç kullanmadım bu roaccutane ve benzeri ilaçları ama kullanan arkadaşlarım cildi desteklemek için hep nemlendirici takviyelerden yardım aldılar. doktorunuzdan böyle bir şey önermesini isteyebilirsiniz.

ürederm lipo kullanıyorum nemlendirici olarak dr yazmıştı zaten. bunun yanında hametan da yazdı tahriş olan yerlerine sür diye onu mu sürsem acaba?

Exipial Lipo sür oraya gün içinde, bo bol nemlendir.

zona değil, zonanın çok tipik bi görüntüsü oluyo ve genelde sırttan başlıyor ve zonanın cidi ağrısı olur

Arkadasim roaccuane kullanirken onun de ellerinin ustunde cikmisti boyle bir sey. Yavas yavas gecti tedavinin sonuna yaklastikca.

roaccutane kullanmış biri olarak söyleyebilirim ki, bu ilacı kullanırken yaralar hatta çizikler bile eskisi gibi hızlı geçmiyor. o yüzden takip et ama endişe etme. ve kaşıma :)

ben roaccutane kullandım ama böyle bi durumla karşılaşmadım. ben de zonaya benzettim yaşadım ordan biliyorum

bana da oldu bundan. hem kollarımda hemde göbek etrafımda. 2 gün içinde geçti. yediğin bisey dokunmuştur yada karaciğerle ilgili bir problemde olabilir.

hiçbir şey yapmazlar,polikliniğe yönlendirirler.

sanmıyorum.

en iyi ihtimalle bi iki ilaç yazarlar en fazla, sorununuza çözüm olmaz bi kaç ay sonra yine yineler gene kbb yolu gözükecek ne gerek var?

kbb ye gidin.

o an için yapılması gereken bir şey varsa (ağrıdan duramayacak haldeyseniz ağrı kesici vermek, ateş ve enfeksiyon sebebiyle çok güçsüz düşmüşseniz serum desteği v.b.) yapar ama tedavi olmanız için sizi yine kbb'ye yönlendirirler.

bu tip insanı öldürmeyen sorunlarda acil serviste (gerekli görülmesi) halinde rahatlamaya yönelik müdahale yapılır, tedavi için polikliniğe yönlendirilir.

eve gelince en azından bizi bu küçük dünyamızdan alıp götürecek şu tarz şeyleri bi 15-20 dk izle

www.youtube.com

www.youtube.com

Gunde 1 saat kisisel bakim 1 saat spor 8 saat uyku kurali koy ve uygula

Ben boyle yapiyoree

duş güzel bir yemek sonra güzel bir film yada hiçbir şey düşünmemek için aptal tv kanalları

günde 15 dk meditasyon
+ belgesel önerisine katılıyorum

Stres yapma yarın ölsen zararı sana olacak, aldığın paraya bak para kazanmak için ordasın bir tanecik hayatını stres tahtasına çevirme. Ne yapabiliyorsan o, herkes her gün mükemmel olmak zorunda değil ya

yaparsın , çok basit gözüküyor tiplemeler zaten.

asıl soru bunlara kim 400 lira veriyor?

Peki ben bunları kurşun olarak döktürtebilir miyim? Artık gerçi cnc diye bir şey var bilgisayar çizimi çok mu zor olur? Nasıl üretilebilir tahtadan mı oysak yoksa?

bunlara bu kadar para veren enayiler var mı?

vay anasını ne günlere kaldık.

yaparsin da o sitedeki fiyatlari kimse odemiyordur. Hani diyelim ki Kanuni figurunun o kucuk boyuttaki kaftanini kasmirden veya ipekten elle yapsalar (resimdeki minyaturler boya gibi duruyor) ederi var da boyle dandirik boya isciligiyle o fiyatlar imkansiz.

internet yoluyla tanışma olabilir ama olmayabilir de aklıma direkt şu geldi:
(başlığa aldanmadan okuyun lütfen)

antik.eksisozluk.com

tetikte olmak lazım hayatta.

ne var ki bunda, bence fazla takılmışsın, sosyal medyadan tanışıp birlikte olan çok insan var artık

açıkcası ciddi bişi düşündüğüm için nasıl tanıştınız sorusunun cevabı sosyal medya olması kötü geliyor :(

herkese aciklamak zorunda degilsin nasil tanistiginizi. zaman artik degisti cok normal bunlar. geyik malzemesi olmasi da cok normal. baska sekilde tanissaniz o da ayni sekilde geyik malzemesi olacakti.

Bir arkadaşımın arkadaşı nereden tanıyorum ben bunu diye ekleştik dersiniz. Hem başka sevgili bulacak ortam mı varmış ki gülmüşler? Mezun olsunlar görürüm onları. 8 yıllık mezununum çok şükür günlük/yıllık her ihtiyacımız applerden, sosyal medyalardan.

İnternetten tanışmakta o kadar gocunacak bir şey yok, rahat ol.

normal.

tükürmemeniz lazım kanamanız durmaz yutacaksınız..

sürekli tükürürseniz yara enfekte olup bi de onun ağrısını çekeceksiniz tercih sizin.

Yarın daha fena olabilir. Ilk haftanız sıkıntılı geçecek ama azalarak bitecek, endişe etmeyin.

Peki pazartesi gününe kadar normal konuşabilir miyim? sunum yapmam gerekiyor ve çok önemli allahım nerden girdim bu işlere?

Pazartesi'ye rahat düzelirsin merak etme :)

dondurma yiyiyn, soğuk soğuk iyi geliyor.
ciddiyim.

Geçebiliyormuş! Bu akşam itibariyle tekrar konuşmaya ve yutkunmaya başladım bile :)

hep düşünüyorum.umarım hiçbiri olmaz bunların.

japon askeri olmadığım için böyle şeyler düşünmüyorum :)

hayır.
"dünya sikine minare götüne" gibi bir yaşam tarzı benimsiyorum, belirtmekte fayda var.

bi şekilde ölecez.

hayır.

hayır, paranoyak değilim.
esir düşmem için önce sıcak savaşta olmam lazım.

gerçek hayatla olan algılarım yerinde çok şükür.

hiç düşünmüyorum.

bana ben her türlü götü kurtarırım gibi geliyo çünkü.

inanır mısın bununla yatıp bununla kalkıyorum.

ben de sürekli benzer şeyler düşünüyorum, çok korkuyorum başıma gelecek diye ayrıca :(

böylesi fantastik şeyler olmasa da bi kaçını yaşayınca insan zamansız çalan telefondan korkar, şöylesi bi uyuşmayla gözleri dolar, bi tahlil sonucu için 20 günde 20 yıl yaşlanabilir

İçimi kararttın be

henüz o kadar manyak olmadığım için aklıma bile gelmiyor.

Japonlar 2. dünya savaşında çeşitli işkenceler yapmış. Sen düşün ;)

Ben düşünüyorum kendi adıma.

hacı bu kadar takma ya maserati yok altında sonuçta :D hakkari üni değilse o okulda ki öğrencilerin %40'ında zaten araba vardır ha yoksa da bu dediğin gibi puştingenler hep yoktur, çıksa çıksa 5-10 tane çıkar. bu kadar dert etme yani rahat ol..

ayrıca araban varsa ve yakın arkadaşlarının evi yolun üstündeyse bırakacaksın dostum. bu en ana şoför kuralıdır. yoksa o puştingenlerden farkın kalmaz

edit: haaa maseratin varsa kapışırız reiiiiiis

benim de çok üst sınıf olmayan bir arabam-ız vardı, bir müddet geldim ama mevzu falan olmadıkça söylemedim, kimseye de bir yere bırakma teklifi falan yapmadım, en sonunda da bıraktım arabayı eve zaten.
bence yaptığın doğru.

Senin araban senin kararin

güzel bir şey bu davranışın,mütevazi bir insansın demek ki.ama şu da var,neden bir kadın seni yolunacak kaz olarak görsün.bu cümlenden bir kadın olarak çok rahatsız oldum.

şimdi, seni tanımıyoruz. cimri misin bilmiyoruz, ya da insanlara çok önyargılı yaklaşan biri, ya da paranoya sahibi misin bilmiyoruz.

eğer sana araban var diye farklı davranacaklarsa, bu senin için daha iyi olur; kimin ne olduğunu tanırsın. sana yalan sevgi göstermeleri seni üzmemeli; daha çok seni insanlar hakkında aydınlatmalı. istemediğin kişiyle görüşmezsin olur biter; kimse senin arabana zorla binecek ya da seni omuzlarına alıp "aguilas! aguilas!" diye şeref turuna çıkartacak değil.

büyütmüşsün bence.

@rock n roll o cinsten çok var hakikaten üniversitede ben birebir konuşmalara şahit olmuştum.

aguilas negras bence de söyleme, gören olursa da yalanlamazsın olur biter.

Allah aşkına taktığın konulara bak. Sen kimin sana neden değer verdiğini anlayamayacak mısın? Açıkçası samimiyetin ve mütevaziliğin takdir edilesi ama araban olman çok anormal bir durum değil. Onun için bu tür şeyleri ciddiye alma bilen bilsin.

bırak yolsunlar be abicim. sen de onları yolarsın ödeşirsiniz :) takılma bu kadar.

aynı sebepler ve kaygılarla olmasa da ben de doğrudan söyley(e)mezdim, söylememeye çalışırdım gibi geliyor.

benim bi arkadaşım vardı
arabası vardı
onu tanıyana kadar arabasını hiç görmemiştim okula gelip giderken, tramvayla gelir sanırdım
neyse tanıştık ettik, arabası varmış, hee ii falan
allahı var çok kahrımı çekti. utanırdım bazen
başka bi arkadaşla bişe konuşuyorduk, o puşt 110 binliralık arabaya biniyo bla bla dedi

neeeyy o araba 110 binlira mı dedim?

benim gibi safsalak çoktur etrafında kasılma o kadar. :)

ben kendine güvensiz bir insan görüyorum şu duyuruda.
evet kızlar arabaları erkekleri kullanırlar sakın söyleme.

haaa ayrıca söylemeden geçemeyeceğim kaz gibi yolunacağım diye birşey yok dostum. kızlar senin arabanı umursamıyor bile sadece ekstra bi 5 puan alıyorsun ve eve kadar bırakayım mı dediğinde oluuuur diyorlar ama cebine bir zararı olmuyor aksine sevişmiş oluyorsun

hacı senin işin çok zor. bu dünya için fazla iyisin. aradığın gibi birini bulma ihtimalin milyonda bir. o yüzden olduğu gibi olsun, tadını çıkarmaya bak.

Hee yazmayı unutmuşum, bir de "zengin züppesi" olarak anılmak istemiyorum.
"Ne yaptın da öyle düşünecekler" demeyin, düşünebilirler. "Baba parası" sonuçta.

Babamla ayni düşünüyorsun, ilk sene istemedi, ikinci sene golfe razi oldu göze batmami istemedi, ve senin kaygilarinin olabileceğini dedi, gerçek dostluklar dişinda ilişkilere sebep olabilir diye, iyi bir araba almak için düşünürken kiz arkadasimi tanimak istedi mesela, derken simdi iyi bir şeyler almak uzereyim. Yani ilk zamanlar bu kaygilarin bence yerinde, en azından ihtimal var.

İnsanların gözüne batıyor ayrıca ki bu anormal bir durum da değil, Türkiyede gelir adaletsizliği maalesef çok.

Öyle ananlar ve en azindan içinden düşünenler illaki olacak.

Haa yine unuttuğum bir şey var. Aklımda bir sürü yalan var biri görürse söyleyeceğim. İlki "kuzenim bacağını kırdı, araba birkaç hafta bende". Diğeri de "bir komşum var, bazen akşamları işe gidiyor. Beni oğlu gibi sever. Arabasını bana veriyor bazen. Ben de onun arabasını yıkıyor ayda 2 defa" falan gibi.

Şu an gözümde düstun.

abicim bir araban olmasını ne kadar büyütmüşsün gözünde. araba yahu altı üstü. kasma bu kadar.

hocam kusura bakma ama son mesajından sonra bi duygu sömürüsü falan sezdim sende :) bu kadar takma babacım araba alt tarafı

Senin araban yok araba senin sahibin olmuş farkında değilsin. İnsanlar haysiyetsiz mi ki seni sadece araban için değerlendirsinler? Hiç mi kendi kişiliğine, özelliklerine güvenmez insan?

''Benim çok güzel bi silgim var, ama kimselere söylemiyorum onu kullanmak için yalandan bana yanaşabilirler!%&Q*?''

Neyin paranoyası bu?

istanbul universitesi gibi bir yerde okuyorsan dogrusunu yapiyorsun. onun haricinde insanlarin senin hakkindaki fikirlerini asagi yukari anlayabilecek, olcebilecek yastasin, ha gun gelir yanilirsin, yanilmisim dersin. bu kadar pisirik olmanin manasi yok. araba hakkinda yalan soylemek filan de hos degil. ben mesela bir durum olsa, bir kere binsem senin arabana anlarim abi araba senin mi degil mi, sonra derim "bu herif niye bana yalan soyledi?". E ne noldu, kaybeden sen oldun ve mustehaksin bu durumda. Bu duruma sokma kendini. Paran var diye milletin gozune sokma tabii ki, guzel bir sey bu ama utanma da yani. Nedir abi, baban eroin kacakcisi mi, illegal bir yoldan kazanilan parayla mi alindi araba? Benim kendi arabam yoktu ama ozel okula gittim mesela, mahcup olduysam bir tek aileme karsi mahcup olmusumdur. Istedigim bolumu okuyayim diye gonderdiler. Yoksa bugun istemedigim bir bolumden itu mezunuydum belki, puanim bir halta yetmiyor degildi yani. Bir kisi de gelip yuzume "Sen ozel okulda okuosun, zengin picisin" diyemedi. (Ha, bir hocam tum sinifa bir keresinde bu mealde bir nutuk cekti ama zaten bos bir adamdi, cok sallamadim. Hocayla da papaz olmak istemedim). Diyene de "siktir git" derdim. Ailemin benim icin yaptiklarina sadece minnettar oldum, hic utanmadim. Utanacak bir sey de yok. Sana bu yuzden laf atacak adam daha iyi kosullarda yasamak istemiyor, senin daha fakir olmani istiyor. Amlarina koyayim ben onlarin, cok ayip ediyorlar. Rahat ol, bu kadar kasmana gerek yok.

bence bu kimse arabama binmesin ya da kimse beni kullanmasın gibi düşüncelerinin dışa vurumu. hoş değil. tabi öyle de düşünebilirsin, senin bileceğin iş ama yine de paranoyakça geldi bana. umarım her arabası olan senin gibi düşünmüyordur..

seninle ayni seyleri yasayan burdan bir arkadasim var.
hatta kendisi bunu yazamayacak kadar alcakgonullu birisi onun yerine ben yaziyorum:)
ama o daha cok yolcaklar diye deil de karsidaki insanlar ezilmesin diye boyle seyler yasiyomus.
ayrica kim seni niye yolsun o dusunce de cok sakat haci.
o konuda rock n roll a hak veriyorum.
etrafindaki insanlari 'benm parami malimi yicekler' diye goruyosan orda bi sakat durum var.
oyle insanlar elbet var ama onlari zaten 500 metreden anlarsin.
divit in dedigi gibi kimsenin gozune sokma. yeter.

açıkçası bu mütevazilik değil. araban var diye kimseye üstünlük kurmayı düşünmediğine göre çekinmen gereken bi şey de olmamalı. ama belli ki derinlerde bi yerde kendini bu duruma düşürme korkusu yaşıyorsun.

bu arada insanın lüks arabası olması inan düşündüğün kadar özel, sıradışı bişey değil.

insanların seninle yaşayacağı sorun senin arabanın olması değil. senin bunu kendi kafanda konumlandırman olacaktır. ve istemesen bile bu olayı gözünde büyüttüğün çok çabuk fark edilecektir.

Dostum, bi yere gidilecekken "benim arabayla gidelim" demekten utanırsın... Ortamda onlarca kişi vardır onları bırakıp arabaya binemeyeceğin için sesini çıkarmazsın...
Araban olduğunu belirtip şov yapacak trafik, park, benzim fiyatları klişeleriyle espri kasmazsın...

Onun dışında zorlamışsın. Seni kullanmaya çalışana, "şurdan gir de bi de arkadaşa uğrayım." diyene siktiri çalarsın. "gerek yok la ben şurdan dolmuşa binerim" diyeni odasına kadar bırakırsın.

Onun dışında sırf arabayla olmuyor kız işleri. Hali hazırda çevresi olan bi insan değilsen "bu malın bile arabası varmış" der geçerler.

çok önemli bir şeyi yazmayı unutmuşum. iş işten geçti tabi de.

ben nazara gelmekten falan da korkuyorum çok fazla. onun da etkisi var bu olaylarda.

Bence senin insanlara karşı aşırı önyargın var. Bu önyargıları çeşitleyebiliriz ama öyle. Zaten garip bir okuldan mezunsun, kişiliğinde bozukluklar oluşturmuş olabilir bu durum söylediklerimi ciddiye al. Söylememen, saklamak istemen doğal diyebiliriz ama ne bu böyle ayrıntılı düşünmüşsün kafanda, kurmuşsun da kurmuşsun. İnsanlar her zaman kötü niyetli olmazlar, böyle yaklaş onlara belki daha mutlu olursun.

araba be. bu kadar buyutme. bence sen kendini araban oldugu icin hatta orta uzeri bir arabaya sahip oldugun icin buyuk goruyorsun birazcik. alcakgonulluluk falan degil (en azindan bu kadari degil) utanman biraz normal olabilir ama bu kadari da, yalan soyleyecek kadari da degil.
sorarlarsa soylersin yalan soylemek seni yuceltmez aksine dusurur.

Yolunacak kaz gozuyle kizlar da bakarlar erkekler de .vakif universitesinde olmamiza ragmen bana da okulda nasilsa parasi var diye sinsilikle birsey odetmeye calisan kisiler vardi . Anlamamis gibi yaptim odedim ugrasmamak icin birkac kez sonra uzaklastim ama.sen de kimin nasil biri oldugunu vakit gecirdikce anlayabilirsin.ha bir kiza asik olursun , maddi durumun iyiyse seni kullanir anlamazsin , anlasan da umursayamazsin o konudisi. Onyargili olmakta fayda yok, bu kadar kendini gizlememelisin .

evet geri gelenler oluyor.

kediler geri gelir derler hep.mutlaka evlerini bulurlarmış.hem yavrularını özler o.

ama çiftleşmeden gelmesi lazım :P gelir dimi???

maalesef çiftleşme mevzusu garanti kapsamına girmiyor.

kızana mı girmişti tekrar? geçmiş olsun :p geri gelir:)

almanya'daki arkadaşım hep kedisinin çıkması için kapıda o minik kedi kapılarından olduğunu bense bunun yanlış olduğunu tartışır dururduk.
ama kedisi 4-5 yaşında filan bütün gün sürtse de hep akşam mutlaka geliyormuş eve.
hatta zaman zaman uykusuz kalıp acaba gelmez mi diye endişe duyduğu zamanlar olmuş ama hep gelmiş.
ama kedi geldiğinde içeri girebileceği o kapısı varmış tabi.

yani kedi sosyalleşmek gezmek istediğinde dışarı çıkıp sonra geri evine dönüyomuş.

bir de orda sokaklar temiz filan olduğu için parazit riski de çok yokmuş zaten eğer senin kedi de öyleyse gelir geri.

ama bizde sokaklar leş tabi..

o kadarını bilemiyorum ama kediler evlerini çok çabuk benimsiyor.mesela köpekler sahiplerine aşık,kediler evine.gelir en rahat yere kurulur.

benimki gelmedi orospu.

kaçan kedi büyük olur, kaçamayan ızgara.

memecrunch.com

bizimki 1 aylık yavrularını bırakıp ortalıktan kayboldu. dönmedi

hocam tr-en :(((((

hang out?



edit: hanging in there imiş dediğim late viper'ın linkinde gördüm yanlış hatırlamışım :)

"hanging in there" kalıbı var bi de

rolling in the deep

şaka şaka :D

same old same old vardı olur mu?

rub along olabilir.
www.thefreedictionary.com

pour femme

fimgs.net

çok güzel parfümdür ama çok kalıcı olmamakla birlikte nispeten boyuna göre pahalı.

edit: açık parfüm demişsiniz gerçi kokusu yine bayağı yakın oluyor orjinaline ama daha şekerli kokuyor.

o götü göstermesi gerekiyordu bi şekilde. ordan patlak verdi.

valla kadının geçmişini hiç bilmiyorum; ama dönüşümü aklıma hilal cebeci'yi getiriyor.

hep böleydi aga bu hatun.

Ben cok uzun bir yazi okumustum fotograflarla da destekliydi simdi bulamiyorum ama, ozetle miley cyrus ölmüs onun yerine baska birisini gecirmisler. Bi kac fotografta da arada ki ufak farklari gosteriyorlardi.
Benim dusuncemse fazla san sohret para falan iste, bide her disney channel oyuncusunun sonu hemen hemen boyle oluyor daha buyuk hayran istedikleri icin.

disneyden çıkıp insan gibi yaşayan varmıki. bunları özellikle yetiştiriyolar böyle. zihin kontrolü, ülümünati falan filan

mesela ben daha önce hiç bir şarkısını bilmiyordum, videosunu izlememiştim. bak şimdi şarkısını da biliyorum videosunu da. çevremdeki bir çok kişi için de böyle. eminim ki diğer bir çok insan için de böyle. pazarlama tekniği.

Şarkı sözlerinde de bahsettigi üzere, kendisinde hap var, cigara var, eks var, roj var, toz var, taş var hepsi var.
Not:miley sayrus dinlemiyorum, bi yerde okumuştum.

don't let me get me klibi aklıma geliyor:
www.youtube.com

sıradan bir orospu. şu tip insanları iyi aile kızı sanmayın aq.

tipik ergen hareketi aniden ''artık büyüdüm'' diye kıçını başını açmaya çalışıp bi halt olduğunu zannetti.

taş gibi uzun yıllardır birlikte olduğu sevgilisi de kıçına tekmeyi bastı tabi.

kadın daha kaç yaşında.. sanki yılların edepli hanımefendisi gibi bir durum yok ya :)

Sektorde kalmak icin yapti

dur resim halinde yolluyorum bulduklarımın listesini

Propantheline bromide ve glycopyrronium'u bulamadım

Bi de trisiklik antidepresan listesi yok etken madde ismi lazım ilaç grubu adı değil

amitriptyline

img841.imageshack.us

hyoscine (scopolamine)

img59.imageshack.us

atropine sulphate
imageshack.us
imageshack.us
benzhexol
img201.imageshack.us

imipramine

img11.imageshack.us

edit: bu arada im intramuskuler
iv intravenöz
sc subkutan demek

alana yabancıysanız ve bu ne diye merak ederseniz diye.

kolay gelsin.

bir eczaneden rx pharma isimli programı kullanmak istediğini söyleyip yardım isteyebilirsin

propantheline bromide: bu etken madde türkiye'de pazarlanmamış. yurtdışında ercoril, pro-banthine ve lexil olarak var.

hyoscine: hiyosin N butilbromur olarak buscopan, spazmotek, butopan, molit, spazmol, spazmosel, xemol, tranko-buskas'da da var ama başka etken madde ile kombine halde. farmasötik formlarını belirtmedim. üretilmeyenleri de yazmadım.
skopolamin hidrobromür olarak da skopolamin hidrobromür ampul.

glycopyrronium yine türkiye'de olmayan bir etken madde. yurtdışındaki isimleri gastrodyn comp, robinul.

atropine sulphate: ampul formlarının hepsinin adı atropine sulfat+ firmasının ismi, lomotilin içinde de var (kombine olarak başka etken madde ile)

benzhexol: triheksfenidil olarak geçiyormuş. türkiye'de yok. yurtdışındaki ticari isimler; acamed, artan, pacitane, parkinane, parnon, peragit, sycot, trinicalm forte, apo-trihex, broflex, pargitan, parkopani partane, rodenal, trihexy.

trisiklik antidepresanlar ilaç grubunun ismi tabi. imipramine hidroklorür olarak tofranil var sadece. zaten parantez içinde yazmışsın.

amitriptilin hidroklorür içeren müstahzar ise laroxyl. triptilin varmış eskiden artık üretilmiyor. kombine libroksil varmış. o da üretilmiyor.

dişinizde kronik enfeksiyonun yayılıp sinüzite neden olmuş olması cidden doğru bir söylem.

diş boşken rahat gezmeniz bu enfeksiyonun sizin fark etmeden drene olup kök diplerinde ve sinüslerde birikmemesi ve uzun bir süre boyunca orada devam ettiğiin göstergesi.

uzun süreli kronik enfeksiyonlarda diş köklerini saran çene kemiği de erir ve o bölgede sinüs dvarı çok incedir ve kemik tamamen delinmese bile ulaşmış olması çok büyük bir olasılık.

o yüzden sinüs grafisi mutlaka çektirin. zamanında göz bölgesine doğru yayılmış enfeksiyon sonuçta.

bir diğer olasılık da kronik enfeksiyon artıklarının oradan temizlenmemiş olup kistik kalıntılar yapmış olması ki bu sinüzitten daha düşük bir ihtimal, ilaçla geçmez, kazınması lazım.

bunun için de önce panoramik denilen büyük çene filmlerinden çektirip çene cerrahına görünün ---> bu işin uzmanı çene cerrahisi ve ağız hastalıkları uzman doktorudur.

sonra da sonuç çıkmazsa sinüs grafisi ile kbb doktoruna.

ilgilendiğiniz için çok sağolun... benimle ilgilenen doktor ağız diş sağlığı merkezindeki bir "cerrah". sanırım sizin dediğiniz gibi çene cerrahı oluyor. panoramik film var, doktorda duruyor. sizin dediğiniz çene filmi farklı mı, aynısı mı? bu perşembe gittiğimde bir şey çekeceğini önceden söylemişti doktor(dediğim cerrah).

çene kemiği dediğiniz gibi kısmen veya tamamen "erimişse" cerrah bunu anlar mıydı? dediğim gibi şikayetim başladıktan yaklaşık 9 ay sonra panoramik filmi çektirdim ben.

dediğiniz film panoramik evet , kistik bir yapı olsa orda gözükür ve anlardı ancak belki filmi yenilemek gerekebilir çekim sonrası için.

ve de evet cerrah bunu anlar, eğer şüphe varsa doktorunuzu da değiştirebilirsiniz ama bence çok büyük bir ihtimalle sinüzit.

sinüzit teşhisi de çene filminden konulamaz sinüs grafisi çektirmeniz lazım.

evde kalıp beni ara.

dominosta kalıp spor salonunu ara.

spora git.

DOMİNOS YE

ben her doğum günümde ve sevgililer gününde spor salonuna giderim. adetimdir.

nickini dinle spora git. sonra da git pasta ye.

DEFOL GİT CONFORT ZONE'UNDAN.

nasıl bir nefretim oluştuysa comfort zone kavramına, ilk kez büyük harflerle cevap yazdım.

uykun varsa biraz uyu en önce.

spora git ve cıkısta kendini minik bir sufle ile ödüllendir!

Spora git sonra nereyi ararsan ara.

Spora git ve o yürüyüş bandından duman çıkarttıktan sonra kasıla kasıla soyunma odasına dön :) Şaka bir yana nice yıllar, hediye olarak dominostan seçebilirsin güzel bir fikir (aç karnımla yazdım :P)

dominos

evde kalıp dominosu ara spora gittiğini söyle.

spora gittim. 1 saat spor yaptim. cok mesudum bahtiyarim.

aksine çok yumuşak bence

Peki tat olarak yapılır mı böyle bişey? Kahveden çok anlamam, eleman da soğumasın sonra..

Özetle; bişey diyim mi ben buna hediyeyi verirken?

Türk kahvesi yüksek aromalı (arabica) kahve, kafeini yüksek olanlara robusta deniyor. neferkitty nin de dediği gibi bu sebepten dolayı yumuşak oluyor.

turk kahvesi, yumusak oluyomus galiba dersen o kendi arar bulur ne yapacagini. kiyak hediyeymis bu arada.

aga yumuşak hissinin nedeni biraz da bizim kahve yapış şeklimiz. köpük alacağız diye yeterince kaynatmadan, kahvenin çıkmasına fırsat vermeden servis ediyoruz. ben sobanın üstünde baya bi kaynatıyordum eskiden (20 dakika falan), gayet sağlam çıkıyordu. sert oluyordu yani.

tam espresso yapmasa da stove top espresso pot diye bir alet var.
en ucuz çözümü o. ikeada çelikten yapılanı var. alimünyumları tavsiye etmem.

onun dışında makineler var.

nespresso en guzeli. en temel modeli yeterli olacaktir.

onun disinda tchibo, lily'nin de benzeri modelleri var.

delonghi ec200 aldım mutluyum.

En ucuz düzgün makine; Beko Bk2170 (Arçelik 3185) 150-200 lira arası bazı bayilerde bulunuyor. Orjinali Gaggia Evolution'dır. Amazon fiyatı 220 dolar seviyesinde, elde kaldığı için tr de 150 liradan satıyorlar.

Aynı fiyat aralığında ki delonghi sinbo vb. makineler aslında iyi değiller ancak sizi mutlu edebilirler. Her türlü soru için yeşillendirebilirsiniz.

Bunları geç param var diyorsan 600 dolar seviyesinde Nuavo Simonelli Oscar veya 1000 dolar seviyesinde Rancilio Silvia var. Ev tipi bunlar HT exchangerlı. Paran boksa 6k,7k tl ye zaten pro makineler var tek gruplu orta boylu kafe bile işletirsin.

Bir de iki nokta var çok sevdiğim bu tat: Starbucks tadıysa nespresso,illy,caffisimo uygun. Delonghi vs. ihya eder sizi. Kahve işi zor iştir emek ister para ister zamanla oluşacak bilgi birikim ister.

krups en iyisi. oldukça ayrıntılı bir konu ne istediğine ve bütçene bağlı.

sadece espresso yapsın. filtre kahve ya da süt köpürtsün istemiyorum. sadece espresso ve 200-300 veriririm.

Asagida verecegim linkteki makinayi bir incele derim. ozel bir pot icin ayri bir alet. daha cok aromali espressolar icin kullanabilirsin. denemediysen, mesela ginseng espresso bugune kadar icip icebilecegin en iyi espressodur.

www.cafemoshop.com

kafeinsiz kahve önerebilirsin

yemenliler bu kahveyi zikine daşşana sürüyormuş diyebilirsin.

s252.photobucket.com

afedersinde sanane birader? isterse kokain içer suyla karıştırıp sen neden karışıyorsun sonuçta iradesi var yetişkin bir birey

kardiyolog filan değilim ama temel tıp terk bilgimle sadece sorunun nerde olduğunu kabaca söyleyebilirim;

ikinci şekilde sivri şekilli olan dalgalar yok yani 3 kez kalbin atmış ama ventriküller kasılma yaratacak elektriksel uyarı çıkarmamış , doktorunun dediği gibi.
sonrasında da yarattığı kasılmalar eşit frekansta değil.

gerisini bilmiyorum valla.
zaten ekgyi ancak kardiyologlar güzel okur ve kesin teşhisi ancak onlar koyar öyle kolay bişi değil.
ventriküllerin binbir türlü patolojisi var.
ve de normalde semptom vermeyen bir kalp rahatsızlığından halı sahada ölen hocamız vardı ihmale gelmez evet.

abi aman diyim. sakın yapma. haftada bir halı saha maçı yapan adamdım, bi gün doktora gittim, 3 hafta sonra by pass oldum, damarlarım darmıs falan. yani sen bir sinyal almıyorsun diye, kötü bir şey yok anlamına gelmiyor ne yazık ki. kalp bu sakaya gelmez. tesadüfen yasamıssın demişti bana doktor, halı sahada ölebilirmişim.

hiç riske etme. tabii sendeki durumun mahiyeti falan farklıdır muhtemelen ama yine de doktora danısmadan efor sarfedeceğin şeylere girme sakın

Sağ dal bloğu var gibi görünüyor. V1 ve V2 derivasyonlarında çift çentikli gibi dalgalar dikkat ederseniz. Normalde spor yapıyor ve sorun yaşamıyorsanız çok önemli bir sorun teşkil etmeyebilir. Yine de kardiyolojiye gidin baksınlar.

sağ dal bloğu falan değil. burada cevap aramayın derim yalan yanlıs yazıyor herkes.

diş yok.
farklı poliçeler var farklı ücretlerde ona göre ayakta yatarak hepsini ayarlayabiliyorsun, bunların belli yüzdesini karşılıyor sigorta.
aylık ödeme de dediğim gibi kapsama göre değişir, her şeyi yüzde yüz karşılasın dersen bayağı çok olur. bizimkini şirket karşılıyor ondan sana tutar veremedim.

edit: alt kısmı okumamıştım ama 650 1+7 olayını anlamadım. yıllık filan mı acaba, ama bana çok az geldi yıllık olamaz gibi.

diş bazısında oluyor.
iyice araştırmak lazım.

içeriğindeki maddelerin kanserojen olduğu söylendi, iddia edildi ama direkt diş macunu kanser yapıyor denilemedi çünkü kimin nasıl kullandıı ne sıklıkta kullandığı, tükürüp tükürmediği belli değil.

ayrıca söz konusu madde şampuan ve sabunlarda,deterjanlarda var iken bunu bağımsız olarak ispatlamak imkansız.

imkansız derken herkes evinde sabun, deterjan vs kullanıyor ancak bunları hiç kullanmayan birisinde kontrollü deney vs yapılabilir ki öyle bi çalışma yok.

bir de dip not: şu an aynı derecede riskli sayılabilecek maddeler giydiğimiz kıyafetlerin boyasında, içtiğimiz suyun metalinde bile yer alan maddeler.
damacana su bile olsa plastik şişe bile kansorejn madde üretme riski taşıyor misal.
%100 doğal köy ortamında yaşasak bile toprak iyi değilse yine sebze meyveden bile alıyoruz yani.

demek istediğim etrafımızı zaten bu riskli maddeler sarmış durumda ama diş macunu bir x ışını değil diyeyim kısaca.

diş macunun zararlı olduğunu bizzat tecrübe ederek öğrendim.
dişlerimi her gün en az 2-3 kere diş macunu ile fırçalamama rağmen, ne çürükten, ne ağız kokusundan ne de sararmadan kurtulamıyordum. sonra ciddi bir kaynakta diş macununun zararlı olduğunu ve bırakın çürütmeyi engellemesini çürümeye sebebiyet verdiğine dair bir yazı okudum. o günden beri sadece diş ipi kullanıyorum ve macunsuz şekilde dişlerimi fırçalıyorum. çürük de, ağız kokusu da, sararma da gitti.

ya birçok diş hekimi kullanın bunu diyor da, neden acaba?
sağlıklı bir insan böyle bir kimyasalı neden kullanmalı ki her gün? yani bana bu açıdan bile kullanılması hiç mantıklı gelmiyor. tamam faydası vardır ama zararları faydasını örtbas ediyordur bence. ilaç mantığı gibi bakıldığı zaman rahatsızlık varsa kullanılmalı ama durduk yere insanın o ilaçları almasının zararı da tartışılmaz. ki diş rahatsızlığını da tedavi eder bir özelliği yok bu macunların. yani en ufak çürüğü dahi eski haline getirme şansı yok. veya diş taşını engeller mi? hayır... eee? sadece bir iki saatlik geçici ferahlık için mi kullanacağız bunu?

lokman-hekim.net

linkteki manşetler tipik balon habercilik örneği :))

ölüm saçıyor ne ya :D

ekmekle karın doyurmaya gerek yok, ben nutellaya kaşıkla dalardım direkt.

Jacques Torres'in dükkanında yaşardım.

tiramisu.

eti puf :(

geyik etine abardım. tam bizim damak tadımıza göre ama porsiyonu 30 euro.

geyik etine abardım. tam bizim damak tadımıza göre ama porsiyonu 30 euro.

gelin bohçası.

limonlu cheesecake ve filtre kahve.

kızılcık

goren de sanacak manhattan bulvarinda anket yapiyoruz. bi allahin kuluda adana, urfa, dolambac falan dememis. ne seker.

brownie

kebap. her türlüsü.

sufleeeee

peynirli doritos üzerine iskender eti üzerine salça sosu ve tereyağı

sufle, çikolata, cookie

sabahlara kadar abanırdım ohhh

magnum classic

pizza, burger çeşitleri, sufle, lazanya, kebap çeşitleri, ciğer, steak, profiterol, pasta.

unutumuşum lan: BİRA.

şarap+peynir
bir de yan gel osmana :P

EKLER. Bir sürü, bi dünya, milyarlarca, bi ton, bol kremalı, çıtır çıtır, okyanuslarca EKLER isterdim.

Sabah akşam öğlen hep ekler yerdim. Hep ama.

BENİ ÇİKOLATA YAĞMURLARINDAA YIKASINLAAAR.

mercimek köfteeee

Recep usta tava

Belcika cikolatasina

lazanya, pizza, icetea,tiramisu, dolma (bir tencere yiyebilirim),cips, bilimum makarna cesitleri.

dünyayı dolaşıp farklı şeyler yemek! özellikle de baharatlı yemekler, peynirler ve tatlılar, e tabii alkoller...

sanırım hakkında stres olduğum bir şey vardı

Sanırım kafama takılan bir şey vardı.

galiba stresli kılan bir şey vardı.

güneş sisteminden çıkarlarsa başka yörüngeye takılıp geri dönemiyorlar galiba o yüzden fazla uzaklara gidemiyoruz yoksa teorikte başka gezegenlerle karşılaşmak lazım.

yanlışım olabilir tabi, lise fizik bilgisi ile yazdım.

Edit: bir de güneş sisteminden çıkasıya kadar zaten bütün gezegenlerin hepsi güneşin etrafındaki o meşhur yörüngelerde dönüyor, o yüzden aşağı gitsek de güneş sisteminden çıkmadıkça görmüyoruz.

ancak güneşin yörüngesinden çıkmak lazım ki başka güneş gibi gezegenlerin yörüngelerindeki gezegenleri görelim.

www.youtube.com

Dünyanın aşağısı yukarısı diye bir şey yok. Biz uydurduk onları. Kainatta bir yerlerde portakal kadar bir dünya ve karpuz kadar bir güneş durmakta. Aslına bakarsan dünya sürekli güneşin etrafında yamuk yumuk döndüğü için, güneş bir de kendisi oraya buraya döndüğü için bahsettiğin yön sürekli değişiyor. Şimdi aşağı dediğin yer yarın sağ-sol olabilir.

Soruna cevap: henüz dünyadan çok fazla uzaklaşamıyoruz ama eğer gidebiliyor olsak her yerde/her yönde birçok gök cisimleriyle karşılaşırdık.

@free: hacı çok iyiymiş de sadece resimlere bakabiliyoz. ingilizce yok.
@kanepe: hacı peki o aşağı dediğim yerdeki gök cisimlerini gözlemleyebiliyor muyuz?

bi zamanlar bununla alaklı bi soru sormuştum:
eksiduyu.ru

ben soruya gülünmemesine, "hooahoahauaujk" denmemesine şaşırdım. belki ben de yanlış anlamış olabilirim, bilmiyorum.

dünyanın aşağısı diye bir şey yok ki. uzay araçları, atmosferden çıkan her şey dışardan bakıldığı zaman "aşağı doğru" gidiyor gibi görünecektir. hadi her şey olmasın, bi' kısmı yukarı bi' kısmı aşağı.

"dünyanın aşağısına gitsek sürekli"den benim anladığım şey, güney yarımkürede atmosferden çıkmak demek. çıkınca n'olur, hiç çıkmadığım için bilmiyorum tabii ama bi' şeylere çarpıp ölürsün yav. tek başına çıkılmaz öyle.

çizime aldırmayalım. sketchtoy.com

Big bang den itibaren oluşan uzay ışık hızında büyümektedir.
milyon yıldır ışık hızında büyüyor/genişliyor. ışıktan hızlı gidebildin diyelim, sonuna kadar ulaştın diyelim. Sonrasında ne var bilmiyorum. Boşluktan ötesi yoktur heralde.

Uzay daire/küre şeklinde genişliyor tıpkı balon gibi aşağısı yukarısı kavramı yok her yer uzay.

aşağı yukarı yok tabii, onlar tamamen izafi yani relative kavramlar. fakat farz edelim ki bir yöne doğru dümdüz gittik, o zaman evrenin sınırına gidilir galiba.

ne yöne gidersen git gezegen yıldız. samanyolunun ortasına doğru gidersen daha çok yıldız. en uzağa gidersen bozonlara çıkarsın belk. oralara gitmiyoruz ama hubble la bakıyoruz. 17 milyar ışık yılı uzağa kadar şimdilik görüyoruz sanırım, evrenimizin bildiğimiz yaşı da bu o yüzden.

kurabiyesepeti.com

cookiesepeti.com

petitcookie.com
délicieuxcookies.com

simdi aklima geldi,arkadasimiz da sizin gibi kurabiye,pasta siparisi aliyor. ismi duygu, duygulu kurabiyeler gibi bir sey bulmus. facebook'ta da boyle bir sayfasi var.bence hos olmustu. siz de kendi isminizle boyle bir kombin yapabilirsiniz.

@neferkitty malesef alınmış domainler

wehavecookies.com

kurabiyeinsani
kurabiyekurablaya

bir kişi de çıkıp demiyor ki:

kurabiyecanavari.com

@neferkitty
ilk aklıma gelen oydu maalesef erken davranıp onu da almışlar.

sekerhamuru.com
cookielove.com
iheartcookies.com
tazekurabiye.com
sicakfirin.com

tatlikurabiyem.com
benimtatlikurabiyelerim.com

kurabiyefirini.com

kurabiyefabrikasi.com

kurabiyepazari.com

kurabiyedunyasi.com

annekurabiyesi

kurabiyeler

kurabiyekokusu.com
kitirkurabiye.com
citirkurabiye.com
kurabiyem.com
benimkurabiyem.com
kurabiyesanati.com
pembekurabiye.com
kurabiyesiparisi.com
kurabiyesatisi.com
kurabiyesevdasi.com

kitirik.com

kurabiy.ee

parol + varsa antihistaminik türevi bir ilaç (alerji ilacı diye bilinenler)

nurofen cold tarzı ilaç varsa tek başına o da yeter

nurofen cold flue candır, fakat unutma nurofen insanı çok terletir, eğer soğukta içip terlersen geberirsin, bu arada 2 şer 2 şer kullanılıyor.

aile hekimine gözük, orta kulak iltihabına çevirdiyse eğer antibiyotiksiz geçmez.

Genelde yatakta kullanıyorum, ama film izleyeceksem ya da oyun oynayacaksam sert bir zemine koyuyorum.

bataryasını çıkarıp prizde kullanıyorum. arada sırada, ayda 1-2 defa bataryayı takıp kullanıyorum. Bataryayı full bitirip kapalı halde şarj ediyorum. %100 dolana kadar çekmiyorum. 2 ayda bir şarj dolduktan sonra hemen çekmiyorum, 2-3 saat daha kalıyor. kalibre ediyorum yani.

Benim fan delikleri arkada o yüzden sorun olmuyor yatakta. Ama eski laptopta kullaniyordum, ise yarıyor.

Uzun sure sabit kalacak ya da şarj aletinin kablosunun sorun yaratmayacak şekilde uzaklıklarda kulaniyorsam pilini "bosaldiktan" sonra cikariyorum. Li ion piller evet istediğinde şarj et bosalta uygunsa da sarja tak deyince takarim, dolmadan cikarmam.

sürekli şarjda kullanıyorum, bunu sormuştum yeni bilgisayarlardaki sistem şarjda iken prizden kullanıp bataryayı yormuyormuş o yüzden evde hiç çıkarmamak gerekiyormuş.

sadece prizde kullanmayın. evdeyken hem pil hem de prize takılı olsun. pil ömrü ne yaparsan yap azalacak zaten. ben 3 senedir devamlı pil + priz kullandığım halde hala 1.5-2 saat gidiyor. diğer türlü anakartı falan yakma ihtimalin var evet.

aynı şey değil. homolog kromozomlar biri anneden biri babadan gelen şekil ve büyüklük açısından aynı olan kromozomlardır. Kardeş kromatidler ise herbir kromozomun kendi kopyasıdır.

Şu şekilden devam edelim: upload.wikimedia.org

İnsan gibi diploid genoma sahip organizmalarda, biri anneden biri babadan gelen ve kaba tabirle aynı görevlere sabip kromozomlardan her birine homolog kromozom adı verilir. Bunlar aynı geni veya regülasyon işlevini kontrol eden DNA zincirleridir aslında, farkları ise; kaynakları (anneden/babadan) farklıdır ve baskınlık/çekiniklik yönünden de farklılaşırlar.

Hücre bölünme zamanı geldiğinde, bu kromozom takımları replike olarak sayılarını 2 katına çıkarırlar. İşte yukarıdaki her homolog kromozom kendini kopyaladığında oluşan her iki kopya birbiri ile aynıdır ve kardeş kromatidler adını alır. Bundan sonrası hücrenin derdi, bizim için yeterli kısım böyle, hatam varsa bildirin mutluluk duyarım :)

hayır aynı şeyler değil. homolog kromozomlar ata bireylerden gelir. mesela insanlarda biri anneden biri babadan. birebir aynı değillerdir. sadece aynı konumda aynı özelliği şifreleyen genleri taşırlar. yani birinde yeşil göz rengi geni varken birinde kahverengi olabilir. ama kardeş kromatid, homolog kromozom çiftinin birebir kopyasıdır.

değil:

kromatin iplikler mitoz sırasında yoğunlaşır kısalır ve kalınlaşır kromozomu oluşturur.

kromatid ise; mitoz sırasında eşlenmiş kromozomun çubuk şeklindeki her bir parçasıdır.

mitoz öncesi dna eşlendiği için her kromozomun kromatid parçası aynıdır ve bunlara kardeş kromatid denilir.

homolog kromozom ise biri anneden biri babadan gelen kromozomlar.

mitoz sırasında homolog kromozomlar ayrılmıyor,
Mitozdan hemen önce, hücrede bulunan kromozomlar kendilerini eşliyorlar ve kısalıp kalınlaşıyorlar. Kardeş kromatitler adı verilen bu yapılar, mitozda iğ iplikçiklerine tutunarak ayrılan ve hücrenin kutuplarına çekilen esas yapılar. Dolayısıyla, her iki kutba da homolog kromozomların birer kopyası ulaşıyor.

yani kardeş kromatid homolog kromozomlardan kendisini eşlemiş parçaların kopyası.

hayatım boyunca şu olayı anlayamayacağım sanırım. hala anlamadım diyeceğim ama utanıyorum. kromatid dediğimiz dna nın tek zinciri değil mi. mitoz öncesi aynı zinciri kopyalıyor kardeş kromatid oluşuyor. birincisi kardeş kromatid olsa bile hem anneden hem babadan gelen genler var üzerinde. o zaman homolog kromozom için bu anne baba olayını söylemenin ne anlamı var. ikincisi mayoz öncesi olan homolog kromozom kardeş kromatit değilse nasıl oluyor da crossing over sırasındaki tetratlar şematize edilirken iki kardeş kromatid ve diğer iki kardeş kromatid arasında parça değişimi deniyor.

kromatin normalde dağınık halde bulunan dna parçaları.
hücre bölünme aşamasında değilse yumak şeklindedir bunlar.

ne zamanki hücre bölünmeye başlar bu kromatinler yoğunlaşır ve tek paketlenmiş halde kromozomları oluşturur.

fig.cox.miami.edu

burada kromatin dağınık haldeki sondan 1 önceki resim.

bunun paketlenmiş hali de kromozom.

bu kromozomlar ise kendisini kopyalıyor ve kardeş kromatidler oluyor en son bunlar da (kardeş kromatid) farklı kutuplara çekiliyor.

bak buradaki ilk hali yumak gibi yani kromatin iplikçikleri.

3.bp.blogspot.com

sonra bunlar çubuk gibi oluyor -- kromozom hali.

sonra da eşlenmiş kromozomların iplikleri kardeş kromatid adını alıp diğer kutba çekiliyor.

tabi ki lenovo

Ben de Lenovo diyorum.

lenovo

lenovo

lenovo

lenovo+3

tabi ki lenovo. fiyat/kalite olarak en iyisi...
bir daha hp ile lenovo yu karşılaştırmayın:)

4 senedir hp pavilion serisi kullanan biri olarak hp diyorum. 4 senedir birlikte program mı yazmadık, grafik mi yapmadık, oyun mu oynamadık bir kere teklemedi.

Isınma sorunundan şikayet edenler var sözlükte. Laptopu halının, yorganın vs. tüylü zeminlerde kullanırsan fana toz birikir. Ben 2 ayda bir fanı süpürgeyle bi temizlerim hala canavar gibi çalışıyor.

kiz alirsan tarsustan
laptop alirsan asustan

Lenovo hakkında pek fikrim yok ama eğer ucuz yollu bir şey arıyorsan HP'ye kesinlikle yanaşmamanı öneririm.

4 yıldır aktif lenovo kullanıyorum. taş gibi, tek arıza çıkarmadı bu güne kadar. canavar gibidir. ama hp kullanan tanıdıklarda hep arıza hep sorun.

teşekkür dedeim cevaplarınız için. sorarkende lenovo ağır basıyordu açıkcası ve kafamda soru işareti kalmadı sayenizde. bugün alıyorum lenovo. :)

lenavo kullanan arkadaşım servisinden çok çektiği için bana sakın alma demişti.

servis sürecinde süründürmüşler resmen, hp al demişti

hp ile mutluyum , memnunum.

lenovonun servisi sorunludur ama hp gibi zırt pırt bozulmaz.5 yıldır y530 kullanıyorum.ben onu bırakmazsam en az 2 yıl daha çalışır gibi.

lee

the nfc

burdan bak:

www.sportsdirect.com

kulaktan dolma yanlış bilgiler...

kedinin tüyü değil varsa paraziti tenya yapar adını da vereyim: ekinokokus granulosus

bunu engellemek için parazit ilaçları veriliyor aşı altında zaten, ayrıca karaciğerde kist yapar soluyup akciğerde değil.
ha paraziti varsa kılından da , soluma yoluyla yumurta vs bulaşır yani her şey parazit aşısında bitiyor.
(bkz: kist hidatik)

bana hep anne uydurması gibi gelir nedense..

bilimsel yanını bilmiyorum tabi..

tenyayı her türlü her an kapabilirsin.. o konuda sıkıntı yapma.. istediğin an kapında :)

1. Ciğerine gitme ihtimali yok çünkü ağzına giren şey ciğerine değil midesine gider insanın o da dışkıyla atılır. Ciğerine kaçması için soluk boruna girmesi lazım ki o da çok küçük bir ihtimal.

2. Parazitin kedinin aşısıyla falan hiç alakası yok. Eğer bünyen müsait değilse parazite bir şey olmaz müsaitse olabilir. Hayvan parazitten kırılıyor olsa eğer dışkısını 24 saatten fazla kumunda bırakmazsan parazitin sana bulaşma ihtimali yoktur. Kedi ve köpekten bulaştığı söylenen parazitlerin dışarıda yenilen iyi temizlenmemiş yeşillikten bulaşma ihtimali çok daha fazladır. Burada kist yapar çocuğun olmaz muhabbetine de deyineyim genelde kadınlara çocuğun düşer vs. derler bu da kedi köpekten değil eğer insan bünyesi müsaitse dışarıdan yenilen iyi temizlenmemiş yeşillikten olabilir.

3. Hayvana bağlı alerji olur maksimum. Parazit kapsan zaten ishal ve kusma yapar onun da ilacını alır 1 2 günde kurtulursun hayvan beslemekten ölünmez ki alerjinin bile çözümünü bulan buluyor :D

purusha'nın parazit konusunda söyledikleri doğru değil. aşı kesinlikle hem hayvanı hem sahibini koruyucudur.parazitli hayvanın dışkısından değil tüyünden de parazit yumurtası bulaşabilir. malum kediler ve köpekler kendilerini yalayan hayvanlar.
bunun dışında aşı olduğunda, evet hiç bir şey olmaz. yeni moda uyarı da "kedinin nefesinden uzak dur!" hay sikeyim bu uyarıyı yapanın nefesini :)

ya cidden çok teşekkür ederim. beynim yıkanmış uzun bi süredir, bunu fark ettim. kalın sağlıcakla.

akciğer kanseri mi? ama kedi tüyünün adamı kanser edeceğini pek sanmıyorum.. ama paylaştığın için sevindim, bunun için sordum neticede.

yahu alerjisi vs varsa kronik irritan yapan her şey kanser yapar.
ayrıca bizim ülkemizdeki sokakların pisliği yüzünden bu kadar parazit bulaşıyor hayvanlara, yurtdısındaki parazit aşılarının rutin uygulama sıklığı ile bizimkisinin arasında dağlar kadar fark var.
daha yerlere çöp atmama, sokağa tükürmeme,belli saatlerde çöp atmama gibi eğitimleri kazanabilmiş medeniyette miyiz sanki.
kendi pisliğimizi hayvanlar üzerine atmanın lüzumu yok.
sokakların deterjanla yıkandığı şehirler de var.

eğer kedi alerjin yoksa hiç bir şey olmaz.
1-bu güne kadar kedi tüyünden oluşmuş bir kist tespit edilmiş değil. bulunursa bu tıp tarihinde bir ilk olur. bir de ek bilgi kediler ayda bir kere filan kusar. bu temizlenirken yuttukları tüyleri dışarı atmak için gereklidir. bunlar yalandıkları halde bir ayda bu kadar tüy yutuyorsa ne kadar tüy yutabileceğin tahmin edersin (ayda 1-2 adet). o da kist yapmaya yetmez.
2-tenyayı kedi tüyü değil aşısı olmayan kedinin dışkısındaki tenya yumurtaları yapar. aşısız bir kediyi sevdikten sonra elini sabunla yıkman yeter.
3-doğru görmüşsün. 41 yıllık ömrümün tamamı kedi olan bir evde geçti. hala hayattayım kedi nedeniyle bir kere bile hastalanmış değilim (tırmık yaraları ayrı).

bizim kedinin aşıları tam değil ve her gece yanımda yatıyo bol bol da tüy döküyo ama bana bi bok olmadı şimdiye kadar.

Parazitle ilgili söylediklerimin yanlış olduğunu söyleyen arkadaşımı biraz araştırma yapmaya davet ediyorum. 3 - 6 ayda bir gaytada parazit testi yaptırıyorum ve her seferinde negatif çıkıyor, haşır neşir olduğum parazitli hayvan sayısını artık hatırlamıyorum bile. Bir seferde 15 - 16 kedi bakmak zorunda kaldığımı bile biliyorum ve kedi sayısı çok fazla olduğunda paraziti önlemek ve tedavisini yapmak çok daha zor oluyor, öyle bir dönemde bile bana parazit bulaşmadı. Yumurtalar eğer dışkı kumda 24 saatten fazla kalırsa hayvanın tüyüne bulaşır ve insana geçer. Parazit tedavisini yapmak hayvan ve insan sağlığı açısından kesinlikle çok önemli ancak hayvanda parazit var hemen bana bulaştı diye bir şey demek yanlış olur. Zira dışarıda yediğimiz marul maydonoz vb gıdalar çok iyi temizlenmiyor ve bunlar köyde yani inek koyun vb. hayvanların olduğu ortamda yetişiyor ve evde beslediğiniz hayvandan daha fazla risk altına koyuyor sizi.

genetiğin o seviyeye gelmesi için bi sebep? kafası kuş, altı köpek bi yaratıkla napcaz?

not: evet çok ciddiye aldım, genetikçiyim hacı

Müfettiş gadget'i yaptığımızda bunları da yaparız. Sanırsam hiçbir zaman.

e zaten insan dna'sı büyük oranda çözüldü insanı çözen köpeği kuşu hayli hayli çözer yani aslında kodlama açısından o aşamadayız ama ne gerek var? +1

bu kodu çözmek için dirsek çürütenler fantezi için değil organ hasarı oluşturan hastalıkların tedavisi için uğraşıyor.

Bir insana "kuş beyinli" demeden önce, insanın önce bir kendisine bakıp, mesela Türkçe dilbilgisini doğru kullanıp kullanmadığını kontrol etmesi çok hayırlı bir davranıştır. Zira sonra " Daha bağlaç meselesini anlayamamış adam gelmiş zeka öğretiyor" gibi bir çıkarım yaparlar, üzülürsünüz.

Soruya dönersek, bu işler oldukça maliyetlidir, sırf zevk olsun diye garip garip canlılar yaratmaya başlamaz sanıyorum kimse. Tabii bir de işin etik boyutu vs var.

neden gelsin hacı? gelmesin bi zahmet. şu anda yapılanlar yeterince korkutucu zaten, bi de bu olmasın. hiç gerek yok böyle ucubelere.

genetikle uğraşmaya gere yok. Doğal mutasyon, adaptasyon ve doğal seçi ile bu gibi hayvanlar kendiliğinden de ortaya çıkabilir.
Arkana yaslan ve doğanın keyfini çıkar.
Gerçi ömrün yetmeyecektir, ama bilmek bile kafi...

hocam photoshop bu seviyeye gelmis diye sevinmek lazimdir belki.

genetik o seviyede diye biliyorum ben. gene printer yapıldı bile.

ama böyle aptalca şeyler yapmak için sebep yok.

zarada var buna benzer birşey

derimod sandım ama değilmiş.
www.derimod.com.tr
benziyor ama :)

markafoni ve trendyol'u takip et bence sürekli derimod'un vs kampanyaları ile buna benzer montlar oluyor

mango'da da var bu tip ceketler

değil.

Çok hantal, iri ve kalın sesli bi kadın. Şahsen güzel bulmuyorum.

omuzlarından iriliğinden dolayı genel bakışla bakınca pek hoş görünmüyor gözüme.
ama çirkin de değil.mimikleri her yerde rahatça kullanmasını düşününce çirkin diyemiyorum onu herkes yapamaz çünkü.

burnu estetik ona rağmen kaba, gözleri güzel dudakları canlı programını izleyenler bilir dümdüz oluyor konuşurken bir tuhaf, dişler zaten full porselen e ne anladım ben bu güzellikten dolasıyla bu kadından çok daha güzelleri var , ama makyajla ve photoshop ile harikalar yaratmak mümkün tabiki de

bu arada doğal haline en yakın sayılabilir fotoşoksuz ama makyajlı hali:

www.medyafaresi.com

güzel değil

at surat

yakından gördüm, maalesef o klipteki havası yok.

erkek gibi davranan kadınlardan hoşlanmıyorum ya. değil bence.

ilginç bir güzelliği var bence. yüzü sabit değil. yüzü bir kadına yakışmayacak kadar uzun. kafa ve burun anatomisi(doğru kelime bu mu?) yüzünden çok güzel değil ama güzel hatun.

doğru makyaj yaptığı sürece de güzel.

değil. itici hatta.

Cok guzel bence o dominant tavirlari da ayri bir hava katiyor kadina..

Sıla müezzin ol namaza basliyalim..

degil

turkiyenin guzel kadinlari
cansu dere

güzel değil diyen erkeklerin omuzları sıladan daha dar vücutları sıskadır. çok güzel.

söylerim ama caiz değil.

olsa söylerim de ben yapmam gayrimüslim sevgili

ben işler iyice ciddiye binip kesinleştikten sonra '' bu benim kararım ve buna saygı duymanızı istiyorum'' der ve evlenmeden bi kaç ay önce söylerim.

o sürede gider mother in law ve father in law ile iyice muhabbeti koyulaştırır aileye kaynaşırım filan.

Soruyu din ile ilgili sormussun ama ermeni veya rum diyerek araya irklari da karistirmissin.

Arkadasin dediği gibi daha acik sorarsan daha iyi cevap alirsin.

Ben olursam soylerdim, caiz degil diyen arkadaş yaniliyor. Kitap ehli kadinlarla müslüman erkekler evlenebilir. Tersi durumda caiz degil.

söylenemeyecek bir şey değil

öyle bi ilişkiye başlandıysa zaten din sorun olmamalı sonradan. olacaksa ne diye sevdin .

soylemem, cunku umrunda olmaz kimsenin.
insan olduktan sonra gerisi teferruat.

Söylerdim. Ancak alevi olsa söyleyemezdim.

tabii ki. onlara ne. benim hayatım.

evet,rahatlıkla söyleyebilirim ve eminim onlar için de bir sorun yaratmaz

insan olduğu sürece problem olmazdı.

soylerdim.

neden bazi cevaplarda tik yok? mesela nickiyle oynayan yazar gayet normal bir cevap vermis

Musevi bile yazmışsın ama alevi yazmamışsın, şimdi de uçurur musun bu duyuruyu?

alevi yazmadım çünkü aleviler gayrimüslim değil ve kendim aleviyim. sizin gibi günah olduğunu düşündüğüm için de sorun etmiyorum. sadece iki tarafında farklı inanışlarının olması iki tarafında ailelerini korkutacağını düşündüğüm için sordum

Söylerim, hoşlarına bile gider, zira ben de oyleyim:)

#ganyotçu gibi mumsöndü esprisi yapanlara tik yok başka bişey var (:

zaten sormazlar. hani turk olmasina ragmen isimden falan anlarsa umurlarinda olmaz. yabanci ise de hic takmazlar. isterse ucan spagetti canavrina inansin. annem hep diyo zaten git olm bul birini evlen disarda konsoloslukta bi yerde. ugrastirma da beni bu yasta dugun dernek. supriz yap gel diyo :)

gayri müslimim sevgilim hangi dinden olursa olsun bunu rahatlıkla söylerdim. tabi kendisi ve ailesi yukardaki mallar gibi bu durumun caiz olmadığını düşünenlerse bırak aileme söylemeyi miranda kerr gelse siktir ederdim

diş hekimliği fakültelerine gidin adsm ve devlet hastanelerinden çok daha iyidir.

ankara , hacettepe ya da gazi.

başkent özel yoksa o da iyi tabi.

bir de özelde diş muayeneleri ücretsiz oluyor zaten.

bugün mü olmuş yoksa 2 gün önceki mi?

www.turkiyegazetesi.com.tr

Bugün oldu

polifazik uyku düzenine geçmişsiniz anlaşılan.

normalde çoğu kişi monofazik uyur, sizin dinç bir şekilde kalkmanız herkesin 6-7 saatte ulaşmaya çalıştığı ve esas dinlenmenin olduğu rem uykusuna 1-2 satte ulaşmanız anlamına geliyor olabilir ki bunu uygulamaya koymak isteyen çok kişi olup, 1 aylık bir uyku antrenmanı sonucu kazanılabilir bir şeydir ve vakitten kazanmak isteyenlerce uygulanır.

tek dezavantajı melatonin hormonu salgılamakta eksiklik çıkabilir bir ihtimal.

sürekli geceleri de uyumayıp çalışmaya devam eden bilim adamlarının yöntemi olduğu için dehaların uykusu denilir buna internetten araştırabilirsiniz :)

sözlükte de bunu uygulayanlar var:

(bkz: çok fazlı uyku)

Edit: bu nasıl başıma geldi derseniz de iyice bir düşünün zamanında sürekli uyanmak zorunda kaldığınız dönemlerde filan bunu kazanmış olabilirsiniz.

yani sizin dinlenme aşamasına geçmeniz için 6 saat beklemenize gerek kalmıyor , beyin bu süreci hızlandırıp 30-40 dakikaya düşürebiliyor polifazik uykuda.

@neferkitty

hocam o dinçlik çok uzun sürmüyor sorun o. diyelim ben akşam 23:00'da yattım gece 2:00 gibi kalktım. kalktıktan sonra öyle bir dinç oluyorum ki on kaplan gücünde hissediyorum kendimi, zihnim bile öküz gibi açık oluyor. ancak gelin görün ki saatler ilerledikçe özellikle öğlen saatlerinde iq bildiğin tek haneli rakamlara düşüyor. gün ortasında mal gibi bakınıyorum öyle. ama akşam saatlerine doğru o uykusuzluk hali yavaş yavaş gidiyor.

ben bir de 3 yıldır spor yapıyorum düzenli uyku lazım. en az 8 saat muhabbetini bilirsiniz zaten. bu yüzden bu uyku olayı çok canımı sıkıyor. yav tek isteğim 24:00 gibi yatıp sabah 6-7 en geç 8'de kalkmak. olmuyor ama bir türlü.

bizim ev ahalisine bakıyorum. istedikleri her saat uyuyabiliyorlar. uyumaları için uzanmaları yeterli resmen. ben ise her uykuyu bir zafer olarak görüyorum.

belki de bu kronik hale geldiği için melatonin eksikliğinden dolayı da olabilir.
bu uyku bozukluğu ile ilginen kliniklere gidin bence.

neferkitty yi dinleyip çok fazlı uykuyu araştır bence de.
www.polyphasicsociety.com şu sitede pek çok bilgi bulabilirsin.
uyku düzeni bozuk kişilerde uyku düzenini yeniden sağlamak için çok fazlı uyku düznleri kullanılabiliyor.
yalnız neferkittyde bilgi yanlışı var birazcık. ama benimki de tam olarak net olmayabilir. araştırdığım şeylerin bir kısmını unuttum çünkü.

6-7 saatte rem'e ulaşmaya çalışmak değil o durum. tek fazlıda gece önce derin uyku uyunuyor (sws diye geçiyor çoğu kaynakta) ve bu faz 90 dk civarı oluyor. rem daha çok sabaha karşı uyunuyor ve iki faz arası en az 90-120 dkdan az olamadığı için rem ile sws arasında hafif uyku uyunuyor. çok fazlı uyuyanların yapmaya çalıştığı bu kalitesiz hafif uykuları uyumamak.

sen en iyisi mi kendin iyice araştır:)

yanit b gibi duruyor.
she is losing her mind (aklini kaybettigini mi dusunuyorsun)
she spent all her money (tum parasini aptalca seylere harcamis)

did lost olmaz, she lost her mind olabilirdi. ama aklini yitirmesi genis zamanli, delirip sonradan duzelmemis, hala delirme surecinde.

C

C cevap. Net.

bence de b

c'de loses bile değil, c olamaz

genelde bu şeylerde geniş zaman kullanılır, çünkü aklını kaybetmesi sürece uzanan bir eylemdir, anlık bir olay değildir.
gerçi lose değil loses olması gerekirdi ama şıklar kalitesiz bu durumda.

b

cevap söylendiği gibi b.

"sence de aklını kaçırmıyor mu? geçen hafta bütün parasını aptalca şeylere harcadı."

c şıkkı olamaz çünkü "aklını kaçırır" gibi geniş zamanlı bir ifadeyi daha ziyade şartlı cümlelerde falan kullanırız. mesela,

"sevgilisi onu terkederse, aklını kaçırır."
"ofise kadar gelip ona uğramadığını öğrenirse aklını kaçırır."
"annesinin öldüğünü duyarsa aklını kaçırır"
gibi.

öte yandan malum cümledeki anlam,
"fazla hızlı sürmüyor mu" anlamıdır. yani o an hızlı sürüldüğünü düşündüğünüz arabadasınızdır, ya da araba yanınızdan geçiyordur, yani sürece bir şekilde ortak olmuşsunuzdur. sadece o ara çok hızlı kullanılıyordur. yani genel bir hızlı araba kullanma probleminden bahsetmiyorsunuz. öyle olsa cevap c olurdu.

"sence de düşüncesizce konuşmuyor mu" örneğinde olduğu gibi. o an öyle düşüncesizce konuşuyordu ki, bunu söylemek zorunda hissettiniz kendinizi. yani genelde yaptığı birşey değildi. öyle olsa cevap c olurdu.

gibi şu anda içinde bulunduğu, şu anda gerçekleştirdiği süreçlerle ilgili. dolayısı ile "is losing..." bu durumu karşılayan doğru gramer kalıbı oluyor.

-

fakat burada esas problem doğru şıkkı bulamamak değil. zamanla, sadece kulak dolgunluğuyla dahi doğru cevabı bulabileceğiniz sorular bunlar.

esas problem "did lost" diye düşünmenizde. simple past tense'i gözden geçirseniz iyi olur. hatta genel anlamda simple present tense'in tamamını. belli ki teorik olarak bir sıkıntı var. bu pratiklere ondan sonra devam etmeniz öğrenme sürecini daha hızlı kılabilir. aksi olunca baltalamış olacaksınız süreci. vakit kaybından tutun da zorlandığınız için yaşayacağınız motivasyon kaybının olumsuz etkileri vesaire derken bir bakmışsınız 2 aydır kitabı açmıyorsunuz. olabilen şeyler bunlar. hem de herkese çok sık olabilen şeyler.

did lost kullanmadı çünkü "did" zaten "do" fiilinin geçmiş hali olduğu için zamanı sağlıklı bir şekilde bildiriyor. bunun üstüne "did" fiilinden sonra bir de "lost" gibi geçmiş zaman formunda bir fiile ihtiyaç yoktur.

past tense'de;
düz cümlelerde (olumlu):
"she lost her mind." dersiniz. "did" kullanılmaz. zaten "lost" past tense formatında olduğu için anladık durumu.

sorularda ve olumsuzlarda ise "did" kullanılır ve fiil 1. haline yani present formuna döner.

"did she lose her mind?" (lost değil. çünkü gerek yok. did bize gereken bilgiyi veriyor.)

"she didn't lose her mind." (lost değil, yine aynı şekilde.)

Arkadaslar yanitlar icin tesekkurler evet kastim lose du zaten. Soruyu sabah 6 ya dogru yazdim kafam milyondu. Did le lost kullanilmayacaginibiliyorum :) ama gramarde eksigim cok o ayri.

cevap b

Did lost aslında kullanılabilir, vurgu durumlarında. Ama bu soruda did lost hiç bir şekilde kullanılmaz. B

İkinci boşluk "spent" olmak zorunda çünkü last week diyor, yani geçmiş zaman olacak.

Bu durumda A seçeneğini eliyoruz.

C olamaz çünkü "she lose" denmez, "she loses" denir. Seçenekte "she lost" dese o da olurdu.

Cevap B. Yani "she is losing her mind". Sence aklını mı kaçırıyor, diye soruyor.

@eksi sozlukte eksiyen adam
vurguda did lost değil, did lose denir.

olur aslında ama bir diş için şimdi zahmeti çok olur. aklımda bulunsun ekseriyetle lazım olursa söylerim teşekkür ederim.

20liklerini çektirç sadistçe ama öyle. gittiğim dişci 4ünü de çürümeden çektirdim demişti.

iş başa düşünce yapıiabilecek iyi bir fikir saol. 2. döneme kadar kullanabilirim 20liklerimi:D

ne zamana lazım?

2.dönemim komple onlarla uğraşarak geçicek o yüzden her zaman buldukça toplicam. 1.dönemin sonlarında başlarız heralde o da şubat ayını bulur o zamana kadar en az her dişten birer tane biriktirmem gerekiyor.

birkaç azı diş olacaktı bende ama memlekette şuan. unutmazsam göndereyim bir ara gittiğimde. hı bir de küçüklük dişlerim falan da var ama baya minikler işe yarar mı ki?

sanırsam küçüklük dişlerinde dolgu öğrenmicez ama diğer dişler çok iyi olur:)

yapamazsın ,
sandığının aksine öyle yerler değil oralar nil sayesinde yılda 3 kere verim alan ülkeler çok feci kan alırlar adamdan muz mafyası var olum delimisin

mersinde yap sen bunu.

@color
altı üstü muz toplayacağım olm mafya ne istesin benden?

@rm
seviyorum muzu ondan.
muz yetiştirilen bir afrika ülkesi olabilir.

afrika'da ciddi derecede mafya vs. var, gidilmez.

soruyu görünce aklıma jean claude van damme geldi.

geçenlerde biyografisini okumuştum kendisi profesyonel uzak doğu sporları ile ilgilenirken çok zayıf ve çelimsiz olduğu için buna ek olarak vücut geliştirmeye başlamış.

bence burdan yola çıkarak yaptığınız savunma sporunu bırakmak istemiyorsanız vücut geliştirmeye başlayabilirsiniz.

sadece savunma sporu yaparak hipertrofi sağlanmaz. destekleyici çalışma yapmanız lazım.

judo yap. hayvan gibiyim.

Judo'da da sikletler var biliyorsun, şişer misin şişmez misin bilinmez. Sınıf arkadaşlarımdan 2 tanesi judo ile ilgileniyordu ama biri 120 kilo, diğeri ise yaklaşık 60 kiloydu. 60 kiloyu üflesen uçacak gibi görürdük lakin o öyle değilmiş, sağlamlık açısından her ikiside iyiydi. Sadece dövüş sanatı seni şişirmez, ağırlık altına da girmen lazım gün aşırı.

Gidersin protein ağırlıklı beslenirsin, iştah açıcı birşeyler kullanırsın ayrıca, bir yandan da body building mis gibi olur.

Not: Ben basketbol oynadım gençliğimde amatör olarak. Bizde dahi bir spor salonunda ağırlık antrenmanları koyarlardı haftada 2 gün.

ama cevap vermediğime dair beni suçlamayı KES

tek cümle yetmez. çünkü "açıklayınız" diyor. açıklayınız dedi diye sayfalar doldurmayın. işin özünü anlatın diyor. işte 4-5 cümle olur, belki bir paragraf olur. yani sorulan şeye de bağlı bu. ama tek cümle olsa "açıklayınız" demez, "bilmemne nedir" der, "tanımlayınız" falan der.

''olayın aslı 40 sayfalık bir şey biliyorum ama yarım paragrafta en önemli hatlarıyla özet geçiniz'' demek.
gereksiz ayrıntılardan ziyade konunun esas kırılma noktalarını yazman lazım.

minion

minnak

minion köle demek ingilizce.buyruk altında olan gibi anlamları var.saçma olur böle isim.

kıtkıtkıt koyardım ben.

minidrobe

papyon

yogi

uçurtma

uğur böceği

zıpzıp

zıpır

hıçkıdık

Minium

kedi

kitty

papi

çoccuk

Minimini

Düddan

yumurcak

puf puf

eyvallah gençler büyüksünüz...ufkumuzu açtınız sağolun...

başın sağolsun..

ilk köpeğim geldi aklıma, zor bi durum, zamana bırakacaksın artık.

başın sağolsun. şu dünyadaki çoğu insanlara köpeği tercih ederim.

AcreaM'e düzeltisi için teşekkürler.