islam'a göre anlatabilirim...
öldük, yıkandık, namazımız kılındı ve defnedildik...
bildiğim kadarıyla mezarının başında kimse kalmadığında yanına iki melek geliyor: münker ve nekir. sana üç soru soruyorlar:
1- rabbin kim?
2- dinin ne?
3- peygamberin kim?
verdiğin cevaplara göre ve hz. muhammed'in bir hadisine göre mezarın "ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukur" oluyor. ve sen burada kıyameti bekliyorsun. tabii "kabir azabı" çekmeyecek isen, söylenen o ki, uzunca bir uyku uyumuş gibi oluyorsun.
israfil adlı melek "sûr"u üfleyip kıyameti başladığında mezarından kalkıyorsun. ama öyle zombi gibi değil, basbayağı dünyadaki gibi diri olarak. bedenli ruhlu yani. ve adına "mahşer" denen yere toplanıyorsun. ama öyle bir yer ki, günahkar olanlar bir avuç gölgelik yer için tırım tırım dönecek diyorlar. o sırada sana amel defterin veriliyor. hani şu sağ ve sol omuzlarında durup da günahını sevabını yazan meleklerin (kiramen katibin) defteri. o defteri sağ eliyle alanlar cennetlik, sol eliyle alanlar cehennemlik olacak derler. ama bu konudan iraden yok. defterin sana verildiğinde kendi elin kendi kendine uzanıyor. en azından benim anladığım bu.
sonra sırayla, bizzat allah tarafından hesaba çekiliyoruz. özellikle de dört konudan:
1- hayatını nasıl geçirdin
2- gençliğini ne ile geçirdin
3- malını mülkünü nereye harcadın
4- bildiklerini uygulayıp uygulamama durumun
hesap sırasında yalan söyleme şansın yok. zira misal "oraya gitmedim" dersen ayakların dile gelip "evet gitti" diyor!
ya hesap sırasında, ya da sonrasında günahınla sevabın "mizan" denen tartı gibi bir şeyde tartılıyor. hangisi ağır basarsa ona göre cennete ya da cehenneme gidiyorsun. tabii o sırada "kul hakkı" denen kavram da dengeleniyor. misal senin bana borcun var ve ödemeden öldün. ben de hakkımı helal etmedim. işte orada senin sevaplarından alıp bana veriyorlar. sevabın yoksa da benim günahımdan sana veriyorlar. sonra sırat'a geçiyorsun. sırat'ın karşısı cennet, altı cehennem deniyor. eğer cennetliksen sırat sana boğaziçi köprüsü gibi görünüyor ve ışık hızıyla geçiyorsun. eğer cehennemliksen "kıldan ince kılıçtan keskince" görünüyor sana ve geçmen çok uzun sürüyor. daha doğrusu geçemiyorsun :))
cennet-cehennem durumuna gelince: cennette aklına gelebilecek her türlü güzel şey var. yiyecek-içecek, güzel mekanlar, huriler... v.b. cehennemde ise tam tersi... ama cehennem denince hep alev alev ateş gelir akla ama buz gibi yerleri de var derler cehennemin.
unutmadan: kafir ya da müşrik değilsen, yani allah'ı tamamen reddetmiyorsan ve ona ortak koşmuyorsan, terminolojik bir ifadeyle "kalbinde hardal tanesi kadar bile allah inancı varsa" cehennemde sonsuza dek kalmayacaksın.
bildiklerim bu kadar...
ek: söylemeyi unuttum, kafir ve müşriksen bile allah'ın affetme durumu söz konusu. şunu kesin söyleyebilirim: allah'ın affetmeyeceği tek günah var, o da kul hakkı. çünkü o allah'ın değil başka birinin affına bağlı. yani yıllar yılı allah'ı reddetsen de allah seni "ğaffar" (çok affedici) adıyla affedebilir... öbür türlüsü adaletsiz olurdu: sen dünyada melek gibi yaşa, herkese iyiliğin dokunsun, tek "kusurun" ateist olmak olsun, sırf bu yüzden sonsuza kadar cehennemde azap çek... allah'ın adaletine bu uymaz...
0