bildirim alanı simgeleri bölümünden kapanır galiba.

o paneli açıp windowsun beni uyarma şeklini değiştir gibi bişey olacak. onların tikini kaldır.

windows xp seninki. g7mor windows 7'den bahsetmiş.

murat belge?

başlığı görüp marx diyecektim ama o ankara'da oturmuyor.

Murat belge değil :D Marx hiç değiğl :D

trt 1

trt 1, trt 1hd, trt hd maçıma göre değişiyor.

shift+3'e basın, bırakın, sonra a'ya basın. üçüne birden basmayacaksınız.

caps lock'ı açıver:)
not defterinde caps lock kapalıyken dediğiniz gibi oluyor, açınca küçük harf çıkıyor.

"a" kullanmalısınız, "ae" değil.

normal a.

normal a yeterli

teşekkürler, @demcan, örneği var ondan şeyettim.
lothar matthaeus mesela.

oradaki "â" değil ki, "ä". konuyla ilgili (bkz: #16503327).

@demcan, tekrar teşekkürler, evet karakterin ismini bilmiyordum, gugıl şapkalı a dedi, ben de öyle dedim ama yanılmışım, almanca'dan gelme olanı farklıymış.
entrylerde kullanılıyor ama başlıklarda işlemiyor bu harf. tekrar sormuş olayım o zaman:)

markalaşmış bir özel isim ya da bir şahıs ismine işaret etmiyorsa "ä" yerine "a" yazmanız yeterli. yani bir kitap ismi, bir kavram ya da bir nesneyi belirtiyorsanız "a" kullanabilirsiniz, "ae" yazmanıza gerek yok.

30dan başlıyor sanırım oblio,piranha

markadan ziyade,aynı model için, satan yerin verdiği fiyatlar değişiyor.
mağazaların bültenlerine bakınız.

çocuklar

insan olarak ailem, deger olarak adil olma feat hosgoru

başta su olmak üzere soğuk içecekler...
hiç bir şeye değişmem.

ailem, sevgilim, kedim.

kesinlikle aile.

oğlum

la oğlum sorulur mu la bu. ailemden başka kimseye hiçbir şeye değer vermediğimi fark ettim

1.bütün insanlar
2.eşitlik, özgürlük
3.diğer canlılar (hayvan, bitki, uzaylı, vb)

yok.

aşkım ve hayatım hariç hemen hemen tüm hitap şekilleri.
kuzum, minnoş, miniğim, tatlı kedim, guduş, tatlım, balım, sevgilim.
telefonumda da adı ve soyadıyla kayıtlı.

sevgilim diye kayıtlı. hitap da zaman zaman değişir adıyla da hitap ederim aşkım, hayatım canım vs de derim ama bebişim, aşkitom gibi vıcık vıcık hitap kullanmam.

www.eksiduyuru.com

tombul memelim

kayıt: dadlı dillim
hitap: güler yüzlüm ey ceylan gözlüm

telefonda isim soyisimle kayıtlı. samimi olduğum kimseye adıyla hitap etmiyorum, bana da adımla hitap edilmesinden rahatsız oluyorum. konuşurken hiçbir sevgilime bir isim eklediğimi hatırlamıyorum.

erkeğim

vahşi erkeğim

ismiyle kayıtlı, sanırım ben onda 'popiş' diye kayıtlıyım ama asduhfasudfs.

hafız

zubizaretta

y.rak afedersin

yedinci hesabim falan +1, adıyla hitap ederim, telefonda da aynen, laubaliliğin lüzumu yok:)

maralım
yitik sevdam

ismiyle kayıtlı

hayatımın anlamı, yaşama sebebim, sebeb-i saadetim, güneşim gökyüzüm, ruhum,bal kuzusu, miyavım vs şekiillerde hitap ediyorum.

tırtıl

Telefonda sim kartında isim+m eki ile (atıyorum isim ahmet olsun ahmedim gibi).
Ama bir de contact kısmında adresiyle filan kaydı var, o gayet resmi Dr.XYZ şeklinde.

Ben ona ya sim kartındaki gibi hitap ederim ya da kocam derim. O da bana ya fıstıkım (fıstığım değil) der ya da karım. Böyleyiz biz.

güvenli modda sistem geri yükleme yiyor mu ?

evet tamam, panik yapmamın sebebi bios'un bozulduğunu düşünmem ve işlemciyi sökmüş olmamdı. termal macunu da çok ince bu arada:)
@hitsumo, çok teşekkür ederim. ben daha ciddi bir sorun bekliyordum.

ücretli olmuş.

ucretli falan olmadi, turkiyeden acilmiyo site o kadar.

erişemiyorum ben de ne yazık ki bir kaç gündür. ".se" uzantılısı da açılmıyor.


edit: @cevher67 eyvallah.

server ı uzaya taşıyor. Cezalardan kurtulmak için

gold üyelik gerekiyor

@cevher67, ilaç gibi geldi.

.ee uzantılı sitenin pirate bay'le alakası yok bu arada

@paddle steamer, fark ettim. Fakat .ee uzantılıdan arama yapıp, istenen torrent'in sayfasını bulduktan sonra Google'a linkin .se uzantılısını yazıp arama yapıyoruz. Çıkan sonucun Google'ın önbelleğinde bulunan kopyasını açıp torrenti usul usul indiriyoruz. Über.

kanada

(git: 336434)

minimalist ve faydacı bir adam olarak:

eski libya bayrağı vardı. sade ve sadece yemyeşil.

bit.ly

düşünsenize, tek renk, desen yok o yok bu yok. basit sade anlaşılır... tören var bayrak mı yok? getir masa örtüsünü hemen...

(bkz: libya bayrağı)

nazar değdi, kaddafi devrildi, bayrak değişti.

en.wikipedia.org

yazık oldu.

arnavutluk,brezilya,kanada,isviçre.türkiye ve isveç bayrakları
klüp bayraklarında ise m.city,roma,lazio,marsilya
aklıma gelenler

bir de geometri dersi gibi moğol bayragı:

www.olstars.com

bir de kaplan gibi bir sey vardı bangladeş olabilir o iyiydi.

kimse yapmamış ben yapayım:
tabiki türkiye. hohohoohhh :P

güney kore. şimdi baktımda kuzey kore bayrağı da güzelmiş.

amerika.

japonya.

bayrağın hası japonyada , insanın kamikaze yapası geliyo la o derece !

karadağ - montenegro

trinidad tobago

amerika birlesik devletleri

tabii ki de nepal. dikdörtgen olmayan tek bayrak:

www.cia.gov

şunları da beğenirim:

Galler bayrağı. ejderhası hoş duruyor:
www.thingimijigs.co.uk

Bhutan bayrağı. ejderha ve renkler hoş. ülkeyi de severim.
www.flags.net

Guam bayrağı. Tropikal sahil çağrışımı hoş:
www.symbols.net

bir de eskiden varolmuş şu devletin bayrağı ilginç baya :)
en.wikipedia.org

not: tabii Türkiye ve Kanada bayraklarının kalbimde ayrı bir yeri var.

www.mostinterestingfacts.com

www.cracked.com

ilki.

ilki.

ben hristiyanlık yazıyorum.

tabi ki "hıristiyanlık". ingilizcesinde ı yok diye türkçesinde de olmayacak diye bi şey yok.

bi ara tdk öyle bi hareket başlatmıştı sanki tren yerine tiren hristiyan yerine hıristiyan yazcaz falan diye ama tutmadı heralde. veya ben götümden hatırlıyorum bilmiyorum.

www.hristiyan.gen.tr
kendileri "hristiyan" diyorsa öyle olmalı bence.

www.hristiyan.gen.tr
hristiyan.org

ikincisi oluyor bu durumda.
Ayrica tdk da hristiyan diyor.
Cecilia dogru yazmisti bu durumda, neden silindi ki hakikaten?

Ben tdk tanimam, daha iyisini biliyorum demek biraz nevrotik olurdu.

önceden hıristiyandı o eminim. ama tkd kafasına göre değiştirip duruyor kelimeleri. o yüzden şimdi de hristiyan olmuş.

doğrusu hıristiyan'dır. 1980 sonrası tdk'nın pek çok uygulaması yanlış bulunuyor ve ciddiye alınmıyor. tdk bir iki yıl öncesine kadar hıristiyan diye kabul ediyordu; sonradan akıllarına esti ve biz bundan sonra böyle istiyoruz dediler. tabii eski nesiller tdk'yı sallamıyor ama genç nesiller bilmediği için şimdilerde tdk'nın internet sitesi çıktı, mertlik bozuldu. onun yerine, (bkz: ana yazım kılavuzu)

sözlük'ten alıntı yapıyorum:

ısrarla hıristiyan biçiminde yazılması doğru ve yerinde olan sözcüktür. sözcüğün doğrusu hıristiyan. hristiyan biçiminde yazımı tdk'nın birkaç yıllık bir uygulamasıdır ve kimse itibar etmemektedir. tıpkı tdk'nın imla konusundaki diğer tutarsız ve çelişkili uygulamalarına itibar edilmediği gibi.

türk dil kurumunu bu memlekette tek otorite kabul edip herkesi kendisi gibi türk dilini tdk'nın internet sitesinden öğrendiğini sanan cahilleri görmemizi sağlamıştır. 1980 darbesinden sonra yapısı değiştirilmiş, bozulmuş, bünyesindeki akademisyenler dağıtılmış olan tdk'ya kalsa adamsendecilik sözcüğünü "adam sendecilik", dilbilgisi'ni de "dil bilgisi" diye yazmamız gerekirdi. hatta, bende 1980 sonrasının değişik dönemlerine ait imla kılavuzları mevcut; bunlarda "mozambiği" gibi yazımlar dahi var! gerçi bütün bunlar ve şu anki tdk'nın dil mantığına aykırı, tutarsız diğer uygulamaları eski tdk başkanı ömer asım aksoy tek tek çürütmüştü. şu anki tdk, darbecilerin eliyle yozlaştırılmış, içi bozaltılmış bir kurumdur. tıpkı kompresörcülerin bilim kurullarına alındığı tübitak ve memlekette bilim kaynağı olması gereken diğer kurumlar gibi. öyle, sanıldığı gibi içinde de türkçenin noam chomsky'leri falan cirit atmamaktadır.

bütün bunları bilmek için über bir türkçe uzmanı olmaya gerek yok. türkiye'deki dil meseleleri üzerine yazılıp çizilen külliyatı, yazım kılavuzlarının ve dil tartışmalarının tarihini okuyan, yazan, çizen bir adam olmak yeterlidir. yine de söyleyeyim, sözlük bünyesinde gerçekten dil uzmanı, akademisyen vb. olan yazarlar da var. galiba insanlar sözlüğün tamamının kendileri gibi üniversiteye taze adım atmış yeniyetmelerden oluştuğunu sanıyor.

velhasıl, doğrusu hıristiyan olan sözcüktür. tdk'daki yetkinliği sorgulanır birkaç adam, bir iki yıl önce aklına esip "biz vazgeçtik. değiştiriyoruz bunu." dediler diye böyle bir halt yiyemem ben.

p.s. ha, bu arada, incil ve tevrat yayımlayan kitab-ı mukaddes şirketi sözcüğü hıristiyan olarak yazıyor. "kendileri nasıl kullanıyorsa öyle" demişken belirteyim dedim.

bir de şu var: yazarodasi.blogspot.com

ailem>ben>arkadaş(tabi samimi erkek arkadaşsa)>sevgili

ailemi tabii ki, bana kız mı yok?

sevgilim = kendim > arkadaşlarım > aile

ilk yüzme bilmeyeni kurtarırım elbet.

mal mısınız lan nasıl düştünüz diye dalga geçtikten sonra ailemi kurtarırım, sevgilim denize düşecek kadar kekoysa ve yardım bekliyorsa artık sevgilim değildir.

denize gitmeden önce topuna birden yüzme dersi aldırırım, gerisi için polemiğe girmem :)

hoca da durur mu yapistirmis cevabi; "hanim sen biraz yuzme biliyordun degil mi?"

tabii ki önce annemi babamı kurtarırım, sonra sevgilim, sonra kardeşlerim, en sonda da henüz ölmedilerse arkadaşlarıma el atabilirim.

ben tanımadığım bir insan olsa bile kurtarırım, öyle insan ayırt etmem. 21. yüzyılda olacak iş değil.

temel durur mu yapıştırmış cevabı; "komitanım bu ülkenin tek can kurtarani benmiyum?"

hiçbirini kurtarmam yepyeni bir hayata başlarım. lan götler hepiniz birden denize düşüüyorsunuz. demek ki gemide falansınız. beni niye çağırmadınız?

hepsi birden denize düştüyse ve hepsi birden yüzemeyecek kadar beceriksizse, bi sigara yakar hepsini bi izlerim sanırım son kez.

annem%kardeşim>gerisini salla :)

o kadar adam aynı anda düştüyse vardır bi bokluk der kaçarım.

yüzme seviyelerine göre kurtarırım elbet. annem başı çeker.

selam bora ben. gerisi gelir zaten..

arada yüzme bilmeyen çıkarsa onu kurtarırım yoksa çıksınlar kendileri

kardeşim > ailem > kendim > arkadaşlarım = sevgilim

mesaj attım.

buyrun sizi dinliyorum.

normal.

içinde sadece fındık olduğundan olabilir mi? o ezmenin içinde hiç katkı maddesi de yok, fındık, şeker ve yağ var.

normal. (nerde satılıyor la fiskonun fındık ezmesi?)

(migrosta görüyorum)

normal. (@mahone, ayrıca bim'de çakması var, etiketi bile aynı).

açgözlülük diğerlerini kapsıyor gibi geldi bana

gurur,

vanity is my favorite sin diyordu al pacino.

benim için öfke ve açgözlülük çok pis kapışıyor. ama genelde öfke önce geliyor

öfke ve kıskançlık arasında kaldım.

tabii ki de şehvet.

despair

Bence öfke en hafifi çünkü diğerleri her durumda yanlış olmasına rağmen öfkenin haklı olabileceği durumlar vardır. tembellik de ondan sonra... Çok fazla başkalarına zarar verdiğiniz bir durum değildir tembellik genelde.
Sanırım en kötüsü açgözlülük.

oburlugun neresi gunah?tabi ki de kibir..

kibir. nedeni ise diğer tüm günahlara yol açabilecek olması.

şimdi birşey var oburluk ve tembelliği çıkartırsan diger 5i birbirine öyle yada böyle yol açabilir.

Birde bunu şirinlere uyarlamışlardı

bence en yıkıcısı öfke ve takiben kıskançlık olsa da, bir çok kaynakta kibir diğer tüm günahların anası olarak geçer.

senin beynine göre öyle yada aptal dizilerden edindine göre bana göre hepsi en güzel günahlar tembellik hariç hepsini işlemek isterdim

aristoya göre açgözlülükmüş. en mantıklısı öyle duruyor,lancelot du lac ın da dediği gibi kapsıyo diğerlerini.

hepsinin temelinde öfke var, en baba günah öfke o yüzden.

[a haber] miş.

cok duz olacak, belki tam olarak sorunuza cevap olmayacak ama;

tek diyecegim egitim objektif olmalidir. siyaset gibi, toplum gibi, ahlak gibi seylerle bulanmamalidir. Toplum odakli mi birey odakli mi derken tam olarak ne demek istediginizi anlamadim ama.. Birey aldigi egitim ile mantigi birlestirerek neyin dogru neyin yanlis oldugunu kendi cikarabilmeli ve ona göre karar vermelidir. Cagdaslik dedigin boyle bir seydi.

He, tum ulkeyi "bizim irkimiz superdir, digerleri salaktir; insan boyle boyle kaliplarda bilmemne kitabina bagli yasamalidir" gibi mal seylerle buyuturseniz Nazi Almanyasi gibi basarili(?!) isler de cikarabilirsiniz. Dogrulugundan bahsetmeye gerek yok heralde.

öğrencilere, devlet ideolojisinin, devletin o günkü siyasi hedeflerinin bildirilmesine değilde aşılanmasını, bu amaca dönük eğitim öğretim verilmesini yanlış buluyorum. öğretmek, bilgilendirmek başka, bir takım fikirleri gençlerin beynine kazımaya çalışmak başka.
bana nasıl düşüneceğimi öğretsinler ne düşündüğüme karışmasınlar...

il müdürlüğü her ilçede olmaz il merkezinde olur..

www.sgk.gov.tr

bu sağlık sigortası işi en kolay nasıl halledilebilir peki?
not:öğrenciyim.

MEsaj attım.

format factory.

telefonun oynatabildiği formatlar hangisi ona bak. format çevirici programlar var onlarla çevirir telefona atarsın videoyu.

telefonun marka modelini yazarsanız daha çok yardımcı olabiliriz. çalışmayanlar çok çok yüksek ihtimalle uygun formatta değil. video converterler işinize yarar. hemen hemen her telefona göre conversion yapmak mümkün.

triple çekmişiz nerdeyse :)

format factory de 3gp yap

Freemake Video Converter bunu kur ve dene telefon modeline ve diğer cihazlara göre kendi en uygun formatı otomatik seçiyor

donmuş yılanı eve getirip ateşın yanına koyan kizilderiliyi hatirla, yılan ısınınca ilk işi ev sahibini sokmak olmustu, neden yaptin diyen adama da, i am a serpent, that's my nature demisti.

ekmekle oynamak insana yakışmaz.
senin altında çalışmak onun için en ağır ceza olur zaten.

bence ekmeğiyle oynama, gururuyla oyna.

bence moğolistan'da yaşamak lazım. sinir yok, stres yok.

ben olsam son nefesinden bir önceki aşamaya kadar ümüğünü sıkarım, akıllansın.
siz şimdi ailesi var falan diye bırakacaksınız ama o darbe yemediği için aynen devam edecek.

keser döner sap döner gün gelir hesap döner.
gün olur devran döner horoz domalır tavuk gömer.
tempus fugit tempestas vigit gallus inclinat pullus defiget.

ben olsam affetmezdim. kaba kuvvet değil tabii. işinden etmekten bahsediyorum.

Haketmiş bence abicim ağzını burnunu kırmayı :D Ama bence işten çıkarma yerine bu işe ihtiyacı da olduğundan dolayı iş yerinde burnunun sürtülmesi daha makbul gibi geldi. Hem elinden tek seferde kurtulmamış olur, hem sen uzun süre onu ezerek tatmin olursun hem de işten çıkartmadığın için de büyüklük sende kalır falan filan...

@atmacaged, "doğasında nankörlük ve hainlik" olduğunu tecrübe ile sabitledik, benzer bir hainliği bekler misin diye sorsan, ölmek üzere olsam da kan verse içine zehir mi kattı derim, bu kadar çok güveniyorum.

@dunyanin dans eden sarki soleyen pisligi, ekmekten ziyade aileye giren tek para bu arkadaşın aldığı maaş ve lise öğrencisi bir kardeşi var.

bir yanım, "s.ç ağzına o sana acımadı" diyor, diğer yanım "ailesinin suçu ne" diyor.

siz olsanız neden ne yapardınız?

bu anlattıklarına göre sen haklısın.
o düşük bir adam.
şu an ipler senin elinde

o zaman adam nasıl olur ona göster. (onu işinden edince ailesini cezalandıracaksın bunu unutma)

Herhangi bir şey yapma. Kendin de muhattap olma. Ama lafına inanacağı, siktir çekemeyeceği birisi durumu anlatsın. Yani "Bak bu adam senin hayatını sikebilecek durumda çok afedersin, ama senin asla olamayacagın kadar şerefli oldugu için sana kıymıyor." gibisinden kanına dokunacak laflar etsin :D

@joker hakki, evet bu bir nebze olsun benim içimdeki yangını söndürebilir, zira bu arkadaştan intikam alasım var lakin ne yaparsam yapayım işin ucu suçsuz günahsız annesine uzanıyor, kadıncağız neden çeksin bu itin cezasını.

@cecilia, bu arkadaş tek yaşasa, umurumda olmaz saniye tutmazdım da işin içinde aile var

odana çağırt, ne düşünüyosan yüzüne söyle hepsini, sonra kendisine iş bakmaya başlamasını, o zamana kadar orada çalışabileceğini söyle. sonra da 'şimdi yıkıl gözümün önünden' de:) bi de mümkünse başına güvendiğiniz birini koyun ki arkanızdan bıçaklamaya kalkmasın. ama o kişi de yaşça bundan daha küçük olsun, iyice ezilsin. ayak işleri yapsın.

bir şekilde para kazanır dışarda kasmaya gerek yok o kadar.
zevkini çıkara çıkara postala.

sanırım ve yapacağım şudur;

arkadaş istifa etmek isterse memnuniyetle kabul edip, referans mektubumuzu vereceğim, kalmak isterse "ne zaman intikam alacak" sorusunu içinde taşıyarak istediği kadar çalışsın.

Kendisine değil sektörü, dünyayı dar et. Elinden geleni dibine kadar yap.

öyle bir gecer zaman ki dizisindeki bi sahne geldi gözümün önüne. (diziyi baslarda takip eden, boka sarinca birakan biriyim. o nedenle gelismelerden haberdar degilim). caroline denen kaltak zamaninda cemile'ye tonla kötülük yapmisti. gün geldi caroline dara düstü. kocasi hapsi boyladi falan filan. bu arada da cemile is güc sahibi oldu vs. caroline o kadar kotu duruma düstü ki cemile'den para istemek zorunda kaldi. cemile napti peki? yerdeki kovayi ve paspasi al bi güzel basla ise dedi. yani onu oracikta yerin dibine soktu. bi nevi gururuyla oynadi. ha ben niye bu kadar detaya girdim onu bilmiyorum ama o bahsettigin ibneyi isinden etmektense, (ki ailesini ve varsa cocuklarini göz önünde bulunduruyorum) yapmasi gücüne gidecegi bir is verebilirsin. kisacasi zamaninda yaptigi ibneligi "al amina kodumun oglu" konulu bir tatla ona yasatabilirsin.

merhaba arkadaşlar

ben hikayedeki ayak kaydıran arkadaş. durumdan haberdar oldum.

teşekkürler

@zargana, belki bu sefer yırtarsın ama unutma beterin beteri var:)

finish him!

hacı elemanı işinden sen etme.

Eğer onun üstünde bir mertebede çalışacaksan ona hayatı zindan et. Kendi işten çıkarsa çıksın, çıkmazsa her gün kendine lanet etsin.

Ben melek değilim. Eğer o işyerinde çalışmayı istiyorsam adamı işten çıkarttırırm. Hayatını zindan etmek beni daha hırslandıracaktır. Bu bende stres yapacaktır. O yüzden bir seferde işten çıksın, s. olup gitsin nereye gidecekse. Sonrasında takip etmem, sektörü ona dar etmem, Allah'ından bulsun.
Ama ikimiz aynı çatı altında..., yok olmaz.
Borç aile vs. bunlar bizzat onun sorunu, hatta bu sorunu daha önceki davranışlarıyla kendisi oluşturmuş.

birkaç kez işim var falan de ısrarcıysa sende ısrarlı ol. sen böyle üst üste bahaneler buldukça gittikçe azalır çağırmaları o kadar yüzsüz değilse tabi.

net bi sekilde siktir edin.

libertyaddict haklı.

madem kafadan silmişsiniz konuşun onunla bu konuyu.

oyuna polime ne gerek var ? düzenbazlık sende ... desene yüzüne görüşmek istemiyorum daha net olur böyle 2 yanlı davranmaktansa ayıp..

çiler şatıroğlu

edit: aşık veysel'in akrabası mıdır bilmiyorum

@lancelot du lac, teşekkür ederim ama ikna olmadım :) çiler şatıroğlu'da değil.
bir haftadır arıyorum.

nursal ercan

nimet bülbül

son kararım :)) gece gece albümü buldurdun bana yav :) çok sevdiğim bir türküdür. toplama bir albümde olduğunu da biliyordum. çiler şatıroğlu gibi gelmişti ama sen o değil deyince farkettim ben de :)

albüm arka kapağı: www.ges.gov.tr

türküyü dinlemek için: www.turkuindir.net

@lancelot du lac, harikasın. çok teşekkür ederim.
@pinch, teşekkürler, youtu.be
@hattdo, youtu.be umarım bu da hoşuna gider.

(bkz: poligami)

burada sendikalar hakkında aklımız yettiğince üç yazı yazdık. belki ilginizi çeker.

www.maltepeplatformu.biz

sendikaların hepsine kafam girsin, ben sendikaların işçiyi patronlardan daha çok sömürdüğüne inanıyorum. İşçinin parasıyla günlerini gün ettiklerini biliyorum.
Ancak onlarsız olmuyor işte bazı şeyler.

Sana olan faydasını bilemiycem ama, o konuda bir şey söyleyemem. İş yerine ya da sendikaya göre değişir bir durum o.

mikiurl.com
okumadıysanız burası da fikir verebilir.
sendika kâğıt üstünde faydalı ama dünyada ne var ki birtakım insanlar onu kendi menfaati için kullanmasın.
evet biraz faydası olur ama çalışma hayatınız boyunca işvereni ayrı, sendikayı ayrı beslediğinizi düşününce pek bir anlamı olmaz.

soruyu anlamadım,katırlar fotosentezle mi uruyor bu durumda? :D

@GibsonRules, kısrak ile eşek'in aşklarının yavrusu oluyor katırlar.

@gibsonrules atla eşek çiftleşiyor katır oluyor katırla katır çiftleşmesi çok nadir

sorumun cevabını buldum bu arada dişilerdeymiş katırların problemi erkek katır sperm üretebiliyor. ancak dişiler her zaman verimli döl üretemiyorlarmış.

efsanevi bi fail patlattım kabul,saygılar,vurmayın adam öldü.

katırlar da doğum yapıyor, oranı az olsa bile...

antivirus programı, güvenlik duvarı tarzı programlara bir bakıver engelliyor mu diye.

bende norton 360 yüklü ama exe dosyalarının hepsinde yapıo sizden sonra bi kaç kişiye daha sordum bana bilgisayar 64 bit olduğu için kuramazsın diyolar bunlar 32 bit sürümmüş siz ne dersiniz....

o da olabilir tabii.
google değişik çözümler sunabilir.

serbes piyasa.

serbes piyasayı anladım ama burda eşitlikçi bir rekabet ortamı var mı? yani yerli markalara dayatılan vergilerle ithal markalara dayatılan vergiler aynı mı? demek istediğim olay efes ve tuborgun şımarıklığı mı yoksa fiyatları düşürmek ellerinde mi değil?

yenı gelen biralar pazar edinmek ıcın ucuza veriyordur kaldı ki ucuz bira gormedım ben daha. hepsı aynı fiyat bakkalda. 10 kurus oynuyor en fazla.

yerli üreticiler rakipsiz olunca fiyatı yüksek tutuyor evet, ithaller gelince fiyat düşecek ama hükümet; "vatandaş uygun fiyata bira içsin" diye düşünmeyeceğine göre kıllanmakta haklısınız.
belki ithalatçı bakan oğlu/kızı falan vardır.

ithal gelen biralar kol gibi. corona mesela 50liği 5 lira. heineken guiness falan da öyle. ama galiba heineken'i tuborg üretime başlıyacak yada başladı. mesela carslbergi üretiyor tuborg 3.85. ama corona kasalarla geliyormuş hazır halde. üstüne etiket vuruluyormuş. bunların hepsine tuborgda çalışan gıda mühendisi arkadaşımdan öğrendim.

yani ithal biranın ucuzluğu yok. dediğin belki yabancı biranın görece ucuza satılması vardır.tuborg 50lik 3,40ken carslberg 3,85 işte. bu durumda tuborg ağzıma sürmem. ama carlsberg yoksa tuborg içerim.

ithal markalardan kastım miller heineken gibi overpriced olanlar değil
(bkz: germania) felan gibi dia metro vs gibi yerlerde yavaş yavaş satılmaya başlamış olanlar. 33'lüğü 1 liraya satılıyormuş şaka gibi.

bu arada tek bir marka yok yeni piyasaya giren en az 3 marka daha varmış ta adlarını unuttum.

germania niye öyle valla bilmiyorum ama fiyatına göre de çok güzel bira. strateji olabilir diyecem de 1.20den verdiğin biranın tüketicideki imajını siksen geri toplayamazsın.

hmmm soru yapısı olarak bakarsak evet fakat soru içeriği olarak bakarsak hayır.

katılmıyorum.bide "i" yada "es" simgelerine tıklamayı dene daha sağlıklı olur.Ben çok saçma yazarlar da biliyorum,sözlük yazarları da zaten ortalığın trol kaynadığından hep yakınıyorlar.senin mantığınla şuan ben saçma bir insanım ve saçma bir soruya cevap veriyorum.

ama tümevarım güzeldir

imla kullanımınıza bakarak, evet katılıyorum.

katılmıyorum.

derdini,sorununu adam gibi anlatabilmek ekşi sözlükte yazar olmakla olmuyor. kelimeleri doğru kullanabilmekle,doğru düzgün cümle kurabilmekle oluyor.

ekşide yazar olup da adam gibi cümle kuramayan,fakat yazar olmayıp da duyuruda gayet anlaşılır dil kullananlar var.

anlaşılır bir şekilde konuşmak ve yazmak için başka sıfatlara sahip olmak gerekiyor.

not. ekşi sözlük yazarıyım. bu feyk hesabım.

sen beni görmemişsin=)

ne i'ler gorduk yanında es yok,ne es'ler gorduk yanında i yok
edit:boyle bişey olmalı işte sanırım

hem bize i değilde ne bileyim a falan deyin. i. melih gökçek çağrışımı olmasın.

evet, mesela bu soruyu bir es'li yazsaydı şöyle yazardı:
"Bugunlerde eksiduyuruda gezinirken bir şey fark ettim.
Nerede güzel ve anlaşılır sekilde yazılmıs bir soru varsa yazanın es'li olduğunu görüyorum.
Nerede dandik ve özensiz bir sekilde yapılmış bir duyuru veya sorulmuş bir soru görsem, nick kısmının yanındaki işarete bakınca i'li olduğunu görüyorum.
Tabii eksisözlükcülerin sözlükte de yazmalarının verdigi deneyimle adam akıllı duyuru bırakmaları dogaldır.
Sunu diyebiliriz ki istisnalar kaideyi bozmaz. Bir genelleme yapacak olursak böyle görünüyor. Benim dikkatimi çekti. Sizler ne dersiniz bu tespitim hakkında, buna katılıyor musunuz?"

sözlük'te troll olarak adlandırılan kesimin zaman zaman duyuru'da i'li hesaplar alarak trollük yaptığını düşünüyorum ben de.

evet senin duyurunu okuduktan sonra katılmaya başladım.

şaka şaka. senden önce de katılıyordum. internet kullanıcılarının %90'ı aptaldır.

Arkadaslar bi arkadasımızın da dedigi gibi.
Ben hipotezimi kendim gibi imla kurallarına eksisözlükcüler seviyesinde uymadıgımı göstererek katılıyorum.Evet,kendi hipotezimi,kendimle destekliyorum.

Buraya i dediğin adamlar yazı yazarken ona buna cool görünme derdinde olmuyorlar. Üslup kaygısı yaşamıyorlar anlayacağın.

encrypted-tbn1.google.com

O yüzden yok yazarlar daha adam akıllı adamlar yok diğerleri noob yok cart yok curt diye saçmalamaya gerek yok.

Şu internet kullanıcılarınının yüzde onu doksandır diyen arkadaş ciddi söylemiş sanırım ben ona hayret ettim. İlginç.

yanılmıyorsam, ekşide ilk zamanlar üniversite öğrencileri, mezunları ve kendini yetiştirmiş insanlar yazardı. tartışmalar daha nitelikliydi bu güne oranla. yazarlar daha özenliydi.
bu gün biz i'leri istemeyen arkadaşlar sanırım bizi sevmediklerinden değil, seviyenin düşmesinden, sözlük ve çevresini benim gibi liselilerin sarmasından rahatsızlar.
bize tanınan rahatlığı olumsuz anlamda zorluyoruz, özen göstermiyoruz.

bence nöbet geçirdiğini falan düşünür.

x istiyorum y istiyorum diye dolaşmaz zaten, titremeler nöbetler falan gelir, nşa o nöbetleri geçiren maddeyi alacaktır ama bilmediği için nooluyo bana ya diye hastaneye gidecektir büyük ihtimalle.

zekice bir soru.

herhalde şu olur:

gerçi 1 kerede bagımlılık olusturan madde az ama diyelım kı oldu:

adam krıze gırer. dr tanısını koyar ??

ilginç. takip edicem cevapları. tamamen sallamaya dayalı kendi fikrim ise:

madde bağımlılığı tamamen zihinsel illüzyona dayalı bir olaydır. sigara bağımlısı bir kişi nikotin tüketerek kendini tatmin ettiğini zanneder fakat sadece bilinçaltı "sigara içersen rahatlarsın" a yönlendirdiği için bu böyledir.

demem o ki, bahsi geçen deneğin ilerleyen zamanda herhangi bir telaş hissedeceğini zannetmiyorum.

mineral eksikliğinden dolayı toprak yiyen çocuklar örneği var. bundan hareketle nikotin yoksunluğu çeken birinin bundan haberi yoksa canı patlıcan -nikotin içermesi sebebiyle- çekebilir mesela(tamamen salladım)

ek: sigara olayı sadece psikolojik değil, nikotin ciddi anlamda bağımlılık yapabilen bir kimyasal.

1- doktora gider
2- kendisini alkole verir

bu ikisinden birini yapar büyük ihtimalle.

deneme yanılma yöntemi olur mu:)
mr rosebud +1. onun cevabını okurken aklıma aslında ilaç olmayan haplar geldi.
placebo mu ne deniyordu. aynı olay galiba.

televizyonlarda gördüğümüz gibi krizlere girme olayları olmaz. çünkü bağımlılığın büyük bir kısmı psikolojiktir. o krizlerin sebebi daha çok sinirseldir. dolayısıyla adam uyuşturucan habersiz ise uyuşturucu krizine girme gibi bir durum olmaz.

muhtemelen vücudunda gariplikler görür. mide bulantısı,kusma vs gibi. doktora gider. doktor kan,idrar gibi testler yapar. bu şekilde ortaya çıkabilir.

yoksunluk sendromlarının hepsi sempatik sistemin uyarılması ile olur,(morfin eroin vb)titreme, çarpıntı, kızarıklık, nefes darlığı gibi.

hiçbir şey diye bağırmaz, ne oldu lan bana bugün uyuyamıyorum, bir gram uykum yok diye düşünür. anlam veremez, doktora giderse gider işte.
ne fiziksel bağımlı olur ne de psikolojik. hayatına devam eder sonra kaldığı yerden.

yok ama aga:

sigarada bağımlılık sadece psikolojiktir demek HATALIDIR.

sigara, nikotin bir sürü etkisi olan ciddi bağımlılık yapan bir madde.

ona bakarsak adam kumar oynayınca da mutlu oluyor, bağımlı.

kağıtları yemiyor yalamıyor ama kağıt oynayınca vücundaki bazı kimyasallar değişiyor.

ama bağımlık ne tamamen psikolojik ne tamamen fiziksel.

ben şöyle sorsam:

dünyaya göktaşı düşse, sigara nikotin tütün 1 saniyede dünyadan silinse ne olacak? içenler 2-3 gün kızacak sonra ehh bazen akıllarına gelecek.

anladıgımız manada sigara son 200 300 yıldır var.

ama adamı odaya kapasak adam sigaranın var oldugunu bılıyor ıstıyor yalvarıyor.

peki bunu alkole yapsak?

eroin esrar extacy? at yarısı kumar ? internet? ekşi sözlük?

"canım hepsi madde işte dunyadan sil bitti işte"

DEĞİL. bazı uyusturucularda yoksunluk tablosu ciddi vakalar oluyor.

en.wikipedia.org

ama ne olursa olsun bağımlılık çok çok çok ciddi ve karışık bir iş. ve sanırım internet cep telefonu ve dahası kimyasal maddelerin kolay sekılde satılması naklı vs vs derken insan ırkının canına okuyacak bu bagımlılık işleri.

veya şunu sorsam:

deli gibi madde bağımlısı bir osman'ı aldık. hooop hafızasını sıfırladık. geçmişi hatırlamıyor.

dahası hadi dışardan birisi adamı kurcalayabilir.

aldık bizim osmanı, kimsenin onu tanımadıgı bır yere mesela, şili'ye bıraktık.

bu osman 1 gram olsun sıkıntı çekmez mi?

yıllarca kullandıgı x maddesini, nasıl bulunacagını falan bilen, aklı başında osman sıkıntıya girdiğian delirir, ne yapar eder o an maddeyi bulur.

ama hafızası silinen şilili osman

"yaa ne oldu bana yaa" der bir saat sonra unutur?

HİÇ SANMAM.

aslında benim hafıza kayıplı ornegım sızın sorunuzun aynısı.

ama bu sekılde daha bılımsel oldu.

soruyu şu hale getirmek lazım:

hafıza kaybı olan insanın bağımlılık durumu ne olur?

evet.

zamanı geldiğinde

ben çok yaşamam hacı

ben ölümsüzüm.

www.imdb.com
www.deathclock.com

çok sevdiğim bi' insanı kaybettıgımde...

akşamüstü

facebook uygulamam ne zaman diyorsa o zaman

E gecenlerde olduk zaten?

umarım 50'yi görmem.

umudumu yitirdiğimde...

ben ölene kadar yaşarım

aga, kusura bakma ama ben senden şüpheleniyorum, 7 aydır sesin çıkmıyor, moralin de çok bozuktu...

devletler yıkılır, büyür, küçülür. ırklara bakmak lazım sanki

hayır ben öyle bir şey var demiyorum. bize hep ırklara bağlı anlatıldı. ırklara bakılmalı mı bakılmamalı mı bilmem ama bizim bulunduğumuz durumlarda bakılıyor nedense.

sonradan gelen kavimlerin etkisi altında asimile olmuş olabilirler.
bazı kürtler, medler, asurlular gibi mezopotamya coğrafyasında yaşamış halkları sahiplenir, ataları olarak kabul eder.
cumhuriyetin kuruluş döneminde sümerlerin türk olup olmadığı da tartışılmış.

bulundugumuz durum ve yer nedir, ayni midir farkli midir bilemiyorum, kim size neyi nasil anlatiyor hic bilmiyorum hatta kafam karisti ortam hakkinda ama degisik cografyalardan 50-100 bin kisi (ki o da max sayi, yoksa o kadar ati beraber otlatacak bir yer yok) her 1000 yilda bir gelip 1-2 milyonluk nufusun etnik kimligini tumuyle kendilerininkine degistiremiyordu en son baktigimda, bu nedenle hepsi bizim atamiz, karisiyoruz guzellesiyoruz, bence. (buradan sonrasi geyik.)

haplogroup haritalari var bu konuda, kimin atalari nerelerden gelmis yolda nerelere ugramis rahatlikla gorulebilir. olay daha cok politik, bence, yani milliyet bir ufak ve guclu grubun ekonomik amacina ulasmak icin cogunlugun uzerinde kullandigi bir arac. ve insanlarin vatandasi oldugu ulke ile aralarindaki bag ozgurluk, duzen, kural ve sistem ihtiyaci ile alakali, birisinin bu duzeni aleyhe bozmasi da milliyetten bagimsiz olarak savunma gerektirmeli. ha oyle olmuyor ne yazik ki ama ne yapalim herkes ayni sekilde dusunmek zorunda degil, kimse cocugunun devlet butcesinin yirmi sene sonraki halini duzeltmek icin oldugunu kabullenemez, daha ulvi bir amac oldugu dusundurulmeli.. bu baglamda frigler, hititler falan da arazi olmadi, yoksa her gelen, devlet yikan orada takilan elemanlari kesip gitseydi vergi verecek arazi isletecek adam kalmazdi.

ayrica devlet kuracaksan nesillerle devami icin bir ortak nokta bulunmasi lazim, ben niye gelip sana vergi vereyim de semih'inkine vermeyim, yani bir sekilde bana satarsan bir aidiyeti birligi, inanci, devam ettiririm ismini tarzi bir durum da soz konusu. bu acidan bakarsak da, lidyalilar da marseille'dekilerin atasi diyebiliriz ama gittikleri yerde o sirada yeterli cogunluga ulasmadiklarindan sadece gemilerinden kuma biraktiklari bir kac sarap kufesi ve ateslerini sondurmeme gelenegi ile coktan avrupa genleriyle karismis kisiler tarafindan kulturel miraslarini yasatiyorlar. ha bundan bir kac yuz sene sonra fransizlarin manisada bir menfaatleri olursa hepimiz lidyali da cikabiliriz, belli olmaz. onun disinda gercek bir fark araniyorsa olay mitochondriada gizli, ve o da sadece anne tarafini gosterir.

bence sonucta kendini nasil hissediyorsan oylesin, herkesin ademi senin ademin, ben dionysos un torunu olarak gormekteyim su esnada kendimi ama yarin alparslan'in soyundan olacagim mesela. pazar gunu de buyuk buyuk babam antipope laurentius.

bugün türkiye'de yaşayanların atası. bugün türkiye'de yaşayanlara bakın, orta asya'dan gelenlere mi daha çok benziyorlar yoksa ermenilere, yunanlılara mı? orta asya'dan gelenlerle hepsi karışıp kaynaşmış işte. bu konuyla ilgili genetik araştırmalar da vardı. ege'de bir köy civarındaki kalıntılardan bulunan kemikler üzerinde dna testi yapıyorlar, oradaki köylülerin ataları çıkıyor adamlar.

bencede haklı para var asıkta oluyolar tahsılde ıyı yemede yanında yat

niye.
zengin olan birine aşık olup kendini daha mı iyi pazarlasın.
allah yarattı demeyecek vurup öldüreceksin böyle insanları.

"allah yarattı demeyecek vurup öldreceksin böyle insanları"
diyen zihniyet için diyecek bir şey Allah ıslah etsin bunları.

hak veriyormusun dersen veririm.

neden ?

bir çok kadın parasızlıktan kendi kocası tarafından pazarlanıyor satılıyor, zengin bir adamla evlense en azından bu başlarına gelmez.

anne bakış açısıyla baktığından haklı kim ister ki kendi çocuğunun zorluk yaşamasını? ha sevmeden sırf zengin diye biriyle evlenin demiyordur ya da o tıynette yetiştirmiyordur umarım. ikisi farklı şeyler..

birde anne baba kızlarını el bebek gül bebek yetiştiriyor 20 yaşındaki kız üniversiteyi kazandığı zaman ev ile araba aldı küçük kızında bir dediği 2iki edilmiyor

evet, haklı.

evet haklı çok doğru söylemiş

haksız, nefret ediyorum o tarz insanlardan. 2.katman ailemin cogu öyle:/

aferin milyoner birini bulsun, eminim çok mutlu olurlar mutlaka.
helal.
burada kadına hak verenler de bir garip.

çok zengin biri onu daha çok üzebilir, ama en azından asgari ihtiyaçlarını karşılayabilecek biriyle izdivaç yapmaları daha mantıklı olur. yani zenginlikten kasıt önemli. küçük büyük iyi kötü kendi evi olsun, düzenli geliri olsun tarzındaysa haklı tabi ki. çamaşır makinesi, bulaşık makinesi bile alamayacaksa kocası kıza, çamaşır bulaşık yıkatacaksa evlenmeyiversin tabi ki.

o anne de, sizde çok yanlışsınız(sadece bu soruyu sorduğunuz için bile). umarım kızlar o ortamdan etkilenmemişlerid.

münevver olayı geldi aklıma.

cinsel anlam yükleyen biziz,yoksa onlar sadece birer organ.bazilari üremede de yardimci.

serabetan, o zaman t..ak dekoltesine de varsın? ona da anlamı biz yüklüyoruz bence

Afrikalı kabileleri bu konuda takdir ediyorum, adamlar zik ve kuku dışında hiçbir yere cinsellik vs. yüklemiyor, öyle göttü memeydi adamların umrunda değil, hatta t.şakları açıkta olan kabileler de yok değil...

karsilikli tartismaya gerek kalmayacak sekilde yanitladim soruyu baska bir yere cekmeyelim mümkünse.

toplumlar ve cinsellik kavramlari ayri ayri sosyolojik olarak arastirilabilir bu konuda.

ama tekrar belirtiyorum,biz "aaaaa memeee" ,"aaaa seyini gördüm lan adamin/hatnun" seklinde düsündükce ,o organlar o kadar tabulasip,baska anlamlar kazanacaktir.cok büyütmemek lazim.

Çok haklısın kardeşim. O vakit erkekler de dekolte vermeli. Özellikle eşcinsel erkekler de kalça ve döğüs dekoltesi vermeli.

serabetan ve sicco kardeşlerim, tartışma değil de bu; her tespit yapıldıgında o işin enn basından bin yıllar önce değiştirelecek noktasından atıp tutmak anlamsız. adı ustunde tespit bu, olan bişeyi yorumluyor. sonucta meme gorunce güzelse bi de içiniz bi hoş olmuyor mu, afrika kabilesi genlerinden gelmediğimiz için ve toplumsal genlerimiz farklı kodlandıgı icin oluyor. ee bu ortamda meme dekoltesi=cinsellik çağrışımı. bunun aşagısı yukarısı yok. e o zaman benim görüşüme göre ayıp, teşhircilik falan. he ben hoşlanıyorum, bence cinselliği çağırmak ayıp değil diyenlere de varım. ama onlar sadece bi organ değil.

erkekler de açsın evet. benim bi itirazım yok. erkekler de kadınlar gibi şort giyiyor ama kimse erkekler neden bacaklarını açıyor demiyor mesela. sorunumuz hep kadınlarla nedense?

isteyen kadın memesini açar, istemeyen açmaz bu kadar basit. kaslı erkekler nasıl dar tişörtler giyip vücudunu sergilemekten çekinmiyorsa, bir kadın da bacaklarını, memelerini sergileyebilir güzel olduğunu düşünüyorsa. çok sıkıcı konular. bırakın herkes istediği gibi giyinsin. meme görünce kimseye bi şey olduğu yok.

arkadaşımi devir değişti tahmin ettiğin üzere. eskiden sen de bu soruyu soramayacak durumdaydın. taşlarlardı alimallah. ama zamanla artık bazı şeyler aşılıyor. sana kimse ta.ak kuplesi verme demedi ki? kendine yakıştırıyorsan giyersin. ayrıca göğüs cinsel organ değildir. cinsel organdır diyen maldır.

bence cinsel organı bir cinste bulunup ötekinde bulunmayan birşey olarak ele alırsak (bkz: ele almak) göğüs, yani daha doğrusu meme gayet cinsel organ olabilir. kalça olarak da aynı fikirdeyim, kadınların popoları erkeklere göre daha dolgun ve dışarı çıkıktır. yani erkekte olmayan birşeyse cinsel organdır (veya kadında)

gelgelelim ayak fetişisti olan bir insan için ayak da cinsel organ olabilir. veya mesela bacak erkekleri tahrik eder, o cinsel organ mıdır? o zaman erkeklerdeki adonis kası veya karın kasları da tahrik edici, bunlar ne? of iyice çorba oldu. ben biraz konu üzerine araştırma yapıym 10 dakka..

ben malım, meme cinsel organdır.

"Ağalar yeri gelir karının her bölgesi ayrı ayrı tahrik eder.Tahrişten dolayı "cinsel" demek yanlış" Dr. Oz said. Açıklamak gerekirse;

Dünya üstünde biyolojik olarak tamıtamına 2 cinsiyet vardır ve bu cinsiyetler 2'ye ayrılır biri dişi, diğeri erkek. Bir cinste olup, diğer cinste olmayan, olsa da farklı olan organa "cinsel organ" denir. Cinsel organ cinse özgüdür. Cinsellik müessesesi m.ö. 8. yy.'da Urartu kralı..

ciddi cevap: isteyen istediği yaftayı yapıştırsın bana ama söyliycem: yeri gelir kadının her yeri cinsel organ olur lafı hakkaten doğru. islamda da örtünmeye bu kadar önem verilmesinin sebebi bu. kim ne derse desin, erkek bakar. yaradılış olarak erkeğin doğası budur. erkek bakar ve kafasında kurar. ne kadar az görecek şey olursa erkeğin o kadar az dikkati dağılır. hemen hemen aynı şey kadın için de geçerlidir.

sonuç: ayıptır günahtır. açmamak da lazım, bakmamak da. medeniyet veya modernlik bu değil. bunlar (bkz: mahrem) yerlerdir.

o sonuçta cinsel bir organ değil ve eski filmlerin de çok geri kalır bir tarafı yok. ama normal midir bilemem.

muhafazakar olmak ya da olmamak sizin tercihiniz.
dekolteyi yorumlayış biçiminiz de sizi bağlar.

moda, kültür, cinsel kimlik, modernizm başlıkları altında tartışılabilir bir konu ama artık "din ve gerekleri" bu konunun dışında kalmalı. herkesin dini kendine. tüm ülkeyi müslüman sanma saplantısı komik.

ayrıca kaslı memelerini dar body ile sergileyen, bağrına kadar gömleğini açan, gri dar eşofman altı giyip "benimki 22 cm" havası yaratmak için aletini sağa sola yatıran erkekleri görmezden gelmek, göğüs dekoltesini kınamak kadar saçma bence. isteyen açsın, isteyen kapasın, beğenmeyen başını çevirsin önüne baksın. kimsenin gözüne g.t - meme - t.şak sokmuyorlar zorla.

istediğinizi düşünmekte özgürsünüz ama kimse sizinle aynı şekilde düşünmek zorunda değil, bunu unutmayın. birisi göğüslerini açıyorsa ona göre sakıncası yok demektir, bu yayınlanıyorsa kanala göre sakıncası yok demektir ve bu olay burada biter.

@boo ya moon

O kadar basite indiremeyiz bence. O zaman benim icin sokaga sicmak normal. Veya arabami istedigim yere parkederim veya metrobuste cikartir 31 cekerim. Bence normal bu diyip isin icinden cikamam. Din ve gorgu kurallari ile meydana gelmis bir kultur var hayatimizda. Hersey bunlara gore tartilip yapiliyor. Yuzde 99 u musluman bir ulkede bile genel bisey tartisilirken "ama herkes de musluman diil hede hodo " diyenlere bisey demiyorum artik.

ya aslında ne kadar az görsek bi yandan iyi çünkü bence çok hoş şey memeler, yani o etkisini kaybeder yoksa.
meme çok güzel bişey.

toplumca huzur içinde yaşamak istiyorsak hepimizin ortak kurallar belirleyip ona uyması gerekir. herkes kafasına göre takılacaksa, dünyada 7 milyar farklı kafa var.
cevap: bu daha ne ki. beş sene sonra gör.

duvara karşı filminde, disko sahnesinde vardı, aklımda kalan.

duvara karşıdaki temple of love - sisters of mercy idi yanlış hatırlamıyorsam.
pulp fiction'da girl you'll be a woman soon - urge overkill vardı soundtrackler arasında.

gaza gelme anlayışımız farklı olabilir. ben bilmem.

matrix soundtrack-spybreak

spawn
www.amazon.com

ben 3 yaşındayken okuyabiliyordum, kıyasla. 3 yaşındaki çocuk konuşur yani, zeka göstergesi falan değil.

Çocuk normal. Hatta biraz geç bile kalmış denebilir ama ablasını bi doktora götürseniz? 4.5 yaşındaki çocuğun ciddi ciddi konuşması lazım çünkü. (kuzenlerimden gözlemlediğim kadarıyla söylüyorum.) 3 yaşındayken susmak bilmeyip her şeyi anlatmaya çalışıyorlardı. Düzgün telaffuz edemeseler de bazı şeyleri uzun uzun anlatıyorlardı.

Ablasını bi doktora götürün. Korkmayın ama, sorun olmayabilir. Bazı çocuklar sevmiyor konuşmayı, konuşmuyorlar.

bazı çocuklar çok geç konuşuyor ablada da çok problem olmayabilir aslında. ama çocuk normal.

Abla tam prensesliğinin farkına varırken gelen kardeşten dolayı bunalıma girmiş olabilir (olmayabilir de). Bir çocuk psikoloğu anlar o işin aslını.

tamam çocuk normal.

ablasını zaten doktora götürdük. bir sorun yok dediler. ama işte sadece biraz salak. küçük kardeşi kadar şanslı değilmiş gen havuzundan güzel şeyler düşmemiş bahtına. merak etmeyin diye yazıyorum doktora götürdük ablayı.

ufaklık normal, ablada konuşmayı reddediyor olabilir, iletişim kurmak için konuşma ihtiyacı hissetmiyor olabilir, bir psikolog gerekli bence de.

herkese +1:)
abla küçüğü kıskanıyor, ablaya ilgi göstermelisiniz. küçük çocuğu, büyüğün yanında sevmeyin:)
evet çocuk normal, abla da normal ama ilginin kardeşine yönelmesinden rahatsız oluyor.
babayım, psikologdan iyi bilirim:)

eğer 'salak' olduğu ve 'gen havuzundan bahtına güzel şeyler düşmediği' kendisine hissettiriliyorsa çocuk bundan etkileniyor ve içine kapanıyor olabilir. aynı zamanda daha zeki olduğu düşünülen küçük çocuğa, küçük olduğu için zaten popülerken bi de üstüne zeki torpili geçiliyorsa abla kıskanacak ve üzülecektir haliyle..

ablada da sıkıntı olmayabilir, ben 5 yaşımda çat pat cümle kurmaya başlamışım. üstüne gitmeyin. zeka geriliği değil ama konuşma ile ilgili bir sorun (sesinin yankısını beğenmeme, geniz eti vs olabilir)

ablasının salak olduğunu düşünmüyorum. her iki çocuğunuza da yeterli ve eşit düzeyde sevgi/ilgi gösterin. ablası salakmış, gen havuzundan iyi şeyler düşmemiş bahtına diyerek yaklaşmak kestirip atmak olur. 4.5 yaşındaki çocuğunuzu televizyonla çok içli dışlı mı tuttunuz? yaşıtları ile bol bol zaman geçirebileceği parklara götürdünüz mü?

mümkün olduğunca, yaşıtları ile iletişim kurabileceği alanlara götürün. gerekirse ilkokula başlayana kadar kreşe gönderin eğer maddi imkanınız varsa.

3 yaşında konuşmaya başlaması zeki olduğunu göstermez. 2,5 yaşında bir kuzenim var, 3 yaşına kadar dili açılır diye tahmin ediyorum. çünkü temel cümleleri rahatlıkla kurabiliyor şu an.

bakınız: www.uzmantv.com
www.uzmantv.com
www.uzmantv.com
www.uzmantv.com

3 yaşındaki çocuk baya güzel konuşur, 2-2,5 yaşından itibaren tam olarak kelimeleri çevirmese de anlamlı cümleler kurmaya başlar.

ablanın konuşmaması zeka geriliği göstermez, Einstein 4 yaşında konuşmaya başlayıp 9 yaşına kadar konuşma ve anlamada zorluk çekmiş, salak bir insan mı olmuş?

edit: Tarihçi Otto Neugebauer'den ilginç bir anektod.

Çok sonraları konuştu.Ailesi çok endişeliydi.Bir gece yemek yerken sessizliğin içinden sesi duyuldu.'Bu çorba çok sıcak'
Ailesi daha önce niye hiç konuşmadığını sorunca Albert şöyle yanıt verdi :'Çünkü şimdiye kadar herşey düzenliydi.

süper zeki değil, gayet normal.. neyse bu olayı açıklığa kavuşturmuşsunuz zaten. bu dediğinizi 1.5 yaşında yapsaydı o zaman işkillenebilirdiniz ama 3 yaş gayet normal yani. Ablasının bir sıkıntısı var, muhtemelen bir şeye kızgın, küskün falan da olabilir. Sevin ikisini de bol bol konuşun, her şeyi anlatın çok fark ediyor. Allah bağışlasın bu arada. iki dene de bende var, ayrıca Allah yardımcınız da olsun diyeyim...

Belki de kendisine"salak"oldugunu hissettiren bir babasi var olmasina ve onu kedisinin secmemis olduguna uzuntuden icine kapanmistir ki haklidir.ayrica gen havuzuyla gurur duydugun cocugun gec kalmis olabilir bile ama zeki oldugu soylenemez.anormallik sizde o kisim gayet net.

Annem psikolog, daha önce bu konuyu konuşmuştuk. 5 yaşına kadar çocukların konuşmaması anormal olarak düşünülmez demişti diye hatırlıyorum.Hele de küçük yaşta kardeşi olmuşsa. Anaokuluna göndermek, yaşıtlarıyla zaman geçirmesini sağlamak dil gelişimini hızlandırabilir.

Konuşma ile zeka seviyesi arasında bağlantı kurmak çok doğru gelmedi bana. Dilerseniz uygun bir zamanda daha ayrıntılı bilgi alıp iletebilirim.

gen havuzunuza bu kadar güveniyorsanız zaten o havuzda bir sıkıntı var demektir. Belki de kızınız buna bir tepki koyuyordur. 4.5 yaşındaki bir çocuk çevresinde konuşulan herşeiy anlar, küçük kardeşin daha çok sevildiğini, babanın evlat ayrımı yaptını vs. Ve buna tepkisini de böyle gösterir.

dayanak olması

elbet vardır. ama inanmak için 1 sebep bulursan, inanmamak içind de yüzlerce neden bulursun. sen kalkıp bu 100 nedeni boşverip 1 neden'e odaklanırsan, zaten haybeye sebep arıyormuşsun demektir. zaten inanmaya meyillisndir.

herhangi bir sebep yüzünden bir dine inanan biri, yarın öbür gün başka bir sebeple o dini de reddedebilir. somut sebepler bulmak yerine, içgüdü, sezgi, inanma ihtiyacı vs diyebiliriz. sadece islam için değil, herhangi bir dine inanmanın bir sebebi var mı? sorusuna ancak bu yanıt olabilir diye düşünüyorum.

insanların birşeyleri benimseyip birşeyleri reddetmeye ihtiyacı var,
ne olduğu farketmiyor.

yaratılış'ta var zaten.icine koyuyo senin. inanmak istemeyenlerin o sesle cok kavga ettigini biliyorum.onları da anlıyorum.Lakin,en baba ateistler bile korktugunda Allah,sasırdıgında Allah Allah diyebiliyor.bunu yaptıran guce tapıyorum.

Kendi fikrime göre,din olgusu insanların yaratılışından itibaren varlığını sürdürmektedir.İlk başlarda teknik ve düşünce biliminin gelişmemiş olmasından dolayı insanlar akıl erdiremediği soruları ve konuları din çatısı altında yorumlamışlar ve bunların nedeni olabilecek insanüstü bir olgunun ya da tabulaştırılmış bir nesnenin varlığına inanmışlardır.İlk zamanlar tanrım, her tarafımızda düşüncesi kabul görmüşken daha sonraları bu anlayış kendini daha belirli bir yere insanın kalbine ya da aklına indirgenmiştir.
Ayrıca farklı bir açıdan ise din olgusu insanlara ,kendisini insan üstü bir varlığa ait hissedip ona af dileyebilme,dua edebilme ve ya sığınabilme şansını verir.Ayrıca bunun farkına varın ki, eğer din olgusu olmasaydı insanlar arası uçurumun fazla olduğu yerlerde ve ya sömürge yapılan ülkelerde barış ortamının sağlanabilmesi bu kadar kolay olabilir miydi.(Olgu kelimesi pek uygun olmadı ve cümleler arası uçurumlar oldu beceriksizliğimden ötürü bi ara aradaki boşlukları tamamlarım )

toplumdan, aileden, arkadaslardan, ulkeden ve bolgeden arinmis bir beyin ile bir sebep yok. bunlardan arinman icin goc etmen lazim ki, goc edecegin yer de onemli. ne ateistim ne de dindarim. bana ikisi de takim tutmak gibi geliyor. dinci olmak en kotusu tabii. hic olmazsa dindar olursun, kafana gore yasarsin dinini. ateistlik desen inanmamaya inanmak gibi bir algi oldu cikti.
Bu arada bir arkadas demis ki en baba ateistler bile bir sey olunca (panik ya da her neyse) "allah" diyor. bunun nedeni de ilk cumlede aciklanmis. mistik fanatizme gerek yok. avustralya'daki aborijin de mi allah diyor ayagina diken battiginda?

saçma gelebilir ama, bu ağaçlar kuşlar falan, vardır bir sebebi tesadüf olamaz diye düşündüğüm için inanıyorum. tesadüf diye bir şeye inanmadığımdan, her şeyin bir karşılığı olduğuna inandığımdan, inanıyorum.

jesus christ,allah,yehova,tetragrammaton,x,y,z ,alfa ,beta ,gama,epsilon..hepsi denebilir.aborijinde buyursun secsin begensin . net!

dorian gray'in portresi

(bkz: karamazov kardeşler)
(bkz: sofinin dünyası)
(bkz: nils holgersson'un maceraları)
(bkz: oliver twist)

bridget jones'un günlüğü

Swann'ın bir aşkı

cevdet bey ve ogullari

(bkz: ivan ilyiç'in ölümü)

ayrıca ister istemez:
(bkz: veronica pompa istiyor)

oblomov, dorian grey'in portresi, nilgün, zavallı necdet, madame bovary, goriot baba, tess, armance.

kaderci jak ve efendisi - diderot
juliette - marquis de sade

adı aylin
yüzbaşı selahattin'in romanı

nietzsche agladıgında
genc wertherin acıları

(bkz: ali ile ramazan)

jane eyre böyle yazılmıyodu galiba ama anladın sen :)

Ince Memed diyorum baska da bir sey demiyorum :)

therese raquın (emile zola),efruz bey (ömer seyfettin),cemo (kemal bilbaşar),pol ve virjini (bernardin de saint pierre),emile (jean jacques ruso)

betty blue

mark twain kitapları: tom sawyer ve huckleberry finn'in maceraları (?).

lujin savunması

www.eprintdriver.com

toplu bir şekilde dönüştürmüyor sanırım

adobe professional yapar. hepsi secip sag tikla cevir diye biliyorsun ama bunu icin adobe pro lazim.

Bazen sonuna kadar evet bazen sonuna kadar hayır.

Bu soruyu koordinatsız duyduğum zaman sinirli oluyorum :D

ne bir sağlık sorunum var,ne bir maddi sorunum var,ne aşk acısı çekiyorum.ama mutlu değilim neden bilmiyorum.

ayrıntılara çok takılıyorum, çok düşünüyorum yani değilim ve de olamam.

iç güveysinden halliceyim valla.

halime şükrediyorum.

Bu hayatta mutlu olmak diye bir şey yok anlık aldanmalar var mutlu olduğunu sanmak var ama bunlar anlık gerisi hayatın gerçeğinin getirdiği sürekli olan mutsuzluk yaşamak=mutsuzluktur...

cıkolata yedıgımde hep mutluyum

piç güveysinden halliceyim

bazen mutlu oluyorum, sonra mutlu olduğum neden beni mutsuz ediyor. sonra yine mutlu oluyorum aynı nedenden, sonra yine mutsuz oluyorum ama birgün tamamen mutsuz olacağıma eminim malesef bu da mutsuz ediyor

çok mutluyum

nah mutluyum amk

mutluluğu sürekli içinde olmam gereken ama olamadığım bir ruh hali gibi görmedikçe mutluyum.

mutsuzum. sağlık ve para sorunum yok ama doğru dürüst iki kelime laf edecek adam yok etrafımda. arkadaşlarım var ama hep geyik hep geyik...

bi de cumartesileri çalışıyorum. ondan olabilir.

@Zekicalik Yasamak mutsuzluk degildir. Hayattaysan mutluluk budur. En azindan yasaminin bitecegini ogrenip kiymetini bilmek baska bisey.

Mutlu olmak icin birine biseye ihtiyac duymayin. Mutlu olmak icin sevdigin kisinin sana gelmesini, okulu kazanmayi, gerizekali sisteme ayak uyduran super paralar kazanan biri olmayi beklemeyin. Mutluluga bahane aramaya gerek yok kendini mutlu olmaya ada iste cok mu zor hayir degil. Ama tabi bunu hayata gecirmek zor olan. Bi yerde tikansa da genele yaydiginda ise yarar. Deneyimlerimden ve yasadigim, zar zor atlatabildigim ciddi saglik sorunuma dayanarak soyluyorum ki, manyaklasmayin mutlu olun iste hayattasiniz.

burdaki bütün cevaplara ithafen söylemek istiyorum. Fransız filosof Blaise Pascal'ın dediği gibi
"İnsanın tüm mutsuzluğu bir tek şeyden kaynaklanır; sessizce odasında kalmayı başaramamasından."

Aramaz

Arar da bulamaz

dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlar

olumlu düşünürsen arar.

arar

aramaz. kısa ve net.

www.komikalem.com

sen ara?

funda arar.

aramaz diye düşün, bütün umudunu yitir kendini duvardan duvara at salya sümük ağla bak arayınca nasıl mutlu oluyosun

(bkz: kısfmet)

kim arar söyle kim arar ?
Vefasız olanı kim arar ?

atlas?

ares

zeus

apollo

dionysus

poseidon

bunlar süper bence.

manas

abi doğru düzgün isim koysanıza ya? çocuğun adını da piç ediceksiniz sonra size uzun uzun sövecek.

ek olarak cok pic etmek istemesemde soruyu, mitoloji disinda ben kuzenim icin,bruce ya da robert isimleri konulmasi konusunda cok baski yaptimda olmadi.ama kendi cocugum olursa onun bi adi bruce olcak kesin.

Tabiki sizin tercihiniz olacaktir ama bu tarz toplumlarda yabanci isimler koyarken bence birkez daha dusunmek lazim, ozellikle bahsi gecen toplum bu konularda oldukca yobaz olan turk tiplumuysa 2 kez dusunun derim..ha eger annesi babasi jetsosyeteyse veya dunyaca unlu herhangi bi sanatciysa falan filansa koysun eyvallah o cocuk zaten avrupalarda buyur vilalarda yetisir..ama simdi bu cocuk orta sinif olacak kro servisci bakkal cakkal adini soracak anlamiyacaklar cocuk uzulecek buyuyecek askere gidecek komutanlari dalga gececek yada sosyal hayatta sikinti yasayacak.ama anne babasi bunlardan habersiz oglum apollonum benimfalan diye grurla cagiracaklar..bence uygunsuz..gerci bana kalsa koysun herkez istedigi ismi ama arapca devenin sag tassagi anlamina gelen ismi yadirgamzlar bu cocugunkini yadirgarlar...

eros.

bay j koymuş oğluna bu ismi. açıkçası benim de aklıma yatmadı değil. hem eros ramazotti de var...

he tabi esprilere çocuğu hazırlamak gerekir bu durumda. o da var.

mitolojide türkiye şartlarına göre isim yok maalesef. gerçi hiçbir ülkeye göre uygun değil. isim yapmaya uygun şeyler değil yani. ama belki istisnai olarak birşeyler olabilir.

mesela iskender ismi mitoloji'de geçiyormuş ama aynı zamanda eskiden yaşamış bir imparator'un da ismi. bu konulabilir mesela.

EROS olur.

abi inat ediyorum "ATLAS" ne güzel isim. hem dünyanın yükünü taşıyor adam, güçlü kuvvetli, hem de türkçe anlamı var. okyanus adı. bilinen kullanılan bir şey.

fedon da var.

izmirin işgali bayağı koydu orada yaşayan halka.

yerli halkın bir kısmının da işgalcilerle birlik olması veya olmak zorunda kalması da insanların canını sıktı bayağı.

bir de işgallerle ciddi ölçüde ilk karşılaşan ve bu işgallerin toplumsal/ekonomik sonuçlarını ağır şekilde hisseden bölge batı anadolu oldu.

bunlar demek değil ki güneyde halk ayaklanmadı. hangisi önce başladı bilmiyorum ama izmir'in işgali ve ilk kurşun yan yana anıldığına göre ilk direnişlerin ege'de başlamış olması muhtemel.

işgal edilen tüm bölgelerde örgütlenme ve direniş vardı.
(bkz: gazi) (bkz: şanlı) (bkz: kahraman)

sebep batı anadolu'daki işgâlin yunan ordusu tarafından yapılması. ingiliz, fransız, italyan neyse... ama yunanlılar daha önce osmanlıya bağlıydı. yunan bağımsızlık savaşı, balkan savaşı vb. derken yunanlıların işgâl etmeleri ingilizlerden de diğer devletlerden de daha çok tepki çekmiştir. sözgelimi antep, maraş vb. bölgelerde ingilizlerin işgâli döneminde ciddi bir direniş olmuyor. ne zamanki ingilizler el değiştirip fransızlara devrediyorlar bölgeyi ve fransızlar da ermenilerle birlikte halka baskı uygulamaya başlıyor, işte o zaman ciddi anlamda direniş başlıyor.

@microfiction

ermeniler gelince direniş başlamasına türklerin zorla göçmek zorunda kalan ermenilerin mallarına el koyması ve fransızlarla beraber geri dönen ermenilerin bu mallara sahip çıkmak istemesi de sebep gösterilir. resmi tarih bunu yazmaz sanırım. biraz tartışmalı bir konu, ben de çok emin değilim gerçek mi değil mi ama duydum böyle bir şey. " kes lan bizim atalarımız öyle şeyler yapmaz" diyecek arkadaşlar sağ olun demiş kadar oldunuz.

bir de şu açıdan bakmak lazım. doğuda kazım karabekir komutasındaki ordu terhis edilmemişti sadece. diğer bütün askeri birlikler mondros mütarekesi gereğince dağıtılmıştı. düzenli bir ordu yok ve savaşma söz konusu olamaz. malum batıda efeler var.. microfiction'ın da dediği gibi işgalin yunan eliyle yapılmış olması büyük tepki çekti ve silah izmir'de patladı...

@mistreated böyle bir şey olabilir tabii. ama tek sebep veya temel sebep olarak bu gösterilemez. zira fransızlar işgâl ettikleri sırada ermeni azınlık halen mevcuttu antep'te.fransızlarla birlikte gelen ermeniler de yalnızca sivil ermeniler değil, ermenilerden müteşekkil ermeni taburları. bir de bazı tahrik edici olaylar oluyor. fransızların zorla türk bayrağını indirtmeleri gibi benzeri olaylar ingilizler döneminde yaşanmamış. benim kendi ailemden de duyduğum fransızlar döneminde müthiş tahrik edici olaylar (kadınlara sarkıntılık, sonradan şehit kamil olarak anılan çocuğun öldürülmesi vs.) ve müthiş bir baskı olduğu yönünde.

edit: şimdi baktım, bölgeden göç eden ermeniler ingilizler döneminde dönmüş. ancak bu dönenlerin yanı sıra bölge ermenilerinden olmayan, erzurum, sivas gibi yörelerden suriye'ye tehcir edilen ermenilerden de büyük bir grup varmış. ve mallarını geri alan ermeniler de oluyor. resmi tarih ermeni malı olmadığı halde sivas ve erzurumlu ermeniler tarafından el konulmaya çalışılan mallardan bahsediyor. sonra ekmek bıçaklarına kadar türklerin silah olarak kullanabileceği her şeye el konuluyor. ama burada da kilit nokta ingiliz-fransız ayrılığında. kaynaklar ingilizlerin ermeniler ve türkler arasında bir işgâlci kuvvet adaleti ne kadar sağlayabilirse o kadar sağlamaya çalıştığından bahsediyor. fransızlarla birlikte gelen ermenilerse sivil halk değil, ermeni taburları ve çeteler.

ilk direnisler bilakis dogu anadolu'da baslamadi mi?

ilk direniş ve örgütlenme erzurum ve trabzonda başlamıştır diye biliyorum daha doğrusu yoğun olarak örgütlenme ve direniş,tepki.

ilk direniş batıda falan değil doğuda başlamıştır...o dönemli izmirli bağyanlar yunan subaylarlar sirtaki yapıp,gönül eğlendirirken;doğuda mücadele tüm hızıyla sürüyordu..izmirde ilk kurşunu atan hasan tahsininde izmirli olmakla uzaktan yakından alakası yoktur.şimdi milliyetçi geçinen izmirliler o dönemde sirtaki yapıp,cevizlerini kırdırırken o dönemde izmirde göreve yapan bir selanikli hasan tahsin bu gidişe bir dur demiştir

bsg güzel yazmış ne alakası var amk.ayrıca hasan tahsin dediğin adam mandacıdır bakın bakalım hangi cemiyete üye.

arkadaşlar bu soru odtüde zorunlu olarak verilern tarih dersinin online versiyonunun midterm sorusudur.soruda hata beklemek yanliş olur diye düşünüyorum

çerkes ethem bu sorunun cevabı, ve kuvay i seyyare tabii.. ethem kahpece satılıp savaştığı yunan a teslim edilmeden evvel anadoludaki en güçlü adamdı.

arkadaşlar, bölge milliyetçiliği yapmanın âlemi yok. izmirlilere veya izmir'in temsil ettiği birtakım şeylere laf edeceğim diye abartmayın. hele milletin geçmişine böyle iğrenç üslupla laf etmeyin! ayıptır.

p.s. izmirli değilim. batı anadolulu bile değilim.
p.s.2. fanatik akp partizanı (veya herhangi başka bir şeyin partizanı) veya şakirtseniz bu dediklerim bir şey ifade etmez biliyorum. sizin için memleket cehapeliler ve akepelilerden ibaret zaten.

@hepsenvardin,

soruyu yazan bu sekilde degerlendirmisse cevap olarak bunu tartismak gereksiz tabi. ben dogu anadolu'da basladigini biliyorum.

nedeni icin ise hesaba katilmasi gerekn goruslerden biri su sekildedir, belki bati'ya da uydurulabilir: tehcir ile evlerinden yurtlarindan edilen ermenilerin, evine barkina malina mulkune kalanlar sahip cikmistir, bu kalmislarin uzerine bir hayat insa etmislerdir, ve isgal kuvvetleri ile birlikte geri donen ermenilerin de kendilerine yapilanin aynisini yapma iştiyaklarına sahip olacaklarını düşünüyorlardı: en azindan evleri barkları alınacaktı, hatta sürgün edilecekti belki. hemen örgütlenmeye gitmelerinin sebeplerinden birisi de bu.

Siemens

yazdığınız modeller birbirine yakın. ben olsam aynı fiyata özelliği fazla olanı alırdım. çünkü özellikle program sayısı şaşırtıcı derecede işe yarıyor. bi de farklı tarifeli elektrik kullanıyorsanız geç çalıştırma/saat gibi özellikler işe yarıyor. ben gece 12'ye ayarlıyorum öyle çalışsın diye (ucuz saat 10 sonrası)
bunun dışında yabancı marka meraklıları atlayabilir "siemens" diye ama bence farkı yok.

şakayla karışık (bkz: üstün alman teknolojisi)
edit: teknoloji bizde ancak dışarıdan gelirse var, taklit yerine orijinali tercih ederseniz siemens.

bosch'ta siemens ile birebir aynı özelliklere sahip, biraz daha ucuz bir model bulabilirsiz.

bosch ve siemens kullandım son olarak da arçelik aldım.
acikcasi hepsi de aynı ufak farklara takilmazsaniz arçelik alın bir sorun oldugunda kosebasina ciksaniz muhatap bulursunuz ayrica servis derhal geliyor yedek parca tamiri de ucuz oluyor.

Servis ağı zaten ekstra para kazanmak için kurulmuş bir oyun.

+1 Siemens.

www.youtube-mp3.org
burası işine yarayabilir.

bencil ve kibirli insanlar.

tabii ki cahil insan.

içten pazarlıklı, yüze gülüp arkadan iş çeviren insanlar.