27 yaşındayım, dikey geçiş sınavı ile bu sene istatistik bölümü okuyorum 29 yaşından önce bitmeyecek okul,

okulda kısmı zamanlı öğrenci olarak calısıyorum,ailemden de sadece aylık 500 tl alıyorum (kirada br evimiz var onun parası geliyor)

hemen hemen her işte çalıştıgım için ailemden para almasaydım garsonluk yapardım buyuk ihtimalle bir sekilde geçimini sağlarsın

bir şeyleri değiştirmek için elbette hiçbir zaman geç kalmak söz konusu değildir.
ama yapmak istediğin hedeflerine giden yol illa üniversitede okuyacağın bölüme mi bağlı?
ne biliyim, yüksek lisans falan yapabilirsin.

19-23 yaş arası mühendislik fakültesindeydim. Yarıda bıraktım. Şimdi konservatuvardayım. Bir yandan çalışıyorum. Akademik kariyer planım var. Olunca oluyor. Ama çalışmak iyi olur. Bir yaştan sonra aileden para almak koyar adama.

kesinlikle denemelisin ama değmeli okuduğun bölüm ne bilim hukuk olur tıp olur falan piyasada iş yapan mesleklerden olmalı okuyacağın bölüm onuda kazanmak için kasmak lazım 29 yaşında mezun olsan önündeki yıllar mis gibi yaşarsın

daha da kötüsü, yolunu değiştirebileceğini bilsen fe hangi yola gireceğni bilmediğinden aynı yola devam etmnektir.

okuduğun bölümle ilgili yapacağın işi sevmesen de ortalama bir maaşla iş bulabilirsin tahmin ediyorum. düzenli bir işe sahipken sınava girip tekrar bir bölüm okuyabilirsin. ben de yeni bir işe başladım. maddi açıdan tatmin edecek ama yoğun bir iş. aynı şekilde sınava girip devam zorunluluğu olmayan bir bölümde okumayı düşünüyorum. devam zorunluluğu açısından da hukuk olabilir. ailene yük olmaman açısından tavsiyem tam zamanlı düzenli bir işte çalışman.

pipepicture önemli bir noktaya değinmiş. en başta ne yapmak istediğini bilmek hepsinden daha önemli aslında. sonrası kesinlikle kendiliğinden gelir diye düşünüyorum.

Bölümdekilerle uyum sorunu yaşayabilirsin.Kendinden 7-8 yaş küçüklerle okuyacaksın.Biraz dışlanma ihtimalin var.

İyi tarafları da var ama mesela asistanlarla hocalarla iletişimin daha iyi olur.O yaştan sonra üniversite okuma özverisi gösterdiğin için artı puan alırsın hocalardan ve notlara da yansır.

Sevmediğin bölümü okumak kadar kötü bir şey yok. Bir de o bölümle ilgili işlerle meşgul olacaksan hayatın kayacak. Ben de Boğaziçi İktisat'ı bırakıyorum bu yüzden. Bilkent Mütercim-Tercümanlık'a hazırlanıyorum 2014 için. Okula 23 yaşında başlayacağım. Bırakma kararı çok kolay olmadı aslında ama artık kafam çok rahat, bölümü kesin değiştireceğim. Sadece kafamda Boğaziçi mi Bilkent mi sorusu var ama çok fazla nedenim var buradan uzaklaşmak için. O yüzden Bilkent yazacağım. 28 yaşında mezun olacağım Fransızca hazırlıkla beraber, eğer İngilizce hazırlığı geçebilirsem.

ailen senin o yaştaki masrafını karşılamaya gönüllü ise (lise ögrencisi gibi takılamazsın o yasta daha cok paraya ihtiyacın olacak sosyal olarak sıcmamak icin.) olur.

baska türlü calısmadan olmaz o is gercekci olalım.

yeniden başlamanın yaşı yok. bizim bölümde 40 yaşlarında amca vardı.

alsancak

Balçova

Hem Yeşillik alan var
Hem Körfez
Sahil boyunca Konak,Alsancak yakın.

Bütçe de önemli cevaplayabilmek için.
Balçova'da evler daha ucuz olabilir Göztepe ya da Karşıyaka'ya oranla. Yakınlarında bir sürü alışveriş merkezi var, Alsancak'a giden bir sürü otobüs var. Aile semti biraz.
Göztepe'de ev fiyatlarını tam bilmiyorum ama kira fiyatları en son hatırladığım 700+. Sahile yakın. Akşamları sahilde gezinmek güzel, bir sürü kafe var sahil boyunca. ulaşım açısından Balçova'dan çok bir farkı yok. Zengin semti olarak bilinse de biraz iç taraflara gidince aslında orta direk sayılır.
Bornova öğrenci mekanı. Akşam gidilebilecek bir sürü yeri var. Kiralar muhtemelen biraz daha ucuzdur Göztepe'ye göre. Metrosu var.
Karşıyaka'da hiç yaşamadım ve çok fazla işim olmadı o tarafta ama evler güzel. Fiyatları Göztepe ayarında olabilir genel olarak ama sitelerin olduğu yerler daha pahalıdır diye tahmin ediyorum. Biraz daha düzenli Göztepe tarafına göre.
Üçyol fiyatları muhtemelen daha makuldur. Denizden uzak. Trafik genel olarak kötü ama metro yakın.
Bunlar dışında Gaziemir bana göre yaşanabilecek bir yer ama Alsancak'a falan uzak kalıyor. Izban(Tren)la ulaşım biraz daha kolaylaştı ama hala çok rahat değil. Düzen açısından İzmir'in en sevdiğim yerlerinden biri. Evler genel olarak daha yenidir diğer yerlere göre. Fiyat konusunda hiçbir bilgim yok ama.

Benim tercihim Göztepe ya da Gaziemir yönündedir.

hatay.

metro orada basladi zaten, otobus desen inonu caddesi dibinde. toplu tasima olarak cok iyi.

merkezden kastin neresi bilmiyorum, balcova'yi bir uc bornova'yi da diger uc kabul edelim. hatay tam orta yerinde kaliyor, her iki tarafada 30dk da ulasabilirsin.

eglence merkezi alsancak ve bornova'da desek, hatay'dan alsancaga inmen 20 dakika yi almaz herhalde. bornova'ya da metro ile 30 dk icinde gidersin.

hatayda hersey var. tek kusuru binalar cok eski, bahcelievler izmirin en eski semtlerinden biri. yeni binalar mevcut ama cok az ve fiyatlar ucuk.

24 saat acik manav bile var abi daha ne olsun. istedigin emlakci ile konusabilirsin, hatay'a bu verdigin kriterler dahilinde olumsuz bakacak biri olacagini sanmiyorum.

son olarak alsancak berbat bir yer. aldanma, gercekten oyle. yeni evlenmis bir tanidigim oraya yerlesti, bulunduklari sokakta gece disari cikmak cesaret istiyordu gercekten. eyvallah cok iyi yerleri var tabi ama genel olarak sorunlu bir yer.

belirtmeyi unutmusum, ornekte verdigim arkadaslarim en fazla 1 yil dayanabildi alsancaga. tasindilar.

kafamda Balçova veya Göztepe var ama Balçova'dan sahil kısmına (Üçkuyular-Göztepe vs) yürüyerek gidilip gidilemediğini bilmiyorum. Mümkün olduğunca yürüyerek ve vapur kullanarak ulaşım sağlamak düşüncesindeyim.

Balçova'dan sahil yürüyerek 20 dk falan sürer en fazla. Bisikletle Üçkuyular vapur iskelesine çıktıktan sonra Alsancak'a kadar gidersin çok rahat.

bahçelievler diyebilirim izmir'in tam göbeği. balçova, bornova, gaziemir arabayla 20-25 dk uzaklıkta

Hatay benim kafamdaki konuma en uygun yer aslında ama trafik ve araç parkı konusunda endişem var. Balçova'yı bu yüzden düşünüyorum, merkezden biraz uzak ama trafik ve araç parkı açısından daha avantajlı gibi görünüyor

Peki Balçova'dan sahile yürünülen yol güvenli mi? yani kalabalık mı, yoksa mesela gece saat 10'dan sonra yürümeye kalksak tehlikeli mi olur? bu noktayı kafamda bitirirsem kesinlikle Balçova'dan almak isterim. geceleri mümkün olduğunca araç kullanmamak niyetindeyim (alkol kontrolü riskinden dolayı)

Balçova'da alışveriş merkezlerinin olduğu yere indikten sonra sıkıntı olmaz. Ara sokaklar akşamları tenhadır ama çok bir sıkıntı olacağını çok sanmıyorum gene de.

Kesinlikle Karşıyaka/Bostanlı.

Merkezi hemen hemen her yerden metro(izban), vapur, otobüs, minibüse 15 dk yürüyorsun. Çarşısı var, pazarı var. Bir süredir de modern dünyanın rahatlatıcısı doğalgaz var. Genel olarak sessiz, sakin. Sahili var gayet güzel.

2. tercihim de Balçova/Narlıdere olurdu. Ama kesinlikle Hatay'da oturmak istemezdim, o yokuşlar çekilecek dert değil.

İzmir'de zaten ulaşım çok sorun değil. Nereye gitmek istersen de rahatça gidersin.Alışveriş merkezi Mavişehir tarafında Kipa var Carrefour var. Atlarsın gidersin Balçova'ya Agora'sı Kipa'sı var. Alsancak'a Konak'a gidersin Kemeraltı'sı var.

Velhasıl yaşanacak şehir İzmir. Ulan çok özlemişim be!

güzelyalı diyorum.

kilimcinin kör lambası mı bu? nereye takılı olduğnu da yazsan. masa lambası mı, avize mi, yekten duy mu?

avize falan yok..normal tavana takılı ampul işte

büyük ihtimal duydadır sıkıntı, yeni duy al dene istersen

zenginlik fakirlik hep göreceli ama eğer evinize tek maaş giriyorsa ve çalışmıyorsan bu dediğin yerlerde oturman zor.

Aileler zengin, ayrıca öğrenciler de çalışıyor.

annesi babası emekli oluyor, borcu harcı olmuyor, tek çocuk oluyor, 2000 lira falan gönderiyorlar, e bir yandan çocuğun çalıştığı ya da burs aldığı oluyor... böylelikle 500 lira kira verip öğrenci hayatı yaşayabiliyorlar.

ben 2 yerden burs alıyor ve çalışıyorum, beylikdüzü'ndeyim. kiralar ucuzmuş gerçi burda ama çok şekilli semt yea, her şey pahalı, her şey bi' değişik böyle, uf.

Ortalama 1500 tl harcamam oluyor her şey dahil. Ve evet çok para lakin düzgün bir yerde oturmak için o kadar masrafı göze almak gerekiyor. Kiralar gerçekten çok.

400-500 özel yurt parası bile değil..Bugün düzgün bir yurtta 2 kişilik odada kalsan 600 den fazla para verirsin.Takılmaca yeme içme derken yine 1000 i bulur.Ayda 1000 normal bence..daha az harcayanlar Kyk yurtlarında kalanlar.

ben istanbulda okumuyorum.Tek başıma evde kalıyorum.Aylık 1000-1500 arası gidiyor.

istanbul'da aylık bin liradan aşağı nasıl geçinilir ki barınma yeme vs tüm masrafları dahil edince? evi geçtim yurtta kalsan bile diyorum.

ailem 800 lira para gönderiyor hiç bir şekilde burs almıyorum,bir yerde de çalışmıyorum.300 lira kira veriyorum ve evim mecidiyeköyde.insan isteyince geçinebilir.çitayı nereye çekersen o şekilde yaşarsın.

Benim ailem, annem özellikle, bana sürekli ülkenin durumundan bahsedip duruyor. Asgari ücretten bahsediyorlar, ne bileyim.. Belki de fakirizdir.

çalışıyorlar falan denilmiş ama çalışıp aynı zamanda okuyan insan sayısı oldukça azdır.Bikere bunun için ders sayısı çok az olması lazım ya da ara ara okulu ekmen lazım.8-9 alıp bir de çalışınca yerinden kıpırdamaya halin kalmaz.

benim iki arkadaşım beşiktaş'ta yaşayabilmek için çalışmaya başladılar. birisi çağrı merkezinde çalışıyor, diğeri lcw'da satış elemanı. 2 yıldır tek bir ders geçemedi ikisi de kira ödeyeceğiz diye. adamların sınıf arkadaşları mezun olup uluslararası şirketlerde çalışmaya başladı, bunlar çağrı merkezinde, konfeksiyon satışında kariyer yapıyor. ama beşiktaş'ta yaşıyorlar. tabi saygı duymak lazım ama bana mantıklı gelmiyor.

hatun kişiysen ve ailen biraz korkaksa istanbul da olduğun için bilindik rahat bir yerde yaşmalısın bu da ortaköy den ziyade beşiktaş oluyor aylık eve harcamam benim 650 700 civarında eve iki maaş giriyor ablam işe başlıcak ayrıca çocuğu olmayan bir teyzem de beni destekliyor öyle olunca da cidden ihtiyacı olanların önüne geçmemek için burs almıyorsun.. ama sinema konser bileti aldıktan sonra bir hafta aç dolaşıyorsun..

benim de ev masrafım 1300 1400 vuruyor. uzun süre ev arkadası falan takıldım, son iki yıldır yalnızım. zorlanmadım desem yalan olur, ailem bir şey demedi ama artık kuşun yuvadan ucma vakti. şimdi buralarda daire bakıyorum yine, çünkü bayan olarak bilmediğim semtlerde tedirgin oluyorum.

hoş. neden erkeksi olsun?

edit: serçe erkeksi bence.

varoşluk bence..ne seksiliği yahu.Yüzüğü görüpte aleti kalkan yoktur herhalde.

yok, alet kaldirmaz, seksi derken...daha hafif...ha ha ha

Serçe parmak çok kötü de işaret parmağı olabilir. Yine de yüzük parmağından şaşmamak lazım bence, adı üstünde nihayetinde.

günahtan sonrasını okumadım

başparmak yüzüğü seviyorum ben kadında.

yok, güzel durmuyor.

haluk levent derdim ben.

haluk levent en ilgi çekeni bence.

fuarda satılacak ürünlerin hedef kitlesinin müzik tercihlerini de dikkate alarak secim yapmalısınız
yani fuarda bolca adana salvarı kasket falan satılıyorsa o ürünlere gelen dayıların ilgisini Haluk Levent in cekecegini düsünmemek gerekir diye düsünüyorum.
illa isim söyleyin derseniz ben kekilli derim

eğer gözaltına alınmazsa o sırada haluk levent

göğebakan

haluks.

haluk

haluk + 1

bence de en çok seyirciyi haluk levent çeker. eğer fuarda daha muhafazakar bir kitle olacak diyorsanız göğebakan derim. bana sorarsanız kekilli tabi :)

3ü de adanalıymış. kekilli > levent > göğebakan

kekilli rocks

haluk levent.

@sanal hayvan, sağlam bi kahkaha attım sayende :)

kekilli

Valla ben hiçbirini tercih etmezdim...

allah düşmanıma böyle tercih yapmak zorunda bırakmasın.

haluk.

izmir diyorsan haluk levent.
malum görüşleri belli.

bir de üçünün konseri olsa ben haluk levent'i seçerdim..
çünküüü

aşkıın maaapuusshanaeee
içindee ben mahkuuum
saçlarıın parmaklıııııııııık
gööööööööööözzlerin gaaaardiyaan olmuuuuuuuuuuş

özel üni. para yedirmiştir.

yurtdisinda mümkün.

ankara üniversitesi mezunuymuş..özel değil

normal şartlarda da bitebilir yani yapan yapar. hayır zaten doktoranın avrupada normal süresi 3 yıl zaten biz neden abartıyorsak? teorik olarak mümkün ama asıl söyleyeceğim; lisanstan sonra direkt doktora diye bir şey var mesela. (ama 1 yıl intibak gibi bir şeye alıyorlar.(y.lisans yerine)) bu abimiz de böyle yapmış olabilir.

Ya doktora yapıyorum diye 6 sene okula gidip gelen adam nasıl 6 sene doktora yapıyor asıl ben ona şaşıyorum. Denyoluk resmen. Anasını satayım yazdıkları tezlerden de bir şey çıksa bari, dünyayı kurtarıyor sanki pezevenkler.
Bitirirsin, yapılamayacak şey değil. Dersleri önceden almış saydırmıştır, tez konusu bellidir vs vs. İnsan olanın böyle yapması lazım zaten.

türkiye'de de çok engel yok önünde. dersleri bitirip yeterliliği de verdikten sonra savunabiliyorsunuz tezi. o arada yazmış demek ki. yayınları incelemedim de yayınlandıkları dergiler arasında epey sağlam dergiler var, öyle boş beleş birine benzemiyor.

Afedersiniz ama; makalelerinin yayınlandığı dergilerin bazıları fason, son zamanlarda zırt pırt türeyen, hiç bir güvenilirliği olmayan dergilerden...

evet ya öyle de epey dergi var aralarında. ama european journal of operational research, naval research logistics, operations research letters vs. alanının gayet iyi dergilerinden.

akademikpersonel.kocaeli.edu.tr doktorayı yanlış yazmışlar muhtemelen 1997-1999 dur. 30'lu yaşlarda prof oldu. 38 yaşında mühendislik fakültesi dekanı. Çok kral adamdır.

acemilik süper yerde..bu kadar şans olur diyorum.

acemide aynı yerdeyiz.ustaya çanakkale akacam ben.

acemiliği küçükpark' da yapacaksın herhalde. dünyanın en şanslı askeri olabilirsin.

uzak dur olm. millet yıllarını veriyor bu işlere. uzak dur borsadan falan.

Paran 1 ay sonra 400bin TL olabileceği gibi 10bin TL de olabilir. Bu riski almaya hazırsan borsa seni bekliyor.

bitcoin'e yatır
kıpss

paran 1 ayda 10bin olmaz ama bilmeyen birinin 200bin lira ile borsaya girmesi bana çok mantıklı gelmedi. vadeli mevduat açıp faiziyle geçinebilirsin. illa borsaya giricem diyosan 180bin ile faiz toplayıp 20bin ile borsaya başlaman daha makul bi seçim olur.

Türkiyede borsa küçük yatırımcıyı korumaz yardım etmez. büyük abilerin küçüklerin parasını alması için vardır. 30 yılını borsada harcamış bir tanıdık vardı, size abartıyorum gibi gelecek hatta saçmaladığımı düşüneceksiniz ama burada milletin elinden en ufak parayı almak için dahi oynarlar piyasayla, ben alıştım vazgeçemiyorum siz akıllıysanız girmezsiniz diyordu

ev al..içinede biraz eşya koy,öyle kiraya ver.Ayda nereden baksan 1000-1200 civarı bişeyler getirir.Borsa çok riskli birde acemiysen elinden alırlar o parayı.

hadımköyde arazi al adamı ayar etme

abd borsasinda google apple gibi saglam kagitlara yatir parani turk borsasi keriz silkeleleme uzerine kurulu.

borsanin asil amaci sirketlere sermaye saglamaktir bizde ise keriz silkelemektir. uzak dur !

henüz 21 yaşındasın geleceğini düşün.git yunanistana yazlık yerlerden ya da merkezi sağlam bir kaç ev al.zaten çok ucuz şu an bir de peşin parayı vur kafalarına kelepir al.adamlar çok zor durumda.tamam biraz şerefsizlik gibi gözüküyor ama rızasız bir iş değil sonuçta.10 sene sonra yersin ekmeğini ama yunanistan o götü kısa sürede toplayamaz.

yapamam diyosan yüzde 10 net faiz araştır.en azından yaklaş.8,5i geçsin bi şekilde.türkiyede ev almaya zaten ölü yatırım denirdi hele şu an hiç iyi bi yatırım değil.

Kimsin ki 21 yaşında daha değil borsa, herhangi bir yatırım aracında tecrüben olmadan iki yüz bin lira gibi büyük sayılabilecek bir rakamı borsa gibi yüksek riskli bir yatırım çeşidinde değerlendirmeye çalışıyorsun, diye sor bi bence kendine.

ben New York borsasında oynayan bi adamla konuşmuştum.

iki önemli şey söylemişti:

1. oynayacağın miktar, kaybettiğinde üzülmeyeceğin bir miktar olsun. çünkü bu düpedüz kumar.

2. dünyanın en zeki adamlarına karşı oynadığını hiç unutma.

bu iki kuralın, İMKB için de geçerli olduğunu düşünüyorum. hadi dünyanın olmasın da, Türkiye'nin en zeki adamlarına karşı oynuyor olasın. gene çok tehlikeli...

hjarteblod bitcoin'e yatır dediğinde yatırmış olsaydın şuanda yaklaşık 2 katı paran olacaktı.

10 Nisan'da bitcoin 220-260 dolar civarındaydı şuanda mtgox borsasında 530 dolar, btc-e'de 485 dolar :)

fikirler değil fikir ürünleri korunabilir.Fikrini bir ürüne dönüştürürsen o zaman tescil hakkın olur.Dünyanın her yerinde geçerlidir bu

Fikirleri koruyamıyorsun. Teknolojik birşey ise patent alabiliyorsun. İş fikri gibi bir şey ise malesef yok.

fikir cismedilebilecek bi buluş ise, başkasında olmadığından emin isen, bir dosya hazırlar, somutlaştırısın gerekli çizim/tarif/tanımlarla. ahlaklı mıdır? bence değildir. ilerlemeci midir? bence o da değildir. hırsızlık mıdır? o kadar ağır değil belki ama fazla bir farkı yok bence. tekerleği icat eden adamın devlet benzeri otororitenin gücünü yanına alıp insanları araçlarından, otobüslerinden zorla indirdiğini düşünsene..

@harzem, o son maalesefi koymayacaktın hacı. o "iş patentleyip" koz olarak kullanmak olabilecek en yamyam kapitalizm örneği olurdu herhalde. zaten ortalık paradan para kazananla dolu, bir de para bile harcamadan para kazananlarla uğraşmayalım.

Diyelimki fikrim geldi ve bunu somutlaştırmak istedim. Fikrim elektronik bir alet ile ilgili. Bunun patentini almak için cihazın prototipini hazırlamam mı gerekiyor? Yoksa sadece çizimler, bazı görseller, nasıl çalıştığının izahı vs yeterli mi?

elektronik tamamen farklı bir uzmanlık alanı tabii ama genel olarak işin mantığı şu; eğer bir özgün tasarım varsa bunun içeriğine göre patent, faydalı model, tasarım tescili gibi kayıtları yapılabiliyor. yani bir elektroniğe ergonomik bir tasarım yaptın, faydalı model alacaksın, yapacağın şey bu tasarımın çizimlerini kağıda dökmek (asgari anlaşılır olması gibi belli başlı kurallara uyarak tabii), belki montajından bahsetmek, kullanacağın malzeme tiplerini saymak, ebatlarını yazmak...
patent faydalı modelin büyüğü oluyor, alınması zor, koruması daha uzun vadeli. o prototip ister mi bilmiyorum, incelemesi daha çetrefilli oluyormuş, bir prototip isteme ihtimalleri var aslında. hiç başvurusuna şahitlik etmediğimden bilmiyorum.
haliyle bahsettiğin buluşunun doğasını paylaşmak istemeyeceğinden biraz havada kalıyor söyleyebileceklerimiz. ben bi yere bağlayamıyorum meseleyi. ama söyleyeceğim şudur, üç boyutlu bir cad modeli, ondan üretilmiş teknik çizimleri ve iki render görüntüsüyle daha basit bir mekanizmanın faydalı modeline başvurduk yakın zamanda. kimse bizden prototip istemedi.

Peki soruyu genişletiyorum. Bu fikri yabancı bir ülkeye satacaksam ve bu fikri aslında önce yabancılara karşı korumak istiyorsam. O zaman burada almış olduğum önlemler sayesinde kendimi onlara karşı da korumuş oluyor muyum?

Not : İlgilenen arkadaşlara teşekkürler! Tikler atıldı ve atılmaya devam ediliyor.

ben de bilmediğimden kısa bir aramayla şuna ulaştım:
www.cankayapatent.com.tr
korumuyor.

Tüm sorularıma cevap aldım. İlgilenen arkadaşlara teşekkürler!

ben yine rehberliğimle sizi sıkmayayım, açıkça görülüyor ki zevklerimiz de uyuşmuyor siz kafanıza göre gezin de.
o kadar emek verip zaman ayırmışsın, beğenmemek her şeyden şikayetçi olmak da ne.bırak kendileri takılsınlar sen de onların paralı turist rehberi değilsin ki nazlarını çekesin.

Gittiği yere özgü şeylerin tadına varamayacak insan otursun evinde bence. Biri beni öyle gezdirse gıkımı çıkarmam valla, ne güzel.

sal bence onları..kafalarına göre takılsınlar

bence çok ayıp etmişler. bazı insanlara yaranabilmek mümkün değil. maraş'a falan da götürmeyin, nasılsa hora geçmeyecek.

O arkadaslar bildigin kabalarmis bence,oyle sey olur mu yahu Antep'e gelmisler,kahvaltida kruvasan yemeyi mi dusunmusler?Eger oyleyse hic gelmeselermis zaten..

Ayrica yukarida soylendigi gibi sen onlarin parali turist rehberi de degilsin,bu sekilde davrandiklari icin kizmakta haklisin.

Yahu bi de bastıra bastıra söyledim burda çok sevilir katmer pazarları hele çok satılır kahvaltıda dedim, hala diyor ah yumurta zeytin insan kahvaltısı olm işte diye biz hayvanız ya sanki töbe yarabbim.

haklısın.
misal beni götürsen böyle gezdirsen, yedirip içirsen her lokmada tişikkür eder idim. onlar pek insan içine çıkmamışlar galiba o,O lan evinde kalıyolarmış bir de....

bu ne terbiyesizliktir arkadaş! durduk yere nasıl sinirlendim anlatamam! dıdısının dıdısı tanıdık olacak, gelecek evimde kalacak, işi gücü bırakıp şehirdeki görülecek yerleri gezdiricem, yenilecek şeyleri yediricem, bir de ay fıstık koması ay insan kahvaltısı diye bik bik edicek! aklını alırım valla onun! en terbiyeli halimle bile "defolun gidin otelde kalın amk, kendi kafanıza göre gezin bir daha da selam bile vermeyin bana" der geçerim. sen yine kibar adammışsın yarın da şuraya gidelim filan demişsin...

bu nedir yaa! insan nezaketen bile olsa zahmet verdik sana o kadar filan der! ne kadar arsız ahlaksız olmuşuz biz be!

yeminle sinirlendim gece gece :@

ayıp ki ne ayıp. bir kere katmer! insan öpüp başına koyar. glikozla, ayçiçek yağıyla yapılmış baklavaya alışmışlardır, tereyağını anlayamamışlardır. sen onları pavyon gibi bir yer varsa oraya götür. kafalarındaki klişeyi yaşasınlar. nasıl olsa döndüklerinde ay şöyledi diyebilmek için geziyorlar. bırak hiçbir şey yapma ekaterina kardeşim sen gayet iyi ağırlamışsın. bizim kültürümüzde yedirme, içirme, gezdirme, misafiri hoş tutma vardır. beğenmiyorsa bile o insanın yüzüne söylenmez.

Ha bi de nasıl insanmışız biz, yemekten sonra yenecek tatlıyı sabah yiyormuşuz bu nasıl işmiş, sana ne lan sana ne çok sinirlenmişim evet düşündükçe geliyor valla.

kusura bakmayın arkadaşlarınız accık öküzmüş. yapabileceğiniz en güzel şeyi yapmışsınız, sinirlenmekte haklısınız.

insan olana insan kahvaltısı veriyolla
diyemedin mi ya la :D

aboo nasıl insanlar bunlar yahu :/ sakın bugün gezdirme! bırak ne halleri varsalar görsünler, o davet ettiğin arkadaşların da çok ayıp etmiş yani, misafirin misafiri olur mu ya?

haklısın ayıp.

Muhtemelen bir daha gelmek isteyecekler sende gazi şehrimizin kapılarını suratlarına vuracaksın.

ben olsam açık açık hıyarlıklarını yüzlerine vurup, ne haliniz varsa görün der, hiçbir şeyleriyle ilgilenmez, sonrasında da arama mesafe koyardım.

böyle yol yordam bilmeyen adam, yarın öbür gün başka konuda da ters hareket eder.

sabaha kadar açık..

biz sırf böyle saygısız komşular yüzünden taşındık.

@ want2die kulaklığı takıp sonuna kadar açabilirsin :)

want2die sen dans ediceksin diye insanları rahatsız etmeye hakkın yok ama.

emekli albay gibi sormussun yalniz, böyle huysuz huysuz.
bangir bangir dinliyorsa sinir bozucu tabii, gider efendi bi sekilde konusurum ben.

sırf bu yüzden asla apartmanda oturmam.

not: müziği köklerim aga. kısık sesle müzik mi dinlenir la?

belediyenin karşısındaki özsüt'ün yanında bir tane hırdavatçı vardı..hala varsa tabi orada olabilir .

puroyu içine çeken taşralı

fazla içine çektiysen kusturabilir.sigaraya göre nikotin oranı daha yüksek

fazla içine çekmemen gerekiyor. sigara içer gibi içtiysen normal.

puro ciğere çekilmez. üst tarafta dumanı tutarsın, döndürürsün geri verirsin.. puroyu 2 nefes ciğerine çekip bayılan adam tanıyorum..

sigara içmeyen biri olarak geçenlerde ilk defa ciddi olarak puro içtim , çok nadiren de olsa puro içiyorum (yılda 1?) ama pek randımanlı yapmıyormuşum heralde daha önce . Neyse sadece azımda dolandırdım , anam sikildi , senin yaşadığın şeyleri yaşadım yaklaşık yarım saat , 2 gün boyunca da azımın içi bok gibiydi.
Uzun lafın kısası yapabilir , nerdeyse beni de kusturacaktı.

oturmuştum ama memnun değildim.konak-kemeraltı-alsancak üçlüsünden başka bir yer yok..gezilecek görülecek yerleri sınırlı.Etkinlik falan da yok.

İş yok.
Ücretler çok düşük.
Tek güzel yanı altında araban olacak kafan esecek Bodrum'a gidiceksin, Çeşmeye gidiceksin vs. Yazlık yerlere yakın.
Gerisi kumru, boyoz, saat kulesi.

deniz var. marmarise yakın. havası çok soğuk değil. iş imkanları çok değil ama az da değil. güzel memleket.

Öğrenciyim, ailemle yaşıyorum. Memnunum, fiyatlar uygun, ulaşım kolay, çok ufak değil, trafiği insanı delirtmiyor. geceleri çok çabuk boşalmıyor şehir,

evden çıkmam pek. evden okula, okuldan eve. hayatım yaklaşık olarak bu kadardır. anca bazen alışveriş merkezlerine giderim. belediyeden memnun değilim otobüsleri sidik kokuyo, sokakları çamur.

şehir planlaması sıçmış durumda. diğer şehirlere kıyasla evler anormal pahalı. banliyö olayı yok burada. tren de yok zaten. kimse bana bık bık izban hikayesi anlatmasın. çiğli denilen yer foçaya şehir merkezinden daha yakın ebesinin amında. yapılabileceğin en kötüsünü yapıyor izmir belediyesi. bir plan düzen yok. olmadığı için de toplu konutlar, çalışan kesime sunulacak düzenli yaşama alanları sunulamıyor. tam anlamıyla kilit vaziyet. gerçi bu çok önceden alınması gereken bir tedbirdi. akpli değilim. chpli de değilim. hiçbir şeyli değilim. aslında hala yapılabilecek çok şey var ama yapılmıyor. kentleşme bombok durumda.



izmir'in insanları türkiye'de en bir arada yaşanılabilir insanlar bence. kimsenin kimseyle işi yok. medeniyeti çözmüş insanlar. kimse kimseyi yargılamıyor. kimse kendini kanaat önderi, din, etik lideri görmüyor. barış içinde yaşıyor insanlar. sadece otobüs kuyruğuna girmeyi bilmiyorlar.

buna karşın izmir insanının huzurunu barışını çekemeyen bir takım türbanlılar mevcut. bu aytek'in babanesi gibi bir babaneyle denize karşı rakı içmiş yedi göbekten kemalist birinin değil, hayatta en sevdiği insanlar arasında beş vakit namaz kılan kuran okuyan başörtülü (türbanlı değil) anneannesi olan ve sırf bu yüzden başörtülü teyzelere ayrı bir sempatisi olan şahsım tarafından yapılmış bir tespittir. türbanlı mürbanlı diye genelleme yapmıyorum ama otobüs kuyruğundakileri koca götüyle lobut gibi devirerek en öne geçen orta yaşlı türbanlı kadın bir izmir gerçeğidir. bu kadınlar ile ilgili en sinir bozucu detay bunlar teyze olamayacak kadar genç abla olamayacak kadar yaşlıdırlar. susup sinirlenirim bunlara sadece.

buna mukabil, türbanlılar siktirip gitsin, ölsün onlar insan mı mantığıyla çocuklarını yetiştirmiş kör cahil bir nesil de var izmir'de. pek rastlamıyorum onlara artık pek seslerini çıkarmıyorlar galiba ama bu da bir izmir gerçeğidir. akp döneminin başlarında baya bir otobüste cık cıklamalar, homurdanmalar hatta sesli sesli söylenmeler laf atmalara rastladım çok kez.

ama hepsi bu izmir'de. başka illere, oradaki insanların sapıtmışlığına kültüründeki saçmalığa baktığında izmir insanının şu saydığım kusuru göze görünmez. izmir insanı bir tanedir. ege insanı bir tanedir hatta. kibar naif ne güzel insandır.

bunlardan başka izmir'de beni rahatsız eden bir şey daha var.

izmir'e doğudan gelen anormal göç var ve bir takım kürtler chpli belediyelerin etrafında kamplaşmışlar. belediye de açmış kucağını bunlara. izmir'de baya bir aşiret kalabalığı var. birine çatmayı hiçkimse istemez.






coğrafyayı seviyorum ama ikliminden memnun değilim. soğuk, kapalı yağışlı hava severim ben. fakat kapalı, yağmurlu havalarda körfezin ve üstündeki bulutların o kurşuni mavi gri rengi nasıl desem, yaşamak için bir sebep. izmir sıcak olur. yaz günü beyni bişer adamın. ben hiç sevmem amcık gibi güneşli havaları.





netice itibarı ile. memnun sayılırım ya hayatımdan. ama vikingsteki gibi böyle yeşil yüksek gökyüzü bulutlarla kaplı güneşi az bir yerde daha mutlu olurdum kesin.

Antalya, İstanbul, İzmir üçlüsünde yaşamış biri olarak en keyif aldığım şehir İzmir olmuştur. (5 sene öğrencilik) Ne çok büyüktür, ne de çok küçük. Her şeyden az vardır, ama vardır. Perşembe günleri senfoni konserlerine uğra, haftasonları Karşıyaka maçlarına gidebilirsin, üşenmezsen Aliağa'ya da gidebilirsin. Hava güzel olursa Sasalı'ya bisiklet de sürebilirsin, doğal yaşam parkında birkaç saat geçirip dönebilirsin. Konak'taki tiyatroları takip et, Kısa Film Festivali, Caz Festivali oluyor, cebinde para oldukça onlara da gidebilirsin. Cebinde paran yoksa da, topla arkadaşlarını Kordon'da otur. İstanbul'da falan çok heves ettiğin bir organizasyon olursa atlar otobüse (hatta tren+feribot daha güzel olur) gidersin. Yaşadığım 3 şehir arasında en az para harcadığım şehir de burasıydı bu arada.

Zaten hepimiz bir adet bireyiz şu hayatta. "İzmir'de bir şey yok" diyen insanlar neye doyamıyor bilemiyorum.

5 senedir İzmir'deyim. Ege'de okuyorum. Hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biriydi burayı tercih etmek.

Ege'de okumak ve Bornova'da oturmak mükemmel. Her şey elinin altında. İstediğin zaman istediğini yapabiliyorsun. Ve İstanbul'a göre çok daha ucuz bir yerdi ilk geldiğimde. Gerçi şu sıra artıyor fiyatlar. :)

Yalnız ufak bir öneri Dokuz Eylül Tinaztepe'den uzak dur bence :)

Benim yakın bir arkadaşımın çalıştığı şirkette işler iyi gitmiyordu. Daha kurumsal ve Trakya bölgesinde bulunan bir firmadan 500 lira net fazlasını vererek çağırdılar ancak gitmedi. Şimdi çalıştığı şirketteki işler de düzeldi, iyi ki 500 lira için düzenimi bozmamışım diyor.

Başka bir arkadaşım, aynı şehrin içinde başka bir şirketten 500 lira fazla net maaş farkı ile teklif aldı. Mevcut şirketteki düzenini aylık 500 lira için değişmedi.

Böyle yaşanmış örnekler verebilirim.

öncelikle, maaş ile birlikte taşınacağım şehrin kira ve genel masraflarını da bu hesaplamaya katardım. şöyle söyleyim, maaş aynı olup, yarı yarıya kira ödeyeceksem, daha huzurlu bir şehirde yaşayacaksam bana yeter diye düşündüm.

istanbul'da yaşıyorum. ancak bu şehirde yaşayabilmek için yahut yaşıyorum diyebilmek için çok paran olması gerekiyor. bunun yanında bir sürü tantanası da cabası. o yüzden artık sevmiyorum.

yaşa bağlı 45+ olsam net değiştirirdim ama eğer 30 a kadar istanbul dışı sıkıcı, hayat yok hayat kalitesi yok insanlar farklı 2 katını verselerde gitmem. tecrube ettiğim için, gençsen sorun ama orta yaşlıcalara şehir dışı guzel geliyor. hangi şehir olduğununda önemi var tabi

1500 lira fazlasına.

İstanbul dışında herhangi bir sahil şehrine transfer olmak için maaşıma %25 indirim yapabilirdim.

aynı maaşı versinler yeter. zaten yeni şehirde azalacak harcamalarınla büyük bir zam almış kadar olursun. ayrıca azalacak stres ve sana kalacak fazladan zaman cabası. tabii türkiye'de bir şehir olarak düşünüyorum.

hangi şehir olduğu önemli. iki katı verilirse şehir değiştiririm.

izmire veya memleketime aynı maaşımla geçer giderim.
ankaraya 1500 tl fazla isterim.
başka da bir yere gitmem hacım, para değil huzur derim.

izmir/eskişehir için maaşımda indirim bile yaparım ama ankara ve diğerleri için bin fazla isterim.

ankara ise bu şehir, imkansıza yakın. izmir, antalya olabilir.

burada alınan maaş da önemli, ayda 2bin tl alıyorsan 6-7 bin tl'nin altına gitmezsin ama ayda 8-9-10 bin tl alıyorsan 1,5 2 katına da gidersin.

2000tl fazlasına her türlü giderim.

gideceğim yere göre değişir. Yaşamak istediğim bir yer ise %25-30 farkına tası tarağı toplayıp gidebilirim.

tr icinde baska bir sehre gitmem sanirim. su anda istanbuldayim, izmir'den iki(3500'den 7000'e) kati teklif almistim kabul etmedim. ailemin de izmirde oldugunu belirtmek isterim.

aynı maaşa izmir'i kabul edebilirim. antalya da olur.

%100 fazlasına çocuğumu bile keserim.

daha azına değil başka yere gitmek evden çıkmam. düzen önemli.

rahatım yerindeyse kate upton domalsın önümde yine de şehir değiştirmem.

iki katına.

hali hazırdaki maaşımı başka ilde versinler eşimde oraya atansın hemen giderim.

buca'da kahve gibi olmayan bir ortam yoktur :)) ama biraz modern olsun diyorsanız hancı diye bir mekan var.Heykele gelmeden deu'nun biraz ilerisinde..orayı tavsiye ederim.Bir de deu eğitim fakültesinin oralardaki öğrenci cafeleri de iyidir.

Dediğin gibi buca şartlarında en modern hancı gibi :) skym böyle yeri.

3-5 bar da var birisi illa ki yayınlar.

garden'da izleyin. şirinyerde.

düzenli cinsel ilişkiye de girmiyorsan libidon yerlerde demektir. bir doktora görün bence normal değil.

bence doktora git.hormonlara baktır.

yap?
testislerin ağrır belki, bir de rüyanda görürsün, rüya pek hoş olmayabiliyor, bilinçaltı adamı vezir de eder rezil de.

ne doktoru amk ota boka doktora git dionuz sanki çok önemli bi bilgi veriyormuş gibi

yapmazsan uykunda sana kamyon devirterek kendi dengesini kendi kurar ficut.

evlen hepsi geçer.

bir bok olmaz vücudun sen uyurken atar zaten fazlayı. 114 günün hesabını tutman da iyiymiş, ne ayak oruca mı girdin?

Psikolojik abi. Kafayı yiyo denge bazen. Bence çaba göster biraz şu sıralar. Bahar da geliyo yani.

sırf haftasonu gelsinde sevişelim artık diye bütün hafta isyan edenler var. pazartesi sendromu neden çıktı sanıyorsun? hafta içi proteini unutup hamuru basıp perşembe cuma iki üç kişilik et döner yiyenler tanıyorum. sana tavsiyem öncelikle bir bak bakalım kuş hala yerinde mi, ardından hemen bir doktora görün hiç normal değil.

Benim kanka 20 aydir cekmedi ne de sex yapti cocuk temeli birakti evliye beklio ... arkadas sürekli grip felan olio .. yanetki bu olabilir

Bısey olmaz oğlum ya nolacak ergen gıbı asılmıyo dıye doktora mı gıtsın ne sacmalıyosanız

dikkat et düşebilir taşakların ağırlığından :p bişey olmaz reis de iyi dayanmışın ha

kullanılmayan organlar işlevini yitirir. use it or lose it demiş ingiliz kökenli atalarımız.

eğer içinde cinsel istek, dürtü yoksa sıkıntı var demektir. ha, canın istiyordur ama yapmıyorsundur bu başka..

öncelikle şu kadar gün mastürbasyon yapmama rekoru diye birşey yok. kimseye 114 gün attırmadı diye madalya takmazlar. öyle 114 gün mastürbasyon yapmazsan da taşakların kurur.

Dostum düzenli aralıklarda spermlerin dışarı çıkmalı. Bunu kendine yapmayarak fiziksel olarak prostatına ve ruhsal olarak da psikolojine ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın ?

macit gokberk'in felsefe tarihi kitabi, felsefeye baslamak icin iyi bir secim olur kanisindayim. akimlari, filozoflari tanir, sonrasini da kendisi getirir

sofi'nin dunyasi ders kitaplarindan daha eglenceli :)

ahmet arslan'ın felsefeye giriş kitabını öneririm.

sofi'nin dünyası +1 mükemmel bir kitap.

ayrıca ömer çaha - siyasi düşüncelere giriş de iyi bir başlangıç.

felsefe'ye giriş olmaz ama insanı düşündüren fazlasıyla hoş bi kitap, iskambil kağıtlarının esrarı'dır. yazarı da sofi'nin dünyası'nı yazan adam, eli öpülesi...

Orhan Hancerlioglu, Dusunce Tarihi

boyu posu tipi nasıl ? caps versin ona göre değerlendirelim.

daha genç olsa, 20-22 olsa daha iyi olur ama illa evlenilecekse evlenilebilir.

sen evlenmeyeceksen ben alabilirim panpa

bipolar kısmı dışında gayet iyi. çabuk sinirlenmesi birkaç yılda düzeltilir ilişkide. ancak bipolarlık ilerleyip "ilaçlarımı almıycam, sikerim lan" moduna girerse sakat.

ha bana sorsan ben evlenirim hacı.

gercekten varsa boyle bir kiz, bence de evlen.

Kiz kova burcu mu? Bipolar olma kismi cocuk sahibi olma asamasinda sorun olmayacaksa evlenilir.

bipolar ve iş tecrübesi kısmı dışında =25 yaşındaki ben :)
evlenrlir mi bilemiyorum onu erkekler bilir ama kız evlenmezse sonra kolay kolay evlenemez,o saflık- insanlara inanc ve iyi niyeti çok güzel kaybeder, akademik hayata/yahut kariyere adar kendini sonra da evlenecek adam yok benim etrafımda der = 30 yaşındaki ben :)

Beraber yaşamak bazılarınca önemli bir sorun olabilir ileride.

Aga sağı solu belli olmaz bu özgürlükçü kızların. Bi bakmışsın aklı başka yerlere kaymış. Özgür ya.. İstediğini yapabileceğine inanır. Yani kolayca senden vazgeçer, sende bağlandığınla kalırsın. Aman diyim dikkat et.

bipoları soğuk algınlığı gibi düşünmeyip. hayatoı etkileyen ciddi bir hastalık olarak bakarsak. ne zaman gerçek o ve hangisiyle evlenicem soruları döner

insanlar evlenme dese evlenmi
cek misin?

bu arada sehpa fx çok
yanlış düşünüyosun

bipolar bozukluk ve çalışma disiplinini kaybetmesi konusunda aynı ben ki bu.
dolayısıyla cevabım belli: kesinlikle derhal evlenilesi kız :p

bipolar bozuklugu olan biriyle evlenmezdim.

bu kızın burcu koç mu?

Bakımlı ve spor yapıyorsa bugünden tezi yok alırım.

boyu 1.70'ten uzunsa ben evlenmem, iliski de yasamam.

olur.

İlk paragrafta yazdıklarını hemen hemen her kız düşünür, çok spesifik şeyler değil. Ancak bu düşünceleri pratiğe dökmek birçok kız için çok zordur. Nereden biliyorsun dersen, kendimden. =)

İkinci paragrafta yazdıklarına da dayanarak ilk paragraftaki güzel özellikler sadece düşüncede kalırmış, pratikte gerçekleşemezmiş gibi geliyor bana.

Önceden bir sürü kişinin dediği gibi, erkek sabırlıysa ve kızı da seviyorsa bu ilişki yürüyebilir. Ancak o durumda bile yürümeme ihtimali var. Sürekli iniş çıkışlı bir ilişkiye en aşık adam bile katlanamayabilir.

Bence sadece seviyor olma, iyi anlaşabilme gibi kriterler bu durumda belirleyici olamıyor çok, çünkü bipolar bozukluk diye bir gerçek var. Yakınımdaki bir insanın yıllardır yaşadığı bir rahatsızlık olduğu için az çok biliyorum. Asla bipolar bozukluğu olanlardan arkanıza bakarak kaçın demiyorum ama, herkesin harcı değil bu durumu hem de "evlilik" gibi bir müessesenin içinde idare edebilmek.

Bence de olabiliyorsa evlenmeden önce uzunca süre flört edilsin, hatta mümkünse birlikte yaşansın. O kişinin de, bipolar bozukluk denen şeyin de her türlü aşaması, geçişi, olayı iyice deneyimlensin, bilinsin. Öyle karar verilsin.

e bu kız benim ama yaşlar tutmuyor neyse soruna gelince evlenilir hastalığına gelince sevgililik durumunda bir küsüp bir barışma durumları çok olabilir ama evlenince böyle bir şey yapmaz bence evlenin

bu tip kıza ölen çok. her türlü çıkar karşısına doğru düzgün bir insan.

2.5 senedir bipolar bozukluk hastası biriyle beraberim. Hastalığının ciddiyetinin farkındaysa ve ilaçlarını alıyorsa, evlenecek kişi de anlayışlıysa yürütülebilir ama zor bir durum.

Onun dışında süper bir insanmış bence. Erkek olsam direk evlenirim. Çok netim bu konuda.

Not: Bipolar olduğu için çabuk sinirlenmesi, demoralize olması düzelmez büyük ihtimal. İlaçlar olmasa çok ciddi boyutlara ulaşabilecek duygulanım bozuklukları anca bu seviyeye inmiş işte.

Cevap: Süper arkadaş, sıkıntılı eş.

Git gelli ruhsal sıkıntılı birini eş seçmek büyük sorumluluktur. Sinirleri çekilmiş, sakin, psikolog fıtratlı, neyle karşılaştığının farkında olan biri olmanız lâzım. Bipolar olduğunu bilmek bipolar bir eşle ömür sürebileceğiniz anlamına gelmez. Bu sıkıntılar çünkü sizi olduğu kadar sıkıntıyı çekeni de yıpratır.

Karakteri cici olabilir, ama yaşadıkları 24 saati bir arada geçirmeyi zul kılar hale getirebilir. Gerçi gönlünüz aldıysa o haltı yersiniz, ondan da kaçış yok.

Hangi bilim için ama? ScienceDirect var, yaşam bilimlerinde kullanışlı. Toplum bilimi ile ilgili pek bilmiyorum bi kullandığım JSTOR ve Google Scholar var.

eğitim bilimleri için.

www.academia.edu

diplomanın üzerinde yazan doğrudur.Sisteme yanlış girmişlerdir.

yıl sonunda girdiğin bütünleme sınavları diploma notunu yükseltmiş olabilir. ösym'ye daha önceden bildirildiğinden güncel olmayan diploma notu ile karşılaşman normal.

her türlü yerleştirme vb. işlemde de diploma üzerinde yazan değil, ösym veritabanındaki puan kullanılır.

o kalabalıkta polisin şüpheleneceğini hiç sanmıyorum.Ya çok büyük bir salaklık yaptılar ya da biri ispiyonlamıştır.

kesinlikle birisi ispiyonlamış.

ne yapıcaklar da fark edilecekler anlamadım ki ben, kesinlikle biri ispiyonladı. olaya gelince etik bir durum değil, adil bir yarış olmazdı yani gerçi sınav da adil değil.

Böle çok olaylar döndüğünü düşünüyorum. Neticede parmak izi falan alınmıyor.

her gün yarım saat konuşursan mümkün değil yetmez.günde 300 mb falan gider.Normalde de internet kulanacağını düşünürsek 10 gb bile yetmeyebilir.

4 gb bana en son 2004-2005 yılında falan yetiyordu.

yetmez. yarım saatlik görüşme başına 300-500mb yer diye tahmin ediyorum

codebox.org.uk abi sagda kalin yazili download yaziyo tikla yukle.. ufak kutu cikicak launch dedikten sonra.. sag tikladiginda statistics e basarsan gecen saatlerde gunlerde ya da aylarda ne kadar harcadigini gorursun .. hesabini yapabilirsin ona gore..

Çevremden mezun olan arkadaşlardan gördüğüm kadarıyla mezun olduklarında daha mutlu oldular.Üniversite de kızlar bir tuhaf zaten.Yaş ilerledikçe seçicilikte azalacağından sevgili bulabilme konusunda sıkıntı yaşamazsın.Üniversite bir bok yapamayan mal tipler bile iş hayatına atılınca taş gibi hatunları götürmeye başladı.

Bence korkman gereken evlen baskısı..onu aşabilirsen dünya sana güzel.

Benim mezun olan istisnasız tüm arkadaşlarım depresyonda. Çalışan 'ulan bu muydu yani, kendime hiç vaktim kalmıyor' diye depresyonda, iş bulamayan 'keşke zamanında daha çok kursa falan gitseydim' diye kafayı yiyor, baba parası yiyenler de 'abi inanılmaz bi boşluktayım' diye çıldırıyor. Arkadaşlıklar da ilk bi senede acayip koptu, resmen görüşemiyorum adamlarla genelde çalıştıkları ve kendi dertlerine düştükleri için. Belli bi süreden sonra her şey rayına oturuyor ama gördüğüm kadarıyla hiç bir şey de eskisi gibi olmuyor :) Artı evlenme, askerlik ve iş bulma gibi mahalle ve aile baskıları her şeyi alt üst ediyor.

Yani bir yerden yeni birileriyle tanışacak sosyal beceriyi üniversitede kazanamadıysan, işin zor olacak evet.

Boyle karamsarliga devam edersen enerjini hepten kaybedersin. Ben universite mezunuyum. Su an universiteden gorustugum sayili arkadasim var hatta yok denecek kadar az. Calisma ortaminda cok arkadas edindim. Onlarla gorusuyorum. Gayet mutluyum. Uni.de ben de sevgilimden ayrilmistim. 4 yildir bir iliskim var ve cok mutluyum. Pozitif dusun biraz hayati 1 kez yasayacaksin :)

mezun olduktan sonra yaşayacaklarına bağlı olarak kişiden kişiye değişir elbette.
ilk bir yıl öğrencilikten çıkmaya alışmayla (öğrencilik çok güzeldi lan'la) ve düzen kurmaya çalışmakla geçer muhtemelen. düzeni oturtma aşaması sancılı olabilir elbette. ama oturtabilince gerçekten güzel!
arkadaşlık da sevgililik olayı da bitmiyor. arkadaş açısından eskilerle de devam edilebilir. sevgili konusunda şahsi görüşüm beklentilerin değiştiği ve yeni birinin daha iyi olacağıdır ayrıca...
severek olmasa da, çok yakınmayarak yapacağın ve sosyalleşebileceğin kadar kazanabileceğin bir işin olursa hayatında yeni ve güzel bir sayfa seni bekliyor demektir. şimdiden hayırlı uğurlu olsun;)

Bence üniversite sonrası hayat daha bile güzel. Benim de üniversiteden görüştüğüm kimsem yok ki tüm arkadaşlarım ya liseden ya da bir şekilde arkadaş ortamlarında tanıştığım tipler. Bana kalırsa bu kadar ümitsizliğe düşme. Her anın kendine has güzellikleri var. Şimdikinin tadını çıkar. Sevgilinin de biri gelir diğeri gider. Daha yaşın genç, şu an 'işte bu' sandığın kişiyle yaşadığın ilişkiye belki 1 sene sonra güleceksin. Ne bileyim, şimdi kendimi düşünüyorum da o zamanlarda çok sevdiğimi sandığım insanı şimdiki sevgilimle kıyaslıyorum da, sevmemişim diyorum. Hayat güzel kısaca yeter ki pozitif ol.

ıy çok kötü. tanımadığın birine ver.

deri kayış eksi puan..senin için 3 olsun hadi.

7

5

Parmigiani. Keşke orijinal olsaydı. O zaman 15 bin papel ederdi ikinci eli.

1

3.5

İğrenç, ama sana yakışır.

1,5

2

7-8

dikdörtgen kadran :/
4 puan

yüzölçümü en büyük illerden olduğu için nufusu önceden kalabalık olabilir.Zamanla büyük illere göç vermiştir muhtemelen

Osmanlı Karamanoğullarını işgal ettikten sonra o bölgede yaşayan Türklerin büyük bi bölümünü balkanlara göç ettirmiştir. Onunla ilgili olabilir.

karaman tarafından gidenler balkan topraklarının türkleştirilmesi politikası diye öğrettilerdi okulda. ama taaa 15. yüzyıllardan bu yana konyalı olduğunu unutmayanları da alnından öpmek gerek tabi.

yüzölçümüyle de ne alakası var çözemedim. bence tamamen algıda seçicilik. arada olur öyle. bak mesela ben konyalı değilim :)

sana denk gelmiş, neredeyse hiç konyalı yok çevremde.

hiç konyalı birini tanımadım ben de.

konyalıyım diyen pek yok zaten. şurdan burdan göçmüşüz muhabbeti olduğunda konya'ya bağlayan az buz değildi.
direk algıda seçicilikmiş benimki.

neden tanımıyorsunuz? çünkü söylemeye çekiniyorlar(pek de hoş bişey değil, soğuk itici insanlardır genelde)

la bu karamanoğullarını bi tek konya da var sanıyorlar ya. herifler iç anadolunun tamamına yayılmışlar neredeyse. o neden karaman diyorlar adları karamanoğulları ya.

yüzyıllar öncesiyle alakası yoktur. aynı çevrede rastlıyorsan sürekli sanırım konyalılara özgü bi toptan göç sevdası var.

misal, isveç'te bi yere konyalılar yavaş yavaş göç ede ede türk mahallesi oluşturmuşlar resmen. adamlardan biri bi yere gitti mi sülalesini aynı yere çekiyor demek ki :)

öss de tr 1.si olan vatandaş denedi beceremedi.

sen becerirsen en fazla tv ye çıkarsın, hakkında entryler yazılır, twitler atılır.

dava falan açılmaz.Ortalamayı düşürdüğün için puan hesaplamalarında değişik şeylere sebep olabilirsin.Daha az netlerle daha çok puan çıkartırlar mesela tabi 1 kişi ne kadar etkiler o da belirsiz.

evet dava açılır. muhtemelen 80 yıl verirler. bunun 30 yılı hücre hapsi olur. diğer 50 yılını da taş ocağında prangalı şekilde geçirirsin.

ne davası lan?

ne davası? hiçbir şey olmaz. hatta hatırlıyorum, zamanında odtü'lü bir üniversite öğrencisi denemişti bunu öss'ye tepki koymak amaçlı. başarabildi mi bilmiyorum. çünkü sanıldığı kadar kolay değildir, bütün soruları okuyup doğrusunu bulup yanlışı işaretlemek gerekir aksi halde 1-2 tane doğru çıkabilir :)

Sınavı kazanmak için girdiğinde eksi netlerini puanından düşebilirler. Kardeşin varsa ondan da düşebilirler.

Biraz riskli.

Evet, sinavin iptal oluyor yalniz sorun cikarip cocuklarin dikkatini dagitacagina girme sinava.

İki mal arkadasimiz sinir olmus, burada sorun erken cikmasi degil sorun cikararak diger cocuklarin dikkatini dagitmasi, kucuk ineklerim benim.

sçmlk

bi sonraki girilcek sınavları etkilemez ama di mi

etkilemez ama bence erken çıkma.Sen belli ki çalışmamışsın ama o sınav bazılarının hayatı.

o yüzden dikkat dağıtma.

etklmz

ben girmiycem sınav yüzünden psikolojisi bozulmuş birini ikna etmeye calışıyorum rahatsızlanırsa çıkarmazlar diye endişe ediyo

banane ayrıca herkesin hayatı kendine.

Çıkmak istiyorum dediğinde salon görevlisi çıkamazsın, cık cık tarzında bir şeyler söyleyecektir. Salondan depar atarak çık, polisler yakalar zaten, çok çalışmaktan psikolojim bozuldu diyip ağlayı verirsin, bir müddet göz altında kaldıktan sonra serbest kalırsın.

Not: Lanet olasıca aynasızlardan kaçmak istiyorsan bina giriş çıkış için kullanılan kapılardan çıkma, zemin katta ki pencerelerde demir olduğundan 1. katta ki bir pencereden atlayıp kayıplara karışabilirsin.

Ulan madem herkesin hayati kendine, disaridan mudahale etmesene, arkadasina yardim etmesene. Adama bak ya, milleti rahatsiz edecek sonra da banane diyecek.

öyle bi şey yapmaz ya adam gibi çıkarmıyolar mı. cidden çıkarmıyolarsa sınava girmesi için ikna etmicem

millet onun çıkmasından niye rahatsız olsun kafayı mı yediler bunlar. bu cocuk onları düşünecekse onlarda bunu düşünsünler o zaman.
bana adam deme

Cocuk diyeyim madem, millet cikmasindan rahatsiz olmaz, millet cikamazsin denildiginde tartisildiginda rahatsiz olur. 1 yil calisiyor o cocuklar bu sinava, senin arkadasin gibi gotunu devirip yatip sinav sirasinda millete kamikaze yapmiyor.

allah senin belanı versin
benim kardeşim götünü devirip yatmadı babası ve sınav yüzünde psikolojisi bozuldu en az o cocuklar kadar calıştı.
burda iki tane cakalı laf atıcam diye moralimi bozmaya değer mi. defol git yazmak zorunda değilsin.

Saçma sapan konuşmayın ya, çalışmış olan adam her türlü yapar, birisi çıkmış, girmiş, dışardan müzik sesi geliyormuş, eften püften bahaneler.

O sorular vahiyle çözülmüyor, tecrübe, bilgi, deneyim gerektiriyor sadece.

cumhuriyet savcisi bos bos konusup beni bile sinir ettin ya.
durumunu belirtirse cikabilir sanirim. o kadar da kati degildirler. onlar da insan.

konuda sorun yok
cevaplarda da sorun yok
senin cevaplarında sorun var
ne kadar çirkinsin rezilsin.

sağlıkla alakalı olduğunda gözetmenin kontrolünde salonu terk edebilir ancak sınav binasını terk etmemesi gerekli. soruların dışarı çıkartılması falan gibi bir sürü paranoid neden mevcut bu kuralların gerekliliği için.

sıçasım geldi ya da kusasım geldi der babalar gibi çıkarsın abi.cidden bokunun geldiğini farzet ne yapacaklar görevliler,gel kürsüye sıç mı diyecekler?

Böyle bir durum başına gelmemesi için alacağın ücretin %30 unu önceden alıp,geri kalan ücreti almadan teslim etmemelisin.Öbür türlü yazılı belge olmadan birşey yapabilmek zor.İspatlarsan elbette paranı alırsın ama süreç uzun ve yorucu olur.

Evet haklısınız da yaptık bi eşşeklik,acemiliğime denk geldi ...
Benim asıl merak ettiğim para almaktan ziyade alınamaması durumunda dağıtımın engelenip engellenemeyeceği (broşür,afiş vb için) ? Yani dağıtıldığı taktirde de bi yaptırım söz konusu olabilir mi (sadece merak) ?

Engelleyebileceğini pek sanmıyorum. Zira elinizde yazılı bir belge (iş akdi) olmadan tasarımın sizin olduğunu kanıtlasanız bile çok çetrefilli bir süreç olur. Karşı taraf "ben ondan almadım" diyebilir, "bedava verdi" diyebilir, diyebilir de diyebilir ne yazık ki.

Her seyi yapmaniz mumkun ama tek basiniza yapamazsiniz fikri mulkiyet avukati tutun.

daha 2 ayı var.

dur bi daha var

Giyilmez. Hatta beyaz keten pantolon ancak tatil beldelerinde, yaz aylarında giyilebilir.

herkesin zevki, birinci mevki.

hava güneşli olduğu sürece giyilebilir bence.

ibrahim tatlıses'sen giyilir.
yoksa giyilmez.

göt güzelse giyilir.kadını gösteren götüdür.pantolon bahane.

Yaz mevsimi dışında beyaz giysi çok çiğ duruyor bence. Ama zevk meselesi tabi.

karı kız içinse rusça.Tabi çekik gözlü seviyorum diyorsan o ayrı

(bkz: donat)

danıt

donat.

tureng.com

www.eksiduyuru.com

heh işte ben de doğnat diye söylüyorum da, tutturmuşlar yok danılds, danıt yok donut(yazıldığı gibi)..neyse siz öyle diyorsanız tamamdır, doğnat demeye devam :)

douğnat diye okursun. ama a'yı o kadar "kazma" der gibi değil de "adnan"ın ikinci hecesindeki a gibi söylemen gerek.

donut'ın bir alternatif yazılışı da doughnut.

ye krispy kreme'deki doughnut'ın okunuşu?

doughnutla aynı okunuyo, donat

tercümanlık yapanları çok. ya da "yönetici asistanı" falan oluyolar

boğaziçi felsefe diyince içim cız ediyor ulan.

neyse, genelde akademiye yöneliyorlar; akademiye yönelmeyenleri okulun kendilerine verdiği ingilizce ve genelde üstüne bir yabancı dil, özgüven, özveri, vizyon vs. gibi şeylerle çok fantastik yerlerde çalışabiliyorlar. mesela thy'de çalışan bir boğaziçi tarih mezunu, unilever'da satış departmanında çalışan bir boğaziçi sosyoloji mezunu tanıyorum.

sosyoloji mezunlarının ik cı olması pek popüler bu aralar.

genel mudur olani var fabrikaya ama sirket ailesinin. kisaca eger kimi kimsesi yoksa ailesinin cevresi genis degilse bir bok olamaz surunur. bogazicinin oyle garip bir bolumden mezun tanidigim var en son aile cevresiyle alakasiz ise girdi 3 sene bos gezdi

madem çok spesifik iş alanları yok.Neden o puanlarla o bölümlere giriyorlar ?

Ben Odtü Felsefe mezunuyum, yüksek lisans yapıyorum. Sonra da ÖYP, asistanlık vs..

@mazungu, kimi kimsesi yoksa nasıl bir bok olamaz sürünür? bu nasıl bir kafa? sen git cerrahpaşa tıp fakültesini bitir ama kendini geliştirmezsen pratisyen hekim olarak kalır yine sürünürsün arkadaşım. git galatasaray hukuk fakültesini bitir, tek olayın sınavlardan 3 hafta önce çalışıp sınıfı geçmekse yine senden bir bok olmaz.

ayrıca özellikle boğaziçi sosyoloji mezunları da son dönemde çokça özel sektöre adam gönderiyor. multinational şirketlerde çalışan mezunların sayısı bayağı yüksek.

öyle boş gezmek gibi bir durum anca bölümü sonuncu bitirirsen falan olur.

konut kredisi.com da çalışıyodu en son bi felsefe mezunu arkadaşım.

genelde işsiz kalıyorlar.

ya birakin bunlari kendini gelistirmeymis sosyolg adam sirkette napacak. ayrica ben sikko bir okulda sikko bolumu bitiren ama sirkette ticaret muduru olan da gordum nasil mi sirket kocasinin yada anasinin babasinin.

cok uluslu sirket kimseyi ise almaz oyle bedavadan sosyolog die. iyiyse zaten yurtdisi falan yapar da digerleri napacak acaba olay o


ayrica odtu felesefe bitiren var papasinin isini yapiyor bi sik yok felesefede falan uydurmayin

hiçbir şey bilmeden atmamak lazım, boğaziçi yönetici yetiştiren bir okuldur. bunu da sadece derslerle değil kulüpleriyle kültürüyle aşılar öğrencisine bu sebeple okul önemlidir bölüm değil. hoca olmazlarsa çoğu yöneticilik yapıyor.

futbolcu

müziksyen

okula gitmezdim.

çok çok farklı olmazdım herhalde, aileyi değiştiremiyoruz sonuçta ve ben yine o anları yaşayacak yine aynı şekilde etkilenecektim.

ama kimya mühendisi olurdum herhalde. lisede deneyler yapar, üniversitede de kimya okurdum yani.

ama şu anda yapıyor olduğum biçok şeyi de aynen yapardım. yani açıkçası lise ve üniversiteye dair birkaç değişiklik dışında pek şey değiştirmezdim.

aa yok lan bi de spor falan yapardım, yaşım oldu 18 boyum kaldı 165 amk

kız olarak dünyaya gelseydim orospu olurdum,erkek parası yerdim.

erkek olarak dünyaya gelseydim okumazdım.Ticaretle felan uğraşırdım.

aynı işe girerdim sadece borsa altın piyasası daha yakından takip ederdim.
Ama anlamadığım bir nokta var tecrübelerimizle 2013 demi doğacaz yoksa 1984 den gerimi başlayacaz, soruya göre cevabım değişir.

basond

Güzel bir noktaya parmak bastın evet. Doğduğumuz yılda tekrar doğucaz. Sadece tecrübeli olarak. Aynı seneleri bir daha yaşayacağız yani.

bu sil baştan kiatını hatırlattı bana beğenerek okumuştum,
eleman aynen 18 yaşında geri doğuyo hisse senetleri alıyo apple ı falan satın alıyodu faln filan gidiyodu kitap.

papa olurdum. katolik dünyasının aklı başında bir lidere ihtiyacı var.

snowboarda daha kucuk yasta baslar sporcu olmaya calısırdım.

yazılım sektörünü seçerdim, işimle hiç alakası olmasa bile çok çok seviyorum, zevk alarak, orgazm olarak yaptığım bir işim olurdu.

Kaptan olurdum ben. Cekerdim Viskiyi bakardım yoluma.

ressam ve heykeltıraş.
resimle zaten uğraşıyorum heykele de çok ilgim var

Sporla uğraşmaya çalışırdım, olmazsa mesleğimden gayet memnunum.

yok :,(

nerdeeeeeee :(((

yok bro çok da mutluyum

var ama vermem.

daha dün basladım sayılır mı?

Var ve çok mutluyum.

yok.

yok nokta net

benim sevdiğim kız yok

yok

var valla 3 senedir takılıyorum.Slav dünyasından Türkiye nüfusuna +1 yaptırcam az kaldı

esra erol programına dönmüş burası yok da sen mi bulacaksın? :)

insanın yaratılışıyla ilgili (harun yahya'cıyım)

bu kadar kızacak bişi yok, utanıyorlar belki.

bende öyle yaparım.Gayı var bilmemnesi var.normal yani

(bkz: kendini gay magnet sanan tipsiz türk erkeği)

Hiç yapmadım, gym soyunma kabininde de soyunmadım maa... havlu asarım lan. Puslu cam nedir? Hepimiz Cine5'i puslu puslu izlemiş insanlarız. :/ Şeytan doldurur. Ben de havlu asarım vallayi. O ne olum öyle? Hamremiyet! :/

Not: Mahremiyet demek istemiştim. Puslu da olsa... :/

(bkz: homofobi)

hani lan yiğidin malı meydanda olurdu!!!11!bir

Yurtdışındayım, burada gym'de kabin bile yok, yan yana 5 tane duş, sallaya sallaya giriyon çıkıyon.

gay mısın aq tabı havlu ascaklar onlar gene iyi ben orda dusa bile gırmıyorum amk kac kere hasta oldugumu bilirim

çıkmadan biraz kurulanmak için havluyu asıyorum genelde. gerçi büyük havlu olmuyor ama havluya antipati duyan insanları da gördük.

şu aralar fazla Türk yoktur.Türklerin takıldığı spesifik mekan yok hacı,neresi ucuzsa oraya dal.

ortam cocuguysan dedeman.
rockçı serpilsen kaleiçi.

istanbul,izmir,ankara dışı için fazla bence.

30 liraya sağlam bir bölümden sağlam bir ünili öğrenciye verdirmek lazım. Hem onlarda 2 kuruş görmüş olur.

1 saati 100 lira ise fazla.

piyasa açısından konuşursak üni öğrencilerinin bile 50 lira falan istediği bir ortamda normal denilebilir.ha şahsen ben kimseye bana bir saat bir şeyler anlatacağı için 100 lira vermem.

fazla değil.
adı duyulmuş, tecrübeli bir hocaysa iyi.
ben birkaç sene önce 100-150 arasında fiyatlar da gördüm. hakkını veriyorsa 100 hiç fazla değil.

Özel derste kim ne tutturursa 20 liraya veren öğretmen de biliyorum 150 liraya veren de, arz-talep olayı ama ben kendimi o öğretmenin yerine koyuyorum ben de 100 liranın altına vermem,

bundan 7 sene once(ben lise sonken) izmirde bir matematik hocasi saati kisi basi 150tl ye 7 kisilik gruplar halinde oss matematik dersi veriyordu. Digerlerinin de soyledigi gibi kim kaca tutturursa. Isim yapmis olmak vs cok onemli.

Veren varsa ve vermeye devam ediyorsa 200 bile olur. borsa gibidir bu iş çoku azı olmaz talebe bakar.

Bir de şu var, hoca sağlamsa yani mezunları garanti iyi yerlere gidiyorsa kesinlikle daha da artacak o ücret.

çamaşır suyu değil mi klorak dediğin şey ? üzgünüm ama geçmez o... en fazla boyayabilirsin.

çok küçük 2 nokta şeklinde beyazlık var.Nerede boyatabilirim ?

zamanında biz o minik beyaz dairelerin içini tükenmez kalemle boyardık hiç te belli olmazdı kotta. o iki nokta için koca pantolonu boyarsan hem renkler dalga dalga olur, hem de bir süre donunda o boyanın rengini alır

kendin boya, pantolonun hepsini değil tabii, yalnızca o kısmı. benim başıma da geldi. ben lacivert oje ile boyamıştım çok ta güzel olmuştu. hiç belli olmamıştı.

"zorunlu" denemez ama babanın tıynetine ve kafa yapısına bağlı. maddi destek vermiyorsa destek değil köstek olmak istiyordur.

eğitimini devam ettirmesini istiyorsa bakmalıdır.Hem oku hem de çalış teoride mümkünken pratikte mümkün olmuyor malesef.

hem oku hemde çalış yapınca okul kafadan 1 sene uzuyor zaten.Bakmaktan kasıt yemesi içmesi falansa bunu elbette karşılayacak ama gezme-tozma gibi lüksleri için bakmayablir bence

Üniversite öğrencisi adı üstünde öğrencidir ve geçinecek kadar parayı da kendini yormadan kazanamaz. O da dersini engeller muhtemelen. Yani baba eğer BABA ise, evladı eline ekmek alana kadar bakmak zorundadır.

hukuken bakmak zorunda değildir. ahlaki olarak da bakmak zorundadır. ama kızının ayakları üstünde durmasını istiyorsa bu dengeyi iyi ayarlaması lazım. okuyabileceği, yeyip içebileceği asgari meblağ yeterlidir.

tabii ki zorundadır.

hukuken olmasa da elbette bakmak zorundadır.
bakmayacaktınsa ne diye çocuk yaparsın diye sorarlar adama?

ha lüks ihtiyaçlarını karşılamasa da olur, o ayrı konu.

yanlış bilgi vermeyeyim ama hukuken böyle bir zorunluluğu var.

aile bireylerinin böyle bir zorunluluğu mevcut. aynı şekilde kız da ailesine bakmak zorunda. mahkemeye gidip dava açabilir kız.

alman değilse evet.

öğrenci olan çocuğuna da bakmayacaksa niye çocuk yapmış ki

hukuken ebeveynin çocuğun eğitim masraflarını karşılama yükümlülüğü var, çocuğun reşit olup olmaması fark etmiyor. (hukuk öğrencisiyim, aile hukuku aldım en azından)

türk aile hukukunda amerikalı/avrupalılardan duyduğumuz "18 yaşını geçtin artık sana bakmak zorunda değilim" durumu geçerli değil. ebeveynler ve çocuklar arasında bakma yükümlülükleri var çeşitli durumlarda, hakimden de bu durumun tespit edilmesini ve gereken yardımın sağlanmasını isteyebilirsiniz.

hukuki durum bir yana, bence aile olmak her koşulda birbirine destek olmayı gerektirir. 18ine kadar bakarım sonra ne yaparsa yapsın diye düşünerek çocuk yetiştirmek saçma geliyor.

gidip 31 çekerdim

she's out of my league, derler ya hani; kendime uygun birilerine bakarım ben doğrusu...

ben artık pek istek duymuyorum öylelerine açıkçası. her kıza "hmm ben bununla yatsam nasıl olur" diye bakamıyorum yani. tanışıcaz da, etkilenicem de, o da benimle iletişime geçmekten memnun olucak da, anca o zaman "birlikte olsak nası olur" diye düşünüyorum.

belki ben çok geyimdir, bilemiyorum.

2. soruna cevap olarak, pek de öyle kafaya takmazdım? yani bad motherfucker olmak gibi bir iddiam yok zaten, o da benden tatmin olmayıversin. neticede benim de çekici bulmadığım kızlar oluyor.

2 bira içerim. ne yapacammm!!!

kendime bakarım 1.90 değilsem at gibi değilsem önümdeki maçlara bakarım yok öyleysem pozitif yaklaşıp yatağa atmanın yollarını ararim mücadele veririm yahut bu yolda ölürüm !

bahsettiğin şeyi tatmin etmek için en az bir drazen petrovic gerektiğinden çok da sorun yapmam sanırım.

Bi tarafimda bile olmazdi

böyle saçmalıklara kafa yorduğum kadar enerjimi işime gücüme derslerime harcar, iyi para kazanmaya zengin olmaya çabalamakla meşgul olurdum. sonra değil bir doksan, iki buçuk metrelik hatunlar sıraya girerdi önümde. işte güçte başarılı olacak zekam yoksa kendimi spora verir bari şekil şemalden karşı cinsin ilgisini çekmeye çalışırdım. ama hiçbir şey yapmadan oturup sokakta her güzel kız gördüğümde benim olamayacak diye kendimi paralamazdım. kendimi bilirdim yani.

wifi printer ise mumkun. degilse namumkun. ama 2 pc varsa atyorum bi odada pc var ve acik, ona printerin bagli olur, sora team viewerla icerden baglanirsin o pc ye laptop inla cikti alirsin. kulagini tersten tutmak oluyo biraz ama aklima bu yol geldi.

wifi yoksa uzun kablo lazım.

wifi yok sanırım.Usb kablo ile bağlıyorum.Bluetoothla falan olmaz mı ?

olmaz

yazıcıda wifi olup olmadıgını nasıl anlarım ?

wifi modem, acik bir bilgisayara bagli printer yeter. bilgisayar uzerinden printer paylasimi yapilir, ayni agdaki bilgisayarlar yaziciya be,lge gonderip yazdirabilir. hatta modemin modeline gore yazici usb ile modeme baglanabilir.

3g modem var

wifi modem yok demekki. bir ihtimal bilgisayarlara hamachi kurulup sanal ag kurulabilir. tamamen sacma bir fikir de olabilir.

iki bilgisayar varsa, ve iki bilgisayar da aynı modemle internete bağlanıyorsa ev içi ağınız var demektir zaten.

bu iki bilgisayarın bir tanesine yazıcı bağlı olur, o yazıcı paylaşımını açar, o bilgisayar açık olduğu sürece diğer bilgisayardan yazıcı kullanılır. Windows üzerinden başka bir program kullanmadan halledilebiliyor.

gözünün miyopluk değeri kaç?

2,50 biri, diğeri 2.

o göze ameliyat yapmazlar. çok düşük bir numara ameliyat için.

çoğu o ameliyatı yapacak doktorlar da gözlük takar. neden mi? kel ilaç bulsa ilk kendine sürer de ondan.

lense devam et gözlük takmak istemiyorsan. numaran çok yüksek değil çünkü.

bence 2-3 sene daha bekle. ben de 5 miyopum. hangi doktora gittiysem gel lazer yapalım diyorlar. oysa 6 ay önce benim de numaram ilerledi, henüz durmadı yani.
senin de ilerlemiş, numaran da çok büyük değil. bence bekle. ameliyat olup gözün tekrar bozlursa bir anlamı kalmaz. bana da 2 yıldır yapalım diyorlar 2 yıldır numaram büyüyor.
lensi dışarıda kullan, evde falan gözlük kullan. kornea incelmesi için daha az süreli lens kullanman belki şimdilik çözüm olabilir.

numara ilerlemesi hiçbir zaman tam olarak durmaz.İnternette fazla vakit geçiriyorsan ya da çok kitap okuyorsan göz numarası ilerlemesi yavaşta olsa devam edecektir.

2.5 ve 2.0 lazer için uygun ;ameliyatı parayı bastırınca yaparlar.Lazeri yaptır.Sonrada tekrar ilerlememesi için gözleri fazla yorma.

@gorki bi baksana pm attım.

kızına bağlı

çikolataya bağlı