Rusya'dan ''bize sığınma talebi gelirse değerlendiririz'' açıklaması geldi, ABD destekli bir harekat olabilir.

bırak bastırmayı tayyip telefonla çıktığı yayınca neredeyse titreyecekti. en ufak bir planları programları yok darbe ihtimaline karşı.

yok ya sanmıyorum. sabaha kalmaz bir şey bence

abi sen daha kablo yayını yapan 2 tane tv ekranına müdehale edemiyorsun ve cumhurbaşkanı beklenen çağrıyı bangır bangır yapıyor, interneti kesemiyorsun, haber kanalları, gazeteler, sosyal medyalar sokağa dökülün diye bağırıyor. darbenin 2. kuralı halkı evinde tutabilmektir.
1. kuralı zaten tepe yönetimi gözaltına alabilmektir.


sen ülkenin cumhurbaşkanına başkomutan değil fatih ünvanı kazandırırsın bu şekilde. hiç kusura bakmayın da mit neredeymiş, istihbarat neredeymiş bu küçük grup bunu planlarken ?

yani darbe marbe olmayacak ama dolar kısa vadede ne olur işte onu bilmiyorum. sanırım o hesapta patladık.

bunlar biz ezik laikcilerin sığındığı "x olursa hukumet dusecek" seklindeki yenilgi sonrası umudu biraz daha korumak amaclı ezik sığıntılar.

bu darbe bitti, kazanan yine çomarlar, kaybedense her zamanki gibi biz sekulerler olduk.

erdogan bundan boyle tanrıdır.

no christ requires +1. iki saat önce ak-saray bombalanıyo falan diye dezenformasyon da olsa gaz maz veriyolardı. ben şu an hiçbi şey göremiyorum. halk ve polis sokağa indi, asker masker yok piyasada.

Mete +1

Tepe yönetimi almadıktan sonra her yeri bombalasalar ne olur, psikolojik olarak kaybettiler bence, rte başkanlığı garantiledi, en karlı çıkan o oldu bu işten

deniz taksi var?
www.deniztaksi.com.tr

@evde liyakat kalmamış defalarca aradım cevap vermiyor onlar.

ortaköy hareketliyse bir de şöyle bir numara var

Su Samuru Deniz Taksi:
0532 307 0236

edit: bir de bunu buldum

www.idtdeniztaksi.com

Kanlica'dan karsiya hemen kucuk tekneler geciyor. 2 sene once kisi basi 5 liraydi. Iskelenin orda hemen.

@engiribord Evet tam olarak istediğim o ama telefon fln nasıl ulaşırız?

Numarasını bilmiyorum ne yazık ki. Taksi gibi çağrılmıyor galiba, direkt gidip biniyorsunuz sanırım.

okul bitmişse ve düzenli çalışmaya başlamışsan, kendi ayakların üzerinde durabiliyorsan her yaş uygundur bence.

23 yaşımda da evlenmek istiyordum, hala daha evlenmek istiyorum. önemli olan yaş değil, uygun ve anlayışlı eş bulmak.

Erkek veya kadin kendini evlilige hazir hissettiginde evlenmeli. Bu 20. yas da olabilir, 35. yas da. Ben boyle dusunuyorum. Nice genc evli ciftler var bakiyorsun gayet olgun insanlar, bircok buyuk ciftten daha iyi bir evlilik yurutuyorlar. Ancak ciftlerin arasinda bence belirli bir yas farki olmali. En az 3 yil gibi.

olgunluğa bağlı +1 ama ben 20 yaşında hiç birinin olgun olacağını düşünmüyorum. ben kendime olgunum desem bile 20 yaş ne abi yani. düşünsenize milyar yıllık dünyada 20 yıldır buradasınız, kendinizi ne sanıyorsunuz yani, 20 civarı erken. 23-25 arası iyidir. hatta evlenilmeden en az 2 yıl falan gezmeli tozmalı bence. ilişkiye de girmeli. her şeyi denemeli, uygunlukta önemlidir.

2 ay sonra 26 k.

23 ümde evlenmeliydim hayatımın aşkını 20 imde bulup.
ama ne oldu bk yedim.

24-26 arasında evlenmeyi isterdim. kısmet olmadı, bulamadım.

E

Herkesin evliliği kendi şartlarına bağlıdır. Uygun kişi, uygun zaman ve şartlar birleştiğinde evlenin işte. Ama bu şartların uygunluğu sizi yanıltacaksa kendinize 25 yaş alt sınırı koyabilirsiniz.
Bu şartlar sağlanmazsa kadınsanız çocuk istiyosanız o zaman yaş üst sınırı koyabilirsiniz.

18e girince evlen kanka üç yıl sonra

Erkek 27ye kadar
Kadin 25e kadar

Bana gore idealler bunlar. 3 yilim kaldi, bakalim bakalim :D

hazır olmakla alakalı bir durum bence. 23 yaşında erkek bir arkadaşım var, adamın tek hayali evlenmekti ve evlendi 2 gün önce. ama 33 yaşındaki sevgilim hala hazır değil en az 2 sene var evlenmeme diyor. tamamen kişisel bir durum.

Evliliğe hazırlık diye bir şey yok, bazı şeylere hiç bir zaman tam hazır olamazsın.

Bence 30'u geçmemeli...

27-28 yaşından önce insanın dünya görüşü, hayat beklentileri netleşmez. kişisine göre bu süre daha da uzayabilir ama kısalacağını sanmam. yani 25inizde evlenip 5 yıl sonra tamamen ayrı dünyaların insanı biri ile evlendiğinizi fark edebilirsiniz. örneğin 23 yaşındayken sevgilim olan adam ağır türk milliyetçisiydi, şimdi o kafadaki insanlarla oturup sohbet bile etmem.
hem insanın birkaç tecrübe yaşaması, sevgi nedir ne değildir, ilişkinin esasları nelerdir öğrenmesi gerek.
evlilik olgunlukta olur.

erkek için en uygun yaş 35 tir. ben 30 yaşında evlendim ama biz erkekler 35 inden sonra olgunlaşıyoruz. gez toz eğlen bekarlığın tadını çıkar evlenmek için hiç acele etme.

insanın (çok öznel inançları yoksa > çocuğum olsun, soyum devam etsin ya da yaşlandığımda evde tek başıma korkunç anlar yaşamayayım.. gibi) "artık evlenmeliyim" gibi bir düşünceyle dolaşması bana mantıklı gelmiyor. o yüzden "şu yaşta evlenilmeli" diyemeyeceğim. uygun koşullar bir araya geldiğinde ve gerekliyse evlilik "aracı" kullanılır sadece. onu "amaç" haline getirip, o amaca uygun koşullar aranmaz/yaratılmaz.

Bence kesinlikle hazir olmakla ve hayatinizla ilgili bir durum. Is yasaminiz yogun mu, mesaili mi vs
Ben 26 yasinda evlendim. Ne gec ne erken. Tam olsa da olur olmasa da olur yasi bana gore.

matrix +1

Bence bunun belli bir standardı yok, sırf evlenmek için evlenilmez. Ben mesela düşünüyorum "Evlenip ne yapıcam?", cidden ne yapıcam, bana katkısı ne vs. bir yığın parametre var.

paran varsa her yer cennet. yoksa her yer cehennem. izmir istanbul çok farketmiyor. istanbulun küçüğü işte.

hele ki çocuk yapma fikriniz varsa, düşünmeyin taşının :') izmirden istanbula alışmak zor da, istanbuldan izmire alışmakta hiiç sıkıntı yaşamazsınız. tek eksiği var, sosyal etkinlik, konser vs. ona da değer.

@kelepir bir yeri cennet edecek para yok. normal maaş + ofis geliri ve az biraz da birikmiş var.

@freya bizim pek etkinlik kafamız yok ya. malız biraz bu konularda.

Ben sırf istanbul'daki trafikten, kalabalıktan kurtulmak için yine giderim izmir'e. Ayrıca canın mi sıkıldı? Atla arabaya, otobüse; haftasonu pansiyon kirala denize git. Istanbul'u mu özledin? Al bileti uygun saat ve güne git, gez gel.

Her şekilde izmir derim ben.

Ben izmir'den istanbul'a yeni gelmiş biri olarak şöyle söyleyeyim, buradaki arkadaş çevrem ve aldığım maaşı izmir'de bulsaydım kesinlikle gelmezdim. İstanbul benim için sosyal ve maddi açıdan daha iyi olduğu için geldim.

Sıcak faktörünü gözardı etmeyin.

kesinlikle izmir, istanbul'dan kaçmak için yer arıyor herkes. istanbulluyum doğma büyüme ama çalışan için bu kadar yıpratıcı bir şehir bilmiyorum. izmir'den gelen her arkadaşım geri dönmek istediğini ama iş olmadığı için dönemediklerini söylüyor.

İzmir metro bile olmayan bir köy (metro yer altından gider, hızlı gider). Ama sosyal tip değilsen fark etmez hatta İzmir daha iyi, nasılsa evden çıkmıyormuşsunuz.

her türlü İzmir hocam. Burası candır. Ulaşım olarak en fazla 1 saat yolda zamanın gider. Ben evden çıkıp işe metroyla 15 dakikada geliyorum. Sessiz sakin muhitlerimiz var oralardan tavsiyelerde bulunuruz.

izmirde buyuyup istanbula univ. icin gelip kalmis biri olarak; Izmir guzel ya. isin varsa yani. izmirle ilgili sonradan gelenlerin en sinir oldugu sey Izmir rahatligi, hallederiz yeeaa'cilik. o cok rahatsiz etmezse yasanir.

biraz gevşeklik var evet, onun haricinde ulaşım sıkıntı değil heryere bağlantısı olan izban ağı var. çok sessiz sakin güzel yerler var. her türlü izmir.

Tabii ki İzmir. Böyle bir fırsatıniz varsa değerlendirin derim. İzmir in ' güzelliklerinden' bahsetmeye bile lüzum yok. İstanbul' un stresi, her anlamda risk altında oluşu, kalabalığı vsvs bir ton negatif şey sayabiliriz.

Nasıl bir huzurdan bahsediyorsunuz?

Çamlıca'nın neresi? Aynı huzuru izmirde bulabilmeniz için semtleri iyi araştırmanız gerekiyor. Buradaki arkadaşlar da Çamlıca ve İzmirdeki semtlerini karşılaştırarak tavsiyede bulunmalı.

İstanbulda köprü geçmiyorsanız dramatik bir trafik olmuyor genelde, hatta belki de çok yakınsınız iş yerinize. İzmirde çamlıca ortamını yakaladığınız yerle, çalıştığınız yerin mesafesi önemli.

Yaz aylarındaki sıcağı da göz önünde bulundurun. Verdiğiniz bilgiler çok kısıtlı, şehir değiştirme için bir sürü kriter olabilir.

Son olarak keşke bu araştırmayı tercihlerden önce yapsaydınız, şimdi bir insanın hayallerini karartmaktan bahsediyorsunuz. Yazık oluyor böyle.

istanbul'a ozellikle baglayan bir sey yoksa kesinlikle izmir.

izmir çok sıkıcı geliyor bana. bunda biz izmirliyiz diye hava atan izmirlilerin payı çok fazla. şişirilmiş bir balon, içi boş yani.
hem zaten otobüsle uçakla gideceksek bi yerlere mardin'de kars'ta çalışalım. oradan da uçak var nasılsa istanbula. teallam

bu arada çamlıcada çalışacaksa anadolu yakasında oturursanız gayet de güzel olur. karşıyla işiniz de olmaz. istanbulun en mis yeri anadolu yakası bence.

E tabii biz genel olarak istanbul'da kanatlarımizi takarak seyahat ettiğimiz için otobüs, uçak kullanmak abes geliyor.

Benim anlatmaya çalıştığım şey istanbul'un çok uzak olmamasıydi. Ozlenirse ucakla 15 saat yol gitmeye gerek yok. Ayrıca izmir de kars olmadığı için, plajlara, doğal güzelliklere yakın sayıldığı için, istanbul'un gerekdiz kalabaligindan uzak, sakin ve büyükşehir statüsünde olduğu için gayet tercih edebilebilir.

Öncelikle şunu şöylemek isterim; İzmirde doğup büyüdüm ve üniversiteden mezun olana kadar izmirdeydim, 22 yaşıma kadar, sonrasında da 7 yıldır İstanbulda çalışıyorum.

Soruna gelince; bu tercih kişiden kişiye oldukça değişir, kişiye bağlıdır, bence izmirin en büyük avantajları;
-İstanbul'a kıyasla daha az kalabalık,
-Trafikte vakit geçirme süren daha az,
-İstanbul'a kıyasla çok abartılı olmasa da daha uygun fiyatlarla yaşarsın, bunu kiralık evde hissetmen daha kolay,
-Oturduğun semte göre değişmekle birlikte genel itibariyle daha güvenilir,
-İnsanlarla iletişime geçmekte sorun yaşamazsın, insanları gayet rahattır,
-Yaz aylarında her haftasonu sana bir deniz tatili olarak gelebilir, tatil ihtiyacı muhtemelen hissetmezsin, bilimum tatil yerlerine yakın,
-Doğa sever bir insansan yine lokasyon nedeniyle birçok alternatife sahipsin

Bence İstanbul'un avantajı;
-Herşey burada, aklına gelebilecek herşey, sportif, kültürel vb. tüm organizasyonlar burada,
-Yurtdışına vs gideceksen yolun bir kere İstanbul'dan geçer..

Sanırım İzmir'e gitmeniz mantıklı olur, bu da şahsi düşüncem, mutsuz olacağınızı hiç zannetmiyorum.

ben de izmirliyim 16 yıldır istanbul'da yaşıyorum . ailem izmir'de olduğundan sürekli gidip geliyorum. bence istanbul'dan izmir'e gitmenin hiçbir eksisi olmayacaktır . hatta dönmek istemezsiniz . benim köyüm diye demiyorum arkadaşlarımdan gören aşık oluyor izmirime .

el secreto de sus ojos

onedio gerçeklerden uyarlama demiş ama bilemedim. sen zodiac deyince aklıma direkt bu film gelmişti nedense. on numaradır. orijinal halini izle mutlaka.

çok merak uyandırır mı bilemedim ama: www.imdb.com

valkyrie operasyonu

olayın kendisi filmi olmadan dahi içine çektiği için film çok başarılı olmamasına rağmen kendini izletiyor. en azından "senarist böyle bir yorum getirmiş" diyebiliyorsun.
www.imdb.com

aslında film değil, belgesel gibi ama çok beğenmiştim ben, değişikti. izleyeceksiniz sadece ilk konuyu okuyun, eğer başka yerlerde okursanız acayip spoiler olur. ismi the imposter. ekşide çok beğeniliyordu, ismini oradan görmüştüm.

www.imdb.com

benim aklıma hotel rwanda, selma, milk gibi filmler geliyor ilk etapta. blindside, fargo, hachiko filan da biraz düşününce aklıma gelenlerden. gerçi hiçbiri zodiac'la aynı kategoride değil ama işte. hepsi güzel filmler.

changeling.

boys dont cry

Colonia

(bkz: hotel rwanda)

aynı şekilde yaşanmış olaylardan uyarlanan, gazetecilik filmleri:
spotlight
the insider

Rush
Catch me if you can
Cidade de deus
İntauchables
Amadeus
Wolf of wallstreet
Rush
Hachiko
Revenant
Hayatın maçı - orj ismi hatırlayamadım
Mar adentro
King speech
M left foot
Remem er titan
Enemy at the gate
Perfect strom
Basketball diaries


Yazım yanlışları olabilir, hatırlayabildiklerim bunlar

the imitation game. yarım saat önce izledim.

das experiment

www.imdb.com

War dogs

1+1 meselesine filan girmeyeceğim, dallanır budaklanır burda herkes birbirine girer. ama kızıyorum böyle sorulara çok, kalsın mı gitsin mi siz daha iyi bilirsiniz ama herhalde gitsin diyeceksiniz, burada da kılıf arıyorsunuz.

madem o ya da bu sebeple bakamayacaksınız, almayın şu hayvancağızları evinize ya sanki kapıdan bacıdan zorla giriyorlar. eve alışmış çocuğu yapabiliyorsanız yine evde bakacak bir tanıdığa yuvalandırın. sorunuza cevabım bu.

anneni eve girip çıkma konusunda ikna et. evin konumu, bahçenin düzeni vs önemli hep. güzel bir yer yaparsanız kalabilir gibi. evi, maması, suyu, oyun alanı gibi.

ne yaparsanız yapın lütfen sokağa bırakmayın. isterseniz başka birine sahiplendirin bilmiyorum ama bir hayvanın tekrar sokağa dönmesi çok ama çok üzücü.

@liyakat'e o kadar katılıyorum ki. İnsanlar bunu anlamıyor pek, bu "denenecek" bir şey değil maalesef. O kediyi alırken de eviniz 1+1'di, sonradan çekmediyse. Ya da çalıştığınız belliydi sanırım. Ben bakamayacağımı bildiğim için tedavi ettirdiğim her kediye yuva bulmak adına tabiri caizse götümü yırtıyorum. Oyuncak ayı değil sorumluluğunu aldığınız.

Evinde bakma imkanı olan birine sahiplendirin. Umarım bilinçlenirsiniz.

sokak olmaz bence de. annen eve almayacaksa yollama.
pardon ama alt komşu da bok yesin, ne sesi olacak yahu minicik kedinin. saçmalamış.

bizim evimiz de 1+1 6 yaşına kadar geldi. ben de çalışıyorum filan. zaten kısırlaştırma ve 1 yaş sonrası durulacaktır o, genellikle uyur evde sen yokken, sen de geldiğinde ilgilenirsin oynarsın.

he annenler eve alsa, o canı isteyince gir çık yapsa tabii en güzeli o olur.aşıları filan eksik etmeden tabii.

@evde liyakat kalmamış @piremses @engiribörd dikkatli okursanız, "sokağa" atmıyorum. annemin gözetiminde, daha mutlu olacağı bir ortam sağlamanın derdindeyim. bir başkasına verme düşüncem yok, anneme güvenebilirim gerekli sevgi ve ilgiyi gösterme konusunda ancak. evet, sahiplenirken enerjisini atamayıp, gece 1den sabah 6ya kadar koşup bütün evi birbirine katıp, kendini evin kapısına falan vurarak gürültü yapacağını ve komşudan şikayet geleceğini tahmin edemedim. ya da sabaha kadar ayaklarımı ısırarak beni uyandıracağını. istesem kulağından tutup sokağa bırakırım kimsenin ruhu duymaz ve yasal yaptırımı bile yok. sizden duyacağım şeylerle kılıf hazırlamaya ihtiyacım da yok.

@lamaga teşekkür ederim risk alarak beni koruyup anladığınız için. kedi teyzeleri bekliyordum zaten bunu göze alarak açtım bu duyuruyu. gerçekten durumu anlayıp yardım edecek deneyim sahibi kişilerin görüşlerine önem verdiğim için.

@makarnacanavari çok trafik olan bi yer değil, çevredekiler hayvansever, her yer ağaç, kuş, börtü böcek. onun gözünden cazip bir ortam gibi geliyor. annem aslında eve ok demişti fakat arkadaşları biz evine gelmeyiz kedi olursa demişler, o da yan çizdi bu durumda :/ teşekkür ederim.

@kaputt kısırlaştırdım, 1 yaşı da bu ay dolacak ama mutsuz gibi geliyor. sanki diğer kedilerle oynama, ağaca çıkma vs hakkını elinden alıyormuşum gibi. sizinki de geceleri ya da sabaha karşı manikleşiyor mu?

@piremses bahçe katı bir ev bile baktım neyse masrafı taşınayım dedim ama uygun bir ev bulamadım. ve kusura bakmayın ama çocuğumla kedimi bir tutamam her ne kadar seviyor olsam da.


bana normal ya da anormal yetişkin yaftasında bulunamayacağınızı da belirtmek isterim. haddinizi bilin. size iyi günler diliyorum gerçekten yardımcı olacak kişileri okuyabilmem için lütfen daha fazla saldırgan tutumunuzla beni oyalamayın.

@lamaga tekrar teşekkür ederim.

sevgili lamaga, hem kendi yazdığımı hem piremses'in yazdıklarını tekrar okudum. kırıcı bir şey söylenildiğini düşünmüyorum, belki biraz sitemkar olarak kategorize edebilirsiniz ama hak verin ki düşünülmeden alınıp sokağa bırakıldığı için sokakta yer edinemeyen canları görmezden gelemeyen biz gibi kişiler var. fikir sorulmuş, söylemişiz. ikimiz de evinde bakabilecek birine yuvalandırılsın demişiz, hakaret etmemişiz. anlaşılmayacak bir şey yok, madalyonun öteki yüzünü de görebilmenizi dilerim.

yok benimki öyle olmadı. yani küçüklük dönemini pek hatırlamıyorum ama büyük bir ameliyat filan geçirdi belki ondan çok azamamıştır o zamanlar. cinsi de önemli tabii bazı kediler çok atik deli filan oluyorlar.

ama her şekilde bir zaman sonra durulacaktır. iki yaş diyelim ya da sınıra. şu anda böyle olması çok normal.

bence anneyi ikna etmeyi deneyin. yahu arkadaşları ne hissedecek evde kedi olunca. hayvan zaten dışarıya alışırsa anca uyumaya filan gelir eve ne zararı olabilir ki. bir köşede uyur. siz onu ikna edin zaten soğukta kışta anneniz de kıyamaz bence onu dışarıda bırakmaya, muhakkak aralarında bir bağ oluşacaktır.

bu arada sizi özlemez, çabuk alışır oraya. biz tatile giderken 10 gün annemlere bırakmış 2.3. gün oraya alışmış biz döndüğümüzde bize yaklaşmıyordu bile. orada mutlu olması önemli. ama orada ona sokak kedisi gibi davranmasınlar. o sokağa çıkan bir ev kedisi olmalı.

ya insanı delirtmeyin sokağa attığım falan yok hayvanı. lütfen yazmayın cevap mevap anladık. siz harika bireylersiniz. yeter. veterineri bile hayvan için iyi olabilir derken hayvanı ayaklarından tavana asıyormuşum muamelesi yapmayın.

@kaputt teşekkür ederim. annemle tekrar konuşacağım. sanırım arkadaşları korkuyorlar ya da tüy müy olayına takıyorlar. :/

Bahçede bakmak zaten sokağa atmak gibi değil mi? Gidip geri gelmezse/gelemezse, başka kediler tarafından saldırıya uğrarsa, araba çarparsa vs?:(

5 aylıktan beri bende diyorsunuz, sokağa alışmamıştır, kendini korumayı da bilmez. Bahçeden kaçıp kaybolursa yemek/su bulmayı da bilmez.

Facebook'ta birçok hayvansever sayfası var, oralara ilan verip bir ev bulmayı deneyin önce derim.

Bu arada alt komşu da resmen saçmalamış, bir kedi ne kadar gürültü yapabilir ki?

iyilik etmek göreceli bir durum. kedi halinden şimdikine göre daha memnun yaşayacaksa, sağlığı daha iyi olacaksa iyilik etmiş olursunuz tabi, ama öyle mi olacak?

kediler mekanlara bağlanır insanlardan çok. yani ev değişikliği kedi için her türlü travma olacak, ama travmanın boyutu, atlatma süresi kediye ve gideceği yere, orada göreceği muameleye bağlı.

buna ek olarak eve alışık olan bir kedi diyorsunuz. 5 aylıktan beri evde bakılmış. sokak şartlarıyla ev şartları farklı. sokakta zorlanır, belki de sokakta hiç yapamaz o yüzden.

örnek verdiğiniz çabuk alışmış olan kedi gibi çabuk alışan kediler var, ama öyle olmayan kediler de var. değişime uyum sağalayan kediyle sağla(ya)mayan kedi de tahmin edilebiliyor. bizim 3 kediden biri eve biri geldiği zaman saklanacak delik arıyor, bir diğeri hemen tanışıp koklaşmaya geliyor, bir diğeri de beni rahatsız etmeyin siz keyfinize bakın tavrında. kedinizin karakterini siz bilirsiniz. size gelen misafirlere nasıl davranıyor?

annenizin arkadaşları kedi var diye eve niçin gelmiyorlarmış orasını anlayamadım (hoş, beni ilgilendirmez, ama bu nedene göre çözüm üretilebilir, o yüzden sizi ilgilendirsin). kedi sevmiyorlar herhalde. belki anneniz arkadaşları geleceği zaman kediyi bir odada tutar, arkadaşları gidince de çıkarır olmaz mı öyle. ya da sadece eve birileri geleceği zaman bahçeye çıkarır? bunlar da alternatif, neden direkt bahçede bakılacağına karar verildi? annenizle konuşup ikna edebilirsiniz.

bahçe güvenli bir bahçeyse pekala hayatından memnun yaşayabilir de, ama mesela benim ailemde o şekilde kedi bakıldığında kedi seneler sonra ortadan kayboldu. yani senelerce kediye bir şey olmadı ama bir gün oldu. olabilir. bunun garantisi yok. evden güvenlisi yok o yüzden. kedi için sokak hayatı zor. nihayetinde köpek saldırabiliyor, insan kötülük edebiliyor, araba çarpabiliyor. evde olması en güvenlisi.

1+1 sizin için küçük, ama kedi için hiç de küçük değil. köpek olsa böyle demezdim, ama kedi zaten günün 16 saati uyuyor.

kısırlaştırırsanız koşuşturması, agresif hareketleri de pek kalmayabilir (edit: kısırmış zaten, pardon, atlamışım orayı cevapları okurken). ısırma gibi şeyleri yapmamasını öğretmeniz de mümkün, 1 yaş çok büyük bir yaş değil eğitimi için.

öncelikle, bir hayvan insan yavrusundan daha az değerli değil denmiş, doğru ama insanlar mecbur kaldıkları için sürekli evlatlarını annelerine bırakıyor bilmem farkında mısınız? değil aynı şehir içinde işe giderken anneanneye bırakmak, daha iyi yaşasın daha güzel okulda olabilsin diye istanbulda çalışmak zorunda olan bi çiftin izmirdeki ailelerine çocuklarını bıraktıklarını duydum. burda asıl önemli olan çocuğun bizim senaryomuzda da kedinin refahı sonuçta. sanki "evim 1+1 kedi çok sıkılıyor camdan sokağa fırlatayım mı" diye sorulmuş gibi garip garip tepkiler.

sorunun cevabına gelecek olursak, aslında bahçede bir hayat kedi için yeterli kışın balkon vs çok da güzel mutlu mutlu yaşayabilir. ancak her kedi maalesef öyle bir hayata çok adapte olamayabilir. kaçıp gidip dönmezse çok üzülürsünüz. bizim kekoyu üç dk kapının önünde tutalım desek bi daha bulamazmışız gibi geliyor izansız hayvan çünkü. kedinin huyunu suyunu da değerlendir. bir kere alışırsa ordan ayrılacağını sanmıyorum. belki önce bi süre içeri girmesine de izin vermek gerekir.

@whimsical kedi kısırmış ama durulacaktır zamanla zaten.
whimsical'ın haklı olduğu noktalar var. sonuçta kedi bu kayboladabilir. başına bir şey de gelebilir, kedinizi iyi test etmeniz gerekir. mesela bizimki cins olarak sokakta yapamaz bunu anlıyoruz halinden sokaktan almış olmamıza rağmen. ama arkadaşın kedisi var o tam bir dışarı kedisi canavar gibi bir şey. birinci katta oturmalarına rağmen ağaçtan tırmanıp eve gir çık yapıyor..

yani iyi tartıp düşünmek lazım sonra başına bir şey gelirse üzülmeyin. bir de kediyi bırakıp siz döndükten sonra kendini kötü hissedip kaçmaya filan kalkma riski var. sizi bile aramaya çıkabilir ki yakınsanız buladabilir..

tavrınız, ifadeleriniz anlatıyor ne demek istediğinizi merak etmeyin. kedi teyzeleri, aynen. peki neden şartlarınızın kediyi sahiplenmeden önceki hali ile ilgili konuya cevap vermek yerine saldırıyorsunuz?

siz kararınızı vermişsiniz, duyurudaki amacınız içinizi ve vicdanınızı rahatlatmak diye düşünüyorum ben bu durumda. diğer tüm normlara göre iyi niyetli olabilirsiniz, şu cevaplardan sonra benim için değilsiniz kusura bakmayın.

@whimsical öncelikle faydalı cevabınız için teşekkür ederim.

sanırım dediğim gibi tüyden rahatsız oluyorlar. haliyle tüy oluyor kedili köpekli evde. annemi baskılamak istemediğim için, zaten bir sorumluluk yüklediğim için, ısrar etmek istemedim.

eve sık gelen kişilerle arası çok iyi. gelip aramıza oturuyor falan. ama az gelen ya da ilk kez gelmiş kişileri uzaktan izlemekle yetiniyor. saldırganlığı yok.


bahçe eve ait bir bahçe ama giriş çıkış var dışarıya. gidip gelmeme riski var. veteriner evi ilk bir kaç gün eşlik edilmesiyle öğreneceğini söylemişti.

1+1in küçük olmadığını söylemeniz beni rahatlattı. sanki hayvanı hapis ediyormuşum gibi hissediyorum çünkü.

kısırlaştırdım. maalesef hiç sakinleme olmadı.

eve alışmış olması ve değişikliğin onu tramvatize edeceği görüşünü aklımda tutacağım. sağolun vaktiniz için.

@peggy başka birine vermeyi düşünmüyorum. şartlar el verdiğinde ev değiştirmeye çalışacağım. teşekkür ederim.

@piremses her kedi bir değil, beaber yaşamadan neler olup biteceğini öngörmek de mümkün değil, hayvanı sokağa atmıyorum ya da işkence etmiyorum. bir yabancıya verme niyetinde de değilim. alternatif bir ortam var ve böle bişey önerdiler, şartları paylaşıp deneyimi olan insanlardan görüş alıyorum müsaade ederseniz bu size son cevabım. sizin ne düşündüğünüz gerçekten umurumda değil. iyi günler.

@kakao aynı cevap sizin için de geçerli. size de iyi günler.

çok afedersiniz ama neden garip ve nefret edilesi tepkiler vermiş oluyoruz bir kediyi sokağa bırakmayın dedik diye? burada bir fikir sorulmuş, kimseye hakaret etmeden cevaplanmış. yok kediyi tavandan asmış gibi davranmışız yok bilmem ne, ne ayıp şeyler bunlar ya. ben sizin beyan ettiğiniz fikrin altını varsayımlarla, imalarla dolduruyor muyum mesela? yaptığınız şey düpedüz ayıp bence.

iyi, evde besleyip büyüttüğünüz kedinizi x bir kişinin gözetiminde sokağa bırakın. evde büyüdüğünden araba nedir bilmediği için dışarıda kelebek peşinde koşarken kamyonun altına atlasın. diğer kediler yabancılayıp gözünü çıkarsın. vahşi bir hayvan poposunu ısırsın. bunlar hoş şeyler mi allaşkına? bir karar alırken tüm riskleri düşünüp gözden geçirip öyle almıyor musunuz? bunlar da sokağın riskleri işte, başımıza gelen şeyler.

yardımım dokunduysa ne mutlu, memnun oldum.

tüy problemi kediyi düzenli tarayarak çözülebiliyor. ölü tüyler dökülüyor çünkü evin içine, düzenli tarayınca haliyle evin tüylenmesi problemi ciddi ölçüde azalıyor. giysilerdeki, koltuk kumaşlarındaki tüylenmeler de yapışkan bantlı rulolarla çözülebiliyor. zaten düzenli süpürge yapılıyorsa çok sorun yaşanmayacaktır o açıdan. masaların üzerine çıkmaya alıştırılmadığı sürece (ev boşken değil ama en azından evde birileri varken çıkmaması sağlanabiliyor) misafirler de alışmakta zorlanmayabilirler diye düşünüyorum.

bahçenin giriş-çıkışı için bir şey diyemeyeceğim tabi; yukarıda dediklerim geçerli. sokak güvenli değil. kedi için sokak hayatı zor. nihayetinde köpek saldırabiliyor, insan kötülük edebiliyor, araba çarpabiliyor. evde olması en güvenlisi. kedi çok atılgan da olsa kendini koruyamayabiliyor.

onun dışında diyeceğim; hiç hapsediyormuş gibi hissetmeyin, hapsetmiyorsunuz. ev 1+1 de olsa 3+1 de olsa evde kedinin belirli noktaları oluyor, oralardan ayrılmıyor zaten. umarım hakkında hayırlısı olur. kolay gelsin.

@whimsical taramadan pek hoşlanmıyor ama daha sık taramayı deneyeceğim. tekrar teşekkür ederim.

@kaputt evet o ihtimali düşünmemiştim. ilk günler oralarda olacağı tabi ama ben evime dönünce ya beni aramaya çıkarsa? :(

teşekkür ederim.

Kuzenim kız arkadaşı ile bir kedi almıştı, evde çok da iyi bakamadılar. Kedi 3 yaşındayken de ayrıldılar, evi dağıttılar. Kuzenim halaım evine döndü ve halam kediyi istemedi. O sırada ailem de yazlıktaydı, 3 yaşındaki kediyi geçici olarak bize verdiler. Yazlıklı bir bahçe, dolayısıyla kedi sürekli bahçede. Kedilerin bir huyu vardır; önce çevrelerini daireler çizerek ve o daireleri geliştirerek öğrenirler. Yeterince büyük alanı öğrendikten sonra da bir daha çok fazla gitmezler. Bize bırakılan kedi de 3 yaşında ilk geldiğinde toprağı geçtim, balkon bile görmemişti. Toprağa basarken çok korktu, ilk bir saat toprağa basmaktan korktu ve kutuda kaldı. Sonra sanki elektrik çarpacakmış gibi toprağa hafifçe patisini dokundurup çekti. Sonra yavaş yavaş toprağa alıştı ve içgüdüsel olarak tuvalet için toprağı kazması gerektiğini birden anlayıverdi. Sonra da daireler çizerek ortalığı dolandı, her dairesi biraz daha geniş oldu sanırım ama eve de dönüyorlar; kediler o kadar yol, iz bilmez ve yön duygusu hayvanlar değiller. O evde 16 yaşına kadar yaşadı kedimiz olarak. Bahçeyi de çok seviyordu. Bir bahçe bir ev dolanıyordu. Bazen gidip 5-6 saat sonra ya da ancak acıkınca dönüyordu. Kediye zaten "Bahçe bura, çıkma bir zahmet" diyemezsiniz, 40 kere kaçar laf ağızdan çıkmadan. Normalde özel bir cins kedi olduğundan ve bu cins mutasyonla oluştuğundan genelde ömürleri kısa olurmuş ama gayet iyi bakıldığı için ömrü uzun olmuş. Sonuçta o da genç denilemeyecek bir yaşta ev değiştirdi; üstelik geldiğinde kısırlaştırma ameliyatından yeni çıkmıştı. Bir kerelik sahip ve ev değiştirmeye dayanamayacak, bunalıma girecek canlılar değil kediler, eğer daha iyi koşullarda yaşayacaksa. Yalnız annenizin 'Eve sokmam' demesi işkillendirdi. Benim annem de aynı şeyi söylüyordu, sonra kısa süre içinde o kedi her gece yatağının, yorganının içinde kaldı. Sizin annenizin de kısa zamanda ona alışıp eve sokacağına inanıyorum. Kışın eve giremezse büyük sorun çünkü. Tabii keşke böyle bir durum olmasaydı ama olmuş artık, yapacak bir şey yok.
Kedi sizi özlemez, genelde sahibini sallamaz ama ilk gittiğinde evi yadırgar, size trip atar ve sizi tanımamazlıktan gelir.

Alt komsu rahatsiz oluyorsa dikkate alinmali , siz kedi seveceksiniz diye insanlar hayatlarindan taviz vermek zorunda degil , kedi bahcede yasayabilir , disari cikip gelmeyedebilir dogal seleksiyondur yapacak bi sey yok , insanlarda disari cikip gelemeyebiliyor zira . Ist katinda kopek olan bir birey serzenisi..

@aychovsky ben de buna benzer bi hikaye duyarak düşünmeye başlamıştım. teşekkür ederim. bi yanım mutlu olacak, ağaç, kuş görecek, özgür olacak diyor. bir yanım ya geri gelmezse, diğer kediler zarar verirse diyor. inanılmaz arada kaldım..

@biarkadastanduydum haklısınız, başkalarını rahatsız etmekten çok imtina eden biri olarak inanın o gürültü yapıkça mideme ağrılar giriyor utancımdan. kesinlikle katılıyorum. keşke bahçeli ya da teraslı uygun bir ev bulabilsem :/

@freya sizin cevabı arada atlamışım. beni yerden yere vuranlar kadar anlayanlar olması güzel.

biraz da karakteri açısından değerlendirmeye çalışacağım. çok teşekkür ederim.

Karadagda guzel plajlar varmis sanirim, bi arastirin isterseniz

amsterdam. hem boş geçmez kafanda güzel olur.
ekleme: gölet olur mu?
edit: aile değerlerine saygı düzenlemesi

gölet değil de deniz tercihimiz. :) bu arada yanlış anlaşılma olmasın eşimle tatile gidiyoruz, bayram tatili varken gidelim dedik daha tenha bir yerlere.

@engiribord eşim demişsin, özürdilerim dikkat etmemişim editliyorum cevabımı

Kesinlikle rahatsız eder. Korkudan değil, tiksintiden. Yeterince insan rahatsız olmadığından ya da olduğu halde şikayet etmediğinden sorun olarak görülmüyordur.

hayvan dolaşması rahatsız etmiyor ama masaya atlayıp yemeğime sulanan çapulcu miyavları sigigit diye kovmuşluğum vardır. yemeğime göz dikmedikten sonra sorun yok, gelsin o esnada koynumda uyusun isterse.

haksız değilsin, insanların para vererek vakit geçirmeye geldiği mekanlarda hayvanlardan rahatsız olma hakkı var. dışarıda olsa "niye lan sadece senin mi o sokaklar" diyecekler olur ama kafe-restoranlara ses çıkartabileceklerini sanmıyorum.
edit: çıkartmışlar, canları sağ olsun.

Yemek yerken rahatsız eder.

Kediler rahatsız etmez hatta ben de o yemek verenlerden olabilirim :)

Büyük köpeklerden biraz korkuyorum ama, onlar en azından sagda solda dolaşmak yerine bir yerde dursalar daha iyi.

Tiksinme durumu filan olmuyor ama, hayvan gelip yemeğin içine oturmuyor sonuçta. Sagda solda dolasiyor. Kaldı ki bir kısmı çoğu insandan daha temiz bence.

Dünya tersine dönüyor arkadaş, kediler restoranda insanlar kaldırımda yemek yiyor :)

Ben çok rahatsız olmam sanırım.

Masalara cikmamali kediler. Daha dogrusu alistirilmamali, sevmeyen huylanan ve alerjisi olan olabilir. Ancak kedi ve kopek genelde yabancilar yemek vermedikce yanasmaz bunedenle acik bahce ortaminda sorun olmamali ama kapali ortamda dolasmalari sorun olabilir. Oturdugum semtte her cafenin bahcesinde kedi kopek var, ama sakin sakin uyuyorlar bir kosede onlari gorunce mutlu oluyorum ve buradaki insanlarin cogu bu durumdan mutlu. Rahatsiz olani hic gormedim. Zararsiz bir sekilde bir kosede takiliyorlar zaten.

rahatsız olmam, beslerim de onları. kendi yediğim kadar onlara da veriyorum tabağımdan.

@fraise lütfen yemek vermeyin bi yerde otururken çünkü senden sonra diğer herkesten aynı hareketi bekliyorlar. Eğer yemeğinizi bitiremediyseniz peçeteye sarın mesela sokakta verin orda değil ama :( Başımıza gelen bir olayı anlatayım, marinada yemek yerken kedi masaya çıkıp yeni gelen bifteği kapıp kaçtı, o an ki korku bile yetti bana ama bitmedi yenisi geldi yemeğin bu defa da gelip dizime ön patilerini dayayıp tısladı bi tanesi. Yıldım valla geçen aşağılarda kedi oluyor diye teraslı yere gidelim dedim, terasta kedi vardı.

Bunun hayvanları sevip sevmemekle alakasi yok aslinda .
Yemek yediğim yerin hijyen olmasini isterim, yemek yerken yan masanin üstünde kedi gördü mü tiksinti geliyor, ama sadece yerde dolaşıyorsa böyle düşünmüyorum .masaya sandalyeye çıkmadığı ve yemek istemedigi sürece problem yok .

Ben rahatsız olmuyorum kesinlikle, yemek de veriyorum, gelirse kediyi kucağıma alıyorum, en son bir tanes gelip çantamın üstünde baya yatmıştı. :) ama rahatsız olana da hak veririm, kardeşimin alerjisi var mesela, kedi varsa ortamda kriz geçirecek hale gelebiliyor.

Hayır aksine hayvanlara iyi davranan yerlere gitmeye çalışırım elimden geldiğince.
Kedi-köpek geldiğinde kovan, "beslemeyin alışmasın" diyen yerleri ve sahiplerini hiç sevmem esas.

Çalıştığımızın yerin yanında kedili kafe var. Arada oraya gidiyoruz. Hatta insanların kucağına çıkıyorlar, kucağımızda kedi ile yemek yediğimiz çok oluyor. Kafe lüks değil ama havalı bir kafe, ana özelliği bu. Kedili olması aslında özelliği değil ama 10 taneye yakın kedi var dolanan. Yarı açık bir yer; masalar bina içinde değil, kaldırımda. Üstü taşınabilir cam gibi bir yerlerle kapatılmış. Sırf kedi için gittiğimiz oluyor.

Diğer kafelerde sadece yemek veriyorum masadan. Hatta çok seversem tabağımın yarısı gidiyor. Ancak, zorla tabağıma göz giden vahşi davranışları olanlarla uğraşırken zorlanıyorum. Zaten kedili elle yemek yemiyorum, kediye yemek veriyorsun. Yemek bitince de kucağıma alıyorum. Gerçi kendi kedimin kafasını ısırmışlığım, kafamı gömüp öpmüşlüğüm de var.

Genelde beraber yemeğe giden arkadaşım, bir yerde garson kediyi psst'lyarak kovduğu için artık oraya gitmiyor. Ben onsuz gidiyorum nadir de olsa.

Yine de şu açıdan haklısınız. Kediyi sevmiyorsanız sevmiyorsunuzdur ve iç içe yemek zorunda değilsiniz. Bir yandan da benim mutluluğum da kediyle yemek.

Ek: Cep telefonumu bezlerle siliyorum, yanımda antibakteriyel jel ve kolonya taşıyorum ama kedili ortamda hijyen rahatsız etmiyor.

@mtfbwy hayvanlardan korkanlara bi şey yapmaz bi şey yapmaz, o senden korkuyor asıl. yaaa şuna bak da diyor musun?

ben rahatsız olmuyorum. kadıköy'de böyle mekanlar çok. bir durum hariç: masaya çıkmaya alışmış kediler rahatsız ediyor.

Beni rahatsiz etmiyor

Beni rahatsız etmez, bazen hoşuma da gider. Ben bir şey yerken böyle bakmaları bira rahatsız ediyor sadece. İçim sızlıyor. Paylaşarak yiyorum ben de :) Ama seni de anlıyorum, sen de haklısın.

masaya çıkarlarsa rahatsız olurum. onun dışında bayılırım kediye köpeğe. kedinin köpeğin rahatça gezindiği kafeler oraları tercih etmem için artı bir etkendir.

Ortada dolaşmaları rahatsız etmiyor da, kucağıma atlayan, masaya çıkan, rahat vermeyen kediler ediyor.

Mekan sahipleri ya kedilerin gelmesine izin vermeyecek, ya da kedileri düzenli bir şekilde besleyecek ki insanların tepesine çıkmasınlar. Bunun hayvan sevmekle ya da sevmemekle alakası yok.

@ekaterina Korkanlara karşılarındaki canlıya zarar vermedikleri sürece saygı duyuyorum. Eğer korktukları halde sevmeye biraz meyillilerse evet sevdirmeye çalışıyorum. Ama "ay çek şunu şurdan ıyyyk ne kadar iğrenç" diyen birine karşı saygı duymuyorum. Çünkü insanoğlu olarak kendimizi her ne kadar evrenin merkezi olarak görsek de aslında değiliz. Sizin, benim kadar o hayvanlar da bu dünya üzerinde hak sahibi.

Rahatsiz olurum direkt.
Aslinda kedilerden rahatsiz olmam ama o hayvanin yeri orasi olmadigi icin rahatsiz olurum. Yoksa ayaklarimin arasinda kedi dolasmasi rahatsiz etmek degil hosuma bile gider. Ama bir restoranda kedi kopek olmamali. Benim rahatsiz oldugum sey, olmamasi gereken bir seyin olmasi. Takintiliyim. Restorana kedi kopek sokulmaz, ben kedilere bayilsam da (evet kedileri severim) rahatsiz olabilecek insanlar oldugu icin boyle yerlere hayvan sokulmamasi gerekiyorsa sokulmamali, dogrusu neyse o. Eger sokulursa rahatsiz olurum bu yuzden. Yanlis yapiliyor olmasindan rahatsiz olurum. Yemek yeniyor orada, bazi insanlar katlanamaz buna. Restoranda sadece ben olsam 20 tane kedi gelsin, hosuma gider.

Kisacasi, bu konuda "rahatsiz olan var alerjisi olan var ama ote yandan ben de cok seviyorum kedilerle yakin olmayi" ikileminde degilim, restorana hayvan girmemeli net.

Beni de rahatsiz etmez. Tiksinenleri de anlamam cunku yemek yerken bile elinizden dusurmediginiz cep telefonunuzun uzerinde bile kedi ve kopekte oldugundan kat kat daha fazla bakteri ve mikrop varmis.
Tamam anladik pis olduklarini dusunuyorsun, e cep telefonun daha mikroplu? Onu niye elinden dusurmuyorsun?
Ayrica dunya insanlarin hizmetine sunulmak icin olusmadi. Her canlinin dunyanin her noktasinda bulunmaya insan kadar hakki vardir.

Tiksinmenin mikrop miktariyla alakasi yok, tiksinen tiksinir, neden tiksiniyorsun diye soramazsiniz. Psikolojik bir sey o tiksinti. Kimse kalkip bakteri hesabi yapmiyor.
Her canlinin da her yerde bulunmaya hakki falan yok. Odana su aygiri girse yine aynisini mi soyleyeceksin?

etmez bilakis çok severim. ama şırnaşık şımarık masaya atlayan tiplerden olmasın.. hayvanları kovan garsonlara da gıcık olurum. en güzeli garsonun sorması rahatsız oluyor musunuz diye? rahatsız olanların yanından uzaklaştırması. ama herkesi düşünmek lazım. seven var sevmeyen var korkan var..

rahatsız olmam hatta duruma göre sever mıncıklar gider ellerimi yıkar yemeğe öyle devam ederim ama o hayvanların orada olmaması gerekir, yani korkan veya onları orada istemeyen müşteriler bence haklı.

sorun şu ki restoran sahibi bu konuda bir şey yapamaz, sonuçta hayvanları besleyip oraya alıştıranlar yine müşteriler.

restorancı kalkıp kovalasa hayvan tekrar gelir, tekrar gelmemesi için hayvanın zarar görmesi korkması gerekir ki bu durum hayvanın masa altında dolaşmasından daha kötü, kimsenin bu yolu onaylayacağını sanmıyorum.

sokak hayvanlarının aç kalıp sağa sola salça olmasının suçlusu belediyedir, belediyecilere kafam girsin.

Kesinlikle rahatsız olmam, hayvan dostu işlermelere para kazandırmaya calisirim özellikle ama korkan veya tiksinenleri de anlayabiliyorum. Eskisehirdeyiz ozellikle kisin cok soguk oldugu icin hayvanlar dışardaki ısıtıcıların altında yatıyorlar. biz karnımız tok sırtımızda montla donarken o hayvancıklar ne yapsın?
Zaten burda da hic masaya cikmaya calisan kopek vs gormedim. Kedilerden de hic rahatsız olmuyorum.

kedilerin, masaların üzerinde dolaşmasına sıcak bakanlar; fare, karafatma, hamamböceği, büyük karasinek gibi hayvanların yemek masalarında dolaşma fikrine nasıl bakıyorlar merak ediyorum.

beni rahatsız etmez, yediğimden de veririm ama yemeğin sonuna doğru yapıyorum bunu genelde, elini verip kolunu kaptırma durumu var çünkü. :) yemek bitene kadar masaya çıkartmıyorum yoksa kalkamam ben oradan, sen verdikçe yer onlar çünkü ajgshjahksg :D

her gün bir sürü insanın ellediği şeyleri elliyoruz (para, otobüs demirleri, kapılar, vb), kediden ölmem diye tahmin ediyorum.

Kesinlikle rahatsiz olmam. Yemeğimi bile paylasirim.

Kedi köpekten değil "ayyyyy" diye bağırıp sandalye masa tepesine çıkan, hayvana vurarak onu kovmaya çalışan tiplerden rahatsız oluyorum

kesinlikle rahatsız olurum ve ikinci defa o mekana gitmem.

ölmelerini istemiyorum diye hayvanları sevmek zorunda değilim. şimdi hayvanseverler bana duyar kasacak belki ama bu tercih meselesi. elimde değil ayağımın etrafında dolaşınca güvende hissedemiyorum. zorlamayla olmuyor bu işler insanın içinden gelecek.

bunu yargılayanlara da gıcık oluyorum.

beni rahatsız ediyor ama öyle aman aman ben burada yiyemem durumum olmuyor.
sadece olmasa daha iyi derim.

aşağıda beklerse sorun yok ama öyle yemeğimin içine giriyorsa popoya sertçe tokatı yiyor. öte yandan masalar arasında kedi köpek dolaşmasına neden rahatsız olayım? sonuçta onlar hep oradaydı. biz insanlar olarak o masayı, sandalyeyi, restoran'ı, kafe'yi, binaları ve şehri onların üstüne yaptık. canlıların yaşam alanını işgal edip, her yeri beton yaparak tuvaletini bile yapamaz hale getirdikten sonra onlara değil kendimize kızmalıyız.

Kesinlikle Ukrayna ve Lviv ile Kiev şehirleri derim. Hiç beklemediğim kadar güzeldi bu iki şehir de; özellikle Lviv. Ve hepsinden öte çok çok ucuz şehirler. Bira 1 TL mesela :)

İkinci olarak da Sırbistan ve Belgrad, Novi Sad ve Subotica şehirleri.

Uzaklar da var tabi Tayland, Kamboçya falan ve ucuz ülkeler de buralar ama uçak çok masraflı olur tabi.

Belgrad

Belgrad baya populer

Uçaksız gidilebilecek tel alternatif Gürcistan, ha bir de İran var ama Gürcistan daha iyidir bence.

bir lvivbot olarak ben de lviv demeye geldim. asiri ucuz. ozellikle bir yeri gezmeye bile gerek yok, sehrin merkezi basli basina tarih zaten. az bucuk rusca ukraynaca konusabiliyorsan taksicileri de pazarlikla kundeye getirirsin, biz toplu tasimayi sirf "bakalim nereye gitcek" diyerek kullanmistik ki 60 kurus falandi, onun disinda her yere taksiyle gittik.

daire kiralar ve evde yemek yaparim dersen iyice cosabilirsin ama gerek yok ugrasmaya, en muthis restoranda deli gibi yesen 30 liradan fazla odemezsin.

mafia diye bi restoran zinciri var, hem pizzalari hem de etleri efsane ama sen oraya gitme yanukovic inmis o zincir, maidan ruhuna zeval gelmesin plz :(

Bilgiler online olarak çekiliyor sanırım. Eğitimde hangi bilgi eksik gorunuyor tam olarak?

Aslında kendi kılavuzlarında örnek olarak gösterdikleri ekran görüntüsü gibi eksik bilgiler, elle girilebilen şeyler.Ama sanırım mezuniyet tarihinin otomatik gelmesi gerekiyor kılavuzda baktım da şimdi.

Kayıt tarihi, mezuniyet not türü, mezuniyet durumu, mezuniyet tarihi, lisansım yüksek lisansı denk mi, tömer belgem var kısımları. diğerleri online çekilmiş olarak geliyor

Bence önce İstanbul üniversitesini ara. Neydi otomasyon sistemlerinin adı? Arsis mi? Orayı ara.

durduk yere düzeldi :D dün 88471487 kere denedim olmadı, şimdi oldu.

bana da tercih yaparken eğitim bilgisine ait belge yüklenmedi diyor.

transkriptinizi yüklemeniz gerekiyor ama jpeg formatı kabul ediyor, ben uğraştım açıkcası. 2 sayfa transkript, jpeg'e çevirdiğimde ayrı ayrı iki sayfa olarak döndürdü. sonra iki sayfayı birleştirip yükledim

@engiribord çok teşekkürler. jpeg olayı harbiden saçmalık olmuş.

kadıköyde aida diye bir mekan var, alternatif mekanları seviyorsanız baya tatlış, bir de fiyatları ortalama.

Beylerbeyi polis evi hemen köprünün orada denizin kenarında güzel bir yer, fiyatları da gayet uygun.

koşuyolu'nda radika var, oldukça güzel.
www.zomato.com

moda'da brunelle var, o da gayet güzel.
www.zomato.com

Her asit artışında yarım çay bardağı sütü bir kaç yudumda iç. Fazla içme. Rahatlatır. Yüksek yastıkta yat. Kuru ya da yaş nane, pul biber, kepekli ekmek, acı ve kızartmadan uzak dur. Endoskopiyi ihmal etme asla.

Yemekten hemen sonra uzanir pozisyona ya da midene baski yaptigin pozisyona gecme.

Yemekten en az 2-3 saat sonra yat, basin da biraz yukarda olsun (mesela 2 yastikla destekle)

Gaviscon vb seyler tavsiye etmedi mi acaba doktor? Benim basima cok nadir geliyor, onda da doktor kullanabilirsin demisti.

Su an gaviscon aliyorum ama pazartesi doktora gitcem ve muhtemelen endoskopi isteyecek. O kadar rahatsizim ki ben de artik istiyorum olmak.

bence sigorta yaptırmalısınız. maili de değiştirtin, ne olur ne olmaz.

soran eden olmaz maili, içiniz rahatlayacaksa isteyin tabi maili 2 dkda elinize geçecek bir şey sonuçta:)
ama sağlık sigortası 20-30 lira için bence risk almaya gerek olmayan bir konu.
poliçeyi yaptırdığınız yerle konuşun.iptal edip tekrar yapabiliyorlar.

Sigortan sadece 8 günlük mü yapıldı? 1 aylık yapılmış olması kuvvetle muhtemel.
Onu kontrol et öncelikle.

sigorta 1 aylık ama vizede belgelerde önce sorun çıkınca gidiş tarihim değişti. 19 nisan-19 mayıs olarak kaldı.

neyse ya 1 gün için uğraşmayayım, 11-18 alim bileti.

Ben de durdurup evde iki turlayıp devam ediyorum ya da elimle ekranı kapatıyorum ama utanç değil de heyecanlandığım zaman hehe

Aynısını yaşarım ben de, hatta o an sesi kaparım ya da kanal değiştiririm.

Belki empati yeteneği ya da duygusal olmak ile ilgilidir.

bunu sonuna kadar izleyebiliyorsan sorun yok.

www.youtube.com

bende de var. korkma , yalnız değilsin.

(bkz: başkası adına utanmak)

Empatinin bokunu çıkarmaktan oluyor. Ben de, filmi kapamasam da başka yerlere bakıyorum bi sure dfjjgf

Filmi öyle hisset diye çekiyorlar zaten

@delineron başlığı görünce kapadım :(

Bana da daral geliyor

Bu yaygin bir sey zaten.

www.youtube.com

Empati yapıyorsun bence güzel bişi

gizliyorlar. eş dost yok mu gidip o alsın? ben eşimin pasaportunu imza karşılığı almıştım 2 defa.

idata ise vekaletname olmadan başkasına vermezler. Vekaletnameyi başta vermeniz lazımdı.

Evet aradim kendiniz almalisiniz dediler

pişmiş aşa su katılmaz diye biliyorum ben.

Daha firina koymadim duzeltilir diye umuyorum :)

gıda boyalı kek mi! ne kendin ye, ne de birine yedirt. fazla kaçmışını değil, hiç konulmamışını yap. yeterince zehir alıyoruz her türlü. üstüne fazladan zehir eklemek zırvalık.

Ay evet valla mavi siciyoruz bildiginiz

Vizenizi aldıysanız sıkıntı olmaz. Kendiniz için yapın ya da yaptırmayın siz karar verin tabi.

sorun çıkma ihtimali var. sigortayı kullanmaya başlamadığınız için tarihini ücretsiz değiştirebiliyor olmanız lazım. bir kaç defa yapmıştım yıllar önce. seyahat esnasında sigorta gerekirse çok sıkıntı olur.

sigortayı yaptırdığınız yerde en kısa sürede sigortayı iptal edip yenisini yaptırın.

vizeyi aldıysan girişte sağlık sigortası sorulduğuna hiç denk gelmedim. almadıysan değiştirmen gerekir de aldıysan problem olmamalı.

Yani dogru mu anliyorum, benim sigortam 19 nisan 19 mayis araliginda.

Ben 10 mayista gidip 17 mayista donecegim diyelim. Yani aslinda sigorta tarihlerim icinde, sigortam kapsiyor. Ucak ve konaklama bu sekilde 10 mayis-17 mayis. Ama sigorta tarihini sorun cikarir konsolosluk? Vizeyi henuz almadim, belgelerim eksik oldugu icin tekrar basvurmam lazim.

seyahati 10-17 mayıs diye belirtirsen sıkıntı olmaz.

sorun cikmaz rahat ol. o tarihler arasinda sigortali olacaksiniz iste. onemli olan o. ne Zaman baslamis ne Zaman bitmis onemli degil. yeter ki gideceginiz aralikta sigortali olmus olun.

browser değiştirip deneyin.

explorer'da ve chrome'da denedim ama olmuyor. bankalara gitmem gerekiyor ne yazık ki sanırım :/

Belki internet ödemelerine kartınız kapalı olabilir. Bankanızı arayıp bunu öğrenebilirsiniz. Aksi takdirde bankaya gitmeniz gerekecek evet.

Fotoyu nasi guncellicem hocam. Foto mu goturcem yanimda. Sinav koordinatorluklerine mi gidicem.

bahsettıgınız işlemi bugun yaptım.öğrenciysenız öğrenci belgesi mezunsanız ise mezunıyet belgesı veya diplamayla ösym burosuna gıdıyorsunuz. 5 dk lık işlem. 3 tl alıyorlar.fotonuz guncel degılse ordakı webcam ıle cekıyorlar

Beyler cok tesekkur ederim.

İyice anlamak icin soruyorum. Sinav koordinatorlugu die sitesinde gosterilen adreslerden birine gidicem. E devletten cikardigim diplomalarim olacak. Kpss basvuru formum olacak. Param olacak. Ve bilgileri fotoyu guncelleyip basvurumu yapmis olucam, oyle mi?

Simav koordinatorlugubde sadece bilgi mi guncelleniyor yoksa basvuru da yapiluyor mu.

Bir de, kpss formunu doldurmada ekstra bi bilgi yazmak gereken bi kod falan filan var mi.

listedeki herhangi bir yere gitmen yeterli.

bashettiklerin yeterli.

başvuruda yapıyorlar.

bana form falan doldurtmadı.sadece üniversiteyi ve bölümü sordu ve öğrenci belgesini aldı.

Cok tesekkur ederim.

koordinasyon merkezi feci kalabalıktır. kılavuzda yazan başvuru merkezi liseler daha iyidir. kesinlikle son güne bırakmayın. bugün zaten gittiğinizde güncellerken başvuru da yapıyorsunuz. başvuru için 3 tl aldılar benden, form ve fotokopi için de (her biri için) 1 tl.

diploma fotokopilerinizi ve asıllarını götürün. fotoğraf orada çekiliyor. sonra da bankaya gidip kaç oturuma girecekseniz o kadar yatırıyorsunuz.

noter onayına, aslı gibidire, transkripte gerek yok.

başvuru merkezinde başvuru yaptıktan sonra sınav ücretini yatıracaksın.

Tesekkurler

Yorumlarda fonda calan muzik grup yorum devrim demisler

Baktim oymus :)

aynen ben de baktım. yorumlara bakmak aklıma gelmedi teşekkürler

orjinal ismi devrim yürüyüşümüz sürüyor. kucaklaşma albümünde.

bi daha ugramamak icin beklentilerimi dusuk tutuyorum

uzuluyorum.

kimseden birşey beklememek üzerine savunma mekanizması geliştiriyorsun git gide.
çok acı birşey, konu ne olursa olsun, insanın bütün hayat enerjisini götürüyor biliyorum

beklentisini yüksek tutan biri değilim genelde ama bazen o beklenti öyle bir yükseltiliyor, sonrasında öyle bir yere çalınıyor ki ne olduğunu anlayamıyorsun. o gibi zamanlarda güçlü olamıyorum ben, artık ağlayacak gücüm kalmayana kadar ağlıyorum ve uyuyabildiğimce uyuyorum. hemen geçmesini beklemiyorum, acıya da zaman veriyorum ama zamanın kendisi sahiden ilaç, bir süre sonra kendiliğinden kapanacak yaralar elbet.

pacoquinha, Corc +1. İşten çıkartıldığımda, en yakın arkadaşım tarafından ve hoşlandığım çocuklar kazıklandığında çok büyük hayal kırıklıklarına uğradım. Üzüldüm, üzülmemek elde değil ama her şeyde bir hayır var dedim. Herkesin başına geliyor, engel olmamız mümkün değil ama bunlar da sana birer tecrübe oluyor. Ekşiduyurudakilerdekiler dertleşmek çok yardımcı oluyor.

Beklentılerımı hep en düşük tutuyorum.Halıyle hayalkırıklıgı da olmuyor sayılır.

daha çok daha çok ağlaman lazım o zaman düzelir.

Bazen nefes alamadigini hissediyorum. Cekip gitsem olmuyor kalsam olmuyor. Bugunde oyle bir gun maalesef delirecekmisim gibi hissediyorum. Bir el var bogazimi sikiyor ter icinde kaliyorum. Hani o gemi gelecekti guzel gunesli gunler vardi bana mi denk gelmiyo bunlar

Öğrenilmiş çaresizlik neticesinde tepkisizlik.

gece mutlaka kafama taktığım için gün içinde kendimi yormaya çalışıyorum. spor yapıyorum mesela. kendimi yormak istemediğim zamanlarda da sürekli dizi izliyorum. zaten beynim ve vücudum yorgun düşüyor, bir bakmışım diğer gün olmuş.

kafam çok doluysa kendi kendime konuşur, olayları açıklamaya çalışırım, yoksa yazarım. bi şekilde başa çıkmaya çalışırım işte. ağlamak gibi şeyler yapmıyorum ama. hatta ağlasam çok güzel olurdu. mümkün mertebe itiyorum.

Ben hayalkirikligi yasadigimda sanki gercekten kalbimin parcalandigini hissediyorum. Kalbim, Icim aciyor. O caresizlik hissi cok kotu.

Sanirim beklentileri dusuk tutmak gerekiyor. Fakat uzulmek de bir surec ve bunu kabul etmeli. Aglamaniz normal ve bu gececek. Uzuntunuz dinecek. Insanlarin en yakinlari vefat ediyor da zamanla alisiyorlar. Alisilmayan bir sey yok hayatta. Dertlesin, icinize atmayin ve gercekten de hayirlisinin olmus olabilecegini dusunun. Umarim her sey gonlunuzce olur.

Hayal kırıklığına karşı aşırı hassasiyetin var ve çabuk kırılıyor olman günlük aktivitelerini fazla etkiliyorsa bilişsel terapi uzmanı bi psikolojik danışmana başvurmanda fayda var çok pahalı diyorsan david burns iyi hissetmek kitabını tavsiye ederim

ben de onlardan biriydim yaklaşık 4 sene önce bıraktım. edirnenin soğunun bilen bilir -10 dereceye düşer bazen, karda kışta sigara içmek için dışarı çıkardım. içen adamlar gerçekten bağımlı oldukları için katlandıklarını sanmıyorum daha çok alışkanlık. bağımlı olan adam bir arkadaşım sigara içmeyince kendini tokatlıyordu sinirden asfdga

onların normali o. bağımlı oldukları akıllarına bile gelmez. hayatlarının en normal davranışıdır onlar. empati kuramazlar içmeyenler için, ortamlar sigara içenlere göre ayarlanır hep. üzücü sadece. 15 yılım öyle gitti pisi pisine. 2,5 senedir temizim.

o kadar sinirleniyorum ki, en soğuk havada bile dışarıda oturtuyorlar, inanılmaz benciller. hasta falan da olsam dışarıda oturuyoruz.

ailenizden kişiler olunca çok koyuyor insana yaptıkları.

Giyotin ile idam edelim. Elektrik verelim beyinlerini pişirelim. Damardan vuralım fare zehrini gitsin. Pisliklere bak be. Sigara içiyorlarmış. İçtirmem! Okuldan da kaçar bunlar.

Bırakın kardeşim insanların kararları neyse onu yapsınlar. Senin içmeme özgürlüğün var onun da içme. Ama kendine zarar va kısmını geçsek artık. Sene 2016. Ötenazi serbest olsun diye savunan ülkeler var dünyada. Hayır anlatıma bakılırsa sana zararları da yok. İniyor bina dışında içiyor, balkonda içiyor. Senin yaşam alanına bu kadar saygı duyulup "bıraksınlar bence, bilemiyorum yani" yaklaşımını doğru bulmuyorum.

İçin güzel kardeşlerim. Sağlık benim için önemli değil diyorsanız, bunu yapmak size keyif veriyorsa için yahu.

Hiç içmemiş olan da bırakan da başlamasın, ağzına sürmesin.

Bu 2 tip insan da birbirine bu kadar çok karışmasın.

Fakirpislik e katılıyorum ama sen de sigara içen adamları takıntı yapmışsın . Bu da bi nevi bağımlılık değil mi ?
Kimse birbirine karışmasın en temizi bu

Ben uyuz olmuyorum ama zayıf olduklarını düşünüyorum. Onlardan üstünüz anlamına gelmesin bu. Bahsettiğim zayıflık " bir şey olmadan yapamamak" la ilgili. Bu bir kadın da olabilir, araba da...

Mide olacak tabi :) telefondan hizli yazinca yanlis yazmisim.

duruş bozukluğunun mide hastalıklarına etkisi olduğunu duymuştum. doktora sorduğumda anormal bir bozukluk yoksa o o kadar da etkilemez demişti. boğazındaki yumrunun sebebi yemek borusunun ters kasılması olabilir. aynı şikayetle yakın zamanda tekrar gittim doktora. onu stres tetikler en çok, düşünmemeye çalış ve bol su iç demişti. benim midem ağrıdığında, boğazımda yumru olduğunda, sürekli yutkunmak istediğimde midemi sıkıştıracak şekilde oturmak daha kötü etkiliyor, ancak düzgün durunca bu etki azalıyor. tek sebebi oturuş şekli değil yani

Bir arkadaşımda da böyle oluyordu, şekerle ilgili bir problem çıktı.

Bence derhal doktora gidin ve tahlil yaptırın.

Reaktif hipoglisemi

lisedeyken ben de tok olduğum halde bayılıyordum. birden gözlerim kararıyordu ve halsizleşiyordum. kendime geldiğimde etrafımda insanlar oluyordu. doktora gittim demirim düşük çıktı. beslenme biçimimi değiştirdim. o zamandan beri cips ve abur cubur yemiyorum. en ufak bir halsizliğim bile kalmadı.

metrodayken dikkat et kendine. trene yakın durma. ne olacağını bilemezsin.

bunlar göz önüne alındığında senin bu soruyu hastanede bir doktora sormamış olman inanılmaz bir rahatlık örneği. bayılmak basit bir şey değil; hele ki üç kere oluyorsa. hele ki gençsen. hastaneye bir hekime gitmelisin direkt.

yukarıda denmiş; psikolojik olma ihtimali yüksek.

(bkz: vazomotor senkop)

Bu başlık sayesinde duydum filmi, konusu ne güzel duruyor.

nisan-mayıs aynını bulur.

ankastre mi? yoksa bağımsız mı alacaksın? aldığında nereye koyacaksın? buzdolabı üstü mü?
gibi gibi ayrıntılarda lazım. Hele anne'ye hediye falan alacaksan önce danışmanda fayda var.

King marka gibi olanlar var mini fırın kategorisinde 100 liradan fazla da olmazlar genelde. içine minik tepsiler falan sığıyor. öyle bir şeyler alabilirsiniz. portatif ve hafif oluyorlar kullanışlılar.

yok hediye değil kendime alcam, bağımsız ankastre değil.

Ben luxell borekci turbolu mini firin kullanmış ve memnun kalmıştım. Ona gelene kadar 3 mini firin dagittim daha sola çünkü hep dediginiz sorunlar oldu.

Sonra ev değiştirdim ve yeni firin almam gerekti. Essenso mini firin aldim. Minicikti ama öyle verimli çalıştı ki... evlendim onu kullanmaya devam ettim. Yetiyordu bana.
Şimdi ev taşıdık,yeni evde ankastre var. Essenso fırını anneme verdim o devam ediyor kullanmaya. Sanırım 5 yaşında oldu.
Ama yeni evlisiniz,misafiriniz olur essenso size biraz ufak gelebilir. O zaman luxell borekci turbolu modeli öneririm.

apartmanin ortak alan elektrigi var mi?

bizde otomata bagli kutusu. sigorta falan atinca gidiyor.

Acikcasi bilmiyoruz bir bakalim var mi tesekkurler

balayı konseptli otellere bakın derim.

yurtiçini boşverin bence, acayip şişirme fiyatlar. O fiyatları vereceğime yurtdışına giderim. Onun yerine yurtdışı yakına gidin, en azından başka kültür, başka bir ülke.

yunan adalarına bir bakın derim.

Bende balayı konseptli otellerden bahsediyorum, nereler oralar?

sakız adasının denizi çok ama çok güzeldi.adanın arka taraflarına gitmeli.

Kos adasını beğenmedim.

Malta'da milliyetçiliğin en sertini görürsünüz.

Kos dışında bir seçenek olmalı. Pis, rezil oteller, kazıkçı restaurantlar, düşmanca davranışlar

santorini'yi de düşünün. giderseniz oia'da meydanın ara bi sokağında manyak gyro yapan bi yer var. yemeden gelmeyin.

www.sandaletliseyyah.com

Gece hayatı arıyorsanız Mikonos'tan başka her yer genel olarak ölü zaten. Dünyanın en iyi gece kulüplerinden 2 veya 3'ü orada, bu açıdan Ibiza'ya da benzetiyorlar. Deniz ve etraf da güzel. Santorini'de etraf daha güzel ama gece hayatı arıyorsanız, pek yok.

Rodos-Santorini ve Mykonos'a gittim.Ben olsam Rodos'a giderdim.

Santorini:Limanı tepeden gören kısımdaki manzarayı başka hiçbir Yunan adasında görmedim.Profil resmi yapmıştım.Facebook tarihimde en fazla beğeni alan fotoydu :)
Bunun yanında aşırı turistik ve plastik geldi.İkinci defa gitmeyi düşünmem sanırım.Gene de adanın arka tarafındaki plajlara doğru gitmeden kesin yargıya varmak hatalı olur

Mykonos:4-5 saat kaldım sadece.Gemi turuyla gitmiştim. Öyle abartılacak bir şey göremedim.Gece yaşamına da bakmak lazım. Yel değirmenlerinin orada güneş denizin ortasında çok güzel batıyor.

Rodos: İki defa gittim.İlkin 4 gecelik bağımsız bir seyahatti ikincisi ise gemi turu kapsamında 8-9 saatlik bir mini turdu.4 gece kaldığım seyahati özellikle çok sevmiştim.Old town kısmında her türlü turistik attraksiyon ,gezilecek,görülecek yerler mevcut.Grand masters sarayı ve şövalyeler caddesi kısmı zaten Rodos seyahatinde zevkle gideceğin klasik yerlerdir.

Gece yaşamı için de çok güzel canlı müzik yapan mekanlar mevcut.Mekanın adını unuttum ama barlar caddesi kısmında 2-3 katlı ve balkondan canlı müzik dinleyeceğin bir bar vardı çok eğlenmiştim.

Ancak adada esas hoşuma giden kısım old towndan otobüsle 1 saatte ulaşılan Lindoos. Burası benim hayatımda en fazla zevk alarak yüzdüğüm denizdi.Lindos veya başka yer mutlaka adanın arka taraflarını tavsiye ederim yüzmek için.
Bunun dışında adada Kalamar,Ahtapot,Istakoz vs. biz Türklerin çok sevdiği deniz ürünlerini çok güzel yapan yerler mevcut.

Kısaca sorduğun sorunun benim açımdan cevabı: RODOS

thassos adasını kesinlikle tavsiye ederim. iki kez farklı köylerinde kaldım. bu sene tekrar gitmeyi düşünüyorum. sizin kriterlere fazlasıyla uyuyor. tavsiye istersen plaj ve köy söyleyebilirim.

Cevaplar için teşekkürler. Santorini'yi istiyorum aslında ama uzak galiba. 5-6 saat sürüyor deniz yolu.

Sakız (denizi hakkında bilgi verilmişti), midilli ve samos hakkında bilginiz var mı acaba?

torrent.

Her gün programı var torrent ile zor olur diye dusundum.

valla on sene önce filan geldi o sistem ve bence saçmalık bizim sistemden bir artısı felan da yok. 1. dönem bitene kadar iki sistemde de çocuklar okumayı tamamen sökemiyolar.

dediğin gibi yanına -e ekleyerek değil de ağızdan çıkacak ses olarak öğretiyolar. baya da oldu. bok gibi bi sistem. normal hayatımızda güzel yazıyı kullanıyomuşuz gibi onu öğretiyolar bi de sadece. kaçıncı sınıfa gelmiş çocuk kağnı hızı ile yazıp okuyolar.

be-ce demeyeli uzun zaman oluyor.

Teşekkürler bilgi için, bizim dönemde öyle değildi, şaşırdım valla. Niye değiştirdiler acaba? Yani ne düşündüler de eski sistem başarısız bulundu?

SBS niye TEOG oldu, ÖSS niye YGS oldu, şimdi niye LYS'yi de kaldırmaya çalışıyorlar? Kısacası bir sebebi yok, dangalağın tekinin aklına gelmiştir yapmışlardır.

90 doğumluyum ve ilköğretim eğitimimi İsviçre'de tamamladım. okumayı ve harfleri aynen bu şekilde öğrendim. ne isviçre'nin tamamı geri zekalı ne de ülke eğitimden bihaber. önyargıyla yaklaşılacak bir durum değil.

il belirtmediğiniz sürece cevap almanız pek mümkün değil=)

Cuisine catering ya da vanille organizasyondan destek alabilirsiniz

Teşekkürler

ben de kendimden kaçmak istemiştim bir ara.

gece herkes uyuyorken ses çıkarmadan kaçtım gittim.

dolandım dolandım...

şerefsiz peşimi bırakmadı, geri döndüm.

gerçekten evden kaçmak isteyenler en ince ayrıntısına kadar hesap yaparlar, demek ki gelip geçici bir hevesmiş seninkisi :P

Çık sahile doğru çekirdek çitleyelim,benim de canım sıkkın:)(bostanlı ya da alaybey)

Bugun aynı hisleri taşıyorum ben de.

ahahah geçen cuma da bana oldu bu. çok kavga gürültülü bi geceden sonra sikerim deyip çıktım. metrobüse bindim karşıya geçene kadar abartısız 7-8 kişiyle konuştum. üniversitede bize bi kere gelip kalmış herife kadar aradım amk. kimse mi olmaz.

mal gibi gecenin köründe küçükköyden kadıköye gitmiş bulundum. o saatte alacak tekel de bulamadım. sik gibi dolandım saatlerce. sonra 4'e doğru metrobüse bindim geri küçükköye evime döndüm. biraz rahatladım ama.

kaçacak bi yer aradığında -kayıtsız şartsız- kaçabileceğin insanlar varsa çok şanslısın gerçekten. hesapta bir sürü arkadaşım var, hepsi 'müsait olmadı' nedense amk

Asl? :)

8trackstan gerekli aramalar altında güzel listeler bulabilirsin
pandora var birkaç ayar istiyor türkiye'de çalışmıyor normalde. bir şarkı veya sanatçı yazıyorsun ona benzer türde çalmaya başlıyor bi süre sonra saptığı olabiliyor daldan dala giderken.
two steps from hell dinleyebilirsin youtube üzerinden falan. örnek www.youtube.com

Teşekkürler ,two stepsin 3 saatlik tek parça bir arşivim var :) diğer dediğine de bakacağım.

Sadece örnek verdiğim şarkıya takılmayın arkadaşlar her türlu öneriye açığım.

radyo voyage benim essay yazma radyomdu. :)

www.radyovoyage.com

8tracks'i de çok severim, orada aradığın her türde ya da etikette liste bulabilirsin.

bir de patene kaydı aklım. spor için hangisi daha iyi olur acaba? paten de küçükken çok kayardım ama sonra verdik birilerine.

sahile çok yakın oturuyorum, İstanbul- Bostancı'da, insanlar hep bisiklete patene biniyor sorun olmaz yani :)

kaykay alalım daha çok efor sarfedersin güzel spor olur. :)

evet bisiklet iyidir..

oyun belirteydin iyyidi.

tony hawk's pro skater hd

o ne la

ben de biraz önce öğrendim. Anladığım kadarıyla,

sigortalıların özel hastanelerden yararlanabilmesi için parmak mı basması lazımmış, avuç mu tanıtması lazımmış ya da öpücük vermesi gerekiyormuş o kısmı pek anlamadım. Bugün son diye söylediler bana. Hiç öpesim yok.

Aynen benim de gidip yapasım yok :D

yalan habermiş

ben özelde yaptırdım. demek ki özeller de yapıyor.

Olay bildiğim kadarı ile şu: Diyelim ki devletten sağlık güvencen var. Özel hastanelerin de sınıfları var, a-b-c, vb diye. Devlet güvencen hastanenin sınıfına göre senin oradaki işlemlerini kısmen karşılıyor. Örneğin normalde 100 tl olarna muayene 30 tl'ye geliyor, vb.
1 aralığa kadar damar haritalı tanıtım cihazlarında parmak-avuç içi, vb taratmaz isen, bundan sonra devlet o ödediği kısmı vermeyecekmiş. doğrudan parası neyse o kişinin cebinden verilecekmiş.

bu işte bi yanlışlık olduğunu, medyanın insanları yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum.

evet 1 aralık'ta böyle bir uygulamaya geçiliyor. bugün bu uygulama olmadan muayene olmak için son gün.

lakin avuç içi kaydı vermek için son gün olmasını aklınız alıyor mu ya? ben niye muayene olacağım zaman gidip kayıt vermiyorum? ösym bürosu mu bu, kayıtlar mı kapanıyor? niye kimbilir ne zaman muayene olucam diye milyonlarca adam hastanelere gidip 1 aralık'tan önce avuç kaydı versin ki abi olur mu böyle saçma bir şey.

son gün olan şey, uygulamasız son gün olması. uygulama yarın başlıyor. avuç izi olmayan muayene olamayacak. ama avuç izini kaydettiremeyecek diye bir şey yok. kaydettirir, sonra da muayene olur. haftaya gittin doktora, avuç içi kaydın yoksa önce kayıt ederler, sonra muayene ederler. olması gereken de budur. yoksa özel hastaneler hasta bakmak yerine kpss başvurusu yapar gibi kuyruk kuyruk adamın izini almakla uğraşır.

kibritsuyu na katılıyorum. ben yurtdışındayım ve yeni seneye türkiye ye ancak gelebilceğin. eee nolcak şimdi gircek mi bütün muayene paraları? saçma bu, ayrıca hasta değilse, el izi vermek için ne demeye hastaneye doluşçak millet akıl alır gibi değil!

Süre kısmında ben de kararsızım ama dün akşam haberler "! Aralık'a kadar haritasını izini vermeden giden kapıda kalacak ya da parasını verecek" dedi. Dün öğrendim ben bu olayı, bugün de işteydim. Herhangi bir özel hastane oluyor mu, onu da bilmiyorum.
Bu saçmasapan "işi olmayanların 219 tl vermesi" için de böyle bir panik olmuştu, süreyi 1 ay uzattılar. Belki bu da böyle olur.

inanır mısın ben de bugün öğrendim. böyle bir uygulamadan çalıştığım şirketin dahi haberi yok. eğer bugün gerçekten son günse ve bir daha kayıt olmayacaksa ülkede ayaklanma olur, kimsenin haberi bile yok çünkü. son gün olayında kesin asparagas bir durum var.

evet bugün annemi doktora götürdüm (ki kendisinin avuç izleri daha önceden alınmıştı), görevlilere sordum biz de kayıt yaptıracak mıyız gelmişken yapalım diye, "yoo şimdi yapmıyoruz zaten, doktora geldiğiniz zaman yapılacak" dedi.

yok yani öyle önceden gideceksin de, el izi verip kayıt yaptıracaksın da, yoksa muayene etmezler kapıdan dönersin de falan. önceden de gitsen "manyak mısın kardeşim, şimdiden niye yapalım, doktora geldiğin zaman yapıcaz" diyolar.

yani yine gerizekalı medyanın olayı götünden anlayıp milleti şaşırtması diyebiliriz.

olsa olsa bu uyarılar özel hastane yönetimleri için olabilir. sgk diyor ki "bak kardeşim, 1 aralık'tan itibaren bu sistem zorunlu olacak, avuç içi okuma cihazı vs gibi altyapını hazırlamazsan 1 aralık'tan itibaren hasta bakamayacaksın haberin olsun". tabii haliyle sistemi hazır olamyan hastaneye gelen hasta da muayene olmadan geri dönecek. ama dangalak medya bunu öyle anlıyor ki, zannediyosun 1 aralık'a kadar el izini vermeyen muayene olamayacak.

kose'nin black mask'ı var bende. 10 günde bir yaparım en sevdiklerimden biri o. Bulabilirsen durma al. Medicated Seikisho Whitening Mask, beyazlatmıyor tabi ki :D

sinsasaj ben internetten sipariş veriyorum, yurtdışından. burda nerde var inan bilmiyorum ama bulabilirseniz güzel bi maske.

Watson sin var portakalli

watson da aleoveralı duydum ben.sirena peki yenilenme oluyor mu ?

ben nivea'nın maskelerinden kullanmıştım 1-2 kere.memnun kalmıştım ama 1-2 kere kullandığım için cildi yenileyip yenilemediği konusunda yardımcı olamayacağım.

portakallı yenileyici diy hatırlıyorum zaten ama orada çeşit çeşit soyulan maskeler var

Ben de nivea'nınkini kullandım. Kuruyunca soymak çok zevkli oluyor.

acuvue oasys'i tavsiye ederim.

bu sanırım gözden göze fark eden bir şey ama ya. ben mesela Bausch& Lomb pure visiopndan memnundum. kardeşim de air optix kullanıyodu o da gayet memnundu misal.focus kullandım bi süre de... allahım ne berbattı. kapkalın. gözüme bir göz daha takmış gibiydim.

Zeiss 30 days yada b&l hd

Acuvue oasys +1

1day acuvue trueye
Air Optix night&day aqua
purevision 2hd

pillmiyango +1 (yani acuvue oasys)

daha önce air olanını kullanıyordum ama daha kalın, oasys daha ince daha rahat.

sağolun arkadaşlar

lazer deneseniz?

lazer çok pahalı ve tek seansta bitmeyen bir olay. gönül ister ki sonsuza dek hiç kıl tüy yün sorunu olmasın ama işte... öyle olmuyor.

3-5 gün sonra değil ama 1-2 hafta sonra tüyler inceden inceye çıkmaya başladıkları zaman anlaşılabilir. Sırttai omuzda sırıtmaz da, uzarken kolda sırıtıyor. Ağda ile olmasa da alındığı belli oluyor yani.

cildin hassasiyetine göre değişir. kıl köklerinin gücüne göre de. tahriş olursa anlarız yani.

iz olaydı kadınların hali nice olurdu delüağanlı

tabi işini iyi yapan bi ağdacıya git. çekiştirirken yeterince güçlü ve tek seferde çekmezse morarır

Sadece ilk yaptırdığınız zaman bir kaç saat kızarıklık olur.

Bırak dağınık kalsın hocam.. Sen diş bakımına.. Eline ayağına, tırnağına... temizliğine... Ter kokup kokmadığına. dikkatet yeter..

ufak ufak sivilciler yapabilir, teninize bağlı. hatta ağda türüne göre hafif yanma olayı bile olabilir. bence buradaki insanlar şunu unutuyor: tene, bünyeye göre değişir. bu kadar kolay "yok yea" demeleri yanlış.

bunu sırtının tümü ağdadan sonra sivilce kaplamış birini gördüğüm için söylüyorum. sonra geçmiş ama kıllar çıkmaya başlayınca.

sir ağdayı bilen hanımlara da soruyorum, sir ağda yanık izi hiç mi olmadı sizde?

the island www.imdb.com

cevap the island. izlemeye değer, heyecanlı bir film.

galiba bu akşam atv de yayınladı bu filmi ayrıca :D

piyano seversen böyle bir şey var: www.solopianoradio.com

www.8tracks.com sitesinde study, reading, working, relax, instrumental tarzı etiketler girerseniz dolu liste çıkıyor. başka tarzlar da var, etiketler de. kafanıza göre açarsınız. :)

herkeş candy crush ve benzeri oyunlar oynuyor.

candy crush çok oynadım ya,

başka bişeyler aramaktayım

son zamanlarda criminal case çıktı. baya sarıyo

karşı cins stalklamaca.

texas holdem biliyorsan o tabi ki.

Pool live

ben papa pear saga oynuyorum, candy crush ekibininmiş bu da.

Yaklasik bes aydir criminal case oynuyorum acayip sariyor. Tavsiye ederim.

air ona g string falan çok ağır kaçar bence. Lounge ve ambient müziklere bakın derim, özellikle starbucks vs gibi mekanlarda çalan müziklerin cdleri var. Ya da caz falan.

bi de bunlarla başlanıp yemekten sonra ankara havası ile göbek atılırsa komik olur (kaç düğünde nişanda ilk dans entel dantel şeyler ama hepimizin göbek attığı da abe kaynana naptın bize)

whoosie +1

whoosie +1

eheheehe çok güldüm haklısınız. bakayım bi dediklerinize sağolun.

daha fazla önerisi var mı, bunları dinledim çoğu elektronik müzik gibi. bi de çoğu uyutucu. daha diri şeyler arıyorum aslında.

cafe de pera story belki?
(bkz: cafe de pera)

bir klişe olarak Cafe Anatolia - September Storm www.youtube.com

ingilizce biliyorsanız, netten pimsleur metodu indirebilirsiniz belki?

duolingo

www.ispanyol.com

(italyanca öğreteni de var, her şey var bu siteyi kesinlikle öneririm.)

www.bbc.co.uk

bilgim olsa hemen oylayacaktım ama ne yazık ki bilgim yok. :/

yasamaz.

pilini çıkar,tamamen kuruduğuna emin olmadan (en az 12saat) sakın takma.

absinthe75c +1

ben kurutamamıştım üstüne çok fazla miktarda gazoz dökmüştüm, bozuldu. sonra tamire verdim 3 sene oldu hala kullanıyorum.

ilk yapılması gereken pili çıkarıp kurutmak, ters çevir de demişlerdi bana. bir de 1 gün falan tamamen kuruyuncaya kadar açmayın.

pili cikardigimda acildi bilgisayar neyse ki. sonra hemen kapadim.
yoksa simdi gosterip de vermeyecek mi, yani bu saatten sonra bozulur mu? cok dertlendim ya.
12 saat hicbir sey yapmadan birakayim yani degil mi?

bence açmayın, kurutun sonra bırakın öyle.

bi gösterip vermeme durumu oluyo ben de ipodu düşürmüştüm. bi süre daha kullandım daha sonra wifi ve dokunmatik gitti. siz pirinçte bekletin bence bilgisayarı ciddiyim bu konuda

aslında açılıp tek tek kurutulması lazım su şekerli veya tuzlu ise hemen müdehale edilip aseton alkol ile yıkanması lazımdı pili kurut

ayrıca bulunduğun ortamda klima varsa sağı solu kapat nem alıcı konumunda çaliştir oda içersindde açıkta su ve benzeri hiç bi şey olmadan yarım saat çalıştırdıktan sonra uzaktan fön makinesi ile bilgisayara 10 dakika sıcak hava tut

pirinç derken metal olan pirinç değil, bildiğimiz baldo olan pirinç. artık laptopa yetecek kadar pirinçte 5 kilo yapar. baktın olmuyor etli pilav yapar dağıtırsın artık 40 nda.

pc iyi değilse san andreas. iyiyse gta 4

şöyle diyeyim bilgisayarım Acer Aspire 4710G, belki biliyorsunuzdur.

Can you run this game tarzı bir sitede deneyeyim bari. :)

bilgisayar iyi değilse sakın 4'ü oynama. zaten görevleri yapmadan tüm şehir açılmıyor böyle oyun mu olur amk. andreas iyidir.

baktım özelliklerine gta 4'e hiç bulaşma. san andreas da onun kadar eğlenceli ve büyük haritaya sahip zaten.

gta sa akar bence.

direk copy paste yapayım (tam olarak hangi özelliklerine bakmak gerekli bilmediğim için kafama göre yazdım):

Anakart/İşlemci Özellikleri :
Chipset :Intel 945GM
Marka Model No :Intel Core Duo T2450
Hızı :2.0 GHz
FSB :533MHz
L2 Cache :2MB

Grafik Kartı Özellikleri :
Marka Model No :ATI Mobility Radeon HD 2300
Türü :Harici
Grafik belleği maks. :128 MB (maks 895MB)

Bellek Özellikleri :
Mevcut Kapasite :1GB
Türü :DDR2
Hızı :667MHz
Toplam yuva :2
Boş yuva :1
En fazla desteklenen :4GB

Sabit Disk Özellikleri :
Kapasitesi :120GB
Hızı :5400rpm
Arayüz :SATA

san andreas'ı bi oyna, zaten işin gücün varsa bir aydan önce mümkün değil bitiremezsin, üstelik bazı açılardan hala daha iyisini yapamadılar. gta konseptine de giriş yapmış olursun. ondan sonra da 4 olur efendime söyliyim 5 olur...

ayy etsy'nin ismini görünce mutlu oldum, çok tatlı o site yahu.

bu arada music kısmında 8tracks olmamasına inanamıyorum gerçekten. :S :S

Q&A:
ekŞiduyuru;)

music:
jango, soundcloud(eskiden grooveshark)

video:
sürekli olmasa da oradakilerin hemen hepsi.

bir de ekşisözlük ve ekşibition var, hangi kategoriye koyayım bilemedim.