Giriş
(3)

Pandemi Dönemi Tarihi Geçen Kozmetikler?

dreamnesiac
Kadınlara Cuma akşamı sorusu gelsin:)Pandemi döneminde nerdeyse hiç dokunmadığım bir dolu şey var evde.Gözle ilgili olanlar çok değil, onları kullanmasam da olur diyorum alerji nedeniyle ama çok sayıda parlatıcı ve ruj var. Açılmış, 1-2 kez kullanılmış, 2 senedir hiç dokunulmamış. Kullanım tarihi ge
Kadınlara Cuma akşamı sorusu gelsin:)

Pandemi döneminde nerdeyse hiç dokunmadığım bir dolu şey var evde.
Gözle ilgili olanlar çok değil, onları kullanmasam da olur diyorum alerji nedeniyle ama çok sayıda parlatıcı ve ruj var. Açılmış, 1-2 kez kullanılmış, 2 senedir hiç dokunulmamış. Kullanım tarihi geçmiş ama açıldığı için.
Baya da özene bezene aldığım kaliteli ürünler, artık tekrar alamam büyük olasılıkla.

Siz napıyorsunuz benzer durumlarda? Eskiden olsa sağlığa zararlı olabileceğini düşünürdüm ama şimdi kıyamıyorum. Bir yere gideceğimiz de yok saksı bitkisi yaşam formu olarak. Ne yapılır bunlar? 2 senedir makyaj yapmayıp, boyanıp boyanıp Zoom'a çıksam noldu buna mı derler? :))

İyi haftasonları:)
0
dreamnesiac
(21.01.22)
orta ve üst segmentten vardı bende de. attım hepsini. sağlığımdan önemli değil.
0
dedim ben sana
(21.01.22)
butun kozmetikler koruyucu yuklu. Pudra urunler zaten kolay kolay bozulmaz. Krem urunler ve rujlar da gozle gorulur bir sekilde bozulmamissa/kokusunda bir degisme yoksa sorun yok. Firmalarin urunlerin uzerine yazdigi "acildiktan sonra su kadar ay" ibareleri abartili/fazla muhafazakar. ABH paletlerinin cogunda 6 ay diyor mesela, sacmalik.
0
hot potato
(21.01.22)
kokusu bozuk degilse bir sey olmaz. kokusundan cidden anlayabiliyorsunuz bozulmayi. makyaj temizleme diskleri vardi, kutusunu acamadim kokudan oyle diyeyim. bir deneyin.
0
supergirl
(22.01.22)
(10)

Almanca dizi/film

stejerners
Tavsiye edebileceğiniz Almanca dizi veya film var mı?
Tavsiye edebileceğiniz Almanca dizi veya film var mı?
0
stejerners
(21.01.22)
Alman yapimi olmasi gerekmiyorsa ben pixar'in dublajli animasyon filmlerini izlerdim. Bol ve gundelik seviyede diyalog oldugu icin en faydali kaynaklardan biri.
0
hot potato
(21.01.22)
Who Am I (film)
0
dissendium
(21.01.22)
How to Sell Drugs Online (Fast)
0
old possum
(21.01.22)
Werk ohne Autor
0
frankfurt skyliners
(21.01.22)
dizi: babylon berlin, dogs of berlin, unsere mütter unsere vater

film: barbara
0
kornisch
(21.01.22)
The Man In The High Castle. Yarı İngilizce, yarı Almanca ama çok sürükleyici.
Der Untergang
0
PhoenixRising
(21.01.22)
İlk aklıma gelen birer film ve dizi önerisi
Film: der Himmel Über Berlin
Dizi: Babylon Berlin
0
candanag
(21.01.22)
Türkisch für Anfänger i kesin izle.

Dil öğrenmek içinse.

Birde olay yeri temizlikçisi vardı bulamadım o diziyi Netflix de vardı vpn ile girince çıkıyordu.

Okunuşu; totorganika gibi bir şeydi
0
aligan
(22.01.22)
Nico’s Weg :))
Deutschland 83/89
Das Parfume
Dark
Der Untergang
0
arenas
(22.01.22)
The billion dollar code (4 bölümlük mini dizi)
0
oldtimer
(22.01.22)
(19)

bir telefona 17 bin lira verilir mi?

birmilyonunvarmi
iphone 13 128 gb almayı düşünüyorum. havadan gelen bir param var ama elim gitmiyor. hiç iphone'um olmadı. hatta genelde dandik telefonlarım oldu. bu kez alayım mı verilir mi bu para?
iphone 13 128 gb almayı düşünüyorum. havadan gelen bir param var ama elim gitmiyor. hiç iphone'um olmadı. hatta genelde dandik telefonlarım oldu. bu kez alayım mı verilir mi bu para?
0
birmilyonunvarmi
(21.01.22)
Baştan söyleyeyim ben androidciyim fakat senin durumunda apple almak mantıklı

17 birim paraya apple aldın diyelim beğenmedin 15 birime kolayca elden çıkarırsın ufak zararın olur onu da merakına ve hevesine sayarsın
0
freebird5406_2
(21.01.22)
Telefona ne kadar verdiğiniz değil ne kadar kazandığınız önemli. Ben bir ürün beğendiğim zaman fiyatı hakkında ikileme düşersem almıyorum.
0
hayirsiz
(21.01.22)
Bu soru aslında iPhone yıllarca hasret kalmış ama gerçekte bir androidci olduğunu gösteriyor.

iPhone'u unutarak kendine Redmi note 10 ile beyaz bir sayfa açmalısın.
0
Erva
(21.01.22)
şahsen ben vermem. bilgisayar alırım o fiyata.
0
nothing in my way
(21.01.22)
5-6 sene kullanacaksın maksimum. İyi bir android alsan da bu kadar dayanır. Sorunun cevabı gelire göre değişiyor aslında.
0
garylineker
(21.01.22)
A52 al gec.
Ali koc bile s3 mini kullaniyor
0
divit
(21.01.22)
bir iPhone alınca 5 sene kadar sıkıntısız bir şekilde kullanmanız mümkün. bu arada yavaşlamıyor ve yazılım güncellemesi almaya devam ediyor. 5 sene sonra telefon artık çalışmadığı için değil de, yeni telefonların özellikleri kafanızı çeldiği için yeni telefon alıyorsunuz. bir ihtimalle de telefonda yer kalmıyor, özellikle bol bol video çeken biriyseniz yer kesinlikle kalmıyor.

bunun yarı fiyatına canavar gibi android telefonlar var doğru ancak bu telefonlar 2-3 seneden sonra yavaşlıyor, sonrasında telefonu yine kullanıyorsunuz ama gayet keyifsiz oluyor. bizim şirkette bu Huawei ve xiaomi'lerden alan 4-5 kişi var. bir yerden sonra ölüyor telefon. iPhone gibi 4 sene kafa rahatlığıyla kullanmak için alacağınız android'ler için yine samsung'a dönüp iPhone parası vererek almanız gerekecek.
0
co2s2
(21.01.22)
Iphone'ların kullanım ömrü kitapçığında bile 4 yıl yazar.
5 sene sonra yavaşlamaktan öte güncellemeleri telefonunuza yükleyemez, yeni uygulama kuramaz hale gelebilirsiniz.

Sorunuzun yanıtı, telefonu ortalama ne kadar kullandığınıza, kullanım tercihlerinize, hatta kullanım biçiminize bağlı. android'lere göre fiziksel olarak daha dayanıklı olduğu bir gerçek, her sabah telefonu 1metre düşürerek uyanacak olsam mesela android almayı denemezdim:)

güvenlik vb nedenlerle de iphone tercih edilebilir.

tamamen tercih. 17bin tl ciddi yatırım, 4 sene eskise de kullanırım , yukarıdaki nedenler benim için geçerli, alım gücüme uygun diyorsanız seçim sizin.
0
dreamnesiac
(21.01.22)
eski iphone 5'i yedek telefon olarak kullaniyorum. hala telefon tak diye aciliyor, whatsappta takilmadan isimi goruyor. 10 yil once cikmis bi telefon. barack obama baskan oldugu donemden. kitapcikta 4 yil yaziyor diye 4 yil sonra cope mi atmamiz gerekiyor?

iphone guzel telefon, alinir kullanilir. ama son modelini almaya gerek var mi, bunu kullanim amaci belirler. 13 128gb yerine ikinci el garantili 11-12 de alabilirsiniz mesela. bi de tabi diger ihtiyaclariniz onemli. sirf havadan para geldi diye luks tuketime para verilmez, oncelikli ihtiyaclari gidermek daha dogru olur.

ama para harcanacak bi yer yoksa, telefon mantikli. her gun en az 1-2 saatimizi geciriyoruz telefonla. onun yerini tutacak baska bi ekipman pek yok. televizyon falan bazen acmadigim gunler oluyor ama tuvalette bile telefonda takiliyorum, o yuzden telefonun iyisi yasam kalitesini artiriyor.
0
icim urperiyor
(21.01.22)
Bu soruyu soruyorsan verilmez. O telefonlar hesabindan 17bin kaybolsa farketmeyecek gruptakiler icin.
0
hot potato
(21.01.22)
çok daha ucuza ipad air alıp yanına bir de orta/üst segment android telefon alabilirsiniz.

iphone iyi güzel hoş ama o paraya çok daha mantıklı aletler var kafamda, hepsini dizdikten sonra hala kenarda 15 20 bin telefona kalırsa vermelik gibi geliyor bana hep.

Apple alemine ipad ile dalmak güzel bişey bence, kullanım senaryo ve alışkanlığınıza göre ipad mini de bakabilirsiniz air ile aynı spec'lere sahip. Yalnızca daha ufak.
0
hedep
(21.01.22)
Son model telefon almak bana şu piyasada çok saçma geliyor. Kendi kullandığım 128 gb iphone 11 bence ideal 10bin lira fiyatı.
Kendim yaklaşık 11 senedir iphone kullanıyorum android tarafında da bu seviye vardır hem de çok daha ucuza.
0
cilekli pasta
(21.01.22)
TR'de olsam 3-4 nesil geriden takip ederim...17 verecegine 7-8 harca, kalani btc'ye bas.
0
cooperr
(21.01.22)
Telefonla çok aşırı vakit geçiren, gezen fotoğraflar videolar çeken telefonu harbiden eskiten ve buna verecek parası da olan biri olarak bu sorunun cevabı benim için evet. sadece telefon olarak kullansam gider fiyat performans şampiyona şayomi alırım
0
roket adam
(21.01.22)
ben verdim, ertesi gün 20.000’e sonra da neredeyse 30.000’e çıktı fiyatı. indi herhalde 20.000 küsüre yine dolar inince.

altın gibi meret ama satmaya niyetim yok. rahat 5 sene kullanırım bunu, sonrası allah kerim.
0
avianthem
(21.01.22)
verilir.

laptop olsa vermez misin? bence pek bir farkı yok hatta çok daha kullanışlı bir alet.

15-20 bin lira laptop fiyatlarını normalleştirdiğim için 17 bine iphone da normal geliyor.
0
gabe h coud
(21.01.22)
android fanı ve apple kullanıcısıyım. apple 6s bayağı bildiğiniz 32 gb'lık model. pil seviyem halen %100 ve çizik yok telefonumda. o kadar temiz bakıyorum.

çok kez android kullandım. 6s ilk çıktığında "10 sene sonra android farkı açacak" demiştim. şu an aralarında dağlar kadar fark var ilerleme olarak. 6s halen güzel telefon. kayıyor. fotoğraf çekimi gayet yeterli günlük kullanım için ama insanların dilinde bir 5 yıl sonra kasılır muhabbeti var. bitmiyor. bitmeyecek. sebebi: android'de o temalar, eklentiler gerçekten yapı. inanılmaz güç-donanım gerektiriyor. bildiğiniz cep pc. ios buradan dolayı takılmıyor, stabilitesi dışarıya kapalı olmasından kaynaklı. android son cihazlarda artık 5 sene de geçse takılmıyor. şu an 2 yılın üzerinde cihazlar var elimizde M serisi, ilk günden farksız. bu muhabbet eskidendi.

zaten artık apple'da satamadığı için kendi yavaşlatıyor cihazları.

bu tartışma sabaha kadar sürse sonuç çıkmaz ama konuşmalar hep burada kilitleniyor. 12 mini alma taraftarıydım bende. şayet fiyatlar 8.400'ten 11'in üzerine gelmeseydi. ama 10+k TL bir apple cihaza vereceğime; S serisi bir samsung'a sahip olabiliyorsam mantık denilmesine gerek yok.

Elma logosunun da suçu yok ama tablo böyle. Daha kritik bir detay paylaşayım: 2 tane iphone 13 ile 2021 model sıfır km arazi motosikleti alabiliyorsunuz.
0
baldan kaymak
(22.01.22)
Kasma muhabbetine ben de yorum yapayim.

2010 model android 1.6 telefon evde hala 3. Telefon olarak kullaniliyor.

2014 model note4'u daha bu ay biraktim. Cunku millet fakir misin diye laf etmeye basladi.
Bir de outlook destegi cekti mail'lere bakamaz oldum.

Bu ay aldigim androide daha kutudan cikarir cikarmaz taktim kabloyu.
Yaklasik 30 tane samsung çöpü sildim.
Bixby falan var hatta trendyol,tiktok default yuklu geliyor. Kablo takmadan silemezsin bunlari.
Telefon 3 kere tuglaya donustu ama pes etmedim bastan basladim.

Bunlari silmezsen daha alir almaz telefon %20 dusuk basliyor hayatina.

Ikincisi android'in segmentleri var.
J,M,A var bunlar aslinda anne baba telefonu. 100 tane program yuklersen kasar bunlar.

S ve note alirsan telefonun cercevesi ekrani kirilana kadar kullanirsin.
0
divit
(22.01.22)
uzun yillar android kullananlara pek hitap ettigini soyleyemem ayfonun. sevdiiginizi dusunuyosaniz alinir
0
ala09
(22.01.22)
(4)

İngilizce bir kelime

dimia
Sevgili ingilizce çevirmenleri,,Böyle sesi çok tiz ve berbat bir kişinin sesini ifade etmek için tam olarak hangi sıfat kullanılıyor.(özellikle yüksek sesle bağırarak şarkı söyleyen ve karga sesli olan bir kişi düşünün :D ) Ne deyim size sanki bir keçi bağırıyormuşcasına bir ses.
Sevgili ingilizce çevirmenleri,,
Böyle sesi çok tiz ve berbat bir kişinin sesini ifade etmek için tam olarak hangi sıfat kullanılıyor.
(özellikle yüksek sesle bağırarak şarkı söyleyen ve karga sesli olan bir kişi düşünün :D ) Ne deyim size sanki bir keçi bağırıyormuşcasına bir ses.
0
dimia
(21.01.22)
like nails on a chalkboard diyebilirsin belki.
0
hot potato
(21.01.22)
tek kelime olan sıfatlardan bir şey ne kullanılır acaba
0
🌸dimia
(21.01.22)
pitchy/off-key
0
cooperr
(21.01.22)
high pitched kullanildigini biliyorum, screech var bir de ama bu daha cok ciglik tarzi sesler icin kullaniliyor sanki.
0
in vino veritas
(21.01.22)
(18)

Ot gibi yasamayalim derken hayatimizi mi zorlastiriyoruz?

karanlik yanim
Kendi adima konusucam ama belki bana benzeyenler cikacaktir.Hayati ot gibi yasamayayim derken kendimi mutsuzluga itiyorum. Anlamli bir is hayatim olsun diye bilim/teknolojiye yakin bir alanda kariyer sectim. Fakat bu kariyeri tatmin edici seviyelerde sürdürebilmek sürekli yüksek motivasyon, konsantr
Kendi adima konusucam ama belki bana benzeyenler cikacaktir.

Hayati ot gibi yasamayayim derken kendimi mutsuzluga itiyorum. Anlamli bir is hayatim olsun diye bilim/teknolojiye yakin bir alanda kariyer sectim. Fakat bu kariyeri tatmin edici seviyelerde sürdürebilmek sürekli yüksek motivasyon, konsantrasyon ve öz disiplin gerektiriyor. Dolayisiyla enerjimin büyük kismini buraya veriyorum. Fakat ot gibi yasamamaya kararli oldugum icin bunun yaninda bir de sosyal hayatim cok iyi olsun istiyorum, görüstügüm cesit cesit arkadaslarim olsun istiyorum. Dünyada ne olup bitiyor, gündemi hep takip edeyim. Kültür, sanat, müzik, sinema, spor hepsi hakkinda bir fikrim olsun. Sportif olayim, düzenli bir sekilde bir takim sporuna dahil olayim. Sürekli yeni seyler ögreneyim, podcastler dinleyeyim, faydali youtube kanallari takip edeyim. Her ay en az bir kitap bitireyim. Uykum düzenli olsun, her gece 7-8 saat deliksiz uyuyayim. Disardan hizli ve sagliksiz beslenmeyeyim, evde hep saglikli seyler hazirlayayim istiyorum.

Yani böyle listeleyince cok gibi görünebilir ama aslinda cogumuzun istedigi standart seyler. Fakat kendim icin sectigim kariyerle celisiyor gibi geliyor, cünkü isimde mutsuz ve yetersiz hissediyorum kendimi. Yetisemiyorum yapmam gereken islere, ya da hep son dakika. Is arkadaslarim benim gözümde ot gibi yasiyorlar (laf etmek icin söylemiyorum, tespit yapiyoum) ama belki de dogrusunu yapiyorlar. Bu bahsedecegim kisiler islerinde basarililar ve bundan son derece tatmin oluyorlar ve islerinde mutlular. Bunun disinda baska bir seye ihtiyaclari yokmus gibi. Soruyorum mesela dün aksam ne yaptin, hic bir sey, bi bölüm dizi izledim sonra sizmisim. Spor? Yok, ayda 1-2 kosuya ciksam yetiyor. Yemek? Disardan söyledim. Haftasonu ne yaptin? Sosyallik? Iste kiz/erkek arkadasimla takiliyoruz, hep ayni. Ee baska ne yaptin? Iste bugünkü toplantiya hazirlandim, su raporlari okudum, yazdim vs. Toplantida zipkin gibiler, raporlar, sunumlar zehir gibi, basarililar, tatmin oluyolar. Basit bir formülde yasiyorlar yani aslinda. Anlamli bir kariyer secmisler, bundan tatmin oluyorlar ve kolay kolay baska bir seyin bunun önüne gecmesine izin vermiyorlar. Ha sonra gidip en kralindan tatili de yapiyorlar, ama iste gündelik yasamlarini cok basit tutuyorlar. Ben cok karmasik yasiyorum ve hem is yasaminda hem de is disinda kendime cok fazla yük yüklemisim gibi bir halim var. Oturup ise odaklansam hayati kaciriyorum ot gibi oldum diye üzülüyorum. Diger türlü olunca isime öncelik vermem gerekiyor diye gözüm arkada kaliyor, yaptigim is disi aktivitelerden de tatmin olamiyorum. Böyle garip bir kisir döngü. Var mi benzer seyler yasayanlariniz? Caresi ne? Caresi belli aslinda iste ama biraz dert yanayim dedim :)
0
karanlik yanim
(20.01.22)
Yazdıklarınızın hepsini okudum ve ekleyecek bir şey bulamadım. Çok haklısınız.
0
aeroknight
(20.01.22)
Türkiye'de idealizm daima kaybettirir. Süper işler yapacağım diye özel sektöre girenlerin hepsi bitik, erken yaşta kronik hastalıklara yakalanıyorlar ve ölüyorlar. Dediklerinizin maddi karşılığı falan yok. Kimse de size aferin demez. Birilerini zengin ediyorsunuz işte.

zaman>para. eğer yaptığınız işten zamanı satın alacak kadar para kazanmıyorsanız idealizm gereksiz. sizin yemeğinizi ve işlerinizi birinin yapması gerekir. Bunu satın alabilmeniz gerekir.
0
garylineker
(20.01.22)
ay gerçekten zorlamamak lazım.
sizi okurken yoruldum.

arkadaşlarınızın hayatı daha makbul benim için. dizi yerine kitap, sporu da biraz daha sık yapıp düzenli ev yemeği yemek, düzenli yaşam, arada ufak tefek seyahatler ve tiyatro-sinema, bitti gitti. öyle her an çeşit çeşit arkadaşa, aktiviteye zaman ayırırsam kendimle ilgilenemem, evi de ... götürür :) pilim de biter.

sağlığınıza dikkat ediyorsunuzdur umarım.
0
adse
(20.01.22)
aslında bu neye benziyor biliyor musunuz? hem ergen-genç, hem de yetişkin/olgun yaşamı sürmeye çalışmaya benziyor. gençken(üni bitene kadar olan dönem) sosyal olabiliyoruz. çünkü para kazanma kaygısı olmuyor. gez, toz, ye iç, sinemaya tiyatroya git, sevgilinle arkadaşlarınla takıl. vakit bol, sorumluluk yok. ancak iş hayatına başlayınca o dönem yavaş yavaş kapanıyor artık yetişkin oluyorsunuz ve birtakım sorumluluklar da yükleniyor. 8-10 saat gibi çalışma sürelerinden bahsediyoruz. bunun üzerine işe hazırlanma süresini ve yolu da ekleyince bir günün yarısı harcanmış oluyor. 8 saat de normal uyku süresi. ee geriye ne kaldı? yemek pişir, ye, çamaşır yıka, as, bulaşık yıka, yerine koy, banyo yap, ütü yap... sana kalan resmen 1-2 saat. bu sürede de insanın bir şey yapası gelmez zaten.

problem çalışma saatleri aslında. bana hiç insani gelmiyor. en iyi ihtimalle 8 saat çalışıyoruz. günde 14-15 saat bile çalışan da bir sürü insan var. zengin aileden gelmiyorsak hepimiz hergün sabahın köründe eşek gibi uyanıp işe gitmek zorundayız.

bir de bahsettiğiniz arkadaşlarınız bu tarz şeyleri düşünecek tipler değil, biz nedense kafamıza takıyoruz. rahat bir yaşam için böyle şeyleri düşünmeyip sürüye uymak gerekiyor. zaten işle birlikte evlilik ve çocuk kombosu da eklenince insan insanlıktan çıkıp robota dönüşüyor. tek çare; çalışmak zorunda olmayacağınız kadar paranızın olması :)
0
rose parks
(20.01.22)
ben de böyle hissediyorum. çevremdekiler mükemmeliyetçisin, çok kasıyorsun falan diyorlar hep. bir de ''perfect is the enemy of good'' durumu var. o bahsettiğin insanlar iyi/ortalama sonuç ile tatmin olabiliyorlar. biz de her şey mükemmel olsun diye uğraşırken yetişemiyoruz çoğu zaman dediğin gibi.
0
william morris
(20.01.22)
hayati ot gibi yasamamak demek ANLAMLI tecrubeler yasamak demek benim icin. senin tanimin daha cok "hayatini dolu yasadigini dusundugum kisilerin yaptigi seyleri kopyalamak" gibi tinladi bana, kendin icin de anlamli bulmuyorsun yaptiklarini ve tatmin olmuyorsun. bunu da suni olarak devam ettirmek zulum geliyor haliyle.

kendince gercekten anlamli buldugun bir sey yaparsan (isinin yaninda bile olabilir yani is degistir demiyorum) mutlu olursun bence. baya da sadelesmis olur hayatin.
0
robokot
(20.01.22)
"Hayati ot gibi yasamayayim derken"

Birilerinin sana baski yapmasina izin verme, zirada sozkonusu durum o sekilde. Buradaki "ot" standardini kim koymus? Kendi hayatindan kendin sorumlusun. Kitap okumak istiyorsan oku. Ayda 1 degil, 5 kitap okusan bile kimse "ooo ot gibi yasamayan, anlamli yasayan klas insan geciyor" diye parmakla gostermeyecek zaten. Dolayisiyla sonu basi belli olmayan bir hamster kosusu bu. Takilma yani.
0
hot potato
(20.01.22)
seni anlıyorum ve tamamen aynı düşünüyorum

bence iş hayatı ve kariyer peşinde koşmak ömrü heba eden aptalca bir şey.
o unvanlar, karizmatik linkedin profilleri falan kölelik tasması gibi.

ömür geçip gidiyor senin de yazdıgın gibi hiç bir şey yapılmıyor.
0
dafuq
(20.01.22)
Çok haklısınız. Zaman zaman durup yarın ölmeyeceğim ne malum neden ot gibi yaşayıp keyfime bakmıyorum diye ben de düşünüyorum. Ama o ot gibi yaşama olayına girince de mutlu olmam bence. Mutluluk otluk ya da ot olmamakla alakalı değil. Esas nokta bu. Ama katılıyorum size. Ve motive olmakta cok zorlanıyorum +1

Bu şey başlığı işte. Memur olup sıradan bir hayatla ölüp gitmek.

Biraz da kendini kabulle alakalı sanırım. Öz kabul.
0
westblack
(20.01.22)
Dediginiz sey bu zamanin sorunu, hem de alan farki olmadan.

Ornegin akademide interdisipliner calismalisiniz. Bir tarihci bir ton alandan bilgiye sahip olmali. Hem alaninda cok ilerleyeceksin, hem de bircok alanin bilgisine hakim olacaksin. Böyle bir sey olabilir mi? Bunun korkusu altinda ezilip kalan cok.

Modern insan da oyle. Spor yapmali, kendini buldugu ve ileriye goturdugu bir hobisi olmali, iyi beslenmeli; iyi bir sosyal cevresi olmali; isinde ilerlemeli vs. vs...

Bu isin bir dogrusu yok. Kimin nereden tatmin olduguna bakip, karsilastirma yapma cok saglikli degil. Siz onlardan ustun degilsiniz. Onlar da sizden ustun degil.

Ne yapmak istiyorsunuz? Cok dolu bir gun sizi tatmin ediyor mu? Etmiyorsa, sadece bu "yarista" one gecmek icin mi acaba bu kadar cok sey yapma telasindasiniz?

Isim bittiginde, bana zevk vermeyen yerde yokum. Her yerde olamam. Siz de olamazsiniz. Eskiden ates icinde yatarken sosyallesmeye calisiyordum, etkinlik kacsin istemiyordum. Bunun telasini sanirim 20lerin ortasinda biraktim. Caresi telas halinden cikmaniz. Zorlamayin. Size recete ile verilmis seyleri yapmak yerine, size haz veren seylerin pesinden kosun. Yemek yapmak hobiniz ise o alanda derinlesin. Ama buna vakit harcarken, ayni zamanda 3 spor dalinda ilerleyemeyebilirsiniz. Bircok alanda ortalama olmayi da kabul edin.
0
buf-e kür
(20.01.22)
"sosyal hayatim cok iyi olsun istiyorum, görüstügüm cesit cesit arkadaslarim olsun istiyorum. Dünyada ne olup bitiyor, gündemi hep takip edeyim. Kültür, sanat, müzik, sinema, spor hepsi hakkinda bir fikrim olsun. Sportif olayim, düzenli bir sekilde bir takim sporuna dahil olayim. Sürekli yeni seyler ögreneyim, podcastler dinleyeyim, faydali youtube kanallari takip edeyim. Her ay en az bir kitap bitireyim. Uykum düzenli olsun, her gece 7-8 saat deliksiz uyuyayim. Disardan hizli ve sagliksiz beslenmeyeyim, evde hep saglikli seyler hazirlayayim istiyorum."

bunları yapmak kısa vadede de keyifli değil mi? sağlık, beslenme bir de sosyalleşme dışındaki şeyleri keyif vermediği için bırakırsanız ot gibi yaşıyor olmazsınız.
0
curious mind
(20.01.22)
mukemmel olmaya calisiyosunuz ve korktugunuz profil olmamak icin biraz zorluyosunuz. ben de cok boyle davrandim biraz isle tatmin olmamaktan da kaynaklaniyor bence. ben isten sonra yorgunluktan ölurken bi seyler de yapmaya calisinca cok daha yoruluykrum zorlama olunca. ama ayda yilda bir yapinca dinlenmis, stres atmis hissediyorum. kisisel bakim disinda arada gundemden uzak kalmak, sosyal olmamak o kadar iyi geldi ki. kendime daha alakasiz bi gundem yapip tek basina takilmak daha guzel hissettirdi. mutfakla arasi olan biri degilim durduk yere butun izin gunumu mutfakta tatli yaparak gecirince guzel oluyor. ne saat kaygim ne yapilacaklae listesi var tek 1 is. veya bi besteyi calmaya calisiyorum butun gun tek amacim bu belki aksam yuruyus market vs. naptin denince evdeyim diyorum hicbi sey yapmiyomus gibi ama saate bakmadan gunu bitirmek, listesiz o kadar guzel ki. vizyonsuzluk hissine kapilmadikca, sıkıştırılmış hizli hayata mola vermek iyi

zaman obsesifligi diyebilir miyiz cok sey yapma istegi? umarim ornekle saptirmamisimdir konuyu.
0
ala09
(20.01.22)
Hayatınız güzel böyle bakılınca. Ben bahsettiklerinizin çoğunu yap(a)mayan, ve işyüküne de anca yetişebilen versiyonuyum :)
O gün dinlenmiş uyanıp, kendime bir-iki kahve yapıp, sevdiğim temel şeyleri yerine getirince mutlu sayıyorum kendimi.
Netflix falan zaten muhteşem şeyler :)

Bence güzel ve biraz "lüks" bir "kısırdöngü", seçenekleri optimize etmek tamamen size bağlı, tadını çıkarın :)
0
dreamnesiac
(21.01.22)
yaşamak sancılı bir süreç; dünya bok gibi bir yer, insan olmak bok gibi bir deneyim. Onca koşuşturma, hedef, tatmin sağlama araçları; hepsi bu bok gibiliği kapatmak için çırpınışlarımız. Bunun farkına vardıkça daha çok çırpınmaya başlıyorsun. O kocaman boşluğu, anlamsızlığı doldurmak için çabalıyorsun ve hiçbir zaman yeterli olmuyor.

Bununla baş edemezsin. Bazı insanlar gözlerini buna kapatıp, belirli şeylere konsantrasyon sağlayıp önlerine bakabiliyor. Bazıları ise durup nefes aldıkları anda o boktanlıkla yüz gelip dehşete kapılıyor, sonrasında ise bundan kaçmak için bir şeylere tutunmaya çalışıyor.

Bunun kurtuluşu yok, ne yaparsan yap huzura eremeyecek, kendi küçük dünyanda kalmakta başarılı olamayacaksın. Bunun tek yolu kendini kandırmayı başarmak, bir şeyleri fark etmemeye, etsen de görmezden gelmeye çalışmak. Şu anda hayatının bu noktasında değilsin, olabilir misin onu da bilemem.

Çaresi var ama reçetesi yok, şunu yap böyle bak şöyle düşün ile olacak iş değil. Belki de ilk adım bunları kabullenmek midir diye düşünüyorum; belki, bir umut..
0
Bruce
(21.01.22)
bu insanların ot gibi yaşadığına nereden kanaat getirdiniz? insanlar andan zevk alıyor olabilir. bir bölüm dizi izler sızar ama huzuru vardur, mutludur, stres yoktur.

sizin ot gibi yaşamayayım diye verdiğiniz çaba sizi diğerlerinden üstün kılmıyor aksine yoruyor.
0
Hallegadola
(21.01.22)
tamamen benim ideal bulduğum yaşam biçimini anlatmışsınız ve işin kötüsü bunların hepsini düşünüp hiçbir şey yapamamak, sonunda yetersiz hissedip hiçbirini isteyemez hale gelmek ile sonuçlandı benim serüvenim. bu sabah bunları düşünürken aklıma Turgut Uyar'ın Terziler Geldiler şiiri geldi: her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği...

Madem bunların hepsini yapmak beni hepsinde başarısız kılıyor sadece hayati olanlara odaklanayım dedim sonunda. Yapmam gereken iş ve vücudumun ihtiyacı olan kadar hareket.

Diğer konularda da ben beceremedim ama izlediğim onlarca zaman yönetimi vb. videolarından ve okuduğum kitaplardan çıkardığım sonuç: alışkanlıklar işleri kolaylaştırır. bunun üzerine cumartesi akşamlarını film akşamı olarak belirledim. Haftada bir film izlemek yılda 52 film izlemek demek oluyor. Bu kadar kültür bana yeter. Haftada 2 günü boş zamanlarımı sadece kitap okumaya vererek bu konuda da bir kademe atlayabilirim. tik... Aralara da sosyal aktivite atarsam fena olmaz. Şimdilik bu plan emekleme aşamasında ama şu ruh halimi atlatabilirsem düzene koyabileceğime inanıyorum. Tek bir gün içerisinde her şeye yetişmeye çalışmak beni hepsinde başarısız yapıyor, tek cephede savaşmak gerek.

Şu an düzeninden memnun olduğum tek bir şey var: sağlıklı beslenme. Bu konuda gerçek bir guruyumdur, içlerinde en kolayı bu bence. Buharda haşlanmış sebze ve fırında pişirilmiş tavuk/balık ile besleniyorum sadece. Bir de salata. Bunların hepsi de çok kısa zaman alıyor. Eti al fırın poşetine koy ya da direkt kağıda koyup fırınla, kendi kendine pişsin. Haşlanmış sebze de öyle, yıka ve buharın üstüne bırak, kapağını kapatınca karıştırmaya bile gerek olmuyor. Tik... Bunların yanına bazen salata bazen bulgur pilavı yapıyorum bunlar da yarım saatlik basit yemekler.
0
Mossy
(21.01.22)
Hocam işini hobin haline getirirsen hobine vakit kalmaz. Yani en azından TR koşullarında bu böyle. Ama bence şöyle olması makul. işe yeni giren biri her halukarda adaptasyon sorunu yaşıyor. 3 sene filan dişini sıkarsa, sonra iyi seviyeye geldiğinde hem işinde iyi olur hem de sosyalleşebilir. şimdi burada risk şu: 3 sene dişini sıkan o durumu normalleştiriyor ve ot gibi hayatı sadece iş olan birine dönüşebiliyor. Bu noktada dikkat etmek gerek.
0
lcha
(21.01.22)
bence çok doğru yoldasın, koç burcu falansın heralde. bana sorsan şu an hayalim bu anlattığın hayatı yaşamak fakat tek farkla, yaşarken yaptığım her aktivitede bu beni mutlu etti mi etmedi mi diye sorgulayıp kendime o anda yok ya bunu yapmayayım deme hakkı vererek.

nitekim senin yaşadığının tam tersi bir deneyim yaşadım ve artık hayatta sevmediğim şeyleri yapmayı bırakıyorum dedim, işi bıraktım, arkadaslarımın coguyla gorusmeyı bıraktıgım, sevmedıgım mekanlara gıtmeyı bıraktım. gunun sonunda gittikçe asosyallasan bır hayatım oldu bır senede şu anlattıklarının yarısına enerjim yok gibi hissediyorum ama bir yandan eskisinden mutluyum.

kısacası ne benimki ne seninki dengede olan. ben sevdigim seyleri bulup tek tek eklemeye calısmalıyım, sen de sevmediklerini tek tek çıkarmayı orta yerde buluşuruz
0
kurcalamabozarsin
(22.01.22)
(7)

İngilizce kelime öğrenme

dissendium
Durumumu kısaca açıklayayım. Var olan kelime bilgimin üstüne bol bol BBC okumayla bayağı kelime ekledim. Artık BBC okuyunca bir yazıda belki 2 3 tane bilmediğim kelime çıkıyor. Bazılarında hiç çıkmıyor. Eskisi kadar verim alamadığımı fark ettim. Zaten BBC yazıları çok ileri düzey olmuyor genelde. Be
Durumumu kısaca açıklayayım. Var olan kelime bilgimin üstüne bol bol BBC okumayla bayağı kelime ekledim. Artık BBC okuyunca bir yazıda belki 2 3 tane bilmediğim kelime çıkıyor. Bazılarında hiç çıkmıyor. Eskisi kadar verim alamadığımı fark ettim. Zaten BBC yazıları çok ileri düzey olmuyor genelde. Ben bu durumda kelime öğrenmeye ne şekilde devam edebilirim? Dizi seçenek dışı. Kelimelere, cümlelere odaklanınca diziye odaklanamıyorum. Aklıma iki seçenek geliyor. Sürekli dinleyebileceğim radyo ve kitap. Ama kitabın da basit olmaması lazım. Çok edebî de olmaması lazım. Seviyemi bir adım öteye taşıyacak hangi kitapları önerirsiniz?
0
dissendium
(20.01.22)
Anki veya quizlet tarzı tekrarlı öğrenme metoduna dayanan uygulamalar kullanabilirsiniz.Şahsen Ankiyi,kendi öğrenme kartlarınızı kendiniz oluşturarak, kullanmanızı tavsiye ederim.
0
arenas
(20.01.22)
Tureng Kelime Defteri uygulamasındaki hazır Oxford listelerine bakın
0
kaset
(20.01.22)
@kaset, o şekilde ezber istemiyorum. Yazı içinde öğrenmek istiyorum.
0
🌸dissendium
(20.01.22)
@dissendium Simple Wiki basit kaçar sanırım. En son Sally Rooney kitapları okudum, ona bakabilirsiniz. E-kitap olarak güncel yazarların kitaplarını previewlerine bakarak satın alıyorum.

Psychology Today websitesi düzeyinize uygun olabilir, ben verim alıyorum. Burada bilmediğim kelimeleri Tureng Kelime Defteri’ne ekleyip sonradan çalışıyorum.
0
kaset
(20.01.22)
non fiction kitaplar olabilir şuradakiler gibi www.goodreads.com bilim kurgular da zor olmuyor "the martian" mesela. podcast olarak da şu gerçekten çok güzel www.thisamericanlife.org transkripti de var. bunun çok fazla bölümü var, babysitter ve the ghost in the machine bölümlerini dinledim en son harikaydılar.

ne sevdiğinize bağlı. en iyisi bence ilginizi çeken birkaç kitap belirleyip birkaç paragraf okuyup deneyin. young adult romanlara da bakabilirsiniz. harry potter da iyi olabilir. gerçi baştan anlamasanız da aynı kelimeler tekrar edebiliyor, bir süre sonra da alışılabiliyor. yani birkaç paragraf okumak da o kadar belirleyici olmayabilir. ama çok keyifsiz olacaksa daha basitlere dönülebilir.

non fiction için mesela bunun ilk bikaç sayfasına bakabilirsiniz buradan www.amazon.com
0
curious mind
(20.01.22)
@curious mind, Harry Potter uzun süre önce okudum. Oradan öğrendiğim çok kelime var ama ben güncel yazılar arıyorum daha çok.

Teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸dissendium
(20.01.22)
"Eskisi kadar verim alamadığımı fark ettim"
Bu normal bir sey, (bkz: diminishing returns) madem konumuz ingilizce.

"Zaten BBC yazıları çok ileri düzey olmuyor genelde."
Yani anlatim olarak cok allengirli olmasa da BBC gibi yerlerde kelimeler super duzgun kullanilir, cumleler olmasi gerektigi gibi duru ve yanlissiz kurulur. O yuzden "anlamadigim kelime yok, demek ki gereksiz" diye bakma, illa ki cok faydali olacaktir.

Kitap onerilerine referans olarak New York Times'ta listebasi olan kitaplara bakabilirsin. En populer kitaplar hem cok uyduruk olmaz hem de cok uclarda/agir olmaz. Harry Potter falan okumasi eglenceli olsa bile bir noktadan sonra cok sey katmayabilir. Biyografi veya guncel nonfiction faydali olacaktir.
0
hot potato
(21.01.22)
(4)

İş görüşmesine feedback vermek istiyorum

zannedersem tek eksiginiz bendim
Amerika’nın en büyük kargo firması şuanki çalıştığım sektör farkli ama pozisyonda benzerlikler var diye başvurdum zaten sektör değiştirmek istiyorum.Herneyse iş görüşmesinde departmanda çalışacağım iki insanla yaptım ama birinin tavrın çok kötüydü görüşme biter bitmez inşallah hiçbir insan evladı bu
Amerika’nın en büyük kargo firması şuanki çalıştığım sektör farkli ama pozisyonda benzerlikler var diye başvurdum zaten sektör değiştirmek istiyorum.

Herneyse iş görüşmesinde departmanda çalışacağım iki insanla yaptım ama birinin tavrın çok kötüydü görüşme biter bitmez inşallah hiçbir insan evladı bu kadınla çalışmak zorunda kalmaz dedim içimden.

Koskoca firma diyosun hr bile yoktu görüşmede. Böyle iş bilmezlere kalıyor. Olumsuz mail atmış geri bi feedback vermek istiyorum kadına tavrından dolayı uygun olur mu?

Biliyorum iş dünyasından bunlardan çok var ben tek hamlemle bunu düzeltmem ama bu insanın tavrını şirket ve kendisi bi farkına varsın. Eminim kimse bu şekilde bu kadına dönmemiştir.
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(20.01.22)
rahatlatici bir eylem olacaksa da kiminle nerede ne zaman tekrar yollarinizin kesisecegi belli olmaz. o yuzden tercihen yari anonim bir sekilde (mesela hangi pozisyon icin gorustugunu falan belirtip) bir uslerine mail cakilabilir. tabii ne yaptigi da onemli. somurtuyordu, negatifti, cok kritikti falan gibi seyler olmaz bence. daha somut bir sey varsa onlarin ipini tutan kisiye soylemekte bir zarar yok derim.
0
robokot
(20.01.22)
somut bir olay varsa yaz +1
ayrica boyle insanlar hep "ileride kimle karsilasacagin belli olmaz is dunyasinda" sozunden turuyorlar.
ilerisini bosver, sen hakkini savunuyorsun kotu bir sey yapmiyorsun. ileride bu yuzden biri sana bilenip zor duruma sokacaksa da soksun.

sinirli ifadeler kullanmadan yaz yasanani. belki kimse umursamaz ama belki de farkindalik olusur.
0
Kittie
(20.01.22)
normalde ben de "nerede ne zaman tekrar yollarinizin kesisecegi belli olmaz" derdim ama amerikada'ysa (ve sen degilsin sanirim) yardir. nerden kesisecek. ama yukarida soylendigi gibi biraz daha net ve somut olman lazim, buradaki gibi muglak olursan aksine kadin hakli gozukur.
0
hot potato
(20.01.22)
zamanında amerikalı bir firma ile baya görüştüm. skype + 2.skype + yüzyüze görüşme ve test + almanca mülakat olacak şekilde.

alman müdür "herşey uygun bizim şehirden ev bakmaya başla" dedi. ok dedim ama sözleşme olmadan tabii girmedim o işe. 1 hafta sonra amerikadan arayıp "ya bize alman ehliyetli biri lazım kusura bakma" dediler :) senin babanın bıyığına tükürrüm deyip HR müdürüne mail döşedim uygun dille. evraklarımı silin sizinle çalışma hevesim kaçtı vs dedim.

şimdi o firmanın TR temsilcisiyiz. ne zaman amerikaya eğitime gitsem kadın gözünü kaçırıyor utancından:)

özet: döşe, ama saygını yitirmeden.

edit: ha bu arada firmada efsane oldum. kim beni görse "ya seni ehliyetten nası almazlar sdfs mal bunlar" diyo :)
0
KidLazer
(20.01.22)
(9)

Deneyimli yazilimciya hangi ülke?

logisticsmanager
Kuzeni yurtdışına getirme planımız var.Aklina gelen ülkele (daha yeni basliyoruz ne yapariz ederiz konuşmaya);Danimarka, Belçika, İngiltere, Hollanda ve Portekiz (random girismis, güzel vatanimiz fransa yok :( Kariyer olarak; 10 yıldır Türkiye'de yabancı bir yazılım firmasında software architect ve
Kuzeni yurtdışına getirme planımız var.
Aklina gelen ülkele (daha yeni basliyoruz ne yapariz ederiz konuşmaya);
Danimarka, Belçika, İngiltere, Hollanda ve Portekiz (random girismis, güzel vatanimiz fransa yok :(

Kariyer olarak; 10 yıldır Türkiye'de yabancı bir yazılım firmasında software architect ve development technical lead.
Çok anlamıyorum ama bir sürü yazilim ve web dili biliyor işte.
En son londra facebooktan teklif aldıydi ama çocuk var o dönem ailevi sıkıntı vardi gitmedi.
Simdi ülkenin hali dert oldu , esiyle de ayrildi iste tek çocuğunu görmesi lazim.
O yüzden tek gidecek. 37-38 yaşında bir birey

Özelikle yazilimcilar, böyle bir kişiye ve Türkiye zaten iyi kazanan bir kisiye ülke tavsiyeniz olur mu?
Çalıştığı yer sen yurtdışına git gene bize çalış falan da demişti ama zor iş o.
0
logisticsmanager
(19.01.22)
faang teklif almis tecrubeli biri her yerde calisir hangi ulkeye gitmek istedigine karar versin sadece. yani ise gore ulke degil de ulkeye gore is secebilir bence.
0
robokot
(19.01.22)
Portekiz sacma, onun haricinde yukaridaki herhangi bir ulkeye gidebilir. Ulke degil is secmeli, neticede bahsedilen Hollanda ile Belcika arasinda falan onceden secim yapacak kadar bir fark yok.
0
hot potato
(19.01.22)
bence hayat tarzına bağlı, deli doluysa sosyalse eğlenceyi seviyorsa ilk tercih ingiltere ve tabii ki londra. sosyalliğin de eğlencenin de dibine vurur. ikinci tercih hollanda / amsterdam.

yok para yapıcam sessiz sakin bi hayat arayışındayım çok sosyalleşmesem de olur diyosa danimarka ve belçika.

portekiz saçma +1.

kişisel : %60 londra , %40 amsterdam şuan. londrayı öne geçiren unsur multikültürelliği, ing'nin daha sosyal bi devlet olması, ve tabii ki ana dili ingilizce.

hollanda daha stabil, daha güvenli.
0
garavel
(19.01.22)
Kişi öyle sosyal değil. Türkiye genel hayati spor, ev, çocuk. Hobileri falan var ama hiçbir zaman kopayim, egleneyim olmadi.

Çocuk için de iyi bir gelecek mantığı ile düşünüyor. Şimdi olmasa da ileride yanina gelir vs.

O yüzden sakin yer, düzgün kariyer vs eglenmekten daha önemli.
0
🌸logisticsmanager
(19.01.22)
Bence bi US şirketi bulup Portekiz'e gitsin. Remote çalışan yazılımcılar için oturum iznini kolaylaştıran kanunlar çıkardılar yeni, gelirin varsa rahat gidebiliyorsun.

Niye Portekiz? Çünkü havası ve yemekleri güzel, insanları da sosyal (1 portekizli tanıyorum toplamda, ama bi kaç ispanyol arkadaşım var, onlar iyiydi baya:). Bu yaştan sonra Hollanda'ya gidip, evde kendi başına otururken yağmurlu havada ekmek arası peynir kemirmenin bi anlamı yok.

Edit: üstteki cevabı mesajı gönderdikten sonra gördüm. Sosyal biri değilsen çok bi anlamı yok tabi.
0
plutongezegendegilmi
(19.01.22)
Bu deneyime bence de nerede isterse orada yaşar +1
Gelecek fikri (çocuklar) + refah vs hem en optimumu hem en ideali danimarka tabiiki, sonra ingiltere.
Lig alçaltacaksa sırasıyla belçika ve hollanda diyorum.

Portekiz, ispanya falan yaşamak için dünyanın en güzel yerleri, insanın ömrü uzar. Ama çocuk var :/ ayrıca yaşamaya değil bir süre daha “çalışmaya” gidecek. Yani UK’den sterlin maaş alıp portekizde yaşama seçeneği bile çocukları düşününce anlamını yitiriyor.
0
rewlack
(19.01.22)
Yaşamak açısından yazıyorum Belçika’da sıkılabilir. Danimarka gibi Kuzey ülkelerinin kültürlerine hemen alışması zor olabilir. İngiltere ve Amsterdam dil açısından çok avantajlı, evde zaman geçirse bile illa sosyalleşecek. Hollanda’da herkes İngilizce konuşuyor. Mümkünse 3 günlük kısa geziler yapabilir bu ülkelere
0
kaset
(19.01.22)
Hollanda’da vergi avantajı da var. Ve bir sure çalışıp mavi kartını aldıktan sonra istediği yere yerleşebiliyor kafasına göre.
0
kaptankedi
(19.01.22)
Hollanda ve vergi avantaji diyorum. Yani kaptankedi +1
0
kuehles blondes
(20.01.22)
(14)

hangisini seçerdiniz? (yemek masa takımı)

filteria
merhabalar, linklerdeki takımlardan hangisini tercih ederdiniz? ve diğerini neden etmeezdiniz? teşekkürler. https://www.vivense.com/woodesk-beril-masif-tik-renk-sandalyeli-masa-takimi-140x70-modeli.htmlhttps://www.vivense.com/palace-masa-takimi-krem-modeli.html
merhabalar,

linklerdeki takımlardan hangisini tercih ederdiniz?
ve diğerini neden etmeezdiniz?

teşekkürler.

www.vivense.com

www.vivense.com
0
filteria
(19.01.22)
1'i seçerim. Cam masa sevmem.
0
dissendium
(19.01.22)
1

diğeri de güzel ama onu temizlemek dert. nemli bezle silince leke kalır, kurulaman lazım falan.
0
himmet dayi
(19.01.22)
1. daha iyi.
Camın kullanımı çok zor. Çok güzel de değil.
0
heritage
(19.01.22)
1
0
floydian
(19.01.22)
Kesinlikle 1.

O cam kırılır, hiç olmadı taşınırken kırılır. kırılmasa da silersin silerin tertemiz olmaz, uyuz eder.
0
antihero
(19.01.22)
Birincisi güzel.

1. link o siyah renk tonuyla biraz daha ağırbaşlı bir ortam sağlıyor.

2. linkteki ise itici tasarıma sahip.
0
Erva
(19.01.22)
Camın yukarıda yazılan dezavantajlarına ek olarak iskeletinde oyuk desen var, masayla ayakların arasında boşluk var, hep toz tutar oralar.

1 daha güzel hem.
0
kobuzchu kiz
(19.01.22)
beyaz olan sandalyeler cok sekilsiz. ktuk gibi. o yuzden 1 olan daha masa ve sandalye gibi
0
exlibris
(19.01.22)
illa ki birini secmem gerekiyorsa 1 diyorum. ozellikle 2 cok 'trendy' bir tasarim. 5 sene icinde asiri demode olmasi kacinilmaz.
0
hot potato
(19.01.22)
@herkes:

ben de 1'ciydim zaten de kafamı karıştırdılar.
yalnız diğerinin ne temizliği ne de kırılganlığı aklıma gelmemişti.
cidden üzerine 20 santimden kupa düşürsem çat diye kırılabilir.
tereddüt kalmadı şimdi. teşekkürler.
0
🌸filteria
(19.01.22)
@filteria

o cam muhtemelen 8 ya da 10 mm kalınlığında temperli camdır. o cam bırak kupa düşürmeyi, üstüne çıksan kırılmaz. temperli camın kırılması için yan duvarından çekiçle vurmak gerekiyor. üst yüzeyinden darbe ile kırılması imkansıza yakın.
0
himmet dayi
(19.01.22)
1’deki masa ile başka sandalyeler seçerdim. Youtube daire kanalından fikir alabilirsiniz.
0
kaset
(19.01.22)
1’i seçerdim çünkü 2 biraz göz yorucu ve sandalyelerinin biçimi hoşuma gitmedi pek.
0
ms brownstone
(20.01.22)
2'yi bilmiyorum ama robot süpürgeniz varsa ya da almayı düşünüyorsanız 1'in ayaklarına takılır.
0
nonik
(20.01.22)
(6)

Yıllık izinde ne yapayım

Filinta61
Haftaya 7 gün izin verildi. Kışı ortası ne yapayım. Bir yerlere gidip gezmek istiyorum ama memleket dogu karadeniz gidis zorlayacak gibi. Bolu filan korkutuyorAdanaya gideyim dedim adana mersin antep yemek turu atayim. Oraya da kar yagmis.Araba var. Lokasyon istanbul. Karsız kışsız gezme yeri nere
Haftaya 7 gün izin verildi. Kışı ortası ne yapayım. Bir yerlere gidip gezmek istiyorum ama memleket dogu karadeniz gidis zorlayacak gibi. Bolu filan korkutuyor

Adanaya gideyim dedim adana mersin antep yemek turu atayim. Oraya da kar yagmis.

Araba var. Lokasyon istanbul. Karsız kışsız gezme yeri nere olur.

Yoksa benzin pahalı herşey pahalı otur evinde be yaa mı dersiniz.
0
Filinta61
(19.01.22)
Kar yüzünden şu anda Konya Ereğli'de kalmış biri olarak söylüyorum;
Otur evinde be yaa
0
etna
(19.01.22)
"Adanaya gideyim dedim adana mersin antep yemek turu atayim. Oraya da kar yagmis."

Adana Mersin'de kar sozkonusu degil, azicik kar yagan yer bir tek Antep.
0
hot potato
(19.01.22)
Kesinlikle evde oturmazdım. Ama arabayla da çıkmazdım. Çünkü sonra bu 7 günün benden küfür yeme ihtimali doğardı :D

Bir gün vapurla simitli çaylı boğazda takılırdım ben olsam işe gidiyomuş gibi ama tamamen troll. :D sonra haritadan bir kafe seçilip orayı deneyimlemeye gidilebilir. Yada ilk konsere bilet alıp gidilebilir. En son tiyatroya ne zaman gidilmiş olunabilir? Bazı İBB Müze yerlerinde sanat gösterileri/galeriler vs oluyor gösterimlerine bakılabilir. Cep telefonu iyiyse yada kamera varsa fotoğraf çekmek için istanbul'da görülmemiş yerlere gidilebilir. Balık ekmak tadılmadıysa iyi bir çilingir konuşması anı'sı edinilebilir. Udemy'den eğitim alınır o bitirilebilir. Ikea'ya gidilip "ne zımbırtılar varmış" diye çıkılır, çıkıştaki zararlı fast-food büfe'den uzak durularak tabi. Teknoloji marketler gezilebilir. Ev varsa onun eksiğiyle, boyasıyla vs ilgilenilebilir. Günübirlik turlarla biraz İstanbul'dan uzaklaşılabilir.

Daha da türetirdim ama 7 gün bunlara yetmeyecektir nasılsa :)
0
baldan kaymak
(19.01.22)
2-3 hafta once 2-3 gunluk longosphere'e gittik gayet iyiydi.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(19.01.22)
Ben olsam kar tatili yapardım. Türkiyede bu karı bi daha bulamazsın. Tam kayak/snowboard öğrenmelik pistler. Düşsende acıtmaz vs.
0
zimbirik
(19.01.22)
Trenle eskisehir/ankara vs gezebilirsiniz. Illa arabayla bir yere gitmek zorunda degilsiniz.
0
kuehles blondes
(19.01.22)
(2)

alnımın ortasında çıkamayan sivilcemsi şey

Efoody
tam alnımın ortasında neredeyse iki haftadır sivilce deseniz sivilce olmayan siyah nokta deseniz siyah nokta olmayan bir gariplik söz konusu. er kişi halimle de pek anlamıyorum ne yaparım. elde bir pudra bir nemlendirici krem var. ikisi de fayda etmedi anlayabileceğiniz üzere.bu dertten en hızlı ve
tam alnımın ortasında neredeyse iki haftadır sivilce deseniz sivilce olmayan siyah nokta deseniz siyah nokta olmayan bir gariplik söz konusu. er kişi halimle de pek anlamıyorum ne yaparım. elde bir pudra bir nemlendirici krem var. ikisi de fayda etmedi anlayabileceğiniz üzere.
bu dertten en hızlı ve sorunsuz nasıl kurtulabilirim?
0
Efoody
(19.01.22)
En hizli sonucu buyuk ihtimalle hic ellemeseniz alirsiniz.
0
hot potato
(19.01.22)
eczacıyım. ilk etapta enfeksiyon olma ihtimaline karşı bir kaç gün terramycin deri merhemi sürün. enfekte olduysa tedavi edecektir, yok geçmediyse neye dönüşeceği 2-3 güne kendini belli eder, ilacı bırakır başka çare bakarsınız.

tabii ki en mantıklı seçenek, hemen bir hekime görünmek. yukarıda yazdığım en mantıklı ikinci seçenek. geçmiş olsun.
0
theselfish
(19.01.22)
(11)

barınma sorununa dünya'da getirilen çözüm önerileri neler?

avatar is back
başta avrupa falan olmak üzere son zamanlarda ülkemizde de var bu meret. özellikle bizde çok yüksek bir oran ev sahipliği ama hala uygun ve kaliteli ev sorun bir çok yerde. avrupa'da daha sıkıntılı sanırım. özellikle hem eski binalar hem de pahalılık var.peki dünya'da buna çözüm olarak ne gösteriliy
başta avrupa falan olmak üzere son zamanlarda ülkemizde de var bu meret. özellikle bizde çok yüksek bir oran ev sahipliği ama hala uygun ve kaliteli ev sorun bir çok yerde. avrupa'da daha sıkıntılı sanırım. özellikle hem eski binalar hem de pahalılık var.

peki dünya'da buna çözüm olarak ne gösteriliyor? ne öneriliyor? bir aralar fast installation house dalgası vardı. hatta kuzey ülkelerin bazılarında baya 3-4 katlı 70-80m2 evler falan yapılmıştı ama sonra depremdi yangındı sağlamlıktı derken yattı o mesela.

binlerce yıldır süre gelen bu barınma problemi böyle devam edecek mi? gıdayı beslenmeyi ulaşımı giyinmeyi çok kolaylaştırdık ve neredeyse beleşe yapar olduk tarihe bakınca. ama barınmada geride kaldık gibi. nedir çözüm önerileri? özellikle teknoloji şirketlerinin falan bazen oluyordu önerileri falan
0
avatar is back
(18.01.22)
Büyük oranda bireysel seçimlerin sonucunda ortaya çıkan bir sorun bu. Örneğin İstanbul'da sadece yaşamış olmak için yaşıyor millet. Aynı gelirle başka bir şehirde çok daha kaliteli yaşanabilir. 1950'lerin İstanbul'unda değiliz. O dönemdeki yaşam kalitesini başka yerde aramak gerek.

Ayrıca devletler nufus planması politikaları izlemeli. 3-4 çocuk günümüz için çok fazla. Bu doğan çocuklar birçok şeyden mahrum kalacaklar.
0
antropolog
(18.01.22)
@antropolog; planlamadan ve diğer durumlardan ziyade teknik çözümleri merak ediyorum aslında.
0
🌸avatar is back
(18.01.22)
Çin, Hong Kong bu soruna şöyle çözüm bulmuş.

www.boredpanda.com

Benim gözlemim eski insanlar daha insanca bir dünya hayal etmiş, tasarlamış. Her eve güneş girsin deyip bir sürü cam yapmışlar, balkon yapmışlar. Herkesin kendi bahçesi olsun deyip her eve bahçe koymuşlar. Bir de bahçesini ağaçlandırmışlar.

İnsanca olmayan şey ise insanları güneş görmeyen, bahçesi olmayan, ağaç bile olmayan yerlere tıkmak. Buna ne kadar çözüm denir, orası tartışmaya açık.
0
dissendium
(18.01.22)
Ev yaparak çözmeye kalksan bu sefer göç durmadan devam eder. Bu sefer de trafik sorunu başlar. Tarihi doku varsa yok olur gider. Her taraf beton olur.

Barınma sorunu dünyanın her yerinde yok bunu kabul etmek gerek. Bazı bölgelerde çok masraflı.
0
antropolog
(18.01.22)
Avrupa'daki sorun daha ziyade yogun conservation kaynakli. Yani teknik cozumluk, innovasyonluk bir yani yok zira sorun para olmamasi kaynakli degil. Sehirlerin disa dogru yayilmasini, doga ve tarim alanlarinin azalmasini istemiyorlar. Gene halihazirdaki sehir merkezlerinde de eski binalarin yikilip daha cok katli yeni kulelerin dikilmesinin onunde engeller var, sehrin atmosferini ve kimligini korumak adina.
0
hot potato
(18.01.22)
"Çözüm" gerçekten aranıyor mu, ya da bu bir problem olarak görülüyor mu? Mesela Birleşik Krallık, Londra daha fazla büyüsün istemiyor. Ülkenin diğer şehirlerine bakarak orantısızca fazla nüfusu var, bu yüzden farklı büyük şehirlerin nüfus/iş çekmek için teşvik programları var. Yine Fransa'da Paris daha fazla büyüsün istenmiyor.

Almanya görece nüfusunu homojen dağıtabilmiş bir yer, en çok Berlin'de barınma sıkıntısı görülüyor. Emin olmamakla birlikte, orada da nüfus artsın istenmiyor diye hatırlıyorum.

Silikon vadisi civarında barınma korkunç bir sorun olduğundan, bazı şirketler barınmanın sorun olmadığı eyaletlere doğru akın ediyorlar.

20 -30 milyonluk metropolleri sanıyorum sadece Çin benimsedi, yine bu başlık altında gösterildiği gibi distopik toplu konutlar yapıyorlar ama hava kirliliği gibi çözülemeyen bazı problemleri var.

Bu şartlar altında sorunuzu yeniden alabilir miyim? :)
0
kaptankedi
(18.01.22)
sosyalizm.

Bunu ilk dile getirenlerden biri de bizzat Engels. Konut Sorunu adlı kitabı var 1872 İngiltere'sindeki konut sorununu anlatan. Bunu okursanız 1872'den 2022'ye hiçbir şeyin değişmediğini, çıldırtıcı derecede aynı olduğunu görebilirsiniz.

Bugün vikipedi'ye göre sovyetlerin üzerinden 30-32 yıl geçmesine rağmen en yüksek ev sahipliği oranları listesinde eski sovyet ülkeleri hep tepelerde. tr.wikipedia.org
0
patronaj1
(18.01.22)
Sabaha herkes şehir merkezinde yaşamasıncılar gelir ama sosyal konut kavramını araştırabilirsiniz.
0
gmzo
(19.01.22)
Bu söyleyeceğim bir veri ya da verilere dayanmıyor ancak bu istihdam, çalışma alanları ile olduğu kadar medyanin oluşturduğu algılar ile de ilgili diye düşünüyorum.

Mesela akşam haberlerini açın. Kanal farketmeksizin İstanbul + meclis/siyaset tahakkümü var. Yani İstanbul da yasiyormus kadar İstanbul'da olan biteni de sorunlarını da biliyor gibi hissediyorum. Sanki ülke oradan ibaret. Yerel, bölgesel kanallara geçtiğinizde de o bölgedeki merkezler domine ediyor. Mesela yaşadığım yer olan İzmir'deki her şey, bütün kayda değer olaylar sanki Alsancak konak civarında oluyor gibi. Halbuki haber yaptıkları şeylerin benzerleri (mademki haber değeri var) diğer ilçelerde de oluyor. ​


Yani bana kalırsa bu "merkez orası" algısını percinliyor ve hem para harcamaya gidilecek yerler (mal veya hizmet alımı olan her şeyi dahil edebilirsiniz) hem de yatırım yapılacak yer orasidir şeklinde bir onyargi oluşturuyor.

Sonucunda da birçok insanın sebepsizce oraya yerleşmek ya da orada olmayı istemesi geliyor doğal olarak.

İş seçeneği daha fazla olması vb. durumlar da var. Ya da kasaba algısı ve baskısından yılmak ve çıkmak/kaçmak istemek.

Neyse sözün özü, benim çözüm önerim haber ajanslarinin yarattığı bu algıya bir sekilde müdahale edilmesi. Artık şube mi açarlar naparlar Afyon'a Giresun'a da yer versinler. Aynı şekilde mesela İzmir için Alsancak kadar menemen e de deginilsin.

Bu kadarı sorunuza cevap olmuş mudur emin değilim, ancak postfordizm ve fordizm ile mimari ilişkisine dair de okuyabilirsiniz derim bulduklarinizi, bu anahtar kelimeleri kullanarak.
0
encokbenisevinnolur
(19.01.22)
barinma problemi kotuleserek artacak, metropollerde tutunmak git gide zorlasacak.

devlet buyuk binalar satin aliyor ya da yaptiriyor. sonra daireleri ihtiyac sahiplerine uygun fiyata kiraliyor. sen basvurup listeye adini yazdiriyorsun, boyle bir formu arkadas icin doldurdum. banka hesap dokumlerinden arabanin markasina kadar veriyorsun. kac cocugun var, cocuklar nerede okuyor vs. Sonra sana gore bir yer buluyorlar ama bulmalari birkac sene surebiliyor. normalde o sehirde 2 oda bir daire $1200'e kiralaniyorsa sen 500-600 verip oturuyorsun. binalar le$ tabii cogunlukla soylemeye gerek yok.
0
cooperr
(19.01.22)
encokbenisevinnolur +1

Türkiye sanki istanbul'dan ibaret gibi. Oysa ki yaşam kalitesi yerlerde. Kasaba baskısı istanbul varoşlarında taşradan daha çok mesela. Gelen rahat etmek için geliyor ama başını sokacak yer bulamıyor. Her imkan istanbul'da deniliyor ama her şey paraya dayalı. 8-10 bin lira kazanan biri ancak her şeye uzaktan bakar, o imkanları izleyip sinir stres olur.
0
garylineker
(19.01.22)
(4)

Çamaşırları ütülü çıkaran kurutma Makinesi

tum haklari saklidir
Reklamları dönüyordu ama hangi markanın var acaba böyle makinesi?
Reklamları dönüyordu ama hangi markanın var acaba böyle makinesi?
0
tum haklari saklidir
(18.01.22)
kurutma makineleri zaten öyle yapar. o reklam çamaşır/kurutma hibrit makine reklamıydı.
0
malheiros
(18.01.22)
kurutma işi bittikten sonra bekletmeden hemen çıkartınca jilet gibi olmasa da çoğu kıyafette ütü ihtiyacı olmuyor.
0
himmet dayi
(18.01.22)
reklamlari gormedim ama tum kurutma makineleri oyle yapar +1. Anahtar nokta makineyi az doldurmak, dusundugunden cok daha az camasir koymak (atiyorum kurutma makinesinin buyuklugune gore max 5 gomlek)
0
hot potato
(18.01.22)
Bekonun var
0
primetime
(18.01.22)
(11)

Köpek bana havladı

vatanperver
Sabah kahvaltı için ekmek olmadığını farkedince fırına koştum. Zaten yeni uyanmışım kafam dalgın. Ben koşarken kedi kadar ufacık bir köpek benim önüme atlayıp havlamaya başladı, ödüm patladı bir anda. İpi falan yok. Sahibi kadın da "ponçik oğlum ayıp yapma" falan dedi. Sabah sabah adrenalinle doldum
Sabah kahvaltı için ekmek olmadığını farkedince fırına koştum. Zaten yeni uyanmışım kafam dalgın. Ben koşarken kedi kadar ufacık bir köpek benim önüme atlayıp havlamaya başladı, ödüm patladı bir anda. İpi falan yok. Sahibi kadın da "ponçik oğlum ayıp yapma" falan dedi. Sabah sabah adrenalinle doldum, o heyecanım geçmedi bir türlü, sinir oldum.

Konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

A. Olur öyle şeyler arada, takma kafana
B. En azından ip takıp köpeği öyle gezdirmesi gerekirdi
C. Diğer
0
vatanperver
(18.01.22)
Sahibine kızıp, bağırsaydın. Tasmayla dolaştırsınlar. Ponçik olduğunu nerden bilelim. Bir ısırsa dikiş falan atmaları bile gerekebilir.
0
sevilen progressive türkücü
(18.01.22)
A ve B

Kafaya takılacak bir şey değil alttan alınabilir bir durum.

Yasal olarak sanırım zaten tasmalı olması da gerekiyordu hayvanın tam emin değilim.

Yanıt yazdığım en güzel başlık olabilir bu bu arada :D
0
hedep
(18.01.22)
Eğer köpek normalde hiç yapmiyorsa; olabilir. Köpekler de insanlar gibi. Ama yasal olarak tasmasiz gezdirilebilir dışında olduysa kişinin hatası dünyanın en güzel köpeği de olsa.

Yok köpek normalde boyleyse; sahibinin salakligi.

Reaktif köpek sahibi biri olarak; köpeğim insanlara havliyor üzerinde çalışıyoruz. Ama köpeğimi asla tasmasiz gezdirmem.

Köpek havlayabilir yani hayat. Herkes köpek sevmek ya da korkmamak zorunda değil.
0
logisticsmanager
(18.01.22)
Köpek sizi ısırsaydı bile sahibinn gözünde yine de ponçik kalacaktı, belki sizi bile suçlardı. Daha büyük olsa ısırırabilirdi de. B diyorum.
0
izza
(18.01.22)
b asikar. cevreye rahatsizligi bir yana, kopegin selameti icin de b.
0
ateistanbul
(18.01.22)
A

Köpeğin sahibi ben olsam "kusura bakmayın sizi de korkuttuk" derdim.
0
pispinti
(18.01.22)
D şıkkı .
Ponçik kadar bir köpeğin havlamasına verdiğin o andaki korkuyu başkaları gördü. Belli de asıl sorun budur.
0
Erva
(18.01.22)
Genelde ufak kopekler daha agresif olur, normal yani.
0
hot potato
(18.01.22)
Belki seni koşarken görünce hareketlenmiştir, öncesinde uslu uslu yatıyordur… sinir olacak kadar takma bence
0
her giriste sifresini unutan adam
(18.01.22)
Hem A Hem B bence
0
psmstc
(18.01.22)
küçük köpeklerin geneli ota boka her önüne gelene havlar ve saldırır. aşırı derecede şımarık oldukları için agresifler. burada A diyorum kafana takma.

ama B konusunda sonuna kadar haklısın. köpeğin boyutu ne olursa olsun tasmalı gezmek zorunda. ısırması durumunda sahibi tamamen suçlu.
0
unique hint kumasi
(18.01.22)
(9)

instada eski sevgiliyi takipten çıkarıyor musunuz? neden?

baldan kaymak
sb.
sb.
0
baldan kaymak
(17.01.22)
Nasıl ayrıldığına bağlı. Benim eskilerden sadece bitanesi duruyor, diğerleri kendi çıkartmıştı.

Ben öyle günlük hayatımı kendimi paylaşmadığım için bana fark etmiyor takip edip etmemesi, benim de onunkini görmem bana etki etmez çok derbeder bir ayrılık değilse. O yüzden ben kimseyi çıkartmadım şu ana kadar ama durumuna göre yapılabilir.
0
Bruce
(17.01.22)
Hayatindan cikan biri sosyal medyada olmamasi daha iyi hesabim konfor alanim oldugu icin o gerginligi istemem. bu sefer ustune alinir veya bazi seyleri mesaj algilar falan ceya sen oyle zannedebilirsin sadece insta degil twitter da gecerli
0
ala09
(17.01.22)
Ayrılırken saygımı yitirdiğim için birini çıkarmıştım. Onun dışında umursamam. Çok paylaşım yapan biri de değilim zaten.
0
asteriks
(17.01.22)
Çıkarıyorum, bazıları da beni çıkarıyor. Benim sebebim, hatırlamak istememem.
0
barguzhale
(17.01.22)
evet. üzülmemek, devam edebilmek için.
0
gabe h coud
(17.01.22)
takipten cikarmadim ama mute ettim hem postlari hem storyleri.
0
hot potato
(17.01.22)
E tabii ki. Son ex'imi çıkardım mı? Hayır çünkü gerçekten arkadaş kaldık konuşuyoruz günlük. İlişki olmadı ama en yakın arkadaşım herkesten çok tanıyor beni. Ondan öncekilerde konuşmadıklarımı anında sildim, konuştuklarım durdu yine.

Genel olarak biriyle 6 ay hiç konuşmamışsam instagramımdan uçuruyorum. Öneririm.
0
aguen
(17.01.22)
Bundan 20 yıl önce sevgiliden ayrıldığında eğer okuldan iş yerinden veya mahalleden falan değilse komple hayatından çıkıyor gidiyordu, şimdi böyle değil. bence olması gereken bir kişi hayatınızdan çıktıysa her yerinden çıkmalı. tıpkı sizin hayatınıza hiç girmemiş 80 milyon kişiden biri olmalı ki siz devam edebilesiniz.
0
selam
(18.01.22)
ben o çıkarmadıkça çıkarmıyorum.

ama genelde hemen olmasa da bir süre sonra takipten çıkıyorlar, ben de aynı şekilde çıkarıyorum.

numarası da aynı şekilde. o silmeden silmem.
0
jelly bear
(21.01.22)
(18)

Sağlıklı beslenme kaygınız var mı? Yüzde kaç sağlıklı besleniyorsunuzdur?

ms brownstone
Asıl sormak istediklerim başlıkta ama genel olarak bu “sağlıklı beslenme” dediğimiz şeyi nasıl ve ne şekilde algılayıp uyguladığınızı da merak ediyorum. Sizin için ne kadar önemli ve ne kadar uyuyorsunuz buna?
Asıl sormak istediklerim başlıkta ama genel olarak bu “sağlıklı beslenme” dediğimiz şeyi nasıl ve ne şekilde algılayıp uyguladığınızı da merak ediyorum. Sizin için ne kadar önemli ve ne kadar uyuyorsunuz buna?
0
ms brownstone
(17.01.22)
hiç bu tarz kaygılarım yok, 43 kiloyum.
0
rose parks
(17.01.22)
Var.

Yuzde 55 60 gibi
0
floydian
(17.01.22)
Evet bu kaygıyı taşıyorum. Yüzde seksen uyduğumu düşünüyorum.
0
ruhen hastayim ben
(17.01.22)
Kaygim var ama tembelim. %15 diyorum.
0
hot potato
(17.01.22)
Kaygım yok, %70-80
0
gabe h coud
(17.01.22)
kesinlikle var. kendi yaptığım ev yemeği olmak zorunda illa. dışarıdan söyleyince uyku düzenimden tut cildim bile bozuluyor.

tatlı dışında %80 sağlıklı besleniyorumdur. kendime söz verdim, ayda yılda bir evde yaptığım sütlaç dışında tatlıyı da keseceğim artık.
0
adse
(17.01.22)
Kaygım var hatta takıntı seviyesinde. %80-90 sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Dışarda yemek ve paketli gıdalar minimum seviyede. Canım tatlı isterse sağlıklı bir tarif bulmaya çalışıyorum. Şu an evden çalıştığım için buna uymak kolay ama işe gidince zor oluyor.
0
jazzabel
(17.01.22)
Valla hiç öyle bir kaygım yok. Yediğim sağlıklı şeyleri hep kazara yiyorum sanırım. Yani atıyorum 3-4 lahmacun yiyorsam lahmacun içine kattığım yeşillik falan sağlıklı sayılır herhalde anca. O yüzden benim yüzdem 20 falandır herhalde.
0
j r r tolkien hayrani
(17.01.22)
Yemek seçerim. Ispanak, pırasa falan yemem. Ama dikkat ediyorum. Gidip kekin üstüne çikolata yemem. Bir cips yediysem sonra bir hafta yemem. Kola içtiysem iki bardağı geçmem. Ben bu şekilde sınırlamayla kontrol ediyorum.
0
dissendium
(17.01.22)
Maaşımın çoğunu organik ürünlere ve vitamin takviyelerine verdiğim için %80 diyebilirim ancak sağlıklı beslenme kaygısından çok pahalılığın artacağından ve sağlıklı ürün alamayacağımdan kaynaklı bir kaygı mevcut.
0
BuddyGuy
(17.01.22)
Günlük aldığım kaloriye ve aldığım besindeki protein, karbonhidrat, yağ dengesine dikkat ediyorum.
Yıllardır şeker ve şekerli bir besin, dolayısıyla paketli gıda tüketmiyorum.
Günde en az 2 litre su (sıvılar hariç) tüketiyorum.
Her gün mutlaka farklı bir sebze (Çiğ ya da haşlanmış) tüketiyorum.
Kendi ekmeğimi, zeytinimi, peynirimi, yoğurdumu, şarabımı, cider ımı kendim yapıyorum.

Yüzde hesabı nasıl yapılır bilemediğim için cevaplayamayacağım.

Beslenmeyle alakasız gerçi de iyi de spor yaparım.
0
Mirket
(17.01.22)
Yok. Sevdiğim şeylerden sağlıklı olanlar sayesinde yüzde 10u tutturuyorumdur herhalde yani umarım:)
0
asteriks
(17.01.22)
Canımın çektiği şeyi ne olursa olsun tüketecek kadar sağlıklı besleniyorum. Sağlıklı beslenmek uğruna anlık isteğimi yadsıyacak kadar sevmiyorum bu hayatı.
0
Bruce
(17.01.22)
benim de var, şöyle var. evde abur cubur, kolay şeker tutmuyoruz. gereksiz kalori almıyoruz (hani açlık ve stres anında bi gofret yiyeyim dersin ya o), gereksiz alkol kullanımımız yok sadece sosyal okazyonlarda kullanıyoruz. dengeli beslenmeye çalışıyoruz (evde pişecek şekilde arada bi sebze, çoğunlukla tavuk, et) kahvaltı dışında ekmek yemiyoruz. tabii ki sağlıksız beslendiğimiz, hamburger baklava vs yediğimiz oluyor ama sık sık ve dandik yemektense seyrek ama kaliteli yiyoruz mutlaka, yediğimize değiyor yani.
0
roket adam
(17.01.22)
kızartma ve rafine şekerden mümkün olduğunca uzak duruyorum. yemeklerimi evde kendim yapmaya çalışıyorum, dışarıda yiyeceksem sağlıklı şeyler seçemeye özen gösteriyorum.

yemeklerde zeytinyağı kullanıyorum.

bazı dönemler tatlıya karşı zaafım oluşuyor, kontrollü bir şekilde yemeye çalışıyorum sonra geçiyor.

asitli içecekler on yıldan fazladır hayatımda yok.

bu şekilde idare etmeye çalışıyorum, iyi beslendiğimde iyi hissediyorum ama yemek yemeyi de çok seviyorum:) denge kurmaya çalışarak devam ediyorum diyebilirim.

bir de haftanın üç günü direnç antremanı yapıyorum, bu hayat kalitemi baya yükseltti.
0
elma
(17.01.22)
Midem her şeyi kaldırmadığı için dikkat ediyorum.

Şeker, tuz, ekmek, paketli gıdalar, katı yağ ,yağlı gıdalar minimumda yiyorum.

Bakliyat,yumurta,peynir,tavuk tüketmeye çalışıyorum
Meyve ve sebzeye ilaveten yulaf, kinoa , börülce tüketiyorum
Kuru kayısı ceviz kuru üzüm enerjim düştüğünde yiyorum
Kahvemi çayımı sade içiyorum

Canım çok tatlı isterse ki senede 2-3 supangle tercih ediyorum.

Tek sorun yeni tarifler bulamıyorum ve bazı tarifler yavan olduğu için en ufak lezzet verici bir sos-krema-baharat filan eklemek maliyeti arttırıyor.
0
kararsızataletfilozofu
(18.01.22)
sağlıklı beslenme çok geniş bir kavram ülkemizde.
Sadece "Fit" gıdalar tüketen de sağlıklı yiyorum diyor.
Organik beslenen de...
Karatay diyeti uygulayan da.
Kendince tuhaf diyet rituelleri uygulayanlar da sağlıklı yediğine inanıyor.

Sağlıklı beslenmeden benim anladığım katkısız (bu şartlar altında düşük katkılı), gıda ürünleriyle dengeli ve düzenli yemek (akdeniz diyetine yakınım diyelim)

Ama maalesef ülkemizde marketten alınan ürünlerin birçoğu bu tanıma uymuyor. Tamam dengeli beslenmek mümkün bir şekilde. Ama tükettiğimiz ürünler sorun.

Tohumlara güvenemiyorum, et ürünlerine güvenemiyorum çünkü hayvan nasıl yemleniyor, nasıl ilaçlanıyor bilmiyoruz.

Gıdalara eklenen birçok renk ve katkı maddesi bir şekilde "sağlığa olumsuz bir etkisi kanıtlanmamıştır" denerek yırtıyor.

Ne yazık ki doğal gıdaya ulaşmak hem çok maliyetli, hem de çok eforlu. Çünkü her ürünü Türkiye'nin dört bir yanından almak ve bunu düzenli bir şekilde almak dert.
Sırf bu iş için bir ekibinizin olması lazım.
0
anten
(18.01.22)
Üniversiteye başladığım dönem sağlıklı beslenmeyle ilgili neyin ne olduğunu öğrenmeye başladım, fakat sağlıklı yemeklerin üstüne ek olarak dışarıdan aperatif söylerdim, kilo sorunum hiç olmadı ama yağ oranım biraz yüksekti, hep rahatsız oldum bu durumdan.

Üniversite sonrası yemek yapma konusunda çok iyi noktaya geldim, nadir yediğim abur cubur ve dışarıdan yemeleri özel günler haricinde bıraktım.

Artık her gün evde spor yapıyorum, beslenmeyle ilgili son gelişmeleri takip edip vücuduma iyi gelen rutinleri oluşturuyorum.

Nadiren dışarı çıktığımda burger, pizza gibi kaçamaklar yapıyorum. Hayatım bu sayede kökünden değişti, çok iyi hissediyorum. %95 diyebilirim.
0
hadi ya la
(18.01.22)
(3)

topallayan kedi videosu ariyorum twitter

ala09
dun gordum yabanci bi hesapti ama kaybettim sonra. kedi disarda topalliyor gibi yururken eve adimi attigi anda normal yurumeye basliyor bilen varsa lutfen cok onemli...
dun gordum yabanci bi hesapti ama kaybettim sonra. kedi disarda topalliyor gibi yururken eve adimi attigi anda normal yurumeye basliyor bilen varsa lutfen cok onemli...
0
ala09
(17.01.22)
hot potato
(17.01.22)
@hot potata cok tskler ama bu degilmis :(
karsidan cekilen bi video
0
🌸ala09
(17.01.22)
anatomik
(17.01.22)
(2)

Doğru Kalori Hesabı için Akıllı Saat?

materyalist imam
Selamlar,Bisiklet sürerken o gün içerisinde yaktığım kaloriyi hesaplayabilmek istiyorum, ucuz yollu 1 akıllı saat işimi görür mü?İstediğim şey şu: teldeki uygulamadan aktiviteyi bisiklet olarak seçeyim ve toplam yaptığım km, aktivite boyuncaki nabız ve boy/yaş/kilo gibi parametrelere göre bana gün g
Selamlar,

Bisiklet sürerken o gün içerisinde yaktığım kaloriyi hesaplayabilmek istiyorum, ucuz yollu 1 akıllı saat işimi görür mü?

İstediğim şey şu: teldeki uygulamadan aktiviteyi bisiklet olarak seçeyim ve toplam yaptığım km, aktivite boyuncaki nabız ve boy/yaş/kilo gibi parametrelere göre bana gün gün şu kadar kalori harcadın hesabı tutsun
0
materyalist imam
(16.01.22)
Ucuz yollu olsun dersen amazfit neo’yu oneririm. Bahsettigin tum verileri sagliyor. Ancak daha iyi bir sey olsun dersen yine amazfit’in ust modellerine bak. Amazfit bu konuda rakipsiz.
0
halitkin
(17.01.22)
Ucuz degil ama apple watch diyorum iphone varsa (bende yok)
0
hot potato
(17.01.22)
(6)

ipad vs ipad air

nundu
Çoğunlukla akademik amaçla kullanmak üzere ipad almayı düşünüyorum. İşte textbook veya paper okumak, maillere bakmak, wordde basit işleri halletmek vs gibi düşüncelerim var.Halihazırda memnun olduğum bi laptop ve telefonum var yani bunların yaptığı işleri yapması (oyun, video izleme vs) gerekmiyor s
Çoğunlukla akademik amaçla kullanmak üzere ipad almayı düşünüyorum. İşte textbook veya paper okumak, maillere bakmak, wordde basit işleri halletmek vs gibi düşüncelerim var.

Halihazırda memnun olduğum bi laptop ve telefonum var yani bunların yaptığı işleri yapması (oyun, video izleme vs) gerekmiyor sadece taşınabilir ve telefondan büyük ekranlı olarak idealleştirmek istiyorum bu eylemleri. Özellikle okumaları telefondan ya da laptoptan yapmak çok yorucu.

Eğitim indirimiyle alırım diye düşünüyorum, ipad ve ipad air arasında kaldım. Air daha şık, ekranı daha güzel vs avantajları var ama genel olarak fiyat farkına değecek bi farkı var mı?
0
nundu
(15.01.22)
Fiyat farkına değecek fark var air gerçekten acaip güzel bir alet, düz ipad'ın dehşet performans konusunda pek iddiası yok.

Ama bahsettiğiniz işlere de düz ipad fazla fazla yeter.

Yeterlilik ise eşiğiniz ipad her türlü yeter uzun süre, aşırı güzel bişeyim olsun belki başka acaipli şeyler de yaparım derseniz ipad air alın. (gerçi ipad ile de yeterince acaipli şeyler yapılıyor tam bilemedim)
0
hedep
(16.01.22)
İpad minim var true tone özelliği var. Onuda aklında bulundurabilirsin.
Çok memnunum ders notu ve slayt bakmak için kullanıyorum tek sıkıntısı kılıf bulmak filan zor ve maliyetli.
0
kararsızataletfilozofu
(16.01.22)
Ucuz olanani alin, size yeter duz iPad. Her sene Yeni modeller cikiyor surekli, cafcafli modeli alinca bile hemen 'eskiyor'.
0
hot potato
(16.01.22)
Aynı dilemmayı yaşamış ve düz ipad + apple pencil almayı tercih ettim. Açıkçası fazla bile standart ipad'in özellikleri.

Tek eksisi apple'ın kasıtlı sınırlandırmaları. (Hala kaç senelik görünüşü inatla değiştirmemesi, usb-c yerine lightning kablo ısrarı)

A13 işlemci 2 sene öncesinin en iyi işlemcisi, ben ARKit sağolsun bayağı performans isteyen işlerde kullanıyorum bir eksikliğini hissetmedim.
0
aguen
(16.01.22)
Birkaç hafta önce benzer (akademik) amaçlarla ipad 9. jenerasyon aldım. Ben de yanında kalem alıp almama konusunda kararsızdım. Genel öneriler al yönünde oldu ve kalemi de aldım. Ipad işimi tam olarak görüyor, bir üst modele ihtiyacım olduğunu hiç hissetmedim, gerek de yok zaten. Ama normalde de kalem kullanmayan birisi olarak kalemi almasam da olurmuş diyorum.
0
but that was just a dream
(16.01.22)
aradaki fiyat farkına değecek bir fark yok. düz ipad fazlasıyla yeter ve çok uzun yıllar kullanılır. sanırım 2012 model 1. nesil ipad air'i hala kullanıyoruz günlük olarak bu tarz işler için, hiç kafana takma.
0
roket adam
(16.01.22)
(5)

Çiftçiden pazar tezgahına kadar olan fiyat farkı ne kadar?

emir135
Selam,Sebze ve meyveler için konuşursak eğer, bunu direk çiftçiden almış olsak, ortalama ne kadar ucuza almış oluruz? Yani nihai tüketiciye ulaşana kadar bu ürünlerin üzerine ne kadar ücret koyuyorlar?
Selam,
Sebze ve meyveler için konuşursak eğer, bunu direk çiftçiden almış olsak, ortalama ne kadar ucuza almış oluruz? Yani nihai tüketiciye ulaşana kadar bu ürünlerin üzerine ne kadar ücret koyuyorlar?
0
emir135
(14.01.22)
Belli bir ürün için bir şey söylemek zor ama üretücüden müşteriye kadar 4,5 kata kadar vardığını duydum.
0
Erva
(14.01.22)
Ciftci sana daha ucuza vermez. Yani toptan mal adama 1 liraya verdigi sey markette 5 liraysa sen de 4 liraya alirsin anca
0
floydian
(14.01.22)
BBC TR'nin kasım'da bunla ilgili güzel bir videosu var: www.youtube.com
0
celeron 300a
(15.01.22)
Ciftciden ucuza alamazsin +1. Ciftci dedigin bir hamlede satip kurtulmak, isine gucune bakmak istiyor. Teker teker son kullaniciya satmakla ugrasmanin espirisi yok, boyle bir sey yapmaya karar verse bile bu fiyata yansir.
0
hot potato
(15.01.22)
Kg bazinda bakarsan sifir tl.
En son cocukken bir meyve satma isimiz olmustu.
Kg bazinda tedavulde olmayan bir paraya satmistik.

Yani su an piyasada 5 kurus alti madeni para yoksa biz 4 kurusa sattik gibi dusun.

Ama perakende alamazsin adam bir de sana ayar olur.
Ciftcilerin cogu kar edip etmediklerini bile bilmiyor.
Tarlayi toplayip 20bin aldiysa iyi kazandik deyip oturuyor.
Belki o tarlaya 19bin mazot yakmistir ama oturup hesaplamaz.

Pro ciftcileri saymiyorum.
0
divit
(15.01.22)
(7)

Kızlar daha mı kolay vize alıyor ?

aligan
Ülke fark etmeksizin bunun verisi var mı ? Konsolosluk bu veriyi açıklıyor mu ?
Ülke fark etmeksizin bunun verisi var mı ? Konsolosluk bu veriyi açıklıyor mu ?
0
aligan
(14.01.22)
Konsolosluk hicbir sey aciklamiyor (bakmadim ama oyledir, ozellikle Avrupa) ama ortadoglulu erkeklerin gidip vizeleri bitince illegal kalmaya/calismaya daha yatkin olduklarini kesfettilerse bu gruba vize vermekte eksta cimri davraniyor olabilirler. Bir de Turkiye gibi ulkelerden vize basvurulari 20/80 10/90 gibi bolunuyorsa kadin erkek arasinda bu da o istatistiklere etki edebilir.
0
hot potato
(14.01.22)
Tipine göre bile vize durumunu incelediklerine eminim ama ispatlayamam.

not: kadınım, 3 vize aldım (biri sigortam olmamasına rağmen almanya'dan 6 aylıktı) hiç red yemedim.
0
amelie poulain
(14.01.22)
amelie poulain +

verdigini izlenime gore degisir.
0
ubi dubium ibi libertas
(14.01.22)
Turistik veriyi bilmiyorum ama Amerika için H-1B'nin 3'te 2'si erkek mesela. H-4 de sanırım komple kadın.

Tabi hangi cinsiyetten kaç kişi başvuruyor da kaçı alabiliyor bunu bilmediğimiz için kolaylık açısından bir şey söylemek zor.
0
plutongezegendegilmi
(14.01.22)
Hayır bence çünkü kafadan türk kadınına vize verilmeli. Kaç tane türk kimlikli kadın terörist vakası yaşandı ki, öyle ilticadir kaçak göçmenlik de kaç tane türk kimlikli kadın var sanki.

Bin kadın başvursa maksimum 5 10 red gelmeli bence. Fazlasını red etmek şerefsizliğe girer.

Erkeklerde bas abi reddi. Ben olsam bende basarım. Haklısınız..
0
🌸aligan
(14.01.22)
Vize denen olayın hiçbir kesin şarta bağlı bir yanı yok. Irka, cinsiyete, yaşa, dine vs vs göre ayrımcılık yapılır ama tabi ki bunun belgesini, istatistiğini bulmanızın ihtimali dahi olamaz.
0
mikro patlama
(14.01.22)
Zaten vizeyi neye bakarak verecek ki.
Sonucta herkesin belgeleri makul olcude normal. Herkesin bankada parasi var, isi gucu benzer.

Adam tipine,cinsiyetine,yasina bakip eliyor.
0
divit
(14.01.22)
(6)

Pierre cardin markasının yurtdışı bilinirliği var mı?

havadakarada
Bizde Aydınlı Giyim'e ait orta üst düzeyde bir marka olarak biliniyor. Yurtdışında var mı satışı vs?
Bizde Aydınlı Giyim'e ait orta üst düzeyde bir marka olarak biliniyor. Yurtdışında var mı satışı vs?
0
havadakarada
(13.01.22)
kuruluş amacı orta üst düzey bir marka olmaktı fakat geldiğimiz noktada orta seviyeye geldi pierre cardin.

balkanlarda ve almanya'da ürünlerini görmüştüm.
0
a darkness coming
(13.01.22)
Turkiye'de orta ust degil yahu, gayet alt seviye. Tasrada bile ufacik dukkanlara bulunur.

soyle bir sey buldim: eksisozluk.com
0
hot potato
(13.01.22)
Sizin dediginiz Turk mali olan Pierre Carden sanirim. Orijinal markanin bir harfini degistirip Cardin'i Carden yapmis uyanik(!) Turkler.

Pierre Cardin yurt disinda cokca taninan, hatta muzesi de olan Fransiz bir modaci ve modacinin markasi.

pierrecardin.com
www.britannica.com
0
sertac akin
(13.01.22)
geçenlerde bu konuyu araştırmıştım.

1. pierre cardin büyük bir marka. isviçre'de bir kotunu 10.000 tl'ye falan alabilirsin.
2. türkiye'de aydınlı grup satışını yapıyor.
3. türkiye'de saçma şekilde çok ucuzdur.
4. kağıt üzerinde isviçredeki marka ile türkiyedeki aynı. ama bu kadar fiyat, kalite farkına anlam veremiyorum.
0
dokunmakalbime
(13.01.22)
Hollanda’da çorabını aldım wibra diye dandik şeyler satılan yaygın bir mağazadan. Çorap da dandik çıktı.
0
but that was just a dream
(13.01.22)
Pierre cardin'de harf hatasi falan yok, bir uyaniklik da yok.

Lisans parasi verip satin almis adamlar zaten sitesinde yaziyor bunlar.
ilk basta pahali satiliyordu vakko kadar olmasa da bir havasi vardi.
Sonra surumden kazanma yoluna gittiler ama kalitesi yine fena degil urunlerinin.

Lcw de benzer olay.
En basta yabanci firma kendi satti sonra markayi komple aldilar.


Harf degisikligi olan Dockers var.
Dockers by gerli yaptilar.
Polo assn mi oyle bisey var o da harf uyanikligi.

Hic harf lisans almadan uretilen markalar da var.
North face, jack wolfskin falan.
Cayir cayir esenyurt uretimi hepsi.
0
divit
(13.01.22)
(26)

hayat kalitenizi yükselten, iyi ki almisim dediğiniz neler var?

buenosdias
uzun suredir birey almadigim icin alisveris yapayım diyorum. isime yarayacak bireyler olsun istiyorum. sizden ilham almak istiyorum:)
uzun suredir birey almadigim icin alisveris yapayım diyorum. isime yarayacak bireyler olsun istiyorum. sizden ilham almak istiyorum:)
0
buenosdias
(13.01.22)
Alışveriş çılgıncısı :) Erkekseniz traş makinası dışında benim sevdiklerim: powerbank, airpods kulaklık, windproof ve waterproof herşey; mont ve ekipmanlar, polar şapka ve kazaklar, hınıs, outdoor trekking bot, euro*swh*, otomobil için kolçak dayama, otomobilin kendisi (şu direksiyon arkası radyo kontrollü olanlardan bayılıyorum buna), kask için interkom, 10 yıllık pasaport, motosiklet ehliyeti ve yazmadıysam motosiklet ehliyeti, motosiklet ehliyeti demiş miydim? Demediysem motosiklet ehliyeti.

sonradan aklıma geldi: elektrikli diş fırçası, interkom, likralı herşey.
0
baldan kaymak
(13.01.22)
en son güzel bi telecaster gitar aldım, iyi ki almışım diyorum.
0
killerbee
(13.01.22)
Robot süpürge. Evden çalışıyorsanız kaliteli ofis sandalyesi. Evden ve dizüstü bilgisayarla çalışıyorsanız monitör.
0
kobuzchu kiz
(13.01.22)
Robot süpürge +10000

Kablosuz kulaklık.

Bir de miband bileklikler. Senelerce 2'yi çok severek kullanmıştım, şimdi 6'sina geçtim; kac gündür aşırı bir mutlulukla kullanıyorum kendisini.
0
fraise
(13.01.22)
apple watch, apple tv, airpods, benq monitör, ikea mouse pedi, lg sk10y soundbar, adidas ultraboost ayakkabılar, melitta kahve makinesi, dyson saç kurutma makinesi, dyson v15 süpürge, divoom tivoo max, philips hue, mi bedside lamp 2, küvings katı meyve sıkacağı, philips sonicare diamondclean
0
gabe h coud
(13.01.22)
Robot süpürge
Güzel bir kablosuz kulaklık
Araç telefon tutacağı
Çok bölmeli dosya :D :D
0
invictae
(13.01.22)
balkona bu makrome salıncaklardan aldım, kendime yaptığım en güzel yatırım. sefa pez. olduğum için sallana sallana bir yerlere varmaya çalışıyorum.
0
denef
(13.01.22)
Mekanizmalı kartlık
0
megalomaniac
(13.01.22)
Victorinox çakı
0
mezarkabul
(13.01.22)
Robot süpürge inanılmaz rahatlık. çalışan insanlar için bulunmaz nimet.
Dalış ekipmanları
Kablosuz kulaklık
0
Dr_Stat
(13.01.22)
1) traş makinesi
2) kahve makinesi
0
a darkness coming
(13.01.22)
en son cekmece duzenleyici, katlanan sandalye, asiri miktarda askilik almistim surekli daginik olan odamda iyi duzenli olustu *-*
0
ala09
(13.01.22)
Para vermedim ama hp elitebook bilgisayar.
Senelerdir eseklik edip laptop tasimisiz hayatimdan yuk gitti resmen. Sarji da 1 mesai cikariyor.
0
divit
(13.01.22)
markalardan bağımsız olarak

2. ve 3. televizyon ve akıllı tv yönetim sistemi
iyi bir ses sistemi
aydınlatma sistemi
güzel bir kahve makinesi
otomatik diş fırçası
büyük ekran hızlı bir tablet
kendini iyi hissedeceğin her gün kullanabileceğin güzel bir kıyafet (çanta, ceket vb ama her gün kullanabilmen lazım)
belirli periyodlarda masaj hizmeti
dinlediğin müziğe göre kulaklık
0
duyurukullanıcısı
(13.01.22)
kaz tüyü kaban
victorinox bıçak
Termos
Enseden dolanmalı bluetooth kulaklık
Muhtelif uzatma kabloları
0
sagini solunu bilmez cahil
(13.01.22)
Iki haftada bir gelen temizlikci. Alisveris degil ama illa bir seye para harcamak gerekiyorsa...
0
hot potato
(13.01.22)
smart wake up light
0
durgunfoton
(13.01.22)
philips airfryer
bosch autocook
27" 4k ips monitör
0
orpheus
(13.01.22)
Su arıtma cihazı
Şarjlı diş fırçası
Traş makinesi
Patates soyacağı
Balkona yumuşak tüylü halı
Kaliteli bot
Havuz gözlüğü
Çadır, şişme yatak, kamp masası
Motosiklet
.
.
.
0
antihero
(13.01.22)
Ortopedik yastık.
0
j r r tolkien hayrani
(13.01.22)
bluetooth kulaklik (anker)
arabada kullanmak icin magsafe sarj aleti (spigen)
kahve/cay icin 1 litrelik termos (contigo)
el supurgesi (dyson)
0
cooperr
(13.01.22)
robot süpürge, beurer elektrikli ısı pedi/battaniyesi
hamur yoğurma makinesi
tefal actifry
0
photo85
(13.01.22)
bir sürü var da son zamanlarda;

youtube premium
xbox + gamepass
projeksiyon cihazı
kindle
kablosuz kulaklık
akıllı lambalar
fırın
hamile destek yastığı
0
AlsterWasser
(13.01.22)
Şarjlı Diş Fırçası
0
2027
(14.01.22)
Kindle
coook sicak tutan bir outdoor montu
ipad ve tutacagi
bose gurultu onleyici kulaklik
dolar
0
sopiro
(14.01.22)
2 gündür bu soruya yazacak bişey bulmak için kendimi yedim - niyeyse:)))))) nası' bi' fakirlikse artık :)))))) dün aklıma geldi :)))) valla çok güldüm halime ne yapayım.
- non iron gömlek, pandemi başlangıcında nası' denk geldiyse gayet uygun fiyata 4 tane aldım network' ten, iş seyahatlerinde, fuarlarda o kadar işime yarıyo' ki anlatamam.
- freebelt(koşarken çok işe yarıyor)
bu kadar galiba :)
0
kumandanim
(14.01.22)
(7)

işletme stratejisini değiştiren ürünler

holydreamer
apple'ın i serisini çıkarttıktan sonra stratejisinin değişmesi gibi aklınıza gelen başka örnekler var mı? yani bir firma bir ürün çıkartıyor iyi ya da kötü anlamda bu ürün işletmenin bütün stratejisini ve yönünü değiştiriyor.teşekkürler.
apple'ın i serisini çıkarttıktan sonra stratejisinin değişmesi gibi aklınıza gelen başka örnekler var mı? yani bir firma bir ürün çıkartıyor iyi ya da kötü anlamda bu ürün işletmenin bütün stratejisini ve yönünü değiştiriyor.

teşekkürler.
0
holydreamer
(11.01.22)
- Microsoft'un Office için abonelik sistemine geçmesi.
- Nokia'nın zamanında Symbian işletim sistemini kullanıp telefon piyasasına hükmetmesi.
- Amazon. Vaktinde sadece kitap alınıp satılan bir siteyken şimdi dünyanın en büyük alışveriş platformu.
- IBM'in bilgisayar satmaktan vazgeçmesi.
- Gittigidiyor. Eskiden açık artırma ile ürün satılan bir platformdu. e-bay'in satın alması ile bugünkü haline geldi.
- Trendyol. Eskiden ünlü markaların ucuzluğa girdiği yarı outlet gibi bir siteydi. Sonradan her şeyin satıldığı bir hale geldi. Aliexpress'in almasıyla yemeksepeti, getir gibi servislere de başladı.
- Yemeksepeti Banabi. Getir'e rakip çıktı.
- Getir. Eskiden kendi depoları yoktu. Marketten alıp getiriyorlardı. Şimdi kendi depoları var.
- Hepsiburada. Eskiden sadece kendi ürün satardı. N11 ve Gittigidiyor gibi pazar yeri haline geldi.

Bunlara ilaveten var olan üründe değişiklik yapıp strateji değiştirenler var. Örneğin Camel (sigara) eskiden Marlboro kaliteesi ve fiyatındaydı. Satışlarını artırmak için hedef pazar değişikiği yaptı. Kaliteyi ve fiyatı aşağı çekti. Bunun gibi birçok sektörden pek çok ünlü marka sayılabilir.
0
himmet dayi
(11.01.22)
Beşiktaş'ta B Blok eskiden normal yemek satıyordu, cheesecakeleri çok tutunca tüm stratejiyi cheesecake satmak üzerine değiştirdiler.

Bu bilgi senin işine büyük olasılıkla yaramayacak ama yolun düşerse gidip yersin.
0
archmage mahmut
(11.01.22)
akaryakıt istasyonlarındaki tuvaletler. adamlarda bir dönem akaryakıt 2. plandaydı, tuvalet hizmetinin yanında akaryakıt alıyordun. şimdi o da yok.
0
gabe h coud
(11.01.22)
Netflix'in dvd kiralama sirketinden streaming'e hatta icerik produksyonuna donmesi.
0
hot potato
(11.01.22)
roket adam
(12.01.22)
bunun kralını samsung yapmış zamanında. önceleri kuru balık ve çeşitli sebze satışı yaparken sonraları teknoloji şirketi olmuşlar :)
0
pardus
(12.01.22)
Amazon örneği alışveriş üzerinden verilmiş ama bence oradaki daha güzel örnek Amazon'un kendisi kullanmak için geliştirdiği servis arabirimi ve cloud altyapısının başlı başına bir ürün haline getirip AWS olarak diğer şirketlere satması, hatta AWS'in Amazon'u neredeyse gölgede bırakması...
0
salihdt
(12.01.22)
(9)

En sevdiğiniz Radiohead şarkıları?

himmet dayi
Birden fazla yazabilirsiniz.Teşekkürler.
Birden fazla yazabilirsiniz.

Teşekkürler.
0
himmet dayi
(11.01.22)
Amnesiac (tüm albüm), videotape, jigsaw, everytinh right place, no süpriz, all i need, reckoner, exit music
0
mirafiori
(11.01.22)
pyramid song
all i need
no surprises
everything in its right place

ilk albümden de you olabilir.
0
phoarbix
(11.01.22)
how to disappear completely
pyramid song
myxomatosis
everything in its right place
nude
0
rahip janick
(11.01.22)
Paranoid Android. Tüm şarkılar arasında en sevdiğim şarkı değil ama radiohead içinde öyle ve sanatsal açıdan gelmiş geçmiş en iyi şarkı olduğunu düşünüyorum.
0
Bruce
(11.01.22)
you and whose army
reckoner
karma police
0
ceylinf
(11.01.22)
A wolf at the door
0
floydian
(11.01.22)
Klasik olanların zaten hepsi söylenir, onları yazmayayım. Ben de son albümü eklenir, fazla hakkı teslim edilmedi underrated kaldı gibime geliyor. Neredeyse tüm şarkılarını çok seviyorum a Moon shaped pool'un, albüm baştan sona muazzam bir iş.

Desert island disk
Daydreaming
Burn the witch
Decks dark
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.01.22)
creep diye bir sarkilari var super
0
hot potato
(11.01.22)
Top bende Pyramid Song'dur.
0
invictae
(11.01.22)
(8)

Şirketteki Pozisyonum Nedir?

alicek
Merhabalar, ben pek profesyonel olmayan ancak büyük firmalarla iş yapan bi aile şirketinde çalışıyorum. Ancak şirket içi organizasyon ve hiyerarşi pek yok, patronun yardımcısı gibiyim ama patrondan sonra gelmiyorum çünkü dediğim gibi hiyerarşi yok. İlk görevim kalite rapor kontrolü fakat bunun ötesi
Merhabalar, ben pek profesyonel olmayan ancak büyük firmalarla iş yapan bi aile şirketinde çalışıyorum. Ancak şirket içi organizasyon ve hiyerarşi pek yok, patronun yardımcısı gibiyim ama patrondan sonra gelmiyorum çünkü dediğim gibi hiyerarşi yok. İlk görevim kalite rapor kontrolü fakat bunun ötesinde rapor istatistik vs de hazırlıyorum, satın alma teklifi de yapıyorum, organizasyonda da sorumluluk alıyorum, satın alma yaptığım da oldu, eksik gördüğüm için katalog yaptığım da oldu, veri girişi de yapıyorum epey ancak linkedinde ne yazayım bilmiyorum. Executive assistant dedim ama o pek oturmuyor gibi. Benim gibi birileri vardır mutlaka Sizce ne yazayım?
0
alicek
(11.01.22)
Jack of All Trades, Master of None yaz.
0
himmet dayi
(11.01.22)
assistant manager yaz gec.
0
cooperr
(11.01.22)
assistant to the manager, yaz.
0
gabe h coud
(11.01.22)
Project Manager yaz :)
0
hot potato
(11.01.22)
Komik bişeyler denemek istersen Random Engineer veya Chief Ninja Officer diyebilirsin.
0
fistikthecat
(11.01.22)
Assistant to the regional manager.

Neyse aslında ilk denilen çok doğru ama assistant manager/project manager bir şey olur belki.
0
logisticsmanager
(12.01.22)
Herkese teşekkürler
0
🌸alicek
(12.01.22)
Aile Şirketlerinde Pazarlama Departmanı Neden Önemlidir?

Pazarlama, modern iş dünyasında bir organizasyonun başarısını belirleyen kritik bir faktördür. Başarılı markaların iş yapış stillerine baktığımızda bunu çok rahatlıkla görebiliriz. Ancak, özellikle aile şirketlerinde, pazarlamanın doğru anlaşılması ve uygulanması sıklıkla ihmal edilmektedir.

kobitek.com
0
ForzAras
(12.02.25)
(26)

Bu insanlar çıldırmış mı? #2

deveyidiken
Önceki duyurum silindiği için yine paylaşıyorum. Belli bir grubu küçük düşürücü ifadeler kullanmışım :(Şu an kazandığım maaş 3700 TL. Önümüzdeki ay da 4500 civarı falan olacak. (Asgarinin altına düştüğü için mevcut maaşım, sağolsun şirketim müthiş bir artış yaptı) İstanbul’da ailemle birlikte kalıyo
Önceki duyurum silindiği için yine paylaşıyorum. Belli bir grubu küçük düşürücü ifadeler kullanmışım :(

Şu an kazandığım maaş 3700 TL. Önümüzdeki ay da 4500 civarı falan olacak. (Asgarinin altına düştüğü için mevcut maaşım, sağolsun şirketim müthiş bir artış yaptı)

İstanbul’da ailemle birlikte kalıyorum. 28 yaşına çok az kalmışken ayrı bir eve çıkıp düzen kurmayı çok istesem de bu para ile anca kiramı ödeyebilirim.

Kazandığım para itibariyle bir düzene sahip olmak imkansızken, çevremdeki insanlar bana sanki keyfiyetten düzen kurmuyormuşum gözüyle bakıyor. Bu insanlar mı normal düşünüyor, yoksa ben mi çok farklı bir bakış açısına sahibim?

Yani 4000-5000 lira ile İstanbul’da hayatta kalmak bana olanaksız geliyor. Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?
0
deveyidiken
(11.01.22)
Hayatta kalmasına kalırsın da her gün makarna yediğin hayat ne kadar hayat olur onu sen düşün. Eve taşınma masrafı bile binlerce lira tutuyor. Kimsenin aklına uyma. Gerçekçi düşünmüyor o kişiler.
0
dissendium
(11.01.22)
Zamanında rahat rahat ev, araba sahibi olabildikleri için. Bir de yaşlanınca gerçekten zekada bir gerileme oluyor, artık bundan emin olmaya başladım ben.
0
ruhen hastayim ben
(11.01.22)
Uyulacak bir akıl yok maalesef ortada. Ne ev kiralayacak ne de araba alacak durumu göremiyorum kendimde. Yemeyip içmeyip iki senedir birikim yapıyorum ama o bile yeterli değil. Bu ortamda yeterli param olsa da hareket edemem.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Yani insan belli bir yastan sonra kendi evine cikmasi makbuldur eyvallah da bunun basit bir matematigi var, ac kalacagini bile bile de bunu yapmanin alemi yok. Su anki piyasada bir asgari ucretliye bedava ev verseler sadece aile evinden cikip o eve yerlesmenin masrafini 2 senede odeyemez. Akil var mantık var.
0
stavro
(11.01.22)
ya mis gibi duzenin olsa da insanlar elestirecek bir seyler bulur hic farketmiyor yani, bizde genelde baskalarinin hayatini nasil da yanlis yasadigini gostermek gibi bir takinti var. "ben senin yerinde olsam ne yapardim biliyor musun?" -yapamazdin abicim

elestiri aileden geliyorsa uzun vade cozumunu merak ediyor olabilirler. barinma + yemek parasi olmadiktan sonra (aileyle yasaniyorsa, tabii onlara para veriyor musun bilmiyorum) o maas direk egitime harcanabilir. sonucta kendini gelistirmiyorsan maasin zamlansa bile alim gucun asagi yukari hep ayni kalacaktir. omur boyu bu sartlarda yasamak istemedigin varsayimiyla, "tamam simdi 4500 maas aliyorsun, sirada ne var? bu durumdan nasil cikacaksin?" diye merak ediyor olabilirler.
0
robokot
(11.01.22)
"Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?"
0
invictae
(11.01.22)
"Bunu ben açık açık görebiliyorken, bu insanlar neden böyle davranıyor?" Çünkü boş konuşmaya bayılırlar.
0
invictae
(11.01.22)
İş değiştirme imkanınız yok mu?

Şu an vasıfsız işçiler bile 4.250 lira alıyor. 4.500 liranın çok üstünü hak ediyorsunuzdur eminim. benim gibi düşünen işverenler de vardır. bu şartlarda çalışmak zorunda değilseniz mutlaka yeni bir iş bakın.
0
himmet dayi
(11.01.22)
Schengen vizesine başvurdum, o çıkar çıkmaz işimi bırakacağım. Şu an Tik Tok’un işlerini yapan bir firmada çalışıyprum. Yani işim kabaca tik tok’ta içerikleri silmek. Çok havalı geliyor kulağa ama asla değil. İstifa etme sebebim de psikolojimin bozulması. İş bulabilir miyim, umutsuzum açıkçası bu konuda. Başvurduğum yerlerden dönüş alamıyorum. Yurt dışından çok daha iyi dönüşler var ama onda da çalışma izni sorun.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
insanlari bosver, duzen kurmak istiyorsan once istanbul'dan tasinman lazim..
ayakta kalabileceginiz paranizin yettigi sehirde yasayin. Metropolde yasamanin bir maaliyeti var, ve bu giderek artmaya devam edecek. Ilerde gelirini duzeltirsen donersin.
0
cooperr
(11.01.22)
@robokot +1 Özellikle ya mis gibi duzenin olsa da insanlar elestirecek bir seyler bulur hic farketmiyor +5


@invictae948 +1 Çünkü boş konuşmaya bayılırlar. +5
0
put it in your appropriate place
(11.01.22)
maalesef ülkemizde hava atmak, üstünlük taslamak, başkalarını aşağılayarak, ezerek, kötü hissettirerek iyi hisseden çok insan var. bu dediklerimi hobi gibi yapıyorlar, nefes almak gibi bir şey onlar için. kendilerini başka türlü önemli ve iyi hissedemiyorlar.

ülkemizde privacy denilen kavramın olmaması, herkesin birbirinin hayatına dan diye burnunu sokma cürretinde olması işleri daha da kızıştırıyor.

ek olarak hosftede kültür boyutlarından güç mesafesini inceleyebilirsiniz. ülkemizde ciddi bir ye kürküm ye durumu var. insanlar kendilerini ve diğerlerini güç, makam, mevki, mal, mülk üzerinden değerlendiriyor sadece.
0
la lykia
(11.01.22)
insanlar hakikaten cok ilginc. turk insani hayati su planda kuruyor: oku > askerligi yap > ise gir > evlen. ben cocuklugumdan beri bu anlayisi hicbir zaman hazmedemedim. mesela ben evlenmem diyen bir arkadasim bile gecen gun bana dedi ki, isin gucun var keyfin yerinde niye evlenmiyorsun? dedim, niye evleneyim??? neden yani ne icin? duzen olur hayatina ortak olur falan diyor. sana bunlara ihtiyacim oldugunu kim soyledi birader :D ben ciddiye almiyorum valla allah nasip etsin falan diyorlar yok etmesin diyorum geciyorum. insanlarla ugrasmak cok zor, ya dalga gec ya da gormezden gel bosver
0
nibba
(11.01.22)
öncelikle sakin olun ve insanları da yargılamayın.
kaç senedir çalışansınız bu da önemli.
yalnız olay sizin şu anki ekonomik ve sosyal durumu normalleştirmemenizde yatıyor. napalım ülke böyle, süreç böyle diyip dur bakalım bekleyelim dememek lazım. neyi bekleyeceksiniz bişey gelmeyecek, eee ne güzel işte yerinde sayan bir fakir yani sürekliliğe sahip bir "mahrum" olursunuz ve asla değişmez.

insanlar bu kabullenişe sitem ediyor bira da.
ev arkadaşıyla çıkmayı düşündünüz mü? iş değiştirmeyi, ek gelir sağlayacak bir iş yapmayı düşündünüz mü? aileden bir destek alabilir misiniz örneğin? ev kredisi gibi bir şeye girseniz? bu kadar para getiren bir mesleğe sahipseniz ve bu -sosyal ve ekonomik statü açısından- pek değişmeyecekse neden istanbulda yaşıyıyorsunuz? küçük bir şehre gitme imkanınız var mı? yurt dışına göç etme imkanınız var mı?

4+1 bir eve çıkmak değil olay; kendi kendinize yetecek, birey olabilecek düzen kurmak önemli.
0
rewlack
(11.01.22)
Sana öyle diyenlerin bir yerden desteği vardır. İstanbul'daki çoğu kişi ailesinden destek alıyor. Başkasının ne dediğini boşver. Zaten Türk insanının aklı ortada, gösteriş için yaşıyor millet.

Bir de beyaz Türk tayfası var. Kadıköy, Beşiktaş'ta evinde yoga yaparak ailesinin kira gelirleriyle falan yaşıyor. Bunları hiç dikkate bile alma.
0
OrangeYellow
(11.01.22)
ruhsen +1. zamaninda ucuza ev almis grup guncel gelir gider matematigini yapamiyor, zihinleri almiyor. takma.
0
hot potato
(11.01.22)
Ayrıca şu an Türkiye'de iş bulsam da alacağım maaş 3700'den 10 bin seviyelerine fırlamayacak bence. Bu olsa bile bu pahalılıkta hayat kurmaya yine yetmeyecek gibi geliyor bana.

Bu ortamda yurt dışını zorlamak daha makul geliyor.

Önümde iki seçenek var; ya Polonya gibi ülkelere master için gideceğim ya da İsviçre'de evlilik kovalayacağım.

"Neden İsviçre?" derseniz, 2006'da oradan döndük ailecek. Ben orada doğdum. C -kalıcı- oturumumuz vardı ama ailem bu oturumu iptal edip Türkiye'ye döndü. Akrabalar hala orada ama kimseye faydaları yok

Bir şekilde evlilik yolunu zorlayıp dönmek bir seçenek olabilir ama kısmet bulmak zor. :( -Ayrıca konsolosluğundan tutun, ülkeye girerken muhatap olduğum pasaport polisi bile evlilik yolunu en sağlıklısı olarak görüyor, bu yolu işaret ediyorlar-

Bundan üç sene önce konsolosluğa gittiğimde benimle ilgilenen kadın "Akrabalarına söyleyeceksin, onlar sana kız bulacak. Öyle gideceksin" demişti.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Sorun şu ki, o kadar maaş verirler mi bilemiyorum. Onu da geçtim, ben şu anki işime benzer bir işin yakınından bile geçmek istemiyorum artık. Milletin rezilliklerini izlemek gerçekten sinir bozucu çünkü. Her allahın günü intihar eden insanları görmek hoş olmuyor.
0
🌸deveyidiken
(11.01.22)
Çevrendeki insanlardan kastın eş, dost, yaşlı akraba ise onların varsayılan davranışı o, değiştirmek mümkün değil. Yani içinde bulunduğun maddi durum, sosyal statü, ruh hali vb. ne olursa olsun hayatında bulunduğun aşamaya göre evlenmeni, ev ya da araba almanı, +1 çocuk sahibi olmanı falan istiyorlar. İnanılmaz garip bir kafa yapısı. Bazen bot olduklarını falan düşünüyorum bazı akrabalarımın. Gerçi bot için bile fazlasıyla basit kaçıyorlar, olsa olsa oyunlardaki tek repliği olup, sürekli onu tekrarlayan NPC gibiler.
0
salihdt
(12.01.22)
Ayrı eve çıkma konusu, "tek başına hayatımı ve düzenimi kurdum" tavrı Türkiye'ye öğretilmiş bir davranış. 80'lerin sonundan itibaren türkiye'de bireyciliğin şişirilmesiyle bu yaşam tarzının itelenmesiyle ivme kazandı 2000'lerden itibaren. O yüzden sanki tek seçenek buymuş gibi kendini zorlama takılma:)

Sanılanın aksine Avrupa'da özellikle akdeniz ülkelerinde, yunanistan, italya, ispanya vb ve doğu Avrupa'da ailelerin bir arada yaşama alışkanlığı çok yaygın.
İş için bu konuda bir araştırma görmüştüm oradan biliyorum. "Tek başına yaşama" anglosakson ve kuzey avrupa kültüründe daha yaygın. Bir de bizim gibi onlara özenen ülkelerde. O yüzden üstünde böyle bir baskı hissetme stres olma.

Neyse bu kısmı geçiyorum. Önemli olan ekonomi zaten. Bizde insanlar gücü yetmese de zorluyor sırf etrafa kendini kanıtlamak için. ama istanbul'da bir evin maliyeti zaten 4000 lira, kirası, faturası, mutfak gideri vs.... O yüzden boşver kardeşim milletin ne dediğini. Herkes bol keseden atıyor. Emin ol "bak biz hayatımızı kurduk" diyenlerin çoğu 35-40 yaşında bile hala borç içinde yüzüyor oluyor. Ne hayat kurması?

Mesleğiniyazmışsın ama iş bulsan bile 4500 TL'den 8-9 bine çıkartabilecek misin maaşını?

eğitim durumunu bilmiyorum deidğim gibi. Ailenin maddi durumunu da.
Ama senin yerinde olsam şunları denerdim.

1-Eğer şansım varsa (aileyle yaşadığına göre kira, fatura vb giderlerin daha azdır diye düşünüyorum) maaşımdam mümkün olduğunca yatırım için ayırırım. Ama böyle NFT, Metaverse fantezi yatırımlar değil. Bir bankaya gider görüşürüm elimdeki nakiti ufak da olsa değerlendirmek istiyorum diye. Aile yanında olmanın en büyük avantajı bu.

2-Eğitimini bilmiyorum ama bana daha fazla maaş getirecek bir meslek için eğitim alırım. Beyaz yaka, mavi yaka fark etmez. İstersen bilişim üstüne teknik eğitim veren yerlerle görüş, istersen mutfak çalışanı yetiştiren eğitim kurumlarına falan git. ilgim alakam el yatkınlığım neye uyuyorsa ona giderdim.

3-Bir meslek edinmeye yoğunlaşırım. Yani büyük bir firmada çalışıyorsun ama bir uzmanlığın yok gibi duruyor. O yüzden yasal geçerliliği olan bir meslek sertifikası edinmeye çalışırım. Uluslararası olması daha iyi tabii. O yüzden elin yatkınsa mutfak çalışanı olmak bir seçenek çünkü uluslararası sertifikalar veren okullar var Türkiye'de.

4-Kulağımı etrafa tıkar, kendi hayatımı yaşarım.
0
anten
(12.01.22)
Ben de aynı şeyi düşünüyorum. 4000'den 8-9'lara fırlamak pek mümkün gelmiyor bana şu ortamda.

Halkla ilişkiler mezunuyum ve bu alandaki işlerin maaşları maalesef bir yazılımcı vs kadar olamıyor bu ülkede. Artık alanımla ilgili pek konuşmak da istemiyorum, çünkü insanlar sanki herkes yazılımcı olmak zorundaymış gibi birbirini yermeye fırsat kolluyor. Bu ülkenin insanını zaten artık anlayamıyorum, neyse.

Bugün istifamı verip sonrasına bakacağım. Bir süre kendimi çekip çevirecek param var. Sonrasına bakıp bir yol bulacağım artık.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
yaptigin is cok yipratici bir is. yipratici oldugu bilinen bir is (turkiye'de biliniyor mu bilmiyorum ama yabancilar uyandi buna coktan). bir suru kisi profesyonel yardim almak zorunda kaliyor sonradan. kesinlikle degecek bir is degil yani, aile yaninda kaliyorsan istifa etmekle cok iyi yapmissin.
0
robokot
(12.01.22)
Son cevabına göre istifa etme derim. İnanılmaz mantıksız bir hareket olur. Hareket alanın kısıtlanır. İş bulmadan istifa etme kesinlikle. Yıl başı olduğu için biraz durgunluk var. 4500>0. Ayrıca işe gitmeyince ailenle daha çok zaman geçireceksin.
0
dissendium
(12.01.22)
Git Sultanbeyli'de bir giriş katında 1+1'de otur. Orada da A101 ve Bim'den kredi kartı ile borç içinde yaşayarak aldıklarınla beslen diyorlar. Çünkü onlar için o hayat ile Kadıköy'de, Beşiktaş'ta falan oturmak arasında fark yok. Sadece Etiler'de ve Bebek'te oturmak lüks diye biliyorlar, onların da masrafı kesin pahalı marka ve içki onlara göre o kadar. Geri kalan hepsi aynı onlara göre.

Kafa yok.
0
nawar
(12.01.22)
Türkiye'de insanlar bilmiyor bu işin ne kadar yıpratıcı olduğunu. Arkadaş çevremde falan bu işi yapıyorum deyince "Ooo ne güzel, evden video izleyip para kazanıyorsun" diyorlar. Ama o iş öyle olmuyor maalesef. Şirketim de bu işin ne kadar yıpratıcı olduğunu biliyor ki, geçen ay bize sözleşme imzalattılar "Psikolojiniz bozulursa bizi dava edemezsiniz" diye. Ki şirket psikolojik destek de sağlamıyor.

Geçen sene Dublin ofisine QA olarak başvurdum, sponsor da oluyorlardı ama şirkette daha 5 aylıktım o zaman. Deneyimden çuvalladım zannediyorum. Maaşı da 3000 euro civarıydı. Kısmet değilmiş.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
@ dissendium

İstifa etmezsem kanser olacağım. Çok bunaldım çünkü. Vücudumda çıkmadık yara kalmadı.
0
🌸deveyidiken
(12.01.22)
(17)

harry potter'ın setini şimdi alsam sarar mı sizce? yaş 27

der meister
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, h
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.

ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, hoşuma gitmişti. okuduğum kitabı da yengem almıştı bana, annem paramız yok diye almak istememişti, o yüzden aslında içimde uktedir baştan sona okuyabilmek ama bu yaştan sonra kurgusu sarar mı emin olamadım ya, az para da değil yani indirimde 230 küsür lira şu an.

tavsiye eder misiniz, almaya değer mi? en kötü ilerde 13-14 yaşında birilerine veririm diye düşündüm, baktılar ki hoşlarına gitti bir çocuğu/ergeni okumaya teşvik etmiş oluruz en azından.

bunun dışında farklı evrende geçen, kurgusu sağlam bu tarz seri önerebilir misiniz? george martin şüşkosunu okumak istiyordum da bunun bitireceği yok, yarım kalacak bir 5 bin sayfalık hikaye okumak istemiyorum açıkçası. asoiaf gibi var mı başka mesela öyle bi şeyler?
0
der meister
(11.01.22)
Hem de nasıl sarar, bak şimdi çok özledim:)
Harry Potter ile büyümüş şanslı kuşaktanım. İki sene önce (yaş 27'ken) açtım yeniden bitirdim mesela yedi kitabı, yine aynı heyecan ve keyifle okudum.

Eminim şu an açsam yine yedi kitabı arka arkaya okuyabilirim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.01.22)
Ben sarmayacağını düşünüyorum. Yaşım 30 şimdi açsam ben de okurum tekrar ama hiç okumamış olsam bu yaşımda okumazdım.

Set olarak değil de sadece ilk kitabı alıp okumak daha mantıklı olabilir.
0
nickimin hakkini veremedim
(11.01.22)
Ben kitap karakterleri ile aynı yaşta iken okuyordum ve adeta onlarla birlikte büyüyorduk. Çok keyifliydi ve bizi adeta girdap gibi içine çekiyordu. Aynı dönemde pek çok yetişkin de zevkle okuyordu Harry Potter kitaplarını.

Ben şimdi okusam aynı keyfi alır mıyım bilemem ama ilk defa okuyan kişi bence hoşlanabilir. Ayrıca; ilk kitaplar daha çocuksu seyrederken 3-4 ile birlikte daha karanlık ve grift bir yapıya bürünüyor. Hızlı okunur zaten.

Satın alma kısmını bilemeyeceğim. Kütüphanelerden ödünç alma imkanınız varsa öyle okuyun derim.
0
burka
(11.01.22)
28 yaşındayım. Daha geçen Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın resimli kitabını okudum. Her canım istediğinde açıp okurum. Teyzemin çocuğuna da Harry Potter sevgisi aşıladım. Harry Potter koleksiyonu yapmaya başlamış. İnsanın elinin altında sevdiği birkaç kitap olması güzel bir şey. O yüzden seviyorsan tavsiye ederim ama hepsini almak zorunda değilsin. Benim okumayı en sevdiğim kitap Ölüm Yadigârları. En çok onu okudum, okuyorum. Sen de sevdiğin kitabı alabilirsin sadece. Sonra istersen zaten diğerlerini de alırsın. Ben şu an gidip de set almam çünkü koyacak yer yok. İndirimi kaçırmayayım diyorsan al ama yeni kapak tasarımlarını ben beğenmedim.
0
dissendium
(11.01.22)
Valla ilk kitaplar pek sarmayabilir belki anca sonradan oldukça sarar bence. İlk kitaplarda falan cidden atmosfer daha çok sanki masalsı ve çocuksu gibi. Sonraki kitaplarda kademe kademe atmosfer değişip daha bir rayına oturuyor ve o çocuksuluk gidiyor.

Başka seri için de herkese şiddetle tavsiye ettiğim fırtınaışığı arşivi serisine bak derim. Her kitap tuğla gibi olmasına rağmen herif resmen roman yazma makinesi gibi pat pat çıkarıyor kitapları.
0
j r r tolkien hayrani
(11.01.22)
Nerede indirimde ya, yeni kutulu sette benim de gözüm var, link atsana. :)

37 yaşındayım, bir buçuk yıldır sesli kitaplarını dinliyorum çünkü resmen özledim kitapları. Al tabii, çok keyifli seri.
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
@kobuzchu, kitapyurdu'nda indirimde görünüyor, eğer gerçek fiyatına bindirip geri indirdiyseler onu bilmiyorum tabii: www.kitapyurdu.com&filter_name=harry+potter
0
🌸der meister
(11.01.22)
Sarmama ihtimali var. İlk 2 kitap direkt çocuk kitabı. 3'te biraz olay ciddileşse de 4'ten öncesi zor. Ben (33) resmen Harry Potter ile büyümüş oldum. O yüzden şimdi gidip aynı hevesle ilk filmi de izleyebiliyorum ilk kitabı da okuyabiliyorum ama ilk kitabı okurken yorumum hala çocuk kitabı olduğu yönünde.

ASOIAF için %100 haklısın. 124214 yıldır ortada kaldık bekliyoruz ve bu can sıkıcı. Dune, Zaman Çarkı, Unutulmuş Diyarlar, Ejderha Mızrağı ve bunlara bağlı başka seriler var. Yüzüklerin Efendisi'ni okuyabilirsin bütün diğer kitapları ile.
0
nawar
(11.01.22)
Meh, Kitapyurdu'nu boykot ediyorum ben fakat YKY'nin kendi sitesinde de 236 lira, haberin olsun :)

(Mobilden edit yapamadım.)

Azmettim edit yapmaya. Eganba'da daha ucuz. www.eganba.com
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
Degmez. Bence alisveris yapasin gelmis. Bana da oluyor arada. Ortaokul/lisede okunacak kitaplar, yetiskin olarak para vermeye degmez. Bende kitaplarin bazilari var (4/5/6 sanirim), 30 sene bos kalsam tekrar acip okumam.
0
hot potato
(11.01.22)
Gecen sene sesli kitap ile ilk 3 kitabi tekrar bitirdim
Potter ile buyumedim 26 27 yaslarimda okumistum ilk, cokta keyif almistim.
0
eja
(11.01.22)
Abi filmleri izle gec vaktine yazik
0
floydian
(11.01.22)
Harry Potter o yaşta gayet de sarar eğer genel olarak ilgiliyseniz o türe. Filmleri de güzeldir ama kitapların yerini tutmaz.
0
salihdt
(12.01.22)
Ilk 25 yas civari okumustum ben de, gayet de sardi ama ilk iki uc kitap ve filmin cocuksu olduguna katiliyorum ben de. Onlari asarsaniz arkasi gelir yani.

Zaman Carki'ni deneyebilirsiniz, dizisi de var artik.

Edit: burada falan bir sorsaniz belki elden cikarmak isteyen veya odunc verebilecek kisiler vardir seriyi ya da bazi kitaplari.
0
sopiro
(12.01.22)
Ben de yeni okudum sayılır ve okuduğumda yaşım 39'du. Tüm kitapları çok kısa bir süre içinde yutar gibi okumuştum. Kitaplar da, Harry Potter büyüdükçe onunla birlikte büyüyor ve dili, anlatımı olgunlaşıyor.

Bazı kitaplar bazı mevsimlerle çok iyi eşleşiyor. Bence içinde bulunduğumuz aylar Harry Potter okumak için mükemmel seçim olurdu.
0
thracia
(12.01.22)
30 yaşındayım ve bu sene tüm serisini aldım ve okuyorum. gayet de sarıyor.
0
drako
(12.01.22)
Harry Potter her yaşta okunur. Her zaman sarar. Bence hiç geç değil. İlk 3 kitabın çocuksu olmasının sebebi bence Harry'den kaynaklı. O büyüdükçe kitaplar karanlık bir hal alıyor. Dili de sürükleyici. Güzel..
Yüzüklerin Efendisi olabilir başka. Dili Harry Potter kadar sürükleyici değil ama.
0
matilda
(12.01.22)
(4)

Farklı Janrlarda Kült Filmler

coldegezenkutupayisi
epey fazla film izlememe rağmen eski yapımları hep es geçtiğimi fark ettim. filmin yapım yılı 1990 öncesiyse direkt eliyordum kafamda. son zamanlarda özellikle türlerin ilk denemelerine özel bir ilgi duymaya başladım. korku sinemasıyla başladım ve hoşuma da gitti açıkçası. bunu bir alışkanlık haline
epey fazla film izlememe rağmen eski yapımları hep es geçtiğimi fark ettim. filmin yapım yılı 1990 öncesiyse direkt eliyordum kafamda. son zamanlarda özellikle türlerin ilk denemelerine özel bir ilgi duymaya başladım. korku sinemasıyla başladım ve hoşuma da gitti açıkçası.

bunu bir alışkanlık haline getirip farklı janrlarda "özellikle" ilk denemeleri izlemeyi planlıyorum. her tür için ilk denemeleri bulmak kolay ama türün gidiş yolunu değiştirmiş, farklı bir anlatım kazandırmış, kıyıda köşede kalmış (böyle bir şey mümkünse) kült filmleri de izlemek istiyorum. atıyorum zombiler o filme kadar her filmde yürüyordur, o filmde koşmaya başlamıştır ve sonrasında filmin etkisinde kalan diğer yapımlar da o çizgiden devam etmiştir gibi.

türüyle birlikte bu filmi mutlaka izlemelisin dediğiniz filmleri paylaşır mısınız?
0
coldegezenkutupayisi
(11.01.22)
Pulp fiction
Kahraman Şerif ve bir avuç dolar için
0
deer hunter
(11.01.22)
mesela zombi demişsiniz, zombi filmlerinde night of the living dead kilometre taşıdır. western konusunda sergio leone’nin spagetti western’leri de john wayne dönemi western’lerinden sonra ayrı bir hava getirmiştir bu türe. yalnız benim için western diyince diğer tüm westernlerden ayrılan butch cassidy and sundance kid ile high noon (yukarıda arkadaş kahraman şerif adıyla önermiş) filmleri gelir, bunlar western kültleridir misal.

bilimkurgu-korku diye bir türü alien serisi başlatmıştır diyebiliriz, özellikle ilk iki filmi müthiştir. onları severseniz yine bilimkurgu-korku türünün gediklisi john carpenter’dan the thing’i deneyebilirsiniz.

film-noir dönemi genelde siyah beyazdır, oraları da birçoğuna fazla eski gelir ama güzel yazılmış diyalogları ve senaryosuyla (ünlü romancı faulkner yazmış) the big sleep’i öneririm. film-noir’den esinlenen sonraki dönem neo noir örnekleri olarak chinatown’u da deneyebilirsiniz. avrupalı bir neo noir örneği olarak le samourai’yı da çok severim ben.

açıkçası gizem içeren hikayeleri seviyorsanız hitchcock filmlerini her halükarda seveceğinizi düşünüyorum. zaten 4-5 hitchcock filmi izleyince o dönemin yıldızları (cary grant, james stewart, gene kelly vs) zaten tanıdır insanlar oluveriyor ve başka eski filmlere de tanıyıp sevdiğiniz oyuncuların filmi olduğu için sıcak bakmaya başlıyorsunuz. aa brad pitt filmi mi, dur hadi izleyeyim demek gibi. o açıdan hitchcock’u öneririm. etkilemediği bir sinemacı yok gibidir zaten.
0
phoarbix
(11.01.22)
Dünyanın ilk öpüşme sahnesini barındıran "The Kiss". Tabii dünyanın ilk filmi dersen Lumiere Kardeşler'in istasyona giren treni çektikleri bir film olarak biliyorum.
0
d max
(31.01.22)
night of the hunter
0
hot potato
(31.01.22)
(3)

ev almak

fatihreis
arkadaşlar sa, aracımı yarın inşallah satıyorum lakin ev almayı düşünürken tekrar prim yapacak araç mı alsam golf gibi aklım karışık yoksa altına atıp ev mi kovalayayım, arabaya ihtiyacım yok açıkçası boşuna masraf artık hatta gecen gun 1800 tl hız cezası yedikten sonra
arkadaşlar sa, aracımı yarın inşallah satıyorum lakin ev almayı düşünürken tekrar prim yapacak araç mı alsam golf gibi aklım karışık yoksa altına atıp ev mi kovalayayım, arabaya ihtiyacım yok açıkçası boşuna masraf artık hatta gecen gun 1800 tl hız cezası yedikten sonra
0
fatihreis
(10.01.22)
Ev al tabi ki
0
olaylar olaylar
(10.01.22)
Arac yatirim degil. Ev al.
0
hot potato
(10.01.22)
alabiliyorsan bence de ev al
0
senolll
(10.01.22)
(6)

Ankara 20k copenhag ?k

xiii
Copenhag'ta bir sirket ile gorusme halinde arkadasim. Oradan gelecek teklifi henuz bilmiyor. Tecrubeli muhendis diyelim. Sizce ne kadar net maas ok'dir?Teşekkürler
Copenhag'ta bir sirket ile gorusme halinde arkadasim. Oradan gelecek teklifi henuz bilmiyor. Tecrubeli muhendis diyelim. Sizce ne kadar net maas ok'dir?

Teşekkürler
0
xiii
(10.01.22)
kopenhag asssssiri pahali bir yer. aylik net 5000 euro (karsiligi kron) olmali, ayni seviyeyi surdurebilmek icin. gercekci mi degil mi bilmiyorum.
0
hot potato
(10.01.22)
kopenhag aşırı pahalı +1
birçok insan malmöde yaşıyor hem kiralar hem hayat daha ucuz. yol da 20-40 dk falan sürüyor trenle.
kopenhagta danimarka kronuyla min 10k kira için. yine min. 5-6k market alışverişi için düşünün. bir de danimarkada vergiler yüksek. alınacak teklifin net brüt konusunda emin olun. isveçte yalnız brüt maaş konuşuluyor, danimarkada da öyle tabii genelde. %40 vergi diyin brüt maaş teklifi gelirse kafadan.
0
senolll
(10.01.22)
Numbeo.com sitesinden kıyaslama yapabilirsin
0
basond
(11.01.22)
@senolll,
Kophenag Danimarka'da, Malmö İsveç'te, arada Baltık denizi var nasıl trenle gidiliyor?
0
theconqueror
(11.01.22)
@senolll
Arada bağlantı varmış aydınlandım resmen
0
theconqueror
(11.01.22)
altinci nesil caylak
(11.01.22)
(13)

Hangi zammı tercih edersiniz?

top_secret
Mesela her zaman 1 TL ye aldığınız 100 gr ekmek var (Rakamlar ve ekmek örnektir)Buna zam gelmesi gerekiyor. Hangi şekilde gelmesini tercih ederdiniz?1- 100 gr ekmek 2 TL2- 50 gr ekmek 1 TL3- 150 gr ekmek 2,5 TL(burada rakamlar vs örnek olup müşteriye hangi seçeneğin daha kabul edilebilir olduğunu me
Mesela her zaman 1 TL ye aldığınız 100 gr ekmek var (Rakamlar ve ekmek örnektir)
Buna zam gelmesi gerekiyor. Hangi şekilde gelmesini tercih ederdiniz?

1- 100 gr ekmek 2 TL
2- 50 gr ekmek 1 TL
3- 150 gr ekmek 2,5 TL

(burada rakamlar vs örnek olup müşteriye hangi seçeneğin daha kabul edilebilir olduğunu merak ediyorum.)
0
top_secret
(10.01.22)
Karşılayacak param varsa 1 aynı miktarı alırım, yoksa 2 asla 3 değil.
0
ceketimi alip cikcam
(10.01.22)
4 - 75 gr 1.5 tl.

hem zam az yapilmis gibi olur hem de 25gr fark farkedilmez belki, caktirmadan zam yapilmis olur.

tuketici olarak 1'i tercih ederdim
0
fakyoras
(10.01.22)
50 gram. Ne kadar ufak parcalara bolunebiliyorsa o kadar iyi. parami ekmekte degil cebimde tutup lazim oldukca almayi tercih ederim.
0
floydian
(10.01.22)
fakyoras 4.madde +1
en az zammi gormek isterim kafamda ona ayirdigim butcenin cok sarsilmasini istemem
0
ala09
(10.01.22)
2 ekonomik olarak en mantikli olani.
0
hot potato
(10.01.22)
Neyse o. 2 liraya alırım.
0
işimdeyim gücümdeyim
(10.01.22)
2. tek yaşadığım için ne kadar az porsiyon o kadar iyi.
0
sanal uyku
(10.01.22)
1.'yi tercih ediyorum. ürün kalitesi ya da gramajından feragat edince çok sinir oluyorum, kazıklanmış gibi hissediyorum kendimi. efendi gibi zam yapsın aynı kaliteyi gramajı korusun daha iyi. isterse 2-3'ü opsiyon olarak yine versin ama asıl seçenek 1'dir.
0
roket adam
(10.01.22)
fakyoras ın dediği gibi zam yapan çok var.
sizin 2. seçenek gibi yapan da çok var ama gramaj yarı yarıya düşmüş o çok fark edilir. yıllarca tadımın çekirdekleri hep 1 liraydı ama gramajını düşürdüler hep yavaşça. eğer gramaj farkı o kadar büyük olmayacaksa aynı fiyatta tutup azaltmaya gidilebilir.
0
senolll
(10.01.22)
50gr 1tl. Pahalandigi için daha az tuketme yoluna gidebilmem acisindan.
0
stavro
(10.01.22)
gramajı düşüren firmalara sinir oluyorum, fiyatın artmasını tercih ederim.
0
do you remember me
(11.01.22)
ürüne göre değişir bence. ekmek için 1 derken ayran için 3'ü tercih edebilirim mesela. sakız/ayran gibi ürünler gizli zam yüzünden cücük kadar kaldılar, çifter çifter gidiyor. zamdan çok hemen bitmesi verdiğin paranın hakkını vermediği düşüncesini getiriyor akla.
0
vampir akrep
(11.01.22)
2
0
barankovan
(11.01.22)
(9)

Yeni birilerini tanıma evresinden aşırı ötesi sıkılmak

magni
İnsan doğası gereği karşı cinsten yeni birileriyle tanışıp yakınlıklar kurabilmeyi istiyor tabii, bunun için de hepimizin malumu olduğu şekilde dating app'ler revaçta.Ama birileriyle eşleş, sohbet et -hep de benzer sohbetler-, yöneltilen merak sorularını cevapla, düzenli iletişim yürüt durumlarından
İnsan doğası gereği karşı cinsten yeni birileriyle tanışıp yakınlıklar kurabilmeyi istiyor tabii, bunun için de hepimizin malumu olduğu şekilde dating app'ler revaçta.

Ama birileriyle eşleş, sohbet et -hep de benzer sohbetler-, yöneltilen merak sorularını cevapla, düzenli iletişim yürüt durumlarından gerçekten aşırı sıkılmış durumdayım ve bu "tanıma evresi" için zerre enerji hissetmiyorum kendimde. Birkaç aydır durum bu şekilde.

Hayatımda yeni birileri olsun, takılalım edelim istiyorum ama tanıma evresi için enerji hissetmiyorum kısacası, iki kelime yazışmaya bile inanılmaz üşeniyorum ve buna ayıracağım zaman dilimi gözümde büyüyor. Var mı benimle benzer durumda olanlar? Merak ettim.
0
magni
(10.01.22)
Aynı durumdayım bu çok can sıkıcı bi olay olmaya başladı artık. Sanıyorum yalnızca sosyal medyada sosyalleşmek gibi bir seçeneğe sıkıştık o yüzden. Alakasız bir yerde alakasız bir zamanda bir şekilde karşılaşacak olsam daha çok heyecanlanacağım sanki
0
olaylar olaylar
(10.01.22)
Pek çok! Bu yüzden farklı mecralarda kendisini ifade ediyorsa oralardan bilgi edinmek hoşuma gidiyor. Twitter, sözlük vs
0
kaptankedi
(10.01.22)
+1. Normal bence.
0
hot potato
(10.01.22)
hep benzer süreçler yaşandığı ve günümüzde biriyle tanışmanın yolları sınırlandığı için monoton sohbetler oluyordur.
sıkılmanız normal.
ancak size farklı gelecek, ezbere konuşmalar yapmadığınız biri olursa heyecanlanırsınız, o zaman da sıkılmazsınız.
0
blatta hiberna
(10.01.22)
var. asla canim cekmiyor hele cafede falan yabanciyla oturmak oh no... ve app kullandim bilhassa yabancilar vs icin app e ihtiyac duymustum. sadece bir hemcinsimle konusabildim o da evime cok yakin oturuyor ve turkce bilmiyor benim iki yabanci dilim icin iyi olacagini dusundum. onun disinda ilk mesajdan oteye pek gidemedim zaten birinin benle ilgilenmesinden hic hoslanmam......:( sanirim date islerinde yokum gibi tavir olarak
0
ala09
(10.01.22)
aynı. hatta bu yüzden en son milattan önce falan flörtüm olmuştu.
0
ceylinf
(10.01.22)
Bi yaştan sonra cidden sıkıyor bu
Aynı durumdayım
0
photo85
(10.01.22)
Ek: app kullanmıyorum ama normal arkadaşlıklar için bile yeni insan yorucu
0
photo85
(10.01.22)
online yerine yüzyüze daha iyi oluyor bu işler, en azından mimikler espriler falan eğlenceli geçiyor.
0
selam
(11.01.22)
(2)

Google'da Şirket Adres Değişikliği

daha cok beklicez mi abi
Şirketimiz bu yılbaşı taşındı, google'dan adres değişikliği yapamıyoruz. Daha önceki çalışan kendi mail adresi ile kullanıcı oluşturmuş ve işletme sahibi gibi bir şey gözüküyor. Ama işten ayrıldığı için o mail adresi şu an kullanılamaz durumda. Bir türlü değiştiremedim. Bu şirketin aynısı var diye d
Şirketimiz bu yılbaşı taşındı, google'dan adres değişikliği yapamıyoruz. Daha önceki çalışan kendi mail adresi ile kullanıcı oluşturmuş ve işletme sahibi gibi bir şey gözüküyor. Ama işten ayrıldığı için o mail adresi şu an kullanılamaz durumda. Bir türlü değiştiremedim. Bu şirketin aynısı var diye düzenleme önerisi yapıyorum ama red geliyor google'dan. Ne yapmak lazım?
0
daha cok beklicez mi abi
(10.01.22)
O mail adresini tekrar olusturup kontrolu ele alsaniz?
0
hot potato
(10.01.22)
buradan Google ile iletisime gecin. dogrulama yapiyorlar bir sekilde, (adrese kod gonderme vb). uzun surebilir ama calisani bulma, mailini alma gibi yontemlere gerek yok isletme sahibi oldugunuz surece. boyle bazi insanlar var organize olup bu yerleri acip sonra dukkan sahibine satmaya calisiyormus. ama iste cozumsuz degil (arkadasim destek ekibinde calisiyor)

support.google.com
0
supergirl
(10.01.22)
(6)

Diş çekimi sonrasında verilen antibiyotiği yarıda bırakmak ?

senbensennedenbenlen
Doktor 10 tablet antibiyotik verd, 5 tanesi içtim. Şu an ağrı, sızı, kanama yok. Yarıda bıraksam sıkıntı olur mu sizce ?
Doktor 10 tablet antibiyotik verd, 5 tanesi içtim. Şu an ağrı, sızı, kanama yok. Yarıda bıraksam sıkıntı olur mu sizce ?
0
senbensennedenbenlen
(10.01.22)
olur, bırakmayın, bitirin.
0
erty_ksk
(10.01.22)
bitirin, kürü tamamlamak önemli.
0
blatta hiberna
(10.01.22)
Zamaninda fizik hocamiz soyle bir grafik cizmisti eksponansiyel kavramini anlatmak icin images.theconversation.com
0
hot potato
(10.01.22)
yapılan en büyük hatalardan.
0
jelly bear
(10.01.22)
Antibiyotik ağrı için değil, iltihap için. Tedaviyi sekteye uğratmamak için bitirmek gerkir.
0
d max
(10.01.22)
5 tanede bitecek olsaydı, doktor 5 tane verirdi
0
co2s2
(10.01.22)
(9)

avrupaya tasinacak birinin turkiye'den ehliyet almasinin avantaji var mi?

stanley5m
turkiye'de arabam yok, olmayacak da, kullanmayacagim da, ehliyetim de yok. temelli avrupa'ya tasinacagim, orada araba kullanabilmek istiyorum.tcnin verdigi ehliyetin orada bana saglayacagi bir avantaj olur mu maddi acidan orada ehliyet alirken? (daha kisa kurs, daha ucuza getirebilme gibi kisayollar
turkiye'de arabam yok, olmayacak da, kullanmayacagim da, ehliyetim de yok. temelli avrupa'ya tasinacagim, orada araba kullanabilmek istiyorum.

tcnin verdigi ehliyetin orada bana saglayacagi bir avantaj olur mu maddi acidan orada ehliyet alirken? (daha kisa kurs, daha ucuza getirebilme gibi kisayollar açısından?) yoksa her turlu hic araba kullanmamis biri muamelesi gorup her turlu sifirdan baslayacaksam orada ehliyet almak icin, burada kasmanin hic bir anlami yok mu dersiniz?
0
stanley5m
(10.01.22)
Gördüğüm kadarıyla avrupada ehliyet almak hem çok zahmetli hem maliyetli. Tabii ki avantajlı yani. Tr'den ehliyet almadan gelirsen eğer muhtemelen çok pişman olursun.
0
IncredibleMau
(10.01.22)
Ehliyet denkligi, transferi vs ulke bazinda degisen seyler dolayisiyla hangi ulke vs hic detay vermeden kimse net bir yorum yapamaz.

Onun haricinde Turkiye'de ders alip araba kullanmayi ogrenmis olman avantaj olur cunku cok daha ucuz.
0
hot potato
(10.01.22)
Turkiye'de ehliyet alsan bile avrupa'da belli bir mebla karsiliginda yine bazi sinavlara girmen gerekecek. Ehliyetin normal maliyeti avrupa'da 1500 euro ise, turkiyede ehliyetin var ise belki bu sana yari fiyatina gelecek fakat bu kadar para icin iki defa sinava girmeye deger mi tartisilir.

Ayrica avrupa'da ehliyet almak zahmetli degil, olmasi gerektigi gibi, yalnizca turkiye'de fazla basit ve bastan savma. Avrupa'da ehliyet alirken hocam turkiye'de araba kullandin mi hic diye sormustu. Hayir cevabini aldiginda ise sevinerek, guzel sana dogru araba kullanmayi ogretmek rahat olacak demisti ki, oldu da.

Turkiye'de ehliyet almadigima, araba kullanmayi ogrenmedigime memnunum acikcasi.
0
bosver nicki
(10.01.22)
İtalya ve Portekiz'in Türkiye'den alınmış ehliyeti değiştirdiklerini biliyorum ama hangi ülkeden bahsettiğimiz kısmını atlamışım.
0
IncredibleMau
(10.01.22)
Gittigin ülkeye göre degisir tabi ama her türlü avantajli. Almanya ve avusturya icin sadece sürüs sinavina giriyorsun.

Zorunlu sürüs dersi almak zorunda degilsin 20-30 saat arasi her saati 80-100€ yaklasik

Teori sinavina girmek zorunda degilsin.

Zorlu sürüs sartlari sinavina girmek zorunlu degilsin.

3000-3500€luk ehliyet 1-2 de sürüs saati alirsan 400-700€ arasi bi fiyata gelir sana.
0
c1b2k3
(10.01.22)
İngiltere icin, ilk 1 yıl Türk ehliyeti ile araç kullanabilirsin.
0
kaptankedi
(10.01.22)
Burada aldığın ehliyet 6 ay boyunca geçerli. Gittiğin ülkede. Sonra tekrar sınava girmen gerekir. Ama sınava girene kadar ihtiyaçlarını gidermen için ehliyetinin olması iyi olur. Bi de oradaki sürücü sınavları daha zorlu biraz antrenmanlı olursun gidene kadar trafik konusunda.
0
anten
(10.01.22)
hollanda'ya highly skilled migrant olarak gelirsen turkiye ehliyetini hollanda ehliyeti ile degistirebiliyorsun.
0
lemmiwinks
(10.01.22)
Fransa; geldikten sonraki bir yıl içinde ehliyeti değiştiribilirsiniz. Sinav yok öyle ciddi bir maliyet de yok.
1 yil+1 gün olduğu an sinavlar, 1500-2000 euro arasi maliyet.

Kısacası gittiğiniz ülkeye göre değişir. Ehliyet değişimi varsa Türkiye'den alin. Hem daha ucuz hem daha kolay.

Örnek; Türkiye'de sinavda 50 soru var 35 doğru lazim. Fransa'da 40 soru var 35 doğru lazım.
0
logisticsmanager
(10.01.22)
(34)

Boyuna yemek yapıyoruz

kanepeee
Biraz dertleşmek için yazıyorum. Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik. Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan
Biraz dertleşmek için yazıyorum.

Erkeğim, evliyim. Eşimle ikimiz de çalışıyoruz. Dışarıda yemek yemeyi hem ekonomik hem de pandemik sebeplerle minimuma indirdik.

Eşim sabahları menemen, peynirli omlet, değişik sandviçler falan yapıyor. Akşamları, illa ki çorba, yanına bir ana yemek (mesela patlıcan musakka), salata/cacık yapıyor. Ana yemek bazen birkaç aşamadan oluşuyor, önce etleri haşlamak, sonra bir yerde beşamel sos hazırlamak, sonra bunları beraberce fırına vermek gibi. Yemekten sonra bir portakal, kuruyemiş falan da koyuyor. Çok yemiyor, azar azar hepsinden. Yemekleri de az yapıyor zaten. Maksimum iki günlük.

Geçen eve kuşbaşılı pide siparişi verdik, kağıdında yemek istemedi, tabağa koyduk. Turşu çıkarmamı ve çatal bıçak getirmemi de rica etti.

Yemek işlerinde benden yardım istiyor. Yüzde 25 ben yardım ediyorum, şu gibi konularda:
- Ekmekleri tost makinesinde ısıtmak
- Çorbayı karıştırmak
- Patlıcan soymak
- Salata malzemeleri doğramak
- Limon sıkmak
- Ceviz kırmak
- Elma + portakal soyup doğramak
- Tezgahı silip bulaşıkları makineye dizmek

Gördüğünüz gibi pek bir şey de yapmıyorum. Ama bunların bazılarını da gereksiz görüyorum.

Ben tek başıma kahvaltı ederken hiç tabak çıkarmadan zeytin peynir tabağından 3 zeytin bir dilim peynir yiyorum, iki dilim de ekmek. Zeytin çekirdeğini direkt çöpe atıyorum. Daha da acıkırsam corn-flakes falan yerim. Kuruyemiş istediğimde kuruyemiş kavanozuna elimi daldırıp bir avuç alıyorum. Öğrenciyken nohut yemeği + pilav yapıp 4 gün yerdim. Elmayı da ısırarak yerdim.

Yine bir akşam yemeği sonrasında yoruldum da size yazayım dedim.

Sizde durumlar nasıl? Bizimkinde bir anormallik var mı?
0
kanepeee
(09.01.22)
Kadıncağız eve medeniyet getirmiş. Sabah öğle akşam birbirinden güzel yemekler yapıyor ama yaranamıyor erkeğine.

Bunları yapmasa ne diyecektiniz? Kadın size bir şey yaptırmıyormuş bile doğru dürüst. Bu bazı erkekleri anlamak mümkün değil. Eşinize, o siz mutlu olun evde sıcak yemek pişsin diye uğraştığı emeğe, arifliğine acıdım. Allah onun yardımcısı olsun.
0
Hallegadola
(09.01.22)
+1 halle
Bazen uzuluyorum sirf evlenmek insan bunu kendine yapar mi.
Nutellayida catak bicak kirletmemek icin parmaklayin bence.
0
eja
(09.01.22)
Haneke nin 7. kıta filmini anımsattı. Evlilik böyle bir şey değil mi zaten.
0
olaylar olaylar
(09.01.22)
tek başına olunca ben de minimum eforla kahvaltı yaparım. bulaşık çıkarmam. runner kullanmam. hafta sonu sevgiliyle kahvaltı yapacağımızda özeniyoruz ve çok zevkli buluyorum. şık bir masa kurmak, birbirini tamamlamak, güzel bir his. ben kenarda durmam, hatta çoğu mutfak işini ben daha iyi yaparım. bu iş sürekli olsaydı, iş günü mesela, benim de bir yerde canımı sıkardı. o yüzden, hak veriyorum.
0
gabe h coud
(09.01.22)
@hallegadola +1

Bazı kadınlar dünyaya çile çekmeye geliyor galiba.
İkiniz de çalışıyormuşsunuz, bence iş paylaşımınız adil değil. Daha çok iş yapmaya çalışın.
0
kaptan maydanoz
(09.01.22)
Senin kafanı anlıyorum ama Halle+1
Zor olsa da bırak yorul fazladan.
0
kisa
(09.01.22)
@hallegadola +1

Tek yaşıyorum ve kendime olan saygımdan insan içinde nasıl yiyorsam öyle yiyorum. Bir de ortadan alıp yemek, çekirdeği direkt çöpe doğru fırlatmak/atmak çok iştah kaçırıcı şeyler.
0
ruhen hastayim ben
(09.01.22)
yüzde 25 yardım ediyorum dediğin de yüzde 5 bile değil fakat senin alışkanlıkların olmaması sebebiyle sana iş gibi geliyor, halbuki saydıkların ne ki, hiçbiri de yorucu değil, seninki alışkanlıktan gelen genişlik ehli keyiflik :)
0
freebird5406_2
(09.01.22)
hallegadola +1

ama diğer yandan, siz de bu işe bir şekilde iştirak ettiğiniz için yorulmakta haklısınız.
yaptığınız iş az ama mutfağa girilince iş yapmasanız da işin tamamı bitmeden mutfaktan çıkamıyorsunuz.

bence burada yapılması gereken şey, hafta sonundan ya da vakit bulunan bir akşam fazladan 1-2 saat ayırıp iki günlük değil de, 3-4 günlük yemek yapmak.

artık tupperware ya da kilitli kaplar sayesinde yemekler uzun süre dayanıyor.
yani fazladan 3-4 çeşit daha yapılır, dolapta durur, yeneceği zaman ısıtma faslı olur sadece.
cacığı ve çorbayı bile tupperware'in sıvı yiyecek saklama kaplarına koyuyorum.
böylece 3-4 gün, hatta bazen daha bile uzun (buzdolabınız iyiyse) hazırlamama gerek olmuyor.
refika'nın çalışanlar için kavanozda pratik yemek hazırlama videoları var mesela, onlara bakın.

günü gününe yemek yapmak yorucu, daha pratik olmak lazım.
o zaman siz de daha az yorulursunuz, o da daha az yorulur, orta yolda buluşmuş olursunuz.

bu arada bulaşığı makineye dizmek ortalama 5 dakikalık falan bir iş, yani artık kadının pideyi tabakta yemesine de laf etmeyin.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Diğer yazarlara kısmen katılmıyorum, geçmişte herkesle yaşadığım genelde yabancı dizilerdeki gibi tv karşısında yedik; ya da yemek yapsak bile tv karşısında kucakta değil sehpa üzerinde yedik vs. vs.

Tabii ara sıra ekstra bir yemek yapıldığında masada yemenin tüm kurallarına uyarak çok çatallı çok bıçaklı yemek yediğimiz de oldu ama nadir dediğim gibi. Daha pragmatik bakıyorum ben, zaten zamanımız limitli bir de aslında yapmamız çok gerekmeyen şeylere bu kadar zaman harcamalı mıyız?



Yine de eşiniz hep böyleymiş kişisel tercihine ben saygı duyuyorum. Sizin de kendisiyle konuşup ya kabullenmeniz ya orta noktada buluşmanız gerekiyor.


edit: hiç evlenmedim, şu an hatta single'ım ama bence dinamiklerin değişmemesi gerekiyor.
0
aguen
(09.01.22)
Bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum, ben bunların hiçbirini beklemiyorum ve istemiyorum. Bana biraz işgüzarlık gibi geliyor onca tabak kirletmek (özellikle pide mevzusunda). Zaten eşim tamamen kendi isteğiyle yapıyor, ben evde yokken de en güzel sofrayı kendisine kuruyor.

Bu arada bulaşıkları makineye dizmeden önce lavaboda hepsini sudan geçiriyoruz, üzerine cif sıkıyoruz. Öyle olmazsa olmuyormuş.

Ayrıca elmayı ısırarak yiyince daha lezzetli oluyor bence.
0
🌸kanepeee
(09.01.22)
@hallegadola +1

3-4 yıldır yalnız yaşıyorum. Eşinizin kıymetini bilin derim. Ne güzel uğraşıyormuş. Siz de az ucundan tutuverin.
0
reactionic
(09.01.22)
yani ben de karsi tarafa bi uzuldum ne olursa olsun emegi gormezden gelen bi haliniz var AMA; gercekten yemege bu jadar duskun olmamak guzel olur muydu? evet. ben cok duskun biriyim, sofraciyim. her gun baska tabak seciyorum siparis de gelse ayrica tabakliyorum vs. eski erkek arkadasim yemek yemese de yasayan biriydi. asla damak tadi da yoktu aksam yemeginde bira icer doyardi. bu muthis kolaylikti benim icin. ben istiyorsam evet ondan daha fazla emek harcardim ama onun yemegi onemsememe huyu bana da gecmisti. bence bazen yememeyi siz deneyebilirsiniz yani sofra kurmayalim de ilgisizligini belirt. o kadar da acikamazsin ya bazen yogunluktan ogun atlanabilir. kahvaltida cay peynir zeytin yerine bi tatli tikistirir kahveyle de idare edebilir insan. gabe 'in dedigi gibi bi haftasonu olur kahvalti hazirlanir ama her gun her gun yapilmasi... ben arkadaslarimin evinde goruyodum aksam yemekleri tatlilar hamur isleri vs sabahtan aksama kadar mutfakta oturulur. bizde de oyle seyler yok muthis enerji ve zaman kaybi. diyet miyet de ne bileyim sandvic hazirlayin burda is size duser bence. asilayabilirsiniz her gun yapmak zorunda olmadiginizi
0
ala09
(09.01.22)
birader sen kaşınıyorsun :)

yenge daha napsın sana. sen mağara adamı gibi yaşamaya devam etmek istiyorsun demek ki
0
dafuq
(09.01.22)
Dünyanın en güzel derdi bu olabilir. Çok ciddiyim.
0
mezarkabul
(09.01.22)
Eşiniz de çalışıyorsa neden yükün %75’ini ona yüklediğinizi anlayamadım. Asıl sorulması gereken soru bu. Anlattıkların arasında gereksiz gelen tek şey bulaşık makinasına koymadan önce ciflemek, bu biraz abartı. Ama dışarıdan gelen yemeğe bile özeniyor eşiniz insan gibi tabakla yiyin istemiş, ne mutlu size yani. bence mutlu olmanız lazım. özene özene yaşayan bir insanla berabersiniz yani, yoksa size 5 gün nohut pilav dayasa belli ki şikayet edecek bir yapınız yok, ona rağmen uğraşıp emek veriyor yani.
0
roket adam
(09.01.22)
Ben eşimin emeklerine kesinlikle saygı gösteriyorum ve yemeklere çok yardım ediyorum. Ama benim için bir noktadan sonra yemekle bunca uğraşmak çok farketmiyor.

Ben kasaptan köfte alalım diyorum, o kıyma alalım evde yapayım diyor. Kasabın köftesinin oranları güzel değilmiş, maydanozu soğanı ekmeği o daha iyi ayarlıyormuş. Bence ikisinin tadı aynı bu arada. E ama köftenin soğanını ben doğruyorum.

Terbiyeli çorba ile terbiyesizini ayırt edemiyorum ama ona da ayrı bir tava kirleniyor. "bunu direkt tencereye döksek" diyorum, "asla olmaz tadı çok kötü olur" diyor.
0
🌸kanepeee
(09.01.22)
eşinize günlük olarak “ellerine sağlık, ellerin dert görmesin, yprulmuşsundur az sırtını ovaliyim mi?” gibi şeyler deyin. bu arada derdiniz şu: o bu kadar özenli davranırken siz kendinizi sorumlu ve yetersiz hissediyorsunuz. bunu eşinizle konuşun. yemek konusunda olmasa da siz de farklı konularda onun işime yarıyorsunuzdur. yaramanızı isteyip de siz üşengeçlik ettiğinizde de kavga ediyorsunuzdur zaten.
ha kendisine şunu da sorun: Bu kadar uğraşmaktan kendisi memnun mu? Memnunsa sorun yok ama sorf size yaranmak için ya da aileden böyle gçrüp böyle devam ettirmezse yetersiz bi eş olacağını düşündüğü için yapıyorsa “boş ver bebeğim yapmaman sorun değil, ben seni yemek yapıyosun diye sevmiyorum sen her halinle yeterlisin” deyin. o da rahat eder siz de edersiniz.
0
inanna
(09.01.22)
hocam kadın yemek konusunda zevk ve damak tadı sahibi sende bunlar yok hepsi aynı ve gereksiz geliyor, herkes anlayacak damak tadı olacak diye bir şey yok ama anlamadığın noktalar var işte :D
0
freebird5406_2
(09.01.22)
@hallegadola +1

Eşinize üzüldüm gerçekten. Ne hayatlar var...
0
himmet dayi
(09.01.22)
elmayı siz ısırarak yemeyi seviyorsanız siz ısırarak yiyin, kendisi keserek yesin.

eğer buna müdahale ediyorsa o zaman sorun büyük ve başka demektir.


edit:
bu arada bulaşık makinesine koyulan bulaşığı sudan geçirmek bile su israfı.
kaliteli deterjan kullanırsanız zaten buna gerek yok.
hadi bazen gerekli diyelim ama cif sıkmak falan çok lüzumsuz.
böyle bir şey yaptırıyorsa tabak saymakta haklısınız.
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Benim bir sandviç yaparken bile aynı bıçağı hem peynire hem tereyağına vs sokmadığımı ve en az 3-4 bıçak kirlettiğimi görseniz "manyak galiba" diye uzaklaşırsınız kesin.

Bulaşıkları su ve cifle temizlemek dışında (gereksiz su israfı) eşinize -ve @hallegadola'ya- katılıyorum ben de.
0
kobuzchu kiz
(09.01.22)
Ben de eşiniz gibiydim. Sonra baktım karşı taraf sürekli yapmasan da olur, dışarıdan yiyelim, bulaşık çıkıyor, vb. modunda. Zamanla benim de düzgün yemek yapma hevesim kırıldı. Zaten işten koştur koştur eşimden önce gelmeye çalışıp yemek yapıyordum. Şu anda bıraktım. Kendisi 1 senede 1 beden kilo aldı, artık göbeği var. Evde yemek pişmiyor. Ben akşam yemeği yemiyorum, kendisi pide/dürüm türevleri tüketiyor.
0
marla is in my head
(09.01.22)
Valla usengecin halinden sanirim usengec biri anlar. O yuzden senin durumunu tamamiyla anliyorum. Esinin yaptigi teoride guzel bisey gibi gozukebilir ancak direkt olarak olayi domine edip senin isteklerini gormezden geliyor. Bu haliyle bence de sikinti var.

Kendi istiyor diye surekli olarak seni de kendi istedigine zorlamasi guzel bisey degil. Sen nasil ki onun isteklerine gore hareket edip yardimci oluyorsan arada o da senin isteklerini dikkate alip ona gore hareket edebilmeli. Diger durumda yapilan sey guzel gibi gozukse bile direkt olarak seni etkisiz eleman kildigi icin bu duruma bir tepki gosterebilirsin. Mesela disaridan pide siparis ettiyseniz ve o kagidinda yemek istemiyorsa kendi payini gidip tabaga koyabilirdi ancak tamamini tabaga koymayabilirdi.

Neyse, ikili iliski bazinda dusunursek evet bir sikinti var ortada. Senin isteklerin direkt gozardi edildigi icin huzursuz olman normal bence. Bunu esinle konusup cozmelisin.
0
j r r tolkien hayrani
(09.01.22)
Bence sorun var. Siz sonuçta bunları talep ediyor değilsiniz. O sebeple az bile yardım ediyorsun, her şeyi kadına yüklemişsin gibi eleştirilere hiç katılmadım. Kimse akşam işten gelip saatlerini mutfakta harcamak zorunda değil. Eşiniz de değil ama o öyle tercih ediyor demek ki. Herkes istediği tarzda Yesin demek de olmaz.

Şöyle olabilir, sağlıklı lezzetli ev yemekleri yemek güzel oluyor ama bunu her gün yapmak beni yoruyor, sen de yorulma belirli günlerde böyle yapalım, diğer günler daha pratik yollar bulalım diyebilirsiniz. Hayır böyle olacak diye diretirse de kendisi bilir. Biraz kendi tercihlerinizi de ortaya koyun. O tabakta değil bu tabakta yemek istiyorum, ekstra servise ihtiyacım yok sen kendine al istersen gibi. Sen böyle uğraştıkça ben kötü hissediyorum ama senin kadar uğraşmak zorunda da hissetmiyorum açıkçası diyebilirsiniz. O halinden mutluysa sorun yok.
0
aquarium
(09.01.22)
Usengecin halinden usengec anlar +1

Gotu basi 1 elma yiycez diye 4 tabak, 2 catal kirletip sonra iki saat bunlari yikamanin luzumu yok.

Ha hanim da bir salarsa pir salar ama soyliyim.

Bi ara temizlik konusunda boyle bi tartisma yasamistik. Evden 1 hafta elini etegini cekti, evi gormen lazim :)

Velhasili bazi seylerin degerini kaybedince anliyorsun. Orta yolu bulmak lazim.
0
brkylmz
(10.01.22)
Esiniz belli ki gorgulu bir kadin. Bu tur seyler aileden gelir, aileden ne gorursen sen de onu uygularsin.
0
oscar
(10.01.22)
Yazik kiza. Erkegin kalbine giden yol midesi, el oglu pilavina bakar vs geyikleriyle zehirlemisler kizi. Yorgun argin isten gelip her aksam yemekle ugrasilacak kadar uzun degil hayat. Rahat ol, kasma bu kadar de. Aksamlari hafif yemek lazim, kilo yapar falan diye gir hic olmadi.
0
speedy
(10.01.22)
Ortada bir sikinti yok bence. Gereksiz ariza cikarmayin. Millet nelerle ugrasiyor, "esim yemek yapiyor arada ben de yardim ediyorum" diye bir sorun olamaz.
0
hot potato
(10.01.22)
Yahu cehennem gibi hayat, gelen cevaplara bak :)

Ortada dayatilan bir hayat var, ama medeniyet gelmis, kadin ugrasmislar havada ucuyor. Kadin kendisi icin ugrassin adami bi salsin o zaman guzel kardesim. Birakin adam elmayi isirarak yesin medeniyetin bunla ne ilgisi var? Pideyi kutusunda yesin, bunun icin tabak catal bicak kirletmenin ozen gostermekle ne alakasi var? O kadar tantana arasinda iki gunde degil de, bazen 3 gunde yemek pissin. Bazi sabahlar aceleyle edilsin kahvalti ne var yani?

Hayat musterekse herkesin istedigi biraz olacak guzel kardesim, yok ne guzel hanimin var biz cok yalniziz, yemek yapanimiz yok falan bunlar gereksiz dert yanmalar. Acikca esiniz fazla takintili, ben de oyleyim yer yer ama bunu sevgilime esime dostuma dayatmam, dayatamam.

Bulasiklari akitmadan makinaya koymam, ama sabun surmedi diye kimseye de hayati zindan etmem. Asgari kosullarda uzlasilabilir.

Medeniyet asil asgari kosullarda uzlasabilmektir. Tabak catal kullanip her seye ozen gostermek degil.
0
bosver nicki
(10.01.22)
Yani eger evde yemek olmadiginda falan sikayet ediyor olsaydiniz veya kilo aliyorum muhakkak duzgun yemek yemeliyim o zaman bariz haksiz olurdunuz. Simdi az haksizsiniz bence. Esiniz bunlari dayatiyorsa, istedigi gibi yapmadiginizda surat asiyor, hatir gonul koyuyorsa o da haksiz.

Kuruyemis kavanozuna elinizi daldirmak falan biraz gorgusuz seyler sanki gerci. Ayrica limon sikmayi bir is olarak saymaniz da yetiskin bir insan icin cok cok komik, tam memnun etmenin mumkun olmadigi erkekler gibi konusmussunuz.

Insanlar bazen bir iyilik dayattiklarinda sirf iyi bir sey oldugu icin bunun kabul edilmesi gerektigini dusunuyorlar. Bazi kisiler icin bu 'yardimci olan, detay dusunen kisi olmak' cok onemli, karakterleri oyle sekillenmis. Misal, yakin zamanda kardesim cocugunun dogumgununu annemin evinde yapacakti. Ozellikle dekorasyona ve yemeklere karismamasini, kendisinin aklinda bir plan oldugunu soyledi. Annem yine de gitti susleri asti, yemekleri yapti vs. Sorsaniz iyilik, onlara kolaylik olsun diye yapilmis bir sey. Ama aslinda gereksiz bir dayatma ve karsinizdaki kisinin tecrubesini etkileyen bir karar.

Sizin probleminiz de konusarak rahatlikla cozulebilecek bir sey bence ama aklinizda olsun, bu konuda bir degisiklik etmek istemek bir daha sonsuza dek yemek, saglikli beslenme, kilo verme vs gibi seylerden sikayet etme hakkinizdan feragat etmek demek. Hem o hem o olmaz zira.

Aklima gelen cozumler:
- Meal prep denen hadise: sebze dograyacaksaniz, limon sikacaksaniz, salata yapacaksaniz falan bunlari bir pazar gunu iki saatte yapip hafta boyunca rahat edebilirsiniz. Ben de salatayi mesela cok fazla yapip hava almayan kavanoz veya buzdolabi posetinde sakliyorum dolapta. Sosunu vs sonradan koyuyorum yiyecegim zaman.

- Haftanin gunlerine yemek atamak: Misal pazartesileri makarna gunudur, sali carsamba saglikli ev yemegi gunudur, persembe kahvalti gunudur, cuma disaridan soylenir gibi seyler. Boylece bir kismini onceden hazirlayip bir kismini o an yapip is yukunuzu duzenleyebilirsiniz.

- Slow cooker edinebilirsiniz: turkcede buna ne deniyor bilmiyorum. Bende bu arkadaslardan var, sabah evden cikarken et sebze vs icine atiyorum, yaklasik 7-8 saatte kendi kendine pisiriyor ben isteyken. Boylece et haslamak, et suyu yapmak, sebze yemekleri veya corbalar gibi seyler isten sonraki kisa ve yorgun zamanlarda hizla yapilmasi gereken seyler olmaktan cikar, eve geldiginizde yemeklerinizin buyuk kismi hazir olur.

- "Ben bunu boyle yemek istemiyorum canim, sagol, yorulma bosuna. Isirarak yiycem elmayi. Optum.' deyin yani. Buna da bozuluyorsa problem.
0
sopiro
(10.01.22)
Yemeklerin uzun sürede olması sizin çok acıkmanıza sebep olduğu için fazlaca acikip canınız sıkılıyor olabilir mi?

Bir de eşiniz öğretmen mi?

Eşinize birkaç hobi bulursanız bu günlerinizi özleyebilirsiniz bile.
0
buffy de vampir sayılır
(10.01.22)
Sevgilim de sizin eşiniz gibi çok düzenlidir bu konularda. Aynı sizin gibi düşünüyorum. Fakat tek farkla bunları şikayet etmeyerek severek yapıyorum. Hatta çoğu zaman öğle yemeğini kendim hazırlayıp iş yerine bıraktığım oluyor öğlen birlikte yiyoruz vs. Bulaşık konusunda sonuna kadar haklısın. Ayrıca ev işlerinde yemekten sonra vs 1-2 güzel söz söyleyip gönlünü alabilirsin. Belli ki bu konuda yavaş yavaş eşinize söyleneceksiniz hiç söylenmeyin.

Bazen iş yapmaktan kaçmak istediğim zaman markete diye kaçıyorum ya da tuvalete diye koşup oyalanıyorum:))
0
Boris
(10.01.22)
mutfakta zaman geçirmeyi sevmiyorsun sanırım ama ortak zevkler önemli tabi zorla da olmaz
zaten sıkılırsın

o mutfakla ilgilenirken sen temizlik çamaşır vs. uğraşabilirsin daha çok hoşuna gidiyorsa
zaman daha verimli kullanılmış olur

ikiniz de çalıştığınız için
anormallik* sende, eşin beraber vakit geçirmek istiyor hoşuna giden bir iş yaparken

edit*: tarafsız yazamadım çünkü yemek benim de kırmızı çizgim

bulaşıkları ciflemek filan bilimsel değil, her açıdan zararlı
cif değildir ya onla lavabo, wc filan ovuluyor
0
bir soru sorcam
(10.01.22)
(2)

Kendimizi geliştirmek için neler yapabiliriz?

sassot
Öncelikle merhaba herkese. Gün içinde kendimi geliştirmek için yazılım öğreniyorum, ingilizce çalışıyorum, spor yapıyorum,kitap okuyorum, zeka oyunları oynuyorum bulmacalar çözüyorum. Bunlar dışında neler yapabilirim başka öneriniz var mıdır?
Öncelikle merhaba herkese. Gün içinde kendimi geliştirmek için yazılım öğreniyorum, ingilizce çalışıyorum, spor yapıyorum,kitap okuyorum, zeka oyunları oynuyorum bulmacalar çözüyorum. Bunlar dışında neler yapabilirim başka öneriniz var mıdır?
0
sassot
(09.01.22)
Belki degisik ortamlara girip insan iliskilerini gelistebilirsin. Yukaridaki yazdiklarini hakkiyla yapiyorsan zaten butun zamanini fazlasiyla alir, baska bir sey daha sikistirmana gerek yok.
0
hot potato
(09.01.22)
Herhangi bir Enstrüman veya dans kursunu ısrarla tavsiye ederim.
0
etna
(09.01.22)
(21)

her konunun yurtdışına bağlanması sizi de çok bunaltmıyor mu?

der meister
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit ge
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.

yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit geçirmek çok lüzumsuz ama insan ucundan kıyısından da olsa baksa görüyor bunları hep.

ya atıyorum bir maç var. başlığına giriyorum ekşi'de. "tribünde herkes birasını içiyor, ne güzel, biz burda fakiriz, bok gibi ülkede yaşıyoruz" temalı entry'ler hemen... her allahın günü bugün olduğu gibi "doktorluğu bırakıp isviçre'de kebapçı olan adam" tarzı hikayeler...

abi bu kafayla nasıl manyak olmuyor bu insanlar? b*k gibi yaşıyoruz eyvallah hiç itirazım yok da imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışıyorum bazen. daha iyisini istiyor, bunun için mücadele ediyor ama bir yandan bugünümde de kendimi iyi hissedebilmek istiyorum şahsen.

bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir ya bir değil iki değil herkes aynı şeyi yazıp duruyor sürekli. hal böyleyken insan şu durumda mutlu olabileceği varsa bile yine olamıyor arkadaş, bir saniye aklımızdan çıkartmıyorlar dandik yaşadığımız gerçeğini.

bu durum sizi de etkiliyor mu mental olarak ya da kızıyor musunuz, üzülüyor musunuz? yauv arkadaş bak akşam oturmuşsun, maç izliyorsun, ne güzel. iki saat kafanı dinle, keyifli vakit geçir... yok. konu bi şekilde türkiye'ye bağlanıyor. lan böyle hayat mı yaşanır? ben mi abartıyorum, sizin görüşleriniz nedir?

hayır bu duruma ses çıkarsak ne olacak abi, sokağa çıksak hapisteyiz zaten. ben mesela, beni az çok tanıyorsunuzdur çoğunuz, allah aşkına ben mücadele edip kendimi geliştirsem ne olur? yılbaşı videosundaki dayı gibi, "şu adamın tipine bak allah aşkna bu nasıl yeni yıla girecek" hesabı, yani neyi kovalıyoruz bu kadar gerçekten anlamıyorum. neden hepimiz sanki €3000 maaş varmış da bize verilmiyormuş zihniyetiyle yaşayıp sinir hastası oluyoruz ki?
0
der meister
(08.01.22)
Evet, ben bu olaydan coktan biktim. Her gun "burada durulmaz ya" tipleri goruyorum. Ben muthis bir yer burasi demiyorum ama hepimiz bu ulkedeyiz, hepimiz bu ulkenin durumunu goruyoruz, biliyoruz, birebir yasiyoruz zaten. Daha neyi kime bininci defa anlatiyorsun? Herkes her seyin farkinda. Bildigimiz seyleri bininci defa duyunca mutlu olmuyoruz, anlayin artik. Hep sikayet, hep sikayet.
0
hlot
(08.01.22)
gören bilen insan ister istemez kıyaslıyor aslında üzüldüğünden ama o an için toksiklik oluyor biraz evet.

ama pek bilmeyen sallamayan insanlar zaten bunu yapmıyor. trde mutlu onlar. "başka ülkede yaşayamam" kafası.

emin ol onlarla da sen anlaşamazsın.

bilmenin laneti.
0
AlsterWasser
(08.01.22)
şöyle söyleyeyim. otuzlu yaşlarında işinde iyi yerlerde olan çiftiz. yaşıtlarımızın avrupa'daki yaşam standartlarını biliyoruz. her birimizin maaşı 1000 usd etmiyor şu an. hangi ülkede iyi üniversite mezunu, alanında iyi eğitim almış kalifiye gençler 1000 usd altında para alıyor? benim 2 dilim var, ikimiz de ingilizce biliyoruz. şu an avrupa'da hizmet sektöründe part time çalışan adamın maaşını alıyoruz. araba alamıyoruz, tatile çıkarken kırk kere düşünüyoruz. bu şartlar altında nasıl kıyaslama yapmayabiliriz ki?

daha yeni arkadaşımız almanya'ya gitti çalışmaya. burada karı koca it gibi çalışarak kazandıklarının iki katını sadece bir kişi çalışarak kazanıyorlar. bu reva mı bu gençliğe?
0
wild honey suckle
(08.01.22)
Güzel başlık olmuş. Gidebilen ya da gitmeyi tercih eden gidiyor zaten.

Bazı konularda "benchmark" gibi belirleyip kıyaslamak doğru olabilir gösterge açısından, atıyorum ülkelerin insani gelişmişlik endeksleri ya da gayri safi yurtiçi hasılalarını bu yeri gelen bir konuda genel fikir vermesi açısından kullanılabilir. Bazı konuların bizi zorladığı, hayat kalitemizin de düştüğü doğru çeşitli nedenlerle. Ama bunu sürekli "yurtdışı da şöyle süper, insanlar şöyle geziyor, şöyle partiliyor, şu kadar euro kazanıyor, herkes hep musmutlu, hayat da tozpembe" gibi argümanlarla savunmak bana da yüzeysel, amiyane tabirle de "goygoy" geliyor.
0
dreamnesiac
(08.01.22)
valla ben de biktim,
bizim sorunlarimiz var ama bunu cok dile getiren cevremdeki tipler, almanya'da falan sosyal yardim parasiyla gecinmeyi hayal ediyorlarmis gibi.

ya da bir doktorun burada durulmaz demesini anliyorum, hak veriyorum ama benim mal kuzenim almanya'ya gidecem ben de diyor, daha uyduruk özel üniversitesini bitirememis, kendine faydasi yok.
0
Coma
(08.01.22)
etkilemiyor. gençliğin verdiği çiğlikle konuştuklarını düşünüyorum.

23-24 yaşlarında ben de ülkede her şeyin berbat olduğunu düşünüyordum. türkiye'de asla mutlu olunamaz havalarındaydım. ya siyah ya beyazdı her şey. rigid karakter de diyormuş buna psikiyatrlar, olumsuz manada tabii. yaşlandıkça o sivri köşeler yumuşuyor.

türkiye gayet sorunlu bir ülke ama güneşli bir güne uyanmak ülkelerin sınırlarından bağımsız güzel. ya da dediğiniz gibi bira eşliğinde maç keyfi. ufak tefek anların kıymetini bilmek de yaş almakla gelişebilen bir özellik galiba.
0
adse
(08.01.22)
arkadaşlar bazılarınız beni yanlış anlıyorsunuz. kıyaslamayalım, iyisini istemeyelim demiyorum. inanın bu konuda en çok üzülen, bunu en çok kafasına takan insanlardan biri benimdir. sevgilim yabancıydı, en yakın arkadaşım yabancı, yani sürekli görüyorum bunları; üstelik türkiye'de de durumum iyi filan değil, belki mental olarak bundan en çok etkilenen gençlerden biriyimdir.

benim bahsettiğim şey bunun SÜREKLİ ön planda tutulması. oturup çay içerken bile konunun yabancı ülkeye gelmesi. benim anlamadığım kısım burası. la insan su içerken bile "isviçre dağlarından gelen suyu içiyor olabilirdik" der mi mesela? 7/24 buna maruz kalmak zorunda mıyız? ben bundan bahsediyorum. yoksa türkiye'de yaşayıp durumuna üzülmeyen gencin aklına şaşarım, orası ayrı mesele.
0
🌸der meister
(08.01.22)
Valla beni bunaltmiyor cunku haklilar. Hani mesele surekli bir kiyaslama meselesi degil sadece, ister istemez kafa ona gidebiliyor bazen.

'bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir '

Demissin mesela. Ben soyleyeyim, ulkede surekli olarak biraya/alkole zam geliyor. Bir kutu bira bile artik oldukca luks kategorisine girmis gibi. Hal boyle olunca yani neredeyse devamli alkole zam haberlerini duyunca ister istemez algida secicilik devreye girebiliyor bazen. Adam belki o kareye kadar mutlu mutlu maci izliyordu ancak o kareyi gordukten sonra istemsizce akli yine biraya, fiyatlara, vergilere, zamlara gidip en son o cumleyi kurar hale gelmistir.

Bir de o tur mesaji yazanlarin 7/24 sanki sikayetcilermis de hic zevk almiyorlarmis gibi yasadiklari sonucuna nasil vardin onu da anlamadim. Dedigim gibi adam da her seye ragmen oturup keyif almak icin maci izlemeye baslayip en son ister istemez o mesaji yazmis olabilir. Sirf o mesaji yazdi diye hemen sanki surekli ayni tutumu takiniyorlar gibi dusunmen yuzunden bence abartiyorsun.

Hatta sende de algida secicilik yine devreye girmis gibi. Sen de surekli olumsuz yorumlara odaklaniyor gibisin.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
kesinlikle aynı fikirdeyim.

gavur okulu diye tabir edilen liselerden birinden mezunum.
yani "bilmeyen"lerden değilim kesinlikle.
birçok arkadaşım ülke bu hale gelmeden eğitim için yurt dışında okudu, bazısı kaldı, bazısı döndü.

"türkiye bir mühendis kaybetti, abd bir pizza delivery guy kazandı" temalı şeyleri gördükçe içime fenalık geliyor artık.
gitmek isteyen elbette gider ama her giden de bilmem kaç bin dolar maaşla, x şirketinde iş bularak gitmiyor.
diğer yandan, herkes gidip x bir ülkede servis şoförü ya da delivery guy olmak istemeyebilir, bunun bilmemekle alakası yok.

esg biraz eğitimli, ekonomik olarak orta ama sosyal-kültürel anlamda orta-üst sınıfta olan insanların yurt dışına akademisyen olarak bile gitse göçmen olduğunu ve bunun da çok tercih edilesi bir şey olmadığını söylediğinde linç yemişti, ki kendisini bazen antipatik buluyorum ama bu konuda haklı bence de.

belki yaşım gereği bazı şeyleri daha sakin karşılıyor da olabilirim ama hayat boyu bir ülkede göçmen olarak yaşamak o kadar da "muhteşem" bir şey değil.

lüzumsuz bir karşılaştırma trendi ve "yurt dışına gitmek lazım abi yea" havası var.

çocuğunun adını bile yurt dışına yollamak üzere türkçe karakterli koymamak falan...
sanki dünya şimdiye kadar türk adı görmemiş, kimse yurt dışıyla veya yurt dışında iş yapmamış gibi.

hayatımızın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağız ve buna mahkumuz diye düşünmek genelde bu dönemde doğmuş ve/veya büyümüş insanlarda var.

afganistan gibi aşırı örnekler dışında, elbet her dönem geçer, yerine yenisi gelir.
ki afganistan için bile bu bir dönem, elbet bazı şeyler onlar için bile değişecektir.

biraz da soğukkanlı olabilmek lazım.
bunların anlamı yok, bunlar kendileriyle birlikte insanları aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.

haklılar mı, evet?
ben de araba istiyorum, alamıyorum.
ama bu ülkede her ekonomik kriz çıktığında yurt dışına gitmeye kalksak, benim bu üçüncü olacaktı mesela.
bu sene alamazsın, iki yıl sonra alırsın.
bu durumu düzeltmek için toplum olarak doğru seçimler yapmak, sağlam durup psikolojiyi çok yıpratmadan sabırlı olmak dışında yapılacak bir şey yok şu anda.
çünkü bu işlerin toparlandığı bir dönem de gelecek, o zaman ne olacak?
"yaşasın, canım ülkem!" mi olacak?
bugünden şikâyet etmek güzel de, biraz da yarını düşünerek konuşmak lazım bence.
yani ülke yönetimiyle ülkenin kendisini karıştırmamak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Haklı oldukları için onlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece fakirlik de değil ülkenin sorunu. En kılcal damarına kadar kötülükle, insanların mutluluğuna karşı bi zihniyetle dolmuş durumda.

Ya en basiti, kaldırımda yürüyorsunuz biri gelip bıçaklayabilir. Ya da bir partinin gençlik kolları başkan yardımcısının arkadaşı size arabayla çarpar, ölürsünüz kendisi hiçbir sorun yaşamaz. Böyle boktan bir ülkede kim neden yaşamak istesin allah aşkına doğru değil mi bunlar?

Yurtdışına gitmemiş olmamın tek sebebi zaten haber falan izlemesem süper imkanlarımın olması ve şimdiki işimde kendimi geliştirme özgürlüğümün yüksek olması. Şimdi gitsem alacağım €60000 falan, seneye bir üst pozisyonda gidip çok daha fazla alırım diye bekliyorum.
0
aguen
(08.01.22)
Psikokulturel olarak asiri ice donuk, kendi toplumunu dunyanin merkezinde gorme egiliminde bir toplum olarak, iyi veya kotu her seyin sadece Turkiye'de oldugu sanrisi var. Surekli soyle seyler okuyorum:
- Ev fiyatlari cok yuksek. Bir ev almak icin 10 yil kredi altina girmen gerekiyor. Turkiye iste ah...
- Yurtdisinda doktorlar hic kaba degil, bir tek bizim doktorlarimiz boyle.
- Ulkenin esnafi sahtekar. Duzgun black friday indirimi yok. Once fiyarlari arttirip sonra dusuruyorlar, aslinda indirim falan degil.
- [Bunu direkt kopyaladim] bizim ticaret kültüründe gerekirse çöpe atılır mal. ama son kullanma tarihinden önce sikseler indirim yapmayı düşünmezler.
- [bu da direkt alinti] arkadaslar turkiye'de cevreniz kadar adamsiniz malesef

Dedigim gibi cok ice donuklukten ve/veya dunyanin geri kalanina asina olmamaktan olsa gerek her seyin en iyisi (ornek: yemekler. yemek kulturu bir tek Turkiye'de var) ve en kotusu Turkiye'de. halbuki ne alakasi var, yukarida yazdigim her sey tum ulkelerde yasanan seyler, ki bazilarinda Turkiye dunya ortalamasindan iyi bile olabilir. Yukaridaki cevaplarin bazilarinda da gene ahlaksizlik, sahtekarlik, yozlasmislik sanki bir tek turkiyedeymis gibi konusulmus.
0
hot potato
(08.01.22)
bunaltıyor da kendim gidemediğim için ve gitmek için daha çok çaba harcamam gerektiğini hatırlattığı için bunaltıyor. bir de sosyal medyada şöyle bir durum var, olumlu şeyler daha az yazılıyor bence. insanlar çevresindekilere sürekli şikayet edemeyeceğinden sosyal medyada yazıp rahatlıyorlar. benim hesabım öyle günlük hayatta sürekli bunu konuşmadığım halde. kısaca, onlar da haklı sen de haklısın.
0
curious mind
(08.01.22)
Bunaltıyor. Genelde bunları yazanlar Z kuşağı. Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanıyorlar. Bilgiye tamamen kapalılar. En çok da doktorların yurtdışı muhabbetinden bıktım diyebilirim. Sanki dünyada ülke kalmadı da Almanya Türkiye'den gelmek isteyen bütün doktorları alacak. Başka Avrupa ülkelerinden tut Çin ve Hindistan'a kadar herkes en iyiyi istiyor.

Bir de gidebilen kişi zaten gider. Konuşmuş olmak için konuştuklarından bunaltıyorlar açıkçası.
0
garylineker
(08.01.22)
bunaltıyor. ek olarak ''x ülkesi yeni bir su ürünleri mühendisi kazandı'' muhabbeti de çok bunaltıyor.

15 sene kadar önce bir arkadaş grubuyla birlikte yurtdışına taşındık, aramızdan ara sıra türkiye'ye geri dönenler oldu ama memnun olmalarına rağmen resmen peer pressure yüzünden yurtdışına geri döndüler.''yurtdışından taşındım'' dediğinde bahsettiğin ülkeye 2 gün kahve içmeye gelmiş insanlar sana hayatının hatasını yapmışsın gibi davranıyorlar çünkü.

ve bu yorumlar insanları kötü etkiliyor, sadece türkiye'de yaşadıkları için mesleklerinde asla başarılı olamayacağını düşünen insanlar görüyorum. aynı şey herhangi bir uğraş, hobi, hayata dair bir hedef için geçerli.

son olarak bu tarz siyah-beyaz ayrım yapan insanların kafasında yurtdışı neresi onu da anlayamıyorum. sydney ve cagliari'deki hayatı aynı görecek kadar yüzeysel bakmak maalesef bu şehirlerden de zevk alamamakla sonuçlanır diye düşünüyorum.
0
william morris
(08.01.22)
Kesinlikle katılıyorum ben aşırı sıkıldım ve böyle düşündüğüm için kendimi tuhaf hissediyordum. Ancak burada aynı fikirde olanları görünce bir nebze rahatladım.

Genelde her konuyu yurtdışına bağlayan kişilerin yurtdışında uzun süreli hiç yaşamamış insanlar olduğunu farkettim. Yurtdışında ekonomik refah, düşünce özgürlüğü vs muhakkak daha fazla. Yurtdışında yaşamak kötü demeyeceğim gurbetçiler gibi. Ancak uzun süreli yaşamayan insanlar home sick olmanın, başka bir ülkede ne kadar oralı gibi olursan ol yabancı olmanın ne demek olduğunu tatmamışlar. Bu yüzdendir ki gözlerinde çok büyütüyorlar.

Bir de sürekli Avrupa'dan bahsedip kendini o standarda çekememiş insanlar var ki benim en ciddiye alamadığım kesim. Tribünde bira içmek istiyor fakat çöpünü muhtemelen yere atacak. Turist olarak gittiği yerde bile kendini belli ediyor ancak yurtdışında yaşamak istiyor. Önce burada faydalı olamamış ki yurtdışında olsun.
0
mysticriver
(08.01.22)
bazısının sıkıntıları var. konusu bile açılmadan, sana öfkelenerek, zaten ülkeden gideceğim diyenler var muayenehanede.

bazısı çoluk çocuk

ateşi ilk yakanlar da gazeteci/siyasetçi yanında çalışan çömezler heralde.
nihayetinde 3 kenar internet gazetesi aynı konuyu manşete çekti mi, o konu gündem de yer ediyor. bu yol su yemek olarak geri dönüyor muhakkak.
0
comp
(09.01.22)
dostum kesinlikle haklısın, bence bunun sebebi şu: eskiden insanlar yurtdışına çok daha kolay gidebiliyordu. yurtdışına öğrenci olarak, turist olarak vs gitmek çok daha kolaydı. giden insanlar, orada da insanların bir takım sıkıntılar çektiğini, oranın da kendine göre zorlukları olduğunu görüyor, tecrübe ediyordu, dolayısıyla evet burası zor ama orası da beni altın kaşıkla beklemiyor, orada da farklı bir zorluk var şeklinde bir tecrübe ediniyordu. şu anda insanlar gidemiyor, turist olarak bile tecrübe edemiyorlar. instagram'dan, youtube'dan edinilmiş bir yurtdışı tecrübesi var, içerik üreticileri de, paylaşım yapanlar da takipçi kasmak için her şeyin inanılmaz güzel olduğu bir hayali satıyor. yurtdışının zorlukları, kötü yanlarını gösteren bir video, genel narrative'a aykırı olduğu için izlenmiyor bile, arada kaybolup gidiyor. bir de yurtdışını gidip de bu ülkeden nefret eden insanlardan öğreniyorlar, ya adam gitmiş, burayla derdi bitmiyor. sal abi şu ülkeyi. evet burası bok gibi bir yer, sen de müthiş bir hayat yaşıyorsun. allah daha iyi etsin de sal kardeş şurayı.

tabii ki kıyaslanacak, tabii ki daha iyisi istenecek. tabii ki ülke olarak geliştirmek zorunda olduğumuz çok şey var. ama şu kuru kuruya "gidicem lan ben de gidecem, aslında siktir olup gitmek lazım abi" muhabbetinden ben de sıkıldım. burada akademisyen olacağıma orada dönerci olurum. ol kardeşim. ya ol ya da muhabbetini etme artık, yeter bıktık yani. bunlar kişisel tercihler, ülkem için giden tecrübe kazanan da iyi, gitmeyen kalan da iyi. ama bu kadar çok anlam yüklemek gerçekten bıktırdı.

bak mesela bir örnek vereyim; arkadaşlarla konuşuyoruz abi senin araba burada 500 bin tl orada 20 bin euro. evet kardeşim doğru. burada 3 sene kredi ödüyorsun aracının değeri döviz bazında bile benzer rakamlarda kalabiliyor. almanya'da 20 bin euroluk araç 3 sene sonra 5 bin euroya düşüyor. bu aracı sürmek için yılda 5 bin euro çöpe atar mısın? cevap, aa öyle miymiş. e işte diyorum ya, kolay olana inanmak dışında bir olayımız yok tc millleti olarak.

almanyaya göç etmeyi hayal ediyor adam. tamam çok güzel. yahu iki kelime almanca öğrenmemiş. lan internetten aç okursun, iki adım atarsın hayalin için di mi. yok abi. hasbelkader giderse de yerel halktan bağımsız bi getto kurmaya çalışıyor kendince. gittiğinde bile gittiği ülkeden izole kalmayı başabilen bir milletten ne bekliyorsun?

neyse yani insanlar özetle mutsuz. mutsuz olmakta haklı sebepleri var. bu sebeplerin bir kısmı ülke ve ülkenin yönetimiyle alakalı bu da %100 doğru. ancak bir kısmı da kişinin kendisiyle alakalı. insanların çoğu da suçu karşı tarafa atıp kendileri bir şeyleri iyiye götürmek için bir çaba göstermiyor. 20 ülkeden fazla gezmişimdir, mesela ben sokakta rastgele biri tarafından bıçaklanabileceğimi gerçekten kafaya taksam, anında psikoloğa giderim. bunun burası ile alakası yok, kendinde bir psikolojik problem var bunu çözmen lazım. ya da maddi olanaklar evet kısıtlı, daha çok kazanmak için ne yapabilirim? yabancı dilin var mı? yaptığın işin önü açık mı? kariyerin daha nereye gidebilir? bunları konuşmaktansa abi dönerci olacaksın var ya mustang'e bineceksin geyiği yapmak daha kolay oluyor, acı ama gerçek.
0
roket adam
(09.01.22)
Bu sinir bozucu olsa da normal bir davranış. Bugün 20'li hatta 30'lu yaşlarında olan insanlar kendilerinden önceki jenerasyonlardan farklılar. Türkiye'nin 2000'ler öncesi yaşadıkları ekonomik ve siyasi çalkantılarda, o dönemin gençleri şimdiki kadar imkana sahip değildiler, dertlerini çekerken Almanya'da, Amerika'da vb. nasıl hayatlar yaşandığını, akranlarının nasıl fırsatlara sahip olduğunu an be an görme imkanları yoktu.

Bugün ise haberlerle, sosyal medyayla, arkadaşları vasıtasıyla vb. dünyadan haberdar olmayan 35 yaş altı kimse kalmadı. Üstelik bu insanların tamamı 10-15 yıllık ekonomik büyüme dönemini, görece stabil döviz kuru zamanlarını yaşamış; bu sayede belki sosyal seviye atlamış, kariyer yapmış, yurtdışı görmüş hiçbiri olmasa yine evinde, cebinde interneti olan insanlar. Bir ekonomik ya da siyasi kriz yaşandığında kendi bilgileri dahilinde yurtdışındaki insanlara bakmaları, onlara öykünmeleri normal. Burada tabi ki bazı çıkarımlar çok yüzeysel ve "Yurtdışı" hiçbir sorunu olmayan, her şeyin mükemmel olduğu adeta mitolojik bir noktaya da çıkartılıyor ama insanların "Demek ki kaderimiz bu" demektense "Ulan millet ne güzel yaşıyor, bizim neyimiz eksik" demesi daha iyi, belki hemen olmasa da orta-uzun vadede bir şeyleri değiştirir.

Tabi diğer bir etken de insanların yorgunluğu. Bugün sokak röportajlarına bakarsanız 8 yaşında çocuklar bile dolar kurundan, faiz oranından falan bahsediyor. Bu gündem çok yorucu ve insanların olmayan umutlarını daha da tüketiyor. Bu noktada insanlara suç bulamıyorum çünkü bu yönetimsel bir tercih. Bugün güdülen siyaset partilerin kitlelerinin politize olması üzerine. İktidar istiyor ki tüm seçmen kitlesi konsolide olsun, her an her politikasını savunsun. Ha keza muhalefet de insanların tepkilerinin canlı kalmasını istiyor... Bu durumda her konunun siyasete çıkması, o tartışmaların da bir noktada "Ulan yurtdışına bak adamların kafası ne kadar rahat" seviyesine gelmesi bence normal. Ülke sadece ekonomik ve siyasi değil, mental açıdan da zor zamanlardan geçiyor.
0
salihdt
(09.01.22)
Ben de gitmeyi düşünüyorum ama başka çarem olmadığı için. Yazılımcı olmuş olsam, doktor olmuş olsam gitmeyi düşünmezdim. Uzman doktorun maaşına yakın bir para kazanabilmem mümkün değil mesela.

Dil bilmeyip falan gideceğim diyen tipler de var. Bunlarla muhabbet insanın modunu düşürüyor açıkçası. Evlenmiş, çocuk yapmış buna rağmen kafasında gitme hayalleri falan. Yapılmaz değil yapılır ama çok zor iş gerçekten.

Anadolu'da okumuş hiçbir dersi ingilizce almamış bir doktorun gittiği ülkenin dilini ana dili gibi konuşabilmesi lazım. Ayrıca gidilecek ülkede en azından bir diploma almış olmak çok önemli. Bu işleri araştırmış biri olarak söylüyorum bunları.
0
antropolog
(09.01.22)
Ben de imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışırım hep ama sorun şurada imkanlar günden güne daralıyor, kendimizi birazcık iyi hissetmek için yapacağımız şeyler yine ülkenin durumu kaynaklı bir yerlere tosluyor.

Ben kendi adıma yurtdışında hiç yaşamadım, 1-2 haftalık tatiller dışında herhangi bir ülkeyi tecrübe etme şansım olmadı ama ben de ister istemez şöyle bir kıyaslama yapıyorum, 10 sene önce 20 sene önce son derece rahat yapabildiğim şeylere bugün ulaşamıyorum, sadece maddi anlamda da değil, zihniyet değişti, çevre değişti ve günden güne kendimi bu yeni insanların bulunduğu yere ait hissetmez oldum, sürekli bu durumla yüzleşmemek için hayatımı daraltmak durumunda kaldım, bu tutumun da bir maliyeti oluyor ve insan bunalıyor, bunalınca da içinden atmak istiyosun.

O nedenle bu tarz yazılara denk geldiğimde çok da bunalmıyorum ve anlıyorum yazan kişinin duygularını, zaman zaman olumsuzluk duymaktan sıkılsam da, ortada hiç sorun yokmuş gibi yaşayanlar, bir nevi mış gibi yapanlar beni daha çok bunaltıyor, ha gerçekten aşmış olanlara bir dediğim yok onlara ancak imrenirim ama ‘hep olumlu olmalıyız’ durumu da beni boğuyor.
0
(09.01.22)
Yani insanlar tükendiği ve inanılmaz mutsuz olduğu için anlayışla karşılıyorum, ama kendimi uzak tutmaya da çalışıyorum bu sohbetlerden.
Beni daha çok sinir eden şey bilmedikleri konularda yurtdışı guzellemeleri yapmaları insanların. “Ya zaten avrupada herkes X” “devlet Y yapıyor” falan gibi olmayan artık nerden de duyuldugu belli olmayan garip idealler yaratıyorlar. Bu memleketlerde taciz, tecavüz, ırkçılık, dolandırıcılık, suç, saçma politikacılar, cinsiyetçilik yokmuş gibi. Ha bizdekinden iyidir kötüdür bakın bununla ilgili bir şey demiyorum. Kastettiğim buraların masalsı harikalar diyarı olarak yansıtılması. Yani Amerikadan guzellikler diyarı diye bahseden birine “hmm, tabii orda da ırkçılık var” falan deseniz “ya bırakıcaksın ırkçılığı” diyorlar mesela. E bu nasıl bir arguman? Ne demek ki bu?

Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben bu spektrumun diğer ucundayım. İki sene kadar önce Turkiyeden tasındım. Ustumdeki tek baskı “hayatın tadını cıkarma” konusunda. Herkes surekli “sen neyse ki kurtardın kendini” diyorlar, hep bir refah ve mutluluk baskısı. Türkiyedeki insanlarla olan iletisim dönüp dolaşıp “bizi de aldırsana ehuıehueh” şakalarına geliyor. “Bizim çocuk da biraz buyusun yanına gonderelim” gibi garip soylemler. Erkek arkadasım da bazen “beni de kurtar burdan ya” falan diyor yarı ciddi. Yahu evlenmeden oturma izni olmuyor yaşadıgım ülkede, insanların karısına kocasına bile vize çıkmadı iki senedir, e hadi getirdim buraya ne iş yapılacak? Vs derken birden kendinizi sırf yurtdışına gittiğiniz için hazır değilken evlenip çok da tanımadığınız iki çocuğun sorumluluğunu alma ihtimalini düşünürken buluyorsunuz. Olacak iş değil de, bahsettiğiniz sohbetin diğer yönünü anlatmak için soyledim. Kimse de fikrimi sormamıştı gerçi, sorry.
0
sopiro
(09.01.22)
(2)

Yatırım tavsiyesi lazim

seyyar satıcı
Sizce hangisi mantikliKredi çekip bir yerden arsa ev almak miYoksa maaş yattikca bir miktari ile Nike Apple Starbucks gibi şirketlerden ameriakda hisse almak mı mantıklı bunlar temettü veriyor.Temmettunun alternatifi Erdemir isdemirden hisse almak düzenliAma tl ile yatırım korkutuyorSizin yorumunuz
Sizce hangisi mantikli

Kredi çekip bir yerden arsa ev almak mi

Yoksa maaş yattikca bir miktari ile Nike Apple Starbucks gibi şirketlerden ameriakda hisse almak mı mantıklı bunlar temettü veriyor.
Temmettunun alternatifi Erdemir isdemirden hisse almak düzenli

Ama tl ile yatırım korkutuyor

Sizin yorumunuz nedir
0
seyyar satıcı
(08.01.22)
Kendi yatırım algımdan bahsedeyim, belki faydası olur: Öncelikle TL bazlı yatırım çok mantıklı gelmiyor, zira hisselerin fiyatları TL bazında yükselse de dolar bazında ya düşüyor ya da en iyi ihtimalle aynı kalıyor. Burada tabi ki yatırımın süresi önemli ama döviz bazlı hisse yatırımı bence daha mantıklı. Gayrimenkul yatırımına hiç girmem; eğer içinde yaşayacaksam ve bana hayat güvencesi olacağını düşünüyorsam ev alırım ama zaten bu sorunum yoksa yine TL bazlı gayrimenkul yatırımı yapmam, zira bu da aynı kur derdinden muzdarip, üstelik likit değil, bir de üstüne eskiyor, kira alıyorsanız gerçek enflasyon oranında artıramıyorsunuz, haliyle geliri de TL bazında enflasyonun altına düşüyor, üstüne bir de bakımı vb. var...

Amerikan hisseleri olabilir; incelediğim, bildiğim hisse varsa alırım, yoksa ya da riski dağıtmak istiyorsam ETF alırım.
0
salihdt
(09.01.22)
1. Kredi cekip hisse senedi almak risklerinden genel olarak tavsiye edilmez. Yani bu ABD'deki genel yatirim yaklasimi ki faizlerin sifira yakin oldugu bir ortamdan soz ediyoruz.
2. Arsayi nerede ve neden aldiginiz onemli. Herkesin bilmedigi bir seyi biliyorsaniz ve degerleneceginizden eminseniz baska.
3. Amac temmettu ise Apple dise dokunur bir temettu vermiyor. Apple'in ozelligi stock buy back falan yapmasi ve anaparanin coskulu bir artis trendinde olmasi (son 1 senede %33). Temettu arayisindaysaniz (ki anlamsiz bence) baska sirketler var mesela ExxonMobil, Philip Morris, Unilever vs.
4. YTD :p
0
hot potato
(09.01.22)
(2)

fantastik film önerisi

ismailond
yüzüklerin efendisi'nde dağların taş adam olup savaştığı gibi insanı uçuran sahneleri olan hangi filmler aklınıza geliyor? harry potter ve lotr hariç.
yüzüklerin efendisi'nde dağların taş adam olup savaştığı gibi insanı uçuran sahneleri olan hangi filmler aklınıza geliyor? harry potter ve lotr hariç.
0
ismailond
(08.01.22)
Hobbit serisi
Pan’s Labyrinth
Stardust
A Monster Calls
King Arthur: Legend of the Sword
The Great Wall
Troy
0
gabe h coud
(08.01.22)
Avatar
0
hot potato
(09.01.22)
(10)

Hep bir taraf daha mı çok sever?

meraklitursucu
İlişkide hep bir taraf daha mı çok sever sizce?
İlişkide hep bir taraf daha mı çok sever sizce?
0
meraklitursucu
(07.01.22)
Evit
0
photo85
(07.01.22)
Bunu tam olarak bilemeyiz bence. Biri diğeri kadar sevgi göstermiyor olabilir ama o kişinin bırakıp gitmemesi de bir sevgidir bana göre. Sadece görünür sevgiye odaklanmamak lazım. Bütün oklar o kişinin daha az sevdiğini gösteriyor olabilir ama belki o kişi sevgilisine böbreğini verecek sevgiye sahip. "Hep" diyemiyorum bu nedenle. Bir de ilişkiler canlı, sabit değil. Bazen biri daha çok sever, bazen de diğeri daha çok sever.
0
dissendium
(07.01.22)
Aslında hep bir taraf çok sevmiyor. Sevgiye aç olan kişiler, bunun farkında olanlar tarafından kullanılıyor. Gözlemlerim bu yönde. Bazen insanlar istenmediğini karşı tarafa belli ediyor ama ''çok seven'' taraf yalnız kalmak istemediğinden ilişkiyi bitirmiyor.
0
barguzhale
(07.01.22)
hiç şüphesiz evet. @dissendium'a şu konuda katılıyorum; her zaman aynı kişi daha çok seviyor değil. ilişkiler de evrim geçiriyor. örneğin bir erkek aylarca peşinden koştuğu bir kadın için dağları delebiliyorken, ilişki ilerledikçe kadın da seviyor ve belki de daha çok seven kişi oluyor. ilişkilerde zaman birçok şeyi değiştiriyor. ancak kesinlikle biri daha fazla seviyor.
0
ilgeru
(07.01.22)
Eşit olamayacağına göre hep bir taraf çok sever.
Limit önemli. Yani bekki birnyerden sonra kiminndahancok sevdiği önemli olmamalı. Önemli olan o sınırın üzeri mi altı mı
0
kisa
(07.01.22)
ayakları yere basmayan çok sever
öğrencek çok şeyi olan çok sever

taraflar denk ve birbirini tamamlıyorsa daha dengeli olur
karşılıklı adımlar atılır bu pazarlık değildir içten gelmeli
ve her şeyde ölçülü olunmalı
0
bir soru sorcam
(07.01.22)
Valla en son iliskimde ikimiz de birbirimizi 'eh iste' seviyorduk bence.
0
hot potato
(07.01.22)
Hayır. "Hep" diyemeyiz, iki tarafın da deliler gibi aşık olduğu ilişkiler çoğunluktadır. Ama değişiyor ilişkiler. Birbirini gerçekten çok sevmiş insanlar ayrılıyorlar, yani sorunuza net bir cevap veremeyiz.
0
aguen
(08.01.22)
Hayır, ama genelde bir taraf daha talepkar olur. O kişi daha çok sevdiğini sanır.
0
sadegazoz
(08.01.22)
Tabi ki, ama şunu biliyorum çok seven her zaman en çok üzülen oluyor.
0
bbb_1
(09.01.22)
(9)

Yurtdışı seyahat - bavulda yiyecek götürme

bfm
Merhabalar,Hollanda'da yaşıyorum, Türkiye'ye ziyarete gelmiştim ve geri dönüyorum. Bavulumda köfteden, fasulyeye ve böreğe kadar pek çok şey götürmeyi planlıyorum. Bununla ilgili yasal bi açıklama göremedim, daha önce tecrübe eden oldu mu acaba? Hiçbir yemek götüremiyor muyuz yoksa ististalar var mı
Merhabalar,

Hollanda'da yaşıyorum, Türkiye'ye ziyarete gelmiştim ve geri dönüyorum. Bavulumda köfteden, fasulyeye ve böreğe kadar pek çok şey götürmeyi planlıyorum. Bununla ilgili yasal bi açıklama göremedim, daha önce tecrübe eden oldu mu acaba?

Hiçbir yemek götüremiyor muyuz yoksa ististalar var mı?
0
bfm
(06.01.22)
Topraga diktigin zaman buyuyebilecek seyler konusunda cok hassas oluyorlar gumrukte. Bolgeler arasi bitki transferi ekosistemin korunmasi acisindan onemli oldugu icin. Onun disinda illegal olabilecek seyler disinda bir sorun olacagini sanmiyorum. Bundan dolayi fasulye'ye laf edebilirler, ama olabilecek en kotu sey cope atmalari olacaktir.
0
compumaster
(06.01.22)
normalde hayvansal ürün de götüremiyorsun (peynir, köfte, sucuk vs gibi). gümrükte yakalarlarsa cezası var
0
la noix
(06.01.22)
@la noix bu çok ilginçmiş, neden ki acaba? yarı pişmiş köfte de mi yasak? :)
bi de gümrük dediğiniz türkiye'den çıkıştaki mi oluyor? yoksa hollanda'ya girişteki mi?
0
🌸bfm
(06.01.22)
compumaster
(06.01.22)
@compumaster, teşekkürler. burada ilaç da getirmeyin demişler ama ben geçende kutu kutu götürdüm, hatta bavulum o kadar büyüktü kü polis kontrol edip içini açtı ve ilaçları gördü; napayım ilaç kullanıyorum, dedim. peki dedi saldı beni :)
0
🌸bfm
(06.01.22)
Evet, ozellikle recete getirirseniz yaninizda ilaclara laf edemezler, ama kutu kutu opioid gotururseniz recetesiz iceri bile alirlar.
0
compumaster
(06.01.22)
Hayvansal ürün goturemezsiniz. Tüm AB ülkelerinde böyle durum.

En saglami, uzerinde ne oldugu yazan, paketli gidayi goturmek. Onda da mesela on kilo cay goturemezsiniz, sinirlamalar var tabii ki.
0
buf-e kür
(06.01.22)
hayvansal ürünler yasak, ama gümrükten cikarken yakalanmazsaniz sikinti yok (:
0
vhs kaseti
(06.01.22)
herkesin cantasini acip bakmiyorlar, gecerken memur bir sey getirdin mi diye sorarsa ben soylemem ama genel olarak risk toleransina gore degisir. kalici statun yoksa riske atmazdim ben olsam. bir de gumruk polisi dedigin kafasina eserse 1 kutu sallama caydan bile sorun cikarabilir sana, tamamen keyfi ozellikle kolay hedef bir ulkeden geliyorsan. sans isi.
0
hot potato
(06.01.22)
(7)

Debeye giren eski entryi nerdrn görürüm

regina phalange
Baktım rozetlerim arasında dbye giren entry rozetim var ama hangi entryim oldugunu bilmşyorum. Nerden görürüm
Baktım rozetlerim arasında dbye giren entry rozetim var ama hangi entryim oldugunu bilmşyorum. Nerden görürüm
0
regina phalange
(06.01.22)
5 entryniz var.

sozlock.com
0
rose parks
(06.01.22)
@rose site hepsini göstermiyor. bir entrym daha vardı debeye giren ama bu sitede yok.
0
ismailond
(06.01.22)
site bi garip bence. 3 favlı entrymi debede gösteriyor.
giren başka entrym de yok
0
jelly bear
(06.01.22)
sozlock.com doğru değil, hiç bakmaya gerek yok oraya.

Ya da eksik diyeyim, bir kısmı doğru olabilir ama yanlış ve eksikler var.
0
savidan
(06.01.22)
sozlock.com bence de dogru degil. 3 entry'm gozukuyor ama hicbiri kayda deger bir seyler degildi
0
hot potato
(06.01.22)
oyle bi rozet mi var? bende cikmadi benim de onbin yil once bir entry'm vardi. (rozeti alinmamis haliyle de gormuyorum)

sozlock da gostermiyor.
0
supergirl
(07.01.22)
Sözlükteki regina ben değilim ama teşekkürler buldum entrylerimi 2 tane varmış.
0
🌸regina phalange
(07.01.22)
(9)

Aynı cümlede 2 kere "de/da" eki kullanmak

matrix
Selamlar;Bu konudan tam emin olamıyorum. Aynı cümlede 2 kere -de/-da eki kullanmak dil bilgisi açısından sorun yaratır mı? gözüme biraz anlam bozulması yaratıyormuş gibi geliyor ama bilemedim. misal;"bırakın da artık biraz da biz dürüm yiyelim sözlük."
Selamlar;

Bu konudan tam emin olamıyorum.

Aynı cümlede 2 kere -de/-da eki kullanmak dil bilgisi açısından sorun yaratır mı? gözüme biraz anlam bozulması yaratıyormuş gibi geliyor ama bilemedim.

misal;

"bırakın da artık biraz da biz dürüm yiyelim sözlük."
0
matrix
(04.01.22)
bu ek degil baglac.

yukaridaki ornekte "birakin da" ile biraz'dan sonraki "da" ayni anda kullaninca fazlalik olusturuyor, cunku ikisinin de verdigi his benzer. ama baska durumlarda kullanilabilir, teknik olarak sorun yok bence.
0
hot potato
(04.01.22)
reklam yazarı olarak konuşuyorum, ben tercih etmem. burada okuyunca bana bir düşüklük varmış gibi geliyor. yoksa aynı cümlede iki kere de-da kullanmakta sakınca yok. böyle bir kural yok yani. illa kullanacaksanız da aralarını açmak bir çözüm olabilir.

cümleyi atarsanız bakabilirim.
0
eurhka
(04.01.22)
aynı cümlede iki kere olur ancak bu cümle düşük bir cümle sebebi ilk da'nın gereksiz oluşu. çıkınca anlam değişmiyor.
0
rewlack
(04.01.22)
Kullansan da kullanmasan da sorun değil diye düşünüyorum
0
allah yazdiysa bozsun
(04.01.22)
ilk -da gereksiz degil bence cunku orada bir serzenis vurgusu katiyor. birakin, birak diye degistirilirse yeterli olacaktir.
0
Kittie
(04.01.22)
Bi anlatım bozukluğu yok, ama göze güzel gelmiyor hakkaten.

"Bırakın da, artık biraz da biz dürüm yiyelim sözlük." gibilerinden bir virgül kullanımı bi tık daha iyileştirebilir cümleyi.

Gereksizlik muhabbetine katılmıyorum, gereklilikten ziyade vurgu olayı var gibi burada.
0
plutongezegendegilmi
(04.01.22)
@kittie bırakının bırak olarak değiştirilmesi bence yanlış olur; çünkü orada belli ki samimiyeti olmadığı, mesafeli durulan birine birine sersenişte bulunuluyor. diğer bir deyişle askerlik arkadaşıyla konuşmuyor!
cümlede bir yanlışlık göremedim; lakin şöyle olsa daha bir albenili sanki:
"bırakın, artık biraz da biz dürüm yiyelim sözlük"
0
pangea
(05.01.22)
de bir bağlaçtır ve bu cümlede ilki gereksiz kullanılmış. iki farklı yüklem virgülle de bağlanabilir. yapı dışında anlam olarak bir katkısı yok.
0
jimjim
(05.01.22)
bırakın artık, biraz da biz dürüm yiyelim sözlük.
bırakın da artık biraz biz dürüm yiyelim sözlük.

demek varken çok anlamsız ayrıca fonetik olarak tırmalıyor. üstte yazdığım iki cümle de bende aynı etkiyi yaratıyor zaten.
0
guitarissimo
(05.01.22)
(7)

Burun killarinizi neyle aliyorsunuz?

stavro
Tiras makinesi, agda, sivri makas vs ne kullanıyorsunuz burun killariniz icin? Ben uzun zamandır sunun gibi bir makas kullaniyorum: https://www.hepsiburada.com/solingen-makas-2024-p-SGTARK06-617?magaza=trendkozmetik&url_src=and-product-detail ama zor oluyor, agda mi kullansam dedim. En pratik yol n
Tiras makinesi, agda, sivri makas vs ne kullanıyorsunuz burun killariniz icin?

Ben uzun zamandır sunun gibi bir makas kullaniyorum: www.hepsiburada.com ama zor oluyor, agda mi kullansam dedim. En pratik yol nedir ona bakiyorum
(Burun ici killari).
0
stavro
(04.01.22)
burun killari derken uzerindeki killari mi burun ici killarini mi konusuyoruz? burun ici icin agda bana asiri geldi, ki bildigim kadariyla bunlar koparilmamali. zaten dehset acir. ustunde cikan killar icinse cimbiz yeterli.
0
hot potato
(04.01.22)
@alperz aynısı bende de var da iyi almiyor bu.
0
🌸stavro
(04.01.22)
alperz +1

yeterince aliyor bence. sadece duzenli kullanmak lazim. burun ici killar havayi filtrelemek icin gerekli, agda zararli olur bence. disari cikan kisimlari almak yeterli.
0
lemmiwinks
(04.01.22)
İclere zaten cok girmiyirum da benim uc kisimlarda cok var, onlari tam alamıyor bu makine. Uc kısımları düzgün alsam yeterli. Disaridan gozukmeyecek kadar yani.
0
🌸stavro
(04.01.22)
İyi almıyor mu, epey iyi bişey o ya. Elizi korkak mı alıştırdınız acaba dayayın ete 90 derece ile gitsin bi zararı yok epey iyi alıyor bu alet.
0
hedep
(04.01.22)
ince uçlu makas. şıkır şıkır...
0
duster
(04.01.22)
Ulan ben mi duzgun kullanamiyurm acaba herkes iyi aliyor demis çünkü:) makinayi yanlis falan mi tutuyorum acaba? Direkt çubuk gibi buruna sokuyorum cslistirip baska ne yapilir ki bilemedim.
0
🌸stavro
(04.01.22)
(5)

Hollanda'da oturum almak icin parasiyla yuksek lisans / egitim

stanley5m
Bir cok okul var, giris sartlari var, kontenjanlari var, basvurmak hazirlanmak secilmek lazim vs. vs.Ama burada esas mesele egitim degil oturum almak diyelim. O yuzden bastir parayi gir tadinda veya giris sartlari pek cetrefilli olmayan bildiginiz egitim opsiyonlari var mi?
Bir cok okul var, giris sartlari var, kontenjanlari var, basvurmak hazirlanmak secilmek lazim vs. vs.

Ama burada esas mesele egitim degil oturum almak diyelim. O yuzden bastir parayi gir tadinda veya giris sartlari pek cetrefilli olmayan bildiginiz egitim opsiyonlari var mi?
0
stanley5m
(04.01.22)
Deneyin hepsini. Parayla yapacaksanız zaten alırlar.
0
garylineker
(04.01.22)
+1. Bircok Avrupa ulkesinde AB/EEA disindan gelenlere senelik 15+ bin euro/pound fiyat bictikleri icin bu ogrenciler, universiteler icin cok onemli bir gelir kaynagi ve bunlar icin ayri kontenjan var. Haliyle ayni programa Turkiye'den kabul almak bir hollandalinin kabul almasindan cok daha kolay. Orta seviye universitelere rahat kabul alirsiniz. Ingiltere de oyle.
0
hot potato
(04.01.22)
Almanya’da eğitim ücretsiz. Orası daha iyi bir seçenek olur bu yol için. Ancak vizede mülakat yapılıyor, sahiden eğitim için gidip gitmediğiniz araştırılıyor vs. Hollanda’da temel kriterleri sağlıyorsanız kabul almak pek mesele değil. Research masterlar biraz daha rekabetçi olur.
0
but that was just a dream
(04.01.22)
Para problemi yoksa gocmenlik icin cok sik uygulanan bir yontem, yuksege git, diplomani al, is bul ve kal. Bir tek bildigim Isvicre'de yemiyor, okul bittikten 1 sene sonra tasini taragini topla ve ikile seklinde bir mektup gelir ve olaylar gelisir. Kesin ise yaramadigi baska iskandinav ulkeleri falan da vardir. Kalma opsiyonunun oldugunu kesinlestirmeden gitmeyin.
0
cooperr
(04.01.22)
En son tilburg'a girmeyeni dovuyorlardi.
0
hayley williams ile evlenecek genc
(04.01.22)
(3)

Hangi kredi kartı?

iddaaci
Merhaba, Elimde iş bankası maximum- Halkbank paraf - yapıkredi worldcard var. Hiç biri açık değil. Şifre oluşturmadım. Şimdi iki sorum var. 1- şifre oluşturmazsam bu kartlardan tarafıma herhangi bir borç, ödeme vb. Çıkar mı?2- alışveriş, taksit, puan ve sonradan taksitlendirme gibi mevzularda en iyi
Merhaba,

Elimde iş bankası maximum- Halkbank paraf - yapıkredi worldcard var.

Hiç biri açık değil. Şifre oluşturmadım. Şimdi iki sorum var.

1- şifre oluşturmazsam bu kartlardan tarafıma herhangi bir borç, ödeme vb. Çıkar mı?
2- alışveriş, taksit, puan ve sonradan taksitlendirme gibi mevzularda en iyisi hangisidir?
0
iddaaci
(04.01.22)
1- Şifre oluşturmayla ilgisi yok. Kartı kullanmazsan borç çıkmaz ama kart aidatı varsa onu ödemeni isteyebilirler. Maaş müşterisi olduğun banka varsa onun kartında aidat olmaz. Ben hem İşbank Maximum hem de YKB World (maaş bankam) kullanıyorum. İkisinde de aidat yok. Maximum'da niye yok bilmiyorum. Belki aidatsız karttır o direkt.
2- YKB World. Taksit olmayan yer görmedim. Maximum o kadar iyi değil mesela. Bonus belki yarışır.
0
himmet dayi
(04.01.22)
Benim bilidigim siz sifre olusturup aktive etmedikce aidat kesmeye baslamazlar, degismediyse.
0
hot potato
(04.01.22)
Şifre oluşturmadan da kart kullanılabiliyor. Kartı pos cihazına taktığınızda şifre sormadan direkt çekiyor karttan. Kartın aktivasyonu kartı ulaştıran kuryenin bankaya bildirimde bulunmasıyla yapılıyor. Daha önce iki farklı kartta da aynı durumu yaşadım. Şifreyi oluşturmadığım kartla alışveriş yaptım.
0
himmet dayi
(04.01.22)
(2)

fantom coin hk. ne düşünüyorsunuz?

kanasla intihar eden adam
https://www.worldcoinindex.com/coin/fantomsizce artış devam eder mi? ben ismi güzel diye aldım açıkcası 2x yaptı. satayım mı ne diyorsunuz? ne işe yaradığı hk. hiçbir fikrimde yok.
www.worldcoinindex.com

sizce artış devam eder mi? ben ismi güzel diye aldım açıkcası 2x yaptı. satayım mı ne diyorsunuz? ne işe yaradığı hk. hiçbir fikrimde yok.
0
kanasla intihar eden adam
(03.01.22)
ftm uzun vadede çok güzel yerlere gelecektir diye tahmin ediyorum. ana parayı çekip devam edebilirsiniz.
0
rose parks
(03.01.22)
Sat. Amerikalilar "no one ever went broke taking profits" der.
"ne işe yaradığı hk. hiçbir fikrimde yok." - mantik yurutursek hicbir ise.
0
hot potato
(03.01.22)
(19)

londra, paris, berlin

antikadimag
yasama firsatiniz olsa hangisinde yasardiniz? neden?
yasama firsatiniz olsa hangisinde yasardiniz? neden?
0
antikadimag
(03.01.22)
1- paris. içlerinde tahminime göre en iyi mutfak pariste.
2- berlin. harika bi gece hayatı var, kültürel açıdan apayrı bi yer.
3- londra. pahalı diye sona attım.
0
barankovan
(03.01.22)
Ben berlin seçiyorum, gece hayatı ve ortamlarından dolayı. Yaşım biraz daha geçerse londra seçerim param varsa.
0
mg3929
(03.01.22)
Londra cunku ingilizce biliyorum. Is olanaklarim ve sosyal cevrem daha genis olur.
0
hot potato
(03.01.22)
londra. çünkü diğerlerine göre daha kozmopolit. Ayrıca çok kültürlülü çok dilli bir yapısı var.
0
emininsel
(03.01.22)
Para sorun ddgilse londra
0
dedim ben sana
(03.01.22)
Londra.

Dilini biliyorum +1
0
himmet dayi
(03.01.22)
1. londra
2. londra
3. paris
0
erenderk
(03.01.22)
londra tabi ki. çünkü ingilizce.
0
nothing in my way
(03.01.22)
Berlin - Almanca bilmiyorum ama artık o kadar çok Türk var ki sanki memleketten hiç ayrılmamış gibi hissediyorum :-P

Londra
Paris son tercih olurdu benim için sanırım
0
euteamo
(03.01.22)
Para sorun değil beybisi dersek;
Londra/paris kapisir çünkü ben zaten Fransızca konuşuyorum. Ama konusmasam londra.

Paris'te parasi olan için güzel hayat var. Her yer sanat, tarih dolu.
Misal vincennes bölgesinde yasarsan, toplu taşıma ile hayatini harcamiyorsan yaşarım.
0
logisticsmanager
(03.01.22)
Londra imkanları dahilinde diğer herhangi bir şehirle mukayese edilemeyecek kadar büyük, Avrupa'daki California diyebiliriz.
Berlin'de yaşıyorum, gece hayatına hakimim, koca bir şehirde yaşamak için ayda yılda bir gideceğin rave'in temel karşılaştırma unsuru olamayacağını her aklı selim insanın bilmesi gerek, önünde daha çok başka kriterler var.
Paris leş bi yer listeye bile giremez. (Tabi bu üçü içerisinde tutupda İstanbulla karşılaştırırsak ayrı)
0
wiekannich
(03.01.22)
berlin.

alman muhipleri cemiyeti üyesiyim. bu üç şehir de kozmopolit yapısı dolayısıyla esasen bulunduğu ülkenin kültürünü çok yansıtmıyor ama içlerinde en sevimlisi bence yine berlin. hem kendi tarihiyle hem göçmenlerin getirdikleriyle ben orada daha iyi ve mutlu hissedebileceğimi düşünüyorum. londra ve paris kadar "elit" değil mesela en başta; koskoca almanya'nın başkenti, istediğim her şeyi bulurum muhtemelen ama bu saydığım şehirler kadar göz korkutucu gelmiyor insana. şehrin dışında, tren yahut piskiletle merkeze yarım saat 45 dakikada gidebileceğim bir muhitte yaşasam (param olsa bile böyle yapmak isterim sanırım, şehir merkezi kalabalığını çekemem) güzel olurdu. her hafta sonu berghain'e girmeye çalışırdım.
0
der meister
(03.01.22)
Berlin'i bilmiyorum ama Londra Paris arasında kesinlikle Londra.

1- Dilini biliyorum.
2- Kozmopolit (ve dilini bilmesen de trip yemezsin)
3- Kültür-sanat-eğlence ortamları (bence) daha iyi. (-ki dili bildiğim için daha çok hitap ediyor olabilir)
4- Daha güvenli.
5- Entegre olamamış göçmen daha az.
0
kaptankedi
(03.01.22)
Londra kesinlikle. Daha kozmopolit, avrupaya kıyasla daha az ırkçı, dilini biliyorum, yabancı olarak iş hayatında önüme daha az engel çıkacağını tahmin ederim.
0
chavezding
(03.01.22)
Paris
Londra
Berlin


Yasadigim sehirler, Istanbul, Cordoba(es), Buenos Aires, Paris.

Paris cunku sosyal ve politik dinamizmi etkileyici... bende bu ilizyon(romantizm de diyebiliriz yer yer) olmasa Londra ve Paris kafa kafaya olabilirdi benim icin, Berlin'e her zaman 1 senelik gitmek istedim ama daha uzun sure sanmiyorum. Paris'te kendime ve topluma potansiye faydam daha yuksek olabilirmis gibi geliyor. Berlin ile ilgili tek derdim yuksek turk/kurt nufusu. Paris bile bana cok geliyor berlin'i hayal edemiyorum.

Ama muthis farklar oldugunu sanmiyorum bunlarin arasinda, hepsi buyuk avrupa sehirleri.

Ote yandan buyuk sehir olmalari acisindan ulkenin geri kalaniyla ve kulturuyle cok alakalari yok tabi. Mesela ilk yazan arkadas mutfaktan bahsetmis, 2022 yilinda boyle avrupa metropollerinde tum dunya mutfagi bulunuyor zaten. Koyde yasasak ok de Paris sana londra ne veriyorsa verir asagi yukari...
0
hewit
(03.01.22)
Kısa süreli yaşam dışında hiçbirini tercih etmezdim. Paris ve Londra'da kiralar uçuk. Para sorun olmasaydı

-Paris
-Londra
-Berlin

derdim. Ama gerçekte hiçbirinde yaşamak istemem. Bu tip metropollerde yaşam kalitesi çok düşük. İnsanın potansiyelini ortaya koyabilmesi zor. Hobilerine, kendine vakit ayırman zor. ALım gücü düşük.
0
garylineker
(03.01.22)
paris çünkü paris'in etrafı londra'nın etrafından daha güzel. diğer birçok konuda birbirlerine üstünlükleri olsa da ayırt edici şey lokasyon bence. avrupa'da yaşıyor olmanın keyfi kıta avrupasında çıkar. ispanya'ya git belçikaya git cote dazure yap...

paris zamanıda aldığı payeler sonrası overrated olmuş, sonrasında ise overgömülmüş bir şehir. paris'e bok atmanın moda olduğu zamanlarda olduğumuz için "paris memleket mi len" modası var biraz. halbuki istanbul'da yaşamaya alışmış insanları avrupa'da "küçük şehre düşmüş" hissettirmeyecek 2 şehirden biri. diğeri de londra. ama lokasyonu kötü.
berlin neresi, balkan kenti mi?
0
Bruce
(03.01.22)
Ben Londra tercih ederdim (İngiltere'de 1 yıl yaşadım da) ama iyi bir maaşım varsa tabii.

Gece hayatı sevenler veya belli bi sanat çevresi olanlar Berlin diyor sanırım.

Her ülkenin ayrı kuralları var mesela bir arkadaşım Paris'te yaşayamıyor şu an, ev sahipleri kira için sigorta yaptırıyormuş ve kira çarpı 3 maaş görmek istiyorlarmış bu sebepten ev vermiyorlar. Hiç ummadığın şeyler çıkabiliyor yani. Eğer hepsinden iş bulduysan onu düşünüyorsan böyle şeyleri de düşün :D
0
nhk ni youkosu
(03.01.22)
londra'yi sectim, mutluyum. berlin'de daha cok arkadasim var orasi da iyi olabilirdi.
0
fakyoras
(03.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.