yorulmamışsın işte bugün hiç o yüzdendir, belirli bir kalori harcamamışsındır bedenen, beyinde yorulmamışsa tamamdır işte uyumadan devam edebilirsin :)

uzun suren uykusuzlukta yalanci dinclik olusur birkac saatligine fissek gibi hissedersiniz sonra da feci yorgun hissedersiniz... zannimca biyolojik saatle alakali...
mesela ben 24 saat uyumasam 18. saatte falan feci yorgun hissetmeye baslarim. ama 27-28'i falan devirdim mi 36 saate kadar bomba gibi olurum... sonra da iki gun falan (aslinda 17 saat) uyurum...

want2die'in dedigi gibi, vucudun 24 saatlik ritminde uyanma, canlanma zamani gelince yeniden canlanirsin. aksama erken yorulma, uykunun erken gelmesi gibi durumlari bekleyebilirsin.

uykulu hissettiğin bir dönem olur ya 18-24saat arası bişeydir bu. bu dönem sonrası vücut sanırım diyo ki bu uyumıcak herhalde ben adrenalin gibi maddeleri salgılayayım da uyanık kalmaya devam etsin. bunu bir yerden duymuştum. 42saat uyanık kaldığımı bilirim. arada sadece 30saat sonra yarım saat uyuduğumu ve o uykuyla 42saati tamamladığımı bilirim. ama zorunluluğun yoksa mutlaka uyumalısın. yoksa beyin yorgunluktan uyuyor. algıların yavaşlıyor, sersemleşiyorsun. hep böyle devam edersen ileride halüsinasyon bile görebilirsin.

bu duyuruyu yazdıktan 1-2 saat sonra uykum geldi, aslında yatmayabilirdm ama yattım, 3 saat öncede kalktım :)

tavuk yumurtası değil mi bunlar :)
yumurtlayan güvercinin ilgilenmesi gerekir bence el sürme ki anne güvercin gelince insan kokusundan rahatsız olup bırakmasın yumurtaları. belki gelip o açıcaktır.

mutfakta

yok annesi sürekli başlarında zaten. 15 gün öncesine kadar ben mutfağa girince hafifden uçar gibi yapardı şimdi yanına kadar sokulunca bile sallayıp rahatını bozmuyor :) pencereside sürekli açık olduğu için ara ara geziyor geliyor bi iki saatliğine.

mutfağa su ve buğday filan da bırakıyorum ama yiyor mu o da şüpheli

Bildiğim kadarıyla bu yumurtaların zaten belirli bir sıcaklıkta durması gerekiyor, eğer kombi çalışırken üstü aşırı ısınmıyorsa problem olmaması lazım. Lakin eğer anneleri sizi sürekli yumurtalarla haşır neşir görürse yuvayı terkedebilir, bilginize.

yumurtalar bozuk olsa saniyede anlar kuşlar. demek ki içlerinden bi tanesinin bile şansı var şuan. umarım sağlıklı doğup büyürler.

yumurtaların akıbetini merak ediyoruz, lütfen başlık üzerinden bizleri bilgilendir=)

ortamın sıcaklığını değiştirmeyin tek önerim bu olur.. çünkü kendi ortam sıcaklıklarını kendileri belirliyorlar..

ha ayrıca umarım sağlıklı bir çıkış yaparlar da bir tanesinin adı KARA olarak koyarsın :)

göstergesi değil de getirisidir bence.

zihniyetle alakalı, sevişmek şart değil kimine göre; kimine göre şart..

evet ? sikmeyıp besleyecek mı ?

göstergesi değil de, tuzu biberi dersek, evet.

bu konu yaş , sosyal statü , çevre gibi etkenlere bağlıdır. genel bişey söyleyemeyiz.

filmlerde gençlere "aşıksan sevişeceksin" kültürünü aşılamak için öyle gösteriyorlar.tamamen yozlaştırmak için bence.

rain nasıl dunyaya geldın acaba bilgin var mı ?

aşıklar sevişiyor muymuş.

evet.

insan sevdiğini siker mi? ya da daha geniş konuşursak insan insani siker mi?

sevdiğine karşı canım cicim demek ve sadece öpmek yetmeyebiliyor yani fiziksel bir şeyler hissetmek bilinç altından gelen bir dürtüyle seni buna yapmaya zorluyor ki karşılıklı olarak sevme durumu varsa sevişmenin de aşkın göstergesi olduğu kabak gibi ortaya çıkıyor. ha sen yine de sevişme sahnesi olmadan aşkı hissettiren bir film var mı diye sorarsan (bkz: The Age of Innocence) derim.

bu biraz tabularla ilgili tabi ama cinselliğin iki insanı birbirine daha çok bağladığı kesin. yani tensel dokunuşlar önemlidir. illa o işin olması gerekmiyor. ama uyum önemli tabi enzim-substrat ya da anahtar kilit meselesi. ayrıca bir insan sadece hoşlandığı birisiyle sevişebilir öpüşüp koklaşabilir. illa ki aşk gerekmiyor. yoksa tek gecelik aşklar olurdu.

e5 üzerinden incirli caddesine girdiğinde bakırköy meydana giderken akıl hastanesinin girişine gelmeden 50 metre sağda bir model işi yapan tükkan var.

geçmiş olsun.

yarın bulunduğun şehirde ki "ösym merkezi" çok erken saatte belki açık olabilir. oraya gidersen yardımcı olabilirler. şu an için aklıma başka birşey gelmiyor. umarım sorunun çözülür.

sistem şu an için çalışıyor. giriş yaptım.

Yağ Aldırma | Liposuction ,mumkundur

esasında karın kaslarını çalıştırmak ile göbeği eritmenin doğrudan ilişkisi yoktur. "crunch" yaparsanız karın kaslarınızı geliştirirsiniz ve aerobik solunuma geçerseniz 12 dakikalık çalışmadan sonra ufak ufak yağ yakmaya başlarsınız.

göbeği eritmek için dengeli ve düşük kalorili beslenme ile birlikte spor yapmalısınız.
teorik olarak, karın kaslarınızı geliştirerek -aynı yağ kütlesini koruduğunuzu varsayarak- aslında belinizi de kalınlaştırmanız mümkün.

Bu konudaki duayenlerden biri olan Özer Baysaling in bir sözü ile kapatayım; "dünyanın en iyi karın kaslarına sahip olsanız bile yağlarınızı eritmediğiniz sürece bu hiçbir işe yaramayacaktır".

Kas ile yag arasinda alaka yoktur. diyet ile zayiflayinca gobegin altindaki kasi ortaya cikartabilirsin.

yağ aldırma işine asla girmem. hayvan gibi bisiklete biniyorum haliyle çok fazla yemek yiyorum. bisikletle aldığım mesafeyi aynı tutarak yemeği azaltırsam geberirim herhalde.

az yersen gebermezsin, kilo verirsin, bi de yemeklerinde karbonhidrat ve yagı azalt onların yerine protein agırlıklı beslen. ne göbek kalır ne bi şey hayvan gibi bisiklete bindigini varsayıyoruz. günde 20-30km

koş, günde 3 yeşil elma ye, karbonhidratı azaltma, ama spordan sonra tüketme. şekerli şeyler yeme ve 7-8den sonra yemek yeme. hayvan gibi bisiklet sürmekten kastın kaç km ve düz yol mu vb. bilemedim, ama 30 km sürüyorsan filan günde haliyle az yiyerek kilo veremezsin.

ki kilo az yiyerek değil, sık yiyerek verilir zira metabolizma hızlanır. çok yerken bi anda aza düşersen çarpılmışa dönersin zaten.

kilo bir bolgeden verilmez. kilo vucuttan cesitli yag biriken bolgelerden esit olarak verilir. karin kasi degil, popo kasi calistirsan bile gobegi eritirsin.

kardiyo yapın. büyük kaslarınızı çalışıtırın daha çok yağ yakarsınız. nerde büyük kaslar? bacaklarda.

bonus: kas yaparken doğal olarak vücut yağlanır.

edebilirsin, sanmıyorum ki zara "satılan mal iade alınmaz gardaş" desin. en kötü harcama kuponuna çevirirler.

iade edebilirsin.

en rahat zara'da yapabilirsin bunu. hiç sorun çıkarmıyorlar.

ama ben bunu deri sandim da aldiydim deme. icinde bilmem kac dilde icerigi yazan etiketi var, baksaydin derler di mi ama ? buyuk geldi, kucuk geldi falan de bence...

giyip deneseydin diyeiblirler beden için de galiba (: alacakları varsa alırlar gibime geliyor bakalım akşam gidip deneyeceğim.

e o zaman bana hediye almis annem ama bedeni olmadi de, laf aramizda begenmedim de ama anneme soyleyemedim de. yerine baska bir urun alabilir miyim dersen bence kirmazlar :)

aklıma gelen over-qualified oldu senin için, yoksa lise mezunlarını bile bankalar alıyorlar. birde en önemli opsiyonu unutmadan ekliyim torpil, torpilin yoksa bu işler yürümez. geri dönüşlerin tümü de torpile bağlıdır, yoksa aynı işe başvuran zilyon tane insan var.

selam,
askerlik tamammıs,spk ileri düzeyi de alırsan bence yolun iyice açılır yaş da gençmiş.aklıma tek bir sey geliyo yabancı dil ne düzeyde?
sorun sadece senden kaynaklanmıyo bunu da bil, o ilanların hepsi gercek ilan olmayabilir, dolan pozisyonların bile ilanlarının haftalarca yayında kaldıgını gördüm ben.

@napoli anadolu lisesini almanca okudum. almancam son derece iyi ama ingilizcem için ise intermediate diyebilirim.

@karlmarx torpil kıvamına gelemiyor bile. hani x bir bankayla görüşme şansı yakalasam araya birilerini sokmayı deniycem ama o aşamaya gelemediğim için referanslar ve çevremdeki bankacılar herhangi bir anlam ifade etmiyorlar

1- hukukçuyum, 4 yıllık okulu 6 senede bitirdim.
2- öğrenciyken 20den fazla işyerinde çalıştım, şimdi bakıyorum da, bazı hukuk bürolarında 8-10 gün çalışıp işi bırakmışım. cvmde bunlardan bahsettim, işi neden bıraktınız kısmında, patrona uyuz oldum, sekreteri sevmedim vs. yazıyor. senin gibi istikrarlı bir iş geçmişim yok.
buna rağmen, bankalar beni görüşmeye çağırıyor her ay.. müf. yardımcılığı sınavımız var, girmek ister misiniz diye arıyorlar falan..
3- yabancı dil meselesine gelince, son 1-2 yıldır yabancılarla yaşıyorum, konuşmam güzel ama teklif mektubu yaz desen yazamam.
4- kesinlikle torpilim yok..
5- süper bir işim var ama istifa ettim ve kendi büromu açıyorum yakında.

ben buyum, şimdi sana gelelim...
1- kesinlikle over-qualified falan değilsin.
2-6 ay bireysel emeklilik işi yapıp işten ayrılmışsın, muhtemelen poliçe satamadın, herkes becerdi ama sen beceremedin ve üzerindeki baskıya dayanamayıp işi bıraktın.. bunun 2 nedeni vardır. a)iyi bir pazarlamacı değilsin (bu ezik anlamına gelir)... b)çevren geniş değil (bu da sevilmediğin anlamına gelir)... sakın bireysel emeklilik aslında gereksiz, ben insanları kazıklamak istemedim vs. deme, yemezler (ben değil, bankadaki ikcılar yemez bunu)
3-niteliklerini göz önünde bulundurmadan, kendini over-qualified zannedip, seni aşan işlere başvuruyorsun. oysaki herhangi bir bankanın memur alımı işine başvursan, çağırırlar seni sınava. ama sen memurluğu beğenmiyorsun ve müfettiş olmaya çalışıyorsun. istanbuldaki genel müdürlükte alışacak bir müfettiş için, asla 9eylül mezunu adamı işe almam ben. belki odtü ya da ankara siyasal mezununu alırım ama asla 9 eylül mezununu almam. işe almayacağım adamı da görüşmeye çağırmam (onun iyiliği için)
4- binlerce işsiz iktisatçıdan daha üstün değilsin.

nerde hata yaptığını bilemiyorum, bu yazdıklarımı okuyup bulmaya çalış nerde hata yaptığını. şanssızlık falan da deme... 4 çocuk sahibi, ilkokul mezunu, emekli işçi (750 lira maaş alan) bir adamın çocuğu olarak kastamonuda doğdum ben.. senden daha şanslı değilim.

son olarak not: cv hazırlarken de, iş görüşmesinde de kendini işveren yerine koy... asıl olan kendini tamamen unut ve kendini gerçekten onun yerine koy..
* bunları seni yermek veya kendimi övmek için yazmadım.. yardımcı olmaya çalışıyorum.. sen over-qualifiedsın, ubermenschsin diyerek sana yardımcı olamam.. birilerinin seni uyandırması gerek.

@de jure

aynen senin gibi düşünüyorum. kesinlikle over qualified gibi bir iddiam yok. memurluk pozisyonlarına başvuruyorum ama izmir için biraz kısıtlı bir yelpaze var malesef.

sen de süper bir işin olmasına rağmen kendi ideallerin için istifa etmişsin.
bireysel emeklilik firmasındaki 6 ayımda işten çıkmaya karar verdiğim ay hariç her ay %125 hedef ortalamasıyla çalıştım ve güzel paralar kazandım. ama bankaların tecrübesiz alımlarında 27 yaş gerçeği olduğu için bu sene bir hamle yapmam gerekiyordu ve ben bunu yapıp istifa ettim. sürekli bireysel emeklilik firmaları arıyor lakin bankacı olmak istiyorum.

ekşiden de mesaj atmışsınız, cevap yazdım hocam...

A) Emanetçi ki ne kadar güvenilir?
B) Toprağa gömmek. Yapan var :)
C) Tanıdık biriyle beraber gidip ona emanet etmek
D) Anahtar ile gidip sınava girememek
E) Hiçbiri toplu taşımayı kullanmak

Ben girdiğimde girişte numaralı zarflar yapmışlardı herkeş o tarz eşyasını zarfa koyup görevliye teslim ediyordu, görevlide aynı numaradan bir kağıt veriyordu ve çıkışta o kağıtla eşyalarını alabiliyordun. Her okul yapmıyordur bunu ama.

Şöylede yapabilirsin; git bir yerde kahvaltını yap okula yakın ettiğin yerde de rica et anahtarı filan bırak oraya. (güvenirsen tabi)

geçen sınavda bir lisede girmiştim, okulun kantini emanete alıyordu. gerçi çıkışta 2 lira mı bir para istemişti ben de paranın hepsini güvenlikte bıraktım diyip para vermemiştim. şimdi gazi'de gireceğim ve ben de düşünüyorum nereye koyacağım diye, baktım hiçbir yer bulamadım ya güvenliği bir şekilde ikna etmeye çalışacağım, ya da kumandasını cebime koyup, arabanın metal anahtarını arabanın içerisine bırakıp kapıyı kilitleyeceğim dışarıdan.

sonbahar dönemindeki aleste ev-araba anahtarları girişteki danışma bankosuna bırakılmıştı.(ben ev anahtarımı veriyormuş gibi yapıp koymadım mesela :)
en iyisi toplu taşıma derim ben.

arabayı kitledikten sonra içten arka tampona sokun. arabanın marka modelini verirseniz daha elverişli yerler de bulabilirm..

iç çamaşırına koy

ICraya verecek.

sadece icra ile kalmaz, burada dolandırıcılık söz konusu olabilir.

adamin adina mal varligi oldugunu sanmiyorum

araba henuz satilmamissa, yillarca mahkemede surunmeden geri alma imkani var midir?


karlmarx, hukuk forumlarindan gordugum uzere isin icinde senet oldugu icin takipsizlik veriliyor

dolandırıcılığı geçin, işe yaramaz...
icra takibini de ilk fırsatta başlatın, ama önce ihtiyati haciz kararı alıp, söz konusu aracı ihtiyaten haczedin ki adam satamasın.. hatta adamın üstüne kayıtlı olan başka araç veya gayrimenkul varsa onları da ihtiyaten haczedin..
fazla zamanınız yok, yarın bir avukatla anlaşın bir şekilde, pazartesi günü de notere gidip avukata vekalet verin... o da hemen başlasın işlemlere.

sadece vekalet verdiyse aracın satışı halen yapılmamış olabilir, önce bunu bir kontrol edin. sonra ilgili notere giderek o vekaleti iptal ettirin. galericiler 2 defa alım satım masrafı evrak işi olmasın diye çoğu zaman satışı üzerlerine almazlar ve satıcıdan vekalet alırlar.

satış yapıldıysa aslında fazla bir şansınız yok. çünkü noterde satış esnasında noter satıcıya paranı eksiksiz olarak aldın mı ? gibi sorular sorar ve iki tarafında anlaştığına ikna olduğu zaman satışı gerçekleştir.

kanunen senin arkadaşın senet ile araç satmış. burada yasadışı birşey yok. dolandırıclık da yok. adam senetleri ödemez ise icra yoluna başvurmanız lazım.

bazen galericiler nakit paraları olmadığında ve kaçırmak istemedikleri düşeş bir araç geldiğinde bunu yaparlar. bir ihtimal adam dolandırıcı olmayabilir ve aracı sattığında veya gününde senedin parasını ödeyebilir.

usül "alo"dur, ama ben "efendim" diyorum galiba.
bi de son zamanlarda çok A9 izliyorum, bismillah'a kayıyor sanki daha çok.

ben efendim diyorum, alo demek kaba geliyor biraz.

kim o derim ben

arayana göre "ha abi naber?" "söyle aşkım?" "buyur anne?" diyorum genelde. "alo"yla "efendim" de oluyor tabi.

alo

Eğer kendimdeysem efendim diyorum.

arayana bağlı. tanımadığım numaraysa efendim.

efendim. daha kibar geliyor bana.

"Evet?" veya "Ne?"

efendim derim, tanımadığım numara ise alo

alüü

anneannemin verdiği terbiyeye göre telefon geldiğinde efendim, arama yaptığında alo ile başlamalı konuşma.

x malikânesi, buyrun?

Arayana göre, yabancıysa "Speak", bizdense "Konuş".

samimiyete göre "alo" ya da "söyle".

evet diyorum ben

Efendim diyorum ben de, alo kaba geliyor sanırım.

fitness yada vücut geliştirme salonuna yazıl,düzgün bir protein diyeti yap.

boyun uzun zaten kısa bir sürede göbeğinin gözükmeyeceği bir hale kavuşursun.

protein diyeti önerilerini uygulamada temkinli olun. ortayaşlara doğru yol alıyorsanız ihtimâl gut olur, hayatınızı perişân edersiniz.
eklem sorunu yok ise pisiklet ile başlayın.

az yiyeceksin,
her yemekte salata ye, yemeğe salatayla başla, bol yeşillikli olsun , yağı, nar ekşisini boca edersen bir işe yaramaz.

bir egzersiz bisikleti al, yavaş ve kısa süreli kullan sonra süreyi ve zorluk seviyesini artır. Her gün kullan.

abur cubur yemeden önce üstündekini çıkartıp aynada kendine bak :)

Bende işe yarayan yöntemler yukarıdakiler, belki işine yarar

kardiyo

bisiklet göbeği eritmiyor, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. çünkü karın kasları çalışmıyor bu meredin tepesinde.

kosmak iyidir. bir de bir yerde mekik cekmek aslinda bir ise yaramiyor, genel olarak agirlik calismak lazim diye okumustum. her turlu kardiyoyu yoguncana yapmak iyidir ama.

akşam 7 den sonra yemeği kes + kardiyo

oksijenli su yöntemi varda işe yarar mı bilmem.

Doğal olanı, papatya suyu ile açmak.

papatya suyunu nerden alıyoruz yada nasıl elde ediyoruz

bir de sun in diye bir sprey var amerikan pasajı gibi yerlerde satılıyor. papatyayla uğraşmaktan çok daha basit.

papatya suyu aktarlarda vardır.

oksijenli su yönteminde çok iğrenç sonuç elde edebilirsin hocam dikkat et. hatta önermem çok çok açabiliyo rengini.

Aktarlarda satılıyor. Eczanelerde de. Alman Papatyası diye sorun. Paketler içerisinde. Çay gibi demleniyor. Koyuluğunu siz ayarlayın işte. Sapsarı bir su çıkıyor.
Kaynamış suya, 1 Litre kadar işte, bir avuç atın. Bekletin biraz. Sonrasında ılınmasını bekleyip, bir tülbentten veya çay süzgecinden süzün. Omuzlarınıza havlu koyun, saçınızı papatya suyu ile ıslatın iyice ve güneşte tarayarak kurutun.

ül kulhü bi elham gayet doal.

çok zahmetliymiş bu papatya suyu işlemi. şu arkadaşın önerdiği sun in den alıp bitirsek mi

saçınızda sarı tonlarında boya varsa papatya açayım derken yesil yapıyor kardesim yasadı aman dikkat

o fiyata sağlam bi alet olduklarını sanmıyorum, bu kadar ucuz olduklarına çoktan sorun çıkartmışlardır ve satılmayı bekliyolardır, bence bi ustaya götürmeden satın alma. geçen bi bisiklet aldım bu ikisinin toplamının iki katı para ödedim, bunların motoru bile olmayabilir :)

canlar benim merak ettiğim, olası arızaların ne gibi fiyatlara yaptırıldığı? misal veriyorum, motor yaktı; piston kırdı, şu oldu bu oldu. otomobil mevzuu gibi milyarlık masraflar çıkabiliyor mu bu sektörde de?

ya da paraya kıyıp, tekirdağ'da 1000 tl'ye honda beat var, onu mu alsam?

çin malı motor alırsan sıkıntın asla bitmeyecek. şöyle düşün bundan 2-3 sene önce ucuz scooter furyası başladığında yollar çin malı motor kaynuyordu. şimdi neredeler hiçbiri yok. hepsi hurdaya çıkmış durumda.

şöyle düşün mc donalds, burger king gibi paket dağıtımcıların tek seçimi honda activadır mesela. o activaların neler çektiğin her gün aralıksız kaç km yol yaptığını bir bilsen ve nasıl kullanıldıklarını görsen. çin malı bir motor en fazla o tempoya 15 gün dayanabilir abartmıyorum. hondalar senelerce dayanıyor. aradaki farkı sen gör artık.

Komple motor 200 diyenin azına bir tokat at ki biaha konuşmasın. En boktan çin motorunun bile komple motoru 400 TL'den fazla. Ama aldığın motorun KM'si 20.000'den fazlaysa sorun çıkarmaya balar

hiç bi motorun çin malı olanını almamalısın. birazcık kıy paraya git honda activia al. mesela dikkat et çoğu paketçi motorları activia'dır. neden sence ?

taksime geç, meydandan 93 yazan herhangi bi otobüse bin önünden geçiyor.

metrobüse bin, zeytinburnu durağında in, tramvay durağının yanındaki zeytinburnu dolmuşlarına bin.

(bkz: http://harita.iett.gov.tr/)

taksime geçmeden de mecidiyeköyden taşıtlar durağından 93m e binebilirsin.

heybeli, büyük adaya göre daha sakindir.

büyükada kesinlikle en güzeli ama büyükadanın pansiyonları sanırım daha pahalı ve güzel değil. otelleri falan güzel ama hepsi pahalı.

geçen yaz heybeliada'da tam sahilde denizi olduğu gibi gören çok şirin bi pansiyonu sormuştuk, sanırım 60 tl demişti. ama tek kişi mi iki kişi mi 60 onu hatırlamıyorum işte. ama büyük ihtimalle 2 kişi 60'tı çünkü uygun gelmişti bize. büyükadada gayet kötü bi pansiyona ise 80 tl vermiştik 2 kişi.

yani en az 35 tl vardır geceliği diye düşünüyorum. haftasonu artar tabi fiyatlar bi de. onu da hesaba kat.

nereden almıştın? eğer kurumsal bir yerden aldıysan (boyner, deriden vs vs) bol miktarda çirkeflik yapmaz ve sesini yükseltmezsen garanti kapsamına almazlar. zaten hiçbir şeyi efendi efendi almıyorlar; ne zaman sen sesini yükseltmeye başlarsan o zaman "aman efendim" moduna giriyorlar.

üç-el ayakkabı dan aldım. markası kinetix

girmez hacı üzgünüm.

eğer yeni almışsan (ne kadar zaman önce aldığın bu hususta önemli) yeterince çirkeflik yaparsan yenisiyle bile değiştirebilirsin. garantiyi falan salla..

gidip elimden geleni yapacam : ) gerçekten hakkım var mı onu biraz kestirip oyle gideyim dedim

ürün ayıplı ise geri almaları gerekir, ama bence öncesinde bi garantisi var diye servise yollarlar. sende ürün ayıplı diye ilk 30 gün içinde iade etmek istediğini tüketici hakem heyetine bildirirsin, garantiden olumsuz sonuç gelse bile hakem heyetinde yenisini alabilirsin. arızasının olduğunu belgeleyen servis raporunu sana vereceklerdir onuda dilekçeye eklersin. şayet tamir edip yollarlarsa yine ilk 30 günde bozulduğu için ayıplı mal şeysine girer ve sıfırlarsın aleti.. çok karman çorman yazdım ama olay böyle bişey işte.

özel bir taahhütü var mı şu kadar zaman içinde mal değiştiriyoruz diye? pakedin açılıp açılmaması önemli değil bu konuda. eğer 5 gün taahhütü var ve sen 6. günde anladıysan bu ürünün arızasını ayıplı mal sattıklarından dolayı ürünü değiştirme hakkın var.

eger gostermiyorsa her sekilde iade edersin ama yazilimsal bir hata vardir yada ayarlarindan kaynaklidir duzeltilir.philips musteri hizmetleri konusunda iyidir canini sikma.hayirli olsun.

yazılımı güncelledim ama düzelmedi usb den okumuyor .srt ya da .txt uzantısını.. 7 gün içerisinde iade edilebilir die bi şart var fakat bu sadece benim aldığım tv ile alakalı değil bu markanın hiç birinde altyazı desteği yokmuş yani benim durumum memnuniyetsizlikten iade gibi bişi oluo sanırım ayıplı mal değil gibi

elinde olan kitapçıkta altyazı desteği yoktur diyorlar mı?

digital kanallarda altyazı desteği var diye bir ibare var kitapçıkta fakat alırken sorduğumda altyazı ile ilgili bir problem yok denmişti bana

dostum eger tv nin kendinden bir ozelligi bozuksa alırlar ama sen bu ozellik kesin vardir diye aldıysan ve yoksa almazlar. ayrıca bana boyle dedıler, surda soyle duymuştum,tezgahtar eleman var demişti gibi bir savunmayı kabul etmezler.

e kandırmışlar seni işte. aslınd bu sorunu direkt darty'nin müdürüyle ya da müdür yardımcısıyla çok rahat çözebilirsin. satış elemanları ya da telefona bakan kişiler kraldan daha çok kralcı oluyorlar.

www.darty.com.tr

memnuniyetsizlik ile 7 gün içinde iade edebilirsiniz diyor. yarın sabah ilk iş gidin ve iade edin. ancak kutusunu broşurlerini aksesuarlarını yanii aldığınız gibi geri vermeniz lazım.

medai playeriniz nedir? onda bir sorun olabilir mi?
çünkü tv ile altyazının bir alakası yoktur diye biliyorum.

@etna
media player ile ilgisi yok. bazı televizyonlar(samsung'un modellerinin büyük kısmı) usb üzeriden altyazılı film oynatabiliyor. philips'te ise bu özellik yok demek ki.

film ile altyazıyı aynı isimle kaydederek deneseniz bi?

endokrinolojiye görünmenizi tavsiye ederim.

yemediğin zamanlar da sinir oluyor mu?

Şeker hastalığı tatlı yemekle ilgili değildir öncelikle.
Şeker hastası olmasanız da öğün atladığınızda titreme vs halsizlik yaşayabilirsiniz.
Şeker hastalığının ana belirtisi çok-(sağlıklı insanlardan çok daha fazla) su içmektir.
Yarım gününüzü ayırıp bir şeker testi yaptırın bence, şekerse ihmale gelmez. Çok geçmiş olsun.

Tipik bir 'Reaktif Hipoglisemi' tablosu.
Evet bu bir hastalıktır. Şeker hastalığı değildir ama evet, Diabete dönüşebilir.
ilacı yoktur. Az ve sık beslenmek, glisemik endeksi düşük yani kana yavaş karışan gıdalar almakla kontrol altında tutulabilir.
Genellikle tiroid hormonu bozukluğuna bağlı olarak gelişir. o yüzden hem açlık-tokluk kan şekeri hem de tiroid hormonları taramasından geçmen gerekli.
kontrol altına alınmazsa zincirleme olarak çok ciddi tahribatlar yapabilir vücutta.
geçmişler olsun kardeşceizim...

bakınız: reaktif hipoglisemi

seninki de biraz yüzsüzlük olmus sanki. tekirdag hakkinda suraya üc bes türkce cümle yazmis olsaydin cevirebilirdim ama tekirdag hakkinda hic bir sey bilmeyen biri olarak önce tekirdag hakkinda bilgi gugillayip sonra onlari almancaya cevirmek icin kasamayacagim kusura bakma.
cevap olmadi bilerek simdi bunlari buraya yaziyorum ve umarim ki yardim istemenin adabini ögrenirsin.

@shi aila, tekirdağ köftesi, tekirdağ rakısı.. bunları bilmek zor şeyler değil diye yazma gereği duymadım, hem konya diyince aklına nası mevlana geliyor, izmir diyince karısı kızı! akla geliyorsa tekirdağ diyince de bir rakısı, köftesi akla gelir diye düşündüm, adaba! uymadığımın farkında değildim, ne bilelim abi biz görmedikki adab!

bana da telefonda vodafone'u diğer gsm şirketlerinden ayıran ne falan diye sormuşlardı. uluslararası bir şirket olduğundan falan bahsettim. büyük ihtimal bu tarz sorular değil de sizi tanımalarını sağlayacak sorular sorarlar gibi geliyor. ben de katılacaktım da ankara'da olduğum için katılamadım:(

valla ben de bugun bı mulakata girdim ve ilk birkaç soru karşısında apışıp kaldım. derken kontra atağa kalktım.

sonraki her soruya: "bilmiyorum. görmek için geldim. görücez bakalım. fena değilsiniz herhalde." gibi şeyler söyledim. hatta bi ara insan kaynakçısı mülakat kişisi, firmaları hakkında nerden ne yonde bılgı aldıgımı sordu.
netten baktımi hep kotu seyler yazmıslar; dedim.
kadın da bana "ekşi sözlukten baktın heralde" dedi.
evet, oraya guvenıyorum cunku dedım.

cengaverce sozlugu savundum.

sımdı bunları nıye anlattım. yardımcı olmak ıcın. hakkaten bı mıktar "genclık demek fırsat demek" gıbı kolpa lazım ama bı mıktarda "yææææ sıkerım lan fırmanızı artıslık yapmayın, ne bılıım aq" tadında cevaplar vermek lazım. cıdden.

elindeki avea ve türksel hatlarını vofodofona taşıdığını söyle.

vodafone'nun tüm dünyada en büyük gsm operatörü olduğunu bildiğini, teknolojiden çok etkilendiğini söyle.
sms'i keşfeden bir operatör de staj yapmanın seni heyecanlandırdığını, takım çalışmasına çok inandığını, çok azimli ve yeni bilgiye aç olduğunu belirt.
özellikle telsim'in satın alınmasından sonra alt yapıda yaptıklarını taktir et.
staj'ı bir öğrenme fırsatından çok profesyonel hayata bir adım olarak gördüğünü söyle.
kendine güvenen, ama heyecanlı bir tip çiz.
başarılar

yalova termalde kamp atabilirsiniz. önce karakola orda olduğunuzu bildirin. termalin otoparkı uygundur.

Aynen aynen karta para yüklettiğinde verilen hesap fişi varya orada gözükmekte hemen üst tarafında. Zaten pek çok kişininde haberi olduğunu sanmıyorum.

aşağıda bir yerlerde duyurusu vardı.
öğrenci belgenle gidip süresini uzatman gerekiyor, yoksa tam akbile döner.

öğrenci belgesine gerek yok, taksim meydanda akbil dolduran iett büfesinde adam ben ve iki arkadaşımın kartını sadece yüzümüze bakarak yıl sonuna kadar uzattı.

akbil dolduran yerlere bir sor, güncelleme yapıyor musunuz, diye, onlara ver, güncellesinler kartı, yoksa indirimsiz tarifeden paran gider. otomatik makineler de yapıyor bazen, kafasına göre galiba onlarda.

dolum yeri olarak, iett'nin kendi dolum yeri görürsen ya da halk ekmek büfelerinde görürsen, özellikle onlara sor; diğerleri, hem gazete hem akbil bayi olanlar yapıyor mu emin değilim.

nufüs müdürlüğüne git, kaybettiğini söyle. sana hemen yeni kimliği veriyorlar ve bir kağıt veriyorlar. 15 gün içinde mal müdürlüğüne gidersen 40 küsür lira. 15 günden sonra gidersen 60 küsür lira cezası var. gazeteye falan ilan vermene gerek yok.

gazeteye ilan vermen gerekiyordu sanırım.

"14-Kimliğimi kaybettim. Gazeteye ilan ve emniyet makamlarına bildirim zorunluluğu var mıdır?

Kaybedilen nüfus cüzdanları ile ilgili olarak gazeteye ilan vermek ve emniyet makamlarına bildirimde bulunmak vatandaşın kendi şahsına ait bir işlemdir. Kaybedilen nüfus cüzdanının yerine yeni nüfus cüzdanı alındığında, kaybedilen nüfus cüzdanı hukuken geçersiz hale gelmektedir. "

www.nvi.gov.tr

gazeteye gerek yok. ama içim rahat etsin, adıma şirketler kurmasınlar diyorsan karakola başvurman gerek. bir kağıt imzalatıp veriyorlar.
geçen yıl ben de kaybettim. muhtara gidip bir belge almıştım. (işime yaradı mı hatırlamıyorum.) daha sonra nüfus müdürlüğü... cezayı hemen ödersen 50, yoksa 75 diye hatırlıyorum.

geçen aynı durumu bende yaşadım, gazeteye ilan vermene gerek yok geçersiz sayılıyor zaten dendi bana yinede içim rahat olsun diyorsan 5 lira birşey zaten. 67 milyon lira cezası var 15 gün içinde mal müdürlüğüne gidersen 51 milyona düşüyor. nüfus cüzdanı 5 dk ya çıkartılıyor 5 lirada onun için veriyorsun, muhtarlıktan alman gereken talep kağıdı 4.5 milyon talepteki fotoyla nüfus müdürlüğüne vereceğin foto aynı olmak zorunda gereksiz bilgi verdiğimin farkındayım ama sorun olmasın sıkıcı bir iş çünkü. :)

ceza ödemek istemiyosan git karakola çaldırdım de. yanılmıyosam ceza ödenmiyodu o zaman..

karakola git ve kimliğini cüzdanınla beraber çaldırdığını söyle, tutanak tutsunlar ceza fln ödemessin.

abi seviyorsan gidip konuşucaksın, tüm cevaplar bu kapıya çıkıyor, tabi arada montla sıç diyenler de olacaktır ama sen bunları dikkate alma.

gidip konuştuğunda reddetse acısı bir süre sonra geçer içinde birikip patlamaz ama pişmanlığın acısı keşkenin derdi onunla bir daha böyle yakın olamazsan konuşabilecek fırsatın olmazsa bir ömür sürer, git konuş ne olacaksa olsun...

bundan 3 sene sonraki beni düşünüyorum, ben olsam ilk yüz yüze görüşmede konuşurdum, hocam liseli misin allasen, ne kaybettirir. reddederse de o gece takılırsın bi yerlerde, one night stand olaylarına falan akarsın, silinir gider. nedir yani.

bir bayan olarak cevap veriyorum gidip konuşmalısınız. aynen bize anlattığınız gibi anlatın içinizden geçenleri. kaybedecek birşey yok çünkü şu an daha fazla acı çekiyorsunuz herşey belirsiz olduğu için.

benim erkek arkadaşım da aynı sizin gibi düşünüyormuş uzaktan izlemeler arada muhabbet çabaları espriler falan:) sıkıldım bigün gittim ben söyledim senin bu davranışlarından şu sonucu çıkarıyorum doğru mu diye :))) şimdi sen gelip konuşmasaydın ben asla açılamazdım diyor ki kendisi de sizin gibi 30 yaşında koskoca adam :)))

dolayısıyla iki seçeneğiniz var ve zaten şu an sıkıntılı olanı yaşıyorsunuz, ya daha güzel şeyler olabilecekse??? beklemenizin bir manası yok değil mi ;)

bol şans...

şarkılarıngünahı yoka katılıyorum bir bayan olarak. hem de sonuna kadar.
hayat kısa dogumdansancili. belki o da sizin gibi belli edemeyen türdendir. bi ihtimal var.

değmez mi denemeye, ne dersiniz?

pasaport?

nufus cuzdani, ehliyet, pasaport, (birkac sey daha vardi) bunlar kimlik yerine gecen belgeler. resmi olarak.

şu an kendisi derin uykuda ama pasaportu olduğunu sanmıyorum.

@fader
elimdeki giriş belgesinde sadece kimlik veya pasaport diyor.

trt'de duydum ben de. bu sene sadece kimlik ya da pasaport kullanılabilecekmiş.

(git: 235285)
oyleymis. ben kimlik deyince ehliyeti de dusundum dogasi geregi. (bkz: #846693)

sacmalik.

bugün sınava özel açıktı aslında nüfus müdürlükleri keşke biraz daha erken fark etseydiniz.

geçen sene böyle birşey olmuştu haberlerde izledim, bence karakola gitsin onlar bir şeyler yapıyorlarmış. sanırım adres kimlik tespiti yapma gibi.

bence şimdi çıkıp karakola gitsin, en bir şey yapabilecek olan kurum onlar gibime geliyor.

ben ehliyet ile girmeyi denedim %100 çalışmıyor. almadılar sınava:)

Atatürk havalimanına git,içhatlar gelişe.
Orada birkaç firma var.
Hem emniyetliler,hem de arabalar kaliteli.
Hepsini dolaş,cebine uygununu bulursun.

aracın kaskosu olmasına dikkat et. araç kaskosuyla kiralık araç kaskosu arasında fark vardır. kiralık araç kaskosunda, aracın tamirde kaldığı sürenin kira bedeli de sigortacı tarafından karşılanır. en azından bu soruyu satıcıya sorarsan üzerinde işi bilen adam imajı yaratırsın ve önüne boş senet koyup imzalamanı beklemesini önlemiş olursun.

merhaba
h.sonu bir günlük araç vermezler mecbur c.tesi pazar almak zorunda kalırsın mahalle arası rentacar firmalarında dediğin sorunlar geçerli fakat kurumsal firmalardan kiralarsan hiçbir sorun yaşamassın intercity , avis... gibi

yine kurumsal olanlardan kiralarsan hafta sonu 1 günlük de kiralarsın. sadece sokak arası olanlar öyle hayvanlıklar yapıyor. 20-30 tl fark için sokak arası olanlara gitme.

teşekkür ettim arkadaşlar. bir arkadaştan emanet aldım kafam rahat etti :)

farkı tam net olarak söyleyemem fakat gittiğim liseler ve şu an okuduğum üniversiteden anladığım kadarıyla gençliğin aklını bulandırmak için kullanılan bir araç başka bir şey değil

ben de tam olarak hiç birine inanmıyorum ama "gerçekten" doğru ve "yalın" bir görüş var mı onu öğrenmeye çalışıyorum.

saiko panpanın da dediği gibi öncelikle hepsi amerika'nın oyunu.

bu sığ görüş açısından çıkarsak efem komünizmde devlet yoktur, çünkü sınır kavramı yoktur. sovyetler, doğu almanya falan sosyalist ülkelerdi. yani komünizmin ilk aşamasıydı.

sosyalizimde devlet senin için var, komunizimde ise sen devlet için varsın.

karlmarx bildirdi.

hocam bunu bir çırpıda tüm ayrıntılarıyla anlaman mümkün değil, adam kaç cilt yazmış das kapitali bunu anlatmak için.

ikisinin de ortak amacı sınıfların olmadığı bir toplum yaratmak, bazı teorilere göre komünizmden önceki safhadır, sosyalizm de devlet vardır ve halk içindir, ilerki safhada devletin de gereksizliği anlaşılır belirli bir zaman sürecinde oda ortadan kalkar komünizm gerçekleşir, yani sosyalizme komünizmin alıştırma safhası da diyebiliriz, kötü bir şey değildir,ama günümüze uyarlanıp baştan aşağı düzenlenip değiştirilmesi gerek bence git gide o da geçerliliğini yitiriyor.

komunizmin sosyalizme giden yol diye öğretmişlerdi zamanında büyüklerimiz. farklı bir tabirle sosyalizm, komunizmin sonuca varmış hali. yanılıyorsam düzeltin.

@all
@all

Marksist teoride sosyalizm, kapitalizmin yerini alacak ve daha sonra sosyalist yapı kendiliğinden söneceğinden komünizme dönüşecek bir topluma işaret eder.Marksizm, komünizmin teorik ve felsefi zemini, komünizm, sosyalizmin ardılı olarak gelişecek toplumsal sistemdir.

komünizm : sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir. Komünizm, sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır.

sosyalizm : iktidar ve üretim araçlarının halk tarafından kontrol edildiği bir toplum fikrine dayanan düşünce sistemidir.

@karlmarx

pek öyle değil.

@saiko

alakası yok.

@transformator

tam tersi.

evet bende şimdi fark ettim, uyku sersemi yazmak istediğimin tam tersini yazmışım. @jangbogo haklı, dağılabiliriz.

ben sadece gördüğümü, gözlemlediğimi söyledim, demek istediğim sığ bir şey değil, adam boşluk arayış içinde üniversitede adamın biri gel bu akşam şöyle şöyle bir şey var hem sende yardım edersin diyor bi gidiyor gidiş o gidiş, bunu gördüğüm bildiğim için söylüyorum bok atmak için değil, cemaatlerden tarikatlardan zerre farkı yok.

lisedeki denk örneğine gelirsek nası liselerde bi mhp gençler arasında ocaklar vasıtasıyla örgütleniyor sadece çevre yapmak kavgaya adam toplamak isteyen insanlar giriyor kendilerini kullandırtıyor insanlar aha işte üniversitede de ne oluyor adam senin eline tutuşturuyor kağıdı bilmem neyi zaten sosyalist diye gazı veriyor alttan alttan adam hem eylemede katılıyor, afiş de asıyor bilmem ne de yapıyor.


bulunduğum kampüste belediye otobüsleri bedavadan 0.10 kuruş paralıya çıkardı diye kampüsün 4 bir yanına ulaşım haktır yazıları yazılmaya başlandı ne saçmalıyor bu insanlar yahu ?

@saiko saçmalanmaz saçtaranır. taratmakta kişiye mahsus. bizim bi arkadaş vardı saçını üniversitede tarıyordu , bi kız geldi bunun yanına sonra sosyalist komunist bildiriydi falan derken bi baktık hoop ülkü ocaklarında kavgaya adam arıyor.

ciddi olmak gerekirse daha garip olan şeyler var .

komünizm : sosyal örgütlenme üzerine bir kuramsal sistem ve üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayalı bir politik harekettir. Komünizm, sınıfsız bir toplum yaratma amacındadır. (jangbobonun dediği gibi birşey)(direkt kelime anlamı da toplulukçuluk.)

sosyalizm:
(direkt kelime anlamı toplumculuk, yani bissürü sosyalizm düşüncesi var , toplumculuk öyle herkesin tekelinde değil .nasyonal sosyalizm, ütopik sosyalizm falanı filanı var yani)

(şimdiki marksist komunistlerin sosyalizm tanımı ve pratikteki olayların özeti, bilimsel sosyalizm , ütopik sosyalizm çekişmesi gibi bişeyler de görebilirsiniz) böyle iyimser saf komünistleri toplayıp , bakın böyle sınıfsız toplum falan diyoruz ama öyle hemen olmaz bu iş zamanla olur. biz biliyoruz bu işi , şimdi siz işçisiniz işçi kalın ben sizi yöneteyim , biz komunizmin olacağını anladığımızda size söyleriz , kendi kendimize dağılırız zaten korkmayın diğer iktidarlara benzemeyiz demecilik.

yani komunizmle sosyalizm garip şeyler ama güzel şeyler , özgürlükçü şeyler. bir çok hak ve özgürlük için mücadele vermiş , bazılarını kazanmış , bazılarından birşeyler koparmış , bazılarına pek bişi yapamamış insanların düşüncesi , ama yani bugünkü sosyal hak ve özgürlüğünün bir çoğu bu düşünceleri temel alan insanlar ve onların örgütlediği insanlar tarafından kazanılmıştır. bu saiko gibi arkadaşlar 10 kuruşun mücadelesi sanarlar bazı şeyleri o da onun lümpenliği olsun.

ben şahsen komünizme soğuk bakıyorum.

-felsefelerine şu nedenle;
bir kitap okuyorum mesela marksizm hakkında, adamlar bir başlıyor karl marx hegel'i ayakları üstüne oturttu. lan bi çırpıda adamı nasıl harcadız ? kantı da anlatmayıp, nasıl olsa hegel onun zaten aşmışı hacı diyerek 2. kez bir çırpıda adam harcıyorlar. bunlardan sonra başlıyorlar, tarihte her zaman idealizm ile çatışma vardı. idealistler şöyle böyle. gerçeklerden kopmuşlar, şöyle mistik böyle mistik. daha çok kendi felsefelerini anlatmak yerine karşı tarafa laf atıyorlar. karşı tarafın katalarını bulunca kendilerininkinin tam doğru olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar. bu aynı marxın kapital de kapitalizmi anlatması, kötülemesi gibi. eehh yeter be diyerek attım kitapları ben de.

-toplumsal sistem olarakta soğukluğumun sebebi şu;
ben istemiyorum ki devlet bana hayvanat bahçesindeki maymun gibi baksın. herşeyi de devletten beklemeyin diyorlar ya, işte ben onu diyenlerdenim. burada marksistler de şöyle cevap verir genelde; zaten toplum senin düşünce yapını etkilediğinden öyle bir toplumda sen kötü hissetmeyeceksin. e hacı nerden biliyosun belki hissedecem ben ? nasıl bu kadar emin oluyorsun ? 1984ü okuduysan şöyle birşey vardı: adamlar dillerini değiştiriyorlardı. çünkü dil de sein düşünce yapını etkiler, ya da en azından marksizmi eleştireceksen dile getiremezdin çünkü o tip kelimeler olmayacaktı.

benim yorumlamam bu kadar

Kişilerin aldığı ücretler(maaşlar) bazında yorumlayacak olursak; sosyalizmde herkes hakettiğini alır, misal aynı işi aynı düzeyde yapan bireyler aynı maaşı alır, komünizmde herkes eşittir, devlet başkanı da en basit amelesi de aynı ücreti alır.

ben sosyalizm kötü demiyorum, ama bu şekilde çatır çatır kullanılıyor türkiyede, 10 kuruşun mücadelesini verdiğim bir durum da yok ortada. fikrimi ve gözlemlerimi söylediğim hani neden 2 kişide bana çemkirip ayar verme noktasına geldi anlamadım, bu böyle yahu gördük yani bunu iş olsun diye olmuş olabilecek şeyleri buraya yazmıyorum gördüğüm şeyler bunlar.

işin iç kısmını zaten bu işle ilgilenen okumuş etmiş kimseler bilir, ben bunlara bok atıp kötülemedim de.

kapitalizm bik bik bik diye ötenlerin de kapitalizm denen şeyin ne olduğundan bi haber olduğu o ötmeyi bile kapitalizm sayesinde yaptıklarını da gördük.

@saiko haklısın aslında. bakış açılarında cemaatlerden hiçbir fark yok. hatta ekşisözlük yazarı olsam marksistler ile şakirtlerin benzerlikleri diye başlık açardım. iki tarafta seni (gorki'nin dediği gibi) marangozun oduna baktığı gibi bakıyor.

@hikmetkaraman çok sığ bi şekilde felsefelerine laf söylemişsin. idealistleri eleştirdikleri bölümleri okumuşsundr yada diyalektik takılıyorlardır o aralar. nese ben daha sığ eleştiricek olursam marx çok kuru y azmışç çok sıkıcı das kapitalin meta nedirinden sonra (ilk başları işte) elimi sürmedim , içimi baydı resmen.
toplumsal sistem olarak yazdığın şeye de karşılık vereyim gerçi sen kendi kendine sorup cevaplamışsın birçok şeyi ama bende birşeyler yazayım dediklerinle ilgili. çok şaşıracaksın ama komunizm de devlet yok. bak devlet dediğin zaten sınıflı toplumu bir arada tutmak için kurulmuş kurumlardır. sosyalist devlet de böyle. senin herşeyini karşılama olayı da çok garip , hayvanat bahçesindeki maymun olayı daha garip. sosyalist devlet , sosyal haklarını sonuna kadar karşılaması gereken devlet oluyor. bunun dışında kapitalisti de aynı sosyalisti de. ve evet öyle düşünmeni sağlicak şeyleri olacaktır ama şöyle bir baktığında sosyalistlere özgürlük düşünceyi en çok destekleyenler onlar , bu konuda mücadele veren de onlar , 1984 benzetmen bi yere kadar doğru da , mevcut sosyalistlere baknca (bi kısmına tabi) cidden ayıp. 1984 benzetmene gelince , şu an 1984ten daha kötü bir ortamda yaşadığımızı da pas geçmek yanlış olmaz.dil değişimiyle ilgili birşey diyorsun da cumhuriyetten sonra alfabe ve dil devrimi oldu , türk dil kurumu ,türk tarih kurumu vb dille ilgili eğitimle ilgili tarihle ilgili kurumlar kuruldu. 1984teki insanlar gibi biliyorum sen de bunların yerinde ve iyi olduğunu düşünüyorsundur. ama bu kurumlar devlet politikasına göre dilde , tarihte , eğitimde değişiklikler yaparak senin istediği şeyi düşünmeni sağlıyorlar. şimdi bunlara gireceksek çok garip şeyler ortaya çıkabilir. ama komunizmle bu tip şeyleri ilişkilendirmek için bayağı yolun var. belki sosyalist devlet pratik ve teorileriyle eleştiriler yapılabilir ama sosyalist devletlerin teorisi ve pratiğinin kanıtladığı şeyler var ki onlarda çoğu konuda daha özgürlükçü olduklarıdır , artı sosyal haklar da cabası(tabi kötünün iyisini seçiceksek diyorum).

@uyku inadım inat : çok pis saçmalamışsın abicim sen , ücretlerin aynı olması falan. nası bağladın oraya bilemedim.Herkes eşit o zaman ücretler de eşit, başkanla amele anı parayı alıyor. böyle mi yani, bi mantık kitabı okuman lazım, sosyalizm için böyle diyorsan , neler için neler diyebilirsin ne gibi çıkarımlar yapabilirsin bilemiyorum. çok güldüm ama allahta seni güldürsün . editleyip değiştir bi zahmet.

@saiko senin bakıpta göremediğin şeyler için takıldım sana yoksa takılmazdım. kapitalizm ne bi zahmet gidip öğren. kapitalizm sayesinde kapitalizme bik bik ettiğmizi nası açıklayabilirsin. ayrıca 10 kuruş olayını yanlış anlamışsın.

@hikmetagabey2 hm cidden senin toplumsal hareketler , temel aldığı teoriler hakkında bilgin yok. en azından türkiyedekileri bi araştırabilirsin. benzerlik kuracaksan ibda-c ye bir bak , örnek aldıkları yapıları falan da biraz araştır. bunda komik olan taraflar var ve cidden komik ama bariz haksızlıkta var ayrıca bu haksızlıkta komik:D:D

@hubert cumberdale
benim en başta yazdım. dedim ki neden "soğuk baktığımı" açıklıyorum.

felsefe konusunda benimki sığ bir eleştiri değil. aslında eleştiri değil ki. neden mi ? ben orada okuduğum kitaplarda felsefelerinin düzgün "anlatılmadığını" söyledim. fazlası değil. diyalektik mantık vs hiçbir laf etmiş miyim ? etmedim. bilmiyorum çünkü.

toplumsal sistem olarak neden "soğuduğumu" söyledim. bu konuda ise yazdıklarının çoğunda doğru haklısın.

hah burda ise ben haklıyım. ibda-c bilmem ne buralara nasıl geldin anlamadım. ben üniversitedeki kendi gördüğüm marksist gruptan söz ettim. herhangi bir örgün falan hiç bahsetmedim. cemaat denilince taliban falan demek istediğimi sandın sanırım. abilerden söz ediyorum :) benim gördüğüm "abiler" ve bir marksist dernektekilerdeki benzerliği söyledim. gorki'nin kesinlikle haklı olduğunu düşünüyorum.

ben sizin için mi dedim abicim ? burda kapitalizm diyen yok ben sadece dediklerime örnek olsun diye söyledim onu var böyle insanlar.

10 kuruş olayını aslında ben de yanlış anlatmışım, şimdi bizim kampüste belediye tarafından sağlanan otobüsler bedavadan 0.10 kuruş ücretliye dönünce duvarlarda afişler "ulaşım haktır" yazıları belirmeye başladı ki bahsettiğimiz konuya "gönül vermiş öğrenciler" tarafından yapılan işlerdi bu işler.

şimdi ulaşım nasıl hak oluyor onu anlamak mümkün değil, yaşamak bir haktır öğrenim görmek bir haktır ama ulaşım bir hizmettir hak değil ve belediyenin, üniversitenin vs nin bundan 0.10 kuruş gibi komik bir sembolik rakam almasına karşı çıkmak ve çıkarken de "ulaşım haktır" gibi bir argümanla yaklaşmak sığlık ve attığım mesajlardaki insanlara da örnektir yazmak istediğim buydu.

@hikmetagabey ya orda zaten ben geyik yapmıştım , senin okuduğun şeylerle alakalı o ama yani sen de haklısın o konu da bir konu hakkında yetkin olmayan beceriksizce yazılmış yazılar okusam ben de o konudan soğurum.

yok yok dediğini anladım ama sen dediğimi yine bi git araştır , marksist örgütlenmeleri örnek alıp bu şekilde örgütlenmeye çalışan birsürü örgüt var , cemaatler de bu yöntemleri uzun süredir kullanıyor zaten. taliban falan bahsederken sen daha çok cephe örgütü olarak düşünüyosun sanırım ama havada bulmuyorlar cepheye sürücekleri adamları.

@saiko ya aslolan konuyla , senin anlattığın şeyin bağlamının farklı olması. sen 10 kuruş olayını bence onlarla tartış. ben de eleştiriyorum , laf söylüyorum ama yani böyle bir konuyla yapmak gereksiz ve haksızlık olur kannımca.

biliyorum farklı olduğunu zaten ilk mesajımda yazdığım gibi ben sadece türkiyede ne amaçlar için kullanıldığından bahsettim evet bağlamı farklı ama böyleyken böyle.

kafa açısından bir değişiklik yapmaz sadece aromaları farklı olacağından içim keyfi farklı olacaktır, tabi beraberinde yediklerine de bağlıdır bu.

param yok diye cumartesi şarabı alma hatasına düştüm, bir kadeh bile içemedim. Bildiğinden şaşma bence...

villa doluca ne alıyorsun kırmızı beyaz ayrımını da sayarsan 4 çeşit var.

roze pek sevmiyorum ben ama bence bütçene uygun bulabilirsen blush şaraplara bak en azından bir kere dene.

sokaklarda el arabasıyla dolaşan eskici yok mu? hem en fazla 5 lira verirler o peteğe.

sanayide hurdacı alabilir kilo usulü çalıştıklarından 5liradan fazla eder sanırım ama kilosu kaça alır bilemem

dolar euro düşer, borsa yükselir.,

kaynak: kıçım

@2 haklı bence.adam kapitalizmin kitabını yazmış sonuçta.

uyku öncesi son hazırlıklarımı yapıyorum.
bu cevap 10 dakika sonra kendini imha edecektir.

Ben varım.Yurtdışında yaşıyorum.Saat farkından dolayı burada gayet uygun bir saat.

oyun felan işte

sevişiyordum, duşumu aldım yatıyorum.

yoldan geldim, internete bakıyım dedim, uykum açıldı. aslında haxball oynanabilir ama uyuyacam şimdi.

kayda değer bir etkinlik, marx. bizim kültürümüzde yok gerçi.

disardam geldim, makyajimi temizlerken acik kalan bilgisayari kapatayim dedim. kapatmadan da bugünkü duyurularima cevap gelmis diye bakiyordum.

fm oynarken arkadan okan bayulgen dınlemece.

bi kız yurdunda haftasonları gece bekçisiyim, oturduğum yerden çalışıyorum.

ben gece 2 gibi başladım dı, hala içiorum

www.philips.com.tr

bizim valide kullanıyor oldukça memnun. toz torbası yok içindeki zımbırtıya doluyor sonra cırt cırt bi poşetin içine v.s dağılmadan atıyor tozunu. üzerinde kumandası var çekiş şiddetini ayarlayabiliyorsunuz gayet güzel tasarlanmış. çekişi de çok çok kuvvetli. tavsiye edebilirim. fiyat olarak da 600 civarı bir şey olsa gerek.

@ogzi bunu anamla mağazada gördük, adamlar çalıştırdı ama çekişinden valide sultan memnun kalmadı.

valla benim gözlemlediğim kadarıyla aletin deli bi çekiş gücü var hani bizim valide çoğu zaman en üst düzeye getirmiyor bile öyle biliyorum. tabi tercihler beklentiler değişebilir ama bi karşılaştırma yap istersen bu alet 375 Watt emiş gücüne sahipmiş diğerleriyle bir kıyasla bakalım.

bizde yeni aldık,halıyı kaldırıyor
www.akakce.com

arçelik aldık biz yeni www.arcelik.com.tr bu modelinden, kuvvetli emiş gücü, memnunuz. Bosch'a da bakabilirsin, güzeldi ama fiyattan dolayı nasılsa öğrenci evi diyerek biz bunu tercih ettik. Arçelik çin malı, bosch'un ki almandı.

aman dikkat!hepa filtre olduğu zaman fiyat artıyor,emiş gücü azalıyor.
o nedenle yepyeni 700 liralık bir bosch süpürge çöpe gitti.
emiş gücü "0" desem yalan olmaz.
satıcılar kesinlikle uyarmıyor.
sadece hepa filtrenin faydalarını anlatıyor,maytlar ölüyor ama evi temizlemeyen süpürgeyi ben ne yapayım.

en aklıma yatan fiyat performans açısından passwordun dediği fakir, galiba onu alırız teşekürler.

lg kc702ht kullanıyoruz. toz torbasız. emiş güzü 410watt. Çok güçlü bi makina. çok memnunuz.

www.hizlial.com

Bizimkisi bekar evi.Çok ahım şahım olmasın zaten en fazla 1 sene kullanacaz diyerekten aşağıdaki makineyi 60 TL ye aldım.Çekişi süper, çok küçük ve çok az yer kaplıyor.Normal bir aile evi için pek gitmez ama aklında bulunsun diye yazayım dedim.

www.akakce.com

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 2
2) işiyorsunuz? 2-3
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? bunu bilemedim pehlivan.hepsini sabunla yıkıyorum ama.
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 0
8) yemek yiyorsunuz? 3

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1
2) işiyorsunuz? 3-5
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 5-7
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 1-2
6) parfüm kullanıyorsunuz? 0
7) deodoran kullanıyorsunuz? 0 kokusuz kristal deodorant sayılırsa 1
8) yemek yiyorsunuz? 2-3

ek cevap: yasak.

1)1 veya 2
2)5-6
3)1
4)0
5)her seferinde sabunla yıkarım,saymadım
6)1-2
7)1
8)2-3

1) 2 kere
2) tahminen 10'dan fazla
3) haftada 4 kere filan
4) 1-2 kere
5) 4-5 kere
6) kullanmıyorum
7) 1 kere
8) 7

yasak diye biliyorum.

Okulu uzatınca bu sene tüm zamanım memlekette evimde geçiyor. O yüzden kendime pek bakmaz oldum. Parantezli olmayanlar bu durum başlayalıdan beri, parantez içindekiler normal durumum için vereceğim cevaplar.

1) Sadece geceleri nadiren unuttuğum da oluyor. (Sabah dışarı çıkmadan önce, akşam yatmadan önce. Akşam dışarı çıkacaksam bir de o zaman)
2) 8-12. Çok fazla çay kahve içtiğimden.
3) 1 nadiren 2.
4) 10-15
5) 7-8. Elimde bıraktığı kokuyu sevmediğimden sigara içtikten sonra sabunla yıkarım.
6) Hiç kullanmam.
7) Kullanmıyorum. (Çoğu zaman kullanıyorum)
8) İki ana öğün. Arada abur cubur (genelde çikolata) falan yerim. (Normalde de aynı)

bisikletle geçmek yasak, avrasya maratonunda geçebiliyorsun.

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1 (sadece sabah)
2) işiyorsunuz? 7-8
3) sıçıyorsunuz? 1 tane opsiyonlu toplam 2. (sabah boku banko)
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? (?)
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 3-4
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz? 2

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 3
2) işiyorsunuz? 6
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 4
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 5
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz? 6

1)2
2)8-10
3)1/2
4)0
5)5-6
6)0
7)1-2
8)2-3

1) 1-1,5
2) 5-6
3) 1(net)
4) 4-5
5) 3-4
6) 1
7) 1-2 (deodoran ne bu arada)
8) 4-5

1)1
2)3-4
3)2
4)--
5)5-6
6)2
7)1
8)ohoooooo

ek cevap: yasak

1- 2
2- 2-5 arasıdır
3- 1 ortalama
4- 1-2
5- 1-2
6- hiç
7- hiç
8 3 defa

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1
2) işiyorsunuz? 3-4
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 5-10
6) parfüm kullanıyorsunuz? 0
7) deodorant kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz? 2

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 3
2) işiyorsunuz?6
3) sıçıyorsunuz?3
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz?5
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz?8-10( pis işte çalışıyorum her dakika yıkıyorum)
6) parfüm kullanıyorsunuz?2
7) deodoran kullanıyorsunuz?1
8) yemek yiyorsunuz?4

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 1, bazen 2.
2) işiyorsunuz? 8-10 (çok su içiyorum)
3) sıçıyorsunuz? 1, nadiren 2
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 13-15
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1, akşam dışarı çıkacaksam 2.
7) deodoran kullanıyorsunuz? 0
8) yemek yiyorsunuz? 3

ek sorunun cevabını bilmiyorum.

1) dişlerinizi fırçalıyorsunuz? 2
2) işiyorsunuz? 2-3
3) sıçıyorsunuz? 1
4) ellerinizi sadece suyla yıkıyorsunuz? 0
5) ellerinizi sabun-köpük vs ile yıkıyorsunuz? 7-8
6) parfüm kullanıyorsunuz? 1
7) deodoran kullanıyorsunuz? 1
8) yemek yiyorsunuz?

hiç araştırma limonlu bahçe'ye götür kızı. galatasaray lisesinin yan sokağından aşağı doğru sağına baka baka yürü. küçücük bir girişi var, kaçırma o girişi. zaten kime "limonlu bahçe" nerde diye sorsan gösterir.

yanına biraz para almayı unutma ama. accık yukarda fiyatları.
iyi eğlenceler. :)

tamda böyle yerler arıyodum işte(:
günü kurtarmak için bu yeter ama ilersi içinde birikim yapmalıyım aklına başka gelen yerler var mı?

(bkz: urban)
(bkz: ara kafe)
(bkz: cadde-i kebir)

mc donalds'ın yanındaki sokaktan yukarı çık pi'nin yanında uykusuz var

cihangir'e ve galata'ya yönelebilirsin.

beatles iyidir, tam istediğin yer işte.

beatles "alkollü yer olsa da olur ama alkolsüz içecekler olursa iyi olur su içmesin kız (:" buna uygundur.
fazla mekan bilmiyorum ama oraya gitmiştim :)

aman aman. çok dikkatli olun keserken. hayır sizi tırmalamasın diye değil. çok derin keserseniz canını yakarsınız. hem de çok fena. aşısı falan yok mu yakında? veterineriniz göstersin. kim anlatırsa anlatsın kediniz üzerinde göstermesi daha iyi olur. sorun çıkmaz kısa yada uzun kestiniz diye?
ingilizce ama ayrıntılı. fotoya çok dikkat edin. sadece parlak sivri kısmı. diğer kısım gördüğünüz gibi ete doğru gidiyor. ne olur çok dikkat edin.
www.catscratching.com

www.petwise.com.au

kedi küçük ise kesmeyin (6 aydan küçük) normal el törpülerinden alın bir tane. onun kalın kısmı ile ucunun sivriliğini alın daha iyi. yavru iken azcık uzun olsun.

Ben bir kere kestim şu ana kadar. Başta eskisi gibi tırnaklayamadığı için sağı solu, hayvan bir afallıyor. Sonra o tırnak yine uzuyor, yine giriyor ele, ayağa, koltuğa falan. Yani pek bir şey olmadı benimkinde ama hayvan psikolojisini bilmiyorum. Başka bir kedide kötü sonuçlar doğurabilir de.
Kesme için de, kediler için bir tırnak kesme şeysi var; o en sağlıklısı. Sağlıklıdan kastım, tırnağın ortadan yarılmasını falan engelliyor. Ha ben ufak bir tırnak makasıyla kesmiştim o ayrı. Yalnız lütfen -bu kısma dikkat- tırnağın uçlarını kesin kesecekseniz de. Dikkat ederseniz kedinin sinirleri tırnağın dip kısımlarında da vardır ve orayı keserseniz hem canı çok acır hem de ciddi sorunlar yaratabilir. O yüzden uçları alıyoruz sadece.

kes elbette. kediler için özel tırnak makası vardır. ondan bulamazsanız normal tırnak makası ile dikkatli şekilde yapabilirsiniz.

insan tırnağı gibi tırnaklarının ön tarafı beyazdır, orta tarafı pembe. beyaz yerleri kesin. pembe tarafı keserseniz kanıyor.

patisini tek elinizle tutup ortasından bastıracaksınız, böylelikle tırnaklar dışarı çıkıyor ve diğer elinizde tırnak makası keseceksiniz.

kedinin ısırıp tırmalamaması, havada parende atıp kaçmaması tamamen sizin maharetinize kalmıştır. yardım olması için tırnak makasını elinize alınca oda kapısını kapamanızı tavsiye ediyorum :))

patilerinin alt kismindaki plastigimsi kisimlara bastirirsan tirnak otomatik olarak disari cikiyor, mekanik bi makina gibi, harbiden otomatik. kedi tirnak makaslari da satiliyor mama satilan yerlerde falan, iste tirnagi disari cikartip, tirnak makasinin arasina alip kirt diye kesiyosun. ucundan kesmek yeterli olur, hem kedi icin hem sizin icin.

biz kesiyoduk sonra onlar yine uzuyodu sonra biz pes ettik. tabi tırnakları kısayken kedimiz evde koşarken virajları alamıyordu :)

daha bi kaç saat olmadı kestim ben de :)

2 3 haftada bir, en uc kısımlarını kesin. kısa vadeli yapıp sık sık kesin ama çok kısa kesin. bi kere keseyim uzun keseyim yapmayın. diş sinirleri gibi, mazallah sinirden bir mikrop kaparsa kalbine kadar gider.

koş zıpla otur kalk.

malesef yoktur, hiç aramayın. düşük alkollü içki için iskeleye giden yol üzerinde benzincilere uğrayabilirsiniz.

devlet üniversitesinin kütüphanesi para istiyorsa, özel üniversitelerin kar amacı güden işletmeler olduğunu göz önünde bulundurursak çok para isterler gibime geliyor. istanbul üniversitesi beyazıt merkez kütüphanesine yıllık üyelik dışarıdan öğrencilere 25 lira, pazar hariç her gün akşam 23 e kadar da açık.

taksim gümüşsuyu'nda atatürk kitaplığı kapanış h.içi 19.00, cumartesi 17.00.okuma salonu boğaz manzaralı. taksim meydanından inönü stadına doğru inerken ceylan otel ile gümüşsuyu asker hastanesi arasında yeşillik bir yer.

edit:ücretsiz.

itü mustafa inan kütüphanesi 24 saat açıktır artık.

www.kutuphane.itu.edu.tr

sıkılaştırır mekik eritmez. bildiğimden değil de burda öyle diyorlar. koşmak eritiyor ama onu kendimden biliyorum.

kondüsyon bisikleti eritir mi la göbeği?

bisikletle göbek erimediğini biliyorum, düzenli bisiklet sürerim ama onunla olmuyor.

eliptikal cardio ile göbek erir. bisiklet de yardımcı olur, fakat zamanla olacak işler bunlar.

ayrıca...

%70 diyet, %30 egzersiz.

gobek egzersizi de sadece mekik olmaz. karin kaslarinizi ne kadar sasirtirsaniz o kadar cabui gelisir. devamli ayni hareketi yaparsaniz kaslariniz buna alisir ve daha az calisirlar. mesela 2 gunde bir abs calisiyosaniz 3.kere gittiginizde degisik hareket yapin. ve karin calisirken arayi 30sn - 1 dk tutun.

bunlar hep diyet ve kosmanin yaninda tabi.

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

bir gün yürürken bir şeyler içmeyi teklif et. mutlaka kabul edecektir. o anda kabul etmese bile sonrası için randevulaşırsınız. buluşmada rahat takıl. sonlara doğru numarasını al işte. basit şeyler bunlar kasma kendini.

3 iyi. yürüme olur, bir cafe vs ye davet olur. hemen açılmak zorunda değilsin. bir kaç kez birlikte bu şekilde takılıp, havadan sudan vs konuşursanız tel i de alırsın, derdini de anlatırsın zamanla.

takılalımmı de ne çiçeği lan takılmaktan kastım bişeler içmeye götürmek falan. orda da bol bol güldür

önceliğiniz hemen teklif olmasın. birlikte vakit geçirin öyle çiçek göndermeler telefonunu buldurmalar fln noluyor? muhabbetiniz ilerledikçe ya senin bende telefonun yok versene dersin. hiç olmadı ayrılırken "bu arada sana ulaşmam için hangi numaraları tuşlamam gerekiyo ihihihi" gibi bi laf edersin filan.. telefonla muhabbetler mesajlar günlük görüşmeler derken her şey kendiliğinden gelir. daha telefonunu alamadığın bir kişiye çat diye ilişki teklif etmek garip değil mi sence de?

mevzuyu disardan kapat.

@hepburn ah be kardeşim. o yürüyüşte yanımızda bir kız arkadaş daha vardı. o lafı gediğine koymak istedim ama olmadı. baş başa olsaydık iyiydi. orda olay biterdi doğru diyorsun.

@ogzi haklısın zaten benimde amacım liseli ergen gibi daha ilk günden ölüyorum sana aşığım muhabbeti yapmak değil. bu abes olur.daha ilk günden aşk omaz tabi. zaten benimde amacım teklif etmekten çok ilişkiyi bir sonra ki levela atlatmaya çabalamak. ve bir yerlere davet ettikten sonra işi fört aşamasıa getirmek. elbet flörtten sonra uyuşursak ilişkiye döner. sadece teklif etmekten ziyade ufukta ki amacımı da anlasın. niyetimi belli edeyim gayem bu =)

birinci kural heyecan yapmıyorsun, daha ilk günden iş yerine çiçek göndermek olmaz, o sonraki aşamalarda olur. çıkışlarda beraber yürüme imkanını sık sık yaratabiliyorsan şayet, bir yerlerde çay kahve içme teklifini at ortaya elbet kabul edecektir bir gün. ve ve asıl önemli olan ise asla kızın karşısına çıkıp zınk diye seni seviyorum beni sev tadında şeyler söyleme, zoraki olmasın, birbirinizle vakit geçirmekten keyif aldığınızı hissetmesi lazım hatun kişinin zaten o zaman istiyorsa o da sana daha yakın davranmaya başlar, eşek değilsen bunuda sen anlarsın anlatırsın durumu. unutma ilişkiyi erkek başlatır, kadın isterse ilişkiyi sürdürür, istemiyorsa fazla zorlamadan başka denizlere yelken aç.

bence yürümek ve hemen açılmak. ama ki "bir kaç yürüyüş sonrası kredim daha da artar" tarzı bir düşüncen, kendine güvenin ve kendini bilmen söz konusuysa yine yürümek diyorum ama ilkinde değil de 3. 4. seferlerin birinde açılmak diyorum... yani işte "ben tanıdıkça sevilecek insanımdır" diyorsan ertele... yoksa direkt bitir. sonuçta olmayacaksa erkenden bunu öğrenmiş, uzun süre üzülmemiş olursun. çok arabeske bağlama ayrıca. neşe içerikli olsun. öncesinde ya da o esnada tatlı birşeyler kaşıklıyor da olabilirsiniz. güzel kokular, güzel tatlar, soğuktan korunan sıcak bir yerde mayışmak gibi dış etkiler motive edecektir her iki tarafı da.. mesela "erkek arkadaşım yok demiştin di mi ehiehi" diye sırıtarak söze başlayabilirsin... eğer ertelemeci davranacaksan da ilk yürüyüşte esprili ima tarzı olsun, sonrakilerde mizah düşerken ciddiyet yükselsin kademe kademe...

sidik yarışı.

eğer çok kullanıcısı olursa bağlantı paylaşımından para kazanıyorlar.

Jöle değilde wax olabilir sanki.

wax

Limon

durulanmayan saç kremi
elidor,dove vb.

elidor saç şekillendirici krem +1

briyantin

aslında yeni bir akım var, sabunla veya sade suyla yıkamak gibi saçları. böylece vücut normal peaşını, yağını koruyor.
şekillendirici kremler de fena diil ama en iyisi saç diplerinden elle böyle saçı biraz taramak.

zeytinyağı sür saçına

elidor'un bi kremi var. uzun saçlıyım ve onu kullanıyorum duştan sonra. durulamalı olanı da var, durulamasız olanı da. ilik gibi oluyor saçlar. senınle aynı dertteydim. teyze saçı gibi kabarırdı.

www.dha.com.tr

elindeki kağıt para etmez. yimpaş yapacak ödemelerini. kağıdı iyi okursanız üzerinde ufak punto ile yimpaş hisse senedinin ederini alındığı günkü döviz kurundan ödeme hakkını saklı tutar tarzı bir ibare var. yani adam senin eline ufak bir mablağ sıkıştırıp yollayabilir. mark kurunu bilmek lazım o zamanki.

senin peder gene az kaptırmış benimki 10 bin 15 bin arası para kaptırdı. gerçi 7-8 bini kurtardı sonra ama. bizim çok tanıdık parasını kaptırdı böyle. faiz yemeyeceğiz, müslüman adam bunlar yamuk olmaz diye diye yedirdiler paraları.

o elindeki 25 hisse ile şirketi münfesih olsa bile ele geçirebilir yeniden ortaklarına pay edebilirsin bile ama konumuz o değil. elindeki kağıtlar elbette bir değer teşkil eder. yimpaş a.ş yi araştır imkb nin, spk nın internet sitelerinde bak. şirket ne durumda.

hayır değilsin.

"atm de bloke olan kart şifremin açılmasını istiyorum." müşteri temsilcine mail atsan da olur bu talimatı.

ek- kart numaranı ıvırı zıvırı da ekliyorsun tabi

bana neredeyse hiç denk gelmiyor.

bana denk gelmiyor hiç. alışveriş ettiğiniz marketle bir ilgisi olabilir mi?

bana hiç gelmedi.

Migrosun ki kadar kalitesiz poşet üreten market olamaz herhalde, üflesen deliniyor. Yaşasın File Torba!

şehir de belirtseydiniz keşkem.
benim de marketlerden aldığım tüm poşetler delik hâlde oluyor; hepsi de marketine göre değişen ama, aynı yerden (aynen bim hâriç). hep çöp poşeti satışını öldürmemek için yaptıklerını varsayarak mevzûyâ yaklaştım. iş bu sebebile tarafımca memur edilmiş koli bantı bulunur mutfakta hep:) onlar delsin ben yamarım hesâbına..
kipa önde, migros sonrasında gelmek üzre, en çürük poşetlere sahipler.

hiç denk gelmedi :)

bütün marketlerde kasanın yanında poşetler hiç ellenmemiş bir şekilde duruyor. zaten adamların işi başından aşkın bir de oturup özel olarak poşet deldiklerini zannetmiyorum. @cacik baya bir fantazi kurmuşsun bence.

çoğu poşet daha ucuza getirilsin diye sigara kağıdından ince yapılıyor. bizzat benim elimde ara ara paketleme esnasında yırtılıyor poşetler. bu kadar ince poşetlerin sizin koyduğunuz malzemeler tarafından yırtılması çok normal. ben dikkat ediyorum poşetlerin yarısı eve gelip malzemeleri boşalttığımda delinmiş oluyor. kimseyi poşetleri deldi diye suçlayamam çünkü ben paketliyorum.

nasıl bu kadar emin mi konuşuyorum? gereksiz şeylere gereksizce dikkat eden, hobi olarak market gezen bir başak burcuyum. aldığın ekmek kaç lira, portakal suyu kaç lira diye sorsanız alırken dikkat etmiş olmama rağmen hatırlamam. ama poşetleri hatırlarım.

Daha çok yerel marketler de yaparlar bunları; poşetleri bir arada, düzenli dursunlar diye metal bir çubuğa delerek geçirirler, müşteri geldiğinde gerekli gördükleri sayıda poşet verirler oradan, genelde tutulacağı yerden yaparlar bunu ama poşetin altından da yapabilirler bunu hata sonucu gibi geldi bana.

@mea max culpa: ben kasada çalışanların poşet delme ihtimalindense marketlere poşet üretenlerin, üretim esnasında gerçekleştirdikleri bi komploya dikkat çeker gibi yapmıştım. yoksa kasada çalışan elemanların tek tek poşetleri deldiklerini düşünür gibi bile olmadım.

çöp poşetlerini kim satın alacak eğer delik olmasalar.

@cacik. sorunda "bim'i tenzih ederim" demişsin. ve başka bişi yok. böyle olunca marketlere ve market çalışanlarına yönelik yazmışsın gibi duruyor.

bence bütün komplonun sorumlusu sigara kağıdı inceliğinde poşetler. delinmemeleri mucize zaten onların.

Çocuklar başlarına geçirdiğinde boğularak ölmesin diye konulmuş olmalı.
Tabii ki o kadarcık delikten gelen havayla çocuk nefes alamaz ama o delikten giren hava naylonun yüze yapışmasını önler yoksa çocuk kendi kendine kurtulamayabilir.

Hepsi kesinlikle delik. Tırnaklarım kısa.

benim tahminim, millet üçer beşer dadanmasın diye delik..evet, çöp torbası olarak kullanıyorum..evet delik. iki üç taneyi iç içe koyuyorum, ya da kuru çöp atıyorum.

bazı marketlerin bütün poşetlerinin aynı yerden delik olduğunu fark etmiştim ben de. bence üretim esnasında delik ürettiriyorlar. çöp poşeti yapmak için 3-5 tane fazladan poşet alan insanları önlemek için sanırım.

banada cogu torba delik gelio.cop torbasi olarak kullanmak icin millet ücer beser almasin die deliolar bnce.

cevapları okudum ve şaşırdım. türk insanı delik poşetle imtihan ediliyormuş. peki bu poşetleri aldığınız marketlerle konuşuyor musunuz? ne diyorlar?

yere fln koyuyorsanız delinbıyordur ya da tasırken oraya buraya surtunuyorsa. ya da cope doktugunuz bişi eritiyordur. copun dıbınde bişi deliyordur fln fln. delik poset ilk defa duydum.

vallahi delik--hatta şöyle, migrostan eve söylerseniz, sanal marketin ayrı torbası var, üzerinde de sanal market falan yazıyor-onlar sağlam.

ama kasadan hep delik verirler--ben çöp öğütücü kullanıyorum, o nedenle sulu çöpüm yok, sıkıntı olmuyor ama muazzam da çöp kapasitem var çünkü köpeklerimden biri muhabbet kuşu gibi gazeteye yapıyor, sokağa bile çıkartsam--o nedenle o torbalardan her gün beşer onar kullanıyorum--torba ekpersliğim oradan geliyor.

yok

şimdilik yok, turuncu hesabı kullanmak için rakiplerinde benzer ürünler çıkartmasını beklemekte fayda var.

Var arkadaşım , üstelik ING banktan çok çok önceden beri var.

Maximum hesap, maximum sos+ hesap adında , basitçe hesabınıza otomatik fon talimatı veriyor mevduatı vadelide tutmak gibi ancak en az 150 tl olmak üzere sizin belirlediğiniz bir tutarı vadesiz hesabınızda bekletip geri kalan mevduatla fon alıyor.Eğer siz 150 tl (belirlediğiniz limit buysa) üzerinde hesabınızdan para çekmek isterseniz , sistem otomatik olarak ihtiyacınız kadar olan miktarı fonları bozarak karşılayıp geri kalan kısmın fon talimatının/vadesinin bozulmasını engelliyor.

Benzer şekilde maximum hesabınız varsa hergün para yatırdığınızda hiçbirşey yapmadan sistem otomatik olarak diğer fonların yanına yeni mevduatı ekliyor.

Ama turuncu hesapta da maximum hesaptada çok kazandırma yalandna öteye gitmiyor.Tuttuğunuz mevduat tutarınada bağlı ancak çok kazandırdığını düşünmüyorum.Daha iyi kazanımlar getiren fonlar mevcut,bu hesapların tek avantajı sistemin otomatik olarak herşeyi ayarlaması,diğer fonlarda sıkışıp para çekmek istediğinizde siz kendiniz yatırım hesabınızdan istediğiniz tutarda bozum yapmak durumundasınız ki internet bankacılığını kullanan biri için en fazla 2 dk dır bununda süresi.

pıyy bizim okulda neler neler dönmüş serhat ya.. kalma notu 1.8 değil mi yanlışın olmasın sistem mi değişti?? bizim zamanımızda alttan alınıyordu o dersler ama şimdi ne oldu bilmiyorum..

benim aa ile geçtiğim dersim ff e dönüştü bi ara sonra tekrar aa oldu, notlar sisteme girildikçe çan hesaplanıyor ve harf notu değişebiliyormuş, değişmediği taktirde ise rektörlüğe dilekçe verin dedi denizci temel reis.

dc olan dersler nasil ff e donusuyor? olmaz oyle sey. hani tekrar sinava sokacak olsalar bile dc ve dd olan derslerden sinava girebiliyorsunuz.

sayet noktadan bakiyorsaniz nokta finalden gecseniz bile bute girmediginiz ff atayabiliyor. oraya guvenmeyin kisaca.

dedigim gibi dc olan dersin (kazanilmis hakkin) ff olmasi mumkun degil! kac sene 1.8 altinda kalarak donem uzatan birisi olarak soyluyorum bunu.

@karlmax: bilmiyorsaniz bile atmayin arkadasim. tekrar tekrar can hesaplanmasiyla alakasi yok. nokta'nin giris sayfasinda bu durum anlatilmis. bir sistem hatasi var. sinava girmedigi halde bazi kisiler sinava girmis ve 0 almis gibi sisteme giris oluyor. bu sebeple de daha onceki notuna bakilmaksizin ff e donusebiliyor notlar. orada da yazdigi uzre bunlari dikkate almamak gerekiyor, sonradan duzeliyor.

evet