Giriş
(4)

Yurtdisinda Sirket Kurup Turkiye'den Muhendis Calistirmak

hololop
selam,avrupa'da ya da Middle East'de sirket kurduk diyelim. Bu sirkette calistirmak icin de turkiye'den full-time muhendis ariyoruz diyelim. bu muhendis turkiye'deki evinden calisacak. yani ofise gelmesi gerekmiyor.bu durumda:a) nasil bir kontrat hazirlamak gerekiyor. hukuki acidan nelere dikkat edi
selam,

avrupa'da ya da Middle East'de sirket kurduk diyelim. Bu sirkette calistirmak icin de turkiye'den full-time muhendis ariyoruz diyelim. bu muhendis turkiye'deki evinden calisacak. yani ofise gelmesi gerekmiyor.

bu durumda:

a) nasil bir kontrat hazirlamak gerekiyor. hukuki acidan nelere dikkat edilmesi gerekiyor?

b) turkiye'de bir satellite ofis acmaya gerek var mi? ne gibi arti ya da eksileri olur?

tesekkurler.
0
hololop
(19.01.21)
türkiye'deki çalışanın bana sigorta yap dediğinde ne yapacaksın onu düşünmen lazım.

yoksa bitcoin ile ödemesini yap her ay, kabul ediyorsa sorun yok.

sorun daha çok alacağın mühendisin 2 ay sonra sgklı garanti bir işe geçmek isteyecek olması.

işveren olarak çalışanına bu tür garantiler verebilmen lazım.
0
duyurukullanıcısı
(19.01.21)
türkiye'ye hizmet vermiyorsan + tr'de bir irtibat ofisi açarsan, çalışanların türkiye'de gelir vergisinden muaf olurlar. hem senin hem de çalışanların için müthiş bir avantaj olur. + olarak da adamların sigortasını falan da yapmış olursun, hem de çalıştıracağın adamlar da vergi denetim endişesi olmadan çalışmaya devam ederler.
0
roket adam
(19.01.21)
Öncelikle o ülkedeki yabancı çalıştırma şartlarını sağlaman lazım
Mesela sen Türkiye’de bir şirket açıp hadi ben Almanya’da yaşayan bir almanı çalıştırayın diyemezsin
0
otopsicocugu
(19.01.21)
Yok ben Almanya’da bir tanıdığıma 20 bin euro göndereyim
Açsın orada bir şirket
Beni de alsın çalışan olarak :)
Hem oturma hem çalışma vizesi
Eşime de direkt aynı izinler geliyor
Öyle bir dünya yok maalesef
0
otopsicocugu
(19.01.21)
(12)

Eur kredi çekip tl faize yatirmak

lion de la Turquie
Eğer mevcut kur artmamaya devam ederse bir gurbetcinin kendi bankasından 20 bin eur kredi çekip Türkiye'deki bankasında faize yatırması mantıklı değil mi?Kaçırdığim bir şey var mı sizce?(EUR geri ödemesi 20.600 EUR 24 ay sonundaTL getirisi aylık 300 EUR)
Eğer mevcut kur artmamaya devam ederse bir gurbetcinin kendi bankasından 20 bin eur kredi çekip Türkiye'deki bankasında faize yatırması mantıklı değil mi?

Kaçırdığim bir şey var mı sizce?

(EUR geri ödemesi 20.600 EUR 24 ay sonunda
TL getirisi aylık 300 EUR)
0
lion de la Turquie
(19.01.21)
Yurtdışından gelen yüklü yatırımcılar da aynı böyle bir taktikle kar elde ediyorlar.
0
Unde bach canim
(19.01.21)
20.000 euro kredi çektin tl'ye çevirdin 180.000 tl, faize yatırdın. 6-7 ay sonra euro 12 tl oldu, senin faizdeki para hadi diyelim 192.000 tl olmuş olsun, elinde 16.000 euro kalır. Böyle bir risk var. Ama yüksek faiz düşük (!) kur sürerse kazançlı çıkılabilir. Arbitraj getirisi diyorlar buna.
0
signore
(19.01.21)
Kendin söylemişsin aslında cevabını eur artmazsa diye. O riski göze alman gerekiyor. Zaten sıcak para ülkeye neden giriyor, avrupada amerikada getiriler cok düşük, burda oldukça yüksek. İnsanlar risk primini de işin içine katıp, ülkeye para sokuyor:)
0
solenkol
(19.01.21)
Ya euro artarsa?
0
baldur2
(19.01.21)
Çok teşekkürler. Ben biraz malım para pul işlerinde o yüzden kaçırdığim bir şey var mı diye size de sormak istedim.
0
🌸lion de la Turquie
(19.01.21)
Bu faizle EUR nun artacagini kısa vadede düşünmüyorum. Tabi her karar bir risk. Yatırım tavsiyesi değildir :)
0
🌸lion de la Turquie
(19.01.21)
Buarada işin bir de vergi kısmı var onu hiç bilmiyorum mesela ben. Burdaki gelirinden vergi kesilecek, herseferinde kredi ödemesi için para mı göndercen ordaki kesintiler vs.
0
solenkol
(19.01.21)
Euro cinsinden devlet tahvili alabilir. Parası euroda kalır.
0
sumuklurakun
(19.01.21)
Vergi içinden kesiliyor olsa gerek.
0
🌸lion de la Turquie
(19.01.21)
bence getirisine değmeyecek bir risk.
0
mg3929
(19.01.21)
20keuro 180k hadi 21k faiz ödemesi olsun 84 ayda. 7 yıl
aylık ödeme 243euro civarı ilk ödeyeceği tutar 243euro*12 = 2.916euro yani euro/try=9'dan 26.244TL ama ödeme euro üzeriden olucak.

180k'yı bankaya koyduğunuzda 2600TL gibi bir getirisi var. yılda 31.200TL

yani euro/try sabit kalırsa 2021 aralıkda gelen giden şu
türk bankasından 31.200TL geldi
alman bankasına 26.244TL ödemen var.

kar = 5000TL. güzel gibi gözüküyor. çünkü en fazla bir saat çalışarak yılda 5000TL kazandın.

ama burada euro nun artmayacağını var saydın.

türk bankasında faiz değişmeyeceği için gelirin sabit 31.200TL
ama euro artarsa alman bankasına ödeyeceğin para ;
9.2 olursa 26.827
9.5 olursa 27.700
9.8 olursa 28.500
11.0 olursa 32.000

demek ki en düz hesap ile eğer euro 2021 içersinde 11TL olursa bu operasyonu yapmanın anlamı yok.

şimdi euro 11 olur mu? bu bilginin sende olması lazım. tabi hesaba katmadığımız bir dünya şey var.

görebileceğin gibi bu tür operasyonlar büyük paralarda mantıklı. küçük paralarda değil.
0
duyurukullanıcısı
(19.01.21)
üstteki cevaba istinaden, yurtdışından euro bozdurup tl faize giren birisi için enflasyon etkisi yoktur. tek riski euro kuru.
0
nuisance
(19.01.21)
(12)

enstrüman çalmak zevkli mi?

kaptan maydanoz
bir enstrümanı iyi çalabilirim diyenlere bir sorum var. enstrüman çalarken tıpkı müzik dinlerkenki gibi o melodiden zevk alabiliyor musunuz yoksa çalmaya odaklandığınız için müzik 2.planda mı oluyor? şu şarkıyı dinleyesim geldi diye kendiniz çalsanız aynı etkiyi yapıyor mu yoksa başkasından dinlemek
bir enstrümanı iyi çalabilirim diyenlere bir sorum var.
enstrüman çalarken tıpkı müzik dinlerkenki gibi o melodiden zevk alabiliyor musunuz yoksa çalmaya odaklandığınız için müzik 2.planda mı oluyor?

şu şarkıyı dinleyesim geldi diye kendiniz çalsanız aynı etkiyi yapıyor mu yoksa başkasından dinlemek daha mı zevkli?
anlatması zor oldu ama anladınız bence.
0
kaptan maydanoz
(16.01.21)
İyi diyemesem de temel seviyede klasik gitar çalmayı biliyorum. Bence müzik dinlemek daha zevkli. Çünkü şarkılarda birden fazla enstrüman duymak mümkün. Ama gitar çalarken sadece gitar sesi duyuyorsunuz. Şu şarkıyı dinleyesim geldi cümlesindeki şarkıda belki klarnet bile var. O klarnet sesi hem kendi başına hem de diğer enstrümanlarla birlikte şarkıya bir katkı sağlıyor, şarkının ruhunu oluşturuyor. Sadece bir enstrümanla o ruhu yakalamak zor bana göre. Ama enstrüman çalmanın farklı bir zevki var.
0
dissendium
(16.01.21)
iyi çalanlar için her ikisi de zevklidir bence ama yeni öğrenen için öğrenmesi zulüm olduğundan dinlemek daha zevklidir. bir süre sonra sıkılıp enstrümanı bırakıyor çoğu insan bu sebepten bence.
0
camene87
(16.01.21)
parça bittikten sonra güzel tabi.

mesela ben bir klasik müzik parçasını 1 ayda falan bitirebiliyorum. o bir ay eziyet.

bir aydan sonrası keyif, zevk.

2 hafta çalma yine başa dönersin yani eziyet.
0
duyurukullanıcısı
(16.01.21)
Dinlemenin ve çalmanın zevki farklı ikisi de zevkli

Zevk almak için çok iyi çalmak gerekmiyor kendine koyduğun hedefe ulaştıysan tatmin ediyor
0
freebird5406_2
(17.01.21)
@freebird5406_2 bahsettiğim şey çalarken melodiyi duyabilmek ile alakalıydı aslında. tabi ki çalıyor olmak da zevklidir ama asıl müziği duyup ondan zevk alınıyor mu?
0
🌸kaptan maydanoz
(17.01.21)
Konservatuar okudum. Klasik kemençe çalıyorum biraz. Diyebilirim ki enstrüman çalmak zevkten çok gerilim sebebi benim için. Çünkü benim sazım birçok enstrümandan çok daha gerilim verici yapıda bir saz. Telleri tırnakla iterek çalınıyor ve ses sahası çok küçük, üstelik hafif hafif çalınamıyor yapısı gereği, bağırgan bir saz, en ufak bir hata yapmak çok çok kolayken bunun bir de kocaman bir sesle kendiliğinden ilan olunması cidden çok geriyor. Ama ezberden ve sevdiğiniz/kafadar diğer sazlarla beraber çaldığınızda muazzam bir mutluluk oluyor evet. Yine de onun içinde o gerilim oluyor. O yay vıyklaması her an olabilir.
0
muhayyer divan
(17.01.21)
ön bilgi: konservatuvar mezunuyum ama enstrüman mezunu değilim.

işin teknik kısmını yiyip bitirdikten sonra ancak duyguların ön plana geçebildiğini ve o bahsettiğiniz zevkin geldiğini düşünüyorum.

piyano çalıyorum. ne kadar ama ne kadar iyi çalışırsam çalışayım bir parçayı, gerçek piyanist tekniğim olmadığı için şarkının içine giremiyorum çünkü şarkıya hissi vermemi sağlayan bazı öğeler tekniğin içinde saklı. (dinleyenlerin çok güzel çalmışsın demesi bir kriter değil bence)

misal: parmak numaralarını doğru bağlayamadığın bir parçada istediğin duyguyu da veremezsin misal. ya da tuşen çok çok iyi değilse, nüansları iyi yapamıyorsan, pedal kullanımın çok iyi değilse bu karşılaştırmayı yapmak zor.

kendi adıma cevabım: o parçayı profesyonel birinden dinlediğimdeki kadar haz almıyorum. haz aldığım kısım, onu çıkarabilmek ve çalabilmek. (profesyonellerin hepsi bu tadı veriyor demiyorum... kimileri çok mekanik çalıyor. tuşesi, nüansları vs. çok önemli)

bence bu sorunun gerçek muhatabı, profesyonel enstrümanistler. burada da kaç tane vardır onlardan bilmiyorum.

ayrıca "şekil-zemin ilişkisi" konusu da bu konuyla bağlantılı okunması/araştırılması gereken bir konu diye düşündüm formasyon dönemi konularım aklıma gelince.

keman mezunu ve opera bale keman sanatcisi sözlükçü jeanluc mesela bu soruyu cevaplarsa okumayı çok isterim.


ek: şunun karıştırılmasını istemem cevabımla. bir enstrüman öğrenmek çok güzel ve çok haz veren bir şey başlı başına. ama soruyu farklı açıdan değerlendirdim.
0
la traviata
(17.01.21)
Enstrüman çalmak şarkı söylemek gibi bişey, sevdiğin bir parçayı icra etmek elbet keyif veriyor. Ancak enstrümanın ne olduğu da önemli verdiği keyif için. Komple şarkıyı hissettirecek enstrümanları çalmanın verdiği keyif ayrı, mesela gitar. Tabii tek enstrüman asla yetmez, yanına en kötü şarkıyı söylemek lazım. Çalıp söylemek ise bambaşka bir yetenek.

Benim sesim kötü olduğu için ben grup içinde çalmayı seviyorum. Hep beraber icra edilen bir şarkı beni enstrüman çalma keyfine en yaklaştıran şey. Bunu her zaman yapamadığın için genelde bir şarkı açıp ona eşlik ederek tatmin ediyorum Bu kısmı.

Ama olay hiçbir zaman dinlerken çaldığın zevki almak değil bence. Tabii çok iyi bir çalgıcı isen iş değişir.

Bir de enstrüman çalıp kendi besteni yapma kısmı var ki en özgür hissettireni o. Ama orada da besten elle tutulur değilse biraz şevkin kırılıyor. Partisyonlar besteleyip asla bir "şarkıya" dönüştüremediğim çok olmuştur.
0
Jux
(17.01.21)
Enstrüman öğrenme aşamasındayken çalmak veya bir şarkıyı çıkartmaya çalışırken çalmak eziyet bence.

Zevkli tarafı; çektiğin acılar ve gösterdiğin sabır sonunda ortaya çıkan ürünü görmek/dinlemek.

Ama diyelim ki bir parçayı çıkarmak için uğraşmıyorsun, zaten bildiğin bir şeyi çalacaksın; tabii ki o müziğin içinde olmak ve bir yandan söylemek insana huzur veriyor, rahatlıyorum, kafamı boşaltıyorum, yeri geliyor stres atıyorum.
0
ananiyimioguz
(17.01.21)
Bunu ancak deneyerek anlayabilirsin. Bir gün saksafon dene.
0
kickboxer
(17.01.21)
kendi basina degil de birileri ile beraberken daha zevk aliyorsun ya da konserde iken kesip insanlarin sana eslik edisi alkislamasi konserden sonra yanina gelmesi ne bileyim alakasiz bir yerde bi avmde aaa siz x degil misiniz demesi. bunlar hos seyler. zamanla yasayanlar iyice unlu olanlara bunlar basit geliyordur da ilk zamanlar hos oluyor.
ama bi sikintisi var. bir yerden sonra muzigi dinlemeyi kaciriyorsun. yanlis akor basacak mi ne basti. is muzikten cikiyor. muzige kapilamiyorsun. artik baslakalarinin hatalari direkt kulaginda bitiyor.
ya bir de buna en gec 15'te falan baslamak lazim 20'den 25 sonra enstrumani ele almak da afedersiniz biraz komik.
0
turbo sadık
(17.01.21)
la traviata arkadaşımın dürtmesiyle gördüğüm konunuza, naçizane ben de bir kaç satır ekliyorum.. bilen bilir, bilmeyen az sonra öğrenecek; profesyonel müzisyenim (keman, orkestra şefi, besteci, aranjör) en baştaki "profesyonel" tabiri kendimi kastığım için değil, hayatımı bununla idame ettirdiğim veya daha çok hayatımı buna adadıdığım gibi bir anlamın karşılığındandır..

öncelikle şunu belirtmek isterim, müzisyenlik, belirli bir seviye bir enstrumanı icra etmeyi, ettirmeyi gerektirir. sahil gitarcılarına müzisyen denmeyişinin sebebi budur. enstrumanı hobi amaçlı çalıyorsanız ne güzel, devam edin lütfen. ama o enstrumanı çalıyor olun, ötesini bırakın biz yapalım..
çalmak ile dinlemek arasındaki haz farkına gelince, dinlerken zaten her enstruman ayrı parti biçiminde dinleyebiliyoruz. ama daha çok bu yapabilmekten öte, bir meslek hastalığı. tek tek duyuyoruz ve irdeliyoruz. sizin komple ses frekansları bütünü olarak algıladığınız şeyi, biz döküm döküm her frekans, her nota, her enstruman, her enstrumanın ayrı tınısı, her enstrumanın ayrı müzik cümlesi, akorları, kontrpuanları vb. layer layer irdeliyor, dinliyoruz. dolayısıyla biz müzisyenlerin de sıradan dinleyiciye kıyasla aldığımız haz da farklı..

bazı arkadaşlar şundan bahsetmiş; tek başına şarkısı çalınabilinen bir enstrumanı çaldığımda keyif alıyorum ama aynı anda şarkı söyleyince daha zevkli oluyor.. o iş öyle değil tabi.. istersen kilise orguyla çık karşıma, kemanda 3 nota ile senin anlattığından katbekat şey ifade edebilirim.. yani olay çok nota, polifonizm değil. öyle ki gerçek müzisyen, kendi enstrumanını çalarken, önce dinleyen müzisyendir.

bir başka arkadaşa ithafen, enstruman çalarken diğer ensturmanları duymuyorsan zaten çalmamalısın. müzik enstrumanı icra etmek, dinlemeyi gerektirir. dinlemelisin ki kendini ona göre ayarlayabilir, ona göre çalabilirsin. uyum bu şekilde oluşmaya başlar.

şimdi gelelim asıl konuya. elbette dinlerken de çalarken de aldığımız hazlar birbirinden farklı.. ama çalarken daha öznel olduğumuzdan, çaldığımız o yüzlerce yıllık eseri bile, bizden önce milyonlarca kez konserlerde çalınmış, binlerce kez albümlere kaydedilmiş, yüzlerce kez dinlenilmiş, herkesin ezbere her notasını bildiği eseri bile çalarken kendimizden bir şeyler katmayı düşünerek çalarız. zaten olması gereken de budur. müzisyenlikle operatörlük arasındaki fark gibi diyebiliriz. hatta samimiyetle şunu söyleyeyim. bazen teknik sebeplerden (sakatlık, lojistik sıkıntılar, seyahatler vb.) enstrumanımızdan uzak kaldığımız bazı zamanlarda, ya da en basidinden enstrumanımız yanımızda yokken karşımızda enstrumanımızı çalan birini gördüğümüz bir performansı izliyorsak, ve eğer o sahne iyiyse (hatta kötüyse de bile, başka nedenlerden ötürü...), parmak uçlarımız kaşınır. orada ben olsaydım keşke, ben çalsaydım'lar başlar.. o anı kıskanırız. o enerjiyi. sahnedeki meslekdaşımızın sonsuzluk denilen o kara boşluğa yolladığı notalarını kıskanırız tek tek, frekans frekans... bazen de sizi tanırlar ve sahneye çağırırlar, o enerjiyi paylaşmak için... zaten enstruman çalarken alınan haz dediğin şeyin büyük bir yüzdesi yine insandan, dinleyiciden geçen enerjidir esasında.. evet sevdiğin ensturmanı çalıyor olmaktan ve eğer iyiysen iyi olmaktan dolayı bir mutluluk vardır içinde. keza sevdiğin bir melodiyi tınlatıyor olmanın da getirdiği haz... jeneratör hesabı sürekli ürettiğin bir haz üretirsin enstrumanından ses çıkartırken. ama o ses frekansları, seyirciye saniyenin bilmem kaçta kaçı (bildiğin ses hızı işte) ulaştığında seyircinin enerjisi değişiverir. en somurtkanının kafasına soru işaretini bırakırsın, en gevezesi bi anda susuverir... aşık olanı daha aşık, bekar olan kadını kendine aşık edersin bazen.. o yüzden bu haz durumu bi farklıdır. anlatılmaz yaşanır dicem ama..

kelimeler anca böyle dökebildim..
sürçi lisan ettiysem affola, kalın sağlıcakla..
0
jeanluc
(17.01.21)
(12)

Çok büyük işler yapanlar psikolojilerini nasıl koruyabiliyorlar?

kahver
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uy
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uyuyan büyük dijital platform sahipleri, ya da yöneticiler gibi.

şimdi ben de işim gereği çok fazla insanla ve teknik bazı çalışmalarla uğraşıyorum. yaptığım iş teknik anlamda belki çok üst düzey değil ama, beni inanılmaz yoran, bütün zamanımı işe ayırmamı gerektirecek yoğunlukta ve streste. bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim (kimse böyle çalış demiyor, ben istediğim için böyle çalışıyorum), çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum. ancak, uyurken bazı reflekslerimin olduğunu öğrendim. araştırdığımda da (uyku terörü deniyormuş galiba), günü çok stresli ve yorucu geçirenlerde olabileceğini okudum.

bilemiyorum kafama takıldı sorayım dedim.
0
kahver
(16.01.21)
Koruyamiyorlar. Cok azi belki biraz koruyorlar. Mindhunter’da bi replik vardi buyuk sirketlerin ceo’larinin cogu narsisisttir diye. Zaten duygulariyla dusunen biri koskocaman sirketleri daha zor yonetir, cok mantik olan birine gore.

Kisacasi zaten cok da normal olmuyorlar. O yuzden kendilerini rehabilite etme gibi durumlari olmuyor. Ya cok iciyorlar, ya dogaya donuyorlar, ya evde kendilerine kaliyorlar.
0
mor oje
(16.01.21)
bir anda o pozisyonlara gelmiyorlar. daha alt kademelerde işe başlıyorlar. strese alışa alışa üst kademelere çıkıyorlar. zaten psikolojileri izin vermezse üst kademelere yükselemezler.
0
nickini degistiren yazar
(16.01.21)
Günde 4 saat uyuyan birinin sağlığını koruduğunu düşünmüyorum. Yetersiz uyku sağlık sorunlarına neden olur. Normalden fazla iş yapıyorsanız orada başkalarının yapması gereken işler de bulunuyor olabilir. Örnek olarak mühendislikte birçok çizim işi teknik ressamın yapması gereken bir iştir. Siz çizim yapıyorsanız aslında başkasının işini yapıyorsunuz demektir. Bahsettiğiniz büyük işlerde herkesin görevi bellidir. Çalışan sayısı fazladır. İşin planlaması çok iyi yapılmıştır.
0
dissendium
(16.01.21)
"bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim, çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum."

sakincali bi dusunce
0
ala09
(16.01.21)
pişe pişe o pozisyonlara geliyorlar
0
kelepir
(16.01.21)
bir günde o noktaya gelmiyorlar. yıllar içinde her seferinde bir adım daha büyük işler yaparak ilerliyorlar. o durumda bile bahsettiğin yöneticinin altında çalışan gene yılların tecrübesine sahip mühendisler altyöneticiler oluyor.

sen işin organizasyonunu bir kişilik düşünüyorsun. şirketlerin yıllar içinde kurduğu sistemler çok daha fool proof. tabi daha masraflı, daha yavaş ve daha az efektif. ama günün sonunda iş bitiyor.
0
orpheus
(16.01.21)
İşkolik olup çalışmaktan zevk almayanlar kolay kolay yükselemez bence. Yani adamlara çalışmak zor gelmiyor, aksine hoşlarına gidiyor.
Bkz: rte.
0
prizmatik
(16.01.21)
Nerede ceo olduguna bagli. 100 kisilik sirkette ceo'ya daha cok iş düşer. Misal Türkiye'de calistigim sirkette cfo resmen acil para odeme onaylarini veriyordu.
Su an çalıştığım şirketin 100 bin calisani var. E haliyle ceo/cfo boyle olaylarla uğraşmıyor. Ceo'ya bir mail gidiyorsa emin ol en az 5-6 müdürü gecip gidiyor (misal su an avrupa-asya lojistik krizi ceo'ya kadar cikti ya da lojistik servis saglayici ile olan sikintida iki sirketin ceosu görüştü en son).

Yani benim de cok stresim var, tek fark benim stresimi aktarabilecegim üst müdürüm var. Ceo ise ulasilabilecek en son nokta.
Yani zaten oraya da yillarin birikimi ile gidiyorsun. Ben su an 3 sene icinde aldigim birikim ile ilk günkü kendimi karsilastirsam peheey. Düşün bir de 3-4 kademe atlayıp uzun yillar sonra oraya gelen adamlar haliyle belli yetkinlikleri olan kisiler.
Bu arada 4-5 saat uyuyorum olaylarina cok inanmiyorum.

Bana göre ceo vs değil de hayati isler (doktor/polis/asker/hemsire) daha ciddi. Açıkçası hayatini kaybetme riski ile sirketin para riski bana karsilastirilamaz geliyor. O sebepten askerdeki liderlere çok büyük ilgim var, sonuçta sirket yönetmekle emrindeki 20-30 kisinin hayatindan sorumlu olmak apayri.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
işkolik oluyorlar
alt kademelerde pişerek ve alışarak o noktaya geliyorlar
aileden ve çevreden görerek o noktaya geliyorlar

benim ailemde üst düzey yönetici ve işkolik yok. o yüzden hiç alışkın olmadıgım durumlar. ben başa çıkamam mesela. bu da dışarıdan belli oldugu için kimse beni yönetici yapmıyor :)
0
dafuq
(17.01.21)
işkolik oluyorlar'dan farklı bir yorumum olacak: benim o tarz pozisyonlara yükselmiş tanıdıklarımın çoğu orta seviyeden sonra iş-yaşam dengesini çok iyi kurmuş admalar oluyorlar. ne bileyim hobileri olan, spor falan yapan tipler oluyor. bahsettiğin kronik stres junior pozisyonlarda var, sonrasında artık insan onu yönetmesini de, dengelemesini de öğreniyor. birkaç defa iş değiştirip, kötü şeyler yaşayınca da bu konuya karşı direnç kazanıyorsun.

iş benim için bir araç. şirkete hayatımın bir kısmını kiralıyorum ve para kazanıyorum, hepsi bu. bunun bir adım ötesi bile hayatını alt üst eder, o yüzden bu profesyonelliğe en başında ulaşmak önemli. komplike yazılımlar, mühendisler vs bunların hepsinde her zaman bir safety net vardır, hata yapsan bile bireysel olarak sana kalmaz. sıkıntı yok yani.

bi tek tıbbı ayırıyorum bu listeden, tıp bireysel başarısızlığın adamı öldürebileceği tek dal olabilir. o yüzden zaten doktorları müthiş takdir ediyorum bir mühendis olarak, çok zor iş.
0
roket adam
(17.01.21)
senin psikolojini bozan şey bilinmezlik, bilinmezlikle baş etme durumu. mesela bana deseler ki dk 1 saat sonra apandisit ameliyatı yapacaksın yoksa adam ölecek olduğum yere lacivert sçarım ama uzman doktora söylediğinde önce bi pizza yiyelim sonra ameliyata girelim diyor.

bu aralar tr'deki büyük firmaları it managerları ile görüşüyorum adamlardaki rahatlık kimsede yok. zaten 3-4 marka var satın alacağı adamın işi sadece satın almak. ucuza almak. yani yaptığı tek şey atıyorum windows'u rakipten ucuza almak. bu sebeple tr'de öyle aman aman bir dert tasa yok. çünkü iş yapan yok.

koskoca vestel, arçelik dünya'da bir numaraya oynayacak ürün bile çıkarmıyorlar çünkü ceo'nun tek derdi standart ürünü ucuza üretmek.

veya togg'u düşün.

togg'un ceo'sunun tek derdi avrupa'dan parça alıp aracı ucuza çıkarmak. adamın teknolojik olarak bir derdi yok.

dünyada ki örneklerinde ise hayatı sürekli stress içerisinde geçen insanların mutlaka sabit bir hobisi oluyor ve dünya yansa bu hobiye ayırdığı vakitten vazgeçmiyor.

çeşitli magazinel 4 saat uyuyor falan onları geçiniz. 4 saat ben uyuyorum zombi gibi geziyorum.
0
duyurukullanıcısı
(17.01.21)
Olağan Psikopatlar diye bir kitap okumuştum. Bu kitapta sizin tabirinizle çok büyük işler yapan insanların. Psikopat olduğunu(cezaevlerine düşenlerden değil) ve yoğun stres altında etkilenmeden çalışabildiklerini yazıyordu..
0
komando kani var bende
(17.01.21)
(6)

should be completed by Sunday 17 January at the latest

duyurukullanıcısı
bu şimdi pazar gecesi 23.59'a kadar mı demek yoksa cumartesi gecesi 23.59'a kadar mı demek?
bu şimdi pazar gecesi 23.59'a kadar mı demek yoksa cumartesi gecesi 23.59'a kadar mı demek?
0
duyurukullanıcısı
(16.01.21)
pazar
0
hazen
(16.01.21)
Pazar 23.59
0
kojonotsuki
(16.01.21)
"by sunday 17 january at the latest" denmişse ben cumartesi gecesi 23:59:59'da gönderilmesi gerektiğini düşünürdüm açıkçası ama bu ifadeler hep sıkıntılı gerçekten, hele başka dilde olunca yanlış anlaşılmalara çok müsait oluyor. "by sunday" görürsem ben "en geç saturday" diye algılarım onu mesela, on sunday dememiş ki.
0
der meister
(16.01.21)
@der meister

hacı karıştırma ortalığı şimdi. herkes pazar diyor.
0
🌸duyurukullanıcısı
(16.01.21)
Öncesi tamamlasan iyi olurmuş gibi bi hava estirmişler :D ama en kötü PAzar 23:59a kadar vakit tanınmış.

saat kısmını farklı belirtmedilerse tabii.
0
superfluid
(16.01.21)
pazar'ı pazartesiye bağlayan gece 23.59.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.01.21)
(4)

Akademisyen olmak için kaç yıl uğraştınız?

gelmeistemem
Kaç mülakata girdiniz? Ve Kaç kişilik kontenjan vardı?Sorum:Türkiye'deki akademisyenlere. Çünkü burada bir insanın umudunu kaybetmemesi çok zor.
Kaç mülakata girdiniz? Ve Kaç kişilik kontenjan vardı?

Sorum:Türkiye'deki akademisyenlere. Çünkü burada bir insanın umudunu kaybetmemesi çok zor.
0
gelmeistemem
(16.01.21)
ya akademisyen olup en iyi ihtimal ile melih bulu ile uğraşmak neden istiyor insanlar?

sen zaten istediğin konuyu çalışamayacaksın. ya bütçe vermeyecekler ya imkan.

bu neyin sevdası anlayabilmiş değilim.
0
duyurukullanıcısı
(16.01.21)
ya gerçekten akademisyen olmak istiyorsanız. en geç doktorada yurt dışına gidin. tonlarca burs var. yok eğer ben memur olacağım diyorsanız, yani erzuruma da giderim, kastamonudaki okulda da ar.gör.lükten başlarım kafasındaysanız başka tabi. o zaman da neden illa akademi? diye sorarım.

ayrıca tr'de akademisyenliğin ptt'de çalışmaktan bi farkı kalmadıki? üç beş nitelikli insan var e ama çoğunluk farklı olunca daha da mutsuz oluyorsunuz. nesi cazip ben de anlamıyorum. hangi umut yani? girseniz ne yapmayı/yapabilmeyi hedefliyorsunuz mesela?
@duyurukullanıcısı +1


cevap: yüksek lisans yaparken 3 farklı okulda sınava girdim, biri kendi okulumdu olmadı. yeni baştan farklı bir lisansa girip, bitirdim. sonra sıfırdan başlayan bu süreçte lisansüstü eğitime devam ederken bu alanda 3 sınava daha girdim, ilk ikisinde yedektim. 3.sünde kazandım. bu son girdiklerimde kontenjan hep 1 kişilikti. kendi adıma 2 yıl falan geçici olarak, bu pandemi döneminde uygun bulduğum için, yurt dışına göç etmeden önce para biriktirmek için akademideyim.
0
rewlack
(16.01.21)
kaybolmaya yüz tutmuş umuduna tüy dikmek istemem ama: en sonuncusu 8 sene önce ve biri odtü olmak üzere 3 devlet üniversitesinde şansımı denedim, biri odtü olmak üzere ikisinde torpil nedeniyle başvurumda sorun çıkarıldı. odtü'de bölüm başkanı sınava girip almayacağı öğrencilerin (ben dahil) ağzına s.çtı. diğerinde de başvurum "şehir dışından posta yoluyla gönderildiği için" kabul edilmedi "elden teslim değil" diye, sonra bir dekanın kampüst lojmanında yaşayan yeğenini aldılar nihayetinde. üçüncüsü kargonun b.k yemesiydi, 1 haftada götürüp teslim edemedi başvurumu, kaçırdım.
0
supercalifragilisticexpialidocious
(16.01.21)
4 kez sınava girdim. Üçünde 2. birinde 3. oldum. Bir tanesinde kazanan kızla aynı puanı aldık sınavdan ama o yl öğrencileriydi bir de yazılıdan sonra bir de sözlü mülakat gibi bir şey yapmışlardı, orada düğünüm olacak diye konu açmış vs. 2 tane de sınavına giremediklerim var. Postayla yolladığım için birinde öğrenci belgesi eksik dediler birinde de şansıma kanun çıktı yüksek lisansı uzatanlar kadroya başvuramıyordu ondan olmadı.

Heves kırmamak lazım ama düşününce ben bile şaşırıyorum akademiden soğuduğuma. Tc’de yapmayın yapıyorsanız. Hele hele global bir meslek dalı değilse harcayacağınız vakte, paraya değecek mi ciddi ciddi sorgulayın derim.
0
le jeune turc
(17.01.21)
(6)

nesin matematik köyü

duyurukullanıcısı
sözlükte gördüm şimdi youtube hesabının 44k üyesi varmış sadece(bkz: nesin matematik köyü youtube 1m üye kampanyası)ben mesela çalışırken müzik niyetine açıyorum arkadan bu dersleri çok yardımcı oluyor konsantre olmamaen azından vicdanen millet neden üye olmuyor bu tür kanallara?anlamıyorum.burası u
sözlükte gördüm şimdi youtube hesabının 44k üyesi varmış sadece

(bkz: nesin matematik köyü youtube 1m üye kampanyası)

ben mesela çalışırken müzik niyetine açıyorum arkadan bu dersleri çok yardımcı oluyor konsantre olmama

en azından vicdanen millet neden üye olmuyor bu tür kanallara?

anlamıyorum.

burası usa'de olsa en az 8-9 tane filmi yapılırdı.
0
duyurukullanıcısı
(16.01.21)
youtube türkiye trendlerine girin biraz bakın. cevap orda.

gerçi herhangi bir ülke trendlerine girin bakın. yeterli.

her şeyin ulaşılabilir olduğu zamanlarda neye, ne zaman, nasıl ulaşacağını bilen kişi sıyrılıyor zaten artık..
0
AlsterWasser
(16.01.21)
kendilerinin 1 milyon abone beklentileri olduğunu sanmıyorum. hele hele böyle toplama hadi siz de abone olup destek olun tarzı şişirilmiş 1 milyon aboneye hiç ihtiyaçları yok bence.

hatırlayan vardır mehmet kanur diye bir çocuk vardı sözlükçüler destek oldular abone sayısı fırladı. 150k abonesi var ama video izlenmeleri 2k'yı geçmiyor.

ben bu tarz kampanyaların çok gereksiz ve boş olduğunu düşünüyorum.

eğer gerçekten destek olmak istiyorsanız nesin yayınlarından kitap alabilirsiniz ya da direkt bağış yapabilirsiniz.
0
aziz dostum jack
(16.01.21)
vicdanen niye bir matematik kanalına üye olma zorunluluğumuz olsun ki? ali nesin ileri matematik anlatıyor. matematik köyünde verdiği eğitim de öyle nitekim. ileri matematik anlatması çok az bir kitleye hitap ettiğinin göstergesi zaten. bence onun da bir milyon kişi bizi izlesin gibi bir amacı yoktur. zaten bu tarz şeyler her zaman daha az kitleye hitap eder. daha çok insana hitap etse değeri kalmaz.
0
black holes in the sky
(16.01.21)
vicdan rahatlatmak için üye olmak? aziz dostum jack'in dediği gibi mehmet kavur ve ona benzer birkaç kanala abone oldum gaza gelip. ama videoları izlemedim. en sonda da aboneliklerden çıktım.
0
sutlu nescafe
(16.01.21)
bence süper yanlış düşünüyorsunuz.

bu anlayış ben sadece işime yarayan şeyi alırım gerisi beni ilgilendirmez anlayışı.

yani ben sadece elma ağacı ile ilgilenirim. çünkü bana elma verir. çevresindeki çimler, doğa, arılar, hava su beni ilgilendirmez anlayışıdır.

ama doğa ve bilim öyle gelişmiyor.

mesela kuantum fiziği seni ilgilendirmeyebilir ama türk bir hocanın çıkardığı bir kitabı alıp kütüphanene koymak, hocaya, fiziğe ve bilime olan saygını gösterir. okumamasan bile.

yapacağın tek şey bir kanala üye olup unutmak ama sen bunun karşılığında bile bir şey istiyorsun.

işte o istediğin şeyler pop kültürü oluşturuyor o sebeple sana bir şey veren ama içi boş içerik üretiliyor.

sen sadece bir butona tıklayıp unutsan kanalın üye sayısı 900k'lara ulaşsa bugün büyük bütçeli kanallar para verip bu insanlara program yaptırır.

cidden çok yanlış bir düşünce sistemi içerisinde etrafa koşuşuyorsunuz.
0
🌸duyurukullanıcısı
(16.01.21)
hocam madem yanıtlarımızı dinlemeyecektiniz niye duyuru açarak böyle bir soru sordunuz :) etrafımızda her iyi iş yapan insana bu şekilde destek olmak için kimsenin o kadar vakti yok. evet bir kanala abone olmak birkaç saniye belki ama o kadar da bilinmeyen spesifik bir şeyden haberdar olmak, özellikle de hiç alakamız olmayan bir şeyden, pat diye gerçekleşmiyor. örneğin ben sosyal bilimler ve edebiyatla ilgilenirim, bu alanlarda paylaşım yapan daha küçük hesap bulursam ve içerik iyiyse takip ederim. Bunu hem kendim haberdar olmak için hem destek olmak için yaparım. Ama hayatım boyunca asla ilgilenmeyeceğim, mesela örneğini verdiğiniz kuantum teorisi vs videosunu izlesem bile bana pek fazla bir şey kalmayacak. çünkü bunu anlamak için yeteri kadar bilgim zaten yok. o bilgiyi elde etmek için vaktim de yok açıkçası.

ayrıca sadece bir butonu tıklasın abone sayısı artsın, kanallar program yaptırır demişsiniz ama bu işler o kadar kolay değil. yukarıda da cevap verilmiş. abone sayınız milyonlar olsa dahi bu abonelerin aktif ve sizin içeriklerinizi izleyen, beğenen, yorum yapan kişiler olması gerekiyor.
0
black holes in the sky
(16.01.21)
(7)

Çin aşısı olana AB seyahat yasagi

KidLazer
Boyle bi soylenti dolaniyor var mi isin asli astari? Gugilda bir sonuca ulasamadim
Boyle bi soylenti dolaniyor var mi isin asli astari? Gugilda bir sonuca ulasamadim
0
KidLazer
(15.01.21)
Hangi Cin aşısı?
0
fever
(15.01.21)
Sinovac midir nedir artik neyse
0
🌸KidLazer
(15.01.21)
olana yasak getirdik diye bir şey olmaz.
who'nun belirlediği aşıları olanlar eu'da dolaşabilir diye bir şey olabilir.

sinovav who'nun listesine girmeyebilir.
0
duyurukullanıcısı
(15.01.21)
Resmileşti dikkat ruhu hala aramızda.

Who neden onay vermesin? En az %50 etkinlik isteniyordu. Herkesi hesaba katıp açıklanan sonuç bile buna yeterli. En azından aşı olanı öldürmeyen güvenilir bir aşı.
0
zoghurt
(15.01.21)
Ben who’yu takip ediyorum, böyle bir şeyin bahsinin geçtiğine denk gelmedim. Ya da yasaklı aşılar diye bir şeyin konuşulduğuna. Haa sosyal medya mı? Orası tam bir çöplük, her okuduğunuz şaklabanı ciddiye alıp gaza gelmemeyi öğrenmiş olmalısınız artık. Yandaş hiç değilim ama hükümete çakmak için bu aşıyı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Tanıdığım bütün doktorlar bu aşıyı koşa koşa oldu.
0
juninho77
(15.01.21)
Asi karnesi ve bu karneyle seyahat su an AB gündeminde. Bunun yaninda simdiye kadar etkili sayilan asilar arasinda Cin asisi yok, en azindan Avrupa´da durum boyle.

Benim takip ettigim haber sitelerinde bu gundemde. Link Almanca. www.tagesschau.de

Suradan Ingilizce okuyabilirsiniz, AB icinde hangi asilarin guvenli sayilip sayilmadigini: ec.europa.eu
0
buf-e kür
(15.01.21)
Whatsapp haberleri bunlar
İtibar etmeyin
0
otopsicocugu
(16.01.21)
(5)

AB Çin aşısını kabul eder mi?

but that was just a dream
Merhaba,Sağlık çalışanı olduğum için aşı yaptırabilme önceliği verildi. Ben Eylül itibariyle Hollanda'ya taşınmayı planlıyorun. Muhtemelen vize için aşı şart olacak. Kovid geçirmeme rağmen aşı olmayı düşünüyorum ancak merakım şu ki AB ülkeleri Çin aşısını kabul eder mi? Eğer etmezlerse ve ben aşı vu
Merhaba,

Sağlık çalışanı olduğum için aşı yaptırabilme önceliği verildi. Ben Eylül itibariyle Hollanda'ya taşınmayı planlıyorun. Muhtemelen vize için aşı şart olacak. Kovid geçirmeme rağmen aşı olmayı düşünüyorum ancak merakım şu ki AB ülkeleri Çin aşısını kabul eder mi? Eğer etmezlerse ve ben aşı vurulursam önümüzdeki aylarda diğer aşılardan vurulma şansım olur mu?

Teşekkürler
0
but that was just a dream
(15.01.21)
etmez çin bile kabul etmedi.

devlet eksik kalmayalım diye başladı aşılamaya.

zararı yok ama faydası yok. nötr yani. zaten covidli hastalara antikor tedavisi uygulanıyordu bu onun aşı hali.
0
duyurukullanıcısı
(15.01.21)
ben olsam vurulurum. eylüle kadar 8 ay var önünüzde. zaten o döneme kadar antikor üreitmi bile bitmiş olabilir muhtemel, yeniden vurulursunuz.
0
aslil
(15.01.21)
sordugun sorularin cevabini su anda kimse bilmiyor.

son bir haftadir turkiyede ve turkce kaynaklarda bu konu hakkinda cok fazla bilgi kirliligi var.

oncelikle eger boyle bir karar alinirsa, bunun AB cercevesinde mi, ulke bazinda mi alinacagi belli degil. AB an itibariyle daha onemli konularla (i.e. asilama ve britanyadan gelen mutasyonlu virusu kontrol altinda tutmakla) mesgul.

bunun yaninda hollanda mart ayindaki secimlere odaklandi ve bu arada kolisyonun dusmesi ongorulmekte.

O yuzden, cok ozur dileyerek soyluyorum, Hollanda'nin ve AB'nin su andaki kendi problemleri, AB disindan gelecek vatandaslarin ne zaman / hangi sartlar altinda gelebilecegini hesaplamaktan daha onemli/oncelikli.

Tasinma konusu zaten hep istisnaydi, is/evlilik/egitim icin kisitlamalar hic bir zaman olmadi. bundan sonra olmasi (mutasyonlu virusun artmasi gibi istisnai durumlar haricinde) bence oldukca dusuk bir olasilik.
0
lamartin
(15.01.21)
Sağlıklı bilgi alabileceğin son yer burası, herkes g*tünden bir şey uyduruyor.
Henüz belli değildir AB'nin kabul şartları vs. çünkü kendi aşılamaları bile bitmedi.
0
sydney
(15.01.21)
@sydney
sağlık bilgi alabileceğimiz bir yer varsa söyle de bilelim.
bizzat sağlık bakanının devamlı yalan söylediği bir ortamdayız.
0
prizmatik
(15.01.21)
(2)

Çizim için Hangi iPad?

rawr
Selamlar, uzun süredir procreate işlerini hayranlıkla takip ediyorum ve son aylarda hep ipad alma hayali var kafamda. şu an bütçem tam olarak belli değil fakat zorlasam 6-7 bin liraya zorlarım herhalde. iPad pro modellerine bakıyorum, çok pahalı. zaten 12.9 inç'i hayal bile edemiyorum, 11 inç sanırı
Selamlar, uzun süredir procreate işlerini hayranlıkla takip ediyorum ve son aylarda hep ipad alma hayali var kafamda. şu an bütçem tam olarak belli değil fakat zorlasam 6-7 bin liraya zorlarım herhalde. iPad pro modellerine bakıyorum, çok pahalı. zaten 12.9 inç'i hayal bile edemiyorum, 11 inç sanırım bana yeter. bu iş için illa 2020 model mi almak gerekiyor, ikinci el ipad'lere de güvenemiyorum. bu işi nasıl çözerim arkadaşlar?
0
rawr
(15.01.21)
hobi olarak görsel tasarım, grafik animasyon işleri ile uğraşan biri olarak bence önce standart fare-klavye ile başla

bak bakalım sarıyor mu?

eğer sarıyorsa ipad'e veya pahalı çizim tabletlerine geçiş yap.
0
duyurukullanıcısı
(15.01.21)
Şu an sıfır satılan tüm ipad modelleri apple pen destekliyor.

düz ipad dedikleri modelleri tavsiye etmiyorum tek amaç çizim olsa bile gerçekten düşük segment aletler onlar. Ha çalışmaları iyi hoş tabi çoğu android tabletlere göre ama geçen sene ipad air inanılmaz bir güncelleme aldı ipad pro ile neredeyse aynı spec'lere geldi şiddetle tavsiye ederim ipad air modelini baya baya götürür uzun yıllar.

illa 2020 almak gerekmiyo tabi de eski ipad alınca kullanım süresi yıl bazında düşecek cihazın, işletim sistemi güncellemesi vs

başlangıç fiyatı 5700 ipad air 64 gb modeli kalemle birlikte dediğiniz fiyata geliyor aslında.
0
hedep
(15.01.21)
(7)

oyun tasarımı yaptırmak

syozkn
şimdi durum şu: biz bir kart oyunu tasarladık fiili anlamda. aramızda oynadık, sardı da. sanıyorum unity-gamemaker tarzı oyun motorlarında kolayca tasarlanabilir bir şey. heartstone örneği verebilirim benzer olarak ama mekanik olarak bir hayli farklı. yerleşim vs. anlamında görsel olarak benzer deme
şimdi durum şu: biz bir kart oyunu tasarladık fiili anlamda. aramızda oynadık, sardı da. sanıyorum unity-gamemaker tarzı oyun motorlarında kolayca tasarlanabilir bir şey. heartstone örneği verebilirim benzer olarak ama mekanik olarak bir hayli farklı. yerleşim vs. anlamında görsel olarak benzer demek istiyorum daha çok. oyunun sevileceğini düşünüyoruz dijital olarak yayınlarsak. steam'de satarız, hatta mobil olarak da gider.


biz bu işi bilmiyoruz. hani kursa gitsek, öğrensek falan desek yaşımız da geçti. sormak istediğim şey şu: sektörde hiç tanıdığı olmayan bir insan olarak bu işlerde akış nasıl gerçekleşiyor?

-ücreti karşılığında aklımızdakini ekrana dökebilecek bir arkadaşı nereden bulabiliriz? bi 10luk falan gibi siteler var oyun yapabilirim falan yazan arkadaşlar var ama 100 liraya yapanlar da var, 5000 liraya da 10 bin liraya da. neye göre nasıl olduğu da belli değil. tam anlayamadık.


-diyelim ki birini bulduk. fikri olarak düşündüğümüz şeyi alıp kendi farklı şekilde geliştirip satmaya çalışmayacağını tam olarak nasıl sağlıyoruz? sözleşme gibi bir şey mi oluyor nedir? olsa bile sağdan soldan dolaşıp benzer şeyler yapmayacağını nasıl garanti ediyoruz? birini bulsak bile atıyorum anlaşamadık bir şeyde. oyunun nasıl olacağını anlatmamız gerekiyor tasarımcıya. arkadaş yok ben yapamam diyip sonra kendi tasarlayıp piyasaya sunarsa ne yapacağız?


-bir şekilde bu problemleri çözdük. oyunu piyasaya çıkardık. güncellememiz gereken detaylar olunca her seferinde bu arkadaşa gebe mi kalıyoruz? bu işlem nasıl gerçekleşiyor tam olarak?

-nedir bu işin piyasası. atıyorum animasyonlar/grafikler vs. hariç heartstone klonu bir kart oyunu yapacaksınız desek türkiye'de bütçe nedir? (multiplayer desteği de olacak)


kısacası fikrimiz var, tasarlayacağımız oyun (kod anlamında) tek bir kişiye yaptırabileceğimiz ölçekte (en azından bize uzaktan öyle gözüküyor belki de) , bütçemiz de var? nasıl bir yol izlememiz gerekiyor. kişi sayısı çok da önemli değil bu arada. oyunun çapını anlatmak için söylüyorum daha çok. birini oturtup bize call of duty 28 yaptırmayacağız yani.


umarım meramımı anlatabilmişimdir. sektörden olan insanlar cevaplarsa ne ala olur tabi ki ama fikri olanlar da buyursun çekinmesin.
0
syozkn
(14.01.21)
Hocam bu işi bionluk tarzı yerlerde bi freelancer a yaptırmaktansa bi şirketle/ajansla çalışmanız daha uygun olur. Bi daha aradığınızda ulaşıp ulaşamayacağınız şüpheli kişilerle çalışmanızı önermem. Fikriniz çalınmasın istiyorsanız da bilindik Veya ahlaklı olduğuna emin olduğunuz bi firmayla çalışmanız lazım. Firmaya güvenmekten başka çareniz yok, fikir her türlü çalınır. Bi de bu oyunu insanlara nasıl duyuracaksınız nasıl yayacaksınız onu da düşünmeniz lazım. Reklam için belki de ciddi bütçe ayırmak gerekebilir.
0
Kahir ekseriyet
(14.01.21)
ben sizin yerinizde olsam biraz uğraşır temel kodlama öğrenir ve oyunun en düz yalini çıkarır (yani sadece text) 60-70 kişi üzerinde denerdim. tutar mı tutmaz mı diye.

bu o kadar zor bir şey değil.

ondan sonra tasarıma geçerdim.
0
duyurukullanıcısı
(14.01.21)
heartstone'u python'da sadece text olarak kodla desen sana hemen kodlayayım çok sıkıntı değil zaten turnbased bir sistemi var. sende iki çalışsan yaparsın.

sorun oyundaki denge ve grafik tasarım aslında. oralar zaman(yani para) ve para(yani para) tutuyor.
0
duyurukullanıcısı
(14.01.21)
Patent almasanız da ilk sizin yaptığınızı kanıtlamak için metin halinde varolduğunu göstermek adına noterde ufak bir işlem yapıyorlardı, e posta ılarak kendi içinizde birbirinize vs. Gönderin.
Fikir tescillenmiyor ama fikirden çıkacak ürünün telifini almak mümkün.

www.telifhaklari.gov.tr
0
kullanıcıadımbuolsun
(15.01.21)
Olacak şey var. Olmayacak şey var.
Bir adamın yapacağı oyun yağ çok kötü olur. Yada Çok uzun sürer. Bu tarz işler ekip olarak yapılır.
0
ycaycayca
(15.01.21)
oyun şirketleri var, onlara gidip biz X gibi bir oyun tasarladık, bu oyunu dijitalleştirmek istiyoruz diyip fiyat alabilirsiniz en temizi bu olur.

önünüzde bir kaç farklı yol var, ya oyunu indie/freelancer birine yaptırıp tanıtım vs. için bütçe ayıracaksınız yada oyunu şirkete yaptırıp bu tür promosyonları yönetmesini de isteyeceksiniz karşılığında belirli bir yüzde alacaksınız.
0
selam
(15.01.21)
1- Nereden bulabilirsiniz? Freelance siteleri olur, bulabilirseniz Rus bulun bence, fiyat/performans açısından en iyi programcılar oradan çıkıyor benim gördüğüm.

Genel olarak ne kadar çok para istiyorsa o kadar iyidir, portfolyosunu dikkatli inceleyin, sizin istediğinize benzer özellikleri olan uygualamalar yapmışsa sizin işinizi de yapabilir.

2- Çalınmayı engelleyemiyorsunuz, hele oyun sektöründe işler berbat. Yani programcınız size teslim etse bile yayına geçtikten 1 ay sonra uygulamanızın klonlarını göreceksiniz marketlerde, yapacak bir şey yok. Bunun çözümü şu, oyunu kendiniz yayınlamayın, bir yayıncıyla anlaşın o yayınlasın. Onların elinde ciddi bir pazarlama gücü olduğu için klonlar onlarla rekabet edemiyor.

Bunun haricinde programcınız muhtemelen çalmaz. Çünkü "oyun fikri" bulmak kolay bir şey, oyunu gerçekten yapmak zor. Oyunu yapabilen elemanın daha çok sevdiği kendi fikirleri vardır, parasını aldıktan sonra o parayı o işe yatırıyordur muhtemelen. Şirketlerde durum farklı olabilir ama bireysel game dev.'ler böyle, paradan ziyade tutku için işteler, oyun sektöründe çok para yok zaten.

3- Her seferinde bu arkadaşa gidiyorsunuz, evet. Aslında en güzeli elemana kârdan pay vermeniz, bu sayede onun da oyunla düzenli ilgilenmek için bir motivasyonu oluyor.

4- Bence de işi komple bir taşerona vermeyin, programcı ayrı olsun, grafikçisi animasyoncusu ayrı. Bunların koordinasyonunu siz sağlayın.

"Multiplayer desteği olacak" dediğiniz anda fiyat 2-3 katına çıktı ne yazık ki. Çünkü işin içine matchmaking giriyor, sunucu giriyor, kullanıcı profillerini, puanlarını bir yerlerde depolama işi giriyor falan filan. Az sayıda kullanıcı için yine hallederler ama binlerce oyuncum olacak diyorsanız normal game programmer'ın yanında bir de bu işlerden anlayan başka bir developer bulmanız gerekecek.

En iyimser tahminle 20 bin diyorum ben, ama 20 bin'e okey olan biriyle iş yapmak da riskli olur, çünkü beceremeyebilir vs. Ya da işte hinli/bangladeşli öğrenci bulursunuz ama orada da kanser olma riskiniz var.
0
plutongezegendegilmi
(15.01.21)
(9)

Nasil is kurdunuz?

ala09
etrafimda ticaretle ugrasan yakinen tanidigim biri yok. ben de maasli calisanim ama bu yasam tarzi ben degilim! nereden baslayabilirim? para biriktirirken bile kuracagim is icin sermaye biriktirdigim güdüsü var. ama rehberim yok.
etrafimda ticaretle ugrasan yakinen tanidigim biri yok. ben de maasli calisanim ama bu yasam tarzi ben degilim! nereden baslayabilirim? para biriktirirken bile kuracagim is icin sermaye biriktirdigim güdüsü var. ama rehberim yok.
0
ala09
(12.01.21)
Bir akrabam kurdu. İşi çok iyi bilmeniz lazım. Bence iş kurmak için 10+ yıl tecrübe gerekiyor. KOSGEB desteklerini araştırın. İyi bir plan gerekiyor. İş yeri tutacaksınız kira, vergiler... bir sürü masrafı iyice düşünmek gerekiyor.
0
dissendium
(12.01.21)
en az 5 yılını kafadan silmen gerekiyor. normal maaşlı hayat lüks oluyor sen düşün.

bunu göze alıyorsan zaten ufaktan başlasan 7-8 yılda bir şeyler olur.

hiç bir zaman sabancı olacağını düşünme. bu koşullar ok ise aramıza hoşgeldin.
0
duyurukullanıcısı
(12.01.21)
Burayı dinleme. İşe göre değişir. 7 8 yılda bir şey olur abartı. 7 8 aç mı kalıyor iş kuran insanlar?
0
black mamba
(12.01.21)
@black mamba zaten yasayanlar tecrubesini yazdi cok gormedim. ama bu konuda uyarmak mantikli insanlar 3-5 ayda zengin olmak beklentisinde
0
🌸ala09
(12.01.21)
doğru zamanda doğru işi yaparsan zengin olmaman için sebep yok.
zaten kendi işini yapanların ticari zekası oluyor. herkes memur olabilir ama iş kuramaz bence.

ama bir yeteneğin var ve bunu pazarlamak istiyorsan genellemeler doğru. bir kaç yıl eksikleri tamamlamak ve adını duyurmak namına kısa bir süre açıkçası.
0
qxgviper
(12.01.21)
bence böyle bir kılavuz yok tamamen cesaret ve içgüdü meselesi gerisi yolda öğreniliyor.

tek önerim ortaklık konusuna çok dikkat edin. iyi arkadaş-dost çok kötü bir ortak olabilir. ortaklıkta biriniz teknik diğeri ticari beceride olsun mesela. aynı konuda uzman ya da işi hiç bilmeyen iki kişi olmaz. biri bilen diğer bilmeyen de olmaz.
0
orpheus
(12.01.21)
Biz (esnaf olarak) ticarette bir cümlenin içinde savruluruz, paran var ise alt sat yok ise imal et sat.

Elinizden ne iş geldiğine , neyden ne kadar anladığınıza , fiziksel gücünüze bile pay biçerim. Sıfırdan imalat ile başladık kozmetik sektörüne , güvenme meselesi yüzünden çok fena çakıldık ama vazgeçmedik , tonlarca yük geçti sırtımızdan , çok aç günlerimizde oldu geçti gitti.Hala akşam memur mesaim bitince , atölyeye gidiyorum, geçen kapanma bittikten sonra açıldığımızda neredeyse yıl sonu kapanmasına kadar hiç bir pazarı evde geçirmedik.
Ticaretten anladığınız açayım bakkal,çerezci,manifatura ise rica ediyorum devam edin maaşlı işinize. Yok benim bir fikrim ve hedefim var yaptım piyasa araştırmasını da diyorsanız hiç korkmayın.
0
synax
(12.01.21)
Öncelikle işi bilme ve tecrübe noktasında @dissendium +1 Örneğin terzi değilseniz, makinaları çalıştıramayacaksanız dokuma atöylesi açmayın veya restoran sektöründe hiç tecrübeniz yoksa kafe-restoran düşünmeyin. Zira karşınıza çıkabilecek engelleri bilmiyorsunuz.

İkinci olarak mali müşavirinizi karşınıza alın ve anlattırın. Ne zaman hangi vergi ödenecek, bu verginin oranı nedir, neye göre hesaplanır ve sizin iş planınıza göre ortalama ne kadar çıkar? Bunlar için iş planınızda bir bütçeniz olsun. Çünkü vergiyi geciktirmek pek mantıklı bir seçenek değil. Mümkünse kazandığınız paranın devlete gidecek kısmına hiç dokunmayın. Ayırın bir başka hesapta dursun, günü gelince devlete ödersiniz.

Üç, market, restoran v.s. gibi nakit çalışmıyorsanız alacaklarınızın ödenmeme ihtimalini değerlendirin. Ne kadarı ödenmezse ayakta kalabilirsiniz? Ne kadar süre hiç para kazanmasanız da iş yerini (kira, belki çalışanların ücretleri, vergiler, v.s.)

Sonuç olarak en azından 1 yıl içinde ne kadar kazanacağınızın tahmini,
aynı süre içinde kazanıp da alamayacağınız meblağların tahmini,
giderlerinizin tahminini yapmaya çalışın. En iyi ve en kötü senaryolarda ayakta kalma süreniz nedir?

Sonra zaten, ne kadar sermayeye ihtiyacınız olduğunu, işe girip girmeyeceğinize daha rahat karar verirsiniz.
0
yargin
(12.01.21)
En büyük handikapın etrafında hiç ticaret yapan olmaması, gerçi başarısız bir örnektense hiç olmaması daha mantıklı olabilir.

Cesaretin olduğu belli, peki ticari zekan var mı? Bunu denemeden bilemezsin, hesabını kitabını bilen biri misin mesela? Kredi kartını sıkıntıya sokan, alacak verecek problemleri olan biri misin?

Gece hayatını sever misin? Para harcamayı, alışveriş yapmayı sever misin? Bunları niye soruyorum, ticarete atılıp da eline geçen her parayı sağa sola harcayıp "nasıl battık anlamadım ya" diyen çok adam var.

Ticarete atılmak için mutlaka bir yerden bir ışık görmeli, bir fikir bulmalısın ki ne yapacağını bilesin. Ticaert yapacaksın da ne alıp satacak, ya da ne üreteceksin? Bu yüzden bir örnek, bir yol gösteren, bir bilen olmalı ki yönlendirsin seni de.

Hiç bilmediğin sektörlerde ticaret yapılır mı? Yapılır ama hepsinde değil, mesela hiç anlamıyorsan kebapcı açamazsın. Çünkü ocakcı işe gelmediğinde, fırıncı kız kaçırdığında, motorcu kaza yaptığında yerine geçebilecek birilerini hemen bulabilmek için o çevreden bir networkun olmalı. Yeni çalışan gelene kadar da işi idare edebilecek tecrüben olmalı.

Veya hiç tornadan tesviyeden anlamıyosan metal işleme ile ilgili bir atölye açamazsın vs vs.

Mesela AVM'lere 10'ar tane akülü araba koyup 2 tane asgari ücretli eleman ile ebeveynlerin çocuklara hayır diyemeyeceği bu iş tipi daha bir kaç sene önce birilerinin aklına geldi.

Nadir olan ya da daha önce kimsenin aklına gelmemiş (süper bişy olmasına gerek yok, basit ama akla gelmemiş bir şey de olabilir) bir iş tipinde çok kazanman ve büyümen zor olmaz.

Zaten bilinen iş tiplerini tekrar etmek de doğru yer seçimi ve istikrar ile yine maaşlı işinden çok kazandırması zor değil.

Aslında yaz yaz bitmez, en güzeli bir iki tüccar esnaf arkadaş bulup biraz takıl yanlarında.
0
John Bloor
(13.01.21)
(2)

Kadınların iş kurmasi tesvik

Selamlar,Kadınlar için şirket kurmada var olan teşvikler neler???Vergi muafiyeti vb gibi?Online ticaret yapacak.
Selamlar,
Kadınlar için şirket kurmada var olan teşvikler neler???
Vergi muafiyeti vb gibi?
Online ticaret yapacak.
0
(12.01.21)
Hepsiburada girişimci kadınlar uygulaması vardı. Detayları bilmiyorum ama düşük komisyon alıyorlardır muhtemelen.

merchant.hepsiburada.com

KOSGEB desteklerini araştırın.
0
zihua
(12.01.21)
kosgeb'in ücretsiz eğitimi var ona katılsa iyi olur. yerel kosgeb ofisini arasın.

eğitim den sonra belge veriyorlar onunla bazı teşviklere başvurabilir.
0
duyurukullanıcısı
(12.01.21)
(5)

burada ne anlatılmak isteniyor?

duyurukullanıcısı
'' Arıya demişler neden çok uzaklara gidiyorsun O da demişki ben uzaktaki çiçeği bilmezsem yanımdaki çiçek el olur bizde ona muhtaç oluruz. ''facebookta bir yorumda gördüm.yanımdaki çiçek el olur ne demek?
'' Arıya demişler neden çok uzaklara gidiyorsun O da demişki ben uzaktaki çiçeği bilmezsem yanımdaki çiçek el olur bizde ona muhtaç oluruz. ''

facebookta bir yorumda gördüm.

yanımdaki çiçek el olur ne demek?
0
duyurukullanıcısı
(10.01.21)
alternatifsiz kalirsan yakinda olanin eline dusersin, ona muhtac olursun demek istiyor galiba.
0
fakyoras
(10.01.21)
ilahi bir şey mi? diye merak ettim. sordum sarı çiçeğe gibi.
0
🌸duyurukullanıcısı
(10.01.21)
Tdk'da "el"in boyle bir anlami oldugu yaziyor:

El: Sahiplik, mülkiyet:
"Elimdeki bütün parayı bu eve yatirdim"

Got it?
0
Kirmizibavul
(11.01.21)
@Kirmizibavul el olur yabancilasir anlaminda senin dediginle alakasi yok eksisozluk.com Uzaklara gitmezsen, dunyayi tanimazsan kendi kucuk dunyanda yasarsin alternatifsiz kairsin, fakyoras +1
0
neverletyougodown
(11.01.21)
yani yanımdaki çiçek solar bizde solmuş çiçeğe mahkum mu oluruz diyor?
0
🌸duyurukullanıcısı
(11.01.21)
(14)

THY sizce sempatik miydi? Sempatisini kaybetti mi?

kırmızıayakkabılıgargamel
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.

Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(10.01.21)
katılıyorum, gurur duyulabilecek bir markaydı. yazık oldu.
0
candide
(10.01.21)
THY avrupada birinci dunyada da ilk 10'da yer alan dunyanin en genis destinasyonuna sahip bir sirket. İlla begenmeyeni ve sevmeyenide olacaktir ama THY'nin dunya capinda basarilari ve kalitesi ortada.
0
acebi
(10.01.21)
thy maalesef cepten yiyen bir kurum yani devletten, maalesef kendi bütçesi ile dönemiyor ve iktidarın temel kalesi durumunda o sebeple sürekli besleniyor.

iktidar güç kaybettiğinde ilk thy'de sıkıntılar çıkacaktır diye düşünüyorum.

hisse değerlerini de check edebilirsiniz.
0
duyurukullanıcısı
(10.01.21)
Pilot alimlarinda iki arkadaşım sinavlari vs geçti ama mülakat için malum kisilerden tanıdık bulmak zorunda kaldi. Biri calisiyor digeri pandemi dönemi olmasa girecekti ama pandemi olunca is şimdilik yatti.

Onun dışında malum calisanlarinin nerelerden nasıl geldigini biliyoruz. Bir baksak üst yöneticilerin kim bilir hangi meşhur liselerden, kimin nesi tanıdık cikacak.

Duyurukullanicisi+1.
0
logisticsmanager
(10.01.21)
Altın yere düşmekle değer kaybetmez THY Türkiye'nin yüz akıdır. İnsan faktörü olan her yerde olumsuz durumlarda olabiliyor bunlar normal şeyler kaldı ki THY gibi global büyüklükte binlerce çalışanı olan bir şirkette çok normal. Neye nasıl baktığınızla alakalı. Dünya genelinde havayolu şirketleri kamu eliyle fonlanmaktadır sebebiyse havacılığın çok fazla karlı olmaması ve şirketleri ayakta tutmak, büyümek gibi nedenler yani hemen hemen hiç bir havayolu şirketi kendi bütçesiyle dönmez :)
0
berkan11
(10.01.21)
duyurukullanıcısı + 2

yönetimle ilgili. kalitesizlik ülkenin her yerinde ne yazıkki.
torpil/referasnla mahalle bakkalına çırak alır gibi eleman alamazsınız. eleman derken yani üst yönetimden söz ediyorum. sadece halkın değil herkesin gözünde prestij kaybeder.

öte yandan hizmet- yolcu açısından da hem pandemide ne kural ne bişey sallamasyon :D
şekilde takıldıkları için hem de genel olarak ikram kuralları (pandemiden öncesini diyorum) değiştiği için o taraftan da irtifa kaybetti.

2000-2012 arası falan en iyi zamanlarıydı bence.
0
jimjim
(10.01.21)
technic kısmındaki cübbeli sakallı tipler ve eski fetöcü tanıdıkların bir anda sürekli gezmeli tozmalı işlere girmiş olması nedeniyle eski sempatiyi duyamıyorum ne yazık ki.
0
marla is in my head
(10.01.21)
geçmişte sempatikti, karizmatikti. şimdi ilker aycı, elif can yetim vs.
0
soft
(10.01.21)
Servis kalitesi yüksek olan bir firmaydı gerçekten. Şimdi pandemi dolayısıyla patates olmuş durumda.
Tabii dış yüzü böyle klas olan bir firmanın iç yüzünde malum kişiler çalışıyor, o da tüm sempatiyi silip süpürüyor ayrı konu.
0
roket adam
(10.01.21)
uçarken yolcusuna yemek vermesi filan bir havayonunu itibarlı kılmaz. hiçbir zaman sempatik bir havayolu değildi thy. değerli de değil. 00-12 arasında da değersizdi rakiplerine kıyasla. a380'e sahip olmayan hiçbir havayolu muteber değildir gözümde.
0
in a world of magnets and miracles
(10.01.21)
türkiyede hiçbir kamu kurumuna sempati duymadım.
0
aslindasorunumpsikolojik
(11.01.21)
Sempatik demeyelim ama güven veren, iyi hizmet anlayışına sahip bir çizgisi vardı. 2000'li yılların öncesinde Türkiye'nin batıya bakan yüzüydü. ABD'ye ve Almanya'ya çok sık seyahat etmek zorundaydım bir süre. O zaman Delta, Lufthansa ve THY arasında hep THY seçtim. Türk markası diye değil, hakikaten aralarında kalite olarak dağlar kadar fark vardı.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.21)
değerli olmasının esprisi , kar amacı gütmeyen bir firma olduğu için masraf kısma ile ilgili yapılanlar makul bir seviyede. böylelikle sinir bozucu bazı şeylerle daha az karşılaşıyorsunuz.

dediği saatte kalkar, uçaklar temizdir vs vs vs
0
co2s2
(11.01.21)
(8)

Mesut Ozil nasil bur dusus yasadi?

vogojin
Biraz futbola uzak kaldim ama daha yakin donemde bu adam dunya stariydi, Fenerbahce dedikodularindan sonra bakayim dedim adamin transfermarkt degeri 5 milyon euro'ya dusmus. Ne oldu da boyle bir dusus yasadi?
Biraz futbola uzak kaldim ama daha yakin donemde bu adam dunya stariydi, Fenerbahce dedikodularindan sonra bakayim dedim adamin transfermarkt degeri 5 milyon euro'ya dusmus.

Ne oldu da boyle bir dusus yasadi?
0
vogojin
(10.01.21)
adam 32 yaşında artık her yaşlı futbolcu gibi türkiye'ye gelip iki gol atıp foto çektirip parasını alacak.

bu futbolcular cidden futbol için gelmiyor. taraftara foto çektirmek için geliyor.
0
duyurukullanıcısı
(10.01.21)
Arsenal'de Wenger'den sonra Teknik direktör ile anlaşamadı. Kadro şansı bulamadı. en büyük sebep bu.

2. olarak da dünyada artık 10 numara olayı yavaş yavaş bitiyor, futbol anlayışı değişiyor
0
giovanne
(10.01.21)
Çin’e çatmasının da biraz etkisi olduğu üzerine yabancı basında haberler çıkmıştı.

www.nytimes.com
0
i ve been mistreated
(10.01.21)
wenger varken oynuyordu. ancak fizik kuvvetindeki düşüşten ötürü wenger'den sonra gelenler mesut'a forma vermedi. premier lig gibi fiziğin önemli olduğu bir ligde tutunamadı ve sonrasında bir oynayıp bir oynamamaya başladı.

bu süreçte alman milli takımındaki formasını da kaybetti. hatayı kendisinde aramak yerine türk asıllı olduğu için oynatılmadığını falan söyledi (ki ilkay gündoğan bu süreçte forma giyiyordu)

son olarak da muhtemelen sonuçlarının nereye gideceğini hesap etmeden çin aleyhine bir tweet attı ve sponsorların da etkisi ile ingiltere futbolundan tamamen aforoz edildi.

ortada kalınca ve kendisi ile ilgilenen kimse kalmayınca da siyasete yöneldi, reisçi oldu. 4 sene önce kendimi alman gibi hissediyorum diyen adam şu sıralar abdülhamit resmi falan paylaşıyor.

kendi sonunu hazırladı yani.
0
tantunisultansuleyman
(10.01.21)
Emre Can, İlkay Gündoğan gibi sadece işine odaklanmak yerine yapmaması gereken şeyler yaptığı için. Transfermakt'ta 2018'de piyasa değeri 50mn Euro görünüyor. (O sene ona kim o parayı verir o ayrı)Sonrasında yaptığı açıklamalara paralel olarak değeri 10'da 1 oranında düşmüş.
0
Anthony McCarten
(10.01.21)
tantuni sultan güzel özetlemiş.

mesut en iyi olduğu dönemde bile fiziksel olarak zayıf ve savunmaya katkısı az olan bir oyuncuydu. geri kalanını çok iyi yapabildiği için fazla göze batmıyordu. belli ki mental olarak da çok güçlü bir karakter değilmiş, formayı kaptırdıktan sonra hiç uğraşmayıp kendini bir kenara çekti, reisçi oldu, çin'e salladı vs...

canı top oynamak isterse form tuttuktan sonra türkiye'de tek bacağıyla bile yıldız olur ama ben bu adamın bu saatten sonra kasımpaşa, erzurum, malatya vs. karşısında motive olup da şıkır şıkır top oynayacağına falan inanmıyorum açıkçası ya. belki bir sezon verim alınabilir.

mesut'un artık üst seviye takımlarda istenmemesinin nedeni biraz da bu işte. oynarsa efsane topçu ama hücuma katkısı durduğu anda tamamen zarara dönüşüyor adam çünkü oyunun defansif yönüne hiçbir katkısı yok. yerine göre forvetler bile deli gibi koşuyo, pres yapıyo, rakibi rahatsız ediyo; top rakipte diye elleri bellerinde beklemiyorlar. bugün üst düzey futbolda hareketsiz adama yer yok. mesut o konuda sıkıntılı bir oyuncu.

dediğim gibi canı top oynamak isterse bu adam her maç 1-2 gol attırır zaten, savunmaymış koşuymuş o zaman kimse umursamaz bunları ama işte o gol paslarını veremediği zaman çok göze batıyor çünkü tek yönlü bir oyuncu.
0
der meister
(10.01.21)
- Ilk hatasi acilarin takimi Arsenal'e gitmesi. Arsenal de zaman zaman iyi performans da gosteriyor fa cup falan aliyor ama winnerliktan loserliga gecis sureci basliyor boylece adamin. Arsenal'i yola getirecek adam daha anasinin karnindan dogmadi su an.
- 2018 dunya kupasi oncesi Ilkay ile birlikte RTE ile fotograf cektiriyor bunlar, o foto sonrasi adamin kariyeri tepetaklak oluyor zaten dususe geciyor. RTe'nin Nazi artigi bilmemne Almanlara epey soylemleri de vardir o siralar. O fotograf tepki cekiyor bunlar bizim milli takima sadik degiller epey tartisma donuyor Almanya'da ustune Almanya dunya kupasinda da gruptan cikamiyor Almanya tum ihaleyi Mesut'a yukluyorlar, federasyon baskani bana irkcilik yapti, Matthaus da PUtinle gorustu hic bir tepki olmadi ona kamuoyunda diye Mesut da saydiriyor, kazanirken Alman, kaybedince gocmen olduk diye tum dunyada gundem olan o efsane sozu soyluyor. Milli takimi birakiyor falan.
- Arsenal'de kontrat uzatmisti bu 2018de cok yuksek maas aliyor bu arada adam o yuzden surekli sorgulaniyor performansi. Arsenal zaten kotu takim ustune sik sakatliklar yasiyor. Emery ile pek anlasamiyorlar. Pandemide maasinda indirim yap diyorlar kabul etmiyor. Arteta zaten Mesut'u listeye yazmiyor, kadro disi birakiyor. Kimisi diyor uygur Muslumanlarina yonelik tweetleri yuzunden cinli sponsorlar, cin lobisi baski yapti falan.
Sonuc olarak Arsenal'in berbat performansi+ sik sakatlanmasi+ yuksek maas almasi yuzunden adamin performansi dususe geciyor, kadroya alinmayinca da hepten gonulden uzak gozden uzak kaliyor adam. Adam haftalik 350 bin pound aliyor su an ne servet yapmistir kariyeri boyunca, Turkiye'ye gelsin fabrika falan acsin ekmek kapisi olsun insanlara ekonomiyi duzeltsin:) Adam bir de fenomen influential'in sozluk anlami resmen. Hayirseverlik, tv, spor, eglence bir cok sektoru ihya eder
0
neverletyougodown
(10.01.21)
bu sabah bakmıştım sadece arsenal’den 60 milyon pound, 82 milyon dolar 4 senelik garanti ücreti vsr. sadece arsenal diyorum ve garanti ücret diyorum bak. bunun daha sponsorluğu, bonusu, primi, reklamı, instagramı, arsenal öncesi var. bu zenginlikte bi adamın bence çok sağlam psikolojisi olması lazım kariyerne profesyonel devam edebilmek için, hele ki genlerden türk olduğunu unutmazsak bu epey zor hale geliyor.

paralara bak abi şaka gibi :) 4 yilda nerdeyse 100 milyon dolar :)
0
garavel
(10.01.21)
(8)

toplumsal olarak neyden korkuyoruz?

duyurukullanıcısı
bir kesim dinbir kesim atatürkbir kesim türklükvar sanırım.mesela depremden falan korktuğumuzu düşünmüyorum veya aç kalmak, kuraklık gibi korkularımızda yok bence.yani toplumsal olarak. bireysel korkuları sormuyorum.
bir kesim din
bir kesim atatürk
bir kesim türklük

var sanırım.

mesela depremden falan korktuğumuzu düşünmüyorum veya aç kalmak, kuraklık gibi korkularımızda yok bence.

yani toplumsal olarak. bireysel korkuları sormuyorum.
0
duyurukullanıcısı
(08.01.21)
aç kalmak ve ölmekle ilgili diğerleri de.
eksisozluk.com
dinden korkuyorsa bundan korkuyor yani.

diğer kesim de kendilerine karşı diğer gurubu böyle bir açıdan tehdit görüyor.
depremden korkusu bina, binanın çürük olması denetimsizlik, idari kurumlara güvensizlik, bunun da ucu yine yönetimin görüşüne geliyor.
0
jimjim
(08.01.21)
Silivri'den de korkuluyor bence. En küçük bir eleştiride terörist ilan edilme riski var. Halkın korkuyla sindirildiğini düşünüyorum.
0
dissendium
(08.01.21)
hastalıktan korksak bugün koronadan bu kadar ölüm olmaz

bence hastalıktan da korkmuyoruz.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
Para kaybetmekten. Bizim toplum para düşkünüdür. Parasına dokundun mu? ölmekten beter olurlar.
0
komando kani var bende
(08.01.21)
"Çok güldük ya başımıza bir şey gelir mi" den:/
0
kirmizipilotkalem
(08.01.21)
@j r r tolkien hayrani

din, atatürk derken o kavramları kaybetmekten,

mesela müslümanlık elden giyeahhh diye cami yaptıranları alkışlıyor millet
atatürkçülük elden gideyeahhh diye hiç alakası olmayan ama içinde atatürk geçen şeyleri alkışlıyor millet

yani atatürk'ten niye korksun insan? ben atatürk kavramını kaybetmekten korkuyor insanlar diye onu yazdım.

birde başlıkta bile toplumsal dedim, herkes yine ahmet dayıdan örnek veriyor.

bizim millet para kaybetmekten, fakirlikten de korkmaz. aza tama edelim falan der.

o da değil yani.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
yani neyden korkuyorsan ona karşı bir şey geliştiriyorsun.

din - cami yapmak
atatürk - rakı içmek
türklük - osmanlıcılık oynamak gibi.

örnekleri biraz saçma verdim ki anlaşılsın.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.01.21)
Bence genel sorun toplum olmaktan korkmak. Sorsanız herkes aynı şeylerden şikayetçi fakat hiç kimse bunu değiştirebilmek için harekete geçme veya hareketi başlatma cesaretini bulamıyor.

Toplum o kadar ayrışmış durumda ki toplumu bir bütün olarak değerlendirmek artık imkansız. Aynı toprak sınırları içerisinde yaşıyor olmak ve geçim sıkıntısı dışında bir ortak payda göremiyorum. Bir kesim değişim peşinde, diğer kesim de sittin senedir kuru ekmeğe şükreder halde. Kafalarının dışındaki hayatların varlığı rahatsız ediyor insanları.

Çokça düşünmek, biraz biraz da dile getirmek gerekiyor. Toplum, bütün halinde hareket ederse korkularını aşabilir. Ütopik gözüküyor şu an için ama hiçbir şey imkansız değil. Tıpkı bugün olanlara geçmişte imkansız dendiği gibi...
0
desdenova34
(08.01.21)
(24)

32 yaşındayım hiç alkollü içecek içmedim

işimdeyim gücümdeyim
Çok şey kaçırıyor muyum?
Çok şey kaçırıyor muyum?
0
işimdeyim gücümdeyim
(31.12.20)
Evet.
0
buff
(31.12.20)
Bence hayır.
0
himmet dayi
(31.12.20)
Hayır. Ilgın ve merakın varsa iç.
Ben de hiç içmedim ve açıkçası hiç merak etmiyorum. Aksine kokusundan rahatsız oluyorum. Işin sağlık boyutuna hiç girmiyorum bile.
0
Amaranta ursula
(31.12.20)
İçinde başka Bi güzel oluyor ama içmeyince de kötü olmuyor.
0
valarmurgulis
(31.12.20)
Bol bol eğlenceyi, normalde yapmayacağın şeyleri yapmayı, arkadaşlarınla bol bol duygusallaşmayı gülmeyi falan kaçırıyorsun.
0
eazy
(31.12.20)
niye denemiyorsun?
0
jepa
(31.12.20)
yeryüzünde başkalarının yaşayıp deneyimlediği bazı şeyleri yaşamamış oluyorsun.

bu yaşanmamışlığı eksiklik olarak görmüyorsan bir şey kaçırmamışsındır.
0
tabudeviren
(31.12.20)
Hayir hic bir sey kaybetmiyorsun. Ama deneyebilirsin. Zaten deneyimce begenmeyeceksiN. Alkol tadi guzel oldugu icin icilen bir sey degil.
0
exlibris
(31.12.20)
sanmam...iste karacigerin kullanim omrunu bi 10 sene uzatmissindir iste. yoksa su icen de hep ayni yere
0
hay sikfuck
(31.12.20)
Bana göre evet.
Güzel viskinin, romun, sıcak ve spor yapildiktan/is yapildiktan sonra icilen soğuk biranin, bazi kokteyllerin hepsinin yeri baska.

Kişiden kisiye değişir, bana göre alkol hic almayan kisi cok sey kacirir.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
bir şey kaçırdığın yok hocam. tamamiyle senin tercihin.

alkol ortama göre güzel giden bir içecek. belki 10 kere içiyorsun birinde keyif alıyorsun öyle bir şey. kebapla aynı yani.

o sebeple kaçırdığın bir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(31.12.20)
hiç içmediğin için evet.
0
Piukh
(31.12.20)
Hiç de bir şey kacirmiyorsun.
Iğrenç. Sadece şekil yapmak için içiliyor.
0
yarey
(31.12.20)
Kaçırdıkların; içmeye başladıktan yaklaşık bir saat sonra söylemek isteyipte söylemediklerini söyleyipte rahatlamak, içinden geldiği gibi kendini kasmadan eğlenebilmek, deşarj olmak, yaşamayı-arkadaşlarını-sevgilini-karını o an yanında kim varsa işte daha çok sevdiğini anlayıp ona sevgi cümleleri kurmak. Üç saat sonra daha çok içme isteğiyle masadaki bütün alkollere saldırmak. Dört saat sonra mide bulantısıyla uyumaya çalışmak, kusmak yada sızmak. Sabah kalktığında deli gibi baş ağrısıyla kendine sövüp geceyi düşünmek, gecenin yarısını hatırlamayıp kötü birşey yapmadım yada saçmalamadım umarım diye paranoyaya girmek. Muhtemelen ilk içtiğinde başına gelecekler bunlar tabi ortamına da bağlı. Düzenli içmeye başladıktan sonra nerede durup nerede devam edeceğini öğrendikten sonra bunları nadir yaşayacaksın. Sonuç olarak dene tabiki pişman da olsan bir tecrübe olur.
0
IcedFlames
(31.12.20)
hmm yani çok şey kaçırıyorsun diyemem ama bazen çok hoş oluyor insan sevdiklerinle beraber içerken böyle bir mutluluk geliyor, harika bir his :D bir kere bile olsa deneyimlemeni tavsiye ederim.
0
theseachange
(31.12.20)
ben de hiç içmedim. içen çok arkadaşım var ama içmek hiç aklıma gelmedi. 17-18 yaşıma kadar içen kimseyi görmediğim için olabilir belki. bir şey kaçırdığını sanmıyorum
0
avatar is back
(31.12.20)
kaçırmıyorsun. zaten kaçırmışsın.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.12.20)
evet ve hayır. neden hoşlandığına bağlı
0
argent dawn
(31.12.20)
Neden içmediniz? Dini nedenlerden ötürü mü? Ben de sevmem. Midem kaldırmıyor.
0
gelmeistemem
(31.12.20)
hiç içmediysen iki bira bile yeterli olabilir hafif bir sarhoşluk yaşamak için. yani tam olarak en yakın tekele gidip 25-30 lira vererek yaşayabileceğin bir tecrübeden söz ediyoruz. haliyle çok şey kaçırdığını zannetmiyorum ama sarhoşluk ŞAHSİ FİKRİMCE herkesin en azından bir kere tecrübe etmesi gereken değişik bir his. yaşamayan çok şey mi kaçırmıştır? hayır. küçük bir şey yani, üzerinde düşünmeye değmez.

ben ilk kez 18 yaşımdayken içmiştim. arkadaş kadıköy'de bir mekana götürmüştü. buz gibiydi bira. tadını beğenmemiştim (ilk içişte alkolü seven kimse yoktur herhalde) ama hem dışarıda oturuyorduk hem de arkadaşımlaydım, haliyle güzel bir ortam vardı. çerezle fındıkla fıstıkla iki tane içiverdim. çok tatlı bir sarhoşluk yaşamıştım o gün. hafif gevşeme, rahatlama, her şeyin göze daha güzel görünmesi vs...

ama bu da biraz uyuşturucu gibi elbette, açıkçası alıştıktan sonra hem sarhoş olmak zorlaşıyor hem de sarhoş olsan bile ilk seferki gibi tatlı gelmiyor.

bence bi ara kap iki tane bira, al yanına çerezini, otur iç yavaş yavaş. hiçbir şey kaybetmezsin.
0
der meister
(31.12.20)
Zamanında alkol kullanıp bırakmış biri olarak söylüyorum kesinlikle bir şey kaçırmıyorsunuz ve doğru olanı yapıyorsunuz. Tekel ürünleri sağlığa zararlıdır zehirdir. Siroz, diyabet, obezite gibi hastalıkların en büyük sebeplerinden biridir. Alkol kana karıştığı andan itibaren iç organlarda tahribata sebep olabilir. Ayrıca suç oranları alkol kullanımıyla paralel olarak artış göstermektir.
0
acebi
(31.12.20)
Kesinlikle bişi kaçırmıyorsun
Matah bişi değil
0
photo85
(01.01.21)
Sırası geldiğinde kafayı bulamayanlar kesinlikle bir şeyler kaçırıyor. Sizin adınıza sizden rica ediyorum, şu hayatınızda bir kez olsun kafanız güzel olacak kadar için.
0
huçi kuçi
(01.01.21)
çeşitli sebeplerin vardır sanırım ama hiçbiri hiç içmemek için yeterince makul değildir. bence böyle düşünmek yerine yanında tuzlu atıştırmalıklarını da hazır ederek hemen koş bi şeyler iç. yavaş yavaş, güzellerinden başlayıp deneye deneye kaçırdığın şeylere yetişebilirsin. sevmezsen ya da kötü deneyim yaşarsan vazgeçip kaçma, ağırdan da al o yüzden. hadi inş.
0
snape i başından beri tanırım
(01.01.21)
(5)

Covid-19 ölüm sayilarinda günlük sapma ne kadar bu kadar düsük?

catgroove
Türkiye'de covid'den neden hergün arti eksi 5 kisilik bir aralikta insan ölüyor? Son 10 gündür bakiyorum sirayla 249-253-254-251-259-254-253-257-255-254... Ve en bastan beri böyle, mesela Ekim ayinda da 71-73-69-75-72-76-74... falan diye gidiyordu ardisik günlerdeki ölüm sayilari. Dünyada baska hic
Türkiye'de covid'den neden hergün arti eksi 5 kisilik bir aralikta insan ölüyor? Son 10 gündür bakiyorum sirayla 249-253-254-251-259-254-253-257-255-254... Ve en bastan beri böyle, mesela Ekim ayinda da 71-73-69-75-72-76-74... falan diye gidiyordu ardisik günlerdeki ölüm sayilari. Dünyada baska hic bir ülkede bu kadar az standart sapma görünmüyor, Italya/Almanya'ya bakiyorum mesela birbirine takip eden günlerde 260-376-440-302-608-511-281-395 gibi. Türkiye'de bu sayilara birseyler yaptiklari asikar, ama sebebi tam olarak ne bunun? Yani genel olarak vaka ve ölüm sayisini düsük aciklamanin arkasindaki motivasyonu anlayabiliyorum da, neden standart sapma bu kadar düsük cikacak sekilde oynuyorlar bu sayilarla? Mantigi ne?
0
catgroove
(31.12.20)
şimdi okumuş kesmi zaten kandıramıyorlar. onların bilgi almasını engellemeyezsin.

ellerinde sadece tek kanal izleyen, evden çıkmayan kendi kesimleri var. amaç bunları kaybetmemek.

gerçek rakamları açıklasa bunları da kaybedicek. verdiği gibi rakamlar açıkladığında bu kesim için ikna edici oluyor.

yoksa hiç bir istatistiksel dağılım böyle gitmez. dalgalanır.
0
duyurukullanıcısı
(31.12.20)
bi ara da haber vardı, diğer şehirlerin ölüm sayıları istanbula ekleniyor diye. toplumun tepkisini yönetiyorlar. PR. nasıl sayıları açıklamada kafalarına göre bi metot geliştirip ortaya çıktığında bu işlerin ülkemizin yararına yapıldığını söyledilerse, bu sistem de aynı şekilde.
0
sttc
(31.12.20)
Duyurukullanicisi+1.

Kendilerini savunan kisiler ilk günden beri sürecin cok iyi yonetildigini Avrupa'dan cok daha iyiyiz falan dedi. Burada bu rakamlarin yalan oldugunu yazanlara karsi ciktilar, simdi de yalanlar ortaya cikinca bir bahane bulurlar.
Inanan oldukca isterlerse 100 yazsınlar, kim hesap soracak?
Bak rakamları 100-101-102-103 yazsinlar gene savunurlar. Maalesef ülkenin hali bu.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
tek nedeni var, propaganda!

güçlü ülkeyiz, hükümetimiz çok iyi, abd avrupa bitmiş bak bizimkiler başta olmasa biz de böyle olmuştuk fikrini seçmen tabanının beynine yerleştirmek.
0
nuisance
(31.12.20)
Dediğiniz gibi saçma bir dizilim var ortada ve rakamlara müdahale edildiği biliniyor. Yapılan müdahaleyi saklamak için dağılımı daha doğal göstermeyi akıl edebileceklerini veya bu konuda düşündüklerini sanmıyorum. İhtiyaç da yok zaten, soru soran yok olsa da muhatap yok.

Hatta amcanın teki gerçek rakamlara bakıp "çok bu.. dün ne yapmışız? 70, bugün 75 olsun" şeklinde tabloyu oluşturuyor olma ihtimali çok yüksek.
0
Novice
(31.12.20)
(8)

eşimin banka hesap hareketleri

hayat53
buna erişmenin yasal yolu var mıtutarsız hareketleri var
buna erişmenin yasal yolu var mı

tutarsız hareketleri var
0
hayat53
(29.12.20)
Mahkeme vs olmadan yasal yolu yok.

Ortak hesap yoksa goremezsin.
0
fakyoras
(29.12.20)
Mahkeme kararı için nasıl bir gerekçe lazım
0
🌸hayat53
(29.12.20)
Mahkemeden öyle bir karar çıkmaz. Savcılık maliye vs idari kadrolar görebilir.
0
aslil
(29.12.20)
kumar mı oynuyor?
0
hayaletimsi
(29.12.20)
nufusa kayıtlı olmayan çocuğu varmış
yardım edecek ziraat çalışanı varsa msj atabilir mi
yanına belgelerle gelirim
0
🌸hayat53
(30.12.20)
o ziraat çalışanı sana öyle bir kıyak yapsın sonra gitsin kendine yurtdışında iş arasın.
0
duyurukullanıcısı
(30.12.20)
bilal erdoğanın hesabına bakmıyorum
çıktı da istemiyorum
amacım sadece bilmek
0
🌸hayat53
(30.12.20)
nasıl öğrendiniz çocuğu olduğunu? Evdeyken, online bankacılık şifresini öğrenip hesaplarına bakamaz mısınız?
0
gelmeistemem
(30.12.20)
(13)

Ünlü bir giyim markasının yaptığı katakulli hakkında

havadakarada
Türkiye'nin en büyük takım elbise markalarından birinden kaban aldım internetten indirimde diye. Markanın kendi sitesi. Ürünü dolabıma astım ve incelerken cebinden bir etiket çıktı. Bilinmeyen bir giyim markasının etiketi. Baktım tam da bu markanın etiketinin büyüklüğünde. İnternetten markanın sites
Türkiye'nin en büyük takım elbise markalarından birinden kaban aldım internetten indirimde diye. Markanın kendi sitesi. Ürünü dolabıma astım ve incelerken cebinden bir etiket çıktı. Bilinmeyen bir giyim markasının etiketi. Baktım tam da bu markanın etiketinin büyüklüğünde. İnternetten markanın sitesine baktım ve gördüm ki aldığım ürün de dahil olmak üzere büyük markanın satmış olduğu birçok ürün birebir aynı şekilde bu bilinmeyen markanın sitesinde satılıyor. Sadece farklı mankenlerin üzerinde ürünler. Aldığım ürün 80 lira kadar daha ucuz diğerinde.

Müşteri hizmetlerine e-mail attım böyle böyle bir durum var açıklama yapmazsanız ekşi sözlük ve Şikayetvar üzerinden bildiririm diye. Dönüş yapacağız dediler ama henüz yapmadılar. Numarasından arayayım dedim, daha önce sıraya alıp müşteri temsilcisine bağlanıyordu ama bu sefer direk tüm operatörler doludur deyip kapanıyor.

İstersem ürünü nedensiz iade edebilirim 2 hafta içinde ama bu duruma da açıklık getirmemiş olmaları kötü yani güzelce açıklayın şöyle şöyle bir sistemimiz var diye. Aynı ürüne insanların farklı marka sanıp daha fazla para vermeleri bana çok etik gelmedi. Siz ne düşünüyorsunuz?
0
havadakarada
(29.12.20)
görmüşsün beğenmişsin fiyatı uygun gelmiş almışsın. bence sıkıntı yok.

başka bir yerde daha ucuzmuş mantıklı bir açıklama değil.
0
duyurukullanıcısı
(29.12.20)
@duyurukullanicisi durumu anlamadın diye tahmin ediyorum. Ürün kendi üretimleri değil o bilinmeyen markanın ürünüymüş yani. Etiketini söküp kendi markaları gibi satıyorlar. Fiyatı da 80 lira fazla.
0
🌸havadakarada
(29.12.20)
ya beymen 80tl fazlaya vakko satabilir. bir sıkıntı yok. sonuçta sana o ürünün fiyatı makul gelmiş almışsın.
0
duyurukullanıcısı
(29.12.20)
Yanlış bir şey göremedim.
0
Depik
(29.12.20)
motosiklet için korumalı pantolon üreten bir türk firması var. ürünleri avrupalı bir marka için üretiyor. avrupalı firma da kendi etiketini basıp ürünü millete iteliyor. ben tr deki üreticinin mağazasında aynı pantolonu çok daha ucuza alabiliyorum. böyle bir durum mu söz konusu acaba?
0
ghostinthemech
(29.12.20)
Aynı markaya, firmaya fason ürettirip kendi etiketleriyle de satabilirler.

Ben de bir sıkıntı görmedim.
0
John Bloor
(29.12.20)
Fason yazacaktım

Fason üretim nedir araştırın isterseniz
0
all girls dream
(29.12.20)
aklına gelen ne kadar büyük marka varsa, yerli ya da yabancı, fason üretim yaptırır, bu gayet doğal.

kalite standartları vardır,

fason zinciri daha iplik üretiminden başlar, boyanmasına, dikilmesine hatta paketlenmesine kadar gider.

bu büyük markaların olayı tasarım yapmasında, kreasyon yaratmasında, yoksa düşünsene bir kabanın, düğmesi, fermuarı kumaşı, ipliği, astarı, içindeki dolgusu hangisini kim tek başına üretebilir.

dünyada kaç tane fermuar üreticisi var zaten? benim bildiğim büyük firmalardan sadece 1 tane var.

hatta binlerce lira verdiğin süper lüx markaların kumaş boyama işlerini merdiven altı yerler yapar. adet olarak çok az üretilir çünkü, büyük üreticiler o kadar az parçayla uğraşmak istemez ya da sağlam fiyat çeker. defalarca gördüm annem babam tekstilde çalıştı yıllarca.

şurada bi farklılık var, senin a firması fason olarak kendi modelini ürettiriyor ya, katiyen hiç bir şekilde o üretilen ürün ikinci bir marka altında satılmaz, iş veren firma bunu kabul etmez. sonuçta adamların tasarımı.

belki de tasarımı beğenip parça başı ürettirmişlerdir böyle de olabilir.
0
killerbee
(29.12.20)
Markayı ve fasonu da paylaş da bilelim.
0
adivar
(29.12.20)
@ghostinthemech aynı durum yurtiçi versiyonu olarak. Hatta direk o markanın etiketlerini söküp kendilerininkini yapıştırıyorlar muhtemelen.

Herkes doğal bir şey olarak gördüğünden dolayı başlık vs açmayacağım. En fazla ürünü iade ederim. Özelden ve buradan marka ismimlerini soranlar var ama maalesef paylaşıyorum. Normal bir olaymış zaten etik açıdan doğru gelmese de.
0
🌸havadakarada
(29.12.20)
paylaşmıyorum* olacak.
0
🌸havadakarada
(29.12.20)
Konfeksiyon islerinin %90i fason uretim uzerine.
0
2oda1salon
(29.12.20)
marka algısı böyle bir şey. bir de kaç lira içinde 80 liradan bahsediyoruz?

mesela 1000 liralık ürünü mü 1080'e satıyorlar? yoksa 80 liralık ürün 160 lira mı olmuş? aynı markanın iki mağazasına girdiğinizde bile 80 lira fark edebilir.
0
co2s2
(29.12.20)
(5)

Size Huawei in gelecekte sansi varmi ?

samiabi19
Almanyada büyük magazladan duydum kadari huawei in telefon satislari cökmüs. Türkiyede nasil bilemem. Sizce gelecegi varmi yoksa bati batacakmi ?Arkadasim vodafone icin calisiyor ve cok idaali konusuyor, gelecek sence huawei kendi isletim sistemini cikaracakmis. HarmonyOS... sizce Huawei kuratir mi
Almanyada büyük magazladan duydum kadari huawei in telefon satislari cökmüs. Türkiyede nasil bilemem. Sizce gelecegi varmi yoksa bati batacakmi ?
Arkadasim vodafone icin calisiyor ve cok idaali konusuyor, gelecek sence huawei kendi isletim sistemini cikaracakmis. HarmonyOS... sizce Huawei kuratir mi bu strateji ?
0
samiabi19
(29.12.20)
apple ve android arasında bile insanlar çelişkide kalıyor, geçmişte nokia'nın windows tabanlı işletim sistemine geçmesi ve kullananların program bulamaması gibi olayları da gördük.

bence insanların çoğu buna mesafeli yaklaşır.
0
killerbee
(29.12.20)
şimdi bill gates'in bir lafı var. hardware software'in yanında hediye olarak verilmeli diye.

yani google play veya appstore üyeliği satılsa bu üyelik yanında işte note20 veya iphone12 verilse abartı olmaz.

huawei piyasanın tek çakalı kendiymiş gibi usa firmalarını batırabilmek için çok iyi sistemleri çok ucuza verdi ama banka app'i bile kullanamayacaksam ne işe yarar o? saçma yani.

peki appstorelar nasıl gelişti? elbette geliştiricilere para kazanma imkanı verdiler.

huawei'de bunu yaparsa kurtarır. yani insanlara para kazandırırsa kurtarır.

yoksa imkansıza yakın. hiç bir firma tek başına bir googleplay çıkartamaz.

hadi diyelim her tutmuş app'in 2-3 gömlek üstünü yaptılar sadece.
o bile kurtarmaz.
0
duyurukullanıcısı
(29.12.20)
Huawei store için kampanyalar yapıyor sık sık. tinder plus vs.

bence iyi bir reklam stratejisi ve minumum fiyatla piyasaya yeni soluk getirir. tek sıkıntı projeyi destekleyecek ne kadar kaynağa sahip olduğu. ki çin hükümeti sınırsız kaynak vermiştir çoktan :)
0
westblack
(29.12.20)
Huawei'nin esas pazarı Çin ve Asya. Buralardaki satışları güçlü olduğu sürece karlılığı devam eder. Ayrıca ürün çeşitlendirmesine gidiyor son zamanlarda Xiaomi gibi. Akıllı yastık bile çıkardı.

5G mobil şebeke sistemlerinde de iddialı. Telefon satışlarının düşüşünü kompanse eder.

Ayrıca, Huawei yaptırımları giderek gevşetiliyor. Anlamsız ve temelsiz Google yasağı yakında kalkarsa kimse şaşırmasın.
0
redskull
(29.12.20)
sorunu geliştirelim:
1) Huawei sadece telefon yapıp satan bir şirket değil. HW'nin gelirinin yarıya yakını ve kârının 2/3'ü son kullanıcıya satılmayan altyapı ürünlerinden geliyor. Yani hiç telefon satmasa da HW batmaz.
2) HW ürünlerinin %60'ı Çin'de satılıyor.

Huawei ABD-Avrupa'da pazar kaybedecek. Huawei Çin devletinin güdümünde olan ve Çin devleti ne derse onu yapacak bir şirkettir. (Buna casusluk, sabotaj dahil). Huawei'yi bu noktada hiçbir strateji kurtarmaz.

Ama Huawei güvenlik/bağımlılık endişesi olmayan Asya-Afrika ülkelerinde her segment'te sağlam bir pazara sahip olacaktır. Zaten batılı üreticilerden daha ucuz. Türkiye de bu fakir tayfaya dahil.
0
ebabil curnatasi
(29.12.20)
(5)

akp'nin aşılandığı dedikodusu

duyurukullanıcısı
gerçek mi sizce? biontech'ten 1milyon doz alındığı söyleniyor?
gerçek mi sizce? biontech'ten 1milyon doz alındığı söyleniyor?
0
duyurukullanıcısı
(29.12.20)
Alındıysa bile henüz geldiğini sanmıyorum. AKP'linin de canı tatlıdır. İlk aşıyı olurlar. Sinovac, Biontech farketmez.
0
prole
(29.12.20)
sinovac %50 falan diyor breziya'da

www.bloomberg.com

%90'ın üzerine de asla çıkmaz diyor.

bu sinovac büyük ihtimalle şu anda uygulanan serum tedavisi bence ama uzman değilim.
0
🌸duyurukullanıcısı
(29.12.20)
bence doğrudur,
az önce bir haberde çağla şikel'in aşı vurdurduğunu gördüm başlıkta, detayına girip bakmadım, öncelik zaten ampul ve tayfasına olacak, sonra kalırsa garibana
0
birbilsem
(29.12.20)
Şöyle düşünelim, mesela akpliler hayır önce vatandaşım aşı olmalı, sonra sıra bize gelmeli! derler mi? Demezler. Demek ki ihtimali varsa doğru olabilir.
0
conta
(29.12.20)
doğrudur, bir süredir gönüllü sağlık çalışanları da yapılıyor.
0
nuisance
(29.12.20)
(2)

yardım?? firmaya isim önerileri

pıyak
Herkese Merhabalar Şimdi bir yatak imalatı kurduk,makine parkuru vs hazır malzemeler de geliyor ama isim bulamadık hala.Tüm önerilere açığız.
Herkese Merhabalar

Şimdi bir yatak imalatı kurduk,makine parkuru vs hazır malzemeler de geliyor ama isim bulamadık hala.


Tüm önerilere açığız.
0
pıyak
(28.12.20)
yatak satıcak marka ismi mi arıyorsunuz yoksa fabrikaya isim mi arıyorsunuz?

sadece fabrikaya isim arıyorsanız düz bir şey olsun fatura falan kestirirken kolaylık olur.
0
duyurukullanıcısı
(28.12.20)
Lectules olabilir. Latince yatak demek. LECTULES BEDS
0
ayağiniza gelen overlokçu
(28.12.20)
(9)

ofislere dönüş

aziz dostum jack
ne zaman tekrar ofislere dönülür? aşı geldi muhabbetleri de başladı. 1-2 aya dönülür mü?bununla ilgili şirketleriniz planlama yaptı mı? beklentiler ne yönde?
ne zaman tekrar ofislere dönülür? aşı geldi muhabbetleri de başladı. 1-2 aya dönülür mü?

bununla ilgili şirketleriniz planlama yaptı mı? beklentiler ne yönde?
0
aziz dostum jack
(25.12.20)
bizim ofis 12 mart'da kapandi sonra eylul'de %25 kapasite ile acildi kasim'da amac %50 kapasiteye gecmekti, %5 bile dolmadi (gonullu basvurular arasindan). 2021 mart'a %25 hedefi koydu yine ama bir yandan ofifse gitmeyi tamamen gonulluye gecirme plani var.
0
try again fail again fail better
(25.12.20)
mart'a kadar bir aksiyon beklemeyin
0
duyurukullanıcısı
(25.12.20)
kardeşimin çalıştığı şirket mayıs'ta evden çalışmaya dönmüştü, haziran gibi geri döndü ve hala 5 gün gidiyorlar. (taksi parasını karşılıyor ama, birlikte birkaç kişi)

bir arkadaşım da 2 haftada 1 tam hafta gidiyor. Aslında çalışanlar şu an bile çalışıyor.
0
rodriguez2
(25.12.20)
En erken haziran temmuz bence
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.12.20)
bizimkiler bıraktı bunun üzerine düşünmeyi çünkü yukarıda söylendiği gibi hiç uymadı yapılan planlar. şu anda kimse bir daha ofise dönmeyecekmiş gibi çalışıyor; artık ne zaman işler yoluna girerse o zaman döneriz.
0
Jux
(25.12.20)
ben 1.5 yıl bekliyorum. yani 2020 mart - 2021 ağustos
0
ShadowOfMoon
(25.12.20)
Bizde de en son haziran 2021 lafı geçti ama herhangi bir plan yok.
0
peki madem
(25.12.20)
2021 Eylül'ü bulacak gibi görünüyor.
0
roket adam
(25.12.20)
Bizde tarih konuşulmuyor. Herkes aktif olarak aşı olabildiğinde tarih belirleyeceğiz dediler.
0
jazzabel
(25.12.20)
(5)

Master secenekleri hakkinda bilgi almak için üniversitenin neresiyle konusa

The_Lollok
Bu ünilerde master müşteri hizmetleri neresi oluyor? Öğrenci işlerini filan mı aramak lazım?Teşekkürler :)
Bu ünilerde master müşteri hizmetleri neresi oluyor? Öğrenci işlerini filan mı aramak lazım?

Teşekkürler :)
0
The_Lollok
(22.12.20)
Üniversitenin sitesine bakmak lazım.
0
fezagezgini
(22.12.20)
@feza Sitede çok genel şeyler var yetmiyor. Bu über tavsiyeniz için teşekkür ederim.
0
🌸The_Lollok
(22.12.20)
okul bölüm falan yaz bari
0
duyurukullanıcısı
(22.12.20)
enstitüleri aramanız ve bölüm sekreterleri ile görüşmeniz daha yerinde olur. bazen maille de dönüş olur.
0
red g
(23.12.20)
Özel üniversite mi ?

Değilse enstitülerden ve bölüm sekreterlerinden tatmin edecek bilgi alabileceğinizi sanmıyorum.
0
fezagezgini
(23.12.20)
(6)

Kodlamadan Keyif Almaca- Python

Bluesque
Selamlar,Bir süredir Python öğrenmekle cebelleşiyorum ama oldukça yavaş gidiyor.Daha önce kodlama temelin var mı derseniz 2016'da okulda aldığım kötü anlatılan bir C dersinden ibaret.Nasıl daha keyifli/verimli bir hale getirebilirim, var mı öneriniz?Teşekkürler..
Selamlar,

Bir süredir Python öğrenmekle cebelleşiyorum ama oldukça yavaş gidiyor.

Daha önce kodlama temelin var mı derseniz 2016'da okulda aldığım kötü anlatılan bir C dersinden ibaret.

Nasıl daha keyifli/verimli bir hale getirebilirim, var mı öneriniz?

Teşekkürler..
0
Bluesque
(20.12.20)
valla kodlama öyle keyif alınacak bir şey değil. ağbi çok eyleniyoruz diyen bence sıkıyordur.

kendine öğrenmek için ara çıktıları olan bir proje hazırlayabilirsin. twitter'da otomatik tweet atan ve takipçi kazanan bir algoritma gibi.

mutlu eden şey çıktılara ulaşmak her zaman.
0
duyurukullanıcısı
(20.12.20)
kodlama gayet keyif alinabilecek bir sey. iste de kod yaziyorum, hobi olarak da kod yaziyorum. benim gibi milyonlarca insan var.

daha motivasyonlu calismak icin cok buyuk olmayan gozune kestirdigin ufak tefek projeler hayal et ve onlari yapmaya calis. becerilerinin tam sınırında olsun. bir suru problemle karsilasip cozeceksin, ama en cok ogrenme bu projeleri hayata gecirirken oluyor.
0
robokot
(20.12.20)
* öğrenmek zorundaysan keyif almana gerek yok.

* değilsen keyif almadığın bir şeyi öğrenmene gerek yok.

bu tarz düşünürsen belki süreç daha farklı ilerler.



onun dışında proje/hedef olacak +1. minik olsun büyük olsun fark etmez. bir problem olacak ve onu çözmeye çalışacaksın işte. akışa gireceksin zihinsel.

ha buna gelemiyorsan zaten boş ver komple.
0
AlsterWasser
(20.12.20)
kodlamadan keyif alınabilir. bazen yazarken değil iş çıkınca oluyor teknik tatmin duygusuyla. bazen de yazarken bir şeyleri çözünce ya da en iyi sekilde yaptığını düsününce de oluyor. böyle şeyler sizi heyecanlandırmıyorsa zaten çok çekeceğini sanmıyorum ilginizi.
0
ayin yazari
(20.12.20)
nasıl bir öğrenme yolu izliyorsunuz ve size uygun öğrenme yolu ne?

Örneğin python'ın dokümantasyonu çok güzel bence. Açıp buradan tek tek başlık başlık okuma mı yapıyorsunuz yoksa "kendi mail server'ımızı kodluyoruz" temalı video mu izliyorsunuz?

bence ikisi de keyifli ancak öğrenileni pratiğe çevirmek ya da pratik uygulamalar üzerinden öğrenmek keyifli olabiliyor.

Yani gidip input output nedir nasıl yapılır okumaktansa basit bir şeyler yazmak ortaya bir şeylerin çıkması işe keyif katıyor.

örneğin (bulursam edit'leyeceğim) non comercial bir python sitesi sizi "adınız ne?" sorusuyla karşılıyordu ve cevabı/girdiyi python syntax'ı ile yapıyordunuz. eğlenceli bir öğrenme biçimi bence.
0
sparkle kiddle
(20.12.20)
Learn Python ve SoloLearn uygulamaları var. Bence gayet kullanışlılar. Forum özelliği var, orada kafanıza takılanları da sorabilirsiniz.
0
GoodMorningTeacher
(20.12.20)
(6)

finans-iktisat- para dan anlayan arkadaşlara

deju
merhaba canlar,oturdugum yerden zengin olmanın yollarını ararken bir grafige rastladım. grafik blomberg izleyenlerin az çok tanıdıgı ray dalio abinin yazıp çizdiklerine dayalı imiş. ama grafikte anlamadıgım bir terim var; enflasyon dönemlerinde hacim veya nasıl anlarsanız işte...fakat bir türk ise b
merhaba canlar,

oturdugum yerden zengin olmanın yollarını ararken bir grafige rastladım. grafik blomberg izleyenlerin az çok tanıdıgı ray dalio abinin yazıp çizdiklerine dayalı imiş.

ama grafikte anlamadıgım bir terim var; enflasyon dönemlerinde hacim veya nasıl anlarsanız işte...
fakat bir türk ise bunu "enflasyon döneminde canlılık-durguluk" diye çevirmiş. buradaki canlılık-durgunluk neyi ifade etmekte. mesela biz ülke olarak hangisinin içindeyiz.
teşekkürler.

www.listenmoneymatters.com
temettuhisseleri.com
0
deju
(20.12.20)
bu grafiğe olan yorumum şu şekilde,

biz maalesef veriler doğru açıklanmadığı için nerede olduğumuzu bilmiyoruz. yani grafiğin üretildiği ülkelerde veriler doğru açıklandığı için onlar yatırım yapabiliyorlar.

bizde ise benim tahminim banka CEO'ları hariç verileri alabilen kimse yok.
0
duyurukullanıcısı
(20.12.20)
biz ülke olarak enflasyonlu durgunluk dönemindeyiz.
0
ala09
(20.12.20)
Grafikten bağımsız olarak söylüyorum: hacim dediğimiz şey piyasanın mevcut durumuyla alakalı. Enflasyon bir çok şeye bağlıdır ve bunlardan biri de dolaşımdaki paranın miktarı. Para ne kadar çoksa satın alma işlemi, ticaret vb. artışı olağandır. Aslında ilk başta bu cazip görünebilir ama arz/talep meselesinde, arz görece olarak talebe göre daha yavaşsa fiyatlar yükselir. Çünkü daha fazla kâr etmek isteyen arzcılar fiyatı yükseldirler. “Madem bu kadar talep var, neden daha fazla kazanmayayım ki?” diye düşünerek yaparlar bunu. Yada talebin biraz yavaşlatılması için de müdahale yapılır ki bunu genelde devlet baba yapar. Zam dediğimiz şey enflasyondur. Para bolsa eğer, daha çok dolaşır piyasada. Paranın dolaşım hızı diye bir terim vardır. Piyasada paranın daha çok dolaşması talebi, sonrasında arzı arttırır. Bunların hepsi birbirine bağlıdır.

Durgunluk da tam tersi. Piyasada hareket ister mevcut fiyatlar ister arz nedeniyle azalmış olsun, para dönmüyorsa duruyordur. İster bankada, ister yastık altında, isterse de devlet babanın kasasında..
0
silah taciri
(20.12.20)
Durgunluk'tan kasıt Resesyon. Resesyon dediğimiz kavram ise ülkenin büyüme hızıyla nüfusu orantılı ortaya çıkan durum. Farklı şekillerde de söylenebilir, durgunluk ve yükseliş gibi.

Örnek olarak devlet verilerini baz alırsan 2019'da durgunluk döneminde olmadığımızı fakat durgunluk dönemi eşiğinde olduğumuzu söylebiliriz.

2020 için ne yazık ki küresel bir durgunluktan söz etmek mümkün. Tabi ki her ülkenin ekonomisinin bağlı olduğu dinamikler farklı olduğu için her ülkenin durgunluk derecesi ve bu durgunluk derecesinin hissedilebilirliği farklı.

Benim görüşüme göre "Türkiye" olarak bariz bir şekilde "Enflasyonlu-Resesyon" yani "Stagflasyon" dönemi yaşamaktayız.
0
Jazz
(20.12.20)
canlılık=her tür iktisadi yatırım ve hanehalkı harcaması vb.
durgunluk=bunların harcama yapmaması, azalan krediler vb.

biz yüksek enflasyonlu durgunluk dönemindeyiz: yüksek enflasyon, düşük ekonomik büyüme, yüksek cari açık, kötü siyasal ortam demek, yatırımcı ve hanehalkı nezdinde belirsizlik demek. bu yüzden tüketim, harcama, yatırım yerine kendilerini enflasyona karşı koruyacak araçlara yöneliyorlar: döviz almak, altın almak, başka gelişmekte olan ülkelerin yüksek faizle borçlandığı bonolar almak gibi.
0
her şey
(20.12.20)
Yüksek hacim= canlılık
Düşük hacim= durgunluk
Hacim= herhangi bir alım satım işlemi
0
alfred
(20.12.20)
(30)

"Beni Vur" yorumumu puanlar mısınız?

ananiyimioguz
Çevremden 3-4 kişiye attım olumlu dönüş aldım fakat uzun zamandır bir youtube açma düşüncem var. Hazır karantinadayken girişeyim diyorum. Ama kaybolup gider miyim bilmiyorum, gururum incinebilir :D Buradaki puanlar 7 ve üstü gelirse cesaret alıcam valla. Normalde hep slow söylüyorum böyle. Bu biraz
Çevremden 3-4 kişiye attım olumlu dönüş aldım fakat uzun zamandır bir youtube açma düşüncem var. Hazır karantinadayken girişeyim diyorum. Ama kaybolup gider miyim bilmiyorum, gururum incinebilir :D Buradaki puanlar 7 ve üstü gelirse cesaret alıcam valla. Normalde hep slow söylüyorum böyle. Bu biraz Deniz Tekin versiyonu gibi oldu. Ahmet Kaya gibi değil. Zaten profesyonel işim değil fakat amatör de olsa ortalama üstü bir şey olsun istiyorum.

soundcloud.com
soundcloud.com bonusu Anlatmalıymış Meğer

soundcloud.com daha rahat bir ortamda söyle dediniz; Yiğidim Aslanım

Bu arada dümdüz telefona kaydediyorum, youtube'a atanlar oynuyordur biraz diye düşünüyorum
0
ananiyimioguz
(19.12.20)
arkadaş ortamında alkışlamalık performans ama yutupluk bişey duyamadım.
0
Jux
(19.12.20)
Nasıl desem, sesin sanki bu şarkı için fazla kibar, diksiyon vs çok düzgün:/ Normal konuşma için olması gereken bir şey evet ama şarkıya senin sesin olarak bı hava/yorum katmamis gibi geldi bana. Yani ben açıp da senin yorumunu dinlemem herhalde:/

Cesaretinden dolayı seni tebrik ederim ama sana puanım 5.
Not: Yorumum herhangi bir müzik bilgisine dayanmıyor tamamen dinleyici olarak yazdım.
0
Amaranta ursula
(19.12.20)
Söylerken kendinizi kasmışsınız. Bu ses karşımda sohbet etse bayılırdım ama şarkıya olmamış.
0
ruhen hastayim ben
(19.12.20)
arkadaş ortamından devam et bence.

ortalama üstü dediğin böyle oluyor bana sorarsan.

www.youtube.com
0
killerbee
(19.12.20)
Beğenmedim.
0
battal gemalmaz
(19.12.20)
@Jux, işte ben de ortamın büyüsüyle gaza gelip beklentiye girmeyeyim dedim. Olur ya öyle çevren över ama piyasa için pek bir şey ifade etmez.. Neyse o zaman ilerleyen zamanda kendimde bir gelişme görürsem tekrar fikir alırım ^^
0
🌸ananiyimioguz
(19.12.20)
ses niye içinize kaçmış anlamadım.
0
duyurukullanıcısı
(19.12.20)
Gece yarısı ses kamşulara gitmesin diye gergindim biraz ondan mı acaba :/ bilemedim
0
🌸ananiyimioguz
(19.12.20)
Cok kadmissin + d’leri t olarak soyleme + bu senin sarkin degil.
Baska sarki bak
0
mor oje
(20.12.20)
*kasmissin
0
mor oje
(20.12.20)
Olabilir, belki şarkı seçimiyle alakalıdır.
Bir tane daha yükledim soundcloud.com

Ama yok sanırım ortalamada kalıyor ya üstüne çıkamıyorum şuan. (eli cebinde yürüyen emoji)
0
🌸ananiyimioguz
(20.12.20)
bu sevdadan vazgeç. ikisini de beğenmedim.

ilki 4/10
ikincisi 3.5/10
0
himmet dayi
(20.12.20)
fena değil de ama yukarıda da dendiği gibi çok kasmışsın. biraz sal kendini. 5/10
prodüksiyonla 7ye çekilebilir.
0
nasil olacak bazi seyler
(20.12.20)
Bu tarz şarkılarda biraz daha tok sesler iş görüyor. Belki başka tarzlar da iş görür,bu olmamış.
0
Efe1987
(20.12.20)
bi kere bu şarkı çok ''taksim canlı müzik'' e kayabilen bir şarkı. üstelik gitarı çalan sizseniz yorum çok tekdüzeye iniyor ister istemez. gitarı bir başkası çalarken siz sesinize odaklanın ve yorumu güçlendirmeye çalışın bi isterseniz?

ses renginiz fena değil ama yorum tekdüze. ve tam olarak anlaşılmıyor söyledikleriniz nefes probleminiz olabilir mi kayıt stresi yaptığınız için ve çalma-söyleme mevzusunda her ikisine de odaklandığınız için? bence sadece söyleyerek ses yorumunuzu geliştirmeye çalışın önce.
0
firdaus
(20.12.20)
@firdaus, evet güzel bir yere değindin aslında kendim çaldığım için tam odaklanmayabiliyorum. Çoğu zaman ruhsuz olabiliyor. Ancak yıllardır çaldığım şarkılarda rahat olabiliyorum. Sırf şarkıyı söylemeyi deneyeceğim başkası ile veya önce müziği kaydedip onun üstüne söyleyerek vs.

@Efe1987, sesim tok aslında ama ısrarla bu tonlarda çalıyorum neden bilmiyorum :D
0
🌸ananiyimioguz
(20.12.20)
Öncelikle teşekkürler.

Hocam bişey eksik iki şarkıda da. İlki biraz daha rahat bir ortamda söylenmeni yani mesela o şarkıyı bi bağıra çağıra söylesene onu deneyelim.
0
infernalcadre
(20.12.20)
diyaframını kullanmıyorsun gibi geldi, o yüzden güçsüz ve basık kalıyorsun sanki. şarkı söylerken diyafram kullanımı diye biraz bakınırsan faydasını görürsün.
0
Jux
(20.12.20)
@Jux, diyaframımı kullanabiliyorum tabii ki ama benim içim ölmüş :D O yüzden hep bir bayık kalıyor. bkz: photos.app.goo.gl

Canlandır derseniz onun üstünde dururum bir şan dersi ile.
0
🌸ananiyimioguz
(20.12.20)
merhaba 94 yılı.

hiç olmamış maalesef.
0
sir gawain
(20.12.20)
gayet iyi yahu, delirmiş millet. 7/10
0
tejeve
(20.12.20)
iki şarkıda da nakaratta tempo hafif kaçıyor gibi duyuyorum. enstruman calarak sarkı soylemek cok zor. ayrı ayrı kaydedip birleştirmeyi deneyebilirsin. sesin gitarın yanında kısık kalmış. bence sesinin potansiyeli var, şan çalışmasıyla daha guzel kullanabilirsin
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(20.12.20)
3
0
rentts
(20.12.20)
7/10 diyorum, yardir.
0
cooperr
(20.12.20)
bence sesiniz çok güzel. ama bu şarkılara uyan bi ses değil. o yuzden insanlara kasıntı geliyor. ahmet kaya'nin tok, sert sesine uyan bir parçayı çok kibar biri söyleyince böyle oluyor demek ki. beni vur akdeniz akşamları tadında söylenmez bence:) ama sesiniz baya iyi. daha uygun parçalar denerseniz 8-9/10luk isler çıkabilir. ayrica, yutubda paylasasiniz varsa da paylasin ya begenilmis begenilmemis kime ne? istediginizi soyleyip yukleyin. sonucta album cikarmiyorsunuz. pro olmaniza gerek yok. illa ki hitap ettiginiz birileri olur.
0
hazen
(20.12.20)
Tesekkur ederim de ben ahmet kaya gibi soylemeye calismadim ki deniz tekin gibi soylemeye calistim youtu.be

Bu sekilde dinlememis olan varsa insanlar biraz da ondan bi hüsrana ugramis olabilir
0
🌸ananiyimioguz
(20.12.20)
Son olarak bir tane de gündüz vakti kaydettim @Jux. 2 evetle gönderin de gidicem valla ne stresli işmiş insanların beğenisini almak ya :D
0
🌸ananiyimioguz
(20.12.20)
Yani hevesini kırmak gibi olmasin ama bu performansla iyi cesaret cidden. Cok ruhsuz geldi cok kasmissin kendini. Bence sen cal, soyleme. Olsa olsa 3/10 olur. Fazlasi sova girer.
0
chanandler bong
(20.12.20)
Valla dürüst olayım 5-8 arasi bisey bekliyordum da bu kadar da itin seyine sokulacagimi dusunmemistim shdjfj ne yapalim ya tarz degistircem ya da arkadas ortamindan oteye acilmamak lazim. Yeni hesap da olsan tesekkurler :*
0
🌸ananiyimioguz
(20.12.20)
bu işler pek kolay değil, yani ciddi zaman emek ayırmak gerekiyor, teknik öğrenmek gerekiyor.

madem meraklısın şarkı söyleme teknikleri üzerine çalış.

bir de diyeceksin ulan ne insanlar var bed sesli onlar nasıl yapıyor dersen mesela logic pro x var, bunun en büyük özelliği inanılmaz esnek bi şekilde vokal düzenleyebilmesi.

temel şeyleri öğretip okutuyolar ondan sonra günlerce editliyolar :)
0
killerbee
(21.12.20)
(25)

Sahilde hoparlörle şarkı dinlemek görgüsüzlük müdür?

huçi kuçi
Kendime katlanabilir kamp sandalyelerinden ve bir de şu kablosuz hoparlörlerden aldım. Deniz kıyısında oturup bira, müzik ve dalga sesleri eşliğinde yalnızlığımı çeşnilendirmek istiyorum. Hoparlörün sesini gümbür gümbür açmaya niyetim yok, o esnada sahili benimle birlikte paylaşacağını varsaydığım d
Kendime katlanabilir kamp sandalyelerinden ve bir de şu kablosuz hoparlörlerden aldım. Deniz kıyısında oturup bira, müzik ve dalga sesleri eşliğinde yalnızlığımı çeşnilendirmek istiyorum. Hoparlörün sesini gümbür gümbür açmaya niyetim yok, o esnada sahili benimle birlikte paylaşacağını varsaydığım diğer insanlardan makul bir uzaklığa konuşlanıp yalnızca bulunduğum alanı şenlendirecek kadar ses vereceğim. Sahil dediğim Çanakkale'nin Yeni Kordon'u. Kumsalın bitiminde bankların bulunduğu, insanların gelip geçtiği bir yer (fotoğrafı eklendi). Ben kumsalda oturuyor olacağım. Sizce bu beni, başkalarının sükunet arayışına aldırış etmeyen düşüncesiz bir dallama yapar mı?
0
huçi kuçi
(17.12.20)
teksen niye kulaklık takmıyorsun önce herkesin aklına gelen bu soruyu sorayım.
çünkü ne kadar uzağa kaçıcam insanlardan desen de oraya gelip oturmak isteyen biri sesi duyup sen fark bile etmeden giderse sana sövebilir. bu da seni düşünceli ama farkında olmadan dallama yapar.
0
Jux
(17.12.20)
Hayata Ziraat'ten emekli, bakkala bile kravat takıp giden Nuri Bey gibi bakan biri olarak cevap veriyorum. Evet yapar. Kulaklık neyinize yetmiyor?
0
kobuzchu kiz
(17.12.20)
Konuşma sesinin şiddetini aşmazsanız bence sorun yok. Ben olsam kulaklıkla dinlerdim ama. Rahatsızlık verecek kadar sesi açmazdım zaten ama o ses şiddeti de beni tatmin etmezdi, o yüzden kulaklık tercih ederdim.
0
orient blue
(17.12.20)
Kulaklık yerine hoparlör tercih etme nedenim müziğin yanı sıra dışarının seslerini de duymak istemem, özellikle de dalgaların sesini.
0
🌸huçi kuçi
(17.12.20)
Başkalarınıda eğlencesine davet etmekten çekinmeyen, eğlenceli ve pozitif olma gayesinde biri yapar.
0
docrivers
(17.12.20)
Başkalarına temas eden her şeyiniz rahatsız edebilir. Dinlediğiniz müziğin sesi, konuşma sesiniz, sigara dumanınız, telefon ışığınız, ağız kokunuz, parfüm kokunuz vs.

Kamusal alanda herkese duyurarak müzik dinleyenlerin genellikle kendini ıspatlama alt metniyle hareket ettiğini de düşünüyorum.

Dalga sesler için dış sesi aktaran kulaklıklar tercih edilebilir.
0
pass
(17.12.20)
Günbür gümbür açmayacağını söylemişsin. Rahatsız olan dibine değil biraz daha uzağa geçer oturur. Müzik dinlemek hakkınız. Kulaklıkla dinlemek zorunda değilsiniz.
0
hepbiarayisicinde
(17.12.20)
Konuşma sesini geçmediği sürece açın gitsin, bir ekşi sözlük yazarı gelip de hede hödö derse ağzına bir tane vurup yollayın bilgisayarının başına. Dikkatli vurun, sivilceli yerine gelirse patlar, darp raporu falan alırlar.
0
armagan abanuz
(17.12.20)
ben bunu sık sık yaparım. milletin dibine girmeden, sesi de çok açmadan kendi kendime hoparlorumle dinlerim bir şikayet almadım.
0
delidiyorum
(17.12.20)
ben ve tanıdığım diğer tüm insanlar, ''allahın kekosu'' yorumunu yaptıktan sonra mümkünse uzaklaşma yoluna gidiyoruz.
0
reanarchy
(17.12.20)
dalga sesini duyacak kadar az acacaksan senden mbaska kimse duymaz zaten. ama fazla ses acacaksan ben sana maganda gozuyle bakardim.
0
buenosdias
(17.12.20)
Ben sorun etmezdim öyle dinleyen birine denk gelsem.
0
plutongezegendegilmi
(17.12.20)
dinle ya ne olacak, kesinlikle görgüsüzlük değil bu. hem bluetooth hoparlörler ne amaçla üretildi ki başka, evimizde dinleyelim diye mi? herhalde dışarıda dinleyeceğiz.

ben istanbul'un bilumum sahil ve parklarında, kamplarda vs hep müzik açarım, arkadaşlarım açar, oraya gelen başkaları da açar. bugüne kadar kimse ne bize laf etti, ne de biz birilerinden en ufak rahatsız olduk. zaten biraz uzaklaştığında ses hiç duyulmuyor bile. kendin de deneyebilirsin.

bazen özellikle yaylalarda bangır bangır -bence kalitesiz- müzikler açan dayılar oluyor, arabadan açıyorlar hatta. elbette hoş değil ama senin durumla karşılaştırılamaz bu. ses seviyesi önemli bir kriter.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(17.12.20)
Yakınınıza gelip de sizden daha çok ses çıkaran bir cihazla hiç haz etmeyeceğiniz bir müzik türünü dinleyecek birileri olursa, şikayet etme hakkınızı kendi elinizle en baştan kaybetmiş olursunuz.

Lütfen sahillerde, kamp alanlarında, piknik alanlarında, aracınızda cam açıkken yüksek ses ile müzik dinlemeyin.
0
John Bloor
(17.12.20)
bangır bangır açmayacaksan aç dinle. insanları ses seviyesiyle rahatsız etmeyecekse yalnızca müzik duyduğu için rahatsız olacak varsa da siktirsin başka yerde otursun.
0
baharat
(17.12.20)
gorgusuzluktur. baskalarina kendi muzigini dinletmek -onlar istemedigi surece- dayatmadir. yanlis anlamayin, sorunuza cevap. yoksa bu soruyu dusunup sormanizbile sizin medeni bir insan oldugunuzu gosteriyor.

bluetooth hoparlorler disarida muzik dinlemek icin degildir. kisik da olsa duyuldugu surece baskasina rahatsizlik verir. sirf baskalari yapiyor diye bunun normallesmemesi gerekir. hic kimse yoksa olur, ama yok uzaktayim duyulmaz vs. duyulur. ben duyarim ve sizin bolgeden uzaklasana kadar icimden soverim.

benimle ayni fikirde olan arkadaslarin verdigi cevaplar bana umut verdi. keske bu cevabi verenler bir ulkede; hoparlorden muzik dinlemenin hak oldugunu dusunen, BT hoparlorlerlerin acik alanda muzik yayini yapmak icin oldugunu dusunen ve ustteki kufurbaz sahis gibiler ayri bir ulkede yasasa. oyle bir ulke olsun ki onlara herkes hoparlorden muzik dinliyor olsun, ama herkes.

biz de kendi guzel dunyamizda kulaklik diye bir icadin nimetlerinden faydalanirken bilmeden birilerinin hayatini zindan etmemis olalim.

baska yerde oturcakmisim haspam muzik yayini yapacak calacak diye.


suna bakin ve hayal edin. bir trende, metroda bir vagondaki herkes sessiz ve hepsi bunu bilerek biniyor. kulakliktan dinlenen muzigin bile sesini belli bir seviyede tutman gerekiyor. telefon konusmasi vb yok.

www.amtrak.com

hep bunun hayaliyle yasiyorum. su an maalesef birinin kulakliksiz izledigi instagram story'lerine maruz kalmamak icin ben muzik dinlemek zorundayim. teknoloji ilerledikce mi bozuluyoruz yoksa yeni jenerasyon mu buna sebep oluyor bilmiyorum ama umarim gurultu yapmanin ayip sayildigi gunler yakindir.
.
0
supergirl
(17.12.20)
Ben de rahatsız oluyorum açıkçası, bir süre sonra herkes bt hoparlör getiriyor, sonra diğerlerinin sesini bastırmak için sesi daha cok açıyorlar, leş gibi bi ortam oluyor. Tek kulaklıkla dinlemek en iyisi bence.
0
roket adam
(17.12.20)
hic haz etmem acik havada baskasinin duyacagi sekilde muzik dinleyen insandan. butun keyfim kacar.

dalga sesini dinlesene sadece kardes? muzigi baska zaman dinlersin.
0
yoggi
(17.12.20)
yaptığınızın köpek ulumasından farkı yok. kulaklık tak.
0
duyurukullanıcısı
(17.12.20)
Sahil kenarına oturmuş bir avuç grubun birbiri arasındaki konuşmaları, gülüşmeleri gürültü gelmiyor da, kısık sesle açılmış müzik sesi mi gürültü geliyor?

Bana göre topluma açık alanda, bir sahil kenarında, eğer ki insan grupları varsa, çıkardıkları her ses o ekosistemin bir parçasıdır. Yüksek desibelde olmadıktan sonra benim için hiçbir farkı yok. Kendi alanınızda hafif bir müzik açabilirsiniz ben rahatsız olmazdım. Millet ne kadar huysuzmuş arkadaş. Tahammül eşiği de kalmamış kimsenin.

@kiyiya vuran dildolar +1
0
ananiyimioguz
(17.12.20)
Keko diye dallamalara bakma onlar medeniyet kavramina arka tarafindan bakiyorlar . Tofasci edasiyla sokagi inletmiyorsan eglenmene bak rahatsiz olan gelip 2 metre yanina oturmaz zaten
0
ishak77
(17.12.20)
darılmaca yok ama bana bayağı kıroca geliyor açıkçası. çünkü aklıma direkt arabadan müzik dinleyenler geliyor.

he ama sesini mümkün olduğunca az açarsan belki kabul edilebilir.
0
hlot
(17.12.20)
haspam müzik sesi duymayacakmış
yapmayın etmeyin allah aşkına caddeye çıktığınızda mekanlardaki müzik seslerini de mi kestiriyorsunuz?
ses seviyesi rahatsız edici olmadıkça isteyen istediğini dinler, mekandan mekana da o seviye değişir.
kusura bakmayın da duyduğun her sesten rahatsız olmak medeniyet falan değil
0
baharat
(17.12.20)
ya başkan o hoparlörlerin zaten kulannım amacı evde müzik dinlemek değil. rahatsız olmayacağın ölçüde aç keyfine bak, yurtdışında çok ülkede bulundum kimse kimseye karışmıyor bile herkes istediği ölçüde takılıyor bu gibi konularda türklerde acayip bir kompleks var.

o zaman yan tarafta da 5-6 kişinin konuşup kahkaha atması da beni rahatsız ediyor ne yapayım kalkıp susun diye mi uyarayım. mantığa bak.

çok açmadığın sürece aç gayet keyfine bak abi nolucak.
0
garavel
(17.12.20)
Tolkien üşenmemiş yazmış, ellerine sağlık.

Gençler herkes sizin gibi iyi niyetli değil, kısık sesle dinlemek elbette kimseye zarar vermez. Ama bu kısık ses seviyesini kim belirleyecek?

Biz medeni bir toplum değiliz, herhangi bir şeyin ucunu gevşettikmi sonunu alamıyoruz.

Bakın bu insanlara da gidin sorun, kimseyi rahatsız etmediklerini iddia edecekler eminim.

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
0
John Bloor
(17.12.20)
(13)

6 kişinin online oynayabileceği bir oyun...

la traviata
Merhaba.Min. 20 yıllık 6 yazlık arkadaşıyız.Hepimiz farklı şehirlerdeyiz.Belli zamanlarda online görüntülü konuşma yapıyoruz.İstediğimiz şey şu ki,hepimizde bilgisayar/laptop var.Zamanında iskambilinden riskine kadar bir sürü oyun oynuyorduk çocukken yazlıkta.Haftada bir kez bir oyun başında toplana
Merhaba.
Min. 20 yıllık 6 yazlık arkadaşıyız.
Hepimiz farklı şehirlerdeyiz.
Belli zamanlarda online görüntülü konuşma yapıyoruz.

İstediğimiz şey şu ki,
hepimizde bilgisayar/laptop var.
Zamanında iskambilinden riskine kadar bir sürü oyun oynuyorduk çocukken yazlıkta.

Haftada bir kez bir oyun başında toplanalım, maksat sohbet tabii ki yine.

* Hangi platformda yapalım bunu? Bir oyun satın alıp onun networkunde mi?
* Online platformlar yeterli mi?
* Önereceğiniz bir oyun var mı?
* Atıyorum oyun 5 kişiliktir, 1i izlemek durumunda olacaktır, o da kabul.
* Sesli chati nereden halledeceğiz, oyun içinden mi, whatsapptan falan mı?

(Bilgi: 1 kişinin bilgisayarı mac, 5 kişinin windows. Bu düşünülerek cevaplanabilir ama gerekirse o 1 kişi de emektar pc'sini çıkarıp kurabilir)

Ps4'te sadece oyun oynayan birisi olarak bu tarz pc oyunlarına uzağım.

Teşekkürler.
0
la traviata
(15.12.20)
don't starve oynayın. aynı anda 6 kişi oynayabiliyordu galiba.
0
sir gawain
(15.12.20)
arkadaşlığınız sağlamsa among us :)
0
passion rules the game
(15.12.20)
steam'den counter strike veya half life alırsınız, cayır cayır oynarsınız. sesli chat'i de discord üzerinden halledersiniz. biz öyle yapıyoruz genelde.

maksat sadece sohbet ise haxball bile oynayabilirsiniz sesi yine discorddan halledip. sarıyor.
0
roket adam
(15.12.20)
among us.

hem arkadaşlığınızı da test etmiş olursunuz.
0
duyurukullanıcısı
(15.12.20)
Makineleriniz sağlamsa battlefield V alın oynayın. İnanılmaz keyifli oluyor takım ile oynamak.

Ekleme: İletişim için biz skype kullanıyoruz. Ama discord da çok yaygın oyun.
0
battal gemalmaz
(15.12.20)
@roket adam +1

Biz de 30 yaş civarı adamlar olarak covid sürecinde bir süre counter oynadık. Telefonlardan discord grubu kuruyorduk. Oldukça zevkli oluyordu.
0
the coon
(15.12.20)
discord kullanmaya karar verdik, bu cepte tamamdır.

oyunun pahalı olmaması gerekiyor. oyuna çok konsantre olmamız gerekmiyor.
herkes her şeyi kaldırabilecek yaşta ve bilinçte. eğlenceli tipler.

pintipanda'da şimdi uno ve risk gördüm. onlar da olabilir.
among us da bir alternatif oldu.

fps tarzi oyun çok istemiyoruz.

başka öneri?
0
🌸la traviata
(15.12.20)
Masaüstü oyun seviyorsanız steam'de tabletop simulator var, içinde çeşit çeşit masaüstü oyun var, catan falan oynarsınız.
0
kobuzchu kiz
(15.12.20)
Minecraft önerebilirim. Fazla basit geliyorsa modlu minecraftı daha da öneririm. Mesela Tekkit isimli modda petrol, güneş enerjisi, çeşit çeşit makineler falan var. Roket yapıp aya falan gidebiliyorsun. Zevkli bir oyun, özellikle çok kişi ile oynanırsa daha da zevkli oluyor.
0
uyecik
(15.12.20)
Killing Floor. Her türlü bilgisayarda çalışır. Ucuz. Oyuncu sayısı ayarlanabilir (maksimum 6 idi sanırım) Hamachi ile kendi aranızda oyun kurup oynamak çok kolay. Farklı karakterler seçip yardımlaşmak mümkün (biri medic olup diğerlerine yardımcı olabilir mesela)
0
bruce mclaren
(15.12.20)
gameranger üzeriden age of empires oynanabilir. ya da steam'de risk var bedava, o da bayağı eğlenceli.
0
bohr atom modeli
(15.12.20)
risk'in online versiyonu bir nevi, at war: atwar-game.com

yıllar önce 5-6 arkadaş deli gibi oynardık bunu bir ara. inanılmaz keyifliydi. kavga dövüş eksik olmazdı herkes birbirini sürekli arkadan vurduğu için. nefis oyundur, çok fazla detayı olmadığı için baş da ağrıtmaz.
0
der meister
(15.12.20)
rocket league
standart 3vs3
oyun içi konuşma/yazışma seçenekleri var.
epic games store üzerinde ücretsiz ancak mac desteği bitmiş.
0
late viper
(15.12.20)
(12)

İngilizce: "İdare etmek"

synesthesia
Farklı contextler ama bunu nasıl söyleriz İngilizce'de;1)- Nasıl gidiyor?+ İyidir ya, idare ediyoruz işte.2)- Elindeki kitaplarla idare etmelisin.
Farklı contextler ama bunu nasıl söyleriz İngilizce'de;

1)
- Nasıl gidiyor?
+ İyidir ya, idare ediyoruz işte.

2)

- Elindeki kitaplarla idare etmelisin.
0
synesthesia
(13.12.20)
1-Im just plugging along

2-try to make do
0
bugisme
(13.12.20)
1) Böyle motamot bir çeviri var mı bilmiyorum ama "Not too bad", "meh", "it's OK" gibi terimler kullanılır. Bir de "better than a kick in the balls" gibi hikayeli söylemler var. Hiç yoktan iyidir gibi bir anlamı var.

2) Bunun için de "you have to manage with the books you have" gibi bir şey denebilir. Eğer yetinmelisin gibi bir anlam aranıyorsa "you should be contended with the books you have." daha doğru olur.
0
himmet dayi
(13.12.20)
1. Not too bad, I'm just hanging in there.
0
battal gemalmaz
(13.12.20)
Small talk için not too bad diyince çok small bir talk oluyor. Biraz daha böyle idiom'lu ifadeler arıyorum. Hanging in there olmaz muhtemelen. Vakit geçiriyoruz, takılıyoruz gibi bir anlam çıkıyor.
0
🌸synesthesia
(13.12.20)
1- bizim dilde pek acik degil o idare ediyoruz, yani eksin yok monotonluk var anlaminda soyleyebilir, filler olarak da kullanabilir, sikinti, sorun yok anlaminda da soyleyebilir. O yuzden ingilzceye cevirmek mantikli gelmedi
2- get by
0
neverletyougodown
(13.12.20)
you know up and down, up and down
0
duyurukullanıcısı
(13.12.20)
manage diyorlar sanki. im managing. idare ediyorum. you should manage with those books.
0
aydonno
(14.12.20)
"what's up?" diye sorarlar genelde.

genelde de "not much" denir.
0
elektr10
(14.12.20)
1- I'm doing OK diyorlar genelde
2- Manage kullanıldığını gördüm ama (zorlukla) idare ediyorum şeklinde. Should'lu hiç duymadım
0
eatpraylaw
(14.12.20)
Bir için birebir tek bir çeviri olmadığı belli zaten. Benim yukarıdaki önerilere ek olarak önerim "It could have been worse." olacak. İyiyim diyemem ama ölmüş bitmiş de değilim gibi geliyor bana. Bir de "I've been better." var ama o idare etmekten çok kötüyüm ama şimdi kafanı onunla şişirmeyeyim anlamı veriyor benim kafamda.

İki için bugisme ve neverletyougodown +1 diyorum.
0
love my way
(14.12.20)
1) so far so good (alternatif olarak samimiyet varsa olabilir. aynı anlama gelmeyebilir.)
2) get by on/upon
0
emininsel
(14.12.20)
1. I had better days olabilir -Karşıdaki ne oldu hayırdır vs deyip devam etsin diye-
2. Make out kullanılabilir phrasal verb olarak veya idiom lazımsa “...books should fill the bill for now”denebilir
0
sevenay
(15.12.20)
(9)

hala ve covid

duyurukullanıcısı
halamın eşi covid oldu 3 hafta önce geçen hafta iyileşmiş.iyileşmeden 1 hafta sonra halam kek börek yaptım diye babaannemlere geliyor 90 yaşında babaannem.gelir gelmez bizi görüntülü arıyor vs.bizde bir fırtına koptu haliyle.abarttık mı yoksa haklı mıyız? biz dışardan eve geldiğimizde duşa falan gir
halamın eşi covid oldu 3 hafta önce geçen hafta iyileşmiş.
iyileşmeden 1 hafta sonra halam kek börek yaptım diye babaannemlere geliyor 90 yaşında babaannem.
gelir gelmez bizi görüntülü arıyor vs.

bizde bir fırtına koptu haliyle.

abarttık mı yoksa haklı mıyız? biz dışardan eve geldiğimizde duşa falan girerken halam montuyla falan evden yayın yapıyor.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
Abarttınız. Şu an halan antikor kaynıyor çünkü tedavi oldu iyileşti ve doktorlar ona iyisin dediler. Aşı olmasına bile gerek yok şu anda. Aşırı abartmışsınız.
0
1bir1bir1
(11.12.20)
ya şimdi biri covid olup iyileşti ise hiç covid olmayan birine covid geçirme ihtimali yok mu?

ben virüsü taşıyor ama kendi bünyesinde ağır semptomlar göstermiyor diye yorumluyordum.
0
🌸duyurukullanıcısı
(11.12.20)
haklısınız.
umarım bişey olmaz :/

insanlar nasıl böyle ben de anlamıyorum.
sabır ve sakinlikle anlatmaya çalışın.
0
jimjim
(11.12.20)
sağlık bakanlığı belirtiler geçtikten sonra yaymadığına inanıyor, ama gerçekte öyle mi bilinmiyor sanırım.

Ben hasta olan kişi olsaydım yine bir süre görüşmezdim, özellikle riskli insanlarla.
0
nhk ni youkosu
(11.12.20)
90 yaş işi sıkıntı ama covid geçiren adamı yakalım mı ne yapalım yani. Ben pozitif çıkmadan 10 saat önce maskesiz yemek yedim 6 kişiyle hiç birine bişey olmadı. Bence asıl bulaşıcılık kısmı belirti daha olmadan hemen önceki dönem o dönemde bulaşana bulaşıyor zaten. Yani biri covid oldu diye sürekli taşıyıcı olarak kalmaz
0
top_secret
(11.12.20)
Hastalığı atlattım. Sınırın 10 kat üzerinde uzun dönemli koruyucu antikor çıktı. Halanız da aynı durumdadır bence de abartmışsınızdır.
0
sting
(11.12.20)
“ ben virüsü taşıyor ama kendi bünyesinde ağır semptomlar göstermiyor diye yorumluyordum”
Hocam bu dediğiniz mümkün olsaydı ülke nüfusunun yarısı covid olurdu. Endişe etmeyin, covid geçirmiş iyileşmiş biri üç ay süre boyunca en risksiz olanı
Edit: covid geçiren birisi elbette tekrar geçirebiliyor, onu demiyoruz. Bahsettiğim şey antikor üretme süresi. Kim diyor ki zaten covid geçiren bir daha yakalanmaz diye
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.12.20)
covid olan birisi tekrar olabiliyor
ilkinde hafif geçirip ikinci de ölen bile var

halan antikor kaynıyor diyen
aşıyla çip takıyorlar diyenle
laptop kamerasına bant yapıştıranla
dünyayı 3 aile yönetiyor diyenle aynı.
0
summatinyourteeth
(11.12.20)
@summatinyourteeth +1

laptop bantlama meselesi haric :) guzel bir guvenlik yontemidir digerleriyle es tutmayalim bence.
0
pardonazbirbaksanız
(11.12.20)
(2)

Starship SN8

boray eris
Alevleri eski roketlerden farklıydı. Neden?
Alevleri eski roketlerden farklıydı. Neden?
0
boray eris
(11.12.20)
iniş sırasında kameradan görünen alevi kastediyorsan o normal hali değilmiş zaten. yakıt oksijen karışımında oksijen artınca sıcaklıklar değişiyor, egsozdaki bakır oksitlenip erimeye başlıyor, o yüzden de yeşil renk ortaya çıkmış.

www.reddit.com
0
sttc
(11.12.20)
benim bildiğim farklı bir yakıt denendi tam araştırmadım
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
(9)

Yüksek lisans

dissendium
Mühendis arkadaşlara bir sorum var. Yüksek lisans daha iyi yerlerde iş bulmanızı sağladı mı? Aklıma yüksek lisans yapma düşüncesi geliyor bazen. Sonra kim uğraşacak o kadar şeyle deyip vazgeçiyorum. Yüksek lisans bana biraz boş geliyor. Yazdığı yüksek lisans tezinin gerçekten kaliteli olduğunu, ilgi
Mühendis arkadaşlara bir sorum var. Yüksek lisans daha iyi yerlerde iş bulmanızı sağladı mı? Aklıma yüksek lisans yapma düşüncesi geliyor bazen. Sonra kim uğraşacak o kadar şeyle deyip vazgeçiyorum. Yüksek lisans bana biraz boş geliyor. Yazdığı yüksek lisans tezinin gerçekten kaliteli olduğunu, ilgili alana önemli bir şey kattığını düşünen var mı? Mühendislik dışı olanlar bölüm belirtirse sevinirim. Teşekkür ederim.
0
dissendium
(11.12.20)
benim zamanımda işe alımlarda yüksek lisans farkı ödeniyordu. atıyorum maaş 1000 ise yüksek lisansı varsa 1100 verilirdi. ama zaten yüksek lisansın lisanslı ile ilgili ise sana ayrı bir kapı açmıyor bence.
0
sttc
(11.12.20)
oldu, çünkü doktora ve akademi geldi arkasından :D

yüksek lisans teziyle öyle alana büyük katkı beklenmez, nasıl araştırma yapılır, nasıl sonuca ulaşılır, bakın bu eleman analiz yapabiliyor minvalinde bir şeydir genelde...

haa bölüm sosyal bilim benim. mühendislerde pratikte daha fazla işe yarıyor olabilir.
0
passion rules the game
(11.12.20)
Aselsan ilanlarında doktora tercih sebebidir diyor artık yüksek lisans yetmiyor bile spesifik alanlara. Çok iyi bir okul ve ortalama yoksa lisans sonrası bu savunma sanayi şirketlerine girmek zor. Yüksek lisans şart gibi bir şey.
Tamamen sizin kariyer yolunuzda nasıl ilerlemek istediğinize bağlı. Şirkete, işe, sektöre göre değişecek bir cevap.
0
bahoho
(11.12.20)
bahoho +1

Ancak bu şekilde düşünüyorsanız, bence bulaşmayın. Direk işe başlayıp tecrübe kasmak daha önemli olabiliyor.
Diğer seçenek çalışırken, çalıştığınız iş ile ilgili yapmak, bazı firmalar şu konuyu çalış bize lazım gibi gibi söyleyebiliyor. Ama sizin hevesiniz yok gibi anlıyorum o yüzden bulaşmayın dedim.
0
fezagezgini
(11.12.20)
master elbette sana bir network katar ama her masterlı lisanslıdan daha iyi iş bulur diye bir dünya yok. kaldı ki lisanstan başlayanlar deneyim sayesinde daha önde oluyor genelde.

masterın sana ne katacağı ile alakalı.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
Oncelikle Elektronik Muhendisi (Alt alan mikroelektronik)

Lisanstan mezun oldugumda (2006) sektorde cilgin maaslar donuyor ve az sayida mezun havada kapiliyordu, bunlarin buyuk kismi bikac sene icinde yurt ici ve disinda iyi pozisyonlara geldiler.

Master bittiginde (2009) 2008 krizi ortami cok kotu vurmustu. Piyasanin altinda maasla zar zor is bulabildim. Sektorde yillar icerisinde 2008 oncesi ve sonrasi baslayanlar arasindaki maas farklarindan kavga dovus cikan sirketler oldu.

Bu benim deneyimim idi, simdi genele geceyim. (Muhendislik genel)

Her ne kadar sirketler yuksek lisansi is deneyiminden saydiklarini soyleseler de cogu zihinsel olarak ve pratikte bunu cok yapmiyor. O yuzden lisans sonrasi is hayatina atlamak bana daha pratik geliyor.
0
cleric
(11.12.20)
türkiye'de lisans diye bir şey olmadığı için yüksek lisansın da bir önemi yok bu konuda haklısınız (belli ünilerin belli bölümlerini hariç tutuyorum). ancak işe alımı yapanlar ne bilsinler neye göre seçeceklerini? biraz daha fazla çabalamış olanı işe alalım diyorlar çünkü lisansta hiçbir şey öğrenilmediği için yüksek lisans da belki üç beş katmıştır bir alanda çalışmanın bir projeyi sahiplenmenin önemini anlamıştır diye varsayıp iş ilanlarında yüksek lisanslılara öncelik veriyor özellikle kurumsal firmalar. bu yüzden imkanlar dahilindeyse yapın derim.

not: ikcı değilim. yukarda yazdıklarım tamamen bana ait varsayımlardır.
0
ala09
(11.12.20)
ben türkiye'de olsaydım yapmazdım, yurtdışında yapıyorum ki o ülkede en azıdnan bir diplomam olsun iş ararken diye. artı bu dilde mesleki terimlere aşinalık kazanmak da güzel bir artısı yüksek lisansın.
0
bohr atom modeli
(11.12.20)
Yurtdisinda insaat muh. yuksek lisansi yaptim. Tez arastirmam yalan dolan degildi, tier 1 journal paperim var.

10 sene once ilk isimi ararken sirf yuksek yaptigim icin beni ise almayacaklarini soyleyenler oldu. Maas olarak ise hicbir avantajini gormedim, tersine is ararken zorlanmama sebep oldu. cevremdeki muhendislerin ezici cogunlugunun masteri falan yok.
gordugum tek avantaji kartvizitte guzel duruyor.

simdiki aklim olsa yuksek falan yapmam, bosuna amelelik. okuldan sonra direk calismaya baslarim, 5 sene sonra falan ustune bir MBA cakarim eger cok istekliysem ki bence o bile sart degil. SImdiye kadar 2-3 farkli firmada calsitim, hepsinin CEO'lari duz muhendisti.
0
cooperr
(11.12.20)
(8)

Yurtdışında bir kuruma mail atarken "hi, hello" ile mi başlayayım yoksa...

avatar is back
hi, hello, hi there gibi giriş mi yapayım yoksa klasik resmi giriş olan "To whom it may concern" mi yazayım? not : birazdan atacağım mail resmi değil, daha önce yapılmış bitmiş bir durum hakkında bilgi almak için yazdığım bir mail.
hi, hello, hi there gibi giriş mi yapayım yoksa klasik resmi giriş olan "To whom it may concern" mi yazayım?

not : birazdan atacağım mail resmi değil, daha önce yapılmış bitmiş bir durum hakkında bilgi almak için yazdığım bir mail.
0
avatar is back
(11.12.20)
atacağınız kişi belliyse Dear Mr/Mrs XXX

belli değilse ve resmiyet önemsizse Hello diye başlayabilirsiniz. ufak tefek iş maili atarken hello deyip geçilir genelde.

belli değil ve resmiyse to whom it may concern ya da dear sir or madam denebilir.

bana sorarsaniz size hello uyar. :D

edit: edit.
0
bohr atom modeli
(11.12.20)
dear la başla garanti olsun
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
dear+1
0
PoscheN
(11.12.20)
teşekkürler, hello deyip yolladım. kurumun bir departmanıydı kişi falan bilmiyordum yoksa dediğiniz gibi direkt dear x derdim.

not : "dear x kurumu" gibi bir kalıp varsa da bilmiyordum :D
0
🌸avatar is back
(11.12.20)
Dear ile başlanır. Kadınlara mutlaka Ms. diyin. Mrs evli olanlara söyleniyor ve evli olup olmadığını bilmediğiniz için Ms. diye hitap etmek daha kibar.
0
elektr10
(11.12.20)
Dear Representative
0
reavelyn
(11.12.20)
Dear Sir or Madam yaz.
0
baldur2
(11.12.20)
Eğer Good morning, good evening demediysem hello diyorum
0
mirafiori
(11.12.20)
(4)

Yeni işte başarısız olmak ve baskı

balllooon
Yeni girdiğiniz bir işyerinde aşırı derecede çalışmanıza rağmen beklentiyi karşılayamamak ve bundan dolayı üzerinize gelinmesi durumunda ne hissedersiniz? Ne yaparsınız? Psikolojik olarak ne kadar etkilenirsiniz?
Yeni girdiğiniz bir işyerinde aşırı derecede çalışmanıza rağmen beklentiyi karşılayamamak ve bundan dolayı üzerinize gelinmesi durumunda ne hissedersiniz? Ne yaparsınız? Psikolojik olarak ne kadar etkilenirsiniz?
0
balllooon
(11.12.20)
Kim geliyor uzerine ona gore degisir herhalde.
0
robokot
(11.12.20)
aşırı şekilde çalışmana gerek yok sorun orada zaten.

türk tipi yönetici senin normalin azın veya çokun arasındaki farkı anlayabilecek durumda değil.

sen %90 performansla çalışsan bile adam sana bu kesin %15 falandır ne iş yaparsa beğenmiyeyim daha çok çalışsın mırın kırın ederse işten atarım diye tehtid ederim falan diye düşünür.

görevini yap yeter.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
Etkilenirdim. Çözüm bakarsak :

Geri bildirim isteyin yöneticinizden. Şirket içi müşterilerinizle yakın temasta olun. Onları dinleyin, dünyalarını önceliklerini anlayın.
0
EasyTiger
(11.12.20)
Beklentiler gerçekçi mi? Gerçekçiyse sorun sizde, değilse onlarda.

Sorun sizdeyse ve beklentileri karşılayabileceğinize inanmıyorsanız hem kendinizin hem karşınızdakinin vaktinden çalmamanız hayrınıza olabilir.

Aşırı beklenti varsa karşı tarafla konuşun. Olmuyorsa da zorlamayın.

Derdim normalde ama şu zamanlarda da insanlara "başka işe bak" demek de komik oluyor.
0
kalifiye balta sapi
(12.12.20)
(17)

Asgari ücret ne olur?

havadakarada
Net ücret tahminlerini alabilir miyim
Net ücret tahminlerini alabilir miyim
0
havadakarada
(11.12.20)
2.700 küsür civarı bence.
0
scudman1
(11.12.20)
2900
0
valarmurgulis
(11.12.20)
ben de 2.700 civarı olur diyorum
0
balllooon
(11.12.20)
2680
0
NightBringer
(11.12.20)
bu krizde firmalar asgari ücret artışının altından kalkamazlar.

asgari ücret artarsa 3 kişinin işini 1 kişiye verirler 2 kişi daha işsiz olur.

o sebeple artmaz.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
2700'ün üstü işsizliği patlatır. 2580 gibi bir rakam bekliyorum. psikolojik sınırın da altında olur işverenler için.
0
avatar is back
(11.12.20)
2021'de erken seçim planlanıyorsa yüksek aksi durumda düşük.
0
nuisance
(11.12.20)
Olmasi gereken max 2500 yapacaklarini korkarak dusundugum 2700
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.12.20)
2900tl net.
0
nickini degistiren yazar
(11.12.20)
geçen seneki tahminim tutmuştu, 2650 civarı olur diye düşünüyorum.
0
candide
(11.12.20)
Net 2500'den fazla olmaz bence.
0
battal gemalmaz
(11.12.20)
2.700
0
iwasbornonamountainside
(11.12.20)
2.450 filan bence
0
sweetoffice
(11.12.20)
agi dahil 2500 diyorum
0
naksidil
(11.12.20)
2526 TL
0
Ven
(11.12.20)
Son 2 senede 400 ve 325 olarak zamlandı, değeri düşen TL’ye istinaden 2700-2800 arası olur diyorum. 2700’den aşağı olmaz bence.
0
drystedb efficacious
(11.12.20)
2750 net
0
cooperr
(11.12.20)
(2)

Instagram kişi önerileri

sparkle kiddle
merhaba,bugün x kişisi ile telefonda konuştum. ardından Instagram'da girdim.kişi önerilerinde kendisi vardı. Instagram'da adım soyadım yok, öylesine bir hesap.ayarlardan baktım rehber senkronizasyonu kapalı. başka ayar göremedim. neden böyle oldu?
merhaba,

bugün x kişisi ile telefonda konuştum. ardından Instagram'da girdim.
kişi önerilerinde kendisi vardı. Instagram'da adım soyadım yok, öylesine bir hesap.
ayarlardan baktım rehber senkronizasyonu kapalı. başka ayar göremedim. neden böyle oldu?
0
sparkle kiddle
(11.12.20)
whatsapp = instagram = facebook

bunlardan birinde veri varsa veya telefon araması vb. şeylere ulaşabiliyorsa diğerlerinin de haberi olabilir. Sözleşmelerini tam okumadım ama geçişken bir yapı kurmaya çalışıyorlar zaten.
0
nhk ni youkosu
(11.12.20)
iş ile ilgili bir kere konuştuğum insanları öneriyor instagram.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
(7)

siberalem vs tinder

baldur2
sormak istedigim su: tinder kullanan cop insandir tinder'dan sevgili bulunmaz, tinder'da takilanlar bes para etmez caresiz ruh hastalari olarak nitelendiriliyor yaygin bir sekilde.ben bunu hic siberalem kullananlar icin duymadim zamaninda, neredeyse 20 sene once. neden? 20 senede neredeyse her sey i
sormak istedigim su: tinder kullanan cop insandir tinder'dan sevgili bulunmaz, tinder'da takilanlar bes para etmez caresiz ruh hastalari olarak nitelendiriliyor yaygin bir sekilde.

ben bunu hic siberalem kullananlar icin duymadim zamaninda, neredeyse 20 sene once. neden? 20 senede neredeyse her sey internetten olmaya baslamisken, siberalem kullananlar da ayni anda 3-5 kisiyle konusurken onlar niye bos, cop insan olarak nitelendirilmedi?

kacirdigim ne var? lutfen aydinlatir misiniz?

tinder'in amaci seks, siberalem'in amaci ciddi iliski cevabiyla gelmeyin ama.
0
baldur2
(11.12.20)
Kim nitelendirmedi? Siberalem’de takılanlara hiç iyi gözle bakıldığını hatırlamıyorum ben.
0
ekaterina
(11.12.20)
siberalem kullanan cop insandir siberalem'den sevgili bulunmaz, siberalem'de takilanlar bes para etmez caresiz ruh hastalari

dk 2001
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
Kim diyor ki? Ortalamaya bakarsak Tinder'ın ortalama olarak çok daha kültürlü insanlara sahip olduğuna eminim.

Ki Tinder tabu bile değil bence, sevgili de buldum arkadaş da buldum; varolan arkadaşlarımı da buldum kimse kimseyi yargılamadı.
0
aguen
(11.12.20)
Sanırım zamanla alakalı, siberalemin kullanıldığı zamanlar internete ve bilgisayara erişim bu kadar da kolay ve ucuz değildi.

Hatta siberalem zamanlarında sadece pc ile erişim sağlıyorduk, cep telefonları teker takozuydu.

Yani internete ve bilgisayara ulaşabilen kesim görece daha kaliteli, daha görmüş geçirmiş, daha bilinçli kesim olabilir o zamana göre.
0
John Bloor
(11.12.20)
yaşım çıkacak ama siberalem'i kullanmışlığım var.
karşılaştığım erkeklerin düzgünlüğü karşısında ne olduğumu şaşırmıştım.
çok kısa bir dönem, 2-3 ay kullanmıştım ve 2-3 kişiyle tanışmıştım.
hepsi de gerçekten çok düzgün insanlardı.
evet hiçbiriyle evlenmedim ama insan uzun ya da kısa süreli, ne yaşarsa yaşasın karşısındakinin düzgünlüğü önemli bence.
tinder hiç kullanmadım, o yüzden karşılaştıramam
ama siberalem'de kimse ilişki aramıyor bence.
neredeyse bütün kadınlar escort ve bütün erkekler escort olmayan kadınları da escort sanıyorlar.
olmayan da var tabii ama çok azdır herhalde.
tinder da muhtemelen aynıdır.
bu platformlara özel bir şey değil.
kadın ve erkeğin "buluşması" için özel olarak düzenlenmiş olan her ortamda bunların olması kaçınılmaz.

şu duyuruda benzer bir şey konuşuluyor:
eksiduyu.ru
oradaki cevabım bu duyuru için de geçerli.

zaman açısından düşünecek olursak, belki 70-80 kuşağının 90 ve 2000'lere göre daha az yırtık ve daha insan ilişkisi bilir olmasıyla ilgili bir yakıştırma söz konusu olabilir.
amaç zaten her zaman öyle ya da böyle seks ama şimdiki üslup biraz fazla laubali.
öbür türlü en azından bir selamlaşmak, hal hatır sormak icap ediyordu.
dolayısıyla o şekilde boş insan gibi değerlendirilmemiş olabilirler.
0
blatta hiberna
(11.12.20)
Twitter tarzı linç ortamları yaygın değildi o zamanlar.
0
arnold schwarzeneger
(11.12.20)
siberalem döneminde internetin kullanım amacı büyük oranda iletişim kurmak amaçlıydı. mirc,isq, siberalem,yonja, arkadas.com ve daha nice ortam sadece bu amaca hizmet ederdi. internet demek chat demekti o zamanlar. İnsanlar sabahlara kadar cafelerde sıra beklerdi. Çoğu insan bu ön kabulle kullandığı için de kimse yadırgamazdı bu ortamları.

20 yıl önce en cesur istekler cam var mı? foto var mı? seviyelerinde gezerdi. Send me nude, ons,fb, arkadaşlığın az üstü, sevgililiğin biraz kenarı gibi kavramalarla birlikte işler değişti. Tinder peşrevsiz seks vaadi ile girdi piyasaya. Önce sağa atıyorsun oradan da yatak odasına geçiyorsuna kadar geldi olay. Peşrevsiz seks fikrine adapte olan olmayan herkes uygulamayı kullanıyor.

Sonuç olarak kim ne amaçla kullanırsa kullansın isterse zikir zinciri yapılsın uygulamada, tinder "quickie" etiketini almış üstüne. Tinder ben brazzerstaki kel adamım diyor. Siberalem ise iffeteki cemil.
0
istege bagli sigortasiz
(11.12.20)
(4)

Biontech aşısı Türkiye'ye ne zaman gelecek?

fobfilm
Bunun bilgisi var mı?
Bunun bilgisi var mı?
0
fobfilm
(10.12.20)
Ben gelmeyecek saniyordum ama son 1-2 gun gelismeler olmus. www.evrensel.net
0
neverletyougodown
(10.12.20)
yoo gelecek ve eczanelerde satışa sunulacak sağlık bakanı açıkladı.
0
guitarissimo
(10.12.20)
acele etmemekte fayda var, her geçen gün aşı yaptıran insanlarda değişik sorunlar çıkabiliyor, hangisi hatırlamıyorum bir tanesi yüzde 12 oranında yüz felci yapıyordu mesela.

tedbiri elden bırakmadan bekleyebildiğimiz kadar beklememiz lazım bana sorarsanız. ha tabi çin aşısı gelse şu gün annem aşı olur mesela risk grubunda olduğu için.
0
killerbee
(11.12.20)
biontech aşısı gelse bile normal insana ulaşamaz. ulaşsa bile fiyatı uçuk bir şey olur.
0
duyurukullanıcısı
(11.12.20)
(11)

Muhasebecilerle çalışmak istemiyorum.

Mistyimage
Önceki muhasebecim aynı hatayı 2 kere yaptı maddi zarara uğradım sinirlendim defterleri aldım. Son muhasebecimin de maşallahı var. Vergi dairesindeki işleri hep ben hallediyorum. Beyefendi sadece online işlemleri yapıp parasını alıyor. Üstüne seneye defter parası için 350 TL. istedi ben de reddettim
Önceki muhasebecim aynı hatayı 2 kere yaptı maddi zarara uğradım sinirlendim defterleri aldım. Son muhasebecimin de maşallahı var. Vergi dairesindeki işleri hep ben hallediyorum. Beyefendi sadece online işlemleri yapıp parasını alıyor. Üstüne seneye defter parası için 350 TL. istedi ben de reddettim defterleri istedim. Olmayan defterin parasını istemek artık yüzsüzlük. Benim ayda kestiğim 2 makbuz oluyor ve gider gösterdiğim max. 3 fiş/fatura oluyor. Bu işleri muhasebeciyle muhatap olmadan halletmek istiyorum. Var mı eğitici bir internet sitesi ya da kitap?
0
Mistyimage
(10.12.20)
duyurukullanıcısı
(10.12.20)
yöntem önermeyeceğim, ama yüzsüzlük dediğiniz için bir soru sorma ihtiyacı hissettim. zira yıllardır" defter parası" adı altında istenen para, defterler elektroniğe geçtikçe adı aynı kalmasına rağmen içeriği çok değişmiyor.

sormak istiyorum. yanınızda çalışan personel varsa, personeli iş için bir yere gönderdiğiniz zaman yol parasını veriyor musunuz? personeliniz yoksa bile, olduğunu düşünerek cevap verin.

ya da ofisinizde, dükkanınızda çalışan personelin kullandığı kağıdı, kalemi falan cebinden ödemesini, evinden getirmesini mi bekliyorsunuz? "maaş veriyorum ya işte, onun içinden harca" mı diyorsunuz?

evet defter elektronik oldu, kağıt ve noter masrafı bitti. peki o vergi dairesine gitmesini beklediğiniz muhasebeci, sizin için vergi dairesine giderken yol parasını cebinden mi verecek? ya da evraklarınızı almak için işyerinize gelirken masrafı cepten mi yapacak? sizin elektronik oldu diye çıktısını alıp vermediğiniz faturaların çıktısını kendi cebinden aldığı tonerle, cebinden aldığı kağıda mı yapacak? evet adı hala defter tasdik ücreti ve defter tasdiki diye bir şey yok. diğer masraflar?

ben 30 kilometre ötedeki mükellefime ayda iki sefer şahsi arabamla giderken yaktığım benzini cebimden mi vereceğim? ya da ofisine yazıcı bile almayan mükellefimin elektronik olduğu için "sen sistemden alırsın zaten hehe" diyip çıktısını da almadığı 90 sayfa faturasının kağıdını tonerini her ay cebimden mi karşılayacağım?

adam bütün gün sürecek montaj işi için ustanın altına benzini koyulmuş arabayı veriyor, cebine de öğlen yemeğini yesin diye yemek parasını koyup gönderiyor.

aynı adamın vergi dairesinde, sgk'da, ticaret odasında bütün gün sürecek işi için ben kendi arabamla gidiyorum, hatta iş olmazsa dönüp ertesi gün tekrar gidiyorum, acıkınca kendi cebimden yiyorum. niye? ben de bu işleri mükellefim için yapmıyor muyum?

ha siz bunların hepsini karşıladığınız halde sizden para istiyorsa gerçekten yüzsüzmüş.

"benim dükkanım 30 kilometre değil" veya "benim 90 sayfa faturam yok" diyeceğinizi tahmin ediyorum. zahmet etmeyin. anlatmak istediğimi anlamış olduğunuzu sanıyorum.

defter beyan sistemi zaten mükellefin kendi kendine kullanabilmesi için icat edildi. vergi dairenize başvurup şahsi şifre alarak sistemi kullanabilirsiniz. "defter beyan sistemi" etiketiyle arayın. yine de uyarayım, web üzerinden kullanımı kolay değildir. bu yüzden birçok muhasebeci, yumurtadan çıkan bu saçma sistemi verimli kullanabilmek için yazılımlarına ciddi miktarda yatırım yapıp para öderler, onu da ekleyeyim.
0
kibritsuyu
(10.12.20)
Muhasebeciyle yaptığu iş için aylık bir bedelle anlaştım. Ben de müşteriye yaptığım işle ilgili aylık anlaştıktan sonra extra toner parası vs. maliyet çıkarmam. Ayrıca 5 senelik geçmişinde benim için bir kez vergi dairesine gitmedi. Senede en az 2 kere ben gidiyorum işlemler için. Ayrıca aylık makbuz sayımı söyledim. Senede bana harcıyacağı para 1 top kağıdın yarısı 8 TL.dir. Evrakları da her ay cebimden kargo ile yolluyorum. Hem bunları yapmayıp hem de aylık ücretinden başka extra ücret istemek kusura bakmayın yüzsüzlüktür.
0
🌸Mistyimage
(10.12.20)
oncelikle muhasebe ile yaptiginiz sozlesmeye bakmak lazim. evraklar nasil teslim edilecek, hangi isler icin para alinacak bunlarin hepsi orada yazar zaten. yapilacak islere gore de aylik bir ucret cikarilir

not: memnun degilseniz de sozlesme bitiminde degistirebilirsiniz ya da sozlesme devam ederken bak sunlari sunlari yapmiyorsun diye konusulabilir

not2: hic bilmediginiz bir seyi kendiniz yapmak isterseniz de acin once bir idari para cezalari ne kadar ona bakin, calismayan sistemleri gorun ve sonra donup muhasebecinize tesekkur edin :)
0
sweetoffice
(10.12.20)
Muhasebecilerin yararını zararını tartışmıyoruz sonuçta. Ben işletme okudum. Okurken babamın küçük işletmesinin defterlerini ben tuttum, muhasebeciye para vermedik. Sizin de gayet yapabileceğinizi düşünüyorum. Muhasebeci de kendi bakış açısından haklı. Çünkü altına imza atacak, ya da bir şekilde cezaya maruz kalsa sorumluluk alacak. Masrafından bağımsız olarak parayı isteyebilir. Sizin durumunuzda bana da en makulu kendi hesabınızı tutmanız gibi geliyor.
0
SiyamkedisiZorro
(10.12.20)
işte onu soruyorum ben de. personelinize de "3000 lira maaşla anlaştık" diyip, gönderdiğiniz yere giderken harcayacağı yol parasını, işyerinde sizin için kullanacağı kırtasiyeyi de verdiği maaştan karşılamasını mı bekliyorsunuz?

muhasebeci anlaştığınız ücreti defterinizi tutup beyannamelerinizi verirken harcadığı emek, bilgi birikimi ve aldığı sorumluluk için alıyor. 16 sayfalık muhasebe ücret tarifesi var ve bu tarifenin içinde malzeme için para almak yok.

yani "muhasebeciyle bir paraya anlaştım, o parayla şirketimin bütün işlerini malzemesi dahil yapacak" diye bir dünya yok.

vergi dairesine gitmesinin gerektiren şey mesela bir adres değişikliği ise ayrıca onun işlemleri için 350 lira vereceksiniz mesela. ya da limited şirket sermayesi mi arttıracaksınız? kendi makbuzlu noter, harç vs. masraflarınız dışında muhasebeciye 900 lira rapor ücreti ve 1400 lira hizmet ücreti olmak üzere 2300 lira vereceksiniz. öyle aylık ücrete anlaştım, her işimi bu paraya yapsın değil. her işin ücreti ayrı, malzemesi daha da ayrı.

arabanızı bakıma götürüyorsunuz, bakım ücreti 250 lira. ama yağ değişiyor +300, filtre değişiyor +100, buji değişiyor +200, balata değişiyor +300 1000 liralık olup çıkıyorsunuz. "hani bakım ücreti 250 liraydı" demiyorsunuz. bakım dşında tamirat falan isterseniz onu da ekliyorlar. o hesap işte.

bence de kendiniz yapmanız en doğrusu. bütün bu paralar cebinizde kalır.
0
kibritsuyu
(10.12.20)
Bu kafada olan birisi defterlerini kesinlikle kendi tutmalı. Gelecek ceza duyurularınızı merakla takip ediyor olacağım. Şimdiden kolaylar gelsin :))
0
sytemofadownmanyagi
(10.12.20)
ben de sık sık bu mevzulardan muhasebecimi değiştiriyorum.defter tasdik parası isteyen ile de çalışmıyorum hiç.sebebini sorduğumda bana kağıt,toner vs sayıyor.e ben her ay zaten 200 tl veriyorum.

kendim de avukatım kimseden ayrıca kağıt,toner için para istemiyorum.dava masrafını alıp çekiliyorum.vergi dairesine gidiyorsa ben de adliyeye gidiyorum.o zaman ben de her duruşma için adliyeye giderken benzin parasını isteyeyim?yasal değil vermeyin,mutlaka zaten istemeyeni de bulursunuz.
0
drako
(10.12.20)
avukata, sahis isletmesine 200'e bakanlar oldugu surece, her ozel isi dahil her isine ucretsiz kosturanlar oldugu surece isiniz zor @kibritsuyu; adam 200'e muhasebe ucreti veriyor bir de ustune para vermem diyor :) acaba o avukat arkadas kac lira aliyor en ufak bir isi icin :)

kendiniz tutun bence de, cezalar gelince iyi bir muhasebe icin 200 degil cok daha fazlasini isteyerek ve severek o zaman verirsiniz!
0
sweetoffice
(10.12.20)
Ahahaha 200 liraya aylık muhasebe işlerini/mali danışmanlığı yaptırıp her türlü ek masrafı çıkarabileceğini düşünen avukatlar olması da ayrı bir komikmiş. Asıl bu ücretleri talep etmemek yasal değil bir açın bakın isterseniz.

Neyse ucuz etin yahnisi paradoksuyla cümlemi noktalıyorum. Tüm meslektaşlara ve sektörlerdekilere bol sabırlar.
0
sytemofadownmanyagi
(12.12.20)
Aylık 200 lira veren avukat arkadaş Ankara'da ise özel mesajla ulaşsın. Ücret iyiymiş. Aylık 200 lira karşılığı derhal vekaletimi vereceğim. Ama her şey dahil. Gece yarısı karakola düştüğümde de kalkıp gelecek, ofisime teşrif edip her türlü dilekçemi, sözleşmemi de hazırlayacak. Gereken durumlarda her türlü hukuki danışmanlık verecek, adıma bütün davalarımı icralarımı takip edecek, bilirkişi raporlarımda hukuken destek olacak.

Teklifimde çok ciddiyim. Kabul ediyorsa görüşelim.
0
kibritsuyu
(14.12.20)
(4)

merkel

aynose
2005'ten beri görevdeymiş. almanya'da, halkta bu kadar uzun süre görevde kalmasına dair bir muhalefet var mı acaba?
2005'ten beri görevdeymiş. almanya'da, halkta bu kadar uzun süre görevde kalmasına dair bir muhalefet var mı acaba?
0
aynose
(09.12.20)
çok yok. kötü değil diyorlar. aslında bağlı olduğu parti hristiyan muhafazakar fakat kendisi biraz çizgi dışı. sol ya da yeşil partiye oy verenler bile çok şikayetçi değil ama zaten bu seçime katılmayacak. bırakıyor.
0
bohr atom modeli
(09.12.20)
merkel'e muhalefet edene şaşarım. kadın resmen almanya'yı altın çağına soktu.
heykelini dikseler yeridir.

almanya o kadar güçlendi ki brexit ile kendi kurallarını koymaya çalışan ve tüm eu'ya rest çeken ingiltere'ye bile yolu gösterdi ahanda şuradan git dedi almanya. koskoca ingiltere almanya'ya sen o kadar oldun mu ya dedi ve paşa paşa yoluna devam etti.
0
duyurukullanıcısı
(09.12.20)
Öyle ciddi bir muhalefet yok uzun süredir onun Kanzlerin olmasına karşı duran. Nadir bir durum değil. Kohl da çok uzun yıllar Kanzler idi.
0
buf-e kür
(09.12.20)
Zaten büyük koalisyon hükümeti var diye biliyorum, merkel bundan sonra aday olmayacak zaten. Almanya’yı 21.yyda yine başat güç yaptı kadın. Heykeli dikilse yeridir +1
0
Hallegadola
(09.12.20)
(10)

superonline 200mbit

charlotte blanc
bahçeşehir 1. kısımda yaşıyorum. superonline a gittim. bana 200mbit için 150 lira önerdiler. ben de aldım.sonra ttelekom aradı. biz 100mbit verebiliyoruz 160 tl için. onlara superonline ın anlaşmasını anlattığımda 'onlar bizim altyapımızı kullanıyorlar, zaten size 200 verememzler' dedi. superonline
bahçeşehir 1. kısımda yaşıyorum. superonline a gittim. bana 200mbit için 150 lira önerdiler. ben de aldım.

sonra ttelekom aradı. biz 100mbit verebiliyoruz 160 tl için. onlara superonline ın anlaşmasını anlattığımda 'onlar bizim altyapımızı kullanıyorlar, zaten size 200 verememzler' dedi.

superonline ın 200mbitlik anlaşmasını kullananlar var mı ? doğru mu diyor ttelekom ?
0
charlotte blanc
(09.12.20)
şimdi şöyle oluyor bu olay superonline size kelime oyunu yapıp -bizim 150 tl ye 200mbit paketimiz var ondan verelim size diyebiliyor

sizin yapmanız gereken öncesinde bulunduğunuz adreste fiziksel olarak o hızı alıp alamayacağınızı sorgulamak olsun.

turktelekom doğru diyor da olabilir, ayak yapıyor da olabilir.
0
baharat
(09.12.20)
superonline kendi fiber altyapisini da kullaniyor olabilir
0
tahtakafa
(09.12.20)
Süperonline'ı arayıp sorarsanız söylerler kimin altyapısını kullandıklarını. En azından Vodafone fiber alırken müşteri temsilcisi oturduğum sitede kendi altyapılarını kullandıklarını söylemişlerdi. Ki tek fiber altyapı çeken de vodafonemuş.
0
IncredibleMau
(09.12.20)
Telekom’a inanırken iki kere düşünün. Benim eski adrese en fazla 16 veririz onu da 14 olarak alırsınız diyorlardı ama turknet 35’e abone yapıp 33 veriyordu. Telekom vdsl yok diyordu. Daha kendi altyapılarından haberleri yok.
0
catch the arrow
(09.12.20)
superonline 50mbit için 129tl dedi bana nasıl oluyor o iş?
0
duyurukullanıcısı
(09.12.20)
200 mbit ise fiber olması kesindir ve ttnet altyapısı değildir. arayın superonline'ı sorun.
0
co2s2
(09.12.20)
Ben kullandım 200mbit. Hatta başka bir zamanda 1 ay hediye 500mbit de verdiler. Gayet istikrarlı vadettikleri hızla hep gördüm.
Altyapı bölge bölge değişebilir ama bizim burada kendi altyapıları var. Eve kadar fiber kablo geliyor bu arada.
0
battal gemalmaz
(09.12.20)
Bu altyapı konusu hep tartışmalı.
TTNET'e sorarsan Superonline onların altyapısını kullanıyor, ama Superonline'a sorarsan, kendi altyapıları var (ben de böyle olduğunu düşünüyorum). Diğer şirketler bu iki şirketin altyapısını kullanıyorlar.
Ben aynı evde ttnet'ten superonline'a geçtim, ciddi fark var.

TTNET'in söylediklerine açıkçası inanmıyorum.
0
burfak
(10.12.20)
TT'ye hayatta güvenmem.
0
plutongezegendegilmi
(10.12.20)
ttnet altyapı konusunda kelime oyunu yapıyor. superonline'ın bazı aboneliklerinde ttnet altyapısı kullandığı doğru ama bunlar adsl/vdsl bağlantılar için geçerli. fiber internet içinse superonline kendi altyapısını döşüyor. 200mbit hız fiber olduğu için superonline altyapısıdır.
0
co2s2
(10.12.20)
(7)

ekrem imamoğlunun ihraç ettiği eurobond nedir?

soru icin geldim
anlamadığım için soruyorum. hükümetin belediyenin kaynaklarını kısıtlaması sonrası ekrem imamoğlu eşi benzeri görülmeyen büyük bir iş başardık 500 küsür milyon dolarlık eurobond ihraç ettik dedi. nedir bu eurobond? mantığı nedir? avantajları? sistem nasıl işliyor? bir çeşit borçlanma falan mı? açıkl
anlamadığım için soruyorum. hükümetin belediyenin kaynaklarını kısıtlaması sonrası ekrem imamoğlu eşi benzeri görülmeyen büyük bir iş başardık 500 küsür milyon dolarlık eurobond ihraç ettik dedi. nedir bu eurobond? mantığı nedir? avantajları? sistem nasıl işliyor? bir çeşit borçlanma falan mı? açıklarsanız sevinirim.
0
soru icin geldim
(08.12.20)
ben bir kağıda 1000usd yazıyorum ve sama 900usd'den satıyorum. senim elinde üzerinde 1000usd yazılı bir kağıt benim cebimde 900usd var.

sonra sana diyorum ki 5 yılda 200'ler usd olarak ödeyeceğim bunu.

5 yılın sonunda senin cebinde 1000usd benim elimde 1000usd yazılı bir kağıt oluyor.

5 yıl zarfında da ben o 900usd ile iş yapıp para kazanıyorum.
0
duyurukullanıcısı
(08.12.20)
Soruya soru eklemek gibi olacak ama detayını bilen var mı? Vadesi faizi nedir? Hazine’nin ihraç ettiği ile aynı faizi mi verdi acaba yoksa farklı kredi derecesi olduğu için daha düşük faizle ihraç etmiş olabilir mi?
0
catch the arrow
(08.12.20)
mobilde hiçbir şey yapılamadığı için yeni mesaj olarak yazmak zorunda kalıyorum. Mod isterse silsin ikisini de.

%6.6 ve 5 yılmış. Hazine %6 ile satmıştı.
www.ibb.istanbul
0
catch the arrow
(08.12.20)
her yerde var zaten
www.isbank.com.tr
0
ankarakecisi
(08.12.20)
Hükümet İBB'nin kaynaklarını mı kısıtlamış? Mesela hangi kaynaklar kısıtlandı? Eğer kısıtlandıysa hangi gerekçeyle ve yetkiyle kısıtlandı? İBB'de Türkiye'nin hiç bir belediyesinde olmadığı kadar gelir var zaten. Eurobond demek uzun vadeli yabancı borçlanma demek. Avantajı borcun uzun vadeli ve düşük faizli olmazı. Yani olayın özeti şu: Sürekli dış borçlanmadan şikayet eden muhalefetin belediye başkanıda dış borç almış.
0
berkan11
(08.12.20)
@berkan11

www.ibb.istanbul

"Meclis, geçen yıl onayladığı 4.6 milyar liralık borçlanma yetkisi 648 milyon liraya düşürüldü. Covid-19 salgınının İBB’ye maliyetinin 6,5 milyar liraya ulaştığını açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu süreçte Güney Kore Hükümetinin yerel yönetimlere 135 milyar lira kaynak ayırdığını, Türkiye’de ise belediyelerin kasasına girmiş bir kuruş olmadığını, üstüne kendi kaynak arayışlarına engel olunduğunu söyledi."

IBB nin cok geliri var da AKP doneminde borc almiyor muydu kendi kendini mi ceviriyordu saniyorsun? Her zaman aldigi borcu kisitlamislar iste, IBB de mecburen yabanci borc bulmus.
0
robokot
(09.12.20)
eskiden kamu bankaları ibb ve abb'ye borç veriyormuş. artık vermiyorlarmış. bir de metrolar ile ilgili tcdd'nin daha önceden almadığı bir ödeme artık alınıyormuş. yani finansman kaynağı azaltılmış olduğu gibi, ekstra masraf yaratmışlar.
0
co2s2
(09.12.20)
(8)

En sevdiğiniz ve en sevmediğiniz/gıcık olduğunuz süper kahraman

yazdonumu
Hangisidir? Ve neden?Benim en sevdiğim Batman. Çünkü yok mutasyonmuş vay efendim uzaylıymış falan olayları yok. Bilimi,teknolojiyi ve zekâsını kullanıyor.pek haz etmediğim Superman. Küçükken uzaylı olmadığım için superman olmayı hayal edemezdim ama batman da normal insan olduğu için batman olmayı ha
Hangisidir? Ve neden?
Benim en sevdiğim Batman. Çünkü yok mutasyonmuş vay efendim uzaylıymış falan olayları yok. Bilimi,teknolojiyi ve zekâsını kullanıyor.pek haz etmediğim Superman. Küçükken uzaylı olmadığım için superman olmayı hayal edemezdim ama batman da normal insan olduğu için batman olmayı hayal edebilirdim. Sanırım o yüzden Batman en sevdiğim. (Aslında en sevdiğim süper kahraman Darkwing Duck ama şimdi onu süperkahraman saymıyor etrafımdakiler ondan Batman yazdım)
0
yazdonumu
(08.12.20)
süper kahramanların hepsine gıcık oluyorum.
0
AlsterWasser
(08.12.20)
captan amerika kadar gıcık bir karakter yok çizgi film olsun, film olsun.
favorite ise hulk. kafasına göre bam bam.
0
duyurukullanıcısı
(08.12.20)
Örümcek Adam'ı severim. Kahramanlık görevini hiç bırakmadı. Batman öyle değil. Canı isteyince kahramanlık yapıyor, istemeyince gidiyor. Gündüz uyuyor. Bu halkın gündüz sorunu olmuyor mu? Batman olsa olsa part-time kahraman olabilir.
0
dissendium
(08.12.20)
spiderman'i çocukluğumdan beri çok severim.
çizgi filmini (90'lardaki the animated series) hiç kaçırmazdım, hâlâ yemek yerken falan açıp izlerim arada bir.
jenerik müziğine de bayılırım.
new york sokaklarını, esprilerini, atmosferini çok seviyorum.

batman'i de seviyorum, gotham falan, o dark havası hoşuma gidiyor.
dark knight serisini, hikâyesini de seviyorum.
gerçekçi olduğu için belki.

captain america sevimsiz bence ama oturup da izlemedim açıkçası.
batman ve spiderman dışında pek süper kahraman kültürüm yok.

edit:
bu arada deadpool'u da seviyorum ama filmi çekilene kadar haberim bile yoktu süper kahraman olarak.
filmler dışında da bir şeyini bilmiyorum, okumadım.
ryan reynolds'a genel olarak güldüğüm için deadpool'u da sevmiş olabilirim.
0
blatta hiberna
(08.12.20)
En sevdigim maske idi. Hiçbir derdi yok. Dünya şeyime minare diğer şeyime. Tek derdi Coco bongo da dans etmek.
Dünyayı kurtarmaya çalışan hiçbir süper kahramanı sevmiyorum.
Konuyla alakasız ama terminator u çok seviyorum. Çok delikanlı adam.
0
allah yazdiysa bozsun
(08.12.20)
En sevdiğim benim de Batman. Sebebi de seninkiyle birebir aynı. Olağanüstü bir gücü yok. Parasını iyi işlerde kullanıyor.

En sevmediğim Wonder Woman. Sanırım sebebi Gal Gadot. Bence çok sıradan bir güzelliği var ama kadına tanrıça gibi davranılıyor.
0
himmet dayi
(09.12.20)
Süper sayılır mı bilmiyorum ama batman in sayıldığı yerde John constantine süperin de süperidir.

En nefret ettiğim de captain america.
0
Giovanni Pipitto
(09.12.20)
Örümcek adamı severim, çünkü bizden biri. Esprili, komik, eğlenceli, Zeki ve çalışkan bir öğrenci. Adam hem okuyor hem çalışıyor. Sonunda hem bilim adamı hem de süper kahraman oluyor. Sanırım dünya üzerinde en çok sevilen kahraman diye okumuştum. Bir de kimseyi öldürmemiş kötü karakterlerden, çizgi romanların sonlarına doğru kendisinin gücünün uyguladığından kat be kat daha yüksek olduğunu ama incitmemek için hepsini açığa çıkarmadığı gibi bir şey de görmüştüm. Fox kids’te yayınlanan 94 yapımı çizgi filmini çok severim, zaten en iyi örümcek adam evreni olduğu kabul edilir, sonunda yine stan lee çıkıyor, Allah rahmet eylesin,

Wolverine’i de aşırı severim. Hem çizgi filmden hem de Hugh jackmandan ötürü :)

Sevmediğim ise kaptan Amerika bana göre vasıfsız, bu kılkuyruk yerine başka birine super soldier enjekte edilseydi saha çok işe yarar bir adam olurdu. Zaten kendisi tamamen 2.dünya savaşı propagandasıdır.
0
Hallegadola
(09.12.20)
(6)

Oyuncak yenileme nasıl yapılır?

havadakarada
Yakın zamanda oyuncak sektöründe işe başladım ve aklıma bir fikir geldi. Insanların verdiği kullanılabilir durumda olan oyuncakları yenileyip sıfır hale getirerek paketlemek, ardından da yurdun dört bir yanındaki köy okullarına kargolamak şeklinde düşündüğüm bir proje ve platform kurma fikrim var. B
Yakın zamanda oyuncak sektöründe işe başladım ve aklıma bir fikir geldi. Insanların verdiği kullanılabilir durumda olan oyuncakları yenileyip sıfır hale getirerek paketlemek, ardından da yurdun dört bir yanındaki köy okullarına kargolamak şeklinde düşündüğüm bir proje ve platform kurma fikrim var. Böyle bir platform var mı daha önce kurulan ve eğer yoksa oyuncak yenileme nasıl yapılır fikriniz var mı?
0
havadakarada
(07.12.20)
boyaları, kaplamaları ve parçaları yenilenebilir. mesela 3d printer çok işinize yarayacaktır.
0
emininsel
(07.12.20)
@bartebly pek benzemiyor sanki Hocam
0
🌸havadakarada
(07.12.20)
ebebek mağazalarında oyuncak kutusu var örneğin. sorduğumda köylere falan gönderdiklerini söylediler. herhangi bir bilgim yok ama yenileyip mi gönderiliyor nasıl oluyor.
0
emfuzi
(07.12.20)
bir oyuncağı kaç günde yenileyebileceğini düşünüyorsun?
0
duyurukullanıcısı
(07.12.20)
@duyurukullanicisi en fazla bir günde olması lazım, kullanılabilir durumda yani yeniye yakın olması gerekiyor zaten
0
🌸havadakarada
(07.12.20)
1 tür oyuncak seçebilirsiniz. Mesela lego. Sadece hani bu tak çıkar yaptığımız legolardan. Öteki türlü her tür oyuncak yenileme diyince işin içinden çıkılmaz bir hal alır gibi.
0
ykyt
(07.12.20)
(17)

Prestige filminde anlamadığım

potsdamer
SpoilerYıllar önce de izlemiştim. Tekrar izledim ve tamÇözemediğim bir şey var. Alfred(c. Bale) in ikizi olarakOrtaya çıkan kişi aslında teslanın cihazıyla ortaya çıkanBir kopya mı? Eğer öyle değilse ne alaka sır olarakKağıda tesla yazdı? Ama eğer alfred teslanın bu aletindenHaberdarsa Angier(h. Jac
Spoiler
Yıllar önce de izlemiştim. Tekrar izledim ve tam
Çözemediğim bir şey var. Alfred(c. Bale) in ikizi olarak
Ortaya çıkan kişi aslında teslanın cihazıyla ortaya çıkan
Bir kopya mı? Eğer öyle değilse ne alaka sır olarak
Kağıda tesla yazdı? Ama eğer alfred teslanın bu aletinden
Haberdarsa Angier(h. Jackman) bu aleti kullanarak gösteri
Yaptığında neden bu adam bunu nasıl yapıyor diye deliriyor?
Çözemedim şu filmi.
0
potsdamer
(06.12.20)
çok oldu ama aklımda kalan şu
o ikizlerin hayatı bu aslında tek büyük numaraları var ve ikiz oldukları bilinirse numaraları kalmayacak. onlarda hayat boyu saklamışlar tek karakteri sıra ile yaşıyorlar.

ama wolverin abimiz ikiz değil ve nasıl yaptığını çözemiyorlar bu yüzden deliriyorlaar.
0
basond
(06.12.20)
toparlayayım bale abimiz doğuştan beri ikiz ama hep saklamışlar. ışınlanma numarası hilesi bu ve kimse bilmiyor(hatta birinin parmağı kopunca diğeride kesiyor parmağı)

wolverin abi ışınlanmaya sahip ama bunlar ışınlanma olmadan bu numarayı nasıl yapıyor diye kafayı yiyor

malum filmde hep rekabet ve sabotaj halindeler
0
basond
(06.12.20)
Kafanı biraz daha karıştırayım.

Alfred'in zaten ikizi var. Onda olağanüstü bir durum yok. Tesla'yı kağıda sadece Angier'ı yanlış yönlendirmek ve parasını gerçek dışı bir şeye harcatmak için yazıyor.

Kafanı karıştıracak bölüme gelirsek; Tesla aslında klonlama makinesi falan yapmıyor. Bizler seyirci olarak öyle olmasını istiyoruz. Yani Cutter'ın söylemiyle "You don't really want to know. You want to be fooled."

Bu anlattığım teoriyle ilgili şu entry'yi okumanı öneririm: #24722889
0
himmet dayi
(06.12.20)
Alfred(c. Bale) ikizi vardı hep. o sebeple zaten filmin başında benim numaralarımı kimse yapamaz diyor ve o sevdiği kızın evine girme sahnesi var mesela. orada ikizi giriyor işte.

neden kağıda tesla yazdı?
Angier'ı boşu boşuna uğraştırmak için. bir de ona inanacağı bir açıklama yapması gerekiyordu. adamın tesla'nın böyle bir makine yapabileceği inancına sahip olduğunu biliyordu. kendisi sadece show amacı ile tesla'dan makine almış.

Alfred tesla'nın böyle bir makine yapacağını bilmiyordu. salladı yani. ama tuttu. tesla makineyi yaptı. zaten filmde de angier sen hiç bir zaman böyle bir makine yapmadın beni kandırdın dediğinde tesla ben yaptığımı söylemedim yapabileceğimi söyledim diyor.

Alfred makinenin öyle bir gücü olduğunu bilmiyor o sebeple normal yollar ile Angier'in o kadar mesafeyi nasıl gittiğini çözmeye çalışıyor ama çözemiyor hatta sonra pes edip bırakalım yapsın showunu vs diyor.
0
duyurukullanıcısı
(06.12.20)
@himmet
hacı abi sen şimdi diyorsun ki angier son show'u için 100 tane dublor buldu hepsini sıra ile öldürdü? bunu mu diyorsun?

yani ilk numarasındaki gibi bardan falan 100 adam toplayıp kendine benzetip öldürttü mü diyorsun?
0
duyurukullanıcısı
(06.12.20)
Gençler tamam da soru o değil. borden (veya ikizi) angier'a oyunun sırrı diye bi kağıda tesla yazıp veriyor, o ne alaka? Arkadaş diyor ki acep borden çok daha önceleri tesla'nın aletiyle kendini kopyalamış da ikizi öyle mi oluşmuş acaba?

Bu ikizlerin doğuştan olduğuna dair bi bilgi yok. Borden da angier'a tesla yazıp veriyor. Yani borden da ikiz değil klon olabilir. Ama öyle olsa angier'ın numarasını hemen anlamalıydı.

Gerçi belki de anladı ama her oyundan sonra klonu akvaryumda boğuyor olabileceğine ihtimal vermemiş, ulan her sefer klonlanıyorsa nerde bu klonlar diye düşünüp onu anlamaya çalışmış olabilir.
0
kibritsuyu
(06.12.20)
@kibrit

adamın amacı hedef şaşırtmak ve adamı londra'dan göndermek. zaten tesla'nın fuarında gördüğü için ona tesla'dan makine aldım yalanını attım dediğinde adam zokayı yutuyor ama tesla cidden makineyi yapıyor.

ayrıca ikizlerin doğuştan olduğuna dair en büyük kanıt sevdiği kızın evine girme sahnesi.
0
duyurukullanıcısı
(06.12.20)
@duyurukullanıcısı

ben demiyorum. bu bir teori ve bana mantıklı geldi. doğruluğunu teyit edemem, aksini de ispatlayamam. Christopher Nolan'ın olayı bu zaten.

Inception'ın finalinde Dom'un rüyada mı gerçek hayatta mı olduğunu bilemeyeceğimiz gibi...
0
himmet dayi
(06.12.20)
@himmet

abi koca bir şapka sahnesi var. ayrıca sanırım kedi de klonlandı. yine filmin sonunda adam makineyi ilk kez denediğinde eğer çalışmazsa intihar edeceğim diye silahını hazırlamışken karşısında bir anda klonunu görüp şaşırıp klonunu vuruyor.

ayrıca filmin en vurucu sahnesi;

hiç bir zaman bilemezsin prestijdeki adam mı olacaksın yoksa su da boğulan mı? senin teorin doğru olsaydı zaten kendini hep prestijde göstereceği için bu sözü söylemezdi.

nolan'ın seyirciye attığı en büyük kazık makinenin nasıl çalıştığını söylememesinir. inception'da da söylemedi, interstellar'da da söylemedi.

adam bizi böyle böyle yiyor işte.
0
duyurukullanıcısı
(06.12.20)
@duyurukullanıcısı

dostum o şapka, kedi kopyalama olayları falan hepsi aslında Angier'ın hilesi. Yani asıl hile kopyalanması değil, Borden'ı kopyalandığına ve makinenin çalıştığına ikna etmek için günlüğüne yazdığı yalanlardan ibaret. Filmde nasıl seyirciye kandırıyorlarsa filmin bütünü de filmin seyircisini, yani bizi kandırmak üzere kurgulanmış.

Konuyla ilgili daha detaylı bir yazı şurada var: www.reddit.com
0
himmet dayi
(07.12.20)
@himmet

detaylı yazı dediğin 2 upvote almış hocam. hadi post 10k upvote falan alır. hadi reddit standartlarında belki derim doğruluk payı vardır. post ilgi bile çekmemiş.

yani çekmeye çalıştığın teori her noktasından çöküyor. adam filmin ortasında bir dublorü idare edemişken bir tanesine bile kendine benzetmeye 2-3 ay harcamışken. 100 tane bulmuş hepsini kendine benzetmiş sonra hepsini sıra ile öldürmüş diyorsun.
çok saçma yani.
0
duyurukullanıcısı
(07.12.20)
ben filmi ilk izlediğim de dedim nolan kesin şuradan yürüdü,

eksisozluk.com
0
duyurukullanıcısı
(07.12.20)
arkadaşlar nolan molan tamam da o kadar da şeyapmayın yani.

borden angier'ı yanıltıp para harcatmak için kağıda tesla yazmış olabilir, orasını anlamamışım kabul.

lakin tesla aslında makineyi yapmadı, bize öyle zannettirdi, kendi 100 benzerini bulup hepsini öldürdü falan buna inanıyor musunuz gerçekten? adam tek bir benzerini bile zar zor bulup idare etti, 100 benzerini nereden bulsun? ha bunu iddia ediyorsanız şunlara cevap alayım.

1. angier makineyi ilk denediğinde karşısında yeni bir angier oluştu, o ne?
2. angier akvaryumda boğulduktan sonra cutter angier'ı morgda teşhis etti. cutter da mı anlamadı onun benzerlerden biri olduğunu?

tesla basbayağı klon makinesini yapmış. filmin sonunda ormanda bin tane şapkayı, kediyi falan gördüğümüz sahneden de bunu anlıyoruz. yok film bize zannettirdi, filmin asıl olayı o falan, o kadar da zorlamanın alemi yok.

filmin asıl olayı şu. angier her seferinde oluşan klonu değil, kendini öldürüp hayatına klon ile devam ediyordu. yani klonlayıp klonlayıp öldürse hafif kalacaktı belki ama ölen her sefer kendisiydi. o bahsettiğiniz bütün aforizmalar her sefer kendini öldürdüğü için. ayrıca öldürme yolunun karısının ölüm şekliyle aynı olması da karısının ölümüne bir öykünme.
0
kibritsuyu
(07.12.20)
@duyurukullanıcısı


dostum sözlükteki entry'yi ben yazmadım. o yüzden 100 kişiyi öldürmüş falan demiyuorum. angier'ın tesla'ya gidişinden itibaren yaşananların tamamı aslında angier'ın günlüğüne yazdığı bir numaradan ibaret diyorum. daha doğrusu bu da bir teori. benim hoşuma gittiği için ben böyle olduğunu varsayıyorum. sen öteki türlü düşünebilirsin. sonuç olarak bu bir film ve aslında ne olduğunun net bir cevabı yok. nolan'ın tarzı bu. o yüzden sen istediğine inan ben istediğime inanayım. reddit'te 2 upvote alması bir gösterge değil. çünkü benim anlattığım da nihai bir sonuç değil. birkaç teoriden biri. burada teoriyi çökertmeye ya da doğrulamaya çalışmıyoruz. bilimsel bir teori değil neticede.
0
himmet dayi
(07.12.20)
@kibritsuyu

bir yukarıdaki cevabıma bakabilirsin. biz burada kimi teorisi daha uzağa işeyebiliyor tartışması yapmıyoruz ki.

"100 dublör bulup öldürdü" kısmı gerçek değil. angier'ın günlüğünde bahsettiği 'yalanın' bir parçası. daha doğrusu her akşam üzeri örtülü bir kabin çıkarılıyor tiyatronun arkasından. borden onu ölen klon sansın diye.

cutter kısmı daha karışık. cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim? borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu? eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu? klon olduğunu biliyorsa bütün numarayı biliyor demektir. böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor. bu soruların cevaplarını film içinde kesin olarak bulamayacağımız gibi bu teorinin ya da bir başka teorinin 'doğru' olduğunu bulamayız.

dediğim gibi biz burada bir gerçeği aramıyoruz. bu bir teori. tıpkı inception finalindeki sürekli dönen ama son anda yalpalayan totem gibi bir durum. totem duracak mı durmayacak mı bilmiyoruz ve Dom'un rüyada mı ya da gerçek hayatta mı olduğu yargısına varamayız.
0
himmet dayi
(07.12.20)
@himmet

abi sen tüm filmleri böyle izliyorsan. matrix'te ne anladın çok merak ettim.

''cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim?''

angier alfred'in mutlaka gösterisine geleceğini biliyordu. o sebeple sadece 100 gösteri diye reklam yaptı. eğer gitmez ise sırrı öğrenemeyecekti. o sebeple geleceğini kesin biliyordu. o geleceği günü bekliyordu angier. o sebeple alfred'in sahne arkasına girdiği gün. prestije çıkmadı. adamı hapse mahkum etti ve kendi (yani klonu) lord caldlow oldu.

adamın amacı aldred'i öldürüp intikam almak!

cutter'a bilerek hiç birşey söylemedi çünkü mahkemede inanarak alfred'in suçlu olduğunu söylemesi gerekiyordu. ve cutter aynen angier'ın planladığı gibi alfred'e karşı tanıklık etti ve adamı astırdı. sonra pişman oluyor hatta angier'ın ölmesine bile göz yumuyor final sahnesinde.

'' borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu? eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu? ''

cutter'ın bi boktan haberi yok alfred'in dublor kullandığını sanıyordu hatta. angier lord olarak karşısına çıktığında tüm numarayı anlıyor.

'' böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor. ''

bilmiyor hacı bilmiyor. zaten angier adamı sahne arkasına hiç sokmadı. numarayı bilmiyor zaten bir sihirbaz diğerine numarasını söylemez prensibi olduğu için üstelemiyorda.

kimse bilmesin diye zaten kör adamlar kullanıyor.

daha fazla cevap yazmayacağım. bu filmin bu kadar açıklamaya ihtiyacı yok.

vay aq.
0
duyurukullanıcısı
(07.12.20)
himmet hocam, yönetmen nolan diye bu kadar teori kasıp zorlamaya gerek yok ki ya, tamam adamın tarzı bu dai, işte insepşının sonundaki gibi yalpalayan topaç gösterip sonunu seyirciye bırakır da bu da bi insan. niye kimsenin hiçbir halt anlamayacağı film yapsın ki. yani yazdıkların aşırı zorlama. teoriye falan gerek kalmadan anlaşılan şeyler için "hmm nolan yaptığına göre bu böyle dümdüz olamaz, kesin şöyle böyle bambaşka bir şey kast etmiştir" demeye ne gerek var?

----
"100 dublör bulup öldürdü" kısmı gerçek değil. angier'ın günlüğünde bahsettiği 'yalanın' bir parçası. daha doğrusu her akşam üzeri örtülü bir kabin çıkarılıyor tiyatronun arkasından. borden onu ölen klon sansın diye.
----
velev ki öyle sansın diye yaptı, boş akvaryumlar çıkardı. e filmin sonunda tiyatro yanarken gördük biz o akvaryumları, hepsinin içinde ayrı birer ölü angier var. hem madem akvaryumlar boş, hepsi borden'ı yemlemek için, her gün bin tane seyircinin önünde kaybolan angier nereye gitti?

----
cutter kısmı daha karışık. cutter'ın teşhis ettiği kişi gerçekten angier ise lord caldlow kim?
----
e son kalan klon işte. kendi akvarumda öldü, cutter da teşhis etti. klon da borden'ın sahne altına girip fark ettiğini gördü, ölümünü borden'a kitlediği için prestijde ortaya çıkmayıp defoldu gitti. film boyunca bin ayrı kılığa giriyorlar zaten. bu da gitmiş bi şekilde lordluk ayarlamış kendine. artık önceden öyle bir geçmişi var mıydı, sonra mı oldu, çok da önemli değil. yani lord olmuş, kont olmuş fark etmez. başka bir kimlikle saklanmış işte. cutter dahil herkes kendini öldü sansın diye, daha doğrusu cesetle ve kilitli akvaryumla yakalanan borden öldürdü sansın diye. makinesini istemek için cutter'ı ayağına çağırdığında ciddiye alınsın diye köylü möylü olmamış, lord olmuş.

----
borden ve ikizi sırrını bilen cutter lord caldlow'un aslında angier olduğunu bilmiyor mu?
----
cutter, borden'ın ikizi olduğunu da bilmiyor ki. sadece yer değiştiren adam numarasını çözmeye çalışırken "kesin dublör kullanıyor" diye tahmin yürütüyor, angier da "hayır o kadar basit olamaz, ikisinin de parmağı yok, aynı kişi" diyor. cutter'ın bi boktan haberi yok.

lord'un da aslında angier olduğunu görene kadar bilmiyor, görünce de aşırı şaşırıyor zaten.

----
eğer biliyorsa onun klon olup olmadığını bilmiyor mu?
----
ikizi olduğunu bilmiyor.

----
klon olduğunu biliyorsa bütün numarayı biliyor demektir.
----
klon olduğunu da, numarayı da bilmiyor. angier cutter'ı sahne arkasına hiç sokmuyor.

----
böylece her akşam bir angier'ın öldüğünü biliyor ise son akşam ölen kişinin diğer günler gibi öldüğünün farkında ama borden'ın idam edilmesine sessiz mi kalıyor.
----
bilmiyor. hiçbir şeyin farkında değil. lord'un sıfatını görene kadar da anlamıyor. gördüğünde anlıyor, borden'ın çocuğunu da görüyor yanında. idama engel olmak için "senin yüzünden bu çocuk yetim kalacak" diyor, lord ipnesi hayır diyor, makineyi de tiyatroma teslim et diyor.

----
bu soruların cevaplarını film içinde kesin olarak bulamayacağımız gibi bu teorinin ya da bir başka teorinin 'doğru' olduğunu bulamayız.
----
bu soruların cevabı film içinde kesin olarak var. zaten o yüzden boşa teori kasıyorsun diyorum. dümdüz açıklanıyor bunlar yahu.
0
kibritsuyu
(07.12.20)
(21)

sokağa çıkma yasağı sizi de bu sefer çok boğdu mu?

proletarier aller lander vereinigt euch
ilk 2-2,5 aylık süreçte bu kadar bunalmamıştım da şimdi afakanlar basıyor soda şişesine oturasım geliyor sizde de böyle mi durumlar?
ilk 2-2,5 aylık süreçte bu kadar bunalmamıştım da şimdi afakanlar basıyor soda şişesine oturasım geliyor sizde de böyle mi durumlar?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.12.20)
hava kötü olsa zaten yasak olmasa da dışarı çıkasım gelmez, ama bu hafta sonu hava bu kadar güzelken eve tıkılmaktan bunaldım evet :(

ilk başlarda bana da bu kadar koymuyordu ama koronayla ilgili her şeyden, aylardır her yerde korona görmekten duymaktan o kadar bıktım ve bunaldım ki şimdi bayağı koyuyor.
0
pati
(06.12.20)
ben alışkınım çok sıkılmadım. ama internet olmasaydı durum daha değişik olabilirdi...
0
false pretension
(06.12.20)
Tüm aile üyeleri evde olunca normalden fazla ses oluyor. Sessizliği seven biri olarak kafam şişiyor. Yasağın en kötü taraflarından biri bu bence.
0
dissendium
(06.12.20)
Ben asiri mutluyum. Tamam cikaak iyiydi ama sikayet etmek yerine evde vaktimi degerlendirdim, beklettigim evdeki bazi isleri yaptim, kitap okudum, dizi izledim, tembellik yaptim, pencere pervazlarini bile sildim, kirlenmis :)) kisacasi; sizin elinizde sikilmak veya sikilmamak
0
mor oje
(06.12.20)
Hayır, aksine dönüşümüm bitiyor yarın işe gideceğim iki hafta, hiç istemiyorum gitmek. Ev iyi ya.
0
Hallegadola
(06.12.20)
Spora ve akşam dışarıya çıkamamak dışında bir sorun yok. Herşeye alışıyor insan. Yasak hepimizin sağlığı için, sokağa bak bomboş ne tuhaf bir şey. Yüzyılda 1 gelir böylesi bir olay keyfini çıkar diyorum kendime.
0
Amory Lorch
(06.12.20)
Ben ilk yasaklarda daha çok boğulmuştum sanki. Sağlık çalışanı olduğum için her gün hastaneye ve sık sık nöbete gidip bir de üstüne her gün evde olmak aşırı kötüydü. Sonra istifam kabul oldu da kafam rahat şimdi asjsj. Bir de evi değiştirmemizin de etkisi var herhalde bende. İlk yasaklardaki evimiz balkonsuz ve çok eskiydi. Şimdi büyük teras var da açık havaya çıkabiliyorum içerde bunaldıkça.
0
ms brownstone
(06.12.20)
Evcimen biri olmama rağmen beni de boğdu. İlk yasaktaki keyif kalmadı artık. Film izlerim dedim ama saatlerdir izleyecek bişey bulamıyorum. Sabrımız kalmamıştır.
0
IncredibleMau
(06.12.20)
Bende de böyle oldu. İlkinde çok iyi gelmişti ama şimdi hiçbir şeye odaklanamıyorum, çalışamıyorum falan. Tatsız.
0
plutongezegendegilmi
(06.12.20)
Alıştım artık yadırgamıyorum
0
kondansator
(07.12.20)
boğulmadım, aksine evde yapılması gereken ve ertelediğim bir sürü şey vardı, onları hallettim.
biraz da yorulmuştum son zamanlarda, dinlendim.
iyi bile geldi sayılır.
0
blatta hiberna
(07.12.20)
Kesinlikle çok boğdu. Sürekli evden çalışıyıyorum bir de, her sabah uyandığımda ne yapıyorum ben neden yaşıyorum gibi düşünceler doluyor kafama.
0
roket adam
(07.12.20)
işim gereği sürekli dışarıdayım ve kalabalık ortamlardayım. covide yakalanmamam mucize. bana kalsa hiç çıkmam keşke evden çalışabilseydim :(
0
kestane gürgen palamut
(07.12.20)
baya bunalım takılıyoruz evet.
0
duyurukullanıcısı
(07.12.20)
dunya depresyon, kaygi ve intihar oranlari tavan yapmis durumda. covid'den daha cok kisi olduruyor bunlar.
0
baldur2
(07.12.20)
Zaten evcimen olduğum için evde kalmak beni ekstra boğmuyor da 9 aydır evden çalışıyorum hala düzenimi oturtamadım, zaman yönetimini öğrenemedim. İş verimim düştü ama bir yandan da sanki uyanık olduğum her an çalışıyorum, işi düşünmediğim bir saat geçirmedim şu 9 ay. Ofise gidip işimi yapmayı, evde olunca da rahat olmayı özledim. Bu sınırsızlık beni boğuyor.
0
peki madem
(07.12.20)
Hah iste ayni bu durumdayim @peki madem. Evde olunca da ev isi yapabiliyor veya kendime vakit ayirabiliyor degilim ki
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(07.12.20)
baldur2 +1. hatta geçenlerde covidin insanlara kafayı yedirtecek olması diye başlık açacaktım:) bence bu böyle gittikçe insanlar kafayı yiyecek çok net.
0
nothing in my way
(07.12.20)
14 gün boyunca evden çalıştım. sadece 2 kez pazara çıktım. daha da devam ettirebilirdim. beni pek boğmuyor bu karantina meselesi. meğer hayatım karantinaymış da ben yeni farketmişim.
0
dedim ben sana
(07.12.20)
Cumartesi pazar 11'de uyanmışız, hanımda bende çocuk gibi sırıta sırıta gezindik evin içinde. İşler için kötü bir şey ama cidden en azından bizim ihtiyacımız varmış. Dışarıda telefonda çok kötü oldu yaaa tavrı ile gezip konuşuyorum ama iyi geldi. Sözde kendi işimiz pazar günü bile sabahın 8'inde kalkıp gidiyorduk yıllardır.

Not : Geçen dönem kapanmada da aynı fikirdeydik.
0
synax
(07.12.20)
(6)

Pizza salonu çin ideal fırın arıyorum

alttire
Öncelikle araştırma aşamasındayım daha önce pizzacıda çalışmış ya da fırın işinden anlayan arkadaşlarımız bilgi verirse sevinirim. Pizza salonu açmak istiyorum bu dönemde tüm bilgileri edinmekle geçireceğim. Fırın konusunda elektrikli gazlı fırınlar gördüm araştırırken bir de taş fırın tipinde yine
Öncelikle araştırma aşamasındayım daha önce pizzacıda çalışmış ya da fırın işinden anlayan arkadaşlarımız bilgi verirse sevinirim. Pizza salonu açmak istiyorum bu dönemde tüm bilgileri edinmekle geçireceğim. Fırın konusunda elektrikli gazlı fırınlar gördüm araştırırken bir de taş fırın tipinde yine doğal gazla çalışan fırın. Bunlar dışında varsa başka tip fırınlar onları da değerlendirelim. En uygunu performans ve fiyat olarak ne önerirsiniz?
0
alttire
(04.12.20)
Valla iyi bir yiyici olarak malum en iyisi odun ile isinan tas firin. Bu kolay degil ama, bu olmazsa gazla isinan tas firin. Digerlerinde yapilan pizza tam olarak pizza olmuyor bence
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.12.20)
bence öncelikle açacağın pizzacının nasıl servis edeceğini düşün.

fast food tarzı mı?
restaurant tarzı mı?
gurme tarzı mı?
paket servis tarzı mı?
öğrenci tarzı mı?

ona göre bir ekipman seçmen gerekir.
0
duyurukullanıcısı
(04.12.20)
Öğrenci tarzı küçük bir dükkan düşünüyorum sanırım dükkanın en büyük olayı fırın olacak
0
🌸alttire
(04.12.20)
doğalgaz destekli, odun yakmalı fırın
0
bir soru sorcam
(04.12.20)
Abi ogrencileri birak ulkede pizzadan anlayan insan yok dogru duzgun. Oyle canavar gibi firin kurarsan pek iyi olmayabilir. Dandik elektrikli firin pizzasina ucuz kasari boca et bak nasil bayila bayila yiyorlar
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.12.20)
napoli usulü fırınlar var. Şu tip: images.app.goo.gl

bir arkadaşım italya'dan getirtmişti seneler önce ama artık burada da var diye biliyorum. doğal gaz + odun ile çalışıyor böylece fırının her yerine ısı eşit derecede dağılıyor.
0
elektr10
(04.12.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.