insan elbette bir şeylere katlanmak zorunda değil, yani bir sabah uyanırsın ve artık yanındaki insanla uyanmak istemediğini düşünür, bu yüzden boşanırsın.
diğer yandan, geçen hafta böyle bir şey ailemde yaşandı.
dayımın ikinci kez evlendiği eşiyle aralarında bir süredir bir didişme vardı.
birbirlerini 15-16 yaşından beri tanıyorlar.
eskişehir-istanbul arasında gidip gelmeli bir evlilik.
sohbet arasında bir nevi eşinizin ailesinin dediklerini söyledim dayıma.
çünkü böyle düşünüyorum.
yani yaşa, duruma, sürece, konuya, kişilere göre değişir ama bu durumda bence de saçma sapan bir şeydi boşanacak olmaları.
ki dayım eskişehir'e gidince barıştılar.
yani içinizde bir şeyin bitmesi için illa bir nedene gerek yok.
dediğim gibi, bir anda aniden "istemiyorum ya" da diyebilirsiniz ve bu yeterli bir sebeptir.
ama diğer yandan da, evlilik ciddi bir mesele.
hepimiz 20'li 30'lu 40'lı yaşlarımızda kalmayacağız ömür boyu.
çevremde 40'lı yaşlarında koca boşamayı marifet sayan, adamları damızlık gibi kullanan ya da evlenirken öylesine evlenen, sonra adamı olduğu kişi için eleştiren kadın sayısı aşırı fazla.
ne evlenirken ne de boşanırken "sevgi"yle ilgili en ufak bir şeyi hesaba katmıyorlar.
bir kadın olarak bu durumda kadınlara hak vermiyorum açıkçası.
güçlü kadın hareketi bu demek değil.
yani sadece içsel olarak, nedensizce bile olsa bir şeyi istememek kapris değildir ama bir kapris uğruna evlilik bitirmek de yetişkince bir davranış değil.
bu durumda sorunuzun kesin bir cevabı yok.
0