eger sistem degismediyse online oluyor. gitmene gerek yok. bu arada akbil için yapiyorsan yapan varsa yapmasin. degmiyor

Yeni kayıt oldum. Sadece online. Ama yeni fotoğraf istiyor sistem.

İstanbul Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi olabilir.

@burnosdias, akbil için değil ya online bir şey satın alacağım bedeli biraz yüksek. Ben de öğretmenim açıkçası, eğitim amaçlı olacak, çok da sistemi hacklemiş saymıyorum kendimi .:))

Teşekkür ederim.

6. Üni okuyorum. Diploma, ders kitabı dahil her şey online.

Xiaomi'nin yetkili servisleri, bütün Xiaomi süpürgelere bakmıyor. Onlardan almış olma şartı var.

2 sene önce yetkisiz bir süpürge tamircisine değiştirttirdim. 500 liramı aldı. Muhtemelen bataryayı değil de içindeki kalem pilleri değiştirdi.

Şimdiki aklım olsaydı kendim değiştirirdim.

Mevcut pil ve şarj cihazını ölçtürmekle işe başlamanda fayda var.

Onlardan almadım ama onlardan almadığım halde 750₺ cihaz kontrolü ücreti karşılığında bakıyorlar. Değişimi onlardan yaptırırsam da bu ücreti düşüyorlarmış. Evofone diye bir yer.

Amacım ikisi de benzer maliyet çıkaracaksa servise veririm daha iyi diye düşündüm

Şunu bir oku bence

eksisozluk.com

şu an yüklü olan windows lisans keyini okumak için yöntemler var. yada yeni modellerde bu key biosa gömülü geliyor yeni yüklemede otomatik tanıyor.

ben olsam şu an yüklü olan keyi bir yere kaydederdim.

www.youtube.com

Peki o key 8.1 içindi ya hani, windows 10 için geçerli olur mu aynı key? Ona göre download edeceğim de 8.1 veya 10 olarak.

Ben windows 8 ilk çıktığı zamanki kampanyadan retail versiyonunu almıştım sizinki de böyle bir şey mi?

Eğer öyleyse sorun olmaz. Hatta ben Windows 11'i freedos olarak aldığım yeni bilgisayara hiç Windows 10 falan yüklemeden doğrudan kurup girdim keyi. Kabul etmişti. Windowsta uzun yıllardır yükseltmeler ücretsiz zaten artık. Sadece yeni key almak istediğiniz zaman ödeme yapıyorsunuz.

Tabi donanıma gömülü keyler için durum farklı, siz lisansınızı hangi türlü edindiniz bilemiyorum.

Evet ilk çıktığında süreli bir kampanya vardı ücretsiz olarak windows 10’a yükseltmiştik.

Bu laptopta gömülü olduğunu düşünüyorum ama yine de garanti olsun diye key’i buldum komut sistemiyle.

O halde Windows 10 Usb’si yaratıp , key isterse bu keyi deniyoruz… nihai kararım bu yanlış karar değilse.

Önemli olan, hangi sürümü kullanıyorsunuz? Pro mu, home mu, education mı, single language mi? Bunu doğru seçtiğiniz takdirde lisans otomatik etkinleşir. Laptoplarda genelde single language yüklü gelir, bilmiyorsanız bunu seçin.

Yoksa yeni lisans satın almak zorunda kalırsınız ya da korsan aktivasyon yöntemlerine başvurmak.

anakarta gömülü key değilse emailinize kayıt ettiyseniz keyi disk değişiminde yine emailinizle girdiğinizde orjinal olarak tanıyor. en azından bende öyle olmuştu. microsoft hesabınıza girip, kayıtlı cihazlarınızı kontrol edin.

Ben windows 7 pro lisansı alıp windows 10 pro'ya yükseltmiştim eski makinamı. SSD taktığımda direkt windows 10'un ilgili sürümünü kurduğumda lisans kendisi aktive oldu.

Olmazsa bile sıkıntı yok, çalışan lisanslar 50-60tl.

FÜME (stokta olmayan) > Antrasit (stokta olmayan) > Siyah

kahve rengi sanırım kayışlarından dolayı çok basit gözüktü. Mavi olan ise çok spor.


yazdığım renkler takım elbise ile bile taşısanız garip durmaz.

maviyi sevemedim.
kahverengi kayışlı siyahlar güzel, kahverengi de ehh işte.

Siyah

Ben sadece gri-turuncu kemerli olanı sevdim

merhaba, ben ödemeyi yapıp kaydı tamamladığımda sisteme hemen düşmüştü. Bugün sabah yaptım.

sadece para mı ödediniz yoksa ödemeyi yaptıktan sonra kayıt işlemini de tamamladınız mı?

turkiye.gov.tr

@kanatlı

Hocam ben de ödemeyi yaptım sonra tamamlayamadan sistem hata verdi. Kaldı öylece. En baştan yapmaya çalışıyorum ama çok yoğun hiçbir sayfa açılmıyor.

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü, hocam dediğin gibi ödemeyi yaptıktan sonra kayıt işlemini tamamlamak gerekiyormuş ama ben kapatmıştım sayfayı.

başka birinin imei kaydını yaparken de kapatmadım ama onda da sistem attı.


"her iki durumda da" sistem bir süre sonra kaydı tamamlıyor. ben son aşamaya sonradan gelip kaydı tamamlamak için girişimlerde bulunsam da sistem attı fakat sonra baktığımda kendi kendine kaydın tamamlandığını gördüm.

siz yine de son kayıt aşamasında kaydı tamamlamayı unutmayın.

sayfayı yenilediğimde otomatik olarak kaydımı yaptı. tabii ki bu 1 saatten fazla bir uğraşma sonucu.

daha sonra da imei sorgulamaya girip yine e-devletten kontrol ettim.
kayıt altına geçmişti. sisteme geç düşeceğini sanmıyorum. kaydettiyse etmiştir.

Söylediklerinize göre mini almak daha mantıklı görünüyor.
16 GB Ram ve 512 GB SSD sizi çok rahatlatacak.

MacBook Air ile arasındaki fiyat farkı gayet kaliteli bir monitör ve batarya için veriliyor. Fahiş bir fark olduğunu söyleyemem.

Hayatınızın bir anda değişmeyeceğine, her zaman evde monitörde çalışacağınıza eminseniz Mini alın.
MacBook Air alırsanız monitör, klavye vs. bağlamak için adaptörler de almanız gerekeceğini bütçenize ekleyin.

Ama MacBook Air kullanmak da pek çok güzellikle geliyor.
İstediğinizde kucağınıza almak, ufak bir işlem yapacağınızda hiç yerinizi değiştirmeden bilgisayarı açıp yapmak, tatile veya ailenize vs. gideceğinizde hiç düşünmeden bir anda tüm sisteminizi yanınıza almak önemli bir lüks.
Bu arada Macbook'unuzu evde monitöre bağlasanız da kenarda açık tutabilir ve iki ekran sahibi olabilirsiniz. Birinde işinizi yaparken diğerinden YouTube izler veya Whatsapp ile sohbet edebilirsiniz :)

RAM ve SSD dışında önemli bir performans farkı yok, onu da söylemiş olayım. Bir gün satmak isterseniz de Macbook daha hızlı satılacaktır ama şimdiden bunu düşünmeye gerek yok.

Aynı konfigürasyonda Air, bu konfigürasyonda Mini.

Mini+1

bu karşılaştırmada mini baya üstün. (16gb ram ve fanlı kasa performansı da ciddi şekilde fark ettiriyor)

Ben Air kullanıyorum yanımda her işimi yapabileceğim ve pili çok giden bir alet taşımak çok iyi oluyor ama evde de PC'm var, güç için onu kullanıyorum. Sizin ihtiyacınız öyle değilmiş tam tersi evde tek cihaza ihtiyacınız var. Mac Mini.

Taşınabirlik öncelik değilse yüksek speclerden ve fandan ötürü mini daha iyi olacaktır. tabi üstüne monitör ve klavye mouse da ekleyeceksiniz. Piyasayla ilgili en ufak bir fikrim olmamasıyla birlikte eli yüzü düzgün bir monitörün iki binden aşağı olacağını sanmıyorum

Evet ilgilenir.

Bir mal satın alındıktan sonraki 6 ay süreçte arıza yaparsa, fabrikadan ayıplı çıkmış gibi muamele görür.

Bu durumda 4 seçimlik hakkınız var.

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme (Sözleşmeden dönme bedelin iadesini de içerir),

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,



Herhangi bir belge isteme hakları yok. Herhangi bir şey sunmak zorunda değilsiniz. Ayrıca servis süresi 20 iş gününü geçtiyse arızalı olduğunu söylemeseler bile üstteki seçimlik haklara sahip olursunuz otomatikman.

Bu arada ürün bedeli 15.430 ₺ altında ise mahkemeye gitmeye gerek yok her ilçede bulunan tüketici hakem heyetine dilekçe ile başvuru yapabilirsiniz

Mobilden yazdığım için taksit taksit oldu kusura bakmayın ama bir şey daha var: E-Devlet üzerinden başvuru da yapabilirsiniz.
www.turkiye.gov.tr

Noter onaylı istedikleri evraklar nedir

@jamiro, harika bilgiler cok tesekkur ederim cok isime yarayacak.

@zidan, fatura sahibinin noter onayli kimligi, faturanin asli yoksa (ki aslini zaten iade sureci sebebiyle teknik servise gonderdim, kendilerinde fatura) asli gibidir onayli fatura ornegi. bir de hicbir yerde ornegini koymadiklari bir ibraname istemisler.

@jamiro, bir soru, sikayeti benden bu evraklari isteyen teknik servis adina mi yapmaliyim yoksa urunu satan satici adina mi?

teknik servis iadeyi kendisinin yapacagini soyluyor (ve zaten anladigim kadariyla isi bu yuzden yokusa suruyor) satici ise servis analiz raporunu istiyor ama muhtemelen servisin bunu yapmadigini bildiginden bu yola gidiyor. ben sikayeti kim adina acmaliyim?

Aslında hepsi olur. Ben daha önce iksiini de denedim, ikisi de oldu. Ama işin doğrusu sözleşmede adı geçen kişiyi yani satıcıyı şikayet etmek. Servis ile aralarındaki diyalogu onlara bırakmak lazım.

İkisini dedim ama 3’ü de olur. İster markayı (XX bileklik ltd sti vb.) ister satıcıyı (ZZ teknoloji market veya zz. com) isterseniz de servisi (YY teknik servis gibi) şikayet edebilirsiniz ama en doğrusu satıcıyı şikayet etmek. Sözleşmeniz onunla.

@jamiro, cok tesekkur ederim, umarim hizlica sonuc alabilirim :)

Hdmi’de 144hz hiç duymadım. Bildiğim kadarıyla 144Hz için tek yol DisplayPort kablo.

@jamiro hocam internette her yerde aynı veriler var şurada da "Refresh frequency limits for standard video" kısmında 1080p'de 144 hzi rahat karşılıyor diye gözüküyor. en.wikipedia.org

öncelikle hdmi 2.0 standardı 1080p 144hz desteklese de sendeki kablo o standarda uygun olmayabilir. her kablo belirtilen spec için yeterli olmuyor www.youtube.com

tabi philips kablonun standardın bu kadar altında kalması garip... 1440p'de bile 144hz desteklemesi gereken kablo 1080p 120hz'de sıkıntı çıkarması çok olası değil. bu durumda diğer ihtimallere bakmak lazım.

ekran kartı çıkış portu desteklemeli, baktığım kadarıyla rx560'da da sorun yok. 4k60 desteklediğine göre minimum hdmi 2.0 bu port da...

geri kalan tek etken monitördeki giriş portu. şuan güncel 1080p 144hz monitörler bile sıkça hdmi 1.4 kullanıyor sendeki model eskiyse hdmi 1.2 veya altındaysa desteklemiyor olabilir. modeli yazmadığından bilemiyoruz tabi. samsungun sitesinden modelini kontrol et.

burada da sorun yoksa monitör kablo veya ekran kartındaki ilgili portlarda bi problem olabilir sonuçta üretimde hatalar, standarda uymayan ürünler vs. olabiliyor belki sadece şanssızsın ve sana denk geldi. veya çevredeki cihazlar parazit yaratıyor sinyali olumsuz etkiliyor olabilir vs.

Ev yeni yapılmışsa kaçaktır yıkım kararı olabilir. Acaba ev Eski evlerden mi yani misal 60-70 senelik. (Sonradan tadilat vs görmüş olması önemli değil kökenini diyorum.)

Evet 50 yillik

Tapusu bildiğimiz ev tapusu ise yani tarla vs değilse sorun olmaz diye biliyorum. bilir kişi değilim. Ama 1. Derece sit alanında tarihi dokunun içinde tapulu evde yaşayan insan gördüm. Adam misal zamanında gelmiş yerleşmiş ata’dan. Evi barkı yeri yurdu belli. (Sonradan kazı çalışmaları başlamış aanırım) ama o sitte oturmaya devam ediyor. Patara antik kentin içinde (biletle giriş yaptıktan sonra) tarihi sit alanının içinde bu şekilde evler var tek tük. İçinde yaşıyorlar.

sorunu problemi çok olur.herşeyi izne bağlı kafana göre iş yapamazsın.satarkende böyle alacak adam heryere sorar satması zor olur :D

tadilat yaptırmak için özel izin talep etmen gerekebilir mi onu bir sordur mutlaka.

Orası emniyet şeridi abi oradan ambulans geçer bilmem ne geçer, senin orada beklemen o nedenle mantıksız yolda bekleyeceksin arkadakiler de seni bekleyecek, mantıklı bi kural.

Kirmizi alanda duran bir aracin sola donmesini bekleyip ona gore pozisyon alacak bir sofor tanimiyorum. Sadece seridinizdeki degil karsi seritteki araclar icin de gecerli.

Abi iyi güzel diyorsunuz da görseli daha çeşitli ortamlarda düşünün, arkada bir sürü araba oluyor. Bırakın durmayı yavaşlayınca bile sorun oluyor sol şeritte. Mahalle arası gibi düşünemeyin ilçeler arası bir yol düşünün mesela, 90-100 seyrinde gidiyorlar araçlar, hatta kimisi 120 yapıştırıyor orda dursam beni biçerler.

Abi onun için de işte ışık mışık bi şey koymaları lazım ya da karşı yola bi cep açmaları lazım öyle bi ortamda, hata o olabilir.

i.ibb.co

Şu tarz yapılabilir ama bizde kafa kafaya girerler muhtemelen

Sagda beklemek 120 yapilan bir yolda daha da tehlikeli olmaz mi? Solda beklersen sadece karsi serit bosken gecebiliyosun, sagda iki seridi de kollaman lazim. Ayrica sagda beklersen 120yle gelen aracin seni gormesi ihtimali daha dusuk degil mi?

doğrusu olan o zaten. emniyetin her ay yayınladığı mobese kameralarına yansıyan kaza görüntülerinde sizin yaptığınız gibi en sağdan en sola dönmeye çalışıp kazaya sebep olan bir çok araç görebilirsiniz.

Genelde senin dediğin gibi 120 yapılan yollarda sola dönüş için ekstra şerit açılıyor tali yola yaklaşınca. Ha olmayan hiç mi yok var. O yollarda da böyle şerit değil orta refüj oluyor çimenli ışıklı, kendini onun hizasına atıp öyle bekliyorsun şeritlere taşmadan. Hadi diyelim 5 10 arabanın dönesi tuttu refüj açıklığına sığmıyoruz artık, sol şeridi kapattık... Tehlikeli.

Bunun trafik yönetmenliğindeki kuralını bilmiyorum ama 10 sene önce ehliyet aldığımda senin dediğin gibi yaptırıyorlardı u çekerken. Ama acemi olduğumuzdan trafiği kitlemeyelim diye mi yoksa kuralı bu mudur bilmiyorum.

Ikisi de iki ucu pislikli degnek. Yolun gerisini rahat gorebileceksen sagdan cikarken sag mantikli ama bazi yerler oluyor ki mesela rampanin tam baslangici diyelim mi, adam 120 ile gelirken seni gordugu an ile sana ulasmasi arasinda 3 saniye var. Iste oyle durumda sol daha mantikli olur. Neddn dersen, sagdan sola donerken hic kacma payi olmayan an oluyor tum seridi kapattigin ama solda beklerken arkadan gelen beklemese bile sagindan gecebilir.

Valla trafik cok zor tr'de ya. Araba kullanma tecrubem yok yillardir bazen geriliyorum dusununce bile.

amerika'da senin dedigin gibi yapiyolar sola donusleri, bizde nedense saga cekip bekleniyor. bence senin dedigin mantikli olan ama bizde kimse bilmedigi icin cok dikkatli olmak lazim.

Asıl öyle süratli bir yolda o kırmızı alanda durup sola geçmeye çalışırsan biçerler. Daha tehlikeli orası. Özellikle sürat motorları anında bitiyorlar yanında, görmezsin ışık yanılsaması olur vs alır götürürler seni karşıya geçerken.

Sizin yaptığınız temel olarak sağa dönerken sağ şeride geçmek, sola dönerken sol şeritten dönmek gereklilikleriyle çelişiyor emniyet şeridini hesaba katmasak bile.

Siz kendinizce arkanızdakine kolaylık tanıyorsunuz, ama ben arkadan gelen kişi olarak sizi emniyet şeridinde duraklayan bir araç olarak görüyorum. Eğer benim geldiğimi fark edemezseniz size yandan çarpmam çok olası. Sol sinyalinizi görsem bile bunu kalkış sinyali olarak düşünüp sağ şeritten ilerleyeceğinizi varsayabilirim. Tek sinyalle çift şerit değiştirmek zaten başka bir ihlal biliyorsunuz.

Temel mantık hep aynı, nereye dönecekseniz arkadan gelen aracın önüne kırmamak için döneceğiniz şeritte beklemelisiniz.

Kuralla ilgili bu, insanlar sizin bakış açınızı bilemez, kuralı uygular. Sizin dediğiniz yöntem bir kural haline getirilirse o da uygulanabilir. Ama şu haliyle siz kendiniz kural koymuşsunuz gibi olmuş.

emniyet seridi ihlali trafik kurallarina aykiri.

ama turkiye gibi bir yerde iki durum da tehlikeli olabilir. senin yaptigin daha da tehlikeli olabilir, iki seride birden bakmak zorunda kaldigin icin.

normalde donusler icin ayri donme seridi, cep vs. koyarlar. olmayanlari duzeltiyorlar diye biliyordum. ama turkiye gibi bir yerde boyle tehlikeli donusler vardir.

yapabileceklerin:
- boyle bir donusu es gecmek ve daha guvenli donebilecegin yerde donmek
- illa da ordan donmek gerekiyorsa, oraya varmadan yeterli sure once yavas yavas yavaslamaya baslamak ve sinyalini vermek

bu işin kuralı nedir ben de bilmiyorum. ama ben böyle durumlarda yolun durumuna göre davranırım. ama nasıl davranırsam davranayım bu dönüşte önceden sinyal vermek çok önemli. arkadaki araç için müthiş bir farkındalık oluşturur.

bazı ülkelerde sol şeritin daha solunda dönüş için ayrı bir alan bulunuyor, böyle bir şey lazım bize de.

dogru bilinen yanlışlara güzel bir örnek:

1. bu tip sorunlar genelde ilçeler arasındaki yollarda ortaya çıkıyor. sebebi de malum insanlara ehliyet verilme sekli.

2. kural olarak siz sola dönecekseniz ve sola donüş cebi veya seridi yoksa sizin kendi seridiniz de durmanız ve dönmeniz gerekir (görseldeki gibi). bunun nedeni de kırmızı ile işaretlediğiniz alandan sola dönmeye çalışırken hem kendi şeridinizi hem de bulunduğunuz şeridi kesmeniz gerekmesidir.

3. peki görseldeki gibi yaparsanız sorun nedir? madde 1 bu kuraldan haberi olmayan büyük bir kitle sizi fark etmeyebilir. aslında yapmaları gereken görseldeki sarı araç gibi sizin sağınızdan geçmeleridir. Zaten bu kural, araçların sağdan geçilmesinin yasak olduğunu ifade eden kuralın tek istisnasıdır (karayolları trafik yönetmeliği, madde 103/c).

4. sizin gibi dönüş yapan (kırmızı alanda durup) bir arkadaş bu tip bir yerde yazaya karıştı ve haksız bulundu.

Gitar hard case ile gelse bile ani ısı değişimlerinden bagajda ağacı, sapı hasar görebilir

En iyisi gitara da bir koltuk alıp uçak içinde taşımak diye düşünüyorum

Yeni vergiler geldi. %18 vergi ödüyorsunuz havalimanında kendiniz gidip beyan ederek. Ama gitarın etiketleri sticklerları vb. sıfır olduğunu belli edecek her türlü ambalaj kağıt va yok edilerek sokulursa o zaman vergi ödememek sorun olmayabilir. İyi araştırın. Ayrıca bütçeniz için tax free’yi de araştırın derim arkadaşınızın oturum izni veya vatandaşlığı yoksa.

Bu da linki: www.amazon.com

Banka kartı gibi, amerika'da yaşamıyorsanız zaten alamazsınız. Detaylara da yazmış "Store Cards and Secured Cards are issued by Synchrony Bank." diye

Bir ara ininal kartı ing işletiyordu vs. onun gibi bir şey.

fan temizliği + termal macun + gereksiz antivirüs programları vs kullanmamak ve en fark yaratanı da laptop soğutucu kullanmak. iyi bir laptop soğutucu stand gerçekten fark yaratıyor.

fakinin dedikleri + ssd yoksa ssd

+ram upgrade

Dark

the terror

i know this much is true, mindhunter, big little lies, twin peaks, fleabag, chernobyl, supernatural, suits, daredevil, the punisher, homeland, bodyguard, years and years, mare of easttown, the queen's gambit, unbelievable, maid, normal people, watchmen, clickbait, defending jacob, the haunting of the hill house, little fires everywhere, safe, devs, the last dance, unorthodox

Godless

Uysallar

the terror, chernobyl, bosch, mcmafia, the boys

bitmedi ama 5 gün sonra bitecek oldugu icin : ozark.

superonline fiber kullanıyorum. 200 mbit download 20 mbit upload sınırsız kota 180 tl.

9 senedir superonline kullanan birisi olarak bağlantı ve hizmet konusunda çok iyiler. bunca senedir saatlik bağlantı kesintisi bir elin parmağını geçmez öyle söyleyeyim. tek kötü yanı rakiplerine göre pahalı olması ve rezil modemler vermeleri.

işyerinde 1000/200 turk.net kullanıyoruz hızından da çok memnunuz fiyat 129 tl (kurumsal tarafa henüz zam gelmedi) ama evet müşteri hizmetleri kötü.

100 Mbps fiber çok hızlı, internetinizde bir sorun olmalı.
Belki Türk Telekom ile birkaç defa görüşseniz çözülecek bir problemdir.

Speedtest yaptığınızda durum nedir?

Türk net in müşteri Hizmetleri kötü denmiş ama ben ilgili hiçbir sorun yaşamadım ve bence diğerlerinden çok daha iyi. Sorun olursa mesaj bırakıyorsunuz onlar hemen cevaplıyor. Telefonda yarım saat müzik dinlemekten daha pratik..
Hızı da o bölgede en yüksek ne destekliyorsa

Kablosuz kullanıyorum, speedtest ölçümünde tek telefon hiçbir internet sekmesi yada arkada uygulama açık olmadan 65-70 aralığında bir rakam çıkıyor.

Bu arada yaşadığım sorunu daha açık anlatmak gerekirse; internet'i en çok tv'de bir şey izlerken kullanıyorum. Netflix, mubi, blutv, youtube vs. hiçbir uygulamada film izlerken sorun yok ancak tv'nin web tarayıcısı kısmına girip orada bir film açmak istediğimde işte o zaman sorun yaşıyorum zaman zaman.

@tekil sorun internet bağlantısı değil de TV'nin tarayıcısı veya izlediğiniz websitesi olduğunu düşündürdü bana.
İsterseniz denemek için telefonunuzun internet bağlantısını Wi-Fi üzerinden televizyon ile paylaşıp bir deneyin.
Cep telefonumun interneti her zaman çok hızlı oluyor, eğer yine sorun varsa sorunun internet hızı olmadığını öğrenmiş olursunuz.

Golf olabilir alırken satarken kolay araç

Sıfır, otomatik, sorun cikarmayacak, küçük;
Suzuki swift

Golf

@jamiro @alp9900 abi ben mi yapamiyorum; bana 400-450 bine sıfır otomatik golf bulur musunuz? Harbiden ben mi bulamıyorum :/

Pardon hocam haklısın. Sıfır ibaresi gözden kaçmış. Kusura bakmayın.

Kriterim yok hb araba ariyorum sorusunun cevabi her zaman clio'dur.

sıfır otomatik sorun çıkarmayacak 450'k'ya kadar ve çok kolay satılabilecek çok az yakan parçası ucuz ve her anlamda şampiyon bir otomobil --> reno clio.

Polo

bineceğim, sürerken keyif alacam dersen polo ya da ibiza. 2 seneye max satarım dersen clio.

skoda fabia olabilir. eskisi de yenisi de oldukça başarılı, mk3 kasasını kullanıyorum.

fabia küçükse scala'ya da bakabilirsiniz. gerçi emin değilim fiyatlardan, her hafta zamlandığı için.

Yaris 2021 in en iyi araci secildi. Google dan bulabilirsin

yaris hybrid

Yeni peugeot 208ler de o fiyatlara olabilir bakın isterseniz.

Seat ibiza 1.0 EcoTSI 110 HP DSG Style

gerçekten dolu bir araç ve iyi bir pazarlık ile ek paket falan 450'ye kapatırsınız.

aslında yeni fabia güzel ama mayıs ayında türkiye'de satışa sunulacak.

450bine kadar alınabilecek 0 araç çok kısıtlı. b segment suv ve b segmentler. en iyi değişken bir seçenek al satı kolay olsun derseniz. vw grubu skoda seat ibiza. fabianın yeni kasaı 2022 2.çeyrekte gelicek ve iddaalı gelicek. vw grup türkiye gibi ülkelerde alt firmalarını iddaalı yapıyor. yani türkiye pazarı artık skodanın eline geçicek. alabilecekleriniz şöyle kia stonic, hyundai bayon, seat ibiza dsg, honda city, toyota yaris, opel corsa, peugeout 208, citroen vb.. seçenek var güvenlik derseniz vw grubu özellik vb. psa grup. clio iconun full artı fullüde 450yi buluyor. ancak çip krizinden dolayı üretim az.

Maalesef fiyatlar çok oynadığı için golf falan hayal bu fiyata:)

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla ayağımı yerden kessin,
sağlam olsun,
güvenli olsun,
sorun çıkarmasın,
ve tabii konforlu olsun düşüncesindenisiniz.

şu an bu şartlara uyan 450 bin tl'ye alabileceğiniz sıfır araçların başında herkesin aşina olduğu VW Polo geliyor.

Life donanım seçeneğiyle DSG şanzımanla 450 bin'e alabilirsiniz. Ama tabii servis ve bakımı maliyetli araçlar. Bir de dsg şanzıman sorunlu olabiliyor. Yine de 2. el avantajı, yaygın servis usta olayı avantaj.

Bir diğer seçenek aynı marka grubundan seat ibiza. yukarda yazdığım meseleler bunun için de geçerli. ama satmak daha zor bunu.

Bayilerde bulunmuyor ama skoda'nın de muadili araçları aradığınızı karşılar.

Skoda'nın fabiası geliyor. muhtemelen benzer fiyatlarda olur. Ama maalesef skoda da fiyat olarak eskisi kadar uygun değil biraz önce de baktım.

Ben bu fiyat aralığında hyundai i20'yi kesinlikle bir incelerdim. Sıfır olarak ödediğiniz fiyatın karşılığını fazlasıyla verir. Hyundai'ye önyargılar mevcut ama son yıllarda özellikle ABD'de edindiği tecrübeyle o eski günlerinden çok yukarıda. Şu an 390'e full donanımla alabilirsiniz.

Bir diğer alternatif toyota yaris. Eğer bu arayışa 2 ay önce girseydiniz hiç tartışmadan yaris hybrid alın derdim. Bu fiyata sıfır yaris hybrid alabilirdiniz. Hem dayanıklı, hem donanımlı hem de hybrid bir araç bu fiyata bulmak çok kolay değil. Ki yılın aracı seçildi bu sınıfta. Hybrid motor seçeneği inanılmaz bir yakıt tasarrufu sağlıyor ama su an 500bin civarında. Eğer siz normal motorla almak isterseniz 450 bine donanımlı bir yaris alabilirsiniz. Hatta bayiden 2021 modellerden kaldıysa 460'a 2021 full halini almak mümkün.

Bir diğer seçenek toyota corolla. Evet sizin beklentinizin dışında sınıf olarak ama 380binden başlıyor bayi satış fiyatı. 450'ye sizi tatmin edecek seçeneklerle bir corolla da fena olmayabilir.

Son olarak clio. Renault, türkiye'yi ve ekonomiyi iyi tanıdığı için donanım seçeneklerini oldukça geniş tutuyor. O yüzden Clio'yu boş haliyle 290bin'e alabilirsiniz. Ama değer mi? Aracı diğer araçlarda olan seçeneklerle almak istediğinizde her şey için ek ödeme gerekiyor. Sis farı için bile:) Açıkcası 290bin'e donanımsız bir clio almaktansa makul bir otomobilin 2. elini tercih ederim.

Bir diğer fransız seçeneği citroenler. Fiyat olarak hyundai seviyesinde c3'ler. ama buraya citroen alayım mı dediğiniz anda aman diyen çok olur:)

Bence siz önceliklerinize ve ihtiyaçlarınıza bakın. Ona uygun bir araç seçin. Biraz bayi gezin. Ama bayi gezerken hemen karar vermeyin. Bayide satışçılar çok ikna edici olur. Bir anda anahtarla çıkarsınız.

Bu sınıfta aracın gücünden çok dayanıklılık ve sunduğu konfor önemli. Aşağı yukarı araçların motor güçleri yakın. O yüzden daha dayanıklı, daha az sorun çıkaran ve aynı fiyata daha fazla donanım sunan aracı seçin.

hatchback olsun istemezseniz, o paraya corolla alınır, mis gibi de binilir...

trendyol vb çoğu sitede olduğu gibi datalarınızı kullanıyorlar. daha önce arattığınız için yükseliyor veya alçalıyor.
uçak biletlerinde de var ya hani, ondan.

nadiren, stok durumuna göre de değişebilir ama en büyük etken size özel uygulanan "akıllı fiyatlandırma" sistemi.

hiç bilmiyorum ama ben şöyle olabilir diye tahmin ediyordum: stok durumuna göre değişebiliyor olabilir. ürün satıldıysa, sayısı azaldıysa fiyatı artıyordur.

Stokta en başından beri 4 adet yazıyor.

Bir tür fiyat robotu. Borsa gibi hareket ediyor iniyor çıkıyor panik satışı yaptırır gibi panik alışı yaptırıyorlar. Acele ettiriyorlar amaç o bence. Ama kurdan değiştiği de oluyor tabiki.

Amazon tr de bile bir ürüne günde 4 kere fiyat değişiyor. Amazonun insanları delirtme taktiği.

Bir çok kişi kullandı ve sorun yaşamadı gruplardan takip ettiğim kadarıyla. Koku ve tat ile şüpheyi elden bırakmayın tabi. Bu arada butikbira mı kaldı allasen:)

Paket açılmadı ve düzgün muhafaza edildiyse kullanılır

7-8 ay geçeni kullandık, yıkılmadık ayaktayız.

Frene bastığınızda ses gelmesini bekleyin.

ön mü arka mı? ön ise 2000-3000 km arası diyorum.

Bu arka ama hepsi aynı bu boyutta

full takım değiştir. fren şakaya gelmez hatta hidroliği ve hortumlarını da kontrol ettir.

Hidroliği geçen ay bakımda değiştirttim ama balatalar daha var gibi geldi... (çok pahalı artık her şey ne kadar giderse o kadar kâr diye düşündüm.)

2000-3000 km giderse biraz dursun ama son 500-1000 km ise elbette değiştireceğim.

Kullanıma göre değişir, balatanın yumuşak ya da sert oluşuyla da alakalı değişir kullanım ömrü.

Şehir içinde 5 bin gidecekse şehir dışında 10-15 bin bile gidebilir.

Fotoğraflar kötü değil, ama bazı frenlerde yapı gereği iç kısımdaki balataya daha fazla baskı uygulayıp daha erken bitirebiliyor.

Yani siz bu fotoyu ön balatan çektiniz ama arkadakiler (tekerin arkası) demire yaklaşmış olabilir.

Onlara da bir bakın.

cok iyimser mi yaklasiyorum bilmiyorum ama 2022 sonlari diye dusunuyorum ben.

Daha 3 sene surer bence.

2024 olabilir

Omicron'la birlikte klasik gribe daha yaklaştı gibi sanki. Böyle devam ederse 2023 başları gibi rahatlarız gibi hissediyorum.

Ben maskeden aşırı memnunum ya. Maske gitmesin bence ya da takanlara garip garip bakmasın ben maskeyle gezmeye çok okeyim ama kalabalıklar içinde çılgınca eğlenmeyi özledim.

Neyse konumuz o değil. İlk çıktığında 2023'e kadar sürer bu diyordum. Bence 2023 sonları.

omicron sayesinde 3 ay içinde. hes uygulamasında yoğunluk haritasını açın bakın; mezarlıklar dışında her yer kıpkırmızı. boşluk bile yok. şöyle bir herkesi dolaşacak ve sürü bağışıklığıyla oldu da bitti maşallah :)

Bu bahar ve yaz ciddi rahatlama kışa girerken tekrar ufak bi yayılma derken 2023 baharında istiklal marşı ve kapanış.

~Kaynağımın olmadığını desteksiz salladığımı eklemiştim ama moderasyon silmiş o kısmı.

Hiçbir zaman.

ülkelerin covid'e yaklaşımı çok farklı. böyle olduğu sürece en az 2025 diyorum.

kaptankedi+1 benim gözümde bitti bu bile.

hatta biteceğine dair veri de var elimizde: aşılamada en geriden gelen illerimize bakın. Urfa, Diyarbakır ve Mardin. şu an en az vaka onlarda.

çünkü aşılamada geç kaldıkları için bir dönem korkunç yüksek oranlarda vaka açıklanıyordu. oradaki nüfusun neredeyse tamamı hastalığı geçirdi ve şimdi çok düşük seviyelerde.

istanbul ve şu an yüksek seyreden diğer şehirlerde de benzeri şekilde ilerleyecek işte.

Grip , kızamık, çiçek yok oldu mu dünyadan?
Demek ki covidçik de hep var olacak. Eğer kızamık ve çiçek gibi bulaşı ve hasta olmayı engelleyecek bir aşı bulunmaz ise her zaman covide yakalanma riski her yerde var olacak. Adı pandemik değil endemik olabilir ama kimse 5 sene sonra bile ummadığın bi yerde covid olmayacağını garanti edemez.
Şu anki veriler ışığında covid kalıcı.
Ha devletler sıkılır hadi ölen öldü deyip salabilir herkesi ama bu covid hiç var olmamış gibi silinecek anlamına gelmiyor

(bkz: paragon ntfs for mac )

Zorunda değilseniz exfat kullanmaya çalışın windows'da da mac'de de okur yazar.
Bugüne kadar denediğim her ntfs dosya yazdırma aracı mac'in içine etti benim.

~Mounty denemedim benim denediklerim sistem dosyalarında halay çeken uygulamalardı.

Mounty kurun. Çok ufak bir uygulama. Mac'te herhangi bir değişiklik yapmıyor.

Spaced

The terror ilk sezon ama gemili olan. Ikincisi konu bağımsız ve kötü. Maid var. Unbelieveable var. Ruh avcısı. The serpent.

Hap and leonard. Hand of god. Fleabag

wolf creek (6sar bolumluk 2 sezon - sezonlarin konusu farkli)
when they see us (bu tek sezon 3-4 bolum falandi)

Maid

Fleabag
Unsere mutter unsere vater

11.22.63 fena değildi

The misssing. Muhteşemdir

Patrick Melrose

Lost room

The night of
Band of brothers
War & Peace
Chernobyl

Chernobyl+1

After Life mini dizi sayılmaz belki ama henüz 2 sezonu yayınlandı.

Final Space keza 2 sezon (bilim kurgu, mizah animasyon)

Chernobyl
When they see us
Unsere mutter unsere vater
The spy

when they see us
bodyguard
sharp objects
Patrick melrose
22.11.63
the night of

hepsi birbirinden guzel.

gourmet samurai

henüz göremedim

ssd aldım 500gb 370 tl'ye.

asics ayakkabı aldım 270tl.

Şu ana kadar gördüğüm en sağlam indirim şu ürünü 11,56₺ den vermeleriydi ama saniyesinde emiklediler bunu. Ben de kaçırdım

Vileda 1-2 Spray Max www.amazon.com.tr

Aracın ilk arızasında yenisini istiyorum ben hemde yeni kasasını diye talep etmek makul mu gerçekten?

Hukuken çakallık yapmak istiyormuşsunuz gibi hissediyorum. Araçta hiç arıza çıkmayacak diye bir kaide yok. Binlerce farklı parçanın bir araya getirilmesi ile o ürün ortaya çıkıyor. Aracı geçtim aldığınız herhangi bir üründe asla ufacık bir hata olamaz diye bir kural da yok.

Devamlı aynı parçadan sorun çıksa veya farklı farklı arızalar ortaya çıksa anlarım, firma hatayı kabullenmeyip fatura çıkarsa yine talebinizi anlarım ancak tek bir arıza çıktı diye bunu istemek bence çakallık.

srjkvon +1

araba kompleks bir makine. "çatal aldım, kullanmadan eğildi" dediğinizde yenisini vermeleri mantıklı olabilir ama bu kadar kompleks bir makinede tamamen yenisini istemek bence hem mantıklı hem de etik değil.

bozulan parça yenisiyle değişir ve yeni bir araçtan farksız olur.

Öncelikle araç benim değil hayatımda hiç 0 araç almadım.

Fakat insanların satın almak için çok ter döktüğü bir alet 20 günde bozulunca neden kaderine boyun eğip anahtar vurulmuş araç kullansın ki, o zaman gidip ikinci el bakardı... 0 araca para dökmenin o dediğiniz kadar toleransı yok bence:)

Ayrıca kompleks bir parça eyvallah ama yüzlerce marka var kompleks parçaları 20 günde bozulmayan:) Daha da efsane olanı; aynı aracın aynı banttan çıkan bir kopyası sorunsuz iken bir diğeri 20 günde bozuluyorsa bu ayıplı mal değil midir?

Ve bu bozulan alet için insanların hakkını araması neden çakallık olsun onu da anlamış değilim hukuki bir hak var ortada hukuk çerçevesinde hak talep etmek ne zamandan beri çakallık? Yasalar firmalara demiş ki bu ülkede bir mal satacaksan bu mal 6 ay içinde bozulmamalı. Velev ki bozuldu, o zaman o malı ilk üretildiği günden beri kusurlu sayarım diyor. Kompleks parçalardan oluşursa idare ediverin yazmıyor:))) Okuduğunuzu anladığınızdan ne kadar eminiz?

Bu arada dipnot: bayi bu değişim durumuna soğuk bakmıyor onu da söyleyeyim:) Sadece Kasım sonuna kadar beklemek gerektiğini söyledi araçlar o zaman gelecekmiş. Bizim burda merak ettiğimiz sürecin nasıl işlediği ve yeni araç gelince fark isteme durumu olur mu, bunu bayi de söylemedi henüz.

Aynı sorun kindle'da olsa, pili sorunlu çıksa mesela, aynı madde Kindle satış sözleşmesinde olsa, pil değişimi yerine herkes Kindle değişimi talep eder ama konu araba olunca siz çakal, oto bayisi suçsuz oluyor. 20 günlük arabada nasıl şanzıman arızası olabilir? Son sürat giderken geri vitese mi taktın? El frenini çekmeden yokuşta viteste mi bıraktın? Sorun kullanıcı kaynaklı değilse ürün ayıplı mal olmuyor mu? Konuyu bilmiyorum ama şu yardımcı olabilir: youtu.be

Hukukçu geldi açılın, siz ne çakal ne kötüniyetlisiniz. Hukukun size sağladığı hakkı da elbette ki sonuna kadar kullanacaksınız kesinlikle parça değişimini kabul etmeyin, bir avukat vasıtasıyla süreci yürütün. Bu ülkede 0 satılan araçlar hasarlı, boyalı çıkıyor kimse emekleri karşılığında çöp almak mecburiyetinde değil. Şanzıman gayet ciddi bir parça, Çakallıkmış güleyim bari sanki radyo düğmesi basmıyor.

Bayi soğuk bakmıyor dediğiniz iş ciddiye binince değişir o durum, ucundan ipucu vermiş, Kasım sonu demiş.
Yazılı belge isteyin, aracı da bırakın oraya bakın ne tepki verecekler.

Dilerim istediğiniz gibi olur herşey, ancak ben hiç sorunsuz duymadım, japon firması ise bir ihtimal veriyorum.

Güzel haberlerinizi editlerseniz, bizde mutlu oluruz.

Ben ortada bir çakallık göremedim. Sanki far ampulü patlamış gibi cevap vermişler. 20 günlük araçta şanzıman arızalanıyorsa araç ayıplıdır. Bu kadar basit aslında.

Diğer sorunuza cevap vereyim: Değişime onay verdiler ama ellerinde aynı araç yok durumu olmaz. 20 gün önce satılmış bir aracın aynından bir daha üretirler. Yani yeni kasası geliyor diye önceki kasanın üretimi zart diye bitmiyor. Ramp-up / Ramp-down diye bir süreç var. Yeni kasa geldikten sonra epey bir süre eski kasa da üretilmeye devam ediyor aslında. Ama diyelim ki eski kasanın banttan son inen aracını siz aldınız. O zaman mantıken ayıplı malın ayıpsız misli ile değişimi gerçekleşemeyeceği için siz sözleşmeden dönme, ayıp oranında indirim, ücretsiz tamir gibi seçeneklerden birini seçebilirsiniz. Yeni kasayı ücretsiz alalım durumu olmaz. Satıcı elinde 'ayıpsız misli' bir araç olmayacağı için diğer seçimlik haklara yönelirsiniz mecburen. Elinizdeki aracı iade edip yeni kasasını fiyat farkını ödeyerek alabilirsiniz ancak.

Hukuken haklisin ama hukuk ozunde zenginlerin oyuncagidir.

Sirket alman kokenliyse vermiyorum mahkemeye ver diyecek, verdin 3 sene surecek sonra yargitayi onun itirazi vs 5 sene sonra bir karar cikar. O da lehine olursa bu sefer o arabadan yok derler. Bir de onun karari derken burnundan getirirler.

Sirket icin bu surecin maliyeti sifir tl, cunku zaten hukuk departmani bos otursa bile maas aliyor. Ustune seni soguttuklari icin diger musteriler korkup yeni arac talep edemiyorlar.
Senede belki 10 arac bu sayede degismiyor.

Surada devasa bir entry var bunu anlatan.

eksisozluk.com

Japonlarda ikiletmeden sifir sanziman takip veirrler ama onlar da yeni arac vermiyor

Ilk sanziman arizasinda ayip mal diye geri verip yeni arac alman eli yuzu duzgun ulkelerde bile imkansiz. Araba firmalari cok guclu, devletler de bulasmak istemiyor. Bir de emsal teskil etme durumu var.

Benzer bir olay sifir aldigim aracta benim basima geldi, aracta coklu problem vardi, ilk 2 ay servisten cikamadi verdikleri ikame arac ile dolastik. Uretici ile gorustuk, arac garanti kapsaminda, ariza cikartmaya devam ederse bizde tamir etmeye devam edecez, yeni arac vermemiz soz konusu degil cevabi aldik.

Mahkemeye versen davalar seneler suruyor, avukat masraflari ucuk, arac zaten bunu degecek bir arac degildi orada alinabilecek en ucuz sifir araclardan biriydi.

2 ay sonunda araci gormeye gittim, aracta gogus, ic dosemeler (hali dahil), motorun buyuk kismi sokuk vaziyetteydi, arac daha 1000kmyi gormemisti. Bende bu araci geri almam bir formul bulalim dedim, tabii adamlara bunu ikna etmem 1 hafta kadar surdu.
Araci oldugu gibi bayiye geri sattim, baska bir arac aldim yurudum. Bu arada bana $1000 civari girdi. $250 hediye ceki falan verdiler, bir de yeni araca boya koruma falan hediye ettiler. Yeni araca 5 sene bindik hic problem cikartmadi.

hukuk mukuk anlaman ben ama vw ise yapar. dsgler 2014ten sonra sıkıntılı. vw sana kitler toyota çağırır halleder. 20 günlük araç şanzıman arızası veriyorsa ağır kullanıcı hatası yoksa bence firma değiştirmeli. kimse yeni arabasının değişenli olmasını istemez.

20 günlük araba şanzıman hatası veriyorsa ayıplı maldır. ayıplı malın iadesini istemek en temel hakkınız. bu araçların yapımında, yapım sonrası testlerinde yüzlerce mühendis çalışıyor. her ne kadar çok dikkat edilse de bazı şeyler gözden kaçmış, atlanmış olabilir. sıfır alınan ve 20 gün binilen bir araç bariz bir kullanıcı hatası yoksa(öyle olsaydı değişime okey denmez) arıza çıkaramaz, çıkarmamalı, çıkarıyorsa 10 bin-20 bin-30 bin kmsi gelince de benzer arızalar çıkarır. zaten araçlar sıfır satıldıktan sonra yanılmıyorsam 2000-3000 km'de servise çağırılıp genel bir kontrol yapılıyor. değişim/iade istemek hakkınız.

marketten peynir alıyorsunuz, skt'si 3 ay sonra, eve gelip peyniri bi kesiyorsunuz tam ortasında küf var. ne yapacaksınız gidip iade edip yenisini istemeyecek misiniz? belli ki ya saklama koşullarına uyulmamış, ya bozuk sütten üretilmiş, ya da tahmin edilememiş bir sorun çıkmış. 20 günlük arabada elektrik aksam kaynaklı far bile bozulsa iade/değişim istenir, bir kere bozulan daha sonra da bozulur. para kolay kazanılmıyor hele bu ülkede hiç kolay değil.

12 ve 13 arasında fark yok kadar az. A14 ile A15 fark minimum, 13'te bi 400mah falan fazladan pil var ama 12'ninki de 2600 küsür mah halıhazırda. 12 pro'da en azından fazladan kamera var. Ben 12 pro diyorum.

12 pro +1

12 pro +1 imkan varsa max hatta

O kadar çıkmışken 1500 daha verip 13 pro alın bari, 60hz ekran almamış olursunuz. İlla ikisinden biri olacaksa 13 alırdım ben, daha ucuz, pili daha uzun gidiyor, işlemci daha yeni, bir yıl daha fazla güncelleme alır vs.

Signore +1

Kesinlikle 13. 12 pro almak cidden komik olur

profesyonel anlamda fotograf cekme derdiniz yoksa her zaman ust model daha iyidir. Daha iyi ve taze batarya, daha uzun kullanim omru vs acisindan 13 tabi. gunluk normal fotograflar konusunda benim SE2020 bile gayet is goruyor.

Tekrar bakıyordum da, fiyatları yanlış görmüşüm. 13 daha pahalı gibi görmüştüm, daha ucuzmuş. Oyumu 13’e çeviriyorum

13

13 pro

signore +1 deyip geçiyorum

Bazen 16.00 bazen de 18.30 gibi

Çok değişken bazen 17:00’de bazen 02:00’de… Ve bu ikisinin arasındaki tüm saatler de dahil…

8-10 arası

18.00-19.30 arası.

En geç 8

7 8 arası

17-19 arası

genellikle 16.00 - 19.00 arası.

Günde 3 öğün yerim, öğün atlamam ve günün final öğünü olan akşam yemeğini, aşırı iştahlı ve acıkmış şekilde yemeği severim. Bu bana çok zevk veriyor, olmazsa olmazım.

O yüzden 20:30 civarı yiyorum çok uzun yıllardır.

alerji olabilir mi?

besin alerjileri sonradan da gelişebilir ve örneğin öksürük, ishal vb çok farklı şekillerde olabilir.

şarabın içindeki bir şeye karşı intolerans da olabilir belki.

Valla google sulfur hassasiyeti diyor da iki haftada mi oldu yani?

hafif balgam var mı? varsa alerjiye neden oluyor olabilir. bir benzeri fastfood yediğimde oluyor.

Oksurdukce balgam da sokuluyor aynen. Kalici bir etkisi yok ama ertesi gune geciyor

Şarap sonrası gelen osuruk diye okudum başta.

İçtiğin şarap dry denen türden olabilir mi acaba? Onların hissiyatı biraz daha boğazı kaşıyan cinsten. Çok da anlamam şaraptan gerçi ama… bir ihtimal

şarabı içmeden önce iyi havalandırıyor musun ?

Reflü sebebiyle olabilir, şarap boğazı yakan ve pek de mide dostu olmayan bir içki ne de olsa. Yani ciğerden gelmez reflü öksürüğü ama..

Arayüz değişikliği sürprizi bekliyordum:) öyle değilmiş, ama olsun yeniden burda olmak güzel:) herkese keyifli pazarlar:)

+1 ben de her gün en az bir kez yokladım açılmış mı diye.

Al benden de o kadar.

+ 1

Günde üç öğün aklıma bir soru takılırdı, refleks olarak adres çubuğuna "eksid" yazdıktan bir saniye sonra göz yaşları... Geçmiş olsun.

ben de ozledim ben de :(

siteye ulasilamamaktadir,
beyin: eksi duyuruya sor, ne olmus ogren
ben: hay aklinla bin yasa.......Bir dakka ya.

Her gün, günde en az 5-10 defa F5 yaptım.

Ben de özledim. İstanbul da iş seyahatinde olduğum sürece denk geldi bir de, otopark, yer yön mekan sorcam, soramadım, çok uyuz oldum :).

Daha düşük paketler vardır mutlaka.
Vodafone pişmanlıktır, Türk Telekomu aratır size.

telekoma hattınızı taşıyacağınızı söylerseniz uygun paketler veriyor. vodafone interneti leş

vodafone çekmiyor, gerçekten. en kötüsü vodafone bence.

teşekkürler arkadaşlar. türk telekom'u arayıp paketimi 75 liradan 42,5'a düşürdüler. yardımınız için teşekkürler

ben turkcell'den voda'ya ne kadar kötü olabilir ki diye geçtim. o kadar kötü. sırf paylaşmak için yazayım dedim başkası o hataya düşmesin diye. taahhüt dolsun diye bekliyorum.

bimcell 750 dk 750 sms 4 gb artı haftalık sil süpürden bazen gb de çıkıyor. = 23TL ödüyrm memnunum. ama bbu tarifeyi kaldırdılar artık 26 liralık olan var o da fena değil bence.

Eskiden Turkcell den sonra kalite olarak vodafone gelirdi. Turk Telekom en sonuncuydu.

Şimdi öyle değil. Turk telekom vodafone dan daha iyi. Vodafone size turk telekomu aratır fikrine +1

kendisine söyleseniz? "türkçeyi yanlış kullanıyorsunuz, çocuğumun etkilenmesi istemiyorum" filan diye?

Çocuğa cephe alabilir, kalbi kırılabilir @etna

Kaçıncı sınıfa kadar öğretmeni olacak çocukların? Anaokulu okul öncesi eğitim demek değil miydi? Yani çocuklar zaten okuma yazma öğrenmeyecekler orada diye hatırlıyorum. Düşündüğüm gibiyse eğer bu niye problem olsun ki. Tamam öğretmen dediğimiz kişi bi zahmet düzgün Türkçe konuşsun ama sizin durumda problem olmaz bence.

Öğretmenin Türkçesi kötü ise kötüdür. Bu saatten sonra düzeleceğini sanmam. En mantıklısı sınıf değiştirmek, eğer diğer öğretmen daha iyi ise.

Kabul edilebilir bir şey değil, aksini düşünenlere hayret ettim. Ben olsaydım durumu idareye iletip sınıf değişimi isterdim.

Öğretmen sadece whatsapp mesajlarında mı dil bilgisi hatası yapıyor yoksa Türkçe konuşamıyor mu? Türkçe bilmeyen öğretmen denildiğinde öğretmenin yabancı biri olduğu düşünülüyor ister istemez. Öğretmen yabancı mı?

Öğretmen Türk. Sözlü iletişiminde de sorun yok.

O zaman öğretmenden whatsapp mesajında idareye dilekçe yazar gibi bir yazım dili kullanmasını beklemek çok saçma. Telefon kullanımı iyi olmayan birisi olabilir, telefon ekranında sorun olabilir, telefonda sorun olabilir, gözlerinde sorun olabilir. Bu sorunun en iyi çözümü öğretmenden ses kaydı atmasını rica etmek. "Yazdıklarınızı okurken zor oluyor, ses kaydı atabilir misiniz?" diyebilirsiniz.

Böyle size göre bir sorun olan bir konu için başlık açmak, "Türkçe bilmiyor" diye bir ifade kullanmak çok yanlış. Bunun doğrusu "Mesaj yazarken yazım kurallarına dikkat etmeyen öğretmen" olmalıdır. Sizin de Türkçe'yi kullanımınızda hatalar mevcut.

Ben 18 yıldır özel okulda çalışan, sizin tabirinizle "kpss'yi geçememiş, başarısız" bir matemaik öğretmeniyim.

Özel okul/devlet okulu tercihinden bağımsız olarak; özel okullarda çalışan öğretmenlerin sadece devlet okullarına atanmayı beceremediği için "piyasaya düştüğü"nü sanıyorsunuz. Şahsen KPSS'ye girmeyi hiç düşünmedim. Hatta özel kurumlarda 6 sene öğretmenlik yapanlara atanma hakkı verildi, ona da başvurmadım.

Ben bu 18 yılda ana sınıfı öğretmenleri ile birlikte çalıştığım için değerlendirmemi yapayım. Özel okullarda çalışan öğretmenler devlet okullarındaki gibi "kadromu aldım yemişim mesleki gelişimi" demez. Kendisini geliştirir, geliştirmek zorundadır. Zaten sizin öğretmeniniz gibi bir öğretmen, atanmamış olsa özel okullarda iş bulamazdı.

Özel okulda çalışan sadece sertifika sahibi bir okutman bile devlet okullarındaki "kpss engelini aşabilecek kadar süper" öğretmenlerin %90'ından iyidir. Her sene işinde uzman eğitimcilerle hizmet içi eğitimlere katılır. Sürekli denetlenir. Türkçe yazma yeterliliği bile olmayan, oturup 1 sene kpss çalışıp atanmış öğretmenin muhtemelen emekliliğe kadar görmeyeceği şeyler bunlar. Kaldı ki, iyi bir özel okulda çoğu öğretmen yüksek lisans mezunu oluyor. Benim çalıştığım okulda dr ünvanlı ana sınıfı öğretmenleri var.

"Ne tavsiye edersiniz?" sorusuna cevabım: Bulunduğunuz bölgede araştırma yapıp, ciddi
ve kurumsal bir özel okulu tercih edin. Emin olun çok daha kaliteli öğretmenlerle karşılaşacaksınız.

Ha siz yine de "kpss'de iyi test çözebilen çocuğumu iyi eğitir" diye düşünüyorsanız; yapacak çok da bir şey yok.

Türkçe konusunda haklısınız ama KPSS konusunda çok yanlış hem de çok

sertifikayla ozel anaokuluna ogretmen mi olunuyormus?!
onlar anaokulu degil, gorece dusuk bir paraya anaokul yasina kadar cocugunuzu emanet edebileceginiz cocuk bakim evleri. amaclarini karsiliyor bir bakima onlar da. ama yok cocugum bir seyler ogrensin ayni zamanda diyorsaniz da devlet okulu ulkemizde sans isi, asla bazi velilerin devlet okulu savunmasini anlayamiyorum. yani paran yoktur verirsin orasi ayri ama ozel okul da soyle boyle demek cok tuhaf buldugum bir durum. boyle bir ogretmeni misal hangi ozel kurum ise alirmis acaba? ozel sektorun devlet sektorunden farki bu. surekli bir rekabet var.

Yaziyi gormeden yorum yapamam acikcasi. ama sosyal medyada bazi tanidigim oldukca egitimli boomerlarin yazdiklarini okumaya calisiyorum, zorlaniyorum. Bazi iyi egitimliler bile yazarken ciddi zorlaniyor. Bu ulkede ITU mezunu bir siyasetci bile tahtaya "öğrenciler" yazamadi, yumusak g beni hep zorluyor dedi birakti haha. Bence genel olarak insanlarin yazi ile sikintisi var.

Bir de sunu soylemem lazim, iyi egitimli akadamik olarak cok basarili biri cok iyi ogretecek diye birsey yok. Ozellikle universitede bunu cok gordum, isim yapmis diye adamdan ders aliyorsun fos cikiyor. Dandik CVsi olan birine gidiyorsun dersler harika geciyor. CV sizi cok yanlis yonlendirir.

Öğretmen kalitesi özel veya devlet çalışanı olarak düşünülemez. Kaliteli öğretmen kaliteli öğretmendir. Devlette çalışan iyi/kötüdür denemez. Özeldeki de aynı şekilde.

Devlette ne öğretmenler var çaycı zannedersiniz. Özel okul için de geçerli aynı şekilde. İkisinde de hem çok iyi hem çok kötü öğretmenler var özetle.

Türkçe meselesine gelince, bir çok insan Whatsapp’ı ihtiyacını görecek basitlikte kullanıyor. Hatta çoğu yazdığını okumadan gönderiyor. Bu da hatalı imlalar, cümleler, kelimeler görmeniz demek. Ama önemsemezdim şahsen.

Artık kesinlikle açılmalı. Geçen sene ne olduğu kimi öldürdüğü belli olmayan çaresiz bir virüsle savaşıyorduk. Şu an her şey 3 aşağı 5 yukarı belli.

Açılacak ve sonucunu kimse takmayacak. Artık herkes kendini korusun moduna giriyoruz. Geçen sene çamaşır suyu ile yıkanırdı her şey. Şimdi maske takan yok. Bence böyle devam edecek.

@roket adam, kimi öldürdüğü belli olan virüsü artık “bilmemiz “ yayılmasını engelliyor mu? Kalabalık yine de düşmanımız değil mi? Not: Sadece bu soruya cevap getirmeye çalışıyorum, yoksa açılmasıyla ilgili bir derdim yok

Ne yöne evrildiğini/evrileceğini umursamıyorum. Elbet daha da artacaktır vakalar buna çözüm yok artık. Bunun kabul edilmesi lazım. Nereye kadar böyle gidecek? Aşılar olundu. Daha ötesi yok. Bu hastalık sıfıra inmeyecek. Hangi hastalık bitti ki bu bitsin. Artık hayat devam etmeli gerek ekonomik açıdan gerek gerekse bu çocukların eğitimi açısından. Yine de her şeyden önce eğitim. Yoksa 20 sene sonra bilmem ne kuşağı şöyle böyle diye söylenip dururuz.

gecen seneki covid ile bu seneki covid (delta) farkli. cocuklari da etkiliyor, amerikada pediatrisi covid hastasi cocuklarla dolu hastaneler var. 12 yas ustu asilamasinda cok geciktik, daha yeni onay cikti. lisa yasindakiler 2. dozu olamadi bile (o da olanlar arasinda).

Bu sene daha kotu bir yerden basliyoruz yani. Laylaylom baslayacak, ogretmenler ve ogrenciler agir hasta olmaya / ölmeye baslayinca millet panik olacak. Siniflar zirt pirt karantinaya alinacak, o siniflarda egitim askiya alinacak. Klasik turkiye "deneyelim gorelim" modeli. Bu kadar "ne olursa olsun acilmali" cılar varken zaten deneyelim gorelim olmak zorunda yoksa onlarin dirdirini cekemez kimse. Deniycez gorucez. Siniflarda ölen cocuklarin yerine cicekler konacak falan. "Öğretmenimiz öldü" haberlerini izleyecegiz bir kac kere. Millet cocugunu okula yollamamak isteme konusunda katilasmaya baslayacak. Sonra ne olacak gorecegiz.

Turkiye'de pandemi hala, neredeyse 1 senedir gecersiz olmus "mesafeye dikkat" modeliyle yonetiliyor, aerosol yoluyla da bulasan bir hastalik oldugu sabit olmasina ragmen. Bu ne demek? Havalandirma olmayan (kış şartları) kapali bir sinifta, tek bir pozitif kisi, yakinina bile gelmedigi herkese potansiyel olarak bulastirabilir demek (herkes N95 ve uzeri spesifikasyonda bir maskeyi kusursuz teknikle takmadigi surece). Binlerce okul, onbinlerce sinif arasindan bununla ilgili trajedileri duyacagiz. "Cocugumu gonderirim" ve "gondermem" ciler catisacak, opsiyonel mi bilmiyorum ama gondermek opsiyonel olacak onunde sonunda. Siniflar karantinaya zirt pirt gireceginden okulda egitimin bir esprisi de kalmayacak ozetle.

Yayılmasını engellemiyor, yayılıyor ve yayılacak zaten. Sonuçlarını biliyoruz artık. Vaka sayısı çok önemli bir metrik değil eskisi gibi. Tablo şu:

- Aşılı olanlar hafif atlatacak, hatta günlük hayatına devam edebilecek.
- Aşılı olduğu halde zor geçiren 0,01'lik grup hastaneye yatacak
- Aşılı olmayanlar da hastanelik olacak veya hayatını kaybedecekler

Devletin artık ek olarak yapabileceği bir şey yok, mevcut durum sürdürülebilir değil, 1.5 senedir öğretmenler dahil herkes evde. Adamın çocuklara ders vermesi lazım, kendisi yazlıkta, çocuklar zaten tablette, zaten eğitim sistemi dandik resmen böyle bir nesil daha kayıp gidecek elimizden. Bence devletin en büyük hatası şu anda + çıkarsa tüm sınıfı tekrardan eve göndermek, bu çok suistimal edilecek, çocuklar yine bi hafta evden bi hafta okuldan okuyacaklar. Zaten öğretmenler şimdiden işin çakallığını aramaya başladı yok test vermem, yok aşı olmam vs diyerek.

Bence bu işi tamamen normalleştirip artık kalan sağlar bizimdir moduna girilmek zorunda her anlamda. Dediğim gibi istatistiki olarak artık kabul edilebilir noktadayız. Yoğun bakıma yatanların %0,1'i aşılıysa demek ki aşı işe yarıyor ve kalan rakam da istatistik olarak gözardı edilebilir. Dönmek istemeyen öğretmenlere de yaptırım uygulanmadığı, böyle gri alanda bırakıldığı sürece bu sene geçen senekinden bile daha dandik bir öğretim yılı yaşanacaktır.

Ha bir de yukariya ek olarak asilarin 6 ay sonra etkinliklerinin azalmaya baslamasi olayi var (bakiniz israil); ilkbaharda asi olan velilerden patir patir kayip haberleri de gelmeye baslayacak kışın ilerleyen gunlerinde 3. dozu bulamazlarsa - ki saglik bakanligi eylulden sonra asi gelecek mi gidecek mi henuz bir aciklama yapmadi.

yani varyantlar + etkinligi azalan asilar = cok daha az zararli ama cok daha fazla bulasici bir varyant ortaya cikmazsa eger kış çetin gececek. okul icinde verimli bir yil imkansiz cocuklar icin.

zaten ilkokul cagindaki cocuklar asi da olamadi, butun evlere yayacaklar mis.

Bizim ulke icin demiyorum da bu kadar aptal karar almalarina sasiyorum.

Virus kisin cogalip yazin azaliyor.
Okullar hepi topu 6 ay acik kalsa egitim aksamiyor.
Ulan yaza alsaniza su egitimi birkac sene icin.
Komple universiteyi isleri her seyi yaza al gitsin.

Bizi de ne zaman sonbahar gelse ofise cagiriyorlar.
Millet aklini kiraya verdi sanirim.

Avrupa'da okullar mart 2020 dönemi haricinde vakaların en cafcaflı olduğu zamanlarda bile açık kaldı; hala açık. Bizde çocukların 1.5 yılı heba oldu. Hem fizyolojik hem psikolojik hem de akademik birçok etkisini ilerleyen yıllarda göreceğiz muhtemelen. Kayıp bir nesil yetiştirmek istemiyorsak artık açık kalmalı bu okullar. Kaldı ki geçen sene okul öncesi kurumların hepsi tam kapanma dönemi haricinde açıktı zaten. Kaç kere anaokullarında Corona virüs patlaması diye bir haber duydunuz? Oralardaki ogretmenlerin birçoğu da bu hastalığı geçirdi üstelik. Ogretmense onlar da öğretmen.

Velhasıl okullar açılmamali yaygarasıni hiç doğru bulmuyorum; okullar alınabilen en iyi önlemlerle açılmalı ve eğitim devam etmeli. Çocuklar zaten ya bütün gün parkta içiçe oyun oynuyor ya da AVM'de anne babasıyla geziye çıkıyor. Düğünlere, avmye, Lunapark'a, restorana giderken sorun yok; iş eğitime gelince neden karşı çıkılıyor, anlamak mümkün değil.

Böyle keşke öğrenciler için şartları iyileştirip okulları açsalar. Daha az öğrencinin olduğu okul servisleri ve sınıflar, düzgün havalandırmanın yapılması, maske konusunda öğrencilerin düzgünce bilgilendirimesi, öğrencilere ücretsiz maske verilmesi gibi şeyler yapılsa bu süreç iyi sonuçlarla aşılabilir.

Ama mevcut şartlar veliler, öğrenciler ve öğretmenler için çok zor. Okulların kapalı olması öğrenciler için çok, çok daha zor. Bu çocuklar eğitim almanın yanı sıra sosyalleşiyorlar, aile evindeki kötü şartlarından bir süre için kurtuluyorlar.

Avrupada açık kalan okullar insanların bağışıklık geliştirmesine yol açtı. Bizde böyle bir durum söz konusu değil. Üstelik avrupalılarda olan kurallara uyma durumu da bizim ülkemizde yok. Öğretmenler, öğrenciler, denetleyenler vb. hiçbirinin kurallara uymadığı bir senaryoda (muhtemelen böyle olacak) olan bizim insanımıza olur.

@fraise keşke avrupadaki şartlar bizde olsa. Bizim sınıflar 50-60 kişi sınıflarda havalandırma yok. Aynı sırada 3 kişi oturarak bu olmaz.
Şartları iyileştirdik önlemleri aldık derken bunları düzeltmeleri gerek. Önlemler dedikleri okullara maske dezenfektan yollamaları. Biz veliler olarak bunları zaten sınıflara koyduk.
Ya aşılı aşısız yada sabah öğle diye sınıflar ikiye bölünmeli bence. Sınıflar çok kalabalık.
Geçen seneki gibi isteyen göndermesin demediler mecbur yollayacağız. Ama 7-8 yaşındaki çocukları 6 saat havalandırmasız ortamlarda nasıl maskeli tutabilecekler düşündürücü.
Yaklaşık iki yıl boyunca korunduk. Ne kovid olduk ne şüpheye düşüp test yaptırdık. Okul yüzünden hasta olucaz diye çok korkuyorum. Ama evde okulda olmuyor.
Takip ettiğim bütün doktorlar okulların açık kalma süresini 3-4 hafta diye düşünüyorlar.

@ayhsegull +1

Okulların kapalı kalmasının ben de çok, çok büyük zararları olduğunu düşünüyorum. Çocukların eğitiminin aksaması bir yana, iş hayatından uzaklaşmak zorunda kalan bir yığın kadın var bu yüzden. Toplumsal cinsiyet hakları açısından da bir yığın sorun oluşturuyor bu durum. Evde uzaktan dersi takip etmek yerine ev ahalisine hizmet vermek zorunda kalan çocuklara değinmiyorum bile.

Fakat bizdeki durumu Avrupa ile kıyaslamak fazla iyi niyetli. Bu kıyası yapanların da devlet okullarındaki koşulların farkında olmadığını düşünüyorum.

Bununla birlikte herkes okullar açılacağı zaman konuşmaya başlıyor, kapalı kaldığı onca zaman yapılabilecek hazırlıklara dair kim hesap sordu? Pandeminin bir gecede bitmeyeceği belli iken ne yapıldı? Sınıf mevcutları azalsın diye yeni okullar yapıldı mı? Boş olan imam hatipler düz okula çevrilsin diye düzenlemeler yapıldı mı? Sınıf mevcudunu azaltmak için yeni öğretmen atamaları gerçekleşti mi?

"Alınabilen önlemler alınsın" dediğiniz şey ne düzeyde ben size anlatayım. Öğretmenler tüm gün çay içmeyecekmiş, öğrenciler istiklal marşı sırasında mesafeli duracaklarmış. Sonra 40-50 öğrenci aynı sınıfa tıkılıp saatlerce aynı havayı soluyacak. Bu. Bir de belirti gösteren öğrenci için izolasyon odası olacakmış :) Başka da bir şey yok.

Eşim öğretmen, ben akademisyenim. İkimiz de okula dönmeyi her şeyden çok istiyoruz. Aşılarımızı ilk gün olduk. Fakat gerekli önlemlerin alınmaması da, bu önlemlerin neden alınmadığının hesabının sorulmaması da, yapılabilecek her şey yapılmış gibi ol(may)anları görmezlikten gelerek "artık eğitim devam etmeli o yüzden okullar açılmalı" demek de bu topluma yapılacak en büyük kötülüktür.

Yoğun bakımlar doldu mu okullar kapatılır.

iyi olur bence.
simdiye kadar kapali kalmasi hataydi. ingilterede cocuklarla ogretmen arasinda iletisim aksiyor diye maskeyi bile kaldirmayi dusunuyorlardi bir ara ders saatlerinde. avrupada da ayrica bizim gibi devlet okullari var. saniliyor ki oralarin en kotu okulu bizim koc falan...
cocuklar evden hicbir sey ogrenmiyor. ogretmenler verimli calisamiyor, koreliyor. bu virus hep devam da edebilir. iste asiyla falan oldugu kadar idare edilecek bundan sonra. olumler olabilir ama hayatin da devam etmesi lazim durumu gecerli tum dunyada. dunya artik gelecegini de dusunuyor. biz de boyle hareket etmeliyiz. bombos, egitimin bir donemini online adi altinda verimsiz gecirmis bir nesil gelecek yoksa.

bence yoğunluk azaltılarak tamamen açılmalı. insanları korkutarak, evlere kapanarak bitecek bir hastalık değil. bu yeni varyant, çocukları da öldürüyormuş, aşılar etkisizmiş falan filan. inanmıyoruz bu palavralara artık. aşısını olan olsun olmayan da sonucuna katlasın.

Kanal D olabilir.

Eğer bu bir web site ise YouTube formatına da benziyor sanki.

@jamiro, ben de ilk youtube kanalı zannetim. hatta "ya bu nevşin mengü olmasın?" deyip baktım da o gece kıyafeti ve oturma düzenii böyle değil"

kadının solundaki ekran da ise erdoğanın araç geçiş videosu (bir kaç saniye öncesi yani) var. muhtemelen her şeyi anlık veren kanallardan biridir. atv trt haber gibi

önünüzdeki araçla takip mesafesini ayarlayamadığınızı düşünmüş olabilirler gibi geldi. fakat bu durumda arkadaki aracın da suçlu bulunması gerekir gibi de geldi.

arkadan vuranın suçlu olması lazım garip. takip mesafesini koruması lazımdı. belki aniden sola kırdınız diye olabilir mi bilemedim.

@infernal gibi düşünüyorum. Siz takip mesafesinden suçlusunuz tamam da aynı şekilde arkadaki araç da kusurlu olmalı.

öncekinin aniden sinyal vermesi vs tamamen sizin sorununuz. takip mesafesini koruyup durmanız lazım bir kere o kesin.

arkadaki size tam olarak arkadan çarptıysa o zaman yine kusurun arkadan çarpana verilmesi lazımdı. ama siz aniden sola kırınca, diğer arkadaş da sizin aracın sol ya da sağ arkasından çaprazdan ya da yanından çarptıysa, o zaman hatalı şerit değiştirdi aniden girdi şeklinde bir kanaat getirmiş olabilirler. ama dediğim gibi arkadaki arkadaş tam olarak arkadan çarptıysa o zaman itiraz edin derim.

siz önünüzdeki araçla takip mesafesini koruyamadığınız için suçlu çıktınız.
Öndeki araba aniden tüm gücüyle frene bassa bile ona çarpmayacak şekilde takip etmemiz gerekiyor aslında.

Ona çarpmamak için siz diğer şeride geçince arkadaki, size çarpan arabanın hiç suçu yok ki. O yolunda normal şekilde giderken bir anda önüne kırıyorsunuz. Sizin arabanın da arkasından değil yanından çarptığı için olayın nasıl gerçekleştiğine dair şüphe kalmıyor.

Ben bunları söylüyorum da ne benim ne kimsenin bu şekilde kullandığı yok arabayı, kaza işte.
Geçmiş olsun,

Öncelikle geçmiş olsun. Muhtemelen siz önünüzdeki araçla takip mesafesini korumadığınız ve diğer şerite kontrolsüz geçtiğiniz için kusur sizde çıktı.

Ehliyet kursunda hoca, bi araba önüne fırlarsa ve duramayacaksan şeritini değiştirme, vurursan o suçlu olur ama şerit değiştirirsen ve değiştirdiğin şeritteki araç sana çarparsa kontrolsüz çıktığın için sen kusurlu olursun demişti.

@micheal @housedaki hocam bi yanlış anlaşılma oldu sanırım, biz şeridi önümüzdeki araca vurmamak için değiştirmeye çalıştık ama karşıdan gelen arabaya çarpmadık, arkamızdaki araba bize gelip çarptı. Arkamızda araba olmasa bu kaza hiç yaşanmayacaktı yani. Eğer biz önümüzdeki arabaya çarpmamaktan sorumluysak, arkamızdaki araba da bize çarpmamaktan sorumlu olması gerekmez miydi? Arkadaki araba da mesafesini korusaydı ve durabilseydi o zaman bizim ani bi hareketimiz için. Ki bizim aniden durmaya başlamamızın sebebi önümüzdeki arabanın ani hareketiydi.

Siz sola kirdiginizda arkanizdaki araba nasil saginizdan carpabiliyor?

Ama siz aniden şerit değiştirmişsiniz. Size çarpan araç normal seyir halinde ilerliyordu, siz bir anda önüne kırınca kusur maalesef sizde oldu. Belki önünüzdeki araca vursaydınız %100 kusur sizde olmazdı, o araç uygun şerit değiştirmediği için.

Bir de şimdi aklıma geldi, mobeseden falan size çarpan aracın hız sınırını aştığını kanıtlarsanız kusur bölüşülebilir.

ilginç bir durum olmuş, öncelikle geçmiş olsun. takip mesafesinden kusurlu bulunmanız için sizin de öndeki araca çarpmış olmanız gerekirdi diye düşünüyorum ama okuduğum kadarıyla önünüzde olan ve aniden sağa dönüş yapan araç ile bir temasınız olmamış. yani önünüzde hiç bir araç vs olmasaydı ve aniden önünüze bir çocuk atlasaydı da muhtelemen aynı kaza gerçekleşecekti.
bu durumda hatalı şerit değiştirme ve/veya trafik güvenliğini tehlikeye düşürme kusuru bulmuş olabilirler gibi geldi. o bile içime sinmedi gerçi :) arkanızdaki araç sol şeritte gidiyor olsa ve çarpsa kesin bu derdim ama siz sağ şeritteyken yine sağ şeritte ve arkanızdaki aracın size çarpması yüzünden %100 kusurlu bulunmanız aklıma yatmadı (herkesin sağ şeritte gittiğini varsaydım).

@semyasa evet tüm olay sağ şeritte oldu, bu şekilde doğru anlamışsınız teşekkür ederim. Geçmiş olsun dilekleriniz için de teşekkür ederim.

@kırmızıbavul hocam biz sola kaçmaya çalışırken, arabanın sağ arka tarafı tam arkada kaldığı için bize vurmuş oldu. Tüm araçlar aynı şeritteydi, yol iki şeritli, ters yönlere giden şeritler

@housedaki hocam biz aniden karşısına çıkmadık arabanın, araba zaten arkamızdaydı, arkamızdan çarptı bize bir önüne kırmadık yani. Bizim sola kırarken karşımızda araba yoktu zaten, arkamızda bizi takip eden araba bize gelip çarptı, duramadı çünkü.

Anlattığınız gibiyse sizde kusur yok gibi geldi bana. Arkadaki takip mesafesini ayarlasa size çarpmazdı. Kusur raporunda hangi kanun maddesine göre karar verildiği yazıyor mu acaba? Bence kesinlikle itiraz edin.

_1_|_2_
boş1| M
boş2| S
boş3| A

M: Manava giden
S: Siz
A: Arkanızdaki

İki şeritli yolda yukarıdaki gibi seyir halindeydiniz. Manava giren, manava gitti zaten. Bu senaryoda siz öndeki aniden şerit değiştiren arabaya çarpmış olsaydınız siz suçluydunuz. Arkanızdaki araç yazdığım yerde değil de "boş3" kodlu yerde seyir halinde olsaydı, siz M'ye çarpmamak için sola kırmış olsaydınız yine siz suçlu olacaktınız.

Buradaysa M'nin sağa dönüşü sırasında takip mesafesini korumadığınız için ani fren yaptığınızda arkadaki de takip mesafesini korumadığı için çarptığından dolayı sizin tek suçlu olmanız mantıksız geldi bana. Siz sadece takip mesafesini korumayarak ani fren ile akan trafiği tehlikeye soktuğunuz için o kısımla kusurlu olmanız gerekirdi sanki.

Tabii doğru anladıysam :)

3 yaşında araç için 60 bin km normal. Ne az ne çok. Yıllık ortalama 20 bin km için fazla diyemeyiz.

Araç güzel görünüyor ama çamurlugun neden boyalı olduğu önemli.. Gerçi değişen olmadığı için çok da büyük bir hasar yoktur ama detayını öğrenin.

KM'si çok diye problem olacak demek değil, piyasasına göre uygunsa bakılır.

Önden fotoğraflarda farların içinde mavimsi bir ışık var gözüküyor. Bu şekilde orijinal mi?
Ben prensip olarak bu tip modifiyeli araçlara bakmam.

Fardan dolayı keko aracı sınıfında, bu da hor kullanılmış araç demek benim için.

Bakılır dostum. Öyle dişe dokunur bir hasarı görünmüyor. Yılda 20bin km yol yapması çok normal takılma. Kaldı ki yılda 100bin yapmış olsa bile bu araç toplamda 100bin bile olmamış. Aynı model ve aynı km araçların piyasasına bak ve ona göre pazarlığını yap.

bedavaysa al aracın fiyatı yazmıyor.

Alınır

bu aracın elegance tekno paketlileri var carplay v.s. geliyor, onlara bak derim.

KM çok normal, hasar kaydı yok gibi (2000 tl), değişen yok, boyalı parça çok az ve önemsiz yerler.

Hasarlar hakkında bilgi verilmesi iyi bir şey ilan için, bakımlarının serviste yapıldığı ve hala garantisinin devam edildiği de yazıyor.

Modelden bağımsız olarak (modelle ilgili hiç fikrim yok), fiyatı akranlarına göre mantıklıysa bu ilan alınabilir bir araç ilanı.

o işin esprisi, bu kadar sürede teknoloji gelişti, güncel bir şeyler var mıdır uzmanlarındana öğrenmek istiyorum sadece.

Biraz daha pahalı ama istersen bir Line6 Pod Go’ya bak.

Edit: loop ve drum machine işini es geçmişim sorry. bu pedalda onlar yok.

Zoom g3n bakabilirsin

loop, drum machine gibi şeylere çözüm bulurum veya backing trackler de işimi görür dersen yamaha thr10x'e bakmanı öneririm.

Sabah tekne ile limanağzına geçip oradaki işletmelerden birinde denize girebilirsiniz. Güzeldir denizi

yeni döndüm ben de kaş'tan. biraz kalabalık ama güzeldi, sizin gideceğiniz dönemde daha da güzel olacaktır bence. merkezde denize girilecek yerleri var, halk plajı da var.

bilal'in yeri
küçük çakıl pkajı
leymona beach
derya beach
hidayet koyu bianca beach(hizmet kalitesi pek iyi değil)

annenizin dizlerindeki problem birkaç basamaktan çıkışı etkiler mi bilmiyorum ama saydıklarımdan bir ikisi iskeleli yerler. kaputaş gibi çok aşağıya indiğiniz merdivenleri olan yerler değil elbette. 15-20 basamak inilip çıkılıyor.

bunlar dışında tekne turu sorun olmazsa mutlaka yapın. ortalama 100-160 tl arasında fiyatlar değişiyor. kekova turu diye geçer çok güzel koylar geziliyor ve buralarda denize giriliyor. merkezden servislerle kekova'ya götürüyorlar ve oradan tekneye biniliyor. eğer aracınız varsa biz servisi kullanmayıp kendimiz geleceğiz derseniz ona göre ekstra indirim de alırsınız. biz 120 tl'ye yapmıştık ve açık büfe yemek + ikramlar çok iyiydi. yaşlılar teknenin bir tarafından merdivenle inip yüzüp çıkıyorlardı. gençler de sağdan soldan atlayıp zıplayıp takılıyordu.

edit: eğer yeme içme yerleri için tavsiye isterseniz onlar için de yardımcı olabilirim. birkaç yıldır kaş'a gidiyorum f/p olarak çok güzel yerler keşfettim.

hidayet koyu güzel

limanağzına giderseniz Nuri's Beach sakın gitmeyin. mafyöz tipli, hesap geçirmeye çalışan bi yer. bilal'in yeri aile işletmesi gayet iyi. teknenin ilk uğradığı yer burası zaten.

Yazılanlara alternatif olarak inceboğaz.

Büyük ve küçük çakıla gitme. Sağlam insana bile taşlardan denize zor giriyor.

Büyük çakıl, küçük çakıl. Küçük çakılın girişi ilginç bir yer gerçekten. Bir de tekne gezisi yapacaksanız ve gürültülü müzikli olmasını istemiyorsanız Dennis Boat'ı tavsiye ederim. Sakin ve çok efendi personeli var. Zaten hepsi aynı koylara gidiyorlar ama kafanız rahat olur.

tekne turlarindan birine katil mutlaka ya gun boyu degisik yerlerde denize girmek oldukca eglenceli. kaldigin yer de yardimci olur ya da git limanda kendin sec begen.

bende açılıyor bu site. 91.0.1

açılıyor 92.0.2 ublock origin ve firefox gelişmiş izleme koruması da açık.


bu arada sayenizde şahane bir konsere de denk gelmiş oldum :)

puhutv.com

Mobilden denedim bende de reklam engelleyici uyarısı verdi

Reklam engelleyiciyi kapatınız uyarısını reklam engelleyici ile kapatın. Sorun çözülüyor :D

Gideceği okula dilekçe ile başvurması gerekiyor diye biliyorum

Bir kısmını bir şehirde devamını görevli olduğu şehirde gidebilir mi? Pandemiden dolayı bir şeyler değişti mi

Zaten seminer 1 hafta. Eskisi gibi iki hafta olup; bir haftası farklı bir ilde diğeri burada gibi bir durum söz konusu yok. Seminerleri başka ilde alabilmek ile ilgili yazı / karar çıkıyor, ondan sonra dilekçe ile başvuruyorsunuz. Ben bu dönemki seminer için böyle bir yazıya denk gelmedim, yazı gelmediği için de muhtemelen herkes kendi çalıştığı okulda yüzyüze gerçekleştirecek. Yine de idarenize sorup teyit edin.

gidemiyor.

Peki rapor alınabiliyor mu? Kendim için sormuyorum bu arada, öğretmen değilim. Bir arkadaşıma yardımcı olmaya çalışıyorum

Rapor alabilir.

Başka şehirde gidemiyorsunuz 4 gün olduğu için. Rapor alınabilir acil vs. diye ayrımı yoktur sağlık raporunun. Sadece okul idaresi isterse hakem hastanesine gönderip raporu oradan talep edebilir.

Meb çalışanıyım.

31 ağustosta alınabilir mi peki rapor? Bir gün önceden almak şart mi

Bir de sözleşmeli henüz, kadroya geçmedi daha

31 Ağustos tarihi itibari ile alabilir 4 günlük. Sözleşmeli olması ''hasta'' olmasına engel değil lakin kurum müdürünün sonrası için tavrı da önemli. Acısını çıkaran da olur, üzerinde durmayanda.

bu soruların hepsine yazıyorum bu yanıtı;

bayram haftasında bu belirtilerle başlayıp sonrasında yüksek ateş, aşırı halsizlik, derin nefes almada güçlükle acile gittim. acildeki doktor testiniz negatif çıksa da mutlaka göğüs hastalıklarına gidin, birkaç salgın daha var dedi. gittim ve bir sürü ilaç yazdı doktor, ciğerlerinize inmek üzereymiş dedi. hala tam atlatamadım. göğüs hastalıklarına gitmeyi ihma etmeyin negatif çıkarsa.

test ücretsiz.

pcr testi yaptırmadan önce hastane içi doktora gözüküyorsunuz zaten, size "şikayetiniz var mı?" Diye soruyor. gitmenizi tavsiye ederim.

bende hapsuruk ve burun akintisi olmustu, hafif de bir halsizlik. devlete gidip muayene oldum ve test yaptilar. negatif ciktim.

Hapsuruk, geniz kasintisi, burun akintisi ve bogaz agrisiyla eyvah diyerek test yaptim ve cok sukur negatif...
Gecmis olsun. :)

Su an sizinle aynı durumdayım. Gitsem mi gitmesem mi kararsızım, hastane bayağı bir uzak.

aynı semptomlarşa pcr + 3-4 kez antijen test yaptırdım. negatif. rhinovirüs filan gibi bir şeydi bence. bir haftada tamamen geçti.

Teşekkürler cevaplar için.

Ben de akşam dayanamadım gittim. Üşenmedim 40 git 40 gel 80 km yol yaptım. Testimi oldum. Sonucu bekliyorum. Burayı editleyeceğim sonuç gelince.

aynı şikayetler ile 2 hafta önce pazar günü hastaneye gittim test yaptırdım. negatif çıktı, ilaç verdiler kullandım 4 gün sonra perşembe günü yine test yaptırdım. negatif çıktı başka bir salgın var sanırım.

sonuçlar geldi negatif çıktım.

demek ki ekşideki nezle salgını başlığı boşuna değilmiş,maskeleri çift takmakta fayda var.

söz konusu bu iki kulaklıksa eğer; Sony, Sennheiser'ın bu modelinden 400 liraya değecek kadar daha iyi bir kulaklık. sennheiser sevdiğim bir marka ama hd 350, hd450 gibi modelleri fp oranının çok uzağında kulaklıklar bence.

Kulağınız büyükse 450bt çok anlamsız olur kulağa oturmaz. Biri 32nm, diğeri 40nm. Ben bu koşullarda her türlü büyük sürücüyü tercih ederdim. Ayrıca düşük ve yüksek frekansta sony önde, bu daha iyi bas ve daha iyi tizler demek. Empedans konusunda sony daha düşük, bu da daha yüksek sesi daha az enerji ile alabilmek demek oluyor.

450’nin artısı bt sürümü 5.0 ile daha yeni. Daha kısa şarj süresi var ve biraz daha hafif

Xm3 kendini kanıtlamış bir model, farka değer.

xm3 sahibi olarak piyasadaki en iyi kulaklıklardan birisi diyebilirim, sesinin yanısıra, malzeme kalitesi ve şarjı muazzam. Eksi bir yönünü arıyorum ama bulamıyorum.

rtings.com sitesinden ikisini kıyasla bana hak vereceksin.

Google yorumlarına bakıyorum . Düşük puanlıları tercih etmiyorum. Ama üç aşağı beş yukarı hepsi aynı. Mülteci teknesi olayı mevsimle alakalı. Sakin bir tatil için Eylül ortası tercih edilmelidir.

Daha önce gitmişlerle görüşmek gerekiyor.

Bir de o günkü kitleye bağlı olduğu için biraz şans. Yani tekneciler bile bilmiyor nasıl olacağını.

Gürültü ve curcunada rahat etmiyorsanız bulaşmayın.

Ya da 8-10 kişilik küçük turlar oluyor daha pahalı da olsa. Onları tercih etmeniz gerekiyor.

At hırsızı tipli olmayanlara yaklaşıyoruz ve soruyoruz, müzikli mi? Müzikli abiim şöyle eğlence böyle tantana diyenden kaçıyoruz, müziksiz cevabını alana kadar arıyoruz. Müziksiz ise biniyoruz.

Kişi sayısına bakarım. Bazı tekneler 70-80 kişiyken bazıları bunun yarısı kadar oluyor. O zaman az olanla giderim. Müzik var mı yok mu diye bakarım. Müzik yayını varsa yokum. Yemekleri sorgularım. Bazıları sadece tavuk verip geçiştiriyor bazıları girişte soruyor tavuk, köfte, balıktan hangisini hazırlayalım diye. Bu da önemli. Tuvaletlerine mümkünse bakın bunu daha önce yapmadım ama bundan sonra bunu da kontrol edeceğim.

kisi sayisi, muziksiz varsa cocuksuz 18+

Kalktıkları saate yakın limana gidip uzaktan müşteri sayısı ve niteliği incelenebilir.

Referanslı olmadığı sürece gitmiyorum ben. 40 tane barzoyla teknede tıkılı kalınca çok tatsız oluyor. Mutlaka tanıdık birilerine sorarım, yoksa gitmem.

En son yıllar önce Marmaris'te tekne turuna çıkacağımız zaman ertesi gün çıkmak için yer ayırtalım dedik ve akşam vakti belki 20 tekneye girip çıktım baktım ve beğenmedim. en sonunda yorulup netten yorumlara bakayım dedim ve aradığımı buldum. teknede belli bir ücrete sınırsız alkol vs verenleri istemiyordum ve o teknede alkol ayrıca ücretliydi. oturulacak minderler yenilenmiş ve temizdi. teknenin içecek servisi yaptığı tezgahı ve bardakları vs gayet temizdi, wc si temizdi, teknede sadece erkekler değil eşleri de çalışıyor yardımcı oluyorlardı. Bence ne kadar çok koya gittiği önemli değil. Yani genel olarak içime sinecek kadar temiz olmasına dikkat ediyorum ben :)

Marmaris için "blueparadise" teknesini gözüm kapalı tavsiye ederim.

Neresi için tekne turuna çıkmayı düşündüğünüzü yazarsanız, daha önce çıkmış ve memnun kalanlar belki bilgi verebilir diye düşünüyorum.

Merhaba, Gözde 2012 teknesinden şaşmayın :) Az biraz müzik var, saçma sapan köpük partileri yok, halay çekenler yok, yemekler gayet güzel, isteyene ek yapıyorlar. Aile işletmesi zaten, çok düzgün insanlar, iki kardeş, eşleri ve çocukları birlikte işletiyorlar. Biz yıllardır hep onlarla gidiyoruz tura. Çoğunlukla da sakin oluyor.

Yarebbim 4 paragraf cevap yazıp gönderdim, gitmeden silindi tovbestagfurullah...

Neyse özet geçeyim. Teknelerle çalıştığım yattığım kalktığım oldu.

Müşteri kitlesi: family business teknelerde sap sapa gelen erkek müşterileri kadınlara sarkmasınlar diye iki kat fiyat söyleyerek ayıklama şeklinde yapılıyor.

Çoğu insan eğlence amaçlı geldiği için kişi kapasitesi yüksek teknelerde müzik kaçınılmaz. Bütün tekneler de ayni saatte hareket edip aynı saatte dönüyor. O yüzden rotalar aynı, dolayısıyla birbirine karışan müzik sesleri diger teknelerden illa ki gelir. Ters rota yapan varsa onu tercih edebilirsiniz.

Tekne ortamı pek hijyenik olamıyor. Ya sezonluk eleman ya da denizcilik lisesi stajyeri çocuklar çalıştığı için pek titizlik aramayiniz. Balık (genelde uskumru), kofte ve tavuğa göre az riskli. Sabah halden toptancı geliyor, tekne kalkmadan önce kişi sayısına göre alıyorlar.

Hepsi aynı dediğiniz gibi. Şurda şu kadar duruyoruzun pek bir manası yok. Hepsi aynı şeyi yapıyor çünkü. Süre belli, gittikleri yol belli, verdikleri yemek belli vs.
Müşteri sadece müzik, show, teknenin büyüklüğü, teknenin kıçı, ahşap olup olmamasına göre seçiyor.

Siz sakin bir tur istiyorsanız küçük teknelere bakın burfak'ın dediği gibi.

alkol ücretini sorarım,
kişi sayısını sorarım,
şezlong seçebiliyor muyuz onu sorarım,
tenteli bölmesi var mı? ( sabahtan akşama kadar güneşte yanmak var)
yemekleri kaç çeşit ve neler var sorarım
uğradığı koyları sorarım
kaç mola verdiklerini sorarım
erkek-kız dengesini yada yaşlı- genç dengesini sorarım

not: tr’de özel tutmadığın sürece üç aşağı beş yukarı hepsi aynı şeyleri vadeder.

Bence çaldıkları müzik türünü sorun. O size gerekli ipucunu verir :)

Göcek'te fransız soft müzikleri ile şahane bir tekne turu yapmıştık. Genellikle aileler vardı ama öyle taşkınlık yapan kimse yoktu.

Çeşme'de veya didim'de ise cıstak cıstak müziklerle beach club tarzında kafa şişirme ile geçmişti.

yoklamış seni para gelmeyince hırs yapmış ben bunu daha büyük dolandırayım diye düşünmüş.

@orpheus

Fotoları, videoyu attı(gayet istekli şekilde) ama görmeniz lazım, kendimi kötü hissettim dedi ve 1 dk içinde değişti yine ya :D Dedim ne oldu beni görmek istiyordun kaç gündür.. Hiç.. Neyse artık..

Net dolandırıcı. Bu tip şeylerde para lafı duydun mu kaç.

Ne şimdi ne sonra hayatta göndermezdim ne olursa olsun(%100) ama ilk engeli açtıktan sonra dedim 'Belki mallığına gelip öyle bir şey istemiştir' ve konuşmaya devam ettik(whatsapp bu arada) İkincide zerre para konusu geçmedi. Durduk yere psikolojisi değişti ve engelledi. İyi de yaptı. Aman ya.

Baktı nakdi dolandıramayacak, ayni dolandırmayı seçti bence.

Iyi ihtimal, yurdum abazaligini maddi fayda icin somuren biriydi ama seni de begendi. Sirf seks icin degmez.

Kotu ihtimal, dolandiriciydi hirs yapti.

arkaniza bakmadan kacin.

muhtemelen bıyıklı ve bayburtlu bir kardeşin ile sexting yaptın ve dolandırılmaktan son anda kurtuldun tebrik ederim.

Erkek olduğundan eminim

"'Önce para gönder' dedi.."

şunu duyduktan sonra "hadi ablacım" deyip engeli basıp silmemek de ilginç ya. neyin parası, o ne saçmalık öyle? escort kovalıyorsan para verirsin tabi de, manitacılık/partner için şu talep net rezillik. dolandırıcı değilse bile şu laftan sonra iletişim kesilir yani bende.

bir insan bu coğrafyada sırf kadın olduğu için sokakta gözünü kırpsa "match" oluyorken yetmemiş tinder'a sarmışsa, sana sorum sen ne kadar dengeli bir insan bulmayı umuyordun acaba orada? burası Rusya mı, Filipinler mi ki sıradan bir kadın adam bulamasın da tinder'a sarsın? :D

cevap: yedir içir dobre veçir

Duyurunun en sonuna yazmıştım aslında. Bu kişi Türk değil. Numarası o ülkenin kodu, hem ses kaydından dolayı hem de attığı videodan dolayı en azından Bayburt'lu ve bıyıklı bir kişi olmadığını biliyorum(videoda yüzü gözükmüyordu ama olsun) Bayburtlu bir abide öyle vücut varsa helal olsun derim :D Ha bir de Paypal'dan istedi parayı.

Niye en başta çat diye engellemedin demişsiniz. Ben ona biraz saydırınca ilk önce Tinder'da eşleşmeyi kaldırdı, sonra da Whatsapp'ta engelledi.. Bende öyle hani hiç ellemedim whatsapp'ı. 1 saat sonra kadar ikinci kere yazınca(fotolar yağdı) ben de engellemedim. Dedim hani bir mallık yapmıştır belki, fazla takmayayım(yine göndermezdim ki para) Birkaç saat sonra video attı(içeriğe giremiyorum :d) ve videodan 1-2 dk sonrada yine engelledi durduk yere değişip.. Bu sefer ben de engelledim artık tabi. Olay bu. Bu kadar şeyi aynı cinsten biri yaptıysa(fotolar, video fake filan desek) ne şaşırırım ya :D Şuydu buydu artık bilemiyorum.

orada yaşayan biri değilim ama otogardan kalkan kaş otobüsleri mevcut. 4 saate yakın sürüytor

Otobüs yada otostop :) oranın insanları çok yardımseverdir özellikle muğlaya doğru gidenler varsa otostopla rahatlıkla gidebilirsiniz, eğer bütçen varsa metroya bin havaalanına git araba kirala öyle geç kaş'a.

www.batiantalyatur.com.tr

uçakla geliyorsanız havalimanından 600 numaraya binip otogara gidin, oradan otobüsler var.

Hocam araba ile gitmek için rota mı soruyorsun yoksa araca alternatif ulaşım imkanları mı soruyorsun anlaşılmıyor

Adamlar bize yardım uçağı göndermeyi teklif ediyor ben öyle söyleyim size. (Yunanistan)

bazıları değil açar bakarsanız haberlere rusyanın sibiryada yangınla uğraştınığını vb. haberleri görürsünüz. bizimkisi kadar büyük yangın yok, diğer ülkeler daha kontrollü ilerliyor. biz de yerleşim yerlerine çok zarar verdi ondan etkisi büyük.

gib.gov.tr üzerinden ödeyeceksiniz.

Gib üzerinde de yok hocam ben mi göremedim hangi menüden

www.turkiye.gov.tr

evet alabiliyorsunuz. kartımı iptal etmek istiyorum dediğiniz de 3 kez soruyor. 3. reddedişimde teklif edilen iade puan kart aidatının 2 katına kadar çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam ama ben yine de iptal etmiştim.

edit: 1.5 sene falan oluyor

Ne zamandı bu güncel mi?

Evli değilim ama muhtemelen ölü taklidi yapardım

açıp "rahat bırakın" asla denmez. sen kötü olursun.

eşinle konuşursun, derdi varsa dinlersin, fikrini sorarsa tavsiye de verirsin ama aile ile konuşmazsın kesinlikle.

eşine karşı kötü olursun, eşin sıkıntıları çözer ailesiyle, sen onlara karşı kötü kalırsın.

en iyisi hiç karışmamak ya da eşinle ortak hareket etmek.

Demem. Esimle konusurum ancak, ona destek olur yol gösteririm ama araya girmem (esim öyle bir istekte bulunmadığı sürece ki neden bulunsun).

Sİz eşinizi düşünürsünüz, o da; ''onlar benim ailem, döver de, sever de'' der. Ortada kalırsınız. Demez de, öyle düşünün.

Gerçekten nedir bu kadınların çektiği?

Yapacagin en buyuk hata olur.

prensip olarak es dahil, baskalari arasindaki iletisime karismak veya araci olmak iletisimi bozan bir durumdur. bu sadece tr'de degil her yerde böyledir.

eşinize sarılıp yanında olduğunuzu hissettirmek, onu dinlemek ama sadece isteğinde tavsiye vermek güzel.

Eşiniz makul bir insansa orta yolu bulacaktır. Ben öyle yaptım mesela.

Ben öyle bir sorun için yeni evli olduğumuz zamanlarda kendimce şöyle önlem almıştım. Bütün ailenin toplandığı mecliste konu o ,şu, bu olurken ; kimse kusuruma bakmasın sizin kızınız, diğerinin kardeşi , berikinin baldızı olabilir , olabilir de değil saçının telini koparmak ağzınızdan çıkacak kelimeden bile üzülürse hanım ,kalbinizle beraber bedeninizide kırarım demiştim. Önce bir şok oldular ama hiç sıkıntı yaşatmadılar bugüne kadar.

Kayınpeder balkonda kıstırınca ; oğlum diğerlerinin yanında bir şey demedim ama gel öpeyim deyip alnımdan öpmüştü :)

Sadece türk kızı demeyelim. oğluna tapan analar ve genç yaşta ev borcu yükleyen babalar yüzünden de er kişisi ana babasıyla iletişimi koparamıyor.

valla iş eşinizde. ben nişanlıyım arada beni de darlıyor bizimkiler ama aşırı sudan sebepler. ben geçiştiriyorum genelde. işim var tez yazıyorum nişanlım izin vermiyor diyorum konu kapanıyor.

ama siz hiç yorum yapmayın kendi kendinize, sorarsa söylersiniz, onlar düzelir sizin dediğiniz hafızada kalır. Dediğinizi babam yapıyor arada teyzemlere anneanneme. annem çok naif ve dertten stresten hemen hastalanıyor. babam da bu yüzden aramayın artık dert anlatmayın kafaya takıyor hasta oluyor demişti. tabi artık evlilikler oturmuş babam 60 annem 52 yaşında, diğer taraf da yaşlı olduğu için belki anlayış gösteriyorlar.

kişilerinin simde olduğuna emin misin? belki de eski telefonda kalmıştır

eski telefon iPhone muydu? eğer iPhone ise yeni kurulumda her şeyi eski telefondan alabilirsiniz. numaraları bırakın, yazmayı yarım bıraktığınız sms'i bile o haliyle alıyor.

Tatli mi? Tatli olan bir iki biralari var o kadar: corona, miller, bud light. Diger tum biralari sour IPA.

Hatta disari cikinca bira icmeye korkuyorum. Alman biralarini, Cek biralarini, hatta Efes ve Tuborg'u bile ozluyorum aci IPA icince.

tatlı biralar genelde ingiliz biraları oluyor.

Hayir oyle degil. Hatta biradan anlayan Amerikalilar asla Miller, Bud Light falan icmez. Yaninda icince de dalga gecer. Sadece Pacific NorthWest denilen bolgede bile muaazzam bir bira kulturu var.

Buranin Migrosu sayilabilecek Ralphs/Safeway/Vons gibi supermarketlerde bile sadece bira icin genellikle 2 devasa reyon olur. Biri domestic digeri import biralar icin. Onlarda bile en az 50 adet farkli marka var. Tekel tarzi sadece alkol satan Total Wine, BewMo gibi buyuk supermarketde zaten butun dunyada satilan urunleri getiriyor. Benim evime yakin Total Wine'da Yeni Raki geldigi gun bitiyor. Ortalama Amerikali yeni seyleri denemeyi sever. Miller gibi biralar buranin Bafra sigarasi gibi. Ucuz oldugundan, yoklukta olana iyi gidiyor iste.


misal
seattle'daki butik bira imalatcilari
www.google.com!4m4!2m3!5m1!4e3!6e5

Ben IPAciyim. Yuzlerce marka bira var, iki markaya bakip karar vermek yanlis olur.

Milleri, bud lighti falan evime sokmam, daha cok bir seferde yuzlerce kutu bira alan lescilerin takildigi markalar bunlar.

Lokal kucuk ureticilerin IPAleri super oluyor, craft biradan sasmiyorum son zamanlarda. Daha pahali ama icimi harika.

deli gibi local draft bira yapan isletmeler var. bud,corona fln bildigin comar amerikalilar iciyor.

banafikirver.com

instagram'da @fitmuhendisce var, tarifleri unsuz şekersiz ve güzel oluyor.