Giriş
(11)

Bir slogan çevirisi

sapare aude
"Çocuklar yalnızca çocuk olmalı" nasıl dersiniz İngilizce?Evet, "Children should only be children" geliyor aklınıza ama benim kulağıma iyi gelmiyor nedense. Daha iyi bir fikri olan var mı?
"Çocuklar yalnızca çocuk olmalı" nasıl dersiniz İngilizce?
Evet, "Children should only be children" geliyor aklınıza ama benim kulağıma iyi gelmiyor nedense. Daha iyi bir fikri olan var mı?
0
sapare aude
(09.10.10)
ahım şahım bir ingilizcem yok; ama

sanki "chlidren should be just children" daha doğru gibi.
0
hereisnopeace
(09.10.10)
leave us kids alone :) belki "let the kids be themselves" bence çocukları yanlız bırakın gibi bir şey olmalı. ingilizce olunca daha anlaşılır bir şey.
0
hollowlife
(09.10.10)
children are (just) children
0
ermanen
(09.10.10)
Let kids only be kids!
0
deliberte
(09.10.10)
let kids be kids!
0
vercingetorix
(09.10.10)
children should stay kids
0
wessago
(09.10.10)
ee hangisini seçtiniz ama? =)
0
vercingetorix
(09.10.10)
Sizinkini efendim :)
0
🌸sapare aude
(09.10.10)
''children should only be CHİLDREN'' ?!? çocuklar sadece çocuklar olmalı? children should be child?
0
une ange
(09.10.10)
@une ange, sakın ortalıkta ingilizce biliyorum deme :/ biz kimseye söylemeyiz, söz.
0
deliberte
(09.10.10)
eheh iyi bari, yardımcı olabildiğime sevindim..
0
vercingetorix
(09.10.10)
(5)

bir yaşına girecek kız çocuguna hediye tavsiyesi

les
soru başlıkta? bu canavarlar ne çabuk buyuyor yahu... iki tane almam lazım... o yuzden anhatar kelimemiz "mütevazi" olsun;)
soru başlıkta? bu canavarlar ne çabuk buyuyor yahu... iki tane almam lazım... o yuzden anhatar kelimemiz "mütevazi" olsun;)
0
les
(07.10.10)
Kıyafet almayın delicesine vardır, her gelen giyecek getiriyor.

Oyuncakla oynayan bir tipse, yeni bir oyuncak olabilir. Oynamıyorsa insanların evinde gereksiz kalabalık yapmayın.

Ailesinin öyle bir modu varsa, yavaştan kendi kendine yemek yeme çalışmalarına başlatabilirler, mesela bunun için yemek seti olabilir.
0
sui
(07.10.10)
gelecekte (de) kullanabileceği birşey alabilirsin. Hediyenin zaman aşımı uzun olur böylece.
0
ermanen
(07.10.10)
boya. şöyle yenilir yutulur olanlarından, zararsız. sonra da onlara bir duvar verin, boyasınlar. yani elleriyle filan.

(bkz: ona bir oda ver baba) gibi oldu.
0
oldu görüşürüz
(07.10.10)
playstation 3 ve pes2011 al.
0
ucamayanadam
(07.10.10)
Uğurböcekli kolye ucu. Büyüdüğünde takar, severse hayatı boyunca takar.
0
sourlemonade
(07.10.10)
(21)

kadınlar birbirine ne diyor şekerim?

oldu görüşürüz
yani `samimi` bunlar yoldan geçen iki kişi değil, bir başlık vardı da hatırlamadım; hani kanka, dayı, hacı, hoca, hafız, kardeş, kardeşim, birader, bilader, moruk, başkan, reis, patron, ortak vs vs diyor ya erkekler birbirlerine (sevip sevmememiz değil konu); kadınlar da bir tek "şekerim" filan mı d
yani samimi bunlar yoldan geçen iki kişi değil, bir başlık vardı da hatırlamadım; hani kanka, dayı, hacı, hoca, hafız, kardeş, kardeşim, birader, bilader, moruk, başkan, reis, patron, ortak vs vs diyor ya erkekler birbirlerine (sevip sevmememiz değil konu); kadınlar da bir tek "şekerim" filan mı diyor? genç kızları kastetmiyorum. çünkü yukarıda saydığım erkek seslenişleri her yaşta her kesimde görülüyor.

bebeğim, tatlım, aşkım, kızım, kızııııaaaeem, oğlum, lan, aşkitom, canım.. ee?

allah seni inandırsın yaklaşık 5 yıldır iki kadını yanyana görmedim.
0
oldu görüşürüz
(07.10.10)
kuzum, yavrum.
0
baldur
(07.10.10)
bu aralar ''abi ben böyle şöyle demedim'' vb. şeklinde konuşmalarını çok duyuyorum.( hiç yakışmıyor)
0
romeomustdiee
(07.10.10)
fıstık.
0
zenc
(07.10.10)
balım diyorlar birde.
0
ceo
(07.10.10)
"bacım"
0
yumusakdiken
(07.10.10)
"hatun"
0
yumusakdiken
(07.10.10)
şekoş duydum en son.
0
sui
(07.10.10)
"bacanak" duydum ben!
ciddiyim.
0
entropik
(07.10.10)
elti diyenleri gördüm
0
.aylin.
(07.10.10)
görümcem diye tanıştıranlar var
0
.aylin.
(07.10.10)
memem

:/
0
ermanen
(07.10.10)
kanka, reyiz, moruk diyeni de var
0
Flamel
(07.10.10)
kusum
0
lule
(07.10.10)
en çok canım kullanılır herhalde. güzelim filan da duydum, tiksinirim. canım iyidir ya. ne çok yavşak ve çok soğuk.
0
clementine the tangerine
(07.10.10)
şıllık
kaltak
kız sen çok orospusun.
0
ucamayanadam
(07.10.10)
yeşilçam filmlerinden yadigar, her iki cinse de gideri var, 'cicim' derim. huoop, lan, meniyak gibi ifadeler de samimiyetle paralel kullanıyorum.
0
pyro clustic flow
(07.10.10)
artık bizde sizi itimsi bi gülümsemeyle anarak, hacı naber ya diyoruz, özellikle ben cümlenin sonuna bir de balgam filan atıyorum nokta hesabı anlarsın ya :)
0
merlot
(07.10.10)
@merlot; siz kimsiniz, biz kimiz, itimsi bir gülümseme yapmanız kolay mı oluyor, anlamadım ama sana tavsiyem biraz uygar erkeklerin olduğu ortamlarda da bulunman olacak. yoksa "biz"den nefret edersin ne gerek var ya :DPp
0
🌸oldu görüşürüz
(07.10.10)
kirvem napiyon kirvem diyoruz
0
Çay
(07.10.10)
"yarraam" diyenler de var. ciddi.
0
ksl
(07.10.10)
bebek diyorlar, beybi, bebeeeem, bebik çeşitlemelerini kullanan var.
yavru var, yavrum var.
çok sevgi dolu biriyse köpüğüm filan da diyebilir.
0
peki
(07.10.10)
(6)

[Freeware] Microsoft Word gibi bir program lazım

ermanen
Microsoft word gibi bir program olsun.Bedava olsun.Mukemmel olsun.(çok yer kaplamasa iyi olur.)hangi program, indirmek icin link?
Microsoft word gibi bir program olsun.
Bedava olsun.
Mukemmel olsun.
(çok yer kaplamasa iyi olur.)

hangi program, indirmek icin link?
0
ermanen
(06.10.10)
0
fader
(06.10.10)
openoffice biraz yer kaplıyor ve dedigimden cok daha fazlasını yapıyor.
0
🌸ermanen
(06.10.10)
AbiWordPortable
0
herospower
(06.10.10)
Zoho
0
eyenilmez
(06.10.10)
maden suyu
(06.10.10)
OpenOffice.org (Go-oo edition)'da yalnızca Writer'ı kurabilirsin. Ayrıntılı yükleme seçeneğinde Writer dışındaki kısımları seçmezsin olur biter. Kurulum sonrası masaüstündeki kurulum dosyalarını da silersen o kadar yer kaplamaz... :-)

go-oo.org
0
metal revolution
(06.10.10)
(18)

selam millet kombileri yaktınız mı?

on kaplan
tek üşüyen ben miyim merak ettim. zira kombi sezonunu açmış bulunmaktayım. erken mi acaba ne dersiniz?lokasyon: istanbul başakşehir
tek üşüyen ben miyim merak ettim. zira kombi sezonunu açmış bulunmaktayım. erken mi acaba ne dersiniz?
lokasyon: istanbul başakşehir
0
on kaplan
(06.10.10)
biz daha yakmadık valla, izmirdeyiz gerçi etkisi olabilir.
0
damlanin
(06.10.10)
ben yakmadım valla.hiçte üsümüyorum.
0
all girls dream
(06.10.10)
beşiktaş iyice soğuk artık ama ev biraz daha da soğusun da öyle yakalım diye dayanma noktamızı ölçmeye çalışıyoruz işte. 4-5 derece daha insin yakarız herhalde.
0
i ve been mistreated
(06.10.10)
akdeniz yanıyor. geceleri soğuk biraz ama ısıtmaya gerek yok hala.
0
ermanen
(06.10.10)
kombineleri yaktiniz mi diye okuyorum sabahtan beri.. dedim millet de ciddi ciddi cevap yaziyor..

soruna cevap vereyim bari: ben yurtta kaliyorum burada da kaloriferler yanmadi henuz.. ama usuyoruz reis..
0
buzzlightyear
(06.10.10)
yakmadık ama bi kat daha kalın giyiniyoruz
0
xenophobe
(06.10.10)
biz yaktık.
0
artikbenimdebirvolvomvar
(06.10.10)
Eskişehirdeyim, merkezi sistem ısıtma var ama yanmıyor henüz. Elektrik sobasını yaktım ben de, kesinlikle üşüyoruz reis.
0
antidote
(06.10.10)
haftasonu kar geliyormuş kar gelmeden yakmam aga.
0
jonturk
(06.10.10)
ankara'da dün değil önceki gece açmıştık. dün iyiydi, şimdi yine açıcam. bu ne lan, götümüz donuyo.
0
drink the stars
(06.10.10)
Ankara'da merkezi sistem ayın 15inde acılcakmış.sanki hersey sistemine gore yuruyomuş gibi.neyse,donuyoruz yani.
0
saleen
(06.10.10)
ankara'da 3 gecedir açık kombi.
0
gene mi gene
(06.10.10)
ben battaniyenin gucune inandim.
0
tryit
(06.10.10)
başakşehir donar tabi, bu sıralar normaldir heralde
0
mentuhotep
(06.10.10)
ben hala kapı, pencere açık oturuyorum. ama bir serinlik var, yalan değil.
0
hollowlife
(06.10.10)
istanbul için erken.
0
ceo
(06.10.10)
bizim apartman merkezi sistem hala yakmadılar. donarak ölücez evde kürkle dolaşıyoruz resmen.
0
suicides underground
(06.10.10)
- bi haftadır çorapla yatıyorduk, bu gece açtık hafiften.

sezercik yavrum benim, küçükçekmece, istanbul.
0
sezercik yavrum benim
(07.10.10)
(19)

Cok paranız olsa gene de calısır mıydınız?

ceo07
Mesela omrunuzun sonuna kadar ayda 4-5 bın harcayarak yasama ımkanınız var.Her sabah pazar kahvaltısı gıbı yayıla yayıla kahvaltı yapma ımkanı,ardından spor,dus ardından hobılerınız kıtap,dergı,ps3,bılardo,yuzmek vs...veya aılenızle ıstedıgınızı hergun yapma ozgurlugunuz var.Bu sartlarda yasam mı,yo
Mesela omrunuzun sonuna kadar ayda 4-5 bın harcayarak yasama ımkanınız var.Her sabah pazar kahvaltısı gıbı yayıla yayıla kahvaltı yapma ımkanı,ardından spor,dus ardından hobılerınız kıtap,dergı,ps3,bılardo,yuzmek vs...veya aılenızle ıstedıgınızı hergun yapma ozgurlugunuz var.Bu sartlarda yasam mı,yoksa bunlarla ılla bır gun ınsan sıkılır,hayatın amacı uretmek ve vatana,mıllete,ınsanlıga faydalı olmaktır dıyıp bu luks hayatı bırakıp,hergun 6-7de kalkıp,hergun ıgrenc trafıge gırıp,bı ton salak adamla aynı havayı solumak zorunda kalıp ,kendınıze ve aılenıze sınırlı zaman ayırıp gene de bu kaosa gırer mıydınız?
0
ceo07
(06.10.10)
bu dediğiniz hayattan sıkılana kadar hayır, çalışmazdım. ama zaman geçirebilmek için insan bir şeylerle meşgul olmak zorunda ve kimi şeylere ulaşabilmek için bu dediğiniz para da yetersiz kalabiliyor. belki bu para için, belki de sıkıntımı giderebilmek için çalışmaya başlardım herhalde. ha, tabii ki bana zevk verecek olduğundan emin olduğum bir iş olurdu bu.
0
i ve been mistreated
(06.10.10)
O parayla yolculuğumu kolaylaştırarak çalışmaya devam ederdim.
0
sourlemonade
(06.10.10)
neden soruyorsun? böyle bir imkanının oluğu için mi yoksa fantazya mı?

ve filmi var biraz yakın, (bkz: about a boy)

kitap aslında.
0
letranger
(06.10.10)
ben çalışmazdım abi, bıkmışım zaten çalışmaktan. haa o boşluk hissi olur tabii ama onu hissetmemek için illa çalışmak zorunda değilsin. paso seyehat edebilirsin. ufak hedefler belirleyip yapabilirsin. uğraşı kesinlikle iş olmak zorunda değil.
0
hollowlife
(06.10.10)
sadece aptalların canı sıkılır. dünyada yapılabilecek o kadar çok şey var ki. zamanı ve parası olan birinin bunların tadını çıkartmak yerine çalışması bence sadece aptallıktır. vatan, millet, fayda, istihdam bence hepsi hikaye. o imkanlarla öyle bir hayat yaşarım ki ibret-i alem olur. tabii kastım aptal gece eğlencesi, sosyete vs değil.
0
crimson king
(06.10.10)
Tüm işi gücü bırakıp ömrümün geri kalanını dünyayı gezerek geçirirdim. Hedefim tüm avrupa ve amerika şehirlerini gezmek olurdu.
0
gyroscope
(06.10.10)
o kadar param olsa çalışmazdım, bişeyler üretmek için sabah 6 akşam 9 mesai yapmaya gerek yok. iyi hissetmek için illa ki para kazanmaya da gerek yok. hobilerimle ilgilenirdim, ilgi duyduğum alanlarda kendimi geliştirmeye çalışırdım vs. bundan sıkılacağımı da sanmıyorum. o kadar paran varsa çalışarak ömrümü çürütmeye gerek yok bence.
0
kabiz kugu
(06.10.10)
dünya turu yapardım önce. sonra beğendiğim yerlerde sıkıana kadar yaşardm. bir yerde sıkılınca başka bir yere. bu şekilde zaten bir ömür geçer.
0
burbat
(06.10.10)
örnek için veriyorum,
www.travelphant.com
www.adelto.co.uk
blog.hotelclub.com
11 farklı yer var burda, her birine 2 hafta ayırsan yılın yarısı gitti, mesela fotoğraf çekmeyi öğrenirim buralara gitmeden, her seyahatten sonra 1 hafta fotoğraflarla uğraşırım. bunu yapabilmek yerine her sabah 7'de kalkıp, traş olup, kravat seçip, trafik çekip, saatlerce ömrümü feda etmek bence sadece aptallıktır. daha fazla konuşursam ağlıycam, üstüme gelmeyin lütfen:)
0
crimson king
(06.10.10)
öncelikle ayda 4-5 bin lira çok büyük bir para değil.

kişişel karakterine göre değişik senaryolar mümkün. çalışmayı seven biri bu parayı biraz biriktirip bir iş kurup yoluna daha hızlı devam eder.

tembel biri her ay gelen parayı yer yan gelir yatar.

açgözlü biri bu azcık para sayesinde hayattaki imkanları zenginlikleri lüksü görür çok daha fazlasını ister hayal eder.

vs. vs.
0
orpheus
(06.10.10)
@letranger
yok be ustad nerdeeee,ben de dırsek curutengıllerdenım,bugun ogle arasında yemekte arkadaslarla tartıstık da,koclardan boynerlerden fln acıldı muhabbet sonra bu konu uzerıne hararetlı bı tartısmaya donustu,bızım masadakı 10 kısıden 8ı anında ıstıfacı :) dıger 2sıne de bu duyurudakılerı okutmayı dusunuyorum,cok guzel cevaplar gelıyor ;)
0
🌸ceo07
(06.10.10)
eğer herkes çalışmamayı düşünseydi kapitalist düzen bozulup gitmişti şimdiye. yani ne ipod kalmıştı ne de microsoft. insan açgözlüdür asla azla yetinmez. birkaç ay içinde o para seni tatmin etmemeye başlar. ferrari istersin, uzaya gitmem lazım dersin, uçak almak istersin...

ben o parayla asla yetinemem sanırım. ayrıca işimi gerçekten çok seviyorum. işimde yeterli başarıya ulaşmadan rahat edemem. o kadar para geçse elime batarsam ne olur korkusuna kapılmadan kendi işimi kurardım.

bu arada tikleri unutmayalım lütfen.
0
ency
(06.10.10)
sadece çalışmam diyenlerin cevaplarını tikle, mesailer sınıfta kalsın. bu ne abi herkes emekçi oluş. 3-5 kuruş için bir ömür heba edip, başkalarına para kazandırmak mıdır hayatın amacı?
0
crimson king
(06.10.10)
kendi işini yapardım, hem yaptığım işten daha çok zevk alırdım, hem de iş muhabbetine dünyayı bilem gezerdim..
0
kveldulv
(06.10.10)
hobi olarak calisirdim belki evimden.. bana ayda 4-5 bin lira vermek isteyen varsa mesaj atabilir..
0
buzzlightyear
(06.10.10)
insan kafayı yer çalışmadan yau
0
peki
(06.10.10)
çalışırdım ama:

- kimsenin emri altında olmayacağım
- zevkle ve sıkılmadan yapabileceğim
- her an değiştirebileceğim
- istediğim zaman yapabileceğim

bir iş olur...
0
ermanen
(06.10.10)
sizin sorduğunuz veya "milli piyangoda büyük ikramiye size çıksa napardınız?" gibi soruların cevaplarını vermek insanın psikolojisini rahatlatıyor olsa gerek.
0
superb
(07.10.10)
"sabah 9, akşam 18 sonra başka mecburiyetler sıkışıp kaldık. sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı. hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. bir ömür karşılığı, bir ömür yani"
0
crimson king
(07.10.10)
(8)

adalardaki elektrik ihtiyacı?

hlt85
gece gece aklıma takıldı...kıbrıs veya egedeki adalar elektriklerini nereden karşılıyorlar?bildiğim kadarıyla elekrik üretmiyolar ama...
gece gece aklıma takıldı...kıbrıs veya egedeki adalar elektriklerini nereden karşılıyorlar?bildiğim kadarıyla elekrik üretmiyolar ama...
0
hlt85
(05.10.10)
Kıbrısa yer altından doğalgaz hattı döşeniyordu. Galiba buna benzer
0
ilkdefa
(05.10.10)
elektrik hatları her yere nasıl ulaştırılıyorsa orayada kabloyla dönderiliyor.
0
humin zararlisi
(05.10.10)
uzağa gitme yıl 2002 soğuk ve fırtınalı bir kış akşamı bulgaristandan gelen elektrik hattı fırtına nedeniyle hasar görüyor İstanbulun %45 i 3 gece elektriksiz :) suyun içinden kablo ile taşıyorlardır akvaryum misali geçerken lambada taksalar balıklar ne güzel karanlıkta kalmaz dimi
0
bananeasktan
(05.10.10)
www.kibtek.com

yani kibrista uretiliyor.. adalarda da benzer sekilde uretiliyordur tahminimce..
0
buzzlightyear
(05.10.10)
zaten ufak olan elektrik ihtiyacı orada üretiliyor daha masrafsız elektrik taşımaktan demişti bi hoca ne kadar doğru bilmiyorum.
0
cagdassalur
(05.10.10)
kendi elektrik üreten sistemleri varsa ordan, yoksa elektriği olan yerden oraya sualtından geçen kablolarla.

gökçeada'ua su altından kablolarla gidiyor mesela ama şimdi jeneratör sistemleri kurmuşlar.

bozcaada da rüzgar enerjisinden elektrik üretiliyor mesela.
0
ermanen
(05.10.10)
geçen hafta hoca bir derste su altından iletildiğini ve maliyeti yüksek bir iş olduğunu söylemişti. galiba bu işi ülkemizde bir şirket yapıyormuş. sarıyer in elektrik ihtiyacı içinde boğazın altından kablo çekilmiş zamanında ve geminin birinin attığı demir sorun çıkarmış falan filan..
0
freddy guarin
(06.10.10)
karadeniz'e petrol platformu geçirirken bir adaya giden kabloları koparmışlardı da 1 hafta elektriksiz kalmıştı hatta insanlar.
0
:/
(06.10.10)
(2)

cs 1.6 online oynamak?

jason burun
ne yaptım ettim basaramadım. bir yardım lutfen?
ne yaptım ettim basaramadım. bir yardım lutfen?
0
jason burun
(05.10.10)
(bkz: steam)
(bkz: non steam)
0
ermanen
(05.10.10)
sxe hata veriyor durmadan bi de orjinal patch bulamıyorum
0
🌸jason burun
(05.10.10)
(5)

Dil kesilmesi

the patient
Dilin 3/1'i kesildiğinde kendini yeniler mi?
Dilin 3/1'i kesildiğinde kendini yeniler mi?
0
the patient
(05.10.10)
hayır.babaannemin yenilememişti
0
lavitaebella
(05.10.10)
yenilemez. yenilenebilen sadece kıkırdak dokudur
0
cryptex
(05.10.10)
hayır.
tinyurl.com > aksini göremedim
0
sttc
(05.10.10)
hayır. ama karaciğer kendini doğal olarak yenileyebilen tek iç organ imiş. %25'i bile kalsa tamamen kendini yeniden oluştururmuş.
0
ermanen
(05.10.10)
cok bi bilgim yok ama deneyimimi paylasayim:
bir yasindayken gecrdigmiz trafik kazasindan sonra dilimin ucu koptu, yenilenmedi. (bebegin hucrelerinin babaanneninkine gore daha yenilenebilir oldugunu dusunursek yenilenmiyor galiba).
0
Ms._mystery
(05.10.10)
(6)

bir erkeğin millilik durumu

romeomustdiee
evet bu bir itiraf. 25 yaşındayım ve hiç milli olmadım... artık buna son vermenin vakti geldi. nerde nasıl bu konuda tavsiye istiyorum. ( genelev demeyin)
evet bu bir itiraf. 25 yaşındayım ve hiç milli olmadım... artık buna son vermenin vakti geldi. nerde nasıl bu konuda tavsiye istiyorum. ( genelev demeyin)
0
romeomustdiee
(05.10.10)
sevişin.
0
ermanen
(05.10.10)
sevisilebilecek bir sevgili bulup sevisin. sevgiliniz olmayan (sevmediginiz) biriyle sevismeyin.
0
tryit
(05.10.10)
Ben hala Zürafa Sokak ya da Karaköy diyorum. Ama sakın ola ki Taksim'in arka sokaklarına inme, çok kötü bir başlangıç olabilir.

Şaka bir yana cinselliği seninle yaşayacak bir insan bulamadığın sürece beklemek durumundasın ve bu da gökten düşmediğine göre =)
0
gray fox
(05.10.10)
sen gitmiyosan onlar gelsin. (bkz: escort)
0
sttc
(05.10.10)
yaz ayları geçmiş olmasaydı, marmaris ya da alanya'da filan şansını dene derdim. pek seçeneğin yok açıkcası. rus önerilerini değerlendir.
0
hasan
(05.10.10)
bende 27'im birçok sex ortamı yaşadım, ettim. ee şimdi dönüp bakıyorum n'oldu?
infeksiyon kaptım, hala vücuttan atılamayan parazitlerle yaşıyorum, belki kanak mana geçen virüsler de var. aids yada benzeri hastalıklarımda olabilir. şimdi bunlara değdimi diyorum kendime, kesinlikle hayır..
rusmuş, bulgarmş, çingeneymiş, hiçbirini iplemeyiniz hocam. en güzeli yolunuza devam edin. birgün kız arkadaşınız olursa onunla deneyin. ben de mesela ilk defa bu işleri kız arkadaşımla yapmıştım. en güzeli de, zevklisi de oydu. hatta onunla olan öpüşmelerden aldığım zevk bile diğerlerinden üstün dü.
zaten yaşınızda gelmiş, hiç bu taraklara bulaşmadan, evliliği düşünebilirsinizde.
0
zuzu
(05.10.10)
(9)

mosquito noise nedir?

dereotu
merhaba,ingilizcem pek yok bu gürültüyle ilgili türkçe kaynak bulamadım. nedir ne değildir? rica etsem anlatır mısınız?
merhaba,
ingilizcem pek yok bu gürültüyle ilgili türkçe kaynak bulamadım. nedir ne değildir? rica etsem anlatır mısınız?
0
dereotu
(05.10.10)
sinek vızıltısı
0
zeplich
(05.10.10)
:) direk manasını kasdetmemiştim. nedir? neden oluşur? diye sordum..
0
🌸dereotu
(05.10.10)
neyi kast ettiğinizi de yazarsanız belki daha faydalı olur. yani çok teknik, sadece bir bilenin anlayabileceği bir şeyse bilemem de biz anlamadık nereden çıkan bir gürültü olduğunu. tek bildiğimiz sivrisinekten çıktığı.
0
kibritsuyu
(05.10.10)
ilkdefa
(05.10.10)
video sıkıştırmadaki manasını kasdetmiştim. mesela şurda bi kaynak var ama pek bişey anlamadım.

www.eetimes.com
0
🌸dereotu
(05.10.10)
şurada biraz bahsetmiş ama yeterli mi bilmiyorum.

www.ilaclama1.com


edit: bu olmuyosa bile belki bu sitede ya da benzerlerinde daha ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
0
saleen
(05.10.10)
Görüntünün kenarlarında görülen sivrisinek tipi gürültü oluyor bu. Sıkıştırma yapınca oluşan bozulmalardan kaynaklanıyor. Video sıkıştırmada oluşan bir bozulma türü.

Mesela alttaki linkte soldaki resimdeki gibi parlayan ve bulanıklaşmış pikseller gibi duruyorsa sivrisinek gürültüsü (mosquito noise) var demek oluyor.
img.zdnet.com

soruda video sıkıştırmayla ilgili olduğundan bahsetseydin daha iyi anlaşılırdı bu arada.
0
ermanen
(05.10.10)
gürültü değil de parazitlenme ya da bozulma desek daha doğru olur.
0
sir gawain
(05.10.10)
piksel tahmin etmeye çalışan sıkıştırma yöntemlerinin genel sorunu.
bu tür sıkıştırmalarda belli pikseller alınır diğerleri bunlara göre tahmin edilir, düz renklerde sıkıntı çıkarmasa da, ani renk geçişlerinde bu tür parazitlenmeler oluşur.
diye biliyorum.

ooooo
ooooo
ooooo diye bir resim olsun. bu sıkıştırılınca

oxoxo
xoxox
oxoxo bu şekilde olsun kaydı tutulanlar yalnızca o pikselleri diğerleri ise bu o lara göre tahmin edilen renk pikselleri olsun. (haliyle boyut %50 düştü şimdiden) Resim mavi tonlarındaysa sıkıntı çıkmaz, ancak mavi gökyüzünde dalgalanan turuncu bir bayrak varsa bayrağın sınırlarının etrafındaki pikseller karışabilir.
0
diyanet takvimi
(05.10.10)
(5)

finans veya ekonomi temalı film tavsiyesi

modesttiago
the banker dışında bildiğiniz izlenesi film mevcut mudur?
the banker dışında bildiğiniz izlenesi film mevcut mudur?
0
modesttiago
(03.10.10)
the bank
0
weeping guitar
(03.10.10)
Enron: The Smartest Guys in the Room (2005)

belgesel ama müthiş tavsiye ederim
0
lupelius
(03.10.10)
WALL STREET: Money Never Sleeps diye bir şey hatırlıyorum sanki ama izlemedim.
0
kamilinsan
(03.10.10)
wall street
trading places
boiler room
there will be blood
glengarry glen ross
risky business
0
ermanen
(03.10.10)
şu da sayılabilir;
www.imdb.com
eğlencelidir hatta.
0
diyanet takvimi
(03.10.10)
(12)

mafya, ırkıçılık, çete savaşları, dolandırıcılık vs. temalı film önerileri?

bullet-toothh
selam, artık başlıkta yazmaya çalıştığım film türü neyse acil önerilerinizi bekliyorum. gerçi çok geniş bir aralık oldu ama yine de aklınıza gelenleri yazarsanız sevinirim. hepsi aynı tür olmasa da referans olması açısından beğendiğim filmleri yazayım:- american history x- fight club- snatch - lock,
selam, artık başlıkta yazmaya çalıştığım film türü neyse acil önerilerinizi bekliyorum. gerçi çok geniş bir aralık oldu ama yine de aklınıza gelenleri yazarsanız sevinirim. hepsi aynı tür olmasa da referans olması açısından beğendiğim filmleri yazayım:

- american history x
- fight club
- snatch
- lock, stock and two smoking barrels
- rocknrolla
- revolver
- american gangster
- reservoir dogs
- se7en

aklıma ilk gelenleri yazdım. çok bilindik filmler olsa bile aklınıza gelenleri yazın. teşekkürler.
0
bullet-toothh
(03.10.10)
Un prophète (a prophet), L'immorte (22 bullets)
0
phoera
(03.10.10)
dolandırıcılık : the sting
0
beni boyle sev seveceksen
(03.10.10)
scarface
0
burbat
(03.10.10)
dolandırıcılık filmlerinde eskilerden dene. cok daha zevkliler.

nueva reinas[nıne queens]
heist

ilk aklıma gelenler. imdb de benzerleri gosteriyor, ordan bakabilirsin.
0
bryan fury
(03.10.10)
nüyork gangs
0
cedric tweedledee
(03.10.10)
soygun olur mu? the bank job ile inside man var.
0
fortisvita
(03.10.10)
ucan sincap
(03.10.10)
21
goodfellas
0
gebere jackson
(03.10.10)
Goodfellas
Once upon a time in America
Donnie Brasco
The Departed
Carlitos Way
Heat
Jackie Brown
The Shawshank Redemption
Mean Streets
The Untouchables
Road to Perdition
Snatch
Pulp Fiction
Cidade de Deus
Mou gaan dou
Léon
A History Of Violence
Casino
0
ermanen
(03.10.10)
pulp fiction
heat
0
argent dawn
(03.10.10)
ırkçılık için this is england önerebilirim. hatta ardından this is englan '86 mini dizisi var.
0
sutlu nescafe
(03.10.10)
dolandırıcılık: matchstick men
0
maniaque
(04.10.10)
(5)

İngilizce bir cümle

ilkdefa
I happen to like ...nedir bu?
I happen to like ...

nedir bu?
0
ilkdefa
(03.10.10)
"sevmeye başladım, sever oldum" gibi
0
babooshka
(03.10.10)
sevme şansına eriştim
0
ermanen
(03.10.10)
seviverdim...
0
paranoid corpse
(03.10.10)
Hepsi birbirinden farklı örnek cümle, kullanıldığı yer örnek verseniz.

I happen like to New York diye bir şarkı da varmış mesela
0
🌸ilkdefa
(03.10.10)
seveyazdım
0
xenophobe
(03.10.10)
(4)

sualtı nehri?

Cherea
bu sözü geçen sualtı nehirleri hangi madde(ler)den oluşuyor bilen var mı acep?geçenlerde dünyanın en büyük sualtı nehrinin boğazın altından aktığı haberleri vardı.şimdi de facebookta bi eleman karşılaştığı sualtı nehrinin fotoğraflarını koymuş.yazdığı açıklama da şurada:"Denizin Altındaki NehirBu in
bu sözü geçen sualtı nehirleri hangi madde(ler)den oluşuyor bilen var mı acep?
geçenlerde dünyanın en büyük sualtı nehrinin boğazın altından aktığı haberleri vardı.
şimdi de facebookta bi eleman karşılaştığı sualtı nehrinin fotoğraflarını koymuş.
yazdığı açıklama da şurada:

"Denizin Altındaki Nehir
Bu inanilmaz görüntüler profesyonel dalgıç Anatoly Beloshchin tarafindan çekildi.
Usta dalgıç, Meksika sularının derinlerinde yer alan Cenote Angelita mağarasında yaptığı keşif dalışında bu inanılmaz görüntüleri elde etti.Denizin ortalama 60 metre derinliğinde akan bu nehir gerçekten görenleri ha...yrete düşürüyor. "Doğa ne ilginç bir oluşum" dedirten bu manzarayı Anatoly Beloshchin şöyle tarif ediyor: "Önce suyun 30 metre derinliğine indim. Bu bölümde tatlı su vardı. Sonra 60 metre derine indiğimde suyun gittikçe tuzlu bir hal aldığını gördüm. Altımda bir nehir akiyordu. Hem de suyun icinde. Bu akan nehir aslında hidrojen sülfür tabakasıydı. Bu deneyimi herkesin tatmasını isterdim.."Gerçekten büyüleyici."


açıklamada hidrojen sülfür denmiş ama hidrojen sülfür bir gazdır. hatta çok zehirli bir gazdır. ve suda da iyi çözünür.

top sizde nedir bu sualtı nehirlerini oluşturan maddeler?



edit: fotoğraflar açılmadı. şu linkten bakalbilirsiniz..
www.facebook.com!/album.php?aid=46307&id=111656412197678
0
Cherea
(02.10.10)
golf-stream akıntıları degıl mı bunlar ?
0
bryan fury
(02.10.10)
değil sanırım.. gulf stream'lar su altı akıntıları fakat sualtı nehirleri bildiğimiz nehir gibi(ymiş).. şurada boğzın altından akan sualtı nehri hakkında bilgi var.

www.posta.com.tr
0
🌸Cherea
(02.10.10)
Derin yerlere tuz ve tortu taşıyormuş. ilk Karadeniz'in altında keşfedilmişti.

Meksika'daki olay daha farklı. hidrojen sülfür akıntısıymış o. lağım olabilir yani :)

edit: evet açıkladım şimdi, ikisi farklı olay. ben sadece sualtı nehrinin ne işe yaradığını cevapladım önce.
0
ermanen
(02.10.10)
bana da çok garip geldi açıkçası. açıklamada da hidrojen sülfür nehri denmiş.

edit: ermanen konu karadeniz'in altındaki değil. onu gulf stream akıntısı ile sualtı nehirlerinin farkını anlatmak için kullandım sadece. konu fotoğraflardaki bahsi geçen nehir.
0
🌸Cherea
(02.10.10)
(13)

testislerim agriyor

kedislike
hayir son birkaç gün içinde sevismedim ve `elizabeth`'e basvurmadim. ama bugün testislerim acayip agridi. karin agrisi da yapiyo meret.bugün hatunla paso öpüstük ve benimki her defansinda ayaklandi(hehe) onunla bir alakasi var mi? bir de öpüstükce o agri geçti. ama ne zaman ara verdiysek geri agrima
hayir son birkaç gün içinde sevismedim ve elizabeth'e basvurmadim. ama bugün testislerim acayip agridi. karin agrisi da yapiyo meret.

bugün hatunla paso öpüstük ve benimki her defansinda ayaklandi(hehe) onunla bir alakasi var mi? bir de öpüstükce o agri geçti. ama ne zaman ara verdiysek geri agrimaya basladi.

arkadasimin biri "öpüsürken bosaliyorum" demisti bu mümkün mü?(bana tuhaf gelmisti) acaba ben bosalamadim diye mi testislerim agriyo. noluyo ya ?
0
kedislike
(30.09.10)
uzun sure bosalmassan agriyabilir.
0
ermanen
(30.09.10)
biriktiyse ağrı yapar. attır gel.
0
stroyaa
(30.09.10)
ucan sincap
(30.09.10)
yok yok normaldir hocam. çok yakınlaşma olduğu zaman bendede oluo öle bi ağrı girio ki mahvedio... biraz bekle geçer anlıorum ağrını
0
mormormorius
(30.09.10)
bi kac gundurse normal degil be yahu bi doktora gorun 3 gun pasiflikte agrisaydi kimse askere gidemezdi (bkz: varikosal)
0
thefin
(30.09.10)
enfeksiyon da olabilir tabi.epididimit derler . karın ağrısı da yapar çünkü doğumdan önce testisler karın boşluğundadır bu yüzden aynı sinirleri kullanırlar
testisleri kaldırınca ağrının azalması enfeksiyonu gösterir.öyle bişey varsa ağrı kesici, soğuk uygulaması, antibiyotik üçlüsü

yok değilse dediğiniz olayla alakası olabilir.
0
otebostan
(30.09.10)
kasık fıtığı olabilir.
0
whoosie
(30.09.10)
lütfen bi yardımcı ol demelisin sevgiline.
0
blackidom
(30.09.10)
tahrik olduğun için özellikle sol testisin büyür(spermler orda depolanır) ve diğeriyle birbirlerini sıkıştırmaya başlar. uzun süre "elizabeth" yapmadıysan ve sevgilinle buluştuğun zaman yaptığın hareketler mutlaka sperm üretimini arttırı ve boşalman gerekir. boşalmazsan bu ağrı artar ve adamı hayattan bezdirir. sevgilinle buluşmadan önce 31 herşeyi düzeltecektir.
0
dampire
(30.09.10)
sen gene bi' varikosel olayını göz önünde bulundur, aman diyeyim.
0
erobur
(30.09.10)
canlarim varikosel yazmissiniz amma arkadasimizin iki yumurtasi da agriyormus. varikoselde genelde tek yumurta agrir. [ kendimden biliyorum! :/ ]
0
ucan sincap
(01.10.10)
ya ne doktoru ne vero bilmem nesi. git bi banyoya yanlız kal en iyisi:)
0
raki masasinin degismez adami
(01.10.10)
damar genişlemesi şeklinde bir rahatsızlıgın olabilir. bir üroloji uzmanına kesinlikle görünmelisin. boyle durumların ilerlemesinde testislerden birine gidilmesine kadar çözümler bulunabiliyor.acilen üroloğa gidip ultrason çektir.birazda kendini ellettir :D üzülme birsey olmayacak sağlık herşeyden önemli:D
0
exodia
(01.10.10)
(8)

facebook oyunları

jameskeenan
var mı şöyle inanılmaz haz aldığınız vakit öldüren oyunlar?
var mı şöyle inanılmaz haz aldığınız vakit öldüren oyunlar?
0
jameskeenan
(30.09.10)
wild ones. worms'un facebook versiyonu.
0
nawres
(30.09.10)
urban-rivals, facebook'a da taşınmış.
0
diyanet takvimi
(30.09.10)
mafia wars
0
ronaldo17
(30.09.10)
mafia wars ve gangster city var. onları oynadım bi süre 150. levela falan geldim bıraktım.
zynga nın yaptığı treasure isle vardı onu da 50. levelda bıraktım.
bola var futbol oyunu menajerlik gibi.
bunları oynamıştım da artık oynamıyorum.

şu an 2 tane oynadığım var biri nightclub city diğeri de fifa superstar
0
xenophobe
(30.09.10)
ermanen
(30.09.10)
vay be, bu soruyu tam bir sene önce sorana istisnasız herkes farmville derdi.
0
kibritsuyu
(30.09.10)
Scramble. 238 yaptım geçebilen varsa gelsin.
0
einherjar
(30.09.10)
bejeweled blitz

kodlayanı sikim.
0
xeuszt
(30.09.10)
(1)

conduit

silver apple
http://www.conduit.com/bu sitenin tam olarak işi nedir?
www.conduit.com

bu sitenin tam olarak işi nedir?
0
silver apple
(29.09.10)
Web yayıncılarının app yapmalarına ve dağıtımını yapmasına yardım ediyor ve kullanıcılara ulaşmasını sağlıyor. Web yayıncıları Conduit Platform'unda kendi app'lerini yaratabiliyorlar.
0
ermanen
(29.09.10)
(12)

yıldızların altında

karahan
en güzel kim söyler?
en güzel kim söyler?
0
karahan
(28.09.10)
kargo versiyonunu ben çok sevmiştim.
0
ir10
(28.09.10)
zeki müren, neşe karaböcük
0
desdinova
(28.09.10)
ben.
0
ermanen
(28.09.10)
Candan Erçetin.
0
marcelle
(28.09.10)
nesrin sipahi
0
pyro clustic flow
(28.09.10)
ozdemir erdogan
0
ucan sincap
(28.09.10)
abi ortak bir yerde buluşamazmıyız. +1 ler gelsin şu dakkadan sonra:)
0
🌸karahan
(28.09.10)
kargo +1
0
winstoncash
(28.09.10)
zeki müren +1 en eski taş plak kaydı
0
istanbul beyefendisi
(28.09.10)
tsm yorumu tarzinda gerekiyorsa; zeki muren, nesrin sipahi ve seyyan hanim. ucunden biri olur ama sadece biri olmuyor :P
0
pyro clustic flow
(28.09.10)
Zeki Müren'in taş plak kaydına benden de +1. O kaydı dinlemeden önce alelade bir şarkıydı benim için.
0
sourlemonade
(29.09.10)
sema diye bi hatun var.. ekho 1 ve 2 adlı albümlerine bi bakıver..
taş plak sesli kadın derler ona..
0
photo85
(29.09.10)
(1)

plöröpnomoni?

uncountable
İş yerinde rahatsızlanan bir arkadaşa konulan teşhistir. Doktor arkadaş varsa bulaşıcı olup olmadığını merak ediyorum. İnternette sadece "sığırlarda bulaşıcı plöropnömoni" deyu bişeyler çıktı. Tehlike var mıııı?
İş yerinde rahatsızlanan bir arkadaşa konulan teşhistir. Doktor arkadaş varsa bulaşıcı olup olmadığını merak ediyorum. İnternette sadece "sığırlarda bulaşıcı plöropnömoni" deyu bişeyler çıktı. Tehlike var mıııı?
0
uncountable
(28.09.10)
zatürre ve zatülcenp beraber olmuş. zatülcenp zatürrenin sonucu oldu büyük ihtimalle. öksürükle aksırıkla bulaşabilir.
0
ermanen
(28.09.10)
(12)

hapishane filmleri

deeperdown
merhabalar. şimdi ben mapusluk filmleri izlemek istiyorum, şimdiye kadar izlediklerimi yazayım;das experimentescape from alcatrazbide o zencili fareli falan o(anlatışıma kurban)daha ne izliyeyim? the oz falan gibi dizilere tahammülüm yok bu arada dizi olmaz
merhabalar. şimdi ben mapusluk filmleri izlemek istiyorum, şimdiye kadar izlediklerimi yazayım;

das experiment
escape from alcatraz
bide o zencili fareli falan o(anlatışıma kurban)

daha ne izliyeyim? the oz falan gibi dizilere tahammülüm yok bu arada dizi olmaz
0
deeperdown
(28.09.10)
esaretin bedeli
dead man walking
0
sir gawain
(28.09.10)
en iyisini izlememişsin.

(bkz: the shawshank redemption)
0
winston insani
(28.09.10)
uçurtmayı vurmasınlar
0
zeplich
(28.09.10)
cell 211
0
sttc
(28.09.10)
(bkz: duvar)
0
fdegir
(28.09.10)
yeşil yol - green mile
0
pposeidon_1
(28.09.10)
.aylin.
(28.09.10)
ben de klasiklerden yazayım da tam olsun ;

- (bkz: papillon )
- (bkz: birdman of alcatraz)
0
sarap dumani
(28.09.10)
the shawshank redemption ben de vurgulayim, en iyi hapishane filmi dışında en iyi film bile denebilir.

onun dışında:
papillon
american history x
the green mile
lockdown
the rock
o brother where art thou
cool hand luke
the blues brothers
0
ermanen
(28.09.10)
izlediğim en iyi hapishane filmlerinden biri :
www.imdb.com
0
weeping guitar
(28.09.10)
(bkz: felon) güzeldir . . .
0
damnit
(28.09.10)
Brubaker (robert redford vardı)
0
firez
(29.09.10)
(4)

theater

sir gawain
yurt dışında biri size "şu köşede theater var" dese ne anlarsınız? tiyatro mu sinema mı?bıktım ben bu ingilizcedeki theater belirsizliğinden.
yurt dışında biri size "şu köşede theater var" dese ne anlarsınız? tiyatro mu sinema mı?

bıktım ben bu ingilizcedeki theater belirsizliğinden.
0
sir gawain
(28.09.10)
"theater" amerikan ingilizcesi'nde
"theatre" ise britanya ingilizcesi'nde kullanılıyor

"theater" anlam olarak hem tiyatro oluyor hem de sanatsal faaliyetlerin veya filmelerin gösterildiği yer oluyor. Amerika'da bazı ünlü binların isminde "theatre" kelimesi de kullanılabiliyormuş.

Onun dışında sinema salonu için "movie theater" denilebilir vurgulamak için. Ama "cinema" olarak kullanmak da yaygınlaşmış durumda.
0
ermanen
(28.09.10)
Genelde tiyatro.

Oncesinde movie theater seklinde sohbet gecmisse o ayri tabi.
0
wpi
(28.09.10)
Amerika'da "sinema" olarak anlardım.
0
sourlemonade
(28.09.10)
tek derdiniz bu olsun.
0
fdegir
(28.09.10)
(1)

Bu Söz Kime Ait?

vasıfsız eleman
Facebook'ta ''Ne Zaman Sana Açılacak Olsam, Seni Yalnız Bulamıyorum. Şans Bu Ya; Seni Yalnız Bulduğumda, Kendimi Bulamıyorum..'' sözünün altına şak diye William Shakespeare yazmışlar;lakin sanki ben bunu İskender Pala'ya ait bir kitapta beyit olarak okumuştum.Ya da okuduğumu sanıyorum.Ya da matrix't
Facebook'ta ''Ne Zaman Sana Açılacak Olsam, Seni Yalnız Bulamıyorum. Şans Bu Ya; Seni Yalnız Bulduğumda, Kendimi Bulamıyorum..'' sözünün altına şak diye William Shakespeare yazmışlar;lakin sanki ben bunu İskender Pala'ya ait bir kitapta beyit olarak okumuştum.Ya da okuduğumu sanıyorum.Ya da matrix'te bir kayma var.

Bu aralar kafam kazan gibi.Kitap ''Kitab-ı Aşk''tı ya da ''Perişan Gazeller''. Buralardan ya da başka yerlerden hatırlayan çıkar mı?
0
vasıfsız eleman
(27.09.10)
Shakespeare

tr.wikiquote.org
0
ermanen
(27.09.10)
(5)

"postulat" nedir bu ya :D

Gloria Ruhm
kardeşimin kitabında geçenlerde gördüğüm konunun ismi gözüme ilişti de :D nedir bu "postulat"ın aslı astarı? :D:D yada postulat nedir :D
kardeşimin kitabında geçenlerde gördüğüm konunun ismi gözüme ilişti de :D nedir bu "postulat"ın aslı astarı? :D:D yada postulat nedir :D
0
Gloria Ruhm
(27.09.10)
(bkz: postulat)
0
raa
(27.09.10)
aksiyom. tartismaya gerek duymadan dogru kabul edilen ifade.
0
hd
(27.09.10)
bence siz google'da aratınca üçüncü sırada çıkan sayfaya bakın. orda daha geniş açıklamış.
0
ermanen
(27.09.10)
Yaa, içerken olmuyormuş değil mi?

Teoriyi üzerine oturttuğunuz kabullere postülat denir. Mesela Einstein boşluktaki ışık hızının herkes için aynı olduğunu kabul etmiştir.
0
sourlemonade
(27.09.10)
raycharles
(27.09.10)
(2)

görüşlerinizi merak ediyorum

ounr
"Her şey olabildiğince basit olmalı, ama daha basit değil." -Albert Einstein<BORNOVA> Bornova'ya gitmem gerekene kadar her şey yolunda. Önceden evden çıkarken başlardı içimdeki sıkıntı. Şimdi durağa kadar sabrediyor. Bunalıyorum, sıkılıyorum. Bugün tekrar notlar tutmaya başlamamın nedeni, nedenini b
"Her şey olabildiğince basit olmalı, ama daha basit değil." -Albert Einstein

<BORNOVA>

Bornova'ya gitmem gerekene kadar her şey yolunda. Önceden evden çıkarken başlardı içimdeki sıkıntı. Şimdi durağa kadar sabrediyor. Bunalıyorum, sıkılıyorum. Bugün tekrar notlar tutmaya başlamamın nedeni, nedenini bilmemem; bunaltımın.
Oysa her şey iyiydi üç gün öncesine değin. Okula gidiyor, iyi vakit geçiriyordum. Kendimi verimli bir birey gibi hissediyordum, şu anın tersine. Zihinsel hastalıkların, hastalık olup olmadığı felsefenin konusu olmuştur. Demek istediğim bir birey topluma yararlı olması için tedavi edilmeli mi? Yoksa birey bu durumda mutlu olamadığı için mi tedavi ediliyor? Ben ikinci görüşten yanayım, sistemin insanları sömürdüğü doğru olsa da, bu zihinsel halet-i ruhiye sağaltıldığında devletin doğrudan pragmatik bir fayda sağladığına inanmıyorum.
Düşüncelerin ruhsal durum(duygu durum) üzerindeki ve tam tersinin feed-back mekanizmasına inanıyorum. Ancak düşünceleri tetikleyen bir güdü olmalı zira insan düşüncelerini de kolay kolay değiştiremiyor, duygularını değiştiremediği gibi.
Gerçekten sıkıntılı bir gün geçirip geçirmeyeceğimi bilmiyorum. Aslında bu çıkarımların, kurguların doğru olmadığını kendime kanıtlamıştım. Kestirilen, görünen değildir. Yine de o günü yaşayıp, deneyimleme gücünü kendimde bulamıyorum. Araştırmam gereken "nedenlerden" sanıyorum, en önemlisi bu; çabuk pes ediyorum. Yoruluyorum.

<YALNIZLIK VE DİĞERLERİ>

Kendimi bildim bileli zekamdan başka bir özelliğime itibar etmem. Tek başıma bıraksalar (...) her şeyin üstesinden rahatlıkla gelebileceğimi düşünüyorum. Yahut birisi "gerçekten" destek olsa. Yarım yamalak yanımda olunduğunda kendime verdiğim umudu, gücü paylaşıyor; inançlarıma inanmasını sağlamak için çaba sarfediyorum.

Gerekli olduğunda burda değildi.
Burda olduğunda gerekli değildi.
Burda değildi ya, gitmişde değildi.*

Yazarları ve büyük bestecileri hep çok sevdim. Her şeye rağmen devam etmeleri beni hep şaşırtmıştır. Bunu benim de başardığımda, bir gün, yirmi yaş bunaltısında bir genç, kendine çok yakın hissedecek. Biliyorum. Edebiyatın bir amacı da bu değil mi? Yalnızlık.
Yalnız olduğumda, kitaplara, zeka oyunlarına ve akademik alanıma gömülüyorum, piyano dinliyorum. Bunlar beni tatmin eden aktivitelerdir. Ve çok az yazıyorum. Sanırım bunları daha düzenli ve daha sık yapmalıyım. Düşünsel yaşamın verdiği doyumu ve insanların arasında olmanın verdiği keyifi birleştiren bir alanı olmalı insanın. Bu alan insanın tutkusudur. Tutku keşfedilmeli, aksi takdirde ikisi de tek başlarına yetersiz kalıyor.

<İRADE, DÜZEN ve DRAM>

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek.** Kim olduğumuz gibi, neden yaptığımızı da bilmiyoruz. Geriye "Ne" ve "Nasıl" soruları kalıyor. Korkarım, bunlardan ötesini düşünmemek getiriyor çoğu insana mutluluğu. Mutluluk, doyum mudur? Bu soruya yanıtınızdan memnun musunuz? İnsanların bir kanıya kolayca varması beni daima şaşırtmıştır. Sık sık kendimi yaşayan ilk ve tek insan olarak tasavvur ederim.
Düzensizliğin de bir düzen olduğuna, insanın tepkisiz kalmasının mümkün olmadığına inanırım. Bu noktada hepimiz gündelik rutinlere sahibiz. Mutlu değilsek, işe bu noktadan başlamak gerektiğine inanıyorum. Sigarayı bırakmak, uykuyu ve sporu düzene koymak, zihni yeni disiplinlerde eğitmek, akademik anlamda çalışmak, düzenli kitap okumak, tadında olan sosyallik standartlarımızı yükseltecektir. Aktif bir yaşam şüphesiz gereklidir. Yoksa "Hepimiz taşın üzerinde oturan bilgelere döneriz. Bu da ne kadar bilgece bilemiyorum."*** Bunun için gerekli irade, o müthiş duygu ve düşünceleri saf dışı bırakma yetisi nasıl edinilebilir? Bir dramın çözümü yaptığını yapmamakta olabilir.

<BAZILARI IŞIĞIN, BAZILARI GÖLGENİN PEŞİNE DÜŞTÜ>****

Her şeyden önce nesnel doğrunun olmadığını, birisinin ışığının öbürüne gölge ettiğini kabul ederim. Gerçekten merak ettiğim seçimin ne olduğu değil, nasıl yapıldığı. Yazarlar ve okurlar kağıt yığınlarının, besteciler enstrümanlarının, yabancılar direksiyonun diğerleri de televizyonlarının başına geçtiler uzun bir günün ardından. Sizi temin ederim bu denemenin yazarı tutkusunu bulamadı. Umudumu yitirmiyorum; yapılabileceklerin hepsini yapmadım. Bunların bir kısmını yapamayacak, bir tanesi ise, umarım, tutkum olacak.
Yaşamımı iyi, güçlü ve içten sürdürmeye çalışıyorum, "zor olan adam olmak değil, adam kalmak."***** biliyorum. Sadece ne yaşadığımdan emin olamıyorum. Basit bir şeymiş gibi; sadece.

<YABANCI>

Biribirine gerçekten dürüst iki insanın iki yabancı olduğu görüşüne sahibim. Bu, genelde başta ve sonda olur. Gerçek ortaya çıkar, takke düşer. Bir insana kendimi açtıkca, yabancılığı yitirip yakınlaştığımı düşümem ama aslında bunun tam tersinin olduğu görmek beni dehşete düşürüyor. Bu büyüyü bozmayan eşi, dostu arar dururum. Dünyanın -haddinden fazla- kalabalık olması sadece bu yönüyle içimi rahatlatır. Bu nedenle yollara düşen kayıp ruhları yadırgamamak gerekir. Senin de bazen "alıp başını çekip gitmek" istediğin olmuyor mu?

<OKUMA-YAZMA: YEDİ YAŞINDA HAKSIZLIK>

İnsanın önce, bedenini farkına varmasını-beden beyini taşıyan bir araçtan fazlasıdır bence-, irade kazanmasını, okuma-yazma öğrenmesine yeğ tutarım. Okuma ve yazma etkiliğinin insanı nevroza sürüklediğine inanır mısınız? Nedense etrafımda mutlu okur ve ya yazar nadir buluyorum.Bu nedenle bazen bilimin huzurlu, kesin dünyasına bırakırım kendimi. Kafanın dolu olmasıyla karışık olmasının aynı şey olmadığının artık farkındayım.

Düşüncelerimde yanlış olabileceğimi memnuniyetle kabul ederim; yeterki gerekçeniz olsun.
0
ounr
(27.09.10)
"Evrenin en anlaşılmaz özelliği anlaşılabillir olmasıdır." -Albert Einstein
0
ermanen
(27.09.10)
bastan sona okuyan heralde tek kisiyim ama yine de tam olarak ne sordugunuzu/beklediginizi anlayamadim.
bircok farkli konudan bahsediyorsunuz ve konularin arasinda (ve iclerinde) tam bir akis kavrayamadim ben.
bu kadar farkli konu arasinda sonuc olarak soyleyebilecegim genelde sizle ayni fikirdeyim. ancak birbirine durust iki insanin iki yabanci oldugu gorusunu anlayamiyorum. ayrica okuma yazmanin da haksizlik oldugu gorusunde degilim.
0
orcu
(27.09.10)
(3)

Having no limitation, as limitation ?

nane
Having no limitation, as limitation ? türkçedeki en uygun karşılığı nedir bu cümlenin ?
Having no limitation, as limitation ?
türkçedeki en uygun karşılığı nedir bu cümlenin ?
0
nane
(27.09.10)
kısıtlama olarak hiç kısıtlama olmaması
0
ermanen
(27.09.10)
limitin limitsizlik olsun.
0
desdinova
(27.09.10)
tamam da burda "having" demiş, "olsun" diye çevrilemez ki, "have" olsa olabilirdi...
0
ermanen
(02.10.10)
(16)

film-arıza

tueio
arızalı aşkları anlatan filmleri arıyorum,aklınıza geleni yazın.illa güzel ya da sanatsal falan olması gerekmez.yazın işte sağdan soldan
arızalı aşkları anlatan filmleri arıyorum,aklınıza geleni yazın.illa güzel ya da sanatsal falan olması gerekmez.yazın işte sağdan soldan
0
tueio
(27.09.10)
Betty Blue/37°2 le matin
0
infamis
(27.09.10)
natural born killers
lonely hearts
wong kar wai nin aşk zamanı
Les Amants Du Pont-neuf var köprüüstü aşıkları
0
istanbul beyefendisi
(27.09.10)
la fille sur le pont (her film sorana da bunu öneriyorum ya, du bakalım...)
0
kobuzchu kiz
(27.09.10)
eternal sunshine of the spotless mind
arızalı değil de nedir yani. :)
0
vejeteryan vampir
(27.09.10)
masumiyet
0
mojosnik
(27.09.10)
"Jeux d'enfants" tabi ki
0
ermanen
(27.09.10)
masumiyet + 1
0
nawres
(27.09.10)
decameron
(27.09.10)
(bkz: dolls)
0
hicazkar
(27.09.10)
reconstruction
american beauty
boş ev
0
purpurum
(27.09.10)
.aylin.
(27.09.10)
Katil Doğanlar (1994) Natural Born Killers +1
0
thebitterend
(27.09.10)
500 days of summer.
dandik bi film ama olsun.
0
black sabahat
(27.09.10)
vejeteryan vampir
(27.09.10)
(bkz: old boy)
0
tazafacan
(27.09.10)
sayılır mı bilmem ama
a la folie.. pas du tout..
"he loves me, he loves me not" olarak ingilizceye çevrilmişti.
0
jerith royal
(27.09.10)
(23)

beni param için sevecek kadın arıyorum.

k26
26 yaşındayım. tipim güzel, görgüm bilgim yerinde, kadınlarla bir iletişim sorunum yok ve de çok iyi kazanıyorum.işte belki biraz da tam bu yüzden beni kişiliğim için değil de öncelikle param için sevecek birilerini bulmak istiyorum. herkes bu kadınlardan bahsedip duruyor fakat benim bahtıma bugüne
26 yaşındayım. tipim güzel, görgüm bilgim yerinde, kadınlarla bir iletişim sorunum yok ve de çok iyi kazanıyorum.

işte belki biraz da tam bu yüzden beni kişiliğim için değil de öncelikle param için sevecek birilerini bulmak istiyorum. herkes bu kadınlardan bahsedip duruyor fakat benim bahtıma bugüne denk hep "iyi insan"lar çıktı. ben biraz da sömürülmek istiyorum. o kafayı yaşamak deneyimlemek istiyorum. rahat batıyor evet.

nereden bulacağım peki bu kadınları?
nerelere takılayım? nasıl davranayım?
0
k26
(27.09.10)
Lüks eğlence mekanlarına git, hesabı sana sokmaya hevesli birilerini bulacağına eminim.
0
kimlanbu
(27.09.10)
ya çok paran varsa git harbiyedeki mekanlara takıl, bulamazsan ben bulurum sana.
0
radikalherif
(27.09.10)
slav ırkı derdine care olur. davranılacak bir durum yok altında güzel bir araban varsa git kop kop mekanlarına zaten orda kadına benzeyen yaratıklar var onlar düşerler tepene
0
asadas1999
(27.09.10)
slm nbr?

edit: kinaye dolu bir cevap ile şaka yapmıştım niye mesaj atıyorsun?
0
.aylin.
(27.09.10)
pfff alın işte... kastettiğim buydu.

bu arada aylincim, kinaye'nin anlamını yanlış biliyorsun.
0
🌸k26
(27.09.10)
valla benim de :)

sge: (bkz: kinaye)
öpt kib yakışıklı
0
.aylin.
(27.09.10)
k26@ kardeş msj attın mı bilmiyorum ama atma bundan sonra ağır ol molla desinler kadınların götünü kaldırma kaldırırsan böyle olur

(aylin senle alakası yok bu dediğimin üzerine alınma sakın genelle diyorum)

kocum param var diyorsun tip yerinde diyorsun git kop kop mekanlarına haribiyede var kızlarla konusamama gibi bir durumunda yok ne işin var burda msj falan uğraşmana değmez
0
asadas1999
(27.09.10)
atla gel ingiltere'ye usta, elini sallasan çarpıyorsun. :)
0
biseyler
(27.09.10)
.aylin.
(27.09.10)
bende izdivaç programlarıına çık yığınla talibin olur, en kesin çözüm.
0
ennoia_
(27.09.10)
paran var ve bulamıyorsan arama. sorunlusun.
0
ykyt
(27.09.10)
@ennoia_: şaklaban olmaya meraklı değilim ama teşekkürler.
@ykyt: kadın bulamıyorum demedim. tarif ettiğim gibisini bulamıyorum dedim.
0
🌸k26
(27.09.10)
paran yoksa bir dert, olsa ayrı bir dert. herkes kıskanmış. birader gel beraber yiyelim o parayı:))
0
madagaskar
(27.09.10)
çevrendekiler zaten paran için senle beraber dostum, görgüm bilgim yerinde demişsin ama yanılıyosun.
0
de jure
(27.09.10)
toplumsal deney, para beni neyle ey...
0
ermanen
(27.09.10)
@saatgeceninonikisi içiniz rahat olsun.
0
🌸k26
(27.09.10)
.aylin.
(27.09.10)
"biseyler" nikli kardeşimizin bir Çinlisi var, kızın tam sizin gibi birine ihtiyacı var, bilginize :)
0
sourlemonade
(27.09.10)
paran için senle birlikte değilim diyen kadınlar varsa etrafinda emin old paran içindir,birazdaha sabret:)
0
jamswety
(27.09.10)
sosyal bi deney filan yapmıyosanız paranızın yarısını bir psikanalistle geçireceğiniz seanslara ayırın kalanın 4'te üçüyle yettiği kadar balık (azalan fosforu tamamlamak için), b12 vitamini (sinirsel olabilir) filan alın. dönüş yolunda gördüğünüz ihtiyaç sahibi birine de elinizde kalan parayı verin. eve vardığınızda çarşıdan aldığınız nar'ın içindeki taneleri sayın, uzunca bi süre güzel müzikle tedavi olun. yetmezse gidin bi rusla soğuk duj alın.
0
insensitive
(27.09.10)
espri yapmayı beceremeyenlere sus payı olarak dağıtmayı düşünüyorum aslında.
0
🌸k26
(27.09.10)
madem çok paran varda bi el at bna.üni kitaplarımı alamadım daha.hayrın dokunur
0
allieverwanted
(27.09.10)
ben de onu dedim k26. paran var ve tarif ettiğin gibisini bulamıyorsan arama hiç artık.
0
ykyt
(27.09.10)
(35)

21 Yaşında Evlenilir Mi?

o hikayedeki mal ben miyim?
Ben bi evlenme teklifi aldım. Hayatımdaki insanların hepsi (aile + arkadaşlar) eminim ki reddetmemi söyleyecekler. Hatta eğer kabul edersem aile içinde çok büyük olay olacak ve muhtemelen annem evlenirsen seni reddederime kadar getirecek olayı.Durum şu ki 21 yaşındayım, üniversite 2. sınıftayım. Ha
Ben bi evlenme teklifi aldım. Hayatımdaki insanların hepsi (aile + arkadaşlar) eminim ki reddetmemi söyleyecekler. Hatta eğer kabul edersem aile içinde çok büyük olay olacak ve muhtemelen annem evlenirsen seni reddederime kadar getirecek olayı.

Durum şu ki 21 yaşındayım, üniversite 2. sınıftayım. Hayatımda hiçbir tutkum yok. Beni heyecanlandıran hiçbir şey de yok. Kimseyi bırakın sevmeyi kimseden doğru düzgün hoşlanmadım bile fakat ilişkilerim oldu yine de. Melankolik, depresif ergen durumları değil; çok neşeli, muhabbeti keyifli bi insanım. Çokça arkadaşım var. Sevilirim çok.İyi bi okuldayım, maddi olarak rahat bi ailede büyüdüm, ailemle ilgili sorunlarım yok, ne biliyim ayna bakınca moralim de bozulmuyor. Yani maddi, manevi sorunlarım yok. Ama yine de hani bugün ölsem şu içimde kalır, keşke şunu yaşasaydım diyeceğim hiçbir şey yok. Yaşamak çok anlamlı, değerli bi şey değil benim için. Ergenliktendir diyeceklere peşinen söyliyim ben hep böyleydim. Dert edinmiyorum bunu, niye böyle diyip sorgulamıyorum da. Özetle içim geçmiş diyim. Hiçbir şey yaşamadım ama yaşamak istediğim bi şey de yok.

Bana evlenme teklifi eden kişi ise 28 yaşında, çalışan anlatsa roman olur tadında bi hayat hikayesi olan, çok şey yaşamış, çok şey görmüş bi adam.

Aramızda öyle büyük bi aşk yok ama yıllardır garip bi bağ var. Birbirimize bi şekilde ihtiyacımız var gibi bilmiyorum tam tarif edemiyorum. Sonuç olarak benimle evlenmek istiyor. Okulum bitmeden hem de . Evlenmek hiç aklımda olan bi şey değildi. Hatta durumu ailem ve arkadaşlarımla paylaşınca eminim ilk başta beni ciddiye bile almaycaklar o kadar evlilikten uzak bi yerdey(d)im. "Evlenmek çok anlamsız yeaaa" diyen biriydim 3 gün öncesine kadar. Ama düşündüm de ne biliyim neden olmasın ki beraberken huzurluyuz, mutluyuz. Saçma sapan tavırları, huyları yok, içi dışı bir biri. Ben okula, o işe gider, evimiz olur ne biliyim para biriktirir bi şeyler alırız, ev aile kurarız, arkadaş oluruz, sevgili oluruz... Çocukluk yaptığımı falan da düşünmeyin yaşıma göre oldukça olgunum, kafam da iyi çalışıyor.

Sorum şu ki 21 yaşındayım diye niye evlenmemeliyim ki?
0
o hikayedeki mal ben miyim?
(26.09.10)
sadece başlığı okuyup cevaplıyorum: ne olursa olsun evlenilmez.
0
efendy
(26.09.10)
kızım gez toz yaşa yaa allasen
0
tamamtamamsustum
(26.09.10)
şimdi canımcım , 21 yaşında evlenmemelisin diye bir kural yok öncelikle. ama sen daha aşkı tatmamışsın , o müthiş duyguyu yaşamamışsın . düşün bu adamla evlendin ( ki zaten ona aşık değilsin ) ileride karşına biri çıkacak , ilk görüşte vurulacaksın aşık olacaksın falan . olmaz deme neler neler oluyo hayatta. ki kişisel fikrim evet 21 çok erken . önce öğrenciliğinin tadını çıkar , gez toz ,aşkı tat. huzuru , dinginliği arama yaşın gelmedi daha.
0
elmyra
(26.09.10)
OKU: Aşk / Elif Şafak
0
ucan sincap
(26.09.10)
22 yaşındayım ve bir kaç aya kadar yaşamakla ilgili seninle aynı düşüncedeydim. şu anda ise mezun olup hayallerimi gerçekleştirmek için gün sayıyorum. ve bunun için hayatımı tehlikeye atıp savaş bölgelerinde bile çalışmaya hazırım. sana diyeceğim şu olur: aman diyeyim kafanı duvarlara vurursun. hayatla ilgili bir beklentisi olmamak hiç bir şey yapmamaktan geliyor. bir şey görmeyip yapmazsan hayat sana gayet boş gelir ama mutlaka ileride karşına "ölmeden önce bunu yapmalıyım!" dedirtecek şeyler çıkacak. o garip bağlar çok garip(!) bir şekilde çözülüyor ileride sonra da nikah bağını çözmek için uğraşırsın.
0
argent dawn
(26.09.10)
valla ilişkilerinde baltayı taşa vurmuş ve kendine bile hayrı olmayan biri olarak görüşümü ne kadar dikkate alırsın bilemem, ben olsam almazdım. :)

ben olsam evlenirdim. güvenebileceğim biri olsaydı yani. güven çok değerli ve çok zor bulunanmış bişeymiş, burada anladım.
0
biseyler
(26.09.10)
"Aramızda öyle büyük bi aşk yok ama yıllardır garip bi bağ var." derken kaç yıldan bahsediyorsun?
0
efx
(26.09.10)
valla bana kalsa 30 undan önce evlenilmez, hele hele iyice vurmamışsan dibine 35 ten aşağı evlenilmez.
benim şahsi düşüncem bu yani kınayan yadırgayanlar olabilir.
35 ten öcne bağlasan durmam.
0
killerbee
(26.09.10)
@efx 3-4 sene
0
🌸o hikayedeki mal ben miyim?
(26.09.10)
sana kalmış bir karar bu. ama mademki ilişkinizde bir sorun yok,o halde 2 yıl daha beklenilebilir.di mi? hayatını düzenleyebilirsin,okulun bitmiş olur,işin olmuş olur,para kazanıyor olursun,iyice büyümüş olursun,bakış açın değişir..aslında en önemlisi de , "öyle deli gibi aşık filan da değilim" dediğin adamı seversin zamanla..daha net görürsün önünü.
0
lavitaebella
(26.09.10)
evlen de gör
0
groove salad
(26.09.10)
bu arada dayanamıcam
@groove salad - bence de :))
0
lavitaebella
(26.09.10)
evlende gör güzel bir sistem fakat

önce sen evlenenleri bir gör o yeter sana :)

bana fazlasıyla yetti etrafımda bir sürü arkadaşım evlendi b.k mu vardıda evlendim demiyen yok.

bazıları demiyo ama "ben sana demiştim olm" lafını duymak istemediklerinden oda :)
0
killerbee
(26.09.10)
21 yaş offf deli misin?hayatının başlangıcı deli gibi aşığım desen anlayacağım bir yerde ama o da yok diyorsun.
0
kendi halinde bir manyak
(26.09.10)
ekşi duyuru'da gördüğüm en üzücü başlıktı
0
stroyaa
(26.09.10)
"Ben okula, o işe gider, evimiz olur ne biliyim para biriktirir bi şeyler alırız, ev aile kurarız, arkadaş oluruz, sevgili oluruz... Çocukluk yaptığımı falan da düşünmeyin yaşıma göre oldukça olgunum, kafam da iyi çalışıyor."
demişsin, kendin demissin ben okula o işe...
olmaz öyle emin ol. hamileliği var, rahatlıgı var. o yüzden cocuk yapmıcam diyebilirsin. ama emin ol öyle demez.

hayatta bazı seylere baglı kalarak devam ediyoruz, su an hiç bir tutkun yok. ama karsındaki idare edebilmesi için evlilige ihtiyacı var. bir süre sonra pişmanlıktan daha fazlasıda olabilir. o yüzden gercekten seviyorsa okulun bitmesini beklesin, sizde nişanlı olarak birbirinizi tanıyın.

baskasının bencilliginde sürüklenme.

birbirinize olan baglılıgınız sevgi olmayabilir o yüzden zamana bırakıp devam et.
0
jetmanyagi
(26.09.10)
hayatın tadını çıkarmak varken, kesinlikle hayır. hele bi de üniversite 2 de okuduğunu varsayarsak.
0
dis kapinin mandali
(26.09.10)
deneme aşaması olmuyor mu?

madem seviyorsunuz, beklenebilir de bence ne bilim.. ama sizin kararınız...
0
ermanen
(26.09.10)
evlen-boşan
0
cruor
(26.09.10)
çok neşeli, muhabbeti keyifli bi insanım tanımıyla, paragrafın sonundaki içim geçmiş ifadesi biraz çelişkili değil mi?

soruya gelince, bu şartlar altında bir evlilik büyük olasılıkla hata olur ve ikinizin de elinde patlar. kendi adıma, aşk taraftarı biriyim ve aşık olmadan yaptığın bir evliliğin içinde (elmyra'nın da dediği gibi) gün gelip başkasına vurulup her şeyi berbat etme riski de var. bu olmasa bile, hayatın zorlukları ve evliliğin dertleri (bence en iyi evliliğin bile kendine göre derdi vardır) zamanla ilişkiyi yıpratır ve ortada aşk falan da olmadığı için birbirinizi yemeye başlarsınız. gerçeklik çoğu zaman evlilik öncesi hayallerle örtüşmüyor ne yazık ki.

ayrıca 21 yaş genç bir yaş ve kafanızdaki "evlenmek isteyeceğim ideal erkek" tanımı da zamanla değişebilir.
0
saatgeceninonikisi
(26.09.10)
0
sp-qs
(26.09.10)
@saatgeceninonikisi: demek istediğim kendi yaşıtım olan birinin sahip olduğu heves, heyecan bende yok ama yine de neşeli, keyifli biriyim
0
🌸o hikayedeki mal ben miyim?
(26.09.10)
@sivrisinek süper özetlemiş

iki tanede bebe verirler kucağına oh mis :D
0
killerbee
(26.09.10)
okulunu bitirmeden senle evlenmek isteyen adamdan kork bence. madem garip bi bağ var aranızda madem illa evlenmek istiyor senle beklesin 2 sene daha. ne bu acele?
ayrıca maddi olarak rahatsan git bi yerleri gez, dünyayı tanı, evlenip napıcan ki?
0
kalimotxo
(27.09.10)
Soruyu soran kisi, senden bi ricam var, Su Sana evlenme diyenlere sorarmisin, annesi, babasi kac yasinda evlenmis? Kaci bosanmis...
Bir hanimefendi icin ideal yastir 21. Eger hayatta amacin "aman her bara gideyim hayatin dibine Vurayim, hic bir seyden eksik kalmiyayim " degilse evlen ama evlenmeninde ne kadar buyuk sorumluluklari oldugunu bilmelisin..yazilacak cok sey var ama benden bu kadar aklini kalbini dinle
0
kreider
(27.09.10)
evlenirsen o hikayedeki mal sen olursun.
0
humin zararlisi
(27.09.10)
21 yaşında evlenmek olur da, sadece aranızda "garip bir bağ"dan başka bir şey yoksa evlenilmez. Öyle destansı aşklara da gerek yok ama güçlü bir sevgi hissetmedikten sonra evlilik curcunasına girmek ileride pişmanlığa yol açabilir.
0
tekosin
(27.09.10)
En yakinindaki adam ve kizlar demek ki cop yigini. Muhtemelen uzun yillardir kopmadigin en yakinim dedigin insanlar vardir. Onlardan sana hayit gelmez en kisa zamanda yenilerini edin.

Kiz dostlarimdan biri gelip de yiyosa desin bakalim yuzume senin kelimelerini. 15 dakika surmez kendine getirmem, dinlemem valla "ben hep boyleydim" laflarini.
0
erobur
(27.09.10)
sonuca gelmek için girizgahım şu şekilde olacak;

27 yaşındayım, 1-2 üniversite bitirmişliğim var, normal birisi olduğumu düşünüyorum, bu güne kadar ilişki de yaşadım ama hayatımdaki en büyük hedefim ne evlilik, ne birisi ile birlikte olma, ne büyük bir evde oturma, ne de başka bir şey. sadece "bir büyük turbo alsam yeter bana" şeklinde bir düşüncem var. hatta yaşama amacım bile sanki bu.

dediğim gibi, normal sayılabilecek biriyim; komşu teyzelerin de "artık evlensene" tarzı sözlerine maruz kalıyorum.

bence yaş ile ve statü ile çok fazla ilgisi yok evlilik kararının. bunu, "bak bu devirde benim gibi hödükler çıkıyor" anlamında söylüyorum.

evlilik için normal sayılabilecek yaştasınız ama modern çağda artık kadınların da eve katkı yapması, en azından kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi gerekiyor.

bunun için de eğitiminizi destekleyip, bence en azından okulunuzu bitirmenizi beklemesi gerek. seviyorsa bekler, kaçıyor musunuz ? hayır. o mu kaçıyor ? muhtemelen hayır. beklesin.

aileleriniz arasında sıkıntı yoksa (malum, bizim önemsemediğimiz bazı şeyleri önemseyebiliyor aileler) bence sizi istesinler, sonra da söz, nişan vs. yapın, okulunuz bitince evlenin. herhalde böyle oluyordu, pek o taraklarda bezim olmadığından..

neyse.. "bekleyemem, hemen evlenelim" falan diyorsa bence benim kadar hödüktür o, en azından sizin yaşam değerlerinize ve kendi ayaklarınız üzerinde durma kararına saygı duyması gerek.
0
pozzecco
(27.09.10)
1. O çocuk size saygı duysaydı siz okurken bu teklifi yapmazdı. Kendi hayatını kurtarmaya bakıyor.
2. Kafa yapısı olarak o da değişecek, siz de çok değişeceksiniz. Hatta büyük ihtimalle aşık olduğunuz (pardon, bağlı olduğunuz) adamın ne kadar değişik bir insan olduğunu göreceksiniz. Okudukça, üniversite ortamında bulundukça tutkularınız gelişecek, hedefleriniz oturacak. Bunları bilmeden, görmeden böyle bir maceraya atılmak çok ama çok büyük bir aptallık.
3. Ergenlikten değil diyorsunuz ama henüz çok gençsiniz. Ayrıca adam dediğiniz çocuk sadece 28 yaşında, o da içinde bir sürü volkan patlayan bir çocuk.
4. Türkiye'de evlilik kararının geri dönüşü ucuz değil. Boşanırsanız en kültürlü ortamda bile dul damgasıyla tanınacaksınız. Görünürde herkes saygı duyar belki ama biriyle ciddi ilişkiye girmek isterseniz karşınıza çıkar.
5. Keşke dememek için evlenmeyin. Birbirinizi seviyorsanız beklersiniz. Bu arada kimse kimseyi beklemek zorunda da değil.
6. Siz o adamın kendi kendine bir şeyler başarmış olmasına, kendine bir hayat yaratmış olmasına tav oldunuz sanırım. Okursanız daha iyisini (beklerseniz ikiniz için) yaratma şansınız olacak.
7. Evliyken üniversitede okumak çok zor olur. Tanıdıklarım ikisinden birini bıraktı mutlaka. Şimdi okumanı destekliyorum, mutlaka okulun bitecek, her işte yardımcı olacağım dese bile emin olun olamayacak.
8. Sonuç: Evlenmeyin, bekleyin. Böyle bir söz vermek için çok erken.
0
sourlemonade
(27.09.10)
21 yaşında evlenilir mi sorusunu, bu şeklide altı doldurulmamış haliyle gayet de evlenilir diye yanıtlardım.
asil nadir - nur nadir evliliği ile ilgili bir röportaj okudum bugün hürriyet gazetesinde.
kız 21'inde iken asil nadir'in evlenme teklif ettiğinde asil nadir 64 yaşındaymış.
bu bir not sadece. onun altını da dolduran bi cümleler vardır, bil
0
agy
(27.09.10)
21 yaşında evlenilir mi sorusunu, anlattığın biçimde altı doldurulmamış haliyle gayet de evlenilir diye yanıtlardım.

asil nadir - nur nadir evliliği ile ilgili bir röportaj okudum bugün hürriyet gazetesinde.
kız 21'inde iken asil nadir'in evlenme teklif ettiğinde asil nadir 64 yaşındaymış.
bu bir not sadece. onun altını da dolduran bi cümleler vardır, bilemem.

evlilik boşanma yeniden evlenme durumlarına gelme falanlar filanlar tecrübelerine sahip bir adam olarak diyorum, bu benim talebeliklerimden beri dikkatimi çekmiştir hep, kızlarda 30larına yaklaşıncaya kadar biz erkeklerin ilgi alakası neticesi itibariyle bir prenseslik vaziyetleri vardır. o alaka öyle yoğun olarak döner ki etraflarında, biri gider biri gelir vaziyeti ömür boyu sürecek gibidir. ama 30lar yaklaştığında tabiat devreye giriyor ve kadın tarlada ırgat yahut cihangirde bohem bir heykeltraş dahi olsa gen kanunları nedeniyle doğurmak istiyor. benim arkadaş çevremde ne marjinal hatunlar var ki doğurmam lazım diye ortalıkta dolanıyorlar yaşları 30-35 hatta 40 civarları. ve burası türkiye. doğurmak için ne yapmak lazım evlenmek tabii. şu şu örnekleri var kısmı boştur.
fakat seleksiyon biçimi orada artık alternatiflerin azaldığı, bir çok ilişkinin tüketildiği bir hal almış olunca, iyi kadınlar kapılmış iyi adamlar uzamış oluyor genelde.

ben burada görüyorum bi yığın ilan, insanlar aman aşığım ölüyorum diye kendi özel vaziyetlerini aleni anlatıp çare arıyorlar ama ben diyeyim, geçici. bitici daha doğrusu.

bu gen-gün durumları ve türkiye genellemelerinin dışında çok net ki şu, evlenme denilen müessese artık evlensem de olur ile olmaz.
evlenme müessesesi sırf boşanma riski taşıyorsan bile kenarından kıyısından geçmemecesine koşarak kaçılacak bir haldir çünkü boşanma olayı hiç bir boka benzemez yaşayan bilir, inanmayan gider boşanmışlara sorar hepsi trenlerin kamyonların altında kalmış uçaklardan düşmüş halde en az 2 sene dağılmışlardır. hele çocuk mocuk varsa allah korusun diyorum.
ve evlenme müessesesi ilk aşık olunanla ya da tamam uyduk olanla aman bu daha başkaya benziyorlarla da olmaz. bu bir doku tutmasıdır. beyin kalp ten birbirini tutacak. biri eksik olursa ne olmaz; olmaz.
lakin şunu asla unutma hayatta herşey mümkündür. büyük konuşanları yaşamım boyunca anlayamadım, adamın başına öyle bir hal gelebilir ki vay be bu nasıl yani der kalırsın. yani bunca gevezelik olayın parantezleriydi zamanım var paylaşıyorum bazı bildiklerimi ve laf kalabalığımdan öte şunu diyorum, bu adamla evlenme. ama sen 21 yaşındayken ya da 23 farketmez, bir adam çıkar karşına, bingo... onu zaten anlarsın. orada işte bence küt diye evlen.

bununla senin bu kafandakileri anlatma biçiminle yani, aman ha! olmaz.
ha bir de şu var hızla evlenme diyenler ya genç olanlardır, ya da genç evlilik yapıp ağzı yananlardır.
hepsi de öyle değil bu genç evlenenlerin. çok da güzel dolu evlilik tanıyorum ki genç yaşta yapılmış kütür kütür güzelce de sürüyor.

en nihayetinde, sana naçizane önerim, önce aşık ol bir.
maried muried sonra.
0
agy
(27.09.10)
21 yaşında evlenilir mi sorusunu, anlattığın biçimde altı doldurulmamış haliyle gayet de evlenilir diye yanıtlardım.

asil nadir - nur nadir evliliği ile ilgili bir röportaj okudum bugün hürriyet gazetesinde.
kız 21'inde iken asil nadir'in evlenme teklif ettiğinde asil nadir 64 yaşındaymış.
bu bir not sadece. onun altını da dolduran bi cümleler vardır, bilemem.

evlilik boşanma yeniden evlenme durumlarına gelme falanlar filanlar tecrübelerine sahip bir adam olarak diyorum, bu benim talebeliklerimden beri dikkatimi çekmiştir hep, kızlarda 30larına yaklaşıncaya kadar biz erkeklerin ilgi alakası neticesi itibariyle bir prenseslik vaziyetleri vardır. o alaka öyle yoğun olarak döner ki etraflarında, biri gider biri gelir vaziyeti ömür boyu sürecek gibidir. ama 30lar yaklaştığında tabiat devreye giriyor ve kadın tarlada ırgat yahut cihangirde bohem bir heykeltraş dahi olsa gen kanunları nedeniyle doğurmak istiyor. benim arkadaş çevremde ne marjinal hatunlar var ki doğurmam lazım diye ortalıkta dolanıyorlar yaşları 30-35 hatta 40 civarları. ve burası türkiye. doğurmak için ne yapmak lazım evlenmek tabii. şu şu örnekleri var kısmı boştur.
fakat seleksiyon biçimi orada artık alternatiflerin azaldığı, bir çok ilişkinin tüketildiği bir hal almış olunca, iyi kadınlar kapılmış iyi adamlar uzamış oluyor genelde.

ben burada görüyorum bi yığın ilan, insanlar aman aşığım ölüyorum diye kendi özel vaziyetlerini aleni anlatıp çare arıyorlar ama ben diyeyim, geçici. bitici daha doğrusu.

bu gen-gün durumları ve türkiye genellemelerinin dışında çok net ki şu, evlenme denilen müessese artık evlensem de olur ile olmaz.
evlenme müessesesi sırf boşanma riski taşıyorsan bile kenarından kıyısından geçmemecesine koşarak kaçılacak bir haldir çünkü boşanma olayı hiç bir boka benzemez yaşayan bilir, inanmayan gider boşanmışlara sorar hepsi trenlerin kamyonların altında kalmış uçaklardan düşmüş halde en az 2 sene dağılmışlardır. hele çocuk mocuk varsa allah korusun diyorum.
ve evlenme müessesesi ilk aşık olunanla ya da tamam uyduk olanla aman bu daha başkaya benziyorlarla da olmaz. bu bir doku tutmasıdır. beyin kalp ten birbirini tutacak. biri eksik olursa ne olmaz; olmaz.
lakin şunu asla unutma hayatta herşey mümkündür. büyük konuşanları yaşamım boyunca anlayamadım, adamın başına öyle bir hal gelebilir ki vay be bu nasıl yani der kalırsın. yani bunca gevezelik olayın parantezleriydi zamanım var paylaşıyorum bazı bildiklerimi ve laf kalabalığımdan öte şunu diyorum, bu adamla evlenme. ama sen 21 yaşındayken ya da 23 farketmez, bir adam çıkar karşına, bingo... onu zaten anlarsın. orada işte bence küt diye evlen.

bununla senin bu kafandakileri anlatma biçiminle yani, aman ha! olmaz.
ha bir de şu var hızla evlenme diyenler ya genç olanlardır, ya da genç evlilik yapıp ağzı yananlardır.
hepsi de öyle değil bu genç evlenenlerin. çok da güzel dolu evlilik tanıyorum ki genç yaşta yapılmış kütür kütür güzelce de sürüyor.

en nihayetinde, sana naçizane önerim, önce aşık ol bir.
maried muried sonra.
0
agy
(27.09.10)
bir tane ömrün var ve normal insan bi defa evlenir bu çok önemli bir karar. bunun için duyurudan aldığın tavsiyeleri dinleme, elbette sana fikir vermek amaçlı yazıyor herkes ve çoğunluğun kanaati evlenmemelisin yönünde, yani demem o ki böyle bişeye kendin karar ver kendin düşün çok büyük bir karar evlilik kararı. ama bencede evlenme be!
0
ceo
(27.09.10)
keşke yapsaydım yada keşke yapmasaydım dediğin şeyler olacaktır ya..heh işte süper bi dönemeç.

bence evlen, dene bakalım.....
0
raki masasinin degismez adami
(27.09.10)
(16)

zevkle takip ettiğiniz siteler?

dodocan
soru başlıkta.teşekkürler.
soru başlıkta.
teşekkürler.
0
dodocan
(25.09.10)
ekşi duyuru
0
ermanen
(25.09.10)
9gag
yankoo design
0
dambil
(25.09.10)
her gün periyodik olarak baktıklarım

habertürk
hürriyet
milliyet

onun dışında

bobiler
inci
alkislarlayasiyorum
eksisozluk
duslervekabuslar
warez-bb
donanımhaber
0
madagaskar
(25.09.10)
ekşi sözlük
ekşi duyuru
divxplanet
acetobalsamico
bettingadvice
interbasket
ntvspor
youtube
grooveshark
fizy
0
baldur
(25.09.10)
ekşi sözlük
ekşi duyuru
inci sözlük
bunaltı
dizihd
bildirgeç
22dakika
0
zenc
(25.09.10)
tumblr
ffffound
0
kayranin kedisi
(25.09.10)
zaytung
0
mermaid
(25.09.10)
ifun.ru
0
esmer
(25.09.10)
FCN blog - resmi siteden çok daha iyi
0
Bigvocate
(25.09.10)
yalan söylemeyin zirve belli
xhamster
xvideos
tube8
0
saykodeli
(25.09.10)
internethaber
milliyet
hürriyet
haberturk
eksiduyuru
eksisozluk
inci
turkbasket
salsabasket
donanimhaber
diziport
oyun.mynet
0
uykulu_fb
(25.09.10)
ntvspor
shopto
donanimhaber
warez-bb
grooveshark
bilyoner
wallbase
divx planet
0
rburak
(25.09.10)
google
0
ramizdede
(25.09.10)
stumbleupon
livemocha
heppsi
last fm
ekşi sözlük&duyuru
tumblr
ntvmsnbc
markafoni,trendyol vs.
0
kmrr
(25.09.10)
hürriyet, habertürk
itiraf.com
markafoni, trendyol, limango
ekşi duyuru
beyazperde
divxplanet
0
redpepper
(25.09.10)
(5)

Koku alma duyusunun keskinleşmesi normal midir?

demlikposet
burnum overtime yapıyor ey duyuru insanları,çok hassasım kokulara karşı herşeyi koklayıp herşeyi duyuyorum,rahatsızda oluyorum yoğun aldığım için,son 3 ayda olan bir durum,bişeylerle alakalı,yada bişeylerin belirtisi olamaz değilmi?25 yaşında bir erkeğim hamile olma riskim yoksaygılar
burnum overtime yapıyor ey duyuru insanları,
çok hassasım kokulara karşı herşeyi koklayıp herşeyi duyuyorum,
rahatsızda oluyorum yoğun aldığım için,
son 3 ayda olan bir durum,bişeylerle alakalı,yada bişeylerin belirtisi olamaz değilmi?

25 yaşında bir erkeğim hamile olma riskim yok
saygılar
0
demlikposet
(25.09.10)
uyku düzenin kaçıksa olabiliyor hacı.
0
antihero
(25.09.10)
Hyperosmia

küme baş ağrısı, migren veya addison hastalığında görülebilirmiş. onun dışında doğal olarak da olabilirmiş.
0
ermanen
(25.09.10)
ya herhalde ilgisizdir ama bir arkadaşıma da böyle oldu son aylarda her kokuya hassaslaştı o da 28 yaşında erkek, hamile olduğumu düşünücem neredeyse diyordu. sonra tatilde birden nefessiz kalmış. doktora filan gitti astımdan şüpheleniyorlar şimdi, testlerden geçip duruyo. haftaya belli olacakmış dedi. bunu yazmam kötü de olmuş olabilir ama isterseniz bi ciğerlerinize filan baktırın.
0
red g
(25.09.10)
ben bayadır böyleyim yahu bir rahatsızlık belirtisi mi ki?
0
astaroth
(25.09.10)
kızların peryotlarında böyle seyler olur.
0
bentalihsizim
(25.09.10)
(17)

bir insan her şeyi içine atarsa sonu ne olur??

kalim
şimdi 25 yaşında bir adam düşünün sevdiklerini, ailesini üzmemek için tam bağıracakken bağırmıyor, konuşacakken susuyor, bütün sinirini içine akıtıyor.. üstelik derdini anlatabileceği bir arkadaşı da yok, hatta derdine ortak olabilecek içki sigara alışkanlığı da yok.. sizce bu adamın sonu ne olur??
şimdi 25 yaşında bir adam düşünün sevdiklerini, ailesini üzmemek için tam bağıracakken bağırmıyor, konuşacakken susuyor, bütün sinirini içine akıtıyor.. üstelik derdini anlatabileceği bir arkadaşı da yok, hatta derdine ortak olabilecek içki sigara alışkanlığı da yok.. sizce bu adamın sonu ne olur??
0
kalim
(24.09.10)
mezar.
0
ermanen
(24.09.10)
yuksek olasilikla sizofreni.
0
fader
(24.09.10)
strese bağlı ciddi hastalıklar
0
xenophobe
(24.09.10)
sinirden kendini ..iker :D
0
asadas1999
(24.09.10)
stres manyağı olur. ne dışarıya kusması ne içine atması gerek. daha sakin ve huzurlu bir kişi olmanın yollarını bulmalı.
0
hereisnopeace
(24.09.10)
hiçbir şey olmaz....
0
de jure
(24.09.10)
bir arkadaş 6 yıldır eşine karşı her gün onlarca defa sinirini öfkesini gözyaşını içine attı herhangi bir bozukluk olmadı. ama arkadaşları vardı o arkadaşın... aynı değil durum yani...
0
istanbul beyefendisi
(24.09.10)
mide kanaması.
0
combofix
(24.09.10)
Cinnet olur. Öylesine sallamıyorum, sorunuzun bilimsel anlamda tam cevabı bu. Olaylara zamanında cevap vermeyen, stresi parça parça boşaltmayan kişiler bir yerde kovadan taşan son damla misali cinnet geçirip karısını çocuğunu kesebiliyor, bunun adına da ülkemizde cinnet deniyor. Çevirisini yaptığım bir makalenin konusuydu. Bu cinnet geçiren kişileri sonra komşularına, tanıdıklarına sorsanız çok mülayim kişiler oldukları cevabını alırsınız, "hayret böyle bir şeyi nasıl yaptı, inanamıyorum" lar duyarsınız. Müşteri her zaman haklıdır politikası gereği haksız da olsa her insanın kaprisini çekmek zorunda kalan kasiyerin bardaktan taşan son damla ile birlikte markette herkesi pompalı tüfek ile vurması da buna örnektir.
0
hiko seijuro
(24.09.10)
@hiko seijuro doğru, sizin dediklerinizi anger managment filminde jack nicholson da söylemişti.. ama bu işin bir sonu yok mu yani, bir şekilde düzelemez mi insan, bir şekilde bu içindeki şeyi atamaz mı?
0
🌸kalim
(24.09.10)
507
(24.09.10)
aynen dediğiniz gibiyse hiko seijuro doğru demiş. o zamana kadar kimse nası yazmamış ona da şaşırdım. öyle hemen cinnet olmayabilir belki ama patlayabilir ve bu da kötü sonuçlar doğurabilir.
0
baldur
(24.09.10)
(bkz: boks ) (bkz: kavga etmek) (bkz: rahatlamak)
0
asadas1999
(24.09.10)
mide rahatsızlıklarına yakalanması kolaylaşabilir- reflü, gastrit gibi
0
everyone looks so good from here
(24.09.10)
bence kendinize bi eğlence bulun.ne bilim belgesel izleyin,ilgi çekici bulduğunuz şeyleri araştırın,gezin,tozun ama en önemlisi konuşun.kendi dünyanızda yaşamayın açılın biraz
0
demirr
(24.09.10)
mide kanamasına hatta kansere kadar varabilecek, strese bağlı türlü çeşitli hastalıklardan tut, ciddi manada akli melekeleri yitirmeye kadar varır, aman diyim. malum "duvarı nem insanı gam yıkar"
0
dbilgener
(24.09.10)
bünyesi sağlamsa çok güzel olur. güveç gibi düşün.. değilse pörtler zaten bir yerlerden.

ha kötü tarafı tadına bakmak isteyen genellikle kırmak zorunda kalır, testi kebabı gibi düşün.. o yüzden kendini korumayı bilmeli, böyle biriyle olan da "neyün var, hiç konuşmuyorsan!!" diye kafa ütülememeli.

ha bi de adamın/kadının konuşası tutar, nasıl davranacağını bilemediğin için lafını yarıda keser ya da "anam bu muymuş derdi" tavrına geçiş yapar da kendisini hayal kırıklığına sürüklerseniz o testiyi içinizde patlatma ihtimali de yüksektir.
0
unbeknown the black
(24.09.10)
(12)

türkiye olmasa hangi ülke olurdu?

violethill
sevgili ekşililer;proje ödevim için değerli cevaplarınıza ihtiyacım var.sorum şu: elinize gerekli imkanlar verilse(maaş, ev, araba ..) hangi ülkede(türkiye hariç), hangi sebeplerle yaşamak isterdiniz? sebep kısmı çok önemli, belirtmek istiyorum.lütfen cevap verirken duyuruyu sulandırmayalım. cevapla
sevgili ekşililer;
proje ödevim için değerli cevaplarınıza ihtiyacım var.
sorum şu: elinize gerekli imkanlar verilse(maaş, ev, araba ..) hangi ülkede(türkiye hariç), hangi sebeplerle yaşamak isterdiniz? sebep kısmı çok önemli, belirtmek istiyorum.
lütfen cevap verirken duyuruyu sulandırmayalım. cevaplarınız gerçekten bana çok yardımcı olacak. şimdiden teşekkür ederim.
0
violethill
(23.09.10)
yaşayacağımız ülke hakkında detaylı bilgimiz olmalı. orada yaşamadan şuraya yaşamak isterdim demek zor olur. hem ülkenin bile şehirleri arasında uçurum olabiliyor. çok parametre var. zor bi soru
0
sttc
(23.09.10)
avrupa(hollanda yada almanya) yada japonya(neden? kiraz agaçları en basitinden) şimdilik.ama tabii önce istanbul :)
şartlara gelince ne olsa şukela olur?ortalama bi maaş,belki bi studyo daire,(hem ev hem ofis:D)belki bi küçük araba.
0
kokhucre
(23.09.10)
İrlanda da isterdim. Hem tarihi dokusu hem doğası(yeşili havası suyu) hem yüksek yaşam standartları vs.
0
skywalkeremre
(23.09.10)
Singapurda yaşamak isterdim eğitim seviyesi yüksek,zeki,temiz bir ülke,milli geliri yüksek ee ekonomisi deseniz dünyanın sayılı dış borcu olmayan ülkelerinden muntazam bir ülke oturmuş bir işleyiş söz konusu her yerinde adamlar işini biliyorlar çok ülke gördüm singapur başka ya onun için singapuz diyorum
0
anastra
(23.09.10)
İngiltere - Londra.

Konuşulan dilin ingilizce olmasının avantajları büyük bi kere. Olası bir ayakta kalamayıp geri dönme durumunda boşa zaman kaybı olmaz orada geçen zaman böylelikle. Yani güzelleşmiş bir ingilizce her halükarda avantaj olur. İster orada kal ister Türkiye dahil başka ülkeye geç. İngilizcenin 2. avantajı da zaten bir nebze bilmen, ve öğrenmenin kolay olması.

Olayı Londra'ya özellersek, Londra'da ortalama ingilizce intermediate falan. O da konuşmada. Yazmada pre-intermediate falan çıkar ortalaması. Yani bi sürü yabancı var, göçmen turist falan var. Bu hem her türden adam bulmanı hem de ortalama bir ingilizceyle herkesle anlaşmanı sağlıyor. Kimse senden süper ingilizce beklemiyor. Bu bağlamda bir ayrımcılığa da maruz kalmıyosun. 20 kelime ingilizce bilmeyen ve hayatını idame ettiren bi sürü insan gördüm orada.

Multi kültürel olması can sıkıntısı, kafaya göre adam bulamama, yeni şeylerle (kültür,müzik) tanışamama ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Türkiye'ye yakınlık da çok önemlidir bu mevzularda. Kardeşim Avustralya'da yaşıyor, inanılmaz farklı Avrupa'da yaşamakla. Londra'dan ya da Almanya'dan şimdi karar versen gidiş dönüş 300-400 lira bilet parası verip yarın gelebilme ihtimalin var. Çok acil bişey olsa sabah biner akşam burada olursun. Bunu bilmek bunun farkında olmak bile çok büyük avantaj oluyor psikolojik olarak. Avustralya'yı düşün, en ucuz gidiş dönüş bileti 2500 lira. Ve yolda 3 günün gidiyo. Ayrıca orta ve uzun vadede sevdiklerinin seni ziyaret etmesinin de hem ucuz hem de kolay olması da cazip kılıyor Avrupa ülkelerini. Bilhassa da uçuş imkanları bakımından Almanya ve Londra'yı.

Bunun dışında hizmet sektörü (restaurant, bar vs) çok ağırlıklı olduğu için geçici işler bulmak kolay oluyor Londra'da. Gerçi iş, maaş, ev verilse demişsin, o yüzden burayı geçiyorum.

İngiltere son 20 senede çok geri gitti demelerine rağmen hala bireysel özgürlükler konusunda türkiyeyle ya da başka bir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar ilerde. Kimse kimseye karışmaz ve herkes de karışamayacağını bilir. Çocuk yetiştirme konusunda ahlaki çöküntü ve çeteler gibi sebeplerden riskli olsa da eğitim, sosyal güvenlik gibi mevzulardan kurtarıyor. Özellikle eğitimden.

Şehir içi ulaşımı muazzam Londranın. Gece sabaha kadar otobüs. Ve çok yaygın bir metro ağı. Bu çok önemli bi faktör.

Ayrıca dünya'nın her yerine ucak kalkan tek şehir, ya da new yorkla 2 diyelim. Yani gezme imkanları da yüksek. Paris'e de trenle 4 saat manş tünelinden. Ayrıca ingiltere vatandaşına vize uygulayan ülke yok neredeyse. Maliyetlerde ucuz. Örneğin bir İspanya'ya turla ya da bireysel olarak uçakla tr'den gidenlerden çok daha uygun fiyatlara gidersin.

Bi de Londra politik görüşüne, hobine, ilgi alanına göre cidden en rafine tipleri, organizasyonları bulabileceğin yer. Bi gidip gelsen acaip özlersin.
Büyük grupların konserleri, futbol, tiyatro, müzikal gibi mevzularda zaten avrupa'nın merkezi. Akademik anlamda da çok önde. Bahçe gübreleme konusunda bile 2 tane profesör bulursun. Her yaşta bir eğitime başlayabilirsin herhangi bir branşta. Devlet yardımcı oluyor o konuda. 2 sene okuyup 40 yaşında elektrik mühendisi olan ve şu an deli para kazanan kuzenimden biliyorum.

Kişi hakları, bireysel haklar mevzusunda bireyin devlete karşı en güçlü olduğu ülkedir belki dünyada. He bu dediğimi bayaa törpülediler terör saldırılarını bahane ederek. Ama hala öndeler.

Tarihsel bi şehir bi de londra. Herşey eski, ya da eski görünümlü.

O boktan bulutlu havasına rağmen bu kadar övdüğüme de inanamıyorum.

İyi oldu, sayende hatırladım oraları. Bi ara gitmem şart.

Öyle kendi penceremden kafama estiği gibi yazdım. Yardımcı olabilmişimdir umarım. Kolay gelsin.
0
dogumdansancili
(23.09.10)
norveç olurdu.
bikere yaşam standartları çok yüksek, sağlık hizmetleri babalar gibi, güneş yakmıyo abi bundan güzel bişey yok. ve evet, kızlar da güzel..
0
deeperdown
(23.09.10)
Yazmak istediğim ve aklımdan geçen her şeyi fazlasıyla @dogumdansancili yazmış.

Benim de oyum Londra'ya.
0
gyroscope
(23.09.10)
avustralya, kocaman ülke havalarda o kadar değişken değil. her milletten insanlar var çok kozmopolit. üniversal eğitim, öyle ki avustralyalı bilim adamları isveçli bilim adamlarından sonra gelir. sıkıldığında alır başına çöle kaçarsın, istediğinde medeniyete geri dönersin, keşfedilcek çok çeşit canlılar var. kanguru var lan düşün birtek o bile yeter, öyle keseli meseli.
0
ceo
(23.09.10)
Kanada.

- Dünya'nın en gelişmiş ülkelerinden biri.
- ABD'ye komşu, ondan daha az nüfüslu ve daha büyük.
- Vatandaşlarına imkanları çok geniş, devlet sistemi çok iyi işliyor.
- İki resmi dili var. İngilizce ve Fransızca. Ve bence çok avantajlı.
- Yaşam standartları yüksek. İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya benzer ama daha iyi bence.
- Kurallar sıkı ve kurallara uyulan bir yer. Ama aynı zamanda özgürlüğün yüksek olduğu bir ülke.
- Doğası ve keşfedecek yerleri o kadar fazla ki gez gez bitmez. Dünyanın en büyük ikinci ülkesi ve çok farklı coğrafyalar var.
- Bu ülkeden diğer ülkelere seyahat çok rahat, ve vatandaşı olursan nerdeyse hiçbir ülkeye vize gerekmiyor.
- İş imkanları fazla. ABD'de iş bulma imkanı veriyor. Gelir ve gelir dağılımı iyi.

- Tek kötü yanı olabilecek şey kışın soğuk olması ki önlemini aldıktan sonra o da pek dert değil. Zaten ısıtma sistemleri çok iyi ve karda kışta hayat durmuyor orda...

edit: Şehir olarak da Toronto derim. Kanada'nın en büyük şehri. Çok güzel şehirlere yakın. İstanbul'a uçak var. :)
0
ermanen
(23.09.10)
monaco.
orda normal bi vatandaş olarak altımdaki araba porsche evimde ufaktan bi şato olurdu heralde.
0
duygusal pehlivan
(23.09.10)
İspanya..

Deniz, güneş, sıcakkanlı insanlar, futbol tutkusu, yemekler.
0
pozzecco
(23.09.10)
japonya
-çekik gözlü insanlar
-olduğu gibi kültürleri
-teknolojinin bizimle alakasız bir noktada olması
-okyanus okyanus okyanus
0
redlinetheturk
(24.09.10)
(13)

efendi adamla - piç adam arasında sıkışıp kalmak

novicazuka
heyecanlandınız tabi,ama kız kişisi değilim burada, başlıkta bahsettiğim kişi benim, bi dinleyin, ben de sizi dinlemek istiyorum sonra canicanitolar.kısa kesicem burda uzun uzun anlatanları ben de okumuyorum çünkü. şimdi benim bir kız arkadaşım var, kendisinin benden önceki sevgilisi tam bir piç, kı
heyecanlandınız tabi,ama kız kişisi değilim burada, başlıkta bahsettiğim kişi benim, bi dinleyin, ben de sizi dinlemek istiyorum sonra canicanitolar.

kısa kesicem burda uzun uzun anlatanları ben de okumuyorum çünkü. şimdi benim bir kız arkadaşım var, kendisinin benden önceki sevgilisi tam bir piç, kızı pek iplememiş, kız da uyuyamamış bunun yüzünden falan filan. kız arkadaşım kendisi ayrıldığını söyledi, dışarı çıkma vs baskılarına dayanamadığı için. adam tam bir öküz

şimdi ben kız arkadaşıma kelimenin tam , bütün, 4x4 manasıyla aşığım. o kadar mutsuzluklarından sonra onu çok mutlu ediyorum -ki bunu kendisi söylüyor-, süper davranıyorum gerçekten abartmıyorum. bir sevgiliden çok daha fazlası olarak. piçliği çok az tutup, efendiliği had safhada bir mükemmel sevgili olarak.

bunun aksine diğer kız arkadaşlarımla, yani çevremdeki kız arkadaşlarıma ve bundan önceki sevgililerime falan hep yukardaki öküz gibi davrandım ve hala da öyle davranmaya devam ediyorum. ve hala da arkamdan ağlamaya devam ediyorlar. (evet gerçekten efendi adam yerine piç i tercih ediyorlar hala) istediğim gibi yönlendirebiliyorum o ilşkileri, istediğimi istediğim zaman yaşayabiliyorum onlarla, tamamen bana bağlı.

ama işte dediğim gibi, sevgilime karşı hiç öyle değilim ve 6 aydır çok güzel giden bi ilşkimiz var. herkes benim aptal olduğumu söylüyor, ben yaptığımdan hiç pişman değilim ama bu mükemmelliğimden sıkılacağını düşünüyorum sevgilimin, her şeyi en doğru şekilde yapmak, hiç üzmemek bi yerden sonra sıkacak diyorum, içime doğuyor, etrafımdan biliyorum.

ne yapacağımı hiç bilmiyorum sevgilime karşı davranmak konusunda. böyle devam etmek sonumu hazırlamak gibi geliyor açıkçası. siz ne dersiniz ?
0
novicazuka
(23.09.10)
winston insani
(23.09.10)
öncelikle,

piç "olunmaz"; bi insan piç ise piçtir, piç diilse belki "efendi"dir... o da diilse harbiden hiç'tir...

ikinci söyleyeceğim, sevgilisine öküz gibi davranıo olması bir insanın piç olduğu anlamına gelmez. senin pozisyonun büyük ihtimalle şu: bundan önce kalitesiz, 'vasat' kızlar hayatındaymış ve sen bunlardan kendini bir anlamda 'üstün' gördüğün için deyim yerindeyse onları "siklemeyip" bir çeşit ego tatmini yapmışsın: ezmişsin, hayatlarına dair baskı yapmışsın, belki bunları arkadaşlarına anlatıp gururlanmışsın bile. "piç'tim" tanımın buradan geliyor belli ki... hayatında ilk kez genel veya senin kriterlerine göre vasatın biraz üstü bir kız karşına çıkınca ise oynadığın rolü oynayamamışsın, elin ayağın birbirine girmiş ve "sokarım piçliğe" diyerek 'sweet november tribi'ne girmişsin.

bence özünü yakala, kendin ol: kızı seviyor musun, seviyorsun. kızın senin için "düzgün" biri olduğuna inanıyor musun? bunun kararını kendin vermelisin... peki, bu kızı 6 ay değil, 6 yıl sonra hayatında olabilecek; sosyal anlamda seni tamamlayan bir kız olduğundan emin misin? buna da evet diyebiliyorsan, bu kızla devam et. ondan sonra da arkadaşlarına "ben artık düzgün bir ilişki arıyorum; aptallık yapmayıp mutsuz 'piç' olacağıma, ilişkilerde aptallık ve hata yaparak mutlu olurum" tarzı bir cümleyle çenelerini kapat ve hayatına bak.

sana tavsiyem, karşı cinsle ilişkiler konusunda kendine güvenini arttırman. bunları bir dost önerisi ve eleştirisi olarak gör; dost acı söyler.

...ha, bu arada, yazıda bahsettiğin "piç" benim.

Barut
0
barut
(23.09.10)
ikisindende ortaya karışık yapman gerek dozunu iyi ayarlamak yerigelince piç olmak yeri gelince efendi olmak gerek o zaman piç adamı tercih eden kızlardan daha bi afedersin köpek olur. neden? çünkü ikisini ayrı ayrı limitlerde sunan tipler çok ama doğru dürüst harmanlayan kişi az.

naçizhane fikrimdir.
0
pposeidon_1
(23.09.10)
bu da yeni moda oldu, piçim aslında ama kişisine göre efendiyim :)

ben de diyorum ki ne isterseniz onu yapın...
0
ermanen
(23.09.10)
allah suru suru kiz cocuk versin sana.
0
ot
(23.09.10)
kızına göre piç olunur kızına göre efendi olur,bu devirde herkese aynı şekilde davrandığında bi kulak arkan kaliyo ...
0
jamswety
(23.09.10)
@saatgeceninonikisi

istediğimi yaşamak demek, illa sevişmek değildir. konuşma, görüşme diyelim. aldatmadan, aynı şeyi bana yapsa ne düşüneceğimi bilerekten.
0
🌸novicazuka
(23.09.10)
@pposeidon_1

dozu iyi ayarlıyorum bence. güzel olan da bu, ama bazen efendiliği abartıyorum sıkıntı burada.
0
🌸novicazuka
(23.09.10)
@ot

çocuğun olmasın e mi ? :)
0
🌸novicazuka
(23.09.10)
@jamswety

aynen öyle, kızına göre. kızımın böyle davranmama ihtiyacı var şu an.
0
🌸novicazuka
(23.09.10)
@ barrut

öncelikle, piç efendi diye ayıramıyorum zaten abi, ne kadar küfretseler de çok sevseler de arkamdan hepsi delikanlı diyor, o yeter bana.

sonralıkla ; bundan önceki sevgililerim de hiçbir şekilde vasat değildi. sonuçta burda nickler altındayız hangi karizmayı kurtarayım şimdi. hepsi de eğitimli kültürlü yanımda gezdirmekten haz aldığım ama kendime bağlanma konusunda öyle davrandığım tiplerdi. ego tatmini meselesi değil, bir yol işte. kimseye de anlattığım yok, sadece şu an birilerine durumumu anlatıp rahatlamam lazımdı, bunları gelip en yakın arkadaşlarıma anlatamazdım. hatta burda(eksiduyuru) bile baya uzun süredir kullanıcıyım başka bir nickle, sırf bu soru için farklı bir nick aldım düşün artık.

bu kız arkadaşıma böyle davranmamın sebebi sadece onu mutlu etmek. o mutlu olucna ben de mutlu oluyorum çünkü, o gülünce bütün dünyalar benim oluyor. bunları başkaları anlatırdı da götümle gülerdim afedersiniz. el-ayak dolaşma meselesi değil, dediğim gibi bunu tercih edebiliyorsun, eğer dediğin gibi piç isen anlaman lazım durumu.

güvenimi arttırmam gerek ama sana dediğim gibi, yine başa dönüyorum. onu sıkmak istemiyorum hiçbir şekilde günde binbir kez güldürsem de,birlikte binbir farklı şey yapsakta hep daha fazlasını yapmak istiyorum, hep faha fazla sevmek istiyorum, hep daha fazla sevmesini istiyorum.

bi kere laf arasında 'aslında üzülmeyi seviyoruz' biz gibisinden bişeyler kaçırmıştı ağzından çünkü. çok mutluluğu haketmiyor mu/istemiyor mu acaba bu düşüncede bir insan. çok kafam karışık çoooook
0
🌸novicazuka
(23.09.10)
pmda attığımı buraya da kopyalayayım bari :

"bişey olmaz takıl hayatına bak geleceği düşünme kız mutlaka güzel olsun arkadaşlarından en az 2-3 tanesinin kıskanacağı güzellkte olsun yoksa yürümez. ilişkide en önemli 5 faktörün içerisindedir bu kim ne derse desin. o "saygı" karşı cins tarafından büyük ölçütte böyle kazanılır. kız güzel diilse direk siktiret, yürümez, yürütmek için mal olmak lazım, yani aşırı aşık. "
0
barut
(23.09.10)
kiz arkadasin keeper bir tipse, sen de iyi adam olmayi istikrarli olarak surdureceksen muhtemelen mutlu mesut olursunuz. gozu basi ayri oynuyorsa bir sure sonra kacar o da.
0
kurukafa
(23.09.10)
(8)

Karmanın olayı nedir? karma hakkında bildiklerimizi paylaşalım.

hertar lazim mi bize
en başta şukela aldıkça artan bişi arkadaşlar:P peki başka ne özellikleri var?
en başta şukela aldıkça artan bişi arkadaşlar:P peki başka ne özellikleri var?
0
hertar lazim mi bize
(23.09.10)
bitti dağılıyoruz
0
.aylin.
(23.09.10)
bir yaşam biçimidir.
0
ermanen
(23.09.10)
tamam başta esprisini yaptık da ben ciddi soruyodum :D
0
🌸hertar lazim mi bize
(23.09.10)
Bana kalırsa pek bir önemi yok, fazla abartılıyo. Her sabah 6'ya kadar bekleyip, zamanın ötesi entrylerini silip, karmasının artmasını bekleyen arkadaşlarım var. 6'da yeni karmayı görmezlerse uyuyamıyorlar.
0
only alcoholica
(23.09.10)
doktor tavsiyesinde yapıyodurlar umarım. ya tabi fazla önmli deilde mekanizmasını merak ettim. tam bir bileni modlar galiba.
0
🌸hertar lazim mi bize
(23.09.10)
kimse bilmiyor
0
manfool
(23.09.10)
saçma bir şey -benim bildiğim bu-
0
dark horse
(23.09.10)
0
.aylin.
(23.09.10)
(3)

MSN'e eklediğim kişiler bloklu ekleniyor

ermanen
Ben bloklamadığım halde... Ne bu şimdi? Virüs mü? Nasıl kurtulacağım?
Ben bloklamadığım halde... Ne bu şimdi? Virüs mü? Nasıl kurtulacağım?
0
ermanen
(23.09.10)
ee çaresi yok mu?
0
🌸ermanen
(23.09.10)
2 gun once falan birisi daha sormustu aynı şeyi.bulursam eklerim,siz de bir bakın isterseniz.

edit: evet üşenmedim aradım ben de bulamadım..
0
saleen
(24.09.10)
@saleen

evet biri vermişti o duyuruyu ama silmiş geri. baktım çözüm yoktu orda.
0
🌸ermanen
(24.09.10)
(43)

Ekşi Duyuru Zirvesi

mahallenindelisi
Haftaya İstanbul'a geliyorum 2-3 günlüğüne. Hazır gelmişken duyurudaki arkadaşlarla buluşsak iki bira yapsak fena olmaz diyorum. "`Ekşi Duyuru Zirvesi`" yapsak gelen olur mu?Edit: zirve 2 Ekim Cumartesi, dediğim gibi taksimde buluşup bir yere gider iki bira yaparız. Fakat önerilere açığım. şurda ols
Haftaya İstanbul'a geliyorum 2-3 günlüğüne. Hazır gelmişken duyurudaki arkadaşlarla buluşsak iki bira yapsak fena olmaz diyorum. "Ekşi Duyuru Zirvesi" yapsak gelen olur mu?

Edit: zirve 2 Ekim Cumartesi, dediğim gibi taksimde buluşup bir yere gider iki bira yaparız. Fakat önerilere açığım. şurda olsun böyle olsun derseniz ona göre değiştirelim...

duyuru zirvesi dediğimiz için sadece sözlük yazarlarına özel değil. isteyen herkes gelebilir. gelmek isteyenler bana mesaj atabilir...

limon.sozluk.gen.tr
0
mahallenindelisi
(23.09.10)
nerde olacak hangi gün?
0
pposeidon_1
(23.09.10)
yok şimdilik sadece fikir alayım dedim. 2 ekim cumartesi olabilir. muhtemelen taksimde olur. ilgili katılım çok olursa ona göre farklı bir şeyler yapılır...
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
ben katılırım.
0
madagaskar
(23.09.10)
hohoh bir duyuru zirvesi kalmıştı yapılmayan :D oabilir aslında ama plan mekan ayarlanıp duyuruya yazılırsa gelen olur bence
0
asadas1999
(23.09.10)
işin içinde bira var duyuru var gelen çok olur bence.
0
pposeidon_1
(23.09.10)
ben de gelirim. :) merak ediyorum özellikle sık sık ismini gördüğüm yüce gönüllüleri. :)
0
vejeteryan vampir
(23.09.10)
.aylin. ve kibritsuyu da katılırsa hoş olur valla :)
0
zenc
(23.09.10)
ahanda gaza gelip açtım zirveyi, yardırın...

limon.sozluk.gen.tr
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
hepimiz sözlük yazarı değiliz ki. ben misal çaylak bile değilim, olmak da istemiyorum. :)
0
vejeteryan vampir
(23.09.10)
arza'da olsun. teras, ucuz içki, erken saatlerde güzel müzik.
0
pyro clustic flow
(23.09.10)
@vejeteryan vampir, sözlük yazarı olmana gerek yok zirve için mahallenindelisi artı 1 kontejanı belirtirse sen de bir yazarın yanında katılabilirsin zirveye. sanırım böyle oluyordu.
0
baldur
(23.09.10)
benim yer tavsiyem de mume bar. mejestik sinemasının sokağından. iyi fiyat müzikler süper. çalışanlarında hizmet sınırsınz
0
zenc
(23.09.10)
@vejeteryan vampir, duyuru zirvesi dediğimiz için sadece yazarlara özel olmayacak. isteyenler katılabilir. ilk duyuruyu güncelledim.

@zenc, kibritsuyu bildiğim kadarıyla ankara yaşıyor.
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
konseptiniz de soyle olur,
biri bir soru atar ortaya, masada ilk bileni tickler ve biralarsiniz : )
0
la traviata
(23.09.10)
@mahallenin delisi, yok anladım da, limon.sozluk kısmına bizi almıyorlar. oylama yapamıyoruz yani. :)
ama @baldur'un dediği gibi, +1'liyse, beni biriniz ekleyin bir zahmet. :)
0
vejeteryan vampir
(23.09.10)
@vejeteryan vampir, limon'da da gören olur diye orada açtım. +1 olarak ekliyorum seni :)
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
istanbul'a gelebilirsem o tarihte ben de gelirim.
0
ermanen
(23.09.10)
hacı en güzeli günlük villa kiralayalım zirveye katılacaklar o gün orda buluşsun her kes 10-20 neyse para versin hem evin kirası ödenir hemde gidip kasa kasa bira filan alırız it gibi içeriz isteyen orda yatar isteyen çeker evine barkına gider. hem böylece dışarıdan gelmek isteyipte kalacak yeri olmayanlarada fırsat çıkar.

Not: fikir geliştirilebilir.
0
pposeidon_1
(23.09.10)
ya bi dakika ya şimdi kesin 2 ekim mi? eğer öyle ise ben bir başka zirveye kaldım :/
0
zenc
(23.09.10)
@pposeidon_1; şunu bir hakkıyla yapalım dediğini diğer zirvelerde düşünürüz. zor işler para toplamak villa kiralamak vs vs...

@zenc; o tarih en uygunu gibi...
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
bir ara da bursaya bekleriz efenim hepiciğinizi :)
0
lavitaebella
(23.09.10)
bak aklıma geldi zirveye katılacaklar böyle yaka kartı gibi bişi yapsın nick lerini yazsınlar yoksa kim kimdir nerden bilicez :))
0
pposeidon_1
(23.09.10)
@lavitaebella

hacı onuda sen organize edersin 2 ay sonra uludağa gideriz cümbür cemaat.
0
pposeidon_1
(23.09.10)
@ pposeidon_1

sezonu bekliyoruz o halde :)
0
lavitaebella
(23.09.10)
@zenc : teşekkürler kibar davet için fakat doğum günü arefesi olacak... sağlıcakla
0
.aylin.
(23.09.10)
bi tane spreadsheet açılıp oradan katılım alınabilir aslında. hem internet kullanıcıları da ekleyebilir kendilerini. sonra limon'a alınır oradan filan..
0
dambil
(23.09.10)
2ekim güzel tarih. gelirim ben.
0
icemanr
(23.09.10)
o gün scorpions'un son konseri var :) öyle de bişey var yani söyliyim dedim.
0
tepedeki psychedelic adam
(23.09.10)
fader da uçağa atlayıp gelsin! ksdjflsj

katılım sayısına göre mekan konusu ayarlanır. konsept oturmalı içmeli aktiviteden ibaret mi, dans işin içine girecek mi, sessiz sakin muhabbetle mi geçecek bunları belirlerseniz gerisi kolay. her türlü mekan duyuru'ya feda olsun :)
0
deckard
(23.09.10)
benim de dogum gunu arefesi olacak ama katilabilirim. hatta simdi bi daha dusundum dogum gunu arefesi olmasi neyi degistirir diye, bisey bulamadim.

neyse artik soylemis oldum, ona gore eli bos gelmezsiniz artik :P
0
nawres
(23.09.10)
gelmeyeceğim ama size mekan için bir yere yönlendirebilirim.
fiyat konsept müzik hoştur
0
.aylin.
(23.09.10)
aaaa valla olmaz bak sen gelmiyorsan bizde gitmiyoruz. iptal ediyoruz arkadaşlar zirveyi!!! .aylin. gelmiyormuş. olacak işmi sensiz zirve tövbe tövbe...
0
pposeidon_1
(23.09.10)
@.aylin.; mekan ile deckard ilgileniyor, ona söyleyebilirsin...
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
saati, yeri tam belli değil sanırım. ya da belliyse eğer, limon'a giremeyenler için burada da belirtilmesi daha uygun olur gibi geliyor bana. o zaman da sürprizlere açık olmak lazım. zira, geleceğini söylemeden, ya da yazmadan gelecekler olabilir bu sefer. ona göre geniş bir mekan seçilmeli diye düşünüyorum. villa kiralamak kaça patlıyor, onu söyleyen arkadaş buraya da yazsaydı ya?!
0
kendinikertenkelebek
(23.09.10)
@kendinikertenkelebek; mekan belli değil ama 1-2 güne netleşir. ama taksim civarında bangır bangır müzik çalmayan, oturup yanındaki ile muhabbet edebileceğin bir mekan olacak. belli olunca buradan ve limondan söyleriz mekanı...
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
valla hoca 800-1000 TL civarı büyük bahçeli yerler var ama olay büyüdü kişi sayısı yüksek ihtimal fazla olacak hem o kadar kişi o villanın içine ederiz yüksek ihtimal :) o sebepten alternatif olmaktan uzaklaştı biraz o teklifim :)
0
pposeidon_1
(23.09.10)
@la traviata; eheh iyi fikir ama tick koyma konusunda endişelerim var, sen gelmiyor musun?
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
: ) hayir.
0
la traviata
(23.09.10)
iyiymiş. bu başlığı yukarı alsa iyi olur bence modlar.
0
yasakani
(23.09.10)
@yasakani; zaten sabitlendi (git: 178842) ama duyuru şeklinde açıldı. soru görüş gelirse diye bu başlık silinmedi.
0
🌸mahallenindelisi
(23.09.10)
benim neden haberim yok bu olaydan :). benden habersiz Duyuru zirvesi mi olurmus :)
0
compumaster
(24.09.10)
@compumaster; valla patrondan habersiz iş çevirmek istemezdik ama şartlar bizi buna zorladı :p
0
🌸mahallenindelisi
(24.09.10)
scorpions. ayıp lan!
0
orange coffee
(28.09.10)
(11)

göçebe hayatı

biseyler
bunları buraya bi yerde kendimle yüzleşmek adına yazıyorum. yaşım 22, iki üni bitirip master yapmış, türkiye'nin en iyi bankalarından birinde yönetici pozisyonunda çalışan bir anne ile meslek yüksek okulu bitirdikten sonra ticarete atılmış, tekstil ile uğraşan esnaf bir babanın oğluyum.ailem ben 1 y
bunları buraya bi yerde kendimle yüzleşmek adına yazıyorum. yaşım 22, iki üni bitirip master yapmış, türkiye'nin en iyi bankalarından birinde yönetici pozisyonunda çalışan bir anne ile meslek yüksek okulu bitirdikten sonra ticarete atılmış, tekstil ile uğraşan esnaf bir babanın oğluyum.

ailem ben 1 yaşına bile girmeden boşanmışlar. ikisini neredeyse bir arada hiç görmedim, o yüzden bunun özlemini çektiğimi sanmıyorum, onu da belirteyim. zaten aralarında uçurum derecesinde bir yaş farkı var.

hayatımın büyük bölümünü babamın yanında geçirdim. benden 35 yaş büyük. ticari zekası felaket yüksektir. girişkendir, cesurdur, girdiği ortamda lider olur. eli açıktır. ama felaket sinirli birisidir. denenmemişi denemeyi, risk almayı sever. temizlik konusunda neredeyse hastadır. hani kadına evi temizletir, sonra beyaz çorap giyip evde dolanıp çorabın altına bakar, o derece. olmadık şeylere beklenmedik reaksiyonlar verebilir. çocukluğumun bir kısmında ara ara babamdan dayak yediğim de olmuştur bu temizlik konusunda ama babam her daim üzerime titremiş, ilgisini hiç esirgememiştir. ha, kaç kere oturup karşılıklı konuştuk ya da ne kadar beni dinler? babamla ilişkimizin büyük bölümünde hep fikir ayrılıkları oldu ve genelde kavga ile geçti.

6 yaşına kadar anneannemle kaldım, annem 17 yaşında evlenip 18'inde boşanınca sınava girip uludağ üniversitesi bilgisayar mühendisliğini kazandı ve okumaya gitti. babam o ara neredeydi, bilemiyorum. ancak 6-7 yaşına kadar bi gün babamda, bi gün anneannemde, bi gün babaannemde kaldığımı hatırlıyorum sadece. sonra bir gün babam geldi ve "gidiyoruz" dedi. başka biri ile evlenmişti. evlendiği kişiyi ilk orada gördüm.

babamla birlikte yaşamaya başlayınca benim için o dönem neler değişti açıkçası tam olarak bilmiyorum. bu arada okula başladım ve babam geç saatlere kadar çalıştığı için günümün büyük bölümünü evlendiği kişi ile geçirmeye başladım. kadınla iletişim neredeyse olanaksızdı. evlenene kadar evinden çıkmamış, ilkokul terk, ev işini asli görevi olarak bilmiş ve yalan rüzgarı dizisi dışında sosyal hayatı olmayan bir kadındı. ilkokul terk derken kesinlikle onu küçümsemiyorum ama daha 2. sınıfa giderken günümün büyük kısmını geçirdiğim insanla aramızda neredeyse hiçbir ilişki kalmamışsa, ondan sorup öğrenebileceğim birşey kalmamışsa ona ne kadar saygı gösterebilirim ki? çocuk aklıyla hemde?

bu arada babamın işleri felaket iyiye gitti, oturduğumuz semtten yaşayış şeklimize kadar herşey bi anda değişti. ilk ve orta okulu kolejlerde okudum ancak bu 8 senelik süre zarfında 7 okul değiştirdim. nedeni ya taşınmamız ya babama birilerinin daha iyi okul tavsiye etmesi ya da ne bileyim benim öğretmenlerimin haylaz olduğum konusundaki şikayetleriydi. aslında hep iyi öğrenciydim ama babam hakkımda küçücük bişey duysa yeni bi okulda yeni bir başlangıç yapmam gerektiğine inanıyordu sanırım.

krizin patlak verdiği günlerde babamın işlerinde de aynı oranda düşüş oldu. ancak buna karşın babamın hareketlerinde de değişiklikler baş gösterdi. eve olmadık saatlerde gelmeye, bazen hiç gelmemeye başladı. geldiğinde de eşi ile kavga ediyorlardı zaten. o eve gelmediğinde kadınla birlikte kalmak zorunda kalıyorduk ki bu benim için gerçekten azap gibi birşeydi.

eve gelmediği günlerden bigün beni aradı ve benimle erkek-erkeğe konuşmak istediğini söyledi, orta sondayım o sıralar. çıktık, geziyoruz. "seni biri ile tanıştıracağım" dedi ve görüşlerimi öğrenmek istediğini söyledi. tanıştırdığı kişi tahmininiz üzere bir bayandı ama yabancı uyruklu birisi. evlendiği kadının aksine ultra sosyal, her konuda bir görüş belirtebilen, girişken falan biri. ne kadar iyi niyetli açıkçası hala bilemiyorum.

bu arada eski sovyet ülkelerine ticarete başladık ve babam evli olduğu kadınla boşanmaya karar verdi. kadını da ortada bırakmadı tabi, ona iki ev bıraktı ne bileyim emekli olana kadar bütün primlerini ödedi vs vs. yeni bir ev tuttuk ve bu sefer ben-kadın-babam yaşamaya başladık. farklı kültürler tabi, pek hoşuma gitmedi bu yeni yaşam açıkçası.

o sıralar liseye başladım ve hayatımda ilk kez bir devlet okulunda bulundum. ortama daha ayak uydurmaya çalışırken babamın eski sovyet ülkelerindeki ticareti hızla gelişti ve herşeyi bırakıp orada yaşamaya karar verdi. ben buna şiddetle karşı çıktım, türkiye'den ayrılmak istemediğimi belirttim. babam pek iplemedi tabi. felaket kavgalar etmeye başladık bu konuda ama babam karar vermişti bi kere. 1-2 kere evden kaçıp anneanneme gitme girişimlerim dahi oldu bu süreçte. liseyi bıraktım, bastık gittik rusya'ya.

orada 7 ay kaldım ve hiç okula gitmedim. açıkçası çokta sevmedim. tek arkadaşım internet cafenin güvenliği ve mağaza çalışanlarıydı. bütün gün ya internet kafede ya da boş boş gezerek takılıyordum. babama böyle yaşamayı sevmediğimi defalarca belirttim ama pek iplemedi. sonra bigün mağaza çalışanlarından bir kız ile bir yakınlaşmamız oldu. ben kızın benden hoşlandığını sandım, gerçi aramızda 10 yaş falan vardı ama umut işte. meğer hatun babamla yakınmış, bana da o yüzden ilgi gösteriyormuş... tabi babam kızın telefonunda benim iyi geceler mesajlarını ya da onun mesajlarına attığım cevapları falan görünce kudurmuş. bana pek bişey belli etmedi ama "sen tr'ye git, orada yaşa istersen" dedi. "peki" diyebildim.

türkiye'ye döner dönmez anneannemle yaşamaya başladık. anneannem akademi mezunu, bir devlet kurumunda yıllarca müdürlük yapmış, iki yabancı dil bilen son derece sosyal ve modern bir kadındır. 30 yıldır aynı yerde oturur. açıkçası göçebe hayatından düzenli hayata dönünce yine bi afalladım. bi süre sonra anneannemle anlaşamamaya başladık. ben daha 15-16 yaşındaydım, gezmek tozmak falan istiyordum. o ise okuldan eve gelip ders çalışmamı, sonra yemek yiyip 8 olmadan yatmamı uygun görüyordu. bu arada annem kendi başına yaşadığı için onunla da haftasonları anneannemi ziyaretleri sırasında görüşüyorduk. uzatmıyayım anneannem benimle yaşamak istemedi, uymuyorduk birbirimize. hayatının büyük bölümünü yalnız geçirmiş, yaşlı ve kendine göre düzeni olan bi kadındı.

annemle yaşamaya başladık. o zamana kadar annemle hiç yaşamamıştım açıkçası. annem babamın aksine bana karşı çok ilgili olmayan, sevgisini pek göstermeyen ve babamdan ayrıldıktan sonra yıllarca yalnız yaşamış; hep idealleri uğruna gitmiş bi kadın. soğuk biri olduğunu bile söyleyebilirim. eğitimin önemine inanır her daim. yıllarca babamla kurallar zinciri içerisinde yaşamışken, eve 10 dakika geç gelsem hesap verme zorunluluğu içindeyken annemle felaket bir serbetiye geçtim. hani eve günlerce gelmesem "neredesin" diye bir arar ya da aramaz.

1 sene böyle boşa harcadıktan sonra tekrar liseye başlama zamanım geldi, ancak babam rusya'ya giderken gidip tasdiknamemi almış; bir daha türkiye'ye dönmeyeceğimi belirtmiş. ya açıköğretim ya da akşam lisesi okuyacaktım, başka alternatif kalmamıştı. akşam lisesine kayıt oldum. 70 yaşında adamlarla-40 yaşında kadınlarla liseyi bitirdim. devam zorunluluğu dahi yoktu ama ben gittim.

liseyi bitirdikten sonra öss'ye girdim. öss sürecinde ne dershaneye gittim, ne sınava hazırlandım. hatta sınava bile 30 dakika geç girdim. gözetmen kadının "oğlum, 30 dakika gecikmişsin" derken gözlerindeki telaşın milyonda biri bile yoktu bende. böyle bir hayat yaşadıktan sonra fena sayılmayacak bir puan aldım. açıkçası barajı bile geçeceğimi sanmıyordum sınava girerken. puan fena değildi ama tercihler sonunda salak saçma, son tercihim bi yere düştüm. niğde'ydi sanırım. gitmedim tabi haliyle. açıkçası ne olmak istediğimi bile bilmiyordum, pek bi idealim olmamıştı yaşam boyu. "tercihi neye göre yaptın?" derseniz onu bile ben yapmadım, annem oturdu kendince yazdı.

tr'de üni yolu kapanınca yurtdışında okuma olayını araştırdım. babam zaten uzak olduğu için her konuda kolay kafalanıyordu. zaten ayda bi kere telefonla konuşuyorduk, hepsi o. ihtiyaçlarımı soruyor, elinden geldiğince anında gideriyordu. annem ise "hayat senin, ne istersen onu yap" yapısındadır. konuşma gereği bile duymadık. "ben şuraya gideceğim" dedim, "peki" dedi. hepsi bu.

atladım, buraya geldim. annemin tavsiyesi ile bilgisayar mühendisliği okumaya başladım. ilk sene sorunsuz geçti, zaten burada kimseyi sıkmıyorlar. 5. sınıf tıp okuyup ingilizce bilmeyen adamlar var, rahat bir ortam. yine de bişeyler öğrenmeye çalıştım ve ortalama bi öğrenci olarak geçip gittim. şimdi ikinci sınıftayım ve okul nokta kadar sikimde değil açıkçası. 4 işlem matematik bilgimle mühendis olacam ya, ona gülüyorum.

ailemle idealim olmaması üzerine konuşmaya çalıştım. babam daha sonunu bile dinlemeden "okulu bırak, gel burada sana mağaza açalım" dedi; annem ise "oku, yakında orada şube açacağız seni şube müdürü yaparız, hayatın kurtulur" nasihatında bulundu. ulan iyide benim zaten geleceğe dair bi kaygım yok ki? hani neden bilmiyorum, "neye güveniyorsun?" deseniz onu da bilmiyorum.

velhasıl çok uzattım ve çok klişe olacak ama kendimi rüzgarda oraya-buraya giden bi yaprak gibi hissediyorum. çok sosyal biriydim bi zamanlar, şimdi insanlarla göz teması kurmaya bile korkuyorum. dikkat ettiyseniz bu kadar yazdım ama bi kere bile "arkadaş" demedim çünkü düzenli bi arkadaşım hiç olmadı belkide. arkadaşı bırak anneanne dışında doğru dürüst akraba ilişkim bile yok, babamın kendi tarafı ile arası pek iyi değildir çünkü. "senin sorunun ne dostum, herşeyin var işte" diyecekler olabilir.

kendimi bildim bileli mutsuzum, hiçbir şeyden zevk almıyorum ve bunun nedenini de bilmiyorum. hayatta umursadığım hiçbir şey yok. bir hobim bile yok, belki arada fenerbahçe maçlarını izlemek. gerçi aragones-daum-aykut kocaman üçlüsünden sonra o da ızdırap haline geldi. :) durduk yere salak saçma şeylere sinirlenip salak saçma şeylere ağlıyorum. hatta olabildiğince yalnız kalmaya çalışıyorum, herkesden kaçıyorum. kimseye karşı bişey hissetmiyorum, duygusuzluk gibi.

sizce benim sorunum ne? rahat batıyor demeyin, sokayım böyle rahata.
0
biseyler
(23.09.10)
kendi sorunlarının farkında olan biri olduğun belli..bu yüzden bir psikoloğa danışmanda fayda olduğunun farkındasındır..bir iki hobi edinmeye çalışırsan kurslara katılarak falan arkadaş edinirsin ve sosyalleşirsin..yalnız başına olduğunda herhangi bir sorun bile daha ağır, olduğundan daha büyük gözükebilir.aile bakımından şansızsın tamam ama bunun tüm yaşamına yayılmasına izin verip vermemek senin elinde ve görünen o ki sen buna pek izin vermemişsin..sosyalleşmeye çalış arkadaş edin konuşabileceğin dostların olsun aşık ol..hayatı daha katlanılır kılan şeyler bunlar bence..
0
birbilsem
(23.09.10)
akıcı yazıyorsun tebrik ederim. edebiyat dergilerinde şansını deneyebilirsin.
0
peki
(23.09.10)
anne babasız büyüyen birisi olarak diyeceğim belki birçok şey var ama cümlelere dökülmez :)
tebrik edilesi yazmışsın... duygulandırdın bizi
0
.aylin.
(23.09.10)
o kadar iş güç arasında oturdum okudum valla. bence de akıcı yazıyorsun, okutabiliyorsun yazdıklarını. sorunun, 'anlam' üzerine olabilir.
oruç aruoba'nın 'hani' adlı kitabını okumanı önerebilirim.
0
kuytu
(23.09.10)
yuh ilk defa çok uzun bir metni biri bana okuttu. bu kadar mı iyi anlatılır ve betimleme yapılır.
0
istanbull
(23.09.10)
bu hikayeden muhteşem bir dizi-film çıkabilir.ayrıca harika bir küçük burjuva hikayesi.bunları yazarken dalga geçmiyorum.tıpkı kafka'nın 21.yüzyılda'ki uyarlaması olabilir.dostum bu hikayeni kesinlikle edebi bir biçimde yaz.ayrıca kafandakileri dağıtmış olursun.ve bunları yayınlat muhakkak.bu hikayenle binlerce insanın hislerine tercüman olabilirsin.çünkü türkiye'de 500.000'e yakın insan senin durumında.tıpkı evlenip boşanmış sonrada çocuğunu iplemeyen kişiler.kesinlikle bunları yaz ve yayınlat....
0
tylolhot
(23.09.10)
Çok büyük adam olacaksınız. Cidden, çok samimi söylüyorum bunu.
0
johan sebastian
(23.09.10)
bence sorunun sevgisizlik. hiç arkadaş demedim demişsin ya senin kim olduğunu önemsemeyecek muhabbet etmekten zevk alacağın buraya nick altında yazdığın şeyleri doldu dolu anlatabileceğin bir kaç dost edinmeye çalış. sonrasında yolunu çizersin zaten..
0
ryu
(23.09.10)
sevgisizlik, ilgisizlik. aslında "aile" olarak nitelendirilen kavramın senin hayatında hiç olmayışı. sen ebeveynlerin olmaya çalışıpta aslında gerçek anlamda olamamış kişilerin sinirlendiğin kızdığın huylarını taklit etmeden aslında olması gerektiği gibi davranarak bir aile kurup tatmadığın mutluluğu sevgiyi onlara gösterip onlarda aldığında pek bir sorunun kalmayacaktır.

o zamana kadar istiyorsan güvendiğin biri ile yada bir psikolog ile düşüncelerini paylaşabilirsin, dertleşebilirsin.

(en yüzeysel en geniş şekilde bunlar senin sorunun)
0
pposeidon_1
(23.09.10)
Tek sorunun arkadaşın olmaması sanırım. Arkadaş edin işte. Bir de şanslı olduğun tarafları daha iyi değerlendir. Hiçbirşey yapmasan bile sana çok iyi bir iş vaadedecek bir annen ve baban var mesela...
0
ermanen
(23.09.10)
vakit ayırıp okuyan, cevap yazan, mesaj atan ve bir nebze de olsa yalnız olmadığımı hissettiren herkese teşekkür ederim. :)

sanatçı-edebiyatçı olayı bambaşka bişey bence. hani sosyoloji ve felsefe gibi konulara hakim olmak gerek. öteki türlü hıncal uluç'un spor yorumlamasından ne farkım kalır? hem sadece yaşam tarzı ile olsaydı üniversiteyi bırakan herkes bill gates ya da steve jobs olurdu. :) şaka tabi. velhasıl uzak geliyor bana, yıllarca bu alanda emek harcayan insanlara da ayıp olur gibi. (ahah, sanki başarımın garantisi var.) ama fikirleriniz karşısında bişeylere yeteneğim olduğunu düşündüm bi an için. belki bi blog açar, yıllar sonra yazdıklarıma bakar ve "nereden nereye" diye iç geçiririm, kim bilir. :)

@wishes: ilk sana söylüyorum, bu kıyağımı unutma. :) çinli ile ayrılmaya karar verdim ama daha kendisine söylemedim.

yarın ilişkimizin üçüncü ayı olacak ve buranın iyi yerlerinden birinde rezervasyon yaptırmıştık. bir-iki gündür pek konuşmuyoruz. bugün yemekten sonra yeni hobim olan bulaşık yıkama ile uğraşırken yanıma geldi ve yavşak yavşak(bu laf pek moda) "hayatımmm, bi sorun mu var? yoksa artık beni sevmiyor musun?" dedi, bişey demedim hatta kafamı bile kaldırmadım. "tatlım, uzun süredir konuşmuyoruz ve bişeyler varsa benimle paylaşmak istemez misin?" dedi kulağıma eğilip. "yarın akşam konuşuruz" dedim, "hem hava değişikliği ikimize de iyi gelecektir." :) yalaşap bi öpücük kondurdu ve gitti.

ben yemek ve bulaşıkla uğraşırken kendisi internetteydi. zaten eve 1'de geldi ve o saatten beri telefonla konuşmak, aynaya bakmak ve internette takılmak dışında bişey yapmadı. bilerek dünkü bulaşıkları mutfakta, çöpü kapının önünde bırakmıştım ama pek oralı olmadı. şimdi yemekten sonra ben geçince ikide bir gelip bakıyor falan, mesaj veriyor yani. "kalk ben oturacağım" demek istiyor, o yüzden şimdi kalkacağım ama yarından sonra olayların devamını mutlaka yazacağım. ahaha, kitle falan oluştu yav. harbiden götüm kalkacak. :)
0
🌸biseyler
(23.09.10)
(5)

ingilizceye çeviri

gulcea
''Sahilde yumurtlayan su kaplumbağalarını görebilirsiniz.'' Bu cümleyi ingilizceye çevirir misiniz? Şimdiden teşekkürler!!
''Sahilde yumurtlayan su kaplumbağalarını görebilirsiniz.'' Bu cümleyi ingilizceye çevirir misiniz? Şimdiden teşekkürler!!
0
gulcea
(22.09.10)
you can see turtles lay eggs in the sand along the coast
0
sttc
(22.09.10)
şöyle daha doğru olur:

you can see the turtles laying eggs on the beach.

edit: "lay" veya "laying", ikisi de olur
0
ermanen
(22.09.10)
"laying eggs" değil mi?
0
esenboga
(22.09.10)
laying eggs
0
ardaertac
(22.09.10)
verbs of perception > -ing olmali

ama zaten bu cumlenin Turkcesi de pek mantikli degil ki. Zira, to$baa laym bu tavuk mu gun boyu yumurtlasin! :P
0
ucan sincap
(23.09.10)
(17)

eski sevgilinin mutlu olması

özil
bunu isteyen var mıdır aranızda?
bunu isteyen var mıdır aranızda?
0
özil
(22.09.10)
ne şekilde ayrıldığımıza bağlı.
0
xenophobe
(22.09.10)
var tabi ki, neden olmasın ki? mutsuz olsa ne geçecek ki elinize?
0
burbat
(22.09.10)
(bkz: saygı)

şöyle düşün ki bu senin eski sevgilin olmuş ve ufacık bir nedenden dolayı bile olsa birşeyini birşekilde sevmişsin beraber olmuşsun
bir daha düşün; sen bunun şimdi kötülüğünü istiyorsun... kim saçmalamış olur?
kendi kendine tezatlığa düşmez misin?
0
.aylin.
(22.09.10)
@aylin

ama ufacık bir nedenden dolayı da nefret etmişsin.
0
🌸özil
(22.09.10)
seviyorken ayrılmışsanız elde olmayan nedenlerden ötürü evet isterim ama aldatma ihanet varsa gebersin yansın ölsün :D
0
asadas1999
(22.09.10)
deliler gibi mutlu olsun yeter ki bana uzak olsun, diyen milyonlari da es gecmeyelim : )
0
la traviata
(22.09.10)
ben eski sevgilisinin ayrıldıktan sonra tanışıp hoşlandığı eleman ile arasını yapmış adamım.
0
babilbaligi
(22.09.10)
keşke mutluluğu bizim isteyip istemediğimize bağlı olsa.
0
milesh
(22.09.10)
bir tek dileğim var mutlu ol yeter...
0
ermanen
(22.09.10)
hayır bütün eski sevgililerin allah belasını versin evlendiklerini mutlu olduklarını görücem diye facebooka bakamıyorum bi ben mutlu olayım onlar bok yesinler işte benim bu konudaki fikirlerim id değerindedir ama yerindedir
0
strangers in the night
(22.09.10)
çok da umrumda değil. ne yaptığından haberim yok.
0
bira sisesi kapagi
(22.09.10)
2 tane ciddi iliski yasadigim eski sevgilim var. biri hep mutlu olsun istiyorum, digeri de olsun gebersin, basina tas dussun, herkes onu aldatsin, isleri kotuye gitsin.... istiyorum.

diyecegim odur ki kisisine gore, nasil ayrildiginiza gore, size yaptiklarina gore degisir.

ps ikisini de cok sevmistim.
0
Ms._mystery
(22.09.10)
ayrıldıktan sonra mutsuz olmuşsa ve siz görece daha mutlu olmuşsanız, ve onun mutsuzluğunun vicdan azabını yaşıyorsanız, sırf onun için değil kendi iç huzurunuz için bile mutlu olmasını istersiniz.
0
purpurum
(22.09.10)
bende mutlu olsun hatta kıçı tavana vursun isterim. neden isterim, bir ayrılıkta daha kapımı çalmasın diye, ya ya.
0
invicta
(22.09.10)
Sürünsün şıllık.

hehe.

Ben isterim mutlu olsun, öyle iyi falan da ayrılmadık.
0
johan sebastian
(22.09.10)
ne hali varsa görsün..adı üstünde zaten.eski sevgili :) önümüze bakalım gençler :)
0
lavitaebella
(22.09.10)
mutluysan hepsi mutlu olsun
mutsuzsan hepsi gebersin moduyla alakalıdır budurum..
0
jamswety
(22.09.10)
(6)

Konservelerin suyunu-yağını dökmek/dökmemek

manfool
Hangisi doğru. Ben hepsini döküyorum. Ton balığınınkini de döküyorum. Vitamini orda onun demeyin...
Hangisi doğru. Ben hepsini döküyorum. Ton balığınınkini de döküyorum. Vitamini orda onun demeyin...
0
manfool
(22.09.10)
Dokmek gerekiyor, hatta konserveyi tekrar sudan gecirmek gerekiyor kullanmadan once.
Tabi konservenin hepsini bir anda kullanacaginizi varsayiyorum.

Ton baliginin uzerindeki yagi da dokmek gerekiyor. Onun uzerindeki zaten balik yagi degil de, baligin tazeligini korumak icin konulan baska bir yag (aycicek?)
0
yilmazyildirim
(22.09.10)
ton balığını açıp tamamını bitirmeyecekseniz, mesela benim gibi bir buçuk kiloluk büfe tipi ton balığı alıp günlerce yiyecekseniz yağını dökmeyin. ekmek banmayı seviyorsanız yiyebilirsiniz. yoksa süzün, daha sağlıklı olur. yedikten sonra balıklar havayla temas etmeyecek şekilde yağa gömünüz ki bozulmasın.

onun dışında konservenin, peynirin falan suyu dökülerek kullanılır. hatta suyu yer kaplamasın, suya boşa para vermeyin diye superfresh mısır konservesini susuz yapmaya başlamıştır.
0
kibritsuyu
(22.09.10)
peynırın suyunu da cok dokme bekleyecekse, kuruyup tahta gibi oluyor.
0
bryan fury
(22.09.10)
bu arada yağı süzülmüş paket halinde satılan ton balıkları da var artık. kolay da açılıyor. konserve derdine son :)
0
ermanen
(22.09.10)
bezelye falansa suyunu süzün tebii, yoksa yemyeşil bir yemek olur, çok da tuzlu iğrenç.

ton balığı yağını ben süzüyorum, kimisi yemeği o yağla yapıyor. yağ da değil de suda ton balığı ise ve hepsini yiyeceksiniz süzün tebe
0
no avalon
(22.09.10)
konserveyi bilmiyorum. ama tonbalığının ki salamura mantığında bir şey. bildiğin ayçiçek yağı. yağı kaşıkla etin üstüne bastırarak süzerim hatta. içinde hiç yağ bırakmamaya çalışırım. zaten yağı iyi süzmeyince tadı bir acayip oluyor. vıcık vıcık.
0
atmosphere
(22.09.10)
(7)

kırtasaiye malzemesi

fatma_212
kırtasiye malzemelerini uygun satan yerler varmı
kırtasiye malzemelerini uygun satan yerler varmı
0
fatma_212
(22.09.10)
kastamonu'da atatürk caddesi'nde kardeşler kırtasiye var. çok ucuz.
0
kibritsuyu
(22.09.10)
Gümüşhane'de Gümüş kırtasiye var.
0
ermanen
(22.09.10)
çanakkale'de çanak kırtasiye var camiden sağda
0
.aylin.
(22.09.10)
balıkesir'de balıık kırtasiye var. sahilde.
0
jameskeenan
(22.09.10)
carrefour, dia, bim.
istanbulda eminönüne bi dal, hanları gez...

lüleburgazda bizim arkadaş kiloyla satıyodu n'oldu bilmem :p
0
muppet
(22.09.10)
dincilere para kaptırmamak gibi prensipleriniz yoksa, hakikat'lere gidin. hakaten çok ucuz, hemen hemen her şehirde vardır.
0
kelimeyounu
(22.09.10)
var
0
sourlemonade
(22.09.10)
(4)

[Cep telefonu] Anti radyasyon sticker

ermanen
Bunlar işe yarıyor mu gerçekten?
Bunlar işe yarıyor mu gerçekten?
0
ermanen
(21.09.10)
hayır
0
lord randal
(21.09.10)
sadece evet hayır değil de, açıklasanız da iyi olur.
0
🌸ermanen
(21.09.10)
teorik olarak, eğer engelliyorsa telefonunuzun "ping" atamıyor olması gerekir, yani telefonunuzu kullanamazsınız. Telefonunuzu kullanmanız için de aktif olarak "ping" atması gerekir. Bu ping atma dediğim, denizaltı sonarları ile ilgili bir terim.
şöyle test edebilirsiniz stickeri; eski tüplü bir televizyonun ekranına yaklaştırın ve görüntüde bir bozulma oluyor mu bakın. muhtemelen olmuyordur, yani dalga jammeri gibi bir görevi yoktur. kaldı ki sticker dalga jammeri özellikli olsa, en iyi ihtimalle telefonunun iletişim kalitesini falan düşürür; dalga soğurucu olsa konuşmanızı engeller.
0
pozzecco
(22.09.10)
radyasyon dedigimiz sey,telefonun iletisim dalgalari. yani sen bir baska telefona baglanirken telefondan cikan bilgileri aktaran dalga,sana zarar veren dalga. o kısmın olmaması,telefonun cekmemesi anlamina gelir. radyasyon filtresi,bunu biraz engellemeye calisacak bir prensip olursa,telefon daha iyi cekmek icin daha cok guc harcar. her zaman,telefonun full cektigi nokta radyasyon acisindan daha azdir. ayni konuyu cok arastirdim,tum telefon ureticilerine de mail yoluyla ulastim. boyle birsey olsa,ilk basta telefon ureticileri telefonlarına ekler,zaten 15-20 liraya satilyior. dahasi,bir gun radsav denen radyasyon engelleme filtresini aldım,ne var lan bunun içinde deyip açtım,içinden kapı macunu,ayakkabı köselesi arası bir şey çıktı. öyle bir şey de elektronik dalgayı kanalize edip dağıtma görevi yapamaz zaten. başta anlattığım gibi,radyasyondan kurtulmak telefonun çekmemesi demek.

ayrıca bluetooth kulaklık kullanmak daha kötü çünkü bluetooth da radyasyon yayıyor çünkü kablosuz iletişim,yani mekanizmayı anla,wireless modemler evdeki telsiz telefnlar,hepsi. telefonu kulaklıkla kullanmak da çözüm değil. çünkü telefonun içndeki radyasyon,kulaklığın iletkenliğinden faydalanarak kulak içine ve ordan beyine daha rahat ulaşıyor diye bir teoride var bilim adamlarınca.

yani her türlü sıçtık. mümkün olduğu kadar az kullan telefonu,kendinden uzak tut.
0
lord randal
(22.09.10)
(3)

Staj raporunun İngilizcesi?

hophophoba
Internship report degil heralde di mi, kulaga guzel gelmiyor. ne peki?
Internship report degil heralde di mi, kulaga guzel gelmiyor. ne peki?
0
hophophoba
(20.09.10)
ODTÜ "summer practice report" olarak belirtmiş.
0
muratk18
(20.09.10)
"internship report" gayet dogru
0
ermanen
(20.09.10)
technical experience report da olabilir.atttım ama.
0
raki masasinin degismez adami
(20.09.10)
(31)

nasıl alıyorsunuz bunları?

kibritsuyu
dikkatimi çekiyor merak ediyorum. sürekli bir dslr fotoğraf makinesi tavsiyesi, ipad'ler iphone 4'ler, laptop'lar, yurtdışı seyahatleri, şunlar bunlar tavsiye ediliyor, alınıyor, alınmak isteniyor.abi sırrınızı bana da bi söyleyin lütfen ya. 10 yıldır çalışıyorum. eşim de çalışıyor. şu anda elimize
dikkatimi çekiyor merak ediyorum. sürekli bir dslr fotoğraf makinesi tavsiyesi, ipad'ler iphone 4'ler, laptop'lar, yurtdışı seyahatleri, şunlar bunlar tavsiye ediliyor, alınıyor, alınmak isteniyor.

abi sırrınızı bana da bi söyleyin lütfen ya. 10 yıldır çalışıyorum. eşim de çalışıyor. şu anda elimize yani çok süper diyemeyeceğim ama geçimimizi sağlayacak kadar para geçiyor. evliyim, evim kira. ve biz anca evimizi geçindirebiliyoruz. ne abartı telefona harcıyorum, ne arabaya, ne elektroniğe. artık kağnıya döndüğü için işyerinde kullandığım 2004 model eşşek monitörlü eski bilgisayar yerine bi laptop aldım, taksitle, ama ekonomim çöktü. hesapta para yok, daha 750 lira kredi kartı ödemem var. ortalama bir hayat yaşıyoruz, lüks değiliz. çoluk çocuk yok. işe güce servisle dolmuşla gidiyoruz. harcamamız sadece eve, üstümüze başımıza.

en yakın arkadaşlarımdan biri şehir dışında evleniyor, anadolu jet'in 29 liralık biletleriyle bile gitmeye, orada otelde bir gece kalmaya param kalmadı, gidemiyoruz düğününe. sıkıntı çektiğimi, maddi nedenlerle gidemediğimi hiç belli etmememe rağmen, iş güç vs diye kıvırmama rağmen annem "o senin düğününe gelmişti, sen de git, al biletleri ben vereyim parasını" diyor, 32 yaşındayım gücüme gidiyor bu yaşta.

dört yıldır dslr makine hayali kuruyorum, bir makinem olmamasına rağmen varmış gibi objektif, makine vs yorumlayacak kadar yazı, makale okudum da daha ellemişliğim yok.

hayatımda yurtdışına çıkmadım. bi gidelim başka memleket görelim desek sırf pasaport çıkarmak ebesinin örekesi. bi uçak bileti alalım, gidince parklarda yatalım desek bile 2 kişi gidiş dönüş ebemiz sikilir. annemlerin yanına sığıntı gibi yaz tatiline gittik, ona rağmen sırf arabanın benzini ve orada harcamamız, dikkat edin konaklama ücreti falan yok, ağustos başından beri belimizi büktü.

nedir sırrınız bana da söyleyin. hepiniz çok mu iyi kazanıyorsunuz, nasıl kazanıyorsunuz, nasıl biriktiriyorsunuz, harcamanız mı az, anlatın da ben de biraz daha rahat edeyim, eşimi de daha rahat ettireyim?

kesinlikle hayatımdan şikayetçi değilim. allaha bin şükür normal şartlarda normal standartlarda geçiniyoruz. tek kuruş borcumuz yok. kafamız rahat. ama anca geçiniyoruz yani. bir ekstramız olsa (örneğin uzak diyarlardaki arkadaş düğünü), belimiz bükülüveriyor. ben bunlara da yetişebilmek istiyorum. altımdaki araba mersedes olsun diye hayflanmıyorum yani.
0
kibritsuyu
(20.09.10)
(bkz: peder bank)
0
alchemistt
(20.09.10)
olasılıklar:
- baba/ana parası
- getirisi iyi iş
- miras
- piyango/loto
- zengin eş
- yolsuzluk

ha en büyük neden de dünyanın en büyük sorunu olan eşitsizlik zaten
0
ermanen
(20.09.10)
abi simdi buradaki her insanin yasi veya sorumluluklari digerlerininkiyle ayni degil ki?

evlilik basli basina zaten bu sorunun cevabi olamaz mi?

dusun bekarsin, elektronik almak istedigin bisey var, alabiliceksin ama kalan gunlerinde anca corba icebilcek paran var. bunu yapabilirsin. dogru veya yanlis, ama bu riski alabilirsin.
zannetmiyorum ki ayni riski evli iken alasin. esine karsi sorumlusun bir kere fazladan.

her seyi alabilen gibi gozukenleri kendimce kategorilendirirsem

1- zengin olanlar. ama aileden ama kendi kazanciyla. surda ne kadar daha ucuzmus dusunmeden cat diye alabilenler.

2- ailesiyle yasayip aile durumu iyi olanlar.
bunlar aralarinda ayriliyorlardir elbet
a- buna ragmen her seyi alirim demiyip tutumlu olanlar
b- nasilsa babadan geliyor, alirim istedigimi diyenler.

3- ogrenci olmasina kazanci olmamasina ragmen deli gibi burs alanlar ve bu burs paralarini bunlara harcayanlar.
yani 150 tl lik kyk burslarini bile cat diye hepsini gereksiz seylere yatiran eminim ki cok insan var. kaldi ki, 3-4 bursla toplam bir maas gibi kazanci olan insanlar da var, bazi anne babalar bu konuda acaip hirslilar. ama gunah ote yandan da. yazik gunah.

4- zengin olmayan fakat aklina koydugu seyi uzun zamandir hayal ederek almak isteyenler.

az yemistir, az harcama yapmistir, az disari cikmistir, biriktirmistir ve istedigi seyi almistir. cok yuksekte degildir gozu, tek bir istegi vardir.

5- devamli soran, arastiran ama aslinda almayacak olanlar.

her konuda bilirler. bilmeleri bir sey degil ama sanki habire birini alip birini satiyomus gibi boyle gosteren tipler kendilerini.


bi de tum bunlar disinda haksiz kazanclarla vs. elde edenler...

sana kolayliklar dilerim hayatinda.
0
la traviata
(20.09.10)
ohh işte duyurunun böyle bir soruya ihtiyacı vardı.
Bende soruyorum ,
En kıytırık collezione , elsiwaikiki den bile kıytırık birşeyler alsan
kazak: 59.90
mont: 39,90
pantolon : 39,90 (en kötüsü hemde)
don: lan bildiğin don : 5-10 milyon

bu ne , illa pazardan mı giyinelim çok zor yaşamak , üzerine düzgün birşeyler almak .Bende senin gibi o sıradan insanlardanım hemde öğrenciyim ulan hesapladım günde 5 tlden fazla harcarsam zarara giriyorum.
Cevabını bilmiyorum ama bende birşeyler demek istedim.
0
slymene
(20.09.10)
valla hacı amma içlenmişsin yaa valla okudum içim karardı.

öncelikle şanslı olman gerek
sonrasında iyi eğitim,
eğitimde ve sonrası hayatta ekstra donanım (dil, xxx belgeler vs.)
biraz çevre,
kendini pazarlayabilme kabiliyeti,
doğru yerde ve zamanda doğru hamleyi yapabilmek,
kararsız kaldığında sana yol gösterecek doğru insanlar (misal ekşiduyuru)

bunların derecesi olumluya doğru yükseldikçe parada otomatik olarak artıyor.
0
pposeidon_1
(20.09.10)
çok çok zengin olmana, babandan para kalmasına gerek yok..
istanbulda yaşadığını varsayıyorum;
baban zamanında buralardan bir ev almış olsaydı ve sen şu anda kira ödemeden o evde eşinle yaşıyor olsaydın, kiraya ayırdığın parayla, tüm bu istediklerini yapabilirdin, sadece bir ev diyorum sana, öyle çok büyük bir servet değil.
0
de jure
(20.09.10)
bence doğru bir planlamayala siz de düzlüğe çıkabilirsiniz. ya da kazancınız düşük olabilir. bilmiyorum 30 bin tane parametre var.

ama yani artık bir dslr almak ne bileyim bir yurtdışına çıkmak çok bütçeyi sarsan olaylar değiller.

misal 270 euro ya prag gezisi buldum geçen 3-4 gün müydü neydi. sonracıma geçen sony alfa serisi bir dslr 870tl y di. uzun taksit şeyleriyle falan bunlar pakala karşılanabilir. ama misal taksit şeyine çok yük bindiyse harbi zorlanır insan.

ya bir de tabi evliyseniz evlilik bambaşka bir olay.
0
cedric tweedledee
(20.09.10)
aksam maileşelim mudur musayit olursan, ben de sana 3-5 bişi danısacaktım.
0
bryan fury
(20.09.10)
ama genel olarak üzülerek söylüyorum baba parası : ((
0
cedric tweedledee
(20.09.10)
abi süpersin! hakikaten ben de uyuz oluyorum bazen öle sorulara. biri çıkmıştı geçen gün mesela, "laptop alıcam, normal macbook mu aliyim, macbook pro mu, yoksa macbook air mi?" diye sordu. ulan dedim bu ne ya? millet internet ortamını buldu bol keseden mi sallıyo nedir? ya da para öyle bok gibi ki ne aldığı önemsiz. eskiden ailemin yanında yaşadığım zamanlarda yaşadığımız muhit daha bi lüksvariydi. mesela bi arabanın daha tvde, gazetelerde reklamları dönmeye başlamadan bikaç tane görüyodum park etmiş şekilde bi apartmanın önünde. demek milletin yaşamını idame ettirmekten öte, kenarda bulundurduğu 250.000TL si fln var her daim. birileri ev alıyor 500.000TL - 1.000.000TL'ye, birileri dünya turlarına çıkıyor, birileri tatile gidiyor 7 yıldızlı otellere. hakikaten anlayamıyorum bu olayları. ne kadar da çok zengin adam var ülkede haberimiz yok bence.

ben de evliyim bu arada ve askerden geleli 4 ay oldu iş güç yok. akraba, arkadaş ziyaretlerinde insanların anlattıklarını gıpta ile dinliyoruz hanımla ben; bu kurban bayramı nereye gidelim? new york mu, ontario mu, sydney mi... hayır millet olayın parasında o kadar diil ki, şu yeni çıkan çipli pasaportları nası yenileyeceklerini bile daha fazla dert edinmiş durumdalar kendilerine... (bu arada aralarından hırsızlık, yolsuzluk yapan yok bu bahsettiğim insanların. bildiğim kadarıyla hemen hemen hepsi ya mirasla ya da hırsla çalışarak şu an oldukları konumdalar)

işin özü, sanırsam iyi bir işten geçiyor. iyi bir iş de iyi bir eğitimden (multi-meziyetli yetiştirilme diyebiliriz). iyi bir eğitim de malesef durumu hali hazırda iyi olan bir aileden gelmeyi gerektiriyor. bu da tavuk/yumurta paradoksu gibi bişey aslında sanırsam...
0
loveinaflipbook
(20.09.10)
genel anlamda pahalı faturalar belinizi büküyor olabilir, düşünün en boktan bir internet hizmeti bile 40 liradan falan başlıyor aylık. bir de o gözlemlediğin kişilerin bence büyük çoğunluğu öğrenci ve çalışan-bekar kesimdir. öğrenciler yukarda da dendiği gibi para babasıyla alıyorlar ya da eğer öss'de ilk bilmem kaça girdilerse milyarı aşan burs elde edebilirler. bunlarla çok rahat o dediklerini alabilirler. senin durumun da verdiğin örneklere bakılınca üzücü ama senin gibi de çok var hele istanbuldaysan zaten normal bir durum. istanbul gerçekten pahalı. ben de öğrenciyim, istanbulda yaşıyorum burs murs yok babamdan 250 ya da 300 alıyorum, zaten ulaşım açısından boktan bir yerde oturuyoruz. akbil parası, minibüs parası falan derken benim para da dayanmıyor. 1-1,5 sene vücut geliştirme yapıyordum onu da bıraktım çünkü hakkını vererek yapınca harçlığımın yüzde 50si oraya gidiyordu, minibüs parası+salon parası+yemek parası yemek dediğim de supplement falan değil, ton balığı, muz, yumurta, süt, tavuk falan. üst üste buluşmalara gitmiyorum mesela arkadaşlarla çünkü pahalıya patlıyor benim açımdan. bir halı saha maçı yapmak ya da ikinci lig takımının maçını izlemek bile 10'ar milyona patlıyor ortalama. evde televizyon izliyorum para biriktiremiyorum anasını satayım:)
0
baldur
(20.09.10)
türkiye geçen yıla göre %10 büyümüşşş. sürekli büyüyor zaten, senin cepteki paranın %10'u bu bahsettiklerini alan insanların cebine gitmiş (istisnalar olabilir, öğrencidir yemez içmez alır). türkiye'de insanlar bence mucizevi bir şekilde yaşıyor. 3 kuruş kazan, devlet bir sürü fatura, vergi vs. alsın çökertsin iyice, sen bununlada yetinme üstüne çocuk falan okut üni.de.
0
saykodeli
(20.09.10)
seni rahatlatayım,
ben de o adamlardan birisiyim yani bir çeşidiyim. istediğimi alabilme şansım var, saydıklarınızı almayı istediğim zaman ikinci kere düşünmeme gerek yok... ama nasıl.

Günde en az 13 saat çalışıyorum ki ortalama çalışma sürem 15 saat, sadece uyuduğum ve yemek yediğim zamanlar çalışmıyorum. allahın siktir ettiği bir ülkenin, orada olduğu bile bilinmeyen bir bölgesindeyim. can güvenliğim tam anlamıyla yok. ayrıca olabildiğince sağlıksız bir ortam. buna karşılık eşek yüküyle para kazanıyorum ve hiç bir masrafım yok.

öyle işte, bir noktada hayatından ne kadar feragat ettiğinle alakalı. eşitsizlik olsa da her durumda geçerli değil.
şükret diyemem ama evden çıktığında yaşadığın özgürlük hissi eve geldiğinde karşılaştığın sevgi, dolabımda duran 4000tl lik dslr den daha değerlidir sanırsam.
0
s man chen
(20.09.10)
yukarıda bi arkadaş sanırım benden bahsetmiş. macbook mu alayım, macbook pro mu diye sormuştum ben de geçenlerde. la olum kısmetimize geçenlerde dededen kalma bi bahçemiz satıldı. çoluk çombalak herkese de pay edildi. ordan gelecek parayla bak macbook pro zaten alamıyorum, belki bi macbook alırım dedimdi. yoksa hayatımda tatile gitmedim lan ben, en son ne zaman yüzdüğümü hatırlamıyorum. iki sene boyunca her gün izmit-istanbul arası trenle gidip geldim okula.
0
ruhibirbanyo
(20.09.10)
Anlamadım.
Kaç para kira veriyorsun kardeşim ?
Ne kadar elektrik,su,telefon,gaz falan kaç para tutuyor ?
vallahi bende anlamadım.
0
ucamayanadam
(20.09.10)
hay ağzın bal yesin hocam. bende geçen aynı şeyi içimden geçirdim burayı okurken.
çevremde de hemen hemen aynı kazanca sahip olduğum insanlar deli gibi tatile vs giderken ben yaldır yaldır taksit ödüyorum nasıl oluyor diye düşündüğümda mevzunun aslında ayrıntılarda saklı olduğunu gördüm.
misal;
-adam ev kirası vermiyorsa(kendi evi ya da aileyle kalıyor) kafadan 400-700 civarı bir kira parası cepte kalıyor.
-ailesiyle yaşıyorsa birde elektrik-su-doğalgaz-internet gibi yaşamsal ihtiyaçlara para vermiyorsa bir 300-350'de ordan kalıyor yaptı mı sana 600-700 minimum birikmiş hemde aylık.
geri kalıyor kemiksiz maaş.
gelsin ayfonlar, gitsin tatiller...
bu şekilde çok fazla insan var. ailede anne baba çalışıyor evi onlar döndürüyor, üstüne evlatta çalışıp kendine onu bunu alıyor gezip tozuyor.
ortaya bu çıkıyor.
Kendi evi olanlarda babanın ananın zamanında aldığı evde kalıyorsa o da acayip tasarruf ettiriyor.
Ayrıca kazanılan paranın çalışılan işle de alakalı olarak arttığını düşünürsek ciddi manada farklar oluyor.
şöyle ki;
kurumsal bir firma ile kurumsal olmayan bir firmada aynı işi yapan, aynı sorumluluklara sahip 2 insan arasında bile 1000tl fark oluyor, bu gibi detayları da göz önünde bulundurmak gerekiyor.
özetle şanslı olmak gerek :)
0
icemanr
(20.09.10)
valla ben çok iyi biliyorum ki, ayda 800 liraya markette çalışıp 1 hafta önce blackberry' ye 1500 lira gibi bir para veren birilerini. ayda 100-100 öderim dedi. kendimden utandım. mantık şu. bir malın toplam fiyatı önemli değil ayda kaç kaç ödeyecekleri önemli..

BURAYI iyi okuyun..

2 yıl önce bir tanıdığım ayda 700 lira maaş alıyordu. arabalara meraklı. reina' nın önünden geçsin arabayla kız kaldırsın falan. ayda 730 lira taksitle honda city aldı bilmem kaç ay vadeli. arabası çizilmesin diye otopark a bırakıyordu. bir de benzinli. düşünün yakıtını. ama mutlu hissediyordu kendini. benzin parası vs harçlığını ailesinden istiyordu da öyle biniyordu arabaya.

2. örnek yazlık alan aile.

ayda 2.000 tl ödeyecek marmara ereğlisinden yazlık aldı bir başka tanıdığım. 60 ay ödeyecekmiş. bi kere her yıl marmara ereğlisinde tatile gidecekler ki bence kötü bir durum. aptallık yani her yıl başka bir yerde 2 milyarlık tatil yapsan 5 yılda 12 milyarın gider. bir de eve 5 yılda yapacakları masraf ve bakımı katmıyorum..

bu iki örneğe bakarak da insanların ne kadar aptalca şeyler yapıp lükse düşkün olduklarını da görebilirsiniz.

işin bir de sigara boyutunu karıştırmıyorum. sigara içiyorsanız günde 1 paket 5 tl den . ayda 150 tl yi sokaga atıyorsunuz. dslr makine hayaliniz mi?sigara hayaliniz mi diye sorar insan? sigarayı bırakmıyorsanız da hakkınızdır o makineyi alamamak. tabi içmiyorsanız sözüm geri..

ayrıca merak ettim toplam ayda elinize geçen ücret ne kadar da hiç para yetiştiremiyorsunuz?
0
ykyt
(20.09.10)
kibritsuyu,

cok guzel cevaplar vermis arkadaslar. yalniz eksik gordugum bir sey var: burasi internette bir web sitesi. bunun onemli bir ektisi olarak her turden, her sosyo-ekonomik siniftan insan gelebilir. dolayisiyla gunluk hayatinda gorebileceginden cok daha farkli insanlar da goruyorsun.
yine web sitesi olmasinin bir sonucu su: sen bir tanesin, ama buraya yazan okuyucu binlerce. yuz kisiden biri para biriktirip bir sey almak istese her gun 10 kisi luks bir urun hakkinda soru sorar.
oyle yani.
0
wpi
(20.09.10)
İnsanların öncelikleri önemli. Evli olan için de bekar olan için de öncelikler belirliyor herşeyi.

Ben sosyal bilimlerden birini okudum, akedemik kariyer yapsam bile iş şansım ancak kpss'ye bağlı, hocalardan birine kendimi yüzsüzce bağlamadıktan sonra. Mezuniyetimden beri, farklı yerlerde çalıştım. Her çalıştığım yerde para biriktirip sonunda istediğim birşeyi aldım veya o para iki işyeri arasındaki işsizlik dönemimi finanse etti. Şimdi mesela bir netbook almak istiyorum, bunu da taksitle değil tık diye ödeyerek yapmak istiyorum yani işe girilecek kenara para atılacak öyle alınacak o alet. la traviata nın dediği gibi 5 numaradakiler gibiyim acil alıcak olmasam da buraya gelip sormayı ve alıcağım zamana hazırlık yapmayı seviyorum. Ha öte yandan ben eşim dışarıda olduğu için babamla yaşıyorum, kira derdim vs.m yok. Kız çocuğusun deyip babam benden birşey de beklemez. Belki o yüzden bu kadar rahat para biriktirebiliyorum.

Şimdi sizin durumunuzdan gidersek, biryerlerde harcadığınız fazla birşey yaptığınız bir "hata" olmalı. Kira mı çok yüksek, mutfak harcamaları mı, kıyafet alışverişi mi biryerden bir sızma var.

Bir ara deli gibi msn money ve diğer ingilizce finans/kişisel bütçe/tutumluluk bloglarını okuyordum. Göze görünmeyen pek çok gereksiz harcamayı görmenizi, harcamalarınızı düzenlemenizi, bütçe yapabilmenizi kolaylaştırabilir.
0
cinna monster
(20.09.10)
bekarlık sultanlık.
0
cashkopat
(20.09.10)
yanıtımı açayım biraz:

la traviata'nın değindiği üzere bekarlar hayatlarını daha diledikleri gibi yaşabiliyorlar, anlamlı/anlamsız risk alabiliyorlar.

bırak elektronik eşyayı parasını sokağa bile atabilir. sene 2006, elimiz yeni yeni ekmek tutmaya başlamış. işyerinden bir arkadaş maaşını bu ay yüzde 40 zamlı almak ister misin, dedi. nasıl olacak deyince dünya kupası oynanıyor, brezilya'nın şu maçına bütün maaşı yatırcaz dedi. Kazanamazlarsa? O zaman bütün ay simit yeriz. yatırdık parayı. evli biri bunu yapamaz, yaparsa da uzun süre evli kalamaz gibime geliyor.
0
cashkopat
(20.09.10)
sadece evin kira olması bile büyük masraf. 650TL gibi bir kira gideri var desek yılda 7800TL yapıyor. 2 yıl biriktirir ayanığı yerden kesecek bir araba alırsın. 1 yıl biriktirir macbook alırsın iphone alırsın tatile gidersin. evim evim güzel evim diye boşa dememişler
0
ztpz
(20.09.10)
eksi sozluk'un yazar profilini soyle goruyorum: ailesinin durumu fena olmayan, bu sayede cocugunu oyle veya boyle okutabilen okutabilmis ailelerin cocuklari. universite ogrencileri. cogu istanbul'da. universite bitene kadar o durumu fena olmayan aile sayesinde rahatlar. daha sonra da istanbul'da, orta-iyi bir universite mezunu olarak soyle veya boyle bir is buluyorlar, devam.
0
samfisher
(20.09.10)
herkes yazmış birşeyler benim ekleyeceğim şu ki. abi yaptığın masraflar arasında en fazla yer kaplayan aslında ufak paralar.yani evde yemek yerıne dışarıda yediğin yemek bile 10 lira fark ediyor sana. sahsen ben universite öğrencisi olmama rağmen devlet memuru olan abimden daha lüks yaşıyorum. bunun yanısıra ailemden de 5 kuruş para almıyorum.ha nasıl yapıyorsun dersen 300 burs+200 kredi normal gelirim olmakla birlikte senın gibi yuva kurmus adamların yapamayacagı bazı günlük işler buluyorum mesela telefon alacak oldugumda gidip bi alışveriş merkezinde standta bekliyorum gunlugu 50-75 liradan 1 hafta al sana telefon parasının yarısı.ayda bir kere bu tarz işleri yapınca bu tarz lükslere cok rahat para ayırıyorsun.ancak gel gör ki ne zaman bir ev bir aile sahibi oldun işte o zaman düzenli gelire sahip olmak durumunda olduğundan seçme hakkın olmuyor. ancak ve ancak gördüğüm kadarıyla eksıduyuruda oldukca aktifsin birçok kişiye cevap yazmıssın buradan azıcık aklı basında bir insan oldugunu cıkartaraktan sana tavsiyem güvenli bir şekilde borsaya girmendir.kenara koydugun 1000 lirayı akıllıca yönetirsen günde 20-30 lira gibi bir rakam elde edebilirsin bu da gunluk harcamaların için oldukca ıyı bır rakam. hatta oldu olacak bir borsa tiyosu vereyim sana.. TSKB son 2 ayda istikrarlı bir sekilde yükselerekten bana oldukça güzel bir para kazandırdı bir incele bak derim
0
ubuntuee
(20.09.10)
Öncelikle şunu sormak istiyorum: Ana-baba parası diyoruz da, o da genelde onların emekli maaşı veya üç kuruş parası. Onlar nasıl geçindiriyorlar evi? Bir yandan da evlatlarının istediklerini alıyorlar. Ana-baba olmak, özellikle bu devirde çok zor...

Eminim şu anda size lüks gelmeyen ama ufaktan ufaktan maaşınızı kemiren bir sürü harcamanız vardır. Buna bir yerde oturup kahve içmek, öğle yemeklerini dışarıda yemek de dahil olabilir. Bazı insanlar o ufak harcamalardan kısıyor. Bazıları teknolojiyi çok yakından takip ediyor, bir şeyi alıp biraz oynayıp hemen satıp üzerine az bir şey koyup yeni modelini alıyor. Tatil için de biriktiriyorlar genelde.

Evlilik-bekârlık ayrımına girmiyorum. Ev geçindirenle geçindirmeyen arasında dağlar kadar fark var.

Banka kredisi ve kredi kartı borcu olaylarına da girmeyeyim. Bazıları battıkça batıyor.
0
sourlemonade
(20.09.10)
sorudan biraz bagımsız ama geçenlerde istanbul'da fashion's night out diye gece düzenlendi. ünlü markalar satış yaptı. yaklaşık 6 saatte 50milyon dolar ciro yapılmış. sözlüğe yazdım bastılar kötü oy u demek ki millete para var :)

benimde dslr em var gelen krediyi biriktirip aldım. tabi baba parası yiyoruz hala büyük etken.

burda uzun uzun anlatamam da. bundan 20 yıl önce hiçbi şeyimiz yoktu annem ve babam cok calıştı cok tasarruf yaptı. şimdi evimizde var her şeyimiz var bana göre. harcamaları düzenlemek tutumlu olmak önemli. benim gördüğüm.
0
rurouni
(20.09.10)
evlenirken bize mi sordun cierim... şaka şaka...

benim için kira ödeme yükümlülüğü ve kendisini bağlayan herhangi sağlık problemi olmayan herkes zengindir. O yüzden bu kriterlere girip de aglayan kimi gorsem kovarım.... belki direk alakası yok ama bi yerlerde ekonominin en buyuk çarkının 14 17 yaş arasındaki genç kızların harcamaları üzerine kurulduğunu falan okumuştum ki bu grubun kendi başlarına para kazanabiliyor ihtimalleri sıfıra yakın.

onun dışındaki her şey öncelik meselesi... senin ailenin huzuru için harcayacagın para her şeyden önemli başkası için alacağı dslr makine;) kazanılan paradan bağımsız;) insanlar bu tip durumlarda diğer şeyleri kısıyor... benim derdim mümkün olduğunca çok yurt dışına çıkmak misal... paramı ona gore ayarlıyorum ki sağlam kira ödeyip tersine çalışan bi peder bank sistemine dahil olsam da;) yemeği evde yiyip, içkiyi tekel bayii önünde içmek, vizyon filmleri bilgisayarda izlemek felan... araba alacak durum olsa da aylık akbil ile takılmak... kız arkadaşlara birlikte üretmenin, paylaşmanın kutsallığını anlatmak etc etc...

yazıya baktım da tekrar yanlış anlaşılmaya musait olmuş, meselenin özü aslında eşin de çalışıp hala şehir dışına çıkamıyorsan bence acilen patronla konuşup zam istemelisin... please no offense...
bi de burada yaklaşık iki yıl once aylık 1000 tl ye 1+1 eve cıkabilir miyim die soru sorulmuştu soran kişi moderatorluk yapıyor sozlukte yanlış hatırlamıyorsam adama o paraya unut die cevaplar verilmişti de araya ben girmiştim dağılın die;) böyle bi yer burası...
0
les
(20.09.10)
kibrit abi sakin ya :(

eger ingilizce biliyorsan sana ucuz yaşamak hakkında püf noktaları veeren birkaç resim atayım. 4chanden aldıydım işe yarıyor.
0
wessago
(20.09.10)
@wessago buraya atsana merak ettim şimdi
0
şaman
(21.09.10)
anlattığınız şeylerin hepsine sahibim. sanırım bu biraz şans meselesi.

- anne babamın eğitim seviyesi yüksek, dolayısıyla aylık kazançları da epey yüksek.
- gerek dedelerimin, gerekse anne babamın zamanında yatırım amaçlı aldığı arsalar geleceğimi garanti altına alıyor. yani ilerde kazandığım parayı sadece kendime harcayacağım.
- iyi bir eğitim görüyorum, kaba tabirle ilerde rahat etmek için köpek gibi çalışıyorum. (henüz mezun değilim ama daha şimdiden torpil, kayırma olmaksızın ayda 2000 lira+her sene 10% artış teklif eden yerler oldu. başlangıç için fena sayılmayacak bir meblağ bence.)
- evimi ailem dayayıp döşemek istiyor, nikahımı da organize etme hayalleri kuruyorlar daha şimdiden. dolayısıyla sıfır borç+birikimle evlenmiş olacağım ki bu çok büyük bir artı.
- kredi kartı kullanmıyorum. (yine bu da çok büyük bir artı, kredi kartı olunca 3 lira harcayacağınıza 5 lira harcıyorsunuz çünkü.)
- evlendiğimde kendi maaşıma bir de eşimin maaşı eklenecek ve bu sayede refah seviyemi korumuş olacağım. tabii okulu bitirir bitirmez evlenmezsem bir de evlenene kadar yaptığım birikimler olacak.

bu durumda 500 liralık bir ipod neden benim bütçemi sarssın ki? muhtemelen bana gıcık oldunuz ama hiç borcunuz olmadığına göre şöyle bir tavsiye verebilirim; bir altın hesabı açtırıp her ay eşinizle beraber 1'er, 2'şer altın alın ve unutun. düğün gibi bu tarz acil bir durumda elinizde sıcak para bulunur ve azar azar biriktireceğiniz için bütçenizi de yormaz. diğer türlü evliyken birikim yapmak çok zor.
0
kayranin kedisi
(21.09.10)
kayranın kedisi, evlenelim mi ?
0
bryan fury
(22.09.10)
(13)

Hangi gazeteyi okuyorsunuz, neden?

venegas
...
...
0
venegas
(20.09.10)
taraf: çünkü demokrasiye inanan, askerden korkmayan, postal sever yazarlar barındırmayan, bütünleştirici (türk değil türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak), faşist ve ırkçı söylemleri olmayan, gerektiğinde başbakana bile çakan bir gazete olduğu için.
0
istanbull
(20.09.10)
gazete satın almıyorum. internetten çeşitli sitelerden takip ediyorum. ama öğrenci olduğumuz için masaya sermeye gazete gerekiyor. onu da haftada bir habertürk alarak sağlıyorum.
0
ayiadam
(20.09.10)
satın alıp okumuyorum. bazen internet gazetelerinden rastgele okuyorum bazen de televizyonda rastgele izliyorum. çoğu haber zaten gereksiz ve depresif.
0
ermanen
(20.09.10)
internetten tüm gazeteleri okuyorum, nedeni de ofiste yapacak işimin olmaması ve canımın sıkılması...
0
de jure
(20.09.10)
milliyet internet sitesi

sebep alışkanlık. ntv nin internet sitesine alışamadım bir türlü.
0
wessago
(20.09.10)
tan: çünkü demokrasiye inanan, askerden korkmayan, postal sever yazarlar barındırmayan, bütünleştirici (türk değil türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak), faşist ve ırkçı söylemleri olmayan, gerektiğinde başbakana bile çakan bir gazete olduğu için.
0
ermoo
(20.09.10)
referans. biraz ekonomi kasmam gerek. güncel olaylar falan.
0
ykyt
(20.09.10)
radikal: NY Times gibi mübarek.
0
iamthewalrusulan
(20.09.10)
cumhuriyet okuyorum
ulusalcı kafadan 12 eylül 1980 darbesini dinlemek için, cunta diyorlar hep
işkence yok zaten, olmamışta... öyle diyolla gülüyorum
parti cephenin yakında kemalist kanadı olur
0
Nesrin.Yolcu
(20.09.10)
the wall street journal. arabesk'ten sonra başladım!!
0
emrag
(20.09.10)
Sözcü: Çünkü yeni moda "kemalizme küfret" dalgasından uzak, askere atılan ucu nerden geldiği belli olmayan ama hangi güç unsurlarının çıkar sağladı belli olan komik palavralardan arınmış ve hepsinden güzeli Ahmet altan, Emre Uslu, Nazlı ılıcak gibi paranın geldiği yöne secde eden gazetecileri barındırmayan ve ondan bundan korkmayan gazete.
0
muratk18
(20.09.10)
Sabah: çünkü emre aköz, engin ardıç falan okuyup sinirlenmek hosuma gidiyor, günaydın da fena degil.

Hürriyet: Bir sürü magazin seyi olmasının yanında birtakım iyi yazarları da barındırdıgı için. Ertugrul Özkök de eglenceli ayrıca.

Cumhuriyet: Ergin Yıldızoglu icin. Bazen de Hikmet çetinkaya, balbay falan.
0
hophophoba
(20.09.10)
alışkanlıktan hürriyet, internettende hürriyet ve fanatik ama keyif alarak habertürk okuyorum çünkü her eki konusuna ait sadece. yazarlarıda güzel.
0
skywalkeremre
(20.09.10)
(6)

bu ne lan?

pclik
bayan insan formları birbirlerine sevgi ifade ederken son zamanlarda ''Ö'' kullanmaya başladılar. ne lan bu :( yazdıklarının sonuna koyuyorlar. ilginç.
bayan insan formları birbirlerine sevgi ifade ederken son zamanlarda ''Ö'' kullanmaya başladılar. ne lan bu :( yazdıklarının sonuna koyuyorlar. ilginç.
0
pclik
(20.09.10)
yuzuge benzettim ben gorunce ama?
0
fader
(20.09.10)
bi sikime benzetemedim ben görünce ama?

kesin çok saçma bir şeydir. <3
0
jameskeenan
(20.09.10)
optum olabilir mi.
0
ot
(20.09.10)
kusma ifadesi öğğğğ
0
cedric tweedledee
(20.09.10)
artık demek ki o kadar kısaltıyorlar ki ilk harfleri kullanıyorlar sadece. "öptüm"dür.
0
ermanen
(20.09.10)
öberim.
0
muppet
(20.09.10)
(5)

Neydi şu filmin adı?

dugili
Selam ,Küçükken televizyonda izlediğim ama adını hatırlamadığım bir film var.Konusunda bir kadın bir fabrikada çalışıyor ve bir şekilde radyasyondan hasta oluyor.Onun hastalığı firmanın ilgilenmemesi gibi olaylar gelişiyordu?Böyle film bilen var mı?
Selam ,

Küçükken televizyonda izlediğim ama adını hatırlamadığım bir film var.Konusunda bir kadın bir fabrikada çalışıyor ve bir şekilde radyasyondan hasta oluyor.Onun hastalığı firmanın ilgilenmemesi gibi olaylar gelişiyordu?
Böyle film bilen var mı?
0
dugili
(19.09.10)
tam olarak olmasada "erin brokovich" ten bahsediyor olabilirsiniz.
0
seffaf bi hal almis sener sen
(19.09.10)
Bu filmi bilmiyorum ama benzer ve daha yakın dönemde çekilmiş bir film daha var: Pu-239
www.imdb.com
0
paranoid corpse
(19.09.10)
Malesef bunlar değil...
0
🌸dugili
(19.09.10)
ermanen
(19.09.10)
Teşekkürler...Silkwood aradığımmış :)
0
🌸dugili
(20.09.10)
(7)

bu böceğin türü ne?

buzkran
odada yalnızdık ve üstüme serbest dalışlar yapmasına istinaden öldürdüm.şimdi ise merak ediyorum, nedir ki bu? zehirli midir?http://img684.imageshack.us/img684/4092/img0784ka.jpghttp://img408.imageshack.us/img408/8195/img0785.jpg
odada yalnızdık ve üstüme serbest dalışlar yapmasına istinaden öldürdüm.
şimdi ise merak ediyorum, nedir ki bu? zehirli midir?

img684.imageshack.us

img408.imageshack.us
0
buzkran
(19.09.10)
imparatoriçe arı
0
brazzers01
(19.09.10)
yok, sanmam.
0
🌸buzkran
(19.09.10)
resmin sol üst tarafında da ölü bir arkadaş var. onu ne ara öldürdünüz
0
lord randal
(19.09.10)
"imparatoriçe arı" diye bişey mi var ki? google'da hiçbir şey çıkmıyor öyle yazınca. ama arkadaş "kraliçe arı" demek istediyse alakası yok. ben toprak altına yuva yapan arılardan birine benzettim. arı olduğu kesin ama türü konusunda tam emin değilim.
0
daysleeper
(19.09.10)
çok korkunç. nerede yaşıyorsun yahu?
0
crystalsoul
(19.09.10)
çömlekçi eşek arısı
0
ermanen
(19.09.10)
bir tür eşek arısı sanırım, haklısınız. o üst köşedeki arkadaş zaten oradaydı, ben arının naaşını yanına taşıdım. fotoğraf için ışık lazımdı.
yaşadığım yer kapadokya, Nevşehir.

yardım için teşekkürler. (:
0
🌸buzkran
(19.09.10)
(1)

burkulmuş parmak..

dambil
iyi pazarlar ahali,dün parmağım burkuldu da, gece bir güzel şişmiş ve morarmış sdjklf sabah da yolculuğa çıkıcam. o zamana kadar geçmez biliyorum. taşımam gereken biraz fazla yük var. o yüzden, parmağı kullanmama gibi bir şansım da yok sdjklf ne yapayım da bu parmak yolculuğu zararsız ya da minimum
iyi pazarlar ahali,

dün parmağım burkuldu da, gece bir güzel şişmiş ve morarmış sdjklf sabah da yolculuğa çıkıcam. o zamana kadar geçmez biliyorum. taşımam gereken biraz fazla yük var. o yüzden, parmağı kullanmama gibi bir şansım da yok sdjklf

ne yapayım da bu parmak yolculuğu zararsız ya da minimum kayıpla (sjkldfds) atlatsın?

teşekkür..
0
dambil
(19.09.10)
buzlukta bekletilmis bantla sar. ama bunu hemen yapman gerekirdi aslinda. onun disinda merhem surup sarabilirsin kalinca biraz. ama arada acip tekrar sarman lazim.
0
ermanen
(19.09.10)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.