bodrum, depo falan yok mu? bazı lastikçiler ücret karşılığı muhafaza ediyorlar.

Lastik otelleri var. Cüzi bir ücret karşılığı lastikleri muhafaza ediyorlar.

yilda 80 lira veriyorum lastikcide kaliyor.

arabayı aldığın bayi, yerleri varsa otel hizmeti sunuyor olabilir. bende para almıyorlar mesela bu iş için.

düzeltme: istanbul olduğunu sonradan farkettim, orada işler farklı olabilir.

biz beşiktaştaki opel bayide değiştirdik. şimdilik evin bodrumuna koyduk. adamlar güzelcene bir paketlemişler. buna alternatif olarak şöyle bir öneri yaptılar; yaz lastiginizi takana kadar buraya 50 tl karşılıgında bırakabilirsiniz ve yaz lastigi taktıgınızda da kış lastigini yine bir 50 tl'ye depoluyoruz dediler. yani yılda 100 liraya geliyor. diger yerlerle karşılaştırırsınız bir fikir verir.

yaşamazsın. yalnız ekran büyüklüğü olarak 11 ne kadar rahat olur bilemedim.

2013 model i7'li air'im (11") var, cok memnunum, genelde monitor-klavye ile kullaniyorum her isi yapiyorum. monitorden klavyeden cikarip sagda solda kullanirken de rahat ediyorum, ufak ama ekran cozunurlugu (1366x768) boyutuna gore nispeten yuksek pencereleri sigdirmak cok zor olmuyor.

macbook air 13" 128gb

o senin dediğin en son çıkan air. en incesi. usb falan takılmıyor. önceki 13" airlerden al bak keyfine 2900-3100 civarı

macbook'ların farklı modelleri olduğu gibi bir modelin farklı konfigurasyonları da var.
bahsettiğiniz işler için şu anda nasıl bir işlemci, ram, ssd, çözünürlük ihtiyacınız oluyorsa ona göre seçim yapın. sırf fiyatına göre seçim yapmak zorunda kalırsanız başka bir marka bakın.

Örneğin standard air ile gelen 4gb RAM şimdi yeterli olsa bile bir süre sonra sizi yoracaktır. Alırken 8gb seçme şansınız var.

Bu arada son mesajdaki "en son çıkan air, usb falan takılmıyor" denilen air değil macbook.

sıkıntı yaşar mısınız sorusu size kalmış, sizin kullanım tarzınıza bağlı bir şey bu ama ben 11" macbook air tavsiye etmiyorum. bir yerden sonra çok ufak geliyor, zamanında 11" kullanırken son dönemde 13" edindim ve çok memnunum, size de tavsiye ederim. bu arada ben genel olarak performans gerektiren fazla bir şey ile uğraşmadığımdan da performans sıkıntısı yaşamıyorum.

Pro Retina hiç ağır değil yalnız, taşıması çok rahat.

13" kullaniyorum onceden az biraz idare ediyordum programlama yaparken ama simdi isyerinde harici monitor kullandigimdan beri iyice kucuk gelmeye basladi.
sonuc olarak 11" iyice kucuk

mac mini

D&R

D&R, ama magazalari internet sitesine gore daha pahali oluyor genelde.

kullanmıyorum. bug falan oluyor uğraşamam

kullanmıyorum, gerek görmüyorum. android 5.0.

bende kullanmayanlar arasındaym

iphone icin syphone tavsiye edilir.

Lg nin orjinali baya iyi

arkadaşlar kullanmıyorum demiş ama herkes bir launcher kullanmıyor mu? yani telefonla default gelen launcher'ı kullanıyosunuz sonuçta değil mi? ben zenfone'un kendi launcher'ını değil nova kullanıyorum, gayet memnunum. pile pek bir etkisi yok sanırım, süre gayet iyi gidiyor. pil kullanım istatistiklerinde de nova gözükmüyor.

kullaniyorum, nova launcher.
stock rom kadar hizli ve sade.
daha cok sarj yemiyor, animasyonlari kapatinca sorun olmuyor.

Aviate tavsiye ederim guzel ve hizlidir (Yahoo Aviate oldu adi sonra, o yani)

prospektusunde ozel olarak belirtmemis,
www.ilacprospektusu.com

miden hassas ise tok karnina alman iyi olabilir.

Bana tok iç demişti eczacı. Yemeğin hemen üstüne olmasa da, çok açlık hissederken de içmeyin isterseniz.

çocukluğumda gördüğüm dispanserlerdeki bir yazı hala aklımda; "aç diye belirtilmediği müddetçe ilaç tok karnına alınır"

kafana göre takıl, ama nurofen mideyi yorar biraz haberin ola. üzerine bişi yersen mide harabiyetin azalır.

eczanedeki ilaci satan kisi ("eczaci" olmak zorunda degil?) her seye "tok" yazar cok takmayin, prospektuse bakin, mide hassassa tok devam edin, hizli etki etmesini istiyorsaniz ve prospektusu ac/farketmez diyorsa ac alin.

Tüm dizi bu şekilde.

dea amcalar haric evet hep bu sekilde olacak.

Herkesin övdügü kadar var mı ?

ben beğendim. efsanemsi dizi. ayrıca dizimag den izlersen ingilizce altyazı seçeneği de var. ve evet ispanyolca konuşuluyor hep. dea amcalar bile ispanyolcayı söküypr

herkesin övdüğü kadar var bence bende izledim yeni sezonu bekliyorum.

karakterler ve yaşanmışlık olayın yansıtılması gayet güzel olmuş.

benim en çok hoşuma giden escobarın benzerliği karakter cuk diye oturmuş tip olarak yakın

tum dizinin bu sekilde olmasi acayip keyif veriyor. (bilmediginiz halde) evde ispanyolca parcalamaya basliyorsunuz bir noktadan sonra.

gecen sene arastirip continental ts850'de karar kilmis ve memnun kalmistim.

4 mevsim lastik kışı sert geçen yerler için tavsiye etmem
nokian wrd4 de michelin alpin de iyi lastikdir, bence micheline 250tl fazla vermeye gerek yok.

bu lastiklere alternatif olarak continental ts850 (geçen senenin testlerinde çok iyi sonuçlar almıştı)

www.hepsiburada.com

ayrıca good year ug9 da alınabilir
www.hepsiburada.com

Şunu da belirteyim bu lastiklerden good year dışındakiler yanakları kolay bombe yapan yumuşak lastiklerdir.

Yerinizde olsam hepsiburada fiyatlarını da gözönüne alırsak continental alırdım

mesela mesela:
^(https|http)://(www.|)[a-z]+(.ru)[a-z/]+.php

^.*?\.ru\/.+?\.php(\?.*){0,}$

basina http/https koymadim cunku domain demissin url dememissin :)
regex101.com faydali kaynak orada deneyebilirsin

çok teşekkürler arkadaşlar.

btcturkten havale ile al

paypal ile bitcoin satmak mantiksiz oldugu icin (parani itiraz edip geri alabilirsin, bitcoin yanina kar kalir) kimse paypal ile satmiyor.

araya girip soru sormak istiyorum. boyle yuksek fiyatli seyleri ustune "hediyedir" yazdirip getirterek gumruk vergisinden yirtma efsanesi dogru mu?

www.hobbyking.com boyle cakma birsey alabilirsin isini gorebilir... Feiyu da bilinen bir marka aslinda ama bu islerde nasil bilmiyorum.

dyson

fakir darky,
forum donanımhaber'de de çok övüldüğünü görebilirsin.
Dyson mutlaka daha iyidir ama buna göre çok daha pahalıdır.

@michael
şu mu? www.hepsiburada.com

Fakir darky bizde var, ben hic memnun degilim maalesef. Dogru duzgun hicbir seyi çekmiyor. Bizim ev kucuk diye almistik. Tamam haznesi kucuk, cok bir performans beklememek gerek ama bu hiçbir şeyi çekmiyor. Her şeyi viledayla tekrar almak zorunda kalıyorum. Eve gelen temizlikci abla da 'baska evlerde de var bu, hepsinde ayni sorun var' demişti.

Bim'in arada bi sattigi 50 liralik dikey supurge

F/p 10 numara. Ztn bim'e geldi mi o sbah kuyruk oluyo bimde :p

(git: 1001598)

m.teknosa.com
Bundan kullanıyorum çok memnunum dyson dan
ucuz başka alacağınıza iyisinden bi tane alıp ömürlük kullanmak en iyisi

bim de vardı bosch marka diye hatırlıyorum. alsam mı diye düşündüm ama incelemeye fırsat bulamadım.

89 TL.

bu haftaki insertte olacaktı.

inceleyin derim.

güzelse de söyleyin ben de alayım :)

bimdeki geçen haftaydı. black and deckerdı. sadece çakmak girişinex bağlanıp çalışıyordu.
para mühim değilse dyson'ın şarjlısı var. 2000+ tl

malesef çoğunun çekiş gücü çok zayıf. sonuçta evde kullandıklarımız 1500watt harcıyorlar.
hepa filtre gibi filtreleri de olmuyor

üstelik zamanla pilleri boşalıyor

tavsiyem iyi bir süpürge alıp eve koy. bir de ekstra uzun uzatma kablosu al.

dyson'un sarjlisini 180 dolara amazon'dan aldim (abd'ye gonderttim elden geldi) ufak tefek seyler icin kullaniyorum cok memnunum. burada 2000'e satilan modelin birkac ust modeli hem de. (agir isler icin 9 yillik ayri bir dyson'im var)

fitbit charge hr'a bak, amazon'dan soyleyince gumruk vs ugrasmadan (bastan gumrukten gecirme parasini amazon aliyor zaten) geliyor.

logicboard gitmiş olabilir. sıvı teması oldu mu son dönemlerde

hiçbir şekilde sıvı teması olmadı. düşme ya da darbe de söz konusu değil.

adaptor de bozulmus olabilir.

SMC sıfırlamayı deneyin: support.apple.com

geri dönen var olduğu yere inen var

dji phantom 3 var kullanıyorum,gps olan modellerde otomatik eve dönüş modu vardır kumanda ile sinyal kesilince cihaz menzil dışına çıkınca ilk kalkış noktasına otomatik olarak geri dönüp iniyor,gps kapalı olarak uçarsanız dediğiniz şekilde cihaz alıp başını gidebilir.

İyi olanlar yola çıktığı yere dönebiliyor. Ya da ev diye belirtilmiş bir gps kordinatı varsa oraya doğru. Bazılarıysa yumuşak iniş moduna geçiyor, yavaşça irtifa düşürüyor.

teknoloji gelişti. artık gps sayesinde tanımlanan noktalara dönebiliyor. hatta dediğin gibi herhangi bir jamm olayında gidiş yönünün tersine dönebiliyor.

www.helipal.com

www.telegraph.co.uk

Her modelde değişiyor ama evet dandik olanlar alıp başını gidebilir. DJI'ın modellerinde GPS üzerinden eve dönüş var sealth'ın dediği gibi.

gps mps yok, basit oyuncak tipi 100-120 liralık modeller.

radyo kontrolu soyle calisiyor, x milisaniyede bir refresh gonderiyor, o refresh gelene kadar da son aldigi komutu ("1. kanal %50, 2. kanal 0, 3. kanal %20, 4. kanal %3" mesela) tekrarlamaya devam ediyor. alicilarda "failsafe" diye birsey var ayarlayabilecegin, sinyalin koptugunu anlarsa failsafe pozisyonunda kendini kilitliyor. failsafe ayarlayip oldugu yere indirebilirsin aslinda. (%20 gazla hep alcaliyordur mesela, %20 gaz ve diger kontroller ortada olacak sekilde failsafe tanimlarsin, kendini duzeltip yavas yavas oldugu yere iner) radyo kontrollu ucaklarda failsafe geri donecek/yuvarlak cizecek seklinde tanimlaniyor ornegin, kesildigi yerde yuvarlak cizmeye basliyor, bir noktada yaklasmis olacagi icin tekrar kontrole giriyor (diye umit ediliyor...)

aldığın drone'a bağlı. ucuz drone'lar son aldığı komutu uygulamaya devam ediyor. ancak phantom parrot gibi drone'ları uygulamayla kullanırsan menzil dışına yaklaşınca uyarı vermeye başlar. bazı modeller menzil dışına çıkınca (GPS ile haberleşenler için) başlangıç konumuna geri döner. eğer menzil dışına çıktığını anlarsan yine bazı modellerde home tuşu ile geri çağırabilirsin.

bi de 100 liralık drone'dan ne bekliyosun ake sdfs içini bi aç bak ne bulucaksın :)

peki başka soru. şarjı bitince ne oluyor? zaten hepi topu 7-8 dakika uçuyordu. kaybeymeden önce de 4-5 dakika oynadık. tek umudumuz çok uzağa gitmeden şarjı biter de bir yerlere düşer dedik ama epey geniş bir çevreyi taradık bulamadık. ya rüzgarda aldı başını iyice uzağa gitti, ya otların içine düştü ki o zaman bulmamız mümkün değil, ya da yakındaki üç blok apartmandan birinin damına kondu. onu da kapıcısıa ulaşırsan bugün sorucaz.

dandik de bi kamera vardı üstünde, 8 gb hafıza kartı da gitti. giderken video kaydı açıktı. en çok da neler çekti onu merak ediyorum :) ha bi yolu olsa da ulaşılsa ordan da bulunur da neyse, demek ki ya evin içinde oyniycaz, ya da 2 adam boyundan fazla yükseltmiycez.

hangi model quad var sende? benimki de menzil dışına çıkıp apartmanın üstüne yönelmişti. damda kaldı sanarken yandaki ağaçta bulduk. pili bitse bile uzun süre uyarı ışıkları yanıyordu benimkinin ordan farkettik. modelini verirsen ne kadar yükselmen gerektiğini söyleyebilirim belki benimkiyle aynıdır :)

valla uçsun, 3 yaşındaki oğlumu ve sıfatı 36 yaşında olup içi çocuk olan babasını eğlendirsin, beklentim bu. elbette ki büyük bir beklentim yok. gopro takıp havadan çekim yapmayı düşünmüyorum. ama menzil dışına çıkınca uçup gitmezse de iyi olur tabi. hani hiç olmadı sinyali kaybedince kaybettiği yerde bütün enerjiyi kesip düşmeye başlasa ona da razıyım. 15 liraya aldığımız uzaktan kumandalı araba (bak bundan da büyük bir beklentim yok, modelci, rc'ci değilim, çocuğu eğlendiriyorum, işporta tezgahından 15 liraya alınmış anteni olduğuna göre radyo frekansıyla çalıştığını düşündüğüm ufak bir uzaktan kumandalı araba) kumandasından uzağa gidince duruyor mesela. "ulan en son gidiyordum, sinyali çekmiyorum ama hala gideyim" demiyor. çekmediği noktada duruyor. bu da duraydı, en kötü ihtimal düşüp kırılırdı, veya düşerken koşup yakalardık, veya sinyali yakalayıp tekrar uçururduk. bilinmezliğe doğru gitmezdi böyle.

9,3 ya da 10,3 seklinde

9-3 yada 10-2

9-3 yada 11-3 oluyor genelde
yol uzuna 12 dende tutabiliyorum

7-5, 1-11

sol elim 10-11 arasında tutuyorum, sağ elimi de uzun yolda bacağıma veya vitesin üzerine koyarım, eğer şehir içinde sürüyorsam 5'de durur, döneceksem veya acil bir şey olursa 3'e doğru alırım elimi.

12-3 tutuyorum ben. hızımı artırdığımda 10-2 tutarım ama.

ben sürekli değiştiriyorum ama iki elim de 9 veya 3'ün altına düşmüyor.

Değişiyor ama 10-2.

9u çeyrek geçe.

Uzun yolda sol elim altıda durur, kısa mesafelerde 12 de. İki elimi çok nadir kullanırım. Sağ elim direksiyonda, teypte ya da hatunun bacağında olur.

uzun yol kisa yol farketmez hep 9-10 arasinda oluyor benim. hatali mi yapiyorum ki :s

Hızım 100 ün uzerindeyse 9-3, onun dışında bir el viteste diğeri 11 de olacak şekilde kullanıyorum. Duran trafikte ise dizimi 6'ya dayıyorum. :/

5-6 ve 7'nin olduğu kısımlarda tek elle gezinip duruyorum.

@jedilance bosuna kolun yorulur hızın dusukse tek el yap. Sokak aralarında sag elın vıteste olsun

9-3
rahatsam da sadece 6

9, rahatsam 7 (tek el, sol)
9 ve 3 (cift el)

9-3
10-2

9-3. Ama sağ elimi pek kullanmam.

7-8, 10-11

Sol elim 10 buçukta duruyor. Sag elim viteste. Park ederken falan sadece sol elimin iciyle ceviriyorum cok pratik geliyor.Geçen gün iki elimle de neden tutmuyorum ki dedim bir denedim hiç olmadı.

sol el 10 sağ el 11

şaka lan arabam yok.

doğrusu 10-2'ymiş galiba, ben sürmüyorum araba ama sürersem 10-2.

9-3 ya da 9-2

rahatsam sadece 10 ya da 7-5. onun haricinde 10-4 ama hiçbir zaman sabit durmuyor elim. direksiyon üzerinde sürekli geziniyor. sıkmadan tutuyorum.

yalnız 12 çok tehlikeli, hareket kabiliyetini ciddi anlamda düşürüyor. 20 sene önce filan havası vardı o tutuşun :)

@giggs zaten hep tek el kullaniyorum ondan dedim yanlis mi acaba diye.
12'den tutmak daha mi mantikli hem saha hem sola ani kirmalarda daha cok cevirme alani sagliyor

@jedılance bence rahat oluyor

genelde 10:10, yorgunsam 09:15, son zamanlarda ise sol el 09 sağ el vites (otomatik vites olmasına rağmen)

100-200 kmde bir mola ver

mola vermeyi ihmal etme.

yanında nakit para bulundur. stepneyi kontrol et. sık sık mola ver ve en önemlisi acele etme.

Ben de geçenlerde 1000+ km'lik ilk uzun yol şöförlüğümü yapmıştım. Lastik basıncı, yağ, su ve yakıt kontrollerini yaptığınızı varsayarak devam edeyim:

- Siz sol şeritteyken arkadan yol isteyen tezcanlı bir "şirokko" olursa acele etmeden, sinyalinizi vererek sağ şeride geçin ve öyle yol verin. Beklesin.

- Sürekli göstergeye bakmayın, "kaç km oldu" diye sık sık kontrol ederseniz o yol bitmez, sıkılırsınız. Sıkılınca da dikkatiniz dağılır. Müzik dinleyin, sakız çiğneyin, seviyorsanız kafeinli soğuk içecekler için.

- Emniyet kemeriniz takılı, takip mesafeniz yeterli olsun.

- 3 saate bir en az 15 dakika mola verin, hem gözleriniz dinlensin, hem de az yürüyün, bacaklarınız açılsın.

- Kaç km hızla gidiyorsanız gidin, yağmur yağıyorsa o hızınızı %50 düşürün.

- Araç sürerken bir anlığına olsa dahi telefona, GPS'e, sigara paketine vb. dokunmayın.

- Yolda kendinize bir oyun arkadaşı bulun. Misal önünüzde giden bir aracı gözünüze kestirin, onu kıyı kıyı geçmeye çalışın. Geçince bırakın, o sizi geçsin. Böyle böyle kararında bir hızla birbirinizle yarışın, vakit geçer, kafanız dağılır.

Hayırlı yolculuklar...

150 ile gidince fazla vakit kazanmıyorsun. max. 100-110 ile git. güvenlik faktörünün yanı sıra benzin tasarrufu da yapmış olacaksın. şehir - ilçe merkezlerine girişte yavaşla. radar olabilir.

en az 4 - 5 kere mola ver.

arac icinden kapilari kilitle.

Belirttiğin mesafede yüksek hız seni yormaktan başka hiçbir işe yaramaz. Zira yüksek hızda araç ne olursa olsun insan daha fazla kontrol etme ihtiyacı hissediyor ve hata toleransı azalıyor. Haliyle hem ayağınız her an önlem almak için fazla kasılıyor hem de beyin olarak yoruluyorsunuz. Dediğiniz mesafe bu heyecanı kaldırmaz. Usul usul 120 130km bandında gidin.

çok çok teşekkür ederim herkese cevapları için. kişiliğim ve arabam hız yapmaya zaten müsait değil. 2007-1.2 opel corsa en fazla 120 yapıyorum ki dediğiniz gibi 100 km hız otobanda ideal hız.

2 gündür sabah saat 7'de kalkıyorum kendimi alıştırmak için.amacım sabah 6'da çıkıp mümkün olduğunca gün ışığından yararlanmak. normalde kahve sevmem günde 1 tane içsem gece uyuyamam. yolda uykum gelirse nerde olursa olsun dururum yatarım da kendimi zinde tutmak için yolda kahveye falan yüklenmek iyi midir yoksa refleksleri zayıflatır mı?

İlk defa uzun yol yapacak biri için >1000 km'yi tavsiye etmem.Tek şoförsen arada bir yerde 3-4 saat uyu

hem tek başına hem de ilk uzun yol ise 1200 km çok fazla.

ya ne fazla olacak, kullandıkça açılırsın hocam sen, molayı bol tut, yorulmadım diye uzun uzun gitme. en fazla 3 saatte bir mola ver, zaten çok trafik de olmaz yollarda herkes işinde gücünde. rahat rahat gider gelirsin.

bilmem yardımcı olur mu ama ben aynısını pegasus için yaptım, işe yaradı.

thy uçtuktan 3 gün sonra yüklüyor milleri.
pegasus online check in yapana para veriyor.
yani no.
uçman lazım.
sen yine de check in yap istersen ama

genel kural "ucus yapilmazsa mil kazanilmaz" diyor, ama gizli ozne burada yolcu mu yoksa ucak mi onu bilemiyoruz.

öğrendiğime göre uçağa binmezsem mil kazanmıyormuşum.

ikinci el alırım diyorsan kia ceed öneririm. muadillerine göre çok dolu bir donanıma sahip. yakıt konusuda ne fazla ne az diyebilceğimiz cinsten.

www.alfaromeo.com.tr el

ben 50.000den biraz fazlaya 2. el 2011 alfa romeo giulietta spor paket aldim. Spor araba seversen.

agnellimotorpark.ie

Şehir içi biraz fazla yakabilir normalden, şehir dışı uygundur çok ama.
Yedek orijinal parçaları çok pahalıdır ama. Kaskosu da biraz öyle.

Polo GTI veya Golf 6 2012 model

giulietta, c'eed, olmadi seat leon olabilir...

Kia cee'd yerine pro ceed bakabilirsiniz. 204 hp, direksiyon hissiyatı biraz kötü ama sorun değil.

2005 Megane RS alabilirsiniz. İstanbul da 44.000km de temiz bir tane var. 225 hp, mis.

2001 ve üzeri Impreza wrx alıp, 4-5 bin liraya motorunu biraz gıdıklayabilirsiniz. 250+ hp.

Temizini bulabilirseniz SLK 230 compressor. 193 hp, cabrio.

İri yapılı değilseniz Z3 2.8, 193 hp. Bulabilirseniz Z3M, 321 hp.

Biraz daha güçsüz olabilir derseniz Alfa Mito Quadrifoglio Verde, 170 hp.

Fiyatları 60 civarı olsa da, Giulietta Quadrifoglio Verde, 235 hp.

Ya da Volvo C40 2.5 235 hp, S60R 300 hp.

Bonus: Subaru Legacy Boxer Dizel 150hp. Map yaparsanız 180 hp civarına çıkıyor.

50-60 bin verip 100 beygirlik bir şey almayın, yazık yani.

1.2 tsi leon

Led Paket Leon alabilirsin o paralara. Ben yeni aldım çok kral araba. İkinci eli de çok rahat

Led leon senin gibi genç adama gider. ya da alfo romeo giulietta.

kibris.com.tr burayi gezdin mi :)

toplu tasima aksam 6'da filan bitiyor, zaten nadir var, isini gorurse iyi. girne'de sehir icinde taksiler de sabit ucret 8 lira miydi neydi, emin de degilim gerci belki degismistir. toplu tasima gitmeyen yere/olmayan saatlerde saga sola oyle takilabilirsin. magusa'dan geri donmek icin son otobus saatini denk getirmek kesin sorun olacaktir ama.

alternatif homini girtlak yapabilirsin, uzak da olsa camlibel'de yorgo kasap restoran var mesela, gerci biraz kazik (ve yogunluk varsa hizmet bakimindan iyi olmuyor) ama lezizdir, sarabi da guzeldir mezeleri-eti de.

ek olarak lapta'da "hill top restaurant" var, yiyebildigin kadar yiyorsun manzaraya hakim sekilde. yine et, kebap, tavuk, meze, icki seklinde.

bir de madem gidiyorsun mardo subelerinden cikma her gun baska dondurma ye. restoran isleri tabi ki birkac kisi gidersen eglenceli olur.

denize girmek disinda denizle ilgili baska seyler yapabilirsin, sezon kapanmamistir umarim. parasailing, dalis vs. aksam da sezonu kapatmamissa club locca'da dans edebilirsin, escape beach club'in yan tarafinda.

alevkayasi'na piknige gidilebilir, ama arabasiz zor. o cevrede (girne dag yolu) 2-3 tane restoran da var, denenebilir.

girne'deyken stonegrill'de de et yemek lazim, oldukca iyi. firsatkibris'ta bazen kampanyasi oluyordu.

1. Budget, Intercity vb. gibi büyük (araçları kaskolu) firmaları tavsiye ederim.

2. Araç kaskoluysa sorun yok, olası bir kazada polise tutanak tutturmanız yeterlidir.

3. Aracı birden fazla kişi kullanır ve kayıtlı kişiden farklı birine denk gelinirse (olası bir kazada) tüm haklarınız yanar, kaza, servis ve aracın yatış bedelleri cezalı halde toplu olarak istenir. Bir kişi daha sürecekse onun da adını bedeli mukabilinde kaydettirin.

4. 18'den büyük ehliyetli her vatandaş aynı muameleyi görür. Ehliyet sınıfı önemli, B sınıfı ehliyet otomobil kiralayabilir. Bu ayrıntıya dikkat edin, yeterlidir.

5. Ehliyet fotokopisi sizdeyse yeterli olacaktır.

NOT: Araç kiralamayalı uzun zaman oldu. Yukarıdaki bilgiler şahsi tecrübelerim, zamanla değişiklikler gerçekleşmiş olabilir. Sürç-i lisân ettiysek affola...

once bayram icin kiralik araba bulup bulamayacaginizi bir arastirin, gec kalmis olabilirsiniz.

1- central
2- 90 tl ek ücret karşılığında 500 TL ye kadar tüm hasarlardan sorgusuz sualsiz korunuyorsun, polis tutanagi ivir zivir gerekmiyor.
3- tek sürücü yeter
4- olmaz
5- evet, kimliği de yeter.

2 hafta önce kiraladım Dalaman'dan Polo TDI. 3 bin kilometrede tertemiz geldi araç. ek korumayla 6 gün 720 TL ödedim. 3 kuruş fazla ver başın ağrımasın.

Yarı açık kapı demek. Cereyanda çarpmasın diye eşikle arasına yastık sıkıştırılmış kapı gibi.

"En az 3" demek olabilir mi?
Google translate actim, korece sectim, mikrofonu sectim, to-odese dedim, 적어도 세 yazdi, "At least three" dedi. Ok tusuna basarak dilleri ters cevirdim, "jeog-eodo se" yazdi, hoparlore bastim, senin yazdigina benzer bisey dedi.

edit: yari acik kapi degil, kapi "mun" demek sanirim ya da google translate oyle diyor :)

Arkadaşlar öneriler için teşekkür ediyorum. Dodo kuşu demekmiş bu arada :)

evde hikvision ds-2cd2432f-iw kullaniyorum cok basarili, goruntu kalitesi de cok iyi (1080p) ve 180 dolar gibi bi paraya aldim. (130 dolara da almak mumkundu, ama firmware vs. sebebiyle 50 dolar fazla vermeyi tercih ettim)

2432 ya da daha ust bir model ise memnun kalirsiniz. oncesini bilmiyorum.

hikvision çin kökenli dünyanın en büyük cctv ekipmanları üreticisinden birisidir,bu sektörün içerisinde değilsen markayı duymamış olman normaldir,dunlop ise dahua veya hikvision fason üretim cihazlarından birisidir ithalatçı firma kendi markasını basmış,tam marka modelleri yazarsan ürünler hakkında bir yorum yapabilirim.

SEM tabi ki. Webtures, seohocasi filan lamer ergen sürüsü

slm,

üstteki cevaba binaen yazıyorum. webtures'ın pek lamer ergen falan olduğunu sanmıyorum. kaan gültenin bir ktabını okumuştum. çalışmadım kendisiyle belki @theodor bir tecrübeye sahiptir de bu kanaati edinmiştir bilemicem.

İş kitapla olsaydı şu ergene de edebiyatçı derdik: www.gencyazi.com

Webtures ve seohocasi ekşisözlüğe parayla entry girdiren, bu ortaya çıkınca eleştiri entrylerini ve başlıklarını sözlüğün dombilisine sildiren ergen topluluğudur.

Seozeo, iProspect ve SEM bu sektörün adam akıllı şirketleridir.

SEM :)

SEM ve iprospect ile çalışıp onbinlerce lirasını çöpe attığını söyleyen arkadaşım oldu ama diğer firmalardan hiçbir olumsuz yorum duymadım açıkçası.

ZEO yeteri kadar ilgilenmiyor ona rağmen yüksek fiyat çekiyor. Webtures nispeten düşük fiyatı firmayı kalitesiz gibi gösterse de sağladıkları performans fiyat/performans sonucu açısından daha fazla avantaj sağlıyor. Ben başkaları gibi duymadım bizzat deneyimledim.

telefon çıkar. çünkü kayıtlı. iade prosedürü amazonda nasıl işliyorsa ona göre hareket etmelisin. adamlar sallıyorum iade adresini sana verirler. işte en ucuz takipli kargo ile gönder üzerine şu şu formu koy doldur derler gönder bize, bizde sana telefonun ücretini ve kargo ücretini geri iade edelim derler vs...

pts.net 'e bir bak, iyi fiyat veriyorlarmis.

pts ile 100 liraya gonderdim cumartesi ogleden sonra.
En gec yarina kadar teslim edilecekmis. Gumrukte herhangi bir sorun cikmamis.

Belki birine faydali olur, dursun burda.

Fiyat iyiymis, 34 dolar. ABD'dan gelen paketlere (FedEx) 27 dolar veriyorum ben. Aradaki 7 dolar da tr farki olsun :)

Aynen oyle cumartesi aksam cikan paket pazartesi oglen ellerindeydi :)

amazon iade için verdiğimiz kargo ücretini de bize ödüyor mu yani?
ya da garanti için amazona gönderebiliyor muyuz mesela sorun olursa aldığımız üründe? yine kargo ücreti karşılanıyor mu?

Kargoyu ben odedim, geri odeme yapicaz dediler..

türkiye'nin telekominikasyon politikası ile ilgili bir problem ve genellikle kaçak imei numaralı telefonların takibi ve terör konusunda takip amaçlı yürütülüyor. sadece cep telefonunda değil tüm elektronik alanında ve otomobilde de ciddi vergi kazancı elde ediyor devlet.

devletle vergi ile ayakta tuttuğu için türkiye ciddi istikrarı olan bir devlet olamadığı için vergi toplayamıyor. örneğin almanya'da vergi kaçırmak ciddi bir suç iken ve takibi çok ciddi iken türkiye'de herkes istediği gibi vergi kaçırabiliyor. devlet ise belli kalemlerde kendini garantiye almak istiyor.

örneğin almanya'da tv veya radyo vb. yayın alıcısı her türlü haneden vergi alabiliyor devlet ama bizde devlet bu vergiyi toplayamadığı için televizyon alırken trt bandrolü diye bir vergi sistemi ile işletiyor bunu... ne kadar ilkel olduğu malum. iletişim vergisini de gidip gsm operatörlerinden topluyor, herkes telefon kullandığı için bir şekilde ödemek zorunda kalıyor o vergiyi başka bir yol ile....

tabi şirketler de bunlardan ciddi kazançlar elde ediyor, çünkü pazarın da kontrolü kendi ellerinde oluyor ve istedikleri fiyat politikalarını ülkelere göre belirleyebiliyorlar. bunu tabi işletim sistemi güçlü ve imei değişimine izin vermeyen telefon işletme sistemleri yapabiliyor. onların dışında malum tüm imei numaraları da değişebiliyor.

sizi ikna edebildi mi bilmiyorum bu açıklama ama türkiye'de bir çok uygulamayı anlamak zor.

Cep telefonu sim kart takildigi icin kolay takip ediliyor, zaten sim kart takilan tum cihazlarda (tablet vb) bu vergilendirme var.

Yoksa kamerayi, laptopu gsm agina baglayamiyorsun, dolayisiyla takip edilemiyor.

Turkiye'de olmasinin sebebi devlet direkt vergileri toplamadigi icin dolayli vergilere (ozel tuketim vergisi, yol yapmak icin kullanilan deprem vergisi, o vergisi, bu vergisi) abaniyor.

bu da ülkemizdeki anlamsız uygulamalardan biri ancak o saydığınız sebepler yurt dışından dönerken yanında telefon getirip onu pasaporta işlettiğin zaman geçersiz oluyor. madem öyle sorunlar var hiçbir şekilde izin verme o halde değil mi?

vergisini ödeyelim, emniyete gidip kayıt ettirelim desen bile devlet buna izin vermiyor. anlamsız gelen bu.

ithalatci lobisinin bok yemesi. iphone'lari fahis fiyata kakalayamayinca (eh gumruk vergisi kdv onlarin da kurtarmiyor olabilir kar marji vs. ama cakiyor da olabilirler) yasaklatmayi tercih ettiler. aynisini kozmetikciler de yapti, kozmetik de alinamiyor.

sim kart takılan tabletlerde böyle bir kayıt işlemi gerekmiyor, yukarda biri yazmış ama öyle değil.

yurt dışı vs. durumlar için şart olan
karnesinde ki aşı - sahip - kediciğin adı gibi birçok detayı deri altında bulunduran
kaybolduğunda bir veterinere ulaştırılması halinde deri altındaki bu hede ile sizin iletişim bilgilerinize sahip olunmasını sağlayan hede hede.

zararı yoktur. kedinizin dışarı çıkma ihtimali yoksa ( 7.kat gibi yüksekte yaşıyor ve hiç dışarı çıkmıyorsa ) bence gereksiz.

bizim veterinerin bize dediğine göre mikroçipteki bilgileri herhangi bir veteriner değil, sadece mikroçipin kayıtlı olduğu veteriner görebiliyor. online ya da paylaşılan bir veritabanı yok. ben veterinerimizin yalancısıyım. herhalde @qxgviper'in de bir bildiği vardır.

edit: bize söylenen şuydu: kedi kaybolup da bulunduğu vakit herhangi bir veterinerde okuyucuyla da sahibe ve kediye ait bilgileri göremiyorsun çünkü (okuyucusu olan) tüm veterinerlere açık bir veritabanı yok.

Cip okuma zimbirtisi cok pahali bir alet oldugundan cogu veterinerde yok zaten, kayip hayvanin bulunmasi icin esas gereken kunyedir tasmasina takilan. Cip yasal zorunluluk ama.

@mutevazi'nin dediği gibi cihaz'a sahip veterinerlerce okunabiliyor.
@whimsical olay online olmakla alakalı değil. çipin içine mevcut veteriner cihaz ile adı bu, sahibin iletişim bilgileri bu, yapılan aşılar gibi bir takım verileri giriyor.
sen hayvanın ile bir veterine gittiğinde cihaz ile okuyor ve verilere ulaşıyor. yeni aşı yapıldı diyelim güncelleniyor.

tüm veterinerler de var demiyorum ama çip hizmetini veren veterinerde de bulunmaması ihtimalini anlayamıyorum...

cipin icine bilgi girilmiyor seri numarasi var, kalani online database'de. pet kimlik vb diye aratabilirsiniz.

Çipli benimkiler. Çipi taktırıyorsunuz, aşılarını maşılarını çip bilgisiyle beraber online database'ı giriyorlar. Bu arada size de barkod gibi bir şey veriyorlar, bu barkodu okutunca o database'e erişebiliyor okutan kişi. 50 tl miydi neydi biz taktırdığımızda 2-3 sene önce. Şimdi de çok artmamıştır muhtemelen.

yukarıdaki cevabıma edit girdim (hatta cevapları ilk okuduğumda bizim veteriner hatalı bilgi vermiş diye düşündüm ama tekrar okuyunca görüyorum ki "barkod" lazım ve hatalı bilgi vermemiş) de şunu da yazayım:

benim bildiğim çipin esas işlevi kedinin kaybolması halinde ortaya çıkan sahiplik, iletişim, aşı bilgisi ihtiyacını karşılamak. kedin kaybolduğu zaman onu bulan kişi x veterinere gittiğinde x veterineri elindeki okuyucuyla çipi okuttuğu zaman bilgilere ulaşamıyor çünkü senin kedinin bilgileri y veterinerinde kayıtlı. barkodu vermen lazım ki x veterinerinde de çıksın bilgiler.

sizin yazdıklarınıza göre de kedini ancak kendin elindeki barkodla götürürsen bilgileri görüyorlar diye anlıyorum. barkod olmadan bir şey görmüyorlar diye anlıyorum. doğru mudur?

aşı takibi için zaten karne var.

@whimsical o zaman taktırmanın bir esprisi kalmıyor ki, sadece takan veteriner görebiliyorsa?

biz de zaten o yüzden taktırmadık. şimdi arkadaşlar görünüyor yazınca ben de bir heyecanlandım ama araştırınca da veterinerimizin dediğini doğruladım:

"Güvenlik ve Gizlilik:

Petkimlik sisteminde kayıtlı olan pet sahiplerinin iletişim bilgileri kaydeden kurum dışında başka kurum ve kuruluşlarca görüntülenemez. Sistemde görüntülenen bilgiler pet'in bilgileri, sağlık karnesi, pet sahibinin adı soyadı ve hangi kurum tarafından kayıt altına alındığı ve bukurumun iletişim bilgileri ile sınırlıdır.Sisteme pet sahiplerinin iletişim bilgilerinin de girilmesi mecburi değildir. Bu sayede kayıtlı kişilerin gereksiz şekilde 3. şahıslar tarafından rahatsız edilmesinin önüne geçilmesi sağlanmıştır."

kaynak: www.petkimlik.com

ek: ama en azından şu varmış: "hangi kurum tarafından kayıt altına alındığı ve bukurumun iletişim bilgileri"

yani x veterinerine gidince de bu hayvan y veterinerinde kayıt olmuş diye çıkıyormuş. öyle anladım.

ben iki kopegimi chip'lettim, ikisini de hicbir sisteme islemediler. kac defa soyledim veterinerlere ve artik pes ettim. siz kontrolunu yapin kaydi yapilmis mi, nereye yapilmis. ucretli diye yapmiyorlar. uc bes lira icin.

queenvacuum.blogspot.com.tr
yapmayın demişler. bazıları da çekmiyor demiş diye okudum demin.

kullanma kılavuzunda da cam kırıkları vb. ile ilgili ibare göremedim.

güzel soru ayrıca.

Her süpürge tavsiyesine aynı şeyleri yazıyorum ama dayanamadım yine.

Toz torbasız ve sulu süpürgelerden uzak durun. Toz torbalı olarak Nilfisk ve Miele öneririm. bütçenize uygun olanını alabilirsiniz. Hiç bir modeli üzmez.

Referans : forum.donanimhaber.com

Ayrıca çeşitli duyurulara yazdığım bir çok bilgi var. Aramaya sahip çıkalım.

donanımhaber'deki başlık onlarca sayfa. hatta içinde benim 3 yıl önce rowenta silence force'a yaptığım halıda yürümeme yorumum da var. hepsini okumak mümkün değil. okayabildiğim kadarını okudum, 9912 diye de, dyson diye de arattım okudum, hiç camla toprakla alakalı bir şey yok. her tavsiye eden tozdan kıldan bahsetmiş. aramayai nanmak yetmiyor, bulunmak istenen bilgiden bahseden yoksa zebbaha gadder dens, yine de bulamıyon.

süpürgemiz çöp torbası değil, bunu anladık. iyi de abi benim evimin kiri de sırf toz değil ne yapıcaz? dandik arçelik 9 sene sonunda patlayarak bozuldu. babamın 90'lardan kalma miele makinesini ödünç aldımi o da hiç çekmiyor gibi.

valla bilmiyorum. emin olamıyorum.

Miele nin modellerine de bakın. Torbalıdır ama çekiş gücü ve malzeme kalitesi üzmez. Annemlere 2 sene önce Miele S5211 aldım, çok memnunlar. (torbası diğer markalara göre pahalı oluyor galiba, bir bakmak lazım)


Ne yaparsanız yapın, sulu model dedikleri tozu suya çekenlerden almayın.

Her şey çekiliyor, yani biz acımasızca çekiyoruz ve hala sapasağlam. Gidip filtreye takılırlarsa sonradan filtreyi temizlemek biraz zor oluyor ama performansında bir değişiklik olmuyor. Şimdi yeni model Dyson Cinetic'lerde o filtre yok, belki daha da iyidir. DC32 Animal Pro galiba bizimki. Hatta bu 2.si, ilkinin haznesini kaybettik de.

Şöyle de bir şey var.
www.dyson.com

Benim dyson dc19 2006'dan beri herseyi cekiyor. Gittim sarjlisini aldim (dc58) o da herseyi cekiyor. Su haric ama, islak olmamasi lazim cektiginiz seylerin.

Dediklerinden pek birşey anlamadım ama Karaköy'de Bankalar Caddesinde bayaa bir elektrik-elektronikçi mevcut. Yolun düşerse o tarafa bakmalısın.

direnc.net robotistan roboweb ilk aklıma gelenler. Dh elektronik bölümüne de bak antin kuntin görünen ama ucuza satan online siteler var orada da.

istanbul'da bile smd satan yer oldugunu sanmiyorum. aliexpress ya da ebay'den 100'er 100'er getiricen anca. ben oyle yapmistim. karakoy esnafindan birsey beklemek mantikli degil. (bkz: selanik pasajı/#38355998)
hele ki 0402. 0805 ya da hadi 0603 olsa bir ihtimaldi (evde var 100'er 100'er) ama 0402 cok ufak be.

besinci edit: ankara'li arkadasim dedi ki ankara konya sokak'ta akla hayale gelmeyecek seyler varmis.

gümrük vergisi ödendiği için hiçkimse ile muhattap olmuyorsunuz. kralı gelse dokunamıyor.

bizim çingeneler yüzünden amazon kargo secenegini 3'e çıkardı. standart shipping ucuzlatıldı. eskiden yalvar yakar bedavaya yaptırıyorlardı bazı yöntemlerle bu şekilde baktılar olmuyor bedava yerine bedavaya yakın bi kargo ücreti secenegi çıkardılar.

gümrük vergisi geri ödemeside normalde geri iade edilmiyor. ama oda çingene işi
hata yaparlarsa özür amaçlı belki geri iade ederler. ama öyle bişey yok. deneyin şansınızı belki yaparlar. nede olsa onada çare bulacaklar çarede tr'ye birdaha bişey göndermemek veya tr piyasasına direk girmekle olacak.

hani orada 37,02 çektiler ya amazon firması okadar dürüst ki diyelim o çekilen tutar 30 dolar tuttu 7.02 fazla diyerek çekilen karta iade ediyor. t.c gümrük mevzuatına uygun hareket ettiği için ve çalıştığı gümrüklü şirketlerinden dolayı çok ciddi sorunlar yaşanmıyor.

hiçbiri ptt ile gelmiyor sanırım. en son türkiye'de yurtiçi kargo ile anlaşmalılardı, sonra sürat oldu diye okudum ama tam bilmiyorum. en sondaki dhl ile geliyor onu biliyorum.

Cevaplarınız için teşekkür ederim

ben 8 ay kadar önce samsung gear live aldım. ciddi bir miktar import fees aldılar. cihaz geldikten 60 gün sonra ödediğim miktarın tamamını iade ettiler. öyle ki dolar arttığı için fazladan ödeme yapmış oldular.

geçen ay amazondan 3 ürün aldım 3 ü de 10 gün içerisinde geldi önce bunu söyleyeyim. siz en ucuzu bile seçseniz dert etmeyin. kargolar bana yurtiçi ile geldi bunu da belirteyim.

import fee hakkında da şunu okudum ne kadar az öderlerse geri kalanı sizin hesabınıza iade ediliyor. yani dediğiniz gibi bi ihtimal hiç gümrük ödemediyse amazon, size tamamını iade eder, 17 ödediyse 20 iade eder vs

öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim. cihaz gümrüğe takılırsa benim herhangi bir işlem yapmam gerekiyor mu? Yoksa parasını ödediğim için sıkıntısız bir şekilde eve geliyor mu?

en ucuz kargo i-parcel ile gelenler (3-4 farkli sefer) pts.net uzerinden surat kargo ile geldi bana.

expedited sectigim bir urun aramex ile cikti sonra iade oldu (tr'ye kadar gelmeden, abd icinde) sonra konustum ek ucret almadan dhl'e upgrade ettiler. daha sonra dhl'de de gecikme yasaninca ilk odedigim expedited shipping parasini iade ettiler. import fees parasini iade etmediler. (urun gumruge girmisti. zaten gumruge girerse ne kadar masraf cikar onu dogru hesapliyorlardir)

simdi yeniden expedited ile birsey soyledim bu sefer i-parcel ile cikarmislar. ama cok beklemeden hizli cikti bu sefer.

Teşekkürler.

cihazın beyaz rengini almaya çalıştığımda yaklaşık 10 dolar daha az import fees deposit çıktı bunun nedeni nedir?

dji phantom türkiyede de yedek parçasını rahat bulacağınız marka.

onun haricinde yuneec modelinede bakabilirsin. bende yuneec 500+ var.

cevap için teşekkürler. yuneec leri bilmiyordum. hoşuma gitti. memnuniyetiniz ne düzeyde? eğer her ikisini de kullandıysanız P3 ile karşılaştırabilir misiniz?

mekatronikci oldugunuzu belirtmemis olsaydiniz cevap yazmazdim bunu oncelikle belirteyim :)

dji'in plastik kendin yap cinsi frame'leri (ve bunlarin klon'lari) var. f450, f330 diye gecer. oncelikle bunlara bulasmayin. esneme ve dayaniklilik problemleri oluyor, verimsiz oluyor. phantom'lar guzel, tahmin ettiginiz gibi. 2. el bir phantom 1 ya da 2 alin, eski tip. ama rcpano.net'te gecen arkadas icin baktim, fiyatlar oyle kelepir degil herkes birilerini kaziklama derdinde gibi gorundu bana. ama parcalari bir sekilde ve ayri ayri yurtdisindan getirebilirsiniz tabi.

goruntu almak icin gps ozellikleri (gps hold, return to home) ve reliability cok onemli. cunku araci kullanirken goruntuye odaklanmak isteyeceksiniz, aklinizda aracin ucup gidebilecegine ya da dengesiz davranacagina dair suphe olmamali. o yuzden phantom serisini tercih edin. diger cin mali urunlerde motorlar fircasiz motor dahi olmayabiliyor. ilk cikan phantom'larda home position'i almazsa sinyali kaybedince ucarak cin'deki fabrikaya donmeye calisma olayi :) vardi, naza'nin (dji'in flight controller'i, phantom'larda da o kullaniliyor) yazilimini hep guncel tutarsaniz boyle seylerle karsilasmazsiniz saniyorum.

phantom'u aldiniz, uzerine bir adet gimbal ve gopro baglayacak, gopro'nun analog video out'unu da "vtx" denen video transmitter ile 900mhz/1.2ghz/1.3ghz/5.8ghz ile yere aktaracaksiniz. yerde bu sinyali alacak bir "vrx" ve ekran ya da gozlugunuz olacak ki goruntuyu gorebilin. ayrica yere aktarilan goruntuyu "dvr" ile (35 dolara bulabileceginiz en dandik dvr is goruyor) kaydetmeniz kaza durumunda araci bulmak icin faydali olabilir. "osd" de takarsaniz gps koordinatlarini ve aracin pil vb. durumunu downlink uzerine aktarabilirsiniz, bunun icin dji'in phantom/naza ile uyumlu bir osd urunu var. video aktarim frekansi olarak 1.3 tavsiye ederim, en cok urun ve anteni bu frekansta bulursunuz. ama kumanda 2.4 ghz ile calistigi icin video transmitter ("vtx") ile anteni arasina low pass filter takmaniz gerekiyor ki video yayini 2.4ghz alicinin almaya calistigi sinyali etkilemesin.

yerde goruntuyu izlemek icin fatshark ya da benzeri gozluk, veya monitor ile bir "ground station" ya da benzer ufak birsey yapacaksiniz. bu konuyu ayrica arastirin.

daha ilerisi icin alici ve kumandayi degistirip uhf/lrs ile 433mhz ile kumanda edebilir, menzili artirabilirsiniz. kontrol frekansini 433'e gecirdiginizde video tarafinda da low pass filter'a ihtiyaciniz olmayacak.

ben goruntu almak icin kullanmiyorum o yuzden phantom ve gopro'm yok, yabanci tanidiklarin tasarlayip kestigi karbon fiber ya da g10 sasiler uzerine kendim topluyorum, mobius actioncam ile kayit yaparken "board camera" denen dandik guvenlik kameralari ile aldigim goruntuyu osd'den gecirip yere gonderiyorum. son 1 yildir fazla birsey de yapamadim, ucusa bile 1-2 kere gitmisimdir, hem zaman yok hem de bu sene hep cok ruzgarli gecti.

disq hocam cevap için çok teşekkürler. ayrıntılı anlatımınıza göre bir yol haritası belirleyeceğim. bu arada ben antalya'dayım. yakınlardaysanız tanışmak isterim.

yakinda degilim malesef. biraz da sitelerden bahsedeyim
banggood.com fena degil hemen gonderiyor genelde ~1 ayda geliyor
hobbyking.com eu warehouse hizli, international warehouse cok yavas (2 ay)
ebay'den de parca toplayabilirsiniz. ben dvr'i ebay'den almistim ornegin.
readymaderc.com iyidir guzeldir, amerikada olmasina ragmen shipping fiyatlari cok kotu degil. international olmayan video alici/vericilerde frekans siniri var ama, zaten yazar. dikkat edin buna.
multirotorsuperstore.com fena degildir oraya da bakin.

Geçen akşamüstü metro beklerken bir kıza yara bandı verdim, başparmağının iç tarafının derisini tamamen kaldırıp kanatmıştı. İlk defa bir Birkenstock'ta gördüm, diğer ayakta hasar yoktu bu arada. Yumuşak deri nasıl becermiş bilemiyorum, ama vaziyet buydu.

Ben 37 giyiyorum. Hepsiburada.com' dan gecen sene 100 liraya gizeh siyah rugan olanını denemeden aldım tam oldu. 2. sezon oldu giyiyorum cok rahat, sıkıntı yok :)

Yani daha once hic demememiştim.

yeni modellerdir 239 tl. böyle tabanı filan da renkli cıvıl cıvıl.
ama gidip 250 TL edecek bir terlik değil.

eğer varsa şehrinde metro grossmarketlere bak. 100-120'ye alırsın.

çok fakeleri var o terliklerin. kaymaktutmayan'ın gördüğü onlardan biridir.

ben giyiyorum arada, ne harika diyebilirim ne kötü.

aradigin model ve numarayi bulamazsan morhipo'dan alip boyner magazasina teslimat yaptirabiliyorsun, sonra boyner'de teslim alip deneyip begenmediysen aninda iade edebilirsin mesela.

Ben çok memnunum, parmak arasını rahatsız etmeyen tek terlik bence. Asla koku da yapmıyor, herhalde bu yüzden pahalı. 2 yazdır giyiyorum, hiçbir şey olmadı henüz.

Elektronik.

Kindle paperwhite 2

Ben olsam kafein tableti isterdim ama senin işine yaramaz herhalde.

mug heater prizli olanlardan, usb değil

bir şeye ihtiyacın yoksa bir şey sipariş etme bence. ihtiyacımız olmayan şeyleri almaktan helak oluyoruz.

gif fistik ezmesi tabiiki

jack links beef jerky.

Oldu. Çanta yolladık, 50 TL'ye yakın tuttu.

ptt.gov.tr

iadeli taahhutlu (ya da alim haberli mi onun bir alti bisey var, o da olur) filan gonder, yani zarf olarak. normal mektup yollar gibi.

adios kart falan gibi bazı kartlar yurtdışında yapılan alışverişlere taksit imkanı sunuyor. kartınla ilgili.

kartına göre değişiyor hangisi var sende

her büyük bankanın en az bir kartının var tabi

ziraat maximum ve garanti bonus var bende. ama yurtdışı taksit yapan bildiğiniz kredi kartlarını söylerseniz bonusu kapatıp ona geçebilirim. hatta mil veren cinsinden olursa süper olur.

adios yapıyor yurtdışında taksit, biriken puanlarla uçak bileti alırken avantaj falan da sağlıyor.

garanti miller ve gülücükler yapıyor.
ziraatın yok gibi duruyor suradan www.ziraat.com.tr

Alışveriş anında yapabileceğini sanmıyorum. Tek çekim geçirirsin, kampanya varsa banka otomatik taksit yapar, yoksa internet şubesinden kendin taksitlendirebilirsin. İkincisi ücretli olabilir.

wings bir ara 5 taksit yapiyordu sonra 3'e dusurdu sonra iptal etti. bunun icin ilk basta bir kere ozel bir sms gondermek gerekiyordu, tek cekim 100 dolar uzeri alisverisler otomatik taksitlendiriliyordu.

garanti m&s icin halen daha yapiyor, o da eskiden 5 taksitti artik 3 taksit. dunya yazip bilmemnereye gonderiyorsun o andan sonraki 100 dolar uzeri yurtdisi alisverislerin taksitlendiriliyor.

chrome ayarlarina gir cerez merez ucur. gecmisi ve sifreleri ucurmana gerek olmamasi lazim.

chromu fabrika ayarina döndürünce oldu, ne oldugunu anlamasam da duzeldi sanirim. mersi sekerler

IGO kullanıyorum 2 yıldır, gayet başarılı. bi ülkeye gitmeden internetten o ülkenin haritasını indirip programın klasörüne atıyorum o kadar. araba kiralayarak gezdiğim 8-9 ülkede 1 istisna dışında herhangi bir sıkıntı yaşatmadı. onda da yüklediğim harita güncel değilmiş.

sygic. android için ücretsizini bulursun kolayca.

sygic kullandim cok basariliydi 50 lira enparayla 25 e geldi

Ben igo ile sehir ici alt gecit tarzi yerlerde (telefon iphone 5) cok sorun yasadim Almanya'da. 3G ve wifi kapali olunca gps cok fazla sapitti ya da biz beceremedik bilmiyorum. Surekli yanlis seritte veya yanlis yonde gostermisti. Kiraladigimiz arabanin(sonradan kesfettik) yol bilgisayarindaki navigasyon muazzam iyi calismisti. Bes kurus ta o odememistik :)

here maps.

kuş pisliği dediğin boyayı yakan bir nevi kimyasal madde, yapabileceğiniz bir şey yok. pasta-cila azaltmanın aksine kuş pisliği gibi boyanın derinine inmiş kusurları daha çok gösterir, zira temel mantığı boya üzerindeki yıpranmış vernik tabakasını traşlayıp parlatarak alt tabakanın kendisini daha çok göstermesidir.

kaportadaki kus pisligi gunes sicagiyla birlestiginde boyaya kalici zarar verir. pasta cila uzerindeki zarari kaldirip almaya yarar. (boyanin vernik tabakasi incelmis olur yani) cizik seklinde olsa pasta yapmadan cizik kapatici urunler (yine "cila" yani) ile idare edebilirsin belki, ama cizik seklinde olmadigini tahmin ediyorum. bizim marketten benzinciden alip uyguladigimiz amator isi cizik kapaticilar da birkac yikama sonra cikip gidiyormus. boya korumacilardan daha detayli bilgi alabilirsin.

bundan sonrasi icin, kus pisligini gordugun gibi su ile yumusatip temizlemen lazim. kaportayi cizmemeye dikkat ederek tabi. firca vb. bile farkettirmeden cizer, sadece fener ya da gunes isigi tutarak gorulebilen kilcal cizikler olusturur. bu da aracin temiz bile olsa parlamamasini, isigi duzgun yansitmamasini saglar.

1- satin alirken form dolduruyorsun, aldigin yer kase filan basiyor. Sonrasinda havaalanindaki ofise gidip parani aliyorsun. (internette hangi havaalaninda hangi ofis var bulabilirsin)

2- abd'de gecerli. Baya bi ulkede gecerli, gecerli olmatan azdir sanki..

3- tam hatirlamiyorum ama gecerli degul diye hatirliyorum. Bilen birisi kesin cevabi verir.

1- formu doldururken yaninizda pasaportunuz olmali.
2- abd'de gecerli degil.
3- hayir.

alisveris yaparken form dolduruyorsun daha sonra havaalanin da ya da bulundugun sehirdeki bazi magaza ya da alisveris merkezlerinde bu formu veriyorsun. Paris icin la fayette istanbul icin harvey nichols da mesela.

Amerika ve internet alisverisi icin gecerli degil

Market alisverisleri icin gecerli mi?

gizlilik ayarı vs. olması lazım diye biliyorum. ayarları biraz karıştırsanız.

düzelmiyormuş. müşteri hizmetlerini aradım. şaka gibi. elalem o yüzden yazıp duruyor, numara bilgisi almak için.

arayan rahatsız eden oldu mu hiç?

evet, oldu. bikini satışımda erkek biri sorular sormuştu ürünle ilgili, ben de sıfır ürün olduğu için alıp satacak diye düşünmüştüm. arayıp bildiğin baya rahatsız eden oldu farklı numaralarla.

Sahibindende bazi urun saticilarina mesaj atarken saticinin numarasi gizli kaliyor, benim numaram paylasiliyor. Bir gizlilik ayari olmasi lazim yani

yok, ben baktım, bulamadım. müşteri hizmetlerini aradım sonra, onlar da aynı şeyi söylediler.

biz emlak işi yapıyoruz bizde problem değil de sizde farklıymış ya olay. en mantıklısı, bitane kontörlü hat alıp o numarayı oraya yazmak. en azından iş için olduğunu bilirsiniz. günlük görüşmelerinizi etkilemez whatsapp dan falan rahatsız edemezler.

dükkan sahibi falan olunca fark ediyordur belki. sistem hiç adil değilmiş. bilmeyen de öğrenmiş olsun diye silmiyorum duyuruyu.

Ilani numarayi gizli olarak bile acmis olsan numarayi gorup erisenler olabiliyor. Ayrica ilani her editlediginde gizlilik ayarini tekrar duzeltmeyi unutmaman lazim, formda default telefon acik geliyor.

Arkadaş, tekrar söyliiim, öyle bir ayar yok :) Müşteri hizmetleri de aynısını söyledi.

maalesef mesajlara cevap verirken numara da gidiyor.

güvenli satış yapabilmek için bunu şart koşuyor sahibinden.com

ama bir kadın için gerçekten de sıkıntı.

malesef büyük bir sorun. yıllardır düzeltmediler.
(bkz: sahibinden.com'un işitme engellileri yok sayması)

Alma. Lassa al.

Alma nokian al

buradan www.adac.de almanyada ADAC tarafindan yapilan lastik test sonuclarina bak. Kendi lastik capina göre test sonuclarindan iyi not alanlardan sana uygun birini sec. Her marka her lastik capinda iyi olmayabiliyor.

Hankook alma.

nokianın kış lastiklerinin çok iyi olduğunu duymuştum. nokianı araştır derim.

bu kis conti ts850 kullandim cok memnun kaldim. ama yazlik alacaksindir herhalde.

Araban ne olursa olsun lastiğin en kalitelisini al. asfalta temas eden tek parça lastik. güvenilir olması çok önemli. bence michelin en sağlamı.

2-3 haftada bir yıkatırdım, baktım olmuyor, çok göze batmadıkça yıkatmıyorum

kuş pisliği vs. araba üstünde uzun süre güneşe maruz kalınca boyada yanık gibi yıkatınca geçmeyen belki pasta cila ile geçen bir şeyler olabiliyor. başıma geldi oradan biliyorum. geçen yaz yıkatmadan 2 ay güneşin alnında bekledi araba.

En üşendiğim olaylardan biri bu araba yıkatmak. Çok sık yıkatmıyorum, hatta leş gibi olana kadar beklediğim bile oluyor. Fakat babam kendi arabasını sürekli yıkatır, içinde çöp bırakmaz. Benim arabam çöp ev gibi.

4-5 ayda bir falan

Yağmurlu geçen yazdan dolayı 1 ayı geçti. Araba leş gibi. Bir ara her hafta yıkatırdım.

Benim komşu her haftasonu kendi yıkıyor apartmanın önünde. Adam emekli, çok nadir kullanıyor arabayı, daha pislenmeden yıkıyor.

Arabayı yıkamamanın araba için teknik bir kötülüğü olur mu bilmiyorum, ama çok kötü görünerek insanların göz zevkini bozuyor, insanlar sağından solundan geçerken sürtünse üstleri başları kirleniyor. Yıkayınız bence. Hem kendiniz yıkarsanız bir çeşit spor olmuş olur.

yagmurdan yagmura tabii ki!

içi çok kirlenmedikçe ya da dışında kuş pislikleri olmadıkça yıkatmıyorum.
2-3 ayda bir yıkatıyorum sanırım. bir de sanırım biraz cimriyim, bir araba yıkatmaya 30-35 tl vermek israf gibi geliyor. bir de bazen cidden çok savsaklıyorlar. araba mis gibi kokmayacaksa, camlarda falan iz olacaksa ne anladım ben öyle yıkamadan. sonra bik bik yok biz güneşe çıkardık baktık camlara, sorun bizde değil falan diyorlar (bu olay en az 2-3 kez başıma geldi).

eski evimizin bahçesi elektrik kaynaklarına daha yakındı, oradayken kendim süpürüp detaylı temizlediğim olmuştur.

ne pislikmişssiniz arkadaş, rahatsızda mı olmuyorsunuz anlamadım ki. haftada bir (pazar) mutlaka gidip yıkatırım arabayı. o esnada dürümümü de çakarım. akabinde berber ali abi ye gidip ritüeli tamamlarım. pırıl pırıl oluruz hehe

arabayı 15-20 dkda yıkasalar problem yok da sıra oluyor 2 saatte yıkıyorlar bu yüzden çok pislendiğinde bırakıyorum. bu da 2-3 ayda bire tekabül ediyor. arabanın içi de dışı gibi, defterler yedek ayakkabı çoraplar ve fişlerle dolu, utanıyorum.

hahaha hakketten ne pismişiz ya. benim de bi komşu var, adam her pazar arabasını yıkıyor, içini el süpürgesi ile temizliyor. paspasları falan çıkarıyor vs. adamı gördükçe ben yanlış bir şeyler mi yapıyorum diye düşünmüyor değildim de içim rahatladı biraz yazılanları okuyunca :D

Baba haftada bir yıkatıyor, arabası sürekli garajda. Benimki sürekli sokakta, iki ayda bir belki yıkatıyorum.. Yağmurlu havaysa hiç yıkanmadan 3-4 ay geçtiği bile oluyor.
Benzin alırken tüm camları itinayla silen bir abi var, özellikle onun çalıştığı istasyonu tercih ediyorum. Mis gibi işte.

3-4 haftada bir zor sartlarda (tasima su, kapali garaj - karanlik ortam) kendim yikiyorum. ilk kova suyu notr ph arac sampuani ve mikrofiber yikama eldiveni ile kullaniyorum, ikinci kova suyu durulamak icin kullaniyorum, mikrofiber havlu ile kuruluyorum. sonuc olarak araba mis, ben sucuk gibi oluyorum. paspas maspas yikamiyorum (bi kova daha su tasimak zor geliyor, kapalida sogukta kurumasi da uzun surer) ama el supurgesiyle dosemeleri bir supuruyorum. jantlari temizlemek icin ozel bir spreyim bir de jant fircam var, fren tozlarini filan temizliyor les gibi de kimyasal kokuyor :)

evin yakininda avm var yikamacisi yalap sap yapiyor, duzgun yikamacilar da uzakta, gidecegim zaman zaten sira olan gun ve saatler oluyor. onu ayarla, sonra arabayi almaya geri git filan o strese girmek yerine sucuk gibi olmayi tercih ediyorum. hepsi 40-50 dakika suruyor.

sadece benzin alırken yıkatıyorum ama her benzincide değil. makinalara sokmuyorum zaten de güzel yıkayan 2 yer var yıkama zamanı geldiğinde ya oraya gidiyorum benzin almaya ya da oraya gitmişsem muhakkak yıkatıyorum.

ayda 1 yıkatmaya çalışıyorum ama bu süre kışın daha uzuyor tabi.

kozmetik deyince dikkatimi çekti (: neler satıyorsunuz ?

Yok öyle değil :)
Zigavus şampuan, serum gibi şeyler. Saç çıkartıyor yani. Başka birşey değil ;)

sanalpazar.com var.

sanalpazar var ama pek tavsiye etmem.
onun disinda sonteklif.com var.
bir de
bizde.com var.

normalde haftalık 45 saat çalışma olarak geçer sözleşmede. ancak pzt - cuma 40 saat çalışma yapılır. şirket bu kalan beş saati hafta içine yayar veya yaymaz. (fazla mesaileri falan dikkate almıyorum ortalama hesap bu şekilde) ancak sözleşmede sen cumartesi de yarım gün çalışır şeklinde görünürsün aslında. izin söz konusu olunca da çakal şirket, canım cumartesi de aslında çalışma günü, cuma gittin, e cumartesi de ofiste değilsin, o gün de izinlisin o zaman diyor.

@douchebag tesekkurler, o zaman cumartesi ya da pazar gunu baska bir sebepten resmi tatilse (ne bileyim 29 ekim cumartesi ya da 30 agustos pazar'a denk geliyorsa mesela) o hafta komple izin almak istesek 6 degil 5 gun mu dusmeli?

edit: ek olarak, sadece persembe izin aldim 1 gun izin yaziliyor, sadece cuma izin aldim 2 gun yaziliyor? dedigin bunu aciklamiyor.

biz hafta içi 45 saat çalışıyoruz. 8.00-18.00, bir saat öğle arası. buna rağmen cuma izin alınca cumartesi de düşüyor. bu da mı çakallık değil hakim bey?

rake bana epey andiriyo californication'i. bi sans verin.

@dart teşekkürler Shamelessi izledim.
@hopeless rake izlenecek tsk

entourage
weeds

bored to death

blue mountain state

Entourage'i tek geçerim, dizi tarihinin en sağlam karakterlerinden birini barındırıyor.

(bkz: ari gold)

Mola.için aslında her tür kahve olur diyeni duydum ama.benim bildiğim espressodur. Starbucks tchibo vs bulduğun her espressoyu moka pot için cektir deneye deneye en yakin tadı bulursun başka turlu zannetmiyorum bu yakindir falan diyebilmek zoe

Hep yazım hatası. Sorry.

%50 robusta da neymiş arkadaş.

neyse, kendin bu siteden yapabilirsin benzer harmanı: www.e-gurme.com

yani %50 aşağıdaki indian robusta + %25 colombia ve %25 guatemala. tabii son ikisinin içerisinde hangileri olacağına da deneyerek karar verebilirsin sanırım.

edit: %25 yokmuş. bence robusta'yı %40 yap, diğer ikisini 30'ar. %50 fazla biraz aslında.

harman buradan da yapabilirsiniz.

www.baristasepeti.com

kahve almak icin diger opsiyon da burasi: www.kahvefabrikasi.com

bu barista sepeti'nde harman yapılabildiğini bilmiyordum. bence e-gurme'den çok daha iyi kahvesi, orayı tercih et. kahve fabrikası da güzel ama kendin harman yapamıyorsun sanırım.

Su kaynadıktan sonra en az 1 dakika bekliyorsan sıcaklık o seviyelere düşüyor.

ikea'dan et termometresi alıp ketılın içine daldırıyorsunuz. iş bitiyor.
hediyesi 25 lira.
www.ikea.com.tr

ben aeropress'te yaparken kettle kaynadiktan sonra kapagini da acip biraz (1 dk filan, kalan ekipmani hazirlama suresi kadar iste) bekliyorum oyle kullaniyorum.

malesef hayir. diyelim ki boyle birseye izin var, siz oyunuzu kullandiniz, biri de sizin yerinize turkiye'deki sandiginiza gidip orada oy kullansa ne olur?

yurtdisinda oy kullanma suresi bitti. dolayisiyla kullanamazsiniz.
ancak o gün ülkeye giriş yapiyorsaniz, sinirda oy kullanabilirsiniz.

secmen.ysk.gov.tr

Duyarlılığınız için tebrik ederim, keşke herkes sizin kadar oy vermeye dikkat etse. Maalesef ben de kullanamazsınız diye biliyorum, zaten yurtdışındaki herkes oyunu kullandı. @for the record'un cevap doğru.

Çok uzak bir ülkede değilseniz ve mutlaka orada kalmanız gerekmiyorsa, Pazar öğleden sonraya kadar dönmenin yoluna bakmaktan başka çare yok.

Aynısı benim de başıma gelmişti. İkametini yurtdışına taşıman gerekiyor onun için. Bu da bir kaç ay önce sonlanmıştı.

Önemli olan servis kısmı. Fiat ya da Alfa Romeo bakıyorsa Lancialara da rahat olabilirsiniz. Açıkçası bu kadar ucuz olduğunu bilmiyordum.

Ek olarak;
2011 Skoda Octavia TDI Otomatik te olabilir.

Düzeltme: düşük kilometrede Skoda bulamayabilirsiniz, evet.

Lancia Türkiye'den çıkıyor/çıktı diye biliyorum ben. Tercih yaparken bunu da dikkate alın bence.

Günlük ortalama 60-65 km dediğiniz sadece çalışma günleri için geçerliyse dizel olması size büyük avantaj sağlamayabilir. Benzinli otomatikleri de daha uygun fiyata bulabilirsiniz.

Kafanızı daha çok karıştırdım sanırım kusura bakmayın. 2013 Astra 1.4 140HP benzinli otomatik alabilirsiniz sanırım bütçenizle.

eger 60-65 km yol yapıyorsanız hergun otomatik vites benzinli astra alırsan yanına bide benzinci alman lazım. illa otomatik olacak diyorsan dizel pololara bak o fiyatlara bulabiliyor olman lazım guzel biseyler 45-50 az degil

Arkadaşın dediği gibi astra hatasına düşmeyin astra Kullanıcı olarak bunu söyleyebilirim.lancia hakkında ise bana kalırsa almayın derim,çünkü Türk piyasasında elinizde kalır.yoğun trafikte kullanacaksanız dizel benzin litre olarak neredeyse aynı yakar.az tüketimi olan tsi motorlu bir araba almanızı öneririm,her ne kadar şanzımanından korksamda polo tsi veya tdi otomatik ya da tsi otomatik leon alabilirsiniz.

İçinde DSG olan bir arac almayın. DSG li arac oneren de cahildir, tavsiyelerine kulak asmayın. Volvo s60 dizel otomatik bakınız.

açıkçası satarken değer kaybı dışında bir sorun yaşayacağınızı sanmam. üstünde de fiatin multijet motoru var yakıtı da iyidir. zaten arastirmissiniz. bence alın.

aracin ici (ozellikle arka koltuklar) cok genis, cok rahat, uzun yol giderken hizi hissetmiyorsunuz (110'la gittiginizi sanirken 140, 140'la gittiginizi sanirken 170'te oluyorsunuz) 10 bin km'yi yeni gectim cok memnunum. (evet yilda 10 bin km anca yapmama ragmen dizel kullaniyorum, dizelin verdigi psikolojik rahatlik yetiyor cebimden uzun vadede fazla para cikacak olmasini sorun etmiyorum)

yari otomatiklestirilmis sanzimanin klasik olayi olan 1 ile 2. vites arasi kararsizlik var, ama kullandikca alisiyorsunuz. 1'de ya da 2'de kalmasini istediginiz zaman manuel moda alip yokusu oyle cikiyorsunuz ornegin.

aracin gorebildigim tek dezavantaji (agiz yayarak yapilan "turkiye piyasasi soyle aaabi boyle aaaabi" yorumlarini olceklenebilir veri olarak ele almiyorum) agirligi. 1485 kg. 1.6 litrelik 120 beygir motoruna ragmen 0'dan kalkislarda atik olmak isterseniz cok yakmasina sebebiyet veriyor. (ama ilk ivmelenmeden sonra basinca da gidiyor)
dusuk hizda koltuklardan sagdan soldan (ic mekandan) gicirdamalar gelebiliyor, koltuklar/dosemeler biryerlerde birbirine surtuyor. arka koltuklar (tekli-ikili -ya da 33/66- konfigurasyonunda) geri ve ileri kayiyor, geri ve ileri yatabiliyor. bagajda "load lip" problemi var yani bagajin tabani cok derinde, ama cogu arabada boyle. bagaj hacmi de arkasi gibi oldukca genis, bagaj + arka koltuklarda ikea'dan 4 tahta sandalye, 1 konsol ve 2 bank tasidik, arkasi yukari dogru agzina kadar dolmus olmasina ragmen yer de artmisti. ayrica bir adet 4 kapi + 4 cekmeceli kisa boylu gardrobu arkada tasidik.

sehir ici yakit tuketimim genelde 7.5 civari, yavas kullanmiyorum. sehirdisi klimasiz sakin (max 150) suruste (kis lastikleri ile, yagmurlu, karli yollarda) 5.3 litre/100km oldu. sehirdisi klimali (max 180, hafif yagmur) klimali suruste 7litre/100km oluyor.

su linki de birakayim: www.lanciaclubtr.com


bu arada volvo v40 da şık, dusunurseniz (fiyati nasil bilmiyorum) ona da bakin.

bir arkadaşım sırf yokuşlarda kaymadan kalkamadığı için sattı bu arabayı.

hill-holder belirli bir egimden sonra calisiyor malesef. ben kaymamasi icin sol ayak freniyle kalkiyorum. artik otomatik oldu ama hos degil katiliyorum. yokuslu cok yogun trafikte yorulmusken (aksam 7-8 arasinda barbaros bulvari mesela) yoruyor mesela.

ama sanzimani tam otomatik olmayan tum arabalar boyle degil mi zaten? delta agir ve dizel oldugu icin daha sorunlu olabilir, 0'dan hareketi uzun surdugu icin. onceki arabam tam otomatik bir benzinliydi, bilmiyorum.

abi sen ne kadar becerikli ciktin yaa!

guzel olmus. alttaki cicklik detayi cok iyi.

ust tarafi tam anlayamadim, kagit mi kumas mi ust taraf?

Şöyle ki:

Aydınlatma olarak LED ışık kullandım, verdikleri ışık doğrusal olarak yayıldığı ve kısıtlı bir alanı aydınlattığından, ışığın puslu olarak dağılması ve loş olması için orada fırınlarda kullandığımız yağlı kağıt kullandım.

Kağıtları da ellerimle buruşturup birkaç kat olarak döşedim. Yarı saydam ve buruşuk oldukları için hem ışığı dağıttılar hem de farklı tonlarda renk aldılar.

Şu yaptıklarını yapım aşamasını vs. fotoğraflayarak ve hatta mümkünse videoya alarak bir blogda yazsan ya. Biz de nasiplenir, kafamıza eserse yaparız :/

berceste

önceki duyurularınızı da takip ettim, bu DIY işleri elinizden iyi çıkıyor epey. bu lamba da hoş olmuş.

kadırgalı hüseyin'e katılmak için geldim ben daha çok, kitaplık duyurusundaki adım adım anlatışınız falan da çok iyiydi, bu işlerle ufaktan ilgilenmeye devamsa, bir blogda düzenli toparlamaya çalışsanız ne hoş olur. çok profesyonel olmasına gerek bile yok, hem kendinize bir envanter olur, hem de öğrenmek isteyenlere izlemeleri gereken adımları anlatmış olursunuz.

umarım paylaşmaya devam edersiniz buradan da olsa, güzel oluyor izlemesi :)

harika olmuş eline sağlık, çok güzel görünüyor :)

köşe lambası birşeye benzememişte kitaplık iyi olmuş.

bence kötü olmuş. bok atmak için söylemiyorum. şekilsiz , eğreti duran , bahsettiğiniz farklı ışık efektlerini yansıtamayan bir fotografla sunulmuş.o saksıya su döktüğünüz zaman saksının altındaki deliklerden su sızmayacak mı bu da kumaş zeminin çamurlanmasına sebep olmayacak mı ? yada verdiğiniz su miktarına göre sı parkeye sızmayacak mı ?

yav o bitki kaktüs değil mi? seyrek sulanır, az sulanır, sulanınca 2 saat köşede tutarsın çamuru kalmaz.yüce rabbimin hikmeti işte.
lamba da güzel işte yeaa.

Boyle seyler yapiyorsan (kitapligi begendim, lambayi sevemedim) sugru denen malzemeyi tavsiye ederim. Her ise yariyor. Ornek videolar: www.youtube.com