bu üç resmi ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilmeden 3 akımdan birine kesin sokmak çok zor, zaten bu tarz birbirini takip eden akımlar arasındaki farklar tek sanat dalı üzerinden anlaşılamayabilecek kadar birbirine geçkindir.

carucci için elin duruşunun farklılığından bahsedebiliriz, üçü arasında en "yapmacık" duran bu resim. maniyerizm resimde yapmacıklık olarak kendini gösterebiliyor mesela.

buradan bişeyler oturmalı kafanda: uyur-yazar.blogspot.ru

Rönesans portresinde simetri baya bariz, mariyerist kategoride olan resimde ise surat 14.yy resimlerindeki biçime benziyor ama ayrıntılar ve ışık bakımından sonraki bir dönemde olduğu kesin. barok kategoride olanda ise simetri çok da belirgin değil, zaten kıyafet ve şapkada simetriden hiç söz edilemez gibi. şeklinde tanım yapsam hatalı olmuş olmam o zaman değil mi?

Yeni keşfedilen ilaç molekülleri bazı klinik deney safhalarından geçiyor. Faz1,fa2,faz3,faz4 şeklinde. bu faz çalışmaları öncesinde laboratuarda hücre kültürleri ve deney hayvanları üzerinde deneniyor, ilacın yapacağı işi yapıp yapmadığı ve bu işi yaparken başka şeylere zarar verip vermediği, toksikolojisi vs.idealize bir duruma ulaşmak söz konusu değil, hayal ettiğin etkileri yapacak molekülü bulmak sentezlemek kolay değil çünkü. vücutta her olay başka birçok olayı da tetiklediği için, hastalık sebebi olan tek bir reaksiyonu tek başına düzeltecek moleküller üretmek mümkün değil. bu yüzden yapacağı işi iyi yaparken diğer sistemik etkileri de kabul edilebilir düzeyde olan moleküller seçilip geliştiriliyor. böyle bir molekülü bulduk diyelim, peki bu ilaç şu an mevcut tedavilere göre ne kadar avantaj sağlıyor? kullanımı ne kadar güvenli? bunu da işte faz çalışmalarından öğreniyoruz. mesela bulduğumuz ilaç bir kanser ilacı olsun, a kanserine karşı verilen x ilacı hastaların ömrünü istatistiksel olarak (buna sağkalım diyoruz)3 ay uzatabilmiş.bizim bulduğumuz ilaç 6 ay uzatabiliyor tezini ispatlayabilirsek ilaç ruhsat alır ve piyasaya çıkar. tabi bunun için geniş bir örneklemde farklı ırklardan farklı yaş gruplarından olup hastalığı benzer düzeylerde, benzer sağlık durumlarına sahip kişiler üzerinde deneyler yapmalıyız. mesela, ilacımız 4 ay uzattı sağkalımı ama bunun yanında yan etki profili x tedavisine göre daha düşük. bu da olumlu denebilirse de buna karar verecek merci genelde FDA'deki ruhsatlandırma uzmanları oluyor.ilaç geliştirme konusu yüksek gizlilik içerdiği için bu konudaki bilgiler pek açıklanmaz. gelişmeleri takip eden biri en fazla yeni bir ilacın faz3 yada faz4 aşamasında geldiğinden haberdar olabilir. bunun altındaki seviyelerdeki bilgiler gizlidir. yanıtlayabildim mi bilmiyorum, soru varsa yanıtlamaya çalışırım.

Daha güzel açıklayamam herhalde o yüzden çokluk da görünsün diye yazıyorum, curukturpkokusu+1

Teşekkür ederim, oldu bu curukturpkokusu : )

Curukturpkokusunun dedigine ek olarak moleküler ilac dizaynlari da su an yeni sayilabilecek bir alan. Nanopartikullerin vektorlerle hedef hucreye gönderilerek dna ya da rna sentezinin baskilanmasi ya da değiştirilmesiyle hastaliklar tedavi edilmeye calisiliyor. Gen terapi, antisense terapi vs diye geciyor. Sağlıklı hücrelere zarar vermeden direkt sorunlu hucrenin duzeltilmesi ya da yok edilmesi buyuk avantaj olduğu icin ilac calismalari gelecekte bu yone daha cok kayacak diye bekleniyor.

daha çok bilgi yok mu? eski mi, hareketli mi, tarzı nasıl? bulasım geldi de :D

yanlış hatırlamıyorsam 90'lar şarkısı şarkı hareketli ama sözler hüzünlü :D

ibrahim tatlısesin bir şarkısına benzettim ama kadın demişsin. arabesk şarkıcılardan biri olmalı.

cozulmez.

7 yukle ?

Tabi ki çözülmez : ) windows classic teması seçince emulator oyunlardan başka bir şey çalıştıramaman gerekirdi o zaman. Yükseltmen şart

Hafız XP'mi kaldı, supportu çoktan bitti. Artık doğru düzgün flash, java update bile gelmiyor.

Git Windows 10 al yükle. Paran yoksa linux kur makinaya. Fakir misin nesin?

Hocam 7 calisir sisteminde
Aynisi xpnin daha rahat
Bir de ssd cak
Ram i 3 ya da 4 yap 2 bile olur ama 3 4 rahat ettirir
Rahat et
10 falan kurma tiksinirsun

sadece microsoft üzerinde çalışan uygulamalarınız yoksa ubuntu kullanın hem güncel hem kafa rahat, steam vs. de var sanırsam.

bir soruda bu kadar bölebilirdin insanlığı

bandana mi

Solcu kızların evde kaldığı gerçeği. Bu çıktı yazdıklarından :d

Evet bandana. :)

Valla gözü açık, başka nasıl tarif edeyim bilemedim

Bandana olamaz bu hairwrap da denilen şey, ama geleneksel bi adı vardı. Fotoğraf atmıştım aslında ama yğklenmemiş

Sıla tokası.

Tek kelimeydi ekaterina (o.o)

rastalı saçlarda çok kullanılıyor bu. geleneksel adını bilemedim.

bildiğimiz saç ipi değilmi la bu

Raşa mıydı neydi, raşa sanırım ya evet

Bufflari soylemiyorsunuz, değil mi?

saç ipi evet. eski bir adet değil o yeni moda.
eskiden evlenince zülüfler kesilirdi bekar kızların zülüfleri kesilmezdi.

I ım, diil... Bir yerde bir adet vardı böyle. Şimdi çatlayacağım yımırta gibi

ateba

Instagram help ile iletişime geçebilirsiniz.

Ama onlar ulaşılamayan e posta adresi olan, be facebook bağlantısı bulunmayan profilleri geri veremeyeceklerini sss'de yazmışlar

belki çok yardımcı olamayacağım; ama geçtiğimiz günlerde, ta lisede açtığım ve kullanmayı 8-9 yıl önce bıraktığım bir hotmail adresime erişmeyi başardım. biraz karman çorman bir süreçti. yıllardır 2-3 tane şifreyi döndüre döndüre kullanmamın da faydası oldu ama bir şekilde başardım. msn.com adresinizi geri almaya biraz daha uğraşabilirsiniz.

dua

içerisinde direkt olarak meryem'e sesleniş var.

"ave maria" şeklinde başlaması yeterli bunu anlamak için. devamında ise meryeme övgü yapıldıktan sonra insanların günahları için ölüm saati geldiğinde dua etmesi isteniyor.

kısacası bu bir dua.

meryemana.net'te de dua kategorisine alınmış.

meryemana.net

ilahiler ise kutsal kişiliklere seslenme ve onlardan bir şeyler dilemekten ziyade ölümlülerin kendi kendilerini telkin ve mutlu etme amacı güdüyor.

duanın şahane bir versiyonu:

www.youtube.com

zumbara

duyuruya verilen cevabi bilmiyorum ama busuu.com olabilir aradiginiz

livemocha'da olabilir, ama livemocha rosetta stone'a satıldığından beri bitik halde... hiç bakmana değmez eğer oysa

interpals var da türk milleti abazan damgası yemiş..

unbouncepages.com/cooltag/

bu olmalı?

busuu. ben birine türkçe öğrettim o da bana amarga ingilizcesi öğretti

9Gag in ne olduğunu biliyor musun?
peki Buzzfeed?

9gag da içimi sıkıyor artık çok uzun zamandır bakıyorum oraya, tarif edemediğim tuhaf bir iticiliği var artık :/ buzzfeedi duyuyorum ama daha önce uğraşmadım, bakayım bir

nordiksimit.org
twitter.com

Bi çözümü yok, uzadıkça bonusa dönüşeceksin.

abi bonusluk bi durum yok. sadece kulağın üstündeki saçlar kıvrılıyor. kulak hizasındaki daha doğrusu. diğer taraflar düz.

saç düzleştirici alıp düzleştirebilirsin ya da argan yağı kullanabilirsin. argan yağı kıvırcıklığı tamamen almaz ama saçları açtığı için daha az kıvırcık olur.

en kesin çözüm ise dediğim gibi saç düzleştirici. philips ve braun modellerine bakabilirsin.

benim saçlarım da yanlardan kabarık, tepesinde de garip bi şey var. berbere gidiyorum, adam "6 ay kestirme bunu, toparlasın" falan diyor. galiba çözümü yok. benjamin franklin gibi geziyorum aq.

düzleştiriciyi tüm saçına uygulaman gerekir yalnız, yoksa öndeki perçemlerini düzleştirmiş tülerik saçlı apaçi kızlara dönersin. bence çok az köpük sürüp kurutma makinesiyle elinle düzleştirerek kurut saçlarını. ya da bi fön fırçasıyla çok özenmeden kurut, düzleştiriciden çok daha doğal durur ve az uğraştırır.

o sıralar bende de aynı sıkıntı olmuştu hatta ense kısmıda kıvrılıyordu. düzleştirici sıkıntıyı çözebilir ama bence sık dişini :)

Bu bende de vardı, saçını tarıyor musun bilmiyorum ben tarıyordum. Düz olsun falan diye yapmadığım kalmadı meğer sorun orda değilmiş.

Birgün kızın biri tarama saçını bakalım dedi, gir banyoya şampuan ve krem kullan tarayacaksan kremliyken tara sonra yıka çık ve havluyla kurula. Makine kullanma kurutmak için. Ellerinle saçlarını hafif hafif sık avuç içinde. Sonucunu görelim.

Ben de yaptım bunu, sonuç bambaşka oldu. Ertesi günü bonus olmayan bukle bukle saçlarla yeniden doğdum. Meğer kıvırcıkmışım, haberim yok.

Oluyor öyle, sen de kıvırcık değilsen bile baya dalgalıdır saçların heralde.

Mimarlık değil de mimarlık tarihi ile ilgili metin araştırabilirsiniz. Onun yerine klasik arkeoloji tezlerini araştırın derim, istemediğiniz kadar kaynak bulacağınıza eminim. Kitap olarak Vitruvius'un mimarlık üstüne on kitap'ı var. Orda dor ve ion düzenlerinin karakteristik özelliklerinden de bahsediyor mesela. Arkaik, Klasik ve Hellenistik mimari notları konusunda yardımcı olabilirim isterseniz, ancak Roma'yı bu sene alıyorum.

fazla genel bir konu gibi geldi. mimarlik tarihinde bunlar binlerce kez yapildi karsilastirildi.

evet genel bir konu lakin ilgimi çekiyor. öneriniz varsa buyrun söyleyin :)

konuya ilginize lafim yok sadece biraz genel oldugu icin makale, kitap onermek zor oluyor. biz o donemleri genel olarak mimarlik tarihi/ sanat tarihi derslerinde slaytlarla karsilastirarak (orneklere tek tek bakarak) ve de 19 yy ve 20 yyda cikan dusunurlerin, mimarlarin bu donemlere bakarak kendi donemlerine nasil yansittiklarini okuyarak ogrendik. o yuzden direkt olarak referans vermek haliyle zor oluyor. baslangic olmasi acisindan Kostof, Spiro, A History of Architecture: Settings and Rituals'a bakabilirsiniz. ayrica internette benim lisansta aldigim derslerin online olarak yer aldigini gordum. bu derslerin icinden yunan ve roma kisimlarini izleyebilirsiniz (hepsi var mi emin degilim ama olmasi lazim). bu hoca ozellikle bu konularda uzmandir.
ocw.metu.edu.tr

aklima gelen baska bir sey de ronesansta bu classicism'in iyice irdelendigidir. alberti'den tutun brunelleschi'ye kadar herkes classical architecture'u bu donemlerden sentezlemistir. eger bu da ilginizi cekiyorsa, tafuri okumak ilginc olabilir (piranesi uzerinden). bir baska donem de neo-classicism... iste bu konular da cok arastirildi, yazildi o yuzden gercekten derine inmek gerekiyor (siz boyle dedim diye aliniyorsunuz ama ben de ayni sorunu yasiyorum tezle ilgili).

yunan ve roma mimarisinde tapınak plan şema değişimlerinin ekonomik-dini ve siyasi nedenleri" şeklinde bağlanabilir.

afyonda yaşayan bir arkadaş hep eşek sikiyor..balladıra ballandıra antıyor birde

evet yaygındır. eskiden ne kadar yaygındı bilemem ama günümüzde yaygın olduğu bilinmekte.

ben bu ülkede böyle şeylerin şehir efsanesi olduğuna inanmıyorum.

eşeği bilmiyorum ama tavuğun yapıldığına şahit oldum.

+1 rocknroll

kırsalda küçük yaşta evleniyor zaten insanlar. hani heryerde var sapıklar onlarda kırsalda doğarsa eşek şehirde doğarsa damacana sikiyor.

Türkiye gibi bir ülkede yasıyoruz;13 yasında kıza onlarca adamın tecavüz ettigi bir ülkede.Sanirim cocuğa acımayan eşeğe hic acımaz.

ne diyorsun bu ülkede ördek sikildi, damacana sikildi?

Mesele eşeğe acıyıp acımamak değil. Ülkede cinsellik tabu. Küçük bir köy yerinde yaşadığınızı düşünün, herkes herkesi tanıyor. Zaten köylerde kaç hane var? Bütün köy ahalisi akraba olmasa dahi birbirini tanır ve öyle sevgilini koluna takıp dışarı çıkamazsın. Pardon sevgili mi dedim? O çok zor, nişanlını.

İşin başka bir yönü yine cinselliğin tabu olmasından kaynaklı. Bu tabuya sahip insanlar evlenecekleri kişide bakirelik arar, evlendiği kız bakire değilse ve o da onunla birlikte olan kişiyi tanıyorsa ne yapar eder bir husumet çıkarır.

Mesele cinsellik. Köydeki bir adamın kızının sevgilisini sorun etmeyeceği tarihe kadar o eşeklerin gün yüzü görmesi zor.

Mesele içler acısı evet, ama hiç şaşılası değil bana göre...

''bilmiyorum mutlaka vardır'' gibi yorumlar gelmiş. zannedersin ki bütün ülke eşek sikiyor... kızıyorum efendim böylelerini görünce

cevap olarak ise benim arkadaşımın dayısı yapmış o dediğini o da güle güle anlattı bize yani evet var.

şimdi eşşeğin damını kendi pipine hizalamak için çukur kazıp eşşeğin arka ayaklarını çukura sokuyorsun. veya kaplumbağa bulup üzerine çıkıyorsun. yani işin içinde kaplumbağada var.

not: ben apartman çocuğuyum, ilk canlı eşşeği 14 yaşında gördüm.

Bu ülkede yaşanmaz dedirten şehir efsaneleri ama hala şuan bile çoğu kişinin kendini tatmin ettiği bir gerçek, askerdeyken bir eleman demişti yozgatın köylüğünde yaşıyor, o kadar zevkli ki abi dudağına yapışmak istiyorduk ama uzanamıyorduk.

şehir efsanesi. herkes anlatıyor, duyuyor ama kimse birebir şahit olmamış. tabi yok da demiyorum; ama öyle anlatıldığı kadar yaygın değil.

sütçünün ineklerine bile hallenen oluyomuş.

@japon askeri
Nasi sahit oldum? Gordun mu?

bizim köyde de adada yapıyorlarmış :/
şu an sanmıyorum ama duyduğum isimleri düşünürsem*70-80-90ların ergenleri gidermiş.

anadolu üniv radyo tv. Çok iyi bir eğitimi varmış. RTS bölümünün MIT'si gibi bişey.

ben tercih etmek istediğim yeri tercih ettim panpa. aralarında bunlardan birisi yoktu o yüzde cevap veremiyorum çünkü ben bunların hiçbirine dahil olarak rahat edemezdim. bence sen de buna göre düşün. biri diğerinden daha çok kazandırmayacak zaten.

edit: bir de üniversite bazında değil de, istediğin bölümün akademik kadrolarını araştırarak yap bence tercihlerini.

@shejia Anadolu Üniversitesi'ndeki bölüm Sinema-Tv , radyoya dair bir eğitim almazsınız. Ayrıca eski tadı kalmamıştır son zamanlarda maalesef :(

Bir şey olmaz devam et..

böyle söylenmesinin nedeni balığın tazeliğinden emin olunamadığı içindir.doğru değil şöyle düşün balık mezeyle harika gider ve meze olarak haydari ya da beyaz peynir servis edilir.

hohho... 4 saat içinde yediğin şey öğütülüp barsaklarda süzülüyor. ye iç sorun olmaz. balık ve yoğurt tazeyse birlikte bile yenir, böyle yemekler var hatta.

www.e-tarifler.com

www.yemektarifleribul.com

lezzetler.com

(bkz: yoğurtlu balık körisi)

(bkz: sütlü balık)

(bkz: balık ve süt ürünü tüketmenin zehirleyici etkisi)

balık taze ise sorun yok.

kim cikartiyor bu hurafeleri?

10 yıldır hiçbirşey olmadı bana, üstelik ertesi gün değil aynı gün yiyorum ben. bunlar bitakım uydurmalar

okuldaki hocam böyle, bir de bir arkadaşım var liseden o da böyle. ayrıca birçok japon insan böyle.

(bkz: house m.d.)

barbaros şansal, hasan pulur (yazar tabii, konuştuğuna rastlamadım), celal şengör, demirel, erdal inönü (özal'ın "küçük turgut" lafına verdiği cevap efsanevidir), tanıdığım bütün dedeler

nef'i de bu ayardan, 2. entry, tevriyeye gel.

ilber ortaylı.

can yücel

ferhan Şensoy. (bkz: ferhangi şeyler)

nejat uygur.allah şifa versin.

olabilir.
doktora gitmek güzeldir. geçmiş olsun.

olabilir. böyle başını öne eğince alnında, göz çevresinde falan ağrı, dolgunluk hissi oluyor sinüzitsen.

Sinüzit zor iş... Doktora git ve yeni başlıyorsan cidden kolay gelsin. Ama sinüzit olsan o ağrıdan duramazdın tüm gün. Mesela kafanı koparma ihtiyacı hissediyor musun? Eğer buna evet derken sümüğün akıyorsa büyük ihtimal sinüzittir. Yaz geldiği zaman bol bol denize falan dal, foşur foşur boşalıyor ne varsa.

+1 merena, evet. kafandaki doluluk hissini söylemeyi unuttum, kafanı eğ ve gözlerini dinle. onları duymuyorsan sinüzit değildir heralde.

hayır şu an sadece sabahları burnumu temizlerken ağrıyor biraz. şimdi kafamı eğince bir problem yok. ama burun akıntısı bitmiyor. saat başı bir poşet selpak bitiriyorum. rengi de yeşil ve koyulaşıyor gittikçe.

burnuna limon sık biraz hemen temizler.

autodeskin sitesinden öğrenci için tam sürümü indirebilirsin. eksiği yok.

students.autodesk.com

ya da illa deneme istiyorsan verecekleri seri numarasını kullanmazsın

ben tam sürümü bulamazsak deneme de olur diye öyle demiştim. ama bu tabii ki daha harika, çok çok teşekkürler!

Hergün aynı şeyleri yiyerek zayıflayamazsınız.

evet karbonhidrat var ama çok bir şey değil yani diyeti bozmaz

kalori hesabı yanlış bir hesaptır, önemli olan yiyeceklerin biyolojik değeridir.

300 kalori fındık çok çabuk yanıp, kaliteli enerji verirken; 300 kalori glikoz geç yanar ve yansa da enerji vermez.

bu yüzden yanlış hesaptasınız. biyolojik değeri nasıl hesaplarsınız? sorun kendinize ''bir mağara insanı taş devrinde bunu yiyebilir miydi?'' cevabınız evetse onu yiyin, hayırsa uzak durun.

bu kadar basit.

taş devri döneminde insanların üstünü kaplayan santimlerce yağ tabakasını niye atlıyor acaba, "taş devri diyetini" öneren insanlar. bunu anlamıyorum işte.

o dönem insanın soğuktan korunabilmesi, uzun süre gıdasız dayanabilmesi için insan bolca yağ depolardı. o yüzden "taş devrindeki insan bunu yiyorsa, ben bununla zayıflarım" mantığı, ömrüm hayatım boyunca görebileceğim en büyük saçmalık.

en basitinden açın taş devri insanını temsil eden resimleri, oradan görün.

dünyada hiçbir şey bana "taş devri insanının yediğini yiyin" saçmalığını mantıklı bulduramaz.

thuck isimli arkadaşın mesleğini merak ediyorum. ben şahsen 2004 yılından beri diyetisyenlik yapıyorum.

Taş devri insanının yiyebileceği şeyler: et ürünleri, deniz ürünleri, süt ürünlerinin bir kısmı, sebze, meyve, her türlü yeşillik, bakliyat, fındık, ceviz vb. bunları bulabilirdi bir şekilde.

Bulamayacağı şeyler: Pasta, kek, tatlılar, bisküvi, çikolata, hamur işleri, kısacası süpermarkette görebileceğiniz her türlü paketlenmiş yiyecek. bunu ayırt edebilmek için pratik bir zeka yeterlidir.

taş devri resimlerine şöyle bir baktım da bütün herkes kaslı. arkadaşın önerisi üzerine ''temsili'' resimlere baktım. yani çizim bunlar :) ama yine de baktım.

bütün bunlara ''saçmalık'' deniyorsa, bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkün diyerek konuyu kapatmak istiyorum.

taş devri insanının yediğini yiyinden kasıt, çok malzeme karıştırmadan, zaten besinin içinde bulunan doğal yağın üstüne ekleme yapmadan tüketin. doğadaki haliyle besinleri tüketmeye çalışın demektir ve işe yarar.

ayrıca, rahat edecekseniz neolitik ve daha erken dönem ayakizlerinden yapılan kilo hesaplamaları hiç de öyle kilolu olduklarını göstermiyor bu insanların.

bu geldi aklima ama degil sanki: www.imdb.com

bu oabilir. www.imdb.com

Mona Lisa smile?

hayır, the nun's story'ymiş filmi buldum. ama mona lisaya da bakayım.

Sitede sıkıntı yokta normal 8 mbit bağlantı ile imkansıza yakın upload yapmanız en temizi seed box almanız tl de tutunmak isterseniz.

tL'den bir şey indirmeyeceksin, öyle bakacaksın takip amaçlı kullanacaksın. yakaladın mı aynı içeriği indirebileceğin tonla tracker var.

oncelikle kufur edecekseniz de anasi babasi haric diyin;

ben orda 100kusur gb ratiomaster yaptim bir iki sene once. hala yer mi bilmiyorum. o ratio yetiyor bana uzun bir suredir.

zamundam var, genelde onu kullaniyorum. TL de aradigim dosyayi bulamiyorum bir turlu, elli tane mp3 seyi cikiyor sonuclarda kufur ederek kapiyorum.

vip üyelik alırsan ratio sorunu olmaz, üyelik bitene kadar sömürebildiğin kadar sömür. ama sonra yenilemezsen atıyorlar siteden hemen.

çevrendeki insanların türkiye'nin ortalamasını yansıttığına emin misin? bence taş çatlasa %0.2 falandır.

15

tokat gibi bir şehirde bile bu kadar çoksa her tarafta vardır.

İnsanin cevresi genelde kendisi gibi insanlardan olusur, benim arkadas cevremde ateistlik orani yuzde 90 lari bulur, ama tabi nufusun tamamina vurursan yuzde 1 i gecmez diyorum.

+1

istanbul, izmir gibi şehirler'de hafife alınmayacak bir ateist nüfus var. aynı şeyi adana için de söyleyebilirim. bunlar dışında türkiyenin doğusunda da ateist nüfus gittikçe artmakta. bununla beraber birçok üniversite'de de ateist veya teist olmayan nüfus oldukça fazla.

ancak nüfusun geneline vurunca %5 gibi bir oran olacağını düşünüyorum. yine de evet, gittikçe artıyor. yıllar öncesiyle bugün karşılaştırılınca bu gözlemlenebilir bir şey çevresinden haberdar birisi için.

ama esas olarak türkiyedeki müslüman nüfus nedir? malum, savunma belli hepsi "günahkar müslüman" içki desen içiyor; küfür, yalan dizboyu. namaz desen hak getire, ama iş sevişmeye gelince hepsi birer tavşan gibi...

bunlar benim için kötü şeyler değil; ancak bizim ülkenin müslümanlarının ateist olan insanlardan tek farkları sadece inanıyor olmaları, ötesi yok.

bence olaya böyle bakmak lazım biraz

pardon, torrent nerede legaldi acaba?

her yerde yasadışı. türkiye'de nasıl davranıyorsan öyle takıl. indirme veya sömürme sınırı olsaydı söylerlerdi herhalde, ya da söylemişlerdir de senin haberin yoktur, bir soruştur bence

legal olan yahut olmayan torrent değil. az ayık olun. dosya paylaşmakta bir sakınca neden olsun, ama o dosyanın telif hakkı birinde ise ve paylaşıma izin vermediği halde bunu yapıyorsan honolulu dışında her yerde suç işliyorsun demektir.

@sparkle kiddle anladım, teşekkürler de telif hakkı mevzusu ilk olarak siteye ve paylaşımcılara patlar değil mi?

torrent bir site değil paylaşım aracı. paylaşan kimseler senin gibi kullanıcılar. şöyle anlatayım sen x dosyasını o dosyayı paylaşan insanların bilgisayarından çekiyorsun. eğer ayarları değiştirmezsen o x dosyasını indirdikten sonra sen de kaynaklardan bir ioluyorsun. başka biri o x dosyasını indirmek istediğinde senden de veri çekiyor. yani kullanıcıyken kaynak da oluyorsun. temel mantık bu. ancak torrent suç ama vundan ceza almak yüzmilyonlarda bir ihtimal.

pek bi numarası yok.

değildi benim için.

paran varsa gel.

paran yoksa gelme burası bombok biyere çıktı.

istanbulda yasamak guzel de ogrenci olmanin pek bir numarasi yok.

acik konusmak gerekirse, izmir'de, eskisehir'de ogrenci olup daha sonra istanbula yerlessem cok guzel olurdu.

ogrencilik hayatindan bi bok anlamiyosun yani istanbulda.

pahalılık olayı abartılıyor bence.Şu an bulundugum yerde ayda 1200 gidiyor..bu kadar rahat olamasam da yine çok sıkıntı olmaz sanırım

2. sınıfa geçince unutursun. istek mistek kalmaz.

bence çok güzeldi, en çok özlediğim zamanlar.

Eskişehir'de, İzmir'de öğrenci olmak daha güzel sanırım.
Ve fakat işin yüzünden eninde sonunda mecburen İstanbul'a gelmen gerekecekse 4 yıl önceden gelip bağlantılar kurmak iyi bir şey.

tamamen okula bağlı ordaki ortama bağlı, ama bak tamamen diyorum

istanbul'da yaşayıp izmir'de öğrenci olan birisi olarak konuşuyorum.

izmir daha güzel öğrenci için. istanbul gün geçtikçe bombok olmakta...

hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum. orta halliyim. (istanbul'dan önce izmir'de ikamet ediyordum)

yeteri kadar paran varsa (2000+ aylık) çok muhteşem. yeteri kadar paran yoksa çok büyük fakirlik oluyor.

e çünkü ekşi++ silindi yeni bilgisayarda. hesabınla alakalı değil ekşi++ sonradan edindiğin bir program sadece bildiğim kadarıyla.

dolayısıyla, tek tek yeniden toplamalısın.

local olarak kaydediyordu en son bildiğim kadarıyla yani o bilgisayara ulaşman lazım ama artık çok geçmiş :(

yok alma bence çok çocuk işi.

bir iki sene takar sonra kuzenime veririm ya, olma mı?

valla açık diyorum bunu giymiş hafiften eli yüzü hafif düzgün(hafif dedim dikkat edersen) olan yada sempatikimsi (bak o kadar da demedim) evlenme teklifi ederim.

hah:) güzelmiş. ama almayın bence. kar maskesi almak uygun olabilir ihtiyaca göre.

bence al çok istemişsin eğlenceli günlerde, eğlenceli ortamlarda takar hevesini de alırsın

Al da ev dışında giymeye çalışma bence.

çocuklar parmağıyla gösterip gülecek, tüm krolar suratına aval aval bakacak, toplum baskısına hazırsan al bence sempatikmiş.

hacı sen sevmişsin madem al diyeceğim ama çok komik duruşu var.

bence beğendiysen al... her insan farklı giyiniyor, şimdi takım elbisenin üstüne bunu giysen olmaz tabi (yine bile giyerim diyorsan al) ama genel giyimin de böyle çok klasik bir şey değilse, al. dünyan mı yıkılacak yahu...

erkekler icin olani olsaydi ben alirdim kendime

derhal al!

çözene kadar akılım gitti ortadaki beyaz şeyin mankenin yüzü olduğu anlayınca çözdüm. :))

bir yerde gösteriye falan çıkacaksan al. 27.yaşındasın tamam içindeki çocuğa saygım var ama gülerler insana.

almadıgın zaman ıcınde kalıcaksa al bence.

genelde bornova'da olur publar, küçük park taraflarında turlarsan illaki gözüne çarpan bir yer olur.

edit: bornova'yı da gördüm biliyorum, aradığım gibi orda da yok dersen, yapçak bişi yok panpa.

birinci kordonda var böyle yerler barı olan, takılabileceğin..fakat adı aklımda değil şimdi :/

iş teknoloji olunca murphy bile apışıp kalıyor, adamlar güncelleme verir gibi her saniye yeni bir telefon, laptop vs. veriyor piyasaya.

Murphy Kanunları söz konusu olduğunda Teknoloçiyi dikkate alma. Ne zaman ne çıkacağını, nerde neyin ne kalitede üretildiğini bilemezsin ve hep "ah biraz daha bekleseydim" diye düşünürsün.

Ama öteki türlü Murphy Kanunları'ndan kaçış yok.

Marcus Kanunu:
Her zaman daha iyisi vardır.

hocam sürekli teknoloji gelişiyor falan tamam ona yapacak birşey yok.

ama mesela birşey alıyorsun, internette dolaşırken bir bakıyorsun aynı fiyata çok daha iyisi varmış. ama araştırırken bulamıyorsun onu işte.

murphy kanunu degilde sanki o an onu alma heyecanıyla kitlenip başka noktaları göremiyoruz gibi düşünüyorum bana da çok oluyor internetten alışveriş yapıyorum bitiyor öyle bakınırken daha iyisini daha ucuza görüyorum aynı site hemde. tamamen dikkat kaybı olduğunu avına kitlenmiş kedi gibi oluyoruz ondan sanırım.

kuzu kuzu
çöp dana

malzeme ayni ama cop sisin etleri daha kucuk kesilmis

kuzu şiş kuzu etinden yapılıyor. çöp şiş herhangi bir hayvanın etinden yapılabiliyor.

kuzu şişten kastedilen genelde etin kendisidir. çöpte mi metal şişte mi yapıldığının bir önemi yok, ayrıca etin türü de belli

çöp şiş diyince, gidip metal şiş kullanılmaz tabi. otantik havası var. baya uzun tahta çöplere diziliyor et. etin türü belli değil, aye-aye eti bile olur yani.

kuzu çöp şiş isteyebilirsiniz mesela.

elma-armut olayı kısaca.

çöp şiş, etlerin daha ufak kesilerek dizildiği kebap çeşididir. danadan da olur kuzudan da.

kuzu şiş sadece kuzudan olur. parçaların boyutuyla ilgili bir kriter yoktur.

Çöp şiş Ege de, Kuzu şiş Maraş, Antep, Hatay da yenir:)

Daha hızlı indirme. Daha çok içerik. Daha kalıcı içerik. Eski içeriklerde bile seed edilme vs.

paylaşım zorunluluğu.

ücretsiz(yada açık) sitelerde paylaşım zorunluluğu yok, dolayısıyla indirdiğin şey torrent olarak hali hazırda orada olmasına rağmen, göndericisi olmayabilir. sen de ağzı açık bakarsın. göndericisi olsa bile, kağnı hızında gönderiyor olabilir.

kapalı sitelerde, 1 gönderici olsa bile bu oldukça sağlam bir gönderici olur genelde ve herkese yeter (seedbox olayı vb)

kısaca, daha geniş yelpazede daha sağlam ve hızlı download yapabilirsin. tabi upload yapmak şartıyla.

torrentleech mesela, muazzam bir film arşivleri var, her yerde bulamayacağın şeyler. ayrıca son hızda indirebiliyorsun; ama film dışında çok fakir bir içerikleri var.

zamunda'da her telden çalıyor... güzel yine de.

amaa demonoid vardı ki, benim canımdı o :( artık kapatıldı...

davetiyesiz sitelerde daha çok mainstream şeyler bulabilirsin. özel torrent sitelerinde ise popüler olsun olmasın, yeni olsun eski olsun envayi çeşit şeyi bulabiliyorsun. bir de tabi herkes seed ettiği için daha hızlı oluyor.

ama "ben imdb'de minimum 10.000 oy almış filmlerin adamıyım, vizyon filmleri adamıyım, maksimum alternatifim david lynch'dir, lars von'dur, daha da alternatifiyle işim olmaz" diyorsan gerek yok tabi.

Ben turk novayı kullanıyorum mesela az kullanıcı az içerik az paylaşım oranları tutturmak zor oluyor bayağı mesela.

Arena TR davetiyem olsa güzel olurdu ama kimsede yok galiba

@efrasiyab87, davetiye gönderdim. heba etmezsen sevinirim.

her gece işte ufak sek süt harbi yapar mıki yav küçük çocuklara neden içiriyorlar ki ozaman haklıyım bence.

sütün kilo aldırmada çok etkili olduğunu sanmıyorum faydalı diye içiriyorlar çocuğua kalsiyum vs herneyse.
polen aldık biz balla karıştırıyoruz her sabah bi kaşık. bütün vitaminler var. et ekmek makarna pilav tavuk yumurta böyle şeylere aban biraz

sevdiğin yiyecekleri ekmek arasında yemeye çalış. mesela kızarmış tavuk, marul, domates vs ekmek arası ye. sütle tatlı falan yap basit sütlü tatlılar var.

aynen hocular et süt hepsine abandım denildiki sigarayı bıraktıktan 1 ay sonra kilo yaparsın yok alamadık ya.

bol bol bira iç ve hiç kalkma yerinden.

bira içersem sigaraya kendimi teşvik ederim o olmaz dost.

et, sut; bunlar hep saglikli ve protein bazli seyler. kilo yapmaz kolay kolay.
findikta protein ile birlikte yag, elma armut balda saglikli seker olsa da ne kadar etkiler bilmiyorum. sagliksiz seyler de onermek istemiyorum; o yuzden daha cok yeyin derim ben. gözle görulur derecede kilo bir kac ay alir saglikli bir sekilde.

akşamları yatmadan bir muzu soyup nutella ile ye

ufaktan spora başla.

muz yarar mı işe yav he bide fiskobirlik fındık ezmesi alıyorum haftalık geceleri yatarken düzenli olmuyor ama yine alıyorum .

spor evde istikrar sağlamıyor hacılar.

yavaş yavaş alman daha iyi. spor yap. temiz havada uzun yürüyüşlere çık. bütçen iyiyse deniz kenarındaki restoranlarda ya da daha lüks yerlerde yemek ye. yani kendine özel olduğunu hissettir. yemekten önce bir şey yeme.

süt tok tutar fazla yedirmez,
sigarayı bırakmışsın şimdi yapman gereken;
bol bol kola iç, cips ve dondurma ye.
sağlıksız bir kilo alma şekli olsun sana.
fazla acele etme hacı yavaş yavaş olacak.
sporla destekle.

beyin ye.

çok zayıf değilsen sırf kilo almak için sağlığını bozma. belki de milletin eleştirilerinden etkileniyosun çok fazla, boşver.
gece yatmadan 1-2 saat önce makarna ye :)

www.bodytr.com

sadece bu özellik için kullanılan bir site değil ama livemocha.com var.

her bölüm sonunda mikrofon'a konuşarak metin okuyorsunuz ve ingilizceyi (ya da hangi dili öğrenmeyi seçtiyseniz) anadil olarak konuşan kişiler sizi değenlendiriyor, yorum da yapıyorlar.

ayrıca video dialoglar da var, yani karşınızdaki video'ya konuşarak müdahalede bulunup olayın gidişini değiştirebiliyorsunuz, sonra bu video da kontrol ediliyor.

ayrıca jetonlarla telafuz ve yazma değerlendirmesini uzman kişilere de yaptırabiliyorsunuz.

edit: tabi ekrana çıkan cümle yine ingilizce o kısmı unutmuşum.

bir süre sonra eğer içinde havuçları varsa yumuşamaya başlar, bu artık bitirmeniz gerektiği anlamına gelir. 1 aydan önce bir şey olacağını sanmam ama.

edit: içinde havuç yoksa, hafif küflenmeler de görebilirsiniz onları kenara atıp içmek öldürmüyor, birçok kere deneyip gördüm. ama bitirmeniz gerek artık tabi bu olduğunda

bir de şalgam suyu değil :/ şalgam.

şalgam memleketten gördüğüm kadarıyla yapıldığında serin yerde oldukça uzun süre dayanıyor (aylar mertebesinde), turşu gibi. ama sadece suyu olunca daha mı çabuk bozulur o konuda net bir şey söyleyemiyorum.

Evet elimde sadece suyu var, pet şişeye doldurulmuş bir şekilde. İçinde havuç filan başka bir şey yok.

Turşu suyu gibi düşünün, dayanır epey..

derinden sarsıldık.

cidden şaşırdım lan. rıza babayı hiç görmedim; ama adını duya duya bi hal olmuştum.

vaynısını.

hayatım asla eskisi gibi olmayacak artık.

(bkz: kadın teyzenin teki çıktı rıza baba)

skandal

vay anasını dedim ve bu arada ikisinin görüntüsünü gözümün önüne getirdim. iki kelimeyi söyleyene kadardı şaşkınlığım. insan insanın yeğeni olabiliyor arada. tv'de görünenler de öyle.

şaşırdım, ikisini de severim. (diziyi izlemiyorum), olabilir gerçi, akrabalık hali...

google çok aranan kelimelerin listesini yapıyor onlara bakarak popüler olayları yakalayabilirsin daha çok ziyaretçin olur.

tumblr'dan gördüğüm kadarıyla millet deli gibi kedi fotoğrafları olan blogları takip ediyor ilginç şekilde.

öyle değişik sevimli şeylerin olduğu siteleri sanırım arada bakarım içim açılır diye takibe alıyor millet.

porno diyenler olabilir ama yapmasınlar :/ milyonlarca var, seninkinin ne özelliği olacak?

belli konulara yönelik (örn: sinema eleştirisi, moda vb.) hakkında bir blog açıp başarılı olursan da ancak belli bir kitle içindeki insanlara ulaşabilirsin, keza siyasi bir blog da böyle olur sanırım.

ancak rastgele, absürd ve mizahi şeylerin olduğu bloglar insanlar tarafından daha sık takip ediliyor bence.

ama reklama tıklanma konusunda da yine ayrılır heralde bloglar, örneğin pornografik içeriğin bulunduğu bir blogda reklamlara tıklama oranı daha fazla olabilir, genelde kişinin amacına direkt hitap eden reklamlar olacağı için.

yani insanlar kedi fotoğrafı bakarken kenarda çıkan tatil köyü reklamlarına(vb.) tıklamak istemeyebilir.

zormuş lan bu iş

part-time işler falan kovala. o iş eskisi gibi kolay değil, ki eskiden de pek kolay değildi. özgün içerik bulman falan lazım. en basitinden, sen en son ne zaman bir sitede reklamlara tıkladın ki milletin senin sitende tıklayacağını düşünüyorsun?

Bloğumu incelemenizi şiddetle öneriyorum: www.nedirnasilkimdir.com

finans, teknoloji, bilim, moda gibi birçok konuda hergün paylaşımlar yapıyorum. İyi bir blogger olmak için öncelikle sitemi ziyaret edebilirsiniz. İşinize mutlaka yarıyacaktır.

çay koy da içelim

durum genel olarak hayatına yayılmaya başladıysa koşa koşa psikiyatriste ve aynı anda psikoloğa git. ben erteledim erteledim sonra mala bağladım. şimdi zor çözüyorlar.

tarkan dan öp'ü aç dinle.
iyi gelmezse bilgisayarı kır.

ben olsam siktirederdim o arkadaşlığı.

not: faşistim.

mevzunun ayrıntılarını yaz yolla. bi senaryo yazalım hep birlikte. kanal d dizi yapsın..
şaka bi yana senin için rahat degilse görüşme.

arkadaşlar, anne ya da baba ya da kardeş gibi birlikte yaşama gerekliliğin olan kişiler değil sonuç olarak... adı üstünde, sırtını yaslayabileceğin birisi değilse, eğer anlaşamıyorsanız, eğer ortaklaşa yapabileceğiniz bir şeyler yoksa, eğer birbirinize sonuna kadar güvenemeyecekseniz

ne anlamı var?

tabi yakın bir arkadaşlıktan bahsediyorum... sonuçta yakın arkadaşlar birbirlerinin hatalarını ya da yanlışlarını kapatıp ihtiyacı olduğunda yanında olurlar herhangi bir gereklilik hissetmeden, sadece öyle yapmak istediği için.

mesela bu çocuk bu zıt görüşü nedeniyle birgün senden gelip yardım isterse tepkin ne olacak? ya da hayatta ortak başka bir amacınız var mı?

@hope ender +1
teröristten dost mu olurmuş ?

sizin yaşadığınız görüşayrılığı üzerinden konuşmuyorum ama görüşlerimin paralel gitmediği veya paralel değilse de ortak en ufak bir noktada buluşamayacağımı hissettiğim kişileri tutmuyorum etrafımda. ergenlikten beri böyle. az arkadaşım var ama kafam rahat. öteki türlüsü zaten arkadaşlarıyla kakara kikiriden başka sohbet etmeyen insanlar için mümkün.

eger kokeninizi merak ediyorsaniz (sahis olarak degilse) genographic.nationalgeographic.com belli ucret ve dna ornegi vererek ogrenebilirsiniz. dogru imis yaptiranlarin bildigini teyit ediyor (mus)

tam olarak bilmiyorum ama ankara nüfus müdürlüğü ya da bağlı oldugun nüfus müdürlüğünde arşivler oluyor osmanlıca sanırım bizimki öyleydi yani en azından onları açtırabiliyorsun ve osmanlıca tercüman tutuyorsun tabi bu kişiyi müdürlükler buluyor. belli bir ücreti var mı yok mu bilmiyorum ama ben ödemedim

aile köklü sayılabilecek bir aile değilse çok zor :/

yaşayan en yaşlı akrabanıza sorun bakalım eski tapuları, faturaları kimlikleri, ölüm ilanlarını vs. saklıyor mu... ya da kendi annesinin babasının açılmamış bir sandığı, kişisel eşyası vs. var mı?

ancak resmi belgeler üzerinden gidilebilir nüfus kaydı yoksa ki bunları da örneğin miras hakkı için kullanacaksanız ve bahsi geçen akrabaların soyadı yoksa, onun soyundan olduğunuzu ispat etmeniz gerek ki çok zor ve uzun süreçler bunlar

1700'e kadar olan verilere erisme ihtimaliniz var, oncekiler de var ama arastirmaniz icin ugrasacaginiz burokrasi cok agir.

mezar taslari(veya kayitlari varsa) oradan nesil atlaya atlaya birseyler bulunabilir.

şimdi baktım 1820 ye kadar bulmuşuz istanbuldaki nüfus müdürlüğünden.

Para, para, para.

kimse sırf güzel diye gidip bi kadına para vermeyeceğine göre...

This Girl's Life (2003)
bak bakalım buna...

iyi para getiren bi meslek. amerika'da güzel genç kızlar arasında çok yaygın. kendi ahlak değerlerinde çok yüz kızartacak, ayıplanacak bir şey olarak görülmemesi muhtemel. çoğu zaten gece klüplerinde tanımadığı insanlarla cinsel ilişki yaşayan bir nesil için porno çok ta garipsenecek bir olay değil.

neresi masu? orospunun teki işte.

masum görünüyor dedim. yani görüntüsünden bahsediyorum.

sasha grey.

Bence o verdiğin örnek melek yüzlü, masum felan değil. En pornocusu o hatta.

neresi masum aq, gozlerindeki sinsiliğe baksana, ruhunda var orospuluk.

zevk alıyordur? o kadar kolay para ve şöhret getiren başka iş yoktur? siz kader kurbanı diye görüyorsunuz da hatunun hayat felsefesi budur belki?

sahsa grey de çok güzel değil yani, bi kayden kross, nicole aniston dururken.

yalnız o verdiğin linkteki kız çok mu çok güzelse ben de kainat güzeliyim kardaş, onun pornocu olması senin bakış açına göre normal yani.

görüntüsü hiç de masum gelmedi, bakışlarından şehvet akıyor kadının.

sasha greyi beğeniyorum. kolay kolay kimsenin de ondan güzel olabileceğini sanmıyorum. ciddiyim dostlarım bu konuda. herhalde 16-35 aralığındaki kızlar arasında yüzde 1 lik dilime çok rahat girer. neyse bu zevk meselesi. ha tek bir filmini de izlemiş değilim. sanılmasın ki pornosunu izledim, çok iyi tokuşuyor, ondan beğeniyorum. pornocu olması da bana göre normal değil.

ek olarak hiçbir kadının sırf zevk için pornocu olacağına inanmıyorum. çok başka yolları var. en fazla teşhircidir, o da ruh hastalığıdır zaten. bana sanki "zevk için yapıyor" diyenler fantezi kuruyorlar gibi geliyor. ha varsa bu konuda teziniz buyurun seve seve dinlerim. inanırım da aklıma yatarsa.

masum derken de "görüntüsünden" bahsediyorum. masum olmadığının farkındayım.

ben daha masum pornocuya denk gelmedim.

şöyle panpa.

diyelim ki bir inancın yok ve sevişmeyi de seviyorsun. bunun yanında vücudunu da beğeniyorsun. insanların seni görüp ağızlarının bir karış açık kalmasından da çok hoşlanıyorsun.

sana diyorlar ki, gel bize hem seni dalyan gibi adamlarla hayvanca seviştirelim, bunu da bütün dünya görsün, üstüne de çuvalla para ve şöhret kazan.

seni bilmem de bok yolu değil, benim için olsa olsa el doradoya giden yol olur o.

sorun burada sasha greyin senin mutuluğun ve zevkin için çalıştığını ve bundan mutsuz olduğunu düşünmende. ama ne sen ne de başkası onun zihninin ucunda bile değilsiniz, kadın kendi uçkuruna göre yaşıyor. istediği adamla sevişip, istediği restoranda yemeğini yiyor, istediği yere tatile gidip, istemediği yerde bulunmamayı seçebiliyor.

louis theroux in bi belgesel denebilcek arastirma sayilabilcek degisik tarzda bi programinin konusuydu bu.

onu seyredince hayatinda bir daha seyretmezsin muhtemelen.

of be kardeşim. kadın güzel mi diye sormadım ki. kendimce örnek verdim.

haci bu kadin 21 yasinda birakti o isleri oyuncu ve model oldu. wikipedia dan okunabilinir.. ismi yazilmis yukarda

dış görünüş ile insanları değerlendirmemek gerekiyor

kesin bu durumun bilimsel bir arastirmasi teorisi felan yapilmistir arayip bulmak lazim net de. bin türlü ayri insan tipi var bu duruma gelmeye meyilli insan var, hayatta yapmam, ölürüm de yapmam diyen var, tabu olan kültürler var mesela bizim ya da bizim ki gibi olmayanlari var mesela amerika, almanya..

Verir kanka durduramazsın. Hele de gavursa asla.

Sasha Grey değil de nette ne hatunlar var bu işe bulaşan. Aklınızı alır. Geçen bir tane hatun gördüm, kedi gibi kıyamazsın ama meğersem kız nete haritasını, topografyasını salmış bile erotik poz işinden. Onların çıplaklığı algılayışı fekaket farklı.

bu kadının çok daha masum ve güzel göründüğü fotoğraflar var. en şirret göründüğü fotoğrafı seçmişsin :)

30 net bir senede yapılır heralde...

livemocha.com

bu sitede takılabilirsin internet ortamı olarak. hem almanlarla kaynaşıp muhabbet edersin, hem de soracaklarını sorarsın.

senin kökenin mi benim kökenim mi?

@evrenos gazi hacı sinirlenme.sadece siz ne dersiniz tarzında sordum bu soruyu.akademik bir çalışma yürütmedim tabii ki.ama orta asya insanına benzemiyoruz bu da zorla olacak birşey değil.şahsen orta asya kökenli olmaktansa yunan kökenli olmayı yeğlerim onu da söyleyeyim.

elbette ki hayır. alakası bile yok. hitit neree rum neree bugünün yozgatlısı, ankaralısı nere. ve hatta antik yunan için bile bugünkü yunanlılar demek zor.

anadolu çok büyük bir gen havuzu. büyük bir kısmımız doğu akdeniz, ortadoğu ve balkanların orta asya'dan gelen türklerle karışımıyız.

ulus/ırk kavramı ırkçı kardeşlerimizin belirttiği gibi kesin çizgilerden oluşmamakta yani.

imkanı tabi ki var : )

sadece evet, saf bir etnikten söz etmek sadece türkiye için değil dünya için oldukça zor bugünlerde. bu ise toplumlar arasındaki bağların artışıyla alakalı kuşkusuz.

ancak anadolu için saf bir etnik yapıdan söz etmek iyice zor, dolayısıyla iç anadoluda hitit kökenli batıda rum demek de çok zor.

batıdaki rumlar ne kadar rum öncelikle?

aiol, ion ve dor göçleri olmadan orada yaşayan halklar yok muydu? tabi ki vardı, koca arzawa krallığı, wiluşalılar ve diğerleri... dolayısıyla batı anadolu rumları bu kişilerle karışan bir rum kimliğine sahip, bugünkü batı anadolu yerlisi ise bu karışımla karışmış durumda.

güneydoğu içinse sümer, akad, hatti gibi sayısız karışımdan söz edilebilir. ve kendilerini hattiler olarak adlandıdan hititler de kuzeyden anadoluya geldiklerinde bu halklarla kaynaştılar ve bugünkü yerliler onlardan çok daha sonra bambaşka insnaların karışımıyla, üstüne bu bölgeyle kaynaştılar.

friglere ve taaa orta avrupadan iç anadoluya gelen galatlara(keltlere) hiç girmiyorum bile.

çok geyik bir genelleme olacak ama doğruluk payı mevcuttur:
1) Türklerin Orta Asya'dan gelişi bir anda olmadı. Daha doğuda her boş buldukları yere yerleştiler. Anadolu'ya gelenlerin büyük bölümü ise Kafkaslar ve Hazar civarından onlara katılan kabilelerdi. Yani Azeri, Çerkez, Hazar, Tatar vs. gibi. Tabii araya bol miktarda Gürcü, Ermeni, İranlı da karıştı. Orta asya'dan geldiği kesin ve karışmamış olan tek millet "yörük"lerdir.
2) Omuzların geniş, renkli saçlı veya gözlü, bronz tenli, keskin yüz hatlı, uzun boylu vs. isen safkan orta asyalı olman zor.

annemizden. şüphen mi vardı?

herkes çok güzel açıklamış öncelikle.

ek olarak, türk halkının kültürel olarak orta asya ile bağları çok kuvvetli. esasen bunu inkar etmenin bir gerçeklik payı yok.

ve işte orta asya'dan göç eden halk, anadolu halkları ile karıştı ve günümüz toplumu ortaya çıktı.

göçten kasıt da hurraa diye hepsi birden gelmedi. yavaş yavaş oldu. özellikle selçuklu-doğu roma tarihini iyi okuyunca anlaşılıyor. 10. yüzyıl ve sonrası.

sennin kökenin yerleşik rumlardan veya ermenilerden veya bir başka milletten gelebilir doğrudur, ancak ben incelediğim zaman bizimkilerin ki taa yavuz döneminde yerleştirilen yörüklerden geliyormuş. Yörükler ise konar göçer oğuzlardır. biraz daha araştırınca oğuzların 1071 civarı ve sonrası irandan geldiklerini irandan önce de orta asya ya kadar köklerinin dayandığını öğrenebiliyoruz.


kısaca benim kökenim orta asya.

sana gelince, 1920lerde bayağı tecavüz olmuştu, ermeniler ve yunanlıların uyduladığı. Belkide dölün oradan geliyordur üzülme bence=)

yine bazı arkadaşlar başlığa milliyetçilik kusmuşlar sağolsun.İTÜ İnsan ve Toplum Bilimi bölümü öğretim üyesi, antropolog Timuçin Binder ne demiş bir bakalım.
GELENLER YÜZDE 10-15

* Genetik araştırmaların Türklerle ilgili ortaya çıkardığı en büyük sonuç ne?

Türkiye'de yaşayan insanların büyük bölümünün 40 bin yıl önce de bu topraklarda yaşamış olmaları. Yani Türkler 1071 yılında Anadolu'ya gelmedi hatta 40 bin yıldır buradan kıpırdamamışlar. Bu topraklara aitler, Orta Asya'dan geldiği söylenenler buralı aslında.

* Orta Asya göçü olmadı mı?

Oldu ama gelenlerin sayısı çok az. Gen araştırmaları bugün Türkiye'de yaşayan insanların ne kadarının Orta Asya kökenli olduğunu ortaya çıkartıyor. Buna göre Türkiye'nin genetik yapısı tarih öncesi dönemde bugünkü şeklini alıyor.

* Göç edenler ne kadar az?

Bu rakam ortalama yüzde 10-15 civarında. Yani Orta Asya'dan bu topraklarda yaşayanların yüzde 10-15'i gelmiş ve nüfus yapısını da değiştirememişler. Hiç de Orta Asya'dan Anadolu'ya 'bir kısrak başı gibi uzanan' bir durum söz konusu değil. Orta Asya göçü bir efsane. Zaten gelen az sayıdaki insanın geni de çok daha kalabalık yerli toplulukların içinde kaybolmuş. Ayrıca gelenlerin Türk mü, İranlı mı veya Afgan mı olduğunu da bilmek çok zor.

(bkz: haploid)
(bkz: haplogrup)

(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)


shop.nationalgeographic.com

tüm insanların afrikadan yayıldığını düşünürsek

hepimiz zenciyiz

kökenimiz karma. göçler, ipek yolu dönemindeki trafik, bir sürü ırka komşu olma, deniz ülkesi olma, ticaret derken kimler kimlerle halvet olmamıştır ki? :)

dinlemiyor olabilir. bazi seyleri kontrol altinda tutmaya calisirken, dinlemeyi ve dusunmeyi unutuyor olabilirsin.. dinle..

Kendiniz de söylemişsiniz, heyecan yapıyorsunuz. En iyisi kısa kısa sorular sorarak anlatılmak istene şeyi pekiştirmek. Bir süre sonra sıkıntınızı yenersiniz.

Edit: cümlemi düzelttim.

bu gibi durumlarda bir psikiyatriste gitmek iyi oluyor. iyiki yaptım dediğim nadir şeylerden oldu benim mesela.

gidin yani... iyi bir şey.

giriş çıkış saatleri olabilir, kalitenin özellere nazaran düşük olması olabilir

temizlik, odaların daha kalabalık oluşu, mobilya ve diğer eşyaların kalitesi

daha kalabalık olunca daha da kirli ve gürültülü oluyo, 8 yada daha fazla kişiyle ayı odayı paylaşmak kolay değil. bide yönetim sürekli açık arar tavırda rahatsızlık veriyomuş, söylendiği saatten erken girince bile sorun yaratan yurtlar olduğunu duyuyorum.

temizlik en başta, yurtların birçoğu çok kirli. özellikle bornova yurdu felaket.

bu kış sıcak suları bile doğru düzgün akmadı. kaloriferler aynı şekilde... bununla ilgili müdür hakkında inceleme başlatılmıştı diye biliyorum.

giriş-çıkış saatleri berbat. erkekler için bildiğim kadarıyla en geç 11de içerde olunmalı. böyle değilse bile 12yi kesinlikle geçmez bu süre.

odalarda 4-5 kişi kalıyorsun ve sahip olduğun tek şey yaklaşık 30x100cm lik bir demir dolap, bildiğin asker dolabı. her şeyini koyabileceğin tek şey bu. bunun dışında bir de yatağın olacak.

çalışma odaları desen berbat, 4 duvarlı bomboş bir oda. onu da bir ara yatak atıp odaya çevirmişlerdi mesela.

kapılar kilitli değil, envai çeşit manyak insanla muhatap oluyorsun.

tuvaletlerde sabun mabun hak getire.. kendi sabununu yanında taşıman gerekiyor çoğunlukla

daha bir dolu şey

edit: her yerde böyle mi bilmiyorum ama yine bornova yurdu için; odalarda priz yok. prizlerin topluca durduğu bir yer var koridorda telefonunu falan orda şarj etmen gerek, ya da bilgisayarını..

Tüm katın tek bir tuvalete mahkum olması?

odalar genelde kalabalık olur kışın havalar soğuduğunda kapı pencere kapatılır sabah uyandığında oksijenli solunumdan fermantasyona geçmiş halde bulursun kendini ve köşe bucak oksijen ararsın

ülkücü teşkilatı.

ülkücüler..kalabalık odalar..temizlenmeyen odalar..banyonun sorun olması.

üzerinde uğraşmanız gerek biraz ama rainmeter istediğiniz gibi bir şey. hazır şeyler de vardır, çok oldu kullanmayalı.

(bkz: fences)

ihtiyaclari tam anlamiyla karsilamak mumkun degil, oyle bir istek bu. dolayisiyla, masaustunuzu bastan yaratamam belki ama, uzun zamandir hem telefonumda hem de bilgisayarlarimda kullandigim wallpaper'i paylasabilirim, zaten resmi gordugunuzde aklinizda "buna uygun renk kombinasyonu nasil olur ki?" sorusu olusmayacaktir, so obvious.

freedesktopwallpapers4u.com

işte o var ama, güzel skinleri seçmek sonra onlarla uyumlu renklerde bir tema ayarlayıp güzel bir arkaplan ya da arkaplan koleksiyonu koymak çok zoruma gidiyor... saatler sürüyor yahu.

once usenmistim, o kadar yazdiktan sonra devamini da getireyim dedim, bir ekran goruntusu:

i.imgur.com

haşin bakışlı dumbledore'u bir kenara yazdım :p

sorun ne tam olarak.
dizimag kendi kendine oartı mı değiştiriyor, yoksa partı sen mi değiştirmek istiyorsun?
videoların altındaki part numaralarına tıklıyorsun.

bende bir sorun yok bebeem, az önce avatarın 3 bölümünü devirdim

mesela ilk part 15 dk. 3. dk, 5. dk kafasına göre artık durup dururken 2. parta geçiyor.

@mentuhotep, avatar'da sorun çıkmamıştı bende ama alcatraz ve lie to me'de çıkıyor :/ i dunno what to do hon

anladım ben seni. zart diye yarısındayken diğer parta geçiyo lanet. modemi resetleyince düzeliyordu bende.

gwiltypleasures.files.wordpress.com

alkol daha da artırıyor bende yapmayın.

www.missionislam.com

www.ilacprospektusu.com

psikiyatrist.

pasifloranın cok bır etkısı yok bendede aynı durumlar oluyor bazen 1 kasık atıyorum yanı uyku getırıyor o kadar. psıkıyatra gıt ama hemen ılac dayarlar onlar. o ılaclarda adamı mahvedıyor. ıcını dokecek bırını bul psıkologa gıt.

sağlam bir psikolojik terapi süreci.

bende aynı şeyden şikayetçiydim, dizimagdan bakıyorum şimdi. daha iyisi varsa önerilere açığım. öptüm kib bye

diziport ve dizimag

yuhunuz! bi de utanmadan dizi izleseydin bari:) valla ben ben fazla duyuruya takilabiliyorum.

bir sn bile boş vaktim olmuyor kaldı ki bilgisayarda vakit geçirmiyorum masa başı işi değil..

duyuruda takılmakla dizi izlemek arasında ne fark var ki? ikisinde de işyerindeki boş vakit kullanılıyor sonuçta.

yaklaşık 17 saat çalışıyorum ve 2 saati boş geçiyor. onda da rüya görmeyi tercih ediyorum ya da fransızca çalışıyorum.

mesai 8 saatse en az 5 saati boş geçer benim. ofisimde tek olduğum ve sahadaki en yetkili kişi ben olduğum için film, dizi izlerim. arada uyuduğum da olur.

buna benzer bir soru ben de sormuştum. (git: 360781)

8 saat falan iş yerindeyim.
1-2 saat çalışıyorum.
aklıma eseni yapıyorum. bazen uyuyorum, 2 hafta önce tiramisu yaptım.
sözlük, duyuru, bir kaç blog var işte. haberler şunlar bunlar.
sabah kahvaltımı falan burada yapıyorum.
kitap okuyorum, ders çalışıyorum bazen.
bazen kaçıyorum iş yerinden geziniyorum falan.

Hocam ne iş yapıyorsunuz? Merak ettim valla..

eric jan zürcher - modernleşen türkiye'nin tarihi

iyi gibiydi. yine bi araştırma yaparsınız ama ben tarafsız bulmuştum.

dünya tarihi mi ? rusya tarihi mi ? sanat tarihi mi ? osmanlı tarihi mi ? avrupa tarihi mi ? türkiye tarihi mi ? orta asya türk tarihi mi ? kafkasya tarihi mi ?

ne tarihi istiyorsun ?

ne tarihi olduğu önemli tabi; ama ege ve yunan tarihi kitabı iyidir mesela arif müfit mansel'in

konu fark etmezse çok var

tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com

falan..

hiç bir teknoloji, bebişlerin yemeği dökmelerine engel olamaz.

herkes kıyafet, oyuncak alacaktır. sen farklı bişey al ama bu tabak işe yaramaz.

hacıyatmaz olsun, böyle devrilmeyen kaseler olsun. etraflarında sürekli olarak benzerlerini görmedikleri olacağını umdukları gibi davranmayan oyuncaklar genelde hoşuna gidiyor çocukların. bence süpermiş bu

edit: ha çocuk yemeği illaki dökecektir katılıyorum, hatta daha çok uğraşacaktır bunun için :D ama sever o kaseyi o ayrı. arkadaşınız açısından pek iyi bi hediye olmaz sanırım