valla ben bir ara milyoncudan 4 tlye almıştım. aha şundandı: www.komamono-honpo.com

Tahtakale'ye git. Zibilyon çeşit bulursun.

tahta kalenin ne tarafında? rus pazarı kalktığından beri adam gibi gezmedim oraları değişmiştir çok.

''çakmakçılar nerede abi?'' diye sor, gösterirler.

ama ses tonun arog'taki ''döner bıçaklarıyla dalalım abi'' ses tonuyla aynı olmalı bu soruyu sorarken. daha çabuk varırsın o zaman.

çok yararlı. arka kol, omuz, göğüs gibi kasları çalıştırabilir.

öncelikle pactoralis major ve minor yani göğüs kaslarınız olmak üzere; triceps (arka kol) ve deltoid (omuz) kaslarınız çalışır.

adelenin, dinlenme evresinde büyüdüğünü unutmamak gerekir. büyüteceğim diye her gün 200 şınav çekerseniz adeleleriniz büyümez.

elbette ki oldukça faydalı bir harekettir, ancak vücut geliştirmede adeleyi kandırmak, yani hareket çeşitliliği esastır. bu nedenle arada, yana açış, dips, butterfly gibi hareketler de gereklidir.

şuna da bir göz atın:
(bkz: #26140637)

Dün baya bir çektim. Yani 6 setten 15 yaptım. Bugün göğsümde baya bir acı var. Kilo almış gibi durmaz, hafif kas çalışmak vücudu sıkılaştırır.

eğer göğüslerin hiç yoksa yani zayıfsan,,,1) göğüslerin şişecek yeni görüntüne alışamayacaksın bro en baştan uyarayim :D

omuzların gelişecek,,,iki omuz arası hiza artacak.

eğer 1 tane bile şınav çekemiyecek kadar güçsüzsende pes etme.10 çek,aradaki farkı gör.yazın koşuya başla.mekik çek.tamamdır bu iş.

www.amazon.com

şunun ebooku var istersen gönderebilirim

hotfile'a yukleyip, link versen daha kolay olmaz mi?
ben bu sekilde yapiyorum.

@uyku semesi çok haklısın, ama bazı firmalar bu ve benzeri sitelere erişim yasağı koyabiliyorlar. bazen download sorunları olabiliyor.

çok teşekkürler yine de.

dropbox hesabı edin. oraya yüklersin.

"paylaşım sitesi" olmadığı için yasaklı olacağını sanmıyorum firmalar tarafından.

6mb çok büyük değil.
edit: online yapan bir yer de buldum
docupub.com

sürekli sağdan soldan dosya indirmediğiniz sürece korur bence. norton 360 da kullandım, nod 32 de kullandım. baktım zaten bir şey olduğu yok, şimdi m. security essentials kullanıyorum. hatta o da yoktu, usb'de virüs bulaştı, m.s.e.'yi kurdum, usb'yi temizledim. şimdi program öyle köşede duruyor kendi halinde. bence yeterli, dediğim gibi sürekli sağdan soldan dosya indirmiyorsanız.

Ek değilde onu silip avira yükle bence. Tek başına avira yeterlidir.

@gogu delen adam

indirmek ne kelime, torrent çalışır sürekli.

ne yapayım bu durumda?

tüm antivirüsleri silip avg free kur hocam, yine kasma falan olursa avira kurarsın daha hafifcedir o. avg iyidir ama kapsamlı falan.

bir de tabii, bilgisayarınızdaki en büyük açık sizsiniz. isterseniz en iyi antivirüsü kurun, yine siz virüs bulaştırabilirsiniz bilgisayara.

şöyle 10 güne bir superantispyware ve norman malware cleaner ile tarat bilgisayarı da. portable programlar bunlar.

Araçlar->Uzantılardan kaldırabilirsin sanırım.

nasıl araçlar?

Chrome kullanmıyor musun? Anahtar simgesi altında

denetim masası prog ekle kaldır orda vardır ordan kaldır

cezası neyse de, asıl soru böyle bir ahlaksızlığı kendinize yakıştırır mısınız?

şimdi araştırdım , resmi belgede sahtecilik gibi bazı cezalar yazıyor. ufak bir para cezasıyla kurtulma şansım varsa ben o pasaportu cayır cayır kullanıırm. ayrıca bunun neresi ahlaksızlık onu anlayamadım ben ?

Çalışan çocukların yeşil pasaport almaya hakkı yok.
Hakkınız olmayan bir şeyi almanız ahlaksızlık değil de nedir?

asıl ahlaksızlık vize uygulamaları için tc vatandaşlarına 3. sınıf insan muamelesi yapılması diye düşünüyorum. bu arada bu konuda kesin bir bilgi yok.

yakalarlarsa Auschwitz-Birkenau'ya gönderirler seni trenle...

Konuyu ''ahlak'' a bağlayan arkadaşlar falan görüyorum.. ilginç misiniz siz? Almaya hakkı olmayan soyut bir şeyi alınca nasıl ahlaksız kıldınız bu adamı? Birisinin hakkını falan mı yemiş nedir? Evrenin sınırları içerisinde istediği yere gitmek istiyor ve bunun için bazı şeyleri saklıyorsa bu adam ahlaksız mı oluyor?

yakalanmadığın sürece sorun yok, ama yakalarlarsa öyle bir red yersin ki pasaportuna; bir daha dışarı çıkman kolay olmaz. mısır, suriye, arada katar falan gezersin artık. oralarda sorun olmaz.

hadi gel sen bordo'yu al artık.

(bkz: the way back)

(bkz: in bruges)

dusunecek bir sey yok ac imdb top 250 den basla sonra puani 7-8 arası ne kadar film varsa taglarini secerek www.imdb.com mesela martial arts adventure action filan şeklinde devam et.

mindfuck movies diye arat her türlü izlenirlikleri var o tarzın

ne zamana kadar geçerli? eğer süresi dolmuşsa uzatmıyorlar artık, yenisini almak gerekiyor.

@resistance is futile

süresi dolalı 3 yıl olmuştur onun.

hmmmm sanırım yenisini almam gerekiyor, onu uzatmıyorlar doğru mu? Gidip sıfırdan gibi başvuru mu yapmam gerekiyor? Yoksa eski pasaport sahiplerine bir uygulama var mı?

(bkz: business'tık biz, biz de mi öldük)

www.epasaport.gov.tr

eski sahiplere bir ayrıcalık yok, süreçle ilgili her türlü bilgi bu sayfada mevcut.

herhang bir ayrıcalık yok.
online randevu alıyorsunuz, harcınızı yatırıyoruz ve eğer daha önceden parmak izi vermediğiniz randevu saatinizden önce gidip parmak izi vermeniz gerekiyor. 3-4 gün içerisinde pasaportunuz adresinize postalanıyor.

Metro ile Aksaray, Ordan tramway ile Kabataş. Ordan sahilden giden otobüslerin hepsi Emirgan'dan geçer. Numaralarını hatırlamıyorum şuan. Fakat Kabataş'a gelmen 1 saati geçebilir.

Havaş ile Taksim, Taksimden de taksi yaparsan taksi 20-25 lira civarı yazar. Havaşta 15 liraydı die hatırlıyorum.

Havaalanından metroyla Aksaray'a
Aksaray'dan tramvayla Kabataş'a
Kabataş'tan otobüsle veya taksi ile emirgan

peki taksim'den emirgan'a taksicinin kazıklamadan gitmesi için hangi yoldan gitmesi lazım =) hani bilelim de ona göre müdahale edebilelim.

sadece metro yarım saat sürer.
oradan in-bin tramvay'a bir yarım saat de ona koy.
üstüne yarım saat de emirgan'a (trafiksiz)
ortalaman 1 saat 45 dakika'ya falan gelecek.

fakat en iyi yol da bu bagajın büyük değilse.

Taksimden taksi direk Gümüşsuyundan sahile inecek. (İnönü Stadı, Dolmabahçe sarayı felan). Sonra sola dönüp sahilden düm düz gidecek. Sahil yolundan hiç çıkmayacak. Yol bu.

96T havaalanı-taksim otobüsüne atlayın. taksim'den de 40, 40t, 42t'den birine binin, emirgan'da inin.

havataşa binip taksime gidin 10 tl civarı olmalı. oradan da taksiyle 50 civarı tutar.

taksinin iki yolu var, taksimde havataşın indirdiği thy ofisi önünden biraz ileride ışıklardan sağdan aşağı inönü stadının yanından sahile inecek. stad solda saray sağda kalacak şekilde hiçbir yola sapmadan dümdüz emirgana kadar sahilden gidecek. deniz hep sağınızdaysa sizi aldatmıyor demektir.

taksinin kullanacağı diğer yol yine aynı başlıyor. ışıklardan sahile iniyor saray sağda kalacak şekilde beşiktaşa kadar geliyor. tam böyle bir meydana geleceksiniz sağda barboras heykeli var. orada sağdan devam ederse sahilden gider. soldan devam ederse zincirlikuyu-levent-maslak yönüne giriyor. buradan girip yine dümdüz gidiyor. ondan sonra istinye tabelası görene kadar devam. istinye tabelasını görünce oradan içeri girecek ve tekrar aşağı sahile inecek. emirgana devam edecek. kafanız karışmasın diye siz sahili kullanın.

taksi olmaz dersen, taksime en hızlı havataş ile gelirsin. ardından taksimden direkt emirgan otobüsü de var. sahilden sarıyere gidenlerin tümü emirgandan geçer.

taksimde metro istasyonuna gidip fünükiler hatla kabataşa geçebilirsin oradan geçen tüm sahil otobüsleri emirgana kadar gider.

aynı klasörde filmin ismiyle altyazının ismi aynı olunca görmüyor mu otomatik olarak altyazıyı, illa filmin içine mi gömmek gerekiyor ?

@freebird

görmüyor. zipin içinden çıkarınca da görmüyor.

AVI ReComp da aynı görevi görüyor.

format factory de yapar.

bu adamın niyeti dolandırmak değil gayet iyi niyetli biri. sana gerçekten para vermek isteyen afrikalı bir kardeşimiz kendisi. ertesi gün para hesabına geçecektir.

@clones bu devirde kimse kimseye 1 kuruş bile vermez.

clones biliyorm da bunlar milleti nasıl dolandırıyor

1. YOUR FULL NAME:
2. YOUR CONTACT CELL PHONE NUMBER:
3. YOUR AGE:
4. YOUR SEX:
5. YOUR OCCUPATIONS:
6. YOUR COUNTRY AND CITY:

bu bilgileri 4-5 milyon kişiden toplasa, o data kaç milyon dolar eder biliyor musun sen?

sekiz.

afrikadan bu tarz mailler çok dönüyor. devlet de bilerek olaya el koymuyor çünkü döviz giriyor. bana da gelmişti hiç bulaşmayın. kız diyodu ki babam mafya yurtdışında bi bankada çok para var. babam hapiste. bana bilet al para gönder çıkim parayı çekim falan filan

bunun bulgaristan versiyonuda var bi araştır derim fikir verir.

(bkz: nigerian money scam)

geçen gün gittiğim hastanede bir doktor amca pelerin giyiyordu. hiç de kötü veya avam durmuyordu. neden giyilmesin. seviyorsan giy bence.

game of thrones'takiler gibi giyersen güzel olabilir bence. ama nerde yaşadığına bağlı.

ben giyiyorum la bazen şaka değil :D ama yaşadığım şehir uygun bi yer pelerine :P

www.kenthaber.com

@vakumlu
Doktor ve hemşireler giyerler pelerin biliyorum. Zaten bir tek onlarda görüyordum bir de nadir de olsa giyen kadınlara rastlıyordum.

@niluk @madyb
İstanbul'da yaşıyorum, serin havalarda filan giyeceğim ama nasıl bir şehir olması lazım ki pelerin için :D

Şu tarz bir pelerin düşünmüştüm aslında :
Boğazda alt alta 2 adet büyük düğme ile iliklenen ve belin biraz altına kalçaya kadar uzanan. Bir de başımı örtebilmek için kapüşonu olan birşey..

Şu çocuğun giydiği gibi olabilir örneğin
www.google.com.tr

doktorların giydiğini bilmiyordum. ben ilk defa gördüm vallahi :)

ya sen boşversene, ne istiyorsan giy. sokakta gören tanıdıkların "vay arkadaş pelerin falan ne ayak?" gibi gıcık sorular sorar ama boşver sen.

hep şunu savunuyorum: renkler ve tarzlar sadece kadınlar için yok, erkekler de istedikleri gibi giyinsinler. sen kendine yakıştığını düşünüyorsan, seviyorsan giy arkadaşım. sonuçta bu devirde saç sakal uzatınca bile dönüp bakan var, alış.

Giy lan, bir havan olsun.

yozgat'ta yaşıyorsan giyemezsin.

Peki madem, yanıtlara teşekkürler :D

Giyersen deli derler. Rahat edemezsin.
Fantastik edebiyatla ilgili biri oldugunu dusunuyorum.

uzun pardesü giy, belki aynı hissi verir?

mesela bim'de falan görsem böyle birisini gider pelerinini öperim.

o adam; at desin atayım, yat desin yatayım o derece.

al bi tane bence de.

ne pelerini lan?

hogwarts'ta herkes giyiyor, sen de giy.

Donunu da pantolonunun uzerine giyersen biraz dikkat cekebilirsin, beklenti yukselebilir..

olmaz arkadaşım, türkiye'de bakarlar gülerler adama. hatta konuşurlar dalga geçerler. yok özgüvenim aşmış durumda, umrumda değil böyle şeyler diyorsan giy tabi neden olmasın. yalnız uzun bir pelerinin yakışması için boyunun da uzun olması gerekir. ( 1.80 ve üstü ayrıca fit de olacaksın tabi) yoksa robin hood gibi gezersin ortamlarda benden söylemesi.

@elxa kardeşim iyi güzel demişsin de jared leto'nun orada giydiğinin pelerinle alakası yok. bildiğin panço giymiş adam.

Bugün terziye gittim, herhalde haftaya dikilmiş olur pelerin. Görücez bakalım nasıl oluyormuş pelerin !

iphone 4S Almanya'da vergi iadesini de düşünce 570€ civarında. Ancak garantisi yok. Uluslararası garantisi var sadece. O da Türkiye'de yemiyor. Resmi Apple Store'ların olduğu ülkelerde geçerli. Bir sorun olursa parasıyla yaptırmak zorunda kalırsın.

bence sırf iphone almak için yurt dışına gitmek mantıksız.parasal olarak daha büyük zarara girersin.onun yerine burda 2 tane iphone alırsın.at imzayı turkcelle al telefonu kullan daha ne istiyon. :D

Samsung Galaxy varken Iphone diyorsan sana diyecek pek de bir şey yok aslında...

300 TL'ye 3 günlük İtalya turu satıyorlar. Ulaşım ve konaklama dahil. Biz diyelim 600 harcayalım. Eğer kayda değer bir şekilde Türkiye'den ucuz olacaksa telefonun fiyatı, yine toplam masraf buradan ucuza gelecek üstelik İtalya görmüş olacağım. Yanlış mı mantık?

Knedin mi ayarlayacaksın kargoyu onaylayın diyo. Yoksam 32.13 usd kargo için para istiyor.

Alışverişiniz için teşekkür ediyor. Ofisleri Singapur'daymış ve gidip alışverişinizi bizzat teslim (self-collection) alıp almayacağınızı soruyor. Türkiye adresinize gönderim yapılmasını istiyorsanız 32.13$ daha ödemenizi istiyorlar.

bir de el atsanız cevap yazsak şunlara. yollasınlar verecem 30 papel.

I would like you to arrange my delivery to my Turkey address.
My Transaction ID is: 38V.... (ID'ni yazarsın)

Best regards

Şeklinde bir mail işinizi görür sanıyorum.

Hello Sir/Madam,

No, I won't be making a self-collection. I kindly ask from you to send it to my xxxxx address in Turkey. I accept paying $32.13 as postal-fee.

Thank you very much for everything.

Dear Madam,

IS not 32.13USD so less for my kidney?

Sincerely yours.

www.dealextreme.com da ucuzlari vardi diye biliyorum ama çin uretimidir muhtemelen :)

O sigaraya benzer tadı yeni kartuş taktığında ilk birkaç çekişte alıyorsun sadece sonrası işkence, ama fiziksel bağımlılık konusunda çok faydası var tabi elin boş kalmıyor.
Bulursan ve alacaksan kartuş al bol bol ve onlar da kendi içinde S M L XL gibi ayrılıyordu. En sert olanından al.Hafifleri bir şeye benzemiyordu.
Bir de adını hatırlamadığım bir ilaç vardı Bulgar yapımı (tabex) olabilir placebo etkisi olsa da onun da faydasını görmüştüm.
& nicorette freshmint 4 mg.
+Sigara dan daha zararlı olacağını sanmıyorum.

bunun sayesinde 2.5 ay sigara içmedim. 24 saat elimde gezdi. koku ve duman problemi yok, bu nedenle her yerde içebiliyorsun. iş yerinde bile içersin püfür püfür.

gelgelelim sonuca; bu alet sana sigarayı bıraktırmaz. sadece ''sigara içirtmez, kendini içirtir''.. şimdi bozuldu o (ki 2 aya bozuluyorlar o kesin, ya da pilleri ölüyor) tekrar içiyorum sigara.

ama güzeldi o günler :) bir fırt çekip cebe koymak falan güzeldi.

bir gün boyunca çeşitli aralıklarla içtim, en kalitelisiydi..boğazını kurutuyo insanın..öksürttü..belki yanında bişiler içmek lazım..ama keyifli fena değil..

undoubtedly that ile başlayıp virgülü kaldırsanız daha iyi olacak sanırım. ama böyle de dursa gayet iyi.

şimdi, şüphesiz ki'yi ''şüphesiz ki'' gibi düşünme. direk öyle çevirme ''doubt'' ve türevleri olmaz burda.

definitely, arguably, undisputably gibi bir kelime seç.. ingilizcenin aroması çok farklı, bu nedenle daha yakın benzer kelimelerle de gidebilirsin.

that'den sonra virgül gelmez bu cümlede

bu izlenime nasıl kapıldığını da yazarsan daha açıklayıcı cevap verebiliriz. zira öyle bir şey yok. zaten durmakta olan arabanın ister el frenini çek, ister ayak frenine basıp el frenini indir, hissedeceğin şey aynıdır. ama yürüyen arabanın ayak frenine basarsan, araba yavaşladıkça newton kanunları gereği öne doğru hareketlenirsin. ama ayak frenine basmayıp el freniyle durdursan da aynı şey olur.

bir ihtimal, el freni sadece arka tekerlekleri kilitler. ayak freni ise sadece ön tekerlekleri veya dördünü birden kilitler. yürüyen arabada bu yüzden el ile ayak freni arasında farklılık hissedebilirsin. ama zaten duran arabada hiç fark etmez. istersen ikisini de kullanmayıp tekerleğin altına taş koy, aynı şey.

Demek istediğini tam anlamadım ama ayak freni 4 tekeri birden durdurur(ön tekerleri daha sert durdurur), el freni ise araçların çok büyük kısmında sadece arka tekerleri durdurur.

Bayır aşağı giderken ayak frenine basarsan öne doğru yığılma olacağından daha çok hissedersin baskıyı. Ama el frenini çekerse arka tekerler frenleneceğinden daha az hissedersin. Oldu mu ki ?

@kibritsuyu

bir arabayı yokuş aşağı park et. bir arkadaşın da şoför koltuğunda otursun.

gözlerini kapatarak bin. hangi frenin çekili olduğunu bilme. arkadaşın sana söylemeden ayarlasın her seferinde farklı farklı.

10 kere dene, 1 kere yanılırsan ben burdayım. hissediyor insan, hissedeceksin. bu işte, ilginç olan.

kalkıp ordan 2. dünya savaşı fiziği anlatma :) bu nasıl oluyor onu soruyorum.

el freni genelde durduktan sonra çekilir. o yüzden hissetmemişindir.

arkadaşlar 3. cevap olan kendi cevabımı bi okur musunuz. Bunu deneyen var mı?

galiba sorunu yeni anladım. ayak freninde aracın önü extradan yere doğru alçalır. o yüzden hem ileri doğru gidersin hem de araç önce aşağı sonra da hızla yukarı kalktığı için fazladan bir sallanma hissedersin. her halde bunu kastediyorsun.

@ground ''finish him'' yapmak üzeresin. sanırım cevap bu. di mi?

şimdi şöyle bir şey var evet. arabayla geldini yokuş aşağı park ettin. ayağın frende. kontağı kapattın, el frenini çektin. sonra ayağını frenden kaldırdığında araba bi *zdank* eder, götü yere yaklaşma hareketi yapar, sanki sıkıntıdan kurtulmuş rahatlamış gibi olur. bunun nedeni, benim de, diğer arkadaşların da söylediği gibi, ayak freninin öncelikle ön tekerlekleri tutması, el freninin SADECE arka tekerlekleri tutması. ayak frenini bırakınca, ön tekerlekler serbest kaldığı için o azıcık boşluk rahatlıyor, tüm yük arka tekerleklere biniyor. dediğin buysa haklısın.

ama bir kere ayak frenini bırakıp, *zdank* ettirip götü yere yaklaştıktan sonra istediğin kadar ayak frenine tekrar basıp el frenini indir, tekrar eski haline getirip bir daha *zdank*latamazsın, arabayı yerinden oynatmadığın sürece.

ground haklı beyler.
yokuş aşağı ışıklarda beklerken önce ayak freni yapılır, durulur, ön kısım yere biraz daha yaklaşır, sonra el freni çekilir, ayak frenden çekilir ve arabanın arkası oturur.

edit:kibritsuyu, canımsın :D

bodyforumtr den okuyun bol bol. daha spesifik sorularla gelin, daha çok fayda alırsınız. diğer türlü "herkes aklına gelen bir film adı yazsın" gibi oluyor, sorular da cevaplar da anlamsızlaşıyor.

(bkz: #26140637)

protein tozu

şimdi haplar, tozlar falan var onlardan kullanılmalı mı? sorusuna kullanılmamalı diyorum ben.

arkadaşın dediği gibi daha spesifik sorulara daha doyurucu cevaplar alabilirsin. yüzeysel bir soru olunca cevaplama kabalığını göstermek istiyorum zira bu konuda deneyimli ya da uzman değilim.

ama beslenme-sağlık ilişkisi üzerine makaleleri takip ediyorum. bu konuda bildiğimi söyleyeyim.

protein tozlarının vücut gelişimine katkısı yadsınamaz. fakat vücut geliştiricem diye sağlıktan olmamak lazım.

prof. dr. ahmet aydın (cerrahpaşa da beslenme anabilimdalı başkanı) bu tozların kullanılmaması gerektiğini söylüyor.

dediğine göre bunlar ölü protein. ayrıca bu tozların işlenmesi aşamasında bunların içeriğine yüksek miktarda ağır metal karışıyor.

protein tozu da whey, kefir ve yoğurdun bıraktığı su da. üstelik kefir ve yoğurdun suyu ağır metal içermediği gibi canlı.

ben bu sporla uğraşsam ahmet aydın ın tavsiyesine uyardım. yani ne hap, ne de protein tozu kullanmazdım.

"neleri yiyip içmeli? neleri yememeli?"

soruna da kendimce bu şekilde cevap vermek isterim.

@ ya ben neyse

nin dediklerine söyle ek yapiyorum.

protein tozu zararli ya da degil tarzi tartismalar var,genelde sonuca ulasmiyor.

ama söyle birsey söyliyim,peynir aliyosun ya marketten,kimyasallarla dolu ici,bazisinin icinde bir damla süt yok.

baklagil,tahil,meyve etc aliyosun ya,onlarin hepsi hormonlarla desteklenmis ve kimyasallarla sisirilmis.

cola,meyve sulari bunlara girmiyorum bile.

@serabetan: evet hocam işlenmiş gıdaların alayı bu riskleri taşıyor. o yüzden peynir altı suyunu da evde yapmak mümkün. bunlar güvenilir bir sokak sütçüsünden yahut mandıradan açık süt alınıp evde yapılabilir. (kefir-yoğurt-peynir v.s şeklinde)

şahsi fikrim, kışın askerlik daha iyidir. yazın kokusu, pişiği ayrı dert. ayrıca askerden baharda dönmek iyidir. bi tatil yapar, mis gibi olursun. :))

öyle de, tüm kredimi yitirdim, beklemek istemiyorum artık :)

nisanda askere gidebilmen için mart başı gibi tecil bozdurmak istediğini söylersen askerlik şubesinde katılırsın.

nisan-eylül dönemi askerlik yapmak için en iyi dönemlerden birisidir. denetlemeye girmezsin. askerlikte de okullar gibi eğitim dönemi diye birşey var ve yazları tatil oluyor haziran-eylül arası. askerliğinin çoğu yatarak geçeceğinden iyi olur ama sıcak faktörü de göz önünde bulundurulmalı.

vallahi moralimi düzelttin sapiens :)

uzun dönem çıkma şansın yüksek.

Aralık candır.

aralık dönemi en iyisidir. askerde ortamlar bir şekilde ısıtılıyor ama hiçbir şekilde soğutulmuyor bunu unutma, yaz sıcağında hele ki sıcak bir şehirde askerlik yapmak korkunç bir deneyim olur.

hadi bunu geç, aralık-mayıs arası gerçek hayatta da boktan bir dönem, onu askerde geçirip sivil hayata doğrudan yazın başından girmek güzel.

eğer bir işin yoksa hali hazırda, ''dönünce nasılsa 1-2 aya iş bulurum'' gibi bir düşünceye kapılma. 6 ay gidersin, dönünce en az 4-5 ay da boş gezersin.

git paşa gibi asteğmen yap; 8-10 TL (eline kalan) para ile dön. psikolojini de bozma üstüne. saat 5 te evine gidersin. hafta sonu nöbet yoksa gitmezsin.

bu öneriyi ciddiye al.

diskbudur, düşünmedim değil, ama ailem ve arkadaşlarım kabul etmiyor. o işi pas geçtik.

şimdi sıcak ve soğuğun karşılaştırılması gibi olmuş, ama fazla mı polyannacılık yapıyorum bilmiyorum, kendi adıma sıcak daha kolay atlatılır gibi geliyor. tir tir titremektense terlemek daha çekilir gibi.

ama tabii ki aralık candır, bunu biliyorum ama maalesef kaçırdım o dönemi.

339 kd geçtiğimiz nisan döneminde askerlik yapmış biri olarak yazıyorum: en geç 28 şubat'a kadar tecilini bozdurup askerliğine karar aldırmış olmak zorundasın.
nisan dönemine gelince iyi ki nisanda gitmişim diyorum. aslında düştüğün bölük iş yükü komutanlar kışla imkanları arkadaş ortamı %80-90 sa gittiğin dönem %10-20 etkiler askerliğini. yaz döneminde denetleme olmaz, bu çok büyük bir artı, komutanlar izne çıkar komutan yüzü görmezsin, biri gider biri gelir, hem denetleme olmadığı için yazın spor olmaz, komutanlar da sıkmaz fazla, gevşektir ortam, ayrıca kışın intikale (tatbikat) gitme olasılığın yüksek, ankaranın dağında dondurucu soğukta bir ay çadırda yaşadığını düşün, yazın bunlar olmaz. sıcağı takma kafaya, açıkçası her gece kışın gecenin dördünde o soğukta sıcak yatağını bırakıp 10 kat giyinerek nöbete gitmek mi yoksa bunu yazın yapmak mı dersen ben yazın derim.

bildiğim kadarı ile sliver çok az bir miktar anlamına geliyor good sense de mantık, aklı selim gibi anlama sahip.

yani "eğer azıcık da olsa doğru yolu bulmuşsanız" gibi bir anlama sahip sanırım.

sağduyululuk çıtasını korumak gibi geldi bana.

bişi diyeydin?

''madem ki güzel bir nokta yakaladın...'' gibi geldi bana.. ama silver dereceseinde, yani çok da iyi değil yakaladığın :)

dostum yurtdışı fiyatı dediğin gibi 1200 tele civarı, bence o parayı verene kadar üstüne 300 lira daa koy türkiyeden al, en azından 2 yıl garantili olur. Pasaport kayıt falan da uğraşmazsın. 1535 tl civarında olduğu bir site de budur:
www.hizlial.com

saygılar sevgiler.

garantili almak istemiyorum yani şöyle söyliyim 300 lira daha koymak bana koyuyo biraz...

buna ne diyon peki?

www.androidtelefonlari.com

bunlarla görüştüm s2 kalmamış ellerinde önsipariş verin flan dediler "haddi lennn" dedim

1300 lirayı bana ver, 12 ay boyunca benim telefonumdan istediğin yeri arayabilirsin, istediğin mesajı çekebilirsin. Fatura falan da ödemezsin.

Ne dersin? :)

sanalreyonum.com'dan aldım aynı telefonu. dışarıya göre fiyatı iyi. kayıtla filan da uğraşmadım.

sanalreyon dalgasına bakayım bide. @diskbudur teklifini gözden geçicirem kardeşim :)

xiongmao89cn (o malum işaret) hotmail.com adresinden xiongmao nickli arkadaşa ulaşabilirsin. Güvenilirdir, benim siparişlerimi sorunsuz ulaştırdı elime. Şansına sanırım şu an çinde, yanında telefon getirebilir diye tahmin ediyorum. %30 civarı bir komisyon alıyor.

1999 yang mı?
tl bazında ne ediyor bu telefon özellikleri fena durmuyor?

670 tl yapıyor sanırım

Japon yeni 100japon yeni: 2.4TL
2000 Japon yeni = 2000 x 0,024 (bir yen)
50tl?

1 Çin Yuanı gün itibariyle 0.2993TL
1999 Yuan da 579TL civarıdır.

ben üst tarafı falan okumadan geldim ha. neymiş bu bu kadar fiyatlı?

kasmayın yav 320-330$ yapıyor, komisyonla 400$'a gelir.

o camı kapat oradan gelir büyük ihtimal. evi iyice bir temizleyin köşe bucak çamaaşır suyu kullanarak etrafta toz falan kalmasın. halıları yıkatın yıkmacıya verin hatta. evde ürerlerse arınamk zor olur. bu dediklerimi yap. olmassa ilaçlama yolunu dene derim.

çok uygun fiyata ev ilaçlayan firmalar var. bas ilacı bas ilacı.. bahaneyle ev de dezenfekte olmuş olur.

bir de bir süre kalıyor sanırım o ilaçlar haşereye vb karşı.

eczane aktar ilaçlama şeyinde nerden bulursan al ilaç, eminönünde yeni camii nin yan tarafında vardı firit diye aleti var heryere yatak döşeklerinden, bacaya o yerdeki tahta doğramın arasına kadar heryere...

bir gün en az eve girmeyin güzelce havalandırın zehirlenmeyin.

eve kedi yavrulamış olabilir, bi bakın köşeye bucağa ilaçlamadan önce

ikamet ettiğiniz il neresi? ankara'da internet üzerinden almak istediğiniz plakanın uygunluk durumunu kontrol edebiliyor ve istediğiniz plaka var ise 24 saat adınıza rezerve ettirebiliyorsunuz.
www.ankara.pol.tr

Balıkesir.

yanlis bilmiyorsam ikametinizdeki ilceden almaniz gerekiyor. orada ne dagitiliyorsa onu aliyorsunuz. kucuk sehirlerde kolay da istanbul gibi yerlerde biraz para koklatmak ve koklatabilecek adam bulmak gerekiyor.

10 ON 1010 al bence.

yani internet üzerinden istediğim plakanın şuan kullanımda olup olmadığını sorgulama imkanım yok mu?

muameleci bulup onlardan faydanalanbilirsin biraz para koklatarak.

Adının baş harfi O ise geçmiş olsun. Yine dolmuş hatlarında kullanılan ve ticari araçlarda kullanılmak üzere ayrılan harflerden de almak ya zoor ya da trafiğe ne için kayıt ettirildiğine göre değişiyordur. Bu biraz muallakta kaldı tam emin değilim. istanbul için T M VE J harfleri geçerli.

@diskbudur un dediğini yapman imkansız. O harfi 0 a benzediği için Türkiye'de kullanım dışı.

var. www.turkiye.gov.tr den araç plaka sorgulama sayfasından kontrol edebilirsiniz.

internetten alisveris yapabilr sanki. pek güvenli değil. sanal kart oluşturun kredi kartı kullandiğiniz bankanin call centeri veya internet subesinden.

insanların ellerinde milyonlarca kredi kartı bilgisi var. benim bile böyle bir data görmüşlüğüm var.

ama ''suç işlemek'' herkesin yiyebileceği bir halt değil. işin ucunda bildiğin hapishane var. ister 50 lira ister 500.000 lira fark etmez. cezalar ağır.

%95 oranla da bu insanlar ''elle koyulmuş gibi'' bulunuyorlar. internetten alışveriş yaptı diyelim. nereye yollayacak onu? bir adres lazım. bir bilgisayar lazım vs. vs. kart numarasından kartını kopyaladı, gitti benzin aldı diyelim. her yerde armut gibi güvenlik kamerası var.

yani demem o ki; bu kadar da korkmayın netten kredi kartı kullanımı ile ilgili. bu dolandırıcılığı yapıp da yakalanmayan yok. faili meçhul cinayete benzemez bu, yapan armut gibi yakalanır.

al sen bileti.

telefonda hayatta söylemem.
ne gerek var yahu.

söyle canım ne olacak, hırsız değil ya.

insanlara güven biraz, kart limitin ne kadar sanki ?

sanal kart açtım çok kolaymış o şekilde. tavsiye ederim canlar;)

yo filmler genel olarak iyi. ama tabi atlanan bir sürü mevzu olsa da özünü anlayacaksın yani. vaktin olursa ilerde okursun kitapları. 3 kitap ve inanılmaz akıcı bağlayıcı. tabi ana seri bu. ama kitapları okurken o dünyaya giriyorsun söyleyeyim. ayrıca teknoloji gelişti ya. bir yerden pdflerini bul. telefon smartsa at yolda git gel yaparken okursun. ben artık kitapları öyle okuyorum iyi oluyor valla. hem yol nasıl geçiyor anlamıyorum hem de vakit yokluğunda kitap okumamış olmuyorum.

senin için izlemek mi izlememek mi doğru olur bilemiyorum. bazen bilgeler bile sonu göremez.

gösterime girecek olan hobbit filmi, tam bir sene sonra gosterime girecek. bunu eklemek istedim.

izle kitaplarıda oku. ben önce 1. filmi seyretmiştim. sonra 3 kitabı okudum çıktıkça filmleri seyrettim. ama sora filmleri 3-5 kez daha seyrettim ama kitap serisini bir kez okudum.

filmler (toplamı bilmem kaç saat); kitabın fragmanı gibi. ancak o kadarı yani.

filmi ile kitabının yaşattığı deneyim çok çok farklı. birbirlerinin muadili değiller.

ben melekler ve şeytanlar filmini izlemiştim. Daha sonra d&r dan kitap bakıyordum ve tesadüfen melekler ve şeytanlar kitabını gördüm(not: o anda kitabın filmini izlediğimi hatırlayamadım)hoşuma gitti aldım. Eve geldim okumaya başladım bayağı bi sardı bu arada kafamda "ya ben bu kitabın filmine benzer bir film izledim acaba bu kitap o filme mi ait"sorusu zihnimin içinde dolaşıyor.Kitabın o filme ait olup olmadığını anlamak için daha da okumam gerekiyordu,kafamdaki yapbozların yerine oturması için okumaya devam ettim ama kitap da gerçekten sarmıştı.Kitabın ortalarına geldiğimde izlediğim filmin kitabını okuduğumu farkedince kitaptan birden soğudum çünkü kitabın sonunu biliyordum artık, filmin nasıl bittiğini kitabında bir şekilde öyle sonlanacağını bilmek beni kitaptan soğutmaya yetti. Sonuç olarak kitap daha detaylı daha akıcı sürükleyici ama söz konusu yüzüklerin efendisi olunca ben okadar kalın kitabı okumak istemem ama filmin bütün serilerini 10 defadan fazla tekrar tekrar izledim.3 film yaklaşık 9 saat sürüyor şimdi olsa yine izlerim.

burada var o isi yapan script:

ehielscher.org

eklenti onlar, mozilla'nın falan add on larına bakın, (dil ile ilgili olanlarına) kesin bulursunuz.

muhtemelen şudur: dictionary.babylon.com

@f2dx

o değil malesef. dediğim gibi olmadı onu kurunca.

chrome kullanıyorum ben.

yok ya n'olcak. aile büyüğü değil de, bir arkadaş ama ağzı sıkı birini tutun, kostüm ayarlayın oldu bitti.ama sonradan evlilik yıldönümünüzü arkadaşalra ağzınızdan kaçırmayın.

Aile büyüğü değil de rol yapabilen birini bulun.İstediğiniz gibi gitmez yoksa.

@yvonne +1
Öğrenilirse çok ayıp olur.

Nikah önceden kıyıldığı için gelin damadın çıkıp direkt dans ettiği ya da gelen gidenle ilgilendiği bir sürü düğün yapılıyor. Akraba çevreniz orada nikah görmezse alınacak türden insanlar mı? Bu yüzden mı çabanız, merak ettim.

@saatgeceninonikisi

biraz öyle denilebilir. bu durumdan alınacak tanıdıklarımız var. herkesin gönlünü hoş tutma çabasındayız.

hiç gerek yok bence. biz de nikahı önce yapmıştık. düğünde çıkıp dans ettik direk. hatta sizin düşündüğünüz gibi yapan bir komşumuz olmuştu da mahallede çok konuşulmuştu arkasından.

ortalığı karıştırmaya gerek yok, eğer bir projeksiyon perde var ise mekanda, oraya güzel bir küçüklük resimleri koleksiyonu, böyle güzel bir müzik eşliğinde verilir (birazcık klasik oldu ama maksat milleti oyalamak madem. veya değişik bir fikir olarak çok sevdiğiniz bir animasyon ya da kısa film olabilir. 3-5 dakika millet bunu izlerken sonra doğru sizin dans müziğiniz çıkar ve kenardan dansa gelirsiniz.

örnek www.youtube.com

tabi bunu koyup da milleti ağlatmayın orada. başka bir şey koyun.

yemek ısmarlarsanız kıyafetler size ait olur bir daha hiç görüşmemek adına yapabilirim bu rolü sizin için:p

1 rte sert konusmaz ama sert yapar ergonokon erbakan sert konusur yumusak yapar (kanlı mı olcak kansız mı )28 şubatta indirdiler
2 rte dindar kimliğini çok ön plana çıkarmadı erbakan mücahiddi
3 rte ab yanlısı erbakan batı emperyalizmini sevmez

rte ile erbakan aynı çatı altında siyasi hayatlarını devam ettirirlerken öyle bir dönem oldu ki rte'nin hapse girmesi vs gibi olaylar parti içinde dahi rte ye taraftar topladı. sanki partide 2 başkan varmış gibi bir hava vardı. erbakan ve rte arasındaki çatlaklar tam bilmiyorum ancak erbakanın mgk kararlarını kabul etmesi tayyip ve parti içindeki diğer kişilerinde buna olumlu bakmaması ile başladı.

rte'yi ve akp'yi gülen cemaati müthiş bir biçimde destekliyor. erbakan'a bu desteği hiçbir zaman vermediler. hatta tam tersine aralarının pek iyi olduğundan söz edilemez. 1980 darbesinde de 28 şubat'ta da fethullah gülen orduyu destekledi. şimdiyse akp ile gülen cemaati ittifak yapmış durumda.

ayrıca necmettin erbakan, özellikle halkla olan diyaloglarında hiçbir zaman sert bir üslup takınmamıştır. halkı veya siyasetçileri azarlar tutumda bulunmamıştır. rte ise kendisine "sayın başbakanım, bizim böyle böyle derdimiz var. bir şey yapmıyorsunuz." mealinde br şey söylendiği zaman hemen azarlama moduna geçip üste çıkmıştır. ayrıca yukarıda last, erbakan'ın üslubunun sert olduğunu söylemiş ama gayet de nüktedan, yumuşak bir üslubu vardı rahmetlinin. kanlı mı kansız mı muhabbetini bile gayet yumuşak bir üslupla dile getirmiştir.

komutanlogar'ın dediği üzere erbakan temelde milliyetçidir. bunu da milliyetçiliğe herhangi bir olumlu veya olumsuz anlam yüklemeden söylüyorum. kastım da vatanperverlik değil, basbayağı siyasi anlamda milliyetçilik ve antiemperyalist, antiamerikancı söylem. rte'nin siyasetinde milliyetçilik temel bir motif değil.

Necmettin Erbakan: ''Bunlar müslüman falan değil, bildiğin siyonist''...

dış politika bağlamında bakılacak olursa erbakan'ın siyasi çizgisi koyu çizgilerle belliyleken, rte ise ne şiş yansın, ne kebap siyaseti sürdürmketedir.

parti olaylarında cok fazla anlamam ama en son seçim döneminde saadet partisinin broşürünü alırken azıcık laflamışdık standdaki beyle de bana tayyip için belediye başkanlığı zamanında iyi bir siyasetçiydi ama şuanda abd li bir siyonist demişdi adamın bu sözleri beni etkilemişdi gerçekten.

Erbakan vatanını sever, Tayyip Amerikancıdır vatanını satar.

tayyip erdoğan karizmatik liderdir (bunu herkes kabul ediyor). erbakan değildir.

erbakana milliyetçi/vatanperver, deniyor. doğrudur; ama bu onun siyasetinin temel dinamiklerinden biri değildi. yani milliyetçi/vatanperver kimliği daha ziyade ümmetçilik anlayışının bir alt başlığıydı. öte yandan ne avrupa birliği, ne batıyla ne amerikayla ilişkiler ne israil ilişkileri... hiç birini sağlıklı ve ciddi görmüyordu. problemlerin çözümünde içe dönük siyasi atılımlar, ilişkiler, adımlar atma taraftarıydı.

halka siyonizm diye bir naneden bahsedip siyonist tehlikeye karşı ciddi bir şekilde uyaran sanırım ilk siyasetçimizdir. ayrıca emperyalizme karşı duruş bakımından en net tavrı koyan siyasetçidir aynı zamanda. dış borç, dışa bağımlılıktan, faiz, usulsüzlük, bu tür problemlerle boğuşmuştu.


düşündüğü, tasarladığı, temellerini atmaya çalıştığı düzende faiz sanırım yoktu. faizin de emperyal bir oyun olduğunu düşünüyordu. bankacılık sisteminden şikayetçiydi.

gayet kültürlü bir beyfendiydi. kesinlikle nüktedan ve tartışma kültürü olan birinden bahsediyoruz. üslubu net, köşeli; fakat yumuşaktır. örnek olması açısından trt'de yayınlanmış 1991 yılına ait bir açık oturumun youtube linklerini vereyim. şayet izlemediysen fikir vermesi bakımından önemli bence.


www.youtube.com (1. bölüm)
www.youtube.com (2. bölüm)
(mesut yılmaz, doğu perincek, süleyman demirel, ve sanırım erdal inönü ile birlikte erbakan)

not: şimdi bakıyorum da boşuna erbakandan bahsetmişim. verdiğim linklerde kilişiği, üslubu, duruşu; bunun yanında siyasi kimliği ve politikaları vs. hepsi var.

peki rte? tre'yi güncel olarak takip edebileceğin için söyleyebileceklerimin hemen hepsini bildiğine inanıyorum. açıkçası şahsi kanaatim köksüz, dayanaksız bir siyaset izlediği yönünde. erbakan kadar ileri görüşlü olduğunu sanmıyorum.

üslubu ve davranışları erbakana nispeten daha kaba diyebilirim. diplomasi nedir, bilip bilmediğinden emin değilim. hakikaten bir "kasımpaşalılık" var. kıvrak bir zeka göremiyorum. daha önemlisi izlediğim politikalar geleceğe dönük düşünüldüğünde türkiye aleyhine işliyor. erbakan kadar milliyetçi değil. fakat vatanperver bir siyaset izlediğini de söyleyemeyeceğim.

exe'lerin adını google'a yazmaya üşendim, ben ilk windows kurulumundan sonra bir değişiklik fark ettiğimde dosya adını yazıp aratıyorum, ayrıntılı bilgi çıkıyor.

Ayrıca windows görev yöneticisine güvenme. Process Explorer indir microsoftun sitesinden, onunla kontrol et çalışan görevleri :

technet.microsoft.com

@ kimlanbu

MSASCu.exe diye bir exe görüyorum. bundan biraz kıllanayım mı?

ayrıca teamviewer var pc'de, ama ben açmadım. buradan da şüphe edeyim mi?

kıllanıyorsan msconfig kısmında hizmetler kısmına da bir gözat.

bir de task manager kısmında tüm kullanıcıların işlemlerini görüntüle diyerek incele.

ama unutma dostum, bu programların ne işe yaradığını öğrenerek hemen silmemelisin, zira sen bir anti-virus programı değilsin.

.nrg bilmem ama .iso ' yu winrar açıyo diye biliyordum.

e daemon tools ile sanal sürücü oluşturun. sonra sanal sürücülerde o .iso ve .nrg uzantılı dosyaları açın.

@ artikbenimdebirvolvomvar

yeni bir şeyler mi yüklemem gerekiyor bu dediğini yapmak için? eldekiler yeterli değil mi?

nero'nun sanal cdye yazma olayı vardı aynı deamon tools gibi. ama zaten deamon tools yapıyor o işi benim bildiğim kadarıyla.

iso için winrar açıyor ama bi kaç kez sorun çıkardığı oldu en iyi yöntem daemon tools, alcohol 120 gibi programlar. alcohol daha iyi kanımca, daemon gibi ayda bi yeni sürümü çıkmıyo ve cracklemesi daha kolay. yükle kullan ömürlük.

daemon tools'un saatin yanında bir simgesi olur. oraya tıklayın, aygıt seçin (iso yada nrg dosyasını) sonra bilgisayarıma girince cd takmış gibi görürsün iso dosyasını

ne yaptıysam olmadı..

beyler :(

deamon tools lite diyor bendeki bu mu?

@diskbudur
evet işini görür.

(bkz: #12663855)
ve evet iso dosyalarını winrar ile de açabilirsin. öğrenildiğinde ufuk açan şeylerden biridir ama daemon tools'a gerek yok bile çoğu zaman:)

@jugador

dediğini yaptım.

komut satırında bir hata oluştu diyor

bey :(

iş yerinde (veya okulda) sürekli masaya koymaktan filan oluyordur o, boşuna dememişler "dirsek çürütmek" diye. ben de bulamadım bir çözüm ama dirseklerimin üzerine pek yaslanmamaya çalışıyorum iş yerinde filan, hemen geçirmese de uzun vadede etkili oluyor.

(bkz: lateral epikondil)

bir göz atmanda fayda var. belirtiler benziyor, ama umarım rahatsızlığın bu değildir.

edit: sözlüğe yazmamışlar şöyle bi araştırmanda fayda var.
tinyurl.com

geçmiş olsun.

hic zahmetli olmaz, yeter ki sen paradan haber ver. "ne kadar vitamin ve elektrolit bakabiliyosaniz bakin" demen yeterli olur. amma wa laqin, vitamin seviyelerin normal de cikabilir (benim hissiyatim bu). bekarligi suclamadan, tatli sivri yesil biber, maydanoz, mor ve kirmizi yiyecekler, kuruyemisin her turu, kuru meyvenin her turu, baharatlara takilirsin, olur bu isler. sen yeter ki fast "food"dan, yuksek fruktozlu misir surubu iceren iceceklerden uzak dur. kendine, ailene ve vatanina en buyuk faydayi boyle saglarsin.

genel dahiliyeye git ama spesifik sikayetin yoksa devlet zor bakar. efendim usume titreme efendim kabizlik fln biseyler dersen kalsiyumuna magnezyumuna bakarlar belki ama yine hepsine degil. ozelde ise sen yeter ki iste mantigi var

yakındaki bir sağlık ocağına git ve kan testi yaptır. pek komplike olmayan basit bir işlemdir. her şeyi göstermez, ama eğer varsa bir gariplik olduğunu/olabileceğini gösterir en azından. bu sayede karaciğer ve böbreklerinin de durumu hakkında ''çok yaklaşık'' değerler alabilirsin.

pek de maliyetli değildir.

+1 compadrito

tahminim bütün seviyelerin normal sınırlarda çıkacaktır.

ağzında yara çıkıyor mu? eğer çıkıyorsa yüksek ihtimal vitamin eksikliğin var.

tümünü seç, kopyala, hedefe yapıştır de, hedefte de olan dosyalar için ne yapmasını istediğini sorar, atla de.

@atesikus

çok çok çok haklısın. ancak bu soruyu sormuyor. tek tek başında durmam gerekiyor atla demek için. bu neden olur? velev ki yüzlerce GB için beklemek de garip yakaladın mı?

not: win7 kullanıyorum eğer ki lazımsa.

başında durmana gerek yok. altta "sonraki çakışmalarda da bunu yap"gibi bir seçenek olur. ona bir tik atarsın, kendisi atlar.

Anti-Twin Sürüm 1.8
CloneSpy
Auslogics Duplicate File Finder

google da bulduğum bazı sonuçlar. bilgisayarın yada diskin herhangi bir klasöründe aynı dosyalar varsa buluyor. fazla olanları da siliyor. zamanında ben de kullanmıştım böyle bir şey ama hangisiydi bilemiyorum. işim bittikten sonra silmiştim.

syncback diye bir program var. tam istediğiniz şeyi yapıyor. ister backup ister senkronizasyon için kullanıyorsunuz. değiştirilme tarihi yeni olanı seçme gibi imkanlar var.

bugun son gun degil miydi tercihler icin?

oncelikle kendim gormedigimi belirteyim. Okulda okuyan iki arkadasim var ve okuldan da bulunduklari sehirden de nefret ediyorlar. Hatta bir tanesi hayata kusmustu bi aralar oyle diyeyim. Ben nasil boyle bi hata yaptim diye. Gidecegin sehiri de goz onunde bulundur oyle karar ver.

23.59 son.

sana üniversite üniversite gezip bölüm değiştiren biri olarak diyorum ki eğer sağlam mühendis olmak istiyorsan şehrin önemi yok, hocalara baktın mı verilen eğitime, müfredata baktın mı ?
iş kendini gelştirmekte bitiyor. bu bölümü istiyorsan ingilizcesini oku. onun için de hazırlanman gerekecek yeniden. sen bilirsin ben olsam yazmam.

celal bayar'dan mezun olup 1 sene işsiz gezeceğine (ki bu çok daha kötü bir durum), 1 sene keyfine bak ve tekrar sınava gir.

tabi güzel çalış diğer sınava.

ne yaptin? kararin hayirli olsun.

maalesef yazdım.

hayırlı olsun. malesef deme bence. 2. senende de istediğin yeri kazanamamışsın, 3. yıl için bi daha riske girmemen iyi olmuş. öss ye çalışacağın kadar okul derslerine çalışırsan izmir de bir bölüme geçiş yapabilirsin.
şimdiden kolay gelsin

Kendisinden bir kişinin bile iyi bahsetmediği birkaç hocadan ders almıştım üniversitede; hepsi en iyi, en çok faydalandığım hocalar oldu. Diyeceğim, elalemin dediklerine bakmayın. Elektrik-elektronik istiyorsanız, okurken de boş gezmeyip kendinizi geliştirirseniz Celal Bayar'dan da güzel şeyler öğrenebilirsiniz.

birşey olmaz, zaten kamuflajın altında gizlenir o

askerde ne arar la uzun dönem dövmesiz asker ?

askerde herkes dövmeli, öyle her efsaneye inanmayın. ''yok silah vermiyorlarmış, yok RDM'ye gidermiş'' bunların tamamı yalan.

nizamiyede çapraza dikiverirler adamı :)

abin 5 gün sonra askere gidiyorsa kısa dönem olmalı. uzun döneme bile birşey olmuyorken kısa döneme hiç bir şey olmaz.

benimde kolumda orta büyüklükte dövme var, askerde hiç bi sorun olmadı. ama kısa dönemdim tabi.

Büyük ihtimalle protokol gerektiren işlere vermezler. Bir ihtimal RDM ile görüşür ama bir şey olmaz. Sonuçta hiçbir şey olmaz.

dövme varsa rdm garanti. sonrasında birşey olmaz.

teamviewer

edit: 1 harf eksik yazmısım.

@ykyt

diyelim yükledim bunu, nasıl kullanacağım? diğer tarafın da mı yüklemesi gerekiyor? Sonrasında nasıl bulacağım onu?

Özet: Bilgisayardan çok da anlamayan birisinin yapacağı iş mi o?

logmein var daha kolay bence

teamviewer iki bilgisayarada yüklemeniz gerekir hem türkçedir hemde çok basittir.

2 tarafta yükler. yardım isteyen kişi karşı tarafa ID ve passwordu verir hepsi bu

yüklediysen eğer problem ne?
yardımcı olalım.

teamviewer için 2 bilgisayara yüklenicek. x kişi y kişinin bilgisayarına bağlanıcakken y kişinin bilgisayarında "id" ve "password" olacak onları x kişisine vericek x kişisi bağlantı penceresine giricek bilgileri karşı tarafın oturumu açılacak.

alpemix diye bir programda var. baya güzele benziyor. üstelik kurulumsuz tıkla çalıştır

(git: www.alpemix.com)

virüs ya da sinir bozucu bir trojan

ad-aware yükle ve bilgisayarını full system tara.

nurtopu gibi bir virüse benziyor.

combofix de yapabilirsin. sistem geri yüklemeyi kapa

sat o bilgisayarı hayır gelmez artık ondan yenisini al

@morisnayman naptın yav, bilgisayar yeni sayılır yakayım istersen virüsler ölsün :D

at sen onu att att hayır gelmez ondan :p*

gut hastası değilsen ve kortizon türevi ilaç kullanmıyorasan bir şey olmaz. hatta olumlu bile bir iş olur o yaptığın.

www.beslenmebulteni.com
da
ahmet aydin'in süt üzerine önerilerini oku.
özet geçersem hazır sütler karton sütler kötü kefir yoğurt kendin yaparsan günlük sütten kabul edilebilir en iyisi köy tavuğu yumurtası, ot yiyen hayvan eti sakatatı yağı filan.

tek dezavantaj gaz yapar soğuğu

ben senin dediğini bir ay boyunca yaptım sonra böbrek taşı oldu.

bi arkadaşım deli gibi süt içiyordu. (günde 1-1.5 litre deli gibi içmektir bence)adamın osuruğu leş gibi kokuyordu ya içi ölmüş gibiydi. böbreği zorlar falan demişlerdi doktorun biri, onu hatırlıyorum.

kalsiyum fazlalığı diye de bişey var. zararlı yani

sivilce.

evet saçma ama maalesef uzatmalarda da deplasman golü avantajı geçerli. yani 4-1 olursa uzatma sonunca alkmaar tur atlıyor.

edit: olası ikinci maçın uzatmasını deplasmanda oynamak haksızlığa yol açmaz, çünkü seribaşları genelde ikinci maçları evinde oynar.

@ baldur

söylediğin durumda ikinci maçı deplasmanda oynamak avantajlı (olaki uzatma üzerine söylüyorum)

seribaşının ikinci maçı evinde oynaması, seribaşı'ya bir dezavantaj değil mi bu durumda?

adama çat diye gol atmazlar mı uzatmada? bitmez misin bu durumda?

90 dakika 90 dakika varsayımı altında ikinci maçı evinde oynayan takım daha avantajlıdır, zaten istatistikler de bunu gösteriyor. sonuçta her şey ikinci maç sonunda belli oluyor, taraftarın önünde ve kendi stadında işi bitirme şansın var.

o dediğin ise işte sorduğun sorudaki var olan saçmalık. 90 artı 90'dan sonra oynanacak uzatmada artık deplasman golü kuralının olmaması, maçın nötr bir sahada oynanıyor gibi olması gerekiyor.

@ baldur bundan kesin eminiz değil mi? :)

Alkmaar'ı tur atlattık. Bilmiş bilmiş iddialaşabilir miyim artık arkadaşlarla? :)

bu sezon değişmediyse evet:)

çok da kesin değil aslında ama verdiğiniz örnekte baldur'un açıkladığı şey geçerli.

aşağıdaki linkte ve biraz üstündeki kısımda örnek ve açıklamalar var;
goo.gl

evet. ama bir kere hata yapılmış sene 71-72.

There has been at least one case of a wrong application of the away goals rule by a referee in an international club tournament. It happened during the second-round tie in the 1971–72 European Cup Winners' Cup between Rangers and Sporting Clube de Portugal. This fixture had the following scorelines:

First leg: Rangers 3 – 2 Sporting
Second leg, after 90 minutes: Sporting 3 – 2 Rangers
Second leg, after extra time: Sporting 4 – 3 Rangers

Since the teams were now level 6–6 on aggregate, the referee ordered a penalty shootout, which Sporting won 3–0. Rangers appealed the loss, however, on the grounds that the referee should not have ordered the shootout, since the Rangers goal in extra time in Lisbon gave them a lead of three away goals to two. Rangers won the appeal and went on to win the Cup Winners' Cup that season.

@ baldur buraya gel :)

Concacaf'ta durum farklıymış. Adamlar UEFA kurallarını reddetmişler. Demem o ki bu da var o da var kurallar içinde. Uzatmada ''deplasman golü'' kavramı yok Concacaf'ta. Kanımca olması gereken de bu.

CONCACAF has a different rule for its CONCACAF Champions League, employing away goals at the end of full time of the second leg, but not applying the rule at the end of extra time. For example, the semifinal of the 2008–09 CONCACAF Champions League between Cruz Azul and the Puerto Rico Islanders had the following scorelines:

First leg: Puerto Rico Islanders 2 – 0 Cruz Azul
Second leg, after 90 minutes: Cruz Azul 2 – 0 Puerto Rico Islanders
Second leg, after extra time: Cruz Azul 3 – 1 Puerto Rico Islanders

Under UEFA rules, the Puerto Rico Islanders would have advanced. However, because CONCACAF does not apply the away goals rule a second time, the tie went to a shootout, which Cruz Azul won 4–2.

concacaf'tan bize ne aga, sen uefa olarak iddiaya gir arkadaşınla:D

hareketsiz kaldiginiz sure boyunce eklemlerinizde biriken kalsiyum hedeleri, calisir pozisyona geldiginizda catir cutur sesler cikmasina neden olur. evet neden kireclenme.

kemikten ses gelmez. muhtemelen tendon ve kıkırdaklarından ses geliyordur.

1 ayda sesleri duymaya başladığına göre muhtemelen ağırlık çalışıyorsun ve bu ses dirseklerinde hayli fazla.

öneri 1: dirseklik, bileklik ve dizlik kullan.
öneri 2: (kesinlikle ve kesinlikle doktor kontrolünde) anabolizan kullan. eklemlerini çok rahatlatır.

acı var mı acı? acı yoksa boşver, kıkırdaklar, kireçlenme gibi zararsız sebeplerden olur. takırdarken ağrı varsa o zaman en yakın ortopediste naş naş...

edit: @diskbudur naptın anabolizan flan? kullanma öyle şeyleri, ağrımıyorsa takırdasın bişi olmaz...

1 ayda sesleri duymaya baslamadim yalniz ben kendimi bildim bileli var bu, sadece gecer saniyodum spor yapinca ama gecmedi..

dogal olarak ne yiyip icebilirim buna iyi gelecek ?

agri yok ama cok rahatsiz ediyor, normalde parmagimi bile citlatamam ben icim geciyor

valla benim sol kalça ekleminde vardı, o kadar ki kulakiçi kulaklıkla yürüken içerden içerden "takırt tak taka da tukada" şeklinde işitiyordum. doktora gittim, sallamadı bile. kıkırdaklar tokuşuyormuş. napiyim dedim, spor iyi gelir dedi... bi derece iyi geldi ama takırdıyor işte. bunu bir karakteristiğin olarak kabul et bence :))

hayatimin sonuna kadar boyle yasamak mi? asla!
mutlaka bir cozumu olmali, senin sol kalca benim butun vucut boyle!
her dirsegimi acip kapatisimda catada cut katirda kutur seslerini isitiyorum ben de

kafana sık

ısınmadan başlıyor olabilir misin?

yok isiniyorum..yillardir var bu olay

dns istediğinizden emin misiniz? proxy olmasın o?

dns ise: 8.8.8.8 8.8.4.4

@ lemmiwinks o numaralarla giremedim, hala kapalı gösteriyor bazı siteleri.

yanlış yaptığım bir nokta mı var acaba?

başlat>çalıştır>cmd>"ipconfig -flushdns" yapmayı deneyin bi? hatta sonra da modemi resetlerseniz daha güzel olur.

4 2 2 5

208.67.222.222
208.67.220.220

OpenDNS.

tinyurl.com

bazı sitelerde dns işe yaramıyor. onlara hotspot shield kullanarak girebilirsiniz.

hayır. tek yumurta ikizi olarak düşün ihtimal az ama oluyor.

evet. Türkiye'dekilerin çoğu ile oynanmış. keza tek sarılılar ile bile oynanmış..

peki paket olarak satmalarına ne demeli? 12 tanesine 10 milyon verip, eve gidince 3 tanesinde çıkarsa?

ışıklı tutarak kontrolü sağlanıyordur herhalde.

wiki'nin buyurmasına göre tavukta çok hızlı yumurtlama (ovulation) olduğu zaman oluyormuş bu olay, ama bazı hibrid (kırma?) tavuk cinsleri hep çift sarılı yumurtluyormuş. markette satılanlar bunlardan olsa gerek.

en.wikipedia.org

belli dönemlerde tavuklar çift sarılı yumurtluyorlar. nedenini tam olarak bilmiyorum ama gdo değil.

Gdo olabilir panpa. Eskiden bu kadar olmazdi.

minibus caddesinden giden minibus'lere binin, kartal'da inin ve yuruyun. Minibus cd ile sahil arasi cok uzak degil.

en guzeli kadıkoyden kalkan 2 katlı otobusler.
pendik'e kadar gider ve kartal ido nun onunde inersiniz.
sarı dolmuslara binerseniz bostancı'da inip tekrar binmeniz lazım.

kartalda feribot iskelesi yok ki, pendikte var. siz hangisinden bahsediyosunuz?

@shiranai

kartal-yalova olandan bahsediyorum. yalova'ya gitmek derdim. oradan fiyatı da uygunmuş sanırım.

Trenle gitmek de gayet rahat.

yolcu fiyat aynı diye biliyorum kartalın da pendiğin de. ama ulaşım açısından kartal daha iyi. ve ben de tren dicem, maksimum yarım saatte varırsınız.

yok öyle bişi teknik üniversite olunca sana mühendisliği öğretecek hocaların daha teknik olmuyor. boğaziçi bilkent in adında da teknik geçmiyor ama mezunları nerelerde bak.

çok ama çok büyük bir üniversitenin, tutan en dandik bölümüne git.

gör bak sonra neler olacak. sakın hacettepe falan gibi bir hata da yapma.

nasıl yani odtü birkaç dandik bölüm tutuyor sence oraya mı gideyim yoksa hacettepede elektrik eletroniğe mi gideyim

arkadaşım siz şaka mısınız? okul değil bölüm seçin lütfen. dandik dediğin bölümleri sevmezsen ne yapacaksın söyler misin?

got tehlikeye dusuyor ondan.

evet göt olabilir. Birde yanlış yapabileceğini görebilme kapasitenden rahatsız olabilecekleri için de olabilir.

demem o ki; ben bayılıyorum akıllı adamlarla çalışmaktan. bayılıyorum birisi benim kapasitemin çok üstünde bir fikir, proje vs geliştirsin. hatta yüzlerine karşı takdir ediyorum. bırak paça çekmeyi, aman başına bir şey gelmesin bizimle kalsın diye uğraşıyorum.

benim yaptığım mı anormal?

iş yeri olarak yorum yapamıycam fakat basit bir mesele bu karşındaki insan kendinden akıllıysa bir bakıma bir tehdittir bu onun için, çoğu insan ortamın en akıllısı en güzeli kısacası "en" i olmak ister, niçin kendinden daha akıllı biri gelip onun tahtını oynatsın ki? temelinde yatan duygunun kıskançlık olduğunu düşünüyorum, atıyorum bir ortamda başarısıyla sivrilen birisi diğerlerinin ilgisini çeker ve artık o hedeftir. diğerleri yeterince başarılı olamadıkları için başarılı olanı, akıllı olanı aşağıya çekerek tatmin olurlar çünkü kendileri bu şekilde akıllı değildir ...

açık söyliyem yok öyle birşey. bunun tek sebebi akıllı yada kendini akıllı sanaları sevmez kimse. ben ib okurken sınıfımda ortann altındaydım. bir arkadaşım mit, yale, harvard vb ünilerden diğer3 arkadaşımda ivy okullardan kabul aldı hiç kıskanmadım. zira hepsi gayet tatlı insanlardı. yada katıldığım konferanslarda hep benden iyileri vardı ama kendilerini beğenmişlik yapmadıkları sürece herkes onları sedi. bence böyle düşünen kişi önce karakterini değiştirmeli. ama haklı olduğunuz nokta da şu bazı insanlar gerçekten hazımsız. sizi çekemeyebilirler. onlarıda görmezden gelin.

1)çekememezlik,kıskançlık
2)(bkz: beklentiyi yükselten ibneler)
aga sende ufaktan kendini iyi övmüşün he. "benden iyisi olsun isterim ama yok napiyim"

cennette bulunan adamın biri cehennemi gezmek için izin istiyor, izini veriyolar adama yanında bi zebani cehennemi geziyor adam. her ülkenin ayrı bi kazanı var o ülkenin vatandaşları o kazanda işte başlarında da 1 tane zebani dikiliyor. adam zebaniye dönüp soruyor;

+neden bu kazanların başında zebani var?
zebani yanıt veriyor
-eğer çıkmaya çalışan olursa zebaniler tekrar kazana itiyor insanlar
adam tekrar gezmeye devam ediyor bir kazanın başında zebani yok şaşırıyor adam soruyor zebaniye
+neden bu kazanın başında zebani yok ?
zebani cevap veriyor
- bu kazanda türkler var eğer birisi çıkmaya çalışırsa hemen diğeri aşağıya çekiyor çıkmaya çalışanı o yüzden zebani koymaya gerek duymadık diyor.

yani özet geçmek gerekirse kıskançlıktan kaynaklanıyor her halt.

you are my lethe e kismen katiliyorum. Oncelikle is yeri dedigimiz yer bir organizasyon kendi kulturu, adetleri ve kendine has bir sistemi olan bir birlikteliktir. Akilli adam, veya kendini oyle sanan kisi, oncelikle her ne kadar aksakliklari da olsa orada isleyen bir sisteme karsi soylemler gelistirir veya mevcut kultur yapisi disinda hareketlerde bulunur. ornegin fotokopi cekmek sekretin gorevidir gibi bir adet varken "ulan ne zaman kaybedecegim kendim cekerim" diyen kisi sistemi tehdit etmeye baslar. Bu da calisanlarin tamamen motor fonskiyonlarini kullanarak yapmis olduklari, alismis olduklari is akisini bozar ve insanlarin stress seviyesini arttirir. Ayrica, her ne kadar sistemin daha verimli hale gelmesini saglayacak fikirler de olsa bunun organizasyonun geneline uyarlamaya calismak da bir takim tehlikeleri beraberinde getirir.

Is cevreleri, yoneticer akilli adamlardan, ve bence iddadaki gibi akilliysa, kendini mevcut sisteme adapte etmesini isterler, sistemi tekrar yorumlamasini degil. Degisimi yonetmek basli basina bir yonetim sanatidir.

postür duruş bozukluğu gugille

doktor değilim, ama sırt, omuz ve trapez kasların güçsüz olabilir. 3-4 ay düzenli spor salonunda spor yapmayı denedin mi? bu bölgelerini güçlendirebileceğin pek çok hareket var. sanki sebebi bu gibi geldi.

@diskbudur 9 ay kadar spor yaptim fakat ozel olarak bunun icin yapmadım. sporu bırakalı da 2 sene oldu. Degisen birsey olmadı.

fiyatını tam hatırlamıyorum ama decathlon da set halinde satılıyordu belki daha uygun olabilir. bir gidin bakın derim.

doğubank'a baktın mı?

Doğubank da sormadım ama o civardaki sokaklarda bulunan bir kaç dükkana sordum. Doğubank da dahamı uygundur sence?

genelde pazarlık yapabiliyorsun bu pasajda.

küçük dumbell bar'ı ve çeşitli ağırlıklar al. böylece dumbell ağırlıklarını çalışacağın bölgeye göre değiştirebilirsin.

4 x 1 kg
4 x 2 kg
4 x 5 kg ağırlık ve 2 de küçük bar al. (başlangıç için)

hatta artı olarak z bar da al bir tane.

bunların hepsini bulacağın yer eminönü PTT civarındaki spor mağazaları.

hepsini alınca da program için pm at ;)

yeni fiyatları bilmiyorum lâkin intersport biraz pahalı bir mağaza

wilson marka raketimi (modeli bilmiyorum :/ ) 59 tlye aldım bu kış.

Valla küfür geliyor ama umarım US Open'ın çeşitleri vardır:

Spec aşağıda bilen varsa diye:

Article no: WRT3253002

Grip size: L2 (4 1/4)

WILSON US OPEN 110 (R) (16X19) L2 (4 1/4) WRT3253002. Features Arc Technology for greater stability.



HEADSIZE
103 in2

STRUNG WEIGHT
290 g

LENGTH
27 in

STRING PATTERN
16 x 19

CROSS SECTION
23 mm arc

çok da pahalı değil..

federer serisiydi sanırım, 2 ay önce 90a aldım.

59 liralik olan farkli bi modeldir. O kadar oynamaz cunku.

prince almadığın için zaten kazıklanmışsın.

ben başka bir wilson'ı üç yıl önce 79'a almıştım.

megane veya megane II kiralama da ne kiralarsan olur. uzun yolda tarafıma iki kere sorun çıkarmışlığı var kiralık megane'ların.

mercedes vito bulurum istersen sana.

8 ise vito.
5 ise clio dizel.
hertz. ben çok memnunum.

VW Transporter. bu kadar rahat ve şahane bir araca ömrümde binmedim. hem geniş hem süper.

bi kere yol üsünde güzel çöp şişçi yok. iskender yersiniz ancak.yada susurluk ayran tost.
yenikapı-bandırma hızlı feribotu kullanıcagınızı dusunursek, 2 saat feribot, 3 saat yol sürer. cumlelerinizden bayan olduğunuzu cıkardım sanki; bu yüzden susurluktakı outletleri ugrarsınız kesın. bır, bırbucuk saat ekleyelım.
yolda son derece sıkıcıdır devamlı kamyonlar ve sankı hep sehır ıcındeymıssın hıssı.

ucak bıletlerı bu kadar ucuz ıken bence son derece gereksız araba ıle gıtmek, havaalanından (adb)araba kıralayın manısaya gıdın daha hesaplı, daha az yorucu ve daha keyıflı olacagına emınım.