rock fm i seviyorum. özellikle hafta içi 17 20 arasında yayın yapan arka koltuk diye bir program var , metehan mert çakır sunuyor. çok leziz şarkılar yazıyor.

radyo 3 kesinlikle. klasik müzik ağırlıklı ama her türlü müzik çalınıyor.

www.powerxl.com.tr

radyo 3
rock fm

sourberry

rock fm için şunu diyebilirim
www.eksisozluk.com
onun dışında
(bkz: radyo eksen)
(bkz: açık radyo)

(bkz: ankara çağdaş sanat radyosu)

www.acsradyo.com

(bkz: digitally imported)

Slovtürk asla şasmam

uludağ fm

www.uludagfm.com.tr

fenomen

Geveze varsa virgin radio
ilker gumusoluk varsa radyo karma turk
Ayrica radyo eksen

akşam power fm, cenk erdem saatinde.
sabah virgin.
diğer saatlerde karışık ama genelde virgin, ntvradyo ve trthaber radyo.

eksen, rock fm, açık radyo ve halet-i ruhiyeye göre de radyo alaturka.

129t otobüsünün güzergahına bakın internetten, sonra kirası bütçenize uygun olan bir yer seçin bu güzergah üzerinde. Tavsiyem libadiye cd.

üsküdar.
ksbataş motoruyla gümüşsuyu 15, otobüsle göztepe 20 dk sürer

tabii ki sahrayicedit.

emre altuğ - aşk-ı kıyamet

Rabbit in your headlight - UNKLE var bildiğim.

poor leno

viorar vel til loftarasa - sigur ros

klibi olmasa da (tek canlı kayıt var temiz ama) damardan olabilecek bir şarkı için:

nirvana - where did you sleep last night

kurt'ün nirvana unplugged in new york konserindeki hüzünlü söyleyişi sayılırsa tabi

Antimatter - Epitaph

estranged, guns'n roses
turn the page, metallica
naci en Alamo, vengo
jeremy, pearl jam
karma police, radiohead
6 days, dj shadow

sözlerinin genel anlamına baktığımda o kadar hüzünlü olmadığını gördüm ama tikaram'ın sesi + klip birleşince hüzünlü olmuş.
Tanita Tikaram -Twist in my sobriety --- www.youtube.com

resimlerin her yerine yazı yazacaksınız demek ki :) kolaysa onu da silsin.
watermark olarak çarpraz yazı okunacak şekil seçilecek şekilde her yerine basın. sizin orjinaldeki yazı acemice olmuş biraz güzel fotoşop ile iki dakkada ırzına geçebilmişler.
abartı watermark kullanımında biraz zor yaparlar.
bir bilenden yardım falan alın.

ayıp ya! üzerine saydam şekilde komple basacaksınız yazıyı.

yazmak yetmiyor anlaşılan, ama watermark yaparsanız çalamazlar.

Sitenin altında şu yazıyor

"Bu sitenin içeriği yazarın özgün paylaşımlarından ve muhtelif sitelerden derlenen alıntılardan ibarettir."

Sahibinden izinsiz alıntı yapmak, hele ki haber vermeden eserleri yeniden derlemek hoş değil. Bence önce mail atarak kaldırtmayı deneyin.

Bir de watermark kullanın resimleri imzalarken.

mail atın. normal cümleler ile yazıları kaldırmalarını isteyin vs. bunlar dışında ciddiye alıyorsanız size avukat yolu görünüyor. alıntı olmadığı için fikirlerin çalınması söz konusu. cezası ve yaptırımları nelerdir bilemem. aklıma şimdi geldi, site www.softlayer.com adresinde. iyi bir ingilizce ile kendi sitenizi ve bu sitedeki (ç)alıntıları örnekleyerek tek tek aktarırsanız sitenin yayını konusunda önce site sahibini uyarıp ardından yayını durdurabilirler. gerçi "bizi bağlamaz kendi ülkenizdeki yasal makamlara başvurun" da diyebilirler. ama deneyin. ben olsam bunu yapardım en başta :)

ben de girip yorum atmıştım sabah o bloga. şimdi baktım kaldırmışlar içeriği.

fransızca

ama neden işte?

hiçbir işine yaramaz. fransızca daha havalı, kibar...

valla bütün mühendis arkadaşlarım özellikle de bilgisayar üzerine falan olanlar almanca bilmenin epeyce avantajlı olduğunu söylüyorlardı. çoğu şirketin bi almanya bağlantısı oluyor falan diye. sanırsam bu mantıkla almanca daha bi geçerli olur.

mühendislere almanca çok tavsiye ediliyor bu aralar, ama fransızca candır

yahu mühendisim ama makine mühendisi değilim ki. vallahi daha bir işime yaradığını/yarayacağını görmedim almancanın.

ama ileride kesin işine yarayacak, fransızcadan çok daha önemli derseniz o başka.

hah misal baban yanında çalışanlarda ingilizcenin yanında ne ister ikinci dil?

almanlarla ingilizce yeter ama fransizlarla yetmez. o acidan fransizca. ama iki ulkeyle de muhatap olmayacaksan ikisi de degil. daha az bilinen daha cok avantaj kazandirabilir delphin'in dedigi gibi. mesela cince, japonca. ama ogrenmesi kolay olsun dersen ispanyolca, italyanca.

delphin babana söyle alsın beni be. ingilizcenin yanında çok iyi türkçesi var falan de. benim arkadaşım tanırım çok iyidir falan de:)

ee yani o kadar kaliteli ve bizden daha fazla fiyat tahsil edebiliyor diyor, ne var bunda?

burger king ilk piyasaya girdiginde mc donalds dan en az 5 lira pahalıydı.
Herkes akın akın burger king e gidiyordu.
Anlayacagınız, pahalı olmak, kaliteli olmak demek insanların gözünde.

yani colins jeans 10 liraya pantalon satsa
levi's 50 ye
mavi 100 e

çok insan maviden alır.

hiçbirinize tik yok. adam diyor ki;

"en önemlisi de bizden daha pahalıya satıyorlar".

o da diyor ki

"hem de aynı malı"

yani diyor ki aynı kaliteyi daha pahalıya satıyorlar. bizi kazıklıyorlar.

yeni akım

en son trend. tirendli end firendli

var mı bir çıkış noktası?

5 senelik geyik yahu neresi yeni?

eskiden bilinçsizce yapılırdı... facebook'ta aptal kızların paylaşımlarında falan elini shift'ten kaldırıp 1 tuşundan kaldırmayan aptal kızlar falan iki üç tane 1 basardı fazladan..
bazı maillerde de görürdük böyle ifadeleri..

ancak şimdi yapılan şey ironi, dalga geçme amaçlı... bilerek yapılıyor..

elxa +1.

!!1, esasen karşıdaki insanın öfkesi ve bunla dalga geçmekten ibaret. 20 tane ünlem koymuş peşpeşe, sonra 1'deki parmağından önce shift'teki parmağını kaldırmış, 1 olmuş son ünlem. sinirden ne yaptığını bilmiyor. gibi.

sonuna yazıyla koyulan "bir" ise möuhtemelen biz türklere has. başka bir dilde görmedim henüz.

aptal değil beyinsiz ve oksimoron kızlar yapardı skhdfksjdhf.

ben en choq $unu sefiyom <3<3

!!!1123142352311!!!

Sonuna "bir" konması Türklere has değil.

"LOL awesome!!!111one11eleven": knowyourmeme.com

bir arkadaşta;
seni özledim :((((88sekiz(8((88 yapmıştı. hey Allah'ım.

yeri gelmişken :))))9999))dokuzdokuz'u da sevgiyle analım.

oha!!11

:///777//

çok aşırı sinirlenip, o gazla shiftten elini çekip !!1 yazan tipler vardı eskiden. işte bazı sarkastik arkadaşlar son 3 yıldır geyik amaçlı 'çok sinirlendim' efekti vermek için bunu kullanıyor.

"beni de çağırmazsanız ibnesiniz olmm!!!111" şeklinde. bunun postmodern şekli de

!!!111birr oldu işte. random gülüş ve daha birkaç abuk şey daha var böyle.

10 yıl önce iki erkek mirc'ten birbirlerine piçlik olsun diye als pls yazıp çok eğleniyordu ya. işte bunun son 3 yıldır şekli bu. dur bakalım daha ne abukluklar görücez.

3 yıl mı 5 yıl mı karar verin lan çıldırtmayın adamı!!!111bir!bir!!!

Meyhane - esat sokakbaşı

ccc.incisozluk.cc
dursun bir köşede

çanakların pozisyonu ile ilgilidir. benim de öyleydi. sadece ntv, e2, cnbc-e çekmiyordu. servisi çağırdım yaptılar.

ama dediğim gibi her iki çanak da çalışan receiver ile gösteriyorlar.

euphoria güzel de eğer strawberyy den alacaksan aynı fiyata daha güzel parfümler var..

öforya intense al.

burberry katıldıysa touch derim ben şahsen.

diğer seçenekleri bilmiyorum ama davidoff cool water kullandım bi süre. bir takım kişiler arko traş kolonyası gibi koktuğunu söylediler çok kafam bozuldu

burberry katildiysa london ve touch derim ben. CK çabuk uçuyor.

euphoria da çabuk uçtu bende...

davidoff cool water kullanıyorum. hiç kalıcı değil ve generic bir kokusu var. bana da birisi traş kolonyasını hatırlattığını söylemişti :)

davidoff cool water uçar evet...ck derim ben

buldum.

Wicked Game, by Chris Isaak

The world was on fire and no one could save me but you
It's strange what desire will make foolish people do
I never dreamed that I'd meet somebody like you
I never dreamed that I'd love somebody like you

Chorus:
I don't wanna fall in love
No I don't wanna fall in love
with you

What a wicked game you played to make me feel this way
What a wicked thing to do to let me dream of you
What a wicked thing to say you never felt this way
What a wicked thing to do to make me dream of you

Chorus:
And I don't wanna fall in love
No I don't wanna fall in love
with you

I never dreamed that I'd love somebody like you
I never dreamed that I'd lose somebody like you

Chorus:
No I don't wanna fall in love
No I don't wanna fall in love

Nobody else loves no one

not:
bu gibi aramalarda google'a

"friends seoson 2 episode 5 song museum" yazarsaniz ve aratirsaniz cikar.


bahsi gecen friends sahnesi
www.youtube.com (konusmalar italyanca ama muzik ayni)

wicked game - chris isaak. klibinin hastasiyim.

bu da ufak bi iyilik, tum sezonlardaki parcalarin sozleri ve isimlerini barindiriyor.
www.friends-tv.org

funny swiss band versiyonuna da bakmanız iyi olur. Chris amcanınki candır ama o da alternatif olsun farklı bir yorum.

Hiromi Uehara

And this bird you cannot change
Lord knows I can’t change

şarkıyı indirip wavepad (ücretsizdir) ile açınız,
herhangi bir yazıdan istemediğiniz kısımları siler gibi siliniz, sonra save as diyip tekrar mp3 formatında kaydediniz.

Azıcık kurcalama ile 30 saniyede çözersiniz.

bunu online yapabilecegin siteler de var, mp3 cutter falan diye aratirsan cikar.

(bkz: windows movie maker)

mp3 direct cut. çok küçük ve hızlı bir program.

notepadle açıp böldüğüm bile olmuştu. biraz sabır lazım tabi.

Ben Power Mp3 Cutter kullanıyorum, gayet de memnunum.

(bkz: audiko)

taraf: çünkü demokrasiye inanan, askerden korkmayan, postal sever yazarlar barındırmayan, bütünleştirici (türk değil türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak), faşist ve ırkçı söylemleri olmayan, gerektiğinde başbakana bile çakan bir gazete olduğu için.

gazete satın almıyorum. internetten çeşitli sitelerden takip ediyorum. ama öğrenci olduğumuz için masaya sermeye gazete gerekiyor. onu da haftada bir habertürk alarak sağlıyorum.

satın alıp okumuyorum. bazen internet gazetelerinden rastgele okuyorum bazen de televizyonda rastgele izliyorum. çoğu haber zaten gereksiz ve depresif.

internetten tüm gazeteleri okuyorum, nedeni de ofiste yapacak işimin olmaması ve canımın sıkılması...

milliyet internet sitesi

sebep alışkanlık. ntv nin internet sitesine alışamadım bir türlü.

tan: çünkü demokrasiye inanan, askerden korkmayan, postal sever yazarlar barındırmayan, bütünleştirici (türk değil türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak), faşist ve ırkçı söylemleri olmayan, gerektiğinde başbakana bile çakan bir gazete olduğu için.

referans. biraz ekonomi kasmam gerek. güncel olaylar falan.

radikal: NY Times gibi mübarek.

cumhuriyet okuyorum
ulusalcı kafadan 12 eylül 1980 darbesini dinlemek için, cunta diyorlar hep
işkence yok zaten, olmamışta... öyle diyolla gülüyorum
parti cephenin yakında kemalist kanadı olur

the wall street journal. arabesk'ten sonra başladım!!

Sözcü: Çünkü yeni moda "kemalizme küfret" dalgasından uzak, askere atılan ucu nerden geldiği belli olmayan ama hangi güç unsurlarının çıkar sağladı belli olan komik palavralardan arınmış ve hepsinden güzeli Ahmet altan, Emre Uslu, Nazlı ılıcak gibi paranın geldiği yöne secde eden gazetecileri barındırmayan ve ondan bundan korkmayan gazete.

Sabah: çünkü emre aköz, engin ardıç falan okuyup sinirlenmek hosuma gidiyor, günaydın da fena degil.

Hürriyet: Bir sürü magazin seyi olmasının yanında birtakım iyi yazarları da barındırdıgı için. Ertugrul Özkök de eglenceli ayrıca.

Cumhuriyet: Ergin Yıldızoglu icin. Bazen de Hikmet çetinkaya, balbay falan.

alışkanlıktan hürriyet, internettende hürriyet ve fanatik ama keyif alarak habertürk okuyorum çünkü her eki konusuna ait sadece. yazarlarıda güzel.

how i met your mother ve two and a half man eklenmeli hemen bu listeye himym o kadar bağlayamadı beni ama two and a half man feci saran bir dizi. öncelikle komik yer yer belaltı espriler mevcut bazen klişe ama daha hiç sıkıcı bölümüne denk gelmedim.

izlediklerinden yola çıkarak breaking bad dicem ama ondan önce entourage'ı öneriyorum kesinlikle.sıfırdan başladım ve 7. sezon 8. bölüme yetiştim 4-5 gün içinde..çok sağlam karakterleri var, pişman olmazsın derim.

battlestar galactica var mis gibi

gene house dicem ben aga.

Seinfeld, IT Crowd

dexter, the big bang theory (ilk sezon da güzel ancak ilk sezondan sonra çok daha güzelleşiyor).

listede yok ama bence en önce breaking bad'i izlemelisin. şimdiye kadar izlediğim en güzel dizi.

six feet under?

house
my name is earl

battlestar galactica > orjinal. hikaye muhteşem, gerilim, aksiyon... diziyi bitirdim, bi 2-3 ay da soundtrack lerini dinledim.
it crowd > tavsiye edilmiş. ben de tekrarlayayım.
testees > bulması zor olabilir. tek sezonluk absürd komedi. 13 bölüm. iki eleman kobaylık yapıyor para kazanmak için.
six feet under > drama denince ilk akla gelen güncel dizi (dizi final gördü)
house m.d. > scriptinin uzun olduğu ama boş olmadığı bir dizi. drama türünde.
skins > favori gençlik dizisinde. drama komedi türünde. toplam 4 sezon. ilk iki sezon ilk cast diğer ikisi 2. cast. ilk 2 sezon tavsiyemdir.
the shield > kötü polis hikayesi, aksiyon, drama... güzel bir finali var. bunca sezonu boşuna izlememişim hissi veriyor.
flight of the concords > müzik komedi türünde. bulunması zor olabilir. 2 sezon.

chuck.izledim beğendim.Biraz aksiyon biraz komedidir kendisi.sıkılacağını sanmıyorum.

Nip/Tuck.İlk 2 sezonunu 3 günde bitirmiştim. Kesinlikle tavsiye ederim

desperate housewifes olabilir.birde the simpsons.gerçekten izlemeye değer ikiside.

friends de yok

The O.C yi de ekle bencee ;)

(bkz: the philanthropist)
bayildim
ilk sezon 8 bolum sanirim, cok cok begendim.

net bir şekilde breaking bad. piyasadaki tüm dizileri izledim nerdeyse ve şu an mad men ile kapışacak kalitedeki tek dizi. dexter'dan falan iyi.

sonra himym ya da two and a half men. ben olsam two and a half men izlerim. ilk sezonları inanılmaz komik.

sonra entourage. komedi değil, drama değil. bir avuç zengin züppesinin yaptıkları. ilk sezon çok itici gelecek büyük ihtimal. sonra alışıyorsun ama baya iyi dizi.

battletar galactica var. iyi dizi. bilimkurgu seviyorsan seversin kesin. sonu bence çok çok çok kötü ama herkes beğenmiş benden başka.

it's always sunny in philadelphia
çünki dünyanın en iyi dizisi(peheyyy çok mu iddialı oldu?) çünki farklı ve acayip komik.himym filan izleyemiyorum artık

spartacus blood and sand.

how i met your mother başlı başına bi kültür yahu. 6. sezonu bekliyorum 4 gözle. kaçırma.

Bones
House M.D.
Chuck

Warehouse 13 (çok süper değil ama başka birşey olmayınca idare ediyor)

married with children

(bkz: al bundy)

Kimse supernatural yazmamış ilk sezonu atlatırsan mis gibi dizi. Bilgisayarda var dönüp dönüp izliyorum :)))

1-kesinlikle entourage...7. sezonu çekiyorlar hala doyamadım,sıkılmadım.
2-fringe.agent dunham yeter.izleyince anlarsın:)
3-breaking bad.hem sürükleyici hem sıkıcı.ama cidden sarıyo.

how i met your mother, chuck, doctor who bilimkurgu dediğin için..

ya şimdi bunda da bir standart yok bir iki kere ben de sorunsuz izledim, sonra ertesi gün olmuyor ya da 1 part sorunsuz 2.sinde kalıyor filan

diziport'ta donma değilde birden kesilme oluyor. nerde kesileceği de belli olmuyor. eski player'larında durum iyiydi ama.

evet o kesilme işte asıl. onun bir çözümü yok mu yani?

Ayni sorunu ben de günlerdir yasiyorum.
Herhangi bir sayfada bir kac bölümü sorunsuz izliyorum, sonra sapitiyor.
Bir de hangi browser oldugu fark etmiyor. Yani ilk 3 bölüm IE ile izlediniz, sonra sapitti firefox'a gectiniz: ayni sorun! Vice versa..
DNS zaten otomatikte, cookie fln palavra,, anlamadim gitti..

prenses kurbağayı öpmüş.

pringles kutusuyla yapılan şeyi araştırsana googledan.

modemi asansöre koyun

Bir Access-Point alırsan gerçekten rahat edersin. Bende komşuyla wireless ortak kullanıyordum evde her yerde çekmiyordu AP aldım hem heryerde çekiyor hem de kablosuz bağlantıyı kabloluya çeviriyor. Şimdi masaüstü bilisayarım ona bağlı mesela.
Modeli: TP-link WA601G

yok planda sorun var kolonlar birbirini karsilamiyor..modemi mutfak oldugunu tahmin ettigim yere koymalari gerek...

kablo çek.

şu yazıyı oku, www.chip.com.tr capsli hem de, valla bak
edit: yine malum sitede benzer yazılar var araştır, pringles kutusu falan, emek verdik biz o kadar.

tema sadece görünüm değiştirir diye tahmin ediyorum, sallıyor olabilirim de, ama en iyisi chrome'a geçmek, pişman olmayacaksın. ilk başlarda ben bunu kullanmam yea desende chrome ilaç gibi gelecek.

chrome kullanıyorum zaten ffin eklentileri lazım oluyor. çoğu chrome için yapılmadı daha.

sık kullanılanları o dediğiniz yere (neredeyse) taşıyabilirsiniz

dosya düzen vs. kısmına sağ tıklayın özelleştir diyin sonra yer imi çubuğunu o dosya düzen vs. nin sağ tarafına sürükleyin sorna bir daha sağ tıklayın deminki yere ver yer imi araç çubuğunu iptal edin.

1 satır kazandınız.

temayla olmuyor o, eklenti varsa bilmiyorum.
bu arada firefox 4'ün görünümü de chrome'a benzeyecek (umarız)

edit: bu arada disablemenu eklentisiyle dosya, düzen... menüsünü gizleyebilirsiniz.

evet sık kullanılanları taşıyınca dahi pek bir değişme olmadı denebilir. google'a helal olsun adamlar düşünüp yapmışlar bu kadar basit bir şeyi farklarını ortaya koymuşlar.

sayfanın aşağılarına doğru in, görürsün bitane.

dostum benim kuzenimde avustralyada okuyor melbourne şehrinde...KOnuşuyorum ara sıra avustralyayı hiç sevmemiş gece hayatı falan yok diyor dışarıdan göründüğü gibi değil diyor bana...üniversiteye hazırlığı bitirip kanada ya gitmeyi düşünüyor..Yİnede siz bilirsiniz avustralyayı gitmeyi düşünüyorsanız.bende yazın kanada ya okumak için gideceğim taksimde danışman bürosu var onlar yardımcı oluyorlar.Mutlaka avustralya içinde vardır taksimde bir yerde araştırmak gerek onu

o pasifik edu ile konuştum, ve hatta yerlerine gittim. kapıyı çaldım açan olmadı. bi esnaf çıktı yan kapıdan ve onunla pasifik edu hakkında lafladık. İyi oldu.

boşver alttaki duyuruyu, "Avustralya Hükümeti yeni Göçmenlik yasasını açıkladı" diye reklam veren adamlardan uzak durmak bence en doğrusu. ortada açıklanan yeni göçmenlik yasası falan da yok zaten... en garantisi avustralya oknsolosluğuna gitmek, oturup konuşacak birilerini bulamasanız bile, broşürleri falan görürsünüz zaten.

@tezek en az 3 yıl mı deneyimli olmalı? bir alt sınır var mı?

hocam, bu aslinda biraz da ne is yaptigina bagli, kritik listede isen eger ingilizcen de varsa deneyimine bakmiyorlar. Mesela dis doktoru bir arkadasimiz vardi, cene ameliyatlari yapan vs, bunlari gosterdi. Dili bile yeterli degildi, ok dediler. Cunku burda disci sikintisi cok fazla hele ki ameliyat yapana cok daha ihtiyaclari var. artik saglik konularinda indialilar la calismak istemiyorlar, bir cok kotu hikaye var indian doktorlarina ait.

kesinlikle +1000 lira vermeye değer bence. sağlamlık konusunda belki normal kaportadan daha iyilerdir. aracın içine inanılmaz bir ferahlık ve genişlik katıyor. ben çok beğeniyorum.

yea bi de seyir halinde gunes cok daha fazla rahatsız edecektır bence,k mozluk fayda etmez gibi geliyor. gozlu

vermeye değer. bir de sen yaptırdığını düşünsene 1000tl'ye kurtaramazsın. ayrıca ferahlığı yeter onun.

arabamın sunroofu camlı, üstündeki film mi renkli cam mı emin değilim ama zerre raharsız etmiyor güneş, kesinlikle değer o paraya.

kesinlikle deger.

"sağlamlık konusunda belki normal kaportadan daha iyilerdir."

hayatimda ender olarak rastladigim, bilgisizligin cok yüksek dozda oldugu bir cümle bu.

aracin takla atmasi ve tavana bir sekilde bir seylerin carpmasi gibi durumlar göz önünde bulundurulmalidir. nerede, ne sekilde kullanilacagina bagli.

(bkz: tarihte verilen muazzam ayarlar)

Arabayı arada sırada takla atmak için alıyorsanız iyi bir seçenek olmayabilir, fakat yok ben adam gibi kullanırım derseniz tabiki cam tavan daha ferah olacaktır.

ayrıca emniyet kemerinizi adam gibi taktığınız sürece yukarının cam veya kaporta olması çok farketmez.

madem takla atılacağı düşünüyülüyor bütün cabrio arabalar piayasadan kaldırılsın gitsin.

'bilgisizliğin yüksek dozda olduğu cümle' kalıbını şahane bulduğumu belirtmem lazım önce. ayrıca ben o bilgisizliğe pek o kadar da nadiren rastlamıyorum, yaş ile ilgili olabilir.! ikincisi bir mühendis ve panoramik tavanlı araç kullanan bir sürücü olarak benim tavsiye ettiğim bir opsiyon olduğunu belirttim sadece, hepsi bu.

teknik olarak bilgisizliğimi ifşa etmem gerekirse: araba kaportalarının ortalama sac kalınlıkları 0.7 mm ile 1.2 mm arasında değişir. ön ve arka tampon ve yan kapı içlerinde ek olarak darbe emici malzemeler kullanılırken tavan 4 dirsek üzerine oturtulur ve ekstra koruyucu bar standart olarak kullanılmaz. kaliteli panoramik tavanlarda ise aşırı dozda bilgili insanların sandığı gibi temperit cam kullanılmaz. bor katkılı, kompozit malzeme kullanılır ve kalınlığı normal sac kalınlığının 4 hatta 5 katına kadar çıkabilir. dolayısıyla her araçta olmasa da kalite ve doğal olarak fiyatın ön plana çıktığı modellerde, panoramik tavanlar kimi durumlarda normal kaportalara nazaran daha güvenli olabilir. bu bir genelleme değildir ama tatil günlerinde draft yarışlarına katılmıyor, ya da kafayı çektikten sonra 200 km hızla otobanda hız denemesi yapmıyor veyahut takla atmak ile ilgili özel bir fantezi peşinde koşmuyor iseniz, panoramik tavan kullanışlı bir tercihtir.

o şekilde kaybolmaz ama bi süre sonra hayır gelmez bu bisikletten fazlasıyla adi duruyor.

ben kadro boyunu bulayım da ama linkte öyle bir şey yazmıyor. 26 jant yazıyor sadece boyut olarak. ne yapayım?

www.ebicycles.com

şuradan hesapladım 20'5"=52cm olması gerekiyormuş.

bu ayarda bir bisiklet ile maksimum 200 km yol alabilirsin bence. çok kalitesiz

gucci rush iyidir ck euphoria iyidir. doğum gününe daha varsa strawberry'den alabilirsiniz.

ben kendim o kadar çok sevmedim, ancak etrafımdaki herkes "bana" paco'nun ultraviolet isimli parfümünün çok yakıştığını söylemekte.

onlarca farkli parfum kullandim, ama en cok olumlu yorumu.

Jean Paul Gaultier - Le Male de almisimdir..

ck - euphoria

bence eğer fresh bi koku tarzı varsa montblanc starwalker tavsiye edebilirm ..

kesinlike lacoste essential...

montblanc starwalker gerçekten güzel kokar, bunun dışında hugo boss parfumlerine bakabilirsniz

anket açmıştım, işinize yarar belki :)
sites.eksiduyuru.com

azzaro chrome tabiki!

ck - crave

Önceki bir duyuruya yazdığımı yapıştırıyorum

Misal şu an strawberrynin indirim bölümündeki erkek kokularını incelersek göze çarpanlar:

Zirh ikon international: 40.5 liralık 125mlsi ve hatta artı olarak deostik verdiği 51.5 liralık kutusuyla kaçmaz. koku olarak sıcaz yaz günlerine gitmeyeceğini söyleyebilirim ama baharatlı/odunsu ve çekici bir koku. Gucci pour homme'un biraz yumuşatılmışı da denebilir.

YSL Rive Gauche: 60 mlsine 40.5 lira çekmiş. Fiyat gayet uygun. Koku ise kaliteli ancak gençlere gideceğini pek söyleyemem. Daha ziyade "toplantı saat kaçtaydı?" dedirtecek bir takım elbise kokusu.

Thierry Mugler IceMan: 50 mlsi 49 lira diyor. Fiyat çok avantajlı olmasa da özellikle yaz için çok kaliteli ve okaliptüs/mentol aromalarıyla ferahlatıcı bir koku.

Puig Aqua Quorum: 100 ml.si 37 lira. CK Eternity sevenler buna bir şans verebilir. Çok çekici bir koku olmamasına karşın ferahlatıcılığı, kalıcılığı ve çok ucuz fiyatıyla öne çıkıyor. Zira kalıcı fresh koku bulmak zordur.

Paul Smith Story: 100 ml. 61 lira. Yorum yapmıyorum, sadece bu fiyata kaçmaz diyorum. Bahar/yazlık mis gibi tertemiz kokan bir parfüm.

Lanvin Oxygene: 100 ml 54 lira. Fiyat çok uygun ama kaçmaz diyemiyorum. SVasatı pek aşamayan, ferah bir yazlık koku. Azzaro Chrome'u andırıyor.

Lanvin Arpege: 50 ml 36 lira. Gucci Envy tarzı baharatlı kokuları sevenler kaçırmamalı. Arpege bir klasiktir.

Kenneth Cole Black: 100 ml. 55 lira. Bunu da nispeten düşük kalıcılık süresinden dolayı muhakkak alın diyemiyorum ama rahatsız etmeyen, taze-çiçeksi-odunsu kaliteli bir koku.

Joop Jump: 100 ml. 52 lira. Kesinlikle kaçırmayın. Bu paraya bu koku şaka gibi. Koku çok neşeli-meyveli-votkalı tam bir clubbing kokusu, ayrıca inanamayacağınız kadar kalıcı.

JPG Fleur du Male: 125 ml. 81.5 lira. Koku çok kaliteli, fiyat uygun ancak bana biraz kadınsı geldi. Denemeden alınmamasında fayda var.

Hermes Un Jardin de Mediterranée: Yukardaki hemen hepsini kalite olarak silip süpürecek bir koku. Unisex, meyveli, taze, müthiş. Malesef her güzel şeyin bir fiyatı var, 100 ml. 123 lira.

Ck One Summer: 100 ml. 49 lira. Fiyatı ve taze meyve kokusuyla öne çıkıyor. Neşeli, ferah, ancak asla 30 üzerine önermem.

Bulgari Black: Enteresan bir koku. Yanık lastik-karamel-vanilya kokusunun bir karışımı. 40 ml. sine 40 lira demiş, bence uygun ancak kesinlikle denemeden alınmaz.

Annick Goutal Hadrien ve Grand Amour: Annick Goutal markası tekin acarda şurda burda bulunacak bir marka değil. Kanyon Harvey Nichols'ta da en az 350 lira çekmezlerse adam değilim. 107,5 liralık fiyatı ile yukardakiler gibi seri üretim değil niş parfüm koklamak isteyenler alabilir.

euphoria, erkekte çok tahrik edici. amaç buysa tabi :)

tribal enfexion, selamlar ilgin icin tesekkur ederim ancak hani gece cekilen foto olsun diyorum boyle mavi tonlar agirlikli vs yolladiklarina baktim ancak onlar gunduz cekilmiş... benim aklimdaki boyle daha bir sanki talk showun yapildigi ofis de gokdelendeymiş de camdan dişariyi goruyoruz gibi filandi...

"night city lights" google image

upload.wikimedia.org

image53.webshots.com

bu ikisi güzel olur gibi. Ya da benim yaptığım gibi google'a gidip gökdelenleriyle meşhur şehir ismi + sunset yazar isen çok da güzel iyi olur.

Kolay gelsin, başarılar.

www.touristmaker.com

www.pentaxforums.com

bpdupdateonline.org

upload.wikimedia.org

bunlar olabilir mi?

Bursada ikea varsa orda var.

IKEA'da görmüştüm ama eklemleri hareket etmeyenlerdendi galiba biblo tarzı bir şey.

maket marketlerinde var, beşiktaş'ta balcı'da gördüm.

bazı büyük kırtasiyelerde, resim aletleri, boyalar, tuvaller de satan yerlerde de bulunabiliyor. bursa'da var mı bunlar bilemiyorum. ama internetten ara kesin bulursun bir sitede, kolayca istetir, alırsın.

m.friendfeed-media.com

gibi mi?

fizy?

friendfeed'in varmış böyle bi özelliği.



m.friendfeed-media.com
(naçizane hediyem olsun :D)

Yüz hattınız nasıl, saçlarınız düz mü, dalgalı mı kıvırcık mı?

www.sacimdokuluyor.com

eğer kafa yapına, yüz hatlarına giderse tavsiye ederim.. saçı yapması kolaydır ve çok vaktini almaz aynı zamanda şık durur..

intimate bana kızma ama sen şöyle yap. adam gibi bir berber'e git şöyle işinin ehli bir usta olsun. o sana, senin kafa yapına, tipine göre bir model uydurur. Nerede o eski berberler

Tarzınız ne bilemeyince bir şey diyemedim ancak şöyle sitelere bakın isterseniz:
www.menshairstyles.net
coolmenshair.com

Daha başka siteler var da tüm modeller acayip metroseksüel/gay duruyor...

images.allmoviephoto.com

subay tıraşı her zaman tercih edilesidir hocam...

kötü.

tuhaf

hiiii! çok güzel. kaça satılıyo bunlar? (ucuzsa ben de alim:P)

club hatununa yakışır.

kendime almıcam da pazar araştırması işte.. o yüzden hertürlü fikir önemli :))

oyuncak gibi.

sıradışı saatler hoşuma gidiyor. pimp watches diye bir şeyler satılıyordu, fiyatını hak etmiyorlardı ama ucuza satsalar alırdım.

Bu fotoğraftaki saat de bence oldukça şık, özellikle mekanlar için.

ben olsam almam utanırım o saati takarken :p

siyah olan çok güzel

sacma.

dandik

ilginç...

bence çok tarz

Japonya'da çok tuttu bu tasarımlar.İkinci fotodaki saat gayet güzel.

böle bişiye gerek yok.
albenisi de yok.
özetle olmasa da olur.

gri olan gece kullanımı için ideal.

siyahını beğendim,gece için ideal.

yaa ben siyah olanını cidden beğendim. ne deniyo bu saatlere, bari onu söyleyin de ebay'den bakalım :)

bence güzel ama açık açık saati yazıyor bu. bu tasarımda aslında led ışıklar kullanılarak yapılanlar var. ışıkların sayısına göre anlıyordunuz.

çok güzel nerde ve ne kadar olduğunu da belirt lütfen.

şuana kadar tr de görmedim y.dısında üreticisiyle temastayım.. yakın zamanda getirtiyorum... detaylı bilgi almak isteyenler buradan özel mesaj atabilir...

2. guzelmis.

ben ankara üni.de girdim. yeri de kolay, konya yoluna bakan tarafta. sabancı kız yurdunun karşısında. sınav salonu da güzeldi gayet, kulaklıklar kaliteliydi, sorun çıkmadı.

bir arkadaşım kızılay'da bir yerde girmişti. ben de ankara uni'de girdim. sanırım illaki ses sorunu yaşanıyor. ben de mesela yanımda oturan elemanla biraz sorun yaşadım. adam biraz büyüktü(enlemesine boylamasına).. eh doğru düzgün sığamadağından ve aşırı "bas" sesinden öeh dediğim oldu.. ama yani 1-2 sefer. çok öldürücü etkiler değildi. yapıyorsun illaki sınavı. aslına bakarsan başkalarını duyma kısmını lehine kullanabilirsin. şahsen ben ara verdiğim anlardan birinde başkası sorularına başladığı için konuşma sorularından ilkinin ne üzerine olduğunu anlamıştım. o arada cevap olarak ne vereceğini düşünebilirsin :)

bence bozuk benimde 2,5 haftalık hamsterım vardı, yediriyordum sonra oo, zıpkın ordan oraya gidiyordu ama hastada olabilir, bir petshopa sorabilirsiniz .. :)

küçükmüş madem daha bir süre daha beklenebilir. hem bazen durgunlaşabilirler normal, benimki mesela hiç çarkta dönmedi. şimdi kendisi bu dünyada değil ama olsun o yüzden ölmedi yani. üşüttü gariban.

hep yalanması normal mi? bitli olabilir mi? benim kedim vardı bu kadar yalanmıyordu. hiç sevmedim ben bu hayvanı. ördek alayım bari, en azından ele geliyor sevdiriyor kendini.

ele gelsin ve evde bakılabilsin istiyorsanız ördek yerine tavşan alın, hem sessiz hem de pek güzel. kendini böyle sevdiren hayvan görmedim ben.

kedine ver onun işine yarasın bari..

syrian cinsi hamster alırsanız gayet ele gelir kendini sevdirirdi. dwarf alınmış zannımca. petshoplarda gonzales diye de adlandırılır dwarf.

cinsiyet?

erkek

olumsuz değil de olumlu özelliklerine odaklandığın vakit şansın var.

her insana uygun bir eş mutlaka vardır üzülme.

Mutlaka artı yönleriniz vardır. Onları daha da vurgulayın.

çeşitli sanatlara yetenek var mı? müzik & resim & el sanatları vs.
ya da ne bileyim, okuduğunuz okul, bölüm vs bunlara bağlı sürekli ilgilenmeniz & takip etmeniz gereken durumlar, aktiviteler vs?
konserler, dinletiler, sosyal aktiviteler (arkadaşlarla beraber gidilmesi önemli tabiy)

tabi sürekli bunların yapılıyor olması sevdicek bulunmasını sağlamaz, şans da lazım.
az konuşuyor olsanız da, espritüel yaklaşımlar belki durumu kurtarabilir.
kitap ve mizah dergisi okumak faydalıdır, bazen de magazin dergileri ya da programları faydalı olabilir...
yaş önemli bir etken.
son olarak da sözlükte yazar tanıdığınız varsa, zirvelere filan sizi +1 olarak götürmesini rica edebilirsiniz vs.

Hayatı modayı takip etmek olan ve erkek arkadaşım aptal da olsa yakışıklı olsun, arabası olsun yeter diyen bir kız bulamayacağınız kesin. Ağzınızın laf yapması demek bilgi birikimiyle birini etkilemekse, aynı zevkleri paylaştığınız birini bulduğunuzda bülbüle döneceğinizi söyleyebilirim.

benim pastamdan dilim yiyemezsin. kendi pastandan ye!

Zeka, genel kültür ne alemde?
Güzel giyinmek modayı takip etmek değildir, ne giyiyorsun ki kötü? Erkek olduğunu düşünerek bi kot t shirt gayet normaldir yani...

Ha bir de en önemlisi kendine güven.
Ne çirkin heriflerle çıktım, özgüvenleri tavandı çekici yapıyordu.

türk kızları için kişilikten önce bu söylediğiniz maddeler ve bunlara ek olarak şöhret, popülerlik herşeyden önce gelir.

neden bu yaz tatile antalya yada fethiye bölgesine gidip bir ingiliz bir amerikalı yada bir ispanyol açılımı yapmıyorsun. göreceksin ki bu dünya sınırları içinde seni sadece sen olduğun için kabul edecek, başına tac edecek, saygı gösterecek, sevgiden başka bir beklentisi olmayan kadınlar olduğunu göreceksin...

yazada birşey kalmadı. açılımın tam zamanı sence değil mi?

Bu arada yüz çok iyi olmasa da uzun boy, geniş omuz gayet iş yapar ;)
Spor yap vücut geliştir falan...

tipsizim demişsin de mahsun kırmızıgül'e bak, özcan deniz'e bak. ilk halleri "tipsiz" iken şimdi düzelttiler.

sende tipsizim güzel giyinmem diyeceğine kendine bak biraz, özgüvenini oluştur. Yattığın yerden kucağına atlamıyorlar zaten, girişken ol.

Girişken ol dedim de herkes limitlerini bilmek zorunda ne yazık ki, ha kendi ayağıyla limitlerin üstünde birisi denk gelir, olmaz değil. onlar da bonus.

gülümsemeye odaklan, öyle bir gülümse ki dünya da ki en tatlı erkek sansınlar, sempatik ol. asık surata kimse prim vermez. bunu yazan dünya nın en tatlı en sempatik erkeği seçilmisti ofis ortamında. kolay gelsin...

tipsizlik , kılık kıyafet sorun değil ,
ağzım laf yapmaz deyip kesip atma, laf yapmasına çalış.gerisi kendiliğinden gelir.

özgüven dışında hiç bir sorun yok bence. özgüvenini kazanmaya bak. hatta özgüven kazanımıyla ilgili "kişisel gelişim" kitapları falan var. faydası olabilir.

cok para kazan.

senin de dedigin gibi materyalist bi toplum.

tipsizlik, güzel giyim - moda takibi önemli değil..

ağız laf yapmalı ama.. en azından arkadaş ortamlarında.. bende tipsizim. güzel giyinmeyi bırak hemen hemen her gün aynı şeyleri giyerim. ama sıra geldiğinde konuşabilmek lazım.

son bir ekleme: bekarlık sultanlıktır =)

her körün bir topal alıcısı vardır.

tipsizliğe ve konuşamamaya bir şey diyemem ama, cool olmayı converse ve abercrombie sanıyorsanız zaten olmaz bu işler... converse i bebeler giyiyor ve üzerinizdeki her şey marka değilse zaten abercrombieniz gerçek de olsa pazardan almış gibi durursunuz.

doğru düzgün kendi durumunuza göre giyinin işte... sizin levelınızda birisini bulursunuz.

ben de tipsizim, ben de güzel giyinmem, moda falan takip etmem. ama şu anda dış görünüşüne çok özen gösteren birisiyle güzel bir yolun başındayım.

öyle bir fark var ki arada, daha geçen gün, "sana ayak uydurmak için ben de tarz sahibi olacam, gidip kendime ejderhalı gömlek alacam" dedim. var sen düşün benim ne kadar kılıksız, karşımdakinin de ne kadar ince eleyip sık dokuyan biri olduğunu.

ama oluyor işte bir şekilde. arama. ararken bulunmaz. olmadık anda karşına çıkar sen kendin bile şaşırırsın.

bulgur pilavı pişir müdür, her turlu kıvamı tutuyor. endiseye gerek yok hic.

ben suyuna bir iki damla limon damlatıyorum güzel oluyor.
bir de kapağını hafif aralayıp kısık ateşte buharda pişmesini sağlamak lazım.
yıkarsan, kavurursan, sıcak suda bekletirsen hepsi aynı işe yarar, üstündeki tozunu atmış olursun. yıkamakla çok su harcandığı için ben biraz suda bekletip, kavuruyorum.
zeytinyağı ile yapıyorum. altını kapatıp demlemeye bıraktığımda da azıcık tereyağ atıyorum tat versin diye.
bulyon ya da et-tavuk suyu da pek yaraşıyor.

ama yine de çok müthiş pilav yapıyorum diyemem :)
evet su hesabım da bire bir buçuk benim de...
kırık pirinç için birebir (dolmada filan)
yasmin içinse bire bir artı 1/3 gibi bişi.

şu taze bezelye olayını da denemelisin
bezelyeli pilav accaip güzel oluyor.

çok basitçe tarif edeyim ama pirinçten pirince de değişiklik olacağını göz önünde tutun.

ben genelde bir bardakla yapıyorum pilavı ve şehriyeli yapıyorum.

önce pirinci yıka. ben tel süzgeçte, artık üzerinden akan su beyaz olmayıncaya kadar yıkıyorum.
tencereye (mimkinse teflon) tereyağını koy. biraz ısınınca bir kadın avucu kadar şehriye dök. şehriyelerin rengi pembeleşince yıkayıp süzdüğün pirinçleri ekle.
şehriye ile hem hal edecek kadar karıştır. çok fazla karıştırmana gerek yok, yoksa pirinçler kırılır.
bu sırada 6-7 damla limon sık (ciddiyim)
pirinçler beyazlaşıp hafif birbirlerinden ayrılmaya başlayınca pirinci ölçtüğün bardakla bir bardak su koy. ama unutma bu sadece pirinç için.
şehriyenin de hakkını vermek üzere o bardağın %25'i kadar su daha koy.
kaşıkla üstünü düzleştir, tuzunu at ve tencerenin altını kıs.
pilav suyunu çekene kadar pişir. daha sonra tadına bak.
eğer kıtır kıtırsa biraz daha su eklersin, lapaysa pişirmeye devam edersin.
piştikten sonra gazete ya da havlu peçete ile tencerenin ağzını kapat.
nemini alınca pilavı karıştırmak suretiyle havalandır ve dinlendir.
afiyet olsun.

1 bardak pirinç ölçün, dandik pirinç olmasın ama. Baldo ya da pilavlık pirinç olacak. Sonra pirinci bir kaseye alın, üstüne biraz tuz ekip kaynar su dökün. 20 dk falan beklesin.

20 dakika sonra bir pilav tavasına (tenecerede biraz problemli olur), dolu dolu bir çorba kaşığı tereyağı koyun, (eğer istiyorsanız bir çorba kaşığı kadar da arpa şehriye atın bu esnada), tereyağı kızmaya şehriyeler hafif pembeleşmeye başlayınca 1.5 bardak su dökün. Su kaynayınca, haşlamış olduğunuz pirinçlerin suyunu süzerek tavaya koyun, şöyle bir karıştırın. Kapağını kapatın ve KISIK ateşe alın. Biraz daha tuz atılabilir bu esnada.

10-15 dakika sonra pirinçlerin üstü hava kabarcıklarına başlayınca (bu esnada halen biraz sulu olabilir problem değil), tahta bir kaşıkla şöööööyle bir çevirin. 1-2 dakika daha pişsin, kapatın. Tavanın üstüne bir havlu örtün ve kapağı havlunun üstüne kapatın, 10 dakika beklesin. Afiyet ossun.

anlatıyorum iyi dinle. kendine bi bardak belirle. mesela 3 tabak falan pilav çıksın istiyorsan normal boyutlarda bi su bardağı edin kendine. artık bu bardak senin ölçü birimin olacak. pirinç demişken "baldo pirinç" tavsiye olunur. neyse, ketılda 2 su bardağı kadar suyu ısıt. o ısınırken sen de bu bardağa ağzına kadar doldur pirinci ve orta boyda bi kaseye boşalt. suyun ısınınca da sıcak suyu üzerine koy. 1 çay kaşığı da tuz koy içine. sonra bi 20 dk kadar beklesin o pirinç sıcak suyun içinde. ne kadar beklerse o kadar iyi kavrulur. beklettikten sonra pilavı yapacağın teflon tencereye yarım çay bardağı kadar yağ koy ve kızdır. katı yağ kullanayım diyorsan da 1 kibrit kutusundan birazcıcık küçük bi dilim yeter diye düşünüyorum. yağ kızarken sen de pirincin suyunu süz. sonra kızmış yağa o pirinçleri at ve bi 2 dakika falan onları karıştıra karıştıra kavur. böyle birbirlerine yapışmaya başlarlar onları ayıra ayıra çevir işte tencerede. sonra pirinci ölçtüğün bardağı soğuk suyla doldur ağzına kadar ve coss diye pirinçlerin üzerine dök. aynı bardağın yarısına kadar da soğuk su doldur ve onu da dök (bire bir buçuk hesabı). sonrasında 1 çay kaşığı tuz koy ve şöyle bi karıştır tencerede. ha bu arada orta boy bi ocağa koy ve normal yansın ocak. karıştırdıktan sonra sanki pilavlar bi düzene girmiş gibi hissediceksin zaten. kapağını güzelce kapat ve kapattıktan 2 dk sonra da pilavın altını kıs. sonra onu kendi haline bırak bi süre. teflon tencerenin kapağı genelde cam olur, tepeden kontrol et suyu bitmiş mi diye. baktın (yaklaşık 10 dk sonra) suda yüzmüyo prinçler artık tencerenin tabanına yayılmış, kaşıkla yeniden bi karıştır böyle azıcık sulu azıcık kuru gözükür sana. karıştırdıktan sonra kapat yine kapağı çok azıcık daha (2-3 dk filan) ateşte beklet ve altını kapat. altını kapadıktan sora ben bi tur daha karıştırıyorum ve kapağı yeniden kapatıp 10 dk filan sonra yiyorum (demlensin hesabı). ayrıca teflon tencereye metal ve onu çizecek bir şey sürme (yani kaşık tahta veya plastik olsun) hadi bakalım bi dene olmazsa kırk yıl pilav yapıcam sana :D

herkes yazmış ben de yazıyorum pilav tarifimi:

şehriyeli baldo pirinç pilavı

- 1 su bardağı pirinci yıka ve yarım saat ılık suda beklet.
- tencereye göz miktarı (göz ayarım yok diyorsan takriben yarım çay bardağı) tel şehriye at ve rengi kahverengi olana dek orta ateşte kavur. bu arada tencere sığ ve teflon olursa daha iyi olur.
- bir çorba kaşığı tereyağı koy, şehriyelerle karıştırarak erit.
- süzdüğün pirinci tencereye dök, güzelce karıştır.
- bir buçuk su bardağı sıcak su ekle (mümkünse ketılda kaynatılmış içme suyu olsun).
- tuz ve arzuya göre bulyon ekle. karıştır.
- ocağı kısıp kapağı kapat (kapakta delik yoksa hafif aralık bırak) ve pilav suyunu çekene kadar bekle. pirincin altının yanmamasına dikkat et, sık sık kontrol et.
- ocağı kapat. tencereyle kapak arasına kağıt havlu (o yoksa gazete kağıdı da olur) koyarak 20 dakika demlemeye bırak
- 20 dakika sonra kağıt havluyu al. pilavı karıştır. bu kadar.

test edebiliyor muyuz peki bu pilavları sevgili hamarat sözlük hanımları ?

ben hanım değilim, araya kaynadım. yanlış olmasın :p

Pirince göre değişir. Mümkünse yayvan tava/tencere kullanın, teflon olursa iyi. Ben çok basit yapıyorum:

Sıvıyağ veya tereyağında tel veya arpa şehriyeyi kavuruyorum. (Sade seviyorsanız bu aşamayı geçin.) Pirinci hiç suda bekletmiyorum, ancak karıştıra karıştıra 2-3 dakika iyice kavuruyorum, böylece ğiştiğinde lapa gibi olmuyor, dağılmıyor. 1 bardak pirince 1.5 bardak soğuk su yetiyor, suyun ardından tuzu ekliyorum, dakikada kaynıyor zaten. Kaynayınca altını iyice kısıyorum, tahta kaşıkla şöyle dürtüp dibinde su kalmamışsa söndürüyorum, bir 5 dakika demlenmesini bekledikten sonra tabağa alıyorum.

Ek: Kapağı aralık falan kalmasın, sıkıca kapalı olsun. 10 dakika sonra falan suyunu çekip çekmediğini kontrol için açın sadece.

@ bryan fury, test edersiniz, ama önce pişirmeyi unutmayın :) Çok seviyorsanız tabii motokuryeyle göndeririz test için :)

pahalı pirinç al lapa olmaktan krutarırsın. bir de pilav harcı al 1lira falandı onlada veremediğin tadı verirsin pilava. konserve mısır da olabilir. sonra nasıl yaparsan yap güzel oluyor pilav

Halanı sıkı takibe al, alttaki tariflerden de o tadı alamayacağın aşikar

ya insanlar tik vermeyince, ben cevabımı almadıklarını düşünebiliyorum.
mesela geçenlerde bir kitap soruldu. kitabın türkçesi yok ama ingilizcesi var, tahminim resimli de bir kitap, o yüzden dili de önemli mi bilmiyorum... herneyse. sonuçta bu cevaba tik gelmeyince sanki o insan bi daha duyurusuna hiç bakmamış gibi geliyor bana.

bir de geçenlerde ailesinden şikayet eden arkadaş beğenmedi cevabımı, herkesi tikledi beni tiklemedi. onun üzerine düşündüm biraz acaba sorun ne idi diye. ama kimseye gücenmiyorum. cevaplarımdan ya da benden hazzetmeyenlere de gücenmiyorum. :P sen de gücenme boşver...

bazen tik koyulmuş cevaplarımı da siliyorum, sonradan saçma bulursam...

ha bi de zaten benim anca görsel hafızam kuvvetlidir. insanların suratlarını bilmiyorsam, unutuyorum, ya nikini, ya konuştuklarımızı filan. aklımda tutamıyorum isimleri. o yüzden bi haftadan fazla diş bileyemiyorum kimseye :P allaama çoh şükür mal listemde tek kişi yok, öyle de kalmasını dilerim.


mesela bryan fury'nin her cevabını tiklemek istiyorum ama namümkün :)

ben bildigim her konuya cevap veriyorum, vermemıssem bilmedigim yerden gelmıstır. tik e bakmam, cevaplar gecerim.

valla ben actığım her konuya cevaplara tik koyarım verdiğim her cevabada tik isterim ise yaradımı yaramadımı bilmek hakkım zaman ayrıyorum sonucta cevap vermek için bir tik koyucak vakit ayırabilir herkes

kimmiş ya bunlar tik koyalım kendilerine.
böyle adamlar varsa cevap verse nolur veremese nolur. bence senin sorduğun sorularla alakalı daha çok.

Ben cevaplarıma tik atılmamasına hiç bakmıyorum. Zaten sorunun tam cevabını biliyorsam cevabı yazıp büyük ihtimal bir daha o duyuruya bakmıyorum. Fakat cevap verdiğim bazı duyuruları takip ediyorum, bunlarda da yine tik atmış mı atmamış mı önemsemiyorum.

Tik atarken de, eğer X nedir diye sormuşsam X=Y dir diye cevap gelmişse, yani mutlak bir cevap varsa ona atıyorum. Ama cevabı çok da net olmayan, yani bana akıl verin tarzında bir soru sormuşsam tüm cevaplara atıyorum.

@manfool tik ile ilgili bir sürü duyuru gördüm şimdiye kadar; 10 cevabın 3-4 ünde bahsettiğim şey yazıyordu.

bende takmıyorum atmış atmamış ikimde değil açıkcası, diğer yandan dalga/farrak sözkonusu olmadığı sürece bende hepsine basıyorum.
sanırım sorduğum sorularla alakalı.

tabi tatmin eder bir cevap olmuş mu olmamış mı insna öğrenmek istiyor ama öğrenmesem de çok dert değil.

anlayacağın mottomuz "koy götüne rahvan gitsin"

.cevaplandıktan sonra tik alıp almadığıma bakmıyorum, bildiğimi yazıp geçiyorum.

ama düşüncene katılıyorum, tik almayınca yazmayan olabiliyor.

aynı sorundan muzdaribim bilemedim. elimden geldiğince bildiğim her soruya cevap vermeye çalışsam da genelde sorduğum sorulara normalden daha az cevap geliyor. gelen cevaplar işime yaradıkça tiklemeye çalışıyorum ben yine de, kin tutmuyorum..

Bir de alakasız şeyler yazıp tik isteyenler var. Ben doğru cevaba tik atıyorum bu dengesizin cevabı tiksiz olduğu için siliyor onu görünce. muhtemelen o dharma gereksizliği nedeni ile yapıyor. Bu durumda puanı artmaması lazım sevgili moderasyon.

Tik konulsun diye bir derdim yok. Sadece halihazırda bilmediğim ve araştırdığım şeyler varsa ve biraz geç yazmışsam; cevabı okuyup okumadığını, özetle yardımımın iş görüp görmediğini merak ediyorum. İşe çok yarayacağını düşündüğüm bilgiler vermişsem ve daha önce az veya hiç cevap vardıysa mesela, geç kaldığım için gözden kaçması ihtimalinden rahatsız oluyorum, tiklenmişse "Hah", diyorum, "görmüş". İşe yaramasını istediğimden işte.

bence tiklerle ilgilenmiyorum hiç. birinin cevaplama oranı da beni ilgilendirmiyor çünkü bazen alakasız sebeplerden dolayı yanlış tikleme yapılabiliyor. siz de tiklerle ilgilenmeyip bildiğinizi cevaplayın derim.

biraz yanlış anlaşıldım galiba, benim derdim tiklenip tiklenmemek değil, sorulara verilen cevabın azlığı idi

ha o zaman şöyle diyim sorulara cevap verirken baktığım kriterler şunler;

- cevabı biliyor muyum yoksa tahmin mi ediyorum?
- vereceğim cevap cevaplar içerisinde var mı?
- miskinliğim üzerimde ise ve cevabın uzun olması gerekiyorsa hiç ellemiyorum

yok miskin felan değilsem cevap verilmemişse önce bi araştırıp kontrol edip cevabı veriyorum. cevap vermiyorsam sebepler yukardakilerdir.

hamsterler etrafa salınmıyor diye biliyorum.

sen cevab beklemeden once su versen iyi olur

etrafa salmak derken? en fazla masanın üstüne falan koyun, gözünüzün önünde tutun, sonra dolap arkalarında aramayın. göbeğinize oturtun, sizin üzerinizde gezinsin yavrucak. yem alsanız iyi olur tabi, ama marul falan da yedirebilirsiniz diye biliyorum.

kuş, balık satılan yerlerde ya da kipa gibi büyük marketlerde oluyor hamster yemleri. oralara gidip al şampiyon marka yem, üstüne de kat biraz çekirdek ver hayvanlara her sabah bir kapak. yuvasının içinde yemlik gibi bir şeyi yoksa 5 lt su kapağını kullan yemlik olarak. arada bir al avucuna oynaş o kadar. fazla zorlama hayvanları karşısına geçip mal mal bak. şu yazıyı yazarken aynen onu yapıyorum mesela ben. başka yapacağın bir şey yok bakacaksın sadece. karşıdan bakacaksın yani o kadar. marul falan da ver tabi seviyorlar onu da. veriyorum ben de her köfte ekmek aldığımda içinden bir parça marul yiyor deyyuslar. :P

İçinde talaşı var kafesin. Ama yukarı katında bir tane minyatür ev ve o eve çıkmak için merdiven var. Ben o evde uyumasını istiyorum. Dediler ki tuvalet kağıdı ver o kemire kemire kendine ev yapar ondan. vereyim mi? yoksa talaştan biraz o üst kata mı koyayım?

hamster başlığında bol bol bilgi var. sakın etrafa salma kabloları kemirir ağlarsın sonra :)

marul salatalık kabuğu gibi şeyleri seviyorlar. ben havuç da veriyordum sebze olarak. tutabileceği şekilde kesersen daha iyi olur. meyve olarak elma muz bunları da severler. onun dışında kestaneydi tuzsuz çerezdi (tuzsuz çekirdek fıstık) verilebilir.

şurda da bi şeyler söylemişler ; www.hamsterim.com

bu arada hamster lar verdiğin yiyeceklerin fazlasını zulalarlar. benimki resmen düzenli bir şekilde istifliyordu bi köşeye. o yüzden bozulacak şeyleri az az vermek gerek.

kafesin altına kağıt serip sık sık değiştirmeni tavsiye ederim. kafesinde suluk varsa suyunu da sürekli değiştir, yoksa içmeyebiliyor hayvan. sürekli taze suyu olsun eğer ihtiyaç duyarsa içer.

tuvalet kağıdı verme bence. onun yerine bez gibi bi şey koy kafese, o ev dediğin bölüm çok küçük değilse oraya koy. kendine bezden yatak yapıp üstünü örtüp yatıyor :) o bezi de arada bir yıka ya da değiştir.

fazla bunaltmadan sıkmadan ele gelmeye alıştırırsan iyi olur, herkese gelmez yalnız ısırabilir söyleyeyim. eline gelmeye alışırsa alır seversin, kucağına koyarsın, kaybolamayacağı yerlere bırakıp dolaşmasına izin verirsin. kendi halinde sevimli bi hayvan işte.

www.webhatti.com

buraya da bak. önemli bilgiler var.

bizim de var bitane...

kendisine eti form bisküvi veriyoruz muptelasi oldu :D tikir tikir kemire kemire yiyo...

ya fare bu... hamambocekleriyle fareler en dayanikli canlilar degiller mi?
herseyi yer onlar... adam kablo yiyo oyle dusun... ele gelme konusunda bizimki halen biraz yabani ama belki seninki alisabilir... bide biz bizimkini kafesten çikarioduk dişari bu tirmanip kafesinin icine atliyodu ilginc baya ... milletinki kacar bizimki kafesine kaciyo... o kadar da kotu insanlar degiliz oysa ki

akşam 23 gibi yamulmuyorsam

ayrıca

(bkz: dragons' den )

yok ya o tekrarı idi akşam olan.

aksam olan 17 yanilmiyorsam.

pahalıdır muhtemelen expat yuvası sonuçta da ne lan bu katar sevdası?

valla dostum 2 kişi kalıcaz evde küçük olsun

şimdi hasanli ile sirig beraber gidecekseniz toptan halledin be:D Sayfa baştan aşağı katar olmuş.

katarda kiralar cok pahali, eger doha da kalacaksaniz kenar mahallelerden birisinde 1000-1500 dolara bir daire bulmaniz mumkun.

harbiyeden nişantaşına giderken girdiğiniz cadde valikonağı caddesi. plaza da o caddenin en sonunda, fulyaya inmeden.
ters yönden anlatacak olursak, istanbul cerrahi hastanesinin hemen üst tarafı aradığınız plaza.

harbiyeden giderken yol ikiye ayrılırya orduevinden sonra. sol taraf halaskargazi sağ taraf valikonağı caddesi.

need for speed'in ilk oyununda vardı...

edit: underground tabi...

andırgıraund bir ya da ikide vardı sanki...
yoksa bile nfs'ye eklemek mümkün:
www.nfscars.net

tek bu site yok elbet.

Colin Mcrae 2, 2005 ve muhtemelen Colin Mcrae Dirt

sivilce?

aynısı 2 gün önce bana oldu. korkma geçer.

sivilce çımıştır muhtemelen.sonra kurumuştur,kaşınmıştır.patlatmışsındır. yine de tırstoysam hekime gitmekte fayda var

bana da olduydu. kulagimi kulak pamuklariyla karistirirken bi baktim pamuk kan olmus. doktora sordum bisi olmaz dedi. bisi olmuo

Bir keresinde işe geç kaldığım için bir yandan kulağımı kulak çubuğuyla temizleyip, diğer yandan giyinirken, kulak çubuğunun kulağımda olduğunu unutup montu giymek için kolumu kaldırarak kulak çubuğunun yarısının kulağımın içine girmesini sağlamıştım. Kanırta kanırta çıkarttığım pamuklu kulak çubuğunun ucunda kan vardı normal olarak ama aradan geçen 5 sene zarfında kötü birşey olmadı, hala duyuyorum, hey gidi hey.

Sivilcedir sendeki :) Yine de hekime git.

asserh h değişiklikler yapmıştı en son. benimki de yamuldu. 97 diyo lan...

dharma değeri nedir ??? yeni başlık açmıyım dedim

takılmayınız dharma'ya. zaten bunu dharmayı yapanlar söylüyor. +rep istiyorsanız forumlar var.

assert h değişiklik yapmış madem heralde nasıl işlediğini en iyi o bilir :)
yada "lan oğlum bişi yapalım adını dharma koyalım kimse nasıl işlediğini anlamasın uyuz olsunlar hihihihi" gibi bir diyalog sonucumu oluştu bu?

şimdi bendeki genel intiba son cevabıda okuduktan sonra verilen cevaplardan genel olarak yola çıkılarak hesap edildiği yönünde.
peki şimdi bu tiklenen cevaplara göremi neye göre hesaplanıyor da 600 lerden -250 lere indi bu. nedir bu -850 nin mantığı?

Not: eleştirmiyorum sorgulamıyorum sadece merak ediyorum nasıl hesaplandığını kabaca.

-103 ile bana sen yanit verme diyor herhalde sistem. peki, oyle olsun :/

valla cevap verince ya da verdiğin cevaba tik atılınca pozitife doğru ilerliyor, şimdilik bunu gözledim. ama tik atılınca daha büyük bir artış var gibi.

@baldur

hacı o kadar basit olamaz. o şekilde değern eksi olma ihtimali yok. eksi olunca kötü bişi oluyo sanırım ne ettik ki biz böle he :)

@pposeidon işte eksi olması kötü olduğu anlamına gelmiyor olabilir, eskiden değerler daha yüksekti işte belki en kötü dharma 0dan başlıyordu şimdi ise -500'den başlıyordur atıyorum. şimdilik bildiğimiz kesin olan bir şey varsa o da dharma puanlarının aralığının değişmiş olması.

Vodafone'un tüm dünyadaki vodafonelularla indirimli konuşturan bir tarifesi vardı onu araştır.
Bir de yurtdışında olacaksın ama yurtdışında heryerde internet bulabilirsin. Cafe'lere gidersin falan. Tabii burada wireless'ı olan bir telefon almanı tavsiye ederim. Daha sonra kızacaksın skype dedim diye ama skype'ın hemen her telefona uygun yazılımı var. Yok denize açılacağım internet denizde yok diyorsan denizde cep telefonu da yok. Uydu telefonun da yoktur herhalde.

voipwise.com bir bak derim.

her ne kadar çok kalitesiz de olsa tommy'ye bakabilirsin. modelleri güzel zira.

camel olabilir. Ama casual yazısız ya da logosuz gömlek bulmak ne kadar zor yahu.

koton'u tavsiye edebilirim.

dockers

mavi de olabiliyor. ve ayrıca eminönünde atlas outdoor var ordan da aldıydım çok gzel bi gömlek 2yıl önce hala gyerim.

damat tweende de olabiliyor.

(bkz: jack jones)

şu var işinizi görürse;

www.geyikoloji.com

oraya bakiyorum arada ama site düzeninden midir nedir , cikasim geliyor hemen. tikliyorsun baska seyler aciliyor falan...

www.facebook.com

facebooktan bakmak daha kolay.

facebook iyiymiş. aklima gelmemişti. sagoalsin.

twiter'da da yeterince bulunmakta.

tema reklam işte, ekşi'de arkaplan reklam yok mu? o. banner da sağdan soldan forlayan küçük reklamlar. Ayça_34 şimdi oturum açtı buna en güzel örnek.

işte hangisi bize kalıyor, bize kalan var mı?

tema şeklinde reklam alabilirsen parası senin olsun diyor, ama banner şeklinde reklamı ben yayınlar, parasını da ben yerim diyor.

git kendine MANİTA bul.

manitasını elinden al?
çok acımasız oldu, farkındayım...

daha yaratıcı fikirler bekliyorum :)

kitap oku.

mazlum psikolojisinden kurtul önce. öç alma duygusuyla çocukça ve kendini alçaltıcı hareketlerde bulunma. başarılı olduğun bir konuya yoğunlaş, o konuda ismini duyur, kendine bak, farklılık yarat, efendi ol, kitap oku, spora başla, hobi edin. anlık heveslerin vereceği doyum hissine nazaran uzun vadede daha etkili olacaktır. kızlar, duruşlu erkekleri sever.

@cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
benim çok kız arkadaşım var ancak sevgilim yok. ayrıca hobi olaraktan elektro gitar çalıyorum.

montla sıç.

aradan çıksın da kim diyecek gerilimi olmasın.

ooo elektro gitar çalıyosan direk manita yaparsın zaten. hemen bi sahile git gitarla akdeniz akşamları- mavi duvar ikilisini seslendir. manitalara duygusal kırılgan bi erkek olduğunu hissettir. sonra sana naber diyen olursa ya böyle ayaküstü kasıyo msn varmı de. var diyecektir msnden konuşurken bak şu şarkıları çok beğeniyorum diyip bikaç duygusal parça gönder dinlet kız sana tav olur. sonra ya bu aralar canım çok sıkkın birileriyle dertleşmeye ihtiyacım var içmeye gidelim mi de öbür gün kızı bara götür orda iki bira muhabbet derken manitayı bağlarsın

tüm bunlar yerine bambaşka faydalı işler de yapabilirsin.

Üniversitede kızlar teklif ediyormuş.

biraz sabret büyü, böyle seyleri dert etmeyecegin yaşa gel.

bazı arkadaşlar beni eleştirmiş. ama bi anlama kıtlığı var ki: Sorum nasıl manita yaparım değil, çocuğu nasıl kıç ederim. Bi de elektro gitarı metal müziği sevdiğim için çalıyorum.
Bu arada "manita" ibaresini kullanmayı çok severim. Bunu da eleştiren arkadaşlara burdan selamlarımı yolluyorum :)

@late viper
modası geçti yahu

@iamthewalrusulan
onu dershanedeki hocalar gaz vermek için mi kullanıyordu?

O senin için.
Bana da 'doktorada kızlar teklif ediyormuş' diyorlar şimdi.
Bir de 'yüksek lisansta kızlar teklif ediyormuş' versiyonu var. Bak sözlükten:D

mutlaka arkadaşının vardır zayıf bi noktası.o sana öyle dediği anda hemen bekletmeden yapıştır zayıf noktasını.
misalen
kötü cocuk: - 18 yaşına gelmişsin hala......bla bla bla
esas oğlan(sen): -bas git lan bok kadar boyunla.senin güttüğün koyun benim s...m çoban var

bu bi örnek tabi.ben veledin boyunun kısa olduğunu farzederek söyledim.bikaç tane açığını sana öyle söylediği anda vur yüzüne bişey yapamaz.ağzın ii laf yapıyorsa öyle ama sonra altta kalırsan karışmam :D

cocugu sen degil manita kic eder. az bekle.

yazmak bana nasip oldu:D
seviş geçer.

1 ile yetinemiyorum de

arkadaşını kıskanmayacak ve tahriklere kapılmayacak kadar büyü önce!

@etna

Ben "sonunda ünlem işareti kullanılacak kadar ağır bir sorumu sordum?" diye sorarım sana :)
paşam biz genciz her genç genelde böyle şeyleri düşünür bazen.

manita yapilmaz, manita dogulur!

türk amerikan da gir bu bir salonu süper 2 çeşit kulaklık var ve koca koca bölmeler var.

ikincisi etsye sorunu anlatan şikeyet maili yaz detaylıca açıkla herşeyi beleşe yeni bir sınav hakkı alabilrisin bu test merkezlerinin rezilliğinden bende çektim çok hatta ben test olurken tepeme dikilip soruları öğrenmeye çalışan salon görevlileri bile vardı buralara toefl yetkisi vermeleri korkunç.

Ben ankara üniversitesinde girdim ve herşeyiyle mükemmel bir ortamdı. Bugün de sonuç açıklanmış.
Toefl başlıklarına bakarsan herkes sövüyor zaten sözlükte. İtirazının pek bir şey değiştireceğini zannetmiyorum zira eğer sonuç belgesi sana kısa bir sürede lazımsa işin zor görünüyor. İtiraz da ayrı bir fiyasko zaten, o da ücrete tabii. Umarım yüksek puan alırsın.

Edit:Şimdi aklıma geldi. Görevli bana istediğin zaman başlayabilirsin demişti. Ben de 15 dakika oyalandım, tuvalete falan gittim diğerleriyle aynı anda speaking'e başlamayayım diye. Yani istediğin zaman başlama hakkın vardı.
Bu arada listening iyi geçti değil mi? Cevabın evetse pek umutlanma.:) Kime sorduysam en iyi listening geçtiği halde en düşük o gelmiş.

3 yil kadar once teknik bir ariza olmustu, 45 dakika gec baslatmislardi. saglam bir mektup yazim paramin iadesini istedim ETS'den. Geri verdiler parami. Ancak sorun ETS'nin serverindan kaynaklaniyordu. Sen de deneyebilirsin. O merkezin test icin uygun sartlari saglamadigindan bahset. Sinava yogunlasamadim de. Ise yarayabilir. Kolay gelsin.

valla 3-4 gune kadar cevaplarız yazmıslar. o cevaba gore ya çaresiz ikinci bi test alıcam ya da almıycam, bilemedim ama hala fena sinirli oldugumu soyleyebilirim. sakın girmeyin tobbda, herkes cok guzel dedi ben de ilk gittiğimde ne guzel okulmuş falan dedim ama tam fos çıktı, adeta çok guzel gorunen kabak bir karpuz o okul.

çok boktan bi durum vallahi. ne yapsan ne etsen boka batıyo durum. başkasına aşık olmayı dene? onu da denemişsindir. e 2 yıl olmuş arkadaşında en boku varsa yesin diyosa bilemem. ama şöyle bi şeye de hazır ol. muhabbet sırasında arkadaşın lan x çok tatlı hatundu şöyleydi böyledi. şöyle yedim içtim gibi... tabii sen bilirsin.

biteli iki yıl olmuş ama üç yıl kadar birlikte olmuşlar diyorsun. üç yıllık bir ilişki nasıl biterse bitsin insanın hayatında ciddi bir yere sahiptir. eğer arkadaşın çok samimi bir arkadaşın değilse ve gerçekten çok sevdiğini düşünüyorsan, göze al derim ben. ama kanka falansanız vazgeç o sevdadan. aşkı bulmak dostu bulmaktan daha kolay.

kiz senin numarani kaydetmemis bile!
bence kendi kendine gelin guvey oluyorsun, olmaz o is.

hakkaten o da var bak, kızın reddetme ihtimali yüksek gibi görünüyor. bu durumda hem kızdan hem arkadaşından olacaksın.

kız seni sallamıyor bile.

Görüşsen de bugün, teklif etme. Arkadaşın rızası olmadan olmaz.

kiz "yeaaa" "haaaa" diye konusuyorsa cidden, olmasin o is.
dostunuzla aranizi acmayin, kendi sinirinizi de bozmayin.
esenlikler dilerim.

kız sana muhtemelen bgn mesaj atmicak ya da atsa bile yaeee işim varmış falan diyecek. olmaz o iş söyliyim.

ayrıca robert boş ne demiş? dost kaybetmektense karı kız kaybetmeyi yeğelerim. deymez ya, ne kadar uzak/yakın olsun o arkadaşını üzüp sinirlendirdiğine deymez. bir yolunu bulursun atlatırsın o kızı. kimler neleri atlatıyor alla sen.

hem kızdan hem arkadaşından olacaksın gibi sanki.
kızın seninle ilgilendiğini çok sanmıyorum.

@la traviata olayın içindeki herkes yeaaaa falan diye konuşuyor sanırım. bence her ne olursa olsun en sonunda herkes "...yeaaa..blabla...meaaaa..." diyecek, olay tatlıya bağlanacaktır bir şekilde.

kızın evvelden arkadaşınla çıkmasından ziyade daha önemlisi şu ki, kız sana ilgi duymuyor dostum.

elbette bu demek değil ki arkadasın eski sevgilisiyle ilişki yaşamak önemsizdir, bu hadise makbuldur, olağandır, caizdir. bence o başka bi duyurunun konusu.

evet hemen teklif etmem tabii ki de. ama saat 2 oluyor ortada daha bi msj falan göremedim. galiba söyledikleriniz doğru. unutmaya çalışıcam ben bu işi galiba. arkadaşım da samimi bi arkadaşım. ara sıra foto çekmeye falan gideriz. 1 aydan beri falan görmüyorum ama.

kız msj atmıyor. umrunda bile olmadığımı anladım şu an. hayat ne garip vapurlar fln.
(bkz: özel olmadığını anlamak)
:(

kız pek de hevesli değil yazıldığı gibi. Burada 2-3 senelik bir ilişkiden bahsediyorsun. hadi arkadaşın sadece "götürmek" için birlikte olmuş olsa bir derece de şu an arkadaşının rızası olmadan kıza "yazman" pek hoş olmaz.

Ayrıca neler olacağını tahmin etmeye çalışırsak şöyle olacak bence : kızla buluşacaksın, biraz geyik yaptıktan sonra muhabbetin sarmazsa kız bir bahane ile yanından kalkıp gidecek. Mesajlarına "aaa canım çok isterdim de" ile başlayan cevaplar gelecek.

tabi ki de hemen vazgeçmiyorum ama bu kadar da umursamaz olunmaz ki. hiç olmazsa bi mesaj atsaydı, gelemiyorum falan deseydi, peki derdim hemen bende. unutmuş olabilir, dediğin gibi snowflake benim arkadaşım için iletişime geçtiğimi de düşünebilir. bi sürü şey olabilir. zaten dün bana telefonda söyledi yarın sana mesaj atarım dedi, ben buradan belki biraz araştırma yapacağını falan düşündüm zaten. eski sevgilisini yani benim arkadaşımı arayabilir bile, bu çocuk benle neden buluşmak istiyo diyebilir, bunu bile bekliyorum. o zaman işler karışır işte.

hehehe. arkadaşın da sorarsa sana niye buluşmak istiyosun diye. aranızı yapıcaktım dersin?
şaka bi yana kızdan umudu kes sen hiç bi msj falan atmaz sana. ama tabii eğer arkadaşının rızası vs. de olmadan girişeceksen böyle bir şeye, arkadaşının dediklerini de düşün bence. yaşadıkları şeyi anlatabilir. şöyle yaptık böyle oldu gibilerinden. e peki o zaman ne yapıcaksın?

@sert yerden yavaş

ben o kızın neler yaşadığını biliyorum. gözümün önünde öpüşüyorlardı bile.

gözünün önünde onu yapmaları ayrı. bir de anlatması daha kötü olmaz mı senin için? eğer yok bi problem olmaz benim için anlattıkları dersen, umarım olur da mutlu olursun sen de.

taksimden bir okmeydanı (54 olması lazım otobüsü olur). Biraz daha para verip mantıklı olanı yaparsan taksimden cevahire metroyla gidersin ordan 54 ve türevlerine binersin.

Edit: Metrobüsle mecidiyeköye geldikten sonra ikinci satırı yapman daha mantıklı.

Mecidiyeköy'e gelin, oradan çok yakın, 5 dakikada varırsınız. Şimdi otobüsü anımsayamadım ama İETT'nin web sitesinden Mecidiyeköy ve Cevahir Otel olarak bakın, Nasıl Giderim gibi bir seçenek olacaktı.

500A'ya biniyorsun, önünde iniyorsun.

metrobüsün çağlayan durağında in, caddeyi geç üst geçitten, 200 mt falan yürürsün en fazla.

doğrusu How I can go to " olacak sanırım