ben de bir kutsallık yüklemiyorum zaten sinemaya. ama insan festival filmine bilet alıp akşamın o saati oraya geliyorsa, sinema'ya en azından merakı ve saygısı var diye düşünüyorum. dikkatle izlemek istediğim, aylardır beklediğim film gelmiş nihayet, zar zor bilet bulmuşum. böyle bir filme gelen insan gerçekten sinemaseverdir diye varsayıyorum. ha böyle yazınca da yazar burda entel filmlere gitttiğinin altını çiziyor gibi olmasın ama herkesin ilgi alanları var, sinema da benim için ciddi bir ilgi alanı.
o ışık o karanlık ortamda yanıp yanıp sönünce 5 dakika da bir, insanın ister istemez dikkati dağılıyor. yoksa dışarda, cefede, yan sırada falan bana ne, ne kadar sık bakarsa baksın.
sigara örneği verdiğiniz için ona da değinmek istedim, mesela otobüs duraklarında kanunen içmek yasak, ama ısrarla o durağın daracık alanına girip içiyor. hele hava yağmurluysa, tıkış tepiş bir alanda o kokuya maruz kalmak gerçekten işkence. içmeyen insanlar o dumanı solumak o kokuyu çekmek mecburiyetinde değil ki? ya da otobüs sırasına giriyor, kapıya kadar içiyor o sigarayı, son nefesi de derin çekip pof diye arka tarafta ki insanların suratına doğru üflüyor.
bunun benim o ışık, ses, duman ve kokuya hassasiyetimle bir ilgisi yok ki, toplu hareket edilen alanlarda başka insanlara saygı göstermekle alakası var. bu saygı gösterme meselesini yok sayacak kadar insanların zihninde olan ne, onu anlamaya çalışıyorum.
0