simdi ben bu filmleri video download la iphone a indirip izliyorum. diger sitelerden indiremiyorum cunku flash istiyor.

var mi full film ( turk, yabanci farketmez) onerileriniz?

metroport ve marmara forum'a gitmek için metrobüsten hangi duraklarda inmem lazım. hangisi daha yakın?
ya da neomarin'e gitmem daha mı kolay olur, toplu taşımayla oraya nasıl gidilir?
şu e5'e otobüsle filan girmek istemiyorum da pek. o yüzden diğer yerler daha uygun gelmişti.

Sevgili Sigmund Freudlar,

Taa lisedeyken psikoloji dersimiz vardı ve orada bir şey öğrenmiştim ama adını unuttum. hatırlama konusunda bana yardımcı olursanız sevinirim. Konu yaşanılan bir olayın çok kısa sürede unutlması.

olay şu;

Mesele bir futbolcu maçta kırmızı kart görüyor. Daha sonra maçtan sonraki röportajda muhabir kırmızı kart pozisyonunu ile ilgili bir şey sorduğunda futbolcu olayı tam hatırlayamıyor. Psikoloji hocası buna .... denir demişti.

.... yerine hangi kelime gelecek ?

şimdiden teşekkürler.

Dostlar merhaba,

Bir iş için restoranda geçen, garsonlarla ilgili, garson-müşteri ilişkisini gösteren, restoran kurma çabasını anlatan veya bu tip konuları içeren filmler arıyorum. Yardımcı olacağınıza eminim... Benim ilk anda aklıma gelenler:

Ratatouille (2007)
Waiting... (2005)
Soul Kitchen (2009)

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...

sevgili kitap kurtları kız arkadaşıma hediye olarak kitap almak istiyorum. sıkılmadan keyifle okunabilecek bir kitap önerebilir misiniz ?

okuyacak kişi bayan 24 yaşında makul normal bir tip

Şöyle son 5-10 sene içerisinde çıkmış, arkadaş grubuyla evde falan seyredilebilecek tarzda (çok cheesy olmayan ama tabi), blockbuster/cumartesi akşamı filmi tarzında güzel neler var?

Örnek vermem gerekecek olursa da, hangover bu tarifi komedi tarafında birebir karşılayan bir örnek olurdu. James Bond filmleri, Ocean's serisi falan da işin komedi olmayan tarafından örnekler

Arkadaşlar çağırdı Nevizade'ye, gitmedik. Eşim yattı. Ben rakı çekiyorum hafiften. Siz ne yapıyorsunuz?

içiniz dolu da boşaltmak mı istiyorsunuz?

yoksa

içiniz boş da doldurmak mı istiyorunuz?

(ve neden?)

manevi anlamlarda konuşuyoruz tabii.. nedir olay? bunun ikisi de aynı anlama gelebilir mi?

soundcloud.com

yorumlarınız?

arkadaşlar en iyi çeviriye hangi yayımevi sahiptir? bir de kitaptan kitaba farklılık gösterir mi? yani "şu kitabı şu yayımevinden oku" gibi?

karanlıkta falan öyle otururken, tavana bakarken, kahve içerken yani durup dururken canım yeni biriyle tanışmak istiyor.

size de oluyo mu ? oluyosa niye oluyo ya bu ? arkadaşlara söylüyorum getirin lan tanımadığım arkadaşlarınızı diye. niye ki?

he?

arkadaşlar böyle güzel siteler falan var mı kupa bardak için tasarımların falan yer aldığı? enteresan güzel fikirlerin olduğu? yada sizin önerileriniz var mı?

Öyle filmler önerin ki ağlamalara doyamayayım.

Merhabalar,

Aşağıdaki linkte yer alan dökümanı yazdırmak istiyorum. Uniflip uygulaması kullanılarak yaratılmış bir döküman kendisi. Bunu nasıl yazdırabilirim, fikri olan var mı?

disticaretrehberi.iib.org.tr

Teşekkürler.

spss programı omrumu yedı , gercekten yaşlandım .Bi türlü indiremedim programı ,bilen yok mu nasıl indirileceğini ?

arkadaşlar merhaba,

ruby sparks,womb,perfect sense gibi konusu farklı önerebilceğiniz bir film varsa yazdırıverin :)

şimdi ben bi atkı ördüm, bildiğimiz örgü, bi tarafı düz, bir tarafı ters yani ama, ucları kıvrılıyor içe doğru,

acaba bunu engellemek için bi şey yapabilir miyim ki, yoksa bu böyle mi kalır,

orada bir yerde süper müzikler çalan yerler var. ve siz bunları benden saklıyorsunuz, ayıptır.

yav ne bileyim böyle justice, hafif edm belki bazen chillout veya deep house. ama club gibi bir yer istemiyorum. yani indigo ve benzeri yerler değil. aynı şekilde curcuna da değil. sanırım joker'in iki yıl önceki hali gibi bir yer arıyorum. yok mu taksim veya kadıköyde?

şimdi efendim, erkek arkadaşımdan ayrılalı sanırım 5 ay oldu. uzun soluklu bir ilişkinin içinden çıktım. şu an mutsuz değilim, onu özlemiyorum. o kısmı atlattım. ön bilgileri de verdikten sonra bir kaç sorum var, tecrübeli olanlarınız varsa yol yordam göstersin.

ortak zevklerimiz vardı mesela, aynı tür filmleri seviyorsak, şimdi onu hatırlatır diye o tür film izlemiyorum.

atıyorum çizgi roman okuyamıyorum o da seviyordu. onun oynadığı oyunu oynamak istemiyorum hala anısını yaşatıyormuş gibi geliyor.

sikicem bu ne lan? ben bu çocuğu okulda bir de her gün görüyorum. silinsin gitsin istiyorum da, bu ruh hali niye geçmiyor?

her boku mu beraber yapıyormuşuz amk? kendi kendime kaldığım zaman her hangi bir aktivite yapamıyorum.

nasıl, ne zaman eski hale dönücem ben? ayrılık 101 diye bi kitabınız var mı? başıma başka hangi stepler gelecek başka? bi de ben yeni biriyle nasıl tanışılır unutmuşum, onu napıcaz?

Son günlerde izlediğiniz güzel filmlerden önerilere açığım , tür farketmez.

Kız arkadasınız doktora gıdıyor ve doktor 'cocuk sahıbı olamayacagını' soyluyor..sevgılınızle cıddı dusunuyorsunuz cokta sevıyorsunuz.
Yıne de onunla evlenır mıydınız?

sevgili duyuru kadınları. yardımınıza ihtiyacım var. fotoğrafta görülen botun markası nedir veya nerede bulabilirim?

yardımlarınız için şimdiden teşekkürler

Efendim

The Rasmus - In the Shadows (www.youtube.com
Evanescence - Bring me to Life (www.youtube.com
P.O.D - Alive (www.youtube.com
Linkin Park - Lying From You (www.youtube.com

bu şarkılara benzer, türü rock - metal - nu metal anabaşlıkları içerisine ikamet eden, insanın yerinde durmasına mahal vermeyecek, duyduğunuzda hemen saracak tarzda şarkı tavsiyelerinize ihtiyacım var.

Şimdiden Teşekkürler.

İzmir ve çevresinde yaşayan (yaz-kış) nüfusun bir ortak platformları var mıdır? İngilizler hödö hödö derneği gibi mesela, ya da birlikleri vakıfları vs. Birbirleriyle nasıl iletişime geçiyorlar. Sabit muhitlerde mi yaşıyorlar? (Örn. Laventenlerin bir arada çoğunlukla Bornova'da ikamet ettiği gibi.)

Bu soruların benzerleri İrlanda, Amerika ve Fransızlar için de geçerlidir. Bu ülke mesuplarının izmir içindeki yayılışı ve sosyal örgütlenmelerini araştırıyorum. Yardımcı olabilecek var ise sevinirim..

okunur mu?

bunları tek okuyan ben miyim? bir bir bir bir ünlem ünlem ünlem... şeklinde okuyom ben yeaa. yani bir cümlenin sonunda ya da başında(artık neresindeyse işte) bulunuyorken okumadan edemiyorum. sanki eksik kalacakmış gibi geliyor. cidden benim gibi bunları tek tek okuyan var mı?

Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük sonucu oluşan durum hakkında

Birazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.

Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyük çoğunluğu kendi ayaklarımın üzerine durmakla geçti. Yaklaşık 6-7 senedir süreli-süresiz işlerde de çalıştım. Bunun son 3 senesi sevdiğim iş, iyi bir maaş ve sosyal olanakları da güzel olabilecek şekilde gelişti.

Bahsetmiş olduğum işe başlayana kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu meselenin ise benim açımdan çok fazla detayı vardı. Neden olmamasını ise şöyle özet geçebilirim.
- Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
- Bir ilişkinin maddi ve manevi onlarca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da sevdiğim insanla yola çıkarken tek hayalimin huzurlu bir yuva kurmak olduğunun altına çizerim.(Salt olarak vakit geçirmek, gençliğimi yaşamak bana maalesef çok uzak) Özetle bunun için de maddi olarak hazır olmam gerekiyordu.

Yaklaşık 2,5 sene önce bir kız tanıdım. Yüzünü dahi görmeden yazdıklarından dolayı aşık olmuştum. Günlerce, aylarca fotoğrafını paylaşmasını bekledim. Bir gün İstanbul'a geleceğini söyledi. Ben bir şans olur mu diye yüz yüze buluşma teklifi ettim. Kabul etti. Ben onunla buluşmadan önce 1 günlük bir İstanbul planı yaptım. O gelmeden gideceğimiz mekanları tek tek yerinde tespit ettim. O güne özel kıyafetler, hazırlıklar vs... Ve buluştuk. Onu kaldığı adresten aldım. Önce Emirgan Korusu'nda kahvaltı, sonra Otağtepe'de kahve-sohbet keyfi... Her şey mükemmel. Konuştukça konuşuyoruz. İkindi vakti Üsküdar iskeleden ve karaköy'e geçiyoruz. Tünel'den sonrada İstiklal caddesindeyiz. Yemekler, tatlılar, sohbetler derken gece 11 oluyor. Normalde akrabasından akşam 7 için izin alan ve benimle maksimum 1 saat görüşmeye planlayan kız ile çok zor ayrılıyoruz. Ardından İstanbul'da kaldığı sürece 2 kez daha buluşuyoruz. O buluşmalar da en az ilki kadar keyifli geçiyor.

Ben kıza aşık olmuş, çok sevmiştim. Sonra yaşadığı şehre döndü. Uzak mesafe ilişkisi başladı. Bazen o geliyor, bazen ben gidiyordum. Ancak ilişkide problem yoktu. Onun okulu bitirmesi için bir kaç dersi vardı. Ben maddi manevi her anında yanında olmak için çabalıyordum. Ve bunları yaparken de zerre bir beklentiye girmiyordum. Bir gün , artık çalışmak istediğini söyledi. Tek bir işte çalışma hayali vardı. Ve bu iş için ben bağlantılarımı kullanarak bir ihtimal yardımcı olabilirdim. Yöneticilerime durumu açtım. Tek tek kapıları çaldım ve sonunda mülakat için bir gün aldım. Başvurdu. 1 ay sonra çağırdılar ve hayalini dahi zor kurduğu iş için kabul edildi. Bu süreç içerisinde ilk tartışmalar ufaktan yaşanmaya başladı ve çağrıldı günden (bundan benim haberim yoktu) bir gün önce buluştuk(Aniden çağırdı). Halbuki o beni o buluşmaya çağırırken ben onun için 25 farklı doğum günü hediyesi(onunla olamadığım her sene için bir hediye gibi düşünüp) hazırlamak için dükkan dükkan dolaşıyordum. Elimde bir kaç hediye ile yanına gittim ve ayrılmak istiyoruz dedi... Çok çok çok kötü oldum. Herkesin içinde hüngür hüngür ağladım. Çekti gitti. Ben öylece kaldım. Tek başıma bir evde kalıyordum. Kendimi eve atmam ile saatlerce ağladım. Gecenin bir vakti 12. kattan saatlerce baktım. Atlamak ile atlamamak arasında defalarca gidip, geldim.

Birkaç ay böyle geçti. Saçlarımı üçe vurdum. Evimdeki eşyaları yok parasına sattım ve geride her şeyi bırakmak için kendime söz verdim. Arkadaşların yanına çıktım. Bu süreç içerisinde de bir ay geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladık. Dişleri ağrıyordu. Kendi cebimden tüm tedavisini karşıladım. Telefona ihtiyacı vardı, gittim iphone aldım. Bu tarz harcamaları ayrılmamızdan önce de yapıyordum. Ancak ayrılık sonra bir daha onu kaybetme adına kendimden daha fazla fedakarlık yapıyordum. Doğumgünlerimiz iki gün araylaydı. Benim doğumgünümde o bana hediyeleri verirken, ben sürpriz yapıp bir hediye verdim. (nikon d7000) Mutlu oldu. İşi için ihtiyacı olacağı, hem de harika bir dslr makinesi olmuştu. İki gün sonra doğum gününde de kendisini özel hissettin diye kolye, kıyafet gibi daha önceden alamadığım bazı şeyleri hediye etmiştim. Ancak bunlara rağmen garip bir mutsuzluk vardı...

Yaklaşık bir 6 ay zaman zaman iyi, zaman zaman da mutsuz bir şekilde bir ilişki yürüdü. Bunların sebepleri arasında benim biriken 17 bin tl borcum oldu. Ancak bu borcun en büyük sebebi, onu biraz daha mutlu edebilirim mi diye, elimden geleni değil de, elimden gelenin fazlasını yapmak yüzünden oldu. Cebime 2 lira giriyorsa, ben 4 lira harcama yapıyordum. Sadece doğum gününde 5 bin tl nin üzerinde harcama yapmışım. Biliyorum bunları okurken beni mallık, kerizlik, enayilik ile suçlayacaksınız... Ama ben de böyleyim işte...

Bu mart ayında bir mesaj attım. Benimle olmaktan mutsuz musun diye.. Cevap olarak evet minvalinde laflar edip, ayrıldık. Aradan 1 ay geçti ve bana mail olarak evleneceğim diye mail attı. Ben de Allah mutlu mesut etsin dedim. Sonra da bende bazı emanetleri olduğunu söyleyip, son bir kez görüşelim dedim. Tamam dedi. Bana hediye ettiği hediyelerin büyük kısmını ona teslim ettim ve arkama bakmadan gittim. Mayıs ayı gibi evine hırsız girdi. Neyse ki kendine bir zarar verilmemişti ve maddi olarak kaybı yoktu. Ben bir şekilde bunu öğrendim ve geçmiş olsun demek için aradım. Şaşırdı. O dönem tekrar konuşmalar başladı. Aynı evde birden fazla kişiyle kalınmadığını, muhitin in kötülüğünden bahsedip duruyordu. Özetle tek başına eve çıkma niyetindeydi ve ben de saf gibi yine koşturmaya başlamıştım. Kendisi evi buldu. Ben o borçlu halimle evinin depozitosunu ayarladım. Tam 1 günde evinde yaşayabilecek şekilde bütün eşya işlerini hallettim vs. Bu dönem içerisinde dönem dönem sadece iletişim halindeydik. Evlilik meselesinin yalan olduğunu anlamıştım. Ancak üstelemiyordum. Kendisi ara ara gündeme getiriyor, ben de üzerinde durmuyordum. Bu arada evin kirası konusunda da ona destek oluyordum. Yaklaşık bu mesele de 3 ay sürdü. Ve artık bu süreçte de soğumaya başladım. Artık kira konusunda benden bir beklentisi olmamasını dile getirdim. Zaten bunca zaman borçları kapatacağım diye uğraşmaktan aylardır maaşımın tamamını bankaya yatırmaktan bıkmıştım.

Bu olaylar yaşanır yaşanmaz, çok kısa sürede evlilik meselesi bu sefer ciddi bir biçimde gündeme geldi. Bir anda bunu istediler. Ben evleneceği kişiyi öğrendim. Aynı iş yerinden bir çocukmuş. Normalde diyelim x semtinden aşağısı olmaz diye talep eden kız gitmiş, bir anda hiç istemediği semtte bile yaşayabilecek kız gelmiş. Belki aklınıza gelir diye şu detayı da paylaşmak istiyorum. Çocuk zengin değil. Yahut daha iyi bir mevkide filan da hiç değil. Hatta ona bunu öğrendikten sonra bir soru sormuştum. Seni taşıyabilecek biri değil diye. O da bana evet deyip, umarım ikimizi de yanıltır diye cevap verdi...

Biliyorum çok uzattım. Bu meseleyi kısmen ailem ile birlikte 3-5 arkadaşım biliyor. Düne bu kadar detaylı olarak kimseye anlatmamıştım. Ancak bir arkadaşıma yine hepsini olmasa da bir kısmını anlattım ve çocuk beyninden vurulmuşa dönüp, bana bir sürü laf söyledi. Özellikle benim kıza verdiğim tüm hediyeleri tek tek istememi söyledi. Eğer vermeye yanaşmazsa, git eşi olacak kişiden bunu talep et filan dedi. tamam %100 malın, enayinin, kerizin önde gideniyim ama bunu yapabilecek bir yapım yok. bana çektirdiği onca acıdan sonra benim de böyle davranmam bana gereksiz geliyor. Ama bir yandan da onca borcu kapatmak için eşek gibi çalışmak ve başka bir adamın çıkıp, ellerinle büyüttüğün bir çiçeği alıp koparması, koklaması insanın zoruna gidiyor.

Kimle evlenirse evlensin. Zerre umrumda değil artık. Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı... Biz en başından evleneceğiz diye yola çıktık ve ben ne yaptıysam sevgilim değil de, hanımımmış gibi mücadele ettim. Ben ne yapayım aaa dostlar?

Romeo&Julietler,

nasıl tanıştınız? Var mı ilginç tanışma hikayesi olan?

www.youtube.com

alakası yok ya da olmayabilir ama dehşet bir hüzün veriyor sanki o saniye de çalan o ton..

öyle mi sizcede?

gitmek için sormuyorum. buradaki bir arazinin emsal fiyatını bulmam lazım. sahinden veya emlak sitelerinden fiyat araştırması yapmam gerekiyor ama hiç bir sonuç bulamadım. google efendi de yardımcı olamadı. ilgili yerde mercan 2 diye bir düğün salonu var. bir de fedora adlı bir plaj restoran var. buradaki 746 m2 lik bir gayrimenkulun rayiç bedelini oturduğum yerden bulmam lazım. var mı fikri olan, zikri olan?

grafik tasarım olur, iletişim tasarim, sanat ve tasarım olur bu bolumlere girmek icin hangi sartları olusturmak gerekiyor bilhassa devlet ünileri için. ozelde cogu üni ales istemiyor ama devlette oyle degil. diyelim istenilen puani elde ettik sonra illa portfolyomu sunmak lazım? bide bnm lisans gno: 2:15 bunla devlete girmem zor mu?

2 saattir durmadan kahkaha atıyorlar..sinirlerim bozuldu..kapılarını çalıp rahatsız olduğumu söyleyim mi sizce ? sonra demesinler vay efendim kapımıza dayandın falan..

Sevgili ikcılarım, iş görüşmesi kurtlarım kafamda çözülmeyi bekleyen sorularım var size:

1. İş görüşmelerinde sözlü olarak ya da başvuru formu yoluyla sorulan bu soruya nasıl cevap verirsiniz?
(istediğiniz rakam 2500 üstü ama 2000 e kadar da inebilirsiniz diyelim)

a- Aralık olarak (2500-3000 tl)
b- Net rakam (2500 tl)
c- yorumda bulunmayıp, onların teklifinin uygun olduğunu söylemek/sormak

2. Şimdi bazen öyle bir durum oluyor ki, o işi, pozisyonu, evinize yakın olması vb sebeplerle 1800 tl de dese, tamam diyeceksiniz.

ama sırf bu yüzden aralığınızı 1800 den de başlatmak istemiyorsunuz. e siz 2500-3000 aralığı verince de 1800 tl verecek adam resmen konu oraya gelince yüzünü düşürüyor çocuk gibi. bazen teklif bile gelmiyor bu yüzden. zaten garip de olmaz mı benim aralığım bu ama siz öyle diyorsanız löp diye yarısına da inerim demek? öyle şey olur mu yani?
adam da b,lecek benim o ücrete motive olmadan çalışacağımı sonuçta.

edit: yeni soru geldi:

3. 2500-3000 aralığı verince zaten hep alt sınır olan 2500 tl teklif edilir en iyi ihtimalle diye biliyorum. işte bunu istemediğim için de aralıkta bile düşük söylemek içime sinmiyor.
Hiç en üst limit ya da aralıktan da fazlasının teklif edilmesi gibi bi durum var mıdır? o aralığı söylüyorum, adamlar 3500 tl teklif ediyor gibi??

doğrusu nedir, ne yapılmalıdır??

Ne yaparsınız çevre edinmek için?

www.sahibinden.com

sizce bu ev nasıl?
piyasadaki diğer evlerle kıyaslayınca sanki bana çok uygun geldi. dandik evler 1,500 lirayken bu ev bu paraya boğaza sıfır yaşam vaadediyor.

not: zengin değilim ama kıyaslayınca ortalama bir işi olan 2 arkadaş tutabilir bu evi o aaçıdan da uygun.

bu saatte canım şeftali çekti..siz de sever misiniz şeftali ?

böyle yapanlar var ama ben uyumazsam salaklaşıyorum..sizce bu iyi bir çalışma yöntemi mi ?

erkek arkadaşımla amsterdam'a gidiyoruz 15-20 kasım arası, bi arkadaşımızın evinde kalacaktık ama sağlık sorunları sebebiyle türkiye'ye gidiyor, biz de airbnb'den bi ev ayarladık ama 300 euro civarı 5 gün için, içim gitti. önerebileceğiniz bi yer var mı, daha ucuza bi odasını kiralamak isteyen falan?

Anket oldu biraz ama teşekkürler.

12 Angry Men
28 Weeks Later
3 10 to Yuma
A Separation
Alien
Apocalypto
Before Sunrise
Being John Malkovich
Black Swan
Brick
Changeling
Chinatown
City lights
Confessions
Das Leben der Anderen
Despicable Me
Detachment
Edward Scissorhands
El Orfanato
Full Metal Jacket
Gone Baby Gone
How To Train Your Dragon
Interstate 60
In the Shadow of the Moon
Jacob's Ladder
L.A. Confidential
Lock, Stock and Two Smoking Barrels
Milk
Monsieur Lazhar
One Flew Over the Cuckoo's Nest
Perfume -The Story Of A Murderer
Psycho
Pulp Fiction
Reservoir Dogs
Schindlers List
Sideways
Sin City
Singin in the Rain
Sunshine
Sweeney Todd
Tangled
The Boy In The Striped Pyjamas
The Color Of Paradise
The Big Lebowski
The Departed
The Diving Bell and the Butterfly
The Right Stuff
The Road To Guantanamo
The Thing
Watchmen

Sizce gerçekten böyle birşey olabilirmi yani tam olarak ölüp tekrar dirilme değilde bir çeşit mutasyona uğramış kuduz virüsü gibi bugün arkadaşlarla ciddi ciddi bunu tartıştık